Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
20-22 ġUBAT 2014 TARĠHLERĠ ARASINDA DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI TARAFINDAN
DÜZENLENEN V. ULUSAL SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ÇALIġTAY SONUÇ RAPORU
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
tarafından 20-22 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği
Çalıştayı, 20 Şubat 2014 sabahı saat 08.30-09.30 arasında katılımcıların kayıt işlemleri ile
başladı. Kayıt sürerken Dokuz Eylül Üniversitesi Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç
Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan “Türkiye‟nin Geçmişindeki Yarın: Köy Enstitüleri”
konu başlıklı fotoğraf sergisine yer verildi. İstiklal Marşımız ve açılış konuşmalarının ardından
“Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Mandolin Topluluğu” ve “İzmir Otizm Orkestrası ve
Korosu” konserleri sahne aldı.
Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Başlar ve
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Yaparel tarafından yapılan açılış konuşmaları ardından ana
konuşmacı olarak davet edilen Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzver
Yıldıran “Eğitim Sistemindeki Değişiklikler ve Belirsizlikler” konu başlıklı sunumunu
gerçekleştirdi. Prof. Dr. Ayfer Kocabaş “Kesintili 12 Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinin Etkileri”
konu başlıklı sunumunda söz konusu uygulama ile ilgili sivil toplum kuruluşları, üniversiteler,
eğitim ve öğretimle ilgili sendikaların görüşlerini ve yapılan bilimsel araştırmaların ortak ve
farklı sonuçlarını sunumuyla paylaştı. Birinci gün öğleden sonra Çalıştay grubu, „‟4+4+4
yapılanmasının etkilerinin belirlenmesi konusunda yapılan bilimsel çalışmalar‟‟, „‟ilkokul
programları‟‟ ve „‟lisans programları‟‟ alt gruplarına ayrıldı. Konularını görüşüp tartışmak
üzere üç alt grup olarak çalışmalara başladı.
İkinci gün Eğitim Reformu Girişimi‟nden Gülşah Gürkan, Aytuğ Şaşmaz, Fulya
Koyuncu ve M. Alper Dinçer tarafından yapılan “Temel Eğitimin Kademelendirilmesi
Sürecinin İzlenmesi" konulu araştırma Dr. Alper Dinçer tarafından ortak oturumda sunuldu.
Sunumun tartışılmasının ardından programları çalışan gruplar beş farklı alan öğretimi
komisyonlarına ayrılarak görüş ve önerilerini geliştirmek üzere bir araya geldi. Grup
çalışmaları tamamlandıktan sonra bütün katılımcılar tekrar ortak oturumda bir araya geldi. Her
alt grup yaptığı çalışmayı büyük gruba sundu ve sonuç raporu üzerinde görüşler belirtildi.
Düzeltmeler yapıldı.
2
Üçüncü güne kalan katılımcılarla 22 Şubat 2014 Günü Şirince, Selçuk, Meryem Ana
gezisi gerçekleştirilerek Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü üzerinden Buca Eğitim
Fakültesi Kampüsü‟ne gidilerek bir sonraki çalıştayda buluşulmak üzere iyi dilek ve temenniler
sunuldu.
4+4+4 YAPILANMASININ ETKĠLERĠNĠN BELĠRLENMESĠ KAPSAMINDA
ULAġILAN BAZI BĠLĠMSEL ARAġTIRMALAR VE YAYINLAR
Sabancı Üniversitesi tarafından hazırlanan Eğitim Reformu GiriĢimi (ERG) (2012),
Eğitim Ġzleme Raporuna göre “4+4+4” teklifinin yasalaşma süreci, Türkiye‟de eğitim
politikalarının tasarlanması ve uygulanması açısından geriye doğru bir adım olmuştur. Hiçbir
üst politika ve planlama belgesinde ve iktidar partisinin seçim bildirgesinde bulunmayan
“4+4+4” düzenlemesine ilişkin yasa teklifi kanıta dayalı ve katılımcı bir biçimde
oluşturulmamış ve paydaşlarca tartışılmamıştır. Gündeme gelişinden bir buçuk ay gibi kısa bir
süre sonra yürürlüğe giren ve eğitim sistemini köklü biçimde değiştiren 6287 sayılı İlköğretim
ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, ilköğretime
başlama yaşı, ilköğretim okullarının dönüştürülmesi, ortaokul düzeyinde açılacak okul türleri,
programlar ve seçmeli dersler ile ortaöğretimin zorunlu olması gibi birçok alanda değişiklikler
getirmiş ve belirsizliklere yol açmıştır. Bu plansız dönüşüm süreci, bir yandan geçmiş
adımların kazanımlarını riske sokarken öte yandan MEB için kayda değer yönetsel ve mali bir
yük yaratarak geleceğe ilişkin önemli soru işaretleri doğurmaktadır.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Güzver YILDIRAN‟ın 20-
22/02/2014 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi‟nde V. Ulusal Sınıf
Öğretmenliği Çalıştayı‟nda davetli konuşmacı olarak sunduğu “Eğitim Sistemimizdeki
Değişiklikler ve Belirsizlikler” başlıklı bildirisinde belirttiği gibi;
“Bir ülkede büyük kitleleri kapsayan değişiklikler ancak bilimsel verileri taban aldığında kalıcı olur.
Batı ülkelerinde kapsamlı değişiklikler “evidence based policies,” kanıt tabanlı politik kararlar
çerçevesinde oluşmaktadır. Batıda, politikacıların bilimsel verilere erişmesi için gerek bağımsız
şirketler, gerekse üniversiteler gibi devlet kuruluşları araştırmalar üretmekte ve bunları karar
odakları ile paylaşmaktadır. Bu epistemolojik veriler yanında, karardan etkilenenlerin karar verme
sürecine katılımları da önemlidir.‟‟
Çalıştay Alt Grubunun Amacı: 30 Mart 2012 tarihinde Büyük Millet Meclisi‟nden
geçirilerek yürürlüğe giren 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu çerçevesinde, 12
yıllık zorunlu eğitimin 4+4+4 modeli üzerine inşa edilen değişikliklerinin etkileri
konusunda ulaşılabilen bilimsel çalışmaların bir araya getirilmesidir.
3
Davetli konuşmacı Yıldıran sunumunda, 9-10 yaşındaki çocukların ortaokula
başlamalarının yaratacağı olumsuz durumları da aşağıdaki ifadeleri ile vurgulamıştır.
“Kanun tasarısında bilimsel verilerle sakıncalı gördüğümüz başka bir konu, ilkokulun süreleriyle
ilgiliydi. Bilimsel kaygılarımıza ve bunları belirtmemize rağmen kanunda ilkokul, 4. Sınıf sonunda,
başka bir deyişle çocuklar 9 veya 10 yaşlarında iken bitiyordu. Bu durumun gelişim kuramlarına
aykırı bir tablo çizdiği değerlendirmemizde belirtilmişti. Çocukların 11-12 yaşından önce soyut
işlemler dönemine giremediği ve bu nedenle ortaokulun gereksinimi olan sembollerle çalışan
durumuna gelemediğini belirtmiştik. Yapılan araştırmalar çocukların azımsanmayacak bir
bölümünün 7. Sınıfta bile soyut işlemler döneminde olmadığını ve bu sembollerle etkin bir biçimde
çalışamadığını gösteriyor. Çocukları 9 veya 10 yaşlarında somut işlemler döneminin tam
ortasındayken ortaokula göndermenin bilimsel veriler ve bulgulara ters düştüğü ifade edilmişti.
İlköğretim eğer iki aşamaya bölünecekse bu bölünmenin en erken 5. Sınıf sonunda bilimsel veriler ışığında yapılması ve ülkemizin daha önceki deneyimlerinin üzerine inşa edilmesi kuvvetle
önerilmiştir.”
20-22/02/2014 günleri Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi tarafından
düzenlenen V. Ulusal Sınıf Sınıf Öğretmenliği Çalıştayı alt grubunda son üç yılda
üniversitelerde yapılan 4+4+4 yapılanması konusunda yürütülen ve ulaşılan bazı araştırmalar
ve yayınlar aşağıda özetlenmiştir. Bu yolla, bilim çevrelerinin bütün itirazlarına karşın Mili
Eğitim Bakanlığının eğitim sisteminde uygulamaya koyduğu 4+4+4 yapılanmasının etkilerine
ilişkin toplanan bilimsel kanıtlar bir araya getirilmiştir.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim elemanlarından Göl-Güven, Erdiller
ve Metindağ-Wise’ın geliĢtirdikleri proje, yoksun ve yoksul çevreden gelen çocukların
eğitim gördüğü 14 okuldaki birinci sınıf öğretmenlerini ve öğrencilerini içerdi. Ġlkokul I.
sınıflar Destek Projesi’nde; (Eğitim Reformu Girişimi, 2014) oyun içerisinde öğrenme
süreçlerini kapsayan bir eğitim programı oluşturuldu. Bu program 2012-2013 akademik yılın
ikinci döneminde okullarda 28 son sınıf üniversite öğrencisi tarafından proje araştırmacılarının
gözetiminde 10 hafta boyunca haftada 2 gün uygulandı. Projenin sonuçları nesnel ölçme
araçları, öğretmen adaylarının tuttukları günceler, gözlemler ve yarı yapılandırılmış
görüşmelerle elde edildi. Elde edilen sonuçlar; Sınıflarda fiziksel ortamın 5 yaş grubunda olan
öğrenciler için uygun olmadığı, 5 yaş grubuna karşı etiketlemeler olduğu ve öğretmenlerin bu
yaş grubuna daha çok uyarı ve tehdit gibi olumsuz yaklaşımlar ortaya koydukları belirlenmiştir.
Ayrıca çocukların kendilik algıları ve akademik özgüvenlerinde düşüşler olduğu belirlenmiştir
(akt. Yıldıran, 2014, s.12).
Kerimoğlu (2014) Farklı YaĢtaki Çocukların OluĢturduğu Ġlkokul 1. Sınıflarda
YaĢanan Sorunların Belirlenmesi isimli yüksek lisans tez çalışmasında 60-84 ay aralığındaki
çocukların yaşadıkları sorunların neler olduğuna ilişin 50 sınıf öğretmeni ile görüşme yoluyla
veri toplamıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre; 5 yaşındaki çocukların belirli kuralları,
4
sorumlulukları ve yaptırımları olan ilkokul eğitimine başlamak için gelişim düzeyi açısından
hazır olmadıkları; sınıf öğretmenlerinin, okulların, öğretim programlarının da 5 yaşındaki
çocuklara uygun olmadığı; 5 yaşındaki çocukları ilkokula hazırlamak için uygulanan “uyum
süreci” etkinliklerinin 6 yaşındaki çocuklar için zaman kaybı olduğu ve bu süreçte yapılan
etkinliklerin farklı yaş grupları arasında kaynaşma sağlayamadığı; gelişim özellikleri
birbirinden farklı olan 60-84 ay aralığındaki çocukların, öğretim yılı boyunca bu farklılıklara
bağlı sorunlar yaşadığı, bu sorunların da sınıf içi etkinliklerini olumsuz etkilediği sonuçlarına
ulaşılmıştır.
Araştırmada sonuç olarak; beş yaşındaki çocukların dikkatsizlik, hareketlilik, yönergeleri
izleyememe gibi sosyal ilişki sorunlarının yanı sıra, olumsuz akademik benlik algısı, akademik
becerilerde yetersizlik ve akademik alanlara ilgisizlik ve böylece örgün eğitim sisteminin
gerektirdiği becerilerde yetersizlik belirlenmiştir. Ayrıca huzursuzluk, kaygı ve utangaçlık gibi
duygusal sorunları beş yaş grubunun daha fazla yaşadığı da görülmüştür.
Fidan, TaĢçı ve Yılmaz (2013)’ın “Ġlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık
Öğrencilerine ĠliĢkin GörüĢleri” adlı çalışmasının sonucuna göre öğretmenlerin bu yaş
grubunda, sınıf yönetimine ilişkin yaşadığı zorluklar: Dinleme becerisi noksanlığı, çabuk
sıkılma, sınıf kurallarına uymada güçlük. Öğretim etkinlikleri açısından yaşadığı zorluklar:
İlgiyi toplamada güçlük, algıda güçlük, motivasyon eksikliği. Öz bakım ve akran ilişkilerinde
yaşadığı zorluklar: Pantolon ve mont düğmeleme, atkı ve ayakkabı bağcığı bağlama, tuvalete
gitme, yeme içmede zorlanma, anneyi isteme gibi güçlükler şeklinde ifade edilmiştir. Ayrıca
öğrencilerin kas gelişimine ilişkin problem yaşadıkları da eklenmiştir.
