Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
AMASYA’DA TURİZM: COĞRAFİ İMKÂNLAR, SORUNLAR VE ÖNERİLER
Prof. Dr. METİN TUNCEL* Dr. SUNA DOĞANER
Türkiye’de turizm, son yıllarda özellikle deniz turizmi üzerinde yoğunlaşmıştır. Ülkemiz çok uzun bir kıyı şeridine sahip olmasına rağmen bu yoğunlaşma ancak belirli bir kıyı kesiminde (Izmir-Antalya arası) daha belirgindir. Bunun dışında İç Anadolu Bölgesinde Ürgüp-Göreme yöresi Kültür Turizmi açısından gelişme gösterirken, Türkiye’de doğal ve kültürel potansiyele sahip olan pek çok yer geleceğin turizm alanları olarak gelişmeyi beklemektedir. Özellikle Anadolu’da yerleşim tarihinin çok eski devirlere inmesi dolayısiyle arkeolojik ve tarihi yapılarla dolu kentler ve çevreleri birer kültür hâzinesi olarak değerlendirilebilir.
Bilim adamları tarafından da yeterli ölçüde ele alınmamış olan Türkiye’ nin Turizm Coğrafyası ile ilgili araştırmalarımıza başlangıç olarak, Anadolu'da ortalama bir konuma sahip olan ve yaşantısının her döneminde önemli bir yer tutmuş bir kültür şehri olan Amasya seçilmiştir** Araştırma, Karadeniz Bölgesinin, Orta Karadeniz Bölümünün bir şehri olan Amasya ve yakın çevresini kapsamaktadır. Araştırmanın amacı, şehrin ve yakın çevresinin coğrafi özelliklerinin turizm bakımından uygunluğunu belirlemekti. Bu amaçla fizikî (jeom orfolojik, klimatolojik, biyocoğrafik) ve beşeri (arkeolojik ve tarihi yerleşim, ulaşım) özellikleri, bu özelliklerin turizmi hangi yönde ve nasıl etkiledikleri, bu özelliklerin yarattığı turizm şekillerinin neler olduğu araştırılıp turizmin geliştirilebilmesi için neler yapılmalıdır sorusuna cevap verilmeye çalışıldı.
A- Amasya ve Çevresinin D oğal Özellikleri
1- Jeom orfolojik Özellikler
Jeomorfolojinin genel görünümünde dağlar ve dağları derin bir şekilde yaran vadiler dikkati çeker. İl topraklarını bir uçtan bir uca geçen Yeşilırmak
* İstanbul Ü niversitesi E debiyat Fakültesi Coğrafya B ölüm ü. İstanbul** Bu araştırm a, ilin g irişim ci Valisi Sayın Sıtkı A slan’ ın İ.Ü. E debiyat Fakültesi Coğrafya B ölü m ü öğ
retim üyeleri ve öğren cilerin e sağladığı olanak lar ve yönetici k adrosunun ilgi ve yardım ları ile gerçek leşmiştir. A raştırıcılar, başta Sayın Sıtkı Aslan olm ak üzere yard ım ların ı esirgem iyen kamu görevlilerine teşekkürü b ir b o rç bilirler.
48 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
vadisi ve kolları boyunca, alüvyal tabanlı ovalarla dar boğazlar nöbetleşir. Amasya şehri yakınında bu nöbetleşmenin en güzel örneğini görebiliriz. Tabanı alabildiğince geniş meyva bahçeleriyle kaplı bir ova içinde akan Yeşilırmak birdenbire iki yanda yükselen dağ yamaçları arasında sıkışıp kalır. Öyle ki; şehrin yerleştiği bu boğazın bazı kesimlerinde yerleşmeye elverişli alan bile bulunmaz, demiryolu bile, boğaz kıyısını ancak kayalar içine oyulmuş tünellerle izleyebilir. Sonra ani olarak dağlar birbirinden uzaklaşır v boğaz birden sona erer. Vadi boylarında çoğu zaman ince uzun olan düzlükler de bazı kesimlerde genişler. Meselâ, M erzifon önlerinde bu yerleşme yerinin adını taşıyan geniş bir ova uzanır. Yeşilırmak-Kelkit suyu kavşağına doğru yine bir genişleme olur. Taşova denilen bu kesim bütün Amasya ili topraklarının en alçak yeridir ve yükselti 200 m. nin altına düşer. Oysa, genellikle tepelik ve az çok eğimli olan il toprakları bazı yerlerde tam anlamıyla dağlık bir görünüş kazanır. Çok yerde yükselti 1500 m. yi aşan bu tepelik ve dağlık alan en yüksek noktasına Amasya şehrinin kuzeyinde bulunan Akdağ’da erişir (2058 m.). II içinde yüksekliği 2000 m. ye yaklaşan doruklar ise Karaömer dağı (1971 m .), Merzifon'un kuzeyindeki Tavşan dağı (1901 m.). Gümüşhacıköy’ ün batısındaki İnegöl dağı (1864 m .)’dır.
Amasya şehrinin sahip olduğu jeom orfolojik yapının turizm bakımından önemi, bu şehrin dar bir vadide kurulmuş olmasıdır. Yeşilırmak, Amasya ovasından çıkıp, Ferhat boğazından geçtikten sonra adeta saklı bir vadiye girmektedir. Her döneminde şehrin ilk kurulduğu yerde bulunmasının sebebi bu konumuyla ilgili olmalıdır. Vadi tabanında dar bir kesim yerleşmeye elverişli olup, şehir geliştikçe vadi yamaçlarına doğru gelişmiş ise de, elverişsiz konumu nedeniyle yamaçlarda fazla yükselmeye olanak bulamamış bu da şehrin Yeşilırmak vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına yayılma göstermesine sebep olmuştur. Böylece şehir eski nüvesini kısmen de olsa korumayı başarmıştır. Günümüzde şehir bir vadide saklı konumunu korumakta ve Anadoluda “ V ” şekilli bir vadi tabanında kurulmuş tek büyük şehir olarak varlığını devam ettirmektedir. Varlığının her döneminde bazan başkent ve hemen daima önemli bir şehir olmasının nedeni bu korunmaya elverişli saklı şehir olmasıyla ilgili olabilir. Anadolu’da güvenliğin sağlandığı Cumhuriyet döneminde ise şehrin gelişimi, ekonomik nedenlerle hızlı olmamış bu da şehrin günümüze kadar korunarak gelmesini sağlamıştır. Günümüzde bu özelliği ise turizm açısından çekici olmakta, bozulmamış kültürel değerleri ilgi çekmektedir.
Jeomorfolojinin turizm üzerine etkilerinden birisi de ulaşım üzerindedir. Amasya ve çevresinde arazinin kolay aşınan kesimlerinde Yeşilırmak ve kolları birtakım vadiler açmışlardır. Yeşilırmak çeşitli kollar alıp kuvvetli bir akarsu haline geldikten sonra, Karadeniz kıyısına paralel olan dağları enine ve boyu
AMASYA’ DA TURİZM 49
na yararak derin vadiler açmış ve bu vadiler sayesinde Amasya, Iç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri arasında bağlantıyı sağlamıştır. Amasya şehrinin doğuda Erbaa-Niksar üzerinden Erzurum’a karayolu bağlantısı, Yeşilırmağın doğuya açtığı vadiden geçer. Samsun ile karayolu ve demiryolu bağlantısı Tersakan çayı vadisinden çıkarak kuzeye doğru açılır. Amasya tarihi önemini de bu doğal yollara borçludur. Konumunun ulaşıma elverişli olması, günümüzde de turizm açısından gelişmesine olanak sağlamaktadır. Bu da jeom orfolojisinin turizm üzerine olumlu etkisidir.
Yapının bir diğer özelliği de kalker arazinin geniş yer tutmasıdır. Özellikle Ferhat kayası mevkii ve kuzeyde Akdağ (bu dağ ismini Anadoludaki diğer dağlar gibi kalker yapının renginden alır) geniş ölçüde kalkerlerden oluşmuştur. Genellikle kalkerli arazide yer alan mağaraların “ Mağara Turizm i” açısından önemi vardır. Amasya ve çevresinde henüz bu konuda araştırma yapılmamış olup, mağaraların saklı girişleri keşfedildiği takdirde birbiriyle bağlantılı büyük bir mağara sisteminin olduğu tahmin edilmektedir. Bu da geleceğe yönelik olarak “ Mağara Turizmi” açısından ilgi çekecektir. Şehrin kuzeyinde yükselen Akdağ, iklimin yumuşaklığı ve yağan karın kısa sürede erimesi nedeniyle kış sporları bakımından elverişli olmamakla beraber eteklerinde yer alan ormanlar, su kaynakları ve dağ havası ile şehrin yaylası olmak özelli- ğindedir.
2. Hidrografîk Özellikler
Amasya'nın hidrografik özellikleri nehirler, kolları, maden sulan ve gölleri içine alır.
ilin hidrografyasınm en başta gelen özelliği, Anadolu’ nun önemli nehirlerinden Yeşilırmak nehrinin ana çığırının bu bir kesimi il sınırları içinde kalır. Yeşilırmak iki önemli kolunu il sınırları içinde alır (Çekerek ve Tersakan çayları). Yeşilırmak Amasya iline Tokat ilinin Turhal ilçesini geçtikten sonra girer. Bu kesimde batı, sonra kuzeybatı daha sonra kuzeydoğu yönünü alarak bir büklüm oluşturur. Amasya şehrinin 18 km. kadar güneyinde Amasya ovasında batıdan önemli bir kolu olan Çekerek suyunu alır. Yeşilırmak adı daha çok bu birleşme noktasından sonra kullanılır. Daha önceki kısmına Tozanlı Çayı veya Tokat Suyu denir. Nehir, Amasya ovasını aştıktan sonra kuzeye döner batıdan Cercürken (veya Carcarum deresi) doğudan Helvacıköy deresi (Sa- rıyaprak dere) ve Ortapınar dereyi alır. Helvacıköy’den sonra Yeşilırmak vadisi kalker içinde açılmıştır. Kretase kalkerlerini Yeşilırmak enine olarak keser. Bu kesimde Ferhat kayası ve çevresi tamamen kalkerlerden oluşmuştur. Kalker geçirimli olduğu için yamaçlar fazla gerilememiştir. Boğaz halindeki vadiye Ferhat Boğazını geçtikten sonra kuzeydoğuya dönen Yeşilırmak içinde Amasya şehrinin yer aldığı dar vadiye girer, şehir içinde batı-doğu doğrultu
50 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
sunu alır, şehrin 2 km. kuzeyinde, Suluova’dan gelen Tersakan çayını alarak giineybatı-güneydoğu doğrultusuna yönelir. Taşova’ ya yaklaşırken batı-doğu yönünü alır. Taşova yakınlarında il sınırları dışında doğudan gelen Kelkit suyunu alarak il sınırlarını terkeder.
