270

Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 2: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 3: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 4: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

TTEEOORRİİDDEE VVEE PPRRAATTİİKKTTEE

AAFFEETT SSOONNRRAASSII

İİYYİİLLEEŞŞTTİİRRMMEE

ÇÇAALLIIŞŞMMAALLAARRII

AFET YÖNETİMİ VE TEMEL İLKELERİ AFET YÖNETİMİNDE İYİLEŞTİRME AŞAMASI

ULUSAL VE ULUSLARARASI ÖRNEKLER ÜLKEMİZDE İYİLEŞTİRME VE MEVZUAT SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İYİLEŞTİRME

Oktay GÖKÇE Jeoloji Yüksek Mühendisi Çiğdem TETİK Jeoloji Yüksek Mühendisi

2012 ANKARA

Page 5: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 6: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

KATKIDA BULUNANLAR VE TEŞEKKÜR

S. Kaan ÖZENER, Onur ÖZKAZANÇ (Kadastro, Hâlihazır Harita, İmar Planı)

Davut ŞAHİN, Emel DEMİROK, Fikret KURAN, Hüsniye YILMAZ (Hasar Tespit)

Ayhan IŞIK, Mustafa AKYÜZ, Ahizer KOÇAK, H. Gürhan İLGEN (Yer Seçimi)

Mete MİRZAOĞLU (İmar Plan Proje)

İsmail KAYA (Hak Sahipliği ve Borçlandırma)

Türkan ARSLAN, Hüseyin GÜNDÜZ (Acil Yardım)

Mehmet DEMİRTAŞ (Yatırım Programı)

S. Kaan ÖZENER (Redaksiyon ve Kapak Tasarımı)

ve başta İmar Plan Proje Çalışma Grubu olmak üzere tüm İyileştirme Dairesi Başkanlığı elemanlarına

Ayrıca; Mülga Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün türlü afetlerde fedakârca çalışmış tüm elemanlarına ve

Yrd. Doç. Dr. Binali TERCAN’ a yüksek lisans ve doktora tezlerinden faydalanmamızı sağladığı için teşekkür ederiz..

Page 7: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 8: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

KISALTMALAR DİZİNİ

AFAD T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AİGM Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü KHK Kanun Hükmünde Kararname ABD Amerika Birleşik Devletleri’ IEMS ABD Bütünleşik Acil Durum Yönetimi Sistemi FEMA ABD Federal Acil Durum Yönetim Kurumu NEHRP ABD Ulusal Deprem Tehlikesini Azaltma Programı USGS ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu NSF ABD Ulusal Bilim Vakfı NIST ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü SIFEM Arjantin Ulusal Acil Durum Sistemi CONAREC Arjantin Doğal Afetlerden Etkilenen Bölgelerin İyileştirilmesi için Ulusal

Danışma Kurulu SINDEC Brezilya Ulusal Sivil Savunma Sistemi SEDEC Brezilya Sivil Savunma Ulusal Sekreterliği ONEMI Şili Ulusal Acil Durum Dairesi COEN El Salvador Ulusal Acil Durum Komitesi STK Sivil Toplum Kuruluşları SINAPROC Meksika Ulusal Sivil Korunma Sistemini CENAPRED Meksika Afet Önleme için Ulusal Merkez’ini FONDEN Meksika Doğal Afetler Fonu JICA Japan International Cooperation Agency AB Avrupa Birliği EMERCOM Rusya Sivil Savunma Acil Durum ve Doğal Afetler Bakanlığı FUNCAP Brezilya acil durum çalışmaları için rezerv fonu İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi DASK Doğal Afet Sigortaları Kurumu EYY Evini yapana yardım yöntemi CEPAL Meksika Maliye Bakanlığı ve Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu RHP Meksika Toplu Konut Yeniden İnşası FONHAPO Meksika Düşük Gelirli Mesken Fonu BANOBRAS Meksika Ulusal İmar ve Bayındırlık Bankası DDF Meksika Federal District Bürosu FIDERE Meksika Düşük Gelir Konut Edindirme Kredi Fonu JMA Japon Meteoroloji Ajansı NTT Japon telefon ve telgraf ajansı ODTÜ Orta Doğu Teknin Üniversitesi DSİ Devlet Su İşleri BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. TKİ Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu TEAŞ Türkiye Elektrik İletim Üretim A.Ş. TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. YSP Yer Seçimi Protokolü TOKİ Toplu Konut İdaresi Başkanlığı MTA Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Not: Bu çalışma yapılırken, incelenen, alıntılarda ve atıflarda bulunulan dokümanların çoğunda afet hizmeti veren ya da uygulayıcı, afet mevzuatını düzenleyici, karar verici kurum “Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM)” olarak geçmekteydi. Ancak hem AİGM kapatıldığından hem de Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı haline dönüştüğünden, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve AİGM’ ye yapılan tüm atıflar, eskiye yönelik dokümanlardan yapılan alıntılar da dâhil olmak üzere, 5902 sayılı ““Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun" da da belirtildiği gibi, afet hizmetlerini vermek üzere yeni kurulmuş olan Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ na ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri’ ne yapılmış olarak metinlerde yerini almıştır. Kitap içinde yapılan ek yorum, açıklamalar ve örnekler gri renkli metin kutuları içinde sunulmuştur.

Page 9: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 10: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ÖNSÖZ

Afetler, toplulukların tehdit altında olduğu, genellikle yerel imkânlarla müdahalenin yetersiz kaldığı, ulusal kaynakların seferber edilmesi gerektiği, büyük can ve mal kayıplarına yol açan beklenmedik ve istenmedik durumlardır. Çoğunlukla, nerede, ne zaman, hangi büyüklükte, nasıl ve ne türde meydana geleceği genellikle baştan bilinemeyen ve tahmin edilemeyen bu olaylar, pek çok ülkede büyük kayıplara ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonomik gelişme sürecinin de yıllarca sürebilen kesintilere uğramasına neden olmaktadır.

Yanlış arazi kullanımı, kentsel ve kırsal planlama ve yapılaşmadaki çarpıklıklar,

nüfusun tehlikeli alanlarda giderek daha fazla yoğunlaşması, mevzuat eksikliği ve / veya uygulamanın yetersizliği, toplumsal yoksulluk ve sosyal yapı, hazırlıksız toplum ve hazırlıksız kurumlar, kaynakların uygun olmayan biçimde kullanımı, iklim değişikliğinin etkileri, ormanların yok edilmesi, bio çeşitliliğin ve bu alandaki bilginin kaybı, artan su talebi ve çölleşme gibi özetlenen çevre tahribatının artmasıyla ortaya çıkan riskler ve dolayısıyla yanlış çevre yönetimi gibi faktörler birbirleri ile ilişkili olup, hep birlikte doğal afetlere karşı toplumsal hassasiyetleri - zarar görebilirliği artıran bir eğilim oluşturmaktadır.

Topraklarının hemen hemen tamamı farklı afet riskleri ile karşı karşıya bulunan, büyük

çaplı afetlerin meydana gelme sıklığı açısından dünya ülkeleri içerisinde ilk sıralarda yer alan ülkemizde afet öncesi ve afet sonrasında gerçekleştirilmesi gereken faaliyetlerin bir bütün olarak yürütülmesi, koordine edilmesi ve yönetilmesini kapsayan afet yönetimi yaşamsal önem taşımaktadır.

Günümüzde afetler sonucunda ortaya çıkan zararların, insan hayatı, mal - mülk, sosyo - ekonomik yapı ve çevre açısından çok büyük boyutlarda olabildiği ortadadır. Bu noktada ortaya çıkan ‘Afet Yönetimi’ kavramı, her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olma, önleme ve zarar azaltma, müdahale etme ve iyileştirme amacıyla mevcut kaynakları organize eden, analiz, planlama, karar alma ve değerlendirme süreçlerinin tümünü kapsar. Bu nedenle, afet ve/veya risk yönetimi çalışmaları bir bütündür.

Bu kitapta, afet yönetimi ve özellikle de iyileştirme çalışmaları ile ilgili yer yer oldukça detaylı bilgiler verilerek, mevzuatta ve uygulamada hâlihazırda yapılanlar ve yapılması gerekenler anlatılmaya çalışılmıştır.

İyileştirme çalışmaları bu güne kadar devletin “yaraların sarılması” çabaları olarak görülmüştür. Oysa zarar azaltma ve önleme çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olan “iyileştirme” çalışmaları, afet yönetiminin bir aşamasıdır ve bu aşamada yapılan başarılı çalışmaları “yara sarma” olarak görmek haksızlık olmaktadır.

Ülkeler; jeolojik, jeomorfolojik, iklimsel özellikleri, sosyo – kültürel, ekonomik yapıları,

gelenek – görenekleri, eğitim – öğretim yöntemleri doğrultusunda afet yönetim sistemlerini de şekillendirirler. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri afet yönetiminin hazırlık aşamasında

Page 11: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

daha öncüdür. Japonya ise zarar azaltma aşamasında başarılı çalışmalara sahiptir. Türkiye’ nin de afet yönetimi döngüsünde iyileştirme aşamasında başarılı bir ülke olması küçümsenmemesi gereken bir durumdur.

Sonuç olarak; hangi ülkede olursa olsun, afet risklerini azaltmada başarı sağlansa dahi, tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, afet sonrası iyileştirme safhasında yapılacaklara, güncellemelere ve yeni mevzuat düzenlemelerine her zaman ihtiyaç olacaktır. Bu konudaki ufkumuzu geliştirecek ve belki yeni fikirler oluşmasını sağlayacak bu kitap ve benzeri çalışmalar da bu düzenlemelere altlık oluşturacak kaynaklardır.

Page 12: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ÖNSÖZ

Afetlerle mücadelenin temelinde, afet yönetiminin tüm aşamalarını bir bütün olarak düşünmek, afet öncesi, sırası ve sonrasında önceden belirlenen yol, yöntem ve eylemleri etkin ve hızlı bir şekilde uygulamak yatar. Bu evrelerin, doğrusal olarak ilişkili değil, döngüsel bir ilişki yapısı gösterdiği unutulmamalıdır. Afet olmadan hazırlıklı olma ve zarar azaltma çalışmaları etkin bir şekilde uygulanmalı; afet sırasında yapılan müdahale ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının ardından, elde edilen tecrübelere dayanarak, tekrar başa dönülerek hazırlıklı olma ve zarar (risk) azaltma evrelerine geçilmelidir.

Ülkemizde büyük bir afet sonrasında yapılan iyileştirme çalışmalarının, gerek

planlama ve organizasyon, gerekse uygulama açısından başarılı olabilmesi için, söz konusu çalışmalara afet öncesi başlanması gerektiği, özellikle son yıllarda meydana gelen ve büyük can ve mal kayıplarına yol açan depremlerden sonra açıkça anlaşılmıştır. Bu çalışmaların başarılı olabilmesindeki en büyük etken; afet olaylarına afetzedelerin konut ihtiyacının bir an önce karşılanması yaklaşımı yerine, konut ihtiyacı karşılanırken afetten etkilenen bölgenin afet riskinin azaltılması amacıyla jeolojik araştırmalar yapılması, sosyo-ekonomik gelişiminin sağlanması ve yaşam standartlarının yükseltilmesi prensibi ile yaklaşılması olacaktır. Bu yaklaşımı gerçekleştirebilmek üzere;

Türkiye'de gerek afet öncesi gerekse afet sonrası yeni yerleşim planları hazırlanırken,

yerleşmelerin arazi kullanımı / yerleşime uygunluk açısından detaylı değerlendirmelerini yani jeolojik araştırmalarını yapmak, çalışmalarda mühendis ve mimarlar, bilim adamları ve araştırmacıların, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin katılımını ve görev almasını sağlamak, afet bölgesinin sosyo-ekonomik gelişimini sağlamak üzere özel kanunlar çıkartılması ve uygulanmasını sağlamak, afet bölgesinde yapı güvenliğinin artırılması gibi çalışmalar yapmak ve kararlar almak gerekebilir.

Bu kitap, içeriği itibariyle; ülkemizin, sosyal devlet anlayışının örneklerinden olan afet

sonrası "iyileştirme" aşamasında başarılı bir uygulama ortaya koyabilmesi için, afet yönetiminin “iyileştirme” safhasının irdelendiği, geçmişten günümüze kadar yapılan ulusal ve uluslararası çalışmaların incelendiği, mevcut mevzuatın gözden geçirildiği sürdürülebilir iyileştirme çalışmalarının esaslarının irdelendiği doyurucu bir doküman özelliği taşımaktadır. Bu kitabın afet sonrası iyileştirme çalışmalarında bir kaynak niteliği taşıyabilmesi, içindeki uyarı, öneri ve görüşlerden faydalanılması, emeği geçen tüm arkadaşlarımın temennisidir.

Page 13: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 14: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İÇİNDEKİLER

KATKIDA BULUNANLAR VE TEŞEKKÜR .......................................................................................................... V

KISALTMALAR DİZİNİ.................................................................................................................................... Vİİ

ÖNSÖZ ............................................................................................................................................................İX

ÖNSÖZ ............................................................................................................................................................Xİ

İÇİNDEKİLER ................................................................................................................................................. Xİİİ

ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................................................................ XV

1. BÖLÜM .................................................................................................................................................... 1

AFET YÖNETİMİ VE TEMEL İLKELERİ .................................................................................................................. 1

1.1 AFET NEDİR?..................................................................................................................................................... 4 1.2 AFET YÖNETİMİ ................................................................................................................................................. 8 1.3 AFET YÖNETİM AŞAMALARI ................................................................................................................................ 10

1.3.1 Zarar Azaltma ...................................................................................................................................... 11 1.3.2 Hazırlıklı Olma ..................................................................................................................................... 13 1.3.3 Müdahale ............................................................................................................................................ 14 1.3.4 İyileştirme ............................................................................................................................................ 15

1.4 TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİM SİSTEMİ VE YASAL DÜZENLEMELER ................................................................................. 18 1.4.1 1944 Yılı Öncesi Afet Yönetimi (Olay Sonrası Müdahale Dönemi) ....................................................... 18 1.4.2 1944 – 1958 Dönemi Afet Yönetimi (Kısmen Zarar Azaltıcı Önlemler) ................................................ 19 1.4.3 1959 - 2009 Dönemi Afet (Afet Yönetimi, Yerleşme ve Yapılardan Sorumlu Bakanlık) ....................... 20 1.4.4 Yeni Kurumsal Yapılanma ve Afet Yönetimi’nde Yeni Bir Dönem (2010 ve sonrası) ............................ 21

1.5 AFET YÖNETİMİNDE DİĞER ÜLKE ÖRNEKLERİ ......................................................................................................... 23 1.5.1 Amerika Birleşik Devletleri Afet Yönetim Sistemi ................................................................................ 23 1.5.2 Latin Amerika ve Karayipler’ de Afet Yönetimi .................................................................................... 27 1.5.3 Japonya Acil Durum Yönetim Sistemi .................................................................................................. 30 1.5.4 Avrupa'da Afet ve Acil Durum Yönetimi .............................................................................................. 36 1.5.5 Yeni Zelanda Afet ve Acil Durum Yönetimi .......................................................................................... 38 1.5.6 Fiji Afet Yönetimi ................................................................................................................................. 39 1.5.7 Rusya Afet Yönetimi ............................................................................................................................ 39 1.5.8 Dünya Genelinde Afet Yönetim Sistemlerinden Öğrenilen Dersler ...................................................... 40

2. BÖLÜM .................................................................................................................................................. 43

AFET YÖNETİMİNDE İYİLEŞTİRME AŞAMASI .................................................................................................... 43

2.1 AFET SONRASI ÇALIŞMALAR ............................................................................................................................... 46 2.2 ZORUNLU DEPREM SİGORTASININ AFET YÖNETİMİNDE YERİ ..................................................................................... 49 2.3 İYİLEŞTİRME SÜRECİNDE KARŞILAŞILAN YA DA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR .................................................................... 52 2.4 İYİLEŞTİRME PLANLARININ GEREKLİLİĞİ ................................................................................................................. 63 2.5 AFET SONRASI İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ YURTİÇİ VE YURTDIŞI ÖRNEKLER ...................................................... 69

2.5.1 Mexico City’de Yeniden Yapılanma (1985) .......................................................................................... 69 2.5.2 Büyük Hanshin-Awaji Depremi Sonrası Japonya'da Yeniden Yapılanma (1995) ................................. 77 2.5.3 11 Mart 2011 Tohoku (Japonya) Depremi ve Sonrası Yapılan Müdahale ve İyileştirme Çalışmaları .. 85 2.5.4 Gediz Depremi (1970) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları .......................................................... 103 2.5.5 Lice Depremi (1975) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları ............................................................. 110 2.5.6 Erzincan Depremi (1992) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları ..................................................... 115

Page 15: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.7 1995 Dinar Depremi .......................................................................................................................... 120 2.5.8 27 Haziran 1998 Adana-Ceyhan Depremi ......................................................................................... 120 2.5.9 1999 Depremleri Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları .................................................................. 120 2.5.10 2004 Ağrı – Doğubayazıt Depremi .................................................................................................. 131 2.5.11 2010 Elazığ Depremi ........................................................................................................................ 133 2.5.12 2011 Kütahya - Simav Depremi ....................................................................................................... 140 2.5.13 Ekim ve Kasım 2011 Van Depremleri ............................................................................................... 143

2.6 ÖRNEKLER İLE İLGİLİ BAZI SAPTAMALAR .............................................................................................................. 156

3. BÖLÜM ..................................................................................................................................................... 163

TÜRKİYE’DE AFET SONRASI İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI VE İLGİLİ MEVZUAT ................................................. 163

3.1 “7269 VE 5902 SAYILI KANUNLAR” VE “İLGİLİ BAZI YÖNETMELİK VE GENELGELER”.................................................... 166 3.1.1 Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik *............................. 170 3.1.2 Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik .................................................... 171 3.1.3 Afet Sebebiyle Yapılan ve Yapılacak Olan Binaların Borçlandırma Bedellerinden Yapılacak İndirimler

Hakkında Yönetmelik .................................................................................................................................. 171 3.1.4 Afetler Sebebiyle Edinilen Bina, Arsa ve Arazilerden Artakalanların Değerlendirilmesine Dair

Yönetmelik .................................................................................................................................................. 172 3.2. AFET SONRASI ÇALIŞMALARLA İLGİLİ GENEL TANIMLAR ......................................................................................... 172 3.3 AFET SONRASI AFETZEDELERE YÖNELİK İŞ VE İŞLEMLERE DETAYLI BİR BAKIŞ ............................................................... 175

3.3.1 Acil Yardım ve Rehabilitasyon Çalışmaları ......................................................................................... 175 3.3.2 Yeniden Yapılanmaya Yönelik Çalışmalar .......................................................................................... 178

4. BÖLÜM ................................................................................................................................................ 221

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI ...................................................................................... 221

4.1 İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI VE PLANLARININ PRENSİPLERİ VE ÖNÜNDEKİ ENGELLER ...................................................... 225 4.1.1 İyileştirme Çalışmalarını Zorlaştıran Ya Da Karşısında Engel Teşkil Eden Unsurlar ........................... 229 4.1.2 İyileştirme Çalışmalarını Kolaylaştırabilecek Unsurlar ...................................................................... 233 4.1.3 Planlama Çalışmalarının Ortak Özellikleri ......................................................................................... 236

4.2 İYİLEŞTİRME PLANLARININ – RAPORLARININ HAZIRLANMASI ................................................................................... 237 4.3 İYİLEŞTİRME BİLGİ YÖNETİM SİSTEMİ .................................................................................................................. 239

SONSÖZ ....................................................................................................................................................... 241

KAYNAKLAR .................................................................................................................................................. 243

Page 16: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Doğal ve insan kaynaklı afetler. .......................................................................................................... 5 Şekil 2. Artvin - Borçka İlçesinde meydana gelen heyelan olayı ve zarar gören konutları gösteren foto ....... 6 Şekil 3. Batman' da meydana gelen meteorolojik kökenli bir su baskını olayına ait fotoğraf ......................... 7 Şekil 4. 17 Ağustos 1999 depremine ait fotoğraflar ........................................................................................ 7 Şekil 5. Afet Yönetimi aşamaları ...................................................................................................................... 8 Şekil 6. Afet riskini algılamayı, değerlendirmeyi ve yönetimini eleştiren bir karikatür ................................. 12 Şekil 8. FEMA kılavuz ve raporlarından örnekler. .......................................................................................... 25 Şekil 9. ABD' de afet yönetim sistemi ............................................................................................................ 26 Şekil 10. Afet Yönetim Günü etkinlikleri ve tatbikatlardan fotoğraflar. ........................................................ 31 Şekil 11. Japonya' da afet yönetim sistemi .................................................................................................... 33 Şekil 12. Nigata ve Fukishima’da yaşanan sel afeti sonrası fotoğraflar ......................................................... 35 Şekil 13. 1966 Muş-Varto Depremi Fotoğrafları ........................................................................................... 65 Şekil 14. 1970 Gediz Depremi Fotoğrafları. ................................................................................................... 66 Şekil 15. 1971 Bingöl Depremi Fotoğrafları ................................................................................................... 66 Şekil 16. 1976 Çaldıran Depremi Fotoğrafları................................................................................................ 67 Şekil 17. Bingöl, Varto, Lice, Çaldıran ve Marmara depremlerinden sonra oluşturulan yerleşim alanları. ... 68 Şekil 18. 19 Eylül 1985'de Mexico City'de 8.1 büyüklüğündeki deprem sonrası hasarlar. ............................ 70 Şekil 19. Kobe Depreminin yarattığı yıkım. ................................................................................................... 78 Şekil 20. Kobe şehrinde bir tahliye merkezindeki el ilanlarına bakan depremzedeler. ................................. 80 Şekil 21. Ağustos 1995’de Nishinomiya şehri geçici konut sitesi................................................................... 81 Şekil 22. 11 Mart 2011 Tohoku Depreminin lokasyonu ................................................................................ 86 Şekil 23. 11.03.2011 - 15.07.2011 tarihleri arasında M5'den ve M6'dan büyük depremlerin lokasyonu ..... 86 Şekil 24. JMA’nın depremden yalnızca 3 dakika sonra yayınladığı Tsunami uyarısı. ..................................... 88 Şekil 25. Fukushima Bölgesinin Deprem öncesi ve depremden 1 gün sonra charter uydu görüntüleri. ....... 89 Şekil 26. 13 Mart 2011 Miyagi Bölgesinde kurtarma timleri yıkılmış bir enkazı kontrol ederken ................. 90 Şekil 27. 13 Mart 2011 İtfaiye elamanlarının kurtarma çalışmaları .............................................................. 91 Şekil 28. Miyagi Bölgesi Matsushima’da Japon ordusu arama ve kurtarma çalışmalarını yürütürken. ........ 92 Şekil 29. 16 Mart 2011 Kurtarma ekipleri yoğun kar yağışına rağmen yürüttüğü çalışmalar........................ 94 Şekil 30. Japonya’da afetzedelerin geçici olarak barındıkları alanlardan görünüm ..................................... 95 Şekil 31. Japonya’da tsunami dalgalarının etkisi ile 70 m sürüklenmiş bina ................................................. 96 Şekil 32. Onagawa kasabasının depremden 3 ay ve 6 ay sonrasını gösteren fotoğraflar.............................. 97 Şekil 33. Kesennuma kasabasında afetten sonraki yıkımı gösteren fotoğraflar .......................................... 98 Şekil 34. Minamisanriku kasabasında afet sonrası yıkılan demir yolu ........................................................... 99 Şekil 35. Sendai Hava alanında deprem sonrası oluşan hasar ..................................................................... 100 Şekil 36. Sendai Havaalanının 16.06.2011 tarihli görüntüsü ....................................................................... 101 Şekil 37. Otsuchicho kasabasında oluşan hasar ve yapılan temizleme çalışmalarını gösteren fotoğraflar. 102 Şekil 38. 1970 Gediz depremi sonrası basında yer alan fotoğraflar ve manşetler. ..................................... 104 Şekil 39. Gediz depreminin etkilerini gösteren eşşiddet eğrisi haritası ....................................................... 105 Şekil 40. 1970 depreminden sonra yeni yer seçimi yapılan yeni Gediz'in şehir planı ................................. 107 Şekil 41. Gediz ilçesinin uydu görüntüsü ..................................................................................................... 108 Şekil 42. Lice depremine ait eş şiddet eğrisi haritası ................................................................................... 111 Şekil 43. Deprem sonrası yeni Lice' nin imar planı ve 09.03.2010 günlü Google Earth görüntüsü. ........... 113 Şekil 44. Yünlüce (Lice) köyünün afet sonrası yeni planı ve 10.03.2010 günlü Google Earth görüntüsü. .. 115 Şekil 45. 15 Mart 1992 Erzincan Depremi eş şiddet dağılımı haritası ......................................................... 116 Şekil 46. Erzincan’dan deprem sonrası görüntüler .................................................................................... 117 Şekil 48. Kocaeli Gündoğdu Bölgesinde tamamlanan afet konutları........................................................... 125 Şekil 49. 1999 Marmara depremi sonrasında Sakarya ilinde meydana gelen hasar ................................... 125

Page 17: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 50. Deprem sonrası Karaman Bölgesinde yapılan yeni afet konutları. ............................................... 126 Şekil 51. 1999 Marmara depremleri sonrasında Yalova ili’ nde inşa edilen afet konutları ......................... 127 Şekil 52. Bolu ilindeki kalıcı konutlar ........................................................................................................... 128 Şekil 53. Kaynaşlı’daki ağır hasar ................................................................................................................. 129 Şekil 54. Kocaeli Tepeköy – Ayazma Mahallelerinde yapılan afet konutları ............................................... 130 Şekil 55. 08 Mart 2010 Elazığ depremleri ve ML≥ 5.0 artçı şoklar. ............................................................. 133 Şekil 56. 08 Mart 2010 Elazığ depremlerinin odak mekanizması çözümleri. .............................................. 134 Şekil 57. Elazığ Depremleri sonrası köylerdeki konutlardaki yapısal hasarı gösteren fotoğraflar. .............. 135 Şekil 58. Elazığ Valiliği tarafından hazırlanan hasar durumunu gösteren grafikler ..................................... 136 Şekil 59. Elazığ ili, Karakoçan ilçesi ön yerseçimi çalışmalarına ait dağılım grafiği. ..................................... 138 Şekil 60. 07.11.2010 tarihinde teslim edilen 1474 afet konutu. ................................................................. 139 Şekil 61. 19 Mayıs 2011 Simav depreminin merkez üstü ve Simav yakın çevresinin aktif fayları ............... 140 Şekil 62. Kütahya-Simav ana şok ve artçı depremlerinin odak mekanizması çözümleri ............................. 141 Şekil 63. Kütahya-Simav Depreminden sonra oluşan yapısal hasarı gösteren fotoğraflar. ........................ 142 Şekil 64. 23 Ekim 2011 Van-Merkez Depreminin çeşitli kuruluşlarca verilmiş dış merkez koordinatları .... 143 Şekil 65. 09 Kasım 2011 Van-Edremit depreminin çeşitli kuruluşlarca verilmiş dış merkez koordinatları .. 144 Şekil 66. Van merkez ve köylerinde meydana gelen yapısal hasarları gösteren fotoğraflar. ...................... 145 Şekil 68. Depremden sonra kurulan konteyner kentler. ............................................................................. 150 Şekil 69. Van ilinde afetzede vatandaşlar için yapımına başlanılan kalıcı konut fotoğrafları. ..................... 152 Şekil 70. Ülkemizde, merkezi ve yerel düzeyde afet yönetim yapılanması ................................................. 168 Şekil 71. 08 Mart 2010 depremi sonrası Elazığ – Kovancılar’da yapılan geçici barınma çalışmaları. .......... 178 Şekil 72. 7269 sayılı Afetler Kanunu kapsamında yapılan afet sonrası iyileştirme çalışmalarının özeti. ..... 179 Şekil 73. Ön Hasar Tespit Formu Örneği. ..................................................................................................... 183 Şekil 74. Ön hasar tespit icmal örneği. ........................................................................................................ 184 Şekil 75. Kesin hasar tespit cetveli. ............................................................................................................. 185 Şekil 76. Hasar tespit formundaki kısaltmaların açıklamaları ve şekilleri. ................................................... 186 Şekil 77. Kesin / itirazlar hasar tespit tutanağı örneği. ................................................................................ 187 Şekil 78. Arazi çalışması esnasında doldurulan formlardan oluşturulan “Afetzede İsim Listeleri”. ............ 188 Şekil 79. Hak sahipliği isim listesi örneği. .................................................................................................... 191 Şekil 80. Ağrı İl Doğubayazıt İlçesinde 5.1 büyüklüğündeki depremden etkilenen köyler ....................... 193 Şekil 81. Hak sahibi afetzedeler için, yerinde ve farklı bir yerleşim biriminde yer seçimi çalışmaları. ........ 197 Şekil 82. Elazığ ili Palu ilçesinde yapılan yer seçimi çalışmalarının mekânsal dağılımları ............................ 198 Şekil 83. 8 Mart 2010 Elazığ depremi sonrası 8 ayda tamamlanan toplu konutlar. .................................... 201 Şekil 85. Kars İli Kağızman İlçesinde yapılmış konutlar. ............................................................................... 209 Şekil 86. Erzurum İlinde, Hınıs Merkez'de inşa edilen konutlar .................................................................. 209 Şekil 87. Konut sektörü yatırım programı örneği. ....................................................................................... 216 Şekil 88. İyileştirme çalışmaları bir fırsata dönüştürülebilir karikatürü. ...................................................... 224 Şekil 89. 2004 Erzurum - Aşkale depremi sonrasında afetzede olmayan köylülerin yerleşim birimleri ...... 231 Şekil 90. Afet öncesinde ve sonrasında hazırlanması önerilen iyileştirme planları ile ilgili akış şeması. ..... 239

Page 18: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1. BÖLÜM AFET YÖNETİMİ VE TEMEL İLKELERİ

Page 19: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetlerle ilgili yasalar çıkarmak gerekli fakat yeterli değildir. En iyi kanunlar düzgün ve yansız bir biçimde uygulanmadıkça işe yaramazlar. İlk önce hatırlamamız gereken insanların serbest iradeleri ile değil yoksulluğun zorlamasıyla tehlikeli bölgelerde yaşadıklarıdır. Sürdürülebilir ve eşitlikçi bir kalkınma modeli kendi başına yararlı olduğu gibi afetlere karşı da en iyi sigortadır. Ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Tek ihtiyacımız bunu yapmak için gerekli olan siyasi iradedir.

Kofi Annan

Page 20: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ülkemizin jeolojik, jeomorfolojik ve iklimsel özelliklerinden dolayı afetler, her zaman ve her yerde, birçok şekilde ortaya çıkabilmektedir. Afetler bazen saptanabilecek düzeyde uzun zamanlarda oluşur veya gelişirken, genellikle de aniden ve fark edilmeden gerçekleşirler. Nüfusumuz sürekli arttığından, yerleşmek için yeni alanlara ve yeni konutlara ihtiyacımız da artmaktadır. Kontrolsüz arazi işgalleri ve kaçak, denetimsiz, plansız yapılaşmalar, esasen insan ve insana ait unsurlar içinde bulunmasa doğal bir olay olarak kalacak olan fenomenleri afet haline getirmektedir. Dünyada her yıl milyonlarca insan afetlerle ve afetlerin birçok korkutucu sonuçlarıyla karşı karşıya gelmektedir.

Afetler büyük yıkıma ve acıya sebep olurken aynı zamanda ulusal ekonomileri de kötü bir şekilde etkilerler. Türkiye, özellikle büyük afetlerde aldığı hasarlar göz önünde bulundurularak, kamuoyu tarafından afetlere karşı dayanıksız / hazırlıksız ülkelerden biri olarak nitelendirilmektedir. Bu saptamanın temelinde, “hem risk hem de kriz yönetimini içeren afet yönetim döngüsünden” oluşan bir “Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi” nin ülkemizde uygulanmamış olması gösterilir. Ülkemizde afet yönetiminin, merkeziyetçi olduğu ve genel algılanışının daha çok afet sonrası ‘afetzedelere yardım’ ile sınırlı kaldığı başta öğretim görevlileri - üniversiteler tarafından, afetlerle doğrudan ya da dolaylı türlü sempozyum, kongre ve şuralarda, yazılı ve görsel basın yayın organlarında defalarca dile getirilmiştir.

Afet yönetiminin, afetten etkilenen ailelere acil yardımlar ile para ve konut yardımı

olarak uygulanmasının tek yöntem olmadığı, afetlere acil yardımlarda bulunulurken, bir yandan da afet öncesi çalışmalarla afetlerden dolayı oluşan her türlü kayıpların azaltılması konusunda çalışmalar yapılması gerektiği belirtilmiştir. Afet yönetimini, acil yardımın geleneksel uygulamasından, afet risklerini azaltma şekline dönüştürmek için toplumun afet ve acil durum yönetimine bakışını değiştirmek gerektiği, ayrıca hükümet ve yerel yönetimlerin her seviyesindeki temel görevin, halkın katılımını da sağlayarak afetlere hazırlıklı olma ve zarar azaltma olması gerektiğinin üzerinde önemle durulmuştur.

Afet yönetiminin başlıca amacı can ve mal kaybını azaltmak ve ulusu doğal, teknolojik ve insan faktörlü afetlerden korumaktır. Bunu yaparken hazırlıklı olma, koruma, müdahale, iyileştirme ve zarar azaltma gibi öğeleri içeren riske dayalı, kapsamlı bir afet ve acil durum yönetim sistemi öngörülmektedir. Halka öncülük etmek ve destek vermek amacıyla, özellikle de öğretim görevlileri, medya, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının telkinleri doğrultusunda, kamuoyunun isteği değerlendirilmiş, çağdaş bir afet yönetim sisteminin gerekliliği olarak, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Acil Yönetim Genel Müdürlükleri kapatılarak, bu kurumların yerine, 17 Aralık 2009 tarihi itibariyle Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kurulmuştur.

Page 21: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Modern afet yönetimi, afetlere hazırlıklı olmakla birlikte, afetleri önlemenin ve afet sonrası da modern bir iyileştirmenin gerektiğinin önemini vurgulamaktadır. Her ne kadar, afet hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla yeni bir kurum, AFAD kurulmuşsa da; kurumun temel anlayışı, bu güne kadar merkezde toplanan afet öncesi, sırası ve sonrası hizmetlerin, görev ve sorumlulukların yerel yönetimlerce üstlenilmesini sağlamak ve ilgili işlemleri denetlemek ve koordine etmektir. Dolayısıyla, afet yönetiminde, yaklaşık son elli yıldır süregelen merkezi anlayış, kamuoyunun isteği doğrultusunda yeniden düzenlenmiş ve yerel yönetimlere kaydırılmıştır.

Ülkemizin gelişmekte olan bir ülke olduğu gerçeği, farklı bölgelerin farklı jeolojik,

jeomorfolojik, iklimsel, sosyo – ekonomik, politik durumu, geleneksel yerleşim tarzları ve konut tipleri, plansız, denetimsiz, kaçak yapılaşmalar vb. gerçekler irdelendiğinde daha uzunca bir süre küçük ya da büyük afetlerde hasara, yıkıma uğrayacağımız gerçeği değişmeyecektir. Bir başka deyişle, Türkiye öylesine bir jeolojik, jeomorfolojik, iklimsel, etnolojik vb. mirasa sahiptir ki, ülkemizde afet risklerini azaltmada başarı sağlansa dahi, tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmayacak, afet sonrası iyileştirme safhasında yapılacaklara her zaman ihtiyaç olacaktır. Bu çerçevede, “iyileştirme aşamasında” yapılacak iyileştirmelere, güncellemelere ve mevzuat düzenlemelerine de her zaman ihtiyaç olacaktır.

Afet yönetiminde iyileştirme çalışmalarının incelendiği bu kitapta, ilk bölümde,

tanımlar ve kavramlarla afet yönetimi ve temel ilkeleri, ikinci bölümde yurt içi ve yurt dışı örneklerle afet yönetiminde iyileştirme aşaması ve bu aşamada karşılaşılan sorunlar, üçüncü bölümde ülkemizde iyileştirme çalışmalarının adım adım nasıl yapıldığının anlatımı ve ilgili mevzuat, dördüncü ve son bölümde ise, sürdürülebilirlik ve iyileştirme çalışmaları arasındaki ilişki incelenmiştir.

1.1 Afet Nedir? Halk dilinde “kıran” olarak da tabir edilen afet, insanlar için fiziksel, ekonomik ve

sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak, toplulukları olumsuz etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar olarak tanımlanmaktadır (Şekil 1).

Bir olayın afet olarak adlandırılabilmesi için, insan toplulukları ve yerleşim yerleri

üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini durdurarak ya da kesintiye uğratarak bir ya da daha fazla yerleşim birimini etkilemesi gerekmektedir. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi afet, olayın kendisinden çok doğurduğu sonuçlar olarak görülmektedir. Bir afetin büyüklüğü ise insanlar açısından neden olduğu can ve ekonomik kayıplarla ölçülmektedir (Gülkan ve diğ., 2003; Ergünay, 2002; Sarp, 1999).

Page 22: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 1. Doğal ve insan kaynaklı afetler.

Meydana geliş hızlarına göre afetler; ani gelişen ve yavaş gelişen afetler olarak iki ana

gruba ayrılabilir.

Ani gelişen afetlerin meydana gelebilecekleri tahmin edilebilmiş olsa bile, kesin olarak hangi gün ve saatte oluşacağı bilinememektedir. Depremler, volkan patlamaları, çığ ve kaya düşmeleri, fırtına, tayfun, su baskını, özellikle akma tipi heyelanlar gibi olaylar bu tür afetlere örnek olarak gösterilebilir.

Yavaş gelişen afetlerde ise, afet bir anda ortaya çıkmamaktadır. Bu tür afetler, zaman içerisinde yavaş yavaş kayıplar meydana getirdiği için, koruyucu ve önleyici tedbirleri almak daha kolaydır. Çevre kirlenmesi, kuraklık, erozyon, orman tahribatı, deniz ve göl suyu yükselmesi gibi olaylar yavaş gelişen afetlere örnek olarak verilebilir.

Doğal ya da teknolojik bir olayın afet sonucunu doğurabilmesi için, insani yapıları tehdit etmesi, hasara – yıkıma uğratması gerekmektedir. Bir başka deyişle, doğal olayın

Page 23: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

tehlikeye, tehlikenin riske ve riskin de afete dönüştüğü yerde insanlar beklemektedir. Afet olaylarını, kökenlerine göre de sınıflandırmak mümkündür. Kökenlerine göre

afetler;

• Jeolojik kökenli afetler; depremler, volkan patlamaları, heyelanlar, kaya düşmeleri, zemin oturması, çökme ve sıvılaşmalar gibi (Şekil 2),

• Meteorolojik kökenli afetler; fırtına, tayfun, kasırga, çığ, kuraklık, su baskınları gibi (Şekil 3),

• Teknolojik ve insan yapısı kökenli afetler; nükleer veya kimyasal kazalar, orman yangınları, salgın hastalıklar, savaşlar, çevre kirlenmeleri gibi (Şekil 4).

Şekil 2. Artvin İli Borçka İlçesi sınırlarında meydana gelen jeolojik kökenli bir heyelan olayı ve zarar gören konutlar.

Page 24: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 3. Batman' da meydana gelen meteorolojik kökenli bir su baskını olayı.

Şekil 4. 17 Ağustos 1999 depremi, jeolojik kökenli doğal bir afet olayıdır ve fotoğrafta sağ tarafta görüldüğü gibi konutlarda hasara yol açmıştır. Ancak, Halıdere' nin karşısında görülen Körfez İlçesindeki dolum tesislerindeki yangın her ne kadar deprem tetikli de olsa teknolojik bir afettir.

Page 25: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.2 Afet Yönetimi

Afetlerin önlenmesi açısından insanoğlunun yapabilecekleri sınırlıdır. Günümüzde ve gelecekte afetler karşısında yapılabilecek en akıllıca hareket, afetlerin etkilerinden kurtulmak veya bunların toplum üzerindeki etkilerini en aza indirmek için araştırmalar yapmak, önlemler almak, çeşitli planlar geliştirmek ve bunları uygulamaya koymaktır. İşte bu bağlamda, insanların yaşadıkları çevrede meydana gelen doğal olaylardan haberdar olmaları, bunları nedenlerine kadar ayrıntısı ile tanımaları ve bu olayların tekrarı durumunda bunlardan hiç etkilenmeme veya en az oranda etkilenmelerine olanak tanıyan çalışmaların tümüne “Afet Yönetimi” denilmektedir (Şekil 5).

Modern afet yönetimi kavramında; kayıp ve zararların azaltılması, hazırlık, tahmin ve

erken uyarı, afetleri anlamak gibi afet öncesi korumaya yönelik çalışmalar “Risk Yönetimi”; etki analizi, müdahale, iyileştirme, yeniden yapılanma gibi afet sonrası çalışmalar ise “Kriz Yönetimi” olarak kabul edilmektedir (Kadıoğlu, 2008; Uzunçıbuk, 2006). Etkin bir afet yönetimi çalışması, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası ihtiyaç duyulan tüm çalışmaları kapsamaktadır (Demirci ve Karakuyu, 2004; Erkal ve Değerliyurt, 2009).

Şekil 5. Afet Yönetimi aşamaları.

Page 26: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi ve zararlarının yok edilmesi veya azaltılması amacıyla afet öncesi ve sonrasında yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektiren bir yönetim olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere afet yönetimi, çok yönlü, çok aktörlü, çok disiplin gerektiren, kapsamlı, dinamik ve karmaşık bir yönetim şeklidir. Ayrıca, çok katmanlı ve çok aşamalı bir süreçtir. Çok katmanlıdır; çünkü bireyden başlar, ulusal ve giderek uluslararası birçok kamu ve özel kurum ve kuruluşları bu sürecin belirli noktalarında yer alır. Çok aşamalıdır; çünkü içinde, zarar azaltma, hazırlıklı olma, müdahale ve iyileştirme aşamalarını barındırmaktadır (Şahin, 2009; Ergünay, 2008).

Afetle mücadelede başarılı olunabilmesi için, karar vericilerde, kurumlarda,

çalışanlarında vizyon, özveri, çalışma azmi, yükü ve sorumluluğu paylaşma zihniyetinin olgunlaşması gerekmektedir.

Bu noktada risk yönetimi ve kriz yönetimi arasındaki ayrımı tanımlamakta fayda

vardır. Risk, gelecekteki belirli bir zaman içerisinde, belirli bir tehlikenin, bu tehlikeye maruz olan değerler veya tehlike altındaki unsurlara, bunların zarar veya hasar görebilirliklerine bağlı olarak, verebileceği zararları ifade eder. Zaman zaman risk ile afet aynı şeylermiş gibi algılanmaktadır. Oysa tanımlar dikkatli incelendiğinde afetin, olmuş bir olayın yol açtığı kayıp ve zararların tümünü ifade ettiği, riskin ise, olay olmadan önce yol açabileceği olumsuz sonuçların belirlenmesi veya tahmin edilmesi faaliyetleri olduğu görülmektir.

Risk yönetimi, afetler sonrasında oluşabilecek zarar ve olumsuzlukların en aza

indirilebilmesi için, bu olumsuzlukların niteliklerinin araştırılması ve zararları azaltmak üzere önceden alınabilecek etkin önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasıdır. Kriz, olağanüstü bir olay veya afet ile ortaya çıkan güç durum ve dönemler olarak tanımlanabilir.

Kriz yönetimi, afet durumunda oluşan sorunların belirlenip en kısa sürede en az

zararla atlatılması için gerekli kararların süratle alınması ve uygulanması faaliyetlerini kapsar (Şahin, 2009). Birbirleriyle ilişki içinde bulunan çalışmaların, birbirini takip etmesi ve veya birbirlerini etkilemesi nedeniyle bir süreç içinde sürdürülebilir ve devamlılığı esas olmalıdır (Sarp, 1999).

Afet ve risk yönetimini, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla,

yukarıdaki ana aşamalarda yapılması gereken çalışmaların yönlendirilmesi, eşgüdümü ve uygulanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla kaynaklarının bu amaç doğrultusunda yönetilmesi şeklinde tanımlayabiliriz.

Page 27: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.3 Afet Yönetim Aşamaları Afet yönetimi, afet öncesi (risk yönetimi), afet anı ve sonrası (kriz yönetimi) olmak

üzere iki aşamada toplanabilir. Ancak, literatürde afet yönetim aşamaları için başka sınıflamalar da bulunmaktadır. En yaygın olanı; ideal bir afet yönetiminin "afet öncesi, afet esnası ve afet sonrası" diye tanımlanan üç aşamayı kapsaması gerektiğini belirten sınıflamadır.

Afet öncesi: Afet zararlarını en aza indirebilmek amacıyla gerekli önlemleri almayı, mümkün olan hallerde önlemeyi, mümkün olmayan durumlarda ise acil kurtarma ve yardım çalışmalarının etkin bir biçimde yapılmasını sağlamayı, afet zararlarının azaltılması çalışmalarını kalkınmanın her aşamasına yaymayı ve insanları bu konularda eğitmeyi amaçlamaktadır.

Afet esnasında: Afet yönetiminin afet sırasındaki amaçları, haber alma ve ulaşım

olanaklarını tekrar sağlamak, mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak, afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklerden insan canını ve malını korumak; her türlü boşaltma ve tahliye işlerinin yapılmasını, insanların hasarlı konutlardan uzaklaştırılmasını sağlamak ve bu konutları gerekiyorsa yıkmak, afetten etkilenen toplulukların hayati gereksinimlerini en kısa zamanda karşılamak ve hayatın mümkün olduğunca normale dönmesini sağlamaktır. Bu amaçların gerçekleşmesi, afet öncesi yapılan plan ve hazırlık çalışmalarının, afet hizmetlerini sunan teşkilat(lar)ın afet anında etkin bir biçimde harekete geçirilmesiyle mümkün olabilmektedir.

Afet sonrası: Afet sonrası dönemde afet yönetiminin amacı, afetin doğurabileceği

ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalmasını veya etkilerin en kısa sürede düzeltilmesini ve afetten etkilenen topluluklar için emniyetli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulmasını sağlamaktır (Gülkan ve diğ., 2003; Erkal ve Değerliyurt, 2009).

Afet safhaları ile ilgili ikinci sınıflama; "zarar azaltma (mitigation)", "önceden hazırlık

(preparedness)", "kurtarma ve ilk yardım (relief and first aid)", "iyileştirme (recovery)", "yeniden inşa (reconstruction)" şeklinde beş sınıftan oluşur. Söz konusu ikinci sınıflamanın, daha az ya da daha çok aşamadan oluşan benzer versiyonları da vardır. Yeniden inşa (yapılanma) genellikle iyileştirmenin içinde kabul edilir.

Afet yönetim aşamalarında yapılan faaliyetler birbirleriyle iç içedir ve birbirlerini takip

ederler. Bir önceki aşamada gerçekleştirilen faaliyetlerin büyük ölçüde bir sonraki aşamayı doğrudan etkilemesi gibi nedenlerden dolayı; afet yönetim aşamaları süreklilik göstermesi gereken bir afetler halkası veya zinciri oluşturur (Yılmaz, 2003; Ergünay, 1999).

Dünyada doğal afetlere ilişkin güncel politika ve faaliyetlerin yönetimi ve bunların

Page 28: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

kurumsal bir yapıda düzenlenmesinde farklı yaklaşımlar söz konusudur. Bunlardan geleneksel olanı, bu etkinlikleri ‘afet’ in gerçekleşmesine dayalı olarak tanımlamaktadır. Buna göre, afet öncesinde ve sonrasında yapılması gereken işler vardır.

Esasen; afetler, gerçekleştikleri coğrafya içinde tekrarlandıkları için, afet yönetimini

de birbirini izleyen bir döngüsel model içinde görmek mümkündür. "Zarar Azaltma", "Hazırlıklı Olma", "Acil Müdahale" ve "İyileştirme" çalışmaları ayrı uzmanlıklar gerektiren ancak birbirini zaman içinde tamamlayan afet yönetiminin temel evreleridir. Dünya örneklerinde afet hizmetlerinin yürütülmesinde çeşitli yönetim biçimleri bulunduğu, ancak her ülkede bu evrelerin benzer çalışmalar içerdiği tespit edilmiştir (Gülkan ve diğ., 2003).

İdeal bir afet yönetimi "afet öncesi, afet esnası ve afet sonrası" diye tanımlanan üç aşamayı kapsar. Bir başka sınıflamaya göre, "Zarar Azaltma", "Hazırlıklı Olma", "Acil Müdahale" ve "İyileştirme" çalışmaları ayrı uzmanlıklar gerektiren ancak birbirini zaman içinde tamamlayan afet yönetiminin dört temel evresidir. Afet Yönetimi, afet öncesi (risk yönetimi), afet anı ve sonrası (kriz yönetimi) olmak üzere iki aşamada da toplanabilir.

1.3.1 Zarar Azaltma

Toplumun fiziki altyapısını oluşturmada, yer seçimi ilkelerinden başlayarak yapılaşmada daha yüksek standartların belirlenmesi, bunları sağlamak üzere yasal ve ekonomik yöntemlerin geliştirilmesi; toplumun her kesiminde bireylerin, yerel toplulukların ve kuruluşların olası afet zararlarını azaltmak amacıyla alabilecekleri önlemlerin tanımlanması ve bu yatırımları yapmalarının kurumsal yolla, eğitim yoluyla ve bir toplumsal kültür oluşturma yoluyla sağlanmasıdır. Bir başka deyişle, afet tehlikesinin önlenmesi veya büyük kayıplar doğurmaması için alınması gereken tüm önlemler ve faaliyetleri içerir. Bu faaliyetler birçok kurum ve kuruluşla, çok çeşitli disiplinlerin belirli bir hedef doğrultusunda çalışmasını gerektiren uzun vadeli çalışmalardır (Gülkan ve diğ., 2003; Şahin, 2009).

Zarar azaltma evresi, pratikte, iyileştirme evresindeki faaliyetlerle birlikte başlar ve yeni bir afet olana kadar devam eder. Bu evrede yürütülen faaliyetler, ülke, bölge ve yerleşim birimi ölçeğinde olmak üzere çok geniş uygulama alanı göstermektedir.

Bu evrede ülke ve bölge ölçeğinde yapılması gereken başlıca çalışmalar şu şekilde

özetlenebilir:

• Afet anında uygulanacak yasal mevzuat ile alan kullanımı, yapı ve deprem yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi,

• Afet tehlikesi ve riskinin makro ve mikro ölçekte yeniden belirlenmesi, geliştirilmesi ve tehlike haritalarının hazırlanması,

• İhtiyaç duyulan bilimsel ve teknik araştırma - geliştirme faaliyetlerinin planlanması ve uygulanması,

Page 29: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Ülke için deprem kayıt şebekeleri ve afet erken uyarı ve kontrol sistemlerinin kurulması ve geliştirilmesi,

• Afet zararlarının azaltılması konusunda ilgili her kesimi kapsayan geniş kapsamlı eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi,

• Afet zararlarının azaltılması kavramının, kalkınmanın her aşamasına dahil edilmesi ve uygulamasının sağlanması,

• Afetlere karşı önleyici ve zarar azaltıcı mühendislik tedbirlerinin geliştirilmesi ve uygulanması (Ergünay, 2002).

Zarar azaltma evresinde yerleşim ölçeğinde yapılması gereken çalışmalar (Şekil 6):

• Afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesi, mümkünse önlenmesi,

• Toplumun afet tehlikesi ve riski konusunda bilinçlendirilmesi ve baş edebilme kapasitesinin geliştirilmesi,

• Afet öncesi ve sonrasında uygulanan mevzuat ve kurumsal yapılanmanın geliştirilmesi,

• Araştırma - geliştirme politika ve stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması (Şahin, 2009).

Şekil 6. Afet riskini algılamayı, değerlendirmeyi ve yönetimini eleştiren bir karikatür. Ancak, gerçekte de 'kaya düşmesi' tehlikesinden en ekonomik şekilde kurtulmanın yolu, o yerden uzak durmaktır. (Sidney Harris, Hepisphere Mag.)

Page 30: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.3.2 Hazırlıklı Olma Afet yönetiminin hazırlıklı olma aşaması; muhtemel bir afette ortaya çıkabilecek

kayıpların ve tehlikelerin giderilmesi, kişilerin kurtarılması, kayıpların bulunması ve acil yardım gereksinimlerinin karşılanması amacıyla, "arama - kurtarma kabiliyetinin geliştirilmesi ve hazır tutulması" için gerekenlerin yapıldığı aşama olarak tanımlanabilir (Şekil 7).

Ayrıca, afet sonrasında hemen başvurulacak sağlık, barınma ve günlük tüketim

konularındaki gereksinimler için stok oluşturma ve dağıtım hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin ilkelerin belirlenmesi ve uygulamaların yapılması işlerini de kapsar.

Zarar azaltma evresinde alınan önlemlerle olayların durdurulması veya önlenmesi her

zaman mümkün olmayacağı için, hazırlık evresinde de insan canı ve malı ile milli servetleri, afetlerin yıkıcı etkilerinden koruyacak bazı faaliyetlerin yürütülmesi gerekir. Bu faaliyetler arasında;

• Merkezi düzeyde afet yönetimi ile ilgili planların hazırlanması ve geliştirilmesi,

• İl ve ilçe düzeyinde “Acil Yardım Planlarının” hazırlanması ve geliştirilmesi,

• Bu planlarda görevli personelin görev tanımlarının (neyi, nerede, hangi araçlarla nasıl

yapacağı) belirlenmesi,

• Bu planlarda görev ve sorumluluk verilen personelin eğitim ve tatbikatlarla bilgi

düzeylerinin geliştirilmesi,

• Gerektiğinde bölge teçhizat merkezleri kurulması ve kritik malzemelerin stoklanması,

• Arama - Kurtarma faaliyetlerinin örgütlenmesi, geliştirilmesi, eğitimi ve

yaygınlaştırılması,

• Alarm ve erken uyarı sistemlerinin kurulması, işletilmesi ve geliştirilmesi gibi ana

faaliyetler sayılabilir (Şahin, 2009).

Hazırlıklı olmak için, bu amaçlarla hazır tutulacak eğitimli kadroların, malzemenin ve

araç gerecin doğru noktalarda konumlandırılması gerekmektedir. Çok sayıda resmi, özel birim ve toplum kuruluşlarının eşgüdümünü, ortak eğitim ve donanımını gerektirir. Toplumun her kademesinde alınacak önlemlerin, arama-kurtarma işlemlerini yürütecek kişi veya kuruluşların iş yoğunluğunu azaltacağı unutulmamalıdır (Gülkan ve diğ., 2003).

Page 31: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 7. "Afet Yönetimi" anlayışını hicveden bir karikatür. (Sidney Harris)

1.3.3 Müdahale

Müdahale aşamasında; afet sırasında veya hemen sonrasında, mümkün olan en kısa

süre içerisinde çok sayıda insan hayatını kurtarma, yaralıların tedavisini sağlama, açıkta kalanların, barınma, beslenme, tahliye, korunma, ısınma, güvenlik, psikolojik destek gibi hayati gereksinimlerini karşılama çalışmalarının tümü yürütülmektedir. Müdahale evresinde yapılacak tüm faaliyetler devletin tüm güç ve kaynaklarının en hızlı şekilde ve etkili yöntemlerle afet bölgesinde kullanılmasını amaçladığından çok iyi bir koordinasyon gerektirmektedir. Ayrıca; olağanüstü koşullarda uygulanması zorunluluğu, olağanüstü hazırlık ve yetkiye sahip olmayı gerektirir.

Bu evrede süreç afetin oluşundan hemen sonra anında yapılan müdahale ile başlar ve bu süreç kısa süreli olabileceği gibi, afetin büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 aylık bir süreyi de kapsayabilir (Şahin, 2009). Müdahaledeki ana hedef söz konusu faaliyetlerin, en kısa süre

Page 32: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

içerisinde ve en uygun yöntemlerle gerçekleştirmektir.

Müdahale, afet durumunu ve ortaya çıkan gereksinmeleri hızla tespit etme, çok yönlü iletişim kurabilme, yeterli sayıda doğru gereç ve eğitimli kadroları afet yerine hızla eriştirme, acil sağlık hizmetleri ve günlük yaşam destekleri ekiplerinin afet bölgesindeki çalışmalarını kapsar. Tecrübeye ve hızlı bilgilenmeye dayalı mutlak ve tekil otorite ve disiplin gerektirir. Afetlerin yerel olaylar olmaları nedeniyle, acil müdahale güçlerinin de yerel otorite altında mahalli kaynaklarla oluşturulması, ancak afette bu kaynakların da zarar görmesi olasılığı nedeniyle, komşu ya da üst düzeyden müdahale yapılması seçeneklerinin de hiyerarşik bir düzen içinde hazır tutulması, evrensel bir ilkedir (Gülkan ve diğ., 2003).

Afetten sonra, yapılacak ilk iş en hızlı ve etkili şekilde afet bölgesine ulaşmak ve afetzedelerin yanında olmaktır. Toplumun ihtiyaç duyacağı hizmetleri tam anlamıyla yerine getirmek ise afet öncesi oluşturulacak sürekli ve deneyim sahibi kadroların işidir. Süresi ne olursa olsun, geçici görevli ve deneyim sahibi olmayan bireylerden oluşan ekipler vasıtasıyla hizmet sunmak ve bu hizmette etkin olmak mümkün değildir. Kaldı ki afet öncesinde ve sonrasında yapılacak pek çok iş ve işlem vardır. Bu nedenle afet gibi yaşamsal öneme sahip bir olayla, geçici kurullar eliyle sadece kamu kurum ve kuruluşlarının ellerindeki olanakların harekete geçirilmesi suretiyle mücadele edilemeyeceğini bugüne kadarki uygulamalar göstermiştir (Yılmaz, 2003). 1.3.4 İyileştirme

Afet acil durumunun bertaraf edilmesi sonrasında öncelikli olan asıl hedefin, zarara

uğramış birey ve toplulukların desteklenmesi olduğu kadar, yerel ekonomik canlılığın yeniden kazanılması, altyapının geliştirilmesi, sanayinin ve ticaretin desteklenmesi, toplum eğitimi, sosyal ve psikolojik destek hizmetlerinin sağlanarak toplumun olası bir yeni afet karşısında daha dirençli kılınması olduğu anlaşılmaktadır (Gülkan ve diğ., 2003).

İyileştirme, bir başka deyişle, afete uğrayan toplumun yaşam koşullarını yeniden

oluşturma amacıyla, olası afet risklerini azaltmak için sistemli bir özendirme ve gerekli düzenlemeleri yapmak için alınan kararlar ve faaliyetlerin tümüdür. Afetler ile ortaya çıkan acil duruma ilişkin görevlerin yerine getirilmesinden sonra, en önemli konu, yerel toplulukların ve bireylerin mümkün olan en kısa sürede afet öncesi yaşam koşullarına kavuşturulmasıdır. Bu normale dönüş süresinin mümkün olduğunca kısaltılması iyileştirme çalışmalarının başlıca amacıdır. Bir afetin oluşundan hemen sonra başlayarak, afetin büyüklüğüne bağlı olarak bir kaç yıl sürebilen tüm faaliyetler iyileştirme evresinin bir parçasıdır.

İyileştirme evresinde ana hedef, afete uğramış toplulukların, haberleşme, ulaşım, su,

elektrik, kanalizasyon, eğitim, sosyal aktiviteler, geçici ve kalıcı iskân, çalışma ve ekonomik

Page 33: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

alanlardaki hayati aktivitelerinin en az düzeyde karşılanarak, zaman içerisinde geliştirilerek devamını sağlamak ve sonuçta etkilenen insanlar için afet öncesinden daha güvenli ve gelişmiş bir yaşam çevresi oluşturmaktır (Şahin, 2009; JICA, 2008). İyileştirme; yerel, çok yönlü bir çalışmadır, tekrarlanabilir afet tehlikesi karşısında daha güçlü olmayı gerektirir ve eskiye göre daha üstün standartları yakalama amacını taşır.

Faaliyetlerin süresi afetin büyüklüğüne bağlı olarak birkaç yıl sürebilir ve bu süre içerisinde toplum için gerekli olan ve zarar azaltma aşamasında konu edilen bazı faaliyetler de yürütülebilir. Amaç, afetten etkilenen toplulukların gelecekte de benzer olaylarla karşılaşmaları halinde, aynı olumsuz sonuçlarla yüz yüze gelmemelerini sağlamak, yani afet zararlarını azaltmaktır (Ergünay, 1999; Taş,2003).

Esasen, Türkiye’de 7269 sayılı yasa uyarınca yerine getirilen iyileştirme işleri, diğer ülkelerdeki uygulamalar ile karşılaştırıldığında oldukça geniş kapsamda yürütülmekte ve aşağıda sayılanların hemen hepsini kapsamaktadır:

Hasar Tespit: Türkiye’deki uygulamada yalnızca yapıların gördüğü hasarın resmen tespiti yerine getirilmektedir. Bu amaçla hasar tespit değerlendirme tutanakları ve formları ile çalışılmaktadır. Özellikle depremler sonrası, Valilik bünyesinde çalışmakta olan inşaat mühendisleri, gerektiğinde çevre illerden de yapılan takviyelerle hasar tespit çalışmalarını yürütürler. Esasen, fiili uygulama detaylı olarak incelendiğinde, yapılarda gerçekleştirilen hasar tespit çalışmalarının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görsel olarak gerçekleştirilen hızlı çalışmalar olduğu ve bu işlemlerde standart bir form kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Yardımlar ve Hak Edişler: Kamu eliyle afetzede hak sahiplerine konut üretimi ve teslimi, evini yapana yardım, kiralama, onarım – tamir, ölüm ve sakatlık yardımları vb. hususları kapsar.

Belediye yönetiminde bulunan yerleşme alanlarındaki ruhsatlı yapı stokunun zorunlu

deprem sigortasına konu edilmesi ile Türkiye’de afetzedelere kentsel alanlarda konut sağlama zorunluluğu kalkmıştır. Her ne kadar bu kanun hükmündeki kararname (27.12.1999 tarih ve 587 sayılı), bazı depremlerden sonra çıkarılan geçici kanunlar ile delinmişse de, kamunun afetzedelere konut sağlama yükümlülüğü, belediye ve mücavir alan sınırları dışındaki yerler için (kırsal alanlar için) zaten devam etmektedir.

Kimi yurt dışı örneklerde bu tür yardımların yapılmasında izlenen uygulamalarda,

yalnızca merkezi yönetim değil, kademeli olarak aşağıdan yukarı tüm yönetim katları yükümlü tutulmakta ve bu yolla geniş bir yelpazede bu maliyetler paylaşılmaktadır. Maliyetin alt dilimini yerel yönetim, orta dilimini bölgesel ya da eyalet yönetimi karşılamakta, daha yüksek kayıpların ortaya çıkması durumunda ise, merkezi yönetim doğrudan ek katkılarda

Page 34: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

bulunmaktadır (Gülkan ve diğ., 2003). Ülkemizde ise bütün maliyet, merkezi yönetimce karşılanmaktadır.

Kamu Eliyle Konut Sunumu Süreci: Jeolojik çalışmalar ve yer seçimi, imar planları, vaziyet planlarının hazırlanması, kamulaştırma, işlerin ihalesi, borçlandırma ve konut dağıtımı işlerini kapsar. Kamu eliyle doğrudan konut sağlama yöntemi bugün başka ülkelerde görülmeyen bir yöntemdir. Afetzedelerin uğramış oldukları zararların giderilmesi, bu ülkelerde genellikle kademeli olarak farklı yönetim düzeyleri tarafından ve sigortacılık anlayışı temelinde sağlanmaktadır. Türkiye’de zorunlu sigorta sisteminin devreye girmesi ile doğrudan kalıcı konut sağlama yönteminden uzaklaşılmaya çalışılsa dahi, sigortanın yaygınlaştırılabildiği koşullar altında bile, geniş çaplı bir afet yaşanması durumunda bu hizmetin piyasaya bütünüyle bırakılması mümkün olmayabilmektedir.

Sosyal İyileştirme: Büyük bir afet sonrasında toplumda uzun dönemli sosyal sorunların göz ardı edilemeyecek konular olduğu bugün Türkiye’de daha iyi anlaşılmaktadır. Yerel toplulukların afete hazırlanmaları için desteklenmelerinin gerekli olduğu, tüm yönetimlerce kabul edilmektedir (Gülkan ve diğ., 2003). Afet sonrasında birey, aile, toplum düzeyinde yaşanan post – travmatik stres belirtilerinin giderilmesi ve önlenmesi, özel uzmanlık gerektiren konulardır. Marmara depremlerinde yaratılan sivil inisiyatif yoğunlaşması, bu alanda ihmal edilemeyecek bir gücün varlığını da kanıtlamıştır. 2011 yılında meydana gelen Kütahya - Simav ve Van depremleri sonrası başarıyla yürütülen sosyal iyileştirme örneklerine rastlanmıştır.

Yerel Ekonominin İyileştirilmesi: Afet zararlarının giderilmesinde ‘topyekûn iyileştirme’ kavramlarının dünyada giderek yaygın kabul gördüğü günümüzde, afet bölgelerinde üretken ve çoğaltan etkileri olan yatırımların yapılması, tüketimi körükleyen pasif yardımlardan daha yaşamsal önemde görülmektedir. Bu nedenle, afet öncesinden hazırlanmış projeler ile afet bölgelerindeki sanayi ve ticari faaliyetin canlandırılmasını öngören uygulamalar, afet hazırlık çalışmalarının giderek daha ağırlıklı bir bölümünü oluşturmaktadır. Türkiye’deki afet hazırlık planlarının da edilgen tavırdan vazgeçerek, dünya örneklerinde görüldüğü gibi girişimci ve düzenleyici bir tutum içine girmesi gereklidir. İyileştirme çalışmalarının da, acil durum arama ve kurtarma çalışmaları gibi, önceden hazırlık konusu olduğu anlayışının yerleştirilmesi zorunludur (Gülkan ve diğ., 2003).

İyileştirme çalışmalarında izlenmesi gereken bazı ilkeler Gülkan ve diğ. (2003) tarafından şu şekilde özetlenmiştir:

• Yerel topluluklar iyileştirme çalışmalarında rol almalıdır,

• İyileştirme sürecinde yerel yönetimler de sorumluluklar yükümlenmelidir,

• İyileştirme ve zarar azaltma arasındaki kaynak kullanma dengelerine ilişkin ilkeler

Page 35: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

geliştirilmelidir,

• Kapsamlı iyileştirme planlaması, afet politikasının vazgeçilmez bir etkinliğidir.

1.4 Türkiye’de Afet Yönetim Sistemi ve Yasal Düzenlemeler

Türkiye’de afet yönetim sistemi ve uygulanan ulusal stratejiler, zaman içerisinde önemli politika değişikliklerinin yapıldığı dönemlere sahiptir. Bunlar metin içerisinde 1944 yılı öncesi, 1944 -1958 yılları arası, 1959 - 2009 yılları arası ve 2010 yılı itibariyle afet yönetim sistemi olmak üzere 4 farklı dönem olarak ele alınmış ve detaylandırılmıştır.

1.4.1 1944 Yılı Öncesi Afet Yönetimi (Olay Sonrası Müdahale Dönemi)

Tarihsel dönemlerden bu yana, ülkemizde afet olaylarına resmi bakış açısı hep afetler olduktan sonra, bu olaya müdahale etme ve etkilenen insanlara acil yardım yapma şeklinde olmuştur. Etkilenen insanların acil barınma, beslenme, yiyecek, giyecek, tıbbi ilk yardım, geçici ve daimi barınma sorunlarına eldeki imkânlar ölçüsünde çözüm bulunmaya çalışılmıştır. Bu dönemde yapılan acil yardımlar, Kızılay Derneği ve halkın gönüllü yardımları kanalıyla gerçekleştirilmiştir. 1509 İstanbul depremi örneğinde olduğu gibi, ara sıra Osmanlı otoriteleri tarafından alınan kararlarla, hazineden halka, daimi iskân sorunlarının çözülmesi için, karşılıksız, bağışlar da yapılmıştır.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurulmasından, 1940’ lı yılların ortalarına kadar doğal afetlere müdahale ve iyileştirme faaliyetleri “Türkiye Kızılay Derneği” eliyle yürütülmüştür. Bu dönemde arama kurtarma faaliyetleri yerel halk ve askeri birlikler tarafından yürütülmüş, etkilenen halkın acil ihtiyaçları Kızılay şemsiyesi altında oluşturulan imdat komiteleri tarafından karşılanmıştır. Kısa ve uzun süreli iyileştirme faaliyetleri ise Valilerin başkanlığında, Kızılay tarafından organize edilen komiteler eliyle yürütülmüştür. Bu faaliyetler için ihtiyaç duyulan parasal kaynak, merkezi hükümet tarafından aktarılan kaynaklarla, iç ve dış bağış ve yardımlardan oluşmaktadır.

1935 - 1943 yılları arasında, Türkiye’de birçok su baskını ve ani taşkınların meydana gelmesi, bu olaylar nedeniyle önemli ölçüde can ve mal kayıpları ile karşılaşılması üzerine, 1943 yılında 4373 sayılı “Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma” adı altında yeni bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanunla ilgili faaliyetleri yürütmek üzere de Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı “Su İşleri Reisliği” adı altında bir birim kurulmuştur. Bu yasa Cumhuriyet döneminde, doğal afet zararlarının azaltılmasına yönelik ilk yasadır (Yılmaz, 2003; JICA, 2004)

1944 yılına kadar devam eden bu dönemin genel karakteristikleri şunlardır:

a) Afet zararlarının azaltılması konusunda ülkenin yerleşme, konut ve sanayileşme

Page 36: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

politikaları ile uyumlu bir afet politikası geliştirilmemiştir. b) Bu dönemde afet zararlarının azaltılması çalışmaları olarak kabul edilebilecek

çalışmalara henüz başlanmadığı görülmektedir. c) Bu dönemde afet zararlarını azaltma, afete hazırlık, kurtarma ve yeniden inşa

faaliyetlerine dönük etkin strateji ve politikalar üretilmemiştir (Yılmaz, 2003).

1.4.2 1944 – 1958 Dönemi Afet Yönetimi (Kısmen Zarar Azaltıcı Önlemler)

1939-1944 yılları arasında, 26 Aralık 1939 “Büyük Erzincan Depremi (M:8)” ile başlayıp, kısa aralıklarla, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde, 5 yıkıcı deprem meydana gelmiş [Niksar-Erbaa (M:7.2), 1942; Adapazarı-Hendek (M:6.8), 1943; Tosya-Ladik (M:7.5), 1943; Bolu-Gerede (M:7.4), 1944] ve bu depremler nedeniyle yaklaşık 44,000 kişi hayatını kaybetmiş, 100,000 kişi yaralanmış ve yüz binlerce yapı yıkılmış veya hasar görmüştür. Bu depremlerin Türkiye’de çok büyük can ve mal kayıplarına yol açması üzerine, o günün Cumhuriyet Hükümeti, deprem olaylarının yol açabileceği sorunların, yalnızca yıkılan yapıların yerine yeni binalar yapılarak çözülemeyeceği ve ülkede mutlaka deprem zararlarının azaltılması konusunda yeni bazı düzenlemeler yapılması gerektiği gerçeğini kavramış ve 22 Temmuz 1944 tarihinde, 4623 sayılı “Yer Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak Tedbirler Hakkında Kanun” adı altında yeni bir yasal düzenleme yapmıştır.

Ana amacı, depremler olmadan önce alınacak önlemlerle, depremlerin neden olabileceği can ve mal kayıplarını azaltmak, depremlere karşı hazırlıklı olma konusunda merkezi ve yerel düzeyde yapılması gereken çalışmaları düzenlemek ve depremlere zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale etmek olan bu yasada daimi iskân çalışmaları ile ilgili hükümler bulunmamakta ve bu konunun çözümü için eskiden olduğu gibi, doğal afete uğrayan bölgenin sosyal ve ekonomik yapısına bağlı olarak, ayrı ayrı afet yardımı kanunları çıkarma yolu tercih edilmiştir. Kısaca bu yasa, deprem afetinin zarar azaltma, hazırlıklı olma ve acil iyileştirme faaliyetlerini kapsamaktadır.

1956 yılında, zamanına göre oldukça modern olan, 6785 sayılı İmar Kanunu çıkarılmıştır. Türkiye’de imar, yerleşme, yapılaşma ve doğal afetlerle ilgili problemlerin yoğunlaşması üzerine, bu hizmetlerin, asli görevi kamu yapıları ile mühendislik yapılarının projelendirilmesi, inşası ve denetimi olan Bayındırlık Bakanlığı bünyesi içerisinde etkin olarak yürütülemediği anlaşılmış 1958 yılında, 7116 sayılı yasa ile “İmar ve İskân Bakanlığı” kurularak, fiziksel planlama, imar planlaması, yapı malzemeleri, afet hizmetleri, su işleri, konut politikaları, belediyelerin alt yapı hizmetleri, harita alımları ile ilgili görevler bu Bakanlığa aktarılmıştır. Yine bu dönem içerisinde 7126 sayılı “Sivil Savunma” yasası çıkarılarak savaş ve seferberlik hallerindeki görev ve sorumlulukların yanı sıra, doğal afetlerde de arama - kurtarma, acil yardım vb gibi görevlerle görevlendirilmiş olan İçişleri Bakanlığı’na bağlı “Sivil Savunma Genel Müdürlüğü” kurulmuştur (JICA, 2004).

