29
1 20-22 ġUBAT 2014 TARĠHLERĠ ARASINDA DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI TARAFINDAN DÜZENLENEN V. ULUSAL SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ÇALIġTAY SONUÇ RAPORU Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretme nliği Anabilim Dalı tarafından 20-22 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Çalıştayı, 20 Şubat 2014 sabahı saat 08.30-09.30 arasında katılımcıların kayıt işlemleri ile başladı. Kayıt sürerken Dokuz Eylül Üniversitesi Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan “Türkiye‟nin Geçmişindeki Yarın: Köy Enstitüleri” konu başlıklı fotoğraf sergisine yer verildi. İstiklal Marşımız ve açılış konuşmalarının ardından “Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Mandolin Topluluğu” ve “İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu” konserleri sahne aldı. Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Başlar ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Yaparel tarafından yapılan açılış konuşmaları ardından ana konuşmacı olarak davet edilen Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzver Yıldıran “Eğitim Sistemindeki Değişiklikler ve Belirsizlikler” konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi . Prof. Dr. Ayfer Kocabaş “Kesintili 12 Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinin Etkileri” konu başlıklı sunumunda söz konusu uygulama ile ilgili sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, eğitim ve öğretimle ilgili sendikaların görüşlerini ve yapılan bilimsel araştırmaların ortak ve farklı sonuçlarını sunumuyla paylaştı. Birinci gün öğleden sonra Çalıştay grubu, „‟4+4+4 yapılanmasının etkilerinin belirlenmesi konusunda yapılan bilimsel çalışmalar‟‟, „‟ilkokul programları‟‟ ve „‟lisans programları‟‟ alt gruplarına ayrıldı. Konularını görüşüp tartışmak üzere üç alt grup olarak çalışmalara başladı. İkinci gün Eğitim Reformu Girişimi‟nden Gülşah Gürkan, Aytuğ Şaşmaz, Fulya Koyuncu ve M. Alper Dinçer tarafından yapılan “Temel Eğitimin Kademelendirilmesi Sürecinin İzlenmesi" konulu araştırma Dr. Alper Dinçer tarafından ortak oturumda sunuldu. Sunumun tartışılmasının ardından programları çalışan gruplar beş farklı alan öğretimi komisyonlarına ayrılarak görüş ve önerilerini geliştirmek üzere bir araya geldi. Grup çalışmaları tamamlandıktan sonra bütün katılımcılar tekrar ort ak oturumda bir araya geldi. Her alt grup yaptığı çalışmayı büyük gruba sundu ve sonuç raporu üzerinde görüşler belirtildi. Düzeltmeler yapıldı.

20-22 ġUBAT 2014 TARĠHLERĠ ARASINDA DOKUZ …kisi.deu.edu.tr/deniz.erbil/2014__calistay.pdfolmadığını, 1. sınıfa baúlama yaúının 72 ay ve üzeri olması gerektiğini,

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

1

20-22 ġUBAT 2014 TARĠHLERĠ ARASINDA DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ANABĠLĠM DALI TARAFINDAN

DÜZENLENEN V. ULUSAL SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ ÇALIġTAY SONUÇ RAPORU

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı

tarafından 20-22 Şubat 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği

Çalıştayı, 20 Şubat 2014 sabahı saat 08.30-09.30 arasında katılımcıların kayıt işlemleri ile

başladı. Kayıt sürerken Dokuz Eylül Üniversitesi Köy Enstitüleri ve İsmail Hakkı Tonguç

Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan “Türkiye‟nin Geçmişindeki Yarın: Köy Enstitüleri”

konu başlıklı fotoğraf sergisine yer verildi. İstiklal Marşımız ve açılış konuşmalarının ardından

“Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Mandolin Topluluğu” ve “İzmir Otizm Orkestrası ve

Korosu” konserleri sahne aldı.

Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Başlar ve

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Yaparel tarafından yapılan açılış konuşmaları ardından ana

konuşmacı olarak davet edilen Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzver

Yıldıran “Eğitim Sistemindeki Değişiklikler ve Belirsizlikler” konu başlıklı sunumunu

gerçekleştirdi. Prof. Dr. Ayfer Kocabaş “Kesintili 12 Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinin Etkileri”

konu başlıklı sunumunda söz konusu uygulama ile ilgili sivil toplum kuruluşları, üniversiteler,

eğitim ve öğretimle ilgili sendikaların görüşlerini ve yapılan bilimsel araştırmaların ortak ve

farklı sonuçlarını sunumuyla paylaştı. Birinci gün öğleden sonra Çalıştay grubu, „‟4+4+4

yapılanmasının etkilerinin belirlenmesi konusunda yapılan bilimsel çalışmalar‟‟, „‟ilkokul

programları‟‟ ve „‟lisans programları‟‟ alt gruplarına ayrıldı. Konularını görüşüp tartışmak

üzere üç alt grup olarak çalışmalara başladı.

İkinci gün Eğitim Reformu Girişimi‟nden Gülşah Gürkan, Aytuğ Şaşmaz, Fulya

Koyuncu ve M. Alper Dinçer tarafından yapılan “Temel Eğitimin Kademelendirilmesi

Sürecinin İzlenmesi" konulu araştırma Dr. Alper Dinçer tarafından ortak oturumda sunuldu.

