16
Ayl›k Yerel Kültürel Gazete - Y›l: 1 - Say›: 3 - A¤ustos 2010 - Fiyat›: 3 TL - Avrupa Fiyat›: 3 Euro - www.dersimhayat.org lk festival baflvurusu 1999’da yap›ld›. Müracaat› belediye yapt›. Ama valilik, müracaat formunda yer alan sanatç›lar›n GBT incelemesinde hepsinin “defolu” oldu¤unu söyleyerek izin vermedi. Asl›nda izin vermeyen Valilik de¤il, askeriye idi…” Salman Yeflilgöz, Cemal Tafl ve Hüseyin Ayr›lmaz, Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’nin dününü, bugününü anlatt›…Sayfa 6 AMBARGO VE TECR‹T ZAMANLARINDAN GÜNÜMÜZE B en yafll›lara soruyorum, bana “biz es- kiden tavuk yüzünden kavga ederdik, ama farkl› kimlik veya farkl› düflünceler yüzünden kavga nedir bilmezdik” diyorlar. Dersimlilik bu- dur; yani farkl› düflün- celere, farkl› kimliklere sayg›…” Aynur Do¤an ve Cemil Qoçgiri Re- wend albümü ve Der- sim’in sorunlar›yla ilgili sorular›m›z› yan›tlad›. Sayfa 8 AYNUR DO⁄AN: DERS‹ML‹LER GEÇM‹fi‹NDEN Ö⁄RENMEL‹... tiqatê Dês›mi Raa Haqiya. (T›rk u Hermeniyu ra qeyri) Raa Haqi rengê de aleviyena Anadoliye saê bena. Ç›ke aleviyen ju bavêt, ju reng, ju form de niya. Yane ho- mojenê niya. Ç›qafl ke felsefê xo kokte ju vo ki, oncia ca ve ca, qom ve qom ferq kuno werte. Xo dana ra hurend u caye xo. Ayera aleviyen ke vame je itiqatê ortodoksu ju kal›v mêrora ma vir. ‹ran ra hata Balkanu, Afganistan ra hata Lübnan, hardo de hirade, welat ve welat, qom ve qom, gole ve gole ju- binra, heve heve ciya, qoce ju itiqat u felsefe bêrora ma vir. Eke hira niyadime ni têde b›ngê xo itiqatê“vahdet i vü- cud” ra cênê. Nu itiqat gola Dêss›mi de forme “Raa Haqi” de vejino qarfliye ma. Sayfa 15 KILITÊ XELASÊ D‹NA, FELSEFÊ RAA HAQI DERO D ersim Hayat gazetesi- nin ilk say›s›nda Ah- met Aslan'la yap›lan söyleflinin bir yerinde söylefliye kat›lan Hüseyin Ayr›lmaz flu anekdotu dillendiriyordu: "Ova- c›k'a yolculuk yap›yoruz. 94 köy yak›lma dönemi. Günde bir mi- nibüs Ovac›k'a gidiyordu. 12 ki- flilik minibüs, biz befl kifliyiz. Dördümüzde tak›m elbise var. Cemal durmadan Zazaca kad›na bir fleyler soruyor. Kad›n Türkçe cevap veriyor. Sonra Cemal döndü kad›na dedi: 'Ne ane ane ez tode K›rmançki qesey kon tu ça m›de t›rk› qe- seykena' (Ya anne ben seninle K›rmançki konufluyorum sen niye benimle Türkçe konufluyorsun?). Kad›n dedi: 'O¤- lum sizin gibi efendilerle hiç K›rmançki konuflulur mu?'" Bu olay› birçok aç›dan de¤erlendirmek mümkün. Bi- rincisi tahakkümle özdefllefltirilen Türkçenin, ikincisi gi- yim kuflam›n iflaret etti¤i modernlik ç›kmaz›, üçüncüsü ise tahakküme maruz kalan ezilenin kendine has dire- nifli.. Sayfa 14 DERS‹M, D‹REN‹fi VE TAKT‹K B en Demananl› S›lê Ph›ti. Henüz Der- sim'de tam olarak devlet hâkimiyeti söz konusu de¤ildi, karfl›l›kl› pazarl›klar içindeydik. Cumhuriyet ku- rulmufl, bizler de beklenti içindeydik. Bunlar Osmanl›- dan farkl› diye düflünüyor- duk. Afliret büyüklerimiz hü- kümet yetkilileri ile görüflü- yorlard›. Bu görüflmelerde genellikle taleplerimizin ne- ler oldu¤unu ö¤renmek istiyorlard›. Bizler de, kendi top- ra¤›m›zda yaflamak istedi¤imizi, dilimize, inançlar›m›za kar›fl›lmamas›, sürgünlere son verilmesini talep ediyor- duk. Cumhuriyet kadrolar› her ne kadar ki “bunlar yeri- ne getirilmeyecek fleyler de¤il” deseler de, Osmanl› dö- neminden yaflad›¤›m›z deneyimlerle güvensiz ve çekin- celiydik. Sayfa12 SILE PHIT‹ www.arsivakurd.org

 · 2014. 10. 17. · Dersim Hayat gazetesi- FELSEFÊ RAA HAQI DERO nin ilk say›s›nda Ah-met Aslan'la yap›lan söyleflinin bir yerinde söylefliye kat›lan Hüseyin Ayr›lmaz

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Ayl›k Yerel Kültürel Gazete - Y›l: 1 - Say›: 3 - A¤ustos 2010 - Fiyat›: 3 TL - Avrupa Fiyat›: 3 Euro - www.dersimhayat.org

‹lk festival baflvurusu 1999’da yap›ld›. Müracaat›belediye yapt›. Ama valilik, müracaat formundayer alan sanatç›lar›n GBT incelemesinde hepsinin

“defolu” oldu¤unu söyleyerek izin vermedi. Asl›nda izinvermeyen Valilik de¤il, askeriye idi…” Salman Yeflilgöz,Cemal Tafl ve Hüseyin Ayr›lmaz, Munzur Do¤a ve KültürFestivali’nin dününü, bugününü anlatt›…Sayfa 6

AMBARGO VE TECR‹T

ZAMANLARINDAN GÜNÜMÜZE

Ben yafll›laraso ruyo rum ,bana “biz es-

kiden tavuk yüzündenkavga ederdik, amafarkl› kimlik veya farkl›düflünceler yüzündenkavga nedir bilmezdik”diyorlar. Dersimlilik bu-dur; yani farkl› düflün-celere, farkl› kimlikleresayg›…” Aynur Do¤anve Cemil Qoçgiri Re-wend albümü ve Der-sim’in sorunlar›yla ilgili sorular›m›z› yan›tlad›. Sayfa 8

AYNUR DO⁄AN: DERS‹ML‹LER

GEÇM‹fi‹NDEN Ö⁄RENMEL‹...

‹tiqatê Dês›mi Raa Haqiya.(T›rk u Hermeniyu ra qeyri)

Raa Haqi rengê de aleviyenaAnadoliye saê bena.

Ç›ke aleviyen ju bavêt, jureng, ju form de niya. Yane ho-mojenê niya.

Ç›qafl ke felsefê xo kokte juvo ki, oncia ca ve ca, qom veqom ferq kuno werte. Xo danara hurend u caye xo.

Ayera aleviyen ke vame jeitiqatê ortodoksu ju kal›v mêrora ma vir.

‹ran ra hata Balkanu, Afganistan ra hata Lübnan, hardode hirade, welat ve welat, qom ve qom, gole ve gole ju-binra, heve heve ciya, qoce ju itiqat u felsefe bêrora ma vir.

Eke hira niyadime ni têde b›ngê xo itiqatê“vahdet i vü-cud” ra cênê. Nu itiqat gola Dêss›mi de forme “Raa Haqi”de vejino qarfliye ma. Sayfa 15

KILITÊ XELASÊ D‹NA,

FELSEFÊ RAA HAQI DERO

Dersim Hayat gazetesi-nin ilk say›s›nda Ah-met Aslan'la yap›lan

söyleflinin bir yerinde söylefliyekat›lan Hüseyin Ayr›lmaz fluanekdotu dillendiriyordu: "Ova-c›k'a yolculuk yap›yoruz. 94 köyyak›lma dönemi. Günde bir mi-nibüs Ovac›k'a gidiyordu. 12 ki-flilik minibüs, biz befl kifliyiz.Dördümüzde tak›m elbise var.Cemal durmadan Zazaca kad›na bir fleyler soruyor. Kad›nTürkçe cevap veriyor. Sonra Cemal döndü kad›na dedi: 'Neane ane ez tode K›rmançki qesey kon tu ça m›de t›rk› qe-seykena' (Ya anne ben seninle K›rmançki konufluyorumsen niye benimle Türkçe konufluyorsun?). Kad›n dedi: 'O¤-lum sizin gibi efendilerle hiç K›rmançki konuflulur mu?'"

Bu olay› birçok aç›dan de¤erlendirmek mümkün. Bi-rincisi tahakkümle özdefllefltirilen Türkçenin, ikincisi gi-yim kuflam›n iflaret etti¤i modernlik ç›kmaz›, üçüncüsüise tahakküme maruz kalan ezilenin kendine has dire-nifli.. Sayfa 14

DERS‹M, D‹REN‹fi VE TAKT‹K

Ben Demananl› S›lêPh›ti. Henüz Der-sim'de tam olarak

devlet hâkimiyeti söz konusude¤ildi, karfl›l›kl› pazarl›klariçindeydik. Cumhuriyet ku-rulmufl, bizler de beklentiiçindeydik. Bunlar Osmanl›-dan farkl› diye düflünüyor-duk. Afliret büyüklerimiz hü-kümet yetkilileri ile görüflü-yorlard›. Bu görüflmelerdegenellikle taleplerimizin ne-ler oldu¤unu ö¤renmek istiyorlard›. Bizler de, kendi top-ra¤›m›zda yaflamak istedi¤imizi, dilimize, inançlar›m›zakar›fl›lmamas›, sürgünlere son verilmesini talep ediyor-duk. Cumhuriyet kadrolar› her ne kadar ki “bunlar yeri-ne getirilmeyecek fleyler de¤il” deseler de, Osmanl› dö-neminden yaflad›¤›m›z deneyimlerle güvensiz ve çekin-celiydik. Sayfa12

SILE PHIT‹

www.ars

ivaku

rd.o

rg

2

ED‹TÖR’DEN

Dersim Hayat’›n 3. sayfas›nda 29 Temmuz’dan iti-baren bafllayacak olan 10. Munzur Kültür ve Do-¤a Festivali’nin geçmifline mercek tuttuk. ‹lki

2000 y›l›nda gerçeklefltirilen ve bölgenin en eski festivali ol-du¤u bilinen Munzur Kültür ve Do¤a Festivali, hangi ortamve koflullarda gündeme gelmiflti? Amaçlanan neydi? Amac›-na ne denli hizmet etti? Ve günümüzdeki durum nedir? Bü-tün bu sorular›n yan›tlar›n› birinci a¤›zdan, yani festival dü-flüncesinin ilk sahiplerinden ald›k. Bu vesileyle çok da uzakolmayan bir geçmiflte, 90’l› y›llarda Dersim’de neler yaflan-d›¤›n› da hat›rlatmak istedik. Salman Yeflilgöz, Hüseyin Ay-r›lmaz ve Cemal Tafl’›n görüfl ve de¤erlendirmelerini ilgiyleokuyaca¤›n›z› düflünüyoruz. Festival ile ilgili elefltirel dü-flüncelerin yap›c› bir gözle dikkate al›naca¤›n› ümit ediyo-ruz. Dersim Hayat sayfalar›nda “y›k›c›”, çözüm gösterme-yen, önermeyen görüfllerin yer bulmas› zaten söz konusuolamaz. Sadece festival ile ilgili olarak da de¤il, genel ola-rak yap›c› elefltiriye, çözümler gösteren düflüncelere de¤ervermesini bilmek durumunday›z. Festival ile ilgili de¤erlen-dirmelerin de “daha iyi ve ifllevli bir festival” kayg›s›n› yan-s›tt›¤›n› düflünüyoruz.

Aynur Do¤an’la da, sorular›m›za içten yan›tlar ald›¤›m›zbir söylefli yapt›k. Aynur Do¤an ve Cemil Qoçgiri, daha çokFatih Ak›n’›n çekti¤i kliple gündeme gelen “Rewend” albü-müyle ilgili sorular›m›z› yan›tlamakla kalmad›, gerek ülkegündemi ve gerekse de Dersim’in gündemine iliflkin görüfl-lerini de paylaflt›lar. Aynur, sanat yaflam›nda baflar›l› bir gra-fik çiziyor; ama kendisini henüz yolun bafl›nda bir “ö¤ren-ci” fleklinde de¤erlendirerek, sanatç› kiflilik ve duruflunungerekli k›ld›¤›na inand›¤›m›z mütevaz›l›¤a da örnek teflkileden bir anlay›fl ve yaklafl›m sergiliyor. Aynur’un dikkatçekti¤i “Dersimlilik” olgusuna özellikle dikkat çekmek iste-riz…

Bu say›m›zda yer verdi¤imiz röportajlardan biri de Av.Mehmet Ali K›rdök ile yap›ld›. Av. K›rdök boflalt›lan köyler-le ilgili son durum hakk›nda ve bundan sonra neler yap›la-bilece¤i ile ilgili önemli aç›klamalar yapt›.

Sayfalar›m›zda Dersim gerçekleriyle do¤rudan ilgili ha-ber ve yaz›lar›m›z› da ilgiyle karfl›layaca¤›n›z› düflünüyoruz.Ayl›k bir gazete olman›n “habercilik” aç›s›ndan ciddi birhandikap oluflturdu¤unun fark›nday›z elbette. Bu nedenlegenellikle “zamana” ve h›zla de¤iflen gündeme “dayan›kl›”haberleri gündeminize getirmeye özen gösteriyoruz. Ayn›zamanda tarihe not düflmek bilinciyle hareket etmeye çal›-fl›yoruz. Bas›n ve medyada “rutin” bir haber olman›n ötesin-de fazla yer almayan “Diyanet Yasas›” haberi, bu örnekler-den biri… Dersim Hayat sayfalar›nda okudu¤unuz yaz›lar›nda “tarihe not düflmek” özellik ve niteli¤i tafl›d›¤›n› özellik-le vurgulamak isteriz.

www.dersimhayat.org ad›yla yay›nda olan websitemizdede bundan böyle güncel Dersim haberlerini sizinle paylafl-ma imkan› bulaca¤›z.

Bu say›dan itibaren geçti¤imiz ay içerisinde neler olupbitti¤ini hat›rlatt›¤›m›z bir köfle haz›rlad›k. Yeniliklerimiz bu-nunla da s›n›rl› de¤il. Bundan sonra her say›da Dersim Söy-lenceleri bafll›kl› köflemizde efsanelerimize yer verece¤iz.Zazaca bulmacam›z› da be¤enece¤inize inan›yoruz. Zazacayaz› ve çal›flmalara daha fazla yer vermek istiyoruz. Amaana dilimizde okumak ve yazmak konusunda daha fazla du-yarl› olmam›z gerekti¤i de aç›k. Bunu kendi aç›m›zdan dabir eksiklik olarak görüyor ve katk›lar›n›za ihtiyaç duydu¤u-muzu vurgulamak istiyoruz. Katk› ve duyarl›l›¤›n›za ihtiyaçduydu¤umuz bir baflka konu ise gazetemizin da¤›t›m›d›r. S›-n›rl› imkanlarla iyi gazetecilik yapmaya gayret ediyoruz. Herokurumuzun gazetemizi da¤›tma ve abonelik noktas›nda daduyarl› davranmas›, bu gayretimize güç katacakt›r.

Gazetemizi yay›na haz›rlarken Dersim’den yine ormanyak›ld›¤› haberleri geldi DEDEF taraf›ndan yap›lan aç›kla-mada ormanlar›n yak›lmas› k›nan›rken do¤am›za sahip ç›-k›lmas› ça¤r›s›nda bulunuldu.

Bölgeden ald›¤›m›z haberlere göre, K›rm›z› Da¤, KutuDeresi, Zargovit, Güleç, Geyik Suyu ve Marcik’te bulunanormanl›k alanlarda yang›nlar devam ediyordu. Hat›rlanaca-¤› üzere geçti¤imiz y›llarda da operasyona ç›kan askeri bir-likler operasyon alanlar›ndaki ormanlar› yakm›fllard›.Tepkilere ra¤men bu y›l da ayn› olaylar›n yaflanmas› endifleyaratt›.

9Haziran günü saat 17 sular›nda Ovac›k kayakmerkezinin önünde AKP eski ilçe baflkan› R.Ç.kendi arac›na ald›¤› 14 yafl›ndaki fiziksel ve zi-

hinsel engelli bir k›z çocu›una tecavüz girifliminde bu-lunurken oradan geçen Ak›n Gedik ve Murat Yerlikayataraf›ndan fark edildi. R.Ç. kendisine müdahale edilme-si üzerine bu iki kifliye silah çekerek tehditler savurdu.Buna ra¤men müdahale edilmesi üzerine arac›n› müda-hale eden iki kiflinin üzerine sürerek kaçan R.Ç. MuratYerlikaya'n›n yaralanmas›na da neden oldu. R.Ç. dahasonra Ovac›k emniyet müdürlü¤üne s›¤›nd›. ‹lçe Merke-zinde olay›n duyulmas› üzerine toplanan halk saatlerceda¤›lmayarak olay› protesto etti. R.Ç bir sonraki gün giz-lice kaç›r›larak Ovac›k d›fl›na ç›kar›ld›. 10 haziran günüyeniden toplanan befl bine yak›n kifli “Siirt'ten Ovac›k'asistemin tecavüzcüleri ifl bafl›nda” yaz›l› pankart açarak“Vur vur inlesin R›za iti dinlesin”, “‹flte Ovac›k iflte Ova-c›k Halk›” fleklinde sloganlar att›.

Beflbin kiflilik kalabal›k Ovac›k sokaklar›ndan geçerekhükümet kona?› önünde topland›. Burada DemokrasiPlatformu ad›na aç›klama yapan Burçin Yerikaya: “Ova-c›k'ta yaflanan travmalara yenisini ekleyen bir olay da

dün apaç›k oldu. He-pimizin yak›ndan bil-di?i tecavüzcü bu de-fa 14 yafl›nda özürlübir çocu¤a yönelmifl-tir. R›za Çolak isimliflah›s›n uzun y›llard›rbaflka kiflileri ve sonma¤duru bir süredirtaciz etti¤i yönündekiduyumlar, kuflkularkayg›lar emminetgüçleri taraf›ndan soruflturulmam›flt›r. Ancak di¤er yan-dan bütün bunlar› olmam›fl bilmek ayr› bir sorundur. Bu-güne kadar bilip de susarak görüp de kar›flmayarak yanisuça sessiz kalarak böyle olaylar› yapanlar› cesaretlendir-di¤imizi bilmeliyiz. Bu suç, bu anlamda hepimizindir. (...)Kardefllerimizin, annelerimizin, çocuklar›m›z›n cinsel sal-d›r›ya maruz kalmas›n› engellemek en öncelikli sorumlu-lu¤umuzdur. Uzun y›llar bizlere bask› uygulama gücünübir yerlerden alarak s›n›r ve insaf tan›maz hale gelenlerincesaret ald›¤› koflullar ve düzen de¤iflmelidir. Çünkü on-lara hayat veren düzen bizde sürekli tahribat oluflturmak-tad›r... Dün nasil Ovac›k'›n sokaklar›n› R›za Çolak'a darettiysek, ayn› flekildeki tecavüzcülere, kad›nlar› fuhuflasürükleyenlere, çocuklar› istismar edenlere, gençlerimiziuyuflturucuyla zehirleyenlere, yani bizi geleceksizlefltirenbütün halk düflmanlar›na ve bu halk düflmanlar›na hayatveren düzenine Ovac›k'› dar edece›iz” dedi.

Daha sonra konuflan Ovac›k Belediye Baflkan› Musta-fa Sar›gül, Ovac›k halk›ndan sessizli¤ini bozmalar›n› iste-yerek “içimizde bu nitelikte insanlar› bar›nd›rmayal›m,ben Ovac›k Belediye baflkan› olarak bu olay›n peflini b›-rakmayaca¤›m” aç›klamas›nda bulundu.

R.Ç ç›kar›ld›¤› mahkemece çocuk yaflta k›z çocu¤u-nu zorla al›koymak, cinsel istismarda bulunmak veadam yaralamak suçlar›ndan tutuklanarak Tokat yar›aç›k cezaevine gönderildi.

‘DERSIM’‹N KAYIP KIZLARI’NIN

DERS‹M GALASI YAPILDI

19 Haziran 2010 günü“Dersim’in kay›p k›zla-r›” belgeselinin Dersim

galas› yap›ld›. Nezahat Gündo-¤an’›n yönetmenli¤ini yapt›¤›belgesel, Dersim’de büyük ilgigördü.

Tunceli Kültür Merkezi’ndeyap›lan gala gösterimine HrantDink’in efli Rakel Dink ve ga-zeteci Yavuz Semerci de kat›l-d›. Dersim Belediye Baflkan›Edibe fiahin, burada yapt›¤›

konuflmada kendisinin de y›llard›r kay›p halas›n› arad›¤›n›aç›klad›. Hrant Dink’in avukat› Fethiye Çetin ise, “1915’leyüzleflilebilseydi Dersim olmayacakt›, Dersim gerçe¤iyleyüzleflilseydi, Çorumlar, Marafllar olmayacakt›. Yüzleflme-nin ilk flart› hat›rlamakt›r” dedi. Gazeteci Yavuz Semerci degazetesindeki köflesinde Dersim izlenimlerini yazd›. ‹lk de-fa Tunceli’ye gitti¤ini belirten Semerci, Dersim do¤as›nailiflkin duygular›n› “karfl›laflt›¤›m do¤an›n ola¤anüstülü¤ükarfl›s›nda nutkum tutuldu” fleklinde ifade etti.

STK’LAR: S‹LAHLAR SUSSUN

25 Haziran’da Dersim Sendikalar Platformu üyesi bir grup Sanat Soka¤›'nda bir araya gelerek, silahlar›n susma-s› talebiyle bir bas›n aç›klamas› yapt›lar.

Savafl karfl›t› sloganlar atan grup ad›na Tüm Bel Sen Tunceli fiubesi Baflkan› Mazlum Do¤an haz›rlad›klar› ortakaç›klamay› okudu. Kürt sorununda çözüm umutlar› büyük darbe al›rken Türkiye'nin yeniden fliddet ve çözümsüzlüksarmal›na girdi¤ini, son çat›flmalardaki 40'a yak›n yaral› ve 38 insan kayb›n›n büyük ac› ve kayg›ya yol açt›¤›n› belirtenDo¤an, Kürt meselesinde iyi bir yere gidilmedi¤ini, bask›lar›n, g›da ambargolar›n›n, köy boflaltmalar›n›n ve faili meçhulcinayetlerin yafland›¤› 90'l› y›llar›n kayg›s›n› tafl›d›klar›n› söyledi. Sorunu fliddetle halledeceklerini savunanlar›n yan›ld›-¤›n›, yang›n›n insanlar aras›ndaki dostluk ve kardefllik duygular›n› yok etti¤ini, halklar› düflman haline getirdi¤ini dilegetiren Do¤an, "Bu geliflmeler son derece tehlikelidir. Sorunun çözümü do¤rultusunda bütün siyasi partiler, Meclis veSay›n Cumhurbaflkan› inisiyatif üstlenmeli, askeri çözüm anlay›fl›na ülke teslim edilmemelidir" dedi. Grup bas›n aç›kla-mas›n›n ard›ndan sessizce da¤›ld›.

HAZ‹RAN AYINDA BUNLAR OLDUDERS‹M YASAK BÖLGE!

Genelkurmay Baflkanl›¤›, Dersim’de 7 Hazi-ran- 7 Eylül 2010 tarihleri aras›nda 5 ayr›bölgeyi geçici güvenlik bölgesi ilan edile-

rek, buralara sivillerin giriflinin yasakland›¤›n› aç›klad›.Genelkurmay Baflkanl›¤›'n›n koordinatlar›n› aç›k-

lad›¤› 5 ayr› güvenlik bölgeleri flöyle:- Pülümür ‹lçesi s›n›rlar› içinde yer alan Efea¤al›,

Alt›nhüseyin, K›z›lmesçit ve Bingöl’ün Ki¤› s›n›r boyu-nu oluflturan da¤l›k ve ormanl›k alanlar.

- Nazimiye ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alanDokuzkaya Vadisi ve çevresi içinde yeralan da¤l›kve ormanl›k alanlar.

- Çemiflgezek, Hozat ve Ovac›k ilçeleri aras›ndayer alan ve Erzincan’›n Kemaliye ‹lçesi s›n›rlar›na ka-dar uzanan Alibo¤az› Vadisi’nin de içinde yerald›¤›da¤l›k ormanl›k alanlar.

- Pülümür ile Ovac›k ilçeleri aras›ndaki KocatepeKöyü, Çambulak, Büyerbaba, Yalmanlar ve AhpanosVadisi ve çevresindeki da¤l›k ve ormanl›k alanlar.

- Ovac›k ve Pülümür ilçeleri aras›nda yer alan vek›smen Erzincan s›n›rlar› içinde yer alan Munzur veMercan da¤lar›n›n büyük bölümü

TECAVÜZ ZANLISI R.Ç. TUTUKLANDI

www.ars

ivaku

rd.o

rg

3

2 Temmuz 1993 tarihinde gerçeklefltirilen Si-vas Mad›mak Katliam›’n›n y›ldönümü olan 2Temmuz 2010 günü, TBMM, Diyanet ‹flleri Bafl-kanl›¤› Teflkilat Yasas›’n› onaylad›.

TBMM’nin kabul etti¤i kanuna göre, Diyanet‹flleri Baflkan›n›n görev süresi 5 y›l olacak ve birkifli en fazla 2 kez baflkan olarak atanabile-cek.Baflkan›n verece¤i görevleri yapmak ve bafl-kana karfl› sorumlu olmak üzere en fazla 3 bafl-kan yard›mc›s› atanabilecek.

Din ‹flleri Yüksek Kurulu, Baflkanl›¤›n enyüksek karar ve dan›flma organ› olacak ve 16üyeden oluflacak. Diyanet ‹flleri Baflkan›; AdayTespit Kurulunca, en az lisans düzeyinde dini

yüksek ö¤renim görmüfl veya dini bilimlerde uz-manlaflm›fl kifliler aras›ndan belirlenen 24 aday-dan 12'si, ayr›ca ‹lahiyat Fakültesi ö¤retim üyele-rinden 4 kifliyi kurul üyeli¤ine atanmak üzeretespit edecek. Kurul üyelerinin görev süresi 5 y›lolacak. Üyeler, en fazla iki kere bu göreve atana-bilecek.

Bilindi¤i üzere Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›, Ale-vilerin varl›¤›n› bile tan›m›yor. Aleviler taraf›ndanCumhuriyet ile neredeyse yafl›t olan bu kurumunkald›r›lmas› ve yaflanan ayr›mc›l›¤a son verilmesitalep ediliyor. Ancak bugüne de¤in bu yöndeherhangi bir ad›m at›lmad›, çal›flma bafllat›lmad›.Aksine Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› Teflkilat Yasa-s›’n›n kabul edilmesiyle birlikte, Diyanet, dahada “sa¤lam” bir kurum haline getirilmifl oldu.

