Upload
others
View
36
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Eğitim Bilimleri Derslerine Nasıl Çalışalım ?
1-PROGRAM GELİŞTİRME:
Bu dersin kendine ait bir jargonu vardır. Soru çözmeye başlamadan
önce, Program geliştirme alanının terminolojisine hakim olmak
gerekir. Aksi takdirde soruyu anlamakta zorluk çekersiniz.
Program geliştirme dersi felsefi alt yapısı olan teorik bir derstir.
Toplam 12 sorunun sorulduğu bu dersten başarılı olabilmek için
dersin kendine has literatürüne hakim olmak gerekir.
Özellikle soru çözerken öncülde ne anlatılmak istendiği
konusunda adaylar sıkıntılar yaşamaktadır. Bu sorunun önüne
geçebilmek için öğrencilerin bol soru çözerek “program
geliştirmenin” diline hakim olmaya çalışmaları gerekir.
Program geliştirme sorularında öncülü okuduktan sonra
anladıklarımızı kendi cümlelerimizle basitleştirmemiz ve
sonrasında soru çözmemiz yapılan net miktarını arttıracaktır.
Özellikle son yıllarda program geliştirme soruları tablo veya
kavram haritası şeklinde de sorulabilmektedir. Özellikle ünitede
kavramlar arasında bir sistematiğin olduğu konularda kavramlar
arasında ilişki kurmaya yönelik kavram haritaları hazırlamanız
konuyu daha iyi öğrenmenizi sağlamakla birlikte, bu tür sorulara
doğru cevap vermenizi de kolaylaştıracaktır.
Program geliştirmede basit sorulardan başlayarak zor sorulara
doğru ilerlemek önemlidir. Soru bankalarından çalışırken buna
mutlaka dikkat edilmeli veya dersin öğretmeninden soru
bankalarını hangi sırayla çözmeniniz gerektiği konusunda fikir
almanız gerekmektedir.
Üşenme,
Erteleme,
Vazgeçme.
KPSS’YE NASIL ÇALIŞILIR ?
2-ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ:
Bu derse başlamadan önce “Program Geliştirme” dersi iyi kavranmış olmalıdır.
Öğretim yöntem ve teknikleri dersine program geliştirmeden hemen sonra başlanmalıdır. Yani öncelikle
program geliştirme dersi çalışılarak bitirilmeli sonra öğretim yöntem ve teknikleri dersine başlanmalıdır.
Dersin Ağırlığı gittikçe artmaktadır. Bu derste sınıf yönetimi ile birlikte toplam 30 soru çıkmaktadır. Dersin
bir bütünlük içerisinde öğrenilebilmesi için öğretmenin dersin işleyiş sırası takip edilmelidir. Ya (model-
strateji-yöntem-teknik ) sırası takip edilmeli veya tam tersi teknikten başlayarak modellere doğru gidilmelidir.
Dikkat: Bu ders öğretmenlerin sınıf içi uygulamalarına yönelik olduğu için, sorular daha çok sınıf içi
uygulamalara yönelik çıkmaktadır.
Özellikle 2011 sınavında etkinlik-kazanım ilişkisinden 3-4 soruya yer verildi. Bu nedenle ülkemizde yer
verilen öğretim uygulamaları- modelleri-stratejileri- yöntem ve tekniklerine daha fazla önem vererek tüm
konulara hakim olmak gerekir.
Öğretim yöntem ve tekniklerinden sorulan soru sayısının fazla olması nedeniyle yapılacak çalışmalarda bu
derse Öğrenme Psikolojisiyle birlikte daha fazla zaman ayrılmalıdır.
3-ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
Ölçme ve değerlendirme dersi hem sözel hem sayısal beceri isteyen bir derstir. Özellikle mantıksal ilişkiler
kurmada becerikli olan öğrencilerin daha çok net yaptığı bu derste yoruma açık noktalar hemen hemen yok
gibidir.
Bu ders için kritik konular temel kavramlar ve geçerlilik- güvenirliliktir. Bu iki konu anlaşıldıktan
sonra ölçme ve değerlendirmede başarı yüksek olur.
Toplam 18 soru çıkan bu derste son kısımda 3-4 tane sayısal işlem gerektiren çoğunlukla tablolardan
oluşan sorular olur. Bu tabloları iyi okumak ve yorumlamak soruyu çözmek için şarttır. Bu tür tablo
sorularını sık sık çözerek daha fazla net yapılabilir.