Sunumun tartışılmasının ardından programları çalışan gruplar beş farklı alan öğretimi

komisyonlarına ayrılarak görüş ve önerilerini geliştirmek üzere bir araya geldi. Grup

çalışmaları tamamlandıktan sonra bütün katılımcılar tekrar ortak oturumda bir araya geldi. Her

alt grup yaptığı çalışmayı büyük gruba sundu ve sonuç raporu üzerinde görüşler belirtildi.

Düzeltmeler yapıldı.

2

Üçüncü güne kalan katılımcılarla 22 Şubat 2014 Günü Şirince, Selçuk, Meryem Ana

gezisi gerçekleştirilerek Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü üzerinden Buca Eğitim

Fakültesi Kampüsü‟ne gidilerek bir sonraki çalıştayda buluşulmak üzere iyi dilek ve temenniler

sunuldu.

4+4+4 YAPILANMASININ ETKĠLERĠNĠN BELĠRLENMESĠ KAPSAMINDA

ULAġILAN BAZI BĠLĠMSEL ARAġTIRMALAR VE YAYINLAR

Sabancı Üniversitesi tarafından hazırlanan Eğitim Reformu GiriĢimi (ERG) (2012),

Eğitim Ġzleme Raporuna göre “4+4+4” teklifinin yasalaşma süreci, Türkiye‟de eğitim

politikalarının tasarlanması ve uygulanması açısından geriye doğru bir adım olmuştur. Hiçbir

üst politika ve planlama belgesinde ve iktidar partisinin seçim bildirgesinde bulunmayan

“4+4+4” düzenlemesine ilişkin yasa teklifi kanıta dayalı ve katılımcı bir biçimde

oluşturulmamış ve paydaşlarca tartışılmamıştır. Gündeme gelişinden bir buçuk ay gibi kısa bir

süre sonra yürürlüğe giren ve eğitim sistemini köklü biçimde değiştiren 6287 sayılı İlköğretim

ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, ilköğretime

başlama yaşı, ilköğretim okullarının dönüştürülmesi, ortaokul düzeyinde açılacak okul türleri,

programlar ve seçmeli dersler ile ortaöğretimin zorunlu olması gibi birçok alanda değişiklikler

getirmiş ve belirsizliklere yol açmıştır. Bu plansız dönüşüm süreci, bir yandan geçmiş

adımların kazanımlarını riske sokarken öte yandan MEB için kayda değer yönetsel ve mali bir

yük yaratarak geleceğe ilişkin önemli soru işaretleri doğurmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Güzver YILDIRAN‟ın 20-

22/02/2014 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi‟nde V. Ulusal Sınıf

Öğretmenliği Çalıştayı‟nda davetli konuşmacı olarak sunduğu “Eğitim Sistemimizdeki

Değişiklikler ve Belirsizlikler” başlıklı bildirisinde belirttiği gibi;

“Bir ülkede büyük kitleleri kapsayan değişiklikler ancak bilimsel verileri taban aldığında kalıcı olur.

Batı ülkelerinde kapsamlı değişiklikler “evidence based policies,” kanıt tabanlı politik kararlar

çerçevesinde oluşmaktadır. Batıda, politikacıların bilimsel verilere erişmesi için gerek bağımsız

şirketler, gerekse üniversiteler gibi devlet kuruluşları araştırmalar üretmekte ve bunları karar

odakları ile paylaşmaktadır. Bu epistemolojik veriler yanında, karardan etkilenenlerin karar verme

sürecine katılımları da önemlidir.‟‟

Çalıştay Alt Grubunun Amacı: 30 Mart 2012 tarihinde Büyük Millet Meclisi‟nden

geçirilerek yürürlüğe giren 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu çerçevesinde, 12

yıllık zorunlu eğitimin 4+4+4 modeli üzerine inşa edilen değişikliklerinin etkileri

konusunda ulaşılabilen bilimsel çalışmaların bir araya getirilmesidir.

3

Davetli konuşmacı Yıldıran sunumunda, 9-10 yaşındaki çocukların ortaokula

başlamalarının yaratacağı olumsuz durumları da aşağıdaki ifadeleri ile vurgulamıştır.

“Kanun tasarısında bilimsel verilerle sakıncalı gördüğümüz başka bir konu, ilkokulun süreleriyle

ilgiliydi. Bilimsel kaygılarımıza ve bunları belirtmemize rağmen kanunda ilkokul, 4. Sınıf sonunda,

başka bir deyişle çocuklar 9 veya 10 yaşlarında iken bitiyordu. Bu durumun gelişim kuramlarına

aykırı bir tablo çizdiği değerlendirmemizde belirtilmişti. Çocukların 11-12 yaşından önce soyut

işlemler dönemine giremediği ve bu nedenle ortaokulun gereksinimi olan sembollerle çalışan

durumuna gelemediğini belirtmiştik. Yapılan araştırmalar çocukların azımsanmayacak bir

bölümünün 7. Sınıfta bile soyut işlemler döneminde olmadığını ve bu sembollerle etkin bir biçimde

çalışamadığını gösteriyor. Çocukları 9 veya 10 yaşlarında somut işlemler döneminin tam

ortasındayken ortaokula göndermenin bilimsel veriler ve bulgulara ters düştüğü ifade edilmişti.