Kapçı, Artar, Çelik, DaĢcı ve AvĢar (2013) tarafından yapılan “Ġlkokul Birinci Sınıfa
Farklı YaĢlarda BaĢlayan Çocukların Ruhsal ve Sosyal GeliĢimi ile Akademik Benlik
Algılamaları Açısından KarĢılaĢtırılması” adlı proje çalışmasını Ankara İli‟nde 86 ilkokulda
637 öğrenci üzerinde gerçekleştirmiştir. Araştırmada öğrencilerin yaşları 60-84 ay aralığında
değişmektedir. Araştırmacılar 60-84 ay aralığındaki öğrencileri kendi içerisinde gruplandırarak
farklı yaş gruplarında karşılaştırmalar yapmışlardır. Bu projede elde edilen bulgular küçük yaş
grubunun (60-69 ay), normal yaş grubundan (70-84 ay), 5 yaş (60-72 ay) grubundaki
öğrencilerin 6 yaş grubundan (73-84 ay), yeni küçük yaş grubundaki öğrencilerin (60-66 ay),
eski küçük yaş (69-72 ay) grubundaki öğrencilerden duygusal ve davranışlar sorunlar,
akademik benlik saygısı ve sosyal davranışlar açılarından hem eğitim öğretim döneminin
başında hem de sonunda daha fazla sorun yaşadıkları bulgularını ortaya koymaktadır. Aynı
araştırmada olumlu davranışların gelişimi açısından yapılan analizlerde normal yaş grubundaki
öğrencilerin (70-84 ay), küçük yaş grubundan (60-69 ay), 6 yaş grubundaki öğrencilerin de 5
yaş grubundaki öğrencilerden ve eski küçük yaş grubunun (69-72 ay), yeni küçük yaş
grubundan (60-66 ay) daha fazla olumlu davranışlar sergilediklerine işaret etmektedir. Ayrıca 5
ve 6 yaş grubundaki öğrencilerin birlikte eğitim görmelerinin yaşadıkları sorunlarda
5
farklılıklara kaynaklık etmediği vurgulanmaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgulara
dayanarak öğrencilerin yaşlarının azalması ile akademik başarıda düşüşün oluştuğu ve
davranışsal sorunların arttığını söylemek mümkündür. Kapçı ve diğ., (2013) araştırmalarında
Başaran (1978)‟dan aktararak “Bir şeyi yapabilmek için çocuğun belirli bir olgunluk düzeyine
erişmesi gerekir. Hazır bulunuşluk hem olgunluk düzeyini hem de gerekli ön bilgi ve beceriyi
içerir” diyerek okul olgunluğu kavramının çocuğun tüm özelliklerin toplamı olduğuna dikkat
çekmektedirler.
Gümüş (2013) “4+4+4 Yapılanması okul olgunluğu yönünden birinci sınıfa
baĢlama yaĢının (60-66 ay ve 66-72 ay) Değerlendirilmesi” isimli, genel tarama modelini
esas alarak gerçekleştirdiği çalışmasında ilkokul 1. sınıf düzeyinde okula devam eden, 60-66
ay 8 öğrenci, 66-72 ay 9 öğrenci ve 72 ay ve üzeri 9 öğrenci olmak üzere toplam 26 öğrenciye
“Metropolitan Okul Olgunluğu Ölçeği” uygulamıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler;
60-66 ay ve 66-72 ay yaş aralığındaki çocukların birinci sınıfa başlamalarının uygun
olmadığını, 1. sınıfa başlama yaşının 72 ay ve üzeri olması gerektiğini, çocukların 36 aydan
başlayarak okul öncesi eğitim almaları gerektiğini göstermektedir. Ayrıca 60-66 ay, 66-72 ay
ve 72 ay ve üzeri çocukların ayrı gruplar halinde ayrı sınıflarda öğrenim görmeleri önerilmiştir.
Araştırmanın sonucunda en büyük sıkıntının ince motor becerilerde, yazma çalışmalarında
yaşandığı ve anlama, ifade etme becerilerinde de sorunlar olduğu belirlenmiştir.
Gündüz ve ÇalıĢkan (2013)’ün “60-66, 66-72, 72-84 Aylık Çocukların Okul
Olgunluk ve Okuma Yazma Becerilerini Kazanma Düzeylerinin Ġncelenmesi” adlı
araştırması toplam 205 (105 kız, 100 erkek) öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. 17 öğretmenin de
görüşlerine başvurulmuştur. Metropolitan olgunluk testi değerlendirme skalasına göre, 60-66
ay yaş grubundaki çocuklar “ortanın altı” düzeyde okul olgunluğuna sahiptirler. 66-72 ve 72-84
ay yaş grubundaki çocuklar ise “orta düzeyde” okul olgunluğuna sahiptirler. 66-72 ve 72-84 ay
grubundaki çocuklar 60-66 ay grubundaki çocuklara göre ilk okuma yazma becerilerini
değerlendirme formundan yüksek puanlar elde etmişlerdir. Öğretmen görüşlerine göre, bilişsel
boyutta gruplar arasında farklılık gözlenmemiştir. Ancak 60-66 ve 66-72 aylık çocuklarda bazı
güçlükler (kavrama güçlüğü, parmak kas gelişimi yetersizliği, yavaş öğrenme, çabuk yorulma,
kurallara uymama vb.) yaşanmıştır. Bu güçlükler 60-66 ay grubundaki çocuklarda daha yoğun
gözlenmiştir.
Küçükkaragöz ve Canbulat (2013)’ın ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin okula
uyum ve hazır bulunuĢluklarında 60-65 ayla 66-71 ay ve 72 ay ve üstü yaş gruplarındaki
öğrenciler arasında yaşı büyük olanlar lehine anlamlı farklılık bulunmuştur.
6
Gözütok, Ulubey, Akçatepe, Koçer ve Rüzgar (hakemli dergide kabul edilmiş yayın
sürecinde) “4+4+4 yapılandırması kapsamında hazırlanan uyum ve hazırlık çalıĢmaları
kitaplarının değerlendirilmesi” başlıklı bir çalışmada döküman incelemesi tekniği
kullanılarak farklı uzmanlık alanlarından 19 kişilik bir grup oluşturulmuş ve uzmanların
kitaplara ilişkin değerlendirmeleri alınmıştır. Değerlendirme sonucunda etkinliklerin ve
kullanılan görsellerin büyük bölümünün hedef grubun gelişim düzeyine uygun olmadığı,
yoksulluk, şiddet gibi bazı olumsuz örtük mesajlar içerdiği, etkinlik içeriklerinde çocukların
algılarını çarpıtacak bilimsel hataların yer aldığı, etkinliklerde ve yönergelerde birçok dil ve
anlatım hatalarının bulunduğu, 60-84 ay aralığındaki çocukların hazırbulunuşluk farklılığına
adına program denen, amaçları bile belli olmayan bu kitapların katkı sağlamaktan uzak olduğu
belirtilmiştir. Çok kısa bir sürede hazırlanan bu kitapların, kitap tasarım ilkeleri dikkate
alınarak, Talim Terbiye Kurulu tarafından yeniden hazırlanması önerisi oluşturulmuştur.
Ġnam (2013) “4+4+4 Eğitim Yapılanmasında Ġlkokul 1. Sınıf Uyum Programının
Değerlendirilmesi” başlıklı betimsel tarama modelindeki çalışmasında ilkokul 1. Sınıfta 12
hafta uygulanan uyum programı ve öğrenci çalışma kitaplarını incelemiştir. Araştırmada uyum
programının ve kitapların taşıması gereken özellikler bakımından öğrenci yaş ve gelişim
düzeyine uygunluğunu belirlemek için yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanarak
öğretmen görüşleri alınmıştır. 1. Sınıfı okutan 22 öğretmen ile Ankara ilinde gerçekleştirilen bu
çalışmanın sonucunda genel olarak, öğretmenlerin programdan memnun olmadıkları tespit
edilmiştir. Kitaplarda yer alan etkinliklerin okul öncesi eğitim alan 72 aylık ve üzeri çocuklar
için uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca uyum ve hazırlık çalışmalarının amaçlarından
biri olarak belirtilen okuma yazma çalışmalarına temel oluşturma konusunda da katkısının
yeterli olmadığını belirtilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenler kitaplarda öğrencileri
düşünmeye, sorgulamaya yönlendirecek etkinliklerin bulunmadığını ve sınıfların fiziki
donanımlarının da 60 aylık çocuklara ve etkinliklere uygun olmadığını belirtmiştir.
Çögenli ve Uçansoy (2014)’un “Sınıf Öğretmenlerinin Uyum ve Hazırlık
ÇalıĢmalarına ĠliĢkin GörüĢleri” adlı çalışmasında, uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin 10
birinci sınıf öğretmeniyle görüşme yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak
öğretmenler etkinlikleri basit bulduklarına, sürenin yetersiz ve plansız olduğuna, öğrencilerin
sıkıntılar yaşadıklarına, çalışmaların öğrencileri diğer derslere hazırlamada çok fazla etkili
olmadığına, kendi rollerine ilişkin olarak sınıf yönetimini sağlamada zorluk çektiklerine ilişkin
görüş bildirmişlerdir.
7
Bulut ve Altun (2014)’un “DeğiĢen 1. Sınıfa BaĢlama YaĢı Sonucunda OluĢan
Sorunlara Yönelik Öğretmen GörüĢleri” adlı araştırmasının sonucuna göre uyum
programındaki etkinliklerin çoğu birbirinin tekrarıdır ve birçoğunun uygulanması sınıf
ortamında kalabalık gruplarda imkânsızdır. Birinci sınıfa başlama yaşının düşürülmesi için
gereken alt yapı çalışması yapılmamıştır. Farklı yaş grupları aynı sınıfta eğitim alırken
gelişimini tamamlamamış olan grubun başarı düzeyleri daha düşük kalmıştır. Küçük yaş
grubundaki öğrencilerin okula uyum süreçleri çok uzun ve sıkıntılı olmuştur. Bunun sebebinin
hazır bulunuşluklarının yetersiz olmasıdır.
Turan, Köse, ġibal, Ayaz, Yolcu, Doğan, Sağlayan, Çelik, Aslan, Duru. (2013).
Ġlkokul 1. Sınıf Uyum ve Hazırlık Dönemi Öğrenci ÇalıĢma ve Öğretmen Kılavuz
Kitaplarının Ġncelenmesi: Uyum ve hazırlık dönemi öğrenci çalışma ve öğretmen kılavuz
kitaplarının incelendiği bu araştırmada bu kitaplara yönelik olumlu ve olumsuz
değerlendirmelerde bulunulmuştur. Eksik görülen ana tema kitaplardaki resimler, çizgiler ve
yazı tipinin öğrenciye uygun olmamasıdır. Ayrıca kitapta öğretim ilkelerinden hayatilik ve
somuttan soyuta ilkeleri de göz ardı edilmiştir. Kitapta içeriğin aktarılmasında, sıralanışında
özellikle çocuğa görelik ilkesinin uygulanmasında sıkıntı görülmektedir.
Tüm Eğitim MüfettiĢleri Derneği (TEMDER) tarafından 2013 yılında hazırlanan
4+4+4’ün 7 aylık raporunda 29 sorun belirlenmiş ve bu sorunlara çözüm önerilerinde
bulunulmuştur. Belirlenen sorunlar arasında; a) 60-72 aylık öğrencilerin aynı sınıfta
bulunmaları, b) sınıfların fiziki düzenlenmelerinin hâla tamamlanmadığı, c) serbest etkinlikler
derslerinin amacı doğrultusunda uygulanmadığı, d) 1. Sınıf öğrencilerinin 5. Saatten sonra
yoruldukları ders ve etkinliklere katılmakta zorlandıkları, e) 1. Sınıflarda altına kaçırma ve
tuvalet eğitimi sorunlarının bulunduğu, f) okullarda ihtiyaca cevap verecek yeterlilikte yardımcı
personel bulunmadığı, g) ikinci 4+4+4 ler için branş öğretmenlerinin eksik olduğu ve kalite
sorununun bulunduğu, h) yapılan düzenleme sonucunda norm fazlalarının doğurduğu
karışıklıkların bulunduğu, hazırlıksız ve zorlamaya dayalı uygulamaların personel
performansını olumsuz etkilediği, ı) seçmeli derslerle ilgili fiziki problemlerin bulunduğu, i)
değişik haftalık ders saati uygulamalarının çeşitli sorunlar yarattığı, j) topluma hizmet
çalışmalarında ders saatlerinin yetersizliği, k) FATİH projesinin uygulanmasında çeşitli
sorunların bulunduğu, l) seçmeli derslerden kitabı olmayan derslerde kaynak kitapların
tespitinde sakıncalı uygulamaların bulunduğu, m) İngilizce dersinin öğretiminde Dynet
uygulamasında sorunların sürdüğü, n) kıyafet serbestliği uygulamasının daha çok sorunlar
yarattığı, o) meslek liselerinde seçmeli derslerde öğretmen sayısı yetersizliğinin bulunduğu, ö)
8
değişik sistem uygulamaları nedeniyle diploma sorunları bulunduğu, p) 12 yıllık eğitim
kapsamına alınan liselerde rehberlik ve denetim sorunlarının bulunduğu, r) 5. Sınıfların
ilköğretimden düşmesi ile birçok sınıf öğretmeninin açıkta kaldığı, mağdur duruma düştüğü ve
bu nedenle yapılan uygulamaların yarattığı karışıklıklar, s) 4. Sınıflarda bazı derslere branş
öğretmenlerinin girmemesinin yarattığı sorunların var olduğu, ş) 4+4+4 uygulamasıyla okul
öncesi eğitimde yaşanan belirsizliklerin sürdüğü, t) özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde
takip etme ile ilgili karışıklıkların bulunduğu, u) sınava odaklı sistemde özellikle 8 ve 12.
sınıflarda öğrenci devamsızlıkları ile ilgili sorunlar yarattığı, ü) 4+4+4 sisteminin yarattığı
görev ve sorumluluklar ile ilgili denetleme ve yetkiye ilişkin karışıklıkların var olduğu
belirtilmektedir. Yukarıda belirtilen bütün sorunlara TEMDER tarafından çözüm yolları da
önerilmiştir.
AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) ve ERG (Eğitim Reformu GiriĢimi) erken
çocukluk eğitimi ve 4+4+4 düzenlemesi hakkında 2013 tarihinde bir rapor hazırlamıştır. Bu
raporun sonuçlarına göre;
a) Eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim, gömleğin ilk düğmesidir ve
kamunun eşitlikçi ve nitelikli eğitim sağlayabilmesi için bu ilk düğmenin doğru
iliklenmesi elzemdir.
b) Okul öncesi eğitime erişimde özellikle son 10 yılda önemli ilerleme kaydedilmiştir.
Ancak okul öncesi eğitim hem erişim hem nitelik boyutlarında pek çok farklı alanda
gelişmeye açıktır.
c) 36-48 ve 48-60 ay yaş grubu okullaşma oranı yükselmiştir. Özellikle 48- 60 ay yaş
grubu okullulaşma oranının bir önceki yılın verileri ile kıyaslandığında % 22,3‟ten
%35,6‟ya çıkması 2012‟deki düzenlemenin de katkı yaptığı kayda değer bir gelişmedir.
Bu yaş grubu için Bakanlık‟ın Mayıs 2012 itibariyle koyduğu ve 2013 sonuna kadar
ulaşmayı hedeflediği %100 okullulaşma oranı için kamunun daha fazla irade
göstermesine ve yatırım yapmasına ihtiyaç vardır.
d) 4+4+4 düzenlemesi ile ilköğretim çağında sayılan(aslında okul öncesi eğitime katılması
beklenen kesim) öğrencilerin ise %22‟si (70861 öğrenci) sağlık raporu almıştır.
e) Okul öncesi eğitime aktarılan kamu kaynaklarının arttırılması ve daha eşitlikçi
kullanılması gerekmektedir. Türkiye‟de okul öncesi eğitime ayrılan kamu kaynaklarının
GSYİH‟nin %0,1 ile denk geldiği tahmin edilmektedir. OECD ülkelerinde ortalama
%0,4; dünya bankasının Türkiye‟ye önerdiği oran ise GSYİH‟nin % 0,23‟üdür.
f) Erken dönemde özel eğitimde de öğretmenlerin yetkinliği hızla ilerleme sağlanması
gereken bir alandır. Bu sebeple anaokulu ve erken dönemde özel eğitimde öğretmenlere
kaliteli hizmet için eğitim olanaklarının sağlanması büyük önem taşımaktadır.
9
Ünver, Dikbayır ve Yurdakul (2013) tarafından yapılan çalıĢma “Kesintili zorunlu
eğitimin ilk yılında, birinci sınıf uygulamalarının incelenmesi” konusundadır. Çalışmanın
verileri, İzmir‟in merkez ilçelerinde görevli 211 birinci sınıf öğretmeni ve 1551 aileden
anketler yoluyla toplanmıştır. Araştırmada, anne (χ2=19,93; p=,00) ve babanın (χ2=21,58;
p=,00) eğitim düzeyi ile çocuklarını ilkokula başlatma yaş aralığı arasında anlamlı bir ilişki
bulunmuştur. Anne ve babaların eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuklarını ilkokula daha ileriki
yaşlarda başlattıkları belirlenmiştir. Öğretmenler MEB‟in birinci sınıf uygulamaları için gerekli
eylem planının yetersiz olduğunu (%80,2) ve okula erken başlayan çocukların eğitiminde
zorlandığını (%77) belirtmiştir. Araştırmada, okulöncesi eğitim alma süresi azaldıkça,
çocukların küçük kas kullanımı gerektiren etkinliklerde (kesme, yazma vb.) (χ2=10,25; p=,00)
ve kendini ifade etmede (ihtiyaç ve isteklerini belirtme gibi) (χ2=5,87; p=,05) zorlandığı;
okuma – yazmayı daha geç öğrendiği (χ2=7,89; p=,02) bulunmuştur. Araştırmanın katılımcıları
(ailelerin % 93‟ü, öğretmenlerin % 96‟sı) eğitimle ilgili kararlar alınırken paydaşların
görüşlerinin alınmasını önermiştir.
Türkiye Devrimci ĠĢçi Sendikaları Konfederasyonu (DĠSK) AraĢtırma
Enstitüsü’nün raporuna göre, 4+4+4 düzenlemesinde zorunlu eğitimin kesintili hale
getirilmesi çocuk işçiliğinin 13 yaşa inmesine neden olacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu
verileri Türkiye‟de 5-17 yaş çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999‟da %41 iken, 2012‟de
%56‟ya yükselmiştir. Ayrıca, tarımdaki istihdam artışının %66‟sı ve ücretsiz aile işçilerindeki
artışın %90‟ını 6-14 yaş arasındaki çocuklar oluşturmaktadır.
4+4+4 Eğitim Sisteminin Etkileri –Hikmet Uluğbay (2012: 45-60 ) 69. Milli Eğitim
Bakanı Hikmet Uluğbay, Üçüncü Ulusal Eğitim Kurultayı‟nda yaptığı sunumda dünyada
ilköğretime başlama yaşına ilişkin 18 ülkenin durumunu incelemiş ve bunu tablo olarak sunmuş
ve bu ülkelerin sadece üçünde (Kanada 5-7 / İngiltere 5-6 ve İskoçya 4-5) çocukların okula
erken yaşlarda başladığını ve “Dünyada 4+4+4 gibi bir eğitim yapılanması yaygın ve genel
kabul görmüş bir yaklaşım değildir” (s. 47) demiştir. Ayrıca Türkiye‟nin PISA‟ya giren 34
OECD ülkesi arasında 33. olduğu vurgulanmıştır. 2007 yılında TIMSS‟e 44 ülke katılmış,
matematik ve fen alanlarında Türkiye 30. sırada yer almıştır. Uluğbay‟ın okula başlama
yaşıyla ilgili kaygıları:
Çocukların izleyen eğitim yıllarında yıl kaybetmesine yol açabileceği,
Çocukların okuldan soğuyabileceği,
“Hedeflenen ders saatlerine bakıldığında Türkiye‟nin başarı puanları kendisinden çok
yüksek birçok ülkeden çok daha fazla ders saatlerini 7-8 ve 9-11 yaş gruplarına
10
yüklerken, 12-14 ve 15 yaş grubundaki ders saatlerinde çok geride kaldığı görülür. Diğer
ülkeler özellikle 7-8 ve 9-11 yaş grubuna ders saati yüklemekten kaçınırken, Türkiye‟nin
bunun tam tersini yapmayı düşünmesi pedagojik açıdan tartışılıp sorgulanması gereken
bir husustur” (s. 58).
III. Okul öncesi eğitimi sempozyumunda “DeğiĢen sistem içinde dijital çağda okul
öncesi eğitim ve öğretmenleri- Sorunlar ve Öneriler- Yıldıran (2012) 1 Aralık 2012‟de
açılış konuşması olarak sunulmuştur ve bu yazıda 30 Mart 2012 tarihinde meclisten geçerek
yürürlüğe giren 6287 sayılı ilköğretim ve eğitim kanununun değerlendirilmesi yapılmaktadır.
Bilişsel gelişim açısından 7 yaş öncesi, işlem öncesi dönem/ 7-11 yaş dönemi somut
işlemler/ 12 yaş ve üstü ise soyut işlemler dönemi olarak ortaya çıkmaktadır. Dünya
ülkelerindeki okullaşma süreçleri de bu ayırıma göre yapılmaktadır. Oysa bizde 5 buçuk
yaşındaki 66 aylık çocuklar daha somut işlemler dönemine geçmedikleri için 1. sınıf becerileri
arasında bulunan “okuma yazma mekaniği ve basit sayısal işlemleri” yapabilecek bilişsel
olgunlukta değildir.
Not: Bu kanun 60-66 aylıktan (adrese dayalı zorunlu kayıttan) tamamen vazgeçilerek, 66-67-68
aylık için veli isteği ve yazılı dilekçesi ile çocuğun okula gidebileceği 69 dan sonrasının da
zorunlu olması şeklinde değiştirilmiş ve yapılan yanlış uygulamalar telafi edilmeye
çalışılmıştır.
5. sınıfların ortaokul düzeyine geçmesi nedeni ile sınıf öğretmenlerinin % 20‟si
kendilerini kadro dışı bulmak durumunda kalmıştır. Yeni bir düzenleme ile bu öğretmenlerin
yan alanlarda öğretmen olmaları sağlanmış, böylece 42 bin öğretmen yan alanlarda öğretmen
olmak durumunda kalmıştır.
Türk Eğitiminde 4+4+4 adı verilen yasal düzenleme ve sonrası – Güven (2013: 65-
73) okulların donanım sorunları:
Bazı okulların bahçelerine prefabrik sınıfların inşa edilmesi, erken çocukluk evresinde
ve ilköğretimde oyuna gereksinim duyan çocukların beton zeminli bahçelerini bile
ortadan kaldırmıştır.
Merdivenler, korkuluklar, tuvaletler, lavabolar ve sınıfların, hatta sıralarında çocukların
özelliklerine göre hazırlanmadığı görülmüştür.
Sınıf mevcutları kalabalıklaştı, 35 kişilik olması gereken sınıflar, yaklaşık 55-60 kişi ile
öğretime başladı.
1997‟de kapanan imam hatip liselerinin orta kısmı, 15 yıl sonra bağımsız kurumlar
olarak yeniden açıldı.
Öğretmen haklarının ve kazanılmış hakların kaybedilmesi ve öğretmenlerin eğitim
almadıkları bir konuda doğrudan halk ile karşı karşıya kalması. Öğretmenlerin milli
11
eğitim bakanı tarafından motive edileceği yerde sürekli tehdit edilmesi ve yöneticiler
tarafından baskı altına alınması
66 ayını doldurmuş çocukların ilköğretime başlatılmaları mevcut öğretmen yetiştirme
programları ile çelişmektedir. İki farklı yaş grubuna, iki farklı alt yapıya sahip çocuk
grubuna, öğretmen aynı ortamda eğitim vermek zorluğuyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Erken basılan MEB kitapları ve yanlış yıllık programlar, 1. sınıflara dair uyum
çalışmaları kılavuzlarının okullar açıldıktan 3 hafta sonra yayınlanmış olması
İlköğretim 1. Kademe ve 2. Kademe okullarından oluşturulması ve kesintisiz 8 yıllık
öğretimin 6-14 yaş öğrencileri için kesintili hale getirilmesi
4+4+4 Öğretim Birliğine Vurulan Darbe –Demir (2013: 77-89).
Binlerce öğrenci ve öğretmen okuldan uzaklaştı
Binlerce sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düştü
Sınıf mevcutlarında önemli artışlar oldu
Okul öncesi eğitim yok sayıldı
Anaokuluna gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocuklar yeterli bilişsel, duyuşsal,
sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinemez. Bu
yaş çocukları öz bakım gereksinimlerini bile kendi kendilerine karşılayamazlar.
Yayınlanan genelge ve yönetmeliklerde imam hatip dışındaki meslek liselerinin
ortaokullarının açılması konusuyla ilgili hiçbir şey söylenmedi. Yine yayınlanan ilkokul
ve ortaokullar ders çizelgesinden de anlaşılacağı gibi meslek denilince milli eğitim
bakanlığının aklına yalnızca imam olmak gelmektedir.
6. sınıflarda teknoloji ve tasarım dersi kaldırıldı.
