29
Emeğin Sanatı E Emeğin Sanatı E Emeğin Sanatı E Emeğin Sanatı E-Yayınevi Yayınevi Yayınevi Yayınevi

ACININ UCU - HAMZA İNCE

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Siir Dizisi -4

Citation preview

Page 1: ACININ UCU - HAMZA İNCE

Emeğin Sanatı EEmeğin Sanatı EEmeğin Sanatı EEmeğin Sanatı E----YayıneviYayıneviYayıneviYayınevi

Page 2: ACININ UCU - HAMZA İNCE

2

ĐÇĐNDEKĐLER

2- …………………………………………Đçindekiler 3- …………………………………………Acının Ucu 4- …………………………………………Suda Yakarım Sabahı 5- …………………………………………Yakıyorum Sessiz Şiiri 6- …………………………………………Biri Unutmak Đhanettir Diyor 7- …………………………………………Ertelenmiş Umuttaki Aydınlığa 8. …………………………………………Haberin Ola 9- …………………………………………Şiir Hüküm Giydi 10- ……………………………………….Su Üşüdü 11- ……………………………………….Tükeniyoruz Sevgili 12- ……………………………………….Đşte Budur 13- ……………………………………….Filistinli Çocuk 14- ……………………………………….Ödünç Kavgamız 15- ……………………………………….Anıya Düşen Yaşam 16-………………………………………..Barış 18- ……………………………………….Bir Çığlıktı Hrant 19- ……………………………………….Bıçaklar Sırtında 20- ……………………………………….Geldim Sana Suveyda 21- ……………………………………….Kana Süzdü Acılar 22- ……………………………………….Uzak Çalar Hasretim 23- ……………………………………….Yalnızlığa Islık Çalarım 24-…….………………………………….Ceza Ve Suç 26- ……………………………………….Kuşluk Vakti 27- ……………………………………….Örtüsüz Mevsimler 28- ……………………………………….Vurdum Kendimi Şairim 29- ……………………………………….Gidiyorum Đşte

Page 3: ACININ UCU - HAMZA İNCE

3

ACININ UCU / HAMZA ĐNCE

Acının kaç ucu var sevgili Acımazlığı sayma avcı kurşununda Đhanetin çatal dillisi yaraya tuz basarken Đnce bir sızıda gördüm gördüm Sesime su dökerken acının bir ucu Dudaklarım küfürleri ısırıyor acı acı Sorabilirsin aklında geçenleri Olsa da tufanlar ortasında acılarım Yırtık parçalarda bir kasırga Güneşli sevdadır emziren direncimi Oysa benzeyebilirdim şu kalabalıklara Sorgulamasaydım gidenlerin nerde kaldıklarını Ama onlardı öğreten yaşama dair ne varsa Dik kalemimi elime tutuşturan onlardı Ve acılara direnmeyi öğreten Şimdilerde hazan yapraklarının seyrinde Özlemimde acılar gülüşüyor uzun uzun Tut bir ucundan ekle yüreğini yüreğime Artık cinayet işlemesin şiir ne de acı Beyaz kâğıtlar üzerine ayrılıktan yana kalemim Göğsüm üşümeyi unuttu unuttu çoktan Kar kabuk bağlıyor çıplak ayaklarım altında Bedenim acının soğuğunu tadarken hainler ortasında Görebiliyor musun ey sevgili bir tek kardelen Acılara inat müjdelesin müjdelesin gel baharı Yinede paylaşıyorum yaşamı çocuklara aşka Dünyamızı güzelleştiren ne varsa soframda Mızrak gibi yüreğime batan acılara inat Geçiyorum akşam vakti sokağından Acılara haine ana avrat düz gide gide