Tek ret oyunu Halis kulland›

TBMM’de “Alevi kökenli” oldu¤u bilinen20’den fazla milletvekili var. Bunun yan› s›rakendisini “demokrat” olarak tan›mlayan çok say›-da milletvekili de bulunuyor. Ancak yasan›n oy-lamas› s›ras›nda ret oyu kullanan sadece DersimMilletvekili fierafettin Halis oldu.

fierafettin Halis “ret” oyu kullanmas›n›n ge-rekçesini, “Ben demokrasiye inanan biri olarak,Aleviler ve farkl› inanç gruplar› üzerinde asimi-lasyonun motor gücü olarak duran bir kuruma‘evet’ diyemezdim” fleklinde aç›klad›. Diyanet’inbir “K‹T” haline geldi¤ini belirten Halis, “Diyanetkuruldu¤u dönemde sosyal, siyasal bir ihtiyacacevap olsa bile, günümüzde ihtiyaca bir cevapde¤ildir. Bu devlet için külfet, demokrasi için en-geldir” dedi

1990'l› y›llar›n bafllar›nda “Ola¤anüstü Hal Bölgesi” flartlar›n›na¤›r uygulamalar› sürüyor olmas›na ra¤men babam›n Ova-c›k'ta iflletti¤i resteurant adeta siyesetin kalbiydi. ‹deolojik,

siyasal tart›flmalar›n olmad›¤› tek bir gün neredeyse yoktu. Akflama do¤ru okuldan henüz ç›km›fl resteuranta geçmifltim. As-

keri elbiseli uzun boylu, sakall› bir kiflinin oturdu¤unu görünce çalanmüzi¤i Emekçi'nin albümü ile de¤ifltirdim. “Sakall›” alayc› bir bak›fl ilebana bakt› ve yeme¤ine döndü. Yeme¤ini yedikten sonra “Buran›n sa-hibini ça¤›r›n biraz konuflaca¤›m.” dedi. Babam masas›na gitti uzuncabir konuflma oldu. Hesab›n› almam için beni ça¤›rd›. Hesab›n on kat›bir para b›rak›p gitti. Gider gitmez babam resteurantta çal›flanlar› mut-fa¤a ça¤›r›p nadiren yapt›¤› uyar›lardan birini yapt›. “Bak›n bu adamburdaki di¤er askerlerden de¤il baflka bir dönem bafll›yor ak›ll› olun,dikkatli davran›n, artistlik yapmay›n!” Uyar›n›n ertesi günü evine ya-kacak temini için ormanl›k alana giden garsonumuz gece Munzur Ir-ma¤› kenar›nda ç›r›lç›plak soyundurulup önce suya, sonra kara sokul-du¤unu daha sonra toplad›¤› odunlardan falakaya çekildi¤ini anlat›-yordu ki; resteurant›n hemen alt kat›ndaki kahvehaneden sert bir hi-zaya geç sesi duyduk. Bir çok kiflinin kahvehanenin önünde yüzleriduvara yaslanm›fl flekilde üstlerinin arand›¤›n› ve kimlik kontrölü ya-p›ld›¤›n› baz›lar›n›n ise fliddet ile karfl›laflt›¤›n› görecektik. Sonraki gün-lerde Türkiye kamuoyuna 'Yeflil' ismi ile geçen Dersim de ise 'Sakall›'ad› ile bilinen derin gücün iflkenceleri zulümleri artacakt›. Lokantalar-da, restoranlarda hergün çalan, susmayan devrim flark›lar› birden de-¤iflmifl herkes suskunlaflm›flt›. Gerçekten dönem de¤iflmiflti. Üstelik“Sakall›(Yeflil-Mahut Y›ld›r›m)” ço¤unlukla tek bafl›na geziyor iflkence-lerini de tek bafl›na yap›yordu.

'Sakall›'n›n Ovac›k'a geliflini izleyen günlerde bir baflka durumadaha tan›k oluyorduk. Bir gece arabalar› ile turlayan ilçe halk›ndan ikikiflinin ilçenin sokaklar›nda elinde bira flifleleriyle “Ulan PKK'l›lar T‹K-KO'cular sizin ömrünüz bitti flimdi biz var›z, J‹TEM var ulan” fleklindeba¤›rmalar›na tan›k oluyorduk. Araca binip slogan atanlar aras›nda ol-masada R›za Çolak bu dönemde karfl›m›za ç›kan art›k kendini aç›ktanistihbarat elaman› olarak belirterek halk üzerinde baks› kuran biriydi.Ne ki bu yeni pozisyonda flekil bulanlar›n toplum üzerinde bask›lar›bir çok yöntem ile artt›kça artacakt›.

Sakall› ve ekibi bir süre sonra görünmez olunca halk onca de¤i-flik bask›ya ra¤men biraz rahatlam›flt›. Ne var ki 'Sakall›'n›n gidiflininard›ndan 1994 y›l›nda Dersim köylerinin önemli bir bölümü boflalt›l-m›fl, evler yak›lm›fl, köylüler zorla göç ettirilmiflti. Yerlerinden edilenköylüler Ovac›k merkezindeki 'Toplama Alan›'nda yap›lm›fl barakalar-da on y›l üretimden kopuk yaflamak zorunda kald›lar. Köylerin boflal-t›lmas›; ekonominin ve sosyal hayat›n dibe vurmas› anlam›na geliyor-du. Çaresizlefltirilmifl, düflürülmüfl kifliler üzerinden toplumsal denge-mizin altüst edilmesi zaman içinde daha da derinleflecekti. Ovac›k'tafuhufl kelimesi telaffuz edilmeye bafllam›flt›. Çaresizlefltirilmifl insanla-r›n para karfl›l›¤› ya da baflka nedenler ile fuhufla çekilmesinden dahaac›s› bu insanlar›n çaresizli¤inin kullan›lmas›n›n toplumda kabul gör-mesiydi.

Ovac›k'ta bugün 'Konutlar' denilen bu alan Dersimli'ye yap›landerin operasyonlar›n laboratuar› ve uygulama alan›d›r. 'Toplama Ala-n›'nda ki barakalarda yaflas›nlar ya da yaflamas›nlar, toplumsal denge-nin tarumar edilmesi operasyonu için, köylerinden zorla ç›kar›lan in-sanlar›n s›k›flt›ld›¤› bu alandan sonuçlar al›nd› ve di¤er alanlarada ya-y›ld›. R›za Çolak 13 yafl›nda özürlü bir k›z çocu¤una tecavüze kalk›fl-madan öncede o ve benzerleri de¤iflik kiflileri taciz etmifl ya da bask›kurarak de¤iflik iliflkiler gelifltirmifltir. Ancak bu son olay toplumun ›r-z›na geçmifl derin güçlerin futursuzlu¤unun ar›k s›n›r tan›maz fotogra-f› olmufltur. Planl› ve programl› olarak ›rz›na geçilen toplumun bütü-nüdür. Kad›n›, erke¤i, çocu¤u ile ilçenin abart›s›z tamam›n›n bu olay›protesto etmesi, sokaklarda saatlerce beklemesi, yürüyüfl yapmas› g›rt-la¤a dayanan b›ça¤a isyand›r. Yürüyüfl s›ras›nda izledi¤im bir kifli flöy-le konufluyordu: “Biz iki kifli yan yana yürüyünce bizi örgüt ismi iledamgalad›lar bizi birbirimize karfl› güvensizlefltirdiler, sindirdiler bu te-cavüzün zanl›s› devlettir. Ama ert›k yeter! Bu halk art›k buna izin ver-meyecek.”

Sakall›lar(Yefliller), Bozolar ve di¤erleri, iflkenceler gözalt›nda ka-y›plar ve faili meçhuller köy boflaltmalar ile toplumun bütün dengesi-ni bozup çaresizlik, güvensizlik, umutsuzluk yaratma planlar›n›n uy-gulay›c›lar› oldular. Derin ac›lar›ndan sakatlanm›fl toplumun özürlüle-rine yine toplumdan kendilerine devflirdikleri vicdans›zlar ile yöneldi-ler. Dünümüzü talan ettiler bugünümüzü sakatlad›lar siz zaten sakats›-n›z ama yar›n›n›z› talan ediyoruz diyorlar. Öfke de isyan da bunad›rve meflrudur ve ateflin körüklenmeye ihtiyac› vard›r.

‘OHAL’DEDevrim TEK‹NO⁄LU / [email protected]

2T e m m u z1993’te SivasM a d › m a k

Oteli’nde gerçeklefltiri-len katliam›n 17. y›l-dönümünde Sivas’takitlesel bir anma et-kinli¤i gerçeklefltirildi.Binlerce kifli “Sivaskatliam›n› unutmad›k,unut turmayaca¤›z”sloganlar› atarken,Mad›mak Oteli’ninmüze yap›lmas› yö-nündeki talebini birkez daha gündemegetirdi. Bu y›lki anmaetkinliklerinde bir de“ilk” yafland› ve DevletBakan› Faruk Çelik,

Mad›mak Oteli’nin önüne karanfil b›rakt› ve “Ma-d›mak’›n ac›s› tüm Türkiye’nin ac›s›d›r, o gün ha-in mihraklar t›rna¤› etten ay›rmak istediler” dedi.

‹kisi sald›rgan olmak üzere 37 kiflinin hayat›-n› kaybetti¤i Mad›mak Oteli önünde bu y›l üç ay-r› tören yap›ld›. Mad›mak katliam›n›n y›ldönümü

etkinliklerinin ilki, Devlet Bakan› Faruk Çelik’inziyaretiyle bafllad›. Sabah Sivas’a gelen BakanÇelik beraberindekilerle birlikte yürüyerek Mad›-mak Oteli’nin önüne geldi ve ölenler an›s›na ka-ranfil b›rakt›. Burada, hayat›n› kaybedenler içinbir dakikal›k sayg› duruflunda bulunuldu. Buradakonuflan Bakan Çelik, “O günden bugüne tam 17y›l geçti. Biz o günü unutmad›k. Hayatlar›n› kay-bedenleri anmak için bugün hep birlikte burada-y›z. Mad›mak’›n ac›s› tüm Türkiye’nin ac›s›d›r”dedi.

Ethem Bey Park› önünde toplanan çok say›dasivil toplum örgütü ve çeflitli siyasi partilerin üye-lerinin oluflturdu¤u kitle ise, kortej halinde yürü-yerek sloganlarla Mad›mak Oteli önüne gelerekburada bir anma töreni yapt›. Sayg› duruflununard›ndan otel önüne karanfil b›rak›ld› ve olaydahayat›n› kaybedenlerin isimleri okunarak “bura-da” diye karfl›l›k verildi. Daha sonra olayda yafla-m›n› yitirenlerin aileleri, Mad›mak Oteli'ne girdi.Bu s›rada otel önünde k›sa süreli karmafla yaflan-d›. Otel içinde olayda hayat›n› kaybedenlerin ya-k›nlar› gözyafllar›na hakim olamad›.

Devlet taraf›ndan kamulaflt›r›lmas›na karar ve-rilen Mad›mak Oteli'nin “müze” olarak yenidendüzenlenmesiyle ilgili tart›flmalar ise devam ediyor.

TBMM’de ALEV‹LER‹N ADI YOK!

DEVLET DE MADIMAK’I ANDI!

Mad›mak Katliam›’n›n 17. y›l-dönümünde TBMM, Diyanet ‹flle-ri Baflkanl›¤› Teflkilat Yasas›’n›onaylad›. Oylamada tek ret oyu-nu BDP Dersim Milletvekili fiera-fettin Halis kullan›rken, Alevilerin“Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› la¤ve-dilesin” fleklindeki talepleri “du-yulmad›”…

www.ars

ivaku

rd.o

rg

4

Ali Bilgin Cengiz1994 y›l›nda neden bu kadar fliddetli

ve genifl çapta bir y›k›m gerçeklefltirildi?Toplum bunu san›r›m beklemiyordu.

Mehmet Ali K›rdök:Dersim, öteden beri Devlet’le iliflkile-

rinde sorunlu bir bölge; 90 sonras› Kürtulusal hareketinin etkisine Tunceli’de h›zl›bir reaksiyon geliflince, Devletin zaten yer-leflmifl olan bask›s› 1994 y›l›nda s›çramayapt›. 1994 Ekim ay›nda öncelikle MercanVadisi ile Kuflluca köyü çevresinde baflla-t›lan boflaltma ve yakma operasyonu Bil-geç’ten Ali Bo¤az›’na uzanan vadi boyuncayayg›nlaflt›r›larak geniflletiliyor.

Biz bu operasyonlar›n sonuçlar›n› 2006-2007 y›llar›nda 5233 Say›l› Yasa uyar›ncayapt›¤›m›z müracaatlar›n kefliflerini yap-mak üzere boflalt›lan köylere gitti¤imizdegördük. Bununla birlikte insanlar›n ço¤uda, 94 y›l›nda köyleri boflalt›ld›ktan sonraevlerinin ve köylerinin gerçek durumunu12–13 y›l sonra bizimle görme f›rsat›n› bul-dular.

Dersim’de köy boflaltma ve yakma ope-rasyonu ma¤durlar›, di¤er bölgelerden far-k› bir flekilde h›zla reaksiyon göstererek,bulunduklar› yer savc›lar›na flikâyette bu-lunmufl ve köylerinin asker taraf›ndan ku-flat›ld›¤›n›, evlerinin yak›ld›¤›n› net ifade-lerle dilekçelerinde dile getirmifllerdi. Di-lekçelerde flikayet edilenler güvenlik güç-leri oldu¤u için, cumhuriyet savc›lar›ncayetkisizlik karar› verilmifl, dosya kendisineiletilen il ve ilçe özel idare kurullar› ise, de-vasa insani dram›n yafland›¤› vahflet karfl›-s›nda, göstermelik bir soruflturma yaparaksan›klar›n belirlenemedi¤i gerekçesiyle ta-kipsizlik kararlar›n› vermiflti. Bu kararlarköylülere 1995-19966 y›l›nda tebli¤ edildi.Biz, 1996 y›l› bafl›nda, bu kararlar›n tebli¤isonras›nda bize ulaflan 60’a yak›n köylüyleilgili Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesine1996 y›l›nda müracaatta bulunduk. Müra-caat›m›z köylerin güvenlik güçleri taraf›n-dan boflalt›lmas›, evlerin yak›lmas›, tahripedilmesi, köylere dönüflün engellenmesieksenliydi. Mahkeme süreci 2000 y›l›na ka-dar sürdü. 2000 y›l›nda 17 köylüyle ilgilihükümet dostane çözüm önerisinde bu-lundu, köylülerin kabulü sonras›nda 17dosya dostane çözüm yoluyla sonuçland›.

-Bu köylüler az önce bahsetti¤iniz bi-rinci dava grubu olan 60 köylünün içindemiydi? Bir de neden 17 kifli?

Dosyalar farkl› dairelerde görüldü. Da-irenin biri dosyalar› daha önce sonuçlan-d›rd› ve kabul edilebilirlik karar› ç›kt›. Bukarar asl›nda dosyan›n gelece¤ini gösteri-yordu. Hükümet ara çözüm önerdi ve budosyalar› sonuçland›rd›. Di¤er Dairelerdeolan dosyalar için ise 2005 y›l›nda Kabule-dilebilirlik karar› verildi. Yani bir Dairenin2000 y›l›nda verdi¤i karar› bir baflka Daire5 y›l sonra verdi. 2000 y›l›nda verilen kara-

r›n infaz› 2001 y›l›nda tamamland›. U¤ra-d›klar› hak ihlalinin ‹HAM taraf›ndan kara-ra ba¤lanmas› ve ödemelerin yap›lmas›ma¤dur kitlesi üzerinde bir umut f›rt›nas›estirmifl olacak ki, karar üzerine bana çoksay›da kifli müracaat etti. Ancak 1994 y›l›ile 2001 y›l› aras›nda 7 y›ll›k bir süre geç-mifl oldu¤u için köylerin boflalt›lmas› ek-senli müracaat›n koflullar› kalmam›flt›. An-cak bu süre içerisinde insanlar mülklerin-den faydalanamam›fllard› ve boflalt›lanköylere eriflim güvenlik güçleri taraf›ndanengellendi¤i için mülkiyet hakk› ihlali de-vam ediyordu. Ma¤durlar›n, köylerine dö-nüp mülkiyet haklar›ndan yararlanma di-lekçelerine, köylerinin bulundu¤u il ve ilçeidari makamlar› ya yan›t vermiyor, ya da,güvenlik gerekçesiyle köylerine gidemeye-cekleri bildiriliyordu. Bunun üzerine A‹HMde; mülkiyet hakk›n›n engellenmesini ge-rekçe göstererek yine bir müracaat sürecibafllatt›k. 1996 y›l›nda A‹HM’e müracaat›nkonusu, özgürlük ve güvenlik hakk›n›n,mülkiyet hakk›n›n, konut dokunulmazl›¤›-n›n ihlal edilmesi iken, 2001 y›l›nda müra-caat›n konusu; mülkiyet hakk›n›n kullan›l-mas›n›n zorla engellenmesi olgusuna dö-nüflmüfltü.

O dönemde OHAL yürürlükteydi. Yasa-n›n hükümleri uyar›nca OHAL Valili¤inindenetimi alt›nda verilen kararlar›n›n iptalimümkün de¤ildi. Bundan dolay› A‹HM’etoplu müracaatlar yapt›k. A‹HM dosyalar›nh›zland›r›lm›fl usule tabi tutulaca¤›n› bildir-di. Derken 2004 y›l› flubat ay›nda, Hozat’›nBoydafl köyünde ‘Do¤an ve Di¤erleri/Tür-kiye’ diye kayda al›nan15 kifliyle ilgili birpilot davay› mahkeme sonuçland›rma ka-rar› ald›. 2004 y›l› fiubat ay›nda bu dosya-lar›n duruflmas› Strasbourg’da yap›ld›. Odönem hükümet 5233 say›l› yasa tasar›s›n›haz›rlam›flt›. Duruflmada, tasar› Türkiye ta-raf›ndan mahkemenin görüflüne sunuldu.‘Biz yasa düzenliyoruz. Bu yasa köylülerinflikâyete konu olan sorunlar›n› giderme ye-tene¤ine ve kapasitesine sahip’ diyerek da-van›n reddini istedi. Mahkeme, hükümetinbu savunmas›n›, yasan›n henüz tasar› ha-linde olmas› nedeniyle dikkate almad› ve24 Haziran 2004 ‘te esasa iliflkin karar›n›aç›klad›. Kararda; köyün kimler taraf›ndanboflalt›ld›¤›n›n çok sorun oluflturmad›¤›n›,ancak insanlar›n evlerinden, köylerindenedildikten sonra, hükümetin bu insanlarayard›mda bulunmad›¤›, ma¤durlar›n büyükkentlerde son derece zor koflullar alt›ndayaflamak zorunda b›rak›ld›¤›, bu süre içeri-sinde köylerine, mülklerine gidiflinin gü-venlik güçleri taraf›ndan engellendi¤i, bu-nunda sözleflmenin 8.maddesi, ek proto-kolünün 1.maddesine aç›k ayk›r›l›k olufl-turdu¤una karar verdi. A‹HM tazminatla il-gili bölümü daha sonra incelemeye kararverdi. Bunun üzerine hükümet, 20 günsonra 17 Temmuz 2004 tarihinde 5233 sa-y›l› yasay› ç›kard› ve bizleri bu yasa uyar›n-ca valiliklere müracaat etmeye davet etti.Biz daha önceki süreci, KDRP(Köye Dönüflve Rehabilitasyon Projesi, GAP veya vali-

liklerin yard›m projeleri gibi çal›flma prati-¤inin bir çözüm potansiyeli tafl›mad›¤›n›gördü¤ümüz için, bu yasan›nda yeterli birbütçe kayna¤›na sahip olmad›¤› sürece ve-rimli olmayaca¤›n›, bunun yan›nda zarartespit komisyonlar›n›n yine Valili¤e ba¤l›yetkililer taraf›ndan oluflturuldu¤unu, za-ten insanlar› yerinden eden güçlerin idareoldu¤unu, dolay›s›yla idarenin böylesi birkomisyon iletiflimiyle insanlar›n sorununuçözemeyece¤ini ifade ettik. Ayr›ca zarar›nkan›tlanmas›nda ortaya ç›kacak sorunlar›nma¤dur aleyhine iflletilece¤i endiflemizi di-le getirdik. Bunun üzerine 2005 Eylül ay›n-da yasan›n uygulanmas›n› kolaylaflt›ran birBakanlar Kurulu karar› ç›kt›. Y›l sonundada ise bu kurallar 5442 Say›l› Yasa madde-si olarak yürürlü¤e girdi. Zarar Tespit Ko-misyonlar›n›n yap›s›nda bir de¤iflim olma-d›¤› için bu durumu ma¤durlar aç›s›ndangüvenceli görmedi¤imiz için Tunceli çev-resinde ortak tav›r alarak 5233 Say›l› Yasauyar›nca müracaat etmeyece¤imizi valili¤eve mahkemeye ifade ettik.

Bu arada devam eden davalarla ilgiliolarak Hükümet, Mahkeme’ye 5233 say›l›yasa uyar›nca kurulan Zarar Tespit Komis-yonlar› taraf›ndan sonuçland›r›lm›fl, Diyar-bak›r’dan 400, Tunceli’den ise 24 örnekdosya gönderdi. Diyarbak›r’dan gelendosyalar için çok fazla söyleyebilece¤imizbir fley yoktu, ancak Hozat’ta özellikle“Do¤an vd/Türkiye” karar›na emsal olufl-turmak amac›yla Boydafl Köyü çevresin-den de¤erlendirilen dosyalarla ilgili ra-kamlar yüksek birim de¤erleri uygulanaraksonuçland›r›lm›flt› ve iyiydi. 20 dönümarazisi olan ve evi y›k›lan bir kifli 80.000YTL, 40–50 dönüm arazisi olan ve evi y›-k›lan bir kifli için 120.000 YTL gibi rakam-larla Sulhname önerdiler ve vatandafl buSulhnameleri o dönemde kabul etti. 5233

Say›l› Yasa uyar›nca 2005 y›l› sonuna kadarTürkiye’de toplam 170.000 civar›nda müra-caat gerçekleflmiflti. Mahkeme, yüksek de-¤erli sulhnameler ve 170.000 ma¤durunmüracaat›n›, bu yasan›n ma¤durlar taraf›n-dan yeterince güvenilir bulundu¤unun ka-n›t› olarak de¤erlendirerek yeni bir kararaimza att›. Yine pilot dava olarak sonuçlan-d›rd›¤› ‘Ayd›n ‹çyer/Türkiye’ kabuledilmez-lik karar›n›, 12 Ocak 2006 tarihinde aç›kla-yarak köye dönüfl davalar› olarak adland›-r›lan davalar› bu pilot dava ile sonuçland›r-d›. A‹HM’e mülkiyet hakk›n›n kullan›lma-s›yla ilgili gönderilen bütün dosyalar budava örnek gösterilerek sonuçland›r›ld›.‘Ayd›n ‹çyer’ karar› s›radan bir kabuledil-mezlik karar› de¤ildi. Mahkeme ‘Ayd›n ‹ç-yer’ flahs›nda asl›nda bütün müracaatç›lar›ifade ediyordu. Mahkeme karar›nda özetolarak flöyle diyordu: “Ayd›n ‹çyer’in mah-kemeye müracaat etti¤i 2001 y›l›nda iç hu-kuk yollar›n›n yeterli olmad›¤›n› kabul et-mektedir. Dolay›s›yla Ayd›n ‹çyer’in baflvu-rusu hakl› ve do¤rudur. Bununla ilgili Mah-keme; ‘Do¤an ve Di¤erleri/Türkiye’ kara-r›nda hükümet güçleri taraf›ndan köye dö-nüflün engellendi¤ini, sözleflme ihlallerininolufltu¤unu ifade etmifl, ancak daha sonra,5233 say›l› yasa yürürlü¤e konularak etkilibir iç hukuk yolu oluflturulmufltur. Art›kbaflvurucular›n bu iç hukuk yolunu tüket-tikten sonra A‹HM’e gelmesi gerekir.”

Hiç kuflku yok; Mahkeme henüz 2005y›l› Kas›m ay›nda 170.000 olan 5233 Say›l›Yasa müracaatç›s›n›n kendi kap›s›n› çalmaolas›l›¤›n› bir kabus olarak gördü ve huku-ki gerekçesi güçlü olmayan Ayd›n ‹ç-yer/Türkiye karar›n› vermek zorunlulu¤u-nu hissetti. Nitekim Mahkeme ayn› karar›2010 y›l› bafl›nda K›br›s Rum baflvurucular›için de tekrarlayarak, içtihad›n› gelifltirdi¤i-ni gösterdi.

Dersim, öteden beri Devlet’le iliflkilerinde sorunlu bir bölge; 90 son-ras› Kürt ulusal hareketinin etkisine Tunceli’de h›zl› bir reaksiyon ge-liflince, Devletin zaten yerleflmifl olan bask›s› 1994 y›l›nda s›çramayapt›

RÖPORTAJAv. MEHMET AL‹KIRDÖK ‹LE 5233 SAYILI

YASA ÜZER‹NE...1994’te Dersim’de Köylerin yak›l›p boflalt›lmas›n›n etki ve sonuçlar› günümüze de¤in devam eden bir sorun olarak hala gündemde. Yak›lan, boflalt›lanköylerle ilgili AH‹M’de birçok dava aç›ld›. Bu davalar› hayli ilginç sonuçlar› var. Av. Mehmet Ali K›rdök hukuki süreci bafl›ndan beri takip eden bir isim.K›rdök, zorla yerinden edinme ve 5233 say›l› yasa üzerine sorular›m›z› yan›tlad›. K›rdök’ün yan›t ve de¤erlendirmeleri konuyla ilgili olanlar›m›z›n so-runlar›n› aç›kla¤a kavuflturan mahiyette.

www.ars

ivaku

rd.o

rg

5

2006 y›l› ocak ay›nda verilen karar üze-rine h›zl› bir flekilde dosyalar›m›z› TunceliValili¤ine götürüp müracaat›m›z› yapt›k.2006-2007 y›llar›nda keflifleri yaparak dos-yalarla ilgili yap›lmas› gereken ifllemleri ta-mamlad›k. Dosyalar›n önemli bir k›sm› so-nuçland›. Burada flu ana kadar gözlemledi-¤imiz pratiklerin ortaya ç›kard›¤› çarp›c› so-nuçlar oldu. Zarar Tespit Komisyonlar›, va-tandafl›n 94 öncesinde köyde oldu¤unu ka-n›tlamay› vatandafla yükledi. 1994 öncesin-de köyde oldu¤una dair bir belge götüre-miyorsa dosyalar reddediliyor. ‹kinci olarakvatandafl babas›n›n arazisine bir ev yapm›fl,kendi yaflam›n› idame ettiriyor. Hayvanc›l›kyap›yor. Eviyle ilgili beyanname vermemifl,yani mülkiyet belgesi yok. Burada fiili ola-rak tasarruf ediyor. Keflif s›ras›nda o yerle-rin o flahsa ait oldu¤u bilirkifli taraf›ndantespit edildi ve bu durum görevliler taraf›n-dan da tutana¤a geçirildi. Ancak valilik butür dosyalar› da kabul etmeme e¤iliminegirdi. 94 y›l› öncesinde orada yaflad›¤›n› ka-n›tlayan insanlar için ise maddi tazminat,sadece arazinin kullan›lmamas› ve tahripolan evin de¤erinin hesaplamas›na dönüfl-türüldü. Hayvanc›l›k yapmamayla ilgili ge-lir kayb› dikkate al›nmad›. Oysa davan›nbafl›ndan beri A‹HM’de bu insanlar›n hay-vanc›l›k potansiyelinin çok fazla oldu¤u,Tunceli’nin co¤rafi yap›s› nedeniyle ormanve meralar›n fazla oldu¤unu, hayvanc›l›kyapmak için insanlar›n arazi ihtiyac›n›n ol-mad›¤›n›, meralar›n bu ihtiyac› fazlas›ylakarfl›lama potansiyelinin bulundu¤unu ifa-de ediyorduk. Mahkeme ‘Do¤an ve Di¤er-leri/Türkiye’ karar›nda bunu kabul etti. Bukararda mahkeme: Çocuklar›n, babalar›n›narazisinde yapm›fl olduklar› evlerin kendi-lerine ait oldu¤unu, hatta ormanlardan fay-dalanman›n da sahiplik/ mülkiyet kavram›içerisinde de¤erlendirildi¤ine hükmetti.Aç›k ve net bir karard› o. Fakat valilik uy-gulamada bunlar›n hepsini görmezden gel-di. Son olarak da 2007 y›l› Haziran ay›nakadar Tunceli Valili¤i sulu araziler için yak-lafl›k dönüm bafl›na 300 000 lira, di¤er ara-ziler için dönüm bafl›na 100 000 lira, evleriçinse 210 000 lira civar›nda m2 maliyet he-sapl›yordu. Evler için tek bir gider hesapla-n›yor; araziler içinse 7–8 y›ll›k bir kay›p he-sap ediliyordu. Fakat bunlar›n hiçbirindehayvanc›l›k dikkate al›nm›yordu. Biz bunaitiraz ettik. Fakat itiraz›m›z çok fazla dikka-te al›nmad›.