Dinsel içerikli dersler lise müfredatına da girdi.
Yeni sistem mevcut öğretmen yetiştirme koşullarına uygun değildir.
Ağırlıklı orta öğretim başarı puanı kaldırıldı.
Canerik (2012: 91-101) Milli Devletin Eğitim Sistemi IĢığında 4+4+4 adlı
araĢtırmada yeni düzenleme ile ilgili kaygılar belirlenmiştir. Bunlar;
Alan değişikliği ile eğitim kalitesinin düşürülmesi,
Kamu eğitim kurumlarının itibarsızlaştırılması,
4+4+4 düzenlemesi ile 8 yıllık sistemden vazgeçilmesi,
4+4+4=3! Zorunlu öğrenim çağının 5 yaşın bitiminde eylül ayının sonunda başlaması
okul öncesi eğitim kapsamındaki öğrencilerin ilkokula başlamalarına neden olmuştur.
Bu durum, ana sınıflarındaki öğrenci potansiyelinin düşmesine yol açmıştır.
8 yıllık kesintisiz eğitim imam hatip okulları ile seçmeli/zorunlu din dersleri ve okul
öncesi eğitimin pratik bir anlam ifade etmemesi nedeniyle fiilen 3 yıla indirilmiştir.
Ortaöğretimin zorunluluğunun örgün eğitim kurumlarıyla sınırlı olmaması, liseleri kâğıt
üzerinde zorunlu yapmıştır.
12
Öğrencilerin dilediği imam hatip ortaokullarına kayıt olabilmelerinin önünü açan MEB
yönlendirmeyi din eğitimi ile sınırlandırmış; güzel sanatlar, sosyal bilimler, fen
bilimleri, sağlık bilimleri, spor ve teknik eğitim benzeri dallarda eğitim verilen
ortaokulların açılışıyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
30 yıllık bir öğretmenlik deneyimine sahip olduğunu belirten araştırmacı hukuksuz bir
biçimde olduğu ifade edilen alan değişikliği hakkının tanınmasının norm fazlası öğretmenlerini
değerlendirme düşüncesini de aşan bir amacının olduğunu iddia etmektedir.
Sağ, Arslan ve KarataĢ (2014)’ın yürüttükleri “Farklı yaĢ gruplarındaki
öğrencilerin serbest yazma becerilerinin karĢılaĢtırılması” adlı araĢtırmalarında ise
ilişkisiz iki gruplar için yapılan t testi sonuçlarına göre 72 ve daha büyük aylık çocukların
serbest yazma becerileri puanları ile 66-71 aylık öğrencilerin serbest yazma beceri puanları
arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı bulgusuna erişilmiştir.
Gözütok, Yıldıran, Güven, Dinçer, Gençaydın ve Dinçer (2013)’in katıldıkları
panelde “4+4+4 eğitim yapılandırmasının değerlendirilmesi” yapılmıştır. Okul öncesi
eğitimin 2 temel amacının olduğu vurgulanmıştır. Bunların okullaşma süreci için ön şart
becerilerin sağlanması ve alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen çocuklara eşitlik ilkesi
çerçevesinde okul öncesi ortamda temel becerilerinin kazandırılmasını sağlamak olduğuna
dikkat çekilmiştir. Bu yasa ile okul öncesinin etkisizlikleştirilmesinden, öğrencilerin eğitim
açısından olumsuz etkileneceği belirtilmiştir.
Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Merkezi‟nin düzenlediği sempozyumun bu panelinde
özetle „‟Adına 4+4+4 denen bu yapılanma akla, mantığa, bilime ve demokrasi ilkelerine
aykırıdır. Çocuğu 60-66 aylık iken okulöncesi deneyimden geçmeden ilkokula almak, sekiz
yaşındayken mesleğe yönelten bir ortaokula (imam hatip) yönlendirmek, zorunlu eğitimin okul
dışında da sürdürülebileceğini belirtmek, eğitim bilimlerinin yüzyıllardır insanın fiziksel,
zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi konularında araştırmalarla ortaya koyduğu birikimlere,
hatta temel tanımlara bile aykırıdır‟‟ denmektedir.
Gürkan, Koyuncu, ġaĢmaz ve Dinçer (2014)’in Temel Eğitimin
Kademelendirilmesi Sürecinin Değerlendirilmesi adlı yayınlanmamıĢ araĢtırmalarında şu
bulgulara ulaşmışlardır: 30 Mart 2012‟de yasalaşan 6287 sayılı Kanun ile sekiz yıllık kesintisiz
ilköğretim, dört yıl ilkokul ve dört yıl ortaokul olarak yeniden düzenlenmiştir. Bu çalışma, nitel
ve nicel araştırma yöntemlerini kullanarak 5. sınıfta 2011-12 eğitim öğretim yılında ilköğretim
okullarında ve 2012-13 eğitim öğretim yılında ortaokullarda bulunan öğrencilerin akademik
13
başarısını ve okul ortamlarını karşılaştırmaktadır. Çalışmanın ana bulguları 2012-13 eğitim
öğretim yılında 5. sınıfların akademik başarısının 2011-12 eğitim öğretim yılına kıyasla daha
düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca, temel eğitimin kademelendirilmesinin ardından tam
gün öğretim veren okulların sayısının azaldığı ortaya konmaktadır. Son olarak, özellikle nitel
çalışmanın bulguları, 2012-13 eğitim öğretim yılında 5. sınıfta uygulanmaya başlanan seçmeli
derslerin seçim ve işleniş süreçlerine ilişkin çeşitli aksaklıklara işaret etmektedir.
Araştırmacılar temel eğitimin kademelendirilmesinin eğitim öğretim süreçlerine etkisini
araştıran nedensel çalışmaların gerçekleştirilmesinin gerekliliğine vurgu yapmaktadırlar.
Aydın ve Altun. (2012). DeğiĢen Türk Eğitim Sistemi’nin Uygulanmasındaki
Sorunlara Yönelik Öğretmen GörüĢleri: Nitel Bir AraĢtırma: Bu çalışma Gümüşhane İli
Torul İlçesi‟nde seçilen ilkokul ve ortaokul kurumlarında görevli toplam 10 sınıf ve branş
öğretmeni ile yürütülmüştür. Yapılan analiz sonucunda, öğretmenlerin çoğunluğunun yeni
4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve uygulama konusunda önemli
belirsizlikler yaşadıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin çoğu
sistemdeki fiziki ve altyapı yetersizliklerine dikkat çekmiştir.
Korkmaz, KocadurmuĢ ve BektaĢ. (2013). BeĢinci Sınıf Öğrencilerinin Yeni Okul
Sistemine ĠliĢkin BakıĢ Açılarının Değerlendirilmesi: Bu araştırmanın çalışma grubu
seçkisiz olmayan amaçlı yöntemle belirlenmiş beşinci sınıfta okuyan 329 öğrenciden
oluşmaktadır. Çalışmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu beşinci sınıfta da ilkokul
öğretmenleriyle devam etmek istemektedirler. Öğrenciler sınıf öğretmenlerinden ayrıldıkları
için üzülmektedirler. En önemli sonuçlardan biri de yeni yapılandırılan okul sistemi ailelere
ilave bir harcama olan, taşıma yükü getirmiştir.
Külekçi (2013) 4+4+4 Eğitim Sistemi Kapsamında BirleĢtirilmiĢ Sınıf
Uygulamasına ĠliĢkin Öğretmen GörüĢlerinin Değerlendirilmesi adlı araştırmanın çalışma
grubu 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Kilis ve Gaziantep illerinde birleştirilmiş sınıflarda
görev yapan 12 öğretmenden oluşmaktadır. Bulgulardan elde edilen sonuçlara göre; 4+4+4
kesintili zorunlu eğitim sisteminin birleştirilmiş sınıflarda öğrenci sayısının azalmasına bağlı
olarak az da olsa olumlu katkısı olduğu ama çoğunlukla okul yaşının düşürülmesi, fiziki
altyapının yetersiz olması, öğretmenlerin iş yükünü arttırdığı şeklinde olumsuz yönde etkilediği
yönündedir.
14
IĢıkoğlu ve Ceren. (2014). Birinci Sınıfa BaĢlayan Çocukların, Velilerin ve
Öğretmenlerin Okula Uyumlarının Ġncelenmesi: Bu araştırmanın amacı farklı yaş
gruplarıyla aynı sınıfta eğitim gören öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerinin okula uyum
sürecindeki deneyimlerini derinlemesine incelenmiştir. Araştırmanın verilerinin toplanmasında
derinlemesine görüşme teknikleri kullanılmıştır. Analiz sonuçları çocuğun daha önce
anaokuluna devam etmesi ve olumlu gelişimsel özelliklerinin uyum sürecini desteklediği,
okulların fiziksel koşullarının yetersizliği, sınıflarda farklı gelişim düzeylerinde çocukların yer
almasının uyum surecini olumsuz etkileyen faktörler olduğu ortaya konmuştur.
Turan, Celayir ve Bozkurt. (2013). Alan DeğiĢikliği Yapan Sınıf Öğretmenlerinin
Alan DeğiĢtirme Nedenlerine Yönelik Bir AraĢtırma: Araştırmaya katılan idareciler
ortaokulda idareci olabilmek için alan değişikliği yapma ihtiyacı hissettiklerini belirtmişlerdir.
Öğretmenler, okula başlama yaşının düşmesi nedeniyle, çalışma alanlarının daha küçük yaş
gruplarına kaydığını belirterek küçük yaştaki öğrencilere sınıf öğretmenliği yapmaktan
çekindiklerini belirtmişlerdir. Tayin isteme haklarının kısıtlı olmasından dolayı alan değişikliği
yapma gereksinimi duyduklarını ve sınıf öğretmenliğinden sıkıldıklarını belirtmişlerdir. Sınıf
öğretmenliğindeki başlıca sorunları öğretmenler; tayin istemenin zorluğu, kalabalık sınıflarda
öğretmenlik yapmanın yoruculuğu, mesleğin saygınlığını yitirmesi ve yeni eğitim sistemiyle
birlikte okula başlama yaşının düşürülmesiyle mesleğin daha da zorlaştığı ifadeleriyle
bildirmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %50‟sinden fazlası sınıf öğretmenliğine
tekrar geçmeyi düşünmediklerini, %50‟sinden fazlası yeni branşında kendini yeterli
görmezken, diğer kısım ise kısmen ya da tamamen yeterli olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya
katılan öğretmenler yeni branşlarıyla ilgili sıkıntılar konusunda; mesleki alan bilgisi
yetersizliği, araç-gereç eksikliği, ek ders ücretlerinin azlığı şeklinde görüş belirtirken
araştırmaya katılan öğretmenlerin %27‟si yeni alanlarıyla ilgili sıkıntı çekmediklerini
belirtmişlerdir.
Baran, AltaĢ ve Bulut. (2013). Sınıf Öğretmeni Adaylarının Eğitimde 4+4+4
Sistemine Yönelik Hizmet Öncesi Gereksinimlerinin Belirlenmesi: Çalışmada elde edilen
bulgular sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının, yenilenen eğitim sisteminde okula başlama
yaşı, ilkokul, ortaokul, lise öğreniminin süresi ve okul binalarında yapılan değişiklikler
hakkında bilgi sahibi oldukları belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre öğretmen adaylarının
üniversitede gördükleri derslerde okul öncesi eğitim ile ilgili eksikliklerin giderildiği takdirde
daha verimli bir eğitim alacaklarına inandıkları söylenebilir. Bu noktada öğretmen adaylarının,
15
ders içeriğine okul öncesinde işlenen konuların eklenmesi gerektiğini ifade ettikleri dikkati
çekmiştir.
Doğan ve Kılınç. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminde Öğretmen Veli GörüĢleri: Bu
araştırmada, 60-66 aylık çocuğu olan velilerin okula gönderme konusunda yasal zorunluluğa
uydukları ancak çocuklarının fiziksel olarak küçük olması, ekonomik sıkıntılar, tuvalet ve
lavabo kullanımında yaşanabilecek sıkıntılar gibi bir takım endişeleri olduğu görülürken,
çocuklarının daha erken hayata atılmaları ve sosyal çevre (arkadaşlık) edinmelerine katkı
sağlayacağı gibi birtakım olumlu düşünceleri de tespit edilmiştir. Öğretmenler açısından ise,
okullar açılmadan önce müfredatı inceleme zamanlarının olmadığı, müfredatta eksikler olduğu,
sınıflarda yaş seviyeleri dikkate alınmadan oluşturulmaları gibi problemler olduğu görülmüştür.