Page 4: ACININ UCU - HAMZA İNCE

4

SUDA YAKARIM SABAHI

Tuttum kurşun falına Suda yakarak sabahı Ey suni hayat Yırtık bir yaşamın şafağında Değilsin kulaklarımı çınlatan ses Sözler kısaltılmış sevgiden Kendi çark dişlisini yiyen hayat Nem kaldı şarkılarında tüten Gayrı bu hasret ellerim ellerin Değilsem pencerende serçe kuşu Değilsem kapını tak tak tokmaklayan Seher yeli Yeşilin tonları yitirmişse yaşamak Yazmaz bundan gayrı kalemim sarı sayfaları Hasretten yana ağzı tükürüklü zarfın adresini Umudun umudum zaman ihanetinden Kaç tütün sarısı gördü parmaklarım Bir hüzün baharında kururken dalım Sarısını yitirmiş kayısı çağlasında ağlayan Bir anne zılgıtı çıkar bağlamamdan Kurak ömrümün alın çizgisinde Dudaklarımdan ey haykıran suni hayat

Page 5: ACININ UCU - HAMZA İNCE

5

YAKIYORUM SESSĐZ ŞĐĐRĐ

Gecenin yırtık pençesinde Sancılarım yalnızlık yazıyor Duyuyor musun ölümcül çığlığı Nikâhsız gecelerde biten yaşamı Hüznümde asırların boşluğu Kum halkalarına nikâhlı sözümle Yalnızlıklar ormanına astım kendimi Hayat denilen boş urganıyla Ve sol böğrümde üşüyen yıldızlar Bedenimde soğuklar demliyor Cennete Cehenneme rest çekerek Güneşin gözlerine şair inadıyla Mıhlamış ince sözcüklerimi Çekiyorum geri kerpetensiz Ve yakıyorum eksi kırk soğuğunda Sessiz ölümde aşk şiirini

Page 6: ACININ UCU - HAMZA İNCE

6

BĐRĐ UNUTMAK ĐHANETTĐR DĐYOR

Bir sis düştü bu şehire Gamzen hazanda, Unutmadım unutmadım, Kaburga ile etim arasında Yaşatırken seni Dilan Dilan. Bir sis düştü bu şehire, Dudakları patlamış çocuklar, Yırtıyor göz yaşlarda buruşuk suratı, Birileri unut diyor Biri unutmak ihanettir diyor. Oysa Çekemedim resmini bir kez olsun, Nede sevişen kuşları söğüt dalından. Bir sis düştü bu şehire, Dalıyorum mektepli yıllarıma Sayfalarımda sen, Bir şiir okuyorsun Nazım'dan. Özlem parçalanarak yüreğimde, Gitmeliyim hazanda Gitmeliyim, Pasaportsuz bir yürüyüşe. Bir sis düştü bu şehire, Gidenler kitap sayfalarında, Kıpkızıl nilüfer çiçeğinden Oluyor aradıklarım. Sisler altından Saç tellerinde çalarken mızrabım, Kar tutsun tutsun. Kar tutanda ucu, Hep bizim şiiri oku Dilan Dilan.

Page 7: ACININ UCU - HAMZA İNCE

7

ERTELENMĐŞ UMUTTAKĐ AYDINLIĞA

Ayrılığın bitişinde başlayacak zaman, Güneşin gözlerinde. Bazan deniz bazan dağ başında, Olsa da duman yaratan ayrılık, Gözlerimi taşır güneşin gözlerine. Sırtımı kambur hamala çeviren, Aklara çevirgen bir umuttur. Tükenmez baharı taşır, Kanlı savaş çığıtkanları, Barış türkülerini ateşe verseler de. Bir başıma yaşayıp giderken, Sevdam bir geyşanın gözlerinde bileyli. Yitirdiğim ayrılığın koruyla, Öpüşmelerin sıcaklığını dudaklarımla sunar, En çılgınca kör karanlıktan bıkmışlığım.

Page 8: ACININ UCU - HAMZA İNCE

8

HABERĐN OLA

Göğsümden uyanıyor geceler, Haberin ola, Kaç bin mil uzaktaki yıldız. Titreyişinden kulaç atışımın seyri, Karadeniz Haberin ola. Biter oldu üstünden göğsümün, Gecelerinde eylül. Şimdi Bir salkım söğüt dalından, Demleniyor ciğerimin tortusu, Ve Kurduğumuz köprünün altından, Geçiyor kanı yüreğim, Haberin ola.