1997 y›l› Haziran ay›nda içiflleri bakanl›-¤› iller idaresi genel müdürlü¤ü (5233 uygu-lamas› onlara ba¤l›) bir genelge yay›nlad›.Türkiye çap›nda bütün de¤erleri tek mer-kezden oluflturdu. O de¤erlerde flöyleydi:evler için 110 000 lira, a¤›llar için 64 000 li-ra birim fiyat› belirlendi, arazi 5 dönümekadar sulu araziler dönüm bafl› 240 000 lira,5 dönüm sonras›nda dönüm bafl› sulu ara-zide 45 000 lira, susuz arazide ise dönümbafl›na 20 000 lira. Dolay›s›yla 2007 y›l›n›n6. ay›ndan sonra zarar tespitleri bilgisayar-dan bu de¤erler girilerek otomatikman he-saplan›yor. Do¤al olarak de¤erler, A‹HM’ietkilemek için gönderdikleri dosyalara göreçok geriledi. O dönemde 15–20 dönüm ara-zisi olan bir kifli için 70–80 bin lira bir sulh-name önerilirken, flu anda, ayn› durumdaolan köylü için 20 bin lira öneriliyor. Bu çokbüyük hayal k›r›kl›¤› yarat›yor insanlarda.Müvekkillerimin önemli bir k›sm› bu tür du-rumlar› kabul etmeyece¤ini ifade ettiler. Ba-z›lar›nda kabul etmeme yönünde irademizibelirttik. Yine hayvanc›l›kla ilgili itirazlar›m›-z›n hiçbirisi dikkate al›nmad›. Hayvanc›l›klailgili belgelerin olmad›¤›n› ifade ediyorlar.Kay›t sistemi güneydo¤unun hiçbir yerindeolmad›¤› gibi Tunceli’de de yok. 94 y›l›ndahiç yoktu. Kald› ki bu insanlar kendileri is-teyerek o yöreleri terk etmediler. Dolay›s›y-

la kay›t alt›na alma imkânlar› o dönemdeyoktu. Hayvanlar›n› tüccara en fazla yar› fi-yat›na satmak zorunda kald›lar. Bundan el-de ettikleri parayla büyük kentlere göç etti-ler. Yani belge oluflturmak imkân› bu insan-lara kesinlikle tan›nmad›. fiimdi bu uygula-mayla ‹çiflleri Bakanl›¤› yani Hükümet,A‹HM’›n ‘Do¤an ve Di¤erleri/Türkiye’ kara-r›nda yapt›¤› tespitleri dikkate almad›¤›n›aç›kça ifade ediyor. ‹çyer/Türkiye karar› ön-cesi unutuldu, dosyalar›n tekrar A‹HM önü-ne gidece¤i hesaplanm›yor besbelli.

Kabul etmek gerek ki, 1994 y›l›ndanbuyana geçen zaman, ço¤unlukla uzun sü-rece¤i aç›k olan ikinci bir dava sürecini en-gelleyici etki yap›yor ve bu güçlüklerdendolay› önerilen sulhnameler baz› müraca-atç›lar taraf›ndan (istenmeyerek) kabul edi-liyor. Zaten bu zamana kadar beklemifller,birde bundan sonraki süreci beklemek is-temiyorlar. ‹nsanlar›n zaruret nedeniyle ka-bulünü ‹çiflleri Bakanl›¤›, kendi projeleri-nin baflar›s› olarak yorumluyorlar. Bununalt›ndaki zaruret hali görmezden geliniyor.Bu aç›k ve net görülüyor. ‹HAM’den dönendosyalar›n önemli bir k›sm› sonuçland›Ovac›k’ta bir k›s›m köyler hala incelenmiflde¤il. ‹ncelenen köylerde ise dava say›s›genel uygulaman›n bir hayli üstünde. Budosyalar›n sahipleri gerçek ma¤durlar, ger-çekten köyleri yak›lm›fl, mülkiyete ulafl›m-lar› engellenmifl insanlar. Bu kadar hak en-gellendikten sonra 10 bin lira, 20 bin liraile yetinmeyi kesinlikle düflünmüyorlar. Buflekliyle 5233 say›l› yasa uygulamas›, tatminetmekten son derece uzak bir duruma gel-mifl bulunuyor. Oysa bafltaki itirazlar›m›zara¤men 5233 say›l› yasa valilikler eliyledo¤ru uygulanabilirdi. Mesela 5233 say›l›yasada hayvanc›l›kla ilgili gelir kayb› he-saplanmaz diye bir karar yok. Hayvanc›l›k-la ilgili ve di¤er her türlü zarar›n karfl›lana-ca¤› ifade ediliyor.

-Bu yorumu Valilikler mi yap›yor?

Evet. Mesela Tunceli’de 4 tane komis-yon var 4 komisyonunda uygulamalar› bir-birinden farkl›. Komisyonlar›n baz›s› bafl-vuru sahiplerini hendekten atlatmak isti-yor. Vatandafl›n 10 mirasç›s› var. Her miras-ç› için kozmik bürodan belge istiyorlar. Va-k›ftan yard›m almad›klar›na iliflkin belge,10mirasç›n›n her birinin ayr› ayr› adli sicil ka-y›tlar› gibi belgeler isteyerek insanlar› ca-n›ndan bezdiriyorlar. Baz› ilçeler bunukendi içlerinde çözüyorlar. Bir ilde dahiuygulama bütünlü¤ü yok.

-Peki, bundan sonras›nda hukuki aç›-dan nas›l ad›m atmak gerekiyor?

Müvekkillerimizin retle sonuçlanan dos-yalar›n› götürdü¤ümüz ‹dare Mahkemesi le-himize karar veriyor. Ancak miktar konu-sunda uzlaflamad›¤›m›z ve dolay›s›yla tamyarg› davas› açt›¤›m›z dosyalarda ‹dare

Mahkemesi, arazi de¤erleri d›fl›nda ZararTespit Komisyonlar›n›n uygulamalar›n›onaylar nitelikte karar vermeye bafllad›. Ba-fl›ndan beri hassas oldu¤umuz hayvanc›l›kzararlar› ‹dare Mahkemesi taraf›ndan ZararTespit Komisyonu bak›fl aç›s›yla de¤erlendi-riliyor. Yani köy boflalt›l›rken hayvanlar›nzarar gördü¤üne iliflkin resmi tutanak gibibelge isteniyor. Dolay›s›yla bu taleplerimiz-le ilgili idare mahkemesinden adalet bek-lentimiz ortadan kalkm›fl durumda.

-A‹HM’de yeni bir sürecin önü aç›lacakdenilebilir mi?

Kesinlikle aç›lacak ve biz bir gurup da-vay› A‹HM önüne götürdük. Zarar›n gide-rimi, ‘Do¤an ve Di¤erleri/Türkiye’ karar›n-da belirlenen kapsamda yap›lmak zorun-da. 5233 say›l› yasa, uygulamac›lar için na-s›l bir dayanaksa, ‘Do¤an ve Di¤erleri/Tür-kiye’ karar› da uluslar üstü bir mahkemekarar› olmas› nedeniyle uygulay›c›larca ay-n› nitelikte kabul görmeli. Mesela kira gi-deri; vatandafl evinden kovulmufl, kiraödemifl ‘Do¤an ve Di¤erleri/Türkiye’ kara-r› bunu gider olarak kabul ediyor. fiu anakadar Zarar Tespit Komisyonlar›nda bir ta-ne dahi kira yüzünden tazminat ödenmiflde¤il. Dedi¤im gibi hayvanc›l›k yapama-madan do¤an zarar ciddi bir kay›p olarak‘Do¤an ve Di¤erleri/Türkiye karar›nda var.fiu anda tek dosyada dahi bunun zarar ola-rak tespit edildi¤ine ben rastlamad›m.

Dolay›s›yla 5233 say›l› yasa her ne ka-dar etkili iç hukuk yolu yaratmak için orta-ya konuldu ve sorunun esas a¤›rl›kl› k›sm›-n› bu komisyonlar›n incelemesiyle çözme-yi hedeflediyse de flu anda bunun tam ter-si yaflan›yor. Komisyonlar en ufak bir so-runda topu idare mahkemesine at›yor, va-tandafl›n önünde çok uzun bir yarg› sürecibafll›yor. Bu flunu gösteriyor: 5233 say›l›yasa, mahkemenin ‘Ayd›n ‹çyer/Türkiye’karar›nda belirtti¤i gibi etkili bir iç hukukyolu olmaktan ç›kt›. Kararlar bunun çoknet kan›t›d›r. Çünkü bu dosyalardaA‹HM’nin çok büyük bir sorumlulu¤u var.Bu insanlar 2001–2002 y›l›ndan 2006 y›l›nakadar 4 sene A‹HM ‘in kap›s›nda kararbeklediler. Bir y›¤›n ifllem yap›ld›. Dosyalarsonuçlanma aflamas›na gelmiflti. Mahkemetekrar iç hukuk yolunu gösterdi. ‹ç hukukifllemedi. Bizim müracaatlar›m›z flu andadört y›l› aflt›. Do¤ru dürüst bir sonuçlanmayok. Sonuçlar dosyalar tatmin edici olmak-tan son derece uzak. Komisyon kararlar›-na karfl› baflvurmak zorunda oldu¤umuzidare mahkemesi prati¤i de art›k netleflme-ye bafllad›. Sorunun esas›n›n çözümündekomisyonlar ile idare mahkemesinin bak›flaç›s› ayn›. Dolay›s›yla iç hukuk düzenimiz,A‹HM karar›nda aç›klanan zarar kapsam›n›tam olarak karfl›lama konusunda aç›k ola-rak yetersiz.

Bununla birlikte bugün itibar›yla Ova-c›kta Karatafl, Cevizlidere, Hanufla¤›-K›z›l-veren gibi baz› köylerin müracaatlar› 4 se-

neyi aflmas›na ra¤men hala incelenerek so-nuçland›r›lm›fl de¤il. Hakl› olarak müvek-killerimiz isyan ediyor. “Zarar görmeyenköylere ödeme yap›ld› bizim köyler özel-likle cezaland›r›l›yor” diyorlar. Haks›z ol-mad›klar› ortada, bu nedenle biz Sözlefl-me’nin “Makul sürede yarg›lanma hakk›”kapsam›nda müvekkillerimizin bu flikayet-lerini ‹HAM önüne götürme karar› ald›k.Yak›n zamanda bu köylerdeki ma¤durlariçin müracaat›m›z› yapaca¤›z.

-‘Do¤an ve Di¤erleri’ karar› Hozat’›nBoydafl Köyünden baflvuruda bulunanlar›nbir k›sm›n›n dosyalar›n› m› anlatmakta?

Evet, Boydafl köyünden 15 kifli için ve-rilmifl bir karar. Ancak bu karar›n, mülkiye-te ulafl›m›n engellendi¤i tüm baflvurulariçin uygulanmas› gereken örnek oldu¤ugözden uzak tutulmamal›. Oradaki dosyabileflimi ile ilgili bir bilgi vereyim: 15 kifli-den 7 kifli aile reisi,8 kifli ise onlar›n çocuk-lar›. Dolay›s›yla çocuklar›n mülkiyet belge-si yok. Yani Mahkemeye gönderdi¤imiz netapu var ne beyanname var. Ancak muhta-r›n vermifl oldu¤u bir beyan var. Mahkemebu çocuklar›n babalar›na ait arazi üzerindeev yaparak edindi¤i mülkiyeti kabul etti.Yine bu insanlar› hayvanc›l›k yap›p geçim-lerini sa¤layabildiklerini de kabul etti. Tümbunlardan yoksun kal›p büyük kente göçetmek zorunda kalmalar› yüzünden büyükkentte ödemifl olduklar› kiran›n ma¤durla-ra ödenmesi gerekti¤ine hükmetti. Yine or-mandan faydalanma hepsi o kararda vard›.Buna ra¤men flu anda idare taraf›ndan, Va-lilik taraf›ndan yok kabul ediliyor. Oradaki15 kifliden 8 kifli Valili¤e müracaat etseydi,Valilik kafadan bu kifliler için ret karar› ve-recekti. fiimdi bu insanlar›n tekrar bir 5 y›lidari mahkemede baflvurup A‹HM’e gitme-leri do¤ru de¤il. A‹HM’in kap›s›n› bugün-den çalmak gerekiyor.

-Bugün bakt›¤›m›zda A‹HM tarihi birhata yapt› diyebilir miyiz?

Kesinlikle.

-Ve A‹HM size göre yanl›fl› gördü mü?

Bunu yapt›¤›m›z müracaatlara karfl›A‹HM’nin tutumunda görece¤iz.

-Boflalt›lan köylerin bugünkü hukukidurumu nedir ve ma¤dur olan vatandaflne yapabilir?

Biliyoruz ki bugün hala boflalt›lan köy-lerin ço¤unlu¤u bofl. Baz›s›na gidifl-dönüflhala mümkün de¤il. Öncelikle flunu tespitetmek gerek. Tunceli’de gidilmesi resmenyasakl› köy yok. Dolay›s›yla güvenlik güç-lerinin vatandafl›n köyüne gitmesini, yer-leflmesini ve mülkiyetinden yararlanmas›n›engellemesi yasal olarak mümkün de¤il.Ancak idari birimlerin, resmi olmayan yol-lardan, vatandafl›n can güvenli¤ini hedefalan baz› telkinlerinin oldu¤unu biliyoruz.Örne¤in “gidebilirsin ama can güvenli¤ini-zi sa¤layamam” gibi yan›tlar. Oysa vatan-dafl›n can güvenli¤ini sa¤lama yetkililerinen baflta gelen sorumlulu¤udur ve hiçbiryetkilinin, kendi sorumlulu¤unu vatanda-fl›n üzerine atma hak ve yetkisi bulunma-maktad›r. Köylüler köylerine geçici ya dasürekli dönmek istiyorlarsa, yetkililerdenköye eriflimlerinin koflullar›n› oluflturmala-r›n› talep edebilirler. Yani, yol,su,elektrikve güvenlik gibi koflullar›n yerine getiril-mesini isteyebilirler. Bu kendilerinin vatan-dafl olarak haklar›, yetkililerin de yükümlü-lü¤üdür. Bu koflullar›n yerine getirilmeme-si durumunda mülkiyet haklar›n›n s›n›rlan-mas› nedeniyle zarar ve ziyan için gereklimüracaatlar› yapabilirler.

www.ars

ivaku

rd.o

rg

6

Bask›, tecrit, ambargo ve Tuncelililer Derne¤i

Salman YeflilgözFestivalin geldi¤i noktay› anlamak için

Tuncelililer Derne¤i ve onun Dersim’e yö-nelik çal›flmalar›n› bilmek gerek. Tuncelili-ler Derne¤i’nin kurulufl baflvurusu 1989’dayap›ld› ve kuruluflunu resmen 1990 Ey-lül’ünde tamamlad›. Derne¤in aç›lmas›n›nard›ndan çok say›da dava aç›ld›. Bilindi¤igibi 1994’te bölgede köyler boflalt›l›yordu,böyle bir süreç vard›. O dönemin tan›kl›¤›-n› yapt›k, 1999’a kadar. Köy boflaltma veDersim’de yürütülen g›da ambargosunakarfl› demokratik tepkiler örgütlemeye gay-ret ettik. Bu amaçla sürekli Dersim’e gidipgeliyorduk. Bir yaln›zlaflt›rma politikas›vard›. Bunu nas›l k›raca¤›m›z üzerine ko-nufluyor, tart›fl›yor ve çal›flmalar yap›yor-duk. Bu çal›flmalar 1995’te kurdu¤umuzDersim Halk›yla Dayan›flma Kurulu ile so-mutluk kazanm›flt›. 1998 y›l› bafllar›nda bukurul bünyesinde bir komisyon kurduk.Dersim’de sosyal, kültürel, iktisadi ve sa¤-l›k gibi alanlarda çal›flmalar yapmay› amaç-l›yorduk. Munzur Afi’nin kurulmas› da bukomisyonun çal›flmalar› esnas›nda günde-me gelen bir konuydu.

Yine, 1997 y›l›nda, Munzur’un kena-r›nda oturmufl Dersim’e yönelik “yaln›zlafl-t›rma” politikas›n›n nas›l afl›labilece¤i üze-rine konuflurken, Hüseyin (Ayr›lmaz), “ala-bal›k festivali yapal›m” diye bir düflünceortaya att›. Fakat bu, daha çok Ovac›k’la s›-n›rl› kalacak bir etkinlik olurdu. Bu tart›fl-malar›n sonucunda metropollerde ve yurt-d›fl›nda yaflayan Dersimlilerin ilgisini Der-sim’e çekebilmek amac›yla “15 gün tatiliniDersim’de geçir” fleklinde bir kampanyabafllatma karar›na vard›k. 1998 Temmuzay›nda, Düzgün Baba, Munzur Gözeleri,Ba¤in gibi mekanlar› ziyaret etmeyi kapsa-yan bir program haz›rlad›k. O dönemlerdeburalar› ziyaret etmek yasakt›. Kampanya-y› Tuncelililer Derne¤i organize ediyordu,ama derne¤in ad›n› fazla öne ç›karmad›k.Ça¤r› tüm Dersimliler ad›na yap›lm›flt›. ‹s-tanbul’dan bir otobüsle Dersim’e hareket

ettik. 15 Temmuz’da ‹stanbul’un yan› s›ra‹zmir, Adana ve Mersin gibi illerden deotobüsler hareket etmiflti. Kampanyay› ka-muoyuna da yans›tm›flt›k. Bu nedenle Der-sim’de bir “hareketlenme” oldu¤u haberiniald›k. Neler olaca¤›n› tam olarak bizler debilmiyorduk. Bizim Malatya’da otobüsü-müz durduruldu. Bize Dersim’e giriflimizinOHAL taraf›ndan yasakland›¤› tebli¤ edildi.Ama tabii kimlik olarak bu yasa¤›n kimle-re uygulanaca¤›n› bilmiyorlard›, bu neden-le “Salman Yeflilgöz ve arkadafllar›” denili-yordu. Yani net olarak Dersim’e girifli ya-saklanan kifli ben idim, di¤erlerinin kimlik-lerini bilmiyorlard›. Böyle olunca, Ela-z›¤’dan gruplar halinde Dersim’e girilmesi-ni organize ettik. Dikkatleri sadece benimüzerimdeydi. Eski milletvekili Mehmet AliEren ve 5-6 kiflilik bir grup, Sihenk’ten, buyaklafl›m› protesto etmek için geri döndü.Festivalin temeli de asl›nda ilk olarak buetkinlikle birlikte at›lm›fl oldu.

Hüseyin Ayr›lmazBöyle bir fley beklemiyorlard›, o yüz-

den flok oldular. Toplu girifli engelledikleri-ni düflünüyorlard›. Valilik, “benden izin al-madan nas›l buralara gidersiniz” fleklindebir yaklafl›m içindeydi. Ad›m ad›m peflimiz-

deydiler. “Buras› Akdeniz, Antalya de¤il” di-yorlard›. Kendi memleketimizde seyahat öz-gürlü¤ümüz yoktu. Buna ra¤men Gözeler’egittik. Kutu Deresi’nde yo¤un kat›l›ml› bü-yük bir piknik yapt›k. Bu giriflimimiz Der-sim’de büyük bir moral etki yaratt›.

Tuncelililer Derne¤i’nin kuruluflu za-man›nda o dönemki siyasi yap›lar “yerelderne¤e ne gerek var?” diyorlard›. Oysa94’teki köylerin yak›ld›¤›, boflalt›ld›¤› sü-reçte çok önemli bir rol oynad›. Köylerdenyo¤un bir flekilde bizi ar›yorlard›. Bir kere-sinde Cevizli Dere Köyü muhtar› aram›fl,“flu anda evimizi yak›yorlar” demiflti. Anka-ra’da ciddi giriflimler organize edildi. Der-sim’i tecrit etmifllerdi. Bu nedenle tan›nm›flayd›n ve sanatç›lar› Dersim’e sokmaya gay-ret ettik, kamuoyunun dikkatini bu tecritpolitikas›na çekmeye çal›flt›k. 1997’de“Ekolojik Tahribata Tan›kl›k Heyeti”ni Der-sim’e sokmam›z çok yank› yaratt›. Zorla daolsa Seyitlik Köprüsü’nün oraya sembolikbir a¤aç diktik. O a¤aç büyüdü. G›da am-bargosu ve tecrit politikas›, yerleflik insan-lar›m›zda büyük bir moralsizli¤e nedenoluyordu. Bu moralsizlik durumu nedeniy-le daha çok konser türü moral etkinliklerdüzenlenmesi önerileri vard›. Ben ise kon-serlerden ziyade Dersim’e d›flar›dan kitle-sel gelifllerin daha önemli oldu¤unu düflü-nüyordum. “Alabal›k Festivali yapal›m” dü-flüncesi, Munzur Do¤a ve Kültür Festivalidüflüncesini do¤urmufl oldu. Fakat bizde“bofla ç›karsa, baflar›s›z olursak” korkusu

da vard›. Bu nedenle “15 günlük tatiliniDersim’de geçir” kampanyas› ile bunu testetmifl olduk. Sonuç baflar›l›yd›. Emniyetkay›tlar›na göre d›flar›dan Dersim’e 5 binkifli gelmiflti…

1999’da festival için her türlü haz›rl›kyap›ld›. Ama izin verilmedi. Sanatç› kadro-su fazla zengin de¤ildi. Ama panel ve do-¤a gezileri vard› programda. Tertip Komi-tesi’ni Tuncelililer Derne¤i ile Tunceli Be-lediyesi oluflturmufltu. O dönem belediyebaflkan› CHP’den Hasan Korkmaz idi. Ha-san Korkmaz, “olay ç›kar” diye çok korku-yordu. Direkt belediye sorumluluk üstlen-sin istedik, bu nedenle müracaat› belediyeyapt›. Ama valilik, müracaat formunda yeralan sanatç›lar›n GBT incelemesinde hep-sinin “defolu” oldu¤unu söyleyerek izinvermedi. Asl›nda izin vermeyen Valilik de-¤il, askeriye idi.

2000 y›l›nda yap›lan müracaat kabuledildi. ‹lk buluflma Seyitlik Köprüsü’ndeoldu. Herkes sevinçliydi. Halaylar çekili-yordu. Bu arada askeri araçlardan sürekli“devletin yollar›n› boflalt›n›z” anonslar› ya-p›l›yordu. Ama kitle abluka ve yasaklar›darmada¤›n›k etti.

‘Festival ortak payda idi’

Cemal Tafl‹nsanlara yaln›z olmad›klar› mesaj›n›

vermek, esnaflar›n kepenk kapatmamas›,insanlar›n yerini-yurdunu terk etmemesiamac›na dönük çal›flmalar yürütürken fes-

SÖYLEfi‹

MUNZUR KÜLTÜR VE DO⁄AFEST‹VAL‹: NEREDEN NEREYE...

Munzur Do¤a ve Kültür Festivali, bölgenin en eski festivali. 2000 y›l›nda ilki gerçeklefltirildi. ‹zleyen y›llarda, bölgedeki il ve ilçelerde benzer içeriklibaflka festival etkinlikleri de düzenlenmeye bafllad›, baflka festivallere esin kayna¤› oldu. Bölgenin ilk festivali olman›n yan› s›ra, Munzur Do¤a ve KültürFestivali’nin en önemli özelli¤i, belki de “do¤a” ve “kültür” temas›yd›. Yani Dersim deyince akla ilk gelen özelliklerine vurgu yapan, bunu “tema” olarakbenimseyen bir festival olmas›yd›. Yasaklanan iki festival de say›lacak olursa, bu sene 12. düzenlenen Munzur Do¤a ve Kültür Festivali, görünen o ki “ru-tin” bir festival olma noktas›na geldi. Oysa festival düflüncesi ilk ortaya ç›kt›¤›nda ve ilk festivaller esnas›nda büyük bir coflku ve heyecan kayna¤› olmufl-tu. Bölgede devam eden çat›flma ortam›n›n bir parças› olarak Dersim’e yönelik uygulanan “ambargo” ve “abluka” politikas›, denilebilir ki, dünyan›n dörtbir yan›nda yaflayan Dersimlilerin sahiplenmesiyle, ilk olarak Munzur Festivali ile birlikte afl›lm›fl, ifllemez, yürütülemez hale getirilmiflti.