KocabaĢ (2012) “ÇağdaĢ Eğitim Bilimsel Demokratik ve Laik Eğitimdir” adlı
çalışmada; Çağdaş Eğitim bütün dünyada bilimsel, demokratik ve laik eğitimdir şeklinde
özetlemiş ve şöyle devam etmiştir: Eğitimsel problemlerin çözümü için kullanılacak güvenilir
bilgilerin, bilimsel araştırma yöntem ve süreçleriyle elde edilmiş, güvenilir bilgiler olması
gerekir. Bu yasanın bir kamu yararı yoktur. Üniversiteler, STK‟lar ve Kamu kuruluşları yasaya
destek vermemiştir. Önerilen 4+4+4 modeli eğitim hakkına erişimi, fırsat eşitliğini, bilimsel
eğitimi engellemektedir. Açık öğretimin örgün ortaöğretim kapsamında yer alması da zorunlu
eğitim yaklaşımına uygun değildir.
Kandemir, ġara, Akay ve Zemin (2013) “12 Yıl Zorunlu Eğitime ĠliĢkin 1. sınıf
Öğretmenleri ve Velilerinin GörüĢleri”: Bu çalışma 2012-2013 eğitim öğretim yılında İzmir‟
de görev yapan 1. sınıf öğretmenleri ve 1. sınıf velileri ile yürütülmüştür. Araştırmanın
örneklemi 44 ilkokul 1. sınıf öğretmeni ve 77 veliden oluşmuştur. Araştırmanın sonucunda
öğretmen ve velilerin büyük çoğunluğunun sistem hakkında olumsuz görüşte oldukları ortaya
çıkmıstır. Veliler ve öğretmenlerin sistemin uygulaması sırasında çok fazla sorunla
karşılaştıkları görülmüştür. 4+4+4 şeklinde düzenlenen 12 yıllık zorunlu eğitim sistemine
ilişkin veliler ve öğretmenlerin büyük çoğunluğunun olumsuz görüş bildirdiği görülmüştür.
Vural (2012) “Okul Öncesi Eğitimin Ġlköğretimin I. Kademesine Etkisinin Aile
Katılımı ve ÇeĢitli DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi” başlıklı doktora çalışması yapmıştır.
Çalışma 2012 eğitim öğretim yılı İzmir ili Buca ilçesinde 13 ilköğretim okulunda öğrenim
görmekte olan anaokulu eğitimi almış ve anaokulu eğitimi almamış 929 öğrenci ile bu
öğrencilerin velileri ve öğretmenlerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Okul Öncesi Eğitimin
“İlkokul 1. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Beceri Düzeyleri”, “Özdüzenleme Becerileri ve
16
Duygusal Zekâ Düzeyleri Üzerine Etkileri” bütün alt boyutlarda okul öncesi eğitim alan
1. sınıf öğrencilerinin lehine yüksek çıkmıştır.
Duran (2013)’ın “Ġlkokula 60. Ayında BaĢlayan Öğrencilerin Yazı Beceri
GeliĢimlerinin Ġncelenmesi” başlıklı araştırmasının çalışma grubunu, ilkokula 60. ayında
başlayan, 56 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin analizini öğrencilerin öğretmeni ve araştırmacı
birlikte yapmışlardır. Araştırmanın başında, öğrencilerin sırada oturma ve boyama becerilerinin
yeterli olduğu ancak, düzenli çizgi çizme, el, kol, kas ve göz koordinasyonu, defter kullanma ve
kalem tutma becerileri hazır bulunuşluklarının yazı yazmayı öğrenmeye başlamaları için
yetersiz olduğu söylenebilir. On altı haftalık eğitimin sonunda, öğrencilerin önemli bir
kısmının, düzenli çizgi çizme, el, kol, kas ve göz koordinasyonu, defter kullanma ve kalem
tutma becerilerindeki yetersizliklerinin hâlâ devam ettiği görülmüştür.
Kartal (2014)’ın “Okuma-Yazmayı Öğrenme Sürecinde Erken Çocukluk Eğitimi
ve Okula BaĢlangıç YaĢının Önemi” adlı araştırması ile okuma yazmayı öğrenme sürecinde
okula başlama yaşı ve erken çocukluk eğitimi almanın öneminin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Bu amaçla çalışma, Bursa merkezde bulunan dört kamu ilkokulunda öğrenim görmekte olan
birinci sınıf öğrencileri ve bu öğrencilerin öğretmenleriyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma
sonuçlarına göre okula başlama yaşı bağlamında 60-71 aylık öğrencilerle 72 ay ve üzeri
öğrenciler arasında yaşça büyük öğrenciler lehine; erken çocukluk eğitimi alıp almama
bağlamında ise eğitim alan öğrenciler lehine anlamlı farklılık belirlenmiştir. Öğretmenlerle
yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular da bu sonuçları doğrulamaktadır.
BaĢar (2013)’ın “60-66 Ay Aralığında Ġlkokula BaĢlayan Öğrencilerin KiĢisel
Özbakım ve Ġlkokuma-Yazma Becerilerinin Öğretmen GörüĢlerine Göre
Değerlendirilmesi” isimli çalışmasında 60-66 ay aralığında ilkokul birinci sınıfa başlamış
öğrencilerin sürecin başında öz bakım becerileri bakımından yetersiz olduğu görülmektedir.
Öğrenciler, içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini yansıtmaktadır. İlerleyen süreçte
öğrencilerin özbakım becerilerini geliştirdikleri belirlenmiştir. Aradan geçen yedi aylık sürede
öğrencilerin olgunlaşmaya başladığı görülmüştür. İlk başlarda okula uyum sorunu yaşayan
öğrencilerin okula uyum sağladıkları tespit edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığının uyumu
artırmak için fiziksel etkinlikler uygulamasının 60-66 ay aralığında ilkokula başlamış
öğrenciler için yerinde bir karar olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin mesleki yeterliliği ön plana
çıkmaktadır. Dönemin özelliğine göre öğrenme-öğretme sürecini planlayan öğretmenlerin
öğrencilerinin süreci başarı ile geçirecekleri sonucuna ulaşıldı.
17
Kara ve Altun (2014)’un “BranĢ Öğretmenlerinin DeğiĢen Eğitim Sistemi ve
Sistemden Etkilenen Öğrenciler Hakkındaki GörüĢleri: Nitel Bir AraĢtırma” adlı
çalışması Trabzon İli Akçaabat ve Araklı ilçelerinden seçilen ortaokul kurumlarında görevli
toplam 10 branş öğretmeni ile yürütülmüştür. Sistemin avantaj ve dezavantajları öğretmenler ve
öğrenciler için ayrı değerlendirilmiştir. Öğrenciler için değerlendirildiğinde branş
öğretmenleriyle erken tanışmanın bazı katılımcılar tarafından avantaj bazı katılımcılar
tarafından ise dezavantaj olduğu görülmüştür. Ayrıca hazır bulunuşluluk açısından sıkıntı
yaşamaları da dezavantaj olarak değerlendirilmiştir. Öğretmenler açısından
değerlendirildiğinde, öğrencileri sonraki dönemlere yetiştirme açısından sistemin avantajlı
yönleri olduğunun; öğrencilerin yaş itibarıyla belli bir olgunluk seviyesinde olmamaları,
öğretmenlerle aralarındaki iletişimin sınırlı kalmasına, özellikle de eğitim açısından zor yol
almalarına sebep olmasının da sistemin dezavantajı olduğu ifade edilmiştir. Öğretmenlerin
çoğunluğu 5. sınıf öğrencilerinin yeni programa ve branş öğretmenlerine uyum sağlamakta
güçlük çektiklerini ifade etmişlerdir. Fiziki ortama uyum konusunda başlarda sıkıntı yaşasalar
da sonradan uyum sağlayabildiklerini söylemişlerdir.
Ekiz, Altun ve SiyambaĢ (2013)’in “4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki
Uygulamalar ve KarĢılaĢılan Sorunların Öğretmen GörüĢleri Açısından
Değerlendirilmesi” adlı araştırmanın bulgularına göre; öğretmenlerin büyük bir kısmının
yenilenen sisteme ilişkin genel olarak memnuniyet düzeylerinin düşük olduğu, öğretmenlerin
yeni sisteme yönelik olarak hem 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemi‟nin hem ilkokul hem de
sonraki öğrenim kademelerine ilişkin; akademik, sosyal, psikolojik alanda ve eğitim
olanaklarının yönlendirme süreçlerinde birçok tereddütlerinin olduğu, öğretmenler 4+4+4
Zorunlu Eğitim Sistemi‟nin öğrenci ve öğretmene kazandırdığı herhangi bir yararın olmadığı
düşüncesine sahip oldukları sonucu elde edilmiştir. Ayrıca birinci sınıf öğretmenleri yenilenen
sistemi uygulamada yaş grubu farklılıklarından kaynaklanan öğrenme, kurallara uyum, ince
motor becerilerinin gelişmemesi nedeniyle türlü zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Başarısızlık
yaşayan küçük yaş grubu öğrencilerinin öz güven eksikliği yaşayıp okula karşı olumsuz tutum
geliştirdikleri sonucu elde edilmiştir. Uyum ve hazırlık süreci kitapları ile okuma yazma
öğreniyorum kitaplarının yetersiz olduğu ve öğretmenlerin ek kaynak ve yayınlara doğal olarak
ihtiyaç duydukları belirlenmiştir. Sınıflarda küçük yaş grubundaki öğrencilerin de okula birinci
sınıfa başlaması sebebiyle sınıflarda akademik anlamda seviye farklılıklarının olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Küçük yaş grubu öğrencilerin sınıf kültürüne ve kurallara uyum problemlerinin
olduğu ve bu yaş grubu öğrencilerinin diğer öğrencileri de etkiledikleri belirlenmiştir. Küçük
yaş grubundaki öğrencilerin özbakım becerilerinde kendi kendilerine yeterli olmadıkları;
18
beslenme, temizlik, kılık kıyafet düzeni, eşyalarını koruma ve tuvalet ihtiyaçlarının giderilmesi
esnasında öğretmenlerinden ya da arkadaşlarından yardım aldıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Akpınar, Dönder, Yıldırım ve Karahan (2012)’ın “Eğitimde 4+4+4 Sisteminin
(Modelinin) KarĢıt Program Bağlamında Değerlendirilmesi” adlı araştırmasına göre 4+4+4
eğitim sistemi, eğitim programlarının felsefi temeli boyutu itibarıyla karşıt program olarak
nitelenemez. Türk eğitim sisteminin uzak hedefi, “çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak”
olarak kabul edildiğinde, 4+4+4 eğitim sistemi, uzak hedefi itibarıyla karşıt değil; mevcut
sitemin ıslahı olarak nitelenebilir. Ancak 4+4+4 eğitim sistemi, bünyesindeki eğitim
programlarının dayandığı epistemolojik taban itibarıyla, önceki programların karşıtı kabul
edilebilir. 4+4+4 eğitim sistemi, programlara eklenen seçimlik dersler ile esnek eğitim
anlayışıyla programların sosyal temelini ikmal etmiştir denilebilir. Son olarak geçiş
dönemindeki olası aksaklıklar bir yana, 4+4+4 eğitim sistemi, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim
uygulamasının, çocukların gelişim özelliklerine yönelik yol açtığı iddia edilen sakıncaları
azaltma, mesleki eğitimin önünü açma ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlama yolunda atılmış bir
adım olarak değerlendirilebilir.
Peker (2013)’in “Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik GörüĢleri”
adlı araştırmasına göre öğretmenler 4+4+4‟ün uygulamasında yapılan çalışmaları yetersiz
bulmaktadırlar. Yetersiz buldukları konu başlıkları; 66 aylık çocukların yaşadıkları uyum
sorunları, yeniden düzenlenen 1. Sınıf programının çocukları okula alıştırmada, temel becerileri
kazandırmada ve çocukların okulu sevmelerinde yetersiz olacağını düşünmeleri, öğretmenler
için hazırlanan bilgilendirme eğitiminin amaca ulaşmaması ve özlük haklarında yaşadıkları
sıkıntılar olarak sıralanmıştır. Öğretmenlerin sosyal medyadaki paylaşımlarına yapılan içerik
analizi de bu bulguları destekler niteliktedir. Çalışma grubundaki öğretmenlerin paylaştıkları
mesajlara yapılan içerik analizinde; eğitim programları, alt yapı eksikliği, 66 aylık çocuklar,
eğitimin politikleştirilmesi, öğretmenlerin iş yükünün artması, öğretmenlerin aldıkları eğitimin
yetersiz oluşu, destek faaliyetlerinin gerçekleştirilmemesi gibi başlıklarda sorunlar olduğu
görülmüştür.