Page 9: ACININ UCU - HAMZA İNCE

9

ŞĐĐR HÜKÜM GĐYDĐ

Yoruldum yoruldum gayrı Döküldü saçlarıma kır Sürgün bir yaşamda iz Efkâr gözlerimde hırçın Đsyan günlüğünde Kuşatılmış sevdamı çalar Adımlarımda uçurum tedirgin Bedeli yaşamda başı boş Ben bana yabancı kalışım Gergin yırtar Yırtar çığlıklarımda şiir Gecenin karanlığını Demlenir şiir Soytarı sofrasında Duymaz umuda kırbaç atışım Ödünç sancılar yüreğimde Her şafak vakti Tutuklar güneşi Hüküm giydi Aklar içinde sakalım Yorgun bir sevda Getir getirebilirsen töbeye Çalınmış şiirimiz dağ yangını Gecenin rengini ışıldar

Page 10: ACININ UCU - HAMZA İNCE

10

SU ÜŞÜDÜ

Tutam tutam seviler ektim Karanlıklardaki yıldız izi Damıtarak kara üzümü Yara almış al dudaklara Şaraplar sundum Göz yaşlarına karışmasın Çiselen yağmur Gerdim bulutları sağnaklara karşı Yakılmış tütünümün dumanıyla Rüzgarları perdeliyerek Yüklü hasret şimdi Gecelerimde dağ türküsü Parkalı yüreğimi toplar Sol yanımdaki yeminimde Damla damla üşüyen suda Tırmanarak söndü sönüyor Göğsümde kovuğun kavı Yanardağda yüreğim Lavlar yüklüye yüklüye

Page 11: ACININ UCU - HAMZA İNCE

11

TÜKENĐYORUZ SEVGĐLĐ

Sevgili tut ki şaraba testi yapıyoruz Kapadokya akşamı bir bağ evinde Avuçlarımızda şekillenen toprak Lezzetin en doyumsuzu kadar Gözlerinin bakışında aldığım Yeşili tonda tarihi ok Ve özlemde çatlayan dudakların Kıskandırırken beyaz taş evi Yer altındaki şehrinde hazan Yıllanmış şarabı soğutuyor Avuçlarında bağ üzümü Kayarken toprak ayaklar altında Sevgili tut ki güneşi seyir ediyoruz Nemrut akşamında komagen aşireti Süzülen ışıklarla haran ovasında Belik örüyor kızıl saçların Tarih önünde taş heykelinde şekillenerek Ve geçiyoruz malabadi köprüsünü Kaçıncı tükenişidir Güneş’in buralarda Kabuk bağlıyan zaman tutmayan sevdalar Dert gam acı çile şiiri ağıda döken satırlarda Yazıtlar görüyorum yenilmiş tarihin Đhanetin yalanın alçalmış insan onurunda Tükeniyoruz sevgili tükeniyoruz

Page 12: ACININ UCU - HAMZA İNCE

12

ĐŞTE BUDUR

Kıpkızıl avuçlarımızda eriyordu zaman Doğurgan sancılarında Pranga vurulmuş ellerimiz yönleri çoğaltırken Kızıl gül direncinden düştük birer birer Teslimiyetsiz Masum çocuklara bıraktık yarını Hırpalanmış zamanda özgür savaşı Gün ağarırken mahpushane duvarlarında Çoğuldu özgürlüğe uzanan yollar Kelepçeli ellerimizde alınan kalem direncinden Çoğalırken hüzün Sınırı belli olmayan türkülere yakıldık Doğmamış bebek Birinci sırada olanımızın adını alırken Đşte budur Bembeyaz düşlerimizi emeğe işleyecek Üşüyen ellerimizi ısıtacak Budur utangaç parmakların Gizemin kapılarını açacak Yaşamın kendisi olan kararlı direnç Ve Adlarımızı alacak haine inat Đçsel evrenine adadığımız buseler

