649

Click here to load reader

Ahmet Hamdi Tanpınar - XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi

  • Upload
    yveslin

  • View
    436

  • Download
    158

Embed Size (px)

DESCRIPTION

ahmet hamdi tanpınar, türk edebiyatı tarihi, 19. yüzyıl, tarih, edebiyat

Citation preview

  • w w w .e s k i k i t a p l a r im .c o m

    19 uncu Asir Trk Edebiyat Tarihi

  • alayan Edebiyat Serisi No. : 1

    Prof. Ahmet Hamdi Tanpnar

    19 uncu Asr

    TRK EDEBYATI TARH

    A C L A Y A N K T A B E V tistikll C8d. Tokatlyan st pasaj 7-8-9-21

    BEYOLU STANBUL

  • Yedinci bask 1988

    Her hakk mahfuzdur. Bu kitap veya bir ksm Tunay" alayan - alayan Kitabevinin msaadesi alnmakszn tab ve k o p ya edilemez.

  • N D E K L E R

    kinci basknn nsz

    Prof. Dr. Mehmet Kaplanm eser hakk ndaki yazs

    GR 65-128

    GAPLJLAMA HAREKETNE UMUM BtR BAKI

    I. Balangtan 1789 a kadar 37H. ikinci safha : 1789 -1807 52

    m . XIX. asrda garpllama hareketi 1826 -1839 64

    BRNC BLM

    XIX. Yzyln ilk Yansnda Ttirk Edebiyat 77-128

    I. lR : Divan iiri 77, Vsf- Endern 81, zzet Molla 88, Akif Paa 93, Halk iiri : Emrah, Zihni, Dertli, Seyrnl, Dadalolu 101.

    II. NESR : Resm dilde deiiklik 110, Tarihiler 111, Hatralar ve muhtralar 116, Yenilie doru 119, Mustafa Sami Efendi 124.

    KNC BLM

    Tanzimat Seneleri 129-158

    I. 1839'dan 1360a kadar: 1) Tanzimat fermam 129, 2) stanbulda hayatn deimesi 131, 3) Yeni ve eski 136, 4) Reid Paa ve Dairesi 139,5) Devlet tesisleri ve fikir hayat : Kalemler 142, Encmen-i Dnl 143,6) Gazete, gazetecilik, makale 146, 7) Tiyatro ve dier garp nev'ilerinin grnmesi 148.

    n . 1856 - 1876 yllan : Tanzimat ideolojileri, medeniyet ve medeniyetilik 152, Osmanlclk 152, slamclk 153, Deien artlar 154, Yeni terkiplere doru 156.

    Yenillfln Byk Muharriri 159-215

    I. AHMED CEVDET PAA : Hayat 159. Baz dikkatler 164, Eserleri 168, Tarih-i Cevdet 169, sTezkir-i Cevdet ve Mrzt 173, slp 174,

    n . MNF PAA 179.m . BRAHM N A S E FE N D : Hayat 183, Btnyle inasl 189, inasi'-

    nin nesri 191, inasi'nin iiri 192, Yeni manzume 193, Yeni dil ve hayal 195, Yeni insan 198, inasinin fikirleri 199. Medeniyet fikrinin kahraman telkkisi 201, Millet telkkisi 202, Devlet, hkmet, millet ve mesuliyet fikri 203, lnasi'de garp tesiri 204, air evlenmesi 205, inasi ve dil 208, inasi gazeteci 210, Gazete bir btnd 213.

  • VI

    I.

    n .

    r a .

    rv.

    v .

    i.

    n .

    r a .

    iv .

    inasiden sonra YEN OSMANLILAR CEMYET 216-248

    Abdlaziz devri Trkiye'si 216, Yeni bir nesil 220, Mustafa Fzl Paa 221, YeM. OsmanlIlar ve siyas muhitler 222, Yayn hareketleri ve ka- ramme-i Ali 224, Avrupa'da yaplan mcadele 226.AL SUAV EFEND : Hayat 230, Yetimesi ve mizac 234, Fikirleri 240, Rejim meselesi ve hilfet messesesl 241, Suavi mtehid 242, Suavi ve Trk tarihi 243, Dil meselesi 247.

    inasiden sonra NEVLERN GELMES

    1851-1885 Yllar Aras 249-300

    GAZETE : Gazete ve gazete okuyucusu 249, Gazeteci dili 250, Gazete ve neviler 251, Gazete ve iir 251. Gazeteden sonra kitap 252.R : Eski iir 252, Yeniehirli Avni Bey 255, Leskofal Galib Bey 257, Arif Hikmet Bey ve Encmen-i uar airleri 261.Yeni iir : Yeni iir ve ekil 262. Edhem Pertev Paa ve ikinci hamle 264, Duhter-i Hindu ve nazm ekli 266, Vezin meselesi 267, Konular temler 269, Ferdin douu ve link iirin deimesi 270, Eski hikmetten felsefi endieye 271, lm dncesi 272, Tabiatn kefi 273, Yeni edeb nesir 273, Din ilhamn yenilemesi 275, Yeni iir anlay 275, Yeni masallar ve istirelerin deimesi 276.TYATRO N EV N N GRMES VE GELMES : Yeni edeb nev'i olarak tiyatro 278, ark Kumpanyas ve Trke oyun 279, Yerli eserler 280, Gll Agop Kumpanyas ve Osmanl tiyatrosu 281, Yeni nevin artlan 282, Tiyatro zerinde ilk dnceler 283.HKAYE VE ROMAN : lk tercmeler ve ilk eserler 285, Roman okuyucusu 286, Nevin ilk artlan 26S, Eski hikyeden yenisine doru 289, nsan tlilne al 289, Msameretnme 290, kinci byk tem : Es- ret meselesi 291, Zihniyet farklar 293, Teessr! hayatn tek romaneski 293, Realizm ve natralizm tecrbeleri 294, Tariften tasvire 296 TENKT VE DENEME 297.

    inaslnin yan bandaZtY A PAA 301-341

    HAYAT : Harbftttan Mabeyine 301, Siyasi mcadele 303, Mizac ile dnceleri arasnda 309.RLER : Ear- Ziya 312, Terc-i bend 314, Terc-i bend*in kaynaklan 319, Eski slm felsefesi ve Terc-i bend 322, Terkib-i bend 322, Ziya P aa ve hiciv 324. Zafernme 325.MENSUR ESERLER: Makaleleri 328, Veraset mektuplan 331, Rya 333.ZYA PAA VE EDEBYATIMIZ : iir ve ina makalesi ve Hrbat mukaddimesi 336, Ziya Paa ve edebiyat 337.

  • v n

    inasiden sonra NAMIK KEMAL

    I. H AYATI: inasi'den evvel 342, inasi ile tanna 343, Her eyd in evvel nesir 347, Gazete ve meseleler 346, Kemal Paris'te 350, D nk almalar 352, bret gazetesi ve siya M mcadele 333, Vatan yahut Silistre piyesi 358, Menfa ve edetiyat 359, Midhat P aa ve Kanun- cssl 362, Abdiilhamid ve Nmk Kemal 365, Son alnmalar 366

    H. RLER : inasiden evvel 368, inasi'den sonra 370, Hece vezni iirler 371, nc devre 371.

    III TYATROLARI : 377, Vatan yahut Silirtre 379, Zavall ocuk 382, Akif Bey 383, Glnihal 385, Celleddin Hrzemh 389, Kara- bel* 399.

    IV. ROMANLARI : Roman anlay 400, ntibah 400, Cezmi 406.V. BYOGRAFLER VE TARH ALIMALARI 411.

    VI. NAMIK KEMAL VE EDEBYATIMIZ 419, Tek dil 420, Eskinin tenkidi kidi 421, Tahribs. ve Takib 422, Yeni bir edebiyat anlay 424.

    VII. FKRLER : Hrriyet Fikri 425, Kanun fikri 427, Fert ve deerler 428, Merutiyet sistemi 429, ktisadi fikirler 431, Medeniyetilik 432.

    VIII. SL C B U : lk ykl cmle 433, Yeni bir belgat cmlesi 435, Tasviri cmle 436, Ry ve Mensur iir 437, ki lem ortasnda 439, slp karmalar 441, Baz hususilikler 442.

    Nmk Kemalin yan banda AHMED MDHAT EFEND 445-474

    I. H A Y A TI: Bir fakir delikanlnn hikyesi 445, Daarck ve Krk A m bar 449, Rodos'a nefyi 450, Menf 451, Yeni devrin szcs 451, Uss-i inklb 451.

    II. ESER VE NSAN 455, Feltun Bey ve Rkm Efendi 458, Ev ve okuma saati 459, Ev ve romanc 461, Roman okuyucusu ve roman 462.

    III. LK ROMANCI 463, Macera romanlar 470, Beyolu hayat ve koz- mopolizm 472, Tiyatrolar 473.

    Nmk Kemalden sonra RECAl-ZADE MAHMUD EKREM BEY 475-499

    I. HAYATI 475.II. RLER: Name-i seher 478, Zemzemeler 480, Tefekkr 481,

    Nejad-Ekrem 487.ELI. HKYE VE TYATROLARI 488, Muhsin Bey 489, Araba sevdas

    489, emsa 495, Piyesleri 495.IV. RECl-ZADE VE EDEBYAT: Tlim-i edebiyat 496, Zemzeme m u

    kaddimesi 498.

    Nmk Kemalden sonra ABDLHAK HAMtD 500-592

    I. HAYATI 500

  • v m

    H. BAZI DKKATLER : 508, Aile ve yakn tesirler 510, im f ikri sabiti 510, Mizac 511, alma ekli ve eser 513.

    III. RLER : 1) Makber*e kadar 517, Hmdin iir anlay 521, Belde 522, Garam 524, Metafizik endlge 527, Hazine-i E vrak tak i iirler 531, Bunlar Odur 534, 2) Makber dairesi 536, Makbersin yazl tarz 544, l 547, Hacle 548, Hmidde Hugo tesiri 552, 3) Son manzumeler 558. Validem ve br manzumeler 560.

    IV. TYATROLARI : 1) Tiyatro anlay : ki yol arasnda 561, Duhter- Hindu > ve romantik tiyatro 563, nc devre 565, 2 ahs repertuar ve fikirleri 566, Fikir - ahslar 568, Meseleler 569, 3) Piyeslerin ats 570, Klasik Fransz tiyatrosu ve Hmid 571, Tank ve bnt Musa 574, Hmid ve Shakcspeare 578, lhan dairesi 584.

    Eski ile yeninin arasnda MUALLM NAC EFEND 593-610

    I. HAYATI : merin ocukluu 593, Mes'ud-i harabati 596. n. RLER : Eski ile yeni arasnda 599.

    IH. MENSUR ESERLER ve DL 606.

    NDEKS (ahs, eser eser kahraman) 611

  • KLNC BASKININ NSZ

    Edebiyat vkalarm zam an erevesi iinde olduu gibi sralamak, biribiriyle olan m nasebetlerini ve dardan gelen tesirleri tayin etm ek, byk zevk ve fikir cereyanlarn ayrmak, hulsa her trl vesikann hakkn vererek bir devrin edeb ehresini tespite almak, edebiyat tarihinden beklenen eylerin en ksa ifadesidir.

    Ondokuzuncu asr T rk edebiyat tarihi nin bu ikinci basksnn okuyucular, kitapta bu esas emann baz yerlerde ok anldn, tarih hadiselere ve itimai deiikliklere lzumundan fazla yer ayrldm ve m uharrirce esas addedilen baz meseleler zerinde fazla srar edildiini greceklerdir. ok zikzakl ve lykiyle tayin edilmemi hareketlerle de olsa, her eyden evvel, cemiyete yeni bir duyu, dn ve anlat tarznn, yeni bir dnya ve tabiat grnn ve insan anlaynn geldii, btn edebiyatmz boyunca ihmal edilmi olan nesrin insan iin yeni ve ok tabii bir ifade vastas olarak ald bir devrin edebiyatnn tarihi yaplrken, onu douran hadiselere haklar olan yeri vermek, daha evvel onlarla hesaplamak bizce zaruri grnd.

    Ondokuzuncu asr T rk edebiyat tarihi her eyden evvel T rk insannda balyan bir buhrann ve yeni ufuklar ve deerler etrafnda yava yava kurulan b ir i dzenin tarihidir. Biz bu buhran ve deiiklii itimai ve tarihi sebepleriyle gstermee yeni ile eskinin her admda karlamas kadar ehemmiyet verdik.

    Vka, hibir devirde edeb hadise G arptan yaplm ilk edeb tercmelerin balad 1859 ylyla M akbem in kt 1885 yl arasnda olduu kadar itimai karakter tamaz. Tabi artlar altnda sadece zevkin ve ferdin ifadesi olan sanat eserinin ehemmiyeti birdenbire bu yllar arasnda byr ve cemiyet iin ok mull bir m n kazanr. Okuyucularmz bu tima ve tarih karakteri ararken metotta ok seyyal kaldmz da greceklerdir; filhakika B runetiere'in nevilerin gelimesi ana fikrine dayanan metoduyla, devir veya as;r blmlerini esas alan olduka klsiklemi edebiyat tarihi metodunu. A lnanlardan Petersen ve VVechssler'in Fran- szlardan eserlerini yakndan tandmz Albert Thbaudet'nin nesiller grne ve Tainein bilhassa zaman ve muhit fikirlerine sk sk ba vurduk.

  • X

    B unun sebebi Ondokuzuncu asr Trk edebiyat tarihi nin behem ahal bir m etot veya nazariyenin ispat iin deil, cemiyetimiz iin o kadar m him olan bir devrin edebiyat tarihini ve bu tarihi vcuda getiren fertleri ve eserleri mm kn olduu kadar sarih ve doru ekilde verebilmek iin yazlm olmasdr. Tarihte metot, muayyen artlarn, kronoloji ve vesikalarn ihmal edilmemesi dnda biraz da mevzuun emrinde ve onun telkiniyledir. Kald ki btn bu nazariyeler ancak bir giri kaps olabilirler; o kapdan girilir girilmez tarihin ve konunun icaplar kendilerini duyurmaa balar. Bu icaplar muayyen bir nazariyenin erevesinde tutabilm ek iin vakalar lzum undan fazla zorlamak gerekir; elimizden geldii kadar bundan saknm aa altk. Unutmyalm ki nesil, edeb zmre ve hareket, zaman, m uhit ve rk, edeb nevi ve sanatkrn kendisi, beraberce mevcut olan eylerdir.

    ahslar ve eserleri tetkikte i'azla tahlilci olmamzn kitabmzn ikinci ksmna deta ayr b ir manzara verdiini kendimiz kabul edelim. B ahsettiimiz tima karakter ne kadar kuvvetli olursa olsun bir edeb eser her eyden evvel kendisidir ve getirdii duygu, gr ve dn ykdr. Biz onu ister istemez kendi hudutlar iinde bir vka olarak alrken devriyle yapt konumay da ihmal etmemee altk. Sanatkrlarn h a yat zerinde fazla durmamzn sebebi de bu konumann artlarn aka belirtmekti.

