Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ULUSLARARASI .. .. .
TURK DUNYASI INANÇ . . .
MERKEZLERI KONGRESI . .
BILDIRILERI
23-27 EYLÜL 2002
MERSİN
ANKARA - 2004
IDRİSTİYANLIK MERKEZLERİ OLARAK
ANADOLU KENTLERİ
Yrd. Doç. Dr. Burcu CEYLAN
Anadolu'nun en erken Hıristiyanlaşmış bölgeler arasında olması, coğrafi konum~ı kadar sahip olduğu kent kültürü ile de ilişkilidir. Kudüs ile Roma arasında bulunan kara ve deniz yolu üzerinde olması nedeniyle, havariler
Pavlos, Lukas ve Iohannes Anadolu kentlerini ziyaret etmişlerdir. Anadolu'da çok sayıda kent bulunması ve Hıristiyanlığın erken dönemde kentlerde örgütlenmesi, bölgenin Hıristiyanlaşmasını çabuklaştırmıştır. ı
Bu nedenlerle önemli sayıda Anadolu kenti Hıristiyanlık tarihi için önem taşımaktadır. Bu kentleri üç grupta toplayabiliriz: ttk grubu lncil'de adı geçen kentler oluşnırur: Paulus'un yolculukları sırasında uğradığı Antiochia, Selettcia Priea, Tarsus, Antioch Psidia, İconium, Lystra, Derbe, Attalia, Perge, Myra, Patara, Cnidus, Milenıs, Trogill~um, Adramytium, Assos, Alexandria
Troas, mektuplarda halkına seslendiği Colossae, Hierapolis, ve Johannes İncil'inde bahsedilen Asia.eyaletinin yedi kilisesini içeren Smyrna, Pergamum, Thyatira, Sardis, Philadephia, Laodicea, Efes kentleri. İkinci grup kentler H. Tecla'nın hayatını geçirdiği Seleucia İsauria/Silifke gibi azizierin ya da marlirlerin hayatlan ile bağlantılı olan kentlerdir. Üçüncü grup ise Hıristiyanlığın kabulunden sonra azizierin ya da kilise babalarının yaşaması nedeniyle Hıristiyan dünyası için önem kazanan Aziz Basil ve Aziz Gregory'nin kenti Ca
esarea Mazaca, ya da Nyssa gibi kentlerdir. Anadolu kentlerinin bazıları birden fazla grup içinde sayılabilir. Bunlara Meryem, Johannes ve Yedi Uyurlar'a ev sahipliği yapan Efes, Aziz Polykapus'un memleketi Smyrna ve Aziz
Philippas'un mezannın bulunduğu Hierapolis kentleri örnek olarak verilebilir. Bunların yaru sıra ilk konsilin toplandığı İznik/Nicaea ve doğu kilisesinin merkezi olan İstanbul/Constantinopolis kentleri de Anadolu'da bulunan Hıristiyanlık merkezleri arasmda sayılabilir.
ı Mitchell ı993 :57,63
319
Bu kentler, büyük coğunluğunun tarihi M.Ö. 10 yüzyıla kadar takip edilebilen Antik dönem Anadolu kentleri arasındadır. Özellikle M.Ö. 4. yüzyıl--. dan sonra Helen kültürü Anadolu kentlerin biçimlenişinde etkili olmaya baş-lar. Hristiyanlığın yayılmaya başladığı ı. yüzyıla gelindiğinde Anadolu Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmasına rağmen kentler Helen yapılarını
sürdi.irmeye devam etmektedirler. Kabaca M.Ö. 6-M.S. 4 yüzyıllarla sınırlayabileceğimiz Antik dönem içinde Anadolu kentleri Yunanca konuşulan, çok tannlı din ve rnitoloji kökenli kıırumlarca düzenlenmiş bir kent hayatı sürdüren ve halkı kendilerini Helen olarak tarumlayan yerleşimlerdir. Kentli olma bilinci, bir kent yurttaşı olmanın gururu bu kent hayatının devamlılığını sağlamanın yanısıra, Roma İmparatorluğu'nun da desteği ile, Anadolu
kentlerine bugün bile hala gözleyebildiğimiz görkemli yapıyı sağlamıştır.
