18
INTERNATJONAL ULUSLARARASI SYMPOSIUM SEMPOZVUM OECEMBER 14-16 14-16 ARAUK 2012 ANKARA 2012ANKARA VELI Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara'da, Ankara Belediyesi ve TÜRKKAD Türk Kadmlart Kültür istanbul tarafindan uBay ramtm Uluslararast Hao Bayrôm-1 Veli sempozyumunda sunulan TÜRKKAD istanbul tarafindan

VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

INTERNATJONAL ULUSLARARASI SYMPOSIUM SEMPOZVUM

OECEMBER 14-16 14-16 ARAUK 2012 ANKARA 2012ANKARA

~~D VELI

Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara'da, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TÜRKKAD Türk Kadmlart Kültür Derneği

istanbul Şubesi tarafindan ortaklaşa gerçekleştirilen uBayramtm Şimdi" başltklt Uluslararast Hao Bayrôm-1 Veli

sempozyumunda sunulan tebliğlerden TÜRKKAD istanbul Şubesi tarafindan hazJrlanmiştJr.

Page 2: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

~rn3~ ~~ .. o /foı 1! ~VELI

HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

Doç. Dr. Haşim Şahin Adapazarı Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü

~ Bayramiye tarikatı, Hacı Bayram "" a: Veli'den itibaren Osmanlı Anadolusun-o ~ da bilhassa orta sınıfı temsil eden çiftçi

140

ve köylü tabakaları üzerinde geniş bir

nüfuz alanı bulmuştur. Tarikat, Hacı

Bayram Veli'den itibaren ana hatlarıyla

kuru zühde day~nan, cehennem kor­

kusu ve cennet umudu ile nafile iba­

detlere önem veren tasavvuf geleneği­ne ~ir tepki hüviyetiyle ortaya çıkmış;

daha ziyade ilahi c~z!Je ve aşka dayalı

ileri bir vahdet-i vücCıd neşvesine sahip

bir yapıya bü rünmüştür.220

Hacı Bayram Veli'nin vefatından sonra

önde gelen iki halifesi, Akşemseddin

ve Bıçakçı Ömer Dede adıyla daha yay­

gın olarak bilinen Emir Sikkini meşrep

konusunda fikir ayrılığına düşmüşler

ve tarikat, Şemsiyye-i Bayramiyye ve

Melamiyye-i Bayramiyye şeklinde iki

kol üzerinden varlığını sürdürmüştür.

Şemsiyye-i Melamiyye, Akşemseddin

220 Ahmet Yaşar Ocak, Osma11lı Sıifiliğine Ba­kış/ar, İstanbul: Timaş Yayınları, 2011, s. 54.

tarafından kurulmuş olup, ilahi aşk

ve cezbeden ziyade zühd ve takvaya

dayalı, zamanın siyasi iktidarına daha

yakın bir görüntü sergilemiştir. Buna

mukabil Emir Sikkini'nin temsil ettiği

Bayrami Melamiliği ise aşk ve cezbeyi

daha ön plana çıkarmıştır.

Devre-i Vusta Melamiliği veya ikin­

ci Devre Melamiliği gibi isimlerle de

adlandırılan bu ikinci kolun kurucu­

su olarak kabul edilen Seyyid Ömer

Dede'nin hayatı hakkında ·kaynaklar­

da yer alan bilgiler oldukça sınırlıdır.

Kendisinden bahseden kaynaklarda

ası l adının ne olduğu ve aslen nereli

olduğu konusunda bazı çel işkili ifade­

ler yer alır. Hayatı hakkında bilgi veren

en eski kaynak olarak kabul edilen

Mir'atü'l-/şk'ta ismi Sultan· 'Amir Dede

şeklinde geçmekte ve halk arasında

Bıçakçı Emir Dede ismiyle tanındığı

belirtilerek faaliyetlerinden bahse­

derken de bu isim kullanılmaktadır.221

221 Abdurrahman el-Askeri, Mir'atü'l-Işk, haz.

Page 3: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

Mir'atü'l-lşk'tan kısa bir süre sonra ya­

zılmış bir diğer kaynak olari Ketaib'de

ise, Emir Sikkini ismiyle bahis konusu

edilmektedir.222 Kendisinden Ömer

ismiyle ilk defa bahseden, hayatı

hakkında verdiği bilgiler sadece Hacı

Bayram-ı Veli'nin halifesi olmasından

ibaret oluşu ile sınırlı Taşköprüzade

olmuştur.223 ilerleyen dönemlerde ge­

rek Taşköprüzade'nin eserine yazılan

zeyillerde ve gerekse Melamllik tari­

hine dair eserlerde Ömer ismi kulla­

nılmıştır. Ancak, en eski kaynaklarda

ömer isminin yer almamış olması, asıl

adının Ömer olup olmadıgı konusun­

da şüphe uyandırmaktadır. Bu isim,

muhtemelen asıl adının yaygın olarak

bilinmemesi dolayısıyla halk arasında

yaygın olan ve Hz. Hüseyin soyundan

gelmesi dolayısıyla Seyyid anlamında

kullanılan Emir unvanının yanlış okun­

masından veya telaffuz edilmesinden

kaynaklanmış olmalıdır. Bir diğer şüp­

heli husus ise, kendisinin aslen nere­

li olduğu konusudur. Mir'atü'l-lşk'ta

onun Göynük'te doğduğu ifade edilir­

ken,224 Ketaib'den başlamak üzere daha

İsmail E. Erünsal, XV-XVI. Asır Bayrimi Melamiliği'nin Kaynaklanndan Abdurrah­man ei-Askeri'nin Mir'atü'I-Işk'ı, Ankara 2003,201-202.

222 Mahmud b. Sllleyman Kefevi, Ketôib-i A 'lômi'I-Aiıyôr mill Fukalıli-i Meı)ıe­

bi'n-Nu'môtı ei-Mu!ıtlir, Süleymaniye (Rei­- sülküttab) Kıp., nr. 690, vr. 36la-b.

223 Taşköprüı<ide, eş-Şekli 'ik u 'n-Nıı 'môniyye fl U/emlii'd-Devleti'I-Osmliniyye, haz. A. Sup­lı.i Furat, İstanbul 1985, s. 77

224 ·Abdurrahman el-Askeri, 201.

• sonraki kaynaklarda Sursalı olduğu ko- ~

nusunda fikir beyan edilmiştir.