Şehir içinde Yeşilırmak nehrinin çığırı düzenlenmiş olup şehrin iki yakası köprülerle birbirine bağlanmıştır. Nehirler ortasından geçtikleri şehrin siluetinde çekici bir güzellik katarlar. Yeşilırmak bu açıdan şehire katkıda bulunduğu gibi, sulama olanakları ile her dönemde şehir için önemli bir işlevi de olmuştur. Fakat düzensiz rejimi ile taşkınlara sebep olmakta ve bu da tarım sahalarında zarara yol açmaktadır. Örneğin 1952 yılı taşkınından Amasya ve çevresi büyük zarar görmüştür. Taşkınlara yağmur, sağnak ve kar sularının erimesi sebep olmaktadır. Irmağın en yüksek seviyesi Nisan, en düşük seviyesi Ağustos ayındadır (Nisaıı'da 3 m. ye yaklaşan derinlik, Ağustos’ ta 1 m.nin altına iner). Mevcut verilere göre minimum debisi 50 m3/sn. maksimum debisi 800 m .3/sn.dir. Devlet Su işlerinin çalışmalarıyla nehir içindeki bentler temizlenmiş, şehir içinden nehre dökülen dere ağızları düzenlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, şehre güzellik katan Yeşilırmak nehrinin en önemli sorunlarından birisi olan düzensiz rejimi kısmen de olsa önlenmiş olmaktadır. Diğer önemli bir sorunu da günümüzde açıkça belirgin olan nehrin toprak rengidir. Vaktiyle yeşil renkte aktığı bilinen nehrin antik devirlerdeki ismi Iris’ - tir (Mitolojide gökkuşağını simgeler). Nehrin antik devirlerdeki ismi de rengiyle ilgilidir. Yerleşim tarihi boyunca orman alanlarının tahribi ve nehrin sahip olduğu sel rejimi dolayısiyle nehir asıl rengini Amasya içinde kaybetmiş durumdadır. Çok sayıda derelerle beslenen nehrin bütün çığırı boyunca rejimi kontrol altına alınmadıkça esas rengine kavuşmayacaktır.
Nehrin bir diğer sorunu da günümüzde açıkça belirgin olmayan fakat şehirleşme ve sanayileşme süreci içinde önemli bir sorun oluşturacak olan nehir kirliliğidir, ilin sanayi bakımından fazla gelişmemiş olması nehir kirliliği sürecini geciktirmektedir. Günümüzde nehirde kirliliğe sebep olan tesislerin bir kısmı Yeşilırmağın Amasya’ ya varmadan önceki kesimindedir. Bunlar Tokat ve Turhal şehirlerinin evsel atıkları, Turhal Şeker Fabrikası, Turhal çıkışında antimuan madenidir. Suluova Şeker Fabrikası (Amasya Şeker Fb.) atıkları da Tersakan çayıyla Yeşilırmağa karışmakta, Amasya şehrinin evsel atıkları da şehir çıkışında Yeşilırmağa karışmaktadır. Yeşilırmak nehri kirliliği için günümüzde önemsenmeyen bu sanayi tesisleri sayısı arttıkça ve şehirlerin gelişip evsel atıkların çoğalmasıyla Yeşilırmak için yoğun bir kirlilik söz konusu olacaktır. Yeşilırmağın kirlilik durumunun tesbiti için Amasya ve Tokat valilikleri ortak bir çalışma başlatmışlardır. Çekerek çayı üzerinde yapımı plânlanan Alsancak Barajı (Süreyya Bedestenlioğlu Barajı) yapımı bitiminde şehre gelmeden su depolanma ve dinlenme olanağı bulacağı için nehrin rengi düze- le cek kirlenme azalacaktır.
AMASYA’ DA TURİZM 51
Hidrografyanın içine giren göllerin de turizm bakımından önemi vardır, ilin önemli bir doğal gölü olan Borabay gölü, Taşova ilçesi sınırları içinde kalır (Şekil 1) Bu göle Taşova-Ladik karayolundan ayrılan bir hatla ulaşılır. Çevresinde yanlış olarak, Krater gölü olarak bilinen bu göl aslında küçük bir akarsu çığırının etraftan gelen yıkıntılarla tıkanması sonucu oluşmuş doğal set gölü (heyelan gölü) dür. Bu göl doğu-batı yönünde uzanan bir vadide yer alır. Adı geçen vadinin olduğu kesimi bir heyelân sonucu tıkanarak arkasında suyun birikmesi ile göl oluşmuştur. Gölün çevresinde kayın ve sarıçam ağaçları karışık bir orman oluşturur, alt seviyelerde ise meşeler yer alır. Göl suları içinde çok sayıda söğüt ağacı ve su içinde su bitkileri son derece çekici bir görünüm sunarlar (Foto 1). Gölün güney kıyısı sarp ve dik olup kuzey kıyısı faydalanmaya uygundur. Orman işletmesinin kurduğu “ Ormaniçi Dinlenme Yeri’de burada yer alır. Günlük kullanım tesisleri ve 11 adet dinlenme evi, 33 adet yatak kapasitesi ile geceleme olanağı sağlar.
Doğal göller bakımından zengin olmayan il, suni göller olarak sayabileceğimiz göletler bakımından oldukça zengindir. Devlet Su işleri ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüklerinin sulama amacıyla yaptırdığı baraj ve göletlerin asıl amacı sulama olmakla beraber, bu göletlerden rekreasyon alanları olarak da faydalanılması düşünülmektedir. Bu sebeple göletlerin çevresi ve beslenme havzalarının ağaçlandırılması, göllerde balık üretimi gibi konulara önem verilmektedir. Bu amaçla Amasya ilinde “ Suni Göller Ekolojik Planlama Grubu” oluşturulmuştur. II sınırları içinde 19 gölet ve 2 baraj yer almakta (Çizelge 1.) 9 göletin yapımı devam etmektedir.
Ç izelge 1-Amasya ili G ölet ve B arajları
ismi Yeri Yapım Yılı
Ortaova Merzifon 1959-1975Kolay I Suluova 1963Çatalkaya Merzifon 1967-78Kızgüldiiren Taşova 1969Oğulbağı Suluova 1969-70Ortaköy Merkez 1976Kırkharman Taşova 1977Alişar M erzifon 1976-81Çitli Gümüşhacıköy 1978Yedikır Barajı M erzifon 1978-86Uluköyöy Baraj Taşova 1979-82Çobanören M erzifon 1980-81
52 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
Kolay II Suluova 1980-81Kolay III Suluova 1980-81Diphacı Merzifon 1984Doğantepe Merkez 1984-87Yeniköy Gümüşhacıköy 1984-86Hırka M erzifon 1985-86Kayadüzü Merzifon 1986-88Bağlıca Merkez 1987-88
Suni olarak yapılmış bir göl olmasına rağmen doğal ortama uymuş ve göç-men kuşların uğrak yeri olmuştur. Bu yüzden burası suni olarak yaratılmış kuş cenneti olmaktadır. Gölet’e Çeltik regülatöründen 13 km. lik iletim kanalı ile su alınmaktadır. Gölde yaban hayatı kaynaklarından 13 Familya ve 34 tür tesbit edilmiştir. Göl sularına aynalı sazan balığının Ladik gölünden geldiği sanılıyor. Çevresine 1 milyon ağaç dikilerek ağaçlandırılan göletin kuzeydoğusunda 25 hektarlık alan rekreasyon alanı olarak düzenlenmektedir. Diğer göletlerde çevre tarım alanı olduğu için sadece küçük çapta ağaçlandırma yapılmaktadır. Suluova’da yapımı devam eden Derinöz barajı da rekreasyon alanı olarak düzenlenmeye elverişlidir.
Hidrografyanın turizm konusu içine giren bir diğer kaynağı da maden suyu kaynaklarıdır. Madensuyu kaynakları kaplıca ve içmece olarak değerlendirilirler. Bunlar “ Sağlık Turizmi” adı verilen hem dinlenme hem de tedaviyi içine alan bir turizm şekli yaratır. Maden sularından debisi yeterli olanlar üzerine konaklama tesisi yapılarak kaplıca olarak değerlendirilir. Debisi yeterli olmayanlar ise günlük gidiş-gelişlerle değerlendirilirler.
ilin en önemli maden suyu kaynağı, Terziköy’ ün Terzihamamı mahalle- sindedir. Debisi 121t/sn, sıcaklığı 37°C olan bu kaynağın kullanımına çevre halkı tarafından erkenden başlanmış, günümüzde konaklama tesisleri geliştirilerek diğer illere ve bölgelere hizmet verir duruma gelmiştir. Terziköy Kaplıcasında 96 yataklı 1 otel ve 10 odalı bir motel konaklama hizmeti vermektedir. Ayrıca Terzihamamı mahallesinde 3 pansiyon vardır. Mevcut evler (15-20 ev) ihtiyaç halinde pansiyon olarak kullanılmaktadır. Bu çevrede Gökhöyük Tarım işletmesi sınırları içine giren Gözlek Kaplıcasının (sıcaklıkk 38°C) debisi yeterli olmadığı için (3.5 lt/sn) havuzlara alınan suları, günlük gidiş-gelişleri için kullanılmaktadır.
ilin bir diğer kaplıcası Gümüşhacıköy ilçesinin Hamamözü bucağındadır. Hamamözü-Arkutbey kaplıcası adındaki bu kaplıcanın Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar zamanından beri işletildiği kalıntılardan anlaşılmaktadır. Osmanlılar zamanında kaplıcayı işletmeye açan Arkutbey’e izafetin Arkutbey Kaplıcası denir. Kaplıcada mevcut 3 kaynak 38°-40° C sıcaklıktadır. (1.5 lt/sn
AMASYA’ DA TURİZM 53
debi) Kaplıcada konaklama tesisi olarak otel ve pansiyonculuk mevcut olup Mayıs-Eylül ayları arasında yoğun alarak kullanılmakta senede yerel halka çevre illerden gelenlerle birlikte yılda 80 bin kişiye hizmet vermektedir. Ayrıca Kahramanlar Çeşmesi koruluğundaki içmeceden (18 C sıcaklık, 0.1 lt/sn debi) de faydalanılır. (Çizelge 2).