Page 13: ACININ UCU - HAMZA İNCE

13

FĐLĐSTĐNLĐ ÇOCUK

Vuruldu geceler Yalnızlığı suda yakarak küflenmiş acılara üşümeyi takan Yorgun çocuk yaşam direncinden Coşmaz sokaklar çorak tarla rengi Çürük kökte yarık ayak Cellatın suratına bırakıyor kan Telaşlı bir sonla Sesiz bir öcü Dona kayıtlıyor kan Doyarsız bir kışın kar savurmasında ölen çocukların bedeni Hazan toplayıp gitti yapraklarını Sığınaklar yurtsuz bir Filistin Ah çekmeyen bebe bedenleri Orta yerine düştü insan sufatına Vuruldu gece küflenmiş acılarda Hayat üşümeyi taktı Yakıldı kutsal düşte umut Kurşun izi ırmağın ağzında Taktı üşümeyi Yalnızlığı suda yakarak

Page 14: ACININ UCU - HAMZA İNCE

14

ÖDÜNÇ KAVGAMIZ

Şimdi ağrılarımda gömüyorum Tüm yalnızlıkları Gömüyorum diş kabuğumun çürüğüne Isırıklarda arda kalanı etimi Bırakmadan yüreğimdeki çocukla Çocuklaşıyoruz dişe diş Adımızla akortsuz oyunlarda Geçmişte kalan bir imgede Adımız tanrısız oyunlarda Dünden dudağa değen öpüşle El salladı Tez biten sevişmelerde ödünç kavgamız Sancılı yüreğimizde ısınırdı Isınırdı dört mevsimli yürekler Ve evrendeki tüm çocuklar Fişlendikçe kod adımız kimliğimiz Durmadan alevler yakardık Çocuksu masum cesur Adsız kitaplarda Hazandaki kuşlara karıştı kimimiz Sevgilimiz sevdamız Đçime işleyen soğukla topluyorum Çocukluğumu tüm yalnızlıkları Ödün vermeden Diş kavuğumun torbasına Bundandır boşanmaya çıkmaz nikâhımız

Page 15: ACININ UCU - HAMZA İNCE

15

ANIYA DÜŞEN YAŞAM

Bu sevda sarhoşluğum Yaşamın derinliklerinden gelme Bir başkalık alan bu hal Ayrılık şiirleri Yaslandığım bor yamaçtan Bir sevdadan avutur beni Yeniden Islık çalarım fakir söğütlere Boy gösteren salkım söğüt Kızgın öğle sıcağında Sen beklerken torna başında Yanık ellerin değer ellerime Okunan bir emekçi şiirinde Nağmeli eski tadı arar kulaklarım Bir fırat türküsünden Be yalpa vuran geçmiş Saz çalmışlığım var dicle kıyılarından Nişangahlardayken aladağ Đş görenimiz ateşlere halay çekerdi Şimdilerde yağmur yağdırıyorum Dönüşümle Dost dağların uğuldayan rüzgârı Đsyanlarındaki şairim Cebimdeki kitabemle Çal çal esintili yarınlara Çal çal bella türküsünü Tükenmeyen geçmiş ve yarınlara çal Đnadına aşk inadına devrim senin yönünden

Page 16: ACININ UCU - HAMZA İNCE

16

BARIŞ

Barış ekmektir insanlık aşı Yaşatırsanız filiz verir Kurşunlarsanız kıtlık olur Bilmelisiniz Kıtlıkta doyum olmaz Kin ve kan boy atar Barış tan vaktidir Kuş olmaktır Seyretmek için gökyüzünü Bilmelisiniz Karanlıkta uçmaz kuşlar Yalnızlık korkusu taşır karanlık Barış gün aydındır Yaşamak için tebessüm Gün başlangıcıdır yaşamın Bilesiniz El uzatmaz savaş Kan gözyaşı taşır Barış bağımsızlıktır Tur atar evlerde Öğretir anonimliği Bilesiniz Bir kanalda çekip gider Barışa düşmanlar tarafından Barış evrendir Plajı var ırmağı var Ücretsiz açıktır ziyarete Bilesiniz Karşı olmak barışa Tir tir titremektir sıtmada