Bu nedenle son y›llarda gündeme gelen Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’nin içeri¤ine, mant›¤›na iliflkin ciddi elefltiri ve düflünceler, ilk festival et-kinliklerinin hangi ortamda, ne tür koflullar alt›nda gerçeklefltirildi¤ini hat›rlamam›z› gerekli ve önemli k›l›yor. Böyle olunca da, 90’l› y›llar boyunca fa-aliyet gösteren ve çok önemli bir misyonu yerine getirdi¤ini vurgulamak gereken ‹stanbul’da kurulmufl Tuncelililer Derne¤i ve onun baflkan› Salman Ye-flilgöz ile ayn› derne¤in yöneticili¤ini yapm›fl Cemal Tafl ve Hüseyin Ayr›lmaz’›n düflüncelerine kulak verdik. Zira Munzur Do¤a ve Kültür Festivali, buderne¤in çal›flmalar› içerisinde ortaya ç›km›fl ve hayata geçirilmifl bir proje. Günümüze gelen süreç içerisinde Munzur Do¤a ve Kültür Festivali’nin han-gi koflullarda nas›l bafllad›¤›n› Salman Yeflilgöz, Cemal Tafl ve Hüseyin Ayr›lmaz’la konufltuk. Sorular›m›za aç›k yürekli ve herkes ad›na düflündürücüolmas› gereken yan›tlar verdiler. / Cafer Solgun

Tuncelililer Derne¤i’nin kurulu-flu zaman›nda o dönemki siyasiyap›lar “yerel derne¤e ne gerekvar?” diyorlard›. Oysa 94’tekiköylerin yak›ld›¤›, boflalt›ld›¤›süreçte bu dernek çok önemlibir rol oynad›

Onore edilmek…Salman Yeflilgöz, Cemal Tafl ve Hüse-

yin Ayr›lmaz’a, bugüne de¤in en az›ndanfestival etkinliklerine yönelik katk›lar›ndandolay› onore edilip edilmediklerini de sor-dum. “Hay›r” dediler. Salman Yeflilgöz,“10. y›lda böyle bir fley olabilirdi, olmad›,flimdi yasaklananlarla beraber 12. festivalyap›lacak” derken, Cemal Tafl ise “ödül-lendirilmek insan› mutlu eder tabii” dedik-ten sonra devam etti: “Ama tersine, ilk za-manlarda bu çal›flmalar için u¤rafl verirkenneredeyse dayak yiyecektik. Derne¤imizkapand›¤›nda, düzenlenen bir toplant›ya

al›n›p al›nmayaca¤›m›z bile tart›flma konu-su yap›ld›.” Dersim Hayat gazetesi olarak,ödül vermeyi, ödüllendirerek onore edil-meyi çok abart›yor de¤iliz. Zira Dersim’ehizmet etmek, her birimiz aç›s›ndan herfleyden önce bir sorumluluk konusudur.Ama bazen durup birbirimizin emek vegayretine taktir duygular›m›z› ifade etme-ye de ihtiyaç var. Bizce Dersim’in o yaln›zve kuflat›lm›fl zamanlar›ndaki çabalar› ha-t›rlamak için zaman geçmifl de¤il. Daha daönemlisi, festivali hepimiz için bir “ortakpayda” olarak yeniden ve daha canl›, cofl-kulu, ifllevli bir düzeye getirebilmek göre-vimiz var…

www.ars

ivaku

rd.o

rg

7

tival projesi flekillendi. Tunceli d›fl›nda ya-flayan insanlar›n yüzlerini yeniden Der-sim’e dönmelerinin, insanlar›m›za moralkazand›raca¤›n› düflündük. Bu kültürel or-ganizasyonun bu bask›y› bertaraf edebile-ce¤ini öngörmüfltük. Böyle olunca, herkesaç›s›ndan bu amaçlar bir ortak paydayd›.Kimin hangi partiden oldu¤u gibi fleylerinöne ç›kmamas› gerekiyordu. Ama bugünbakt›¤›m›zda egolar›n öne ç›kt›¤›n› görüyo-ruz. Kendisi için do¤ru olan›n baflkalar›nadayat›lmas› var. Say›sal ve siyasal olarakgüçlü olan›n psikolojisiyle hareket ediliyor.‹lk y›llardaki anlay›fltan uzaklafl›l›yor; siya-seten güçlü olan›n baflkalar›n› yok saymas›söz konusu.

‹lk festival CHP’li belediye dönemindeyap›lmas›na ra¤men CHP zihniyetini çokyans›tmad›k. Ama bugün belediyeyi elindebulunduran partinin yaklafl›m› yerel de¤er-leri ifade etmekten çok, kendini ifade et-meye dayan›yor. Herkesin kavgas› kendiniifade etmek. Böyle olunca bahsetti¤im or-tak paydadan da uzaklafl›ld›. Herkes festi-valden bir fleyler almaya çal›fl›yor, vermeyede¤il. Bence en büyük eksiklik, yerel yö-netimi elinde bulunduran partimizin “bü-yük a¤abey” rolü oynamas›d›r. Bu, Der-sim’in dokusuna uymuyor. Festival organi-zasyonunda “dedi¤im dedik” mant›¤› sözkonusu. Konuflmac›lar saatlerce parti prog-ram› üzerine konufluyor. Çal›nan müziklerbelli bir partinin müzikleri. Bunlar insan-larda rahats›zl›k yarat›yor. Geçen y›l KalanMüzik’in haz›rlad›¤› bir festival müzi¤i var-d›, bir türlü çald›ramad›k. Bunlar baflka il-lerde normal olabilir, ama Dersim çok

renkli bir co¤rafyad›r. Etnik, inançsal, siya-si ayr›l›¤a önem verilmez. Kimsenin siyase-tini, dilini, inanc›n› problem etmez. Gençkuflaklar bunu yapt›klar› zaman Dersimlilerbundan rahats›zl›k duyuyor. D›flar›dan ka-pitalist mülkiyetçi anlay›fl bizde de kendisi-ni varediyor. “Bizim olsun küçük olsun”düflüncesi Dersim’e kaybettirir. Bu anlay›flabüyük tepki var. Festival bir siyasi propa-ganda alan› haline geldi. Dersimliler bunatepki gösteriyor, “istemiyoruz” diyor. Ön-ceden emniyet güçleri “buraya geliyorsu-nuz huzuru bozuyorsunuz” diyordu, flimdibunu halk söylüyor. Bunun ciddi flekildedüflünülmesi laz›m.

Festivalde siyaset de olur. Ama do¤ave kültürle ilgili ortak duyarl›l›k projelerigelifltirilmeli. Gençli¤imiz de yozlafl›yor. Si-yaseten de kimse için “baflar›l›” bir durum

yok. Do¤a ile ilgili barajlar sorunu öne ç›k-t›. Son mitingi saymazsak, ortak ve etkilibir giriflim de yok. Günü kurtarma var.Gerçek bir çevrecilik anlay›fl› geliflmedi. Buda siyasi bir faaliyet gibi ele al›nd›. Dahasivil giriflimler vard›, onlar›n da önü kesil-di, sivil giriflimler da¤›t›ld›. Bunun da siya-setinin yap›lmas›, insanlar›n tereddüde ka-p›lmas›n yol açt›.

Salman YeflilgözEksiklerine ra¤men mevcut yerel yö-

netimin halk›m›z›n hissiyat›n› anlayan biryönetim oldu¤unu da vurgulamak gerekir.CHP zihniyetiyle ayn› kefeye koymak yan-l›fl olur. Daha dikkatli hareket etmeleri vevefa duygusunu daha iyi anlamalar› gerek-ti¤ini düflünüyorum. Eksiklerine ra¤men,seçilen yönetimin halk›m›z›n hissiyat›n› an-latan bir yönetim oldu¤unu da vurgulamaklaz›m. Ama daha dikkat etmeleri ve vefaduygusunu daha iyi anlamas› gerekti¤inidüflünüyorum…

10 y›ldan sonra…

Salman YeflilgözAradan geçen bu 10 y›ll›k süreçte

olumlu fleyler de var, eksiklikler de. Bizfestival için derneklerin alt yap› oluflturma-s›, Dersimlilerin ve Belediye’nin sahiplen-mesi gerekti¤ini düflünüyorduk. Do¤rusuBelediye taraf›ndan yürütülmesiydi. Amakarar mekanizmas› bugün çok parçal›. Fes-tivalin kurumsallaflmas› için herkesin gücü-nü ortaya koymas›, emek harcamas› laz›m.Ama gelinen noktada “bizim logomuz afifl-te flurada olsun, burada olmas›n” gibi tar-t›flmalara indirgendi. Festivaller 4 gün olu-yor ve bitiyor. Geride bir fley kalm›yor.Atölye çal›flmalar› yap›lmas›, bölgesel, ye-rel ürünlerin canland›r›lmas›, de¤erlendiril-mesi laz›m. ‹stanbul’dan tiflört bas›p orayagötürmek bir tezatt›r. Önemli olan bunlar›norada yap›lmas›d›r. Belediye bünyesindede tiyatro, müzik gruplar› oluflturulur, atöl-ye çal›flmalar› yap›l›r; festival de haz›rlananbu alt yap› üzerinde flekillenir, insanlar ça-l›flmalar›n› sergiler, paylafl›r.

Ama geldi¤imiz nokta, popüler kültü-rün tüketilmesidir. Festival sanatç›lar›n kon-serler serisine dönüfltürüldü. Belediye veDersim dernekleri baflta olmak üzere ko-nuyla ilgili herkesin kendini gözden geçir-mesi gerekti¤ini düflünüyorum. Di¤er bölgefestivalleri her bak›mdan bizi geçti. Festival-lerde verilen mesaj, “Munzur’da baraj iste-miyoruz”un ötesine gitmedi. Hiçbir fley ya-p›lmad› demiyorum, ama kendini üreteme-me, var olan› tekrar etme var. Sanatç› vegrup tart›flmalar› festivali k›s›rlaflt›r›yor.

Hüseyin Ayr›lmazDersim özgün bir bölge. Potansiyel-

leri var. Sorun bunu Dersim’e hizmet ede-cek duruma getirmek. Festival ilk oldu-¤unda e¤ilip çimenleri öptüm. Daha ileri-ye gidece¤ini düflünürken, üzülerek yenibir fley olmad›¤›n›, tafl üstüne tafl konul-mad›¤›n› görüyorum. Dün festivale sahipç›kanlar, bugün kendilerini “sahip” gör-meye bafllad›. Sorun de¤il. Ama sahiplen-mek, “benim sanatç›m olsun” tart›flmas›-n›n ötesine gitmiyorsa, ben burada yo-kum. ‹nsanlar› tarihiyle, do¤as›yla, kültü-rüyle buluflturmak gerekirken, panellerdeherkes kendi siyasi düflüncesini dillendiri-yor. Biz Dersim meselesini yeni kuflaklaraanlatabilmifl de¤iliz.

Bugün Dersim’de kurumlaflma var,ama samimi olduklar› kan›s›nda de¤ilim.

Hepsi için demiyorum, ama baz›lar› Der-sim tarihini ya¤mal›yor. Bizim düflündü¤ü-müz, festival herkesin buluflma noktas› ol-sun idi. Ayn› dili konuflal›m. Ama herkeskendi siyasi bak›fl›yla bak›yor, kendisinegöre yorumluyor. Bu, Dersim de¤erlerinesahiplenme de¤ildir. Aksine bir tüketimkültürü haline getiriliyor. Dersim tarihi vekültürü, buna sahip ç›kanlar taraf›ndan bukadar tüketilecekse, buna da karfl› ç›kmak,sorgulamak gerekiyor.

Daha çok örgütlüyüz, ama…

Salman Yeflilgözfiu andaki kurumlaflman›n o zaman-

dan daha ileri oldu¤una inanm›yorum. Heryerde tabela olmas› örgütlü olmak de¤ildir.‹stanbul’da federasyonla beraber 20 der-nek var. Ama ‹stanbul’daki Dersim kitlesi-ne ulaflma bak›m›ndan bir ilerleme olmad›-¤›n› görüyorum. Bu nedenle Dersim örgüt-lerinin, kurumlar›n›n kendilerini gözdengeçirmeleri gerekti¤ine inan›yorum. Üretti-¤in nedir, buna bakmak gerekir. Festivalinbir kitap盤›, bir CD’si bile yok. Herkesebir makam, mevki bulal›m, her birimiz bi-rer “baflkan” olal›m anlay›fl› var; bunun tar-t›fl›lmas› ve art›k birinin “kral ç›plak!” de-mesi laz›m.

Hüseyin Ayr›lmazFestivalin uluslararas› alana tafl›nmas›,

Dersim tarihi, kültürü ve inanc›n›n gençkuflaklara aktar›lmas›, farkl› dil ve kültür-lerle buluflturulmas› laz›m. Geçen y›l Erme-ni sanatç›lar›n gelmesi olumluydu. Festiva-le çok siyasi misyon yükleniyor, bundankurtulmak gerekiyor. Siyasallaflt›r›lmadan,kendi mecras›nda götürmek laz›m. Aksi,farkl›laflmaya, herkesin kendi görüflüne gö-re ele almas›na yol aç›yor. Kültür, dil, do¤aüzerine yo¤unlaflmak herkesi buluflturur.Dersim’de siyasetin dili kirlenmifl…

Ne yapmal›?

Salman YeflilgözKültür panay›ra, do¤a da kirletme et-

kinli¤ine dönüfltü. Festival dönemlerindeböyle manzaralar olufluyor. Bunun asgari-ye indirilmesi için gerekli yerlere yerel yö-netimlerin çöp konteyn›rlar›, çöp torbalar›yerlefltirilmesi laz›m. Akar su baraj nede-niyle durgun suya dönüfltü. Eskisi gibi suda çöpleri al›p götürmüyor. Panellere bo¤-maktansa daha dar kapsaml› ve verimli pa-neller düzenlenmeli.Dil, kültür ve inanç

konular›n›n ele al›nd›¤› paneller düzenle-nebilir. Festival alan› bütün Dersim’in so-kaklar› ve su kenarlar› olmal›. Üretimsizlikvar. Çal›flma atölyeleri oluflturulmal›. Re-sim, heykel, müzik, tiyatro alanlar›ndaatölye çal›flmalar› bir ay öncesinden baflla-t›l›r, Dersim festivalde bir sanatsal, kültürelsergi alan›na dönüfltürülür.

Cemal TaflEn az›ndan elindeki çöpü suya atma-

man gerekiyor. Biz ilk y›llarda Dersim’de“m›nt›ka temizli¤i” yapt›k. ‹nsanlar öne ya-

d›rgad›. Ama flimdi uyar›lara ra¤men her-kes çöpünü ortada b›rakmaya bafllad›.Köyler boflalmas›n isteniyorsa, her sene birköyde yoksul birine ev yapal›m diye öner-mifltik. Yap›lsayd› flimdi birçok ev yap›lm›flolurdu. Yap›lmad›. Atölye çal›flmalar› yap›-labilir, yerel ürünler teflvik edilebilir, sergi-lenebilir, bunun için bütçe ayr›labilirdi. Ar›-c›l›k gibi gelifltirilebilecek ifl alanlar› vard›.Bu ve benzer birçok önerilerimiz oldu.Munzur Ayd›n ve Sanatç›lar Platformu ola-rak her sene elefltiri ve önerilerimizi ilettik.Dikkate al›nmad›, cevap bile alamad›k. Birmuhataps›zl›k durumu da var.

Hüseyin Ayr›lmazÇeflitli turnuvalar düzenlenebilir, fark-

l› ülkelerden sanatç›, yazar, akademisyen-ler ça¤r›labilir. Ülkelerin benzer deneyim-leri, duyarl›l›klar› paylafl›labilir.

lk festival baflvurusu 1999’da ya-p›ld›. Müracaat› belediye yapt›.Ama valilik, müracaat formundayer alan sanatç›lar›n GBT ince-lemesinde hepsinin “defolu” ol-du¤unu söyleyerek izin verme-di. Asl›nda izin vermeyen Valilikde¤il, askeriye idi

Bugün festivali sahiplenenbaz› çevreler, o zaman “buradasavafl var, savafl bölgesinde tatilmi olur” fleklinde bizi elefltiri-yorlard›. Ama insanlar üzerinde-ki savafl psikolojisini y›kmak,yaln›z olmad›klar› duygusunuonlara göstermek gerekiyordu

‘Dersim’de ‹kinci 38’e Hay›r’

10. Munzur Kültür ve Do¤a Festiva-li’nin bu y›lki fliar›, “Dersimde ‹kinci 38’eHay›r Dilimiz, Kültürümüz, ‹nanc›m›z veMunzurumuzla Özgürleflelim” fleklinde be-lirlendi. Dersim Belediye Baflkan› ve Festi-val Tertip Komitesi ad›na Edibe fiahin tara-f›ndan yap›lan aç›klamada, 10. MunzurKültür ve Do¤a Festivali ile ilgili flu bilgile-re yer verildi: “29-30-31- Temmuz, 1-A¤ustos 2010 tarihlerinde gerçekleflecekolan 10.Munzur Kültür ve Do¤a Festivali-nin fliar› ‘Dersimde ‹kinci 38’e Hay›r Dili-miz, Kültürümüz, ‹nanc›m›z ve Munzuru-muzla Özgürleflelim’ olarak belirledik.

Festivalimizin konseptini Tarihimizin,Kültürümüzün, ‹nanc›m›z›n ve Do¤am›z›nön plana ç›kar›ld›¤› farkl› kültürlerle bu-luflturaca¤› bir organizasyonla gerçekleflti-rece¤iz. Festivalin bir gününü tamamenkad›n etkinlikleri, bir gününü de çevre et-kinliklerine ay›rd›k.

Program yo¤unlu¤unda bu y›l bir sa-delefltirmeye gitme ihtiyac› hissettik. Bun-daki amac›m›z gelen konuk ve hemflerile-rimizin do¤am›zla buluflma ve tan›malar›-na zaman oluflturma, yine misafirlerimizinprogramlar› kofluflturmadan takip edebil-melerini sa¤lamay› hedefledik.”

www.ars

ivaku

rd.o

rg

8

Cafer Solgun

-Öncelikle son albümünüzden birazbahseder misin? Keça Kurdan ve Nûpel’inard›ndan geldi Rewend. Bu albümünüönceki çal›flmalar›nla k›yaslaman gerekseneler söyleyebilirsin? Bu albümün özgün-lü¤ü nedir?

Aynur Do¤an

Asl›nda bir k›yaslamaya yapmak do¤-ru de¤il. Benim için kolay de¤il. Yapt›¤›nçal›flmalar biraz da dönemseldir. O dö-nemde nas›l hissediyorsan yapt›klar›n daona göre ç›k›yor. O çal›flmalar› yapt›¤›nzaman neye nas›l bak›yorsan, nas›l hisse-diyorsan, çal›flmalar da ona göre flekilleni-yor. Bu albümün en büyük farkl›l›¤› ken-di istedi¤imiz çal›flmalardan meydana gel-mesi. Birçok kesime hitap edebilir, etme-yebilir. Benim için önemli olan beniminanm›fl olmam, ikna olmam. En büyük,belirgin özgünlü¤ü bu. Çünkü Kendi his-siyat›m›z›n ortaya ç›kard›¤› bir çal›flma ol-du. Hissetti¤imiz, ruhumuzun istedi¤i gibibir albüm oldu.

-Ama san›r›m insanlar seni daha çok“Keçe Kurdan” ile tan›yor, biliyorlar…

Aynur Do¤an

“Keçe Kurdan” da benimdi. Fakat odaha çok belirlenmifl bir konsept ve projeüzerinden ortaya ç›kt›, flekillendi. Meselabu albümde içime sinmeyen bir repertuarolsun istemedim. Bu albüm tamamen be-nim istedi¤im çal›flmalardan olufltu. Amaonda bu flans›m fazla yoktu. Öyle olmas›

da do¤ruydu, gerekliydi belki. Piyasayane kadar hükmeden bir çal›flma olur, bukez onla fazla ilgilenmedim. Bu albümde,daha çok istedi¤im çal›flmalar›n yer alma-s›n›n yan›nda, parçalar›n birbirileriyle ba¤kurdu¤u bir çal›flma düzeni oluflturduk.

-Cemil’le çal›flt›n›z bir de…

Aynur Do¤anCemil’le çal›flmam bir tercihti ve do¤-

ruydu. Uzun süredir konserler yap›yoruz,sadece müzik de de¤il, müzi¤in baflka bo-yutlar›n›, dinamiklerini de paylafl›yoruz.,konufluyor, tart›fl›yor, kafa yoruyoruz. As-l›nda bir düflünceyi ve süreci paylafl›yo-ruz. Bu albüm, bu sürecin ürünü olan birçal›flma oldu.

-Söylediklerinden hareketle “Rewend,Aynur Do¤an’› en fazla yans›tan albüm-dür” diyebilir miyiz?

Aynur Do¤anTamamen yans›t›r diyemezsin. Bu

sayfa da benim için kapan›r. Ama en az›n-dan istedi¤im, yabanc› olmad›¤›m çal›fl-malardan olufltu. Rahat olduktan sonraileriyi görmek, daha fazla mümkün. Yar›n

bambaflka bir fley yapar›z; bu albüm deafl›l›r. Bu nedenle “yans›tt›, yans›tmad›”denilemez.

-Cemil bu albümü nas›l anlatabilir,nas›l özetleyebilirsin?

Cemil QoçgiriBiz daha çok yurtd›fl›nda çal›flt›k. Bu-

nun en önemli nedeni, öncelikle teknikboyutu olarak Türkiye’deki piyasa mant›-¤›n›n d›fl›na ç›kmakt›. Sadece söylemekde¤il, iflçilik de çok önemli. Do¤ru bir t›-n›, miks, sound elde etmek istedik. Toplu-yorsun ama özen olmadan düzensiz birsonuç ç›kar ortaya. Piyasan›n d›fl›na ç›k-mak istedi¤imiz için yurtd›fl›nda çal›flt›k.Aynur özellikle Kürtçe müzik yapan birsanatç› olarak biliniyor. Repertuara bakt›-

¤›n zaman, albümdeyer alan çal›flmalar sa-dece bir bölgeye aitde¤il. Dersim’den, Ho-rasan’dan, Erivan’dan,Soran’a kadar uzananeserlerimiz var, bunla-r›n hepsini iflledik. Za-man azd›, u¤raflt›k, bukadar›n› yapabildik.Birlikte yapaca¤›m›z

baflka ifllerimiz de var.

Aynur Do¤anGün geçtikçe detaylar› daha fazla

keflfettik, zamanla daha fazla hakim ola-bildik. Bununla biten bir fley yok asl›nda.Bir kap› açt›k. Bir durak oldu. Benim içinyeni bir durak. Gerçekten de hala keflfe-dilmeyi bekleyen cevherler var. Kürt mü-

zi¤i hazine gibidir. Ö¤reniyoruz. Ö¤ren-meye gelmifliz bu dünyaya.

-Aynur’un güçlü bir yorumcu olmas›büyük bir avantaj olsa gerek…

Cemil Qoçgiri

Aynur solist diye albüm yapm›yoruzveya “müzisyenim, çalg›c›y›m” diye albümyapm›yoruz. Sanat yapmak istiyoruz. Sa-nat bir bütündür. ‹nsanlar Kürtçe dilindemüzik yap›yorlar, ama yüzeysel. Yapt›¤›-m›z müzi¤in bir tarihçesi, mitolojisi var.Kulland›¤›m›z etnik enstrümanlar Zerdüfl-tili¤e kadar uzan›yor. O dönemlerden buyana yap›lan ayinler, müzikler var, folklo-rik ögeler var. Cemlerin müzikleri var,Ehl-i haklar›n folklorik parçalar› da var.Biz Kürt müzi¤i yapmak istiyoruz. Bu al-büm de sadece bir bölgeye ait de¤il. Bubüyüklü¤ü flu an görülmüyor olabilir. Ye-ni albüm, Fatih Ak›n klip çekti; flu andagörünen bu.

Aynur Do¤an

Önemli olan yapt›¤›m›z müzi¤in orji-naline, kaynaklar›na inmekti. Kürt müzi¤iher bölgede de¤iflik biçimlerde asimile ol-mufl, bozulmufl, farkl› kültürlerle etkilen-mifl, baflka bir hale gelmifl. Biz bir parçay›yaparken, ifllerken, onun yüz y›l önce na-s›l oldu¤u üzerine de yo¤unlaflmaya çal›-fl›yoruz. Sadece Aynur’un solistli¤i veyamüzisyenlik de¤il mesele…Amac›m›z ger-çekten Kürdili bir durumu ortaya ç›kar-makt›.

SÖYLEfi‹

DERS‹ML‹LER GEÇM‹fiLER‹NDENÖ⁄RENMEL‹

Rewend benim için yeni bir durakoldu. Gerçekten de hala keflfedilmeyibekleyen cevherler var. Kürt müzi¤ihazine gibidir. Ö¤reniyoruz. Ö¤renme-ye gelmifliz bu dünyaya.

Aynur Do¤an, son albümü “Rewend” (Göç) ile yeniden gündemde. Aynur, albümleriyle birlikte klipler çekenbir sanatç› de¤il. Bunu bir “ihtiyaç” olarak görmüyor çünkü. Ama bu kez Fatih Ak›n’›n yönetmenli¤ini yapt›¤›kliple bir “istisna” yapt›. Hasankeyf’te çekilen klip de ilgiyle karfl›land›, büyük be¤eni toplad›. Aynur’la tabii kison albümünü konuflmad›k sadece. Müzik anlay›fl›ndan, kendisini sanat yaflam›n›n neresinde gördü¤ündenDersim’in meselelerine de¤in genifl bir yelpazede söylefltik. Aynur, her zamanki mütevaz›l›¤›yla sorular›ma iç-ten yan›tlar verdi. Bir de sürpriz yapt›; söylefliye albümünün aranjörlü¤ünü yapan sevgili Cemil Qoçgiri ilebirlikte geldi. Böylece Cemil’in de konufltu¤umuz konularla ilgili görüfl ve düflüncelerini sizinle paylaflmam›zmümkün olabildi. Sevgili Aysun Devrim Tekino¤lu da sohbete dahil oldular. Aynur, sanat yaflam›nda sa¤-lam ad›mlarla yol al›yor. Kendisi “henüz yolun bafl›nday›m” dese de, sesi, yorumu, sanatç› kiflili¤i ve du-rufluyla, sadece Türkiye’de de¤il, hatta Türkiye’de oldu¤undan daha fazla dünya ölçüsünde büyük ilgi vebe¤eniyle izleniyor. “Kürtçe dilinde müzik” yapm›yor o; s›radan bir yorumcu de¤il yani. Sesi ve yorumu-nun gücü ve güzelli¤inin yan›nda, okudu¤u klam ve stranlar›n ifade etti¤i ac›y›, sevinci, hayat› ve in-sanlar›, onlar›n hikayelerini, efsanelerini, felsefelerini de kat›yor yorumuna. Merak ediyor, ö¤reniyor;bunu yaflam›n›n temel bir düsturu say›yor. O, bunun için Aynur ve biz onu bunun için seviyoruz.

Cemil ve Aynur’un yan yana gelmesinin müzi¤imiz ad›na büyük bir kazan›m oldu¤unu dü-flünüyorum. Cemil de okuyan, araflt›ran, merak eden ve Almanya’da yaflamas›na ra¤men topra-¤›n› ve de¤erlerini, duyarl›l›klar›n› sahiplenen, koruyan, yeniden ve yeniden üretmesini bilen birusta. Cemil’in cüras›n› dinleyenler bilir; bir dinleyicisinin de kendisine söyledi¤i gibi, “toprak”kokmaktad›r. Yapt›¤› ifli hissederek yapman›n gurur verici örneklerinden biridir o da. Birlikteçok daha büyük baflar›l› eserler ortaya ç›karacaklar›n›n kan›t›, Rewend’dir. Do¤all›kla, daha çok birsohbet ortam›nda oldu söyleflimiz. Sorular›ma verdikleri yan›tlar, eminim, birço¤umuzun duygu ve düflünceleri-ne tercüman olacak nitelikte.

‘BEN‹M MÜZ‹⁄‹M ‹NANCIMDIR, BÜYÜDÜ⁄ÜMDÜR, MUNZUR’DUR’

www.ars

ivaku

rd.o

rg

9

- Fatih Ak›n’la Hasankeyf’te bir klipçektiniz. Bu da san›r›m bir ilk idi. Ve Ha-sankeyf’in seçilmesi de tesadüfi olmasagerek…

Aynur Do¤anYapt›¤›n›z her fleyin bir anlam›, bir

manas› olmas› gerekiyor. Yapt›¤›n iflin birmanas› varsa, ancak o zaman ruhsal olarakkendinle de bütünleflebiliyorsun. Onunlayo¤unlaflabiliyorsun. Fatih Ak›n’la dahaönce bir filmde çal›flm›flt›k. Fatih zaten butip de¤erlere inanan biridir. Biz Fatih’eböyle bir teklif götürünce ayn› flekilde oda Hasankeyf’i düflündü. Hasankayf’e du-yarl›l›k gösteren biri oldu¤u için kabul et-ti. Hasankeyf bir kültür miras›, birçok de-¤erleri içinde bar›nd›ran bir yer. Küçücükbir katk›m›z olacaksa, mutlu oluruz.

-Daha önce klip çekmeye neden ihti-yaç duymad›n?

Aynur Do¤anBen her fleyin do¤ru ve do¤all›¤›nda

olmas›n›, bir anlam› olmas›n› istiyorum.“Albüm yapt›m, klip çekeyim insanlar gör-sün” diye de¤il. Bu, popüler tüketim dün-yas›n›n ihtiyac›.