    Ondokuzuncu asr Trk edebiyat ta rihun in bu ikinci basksn okuyanlar her iki bask arasnda yer yer byk deiiklikler ve ilveler olduunu greceklerdir. Aradan geen zaman muharrire bir takm eksikleri tam am lam ak ve baz meseleleri yeniden ele almak imknn vermitir. Bu birinci cilde izdiimiz zaman erevesini hakkvle doldurmak iin baz m uharrirleri de ilve ettik. Filhakika Ahm ed M idhat Efendisiz bu ereve tabiatiyle eksik kalrd. Birinci basksnn banda mstakil bir bahis gibi grnen G arpllam a Hareketine Um um Bir Bak ksmn, okuyucuya getirecei kolayl dnerek muhafaza ettik. Kitabn tam bibliyografisi ikinci cildin sonunda verilecektir. Bununla beraber zarur kaynaklar notlarla gsterilmitir.

    Bu basknn hazrlanmas esnasnda birok meseleyi gnlerce m nakaa ettiimiz arkadam Profesr Mehmet Kaplanm getirdii yardma, basknn tekmili ilerinde o kadar dikkatli davranan asistanmz Faruk A kne ve talebemiz Turan Alptekine burada teekkr bir vazife bilirim Kitabn iki sene kadar sren basks esnasnda brahim Horoz Basmevi- nin bizde pek nadir olan bir anlayla. gsterdii kolaylklar da burada kaydetmee mecburum.

  • XI

    Ondokuzuncu asr Trk edebiyat tarihi gibi b ir gei ve medeniyet mcadelesi devrinin edebiyat tarihini yazarken teklifimizin dayanaca bir zemin aramak zarureti bizi kitabmzn bu ikinci basksna eski edebiyat hakkndaki grlerimizi ksaca toparlayan b ir giri ilve etmeye gtrd. Bizce aslolamn meselelerin o rtaya atlmas olduunu bir kere daha syleyelim. M uharrir, gerek bu girite gerek kitabn btnnde, baz hkm ve kanaatlerinde fazla yeni grlebilir. Hakikatte ise bu hkm ve iddialar sadece tenkide arzedilmi tekliflerdir. Dikkatlerimiz baz meselelerin m nakaa sahasna girmesine yardm ederse kitap, bizce, vazifesini yapm olur.

    Ahmet Hamdi TANPINAR

  • 1939 ylnda, Trk tarihinde yeni bir devrin balangc saylan Tanzimat fermannn 100. yldnm dolaysyla stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesinde son a Trk edebiyatn incelemek ve retmekle vazifeli mstakil bir krs kuruldu ve bana Ahmet Hamdi Tanpnar getirildi.

    Byilk edebiyat tarihisi Frof. Fuad Kprl derslerinde ve yazlarnda bu devir edebiyatndan da bahsetmekle beraber, asl aratrmasn slmlktan nceki Trk edebiyat ile halk ve divan edebiyatlar zerine teksif ettii iin sadece edebiyat deil, medeniyet tarihi bakmndan da mhim bir mn tayan son a bir hayli ihmal edilmiti, stelik milletvekillii ile profesrlkten birini semek mecburiyetinde kalan Kprl bu yl Ankara'ya gitmi, bylece Edebiyat Fakltesi'nde divan metinlerini erhedei) Prof. Dr. Ali Nihad Tarlandan baka edebiyat kalmamt.

    Tanpnar'n byle bir krsnn bana getirilmesi Trk kltr tarihi bakmndan ok isabetli olmutur. Zira o Trkiyede hem bat medeniyetini, hem de modern Trk edebiyatn bilmeyi art koan bu krsy idare edebilecek yegne ahsiyetti. Be ehir., yazar, akademik kariyer iin hazrlanm olmamakla beraber, genlik yallarndan beri Trk tarih ve edebiyatyla batya kar derin bir alka duymu, edinmi olduu zengin bilgiyi sanatkr ahsiyetiyle yourmutu. 1939 ylna kadar nerettii denemelerden ounda r ve roman konularn iledii gibi bir ok Trk edebiyats zerinde de durur.

    Hayatnn en verimli anda, otuz sekiz yanda niversiteye hoca olarak tayin edilmesi, Tanpmara ahsiyet ve kabiliyetini daha disiplinli bir ekilde gelitirme ve cvl cvl zeksn son asr Trk edebiyat ve medeniyeti zerine teksif etme imknn verdi. Byk emeklerle hazrlanan XIX. asr Trk edebiyat tarihi; ve yeni Trk edebiyatna dair orjinal grlerle dolu dier makale ve aratrmalar bu yllarn mahsuldr. Tanpnar niversiteye geldii yl, ben de niversiteden yeni mezun olmu ve asistan olarak kalmtm. 1939 ylndan lm tarihi olan 24 Ocak 1962 ye kadar, milletvekili seildii ve Avrupaya gittii zamaplar mstesna hemen hemen her gn bu son derece canl, ve neeli ve yaratc ahsiyetin yannda bulunmak ve onunla konumak saadetine nail oldum. Sonsuz denebilecek bir tecesss, okuma itlha- s, sanat zevki, ince sezileri, vazife duygusu ve insani meziyetleri vard. Kelimenin en hakiki mnsyla Avrupal fakat ayn zamanda da en derin ve gze! ekilde mili! idi Trk tarih ve medeniyetini kendi deyimi ile ahs bir hayat maceras gibi yaam*, onun baarlaryla beraber eksikliklerini de inde duymu ve byk bir vuzuhla grmt.

    Faruk Akn, Ahmet Hamdi Tanpnar Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, r. XII, 10, s 1-32. Ahmet Hamdi Tanpnar Edebiyat zerine makaleler (Hazrlayan : Zeynep Kerman), stanbul 1969. Ahmet Hamdi Tanpnar Yaadm gibi (Hazrlayan Dr. Birol Emil) stanbul 1970.

  • v

    Tanpnar Trk edebiyat tarihine, miza ve kltr bakmndan ok farkl clduu Fuad Kprlliden baka eyler getirdi, kafas daha ziyade on dokuzuncu yz yln pozitivist mtefekkir ve limlerinin eserleriyle yorulmu olan Kprl, edebiyata umumiyetle dardan bakyor, tariht, siyas ve itimai artlar zerinde duruyor, sbjektif kalma endiesiyle eserlerin tahliline g irimiyordu. XX. yzyln adam olan Tanpnar, bu an byk fikir ve sanat adamlarnn eserleriyle beslenmiti. O da, edebiyat, vcuda geldii devre iinde yerletirmeyi ihmal etmemekle beraber, bir sanatkr olarak eserlerin muhteva, yap, dil ve uslubuna ayn bir dikkatle bakyordu.

  • G R

  • G R

    Eski edebiyatmz dil bakmndan aralarnda hibir yaknlk bulunm ayan, zaman itibariyle ayn a iinde muayyen faslalarla teekkl e tmi iki edebiyatn, A rap ve Fars edebiyatlarnn kuvvetli tesirleri altnda mterek medeniyetin son yaratc byk halkas olarak teekkl eder.

    Bugnk A rap edebiyatnn balang noktas olan Cahiliye kasideleri ve Kura n ile ran edebiyatnn asl kendisini idrk ettii ana kitap diyebileceimiz ehnme arasnda ancak drt asrlk b ir zaman vard. Y ine Kur'an ile slmlamadan evvelki ilk byk d vesikamz olan Orhon Kitabeleri arasnda ancak bir asrlk bir zam an bulunduu halde, Anadolu lehesinin kendisini idrki demek olan Yunus Divan XIV. asrn balarnda, Mool istilsndan sonra teekkl eden her lehede dil zevkinin dn noktalarn veren, Ali r Neva, N ecati ve Fuzul divanlar ise X V ve XVI. asrlardadr. K uruluuna byk kitleler ve yaratc ham leler h a linde itirak ettiimiz b ir medeniyetin iinde bu gecikmenin balca sebebi phesiz slmlama tarihimizin kendisidir. Filhakika slm dini, Trkleri lran lla r gibi muayyen bir corafyada ve kesin neticeli b ir muharebenin sonunda bulmaz. Trklerin slmlamas Orta Asyadan, G arba doru, drt asrdan fazla sren para para bir akla ve btn M slman O rta Asya tarihini yapan byk birlemeler, ou istikrarsz siyasi teekkllerle olur. Kltrnn ekirdei olacak dini byle ayr ayr zam anlarda ve daima baka corafyalar arasndan geerek almas, her yl yerleme ve teekkln bata geilen yol ve yerleilen k ta olmak zere ayr artlara bal oluu, byk ve siyasi kltr merkezleri kurulur kurulmaz, hemen arkadan gelen kitlelerle kavm geleneklerin bu merkezlerin tesirine az ok akslamel yapacak derecede beslenmesi, yerleilen ktanm yerli halk ve kom u kltrle olan m nasebetleri, din ve tarikatler tarihimizde olduu kadar dil ve edebiyat tarihimizde ve halk psikolojimizde de tesirleri iyiden iyiye aratrlm as gereken byk tarihi realitelerden biridir.

    Teferruat zerinde durmayacamz bu mhim vka dier tarih ve tima etkilerle beraber Tanzim ata kadar devam edecek bir zevk ve dil tabakalam asn ve onun neticesi olan bir nevi ikilii dourm utur. F ilha-

  • 2

    Lika edebiyat tarihimize dikkatli b ir bak onun daima b ir dil m ihverinde kaldm grmekte gecikmez.

    Bu ikiliin belli bal mili, bugn Divan iiri adn verdiimiz iirin Trk dilinden ok ayn hususiyetler tayan, ayn kanunlara ba l olan Farsadan hemen hemen olduu gibi aldmz bir veznin, aruzun etrafnda gelimi olmasdr. F ilhakika Trke metrik vezinlere, mesel Latince- ye kyas edilirse, Franszca'dan daha az m sait olan bir dildi. A ksam olm ayan yahut ancak konuulan cmleye gre baz aksan deerleri kazana- bilen bu din uzun gelimesinde bu vezne intibak belki de Trk edebiyatnn en mhim vkasdr. slm lam a devri airlerinin hecenin drtlklerine benzeterek kullandklar Filtn gibi vezinler ve yine bugn kullandmz (6 + 5) in bir baka ekli olan ( 3 + 3 + 3 + 2 ) nin m uadili eh nme vezni ile yaplan tecrbeler (Kutadgu Bilig) iir dilimizin, etrafnda dnecei ve teekkl edecei m ihverin balangcdr. D ilin bnyesine bu kadar yabanc bir letin o n a bu tarzda hkim oluu, yava yava m ill zevki benimsemesi veya kendi etrafnda zamanla kkleecek ve tesir dairesini zam anla geniletecek bir zmre zevki ve dili yaratmas iir tarih in in ok dikkate deer b ir vkasdr.

    Burada, dil gelimesinde ilk merkezlemeleri salayan din ve zhd- tasavvuf bir edebiyattan yava yava saray iirine ve lirik iire geii ve bu suretle klasik tannan ran iir zevkinin edebiyatmza hkim oluunu belli bal bir merhale o larak iaret edelim.

    Filhakika, XIV. asrm sonuna kadar Trk iirinin ve hatt dilinin havasm bize veren Yunus Divan yla ve XTV. asrn dier din eserleriyle XV. asrn herhangi byk bir airini karlatrrsak, arada hemen hemen dilin zarur atm tekil eden unsurlardan baka bir mnasebet olmadm ve yeni bir zevk iklimine geilmi olduunu grrz te bu kkten deim e aruz vezninin etrafnda ve ran rneklerinin tesiriyle olur. G erek tasavvufta ve gerek saray iirinde Nesim ve eyh ile balayan bu deime dilin iinde, bugne kadar srecek olan gizli bir mcadelenin kapsn aar. Trkenin gramatikal ve bilhassa sentaks hususiyetlerinden istifade edenXV. asr airlerimiz yava yava rneklerinde grdkleri bir yn zellii iire getirmee alrlar. Denebilir ki aruz, ran iirindeki ses kuvvetine erimesi iin ihtiyac olan kelimeleri ve ahenk konbinezonlarm kendiliinden dilimize tar. Tecvidin din terbiyenin iinde bulunmas ve Arap telffuzunu, ha tt harf m ahrelerine kadar, T rk azna alamasnn, medrese tahsilinin tamamiyle Arapa yaplmasnn, her trl edeb rneklerin stnde Arapam n btn M slman teekkllere kendisini kabul ettirmi

  • 3

    bulunm asnn bu iklim deitirmede elbette byk tesiri olmutur. Fakat en byk pay phesiz ki bu XV. -asr airlerimizin aruza ran iirindeki gzellikleriyle ve m n lemiyle, her- iki ynden sahip olmaktaki ok tabi isteklerinindir.

    ran iiri rneklerine bu behemehal erime arzusunun dourduu olduka keyf lgat, D ivan iirimizin hemen hemen sonuna kadar byk bir tarafyla oyunda kalmasna, hi olmazsa varlnn scakl gememi bir dille konumasna sebep olur. Kafka hatrlarnda b ir Yahudi iin, Alman- c a anne ve baba kelimelerinin hi bir zam an tam m nsyla bu kelimelerden beklenen scakl vermediini syler. te T rk iiri byk bir tarafyla ok defa b i uzaklndan konuacaktr. Bu iiri yapanlarn umumiyetle nesir ve nazm, dilde yazdklarn unutmamaldr. Heidegerin dncenin evi dedii dilin bu tarzda oalmas, tabiatiyle insann dalmas neticesini douracakt.