Geniş coğrafyası içinde Roma İmparatorluğu mimarisirlin en göze çar
pan özelliği ortak bir kent mimarisi yaratmasıdır. İmparatorluğun her bölgesinde "kent" (polis-urbis) olarak kabul edilen yerleşmeler, fonım-agora ola
rak adlandırılan kent meydanları, bunları çevreleyen ticari ve yönetim yapı
ları, hamam-gymnasiumlar, tapınak ve kutsal alanlar, tiyatro ve stadiumlara sahiptiı:. Daha önemlisi, bu anıtsal yapılar kentsel ritüellerin ve günlük kent
hayatının akışına bağlı olarak biçimlenrrıiş dolaşım ağları ve kentsel akslar ile
birbirine yalnız fiziksel değil görsel ve mimari olarak da bağlanrruşlardır. Ortak bir mimari dil ve ortak malzemenin kullanılması ile kent bir yapılar gurubu olarak değil bir bütün olarak algılanmakta ve bu düzenin korunması kent halkının bilinci ve yerel yöneticilerin desteği ile sağlanmaktadır. Kentliler yalnız tarihleri ve ünlü yurttaşları ile değil kentlerinin görkemi ile de gurur duymaktadırlar.
Hıristiyanlığın kabul edildiği 4.yüzyıl başında Anadolu kentleri imparatorluğun son 50 yıldır içinde bulunduğu zor koşullara rağmen hem fiziki görünüşünü hem de kent kurumlannı konımaktadırlar. Ancak bu dönemden
sonra kentlerin durumu değişmeye başlar. 4-7 yüzyıllar arasını kapsayan bir süreç içinde kent kurumlarının yavaş yavaş önemini yitirip yok olduğu, bu kurumların ve antik dönem kent anlayışııiın ürünü olan fiziksel yapının değiştiği gözlenir. 2
2 Bu dönem içinde kentlerin geçirdigi süreç bazı araştırınacılar tarafından gerileme olarak tanımlanmışsa da deği~im sözcüğü dunımu tanımlamak için daha uygun görülmektedir. Konu üzerindeki tartışımılur için bkz Khazdan 1982. Ostrogorsky 1959 Fo.çs 1977
320
Kuşkusuz bu değişimin arkasında dönemin ekonomik ve sosyal koşulla
rının etkisi vardır. 3. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak imparatorluk eko
nomisinin gerilemesi, merkezi desteğe sık sık ihtiyaç duyan kent bütçelerini
de olumsuz etkilemiştir. Bu süreç l<enti gerek ekonomik gerekse yönetsel ola
rak destekleyen yerel aristokrasinin,, önce kentten sonra yönetimden uzaklaş
ması ile daha da hızlanmıştır. Roma barışının bozulması ile kentlerin yeni
surlara ihtiyaç duyrnası, zaten azalmış olan kent bütçesinin önemli miktan
nın bu tür askeri kalemiere aktanlmasım gerektirmiştir. Bu nedenlerle antik
kentlerde amtsal dokunun korunması güçleşrniştir.3
Öte yandan, Antik kentte değişimierin yaşandığı dönemin Hıristiyanlı
ğın resmi din olması ve yayılması ile eş zamanlı olması, kent dokusunun de
ğişmesinde yenidinin etkisini gündeme getirmektedir. Daha en başından çok
tanrılı dinin karşısında olan Hristiyanlığın, tarih boyunca pagan dinin .ritüel
lerine göre ve antik kültür tarafından biçimiemiş kent yaşamını ve onun ku
rumlarını yadsıması kaçınılmazdır. Erken dönemde yayılmak ve kurumlaş
mak için kentlere ihtiyacı olan kilise zaman içinde güçlendikçe kendi kültü
rüne uygun bir fiziki çevre yaratmaya başlamıştır. Kentlerin Hıristiyanlaş