- Kürtçe yay›n yapan bir devlet tele-vizyonu kanal› bile var. Kürtçe dilindemüzik yapan insanlar da fazlalaflt›. Busüreci, gidiflat›, olumlu veya olumsuz yön-leriyle nas›l görüyorsun?

Aynur Do¤anEvet bir tak›m de¤ifliklikler oldu. Ama

bu, Kürtçenin önünün aç›lmas›, özgürlefl-mesi anlam›na da gelmiyor. Bir kere Kürt-çenin anlafl›lmak anlam›nda bir derdi var.Do¤ru, bir sürü çal›flmalar var; dil Kürtçe,ama müzikal olarak, duygusal olarakKürtçe olmuyor. fieroye Biro’yu dinledi-¤im zaman, Kürt müzi¤inin dinamiklerin-den beslenmifl bir de¤er oldu¤unu görü-yorum onun. Benim dikkat ve özen gös-termeye çal›flt›¤›m konu budur. Kendimidinlerken de anlamaya çal›fl›yorum. As›ldöneminden bugüne gelirken ne kadarfarkl›laflm›fl, bunu görmeye, anlamaya ça-l›fl›yorum. Çok da fazla içine giremiyor-sun. Anlafl›lmas›, bunun için de yo¤unla-fl›lmas› gereken bir durumdur bu. MeseleKürtçe TV ve radyolar›n aç›lmas› de¤il tekbafl›na. Kafalarda, ruhlarda kilitler var. Bu-günkü durum, daha çok popüler bir tüke-tim durumu. Sorunun siyasal boyutlar› ol-mas› da, Kürt müzi¤inin dejenere olmas›n-da büyük rol oynuyor…

-Cemil sen Almanya’da yafl›yorsun.D›flar›dan daha net görünüyor olmal›,buradaki manzara…

Cemil KoçgünD›flar›dan daha net görünüyor deme-

yelim de, uzaktan bak›yoruz diyelim.Dünyan›n her taraf›nda medya üzerindenpropagandalar, ihtiyaç için yap›l›yor. ‹hti-yaç, popülizm ve ticarettir, siyasettir. Popmüzi¤i 1930-40’l› y›llardan itibaren Ameri-ka’dan gelen bir kültür. Eskiden de Ame-rika’da “blues” yasakt›. Bence bilinçli ya-p›l›yor. Önceden planlanm›fl uygulamalar-d›r. Yüzy›llar›n siyaset düflüncesidir. Sonrada bir “aç›l›m” oluyor ve baz›lar› bundanrant elde ediyor. Bütün sektörler para ka-zanacak. Oradaki insanlar da sistem için-de maskot olarak kullan›l›yor. Kürt dilin-

den eser icra eden müzisyenler Kürt mü-zi¤i yap›yor yapam›yor, onu bilemem,onun tespitini ben yapamam, onu halksöylesin. Bütün dünyada böyledir, yasak-lar, aç›l›mlar birbirini izler. Kürt dedi¤imizolay flu an gündemimizde. De¤iflir. TRT 6yay›na bafllad›, baz› Kürt kökenli insanlarbirden “ez Kurdim, ez hunermendim” di-yerek kendilerini pazarlamaya bafllad›lar.Yap›lan bir “pazarlama”d›r. Bir Alman ar-kadafl›m bana bunun kültürel boyutuylabir “soyk›r›m” oldu¤unu söyledi. Kendini,kendi de¤erlerini sat›yorsun. Ama yine dek›zm›yoruz. Müzik denilen fley bilgidir,“musk”dan gelir. Bilgi, alma, verme, pay-laflma arac›d›r. Köklüdür.

Aynur Do¤an2000’li y›llar›n ilk yar›s›na kadar Kürt

dili ve kimli¤iyle ilgili güzel bir hava var-d›. 2004, 2005 y›llar›na kadar iyiydi du-rum. Ama 2010 y›l›nday›z ve flu andakidurumu o döneme göre daha iyi görmü-yorum ben. Mesela konserler yapam›yo-ruz. Bu, ciddi bir rahats›zl›k konusudur.Biliyorsun, müzik direkt insanlar› etkisi al-t›na alan bir araçt›r. Albümleri dinlersin;ama daha gerçekçi olarak yans›tt›¤›n za-man, müzik daha çabuk etkiler. TRT 6aç›lm›fl, ama konser yapam›yorsun! Kon-serlerine hiçbir flekilde destek bulam›yor-sun, ne medyada, ne de konser alan›nda.Bana göre iyiye de¤il, kötüye do¤ru birgidiflat var…

-Oysa bir “demokratik aç›l›m” süreci-nin varl›¤›ndan bahsediliyor. BaflbakanErdo¤an sanatç›larla senin de kat›ld›¤›nbir kahvalt›l› toplant› da yapm›flt›. Bu aç›-l›m ciddi midir, samimi midir, senin dü-flüncen nedir?

Aynur Do¤anHükümetin niyetinden ziyade gördü-

¤üm üzerinden de¤erlendirebilirim. Otoplant›da Kürtçe müzik yapan, Kürt kim-likleriyle tan›nan kiflileri, sanatç›lar› sefer-ber etmek amaçlan›yordu san›r›m. Amasanatç›lar, baflka bir yerlerdeydiler. Herkeskendi derdindeydi. “Bizim bir problemi-miz yok” diyen de vard›. Problem var. Bu-nu görmezlikten gelmek do¤ru de¤il.

Aynur Do¤anAç›l›m sürecinin ilerlemedi¤i ortada

zaten. Evet güzel, insanlar Kürtçe, Türkçemüzik yap›yor. Denilen, “hükümet olarak

böyle bir sorun oldu¤unu düflünüyoruz,siz ne düflünüyorsunuz, ne öneriyorsu-nuz” idi. Sanatç›lar›n halkla do¤rudan ile-tiflim içerisinde olan bir topluluk olmas›n›de¤erlendirmek istediler. Belki sadeceKürtler olmal›yd›, bilemiyorum. Ama ben-ce as›l sorun, oraya gidenlerin böyle birkayg›s›, böyle bir gündemi olmamas›yd›.Dolay›s›yla da ortaya böyle bir sonuç ç›k-t›. Bülent Ersoy daha önce “o¤lum olsay-d› askere göndermezdim” diyerek güzel,anlaml› bir ç›k›fl yapt›. Sözlerinin arkas›n-da da durdu. Ama o toplant›da da VIP is-tedi. Ama sadece bu da de¤il. Sol kesim-den oldu¤unu bildi¤imiz sanatç›lar›n daderdi baflkayd›. Onlar da TEKEL iflçilerinin

durumunu, maden iflçilerinin durumlar›n›gündeme getirdiler. Halbuki gündem Kürtmeselesiydi. Onlar›n bile Kürt sorununadokunmak anlam›nda cesaretleri yoktu.

Mesele elini tafl›n alt›na koymak, sorumlu-luk üstlenmektir. Bunu yapmad› kimse. Otoplant›n›n di¤er bir handikap› da, ba¤›m-s›z duran Kürt sanatç›lar›n ça¤r›lmas›, di-¤erlerinin ça¤r›lmamas› idi. MKM’den Roj-da’n›n ça¤r›ld›¤› söylenmiflti. Sonra “ça¤›r-mad›k” diye aç›klama yapt›lar. MKM ise“ça¤r›ld› ama gitmedi” fleklinde bir aç›kla-ma yapm›flt›.

-Konu ister istemez Kürt sorununageldi. Dersim de dahil olmak üzere bölge-den yeniden operasyon, çat›flma ve ölümhaberleri gelmeye bafllad›. “90’l› y›llarageri mi döndük” fleklinde endifleler var…

Aynur Do¤anEvet, “aç›l›m” deniliyor, ama bir yan-

dan da savafl devam ediyor… Sorun hepvard›, son süreçte daha fazla k›z›flt›. Ciddianlamda savafl… Bütün bölge bombalan›-yor, ne canl›lar ne de do¤a dikkate al›n›-yor. Son süreçte 150’den fazla çocu¤un öl-dü¤ü söyleniyor. Yine, çok say›da çocuk“terörle mücadele” yasas›ndan yarg›lan›-yor, haklar›nda a¤›r hapis cezalar› isteni-yor. O kadar gündeme gelmesine ra¤men,bu çocuklar›n durumuyla ilgili olarak bilebir yasal düzenleme yap›lmad›. Bu aç›l›-m›n nesine, neresine inanmak gerekiyorki, bilemiyorum. Bana göre 2004-205 y›l-lar› bugünkünden daha iyiydi; 2010 y›l›n-da ciddi anlamda 1990’l› y›llara geri dö-nüldü¤ünü görüyorum… Türkiye’yi yöne-ten dinamikler aras›nda çat›flma oldu¤ukan›s›nday›m. Bunu daha önce kamufleedebiliyorlard›, savafl ve çat›flma ortam›n-da. Ama bu art›k görülebiliyor. Bar›fl veçözüm istemeyen çevreler var. Bize yans›-mayan pek çok fley de var belki, kapal›kap›lar arkas›nda olup biten. Dersim deayr› bir sorun. Kim gelirse gelsin, kim de-mokrasi isterse istesin, sonuçta Dersim’ebaflka türlü bak›yorlar. Dersim’e öteden

TRT 6 yay›na bafllad›, baz› Kürt kökenli insanlar birden “ezKurdim, ez hunermendim” diyerek kendilerini pazarlamayabafllad›lar. Yap›lan bir “pazarlama”d›r

-Almanya’da iki farkl› Dersim festiva-li yap›lmas› üzerine sanatç›lar bir dekla-rasyon yay›nlam›flt›. Bunun temelinde,bir süredir ortaya ç›kan “Dersim Kürttür,hay›r Kürt de¤ildir, Zazalar ayr› bir etnikkimliktir” fleklindeki tart›flmalar var san›-r›m. Dersim’in böyle bir gündemi var m›,bu tart›flma ne kadar sahici?

Aynur Do¤anBunlar siyasetlerin empoze etti¤i fley-

ler. Dersim’de Türkçe’yi sonradan ö¤ren-dik. Ben yafll›lara soruyorum, bana “bizeskiden tavuk yüzünden kavga ederdik,ama farkl› kimlik veya farkl› düflünceleryüzünden kavga nedir bilmezdik” diyor-lar. Dersimlilik budur; yani farkl› düflünce-lere, farkl› kimliklere sayg›… Dersimlili¤ingüçlü olmas›n› istemeyenler bu tip bölün-meler yarat›yorlar, insanlar›n belleklerini,bilinçlerini flafl›rtmaya çal›fl›yorlar. Benimönerece¤im, ileriye de¤il, geçmifle baks›n-lar. ‹leriye bakt›klar›nda, 5-10 y›l sonras›-na de¤il, daha ötesine baks›nlar. Kafalar›-n› kar›flt›ran sorunlar›n› ninelerine, dede-lerine sorsunlar. Biz Türk müyüz, Kürtmüyüz, Ermeni miyiz, Zaza m›y›z; geçmifl-lerine baks›nlar, sorular›n›n cevaplar›n›geçmifllerinde bulacaklard›r.

Cemil QoçgiriEn büyük problem, e¤itim yoksunlu-

¤u. O bölgelerde d›flar›dan gelen bir e¤i-tim var. Aynur’un anlatt›¤› da bu. Öncelik-

le kendi tarihlerini, dillerini, kültürlerinianlamalar›, tan›malar› laz›m. Oysa TV izli-yorlar ve kendilerini flekillendiren bilgileroradan geliyor… Hasankeyf su alt›nda ka-lacak, o topraklar yok olunca bizim müzi-¤imiz de yok olacak. Atefl,hava su, bunlar“tamamland›ktan” sonra, toprak dördüncümadde. Topraktan yaflam yefleriyor. Enson geldi¤imiz nokta toprak. Maddeleri-mizi bilmiyoruz. “fiuyum buyum” demek-ten daha önemli olan bu. Dinleyicilerimbana soruyor; “sen bu enstrüman› nas›lçal›yorsun, toprak kokuyor”. Do¤ru. Ora-dan al›yorum çünkü. Baflka bir fley de di-yebilirsin, ama seni annen do¤uruyor. Sa-dece beslemiyor, ayn› zamanda e¤itiyorbelli bir yafla kadar. Kap› komfluyla iliflkinnedir, böyle örneklere bakmak laz›m.

Aynur Do¤anMesela siyasi düflünceler empoze edi-

liyor; bu da bir tür e¤itimdir. Kendi siya-setinin, siyasi görüflünün çerçevesinde“sen busun” diyorlar ve asl›nda insanlar›ngeçmiflleriyle, tarihleriyle, de¤erleriyleolan ba¤lar›n› kopart›yorlar. Oysa 37-38’iyaflayanlar var hala…

Geçmiflinden ö¤renmek…

www.ars

ivaku

rd.o

rg

10

Dersim’de yap›lan, dördü tamamlan-m›fl toplam 21 baraj›n yarataca¤› kültürel-ekolojik tahribata dikkat çekmek ama-c›yla yaklafl›k 1 y›l önce faaliyetlerinebafllayan Berlin-Munzur Çevre ‹nsiyatifi,baraj karfl›t› eylemlerini Berlin sokaklar›-na tafl›d›.

Bugüne kadar baflta Metin-Kemal Kah-raman olmak üzere Ahmet Aslan, UmutAkar, Umut Alt›nça¤, Ali R›za Kahraman,Mavifl Günefler, Lilith, Civan, Cemal K›l›nç,Cano ‹smail, Erdal Kaya ayr›ca flair Kemal

B. Cemgil gibi birçok sanatç› ve Berlin Ye-fliller Eyalet Milletvekili Özcan Mutlu, Mit-te Belediye Baflkan› Christian Hanke, eskiparlamenter R›za Baran, SPD Mitte Beledi-ye Meclis Üyesi Sinan fienyurt, YeflillerKreuzberg Belediye Meclis Üyesi Ersoyfiengül gibi siyasetçilerin aktif kat›l›mlar›y-la önemli salon ve sokak aktiviteleri ya-pan Berlin-Munzur Çevre ‹nsiyatifi, sonolarak 26 Haziran akflam›, Berlin’de Türki-yeliler’in en yo¤un yaflad›¤› Kreuzbergmeydan›nda 12. kez topland›.

Eylem s›ras›nda insiyatif ad›na konu-flan Berna Gezik, Almanca yapt›¤› konufl-mas›nda özetle ‘‘Dersim’ de yap›lmak is-tenen barajlar›n bir çevre ve kültür katli-am›na sebep olaca¤›n›, Berlin’de faaliyetyürüten bir insiyatif olarak konuyla ilgili

özellikle Almanya-Avusturya sermayesi-nin rolünü a盤a ç›kartmaya çal›flacaklar›-n›, buna ba¤l› olarak da Avrupa Parle-mentosu, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahke-mesi ve Unesco nezdinde giriflimleri ola-ca¤›n›” belirtti.

Ayr›ca Dersim’de yap›lmak istenen ba-rajlar›n sadece Dersim`de de¤il bütün Or-tado¤u´da ciddi siyasi çeliflkilere sebepolaca¤›n›; çünkü bu barajlar›n bütün Orta-do¤u’ya hayat veren F›rat ve Dicle ›rmak-lar›n›n beslendi¤i en önemli su kaynakla-r›n›n üzerinde yap›ld›¤›n›; dolay›s›yla buprojeyle sadece Munzur rma¤› ve vadisi-nin de¤il, F›rat ve Dicle ›rmaklar›n›n dayok olma tehlikesiyle yüz yüze kalaca¤›n›belirtti.-Berlin

BERL‹N’DE BARAJ KARfiITI

ETK‹NL‹KLER SÜRÜYOR

beri “potansiyel tehlike” gözüyle bak›l›-yor. Dersim’in kimli¤iyle, inanc›yla, duru-fluyla ilgili önyarg›lar ve kabullenememevar. Dersim’in her zaman haks›zl›¤a karfl›duran bir yap›s› olmas›n› “tehlikeli” bulu-yorlar adeta…

-Desim’de insanlar›m›z›n do¤ayla,toplumla iliflkileri hakk›nda gözlemlerinvar m›? Bahsetti¤in “Dersimlilik” Der-sim’de ne durumda?

Aynur Do¤anEskiye bakt›¤›nda do¤ayla, toprakla

bir iliflki var. Bu dönemde bu iliflki kesil-

mifl… ‹liflki siyaset ol-mufl, siyaset haline gelmifl. Dersim de hiç-bir zaman farkl›l›klar sorun olmam›fl. Bude¤er ortadan kalkarsa, bizim de “fark›-m›z” ortadan kalkar… Asimilasyon siste-min yaratt›¤› bir fley. ‹nanç, kimlik ve de-¤erler üzerinden de siyaset yap›lmas› asi-milasyona hizmet ediyor. Bence siyasetlerbiraz çekilmeli.

Dersim’de uyuflturucu ba¤›ml›l›¤› ge-lifliyor. Baz› ülkelerde esrar, uyuflturucubulunduranlar idam ediliyor. Bizde de ya-sak. A¤›r cezalar› var. Ama nas›l geliflebi-liyor peki? Demek ki burada örgütsel bir

yap› var. Neden buna ses ç›kart›lm›yor?Koskoca ‹stanbul’da uyuflturucu tacirleri-ne göz açt›r›lm›yor. Oysa Dersim küçükbir yer… “Dersimliler böyle çürüsünler”mi deniliyor? Yayg›nlaflt›r›lmas›, tamamenDersim’in dejenere edilmek istenmesin-dendir.

-San›r›m biraz da çuvald›z› kendimi-ze bat›rmam›z laz›m. Mesela içki, uyufltu-rucu kullananlarda “bu bizim kültürü-müzde var” diyenler oluyor…

Aynur Do¤anBu do¤ru de¤il. Rehabilitasyon çal›fl-

malar› yap›lmas›, özellikle çocuklara yö-nelik bu tür çal›flmalar yap›lmas› laz›m.

Bu da kendisine “Dersimliyim” diyen her-kesin görevi, sorumlulu¤udur…

Cemil QoçgiriDedelerimizin baflka hiçbir fleyini bil-

meyenler bu tip laflar ediyorlar. Örnek al›-nacak baflka bir fley bulamam›fllar m› geç-miflimizde, kültürümüzde, dedelerimizde?

-Aynur Do¤an sanat yaflam›n›n ne-resinde?

Aynur Do¤anDaha bafl›nday›m. Her fleyi ö¤renme

aflamas›nday›m. Ö¤reniyorum. Her fley-den ö¤renecek, beni gelifltirecek, zengin-lefltirecek bir sonuç ç›karmaya, velhas›lö¤renmeye çal›fl›yorum…

‘Festival böyle olacaksa…’

-Munzur Do¤a ve Kültür Festivali böl-genin en eski festivali. Yasaklananlarlabirlikte bu sene 12. yap›lacak. MunzurFestivali’nin en büyük özgünlü¤ü, do¤ave kültüre atfedilmifl olmas›. Bu 12 y›l içe-risinde nereden nereye gelindi; nas›l de-¤erlendiriyorsun?

Aynur Do¤an2-3 y›ld›r kat›lm›yorum. Bafllarda çok

heyecan vericiydi, güzeldi. O süreçlerdebunu yapabilmek, bu cesareti göstermekönemliydi, güzel bir fley baflar›ld›. fiimdifestivallerde herkes kendi ideolojisine, si-yasetine, cemaatine yak›n birilerini orayagetirmek istiyor. Tek bafl›na bu bile, art›kamac›na hizmet etmekten uzaklaflt›¤›n›gösteriyor. Gelenek görenek, kültürümüz,bunlar› insanlar›m›za yans›tmak önemliy-di. Son birkaç y›lda bir fley de¤iflti mi, bil-miyorum. Müzik ve fliirler var. Ama oran›nda kendine özgü müzi¤i var, inanc› var,deyiflleri var, kültürel birikimi, de¤erlerivar. Deyifl söyleyenlerin ça¤r›lmas› laz›mmesela. Deyifllerimizin bir felsefesi var.Daha bu deyifllerimizin ne anlatt›¤›n› dahibilmeyenler bunun siyasetini yap›yorlar.Siyaset iflin içine girdikçe, festival amac›nahizmet etmekten de uzaklafl›yor… Kültü-rel etkinlikler sene içerisine yay›lmal›. Ya-ni senede dört gün buradan gidip oradabir fley yapamay›z, oras› bizi cezbetmeli.‹çki flifleleri Munzur’a at›l›yor, sonra da“Munzur’a baraj istemiyoruz” deniyor…Dört günde flehir tahrip ediliyor. Maalesefad› do¤a ve kültür festivali, ama gazetele-re Munzur’da suya giren k›zlar›n resimle-riyle haber olmaya bafllad›…

Cemil QoçgiriMetinler (Metin Kahraman-bn) geçen

sene de¤iflik bir fley yapt›lar, k›flla meyda-n›nda. Geçen sene yüz bin kifli gelmifl.Festival günlerinde yüz bin tane a¤aç di-kilse, büyük bir sahne yap›lsa Munzurüzerinde, insanlar orada toplansa, çok da-ha anlaml› olur. Bence bu ritüel on seneboyunca gider. Bu haliyle festivalde Der-sim’i kirletmeye geliyor insanlar…

‘Öncelikle Sahip Ç›kmam›z Gereken Dersimliliktir’

-Munzur’da baraj yap›lmas› konu-sunda ne düflünüyorsun? Bu, müzi¤indeneyi yok ediyor?

Aynur Do¤an25 tane baraj yap›lmak isteniyor. Ben

suya giderdim… Suyun sesi kulaklar›mdayer etmiflti. Her fleyden önce ben bunu yi-tirece¤im. Co¤rafyay› gözümün önüne ge-tiriyorum; bu, bölgeyi insans›zlaflt›rma,kültürsüzlefltirme politikas›d›r. Benim mü-zi¤im benim inanc›md›r, büyüdü¤ümdür,kulaklar›mdaki suyun sesidir, Munzur’dur.Bunlar olmadan ben nereden beslenece-¤im? O zaman sudan ç›km›fl bal›k gibiolursun. Ben as›l üzerinde yo¤unlaflma-m›z gereken konular›n bunlar oldu¤unainan›yorum. Farkl› düflünce ve siyasi gö-

rüfl sahiplerinin de bunlar üzerinde yo-¤unlaflmas› laz›m. Hangi ideolojiden, siya-setten olursa olsun, sahip ç›kmam›z gere-ken, öncelikle Dersimliliktir. Dersim veDersimlilik olmazsa siyaset de, ideoloji deolmaz ki…

Ben yafll›lara soruyo-rum, bana “biz eski-den tavuk yüzündenkavga ederdik, ama

farkl› kimlik veya fark-l› düflünceler yüzün-den kavga nedir bil-

mezdik” diyorlar. Der-simlilik budur; yanifarkl› düflüncelere,

farkl› kimliklere sayg›

Mesele Kürtçe TV veradyolar›n aç›lmas› de¤iltek bafl›na. Kafalarda, ruh-larda kilitler var. Bugünküdurum, daha çok popülerbir tüketim durumu. Soru-nun siyasal boyutlar› olma-s› da, Kürt müzi¤inin deje-nere olmas›nda büyük roloynuyor

Berlin-Munzur Çevre ‹ni-siyatifi Sözcüsü Berna Ge-zik: Dersim’de yap›lan ba-rajlarla ilgili Almanya-Avus-turya sermayesinin rolünüa盤a ç›kartacak, AB veUNESCO nezdinde giriflim-lerde bulunaca¤›z

www.ars

ivaku

rd.o

rg

11

Erzincan kökenli hemflerimizbaflbakan Y›ld›r›m Akbulut hak-k›nda ne çok f›kra duymufltuk.

Bir gün lüks bir pastaneye giden baflba-kan Akbulut pastas›n› be¤enerek yediktensonra ustay› yan›na ça¤›rm›fl:

-Çok be¤endim pastan› ustac›¤›m!Oldukça güzel olmufl. Teflekkür ederimdemifl ve eklemifl:

-Bu pastay› hangi undan yapt›n?Fukara usta, Baflbakan Y›ld›r›m Ak-

bulut’un karfl›s›nda el pençe: -M›s›r unundan yapt›m baflbakan›m

demifl.Bunun üzerine Baflbakan Akbulut:-Yahu bu M›s›rl›lar›n unu da çok gü-

zelmifl demifl. M›s›rl›lar›n unu güzel mi bilinmez

ama daha M. Ö. 1200’lerde tarihte ilk Fes-tivali M›s›rl›lar düzenlemiflti.

M›s›rl›lar ilk defa düzenledikleri bufestivallerde bir araya gelir yemekler yere¤lenirlerdi. Ço¤u defa bu yemekleri tan-r›lara adarlard›. O yemekli toplant›larinanç üzerine düzenlenirdi. Tanr›ça Nan-suri’de o¤lu G›lgam›fl’›n yi¤it biri olarakyetiflmesi için kurbanlar kesmifl, tanr›lar›yeme¤e davet etmiflti. Kurban etinin ken-dine kalmad›¤›n› görünce:

-Tanr›larda sineklere benzemifl, sofra-m› silip süpürmüfller demiflti.

En eskiden M›s›rl›lar kendilerinden

baflka topluluklar› insan saymazlard›. Çöl-deki kabileleri almazlard› festivallerine.M›s›r topra¤›n›n rengi siyaht›. Siyah renksoylular›n rengiydi. M›s›rl›lar soylu sayar-d› kendini. Ama çölün rengi k›rm›z›yd›.Ve k›rm›z› tehlikeliydi.

Öyle ya Dersim’de K›zlbafl’t›. Tehlike-liydi. On y›l önceydi, Dersim’in ilk festiva-li. Sanc›l› bir süreç… Savafl›n sürdü¤ü,köylerin boflalt›ld›¤›, göz alt›lar›n, türlübask›lar›n, ola¤an d›fl› uygulamalar›n al-t›nda gerçeklefltirilmiflti. ‹kinci, üçüncühatta dördüncüyü de an›ms›yoruz. Neydio zorluklar? Yasaklar… An›ms›yorum birpanel için ad›m›z k›rm›z› kalemle çizilmiflsöylefliye kat›lmam›z engellenmiflti vali ta-raf›ndan.

Dersim bu y›lki festivalle onuncu y›-l›n› doldurdu. Koca on y›l. Art›k gelenek-leflmifl bir festivalimiz oldu. Hemen peflinpeflin söyleyelim, nice on y›llara! R›zal›kkültürünün flehri ey Dersim selam olsunsana! Onuncu y›l›n kutlu olsun. Daha ni-ce nice on y›llara…

Süreçte pek çok topluluk taraf›ndandüzenlenen festivaller bu güne ulaflt›r›l-m›fl, özgürlü¤ün, yeni günün, yeni yafla-m›n sevinci sevgisi olmufltu.