    Eski iirin asl inkiaf devri stanbul'da ve stanbul lehesi teekkl edince balar. O kadar az tannan Necatinin ve bilhassa Bknin bykl dank ive ayrl zerinden ve bu kark dilin arasndan ehirli Trkesinin zevkini, para p ara olsa d a bulm alardr. F ilhakika ancak ondan sonra gelen N e fi, Yahya Efendi gibi airlerdedir ki biz Trkeyle aruzun tam bir uyumaya vardm ve Trkenin aruz hengini baklayla benim sediini grrz. N e fl

    Hem kadeh hem bde hem b ir h skdir gnl

    derken aruz yabanc vezin olmaktan kar. Yahya E fendinin

    Neler eker bu gnl sylesem ikyet o lur

    m sra ise inasi'nin baz yeni m sra tecrbelerine, h a tt Y ahya Kemalin m anzum elerine kadar aradan geen zaman lzumsuz klacak derecede bizim Trkemizdir. F akat airlerimizin b iraz evvel bahsettiim iz rneklerin in tesadfne bal o keyfi lgatten b ir trl kurtulam am alar kelime zevkinden dil zevkine kamamalan, bu ve buna benzer m sralann, eserlerinde daim a bir istisna gibi kalmasna sebep olacaktr.

    Eski iirin paradoksal taraf son derecede kelim eci olm asna ve bata n aa kelime zevkinin idare etmesine ram en hakik d il zevkine bir t rl yaram amasdr. B u yan yolda kaln bir sebebi Trkenin mazbut b ir lgatinin yaplmay ise br sebeplerinden b iri de phesiz iirimi

  • 4

    zin zerinde vuzuhla konuan eserlerin yokluudur. Filhakika eski edebiyatmz zerinde, kendi devrinde yazlm ve onun meselelerini dikkatle ele alan hibir esere tesadf edilmez. H albuki slm kltrnde bunun rnekleri vard. Arap iiri bilhassa Abbas devrinden itibaren gerek Badatta ve gerek Endlste ok muayyen ve ufuksuz hudutlar iinde kalsa bile daim a sk bir tenkide maruzdu. Medrese kltryle yetimi airlerimiz bu kitap lar ve Fars dilindekikri okuyorlar, onlardaki belagat meselelerini bizim dilimize olduu gibi tatbik ediyorlard. Fakat bu meseleleri dilimize m al etmek akllarndan gemiyordu. Trke onlar iin Arap- amn ve A rap zihniyetinin hususiyetlerinden domu b ir belgatin tatbik sahasyd.

    H akikatte bu iir, lgati inzibat altna alnmayan, kenarda kalm bir iki tecrbeden baka sarf ve nahvi etrafnda hibir cidd gayret sarfedil- meyen, tedris messeselerinden herhangi bir uurlu yardm grmeyen, har t herkese ehemmiyeti kabul edilmi bir nesir kitab bulunmayan bir dilir. riydi. Denebilir ki airlerimiz iin asrlar boyunca tek yardmc, daima ok yaknndan takip ettikleri ve yabanc rneklerine ramen daim a tesiri altnda kaldklar ehirli Trkesi olmutur. Filhakika tarihin ortasnda tek bana yryen bu iirde btn oyun tarafna ramen Trkenin halk azndaki gelimesini adm adm takip mmkndr. Nil, Neat, Nb, N edim , Galib gibi airlerimiz, iinde mahpus bulunduklar estetiin sk ve hemen hemen hayat reddeden kaidelerine ramen yaayan Trkeye dikkatleri sayesinde umum zevkin kabul ettii haval m sra ve beyitler sylemilerdir. N ail

    K adem kadem gece terifi Nail o mehin C ihan cihn elem-i intizra demez mi

    derken, Neat

    G ittin anma ki kodun hasret e cn bile stem em sensiz olan sohbet-i yrn bile

    ln atarken, biraz da halkn azndan aldklarn halka veriyorlard.

    Eski iir Fars edebiyatndan yalnz kelim e zevkini ve hayal sistemini almaz; onun yar tarih ve ok slmlam mitolojisini, imparatorluun artlan ve tarih i ile b iraz daha genileyen corafyasn da alr. Uzaklatka vuzuhunu kaybeden ve masallaan bu corafya in den balar, Tu- naya ve hatt Fasa Habeistana kadar gider. stanbul ve stanbul sayfi

  • 5

    yelerinin dnda bize ait eylerden deta saknan bu edebiyatta, Arabistan corafyas im paratorluun bir paras olmaktan ziyade kltr veya din ile ilgili olarak mevcuttur. Halk edebiyat bile baz Anadolu ve Rumeli ehirlerini ilve ederek bu yar efsanev corafyay ancak bizim olan eylerle bir tarafndan geniletir. M itoloji ise dorudan doruya ehname den, byk m asallardan ve A rap kltrnden alnmtr. Bylece belli b ir vakay anlatm ak iin yazlm eserlerin dnda, bu iirde bize ait herhangi bir ey aramak hemen hem en beyhudedir. Eski iir ran ve A rap iirinin dnyasna baldr ve ancak airin husus hayatna girdii zaman bu umumi kltr dnyasndan ayrlr. Bununla beraber nesrin pek az rabet grd bu devirde bu iir yabanc modalarn arasndan olsa bile konumann tek vastas idi. airlerimiz, aka, hiddet, isyan, hiciv, lm kederi, ikyet, hayatlarnn btn arzalnn tek ifade ekli saydklar a ru za sokarlard.

    ***

    Eski iirin, Tanzim at'tan sonra zerinde en fazla durulan ve tenkit edilen taraf, phesiz ki, hayal dnyasdr. iirimizde birdenbire b ir btn halinde grlen ve o kadar zevk deiikliine ramen asrlarca devam eden bu hazr hayallerin, deimez semboll ve ok renkli hususi bir dil yaratt muhakkaktr. Fakat daha dikkate deer taraf m cerret dille muayyen bir gzelliin muayyen bir ekilde vlmesi, hatt muayyen bir ak tarzm bize vermesidir.

    Btn ile baklnca bu hayal ve sembollerin, bu ak tarznn ve sevgili tipinin alelde bir oelgat oyununda kalmadn, asrlar boyunca sren bir almann neticesi olsa bile airin hayat artlaryla olduu kadar, tima nizamla da alkal bir sistemi ortaya koyduklar inkr edilemez.

    Filhakika btn bu dank unsurlar -hi olmazsa aktan aa din ve tasavvuf olan eserlerin dnda bize geni ve byk bir saray istiaresi gibi grnrler. Bu uygunluu gstermek iin saray kelimesi zerinde duralm.

    Saray aydnln ve feyzin kayna muhteem bir merkeze, hkm dara, onun cazibesine ve iradesine baldr. H er ey onun etrafnda dner. O na doru koar. O na yaknl nisbetinde feyizli ve mesuttur. nk bir sarayda olan her ey hkm darn iradesi itibariyle keyf, az ok ilah A l- lahlatrlm z itibariyle de isabetli, yani hayrm kendisidir. H km dar, glgesi telakki edildii manev lem i, Allah -M slm an arkta olduu ka

  • 6

    dar H ristiyan garp 'te de- nasl yeryznde temsil ediyorsa hayat da yle dzenler. Btn tabiat ve eya, messeseler onun temsil ettii bir hiyerariye gre tanzim edilmiti. Ak, zihn hayat, hayvanlar ve bitkiler lemi, kozmik nizam, varlk, hatt adem (nk lm n ve ahretin karl olarak b ir saray, seray- adem vardr), btn mefhumlar, vcudumuzun kendisi, hepsi saraydr. Hepsinin hkm darlar vardr. Btn Ortaa ve R nesans edebiyatlarnda ve hayal sistemlerinde grlen bu saltanatlarn bir ksm her kltrde birbirinin ayndr. H ayvanlar arasnda en gsterilisi olan aslan, iekler arasnda gl byledir. B una mukabil Avrupa Ortaa ve Rnesans edebiyatlarnda bu saltanat aalar arasnda mee ve grgne giderken bizde edebiyatmzn daha sk ekilde ehre kapal kalm as yznde nar en muhteem aa addedilir. Hkm dara benzetilmese bile eyhe, mride benzetilir.

    Binaenaleyh ak da bu cinsten bir istiare olacak, sevgili hkm dara benzeyecekti. O kalb leminin hkmdardr. Bu sistemde hkmdara, dolaysyla sevgiliye asl hususiyetlerini veren gnetir. Ortaa hayallerinde hkm dar daim a gnetir. Onun gibi kendi menzilinde ar ar yrr. Rastladn aydnlatr. G l, bulunduu yeri, tpk gne gibi parltsyla bir m erkez, bir nevi saray yapar. Hayvanlar leminde aslann hkmdarl da yz gnee benzedii iindir. Bylece hkm dara, dolaysyla gnee benzeyen sevgili, onun unvan ve vasflarn, kudretlerini elbette ki tayacaktr.

    te edebiyatmzn ak etrandaki hayalleri bu sistemi bize verir. Sevgilinin btn davranlar hkm darn davranlardr. Sevmez, b ir nevi tabu vergi gibi sevilmeyi kabul eder, isterse tifat ve ltfeder. H att hkm dar gibi ihsanlar vardr. Y ine-onun gibi isterse, bu lutfu ve ihsan esirger. H att cevr eder, ikence eder, ldrr. Kskanlr, fakat kskanmaz. Bir saray, bir yn mabeyinci, gzde veya gzde olmaa namzetlerle doludur. Sevgilinin etrafnda da rakipler vardr. k tpk bir saray adam gibi bu rakiplerle mcadele halindedir. H lsa saray nasl m utlak ve keyf irade, ha tt kapris ise, sevgili de ylece naza giden hr iradedir.

    Peyzajda, gne sisteminde, kozmik hadiselerde benzerlerini grdmz bu ak istiaresi tabiatiyle duyu ve duygulanma tarzlarn da tayin edecekti. Eski iirimizde ak, sosyal rejimin ferd hayata aksi olan bir kulluktur.

    Sert, lm ikbalin tabi art sayan, srasna gre hoyrat, epikryen, stoik, hatt pheci, hayatta A llahtan baka hibir eye lzumundan fazla balanmamak terbiyesiyle yetimi atalarmzn kalb maceralarn anlatr

  • 7

    ken hemen szlanmaa balamalar, h i de yaay ekillerine uymayan bir yn ztrab benimsemeleri, phesiz bu aadan yukarya sevi tarznn trl artlar altnda tam bir santimantalizmde kvamn kaybeden tabi! bir neticesidir.

    Bizde ve ran iirinde brnd ekil ve m odalar ne olursa olsun esas itibariyle bu ak tarznn hicri drdnc yzylda balayan ve Endls yoluyla spanyol ve Avrupa edebiyatlarna geen amour courtoisya ok benzediini fakat tamamiyle ayn olmadn, bu kincisinin daha ziyade bn i Davudu n Kitab-z-zhresinde dap ve terifatn anlatt plato- nisyen bir sistem olduunu burada syliyelim. Bu ayrla ramen bu ak sisteminde garp dillerinde kalan cour yapma* kelimesinin -devrinde hem prense, hem de aileye mensup kadnlara kar kullanlrd- Trke karl yukarda sylediimiz kulluk kelimesidir. Bu kulluk mnasebetini hkmdarla sevgili arasndaki benzerlikler daha iyi verir. Nmk Kemalin Azer- beycan airi C abirle beraber eski iire hcum ederken o kadar alay ettii, gzellie ait tebihlerin ou, iyi dnlrse, haddizatnda bir kahram an olmas icap eden hkmdarn stnde ve ahsnda bulunan eylerdir. Filhakika gz kamatran aydnlyla gnee; gzellii, naz ve istinasyla gle benzeyen sevgili, ka, gz, kirpii, yan bak ile de hkm dar gibi silahldr (haner, kl, ok, yay, kemend, doan ve ahin). Nm k Kemal bizim halk dilimizde bile ok tabi ekilde yaayan ahin bakl, akr pene, atm aca gibi, bir hayal sistemini kelimesi kelimesine alarak ondan bir karikatr karmt. Halbuki bu av ve harp silhlarn yerli yerine koysayd, Behzatta veya her hangi b ir ark ressam nda grdmz zarif, batan aa silahl, avc ve m uharip hkm dar minyatrlerinden birini kendiliinden elde ederdi.

    Filhakika bu hayallerde biz sade birka silh deil btn bir sarayn yaam a tarzn buluruz. Mslman ark saraynn byklk ve debdebesi hkm darn kudreti, hlasa hkmdarlk fikrinin bazan da realiteye ramen dncelere kabul ettirdii deerler gzellik de ilerinde olmak zere byk ite to p lan rd : muharebe, av, arap ve musiki meclisi. Bunlarn ilk ikisinde hkm darn kahramanl ve fizik kuvveti grnr, ncsn- de ise o bir gl gibi, sadece gzellii ile ve her eyi yani btn saray etrafna toplayarak parlad. D indarlkta ve adalette daim a slmln drt halifesine benzeyen hkmdarn (adalette ehnmenden alnm rnekler de girer) bu ite yine ehnmeden, yani masallam ran tarihinden gelme kyas hadleri vard. Kaba b ir ayrm a ile Hsrev ve Dara muharebe iin -harp ayn zam anda gaza idi, tabiatiyle Mslman kahram anlar da girerdi- Behram av iin, Cemid bezm iin rneklerdi.

  • 8

    F.slci ran hkm darlarnn byle rnek alnmasnda ehname nin tesiri elbette nde gelir. F ak a t slm ananesinde bu tesirin ok evvel baladm Emeviye halifesi ik inci Y ezid e izafe edilen u szlerden biliyoruz: Ben M ervan'la Hsrevin oluyum. Dedem Bizans Kayseridir, Trk hakan atamzdr T abernin naklettii bu szler yeni yeni teekkle balayan bir medeniyetin program gibidir. Filhakika kayser ve hatt skender olan M slman hkm darlar ayn zam anda han ve hakandr. Sevgili de gzellik leminin kayseri, hakan, sultan, Hsrev ve Cemidi id i2. Bu, btn tarihiyle (b ir) in etrafnda teekkl etmi, btn cehti ve gayretiyle onun gayrisini yenmeealan bir cem iyet nizamnn ferd hayata aksiydi.

    Ak eer lah eklinde ezelden bahedilmi b ir hidayet gibi tecell etmezse, ya balangc zikredilm eyen bir esirlik eklinde grnr, yahut da avcnn pek haberdar olmad b ir av gibi balard. O zaman bir gnl av (sayd- dil) hadiseli olurdu ki, daha ziyade ehbaz- nighla yaplrd. H er ne ekilde balarsa balasn b ir nevi esirlik gibi devam ederdi.