Ömer Dede'nin doğum tarihi kesin

olarak bilinmemektedir. Kaynaklarda

kendisinin Seyyid olduğu ve buna

binaen "Emir" unvanıyla anıldığı ifade

edilmektedir. Bıçakçılık mesleğini be­

nimsediği için, bıçakçı anlamına gelen

"Sikkini" unvanıyla da tanınmıştır. An­

cak Hamzavi geleneğinde, onun "Sik­

kini" unvanıyla anılması konusunda

farklı bir inanış mevcuttur. Bu gelene­

ğe göre, Hacı Bayram Veli'nin, Sultan

ll. Murad'a, gerçekte kaç tane müridi

bulunduğunu bildirmek amacıyla,

müridierini güya kurban etmek için

topladığı ve bu toplantı esnasında hiç

çekinmeden sadece bir erkek ve bir

kadının Hacı Bayram'a tam teslimiyet

ile bıçağın altına boynunu uzatmayı

kabul ettiğine dair anlatılan meşhur

menkıbesinde sözü edilen şahıs Ömer

Dede'den başkası değildir. Kendisine

bu teslimiyetinden dolayı"Sik~ini/Bı­

çakçı denilmiştir.225

Ömer Dede'nin ilk tasavvuf terbiyesini

Bursa'da bulunduğu yıllarda Şeyh Ha­

mideddin Aksarayi'den aldığı rivayet

edilmektedir.226 Şeyh Hamideddin'in

225 Fazlutlah Rabimi Efendi, "Ah Teslimiyet", FaıJullalı Ralıimi Efetıdi'nin Perôketıde Ev­rlikı, NihatAzamat Özel Ktp., s. 47-48.

226 Taşköprüı<ide, s. 77; Abdurrahman Climi, Nefalılitti'l-Otıs (Evliyii Menkıbeleri), terc. Lliınii Çelebi, haz. Süleyman Uludag-Musta­fa Kara, İstanbul 1995, s. 834; Hüseyin Enisi, Manôkib-i Akşemse'd-din, haz. A. llısan

ı.: a: o t-

141

Page 4: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ~ ölümünden sonra, halifesi olan Hacı :.: a: o ı-

142

Bayram Veli'ye intisap etmiş, tasawufl

merhaleleri onun yanında tamamla-

mıştır. Hüseyin Vassaf, Ömer Dede'ni.n

silsilesini Akşemseddin'e ulaştırmakta

ve onun terbiyesind~ yetiştiğini öne

sürmekte ise de,227 bu bilgiye başka

hiçbir kaynakta rastlanmamaktadır.

Kaynaklar onun Hacı Bayram-ı Veli'nin

halifesi olduğu konusunda hemfıkir­

dirler. Ömer Dede'nin Hacı Bayram-ı

Veli'den daha ziyade melamet neşve­

sini aldığı ifade edilir. Zira gündelik ya­

şantısında da oldukça cezbeli ve ateşli

bir karakter olduğu bilinmektedir.

Şeyhi Hacı Bayram-ı Veli'nin vefatın­

dan sonra Göynük'e yerleşmiş olan

Ömer Dede'nin ismi bilhassa Hacı

Bayram-ı Veli'nin gerçek halifesinin

kim olduğu konusunda o dönemde

yaşandığı rivayet edilen tartışmalar­

da ön plana çıkar. Akşemseddin'e dair

yazılmış olan menakıbnamede ve

daha sonraki dönemde yazılmış bazı

kaynaklarda Hacı Bayram-ı Veli'nin

birinci halifesinin Akşemseddin oldu­

ğu şeklinde bilgiler yer alır.228 Melami

kaynaklarında ise, Akşemseddiıi'in

birinci halife olduğu kabul edilmekle

beraber, gerçek halifenin Ömer Dede

olduğunu ispata ve Hacı Bayram-ı

Vurd-Mustafa S. Kaçalin, A.lqemseddin, Ha­yatı ve Eserleri içinde, Istanbul 1994, s. 142.

227 Hüseyin Vassiif, Sejine-i Ev/iya, II, baz. Meh­met Alekuş-Ali Yılmaz, Istanbul 2006, s. 469.

228 Enisi, 140.

Veli'nin hayatta iken bu yönde bazı

işaretler verdiğine yönelik pek çok

menkıbe anlatılmaktadır. Bu konuyla

bağlantılı olarak, cezbeci ve vahdet-i

vücudçu bir anlayışı benimsemiş olan

Ömer Dede ile şeriata sıkı sıkıya bağlı

klasik zühdi tasawuf anlayışına men­

sup Akşemseddin arasında geçtiği

rivayet edilen iki menkıbe bilhassa

vurgulanmaktadır. Bu iki menkıbe bir

anlamda, aynı tarikata mensup farklı

iki tasavvuf anlayışın ın ayrılışının te­

melini de oluşturur.

Bunlardan ilki, Ketdib'de geçen ve

Hacı Bayram-ı Veli'nin ölmeden kısa

bir süre önce müridierini yanıbaşına

toplayarak, kendisinden sonra irşat

makamına kimi· tayin edeceği ve hali­

fe olarak kimi göstereceği konusunda

ortaya koyduğu tavrı vurguladığına

inanılan menkıbedir. Menkıbede · an­

latıldığına göre, Hacı Bayram-ı Veli'nin

ölümü yaklaşınca, kimi halife tayin

edeceğini öğrenmek isteyen müridieri

şeyhin etrafında toplanırl ar. Bu sırada

Emir Sikkini de odanın kapısının ya­

nında ayakta durmaktadır. Hacı Bay­

ram-ı Veli bir ara gözlerini açıp, "Emir,

su getir" diye seslenir. Müridierin he­

men hepsi seyyidlerden oldukları için

herhangi birisi giderek suyu getirir.

Ancak Hacı Bayram-ı Veli getirilen bu

suyu içmeyerek önündeki meyve ta­

bağına döker ve su getirilmesi emrini

yi neler. Bu kez diğer bir mürid su geti-

Page 5: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

rir. Ancak Hacı Bayram-ı Veli yine aynı

hareketi tekrarlayarak üçün"cü defa su

ister. Akşemseddin, kapının yanında

duran Emir Sikkini'ye su getirmesi­

ni söyler. Emir Sikkini suyu getirince,

Hacı Bayram-ı Veli bu kez getirilen

suyun birazını içerek, geri kalanını

Emir Sikkint'ye verir ve "iç ki, emniyet-i

kübraya nail olasın!" der. Bu emir üze­

rine Emir Sikkini, bardaktaki artık suyu

içer.229 Bu menkıbe biraz değiştirilmek

ve başlangıçta iki defa suyu getiren

kişinin Akşemseddin olduğu belir­

tilrnek suretiyle La'lizade Abdülbaki

tarafından da tekrar edilmiştir.230 Her

iki eserde de böyle bir kayda yer ve-

rilmek suretiyle, aslında Hacı Bayram-ı

• Akşemseddin'e vermiş olması da kuv- :::;. ::.:

vetle muhtemeldir.231 Nitekim, Enisi, cx: o

çok daha eski bir dönemde, Hacı Bay- ...

ram Veli'nin ölüm döşeğinde iken mü­

ridlerini çağırıp, öldüğünde namazını

Akşemseddin'in kıldırmasını ve kendi­

sini onun gasletmesini vasiyet ettiğine

dair bir rivayetten bahsetmektedir.232

·Burada da Akşemseddin'in halife tayin

edildiği vurgulanmak istenmektedir.