4-GELİŞİM-ÖĞRENME VE REHBERLİK
Gelişim, öğrenme ve rehberlik alanında başarı, çok soru çözmekle doğru orantılıdır. Çünkü ne kadar
farklı soru tipi görürseniz, diğer soruları yorumlayabilme yetiniz o kadar gelişecektir.
Eğitim bilimleri derslerini çalışmaya başlamadan önce bir program yapmanızı öneririz. Her bir bölüm için
gerekli zaman dilimini ayarlamalısınız. Ve dersleri kesinlikle sırasıyla çalışmalısınız. Örneğin bir gelişim
psikolojisi bölümü bitirmeden asla “öğretim yöntem ve teknikleri” bölümüne geçilmemelidir. Böyle bir hata
hem zaman kaybı olacaktır hem de dersleri anlama noktasında size zorluklar çıkaracaktır.
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ ALTIN DERS NOTLARI
MOBİL-PC-TABLET İNDİR www.22kasimyayinlari.com
Bu yayının basım, yayım ve satış hakları fotokopion.com ve site sahiplerine aittir. Bütün hakları saklıdır.
Hangi amaçla olursa olsun, yayınların tamamının veya bir bölümünün ilgililerin yazılı izni olmadan kopya
edilmesi, fotoğraflarının çekilmesi , elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla basılması, çoğaltılması
ve dağıtılması yasaktır.
No part of this publication may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmittedin any form or
by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, withoutpermission in writing
from the fotokopion and owners
I. ÜNİTE
TEMEL KAVRAMLAR
1. Öğrenme ve Performans: Tekrar ve yaşantı
sonucu davranışlarda meydana gelen nispeten
kalıcı izli bir değişmedir. Mesela; sobadan eli
yanan bir çocuğun bir daha sobayı ellememesi,
100’e kadar sayma vb.
2010 KPSS: Bir bebeğin elini, ayağını ısırarak
seven bir yetişkini görünce ağlamaya başlaması
öğrenmedir.
Öğrenme içsel bir süreçtir ve doğrudan
gözlenemez.
Gözlemlenen bireyin performansı ya da
davranışıdır. Performans öğrenme sonucu
gözlemlenebilecek davranışlardır.
Öğrenmenin üç önemli özelliği vardır.
* Her öğrenmede az veya çok bir davranış
değişikliği mutlaka olur.
* Davranışın öğrenilmiş olduğunu söyleyebilmek
için sürekliliğin/kalıcılığın olması gerekir.
Yani oldukça uzun süre bu davranışın devam
etmesi gerekir.
* Öğrenmede söz konusu olan davranış değişikliği
tekrar ve yaşantı sonucu meydana gelmiş
olması gerekir. Yoksa her davranış değişikliği
öğrenme değildir.
Uyarı: İçdürtü, içgüdü, refleks, büyüme ve
olgunlaşma sonucu meydana gelen davranış
değişiklikleri öğrenme değildir.
Öğrenme ürünü sayılmayan davranış değişiklikleri
1-) İçgüdü: Hayvanlar tarafından bilinçsin
yapılan kalıtsal (doğuştan) ve otomatik
davranışlardır.
Mesela; örümceğin ağ kurması, tırtılın koza
yapması, arının bal yapması gibi.
İçgüdü davranışlarının özellikleri
a) Öğrenilmemiştir yani doğuştandır
(Kalıtılmsaldır).
b) Sadece hayvanlara özgüdür.
c) Otomatiktirler. Yani niçin yapıldığı hayvan
tarafından bilinmez.;
d) Türe özgüdür. Bir türe mensup olanlar aynı
içgüdüsel davranışlarda bulunurlar. Yani o
içgüdü davranışı o türün tüm bireylerinde
görülür. Mesela; miyavlamak içgüdüsü kedi
türünün tüm bireylerinde görülür.
e) Belirli zaman ve şartlar oluştuğunda ortaya
çıkar. Mesela; leyleklerin sonbaharda göç
etmesi, yarasaların geceleri uçması.
2-) Refleks: Belirli uyarıcılara karşı gösterilen ani
ve istemsiz (bilinçsizce) tepkilerdir. Refleksler
kalıtsal (doğuştan), otomatik yani öğrenmeye
dayanmayan tepkilerdir. Refleksler organizmayı
zararlı uyarıcılar karşısında koruma görevi yapar.