Page 37: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.4.3 1959 - 2009 Dönemi Afet (Afet Yönetimi, Yerleşme ve Yapılardan Sorumlu Bakanlık)

1959 yılı ve sonrası, Türkiye’de doğal afet zararlarının azaltılması, açısından önemli politika değişikliklerinin yaşandığı yıllar olmuştur. Özellikle ana görevleri; afetlerden önce ve sonra gerekli önlemleri almak, ülkenin bölge, şehir ve köylerinin planlarını yapmak, konut ve iskân sorununa çözüm bulmak, ülkedeki yapı malzemelerinin geliştirilmesini sağlamak ve standartlarını hazırlatmak olan İmar ve İskân Bakanlığı’nın kurulması ve Cumhuriyet döneminden bu yana yukarıda sayılan görevlerle ilgili yasaların Bayındırlık Bakanlığı’na vermiş olduğu görevlerin, İmar ve İskân Bakanlığı’na devredilmesi çok önemli bir gelişme olarak dikkati çekmektedir. Bu Bakanlık 1983 yılında, 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden Bayındırlık Bakanlığı ile birleştirilerek Bayındırlık ve İskân Bakanlığı haline getirilmiştir.

İmar ve İskân Bakanlığı’nın kurulması ile birlikte Türkiye’nin doğal afetlerle ilgili

faaliyetleri yeniden hız kazanmış ve 1959 yılında, bugün de çeşitli değişiklikler yapılarak halen yürürlükte olan “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle yapılacak Yardımlara Dair” 7269 sayılı kanun çıkarılmıştır. Kısaca “Afetler Kanunu” olarak da bilinen bu yasayla, Cumhuriyet döneminde afete uğrayan topluluklar için çıkarılmış bulunan birçok yardım yasası, bir araya toplanmış, o tarihe kadar yalnızca depremleri ve su baskınlarını kapsayan zarar azaltma faaliyetleri, Türkiye’de etkin olan heyelanlar, kaya düşmeleri, yangınlar, çığ düşmeleri ve benzeri doğal kökenli afetler olarak genişletilmiş ve doğal afet zararlarının azaltılabilmesi için afet öncesi, sırası ve sonrasında, gerek merkezi ve gerekse yerel ölçekte, yapılması gereken çalışmalar yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni yasayla başta 4623 sayılı yasa olmak üzere, 9 yardım yasası yürürlükten kaldırılmıştır.

Çıkarıldığı tarihte uluslararası alanda en çağdaş ve kapsamlı afet kanunlarından biri olarak değerlendirilen, birçok ülke tarafından örnek alınan bu kanun 1960-1967 yılları arasında çok yoğun olarak yaşanan deprem, su baskınları ve heyelanlardan elde edilen deneyimlerin ve yeni gereksinimler doğrultusunda 1968 yılında 1051 sayılı kanunla önemli oranda değiştirilerek, yedi madde eklenmiştir.

1992 yılında meydana gelen Erzincan depremininden sonra, doğal afetlerin yalnızca

fiziksel kayıplara değil, göç, işsizlik, üretim kaybı gibi sosyal ve ekonomik kayıplara yol açtığı, mevcut 7269 no'lu yasa ise bu tür sosyal ve ekonomik kayıpları azaltmaya imkân vermediğinin anlaşılması üzerine 28.08.1992 tarihinde 3838 sayılı, "Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli illerinde Vukuu bulan Deprem Afeti ile Şırnak ve Çukurca'da Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanun " çıkarılmıştır. Bu yasa 7269 sayılı kanunun zaman içerisinde eksikliği görülen yanlarını tamamlamıştır.

Yalnızca Erzincan Depreminden etkilenen bölgeleri kapsayan bu yasadan sonra, daha

genel anlamda tüm bölgeleri kapsayacak yasaya gereksinim duyulmuş ve 23.07.1995

Page 38: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

tarihinde 4123 sayılı "Tabii Afet nedeni ile Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun " çıkarılmıştır. Acele hazırlandığı için 3838 sayılı kanunun tüm maddelerini kapsamayan bu kanun Dinar depreminden sonra 16.11.1995 tarih ve 4133 sayılı Kanunla değiştirilmiştir.

Bakanlık bünyesi içerisinde doğal afetlerle ilgili görevlerin daha hızlı ve etkili yürütülebilmesi amacıyla, 1965 yılında Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 1971 yılında ise 7269 sayılı yasanın ilgili hükmü gereğince doğrudan Bakanlığa bağlı olacak Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanlığı kurulmuştur. Daha sonra bu Enstitü, Daire Başkanlığı halinde örgütlenerek, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'ne bağlanmıştır.

17 Ağustos 1999 İzmit depreminin yol açtığı büyük can ve mal kayıpları, deprem bölgesinin genişliği ve nüfus yoğunluğu, ortaya çıkan sorunların ivedilikle çözülebilmesi için Hükümet, TBMM’den Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarılması yetkisini almaya yönelmiştir. Bu amaç için Hükümet, TBMM’den, depremden sekiz gün sonra, 4452 sayılı yetki yasası ile KHK çıkarma yetkisi almıştır. Deprem zararlarının azaltılabilmesi için çok önemli olan bu KHK ve yönetmeliklerden bazıları şöyledir:

Zorunlu Deprem Sigortası (27 Aralık 1999, KHK no: 587); Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (10 Nisan 2000, KHK no:595); Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği (26 Mayıs 2000); 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu Dışında Kalan Belediyelerin Uygulayacakları Tip İmar Yönetmeliği (13 Temmuz 2000); Yapı Malzemeleri Deney Laboratuvarlarında Bulunması Gereken Özellikler Hakkında Genelge (30 Temmuz 2000); Afet Yönetimi ile İlgili Olarak Yeni Bir Merkezi Kurum Kurulması (KHK No: 583 ve 600); İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nün Mevcut Arama - Kurtarma Kapasitesinin Geliştirilmesi (Aralık 1999, 586 sayılı KHK ve Nisan 2000, 596 Sayılı KHK); Ulusal Deprem Konseyi (UDK) Kurulması (JICA, 2004). 1.4.4 Yeni Kurumsal Yapılanma ve Afet Yönetimi’nde Yeni Bir Dönem (2010 ve sonrası) Yukarıda özetlendiği üzere; Afet İşleri Genel Müdürlüğü; 7269 sayılı Kanun’un 1968 yılında değiştirilen 1. maddesi ile “deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında” uygulanacak hükümleri belirleme rolünü 45 yıl boyunca üstlenmiştir.

1999 depremlerinden sonra ortaya çıkan “uyanış dönemi” olarak adlandırabileceğimiz dönem dâhilinde (JICA, 2004), kurumsal yapılanma ve mevzuat açısından alınması gereken önlemlerin ivedilikle alınması gerektiği, afet yönetim sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiği konuları üzerinde tartışmalar yoğunlaşmıştır. Özellikle de öğretim görevlileri –

Page 39: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

üniversiteler, medya ve sivil toplum kuruluşlarının telkinleri doğrultusunda, çağdaş bir afet yönetim sisteminin gerekliliği üzerinde sıkça durulmuş; bu husus 29 Eylül – 1 Ekim 2004 tarihleri arasında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca düzenlenen “Deprem Şurası” nın sonuç bildirgesinde de vurgulanmıştır. Böylece “afet yönetiminde kurumsal değişim ve yeniden yapılanma” da geri sayımı başlamıştır.

Nitekim 29.05.2009 gün ve 5902 sayılı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun" yürürlüğe girmiştir. Kanunun; - 24. Maddesinde, "Kanun kapsamına giren konularla ilgili olarak Başbakanlık Türkiye

Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğüne, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne

ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar ile

Başkanlığın görev alanına giren konularda, Başbakanlığa, İçişleri Bakanlığına veya Bayındırlık

ve İskân Bakanlığına yapılmış olan atıflar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve ilgisine

göre İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüklerine yapılmış sayılır", - Aynı Kanun'un geçici 2.nci maddesinde "Bu Kanunun yayımını takip eden altı ay

içinde Başkan atanır. Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yılı geçmemek üzere,

Başkanlığın faaliyete geçtiğine dair Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu kararıyla birlikte,

Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma

Genel Müdürlüğü kaldırılır.", - Aynı Kanun'un 18. Maddesi'nde ise "İllerde, il özel idaresi bünyesinde, valiye bağlı “İl

Afet Ve Acil Durum Müdürlükleri” kurulur. Müdürlüğün sevk ve idaresinden vali

sorumludur..." hükümleri yer almaktadır. 5902 sayılı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun" doğrultusunda, 17.12.2009 tarih ve 27435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu Kararında, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının faaliyete geçtiği ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün kapatıldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla afet hizmetlerinin verilmesi ile ilgili bir dönem daha bitmiş, kurumsal bir değişiklik ile birlikte yeni bir dönem daha başlamıştır.

Afet hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla kurulan yeni kurumun temel anlayışı, kuruluş kanununda da vurgulandığı üzere, bu güne kadar merkezde toplanan afet öncesi, sırası ve sonrası hizmetlerin, görev ve sorumlulukların yerel yönetimlerce üstlenilmesini sağlamak ve ilgili işlemleri denetlemek ve koordine etmektir. Kısaca afet yönetimindeki merkezi anlayış, kamuoyunun isteği doğrultusunda yeniden düzenlenmiş ve yerel yönetimlere kaydırılmıştır.

Page 40: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla kurulan AFAD'ın temel anlayışı, kuruluş kanununda da vurgulandığı üzere, bu güne kadar merkezde toplanan afet öncesi, sırası ve sonrası hizmetlerin, görev ve sorumlulukların yerel yönetimlerce üstlenilmesini sağlamak ve ilgili işlemleri denetlemek ve koordine etmektir.

1.5 Afet Yönetiminde Diğer Ülke Örnekleri

Her ülkenin afet yönetim sistemi, o ülkenin geçmişte yaşadığı deneyimlerin birikimi sonucu oluşur. Bu durum, her ülkenin, sık karşılaştığı doğal afetleri göz önünde tutarak, bu afetlere karşı diğerlerinden daha fazla önlem almasına neden olmuştur. Aşağıda sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, Latin Amerika ve Karayipler, Japonya, Avrupa Birliği ülkeleri, Yeni Zelanda, Fiji ve Rusya'nın afet ve acil durum yönetim esasları özetlenmiştir (Freeman et. al., 2003).

1.5.1 Amerika Birleşik Devletleri Afet Yönetim Sistemi Bütünleşik Acil Durum Yönetimi Sistemi (IEMS), Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD)

acil durum yönetimi ile ilgili yaklaşımdır. Her bir acil durum için ayrı planlar yapmak yerine, Birleşik Devletler işlevsel bir yaklaşım kullanmaktadır. IEMS’ye göre, afetlerin ortak bir noktası vardır. Örneğin; kasırgada da depremde de, insanların beslenme ve barınma gibi ortak ihtiyaçları bulunmaktadır. Her iki durumda da arama ve kurtarma çalışmalarının yapılması ve kamu hizmetlerinin en kısa sürede tekrar işler hale gelmesi gerekmektedir.

ABD’de olağanüstü hal ve afet yönetiminden sorumlu koordinatör kuruluş, Amerika

Birleşik Devletleri Federal Acil Durum Yönetim Kurumu (FEMA: Federal Emergency Management Agency) dur. FEMA'nın, afet halinde her an devreye girmeye hazır bir mekanizmaya sahip olduğu belirtilir.

ABD’de ulusal acil yardım ve kurtarma çalışmaları katılımcı bir anlayışla, yerel ve

federal düzeyde, resmi ve özel kurum ve kuruluşların katılımını öngörmektedir. Bütün bu kurumların bir arada nasıl çalışacağı ise ayrıntılı bir “Federal Müdahale Planı” na göre belirlenmiştir. Bu plana göre, yangın söndürmeden tıbbi hizmetlere, enkaz kaldırmadan, gıda maddesi sağlamaya kadar tüm bu fonksiyonların hangi ekipler tarafından, hangi kaynaklar ile ne şekilde sağlanacağı önceden organize edilmiş olup ilgililer ve yetkililer tarafından bilinmektedir.

Ayrıca, deprem tehlikesini azaltma yasası kapsamında örgütlenmiş bir “Ulusal Deprem

Tehlikesini Azaltma Programı (NEHRP)” da vardır. NEHRP, Federal Acil Durum Yönetim Kurumu (FEMA), ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), Ulusal Bilim Vakfı (NSF), Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) ile yakın temastadır. Bu program, yerleşim ve yatırım alanlarının deprem tehdidine ne denli açık olduğunun belirlenmesi, sismik tasarım ve

Page 41: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yapı standartlarının saptanması, deprem öngörme kapasitesinin geliştirilmesi, bütün bu konularda eyalet yönetimlerinin, iş dünyasının ve kamuoyunun eğitilmesi için çalışmaktadır. Öte yandan imar yönetmelikleri, ülke çapındaki “Tek Tip inşaat Yasası” ile belirlenmektedir. USGS, NIST ve NSF, Amerikan coğrafyasını çeşitli derecelerde tehlike bölgelerine ayırarak genel standartlara ek olarak her bölgenin kendine özgü imar koşullarının belirlenmesine olanak tanımıştır. ABD gibi federal sistemle yönetilen ülkelerdeki FEMA tarzı örgütlenmelerin, ülkemiz gibi üniter yapıdaki ve yerel düzeyde Afet Yönetiminin tüm yetkisinin Vali ve Kaymakamlara ait olduğu bir devlet sisteminde başarılı olup olamayacağı zamanla anlaşılacak ve afet yönetimi sisteminde karşılaşılan eksiklikler süreç içerisinde düzeltilecektir. Ayrıca FEMA; U.S. Geological Survey (USGS) National Science Foundation (NSF) gibi kurumlar ile National Earthquake Hazards Reduction Program (NEHRP) gibi standartlarla ve bütünleşik acil durum hizmetleri (911) ile desteklenmektedir. FEMA modelinde olduğu gibi AFAD’ı da destekleyecek benzer kurum ve düzenlemeler ilerideki süreçte kaçınılmaz olabilir.

ABD’de bir yerin veya bölgenin “afete maruz bölge” veya bir yerde doğal afet

nedeniyle “olağanüstü hal” ilan edilmesi için sırasıyla takip edilmesi gereken altı aşama vardır. Başkanın ABD’deki bir yeri afet bölgesi olarak ilan etmesi için kat edilmesi gereken aşamalar şunlardır:

1. Aşama: İlk olarak ilçe acil yardım teşkilatı müdahale eder.

2. Aşama: Eğer ilçe müdahalede yetersiz ise ilden (Valilikten) yardım istenir.

3. Aşama: Eğer ilçe ve il yardım teşkilatı müdahalede yetersiz kalırsa Vali

hükümetten yardım ister.

4. Aşama: FEMA Bölge Müdürlüğü Vali’nin yardım talebini değerlendirerek incelenmesi için merkezine gönderir.

5. Aşama: FEMA Genel Müdürlüğü görüşünü ABD Başkanına bildirir.

6. Aşama: Başkanın afet bölgesi ilanından sonra devlet yardımı afet bölgesine FEMA’

nın eşgüdümünde ulaştırılır. Özetle, ABD'de; Bütünleşik Acil Durum Yönetim Sistemi, hükümetin tüm seviyelerinde

ve özel sektördeki kaynakların entegrasyonunu ve toplumların ve kurumların Acil Durum Yönetiminin dört aşamasında yer alan faaliyetler için işlevsel planlama yapmalarını öngörmektedir (Erkal ve Değerliyurt,, 2009; Gülkan ve diğ., 2003). Diğer taraftan ABD’de her afet için afet öncesi, afet esnası ve sonrasında yapılması gerekenler hakkında kataloglar hazırlanarak halkın bilinçlendirilmesi yaygın bir uygulamadır (Şekil 8).

Page 42: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ABD’de kapsamlı ve bütünleştirilmiş acil yönetim ulusal, eyalet ve bölgeler arasında işbirliğine dayanmaktadır. Ulusal ölçekte belirlenen politika ve programlar ve yasal düzenlemeler, eyaletlerin afetlere karşı sorumlulukları açısından yol gösterici, destekleyici, teşvik edici bir nitelik taşımaktadır. Her eyaletin ayrı yasama, yürütme ve yargı organlarının olması nedeniyle, afetlerle ilgili olarak her eyaletin ayrı yasal düzenlemeleri bulunmaktadır. Ancak bu yasal düzenlemeler, üst ölçekteki federal düzeydeki sistem ile bütünleşmektedir. Afet yönetim sistemini organize eden, yatay ve dikey ilişkileri kuran en önemli kurum FEMA’dır. FEMA (Federal Emergency Management Agency), ulusal düzeyde afeti yöneten ve çalışmalar yapan, Başkana rapor veren, bağımsız bir kurumdur. Eyalet düzeyinde ise FEMA ve yetkili diğer kurumlar afet etkilerini azaltma tedbirlerini uygulamakta ve finanse etmektedir. FEMA, olası afetlerde can ve mal kaybının azaltılması, altyapının zarar görmemesi için zarar azaltma (mitigation), ön hazırlık (preparedness), müdahale, arama ve kurtarma (response), iyileştirme ve yeniden yapılanma (recovery)’yi kapsayan afet yönetimi çalışmaları yapmaktadır(Şekil 9).

Şekil 8. FEMA kılavuz ve raporlarından örnekler.

Page 43: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 9. ABD' de afet yönetim sistemi (Şengezer, 2002; Taş, 2003)

Page 44: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.5.2 Latin Amerika ve Karayipler’ de Afet Yönetimi Latin Amerika’da ulusal afet yönetim sistemlerinin pek çoğu acil durum müdahalesi için resmi birimler olarak kurulmuştur. Ekvator, Peru, Venezüella neredeyse sadece sivil savunmaya bel bağlamaya devam etmektedir. Son yıllarda yaşanan büyük doğal afetler bazı ülkelerde önleme, zarar azaltma, hazırlık ve yeniden inşa ve iyileştirme faaliyetlerini içeren daha kapsamlı bir afet yönetim sistemine olan ihtiyacı vurgulamıştır. Bunun sonucunda, Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Nikaragua, Guatemala, Honduras ve Meksika doğal afetlerle başa çıkma konusundaki yaklaşımlarını değiştirmeye başlamışlardır. 1.5.2.1 Arjantin Afet Yönetimi 1998 yılında Arjantin Anayasasının 99 uncu maddesi, doğal afetlerin riskini azaltmak ve etkin bir afet müdahalesi geliştirmek için plan geliştirme ve afetten etkilenen bölgelerde rehabilitasyon (ıslah) konularındaki ulusal çabalarda eşgüdüm sağlamak için Ulusal Acil Durum Sistemi’ni (Sistema Federal de Emergencias, SIFEM) kurmuştur. Bakanlar Kurulunun başkanlığı altında kurulan SIFEM, ülke, eyalet ve yerel yönetim düzeylerinde doğal afet risklerini tanımlama ve zararlarını azaltma çalışmalarında eşgüdüm sağlanmasından sorumlu olan başlıca federal siyasi birimdir.

Federal yönetim, kaynakların seferberliğinde ve zarar azaltma ve acil durum müdahalesi konusunda ulusal ve uluslararası çalışmaların eşgüdümünde önemi bir rol oynarken, eyalet yönetimleri, bölgesel hasar görebilirliğin değerlendirilmesi ve kendi vilayetleri içerisinde doğal afetlere karşı korunma için zarar azaltma projeleri yürütme konusunda sorumluluk üstlenmektedir. Bu merkeziyetçi yaklaşım, yerel yönetimlerin proaktif rolünü vurgulamakta ve acil durumlar için gerekli olan ulusal düzeyde kontrol ile katılımın arasında bir uzlaşma olarak görülmektedir. Son yıllarda, Arjantin zarar azaltma konusunda önemli ölçüde yatırımlar yapmıştır. Arjantin yeniden yapılanma projeleri için fon tahsisinden sorumlu ulusal düzeyde bir birim kurduğu için benzersizdir. 1998’de Arjantin, bir kanun çıkartarak afet sonrası rehabilitasyon ve yeniden yapılanma amacıyla Doğal Afetlerden Etkilenen Bölgelerin İyileştirilmesi için Ulusal Danışma Kurulu’nu (Consejo Nacional para la Recuperación de Zonas en Emergencia

Climática, CONAREC) kurmuştur. CONAREC’ın başlıca amaçlarından biri ev, iş ve yollar gibi altyapının afet sonrasında yeniden yapılandırılmasına yönelik fonların eşgüdümünün sağlanmasında ve dağıtımında eyalet veya belediye yetkililerine yardımcı olmaktır. Bazı eyalet yönetimlerinin temsilcilerinden oluşan CONAREC, ulusal ve eyalet çapında çalışmalar arasında bir araç olarak hizmet verir. Finansman açısından sigorta şirketlerinin afet risk sigortasına sınırlı katılımı bulunmaktadır. Arjantin doğal afetler yüzünden ihtiyaç duyulan likiditeyi sağlamak için ulusal kredi kaynaklarına ve uluslararası kredi kuruluşlarına çok bağlıdır (Freeman ve diğ., 2003).

Page 45: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.5.2.2 Brezilya Afet Yönetimi

Brezilya’da afet yönetimi hayli merkeziyetçidir ve aşağıdan yukarıya doğru ulusal hükümetin minimum eşgüdümüyle çalışır. Bir doğal afet olayında etkilenen belediye müdahaleyi kendisi yönetir. Ama afetin büyüklüğü belediyenin müdahale kapasitesinin aştığı zaman, sırasıyla önce bölgesel ofis, sonra eyalet sonra da merkezi yönetim yardıma çağırılır. Bu güçler ayrılığı Brezilya’nın eyalet ve yerel yönetimlere özerklik veren yasal yapısının sonucu olduğu düşünülmektedir.

Ulusal seviyede afet yönetim planı, Ulusal Sivil Savunma Sistemi (SINDEC) olarak bilinmektedir. Ulusal Entegrasyon Bakanlığı bünyesinde bulunan Sivil Savunma Ulusal Sekreterliği (SEDEC), ISNDEC’in eşgüdümünden sorumludur. SEDEC, Brezilya’da bütün düzeylerde afet yönetiminin eşgüdümünden sorumludur. SEDEC’in altında afete müdahale ve kendi bölgelerinde eşgüdümü sağlamak için bölgesel, eyalet, belediye ve daha aşağı seviyelerde birçok şubesi bulunan birimler bulunmaktadır. 1966 yılında Rio de Janerio’da yaşanan taşkınlar ve toprak kaymalarından sonra Brezilya, sivil savunma organizasyonunu afet önlemleri alacak şekilde genişleten bir diğer ülkedir. Yerel düzeyde sivil toplum kuruluşlarının ve çok taraflı organizasyonların katılımıyla gelişmeye devam etmektedir (Freeman ve diğ., 2003). 1.5.2.3 Şili Afet Yönetimi Şili, tek bir birimin yetkilerinin genişletilmesiyle kapsamı gittikçe artan ulusal bir sistemin klasik örneğidir. Şili’deki ulusal sistemin yöneticisi ve eşgüdümcüsü olan Ulusal Acil Durum Dairesi (Oficina Nacional de Emerencia, ONEMI), orta Şili’de meydana gelen 1965 depreminden sonra kurulmuştur. Sivil Savunma Bakanlığı altındaki diğer bazı Latin Amerika sistemlerine karşın ONEMI 1970 yılından beri İçişleri Bakanlığı’nın himayesi altında bulunmaktadır. 1965 depremine müdahaleden sonra, sistem kapsamlı afet yönetiminin diğer unsurlarını içine alarak büyümüştür. Şimdi önleyici ve zarar azaltıcı stratejilere ağırlık vermekte, risk yönetiminde ana müdahale unsuru olarak zarar görebilirliğe önem vermektedir. Merkezileşmiş ve hiyerarşik görünümüne rağmen Şili sistemi, toplum, eyalet ve bölgesel düzeylerde birçok komiteden oluşmaktadır. Bu komiteler her seviyeye uygun bir şekilde, önerilen faaliyetlerin değerlendirilmesinden, önleme, zarar azaltma ve hazırlık projelerinin tasarlanmasından ve bu projelere öncelik verilmesinden sorumludur. Bir acil durumda ilk olarak, elverişli tüm kaynaklar afetten zarar gören toplum tarafından tüketilir. Eğer olayın büyüklüğü yerel kapasiteyi aşarsa, ek kaynaklar, sırasıyla il, bölgesel ve ulusal düzeylerde harekete geçirilmektedir (Freeman ve diğ., 2002).

Page 46: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.5.2.4 El Salvador Afet Yönetimi Afet yönetimi konusunda Ulusal Acil Durum Komitesi (Comité de Emergencia

Nacional, COEN) ana kuruluştur. Ancak, bu kuruluş, El Salvador silahlı kuvvetleri ve diğer kurtarma organizasyonlarıyla yakın çalışmış ve neredeyse sadece acil durum müdahalesine odaklanmıştır. El Salvador, 2001 depremleri ve hükümetin, STK’ ların, Birleşmiş Milletlerin ve belediye birliklerinin teşviki ile Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde risk yönetimi için yeni bir teknik birim kurmuştur. Bu birimin, özellikle zarar azaltma ve COEN ile kapsamlı bir afet yönetimi eşgüdümüne ilişkin geniş kapsamlı bir görev alanı vardır. Ayrıca, Bakanlık konumundan dolayı yeni birim önemli ekonomik sektörlere risk analizi ve afet yönetiminin geniş vizyonunu anlatabilme imkânı vardır. Bu vizyonun başarısı tamamen, bakanlığın gücüne ve de merkezi bir sistemde gerekli kontrol ve dengeleri sağlayacak olan kurumsal yasal düzenlemelere bağlıdır. 1.5.2.5 Meksika Afet Yönetimi Meksika bir ağ (network) yaklaşımı yoluyla afet yönetiminde kamu sektörünün rolünü arttırmıştır. Hükümet 1986'da afet çalışmalarında kurumlar arası eşgüdümü sağlamak için ana mekanizma olarak Ulusal Sivil Korunma Sistemini (Sistema Nacional de Protección Civil, SINAPROC) kurmuştur. SINAPROC afetlerin neden olduğu can ve mal kaybının ve temel hizmetlerdeki aksamaların en aza indirilmesinden sorumludur. Sistemin sorumluluğu İçişleri Bakanlığında ‘Sivil Korunma için Genel Eşgüdüm Birimi’ndedir ama sistem çeşitli bakanlıkların teknik işini, örneğin ‘Jeolojik Tehlikeler için Sosyal Kalkınma Bakanlığı’nı, senkronize edecek şekilde bir şebeke oluşturur.

1990'da Sivil Korunma için Ulusal Konsey SINAPROC’a katılmıştır. Konsey tavsiye veren, planlayan ve eşgüdüm sağlayan bir komitedir ve Meksika Devlet Başkanı'nın başkanlığında 12 bakan ve federal Mexico City başkentinin belediye başkanından oluşur. Şebeke aynı zamanda Afet Önleme Ulusal Merkezi’ni de (CENAPRED) içine alır. CENAPRED doğal afetler üzerine yapılan araştırmalar ve politika oluşturucular arasında bir bağlantı görevi görür ve hem araştırmaların hem de bilginin yayılmasını sağlar.

Meksika hükümeti afet acil yardımı ve yeniden yapılanma çalışmaları için bütçe fonları tahsis eder ve bunları sigortasız alt yapının onarımı, çiftçilerin üretimini iyileştirmek için acil yardım ve afetzedelere afet yardımı sağlayan Doğal Afetler Fonu’ nu (FONDEN) içine alır (Alcira ve diğ.,1999).

1.5.2.6 Karayip Devletleri Afet Yönetimi Karayip devletleri, 1981'de, ulusal ve bölgesel afet yönetimini geliştirmek üzere “Pan Karayip Afete Hazırlık Projesini (PCDPP)” onayladı. Her ne kadar afete hazırlık konusuna

Page 47: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

odaklanan 18 aylık bir proje olarak düşünüldüyse de çalışmaları neredeyse 10 yıl sürdü (Poncelet, 1997). 1989'da proje çalışmaları, afetleri önlemeyi de kapsayacak şekilde genişletildiğinde adı “Pan Karayip Afete Hazırlık ve Önleme Projesi (PCDPPP)” olarak değiştirildi. Barbados’ta “Acil Durum Yardım Organizasyonu”, Trinidad ve Tobago’da “Ulusal Acil Durum Yönetimi Kurumu” ve Jamaika’da “Afete Hazırlık ve Acil Durum Yönetimi Bürosu” gibi bir kaç yerde afete hazırlık merkezleri kuruldu.

1991'de “Karayipler Topluluğu (CARICOM)”, PCDPPP’un yerini alacak olan CDERA’nın kurulmasını onaylayarak, üye devletler ve bağışçı kuruluşlar tarafından finanse edilen ve CARIDOM ülkeleri arasında kaynakların seferberliğinden sorumlu yeni bir kurum kurdu. CDERA’nın kurumsal pozisyonu, askeri seferberlik yetkisini de içerecek şekilde (örneğin CARIDOM Afet Müdahale Birimi) PCDPPP’ninkinden daha güçlüdür. CDERA afet müdahalesini ve ulusal ve bölgesel afet yönetimini iyileştirmek üzere kurulmuştur. Asıl odaklandığı alan afete hazırlıktır ama risk zararlarını azaltma faaliyetlerini de desteklemektedir (Freeman ve diğ., 2003). 1.5.3 Japonya Acil Durum Yönetim Sistemi

Japonya, afet geçmişini unutmayan, yaşadığı her afetten ders çıkaran bir ülke olarak

gerek doğal, gerekse insan kaynaklı tüm afetlere karşı bilgi birikimini ve teknolojisini kullanarak genel bir eylem planı geliştirmiştir.

Japonya'nın afet yönetimiyle ilgili en eski kanunu 1880 yılındaki "Doğal Afetlere

Hazırlık ve Korunma Kanunu" dur. 1880'den günümüze kadar geçen 130 yıllık süre içerisinde afet zararlarını azaltma, erken uyarı sistemleri gibi temel konularda 34 adet kanun daha çıkartılmıştır. “Afete Karşı Önlemler Temel Kanunu” Japonya’da afet yönetimi için temel teşkil etmektedir. Kanunun ana içerik konuları; afet yönetiminin yetki alanları ve sorumluluklarının tanıtımı, afet yönetim sistemi, afet yönetim planı, afete hazırlık, afete acil müdahale, iyileştirme, mali önlemler ve olağanüstü haldir (JICA, 2008).

Etkin afet yönetimi için Japon Hükümeti; yerel yönetim ve görevlendirilmiş kamu

kuruluşlarının afet yönetim planlarını uygulamalarını ve “Afete Karşı Önlemler Temel Kanunu” na uygun şekilde bu planları devam ettirmelerini beklemektedir.

Japon Hükümeti afetlerin önlenmesi için en etkin yöntemlerden birisini afetlerin önceden haber alınması ve tahmini üzerine kurmuştur. Ülkenin, bölgesel ve yerel ölçekte geniş planlama ve operasyon yetkilerinin tanındığı, etkin bir Coğrafi Bilgi Sistemi ile denetlenen, bununla beraber ulusal düzeyde de eşgüdümün sağlandığı bir "Ulusal Afet Erken Uyarı ve Yönetim" yapısına sahip olması hedeflenmiştir (Erkal ve Değerliyurt, 2009; Gülkan ve diğ., 2003).

Page 48: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Japonya’da 1 Eylül “Afet Yönetim Günü” dür. Bu tarihte hükümet ve ilgili afet yönetim kuruluşları tüm ülke genelinde geniş alanda ve ölçekte afet yönetim tatbikatları düzenlemek için karşılıklı olarak işbirliği ve halkın katılımının sağlandığı ulusal ölçekli tatbikatlar yaparlar (Şekil 10).

Şekil 10. Afet Yönetim Günü etkinlikleri ve tatbikatlardan fotoğraflar.

Page 49: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Japonya’da afet yönetimi; ulusal, bölgesel ve kentsel seviyelere ayrılmıştır. Ulusal hükümette, Başbakanın başkanlık ettiği bir “Merkezi Afet Yönetimi Konseyi” bulunmaktadır. Konsey, Hükümetin afet yönetimi ile ilgili ana planını hazırlar ve bu alandaki önemli hususları inceler. Konsey afete ilişkin olarak operasyonel planlamadan çok, eşgüdüm ve kurumsal atama, görevlendirmeler ve plan kararlarının alınması konusunda faaliyet gösterir.

Ulusal düzeyde operasyonlar ve bunlara ilişkin kararların ve planların yapılmasından

sorumlu olan örgüt ise atanmış yönetim organları ve kamu örgütleridir. Bunlar operasyonel planlamanın temel unsurlarıdır ve bu kurumlar ‘Merkezi Afet Önleme Konseyi’ne karşı sorumludurlar. Bölgesel ve kentsel seviyelerde, yerel kamu kurumlarının, bölge polisinin, itfaiye yetkililerinin vb. oluşturduğu bölgesel ve kentsel afet yönetimi konseyleri bulunmaktadır.

Yerel konseyler, afet yönetimi ile ilgili yerel planların geliştirilmesinden, çeşitli

yönetim programlarının uygulanmasından ve doğal afetlere hazırlıklı olmaktan sorumludur. Bölgesel Afet Önleme Konseyi planlama faaliyetini ulusal düzeydeki genel kararlar çerçevesine uygun olarak yürütür ve kararların alınmasından sorumludur. Ayrıca bölgesel yürütme organlarının ve bölgesel kamu örgütlerinin üstleneceği sorumluluklara karar verir ve gerekli atamaları yapar.

Kentsel seviye; afet olması ihtimaline karşı her türlü hazırlığı yapmak, operasyonlara

hazırlanmak ve yürütmekten sorumludur. Belediye örgütsel yapısı olan her birim için geçerlidir. Belediye Afet Önleme Konseyi, belediye başkanının başkanlığında belediye sınırları içindeki afet hazırlıkları ve önlemlerinin alınmasından sorumludur (JICA, 2008) (Şekil 11).

Ülkenin son yıllarda yaşadığı en büyük afetlerden biri olan Büyük Hanshin – Awaji

(1995) depremi sonrası iyileştirme ve yeniden yapılandırma çalışmaları incelendiğinde; Hükümetin Ocak 1995’de Başbakanın başkanlık ettiği “Hanshin - Awaji Bölgesi Yeniden Yapılandırma Ana Merkezi” ni kurduğu görülmüştür. Denetleme kurumu görevi yapan hükümetle birlikte kapsamlı yeniden yapılandırma önlemleri teşvik edilmiştir.

Merkezlerin tamamlanmasının ardından ilgili bakanlıklar ve ajanslarla birlikte

“Hanshin-Awaji Bölgesi Yeniden Yapılandırma Koordinasyonu “kurulmuştur. Zamanla Hanshin - Awaji Bölgesinde yapılan bu çalışmanın sadece o afete ve bölgeye özgü olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim 2000 yılında yaşanan Usu Volkanı' nın patlamasının yarattığı afet sonucunda da aynı sistem uygulanmış, o bölgede de “Usu Dağı Afetini İyileştirme ve Yeniden Yapılandırma konseyi” nin kurulduğu görülmüştür.

Page 50: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 11. Japonya' da afet yönetim sistemi (Şengezer, 2002; Taş, 2003).

Page 51: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 52: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yakın geçmişte; 13 Temmuz 2004’de Nigata ve Fukishima’da yaşanan sel afeti sonrası yine benzer konseyler kurulmuş, afet yönetiminden sorumlu bakan ve merkezi afet yönetim konseyinin başkanı (Başbakan) çalışmaları yerinde inceleyerek afetlere karşı duyarlılıklarını göstermişlerdir (Şekil 12).

Japonya'da afet sonrası kurulan İyileştirme ve Yeniden Yapılandırma konseyleri, ilgili

bakanlıklar ve ajanslarla iyileştirme ve yeniden yapılandırma konularında afetten etkilenen veya etkilenmesi muhtemel bölgelerde çeşitli önlemler geliştirerek işbirliği içinde çalışmaktadır.

Şekil 12. Nigata ve Fukishima’da yaşanan sel afeti sonrası.

Ülkede afet sonrası; hasar almış kamuya ait tesisler, kamu refahını ilgilendiren tesisler, tarım, ormancılık ve balıkçılık tesislerinin iyileştirilmesi çalışmaları ya doğrudan hükümet tarafından ya da hükümetin vereceği sübvansiyonla yerel yönetim tarafından yapılır.

Tarım, ormancılık veya balıkçılıkla ilgilenenler, küçük işletmeler veya hasara maruz kalan düşük gelirli kimseler, normal olanlara göre daha cömert şartları olan düşük faizli krediler alırlar. Hasar almış işletmeler ise yaşadıkları ekonomik kaybın tazminatını alırken bu kişilerin deprem sigortaları da hükümet tarafından sağlanır. Afetzedeler için gelir vergisinde veya emlak vergilerinde indirim, muafiyet, erteleme gibi önlemler alınır.

Çok ciddi hasara sebep olan bir afet olduğunda “büyük afet” olarak ilan edilir. Bu durumda iyileştirme projeleri için çeşitli önlemler alınır. Çabuk ve tam bir şekilde oluşturulacak ve yerine getirilecek yeniden yapılanma planları için yerel yönetimlere yardım sağlanır. Afet mağdurlarının yeniden kendi geçimlerini sağlamaları için onlara yardım edilir. Başsağlığı parası, afet engellilerine yardım parası gibi afet mağdurlarının gelir durumlarını eskisine kavuşturmak amacıyla afet destek ve refah fonları oluşturulur.

Japonya’da merkezi yönetim, yerel yönetim ve kamu kuruluşları insanların can ve mallarını korumak için önlemler almakla görevlidirler. Bu önlemlerin organizasyonunu sağlamak üzere bir afet yönetim sistemi oluşturulmuştur. Bu sistem birçok kanun ile düzenlenmiştir. Afet Önlemleri Temel Kanunları şunlardır:

Page 53: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Afet Önlemleri Temel Kanunu, • Büyük Ölçekli Deprem Önlemleri Özel Eylem Kanunu, • Nükleer Santraller Afet Özel Eylem Kanunu, • Akarsu Kanunu • Erozyon Kanunu, • Toprak Kayması Önleme ve Durdurma Kanunu • Sönmemiş Yanardağ Önlemleri, • Özel Eylem Kanunu, • Petrol rafineri vb. tesislere yönelik Afet Önleme Kanunu, • Deprem Afet Önleme Önlemleri Özel Eylem Kanunları, • Yapıların Depreme Karşı Dayanıklılığının Arttırılması Teşvik Kanunu, • Yoğun Yerleşim Alanları Afet Önleme Bloklarının Oluşturulması Teşvik Kanunu, • Heyelan Bölgesi Heyelan Afet Önleme Önlemleri Teşvik Kanunu, • Yangın Önleme Kanunu, • Sel Afet Önleme Kanunu, • Afet Yardım Kurtarma Kanunu’dur (Berkdemir, 2002; Taş, 2003) .

1.5.4 Avrupa'da Afet ve Acil Durum Yönetimi

Avrupa Birliği (AB) tarafından hazırlanan rehber kitapçıkta sivil korunma (Civil

Protection) konusunda üye ülkelerin aldığı önlemler, acil durumlarda müdahale birimleri, planlama ve acil durumlarda bilgi akışı gibi konular yer almıştır (Erkal ve Değerliyurt, 2009).

Avrupa Birliği’nde acil durum yönetimi, siyasi yönetim yapısının bir parçası olup

ülkeden ülkeye önemli farklılıklar göstermektedir. Bu, modern afet yönetiminin ilk kuralı olarak kabul edilmekte ve toplumların kendilerini tehdit eden risklere karşı kendilerine özgü korunma yöntemleri geliştirmeleri doğal karşılanmaktadır. Özellikle, İspanya gibi bölgesel farklılıkların bulunduğu ülkelerde bölge yönetiminin yetkilerinin daha da arttırılması bu nedenle kabul görmüştür. Genelde acil durum yönetimi, üye ülkelerde merkezi yönetimin organize ettiği ve yerel yönetimler tarafından yürütülen bir işlemdir. 1.5.4.1 İtalya Afet ve Acil Durum Yönetimi “Ulusal Sivil Koruma Servisi”, ülkede yürütülen tüm sivil koruma faaliyetleri için kurumsal bir çerçeve oluşturmak amacıyla, 1992 yılında kurulmuştur. Servisin genel amacı, hayatı, mülkiyeti ve çevreyi, doğal veya teknolojik afetlerin veya diğer zararlı olayların yol açtığı hasarlardan korumaktır. Servis; ulusal, bölgesel, eyalet ve belediye yönetimleri ile bilim ve araştırma enstitüleri ve sivil koruma faaliyetleri ile ilgilenen özel kurum ve kuruluşlardan oluşmaktadır. Başbakan veya adına İçişleri Bakanı, sivil koruma politikaları oluşturmaktan ve ulusal sivil koruma servisinin değişik bileşenlerinin faaliyetlerini koordine ve teşvik etmekten sorumludur. Bakanlar Kurulu başkanlığı bünyesinde kurulmuş olan “Sivil Koruma Dairesi”, faaliyetlerin ulusal seviyede koordinasyonu, yönetimi ve işleyişinden sorumlu uygulama birimidir. “Ulusal Sivil Koruma Servisi’nin gerçekleştirmekte olduğu temel faaliyetler olarak;

Page 54: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

afeti tahmin etmeye yönelik çalışmalar, afeti önlemeye yönelik çalışmalar, afet sonrası yardım operasyonları, afetin meydana getirdiği hasarlarla ilgili erken rehabilitasyon çalışmalarını saymak mümkündür (Gülkan ve diğ., 2003). Belediye başkanı, birincil sivil koruma otoritesidir. Belediyenin yetki sınırları dâhilinde bir acil durum meydana geldiğinde, belediye başkanı, kurtarma faaliyetlerinin yönetimi ve koordinasyonundan sorumlu olup durumdan etkilenen nüfusa yardım etmekle yükümlüdür. Bir olayın yerel seviyede ele alınamaması halinde, eyalet ve bölge seviyesindeki yetkililerden koordineli yardım müdahalesi istenebilir. Ancak, olayın koordinasyonu, yoğunluk ve büyüklüğü nedeniyle yalnızca olağanüstü önlemler ve acil durum güçlerinin yardımıyla ele alınabilmesi gerekli olduğunda, ulusal seviyede sağlanır. Bakanlar kurulu başkanı, acil durumdan etkilenen bölgenin sınırlarını ve önlemlerin süresini belirtmek suretiyle, acil durum ilan eder.

Acil durum ilan edildiğinde, etkin yardım çalışmalarını hızlandırmak için, yasal

sistemin ilkelerinde sadık kalmak şartıyla, mevcut kanunlara ek düzenlemeler getirilebilir. Başbakan veya adına atadığı temsilcisi, gerekli görüldüğü takdirde, yardım operasyonlarını koordine etmek için kendi özel temsilcilerini atayabilir. Acil durum yönetimi ve kurtarma faaliyetlerinin koordinasyonu, belediye, eyalet, bölge ve ulusal olmak üzere dört noktadaki operasyon merkezlerinin aktivasyonu yoluyla yürütülür (Gülkan ve diğ., 2003). 1.5.4.2 Macaristan Afet Yönetimi Macaristan’da eskiden merkezi hükümetin etkin yönetiminde olan iyileştirme süreci, şimdi özel sigorta sistemlerine daha çok sorumluluk vermektedir. Yine de özel sigorta seçeneği, zararları devletin telafi etmesini tercih eden ve özelleştirmenin yoksullar üzerinde etkilerinin konusunda kaygıları olan insanlar tarafından rağbet görmemektedir. Anlaşılabildiği kadarıyla, hükümet katılımlı, sigorta sistemi ile bireysel sorumluğu ön plana alan, STK ’ların ve diğer sivil toplum aktörlerinin katılımını içeren bir politik yaklaşım gelişmektedir (Freeman ve diğ, 2003). 1.5.4.3 Fransa Afet Yönetimi

Fransa’ da afet yönetimi oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. İller, bölgeler, yerel yönetimler ve merkezi hükümet değişik ağırlıklarda konuyla ilişkilidir. Bunların dışında afetler ve arama – kurtarma konularında uzman kuruluşlar da bu örgütlenme şemasının içine dâhil edilebilir (Güray, 2001). Ülke çapındaysa, İçişleri Bakanlığı tüm afet yönetimi örgütlenmesinin başında yer alır. Bakanlık konuya ilişkin tüm kuralların ve kanunların hazırlanmasında etkin rol alır. 1975 yılında kurulmuş olan Sivil Güvenlik Genel Müdürlüğü 1991 yılında yeniden şekillendirilerek

Page 55: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Merkezi Güvenlik Genel Müdürlüğü adını almıştır. Bu genel müdürlüğün üç ana görevi ise; Her tür doğal riskin önlenmesi için diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla ortak çalışmayı sağlamak ve onları harekete geçirmek, can ve mal güvenliği için gerekli olan arama ve kurtarma çalışmalarını başlatmak ve koordine etmek, itfaiye hizmetleriyle ilgili olan mevzuatın gözden geçirilmesini, yenilenmesini ve düzeltilmesini sağlamaktır. Afet yönetimi için kullanılacak her tür materyal, araç ve gereçler, özellikle son 15 yıldır, yerel yönetimlerin mali kaynaklarından temin edilmektedir (Akdağ, 2002).

1982'den beri Fransa’daki özel sigortalar; doğal afet sigortalarını, emlak sigortalarıyla beraber ve Fransız Hazine’si tarafından belirlenen sabit bir oran üzerinden vermektedir. Bütün işyeri ve ev sahiplerinin %90’ından fazlasının emlak sigortası olması sayesinde zorunlu olarak birlikte verilen afet sigortasının geniş alana dağılımı sağlanmıştır. Aslında sigorta “Fransız Ulusal Fonunu” finanse etmek üzere emlak vergisi olarak işlemektedir. Oranlar risk seviyelerine göre değişmediği için düşük riskli alanlarda yaşayanlardan yüksek riskli alanlara doğru ters bir sübvansiyon vardır. Özel sigortalar riski, kısmen devlet garantisi olan Fransız ulusal fonuna bırakmışlardır. Genelde Fransız sisteminin bireyleri ve yerel toplulukları risk azaltma önlemleri almaları için teşvik ettiği kabul edilmektedir. Bu problemi çözmek üzere, bir hanenin veya iş yerinin alacağı tazminat, yüksek riskli alanlarda giderek azalacak, yeniden yerleşimi veya diğer zarar azaltma önlemlerinin alınmasını teşvik edecektir.

Riske dayalı primleri teşvik eden piyasa usulünün eksikliğinden kaynaklanan suiistimallerle ilgili problemler sürmektedir ve Fransızlar, zarar azaltmayı hükümetin sorumluluğuna vererek bu probleme çare bulmuşlardır. 1982’den beri hükümet, doğal afetlere karşı dayanıksız olan alanlarda incelemeler yaptırmış ve bu alanlarda inşaat kontrollerine başlamıştır (Freeman ve diğ., 2003). 1.5.5 Yeni Zelanda Afet ve Acil Durum Yönetimi

Yeni Zelanda’da “Sivil Savunma Acil Durum Yönetimi” ilkeleri sırasıyla; risk esaslı ve

tüm tehlikelerin tanımlanması, risk azaltma, hazırlıklı olma, müdahale ve iyileştirme, bütünleşik / bölge bazlı sivil savunma ve acil durum yönetimi planlama ve düzenlemeleri, yerel yönetim ve güvenilirlik, ulusal destek ve genel bakış esasına dayanmaktadır. Tehlikelerin kapsamını ve potansiyel sonuçlarını tanımlayan risk bazlı planlama, hazırlıklı olma, müdahale ve iyileştirme düzenlemelerinin temelini teşkil etmektedir. Aynı bilgi, zaman içerisinde risk azaltma ile ilgili fırsatların belirlenmesi için de temel teşkil etmektedir. İlgili planlama ihtiyacı, yerel otoriteler, acil servisler, ana arterler ve hükümetin ilgili birimlerinin grup düzenlemelerine katılmalarını ve yönetim için kendi kapasitelerini göstermelerini öne sürmektedir.

Page 56: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1.5.6 Fiji Afet Yönetimi Fiji siklonlar, seller, kuraklık ve depremden dolayı doğal afetlere son derece açık bir ülkedir. Fiji’nin, ulusal afet yönetim programı acil durum müdahalesi için geçici bir hükümet komitesi olarak başlamış ama ulusal program, 1990’a kadar yeniden ve daha kapsamlı olarak yapılandırılmıştır. Şimdi acil durum müdahalesine ilaveten önleme, zarar azaltma, hazırlık ve rehabilitasyon faaliyetlerini de kapsamaktadır. 1995’de hükümet kapsamlı bir politika ve tüm afet yönetimiyle ilgili faaliyetlerde STK’ ların destekleyici rollerinin ayrıntılarıyla sergilendiği “Afet Yönetim Planını” (Fiji Hükümeti 1995) yayınlanmıştır. Bununla beraber, turizm, endüstri ve ticaretin aynı derecede önemli rolleri dikkate alınmamıştır.

Fiji’nin gelişen bir turizm endüstrisi bulunmaktadır ve özel sigortanın iş sektöründeki kapsamının yüksek olmasına karşın kentteki özel konutlar için az ama kayda değer miktarda sigorta sayısının olması hiç de şaşırtıcı değildir. Fiji’deki sigortacılar zarar azaltma ve önlemede oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle 1984’deki şiddetli siklonlardan sonra “Resmi Sigorta Yetkilisi” çoğunluğunu özel sigortacıların oluşturduğu “Fiji Yapı Standartları Komitesi” ni kurmuştur. Bu komitenin, afetlerin yol açtığı kayıpların azaltılması için minimum standartlar koyan “Ulusal Yapı Yönetmeliği” nin hazırlanmasını denetleme ve kasırga sigortası için sabit veya indirimli sigorta priminin sağlanmasına yardım etme konularında sorumluluğu bulunmaktadır. İyileştirilen evler yapı mühendisleri tarafından denetlenmekte ve siklon sigortası ve konut edinme kredisi için gerekli olan bir sertifika verilmektedir. Kentsel alanların birçoğunda yapı yönetmeliği benimsenmiştir (Rokovada and Vrolijks, 1993). 1.5.7 Rusya Afet Yönetimi Rusya Federasyonu, 1994 yılında yayınlanan bir kararname ile, “Rusya Sivil Savunma Acil Durum ve Doğal Afetler Bakanlığı” nı (EMERCOM) Kurmuştur. Bu bakanlığa “Olağanüstü Hal Bakanlığı (Acil Haller Bakanlığı)” adı da verilmektedir. Rusya’da acil hallerin tümünün planlanması, uygulanması, bu konuda halkın eğitilmesi ve uluslararası işbirliği görevleri EMERCOM tarafından yürütülmektedir.

EMERCOM'un görev alanı içinde devletin konu ile ilgili politikasını belirlemek üzere çalışmalar yapmak, sivil savunma, araştırma ve kurtarma hizmetlerini yönetmek, Rusya afet yönetim sisteminin geliştirilmesini ve işlemesini sağlamak, büyük boyutlu afetler ve diğer acil durumların etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetleri yönlendirmek, afet yönetimi ve mücadelesi için hükümetçe ayrılan parasal kaynakların kullanımını kontrol etmek, halkın, kamu kurumlarının ve Rusya afet sistemine bağlı kuvvetlerin, afet yönetimi ve müdahalesi yönünden eğitimlerini organize etmek, Bakanlığın görev konusu ile ilgili uluslararası işbirliğini sağlamak vb. vardır.

Page 57: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

EMERCOM, Rusya Federasyonu’ nu 89 vilayete destek verecek şekilde 9 bölgeye ayırmıştır. Merkezler, genelde kimya endüstrisinin bulunduğu kasabalarda ya da acil durumun olabileceği riskli yerlerde kurulmuştur.

EMERCOM' un çeşitli büyüklüklerdeki birlikleri içinde “Rusya Sivil Savunma Örgütü”

de yer almaktadır. Bakanlık, ayrıca hizmetlerini yayınlayan basın servisi yanında afet bölgelerinden yayın yapan TV’ye de sahiptir. EMERCOM, çok çeşitli arama ve kurtarma hizmetlerini yerine getirir. Merkezi mobil hava kurtarma timi 24 saat görev yapar. Her eleman ilk-yardım eğitimi almıştır. EMERCOM görev elastikiyetini sağlayacak şekilde ekipman stokuna sahiptir. Bakanlığın elinde havacılıktan kimyasal - nükleer tehlikeden korunma amacına kadar malzeme bulunmaktadır.

EMERCOM 1994 yılından bu yana Rusya içinde ve dışında birçok afet olayına

müdahale etmiştir (Başbakanlık, 1997). EMERCOM merkez teşkilatında acil durumlar ile ilgili daire ve komisyonlar bulunmaktadır. Mahalli kuruluşlarını ise 9 (Dokuz) Bölgesel Merkez ile;

-Sivil Savunma Acil Haller Karargahı,

-Eğitim Komuta-Kontrol Merkezi,

-Hava Mobil Kurtarma Timi,

-Sivil Savunma Birlikleri

-Arama Kurtarma Servisleri oluşturmaktadır.

Gerektiğinde Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Birliklerinden de destek

sağlanmaktadır. EMERCOM’un yürütme erki içinde yeterli bir teşkilat yapısına sahip olması Rusya Federasyonu Kriz Yönetiminin karakteristik özelliğidir (Tarhan ve Ergönenç, 2008). 1.5.8 Dünya Genelinde Afet Yönetim Sistemlerinden Öğrenilen Dersler

Latin Amerika ve Karayiplerde kapsamlı afet yönetiminin başarısını etkileyen bazı sorunlar şu şekilde tespit edilmiştir. Bunlar, daha bütünleşik bir sisteme geçişi yavaşlatan kurumsal engeller ile başlar. Sadece afete müdahaleye yoğunlaşıldığı görülür. Özel sektörün ve sivil toplumun sınırlı katılımı vardır ve yeniden yapılanma için hazırlık sınırlıdır (Freeman ve diğ., 2003).

a) Acil durum müdahalesinin ilerisine geçme konusunda kurumsal direnç: Latin Amerika’da ve Karayiplerde yasalarda, program yapılanmalarında ve politikalarda açıkça görüldüğü üzere afet yönetiminin asıl yoğunlaştığı konu müdahale olmuştur (Maskrey, 1993; Blaike v.d. 1994). Yasamada, planlamada afete ilişkin bölgesel ve sektörel sorunlarla uğraşan kurumlarda önleme ve zarar azaltma faaliyetlerini dâhil etmek zor gözükmektedir (Lavell, 2001). Bölgedeki asıl zorluk,

Page 58: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

risk azaltma çalışmalarını yapmaktan ziyade, acil durumlara müdahale için özel olarak kurulmuş kurumların hâkimiyetindeki bir ortamda, risk zararlarının azaltılmasına yoğunlaşmanın ve desteklemenin önemini anlatabilmek ve uygulamaya geçirebilmektir.

b) Sivil toplumun ve özel sektörün sınırlı katılımı: Bölgedeki ülkelerin çoğu için, afet yönetiminde merkezi hükümet kurumlarının egemenliği sürmekte ve sivil toplum ve özel sektörün sağladığı fırsatlar eksik kalmaktadır. Latin Amerika ve Karayiplerde sigorta sistemi sınırlı bir rol oynar.

c) Yeniden yapılama finansmanı için yetersiz hazırlık: Birçok ülkenin acil durum çalışmaları için rezerv fonları vardır, örneğin Brezilya’da FUNCAP veya Kolombiya’da Ulusal Afet Fonu gibi. Ama çok azının yeniden yapılanma ve acil yardım için fon ayırmak şöyle dursun bu işleri yürütmek için tahsis edilmiş birimleri bile yoktur. Bu durum birçok problem yaratmaktadır. Bazı ülkeler kendilerini, temel altyapılarını tamamen yeniden yapılandırma veya bir afet sonrasında en yoksullara yardım sağlama konusunda yetersiz bulabilirler. Yeniden yapılanma ve rehabilitasyon konusunda fon eksikliğinin hem ulusal ekonomi üzerinde hem de yoksulların yoksulluk sınırının da altına düşmesine izin verme konusunda giderek yayılan bir etkisi olabilir. Son olarak, yeniden yapılanma ve acil yardım fonlarını yönlendirmek için planlar yoksa bu fonların dağıtımı, ulusal sistem dışında organizasyonlara verilen son derece politik görevler olacak ve böylece sistemin güvenirliğine zarar verecek ve sonradan risk önleme ve zarar azaltma faaliyetlerinin bu sisteme dâhil olabilmesini engelleyecektir (Freeman ve diğ., 2003).

ABD, Japonya, İtalya, Yeni Zelanda, Kanada, Rusya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerin sahip oldukları çağdaş afet yönetimlerinin ortak özellikleri aşağıda özetlenmiştir (Akdağ, 2002).

• Afet Yönetiminin disiplinler arası bir alan olduğu kabul edilmektedir.

• Afet Yönetimi anlayışı, afetin dört evresinin kabulüne dayanmaktadır.

• Afet Yönetimi içerisinde merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetimler, özel sektör kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, gönüllü vatandaşlar, medya ve vatandaşlar etkin rol almaktadır.

• Sistemin oluşturulması ve desteklenmesi sorumluluğu tek bir kuruluşa bırakılmıştır. Bu kuruluş ise bütün ulusal kaynakları ve ilgilileri yönetebilecek güçte ve hiyerarşide yapılanmış bir kuruluştur.

• Bütüncül bir afet yönetimi yapısı mevcuttur. Bütünleşik Afet Yönetimi; esnek yapıda, kamu, özel ve gönüllü kuruluşlar arasında ileri düzey bir koordinasyon planlaması ile gerçekleşmektedir.

• Kilit işlevleri ve sorumlulukları tarif eden bir ulusal acil durum planı vardır.

Page 59: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Coğrafi bilgi sistemlerine dayalı, ilgili kurumlar arası bilgi paylaşımı etkin, Afet Bilgi Sistemleri yoğun olarak kullanılmaktadır.

• Haberleşme ve ulaşımın kesintisizliğini sağlayacak önlemler son derece etkin olarak alınmaktadır.

• Afetlerin her türünü kapsayacak şekilde geniş bir yelpazede soruna yaklaşılmaktadır.

A.B.D., Japonya ve Macaristan gibi ülkeler zarar azaltma politikalarında, daha genel olarak afet yönetim programlarına halkla diyalogun ve halk katılımının dahil edilmesi için aktif adımlar atmaktadırlar. Özellikle; A.B.D ve Japonya afet riski yönetiminde ulusal düzeyde belki de en etkili programlara sahiptirler, buna rağmen hükümet ve özel sektör kurumlarını içeren zarar paylaşımı programlarına da öncülük etmişlerdir. Bu programlar, bir ulusal sisteme, ulusal kültürleri yansıtan yollarla, sosyal organizasyonun hiyerarşik ve bireysel yöntemlerin entegre edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Asya’da ise gelişmekte olan ülkeler kapsamlı afet yönetimi sistemlerinin tasarımı için önemli ilave değerler ve anlayışlar sunmaktadır. Afet risklerini azaltmanın temel yollarından biri bilim ve araştırma enstitülerini ya da eşlenik seviyede teknik - bilimsel kuruluşları kurmaktan geçer. İster yerel isterse merkezi yönetimlerce oluşturulabilecek bu enstitüler başta afet tehlike haritalarını ve bunların kullanım esaslarını üretirler. Afet tehlikelerinin dağılımı, ulusal, onaylı haritalar üretilmeden belirlenmedikçe, afet tehlikelerini azaltıcı önlemler de yetersiz - desteksiz kalacaktır. Bu gün yürürlükte olan “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik”, küçük ölçekli ve yeterliliği tartışılır da olsa “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası” nı baz almaktadır. Ülkemizde heyelan, kaya düşmeleri, su baskını, çığ ve benzeri afet tehlikeleri ile ilgili tehlike haritalarının oluşturulması çalışmalarına gereken önem yeni yeni verilmeye başlanmıştır. Türkiye’de doğal afetler ile ilgili sigorta sisteminin biraz daha sağlam temellere oturamamasının sebeplerinden biri de ülkemizdeki mühendislik hizmeti görmemiş, denetimsiz, kaçak yapılaşmanın anormal boyutlarda olmasıdır. Özellikle kırsal kesimde hiç bir mühendislik hizmeti almamış, yapım mantığı (yığma kâgir, her depremde yıkılan kerpiç, topraktan yapılar) plansız köy ve beldelerde, afet tehlikesine her zaman maruz yapılar ortaya çıkarmaktadır. Nitekim DASK’ ın sadece kentsel alanlarda yürütülmeye çalışılmasının belki de en önemli sebebi budur; doğal olarak hiç bir sigorta sistemi bu tür yapıların sigortalanmasını, en azından düşük ya da makul prim miktarlarıyla kabul edemez. Belki de ülkemizdeki, afet yönetimi sisteminin özellikle Avrupa ülkelerinden en çok ayrıldığı “iyileştirme” aşamasının farklılığının temelinde de bu yatmaktadır. Her büyük afette, önceden sigorta edilmesi mümkün olmayan o kadar çok yapı kullanılamaz hale gelmektedir ki, devlet olaya el atmazsa, afet konutları yapmazsa, afetzedeler tarafından yerleşim birimlerinin yeniden inşası ve hayatın devamlılığı sağlanamayacaktır. Ulusal ülke örneklerinden anlaşılan hususlardan biri de, afet tehlikelerinin kapsamını ve potansiyel sonuçlarını tanımlayan risk bazlı planlamanın, hazırlıklı olma, müdahale ve iyileştirme düzenlemelerinin de temelini teşkil ettiği gerçeğidir. Ülkemizde afet tehlikelerinin kapsamı ve potansiyel sonuçlarını tanımlayan çalışmalar ve doğal olarak afete duyarlı planlama yaklaşımı, halen temellerini dayayacak bir imar – afet kanunu, ilgili yönetmelik ve genelgelerin arayışı içerisindedir.

Page 60: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2. BÖLÜM AFET YÖNETİMİNDE İYİLEŞTİRME AŞAMASI

Page 61: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Standartların olmadığı yerde iyileştirme de olamaz. İmai

Page 62: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetler ile ortaya çıkan acil duruma ilişkin görevlerin (arama ve kurtarma çalışmaları, geçici barınma, sağlık ve günlük ihtiyaçların karşılanması vb.) yerine getirilmesinden sonra, sıra yerel toplulukların ve bireylerin elden geldiğince ivedilikle afet öncesi yaşam koşullarına kavuşturulmasına gelmektedir. Bu ‘normale dönüş’ süresinin mümkün olduğunca kısaltılması iyileştirme çalışmalarının başlıca çabasıdır.

İyileştirme görevi, kademeli bir sorumluluklar zinciri ile tanımlanmalıdır. İyileştirme

çalışmalarında, her ne kadar öncelikli olan hedef afet mağdurlarının zararlarının paylaşılarak azaltılması ise de, güncel anlayışla iyileştirmenin, yerel ekonomik canlılığın yeniden kazanılması, altyapının geliştirilmesi, sanayinin ve ticaretin desteklenmesi, toplumun eğitimi ve işgücünün katma değerinin yükseltilmesi, sosyal ve psikolojik destek hizmetlerinin sağlanarak toplumun olası bir yeni afet karşısında daha dirençli kılınması olduğu da anlaşılmaktadır (Gülkan ve diğ., 2003). Ülkemizde iyileştirme çalışmaları iki temel kanun kapsamında yapılmaktadır:

5902 sayılı 'Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’unun 10. Maddesinde belirtilenler,

- Afet ve acil durum sonrası hayatın normale dönmesini sağlayıcı tedbirleri almak.

- Afet ve acil durum bölgelerinde geçici yerleşmeyi sağlamak, zarara uğramış kişilerin

tedavi, iaşe, ibate, sosyal ve psikolojik destek hizmetlerini yürütmek.

- Afete uğramış yerlerin imar, plan, proje işlemleri ile bu alandaki hukuki işlemlerin

yürütülmesinde kamu kurum ve kuruluşları ile koordinasyonu sağlamak, yapılan

işlemleri denetlemek.

- Uluslararası acil yardımları yapmak ve kabul etmek.

- Afetten etkilenen bölgelerde, kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler,

üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde afet sonrası yeniden

yapılanma ve iyileştirme planlarını hazırlamak, hazırlanan planları Afet ve Acil Durum

Yüksek Kurulunun onayına sunmak, onaylanan planların uygulanmasını koordine

etmek, uygulamaya ilişkin ilerleme raporlarını hazırlamak

afet sonrası yapılacak iyileştirme çalışmalarını kapsamaktadır.

Ülkemizde afet yönetim uygulamalarını şekillendiren 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle yapılacak Yardımlara Dair” Kanunun ise belki de % 90’ı afet sonrası müdahale ve iyileştirme çalışmaları ile ilgilidir.

Page 63: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.1 Afet Sonrası Çalışmalar Afet sonrası müdahale ve iyileştirme adına yürütülen faaliyetlerin ana hedefi, afete

uğramış toplulukların iaşe, ibade haberleşme, ulaşım, su, elektrik, kanalizasyon, doğalgaz gibi hayati önem arzeden kritik altyapının çalışır hale getirilmesi, geçici iskân ve diğer iyileştirme çalışmaları vasıtasıyla en kısa zamanda normale dönme çabasıdır. Bu nedenle mahallin ekonomik ve sosyal özelliklerinin göz önünde bulundurularak gereken tüm çalışmaların yapılması, düzenlenmesi ve denetlenmesi gerekmektedir.

Afet yönetimi evrelerinde "iyileştirme", farklı çalışmacılar tarafından farklı içeriğe ve aşamalara sahip olarak tanımlanır. Aslında, ülkelerin farklı afet ve acil durum yönetimi yapılarına bakıldığında bu durum şaşırtıcı değildir. Örneğin, Sey (1999), iyileştirme aşamasını, geçici sosyal alt yapının kurulması olarak tanımlanan ve normal yaşama geçinceye kadar barınma, beslenme ve alt yapı hizmetlerine ait geçici çözümlerin yer aldığı ve afetin oluşundan bir, iki hafta sonra başlayıp kalıcı konutların yapımı tamamlanıncaya kadar geçen süre olarak tanımlar.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Merkezi (2001); iyileştirmenin, altyapıyı, halkın sosyal ve ekonomik hayatını normale döndürmek için harcanan çaba olduğunu belirtmektedir. Bazı araştırmacılar bu aşamaya, yeniden inşa aşamasını dahil etmekte ve bu aşamayı afetten etkilenen toplulukların ihtiyaçlarının en az afet öncesindeki veya mümkünse daha ileri bir düzeyde karşılanana kadar devam etmesini öngörmektedir (Ergünay, 1999).

Park'a (1991) göre bu aşamada gerçekleştirilen faaliyetler normal yaşama dönüş sürecinde toplumsal yapıyı ve afet bölgesinin fiziksel yapısını yeniden düzenleme amacını taşımaktadır. Söz konusu faaliyetler kapsamına şunlar girmektedir: Geçici barınma hizmetleri, devam eden sağlık sorunlarının giderilmesi, sosyo - ekonomik sorunların çözümlenmesi, afetzedelerin yaşadıkları bölgeden veya kişisel özelliklerinden kaynaklanan özellikli sorunların çözümlenmesi. Schramm'a (1993) göre "iyileştirme" aşaması; afetten sonra temel hizmetlerin tekrar başlaması, afetzedelere afetten zarar gören evlerini ve kamu binalarını onarma çalışmalarında yardımcı olma ile tarım sektörü de dahil olmak üzere ekonomik aktivitelerin restorasyonu amacıyla gerçekleştirilen faaliyetleri kapsamaktadır. İyileştirme aşamasında yerel ve merkezi yönetimler bir an önce yıkıma uğrayan bölgenin ekonomik yaşamının canlanmasını sağlayıcı tedbirlere başvurmalıdır. Afetin hemen sonrasında, yazılı ve görsel basının afet olayını sürekli gündemde tutması nedeniyle afet bölgesine yapılan yoğun yardımlar, iyileştirme aşamasına gelindiğinde genellikle azalır, kimi

Page 64: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

zaman da sona erer. Oysa bu aşamada afetzedeler hala geçici barınaklarda yaşamaya devam ediyor olabilir ve önemli bir kısmı da afetin şokunu henüz üzerinden atamamış olabilir.

Ekonomik yaşamın canlandırılması ile bölge insanının kendi geçimini sağlamaya başlaması yerel ve merkezi yönetimlerin afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğünü kısmen azaltacaktır. Bu aşamada afet bölgesindeki temel hizmetlerin, merkezi ve yerel yönetimin kaynak ve personel desteği ile en kısa zamanda tekrar başlaması sağlanmalıdır. Afetzedelerin devam eden sağlık sorunlarının giderilmesi bu aşamada gerçekleştirilmesi gereken diğer bir faaliyettir. Şayet bölgenin sağlık personeli ve tıbbi malzeme stokları bu hizmetin sunulmasına yeterli gelmiyorsa merkezi yönetimden veya çevre yerel yönetimlerden yardım alınmalıdır.

İyileştirme aşamasında üzerinde ağırlıkla durulması gereken diğer bir faaliyet,

afetzedelerin afetten zarar gören evlerinin ve kamu binalarının onarılması ve gelecekte meydana gelebilecek afetlerin etkilerine karşı güçlendirilmesidir. Zira afetlere dayanıklı yapı üretmek kadar, afetten hasar görmüş yapıların onarım ve güçlendirilmesi de önemli bir konudur. Afetten hasar gören yapıların onarımında yapıya önceki dayanıklılığını kazandırmak, güçlendirilmesinde ise taşıyıcı sisteme gelebilecek afet etkilerinin daha iyi karşılanması hedeflenmelidir (Yılmaz, 2003).

Afetten hasar gören yapıların onarım ve güçlendirilmesi zor, zaman alıcı ve masraflıdır. Bu nedenle söz konusu çalışmalar gerçekleştirilirken onarım ve güçlendirme projelerinin deneyimli mühendislerce hazırlanması ve uygulanması gerekir. Hepsinden daha önemlisi, yapıları herhangi bir afetten sonra onarım ve güçlendirmeye mecbur bırakacak tasarım ve imalat hatalarından kaçınılmalı, afetlere ilişkin yönetmeliklerde belirtilen koşullara uygun yapılar yapılmalıdır. Yeniden yapım aşaması olarak adlandırılan dönemdeki amaç; afetten etkilenen veya zarar gören tüm insanların aktivitelerinin afetten önceki düzeyden daha ileri bir düzeyde karşılanabilmesidir. Yıkılan ve zarar gören tüm yapı ve tesislerin yeniden inşası, kalıcı konutların yapıldığı, gerektiğinde yeni yerleşme planlarının hazırlandığı, toplumun afet nedeniyle etkilenen ekonomik-sosyal ve psikolojik bütünlüğünün yeniden sağlandığı, afetlerin muhasebesinin yapılması gibi çeşitli faaliyetler bu aşamada yapılmaktadır. Tüm bu faaliyetlerin süresi afetin büyüklüğüne bağlı olarak birkaç yıl sürebilir. Amaç, afetten etkilenen toplulukların gelecekte de benzer olaylarla karşılaşmaları halinde, olası afet risklerini azaltmaktır (Ergünay, 1999). Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde zaten sınırlı olan bütçe olanakları ve kaynaklarıyla gerçekleştirilen afet sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin çok iyi tasarlanması ve etkin şekilde uygulanması gerekir. Bu kapsamda afet zararlarını azaltıcı yer seçimi, planlama ve afet etkilerine dayanıklı yapıların inşası çalışmaları yeniden yapım aşamasının en önemli

Page 65: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

aktörleridir. Nitekim bu olguların gerçekleştirilmesi "Doğal Afet zararlarının Azaltılması Uluslararası 10 Yılı" Bilimsel ve Teknik Komitesinin 1990'lı yıllardaki çalışmalarının ana hedeflerinden kabul edilmiştir (Yılmaz, 2003).

Uzun vadeli ve kimi ekonomistler tarafından pahalı olarak değerlendirilmesine rağmen, herhangi bir afet sonrasında inşa edilen yapıların afete dayanıklı olması, gelecekte meydana gelebilecek bir afetin yol açacağı zararların azaltılabilmesi için en pratik ve en etkili yöntemdir (Yılmaz, 2003).

Ergünay'a (1999) göre; "... Günümüz teknolojisinde afetlerden hiç hasar görmeyecek yapıların yapılması teorik olarak mümkün görülse bile ekonomik olarak mümkün değildir...". Türksoy'a (1992) göre ise; "... günümüzde ulaşılan yapı teknikleriyle, hemen her büyüklükteki afetlerde can kaybına yol açmayacak nitelikte yapı yapılması olanaklıdır. Ancak, dışsal etkilerle hızla büyümesine yol açılan kentlerdeki nüfus; bilgi birikimi, kültürel düzey, toplumsal yaşam özellikleri, örgütlenme becerisi yeteneği ve teknolojik gelişmişlik gibi konularda bu büyümeye koşut olarak hazırlıklı değilse, söz konusu kuramsal doğru geçerliliğini yitirmektedir".