    Bu imaj sisteminde av ve m uharebeden gelen unsurlar birbirlerinin ta- biatiyle ayndrlar. B una mukabil bezme it olanlar, arap, kadeh, musiki, musiki makamlar, sarholuun hletleri, sak imajyla beraber ikinci bir kategori yaparlar. B ahar bu sonuncusuna kendiliinden karr. Gl, lle, nerkis, meneke, snbl, akayk, reyhan, hlsa b tn iekler dnyas, yeni iek am m eyva aalan, meyvalar, nar, servi, emir, erguvan (bilhassa Bkde) gibi ss aalariyle ayr bir snf yaparlar. Bu snfn haylleri toplannca o rtaya iek am tabiatn kendis olan b ir ahsiyet istiaresi, bir eit arap ve bahar tanns -isterseniz buna bir Cemid-Diyo- nizos birlii diyebiliriz- kar. Y ine bu iret kategorisine ait olan meyhane, bu yer deitirme sayesinde aire bir nevi hr ve mahrem hayat temin eder. Denebilir ki air nasl takva adamlarnn elinden rind ve kalender olduu meyhanede kurtulursa saray terifatndan da orada kurtulur.

    Bu sonuncusunu tasavvuf iyiden iyiye benimseyecektir. Fakat bu imaj sistemini tima rejim, sadece hayat modalarnda beslemez. Hkmdarn serveti de vardr. H er saltanat b ir ylma ve toplanmadr. Hazine kapal odann bahandr. H er eit mcevher, kymetli madenler, onlarn geldikleri

    bk. t Le Monde Musulman et Byzantin jusquaux croisades, Gaudefroy -Demombynes et Platonov, Paris, 1931, s. 219

    Necatinin aadaki beyti hemen hemen ayn eyi anlatr :

    Sultn-i bezm HUsrev-i rezm olman tutar Sol elde cm- devlet (1 sada nlne t

  • 9

    Asya memleketleri, adlarna bal m asallarla, hasiyetlerini aldklar yldzlarla, bazan da yerlerini yalnz o yldzlara ve hsiyetlere veya corafyaya brakarak gelirler. Kymetli aalar, misk ve anberler bu zengin ve solmaz bahar koku hissinde tamamlar.

    Grlyor ki eski iirde ak. b ir cemiyet haddini, hatt dinle ve tasavvufla beraber alnrsa iki haddi, yahut fenomenolojist lgati kullanrsak iki tabakay birden veren bir istiare idi. Zaten Ortaa sanatlarnda alle- gori esastr.

    Bu saray istiaresinin yan banda eski cemiyette insann i nizamn yapan din ve bilhassa iirde o kadar tesiri olan tasavvuf vardr. Tasavvuf sadece eski iire sembolik lgatini ve mn lemini ilve etmemi, bu hayl sistemini de benimsiyerek kendi mtealuine kartm, srr ancak vkflarnca bilinen, neesini hakkyla onlarn idrk edebilecei bir ucu sonsuzlua dayanan bir dil haline getirmitir. Bvlece sevgiliye ait izgiler onunla hkm dar tipinin yeryznde sadece bir aksi olduu A llah 'a kadar kar. Bu ifte prestijin eski iirin lirizmine her trl dil davasnn stnde bir keskinlik ve derinlik katt muhakkaktr.

    Dier taraftan bu imaj sisteminin devamn da tem in eden yine tasavvuftur.

    Burada bu ak tarznn ve onun u veya bu ekilde ifadesi o lan hayal sisteminin, yunan ak diyebileceimiz rfi hususiyetiyle olan mnasebetinden de bahs etm ek lazmdr. nkr hi kabil olmayan bu m nasebet, bizce sistemin domasna deil belki de tasavvuf gibi, fakat phesiz ok ayr yoldan, devamna yaramtr. Filhakika sadece edeb bir moda da olsa cemiyetin sansrne maruz olan bu temayl yukardan beri anlattmz bu sistemde hem m uhta olduu idealletirmeyi, hem de bu idealletirmenin tecride kadar giden lgatini ve sevgili tipinin btn lzumlu teferruatn buluyordu.

    Byk mesnevi mevzularnda akn m utlak surette kadn ve erkek arasnda gemesi bittabi saray baka ekilde merkez klyordu.

    Fakat bu imaj sistemim ve onun zamanla deta m cerrede doru yryn ve devir getike airin ferd ilhamnda daln, mebdeini tayin etmemize im kn olmayan bir faraziye ile tamamiyle izah etmek mmkn deildir.

    unu da syleyelim ki bu ideal sevgili portresini olduu gibi veren, tipin kendisine sadk eserlerde sevgilinin cinsini tayin gtr. O bize daha

  • 10

    ziyade ok idealist slplardaki heykel veya resimler gibi sadece gzellii ve kudretiyle gelir.

    Gerei u ki her byk sanat gelenei gibi eski iirimiz de ne kadar dolaysyla konuursa konusun, evvel iinde doduu ve bal bulunduu tima sistemi veriyordu. H er eyden evvel bu iir dilinin daima bir saray etrafnda teekkl ettiini dnmek bizim iin kfi bir delildir.

    Bu sevgiye it vasflarn byk bir ksmnn Peygamber iin sylenmi natlerde ve Peygam ber'e yakn olan din adam lar vasfndaki manzumelerde ok rahmanilemi eklinde, hkm dar, vezir ve eyhlislm kasidelerinde uhluk izgisi tamamiyle hr iradeye, kahram anla ve hikmete, bilgiye gemek artiyle hemen hemen ayniyle bulunur.

    XVI. ve XVII. asrlardaki byk airlerimizin bir ok gazellerinde -bilhassa B ki ve Sabride- hakik m uhatabn sevgili veya hkm dar olmasnda deta tereddde dlmesi bazan da ayn gazelin iinde birinden brne airin sz hi krm adan gemesi bu ayniyet ihtimalini kuvvetletirir. Tekrar edelim , eski edebiyat her noktas birbirine cevap veren kapal, yukardan aaya doru dzenlenmi bir lemin ifdesidir.

    Tabiatiyle din, kozmik lem, siyas rejim , ferd hayat bu silsileye gre derece derece birbirinin aksi olacakt. O lh lemden aaya doru inen kademelerle dzenlenmi bir mutlakn maliknesidir. Bu kademelerin hepsi ayn tarz istiarelerle ifde edilir. Bu itibarla Kutadgu B iligiin zihn melekeleri ve faziletleri konuturan istiaresi ile L m iinin Bursadaki lodos ve poyraz arasndaki muharebesi ve btn sabah ve mevsim tasvirlerindeki cenkler arasnda hibir fark yoktur. Hepsi de ayn yaama sisteminin m o da lan etrafnda teekkl eder.

    ***

    air b u m utlaktan kar kmaz duyularnn adam olurdu. Bizi bugn o kad ar artan, zevkimizi hrpalayan, bazan o ok kaba sekselite ve sansalizm, sonuna kadar kendisini b ir m utlakta mahpus gren ferdin mizacna, tahsil ve terbiye ekline, cemiyet hayatndaki mevkiine (meslek terbiyesinin ehem m iyeti), messeselerdeki ahenksizlie ve geveyie gre hz deien tepkisidir. B u itibarla ahsiyetleri birbirine ok yakn olan B- k ile N edim arasndaki fark, iki airin yaadklar devirden ibarettir, demek pek de hatal b ir hkm saylamaz.

  • 11

    Eskilerce o k ad ar beenilen cins sanat -btn Arap belagatilerinde bu sanata dair dncelere rast geliriz- ber trl akaya ve pheli m nya imkn vermesi dolaysyla ok defa bu akslamelin mekanizmasn tem in ediyordu.

    urasn da syliyelim ki klasik diyebileceimiz bu zevki btnyle hi bir devirde bulamayz. B unun bir sebebi de phesiz edebiyatmzn, daha teekkl annda hemen hemen gelime devrelerini tamamlam olan ra n iirinin hazr rneklerinin btnyle karlam olmasdr. Eski edebiyatta daim a birok cereyan birden grlr. Bunun sebebi tpk Tanzim attan sonraki edebiyatta o kadar deiikliin b ir araya gelmesine sebep olan bu rnek bolluudur. D enebilir ki X I. asrdan sonra slm medeniyeti ve kltr mevcut erevelerin kifayetsizliini grr, fakat rneksizlik yznde kendi duvarna arparak kalr. Bununla beraber bu klsik ereve iinde kalmaym eitli sebepleri arasnda ark saraynn hususiyetlerini de koymak lzmdr.

    Bir aristokrasi zmresine dayanmayan ve merasimde kadnsz o lan ark saray daha ziyade maiyyettir. Bu hal merasimi douran, besleyen, zevki hayata hkim klan elencenin fakir kalmasyla neticelenir.

    Bu m lhazalar hulsa etm ek iin eski iirin sk bir idealletirme ile onun bir nevi c gibi olan ok realist ve iptidai bir gnlk'n arasnda dolatn kabul etm em iz gerektiini syliyelim.

    Bu iki haddin arasnda airlerimizin, tedenberi hikmet kelimesiyle hulsa edilmesine altmz, hayat, insan tabiat ve kaderi hakkm daki o bedbince realist grleri, ksacas deerler leminin dorudan doruya verileri olan dnceler vardr.

    #*

    Eski edebiyatn en artc taraf lafz ve m n sanatlarnn arasnda gidip gelen b ir iir telkkisinin emrinde baka dillere ait btn incilikleri, dilin dehasna yabanc bir nazm sistemi ile beraber b ir lezzet vastas; o larak almasdr. Her airin ran veya Arap iirindeki rneklere gre setii son derecede keyf kendi varlyla hi b ir alkas olmayan b ir dil kullanmas, m terek bir lgtin ta Tanzim ata kadar teekkl etmemesi eski iiri tamamiyle bu oyunlarn eline verecek, daha dorusu onu zihn bir oyun, b ir nevi hner hline getirecekti. Arap iirinde pek az rastlanan, ran iirinde hi b ir zaman bizimki derecesine ykselmeyen m azm unun eski iirdeki byk yeri bu paradoksa baldr. M azmun M slman ssleme sa n a t-

  • 12

    larndaki o girift ve tenazurlu ekiller -arabeskler- gibi her taraf birbirine cevap veren kapal bir lemdi. Bu kapal leme, her kelime kendi husus m nlar ve armalaryla gelir, ancak bilmece zld zaman gizliden gizliye kurm u olduu bu kyaslarla ve oyunun araya koyduu psikolojik mesafeden sylemek istediini syler, yahut ok defa im a ederdi. Eski iir, asrlar boyunca zevkin setii nadir rnekleriyle deil, btnyle gz nnde tutulursa daim a bir kendinin dnda konuma, hatt kendi dnda yaama ameliyesi gibi grnr. Pek az edebiyatta konuan benliin bu cinsten ve bu kadar srarla kendisini inkrna rastlanlr. Elbette ki byle bir anlay iiri, ok tabi bir surette zihn bir bakla dardan seyredilebilecek b ir ekil, bir nevi parltl dm hline getirecekti. Baka ihsaslar gelmek artiyle yaanmn btn izlerini silen, ok defa halk azndan seilmi b ir tabirin etrafnda- bazan da veznin icab ile bu tabirin kendisi kark dile tercme edilirdi- ikizli, zl oyunlarda kendisini harcayan bu oyunu tek bir ey kurtarr: Ses. Eski iirimizde ses ve hanere cihaz btn bu hapsedilmi i hamlelerinin yerini tutar. O ok defa mndan avr, kendi leminde her eydir, ve tek bana btn ifadeyi yklenir. Hakikaten eski iir dt yerden, yani aruzdan kalkar. Bu hususda bir fikir vermek iin yarm asrdan beri edebiyat bilgilerimiz iin bir muamma olan ve hocamz Ferit K am dan balyarak o kadar deiik tefsire yol aan

    H zr ol bezm-i m kfta ey mest-i gurrR ahne-i seng-i siyeh penbe-i mndandr.

    beyti zerinde duralm. Bu telsz, rahat, her admda sese ayr bkller, ayr tonaliteler veren, sonuna kadar er hecenin yeri ve ifade kudreti evvelden hazrlanm beyiti okumak eski iir dilimizi iyi bilenler iin hakik bir zevktir. F aka t mnsna dikkat ettiimiz anda bu zevkin yerini ister istemez btn bu beyhude gayrete ve ciddlie -nk pek az beyit bu kadar cidd edal olabilir ve terifatn okuyucuya kabul ettirir- acyan bir glmseme alr. Fakat asl mhim olan byle b ir dikkate beytin btnlnn gitmesidir. Filhakika biraz stne dnce bahsettiimiz hazzn yalnz birinci msraa ait olduunu, hatt, mnnn onda tamamlandn grrz. air bizim iin, gururunun cezasn elbet ekeceksin dedii zaman airdir, bunu bir kyasla tamamlad zaman sadece balad sz gerei gibi bi- tiremiyen bir hner adamdr. Eski estetikte beytin esas olmasna ramen, ok defa bu msralardan birinin lzumsuz grnmesi buradan gelir. Ve yine iyi dikkat edilirse bu seilen msran dorudan doruya, oyunsuz konutuu grlr.

  • 1

    B kinin kevkeb redifli gazelinden aldmz aadaki beyitler de o duka ahs iki tabiat grnn (yldzlarn gz krpmas, altn kayala benzetilmesi), karanlkta gz krpmak ve ta basm ak (taalmak) gibi t; birlerin etrafnda yaplan b ir oyuna nasl harcandn iyi gsterir.

    Ne bilsnler karnda ann gz krptn eller Gice hl-i ruhunla bahs i in gelmi meer kevkeb Ne talar bast seng-endz- hm deyr-i gerdne Den altun kayalardr deil vakt-i seher kevkeb

    Bu beyitlerin ikisinde de bizde asl iir hlini yaratm as icap eden unsurla yani ihsaslarn kendisi birdenbire ikinci derecede kyas unsurlar hline gt liyor. Bilhassa ikinci beyitin son msrasnda deerlerin lzumsuza dor bu yer deitirmesi, buluun hususilii yznden hakikaten gze arpyo Bir tab iat enpresyonunu yle byle bir nkte hline getiren bu msralar bir daha dikkat edelim. B k kendine setii kevkeb redifinin etrafmd alrken yldzlar altn kaya paralarna yahut akllara benzeterek bi iir hali elde ediyor. Sonra hayale yer ve mahiyet deitirerek bir kyas ur suru yapyor. B ununla beraber imaj tamamiyle kaybolm uyor. Biz garip bi ikizlikte hem onu, hem de onunla yaplan nkteyi farkediyoruz. Belki d eskiler kyas yoluyla da olsa bir kelimenin veya hayalin beyitte bulunuu nun da verdikleri mnnn dnda ayr bir kymet olduuna inanrlard.