Hidrografyanm turizim açısından değerlendirilmesi gereken bir diğer kay- nağıda şelalelerdir. Farklı su düşüşleri olan şelâleler estetik bakımdan çekicidirler. II sınırları içinde Doluca köyünde orman içinde “ Şarlayık” şelâlesinin çevresi dinlenme yeri olarak çevre halkın ilgisini çekmektedir. Yaz mevsiminde akımı oldukça azalan şelâlenin suyu birkaç havuzda toplanmaktadır. Fakat doğal düşüş gösterdiği yere yapılan beton duvar şelalenin doğal görünümünü bozmaktadır (Foto 3.)
Ç izelge 2-Am asya ili M adensuyu Kay nakları
ismi Yeri Sıcaklık Debi P H
Terziköy Kaplıcası Göynücek 37 C 12 lt/sn 6.00Gözlek Kaplıcası Merkez 38 C 3.5 lt/sn 6.00Hamamözü Kaplıcasıı Gümüşhacıköy 40 C 1.5 lt/sn 7.40Arkıt Içmecesi Gümüşhacıköy 18 C 0.1 lt/sn 7.00
Sonuç olarak ilin hidroğrafik kaynaklarından Yeşilırmak nehri, estetik açıdan ve gelecekte nehir turizmi açısından önemli olmaktadır. Doğal göllerden Borabay gölü çevre iller içinde göl turizmi açısından değerlendirilebilir. Sunî göller ise rekreasyon kaynağı olarak önem taşımaktadır. Maden suyu kaynaklarından Terziköy Kaplıcası kaplıca turizmi açısından önemlidir.
3-Klimatolojik Özellikler
Amasya genel olarak Karadeniz ikliminin etkisi altında olmakla beraber deniz etkilerine az çok uzak olduğu için karasal iklim özelliklerine de açıktır. Amasya meteoroloji istasyonu verilerine göre yıllık ortalama sıcaklık 13.9°C dir. Sıcaklığın yıl içindeki dağılımında, aylık ortalama sıcaklık Mayıs ayında 18°C yi aşar ve aylık ortalama değerler Eylül ayını da içine alarak bu değerin üstünde kalır. Yaz aylarındaki ortalama aylık sıcaklık 20°C yi aşar. Örneğin, 1962 yılı, 18 Temmuzunda 43.2°C olmuştur. Böylece sıcaklığın zaman zaman yüksek değerlere çıktığı görülür. Gündüz ile gece arasındaki farkları 14-16°C arasındadır. Bağıl nemin fazla yüksek olmaması yaz sıcaklıklarına dayanma gücü verir. Yaz mevsiminde bu değer % 55-60 arasındadır (Çizelge 3)b
54 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
Yıllık ortalama yağış tutarı yarım metrenin altındadır (411.6 mm.) En fazla yağış alan mevsim ıştır, ilkbaharda azalarak devam eden yağış Temmuz ayında büyük bir düşüş gösterir. En az yağış Ağstos ayında düşer. Eylül ayından itibaren yağışlar artarak devam eder. Yaz mevsiminde yağışlı gün sayısı 2-7 gün arasındadır. Kar yağışları açısından şehrin kuzeyindeki Akdağ uygun koşullara sahip değildir. Karın yerde kalma süresi çok kısadır. Sadece Merzifonda Tavşan dağı Radar mevkii kış sporları alanı olarak düzenlenecektir.
Amasya’ nın iklimi sıcaklık ve nemlilik açısından Karadeniz kıyılarından farklıdır. Karadeniz kıyılarının ılık kışları yerini soğuk kışlara, çok sıcak olmayan yaz mevsimi sıcak yazlara bırakır. Günlük sıcaklık farkları yüksektir. Yağış miktarında önemli ölçüde azalma görülür. Bağıl nem oranı yaz aylarında azalır, bu yüzden bir geçiş iklimi özelliğindedir.
Amasya iklimine turizm açısından bakılırsa olumlu değerlere sahip olduğu görülür. Turizmde ılıman iklim değerleri aranır. Amasya deniz etkilerine uzak olmakla beraber yaz sıcaklıkları karasal iklimin bunaltıcı değerlerine
A m asya İstasyonu0 S M N M H T A E Ek K A Yıllık
O rta lam a S ıca k lık (C) 3.2 4.8 8.8 13.6 18.2 21.5 23.9 23.6 19.4 14.2 9.8 6.2 13.9
O rta la m a N isb i N em (% ) 76 74 67 62 64 61 55 58 63 74 81 78 68
O rta lam a Yağış (ıııııı) 54.4 44.5 49.3 38.3 50.5 35.3 9.4 7.2 18.5 22.6 34.9 46.5 411.6
Yağışlı G ü n Sayısı 12.3 11.1 1.7 10.2 11.9 7.6 2.4 2 5.5 6.3 8.2 10.9 98.6
O rta lam a K a r Yağışlı G ü n Savısı
3.5 3.4 1.2 0.1 0.3 0.9. 9.3
M e rz ifo n İstasyonu
O rta lam a S ıca k lık (C) 1.3 2.6 5.5 11.2 15.8 19.1 21.3 21.4 17J 13.1 8.1 3.2 11.7
O rta lam a N isb i Nem (C) 76 73 68 61 61 58 55 56 60 63 71 77 65
O rta la m a Yağış (m m ) 37.8 32.8 36.3 40.6 56.8 44.8 11.3 10.6 19.8 22.8 29.7 35.4 378.8
Yağışlı G ü n Sayısı 12.6 11.5 12.3 11.4 14.1 10.1 3.6 3 5.2 6.9 8.8 11.6 111.1
O rta lam a K ar Yağışlı G ün Sayısı 4.9 4.3 2.2 0.6 - - - - - - 0.6 1.9 14.6
Gökhöyük D.U.Ç.İstasyonu -
Ortalama Sıcaklık (C) 2.8 3.6 8.2 13.1 17.6 21.2 23.7 23.4 19.3 14.7 9.7 5.7 13.6
Ortalama Nisbi Nem (%) 70 67 62 59 57 53 50 50 55 59 68 71 80
Ortalama Yağış (mm) 41.2 31.7 45.0 41.0 39.6 35.6 6.2 9.8 20.8 17.3 31.5 47.2 366.9
Yağışlı Gün Sayısı 10.5 10.1 10.4 10.1 10.1 7.3 1.5 2 4.7 5.4 7.8 11.9 91.8
Ortalama Kar YağışlıGün Sayısı
3.4 2.4 1.0 0.3 - - - - - 0.4 0.4 0.9 8.8
AMASYA'DA TURİZM 55
ulaşmaz. Karadeniz bölgesinde bulunmasına rağmen yağış tutarı oldukça düşüktür. Özellikle yaz mevsiminde yağış, turist açısından pek istenilmeyen bir unsurdur. Bu açıdan Amasya turizm mevsimindeki yağışlarının azlığı ile olumlu şartlara sahiptir. Bağıl nem oranı bakımından da Karadeniz kıyılarından düşük değer gösterir. Bunun da insan üzerinde rahatlatıcı etkisi vardır.
4- Bitki örtüsü
Doğal bitki örtüsü içinde ormanların turizm bakımından büyük önemi vardır. Ormanlar estetik bakımdan doğaya güzellik katarlar, ayrıca temiz havasının insan sağlığı üzerinde olundu etkileri vardır. Orman çok çeşitli rekreasyoııel faaliyetleri için elverişlidir (piknik, fotoğraf çekme, yürüyüş, manzara seyri v.s.). Bu yüzden doğal bitki örtüsünün turizm için önemli bir yeri vardır.
Amasya ilinin yüzölçümünün % 32 si ormanla kaplıdır, ilin kuzeyinde dağların kuzey yamaçları ormanla kaplıdır, ilin güneyinde kuzeyde görülen bitki örtüsü yoğunluğu, gerek yağışların azlığı ve gerekse zemin tabiatı yönünden görülmez. Amasya ormanlarında hakim türler olarak meşe (karışık), sarıçam, karaçam, kayın ve aşağı seviyelerde (400 m .), az miktarda kızılçam ağaçları yer alır. Akarsu boylarında söğüt, ayrıca aşağı seviyelerde ilkbaharda yeşerip yaza doğru sarararak kuruyan bozkırlar yer alır.
Gerek bitki örtüsünün korunması, gerekse ormanların dinlence ormanları olarak halkın kullanımına açılması için. Orman işletmesi “ Ormaniçi Dinlenme Yerleri” (Ormaniçi Rekreasyon Alanları) düzenlemiştir (Çizelge 4.). Anadolu’da geleneksel olarak var olan mesire yerlerinin bir devamı olan bu düzenleme ile günlük kullanım tesisleri yapılarak ormanlar halkın kullanımına açılmaktadır, ilk olarak 1973 yılında Gümüşhacıköy ilçesi, Gümüş bucağında “ Omarca Ormaniçi Dinlenme Yeri” , 1000 m. yükseklikte karaçamların hakim olduğu 45 hektarlık bir alanda günlük kullanım tesisleri kurularak düzenlenmiştir. 1974 yılında Akdağ güneyinde “ Kapaklı Ormaniçi Dinlenme Yeri 42 hektarlık bir alanda kurulmuştur. Yaklaşık 1000 m. yükseklikte olan bu dinlenme yerinde meşe ve karaçamlardan oluşan bir orman hakimdir. 1978 yılında Borabay gölü kuzeyinde 9 hektarlık alan ormaniçi dinlenme yeri olarak ayrılmıştır. Son olarak 1979 yılında Merzifon kuzeybatısında Tavşan dağında 1750 m. yükseklikte meşe, kayın ve az miktarda sarıçamlardan oluşan orman içinde “ Gökoluk Ormaniçi Dinlenme Yeri” kurulmuştur. Bu kurulun ormaniçi dinlenme yerleri yerel halk ve çevre illerden gelenlerle temiz havası, çam ormanları ve kaynak suları ile ilgi çekmektedir. Bu dinlenme yerlerinden çevre iller ve ilçeler de faydalanmaktadır. Ladik ve Havza'dan Kapaklı'ya, Çorum’dan Omarca’ ya ve Gökoluk’a, Ladik ve Erbaa'dan Borabay gölüne çok sayıda gelen olmaktadır.