Page 17: ACININ UCU - HAMZA İNCE

17

Barış bakmaz hiçliğe pencerede Yaşarsın pazarda cumaya evren bir yatak Tasarruf etmez yaşamda Bilesiniz Meydan kandır barışa karşı durmak Senin benim bizim kanımız Barış cesarettir ister yürek Avazı avazına bağırmaktır Seviyorum seviyorum seni demektir Bilesiniz Sır veriyom şefkatsizlik ve korku taşır Barışta yana olmayan yürek

Page 18: ACININ UCU - HAMZA İNCE

18

BĐR ÇIĞLIKTI HRANT

Bir çığlıktı Hrant sol kanadında güvercinin Her adımda olsa da bir tedirginlik Ve üç kurşun Öldürebildi mi Öldürebildi mi cellâdın namlusunda Kafatasçı mermi Şeh Bedreddin'den bu yana Hrant Dink'den o yana Rehber Bin yıllardır Hallacı Mansur Yiğitlik gelmez inkâr Bir felsefedir Anadolu bağrında Vız gelir vız gider Ölüm Gazetemiz elimizde Nazım'dan bu yana Hrant Dink'ten o yana Đsyanımızdır Ölülerimizin gözlerinde sökeriz Sökeriz kendimizi her şafak Yeniden Derinliklerinde kara toprağın Pir Sultan'dan bu yana Hrand Dink'ten o yana

Page 19: ACININ UCU - HAMZA İNCE

19

BIÇAKLAR SIRTINDA

Gözlerini kapadı şafak Şafak kapadı bu aralık Bizlerden yana gözlerini Görebiliyor musun dostum Kör karanlığı Bıçaklar sırtında yürüyüş eyleyenler Bir bir düştü bizden taraf Naçar kalmasın karanlıklar Diye uzatıyorum ellerimi Yenilgisiz Haberdar eylerim gözlerdeki Kavsız sevgiyi Duyuyor musun dostum Namussuzlar kol kola tutuşmuş Kışla caddesinde Kaç doğurcum yitik sevdamda Tükenmez ölüme sevdamızla Tüm güzellikler adına Yenilgisiz kav alevi Yakarken hep bizi bizi

Page 20: ACININ UCU - HAMZA İNCE

20

GELDĐM SANA SUVEYDA

Dün akşam sularında Kuşluk süslenirken geceye Đsterdim görmeni Nazlı mı nazlı Bir fırtına sonrası say Sana gelişimi Cemre kolları suda Tutuşmuş yamaçların alevi Günlerden nevruz Al kısrak yelesi ellerimde Rengi kan kırmızı Yamaçlarından geçip fıratın Gelmişim sana Yutkunan sesim analar ağıdında Çeker zılgıtı Her bahar tekrarında Karışırken gök kuşağın rengi Gel baharın umuduna Asırların hasretinde Gelmişim sana Titreyen şafak direnciyle Asi fırat Zifiri karanlıklar ortasından Aşk taşır doğuya doğru Rüzgârın yelesinde şiir sesine Sevdalar giyindirerek Geldim sana Suveyda