Yeniden inşa aşamasında afetzedeler için afet konutları yapılması konusunda Durmuş (1996) şu görüşleri ileri sürmektedir: "Mevcut sistemde devlet, binası ağır hasarlı olanla, yıkılana yeni bina yapmaktadır. Orta ve az hasarlılara da daha kısıtlı olarak hak verilmektedir. Türkiye'nin % 98'inin deprem bölgesi olduğu göz önüne alındığında her an yeni afetlerle karşılaşılması muhtemeldir. Devletin bu karşılıksız sigortayı sürdürmesi imkânsız hale gelebilir. 7269 Sayılı Kanundaki "hak sahipliği" kavramının kapsamını daraltmak zorunda kalabiliriz ve afet sonrası afetzedelere sadece prefabrik barınma imkânı sağlamakla yetinebiliriz."

İyileştirme aşaması afet yönetimi döngüsü içerisinde "risk azaltma" aşaması ile iç içe geçen bir aşamadır. Her iki aşamada gerçekleştirilen çalışmaların ortak amacı; olası bir afet tehlikesine karşı sosyal yaşamın tüm kurumlarının hazırlıklı olmasını sağlamaktır. Risk azaltma aşamasında gelecekte meydana gelebilecek bir afete dikkatler yoğunlaşırken; iyileştirme aşamasında geleceğe dönük çalışmaların yanında geçmişteki afetin etkilerinin giderilmesine de çalışılmaktadır. Risk azaltma aşamasındaki çalışmalar incelenirken söz konusu çalışmaların iyileştirme aşaması kapsamında da gerçekleştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır (Yılmaz, 2003).

Afet sonrası hakkında, 1989 San Francisco depreminden sonra bölgede yapılan çalışmaları değerlendiren Comerio (1992) şunları belirtmiştir:

a) Afet sonrası çalışmalarda ağırlıklı olarak yerel insan gücü ve mali kaynakların

kullanılması gerekir. Merkezi yönetim veya diğer kaynaklardan gelecek desteği beklemek afet

Page 66: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

sonrası çalışmalarını geciktirmektedir.

b) Yerel yönetimler bölgelerinin güvenlik ve sosyal ihtiyaçlarının neler olduğunu

belirleme konusunda özellikli stratejiler geliştirmeli ve bölgenin içinde bulunduğu koşulları

göz önünde bulundurarak afet etkilerini azaltıcı metotlar geliştirmelidir.

c) Afetlere yönelik yerel programlar hazırlanırken, planlarda teknik, sosyal ve finansal

analizlere yer verilmelidir.

Afete duyarlı planlama gerek afet risklerini azaltma aşamasının gerekse iyileştirme aşamasının en önemli adımlarından biridir. Afet faktörünü bünyesine entegre etmiş bir fiziki planlama aşağıdaki hedefleri planlama amaçları olarak kabul edecektir (Cezayirli, 1994; Yılmaz, 2003). a) Potansiyel afet tehlikesinin önlenmesi ya da azaltılması, b) Afet etkilerinin azaltılması, c) Ana afete bağlı olarak meydana gelen yangın, patlama, toprak kayması gibi ikincil afetlerin önlenmesi, d) Afet sonrası hızlı ve etkin kurtarma ve iyileştirme çalışmalarının kolaylaştırılması, e) Afet sonrası yeniden yerleşme ve yapılanma faaliyetlerinin kolaylaştırılması. Afet riskinin normal planlama sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesi sayesinde: a) İleride meydana gelebilecek afetler sonrasındaki zararlar azaltılabilir, b) Afetin bir afetler zinciri olarak genişlemesi önlenebilir veya hafifletilebilir, c) Kurtarma ve ilkyardım çalışmaları kolaylıkla yürütülebilir, d) Afet sonrası yeniden inşa, onarım ve bakım çalışmaları daha hızlandırılabilir. Afete duyarlı planlama multidisipliner bir çalışma ile mümkün olabilir. Başta afet tehlikelerini irdeleyen ve ortaya koyan jeoloji mühendisi, doneleri değerlendiren ve planlamayı yapan şehir plancısı ile bunlara konularıyla ilgili destek veren inşaat mühendisleri, harita mühendisleri ve diğerlerinin katılımı ile başarı sağlanabilir.

2.2 Zorunlu Deprem Sigortasının Afet Yönetiminde Yeri

Fransa ve İspanya’ dan sonra, Avrupa’da özel afet sigortası programını oluşturan ve yürürlüğe koyan üçüncü ülke Türkiye’dir. Elbetteki zorunlu deprem sigortasının ana amacı, tamamı devletin omuzlarında olan afet harcamalarının boyutlarını düşürmek ve ikincil olarak da ev sahiplerini ve özel sektörü bu hususta teşvik etmektir. Büyük miktarda can ve mal kayıplarına yol açan 1999 Marmara depremlerinden sonra alınan birçok önlemden biri olan zorunlu deprem sigortası, Dünya Bankasının desteği ve teşviği ile kurulmuştur.

27.12.1999 tarih ve 587 sayılı “Kanun Hükmünde Kararname (KHK)” ile Türkiye’de ilk kez deprem zararlarının ekonomik maliyetlerinin karşılanmasında yalnızca kamu

Page 67: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

kaynaklarının kullanılması politikasından vazgeçilmiş ve ‘belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisindeki’ konut sahiplerinin deprem hasarlarına karşı evlerini sigorta ettirmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Aynı zamanda bu KHK ile, 7269 sayılı yasanın öngördüğü, dep-remlerden evleri yıkılan veya ağır hasar gören mal sahiplerine yeni konut yapma yükümlülüğü de kaldırılmıştır. Bununla birlikte, KHK’ nin yürürlüğe girdiği tarihten sonra, evlerini deprem sigortası yaptırmayan mülk sahipleri, evleri depremlerden zarara uğradıkları takdirde, devletten yeni konut yapımı veya hasar gören konutların onarımı için yardım alamayacaklardır. Söz konusu KHK ile bir zorunlu deprem sigortası havuzu oluşturulmuş ve bu havuzun yönetimi için “Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)” kurulmuştur.

KHK’nın amacı, depremler nedeniyle yıkılan veya hasar gören konutların onarılması

veya yeniden inşa edilebilmesi için, hazır bir mali kaynak oluşturmak ve böylece depremlerin neden olduğu bina zararlarının karşılanmasına konut sahiplerinin de katılımının sağlanmasıdır. Ancak KHK, ‘diğer doğal afetler ile kırsal alanlardaki yapıları kapsamamakta’ ve bunlar yine 7629 sayılı yasanın ilgili hükümlerine göre, afet konutu / işyeri / ahır yardımı alabilmek için hak sahibi olmaya devam etmektedirler.

Kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalar, köy yerleşim alanlarında yapılan binalar, tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar ve 27 Aralık 1999 tarihinden sonra inşa edilmiş olan ancak ilgili mevzuat çerçevesinde inşaat ruhsatı bulunmayan binalar Zorunlu Deprem Sigortası dışında kalan binalardır. Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan "Zorunlu Deprem Sigorta Tarifesi ve Talimatı" nda belirtilen metrekare bedeli ile meskenin brüt yüz ölçümünün (veya yaklaşık yüz ölçümünün) çarpımı sonucunda bulunan tutar esas alınır.

Zorunlu deprem sigortası poliçesinin süresi bir yıldır ve poliçe süresi bittiğinde

yeniden bir yıl için sigorta yaptırmak zorunludur. Sigorta primi deprem riski yüksek bölgelerde daha çok, deprem riski düşük bölgelerde ise daha az olacak şekilde farklılaştırılmıştır. 23 Ekim 2011 tarihinde yaşanan Van depremlerinin ardından, 05 Şubat 2012 itibariyle DASK’ a ulaşan hasar ihbar sayısı 7.323 adettir. 05 Şubat 2012 itibariyle DASK kuruluşundan itibaren 16.019 adet hasar dosyası için 65.494.583 TL tazminat ödemesi yapmıştır (http://www.dask.gov.tr/).

Yasa çıkarılırken yapılan tahminlere göre zorunlu deprem sigortasına yaklaşık 13

milyon konut sahibinin girmesi beklenirken, 2009 Kasım ayı itibariyle deprem sigorta poliçesi alan kişi sayısı üç milyon civarında olmuştur. Zorunlu deprem sigortası, deprem nedeniyle meydana gelen yangınlar, patlamalar ve heyelanların yol açtığı zararları da kapsamakta, buna karşılık ölümler ve yaralanmalar, her türlü taşınır mal ve eşya kayıpları, manevi tazminat talepleri, iş kaybı, enkaz kaldırma maliyetleri gibi dolaylı zararları kapsam dışı bırakmaktadır (Uzunçıbuk, 2009).

Page 68: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Zorunlu deprem sigortası ve DASK varlığını sürdürse bile arz çok düşük olduğundan ve yasa çıktığından bu yana bir kaç deprem hem kentsel hem de kırsal alanlarda etkili olduğundan, söz konusu depremler ile ilgili çıkarılan özel kanunlarla delinmiş, tam anlamıyla uygulanamamıştır. Şu anda da uygulamadaki yeri net değildir.

Özellikle, 25778 sayılı resmi gazetede yayınlanan 30.03.2005 kabul tarihli, 5327 sayılı “Denizli - Buldan ve Çevresinde, Hakkari’ de, Bingöl - Karlıova ve Çevresi İle Erzurum - Çat’ da Meydana Gelen Deprem Afetlerine ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” DASK’ın varlığının tamamen sorgulanmasına yol açmaktadır.

Çünkü kanunun 1. Maddesinde; “Denizli İli Buldan İlçesi ve çevresinde ve Sarayköy ve

Güney İlçelerinde 26.7.2003 tarihinde, Hakkari İli ve çevresinde 25.1.2005 tarihinde, Bingöl İli Karlıova

İlçesi ve çevresi ile Erzurum İli Çat İlçesinde 12-14.3.2005 tarihlerinde, Adıyaman İli Çelikhan İlçesinde

26.2.2004 tarihinde, Muğla İli Akyaka Beldesinde 21.12.2004 tarihinde, Bingöl İli Yedisu ve Adaklı

İlçelerinde 12-14.3.2005 tarihlerinde meydana gelen deprem afetleri nedeniyle Bayındırlık ve İskân

Bakanlığı fen heyetleri tarafından belediye sınırları ile mücavir alanlarında belirlenen yıkılmış veya ağır hasarlı konut ve işyeri sahibi afetzedeler için konut, işyeri ve her türlü alt yapı ve sosyal donatılar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı (bugünkü haliyle AFAD) veya Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yapılacak veya yaptırılacaktır. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından

yapılan veya yaptırılan konut, işyeri ve her türlü alt yapı ve sosyal donatılar, Başbakanlık Toplu Konut

İdaresi Başkanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı arasında düzenlenen bir protokol ile afetzedelere

verilmek üzere Bayındırlık ve İskân Bakanlığına devredilir. Orta hasarlı olduğu tespit edilen konut veya

işyeri sahibi afetzedelere ise Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından onarım işleri için kredi

verilebilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; “…Bu Kanundan yararlanacakların belirlenmesi, kredilerin kullandırılması, geri

dönüşü, yapılacak olan konut ve işyerlerinin afetzedelere tahsisine ilişkin usul ve esaslar Bayındırlık ve

İskân Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar meydana gelecek deprem afetlerinde de bu Kanun ile

diğer kanunların ilgili hükümleri uygulanır.” denmektedir. Bir başka deyişle, 5327 sayılı Kanun, 587 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile DASK

için saptadığı sınırları değiştirmiş, geri almıştır. Zorunlu Deprem Sigortası poliçesinin her yıl yaptırılması gerekli olmakla birlikte mevcut düzenleme çerçevesinde, poliçenin geçmiş yıllarda yaptırılmamış olmasından dolayı her hangi bir ceza ödenmemektedir. Bu da DASK’a katılımı zorlaştırmaktadır. Türkiye de afetler sonrası iyileştirme stratejisi, afetzedeler için yeniden konut yapımı üzerinedir ve sigorta sistemine adapte edilememiştir. DASK, ülkedeki tüm yapılar için zorunlu hale getirilmesi üzerine tartışılmalıdır. Afetler için devlet güvencesinin tamamen kaldırılması çalışmalarına, kırsal kesimde bu kadar mühendislik hizmeti görmemiş yapı mevcutken (hatta kentsel alanlarda dahi) tartışılabilir bile olsa, bir yerden başlamak gerekebilir.

Page 69: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

DASK, sadece depremler için değil, tüm afetler için bir sigorta sistemi olarak kabul edilebilir, kentsel alanlardaki yapılar için mülk sahipleri sigorta primlerini verirken, kırsal alanlardaki yapılar başlarda devlet tarafından sübvanse edilebilir. DASK ile AFAD’ın koordineli çalışması sağlanmalıdır. DASK’ı teşvik etmek için, emlak vergisinde olduğu gibi cezai yaptırımlar uygulanabilir.

2.3 İyileştirme Sürecinde Karşılaşılan ya da Ortaya Çıkan Sorunlar Türkiye’de afet sonrası iyileştirme ve yeniden yapım konusunda, 7269 sayılı Afetler Kanunu'nda belirtilen hususlar dışında belirli bir strateji yoktur. Gerçi, 1959 yılında yürürlüğe giren 7269 sayılı Afetler Kanunu’nun hemen hemen tamamı afet sonrası müdahale ve iyileştirme ile alakalıdır ancak kanuna dayalı stratejilerin oluşturulması ve uygulanmasında sıkıntılar vardır. Bu tür bir ulusal ve kurumsal strateji eksikliği uzun dönem planların yapılmasını ve afetlere karşı daha hazırlıklı bulunulmasını engellemektedir. Bazı durumlarda, Afetler Kanunu'nun ve ilgili yönetmelik ve genelgelerin öngördükleri bile büyük gecikmelerle yerine getirilebilmektedir. Örneğin, 1966 Muş (Varto) depremi sonrası hayatta kalmayı başarmış ve hak sahibi afetzede niteliği kazanmış bazı yurttaşlarımızın "sağlıklı ve güvenilir bir ortamda yaşamalarını sağlayacak, mağduriyetlerini bir nebze olsun giderecek olan afet konutlarının bir kısmı" afetten yaklaşık 45 yıl sonra tamamlanarak teslim edilebilmiştir. Tersine bazı örneklerde ise, afet konutları alelacele yapılarak teslim edilen hak sahibi afetzedelerin, çeşitli nedenlerden bu konutlarda oturmayı reddettiği ve konutların çürümeye terk edildikleri görülebilir.

Duruma özel detaylar bir kenara bırakılacak olursa; afetzedelerin sürece doğrudan dahil edilmediği, her afetten sonra yöneticilerin acele olarak ürettikleri öznel kararlarla sorunların çözülmeye çalışılması, uzun vadede çok daha farklı ve büyük sorunlar yaratmaktadır. İzlenecek yolun seçimine, plansızlık ve strateji eksikliği nedeniyle, afetlerden sonra acele bir şekilde karar verilmeye çalışılması, özellikle geçici ve kalıcı iskân sorununun istenen hızla ya da kalitede, bilimsel ve mühendislik alt yapısı baz alınarak çözülmesini engellemektedir. Diğer taraftan, 2009 yılı sonuna kadar, ülkemizde doğal afet olaylarının öncesinde, özellikle olaylar sırasında ve olayların ardından alınacak önlemlerin belirlenip uygulanması sürecinde görevli örgüt ve kuruluşların sayısı oldukça fazlaydı. Bunlar arasında eşgüdüm ve işbirliği sağlamanın kolay olmadığı, ciddi bir organizasyon ve eğitim gerektirdiği bir gerçekti. Bu bağlamda doğal afetlerle ilgili yetkilerin dağılımında ve kullanılmasında, şu ana kadar var olan karışıklıkların AFAD’ın kurulması ile ortadan kalkacağı düşünülmüştür.

Bu noktada iyileştirme çalışmalarında bu güne kadar karşılaşılan sorunları irdelemek, tespit etmek ve çözüm yollarını aramak, kısa ve uzun vadede yapılacak mevzuat değişiklikleri, uygulama ve yeniden oluşum çalışmalarıyla aynı hataları tekrarlamamak açısından önem arz etmektedir. Aşağıdaki bir kaç çalışma bu konuda yapılmıştır ve iyileştirme çalışmaları

Page 70: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

sırasında karşılaşılan sorunları, oldukça objektif bir anlayışla ortaya koymuşlardır. Optimum çözüm için elbette ki iyileştirme çalışmalarını yapan kurumlar ve teknik elemanların gözünden de karşılaşılan sorunlar ortaya konmalıdır.

Limoncu (2007) çalışmasında; Varto, Gediz, Bingöl, Lice, Çaldıran, Marmara depremleri gibi ülkemizde yaşanan büyük afetler sonrası iyileştirme ve yeniden yapım aşamasında yaşanan sorunları özetlemiştir. Özellikle afet sonrası iyileştirme aşamasında kalıcı konut uygulamaları üzerinde yapılan incelemeler; yer seçimi, kalıcı konutların fiziksel yapısı, alt yapı, sosyo-psikolojik durum ve maliyet ile ilgili ciddi sorunları ortaya koymuştur. Türkiye’de afet sonrası yeniden yapım aşamasında yaşanan sorunları gidermek için; afetzedelerin sağlıklı ve konforlu bir biçimde barındırılması, üretim kaynaklarının verimli kullanılması, her yerleşimin afet öncesinden hazırlıklı olması gerektiğini belirtmiştir. Belirtilen depremler sonrasında yeniden yapım aşamasında barınmaya ilişkin yaşanan sorunlar Limoncu (2007) tarafından Tablo 1 ve açıklamalarında detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

Tablo 1. Afet sonrası yeniden yapım aşamasında barınmaya ilişkin yaşanan sorunların Varto (1966), Gediz (1970), Bingöl (1971), Lice (1975), Çaldıran (1976), Marmara (1999) depremlerine göre dağılımı (*Sorun var, - Konuyla ilgili bilgi yok).

Yeniden Yapım Aşamasında Barınmaya İlişkin Sorunlar

19

66

Var

to

19

70

Ge

diz

19

71

Bin

göl

19

75

Lic

e

19

76

Ça

ldır

an

19

99

M

arm

ara

NET

SEL

VE

YA

SAL

SOR

UN

LAR

Önceden hazırlıklı olunmaması * * * * * *

Organizasyon eksikliği A * * * * * *

Ulaşım sorunu, yapı ürünü malzeme taşınması * * * * * ---

Kalıcı konut arazilerinin bulunma zorluğu * * * * * *

Dış kredi alımında zaman kaybı --- --- --- --- --- *

İhalelerin gecikmesi --- --- --- --- --- *

Konut büyüklüğündeki anlaşmazlık B --- --- --- --- --- *

Konut sayısındaki anlaşmazlık C * * * * * *

Hak sahibi belirleme sorunu, kiracı sorunu D * * * * * *

YER

SEÇ

İMİ

, Y

ERLE

Ş

İM Kamu arazisi bulma / kamulaştırma sorunları E * * * * * *

İmar planlarının bölgenin özelliklerini taşımaması F * G * * * *

Page 71: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yer seçimi ve iyileştirme planı kararı verilirken tüm kentin dikkate alınmaması, yerleşimlerin kentsel yaşama eklenememe sorunu

* * H * * *

Yer seçimi ve yerleşim kararlarının bilimsel yaklaşım ürünü olmaması I

* * * * J K

Eski yerleşimlerin analiz edilmemiş olması * * * * * *

BİR

İMLE

RİN

TA

SAR

IM V

E

FİZİ

KSE

L SO

RU

NLA

RI

Eski konut tiplerinin analiz edilmemiş olması L * * * * * *

Tasarım için kısıtlı zaman ayrılması M * * * * * *

Tasarım sorunları Ö N O Ö * P

Yapım sistemi seçimi sorunu S * * S * * *

Uygulama ve işçilik sorunları * N Ö * * R

Yerel beceri ve yapı ürünü dışlanmasından kaynaklanan kullanım maliyeti sorunları Ş

--- * * * * *

ALT

YA

PI

SOR

UN

LAR

I

Temel altyapı yetersizliği, aydınlatma, şebeke suyu, kanalizasyon, su baskınları, ulaşım vb. sorunlar T

* * * * * *

SOSY

O-

PSİ

KO

LOJİ

K

SOR

UN

LAR

Sosyal-kültürel, ticari yaşamın düşünülmemiş olması U * * * * * *

Afetzedeleri etkin kılacak bir sistemin düşünülmemiş olması V

* * * * * *

MA

LİY

ET

SOR

UN

LAR

I

Uluslararası çözümlere gidilmesi Y * * * Z * ---

Ulaşım, taşınma maliyetleri * * * * *

Kullanım maliyeti * * * * * *

Ulaşım, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere ödenek ayrılmaması

* * * * * *

SÜR

LEB

İLİR

OLM

AM

A S

OR

UN

U Yer seçimi ve yerleşim sorunları * * * * * *

Tasarım sorunları * * * * * *

Uygulama ve işçilik sorunları * * * * * *

Altyapı sorunları * * * * * *

Sosyo-psikolojik sorunlar * * * * * *

Kullanım maliyeti * * * * * *

Tablo Açıklamaları: A- Kalıcı konutların hızlı bir şekilde üretilmesi beklenmektedir. Hızlı üretim iyi bir organizasyona bağlıdır. Böyle bir üretimde işlemlerin birbirleriyle uyumsuzlukları, yetkili kurumlar arasında iletişim eksikliği, iklim koşulları, yerleşim alanlarının dağınık ve küçük olması, organizasyonunu zorlaştırmakta ve dolayısıyla istenen üretim hızı gerçekleştirilememektedir (Tapan, 1975).

Page 72: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

B- Marmara Depreminden daha önce meydana gelmiş afetler sonrasında, devletin afetzedeler için yaptırdığı konutların büyüklüğü 77 - 80m2 arasındadır. Ancak günün gereksinimleri ve şimdiye kadar teslim edilen konut büyüklüklerinde yaşanan sorunlar üzerine ilk kez Marmara Depremi sonrası uygulanan kalıcı konutların 100 m2’nin altında yapılmasına karar verildiği görülmektedir (Kaya, 2001). C- Bazı afetzedelerin konutlarını orta hasarlı yerine ağır hasarlı olarak göstererek kalıcı konut edinme hakkına sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu da kalıcı konut sayısının belirlenmesini zorlaştırmaktadır. D- Kalıcı konutların sayısının belirlenmesinde sadece mülk sahipliğinin esas alındığı, afet bölgesinde yaşayan ve konutsuz kalan nüfusun yarısından fazlasını oluşturan kiracıların bu düzenlemenin dışında tutulduğu ve maliyeti düşük konut üretiminin desteklenmediği görülmektedir (Kaya, 2001). E- Afet sonrası, özel mülkiyetteki topraklarda toplu yerleşim uygulaması zorluklarından kaçmak için kamu mülkiyetinde toprak parçaları aranmakta, böyle bir zorunluluk, kentin yapısını olumsuz yönde etkileyici planların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Çoğu kez, kamu mülkiyetindeki istenilen büyüklükte arazinin bulunduğu yerin ya da mülk arsalarının satın alınması sırasında baskı gruplarının etkileri sonucu, yerleşme kararlarının saptırıldığı ve yeni yerleşmenin toplumsal merkezden uzak bir yerde planlandığı, yerel, doğal ve sosyo-ekonomik özelliği yeterince yansıtamadığı ve deprem zararlarını azaltacak önlemleri kapsamadığı görülmektedir (Anıl, 1979). Depremde yıkılan yerleşimlerin geleceğe dönük kentsel gelişme ve yeni yoğunluk hedefleri bir bölgesel planlama çalışmasıyla belirlenmeden, gelişigüzel belirlenmiş arazilere yapılar yerleştirilmektedir.

F- Hazırlanan imar planları genellikle herhangi bir yerde uygulanacak nitelikte, yerleşimin ve yörenin özelliklerini taşımamaktadır. G- Gediz kasabasında kalıcı konut uygulamaları sırasında geniş ve doğrusal uzayan sokakların iki yanına sıralanan konutlar arasındaki uzaklık nedeniyle sokak kullanımının ve komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı, depremden sonra başka bir alana taşınan kırsal yerleşimlerden de, yerleşime karşı tepki geldiği ve köylülerin büyük çoğunluğunun yerleşmek istemediği anlaşılmaktadır. Eski merkez ile arasında uzun bir mesafe bulunan yerleşimin, aynı zamanda köylülerin tarım arazilerine 4 – 5 km mesafede olmasının ve köylülerin tarlaya gidip gelmek için bu yolu kullanmaktansa bu yerleşimi kullanmamayı tercih etmelerine neden olduğu görülmektedir (Erşimşek, 1986). H- Araştırma – planlama – uygulama süreçlerinin tümünde, plancının devrede oluşu ve yaşayan bir kentin tümünün ele alınması açısından Bingöl depremi, diğer uygulamalardan farklılığı olan bir örnektir. Planla birlikte kentin su, kanalizasyon ve yol gibi altyapı sorunlarına çözüm getirildiği, mevcut kentle birlikte, altyapı sorunlarının çözümlendiği tek örnek olduğu görülmektedir. Bingöl’de yer seçiminde daha çok, kentle ilişkiler, kentin gelişmesine katkı, arazinin yerleşmeye uygunluğu vb. planlama ölçütleri etkin olduğu anlaşılmaktadır (Subaşı, 1978). I- Geniş kapsamlı ve uzun, verimli bir planlama anlayışından uzak üretilen kalıcı konutların önemli bir bölümü, afetzede yerleşmelerinin gelecekteki en önemli ekonomik yaşam kaynaklarını oluşturabilecek tarımsal üretim alanlarını yok etmektedir. Kalıcı konutlar için birinci sınıf tarım

Page 73: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

arazileri seçilerek, bağ, bahçe ve tarlalar yok edilerek kalıcı konutların yapımına geçilmesi, bütüncül değil kısmi bir planlama anlayışının etkin olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin birinci derece deprem kuşağında bulunan afet bölgesindeki yeni yerleşim kararlarının, bölgesel ölçekten başlayan bilimsel bir yaklaşımın ürünü olmayıp, yörenin nüfus taşıma potansiyelini de ortaya koyacak hiçbir çalışmaya dayandırılmadığı ve bölgesel ölçekte bir yerleşim mastır planına bağlı olmaksızın yapılıp, meslek odaları, üniversiteler, yerel yönetimler ve yöre halkının devre dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır (Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, 2000). J- Çaldıran ve Muradiye’de, yerinde planlama yöntemi uygulanmış, ancak yer seçiminde, gerek arazinin temizlenmesinin zorlukları, gerek uygun ve yeterli alanların daha düşük maliyetle sağlanabilmesi ve jeolojik - topoğrafik nedenlerle, seçenekler incelenerek, yıkılan kentlerin en yakınındaki boş alanlara yerleşildiği, bunun bir üst karar olarak oluşturulduğu görülmektedir (Subaşı, 1978). K- Marmara depreminde kalıcı konutların yerleşimleri için birinci sınıf tarım arazileri seçilmiş olması ile birlikte, Kuzey Anadolu Fay Zonu güzergâhında ve buna bağlı yerleşme alanlarında, örneğin yapı ve nüfus yoğunluğu çeken sanayileşme yerine tarım, ticaret, eğitim ve kültür ağırlıklı gelişmeyi öngören doğru ve bilimsel hedefler şimdiden engellenmekte, bu ilkelerin tam tersi yer seçimleriyle üretilen kalıcı konutlarla kalıcı zararlar yaratılmaktadır (Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, 2000). L- Tüm yönetsel - yasal ve yerleşim - yer seçimi sorunlarına karşın asıl sakıncalı durum kalıcı konutların üretilmesinde ortaya çıkmaktadır. Konut, içinde yaşayanların ve yer aldığı toplumun, toplumsal ve ekonomik yapılarını, teknoloji düzeyini, yaşam biçimlerini ve çevrenin koşullarını en iyi yansıtan yapı türüdür. Konut ülkemizde yalnızca barınak değil, aynı zamanda bir toplumsal statü simgesi ve güvenlik aracıdır. Bu nedenlerle de bulunduğu bölgeye, sahibinin ait olduğu sınıfa, yapılma tarihine, köyde ya da kentte oluşuna göre, farklılaşmalar gösterir. Kırsal alanlarda, geçimin büyük bir kısmının hayvancılıktan elde edildiği bölgelerde ahır da konutun ayrılmaz bir parçasıdır hatta bazen konuttan da önemlidir (Acaroğlu, 1975). Durum böyle iken gerekli araştırmalar yapılmamış olduğu ya da yapılan çalışmalardan yararlanılmadığı için, yörenin toplumsal ve ekonomik yapısı, bunların mekâna yansıması olan mekânsal yapısı ve yaşam biçimi çoğunlukla dikkate alınmaksızın planlar, projeler geliştirilmiştir. Bu nedenle Afetten hemen sonra yaşam biçimi düşünülmeden üretilen konutların büyük bir kısmının sahiplerinin taşınmaması nedeniyle boş kaldığı örneklere ülkemizde bütün afetlerden sonra rastlanmaktadır. M- Fiziksel planlamanın, sosyal ve ekonomik sorunları da çözümleyeceği kanısı ile hareket eden politikacılar, kullanıcıya en kısa süre içinde niteliksiz de olsa bir konut sağlamak amacıyla, tasarımcıya araştırma için gerekli süreyi ayırmadan yapım sürecini belirleyen kararlar vermektedir (Anıl, 1979).

N- Gediz ve çevre köylerinde deprem sonrasında uygulanan kalıcı konutlara ilişkin tasarım sorunları; alan, mekan kullanımı ve konforu, esneklik, gizlilik, güvenlik, doğal etkenler, kullanım maliyeti gibi başlıklarla sıralanabilir (Erşimşek, 1986). O- Konut birimlerinin 16 değişik tipte 57 m2‘lik net alanla 85 m2 arasında değiştiği, ana planlama ilkelerinin konut tiplerine göre değişken olmak yanında iklim ve yöresel özelliklere cevap vermediği,

Page 74: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

genellikle yerli ve geleneksel teknolojinin uygulandığı görülmektedir (Subaşı, 1978). Ö- Van ve Lice depreminde konut tipleri plancıya iletilen bir üst karar olmuştur. Lice’de ön-üretimli (ahşap ve beton) tek katlı konutlar, Van’da ise Van Gölü kuzeyinde bol miktarda bulunan pomzadan yararlanılarak üretilen briketlerle, yerinde yapıma karar verildiği, plancıya, yörenin iklim ve yaşam koşullarına uygun parsel büyüklüğünü seçmek, mevcut kentin yaşayan bölümleriyle (ticaret ve idari merkezleri) ve çevreyle ilişkileri kurularak kent planlaması ve özellikle de hemen yapılacak konutların planlamasının kaldığı görülmektedir. Ancak üretilen konutların Varto ve Lice’de yaşayanların yaşam biçimlerini, aile yapılarını yansıtmamanın yanında, iklim koşullarına da uygun üretilmediği, ayrıca bu konutlarda ahırların da unutulduğu anlaşılmaktadır (Subaşı, 1978). P- Projelendirmede, farklı seçenekli çözümler ve doğru tasarım ilkelerini belirleyecek olan mimar, şehir - bölge plancısı, makine ve elektrik mühendislerinin fikirlerini tam olarak ortaya koyamadıkları ve böyle bir projede üstlenmeleri gereken rolleri alamadıkları anlaşılmaktadır. Konut büyüklüklerinin belirlenmesinde, kalıcı konut için başvuru yapan ailelerin gereksinimlerinin dikkate alınmadığı, mekan standartlarının tam olarak belirlenmediği görülmekte ve geliştirilen tip konutların planları etüt edildiğinde, bu konutların kullanıcıların gereksinimlerine, mekan boyutları, bioklimatik konfor, yaşam biçimlerine bağlı program vs. gibi fiziksel tasarlama ölçütleri açısından cevap vermediği anlaşılmaktadır. Aynı tip proje, hem Doğu Anadolu’da, hem de batı bölgelerinde geçerli sayılabilmektedir. Oysa yaşama koşulları, bölgelerin gelenek ve adetleri, kültürel verileri, ayrıca planlarda farklı büyüklükleri, farklı hacim organizasyonlarını zorunlu kılmaktadır (Tapan, 1975). R- Anahtar teslimi yapılan konutlarda, kullanıcılardan konutların işçiliğine ilişkin yakınmaların geldiği ve bunun yanı sıra kapılar, pencereler, ısınma sistemleri ve mutfak mobilyasında da yakınmaların yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.

S- Kalıcı konut uygulamaları izlendiğinde, yapı teknolojisinin seçimini etkileyen ölçütlerin belirlenmesi nesnel, bilimsel bir araştırmaya oturmamaktadır. Geleneksel yapım yöntemleriyle üretilen afet sonrası konutlarda, uygulamanın teknik şartlara göre yapıldığını söylemek her zaman olanaklı olmamaktadır. Organizasyonel sorunlar, işçilik ve devlet denetim mekanizmasının yeteri kadar çalışmaması gibi nedenlerden, üretilen konutlar istenilen nitelikte değildir (Tapan, 1975). T- Konutların aydınlatma, kanalizasyon, ulaşım, su şebekesi, vb. altyapı tesislerinden yoksun olmasının, yaşama koşullarını daha da zorlaştırdığı anlaşılmaktadır (Tapan, 1975). U- Konut projelerinin yapımı sadece bir barınma sorununun çözümü olarak görülmemeli, tüm toplumsal gereksinimleri yanıtlayan bir fiziksel çevre yaratma eylemi olarak ele alınmalıdır. Konutların yerleştiği yerin sağlam ve depremden en az zarar görecek nitelikte olması, burada yaşayacak kişileri mutlu etmeye yeterli değildir. Kalıcı konutların yerleşme planları hazırlanırken, orada yaşayacak toplumun ekonomik ve sosyal yapısı pek dikkate alınmadığı için, konut dışı gereksinimlerle konut alanları arasında kurulması gereken ilişkiye önem verilmemektedir (Birkan, 1975). Bu durumda konut üretimi belirlenen sürede tamamlansa bile afetzedelerin yörede yerleşebilmesi için gereken sınır koşullar sağlanamamaktadır. Salt olarak kalıcı konutların planlaması yeterli olmamakta, yeni bir yerleşim alanı açılırken, orada yaşayacakların bütün yaşamsal gereksinimleri karşılayacak

Page 75: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yapılanmalar getirilmelidir. Konut tek başına yetmemekte, depremde mağdur olmuş esnafa iş olanağı sağlayacak dükkan vb. işyerlerinin de planlaması gerekmektedir (Kaya, 2001). V- Yöre halkının işgücü dışlanması, bölgedeki önemli sorunların başında gelen işsizlik ve üretim dışında kalmanın yarattığı ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunların giderilmesinde oldukça büyük bir fırsatın yitirilmesine neden olmaktadır. İşsiz kalan bölge insanının bu yapım sürecinde istihdamını öngören projelerin geliştirilmediği görülmektedir. Y- Geçici konutlarda söz edildiği gibi, kalıcı konut üretiminde de dış ülkelerden yardım söz konusu olduğu zaman halkın yaşayış biçimine uygun olmayan, maliyeti yüksek örneklerle karşılaşılmaktadır. Z- Lice depreminin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden yeni konutların bir Finlandiya firmasına ihale edildiği ancak ön üretimli konutları Türkiye’ye taşıma ve kurma işine bu firma ya da firmaların karışmadığı anlaşılmaktadır. Konutların elektrikle ısıtılacağının düşünüldüğü, sobayla ısıtılma sistemine dönüştürülmesi durumunda maliyetin daha da artacağı uzmanlar tarafından belirtilmiştir. Böylece yaşam şekillerini yansıtmayan, kullanılabileceği bile şüpheli konutların maliyetlerinin artmış olduğu görülmektedir (Acaroğlu, 1975).

Erzurum ilinin çeşitli afetlerden etkilenmiş bazı köylerinde, afet sonrası iyileştirme ve yeniden yapılanma aşamalarında yaşanan sorunlara ilişkin bir çalışma ve bu çalışmanın detayları da aşağıda sunulmuştur. Arıcı (1981) çalışmasında, Erzurum ilinde kurulan bazı afet köylerinin yerleşme ve işletme binalarına ilişkin sorunlarına ve çözüm olanaklarına değinmiştir. Erzurum’da doğal afete uğrayan ve devlet yardımıyla yeniden kurulan köylerin yerleşme yerlerine, işletme avlularına ve binalarına ilişkin özelliklerini ve sorunlarını saptamış, mevcut durum ve gelecekteki uygulamalarla ilgili öneriler getirmiş, hem bölge hem de benzer koşullara sahip yörelerde uygulanabileceği düşüncesiyle uygun plan örnekleri hazırlamıştır. Buna göre; Erzurum iline bağlı birçok köyde, çeşitli zamanlarda, çeşitli derecelerde heyelan, kaya düşmesi, su baskını, yangın, deprem vb. afetler etkili olmuştur. Afetin genel hayata etkili kabul edildiği ve devlet yardımı götürülen köylerden bir kısmı ilçe merkezlerine ya da eski köy yerleşme yerlerine kurulmuştur. Erzurum’un afet köylerinde inceleme yapan Arıcı’nın saptamaları ve çözüm önerileri şu şekilde özetlenebilir:

• İncelenen köylerin eski yerleri, heyelan, sel, deprem, çığ, kaya düşmesi vb. doğal afetlerin etkili olduğu vadi, yamaç ve eteklerde kurulmuştur. Köylerin bu yerlerde kurulmasının nedenleri, içme ve kullanma sularının kolay sağlanması, verimli tarım arazilerinin yerleşim alanı olarak heba edilmemesi, tarım arazilerine yakınlık, emniyet düşüncesi ve yerleşmelerin kurulmasındaki kolaylık gibi faktörlerle açıklanabilir.

Page 76: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Afetten etkilenen köylerin yeni yerleşme yerleri belirlenirken, yerel koşulları en iyi tanıyan ve seçilecek yerde oturacak olan köylüler olduğuna göre, yer seçimi aşamasında köy temsilcisi de yer almalıdır.

• Yeni yerleşme yerlerinin bazıları, eski köy içinde ve yakınlarında uygun yer olmadığından eski köy alanlarından kilometrelerce uzakta olabilmektedir. Bu da köyün tamamı nakledilmemişse, köylerin parçalanmasına, yönetimsel ve sosyal huzursuzluklara yol açmaktadır.

• Yeni yerleşimlerde, içme ve kullanma suyu, elektrik, köy içi meydanları vb. sosyal ve alt yapı tesisleri bulunurken, kanalizasyon sistemi hemen hiç birinde yapılmamıştır.

• Yerleşme alanında sadece yol ve parsellere yer verilerek hazırlanan planlarda, diğer tesisler için alan düşünülmediğinden parsellerin kapladığı alanların yerleşme alanlarına oranı artmıştır.

• Yeni yerleşim alanlarına yapılan konutların girişleri yola bakacak şekilde düzenlendiğinden, girişler karşılıklı birbirini görmektedir. Karşı karşıya ve yan yana gelen komşuların birbirini seçme olanakları olmadığından, komşuluk ilişkisine ve gizliliğe daha fazla önem veren köy toplumlarında rahatsız edici durumlar yaratmaktadır. Tek tek isim çekme yerine gruplar halinde kura çekilmesi ve konut girişlerinin birbirini görmeyecek şekilde tasarlanması ile bu sakıncalar giderilebilir.

• İhale yöntemi ile yapılan konutlar daha çabuk ama daha büyük maliyetle yapılmaktadır. Evini yapana yardım yönteminde (EYY) ise, konut yapımları uzun sürmekte, inşaat mevsiminin kısalığı, köylülerin bu süre içinde tarımla uğraşmaları, ekonomik sıkıntılar gibi sebeplerle genellikle taşeronlara verilmektedir. Uygulamada yapılacak bazı değişikliklerle bu yöntemin daha iyi bir şekilde uygulanması sağlanabilir.

• Araştırma yapılan köylerde, farklı konut tip planları uygulanmıştır. İhale yöntemi ile yapılan konutlarda, aynı tipin uygulandığı ayrı ayrı köylerde konutların yapımı ile ilgili hemen hiç bir farklılık yokken, EYY yöntemi ile yapılan konutlarda önemli farklılıklar oluştuğu gözlenmiştir. Konutlar yapıldıktan sonra ise, her iki yapım yönteminin uygulandığı konutlarda da köylüler tarafından değişiklikler yapılmaktadır. Konutlarda yapılanı yıkarak, tekrar konut birimleri yapılmasını önleyebilmek için, uygulanacak konut tip projelerine karar verilmeden önce, köylülerle proje hakkında görüşülmeli ve gerekirse değişiklik, konutlara başlanmadan yapılmalıdır.

• Birçok yerde konutların kullanılmadığı, başka amaçlarla kullanıldığı, konut ya da yapı malzemelerinin resmi olmayarak satıldığı, konutların borç taksitlerinin ise hemen hiç

Page 77: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ödenmediği belirlenmiştir. Devletin konutlara ilişkin kontrolünün konut borçları ödeninceye kadar devam etmesi durumunda, konutların amacına uygun kullanılması sağlanabilir. Borcu ödenmeyerek terk edilen ya da amacından farklı kullanılan konutlar tespit edilerek, gereksinmesi olan diğer köylülere devredilebilir.

• Konut tip projelerinde konut üniteleri, gruplara ayrılabilir.

İYİLEŞTİRME (ÖZELLİKLE YENİDEN YAPILANMA) ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILAN BAZI SORUNLAR VE ÇÖZÜM

ÖNERİLERİ

YÖNETSEL VE YASAL SORUNLAR Kalıcı konutların hızlı bir şekilde üretilmesi beklentisi. Afet sonrası iyileştirme çalışmalarının, afetzedelere hızlı bir şekilde afet konutu yapmak olmadığının anlaşılmasının sağlanması için kurumsal propaganda ve bilinçlendirme çalışmalarının yoğunlaşması. 7269 sayılı yasada belirtilen yasal sürelere uyulması. Kalıcı konutların, hasar tespit, hak sahipliği, yer seçimi sürecinin ardından EYY yerine ihale yöntemiyle ya da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılması. Afet sonrası iyileştirme çalışmalarını yapacak yetişmiş, deneyimli, teknik eleman eksikliği, teknik ekiplerin oluşturulmasında organizasyon eksikliği. Bütün illerde ön hasar tespitten yapım aşamasına kadar afet sonrası iyileştirme çalışmalarında hizmet verecek ekiplerin önceden oluşturulması (İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri’ nin teknik elemanları dışında, benzer teknik personeli istihdam eden diğer kurum ve kuruluşlardan, inşaat mühendisleri ve teknikerleri, jeoloji mühendisleri, jeofizik mühendisleri, şehir plancıları, harita mühendisleri ve teknikerleri vb.), bu konularda sürekli eğitimlere tabi tutularak hazır bulundurulmaları, teknik personele sertifikasyon ile kurumsal kimlik oluşturma, afet sonrası çevre illerden ya da bölge müdürlüklerinden afet bölgelerine intikallerinin sağlanması. İklim koşulları, yerleşim alanlarının dağınık ve küçük olmasının, üretim organizasyonunu zorlaştırması ve süreci uzatması. Özellikle kırsal alanlarda afet sorununun yerinde çözülmesi önem arz etmekle beraber, kırsal alanda yaşamını devam ettirmemek ya da toplu alanlara yerleştirilmek isteyen afetzedelerin yer seçimi çalışmalarında belirlenerek işlemlerinin buna uygun yapılması. Afet konutlarının tipleri ve büyüklüklerinde, yöresel, iklimsel, ekonomik yapıya uygun çeşitlilik ve standartların oluşturulamamış olması. Yörenin toplumsal ve ekonomik yapısı, bunların mekâna yansıması olan mekânsal yapısı ve yaşam biçimi dikkate alınan planlar, projeler ile üretime geçilmesi. Afet konutları tip proje havuzu oluşturulması. Hasar tespit çalışmalarında ortaya çıkan hasar belirsizliği; hafif hasardan ortaya, orta hasardan ağıra geçerek (ya da tersi) afet konutu ya da güçlendirme hakkı kazanma. Kalıcı konut sayısının belirlenmesinde gecikme. Hasar tespit çalışmalarının profesyonelleştirilmesi ve aşırı itirazlara ve değişikliklere yol açmayacak şekilde standartlaştırılması, gerekli mevzuat değişiklikleri. Yerleşim birimlerinde, hane sayısının, mülkiyetin vb. verilerin elde edilmesi ve hasar tespit ve hak sahipliği süreçlerinde detaylıca sorgulanması.

Page 78: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet konutu yapılıp teslim edilen hak sahiplerinin afete maruz kalmış yıkık, ağır hasarlı olarak nitelendirilen konutlarının Valiliğince yıkılmaması, 7269 sayılı Afetler Kanunu’ nun 14. Maddesinin uygulanmaması, dolayısıyla zaman içinde aynı konuttan yeniden hak sahipliği. 7269 sayılı Afetler Kanunu’ nun 14. Maddesinin uygulanması, hasarlı kabul edilmiş konutların Valiliğince yıkılması, İl Özel İdaresi’ nce verilen köylük alanlarda konut yapımı için gerekli ruhsat izinlerinin sıkılaştırılması ve konut kalitesinin arttırılması. Devlet yardımından sadece mülk (ev) sahiplerinin faydalanması Doğal afet sigorta sisteminin teşvik edilmesi, yaygınlaştırılması ve kiracılar için de yeni düzenlemelere gidilmesi.

YER SEÇİMİ – YERLEŞİM SORUNLARI Kentsel alanlarda, afet konutlarının yapımı için yeterli miktarda ve büyüklükte kamu mülkiyetli arazilerin bulunmaması. Valilikler ve belde – belediyelerce, afet öncesi afet konutlarının yapılabileceği, çeşitli büyüklüklerde kamu mülkiyetli arazilerin tespit edilmesi. Özellikle toplu yeni yerleşim alanları için, yoğunluk hedefleri bir bölgesel planlama çalışmasıyla belirlenmeden, gelişigüzel belirlenmiş arazilerin seçilmesi. Valilikler ve belde – belediyelerce, afet öncesi afet konutlarının yapılabileceği arazilerin, kentin – kasabanın çevre düzeni planlarına göre ya da üniversiteler ve ilgili meslek odalarından yardım alarak belirlenecek “gelişim alanlarına” göre önceden tespiti, alternatifli olarak listelenmesi. Afet sonrası yeni yerleşim alanlarının imar planlarının, afet gören yerleşimin ve yörenin özelliklerini taşımaması. Yeni yerleşim alanlarının imar planlarının üniversiteler ve meslek odalarının katılımıyla hazırlanması, yöresel özeliklerin yansıtılabilmesi için planların hazırlanmasında hizmet alımı. Afet sonrası toplu olarak başka yere taşınan yerleşimlerin (özellikle köylerin) kendi arazilerini işgal ettiği gerekçesiyle diğer köyler tarafından benimsenmemesi, hatta ortaya çıkan kan davaları. Yer seçimlerinde esnek davranılması, yerleşim birimleri arasındaki sınır itilaflarının giderilmesi. Afet sonrası toplu olarak başka yere taşınan yerleşimlerin (özellikle köylerin) afetzede hak sahiplerinin, tarlaları, bağ – bahçeleri uzakta olduğu için yeni yerleşime gitmemeleri, harcanan emek ve yapım maliyetinin boşa gitmesi. Yer seçimi aşamasında köy temsilcisinin ya da doğrudan afetzedenin de yer alması, yer seçimi raporunu imzalaması, 7269 sayılı Afetler Kanunu’ nun 14. Maddesinin uygulanması, hasarlı kabul edilmiş konutların Valiliğince yıkılması. Afetzedeler için seçilen yeni yerleşim alanlarının tarımsal üretim alanlarını yok etmesi. Yer seçimi raporlarına Gıda, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı temsilcisi de imza atmakta ve katılım sağlamaktadır, bu yüzden “Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik’in 7.maddesi kapsamında daha önce belirlenmiş, tarım dışı amaçlarla kullanılamayacak araziler” e konut yapılması engellenmektedir. Yer seçimi raporlarında imzası olan tüm meslek disiplinlerinden imza sahiplerine sorumlulukları hatırlatılmalıdır. Yeni yerleşim kararlarının, bölgesel ölçekten başlayan bilimsel bir yaklaşımın ürünü olmaması, yörenin nüfus taşıma potansiyelini ortaya koyacak hiçbir çalışmaya dayandırılmaması ve bölgesel ölçekte bir yerleşim mastır planına bağlı olmaksızın yapılması, meslek odaları, üniversiteler, yerel yönetimler ve yöre halkının devre dışı bırakılması.

Page 79: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Tüm belde – belediyelerden, üst ölçek planların hazırlanması ile ilgili kurum – kuruluşlardan, afet sonrası kentin gelişim alanları ve mülkiyet durumu ile ilgili bilgilerin (ölçekli haritalarda) temin edilmesi ve sık aralıklarla güncellenmesi. Söz konusu alanların saptanması veya değerlendirilmesi ile ilgili, üniversiteler ve meslek odalarından faydalanılması. Afetten etkilenen köylerin yeni yerleşme yerleri belirlenirken, yerel koşulları en iyi tanıyan ve seçilecek yerde oturacak olan köylülerin fikrinin alınmaması. Köylülerin (afetzedelerin) fikirleri alınarak oluşturulan yer seçimi çalışmaları tamamlandıktan ve üretime geçileceği aşamada afetzedelerin fikir değiştirmesi. Yer seçimi aşamasında köy temsilcisinin ya da doğrudan afetzedenin de yer alması, yer seçimi raporunu imzalaması. Yeni yerleşme yerlerinin bazılarının, eski yerleşim birimi içinde ve yakınlarında uygun yer olmadığından eski alanlarından kilometrelerce uzakta olabilmesi, bunun da yerleşimin tamamı nakledilmemişse, idari birimin parçalanmasına, yönetimsel ve sosyal huzursuzluklara yol açması (iki mahallesi arasında kilometrelerce mesafe olan köyler gibi.). Özellikle belli bir sayıdan daha az konutun bulunduğu köylerin (örneğin 100 haneden az) parçalanmaması için yeni mevzuat düzenlemeleri ve uygulamalar. Köydeki hasar görmemiş konut sahiplerine de yeni yerleşim alanında düşük faizli sosyal konut imkânının sağlanması gibi (Kanuni değişiklik gerektirir).

BİRİMLERİN TASARIM VE FİZİKSEL SORUNLARI Afetzedelerin mağduriyetlerinin, sadece süratle konut yapılarak çözüleceğinin zannedilmesi, fiziksel planlama ve yapılaşmanın, sosyal ve ekonomik sorunları da çözümleyeceği kanısı, teknik elemanlara araştırma için gerekli süreler verilmeden yapım sürecini belirleyen kararlar alınması. Bürokratların ve teknik elemanların kanun, yönetmelik ve genelgelere göre hareket etmeyi tercih ederek, öngörüsüz kararlara ve baskılara karşı dik durması. Kalıcı konutlara ilişkin tasarım sorunları; alan, mekan kullanımı ve konforu, esneklik, gizlilik, güvenlik, doğal etkenler, kullanım maliyeti problemleri. Yöresel, iklimsel, ekonomik yapıya uygun, kentsel ve kırsal alanlar için ayrı ayrı çeşitlilik ve standartların oluşturulduğu, afet konutları tip proje havuzu oluşturulması. Afet konutlarında, uygulamanın teknik şartlara göre yapılmaması. İnşaat kontrol amirliği benzeri bir yapılaşmanın afet bölgesinde kurulması, diğer kamu kurum ve kuruluşları ya da üniversiteler ve / veya özel sektörden müşavirlik hizmeti alınması. Özellikle kırsal kesimde yeni yerleşim alanlarına yapılan konutların girişlerinin yola bakacak şekilde düzenlenmesi, girişlerin karşılıklı birbirini görmesi, karşı karşıya ve yan yana gelen komşuların birbirini seçme olanakları olmadığından, komşuluk ilişkisine ve gizliliğe daha fazla önem veren köy toplumlarında rahatsız edici durumların oluşması. Tek tek isim çekme yerine gruplar halinde kura çekilmesi ve konut girişlerinin birbirini görmeyecek şekilde tasarlanması, grupların oluşturulmasında muhtarın ve köy ihtiyar heyetinin de fikir beyan etmesi. TOKİ ya da ihale yöntemi ile yapılan konutların daha çabuk ama daha büyük maliyetle yapılması, Evini yapana yardım yönteminde (EYY) ise, konut yapımlarının uzun sürmesi, konutların yeterli kalitede olmaması, inşaat mevsiminin kısalığı, vb. sebeplerle genellikle konut yapım işinin taşeronlara verilmesi.

Page 80: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Mevzuat da ve uygulamada yapılacak bazı değişikliklerle bu yöntemlerin daha iyi bir şekilde uygulanmasının sağlanması, ihale maliyetlerinin düşürülmesi için gruplandırma yoluyla ihale etme, EYY yönteminin kaldırılması ya da kontrollüğünün İl Özel İdareleri’ nce sağlıklı yapılmasının sağlanması. Bir çok yerde konutların kullanılmaması, başka amaçlarla kullanılması, konut ya da yapı malzemelerinin resmi olmayarak satılması, konutların borç taksitlerinin ise hemen hiç ödenmemesi. Devletin konutlara ilişkin kontrolünün konut borçları ödeninceye kadar devam etmesi, konutların amacına uygun kullanılmasının sağlanması, borcu ödenmeyerek terk edilen ya da amacından farklı kullanılan konutların tespit edilerek, gereksinmesi olan diğer köylülere devredilmesi, hukuksal süreç başlatılması.

ALTYAPI SORUNLARI Genellikle EYY yöntemi ile yapılan konutların aydınlatma, kanalizasyon, ulaşım, su şebekesi, vb. altyapı tesislerinden yoksun olması. Köylerde il özel idaresi, kentlerde ise belediyelerin afet konutlarının bulunduğu alana hizmet götürmesinin sağlanması, mümkünse EYY yönteminin terk edilmesi.

SOSYO-PSİKOLOJİK SORUNLAR Afetzedelerin sosyo – psikolojik sorunları. Başta Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili personeli istihdam eden (sosyolog, psikolog, psikiyatrist vb.) kurum, kuruluşların elemanları ve meslek odalarının gönüllülerinden oluşan, her afet sonrası müdahaleye hazır birimlerin oluşturulması, rehabilitasyon çalışmalarının Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın koordinesinde Sağlık Bakanlığınca yürütülmesi.

2.4 İyileştirme Planlarının Gerekliliği

Yukarıda verilen tüm örnekler incelendiğinde; farklı çalışmalar, benzer sonuçları

ortaya koymakta, otuz yıl önce yapılan çalışmaların saptamaları ve sonuçları, kısmen halen güncelliğini korumaktadır. Elbette ki sosyo – ekonomik koşullar, yöresel şartlar, adet, gelenek, göreneklerden kaynaklanan ve teknik ya da idari beceriler ile kısa vadede çözülemeyecek sorunlar varsa da afet yönetiminin iyileştirme aşamasında yapılacak “iyileştirme ve geliştirmelerle” de düzeltilebilecek saptama, sorun ve sıkıntılar vardır. Tüm sorunların giderilmesi için olmasa bile, bazılarının üstesinden gelinebilmesi, yapılan çalışmaların belli bir sistematik çerçevesinde yürütülebilmesi, zaman içerisinde yapılan çalışmalarda gelişmeler sağlanabilmesi için etkili bir çözüm "iyileştirme planlarının" nasıl hazırlanacağının önceden belirlenmesi, usul ve esaslarının ortaya konması ile olabilir. Zamanla geliştirilmesi güncellenmesi, özellikle büyük afetler sonrası ivedilikle, ancak elle tutulabilir bir çerçevede hazırlanması ve afet sonrası tek bir yetkili mercii tarafından yürütülmesi bu planların anahtar kısmını oluşturacaktır.

Page 81: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 13, 14, 15 ve 16’da sırasıyla 1966 Varto depremi, 1970 Gediz Depremi, 1971 Bingöl Depremi ve 1976 Çaldıran depremi sonrasında meydana gelen hasarlara ait fotoğraflara yer verilmiştir. Şekil 17’de ise Limoncu’nun (2007) çalışmasında ifade ettiği iyileştirme ve yeniden yapım sürecinde yaşanan tüm sorunlara rağmen bu büyük afetlerin ardından yapımı tamamlanan konutlardan örnekler görülmektedir.

Page 82: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 13. 1966 Muş-Varto Depremi Fotoğrafları (İmar ve İskan Bakanlığı, 1966).

Page 83: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 14. 1970 Gediz Depremi Fotoğrafları.

Şekil 15. 1971 Bingöl Depremi Fotoğrafları (Aktan vd., 1971).

Page 84: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 16. 1976 Çaldıran Depremi Fotoğrafları (Çaldıran Depremi Raporu, 1977).

Page 85: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 17. Bingöl, Varto, Lice, Çaldıran ve Marmara depremleri sonrasında oluşturulan yeni yerleşim alanları ve yapılanmalara ait bazı örnekler.

Page 86: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5 Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları ile İlgili Yurtiçi ve Yurtdışı Örnekler Bu başlık altında yaşanmış afet olayları sonrasında yapılan iyileştirme çalışmaları yurt içi ve yurt dışı örnekleri ile, aşamalar halinde açıklanmıştır. Yurt dışı örnekleri olarak, 19 Eylül 1985'de Mexico City'de meydana gelen 8.1 büyüklüğündeki deprem ve 17 Ocak 1995 tarihinde Kobe’de meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki Büyük Hanshin depremi ve 11 Mart 2011 tarihinde Japonya’nın Pasifik sahilinde meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki Tohoku depremi sonrası yapılan çalışmalar anlatılmıştır. Ülkemizden ise tarihsel sırasıyla; Gediz Depremi (1970), Lice Depremi (1975), Erzincan Depremi (1992) Dinar Depremi (1995), Adana – Ceyhan Depremi (1998), 1999 Depremleri ve 2004 Ağrı – Doğubayazıt depremleri sonrasında yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. 2.5.1 Mexico City’de Yeniden Yapılanma (1985) Mexico City şehrindeki iyileştirme çalışmaları ile ilgili yapılanlar, Kreimer ve Echeverria (1991) çalışmalarından derlenmiştir. Eylül 1985’te Meksika'nın başkenti Mexico City’i vuran, 5.000’den fazla can alan ve yaklaşık 180.000 ailenin evini hasara uğratan deprem sonrası yapılanlar özet olarak aşağıdaki gibidir.

Depremin tahrip ettiği kentsel alanların yeniden inşası için üç hafta sonra kurulmuş olan RHP (Toplu Konut Yeniden İnşası) adlı kuruluş başarılı yeniden yapılanmanın örneğini oluşturmuştur. 1987 Temmuz ayı itibariyle, yani depremden sadece 14 ay sonra, RHP, 45.100 konutu yeniden inşa etmiştir (ayda ortalama 3.220 konut). Bugün, kentin tarihi merkezinde oturan yedi aileden biri yeni veya yenilenmiş bir RHP konutuna sahiptir. Hemen hemen tüm federal, kent geliştirme ve yönetim kurumları yeniden yapılanma faaliyetlerine katkıda bulunmuştur. Daha önemlisi, depremzedeler, karar sürecinin ve inşaatın hızlı bir şekilde gerçekleşmesine her gün yardımcı olmuşlardır.

1200’den fazla özel şirket yeniden yapılanma programına katılmış ve bu süreçte

175.000’den fazla kişiye iş imkânı yaratılmıştır. Aşağıda depremin oluşturduğu hasarın genel hatları açıklanmış olup, depremden sonra yürütülen iyileştirme ve yeniden yapım çalışmalarının detayları verilmiştir. 19 Eylül 1985 günü saat sabah 07.19’da Mexico City Richter ölçeğine göre 8,1 büyüklüğünde ve bir buçuk dakikadan fazla süren bir depremle sarsıldı. Ertesi gün en güçlüsü 7.8 büyüklüğünde olan daha hafif sarsıntılar oldu. Düşük gelirli aileleri barındıran kalitesiz inşa edilmiş apartmanlar en fazla tahribata maruz kalanlardı.

Afet 5.000 can aldı, 16.000’den fazla insan yaralandı. %65’i konut olan 12.700 bina

zarar gördü veya yıkıldı. 180.000 kadar ailenin konutu hasar gördü ve 50.000 kişi de geçici

Page 87: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

konutlara yerleştirildi. Ayrıca, 145.000 kamu görevlisinin çalıştığı 340 resmi bina, 1200 küçük sanayi atölyesi, 1700 otel odası, 1200 okul ve 2000 hastane yatağı etkilendi (Şekil 18). Maliye Bakanlığı ve Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (CEPAL)’in hesaplamalarına göre depremin zararı 4 Milyar ABD Dolarını aşıyordu.

Şekil 18. 19 Eylül 1985'de Mexico City'de 8.1 büyüklüğündeki deprem sonrası hasarlar.

Meksika hükümeti konut sektöründe yeniden yapılanma aşamasında; hastane, okul ve düşük gelirli konutların yeniden inşası ve kentin depremlerden etkilenme derecesini azaltmak için inşaat kurallarının, imar planlarının ve düzenleyici önlemlerin revizyonu amacıyla Dünya Bankasından yardım talep etti. Bu yardımla;

• Kamulaştırılan hasar alanında yeniden inşa edilen ve 260.000 kişinin yararlandığı 48.000 birim RHP konut,

• Kamulaştırılmayan alanlarda 12.000 konut, • CasaPropia-oturan sahipleri için yenilenen 8.000 konut, • İskân Vakfı (FOVI) -12.000 birim yeni yerlerde yapılmış konut yapımı amaçlanmıştır.

Page 88: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Toplu konut yeniden yapılanma aşamasında ilk olarak depremden üç hafta sonra, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle özerk bir kurum şeklinde ve iki yıllık bir süreyle sınırlı olarak RHP kuruldu. RHP’ nin görev alanı şunlardan oluşuyordu;

• Depremin hasar verdiği kent alanlarını kentsel yenileme ve sosyal kalkınma ilkelerine uygun olarak, yeniden inşa etmek ve düzenlemek.

• Kentsel hayatın fiziki ve sosyal modelini koruyan, afetzedelerin, konutların mülkiyet hakkını teminat altına alan ve gerekli kentsel hizmetleri sağlayan bir sosyal kalkınma politikası geliştirmek.

• Arsa spekülasyonu ile mücadele etmek. • Programa tahsis edilecek inşaat finansman ve yatırımlarını rasyonalize etmek.

19 Eylül 1985 Mexico City depreminden sonra uygulanacak İyileştirme Programının gelişimi beş aşamalı olacaktı; bu aşamalar ve detayları aşağıda sunulmuştur.

1. aşama: Ekim 1985 - Mart 1986. Hasar tespiti, planlama ve tasarım.

2. aşama: Nisan - Aralık 1986. Yoğun inşaat ve sosyal organizasyon.

3. aşama: Ocak - Mart 1987. Konutların tahsisi, yasallaştırma, tapuların kaydı.

4. aşama: Nisan - Eylül 1987. Programın tamamlanması.

5. aşama: Ekim 1987 - Nisan 1988. Değerlendirme, arşiv ve kapatma.

Görüldüğü gibi iyileştirme çalışmalarının tamamlanması için yaklaşık 2.5 yıllık bir süreç

planlanmıştır.

1. AŞAMA: Hasar Tespiti, Planlama ve Tasarım Depremi izleyen ilk aylarda, RHP, etkilenen kişi sayısını, bunların sosyo - ekonomik özelliklerini ve konutlarının içinde bulunduğu fiziki koşulları saptamak için yapılmış olan bir ön araştırmayı güncelleştirdi. Bu sayıma dayanılarak afetzedelere konut yardımına hak kazandıklarını belirtir belgeler verildi. Yeniden yapılanmaya ilişkin ilk teklifler, biri havalimanına bitişik olmak üzere, kent dışı boş araziler üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Ailelerin çoğu bir kuşak veya daha fazla süreyle o mahallelerde oturmuşlardı ve orada kalmak istiyorlardı. Bu nedenle hükümet yerinde inşaata dayalı bir politika benimsemişti. Özel şahısların elinde bulan arsaların kamulaştırılması ve yakın çevrede ailelerin geçici barınmalarının sağlaması gerektiriyordu. Bu da, siyasi ve idari yetenek yanında, bir buçuk

Page 89: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yıldan fazla bir süreyle 60.000 aileyle günbegün yakından ilgilenmenin gerektirdiği hassasiyeti gerekli kılıyordu. Kamulaştırma Kararnamesi 11 Ekim 1985 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. Bazıları içerdiği sosyal adalet nedeniyle kararnameyi takdirle karşılarken, bazıları mülkiyet haklarını ihlal eden popülist ve demagojik bir düzenleme olarak değerlendirdiler. Hata ve ihmaller düzeltme gerektiriyordu ve bazı bireysel örneklerde mahkemelerde davalar açıldı; ancak kararname başarılı bir şekilde uygulanmak suretiyle 200’er hektarlık toplam 4312 parsel kamulaştırıldı. Kamulaştırma Kararnamesi evleri depremde tahrip olan kişilerin toplu ihtiyaçlarının karşılanmasının toplumun çıkarı olduğu, kent yönetiminin gayrimenkulü derhal işgal edip iyileştirilmesi ve yenileştirilmesine yetki vereceği ve yeni konutu orada oturan kişilere satacağı ve kent yönetiminin konutun eski sahiplerine Hazinenin imkânları ölçüsünde 10 yıl içinde tazminat ödeyeceğini belirtiyordu. Ocak 1986’da sosyal ve teknik ekipler sosyo - ekonomik araştırma bilgilerini, her konutun kendi bilgileriyle karşılaştıracak faaliyetleri yürüttüler. Bu süreç içerisinde depremzedeleri, programın tümünü, yerleşim planlarını ve örnek apartman dairelerinin tasarımını gözden geçirecek toplumsal gruplar halinde organize ettiler. Yapılan sayıma dayanarak hükümet afetzedelere, konut yardımına hak kazandıklarını belirtir ikamet belgeleri verdi. Bu belgeler verilirken binanın yasal sahibinin kim olduğuna bakılmadı. Birçok aile depremden hemen sonra evini terk ettiğinden bunların yeni konutlara hak sahibi olduklarını belgelemek amacıyla izlerini bulmak güçlük arz ediyordu.

Depremzedelerin toplumsal örgütlenmelerini devam ettirmek, program planlarını gözden geçirmek ve revize etmek ve her bir dairenin inşaatı için belgeleri imzalamak için düzenli toplantılar yapıldı. Birçok grup için, inşaat sadece dört ay sürerken, planlama ve yeniden tasarım sekiz - dokuz ay gerektirdi. Anlaşma sağlandıktan sonradır ki yararlanıcılar yasal olarak apartman dernekleri şeklinde örgütlendiler ve bu dernekler yeniden inşaata olanak sağlamak amacıyla binaları terk etmeyi kabul ettiler. Alüminyum veya çinkodan yapılan geçici barınaklar genellikle inşaat alanından ancak bir blok uzaklıktaydılar. Bunlar mümkün olduğu ölçüde park, spor merkezleri, karayolu orta şeritleri, servis yolları gibi kamusal alanlarda ve bazen de bitişik sokaklarda inşa edildiler.

Sosyal ekipler apartman derneklerini her bir yeniden yapılanma ve iyileştirme alanı

için “yenileme kurulları” şeklinde örgütlediler. Yasal bir statüleri olmamakla birlikte, bu kurullar kişilere düşüncelerini ifade etme olanağı sağlıyordu. Kurullar bireysel ihtiyaçlar konusunda RHP ile müzakere etmek için yetkilendirilen temsilcilerini seçtiler. Ayrıca derneklerinin yasal statüleri hakkında karar vermeleri gerekiyordu.

Hiçbir toplumsal faaliyet tecrübesi olmayan birçok kişi kendilerini derneklerinin sözcüsü konumunda buldular. Yalnız basına karşı değil RHP ve Kent yetkilileri karşısında da

Page 90: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

açık sözlü hale geldiler. Genel Müdür ve Sosyal İşler Müdürü onlarla müzakere etmek ve kaygılarını gidermek için uzun saatler harcadılar. Yararlanıcıların katılımının, federal hükümet için olsun, kent, toplum veya yararlanıcıların kendileri açısından olsun, sürecin başarısına büyük katkısı oldu. Planlama ve tasarım aşamasında, depremzedelerle beş farklı grup çalıştı: siyasi partiler, üniversite grupları, teknik destek grupları, özel gönüllü ve dini örgütler. İmar alanlarının yarısından fazlası, sayımdan başlayarak, bir veya daha fazla örgütten destek aldılar. Üniversite grupları hasar tespitiyle başlayıp daha sonra teknik destek verdiler. Siyasi partiler de önemli bir rol oynadılar. 1986 Şubat’ına gelindiğinde, yolsuzluğu önlemek ve ihtiyaçlara ilişkin diğer sorunlara açıklık getirmek amacıyla “İkamet Belgesi” yerine “Kişisel Haklar Belgesi” geliştirilmişti. RHP bu kadar çok miktarda bilgiyi işlemek konusunda büyük zorluk çekerken mahalle sakinleri de yeniden mülakata tabi tutulmakta isteksizdiler. Başlıca iki sorun vardı. Birincisi, depremin üzerinden aylar geçtiği halde inşaat başlamadığı için insanlar tereddütlü ve şüpheciydiler. İkincisi, konutların boyutlarına ilişkin olarak anlaşmazlık vardı. Birçoğu konutun boyutlarının tapu sahibinin ödeme gücüyle orantılı olmasını savunuyordu. Ancak, yararlanıcıların sayısı ve zaman baskısı nedeniyle bu uygulanabilir değildi. Şubat sonunda Sosyal Kalkınma Dairesi depremzedelerin hakları olduğu kabul edilen ikame konutlarını nasıl elde edebileceklerini anlatan bir “Sosyal Uygulama Elkitabı” yayınladı.

Mimar, şehir plancısı ve mühendislerden oluşan teknik personel, hangi hasarların deprem, hangilerinin evlerin fiziki koşullarındaki tahribattan kaynaklandığını saptamaya yarayacak ölçütler üzerinde çalıştılar. Binalarda yapılan ayrıntılı araştırmalar depremin binaların %59’unu tamir veya restore edilemez oranda tahrip ettiğini ortaya çıkardı. Binaların üçte bir kadarı ihmal nedeniyle harap olmuş ve bunların bir bölümü yeniden inşa edilmeyi gerektiriyordu.

Kamulaştırılan alanlarda yeniden iskân programı 23.200’ü (yarısı) yeniden inşa edilecek, 14.900’ü (% 32’si) yenilenecek, 8.600’ü (% 18’i) ise küçük onarımlarla iyileştirilecek olan 46.700 konutu kapsıyordu. Yapısal elemanların ortaya çıkarılması sonrasında yenilenmek üzere sınıflandırılan birçok konutun yeniden inşa edilmesi gerektiği ortaya çıktı (Tıpkı, ülkemizde bir çok afette karşılaşılan orta hasardan ağır hasara geçirilen hasarlı konutlar gibi). Böylelikle, yeniden yapılacak konutların sayısı 35.900’e yükseldi.

Teknik personel, mimari danışmanlık firmaları ile birlikte yeniden inşaat için üç prototip tasarım seçtiler. Ortalama 4 - 6 kişilik aileler için imar faaliyetine girişmiş bulunan RHP’nin birim boyutu konusunda pragmatik bir yaklaşım benimsemesi gerekiyordu. Her mesken biriminin asgari net 40 metrekare alanı, sıcak suyu olan bir mutfak / oturma / yemek

Page 91: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

odası, iki yatak odası, duşlu bir banyosu ve küçük bir çamaşır alanı veya balkonu vardı. Yapıların tamamı depreme dayanıklıydı.

Türkiye’ de yapılan afet konutlarının (~ 80 – 120 m2) asgari net alanları ile bu depremde uygulanan boyut

karşılaştırıldığında oldukça cömert olduğumuz söylenebilir.

Mimar ve şehir plancıları bina şekil ve yüksekliği konusunda dâhiyane bir çeşitlilik ve çarpıcı bir renk ve malzeme kullanımı sağladılar. Binaların çoğunluğu üç katlı olup, 20x40 cm’lik eğim kirişleri, taşıyıcı duvarlar ve güçlendirilmiş beton plakalara sahiptir. Ortak duvarlar ilave dayanıklılık sağlamak amacıyla kesme duvarı olarak kullanılmıştır. Ancak, inşaat yerlerinin birçoğunun zemin koşulları o kadar kötüydü ki (gevşek ve suya doygun toprak) 1-2 metre derinliğe kadar hafriyat yapılıp kırma taş ile doldurulması gerekmiştir.

2. AŞAMA: Yoğun İnşaat ve Sosyal Organizasyon

Planların onaylanması, inşaat, tadilat ve her binanın tamamlanmasıyla ilgili bürokratik süreç RHP ile Düşük Gelirli Mesken Fonu (FONHAPO), Federal District Bürosu (DDF), Ulusal İmar ve Bayındırlık Bankası (BANOBRAS) arasında gerçekleştirildi. 3000’den fazla inşaat sahasının plan ve inşaat sözleşmelerinin onaylanması söz konusu olduğundan, onay süresinin aylar yerine günlerle ölçülen düzeye indirilmesi gerekiyordu. Bölgesel büroların, toplum örgütlerinin ve müstakbel apartman dairesi sahiplerinin günlük ve yakın denetimleri inşaat takvimine sadık kalınmasını sağladı.