Bu konuyla ilgili ikinci menkıbe ise,

kısmen değişiklik arzetmekle birlikte

Ömer Dede'den bahseden bütün kay­

naklarda mevcuttur. Mir'ôtü'l-lşk'da,

bu olay daha Hacı Bayram'ın öldüğü

gece, müridierden bazılarının Emir

Dede'yi kızdırdıklarını ve onun da Veli'nin, daha ölmeden önce yerine dervişlik hırka ve tacda değildir de­geçecek halifesini belirlediği ve Ömer

Dede'nin bu suyu içmesinin teslim-i

sırra işaret ettiği vurgulanmaya çalı­

şılmıştır. Ancak, gerek Mir'atü'l-lşk'da

ve gerekse daha sonraki dönemlerde

Ömer Dede'den bahseden kaynaklar­

da bu konuda herhangi bir bilgi yok­

tur. M. SadıkVicdani Ketôib'den naklen

bu olayı zikrettikten sonra, böyle bir

men kı benin mevcudiyetini ve Melami

kaynaklarının bu konudaki tavrını

eleştirmiştir. Ona göre, Hacı Bayram-ı

Veli'nin halifeliği Ömer Dede'ye ver­

miş olsa bile, aynı şekilde daha önce

229 Ketfıib, vr. 361a. 230 Lii'lizade Abdülbili, Me11iilab-ı Meliinıiy­

ye-i Bayriimiyye, (Sergüzeşt), Süleymaniye (Hacı Mahmud Ef.) Ktp., nr. 2456, vr. 132a-b.

rnek suretiyle, aşçıların dört koyunu

pişirdikleri bir ateşin yanına giderek,

ani bir hareketle ateşe girip oturdu­

ğu,"Ey ateş, serin ve esenlik ol" (Enbiya,

69) ayeti gereğince tae ve hırkanın

yandığı ancak Emir Dede'ye ve Hacı

Bayram tarafından kendisine hediye

edilen şala bir şey olmadığı şeklinde

anlatılmış,233 olayın geçtiği yer hak­

kında herhangi bir bilgi verilmemiş,

Akşemseddin ile alakası da kurul­

mamıştır. Ketôib'den itibaren, ondan

alıntı yapılan diğer kaynaklarda ise,

231 M. Sadık Vicdfuıi, Tomiir-t Tımik-ı Aliy­ye'dell Melômilik, Istanbul 1338-1340, s. 46-50.

232 Enisi, s. 140. 233 Abdurrahman el- Askeri, 20 ı.

143

Page 6: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ~ olayın Hacı Bayram'ın ölümünden :.:: ~ biraz zaman geçtikten sonra, Göy-

.- nük'te meydana geldiği ve Akşem-

144

seddin ile Ömer Dede arasında geç­

tiği ifade edilmiştir. Buna göre, Hacı

Bayram-ı Veli'nin ölümünden sonra

halifeleri olarak, Akşemseddin Bey­

pazarı'nda, Ömer Dede ise Göynük'te

faaliyet göstermeye başlamışlardır.

Ancak, Lalizade'ye göre, Beypazarı'n­

da halk ile arası açılan Akşemseddin

de bir süre sonra Göynük'e yerleşmiş

ve burada kurmuş olduğu tekkesin­

de faaliyet göstermeye başlamıştır.

Sonuçta Bayramiye tarikatının iki­

ye bölünmesiyle sonuçlanacak olay

Ketôib'de şu şekilde anlatılmaktadır:

Hacı Bayram'ın vefatından sonra bü­

tün müritler, Şeyh Akşec:nseddin'e

tabi olup onun sohbet meclisine

katılırlar. Akşemseddin ve müridieri

her kuşluk ve akşam vakitleri zikir ve

sohbet meclisi düzenlemektedirler.

Emir Sikkini dışındaki bütün herkes

bu toplantılara katılmakta ve şeyhin

elini öpmektedirler. Emir Sikklni ise

meclisin bir kenarında oturur ve zi­

kir halkasına girmez. Bu duruma canı

sıkılan Akşemseddin, Ömer Dede'nin

yanına giderek, "bu toplantılara senin

de katılman gerekir, yoksa senden

şeyhin tacını alırız" der. Emir, "ma­

demki böyledir, yarınki Cuma günü

namazdan sonra bizim eve gelin. Size

hırka ve tacı teslim ederiz" der. Erte­

si günü Emir, evinin avlusuna büyük

bir ateş yaktırır. Namazdan sonra Ak­

şemseddin müridleriyle birlikte Emir

Sikklnl'nin evine gelir. Emir, sırtında

hırka başında tae olduğu halde ate­

şe girer. Bir müddet sonra ateşten

çıkınca hırka ve tacın yandığı, fakat

kendisine bir şey olmadığı görülür.

Bu dönemden itibaren kendisi .ve

müridieri tae ve h ırkayı terkederler.234

Sarı Abdullah, La'lizade ve Müstakim­

zade gibi Melami kaynakları tarafın­

dan da ufak değişikliklerle nakledilen

bu menkıbe bir anlamda Bayrami­

ye'nin Şemsiye ve Melamiye adıyla iki

kola ayrılmasını hikaye eder. Hatta,

Sarı Abdullah, Hacı Bayram Veli'nin

daha sağlığında iken, Ömer Dede ile

Akşemseddin . arasındaki çekişmeyi

ancak ateşin sonlandırabileceğine

dair bir söz söylediğini rivayet eder.235

Benzer şekilde, Akşemseddin'in,

Ömer Dede için, "ha lifelik yapma yet­

kisi olmayan bir meczuptur"şeklinde

sözler sarfettiğine dair bazı rivayetler

de mevcuttur ki, bunları, ikiye ayrıl­

mış olan tarTkatın bağlılarının kendi

mensup oldukları kolu ön plana çı­

karmak amacıyla öne sürdükleri söz­

ler olarak algılanmak mümkündür.

Nitekim yukarıda bahsedilen hırka ve

tae menkıbesi bir anlamda, Melaml­

liğin adab ve erkanını da şekillendir-

234 Kefevi, vr. 36Ib. 235 San Abdullah, Semeriitü '1-Fuiid fi'I-Mebdei

ve'l-Meiid, Istanbul 1288, s. 241.

Page 7: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

miştir. Zira, bu dönemden itibaren

gerek Ömer Dede'nin gerekse kendi­

sinden sonra gelen halifelerinin hırka

ve tae gibi özel giysi ve sembollerle

ifadesini bulan tarikat anlayışını red­

dettikleri, zikrin şekilciliğini ikinci

plana atarak "sohbet"in olgunlaştıncı

özelliğini ön plana çıkardıkları bilin­

mektedir.236 Bu olay, bir anlamda vah­

det-i vücüdçu anlayışın klasik zühdi

tasavvuf anlayışına bir tepkisi olarak

da değerlendirilebilir. Nitekim, daha

sonraki dönemlerde, Ömer Dede

Melametilik adı da verilen ilk devre

Melamiliği'nin devamı niteliğinde

olan Osmanlıdaki Melamiliğin tem­

silcisi olarak kabul edilecektir.