ması olarak tanımlayabileceğimiz bu süreç sonunda kentin kültürüyle birlik
le fiziki yapısının da değiştiği ve eski dokusunun yok olduğu görülmektedir.4
Hıristiyanlığın kentlerde güç kazanması ile görülen en belirgin fiziki de
ğişiklik antik dönernin dini yapılan olan .tapınaklann yerini kiliselerio alma
sıdır. Yeni bir yapı tipi olarak kent dokusuna katılan kiliseler ve bunların kent
dokusuna etkileri çeşididir. Erken dönem kilise tipi olan bazilikalar 4-6. yüz
yıll~ arasında çok sayıda yapılrnış1ardır. Bazilikalar, kentle iletişimde olan
dışa dönük antik dönem yapılanndan farklı olarak içe dönük yapılardır. Ba
zilikaları.n kent ve sokak dokusuyla bağlantısı gene içe dönük mekanlar olan
atriumlar ile . sağlanır. Oysa antik dönernin dini yapıları olan tapınakların al
gılanması oldukça farklıdır. Sıradan insanların girmesi yasak olan tapınaklar,
3 Bu çalışınanın amacı kentlerin Geç Antik dönem süresince geçirdikleri degişimde dini fak
törlerin etkisini belirlemek olduğu için diger etmeniere özet olarak değinil miştir. Konu üze
rinde daha geniş bilgi için bkz .Jones 1971 , Liebeschuetz 2001 . 4 Yukarda listesini verdiğimiz Anadolu kentlerinde pek azında bu değişimi gözleınleyebile
ceğimiz yeterlilikte arkeolajik kazı yapılmıştır. Bu nedenle örnekleme için bu kentlerin yanı sıra kapsamlı araştırılmış diğer Anadolu kentlerin de yararlanılmıştır.
321
açık havada gerçekleştirilen dini törenler için bir sahne oluşturur. Bu neden
le cephesi ve görünümü daha-da...önemlidir. Öte yandan içinin zengin süsle
mesine karşın bazilikalar, dışta kıyasla oldukça sade bir görünüm sunarlar.
Bu özellikleri ile antik kent dokusu içinde oldukça aykın ögeler olarak orta
ya çıkrruş olmalıdular.
Tapınaklann kapatılmasına ilişkin M.S. 346 tarihli kanundan sonra ge
nel inanışın tersine çok tannlı dinin yapılarına karşı yaygın bir yıkım hareke
ti söz konusu değildir.5 Aksine bu yapıların korunması için 4. ve 5. yüzyıla
tarihleneo kanunlar bulunmaktadır.6 Terkedilmiş tapmakların büyük çoğun
luğu bakımsızlık sonucu yıkılrruş, kutsal alanlar metruk yerlere dönüşmüştür.
Oysa antik kentlerin çoğunluğunda siluetin en baskın ögesi tapınaklardu.
Kentlerin büyük çoğunluğunda tapınaklar merkezde yer alırken bazı örnek
lerde kent planı tapınağın konumuna ve algılanmasına göre biçimlenmiştir.'
Genel inanışın aksine tapınak yapılannın kiliselere dönüştürülmesi yay
gın bir uygulama olmamasına karşın, bu dönüşümlerin yaşandığı Anadolu
kentlerde kentsel dokunun etkilendiği anlaşılmaktadır.8 İstisnalar hariç Yu
nan tapınaklan doğuya bakarken bazilikalana girişi batıdadu. Tapınakların
kentler için önemi, kent içindeki dolaşım ağının tapınaklara ulaşım gözönü
ne alınarak düzenlenmesini getirmiştir. Tapınaklar kiliseye dönüştüriili.lrken
giTişin batıya alınması, dolayısıyla bu yapılara ulaşım yönünün değişmesi
bunlara bağlanan sokak dokusunun da değişmesine neden olmuştur.