FONHAPO’dan teknik bir ekip kredilerin idaresi konusunda RHP’ye yardımcı oldu. İlk inşaat alanlarında meskenlerin ortalama maliyeti 4030 ABD Dolarıydı ve geri ödeme yüzde onluk bir peşinata ilaveten kalan 3630 Amerikan Dolarının alıcının ödeme gücüne göre 5,5 ila 8,5 yılda amorti edilmesine dayanıyordu. Aylık ödemeler enflasyona uyarlanmış asgari ücretin %20’si ile %30’u arasında kalacak şekilde tespit edilmişti. Ödemeler bilgisayara dayalı bir formül ile her yıl yeniden uyarlanıyordu. Aylık ödemeleri toplamak ve kredi portföylerini muhafaza etmek üzere Belediye bünyesinde özel bir grup oluşturuldu. İnşaat yüzlerce sahayı kapsamaya başladığında, inşaat yönetim ekipleri günlük muhasebe ve bütçe yöntemlerini günde 1 milyon Dolara varan harcama düzeyine uyarlamak durumundaydılar. Millet Meclisinden müfettişler düzenli olarak mali hesapları kontrol ettiler. Raporlar kamuoyu değerlendirmesine açılıyor ve bu hep olumlu çıkıyordu.

RHP, usulleri hızlandırmak için çıkarılan olağanüstü durum yasası uyarınca Temmuz 1986’da 12.000 tuvalet ve 32.000 lavabo, mutfak lavabosu ve su ısıtıcısı için ihale açtı. Hükümetin ve Dünya Bankasının mahalli ve uluslararası rekabete dayalı ihale kurallarına tümüyle uyuldu ve belgelerin ve peşinatların onaylanmasının hızlandırılması sayesinde teslimat zamanında gerçekleşebildi. Bu miktarda malzemenin depolanmasında zorluklarla karşılaşılmış olmakla birlikte, toptan alım 1,5 milyon Dolarlık tasarruf sağladı.

Page 92: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1986 ortalarında, tarihi değeri olduğu düşünülen 100’den fazla binanın programın bütçesi sınırları içinde ikamet alanı, güvenlik ve yeterli su - kanalizasyon imkânı sağlamak suretiyle iyileştirilmesi veya restore edilmesi RHP’den istedi. Ulusal Tarihi Antropoloji Enstitüsünden proje tasarımcıları restorasyona ve meskene dönüştürülmeye aday binaların saptanmasında yardımcı oldular. Bu eski yapıların birçoğunda deprem öncesi yoğunluk her odaya bir aile düzeyindeydi, dolayısıyla birçok ailenin yeni yerlere yerleştirilmesi gerekti. Kimin taşınacağı kararı gruba bırakıldı.

Alternatif yerleşim yerinin hâlihazır sakinleri taşınacakların gelmesini kabul etmişlerdi. Kabul sırasında, nihai satış fiyatları ve inşaatın başlayacağı tarih, insanların geçici barınaklarına taşınma tarihi ve yeniden inşaat sırasında aylık kira almaya ilişkin anlaşmaya ilişkin olanlar da dahil olmak üzere, planlar bütün ortaklar tarafından onaylanmak durumundaydı.

Sosyal gruplar ve topluluğun oluşturduğu gruplar ile üniversitelerin yardımları yaşamsal önem taşıyordu. RHP tarafından koordine edilen tıp, psikoloji, sosyoloji, mimari ve mühendislik alanlarını içeren disiplinler arası öğrenci grupları geçici barınaklarda ihtiyaç duyulan sosyal hizmetleri yerine getirirken, RHP kamu hizmetlerini finanse etti; güvenlik, havalandırma ve su - kanalizasyon tesislerinin bakım ve onarımını sağladı. Genel kural olarak, afetzedelerin yeniden yapılanma programının kurallarını kabul etmek konusunda istekli oldukları görüldü.

Geçici meskene talebin artması ve sokaklarda daha fazlasını inşa etmenin zorlaşması üzerine Kentsel Geliştirme ve Ekoloji Sekreterliği (SEDUE) Mayıs 1986’da üzerine 1200 prefabrike konut inşa etmek üzere havaalanına bitişik 28 hektarlık bir arazi satın aldı. Bunlara başlangıçta her odaya bir aile yerleştirildi. İnşaat tamamlandığında, bunlar toplam 48 metrekarelik dört odaya bir aile düzenlemesine dönüştürüldü ve yararlanıcılara satıldı. Toplam 20.000 geçici konut inşa edildi. Tamamlayıcı bir önlem olarak, kira yardımları arttırılmak suretiyle geçici konutlara talep kayda değer şekilde azaltıldı

Aralık ortasına gelindiğinde, RHP’ nin teknik ve idari ekipleri birçok inşaat alanının 24 saat faaliyette olduğu öylesine yoğun bir inşaat faaliyetiyle meşguldüler ki, programın ilerleyebilmesini sağlamak üzere Noel tatillerinde çalışmaya devam etmeyi tercih ettiler. İnşaatın ilk sekiz ayında, RHP’nin inşaat yönetim ekibi ayda 2600’ün üzerinde konut üretim düzeyini korudu – bu hayranlık uyandırıcı bir performanstı.

1986 sonuna gelindiğinde (2.aşamanın sonu) 21.200 konut tamamlanmış, bunlardan 10.437’sine taşınılmıştı. Evler o kadar süratli tamamlanıyor ve tahsis ediliyordu ki, önce sokaktakiler, daha sonra da kamusallaştırılan alanlarda kurulu geçici kampların sökülmesi işleminin hızlandırılması gerekti.

Page 93: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3. AŞAMA: Konutların Tahsisi, Tapuların Kaydı

RHP Ocak 1987’de geçici meskenler tarafından işgal edilen sokak ve parkları restore etmeye başladı. Kaldırımlar tamir edildi ve bölge temizlendi, yeşillendirildi ve yollar yeniden döşendi. Bu süre zarfında, Hukuk Dairesi, noterlerin yeni maliklere tapu transferi ve bunların tapu siciline kaydı için gerek duyduğu bilgileri doğrulamaya çalışıyordu. Bu apartman dairesi olarak oluşturulmuş 2870 payın sürekli mesken olarak tapulandırılmasını, ayrıca her konut ve ticarethane için 46.720 bireysel tapu oluşturulmasını gerektiriyordu. Ayrıca, havaalanı civarında yapılan 1200 prefabrike konut da tapuya kayıt edilmek üzere 11 parsele bölünmüştü.

Sosyal Kalkınma Dairesi her parselin teknik, sosyal, tarih bilgisini kontrol etme işini üstlendi. Her parselin eksiksiz bir teknik-sosyal dosyası olması gerekiyordu. Bir takım dış sorunlar da vardı. Parsellerin çoğu kayıtlı değildi ve tapu kadastro ofisinde ya bilgi yoktu, ya da eksikti. Tapu sicil kayıtlarını tutan dairenin bu yükü kaldırabilecek yeterli imkânları yoktu ve RHP kendi personel ve bilgisayar veri teçhizatını göndererek, tapu kayıtlarını, Hazine, Kent Hükümeti Hukuk Dairesi ve mahkemelerdeki bilgileri incelediler.

1987 Mart ayı sonuna gelindiğinde, 1807 müstakil konut ve 188 apartman dairesi tapusu dağıtmışlardı. İnşaat hemen hemen tamamlanmıştı. 31 Mart tarihinde “kapatma” faaliyetlerinin 1987 Eylül sonuna kadar devam ettirilmesi, Düşük Gelir Konut Edindirme Kredi Fonu (FIDERE)’nun kredileri geri alması, RHP’nin ortadan kalkmasından sonra onun bütün hak ve yetkilerini Kent Hükümetinin devralmasına karar verdi.

4. AŞAMA: Programın Tamamlanması

1987 Temmuz’una gelindiğinde 45.100 meskenin yeniden inşası tamamlanmıştı. Aylık 3220 adetlik bir ortalamayla inşaat 14 ay sürmüştü. 1987 Şubat-Nisan aylarının oluşturduğu en yoğun dönemde RHP günde 120’den fazla konutu tamamlayabiliyordu. 10.000’i aşkın hizmet ve tedarik sözleşmesi imzalanmış bulunan 700’den fazla yüklenici firmaya yapılacak ödemeleri hesaplamak üzere, RHP, inşaat maliyetlerini enflasyon ve tamamlama tarihlerine endeksleyen bir bilgisayar programı geliştirdi.

Eylül sonu itibariyle, kira yardım programı sona erdirildi. Aile başına ortalama 750 $ hesabıyla 19.900 aile bu yardımdan yararlandırılmıştı. Aile başına ortalama sekiz ay süren kira yardımı iki kez ev eşyası ve kişisel eşya taşınmasını da içeriyordu.

42.000 konut ve ticarethane ile 2745 parselin (toplamın %94’ü) kredilerinin geri alınmasına ilişkin kredi portföyü, sistemi yönetmeye yardımcı olan bilgisayar altyapısı ile birlikte FIDERE’ye devredildi. 1987 Eylül’üne gelindiğinde toplam geri ödeme (aylık ödemeler, avans ödemeleri ve sigorta) yaklaşık 10 Milyon Dolara ulaşmıştı.

Page 94: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

5. AŞAMA: Değerlendirme Analizi

RHP, Genel Ulusal Arşivler’ in personelinin yardımıyla, tüm programın belgelerini analiz etmeye başladı. Genel Arşivlerin yapı ve içeriği araştırma için bilgi alınabilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştı. Aşağıdaki belgeleri muhafaza etmek için ayrı bir bina bu iş için düzenlendi: (1) inşaat sözleşmeleri, ihale belgeleri, lisanslar ve geçici kontlara ilişkin belgeler; (2) sosyal-hukuki belgeler ve haklara ilişkin evraklar; (3) hesaplar, bütçeler mali kaynaklara ilişkin bilgiler ve (4) medyalarla iletişime ilişkin bilgiler. Belgelerin kanun çerçevesinde yedi yıl boyunca korunması, gözden geçirmeye ve araştırmaya açık kalması için güvenlik önlemleri alındı.

1987 Mayıs’ına doğru RHP personelini azaltmaya başlamıştı. Personelin çoğu eski kurumlarına döndüler. Ödünç alınmış bulunan teçhizat ve mobilya iade edildi ve prefabrike büro ve depolar söküldü. RHP büro teçhizatı, bilgisayarlar ve araçlarının birçoğunu Kent Hükümetine, II Aşama İskan Programına ve başka konut örgütlerine hibe etti.

RHP 45.100 konut ve 3600 ticari atölye tamamlamıştı. Bugün Mexico City’nin tarihi merkezinde oturan yedi aileden biri yeni veya yenilenmiş bir konuta sahiptir. İnsani ve Mali kaynaklar birlikte harekete geçirildiğinde Mexico City kentin önemli bir bölümünü yenileyebildi. Federal kurumlar ile kentsel kalkınma ve yönetim kurumlarının hemen hepsi yeniden yapılanma faaliyetine katkıda bulundu. Daha önemlisi, yararlanıcılar – depremzedeler karar ve inşaat sürecini hızlandıracak şekilde her gün yardımcı oldular.

Toplam 1240 özel şirket programa katıldı: 738 inşaat müteahhidi, 64 profesyonel kontrol firması, 184 tedarikçi ve etüt ve proje hazırlayan 258 firma. Ekim 1985-Aralık 1987 arası toplam 175.000 kişilik istihdam yaratıldı.

2.5.2 Büyük Hanshin-Awaji Depremi Sonrası Japonya'da Yeniden Yapılanma (1995) Deprem 1,5 milyon nüfuslu Kobe şehir merkezinde 17 Ocak 1995 tarihinde şafak vakti meydana geldi (Şekil 19). 6433 can kaybına, 250.000 bina enkazına ve 10 trilyon Yen değerinde maddi zarara neden oldu. Ölenlerin %80'i, eski ahşap evlerin yıkılması ve depremi takip eden büyük yangınlar sonucu yaşamlarını yitirdiler. Alt yapı ve üst yapıda ciddi hasarlar gelişti (Watanabe,2006).

Japonya’da afetten sonra afetle mücadele için sağlanan yardım faaliyetlerinin türü Afetle Mücadele Kararnamesi’nin 23. Maddesi ile belirlenmiştir. Bu maddeye göre, yardım faaliyeti çeşitleri aşağıdaki gibidir:

i) Kalacak yer temini (Geçici konutlar dahil)

ii) Pişmiş ve diğer tip yiyeceklerin dağıtımı, içme suyu temini

Page 95: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

iii) Giyecek, yatak ve diğer zaruri ihtiyaçların dağıtımı ve/veya ödünç verilmesi

iv) Tıbbi ve doğumla ilgili bakım

v) Deprem mağdurlarını kurtarma

vi) Afet yüzünden zarar gören konutların geçici onarımı

vii) İş kurmak için gerekli fonların, ekipman ve araç-gerecin dağıtılması ve /veya ödünç

verilmesi

viii) Okul malzemelerinin dağıtımı

ix) Defin ve

x) Yukarıdakilerin dışında yazılı olarak bildirilen durumlar.

Yukarıda sayılan yardımların yanı sıra, bölge yöneticisinin gerekli gördüğü durumlarda, ihtiyaç içerisinde olan kişiye nakit ödeme yapılabilir. Yardım faaliyetlerinin kapsamı, metotları ve süresi yazılı kurallar tarafından beyan edilir.

Şekil 19. Depremin Kobe’de yarattığı yıkım.

Page 96: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Büyük Hanshin Depremi, modern bir şehrin kalbini derinden etkileyen afetlerden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Hasar, aralarında büyük şehirlerin yapı ve tasarımının da bulunduğu birçok etmene bağlıdır. Bu sorunlardan biri, şehir içerisindeki bakımsız ve eskimiş binalar ve diğerleri de büyük hasara uğrayan köprü şeklindeki otoyolları ve demir yolarıdır. Çözüm ise, şehir yapısının tekrar gözden geçirilmesidir. Büyük Hanshin Depremi yalnızca ikamete özel ya da ticari amaçla kullanılan binaları değil; demiryolları, istasyonlar, telgraf merkezleri gibi kentsel tesisleri de yıkmıştır. Ortaya çıkan enkaz ise trafiği tıkamış ve kurtarma, onarım ve yeniden yapım çalışmalarını da engellemiştir. Bu büyük miktardaki enkaz ve artıkların ortadan kaldırması acil bir mesele olarak görülmüş ve çöken binaların tamamen yıkılması için kamu yardımı sağlanması şeklinde daha önce uygulanmamış bir yönteme başvurulmuştur.

Genelde, özel konutların yıkımı konut sahibine bırakılmakta ve belediye yalnızca yıkım sonrası enkazı ortadan kaldırmaktan yükümlüdür. Ulusal hükümet ise, belediyelere enkazın kaldırılma maliyetinin yarısı tutarında yardım yapar. Ancak bu kez, Hyogo Eyaleti yöneticileri ve ilgili belediyeler, yıkılmış bina enkazlarının düzgün şekilde kaldırılamaması kaygısıyla, ulusal hükümetten yıkım işlemleri için de para yardımı talebinde bulunmuşlardır.

Sonuçta, Hanshin ve Kobe civarının ulaşım merkezleri olduğu ve bu alanlardaki kentsel faaliyetlerin felç olması halinde toplumun ve ulusal ekonominin zarar göreceği hesaba katılmış ve hükümet kurumları arasında hızlı bir anlaşmaya varılmıştır. Böylelikle, bu özel yöntem sayesinde mağdurların kişisel yükleri hafifletilmiştir. 28 Ocak tarihinde, çöken konutların, kooperatiflerin ve küçük-orta boy işletmelere ait ofis binalarının tamamen yıkılıp ortadan kaldırılmasını üstlenen belediyelere, maliyetin yarısı kadar ulusal yardım yapılması kararlaştırılmıştır. Savunma Kuvvetlerinden de enkazın ortadan kaldırılması için belediyelerle işbirliği içerisine girmeleri istenmiş ve fiili çalışmalar ertesi gün başlatılmıştır. 1996 Mart bitiminde, yıkılıp ortadan kaldırılan konut ve bina sayısı Kobe'de 59.000, Hyogo Eyaleti'nde ise 105.000 civarındadır ki bu rakam yaklaşık olarak, çöken ve yanan evlerin toplam sayısına eşittir. Büyük Hanshin Depremi meydana geldiğinde, Hyogo Eyalet ofisindeki ileri teknoloji ürünü acil haberleşme sistemi, elektrik kesintisi nedeniyle tamamen faydasız kaldı. Kobe Belediyesinin modern ve ileri seviyedeki bilgi toplumu olmanın göstergesi kabul edip gurur duyduğu iletişim sistemi ise neredeyse hiç çalışmaz hale geldi. Elektrik, su ve gaz arzı gibi yaşam hatları büyük hasar gördü, ne bir ulaşım aracı ne de telefon hizmeti vardı. Depremin vurduğu alanlardaki halk, hayatlarını sürdürebilmek için gerekli her türlü vasıtadan mahrum durumdaydı.

Page 97: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ulaşılabilir tek bilgi kaynağı; TV, radyo ve gazeteler gibi kitle iletişim araçlarıydı. Yine de, su ve yiyeceğin nereden temin edileceği ya da hastanelerin durumu gibi günlük hayat için gerekli bilgilere ulaşmak o kadar kolay değildi. Yazılı el ilanları ve kulaktan kulağa iletişim, bu tip bilgilerin paylaşılmasında ve ailelerin birbirlerinden haberdar olmalarında bir hayli etkili oldu (Şekil 20). Büyük depremin sebep olduğu hasarın ciddiyetini fark eden hükümet, kamu tedavi kuruluşlarının yeniden yapılandırılma masraflarının tamamıyla karşılanmasının yanı sıra, özel hastane ve kliniklerin yeniden kurulmasına da yardımda bulunma kararı aldı. Ayrıca, ikincil acil hastanelere yardım, "Modern Tedavi Merkezleri Projesi" için asgari tutar uygulaması ve depremin vurduğu tedavi merkezlerine para yardımı yapma gibi yöntemlere başvuruldu.

Şekil 20. Kobe şehrinde bir tahliye merkezindeki el ilanlarına bakan depremzedeler.

Depremzedeler, resmi olarak tahliye merkezi şeklinde tanımlanmamış çeşitli tesislere

sığınma talebinde bulundular. Bunlardan çoğu küçük ölçekli özel merkezlerdi. Bu tip küçük boy sığınaklarda genelde yaşam koşulları daha elverişliydi. Hatta bazılarının Japon stili donatılmış olan küçük odalarındaki yaşam koşulları konutlardaki kadar iyiydi. Ancak sanatoryumlar dahil olmak üzere kamu tesislerinin bazılarında, yöneticiler sığınma talebinde bulunan deprem mağdurlarını geri çevirdiler. Depremi takip eden birkaç gün boyunca sığınmacı sayısı en yüksek rakamına ulaştı. Büyük Hanshin Depremi vakasında elektrik, su temini ve gaz gibi yaşam hatları harap olduğu ve artçı şoklar hala devam ettiği için, birçok insan evleri ciddi hasar görmediği halde sığınaklarda kaldılar. Özellikle büyük tahliye merkezlerinin insanlarla dolup taşması, şartları daha da kötüleştirdi (Şekil 21). Evsizler için asıl tahliye hayatı, kısa bir dönem için sığınmada bulunan kişilerin evlerine geri dönmelerinin

Page 98: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ardından başladı. Depremden sonra yaşanan geçici konut temininin ayrıntıları Tablo 2’de verilmiştir. Evlerin, dükkânların, tıbbi yardım, kamu refahı ve eğitim kurumlarının oluşturduğu bir "Geçici Şehir" denemesi derhal uygulamaya konuldu. Böylelikle, "yerel halk tahliye alanına taşınsa dahi olduğu gibi kalmalıdır" amacından hareket edilerek, toplum temeline dayanan afet önlemlerine ve toplum birliği kurallarına verilen önemin altı çizilmiştir. Ayrıca aşırı mağdur, güçsüz kimselere bölge sakinlerince yardım edildiği ve bu nedenle aşırı mağdurların, güçsüzlerin öncelikli olarak uzak bölgelerdeki sığınma evlerine yerleştirilmesinin hata olduğu gerçeği gözler önüne serilmiştir. Aynı şekilde Shizuoka şehrinde de "Fujinokuni Konut Yapımı Planı" uygulanmıştır.

Şekil 21. Ağustos 1995’de, ikamet eden sayısının zirveye ulaştığı dönemde Nishinomiya şehri geçici konut sitesi.

Tablo 2 . Geçici konut temininin ayrıntıları.

Tamamen yıkılmış ya da yanmış haneler 191.523

Oturulamaz durumdaki haneler 130.236

Geçici konutlar 48.300

Konut başına yapı maliyeti 2.8 milyon yen

Yapı alanı Şehir dışı alanlar

Hazırlanma süresi 4 yıl ve 3 ay (Mart 1995 sonundan Haziran 1999 sonuna kadar)

Yerleşme önceliği Yaslı ve fiziksel engelli kimseler

Geçici konutların dışındaki evler için kira yardımı Daha sonraki yıllarda uygulamaya konuldu.

Page 99: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Büyük Hanshin Depremi'nden sonra, kentsel alanlardaki en önemli yeniden yapılandırma çalışması, arazilerin yeniden düzenlenmesi projeleridir. Bazı bölgelerin yapılandırılması için (Takarazuka, Hami, Awaji vs.) şehir planlamasının bir parçası olarak yoğunluğu azaltma projeleri de uygulanmıştır. Arazi düzenleme projesi yasal olarak zorunluydu. Kararlar bölge sakinlerinin katılımı olmaksızın zoraki alındı ve yönetim komiteleri ile bölge halkı arasında ilk başlardan itibaren çatışmalar görüldü. Buna karşılık, medya tarafından az bilinen bu ölçülü ve gösterişsiz projeler, deprem sonrası şehir yapılandırılması ve toplumun geliştirilmesi anlamında oldukça anlamlı ve istikrarlı sonuçlar doğurdu.

Depremden sonra iyileştirme çalışmaları için projelere harcanan 2.368,3 milyar yen (yaklaşık 25 milyar $) aşağıda belirtildiği gibi kullanılmıştır.

1. Toplam paranın yalnız % 8'lik payı halkın refahı için harcanırken; % 35'i onarım

çalışmalarına, % 57'si ise yeniden inşa çalışmalarına ayrılmıştır. Kaynak aktarımındaki öncelik halkın yaşam koşullarından çok, onarım ve tekrar inşa etme çalışmalarına tanınmıştır.

Afet o kadar büyük zararlara yol açmıştır ve maliyet o kadar büyüktür ki, iyileştirme çalışmaları ile yerleşim birimlerini ve halkın yaşam standartlarını eskisinden daha iyi hale getirme yaklaşımı söz konusu olamamıştır. Demek ki, bu deprem ya da 1999 depremleri gibi büyük afetlerde hedef büyültmeden, sadece yıkılanı yeniden yapmak da mecburi bir seçenek olabilmektedir.

2. Onarım çalışmalarının maliyetinde ise (834,5 milyar yen) en büyük tutar 254,6 milyar

yen ile liman çalışmalarına aittir. İmara yönelik yeniden inşa alanında 367,7 milyar yenlik en büyük tutar, arazi düzenlemesi projeleri gibi şehir planlama projelerine ve bölgenin doğusunda yeni bir şehir merkezinin (HAT Kobe) imar çalışmalarına harcanmıştır. Sırasıyla 271,5 milyar yen, depremzedelere barınak kurmaya, 135 milyar yen ise yol ve park yapılandırılmasına ayrılmıştır. Afetle Mücadele Kararnamesi gereğince konutlarda onarımlar için mümkün olan devlet yardımı sınırı: 1995 itibarıyla 295.000 Yen idi. Onarım yapılacak konutların nitelikleri:

• Evleri tamamen yıkıldığı ve yandığı için normal bir yaşam sürdürme olanağı olmayan kimseler.

• Mali sebeplerden ötürü evlerini kendi imkânlarıyla onaramayacak durumda olan, hane halkının yoksul yardımına muhtaç olduğu, vergiden muaf tutulduğu ya da kişi başı esasına göre vergilendirildiği ve/veya işsizlik/ afet sonrası işlerini bırakma gibi sebeplerle yukarıda sayılan gereklilikleri karşılayan kimseler idi.

Page 100: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Onarımı yapılabilecek yerler ise mutfak, tuvalet, oturma odası, çatı gibi günlük yasam için azami gerekli olan yerlerdi.

3. Öncelikle, yapılandırma harcamaları ile deprem mağdurlarının iş ve yaşamlarına ayrılan yardım arasında muazzam bir dengesizlik vardır. Nitekim Kobe şehir yetkilileri, bireysel telafilerle ilgilenmediklerini ve bu hususta da hükümetten herhangi bir talepte bulunmadıklarını açıkça belirtmiş ve en büyük önceliği ise, Kobe Havaalanı inşasına ve liman bölgesi onarımına tanımışlardır. Sonuç olarak, Kobe Limanı hızlı ve düzgün bir biçimde yeniden inşa edilmesine rağmen iş hacmi artmamış ve tesisler halen tam kapasitenin altındadır.

Kobe kentindeki yeniden yapılanma çalışmaları dört aşamalı olarak

gerçekleştirilmiştir. Kobe’de depremden sonra kentsel alanların yeniden inşa sürecinde, imar planının oluşturulmasına kadar yeniden yapım faaliyetlerine izin verilmemiştir. Yapım standartlarında belli kısıtlamalar getirilmiştir ve imar planının oluşturulması aşamasında öncelikli olarak arazi uyarlama çalışması gerçekleştirilmiştir. Örneğin belli bir büyüklüğü sağlamayan parsellerin birleştirilmesi sağlanmıştır. Kentsel yenileme sürecinde katılımcı bir yaklaşım benimsenmiş ve mal sahiplerinin, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının da tasarım sürecinin bir parçası olması sağlanmıştır (JICA, 2008).

Kobe kenti afet sonrası yeniden yapılanma sürecinin aşamaları sırasıyla aşağıda

verilmiştir (Fukumoto, 2006).

i. Depremden hemen sonraki dönem (ilk 3 ay);

• Hasar tespiti

• Yapılara ilişkin kısıtlamalar

• Plana göre yeniden yapılacak yapıların saptanması, yenileme planları, arsa

düzenleme projeleri,

ii. Planlama Süreci (1 yıl);

• İmar planlama konferansı

• Uzman görüşlerinin alınması

• Arazi kullanım kararlarının alınması

• Vergi indirimleri için kararlar

• Alternatif yerleşme alanları yaratılarak güvenli ticaret alanlarının oluşturulması

iii. Planın Uygulanması (2 yıl);

Page 101: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Konutların yapılması

• İki aşamalı katılımcı sürecin uygulanması

iv. Tüm yapım süreci (6 yıl);

• Planlanan tüm kentsel projelerin uygulanması

• Kentsel donatıların inşası

Depremin vurduğu alanlarda yapılandırma projesi olarak, arazilerin yeniden düzenlenmesi ve geliştirilmesi şeklinde iki tip proje uygulanmaktaydı. 20 hektarlık geniş bir alanı kapsayan ve 2.100 hak sahibini ilgilendiren Kobe şehri, Nagata Bölgesi ve Shin-Nagata istasyonu civarında uygulanan kalkındırma projesi oldukça büyük çaptaydı. Projeye göre, 30 katlı binalardan oluşan gökdelenlerin toplam 270 milyar yenlik maliyetle inşa edilmesi planlanmıştı. Yeniden yapılanma projeleri Kobe, Nishinomiya ve Takarazuka şehirlerindeki diğer alanlarda da gerçekleştirildi, ancak Shin-Nagata' daki istisnai olarak çok büyüktü. Depremin üzerinden yedi yıl geçtiğinde, sadece 8 binanın tamamlandığı tespit edilmişti.

Yeniden yapılanma projelerinin başlıca problemleri şunlardır: Her şeyden önce proje ölçek olarak çok büyüktür, hak sahiplerinin yaşamak veya iş yapmak için asıl yaşadıkları yerlere geri döneceklerinin garantisi yoktur, insan yönelik olmaktan çok gökdelenlere yöneliktir. En büyük yeniden yapılandırma projeleri, genellikle tren istasyonları yakınlarındaki geniş alanlarda gerçekleştirilmiş ve tamamlanmaları on yıldan fazla sürmüştür. Projenin çapı ne kadar büyükse, tamamlanması o kadar zordur ve daha uzun zaman alır. Deprem sonrası yeniden yapılandırma projelerindeki en önemli nokta, depremzedelerin yaşamlarının hızlı bir biçimde iyileştirilmesidir. Bu sebeple, yeniden yapılandırma projesi olarak bu derece büyük çapta planların yapılması tartışmaya açıktır. Shin-Nagata bölgesindeki yeniden yapılanma projesi, çoğunlukla devlet kurumları tarafından yürütülen ikinci kategorideki projelerden biriydi. Devlet, kamu çıkarı düşüncesiyle bir çok özel mülkiyete ait araziyi kamulaştırdı. Her arazi parçası ve bina satılıktı. Hak sahibi arazisinin bir kısmını devlete devretmeyi kabul etmese dahi sonuçta mülkü zoraki biçimde düşük bir fiyata kamulaştırılıyordu. Bunun yanında, hak sahibinin binada yaşama ya da başka bir yere taşınma hakkı vardı. Hak sahibinin yeni binalarda yaşamak istediği durumlarda, yeni mekanın takdir edilen değerinin kendi mülkünün değerine denk gelmesi, ayrıca hak sahibinin bakım ve yönetim masraflarını karşılayacak durumda olması gerekiyordu. Bu masrafları karşılayamayacak durumda ise başka yere taşınmakla yükümlüydü. Deprem sonrası yeniden yapılandırmanın halkın katılımıyla gerçekleştirildiği söylenir. Genel ifade, "işbirliği vasıtasıyla machizukuri (toplum geliştirme)" şeklindedir ve yetkili

Page 102: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

mercilerle bölge halkının birlikte çalışmaları anlamına gelir. "İşbirliği" burada, büyük deprem sonrası özellikle depremden etkilenen bölgelerden çıkarılan dersleri ifade eden anahtar kelimelerden biridir. Sadece Kobe şehrinde kurulmuş 100'den fazla "Machizukuri" Konseyi vardır. 100'den fazla konseyin ortaya çıkması ve halkın şehir planlamasını tartışabilmesi, gelişme anlamına gelmektedir. Hanshin Depremi göstermiştir ki; toplumun yeniden yapılandırılmasının, bölge halkının gerçek anlamdaki katılımı ile gerçekleştirilmesi zorunludur. Dolayısıyla, toplumun gelecekteki durumu hakkında görüş birliğine varılabilmesi için, afetler meydana gelmeden önce bölge sakinlerinin düzenli olarak işbirliği yapması gerekmektedir. Otoriteler açısından ise, şehir planlamaları ve toplumun geliştirilmesi ile ilgili bilgilerin tam ve detaylı olarak açıklanması, bölge sakinlerinin işbirliğine katılımını arttırmak için her türlü çabanın gösterilmesi ve tarafsız profesyoneller ve danışmanların yardımına başvurulması son derece önemlidir. Büyük Hanshin Depremi İyileştirme Çalışmaları ile İlgili Bazı Saptamalar * Yeniden yapılanma projeleri, her şeyden önce çok büyük ölçekli projelerdir. Hak sahiplerinin yaşamak veya iş yapmak için afet öncesi yaşadıkları yerlere geri döneceklerinin garantisi yoktur, insana yönelik olmaktan çok yapılara yöneliktir. * Projenin çapı ne kadar büyükse, tamamlanması o kadar zordur ve daha uzun zaman alır. * Deprem sonrası yeniden yapılandırma projelerindeki en önemli nokta, depremzedelerin yaşamlarının hızlı bir biçimde iyileştirilmesidir. Bu sebeple, yeniden yapılandırma projesi olarak büyük çapta planların yapılması tartışmaya açıktır. * Deprem sonrası yeniden yapılandırma halkın katılımıyla gerçekleştiği takdirde başarı sağlanabilir.

2.5.3 11 Mart 2011 Tohoku (Japonya) Depremi ve Sonrası Yapılan Müdahale ve İyileştirme Çalışmaları

11 Mart 2011 tarihinde Japonya'da yerel saat ile 14:46:23 de Richter ölçeğine göre M9.0 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiştir. Bu deprem yılda yüzlerce orta şiddetle deprem yaşanan ülkenin 1900'den günümüze kadar olan süre içerisinde ülke tarihindeki en büyük deprem olma özelliği taşırken, aynı zaman aralığında dünyada meydana gelen dördüncü büyük depremdir (Şekil 22). Japon bindirme zonunda 24 km derinlikte meydana gelen bu depremin ardından başta Tohoku ve Sendai Bölgeleri başta olmak üzere Japonyanın doğu sahilleri tsunami dalgalarının etkisi altında kalmıştır. Tsunami bölgede ciddi ekonomik hasara ve can kaybına neden olmuştur.

Japonya Ulusal Yerbilimleri ve Afet Korunma Enstitüsü-NIED (National Research

Institute for Earth Science and Disaster Prevention) verilerine bağlı olarak 11.03.2011 -

Page 103: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

15.07.2011 tarihleri arasında M5'den büyük 358, M6'dan büyük 57 ve M7'den büyük 5 artçı şok meydana gelmiştir (Şekil 23). Bu artçı şokların büyük bir çoğunluğu okyanusta meydana gelirken karada meydana gelen 5 den büyük artçılar büyük hasarlara neden olmuştur.

Şekil 22. 11 Mart 2011, Tohoku Depreminin merkez üstü kırmızı yıldız ile gösterilmiştir. Depremin ardından M>7 büyüklükteki depremlerin lokasyonları ise sarı yıldızlarla ifade edilmiştir.

Şekil 23. a) 11.03.2011 - 15.07.2011 tarihleri arasında M5'den büyük 358 deprem meydana gelmiştir. b) 11.03.2011 - 15.07.2011 tarihleri arasında M6'dan büyük 57 deprem meydana gelmiştir.

Page 104: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yaşadığı depremler nedeniyle dünyada deprem konusunda en tecrübeli ülke Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunami afetinin ardından, bu ülkenin izlediği kriz yönetimi ve iyileştirme çalışmalarından ders alınmalıdır.

Japonya’da afetin sonuçlarını en aza indirmek için önceden alınan önlemler ve

oluşturulan "otomatik mekanizmalar" çok sayıda canın kurtulmasına ve önceliğin nerelere aktarılmasında büyük rol oynamıştır. Önceden belirlenen bu otomatik afet yönetimi sayesinde devlet, depremin ardından meydana gelen tsunami ve buna müteakip başlayan nükleer afete müdahale ederken, önceden oluşturduğu mekanizma sayesinde çok sayıda insanın hayatını kurtardı. Ülkenin kuzeydoğusundaki 11 Mart depremi ve tsunamisinin ardından dakika dakika işleyiş ise şöyle gelişmiştir:

14.46: Japon Meteoroloji Ajansı (JMA) Japonya'nın kuzeydoğusunda 7,9 büyüklüğünde

deprem tespit etti (Şekil 24). Daha sonra depremin büyüklüğü 9 olarak

düzeltildi. Depremin tespit edilmesinin ardından otomatik olarak eyalette afet

önleme merkezi kuruldu.

14.49: Ajans tarafından Miyagi, İwaki ve Fukuşima'da şiddetli tsunami alarmı verildi.

14.50: Miyagi vilayetine 6 metre yüksekliğinde dev dalgaların geleceği tahmini

yayımlandı.

15.02: Japonya ordusuna bölgeye sevkiyat başlatması talebi yapıldı.

15.14: Ajans Miyagi'de beklenen dalgaların 10 metre yüksekliğinde olacağı tahmininde

bulundu ve alarm seviyesini bir üst seviyeye yükseltti.

15.15: İlk tsunami dalgasının kıyıya ulaştığı merkeze bildirildi.

15.20: İlk dalgaların 3,3 metre olduğu gözlemlendi.

15.30: Eyalet afet önleme merkezi ilk toplantısını yaptı.

15.36: İtfaiye ve kurtarma ekiplerine acil sevkiyat ve yardım çağrısı yapıldı.

16.00: Eyalet valisi basın toplantısı düzenledi.

17.00: Afet önleme merkezi ikinci toplantısını yaptı.

18.42 Merkezi hükümet tarafından eyalete inceleme yapmak için bir komite

gönderildi.

Page 105: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

19.30: Merkezde üçüncü toplantı yapıldı.

21.05: Merkezin gönderdiği inceleme ekibi bölgeye ulaştı.

22.30: Merkez günün son toplantısını yaptı.

Şekil 24. JMA’nın depremden yalnızca 3 dakika sonra yayınladığı Tsunami uyarısı.

Page 106: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetin hemen ardından hava kararana kadar 100'den fazla helikopter devletin hizmetine girerek tüm bölgeyi, afetin boyutlarını anında “afet önleme merkezine” aktarmıştır. Ancak afetin gerçek boyutları ertesi gün ortaya çıkmıştır (Şekil 25). Afetin ertesi günü saat 05.00'te afet önleme merkezi tekrar toplantı yapmış ve bu merkeze ek olarak merkezi hükümet de afet kontrol merkezini kurarak yerel merkezle paralel çalışmaya başlamıştır.

Şekil 25. Fukushima Bölgesinin Deprem öncesi (21 Mayıs 2010) ve depremden 1 gün sonra (12 Mart 2011) “charter” uydu görüntüleri.

Afet sonrası tek kaynaktan bilgi ve ekipler arası koordinasyonun önemi bu depremde

bir kez daha anlaşılmıştır. Geçen zaman içerisinde iki birim de ortalama her saat başı toplantı yaparak nükleer afet başta olmak üzere mevcut afetin en aza indirgenmesi için birçok çalışma yaparak önceden alınmış tüm tedbirleri hayata geçirmiştir. Kurulan bu iki merkez mevcut tedbirleri hayata geçirirken aynı zamanda tek elden afet bölgesinde tüm birimleri kontrollü bir şekilde yöneterek ekipleri doğru ve anlık bilgilerle yönlendirmiştir.

Page 107: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetin ilk günlerinde tamamen hayat kurtarmaya yönelik çalışan ekipler, eyaletteki merkezden yönetilirken, kendi aralarında tam bir koordinasyonla çalışmıştır. Hayat kurtarma vazifesi ordu, Japon sahil güvenliği, polis ve itfaiye birimlerinin sorumluluğu altında yürütülürken, tahliye işlemlerinde itfaiye birimleri de yer almış, bu birimlere ek olarak belediyeler destek sağlamıştır (Şekil 26 – 27).

Tahliye merkezlerinin, sığınakların açılması idaresi belediyelerin sorumluluğu altında

yapılırken, sığınaklara temel insani yardım malzemelerinin ulaştırılması için belediyeye Japon ordusu destek sağlayıp, yolları açmış ve zamanında bazı yardım malzemelerinin ulaşımını sağlamıştır.

Şekil 26. 13 Mart 2011 Miyagi Bölgesinde kurtarma timleri yıkılmış bir enkazı kontrol ederken (AFP/ Mike Clarke).

Page 108: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 27. 13 Mart 2011 İtfaiye elamanları Natori’de bir kadını kurtarıyor (www.time.com).

Japon halkının afet konusunda milli bilince sahip olması afetten sonrası iş ve

işlemlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde yapılmasında fayda sağlamıştır. Deprem sırasında hiçbir viyadük yıkılmamış, ancak bazı yollarda çökmeler meydana gelmiş ve ana ulaşım yollarının tekrar hızlı bir şekilde hizmete girmesi için Bayındırlık, Altyapı, Ulaştırma ve Turizm Bakanlıkları ortaklaşa çalışarak bu sorunu birkaç saat içinde çözmüştür.

Bilgi ve iletişimin güvenliği ve sorunsuz aktarılması işlemi ülkenin büyük iletişim

şirketleri Japon telefon ve telgraf ajansı (NTT) ve NTT Docomo tarafından sağlanmıştır. Kamuoyu da sosyal bir refleks göstererek cep telefonlarının kitlenmemesi için karasal hatları kullanmış ve GSM operatörlerini meşgul etmemiştir. Devlet de karasal hatların kullanımını ücretsiz yapmıştır. Afetin ardından kayıpların aranması, cenazeleri çıkarma işlemini Japon ordusu, sahil güvenlik ve polis ortaklaşa yürütmüş, cesetlerin kimlik tespitini de polis yapmıştır.

Cenazelerin büyük merkezlerde toplanmasının ardından aileler kendi imkânlarıyla

cenazelerinin işlemlerini yapabilecek durumdaysa ailelere teslim edilmiş, kimliği tespit edilemeyen ya da ailesinin imkânı olmayan cenazelerin defin işlemleri belediyeler tarafından yapılmıştır (Şekil 28 ve 29).

Page 109: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 28. Miyagi Bölgesi Matsushima’da Japon ordusu arama ve kurtarma çalışmalarını yürütürken (www.foxnews.com).

Page 110: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yetkililer açıklamalarında, tüm önlemlere rağmen iletişimde ilk başta bazı sorunlar yaşadıklarını, ayrıca kış ve kötü hava şartlarında uydular arasındaki iletişim sorunlu olabileceği için karasal hatların kuvvetlendirildiğini belirtiyor.

Afet sırasında uydu üzerinden doğrudan iletişim sağlayan birçok araç ve gerecin kara

ve hava yoluyla afet merkezlerine taşındığını söyleyen yetkililer, bölgelerdeki uydu telefonlarının ve faksların sayısının artırıldığını ifade etmişlerdir.

Afetin ardından iletişime önem veren Japonlar, afet bölgelerine hızlı ulaşımın önemini

vurguluyor, mevcut yolların güçlendirilmesi ve alternatif yolların üzerinde çalışıldığını kaydediyor.

11 Mart depreminin ardından bölgeye giden yollarda büyük tahribat olmamış, ancak

birçok yol yoğunluk nedeniyle tıkanmıştı. Hükümet bölgeye giden ücretli bir otoyolu ivedi tamir ederek birkaç saat içinde hizmete sokmuş ve bu yolu sadece yardım ekiplerine ve orduya kullandırmıştı.

Afetin ardından büyük bir enerji ihtiyacı ortaya çıkmış, aynı zamanda ciddi akaryakıt

eksikliği nedeniyle günde araç başı 15 litre istihkak verilmiştir. Merkezi hükümet akaryakıt ve enerji ihtiyacında önceliği kurtarma ekipleri, hastane ve sığınaklara vermiş ve gerekli yakıtın ulaşımını ordunun imkânlarını kullanarak bölgeye aktarmıştır. Ülke bu sorunu birkaç gün içerisinde çözerek yakıt ve enerji ihtiyacını belli merkezlerde sağlamıştır.

Bu afetin ardından yaralarını hızlı bir şekilde saran ülkede yetkililer, bunun yanı sıra

halen Mart ayındaki afetin ardından yaşanan tüm sorunlar üzerinde çalışıp, yeni tedbirler geliştiriyor. Japonya'yı 11 Mart'ta vuran ve Çernobil'den bu yana en büyük nükleer kazaya neden olan deprem ve tsunami, yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne, 80 binden fazla insanın evlerini terk etmesine yol açmıştır (Şekil 30).

Afetin ardından ülke daha önce yaşadığı afetlerden aldığı dersler gibi, bu afette de

aldığı derslerle yeni eksiklikler üzerine çalışıyor ve bu sorunların yeniden oluşmaması için tedbirler alıyor.

Page 111: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 29. 16 Mart 2011 Kurtarma ekipleri yoğun kar yağışına rağmen arama çalışmalarına devam etmiştir Otsuchi (REUTERS/Damir Sagolj).

Page 112: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 30Japonya’da afetzedelerin geçiçi barındıkları alanlardan görünüm (Reuters fotoğrafları,)

Deprem ve tsunamiye bağlı gelişen hasar ve sonrasında yapılan çalışmalara ait örneklerden bazıları aşağıda özetlenmiştir. Depremde en fazla hasar gören sahil kasabalarınıdan Onagawa'nın deprem öncesi ve sonrası fotoları Şekil 31 ve 32’de verilmiştir. Söz konusu fotolarda dikkat edilmesi gereken husus hasarın çok büyük olmasına karşın 9 büyüklüğündeki depremden çok kısa bi süre sonra enkaz kaldırma çalışmalarının başarıyla tamamlanmış olmasıdır. Kesennuma kasabası tsunami dalgaları nedeniyle tamamen yıkılmış olup, sahilde demirleyen büyük gemi ve tekneler dev dalgaların etkisi ile kasabanın kilometrelerce içerisine taşınmıştır (Şekil 33)

Page 113: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 31. Üstte depremden önceki hali görülen bina, depremden sonra, tsunami dalgalarının etkisi ile 70 m sürüklenmiş ve yıkılmıştır (http://shake.iis.u-tokyo.ac.jp/home-new/index.html).

Page 114: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 32. A. Onagawa kasabasında depremden 3 ay sonraki (15.06.2011), B ve C. 6 ay sonraki (06.09.2011) tsunami hasarını ve enkaz kaldırma sonuçlarını gösteren gösteren fotoğraflar (Ç. Tetik, 2011).

A

B

C

Page 115: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 33. Kesennuma kasabasında afetten sonraki yıkımı gösteren fotoğraflar (Ç.Tetik, 2011).

Page 116: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Minamisanriku kasabasında en büyük hasar sahile paralel ilerleyen demir yolunda yaşanmıştır (Şekil 34).

Şekil 34. Minamisanriku kasabasında afet sonrası yıkılan demir yolu (Ç. Tetik, 2011).

Page 117: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 35'de üstteki fotoğrafta da görüldüğü gibi depremden sonra tsunami dalgaları Sendai hava anına ulaşmış ve tüm alan sular altında kalmıştır. Ortadaki fotoğraf 3 Temmuz 2011, alttaki fotoğraf ise 6 Eylül 2011 tarihine aittir. Bu fotoğraflar hava alanının çok kısa süre içerisinde yeniden kullanıma açıldığının göstergesidir.

Şekil 35. Sendai Hava alanında 11 Mart'ta yaşanan deprem sonrası oluşan hasar ve yapılan temizleme çalışmalarını gösteren fotoğraflar.

Page 118: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Hava alanı sadece tsunami dalgalarından etkilenmemiş, alanda ayrıca yangın da meydana gelmiştir. Yanan bölüme ait fotoğraf Şekil 36’da verilmiştir. Havaalanı sadece 2 ay sonra yeniden hizmete açılmış olup, yanan binanın tamirat çalışmaları fotoğrafın çekim tarihi itibariyle devam etmekte idi.

Şekil 36. Sendai Havaalanının 16.06.2011 tarihli görüntüsü (Ç. Tetik, 2011).

Şekil 37'de İwate bölgesinde, Otsuchicho kasabasında 11 Mart'ta yaşanan deprem sonrası oluşan büyük hasar ve ardından alanda yapılan temizleme çalışmalarına ait fotoğraflar verilmiştir. En üstteki fotoğraf 14 Martta çekilmiş olup, hasarın büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Tsunami dalgalarının ve taşan nehirlerin getirdiği suların halen çekilmediği, yanan ve yıkılan evlerin yıkıntılarının ciddi boyutlarda moloz oluşturduğu görülmektedir. Depremden 3 ay sonrasını gösteren 3 Haziran 2011 tarihine ait ortadaki fotoğraftan molozların büyük oranda temizlendiği, taşan nehrin drenajının kısmen tamamlandığı anlaşılmaktadır. Depremden 6 ay sonrasına ait 7 Eylül 2011 tarihli fotoğraf ise molozların tasniflendiğini, kasabanının sokak ve caddelerinin dahi temizlendiğini göstermektedir.

Page 119: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 37. İwate bölgesinde, Otsuchicho kasabasında 11 Mart'ta yaşanan deprem sonrası oluşan hasar ve yapılan temizleme çalışmalarını gösteren fotoğraflar.

Page 120: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ciddi can ve mal kaybına neden olan Tohoku depreminden sonra iyileştirme çalışmaları hız kesmeden devam etmektedir. Afetzedeler için kısa sürede geçici barınma alanları kurulmuş, tüm afetzedelerin temel ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmıştır. Afetzedelerden bazıları devlete ait kamu tesisleri, yurt ve otellerde istihdam edilmiştir. Depremden sonra yıkılan ya da hasar gören ana yolların tamiri kısa sürede tamamlanmış, tsunami dalgalarının neden olduğu okyanustan kilometrelerce uzaklıktaki yıkıntıların toplanması işlemine başlanılmıştır. Bu işlem esnasında yıkıntı malzemeleri türlerine göre ayrılmış, özellikle elektonik eşyalar ve araçların ayrışımı işlemlerinde bu malzemeleri üreten üretici firmalarla beraber çalışılmıştır. Her firma kendi ürettiği malzemeyi toplayarak fabrikalarında yeniden yapım aşamasında kullanmak üzere depolamıştır. Hayatın yeniden normale dönmesi için tüm halk el birliği ile hareket etmiştir.

Japonya’da yaşanan bu büyük afet sonrası, afetin oluşturduğu hasarla başa çıkma yöntemleri dikkatle incelendiğinde, halkının afet konusundaki bilincinin yüksek olmasının bu afetin üstesinden gelmek konusunda ne denli önemli bir etken olduğu görülmektedir. Ana sınıfından beri afet konusunda eğitim gören ve her yıl ülke çapında afet tatbikatları yapan bir Japon vatandaşı, afet anında ve sonrasında ne yapacağının, tsunami anında önceden belirlenmiş toplanma bölgesine hangi yolları izleyerek gideceğinin bilinciyle hareket etmiştir. Afetten sonra her toplumda olduğu gibi Japon hükümeti de halkına yardım için büyük atılımlar yapmış olsa da, ülkemizden farklı olarak Japonya’da ki gelişmiş sigortacılık sistemi devlet üzerindeki yükü büyük ölçüde hafifletmiştir. Hükümet ve yerel yönetimler ile yetki ve kavram karmaşasının olmaması, tüm yardım ve yeniden yapılanma işlemlerinin kimler tarafından yapılacağının önceden belirlenmiş olması ve sorumluların sadece kendi yetki alanlarındaki iş ve işlemleri yapmak hususunda dikkatli oluşları afet bölgesinde olası karmaşayı önlemiştir. Kentlerin gelişmiş imar planlarına sahip olması, yapılacak her türlü yapının bu planlar dahilinde inşaa edilmesi, inşaat aşamalarında yapım kalitesine dair kanunlara uyulması afet sonrası yeniden yapılaşma aşamasının kolaylaşmasını sağlamıştır. Ocak 2012 itibariyle Japonya'daki enkaz kaldırma ve ayrıştırma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış olup, başta afetzedeler için yeni konutların inşaası olmak üzere iyileştirme ve yeniden yapılanma süreci ile ilgili yapılacak işler konusunda Japon Hükümetinin önünde uzun bir takvim vardır. Halen 1995 Kobe depreminin iyileştirme çalışmalarının devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, 2011 Tohoku depreminin iyileştirme çalışmalarının tamamlanması zaman alacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus Japonya'da iyileştirme çalışmalarının tamamlanması mantığının sadece konut yapımı ve afetzedelerin konutlara yerleşimi ile son bulması olarak algılanmadığıdır. Japonya'da iyileştirme yeniden kurulan yerleşimlerdeki sosyal ve ekonomik hayatın da afetten önceki halinden daha iyi hale getirilmesi, yaşam standartlarının daha yüksek seviyeye ulaşması için yapılan tüm işlemleri de kapsamaktadır.

2.5.4 Gediz Depremi (1970) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları

28 Mart 1970 günü saat 23.02’de 7,2 büyüklüğünde bir deprem Gediz ve yakın civarını vurmuştur. 1500 km2’yi aşan bir alanda etkili olan deprem sonucu birçok yerleşim biriminde can ve mal kayıpları olmuştur. Şekil 38'de Gediz depreminin yarattığı hasar ve deprem sonrası yazılı basındaki başlıklar sunulmuştur. Şekil 39'da ise Gediz depreminin etkilerini gösteren eş şiddet eğrisi haritası verilmiştir. Depremde 1086 kişi hayatını kaybetmiş

Page 121: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1265 kişi de yaralanmıştır. Afet sonucu toplamda 9452 konut yıkılmış ya da ağır hasar görmüş, 9480 konut orta derecede, 7737 konut ise hafif derecede hasar görmüştür. Acil yardım, geçici iskân faaliyetlerinin maliyetlerini de içerecek şekilde direk ekonomik kayıpların boyutu 56 milyon dolar civarındadır (Tercan, 2001).

Şekil 38. 1970 Gediz depremi sonrası basında yer alan fotoğraflar ve manşetler.

Page 122: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Deprem sonrası, ulusal ve uluslararası yardımlarla, geçici barınaklar, çadırlar, prefabrik okullar vb. sağlanmıştır. Her ne kadar afet sonrası acil barınma ihtiyacının kısa sürede karşılanması üzerinde durulmuş olmakla beraber, söz konusu barınma ünitelerinin yörenin iklim koşullarına ve ihtiyaçlarına, kış mevsimine uygunluğu dikkate alınmamıştır.

Şekil 39. Gediz depreminin etkilerini gösteren eşşiddet eğrisi haritası (Ergünay, 1990).

20.000 kadar konut değişik derecelerde hasar görmüş olmasına rağmen, yaklaşık bin

kadar geçici iskân barınağı ilk etapta sağlanabilmiştir. Barınma ihtiyacının geri kalanı, çadırlar, komşuda ikamet ya da afetzedelerin kendi kendine inşa ettikleri barınaklarla sağlanmıştır. Geçici iskân problemleri yaklaşık 3 ayda halledilebilmiştir. Toplamda; 26.000 çadır, 300 kulübe, 46 okul, 110 prefabrik dükkân, 16 sağlık Ocağı, 10 devlet yapısı geçici iskân üniteleri olarak inşa edilmiştir. Afetten sonra ortaya çıkan en sıkıntılı durum ise, Gediz itfaiye binasının çökmesi sonucu 2 itfaiyecinin ölmesi ve itfaiye araçlarının çöküntü altında kalması olmuştur. Sırf bu sebepten müdahalesi geciken yangınlarda, Gediz'de 350, Akçaalan'da 300 ve Kayaköy'de 120 konut yanmıştır (Ergünay, 1990).

Page 123: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İyileştirme çalışmaları kapsamında; 10.000 yeni konutun 1970-1971 kış sezonundan önce yapılması planlanmıştır. Bu, hasar tespit, hak sahipliği, yer seçimi, harita alımı, planlama, kamulaştırma, tahsis vb. iş ve işlemlerin yaklaşık 7 aylık süre dâhilinde tamamlanması, konutların yapılması ve teslim edilmesi anlamına gelmektedir.

Afet sonrası yapılan iyileştirme çalışmaları, sadece mağdur afetzedelerin barınma - konut ihtiyacının karşılanması olarak düşünülmemelidir. Ana amaç afete uğrayan bölgenin, afet öncesinden daha iyi hale gelmesini sağlamak olmalıdır. İşlerin altından kalkılması zor zaman dilimlerine sıkıştırılması, gerçekçiliğini, güvenirliğini ve kalitesini düşürecek, aynı zamanda maliyetleri de yükseltecektir.

Bu yüzden, Gediz ilçe merkezi ve tüm köylerin yer seçimi çalışmaları ve diğer tüm

araştırma etkinlikleri depremden 10 gün sonra başlamıştır. 10 jeoloji mühendisi, 8 sismolog ve 12 şehir plancısından oluşan bir teknik ekip, Gediz Merkez de dahil 102 yerleşim birimini çalışmış ve yeni yerleşim alanlarını tespit etmiştir. Ekibin ilksel yaklaşımı, Gediz ilçesini kendi yerinde yeniden yapılandırmak, ancak caddelerin genişliğini 12 metreye çıkarmak, nüfus yoğunluğunu 150 kişi/ha'a düşürmek ve bitişik nizam yapılaşmayı önleyici bir karar alınmasını sağlamak olmuştur. Afet sonrası ilk günlerden başlayarak, yerel halkın ve yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, kasabanın bulunduğu konumdan 7 km kadar güneye, boş ve kullanılmayan bir alana kaydırılması olmuştur ki bu alan gelecekte büyümeye de müsaittir. Bu görüş merkezi hükümet tarafından da uygun görülmüştür. Esasen bu ortak görüşün oluşmasında sadece afetzedelerin isteği değil, boş, mevcut şahıslara ait yapı ve arazilerin bulunmadığı bir alana inşaat yapmanın kolaylığı da etkili olmuştur. Böylece zamanında konutları yetiştirebilme kaygısı da içinde olmakla beraber, daha maliyeti yüksek bu alternatif tercih edilmiştir. İyileştirme çalışmalarının yer seçimi aşamasında, afetzedelerin yaşamak istediği yer, gelişime uygun ve afet tehlikesi olmayan bir alansa, bu hususlar mülkiyet durumundan daha önemlidir. Kamulaştırma yapmamak ve afet konutlarının maliyetlerini daha ucuza getirmek amacıyla, kentsel dokunun, gelişim alanlarının ve afetzedelerin istek ve tercihlerinin göz önünde bulundurulmadığı bir çok afet konutu uygulamasında ortaya çıkan son durum, afet konutlarının kullanılmaması, atıla bırakılması, viraneye dönmesi ya da hayvan barınağına dönüşmesi yoluyla milli servetin heba olmasıdır.

Gediz'in yeni yerine karar verildikten sonra, 20 kişilik bir ekip ile bir ay içerisinde yer

seçimi çalışmaları yapılmış, yaklaşık iki ay sonra ise kalıcı konutların inşası için hazır hale gelinmiştir (Şekil 40). 1970 Kasım ayı sonuna kadar, kesinleşen hasar tespiti, hak sahipliği çalışmaları neticesinde, 8549 konut, 182 işyeri, 310 okul ve diğer kamu binası ve 220 km yol yapımı tamamlanmıştır. 30 yerleşim biriminin elektrik, su ve atık su alt yapısı tamamlanmış, böylece kış gelmeden afete uğramış nüfusun yaklaşık %90'ı (EYY'ler ve hak sahipliği, yer seçimi çalışmalarında problemler olanlar hariç) kalıcı konutlarda ikamet etmeye hazır hale gelmiştir. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki, yer seçimi çalışmalarının tamamen sonuçlanması, 1982 yılına kadar devam etmiş, toplamda 9375 yeni konut, 589 iş yeri, 360 okul ve sosyal servis, 330 km yol inşa edilmiştir ve yaklaşık 25 milyon dolar toplamda harcama yapılmıştır (Ergünay, 1990; Tercan, 2001).

Page 124: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetzedelerin yer seçimi sonrası karar değiştirmesi, özellikle kırsal alanlarda köylerle ilgili ortaya çıkan uygun alan bulunmaması sorunları, seçilen alanların başka köylerin meralık alanları dahilinde kalması, köyler arası ya da aileler arası husumetler, afetzedelerin vefatı sonrası ortaya çıkan veraset ve/veya mülkiyet problemleri vb. bir çok nedenden dolayı bazen yer seçimi çalışmaları çıkmaza girmekte, sorunların kanunlar çerçevesinde çözülmesi (mahkemeler de dahil) uzun yıllar alabilmektedir.

Gediz merkezin yeni seçilen alanı için 8 jeolog, 8 sismolog ve 4 şehir plancısı yaklaşık

250 ha alanı çalışmış, 1/5000 ölçekli jeoloji haritaları, mühendislik jeoloji haritaları üretilmiştir. Jeologlar, alanı temel tehlike kuşaklarına ayırırken, plancılar ise diğer sentezleri yapmış ve verileri birleştirmişlerdir. Ayrıca hazırlanan plan, Gediz' in 1985' de bölgesel bir ticaret ve sanayi merkezi olacağını ve nüfusunun da 20.000'i aşacağını öngörmüştür. Şekil 41'da Gediz ilçesinin güncel uydu görüntüsü verilmiştir.

Şekil 40. 1970 depreminden sonra yeni yer seçimi yapılan yeni Gediz'in şehir planı (Ergünay, 1990).

Page 125: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 41. Gediz ilçesinin uydu görüntüsü (GoogleEarth, 02.03.2010).

2.5.4.1 Kırsal Yer Seçimi ve İyileştirme Afet güvenliği bazında, etkilenmiş nüfusu, kısmen ya da tamamen yeni yerlere taşımak gerekir ki, Gediz depremi sonrasında yapılan yeni konutların % 80' i kırsal yerleşimler için yapılmıştır (Mitchell, 1976). İyileştirme programının temelinde, devletin yerleşim birimlerini daha sağlam ve güvenli yerlere nakil etmesi temel politikasıysa da, her afet sonrası durumun kendisine özgü durumları vardır. Gediz depremi sonrası nakil işlemlerinde yapılanlar şöyle özetlenebilir:

• Depremde ciddi derecelerde hasar görmüş, yıkılmış köyler ve kasabalarda, afetzedeler için yeni konutlar yapılmıştır. Bunlar orijinal konumlarından 1 – 7 km arasında değişen mesafelerde yeni yer seçimi yapılan yerlere taşınmıştır.

Page 126: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Yıkımın kısmi ya da az gruplar halinde olduğu köy ve kasabalarda, yeni yerleşim orijinal konumunda, uygun araziler bulundukça gerçekleştirilmiştir.

• Gediz depreminden sonra, diğer örneklerinin aksine (Lice 1975 ve Erzurum 1983 depremleri), deprem mağdurlarının hasarlı konutlarda oturmaları engellenmemiştir.

• Yeni yer seçimlerinde, hazine arazileri ya da mülkiyeti ucuz alanlar, ana yollara yakınlık ve inşaat yapabilmek için topoğrafik olarak uygunluğa dikkat edilmiştir. Sonuç olarak, yeni yer seçimi yapılan yerlerin çoğu, meralık alanlar gibi köy tüzel kişiliğine ait alanlar olmuştur. Diğer alanların çoğu hazine arazisi, geriye kalanlar ise şahıslara ait tarım alanlarıdır.

• Elektrik, telefon ve yol gibi birçok hizmet deprem sonrası sağlanmıştır (Tercan, 2001). 2.5.4.2 Konut Projeleri ve Planları Deprem sonrası kentsel ve kırsal ihtiyaçlar gözetilmeksizin, köyler ve kasabalar için tasarlanan konut projelerinin genel hatlarında çok az farklılıklar vardı. Temel plan, mutfak, yatak odası, oturma odası ve tuvaletten ibaret 50 m2'lik tek katlı prefabrike konutlar ya da 3 katlı apartmanlardı. Devlet tarafından sağlanan bu konutların hemen hemen tamamı, kısa bir süre sonra, sahiplerince tasarımsal değişikliğe tabi tutuldu ya da oturma amacı dışında hayvan barınağı veya depo olarak kullanıldı. Hatta konutlara ek yapılar inşa edildi. Bölgenin geleneksel konutları, devletin yaptığı afet konutları ile karşılaştırıldığında, afet konutlarının bölgede kullanımı yaygın konut tipi, yapı taşı ve kullanım amacıyla örtüşmediği gözlenmiştir (Tercan, 2001). 2.5.4.3 Eski Yerleşim Alanları

Nüfusu günümüzde 20.000 civarında olan yeni Gediz kasabasının, afet tehlikeleri açısından (özellikle de deprem) daha güvenli olduğu düşünülmektedir. Bu yargıya varılmasını sağlayan faktörler; planlama safhasında afet tehlikelerinin detaylıca irdelenmesi ve afet risklerinin az olduğu bir alanın seçimi, iyi yer kullanımı, kolay ulaşım ve iyi planlanmış altyapı olarak sayılabilir. Deprem riski bu sayede en aza indirgenmiştir (Ergünay, 1990). Eski Gediz Kasabasının nüfusu 1970’den 1988’e kadar 3450 kişiye ulaşmıştır ancak idari sınırları belirsizdir (resmi olarak böyle bir kasaba görünmemektedir). Doğal olarak, tüm yapılaşmalar sağlıklı mühendislik hizmeti almaksızın ve her türlü denetimden uzak gerçekleşmeye devam etmiştir. Eski Gediz’in 2001 yılı itibariyle hala güncel imar planı yoktu ve tüm gelişimler az ya da çok 1970 depreminden önce var olan plan doğrultusunda, kontrolsüz olarak gerçekleşmeye devam etmiştir (Tercan,2001).

Page 127: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Bir yerleşim birimini tüm sosyal ve teknik öğeleriyle bir yerden başka bir yere taşımak ekonomik olarak çok maliyetli bir işlemdir. Ayrıca öngörülebilen ya da öngörülemeyen birçok problemi de beraberinde getirir.

Yeni Gediz kasabası, bir sanayi ve ticaret merkezi olarak, deprem sonrası planlarda ön görülenden çok daha hızlı büyümüştür. Elbette ki bu durum büyük arazi talebine ve jeolojik olarak görece güvensiz alanlara yasal olmayan yapılaşmayı da beraberinde getirmiştir. Nakledilen, yeni yer seçimi yapılan yerlerde oturma oranı oldukça yüksek olmakla birlikte, bazı yeni konut yapılan nakil alanlarında hiç oturulmamış ya da çok az iskân gözlenmiştir (Tercan, 2001). Yeni bir yerleşim yerine taşınma ya da yerleşim biriminin orijinal konumunda yeniden yapılanma kararları farklı yerel tepkiler ortaya çıkarmıştır. Örneğin, Dört Değirmen Köyünde, köyün hasar gören kısımlarının kısmi nakli hemen köyün orijinal konumunun yakınında olmasına rağmen, birçok konut depo olarak kullanılmış ya da boş bırakılmıştır. Yeni Muhipler köyünde ise, nakil işlemi köyün orijinal konumundan 2 km öteye yapılmasına rağmen, Yeni Gediz’e daha yakın olduğundan olsa gerek, oturma oranı daha yüksektir. Devletin konut yaptığı ancak hasarın genel olarak orta düzeyde kalmasından dolayı orijinal konumlarında yeniden inşaata ya da tamirata izin verdiği yerlerde, afet konutlarına ilgi azdı, genellikle depo olarak kullanıldılar. Neredeyse bütün konutların yıkıldığı ya da ağır hasar olduğu yerlerde ise afet konutları tamamlanır tamamlanmaz doldu. Eski köye dönmenin, tamirat yapmanın mümkün olmadığı yerlerde, yeni yerleşim yerinin fazla rüzgâr alması, az güneş alması ya da drenaj sıkıntısı gibi dezavantajları, yeni yerleşim yerinin yollara, su kaynaklarına yakınlığı, yerel pazar ve iş imkânları ile tolere edildi. Yeni yerleşim yerinde sosyal ve ekonomik bazı hizmetlerin sağlanması, kabullenme ile ilgili en önemli faktördü. Yeni yerleşimlerin tarım arazilerinden olan uzaklığı, özellikle gelişen yeni Gediz’de oluşan iş imkânları ile önemli bir problem olmaktan çıkmıştır. Hem depremden etkilenen köylerin hem de yeni yerleşimlerin yüksek oturma oranına kısa sürede kavuşması, kısmen hızlı nüfus artışı ve dolayısıyla ortaya çıkan konut ihtiyacı ile açıklanabilmektedir. Deprem sonrası sağlanan iş imkânları ve sosyo–ekonomik hizmetler, yeni yerleşim yerlerinin kabullenilmesinde önemli rol oynamıştır (Aysan ve Oliver, 1987). 2.5.5 Lice Depremi (1975) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları 6 Eylül 1975 günü, 6,9 büyüklüğünde bir deprem Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, Lice ve yakın civarında yıkıma yol açmıştır. 2385 kişi hayatını kaybetmiş ve 3339 kişi de yaralanmıştır. Deprem toplamda 193 yerleşim biriminde yıkıma yol açmış, 7713 konutun yıkılmasına ve 8543 konutun da çeşitli derecelerde hasar görmesine yol açmıştır. Odak

Page 128: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

derinliği 15 – 25 km olarak hesaplanan deprem 25 saniye kadar sürmüş ve 210.000 km2 alanda hissedilmiştir. 25 Eylül 1975’de meydana gelen bir büyük artçı deprem ise bir kaç yaralanmaya ve ek hasarlara yol açmıştır (Mitchell, 1976; Tercan, 2001).Şekil 42’da Lice depremine ait eş şiddet haritası verilmiştir.

Lice merkez, depremden önce 13 mahalleden ve 2238 konuttan oluşmaktaydı. Nüfus yoğunluğu deprem öncesi düşük olan afet bölgesinde, insanlar genellikle hayvancılık ile geçimlerini sağlarlardı, tarım kalitesi düşüktü ve bölge ekonomik olarak fakirdi.

Şekil 42. Lice depremine ait eş şiddet eğrisi haritası (Mitchell, 1976).

Deprem, Güneydoğu Anadolu Yitim Kuşağı boyunca yer alan bir ters fayda gerçekleşti ve dağın eteklerinde yerleşmiş olan Lice’ye deprem sarsıntısının yanı sıra, dağdan kopan dev parçalar da yuvarlandı. Sarsıntı ve kaya düşmeleri, insanların tonlarca taş, çamur ve ahşap altında kalmasına yol açtı. Sonuç korkunçtu. Sadece Lice’de 1500 kişi öldü. Lice’nin 13 mahallesinden 12’si tamamen yok oldu. On üçüncü mahalle, Yenişehir’de ise kısmen yıkım vardı. Hastaneler, okullar, eski belediye binası ve yeni belediye binası da dahil tüm devlet ve kamu binaları ya yıkıldı ya da ağır hasar aldı (Mitchell, 1976; Tercan, 2001).

Page 129: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.5.1 Acil Yardım ve Geçici İskân Çalışmaları

Deprem olur olmaz, Doğal Afetler Merkezi Koordinasyon Komitesi görev başı yaptı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı, İçişleri, Sağlık, Savunma Bakanlığı ve Kızılay yetkilileri göreve çağrıldı. Merkezi teşkilatlanma sağlanırken, bir yandan da Diyarbakır Sivil Savunma birlikleri, belediye, jandarma komutanı, polis kuvvetleri vb. yerel birimler acil durum eylem planlarını devreye sokmaya çalıştılar. Diyarbakır Valiliği Müdahale ve İlk Yardım Komitesi, acil kurtarma, enkaz kaldırma, çadır dağıtımı, ilk yardım hizmetleri, yemek dağıtımı, hasar tespiti ve güvenlik gibi konularda çalışacak alt komisyonlar oluşturdu. Askeri birlikler, depremden üç saat sonra afet bölgesine ulaştı ve kurtarma çalışmalarına başladı. Diyarbakır’da ve Lice yakınlarında helikopterlerin kalkıp inebileceği, depolama noktaları belirlendi. Esasen, helikopterler, bölgede ulaşımı zor, izole köylere de acil ulaşımın tek yoluydu. İlk yardım, arama kurtarma, barınma ve yemek konularında azami özen süratle sağlandı. İlk yardım çalışmalarına katkıda bulunulması için, ambulanslar, taksiler ve hatta yakınlardan geçen kamyonlar ve özel araçlar Lice yoluna yönlendirildi. Orduya ait bir mühendislik taburu, arama kurtarma çalışmalarında buldozerler, greyderler ve vinçlerle katıldı. 2.5.5.2 Planlama ve Yeni Yer Seçimi Çalışmaları

Depremden beş gün sonra, Deprem Araştırma Enstitüsü, yeni Lice’nin yer seçimi için jeolojik çalışmalarını tamamladı. Yeni yer, kasabanın eski konumuna göre 2 km güneyde yer alıyordu ve Gediz’dekinin aksine tüm kasaba sakinleri yeni Lice’ye taşındı. Lice ve Hani kasabaları için yeni planlar çizildi ve depreme dayanıklı konut tasarımları yapıldı (Şekil 43). Afetzedeler için, özellikle kaya düşmesi tehlikesinin az olduğu, jeolojik açıdan daha az tehlikeli alanlar belirlendi (Yanev, 1976; Tercan, 2001). Bingöl, 1971 depreminden sonra, Bingöl’den Lice’ye göç eden bazı afetzedeler için depreme dayanıklı, hafif ahşap iskeletten oluşan 150 kadar afet konutu, Lice – Hani kara yolunun hemen kenarına inşa edilmişti ve depremden çok az hasar (kaya düşmesinden kaynaklanan) ile çıkarak testi geçtiler (Mitchell, 1976). Böylece, bu yapılardan 3000 tane afetten etkilenen bölgeye yapılması kararlaştırıldı. Devlet günde 30 adet bu prefabrike yapılardan üretme kararı aldı (Yanev, 1976). Lice depremine çok miktarda uluslararası yardım yapıldı. Yaklaşık 15 milyon dolar yardım, yabancı özel ya da devlet kaynaklarından geldi. 2.5.5.3 Yeni Kalıcı Konutlar ve Sosyal Tesisler Ülkemizde konut yapım uygulamaları, bölgeler arası, gerek kullanılan malzeme gerekse tasarım açısından büyük farklıklılar içerir ve geçmiş öğretileri yansıtırlar. Lice bölgesindeki evler, Türkiye’nin bir çok yerinde özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Page 130: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Bölgesi’nde olduğu gibi, daha sonra bir kat daha çıkılabilsin diye düz teraslı, taş parçaları ya da blokları ile desteklenen kerpiç evlerdir.