O günlerden bu güne yeniden t›rman-d›r›lan savafl ve bask›lar. Ama gene de Der-sim festivali on y›lda; sevincin, sevginin,topra¤›n, dar-ü berin, jaru diyar kültürü-nün, itikad›n, inanc›n r›zal›¤›; dilin, kimli-¤in, insan›m›z›n sesine dönüfltürüldü. Tümengellemelere, sürdürülen türlü zorluklarara¤men Türkiye’de düzenlenen en gör-kemli ve en baflar›l› festival oldu. E¤lence-lerle, gösterileri izlemeyle, söyleflilerle sa-nat ve kültür faaliyetlerinin, dinleyici, izle-yici, kat›l›mc›lar›yla kutsal mekânlar›m›z›n,topra¤›m›z›n, köylerimizin insanlar›m›zlabuluflmas›na dönüfltürülmesi sa¤land›.Dersim’in sorunlar›n› kitlelere duyurabildi.Dil, kültür, inanç, köye dönüfl, kad›n soru-nunu, barajlar, siyanürle alt›n ayr›flt›rma,demokratikleflme, bar›fl gibi konular› öneç›karmada da baflar›l› olmufltur. Ancakonuncu y›l›nda bile uluslararas› bir organi-

zasyon ve uluslararas› bir çal›flmaya dönüfl-türülemedi. Dersimlilerin yaflam›na girenfestivalle; yerli, yabanc› sanatç›lar›n, edebi-yatç›lar›n, bas›n mensuplar›n›n, bilim vekültür insanlar›n›n Dersim’e çekilmesi sa¤-lanamad›. Dersimliler sorunlar›yla uluslara-ras› kurum ve kurulufllara hitap etmeyiamaçlamal›. Dersimliler festivalle kültürel,sanatsal, inançsal, ekonomik, siyasi, poli-tik, bar›flç›l tüm faaliyetleri uluslararas› biriletiflim a¤› kurarak dünyaya tafl›may› bafla-ramad›lar. Festivaller senlik organizasyon-lard›r. Kurumlar›m›z aralar›nda bu senelikorganizasyonlar›n deneyimlerini, bilgi vebecerilerini birbirlerine aktarmay› baflara-mad›lar.

Munzur Do¤a ve Kültür festivali nas›lbir festival olmal›? Kurum ve kurulufllar›-m›z her y›l gerçeklefltirilecek etkinliklerledaha genifl kitlelere, uluslararas› kurum vekurulufllara hitap etmeyi amaçlayamad›.Dersim imaj› uluslararas› düzeye tafl›na-mad›. Barajlarla Dersim’e kimlerce nas›lkötülükler yap›ld›¤› duyurulamad›. Ayr›cafestival d›fl Dersim dedi¤imiz Erzincan,Varto, Koçgiri, Kürecik, Arguvan, Elbistan,Karakoçan ve buralarda düzenlenen festi-val etkinlikleriyle birlefltirilmeli, tarihiDersim co¤rafyas›n› içine alan büyük birfestivale dönüfltürülmeli. Bunun yolu yön-temi nas›l olur kurumlar›m›z kal›c› bir yü-rütme oluflturmal› ortak ad›mlar atmal›d›r-lar. Düflünce ve duygu dünyas› ortak oland›fl Dersim’in inanç, kültür gibi toplumsalyaflam›, dili, düflüncesi, kimli¤i, gelenek-leri, sanat› bu büyük festivalle ortaklaflt›-r›lmal›d›r. Unutmayal›m: Bir ç›t›r›k birbozk›r› tutuflturur.

ONUNCU YILINDA DERS‹M FEST‹VAL‹Turabi SALTIK /[email protected]

Festival d›fl Dersim dedi¤imiz Erzincan, Varto, Koçgiri,Kürecik, Arguvan, Elbistan, Karakoçan ve buralarda düzen-lenen festival etkinlikleriyle birlefltirilmeli, tarihi Dersimco¤rafyas›n› içine alan büyük bir festivale dönüfltürülmeli

Dersim'de 37-38 y›llar›nda yafla-nan katliamdan sonra y›llar 94‘ügösterdi¤inde, Dersim bir kez

daha tam anlam›yla yang›n yerine dönüfl-müfltü. Köyler zorla boflalt›l›yor, boflalt›l-mayan köylerde ise “g›da ambargosu” uy-gulan›yor, insanlar ekme¤i karneyle al›-yorlard›. Seyahat özgürlü¤ü bütünüyle or-tadan kalkm›fl; bir yerden bir yere gitmekadeta iflkenceye dönüflmüfltü. Arama nok-talar›nda insanlar saatlerce bekletiliyordu.Ormanlar›m›z cay›r cay›r yak›l›yordu. ‹n-sanlar atalar›n›n mezarlar›n› ziyaret ede-meyecek hale getirilmiflti. Topraklar› d›-fl›nda yaflamak zorunda kalan Dersimlilerbütün bunlara karfl›n ya sessiz kalacak yada kendi topraklar›na olan borçlar›n› öde-mek için aya¤a kalkacakt›. Metropollerde-ki Dersimliler ikincisini seçerek, yan yanagelip örgütlenmeyi seçtiler.

Temeli 1954 y›l›nda Ankara’da olufltu-rulan Tuncelililer Derne¤i, sonras›nda

1957’de Kuru kahveci Mehmet Efendive Sait K›rm›z›toprak (Doktor fiivan),1960’larda halen Tunceli E¤itim ve Sa¤l›kVakf›'n›n kurucusu olan Av. Haydar Özde-mir, 74’lerde

Süleyman Cihan’lar›n önderli¤indetekrar kurularak dönem dönem aç›l›p ka-pat›lan Dersimliler’in örgütlülü¤ünü 90’daSalman Yeflilgöz, Nimet Tanr›kulu ve is-mini sayamad›¤›m bir çok de¤erli büyü-¤ümüzün çabalar›yla 94 y›l›na kadar ge-

lindi. Onlardan bayra¤›‹smail Aslan, Ali R›zaBilir ve Celal Turna gi-bi dostlar›m›zla birliktedevralarak Dersimli-ler’in örgütlülü¤ünüoluflturmufl olduk. 94y›l›ndaki yang›n yeriDersim, tam anlam›ylasavafl yafl›yordu. ‹nsan-s›zlaflan Dersim’e çarebulmak için 98 y›l›ndaAnkara’da TUDEF’in(DEDEF) önceli olanDersim Dernekleri Da-yan›flma Kurulu, Millet-vekilleri ve dönemin Belediye Baflkan›'ylayap›lan toplant›da festival fikri ortaya ç›k-m›flt›. Bunu düzenlerken kültürümüze,inanc›m›za, kimli¤imize ve do¤am›za ya-p›lan sald›r›lar› bertaraf etmeyi amaçla-m›flt›k.

Ama 1999'da maalesef birinci festivali-miz devletin yasaklamas›yla gerçeklefltiri-lemedi. O y›l derneklerimizin önderli¤in-de sanatç›lar›m›z ve ayd›nlar›m›zla birlikteotobüslerle Dersim’e fiili festival yapmakiçin geldi¤imizde, Seyitli Köprüsü’ndenDersim’e al›nmad›k. Bunun üzerine üçgün orada kal›narak bu durum protestoedildi ve yap›lan mücadeleler sonucundailk yasal festivalimizi 2000 y›l›nda gerçek-lefltirmifl olduk.

Ayd›n, yazar, akademisiysen, sanatç›dostlar›m›z ve birçok Dersim dostu seve-rek ve içtenlikle festivallerimize kat›ld›lar.Demokrasiden, eflitlikten, ayd›nl›ktan vehakça paylafl›mdan yana olan bir festival-di örgütlenen; ondan ki tüm Dersim dost-lar› Munzur olup akt› Dersim’e.

Paneller, söylefliler, tiyatrolar, sinema vebelgesel gösterimleri, fliir dinletileri, kon-serler, Munzur yürüyüfllerimizle, do¤am›zasahip ç›kan etkinliklerimizle, ülke günde-mini yak›ndan takip eden faaliyetlerimizle,festivallimiz bu y›l resmiyette 10. iptal edi-lenlerle birlikte esasen 12 yafl›n› kutluyor.Kendimize, acaba festivaller amac›na ulaflt›m› diye soracak olursak? Bunun ikili bir ya-n›t› olacakt›r. Dersimliler’in eme¤i ve özve-

risiyle bugüne tafl›nan festival önemli de-¤erler ç›kard› ortaya. Di¤er taraftan ise fes-tivalin, Dersim’in kültürüne, diline, inanc›-na ve do¤as›na olan ba¤l›l›¤›ndan ufakufak uzaklaflt›¤›n›n da özelefltirisini vermekgerekir. Munzur Kültür ve Do¤a Festivaliözünü ald›¤› meselelerle daha fazla ilgilen-meli ve bu öz üzerinden daha da niteliklefl-tirilmelidir. Mesela

Dersim’in öncelikli sorunlar› aras›ndayer alan baraj projelerinin iptali için, sesi-mizi dünya kamuoyuna tafl›ma yolundafestivali daha iyi de¤erlendirmemiz gere-kiyor.

13 Aral›k 2009'da ‹stanbul'da düzenle-di¤imiz “Dersim 38 Katliamd›r; ArflivlerAç›ls›n Hesap Sorulsun” mitinginde gün-deme getirdi¤imiz taleplerimizi festival sü-resince

halk›m›zla paylafl›p, neler istedi¤imiziTürkiye ve dünya kamuoyuna aktarmal›-y›z. Bunlar›n ifade edilmedi¤i yerde eksik-lik ve festivalin içi bofl olaca¤› kesindir.

Munzur Kültür ve Do¤a Festivali’nin10.’sunu karfl›larken maalesef ki ortaya ç›-k›fl amac›ndan ve Dersim’in önceliklerin-den uzaklaflan, özünde tahrifatlar olan birsürece girmifl bulunuyor festival. Dersim-liler’in ve Dersim dostlar›n›n eme¤iyle bu-güne tafl›nan, önemli birikimler ortaya ç›-karan festival bu birikimlere ve özüneyaslanarak yenilenerek niteliklefltirilmeli-dir. Festival toplant›lar›nda karfl›laflt›¤›m›ztablo festivalin Dersim’i önceleyen özdenuzaklaflmalar›n yafland›¤›n› ve böyle de-vam etmesi halinde de bu uzaklaflman›ndevam edece¤ini gösteriyor bize.

Tüm Dersimlilileri ve Dersim dostlar›n›Munzur’dan bir tas su içmeye, topra¤›nageri dönmeye davet ediyoruz. DüzgünBava’n›n inanc› sizinle olsun…

DERS‹M YANGIN YER‹ G‹B‹YD‹...Özkan TACAR / DEDEF Genel Baflkan›

[email protected]

Festivalin, Dersim’in kültürüne, diline, inanc›na ve do¤as›na olan ba¤l›l›¤›ndan ufak ufak uzaklaflt›¤›-n›n da özelefltirisini vermek gerekir. Munzur Kültür ve Do¤a Festivali özünü ald›¤› meselelerle dahafazla ilgilenmeli ve bu öz üzerinden daha da niteliklefltirilmelidir

www.ars

ivaku

rd.o

rg

12

Ben Demananl› S›lê Ph›ti. HenüzDersim'de tam olarak devlet hâ-kimiyeti söz konusu de¤ildi,

karfl›l›kl› pazarl›klar içindeydik. Cumhuri-yet kurulmufl, bizler de beklenti içindey-dik. Bunlar Osmanl›dan farkl› diye düflünü-yorduk. Afliret büyüklerimiz hükümet yet-kilileri ile görüflüyorlard›. Bu görüflmelerdegenellikle taleplerimizin neler oldu¤unuö¤renmek istiyorlard›. Bizler de, kendi top-ra¤›m›zda yaflamak istedi¤imizi, dilimize,inançlar›m›za kar›fl›lmamas›, sürgünlereson verilmesini talep ediyorduk. Cumhuri-yet kadrolar› her ne kadar ki “bunlar yeri-ne getirilmeyecek fleyler de¤il” deseler de,Osmanl› döneminden yaflad›¤›m›z dene-yimlerle güvensiz ve çekinceliydik.

Zira, daha öncesi verilen sözlerin ar-kas›nda hep oyun, hile ve de k›y›mlar bi-ze tecrübe olarak kalm›flt›. Her Dersimli-nin bildi¤i “Osmanl›da oyun bitmez” ger-çe¤i hakl› olarak flüphelerimizde her defa-s›nda bizleri hakl› ç›k›yordu. Nitekim birsüre sonra bunlar›nda Osmanl›dan farkl›olmad›¤›n› ö¤renmifl olduk.

Bize “yol, okul” yapaca¤›z diyenler“taleplerinizi yerine getirece¤iz” sözü ve-renler, zamanla gerçek niyetlerini okul ye-rine karakol yaparak göstermifl oldular.Gördük ki pek de, bir fley de¤iflmemifl.Bunun üzerine tedbirlerimizi almaya bafl-lad›k. Ama Dersim, eski Dersim de¤ildi.Verilen sözler karfl›l›¤›nda binlerce silahteslim edilmiflti. Afliretlerin ço¤u MustafaKemal’in sözlerine inanm›fl ve aralar›naekilen nifak tohumlar›yla birbirine düflü-rülmüfllerdi. Dersim’e hesaps›zca para dö-külerek say›s›z milis gücü ve ihbarc› ör-gütlenmiflti. K›sacas› her taraftan kuflat›l›-yorduk.

1936 da ilk olay “Mercan” bölgesindeoldu. Her fley askerlerin karakol çevresineyak›n köylerdeki kad›nlara fiziki sald›r› vetaciz giriflimleriyle bafllad›. Bu provokas-yon eylemi üzerine baz› afliretler taraf›n-

dan Mercan karakoluna bask›n yap›ld›. Vebu bask›n sonucunda karakola hayli dezayiat verdirildi Ovac›k’taki bu olaydank›sa bir süre sonraysa benzer taciz olayla-r› bizim orada da gerçekleflmeye bafllad›.Yapmay›n etmeyin dedikse de onlar bildi-¤ini okumaya devam ettiler. Bunun üzeri-ne biz de bölgemizdeki karakolu bast›kve karakolu da tamamen boflaltt›k. Ard›n-dan da Demananlar taraf›ndan o meflhur“Pah Köprüsü” yak›ld›. Bu olayda bir su-bay ve iki de asker öldü. Sonrada askeribirlikler köylerimizi yakmaya bafllad›.

Köylerin yak›ld›¤›nda benim de evimyak›lm›flt› Eflim ve iki k›z›m yak›lan evi-min içinde yanarak can verdiler. Bu be-nim için dayan›lmaz bir ac›yd› ve ben ar-t›k yaral› bir yabaniye dönmüfltüm. ‹nti-kam atefliyle yüzümü da¤lara verdim.Ama da¤larda yaln›z de¤ildim. Demanan-lar›n tamam› da¤lardayd›. Çünkü bütünköyler yak›lm›flt›. Kad›n, çoluk çocuk bir-likte kaç›yorduk ve günlük yer de¤ifltiri-yorduk biz hayatta kalman›n can havliylesa¤a sola kaçarken s›k s›k askerlerle kar-fl›lafl›yor ve çat›flmalara giriyorduk.

Dersimde yaflanan bu s›cak geliflme-ler üzerine “C›vler A¤a” Demananlar ad›-na hala direnme niyeti olan afliretlere top-lant› ça¤r›s›nda bulundu. Bu toplant› 1937May›s’ta Halvori’de yap›ld› ve bu toplant›-ya on iki afliret kat›lm›flt›. Toplant›ya kat›-lan bütün afliretler, olabileceklerin fark›n-dayd›. Dolay›s›yla herkes Seyit R›za’n›na¤z›ndan ç›kacak sözlere bak›yordu.

Toplant›m›z› Munzur ikiye bölmüfltü.‹ç Dersim’den gelen afliretler nehrin do¤utaraf›ndayd›, Hozat ve Ovac›ktan gelenlerde karfl› yakada kalm›flt›. Önce söylenen-lerin karfl›l›kl› daha iyi anlafl›lmas› için ara-m›zda sesi gür olan birer sözcü seçtik.Herkes söylemek istedi¤ini sözcüye söylü-yor o da karfl› tarafa aktar›yordu. Çünküilkbahard› ve Munzur da coflkun ak›yor-du. Sonra karfl›l›kl› tart›flmalar bafllad›. Buarada ilk sözü “C›vler A¤a” ald›. Önce ye-rinden kalkarak karfl› taraf› selamlad› veSeyit R›za’ya özel sayg›lar›n› iletti. Sonrada bölgemizde olup biteni anlatt› ve PahKöprüsünü neden yakt›¤›m›z›, ç›kan çat›fl-mada bir yüzbafl›yla iki askerin öldü¤ünüaç›klad›. C›vler A¤a son sözlerini, “Endi-flem o ki devlet bu olay› bahane ederekDersime asker ç›kar›r” diyerek ba¤lad›.Öneri olarak da; “E¤er beni dinlerseniz b›-rak›n, ölürsek de silah›m›z›n arkas›ndaölelim. Bu sebeple diyorum ki kutsal ziya-retlerimiz ad›na ne olur gelin art›k birlikolal›m ve birlikte karfl›l›k verelim. YoksaDersimi bitirirler” dedi.

C›vler A¤a’n›n bu sözleri üzerine her-kes Seyit R›za’ya döndü, k›sa bir sessizli-¤in ard›ndan Seyit R›za yerinden kalkt›,suya yaklaflt›, ayakkab›s›n› ve çorab›n› ç›-kartt›. Bu arada bütün gözler ondayd›. Neyapmak istiyor diye. Derken üç sefer aya-

¤›n› suya bat›r›p geri çekti. Sonradaetraf›ndakilere; “su çok so¤uk giril-mez” dedi

K›sa süre sonra olay› çözdüler.Me¤er “size güvenemiyorum. Sözü-nüzde durmazs›n›z” ve ortam da çokkötü demek istiyormufl.

C›vler A¤a’ya da dönerek; “me-rak etme. Devlet pire için yorganyakmaz. Biraz daha sakin ol”.

Bunun üzerine C›vler A¤a hid-detlenerek ; “sen ki koca Tornê Ba-bo’sun, sen ki Seyit R›za’s›n. Sen kisuya aya¤›n› sokmaya korkars›n,ben daha kime ne diyeyim? Kivramasayg›s›zl›k etmek istemiyorum amasen de biliyorsun ki Dersimin üstün-de kara bulutlar dolafl›yor. Bu ne-denle aram›zdaki husumetleri bitirve bugün bizi burada birlefltir. Ya bugün burada Munzur Bava’n›n huzu-runda bir karar al›rs›n ya da beni buradadiri diri mezara koyacaks›n.”

C›vler A¤a yere uzand› ve belindekikufla¤› ç›kararak kefen vari üstüne örttü.Bu arada afliret sözcüleri tek tek söz ala-rak C›vler A¤a’n›n hakl› oldu¤unu söylü-yorlard›. Bunun üzerine Seyit R›za yan›n-da oturan Use Seydin elini tutarak C›vlera¤aya seslendi; “kalk kalk ben senin UseSeydin ve kendimin rüyas›n› görmüflüm.Üçümüzün akibeti dara¤ac›nda sallanmakve mezarlar›m›z›n yan yana kaz›lmas› ola-cakt›r, bunu biliyorum. Ama mademki bukadar kararl›s›n›z öyleyse hepiniz aya¤akalk›n. Munzur’dan birer tafl al›n, onuöpün ve tekrar Munzur’a geri at›n. Bu dakutsal Munzur’un huzurunda bütün ziya-retlerimiz ad›na ortak yeminimiz olsun.‹kinci yeminimiz de mademki direnmekarar› ald›k o zaman hep birlikte Merci-me¤e giderek gelen askeri birliklere oradakarfl›l›k verelim” dedi. Pefline de ellerinihavaya kald›rarak “Kardefller bu yemin-den sonra biliniz ki art›k kaderimiz ortak-t›r. Birlikte savaflaca¤›z. Dersimin kutsaltopraklar›n› birlikte savunaca¤›z. Ve art›karam›zdaki s›n›rlar kalkm›flt›r. Bundanböyle meralar›m›z da ortakt›r” diyerekçoflku içinde oradan ayr›ld›k. Biz Laç De-resi'ne o da A¤dad’a döndü.

Seyit R›za yafllanm›flt›. Ama kararl›duruflun da yirmilik bir genç edas› vard›.At› da çok güzeldi. Yard›m etmek isteyen-lere o müsaade etmeyerek kendisi bini-yordu. Bu davran›fl› bize muhteflem birmoral olmufltu.

Dersim dört bir yandan ablukaya al›n›-yordu, da¤ tafl asker kayn›yordu, biz de ka-d›n ve çocuklar› çat›flma bölgelerinin d›fl›n-da gizlemeye çal›fl›yorduk. Bu arada 25.Alay Laç Deresi’ne girmeye bafllad›. Der-ken çat›flma bafllad›. Bizim tarafta tek a¤›rmakineli kullanan bendim. Onu da asker-lerden ele geçirmifltim. Fakat arkadafllar›mda çok cesurdu, her biri adeta tek bafl›nabirer orduydular. Mesela Hesê Gewa Qêri,Y›v›sê Sey Khali, Hemê C›ve Kheji, HemêM›rze S›li, Alio Q›c ve daha nicelerinin ça-bas›yla günler süren çat›flman›n sonucundabu sefer kazanan biz olmufltuk.

O gün da¤lardaki sevincimizi görme-nizi isterdim. Çünkü bunca üstünlüklerinera¤men Laç Deresi’ndeki direniflimiz k›r›-lamam›flt› ve kalan askeri birlikler de geriçekiliyordu. Bunun üzerine biz de vadininiçine indik. Bize silah ve mermi laz›md›.Dolay›s›yla her çat›flmadan sonra çat›flmaalan›n› gezerdik. O gün de yine bir araziaramas› s›ras›nda yan› bafl›mda birden birinilti duydum. Ona do¤ru gittim bakt›m

yaral› bir asker, e¤ildim elini tuttum, o ara-da rütbesini gördüm. “Beni öldürecek mi-sin” dedi. Ben de “hay›r” dedim, “neredegörülmüfl ki Dersimliler yaral› kartala atefletmifl. Bu âdetimiz de¤il” dedim. Ve sonrada ismini sordum. O da “ben yüzbafl› Ra-g›p Gümüflpala’y›m” dedi. Ben de, “S›lêPh›ti’ dedim.

Rag›p Gümüflpala’y› s›rtlad›m. Kald›-¤›m›z ma¤araya götürdüm. Sonra meflhurcerrah›m›z M›stê S›l›ci’ya elçi gönderdim.‹laçlar›n› als›n derhal buraya gelsin diye.M›stê S›l›ci geldi. Bitkilerden yapt›¤› ilaçla-r›yla tüm marifetini kullanarak, yüzbafl›y›tedavi etmeye bafllad›. K›rk gün süren te-davi sonucunda yüzbafl› iyileflti. Bu aradaçat›flmalar devam ediyordu. Ama biz onugüvenli yerde tutuyorduk. Gümüflpala,ma¤aradayd› ve hastayd›. Ama her çat›fl-madan sonra o bize sorard›, “nas›l oldu,kim kay›p verdi” diye. Biz de hep kendikay›plar›m›z› söylerdik. Gümüflpala yan›-m›zda kald›¤› bu süre zarf›nda onunladostane sohbetler ettik birbirimizi dahayak›ndan tan›d›k. K›sacas› o ac›mas›z sa-vafl›n içinde birbirini öldürmek isteyenbizler bir tesadüf sonucu flimdi birbirimiz-le dost olmufltuk.

Rag›p Gümüflpala iyileflmiflti ve birli-¤ine geri dönmek istiyordu. Biz de bu is-te¤e sayg› gösterdik. Bize en yak›n aske-ri birlik Jêle da¤›nda konumlanm›flt›. Bir-li¤e yak›n bir yere kadar kendisine efllikettik, sonra askeri birli¤e seslendik, “eli-mizde bir subay›n›z var, ad› Rag›p Gümüfl-pala’d›r onu gönderiyoruz. Yanl›fll›kla yer-li biri san›p atefl etmeyin” dedim.

Bir sessizlikten sonra karfl›dan milisolarak tan›d›¤›m›z S›lo Fifltan seslendi,“Komutan diyor ki, yalan söylüyorsunuz.Rag›p flehit düfltü, biz onun cenaze mera-simini bir ay önce yapt›k.”

Ben de, “Biz onu yaral› bulduk, iyi-lefltirdik, flimdi de size teslim ediyoruz,atefl etmeyin Birazdan yan›n›za gelecekyalan m› do¤ru mu o zaman belli olacak,”dedim.

Sonra Gümüflpala ile vedalaflt›k, o as-keri birli¤e do¤ru, biz de yeniden Laç De-resi’ne yöneldik.

Bu olaydan sonra, bir ara askerler or-tal›kta görünmedi. Bizde kazand›¤›m›z›düflünerek kald›¤›m›z ma¤arada atefl ya-k›p bafl›nda halaya durduk. Kendimizcezaferimizi kutluyorduk. Ama bu coflku-muz çok k›sa sürdü; çünkü yeniden çat›fl-malar bafllam›flt›, uçaklar ve a¤›r makineli-ler ve toplar bize aman vermiyordu. “Y›v-sisê Sey Khali” topun kuruldu¤u tepeye,t›rmanarak asker mevzisine gitmiflti. To-pun bafl›ndaki askerleri vurmufl, topu yu-

SILE PHIT‹Hüseyin AYRILMAZ

[email protected]

Bize “yol, okul” yapaca¤›zdiyenler “taleplerinizi yerinegetirece¤iz” sözü verenler,zamanla gerçek niyetleriniokul yerine karakol yaparakgöstermifl oldular

Rag›p Gümüflpala’y› s›rtlad›m. Kald›¤›m›z ma¤araya götürdüm.Sonra meflhur cerrah›m›z M›stê S›l›ci’ya elçi gönderdim. ‹laçlar›n›als›n derhal buraya gelsin diye. M›stê S›l›ci geldi. Bitkilerden yap-t›¤› ilaçlar›yla tüm marifetini kullanarak, yüzbafl›y› tedavi etmeyebafllad›

www.ars

ivaku

rd.o

rg

13

varlamak isterken pusudaki di¤er asker-lerce vurulmufltu. Y›v›s’›n vurulmas› mo-rallerimizi bozmufltu. Çünkü Y›v›s çokgençti ve de cesurdu. Dolay›s›yla Y›v›s’›nvurulmas› bizleri derinden sarsm›flt›. Y›v›sdaha öncede askerlerin elinden birkaçkez toplar› ele geçirip imha etmiflti. Amabu kez baflaramam›flt›. Dolay›s›yla ac›m›zbüyüktü, vuruldu¤u yeri de biliyorduk.Geceleri asker mevziden ç›km›yordu, böl-geyi bilmediklerinden dolay› kay›p olmakorkusu yafl›yorlard›. Bir grup arkadafl›m-la Y›v›s’›n canazesini oradan al›p kald›-¤›m›z yere getirdik gece sabaha kadar ba-fl›nda a¤›tlar yakt›k ve sonrada orac›ktatopra¤a emanet ettik. Evet Y›v›s’›n vurul-mas› bizim için ayn› zamanda Laç Deresiyenilgisinin de bafllang›ç noktas› oldu

Bir gün yine da¤day›z, yiyece¤imizbitmifl, aç›z. Ne yapal›m, ne edelim, di-ye kara kara düflünürken, hakim bir tepe-ye ç›kt›k. Dürbünle çevreyi tar›yoruz.Bakt›m Jêl Da¤›n›n ete¤indeki askeri ça-d›rlar›n etraf›nda k›rka yak›n büyükbaflhayvan otluyor. S›¤›rlar bizimkilerden gas-pedilmiflti. Hemen onlara milislik yapanS›lo Fifltan’a seslenerek; “Dürbünle bak-t›m, yan›n›zda k›rk s›¤›r var, yar›s›n› bizeyollay›n” dedim. S›lo, birlik komutan›nameseleyi anlat›yor, komutan,“Vermezsekne olur?” diye sorunca, S›lo da, “valla gu-mandan beni dinlersen gönder, adamlaraç. Vermezsek hepsi gider.” Neticede s›-¤›rlar›n yar›s› bize yolland›.

Her taraftan kötü haberler al›yorduk.Halvori’de yemin eden afliretlerden birk›sm› sözlerinden caym›flt›. Direnifl önder-leri pusularla ihanetlerle tek tek öldürülü-yordu. Seyit R›zan›n ailesi komple yokedilmifl ve kendisi de Erzincan’a giderkenyakalanm›flt›. Bizden de C›vler A¤a gözal-t›ndayd›. Her fley sona do¤ru gidiyordu.Yani diyece¤im devlet önce 1937’de ken-disine direnenleri yok etti, 1938’deyse si-lahs›z savunmas›z yediden yetmifle herke-si yok etti.