Bu gelişime en belirgin örnek Aphrodisias'da kent merkezinde bulunan
Afrodit Tapınağı'nın Aziz Mikael'e adanmış bir kiliseye dönüştürülmesinin
kent üzerindeki etkisinde görülebilir. Tapınağa ana ulaşurıı sağlayan ve kut-
5 Saradi-Mendelovici 1990.48 .. Anadolu'da tapınakların yıkımına ilişkin tek veri Caeseria'dan (Kayseri) gelmektedir. lmparator Iulianos kentteki üç tapınağın yıkılmasına neden olan Caeseria halkını, kenti kasaba statüsüne indirerek cezalandırmıştır. Mitchell 1993:95.
6 Codex Theodosianus 16.10.3. ve 16.10.18.' 7 Antioch Psidia, Myra, Hierapolis, Laodicae, ve Efes kentlerinde tapınaklar kent merkezin
de yer alırken, Assos ve Bergama'da kente hakim tepelere yerleştirilmiş olan tapınaklan n
kent siliietine önemli erkisi vardır. Öte yandan Klaros. Olba Diocaesurea gibi varlığını kiHt merkezi olmalarına ve tapınaklara borçlu olan Anadolu kentleri de bulunmaktadır. Efes kenti de Artemis Tapınağı ile bu sınıflamaya girebilir.
8 Anadolu 'da kiliseye dönüştürüten tapınak yapılarının bir listesi için bkz Ceylan ıoiıo
322
sal alanın doğusunda bulunan kuzey-güney yönündeki cadde, bütün temenos
kiliseye dönüştürüldüğünde önemini yitirmiş, yerini bauda kilise atriumunun
önünden geçe~ek ageraya ulaşan bir sokak almıştır. Kentin ana arterlerinden
biri olan caddenin bir arka sokağa dönüşmesi bu cadde ile bağlanUh diğer ya
pılan da etkilemiştir. Örneğin cadd_,eden ageraya geçişi sağlayan anıtsal kapı
kapatılarak bir nypheuma dönüştÜrülmüştür.9
Hıristiyanlığın resmi din olmasından sonraki ilk dönemde kilise, zaten
yoğun bir şekilde yapılaşmış olan kent merkezlerinde yer bulamamış, ilk ki
liseler ke~t dışında, özellikle aziz ya da din büyüklerinin gömülü olduğu me
zarlık yakınlannda yapılmışur. Zaman içinde bu kiliselerio kentte yeni çe
kim alanlan oluşturduğu, bunlann etrafında yeni mahalleler oluştuğu, antik
kent merkezinin ise eski önemini kaybettiği göri.ilmektedir. 10
Bu gelişimin bir nedeni de kent merkezinde bulunan tapınakların yanı sı
ra diğer anıtsal yapıların önemli bölümünün de aynı dönem içinde kullanım
dan çıkmasıdır. 7. yüzyıla gelindiğinde Anadolu kentlerinde bulunan tiyatro,
stadyum, hamam-gymnasium, gibi anıtsal yapıların hemen hepsi terkedilmiş
tir. Antik dönem anıtsal yapılannın mimari repertuardan çıkmasının bir nede
ni ekonomik değişimlerdir. Kent bütçelerinin gittikçe azalması bu yapıların
kullanım ve onarımı için gereken mali gücü yok etmiştir. ll
Öte yandan, çoğunlukla pagan dine dayalı gelenekiere sahip olan anıtsal
yapılar, Hıristiyan dininin getirdiği hayat tarzı içinde geçerliliklerini yitirmiş
lerdir. Kilise antik dönemin kamu yapılarına pagan kültürün ürünleri olmala
n nedeniyle karşıdır. Antik Yunan kültürünün bir ögesi olan aklın ve vücu
dun eğitimi ve vücuda iyi bakılması konusundaki felsefe Hıristiyanlığın ya
yılması ile birlikte zayıflamış, bu eğitimin verildiği gymnasiurnlar zaman
9 Erim 1986,123. Benzer değişimler tapınak-kilise dönüşümleri yaşayan diğer kentlerde de gözlenebilir. Örneğin Olba (Wanagat 2002) ve Aezanoi (Har! 2001,311) kentlerinde tapınağın kiliseye dönüştürülmesinden sonra temenos giıi§lerinin değiştiği, bunun da sokak dokusu ve bağlı yapılan değiştirdiği gözlenmektedir.