Şekil 43. Deprem sonrası yeni Lice' nin imar planı (Tercan 2001) ve 09.03.2010 günlü Google Earth görüntüsü.

Depremden önce afet bölgesinde betonarme bina neredeyse yoktu. Bölgenin tipik

konut anlayışı afetin büyümesine davet çıkardı. Kerpiç duvarların kesme dayanımı hemen hemen yok gibidir ve ağır toprak damlar duvarlarla uygun şekilde bağlı değildir. Esasen duvarları ve damı bir arada tutan tek şey yer çekimidir. Dolayısıyla deprem nedeniyle Lice’de tüm konutlar ya yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür (Mitchell, 1976).

Afetten 54 gün sonra, 29 Ekim itibariyle, 1568 konut inşa edilmişti. Ayrıca, 40 dükkân, bir ilkokul, bir cami ve bir fırın da yapılmıştı. Yeni kasaba 28 km stabilize yola, 901 elektrik direğine, 32.050 metre elektrik kablosuna ve 22.463 metre su ve kanalizasyon hattına sahipti.

Depremden on ay sonra yeni Lice hemen hemen tamamlanmıştı. Toplamda, 2327

konut, 12 fırın, 4 cami, 6 kahve, 1 hamam, 192 iş yeri, 1 lise ve 1 de ilkokul yapılmıştı. Yeni Lice 20.000 kişilik bir nüfus için tasarlanmıştı. Yeni asfaltlanmış Lice – Kulp yolunun kenarına bir kaç resmi bina da inşa edildi. Lice’deki yeni konutlar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca

Page 131: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yapılmıştı ve ahşap çerçeveli, yalıtım malzemesi kaplı prefabrike panellere sahip ve oluklu saç ya da kiremitli damlardan oluşuyordu. Köylerin bazılarını özel mütahhitlik firmaları inşa etti ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca kontrol edildiler. 2.5.5.4 Köylerin Yeniden İnşası Lice yıkımın merkeziydi ancak civar köylerde de hasar çok büyüktü. Örneğin, Yamaç köyündeki kaya düşmeleri ve Yünlüce, Kipcak, Karpuzlu, Damar ve Gürbüz köylerindeki konutların tamamın çökmesi, depremin şiddetini, konutların ve yapım tekniklerinin zayıflığını gözler önüne seriyordu. Toplamda 188 köyde 5.555 konut yıkılmış ya da ağır hasar görmüştü. 3.783 konut orta hasara, 4.664 konut ise hafif hasara uğramıştı. Ankara’daki iki prefabrike konut fabrikası maksimum kapasite ile çalışarak Kasım ayı bitmeden 1500 konutun Lice’de yeniden kurulmasını sağladı. Kış gelmeden daha çoğuna ihtiyaç duyulduğundan, hükümet Avrupa ülkelerinden konut ithal edilmesini kararlaştırdı. Böylece, afet bölgesinde, daha önceki afetlerde görülmediği kadar çok çeşitlilikte farklı yapılar ortaya çıktı. Kırsal kesimde gerçekleşen nakil ve yeniden yerleşim işlemleri hakkında bilgi sahibi olunması için Yünlüce Köyü belirgin bir örnek teşkil eder. İsviçre Hükümeti ve afet teşkilatı, Türk hükümeti ile işbirliği içerisinde, Yünlüce Köyü’nü model bir İsviçre Köyü gibi inşa etmeyi kararlaştırmışlardır. İsviçreli bir araştırma ekibi, afet bölgesinde 29 Eylül ve 4 Ocak 1975 tarihleri arasında çalışmalar yapmış, yeni köy yerleşkesini orijinal yerinin 600 metre güneyinde seçmişlerdir (Şekil 44). 15 Ekim ile 26 Kasım 1975 tarihleri arasında 14 İsviçreli inşaat mühendisi, Yünlüce Köyü’nden işçiler ile çalışarak 50 konutu tamamlamıştır (Mitchell, 1976; Tercan, 2001). İsviçreliler köylüleri hayvanlarından ayırmanın yarattığı problemi fark edip 150 adet de hayvan barınağı inşa etmişlerdir. Köy su kaynağından 2 km kadar uzakta olduğundan bir su deposu inşa edilmiş ve kaynaktan depoya suyun borularla yer çekimi vasıtasıyla gelmesi sağlanmıştır. Kahverengi panjurlu, parlak yeşil çelik çatılı, beyaz renkli evler, yarı kuru araziyle belirgin bir tezat oluşturmuştur. Gediz depreminden sonra inşa edilen yeni yerleşimlerin konutları ile ilgili yerel halkın şikâyetleri esasen raporlanmıştır. Buna rağmen, yeni yerleşimlerin fiziksel düzenlemelerini, yapıların kalite kontrolünü, iç tesisat, su, hayvan barınakları vb. dikkate alan tavsiyeler Lice’de pek uygulanmamıştır (Tercan, 2001).

Page 132: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 44. Yünlüce (Lice) köyünün afet sonrası yeni planı (Mitchell, 1976) ve 10.03.2010 günlü Google Earth uydu görüntüsü.

2.5.6 Erzincan Depremi (1992) Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları Daha önce birçok kez büyük tarihsel depremlere uğramış olan Erzincan’da 13 Mart 1992 günü 6,8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem daha olmuştur. 653 kişi hayatını kaybetmiş, toplamda 44.671 konutun % 13’ü yıkılmış ya da ağır hasar görmüş, % 20’si orta hasara ve % 30’uda hafif hasara uğramıştır. Erzincan şehri yüzlerce yıllık bilinen tarihinde bir çok kez büyük depremlerle sarsılmıştır. Şehrin konumu da bu yüzden bir kaç kez değişmesine rağmen, yerli nüfus cesaretini kaybetmemiş ve bölgeyi terk etmemiştir. 13 Mart 1992’de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin merkez üssü şehir merkezinin 3 km güneydoğusundaydı ve yıkım büyük oldu. 15 Mart’da meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki artçı deprem (Pülümür yakınlarında) Kuzeydoğu Türkiye’deki hasarı arttırdı. Ama en çok yıkım Erzincan Merkez’de ana yolun her iki tarafındaki 400 metrelik kuşakta olmuştu (Şekil 45). Şehrin işyerleri ile dolu kısmı yerle bir olmuş, belediye binası, marketler, okullar ve konutlarda çeşitli derecelerde hasarlar oluşmuştu.

Toplamda, 653 kişi öldü, 385 kişi yaralandı, 29.306 konut ve 1.468 iş yeri hasar gördü (Şekil 46). Deprem 35 km çapında bir alanda etkili oldu. İlk acil müdahale hayatta kalanlar tarafından yapılmaya çalışıldı. Yardım çalışmaları, afetin hafta sonu gerçekleşmesi, iletişim

Page 133: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

hatları karayolu ve demir yolarının hasar görmesi, dondurucu soğuk (-15o) gibi nedenlerle aksadı.

Şekil 45. 15 Mart 1992 Erzincan Depremi eş şiddet dağılımı haritası (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Erzincan,1993).

2.5.6.1 Acil Yardım ve Geçici İskân Çalışmaları

Depremden hemen sonra, askeri personel ve polis kuvvetleri güvenliği sağladı. Deprem sonrası ilk 24 saate, yaklaşık 3.000 kişi enkaz altından, Erzincan’daki askeri personel ve organize olmamış gönüllüler tarafından kurtarıldı. El feneri, oksijen maskesi, kesici ve diğer gerekli malzemelerin eksikliği çalışmaları baltaladı. Ulusal ve uluslararası arama kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşması ile çalışmalar daha profesyonel bir hal aldı. Afeti izleyen 1 hafta içinde 10 değişik ülkenin gönderdiği arama kurtarma ekiplerince 378 kişi enkazlardan canlı çıkarıldı. Kızılay her gün 18.000 kişiyi doyurdu. Konutların yıkılması ya da hasarlı olması ve yeni şiddetli artçı deprem olasılığı nedeniyle, barınak ihtiyacı büyüdü. Böylece, 27.300 çadır ve 176.200 battaniye acilen dağıtıldı. Fark edilen ilk problem geçici barınmayı sağlayan çadırların yetersizliğiydi. Şehir merkezinde 28.000 ve toplamda 50.000 kadar aile çadır istemekteydi. İsteklerin çoğu

Page 134: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ihtiyaçtan ziyade tekrar deprem olur korkusuyla hasarlı ya da hasarsız evlere girmek istenmediğinden kaynaklanmaktaydı. Deprem sonrası ilk günlerde yayılan, özellikle de çadırların miktarı ve kalitesi ile ilgili asılsız söylentiler ilk yardım çalışmalarını baltaladı. Büyük arzı karşılayabilmek için ilk ay sadece 20.000 çadır şehre getirilebildi. Çadır dağıtım merkezlerinde yaşanan kaos sadece askeri kuvvetlerce engellenebildi. Ortaya çıkan durum karşısında, Kızılay dağıtım görevini Valiliğe devretti. Kızılay’ın çadır stokundaki yetersizlik sorunların kaynağı gibi görünüyordu.

Şekil 46. Erzincan’dan deprem sonrası görüntüler (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Erzincan, 1993).

Page 135: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Deprem sonrası elektrik, su, kanalizasyon ve telefon sistemleri çalışmaz hale geldi. Telefon ve elektrik hatları 3 gün sonra çalışır hale getirilirken, su ve kanalizasyon sistemi 4 hafta içinde belediyeye yoğun dış yardım sayesinde çalışır hale getirilebildi. Enkaz, yaklaşık 2 ay içerisinde, çeşitli devlet kurumlarına ait 500 kadar ağır iş makinesi sayesinde kaldırılabildi. Yaklaşık 10 tıbbi yardım ekibi tüm yerleşim birimlerini gezerek ilk yardım çalışmalarında bulundu. Prefabrike bir bina acilen hastane haline getirildi. Hasar görmeyen ya da az hasar gören okullar 15 gün içinde tamir edildi ve eğitime bu zamana kadar ara verildi. Doğal afetler Merkezi Koordinasyon Komisyonu, depremin hemen sonrasında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nda, Müsteşar, İçişleri, Sağlık, Savunma Bakanlığı temsilcileri ve Kızılay Başkanı’nın katılımı ile toplandı. Merkezi teşkilatlanma sağlanırken, bir yandan da Erzincan Valisi, 3. Ordu Komutanlığının ilgilileri, sivil savunma birlikleri, polis kuvvetleri vb. yerel birimler acil durum eylem planlarını devreye sokmaya çalıştılar.

Erzincan Valiliği Müdahale ve İlk Yardım Komitesi, acil kurtarma, enkaz kaldırma, çadır dağıtımı, ilk yardım hizmetleri, yemek dağıtımı, hasar tespiti ve güvenlik gibi konularda çalışacak alt komisyonlar oluşturdu. Alt komisyonlar, iki gün içinde, 3.000 çadır, 200 ton yiyecek ve 40.000 çadır dağıttı. Askeri personel afetten 2 saat sonra arama kurtarma çalışmalarına başladı ve ilk gece 300 den fazla kişi enkaz altından kurtarıldı, 800 yaralı Erzurum’daki hastanelere transfer edildi, uluslararası arama kurtarma ekipleri 15 – 16 Mart’ta Erzincan’a ulaşabildi. Erzincan Ankara arasında ulaşımı sağlayacak bir helikopter pisti kuruldu. Arama kurtarma çalışmaları 12 gün sürdü. Acil yardım ve geçici iskân döneminde, 27300 çadır, 176230 battaniye dağıtıldı. 338 prefabrik konut, 104 duş, 104 tuvalet, 104 çamaşırhane inşa edildi. Toplamda, 378 kişi kurtarıldı, 1530 konut, 139 işyeri, 1 banka, 1 galeri, 1 otel, 2 okul ve 2 hastane enkazı kaldırıldı (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Erzincan, 1993). 1992 Erzincan depreminin sonrası, Türkiye, dünya bankasının da yardımlarıyla, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarında yaklaşık 650 milyon dolarlık harcamada bulundu. 2.5.6.2 Planlama ve Yeni Yer Seçimi Çalışmaları Erzincan’da son 1000 yıl içinde meydana gelen 11 depremden sonra seçilen ve yeniden yapılanmaya gidilen yerler deprem zararlarından kurtulmaya yetmemiştir. 1939’da meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki depremde 32.000 kişi hayatını kaybetmiş, 1983’deki sarsıntı da ağır hasara yol açmıştır. Erzincan’ın ilk imar planı 1939 depremi sonrası yapılmış,

Page 136: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

1965’de revize edilmiş, 1967 ve 1981 yıllarında ise kısmi revizyonlarla İller Bankası’nca geliştirilmiştir. Erzincan’ın eski yerleşim alanı Fırat Nehri ve demiryolunun güneyinde kalan alandaydı. 1939 depreminden sonra şehir demiryolunun kuzey ve kuzeydoğusuna taşındı. Bu alan, “Geçici İskân Alanı” olarak adlandırıldı ve prefabrike evler buraya yapıldı. 1992 depreminden sonra, kışa kadar olan zaman kısıtlı olduğundan, mevcut enkazın varlığı ve getirdiği ekstra işlemler, boyutlarının uygun olmayışı vb. sebeplerden Erzincan için yeni yerleşim alanı şehrin doğusunda seçildi. Yeni yerleşim alanları, heyelan, su baskını, kaya düşmesi vb. tehlikelerin irdelendiği jeolojik kriterlere göre seçildi. Kırsal alanda yeni yerleşimler için, jeolojik olarak uygunsa afetzedeye ait mülkiyetler tercih edildi ya da toplu yerleşim alanları için uygun yerler arandı. Belediye sınırları içerisinde, yeni yerleşim alanları, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’nce onaylanmış olan imar planı doğrultusunda planlandı. Özellikle Erzincan Merkez’de, yeni yerleşim alanları 1998 kentsel gelişim planına göre planlandı ve yapılar 5 kat ile sınırlandı, mevcut binaların yükseklikleri de donduruldu. Yeni yerleşim alanları için, 282 yer seçimi yapıldı. Bu alanlar, halkın – köylülerin yaşam şekilleri ve işleri doğrultusunda planlandı. Yeni yerler, köylere yakın seçilmeye çalışıldı ve parsel büyüklükleri en az 500 m2 olacak şekilde ayarlandı. 1993 yılı itibariyle Erzincan ilinde kamulaştırma işlemlerine 6.5 milyar TL. harcanırken, Tunceli’ de de 5.250 milyon TL. harcandı (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Erzincan, 1993). 2.5.6.3 Yeni Kalıcı Konutlar ve Sosyal Tesisler Jeolojik, topoğrafik, iklimsel, ekonomik ve sosyal yapı çerçevesinde 3 konut türü yeniden yapılanma çalışmalarında uygulandı. İlki, geleneksel, 2 oda bir salon, tuvalet, banyo ve mutfaklı kent tipi evlerdi ve iki katlı olanlarında, her katta 2 daire vardı. İkinci tür konutlar, yine mutfaklı, iki oda bir salon, tuvalet, banyo ve mutfaklıydı. Bunların 3 katlı olanlarında her katta 4 daire, 4 katlı olanlarındaysa 2 daire bulunuyordu. Üçüncü tür konutlar, kırsal kesim için tasarlandı ve iki oda, bir salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşmaktaydı. Orta Doğu Teknin Üniversitesi (ODTÜ) ve İTÜ ile yapılan protokollere uygun olarak, yeni konutların yapımının kontrol işleri ve tamirat görecek konutların da güçlendirme işleri bu üniversitelere bırakıldı. Yerleşim alanlarında, 15 ve daha çok yeni konutun yapılacağı alanlarda, inşaat işlemi ihale yöntemi ile mütahhitlere verildi. Sayının 15’ den az olduğu yerleşim alanlarındaki yeni konut yapımlarında “Evini Yapana Yardım” yönetimi uygulandı. İhale yöntemi ile Erzincan Merkez’de 1.522, köylerde 2.295 konut inşa edildi. Toplam 3.551 konut bir yıl içinde, kalan 420 konut ise 15 Mayıs 1993’ den önce tamamlandı. EYY yöntemi

Page 137: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

ile 148 farklı yerleşim biriminde 1.382 konut inşa edildi. Toplamda 2.064 konut güçlendirildi (Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Erzincan, 1993). 2.5.7 1995 Dinar Depremi 1995 Dinar Depremi, 1 Ekim 1995 tarihinde yerel saatle 17.57’de meydana gelmiştir ve büyüklüğü 6,1 Ms olarak ölçülmüştür. 90 kişi hayatını kaybetmiş, 14.156 bina hasar görmüştür.

Devlet iyileştirme ve yeniden yapılanma döneminde yoğun yardım ve yatırım yapmıştır. Depremden hemen sonra Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından geçici barınma ihtiyacı; hak sahibi ailelere kira ödenmesi, kamu binalarında barınma, kamu tatil kamplarına ve prefabrik evlere yerleşme ile çözülmüştür (Akşit, 2000).

Kira yardımı alan halkın bir bölümü Dinar içindeki sağlam zeminli hasar görmemiş

mahallelerde geçici iskân sorununu kendileri çözmüşlerdir (Karaesmen, 1996; Taş, 2003).

Halkın konut ihtiyacını karşılamak amacıyla 4700 yeni konut inşa edilmiş olup, bunlardan 1500 adedi çok katlı olarak ilçe merkezinde bulunmaktadır. Orta hasarlı yapıların tekrar kullanılabilmesi için onarım teknikleri ve projelendirilmesi yapılarak, yaklaşık 110 adet betonarme bina bloğu ile 430 adet yığma konut biriminin takviyesi ve yenilenmesi yoluna gidilmiştir (Karaesmen, 1996; Taş, 2003).

2.5.8 27 Haziran 1998 Adana-Ceyhan Depremi

İyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında, halkın konut ihtiyacını

karşılamak için 5000 adet konut ihale yöntemi ile 3131 konut da evini yapana yardım fonundan yaptırılmıştır (T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 2002). Kalıcı konutlar Dünya Bankası ile TOKİ tarafından yaptırılmıştır. Bu deprem ilk kez çok sayıda prefabrike tek katlı fabrika binasını etkilemiş ve prefabrik yapılar için önemli sonuçlar göstermiştir (Taş, 2003). 2.5.9 1999 Depremleri Sonrası Yapılan İyileştirme Çalışmaları

17 Ağustos 1999 tarihinde yerel saat ile 03.02’de Kocaeli (İzmit) il merkezinin 12 km güneydoğusunda Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde Moment Büyüklüğü 7,4 olan bir deprem meydana geldi. İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bolu, Bursa, Eskişehir ve Yalova şehirlerinde ağır hasar ve can kayıpları oluştu.

Page 138: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

En fazla ölü sayısı ve ağır hasar Kocaeli ve Sakarya illerinde olmuştu. Başbakanlık Kriz Merkezinden elde edilen bilgilere göre 17.479 vatandaşımız ölmüş, 43.953 vatandaşımız ise yaralanmıştır (Özmen,2000).

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu deprem nedeniyle 66.441 konut ve 10.901 işyeri ağır hasara, 67.242 konut ve 9.927 işyeri orta hasara, 80.160 konut ve 9.712 işyeri hafif hasara uğramıştır (Şekil 47). 17 Ağustos depreminin yarattığı şokun etkisi daha geçmemişken, 12 Kasım 1999 tarihinde saat 18.57'de merkez üssü Düzce, büyüklüğü 7,2 olan ikinci bir depremle Marmara bölgesi bir kez daha sallanmıştır. Bu deprem Kuzey Anadolu Fay Zonundaki (KAFZ) Düzce fayında 40 km civarında yüzey kırığı oluşturmuştur. Yaklaşık 30 saniye süren deprem İstanbul, Ankara ve çevre illerde de hissedilmiş, özellikle Düzce, Kaynaşlı ve Bolu'da pek çok can kaybı ve hasara neden olmuştur. 12 Kasım 1999 depremi nedeniyle 26.704 konut ve 4,493 iş yeri ağır hasara, 37.825 konut ve 6950 iş yeri orta hasara, 40.944 konut ve 5.635 iş yeri ağır hasara uğramıştır. Depremde 763 vatandaşımız hayatını kaybederken, 4948 vatandaşımız da yaralanmıştır.

Depremde tüm çalışmalar Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi ile Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında, Bakanlıklarda, kamu kurum ve kuruluşlarında, illerde oluşturulan kriz merkezlerinin koordinasyonu ile sürdürülmüştür. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi; Kriz Koordinasyon Kurulu, Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu ve sekretaryadan oluşmaktadır. Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu hemen toplanarak depremle ilgili ilk değerlendirmeleri yapmıştır. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezince alınan önlemlerle bölgeye yardımların ulaştırılması, arama ve kurtarma çalışmaları için gerekli ekiplerin - ekipmanların, çadır, battaniye ve gıda maddelerinin bölgeye sevk edilmesi, yaralıların tahliyesi için çalışmalar başlatılmıştır.

Page 139: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 47. 17 Ağustos 1999 depremi sonrası Marmara Bölgesinden fotoğraflar (A.İ.G.M. Arşiv).

17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden sonra enkaz altından sağ olanların,

yaralıların ve ölülerin çıkartılması konusunda, ilgili resmi kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, halk ve yurtdışından gelen arama ve kurtarma ekipleri çalışmışlardır. Geçici barınma amacıyla Kızılay, diğer kurum ve kuruluşlar, hibe ve yardımlarla toplam 165.239 çadır dağıtılmış, 162 çadır kenti kurulmuştur. Depremzedelerin kış koşullarında barınmaları için prefabrike konutlar yapılmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile özel sektör ve bazı ülkelerden hibe olarak gelen prefabrike konutların 39.253 tanesi teslim edilmiştir. Çadır ve

Page 140: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

prefabrike konutların yanı sıra, bazı depremzedeler çeşitli Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesislere geçici iskân amacıyla da yerleştirilmiştir.

17 Ağustos depreminden sonraki ilk günlerde Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ne

bağlı gemiler, acil barınma gereksiniminin karşılanmasında kullanılmıştır. Bölgede geçici iskân çalışmaları tamamlanırken, kalıcı iskâna yönelik çalışmaların da yapılmasına başlanılmıştır.

Deprem bölgesindeki yıkım, enkaz kaldırma ve altyapı çalışmaları büyük ölçüde Köy

Hizmetleri, Karayolları, İller Bankası, Devlet Su İşleri (DSİ), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Türkiye Elektrik İletim Üretim A.Ş. (TEAŞ), Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) gibi kamu kuruluşlarının çalışmalarıyla gerçekleştirilmiştir (Taş, 2003).

17 Ağustos depreminin meydana gelmesinin hemen ardından ülke genelindeki tüm

kamu kurumlarından toplam 1500 teknik eleman hasar tespit çalışmalarını gerçekleştirmek üzere afet bölgesinde görevlendirilmiştir. Afetin büyüklüğü nedeniyle ön hasar tespit çalışmalarının yapılması beklenmeyerek, 20 Ağustos günü hemen Kesin Hasar Tespit çalışmalarına başlanmıştır. Çalışmalar 15 Eylül tarihinde tamamlanmış ve vatandaşlara 15 günlük bir itiraz süresi tanınmıştır.

7269 sayılı Kanun gereği 30 gün olan bu süre, çalışmaların hızla tamamlanabilmesi

için 15 güne düşürülmüş ancak olağanüstü koşullar nedeniyle süre bittikten sonra da itiraz dilekçeleri kabul edilmiştir. Dilekçelere istinaden gerçekleştirilen İtirazlar Hasar Tespit çalışmaları ise 1 Ekim tarihinde başlamış ve 31 Ekim tarihinde sonlanmıştır. Çalışmaların tamamlanmasından 12 gün sonra Düzce depreminin meydana gelmesi ve bu depremin de aynı afet bölgesini etkilemesi nedeniyle hasar tespit çalışmaları en baştan tekrar yapılmıştır.

Her iki deprem sonucunda toplam 10 ilimizde yapısal hasarlar meydana gelmiş olup; Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce 25.03.2000 tarihinde güncellenen hasar tespit icmaline göre toplam 96808 konut ve 15944 işyeri ağır derecede hasarlı ve yıkık olarak belirlenmiştir. Bu 10 ilimizde toplam 107340 konut ve 16815 işyeri orta derecede, 123771 konut ve 15753 işyeri ise az derecede hasar görmüştür. Bu konut ve işyerlerinden bazılarının hasar durumları mahkemeye intikal etmiş ve görülen davalar neticesinde bir kısmında değişiklikler olmuştur. Bu nedenle aşağıdaki tabloda verilen sayılar değişiklik gösterebilir.

Aşağıda 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremlerinden etkilenen Kocaeli, Sakarya,

Yalova, Bolu, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Düzce, Zonguldak ve Karabük illerindeki hasarın boyutu ve afet sonrası yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler sunulmuştur.

Page 141: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Tablo 3. 17.08.1999 ve 12.11.1999 depremlerinden etkilenen 10 ile ait hasar tespit verileri.

15753123771168151073401594496808TOPLAM

869133116108ZONGULDAK

18851166311591454075113895YALOVA

269927239376418406514624678SAKARYA

622145606586141100547835845KOCAELİ

210676KARABÜK

2280178702510151024473051İSTANBUL

32398181672190ESKİŞEHİR

160513070257310968387316666DÜZCE

51371255713141BURSA

1016575790260992192334BOLU

İŞYERİKONUTİŞYERİKONUTİŞYERİKONUT

AZ HASARLIORTA HASARLIYIKIK-AĞIR HASARLIŞEHİR

GÜNCELLENME TARİHİ : 25.03.2000

2.5.9.1 Kocaeli İlindeki Konutların Hasar Durumu 17 Ağustos 1999 depreminde; Kocaeli ilinde yüzde olarak en fazla can ve mal kaybı Gölcük ilçesinde olmuştur. Gölcük’teki konutların % 35,7’si ağır hasara uğramış ve bu ilçede yaşayan 5.025 kişi ölmüştür. Gölcük ve İzmit ilçe merkezlerinin deprem merkez üssüne uzaklıkları hemen hemen eşit olmasına rağmen Gölcük ilçe merkezinde İzmit ilçe merkezinin yaklaşık 2,5 katı fazla sayıda konut ağır hasara uğramıştır. Kocaeli yapılan yer seçimi çalışmalarından bir örnek olarak Gündoğdu bölgesindeki

kalıcı konutlar incelenecek olursak; Gündoğdu bölgesinde yer seçiminde yapılaşmaya en uygun alanlar jeolojik zemin etütleri sonucunda belirlenerek bu bölgede 141,4 hektar alanda 1606 konut ticaret alanı, eğitim ve kültür tesisleri, dini tesis, sağlık tesisi, açık ve yeşil alanları planlanmıştır.

Yerleşim alanlarının % 25'i rekreasyon alanı olarak kullanılmıştır. Daireler bürüt 99 m2 olup 3 yatak odası + salon + mutfak + banyo + wc ve antre, hol mekanları fonksiyonlarına uygun olarak planlanmıştır. Gündoğdu bölgesindeki 1606 adet konut 19.05.2001 tarihinde afetzedelere teslim edilmiştir (Şekil 48).

Page 142: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 48. Kocaeli Gündoğdu Bölgesinde tamamlanan afet konutları (Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2001).

2.5.9.2 Sakarya İlindeki Konutların Hasar Durumu

17 Ağustos 1999 depreminde; Sakarya ilinde en fazla can ve mal kaybı Sakarya il merkezi olan Adapazarı’nda olmuştur. Adapazarı’ndaki konutların % 27.04’ü ağır hasara uğramış (Şekil 49) ve burada yaşayan 3.694 kişi ölmüştür (Özmen, 2000).

Şekil 49. 1999 Marmara depremi sonrasında Sakarya ilinde meydana gelen hasar (Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2001).

Page 143: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra Sakarya depremden ders çıkaran bir anlayışın eseri olarak 300.000 nüfusun barınabileceği Karaman bölgesinde yerleşim gerçekleşmiştir (Şekil 50).

Şekil 50. Deprem sonrası Karaman Bölgesinde yapılan yeni afet konutları (Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2001).

2.5.9.3 Yalova İlindeki Konutların Hasar Durumu

17 Ağustos 1999 depreminde; Yalova ilinde yüzde olarak en fazla can ve mal kaybı Çiftlikköy ilçesinde olmuştur. Çiftlikköy’ deki konutların %19’u ağır hasara uğramış ve bu ilçede yaşayan 672 kişi ölmüştür (Özmen, 2000). Yalova ilinde afetzedeler için 2 farklı tip proje kullanılarak konutlar yapılmıştır (Şekil 51).

Page 144: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 51. 1999 Marmara depremleri sonrasında Yalova ili’ nde inşa edilen farklı bölgelerden afet konutları (AİGM, 2001). A) Subaşı afet konutları, B) Soğucak afet konutları. C) Çınarcık afet konutları.

A

B

C

Page 145: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.9.4 Bolu İlindeki Konutların Hasar Durumu 17 Ağustos 1999 depreminde; Bolu ilinde en fazla can ve mal kaybı Gölyaka ilçesinde olmuştur. Gölyaka’ daki konutların % 40.34’ü ağır hasara uğramış ve burada yaşayan 87 kişi ölmüştür (Özmen, 2000). Bolu ilinde 1999 depremleri sonrasında 1458 konut yapılmıştır (Şekil 52).

Şekil 52. Bolu ilindeki kalıcı konutlar (Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2001).

2.5.9.5 İstanbul İlindeki Konutların Hasar Durumu 17 Ağustos 1999 depreminde; İstanbul ilinde en fazla can ve mal kaybı Avcılar ilçesinde olmuştur. Avcılar’daki konutların % 3.26’sı ağır hasara uğramış ve burada yaşayan 274 kişi ölmüştür (Özmen, 2000).

Page 146: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.9.6 Bursa ve Eskişehir İllerindeki Konutların Hasar Durumu

17 Ağustos 1999 depreminde; Bursa ilinde en fazla can ve mal kaybı Mudanya ilçesinde olmuştur. Mudanya’daki konutların % 0.44’ü ağır hasara uğramış ve bu ilçede yaşayan 3 kişi ölmüştür. İzmit Körfezi depremi nedeniyle meydana gelen ağır hasarın % 0.09’u, orta hasarın % 0.65’i ve hafif hasarın % 1.17’si Bursa ilinde meydana gelmiştir. Gemlik ilçe merkezindeki konutların % 0.12’si, Mudanya ilçe merkezindeki konutların % 0.98’i ağır hasara uğramıştır. 2.5.9.7 Düzce, Zonguldak ve Karabük İllerindeki Konutların Hasar Durumu 12 Kasım 1999 depreminde Düzce ilinde en fazla can ve mal kaybı Kaynaşlı ilçesinde olmuştur (Şekil 53). Kaynaşlı’daki konutların % 72'si ağır hasara uğramış ve burada yaşayan 244 kişi ölmüştür. 12 Kasım 1999 depreminde Zonguldak ilinde toplam 108 konut - 6 iş yeri ağır, 312 konut - 3 iş yeri orta ve 953 konut - 8 iş yeri ise az hasara uğramıştır. Aynı depreminde Karabük ilinde toplam 10 iş yeri ağır, 74 konut - 71 iş yeri orta ve 99 konut - 84 iş yeri ise az hasara uğramıştır (Demirtaş ve Erkmen, 2000).

Şekil 53. Kaynaşlı’daki ağır hasar (Demirtaş ve Erkmen, 2000).

2.5.9.8. 17 Ağustos - 12 Kasım 1999 Depremleri Genel Değerlendirilmesi

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen İzmit Körfezi Depremi neticesinde bölge

altyapısında da büyük hasarlar ortaya çıkmıştır. Bu hasarlar ağırlıklı olarak bölgede yer alan karayolu ve demiryolu ulaştırmasıyla enerji dağıtım ve haberleşme sektörlerinde meydana

Page 147: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

gelmiştir. Depremin, imalat sanayi işyerlerinde, bina, makine, teçhizat, mamul ve yarı mamul stok kaybı, vasıflı ve vasıfsız işgücü eksilmesi gibi etkileri ortaya çıkarken, üretime ara verilen tesislerden kaynaklanan üretim kaybı ve ihracata yönelik kuruluşlar için muhtemel ihracat azalması şeklinde etkileri de söz konusudur. 1999 depremleri sonrasında yer seçimi çalışmalarında zorunluluk olmadıkça yerleşim merkezlerinin parçalanmamasına ve eski idari sınırların içerisinde kalmalarına özen gösterilmiştir. Öncelikli olarak zeminin sağlamlığı ve diğer jeolojik kriterler ön planda tutulmuş, hazine, özel idareler, belediye, köy tüzel kişiliğine ait olan ve bedelsiz sağlanabilecek araziler incelenmiş, bu bölgelerde uygun yer bulunmaması halinde ise zorunlu olarak şahıs arazileri seçilmiştir. Yer seçimi yapılacak sahaların büyüklüğü afetzede sayısına göre belirlenmiş olup seçilen sahaların şahıs arazisi olmaları durumunda kamulaştırma yapılmıştır (Şekil 54).

Şekil 54. Kocaeli Tepeköy – Ayazma Mahallelerinde yapılan afet konutları (Google Earth, 06.12.2010).

Page 148: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Köylerde yıkılan konutların yerlerinin uygun olmaması halinde ise köy sınırları içerisinde diğer olası sahalar değerlendirilmiş, bunlarında uygun olmaması halinde ise afetzedelerin il veya ilçe merkezlerine iç iskân yoluyla yerleştirilmeleri önerilmiştir. Yer seçimi çalışmalarında mümkün olduğu kadar bölge halkının ekonomik gücünü olumsuz yönde etkileyecek tarım arazilerinin seçilmesinden de kaçınılmış, alt yapı ve kamu tesislerinin yapımının en ekonomik ve en uygun olduğu sahalar tercih edilmiştir. Bu aşamada seçilen yerlerin mülkiyetinin itlaflı olmaması, orman ve kültür yapıları ile ilişkisinin olmamasına özen gösterilmiştir.

Yer seçimi çalışmalarının ilk aşamasında toplu konut alanlarının belirlenmesi için il, ilçe ve belde merkezlerinde gözlemsel etütler yapılmış, alternatif alanlar belirlenmiş ve aralarında en uygun olanın tespiti amacıyla bu alanlarda detaylı jeolojik - jeoteknik etütlerin yapılması önerilmiştir.

Ayrıca konu ile ilgili olarak, Marmara deprem bölgesinde ki il ve ilçe merkezlerinin, imar planlarını yenilemek üzere “plana esas jeolojik - jeoteknik etüt raporları” nın revizyonu istenmiştir. Plana esas jeolojik - jeoteknik raporu olmayan belediyeler, yeni rapor hazırlatmış, raporu olan belde ve belediyeler ise mevcut planları ve altlık raporlarında revizyona gitmişlerdir.

17 Ağustos-12 Kasım depremlerinde orta hasarlı konutlarda yaşayan 52.590

afetzedeye 1999 yılı itibariyle 70 milyon TL, orta hasarlı işyerleri sahibi 4.909 afetzedeye 3 milyon TL, köylerde ve şehirlerde E.Y.Y. yöntemiyle konut yapan 13.230 afetzedeye ise 12 milyon TL kredi verilmiştir.

1999 depremlerinde yapılan iyileştirme çalışmalarının farklılıklarından biri, özellikle

konut inşaatı yapım sürecinin Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca müşavir firmalar vasıtasıyla yaptırılmış olmasıdır. Aynı şeklide altyapı hizmetleri de İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, konut yapım sürecinde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı dışında, Dünya Bankası sermayesiyle kurulan Proje Uygulama Birimi’de rol almıştır.

2.5.10 2004 Ağrı – Doğubayazıt Depremi

Genel afet yönetimi şemasında, afet sonrası acil durum yönetimi (müdahale,

iyileştirme) ve yeniden inşa aşamalarına denk gelen süreç, 02 Temmuz 2004 tarihindeki depremle başlamıştır. Kurtarma ve ilk yardım, hasar tespiti çalışmaları, hak sahipliği çalışmaları, yer seçimi, harita-kadastro kamulaştırma çalışmaları, yapı projelerinin hazırlanması, imar planının hazırlanması, inşaat süreci ve yapı teslimine kadar olan etapları içermiştir. Genelde birbirini izleyen etaplar halinde olan yeniden yapılanma sürecinde bazı etaplar eş zamanlı yürütülmüştür.

Page 149: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Doğubayazıt Depremi örneğinde; yapıların inşaatına başlanıncaya kadar olan işlemler; Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile Ağrı Valiliği tarafından, 7269 sayılı Afetler Yasası ve ilgili yönetmelikleri kapsamında yürütülmüş, inşaat aşaması ise farklı firmalara ihale edilerek yaptırılmıştır. 2004 Doğubayazıt Depremi örneğinde “Kurtarma ve Acil Yardım” işlerinin çoğu köylüler tarafından yapılmıştır. Bunların dışında ilk etapta Doğubayazıt İlçesi ve Ağrı İlindeki sivil savunma birimleriyle bölgedeki askeri birliklerin katkıları olmuştur. Deprem sonrası geçici iskân alanı olarak köylerin içinde ve kenarında bulunan boş alanlar üzerine afetzede çadırları kurulmuştur.

2004 Doğubayazıt Depremi örneğinde, Ağrı Valiliği’nde (Bayındırlık ve İskân

Müdürlüğü) çalışan teknik elemanlarınca “Kurtarma ve Acil Yardım” aşamasının hemen ardından ‘Ön Hasar Tespiti’ işlemlerine başlanmıştır. Deprem afetinden yaklaşık 15 köy kısmen veya tamamen etkilendiğinden kesin hasar tespiti ve itirazlar diğer bölgesel afetlere göre kısa bir süre içerisinde değerlendirilerek sonuçlandırılmıştır. Yapılan hasar tespiti işlemlerine göre 2004 Doğubayazıt Depreminde 17 kişi hayatını kaybetmiştir. Bununla birlikte, 500 konut, 99 ahır ve samanlık yıkılmış, 25 büyükbaş hayvan ve 23 koyun telef olmuştur. Kesinleşen hasarlı yapı sayıları doğrultusunda hak sahipliği çalışmaları, yer seçimi çalışmaları ve uygulanacak yapı projesi çalışmaları başlatılmıştır.

Doğubayazıt İlçesi ve köylerinde de hak sahipliği çalışmaları; Bayındırlık ve İskân

Bakanlığı (Afet İşleri Genel Müdürlüğü) elemanlarıyla desteklenen Ağrı Valiliğine bağlı Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü çalışanları tarafından yürütülmüştür. Hak sahipliği çalışmaları sonunda; Doğubayazıt İlçesi genelinde afetzedelerden 500’ü konut, 102’si de ahır hak sahibi olmuştur. Araştırma kapsamındaki köylerde yaşayan afetzedelerin de 385’i konut hak sahibi olmuştur.

“Yeni Afetzede Yerleşim Alanı Seçimi” sürecinde, Afet İşleri Genel Müdürlüğü

personeliyle desteklenen Ağrı Valiliğinden Şehir Plancıları, Jeoloji Mühendisleri, Hidrojeoloji Mühendisleri, Harita ve Kadastro Mühendisleri ve teknikerleri birlikte çalışarak yeni yerleşim alanlarını belirlemiştir. Hak sahipliği çalışmalarıyla eş zamanlı olarak, Doğubayazıt yeni afetzede yerleşim alanlarının seçiminde, değişik alternatif alanlarla ilgili mülkiyet, zemin yapısı, ulaşım-erişilebilirlik vb. konularında araştırmalar yapılmıştır.

Deprem ve yangın afetlerinden etkilenen alanlarda eğer başka bir afet riski yoksa bu

alan tekrar yeni yerleşim yeri olarak seçilebilmektedir. Dolayısıyla, örnek alan olarak seçilmiş yerleşimlerden Sağlıksuyu Köyündeki afetzedeler için eski konut yerleri veya yakınındaki alanlar yeni yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Kutlubulak, Yalınsaz ve Yığınçal köylerinde su baskını, kaya düşmesi ve çığ afeti riski olduğundan bu köylerin yeni yerleşim alanları değiştirilmiştir.

Page 150: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Doğubayazıt İlçesi ve inceleme alanı olarak seçilen köylerin kadastrosu daha önceden yapılmıştır. Hasar tespiti, hak sahipliği ve yer seçimi aşamalarında, mevcut olan köy içi kadastro paftaları kullanılmıştır. İmar planı çalışmalarının yapılabilmesi için, güncel hâlihazır haritalara ihtiyaç vardır. Yer Seçim Protokolü (YSP) ile belirlenen alanın güncel hâlihazır haritası alınıp, kadastroyla ilişkilendirilerek plan altlığı hazırlanmıştır. Yer Seçim Protokülündeki ölçütlere göre (YSP) belirlenen sınır içerisinde koruma-kullanma alanları dikkate alınarak afetzede yerleşim alanı imar planı hazırlanmıştır. Afet sonrası yeni yerleşim yeri olarak genelde Hazineye ait alanlar seçilmiştir (Tercan, 2008).

2.5.11 2010 Elazığ Depremi

8 Mart 2010 tarihinde yerel saat ile 04.32’de Elazığ’da orta şiddette bir deprem meydana gelmiştir. AFAD, Deprem Dairesi kayıtlarına göre Elazığ - Kovancılar merkezli bu depremin büyüklüğü ML=5,8, dışmerkez koordinatları 38,7665K – 40,0712D ve odak derinliği 5 km’dir. İlk depremden sonra oluşan artçı depremlerin büyüklükleri 1,7 ile 4,9 arasında değişmektedir (Şekil 55). Aynı gün yerel saat ile 09.47’de bir deprem daha meydana gelmiş ve depremin dışmerkezi Elazığ - Palu (38,7355K; 40,0090D), büyüklüğü ML=5,6 ve derinliği 5 km olarak verilmiştir. Meydana gelen depremler sığ odaklı olup özellikle Kovancılar - Başyurt - Karakoçan - Gökdere’de ve Elazığ’da kuvvetlice, Giresun, Erzurum, Erzincan, Batman, Tunceli, Malatya, Bingöl, Diyarbakır ve civarında da hafif şiddette hissedilmiştir.

Şekil 55. ML= 5.8 ve ML= 5.6 depremler ve ML≥ 5.0 artçı şoklar (http://www.deprem.gov.tr).

Page 151: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı, 8 Mart 2010 Elazığ Depremleri Değerlendirme raporunda belirtildiği üzere; 08 Mart 2010’da meydana gelen ML=5,8 ve ML=5,6 büyüklüklerindeki depremlerden sonra büyüklüğü, M ≥ 4 olan artçı depremlerin P dalgası ilk hareket yönü dikkate alınarak yapılan odak mekanizması ve moment tensör çözümleri, bu depremlerin normal bileşeni olan sol yönlü doğrultu atımlı faylardan kaynaklandığını işaret etmektedir (Şekil 56).

Şekil 56. 08 Mart 2010 ML= 5.8 Elazığ-Kovancılar, ML= 5.6 Elazığ-Palu ve ML ≥ 4 artçı depremlerinin odak mekanizması çözümleri.

Depremlerden sonra ilk belirlenen bilgilere göre bölgedeki yüze yakın köy ve mezra

depremden etkilenmiş, Okçular köyü 21, Yukarı Demirci köyü 14, Kayalık köyü 1, Göçmezler köyü 3, Yukarı Kanatlı köyü 3 kişi olmak üzere toplam 42 kişi hayatını kaybetmiş, 137 kişi yaralanmıştır. Hasar özellikle depremin dış merkezine yakın bölgede Okçular, Karasungur,

Page 152: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yukarı Mirahmet ve İsaağası Mezrası arasında kalan bölgede yoğunlaşmıştır. Şekil 57’de depremin oluşturduğu yapısal hasara ait fotoğraflar ve Şekil 58’de Elazığ Valiliği tarafından hazırlanan hasar grafikleri verilmiştir.

Şekil 57. Deprem sonrası köylerdeki konutlardaki yapısal hasarı gösteren fotoğraflar.

Page 153: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 58. Elazığ Valiliği tarafından hazırlanan hasar durumunu gösteren grafikler (http://www.elazig.gov.tr/p997-rakamlarla-elazig-depremi.html)

Page 154: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Rakamlarla Elazığ Depremi

Depremin Şiddeti 6.0

Etkilenen Yerleşim Birimleri Sayısı 343

Etkilenen Nüfus Sayısı (Yaklaşık) 30.000

Hayatını Kaybedenlerin Sayısı 42

Yaralananların Sayısı 137

Telef Olan Hayvan Sayısı

Büyükbaş 235

Küçükbaş 2797

Hasar Gören Konutların Sayısı

Az Hasarlı 4075

Orta Hasarlı 1643

Ağır Hasarlı 3005

Toplam 8723

Hasar Gören Ahırların Sayısı

Az Hasarlı 1743

Orta Hasarlı 879

Ağır Hasarlı 2206

Toplam 4828

Hasar Gören İşyeri ve Diğer Yapıların Sayısı

Az Hasarlı 399

Orta Hasarlı 162

Ağır Hasarlı 229

Toplam 790

Depremden sonra 30.04.2010 tarihine kadar günde 3000 kişiye 3 öğün sıcak yemek çıkartılmıştır. 24.05.2010 tarihine kadar yaklaşık 3000 aileye yetecek muhtelif giyim malzemesi ve yaklaşık 3000 aileye yetecek muhtelif gıda malzemesi dağıtılmıştır. Afet sonrası 1.686.000 TL acil yardım ödeneği iline gönderilmiştir.

Depremden sonra haksahipliği, borçlandırma ve yer şeçimi çalışmaları eş zamanlı olarak yürütülmüş olup ve 6 ay gibi kısa bir süre sonra afet konutlarının büyük bir çoğunluğu tamamlanarak afetzedelere teslim edilmiştir (Şekil 59 ve 60).

Page 155: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 59. Elazığ ili, Karakoçan ilçesi ön yerseçimi çalışmalarına ait dağılım grafiği.

Page 156: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Hasar Tespit Komisyonunca Tespiti Yapılan Yerleşim Alanlarındaki Yapıların Hasar Durum İcmalleri

Dağıtılan Çadır Sayısı 3.190

Dağıtılan Battaniye Sayısı 7.276

Dağıtılan Soba Sayısı 1.132

Dağıtılan Yatak Sayısı 1.060

Dağıtımı yapılan Ekmek Sayısı (Yaklaşık) 120.000

Dağıtılan Ev Eşyası 10.161 Adet

Dağıtılan Gıda Miktarı 155.028 Kg; 88.346 Adet

Dağıtılan Giyim Miktarı 41.698 Adet

Dağıtılan Temizlik Eşyası 110.676 Adet

Şekil 60. 07.11.2010 tarihinde teslim edilen 1474 afet konutu.

Page 157: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.12 2011 Kütahya - Simav Depremi 19.05.2011 günü, saat 23.15’de Ml: 5,7 büyüklüğünde Kütahya-Simav merkezli bir deprem meydana gelmiştir. Depremin dış merkez koordinatları 39,1328 K – 29,0820 D, odak derinliği 24.46 km. olarak belirlenmiştir (Şekil 61). Depremden sonra Mayıs ayı sonuna kadar büyüklükleri 1,3 – 4,8 arasında değişen 2.422 adet artçı deprem meydana gelmiştir. Orta büyüklükteki bu deprem başta Simav ilçe merkezi ve köyleri olmak üzere bölgede önemli yapısal hasara neden olmuştur.

Resmi ön hasar tespit sonuçlarına göre depremin Kütahya’nın Simav, Şaphane, Hisarcık ve Pazarlar ilçelerinde “genel hayata etkili” olduğu ilan edilmiştir. Bu ilçe merkezleri ile köy ve beldelerinde yürütülen hasar tespit çalışmaları kapsamında incelenen 31.127 konut, işyeri, depo, ahır ve samanlık incelenmiştir. Yapılan odak mekanizması çözümleri incelendiğinde depremin normal bir faydan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır (Şekil 62).

Şekil 61. 19 Mayıs 2011 Simav depreminin merkez üstü ve Simav yakın çevresinin aktif fayları (AFAD, 2011, http://www.deprem.gov.tr).

Page 158: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 62. Kütahya-Simav ana şok ve artçı depremlerinin odak mekanizması çözümleri (AFAD, 2011, http://www.deprem.gov.tr).

Simav, Şaphane, Pazarlar ve Hisarcık merkez, köy ve beldelerinde, yapılan kesin hasar tespit çalışmaları kapsamında toplam 44.002 yapı (konut, işyeri, depo, ahır ve samanlık) incelenmiştir (Şekil 63). Bu incelemeler sonucunda, 199 yıkık, 2.867 ağır hasarlı, 1.761 orta hasarlı, 13.131 az hasarlı, 13.169 hasarsız konut, işyeri, depo, ahır ve samanlık tespit edilmiştir.

AFAD tarafından Kütahya Valiliği emrine, acil ihtiyaçların karşılanması için toplam 5 Milyon TL acil yardım ödeneği göndermiştir. Afetzedelere toplam 6.690 çadır, 24.065 battaniye ve 9.044 yatak dağıtılmıştır. Sağlık Bakanlığı ekiplerince yaklaşık 3.000 afetzedeye sağlık hizmeti verilmiştir.

10.500 depremzede vatandaşa ve görevli tüm personele 3 öğün sıcak yemek hizmeti

verilmiştir. Şaphane İlçesinde 43 aile konuttan, 2 aile işyerinden, 14 aile ahırdan, Pazarlar İlçesinde 49 aile konuttan, 2 aile ahırdan, Hisarcık İlçesinde 69 aile konuttan, 11 aile ahırdan, Kütahya genelinde ise 1.254 aile konuttan, 75 aile işyerinden ve 113 aile de ahırdan hak sahibi kabul edilmiştir.

AFAD tarafından Simav Merkezde 3 grup halinde toplam 928 konut TOKİ Başkanlığı aracılığı ile yaptırılmıştır. Konumuna göre fiyatların 65 bin lira ile 87 bin lira arasında değiştiği

Page 159: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

deprem konutlarını vatandaşların ilk 2 yılı ödemesiz 20 yılda ve faizsiz bir şekilde ödemeleri planlanmıştır.

Şekil 63. Depremden sonra oluşan yapısal hasarı gösteren fotoğraflar.

Page 160: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2.5.13 Ekim ve Kasım 2011 Van Depremleri 23.10.2011 tarihinde yerel saat ile 13.04’de Van Merkezde, ilk hesaplamalara göre büyüklüğü Mw=7,0 olan bir deprem meydana gelmiştir (Şekil 64). Mw=7,0 büyüklüğündeki depremden sonra, 09.11.2011 tarihinde Van Gölü içerisinde (Edremit İlçesi yakınlarında) büyüklüğü Ml=5,6 olan bir deprem daha meydana gelmiştir (Şekil 65).

Şekil 64. 23 Ekim 2011 Van-Merkez Depreminin çeşitli kuruluşlarca verilmiş dış merkez koordinatları (AFAD, DAD, 2011).

09 Aralık 2011 itibariyle; 23 Ekim 2011 tarihli Mw=7.0 büyüklüğündeki depremden sonra Van bölgesinde büyüklükleri 1.7 ile 5.8 arasında değişen 6284 artçı şok meydana gelmiştir. İlk depremde 604, ikinci depremde ise 40 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, toplam 252 vatandaşımız enkazlardan sağ olarak kurtarılmıştır.

Depremin ilk anlarında; AFAD, 11 ilde bulunan Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlükleri ile illerden arama - kurtarma ekiplerini, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ekiplerini bölgeye sevk etmiştir.

Page 161: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 65. 09 Kasım 2011 Van-Edremit depreminin çeşitli kuruluşlarca verilmiş dış merkez koordinatları (AFAD, DAD, 2011).

Şekil 66’da, her iki depremden sonra Van merkez ve köylerinde meydana gelen yapısal hasarları gösteren fotoğraflar sunulmaktadır.

Page 162: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 66. Van merkez ve köylerinde meydana gelen yapısal hasarları gösteren fotoğraflar.

Page 163: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Van ilinde ilk deprem sonrası ilk 72 saate yapılan iş ve işlemler aşağıda özetlenmiştir.

İlk 6 saatte gönderilen eleman ve ekipman envanteri:

Arama kurtarma personeli :903

UMKE ve Sağlık Ekibi :159 Personel + 7 Ekip

Araç :192

Ambulans :40 (5 hava ambulansı)

Arama köpeği :9

Kızılay tarafından gönderilen;

Çadır :2.471

Battaniye :7.046

Gıda Paketi :1.120

Gıda Kolisi :10.040

İlk 12 saatte gönderilen eleman ve ekipman envanteri:

Arama kurtarma personeli : 1.908

UMKE ve Sağlık Ekibi : 625

Araç : 267

Ambulans : 91 (7 hava ambulansı)

Arama köpeği : 12

Genelkurmay Başkanlığı Uçağı : 9

THY Uçağı : 4

Çadır : 2.546

Battaniye : 7.648

Gıda Paketi : 1.120

Gıda Kolisi : 10.040

İlk 18 saatte gönderilen eleman ve ekipman envanteri:

Arama kurtarma personeli : 2.318

UMKE ve Sağlık Ekibi : 680

İş Makinesi ve Araç : 355

Page 164: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ambulans : 108 (7 hava ambulansı)

Arama köpeği : 12

Genelkurmay Başkanlığı Uçağı : 12

THY Uçağı : 9

Çadır : 6.377

Battaniye : 16.788

Gıda Paketi : 1.120

Gıda Kolisi : 10.064

Seyyar Mutfak : 21

Mutfak Seti : 1.719

Katalitik Soba : 3.812

Uyku Tulumu : 425

İlk 24 saatte gönderilen eleman ve ekipman envanteri:

Arama kurtarma personeli : 2.522

UMKE ve Sağlık Ekibi : 699

İş Makinesi ve Araç : 384

Ambulans : 113 (7 hava ambulansı)

Arama köpeği : 12

Genelkurmay Başkanlığı Uçağı :16

THY Uçağı : 10

Jeneratör : 33

Seyyar Tuvalet : 95

Çadır : 8.544

Battaniye : 25.229

Gıda Paketi : 1.120

Gıda Kolisi : 10.064

Seyyar Mutfak : 21

Mutfak Seti : 2.619

Katalitik Soba : 3.812

Uyku Tulumu : 425

Page 165: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Bölgeye Gönderilen Yardımlar (Toplam)

Arama kurtarma personeli : 5.267

Sağlık personeli : 2.976

Arama köpeği : 34

İş makinesi ve araç : 732

Ambulans : 201

Seyyar hastane : 11

Jeneratör : 146

Projektör : 79

Wc-duş konteyneri : 151

Çadır : 76.802

Genel maksat çadırı : 480

Prefabrik ev : 310

Mevlana evi : 3.794

Battaniye : 336.089

Yorgan : 1.940

Yatak : 2.007

Seyyar mutfak : 37

Mutfak seti : 3.149

Soba/ısıtıcı : 27.573

Uyku tulumu : 7.192

Kampet : 1.536

Ayrıca uluslararası yardımlar kapsamında Ülkemize; A.B.D., Almanya, Azerbaycan,

Fransa, Rusya, Belarus, Kazakistan, Ukrayna, Mısır, İrlanda, İsviçre, İsrail, Cezayir, Ermenistan, Belçika, Katar, Japonya, Güney Kore, Suriye, İsveç, İtalya, İngiltere, Romanya, İspanya, Pakistan, Avusturya, Ürdün, Kırgızistan, Türkmenistan, Kanada, Finlandiya, Hollanda, Norveç, Tunus, İran, Irak, Bahreyn, Malezya, K.K.T.C., Bulgaristan, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve BM OCHA toplam 29.222 çadır, 250 prefabrik ev, 28 genel maksat çadırı, 95.490 battaniye, 147 yaşam konteyneri, 536 kampet, 1.000 yatak, 684 ısıtıcı ve 40 jeneratör göndermiştir.

Depremden sonra neredeyse şehrin tamamı için (1 milyonu aşkın nüfus) barınma

ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede; Van merkez ve Erciş ilçesinde ilk etapta kurulan 14 çadırkentte yaklaşık 17 bin vatandaşımız barındırılmıştır (Şekil 67). Çadırkentlerde sıcak su,

Page 166: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

wc ve duş imkânları, sosyal mekânlar, okul öncesi eğitim, sağlık, dini ve psikolojik destek hizmetleri sunulmuştur. Soğuk hava koşulları ve yoğun kar yağışı dikkate alınarak Van merkez ve köyleri ile Erciş merkez ve köylerinde depremzede vatandaşlarımıza 115 bin tonun üzerinde kömür dağıtımı yapılmıştır.

Şekil 67. Depremden hemen sonra Van’da kurulan çadır kentler.

Ayrıca; Valiliklerde oluşturulan bürolar vasıtasıyla 35.976 afetzede, deprem

bölgesinden nakledilerek, kamu tesislerine yerleştirilmiştir. Erciş’te kurulan 8 aşevinde günlük ortalama 81 bin, Van’da kurulan 3 merkez aşevinde günlük ortalama 60 bin öğün sıcak yemek dağıtımı yapılmıştır.

Afetzedelere gelen yardımların daha koordineli ve düzenli bir şekilde dağıtılması

amacıyla, 1.300 m²'lik alanda 30 kişilik bir ekip ile hizmet veren bir giyim market oluşturulmuştur. Çadırkentler başta olmak üzere, yaklaşık 6 bin ailenin 43 binden fazla ferdi, giyim ihtiyacını buradan karşılamıştır.

Afetzedelerin kışı rahat ve sıcak bir ortamda geçirebilmeleri için yaklaşık 30 bin yaşam

konteynırı sağlanmıştır. Erciş’te 4, Van Merkez’de 31 olmak üzere toplam 35 alan, konteynırkent alanı olarak tespit edilmiştir. Bölgeye gönderilen 2 oda, banyo, mutfak ve tuvaletten oluşan 21 metre karelik yaşam konteynırlarına, 150 binden fazla afetzede yerleştirilmiştir (Şekil 68).

Page 167: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 68. Depremden sonra kurulan konteyner kentler.

Page 168: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yapılan değerlendirmeler çerçevesinde; AFAD tarafından Van İli ve köyleri ile Erciş İlçesi ve köyleri için “Genel Hayata Etkililik” kararı alınmıştır. İlk etapta toplam 15 bin konutun yapılması ve afetzedelerin yerleştirilmesi planlanmıştır (Şekil 69). 2012 yılında TOKİ tarafından ilk etapta;

• Van İl merkezinde 10 bin konutun,

• Erciş İlçe merkezinde 5 bin konutun, sosyal donatılarıyla birlikte inşası planlanmıştır.

Hak sahipleri konutların geri ödemelerini ilk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 18 yıl eşit taksitler halinde olmak kaydıyla 20 yılda gerçekleştirecektir. Orta hasarlı konutlar için hak sahiplerine 15 bin TL güçlendirme kredisi verilecektir. Bu kredinin geri ödemesi; ilk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 8 yıl eşit taksitlerle faizsiz olmak kaydıyla 10 yılda gerçekleşecektir. Az hasarlı konutlar için 1.250 TL karşılıksız yardım yapılacaktır. İl genelindeki iş yerleri için;

• İl ve ilçe merkezlerinde yıkık ağır dereceden hak sahibi olan ve hak sahibi olduğu ilin, il ve ilçe merkezinden hazır işyeri satın almak veya yapmak isteyenlere 50 bin TL,

• Belde merkezi ve köylerde yıkık ağır dereceden hak sahibi olan ve hak sahibi olduğu ilin belde merkezi ve köylerinden hazır işyeri satın almak veya yapmak isteyenlere 15 bin TL kredi kullandırılması uygun görülmüştür.

İşyeri hak sahipleri tarafından yapılacak geri ödemeler; • İşyerleri yıkılan afetzedelerden, haksahibi kabul edilecek aileler ile ülke genelinde

çeşitli afetler nedeniyle işyerinden haksahibi kabul edilenlerden işyeri verilen veya verilecek olanların borçlarının geri ödeme süresinin 7269 sayılı Kanun’un 40’ıncı maddesi gereğince;

• 10 yıla çıkarılması, yıllık % 4 faizli, ilk 2 yılı ödemesiz, 8 yılda yıllık eşit taksitler halinde tahsil edilmesi uygun görülmüştür.

• Orta hasarlı işyerleri için hak sahiplerine 10 bin TL güçlendirme kredisi verilecektir. Bu kredinin geri ödemesi; ilk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 3 yıl eşit taksitlerle faizsiz olmak kaydıyla 5 yılda gerçekleşecektir.

İl genelindeki ahırlar için; Ahırları yıkılan afetzedelerden, hak sahibi kabul edilenlere yeni ahır yapımı için 15 bin TL kredi verilecek olup;

• Hak sahipleri ahırların geri ödemelerini; ilk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 18 yıl eşit taksitler halinde olmak kaydıyla 20 yılda gerçekleştirecektir.

• Orta hasarlı ahırlar için hak sahiplerine, 10 bin TL güçlendirme kredisi verilecektir. Bu kredinin geri ödemesi; ilk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 8 yıl eşit taksitlerle faizsiz olmak kaydıyla 10 yılda gerçekleşecektir.

Page 169: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 69. Van ilinde afetzede vatandaşlar için yapımına başlanılan kalıcı konut fotoğrafları.

Page 170: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet sonrası, gerek yatırım, gerekse hizmet sektöründe çalışmalar yürüten tüm kurumların ana hedefi bir an evvel Van’ı ayağa kaldırmaktır. Bir bütün olarak; Devlet, STK, özel sektör, vatandaşlar bir afet anında yapılması gerekli olan tüm eylemleri büyük bir koordinasyon, işbirliği ve dayanışma ruhu ile yerine getirmiştir.

Hedef; ilgili kurum ve kuruluşlarımızın seferberliğinde afetzedelerin en kısa sürede kalıcı konutlarına yerleştirmek, iktisadi anlamda olumsuz etkilenen Van’da ticari hayatı yeniden canlandıracak hamleleri ivedilikle atmak, yıkılan, zarar gören işyerlerinin ve ticaret merkezlerinin inşasını en kısa sürede tamamlamak, ekonomik anlamda sıkıntıya düşen çiftçi ve esnafı kredilendirmek, kültürel sosyal ekonomik anlamda örnek teşkil edecek bir Van’ı tekrar meydana getirmek olarak belirlenmiştir. Bu amaç doğrtultusunda afetten sonra tüm kamu kurum ve kurumları ile Bakanlıklar çalışmalarına başlamış; söz konusu çalışmalardan bazıları aşağıda özetlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri; Depremin ilk anından itibaren yaklaşık 2.000 personel ile bölgede taşıma, çadır kurma vb. faaliyetlerde bulunmuştur. Depremin hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı Doğal Arama Kurtarma (DAK) taburu bölgeye intikal ederek, arama – kurtarma çalışmalarına başlamıştır. 9 Kasım’da meydana gelen 2. depremin ardından bölgeye hareket eden Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı İnsani Yardım Tugayı; başta barınma olmak üzere çeşitli insani yardım faaliyetlerinde görev almıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçaklar ile 76 sefer yapılarak, bölgeye personel, ekip, ekipman ve insani yardım malzemesi gönderilmiştir. Ayrıca, askeri ambulans uçaklar ile yaralı sevkiyatı yapılmıştır. Bölgeye 100 adet genel maksat çadırı ile çadır izolasyon malzemesi gönderilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; Kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve afetzede vatandaşlarımıza psiko-sosyal destek verilmesi için kurulan 30 sahra çadırında, 200'den fazla sosyal çalışmacı, sosyolog, psikolog ve psikolojik rehberlik danışmanı depremzedelere psiko - sosyal destek sağlamıştır. Öksüz veya yetim kalan çocuklarımız ile kimsesiz kalan yaşlı ve engelli vatandaşlar yuvalara ve bakımevlerine yerleştirilmiştir. Ayrıca engelli ve yakınları olmak üzere bin kadar insan, havayolu ile İstanbul’daki misafirhanelere ve yakınlarının yanına gönderilmiştir. Avrupa Birliği Bakanlığı; AB’ne Entegrasyon Sürecini Destekleme Faaliyetleri Projesi (SEI) kapsamında, 10 milyon TL (4 milyon Avro) tutarında bir hibenin kullanılması için protokol imzalanmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Depremden zarar gören işverenler ile sigortalıların deprem tarihinden önce ödeme süresi mevcut prim borçları ile deprem tarihinden itibaren tahakkuk edecek üç aylık borçları 1 yıla kadar ertelenmiştir. Depremde zarar gören vatandaşlarımıza yönelik olarak, 8 ay boyunca ‘Toplum Yararına Çalışma Programları’ kapsamında 5.000 kişi istihdam edilmiştir.

Page 171: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; 300 teknik eleman hasar tespit çalışmalarında bulunmak üzere Van Valiliği emrinde görevlendirilmiştir. Mahallelerde muhtarlık bürosu olarak kullanılmak üzere iç teşrifatı yapılmış konteynır bürolar oluşturulmuş, muhtarlara, online bilgi paylaşımının sağlayabilmeleri amacıyla diz üstü bilgisayarlar verilmiştir. İlbank A.Ş tarafından Erciş Çadır Kentin “İçmesuyu ve Kanalizasyon Projesi” hazırlanmıştır. Edremit İlçesine taşınan Van Emniyet Müdürlüğü ve lojmanlarının içmesuyu işinin yaklaşık maliyet ve projesinin yapılması ve inşaat uygulamasına yönelik İlbank A.Ş. tarafından teknik destek verilmiş, konteyner sahasının altyapı projesi hazırlanmıştır. Depremde zarar gören Belediyelerin İlbank A.Ş.’ye olan borçları, talepleri doğrultusunda bir yıl ertelenmiştir.

Van, Erciş, Edremit, Gevaş, Çiçekli ve Akdamar Belediyelerinin hasar tespit çalışmaları

yapılmıştır. Van ve Erciş’te yapılacak kalıcı konutların altyapılarına yönelik fizibilite çalışmalarına teknik ve doküman desteği sağlanmıştır. Depremin ilk gününden itibaren “Van İl Afet ve Acil Durum Merkezi”nde “Tapu Kadastro Veri Birimi” kurularak, ilk etapta acil ihtiyaç olan; Coğrafi Bilgi Sistemine Dayalı Kadastral Altyapı Bilgileri, Tapu Bilgileri, Orto-Foto (Sayısal Hava Fotoğrafı), gibi sayısal veriler hizmete sunulmuştur. Kadastral alt yapı ile ilgili, kalıcı ve geçici yerleşim alanlarının planlanması ve zemin çalışması faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Yeni yerleşim yerleri için, arazilerin mülkiyet yönüyle sınıflandırılması yapılarak (Meralar, Maliye Hazinesi, Kadastro Harici ve Özel Mülkiyet) oransal bilgi ve kadastral haritadaki konumlarını belirleyen çalışmalar yapılmıştır. Valilik Binası ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü Hizmet Binası’nda 2 hasar tespit başvuru noktası oluşturulmuş, vatandaşların hasar tespit talep dilekçeleri alınmıştır. Bina enkazlarının güvenli dökülebileceği alan çalışmaları tamamlanmıştır. Bu alana dökülecek hafriyat ve inşaat enkazları için her bina enkazına ayrı ayrı isim ve numara verilebilecek şekilde uygun alan parsellemesi yapılarak, güvenli dökülebilecek alanlar oluşturulmuştur. Yıkılan 96 bina enkazları için düşünülen bu alan, tahmini olarak 200 civarında bina enkazının dökülebileceği alan olarak belirlenmiştir. Sonradan oluşabilecek hukuki işlemler için; Erciş’te tespit edilen toplam 96 adet yıkılmış bina enkazının her birisine isim ve numara verilerek, adres ve tutanak bilgileri envanter haline getirilmiştir. Ekonomi Bakanlığı: Sınır ticareti kapsamında, 2012 yılına ait ithalat kotalarının belirlenmesinde ithali yapılacak ürün cins ve miktarlarının yanı sıra bazı tarım ürünlerinin ithalatına izin verileceği dönemlerde de esneklik sağlanmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı; Depremin ilk saatlerinde bölgeye 5 ayrı arama - kurtarma ekibi gönderilmiştir. Batman Bölge Müdürlüğü’nden görevlendirilen 27 personel de araç ve gereçleri, yardım malzemeleri ile bölgede çalışmalara katılmıştır. 25 TEDAŞ ekibi, 130 personelle yürütülen çalışmalar 24 saat esasına göre sürdürülmüştür. İlk depremden 1 - 2 saat sonra hastane, afet, kriz merkezi gibi acil yerlere, 16 saat sonra da tüm bölgeye enerji verilmiştir. İkinci depremde yine ilk etapta hastane, afet kriz merkezi gibi acil yerlere, 10 saat

Page 172: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

içerisinde de Van’ın % 90’ına elektrik verilmiştir. 73.000 çadır ve konteynerler ile Mevlana Evlerine elektrik tesisatı yapılarak enerji verilmiştir. Van depremzedeleri için düzenlenen yardım kampanyasına katılım sağlanarak toplanan ayni ve nakdi yardımlar depremzedelere ulaştırılmıştır. Van ve ilçelerine toplam 170.318 ton kömür sevk edilmiştir. İçişleri Bakanlığı; Jandarma Arama Kurtarma Taburu’ndan; 224 personel, 13 arama kurtarma köpeği, 4 araç görevlendirilmiştir. Asayişin sağlanması için 500 çevik kuvvet personeli gönderilmiştir. Deprem bölgesine 18 mülki idare amiri görevlendirilmiştir. Deprem bölgesine gönderilen yardım malzemelerini taşıyan konvoylar ile ekip ve ekipmanların ulaşımı konusunda trafik geçiş kolaylığı sağlanmış ve yol güvenliği alınmıştır. Sivil hava meydanı, liman ve sınır kapısı bulunan il valiliklerinde; yurt dışından kara, hava, deniz ve demiryolları ile ülkemize kabul edilen yardımların, yardım depolama ve dağıtım kabul merkezlerine ulaşımı konusunda gerekli trafik ve güvenlik tedbirlerinin alınması sağlanmıştır. Depremzedelerin kamu tesislerine yerleştirilmesi ve vatandaşlarımızdan gelen başvuruların değerlendirilmesi için ülkemiz genelinde 81 İl Valiliği’nde, Vali Yardımcıları başkanlığında bürolar oluşturulmuştur. Kalkınma Bakanlığı: Kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik ek ödenek tahsisi yapılmıştır. Van ilinin tekrar inşası, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda eski yapısına kavuşabilmesi amacıyla Kalkınma Bakanlığı tarafından “Van İçin Afet Sonrası Kalkınma Programı” hazırlanması için çalışmalara başlanmıştır. Maliye Bakanlığı; 23 Ekim 2011 tarihinden itibaren verilmesi gereken tüm beyannameler ile bildirimlerin verilme ve ödeme süreleri, “Mücbir sebep” halinin başladığı 23.10.2011 tarihinden önce tahakkuk etmiş olup, vadesi bu tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi, her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi bir yıl süreyle uzatılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı; Depremden etkilenen okullarda hasar tespiti yapmak ve az hasarlı olan okulların eğitim öğretime açılabilmesi için çalışmalarda bulunmak üzere 48 teknik eleman görevlendirilmiştir. Çadır kentlerdeki öğrenciler için, okul öncesi ve etüt merkezi olarak kullanılmak üzere çadır sınıflar kurulmuştur. Milli Savunma Bakanlığı: Deprem bölgesine ilişkin ihtiyaç duyulan harita ve hava fotoğrafları temin edilmiş, ilgili mercilerle paylaşılmıştır. Sağlık Bakanlığı; Van’daki mevcut sağlık personeline takviye olarak 4.603 personel gönderilmiştir. 18’i hava ambulansı olmak üzere 295 ambulans ile hizmet verilmiştir. Yaralıların sevki için; Van, Ağrı, Erzurum, Bitlis, Diyarbakır, Muş, Iğdır, Diyarbakır, Ankara’daki hastaneler hazır hale getirilmiş ve 1800 yatak depremzedeler için hazır tutulmuştur. Hizmet verebilen 4 hastanenin yanında, 6 sahra hastanesi kurulmuştur. 5 sahra hastanesi de, ihtiyaç

Page 173: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

olması durumunda kullanılmak için yedek tutulmaktadır. 49 UMKE, 14 mobil sağlık ve 4 gezici diş kliniği aracı ile 2 seyyar eczane TIR'ı bölgede görevlendirilmiş ve sağlık hizmetleri açısından ulaşılamayan bölge kalmamıştır. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı; Arama-kurtarma çalışmaları için Türk Telekom Arama ve Kurtarma Ekibi (TTAKE) bölgeye sevk edilmiştir. Bölgedeki karayolu, menfez, köprü, üstgeçitler ve demiryolu ağı kontrol edilmiş olup, ulaşımda aksamalara mahal verilmemiştir. Artçı depremler sonucu meydana gelen hasarlar anında giderilmiştir. Uydu üzerinden internet ve telefon haberleşmesi için 2 adet Flayaway antene sahip VSAT sistemi ile AFAD’a ait deprem istasyonlarının haberleşmesi için kurulmuş olan 5 adet sabit VSAT terminali aktif olarak çalışması sağlanmıştır. Van’da görev yapan bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile vatandaşların kesintisiz haberleşmeleri için, telefon ve internet şebekeleri gözden geçirilmiş, şehirlerarası kapasite artırılmış, alternatif yönler devreye alınmıştır. GSM operatörleri için yaklaşık 30 adet yeni ilave baz istasyonu tesis edilmiştir. Afetzedelerin telefon borçları 6 ay boyunca ertelenmiştir. 112 ve 155 acil servislere ilave hatlar aktif hale getirilmiştir. 122 acil çağrı hattı oluşturulmuştur.