İlköğretim eğer iki aşamaya bölünecekse bu bölünmenin en erken 5. Sınıf sonunda bilimsel veriler ışığında yapılması ve ülkemizin daha önceki deneyimlerinin üzerine inşa edilmesi kuvvetle

önerilmiştir.”

20-22/02/2014 günleri Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi tarafından

düzenlenen V. Ulusal Sınıf Sınıf Öğretmenliği Çalıştayı alt grubunda son üç yılda

üniversitelerde yapılan 4+4+4 yapılanması konusunda yürütülen ve ulaşılan bazı araştırmalar

ve yayınlar aşağıda özetlenmiştir. Bu yolla, bilim çevrelerinin bütün itirazlarına karşın Mili

Eğitim Bakanlığının eğitim sisteminde uygulamaya koyduğu 4+4+4 yapılanmasının etkilerine

ilişkin toplanan bilimsel kanıtlar bir araya getirilmiştir.

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim elemanlarından Göl-Güven, Erdiller

ve Metindağ-Wise’ın geliĢtirdikleri proje, yoksun ve yoksul çevreden gelen çocukların

eğitim gördüğü 14 okuldaki birinci sınıf öğretmenlerini ve öğrencilerini içerdi. Ġlkokul I.

sınıflar Destek Projesi’nde; (Eğitim Reformu Girişimi, 2014) oyun içerisinde öğrenme

süreçlerini kapsayan bir eğitim programı oluşturuldu. Bu program 2012-2013 akademik yılın

ikinci döneminde okullarda 28 son sınıf üniversite öğrencisi tarafından proje araştırmacılarının

gözetiminde 10 hafta boyunca haftada 2 gün uygulandı. Projenin sonuçları nesnel ölçme

araçları, öğretmen adaylarının tuttukları günceler, gözlemler ve yarı yapılandırılmış

görüşmelerle elde edildi. Elde edilen sonuçlar; Sınıflarda fiziksel ortamın 5 yaş grubunda olan

öğrenciler için uygun olmadığı, 5 yaş grubuna karşı etiketlemeler olduğu ve öğretmenlerin bu

yaş grubuna daha çok uyarı ve tehdit gibi olumsuz yaklaşımlar ortaya koydukları belirlenmiştir.

Ayrıca çocukların kendilik algıları ve akademik özgüvenlerinde düşüşler olduğu belirlenmiştir

(akt. Yıldıran, 2014, s.12).

Kerimoğlu (2014) Farklı YaĢtaki Çocukların OluĢturduğu Ġlkokul 1. Sınıflarda

YaĢanan Sorunların Belirlenmesi isimli yüksek lisans tez çalışmasında 60-84 ay aralığındaki

çocukların yaşadıkları sorunların neler olduğuna ilişin 50 sınıf öğretmeni ile görüşme yoluyla

veri toplamıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre; 5 yaşındaki çocukların belirli kuralları,

4

sorumlulukları ve yaptırımları olan ilkokul eğitimine başlamak için gelişim düzeyi açısından

hazır olmadıkları; sınıf öğretmenlerinin, okulların, öğretim programlarının da 5 yaşındaki

çocuklara uygun olmadığı; 5 yaşındaki çocukları ilkokula hazırlamak için uygulanan “uyum

süreci” etkinliklerinin 6 yaşındaki çocuklar için zaman kaybı olduğu ve bu süreçte yapılan

etkinliklerin farklı yaş grupları arasında kaynaşma sağlayamadığı; gelişim özellikleri

birbirinden farklı olan 60-84 ay aralığındaki çocukların, öğretim yılı boyunca bu farklılıklara

bağlı sorunlar yaşadığı, bu sorunların da sınıf içi etkinliklerini olumsuz etkilediği sonuçlarına

ulaşılmıştır.

Araştırmada sonuç olarak; beş yaşındaki çocukların dikkatsizlik, hareketlilik, yönergeleri

izleyememe gibi sosyal ilişki sorunlarının yanı sıra, olumsuz akademik benlik algısı, akademik

becerilerde yetersizlik ve akademik alanlara ilgisizlik ve böylece örgün eğitim sisteminin

gerektirdiği becerilerde yetersizlik belirlenmiştir. Ayrıca huzursuzluk, kaygı ve utangaçlık gibi

duygusal sorunları beş yaş grubunun daha fazla yaşadığı da görülmüştür.

Fidan, TaĢçı ve Yılmaz (2013)’ın “Ġlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık

Öğrencilerine ĠliĢkin GörüĢleri” adlı çalışmasının sonucuna göre öğretmenlerin bu yaş

grubunda, sınıf yönetimine ilişkin yaşadığı zorluklar: Dinleme becerisi noksanlığı, çabuk

sıkılma, sınıf kurallarına uymada güçlük. Öğretim etkinlikleri açısından yaşadığı zorluklar:

İlgiyi toplamada güçlük, algıda güçlük, motivasyon eksikliği. Öz bakım ve akran ilişkilerinde

yaşadığı zorluklar: Pantolon ve mont düğmeleme, atkı ve ayakkabı bağcığı bağlama, tuvalete

gitme, yeme içmede zorlanma, anneyi isteme gibi güçlükler şeklinde ifade edilmiştir. Ayrıca

öğrencilerin kas gelişimine ilişkin problem yaşadıkları da eklenmiştir.