56 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
Ç izelge 4-O rm an İçi D in lenm e Yerleri
Adı
OmurcaKapaklıBorabayGökoluk
Yeri
GümüşhacıköySuluovaTaşovaMerzifon
KuruluşTarihi
1973197419781979
Alanı (ha)
4542924
Şehir içinde kentin güneydoğusunda “ Yiğitoğlu Şehir Ormam” nda rekreasyon tesisleri ve spor alanları yapının plânlanmıştır, Yedikır göleti çevresinde 25 hektarlık bir alan rekreasyon alanı olarak düzenlenmiş ve bitki örtüsünün geliştirilmesi için göletler çevresi ağaçlandırma çalışmalarına başlanılmıştır.
Sonuç olarak bitki örtüsünün eskiden daha geniş alanlar kapladığı göz önüne alınırsa, korunması gereken bir doğal zenginlik olarak ele alınması gerekir. Diğer taraftan rekreasyonel amaçlarla halkın kullanımına açılması olumlu olmaktadır.
5-Yaban Hayatı Kaynakları
Amasya ilinde yaban hayatı kaynakları ormanda çeşitli av hayvanları, korunmaya alınmış türler, göl ve göletlerde çeşitli su ürünleri, nehir ve kollarında çeşitli balık türlerini içine alır. Yaban hayatının usulsüz avlanma ve şehirleşmeden zarar gördüğü bilinmektedir. Bu yüzden Amasya ili sınırları içinde de mevcut yaban hayatı kaynakları azalmış ve zarar görmüştür. Özellikle geyik ve karaca türleri usulsüz avlanmadan-büyük zarar görmüştür. Günümüzde Akdağ ve Merzifon Tavşandağı-Vezir köprü araSında geyik ve karaca az sayıda mevcuttur. Avı yasaklanmış olan bu değerli yaban hayatı kaynağını Vezirköprü Orman İşletmesi üretim istasyonu kurarak 1984 yılındanberi üretmektedir. Sayıları günümüzde toplam 5 geyik’e ulaşmış durumdadır. Ayrıca çevre ormanlardaki geyikleri çoğaltmak amacıyla Tokat’ ta bir üretim istasyonu kurulması düşünülmektedir.
Amasya’da mevcut av hayvanları arasında domuz, tilki, kurt, tavşan, ayrıca Taşova’da sansar Merzifon’da çulluk, çilkeklik, tahtalı sayılabilir. Akdağ dolaylarında bozayının sayısı çok azalmış ve avı yasaklanmış durumdadır. Ayrıca Tersakan ırmağı ve Türmük çayında susamuru, Merzifon’ un Kireymir, Ulu- köy, Alalı, köyleri civarında toy vardır.
Türkiye’de ilk olarak Amasya Orman İşletmesi sınırları içinde 15 tane avlak tesbit edilmiş her yıl 3 tane avlak dönüşümlü olarak kapatılarak varlığını
AMASYA'DA TURİZM 57
yenilemesi sağlanmaktadır. II av turizmine henüz açdmamış olup 1983 de 2 gurup yaban domuzu avlamaya gelmiştir. II gelecekte sadece yaban domuzu avına açılacak kapasitededir.
Nehir ve kollarında olta balıkçılığı serbest olup, tuzaklar yasaklanmış durumdadır. Yeşilırmak nehrinde yayın (ilganız) adi sazan, sazan (minek), tatlı su kefali, pullu, öksürüç türleri avlanmaktadır. Olta balıkçılığı en çok Şahin- kaya mevkii, K ızılca köyü, Ovasaray köyü, Kayabaşı köyü ve Taşova kıyılarında yapılmaktadır.
Göllerden Borabay gölünde yayın, adi sazan ve kaya balığı vardır. Göle 5000 aynalı sazan ve 200 adet anaç alabalık aşılanmış durumdadır. Ayrıca gölde gümüş balığı denilen bir tür balık vardır. Göletlerden amatör balıkçılıkta faydalanmak için balıkçılığa elverişli göletlerin bu açıdan geliştirilmesi düşünülmüştür. Bu göletlerin en büyüğü olan Yedikır Göleti (Yedikuğular gölü) ne 130 bin aynalı sazan atılmıştır. Gölde mevcut kızılkanat ve turna balığının Ladik gölünden geldiği sanılıyor. Ayrıca Çitli, Çobanören, Ortaova, 100. yıl, Bağlıca, Ortaköy göletlerinde aynalı sazan, Kolay II göletinde sazan balığı mevcuttur. Kamışlı göletinde ise tatlı su levreği vardır. Yedikır Göleti, yapımından sonra göçmen kuşların uğrak yeri olmuş böylece suni bir kuş enneti yaratılmıştır. Gölde konaklayan türler arasında bıldırcın, üveyik, balıkçıl ve leylekler, gümüşi martı, çumurcun, angıt, saksağan, kartal, ötücü kuğu v.s. dir.
B- Amasya ve Çevresinin kültürel Özellikleri
1- Arkeolojik ve Tarihi Yerleşim
Amasya’da yerleşmenin tarihi çok eski devirlere inmektedir. Mahmatlar Höyüğünde yapılan kazılarla Alacahöyükle aynı kültüre sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Yerleşmenin ilk evreleri hakkında detaylı araştırma yapılmamış olupil sınırları içinde 28 höyük, 22 tümülüs, 8 nekropol ve 5 antik kale tesbit edilmiştir. Bunlarda yapılacak kazılarla yerleşmenin ilk evreleri ortaya çıkarılacaktır. Amasya şehrinin bilinen ilk adı “ Amaseia” dır. İlk kuruluş yeri günümüzde kalenin olduğu tepe olarak kabul edilir. Anadolu’da hakimiyet kuran Hititler devrinde, bu devletin başkenti Hattuşaş’a çok yakın olan Amasei- a’ nm Hitit Konfederasyonu içinde önemli bir yeri olduğu kabul edilir. Hitit devletinin dağılmasıyla Amaseia’da önemini kaybetmiş, M.Ö. 1200 de Frig akın- ları karşısında yıkılmıştır. Şehir Kimmerler, Lidyalılar, Pers dönemlerini yaşamış Pontus Krallığının ikiyüzyıl süreyle başkenti olmuştur. Günümüzde bu dönemden kalan kalıntılara Kale’de ve bu kalenin eteğinde ve Yeşilırmak vadisinin çeşitli yerlerine yapılmış 14 kaya mezarında rastlanır. Daha sonraki dönemlerde restore edilmiş olan Ferhat Su Yolu’ nun da antik dönemlerden kaldığı bilinir. Roma Döneminde, Roma Eyaletlerinden birine başkentlik yap
58 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANF.H
mıştır. Bu dönemden kentte kalan tek kalıntı Alçak Köprü'nüıı günümüzde mevcut kemerleridir. M.S. 395 den itibaren Bizans devrini yaşamış, bu dönemde Bizanslılar ve Araplar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Bizans döneminden kalan kilise günümüzde Fethiye camisi olarak kullanılmaktadır. Türklerin eline XI. yüzyılda Melik Danişmend Gazi tarafından geçmiş ve başkent olmuştur. Danişmendlerin hakimiyetine Selçuklu Sultanı II. Kılıç Ars- lan (1174) tarafından son verilerek, şehir Konya Sultanlığına geçmiştir. Amasya 1246-1341 yılları arasında Ilhanlıların hakimiyetinde kalmıştır. Selçuklu ve İlhanlılar döneminden günümüze, daha sonraki dönemlerde depremlerden zarar gören ve restore edilen çok sayıda tarihi yapı kalmıştır. Halifet Gazi Kümbeti, Gökmedrese Camiî, Gökmedrese Kümbeti, Turumtay Türbesi, Burmalı Minare Camiî, Gümüşlü Camiî, Saraçhane Camiî, Şadgeldi Türbesi, Sultan Mesut Türbesi, Şifahane (Darüşşifa, Bimarhane), Çağlayan Köprü, Kuııç Köprü bunlar arasındadır. Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, eyalet merkezi olmuştur. Osmanlı Döneminde parlak bir devir yaşamış12 Osmanlı şehzadesi Amasya’da valilik yapmış, 6 sı padişah olmuştur. Amasya’ nın bir kültür şehri olmasında şehzadelerin payı büyüktür. Osmanlı Dönemi kente pekçok tarihi yapı kazandırmıştır. Çilehane Camiî, Beyazıt Paşa Camiî, Yörgüç Paşa Camiî, Bedesten, Sultan Beyazıt Camiî, Mehmet Paşa Camiî, Pir Ilyas Türbesi, Kilari Süleyman Ağa C., Kapıağası (Büyükağa) Medresesi, Şamlar Camiî, Küçükağa Medresesi, Sofular (Abdullah Paşa Camiî), Hatuniye (Bülbül Hatun) Camiî, Pir Mehmet Çelebi Paşa Camiî, Yukarı Türbe, Azeriler (Şir- varlı) Camiî, Taşhan bunlar arasındadır. 15 yüzyıl sonu ve 16. yüzyıl başlarında parlak bir dönem yaşamış fakat gittikçe eski önemini kaybetmiş, Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ ün 12 Haziran 1919 da Amasya’ ya gelişi ve Amasya Tamimi’ niıı hazırlanması kente tarihi bir önem kazandırmıştır.
2- Amasya Şehrinde Yerleşme ve Turizmle İlişkileri
Amasya şehri Yeşilırmak nehrinin doğu-batı doğrultusunu aldığı kesimde bu nehrin iki kıyısında kurulmuştur (Şekil 2). Yeşilırmağın sol kıyısında (kuzeyde) kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı dar olduğundan, yerleşme ince bir şerit oluşturur. Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmağın sağ kıyısında (güneyde) daha az meyilli olan kesimde Ferhat dağı eteklerine doğru hafifçe yükselen kesimde genişler. Şehrin Yeşi- lırmak tarafından ikiye ayrılan mahalleleri şehir içinde 5 köprü ile birbirine bağlanır. Bunlar batıdan doğuya doğru Meydan köprüsü (İstasyon köprüsü), Maydanoz köprüsü, Alçak Köprü, Hükümet köprüsü (Helkıs, Selkıs), Kunç köprüsüdür.