1 O Deichmann 1954,1230
ll 4 ve 5. yüzyıllarda anıtsal yapıların korunması için kaynak sa!lamak üzere kanunlar çıkartılmışsa da (Codex Theodosianus 15.1.32.) bunların etkili olamadığı görülmektedir. 5. yüzyıldan sonra anıtsal yapılann inşa~ının sona erdigi, 7. yüzyıldan sonra onanmlarının da yapılamadığı görülmektedir. Manga 1980:77
323
içinde kapanmıştır. ı2 Hamarnıann ve içindeki aktivitelerin kilise tarafından
uygunsuz görüldüğü ve dini çevrelerin karnuya açık harnarnlara gidilmemesi
konusunda telkinde bulunduklan bilinmektedir. ı3 Dini çevrelerin stadyum
ve özellikle Dionysos külli.iyle bağlantısından dolayı tiyatrolarada karşı olduğu açıktır. ı4 Hıristiyanlığın kent içinde güçlenmesi halkın pagan kültür
ürünleri olan kamu yapılanndan uzaklaşmasında etken olmuştur.
Kullanımdan çıkmış, hatta yıkılmış yapıların bulunduğu kent alanlannın
kötü görüntüsü bu bölgelerin hayaletli olduğuna ilişkin yaygın batıl inançla
birleşince kentin antik dön.em yapısını ve görkemli siluetini veren ön.emli bir bölümü terkedilmiş tir. ı 5 6-7. yüzyıllarda yenilenen kent surlan çoğu kentte
antik merkezi dışarda bırakırken kiliseleri kent sınırlan içinde tutmaya özen gösterir. ı 6
Anadolu kentlerinin Hıristiyanlaşması yalnızca tapınakların ve pagan
kökenli anıtlann yerini kilise ve ona bağlı yapılann aldığı bir süreç değildir.
Hıristiyanlık antik kültürün yerine yeni bir -dünya görüşü getirerek de kenti
değiştirmiş tir.
ı2 Yegül' 1992:318.
13 Man go 198 J :338. Johannes Chrysostomos hamamlann yaygın kullanımına karşıdır. Yegül
1992:314 Çoğu Antik dönem kurumu gibi hamamlar da günah ve şeytanla bağdaştınlmı~
tır. 5. yüzyıl_a tarihleneo bir hagiografıde H. Johannes'in Efes'te hamam yapılanndan birine
yerleşmiş olan kötü ruhla mücadelesi konu edilir. Yegül 1992:317.
14 Chrysostoıno.s hipodroınu 'satanadrome' olarak adlandırmaktadır. Khazdan 1982:66. Nite
kim, Trullamım Konsili olarak da bilinen YI. konsil de (680-681 ). tiyatrolarda gerçekle~en
aktivitelerin çoğunluğu yasaklanınıştır. Bu konsilin 24 numaralı kararı din adamlannın hi
podrom yarışiarına ve teatral gÖsterilere katı lmasını: 51. madde mi m, pandoınim ve vahşi hayvan gösterilerini; 62. madde ise kadınların toplum önünde dans etmesi, erkeklerin kadın, kadınların erkek kılığına girmesi, kemik, satirik ve trajik maskelerin kullanılması gibi
tiyatro oyunlarına ait uygulamalann yanısıra, tiyatro ile ilgili I Mart Bayramı , Dionysos'un
adının kullanılınası gipi pagan gelenekleri de yasaklamaktadır. Manga, bu konsilde yasak
lanan pek çok uygulamanın zaten ortadım , kalkmış olduğunu . ileri sürer.Mango
1981 :344,348
15 Saradi-Mendelovici 1990
I6 Efe~ kentinde ~uriar antik kentin iki ana caddesini, agora ve üç hamaın-gymnasium yapısı nı kentin dışında bırakırken kentteki en önemli kilise olan Meryem Kilisesi surların içinde
kalmıştır. · senzer şekilde l:Iierap,olis'de ana cadden in önemli bir bölümü ve agora surlar dı
şındadır.