Page 21: ACININ UCU - HAMZA İNCE

21

KANA SÜZDÜ ACILAR

Dingin bir şafak vakti Ölmüş yılların suratına Tükürerek gideceğim Bendeki Bir talan aşkın yazgısında Korkak ses Kana süzdü acılarını Tutkunun doğuşunda Ağıda yakan sevinç Yazgılı günlüğümü sevindirdi Yaşamın eylülleşen kolları Karanlığa karşı Böğrümdeki acıların tümü Sende miras Ve Değil hercai menekşe Gözü doymazlık aşk Tepeden tırnağa yalan Süzüleceğim taaa uzaklara Sende koku almadığı toprak Gövden kış tenin zehir Saçların kasatura Meyvesiz ağaç bacakların Dokunmasın bedenime Isırgan öpüşlerinde Yokum Kadima Bir yiğittir sende kaçan

Page 22: ACININ UCU - HAMZA İNCE

22

UZAK ÇALAR HASRETĐM

Yasladım sırtımı yalnızlığa Yazamadım son şiirimi Maviş maviş bulutlarda Sol yanım kar boran Bekliyorum evlat sancısında Uzak çalar hasretim Bazen bir uzun hava Bazen dağlar ardı kardelen Çalar fikrimin gülü ince ince Ney hüznünde nerdesin nerdesin Şafağın merhametinden başka Yok yok tutunacak dalım Gel gel çığlıklarımda Tükenen isyan Uzak bakar bakar gözlerimde Geçiyor ömür sessizlik boğusunda Doymaz eş dost olmayan insanlık Bir namlu ucunda keskin sözlerim Bitimsiz şiirimi dilimler Dilimler çığlıklar ortasından

Page 23: ACININ UCU - HAMZA İNCE

23

YALNIZLIĞA ISLIK ÇALARIM

Đnce iz bırakan yürek, Hız veriyor acılara. Kan sızdıkça yitirmemiş çekim, Islık çalar ıslık yalnızlığa, Yara açan kayalar uyuğundan. Ve bulur seni, Bulur ıslığın izinde, Duyurmazken yalnızlığın. Kan şeridinde ıslanan dudağınla, Çek ne varsa umuda. Kalsın Duyurmaz ağrılar dünde, Bırakma ıslığımın eşliğini, Yararken karanlığı çığlık, Yararken yüreğin yüreğimi, Hala yolcuyum, Bilesin Seninde yolun benim uğursuz, Yolum bittiği yerde. Ondadır Değerin olmalı anlayan bekleyiş, Bir büyümesi için bağlılığımızın, Sunarım ısı, Yüreğimdeki kızıl kordan, Ve Haberdardır gözlerdeki sevi, Şimdilik tutsa da ellerimde, Çığlığın ölümcül sesi, Yalnızlığa ıslık çalarım.

Page 24: ACININ UCU - HAMZA İNCE

24

CEZA VE SUÇ

Tarafım Ceza ve suç denkleminde Bağlarken zincirleme özgürlüğü Düşüyor şiirim dostlar sofrasına Ve ben bağışlıyorum Özgür sözü ezilene Taşıyorum sözü söze Đnsanın özünü öze Yürürken yaşama dair ne varsa Mıhlayarak sevişmelerde Yaşamın tüm sözcüklerini Güneşin gözlerine dikiyorum Baş kaldırı zamanı yaşamımda Gözlerinizin önünde Yakılan bir direniş hainler sofrasında Yanan söz ve ses Benden çok siz bir uyansa ah uyansa Ve uyku taklidindeki halkım Taktım ölülerin sesini Baş uçlarında mermeri taş Konuşmaya dair yok yok tek sözcük Efendilerinden bir de tanrılarından başka Böceklere çıyanlara yem olurken Yaşayıp yaşamadıklarından bi haber Çağımızda adalet dağıtıcılarının yalanında Frensiz konuk ediyor zaman Güzel kadın sevişmelerinin yalanlarıyla Cennet dolarken gördüm Gördüm Tanrı sözcülerinin taraf olduğunu

Page 25: ACININ UCU - HAMZA İNCE

25

Emzirerek eşitliyor düşleri toprak Şairin heykeli gölgesinde Ve zaman Kaybolmuş insan insan arayışında Tanrıların sahtekârlığında bozulan dünya Dağları karlanıyor şairin Đnadına yakar can suyu iklimde toprak Memelerinden fışkıran sütte Ararken insan insanı Piç tanrı sözcüleri lanetler anayı Kendi inkarında evrimsiz insan Çıldırtır çıldırtır şairi sözcüklerde