Kapçı, Artar, Çelik, DaĢcı ve AvĢar (2013) tarafından yapılan “Ġlkokul Birinci Sınıfa

Farklı YaĢlarda BaĢlayan Çocukların Ruhsal ve Sosyal GeliĢimi ile Akademik Benlik

Algılamaları Açısından KarĢılaĢtırılması” adlı proje çalışmasını Ankara İli‟nde 86 ilkokulda

637 öğrenci üzerinde gerçekleştirmiştir. Araştırmada öğrencilerin yaşları 60-84 ay aralığında

değişmektedir. Araştırmacılar 60-84 ay aralığındaki öğrencileri kendi içerisinde gruplandırarak

farklı yaş gruplarında karşılaştırmalar yapmışlardır. Bu projede elde edilen bulgular küçük yaş

grubunun (60-69 ay), normal yaş grubundan (70-84 ay), 5 yaş (60-72 ay) grubundaki

öğrencilerin 6 yaş grubundan (73-84 ay), yeni küçük yaş grubundaki öğrencilerin (60-66 ay),

eski küçük yaş (69-72 ay) grubundaki öğrencilerden duygusal ve davranışlar sorunlar,

akademik benlik saygısı ve sosyal davranışlar açılarından hem eğitim öğretim döneminin

başında hem de sonunda daha fazla sorun yaşadıkları bulgularını ortaya koymaktadır. Aynı

araştırmada olumlu davranışların gelişimi açısından yapılan analizlerde normal yaş grubundaki

öğrencilerin (70-84 ay), küçük yaş grubundan (60-69 ay), 6 yaş grubundaki öğrencilerin de 5

yaş grubundaki öğrencilerden ve eski küçük yaş grubunun (69-72 ay), yeni küçük yaş

grubundan (60-66 ay) daha fazla olumlu davranışlar sergilediklerine işaret etmektedir. Ayrıca 5

ve 6 yaş grubundaki öğrencilerin birlikte eğitim görmelerinin yaşadıkları sorunlarda

5

farklılıklara kaynaklık etmediği vurgulanmaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgulara

dayanarak öğrencilerin yaşlarının azalması ile akademik başarıda düşüşün oluştuğu ve

davranışsal sorunların arttığını söylemek mümkündür. Kapçı ve diğ., (2013) araştırmalarında

Başaran (1978)‟dan aktararak “Bir şeyi yapabilmek için çocuğun belirli bir olgunluk düzeyine

erişmesi gerekir. Hazır bulunuşluk hem olgunluk düzeyini hem de gerekli ön bilgi ve beceriyi

içerir” diyerek okul olgunluğu kavramının çocuğun tüm özelliklerin toplamı olduğuna dikkat

çekmektedirler.

Gümüş (2013) “4+4+4 Yapılanması okul olgunluğu yönünden birinci sınıfa

baĢlama yaĢının (60-66 ay ve 66-72 ay) Değerlendirilmesi” isimli, genel tarama modelini

esas alarak gerçekleştirdiği çalışmasında ilkokul 1. sınıf düzeyinde okula devam eden, 60-66

ay 8 öğrenci, 66-72 ay 9 öğrenci ve 72 ay ve üzeri 9 öğrenci olmak üzere toplam 26 öğrenciye

“Metropolitan Okul Olgunluğu Ölçeği” uygulamıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler;

60-66 ay ve 66-72 ay yaş aralığındaki çocukların birinci sınıfa başlamalarının uygun

olmadığını, 1. sınıfa başlama yaşının 72 ay ve üzeri olması gerektiğini, çocukların 36 aydan

başlayarak okul öncesi eğitim almaları gerektiğini göstermektedir. Ayrıca 60-66 ay, 66-72 ay

ve 72 ay ve üzeri çocukların ayrı gruplar halinde ayrı sınıflarda öğrenim görmeleri önerilmiştir.

Araştırmanın sonucunda en büyük sıkıntının ince motor becerilerde, yazma çalışmalarında

yaşandığı ve anlama, ifade etme becerilerinde de sorunlar olduğu belirlenmiştir.

Gündüz ve ÇalıĢkan (2013)’ün “60-66, 66-72, 72-84 Aylık Çocukların Okul

Olgunluk ve Okuma Yazma Becerilerini Kazanma Düzeylerinin Ġncelenmesi” adlı

araştırması toplam 205 (105 kız, 100 erkek) öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. 17 öğretmenin de

görüşlerine başvurulmuştur. Metropolitan olgunluk testi değerlendirme skalasına göre, 60-66

ay yaş grubundaki çocuklar “ortanın altı” düzeyde okul olgunluğuna sahiptirler. 66-72 ve 72-84

ay yaş grubundaki çocuklar ise “orta düzeyde” okul olgunluğuna sahiptirler. 66-72 ve 72-84 ay

grubundaki çocuklar 60-66 ay grubundaki çocuklara göre ilk okuma yazma becerilerini

değerlendirme formundan yüksek puanlar elde etmişlerdir. Öğretmen görüşlerine göre, bilişsel

boyutta gruplar arasında farklılık gözlenmemiştir. Ancak 60-66 ve 66-72 aylık çocuklarda bazı

güçlükler (kavrama güçlüğü, parmak kas gelişimi yetersizliği, yavaş öğrenme, çabuk yorulma,

kurallara uymama vb.) yaşanmıştır. Bu güçlükler 60-66 ay grubundaki çocuklarda daha yoğun

gözlenmiştir.