ömer Dede'nin bundan sonraki ya­

.şamı · hakkında kaynaklarda pek bil­

gi yoktur. Onun, 880/1475 tarihinde

öldüğü rivayet edilmektedir. Mezarı

Göynük'tedir. Kendisinden sonra kut­

biyet makamına halifesi Bünyamin-i

Ayaşi geçmiştir. Bünyamin-i Ayaşl'den

başka Muk'ad Hızır Dede isimli bir

şahsiyetin de kendisinin derslerine

devam ettiği bilinmektedir.237

Ömer Dede, kuruluşu bu şekilde bir

menkıbeye dayandırılan Bayrami

Melamiliği'nin ilk kutbu olarak kabul

edilir. Melamilerin kullandıkları "ku-

236 Ali Bol at, Bir Tasavvuf Okulu Olarak Melô­melilik, İnsan Kitap, İstanbul, 2003, s. 251.

237 }{ocazade Ahmed Hilmi, Ziyôret-i Evliyô, haz. Selami Şimşek, İstanbul 2005, s. 84.

tup" kavramı diğer tarikatlardaki ku- ~ !:.::

rucu şeyhlere verilen "pir" unvanından c: o daha kapsamlı bir içeriğe sahip olup, ı-

bir anlamda mistik organizasyonun

idaresini üstlenen manevi otoriteyi

temsil eden kişiler için kullanılır.238 Bu

anlamda, Ömer Dede'nin önderliğin-

de kurulmuş olan Bayramiyye-i Mela­

miyye tasavvuf hareketi içinde muha-

lif bir görüntü sergilemekle birlikte,

hiyerarşik bir yapılanmaya dönüşrnek

suretiyle tarikat niteliği de kazanmış-

tır. Ahmet Yaşar Ocak'a göre, Bay­

ramlyye-i Melamlyye, Bıçakçı Ömer

Dede'nin önderliği doğrultusunda,

ilahi aşk ve cezbeyi sülükun esası ka­

bul eden klasik Horasan Melametili-

ği'nin bir anlamda devamı olarak tarih

sahnesine çıkmıştır. Bu tarikat daha

ziyade siyasal zümrelerden zarar gö­

ren iki zümreye, çiftçi ve esnaf züm­

resine hitap etmiştir. Ona göre, Ömer

Dede'nin bu şekilde davranmasını ve

müridierinin de tae ve hırkayı terket­

melerini tarikat sembollerine ehem­

miyet vermeyiş, mal ve mevki düşkün­

lüğünü ve klasik zühdi tasavvuf anlayı­

şını reddediş olarak yorumlamak, eksik

bir teşhis olup, burada, klasik tarikat

erkan ve sembollerine ve görüntüye

önem vermemenin ötesinde, bu tür

ayıncı ve bir bakıma kimlik belirleyici

sembollerin, kendi apayrı dünya ve

din görüşleri ve tasavvuf anlayışlarının

238 Bolal, s. 25 ı. 145

Page 8: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ~ dışarıdan kolayca tespit edilebileceği ı.:

~ endişesiyle, bu tehlikeden kaçıp, sem-

.... bolsüz, tekkesiz, özel kılık kıyafetsiz,

gösterişli ayin ve zikir meclisleri ol­

. maksızın daha rahat hareket edebilme

ve fikirlerini yayabilme çabasını olarak

da değerlendirilmelidir.239

146

Bünyamin Ayaşi'nin hayatı hakkında kaynaklarda pek fazla bilgi yoktur.

Acem seyyahları gibi başına keçe sarıp

halk arasında kendini belli etmemeye

çalıştığı rivayet edilmektedir. Bün­

yamin Ayaş! faaliyetlerini Ankara ve

civarında sürdürmüştür. Osmanlı yö­

netimi ile Bayrami Melamileri arasın­

daki, kökenierinin belki de Hacı Bay­

ram Veli ile ll. 'Murad arasındaki teftiş olayına kadar uzanması muhtemel

olan ilişkiler Bünyamin-i Ay~'şi'nin kut­

biyet döneminden itibaren gergin bir

seyir izlemeye ba~lamış ve ilerleyen

dönemde de aynı şekilde devam et­

miştir. Bu gerginliğin tırmanmasında

Melamilerin kutblarını her türlü siyasi

yapılanmarıın üzerinde görmelerinin

etkili olduğu muhakkaktır.240

Bünyamin Ayaşi'nin vefatından sonra

kutbiyet makamına Pir Ali Aksarayi

239 Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı Topl11nıtmda Zmdıklar ve Müllıidler (15.-17. yüzyıllar), Istanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 1997, s. 252-254.

240 Bayrami Melamilerinin kutbiyet telakkileri hakkında bk. Halil İnalcı.k, Osmanlı İmpara­tOrlllğll Klasik Çağ (1300-1600), terc. Ruşen Sezer, İstanbul, Yapı Kredi Yayınlan, 2003; Ocak, Zııııdıklar ve Mülhidler, s. 258-268.

geçmiştir. Ayaşi'nin Pir Ali'nin hari­

cinde Bolulu Süleyman Efendi, Aziz

Ruşen Efendi ve Sivaslı Osman Efendi

isimlerini taşıyan üç halifesinin daha

varlığından söz edilir.241

Pir Ali Aksarayi, Bayrami Melamili­

ği'nin gerçek kurucusu olarak kabul

edilir. Onun yaşadığı dönemde sade­

ce Melamiler tarafından değil hemen

herkes tarafından kutb olarak kabul

edildiği ifade edilmektedir.

Kaynakça

Adurrahman el-Askeri, Mir'atü'l-lşk, haz .. !smail E. Erünsal, XV-XVI. Asır Bayrami

Melamiliği'nin Kaynaklarından Abdur­rahman ei-Askeri'nin Mir'atü'l-lşk'ı, An­

kara 2003.

Abdurrahman Cami, Nefahôtü'I-Üns (Ev­liya Menkıbeleri), terc. Lamii Çelebi, haz. Süleyman Uludağ-Mustafa Kara, tstan­

bul1995.

Azamat, Nihat;//. Murad Devri Kültür Ha­

yatı, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araş­tırmaları Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, lstanbul1996.

Bayramoğlu, Fuat; Hacı Bayram-ı Veli, Ya­şamt-Soyu-Vakfl, ı, Ankara 1983.

Bolat, Ali; Bir Tasawuf. Okulu Olarak Melcimeti/ik, Istanbul 2003.

Bursa lı Mehmed Tahir, Hacı Bayram Veli, lstanbul1329.