Demir, Doğan, Pınar (2013)’ın “4+4+4 Yeni Eğitim Sistemi’nin Yansımaları:
BeĢinci Sınıflardaki Eğitim-Öğretim Sürecinin BranĢ Öğretmenlerinin GörüĢleri
Doğrultusunda Değerlendirilmesi” isimli araştırması 8 branş öğretmeniyle yürütülmüştür.
Araştırmada iki katılımcı hariç tüm katılımcılar 5. sınıfta okutulan derslerin branş öğretmenleri
tarafından verilmesini doğru bulmuşlardır. Katılımcıların tamamının 5. sınıflarda uygulanan
müfredatın öğrencilerin seviyeleri üzerinde olduğu ve bu şekliyle uygulandığı sürece eğitim-
öğretim süreçlerinden verim elde edilemeyeceği konusunda görüş birliği içerisinde oldukları
19
görülmüştür. Katılımcıların çoğunluğu eğitim-öğretim sürecinde öğrencilerin seviyelerine inme
konusunda sürekli sorunlar yaşadıklarını belirtmiştir.
Bahtiyar (2012)’ın “Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine ĠliĢkin
GörüĢleri” adlı çalışmasında 468 öğretmenin görüşüne başvurulmuş ve öğretmenlerin;
3/4‟ünün yeni yasayı tereddütle karşıladıkları, kanunun imam hatip okulları dışında okulların
ihtiyacını karşılamadığı, detaylı akademik çalışmalar yapılmadan yasanın yürürlüğe
konulduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.
MemiĢoğlu ve Ġsmetoğlu (2013)’nın “Zorunlu Eğitimde 4+4+4 Uygulamasına
ĠliĢkin Okul Yöneticilerinin GörüĢleri” adlı çalışmasında nitel araştırma yöntemi
kullanılmıştır. Araştırmaya 17 okul yöneticisi katılmıştır. 4+4+4 uygulamasını olumlu, doğru,
yararlı şeklinde değerlendiren yöneticiler, bazı eksiklikler ve yöntem yanlışlığına dikkat
çekmişlerdir. Uygulamanın kesintili olmasını doğru fakat bu kesintinin 5+3+4 olmasına ve
okula başlama yaşının 72 ay olması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Uygulamayı olumsuz olarak
değerlendiren katılımcılar; özde kişilerin farklı ilgi alanlarına göre eğitilmesinin doğru fakat
uygulamanın sadece İmam Hatip Liseleri ile sınırlandırılmış olmasının tarafsız bir eğitim-
öğretim anlayışına gölge düşürdüğünü belirtmişledir.
4+4+4 düzenlemesine benzer şekilde, ülkemizde çocukları ilkokula beş yaşında başlatma
uygulaması 1983-1985 yılları arasında denenmiştir. Gürkan (1987) 1983-1984 öğretim yılında,
bu uygulamanın sonuçlarını değerlendiren bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın örnekleminde
Ankara‟daki 18 ilkokul, 82 öğrenci velisi, 34 öğretmen ve 22 idareci yer almıştır. Araştırmanın
verileri veli, öğretmen ve idarecilerle yüz yüze görüşülerek doldurulan anketlerle toplanmıştır.
Araştırmanın bulguları özetle şöyledir:
a) İdarecilerin %70‟i, öğretmenlerin %65‟i ve velilerin %43‟ü ilkokula başlama yaşının
beş olmasını uygun görmemiştir.
b) İdareci ve öğretmen görüşlerine göre; sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu okullarda
fiziksel koşulların yetersizliği, öğretmenin bu alanda yetişmemiş olması vb. sorunlar,
sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve orta düzeyde olanlara kıyasla daha fazla yaşanmıştır.
c) Öğretmenlere göre, sosyo-ekonomik düzeyi düşük ve orta düzeyde olan ailelerin
çocukları, ilkokula uyumda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olanlardan daha fazla
zorlanmaktadır.
d) Öğretmenler, okula beş buçuk yaşında başlayan çocukların okuma yazmayı beş yaşında
başlayanlardan daha kısa sürede öğrendiğini belirtmiştir.
e) Öğretmenler, ilkokula beş yaşında başlama uygulamasının, birinci sınıflar için ayrı bir
program hazırlanarak sürdürülmesini önermiştir.
20
f) Alt sosyo-ekonomik düzeydeki velilerden bazıları, çocuklarının matematiği öğrenmede
yetersiz olduğunu belirtirken; orta ve yüksek sosyo-ekonomik düzeydekiler çocuklarını
bu konuda yeterli gördüklerini ifade etmiştir.
Bundan yaklaşık 30 yıl önce Türk Eğitim Sisteminde deneme amaçlı ve kısmi olarak
uygulanan ve yapılan araştırma sonuçları olumsuz olduğu için yaygınlaştırılmasından
vazgeçilen beş yaş uygulamasının, 2012‟de yeniden, hem de Türkiye çapında, üstelik de adrese
dayalı zorunlu kayıt yaptırılarak, çocuğunu okula göndermeyen velilerin cezalandırılacakları
bizzat hükümet yetkilileri tarafından belirtilmesi ve ısrarla sürdürülmesinin nedenine bilim
çevrelerince bir anlam verilememektedir.
21. yy. Türkiye‟sinde bilimin bulgularını dikkate alan uygulamalar yapılması
durumunda ancak dünyadaki gelişmelere uyum sağlayacak insanlar yetiştirilebileceği bilinen
bir gerçektir.
30/3/2012 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim
Yasası ve Bazı Yasalarda değişiklik yapılmasına ilişkin Yasa 4+4+4 modeli olarak yürürlüğe
girmişti. Bu modele yönelik olarak yukarıda belirtilen bilimsel araştırmalar ve üç ayrı alt grupta
yapılan tartışmalar doğrultusunda V. Sınıf Öğretmenliği Çalıştayı‟nda aşağıdaki kararlar
alınmıştır:
1) İlkokulun süresi tekrar 5 yıla çıkartılmalıdır. İlkokuldan sonraki 3 yıllık ortaokul
sürecinde çekirdek müfredat çerçevesinde değişik yaşam tarzlarına, öğrencilerin ilgi ve
yeteneklerine hitap eden seçmeli dersler havuzu oluşturularak olanakların eşit ve nesnel
bir şekilde öğrencilere sunulması sağlanmalıdır.
2) Eğitimde fırsat eşitsizliğinin yaşam boyu eşitsizliklere yol açmaması için zorunlu
kesintili eğitim 1 yıllık okulöncesi eğitimi de kapsamalı, 1 yıl okulöncesi eğitim, 5 yıl
ilkokul, 3 yıl ortaokul ve 4 yıl lise olacak şekilde 1+5+3+4 şeklinde düzenlenmelidir.
3) Zorunlu örgün eğitime başlama yaşı 72 ay olmalıdır. Küçük yaşta örgün eğitime
başlatılmış çocuklara bir proje çerçevesinde, durumlarını belirleme çalışması sonrasında
rehberlik hizmeti verilerek bu çocukların topluma sağlıklı uyumları sağlanmalıdır.
4) 12 yıllık seçmeli dersler havuzunu da içeren genel eğitim sonrası, alanına göre 2 yıllık,
3 yıllık, 4 yıllık meslek yüksekokulu olanakları ile üniversite olanaklarının gençlerimize
verilmesi sağlanmalıdır. Seçmeli derslerin program genelindeki oranı gelişmiş
ülkelerdeki orana yaklaştırılmalı, öğrencilere ders seçtirmede yaşanan sorunlara
gerçekçi çözümler üretilmelidir.
Bu kararlara ek olarak „‟Sınıf Öğretmenliği Lisans ve İlkokul Programları‟‟ çalıştay alt
grubunun önerileri doğrultusunda aşağıdaki kararlar alınmıştır.
21
SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ PROGRAMLARININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERĠLERĠ
1. Türkiye‟deki ilkokulların önemli bir kısmı birleştirilmiş sınıflarla eğitim-öğretim
yaptığından Lisans programlarında yer alan “Birleştirilmiş Sınıflarda Öğretim” dersi
birleştirilmiş sınıflı okullarda uygulamalı olarak işlenmelidir.
2. Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin çok boyutlu yetiştirilmesi (sosyal- kültürel-psikolojik
vb. ) adına seçmeli dersler havuzu oluşturularak farklı bölüm ve fakültelerden seçmeli
ders alımı sağlanmalıdır (Ör: Diksiyon, Sanat ve Estetik, Müze Eğitimi).
3. Akademisyen adaylarının eğitim fakültelerine istihdamı öncesinde ön koşul olarak en az
2 yıl okullarda deneyim sahibi olma şartı aranmalıdır.
4. Lisans öğrencileri uygulama okullarında karşılaştıkları sorunlara yönelik bir "Bitirme
Projesi" hazırlayarak mezun olmalıdırlar.
5. Fakülte-okul işbirliği dersleri etkili bir işbirliği ve iletişim içerisinde işlenmelidir. Ayrıca,
Öğretmenlik Uygulaması I dersi kentlerde, Öğretmenlik Uygulaması II dersi ise köy ve
kasabalarda yapılmalıdır.
6. Lisans programlarına öğretmen yeterliklerine ve motivasyonuna sahip kişilerin alınması
amacıyla merkezi sınavların yanı sıra görüşme, öğrenci ürün dosyası vb.
değerlendirmelere objektif kriterler oluşturulup kullanılmalıdır.
7. Bilgisayar I ve Bilgisayar II dersleri yeterlik (muafiyet) sınavı yapılarak öğrencilerin alıp
almamasına karar verebilmeleri sağlanmalıdır.
8. “Program Geliştirme” dersi lisans programına konmalıdır.
9. Sınıf Öğretmenliği lisans öğrenci sayıları azaltılmalı ve sınıf mevcutları en fazla 30 ile
sınırlandırılmalıdır.
10. Dersler arasında ön koşul ve birbirini destekleme ilkesi gözetilmelidir. Örn: Alan bilgisi
dersleri alınmadan alan öğretimi derslerinin alınmaması ya da alan öğretimi dersleri
alınmadan okul deneyimi, öğretmenlik uygulaması I-II derslerinin alınmaması gibi.
SANAT EĞĠTĠMĠ KOMĠSYONU
1) Sınıf öğretmenliği lisans programında yer alan “Müzik, Müzik Öğretimi, Drama, Görsel
Sanatlar Öğretimi, Sanat Eğitimi, Güzel Yazı Teknikleri, Beden Eğitimi ve Spor
Kültürü ve Beden Eğitimi ve Oyun Öğretimi” dersleri için dersin amacına uygun gerekli
materyallerin, malzemelerin, çalgıların ve donanımların yer aldığı özel derslikler
bulunmalıdır. Sanat Eğitimi dersleri mutlaka materyallerle, araçlarla uygulamalı bir
biçimde işlenmeli ve her sınıf öğretmeni bir müzik dersini yönetebilecek şekilde asgari
düzeyde bir çalgı çalabilmelidir. Örn: Orff çalgıları, melodika, gitar, mandolin, blok
flüt, org gibi.
2) Sınıf öğretmeni adayının sanat ve estetik beğenilerini geliştirip bunu ilkokul
öğrencilerine yansıtabilecek biçimde ders içeriğine sahip sanat ve estetik dersi seçmeli
olarak lisans programlarında yer almalıdır. Çocuğu daha iyi anlayabilmek için sınıf
öğretmeni adayları ilkokuldaki öğrencilerin ürettikleri çalışmaları (Örn: Resim alanında
ağzı küçük çizilen bir çocuğun kendisini ifade etmekte güçlük çektiğini
22
kavrayabilmelidir) çözümleyebilecek ve değerlendirebilecek donanımda
yetiştirilmelidir.
3) Sanat ile ilgili olan tüm derslerde sınıf öğretmenlerinin hizmet içi eğitimlerden (çalıştay,
atölye gibi uygulamalar biçiminde) geçirilmesi gerekmektedir. Bu derslerin çocuğun
bilişsel, duyuşsal, sosyal ve devinişsel gelişimindeki önemi bilimsel araştırmalarla
ortaya konduğundan bu durum göz önüne alınarak verilen eğitimlerin ne derece
uygulanıp uygulanmadığı izlenmelidir.
4) İlkokul öğrencilerinin haftalık hareket ihtiyacının en az 150 dakika olduğu bilimsel
sonucu dikkate alındığında 4. Sınıfta 2 ders saatine indirilen “Oyun ve Fiziki
Etkinlikler” dersi saati uygun görülmemektedir. 4. Sınıfta da bu dersin 5 saat olarak
uygulanmasına devam edilmelidir.
5) İlkokul programındaki “Serbest Etkinlikler” dersinin adının “Eğitsel ve Yaratıcı
Etkinlikler” olarak değiştirilmesi ve içeriğinin yeniden yapılandırılması gereklidir.
6) İlkokul ders programında yer alan “Müzik ve Görsel Sanatlar” dersleri ikişer saat
olmalıdır.