Şehir vadinin en dar yerinde kurulmuştur. Güvenlik ve savunma nedeniyle Yeşilırmak kuzeyinde yükselen yamaçlarda kale ile çevrili tepede kurulmuş,
AMASYA'DA TURİZM 59
güvenlik sağlandıkça yamaçlardan vadi tabanına inmiştir. Yeşilırmak şehir içinde 4 km. lik bir vadide akar. Şehir günümüzde bu dar vadinin güneydoğu ve güneybatı yönlerine doğru bir genişleme göstermektedir. Yeşilırmağın sol kıyısında Kale ile ırmak arasında Maydanoz köprüden, Alçak Köprünün ilerisine kadar uzanan kesim tarihi evlerin toplu halde bulunduğu tarihi yerleşim alanını oluşturur. Yeşilırmağın güneyinde batıda Alçak köprüden doğuda Yavuz Sultan Selim meydanına doğru uzanan kesim şehrin Selçuklu ve Osmanlı tarihi yapılarını, alışveriş merkezini içine alan en büyük kesimini oluşturur. Bu kesimi batıdan doğuya doğru ikiye bölen cadde (Mustafa Kemal Paşa caddesi) şehrin alışveriş merkezi durumundadır.
Şehirde turizmle ilgili bir gelişme henüz belirgin değildir. Şehrin tarihi evleri sahip oldukları sivil mimari örnekleriyle tek tek korunmaya alındığı gibi, Maydanoz köprü ve Hükümet köprüsü arasındaki yalıboyu, sit alanı olarak tümüyle korunmaya alınmıştır. Şehirde turistik konaklama önemli bir gelişme yaratmamış, Hükümet Köprüsü ve Kunç köprü arasında, nehrin kuzey kıyısında bir turistik otel (Turban Amasya Oteli) yapılmıştır. Şehrin konaklama olanakları yeterli değildir. Şehir içinde turistik belgeli 74 yatak, Belediye ruhsatlı 149 yatak konaklama hizmeti vermektedir. Ayrıca Suluova’da 28 yatak turistik belgeli olup şehrin bu ihtiyacını karşılamaktadır. Terziköy kaplıcasında 96 yatak, Borabay gölü kıyısında 33 yatak mevcuttur. Böylece Amasya ili toplam olarak 380 yatakla (1988) konaklama hizmeti vermektedir. Gelen turist sayısında yatak kapasitesine oranla yüksek değildir. 1987 de 6440 yabancı turist (1986 da bu rakam 4127, 1985 de 4637 dir) gelmiştir. Şehirde turistik alışveriş merkezi oluşmamış, turistler mevcut alışveriş olanaklarından faydalanmaktadırlar. Hazeranlar konağı karşısında turistik bir antikacı dükkanı vardır. Turistler ağırlama ve eğlence kuruluşları olarak mevcut olanaklardan faydalanmaktadır. Nehir kıyısındaki çay bahçeleri de yerel halka yöneliktir. Şehirde Belediye sınırları içindeki tarihi yapıların restorasyonu yapılmakta (Halifet Gazi Türbesi, Gümüşlü Cami) dır. Tarihi Hazeranlar Konağı restore edilerek müze olarak açılmıştır. Kral mezarları 1978 yılından itibaren aydınlatılmış, çıkış yolu 1988 de yeniden düzenlenmiştir. Turistik Hizmet kuruluşlarından Turizm Bürosu 1988 yılında kurulmuştur. Şehir içinde, nehirde 1945 yılına kadar mevcut olan ve kullanılan tarihi su dolaplarından 2 tanesi orijinalliği bozulmadan (çok az çivi kullanılarak) yeniden yapılarak turistik amaçla nehire konmuştur. Şehrin tarihi eserlerinin sergilendiği bir müzesi vardır.
3- Ekonomik etkinliklerin Turizm ile İlişkileri
Turizm, daima ekonomik özelliklerle karşılıklı ilişkiler içindedir. Amasya ve çevresinde turizm henüz fazla bir gelişme göstermediği için turizmin
60 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
ekonomik olarak getirdiği katkılardan önemli miktarda faydalanamamaktadır. Turizmin ekonomi üzerindeki etkisi, gelişmeye paralel olarak gelecekte görülecektir.
Amasya ilinin ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Turizmin gelecekte tarım üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olacaktır. Gelecekte turizm, mevsimlik nüfus artışı sağlayacağı için tarımsal ürünler yerinde tüketim olanağı bulacak ve dış pazarlara gönderilen tarımsal ürünler yerinde tüketilebilecektir (Özellikle meyva ve sebze). Turizmin gelişme gösterdiği yörelerde sebze ve meyva tüketimi çok fazla olacağı için bu yerler çevre iller arasında bir pazar oluşturacaktır. “ Amasya Elması” olarak ün yapmış olan fakat son yıllarda yerini yabancı türlere bırakan elma üretiminin yeniden canlanması turizm sayesinde mümkün olabilir. Turizmin tarım üzerine gelecekte görülmesi muhtemel olumsuz etkisi şehre çok yakın meyva bahçelerinin turistik tesislerle yer değiştirmesidir. Diğer yörelerde örneği görülen böyle bir uygulamanın tarım üzerine etkisi olumsuz olacaktır. Turizm hayvansal ürünler için de (özellikle et, süt ve yumurta) bir tüketim kaynağı oluşturacaktır. Diğer yörelerde olduğu gibi bazı tarımsal ürünler hediye paketlerine girerek turistik bir önem kazanacaktır (bal gibi).
Turizm ekonomik faaliyetlerden sanayi ile de karşılıklı ilişkiler içindedir. Turizm gelişmiş sanayi faaliyetlerinden olumsuz olarak etkilenir. Amasya’da sanayi küçük işletmeler halindedir. En önemli sanayi tesisi Amasya Şeker Fabrikasıdır. II maden yatakları bakımından zengin sayılmaz. En önemli yataklar Çeltik linyit yataklarıdır. Böylece ilde çevre kirliliğine yol açacak ve doğal görünüme girecek sanayi tesisi ve işletilmekte olan maden yataklarının azlığı turizm için olumlu bir faktördür. Turizm gelecekte imalat sanayini (özellikle dokumacılık) destekleyecektir. Yörenin el sanatları turistik eşya gurubuna girebilir.
Turizm bir hizmet sektörü olduğu için ekonomiyle bu bakımdan da ilişki içindedir. Turizmin gelişmesi turizme doğrudan hizmet edenlere (konaklama, ulaşım, ağırlama kuruluşlarına) gelir sağlayacaktır. Ayrıca gıda maddeleri üreten tarımsal işletmeler ve hediyelik eşya üreten küçük işletmeler de turizmden gelir sağlayacaktır. Amasya’da konaklama tesislerinin azlığı turizmi olumsuz etkilemektedir. Anadolu’ nun diğer küçük kasabalarında olduğu gibi mevcut evlerin (özellikle tarihi evlerin) yerli halk tarafından pansiyon olarak konaklamaya açılmasıyla yerli halka gelir sağlanacaktır. Turizm geliştikçe işyerleri sayısı artacak ve ekonomik yaşantı çeşitlilik kazanacaktır. Turizmin gelişimi ulaşım yoluyla da yerel halka gelir getirecektir.
Sonuç olarak turizmin Amasya iline ekonomik katkıları turizmin gelişimiyle gelecekte görülecektir. Turizm tarımsal ürünlere pazar oluştururken, çeşitli yollardan ekonomik kazanç sağlayacaktır.
AMASYA’ DA TURİZM 61
4- Ulaşım olanakları ve Turizm ile ilişkileri
Bir yer değiştirme hareketi olan turizmin ulaşımla yakından ilgisi vardır. Bir yer ulaşım olanakları elverişli olduğu ölçüde turizmde gelişebilir. Ulaşım olanakları bakımından incelenirse Amasya’nın çok elverişli olanaklara sahip olduğu görülür. Tarihî devirlerden beri ulaşım bakımından önemi vardır. XV. yüzyılın sonuna doğru Anadolu’ yu boydan boya geçen en önemli kervan yolu Bursa ile Tebriz arasındaydı. Bu yol bir kuzey (Bolu-Kastamonu) ve bir güney kolu (Ankara-Çorum) ile ulaşımı sağlıyor ve sonra Amasya, Tokat, Erzincan, Erzurum üzerinden Aras vadisini geçiyordu.
Günümüzde Amasya ulaşımını büyük ölçüde karayolundan sağlar, ilin, kendi sınırları içinde bütün ilçeleriyle düzgün karayolu bağlantısı vardır. Çevre il ve bölgelerle ulaşımını doğu-batı ve kuzey-güney doğrultulu karayollarıyla sağlar. Doğuya Erzincan-Erzurum karayoluyla bağlanır. Bu yoldan ayrılan hatlarla Tokat, Sivas gibi büyük kentlere bağlanır. Batıyla olan bağlantısını Çorum- Ankara üzerinden sağlar, güneyde Yozgat, Kayseri, kuzeyde Samsun ile düzgün karayolu bağlantısı vardır. Amasya’ nın çevre ile düzgün karayolu bağlantısı olmasına rağmen, ana ulaşım hatlarına göre içeride kalmaktadır. Doğuya ulaşan ana yollar Yozgat ve Sivas üzerinden geçtiği için bu yola, aynı şekilde Ankara-Samsun karayoluna göre içeride kalmaktadır. Bu konumu Amasya’ ya transit geçen turiste konaklama ve ağırlama hizmeti vermesine olanak tanımaz. Bununla beraber bu ana ulaşım hatlarına yakın olması nedeniyle tanıtımla turisti bu hatlardan Amasya’ ya çekmek mümkündür.
Amasya ulaşımda demiryolundan da faydalanır. Haydarpaşa’da gelip doğuya ulaşan demiryolu hattından ayrılan bir hatla (Sivas-Samsun) 1930 da demiryolu ulaşımına kavuşmuştur. Amasya üç büyük havalanma göre merkezi konumundadır. Kuzey de Samsun, güneydoğuda Sivas, batıda Esenboğa Ha- valanından hava ulaşımında faydalanabilir. Bu havaalanlarını kullanmak suretiyle dış turizmine açılabilir. Samsun’a yakınlığı nedeniyle Samsun limanından denizyolu ulaşımından faydalanabilir.
Sonuç olarak Amasya ulaşım olanakları bakımından uygun bir konumdadır. Özellikle karayolu olanakları gelişmiştir. Karayoluyla çevre illerden özellikle güneye büyük miktarda turist gönderen Ankara’dan büyük b ir turist grubunu kendine çekebilir. Ulaşım sistemleri birbirini tamamlayıcı özelliklere sahiptir. Samsun’a deniz yoluyla gelen veya çevre havaalanlarına havayo- luyla gelen turist karayoluyla Amasya’ ya çekilebilir.