Cebecioğlu, Ethem; Hacı Bayram Veli,

241 Öngören, Osmalllılar'da Tasavvıif: Anado­lll'da Sfiji/er, Devlet ve Ulemii (XVI. Yüz­yıl), istanbul 2000, s. 169.

Page 9: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

Istanbul 1994.

Fazlullah Rahimi Efendi, "Ah Teslimiyet'~ Fazlu/lah Rahlmi Efendi'nin Perakende

Evrôkl, Nihat Azamat Özel Ktp., s. 47-48.

Mehmed Mecdi, Tercüme-i Şakô'ik, is- ~

tanbul1269. ~

Mehmed Nazmi, Hediyyet'l-lhvôn (Os-manlllarda Tasavvufi Hayat -Halvetilik

Örneği-), haz. Osman Türer, istanbul Gölpınarlı, Abdülbaki; Melômilik ve Melamller, istanbul1931.

2005·

Hocazade Ahmed Hilmi, Ziyaret-i Evliyô,

haz. Selam i Şimşek, istanbul 2005.

Hüseyin Enisi, Manakib-i Akşemse'd-din,

haz. A. lhsan Yurd-Mustafa S. Kaçalin, Akşemseddin, Hayatı ve Eserleri içinde, lstanbul1994.

Vassaf, Hüseyin, Sefine-i Ev~iyô, ll, haz. Mehmet Akkuş-Aii Yılmaz, istanbul

2006.

Işın, Ekrem; "Melamilik'~ Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi (DBİA), istanbul 1994, s. 381.

!nalcık, Halil; Osman/1 imparatorluğu,

KlasikÇağ (1300-1600), çev. Ruşen Sezer, ·Istanbul 2003.

l(emaleddin ei-Hariri, Tibyônu Vesa'i­lü'l-f-laka'ik, Fatih (ibrahim Ef.) Ktp., nr. 430, vr. 173b.

M. Sadık Vicdani, Tomar-1 Turuk-I Aliy­ye~den Melamilik, lstanbul1338-1340.

Müstakimzade Süleyman Sadeddin, Risale-i Melam/yye-1 Şuttôriyye, iü (TY)

Ktp., nr. 3357, vr. 4b-5a.

Nev'izade Atayi, Hada'iku'I-Hakô'ik fiTek­mileti'ş-Şaka'ik, haz. Abdülkadir Özcan, istanbul1989.

Ocak, Ahmet Yaşar; Osmanli Toplumun­

da Zmd1kfar ve Mülhidler (1 S. -17. Yüzyii­Iar), istanbul1997.

; Osman/1 SCıfiliğine Bak1şlar, Is­tanbul: Tim aş Yayınları, 2011.

Öngören, Reşat; Osmanfllar'cJ.a Tasavvuf: Anadolu'da SCıfiler, Devlet ve U lema (XVI. Yüzyii), Istanbul 2000.

Sarı Abdullah, Semerôtü'I-Fuad fi'I-Meb­del ve'I-Mead, lstanbul1288.

Şahin, Haşim; "Ömer Dede Sikkini': TDV islam Ansiklopedisi, 34, Istanbul 2007, s. 55-56.

La'lizade Abdülbaki, Menak1b-J Melamly­ye-i Bayrômiyye, (Sergüzeşt), Süleymani­ye (Hac1 Mahmud Ef.) Ktp., nr. 2456, vr. 132a-133b. ;"Pir Ali Aksarayi'~ TDVislômAn­

Mahmud b. Süleyman Kefevi, Ketiiib-i siklopedisi, 34, istanbul2007, s. 273-274. A'lômi'I-Ahyôr min Fukaha-i Mezhe­

bi'n-Nu'man ei-Muhtar, Süleymaniye (Reisülküttab) Ktp., nr. 690, vr. 361a-b.

Meh~ed Ali Ayni, HaCI Bayrôm-1 Veli, is­tanbÜI 1343.

Taşköprizade, eş-Şekô'iku'n-Nu'môniyjte

fi Ulemai'd-Devleti'I-Osmaniyye, haz. A.

Suphi Furat, lstanbul1985.

'::ı ı-

147

Page 10: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

Hac1 Bayram-1 Veli's Khalif Emir Sikkini and the Formation of the Meta mi B ra nch of Bayram i Order

. Assoc. Dr. Haşim Şahin Turkiye, Adapazarı, Sakarya University, Faculty of Science and Letters, Department of History

~ Having found an extensive space founded the branches of Şemsiyye-i -' \!) the Bayramiyye order penetrated z w

480

into the. layers of the farmers and

villagers that particularly represented

the middle class in Anatolia in the

period of Ottoman Empire after Hacı

Bayram-ı Veli. This' order had in fact

emerged from the reaction to the

sufi tradition where derwishes ~refer ascetiçism and usually practice extra

prayers on a regular basis with the

expectation of he.aven and the fear of

hell whereas Bayramis have a belief

that is mainly based on bivine appeal

and love witli exhilaration fueled

by wahdat al-wujud.1

After the death of Hacı Bayram Veli, his

two faremost disciples Akşemseddin

and Emir Sikkini, or as he is much

more widely known, Bıçakçı Ömer

Dede, established their own and

Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı Sufiliğine Bakış/ar. İstanbul: Tim aş Yayıni an, 20 I 1, p. 54.

Bayramiyye and Melamiyye-i

Bayramiyye respectively due to

the difference in their dispositions.

The former has been founded by

Akşemseddin and was based on

asceticism rather than Divine appeal

and love, and seemed much closer to

the political power at the time whilst

the latter, which was represente<;l

by Emir Sikkini, on the contrary

preferred the other way round.

Given that the chronicles of

Ottoman history after the period

of Hacı Bayram Veli have very

limited information about this

second branch, namely Melamiyye-i

Bayramiyye, which is also

regarded as Devre-i

Melamiliği meaning first

V usta

period

melamism or Ikinci Devre

Melamiliği meaning second period

melamism that was founded

by Bıçakçı Ömer Dede, we have

Page 11: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

hardly any knowledge about it. These

sources have also some contradictory

information about Ömer Dede's

actual name and his birth-place.

In Mir'atü'/-Jşkwhich is acknowledged

as the oldest source that gives

information about him he is recorded

as Sultan Amir Dede but because

he was in fact called Bıçakçı Emir Dede by the people all the same, he

is consequently mentioned by

this very name in the chronicles.2

In Ketaip, another chronicle shortly

written after, he is registered in the

name of Emir SikkinP What we learn

from Taşköprüzade, the author who

has first mentioned him w ith the name

of Ömer, is limited to the only fact

that he was ad iseipte of Hacı Bayram-ı

Veli.4 ln the course of the following

periods either in the appendixes

to the book ofTaşköprüzade and

in · separate works on the history

of Melamism, Ömer was the sole

shared name. Nevertheless, the

fact that this name's never being

2 Abdurrahman el-Aske.ıi, Mir 'ota '1-Işk. baz.: İsmail E. Erünsal, XV-XVI. Asır Bayrô.mi Melanıiliği'nin Kaynaklarındon Abdurrahman ei-Askeri'nin Mir 'ô.lı1'1-Işk'ı, Ankara 2003, 201-202 . .