Küçükkaragöz ve Canbulat (2013)’ın ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin okula

uyum ve hazır bulunuĢluklarında 60-65 ayla 66-71 ay ve 72 ay ve üstü yaş gruplarındaki

öğrenciler arasında yaşı büyük olanlar lehine anlamlı farklılık bulunmuştur.

6

Gözütok, Ulubey, Akçatepe, Koçer ve Rüzgar (hakemli dergide kabul edilmiş yayın

sürecinde) “4+4+4 yapılandırması kapsamında hazırlanan uyum ve hazırlık çalıĢmaları

kitaplarının değerlendirilmesi” başlıklı bir çalışmada döküman incelemesi tekniği

kullanılarak farklı uzmanlık alanlarından 19 kişilik bir grup oluşturulmuş ve uzmanların

kitaplara ilişkin değerlendirmeleri alınmıştır. Değerlendirme sonucunda etkinliklerin ve

kullanılan görsellerin büyük bölümünün hedef grubun gelişim düzeyine uygun olmadığı,

yoksulluk, şiddet gibi bazı olumsuz örtük mesajlar içerdiği, etkinlik içeriklerinde çocukların

algılarını çarpıtacak bilimsel hataların yer aldığı, etkinliklerde ve yönergelerde birçok dil ve

anlatım hatalarının bulunduğu, 60-84 ay aralığındaki çocukların hazırbulunuşluk farklılığına

adına program denen, amaçları bile belli olmayan bu kitapların katkı sağlamaktan uzak olduğu

belirtilmiştir. Çok kısa bir sürede hazırlanan bu kitapların, kitap tasarım ilkeleri dikkate

alınarak, Talim Terbiye Kurulu tarafından yeniden hazırlanması önerisi oluşturulmuştur.

Ġnam (2013) “4+4+4 Eğitim Yapılanmasında Ġlkokul 1. Sınıf Uyum Programının

Değerlendirilmesi” başlıklı betimsel tarama modelindeki çalışmasında ilkokul 1. Sınıfta 12

hafta uygulanan uyum programı ve öğrenci çalışma kitaplarını incelemiştir. Araştırmada uyum

programının ve kitapların taşıması gereken özellikler bakımından öğrenci yaş ve gelişim

düzeyine uygunluğunu belirlemek için yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanarak

öğretmen görüşleri alınmıştır. 1. Sınıfı okutan 22 öğretmen ile Ankara ilinde gerçekleştirilen bu

çalışmanın sonucunda genel olarak, öğretmenlerin programdan memnun olmadıkları tespit

edilmiştir. Kitaplarda yer alan etkinliklerin okul öncesi eğitim alan 72 aylık ve üzeri çocuklar

için uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca uyum ve hazırlık çalışmalarının amaçlarından

biri olarak belirtilen okuma yazma çalışmalarına temel oluşturma konusunda da katkısının

yeterli olmadığını belirtilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenler kitaplarda öğrencileri

düşünmeye, sorgulamaya yönlendirecek etkinliklerin bulunmadığını ve sınıfların fiziki

donanımlarının da 60 aylık çocuklara ve etkinliklere uygun olmadığını belirtmiştir.

Çögenli ve Uçansoy (2014)’un “Sınıf Öğretmenlerinin Uyum ve Hazırlık

ÇalıĢmalarına ĠliĢkin GörüĢleri” adlı çalışmasında, uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin 10

birinci sınıf öğretmeniyle görüşme yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak

öğretmenler etkinlikleri basit bulduklarına, sürenin yetersiz ve plansız olduğuna, öğrencilerin

sıkıntılar yaşadıklarına, çalışmaların öğrencileri diğer derslere hazırlamada çok fazla etkili

olmadığına, kendi rollerine ilişkin olarak sınıf yönetimini sağlamada zorluk çektiklerine ilişkin

görüş bildirmişlerdir.

7

Bulut ve Altun (2014)’un “DeğiĢen 1. Sınıfa BaĢlama YaĢı Sonucunda OluĢan

Sorunlara Yönelik Öğretmen GörüĢleri” adlı araştırmasının sonucuna göre uyum

programındaki etkinliklerin çoğu birbirinin tekrarıdır ve birçoğunun uygulanması sınıf

ortamında kalabalık gruplarda imkânsızdır. Birinci sınıfa başlama yaşının düşürülmesi için

gereken alt yapı çalışması yapılmamıştır. Farklı yaş grupları aynı sınıfta eğitim alırken

gelişimini tamamlamamış olan grubun başarı düzeyleri daha düşük kalmıştır. Küçük yaş

grubundaki öğrencilerin okula uyum süreçleri çok uzun ve sıkıntılı olmuştur. Bunun sebebinin

hazır bulunuşluklarının yetersiz olmasıdır.

Turan, Köse, ġibal, Ayaz, Yolcu, Doğan, Sağlayan, Çelik, Aslan, Duru. (2013).