324
Antik dönemde kentlerdeki pek çok aktivitenin yanısıra yapı aktivitesi
de kentin varlıklı aristokrasisinin ekonomik desteği ile sürdürülmekteydi.
Kentlerin gör~el yapısındaki değişimin bir nedeni de 4. yüzyıldan başlayarak
bu desteğin yokolmasına ~ağlanır. tJıristiyan geleneğine göre kiliseye yapı
lan yardımın inancın bir göstergesi olması ve kentteki hayır işlerinin kilise ... kurumları yoluyla yürütülmeye başlanması bu sınıfın anıtların yapımı ya da
festivalierin düzenlenrnes,i için sağladığı fın_ansı kiliseye yönlendirmesine ne
den olmuştur.l7
4. yüzyıldan başlayarak, terkedilen, yeni inşaatlara malzeme sağlamak
için yıkılan_ yapıların yanısıra hala ayakta kalan binalann da antik kent este
tiğine aykın kullanımlarına ilişkin veriler bulunması, halkın kente gösterdiği
özenin azalmaya başladığı göstermektedir.l8 Kentli olmak yerine daha bü
yük bir topluluğun parçası olmak fikri 3. yüzyılın ikinci yarısında Roma İm
paratorluğu'nun vatandaşlığının kabul edilmesi ile kendini göstermiştir. ı 9
Artık daha da güçlü bir grubun, Hıristiyanlığın sunduğu makrokosmosun bir
parçası olmaya geçen halk. için kentin ye kentin görünümünün eski önemi
kalmamış tır. 20
Antik kentte güıılük yaşarnın sıradan akışının yanısıra festivaller, geçit
töreııleıi gibi çoğu pagan kökeııli aktivitenin de açık alanlarda yer alması bü
tün kenti, sokakları, meydaııları ve buıılan tanımlayan anıtsal yapılarıyla bir
tiyatro sahnesine dönüştürmekte ve bir tiyatro sahnesinin gerektirdiği esteti
ğe sahip olmaya zo11.1ıılu kılmaktaydı. Hıristiyanlığın yayılması ile antik ken
te bu görünüşü veren çoğu aktiviteden vazgeçildiği, hayatın açık alanlardan
17 Speiser 2001 ,6.
l8 Bu uygulamaya en güzel örnekler Efes, Hierapolis, Sardis hatta Istanbul gibi çoğu kentte
sütunltı caddelerde sütunlann ara~ı örülerek oluşturulan yeni mekanlardır.Crawford
1990:108-115.
l9 Brown 1971,60-65
20 Antik dönem boyunca ait olduklan şehir ile övünen kentliler artık kendilerini Romaioi ,
"Romalı" olarak adlandırmaktadır. Hanfmann 1975:56. 7. yüzyıldan sonra Romalı olmak da önemini kaybetm iş Hıristiyan olmak yeterli olmuştur. Mango 1980:31.
325
kapalı rnekanlara kaydığı görülmektedir. Dış mekan kullanımının azaldığı içe
dönük bir kentte, kent estetiğinin korunması da gerekli değildir.21
Hıristiyan dünya görüşünün vakar, ciddiyet, alçakgönüllülük gibi erdem
leri savunması, açık mekanlarda toplulukla ktıtlanan eğlenceleri hoş karşıla
mamasının bir başka nedenidir.22 Dış görünüşün değil iç güzelliğin önerni
nin vurgulanması ve gösterişten uzak durulması gibi doktrinler Hıristiyan
laşmakta olan kente de yansınuş, görkem ve gösteriş üzerine kurulu antik
kentin anıtsal yapılan, sütunlu cadde ve meydarılan yerlerini sade cepheli
bazilikalara ve özensiz dıŞ rnekanlara bıraknuştır.