Ama bela peflimizi b›rakm›yordu. Oyaz ne kadar yafll› kad›n çocuk, Dema-nanl› varsa hepsi toplat›ld›. Tamam› Mar-çik’te kurfluna dizilmifllerdi. Bu da benimiçin ikinci yarayd›. Cesetlerin içinde ya-k›nlar›m›z› ar›yorduk. Bafl›ndan beri be-nimle birlikte olan ve silah kullanmada ol-dukça usta olan “Qeme c›ve kej” a¤l›yorve delice ç›rp›n›yordu. Yan›na gittim “ne-dir bu kofluflturman” dedim. “O¤lumun vek›z kardeflin cesetlerini bulam›yorum” de-di. Qemer günlerce cesetler içinde onlar›arad›. Ama bulamad›. Bir de her taraf ce-set doluydu. “Herhalde onlar da bir yer-lerde öldürülmüfl” diyerek onu teselli et-meye çal›flt›m. Sonra da ikimiz gözyafllar›içinde oradan ayr›ld›k.

Rag›p Gümüflpala’yla ikinci görüfl-mem Kutu Dere’de oldu. 1938 hareketibitmiflti, her taraf viraneydi. Y›l 1945, bizbir gurup Demananl› hala da¤lardayd›k .

Bir gün kald›¤›m›z bölgede dürbünlesa¤a sola bak›yorduk. Birkaç askerin Ku-tu Dere yamaçlar›na do¤ru t›rmand›¤›n›gördük, do¤rusu önce flafl›rd›k ne oluyordiye, yaklaflt›kça bakt›m kendi kendineba¤›r›yorlar “ S›lê Ph›ti S›lê Ph›ti”. Ben deses verdim “ne istiyorsunuz” diye. Onlarda “bizi Rag›p komutan gönderdi. Kendisiflu an Kutu Dere’de seni bekliyor” dediler.Önce flafl›rd›m, sonra arkadafllar›ma döne-rek gidelim mi dedim, onlar da “biraz ted-birli gidersek daha iyi olur” dediler.

O gün da¤dan inifl öykümün böylecebitece¤ini hiç düflünmemifltim. Yak›n biryere kadar gittim, dürbünle bakt›m. Ger-çekten de Rag›p bey oradayd› ve de yal-n›zd›. Yan›na gittim. K›sa bir hal hat›rdansonra; “bak S›lê Ph›ti çok ac›lar çektinizhepsine flahidim ve olup biteni gözlerim-le gördüm ama bu ifl bitti. fiimdiyse be-nimle gelmeni istiyorum. Buraya geldim.çünkü sana bir can borcum var ve de öl-meni istemiyorum” dedi.

“Peki nas›l olacak” dedim. O da “be-nimle Elaz›¤ a geleceksin” dedi. Ben degülerek “Elaz›¤ a geleyim gelmesine amaAbdullah Alpdo¤an beni yar›m saatteasar”. Bu sözüm üzerine Gümüflpala; “sa-na söz veriyorum öyle bir durum olursabende senin yan›nda ipi boynuma geçiri-rim olur biter. Kald› ki ben güvence alma-sayd›m sana gelmezdim.”

Gümüflpala’n›n çabas› sonucunda ar-kadafllar›mla birlikte ikna olduk ve Rag›pbeyle birlikte Elaz›¤’a gitmeye karar verdik.

“Da¤larda kalan son eflk›ya grubu”diye tan›mlanm›flt›k. Geçti¤imiz yerlerdeahali seyrimize ç›k›yordu. Ayn› durumuElaz›¤’da da yaflad›k. Derken kendimiziAlpdo¤an’›n karfl›s›nda bulduk.

Alpdo¤an karfl›ma geçti. Kendincebeni sorgulad›, yapt›¤›m eylemleri s›rala-maya bafllad›. Ben de bana ait olanlar› üst-lendim. Alpdo¤an yan›nda oturan adamadöndü. “Bu adam mütahit, bunu soymufl-sun. Buraya flahit olarak gelmifl, buna nediyorsun S›lê Ph›ti” dedi. Ben de “tan›m›-yorum ama öyle diyorsa muhtemelendo¤rudur. Çünkü o günler zor günlerdida¤dayd›k, çocuklar yan›mda açt›, peri-fland›. Karfl›ma sende ç›ksayd›n seni desoyard›m” dedim. O da güldü daha sonraAlpdo¤an, biraz nasihatte bulundu. Türkdevletinin ba¤›fllay›c› ve affedici oldu¤u-nu, bu nedenle serbest kalaca¤›m› söyle-di. Ve ayn› günde serbest b›rak›ld›m veda¤ maceram da böylece bitmifl oldu.Ama askerlik sorunum vard›. K›sa süredebeni askere ald›lar. Van’a s›n›r bölgesinegönderildim. Eflk›ya say›ld›¤›m için kimsebenimle konuflmuyordu. Derken bir günkaçakç›lar s›n›rdan gizlice kaçak koyungeçirmifller. Karakol kumandan› köpürü-yor ve nöbetçilere dayak at›yordu. Ben de“kumandan sen bunlar› b›rak, bana üçadam ver ben koyunlar› sana geri getire-yim” dedim. “Nas›l olacak” dedi, ben de“sen kar›flma” dedim. K›sa bir teftifl yap-t›m, sonra yan›ma uzun bir sicim ald›m.Gece s›n›r› geçtim. Derken sürüyü bul-dum. Geceyi bekledim önce, uykuda olançobanlar› birbirine ba¤lad›m, sonra ya-

n›mda getirdi¤im uzunca sicimi tuzlad›mkoyunun a¤z›na verdim. Arkadafllar›m ge-ri çektikçe koyunlar sicimi takip etti. Vesonuçta koyunlar› çobanlardan uzaklaflt›r-d›k ve geri getirdik. Onlara göre bu müt-hifl bir baflar›yd›. Bunun üzerine bana tes-kere verildi yani askerlik öyküm de böy-lece k›sa sürmüfl oldu.

Da¤dayken ikinci evlili¤imi yapm›fl-t›m. Bir gün da¤da yan›m›zda olan bir ka-d›n›n elinden ekmek alm›flt›m ve ilk ba-k›flta bu kad›n› çok be¤enmifltim. O¤lumda yetimdi, bir anneye ihtiyac› vard›. O isebana ekmek verirken hiç yüzüme bakm›-yordu. Ama yüre¤imi atefl sarm›flt› . Nere-ye gitmeye çal›flsam ayaklar›m beni heponun yan›na götürüyordu. Derken kafayakoydum, durumu kad›na açt›m, bir fleydemedi. Kardeflleri r›zal›k göstermese deonlara güzel bir beflli hediye ederekonunla evlendim.

K›sa bir süre yan›mda kald›. Sonra dao felaket içinde bir gece bask›n›nda kaçar-ken hayatta kalan tek o¤lumla eflimin izi-ni kaybettim. Günlerce da¤ tafl onlar› ara-d›m, bir ara umutlar›m tükendi. Allahayalvar›yordum tek o¤lum kald› ne oluronu bana ba¤›flla diye. Sonra 38 bitti.Duydum ki Çukur Köyünde bir eve s›¤›n-m›fllar ve orada uzun süre saklanm›fllar.Eflim ve o¤lum korkudan kim olduklar›n›herkesten özenle gizlemifller. Ben de hertarafa haber salm›fl›m o¤lumu ve eflimi bu-lana mükafat verece¤im diye. Asl›ndaumutlar›m tükenmiflti me¤er onlar da as-kerin tamamen çekilmesini bekliyorlar-m›fl. ‹yice emin olunca da ancak o zamankendisinin S›lo Ph›t’›n efli oldu¤unu itirafediyor ve sonra da gelip beni buldular.

Askerlik dönüflümde Turusme¤e’yeyerleflmeye karar verdim, ama hiçbir fle-yim yoktu. Ne ev, ne bark. Önce kendimeev yapmaya bafllad›m. Hayatta kalan kom-flulardan büyük yard›m gördüm. Kimi ya-tak verdi, kimi yorgan, kimi kap-kacak.Derken bir de bakt›m ev sahibi olmuflum

Y›l 1953 ya da 54 bilemiyorum; kap›-da bir jip durdu ve bir subayla iki askerindi. Ben de evin çarda¤›nda oturuyor-dum. Subay selam verdi, “aleykümselam”dedim. “Amca biz S›lê P›ht’i ar›yoruz” de-diler. Do¤rusu biraz flafl›rd›m benimle neiflleri olabilir. Yoksa eski davalar› m› kar›fl-t›r›yorlar. Aç›kças› biraz da korktum. Son-ra da “ne yapacaks›n›z S›lê P›ht’i niye ar›-yorsunuz “dedim. Onlar da “amca bu evbize tarif edildi. Komutan›m›z Rag›p Gü-müflpala S›lê Ph›ti’yi ziyaret edecek” de-yince, “tamam tamam arad›¤›n›z adam be-nim” dedim. Biraz da flafl›rd›lar. ÜçüncüOrdu Kumandan› Rag›p Gümüflpala’n›nbu adamla ne ifli olabilir diye. Yan›mda oiki asker b›rak›ld›, subay “biz paflamla birsaat sonra burada olaca¤›z” diyerek jipine

binip geri döndü.Turiflmek’te hummal› bir çal›flma bafl-

lad›. Bütün komflular› yard›ma ça¤›rd›m.Ama en çok da sorumlulu¤u Ermeni kom-fluma verdim. Kahveleri o yapacakt›. Evdeçatal kafl›k yok onlar› da o getirecek, ser-visi de o yapacakt›. Çünkü çok yarat›c›y-d›. Bu arada iflim gere¤i eve girip ç›karkenkap›da bekleyen askerler esas durufla ge-çiyor. Ben de her defas›nda “ rehet ewla-d›m rehet” demek zorunda kal›yordum.“Gidin oturun” diyorum, oturmuyorlar.“Peki siz bilirsiniz” dedim.

Bir ara askerlerden biri “amca siz pa-flam›zla nerde askerlik yapt›n›z” diye sor-du. Bende “biz beraber askerlik yapma-d›k. Karfl›l›kl› savaflt›k ewlad›m” dedim.Gözleri d›flar› ç›kacakm›fl gibi oldu, flafl›r-d›, ne diyece¤ini de bilmedi. Zaten bir da-ha da konuflmad›.

Sonunda beklenilen misafir geldi vek›z› da yan›ndayd›. K›sa bir hofl befltensonra Rag›p döndü k›z›na “bak sana anlat-t›¤›m o meflhur S›lê P›ht iflte bu adam.Evet k›z›m bilmeni isterim ki benim buadama can borcum var. Onun için burada-y›m. E¤er bu gün yafl›yorsam ve de yan›n-daysam bunu yaln›zca ve yaln›zca bu ada-ma borçluyum” dedi.

Bakt›m konuflma uzuyor araya girdim,“sen uzak yoldan gelmiflsin yemekte konu-fluruz” dedim. Ve içeriye davet ettim zatensofra da haz›rd›. O¤lumu gönderdim Ma-miki’den yetmifllik bir rak› ald›rd›m, sonrada karfl›l›kl› derin sohbetlere dald›k. Bir arabakt›m Rag›p kavurmaya ekme¤ini band›-rarak yiyor “neden çatalla yemiyorsun” de-dim. O da “b›rak Allah›n› seversen. Y›llarcakarfl›l›kl› da¤larda savaflt›k o zaman çatalm› vard›. B›rak da tad›n› ç›karay›m” dedi.Dedim ya derin sohbetlere dald›k. Rag›ppafla’ya “hat›rl›yor musun çad›rlar›n›z JeleDa¤›’ndayd›, sizinle s›k s›k çat›flmalara giri-yorduk. ‹flte yine böyle çat›flmal› bir gündebizden yaklafl›k 20’ye yak›n adam vurul-mufltu. Vurulanlar çok seçkindiler, ben deonlar›n intikam›n› almak istiyordum. Geceçad›rlar›n yak›n›na kadar geldik. Bizimki-lerden herkes benim iflaretimi bekliyordu.Sabah oldu ortal›k oldukça sakindi dür-bünle bakt›m. Çad›r›n önünde t›rafl olansendin. Üç sefer niflan ald›m üçünde deparma¤›m bir türlü teti¤e gitmedi. ‹lk defaelim titriyordu ve sonra ‘ben bu adama k›rkgün bakt›m k›rk gün emek verdim. fiimdinas›l onu öldüreyim’ dedim ve silah›m› al›pgeri döndüm”. Bunun üzerine Gümüflpaladerin bir iç çekti ve sonra da kadehini kal-d›rarak “hadi S›lê P›ht o günün flerefine içe-lim “dedi.

Aktar›c›: Hüseyin Atik ( S›le Ph›ti’nin o¤lu)

Derleyen: Hüseyin AYRILMAZ

Kay›t Tarihi ve Yer: 1996 – Turiflmek / Dersim

Ama bela peflimizi b›rakm›yordu. O yaz ne kadar yafll› kad›n ço-cuk, Demananl› varsa hepsi toplat›ld› . Tamam› Marçik’te kurflunadizilmifllerdi. Bu da benim için ikinci yarayd›. Cesetlerin içinde ya-k›nlar›m›z› ar›yorduk

www.ars

ivaku

rd.o

rg

14

Dersim Hayat gazetesinin ilk sa-y›s›nda Ahmet Aslan'la yap›lansöyleflinin bir yerinde söylefliye

kat›lan Hüseyin Ayr›lmaz flu anekdotu dil-lendiriyordu:" Ovac›k'a yolculuk yap›yo-ruz. 94 köy yak›lma dönemi. Günde birminibüs Ovac›k'a gidiyordu. 12 kiflilik mi-nibüs, biz befl kifliyiz. Dördümüzde tak›melbise var. Cemal durmadan Zazaca kad›-na bir fleyler soruyor. Kad›n Türkçe cevapveriyor. Sonra Cemal döndü kad›na dedi:'Ne ane ane ez tode K›rmançki qesey kontu ça m›de t›rk› qeseykena' (Ya anne benseninle K›rmançki konufluyorum sen niyebenimle Türkçe konufluyorsun?). Kad›ndedi: 'O¤lum sizin gibi efendilerle hiç K›r-mançki konuflulur mu?'"

Bu olay› birçok aç›dan de¤erlendirmekmümkün. Birincisi tahakkümle özdeflleflti-rilen Türkçenin, ikincisi giyim kuflam›niflaret etti¤i modernlik ç›kmaz›, üçüncüsüise tahakküme maruz kalan ezilenin ken-dine has direnifli... ‹lk ikisi hakk›nda siya-sal ve toplumsal bilinci olan herkesin üze-rinde uzlaflabilece¤i hakikatleri içeriyor.Tabii bu noktada modernli¤in ve ilericili-¤in ölçüsünün ne oldu¤u, tek tip modern-leflmenin kaç›n›lmaz olup olmad›¤› veyaBat›l›laflman›n (baflka bir aç›dan Türklefl-tirmenin) tek boyutlulu¤u d›fl›nda/Bat› d›-fl› modernli¤in mümkün olup olmad›¤›konular›n› akla getirtebilir. Nitekim Der-sim tarihi yaz›m› da asl›nda bir anlamdamodernleflmeye bak›fl aç›s›ndaki sorununtarihidir denilebilir. Dersim ile ilgili yaz›-lan pek çok eserde bu sorunu görebilmekolas›d›r. Bütün bunlar baflka bir yaz›n›nkonusu olmakla birlikte bu yaz›, bu so-runlardan ziyade söz konusu edilen üçün-cü seçenek üzerinde yo¤unlaflmaktad›r.

Ovac›k'a giden kad›n yolcunun Türkçekonuflmay› tercih etmesinin anlam› neolabilir? Tahakkümü kabul edifl biçimi mi-dir yoksa bir direnifl midir? Bunun cevab›kendi varoluflunu nas›l korudu¤unda sak-l›d›r. Bu örnekten hareketle ezen-ezilen,tahakküm eden ve tabi olan aras›ndakiiliflkiye farkl› gözden bakmaya çal›flal›m.Böylelikle tahakküm sistemine karfl› hal-k›n hiç de san›ld›¤› gibi tam bir çaresizlikiçinde olmad›¤›n›, kendine has direnç me-kanizmalar› ve manevralar› gelifltirdi¤inedo¤ru yol alal›m.

Ezenlerin tahakkümüne karfl› ezilenlerasl›nda çaresiz de¤ildir. Yukar›daki örnektarz›nda benzerlerini çok s›k duymaktay›z

veya flahit olmaktay›z. Yine Dersim'denesprili flekilde anlat›lan bir hikayedir: ilçe-den kalkan minibüsün devrimci güçlerinyo¤un oldu¤u yerlerden geçerken dev-rimci marfllar›, Kürt hareketinin güçlü ol-du¤u yerlerde Kürtçe müzi¤i, Elaz›¤ s›n›r-lar›na girildi¤inde de yar› arabesk veyapop müzi¤i tercih etmesi bunun bir örne-

¤i de¤il midir? Bizim aç›m›zdan böylesi hi-kayelerin yaflan›l›p yaflanmad›¤› bileönemlidir de¤ildir. Önemli olan bu hika-yelerin bir anlat› olarak nas›l bir bilinin ta-fl›y›c›s› veya inflac›s› oldu¤unu gözler önü-ne sermektir.

Ezilenlerin Altpolitikas› Ola-rak Stratejiye Karfl› Taktikler

J. C. Scott, "Tahakküm ve Direnifl Sanat-lar›" adl› kitab›nda, “Ak›ll› köylü, büyükefendinin karfl›s›nda yerlere kadar e¤ilir;ama sessizce osurur” fleklindeki Etiyopyaatasözünden bahseder. Bundan hareketleezen-ezilen iliflkisine sahne önü dedi¤i "ka-musal senaryo" ile sahne arkas› dedi¤i veezilenin baflvurdu¤u "gizli senaryo" aras›n-daki etkileflimi aç›klamaya koyulur. Scott'agöre ezilenler (Marksist anlamda) hiç desöylendi¤i gibi "yanl›fl bilincin" tesiri alt›n-da de¤ildirler. Bilakis ezilenler, direniflleriniçeflitli k›l›klara girerek ve itaat ediyormuflmaskelerini takarak "kamusal senaryo"yagirmek isterler. Ezilenler neyin ne oldu¤u-nu gayet iyi görürler; ancak bunu farkl› fle-kilde gösterirler. Zira kamusal senaryodarol paylafl›m savafl› vard›r ve bu savafl ör-tüktür. Söylentiler, dedikodular, h›rs›zl›klar,flakalar, karnavallar, halk masallar›, türkülerve flark›lar, karfl›l›kl› örtük savaflta elde edi-len mevziler ve alayla karfl›l›k intikam si-lahlar›d›r. Ki buna Scott "altpolitika" de-mekte ve ezilenlerin gizli senaryosunu ifa-de etmektedir.

Scott'un bak›fl aç›s›, evvelinde Michael

Bakhtin'in karnaval veya karnaval ruhununbask›ya karfl› toplumun itiraz, elefltiri vehayatta kalma çabas› olarak ortaya koyangörüflünden de izler tafl›maktad›r. Di¤er ta-raftan "ezilenlerin gizli senaryosu"na ben-zer bir yorumu Michel Certeau "GündelikHayat›n Keflfi" adl› eserinde dile getirir.

Certeau, gündelik hayat içinde s›radan

insan›n içinde bulundu¤u ba¤lama olandireniflini çeflitli taktik ve kurnazl›klarabafl vurarak aflmaya çal›flt›¤›n› ifade eder.Her ne kadar bunu tüketim toplumu için-deki s›radan insan›n sessiz bir karfl› üreti-minin oldu¤unu; s›radan insan›n da¤›n›kve her yere s›zabilen özelli¤ini egemenekonomik düzen taraf›ndan dayat›lanürünleri kullanma biçimleriyle ortaya koy-maya çal›flsa da bunu farkl› ba¤lamlara ta-fl›nabilece¤ini de belirtir. Örnek olarak ‹s-panyol sömürgecilerinin Amerika'dakiyerli kabileler üzerindeki "baflar›lar›na" iç-ten gelen çatlaklar› gösterir. Yerliler, ege-men düzene boyun e¤mifl gibi görünselerde asl›nda egemen kültür içinde hatta buegemen kültürün araçlar›yla (egemenlerinkanunlar›n› minik parçalar haline getire-rek) farkl› bir biçim oluflturup kendine öz-gü kurallara dönüfltürerek, çeflitli dümenve oyunlar çevirerek manevralar yaparlar.Yerliler, egemenlerin kurallar›n› reddet-mek yerine, onlar› kendi ç›karlar›na göredavranma ve kullanma yoluna gitmifllerve öteki olarak kalmay› baflarm›fllard›r. K›-sacas› Certeau, egemenlerin tahakküm"stratejileri"ne karfl› ezilenlerin ve s›radaninsan›n günlük yaflamda gelifltirmifl oldu-¤u yarat›c› prosedürlerin, yani "taktik"lerinüstü kapal› bir tutunma arac› oldu¤unusöylemektedir.

Certeau'nun söz konusu etti¤i taktik,bir ölçüde düzenli ordunun sald›r›s›nakarfl› s›radan insan›n "eflk›yal›¤a" baflvur-mas›na benzetilebilir. Sistemin aç›klar›n›yakalayarak, ona onun yöntemi ile sald›r›rancak onu yok edemez. Böyle bir derdi

de yoktur. Dolay›s›yla da düzenli bir sava-fl› ve alternatifi de yoktur. Bir gerilla hare-keti gibi davranamaz. Sadece bir savunmave varl›¤›n› sürdürme politikas› olarak be-lirir. S›radan insan›n maruz kald›¤› tahak-küm gücüne karfl› baflka türlü bir olas›l›kancak kolektif bir bilinçle varl›k göster-mek zorundad›r. Ancak orda da güç ilifl-kileri devreye girebilmekte yine yeni tak-tikler ortaya ç›kabilmektedir.

Anadolu'da ezilenlerin gizli senaryola-r›n›, egemenlere karfl› gelifltirdikleri taktik-leri s›ralamakla bitmez. Bu direnme kültü-rünün izlerini halk masallar›na ve hikaye-lerine yaslanarak geçmifle tafl›mak damümkün. Ki toplumsal elefltiri bak›m›n-dan Karagöz-Hacivat, Nasrettin Hoca, Ke-lo¤lan gibi iktidar› mizahi dille elefltiren"hiciv"ler asl›nda söz konusu etti¤imiz tak-tiklerin tarihteki ustal›kl› örnekleri say›la-bilir. Modernleflmenin sanc›s›nda Türki-ye'de bu elefltiri siyasall›¤›n d›fl›nda ara-besk kültürde de karfl›l›k bulmufltur. "Bat-s›n bu dünya" diyerek itiraz eden ancakitiraz›n› da bir alternatifle ortaya koyama-yan kitlelerin sistemin çatlaklar›ndan birsoluk al›fl› gibidir bu taktik. Ama yine debir direnifl takti¤i say›labilir.

Dersim'de s›radan insan›n direnme bi-çimine döndü¤ümüzde ise arka plandaasl›nda hem düzensiz bir eflk›ya gibi hemde kimi zaman düzenli bir gerilla takti¤igibi savunma mekanizmalar› devreye gir-di¤ini görüyoruz. Bunun ne kadar düzen-li olaca¤›na yön veren en temel güç isehiç kuflkusuz ortak toplumsal bilinçalt› veonu dolduran kolektif tarih bilincidir.

Asl›nda egemenlerin stratejilerine karfl›ezilenlerin taktiklerini do¤ru bir ba¤lamaoturttu¤umuz vakit neden Dersim'de Der-sim katliam›na imza atm›fl CHP'ye deste¤inç›kabildi¤ini veyahut seküler-modern ha-yat› özümsemifl Dersim'in neden siyasal ‹s-lam'›n uzant›s› AKP'ye de prim verebildi¤i-ni anlam›fl olaca¤›z. Kendi dilini inkar et-meden ve de¤ifltirmeden Türkçe konuflanbir kad›n›n da, kimi zaman sa¤a oy verenbir Dersimli'nin de, X›z›r'a s›¤›nan ama ye-ri geldi¤inde ona sitem edenin de göster-mifl oldu¤u ve tutars›zm›fl gibi görünendavran›fllar›n›n alt›nda bu gizli altpolitika-n›n izlerini bu ba¤lamda okuyabiliriz.

Bütün bunlar ve daha fazlas›n› da gözard› etmeden Dersimdeki direnifl ve itiraz-lar› göz önüne ald›¤›m›zda asl›nda sis-temsiz bir anarflist ruhun varl›¤› da farkedilecektir. Ancak bu ruh siyasall›k anla-m›nda de¤il kültürel direniflin taktikleriba¤lam›nda okunmak durumundad›r. Sis-temin çatlaklar›n› görebilen, hiç de çare-siz-korunaks›z olmayan ve sistemin buçatlaklar›ndan s›zma becerisi de göstere-bilen bir halk özelli¤i olarak bu durumkabul edilmelidir. Bu taktiklerin ifle yara-mad›¤›n› gördü¤ünde ise siyasal bir alter-natifi de yeri geldi¤inde ortaya koydu¤u-nu da belirtmek gerekir.

Dünyan›n tüm ezilenlerinde benzertaktikleri görebilmek mümkün oldu¤u ka-dar Dersim'deki direnifl taktiklerini de bin-lerce örnekle ço¤altmak mümkün. Bu-nunla birlikte art›k Dersim'in flimdiki kon-jonktürde yeni taktiklerden ziyade, taktik-lerini stratejiye dönüfltürecek kolektif du-rufla da ihtiyac› oldu¤u unutulmamal›d›r.Bu taktikler, günü kurtarmaya de¤il, gele-ce¤i kazanmaya yönelik oldu¤u sürece ta-rihte anlaml› yerini alacakt›r.

DERS‹M, D‹REN‹fi VE TAKT‹KArfl. Gör. Ercan GEÇG‹N/Ank Üni. Sosyolaji Böl.

[email protected]

Asl›nda egemenlerin stratejilerine karfl› ezilenlerin taktiklerini do¤rubir ba¤lama oturttu¤umuz vakit neden Dersim'de Dersim katliam›naimza atm›fl CHP'ye deste¤in ç›kabildi¤ini veyahut seküler-modernhayat› özümsemifl Dersim'in neden siyasal ‹slam'›n uzant›s› AKP'yede prim verebildi¤ini anlam›fl olaca¤›z

Bununla birlikte art›k Der-sim'in flimdiki konjonktürdeyeni taktiklerden ziyade,taktiklerini stratejiye dönüfl-türecek kolektif durufla daihtiyac› oldu¤u unutulma-mal›d›r. Bu taktikler, günükurtarmaya de¤il, gelece¤ikazanmaya yönelik oldu¤usürece tarihte anlaml› yerinialacakt›r

www.ars

ivaku

rd.o

rg

15

‹tiqatê Dêss›mi Raa Haqiya. (T›rk uHermeniyu ra qeyri)

Raa Haqi rengê de aleviyena Anadoli-ye saê bena.

Ç›ke aleviyen ju bavêt, ju reng, ju formde niya. Yane homojenê niya.

Ç›qafl ke felsefê xo kokte ju vo ki, on-cia ca ve ca, qom ve qom ferq kuno wer-te. Xo dana ra hurend u caye xo.

Ayera aleviyen ke vame je itiqatê orto-doksu ju kal›v mêrora ma vir.