C- Doğal Özelliklerin Turizm Açısından Değerlendirilmesi
Amasya, bir vadinin en dar yerinde, bir nehrin iki kıyısında, önemli doğal yollar kavşağındaki konumuyla ve henüz bozulmamış doğal özellikleriyle
62 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
“ Doğa Turizmi” açısından değerlendirilebilir. M orfolojinin sonucu olan konumun çarpıcı ve diğer kentlerden farklı olan taraflarını vurgulamak gerekir. M orfolojik yapısı Anadolu’da ender görülen bir yerleşim alanı yaratmıştır. M orfolojisi doğal açıdan eşsiz bir görünüm sunar. Vadi yamaçlarından kentin eşsiz panoramasını seyretmek mümkündür. Nitekim Yeşilırmak nehri kıyısına inen ahşap evler, büyük şehirlerin beton yapısından kaçanlar için huzur verici bir ortam oluşturur.
İlin sahip olduğu doğal değerler turizmin çeşitli kolları tarafından değerlendirilebilir. Yurdumuzda çok sayıda göl olmasına rağmen göl turizmi gelişmiş sayılmaz. Göller denizden uzak olan kentlerin bu özlemini giderirler. Bunlardan son yıllarda özellikle büyük kentlere yakın olanlarca ilgi görmektedir. Şehre çok yakın olan Borabay gölü bu açıdan ele alınırsa olumlu özelliklere sahip olduğu görülür. Özellikle orman içinde olması nedeniyle son yıllarda çok yaygınlaşan hafta sonu tatilleri (günlük tatilciler) için uygundur. Borabay gölü çevresinde konaklama tesisleriyle Samsun, Ankara, Tokat, Çorum, gibi büyük kentlerden haftasonu turist çekebilir.
Türkiye’de nehir turizminden nehirlerin ulaşıma elverişli olmaması nedeniyle faydalanamamaktadır. Şehir ortasından geçen nehirler görsel açıdan şehre çarpıcı bir güzellik ve kent siluetine hareketlilik katarlar.
Amasya şehri içinden geçen Yeşilırmak nehri’ nin bu açıdan şehre büyük katkısı vardır. Ayrıca nehir amatör, balıkçılık açısından ilgi görmektedir. Günümüzde Yeşilırmak nehri ulaşıma elverişli değildir. Nehir rejiminin düzenlenmesi ile geleceğe yönelik bir nehir turizmi ortaya çıkacaktır. Nehirde kıyıya kadar inen ahşap yalılar ve kral mezarları önünden, Çağlayan köprüye doğru meyva bahçeleri arasından düzenlenecek tekne turları ilgi çekecektir.
Doğal özellikler arasında şehrin kuzeyinde Akdağ ormanları, temiz havası ve su kaynaklarıyla, klimatizm (iklim tedavisi) ve dinlenme turizmi açısından dinlenme tesisleri kurulmasıyla faydalanacaktır. İlde mevcut maden suyu kaynakları termalizm (Kaplıca Turizmi) açısından ele alınabilir. Özellikle Tar- ziköy Kaplıcası şehre yakınlığı ve mevcut tesisleri ile ilgi görmektedir. Bitki örtüsünün yoğun olduğu yerlerde kurulan orman içi dinlenme yerleri halkın rekreasyonel ihtiyacını karşılamaktadır. Ayrıca şehre çok yakın Ziyaret ve Yeşil Yenice (Gölbaşı) köyleri geleneksel mesire yerleri olarak ilgi çekmektedir. Doğal özellikler içinde yaban hayatı kaynakları Av Turizmi açısından değerlendirilebilir. Av Turizmi belirli aylar arasında yapıldığı için turizmi mevsimsel olarak yayacaktır. Av Turizmi konaklama tesislerinin yoğun turizm mevsimi dışında kullanılmasını sağlar ve önemli miktarda gelir getirir.
AMASYA'DA TURİZM 63
D-Kültürel Özelliklerin Turizm Açısından Değerlendirilmesi
Amasya çok eski devirlere inen yerleşim tarihinin kalıntıları ile Kültür Turizmi açısından oldukça ilgi çekecek özelliktedir. Şehir varlığının her döneminde kuruluş yerini değiştirmediği için günümüze ilk yerleşim kalıntıları kalmamıştır. Şehrin eski yerleşimin izlerini taşıyan en eski kalıntıları Amasya Kalesi, Kral mezarları ve Ferhat Su Kanalıdır.
Amasya Kalesi şehrin kuzeyinde Harşane dağı adı verilen şehre hakim bir tepe üzerindedir. (Foto 4). ilk olarak Pontus Kralı tarafından yapıldığı kabul edilen kale Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde onarımlar görmüştür. Yukarı Kale (Harşane Kalesi) ve Aşağı kale (Enderun Kalesi) olarak ikiye ayrılan kalenin 4 kapısı vardır. Günümüzde kalede su kuyuları, zindan ve hamam kalıntıları yer alır. Yeşilırmak ve Kral mezarlarına kadar uzanan merdivenli bir kaya tüneli vardır. Kalenin güney eteğinde “ Kızlar Sarayı” adı verilen eski dönemlerde yapılıp Osmanlı dönemlerinde de kullanılan bir sarayın varlığı bilinmektedir. Günümüzde Kale tarihi değeri yanında şehrin en güzel panoromasına sahip yerlerinden birisidir. Kalenin yamaçlarına ve Yeşilırmak vadisinin çeşitli yerlerinde kayalara oyulmuş mezarlar “ Kral mezarları” olarak bilinir. Pontus Krallarına ait olduğu kabul edilen bu mezarlar Akdeniz Bölgesindeki Likya kaya mezarlarından farklı olarak kayadan ayrılarak oda şeklinde oyulmuştur. Bunun mezarı rutubetten korumak için olduğu sanılıyor. Bu mezarların en güzel örneklerinden birisi Ziyaret Köyü yolu üzerindeki ’ ’Aynalı Mağara” olarak bilinen mezar, cilâlanmış yüzeyi güneşte parladığı için bu ismi almıştır (Foto 5). Eski kalıntılar içinde en çok ilgi çekeni Ferhat Su Kanalı (veya Suyolu) dur. Şahin Kayası mevkiinden başlayıp şehir içinde Beyazıt mahallesinde son bulan toplam 18 km. lik su kanalıdır. Şahin Kayası eteklerindeki derelerin suları toplayarak Amasya şehrine su getirmiştir. Antik devirlerden beri var olduğu ve daha sonraki yıllarda onarılarak kullanılan bu su kanalından az bir kısmı korunarak günümüze gelebilmiştir. “ Ferhat ile Şirin” efsanesine mal edilen bu kanal bu açıdan da turizm bakımından ilgi çekicidir. (Foto 6)
Roma ve Bizans dönemlerini yaşamış olan şehirde Romalılar zamanından kalma tek kalıntı Alçak köprünün kemerleridir. Günümüzde Alçak Köprü, kemerleri Roma, sütunları Selçuklu ve üst kısmı Cumhuriyet dönemi olmak üzere üç devrin izlerini taşır (Foto 7). Şehirde Bizans dönemine ait günümüzde Fethiye Camisi olarak kullanılan bir kilise yer alır.
Şehrin tarihi yapıları camiler, medreseler ve türbeler olarak üçe ayrılabilir. Osmanlı camileri arasında yer alan Sultan Beyazıt Cami tek şerefeli iki minaresi, oniki sütunlu şadırvanı ile şehrin en büyük tarihi yapısıdır. Camiler arasında Beyazıt Cami ahşap kapısı ve taş işçiliği, Burmalı Minare Cami
burma şeklinde yükselen minaresi ile dikkati çeker. Gökmedrese Cami Anadolu ’da eyvan biçiminde portali olan tek cami özelliğindedir. Ağaç oymacılığının çok güzel bir örneği olan kapısı Amasya Müzesindedir. “ Medreseler Şehri” olarak ün yapan Amasya’ nın günümüze kadar gelen çok güzel bir tarihi yapısı sekizgen şekilli Kapıağası (Büyükağa) Medresesidir. Türbeler arasında Gökmedrese, Torumtay, Şadgeldi. Sultan Mesut, Pir İlyas ve Yukarı Türbe ilgi çeker. Şehrin önemli bir tarihi yapısı Ilhanlılar döneminden kalma Bimar- hane'dir. Uygulamalı tıb ilminin önemli merkezlerinden birisi olmuş ve değerli hekimler yetiştirmiştir. “ Köprüler Şehri” olarak tanıtımı yapılabilecek kadar çok köprüsü olmasına rağmen köprülerin tarihi değeri kalmamıştır (Alçak köprünün Roma dönemine ait kemerleri hariç). Şehire çok yakın bir uzaklıkta yer alan Ilhanlılar döneminden kalma Çağlayan köprü en güzel köprüsüdür.
Amasya’ nın ilçelerinde de tarihi yapılar vardır. Bunlar arasında M erzifon’da Osmanlı dönemine ait Kara Mustafa Paşa Cami ve medresesi, Bedesten ve Taşhan yer alır. Kara Mustafa Paşa caminin içi resimli şadırvanı çok güzeldir. (Foto 8). Tarihi yapılar arasında Gümüşhacıköy ilçesinde Arasta (Bedesten), Gümüş bucağında Haliliye Medresesi, Yörgüç Paşa Cami yer alır.
Anadolu’da çeşitli il ve ilçelerde korunmuş olan “ Türk Evleri” turizm bakımından oldukça ilgi görmektedir. Günümüze tek tek korunarak gelebilmiş olan bu evlerin arasına modern yapılar girmeden korunmuş olanları çok azdır. Amasya tarihi evleri yangın, deprem ve sel gibi doğal afetlerden büyük zarar görmüş olmasına rağmen şehir içinde ve ilçelerde (M erzifon, Gümüşhacıköy) dağınık olarak korunabilmiş tarihi evler vardır. Özellikle Beldağı köyü bu bakımdan en güzel sivil mimari örneklerini taşır. Şehirde Maydanoz Köprü ve Hükümet Köprü arasında yalıboyunda toplu halde korunabilmiş tarihi evler vardır. Bu evler iki katlı, genellikle beşik örtüsü çatısı, cumbalı, bazen- de sokak boyunca bütün çıkmalı, üçlü pencere sistemli’dir (Foto 9). Bu tarihi evler arasında Hatuniye Cami yanında yer alan Hazeranlar Konağı sivil mimari unsurlarından korunarak günümüze gelmiş en güzel örneklerden birisidir (Foto 10). Bu konak, 1976 yılında komulaştırılarak restore edilmiş ve 1984 yılında müze olarak açılmıştır. İsmini sahiplerinden Hazeran hanımdan alan konak etnografik eserlerle, Amasya evlerinin iç düzeni esas alınarak düzenlenmiş olup kullanıldığı devrin ev yaşantısını yansıtmaktadır. Bu müze için, 1986 da 8962 olan ziyaretçi sayısı 1987 de 13.915’ e ulaşmıştır.