    B kde ve btn eski airlerde bu cinsten kaybolm u veya mphemi yette braklm iir unsurlar tahmin cdilemiyecek kadar oktur. Onun k k bir aheser olan Hazan gazelinde bu m azm un ve istiare endiei iiri vcuda getiren tabiat anlayyla bir yn kyasn arasnda ilenmemi mcevherler gibi parlayan asl hayalleriyle deta cenk hlindedir. Filhaki ka balangcn o gzel

    Nin nine kalmad fasl- bahardan

    msramm dasslasndan hem en sonra gelen

    Dtit emende berk-i draht itibrdan

    msra ancak B ki'nin daima bir ruh hli sindirmesini bildii gr sesini kurtard bir oyundur. B k'nin bykl sonuna kadar bu istiare oyu nunda son bahar rzgrlaryle yaran ayn uultulu sesi devam ettirmesi dir. N ihayet son beytin geni insanlatrmasnda (tehis sanat) bu gr ses

  • enyibo

    tevekkl, rza, isyan, ilenme btn bir kark ruh hlini yklenerek sanatkrla birleir.

    Bk emende hayli perin imi varak Benzer ki bir ikyeti var rzigrdan

    derken b iz asl iir hline eriiriz.

    Snbl kasidesinden aldm aadaki beyitte bunu daha vzh grrz.

    Yine gmgk tere batm kageldi emene N evbahr erdi deyu verdi haberler snbl

    B u beyitte d ah a ziyade b ir muharebe atn, phesiz svarisiyle beraber hatrlatan ilk m sra e bu destan vizyonu, nnda bir iek yapan ikinci msra yani asd mazmunun kendisi arasnda ancak haberciye (si) benzetmeden gelen ve ok zihn, btn canl gr ykan bir ilgi vardr. H akikatte bu benzetm e ile elimizde kalan iek, yahut snbl a t veya insan, birinci m sran doludizgin, nefes-nefese hzndan birdenbire cansz b ir mad- deye-Massignonu n M slman ark sanatlar iin o kadar doru hkm leri olan konferansm burda zikredelim 3- bir nevi hah desenine der. Bununla beraber bu birinci m sra mevcuttur. Ve daha sonra dnlm, yani haber kafiyesinin telkiniyle alma esnasmda bulunmu olsa bile -ve phesiz Necati divannn tesiri de iin iine girer- btn hareketiyle ve gzelliiyle m evcuttur ve asd muhayyilenin m al odur. Bylece te k bir beyitte iirden halclk gibi b ir zanaata kendiliinden gitm i oluruz. H akikatte eski iir ok defa zenaatte kalrd.

    Bu hnerde kaln asl sebeplerinden biri de A raplardan gelen kaside eklinin kendisidir. B ir tek kafiyenin etrafnda ve her beyitte m nnn bir lem olmas artiyle airin ilhamnn sonuna kadar mahbus kalmas iirin organik olmasn menedecek, onu eski altn veya gm belkem erleri, veya kymetli talardan gerdanlklar gibi ayr ayr paralardan, ok dikkatle ilenmi m adalyonlardan teekkl etmi bir i hline getirecektir. G arpte bandan itibaren asl birlik m anzumenin kendisidir; bizde ise beyit esastr. Ve beyit kendi bana b ir gzelliktir. airin m n lem i orada balar ve orada tkenir. A rap dilinin hususiyetlerinin, zenginliinin bu sistemle

    i bk., Burhan Toprak, Din ve San'at Semih Ltfl klt&bevl, stanbul1937, (Louis Masslgnon, slm milletlerinin sanat yaratlarndaki usuller)s. 15-41.

  • 15

    A rap airlerine her istediklerini sylemek imknn vermi olmas zerinde fazla durmayalm. Kald ki onlar bir nevi tahkiyeyi kabul etmi gibidirler, ve beytin ayn ekilde bulua dayanan istiklline ramen manzume devam ederdi. M uallkat gibi Endls iiri de ok defa yaanm hayattr. Eskilerden -ve hatt A raplardan- yetime ekillerine gre ok istifade e tm i o Lm al arm a ram en daha ziyade kendi zam anlarna yakn Iran iirinin tesirinde kalan bizim airlerde ise bu yaanm hayat vermek endiesi, m uayyen erevelerin dmda, yoktur. Bu deiiklii ayr dilde sanatkrane yaz yazmasn bilen ve ayr dilin lgatini aym eserde kullanan bir h- nerbazlm tabi neticesi saymak da m m kndr.

    Byle beyit beyit almann, eski airlerimize teksif dediimiz, her sanatn ilk art saylabilecek o byk im kn verdii ikardr. Onlar bir beyit ve ha tt msra btn hay a t tecrbelerinin yerini alabilecek bir lem yapm ay, dnceyi veya hayali oyunun ekli ve syleyi tarz hline getirm eyi bilirlerdi : Peyzaj, psikolojik dikkat, ihsaslarn cnb, hikmet, ikyet, zam an zaman aka, tevekkl ve rza, mistik vecd, feragat ve oyun. F ak a t bu btnlk tam bir btnlkt ve en ou otuz iki hecenin iinde elde edilen bir eydi ve hemen arkasndan ayrbir istikamette veya kafiyenin delletiyle ona mtenazr kincisi ve ncs geliyordu. Bylece gazelde be alt, kasidelerde yz kadar ayr btnlklerin birlemesi tabiatiy- le tek b ir fikrin etrafnda kendisini bulan bir gelitirmeyle karlamann verebilecei zevkten ve kuraca psikolojik ilgiden ok ayr bir ey oluyordu . B urada bildiimiz okuyucu ve air psikolojileri tamamiyle deiirdi. Okuyucu bu birbirini kovalayan mkemmeliyet srelerinde sanat eserinden istediimiz bylenmeyi temin edecek istikrardan tabiatiyle mahrum ka lyor, ancak yaplan ie hayran oluyordu. B u bylenme ancak ok som a, beenilen m sra ve beyit seilince balyordu. air ise her lhza hi olmazsa alm ann vermesi icap eden o derun istiraktan ister istemez uzaklayor, her an kendini buluyor, yalnz eldeki kafiye malzemesiyle hnerinin peinden kouyordu.

    Hlsa psikolojik aratrm ann vastas olmas icap eden teknik ve kaideler, m esel V alrynin anlad gibi insan zenginletirecek yerde fa kirletiriyor, bunlarn getirdii teksif yznden airin i dnyas deta se- m alayordu. M slm an ark iirinin ok defa naslarla konumasnn ve evvelden kabul edilmi eylerde kalm gibi grnmesinin b ir sebebi de bu - dur. Yine bu yzdendir ki iir btn iddiasna ram en bir cokunluk ii olm aktan ziyade bilenler (connaisseurs) arasnda tadlan bir ey hline geliyor, gh nkte, gh zerfet dikkati ekiyor, ok defa syleyi tarznda

  • 16

    duruluyordu. F ak a t asl mhimi, yaparken ve tadarken airin ve okuyucunun duyduklar o psikolojik yersizlik, ruh sallantda kalm a idi.

    Nilnin o harikulde,

    M estne nuku-i suver-i leme baktk.H er birini b ir zge tem ile getik

    beyti bu iki tarafl ruh halini ok iyi gsterir. Bu itibarla yukarda bahsettiimiz konferans verirken, Massignonun bu beyiti grmemi veya hatrlamam olmasna hakikaten mteessirim. Nili'nin anlatt bu hayran ve acele geite air ve am atr kendilerim her beyitte ilga ederlerdi. Sanat eseri onlar toplamyor, kendi ilerinde ve kendisiyle beraber datyordu.

    Hakikatte b ir nevi kendinden akmak demek olan bu iir anlay iki yanl, methedilen kadar metheden iin de, bir nefis ikrar olan kasidede daha ok gze arpar. Vk kaside eski iirin peyzaj, tarihi hdise, mevsimler, hulsa en ferd eklinde bile hayata ve tabiata hatt estetik m lhazara alm kapsdr. F aka t tek kafiyenin etrafndaki devaml istiare, bu istiarenin iindeki yine benzetmelerle konuma ve bilhassa bu beyitlerin ayr m n lem leri oluu ve tedainin kafiyeye ball orada da ayn dal yapyordu. B tn bunlar manzumenin eklinden (yani kafiyesinden) baka sanatkra yaratc iradesini gsterecei yer brakmyordu. Bir kasideden istediimiz kadar beyiti karmakla dank baz gzellikler feda etmi olur, fakat btn bozmu olmayz. Btn bunlar eski iiri byk ekillerinde muayyen bir kafiyenin etrafnda oyunlar dizisi yapar.

    O , teker teker yolunan ve her den yapra ksa bir an iin kendi renkli haylini gzmzde parlatp snen bir gl gibi tek kafiyesinin etrafnda dalan b ir dnya, daha dorusu bu ksa vizyon anlarnn kendisidir. B u itibarla M assignonun Mslman arkta zaman yok, anlar vardr demesi gayet yerindedir. T rk-an iirinde lisan hususiyetleri dolaysiyle kullanlan redif sistemi dahi bu iire tam bir birlik veremezdi. Belki kafiyenin nisb deiikliini muayyen b ir kelimenin veya gramatikal bir hareket veya hlin etrafna toplam akla onu ok defa tam bir hendes tenazur yapar.

    Neatinin Nihnz redifli gazeli bu tenazur oyununun kuyumculuk eserlerini andran kk bir aheserdir. Hi bir gazel ark muhayyilesinin muayyen motifler zerinde ilemekten holanan inceliini onun kadar veremez. B una karlk yine hi bir eserde bu yek-vaz gazel de ol

  • 17

    duu kadar muhayyelenin hakik fonksiyonunu kaybettiini, larikulde bir zenaatkrlka sadece kendi kendisini taklide yetindiini gremeyiz :

    evkiz ki dem-i blbl-i eydda nihmz Hnuz ki dil-i gonce-i hamrda nihmz Biz cism-i nizr zre dkp dnc-i cki n rite-i can gevher-i mnda nihmz Olsak n oia b-nm u nin hre-i lerr.Biz dil gibi bir turfa muammada nihmz Mahrem yine her hlimize bd- sabdr Dim iken-i zif-i dil-rda n h iniz Hem gl gibi rengn-i mn ile zahir Hem ne'e gibi hlet-i sahbda nihmz Geh hme gibi ekve-tirz- gam- akz Geh nme gibi hme-i ekvda nihmz Ettik o kadar ref-i taayyn ki Nel yne-i pr-tb- mceilda nihmz

    Bu gazelde her beytin, tek basma alnd takdirde m alla m sraiarm - dan itibaren mn ve ekil bakmndan eriilmez gzellikler olduu m uhakkaktr. Bir bakma gre ark kelimecilii hi bir zaman bu kadar gzel olmamtr. Kelimeler ayr renklerde kymetli talar gibi her beytin arabeskinden ve her istikamette, dz veya diyagonal, kendi parltlarn gnderirler.

    yle ki insan bu gazeli XVI. asrdan kalm lake bir kitap cildi veya kendi asrnn bir yaz levhas gibi hayranlkla seyredebilir. Bununla beraber en ufak dikkatte, son beyite kadar btn gazelin tpk ayr ayr m akamlardan -mn iklimlerinden- geerek hep ayn noktaya gelen eski m usikimizdeki karam lar gibi hep ilk msrann bulunuunu tekrar ettii grlr. Ancak son beyitte Neat'nin ilham birdenbire silkinir, o kadar dikkat ve zevkle rd arabesti kendi fn varlyla beraber tek bir kanat arpnda siler ve bizi birlik aynasnn kam atrc aydnlyla babaa b ra k r :

    E ttik o kadar re f-i taayyn ki Net yne-i pr-tb- mceilda nihmz

    Dahas var. Btn bu manzumede ne kelime, ne hayal, yeni hi bir eye tesadf etmeyiz. Btn renkler ve kyaslar, btn parltlar bir m o-

    F. 2

  • s

    zaykm hazr unsurlar gibi gelirler ve terkibe girerler. te bu hazr unsurlarla kendisini anlatmak, sylemek istediini sylemek, ki eski iirin belli bal hususiyetidir, ark muhayyelesinin hem zayf tarafn, hem de artc ekiciliini verir.

    H akikatte Mslman ark muhayyelesi b ir defa iin bulmu ve sonuna kadar bulduu eylerle oynama benzer. Bu itibarla gaipteki m nsyla muhayyeleye M slman arkta tesadf edemiyeceimizi sylemek pek de hatal olmaz. Be alt rengi saf hlinde kulland iin daima ok renkli sanlan minyatr sanat hakikatte nasl renk fikrinden mahrumsa h ep ay -. m malzeme yn iine1 -dikkat edilirse Neti her beyitte bir evvelkindeki kelimeleri bile kullanmaktan ekinmez- kk terkip deiikliklerini ahs olmak iin yeter sanan eski iirde de ylece hakik mnsnda muhayyele yoktur. Eski iirin hakikaten gzel olan taraflarm, tabiat ve insan ruhuyla gittike derinleen bir al veriten ziyade kltrn ve sistemlerin getirdikleri zerinde alan zevk vcuda getirir, diyebiliriz. Gerei de bu ki zevk, arkasndaki insan deimemek artyla meleklerimiz iinde elde bulunanla en fazla yetinendir.

    D aha ziyade zevke ve kltre h itap eden eski iirde ve onun hayallerinde tpk bir kuyumculuk eseriymi gibi hazr maddenin mhim b ir yeri vard. Bu hazr madde veya unsurlar kymetli tatan*ieklerden, tasavvuf eserlerde, tK urana kadar gider. Beraberinde btn bir din ve tasavvuf duygular lemini ve rahmaniyeti getiren bu sonuncu unsurlara , iinde bulunduu manzumeye nasl bir keskinlik kattm, onu nasl aydnlattn burada anlatmaa lzum . yoktur. Y unustan sonra Trkenin ilk byk airi olan Seyit Nesimde bu unsurlarla yaplm hayaller bu airin belki de bugn bizi en fazla artan ve byleyen tarafn verir.

    Bir Celvet airin aaya aldmz beyitle izdii portrede de ayn sihir v a rd r :

    Kandr Kab- kavseyn evedna Yznde Sure-i rahm an nedendir

    Bu ve buna benzeyen beyit ve msralar dilin ortasnda kendiliklerinden Hamdullah yazmas b ir * Kuran sayfas veya Sleymaniycm n renkli cam lan gibi parlarlar.

    iy i dikkat edilirse eski iirin gerek halktan ald ifadelerle, gerek bu cinsten din unsurlarla, yukarda anlattmz hazr hayalleriyle hat ve

  • 19

    m usik gibi sanatlara telmihleriyle, kaynak eserlerden ald kyas unsurlaryla daim a bir hazr malzeme taraf vardr.