Page 26: ACININ UCU - HAMZA İNCE

26

KUŞLUK VAKTĐ

An çözülse dili bu şafak vakti gibi Geldim dese boynumdaki sevgili Đstemezdim sarılsın bitik bir sevdaya Deşelenen toprak gibi canlanıverir miyim? Korkundayken yetik sevdalarım Bir dalımda üşütürken yalnız aşk Kör sapan ucunda taşa güzergâhım Bir fanus ışığı gösterirken gaz alevi Yitimlik tılsımında uyandı sevgilim Zamanlarda zaman kuşluk vakti Bir bileydin ören ovası hey de hey Oy havar türküsünü çalardım Argada bu yana dağlıdan oyana Đkindiden evvel arpa buğday zamanı Sen kaçarken ben kovalardım seni Şimdilerde haykırsın haykırsın çıldırıyası Patlayan şair ciğerinde sabahlar Faka basan bu ömür tecilli hovarda Sevgili soğuk damga ellerinde kazıldı Bir akşam vakti orta yerinde göğsümün

Page 27: ACININ UCU - HAMZA İNCE

27

ÖRTÜSÜZ MEVSĐMLER

O gece Yarı örtmüştü üstümü gecen, Sen gülerken zaman akışına, Ayak üstü. O görünmeyen pırıltı sarmasıydı, Mevsiminde bedenimi. Genzimde düğümlenen hıçkırık, Sınırda duyulanda, Ağırlığınla çatırdadı çatırdadı hayat. Şimdilerde Bakmam gerekiyorsa nereye taş yüzler Buz kesiği Mevsimler örtüsüz hesaplaşmalarda Alevlerin gerisinde dirseklerim Dayalı zamana Doyduğum her ses bir ışık Çatlaklardan Göz kamaştırıyor ölüme ağlarken Kürdün gelini Ve Yıllar akıp gidiyor Her bahar kendi sevinciyle yargılanarak

Page 28: ACININ UCU - HAMZA İNCE

28

VURDUM KENDĐMĐ ŞAĐRĐM

Yağmurlar altında Sorgusuzca vurdum kendimi Şafağa üç çeyrek kala Bir dağ mezrasında Soydum yüreğimi hüryan Vakitlerde kuşluk Şakağıma üç kurşun Biri sen Biri ben Tetik üçüncüde vurdum kendimi Vurdum Şairim Ölüm çoğunlukta Kuşların kanadındaki sevgili Mavilerdeki çıplak kadınım Kayıp ettim bundan böyle anlasana Mazarsız dağ mezrasında Unutulsun adım Unutulsun diye Vurdum kendimi Vurdum Şairim Gökyüzü eşitliği bozdu Güneş tutuk Kayıp olan umutlarımın üstünde Cılız yaşamda isyanım Bin seküzyüz rakımlı Karahan geçidinde Vurdum kendimi Vurdum Şairim

Page 29: ACININ UCU - HAMZA İNCE

29

GĐDĐYORUM ĐŞTE

Gidiyorum Nasıl ki bir çığlıkla merhaba dediysem Öylede gidiyorum Ne aldıysam sende bırakarak Yeşerttiğim fidana bakamadan Bakamadan doya doya Gözyaşlarımı içime döke döke Gidiyorum Avuçlarımda filizlenen Bir öksüz hayat Yalnızlık sevdalarımı boynuma asarak Đşte Bunlarda boynu bükük şiirlerim Yazmadıklarımı da alarak Saatsiz vardiyamda gidiyorum Gidiyorum Arka mahallenin mezarlığına Bir başıma Düşünmeden sesiz çığlıklar ortasında Dost ve düşman omzunda Kalbim sırt üstü ölümde Unutulmak üzere Gidiyorum