3 Mahmud b. Süleyman Kefevi, Ketô.ib-i A 'lô.mi'I-Aiıyar min Fııkalıô.-i Mezlıebi'n-~Nu'nıan el-Mulıtôr. Süleymaniye (Reisülküttab) Ktp., nr. 690, vr. 36la-b.

4 Taşköpriiz3de, eş-Şekıi'ilaı'n-Nu'mô.niyye fi Ult?mô.i 'd-Devleti '1-0smiiniyye, haz.: A. Suphi Fiırat, İstanbull985, 77.

• registered in the older chronicles ;!; -caused ambiguity over whether ~

or not his real name was Ömer. So ~

we gather this name must have

been mispronounced in place of

Emir meaning dignified person due

to his descending from Venerable

Hüseyin (The Holy Prophet's beloved

grandson). Another vague point is where his actual birth-place was. On

the one hand he is reported to have

been born in Göynük according

to Mir'atü'l-/şk5, on the other, in some

different sources that got written la ter

on beginning with Ketaib he is said to

have been born in Bursa.

Ömer Dede's birth-date is not clear

either. Some chronicles maintain that

as he is claimed to have been the

direct descendant of the Holy Prophet

he was called "Emir'~ A knife-maker

by profession he was nicknamed

"Sikkini'~ Nevertheless according to

Hamzavi tradition there is another

reason for this nickname. One day

in order to find out how many real

derwishes he had and let the Sultan

know the number Hacı Bayram

Veli makes up his mind to test his

derwishes' loyalty. So he gathers all

his derwishes and tells them in the

pursuit of their Sheikh's way each one

5 Abdurrahman el-Askeri, 20 ı. 481

Page 12: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ~ must be ready to sacrifice his life and

~ his head and so invites them into a z "' tent to be sacrificed individually. Not

surprisingly only one man and one

woman have. the nerve to show up

and enter inside the tent. That hero

was actually no one else other than

Ömer Dede. That is why he was calle.d

"Sikkini;'the knife-maker.6

Ömer Dede is rumared to have been

given his first spiritual education

by Sheik Hamideddin Aksarayi when

figure compared to his sheikh in line

with. his cheerful and passionate

character by nature.

Having settled in Göynük after his

sheikh's passing, Ömer Dede's name

was to be frequently mentioned

due to the rumared discussions

about who would be the real caliph of Hacı Bayram-ı Veli. In the

biography of Akşemseddin and same

sources that were written later on,

Akşemseddin is reported to be the

he was in Bursa? After the death of first caliph of Hacı Bayram-ı Veli.9 In

Hamideddin Aksarayi he attached the chronicles compiled by Melamis,

482

to his caliph Hacı Bayram Veli and

completed hi!? spiritual studies

under his new sheikh. Although

Hüseyin Vassaf has related. Öme·r

Dede's pedigree to Akşemseddin

and claimed he was educated under

him8, there is no evi"cience for this in

any of the chronicles. Sources are

unanimous of him as be ing the ca li ph . . of Hacı Bayram-ı Veli. He is reported to

have been a much more exhilarated

6

7

8

Faz.luUah Rahinı1 Efendi, "Ah Tes.limiyet", Fazlu/la/ı Ralıimi Efendi'nin Periikende Evriikı. Nihat Azamat Öze.! Ktp., s. 47-48. Taşköprozade, s. 77; Abdurrahman Ca.mi, Nefalıiitü 'l-Üns (Evliya Menkıbeleri), terc.: L3mil Çe.lebi, haz.: Süleyman Uludağ­

Mustafa Kara, istanbul 1995, 834; Hüseyin Enis i, Maniikib-i Akşemse 'd-din, haz.: A. İhsan Yurd-Mustafa S. Kaçalin, Akşemseddin, Hayatı ve Eserleri içinde, İstanbul 1994, 142. Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliyii, II, haz.: Mehmet Alekuş-Ali Yılmaz, İstanbul 2006, 469.

however, many events are narrated to

the effect that Ömer Dede is proved

to be the genuine khalif where same

signals paraHel to this were given

by Hacı Bayram-ı Veli when he was

alive, albeit Akşemseddin being

accepted as the first caliph on

paper. In this regard two anecdotes

about Ömer Dede, who belongs to

the school of thought arguing that

wahdat -al-wujud is acknowledged

as the indispensable philosophy

in Sufism and Akşemseddin who is

devoted to sharia and an advocate

and champion of asceticism, are

particularly recounted. In a sense, this

of course constitutes the foundation

of the difference between the two

9 Enisi, 140.

Page 13: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• sufistic viewpoints belonging to the

very same order.

a slight modification to the effect ~

that it was actually Akşemseddin ;:;;

The first anecdote that is narrated

in Ketôib is as follows:

z who brought water twice before the w

A short while before his passing

away Hacı Bayram-ı Veli gathers his

derwishes and tells them he will

pick out his caliph among them who

will be representing him after his

death. His students gather around

last one, is repeated by Ui'lizade

Abdülbaki.11 In fact, both narratives

share the very same truth that Hacı

Bayram-ı Veli had already picked out

his caliph and conspicuously pointed

·out the fa ct that he had handed over

the confidential caliphate to Ömer

Dede, by making him d ri nk up the rest

him, wondering who m he will pick; of the water he left. However, neither

meanwhile Emir Sikkini is standing by in Mir'atü'l-lşk nor in the other sources

the door to his room. At some point, about ömer Dede which were

Hacı Bayram-ı Veli opens his eyes and

ca lls out: "Emir! B ring me so me water!"

As each derwish was a seyyid, meaning

Emir, one of them went and brought

the Sheikh some water. However, he

produced afterwards is there related

information available. Having related

this through Ketaib, M. Sadık Vıcdani

has criticized both this occasion itself

and the attitude of Melami sources

does not drink the water and pours towards this matter. According to

it down the fruit plate and repeats him,justas Hacı Bayram-ıVeligavethe

· his order: "Bring me some water caliphate to ömer Dede, it is highly

!"This time another derwish brings tikely that he gave the caliphate to

the sheikh some water whereupon Akşemseddin before as well.12 As

the sheikh reiterates what he does a matter of fact Eni si reters to a far

before and gives the same order for older rumor that when the sheikh

the third time. So Akşemseddin tells was in his death-bed he is reported to

Emir Sikkini to bring water. When have called his derwishes and willed

Emir Sikkini brings the Sheik water he Akşemseddin wash him after his

drinks some and giyes the rest back

to Emir saying: "Drink it up to attain

total safety!" and so he drinks a little

bit of the water.10 This story, with

10 . Ketôib, vr. 361a.

ll U'üzade Abdülbili, Menôkıb-ı Melômfyye-i Bayrômiyye, (Sergüzeşt), Süleymaniye (Hacı Mahmud Ef.) Ktp., m. 2456, vr. 132a-b.