Ġlkokul 1. Sınıf Uyum ve Hazırlık Dönemi Öğrenci ÇalıĢma ve Öğretmen Kılavuz

Kitaplarının Ġncelenmesi: Uyum ve hazırlık dönemi öğrenci çalışma ve öğretmen kılavuz

kitaplarının incelendiği bu araştırmada bu kitaplara yönelik olumlu ve olumsuz

değerlendirmelerde bulunulmuştur. Eksik görülen ana tema kitaplardaki resimler, çizgiler ve

yazı tipinin öğrenciye uygun olmamasıdır. Ayrıca kitapta öğretim ilkelerinden hayatilik ve

somuttan soyuta ilkeleri de göz ardı edilmiştir. Kitapta içeriğin aktarılmasında, sıralanışında

özellikle çocuğa görelik ilkesinin uygulanmasında sıkıntı görülmektedir.

Tüm Eğitim MüfettiĢleri Derneği (TEMDER) tarafından 2013 yılında hazırlanan

4+4+4’ün 7 aylık raporunda 29 sorun belirlenmiş ve bu sorunlara çözüm önerilerinde

bulunulmuştur. Belirlenen sorunlar arasında; a) 60-72 aylık öğrencilerin aynı sınıfta

bulunmaları, b) sınıfların fiziki düzenlenmelerinin hâla tamamlanmadığı, c) serbest etkinlikler

derslerinin amacı doğrultusunda uygulanmadığı, d) 1. Sınıf öğrencilerinin 5. Saatten sonra

yoruldukları ders ve etkinliklere katılmakta zorlandıkları, e) 1. Sınıflarda altına kaçırma ve

tuvalet eğitimi sorunlarının bulunduğu, f) okullarda ihtiyaca cevap verecek yeterlilikte yardımcı

personel bulunmadığı, g) ikinci 4+4+4 ler için branş öğretmenlerinin eksik olduğu ve kalite

sorununun bulunduğu, h) yapılan düzenleme sonucunda norm fazlalarının doğurduğu

karışıklıkların bulunduğu, hazırlıksız ve zorlamaya dayalı uygulamaların personel

performansını olumsuz etkilediği, ı) seçmeli derslerle ilgili fiziki problemlerin bulunduğu, i)

değişik haftalık ders saati uygulamalarının çeşitli sorunlar yarattığı, j) topluma hizmet

çalışmalarında ders saatlerinin yetersizliği, k) FATİH projesinin uygulanmasında çeşitli

sorunların bulunduğu, l) seçmeli derslerden kitabı olmayan derslerde kaynak kitapların

tespitinde sakıncalı uygulamaların bulunduğu, m) İngilizce dersinin öğretiminde Dynet

uygulamasında sorunların sürdüğü, n) kıyafet serbestliği uygulamasının daha çok sorunlar

yarattığı, o) meslek liselerinde seçmeli derslerde öğretmen sayısı yetersizliğinin bulunduğu, ö)

8

değişik sistem uygulamaları nedeniyle diploma sorunları bulunduğu, p) 12 yıllık eğitim

kapsamına alınan liselerde rehberlik ve denetim sorunlarının bulunduğu, r) 5. Sınıfların

ilköğretimden düşmesi ile birçok sınıf öğretmeninin açıkta kaldığı, mağdur duruma düştüğü ve

bu nedenle yapılan uygulamaların yarattığı karışıklıklar, s) 4. Sınıflarda bazı derslere branş

öğretmenlerinin girmemesinin yarattığı sorunların var olduğu, ş) 4+4+4 uygulamasıyla okul

öncesi eğitimde yaşanan belirsizliklerin sürdüğü, t) özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde

takip etme ile ilgili karışıklıkların bulunduğu, u) sınava odaklı sistemde özellikle 8 ve 12.

sınıflarda öğrenci devamsızlıkları ile ilgili sorunlar yarattığı, ü) 4+4+4 sisteminin yarattığı

görev ve sorumluluklar ile ilgili denetleme ve yetkiye ilişkin karışıklıkların var olduğu

belirtilmektedir. Yukarıda belirtilen bütün sorunlara TEMDER tarafından çözüm yolları da

önerilmiştir.

AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) ve ERG (Eğitim Reformu GiriĢimi) erken

çocukluk eğitimi ve 4+4+4 düzenlemesi hakkında 2013 tarihinde bir rapor hazırlamıştır. Bu

raporun sonuçlarına göre;

a) Eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim, gömleğin ilk düğmesidir ve

kamunun eşitlikçi ve nitelikli eğitim sağlayabilmesi için bu ilk düğmenin doğru

iliklenmesi elzemdir.

b) Okul öncesi eğitime erişimde özellikle son 10 yılda önemli ilerleme kaydedilmiştir.

Ancak okul öncesi eğitim hem erişim hem nitelik boyutlarında pek çok farklı alanda

gelişmeye açıktır.

c) 36-48 ve 48-60 ay yaş grubu okullaşma oranı yükselmiştir. Özellikle 48- 60 ay yaş

grubu okullulaşma oranının bir önceki yılın verileri ile kıyaslandığında % 22,3‟ten

%35,6‟ya çıkması 2012‟deki düzenlemenin de katkı yaptığı kayda değer bir gelişmedir.