2.6 Örnekler ile ilgili Bazı Saptamalar Geçmişten ders almak gelişmiş toplumların özelliğidir. Afet yönetim sistemimizde köklü değişikliklerin meydana geldiği bu günlerde alt yapıyı sağlam kurmamız önem taşımaktadır. Bu bağlamda, şu ana kadar anlatılan iyileştirme çalışmalarının örnekleri dğerlendirildiğinde genel olarak şu hususlar saptanmıştır.

Gediz Depremi örneği ele alınacak olursa; 1945 ve 1956 yıllarında yeni plan kararlarıyla güçlendirilmiş bir imar planı varsa da, Gediz Merkez 1970 depreminden çok yoğun hasar görmüştür. Deprem sonrası, jeologlar ve plancılar, yeni yer seçimi çalışmalarını beraber değerlendirerek yürütmüşlerdir. Yeni Gediz’de yeni konutlar depreme dayanıklı inşa edilmiştir. Buna rağmen, kaçak yapılaşmanın önüne geçilemediği, Eski Gediz’in, yapılaşmaya kapatılmasına, (jeolojik yönden yeni yapılaşmaya uygun görülmemesine rağmen), idari sınırları ve durumu ortadan kalkmasına rağmen, hasar gören binaların genel tamiratlarla kullanılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Nüfus yoğunluğu ve kontrolsüz yapılaşma artarak devam etmiştir. Bu durumda, şu söylenebilir ki, bölgede olabilecek yeni bir depremde 1970 depreminden çok can ve mal kaybı beklenebilir.

1975 Lice depremi sonrası, geleneksel konut anlayışı ile afetzedeler için üretilmiş afet konutları arasındaki fark ortaya çıkmıştır. Bina kalitesi, yapı malzemesi ve elbette ki jeolojik yapı hasarın yoğunluğunda önemli rol oynamaktadır.

Page 174: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Diğer yandan Erzincan depremi örneği, bir şehrin gelişim yönünün deprem gibi afetlerle nasıl defalarca değişebileceğini ve buna rağmen zararların sağlam zemine sağlam yapı (ya da zeminine göre uygun yapı) yapılmadan önlenemeyeceğini göstermektedir. Yer seçimlerinde, sadece jeolojik durum değil, ekonomik, sosyal yapı, yasal kriterlerin de önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yeni yerleşim alanların kabullenilmesi ve oturma yoğunluğu irdelendiğinde ise farklı yörelerde, farklı sebeplerle kabullenme ve oturma oranlarında değişiklikler olduğu gözlenmiştir. Jeolojik durum, mülkiyet, konut tipi, iklimsel özellikler, sosyo - ekonomik durum ve hatta psiko-sosyal yapı söz konusu durumda etkili olabilmektedir.

Erzincan Depremi sonrası iyileştirme çalışmaları için yapılan yatırım programının maliyetinin yaklaşık 650 milyon Amerikan doları olması, depremin yol açtığı hasarın büyüklüğü hakkında fikir vermektedir. Erzincan ve komşu illerdeki nüfusun büyük oranda memur, küçük esnaf ve tarım ile uğraşan dar gelirli vatandaşlardan oluşması, afetlerin zararlarını "Depremin yol açtığı zararların sadece konut ve yapılar üzerinde meydana getirdiği hasar olarak görme" ve "daha çok afet köylerde olacak”, yaklaşımının ürünü olan 7269 sayılı Kanun içinde kalınarak gidermenin mümkün olamayacağını göstermiştir. Çünkü, depremlerin kısa vadede gözle görülmeyen ancak uzun vadede sosyo-ekonomik hayatta kendisini gösteren etkileri ve bunların doğurduğu psikolojik etkiler vardır (Yılmaz, 2003). 7269 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen eksikliklerinin giderilmesi amacıyla Erzincan depreminin meydana geldiği bölgeye has bir kanun olan 28.08.1992 tarih ve 3838 Sayılı "Erzincan,

Gümüşhane ve Tunceli illerinde Vuku Bulan Deprem Afeti ile Şırnak ve Çukurca'da Meydana

Gelen Hasar ve Tahribata ilişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanun" ile esasen bütün afet bölgelerinde uygulanacak esasları içeren 23.7.1995 tarih ve 4123 sayılı "Tabii Afet

Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata ilişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun" çıkarılmıştır.

17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri afet yönetim sistemimizin temellerini yerinden oynatmış ve süreçte şu anki haline gelmesini sağlamıştır. Bu iki deprem, aynı zamanda, plansız ya da planlı olup da afete duyarlı planlara sahip olmayan, kaçak yapılaşmanın önüne geçilemeyen kentsel alanların büyük depremlerde nasıl kolayca yerle bir olup ülke ekonomisine büyük darbeler vurabileceğinin de en büyük göstergeleri olmuştur. Her şeye rağmen, afet sektörüne hizmet veren başta teknik elemanların insanüstü gayretiyle, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden sonra yürütülen iyileştirme çalışmalarının, dünyanın en iyi sayılı örneklerinden olduğu rahatlıkla söylenebilir. Elbette çalışmaların aksayan yönleri dışında iyi yanlarını da görebilenler tarafından...

Tercan (2008) 2004 yılı Ağrı – Doğubayazıt depreminden sonra yapılan iyileştirme

çalışmaları ile ilgili aşağıdaki çarpıcı saptamaları yapmıştır:

Page 175: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ekonomik, sosyal ve demografik yapı dikkate alınmadan hazırlanan konut projeleri afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Doğubayazıt deprem afeti sonrası yeniden yapılanma sürecinde afetzedelerin konut ve çalışma alanlarının planlı bir şekilde, birlikte çözümlendiği iyi uygulamalar bulunmamaktadır. Ancak, afetzedelerin yeni konut ve ahır binalarını kısa sürede teslim aldıktan sonra bu yapılarda yaptıkları kullanım değişiklikleri ve eklemeler ile ihtiyaçlarını karşılayabildikleri vasat uygulamalar ortaya çıkmıştır. Afet sonrası yerleşim alanlarında 3 yıl geçmesine rağmen eğitim ve sağlık yapılarının yapılmamış olması yeni konutların mevsimlik olarak kullanılmasına, bazı afetzedelerin kış aylarında ilçe merkezine göç etmesine neden olmaktadır.

Afetzedelerin, ekonomik durumlarının zayıf, eğitim seviyelerinin de düşük olmasının,

olası afetlere karşı önlem alma çabalarını engellediği belirtilmektedir. Afetzede yerleşim alanlarındaki sosyal tesislerin ve teknik altyapıların tamamlanmamış olması, yeni yapıların etkin ve verimli kullanımını azaltmaktadır. Yalınsaz köyü yeni afetzede yerleşim alanında yapılmış olan 92 konutun kullanılmadan harabeye dönmesi teknik alt yapının zamanında bitirilememiş olmasından kaynaklanmaktadır.

Parsel boyutu bakımından değerlendirme yapıldığında; kamulaştırmadan kaçınılarak

oluşturulan 450 – 500 m2’lik parsellerin afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı saptanmıştır. Afetzedelerin memnuniyet düzeyi, kendilerine veya ailelerine ait 1000 m2’den büyük arsalara, konut ve diğer yapılardan yapılmış olanların daha yüksektir. Dolayısıyla, alan bakımından 1000 m2’den büyük parseller üzerinde, kalabalık afetzede ailelerin barınabildiği konutlar ile sahip oldukları küçük ve büyükbaş hayvanların ihtiyaçlarını karşılayabilecek boyutlarda ahır ve samanlıkların çimento harçlı tuğla veya taş malzemeler kullanılarak betonarme yapım tekniğiyle yapılmış olan az sayıdaki uygulamalar iyi uygulamalar olarak görülmektedir.

Afet sonrası yeni yerleşim alanlarında eksik olan ve en fazla ihtiyaç duyulan birimler

olarak ahır, samanlık, tandır damı, kümes vb. yapılardır. Hak sahibi afetzedelerin afet sonrası yapılan yeni yerleşim birimlerini ve yapıları, afet riskini azaltma bakımından afet öncesi duruma göre değerlendirmelerine bakıldığında, konutlara yapılan eklentilerin, parsel büyüklüklerinin, işyeri - konut ilişkilerinin, ve ekonomik durumlarının afet öncesine göre daha kötü olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Eğitim hizmetlerinden yararlanma seviyeleri, mülkiyet durumları, ulaşım ve sosyal yapıda afet öncesine göre önemli bir değişiklik olmadığı, aile büyüklüğü ve yapısıyla uygun olmasa bile konut projeleri ile yerleşim planları, yerleşim alanlarının zemin durumunun afet öncesine göre daha iyi olduğu anlaşılmaktadır.

Doğubayazıt afet sonrası yeniden yerleştirme sürecinde alınan kararların çoğu,

afetzedelerin doğrudan katılamadığı, afetzede olarak yalnız muhtarların katıldığı, Doğubayazıt İlçe kaymakamı, belediye başkanı, Ağrı Valiliği, Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü idarecileri ve teknik elemanları, Bölge milletvekilleri ve yerel siyasetçiler, Bayındırlık ve İskân

Page 176: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Yapı İşleri Genel Müdürlüğü idarecileri ve teknik elemanlarının bulunduğu toplantılar sonucunda oluşturulmuştur. Bu süreçte en etkin aktörlerden biri olan mütahhitler ve taşeronlar işlerin ihale edilme aşamasından sonra devreye girmiş ve iç iskân kararlarında en etkin olan aktörlerden olmuşlardır. Karar süreçlerinde genel yaklaşım, Merkezi ve yerel yöneticilerle yerel siyasetçilerin önceki afet sonrası yerleştirme örneklerinde uygulanan tip projelerin afetzedelere kabul ettirilerek teknik elemanlarca bölgeye uyumlarının sağlanması şeklinde olmuştur.

Doğubayazıt deprem afetinden etkilenmiş olan hak sahibi afetzedelerin büyük bir

kısmı tekrar eski yerleşim biriminde dağınık olarak yerleştirilmiştir. Birbirine yakın olan köylerin orta noktasında merkez köy niteliğinde yeni yerleşme önerisine şiddetle karşı çıkan hak sahibi afetzedeler, Doğubayazıt merkez afetzede yerleşim alanında başka köylülerle komşu olarak sorunsuz yaşamaktadırlar.

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanun’un 14. maddesinde, yeni konutların tesliminden önce eski hasarlı konutların tamamen ortadan kaldırılması gerektiği belirtilmesine rağmen afetzedelerin çoğunun hasarlı eski konutlarını basit tamirler sonunda kullanmaya devam ettikleri belirlenmiştir. Hasarlı konut ve diğer yapıların afetzedelerce kullanılmaya devam edilmesi olası bir başka doğa olayının afete dönüşme riskini kat kat artırmaktadır.

Ayrıca, ilçe merkezindeki konutların değişim değerinin köydekilerden daha yüksek

olmasından dolayı, yer seçimi tercihlerinde iç iskân seçeneği afetzedelerin kendi çalışma ve yaşam ilişkilerine uygun olmamasına rağmen seçilmiştir. Çeşitli nedenlerle hak sahiplik süreci uzamış afetzedelerin de hemen hemen tamamı iç iskân seçeneğini tercih etmiştir. Temel geçim kaynakları hayvancılık ve tarıma dayalı olan hak sahibi afetzedelerden iç iskân edilenler için işyeri - konut ilişkisi afet sonrasında en önemi soruna dönüşmüştür. Afet sonrasında sahip oldukları tarım alanı ve hayvan sayısında belirgin bir azalma görülmüş, hatta üretim ve çalışma ilişkileri değişmiştir.

Yapılar ve altyapı açısından incelendiğinde; Türkiye’deki kırsal yapıların çok büyük bir

kısmının, yapı malzemesi ve yapım tekniği bakımından afet sonrası güçlendirme projesi yaptırmaya ve uygulamaya uygun olmadığı gözlenmiştir. Doğubayazıt örneğinde seçilen köylerdeki yapılar da dere yatağında toplanan yuvarlak taş ve çamur harçla yapılan duvarlardan oluşmaktadır.

Afet öncesi yerleşim birimlerinde, belli bir projesi olmadan ihtiyaçlar doğrultusunda

birbirine eklenen konut, ahır, samanlık, tandır damı, kümes, ağıl vb birimlerin oluşturduğu yaygın yapılaşma vardır. Afet sonrası planlanan afetzede yerleşim alanlarında ise 93 m2lik tek tip projeli konut binaları 450m2 ile 700m2 arasında değişen parseller üzerine yapılmıştır. 700m2’den büyük parsellerin konut dışındaki yapıların da yerleştirilmesi açısından daha

Page 177: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

uygun olduğu görülmüştür. Geniş aile yapısı ve çok çocuklu büyük ailelerin ihtiyaçları dikkate alınmadan yapılan tip konutlar afetzedelerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığından, afetzedeler yapılarda kullanım değişikliği veya eklemeler yaparak sorunlarını çözmeye çalışmıştır.

Yeni konutlarda mutfak olmasına rağmen tandır kullanımına uygun olmadığından en

yaygın ve ilk başta yapılan eklentilerden birinin de tandır damı olduğu görülmüştür. Afet öncesi yerleşim yerine yakın yapılan konut sahiplerinin eski tandır damlarını onararak kullandıkları görülmüştür. Ahırdan hak sahibi olan afetzedelerin ahır binaları köylerde, konutların bitişiğindeki parsel kenarına sıkıştırılmış, Doğubayazıt merkez afetzede yerleşim alanında ise konutlardan ayrı, sadece ahırların bulunduğu düzgün parseller üzerine yerleştirilmiştir.

Kalabalık ve geniş aile yapısının yaygın olduğu köylerde Devlet tarafından yapılmış

olan 45 m2’lik ahır binalarının çok büyük bir kısmı yapılış amacı doğrultusunda kullanılmayıp oturma odası, kiler, yaşlıların veya yeni evlenen çocukların oturduğu konut olarak kullanılmaktadır. Yüzden fazla küçükbaş hayvanı olan afetzedeler, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yaptırılan ahırları amaçları doğrultusunda kullanamadıklarından kendi ahırlarını yapmıştır.

Dolayısıyla, ihtiyaç duyulan ahır ya geleneksel yapım yöntemi ve malzemesiyle yeni

konutun bahçesinde yapılmakta ya da eski hasarlı ahır binaları basit onarım yapılarak kullanılmaya devam edilmektedir. Hasarlı eski yapıların kullanımına devam edilmesi gibi yeni yapıların yapılış amaçları doğrultusunda kullanılmaması da, afet sonrası yeniden yerleştirme uygulamalarını afet riskini azaltma veya ortadan kaldırma hedefinden saptırmaktadır.

Yeni yerleşim yerlerinde yapı - kültür ilişkisi dikkate alınmadığı gibi yapı- coğrafi bölge

ilişkisinin de dikkate alınmadığı görülmüştür. Özellikle kış aylarının sert ve soğuk geçtiği bölgede yeni yapılara ilk eklenen birimin, konutların girişlerine eklenen antreler (giriş holü) olduğu görülmüştür. Giriş eklentileri çoğunlukla briket, sac ve muşambadan yapılmıştır. Afetzede yerleşim alanlarındaki sosyal ve teknik altyapıların tamamlanmamış olması, yeni yapıların etkin ve verimli kullanımını azaltmakta, afetzedelerin eski hasarlı konutlarını boşaltmalarını engellemektedir.

Tamamı nakledilen köylerde herhangi bir mülkü olmayan afetzedeler için hak sahibi

olamadıkları için yeni afet konutu yapılmamaktadır. Bu yüzden hak sahibi olamayan afetzedeler, eski hasarlı konutları en fazla kullanan kesimdir. Dolayısıyla, afet riskini azaltmak açısından hak sahipliğinin, mülk sahipliğine göre değil, ihtiyaç durumuna göre belirlenmesi gerekmektedir.

Page 178: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

AFAD kurulduğundan bu yana ortaya çıkan örneklerde ise; özellikle belde ve belediye boyutundaki yerleşim birimlerinde süratle toplu alanların seçildiği ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vasıtasıyla yapılaşmaya gidilerek afetzedelerin kalıcı iskân sorunun çözüldüğü görülmektedir. Bu durumun hem avantajları hem de dezavantajları olmaktadır. Özellikle, 2011 Van depremleri gibi büyük afetlerde ortaya çıkan büyük miktarlardaki kalıcı konut ihtiyacını belde ve belediyelerde çözmek için en ideal yol TOKİ tarafından yapılan konutlardır. Ancak, afet sonrası iyileştirmenin sadece konut yapımına endekslenmesi gibi kötü bir alışkanlığı yaratabilecek olması çekince uyandırmaktadır. Ayrıca, ülke şartları göz önünde bulundurulduğunda, birçok belde ve belediyemizin köy sıfatına daha yakın olduğu da düşünüldüğünde TOKİ’nin çok katlı toplu konut anlayışının bazı belde ve belediyelerde sıkıntı yaratabileceği de göz ardı edilmemelidir. Yine, afet sonrası aniden ortaya çıkan büyük miktarlardaki konut ihtiyacının, hasar tespit ve hak sahipliği çalışmaları tamamlanmadan, kısaca yapılacak konut sayısı belirlenmeden TOKİ vasıtasıyla süratle giderilmeye çalışması, söz konusu çalışmalar tamamlandıktan sonra fazladan ya da yetersiz sayıda konut yapılması sonucunu doğurabilir. Elbetteki fazladan yapılmış konutlar sosyal konut statüsünde afetzedeler dışındaki vatandaşa satılarak değerlendirilebileceği gibi, yeterince konut yapılmamışsa bu da yeni konutlar yapılarak giderilebilir ancak, mevzuat ve bürokrasi manasında sorunlar ortaya çıkaracağı da bir gerçektir.

Bunun yanı sıra, 2011 Van depremi sonrası yapılan çalışmalar şunu da göstermiştir:

Devletin tüm kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri vb. bir arada kendi çözümlerini de ortaya koyacak şekilde koordineli olarak bir afete müdahale etme bilincinine erişmeye başlamıştır.

Page 179: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 180: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3. BÖLÜM TÜRKİYE’DE AFET SONRASI İYİLEŞTİRME

ÇALIŞMALARI VE İLGİLİ MEVZUAT

Page 181: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Kanun su gibidir, akarsa nimet yetiştirir. Yusuf Has Hacip

Page 182: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet sırasında ya da olduktan sonra yapılan müdahale ve alınan önlemler sayesinde;

can ve mal kaybını en aza indirgemek, enkaz altındakileri kurtarmak, yaralılara ilk yardım ve tedavi sağlamak, kurtulanların yiyecek - içecek ihtiyaçlarını karşılamak, barındırmak, yıkıntıları kaldırmak, yangınları söndürmek, hayatın idamesi için gerekli kritik altyapıyı çalışır hale getirmek gibi afete uğrayanların ivedilikle gereksinim duyduğu çeşitli hizmetlerin verilmesi amaçlanmaktadır.

7269 sayılı Kanuna göre; afet olaylarının meydana gelmesinden sonra vali ve

kaymakamlar, 18-65 yaş arasındaki bütün erkek vatandaşlara görev vermeye, bedeli, kirası veya ücreti sonradan ödenmek üzere canlı, cansız, resmi, özel her türlü taşıt araçlarına ve gerekli makine, alet ve araçlara el koymaya, tedavi, kurtarma, yedirme, giydirme ve barındırma gibi işlerle bunların gerektirdiği ivedi satın almaları ve kiralamayı yapmaya, gerçek ve tüzel kişilere ait her türlü taşınmaz malları geçici olarak işgale yetkili kılınmışlardır. Bu yetki afet olayının sona ermesinden itibaren 15 gün içinde kullanılabilmekte, gerektiğinde bu süre AFAD tarafından uzatılabilmektedir. Acil yardım ödemeleri, Başkanlığın izni ile olmaktadır (Uzunçıbuk, 2009; Keleş, 2002).

Yukarıda özetlenen çalışmaların yapılabilmesi için yerel yönetimlerin gereksinim duyduğu kaynakların büyük bir kısmı AFAD tarafından, acil yardım ödenekleriyle karşılanır. Meydana gelen afet olayları sonrasında ilgili Valilik emrine Başkanlıkça gönderilen, afet ve acil durum faaliyetleri ödeneğinin, özel hesaba aktarılmasına ve bu hesaplardan yapılacak harcamaların muhasebeleştirilmesine, denetlenmesine ve alımlarda kullanılacak ihale yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar, 06.03.2011 tarih ve 27866 sayılı “Afet Ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliği” ile belirlenmiştir.

İvedi yardımlar bir yandan sürdürülürken, bir yandan ya afetin doğurduğu kayıpları,

özellikle, yapıların ne ölçülerde afet olayından etkilendiğini belirlemek amacıyla “hasar tespiti” çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, afet olayının genel yaşamı etkileyip etkilemediğinin, kimlerin zarar gördüğünün saptanmasıdır. 7269 sayılı Kanuna göre, herhangi bir afet olayı sebebiyle, afetzedelere, yasaların ön gördüğü yardımın sağlanması için bu olayın orada yaşayanların genel yaşamını etkileyen nitelikte ve ölçüde olması gerekmektedir.

Afet etüt raporları ya da hasar tespit çalışmaları vasıtasıyla, genel yaşamı etkileyen

doğal afet olaylarından önce veya sonra, afetzede oldukları belirlenen kişi ya da topluluklar kısmen ya da tamamen, jeolojik olarak güvenli bir başka yere taşınabilir.

Doğal afet olaylarının meydana geldiği bölgelerdeki arazinin, bütün yapıların ve kamu

tesislerinin incelenerek hasar tespit raporlarının düzenlenmesinden sonra işler planlanır. Hasar görmüş ve düzeltilebilir nitelikteki konutlara onarılıncaya kadar girilmesine ve oturulmasına izin verilmez. Doğal afetlere uğramış ya da uğraması olası bulunan insanların bulundukları yerlerde ya da başka yerlerde geçici olarak barınmalarını sağlamak üzere barakalar ve prefabrike konutlar, konteynerler yaptırılabilir, kiralanabilir ya da satın alınabilir. Geçici barınma önlemlerini kendileri almak isteyenlere maddi yardım yapmak da

Page 183: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

mümkündür. İmar planı bulunan yerlerde, doğal afet olayının meydana gelmesinden, planı olmayan veya değiştirilen ya da değiştirilecek olan kent ve kasabalarda, yeni planların onaylanmasından itibaren bir yıl içinde bu barakaların, sahiplerince yıkılması gerekir. Bu bir yıllık süre, valiliklerin önerisi üzerine Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca uzatılabilmektedir (Uzunçıbuk, 2009; Keleş, 2002). Sonuç olarak, afet sonrası yapılan çalışmaları birbirlerine grift bir şekilde müdahale ve iyileştirme çalışmaları olarak tanımlarız. Afetler sonrası yapılan iş ve işlemler, 7269 sayılı "Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle yapılacak Yardımlara Dair

Kanun" ve 5902 sayılı "Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevleri

Hakkında Kanun" kapsamında yürütülmektedir. Söz konusu iş ve işlemleri daha iyi anlayabilmek için, konu ile ilgili mevzuata ve bazı terimlerin anlamlarına göz atmakta fayda vardır.

3.1 “7269 ve 5902 Sayılı Kanunlar” ve “İlgili Bazı Yönetmelik ve Genelgeler” Önceki bölümlerde detaylıca anlatıldığı üzere, ülkemizde gerek ülke genelinde ve gerekse yerel ölçekte afet risklerinin belirlenmesi ve zararlarının azaltılması çalışmalarına taşkın ve deprem olayları ile başlanmış ve ilk olarak 1943 yılında 4373 sayılı “Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Hakkında Kanun” ile 1944 yılında 4623 sayılı “Yer Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak Tedbirler Hakkında Kanun” çıkarılmıştır.

4623 sayılı yasanın çıkarılmasından sonra ülke genelinde deprem tehlikesini belirleyen haritalar (Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası) ve bu bölgelerde yapılacak yapı ve yerleşmelerin bağlı olacağı koşulları içeren yönetmelikler hazırlanmış ve zaman içinde değişen ihtiyaçlara ve teknolojik gelişmelere paralel olarak geliştirilmiştir. Türkiye’de büyük kayıplara yol açan doğal afetler ile ilgili zarar azaltma, önleme ve ağırlıkla da yara sarma çalışmaları 1958 yılına kadar büyük afetler için çıkartılan özel uygulama kanunlarıyla sürdürülmeye çalışılmış, 1959 yılında 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun”unun yürürlüğe girmesinden sonra konu daha geniş kapsamlı olarak ele alınabilmiş ve ilgili çalışmaları yürütebilmek amacıyla 1965 yılında İmar ve İskan Bakanlığı bünyesinde Afet İşleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur (Gökçe ve diğ., 2008). Afet İşleri Genel Müdürlüğü; 7269 sayılı Kanun’un 1968 yılında değiştirilen 1. maddesi ile “deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında” uygulanacak hükümleri belirleme rolünü 45 yıl boyunca üstlenmiştir.

Page 184: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

5902 sayılı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun" doğrultusunda, 17.12.2009 tarih ve 27435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu Kararında, Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın faaliyete geçtiği ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün kapatıldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla afet hizmetlerinin verilmesi ile ilgili kurumsal bir değişiklik yaşanmıştır.

5902 sayılı Kanun’da, iyileştirme çalışmalarını yapmakla görevli, İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nın görevleri;

“Afet ve acil durum sonrası hayatın normale dönmesini sağlayıcı tedbirler almak, afet

ve acil durum bölgelerinde geçici yerleşmeyi sağlamak, zarara uğramış kişilerin tedavi, iaşe,

ibate, sosyal ve psikolojik destek hizmetlerini yürütmek, afete uğramış yerlerin imar, plan,

proje işlemleri ile bu alandaki hukuki işlemlerin yürütülmesinde kamu kurum ve kuruluşları ile

koordinasyonu sağlamak, yapılan işleri denetlemek, uluslararası acil yardımları yapmak ve

kabul etmek ve afetten etkilenen bölgelerde, kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler,

üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde afet sonrası yeniden yapılanma ve

iyileştirme planlarını hazırlamak, hazırlanan planları Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu’nun

onayına sunmak, onaylanan planların uygulanmasını koordine etmek, uygulamaya ilişkin

ilerleme raporlarını hazırlamak” olarak tanımlanmıştır. Aşağıdaki şekil 5902 sayılı Kanun ile yeniden yapılanan afet

yönetim sistemimizin merkezi ve yerel düzeydeki yapılanmasını özetlemektedir.

Page 185: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 70. Ülkemizde, merkezi ve yerel düzeyde afet yönetim yapılanması (Özmen ve Erkan, 2011' den değiştirilerek).

Page 186: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet yönetim sisteminde yaşanan kurumsal değişikliğe rağmen, 7269 sayılı Afetler Kanunu ve içeriğinde bir değişiklik henüz yapılmamıştır. 7269 sayılı Afetler Kanunu’ nun ana amaçları şu şekilde özetlenebilir:

Afet öncesinde (zarar azaltma ve hazırlıklı olma aşamalarında);

• Doğal afet olaylarının zararlarını en düşük düzeyde tutabilmek amacıyla, alınması gereken yasal, idari ve teknik önlemleri afetler olmadan önce almak,

• Mümkün olan hallerde doğal afetleri önlemek, mümkün olmayan hallerde ise arama kurtarma, acil yardım ve iyileştirme faaliyetlerini zamanında, hızlı ve etkili olarak uygulayarak, yaraları en kısa süre içerisinde sarmak,

• Zarar azaltma ile ilgili önlemleri, kalkınma faaliyetlerinin her aşamasına dahil ederek, riskin büyümesini ve sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesini sağlamak,

• Tüm toplumu ve ilgilileri hedefleyen yaygın eğitim programları uygulayarak, toplumun doğal afetleri en az zararlarla atlatabilmesine ve baş edebilme kapasitesinin geliştirilmesine destek olmak,

Afet sonrasında (müdahale ve iyileştirme aşamalarında);

• Mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve tıbbi ilk yardım ve tedavilerini sağlamak,

• Doğal afetlerin yol açabileceği, dolaylı risklerden insan canı ve mallarının zarar görmesini önlemek,

• Afetlerden etkilenmiş olan toplulukların temel ihtiyaçlarını en hızlı ve etkili yollarla karşılamak ve hayatın bir an önce normale dönmesini sağlamak,

• Etkilenen toplulukların ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarını süratle azaltmak ve yaraları mümkün olan en kısa süre içeresinde sarmak,

• Afetlerden etkilenmiş topluluklar için daha güvenli, yeni ve modern bir yaşam çevresi ve standardı oluşturmak.

Bu ana amaç ve hedefler doğrultusunda; 7269 sayılı Afetler Yasası ile ilgili olarak, yedi

yönetmelik hazırlanmıştır:

• Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik,

• Afetlerin Genel Hayata Etkinliğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik,

• Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik,

• Afet Sebebiyle Yapılan ve Yapılacak Olan Binaların Borçlandırma Bedellerinden Yapılacak İndirimler Hakkında Yönetmelik,

• Afet Sebebiyle Edinilen Bina, Arsa ve Arazilerden Arta-kalanların Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik,

Page 187: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• 7269 Sayılı Yasa ile Teşkil Olunan Afetler Fonunun Harcama Usullerine İlişkin Yönetmelik,

• Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik. Bunlardan özellikle dört tanesi afet sonrası iyileştirme aşamasında yapılacak iş ve

işlemleri tarif etmesi açısından önemlidir. Söz konusu yönetmelikler aşağıda kısaca özetlenmiştir.

3.1.1 Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik *

7269 sayılı yasa, adında da belirtildiği üzere, çok küçük yerel afetlerle, daha büyük

afetler sonrasında yapılacak yardımların şeklini belirleyebilmek amacıyla “Genel Hayata Etkililik” kavramı tanımlayarak, bir sınır koymuştur. Yapılacak yardımların şekli ve miktarı bu sınıra göre değişmektedir. Yönetmelikte genel hayata etkililik, çeşitli büyüklüklerdeki yerleşme yerlerinde, doğal afetler nedeniyle yıkılan veya ağır hasar gören konut birimi sayısı esas alınarak belirlenmektedir.

Örneğin en küçük yerleşme birimi olarak kabul edilen köylerde, toplam hane sayısının

%10’u oranında konut yıkılmış veya bir daha kullanılamayacak derecede ağır hasar görmüşse, bu afet “genel hayata etkili” olarak kabul edilmekte ve konut sahiplerine 20 yıl vadeli ve faizsiz borçlandırma ile afet konutları yapılmaktadır.

Genel hayata etkililiğin belirlenmesinde kullanılan, yıkık ve bir daha kullanılamayacak

derecede ağır hasarlı bina sayısı, belediye teşkilatı olan il ve ilçelerde nüfusa bağlı olarak değişmektedir. Örneğin nüfusu 50.000 üzerinde olan il ve ilçelerde 40 konutun bir daha kullanılamayacak derecede ağır hasar görmesi, genel hayata etkililik kriterlerinden biridir. Ayrıca bu yönetmelikte, afet sebebiyle ölü ve ağır yaralı bulunması, tarım ürünlerinin en az 1/3’ünün zarar görmüş olması, büyük ve küçükbaş hayvanın telef olması gibi genel hayata etkililik kriterleri de mevcuttur.

Genel Hayata Etkililik kararını vermek ve takdir etmek 5902 sayılı Yasa ile birlikte

deprem, sel ve yangın afetleri için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na geçmiştir. Küçük ölçekli, münferit, yerel afetlerde, örneğin heyelan, kaya düşmesi ve çığ gibi afet olaylarında, genel hayata etkililik kararı ve taktiri 19.01.2010 tarih ve 373 sayılı AFAD genelgesiyle, Valiliğine (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) bırakılmıştır

Depremler, büyük ve yaygın su baskınları gibi birden çok yerleşim birimini etkileyen,

bölgesel afetlerde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca bölgesel etkililik kararı alınmakta ve bu durumda yerleşim birimlerinde hasar görmüş konut sayıları dikkate alınmamaktadır. Ayrıca muhtemel afet olayları içinde, aynı genel hayata etkililik kriterleri

Page 188: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

kabul edilmekte ve olası can ve mal kaybını önlemek amacıyla bu durumda olan yerleşmelerde, afeti önleyici önlemler alınabilmekte veya risk altındaki insanlar için, daha güvenli bölgelerde yeni inşaatlar yapılmaktadır.

7269 sayılı yasada, genel hayata etkililik kavramı, olmuş veya muhtemel afetler

nedeniyle afetzede hak sahiplerine afet konutu / işyeri yapılması ile ilgili bir kavramdır. Afete uğrayan kişi ve yerleşmelerde sayı ne olursa olsun, acil yardım ve kurtarma faaliyetlerini yürütmek, il ve ilçe yönetimlerinin asli görevleri arasındadır ve bu faaliyetler için Başkanlıkça illere, olay genel hayata etkili olmasa dahi, acil yardım ödeneği gönderilebilmektedir. 3.1.2 Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik

Bu yönetmelik kimlere ve nasıl afet konutu / işyeri veya onarım yardımı yapılacağını,

hak sahiplerini belirlemek üzere, illerde kurulacak komisyonların oluşturulma esasları ile genel kriterleri belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.

7269 sayılı yasa gereğince bir afet sonrasında hasar tespitleri yapılmakta ve hasar

oranları yıkık veya ağır, orta, hafif ve sağlam olarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmeler esas alınarak, konutların hasar durumuna göre, mülk sahiplerine, evleri yıkılmış veya ağır hasar görmüşse ve haksahipliği kriterlerini yerine getiriyorlarsa, yeni konutlar yapılmakta, orta ve hafif hasarlı konut sahiplerine ise onarım yardımları yapılmaktadır.

Yönetmeliğe göre bir afetzedenin hak sahibi olabilmesi için kendisine ve eşine ait o

yerde ikinci bir konutu olmaması gerekmektedir. Şayet sağlam ikinci bir konutu varsa, bu kişi hak sahibi olamamakta, orta veya hafif hasarlı ikinci bir konutu varsa, ancak bu hasarı nedeniyle onarım kredisi alabilmektedir.

Konut kredileri faizsiz, tüfesiz, 20 yıl vadeli ve yıllık eşit taksitler halinde geri

ödemelidir. Geri ödemeler, konutlar bitirildikten 2 yıl sonra başlamaktadır. Afetten etkilenmiş olan kiracılar ise hak sahibi olamamaktadır. 3.1.3 Afet Sebebiyle Yapılan ve Yapılacak Olan Binaların Borçlandırma Bedellerinden Yapılacak İndirimler Hakkında Yönetmelik

7269 sayılı yasa nedeniyle, evleri ve iş yeri doğal afetlerden zarar gören hak sahibi

kişilere, ev ve iş yerleri inşa edilmekte ve kişiler inşaat maliyetleri ve yapılmışsa kamulaştırma maliyetleri üzerinden borçlandırılmaktadır. Bu yönetmelik, hak sahiplerinin borçlarını geri ödeme esaslarını belirlemekte ve ödeme imkanı olmayan kişiler için yapılacak olan indirimleri düzenlemektedir.

Page 189: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3.1.4 Afetler Sebebiyle Edinilen Bina, Arsa ve Arazilerden Artakalanların Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik

Evleri ve iş yerleri yıkılan veya ağır hasar gören hak sahiplerine, toplu konut ve iş yeri yaptırmak amacıyla birçok arazi ve bina istimlak edilmektedir. Ayrıca konut ve iş yeri inşaatları bitirildikten sonra, çeşitli sebeplerden dolayı bir miktar bina ve arsa boş kalabilmektedir (Hak sahiplerinin konutları teslim almaktan vaz geçmeleri, afetzedelerin mağduriyetlerinin süratle giderilebilmesi için kesin sayılar tespit edilemeden inşaat aşamasına geçilmesi yüzünden fazladan konut yaptırılması gibi). Bu yönetmelik, bu tür bina ve arsaların, kamu kurum ve kuruluşlarıyla, kişilere satılması esaslarını düzenlemektedir.

3.2. Afet Sonrası Çalışmalarla İlgili Genel Tanımlar Yukarıda da belirtildiği üzere, afet hizmetlerinin verilmesi ile ilgili kurumsal bir

değişiklik yaşanmıştır. Temel olarak ortaya çıkan en büyük değişiklik, muhtemel ya da gerçekleşen bir afetten sonra Ankara’da bulunan merkez teşkilatından teknik ekiplerin afet bölgesine intikali ile başlayan sürecin artık Valiliği’nce ele alınacağı hususudur. Valilikler bünyesinde, başta İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri’nde olmak üzere yeterli sayıda ve kalitede teknik eleman olacağı öngörüsüyle, afet öncesi ve sonrası söz konusu teknik iş ve işlemler Valiliği tarafından yürütülmektedir.

Afet yönetim sisteminde yaşanan kurumsal değişikliğe rağmen, afet öncesi ve sonrası

yapılması gereken teknik çalışmaların içeriğinde, köklü herhangi bir değişiklik olmamıştır. Afet sonrası yapılan çalışmaların daha iyi anlaşılabilmesi için, çoğu yerde kavram karmaşası yarattığı tarafımızdan tespit edilen bazı terim ve kavramların ne anlama geldiğini bu aşamada irdelemek faydalı olacaktır.

Olmuş ve Muhtemel Afet: 7269 sayılı yasanın 1. maddesinde “Deprem (Yer

sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri afetlerde yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır. Yasanın 1. maddesinde yer alan “zarar gören” sözcüğü bugün için “olmuş afet, “görmesi muhtemel olan” sözcüğü de “muhtemel afet“ olarak değerlendirilmektedir. Doğal olarak, muhtemel afet olayları, deprem, yangın gibi afetleri değil; jeolojik araştırmalarla öngörülebilir, hesaplanabilir, haritalanabilir olan heyelan, kaya düşmesi, çığ gibi olayları temsil etmektedir.

Afete Maruz Bölge: “Afete Maruz Bölge”; ıslah çalışmaları ile teknik ya da ekonomik

olarak iyileştirilmesi, geri kazanımı mümkün olmayan, heyelan, kaya düşmesi, su baskını, çığ vb. doğal afetlerden etkilenen veya etkilenebilecek olduğu afet (jeolojik) etütlerince

Page 190: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

belirlenen ve haritalanan alanlara denir. Aynı zamanda, tehlikenin alınacak önlemler ile ortadan kaldırılmasına kadar geçen süre için sınırları belirlenen alanlar da geçici olarak “afete maruz bölge” (yapı ve ikamete yasaklı afet bölgesi) ilan edilebilir. Afete Maruz Bölgeler için 7269 sayılı yasanı 2. maddesi gereği “Afete Maruz Bölge” Bakanlar Kurulu Kararı alınmaktadır.

Afetlerin Genel Hayata Etkili Olması: Herhangi bir yerleşim biriminde olmuş veya

olması muhtemel afet olayları, 7269 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca hazırlanan ve 21.01.1969 gün ve 13007 sayılı resmi gazetede yayınlanan "Afetlerin Genel Hayata

Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik" hükümleri uyarınca “Genel Hayata Etkili” sayılır. “Bölgesel Afet Etkililik Oluru”, adından da anlaşılabileceği gibi, lokal, sınırlı bir alanda etkili olan bir afet olayını değil, deprem, bölgesel şiddetli yağışlar ve su baskınları gibi büyük alanları etkileyen afet olaylarında, tüm bölgeyi kapsayacak şekilde alınan “Genel Hayat Etkililik Olur” larıdır. Ancak 7269 sayılı Kanun’ da “Bölgesel Afet Etkiliği” diye bir kavram bulunmamaktadır.

Afet olayının “Genel Hayata Etkili” bulunmasından sonra, afetzedelerin daimi

iskânlarının sağlanması için, hasar tespit listelerinde veya jeolojik etüt raporlarında belirlenen afetzedeler için hak sahipliği ve yer seçim işlemleri başlatılır.

Son yıllarda bazı afet olaylarından sonra, basın ve yayın organları vasıtasıyla sıklıkla duyulan, bir ilin ya da bölgenin “afet bölgesi” ilan edilmesi diye bir kavram ilgili Kanunlarda bulunmamaktadır. Belli ki, burada denilmek istenen, bir afet olayının bir yerleşim biriminde “Genel Hayata Etkili” olup olmadığıdır!

Afetlerin Genel Hayata Etkisiz Olması: Herhangi bir yerleşim biriminde olmuş veya

olması muhtemel afet olayları 7269 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca hazırlanan ve 21.01.1969 gün ve 13007 sayılı resmi gazetede yayınlanan "Afetlerin Genel Hayata

Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik" hükümlerince 2,3,4 ve 5. maddelerindeki kriterlerin oluşmaması durumunda afet olayı o yerin “Genel Hayatına Etkisiz” sayılır. (Örneğin 80 haneli bir köyde 3 hane yangından dolayı kullanılamaz hale gelmişse bu olay “Genel Hayata Etkisiz” dir. 8 hane veya daha fazlası kullanılamaz hale gelmişse, bu olay “Genel Hayata Etkilidir”.) Genel Hayata etkili olan afet olaylarında; afetten etkilenen yerleşim yerlerinde hayatın normale dönmesi için alınacak önlem ve tedbirler Valilikler (İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri) ve AFAD’ ca, “Genel Hayata Etkisiz Afetler”de ise afetzedelerin kendi olanakları veya mahalli imkânlarla (Valilik - İl Özel İdaresi, Kaymakamlıklar, Belediyeler vb.) sağlanır.

Afet (Jeolojik) Etüt Raporu: Herhangi bir yerleşim birimi, meydana gelen / gelmesi muhtemel bir afet olayı ya da ihbar sonucu, afet tehlikeleri açısından Valiliğince (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) incelenir ve söz konusu inceleme neticesinde, teknik raporlar

Page 191: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

düzenlenir. İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri ve AFAD teknik elemanları tarafından hazırlanan, incelenen ve değerlendirilen, genellikle plansız alanlarda (kırsal alanlarda), köylerde olmuş ya da muhtemel afet tehlikelerinin değerlendirildiği bu raporlara afet (jeolojik) etüt raporu denir. Bir başka deyişle, AFAD tarafından detayları genelgelerle belirlenen, olmuş ya da muhtemel, münferit, yerel ölçekteki afet olaylarını yerbilimsel veriler ışığında değerlendiren, “Afete Maruz Bölge” sınırlarını ve afetzede isim listelerini içeren teknik raporlar ve haritalardır.

Hasar Tespit İşlemleri: Deprem, yangın ve su baskını gibi afetleri takiben yapılacak en önemli çalışmalardan birisi sağlıklı bir hasar tespit işlemidir. Bu çalışmada hasarlı binalar tek tek incelenir ve hasar derecelerine göre sınıflandırılırlar. Çalışma esnasında binaya ait idari ve teknik bilgiler standart formlar kullanılarak toplanır. Kesin hasar tespit çalışmaları ile afetzedelerin binalarının hasar durumları ağır, orta, az derecede hasarlı, yıkık ya da hasarsız olarak belirlenir.

Afetzede: Herhangi bir afet olayından direkt ya da dolaylı olarak etkilenen kişiler için kullanılmaktadır. Özet bir ifade ile afet bölgesinde yaşayanlar afetzededir ve afet etüt raporlarında veya hasar tespit listelerinde adı yazılan herkes konutlarının hasar derecesi ne olursa olsun afetzede kabul edilir. 7269 sayılı Kanuna göre, “Genel Hayata Etkili Afetlerde” afet konutu (işyeri ve ahır da dahil) yardımı yapıldığından, bu afetzedelerden konutları yıkık, ağır derecede hasarlı ya da orta derecede hasarlı olarak tespit edilenler ya da hasar görmesinin muhtemel olduğu afet etüt raporlarıyla tespit edilen kişiler afetzede olarak hak sahibi adayı olurlar.

Hak Sahibi: Jeolojik (afet) etüt raporları ve/veya hasar tespit raporları ile afetzede olduğu, yani binasının yandığı, yıkıldığı, ağır hasara uğradığı ya da uğramasının muhtemel olduğu belirlenen kişiler; 7269 sayılı yasa hükümlerine göre kendilerine inşaat yardımı yapılması gerekenler ile meydana gelen depremlerden orta hasarlı olarak tespit edilen ve betonarme olmayan konutlarını yıktırıp yeniden yaptıracak olan kişiler; deprem gibi afetlerde binalarını orta hasarlı olduğu belirlenenlerden onarım yardımı yapılacak olan kişiler hak sahibi adayı olabilirler.

Hasar tespit veya jeolojik (afet) etütleri sonucu yıkık - ağır hasarlı konut sahipleri (1) jeolojik etüt sonucu muhtemel afete uğrayabilecek konut sahipleri (2) ile deprem bölgelerinde orta hasarlı bina sahiplerinden isteyenler (3) yasal süre içinde talep-taahhütname vererek müracaat ederler. Kurulan Hak sahipliği komisyonunda müracaat eden şahısların durumları değerlendirilir yasal mevzuat çerçevesinde uygun olanlar hak sahibi kabul edilir.

Geçici Barınma - İskân (Kalıcı Konutların Teslimine Kadar): Genelde kendilerine

Page 192: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

konut - işyeri yardımı yapılması gereken hak sahibi afetzedelere kalıcı konutlarının yapılmasına kadar geçen sürede geçici barınma - iskân yardımı da yapılır. Bu yardımlar "kira yardımı, kış şartlarına uygun çadırlar, prefabrike konutlar, konteynır temini ile kamu kurum ve kuruluşların tesislerinde barındırma gibi" alternatifleri kapsar. Genelde depremler gibi büyük afetlerde uygulanırken, diğer münferit afetlerde de, afetin şiddeti ve afetzede sayısına göre bazen uygulanır.

Daimi İskanın Sağlanması: 7269 sayılı Afetler Kanununa göre, kalıcı afet konutu

ve/veya işyeri yardımı için; hasar tespit çalışmaları veya afet (jeolojik) etütleri sonucu, yıkık - ağır hasarlı konut sahipleri veya afet (jeolojik) etütleri sonucu muhtemel afete uğrayabilecek konut sahipleri ile deprem bölgelerinde orta hasarlı bina sahiplerinden isteyenlerin belli sürede müracaat ederek hak sahibi kabul edilmeleri ve borçlanmaları gerekir. Hak sahibi kabul edilenler için 23.09.2011 gün ve 6465 sayılı genelge esasları çerçevesinde yer seçimi çalışmaları yapılarak daimi iskân alanları belirlenir.

Konut, işyeri ve kamu tesisleri yapılmak üzere yeni yerleşim alanlarının tespiti

sonrasında bu alanların planlanması, temini ve devir - temliki amacıyla halihazır harita, imar planı, kamulaştırma, imar uygulaması, tescil, kat mülkiyeti, tahsis ve devir işlemleri tamamlanır. Bu işlemlerden sonra ise “evini yapana yardım (1), ihale yöntemi (2) ya da TOKİ (3) vasıtasıyla konutların yapımına geçilir. Tamamlanan konutlar, hak sahiplerine, borçlarını ödeme karşılığında tapularına ipotek konularak teslim edilir.

3.3 Afet Sonrası Afetzedelere Yönelik İş ve İşlemlere Detaylı Bir Bakış

Afet sırasında ya da olduktan sonra yapılan iş ve işlemler birkaç kümede toplanabilmektedir. Öncelikle yerine getirilmesi zorunlu acil yardım ve kurtarma, beslenme ile ilgili önlemler, geçici barınma ve iskân çalışmaları, enkaz kaldırma (acil yardım ve rehabilitasyon) bir arada incelenebilir. Kalıcı yerleşimlerin tamamlanarak haksahibi afetzedelere teslimine kadar geçen süreç ve normal yaşama geçişle ilgili yapılanlar ise (yeniden yapılanma) ayrı bir kümede incelenebilir. Bu başlık altında, kitabın konusuna uygun olarak, “acil yardım ve rehabilitasyon” kısmına giren çalışmalardan ziyade “yeniden yapılanma” çalışmaları kapsamına giren çalışmalar detaylandırılmaya çalışılmıştır. 3.3.1 Acil Yardım ve Rehabilitasyon Çalışmaları Afet sırasında ya da afet olduktan hemen sonra alınan önlemleri kapsar. Bu kapsamda can ve mal kaybını önlemek, enkaz altındakileri kurtarmak, yaralılara ilk yardım ya da tedavi sağlamak, kurtulanları barındırmak, enkazları kaldırmak, yangınları söndürmek gibi afete uğrayan toplulukların acilen ihtiyaç duyduğu çok çeşitli yardımların sağlanması işlemleri

Page 193: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yapılır. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 Van depremlerinden sonra afet bölgesine (29 Aralık 2011 itibariyle); � 96 milyon TL Acil Yardım Ödeneği, � 576.802 çadır (29.222’si yurt dışı), � 267 Arama-Kurtarma, 2.976 UMKE ve Sağlık Personeli, � 336.089 battaniye (95.490'ı yurtdışı), � Erciş’te kurulan 8 aşevinde günlük ortalama 81.000 öğün, Van’da kurulan 3 merkez aşevinde ise günlük

ortalama 60.000 öğün sıcak yemek, � Yaklaşık 1.000 kamyon ile muhtelif malzeme (Gıda, giyecek, hijyen malzemeleri vb.) dağıtımı

gerçekleştirilmiştir. � Bugüne kadar Van Depremi için; acil yardım ödenekleri dâhil olmak üzere, gönderilen insani yardım

malzemelerinin toplam maliyeti 602 milyon TL’dir.

Afetin meydana gelmesinden sonra, vali ve kaymakamlar, 7269 sayılı Afetler Kanunu

kapsamında, geniş yetkilere sahiptir. Bu yetki afet olayının sona ermesinden itibaren 15 gün içinde kullanılabilmekte, gerektiğinde bu süre uzatılabilmektedir. Afet bölgesindeki yerel yönetimlere gönderilen acil yardım ödenekleri, 5902 sayılı kanunun yürürlüğe girme tarihinden önce Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülürken, kanunun yürürlüğe giriş tarihi itibariyle AFAD'ın izni ve yönlendirmesi doğrultusunda gerçekleşmektedir. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 Van Depremlerinden sonra, (Aralık, 2011 itibariyle) bölgede; � 133 bina enkazı kaldırılmıştır. � 12 çadırkentte 16.185 vatandaşımız barındırılmaktadır. � 27.420 konteyner siparişi verilmiş olup, konteynerların yaklaşık 10 binden fazlası kurulmuştur. � 3.498 adet çadır ahır yaptırılmıştır. � 33.463depremzede vatandaşımız kamu tesislerine yerleştirilmiştir. � 200’den fazla sosyolog, psikolog ve psikolojik rehberlik danışmanı vatadaşlarımıza destek vermektedir. � Van merkez ve köyleri ile Erciş merkez ve köylerinde 102.000 tonun üzerinde kömür dağıtımı yapılmıştır.

Büyük afetler sonrası, acil yardım konusunda devletin olanakları yanında, halkın

bağışları da harekete geçirilmektedir. Çeşitli kuruluşlar ya da basın organları halkın yardımlarını toplama ve gönderme konularında önderlik etmektedir. Bu tür yardımlar yabancı ülkelerce de gönderilmektedir. 7269/1051 sayılı ‘‘ Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ’’, gereği meydana gelen afet olayları (Deprem, Heyelan, Su Baskını, Kaya Düşmesi, Çığ vb.) sonrasında afet olayından etkilenen yerlerin onarımı ile afetzede vatandaşlarımızın yiyecek, giyecek, ısınma, geçici barınma vb. gibi acil ihtiyaçların karşılanması maksadıyla, ilgili Valiliğin talebi üzerine AFAD tarafından acil yardım gönderilmektedir.

Page 194: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Acil yardım talepleri: (1) 7269 sayılı kanunun 1. ve 6. maddesi gereği İl Valisi tarafından yapılmalıdır. (2) Talep yazısı, afetin oluş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde hazırlanıp Başkanlığa gönderilmelidir. (3) Acil yardım taleplerinde istenilen miktar belirtilmelidir. (4) Acil yardım, Valilik emrine, Valilik adına açılacak acil yardım hesabına gönderilmektedir. (5) Acil yardım; Afet ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliğine göre kurulacak komisyon marifetiyle harcanır.

Bir diğer ödenek aktarma yöntemi de 4123 sayılı kanundan kaynaklanmaktadır. Bu

kanun tabii afete maruz kalan belediyeler ve özel idarelere meydana gelen hasar ve tahribatı gidermek adına imkân tanımaktadır. 4123 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılan Yardımlar: Tabii afete maruz kalan yörelerdeki belediyeler ve özel idarelere, maruz kaldıkları hasar ve tahribatları gidermek amacıyla ilgili kanunlar çerçevesinde özel hesaplarda toplanan kaynaklardan, hasar ve tahribat oranları dikkate alınarak Maliye Bakanının uygun görüşü üzerine, AFAD tarafından tespit edilecek miktarda yardım yapılacağı hükmünü getirmektedir. Buna göre: (1) Afete maruz kalan mahalli idare 15 gün içinde Afet Hasar Müracaat formunu mülki amire onaylatarak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne başvuruda bulunur. (2) İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, ilgili kurumlar (İller Bankası, Karayolları) kanalıyla hasar keşiflerini yaptırır. (3) İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, keşif miktarını Başkanlığa bildirilir. (4) Başkanlık, hasar keşif miktarını Maliye Bakanlığına bildirir.

Geçici iskân ve planlama işlemleri; doğal afet olaylarının meydana geldiği bölgelerdeki

arazinin, bütün yapıların ve kamu tesislerinin incelenerek hasar tespit raporlarının düzenlenmesinden sonra yapılan teknik işler olarak adlandırılabilirler. Geçici iskân ve planlama işlemleri esnasında; afet nedeniyle hasar görmüş ve iyileştirilebilir, güçlendirilebilir nitelikteki konutlara onarılıncaya kadar girilmesine ve oturulmasına izin verilmez.

Doğal afetlere uğramış ya da uğraması muhtemel bulunan toplulukların bulundukları

yerlerde ya da uygun görülen başka yerlerde, geçici olarak barınmalarını sağlamak üzere barakalar, prefabrik yapılar ve konutlar yaptırılabilir, kiralanabilir ya da satın alınabilir (Şekil 71). Geçici iskân olarak adlandırılan bu aşamada, geçici barınma önlemlerini kendileri almak isteyenlere para yardımı yapmak mümkündür.

Afet sonrası hasar gören il, ilçe, belde ve belediyelerin imar planları varsa ve AFAD’ca revize edilmesi gerekli görülmezse, buralarda yapılaşmaya izin verilir. İmar planı bulunmayan ya da tümüyle değiştirilmesi gereken yerlerde güncel durum haritası (hâlihazır haritalar) ile imar planının öncelikle yapılması esastır. Bu planlar yapılıncaya kadar, Başkanlıkça gelecekteki planlara göre yapı yapmaya izin verilebilir.

İlk barınma önlemi olarak, geçici barakalar yapılmasına da olanak vardır. İmar planı

bulunan yerlerde, doğal afet olayının meydana gelmesinden itibaren, planı olmayan veya değiştirilen ya da değiştirilecek olan kent ve kasabalarda ise yeni planların onaylanmasından

Page 195: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

itibaren bir yıl içinde bu barakaların sahiplerince yıkılması gerekir. Bu bir yıllık süre, Valiliklerin önerisi üzerine AFAD'ca uzatılabilmektedir (Keleş, 2002).

Şekil 71. 08 Mart 2010 depremi sonrası Elazığ - Kovancılar ve köylerinde yapılan geçici barınma çalışmaları.

Gerçekte geçici barınma ve geçici iskânı birbirine karıştırmamak gerekir. Geçici barınma ile ifade edilmek istenen, özellikle deprem gibi afetler sonrası ortaya çıkan afetzedelerin acil barınma ihtiyacının çadır, baraka, prefabrik yapı vb. ile acilen giderilmesidir. Geçici iskân ise, son yıllarda sadece, özellikle 1999 depremleri gibi büyük afetler sonucu on binlerce barınak ihtiyacı olan afetzedenin ortaya çıktığı, kalıcı iskân çalışmalarının tamamlanmasının oldukça uzun zaman alacağı öngörülen afetlerde uygulanan, planlı yerleşimin sağlandığı, alt yapısı, sosyal tesisleri bulunan, içinde kullanıma hazır mobilya, mutfak malzemesi vb. ekipmanın sağlandığı iskân türüdür. 17 Ağustos 1999 depreminden yıllarca sonra bile geçici iskân konutları halen aktif olarak kullanılmaktaydı. 2011 Van depremlerinden sonra da çadırlar vasıtasıyla kısa vadede önce geçici barınma ihtiyacı, konteynırlar, kira yardımı ile Van’ daki ve diğer illerdeki kamu tesislerinde konaklamanın sağlanması vasıtasıyla da orta ve uzun vadede geçici iskân olanakları sağlanmıştır.

3.3.2 Yeniden Yapılanmaya Yönelik Çalışmalar Meydana gelen ya da gelmesi muhtemel bir afet olayının belirlenmesi sonrası 7269 sayılı yasaya göre, yeniden yapılanma temelinde yapılan iş ve işlemlerin akış çizelgesi EK - 1’ de detaylı olarak, aşağıdaki şekilde ise basitleştirilmiş haliyle gösterilmektedir. Ülkemizde herhangi bir afet olayından etkilenen afetzedeleri tespit etmeye yönelik iki farklı çalışma vardır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

Olmuş ve olması muhtemel, genellikle küçük ölçekli, münferit, yerel nitelikte,

heyelan, kaya düşmesi, çığ ve benzeri bir afet olayının belirlenmesi neticesinde, Valiliği (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) tarafından, 19.01.2010 gün ve 373 sayılı “Jeolojik Etüt (Afet Etüt) Raporlarının düzenlenmesi ve onay işlemleri Hakkında Genelge” esasları çerçevesinde, afet (jeolojik) etüt raporları hazırlanır, ‘Afete Maruz Bölge’ sınırları ve afetzede isim listeleri

Page 196: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

belirlenir. Hazırlanan Jeolojik (Afet) Etüt Raporlarına 22.05.2007 gün ve 8732 sayılı “Jeolojik

Etüt Raporlarının İlanı ve Afetzede İsim Listelerinin Belirlenmesi” genelgesi kapsamında yasal süresi içerisinde itirazda bulunan şahısların afetzedelik durumları değerlendirilir. Afetzedelerin belirlendiği diğer bir durum ise olmuş, genellikle geniş alanları etkileyen deprem, su baskını ve yangın gibi afet olaylarından sonra yapılan hasar tespit çalışmalarıdır. Afetzedelerin belirlendiği jeolojik etüt (afet etüt) raporları jeoloji mühendislerince hazırlanırken, hasar tespit çalışmaları inşaat mühendislerince yapılır.

Şekil 72. Genel başlıklarıyla 7269 sayılı Afetler Kanunu kapsamında yapılan afet sonrası iyileştirme çalışmalarının bir özeti.

Page 197: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3.3.2.1 Afet Etüt (Jeolojik Etüt) Raporları ile Afetzedelerin Belirlenmesi Jeolojik etüt (afet etüt) raporları, afet risklerini azaltma amacıyla hazırlanan, yerleşim

birimlerini etkileyen çeşitli afet olayları ile bütünleşik afet (deprem, heyelan, su baskını, kaya düşmesi, çığ, vb.) tehlikelerinin incelenmesini ve değerlendirilmesini içeren çalışmalardır. AFAD ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri teknik elemanları tarafından hazırlanan, incelenen ve değerlendirilen, genellikle plansız alanlarda (kırsal alanlarda), köyler için olmuş ya da muhtemel afet tehlikelerinin değerlendirildiği raporlardır.

Bir başka deyişle, AFAD tarafından detayları yönetmelik/genelgelerle belirlenen,

olmuş ya da muhtemel, münferit, yerel ölçekteki afet olaylarını yerbilimsel veriler ışığında değerlendiren, “Afete Maruz Bölge” sınırlarını ve afetzede isim listelerini içeren teknik raporlar ve haritalardır. Söz konusu raporlara istinaden, afet olayı “Genel Hayata Etkili” bulunursa, afetzedeler için, iyileştirme çalışmaları kapsamında, hak sahipliği ile başlayan sonraki aşamalara geçilir.

3.3.2.2 Hasar Tespit Çalışmaları ile Afetzedelerin Belirlenmesi

Genellikle büyük ölçekli, bölgesel olaylarda, yani büyük miktarda yapısal hasara neden olan deprem, su baskınları ve yangın gibi afet olaylarının meydana gelmesinden sonra, yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören yerleşim birimlerinde hasar tespit çalışmaları üç ayrı aşamada gerçekleştirilir.

Bunlardan ilki afetin hemen ardından başlayan ön hasar tespit çalışmasıdır ve hasarın

yoğun olduğu bölgeler ile can güvenliği bakımından oturulması sakıncalı olan, acil yıktırılması gereken binaların tespit edilmesi, acil yardım ve geçici iskân yardımı yapılacak afetzedelerin belirlenmesi gibi amaçlar için gerçekleştirilir. Bu çalışmalarda standart bir form (Şekil 73) kullanılmakta olup; binalar yıkık, hasarlı oturulamaz, hasarlı oturulur ve hasarsız olarak sınıflandırılırlar, ölü ya da yaralı sayısı da varsa belirlenir ve toplu icmaller oluşturulur (Şekil 74).

Ön hasar tespit çalışmaları esnasında yolları kapatacak şekilde yıkıldığı veya bir başka

binanın üstüne yattığı tespit edilen binalar ile can güvenliği açısından risk taşıdığı ve çevreyi tehdit ettiği belirlenen binalar için “Acil Yıkılması Gereken Binalar” listesi hazırlanır ve bu binalar en büyük mülkiye amirinin emri ile yıktırılır ve enkazları kaldırılır. Bu çalışma afetin meydana geldiği ilin Valiliğince (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) gerçekleştirilir. Ön hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasının ardından 7269 sayılı Yasa’nın 13. maddesine istinaden “Kesin Hasar Tespit” çalışmaları gerçekleştirilir. Hasarın yoğun olduğu büyük ölçekli afetlerde vatandaşların mağduriyetlerini bir an önce giderebilmek için “Ön hasar tespit” çalışması atlanarak, hemen “Kesin hasar tespit” çalışmasına başlanabilmektedir.

Page 198: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Kesin hasar tespit çalışmaları, kalıcı konut yardımlarına yönelik yapılan çalışmalardır

ve AFAD koordinesinde, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü vasıtasıyla gerçekleştirilir. Arazi çalışmasının başlamasıyla birlikte İl Müdürlüğünde hasar tespit bürosu kurulur ve ekiplerin dağıtımları, raporların dosyalanması, genel icmallerin oluşturulması, gerekli kurumlara bilgi notlarının hazırlanması, haritaların temin edilmesi, araçların ayarlanması ve hasar tespit ekiplerinin iaşe - ibate gibi gereksinimleri bu büro tarafından karşılanır.

Büyük afetlerde (2011 Simav ve Van depremleri gibi), AFAD, bu çalışmaları gerçekleştirmek için diğer İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinden ya da başka Bakanlıklardan teknik eleman talep edebilir.Kesin hasar tespit çalışmasında ekipler Şekil 75’ de verilen formu kullanarak inceledikleri binalara ait idari ve teknik bilgileri toplar ve binanın hasar derecelendirmesini yaparlar. Toplanan bilgiler form üzerine bir takım kısaltmalar kullanılarak işaretlenir. Bu kısaltmaların açıklamaları ve şekilleri formun arka yüzünde mevcuttur (Şekil 76). Bu çalışmada binalar yıkık, ağır hasarlı, orta hasarlı, az hasarlı ve hasarsız olmak üzere 5 grupta değerlendirilirler. Ekipler arazide hasar tespit çalışması gerçekleştirirken, onlara muhtar eşlik eder ve çalışma bitiminde Şekil 77’de verilen tutanağı imzalar.Arazi çalışması esnasında doldurulan formlardan daha sonra “Afetzede İsim Listeleri” ve İcmal (Şekil 78) gibi özet dosyalar oluşturulur. Bu raporların tamamı, en küçük yerleşim birimi (mahalle, köy vb.) bazında, raporların aslı Valiliklerde (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü), bir kopyaları ise AFAD’ da kalmak üzere arşivlenir.

Kesin Hasar Tespit çalışmaları tamamlandıktan sonra Afetzede İsim Listeleri

mahallinde ilan edilir ve vatandaşların binalarının hasar durumlarına itiraz edebilmeleri için tanımlanmış olan 30 günlük yasal süre başlar. Bu süre zarfında bir dilekçe ile binasının hasar durumuna itiraz eden ya da binasının hiç incelenmediğini beyan eden vatandaşların binaları “İtirazlar Hasar Tespit” çalışmasında incelenir.

Bu çalışmanın “Kesin Hasar Tespitleri” nden tek farkı, sadece dilekçe veren kişilerin

oturduğu binaların incelenmesidir. Kullanılan form, isim listeleri ve icmaller kesin hasar tespit çalışmalarındakilere benzerdir. Kesin ve İtirazlar Hasar Tespit çalışmalarında hazırlanan formlar, isim listeleri ve icmaller, hak sahipliği ve yer seçimi çalışmaları için ilgili birimlere gönderilir. Jeolojik (afet) etüt raporları ve hasar tespit raporları, yönetmelik kriterleri ve teknik değerlendirmeler göz önünde tutularak, “Genel Hayata Etkililik” veya “Etkisizlik” Olurları alınır. Hasar tespit çalışmaları, 2011 yılı itibariyle başlandığı üzere mümkün olduğunca ölçekli, koordinatlı haritalara, yoksa ölçeksiz ve/veya koordinatsız harita – krokilere işlenmelidir. Bu sayede hem sadece isim bazında yapılan hasar tespit sonuçlarının, hak sahipliği ve yer seçimi iş ve işlemlerinde yaratabileceği problemlerin önüne geçilebilir hem de hasarların sebepleriyle ilgili mekânsal analizler yapılabilir.

Page 199: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 200: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 73. Ön Hasar Tespit Formu Örneği.

Page 201: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

VAN MERKEZ KÖYLER

EKİP NO

YIKIK HASARLI OTURULAMAZ HASARLI OTURULUR SAĞLAM İNCELENEN BİNA SAYISI

İNCELENEN HANE SAYISI

SIRA NO BİNA HANE BİNA HANE BİNA HANE BİNA HANE BİNA HANE

1 A.Y. ÇİTLİ 78 0 0 35 35 1 18 3 6 39 59

2 ADIGÜZEL 38 5 5 104 104 43 43 0 0 152 152

3 AĞARTI 7.8 19 22 25 26 4 4 1 1 49 53

4 AĞZIKARA 57 0 0 122 122 50 50 0 0 172 172

5 AKÇAÖREN 28 1 1 49 49 22 22 2 2 74 74

6 AKÇİFT 24 6 6 27 27 0 0 0 0 33 33

7 AKIN 80.8

1 0 0 32 39 0 0 0 0 32 39

8 AKTAŞ 25 1 1 112 112 11 11 0 0 124 124

9 ALABAYIR 20.2

1 0 0 0 0 146 146 19 19 165 165

10 ALAKÖY 3 71 71 101 101 15 15 2 2 189 189

11 ARISU 5 15 15 21 24 13 16 9 10 58 65

12 ARITOPRAK 80 0 0 21 21 65 67 57 57 143 145

13 AŞAĞIGÖLALAN 6 0 0 32 32 19 19 0 0 51 51

14 AŞIT 39 1 1 15 15 29 29 0 0 45 45

15 ATMACA 9 2 2 76 76 11 11 2 2 91 91

16 BAĞDAŞAN 2 17 17 28 28 5 5 1 3 51 53

17 BAKLATEPE 79 0 0 28 28 35 35 11 11 74 74

18 BAKRAŞLI 75 0 0 54 54 63 63 49 49 166 166

19 BARDAKÇI 5 2 2 50 50 38 42 26 46 116 140

20 BEŞÇATAK 80 3 3 43 43 31 31 5 5 82 82

21 ÇAKIRBEY 62 12 12 60 60 22 22 0 0 94 94

22 ÇALIMLI 66 1 1 115 127 72 74 17 17 205 219

23 ÇİTÖREN 6 0 0 105 105 26 26 1 1 132 132

24 ÇOBANOĞLU 63 0 0 12 12 24 24 20 20 56 56

Şekil 74. Ön hasar tespit icmal örneği.

Page 202: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 75. Kesin hasar tespit cetveli.

Page 203: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 76. Hasar tespit formundaki kısaltmaların açıklamaları ve şekilleri.

Page 204: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

KESİN / İTİRAZLAR HASAR TESPİT TUTANAĞI

………….. İli ………………İlçesine bağlı …………………………. …Köyünde/ Mahallesinde …………….. tarihlerinde meydana gelen ………… afeti nedeniyle kesin / itirazlar hasar tespit çalışmalarını yapmak üzere hasar gören binalar muhtar ve ihtiyar heyetinin iştirakleri ile teker teker gezilmiştir. Heyetimizce köyümüzün / mahallemizin tamamı olan ……….. hanenin hasar tespiti yapılarak …./…./ 20... günlü hasar tespit raporları düzenlenmiştir. Hasar tespit raporlarında belirtilen afetzedelere ait adı, soyadı ve baba adları ile açıklamalar hanesindeki bilgiler muhtar ve ihtiyar heyetince teknik heyete verilmiştir. İş bu tutanak tek nüsha olarak tanzim edilmiştir.

TEKNİK HEYET EKİP BAŞKANI ÜYE ÜYE ADI SOYADI ADI SOYADI ADI SOYADI

İHTİYAR HEYETİ

……………. tarihlerinde meydana gelen ………. afeti sonucu ……………Valiliğince (Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) görevlendirilen teknik heyete daha önceki afetlerde ağır hasar gören konut, ahır veya işyerlerinin …………….. tarihlerinde olan afetten dolayı hasar görmüş gibi göstermeyeceğimizi veya başkasının adına yazdırmayacağımızı, bunun haricinde köyde bulunan bütün konutların, ahırların veya işyerlerinin tamamını gezdirerek, köyün / mahallenin genel hanesinin ……. olduğunu, konutlarda ikamet edenler ile maliklerin adlarını doğru olarak yazdırdığımızı beyan eder, yukarıdaki nedenlerden dolayı çıkacak hukuki sorunlardan sorumlu olduğumuzu kabul ederiz. KÖYÜ MAHALLESİ : MUHTARIN ADI SOYADI : MÜHÜR VEYA İMZA : AZA AZA ADI SOYADI ADI SOYADI

Şekil 77. Kesin / itirazlar hasar tespit tutanağı örneği.

Page 205: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Sıra No. CADDE / SOKA K HANE NO/KAPI NO ADI VE SOYADI BABA ADI AÇIKLAMALAR

TANZİM E DEN TANZİM EDEN��/� �/2010 �� /��/2010

YARGI YOLUN A GİTME DEN ÖNCE 2577 SAYILI İDA Rİ Y ARGILAMA USULÜ KANU NU’NU N 10’NCU MADDE Sİ U YARI NCA, HASAR TES PİT İ Y APT IR MAK

İÇİN 3 0 GÜN ZARFIND A İDAREYE BAŞVU RMALARI GERE KMEKTED İR.

AFETİ NEDENİYLE KONUTLARI ��AZ�����..DERECEDE HASAR GÖREN AFETZEDELERE AİT ( KESİN HASAR TESPİT ) İSİM LİSTESİDİR.

1 - BU İSİ M L İSTESİ DAH A SON RA Y APILACAK ASI L İŞL EML ERE ESAS OL MAK ÜZERE ve HAZIRLIK İŞLEMİ MAH İTET İN DE DÜ ZENLEN MİŞTİR.

2 – GAYRİME NKU LLERİ KESİ N B İR Ş EKİ LDE HASAR SIZ OLA RAK BEL İRL ENE NLERİN veya GAYRİ ME NKULLERİN HASA R TESPİTİ HİÇ YAPMAYANLARIN

T.C.((( (( ( VALİLİĞİ

AFET VE ACİL DU RUM MÜDÜRLÜĞ Ü

�����.. İLİ ������.İLÇESİ ����������.DE �../�../ 2006 TARİHLERİNDE MEYDANA GELEN ���.

AFETZEDE İSİM LİSTESİ

Şekil 78. Arazi çalışması esnasında doldurulan formlardan oluşturulan “Afetzede İsim Listeleri”.

Page 206: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3.3.2.3 Hak Sahipliği, Borçlandırma ve Yatırım Programına Alma Çalışmaları Afetzede olduğu, yani ikamet ettiği konutu, işyeri ya da ahırı hasara uğradığı ya da uğramasının muhtemel olduğu belirlenen kişilerden; 7269 sayılı yasa hükümlerine göre, kendilerine inşaat yardımı (afet konutu) yapılması gerekenler (1), meydana gelen depremden hanesinin orta hasar gördüğü tespit edilen ve betonarme olmayan konutlarını yıktırıp yeniden yaptıracak olan kişiler (2) ve deprem gibi afetlerde binaları orta hasarlı olduğu belirlenenlerden onarım yardımı yapılacak olan kişiler (3) hak sahibi adayı olarak tanımlanırlar.