    ***

    Bu iirin dikkat edilecek dier bir hususilii de -ayn ey nesirde de vardr- dil hnerlerine verdii yerdir. Eskiler herhangi bir eyden ona ait kelimelerle bahsetmekten holanrlard. H er yorgun sanat geleneinde m him bir yer tutan bu cins dil hnerleri baz kaside nesihlerini muayyen mesleklerin stlah lgati haline getirdii gibi, herhangi bir eseri noktasz harflerle yazmak gibi tam inkraz devri iddialarna da yol ayordu. Gerei u ki, devaml gayreti ile bize bugnk Trkenin yolunu aan bu iir almas, Arap ve ran iiriyle olan m nasebetlerinde byk yaratma devrini geirmi, artk vaktiyle bulmu olduklar zerinde oynayan bir klt rn devamyd. Eski iirin gzel tarafnn Trkeye ve halkn azna bakan taraf olduunu b ir daha hatrlattktan sonra dil hnerine bu kadar ehemmiyet veren bir gelenekte nazireciliin ald yere hayret edilemiyece- ini de ilve edelim. Bu ekilcilikte, airlerimizdeki m rettep divana sahip olmak arzusunun da elbette pay vard. Arap alfabesinin her harfi iin hi olmazsa bir veya iki gazel sylemek mecburiyeti hemen her byk airin eserini zedelemitir. Sonuna doru, fertle eserin mnasebetlerini o kadar deitiren bu ekilcilik, iki veya drt kii tarafndan yazlan o mterek gazellere kadar gider. zzet Ali Bey'den N m k Kemale ve H ersekliye kadar gelen bu moda da elbette bu hner fikrine balanr.

    *

    Mterek temler ve hayallerle giriilen bu temrin o kadar mterek kltrn maldr ki airlerimiz sadece kendi dillerindeki ustalar deil. Fars dilindekileri de her vesile ile hatrlarlar ve onlarla kendilerini lerler. Eski iir bu tarafyla zaman iinde tersine bir kouya benzer. Gerei udur ki ekle ait bir temadan baka bir ey olmayan kafiye ve redifler etrafnda tedenberi m evcut hayallere getirdikleri baz nans deiiklikleri, kyaslara verdikleri yeni biim ve bkller, Nail ve Nedim gibi pek azlarnda grlen (birincisinde daha ziyade sebk-i H in d im in tesiriyle, Nedim mektebinde halk diline daha derinden b ir dnle) yeni kelime kombinezonlarn bulu, orijinal olmak iin bu airlere yetiyordu. Z aten hemen hemen asl yenilii temin eden ehirli dilinin deimesi idi. Sarayn, d- arlardan gelen kadnlar dolaysyle ve ehzadelerin m uayyen bir terbiye

  • 20

    sistemi bulunmamas yznden Trkenin gelimesinde, hatt muhafazasnda hi bir ro l yoktu, b r yandan ilim messcseleri de byle bir meseleyi tanm yorlard. Bir kelimeyle, Trke halkn azmdayd. Yahya Kem alin dedii gibi, onun mesut tahrifleriyle geniliyor, muhtelif zmrelerin tasarrufuyla deiiyor, gzelleiyordu.

    Byk airlerimizin hemen ou ite bu halkm aznda deien ve gelien Trkeyi yakabildikleri nisbette yaayan tek deeri bulmu oluyorlard.

    #*

    F akat nazireciliin daha baka bir sebebi vardr. Bu iir her eyden evvel muayyen bir eklin iiriydi. Filhakika iirde asl temann kafiye vc redif olduunu iddia etmek hi de yanl olmaz. airin ilhamn hemen tek bana bunlar idare eder.

    E n geni iir nevi olan kasidelerde a ra sra airlerimizin kafiyeden ve onun darlndan veya im knndan bahsetmeleri bu yzdendir. Hakikatte, dnce veya hayal onun mihveri etrafnda kuruluyor, onun imknlaryla air, velev ki kyas koluyla olsun, duygularnn veya duyularnn dnyasna giriyordu. Bu itibarla airlerimizin getirdikleri yeni redif ve kafiyelere gre iirin orkestrasna ilve ettikleri eyi bulmak daim a mmkndr.

    B u gelenekte her yeni kafiye ve redif yeni bir m na lemine alm bir yola benzer. Fakat mesele zannedildii kadar basit deildir. B ir evvelki airde, bazen sadece b ir sanat oyunu olan bir redif, bir nesil sonraki airde btn bir sarih ahsiyet ikrarna vesile olur. Bazan da, ekilden gelen bu tem asrdan ara dolatktan sonra ancak yeni ifadesini bulur.

    Nedimin en gzel ve bugne en fazla hitap edebilecek eserlerinden biri olan var iinde redifli gazelinin balangcn N binin ayn redifte dzgn dille yazlm olmaktan baka meziyeti olmayan iki gazelinde buluruz. Buna mukabil

    Byle b-hlet deildi grdm sahr-y ak A nda mecnn bidler. dvne clar var idi

    beyti bulunan o gzel gazel ise, ayr vezinde olsa bile, redifiyle ta Z tye kadar kan b ir gelenekten henz kurtulmu, tamamiyie ahsi bir mahsldr.

  • 21

    Buna mukabil Sabrinin, ksa aratrmamzda kendisinden ncesinde tesadf etmediimiz, Yo idi redifli o ok gzel gazeli -hem en hemen bir poem denetilir- kif Paa'nn Adem kasidesinc kadar deta hi yanksz kalr ve ancak bizi o kadar stnde durmaa mecbur eden bu eserde muhtevas olan non-tre itiyak ile -nk Sabri btn hayat tecrbesini ve kozmik oluu reddeder- bsbtn baka bir ekilde karm za kar.

    Btn bunlarn yanbamda hemen her airin gerek kaside ve gerek gazelde kendi bulduu ve bu ekl temalar silsilesine katt yeni kafiyeler ve redifler vardr.

    Balangtan itibaren bu rediflerin daha fazla halk dilinden geldii ve zaman getike yeni tabiat unsurlar veya duyular zerinde durduu grlr. Birinciler iin Nb ve Nedim en iyi rnektir. Galib ise iirinin byk srlarndan birini Mehtab redifli iki kasideyle bize aar. Hakikat u ki, eski iir, airi rahata konumaa brakm ayan imaj sistemi ve ekilciliine ramen iki mihver zerinde geliir. Bunlardan biri, yukarda da sylediimiz gibi msran, veya aruzun Trkelemesiydi. kincisi ise -her byk sanat ananesinde olduu gibi- ok yava bir ritm le ve dolaysyla olsa da tabiatm kefi idi.

    ereveyi tamamlamak iin hlk azndan alnm ifade tarzlarnn eski belgatin en mhim unsuru olan cinas sanatnn da yardmyla bu iire bir nev folklor edas verdiini de syleyelim.

    *

    iirin byle sk sk kafiyeye bal bir ekil meselesi olmas nazire- cilii bir bnye zarureti haline getirecekti. Tazm inler (tahsis, tesdis v.s.) bir evvelki airin seilen szn veva btn eseri kendi iine alarak ona ayak uydurma zorluu ile bu zarureti tam b ir slup tem rini hline getiriyordu. Her parann sonunda tazm in edilen veya belie yahut altla karlan beyite yalnz kafiyenin ve veznin delletiyle gei noktas bulmak, bakasnn szn kendi sznn devam yapm ak sade hneri deil, iten bir uygunluu da zaruri klyordu, i te btn bu teknikten gelen zaruretler ve yaklamalar eski iire, ahs ve syleyi deiikliklerine ramen hi olmazsa dardan bakanlara tek b ir benliin geni zam an iinde konumas manzarasn verir, y le ki bu eserlerden yaplacak iyi bir antolojiye, din kendi dehasnn m ahsuldr, denebilir.

    Bu temrinler eski iiri hakik b ir atlye almas hline getiriyordu.

  • 22

    Fuzl, N ecati Beye seslenir; Bk, Fuzlyi; Nedim, Bkyi hatrlar. br yandan bugn sadece ilhamn bir ka modada hapsolmasna bakarak ktlediimiz nazirecilik, aire, dile ve gelenein btn sluplarna, tasarrufu tem in ediyordu. Sanatta bu cinsten tasarruf, dnyasma tasarru ftan baka birey deildir, iyi dnlrse btn bu temrinleri garpl ressam larn mze almalarna benzetmek daima mmkndr. Ve neticeleri de yle olmutur. Eski iirin kendisine mahsus bir acadmiquei vardr.

    Tazmin edecei beyitin arasna kendi msralarn sokarak yaplan tatr bu ustaln en g ekli idi. Nitekim eski airler pek az tatir yapmlard. Ve dorusu istenirse, Yahya Kemal'in Bk tatirine kadar. N edim de dahil, eski edebiyatta hakikaten muvaffak tatr bulmak gtr.

    Terci ve terkib-i bendler, tpk muhammes ve mseddes adlan verilen dier m usam m at ekillen gibi, dnce ve hayal dnyalarn bir trl gelitiremeyen airlerimizin beyit estetiinden az ok kurtulduklar ekillerdir. A raplardan balyarak M slman ark edebiyatlarnn tarihine dikkat edilirse zam anla bu ekillere rabetin artt grlr. Bilhassa bizim edebiyatmzda musammat fazladr. A n a kafiyeyi tekrar eden msra veya bend beyitini geriye atmak suretiyle elde edilen bu nisb hrriyet eyhi'den ve N ecat Bey'den balyarak Fuzl, Bk, N ev, Nail ve Nbye, Galib'e, h a tt kaside ve arkda Nedime ok yeni imknlar ve buudlar kazandrmtr.

    Filhakika kasidenin istiaresinden ve eski beyitin kapal oyunundan kurtulan ve m anzumelerde air -hi olmazsa ok bykleri- dille daha geni bir ekilde babaa kald iin ilhamna daha derin ve kkl ekilde sahip olur.

    Bu airlerin iinde bilhassa Galibin baz musammatlar btn unsurlar eski olmasna ramen hakikaten yeni bir lirizmin peinde gibi grnrler. y lek i Hsn Akdaki ve Divandaki tardiyeler, bir iki mseddesle beraber yeninin kapsnda hissini brakrlar. Hakikatte ise iirimiz XVI. asrdan itibaren -phesiz br Mslman iirlerinde de bu vard r- bugnk mnsiyle manzumeyi durm adan aramtr. Fakat etrafnda teekkl ettii beyit estetiinden kamad, dier taraftan insan deimedii, kinat gr ayn kald iin hamlesi hep ayn duvarlara arparak durmutur. ekil hkimiyeti o kadar fazla olmayan, dilde yabanc tesirlerden nisbeten uzak kalm halk ve tekke iirinde Yunus gibi byk b ir rnee ramen ok fazla bir ey yaplmam olmas da buradan gelir.

  • 23

    Vak bu airlerin bazlarndan bize ok gzel, hatt dilin btn imknlaryla oynayan sesler kald. Fakat bu eserler de bir nev semeyi zaruri klarlar. Dorusu u ki, eski iiri asl birimi olan msralarnda ve beyitlerinde aramaldr. O zaman onun gelimesinde her hangi bir iir mektebinden aa kalmad, hatt ok yeni nazariyelerin veya slplarn gzelliini sadece hnerleriyle verdii grlr.

    ***

    Eski iir ve edebiyat iin ileri srlecek her m tala bizi insana, kltrn asl mekanizmas olan zihniyete gtrr. Fikirlerimi daha iyi anlatabilmek iin bu zihniyetin teekkln ve alma tarzn arayalm.

    Bu hususta sorulacak k suali phesiz ki tekm l fikrinin kendisi o lan tarih anlay tekil eder. slm medeniyeti sonuna kadar etrafnda teekkl ettii kendi altm ana, asr- saadete bal katmtr. Btn siyas teekkllerin de -mesel bizdeki K anun devri gibi- husus altm alar vard.

    Cemiyet ve medeniyetin btn gayreti b u ?kaybolmu mazi ve onun deerlerinin peindeydi. br yandan-insanlm mazisi hakkndaki her bilgi bu medeniyetin z olan slmla mal ediliyor, sevilen tarih ahslar slmiyetten ok evvele gtrlm bir slm ve kfr mcadelesinin, m esel ehnmede olduu gibi, kahram an oluyordu. Bylece tarih hakkn- daki btn bilgiler ilk byk A rap mverrihlerinin ok cidd eserlerine ramen, hakik ehresini kaybederek daha ziyade folkloru andran, acayip, zam an fikrinden mahrum bir halitaya mal olmulard. Filhakika btn Y unan ve Ltin tarihi, M sr ve Bizans tarihi, Ellenistik kltrn br bakiyeleri, hep bu mcadeleyi takip eden grn adesesinde, M slmanln maziye tem ettii bir hava iinde eriyorlard.

    skender, Efltun, Aristo. Sokrat, Calinos, B ukrat; hlsa antikitenin Islm ca beenilmi btn sekin ahsiyetleri, slm deilse bile, Allah'n birliine iman evvelden bulmu kimselerdi. Hepsi yaptklar ile ve ok deiik bir tefsire gre izgileri bozulmu ahsiyetleriyle kendi zam anlarndan koparlm, tarih hibir karakter tam ayan slm iyet mjdecisi b ir devirde yayorlard.

    Her byk medeniyet kendinden nceki devirlerden efsaneletirdii birtakm kahramanlarn seer ve kendi diyalektiinin dayand m tefekkirleri benimser. Bu. Bergsonun anlatt, bugnn nda m aziyi grmek keyfiyetidir. lk devirlerde H ristiyanlk da az ok ayn eyi yapmt.

  • 24

    Fakat L tin ve Y unan topraklarnda, G arbi R om ada beinci asra kadar, ark R o m ada sonuna kadar, ayn devlet messesesinin idaresinde yaayan ve gelien, blnd ark ve garp kiliselerinde Ltin ve Yunan dilini kullanan Hristiyanlk, bilhassa bu dillerin mazisinde yaayan eserler sayesinde bu anakronizmden abuk kurtulmu, majd ahsiyetini kazanm ve tarih fikri -belki de k defa olarak- teekkl etmiti.

    Bu hususta kilise tarih i kadar Ltin edebiyatnn da mal olan Saint Augustinin ve ada olan ilk kilise adamlarnn eserlerini hatrlatmak kfidir.