Bu yaş grubu için Bakanlık‟ın Mayıs 2012 itibariyle koyduğu ve 2013 sonuna kadar

ulaşmayı hedeflediği %100 okullulaşma oranı için kamunun daha fazla irade

göstermesine ve yatırım yapmasına ihtiyaç vardır.

d) 4+4+4 düzenlemesi ile ilköğretim çağında sayılan(aslında okul öncesi eğitime katılması

beklenen kesim) öğrencilerin ise %22‟si (70861 öğrenci) sağlık raporu almıştır.

e) Okul öncesi eğitime aktarılan kamu kaynaklarının arttırılması ve daha eşitlikçi

kullanılması gerekmektedir. Türkiye‟de okul öncesi eğitime ayrılan kamu kaynaklarının

GSYİH‟nin %0,1 ile denk geldiği tahmin edilmektedir. OECD ülkelerinde ortalama

%0,4; dünya bankasının Türkiye‟ye önerdiği oran ise GSYİH‟nin % 0,23‟üdür.

f) Erken dönemde özel eğitimde de öğretmenlerin yetkinliği hızla ilerleme sağlanması

gereken bir alandır. Bu sebeple anaokulu ve erken dönemde özel eğitimde öğretmenlere

kaliteli hizmet için eğitim olanaklarının sağlanması büyük önem taşımaktadır.

9

Ünver, Dikbayır ve Yurdakul (2013) tarafından yapılan çalıĢma “Kesintili zorunlu

eğitimin ilk yılında, birinci sınıf uygulamalarının incelenmesi” konusundadır. Çalışmanın

verileri, İzmir‟in merkez ilçelerinde görevli 211 birinci sınıf öğretmeni ve 1551 aileden

anketler yoluyla toplanmıştır. Araştırmada, anne (χ2=19,93; p=,00) ve babanın (χ2=21,58;

p=,00) eğitim düzeyi ile çocuklarını ilkokula başlatma yaş aralığı arasında anlamlı bir ilişki

bulunmuştur. Anne ve babaların eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuklarını ilkokula daha ileriki

yaşlarda başlattıkları belirlenmiştir. Öğretmenler MEB‟in birinci sınıf uygulamaları için gerekli

eylem planının yetersiz olduğunu (%80,2) ve okula erken başlayan çocukların eğitiminde

zorlandığını (%77) belirtmiştir. Araştırmada, okulöncesi eğitim alma süresi azaldıkça,

çocukların küçük kas kullanımı gerektiren etkinliklerde (kesme, yazma vb.) (χ2=10,25; p=,00)

ve kendini ifade etmede (ihtiyaç ve isteklerini belirtme gibi) (χ2=5,87; p=,05) zorlandığı;

okuma – yazmayı daha geç öğrendiği (χ2=7,89; p=,02) bulunmuştur. Araştırmanın katılımcıları

(ailelerin % 93‟ü, öğretmenlerin % 96‟sı) eğitimle ilgili kararlar alınırken paydaşların

görüşlerinin alınmasını önermiştir.

Türkiye Devrimci ĠĢçi Sendikaları Konfederasyonu (DĠSK) AraĢtırma

Enstitüsü’nün raporuna göre, 4+4+4 düzenlemesinde zorunlu eğitimin kesintili hale

getirilmesi çocuk işçiliğinin 13 yaşa inmesine neden olacaktır. Türkiye İstatistik Kurumu

verileri Türkiye‟de 5-17 yaş çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999‟da %41 iken, 2012‟de

%56‟ya yükselmiştir. Ayrıca, tarımdaki istihdam artışının %66‟sı ve ücretsiz aile işçilerindeki

artışın %90‟ını 6-14 yaş arasındaki çocuklar oluşturmaktadır.

4+4+4 Eğitim Sisteminin Etkileri –Hikmet Uluğbay (2012: 45-60 ) 69. Milli Eğitim

Bakanı Hikmet Uluğbay, Üçüncü Ulusal Eğitim Kurultayı‟nda yaptığı sunumda dünyada

ilköğretime başlama yaşına ilişkin 18 ülkenin durumunu incelemiş ve bunu tablo olarak sunmuş

ve bu ülkelerin sadece üçünde (Kanada 5-7 / İngiltere 5-6 ve İskoçya 4-5) çocukların okula

erken yaşlarda başladığını ve “Dünyada 4+4+4 gibi bir eğitim yapılanması yaygın ve genel

kabul görmüş bir yaklaşım değildir” (s. 47) demiştir. Ayrıca Türkiye‟nin PISA‟ya giren 34

OECD ülkesi arasında 33. olduğu vurgulanmıştır. 2007 yılında TIMSS‟e 44 ülke katılmış,

matematik ve fen alanlarında Türkiye 30. sırada yer almıştır. Uluğbay‟ın okula başlama

yaşıyla ilgili kaygıları:

Çocukların izleyen eğitim yıllarında yıl kaybetmesine yol açabileceği,

Çocukların okuldan soğuyabileceği,

“Hedeflenen ders saatlerine bakıldığında Türkiye‟nin başarı puanları kendisinden çok

yüksek birçok ülkeden çok daha fazla ders saatlerini 7-8 ve 9-11 yaş gruplarına

10

yüklerken, 12-14 ve 15 yaş grubundaki ders saatlerinde çok geride kaldığı görülür. Diğer

ülkeler özellikle 7-8 ve 9-11 yaş grubuna ders saati yüklemekten kaçınırken, Türkiye‟nin

bunun tam tersini yapmayı düşünmesi pedagojik açıdan tartışılıp sorgulanması gereken

bir husustur” (s. 58).