12 M. Sadık Vicdfuıi, Tomör-ı Turiık-ı Aliyye 'den Mel6mflik, İstanbu11338-1340, p.46-50.

483

Page 14: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• :ı: death and lead the funeral prayers.13 vı

~ So here we have an evidence that \!)

z w

484

indicates Akşemseddin's designation.

The second anecdote, on the other

hand, exists ' in all the chronicles

mentioning Ömer Dede, al beit being

partly modified. In Mir'atü'/-Jşk this

occasion is narrated as follows:

On the very night that Hacı Bayram-ı

Veli passed away some derwishes

irritated Emir Dede and he talked

them down saying: "To be a derwish

one needn't wear a coat anda turban"

and off he goes to the fire-place

where the cooks were grilling four

sheep and wit~ an out of the blue

movement he sits over th~ fire i~ ·,

accordance with the verse "O" fire ! Be

cool and peaceful!" (Enbiya, 69); the

fire does him and ~he shawl given

him by sheikh no harm while the coat

and the turban are burned14• Butthe

whereabouts is . not . mentioned

and it is not personally related to

Akşemseddin either. According to the

quotations taken from Ketdib in other

chronicles that were written through

the period from Ketaib onwards, this

story is reported to have taken place

in Göynük some time after Hacı

Bayram-ı Veli's passing as between

ı 3 Eni si, p. ı 40. ı4 Abdurrahman el- Askeri, 20 1.

Akşemseddin and ömer Dede. Both

caliphs are said to have started

serving in Beypazarı and Göynük

respectively after their sheikh.

However, according to Lalizade,

having been at loggerheads with the

people of Beypazarı Akşemseddin

relocated to Göynük and settled

there thus restarting his services in

the tekke he founded there. At the

end of the day, the process of the

Bayramiyye order's being split into

two brancfıes is narrated in Kettıib as

follows: After Hacı Bayram's death

his derwishes attach to Akşemseddin

and participate in his discourse

gatherings. They keep on arranging

chanting and conversation gatherings

both. in mid-mornings and evenings.

Everybody except for Emir Sikkini

take part in these sessions and kisses

the sheik's hand. Emir Sikkini sits

by and does not join the chanting

circle. Getting annoyed with this,

Akşemseddin goes up to ömer Dede

and tells him: "You need to take

part in these gatherings or else we'll

take the Sheikh's turban back from

you" to which Emir replies: "If you say

so, the n com e to my house tomorrow

after the Friday Prayer and 1 will give

you the coat and turban back". The

following day, Emir lights a big fire in

the courtyard of his house. After the

Page 15: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• prayer Akşemseddin comes to the

house along with his derwishes. Emir,

in the coat and turban, walks into th_e

fire. After a while he gets out of the

of Melamism, in a sense. Because it ;;;

is a very well-known fact that from -..J \!)

this period on both Ömer Dede and ~

his followers after him have denied

fire safe and sound with only a burnt the order concept that embodies

coat and turban. From then on Emir

Sikkini and his followers stop wearing

coat and turban altogether.15 Being

retold by some Melami chroniclers

such as Sarı Abdullah, La'lizade

and Müstakimzade with slight

modifications, this story in a sense

narrates the process of the Bayramiyye

order split into the two branches

of Şemsiyye-i Bayramiyye and

some special clothing such as coats,

turbans, ete. and some symbols

and ignored the formalismin chanting

and replaced thE!rrı by the discourse

culture and it's maturing character.17

This may be evaluated as a reaction

of wahdat al-wujud concept to the

classical perception of asceticism.

In fact in the following times Ömer

Dede was to be acknowledged as the

Melamiyye-i Bayramiyye. As a matter representativeof Ottoman Melamism

of fa ct, Sarı Abdullah reports that which is regarded as a follow-up to

wh.ile he was alive Hacı Bayram Veli the earlier First Period Melamism that

pointed out the harsh rivalry between is alsonamed as Melametism.

the two and claimed that nothing There is hardly any information about

.. other than fire could have stopped the last period of Ömer Dede's life in it.16 Similarly, there are rumers of

Akşemseddin talking of Ömer Dede the sources. He is said to have died

in 880/1475. His tomb is in Göynük. and saying "he is a madman without The top spiritual post --"kutub"-- he

the authority to become the cal i ph:' fulfilled was taken over by his These sorts of absurd allegations are

caliph Bünyamin-i Ayaşi. Aside from undoubtedly fabrications of some called Bünyamin-i Ayaşi, a person bigoted so-ca ll ed ord er follower who

wish to put forward their branches.

lndeed, the above-mentioned story

hgs formed the manners and rules

15 Kefevi, vr. 361b. 16 _San Abdullah, Semeratıi'l-Futid .fi'l-Mebdei

ve '1-Metid, İstanbul 1288, 24 ı.

Muk'ad Hızır Dede is reported to have

followed the sheikh's lessons as well.18

17 Ali Bolal, Bir Tasawuf Okıı/u Olarak Meltimetilik, İstanbul, İstanbul: Insan IGtap, 2003, p. 25 ı.

1 8 Hocazade Ahmed Hilmi, Ziyaret-i Evliya, haz.: Selami Şimşek, istanbul 2005, p. 84.

48S

Page 16: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ;:; Ömer Dede is acknowledged to posts and classical ascetic perception -~ be the first qutb of the Bayram i of sufism. Beyond ignorance of ord er

~ Melamism Ord er whose foundation manners, symbols and images, the re

486

is based on such a story. In terms of is also the apprehension felt that

the Melami Ord er, the uqutb" concept this sort of separatist symbols' be ing

is much more inclusive than the upir"

title given to the founder sheikhs

in other orders and is used for

those who represent the spiritual

authority and in a sense undertake

to run the mystic organization.19 In

this sense Bayramiyye-i Melamiyye

branch gained an order status by

turning into hierarchical structure,

notwithstanding it display of an

opposing posture against the sufistic \

movement. According to Ahmet

easily identifiable from the outside,

making it essential to opt for a more

permissive environment where it

is highly likely to perform freely

and penetrate into virgin territories

without getting involved in much

formalism such as symbols, convents,

specific garments, ostentatious

chanting gatherings.20

There is not much information

about Bünyamin Ayaş i in the

chronicles. He is rumared to have

disguised himself by wearing a felt Yaşar Ocak, Bayramiyye-i Me~amiyye

Order under the directian of Bıçakçı headgear like Persian travelers. He

Ömer Dede, made it's debut as fulfilled his duties in and aroı.ind the successor of Classical Khorasan

Melametism ~bat had adopted the

Divine Love and Fasdnation as the

backbone of the spiritual journey. This

ord er particuiarly appealed to farmers

and villagers who had suffered from

Ankara. The relations between the

Ottoman administration and the

Bayrami Melamis that probably may

date back to the supervision incident

about Hacı Bayram Veli and Sultan

ll. Murad, started getting strained politically influential circles. He thinks after Bünyamin-i Ayaşi had taken the fact that Ömer Dede's behavior

and his followers' renouncing of

coats and turbans cannot possibly

be interpreted as just an ignoring

of order symbols, and the refusal of

indulgence in getting possessions and

19 Bolat, p. 251.

over and kept on in the same way

afterwards. This must have sternmed

from the fact that the Metamis

20 Ahmet Yaşar Ocak, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler (15.-17. Yüzyıllar), İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 1997, pp. 252-254.