    G reko-Ltin veya o kadar tesiri altnda kald Ellenistik medeniyetten sadece byk ilimlerle, felsef eserleri ve bunlarn iinde bilhassa akidenin ilenmesi iin l7.m olanlar tercme veya hlsa eklinde alm, tarih, edebiyat, hitabet gibi dallara hemen hem en hi gememitir.

    Mslman medeniyt.unde ise byle bir mazi yoktu. te bu fark y- zndedir ki, mesel H ristiyanlk uzun asrlar mahkm ettii Yunan ve Ltin mitolojisini -phesiz biraz d a Yunan ve Ltin dillerinin kklerinde yaad iin- arabuk benimsemi, M slman kltr ise baz unsurlar ok deiik izgilerle ve epeyce mahiyetini kaybetmek artyla, hikye hatt minyatre getii halde, ondan btnyle gafil kalmtr.

    Kald k i ihvan- safa da asl hzm bulan felsef hareket de din endielerle durdurulmu, kelm bile felsefeye yol at iin menedilmiti. Bu hususta mesel m am - Gaz al gibi byk bir ahsiyetin oynad rol bizzat Arap mtefekkirleri tarafndan bile tenkit edilir. Buna mukabil snn akidenin iine dahi bir sistem btnlyle g iren tasavvuf ise ancak vaktinden evvel gelen bz hrriyetler tem ininden fazla bir ey yapmamt. H akikatte tasavvuf byk bir firar kapsyd. Hayatn erevesini geniletmiyor, belki onun dnda sadece istirak iinde veya kalenderce yaamay temin ediyordu. Birinci eklinde, hayat karsnda devaml bi nefis mcadelesiyle b ir nevi zaferli lm, ikinci eklinde ise eskilerin de pek hakl olarak houna gitmeyen cili bir anari idi. Hakikatte ta savvuf snn akide kadar ve belki de biraz daha fazla insanla hayatn tra jik duygusu arasndayd. Hatt onun tam inkryd. B tn bu saydmz eksikler iinde phesiz en mhimi asl febef hareketi ve endieyi douracak (dan kelm ilminin durdurulmasyd. H er din gibi slmlk da getirdii t a tm in in yannda kendiliinden bir yn huzursuzluk uyandrm, b ir yn m eseleyi ortaya atmt. Tasavvuf felsefesi bu huzursuzluu m utlak vcude kavumak itirakiyle toptan reddediyordu. Massignon, Mslman sanatlarnda trajedinin ve trajik hissin yokluunu, 1 s min Allahtan

  • 25

    baka varlk kabul etmemesi, hayat b ir glge oyununa indirmesiyle izah eder ki b ir bakma ok dorudur *. F aka t hemen hemen her dinde az ok buna tesadf edilir. Snn akidede ne kadar inkr edilmi grnrse grnsn insann hayatta, yeni b ir yeri vardr. K aza ve kader meseleleri bir yn pheyi ve mesuliyeti kendiliinden douruyordu. Tasavvuf bu endieleri de ortadan kaldryor, daha dorusu onlara bsbtn baka ynler veriyordu. Ayn m utlak varln yine kendisine dnecek deiik ve geici tezahrleri olan bir dnyada elbette trajedi olmazd. Ak bile ne kadar velveleli balarsa balasn bu sistemde muayyen b ir merhaleye eriir erimez sadece fni objesini deil, duyan benlii de berabcrce ortadan kaldran bir ayniyette kendiliinden deiiyordu. H lsa, eski medeniyetimizde insan kendi kaderi ile byk m nsnda kar karya kalmak frsatn bulamyordu.

    **

    Eskiler insan . tebcil ederlerdi, fakat kendi talihinin dna kararak. eyh Galib, btn tasavvuf iiri boyunca uzanan muhteem bir zincirin son halkas olarak :

    Hoa bak ztna kim zbde-i lemsin senM erdm-i dde-i ekvn olan demsin sen

    derken devrimizin veya Y unan trajedisinin bahsettii insan kasdetmiyor- du. Nitekim ayn musammatn

    Berk- htif gibi bu kayd- sivdan gzer et!

    msranda onu sadece ebed hakikate ve asla ulamakla vazifeli grdn sarih ekilde syler.

    Grlyor ki ayr ayr yollardan yrseler bile, snn akide de, tasavvuf da vaatlerde ve mkellefiyetlerde ne kadar ayrlrsa ayrlsnlar insann kinattaki yeri hakknda birleiyorlard. nsan her ikisinde de tam Platoncu m nsnda bir glge oyunu olan bu fni hayatn karsnda deil, asl byk kaderi olan ebediyat karsnda ve onun iinde bulutlarn buluyordu.

    < Baz m ste r ki er ise Islmiyeti dorudan doruya yalnz ahreti gz nnde tutan bir di addederle (bk. Studia Xslamica, nr. , Paris 1955. G. E. Von Grunebaum, Ideologie Musulman et esthtique Arabe ki bu, baz hususiyetlerin lzumundan fazla mullendirilmesidir.

  • 26

    O kadar p arlak balayan Arap hikyesinin -Binbir Gece ve Makame- ler- sadece anekdotta, ehirli mizahnda veya tabiatst tesadflerde kalm asnn balca sebebi de insann kinatna sahip olmayndan gelse gerektir. Tasavvuf sistemi Mslman edebiyatlarndaki hikye mevzularn benimseyince y ahu t btn ibda muayyen mevzulara indirince bu hl daha kuvvetlenir. Vka airlerimiz X V . asrdan itibaren daima bu klasik m evzularn dnda yerli hikye mevzular ararlar. Fakat medeniyetin kendisinde olmayan elbette ki bulamazlar. Hevesnme, makameler gibi ehirli hayatnda kalr. N binin A ttar zeyli, Iran airinin mesnevisindeki entrikay tasavvufi istiare mahiyetini, ksmen muhafazaya almak artiyle bazen de kaybeder, lzumsuz ekilde tekrar eder. M atbaann verdii im knla o kadar ok okunan, Abdlaziz devri air ve muharrirlerinin o k ad ar iyi tand Aziz Efendi'nin *Muhayyelt, X V III. asrn sonunda din dvalarla lzumsuz yere arlatrd b ir Binbir Gece ye dner.

    B tn bu tekrarlar hep yukarda bahsettiimiz trajik duygunun ve asl m nsnda realite terbiyesinin yokluundan geliyordu.

    M adem ki Binbir G eceden bahsettik, M slman hikyesinde harikuladenin oynad rolden de bahsedelim ve en realist saylabilecek hikyede bile bu harikuladenin, insann talihiyle kar karya gelmesine nasl mani olduunu belirtelim. Filhakika, hangi kaynaktan gelirse gelsin. Mslm an hikyesinde ok defa bu harikulade tesadfler, periler ve cinler vardr. te bu yzden ark hikyesi folklor snr iinde kalmtr. Ve bu harikuldenin kendisi de az ok dinin himayesi altnda idi. Hi olmazsa mphem ekde ona brnrd. Bu mnasebetle Ebu Ali Sina hikyes i n i h a trla ta lm 5. Byy, simya adyla o kadar kolayca mubahn erevesi iine almasayd, bu hikye bizim eski kltrm zn Faust hikyesi olabilirdi.

    Massignon, Hallac- M ansur'un uzun sren muhakemesinden bahsederken slmm esasnn ibadetle ahadet olduunu ve bu artlar yerine getiren insann kolay kolay kfrle itham edilemiyeceini syler ki ok yerinde bir m ahededir6, ite bu mukavemetsizlik Islm iinde bir ok ztlarn toplanmasna sebep olmutur. Simya ve alelumun ulm- gaybiyeye gsterilen msamaha da bunlarn arasndayd. Zt unsurlara kendiliinden

    5 bk., Ahmet Ate, Trk halk hikyelerinde bn-i Sina, Trkiyet Mecmuas XI, stanbul 1954, s. 33-40; XII. stanbul 1955, s. 265-275.

    * Louis Massignon. -'Al-Hailaj Martyr Mystique de L'islm, Librairie Orientaliste, Paris 1922, s. 184 v.d.

  • 27

    verilen bu yer, sade akidede karklk yapmyor, belki kltrlerin z olan byk karlamalarn kuvvetini de gideriyordu. Ebu A li Sina hikyesinin ve benzerlerinin sadece tatl bir deimeler oyunu halinde balayp bitmesinin sebeplerinden birisi de bu olsa gerekir.

    phesiz bunda kompozisyon anlaynn da byk pay vardr. 11ya- da ile ehnme arasnda yaplacak ufak bir mukayese ark sanatlarna hakim olan anlayn ta kendisi olan bu kompozisyonu bize btn ile verir. Bu iki destan arasndaki fark Sargon saray kabartmalar veya Trayan stunu e klsik Yunan heykeltrahnm arasndaki fark andrr. Homi- ro sun destannda btn Yunan lemi, kozmogoni, tanrlar, Yunan sitelerinin hayat, iler ve sanatlar, hlsa kavmin ve medeniyetin btn hayat tek b ir vakann hikyesine girer. lyada ok uurlu plannda teferruat atlamasn bilen yahut btnn iinde ona hakikaten tutmas gerektii yeri veren bir eserdir. ehnme ise, her teferruatn stnde ayn ehemmiyetle duran dz tahkiyedir. ark hikyesi ite bu dz tahkiyenin hikyesidir.

    Harikulde, ark hikyesinin, realiteyi inkr eden, hatt reel fikrini datan kolaylk mekanizmasdr. F akat o yokken de trajie yine g tesadf edilir. Btn Binbir Geccude hakikaten dram atik denecek tek bir vaziyet bulmak gtr. Buna ram en m aer muhayyele nadir eserlerde olsa bile kendi hayatndaki dramatii grr ve yakalar. Dede Korkut hi- kyelerinde bu cinsten b ir yn vaziyet bulunduu gibi ok realist bir saray entrikasna dayanan Tahir ile Zhre, Kerem ile Asl hikyeleri ortaya attklar byk problemlerle yaanan hayatn kendileridir ve bahsettiimiz duygunun elbette ki bir ifadesidirler. Tahir ile Zhrenin mezar ksm bu trajik kader duygusunu lm n tesine bile nakleder.

    Hsrev irin in Ferhad d a bizi ayn trajedi fikrine gtrecek m ahiyettedir. F akat halk hikyesinin ve iirin o kadar benimsedii bu kahram ana tasavvufun nasl yklendiini biliyoruz. Nizam 'den eyhye kadar din ve tasavvuf sistemi, bu m esnevide bilhassa onu benimsemee alr.

    Yine halk hikyelerine dnerek resm kltrn trl cereyanlarna az ok mukavemet eden ve az ok ahsiyetlerini m uhafaza eden bu eserlerin, mesel Krolu nda olduu gibi, bu cins destan veya hikyeden beklenen seviyeye birok paralarnda eriem ediklerini veya ifahi ananesinde urad deiikliklerde onu kaybettiklerini syleyelim. Keremin o kadar gzel ve byk iir unsurlarnn, btn esere hkim olan o gurbet duygusunun ve masaln sonu olan, o h er zldke yeniden iliklenen gm

  • 28

    lek veya yelek sembol etrafndaki trajik kader anlaynn yan banda, ancak komik vaziyetler arayan b ir ehirli m asalna yakacak di ektirme paras, cemiyetin bnyesindeki kltr tabakalam asnn neticeleri addedilebilir. F ilhak ika garp orta a ile bizim orta amz arasndaki esasl farklardan b iri de yksek tabakay halktan gelen hereye kar kapatan ikiliktir. Bu ikilik olmasyd biz bu eserleri belki de bsbtn baka c? kilde ve daha geni ufuklu grrdk.

    Belki de btn mesele snni akidenin, kendisini edebiyata ve sanata m uhta addetmemesi keyfiyetinde toplanr. D ini duygunun esas olduu o devirlerde insana btnln ancak bu kaynam a verebilirdi.

    ***

    B urada rnekler meselesi de kendiliinden ie girer. Islm medeniyeti antik rneklerin tamamiyle cah iliyd i slm edebiyatlarnn btn gelimesinde A raplarn kendi dillerine ve onun mahsullerine kar taassup derecesinde sadk olmalarnn ve buna inanm alarnn byk tesiri vardr. bni H aldun gibi her ynden bir m edeniyetin necei bir adam bile, iirden bahsederken bu sanatn yalnz A raplara mahsus olamyacam, baka m illetlerde de air bulunabeceini, Y unanlarn, Aristonun sk sk zikrettii H om er adl byk bir airleri olduunu syliyerek anlatr ki, olduka dikkate deer b ir vkadr. A rap kitabiyatnda ise Yunan trajedi airlerinin adn bile bulm ak mmkn deildir. te bu kendi kendine yeterlik duygusu yzndendir ki Y unan edebiyatnn hibir byiik eseri Arap- aya tercme edilmemi, hatt -bu en ehemmiyetli noktadr- Efltun diyaloglarnn ou ekli bozularak ve hlsa halinde nakledilmitir. ran kanalndan gelen Hint tercmelerinin bazlarnn da Abbasiler devrinde nasl bir mukavemete m aruz kaldm biliyoruz. Bu rnek yokluunun ne kadar mhim olduunu btn unsurlar daim a mevcut olduu, hatt bz balanglar bulunduu halde komedinin b ir trl domay ok iyi gsterir. F ilhakika medeniyetin kendisi daha A rap hikyelerinden itibaren komik vaziyetlere alkt ve btn orta a cemiyetleri gibi kendi hayatnn tadn karyordu. Bu her snf ehirli hayatna has edebiyattan baka Arap ve T rk hikyelerinde devlet m em uru, sahte sofu, yalanc, hilebaz insan, kar-koca meseleleri daim a mevcuttur, b r yandan hangi medeniyetten veya kavimden gelirse gelsin daima Efltunu n maarasndaki glgeleri hatrlatm as itibariyle kltr Karagz oyununu benimsemiti. Ahmet Kutsi Tecerin son tetkikleri halk arasnda, hatt kukla oyununa varncaya kadar, baz temsil oyunlar bulunduunu gayet sarih surette gsteriyor:. Med

  • 29

    dah hikyeleri ise tam bir karekter ve kom ik vaziyet repertuar idiler. B yk Osmanl mverrihleri dedelerimizin karakter mahedesinden ne ka> dar holandklarn gsterirler. Bata, kayna arihlmennarzde olmak zere Naima, Fndkll Mehmed Aa, R id, hele Evliya elebi komik izgiyi hi karmyan insanlard. N aim anm zaptettii baz konumalar kendiliinden bir Molire veya hi olmazsa Scribe komedisini yaratacak sahnelerdir. Btn bu hazr unsurlara ram en air Evlcnmesine kadar Trke komedi y azlmam asnn tek sebebi phesiz ki bu rnek yokluu meselesidir.