ĠLKOKUMA VE YAZMA ÖĞRETĠMĠ-TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU
Okul olgunluğu /Uyum ve Hazırlık ÇalıĢmaları
1. Birinci sınıf öğrencilerinin okul olgunluğu ile ilgili düzeylerinin belirlenmesinde
geçerliği ve güvenirliği kanıtlanan ölçme araçlarından yararlanılmalıdır. Ayrıca anne-
baba görüşleri, çocuk gelişimi uzmanı, rehberlik uzmanı, ana sınıf öğretmeni, uzman
akademisyenler, sınıf öğretmenleri vb. uzmanların görüşlerinden de yararlanılabilir.
2. Uyum ve hazırlık çalışmalarına yönelik hazırlanan materyaller ses temelli cümle
yönteminin aşamaları, baskı kalitesi, çocukların bilişsel duyuşsal ve psiko-motor
gelişim özellikleri, bilimsel yanlışlardan arındırılması, yanlış örtük iletilerden
arındırılması, anlatım yanlışlarından arındırılması açılarından iyileştirilmelidir.
3. Öğretmenler uyum ve hazırlık çalışmalarına, ilk okuma ve yazma sürecine yönelik
etkinlik materyali geliştirmeye özendirilmelidir.
Ġlkokuma ve Yazma
1. Türkçe'nin etkili kullanılamadığı bazı yerlerdeki öğrencilere ilk okuma yazma
öğretiminde yaşanan sorunları önlemek amacıyla 3-4 yaştan başlayarak dil merkezli, 5
yaştan sonra ise okula uyumu ve hazırlığı sağlayacak erken çocukluk eğitimi
uygulamaları yapılmalıdır.
2. Öğrencilerin gelişim durumları göz önünde bulundurularak ses temelli cümle
yönteminin yanı sıra ilk okuma yazma öğretiminde farklı yöntemlerin seçimi ve
kullanılmasına olanak yaratılmalıdır.
3. İlkokuma yazma öğretimi ile ilgili öğretmenler tarafından hazırlanan, pedagojik açıdan
değerlendirilen ve MEB tarafından onaylanan teknik, etkinlik ve uygulamaları içeren
elektronik ortamda hazırlanmış materyal havuzu zenginleştirilmelidir.
23
4. İlk okuma ve yazma öğretiminde kullanılan yöntemlerin doğru ve etkili bir biçimde
uygulanabilmesi için akademisyenler tarafından uygulamalı bir biçimde hizmet içi
eğitim sağlanmalıdır.
5. Bitişik eğik yazının tüm eğitim kademelerinde devam ettirilmesine yönelik gerekli
önlem ilgili kurumlarca alınmalıdır.
6. Yazma ödevlerinin yoğunluğu öğrencilerin yazma isteğini olumsuz etkilediğinden,
bıktırıcı, çocukların gelişim özelliklerine uygun olmayan yazılı ödev uygulamalarından
kaçınılmalıdır.
7. MEB okuma yazma eğitimi ile ilgili nitelikli eğitsel yazılım ve donanımların seçiminde
öğretmenlere rehberlik etmelidir.
Türkçe Öğretimi
1. MEB okuma ve dinleme metinlerinin seçiminde öğretmenlere rehberlik etmelidir.
2. Programdaki okuma ve okuduğunu anlama becerileri üst düzey bilişsel beceriler i
geliştirilecek şekilde düzenlenmelidir.
3. Medya okuryazarlığı eğitimi ilkokul birinci sınıftan itibaren başlamalı ve tüm ders
içerikleriyle ilişkilendirilerek verilmelidir.
HAYAT BĠLGĠSĠ VE SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU
1. 3.sınıf öğrencilerinin gelişim özellikleri dikkate alındığında bütüncül olarak
öğrendikleri bilinmektedir. Bu nedenle, ilkokul 3. sınıfa konan “Fen Bilimleri” dersi
“Hayat Bilgisi” dersiyle bütünleştirilmeli ve ayrı ayrı dersler olarak uygulamaya
geçilmemelidir.
2. 8. sınıftan 4. sınıfa alınan “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” dersi uygulamaya
konmamalı. Bu dersin kazanımları öğrenci gelişim düzeyine uygun olarak “Hayat
Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleriyle bütünleştirilmelidir.
3. “Trafik Güvenliği” adıyla ilkokul programında yer alan bu ders, öğrenci gelişim
düzeyine uygun olarak “Hayat Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleriyle
bütünleştirilmelidir.
4. İlkokul “Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler” dersi kazanımları" risk grupları (bireysel
farklılıklar, parçalanmış aileler, engelli öğrenciler vb.) göz önüne alınarak yeniden
düzenlenmelidir.
5. “Değerler, vicdan ve karakter eğitimi” gibi yeni ders önerileri sınıf öğretmeni yetiştirme
sürecinde seçmeli dersler olarak okutulmalı ve bu derslerin kazanımlarına “Hayat
Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleri içeriğinde yer verilmelidir.
FEN BĠLĠMLERĠ VE MATEMATĠK ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU
1. “Genel Kimya, Genel Biyoloji, Genel Fizik ve Fen ve Teknoloji Laboratuvarı
Uygulamaları” dersleri içeriği ilkokul programındaki “Hayat Bilgisi ve Fen Bilimleri”
ve lisans programında yer alan Fen ve Teknoloji Öğretimi I ve Fen ve Teknoloji
Öğretimi II dersleri içeriğine uygun olarak tekrar düzenlenmelidir.
24
2. 5. sınıf öğrenci gelişim özellikleri dikkate alındığında “Fen Bilimleri ve Matematik”
dersleri sınıf öğretmenleri tarafından okutulmalıdır.
3. Fakültelerin laboratuvar alt yapıları güçlendirilerek “Genel Kimya, Genel Biyoloji,
Genel Fizik, Fen ve Teknoloji Laboratuvarı Uygulamaları” dersleri kuramsal ve
uygulamalı olarak laboratuvarlarda yapılmalıdır.
4. İlkokul “Fen Bilimleri” ders adı dersin içeriğine ve yaygın kullanımına uygun olarak
“Fen” veya “Fen Bilgisi” olarak değiştirilmelidir.
5. Temel Matematik I ve Temel Matematik II dersleri içeriği ilkokul programındaki
“Matematik” ve lisans programında yer alan Matematik Öğretimi I ve Matematik
Öğretimi II dersi, içeriğine uygun olarak tekrar düzenlenmelidir.
ÇalıĢtayların Düzenlemesi Hakkında Genel Öneriler
1. Çalıştayda alınan kararların kamuoyuyla paylaşılması adına basın yayın organlarında
yer alması sağlanmalıdır.
2. Çalıştaya hem katkı sunmaları hem de alınan kararların uygulamaya geçebilmesi için
Milli Eğitim Bakanlığı‟ndan yönetici ve öğretmenlerin, sivil toplum kuruluşu
yetkililerinin, parti temsilcilerinin ve diğer ilgili paydaşların katılımı sağlanmalıdır.
3. Çalıştayda alınan kararların eğitim fakültelerinde işlevsellik kazanması için ilgili
kurullarda görüşülüp, uygulamaya geçirilmesi sağlanmalıdır.
4. Çalıştaya ait resmi web sitesi düzenlenmelidir.
5. Farklı fakültelerdeki ilköğretim sınıf öğretmenliği anabilim dallarında uygulanmakta
olan programların geliştirilmesi ve Bologna süreciyle paralellik sağlanması açısından
sonraki çalıştayın konuları içerisinde yer alması sağlanmalıdır.
Kaynakça
AÇEV ve Eğitim Reformu Girişimi (2013). Erken Çocukluk Eğitimi 4+4+4‟ün Düzenlenmesi. 25.02.2014
tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/sites/erg.sabanciuniv.edu/files/ACEV.ERG_ECE_PolitikaRaporu.pdf
adresinden alınmıştır.
Akpınar, B. Dönder, A. Yıldırım, B. Ve Karahan, O. (2012). Eğitimde 4+4+4 Sisteminin (Modelinin) Karşıt
Program Bağlamında Değerlendirilmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 36, 25-
39.
Ankara Üniversitesi (2012). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi‟nin 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi‟ne İlişkin Görüşü. 10.04.2012
tarihinde http://www.education.ankara.edu.tr/adresinden alınmıştır.
Aydın B. ve Altun T., (2012). Değişen Türk Eğitim Sistemi‟nin Uygulanmasındaki Sorunlara Yönelik Öğretmen
Görüşleri: Nitel Bir Araştırma (Yayımlanmamış araştırma).
Bahtiyar Karadeniz, C. (2012). Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri. Eğitim Bilim
Toplum, Cilt 10, Sayı 40. 34-53.
25
Baran, D., Altaş, S., Bulut, S., (2013). Sınıf Öğretmeni Adaylarının Eğitimde 4+4+4 Eğitim Sistemine Yönelik
Hizmet Öncesi Gereksinimlerinin Belirlenmesi, XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş
sözlü bildiri.
Başar, M. (2013). 60-66 Ay Aralığında İlkokula Başlayan Öğrencilerin Kişisel Öz Bakım Ve İlkokuma-Yazma
Becerilerinin Öğretmen Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi. Turkish Studies - International Periodical
For The Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(8),241-252.
Boğaziçi Üniversitesi (2012). 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı ilköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin
Güncellenen Görüşü. 10.06.2013 tarihinde
http://fed.boun.edu.tr/form_files/Bogazi%C3%A7i_%C3%9Cniversitesi_Egitim_Fak%C3%BCltesi%E2
%80%99nin_G%C3%BCncellenen_G%C3%B6r%C3%BC%C5%9F%C3%BC.pdf adresinden alınmıştır.
Bulut ve Altun. (2014). Değişen 1. Sınıfa Başlama Yaşı Sonucunda Oluşan Sorunlara Yönelik Öğretmen Görüşleri
(Yayımlanmamış araştırma).
Canerik, H. (2012). Milli Devletin eğitim sistemi ışığında 4+4+4. III. Ulusal Eğitim Kurultayı Eğitimde
Dönüşümle Nereye Bildiriler ve görüşme tutanakları. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN:
1300-2759 sayı: 402, ss:91-102.
Çögenli, A. G. ve Uçansoy, A. (2014). Sınıf Öğretmenlerinin Uyum ve Hazırlık Çalışmalarına İlişkin Görüşleri. Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, 4(1), 01-26.
Demir, S. B., Doğan, S. ve Pınar, M. A. (2013). 4+4+4 Yeni Eğitim Sistemi‟nin Yansımaları: Beşinci Sınıflardaki
Eğitim-Öğretim Sürecinin Branş Öğretmenlerinin Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi. Turkish
Studies - International Periodical For The Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(9).
Demir, V. (2013). 4+4+4 Öğretim Birliğine Vurulan Darbe. Üçüncü Ulusal Eğitim Kurultayı‟nda sunulmuş bildiri.
Eğitimde Dönüşümle Nereye, Ankara Merkez Barosu Eğitim Merkezi Salonu, Ankara. ss:61-75.ss:77-89.
Doğan, A. ve Kılınç, M. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminde Öğretmen Veli Görüşleri. 22. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kurultayı.
Duran, E. (2013). İlkokula 60. Ayında Başlayan Öğrencilerin Yazı Beceri Gelişimlerinin İncelenmesi.
International Journal Of Social Science, 6(2), 1075-1085
EÇEV, ÇYDD, YKKED, Adabelenliler Derneği (2012). 26.12.2013 tarihinde
http://www.ecev.org.tr/haberlerimiz/gecmis-haber-ve-duyurularimiz/399-ecev-444-yasa-oenerisine-tepki-
verdi.html adresinden alınmıştır.
Ege Üniversitesi (2012). Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi‟nin “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne İlişkin Görüşü. 25.12.2013 tarihinde
http://www.halkevleri.org.tr/guncel/4-4-4-hakkinda-ege-universitesi-egitim-fakultesi-gorusu adresinden
alınmıştır.
Eğitim Bir Sen (2013). Birinci Yılını Dolduran 4+4+4 Eğitim Sistemine İlişkin En Kapsamlı İzleme ve
Değerlendirme Çalışması. 26.12.2013 tarihinde http://www.egitimbirsen.org.tr/dosya/954-egitimbirsen.org.tr-954.pdf adresinden alınmıştır.
Eğitim İş (2012). Eğitim İş Raporu. 26.12.2013 tarihinde
http://www.egitimis.org.tr/www/basinyayin/yayin/50e5903f7dd4a_444rapor.pdf adresinden alınmıştır.
Eğitim Reformu Girişimi (2012). 4+4<8 Bilgi Notları. 27.12.2013 tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/node/756
adresinden alınmıştır.