Refleksler, hem insanlarda hem de hayvanlarda
görülür. Yani belli bir türe özgü değildir.
Mesela; aksırma, göz kırpma, ışık karşısında göz
bebeklerinin büyüyüp küçülmesi, çok sıcak bir
nesneye eli değen birinin hemen elini geri
çekmesi.
3-) Büyüme: Organizmanın beden yapısında
zamana bağlı olarak gerçekleşen nicel
değişikliklerdir. Büyüme yalnız bedensel
gelişimdir. Mesela; boyun uzaması, süt dişlerin
çıkması.
0888 228 22 22 1 www.22kasimyayinlari.com
22kasim
4-) Olgunlaşma: Organizmanın, hem bedensel
hem de zihinsel (bilişsel) değişim süreciyle ortaya
çıkan durumdur. Organizmanın herhangi bir
organının, o organdan beklenen görevi
yapabilecek seviyeye erişmesidir. Mesela; on
aylık bebeğin emeklemesi, 1.5 yaşındaki bir
çocuğun yürümesi.
Olgunlaşma öğrenmenin ön koşulur. Eğer
organizma bir şeyi öğrenebilme olgunluğunda
değilse öğrenme gerçekleşemez. Mesela; çocuğun
bisiklete binebilmesi için belli bir fiziksel
seviyeye (olgunlaşmaya) ulaşmış olması gerekir.
Bu fiziksel seviye ile kastedilen sinir, kas ve zihin
gelişiminin belli bir olgunluğa ulaşmasıdır.
5-) Geçici Davranışlar: Bireyin sürekli olarak
göstermediği belli zamanlarda ve durumlarda
ortaya çıkan (alkol aldığında, rüya gördüğünde,
ağır ilaç veya uyuşturucu kullandığında, ağır ateşli
hastalıklarda) öğrenme ürünü sayılmayan
davranışlardır. Ayrıca hormona! salgılara bağlı
değişikliklerden terleme, kızarma gibi davranışlar
da öğrenme değildir.
Mesela; narkoz halinden uyanırken söylenen
sözler, aşırı alkol alan birinin kaba ve ölçüsüz
konuşması, uyurgezer birinin gece dışarı çıkıp
yürümesi.
2. Öğretme: Okullarda planlı ve programlı olarak
yürütülen ve bir hedefe yönelik olan eğitim
faaliyetlerine denir.
3. Eğitim: Bireyden istenilen davranışları
oluşturma sürecidir.
4. Yaşantı (Deneyim): Bireyin çevresiyle
etkileşimi sonucu bireyde kalan izdir.
2012 KPSS: Doğuştan görme engelli Ahmet,
yetişkinlik döneminde gerçekleştirilen bir
ameliyatla görme yetisini kazanır. Ancak bu yetiyi
kullanma düzeyi, görme problemi olmayan
bireylerle aynı seviyeye ulaşamaz.
5. Uyarıcı (Uyaran): Duyu organlarını harekete
geçiren ve organizmada tepkiye yol açan her türlü
iç (açlık, susuzluk) veya dış etkene (ışık, ses)
uyarıcı denir.
6. Tepki (Davranım): Uyarıcıların organizmayı
etkilemesi sonucu gösterilen her türlü davranışa
tepki denir. Başka tanıma göre uyarıcıların
organizmada meydana getirdiği her türlü
fizyolojik ve psikolojik değişmelerdir.
Tepki başkaları tarafından gözlenebiliyorsa açık
tepkidir. Mesela; gülmek, koşmak. Tepki başkaları
tarafından gözlenemiyorsa kapalı tepkidir.
Mesela; düşünmek, rüya görmek, bir matematik
problemini zihinden çözmek.