Herhangi bir afet olayı sonrasında kimler hak sahibi olabilir? * Konut, ahır ve işyerlerinin (dükkân ve fırın gibi) afetten hasar gördüğü tespit edilen mülk sahipleri (Bunlardan birden fazla konut, işyeri ve ahırları hasar görenler varsa yalnız bir konut, bir ahır ve bir de iş yeri için hak sahibi olabilirler.), * Mülkiyeti ebeveynine ait hasarlı 2. nci ve 3. üncü konut veya dairelerde afetten önce ve afet tarihinde oturduğu belirlenen evli evlatlar, * İştirak ve müşterek maliki oldukları konut veya işyeri hasar görenler (Bunlardan birden fazla konut, işyeri ve ahırları hasar görenler varsa yalnız bir konut, bir ahır ve bir de iş yeri için hak sahibi olabilirler.), * Afet gören yerlerin bitişiğinde veya yakınında, üzerinde hak sahiplerine bina yaptırılmak üzere tespit edilip imar planlarına dahil edilen kısımlar içinde kalan konutları istimlak edilen aileler, * Depremden konut, işyeri ve ahırları YIKIK - AĞIR derecede hasar görenler ile konutları kamulaştırılanlar, yeni yapılacak konutlardan veya kendilerinin yapacakları konutlara Evini Yapana Yardım kredisi alabilmek için, * Konut, işyeri ve ahırları afetten dolayı ORTA hasar görenler, yapılacak olan yardımlar için hak sahibi olabilirler. Konut, işyeri ve ahırları afetten dolayı AZ hasar görenlere ise konut, işyeri ve ahır yardımı yapılmayıp, onarım yardımı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından yapılır.

Herhangi bir afet olayı sonrasında kimler hak sahibi olamaz? * Kanuni sürede Talep ve Taahhütname vermeyen ve borçlandırma işlemini yapmayanlar, * O yerde kendisine veya eşine ait aynı cins ikinci hasarsız konut, işyeri ve ahırları olanlar, * Kiracı ve misafir durumunda olanlar, * Hasar gören konut, işyeri ve ahırlarının mülkiyetine sahip tüzel kişilikler, * Kendilerine ait olamayan arsa ve arazi üzerinde inşaat ruhsatı almaksızın konut, işyeri ve ahır yapanlar, * Yer kayması, su baskını, kaya düşmesi ve benzeri sebeplerle imar planında yapı yapılması sakıncalı olarak belirlenen yerlerde ruhsatız olarak yapılan yapıların sahipleri, hak sahibi olamazlar.

Hak sahipliği tespiti 7269 sayılı Kanunun 28. 29. ve 30. maddesine göre hazırlanan

“Afet sebebiyle Hak Sahibi Olanları Tespiti Hakkındaki Yönetmelik” esaslarına göre yapılmaktadır.

Page 207: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afetzedelerin, afet gören yerde ya da yer seçimi yapılan yerde sağlam 2. bir konutları varsa hak sahibi olamazlar. Afetler Kanunu zarara uğrayan afetzedenin zararını karşılamak için değil, barınma ve iskân imkânının tamamını kaybetmiş afetzedelerin temel mağduriyetini gidermek için teşkil edilmiştir.

Afetzede oldukları teknik raporlarla belirlenen kişiler öncelikle Kanunun 28.

maddesine göre müracaat edip, talep ve taahhütname vermek mecburiyetindedirler. ‘Afet

sebebiyle Hak Sahibi Olanları Tespiti Hakkındaki Yönetmelik’ gereği o yerin ilgili mülki amiri (Vali - Kaymakam) veya görevlendireceği bir memur başkanlığında, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nden, mahalli tapu dairesinden, belediye encümeninden, emlak müdürlüğünden 1’er üye ile mahalle veya köy muhtarının iştiraki ile “Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu” kurulur. Komisyon afetzedelerin verdikleri talep ve taahhütnameleri inceleyerek ve diğer kriterleri de göz önüne alarak hak sahibi olup olamayacaklarına karar verir.

7269 sayılı Kanun veya afete ilişkin hükümler taşıyan diğer Kanunlara göre hak sahibi

kabul edilenler (Şekil 79), Kanunun 40. Maddesine göre borçlandırılır, tahsil ve takip işlemleri AFAD vasıtasıyla Bankalar aracılığı ile yapılır. ‘Genel Bütçe’ den yatırımlar için ayrılan ödeneklerle, ‘Yıllık Bütçe’ ve ‘Yatırım Programı’ hazırlanır. Bu bütçe ile programda bulunan ‘İhaleli’ yöntemine göre, ‘Evini Yapana Yardım (EYY)’ yöntemine göre yapılacak işlerde, ‘Hazır Konut Alımı’ nda, orta hasarlı konutların onarımında, TOKİ vasıtasıyla yapılacak konutlarda ve alt yapıda kullanılacak kredi miktarları ile ödenekler belirlenerek, ödemelerin yapılması ve izlenmesi sağlanır.

7269 veya afete ilişkin hükümler taşıyan diğer Kanunlara göre yapılan veya yaptırılan

binalardan, çeşitli nedenlerle artanların, 7269 sayılı Kanunun 3177 sayılı Kanunla değişik 31. Maddesi ve 4864 sayılı Kanunun 4. Maddesine göre devir veya satışı yapılır.

Page 208: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 79. Hak sahipliği isim listesi örneği.

Page 209: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet konutları bedava değildir. Ancak geri ödeme koşulları kolaylaştırılarak afetzedenin üstüne yük binmesi engellenmiştir. Konutlar, hak sahiplerine teslim edildikten sonra ilk 2 yıl geri ödeme yapılmaz. Ardından konut ve varsa kamulaştırma bedeli, 18 yıl boyunca eşit taksitlere bölünür ve enflasyon yansıtılmadan geri ödeme yoluyla hak sahibi tarafından ödenir. Borçlandırma esnasında, hak sahipleri boş senetlere imza atarlar. Çünkü borçlandırma esnasında konutun hangi yöntemle yapılacağı (TOKİ, İl Özel İdaresince ihale yolu ya da EYY) henüz belli değildir. Ayrıca yer seçimi çalışmaları sırasında uygun alan bulunamamışsa kamulaştırma da yapılabilir ki, bu da ek bir bedel demektir. Kabaca bir hesaplama ile; konutu 60.000 TL. ye mal olmuş bir afetzede, ilk iki yıl hiç bir ödeme yapmaz, ardından ise 18 yıl boyunca her ay yaklaşık 275 TL geri ödeme yapmalıdır. Afetzedelerin çoğu, özellikle kırsal kesimde, afet konutlarının devlet tarafından bedava dağıtıldığını zannetmektedir. Afet sonrası yapılan ve afetzedeleri ilgilendiren tüm iş ve işlemlerle ilgili olarak, bilgilendirme toplantıları yapılmalı, hazırlanacak afiş, broşür vb. doküman muhtarlar vasıtasıyla köy ve mahallelerde uygun yerlere asılmalıdır. Hak sahibi olmak için talep taahhütname veren ve borçlandırma senetlerini imzalayan afetzedelere, afet konutlarının muhtemel bedellerinin söylenmesinde fayda olacaktır.

3.3.2.4 Yer Seçim Çalışmaları

Afetlerle ilgili yeniden yerleştirme şekilleri incelendiğinde iki tür uygulamayla karşılaşılmaktadır. Bu uygulamaların birincisi; ‘afetzedelerin afet olmadan önce yaşadığı yerleşim birimine (hasar gören yapının bulunduğu yere) yapılan yerleştirme’ uygulamalarıdır. Diğer bir uygulama şekli ise; ‘yeni bir yere yapılan yerleştirme (nakil)’ uygulamalarıdır.

‘Yeni bir yere yerleştirme’; afetzedelerin afet olmadan önce yaşadığı yerleşim birimine yakın veya bitişik bir yere yapılabileceği gibi eski yerleşim yerinden tamamen bağımsız farklı bir yerleşim yerine de yapılabilmektedir. Afet öncesi yerleşim yerinden farklı bir yerleşim yerine yapılan nakil uygulamaları en genel şekilde ‘yer değiştirme’, yürürlükteki mevzuatta da ‘farklı bir yerleşim yerine iskân’ kavramlarıyla açıklanmaktadır (Tercan, 2008).

Afetlerden zarar görenleri yerleştirmek amacıyla kurulan yeni yerleşim yerleri Türkiye’de sıkça karşılaşılan örneklerdendir (Şekil 80).

Herhangi bir afetten etkilenen veya etkilenme riski olan yerleşim biriminin yerinin

değiştirilmesi gerekmeyebilir. Su baskını, heyelan (toprak kayması), kaya düşmesi, çığ tehlikesi gibi değişik afetlerden etkilenen yerleşim birimlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde, söz konusu alanlar için afete maruz bölge kararları alındığından dolayı tekrar eski yerleri seçilememekte, yeni bir yerleşim yeri oluşturma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak, yangın ve deprem gibi afetlerden etkilenen yerleşim alanları (aynı zamanda su baskını, heyelan, kaya düşmesi, çığ tehlikesi gibi başka bir afet tehlikesi altında değillerse) tekrar yeni yerleşim alanı olarak seçilebilmektedir (Tercan, 2008).

Page 210: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 80. Ağrı İli’ nin Doğubayazıt İlçesi ve köyleri 2 Temmuz 2004 tarihinde 5.1 büyüklüğünde bir deprem afeti yaşamıştır. Google Earth ’den alınan uydu görüntüsü üzerine depremden etkilenen bazı köyler ve yeni yapılan toplu afetzede yerleşim alanları işlenerek oluşturulmuştur (Tercan, 2008).

Afet sonrası yeniden yerleştirme şekilleri, sonuçları bakımından değerlendirildiğinde farklılıklar göstermektedir. Yerleşim yeri ile acil barınma ihtiyaçlarının karşılanması ön planda tutularak yapılan uygulamalar sonuçları açısından, afetzedelerin barınma ihtiyaçları ile çalışma ve sosyal ilişkileri dikkate alınarak yapılan uygulamalardan farklılık göstermektedir. Dolayısıyla, her iki durumun farklı şekilde kavramlaştırılarak tanımlanması gereklidir. İngilizcedeki “relocation” kavramı, yerleşim yeri ile acil barınma ihtiyaçlarının dikkate alındığı uygulamaları açıklamakta, “yeniden yerleştirme” veya “yeniden yerleştirim” Türkçe kavramlarıyla uyuşmaktadır. Afetzedelerin barınma ihtiyaçları ile çalışma ve sosyal ilişkileri dikkate alınarak yapılan uygulamalar ise, İngilizcedeki “resettlement” kavramıyla açıklanabilir. Ancak, “relocation” kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılan “resettlement” kavramını açıklayan Türkçe kavramlar yetersizdir. Sözlüklerdeki ve yasalardaki tanımları açısından “iskân” kavramı veya “yeniden yapılandırma” kavramları ”resettlement” kavramına anlamca denk gelmektedir. “Resettlement” kavramı anlam itibariyle daha geniş, kapsam bakımından da “relocation” kavramıyla tanımlanan özellikleri kapsar niteliktedir (Tercan, 2008).

Afete uğramış afetzede haksahipleri için seçilecek yeni yerleşme yerlerinin, nasıl

seçileceği ve hangi komisyon tarafından belirleneceği yine 7269 - 1051 sayılı yasada yer almıştır. Yasanın 16. maddesi bu komisyonların tanımını yapmaktadır. Madde şu şekildedir:

Page 211: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Afet Bölgelerindeki bir topluluğun kaldırılarak başka yerlere taşınması:

Madde 16 – (Değişik: 2.7.1968 - 1051/1 md.)

“Genel hayata etkili afetlerden önce veya sonra kesin lüzum üzerine meskûn bir

topluluğun bir kısmının veya tamamının kaldırılarak başka mahallere toplu olarak veyahut

dağıtılarak yerleştirilmesi İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım, Milli

Eğitim, Sanayi, İmar ve İskân ve köylerde Köy İşlerine bakan Bakanlıklar mütehassıs

temsilcilerinden kurulacak bir komite incelendikten sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile İmar ve

İskân Bakanlığı tarafından yaptırılır.

Ancak bu toplu nakiller aynı belediye ve köy sınırları içinde ise Bakanlar Kurulu

kararına lüzum kalmaksızın İçişleri ve İmar ve İskân Bakanlıklarınca müştereken yapılır.”

7269 sayılı Kanun oldukça eski bir kanun olduğundan, süreç içerisinde yer seçimi

çalışmaları içinde bulunan bazı kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili yasal düzenlemeler sonucu isim değişiklikleri ortaya çıkmıştır. Bu durum dolayısıyla, teknik elemanlar ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri yetkilileri hariç, yer seçimi sürecine dahil olması gerektiği belirlenen birimler şu şekildedir:

İL ÖZEL İDARESİ TEMSİLCİSİ (Belediye ve mücavir alanı

sınırları dışında)

BELEDİYE BAŞKANLIĞI TEMSİLCİSİ (Belediye ve

mücavir alanı sınırları içerisinde)

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

TEMSİLCİLERİ ORMAN VE SU BAKANLIĞI TEMSİLCİLERİ

İlgili Müdürlük / Müdürlükler İlgili Müdürlük /

Müdürlükler Çevre ve Şehircilik İl

Müdürlüğü

Devlet Su İşleri Bölge/Şube Müdürlüğü

Orman Bölge Müdürlüğü / İşletme

Müdürlüğü

MALİYE BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ

İllerde Defterdarlık (Milli Emlak Dairesi Başkanlığı / Milli Emlak Müdürlüğü), İlçelerde Mal Müdürlüğü

Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü İl Milli Eğitim Müdürlüğü

SAĞLIK BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ

İl Sağlık Müdürlüğü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

KAYMAKAM

(Farklı Yerleşim Birimine İskân Durumunda hem taşınan hem de taşınılan yerleşim biriminin Kaymakamları tarafından imzalanacaktır)

BELEDİYE BAŞKANI / İL ÖZEL İDARESİ GENEL SEKRETERİ

MUHTAR

• Ayrıca seçilen yerin özelliğine ve ilgisine göre diğer kurum ve kuruluşlardan da görüş alınabilir.

Page 212: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Herhangi bir yerleşim biriminde olmuş veya olması muhtemel afet olayı neticesinde, 7269 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca hazırlanan ve 21.01.1969 gün ve 13007 sayılı resmi gazetede yayınlanan "Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında

Yönetmelik" de belirtilen 2., 3., 4. ve 5. maddelerindeki kriterlerin oluşması durumunda; 23.09.2011 gün ve 6465 sayılı “7269 Sayılı Kanunun 16. Maddesi Kapsamında Yapılan Yer

Seçimi Çalışmaları” genelgesi çerçevesinde yer seçimi çalışmaları yapılır.

3.3.2.4.1 Yer Seçimi Çalışmalarının Usul ve Esasları Hak sahibi kabul edilen afetzedelerin yerleşme yerlerinin belirlenerek daimi

iskânlarının sağlanması amacıyla bu yerlere ait “Yer Seçimi Raporu” hazırlanır. Bu rapor; yeni yerleşim yerine ait, mekânsal, jeomorfolojik, jeolojik, hidrojeolojik, imar ve mülkiyet durumu vb. bilgileri içeren, yer seçimi yapılan alanları doğal afet tehlikeleri, imar kanunu ve ilgili mevzuatlar açısından değerlendiren, yer seçim gerekçelerini belirten ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini içerecek şekilde hazırlanır.

Yer seçimi çalışmaları, multi-disipliner çalışmalardır. Yer seçimi raporu; “İl Afet ve Acil

Durum Müdürlüğü” nde görevli, jeoloji, jeofizik, harita ve inşaat mühendisleri, mimar ile şehir ve bölge plancısı tarafından hazırlanır ve imza altına alınır. Söz konusu personel, yer seçimi raporunu hazırlarken, doğal afet tehlikeleri, jeolojik ve sismolojik durum, mülkiyet ve imar, planlama, altyapı ve yapı maliyetleri, vaziyet planı ve mimari proje yönünden değerlendirmelerde bulunurlar.

Yer seçimi çalışmaları, hak sahiplerine sadece konut / işyeri yapılacak yerleri tespit etme çalışması olarak görülmemelidir. Her bir afet konutu / işyerine; altyapı, çevre düzeni, harita ve kadastro işlemleri, planlama, yapılaşma vb. çalışmalardan dolayı büyük miktarlarda harcamalar yapılmaktadır. Söz konusu çalışmalar, afet sebebiyle sekteye uğramış sosyo – kültürel ve ekonomik hayatı iyileştiren projeler olarak düşünülmeli ve bu çalışmalara azami özen gösterilmelidir. 7269 sayılı Kanun kapsamında, yer seçimi çalışmalarının usul ve esasları şu şekilde özetlenebilir:

Yer seçimi çalışmaları esnasında, afet risklerini azaltma anlayışı çerçevesinde,

öncelikle afet tehlikeleri taşımayan jeolojik açıdan uygun yerleri seçmek ana hedeftir. Alt yapı hizmetleri, sosyo – kültürel, ekonomik yapı, eğitim ve sağlık hizmetleri de dikkate alınarak, yerleşim birimlerinin bütünlüğünün korunmasına çalışılır. Hak sahipleri için seçilecek yerleşim yerlerinin, mümkün olduğunca eski yerleşim yerine yakın, ilave altyapı – üstyapı harcamalarına yol açmayacak alanlar olmasına öncelik verilir. Sosyo – kültürel sağlık, eğitim vb. tesislere uzak olmayacak, kamulaştırma gerektirmeyecek alanlar öncelikle tercih edilir.

Page 213: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Yer seçimi çalışmalarını etkileyen koşullar üç ana başlık altında toplanabilir: (1) Teknik koşul ve gereklilikler (seçilen alanın afet tehlikesinin içermemesi, alt yapı

oluşturma (yol, su, elektrik vb.) zorluğunun bulunmaması, yeterli büyüklükte alanın bulunması vb.),

(2) Sosyal ekonomik ve kültürel koşullar (aile ya da toplulukları afet öncesi yaşantıdan

koparmayacak olabildiğince afet öncesi yerleşimine yakın yerlerin bulunması, bulunacak alanda yerleşim sonrası bireyler arasında uyum sorunu, kan davası gibi sorun çıkmayacak şekilde yerleştirilmeleri vb.),

(3) yasal ve resmi zorunluluklar (anayasal ve yasal haklardan mahrum bırakılmama,

mülk edinme hakkı, güvenli ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı, 7269 sayılı yasa, kamulaştırma yasası, imar yasasından kaynaklı sınırlamalar, yer seçimi genelgesi vb.). Günümüzde, ideal olmamasına rağmen, afet olayından sonra en kısa zamanda afetzedelerin mağduriyetlerini giderme anlayışı temel anlayış haline gelmiş olduğundan, hak sahipliği çalışmaları tamamlanmadan (hatta bazen hasar tespit çalışmaları sırasında) yer seçimi çalışmalarının hemen başlaması, özellikle toplu konut sayılarının ve alanlarının belirlenmesi istenmektedir. Bu yaklaşımın afetzedelerin kalıcı barınma ihtiyaçlarının süratle giderilmesi hususunda oldukça büyük avantajları olmasına rağmen, dezavantajları da vardır. Örneğin, afetzede sayıları ve isimleri üzerinden süratli bir şekilde yapılan “Ön yer seçimi” adı altında mevzuatta yeri bulunmayan bir süreç de çalışmalar dahilinde yer almaya başlamıştır. Ön yer seçimi çalışmalarını daha sağlam temellere oturtmak, daha faydalı ve sürece pozitif katkı sağlayacak hale getirmek, süreci hızlandırması için genel standartlarını belirlemek ve mevzuata uygun bir şekle sokmak yararlı olabilir. Tabii, bunun için Kanun değişikliği gerekmektedir.

Afetzede isim listeleri alındıktan sonra yer seçim çalışmaları için büro ve arşiv

araştırmasına geçilir. Yer seçimi yapılacak yerleşim birimlerinde varsa daha önceden yapılmış çalışmalar incelenir.

Doğal afet riski nedeni ile ‘bulunduğu yerden kaldırılarak başka yere nakil kararı

verilen konutlar’ ve ‘Afete Maruz Bölge’ kararlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Daha önce, doğal afet riski nedeni ile nakil edilen konut sahipleri içerisinde yer seçimi yapılacak afetzedelerin bulunup bulunmadığı karşılaştırılır.

İsimlerin çakışması durumunda afetzedeler için yer seçimi yapılmaz. Gerekçe raporu

düzenlenerek hak sahipliği inceleme komisyonuna verilerek hak sahipliğinin yeniden incelenmesi ya da iptal edilmesi sağlanır.

Yer seçimi yapılacak yerleşim yerlerinde varsa jeolojik, jeolojik - jeoteknik etüt

raporları incelenir. Bu alanların jeolojik ve tektonik verileri ile kadastral paftaları, varsa imar

Page 214: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

planları temin edilir. Gerekli arşiv ve büro çalışması yapıldıktan sonra arazide yer seçim çalışmalarına geçilir.

Afetzede hak sahipleri için yerleşim yerlerinin tespiti çalışmalarında aşağıdaki işlem

sırası takip edilir (Şekil 81): a) Öncelikle afetzedenin afete uğradığı yerleşim birimi içerisinde yer seçimi yapılır.

Buna göre; (i) afetzedenin hak sahibi olduğu konutunun / işyerinin bulunduğu arsa ve araziler (özellikle deprem ve yangın afetlerinde), (ii) hak sahibine ait başka arsa ve araziler, (iii) bedelsiz temin edilecek arsa ve araziler, (iv) kamulaştırma yolu ile edinilecek arsa ve araziler sıralaması dikkate alınır.

b) Afetzedenin afete uğradığı yerleşim biriminde yer seçimi yapılamaması halinde (farklı bir yerleşim yerine iskân durumunda), aynı il sınırları içerisinde olmak kaydıyla; (i) hak sahibine ait arsa ve araziler, (ii) bedelsiz temin edilecek arsa ve araziler, (iii) kamulaştırma yolu ile edinilecek arsa ve araziler öncelik sıralaması dikkate alınarak yeni yerleşim yeri tespit edilir.

Şekil 81. Hak sahibi afetzedeler için, yerinde ve farklı bir yerleşim biriminde yer seçimi çalışmaları.

Page 215: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

8 Mart 2010 da Elazığ'da yaşanan deprem sonrasında hak sahibi olan afetzedeler için yer seçimi çalışmaları yapılmış olup, Şekil 82'de söz konusu çalışmaya ait mekânsal dağılımlar verilmiştir.

Şekil 82. Elazığ ili Palu ilçesinde 8 Mart 2010 depremi nedeniyle hak sahibi olan afetzedeler için yapılan yer seçimi çalışmalarının, yerleşim birimi içindeki / dışındaki durumları ve mekânsal dağılımları görülmektedir.

3.3.2.4.2 Arazi Çalışmaları

Yer seçimi çalışmaları esnasında, alt yapı hizmetleri, sosyal, kültürel, eğitim ve sağlık hizmetleri dikkate alınarak, yerleşim birimlerinin bütünlüğünün korunması gerekmektedir. Bu nedenle seçilecek yeni yerleşim yerlerinin mümkün olduğunca eski yerleşim yerine yakın olmasına özen gösterilir.

Bir yerleşim birimindeki afetzede veya hak sahiplerine yeni yerleşim yeri olarak farklı yerler seçilse dahi, farklı yer seçimi raporları mümkün olduğunca eş zamanlı hazırlanarak, aynı anda AFAD’ a ulaştırılıp, hak sahiplerinin tamamının yer seçim işlemleri birlikte

Page 216: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

sonuçlandırılır. Zorunlu haller dışında, orman sınırları dışına çıkarılmış ya da çıkarılacak alanlar ile meralar ve tarım arazileri yeni yerleşim yeri olarak seçilmez.

Yeni yerleşim yerlerinin tespiti çalışmalarında aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.

• Deprem ve yangın gibi afetlerden (bir afete maruz bölge sınırının söz konusu olmadığı) yıkılan veya ağır hasar gören yapının bulunduğu alan, jeolojik açıdan uygun nitelikte ise, inşaat ruhsatı alma şartlarını sağlıyorsa ve yeterli büyüklüğe sahip olması durumunda öncelikle bu alan seçilir.

• Hak sahibinin aynı yerleşim birimi içerisinde, teknik ve sosyal alt yapıdan yararlanabilecek durumda, jeolojik açıdan uygun nitelikte, inşaat ruhsatı alma şartlarını sağlayan, konut yapmaya yeterli büyüklükte olan kendisine ait başka taşınmaz malı var ise bu alan yeni yerleşme yeri olarak seçilebilir.

Afetzedelerin kendilerinin hissesinin bulunduğu taşınmazların (hisseli mülkiyetlerin), afet konutu yapılmak üzere yeni yer olarak seçilmesi, yer seçimi çalışmalarında sorunlara, sürecin uzamasına ve bazen de tıkanmasına yol açmaktadır. Esasen bu sorun yer seçimi aşamasından ziyade konutların inşaat ruhsatı alma aşamasında ortaya çıkmaktadır. Hisseli alanların seçiminde ortaya çıkan sorunlar, tamamıyla İmar Kanunu ve yönetmeliklerindeki ruhsat alma koşulu ile ilgilidir. Hisseli taşınmaz üzerine yapılan afet konutu daha sonraki yıllarda hissedarlar arasında hissenin paylaşılması konusunda anlaşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu alanlarda konut yapacak kadar bir kısmı kamulaştırmak bu sorunun bir çözümü olabilir (Kamulaştırma ile ayrı bir sürecin başlayacağı da unutulmamalıdır). Ruhsat verme yetkisi olan Belediyeler ve İl Özel İdarelerinin yer seçimi raporlarında imza yetkisi bulunmaktadır. Bu kurumların mevcut yasa ve yönetmeliklerine uygun olacak şekilde yer seçme sürecine etkin katılım sağlamaları ve sorumluluk almaları da diğer bir çözüm yolu olabilir.

• 7269 Sayılı Kanunun 21. maddesi hükmüne göre yerleşmeye müsait bedelsiz elde edilebilecek alanlar, yeni yerleşme yeri olarak seçilebilir (Örneğin köy tüzel kişiliğine ait alanlar, meralar).

• Yeni yerleşme yeri, eski yerleşim yerine uzak veya alt yapı maliyetinin yüksek olması gibi nedenlerle uygun değilse, yine 7269 Sayılı Kanunun 21. maddesi hükmüne göre, mülkiyeti şahıslara ait, yerleşmeye müsait alanlar yeni yerleşme yeri olarak seçilebilir.

• Hak sahiplerinin, gerek yukarıda belirtilen şartların sağlanamaması, gerekse sosyal, ekonomik, sağlık ve güvenlik nedenleri ile farklı bir yerleşim biriminde iskâna tabi tutulacak olması durumunda, bu durum yer seçimi raporunda açıkça belirtilir.

Page 217: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Hak sahiplerinin, başka bir köyde veya bağlı bulunduğu ilçenin belediye sınırları içinde, inşaat ruhsatı alma şartlarını sağlayan ve 3194 Sayılı İmar Kanunu hükümlerine uygun taşınmaz malı olması halinde, söz konusu köy veya belediye içerisinde iskân yapılabilir.

• Kadastro görmemiş yerleşim birimlerinde hak sahiplerine yeni yerleşim yeri tespit edilirken, yukarıda belirtilen öncelik sırasına uyulur. Hak sahiplerinin farklı bir yerleşim biriminde iskâna tabi tutulması veya kendi yerleşim birimi içerisinde başka bir alanın yeni yerleşim yeri olarak seçilmesi durumunda, eski yerleşim biriminde nakil edilen konutların durumları haritalarda belirtilerek yer seçimi raporuna eklenir.

Aynı yerleşim biriminde iskân ve başka yerleşim biriminde iskân arasında seçim yapma kriterleri Ye (2004)’ te şöyle sıralanmıştır: Bazı afetzedeler için afetten önce oturdukları lokasyona dönüp tekrar oturma isteği normaldir. Mülkiyet sahipliği, aile ve komşuluk bağları, iş imkânı hep bunu tetikler. Bu husus daha esnek düşünülmek kaydıyla, afetzedeler için yer seçiminde aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir:

• Alanın afetten zarar görebilirliği,

• Alanda hasarın dağılımı ve şiddeti,

• Sosyal ve kamusal hizmet ve birimlerin durumu,

• Kaynakların mevcudiyeti,

• Arazi kullanımı, mülkiyet ve kullanım hakkı,

• Sosyal – iş – durumu

• Mevcut mevzuat.

Şekil 83'de 8 Mart 2010 Elazığ depremi sonrası, Kovancılar İlçe merkezinde seçilen toplu alana ait fotoğraflar verilmiştir. Üstteki fotoğraf konutlar yapılmadan önceki görüntü, altta ise sadece 8 ay sonra inşası tamamlanan konutlara ait görüntü sunulmuştur.

Page 218: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 83. 8 Mart 2010 Elazığ depremi sonrası, Kovancılar İlçe Merkezinde seçilen toplu alan yeri ve 8 ay sonrasında tamamlanan toplu konutlar.

Referans Noktası

Page 219: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3.3.2.4.3 Yer Seçim Raporlarının Hazırlanması

Yer seçimi raporları; 23.09.2011 gün ve 6465 sayılı “7269 Sayılı Kanunun 16. Maddesi

Kapsamında Yapılan Yer Seçimi Çalışmaları” genelgesi esasları çerçevesinde hazırlanır. Buna göre;

• Raporun “amaç ve kapsam” başlığı altında, “Daimi İskâna Esas Yer Seçimi Rapor” unun hangi amaçla hazırlandığı, hangi mevzuata dayandığı belirtilir ve raporun kapsamından bahsedilir.

• “Önceki çalışmalar” başlığı altında, yer seçimi aşamasına kadar gelmiş olan iyileştirme çalışmalarının ve ilgili afet olayının geçmişi özetlenir. “Afete Maruz Yerleşim Birimi ve Afet Olayı İle İlgili Bilgiler” alt başlığının altında, afete uğrayan yerleşim biriminin, söz konusu yer seçimine kadarki afet tarihçesi, afetlerin türü, oluş tarihleri, afet etütleri, hasar tespitler ve sonuçları, genel hayata etkililik ve etkisizlik kararları, afete maruz bölge kararları ve sınırlarını da içerecek şekilde özetlenir. Hangi afet olayı sonucu kaç tane afetzedenin belirlendiği (isimleriyle beraber) belirtilir. “Hak Sahipliği Bilgileri” alt başlığı altında, hak sahipliği çalışmaları sonucunda elde edilen onaylı hak sahipliği listesi - hak sahibi sayısı (toplam konut ve işyeri sayısı) belirtilir. Ayrıca, bu güne kadar kaç adet hak sahibi için yer seçimi çalışmalarının tamamlandığı ve varsa kaç adet hak sahibi için yer seçimi çalışmalarının yapılmadığı ya da devam etmekte olduğu da belirtilir. “Önceki Yer Seçimi Çalışmaları” alt başlığı altında yer seçimi yapılan hak sahibi afetzede(ler) için daha önce yer seçimi yapılmışsa söz konusu yer seçiminin neden iptal edilmek istendiği (ya da edildiği), kapsamdan neden çıkarılmak istendiği ve yeni yer seçimi raporunun hazırlandığı açıkça belirtilir.

• “Bölgenin Konumu, Yerleşim, Jeomorfolojik -Meteorolojik Özellikleri Ve Bitki Örtüsü” başlığı altında hak sahibi / sahiplerine konut / işyeri yapılabilmesi için yer seçimi yapılan alanın, yerbulduru haritasını içerecek şekilde mekânsal konumu hakkında, yol, ulaşım, sosyo - ekonomik durumu, jeomorfolojik, meteorolojik ve iklimsel özellikleri ve bitki örtüsü hakkında bilgiler verilir. “Coğrafi Konum ve Yerleşim Özellikleri” alt başlığı altında, yer seçimi yapılan alanın yeri (il, ilçe, bağlı olduğu belediye, köy, mahalle, mevkii şeklinde), yerleşim birim(ler)ine uzaklığından bahsedilir. Ayrıca, seçilen alan ve bölge genelindeki sosyal ve ekonomik yapı hakkında, yer seçimi yapılan alanın, gelişme sahası olup olmadığı, ulaşım durumu, sağlık tesislerinin durumu, ziraat ve hayvancılık durumu, eğitim tesislerinin durumu, ormanla, merayla ilişkisi, genel yerleşme düzeni yani mevcut arazi kullanım durumu açısından (kışlak – yaylak – otlak – mera - tarım arazisi - arsa), enerji tesisleri açısından durumu, mevcut ya da planlanan havaalanları, karayolları vb. ile varsa askeri alanlara, askeri güvenlik yasak bölgelerine göre konumu – durumu ve yeni yerleşim yerinin çevreye etkisi açısından durumunun değerlendirilmesi yapılır. “Jeomorfolojik, Meteorolojik, İklimsel

Page 220: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Özellikleri Ve Bitki Örtüsü” alt başlığı altında, yer seçimi yapılan alan ve yakın çevresinin, genel morfolojik özellikleri, topoğrafik durumu, yamaç yönelimleri bu kısımda özetlenir. Eğer mevcut ise, inceleme alanının hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinin kullanılmalıdır. Yer seçimi yapılan alan ve yakın civarının, mümkünse büyük ölçekli altlık haritalardan (hâlihazır, topoğrafik vb.) üretilmiş eğim haritası verilir. Bu sayede, alanın hem kütle hareketleri açısından irdelenmesi sağlanır hem de konut yapımı sırasında hafriyatlardan kaynaklanacak ek maliyetlerin ortaya çıkıp çıkmayacağı değerlendirilir. Çalışma alanı ve yakın civarı genelinde, baskın bitki örtüsü ile iklim hakkında genel bilgi verilmesi ve özellikle heyelan, kaya düşmesi, su baskını, çığ gibi afet tehlikeleri ile doğrudan ilişkisi olan, meteorolojik durum (yağış durumu) hakkında değerlendirmeler de bu kısımda yapılır.

• “Bölgenin Jeolojik, Hidrojeolojik Durumu Ve Doğal Afet Tehlikeleri Açısından Değerlendirilmesi” başlığı altında yer seçimi yapılan alan ve yakın civarının jeolojik, hidrojeolojik durumu ortaya konur ve afet tehlikeleri açısından değerlendirilir. “Bölge Jeolojisi Ve Yer Seçimi Yapılan Alanın Jeolojisi” alt başlığı altında, yer seçimi yapılan alanı çevreleyen yeterli büyüklükte bir bölgenin genel jeolojisi anlatılır. Alanın, mümkünse 1/5.000 ya da 1/10.000 ölçekte, mümkün değilse 1/25.000 ya da 1/100.000 ölçekte genel jeoloji haritası, seçilen alan üstüne işlenmiş şekilde sunulur. Ayrıca, yer seçimi yapılan alanın, hangi formasyon ya da jeolojik birim içinde kaldığı ve bunların jeolojik özellikleri detaylı olarak, fotoğraf ve çizimlerle desteklenerek sunulur. “Bölgenin Hidrojeolojik Durumu” alt başlığı altında, yer seçimi yapılan alanı çevreleyen yeterli büyüklükte bir bölgenin hidrojeolojik durumu hakkında genel bilgiler sunulur. Alan ve yakın civarının, küçük ya da büyük ölçekli haritalardan elde edilmiş drenaj ağı haritası, bölgenin yer altı suyu haritası, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü temsilcisinin de görüşü alınarak yorumlanır (varsa, kuru ve sulu derelerin, çay ve akarsuların debi değerleri ve mevsimsel değişim, taşkın özellikleri, taşkın koruma önerileri vb), özellikle su baskını ve yamaç sellenmesi açısından değerlendirmesi yapılır. Ayrıca, yer seçimi yapılan alan için yer altı suyunun derinliği ve içme suyu temin edilecek kaynak ve su kuyusu durumundan da bahsedilir. Kullanma suyunun, yer seçimi yapılan alana sağlanması gereken durumlarda yaklaşık maliyet de belirtilir. “Doğal Afet Durumu” alt başlığında, yer seçimi yapılan alanın depremselliği, deprem bölgeleri haritasındaki konumu incelenerek, haritasıyla beraber belirtilir. Çalışma alanının doğal afet tehlikeleri açısından değerlendirilmesi yapılır. Doğal afetler yönünden, yer seçimi yapılan alan ve yakın civarında, önceden yapılmış çalışma olup olmadığı ve bu konuda 7269 sayılı yasa gereği alınmış bir afet bölgesi kararının bulunup bulunmadığı incelenmelidir. “Bölgenin Yerleşime Uygunluk Durumu” alt başlığında, jeolojik, hidrojeolojik, depremsellik ve diğer afet tehlikeleri açısından değerlendirilen, yer seçimi yapılan alanın yerleşime uygunluğu açıkça belirtilecektir. Seçilen alanda ya da bir kısmında alınması gereken veya tavsiye edilen önlemler bu bölümde açıklanmalıdır.

Page 221: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• “Yer Seçimi Yapılan Alanın Harita, İmar Ve Mülkiyet Durumu” başlığı altında hak sahibi / sahiplerine konut / işyeri yapılabilmesi için yer seçimi yapılan alanın, hangi paftalarda yer aldığı, parsellerin köşe koordinatlarını içerecek şekilde mekânsal konumu; harita, kadastro ve mülkiyet durumu vb. hakkında bilgiler verilir. Ayrıca, varsa, her tür ve ölçekte mevcut plan / planlar hakkında genel bilgi verilmeli, planlar ve plan notları genel anlamda irdelenmeli ve mevcut yapılaşmaya yönelik (yapı tipi, kat yüksekliği, ayrık / bitişik vb. yapılaşma düzeni, yapılaşma yoğunluğu gibi) genel bilgiler de verilmelidir. Bu başlık altında mevcudiyeti irdelenen tüm dokümanlar, altlık haritalar, varsa, bilgisayar ortamında üretilmiş akıllı (öznitelik verilerine sahip) sayısal (vektör) haritalar olarak, seçilen alan üzerlerine işlenmiş şekilde rapor ekinde yer almalıdır. “Harita Durumu” alt başlığında, yer seçimi yapılan alanın, mevcut harita durumu hakkında bilgiler verilecektir. “Kadastro ve Mülkiyet Durumu” alt başlığında, yer seçimi yapılan alanın, mevcut kadastro ve mülkiyet durumu hakkında bilgiler verilir. Söz konusu alanın, Belediye ya da mücavir alan sınırları içinde olup olmadığı, kadastrosunun yapılıp yapılmadığı ve dolayısıyla kadastral paftalarının, hâlihazır haritasının var olup olmadığı, mülkiyet durumu (afetzedenin kendi yeri, hazine, köy tüzel kişiliği, belediye, şahıs, özel idare, tescil harici, mera, orman sınırları dışına çıkarılmış ya da çıkarılacak alanlar, diğer vb.) açıklanır. “İmar Planı Durumu” alt başlığında, yer seçimi yapılan alanın, mevcut plan durumu hakkında bilgiler verilir. Söz konusu alanın imar planının olup olmadığı, seçilen alanın, varsa, tüm ölçeklerdeki plan durumu ve yapılaşma özellikleri (1/25.000, 1/5.000, 1/1.000 Ölçekli Yürürlükte Bulunan Planlar, Plan Hükümleri) açıkça belirtilir. “Çevresinde Bulunan Yapı ve Tesislerin Yoğunluğu, Mesafeleri ve Etkilenme Dereceleri” alt başlığında, mevcut yapılaşmaya yönelik (yapı tipi, kat yüksekliği, ayrık / bitişik vb. yapılaşma düzeni, yapılaşma yoğunluğu gibi) genel bilgiler verilir, seçilen alanın çevresinde bulunan yapı ve tesislerin yoğunluğu, mesafeleri ve etkilenme derecelerinden bahsedilir. Seçilen alanın, varsa, planlarda / kadastral paftalarda yola sınırlarının olup olmadığı, konut yapım aşamasında, inşaat açısından yakınındaki, konutlara zarar verip vermeyeceği, söz konusu alana, konut ya da konutların sığıp sığmayacağı, çekme mesafeleri ve yaklaşık konut alanı vb. değerlendirilerek belirtilir.

• “Bölgenin İmar Kanunu Ve İlgili Mevzuat Açısından Değerlendirilmesi” başlığı altında yer seçimi yapılan alan, İmar kanunu ve ilgili Mevzuat açısından değerlendirilir, yapı ruhsatı konusunda ilgili Belediye/Özel İdaresinin uygun görüşleri, mülkiyet konusunda ise Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün resmi kayıtları dikkate alınır.

• “İnşaat Durumu” kısmında, yer seçimi yapılan alanın jeolojik, hidrojeolojik, topoğrafik özellikleri, harita, imar mülkiyet durumları, büyüklüğü, konumu vb. sebepler dikkate alınarak inşaat durumu ile ilgili tavsiyelerde bulunulur. Bu tavsiyeler, yapılacak konut / işyerinin su basman kotunun Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü temsilcisinin görüşü de alınarak ne kadar yükseklikte olması gerektiği gibi yapısal unsurlarla ilgili olabilir. Ayrıca,

Page 222: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

inşaat mevsimi süresi, yöresel yapı karakterleri, yapı malzemesi olanakları, inşaat suyu durumu, yörenin koşulları, altyapı durumu, kaç adet konut / işyeri yapılacağı, alanın büyüklüğü gibi hususların saptamaları yapılarak, konutların kaç katlı olabileceği ve hangi yapım yönteminin (Evini yapana yardım, ihale yöntemi, TOKİ vasıtasıyla vs.) daha uygun olabileceği yönündeki tavsiyeler gibi ilerleyen aşamalar için izlenecek süreci aydınlatıcı nitelikte saptamalar yer almalıdır.

• “Hak sahibi Yerleşim Durumu” kısmında, hak sahiplerinin yerleştirildiği taşınmaza ait bilgiler tablo halinde yer alır.

• “Yatırım Programı Durumu” başlığı altında, yer seçimi yapılan afetzede hak sahibinin konut / işyerinin yatırım programında olup olmadığı, yatırım programına girmişse, ilk girdiği tarihten itibaren gelinen aşama özetlenir.

• “Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Görüşleri” kısmında, yer seçimi yapılan alan ile ilgili, yer seçimini, planlamayı, yapılaşmayı vb. engelleyici bir husus olup olmadığı konusunda, gerekli olan kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerine yer verilir.

• “Yer Seçimi Gerekçesi ve Sonuç” başlığı altında, yer seçimi yapılan alanın hangi şartlara bağlı olarak seçildiği açıklanır. Afetzede hak sahibinin / hak sahiplerinin yıkılan konut(ları) / işyer(ler)inin bulunduğu alan seçilmemişse, hangi gerekçelerle seçilmediği (jeolojik durum – afet problemi, mülkiyet problemi, alansal, konumsal, kadastral, plansal problemler vb.) açıkça detaylı olarak belirtilir. Bir başka deyişle, hem kendi yerleşim biriminde iskânın hem de başka yerleşim biriminde iskânın gerekçeleri açıklanır.

• “Kaynaklar” başlığı altında rapor içerisinde kullanılan referanslar (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü-MTA, DSİ raporları, haritaları, makale ve kitaplar vb.) sunulur.

3.3.2.4.4 Yer seçimi Raporu Ekinde Bulunacak Belgeler

Yer seçimi raporunun oluşturulması sırasında üretilen, kurum/kuruluşlardan temin edilen ya da raporda bulunması gereken kadastral pafta, uydu görüntüsü, tapu kayıtları, belge ve dokümanlar, rapor içeriğinde ya da rapor sonunda verilir. Bunlar:

• Onaylı hak sahipliği listesi,

Page 223: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Yer seçimi yapılan alanın ilgili Kadastro Müdürlüklerinden alınmış kadastro çapı

(varsa onaylı hâlihazır harita ve imar planı),

• Yer seçimi yapılan alanları içeren parsellerin tapu kayıt sureti,

• Kadastro görmemiş yerlerde kroki,

• Afetzedenin hak sahibi olduğu konut / işyerinin bulunduğu alanı (varsa afete

maruz bölgenin) gösterir fotoğraflar,

• Yer seçimi yapılan alan ile ilgili fotoğraflar,

• Seçilen alanın işaretlendiği yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü (Google earth)

ya da hava fotoğrafı,

• Varsa, büyük ölçekli haritalardan elde edilmiş eğim haritası,

• Jeoloji Haritası, jeolojik birimleri gösteren fotoğraf ve kesitler,

• Drenaj Ağı Haritası, Yer altı suyu haritası,

• Seçilen alan ve yakın civarının Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında Gösterimi,

• Yeni yerleşim yeri olarak mülkiyeti şahıslara ait taşınmaz malların seçilmesi

durumunda, bedelsiz temin edilebilecek taşınmaz mal bulunmadığına dair ilgili

kurumlardan alınacak yazılar.

3.3.2.4.5 Yer Seçimi Komisyonu ve Diğer Hususlar

Valilik (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) tarafından hazırlanan ve imza altına alınan yer seçimi raporu, 7269 sayılı Kanunun 16. Maddesinde belirtilen kurumlar, ayrıca seçilen yerin özelliğine ve ilgisine göre diğer kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından değerlendirilir ve Valilik Makamının da katılımıyla "Yer Seçimi Komisyon Kararı" nın alınması sağlanır. Söz konusu yer seçimi raporu, komisyon kararı alınmadan önce kurum temsilcileri tarafından incelenerek varsa önlem, şerh ve beyanlar doğrultusunda rapor yenilenir. Daha sonra, söz konusu komisyon kararı 7269 Sayılı Kanunun 16. Maddesi gereği " Başkanlık Oluru" veya "Bakanlar Kurulu Kararı" alınması için AFAD’ a gönderilir.

“Yer Seçimi Raporu” nun hazırlanması, “Yer Seçimi Komisyon Kararı” nın “Başkanlık

Oluru” veya “Bakanlar Kurulu Kararı” alınarak onaylanması işlemi, “afet konutu inşaatına başlanması kararı” değildir. Bu işlem, 7269 Sayılı Kanun hükümleri gereği hak sahibi ailelerin daimi iskânlarının sağlanması amacıyla yapılan “yer tespitinin onayı” işlemidir. Bu yüzden; afet konutu inşaatına başlanılabilmesi için; 3194 sayılı İmar Kanunu ile ilgili yönetmelikleri uyarınca; ilgili idarelerden yapı ruhsatı alınması (İmar Kanunu’nun 27. Maddesinde adı geçen yapılar hariç olmak üzere) ve afet konutu / işyeri inşaatının tamamlanmasından sonra

Page 224: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

taşınmaz mallar üzerine 7269 Sayılı Kanunun 40. Maddesi gereği ipotek tesis edileceği göz önünde bulundurularak (özellikle mülkiyeti hisseli alanlarda ileride hak sahibi ile diğer hissedarlar arasında mülkiyet sorunu yaşanmaması adına) İmar Kanunu’ndaki yapılaşma sürecinde yer alan sorumlu kurum ve kuruluşların, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir.

Afetzedeler için yapılan yer seçimi çalışmalarında, ilk aşamada, seçilecek yerleşim alanının, öncelikle aynı yerleşim birimi içerisinde ya da mümkün olduğunca eski yerleşim yerine yakın olmasına özen gösterilir. Genelgede belirtilen şartlara uygun alanlar yoksa, ikinci aşamada farklı bir yerleşim biriminde veya aynı yerleşim birimi içerisinde toplu alanda iskâna tabi tutulacak alanlar aranır. Bu sıralama, dolaylı olarak, kendi yerinde iskânı desteklemektedir. Bunun bazı nedenleri şu şekilde özetlenebilir: 1. Yer seçimi çalışmaları esnasında, alt yapı hizmetleri, sosyal, kültürel, eğitim ve sağlık hizmetleri dikkate alınarak, yerleşim birimlerinin bütünlüğünün korunması, kırsal yaşamın devamlılığının sağlanması anlayışı temel alınır. 2. Geçmiş tecrübeler, göstermiştir ki, özellikle kırsal kesimde ya da kırsal özellikler taşıyan belde ve belediyelik alanlarda, evinin yıkıldığı yerde ya da köy içerisinde yer seçimi ve yapılaşmaya gidilmeyen afetzedeler, başka yerleşim birimi sınırlarında, beldelerde, ilçe merkezlerinde yapılan konutları ikinci bir ev gibi düşünmekte ya da iş imkânları bulamadıklarından zamanla konutlarını kiralayarak köylerine geri dönmektedirler. Köylerindeki eski yerlerine kendi imkanları ile yine sağlıksız, mühendislik hizmeti görmemiş konut – barakalar inşa etmektedirler. Bu durum iyileştirme ve afet risklerini azaltma çabalarıyla tezat teşkil etmekte, çalışmalar amacına ulaşamamış olmaktadır. Ayrıca, karşılaşılan bir çok örnekte görüldüğü üzere, köylerde kendi imkanları ile inşa edilen bu konutlar, bir sonraki afette tekrar hasar görmekte, bu da yeniden afetzedelik – hak sahipliği sürecini doğurmakta, bu kısır döngü böyle devam etmektedir. Dolayısıyla, özellikle deprem afetinde, kırsal alanda, riski kendi yerinde azaltmak, sağlam yapılaşmayla çözmek mantıklı çözüm olmaktadır. Bu da kendi yerinde iskânı (ve dolayısıyla evini yapana yardım yöntemi ile afet konutu yapımını) avantajlı kılmaktadır. 3. Kırsal kesimlerde afet riskinin azaltılması için; bu bölgelerde yaygın olarak var olan ve bütün muhtemel afetlerde risk taşıyan mühendislik hizmeti görmemiş yapı stokunun (kerpiç, yığma yapılar gibi), hiç değilse afet sonrası yeni afet konutu yapılarak yerinde azalması gerekirken, yer seçimi çalışmalarında afetzedelerin yaşadıkları köylerden başka yerlerde konutlarının yapılması risk altındaki yapı stokunun azalmasına 2. maddede belirtilen sebeplerden dolayı katkı sağlamamaktadır. 4. Güncel olarak, ister kendi yerleşim biriminde olsun, isterse başka yerleşim biriminde olsun, üç tür yapım yöntemi uygulanmaktadır. EYY yöntemi en ucuza mal edilen konut çözümünü sunar, geri ödeme miktarları düşüktür, borçlanan kişi sayısı daha fazladır, ancak yapım süresi daha uzundur, kontrolü zordur ve kalite problemleri de ortaya çıkabilmektedir. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) vasıtasıyla yapılan konutların maliyetleri yüksek olduğundan, geri ödeme miktarları büyüktür, borçlanan sayısı daha azdır, ancak konutlar çok daha kısa zamanda yapılarak afetzedelerin mağduriyetleri giderilir. İhale yöntemi ise, EYY ve TOKİ yöntemlerinin arasında bir çözümdür. Göreceli olarak ortalama bir maliyette, ortalama bir sürede ve kalitede konutlar yapılır.

Page 225: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

5. Resmi bir rakam bulunmamakla beraber, afet riski bertaraf edilerek kendi yerinde iskân edilen afetzedelerin ikamet oranı yaklaşık %100 lerdeyken, kendi yerleşim birimi dışındaki toplu alanlarda yer seçimi yapılarak iskân edilen afetzedelerin ikamet oranı çok daha düşüktür. Bir çok toplu alan afet konutu (özellikle kırsalda), ya afetzedeler tarafından teslim alınmamıştır, ya teslim alınmış ancak daha sonra terk edildiğinden viraneye dönüşmüştür, ya da hayvan barınağı haline gelmiştir. 6. Modern iyileştirmede, uluslararası örnekler göstermiştir ki, afetzede isteği ve ihtiyacı önceliklidir. Toplu alanlara iskân edilen afetzedelerin maruz kaldığı ya da yansıttığı sosyal ve kültürel problemler de (toplu yaşama ayak uyduramama gibi) ayrı sıkıntılara yol açabilmektedir.

Şekil 84, 85 ve 86'da çeşitli afetler nedeniyle hak sahibi kabul edilen afetzedeler için

Ağrı, Kars ve Erzurum'da yapılan afet konutlarına ait fotoğraflar görülmektedir. Söz konusu 3 ilde yapılan bu konutların büyük bir boştur. Hak sahipleri diğer yerleşimlere olan uzaklık, alt yapı eksikliği gibi çeşitli gerekçeler nedeniyle konutlarına yerleşmemişlerdir.

Şekil 84. Ağrı İli Yukarıesen köyü afetzedeleri için Taşlıçay İlçe Merkezinde 21 adet yapılan afet konutlarından 17 tanesine çeşitli sebeplerden taşınılmamıştır.

Page 226: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 85. Kars İli Kağızman İlçesine bağlı Ülker, Denizgölü, Körpınar Köyleri afetzedeleri için Kağızman İlçesine 8 km. uzaklıkta yapılmış konutlar.

Şekil 86. Erzurum İlinde, Hınıs Merkez'de inşa edilen toplam 1500 afet konutunun 823 adeti boştur.

Page 227: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

3.3.2.5 Kadastro, Hâlihazır Harita, İmar Planı, Kamulaştırma, İmar Uygulaması, Tescil, Tahsis, Cins Değişikliği, Kat Mülkiyeti, Devir, Tahsis İşlemleri ve Kalıcı Konut Yapım Süreci

Yer seçimi raporunun onayı sonrası seçilen yeni yerleşim yerlerine ait kadastro, hâlihazır harita, imar planı, kamulaştırma, imar uygulaması, tescil, tahsis, cins değişikliği, kat mülkiyeti, devir ve tahsis işlemleri süreci Ek-3' de gösterildiği gibi yürütülür. Söz konusu aşamalar basitçe özetlenecek olursa;

Afet Kadastrosu: Seçilen yeni yerleşim yerinin kadastrosu yapılmamış ise “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM)” nden bu yerin kadastrosunun yapılması istenir. Bu işlem için onaylı YSP ve ekindeki seçilen alanın detaylı krokisi TKGM’ ye gönderilir. “İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü”, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü” tarafından görevlendirilen Kadastro Müdürlüğü ile irtibata geçerek seçilen alanın yer teslimini yapar ve Kadastrosunun yapılması işlemlerini koordine eder.

Bedelsiz Arazi Edinme İşlemleri: Afet bölgesi içinde ve dışında tespit edilen yeni yerleşim yerleri içindeki taşınmaz mallardan maliye hazinesine, özel idareye, belediyeye, köy tüzel kişiliğine veya katma bütçeli dairelere ait olanlardan (Vakıflar Genel Müdürlüğü taşınmaz malları ile, Hazineye, Özel idare ve belediyeye ait taşınmaz mallardan bir kamu hizmetine tahsis edilenler hariç) ihtiyaca tekabül eden miktarı, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nün isteği üzerine bedelsiz olarak bu işe tahsis ve temlik olunur.

Maliye Hazinesi: Afetzede yerleşim alanı olarak seçilen sahada, düzenlenen afetzede

imar planı sınırları içinde kalan taşınmaz mallardan, mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı olanlar, Valilik (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) tarafından afetzede imar planı ile çakıştırılmış kadastro paftası üzerine işaretlenir ve tapu kayıt örnekleriyle birlikte ilgili “Defterdarlık veya Mal Müdürlüğü” ne gönderilerek, üzerine afetzedeler için konut yapılacak bu taşınmaz malların 7269 Sayılı Kanun’un 21. maddesine göre “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı” na tahsis edilmesinin sağlanması istenir.

Belediye: Seçilen yeni yerleşim yerinin mülkiyeti Belediyeye ait ise, belediyesinden bu

taşınmaz malların 7269 Sayılı Kanun’un 21. maddesine göre yine afetzede hak sahiplerine devir ve temlik edilmek üzere önce Hazine adına devir edilmeleri istenir. Belediye meclisi alacağı bir komisyon kararı ile, bu taşınmaz malların, 7269 Sayılı Kanun amacında kullanılmak üzere Hazine adına tesciline ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na tahsis edilmesine karar verir ve bu kararını ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne göndererek, taşınmaz malın Hazine adına tescil ettirilmesini sağlar ve sonucundan Valiliğe bilgi verir.

Köy Tüzel Kişiliği: Afetzede yerleşim alanı olarak seçilen sahada, mülkiyeti köy tüzel kişiliği adına tescilli olan taşınmaz mallar, yine Valilikçe (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü)

Page 228: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

imar planı ile çakıştırılmış kadastro paftası üzerine işaretlenir. Köy muhtarlığına gönderilen bir yazı ile taşınmaz malların, 7269 Sayılı Kanun’un 21. maddesine göre afetzede ailelere konut ve kamu tesisleri yapılmak üzere Hazine adına tescil ettirilmesi istenir.

Köy ihtiyar heyeti alacağı bir kararla sözü edilen taşınmaz malların, yine 7269 Sayılı

Kanun amacında kullanılmak üzere Hazine adına tescil ettirilmesine karar verir ve bu kararını Kaymakamlığa onaylattırır. Bu onaylı karar Kaymakamlığın bir yazısı ile ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilerek söz konusu taşınmaz malların Maliye Hazinesi adına tescil edilmeleri sağlanır.

Tescil Harici: Afetzede yerleşim alanı olarak seçilen saha tescil harici bırakılan yerlerden ise, bu yerin 7269 Sayılı Kanun’un 21. maddesine göre afetzede ailelere konut ve kamu tesisleri yapılmak üzere seçildiği belirtilerek, düzenlenen bilgi ve belgeler de eklenerek sahanın Hazine adına tescil edilmesi sağlanır. Hazine adına tescil edilecek alanın sınırlarını belirleyecek olan imar planının onaylanmış olması gereklidir.

Mera: Seçilen yer mera vasıflı ise, halihazır harita ve imar planı onayı sonrası Tarım İl

Müdürlüğü ile koordine sağlanarak bu yerler 4342 sayılı Mera Kanunu hükümlerine göre Mera Komisyonunca alınacak kararla, Hazine adına tescil ettirilir. Bu arsalar, tescil tarihi itibarıyla öngörülen amaçla kullanılmak üzere Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na tahsis edilir.

Orman Sınırları Dışına Çıkarılmış Yada Çıkarılacak Alanlar: Seçilen yer, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2-B maddesinde belirtilen alanlardan ise, halihazır harita ve imar planı onayı sonrası 7269 sayılı kanunun Ek-10. maddesi kapsamında değerlendirilerek, Maliye Hazinesi adına arsa olarak tescilinin yaptırılması ile, 7269 Sayılı Kanunun 21. maddesine göre Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı adına tahsisi sağlanır.

Kamulaştırma: 7269 Sayılı Kanun uyarınca hak sahibi kabul edilen ailelere konut ve kamu tesisleri yapmak için seçilen yeni yerleşim yeri şahıs arazisi ise; Yer seçim Raporu ve İmar Planı onaylandıktan sonra 2942/4650 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca kamulaştırması yapılır.

Valiliğin (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) talebi üzerine Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından Kamulaştırma işlemlerine başlama oluru alınır. Valiliğine (İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü) bu Olur'a istinaden yetki verilir. Onaylı imar planı bulunduğu için Kamulaştırma Kanununda belirtilen Kamu Yararı Kararı yerine bu Olur ile işlemlere başlanır.

Page 229: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü kamulaştırması yapılacak olan taşınmaz malların, 2942/4650 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesine göre sınırını, yüzölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planlarını yapar veya yaptırır. Kamulaştırılan taşınmaz malın, sahiplerini tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden ya da ayrıca yapacağı araştırma ile tespit eder. Kamulaştırma kararı verildikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini taşınmaz malların kayıtlı bulunduğu Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirilir.

Tahmin edilen bedel üzerinden pazarlıkla satın alma ve trampa işlemlerini yürütmek

ve sonuçlandırmak üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla uzlaşma komisyonunu görevlendirir. Komisyonca tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahmini değeri geçmemek üzere bedelde veya trampada anlaşmaya varılması halinde, yapılan bu anlaşmaya ilişkin bir tutanak düzenlenir. Anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren en geç kırk beş gün içinde, tutanakta belirtilen bedel ödenmeye hazır hale getirilerek, bu durum malike veya yetkili temsilcisine yazıyla bildirilerek tapuda belirtilen günde idare adına tapuda ferağ vermesi istenilir. Malik veya yetkili temsilcisi tarafından idare adına tapuda ferağ verilmesi halinde, kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir.

Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7. maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8. madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine göre taşınmaz malın bulunduğu yer Asliye Hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister. Mahkeme bundan sonraki süreci 2942/4650 sayılı Kamulaştırma Kanununun ilgili maddelerince yürüterek sonuçlandırır.

Tahsis: Afetzedelere konut ve kamu tesisleri yapılacak yeni yerleşme yerlerinde, gerek bedelsiz gerekse kamulaştırma yoluyla edinilerek Hazine adına tescil ettirilen taşınmaz malların listesi bu taşınmaz malları gösterir pafta ve tapu kayıt örnekleri ile birlikte İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından Defterdarlığa (Milli Emlak Müdürlüğü) gönderilerek, 7269 Sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılan bu taşınmaz malların, yine bu kanunun 21. maddesine göre, afetzede hak sahiplerine devir ve temlik edilmek üzere Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına tahsis edilmelerinin sağlanması istenir.

Hâlihazır Harita Üretimi: Seçilen yeni yerleşim yerinin hâlihazır haritası yok ise bu yerin hâlihazır haritası yapılır ya da yaptırılır. Arazi (yer kontrol noktası tesisi, ölçüm işlemleri, detay alımı) ve büroda (ölçülerin değerlendirilmesi, hesap ve çizim ) yapılan çalışmalar “Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği” esaslarına göre yürütülür. Hâlihazır haritalar ekleri hesap ciltleri ile birlikte onaya sunulur. Üretilen halihazır haritalar

Page 230: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Belediye sınırları içerisinde Belediye diğer yerlerde İl Özel İdaresi tarafından onaylanır. İmar Planı Üretimi: 7269 Sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak

Tedbirlere Dair Kanun” kapsamında hak sahibi olan afetzede aileler için “Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı” nca onaylanan yer seçimi raporları doğrultusunda yeni yerleşim yerleri olarak belirlenmiş alanlarda kadastrosu işlenmiş onaylı Halihazır harita üzerine “Afetzede Yerleşim Alanı İmar Planları” yapılır yada yaptırılır. Afetzede Yerleşim Alanı İmar Planları, “Açıklama Raporu” ve ilgili kurum görüşleri ile birlikte onaya sunulur.Hazırlanan Afetzede Yerleşim Alanı İmar Planları 3194 Sayılı İmar Kanununun 8. Maddesi gereğince Belediye Mücavir sınırları içerisinde Belediyesince dışında ise İl Özel İdaresi tarafından onaylanır. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının re' sen onaylama yetkisi bulunmaktadır. [3194 Sayılı İmar Kanunu (9.Madde) ve 7269 Sayılı Kanun (15.Madde) ]

İmar Uygulaması: Onaylı imar planına uygun olarak hazırlanan parselasyon haritasına

göre tevhit, ifraz, yola terk işlemleri yapılarak arazi ve büro çalışmaları sonucu hazırlanan teknik dokümanlar (düzenleme sınırını gösteren kroki, düzenleme sahası içine giren kadastro parsellerinin tapu kayıt örnekleri, ada bölümü ve röleve ölçü krokileri, fen klasörü, ayırma çapları, yeni imar adaları alan hesap, özetleri, pafta indeksi, pafta, parselasyon haritası ve teknik rapor) ile Kadastro Müdürlüğü kontrolü sonrasında Tapu Müdürlüklerinde imar uygulaması işlemi sonuçlandırılır.

Cins Değişikliği: Yerleşim alanında yapılan afet konutlarının ve kamu tesislerinin tamamlanmasından sonra cins tashihlerinin yapılması sağlanır.

Kat Mülkiyeti: Afet konutlarının çok katlı ve çok daireli olması halinde yapılan cins değişikliği işleminden sonra kat mülkiyeti işlemlerine geçilir. Bunun için, ilgili tapu sicil müdürlüğüne yapılacak talebe, kat mülkiyetine geçilmesi istenilen taşınmaz malın; onaylı inşaat projesi, bağımsız bölüm planı, listesi, fotoğrafları ve yönetim planı eklenerek taşınmaz malın kat mülkiyeti işleminin yapılması talep edilir.

Devir ve İpotek: İfraz, tevhit, cins değişikliği ve kat mülkiyeti gibi tapu işlemleri

tamamlanarak bağımsız bölümler halinde Hazine adına tescili sağlanan taşınmaz mallar, afetzede hak sahiplerine noter huzurunda çekilen kur’a sonuçlarına göre tahsis edilir ve buna göre düzenlenen, hangi parselin hangi afetzede hak sahibine isabet ettiğini gösterir onaylı listelerin bir örneği ilgili tapu sicil müdürlüğüne bir örneği de bankanın ilgili şube Müdürlüğüne gönderilir. Tapu sicil müdürlüğünden bu taşınmaz malların kur’a sonucuna göre belirlenen hak sahipleri adına tescil edilmeleri İlgili Banka şube müdürlüğünden de bu taşınmaz mallara, hak sahipleriyle banka arasında düzenlenen borçlanma sözleşmelerine göre ipotek tesis ettirilmesi istenir.

Page 231: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Tahsis, Devir: Afetzede yerleşim alanı imar planlarının imar uygulaması işlemleri sonucu tapuda tescil işlemleri tamamlanıp oluşan yeni parsellerden imar planında kamu kurumları için kullanım kararı getirilenlere 7269 sayılı Kanun'un 23. Maddesi gereği o kurumun bağlı olduğu Bakanlık veya Başkanlık tarafından tahsissen devir talebinde bulunulması ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının uygun görüşü ile devir işlemleri gerçekleştirilir.

Artan arsa ve araziler: Afetzede yerleşim alanı olarak seçilen yerleşme yerlerinde, sonradan oluşan bazı nedenlerle örneğin, kişilerin borçlanma işlemlerine yanaşmamaları, talep taahhütname vermemeleri ve hak sahipliğinden feragat etmeleri gibi taahhütlerini yerine getirmemeleri sonucu, kamulaştırılan arazilerin tamamı veya bir kısmı ile yapılan afet konutlarından bazıları boş kalmaktadır. Bu durumdaki artan arsa ve araziler; 7269 Sayılı Kanun’un 31. maddesi ve yine bu maddeye göre hazırlanan yönetmelik esaslarına göre değerlendirilir.

3.3.2.6 Kalıcı İskânın Sağlanması (Yeniden Konut Edindirme ve Yerleştirme İşlemleri)

Kalıcı konut yapım süreci proje, inşaat ve denetim aşamalarını içermektedir. Uygulanacak projenin yapım yöntemi ise; ihaleli yapım yöntemi, EYY’ li yapım yöntemi, TOKİ (Toplu Konut İdaresi) aracılığı ile gerçekleştirilen yapım yöntemi olmak üzere 3 şekildedir. Uygulanacak yöntem; konut sayısı, ödenek durumu, vatandaşın talebi, yer seçimi durumu vb. koşullar dikkate alınarak kurumun takdiri doğrultusunda belirlenmektedir.

DPT Müsteşarlığının onayı ile projenin yatırım programına alınmasından sonra konutların yapım süreci başlamış olur. Proje, inşaat ve denetim aşamalarından AFAD tarafından belirlenen kurum sorumludur. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, ilgili kurum ve taşra teşkilatı arasındaki koordinasyonu sağlar. İnşaat süreci bittikten sonra konutlar hak sahiplerine teslim edilir. Ağır ve orta hasarlı konut, ahır ve iş yerlerinin borçlandırılmasına ait ödeme ayrıntıları ve uygulanan faiz oranları Tablo 4'de özetlenmiştir. Evini Yapana Yardım Yöntemi: - İnşaatın tamamlanma süresi TOKİ’ye kıyasla daha uzundur. - Kontrollük hizmetlerinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. - Maliyeti düşüktür. - Hak sahiplerinin geri ödeme yapabilmesi mümkündür. Toplu Konut İdaresi / İhaleli Yöntem: - İnşaatlar kısa sürede tamamlanmaktadır. - İnşaat kalitesi yüksektir. - Maliyeti yüksektir. - Hak sahiplerinin geri ödemelerinde sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Page 232: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Tablo 4. 7269 sayılı veya afete ilişkin hükümler taşıyan diğer kanunlara göre yapılan konut, ahır ve işyerlerinin borçlandırmaları.

HASAR DERECESİ

YAPI TÜRÜ VADE (Yıl)

ÖDEME AYRINTILARI FAİZ ORANI

AĞIR

KONUT 20 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 18 yıl eşit taksitlerle FAİZSİZ

AHIR 20 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 18 yıl eşit taksitlerle FAİZSİZ

İŞYERİ 5 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 3 yıl eşit taksitlerle 4%

DEPO YARDIM YAPILMAMAKTADIR

ORTA

KONUT 10 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 8 yıl eşit taksitlerle FAİZSİZ

AHIR 10 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 8 yıl eşit taksitlerle FAİZSİZ

İŞYERİ 5 İlk 2 yıl ödemesiz, geriye kalan 3 yıl eşit taksitlerle 4%

DEPO YARDIM YAPILMAMAKTADIR

Kalıcı Konut Ve İşyeri Uygulama Yöntemleri 7269 Sayılı Kanunun 36. maddesine istinaden uygulanacak projenin yapım yöntemi 3 şekilde olmaktadır: İhaleli Yapım Yöntemi, Evini Yapana Yardım (EYY) Yapım Yöntemi, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Aracılığı ile Gerçekleştirilen Yapım Yöntemi Örneğin, 2011 yılında:

• Yaklaşık 6772 konut EYY yöntemi ile 101.069.000 TL ödenekle,

• 5981 konut, 8 ahır, 118 altyapı projesi, 15 afet önleyici tedbir projesi ihale yöntemiyle 295.000.000 TL ödenekle,

• 4222 konut ise Toplu Konut İdaresi Başkanlığına yaptırılmak üzere, Toplamda 16.975 konut 2011 yılı yatırım programına alınmıştır. Şekil 87'de 2010 yılına ait yatırım programını örneği verilmiştir.

Page 233: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 87. Konut sektörü yatırım programı örneği.

3.3.2.7 7269 Sayılı Kanuna Göre Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları ve Yasal Sürecin Özeti

Aşağıda herhangi bir afetten sonra yapılan iyileştirme çalışmaları ve bu çalışmalar yapılırken takip edilen/edilmesi gereken yasal süreçler özetlenmiştir. Makam tarafından “Genel Hayata Etkili” olduğu kabul edilen bir afet sonrasında Hasar Tespit çalışmaları başlatılır.

1. Kesin Hasar Tespit Çalışmaları: Kesin hasar tespit çalışmalarının yasal dayanağı 7269 Sayılı Kanun’un 13. Maddesidir. Yapılacak işlemlere esas olmak üzere Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca kurulacak fen kurulları tarafından, afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapılar ve kamu tesisleri incelenerek, hasar tespit raporu düzenlenir. Kesin Hasar Tespit çalışmalarının tamamlanmasının ardından İtirazlar Hasar Tespit Çalışmaları başlatılır.

Page 234: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

2. Hasar Tespit İtiraz Süresi: Hasar tespit itiraz süresi 30 gündür ve sürecin yasal dayanağı 4864 Sayılı Kanun’un 1. Maddesidir. 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 13 üncü maddesinin (a) bendinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir; Yapılacak asıl işlemlere esas olmak üzere, fen kurulları tarafından düzenlenen teknik mahiyetteki hasar tespit raporlarına mahallî ilân tarihinden itibaren otuz gün içinde itiraz edilebilir ve hasar tespit raporları ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebilir. Gayrimenkulleri kesin bir şekilde hasarsız olarak tespit edilenlerin veya gayrimenkullerinin hasar tespiti hiç yapılmayanların, yargı yoluna gitmeden önce, mahallî ilân tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili idareye başvurmaları zorunludur. Kesin Hasar Tespit çalışmaları sonrasında ve İtirazlar Hasar Tespit Çalışmaları sonrasında, ağır hasarlı ve tehlikeli binaların yıkılması süreci başlatılır.

3. Ağır Hasarlı-Tehlikeli Binaların Yıkılması Süreci: Süreç 15 Gün olup, sürecin dayanağı 7269 Sayılı Kanun’un 13,14. Maddeleridir. Arazinin tehlikeli durumu ve binaların gördüğü hasar bakımından yıktırılması ve boşaltılması gerekenler hakkında, o il ve ilçenin en büyük mülki amirine ayrı bir rapor verilir. Bu makamlarca böyle binalar derhal boşaltılır. Yıkılması gerekenler için en çok 15 gün süre verilerek tehlikenin giderilmesi sahiplerine bildirilir. Mahallinde sahibi bulunmadığı takdirde durum, mahalli vasıtalarla ilan edilmek suretiyle bildiri yapılmış sayılır. Mal sahibi veya vekili, bu bildiriye karşı 7 gün içinde yetkili idare kurullarına itiraz edebilir. İdare kurulları bu itirazı en geç 15 gün içinde inceler ve karara bağlar. Hasar Tespit çalışmalarının tamamlanıp kesinlik kazanmasını müteakip Hak Sahipliği çalışmaları başlatılır.