Amasya’ nın arkeolojik ve tarihi eserlerinin birarada sergilendiği bir müzesi vardır. 1925 yılından itibaren Sultan II. Beyazıt medresesinde toplanan arkeolojik ve etnografik eserler depo müze olarak korunmuş, 1962 yılında Gökmedrese camisine nakledilmiş, 1977 de günümüzdeki binasına taşınan müze
64 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
AMASYA’ DA TURİZM 65
1980 yılında düzenlenmiş olarak turizme açılmıştır. Arkeolojik, tarihi ve et- noğrafik 20 bine yaklaşan eser sergilenmektedir. 9 ayrı medeniyetin derlenmiş eserleri arasında amphoralar, lahitler, dokuma ve ziraat aletleri, halı ve kilim kolleksiyonu, Gökmedrese ve Mehmet Paşa camilerinin ahşap kapıları, sikkeler, seramik eşyalar, astronomi aletleri ve çeşitli etnografik eserler yer alır. Müze bahçesinde taş eserler (Roma ve Bizans mezar stelleri, sütun başlıkları, kitabe örnekleri) sergilenir. Bahçede Sultan I. Mesut türbesi içinde Ilhanlı dönemine ait mumyalar yer alır. Müzenin kültür Turizmi açısından Amasya’ nın tanıtımında rolü büyüktür. Müzenin ziyaretçi sayısı her geçen yıl artmaktadır. 1986 da 13.735 olan ziyaretçi sayısı 1987 de 18.736 ya ulaşmıştır. Amasya tarihe geçmiş değerli insanlar yetiştirmiştir. Coğrafyacı Strabon’ un memleketi olarak ün yapmış. Osmanlı imparatorluğu zamanında da pekçok şehzade bu şehirde yetişmiştir. Unlü Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Amasya doğum ludur (Günümüzde ismi şehrin ana meydanına verilm iştir). Babası II. Beyazıt ise padişah olmadan önce gençliğinin 25 yılını burada geçirmiş ve valilik yapmıştır. Amasya tarih boyunca çeşitli yönleriyle yazarların ve seyyahların ilgisini çekmiş, bunlar tarafından şehri öven isimler verilmiştir. Coğrafyacı Banse “ Anadolu Şehirlerinin incisi” , George Perot “ Anadolu’ nun O xford 'u ” olarak adlandırmıştır. Tarihi kitaplarda Bağdat-ür Rum (Anadolu Beldelerinin Bağdat’ ı) Medînetû’ l-Hükemâ (Akıl ve Hikmet Sahiplerinin Şehri) gibi adlarla geçmiştir. Amasya’ nın tarihte başkent olarak da önemi vardır. Pontus Krallığına 200 yıl başkentlik yapmış, Roma imparatorluğu zamanında eyalet merkezi olmuştur. Selçuklular zamanında Anadolu’nun en büyük şehirlerinden birisi olmuştur. Amasya tarihte bir kültür Şehri olarak önem kazanmıştır. Sahip olduğu çok sayıda medrese ile “ Medreseler Şehri” ünvanını almıştır.
Kültür turizmi açısından festivaller olaysal çekicilik sağlayıp yörenin tanıtımında önemli rol oynarlar. 1961 yılındanberi Atatürk’ ün Amasya’ ya ilk geliş tarihi olarak 12 Haziran Kiraz Festivali olarak kutlanmaya başlanmıştır, günümüzde 12-22 Haziran Atatürk Kültür ve Sanat Haftası olarak geniş kapsamlı olarak kutlanmaktadır.
Kültür turizmi içinde el sanatları ve folklor özelliklerinin de yeri vardır. Amasya’da el sanatları eski önemini kaybetmiş durumdadır. Hasır örgücülük, dokumacılık (M erzifon çarşafı) tekrar canlandırılabilir. Amasya köylerinden Göynücek ilçesinin Davutevi ve Ardıç pınarı köyleri halkı yüzyıllardır atalarından kalma geleneği sürdürmekte ve “ Bağlar” adı verilen giysilerini günlük yaşam içinde giymektedirler. Geleneklerini kaybetmeyen bu köylerin kültür turizmi için ayırıcı bir yeri vardır.
Sonuç olarak Amasya Kültür Turzmi açısından değerli özellikle Selçuklu ve Osmanlı tarihi yapılarına sahiptir. Diğer bir özelliği de korunarak günü-
66 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
miize ulaşmış tarihi evleridir. Amasyada iki müze (Hazeranlar konağı ve Amasya müzesi) Kültür Turiziıni açısından önemli katkıda bulunmaktadır. El sanatları sönmüş durumdadır. Yüzyıllardır geleneklerini kaybetmeyen iki köyünün (Davutevi ve Ardıçpınarı) Kültür Turizminde önemli bir yeri vardır.
Sonuç ve Öneriler
Araştırma sonucu elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir. Amasya ilinin turizm açısından en çekici doğal özelliği konumu ile ilgilidir. Bir vadinin en dar yerinde, bir nehrin iki kıyısında yer alması turizm açısından çekici olmaktadır. Doğal özellikleri arasında Borabay gölü, göl turizmi açısından ilgi çekicidir. Maden suyu kaynakları arasında Terziköy kaplıcası Kaplıca turizmine olanak tanımaktadır. İklimi turizm bakımından uygun değerlere sahip olup, rekreasyonel faaliyetleri engelleyecek değerlere ulaşılmaz. Dağlık kesimlerde kısmen korunmuş orman örtüsü önemli bir turistik zenginliktir.
Kültürel özellikler açısından varlığının her döneminde önemli bir kent olması dolayısiyle bu bakımdan da önem kazanır. Kalıntıların çoğu doğal afetlerden zarar görmüş olmsına rağmen özellikle Selçuklu ve Osmanlı yapıları bakımından zengin bir mirasa sahiptir. Kültür Turizmi içinde Yeşilırmağın kuzey sahilinde korunarak gelmiş tarihi evleri son derece güzeldir.
Günümüzde Amasya'da turizm, özellikle kültür turizminde yoğunlaşmaktadır. Kaplıca turizminden ise iç turizme dönük olarak faydalanılmaktadır. Amasya’da, gelen turist sayısından’da belli olduğu gibi, turizmin gelişmiş olduğu söylenemez. Fakat başta Kültür Turizmi olmak üzere, Kaplıca Turizmi, Av Turizmi, Nehir Turizmi, Kırsal Turizm Mağara Turizmi, Kongre Turizmi Dinlenme Turizmi gibi turizmin çok çeşitli kolları açısından değerlendirilecek potansiyele sahiptir.
Araştırmanın sonucunda Amasya’ nın turizmi için uygulanabilir öneriler şunlardır:
Amasya’ nın sahip olduğu tarihi yapılarla “ tarihi kent” olarak turizmde önemi vardır. Bu açıdan tarihi yapıların ve ahşap evlerin özelliklerini kaybetmemesi için, çok katlı modern yapılaşmaya tarihi kent içinde ve tarihi yapılar çevresinde yer verilmemesi gerekir. Kentin gelişimi dış mahallelere doğru kay- dırlarak tarihi şehir nüvesi korunmalıdır.
Şehir içinde yeşil örtü geniş ölçüde kalkmış olduğundan batıda bağevleri- nin yer aldığı meyva bahçeleri yeşil alan olarak korunup şehrin bu yönde gelişmesi önlenmelidir.
Kültür Turizmi üzerinde ve yaz mevsiminde yoğunlaşan turizmi çeşitlendirmek turizmi alansal ve mevsimsel olaraka yayacak ve turiste farklı tatil olanakları sağlayacaktır. Bu konuda yaz mevsimi dışında da yapılabilen “ Kaplıca Turizmi” , “ Av Turizmi” ve “ Kongre Turizmi” nden faydalanılabilir.
AMASYA’ DA TURİZM 67
Turizmi çekici hale getirmek için festival, spor karşılaşmaları, sergi ve konserlerden faydalanılabilir. Bunlar şehre olaysal çekicilik sağlayacaktır.
Şehrin konaklama olanakları yeterli değildir. Gelen turiste ilk önce konaklama olanağı sağlamak gerekli olduğundan, bu olanağın sağlanması gerekir. Aksi takdirde şehir günlük tatilcilerin uğrak yeri olmaktan ileri gideıniyecektir. Ayrıca her çeşit turiste karşılık verecek konaklama olanağı geliştirilmelidir (karavan ve kamping yeri).
Kent meydanının, Yeşilırmak kıyısının ve köprülerin çiçeklendirilmesi görsel çekicilik sağlayacaktır. Bu çiçeklendirm ede yerel türlerden faydalanmak gerekir.
Kentin önemli tarihi yapıları aydınlatılmalıdır (Beyazıt Cami, Binıarha- ne, Gökmedrese C. v.b)
Kenti panoromik olarak görecek manzara seyir yerleri düzenlenmelidir (Kale ve Çakallar mevkiinde).
Konaklama amacıyla kent içinde turistik tesis yapımına ancak tarihi dokuyu bozmayacak biçimde izin verilmesi gerekir. Yeni tesislerin kentin gelişmekte olduğu kesimlere yapılması daha uygun olur. Yeşilırmak nehri kıyısının yapılaşmadan korunması icabeder. Amasya Turban Otelinde olduğu gibi şehrin tarihi kesiminde bu çeşit bir yapılaşma bir süre sonra nehir kıyısını be- tonlaştıracak ve nehri görmeyi engelliyecektir.
Tarihi özellikleri olan özellikle taş döşeli sokaklar müze sokaklar olarak korunmalıdır. Özellikle sokaklardaki taş dokunun korunması gerekir.
Turistik hizmetler açısından işaretleme dizgelerinin konması gerekir. Özellikle köprüler şehri olarak tanınan şehirde köprülerin isimlerinin konması gerekir.