‹ran ra hata Balkanu, Afganistan ra ha-ta Lübnan, hardo de hirade, welat ve we-lat, qom ve qom, gole ve gole jubinra, he-ve heve ciya, qoce ju itiqat u felsefe bêro-ra ma vir.

Eke hira niyadime ni têde b›ngê xo iti-qatê“vahdet i vücud” ra cênê. Nu itiqatgola Dêss›mi de forme “Raa Haqi” de ve-jino qarfliye ma.

Tar›xra hata n›ka qomê ma her hetirawefliya xo eve felsefe Raa Haqi liyo ra.Eve na felsefe amo tê lewe u eve na fel-sefe qombiyaêna xo sana pê. Nu rira everetiye besekeme vame ke felsefe Raa Ha-qi, her hetira felsefe u qnunê wefliya qo-me mawo.

Qomê Dêss›mi qomê de xozaniyo, qo-mê de b›rriyo. Tar›xê xo xêyle xêyle kha-no. Taê çi qeytan nê vuriyo. Taê adet utorey hazar serrura, domanêna isoniyeramendê.

Eke ç›mê ilimra niyadiya itiqat u kult›-re k›rmanciye de tar›xê isoni yenora zu.

Na rafltiya. Ç›mo ke bivino naê eskeravineno.

Rêçha itiqatê Raa Haqi hata qulê v›re-ni, hata medeniyetê 5 – 6 hazar serrê raaveri sona.

K›tavê ke mordemune ilimi anadoliyede medeniyetunê khanu serê, Hatti u Hi-tit serê nusnê, inude na rêçhê rehet taq›vbena.

Tox›mê na itiqati xoriyenâ tar›xi ra ye-no.

Na itiqatte hureardis(yaratma) çino. Çinebi-yaêne ra hureardis ke-wul nê beno. Biaêneesta. Zaeêne (do¤ufl)esta.

Juên de jedeên, je-deên de juên esta.

Alem têde ju nur ob›mbarek ra têra biyo.Kok u tox›mê kâinati unur o.

Mirazê her çi ju yo.Her çi Haqira biyo, Ha-qira zo u cereno ra Ha-qi. Raa Haqi, raa zaeêna.

Raa Moa. Moê Ana Naciya wa, Rayi d›ye. Ninera juye raa roflti ya, awa binê raazulemeta.

Raa Haqi rawa rofltiya. Rajiên u iqrar se-rê ramina. B›ngê xo adalet u tê janeêniya.

Cenet u ceneme çino. Cenet u cenemena dina wa. Her kes fêl u amelê xora go-rê pers beno.

Haq her ca, her waxt, her çi de ro.‹tiqatê Raa Haqi de famkerdis “juyenâ

hemuye” yane “vahdeti vücud” serewo. Dina u kainatte ke ç› esto, hard asmen,

can›n u bê can›n her çi, hemuye Haqi rabena.

Her çi de sureta Haq u Talay esta.Alemde ke ç› esto b›ngê xo ju yo. Hemu-ye ju ya.

Her çi ju nur ra yeno. U nur nurê OliM›hemmedi yo. Haq M›hemmed Oli ju yo.U her ca dero. Letê jedê ki qelvu dero.Qelvê qulê r›ndi dero. “Qelvo paki de ro,nu¤da xêrê de ro, zatê wefli de ro.”

U rira vanê “tu ke xo zona Haq tu ya,qelvê tu ke pak bi, fêl u amelê tu ke pakvi, na dinade ki, a dina de ki Haq tu ya”

Her çi Haqi ra yeno, tepiya cereno raHaqi.

Uwo ke hemuye Haqi ra biya, hemu-ye ki b›mbareka.

Ayera hardo dewres, asmeno kheweb›mbareko.

Mavênê hard u asmênde ç› ke estob›mbareko.

Koyi, dari, çhemi, hêni, theyri, malêkoyi, muleçik, gên›m, flimige u.b. b›mba-rekiye.

Ç› ke her çi de roê Haq u Talay esto.Her çi deyra vejiyo, deyra amo.

18 Hazar Alem tezahürê deyiyo. Dinau alem de ke ç› esto, can›n, bê can›n herçi s›r u nurê deyra vejiyo. Nu felsefe, fel-sefê “Enel Haq”iyo.

Coka ro gunê ison haqa her çi re hur-met dar vo. Roê dina me dazno. Haqi medazno. Wefliya her çi dustê wefliya xo debijero. Zerar sureta Haq u Talay medo.

Raa Haqi de murod awo ke her çi ju-binra raji vo.

‹tiqatê made cayê isoni zof berzo. ‹so-no kam›l, refê haqiqati de Haqi de benoju. Qesê mordemê kam›li qesê Haqi yo.Hama berzênâ isoni hetê hukumi ra niya.‹son wayire dina niyo. U evê zovina can›-nu parçê tabiatiyo. Wefliya her çi re hur-met karo. Haqa her maxluqati b›mbarekzoneno. Eke her çi xo ra raji mekero, Haqki deyra raji nê beno.

Ni qesey têde gunê derg a derg arezêve. Her ju qesa serê gune k›tavi b› nufliye.Hama ma honde ke tha k›lmekra qal kemê.

Gune f›kr u famê isone maê khani ukok›munê ma evê usulê ilimi doz ve ualaqê xo u felsefe ma hurdi hurdi b› mu-niyo. Evê na rayê g›rê wertê wefliya k›r-manciya khane u sevekiyaêna tabiati es-kera vinina.

Ewro Dina roz ve roz verva xaf›la eko-loji ser sona.

Hard asmen, dar u ber, çhem u deng›jtêde piya ison dest tengê de rê.

Dina serê wefliye endi niya dewam nêkena. Endustri kokê tabiati ardo.

Dina de ç›qafli theyr thür, maxluqat keesto klêr›nêna endustri ver waxto ke c›s-nê xo b› b›riyo. Raverfliyaêna isoni bavê-tune binure xêr nê ana.

Hemuyê isoni dest tenge de ra. Se se-runê peyênu de r›yê dina zof vuriya. Tê-flir u q›lêr›nêna endustri

her ca guret xu ver. Ma wefliya xo dêndare wefli wariya na

dina i me. Dêndare hardê dêwrêfl u asme-nê qêweyi me.

Gune dina b› sevekiyo. Hal nao kepak u r›ndekêna dina endi tenge de ra.Ekosistem beno x›rave, bavêtiya wefliyezerar vinena. Belkiya ki dina endi reyna jev›rên nê bena. Ters awo ke ison eve xudeflti ra peniya xu u peniya dina biyaro.Tenga pile na wa. Xu ver estene na ca deloz›ma. ‹son gune v›reniya endustri b›jero.Kotê dina ke biyo qlêr›n u ca pak kero,kotê dina ke pak o u ca b› sevekno. Karo ke lerza xu esta u kar ewro nawo.

Felsefê Raa Haqi Dina sevekneno, we-fliye sevekneno, can›n bê can›n haqa herçi re hurmet keno. Roê Dina nê dazneno.X›rave nê keno. Nê qedeneno.

Neqiye çina. Tê dusteni esta. Dinaamaneta Haqiya. Gune b› sevekiyo. ‹sonher kerdena xora mesulo. Her nqiye c›rapers bena. Hata ke her kes u her çi isonira raji nê bi, Haq isoni ra raji nê beno.

Na mesela hona xeylê hira wa, serêhona xeylê çi vajino.

K›lmekra;Ekosistem u wefliya Dina ison destte

tenge de ra.Eke v›reniye nê ceriyo xaf›la ekoloji

nejdiya.Verva sistemê barbariye u endustri ver

v›netene ra zovi çare çino. Gunê her qom hardê xo serê, tar›xê xo

serê, zonê xo serê wurzora pay.Berzo xo ver. Mara gore k›l›tê xelasê Dina, felsefê

Raa Haqi de ro.

Veri, ma veciyené Koyê Muz›ri,uca de ware gurét›né. Mini ku-t›né, xéymi kerdiné ya, pésari

pot›né, qurbani kerd›né fliyene Sabé! Va-t›né “ya Eré kowu, ya Sar›k fi›van, mayi-me b›né bexté to dé.” Q›rsé kunkori de-né aré, vesnené. Mal téra biyené. Verekiq›rréné. Guki qorréné.

Veri, ma fliyené Estemol. Asmana tepi-ya mektubi rusnéné. Jü mektube ké amé,m›let diyené aré, kamu ké wando¤o,mektube kerd›ne ya, wand›ne. Céni ber-bêné. Mektubê boé kerd›ne, serrana dar-d›ne wé. Zé way›ré mektube qimeté mek-tube zamt›né. Veri, qed›r- qimet est bi.

Z›m›stan ké ama m›let diyené aré,amené têlewê. San›ki qefli kerd›nê. Mor-demé kok›mi qimetin bi. Mobeté kok›-mu wes bi. San›ki zant›nê. Kok›mi, hu-

nermendé qesu bi. Xebera ké feké inanavéciyené camatan dé amené qêfli kerde-né. Kok›mu t›zbi ant›né. Qêfliyané inanre; “qefliyé kam›lu, qefliye uliyu” vat›né.

Am›nani, cüamérdi fliyêné ko dékunkor çint›né. Kunkor, caané bercandébeno. B›né kunkori dé sungi bené. S›tékunkori thalo. S›te kunkori ph›flçiyené(ph›flkiyené) dev-u riyê cüamérdan ra,riyê cüamérdu serdé biyené. Ç›mané isa-ni zan dené. Kunkor ke çint›ne, badopurnad kerd›nê. E ké bi husk, dené aré,kerd›né lod. Seré koydé, veré diyar dézé nisangi nijnêné. Lodi dewera asené.Bi ké z›m›stan, roca er¤uçiyé, cüamérdisewe ra efliyené xo, uflt›nê ra, çésangigurêt›nê veciyené ko. fiiyené seré koydé lodun ser ra vore eflt›né, lodi denéya, kunkor vet›nê, nen› çesangan ro, ba-

xoy ké peydé niflt›né c›, ha tan dené, ko-ro everdé zê vayv›rké amené. Çêsangé:daré da qal›nda, heenté qori yena. Hiréqulaci derga, seré xo zé çanguro. Cor dékoro ké verdéné ra, zé qersuné amené.Koyé Muz›ri, s›ma zané zaf tiko. Ayra ta-yé çésangi ph›flçiyené (ph›flkiyen), r›jiyê-né. Tayê çêsangi seré kasan ro perrené,s›çiyené (fl›kiyené). Tayé mordemi g›nd›rbiyené. Jillan ra, kasan ra perrené biye-né seqet. Kunkor ké ard›nê nejdiyê de-wé, niyaz é caé raflti; çesangé ra nenéro, nené taw›gé ro. Nafa ebé taw›ga an-t›né, ard›né dewé. Kunkor zaf zamet›nbi. Mali kunkor ra zaf hezkerd›né. Tayécaan dé werté kunkori dé m›rcor (x›los)çint›né. Mali m›rcor ra daha zedé hezkerd›né. Kunkor ké khewe bi, boa xozaf wes niya. Z›m›stani, kunkor ké b›névoré ra vet, husk ard dewê, boa xo zafwesa. Kunkor ané, qelebnené v›rniyamali, mal hêyn wenno ké… Vané “alefékunkori zaf sa¤lemo. Mal newefliyé né-ceno,. Kepeneçiré (kepenekire) r›ndo.”

Usar ké amené ma domanu xo ré sel-

p›k v›raflt›né. Taynan ré piyané xo sel-

p›k v›raflt›nê. Selp›k daran› koçenira v›-

rajiyené. Dewané Puluri dé, vera usari

alef qeydiyené. M›leti teng›ra xoré koçen

s›k›t›né. Dewané ma dé koçené qoaxi

bo koçené viali zafo. Mal koçené qoaxi

ra zaf hezkeno. Koçené qoaxi ké taflt c›-

ra therké s›pi veciyené. Ma inan ra sel-

p›k v›raflt›nê. Belek ké küt voré, ma sel-

p›k guret›né, fliyené hegané bozu. He-

gan dé xuloki biyené. En s›fté b›né voré

ra puré xuloki veciyené. Ma selp›k fite-

né p› ra, g›nrné ser ro, n›q›jiyené. Selp›k

fliyené xori, ma xo dené ser ro. E ké sel-

p›k fliyené xori, ma domanan ré vat›né

“low veng mevec›ré, malki yené xuloku

bené!” Domanu veng vac bé xo b›rnené.

Zéd›ri xuloki b›né herdi ra néveciyené.

Puré xo qurfiyené, xuloké b›nê herdi dé

mand›né. E ké xuloké qurfiyené ma va-

t›né “low lacé kutçi (kutki) to qêfli kerd,

malké amé xuloka m’ berdé.” Ç›mané

ma dé xuloki zaf qimet›n bi.

Ma doman bim, dina g›rsé biyé!

VER‹Do¤an MUNZURO⁄LU /[email protected]

KILITÊ XELASÊ D‹NA,

FELSEFÊ RAA HAQI DEROSaheyder VEROZ /[email protected]

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Hayat Yap›m Bas›m Yay›n Matb. Org. San. Tic.Ltd. fiirketi Ad›na ‹mtiyaz Sahibi: Devrim Tekino¤lu Genel Yay›n Yönetmeni: Cafer Solgun Yaz› iflleri Müd. Ceren Özdemir

Adres: Katip Mustafa Celebi Mah. Sadri Al›fl›k Sok. No: 13 Kat: 1 D.4-5 Beyo¤lu-‹stanbulTel: 0530 696 82 95 E-mail: [email protected] Web: www.dersimhayat.orgBask›: Akademi Bas›n Yay›n Organizasyon Matbaac›l›k Turizm ve San. Tic. Ltd. fiti.

Davutpafla Cad. Güven San. Sit. C. Blok. No 230 Topkap› ‹stanbul Tel: 0212 493 24 67-68-69

Geçti¤imiz y›l yap›mc› ve yönet-menli¤ini yapt›¤› “K›rm›z› ka-lem” adl› canl› tan›k anlat›mlar›y-

la Dersim 38 katliam› ve 1994’te Dersim’deköylerin boflalt›lmas› olaylar›n› ele alan bel-gesel filmi yank› yaratan Özgür F›nd›k,“Dersim Sürgünleri” ad›n› verdi¤i yeni bel-gesel çal›flmas›yla gündemde. “K›rm›z› Ka-lem” filminin yurt içi ve yurt d›fl›ndaki gös-terimleri halen devam eden Özgür F›nd›k,iki y›ld›r sürdürdü¤ü çal›flmas›n› önümüzde-ki aylarda tamamlayaca¤›n› belirtti.

F›nd›k’›n iki y›ld›r yurt içi ve yurt d›fl›n-daki çok say›da tan›kla görüflerek yürüttü-¤ü Dersim Sürgünleri belgeseline çok say›-da Dersimli ayd›n, yazar ve sanatç› da kat-k›da bulunuyor. F›nd›k’›n çal›flmalar›nakatk›da bulunanlar aras›nda Özlem Göner,Hüseyin Ayr›lmaz, Cemal Tafl, Turabi Sal-tuk, Emirali Ya¤an ve Cafer Solgun da bu-lunuyor.

Özgür F›nd›k, iki y›ldan beri sürdürdü-¤ü çal›flmalar› kapsam›nda, Almanya’n›nyan› s›ra ‹stanbul, ‹zmir, Bolu, Çanakkale,Bal›kesir, Ankara, Eskiflehir, Erzincan, Ay-val›k, Ayd›n, Manisa, Alaflehir ve Dersim’deçok say›da kifliyle görüflmeler yaparak ka-y›t alt›na ald›.Özgür F›nd›k, Trakya illerin-de kurdu¤u ba¤lant›larla da görüflmeler ya-pacak. Yapt›¤› görüflmelerin say›s› yüz kifli-yi aflm›fl durumda.

F›nd›k, Dersim 38’in yan› s›ra 12 Eylüldönemi ve 1994’te yaflanan sürgün olayla-r›na da mercek tutmay› amaçlad›¤›n›, kor-ku kültürü ve travmay› iflledi¤i çal›flmas›kapsam›nda, Dersim Ermenileriyle de gö-rüflmeler yapt›¤›n› ifade ediyor.

Çal›flmas›n›n mümkün olabilen ölçüler-de kolektif bir duyarl›l›¤› yans›taca¤›n› belir-ten Özgür F›nd›k, bu nedenle Dersim’le il-gili araflt›rmas›, görüflü, sözü olan herkesinkatk›s›na ihtiyaç duydu¤unu dile getiriyor.

Çal›flmalar›n› tamamen kendi güç veimkanlar›yla ve dostlar›n›n katk›lar›yla sür-dürdü¤ünü belirten F›nd›k, amac›n›n yafla-nan sürgün trajedisini bütün boyutlar›yla

gözler önüne sermek oldu¤unu belirtirken,Türkiye’nin Dersim gerçe¤iyle yüzleflmesi-nin önemine dikkat çekiyor.

Binlerce y›ll›k geçmiflinde “Turabdin” olarak bili-nen bölgenin merkezi konumundaki Midyat Sür-yanilerinde inanç kenti olarak öne ç›kmaktad›r.

Turabdin bir yandan “ibadet edenlerin da¤›” anlam›ndakullan›l›r. Öte yandan Midyat, ma¤aralar kenti anlam›na ge-len “Matiate” kelimesinden gelmektedir. Bir di¤er görüfl iseSüryanicenin de belirleyici oldu¤u ‘Tur’ (da¤) ve ‘abdin’(kul, köle) kelimelerinden oluflan Tur Abdin, ‘köleler da¤›’,‘kullar da¤›’, ya da ‘esirler da¤›’ anlam›na da gelmektedir.Bir baflka yaklafl›m, bölgenin isminin, MÖ 4. yüzy›ldan iti-baren kurulan manast›rlarda yaflayan keflifllere atfedilerek,H›ristiyan bak›fl aç›s›na göre ‘tanr› hizmetkârlar› da¤›’na dö-nüfltü¤üne iflaret etmektedir. Yani ibadet edenlerin da¤›…Günümüzde ‘Tur Abdin’ adland›rmas› daha çok Süryanilertaraf›ndan kullan›lmaktad›r. Mezopotamya’n›n 5000 y›ll›kgeçmiflinden gelen halklar› aras›nda bulunan Süryanileryayg›n olarak Mardin iline ba¤l› ilçe ve köylerde yaflamak-tad›rlar. Türkiye Süryanileri için oldukça önemli bir yeresahip olan Mor Gabriel (Deyrul Umur) Manast›r›da bu kut-sal topraklarda yer almaktad›r. Buras› dünyan›n en eski veaktif H›ristiyan manast›rlar›ndan biri olma özelli¤ine sahip-tir. Midyat ilçesi ve köylerinde 20’ye yak›n manast›r veyakilise olarak faaliyet gösteren ibadet yerleri vard›r. Bunla-r›n bir kaç› Protestan di¤erleri ise Ortodoks H›ristiyan kili-seleridir. Bu say›, mekân ve nüfus yo¤unlu¤u ile mukaye-se edildi¤inde genelde Türkiye ve özelde Midyat aç›s›ndanoldukça ilgi çekicidir. Zira dünyan›n baflka bir yerinde bukadar az bir nüfus yo¤unlu¤unda ve küçük bir alan içeri-sinde bu say›ya rastlamak mümkün de¤ildir. Zaten bu özel-li¤inden dolay› Midyat “Küçük Kudüs” olarak da bilinmek-tedir. Bu durum, Süryanilerin dinsel bir cemaat olmas›ndanileri gelmektedir. Süryanilerin yaflad›klar› herhangi bir köy,bu köyde bulunan kilise-manast›r›n ad›na at›f yap›larakisimlendirilmektedir. Bugün halk aras›nda bilinen isimleriy-le Deyr, Kafar ya da Mor kelimelerinin yer ald›¤› köy isim-leri buralarda geçmiflte bulunan Süryani ibadet yerlerininisimlerinden türemifltir.

Politik, tarihsel, etnik, dinsel ve ekonomik gerekçeler-le dünyan›n de¤iflik bölgelerine da¤›lan Süryanilerin Türki-ye’deki say›lar› 15.000’dir ve büyük ço¤unlu¤u ‹stanbul’dayaflamaktad›r, geleneksel kültürlerini yaflatt›klar› Güneydo-¤u’da ise say›lar› gün geçtikçe azalmaktad›r. Son y›llardaTur Abdin bölgesinde yaklafl›k 2000 Süryaninin yaflad›¤› bi-linmektedir. Bunun %70’i Midyat, Dargeçit ve ‹dil’de, di¤er-leri ise Nusaybin’de ve Mardin’de oturmaktad›r. Süryaniler;‹sa’dan önceki dönemlerde yaflad›klar› co¤rafi bölgeleregöre; Arami ve Asurî; H›ristiyanl›¤›n kabulünden sonra iseNasturi, Melkit, Marunî ve Keldani olarak isimlendirilmifl-lerdir. Bu isimler genellikle Süryanilik içerisinde etkili olandin adamlar›n›n isimlerinden türemifltir. Bugün Ortado-¤u’da yaflayan ve farkl› isimlere sahip olan H›ristiyanl›k

inanc›na mensup cemaatlerin tamam› Süryani veya Do¤uH›ristiyanlar› olarak bilinmektedir. Günümüzde ibadetlerinde Aramice (‹san›n dili) hala kullan›lmaktad›r. 5000 y›ll›kgeçmiflleri oldu¤u bilinen Süryaniler MÖ 3000’lerden itiba-ren Sümerler, Akadlar, Babiller, Asurlular, Aramiler, Fenike-liler, Tedmurlular ve Abgarlar adlar›n› kulland›¤›n›, 2 biny›ldan beri kullan›lan Süryani isminin ise bunlar›n devam›oldu¤unu söylemektedirler.

Böylesi köklü geçmifle sahip olan Süryani toplulu¤uson yüzy›lda giderek artan göç hareketlili¤i ile mekanlar›-n›, köylerini, topraklar›n› arkada kalanlara b›rakm›fl ve Tür-kiye’nin önemli bir kültürel bütünlü¤ünün eksilmesine yolaçm›flt›r. Yaflanan göç dalgas› sonucunda, nüfusun önem-li bir k›sm›n›n yurt içi ve d›fl›nda farkl› yerleflim birimlerineda¤›lm›fl olmas›, bölgedeki Süryani kültürünün (maddi vemanevi kültürel bileflenlerin) giderek yok olmas›na, unu-tulmas›na ve devaml›l›¤›n›n sa¤lanamamas›na yol açm›flt›r.

Günümüzde sivil toplum oluflumlar› ile dinsel özellik-lerinin yan› s›ra sivil hayattaki kültürel özelliklerini de ko-rumaya önem veren Süryaniler, Anadolu’nun eksilen kültürbütünlüklerinin bafl›nda gelmektedirler. Binlerce y›ll›k Me-zopotamya tarihinin temsilcileri olan ve kadim dillerini gü-nümüze kadar yaz›l› biçimde koruyarak getiren bu halk,ortaklafl›lan pek çok efsane ve sembolünde temsilcilerdir.Söz gelimi, Mardin’de bulunan 40’lar kilisesi 40 azizlerintemsiliyetini geçmiflten günümüze getirirken bir yandan dabölgedeki Süryani ve di¤er az›nl›k Hristiyan topluluklar›nda temel ibadet merkezi konumundad›r. Öte yandan Sivas-l› “K›rk flehitler” olarak bilinen “K›rk aziz”’in K›z›l›rmaknehrinde, pagan krala itaat etmekten vaz geçmeleri ve‹sa’ya ba¤l›l›klar›n› göstermek için kendilerinden vaz geç-

melerini anlatan efsanede 40 aziz’in 39’u nehirde kaybolur-ken, 40. Aziz bir ›fl›k zümresi olarak göklerden afla¤› neh-rin yüzeyine inerek varl›¤›n› gösterir. Bir baflka örnek, ge-leneksel kültürünün parças›n› oluflturan ve yaklafl›k 5000y›ll›k geçmifle sahip oldu¤u düflünülen 1 Nisan Süryanibayram› yaflam›, bereketi, aflk›, dürüstlü¤ü, günahlardanar›nm›fll›¤›, temizli¤i, e¤lenceyi ve sevinci paylaflmay› sem-bolize etmektedir. Bu bayram Utnapifltun (Nuh) tufan›ndankurtulan insanlar taraf›ndan kutlanmaya bafllam›flt›r. Sümer-ler döneminde gelenekselleflen ve daha sonra siyasi otori-teyi de kapsayan bir nitelik kazanm›flt›r. Böylece Mezopo-tamya’n›n en görkemli bayram› olmufltur. Bütün topluklartaraf›ndan yüzy›llarca kutlanan bu bayram Babil’in y›k›l›-fl›ndan sonra etkisini zamanla kaybetmifltir. Ancak 1 Nisanbayram›n›n gelene¤i ve kültürü bölgedeki topluklar ve din-ler taraf›ndan de¤iflik biçimlerde yaflat›lm›flt›r. Mezopotam-ya`n›n eski tarihinde en önemli bayram yeni y›l yani 1 Ni-san bayram›d›r. ‹lkbahar›n gelifli, k›r gezileri, çiçek toplamave gelin damat k›l›¤›nda çocuklar taraf›ndan evlerin ziyaretedilmesi biçimindeki etkinlikler sürekli olmufltur. BafltaIrak, Suriye, ‹ran ve diasporadaki Asuri-Keldani-Süryanilertaraf›ndan kültürel bir nitelikte kutlanmaktad›r. 1 Nisan`dagençler, yafll›lar, çocuklar en güzel elbiselerini giyerek k›r-lara, aç›k alanlara ç›kmaktad›rlar. Bugünde kültürel yemek-ler yap›lmakta, folklorik giysilerle oyunlar oynanmakta,müzik eflli¤inde halaylar çekilmekte, evlilik törenleri dü-zenlenmekte, bar›fl, dostluk ve sevgi duygular› ön planaç›kmaktad›r. 1 Nisan Yeniy›l bayram› eski takvime göre ge-ce ile gündüzün eflit oldu¤u günde kutlan›yordu. Süryani-ler; Roma, Pers, Bizans, Arap, Mo¤ol ve Türkler hakk›ndapek çok tarihsel dökümana sahip bir cemaattir. Bu eserlermanast›r arflivlerinde titizlikle korunmaktad›r. Süryaniler,günümüzde yaklafl›k olarak befl milyona yak›n tahmin edi-len nüfuslar›yla Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, ‹sra-il ve Hindistan'da yaflamaktad›rlar. Ancak yirminci yüzy›l›nson çeyre¤inde, büyük bir bölümü Türkiye ve Ortado-¤u'dan ayr›larak, baflta Avrupa ve ‹skandinav ülkeleri ol-mak üzere Amerika'ya ve Avustralya’ya göç etmifllerdir.

Faydalan›lan Kaynaklar;

1. Doç. Dr. Nurgün OKT‹K, Fethi NAS TÜRK‹YE’DE CEMAATLER SOSYOLOJ‹S‹; M‹D-

YAT ÖRNE⁄‹, Uluslar aras› Süryani sempozyumu sunumlar›

2. AYDIN, Suavi, (2001), Mardin, Afliret-Devlet-Cemaat, Tarih Vakf›, ‹stanbul.

3. HOLLERWERGER-Hans, (1999), Turabdin, Mor Gabriel Yay›nlar›, Midyat, Mardin.

4. MALOUF, Amin, (1998), Araplar›n Gözüyle Haçl› Seferleri, Telos Yay›nlar›, ‹stanbul.

DERS‹M SÜRGÜNLER‹...

DO⁄UNUN HIR‹ST‹YANLARIBelgin CENG‹Z/Antropolog

[email protected]

www.ars

ivaku

rd.o

rg