Page 17: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

considered their sheikhs to be above Araştırmaları Enstitüsü, B,asılmamış

all kinds of political structures.21 Doktora Tezi, istanbul1996.

After his death Bünyamin Ayaşi was Bayramoğlu, Fuat; HaCI Bayram-1 Ve/~

replaced by his caliph Pir Ali Aksarayi. YaşamJ-Soyu-Vakfl, ı, Ankara 1983.

Bünyamin Ayaşi is rumored to have

three caliphs, namely Süleyman

Efendi of Bolu, Aziz Ruşen Efendi

Bol at, Ali; Bir Tasavvuf Okulu Olarak

Melametilik, istanbul 2003.

and Osman Efendi of Sivas as well . Bursa lı Mehmed Tahir, Hact Bayram

as Pir Ali Aksarayi. Ve/~ istanbul1329.

Pir Ali Aksarayi is acknowledged

as the genuine founder of Bayram i

Cebecioğlu, Ethem; HaCI Bayram Ve/~

istanbul1994.

Melamism. In his time he is regarded Fazlullah Rahimi Efendi, "Ah

• :ı: V> --' \.7 z w

as the "qutb" not only by Melamis Teslimiyet'~ Fazlullah Rahimi Efendi'nin but by all circles as well.

BIBLIOGRAPHY

Adurrahman el-Askeri, Mir'atü'l-

lşk, haz.: ismail E. Erünsai,XV-

XV/. As1r Bayrami Melamiliği'nin

Kaynaklarmdan Abdurrahman el­

Asker/'nin Mir'atü'l-lşk'I, Ankara 2003.

Abdurrahman Cami, Nefahôtü'I-Üns

(Evliya Menktbeleri), te.rc.: Lamii Çelebi,

haz.: Süleyman Uludağ-Mustafa Kara,

istanbul1995.

Azamat, Nihat;//. Murad Devri Kültür

Hayati, Marmara ÜniversitesiTürkiyat

21 , For more infoımation on Bayrami Melami's ideas of qutbiyya see: Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), terc.: Ruşen Sezer, İstanbul: Yapı Kredi Yayınlan, _2003; Ocak, Zındıklar ve Mülhidler. pp. 258- · 268.

Perakende Evrak!, Nihat Azamat Özel

Ktp., s. 47-48.

Göl pınarlı, Abdülbaki; Melamilik ve

Melamiler, istanbul1931.

Hocazade Ahmed Hilmi, Ziyaret-i

Evliya, haz.: Selami Şimşek, istanbul

2005.

Hüseyin En isi, Manakib-i Akşemse'd­

din, haz.: A. ihsan Vurd-Mustafa S.

Kaçalin, Akşemseddin, Hayati ve

Eserleri içinde, istanbul1994.

Hüseyin Vassaf, S efine-i Evliya, ll, haz.:

Mehmet Akkuş-Aii Yılmaz, istanbul

2006.

Işın, Ekrem; "Melamilik~ Dünden

Bugüne istanbul Ansiklopedisi (DBiA),

istanbul1994, s. 381.

487

Page 18: VELIisamveri.org/pdfdrg/D233844/2012/2012_SAHINH.pdf · 2015-09-08 · ~rn3~ ~~ ..o /foı 1! ~VELI HACI BAYRAM-I VELi'NiN HALiFESi EMiR SiKKiNi VE BAYRAMi MELAMiLiGiNiN OLUŞUM SÜRECi

• ~ inalcık, Halil; Osmanli imparatorluğu,

~ Klasik Çağ (1 300-7 600), çev.: Ruşen

~ Sezer, istanbul 2003.

488

Kemaleddin ei-Hariri, Tibyanu

Vesa'ilü'/-Haka'ik, Fatih. (ibrahim Ef.)

Ktp., nr. 430, vr. 173b.

La'lizade Abdülbaki, Menaktb-t

Melamiyye-i Bayramiyye, (Sergüzeşt),

Süleymaniye (Hacı Mahmud Ef.) Ktp.,

nr. 2456, vr. 132a-133b.

Mahmud b. Süleyman Kefevi, Ketaib-i

A'lami'I-Ahyar min Fukahô-i Mezhebi'n­

Nu'man ei-Muhtcir, Süleymaniye

(Reisülküttab) Ktp., nr. 690, vr.361 a-b.

Mehmed Ali Ayni, Hact Bayram-I Ven

istanbul1343. \

Mehmed Mecdi, Tercüme-i Şaka'ik,

istanbul1269.

Mehmed Nazmi, Hediyyet'l-lhvôn

(Osmanltfarda Tasawufi Hayat­

Halvetilik Örneği-), haz.: Osman Türer,

istanbul 2005.

M. Sadık Vicdan i, Tomar-t TurOk-t

Aliyye'den Me/am/lik, istanbul1338-

1340.

M üstakimzade Süleyman Sadeddin,

Risale-i Melômiyye-i Şuttciriyye, iü (TY)

Ktp., nr. 3357, vr. 4b-5a.

Nevizade Atayi, Hada'iku'I-Hakci'ik fi

Tekmileti~-Şaka'ik, haz.: Abdülkadir

Özcan, istanbul1989.

Ocak, Ahmet Yaşar; Osman lt

Toplumunda Zmdtklar ve Mülhid/er

(1 5.-1 7. Yüzytffar), istanbul1997.

Osmanft Sufi/iğine Baktşfar, Istanbul:

Timaş Yayınları, 2011.

öngören, Reşat; Osmanliiar'da

Tasawuf: Anadolu'da Sufi/er, Devlet ve

Ulema (XVI. Yüzytf), istanbul 2000.

Sarı Abdullah, Semeratü'I-Fuad fi'/­

Mebdei ve'/-Mecid, istanbul1288.

Şahin, Haşim;"Ömer Dede Sikkini'~

TDV Islam Ansiklopedisi, 34, istanbul

2007, s. 55-56.

"Pir Ali Aksarayi'~ TDV Islam

Ansiklopedisi, 3~, istanbul 2007, s.

273-274.

Taşköprüzade, eş-Şeka'iku'n­

Nu'môniyye fi Ulemai'd-Dev/eti'I­

Osmôniyye, haz.: A. Su ph i Furat,

istanbul1985.