Doğal çevre en önemli rekreasyon kaynağını oluşturduğu için çevre kirliliği konusuna önem vermek gerekir (kara ve su kirliliği, orman yangınları, yaban hayatının korunması, bitki örtüsünün tahribi).
Kentin turistik harita ve broşürlerle tanıtımı gerekir. Bu tanıtımlarda (özellikle dış tanıtımda) belirli bir slogan kullanılmalıdır. “ Anadolu'nun incisi” , Anadolu'nun O xford 'u ” , “ Şehzadeler Şehri” “ Medreseler Şehri” gibi.
Çevrenin tarımsal bir ürünü tanıtımda kullanılabilir. Bu tanıtımda “ Amasya Elması” kullanılabilir.
“ Amasya Bardağı” hediyelik eşya gurubuna girmelidir.
Turizm bakımından çekici olacağından şehir içi ulaşımda faytonlardan faydalanılabilir (günümüzde sadece M erzifon’da kullanılıyor). Özellikle köprü-
66 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
miize ulaşmış tarihi evleridir. Amasyada iki müze (Hazeranlar konağı ve Amasya müzesi) Kültür Turizimi açısından önemli katkıda bulunmaktadır. El sanatları sönmüş durumdadır. Yüzyıllardır geleneklerini kaybetmeyen iki köyünün (Davutevi ve Ardıçpınarı) Kültür Turizminde önemli bir yeri vardır.
Sonuç ve Öneriler
Araştırma sonucu elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir. Amasya ilinin turizm açısından en çekici doğal özelliği konumu ile ilgilidir. Bir vadinin en dar yerinde, bir nehrin iki kıyısında yer alması turizm açısından çekici olmaktadır. Doğal özellikleri arasında Borabay gölü, göl turizmi açısından ilgi çekicidir. Maden suyu kaynakları arasında Terziköy kaplıcası Kaplıca turizmine olanak tanımaktadır. İklimi turizm bakımından uygun değerlere sahip olup, rekreasyonel faaliyetleri engelleyecek değerlere ulaşılmaz. Dağlık kesimlerde kısmen korunmuş orman örtüsü önemli bir turistik zenginliktir.
Kültürel özellikler açısından varlığının her döneminde önemli bir kent olması dolayısiyle bu bakımdan da önem kazanır. Kalıntıların çoğu doğal afetlerden zarar görmüş olmsma rağmen özellikle Selçuklu ve Osmanlı yapıları bakımından zengin bir mirasa sahiptir. Kültür Turizmi içinde Yeşilırmağın kuzey sahilinde korunarak gelmiş tarihi evleri son derece güzeldir.
Günümüzde Amasya’da turizm, özellikle kültür turizminde yoğunlaşmaktadır. Kaplıca turizminden ise iç turizme dönük olarak faydalanılmaktadır. Amasya’da, gelen turist sayısından’da belli olduğu gibi, turizmin gelişmiş olduğu söylenemez. Fakat başta Kültür Turizmi olmak üzere, Kaplıca Turizmi, Av Turizmi, Nehir Turizmi, Kırsal Turizm Mağara Turizmi, Kongre Turizmi Dinlenme Turizmi gibi turizmin çok çeşitli kolları açısından değerlendirilecek potansiyele sahiptir.
Araştırmanın sonucunda Amasya’ nın turizmi için uygulanabilir öneriler şunlardır:
Amasya'nın sahip olduğu tarihi yapılarla “ tarihi kent” olarak turizmde önemi vardır. Bu açıdan tarihi yapıların ve ahşap evlerin özelliklerini kaybetmemesi için, çok katlı modern yapılaşmaya tarihi kent içinde ve tarihi yapılar çevresinde yer verilmemesi gerekir. Kentin gelişimi dış mahallelere doğru kay- dırlarak tarihi şehir nüvesi korunmalıdır.
Şehir içinde yeşil örtü geniş ölçüde kalkmış olduğundan batıda bağevleri- nin yer aldığı meyva bahçeleri yeşil alan olarak korunup şehrin bu yönde gelişmesi önlenmelidir.
Kültür Turizmi üzerinde ve yaz mevsiminde yoğunlaşan turizmi çeşitlendirmek turizmi alansal ve mevsimsel olaraka yayacak ve turiste farklı tatil olanakları sağlayacaktır. Bu konuda yaz mevsimi dışında da yapılabilen “ Kaplıca Turizm i” , “ Av Turizmi” ve “ Kongre Turizmi” nden faydalanılabilir.
AMASYA’ DA TURİZM 67
Turizmi çekici hale getirmek için festival, spor karşılaşmaları, sergi ve konserlerden faydalanılabilir. Bunlar şehre olaysal çekicilik sağlayacaktır.
Şehrin konaklama olanakları yeterli değildir. Gelen turiste ilk önce konaklama olanağı sağlamak gerekli olduğundan, bu olanağın sağlanması gerekir. Aksi takdirde şehir günlük tatilcilerin uğrak yeri olmaktan ileri gideıniyecektir. Ayrıca her çeşit turiste karşılık verecek konaklama olanağı geliştirilmelidir (karavan ve kamping yeri).
Kent meydanının, Yeşilırmak kıyısının ve köprülerin çiçeklendirilmesi görsel çekicilik sağlayacaktır. Bu çiçeklendirmede yerel türlerden faydalanmak gerekir.
Kentin önemli tarihi yapıları aydınlatılmalıdır (Beyazıt Cami, Bimarha- ne, Gökmedrese C. v.b)
Kenti panoromik olarak görecek manzara seyir yerleri düzenlenmelidir (Kale ve Çakallar mevkiinde).
Konaklama amacıyla kent içinde turistik tesis yapımına ancak tarihi dokuyu bozmayacak biçimde izin verilmesi gerekir. Yeni tesislerin kentin gelişmekte olduğu kesimlere yapılması daha uygun olur. Yeşilırmak nehri kıyısının yapılaşmadan korunması icabeder. Amasya Turban Otelinde olduğu gibi şehrin tarihi kesiminde bu çeşit bir yapılaşma bir süre sonra nehir kıyısını be- tonlaştıracak ve nehri görmeyi engelliyecektir.
Tarihi özellikleri olan özellikle taş döşeli sokaklar müze sokaklar olarak korunmalıdır. Özellikle sokaklardaki taş dokunun korunması gerekir.
Turistik hizmetler açısından işaretleme dizgelerinin konması gerekir. Özellikle köprüler şehri olarak tanınan şehirde köprülerin isimlerinin konması gerekir.
Doğal çevre en önemli rekreasyon kaynağını oluşturduğu için çevre kirliliği konusuna önem vermek gerekir (kara ve su kirliliği, orman yangınları, yaban hayatının korunması, bitki örtüsünün tahribi).
Kentin turistik harita ve broşürlerle tanıtımı gerekir. Bu tanıtımlarda (özellikle dış tanıtımda) belirli bir slogan kullanılmalıdır. “ Anadolu'nun incisi” , Anadolu'nun O xford 'u ” , “ Şehzadeler Şehri” “ Medreseler Şehri” gibi.
Çevrenin tarımsal bir ürünü tanıtımda kullanılabilir. Bu tanıtımda “ Amasya Elması” kullanılabilir.
“ Amasya Bardağı” hediyelik eşya gurubuna girmelidir.
Turizm bakımından çekici olacağından şehir içi ulaşımda faytonlardan faydalanılabilir (günümüzde sadece M erzifon’da kullanılıyor). Özellikle köprü
68 METİN TUNCEL-SUNA DOĞANER
lerle birbirine bağlanan nehrin iki yakasında yapılacak fayton turları çekici olacaktır.
Amasya ulaşım olanaklarıyla diğer bölgelere yapılan turistik turlara dahil edilebilir. Örneğin Istanbul-Trabzon arasında yapılan deniz turuna katılan turistleri Samsun’a yakınlığı sebebiyle karayoluyla Amasya’ ya çekilebilir. Özellikle İstanbul gibi çevreye büyük miktarda turist gönderen ili denizyo- luyla kendine çekebilir.
Dış turizm açısından Kültür Turizmi içinde yapılan Doğu Turlarına Amasya’ nın dahil edilmesi gerekir. Ankara-Samsun karayolunu izleyen ve Doğu Karadeniz’e doğru devam eden turların gidişine veya Erzurum üzerinden dönüşüne Amasya dahil edilebilir.
Turistlerin son derece ilgisini çekecek olan “ Ferhat ile Şirin” hikayesi turizmde son derece çekici olacaktır. Şehir içinde bu hikayeyi simgeleştirecek bir anıta yer vermek gerekir.
Son söz olarak bir zamanlar Anadolunun incisi olmuş bir şehir, turizm bakımından son derece uygun koşullara sahiptir.
BİBLİYOGRAFYA
ALP, D. Amasya Yöresinin Jeolojisi, I.U Fen Fak. Monog. sayı. 22, 1972. ASLANAPA, O. Türk Sanatı I-II, İstanbul, Kervan Yayınları, 1984. ABDİ-ZADE HÜSEYİN HÜSAMETTİN, Amasya Tarihi cilt I.HUŞ, S. “ Türkiye Av Hayvanlarının yayılış Yerleri” I.U. Orman Fak. Der. cilt
31 seri B sayı 2, ss-68-81, 1981.DARKOT, B. İslam Ansiklopedisi Amasya Maddesi s*-392, -396.TUNCEL, M., Göllerimiz. Radhoûse Yayınları, Tabiat Bilimleri Serisi, 1975,
İstanbul.TUNCEL M., İslam Ansiklopedisi Yeşilırmak Maddesi.s. 400-401.MENÇ, H. Amasya Tarihinden Sayfalar, Amasya, 1987.MOLTKE, H. Türkiye Mektupları, Remzi Kitabevi, 1969.NİŞANCI, A. “ Karadeniz Bölgesinin İklim Özellikleri ve Farklı Yöreleri Kara
deniz Bölgesi Kongre Bildirileri I, Samsun s. 223-233, 1988.PEKER, H. “ Tokat ve Amasya Çevresinde Su ve Orman Münasebetleri ve Bun
lara Göre Alınması Lâzım Gelen Tedbirler” İ.U. Orman Fak. Der. seri B, cilt VI, 1, ss. 80-93, 1956.
TEKTAŞ, M. Hazeranlar Konağı, Amasya Turizmi ve Eski Eserleri Korumu Derneği Yayını, no. 1, 1986.
TEKTAŞ, M ., Amasya Müzesi, 1982.