    Hristiyan garpte tiyatro nareKCtinin balangc olan mystree gelince, ilerin Muharrem yinleri, realizm m balasna ramen daima b ir mystre mahiyetindedir. Bu itibarla trajedinin yokluunu ve bize mahsus muayyen O rtaa masalndan br nevilere, rom ana geilmemesinin sebebini sadece din ahkmda aramak doru deildir. V ka slm dini bir ftuhatla balamtr. Fakat tasavvufun btn bir mazlumlar silsilesi vard.

    Ayn mevzuu alan G. E. Von Grunebaum Mslman deolojisi Ve A rap Estetii adl makalesinde Eer Y unan dram nn verdii misal h a trlanmam ve Yunanca bilen baz rahipler tarafndan kullanlmam olsayd Hristiyanln muhayyilelerde yapt bu tesir -dinde dram n bulunuu ile- inandrmak ve srklemek iin yapt bu gayret, Orta a Hristiyan pedagojisinin br edeb vastas o lan mystrelerin vcude gelmesini temin eder miydi, meselesi daim a sorulabilir.

    Bununla beraber ne ekilde olursa olsun dram Hristiyan ideolojisinde. slm ideolojisinde ve ibadetinde bulamad bir balant noktasn bulm utur f der.

    Dikkat yerindedir. Mslman dininin ilk gnah kabul etmemesi, binaenaleyh insann batan mahkm olmamas, -tpk slmln vaktinden evvel getirdii o tezat dolu ve hibir tima meyyidesi bulunmad iin yalnz snflarn teekkln nleyen, bu yzden garpte terakkinin zemberei olan mcadeleyi ortadan kald ran dem okratik esaslar gibi- Islm cemaatlerini sadece tarih giyyet fikrinden m ahrum etmiyor, ayrca din dram n teekkln de imknszlatryordu. D ier taraftan ulhyetin mutlak surette nsan vasflarn dnda, tamamiyle tenzih oluu ve ibadetin deimez ekilleri bunu imknszlatryordu.

    7 Ahmet Kutsi Tecer, Aratrmalar, stanbul, nr. 5, v.d. stanbul 1954, 1955; 1956.

    * G. E. Von Grunebaum, Ideologie Musulman et esthtique Arabe Studia Islamica nr. m , Paris 1955.

  • G rlyor k i M slm anlarda dram ve komedinin domamasna sebep b ir tane deildir. A sl trajediye gelince, onun ne mystreden ne de halk tiyatrosundan domadn biliyoruz. O, dorudan doruya humanis- tique etdlerle gelen b ir yeniden doutur.

    B urada R acine ile Lope de V ega ve Elizabeth devri airleri birleirler.

    M slm an edebiyatlarnn o rta a hikyesinden rom ana geemeyii bahsinde de h a n e n hem en aym cinsten bir yn sebeple karlarz. Bunlarn banda yine phesiz insann reel hayata inanarak sahip olmamas gelir. A ynca psikolojik tecesssn yokluunu da syliyebiliriz. Dinde gnah karm ann bulunm am as ferdin kendi iine eilmesini daim a men eder. M edeniyetimizin gz nnde gelien R us rom annn byk hususiyetlerinin ortodoks kilisesindeki alen itiraf messesesine neler borlu olduunu biliyoruz.

    Bununla, eskilerde hi psikoloji bulunmadn iddia etmiyoruz. Bu kadar byk b ir m edeniyet tecrbesi insana sonuna kadar yabanc kalamazd. Eski airlerimizin ak iin, insan tabiat iin yazdklar eyler kendi kalblerini ve hayatlarn nasl iyiden iyiye yokladklarn gsterir. Fakat iirin ekli ve teksif nizam bu dikkatlerin derinlemesine mani olur.

    Eski mesnevi erevesi iinde bu dikkatlerin hikyeye nakli ise gelenek yznden kabil deildi.

    ark izilmi hadleri durm adan zorlar fakat tesine geemezdi.

    M sterikler tarafndan o kadar ehemmiyet verilen Hay bin Yak- zan n 9 o ok gzel hikyesine gelince, Mslman leminin tek roman olan bu zihn dram da psikolojiden ziyade, yahut onunla beraber, ok ustaca idare edilmi bir m uakale vardr.

    Bizce M slm an hikyesinin romana istihale edememesinin, saydklarmzdan baka bir sebebi de tenk it fikrinin yokluudur. H akiki tenkit zaruri ekde tarih fikrine baldr. Hareket noktas olarak maziyi deil bugn alr. slm fikriyatnda ise bu yoktur. Thibaudetnin, Don Quichotte iin syledii ey sadece parlak b ir bulu olamaz. Her yeni hikye bir ncekinin tenkididir.

    bn Tufeyl'in hikyesi, Trke tercmesi Sleymaniyell Reid tarafndan, Mlhrab mecmuas, ar. 3, n. 89 v. d. stanbul 1339, Franszca tercmesi, Lon Guathler, Beyrouth. Imprimerl Catholique 1920.

  • 31

    Tiyatro veya hikye, yeni bir nevin domas iin cemiyet bnyesinin ileri bir hamle ile deimesi artt. Halbuki Mslman cemiyetlerde btn messeseleri beraberinde srkleyen ve sosyal tabakalarn karlkl vaziyetlerim deitiren bu cinsten bir deiiklik grlmez. O kadar arzal olan, Mool istils ve Ehl-i Salip seferleri ile deta ortadan blnen, M sr'n Fatmiye devri gibi, mhim b ir mezhep ayrln, Endls Rnesansm ve Osmanh istil ve ihtiamm idrk eden slm tarihi btn bu byk hadiselere ramen tima bakm dan hem en hem en olduu gibi kalm, bir trl burjuvazisi domam ve M slm an saray deimemitir.

    Belki de fikr hayatn durgunluunun, h a tt dklnn, i buhranlarnn en mhim mili olan tima kntler istisna edirse Mslman cemiyetlerinin tarihinin en byk eksii bu burjuvazinin teekkl edemeyiidir.

    Nihayet bu sebeplere kadn ve erkek mnasebetlerinin yokluunu da ilve etmek lzm gelir. M slman hikyeleri, Dekameronu ok andran entrikalarla gizli mnasebetlerin, kyafet deitirmek suretiyle satla kma buluuyla ve dier entrikalarla esirlik messesesinin, ani tesadflerle ve onlarn trl ekilleriyle sevgililer arasnda tima seviye ve mevki farknn hikyesini yapmt.

    Btn bu hikyeler iyi okunursa esas atnn daima ayn hususiyetin, yani devaml ve tabi kadn erkek m nasebetinin yokluu zerine kurulduu grlr.

    Tanzim at'tan sonraki ilk rom ann bocalay bunun vzh misalini verir. unu da ilve edelim ki, eski edebiyatm z teekkl etmi b ir nesrin yardmndan da mahrumdu.

    *

    Eski nesrin ok defa lzum suz b ir yn s:.uat veya akada kalm asnn- ve tarih gibi ok zengin bir m ahede kaynana dayanan taraflarn da bile genileyememesinin hakiki sebebi kltrn insana ayrd sahann darldr. Filhakika bu nesrin, din tasavvuf retici eserlerin, Kuran ve hadis tercmelerinin -birinciler daha ziyade balangta yani XIII. ve XIV. asrlarda- tefsirlerin ve baz istisnalar dnda daim a saraya bal tarih lerle, tarih dncesiyle hi alkas olm ayan terceme-i hal tezkirelerinin, fermanlarn, resm yazlarn, siyas konum a fezlekelerinin, lyihalarn dnda hemen hemen tatbik sahas yoktur.

  • 32

    Arap nesri bu dar sahada bile dikkate deer bir ktphane brakm tr. Fakat A raplar yalnz kendi dillerini kullanyorlard ve A rap nesri m edeniyet ve kltrn kuruluu devrinde teekkl etmiti. Eldeki ilk byk eseri Kuran gibi her bakm dan mtekmil bir eser olduu gibi, h ikye ve mektup nevini de yukarda anlattmz artlar iinde olsa bile ku llanmt. A rap cemiyetinde bizdeki gibi zevk tabakalamas yoktu. Seci gib i nesir sanatlarnn ve re o kadar kuvvetle hkim olan belagat kaidelerinin, hner endielerinin, balangcm yine Arapadan alan terifat ve merasim cmlelerinin, iki dilin lgatini ve hazr malzemesini (yet, hadis, byklerin sz, A rapadan alnm m sra ve beyitler) birden kullanan . ve medeniyetin asl yaratc devrini bitirdikten sonra yeniden ve ok kark bir szlkle teekkl etm eye alan Trk nesrinde bu canlla im k n vermemesi tabi idi.

    H albuki Trke, tarihe O rhon bideleri gibi hakikaten olgun bir nesir eseriyle girmiti. Daha o devirde bile her eyden evvel bir nesir dili gibi grnr. Toplayc nahvi vuzuhun ta kendisidir.

    Fakat nesir ancak bir vastadr. V e yalnz insanda ve insanla beraber yrr. Bu itibarla T rk nesrin in macerasn anlamak iin tarii ereve iinde T rk insann m tala etmek gerekir. Prof. Kaplann Dede K orkut, Yunus Emre, T rk destanlar ve k Paa zerinde yapt etdler bize bu insann XV. asra kadar ancak deien hayat artlarm zaptetmekle megul olduunu g ste rira. X V . asrdan sonrakiler iinse eski iiri m tala ederken yeter derecede b ir fikir verdiimizi zannediyoruz.

    Y ukarda bahsettiimiz oyunlar ve terifat yalnz iki dilde yapan Fars nesrinin Arap nesri karsndaki tali vaziyeti dnlecek olursa Trk nesrinin bir trl teekkl edem em esinin sebepleri daha iyi anlalr.

    Hakikatte bizim bugn ina kelimesiyle hlsa ettiimiz bu sanatlar iyi bir nesrin asl kuvvet ve hususiyetlerini alaca ferdin yerini, tpk, iirde olduu gibi fakat ondan daha baka, btn hayatlii giderecek ekilde, hnerin almas demekti. Onun iindir ki eski nesirde ferdin asri m aliknesi olan slptan ok g bahsedilebilir. Sinan Paay istisna edersek, Nim a ve arihlm ennar zde ve Evliya elebi gibi bu sanat ve in-

    w Kaplan, Dede Korkud kitabnda kadn, Trkiyat Mecmuas, IV, s. 204-212; tk i destan ve iki insan tipi Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, s. 399- 417; Dede Korkut kitabnda hayvanlar Fuat Kprl Armaan, s. 275-290; Yunus Emre ve nebatlar, Trkiyet Mecmuas XII, s. 45-56; Trk destannda Alp tipi, Zeki Velidl Togan Armaan, s. 204-212.

  • 33

    a merakm, nesri bir ifade vastas addettikleri iin yenmi olanlar bile tam mnsiyle bir slp sahibi addedemeyiz.

    Eski nesri boan bu sz sanatlar iptilsnn mhim bir sebebi de phesiz ki baka dillerde plastik sanatlardan ve resimden gelen terbiyeden, onlarn insana at sarih gr imknndan mahrum oluudur. Burada edeb eserin her kltrde dier sanatlara takaddm ettii hakikatini unutm u deiz. Ancak muayyen b ir gelime devrinden sonra dier sanatlardaki almalarn, dilin ve insann zerindeki tesirin yokluundan bahsetm ek istiyoruz. izginin, resmin, heykeltranin yani rengin ve hacmin tecrbesinden gememi, reel mahedesinin nizamn ve nisbet fikrini bunlarda denememi ve bunlarn tecrit terbiyesini almam bir edebiyatta, ve bilhassa nesirde, elbetteki eya ve d dnya ile temas ok sathi kalacakt. Y ahya Kemal, nesir ve resim bulunsayd kltrm z baka ekil alrd, der ki ok yerinde bir mtaladr.

    Fhakika bizim bugn o kadar sulandrdmz innn lzumsuz ve donmu ssleri hep bu terbiyenin yokluundan gelir. Hakikatte eski nesrin asl sl ina deildir. Fuzul ve dris-i B itlisnin verdii rnekle balayan ina ancak XVII. asrn ortasna kadar nesre hakim grnr. Ondan sonra, en mbalal eserlerinde bile ancak muayyen terifat cmlelerinde rastlanr. Hakikatte asl eski nesir, bir eit rahat ve dank konum ada kalmtr. Y ukarda anlattmz gibi ilim dili olmam ve ilm in dile getirdii sarahatin tecrbesini tatmam bu zk konuma asrdan ara ve muharirden muharrire gelen asl tarzdr.

    Trkede nesrin teekkl iin insann ve cemiyet messcselerinin deimesi, tahsil sisteminin Trkeye dnmesi lzmd, i te Tanzim at bunu yapt.

    F 3

  • GARPLILAMA HAREKETNE UMUM BR BAKI

  • I

    BALANGITAN 1789A K A D A R

    X V III. asra k ad ar A vrupa ile mnsebetlerimiz, siyas vkalar istisna edilirse, coraf vaziyetleri itibariyle birbirinin deta tamamlaycs bulunan iki lemin arasnda mevcudiyeti tabi olan ktisad mnasebetin hudutlarm hemen hemen gemez ve bu eklinde dahi, daha ziyde, memleketimize gelen AvrupalIlar tarafndan idare edilirdi. imdi kapitlasyon adm verdiimiz muhtelif mukaveleler ve msaadeler ile kendilerine memleket iinde oturmak, caret yapmak ve seyahat etmek haklar verilen mste'men ecnebiler (ilk devirlerde bata Ceneviz ve V enedikliler1 olm ak zere tc-

    J Anadolu Seluk Trklerinin Avrupa ile ilk tems, henz teekkl halinde bulunan yeni vatan corafyasnn zaruret ve artlan inde olur. Daha bizim Malazgirt zaferini kazandmz senelerde (1071) Venedik ve Pisa birer iktisadi teekkl halinde mevcuttular ve ark Akdeniz ticaretinde rol oynamaktaydlar. Biraz sonra bunlara, gittike mhim bir denizci site halini alan Ce- nova iltihak eder. Fakat bugn garpl dediimiz milletlerle asl byk tem asmz Hal seferinin balamas zerinedir. Byk hcum dalgalaryla iki buuk asr sren bu uzun mcadele esn