4. Hak Sahipliği Talep ve Taahhütname Süresi: Talep – taahhütname süresi 60 gün olup sürecin yasal dayanağı 7269 Sayılı Kanun’un 28. Maddesidir. Bu kanunundan faydalanmak suretiyle inşaat kredisi verilmesini yâda bina yaptırılmasını isteyenlerin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca yapılacak yardıma dair o yerde yapılan ilandan itibaren iki ay içinde mahallin en büyük mülki amirine yazılı müracaatta bulunmaları ve taahhütname vermeleri mecburidir. Hak Sahipliği talep ve taahhütnamesinde bulunan afetzedeler için borçlandırma süreci başlatılır.

5. Borçlandırma Süreci: 60 günlük sürecin yasal dayanağı 7269 Sayılı Kanun’un 40.

Maddesidir. Bu kanuna göre arsa olarak dağıtılan veya üzerinde inşa edilen taşınmaz mallar, hak sahiplerine borçlandırma senetleri imza ettirilmek suretiyle verilir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca o yerde borçlandırmanın ilanı tarihinden itibaren Başkanlıkça kabul edilebilir mazereti dışında 2 ay içerisinde

Page 235: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

borçlandırmalarını yapmayanlarla, borçlanmasını yapmış olmasına rağmen binayı Bakanlıkça mahallinde yaptırılacak duyurudan itibaren 45 gün içinde teslim almayanların hak sahipliği kendiliğinden sona erer.

6. Yer seçimi süreci: Yer seçimi iş ve işlemlerinin yasal dayanağı 7269 Sayılı

Kanun’un 16. Maddesidir. Yasal bir süreci bulunmamakla beraber hak sahipliği çalışmalarının tamamlanmasının ardından yapılır. Yer seçimi işlemlerinin tamalanması, afetin büyüklüğü, etki alanı ve afetzede hak sahibi sayısına göre aylardan yıllara kadar değişen süreler alabilir.

7. Afet Kadastrosu: Afet kadastrosu işlemleri 7269 Sayılı Kanun’un 18. Maddesine

göre yapılır. Kadastrosu olmayan yerleşim yerlerinin Afet Kadastrosu yaptırılması işlemleri, Yer seçimi onayı sonrası Başkanlıkça, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nden talep edilir.

8. Bedelsiz Arazi Edinme İşlemleri: Bu işlemlerin yasal dayanağı 7269 Sayılı

Kanun’un 21. Maddesidir. Afet bölgesi içinde ve dışında tespit edilen yeni yerleşim yerleri içindeki taşınmaz mallardan maliye hazinesine, özel idareye, belediyeye, köy tüzel kişiliğine veya katma bütçeli dairelere ait olanlardan ihtiyaç kadarı bedelsiz olarak bu işe tahsis ve temlik olunur.

9. Kamulaştırma: Kamulaştırma sürecinin yasal dayanağı: 7269 Sayılı Kanun’un 21.

Maddesidir. Kamulaştırma kanununun belirlediği süreler dışında yasal bir süreci bulunmamaktadır. 7269 Sayılı Kanun uyarınca hak sahibi kabul edilen ailelere konut ve kamu tesisleri yapmak için seçilen yeni yerleşim yeri şahıs arazisi ise; Yer seçim Protokolü ve İmar Planı onaylandıktan sonra 2942/4650 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca kamulaştırması yapılır.

10. Hâlihazır harita, imar planı, imar uygulaması işlemleri: Sürecin yasal dayanağı

3194 Sayılı İmar Kanunun 7, 8 ve 19. Maddesidir. Yeni yerleşim yerlerinin, hâlihazır harita, imar planı, imar uygulaması işlemleri İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri tarafından yapılır/yaptırılır.

11. Devir ve İpotek: 7269 Sayılı Kanun’un 23 ve 40. Maddesine göre devir ve ipotek

işlemleri yapılır. İfraz, tevhit, cins değişikliği ve kat mülkiyeti gibi tapu işlemleri tamamlanarak bağımsız bölümler halinde Hazine adına tescili sağlanan taşınmaz mallar, afetzede hak sahiplerine noter huzurunda çekilen kur’a sonuçlarına göre tahsis edilir. Tapu sicil müdürlüğünden bu taşınmaz malların kur’a sonucuna göre belirlenen hak sahipleri adına tescil edilmeleri İlgili Banka şube müdürlüğünden de

Page 236: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

bu taşınmaz mallara, hak sahipleriyle banka arasında düzenlenen borçlanma sözleşmelerine göre ipotek tesis ettirilmesi istenir.

Page 237: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 238: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

4. BÖLÜM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İYİLEŞTİRME

ÇALIŞMALARI

Page 239: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

En kötü plan bile plansızlıktan daha iyidir. Mikhail Chigorin

Page 240: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Ulusal literatürümüzün tersine, uluslararası literatürde "İyileştirme Planları" ile ilgili birçok kılavuz ya da benzeri doküman tespit edilmiş olmakla beraber, ülkelerin afet yönetim sistemleri, iyileştirme çalışmalarına bakışı, sigorta sistemleri, sosyo – kültürel yapıları, mevcut yapı stokları vb. farklılıklar nedeniyle ülkemize doğrudan uyarlanabilir bir örnek tespit edilememiştir.

Bu bölümde, yerel yönetimlerin ve merkezi yönetimin, iyileştirme çalışmalarını - planlarını nasıl görmesi gerektiği, sürdürülebilir bir iyileştirmenin, iyileştirme planlarının nasıl sağlanabileceği gibi konulara dair bazı saptamalarda bulunulmuştur. İlerleyen kısımlarda, hem yerel yönetimler hem de merkezi yönetimce, farklı iyileştirme konularında beklenenler, yapılması ve yapılmaması gerekenler tartışılmıştır.

İyileştirme çalışmalarının ve planlarının hazırlanıp, etkin bir şekilde uygulanmasındaki kritik faktörler fiziksel kaynaklar ve insan kaynaklarının doğru şekilde kullanılmasıdır. Afetler geniş çaplı olumsuz etkileri olan olaylar olup, normal zamanlarda kullanılan fiziki ve insani kaynak kapasiteleri bu zamanlarda yetersiz kalır. Bu nedenle özellikle insan kaynağının çok iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Planlar genellikle bu kaynakların kullanılması ile doğrudan ilgilidir. Sonuçta büyük afetler sonrası yapılan iş ve işlemler bu tür afetler olmadan da yapılan iş ve işlemlerdir, sadece boyutları ve yoğunluğu artmıştır.

İnsan kaynağı olarak resmî ve özel kurum, kuruluşlardan olduğu kadar gönüllü

örgütlerden ve sivil toplum kuruluşlarından da yararlanmak gereklidir. Çünkü hem müdahale hem de iyileştirme safhalarında resmî ve özel kurum, kuruluşların kaynakları afet durumunda yetersiz kalabilir (İskender ve Erdoğan, 2007).

Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda iyileştirme çalışmalarına başlanırken, planlar hazırlanırken, çalışmanın farklı kısımlarında farklı resmi ve özel kurum, kuruluşlardan, sivil toplum kuruluşlarından, üniversitelerden nasıl yararlanılacağı önceden belirlenmeli, görev ve sorumlulukların paylaşılacağı protokoller afet öncesi yapılmalıdır.

Örneğin; afet sonrası yer seçimi çalışmaları sırasında, afetzedelerin istekleri sivil

toplum kuruluşları aracılığıyla belirlenebilir, afet sonrası toplu konut alanlarının yer seçimleri için üniversiteler ve/veya Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ile yapım çalışmaları için de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile afet öncesi protokoller imzalanabilir. Hangi kurumun hangi işi yapacağı, koordinasyonun nasıl sağlanacağı, kimin kime rapor vereceği, iletişim kanalları ve hangi kaynağın nerede nasıl kullanılacağı gibi konular iyileştirme çalışmaları ve planlarının en önemli konularıdır ve organizasyonu iyi yapılmalıdır. Elbette ki hazırlanan iyileştirme planlarının, bir plan olarak kalmaması ve uygulanması gerekmektedir.

Page 241: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İyileştirme çalışmaları aşağıdaki karikatürdeki kadar olmasa da daha öncede belirtildiği gibi afet öncesi yaşam standartlarını yükseltmek, afet risklerini azaltmak vb. koşullar için bir fırsat olarak düşünülebilir (Şekil 88).

Şekil 88. İyileştirme çalışmaları bir fırsata dönüştürülebilir.

İyileştirme çalışmalarından bu güne kadar çıkarılan bazı önemli dersler aşağıdaki gibi

sıralanabilir:

• İyileştirme süreci, afetten önce var olan sosyo - politik durumlardan etkilenir.

Page 242: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Yeniden yapılanma sürecini, teknik ve mühendislik bilgi birikiminden ziyade, ekonomi ve siyaset belirler.

• Geçici iskân, “geçici” olmayabilir.

• Yeniden yapılanma süreci, hızlandırılmış bir kalkınma planı uygulaması gibidir.

• Yerleşim birimleri, büyük bir afetten sonra nadiren yer değiştirirler.

• Karar vericiler tarafından genellikle en az iki seçenek arasında bir seçimin acilen yapılması gerektiği düşünülür: (1) Afete uğrayan bölgeyi, konutları çabucak yaparak afetten önceki haline bir an önce döndürmek. (2) Bu durumu yaşam standartlarını, çevreyi geliştirmek için bir fırsat olarak görerek, planlı programlı daha uzun vadede sağlıklı iş ve işlemler yürütmek.

• Afet sonrası koordinasyon, afet öncesi bunların tamamını koordine edebilecek bir birim ile mümkün olabilir.

• İstenmeyen iş ve işlemlerle başa çıkma kapasitesini arttırmak, iyileştirme çalışmalarını hızlandırır.

• Tarım sektörü, hayvancılık sektörü ve kırsal nüfus için yetersiz ilgi, ciddi sıkıntılara yol açabilir.

4.1 İyileştirme Çalışmaları ve Planlarının Prensipleri ve Önündeki Engeller

İyileştirme planları, bu güne kadar sürdürülen afet sonrası iyileştirme çalışmalarının akılcı, ileri görüşlü, şeffaf ve organize bir hali olarak görülebilir ancak bunun için sürdürülebilirliğin 6 prensibini içermelidir. İyileştirme sürecinin, tüm sürdürülebilirlik prensiplerini içermesi gerekmez ancak hiç değilse karar verme aşamalarında dikkate alınmalı ve hatırlanmalıdır.

Burada bahsi geçen “sürdürülebilirlik”, afete uğramış yerleşim birimlerine, afet

sonrası iyileştirme yapmak ya da hayat standartlarını, güvenliği, ekonomik fırsatları ya da çevresel kaliteyi geliştirmek arasında yapabilecekleri bir çerçeveyi sunan kapsamlı bir kavramdır.

Page 243: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Daha sürdürülebilir olmak isteyen bir toplumun, iyileştirmede izlemesi gereken 6 prensip şöyledir:

1. Afetzedelerin hayat kalitesini koruyabilmek, mümkünse daha iyi hale getirmek, 2. Yerel ekonomik canlanmayı sağlamak, 3. Sosyal eşitliği korumak, 4. Çevresel kaliteyi koruyabilmek, mümkünse daha iyi hale getirmek, 5. Afete dayanıklılığı arttırmak ve afet risklerini azaltmaya katkıda bulunmak, 6. Karar verme sürecinde katılımcılığı sağlamak ve bir ortak görüşü kullanmak

(Natural Hazards Research and Applications Information Center, 2001). Tabii ki tüm toplumların, uzun vadeli bir bakış açısıyla, sürdürülebilirlik fikirlerini

kapsamlı planlarının, prosedürlerinin, politikalarının ve bütçelerinin içine aktarabilmesi en idealidir. Ancak, bir toplum henüz çevresel kalite, sosyal adalet, yaşanabilirlik ve afet sonrası iyileştirme hakkında yeterince düşünmemişse, bir afet bunu yapmaya başlamak için iyi bir zamandır.

Afet, topluluğa daha iyi bir şekilde kalkınabileceği fırsatlar sunan bir olay olarak da

görülebilir. İnsanlar, o güne kadar düşünmedikleri hususları, örneğin, afet tehlikeleri ile yüzleşme, konut durumu, sağlamlık, yaşanabilirlik, çevresel duyarlılık gibi problemleri gözden geçirebilirler.

Karar vericiler, özellikle medyanın ilgisi ile o güne kadar söylenmemiş, taze,

alışılmadık fikirlerini (kentsel dönüşüm gibi) söyleme fırsatı bulabilirler. Yenilikçi fikirler için destek toplanabilir, daha kapsamlı kararlar alabilmesi sağlanabilir. Birçok kamusal ve özel kaynaktan teknik ve uzman tavsiyesi, takviyesi gelebilir. Normalde gerçekleşmesi zor olan projelerin gerçekleştirilebilmesi için finansal destekler ortaya çıkabilir.

Bir toplumun meydana gelecek bir afetten sonra, kabul edilebilir bir düzeyde

iyileştirme çalışmalarını gerçekleştirebilmesinin en organize yolu, böyle bir iyileştirme için kapsamlı bir plan hazırlamasıdır. Bu tür bir plan tam olarak hazır olmasa bile, iyileştirme esnasında yapılacakları daha sürdürülebilir kılacak pek çok şey yapılabilir. Önemli olan ek problem değil de çözüm olabilecek fırsatları belirlemek ve iyileştirme aktivitelerini yönetmektir.

Page 244: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İdeal bir “İyileştirme Çalışması - Planı” aşağıdaki adımları içermelidir: 1. Organize olmak İyileştirme çalışmalarında merkezi yönetimden yerel yönetime koordine halindeki

kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve hatta afetzedeler, kısaca işlerin içindeki tüm katılımcılar organize olmayı başarmalıdırlar. Esasen, ülkemizde işlerin sırası ve nasıl yapılacağı 7269 ve 5902 sayılı Kanunlar ve ilgili mevzuatla organize edilmişse de fiiliyatta söz konusu organizasyonu kurmak, sarsılmadan yürümesini sağlamak AFAD ile Valiliklerin temel görevidir.

Büyük afetler sonrası, kimi zaman iyi niyetle kimi zaman ise rol kapma amacıyla bu

çalışmaları farklı şekillerde yapmak isteyen, işlere doğrudan müdahale eden kişi, kurum ve kuruluşlar ortaya çıkabilir ki geçmiş tecrübeler bu uğraşların zaten zorlanılan organize olma çabalarını baltaladığını ortaya koymaktadır.

2. Halkın katılımı Sürdürülebilirliğin katılımcılık ilkesi, meydana gelecek değişikliklerden etkilenecekleri

de sürecin içerisine katarak tamamlanabilir. Örneğin, yer seçimi aşamasında, afetzedelerin de mantıklı isteklerini dikkate alan bir sistem bu katılımı sağlamış demektir. Ya da seçilen yerin kendi meraları olduğunu söyleyen diğer bir köyün insanlarının da isteklerini dikkate almak gerekir.

3. Diğer teşkilatlar ve şubelerle koordineli çalışma Sürdürülebilirlik ilkelerini temel alarak ilgili konuların içine, söz konusu iş ve işlemlerle

ilgili uzmanları ve uzman kurum ve kuruluşları dahil eden sistemler başarılı olurlar. Örneğin, hasar tespit konusunda illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri en fazla yeterli teknik elemana sahip teşkilatsa, hasar tespit işlerinin içine doğrudan ya da dolaylı olarak dahil edilmelidir. Yapılaşma aşamasında hızlı, organize ve kaliteli çalışmalar yapan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ise bu sürece dahil edilmeli, değerlendirilmelidir.

5. Afet sonrası ortaya çıkan problemleri tanımlama ve anlama

Afetzedelerin mağduriyetleri giderilirken mevcut ihtiyaçlarını iyi anlamak ve algılamak önem arz eder. Örneğin, bir köyde hayvancılıkla uğraşan afetzedeye ahırsız konut inşa etmek, ahırı başka yere konutu başka yere inşa etmek ya da bir köyde 250 m2 konut yapmak sorunu algılayamama ve tam olarak çözememek anlamına gelir. Afetzedelerin mağduriyetleri giderilirken farklı birimler farklı zamanlarda görev alırlar. Bir birim kendi sorununu çözerken diğer bir birim için sorun yaratmamalıdır.

Page 245: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

5. Problemleri irdeleme ve fırsatları tartışma Saptanan sorunların çözümü alternatifli olarak tartışılmalıdır. İyileştirme çalışanları ve

karar vericileri, alacakları kararların olası etkilerinin ekonomik sonuçlarını, doğal kaynakları, genel yaşam standardını vb. nasıl etkileyeceğini düşünmelidir. Örneğin, tarımla uğraşan, köyünde tarlası, bağı bahçesi olan köylü bir afetzedeyi, ilçe belde merkezine isteği dışında taşımak bir çözüm değil problem yaratmak olacaktır.

Konutların evini yapana yardım yöntemiyle mi, ihale yoluyla mı ya da TOKİ vasıtasıyla

mı yapılacağı karar verilirken, hem hazine kaynaklarının verimli kullanımı hem de yerel ekonomiyi canlandırma dikkate alınmalıdır.

6. Amaçları ve hedefleri belirleme İyileştirme çalışmalarını belirleyen karar vericiler, iyileştirme planını geliştirirken, kısa

ve uzun vadeli meseleleri dikkate almak, amaçlarını ve hedeflerini iyi belirlemek durumundadırlar. Öyle ki, söz konusu yerleşimlerin diğer planları (mevcut imar planları, gelişim planları, rekreasyon planları vb.) ile koordineli çalışmalar üretilirse, bu planlar ile iyileştirme çalışmaları daha kolay başarıya ulaşabilir.

7. Alternatif stratejiler geliştirme Belirlenen amaçları ve hedefleri gerçekleştirmek için, mevcut seçenekler ve araçlar,

hangi işin hangi sırada yapılacağının belirlenmesi amacıyla sürdürülebilirlik ilkeleri gözden geçirilir. İşlerin çeşitli aşamalarda tıkanabileceği öngörülmeye çalışılarak alternatif çözümler üstünde de durulmalıdır.

8. Eylem planı hazırlama Yapılacak iş ve işlemler, kimler tarafından hangi aşamada yapılacağı, bürokratik, idari

vb. sıkıntıların nasıl aşılacağı, zamanları ile ilgili bir eylem planı hazırlanmalıdır.

9. Eylem planında görüş birliği arama Hazırlanan eylem planı ile ilgili itiraz, eleştiriler dikkate alınmalı, herkesin görüş

birliğine varması hedeflenmelidir. Doğal olarak son karar, iyileştirme çalışmalarından sorumlu karar verici bürokratların ya da bağlı bulundukları makamındır, ancak teknik elemanların durum değerlendirmesi ve geçmişten gelen tecrübeleri, katkıları ve uyarıları çok değerli olabilir ve bunlara zıt kararlar büyük sorunlar yaratabilir.

Page 246: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

10. Uygulama, gözden geçirme, revize etme Son olarak, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu adımlarda, öngörüldüğü üzere iyileştirme

planı hazırlanır, ilgili çalışma grupları tarafından tartışılır, ortak görüş birliğine varıldığında ise onay makamına iletilir. Karar verme aşamasında yukarıdaki kriterlerin bulunması, iyileştirme çalışmalarının daha başarılı sonuç vermesini sağlayacaktır. 4.1.1 İyileştirme Çalışmalarını Zorlaştıran Ya Da Karşısında Engel Teşkil Eden Unsurlar

İyi bir iyileştirme çalışmasının karşısında birçok engel olabilir. Bunlar iyileştirme

çalışmalarını tamamen engellemeseler de, kaliteyi düşürebilir ya da yavaşlatabilirler. Görmezden gelinirlerse kısa ve uzun vadede mutlaka büyük sıkıntılar çıkarırlar. İyileştirme çalışmalarını zorlaştıran ya da karşısındaki engel teşkil eden unsurlar genel kapsamda şu şekilde sıralanabilirler:

1. Toplumun karşı karşıya kaldığı afetin türü ve hasarın derecesi

Afet sonrası, hasar gören yapıların hasar derecesi ve hasarın gözlendiği bölgenin

genişliği ve durumu; tamir etme, önlem projeleri geliştirme, yerine tekrar inşa etme ya da tamamen başka bir yere taşıma kararlarının seçilmesine, bu da topluluğun yaşam standartlarında değişiklik yapma kapasitesine etki edecektir.

Özellikle büyük ve yıkıcı afetler sonrası, mevcut yapılarının çoğu yıkıma uğramış

yerleşimlerin tamamen kaldırılarak toplu olarak başka alanda tekrar teşkil edilmesi, o güne kadar alınmış kötü kararları (plan ve yapılaşma kararları, uygulama eksiklikleri vb.) ve sonuçlarını bertaraf etmede, yerinde tekrar yapılaşma ya da tamir etme, alınacak ıslah tedbirleriyle bertaraf etme seçeneklerine göre çok daha olumlu sonuç verebilir.

Örneğin, kaya düşmesi tehlikesinden dolayı bazı konutların yıkıldığı ve çoğunun da

risk altında bulunduğu bir yerleşim biriminde, kaya ıslah çalışmaları yapılarak tehlikenin ortadan kaldırılması, kötü planlanmış ve yapılaşmış yerleşim biriminin afet tehlikesini ortadan kaldıracak ancak yaşam standartlarının yükselmesine çok da katkı sağlamayacaktır.

2. Kurallar, mevzuat ve politikalar Devletin afetzedelere konut, kira vb. yardımlarda bulunuyor olması iyileştirmenin

finansmanını sağlaması açısından olumlu olmakla beraber, mevzuat ve devlet politikası, bazen sorunları tam olarak çözmeyecek öncelikleri belirler, fırsatları sınırlar ve daha yaratıcı çözümlerin alınmasını engeller.

Page 247: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Örneğin, deprem sonrası birçok konutun yıkıldığı bir beldede, yer seçimi kriterlerine göre kendi yeri uygunsa yerinde tekrar yapılaşmaya gidilir; bu da belki de planlı, altyapılı yeni mahallelerin oluşması fırsatını ortadan kaldırır. Ya da tam tersi olarak, zaten ödeme güçlüğü çeken kırsal kesimdeki afetzedeleri geçim kaynaklarından (örneğin tarlalarından) uzaklaştırarak, maliyeti ve doğal olarak geri ödemesi yüksek toplu konutlarda ikamete zorlamak da sıkıntıya yol açacaktır.

Bir heyelan ya da su baskını sonucu, komşularının % 80’ı önce afetzede sonrada hak

sahibi olan, daha sonrada köye göreceli olarak uzak bir yerde iskâna tabi tutulan bir köylü, geriye kalan virane, kalıntı yerleşim biriminde psikolojik ve fiziksel büyük zorluklarla karşılaşabilir (Şekil 89).

3. Mülkiyet hakları, kamulaştırma, sigorta, arazi kullanımı, plan tadilatları, parasal kaynak vb. problemler

Mülkiyet durumu, kamulaştırma, mevcut ya da mevcut olmayan planlar, afetin

büyüklüğüne göre ortaya çıkabilecek maddi problemler vb. hususlar iyileştirme kararlarını şekillendirir. Örneğin, afete uğramış yerleşimin tamamının ya da bir kısmının başka bir yere taşınmasına karar verildiğinde jeolojik açıdan ya da kentsel gelişim, kalkınma açısından daha uygun yerler varken kamulaştırmadan kaçınmak amacıyla hazine arazileri tercih edilmesinin uygunluğu tartışılabilir.

Bir su baskını sonrası, bir topluluk, belli alanların yerleşime kapatılarak, ıslah edilmesi

ve yeşil alana dönüştürülmesi yoluyla ekonomik gelişimi, doğal kaynakların korunmasını ve yaşam standartlarını arttırılmasını bekleyebilir. Ama sıklıkla karşılaşıldığı üzere, su baskınına uğrayan ev sahiplerinin bir kısmı ıslah çalışmalarını desteklerken, arazisinin yerleşime kapatılmasına ve yeşil alana dönüştürülmesine karşı çıkabilirler.

Page 248: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 89. 2004 Erzurum - Aşkale (Kandilli) depremi sonrasında, Erzurum ili, Aziziye ilçesi Tebrizcik Köyü'nde afete uğrayan ve hak sahibi kabul edilen afetzedeler için köyün yaklaşık 1,5 km Kuzeyinde planlı, altyapılı bir yerleşim birimi oluşturulmuştur. Ancak afetzede olmayan köylüler için viranelerle dolu eski köyde yaşam devam etmektedir (Haziran 2011 tarihli Google Earth görüntüsü).

Page 249: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

4. Daha çabuk “normale dönme” isteği

Özellikle büyük afetlerden sonra yapılan iyileştirme çalışmaları zaman alır. Hasar tespit çalışmaları, listelerin kesinleşmesi, itirazlar ve itirazlar için tanınan süreler, hak sahipliği çalışmaları, yer seçimi çalışmaları, yer seçimi raporlarının oluşturulması, onaylanması, ihaleye çıkılması, konutların yapımı, kontrolü ve teslimi, bazen mevzuat değişiklikleri ve özel kanunların çıkarılması ve uygulanması hatta imar planlarının ve altlık teşkil eden çalışmaların yenilenmesi vb. silsile yoluyla birbirini takip eden, bazılarının kanuni süreleri olan, herhangi birinde bir problem ortaya çıktığında tüm süreci geciktiren iş ve işlemlerdir.

Ayrıca özellikle büyük depremler sonrası tekrar yıkıma yol açıcı derecede büyük artçı

depremler de meydana gelebilir. Veya 17 Ağustos 1999 depremi hasar tespit çalışmaları süreci devam ederken olduğu gibi deprem bölgesini etkileyen 12 Kasım 1999 depremi gibi bir başka büyük deprem meydana gelebilir. Bu da çalışmaların sil baştan yapılmasına yol açabilmektedir.

Bunların bazıları, sıklıkla, “normale dönülmesi” yolunda geciktirici unsur olarak

görülebilir ve usule aykırı olarak delinmeye çalışılır. Tecrübeler göstermiştir ki usule ve mevzuata aykırı olarak yapılmaya çalışılan tüm iş ve işlemler, “normale dönmek” adına sürenin kısalmasına değil tam tersi uzamasına ve bazen de çıkmaza girmesine neden olmaktadır. Bu yüzden iyileştirme çalışmalarında, topluluğun, siyasilerin ve yerel – merkezi yöneticilerin sabırlı olmaları, işi teknik elemanlara bırakması, en kısa zamanda “normale dönmeyi” ve hatta daha iyi hale gelmeyi sağlayacaktır.

5. Gelişme ve kalkınma imkânlarını fark edememe

Bazı toplumların, örneğin Japonların; afetleri, yeni bir başlangıç noktası olarak kabul

ederek, toplumsal gelişim sağladıkları bilinmektedir. Ancak, bu durum her toplum için geçerli değildir. Bu durum, afet sonrası travma yaşayan afetzedeler, yerel yöneticiler ve çalışmaları yönlendiren siyasiler tarafından anlaşılamayabilir. Topluluğun yaşam standartlarının daha iyi hale getirilmesini içeren “büyük resmi” göremeyen ve kişisel problemlerini daha çok düşünen bazı afetzedeler, karar vericiler, yerel görevliler ve hatta siyasiler, gelişme ve kalkınma imkânlarını fark edemeyebilir.

6. Yerel yönetim çalışanlarının rolleri ve görevlerindeki ani değişim

Afet sonrası yerel ve merkezi yönetimler, kurumların ve/veya çalışanların rollerinde,

görevlerinde, yöntemlerde, önceliklerde, alışılagelmişin dışında değişiklikler yapmak zorunda kalabilirler. Görevler değişebilir, iş yükü ağır biçimde artabilir, iş ve işlemlerin yapılabilmesi için yeni katılımlar, yeni terminolojiler veya yapılar ortaya çıkabilir. Bunun yanı sıra yerel görevlilerin üzerinde işlerin daha çabuk yapılması için kamusal ve siyasi baskılar da olabilir.

Page 250: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

7. Olağanüstü bir problem gibi görünene olağanüstü çözüm arama gayreti

Büyük afetler sonrası “olağanüstü durum” gibi görünenler aslında devlet kurumlarının sürekli yaptığı rutin işlerdir. Bir başka deyişle, enkaz kaldırmak, binaları incelemek, afet etütleri yapmak, jeolojik çalışmalar yapmak ya da denetlemek, planlamak, yerleşime uygunluğu değerlendirmek, yeni gelişim alanlarına izin vermek, kamulaştırma yapmak, afete maruz bölge kararları almak, yer seçimi yapmak, halkı bilgilendirmek vb. büyük afetler olmadan da yapılan işlerdir.

Büyük afetler sonrası, olayı olağanüstü hale getiren zaten yapılan bu işlerin, hepsinin

birden aynı anda ve büyük bir alanda ya da miktarda yapılması gerektiği ve kamuoyu tarafından hemen, çabucak yapılması yönündeki istemsiz baskıdır. Toplumlar, bu baskı ve telaşı bir yana bırakıp zaten alışık oldukları işleri alışık oldukları prosedürde yapmaya devam etmelidir. Aksi takdirde yanlış uygulamalar olacak ve bu da işleri yavaşlatacaktır.

8. Karar vericiler, yetki sahipleri, farklı birimler, teşkilatlar ve afetzedeler arasındaki sistematik iletişim eksikliği

Afetlerle ilgili alınması gereken kararlarda, sürdürülebilirlik ilkelerinin içine dahil

edildiği bir mekanizma geliştirilebilir. Burada gereken, kararlar alınırken kapsamlı, sistematik kontrol noktalarına sahip bir sistemin gerekliliğidir, bu sayede doğrudan ve dolaylı sonuçlar izlenebilir.

9. “Doğru olanı yap” siyasi iradesinin eksikliği

Afet sonrası afetzedelerin ihtiyaçlarını belirlemek, süratle gidermek ve afet zararlarının tekrar oluşmasını engellemek ana amaçlardır. Afet sonrası iyileştirme aşamasında, yöneticiler – karar vericiler, terazinin bir tarafına afetzedelerin “hızlı ve basit” bir şekilde mağduriyetlerinin giderilmesi mantalitesini, diğer tarafına ise orta ve uzun vadeli toplum ihtiyaçlarını koymalı ve düşünmelidirler.

Doğal olarak, kısa vadede dar görüşlü çözümler yerine uzun vadede akılcı ve

sürdürülebilir görüşlerin alınması ve desteklenmesi önemlidir. İyileştirmenin sonuçlarının bazen yıllar alabileceği anlaşılmalıdır. İş ve işlemleri daha kısa sürede bitirmek adına nitelikten, nicelikten, sürdürülebilirlik ilkesinden uzak işler yapmak yerine soğukkanlı olmak, “doğrusu olan” siyasi iradeyi ortaya koymak gereklidir.

4.1.2 İyileştirme Çalışmalarını Kolaylaştırabilecek Unsurlar

Afet risklerinden uzaklaşma mantalitesini genel bir afet sonrası eyleme dönüştüren

anahtar özellikler ve araçlar, liderlik, vizyon, siyasi irade, kurallar, kanunlar, teşvikler ve

Page 251: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

kaynaklardır. Aşağıda, eğer mevcutlarsa, iyileştirme aşamasını kolaylaştırabilecek bazı unsurlar sıralanmıştır:

1. Paydaş algısı

Olası bir karar tarafından etkilenebilecek kişilerin, kurum ve kuruluşlar ile

organizasyonların belirlenmesi ve sonrada karar verme mekanizmasının içine dâhil edilmesi gerekir.

2. Siyasi irade

Olayları analiz eden, alternatifleri hesaba katan ve uzun vadede sonuçlarını verecek

kamu yararını kısa vadeli çıkarlar üstünde tutacak iradedir. Zor kararları verecek, genel bakış açısını yönlendirecek, işi bitirecek, olumsuzluklara göğüs gerebilecek, vizyon sahibi iradedir.

3. Otorite

Toplumun ihtiyaçlarını gidermek için uygun araçları, inanılır ve güvenilir olarak

kullanma becerisidir. Bir toplumda, özellikle afet sonrası değişiklikler yapmak zor ve tartışmalı olabilir. Halkı, kamuoyunu, ilgilileri ikna edici, inandırıcı, sağlam duruşu olan, vizyon sahibi, ileri görüşlü, koordinasyon ve denetim yapmayı becerebilen, kişi ve kurum otoritesine ihtiyaç vardır ki, bu durumda, şu an için bu kurum “AFAD” dır.

4. Finansman İyileştirmenin seviyesini ve alınacak kararları mevcut bütçeler belirler. Bütçe

mevcutsa daha esnek kararların alınabilmesi olasıdır. Nitekim Türkiye’de 7269 sayılı Afetler Kanunu vasıtasıyla işler yürütüldüğünden, işleri yürütmekle ilgili kurumların iyileştirme için bütçeleri mevcuttur. Yıllık bütçenin yetersiz kaldığı durumlarda, Maliye Bakanlığı’ ndan ek bütçe talep edilebilir ki söz konusu olan afetzedelerin mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması olduğundan genellikle bu talep olumlu karşılanır.

5. Öncelik Öncelikleri belirlemek, faydalı sonuçları maksimize edebilmek için yapılacak iş ve

işlemleri belli bir sıraya sokma işidir. Afetten daha fazla zarar görenleri, mesela ailesinden ya da köyünden yakınlarını kaybedenleri, daha az zarar görenlere göre öncelikli kılmak doğaldır.

6. Vizyon

Gitmek istediğiniz yeri bilmiyorsanız hiç bir yere ulaşamazsınız. Gelecekte “olmak”

istediği yeri belirleyebilen bir toplum, kurum, siyasi irade vb. afet iyileştirmesini, afet öncesi

Page 252: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

zarar görebilirliği azaltmak ve genel yaşam standartlarını yükseltmek, sürdürülebilirliği sağlamak için kullanabilir. İyileştirmenin tam anlamıyla başarılı olabilmesi için, gerek kurumsal gerekse özellikle karar vericilerde bireysel vizyon şarttır.

AFET SONRASI İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ BAZI GERÇEKLER

İyileştirme çalışmaları kolay değildir.

• İyileştirme çalışmalarında rol alacak kurum ve kuruluşların çalışma yöntemleri birbirinden farklıdır.

• Başlarda personel yetersizliği ortaya çıkar.

• Konular, karmaşık, değişken ve birbiriyle geçişli olabilir.

• Hiç bir zaman istenenlerin en iyi şekilde gerçekleştirilebilmesi için yeterli süre yoktur.

• Genellikle istenenlerin en iyi şekilde gerçekleştirilebilmesi için yeterli para yoktur.

• Karar vericiler ve iyileştirme çalışanları ile aileleri de genellikle afetzede durumunda olabilirler. İyileştirme çalışmaları yıllar alır.

• İlk haftalarda kamuoyunun ilgisi acil yardım çalışmalarının üstünde olur.

• İlk aylarda kamuoyunun ilgisi altyapı, sosyal ve kamusal hizmetlerin eski haline gelmesine odaklanır.

• İlk aylarda ve yıllarda, ilgi, yeni yerleşim yeri seçimi, yeniden inşa ve kaybolan finansal ve çevresel hususların geri kazanılması ve geliştirilmesine odaklanır.

• İyileştirme için resmi bir zaman tablosu yoktur. Afet sonrası iyileştirme çalışmaları ve yöntemleri “hareketli hedefler” gibi görülebilir.

• Afetzedelere yardım politikaları sıklıkla değişebilir, revize edilebilir.

• Politik ilgiler sık sık yardım, ek yardım sözleri ile iyileştirme çalışmalarına odaklanır.

• Farklı kurum ve kuruluşların farklı programları genellikle birbiriyle örtüşmez. İyileştirme çalışmalarının birçok olası sonucu vardır.

• Hizmetler ve kalitede afet öncesi düzeye ulaşılabileceği bile garanti edilemez.

• Yerel ve merkezi mevzuatlar iyileştirme seçeneklerinin sınırlarını belirler.

• Liderlik ve vizyon iyileştirme çalışmalarının sonuçlarının belirleyicilerindendir.

• İyileştirme otomatik değildir. Afet sonrası iyileştirme çalışmaları için birçok yardım mevcuttur.

• Yerel karar vericilerin iş, işlem ve yöntemleri baştan keşfetmesine gerek yoktur. Mevzuat zaten bellidir, ancak işi sahiplenme ve özveri şarttır.

• Merkezi kurum ve kuruluşların karar vericileri, teknik elemanları ve uzmanlarından; afetlere maruz kalmış diğer toplulukların karar vericilerinden; afet yönetimi, planlama, mühendislik hizmetleri veren profesyonel organizasyonlardan, sivil toplum örgütlerinden, üniversitelerden, medyadan yardımlar ve teklifler gelir (tabi ki eleştiri ve suçlamalar daha önce gelir).

Daha önce afete uğramış olmak bir toplumu afetlere bağışıklı hale getirmez.

• Bir yerde bir kere afet olmuşsa bir kez daha gerçekleşebilir.

Page 253: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

• Afet sonrası süreç aslında başka bir afet öncesi süreçtir. Topluluk bir sonraki afete hazırlanmalıdır.

• Karar vericiler, afet sonrası yapılan ve yapılamayanlardan ders çıkarmalıdır.

• Afet sonrası iyileştirme çalışmalarına afet risklerini azaltma çalışmalarını entegre etmek toplumu bir sonraki afete hazırlar.

• Karar vericiler öğrenilmiş öğretileri, başarıları ve başarısızlıkları diğerleriyle paylaşmalıdır.

4.1.3 Planlama Çalışmalarının Ortak Özellikleri

Afetlerin büyüklüğü, şiddeti, etki alanı, gerçekleştiği bölge vb. koşullara göre değişik sonuçlar yaratması, doğal olarak iyileştirme çalışmalarının ve planlarının uygulanabilirliğini etkileyecektir. Örneğin, en kötü afet senaryosu olarak büyük bir deprem olayını baz alarak hazırlanmış bir planın, lokal bir heyelan olayında uygulanacak iyileştirme planından farklılıklar göstereceği kesindir.

Ancak, iyileştirme planlarının pek çok ortak özellikleri vardır. Bu ortak özellikler şu

şekilde özetlenebilir;

• Planlar gerçekçi ve kabul edilebilir olmalı, gerçekçi afet senaryosu esas alınarak hazırlanmalıdır.

• Görev alacak birimlerin - personelin, görev, yetki ve sorumluluklarının açıklıkla belirtilmesi, komuta ve kontrol sisteminin, iş ve işlemlerin akışının açıkça ortaya konması, belirsizlik, görev girişimleri ve tekrarlara fırsat verilmemelidir.

• Kullanılması gerekebilecek verilerin, imkân ve kaynakların önceden belirlenmesi, toplanarak veri – kaynak havuzu oluşturulması ya da bunlara kolayca ulaşabilecek sistemlerin kurulması sağlanmalıdır.

• Gerekli görülürse, iyileştirme çalışmalarının farklı safhaları için (hasar tespit, hak sahipliği ve borçlandırma, yer seçimi, yeniden yapılanma vb.) alt planlar hazırlanmalıdır.

• İyileştirme çalışmalarını yürütecek ekipler için, çalışma ofisi, donanım – teçhizat, kalacak yer, ulaşım vb. konularda en uygun lojistik imkânların sağlanması gerekir.

• Planlar, il sınırları içinde ya da dışında yaşanan her afet olayından elde edilen yeni dersler ve deneyimler doğrultusunda revize edilmeli ve geliştirilmelidir.

• Halkı uyaracak, bilgilendirecek ve bilinçlendirecek mekanizmaların kurulması çalışmaları hızlandırılmalıdır.

Page 254: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

İyileştirme planlarının yapılmaması, geciktirilmesi ya da güncelleştirilmemesi, planların gerçekçi senaryolara / süreçteki gelişimlere dayandırılmaması, planlara katkıda bulunması gereken birimler ve makamlar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanamaması, yürürlükte olan mevzuatlara uyulmaması, planlarda görev ve sorumluluk alan kamu görevlilerine görevlerinin tebliğ edilmemesi ve eğitim verilmemesi, iyileştirme çalışmaları kapsamında illere gönderilen ödeneklerin harcanmasında ilgili yönetmelik usul ve esaslarına uyulmaması gibi sorunlar iyileştirme çalışmalarını zora sokacaktır.

İyileştirme planları statik değil, dinamik olması gereken planlardır. Yeni dersler ve

deneyimler doğrultusunda revize edilmeli ve geliştirilmelidir. Ayrıca, bu planlar operasyonel plan özelliğinde olmalıdırlar.

Esasen, ölçekleri ne olursa olsun, tüm afet planları ve faaliyetleri birbirlerine uyum

sağlamak, birbirlerine girdi ve veri sağlamak, birbirlerini desteklemek zorundadırlar. Afet planlaması ve afet planlarının ana özelliği, birçok kurum ve kuruluşun birlikte hazırladığı ve her birinin görev ve sorumluluklarının belirlenmiş olduğu planlar olmalarıdır (Ergünay, 2002).

4.2 İyileştirme Planlarının – Raporlarının Hazırlanması

Etkili bir afet yönetimi kaynakların önceden bilinmesine ve planlanmasına bağlıdır. Bu nedenle iyi bir afet yönetim yapısının en önemli ayağını planlama oluşturur. Bir afet durumunda, normal yaşam bozulmakta veya kesintiye uğramakta, günlük yaşamda insanların karşılaştıkları ve alışık oldukları sorunların dışında yepyeni sorunlar ortaya çıkmakta, insan canı ve malı büyük riskler altına girebilmektedir.

İşte bu nedenle böyle bir olayla karşılaşıldığında, nasıl davranılacağı, nasıl organize

olunacağı, ihtiyaç duyulan kaynakların nasıl, nereden ve hangi yöntemle karşılanacağı önceden planlanmalıdır. Bu amaçla, mevzuatta afet sonrası arama kurtarma, müdahale vb. faaliyetleri organize eden acil yardım planları yer almaktadır. İyileştirme planları, acil yardım planları ile uyumlu olmalı, kısmen çakışmalıdır.

Gülkan ve diğ. (2003)’ de belirtildiği üzere:

• İyileştirme yerel bir çalışmadır,

• İyileştirme çok yönlü bir çalışmadır,

• İyileştirme, afet yönetiminin de gözden geçirilmesini gerektirebilir,

• İyileştirme tekrarlanabilir afet tehlikesi karşısında daha güçlü olmayı gerektirir,

• Dolayısıyla iyileştirme, eskiye göre daha üstün standartları yakalamaktır. Afet sonrası başarılı iyileştirme çalışmaları için afet öncesi planlama büyük önem

taşımaktadır. Genel bir kabule göre, iyileştirme çalışmaları ile ilgili planlama afet sonrası

Page 255: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

yapılır. Bunun tersine, yerel yöneticiler, karar vericiler, uzmanlar, mühendisler, plancılar, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör vb. afet sonrası başarılı olacak iyileştirme çalışmalarının afet öncesi başlaması gerektiğini saptamalıdırlar. Özellikle plancılar, yerel planlama kapasitesini arttırmada daha proaktif roller üstlenmelidirler. Amerika Birleşik Devletleri’nde “tüm planlama yereldir” söylemi çok kullanılır (Smith, 2010).

Sonuç olarak, yerel yönetimler, tıpkı acil durumlarda olduğu gibi iyileştirme

çalışmalarından da sorumludurlar ve bu sürece hazırlanmalıdırlar. Bu yüzden, afet öncesi iyileştirmeye hazırlık planlarına ihtiyaç vardır.

Elbette ki, afetin türü, şiddeti, etki alanı, meydana geldiği bölgenin sosyo – kültürel

özellikleri, ekonomik gelişmişliği, kırsal ya da kentsel alanda olması vb. etmenler, yapılacak iyileştirme çalışmalarının kapsamının ve içeriğinin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Hatta afet olayı sadece bir ili değil, tıpkı 17.08.1999 depremlerindeki gibi birkaç ili, bölgeyi etkileyebileceğinden, alınması gereken bazı kararlar, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını aşabilecektir. Bu yüzden, afet sonrası yeniden yapılanma ve iyileştirme planlarına da ihtiyaç vardır.

Yukarıda açıklanmaya çalışılan sebeplerden dolayı, ülkemiz için hem afet öncesi hem

de afet sonrası iyileştirme planlarının hazırlanması önerilmektedir. Bunların birbirleri ile uyumlu olması, afet öncesi iyileştirme planlarının yerel yönetimler (Valilikler) ve afet sonrası iyileştirme planlarının ise merkezi yönetim (AFAD) tarafından hazırlanması uygun olacaktır. Bir başka deyişle, hali hazırda “afet acil yardım planları” nı hazırlayan yerel yönetimler, bunlarla uyumlu “Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları için Afet Öncesi Hazırlık Planı” nı da hazırlamalı, Valiliğin ve Başkanlığın Onay’ ına sunmalıdırlar.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ise, “Afet Öncesi İyileştirme Çalışmalarına

Hazırlık Planı” nı baz alacak şekilde, afet sonrası durumu süratle takip ederek ve nihai değerlendirmeyi yaparak, 17.06.2009 gün ve 27261 Sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan "Afet Ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun" un 10. Maddesi, d fıkrasında belirtildiği üzere, hazırlayacağı “Afet Sonrası Yeniden Yapılanma ve İyileştirme Planı” nı, Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulunun onayına sunmalı, onaylanan planların uygulanmasını koordine etmeli, uygulamaya ilişkin ilerleme raporlarını hazırlamalıdır (Şekil 90). Gerek hazırlanması önerilen “Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları için Afet Öncesi Hazırlık Planı” nın, gerekse “Afet Sonrası Yeniden Yapılanma ve İyileştirme Planı” nın, mevcut mevzuat ile beraber ele alınarak, ilgili yönetmelik ve genelgelerin revizyonunu da içerecek tek bir yönetmelik ile duyurulması önerilir.

Page 256: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şekil 90. Afet öncesinde ve sonrasında, Valilikler ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından hazırlanarak resmi ONAY' a sunulması önerilen iyileştirme planları ile ilgili akış şeması.

4.3 İyileştirme Bilgi Yönetim Sistemi İyileştirme çalışmalarında kullanılacak hem ham verilerin, hem toplanan verilerin,

sistematik bir şekilde depolanabileceği, analizlere tutulabileceği, online veri alış verişi yapılabilecek bir sisteme ihtiyaç duyulması doğaldır. Bilgi toplama, tasnifleme, işleme ve dağıtma işlerini hızlandırmak, koordinasyonu sağlamak ve geliştirmek ve mükerrer çalışmalardan kaçınmak için, Coğrafi Bilgi Sistemi tabanlı “İyileştirme Bilgi Yönetim Sistemi” denebilecek böyle bir sisteme ihtiyaç vardır. Bu sistem, “AFAD” bünyesinde oluşturulmalı, burada konuşlanacak sunuculara, sunuculardaki veri tabanlarına, oluşturulacak web tabanlı formlar sayesinde merkezden ve Valiliklerden veri alışverişi yapılabilmelidir. Yine aynı şekilde

Page 257: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

web tabanlı sorgulamalar da mümkün kılınmalıdır. Burada fazla detaya girmeden, genel bileşenleri şu şekilde özetlenebilir:

• Donanım & Yazılım: Sunucu(lar), veri taban(lar)ı, Web GİS sunucu yazılım(lar)ı, veri girişi ve sorgulama için web browser tabanlı arayüzler vb.

• Ham veriler: Jeolojik haritalar, jeomorfolojik haritalar, topoğrafik haritalar, arazi kullanımı haritaları, çevre düzeni planları, hidrojeolojik haritalar, drenaj ağı haritaları, yol (ulaşım) haritaları, eğim & bakı haritaları, sismotektonik haritalar, makro – mikro ölçekli afet tehlike, yoğunluk, duyarlılık haritaları, nüfus yoğunluğu haritaları, demografik haritalar, iller, ilçeler, köyler, poi (önemli yerler) haritaları, hâlihazırlar, kadastral haritalar, uydu ve hava fotoğrafları, nazım / uygulama imar planları, orman sınırı haritaları vb.

• Dinamik veriler: Hasar tespit haritaları - formları, afetzede isim listeleri, ölüm – yaralanma yoğunluk haritaları, hasar yoğunluk haritaları, ekip dağılım haritaları, alternatifli yer seçimi haritaları, yer seçimi raporu formları, hak sahipliği formları, hasarı gösteren uydu ve hava fotoğrafları, mülkiyet, afetzede tercihleri vb.

İyileştirme planları bu çerçevede internet – intranet ortamında hazırlanabilir. Planın

güncellemesi, web tabanlı sistemde hazırlanan arabirim uygulamalarıyla sağlanabilir. Valilikler ve Başkanlıkta görevli bireyler, kendi şifreleriyle güncelleme yapabilirler.

Page 258: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

SONSÖZ

1999 depremleri, ülke ekonomisine verdiği milyarlarca lira zararlarıyla olduğu kadar, on binlerce insanın ölümü, yaralanması, evsiz kalmasına yol açan, ulusal ölçekte dramatik ve travmatik sonuçlarıyla da hatırlanan afet olaylarıydı. Ardı ardına gelen iki deprem, Türkiye’nin bir afet ülkesi olduğu gerçeğini ağır bir tokat gibi bir kez daha ortaya koymuş ve tüm toplumu derinden sarsmıştı. Herkesin ortak görüşü, sistemde bir yerlerde bir hatanın olduğuydu. Nitekim afet sonrası ortaya çıkan tablodan yola çıkılarak, afet hizmetlerinde az ya da çok görev ve sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kuruluşlar, özel sektör, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, görsel ve yazılı basın, yerbilimci öğretim görevlileri başta olmak üzere kamuoyunu yönlendirme yetisine sahip herkes fikirlerini ardı ardına sıraladı. Afet olayları karşısında niçin bu kadar çok yara aldığımızı, nasıl daha hazırlıklı olabileceğimizi, özellikle de suçluların ve sorumluların kimler, hangi kurumlar olduğunu bulmaya çalışarak bir kaç yıl geçirdik.

29 Eylül – 1 Ekim 2004 tarihleri arasında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca düzenlenen

“Deprem Şurasının” sonuç bildirgesinde kurumsal yapılanma ve mevzuat açısından alınması gereken önlemlerin ivedilikle alınması gerektiği, afet yönetim sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiği de belirtilmiş böylece “afet yönetiminde kurumsal değişim ve yeniden yapılanma” da geri sayım başlamıştı.

Sonucunda ise, özellikle de öğretim görevlileri, medya, üniversiteler ve sivil toplum

kuruluşlarının telkinleri doğrultusunda, çağdaş bir afet yönetim sisteminin gerekliliği olarak, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Acil Yönetim Genel Müdürlükleri kapatılarak, bu kurumların yerine Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kuruldu. Afet hizmetlerinin tek elden yürütülmesi amacıyla kurulan yeni kurumun temel anlayışı, kuruluş kanununda da vurgulandığı üzere, bu güne kadar merkezde toplanan afet öncesi, sırası ve sonrası hizmetlerin, görev ve sorumlulukların yerel yönetimlerce üstlenilmesini sağlamak ve ilgili işlemleri denetlemek ve koordine etmektir. Kısaca afet yönetimindeki merkezi anlayış, kamuoyunun isteği doğrultusunda yeniden düzenlenmiş ve yerel yönetimlere kaydırılmıştır.

Afet yönetimindeki bu anlayış değişikliği ve kurumsal yeniden yapılanma sürecinde

başta bir takım sıkıntıların, aksaklıkların olacağı kaçınılmazdır. Ancak unutulmaması gereken bu sistemin, kamuoyunun istekleri doğrultusunda şekillendirildiğidir. Kısaca, bu sistemin topyekûn başarısızlığı ya da aksaklıkları üzerine yapılacak her türlü eleştiri, aynı zamanda uzunca bir zamandır bu yeni sistemi savunan, tanıtan ve kamuoyunu yönlendiren üniversiteler, öğretim görevlileri, medya ve sivil toplum kuruluşlarının da başarısızlığı ve zaafı olarak değerlendirileceğidir. Asla unutulmaması gereken husus; afet yönetiminde kademeli sorumluluk anlayışının ancak başarıyı getireceğidir.

Ülkemizi etkileyen her afet olayı aynı zamanda şunu da göstermiştir: Türkiye öylesine

bir jeolojik, jeomorfolojik ve iklimsel mirasa sahiptir ki, bu ülkede afet risklerini azaltmada

Page 259: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

başarı sağlansa dahi, tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmayacak, afet sonrası iyileştirme safhasında yapılacaklara, sosyal devlet anlayışı çerçevesinde her zaman ihtiyaç olacaktır. Bu çerçevede, “iyileştirme aşamasında” yapılacak iyileştirmelere, güncellemelere ve mevzuat düzenlemelerine de her zaman ihtiyaç olacaktır.

İyileştirme çalışmaları multi – disipliner çalışmalardır. İçinde merkezi ve yerel yönetim

idarecileri, mühendisler, memurlar, işçiler vb. birçok meslek disiplinini ve unsuru içerirler. Bu kitabın yazarı olarak bizlerin, jeoloji mühendisleri olarak tüm aşamalara, unsurlara, mevzuata, teknik uygulamaya hâkim olmamız beklenemez. Hele ki konu afet yönetimi olunca… Dolayısıyladır ki bu kitapta hatalar, eksiklikler olması mümkündür…

Bu kitabı yazarken, hep “bir hafta sonra tamam”, “on beş gün sonra kesin bitiyor” vb.

cümleleri kurduğumu fark ettim. Kitabın en azından elinizde bulunan son halini almasının, ilk “bir hafta sonra bitiyor” cümlesinden sonra birbuçuk yıl aldığını söyleyebilirim. Bunun en büyük sebebi, ülkemizde “iyileştirme” çalışmaları adına yapılabilecek, düzeltilebilecek, geliştirilebilecek çok konu olması… Afetlerin sık olması ve her afet olayının yeni bir iyileştirme çalışması gerektirmesi… Aslında bu, kitabın yakın gelecekte revize edilebileceğinin, yeni versiyonlarının çıkabileceğinin de bir göstergesi. Çünkü iyileştirme çalışmalarının içinde olmasına rağmen bu kitapta yer almayan ya da yeterince tartışılmayan pek çok konu var. Daha içine girebilecek ve bu kitabı zenginleştirebilecek pek çok şey… Bir hafta daha olsaydı…

Afet zararlarını azaltma ve hazırlığa, iyileştirmeden daha fazla kaynak ayrılması ve

önem verilmesi dileğiyle… Afetsiz geçen her anın farkına varabilmek ve afet olaylarından en az zararla ayrılabilmek, önlemlerimizi önceden alabilmek, afetlere hazırlıklı olabilmek ve iyileştirme çalışmalarına hiç ihtiyaç duymamak dileğiyle...

Ağustos, 2012

Page 260: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

KAYNAKLAR

Acaroğlu, İ., 1975. Deprem ve Geri Kalmışlık. Mimarlık Dergisi, 8-9 : 8-10.

Acerer, S., 1999. Afet Konutları Sorunu ve Deprem Örneğinde İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü (yayımlanmamış).

Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2001. T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Eğitim-Haber-Bilim Dergisi, Sayı 2.

Akdağ, S. E., 2002. Mali Yapı ve Denetim Boyutlarıyla Afet Yönetimi, Sayıştay, Başkanlığı, Ankara.

Aktan, H., Bayülke, N., Gül, A., Ergünay, O., Tabban, A. ve Yurdatapan, O., 2001. 22.05.1971 Bingöl Depremi. İmar ve İskan Bakanlığı, Mesken Genel Müdürlüğü, Araştırma Dairesi, 84 s.

Akşit, B., Karancı, N.,(2000),“Dinar Depreminden Çıkan Toplumsal ve Psikolojik Dersler ve Bursa’daki Zarar ve Hazırlıklı Olma Etkinlikleri”, Kentsel Yerleşmeler ve Doğal Afetler, Der:Emine KOMUT, Mimarlar Odası Yayını, 2000, Nisan, 41.

Alcira, K., Arnold, M. and Freeman, P.K., 1999. Managing Disaster Risk in Mexico – Market Incentives for Mitigation Investment. Disaster Risk Management Series. Washington, D.C., World Bank.

Anıl, Ü., 1979. Deprem Olgusu ve Depreme Dayanıklı Yapımın Genel İlkeleri, Türkiye’de Deprem Sorununun Analizi ve Depreme Dayanıklı Kırsal Konut Üretim Olanaklarının Ülke Koşullarında Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, (yayımlanmamış).

Arıcı, İ.,1981. Erzurum İlinde Kurulan Bazı Afet Köylerinin Yerleşme ve İşletme Binalarına İlişkin Sorunları ve Çözüm Olanakları üzerine Bir Araştırma (Doçentlik Çalışması), 1981, Erzurum.

Aysan, Y., Oliver, P., 1987. Housing and culture after earthquakes: a guide for future policy making in seismic areas. London, James & James Science Press.

Başbakanlık Doğal Afetler Koordinasyon Başmüşavirliği, 1997. Doğal Afetler Genel Raporu, 67 s.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, 1993. 13 Mart 1992 Erzincan Depremi. Ankara 1993, 71 s.

Berkdemir, C., (2002). “Afet Önlemleri/ Afet İyileştirmesi Kursu Raporu, Japonya Uluslararası İşbirliği (JIKA) Organizasyonu, Şubat 2002, (İtfaiye Daire Başkanlığı Eğitim ve İdari İşler Şube Müdürü).

Birkan, G., 1975. Deprem ve Sonrası. Mimarlık Dergisi, 8-9 : 13-19.

Blaikie, P., T. Cannon, I. Davis & B. Wisner., 1994. At Risk: Natural hazards, People's vulnerability, and disasters. London, Routledge.

Page 261: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Cezayirli, G., 1994. Afet Etkilerinin Önlenmesinde Şehir Plancılarının Rolü. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Yıl: 8, Sayı 23, Eylül- 1994, ss. 38 - 42.

Comerio, M., C.,1992. Hazards Mitigation and Housing Recovery: Watsonville and Sanfrancisco One Year Later. Disasters and The Smail DwelIing Perspectives For The UN IDNDR, James and James Science Publishers Ltd. London, 1992, p. 133-134.

Çaldıran Deprem Raporu, 1977. 24 Kasım 1976 Çaldıran Deprem Raporu, İmar ve İskan Baknlığı, Deprem Araştırma Enstitü Başkanlığı,1977, Ankara, 128 s.

Demirci, A. ve Karakuyu, M, 2004. Afet Yönetiminde Coğrafi Bilgi Teknolojilerinin Rolü. Doğu Coğrafya Dergisi 9(12), 67-101.

Demirtaş, R. ve Erkmen, C., 2000. 12 Kasım 1999 Düzce Depremi: Yüzey Kırık Geometrisi, Atım Miktarı Dağılımı ve Gelecek Deprem Potansiyeli. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Bildiri Özleri, s 162-163.

Durmuş, A., 1996. Afete Maruz Kalan Bölgelerde Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Yıl : 10, Sayı; 32, Ankara, Aralık - 1996, ss. 25 - 27.

Ergünay, O., 1990. Afet Planlaması Esasları ve Afet Senaryoları. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

Ergünay, O., 1999. Acil Yardım Planlaması ve Afet Yönetimi. Uzman Der Dergisi. Yıl:2, Sayı 6-7, Nisan - Eylül, s 7-14.

Ergünay, O., 2002, Afete Hazırlık ve Afet Yönetimi. Türkiye Kızılay Derneği Genel Müdürlüğü Afet Operasyon Merkezi (AFOM), Ankara.

Ergünay, O., 2008. Afet Yönetiminde Kurumsal Yapılanma ve Mevzuat Nedir? Nasıl Olmalıdır?. İstanbul Depremini Beklerken Sorunlar ve Çözümler Bildiriler Kitabı, 20 Eylül 2008 İstanbul Deprem Sempozyumu, İstanbul, sayfa 97-108.

Erkal, T. ve Değerliyurt, M., 2009. Türkiye’de Afet Yönetimi (Disaster Management of Turkey), Doğu Coğrafya Dergisi, 14(22), 147-164.

Erşimşek, İ. B., 1986. Gediz’de Uygulanan Afet Sonrası Konutlarının ve Kullanıcı Tepkilerinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Y.T.Ü, Fen Bilimleri Enstitüsü (yayımlanmamış).

Freeman, P.K., L.A. Martin, J. Linneroot-Bayer, R. Mechler, G. Pflug and K. Warner. 2002. Disaster Risk Management: National Systems for the Comprehensive Management of Disaster Financial Strategies for Natural Disaster Reconstruction. SDD/IRPD. Regional Policy Dialogue. Washington,D.C.: Inter-American Development Bank.

Freeman, P.K., Martin, L.A., Bayer, J.E., Pflug, G. and Warner, K., 2003. Disaster Risk Management, Natural System for the Comprehensive Management of Disaster Risk and Financial Strategies for Natural Disaster Reconstruction. Inter-American Development Bank- IDB, Washington DC,97 p.

Page 262: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Fukumoto, Y. ,2006. Achievements and Issues of Earthquake affected Urban Reconstruction Projects and Suggesstions, Presentation at JICA Asian Training Center, Kobe, Japan.

Gökçe, O., Demir, A. ve Özden, Ş., 2008. Türkiye'de Afetlerin Mekansal Ve İstatistiksel Dağılımı - Afet Bilgileri Envanteri 1950-2008. Afet İsleri Genel Müdürlüğü, 2008, Ankara.

Gülkan, P., Balamir, M. ve Yakut, A., 2003. Afet Yönetiminin Stratejik İlkeleri: Türkiye ve Dünyadaki Politikalara Genel Bakış. ODTÜ Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Ankara, 61 s.

Güray, E., 2001. “Türk Kamu Yönetiminde Afet Yönetimi: 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri ışığında”, GSÜ İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Bitirme Tezi.

İmar ve İskan Bakanlığı, 1966. 19 Ağustos 1966 Varto Deprem Raporu. İmar ve İskan Bakanlığı, Deprem Bölgeleri İcra Heyeti Başkanlığı, 63 s.

İskender, H. ve Erdoğan, N., 2007. Afet durum iyileştirme plânlamasında gönüllü kaynakların yönetimi. TMMOB Afet Sempozyumu, 5-7 Aralık 2007, ANKARA.

İTÜ Afet Yönetim Merkezi, 2001. Acil Durum Yönetim İlkeleri, İstanbul, 1:12-15.

JICA,2004. Türkiye’de Doğal Afetler Konulu Ülke Strateji Raporu, Temmuz, 2004, Ankara.

JICA, 2008. Afet Zararlarını Azaltmanın Temel İlkeleri, 353 s. Ankara.

Kadıoğlu, M., 2008. Küresel iklim değişikliğine uyum stratejileri. Kar Hidrolojisi Sempozyumu Bildiri Kitabı 27-28 Mart 2008 Erzurum, DSi 8. Bölge Müd. Yay., 69-94.

Karaesmen, E., (1996), Deprem ve Sonrası, Türkiye Müteahhitler Birliği, 1996, Ankara, 125.

Kaya, S., 2001. Marmara Depremi Sonrası Konut Üretimi Organizasyonu ve Kocaeli Bahçecik Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Y.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü (yayımlanmamış).

Keleş, R., 2002. Kentleşme Politikası, 7. Baskı, İmge Yayınevi, Ankara.

Kreimer, A. and Ercheverria, E., 1991. Case Study: housing reconstruction in Mexico City. İn Kreimer, Alcira and Mohan Munasinghe Edited, The Word Bank, pp. 53-56.

Lavell, A., 2001. “Disaster Risk Reduction Initiatives in Central America and the Dominican Republic: A Review of Recent Developments, 1997-2001.” Central American Coordinating Centre for Natural Disaster Prevention (CEPREDENAC).

Limoncu, S., 2007. Türkiye’de Yeniden Yapım Aşamasında Yaşanan Sorunlar ve Öneriler. International Earthquake Symposium, Kocaeli, October 22-26.

Maskrey, A.,1993. ‘‘Vulnerability Accumulation in Peripheral Regions in Latin America: The Challenge for Disaster Prevention and Management’’, in P.A. Merriman and

Page 263: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

C.W. Browitt, eds, Natural Disasters: Protecting Vulnerable Communities, IDNDR, London: Telford.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Afet Komitesi, 2000. Geçen Bir Yılın Ardından. Mimarlık Dergisi, 295 : 23-26.

Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, 2000. Depremin 1.Yıl Dönümünde Durum Değerlendirmesi, Mimarlık Dergisi, 295 : 18-23.

Mitchell, A. W., 1976. Reconstruction after disaster: The Gediz Earthquake of 1970. The Geographic Review, Vol:66, No:3.

Natural Hazards Research and Applications Information Center, 2001. HOLISTIC DISASTER RECOVERY - Ideas For Buıldıng Local Sustaınabılıty After A Natural Dısaster, Public Entitity Risk Institute, USA.

Özmen, B., 2000. 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depreminin Hasar Durumu (Rakamsal Verilerle). TDV/DR 010-53, Türkiye Deprem Vakfı, 132 sayfa.

Özmen, B. ve Erkan, B., B., 2011. Türkiye’nin yeni afet yönetimi sistemi ve Düşündürdükleri. Yedinci Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı, 30 Mayıs-3 Haziran, 2011, İstanbul

Park, C. C., 1991. The Disaster Life Cycle and Human Adjustments: Lessons From Three Mile lseland and Chernobyl, Population and Disaster, New Delhi: Concept Publishing Company, ss. 193 - 205.

Poncelet, J. L., 1997. Disaster Management in the Caribbean. Disasters, 21: 267–279.

Rokovada., J., and L. Vrolijks. 1993. Case Study Fiji: Disaster and Development Linkages. South Pacific Workshop, Apia, Western Samoa.

Sarp, N., 1999. Sağlık Hizmetlerinde Afet Yönetimi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi,Deprem Araştırma Bülteni, XXVI, 81, Temmuz 1999: 10-54.

Schramm, D., 1993. Overview Of Disaster Management. Emergency Türkiye '93 - First International Disaster Relief and Prevention, Civil Defence, Public Security and First Aid Exhibition. November 23 - 27,16 p.

Sey, Y., 1999. Deprem Bölgelerinde Yerleşme ve Konut, Mesa Yayınları, Ankara, 60 s.

Smith, G., 2010. Lessons from the United States: Planning for Post-Disaster Recovery and Reconstruction. The Australasian Journal of Disaster and Trauma Studies Volume : 2010-1.

Subaşı, E., 1978. Afet Nedeniyle Toplukonut Uygulamaları. Mimarlık Dergisi, 156:53-56.

Page 264: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

Şahin, N., 2009. Afet Yönetimi ve Acil Yardım Planları. TMMOB İzmir Kent Sempozyumu, İzmir.

Şengezer, B., 2002. “Japonya ve ABD’de Afet Yönetimi, Kentlerin Depreme Karşı Hazırlanması”, Kentlerin Depreme Hazırlanması ve İstanbul Gerçeği Sempozyumu, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyük kent Şubesi, 8-9 Şubat 2002, İstanbul, 37-62.

Tapan, M., 1975. Deprem Sonrası Konut Üretimi, Mimarlık Dergisi, 8-9, 11-12.

Tarhan, R. B. ve Ergönenç, S., 2008. “Acil durum ve afet yönetimi İnceleme Raporu”. Başbakanlık Müfettişliği Raporu, Ankara.

Taş, N., 2003. Olası Deprem Zararlarını Azaltacak Model Önerisi ve Bursa Metropoliten Alanı İçin Bir Yöntem, Doktora Tezi, YTÜ Fen Bilimleri Ens., İstanbul.

Tercan, B., 2001. Deprem Sonrası Yalova İlinde Yeniden Yerleşme Süreci. Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ, Ankara.

Tercan, B., 2008. Afet Bölgelerinde Yeniden Yerleştirme ve İskan Politikaları: Doğubayazıt Afetzede Yerleşim Alanları Uygulama Örneği. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara.

Türksoy, H. C., 1992. Kent Planlama ve Deprem. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İle Belediyeler, Ankara, Yıl: 6, Sayı 13, ss. 34 - 35.

Uzunçıbuk, L., 2006. Yerleşim Yerlerinde Afet ve Risk Yönetimi. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara (yayınlanmamış).

Uzunçıbuk, L., 2009. Doğal Afetlerin Kentsel ve Bölgesel Planlama Yeri. Jeodezi, Jeoinformasyon ve Arazi Yönetimi Dergisi, Sayı 101.

Watanabe, R., 2006. Büyük Hanshin Depreminden Alınan Dersler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Afet Koordinasyon Merkezi-AKOM, 123 s.

Ye, Y., 2004. Chinese experience with post-natural-disaster reconstruction. 2nd International Conference on Post-Disaster Reconstruction: Planning for Reconstruction, Coventry, UK, 22-23 April 2004.

Yanev, P.I., 1976. The Lice; Turkey Earthquake of September 6, 1975: A Preliminary Engineering Investigation. Earthquake Investigation Bulletin, March-April 1976, Vol:8, No:2.

Yılmaz, A. 2003. Türk Kamu Yönetiminin Sorun Alanlarından Biri Olarak Afet Yönetimi, PEGEM A Yayıncılık, Ankara.

Page 265: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 266: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

EKLER

Page 267: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 268: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

EK - 1

Page 269: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları
Page 270: Afet Sonrası İyileştirme Çalışmaları

EK - 3

HALİHAZIR HARİTA, İMAR PLANI, KAMULAŞTIRMA, İMAR PLANI UYGULAMASI VE TESCİL İŞLEMLERİ SÜRECİ

SEÇİLEN YENİ YERLEŞİM YERİNİNKADASTROSU YAPILMAMIŞ İSETAPU VE KADASTRO GENELMÜDÜRLÜĞÜNDEN BU YERİNKADASTROSUNUN YAPILMASININSAĞLANMASI

HAZİNE(Afet ve Acil Durum Yönetimi

Bşk. Adına) TAHSİS

BELEDİYE, ÖZEL İDARE, KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ, MERA,2B,

TESCİL HARİCİ HAZİNE Adına TESCİL (Afet ve Acil Durum Yönetimi Bşk.'na) TAHSİS

AFETZEDENİN MÜLKİYETİ

MÜLKİYET

KADASTRO

AFETZEDE YERLEŞİM ALANI İMAR

PLANLARININ YAPTIRILMASI

AFETZEDE YERLEŞİM ALANI İMAR PLANI İÇİN UYGUNLUĞUNUN

DENETLENMESİ VARSA EKSİKLİKLERİNİN GİDERİLEREK

UYGUN HALE GETİRİLMESİ

İMAR PLANI

AFETZEDE YERLEŞİM ALANIİMAR PLANLARININ ALTLIĞIOLAN HALİHAZIR HAR-

TALARIN YAPTIRILMASI

AFETZEDE YERLEŞİM ALANIİMAR PLANI YAPIMI İÇİNUYGUNLUĞUNUN DENET-LENMESİ VARSA EKSİKLİK-LERİNİN GİDERİLEREK UY-GUN HALE GETİRİLMESİ

HALİHAZIR HARİTA

İMAR PLANI UYGULAMASI İŞLEMLERİ

* İMAR UYGULAMA PLANI

* CİNS DEĞİŞİKLİĞİ* KAT MÜLKİYETİ

*HAKSAHİPLERİNE DEVİR

ŞAHIS

* 7269 SAYILI KANUN* 3194 SAYILI ĐMAR KANUNU* BÜYÜK ÖLÇEKLĐ HARĐTA VE HARĐTA BĐLGĐLERĐ ÜRETĐM YÖN.

İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN TALEBİ ÜZERİNE BAŞKANLIĞIN KAMULAŞTIRMAİŞLEMLERİNE BAŞLAMA OLURU İLE YETKİ VERİLMESİ

VALİLİĞİN KOMİSYONLAR MARİFETİ İLEKAMULAŞTIRMA İŞLEMLERİNE BAŞLAMASI

VALİLİĞİN KAMULAŞTIRMA ÖDENEĞİNİ BAŞKANLIK'TAN TALEP ETMESİ

GEREKLİ İNCELEME SONUCU UYGUN GÖRÜLÜR İSE ÖDENEĞİN

VALİLİĞİNE GÖNDERİLMESİ

KAMULAŞTIRILAN MALLAR HAZİNE ADINA TESCİL

BAŞKANLIK ADINA TAHSİS EDİLMESİ

* TAHSİSİN KALDIRILARAK KAMU KURUMLARINA DEVİR

* KADASTRO KONTROL* TESCİL* TAHSİS

YOK YOK

VAR

VAR

VAR

YOK

KAMULAŞTIRMA

* ARTAN ARSALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

UZLAŞMAZLIK

UZLAŞMA

MAHKEME KANALIYLAKAMULAŞTIRMA

KALICI KONUT YAPIM SÜRECİ

ONAYLI YERSEÇİMİ

RAPORU

* 7269 SAYILI KANUN* 3194 SAYILI ĐMAR KANUNU* PLAN YAPIMINA ESASLARA DAĐR YÖN.* PLANLI ALANLAR TĐP ĐMAR YÖN.* PLANSIZ ALANLAR ĐMAR YÖN.* 3030 SAYILI KANUN KAPSAMI DIŞINDA KALAN BELEDĐYELER TĐP ĐMAR YÖN.

* 7269 SAYILI KANUN * 3402 SAYILI KADASTRO KANUNU

* 7269 SAYILI KANUN* 3194 SAYILI ĐMAR KANUNU* KAT MÜLKĐYETĐ KANUNU* BÜYÜK ÖLÇEKLĐ HARĐTA VE HARĐTA BĐLGĐLERĐ ÜRETĐM YÖNETMELĐĞĐ* 2644 SAYILI TAPU KANUNU

* 7269 SAYILI KANUN* 2942 SAYILI KAMULAŞTIRMA KANUNU