7. Davranış: Organizmanın içten veya dıştan
gelen uyarıcılara karşı gösterdiği açık, kapalı
(gizli), gözlenebilen, gözlenemeyen her türlü
etkinliğine davranış denir. Kısacası organizmanın
her türlü etkinliğine davranış denir. Davranışlar 3
türlü incelenir.
a) Doğuştan getirilen davranışlar: Öğrenme
ürünü olmayan, organizmanın yaşamını ve tür
olarak devamını sürdürmesinde kullandığı
davranışlardır. Bunlar: İçgüdü, içdürtü ve refleks
davranışlarıdır.
b) Geçici davranışlar: Bireyin sürekli olarak
göstermediği, belli zamanlarda ve durumlarda
ortaya çıkan (alkol aldığında, rüya gördüğünde,
ağır ilaç veya uyuşturucu kullandığında, ağır ateşli
hastalıklarda) öğrenme ürünü sayılmayan
0888 228 22 22 2 www.22kasimyayinlari.com
22kasim
davranışlardır. Ayrıca hormonal salgılara bağlı
değişikliklerden terleme, kızarma gibi davranışlar
da öğrenme değildir.
Mesela; narkoz halinden uyanırken söylenen
sözler, aşırı alkol alan birinin kaba ve ölçüsüz
konuşması, uyurgezer birinin gece dışarı çıkıp
yürümesi gibi.
c) Öğrenme ürünü olan davranışlar: Doğuştan
getirilmeyen ve öğrenme sonucu meydana gelmiş
kalıcı izli davranışlardır. Mesela; teneffüs zili
çaldığında teneffüse çıkılması bir öğrenmedir.
Öğrenme ürünü olan davranışların özellikleri
şunlardır:
* Her öğrenmede az veya çok bir davranış
değişikliği mutlaka olur.
* Davranışın öğrenilmiş olduğunu söyleyebilme^
için sürekliliğin/kalıcılığın olması gerekir.
Yani uzun bir süre bu davranışın devam
etmesi gerekir.
* Öğrenmede söz konusu olan davranış değişikliği
tekrar ve yaşantı sonucu meydana gelmiş
olması gerekir (Her davranış değişikliği
öğrenime değildir).
8. Pekiştireç: Davranışın yapılma olasılığını
arttıran uyarıcılara pekiştireç denir.
a) Olumlu Pekiştireçler: Davranışın hemen
ardından verilerek davranışın ortaya | çıkma ve
tekrarlanma olasılığını artıran uyarıcılardır.
Olumlu pekiştireçler organizma için istenilen
uyarıcılardır. Bunlar ödül olarak nitelendirilebilir.
Mesela; takdir edilmek, statü kazanmak, plaket
almak, takdirname almak.
b) Olumsuz Pekiştireçler: Ortadan
kaldırıldığında veya verilmediği zaman davranışın
ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılardır. Yani
belli bir davranış yapıldıktan sonra, organizmayı
rahatsız edici bir durum (olumsuz uyarıcı) ortadan
kalkarsa o zaman aynı davranışın yapılma olasılığı
artar.
Olumsuz pekiştireçler organizma için istenmeyen
uyarıcılardır. Mesela; çok soğuk olduğu için ders
çalışamayan bir öğrenci, sakat olduğu için
oynayamayan futbolcu, kırmızı kart yediği için
oynayamayan oyuncu örneklerinde altı çizili
ifadeler olumsuz pekiştireçdir (istenmeyen
uyarıcıdır).
c) Birincil (Öğrenilmemiş, koşulsuz)
Pekiştireçler: Öğrenilmemiş olan, her türlü
organizmada doğuştan etkili olan, organizmanın
temel biyolojik ihtiyaçlarını gideren uyarıcılardır.
Mesela; su, yiyecek, içecek, uyku birincil
pekiştireçdir.
Birincil pekiştireçlerle ilgili olarak bir hastalıktan,
stresten kurtulma ya da hoş olmayan durumdan
kaçınma süreci birincil kazanç’tır.
d) İkincil (Öğrenilmiş, koşullu) Pekiştireçler:
Doğuştan getirilmeyen, etkisini sonradan öğrenme
yoluyla kazandığımız pekiştireçlerdir.
Mesela; para, madalya, % diploma, takdir belgesi,
onaylanma isteği birer ikincil pekiştireçdir.
İkincil pekiştireçlerle ilgili olarak bir hastalığa,
strese ya da hoş olmayan olduğu bağlı olarak elde
edilen dışsal avantajlar ikincil kazanç’tır
Mesela; bir bireyin hasta olduğu için ailesinden
gördüğü ilgi, Bir bireyin sakat olduğu için
toplumda veya yasalarda bazı haklar elde etmesi.
0888 228 22 22 3 www.22kasimyayinlari.com
22kasim