Eğitim Reformu Girişimi. (2014). 25.02.2014 tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/node/1276 adresinden
alınmıştır.
Eğitim Reformu Grişimi (2012). Eğitim İzleme Raporu. 25.02.2014 tarihinde
http://erg.sabanciuniv.edu/node/1197 adresinden alınmıştır.
Eğitim Sen (2012). Eğitim Sen Raporu. 26.12.2013 tarihinde
26
Eğitim Sen (2013). Eğitimde 4+4+4 Dayatması 1. Yarıyıl Değerlendirme Raporu. 26.12.2013 tarihinde
http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=18828&sube=57#.UwtPNc6zU-A adresinden
alınmıştır.
Eğitim-Sen, Eğit-Der, Felsefeciler Derneği, Köy Enstitüleri Ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Pdr-Der, Öv-Der, Çocuk
Vakfı (2012). 27.12.2013 tarihinde
http://www.muhalefet.org/print.aspx?id=1699&sp=1&haber=Kesintisiz%20Zorunlu%20Kamusal%20Bili
msel%20Eğitim%20Paneli adresinden alınmıştır.
Ekiz, D., Altun, T. ve Siyambaş, P., B. (2013). 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki Uygulamalar ve Karşılaşılan
Sorunların Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi
Sempozyumu (23-25 Mayıs, Kuşadası) Kitapçığı, 335-346.
Ekiz, D., Altun, T., Siyambaş, P. B. (2013). 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki Uygulamalar ve Karşılaşılan
Sorunların Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.
Erdoğan, N. I., Şimşek, Z. C. (2014). Birinci Sınıfa Başlayan Çocukların, Velilerin ve Öğretmenlerin Okula
Uyumlarının İncelenmesi. International Journal Of New Trends İn Arts, Sports & Science Education.
3(2).
Fidan, M., Taşçi, N. ve Yılmaz, N. (2013). İlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık Öğrencilerine İlişkin
Görüşleri (Yayımlanmamış araştırma).
Gözütok, F. D., Ulubey, Ö., Akçatepe, A. G., Koçer, E. ve Rüzgar, M. E. (hakemli dergide kabul edilmiş yayın
sürecinde). 4+4+4 Yapılandırması Kapsamında Hazırlanan Uyum ve Hazırlık Çalışmaları Kitaplarının Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.
Gözütok, F.D., Yıldıran, G., Güven, İ., Dinçer, Ç., Gençaydın, Z. ve Dinçer, A. (2013). 4+4+4 Eğitim
yapılandırılmasının değerlendirilmesi. VII. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi Panelinde yapılan konuşma
metni.
Gümüş, S. (2013). 1. Sınıfa Başlama Yaşının Değerlendirilmesi. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN:
1300-2759 sayı: 402. ss:7-8.
Gündüz, F. ve Çalışkan, M. (2013). 60-66, 66-72, 72-84 Aylık Çocukların Okul Olgunluk ve Okuma Yazma
Becerilerini Kazanma Düzeylerinin İncelenmesi. Turkish Studies - International Periodical For The
Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(8), 379-398.
Gürkan, G., Koyuncu, F. Şaşmaz, A., ve Dinçer, M. A. (2014). Temel Eğitimin Kademelendirmesi Sürecinin
Değerlendirilmesi. ERG Yayınlanmamış Araştırma Raporu Özet Sunumu.
Gürkan, T. (1987). Temel eğitimde 6 yaş uygulamasının değerlendirilmesi: Ankara ilinde bir inceleme. Ankara:
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No:156.
Güven, İ. (2013). Türk Eğitiminde 4+4+4 Adı Verilen Yasal Düzenleme ve Sonrası. Üçüncü Ulusal Eğitim
Kurultayı‟nda sunulmuş bildiri. Eğitimde Dönüşümle Nereye, Ankara Merkez Barosu Eğitim Merkezi Salonu,
Ankara. ss:61-75.
Hacettepe Üniversitesi (2012). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi 05.01.1961 Tarih 222 Sayılı İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne İlişkin Görüşler.
25.12.2013 tarihinde http://www.egitim.hacettepe.edu.tr/belge/4+4+4EgtFakKurulKarar.pdf adresinden alınmıştır.
http://www.egitimsen.org.tr/ekler/da6a42df7090476_ek.pdf?tipi=2&turu=X&sube=0 adresinden alınmıştır.
Işıkoğlu, E. N., Ceren, Ş. Z., (2014). Birinci Sınıfa Başlayan Çocukların, Velilerin ve Öğretmenlerin Okula
Uyumlarının İncelenmesi. International Journal Of New Trends In Arts, Sports & Scıence Education,
3(2).
İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (2012). Türkiye için Yeni Bir Eğitim Vizyonu. 26.12.2013
tarihinde http://onder.org.tr/baskan/turkiye-icin-yeni-bir-egitim-vizyonu adresinden alınmıştır.
İnam, B. Ö. (2013). 4+4+4‟te İlkokul 1. Sınıf Uyum Programı. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN: 1300-2759 sayı: 402. ss:13-14.
27
Kandemir, E. M., Şara, P., Akay, Y., Zemin, S. (2013). 12 Yıl Zorunlu Eğitime İlişkin 1. sınıf Öğretmenleri ve
Velilerinin Görüşleri. Turkish International Journal Of Special Education And Guidance & Counselling,
2(2).
Kapçı, E., Artar, M., Çelik, E.G., Daşcı, E ve Avşar, V. (2013). İlkokul Birinci Sınıfa Farklı Yaşlarda Başlayan
Çocukların Ruhsal ve Sosyal Gelişimi ile Akademik Benlik Algılamaları Açısından Karşılaştırılması. Ankara Üniversitesi Yayınlanmamış Proje.
Kara ve Altun. (2014). Branş Öğretmenlerinin Değişen Eğitim Sistemi ve Sistemden Etkilenen Öğrenciler
Hakkındaki Görüşleri: Nitel Bir Araştırma (Yayımlanmamış araştırma).
Karadeniz, C. B. (2012). Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri. Eğitim Bilim Toplum
Dergisi, 10(40).
Kartal, H. (2014). “Okuma-Yazmayı Öğrenme Sürecinde Erken Çocukluk Eğitimi Ve Okula Başlangıç Yaşının
Önemi” (Yayımlanmamış araştırma). Kerimoğlu, F. (2014). Farklı Yaştaki Çocukların Oluşturduğu İlkokul 1. Sınıflarda Yaşanan Sorunların
Belirlenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Ankara.
Kocabaş, A. (2012). Çağdaş Eğitim Bilimsel Demokratik ve Laik Eğitimdir. Yeniden İmece Dergisi, (34), 29-32.
Korkmaz, İ., Kocadurmuş, A. ve Bektaş, V. (2013). Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Yeni Okul Sistemine İlişkin
Bakış Açılarının Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.
Küçükkaragöz, H ve Canbulat (2013). Bazı Demokrafik değişkenlere göre ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin
okula uyum ve hazırbulunuşluk düzeyleri. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü
bildiri.
Küçükoğlu, A., Karabacak, N. (2013). Türk Eğitim Sistemindeki Yeni Oluşumun (4+4+4)Program Geliştirme
Sürecinde Yerel Açıdan Analizi. 22. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı.
Külekçi, E. (2013). 4+4+4 Eğitim Sistemi Kapsamında Birleştirilmiş Sınıf Uygulamasına İlişkin Öğretmen
Görüşlerinin Değerlendirilmesi. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2(2).
Memişoğlu, S. P. ve İsmetoğlu, M. (2013). Zorunlu Eğitimde 4+4+4 Uygulamasına İlişkin Okul Yöneticilerinin
Görüşleri. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2(2).
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanları (2012). Basın Açıklaması. 25.12.2013 tarihinde
http://www.yeniguney.net/haber/444-tepki adresinden alınmıştır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) (2012). 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında ODTÜ Eğitim Fakültesinin Görüşü.
10.06.2013 tarihinde
http://www.fedu.metu.edu.tr/web/documents/other/222sayilIlkogretimveEgitimKanunuHakkindaEgitimF
akultesiGorusu_s4_1.pdf adresinden alınmıştır
Özgür Der (2012). Sakarya‟da Yeni Eğitim Sistemi Paneli Yapıldı. 27.12.2013 tarihinde
http://www.ozgurder.org/news_print.php?id=2295 adresinden alınmıştır.
Peker Ünal, D. (2013). Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik Görüşleri. Eğitim ve Öğretim
Araştırmaları Dergisi (Journal of Research in Education and Teaching), Cilt 2 , Sayı 4. 324-337.
Sağ, D., Arslan, D. ve Karataş, Z. (2014). Farklı yaş gruplarındaki öğrencilerin serbest yazma becerilerinin
karşılaştırılması.
TEPAV (2012). Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? 25.12.2013 tarihinde
http://bianet.org/files/doc_files/000/000/538/original/Yeni_Milli_Egitim_Kanun_Tasarisi_Butcesi_Niceli
k_mi__Nitelik_mi.pdf adresinden alınmıştır.
Tohum Otizm Vakfı (2012). İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi” hakkında Otizm Platformu Görüşü. 26.12.2013 tarihinde
http://www.tohumotizm.org.tr/haber/otizm-platformu-444-ortak-gorusu adresinden alınmıştır.
28
Turan, M., Celayir, İ., Bozkurt, E. (2013). Alan Değişikliği Yapan Sınıf Öğretmenlerinin Alan Değiştirme
Nedenlerine Yönelik Bir Araştırma. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.
Turan, M., Köse, A., Şibal, A.U., Ayaz, E., E.Ö. Yolcu, Doğan, H., Sağlayan, M., Çelik, M., Aslan, M., Duru, N.
(2013). İlkokul 1.sınıf uyum ve hazırlık dönemi öğrenci çalışma ve öğretmen kılavuz kitaplarının
incelenmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu (USOS) Adnan Menderes Üniversitesi. 23-25 MAYIS 2013.
Tüm Eğitim Müfettişleri Derneği (2013). 4+4+4’ün 7 Aylık Uygulanmasında Karşılaşılan Problemler Ve
Çözüm Yolları. 27.12.2013 tarihinde http://www.temder.org.tr/haberler/192-7-ay-deerlendirme-
raporu.html adresinden alınmıştır.
Türk Eğitim Sen (2012). Türk Eğitim-Sen‟in 4+4+4 Şeklinde Uygulanması Planlanan 12 Yıllık Zorunlu Eğitim İle
İlgili Değerlendirme Raporu. 27.12.2013 tarihinde
http://www.turkegitimsen.org.tr/konsol/upload_doc/12yillikegitim.doc adresinden alınmıştır.
Türk Tabipler Birliği (2012). Basın Bildirgesi: 4+4+4 Uygulamasına Ailelerin Gösterdikleri Tepkilerin Çözüm
Yeri Hastaneler Değil Eğitim Kurumlarıdır! 27.12.2013 tarihinde
http://www.ecev.org.tr/haberlerimiz/gecmis-haber-ve-duyurularimiz/399-ecev-444-yasa-oenerisine-tepki-
verdi.html adresinden alınmıştır.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK). (2013). Çocuk İşçiliği Raporu. 25.02.2014 tarihinde
http://eski.disk.org.tr/default.asp?Page=Content&ContentId=1498 adresinden alınmıştır.
Uluğbay, H. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminin Etkileri. 25.02.2014 tarihinde
http://www.ulugbay.com/blog_hikmet/?p=341 adresinden alınmıştır.
Ünal, D. P. (2013). Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik Görüşleri. Eğitim ve Öğretim
Araştırmaları Dergisi, 2(4),
Ünver, G., Dikbayır, A. ve Yurdakul, B. (2013). Kesintili zorunlu eğitim birinci sınıf uygulamalarının incelenmesi
(Yayımlanmamış araştırma raporu).
Vural, D. E. (2012) Okul Öncesi Eğitimin İlköğretimin I. Kademesine Etkisinin Aile Katılımı ve Çeşitli
Değişkenler Açısından İncelenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
Yıldıran, G. (2012). Yeni İlköğretim ve Eğitim Kanunu Uygulamalarının Değerlendirilmesi. III. Okul öncesi
eğitimi sempozyumunda “Değişen sistem içinde dijital çağda okul öncesi eğitim ve öğretmenleri-
Sorunlar ve Öneriler.”
Yıldıran, G. (2014, Şubat). Eğitim Sistemimizdeki Değişiklikler ve Belirsizlikler. V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği
Çalıştayı‟nda davetli konuşmacı olarak sunduğu bildiri, İzmir, Türkiye.
Yılmaz, N., Taşci, N., Fidan, M. (2013). İlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık Öğrencilerine İlişkin
Görüşleri. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.
V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği ÇalıĢtay Komitesi Adına
BaĢkan
Prof. Dr. Ayfer KOCABAġ