Hıristiyanlığın resmi din olması ile, Antik dünya düzeninin, doğası ol
dukça farklı olan Hıristiyan gelenekleri ve kurumlan ile yer değiştirmesi
süreci başlamış; bu süreç kentlerin fiziki yapısına da yansıyarak, önemli
değişimlere yol açnuştır. Yaklaşık iki yüzyıllık bu süreç Hıristiyan dininin
kendi kültürüne uygun yeni bir fiziki çevre yaratması ile sonuçlanmıştır. Geç
Antik dönemin değişen çalkantılı dünyası içine kilisenin kalıcı ve güvenilir
bir kurum olarak öne çıkması, yerel din adamlannın kentlerin yalnız sosyal
açıdan değil ekonomik ve yönetsel olarak da en güçlü karakterleri haline gel
meleri de kentlerin geçirdiği değişime ivme katnuştır.23
21 Kazhdan ibadetin çogunlukla açık havada yapıiJıgı pagan dinden, inananı kilisenin içinde kendi mikrokosmosuna alan Hıristiyan dinine geçişin etkilerinin şehir estetigine de yan
sıdıgı görüşündedir. Kazhdan 1982:432. Hatta kilise kente özgü işlevleri de içinde bann
dınnaktadır. Sütunlu bölünmeleri ile bazilikalar, resmi geçitierin yapıldıgı caddelerin iş
levini yüklenmişlerdir (Kazhdan 1982:454). Ayrıca bkz. Mathews 1971: 178 22 Kazhdan 19~2 ,65-69 23 Kilise ve piskoposlann kent için önemleri için bkz. Liebeshuetz 2001,137
326
KAYNAKÇA
BROWN. P.,The World of Late Antiquity, London, 1971
CEYLAN. B. Balı Anadolu Bölgesinde Antik Dönem Yapılanndan Dönüştürülmüş Bazilika Planlı Kiliseler. yayınlanmamış doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 2000
DEICHMANN, F.W. "Christianisierung ll (der Monumente)." Reallexicon für Antike und Christentum, Band II, 1954
ERIM, K.T.Aphrodisias, City of Venus and Aphrodite, London, 1986.
FOSS, C .. "Archeology and the Twenty Cilies of Byzantine Asia." An1eıican Journal of Archeology 81, 1977
HANFMANN, G.M.A., From Croesus to Contantine;Tbe Cities of Westem Asia Minor and Tbeir Artsin Greek and Roman Times, Ann Arbor,l975
HARL, K.W., "From Pagan to Christian in Cities of Roman Anatolia During the Fourth and Fiftli Cennıries", Urban Centers and Rural Contexts in La te Antiquity, Michigan, 2001
JONES, A.H.M.,The Greek City from Alexander to Justinian,Oxford, 1971
KAZHDAN,A ve G. CONSTABLE, People and Power in Byzantium, Washindon D.C. 1982
LIEBESCHUETZ, J.H.W.G. Decline and Fall of the Roman City, Oxford,2001
MANGO, C.,Byzantiuİn, The Empire of New Rome,New York, 1980
MANGO, C., "Daily Life in Byzantium." Jahrbuch Österreichischen Byzantinischen Gesellsschaft,311ı: ı 98 ı
MATHEWS, T.F., The Early Churches of Constantinople, Architecture and Linırgy, Pennsylvania,
MITCHELL, S, Anatolia, Land, Men and Gods in Asia Minor ll, The Rise of the Church, Oxford;l993
OSTROGORSKY, G, "Byzantine Cities in the Early Middle Ages", Dumbarton Oaks Papers 13, 1959
SARADI-'MENDELOVICI, H.,"Christian Attitudes Toward Pagan Monuments in Late Antiquity." Dumbarton Oaks Papers 44, 1990
SPEISER, J.M., Urban and Religious Spacesin Late Antiquity and Early Byzantium, Suffolk, 2001
YEGÜL, F. Baths And Bathing in Classical Antiquity Cambridge Massachusettes, 1992
327