III. Okul öncesi eğitimi sempozyumunda “DeğiĢen sistem içinde dijital çağda okul

öncesi eğitim ve öğretmenleri- Sorunlar ve Öneriler- Yıldıran (2012) 1 Aralık 2012‟de

açılış konuşması olarak sunulmuştur ve bu yazıda 30 Mart 2012 tarihinde meclisten geçerek

yürürlüğe giren 6287 sayılı ilköğretim ve eğitim kanununun değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Bilişsel gelişim açısından 7 yaş öncesi, işlem öncesi dönem/ 7-11 yaş dönemi somut

işlemler/ 12 yaş ve üstü ise soyut işlemler dönemi olarak ortaya çıkmaktadır. Dünya

ülkelerindeki okullaşma süreçleri de bu ayırıma göre yapılmaktadır. Oysa bizde 5 buçuk

yaşındaki 66 aylık çocuklar daha somut işlemler dönemine geçmedikleri için 1. sınıf becerileri

arasında bulunan “okuma yazma mekaniği ve basit sayısal işlemleri” yapabilecek bilişsel

olgunlukta değildir.

Not: Bu kanun 60-66 aylıktan (adrese dayalı zorunlu kayıttan) tamamen vazgeçilerek, 66-67-68

aylık için veli isteği ve yazılı dilekçesi ile çocuğun okula gidebileceği 69 dan sonrasının da

zorunlu olması şeklinde değiştirilmiş ve yapılan yanlış uygulamalar telafi edilmeye

çalışılmıştır.

5. sınıfların ortaokul düzeyine geçmesi nedeni ile sınıf öğretmenlerinin % 20‟si

kendilerini kadro dışı bulmak durumunda kalmıştır. Yeni bir düzenleme ile bu öğretmenlerin

yan alanlarda öğretmen olmaları sağlanmış, böylece 42 bin öğretmen yan alanlarda öğretmen

olmak durumunda kalmıştır.

Türk Eğitiminde 4+4+4 adı verilen yasal düzenleme ve sonrası – Güven (2013: 65-

73) okulların donanım sorunları:

Bazı okulların bahçelerine prefabrik sınıfların inşa edilmesi, erken çocukluk evresinde

ve ilköğretimde oyuna gereksinim duyan çocukların beton zeminli bahçelerini bile

ortadan kaldırmıştır.

Merdivenler, korkuluklar, tuvaletler, lavabolar ve sınıfların, hatta sıralarında çocukların

özelliklerine göre hazırlanmadığı görülmüştür.

Sınıf mevcutları kalabalıklaştı, 35 kişilik olması gereken sınıflar, yaklaşık 55-60 kişi ile

öğretime başladı.

1997‟de kapanan imam hatip liselerinin orta kısmı, 15 yıl sonra bağımsız kurumlar

olarak yeniden açıldı.

Öğretmen haklarının ve kazanılmış hakların kaybedilmesi ve öğretmenlerin eğitim

almadıkları bir konuda doğrudan halk ile karşı karşıya kalması. Öğretmenlerin milli

11

eğitim bakanı tarafından motive edileceği yerde sürekli tehdit edilmesi ve yöneticiler

tarafından baskı altına alınması

66 ayını doldurmuş çocukların ilköğretime başlatılmaları mevcut öğretmen yetiştirme

programları ile çelişmektedir. İki farklı yaş grubuna, iki farklı alt yapıya sahip çocuk

grubuna, öğretmen aynı ortamda eğitim vermek zorluğuyla karşı karşıya bırakılmıştır.

Erken basılan MEB kitapları ve yanlış yıllık programlar, 1. sınıflara dair uyum

çalışmaları kılavuzlarının okullar açıldıktan 3 hafta sonra yayınlanmış olması

İlköğretim 1. Kademe ve 2. Kademe okullarından oluşturulması ve kesintisiz 8 yıllık

öğretimin 6-14 yaş öğrencileri için kesintili hale getirilmesi

4+4+4 Öğretim Birliğine Vurulan Darbe –Demir (2013: 77-89).

Binlerce öğrenci ve öğretmen okuldan uzaklaştı

Binlerce sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düştü

Sınıf mevcutlarında önemli artışlar oldu

Okul öncesi eğitim yok sayıldı

Anaokuluna gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocuklar yeterli bilişsel, duyuşsal,

sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinemez. Bu

yaş çocukları öz bakım gereksinimlerini bile kendi kendilerine karşılayamazlar.

Yayınlanan genelge ve yönetmeliklerde imam hatip dışındaki meslek liselerinin

ortaokullarının açılması konusuyla ilgili hiçbir şey söylenmedi. Yine yayınlanan ilkokul

ve ortaokullar ders çizelgesinden de anlaşılacağı gibi meslek denilince milli eğitim

bakanlığının aklına yalnızca imam olmak gelmektedir.

6. sınıflarda teknoloji ve tasarım dersi kaldırıldı.

Dinsel içerikli dersler lise müfredatına da girdi.

Yeni sistem mevcut öğretmen yetiştirme koşullarına uygun değildir.

Ağırlıklı orta öğretim başarı puanı kaldırıldı.

Canerik (2012: 91-101) Milli Devletin Eğitim Sistemi IĢığında 4+4+4 adlı

araĢtırmada yeni düzenleme ile ilgili kaygılar belirlenmiştir. Bunlar;

Alan değişikliği ile eğitim kalitesinin düşürülmesi,

Kamu eğitim kurumlarının itibarsızlaştırılması,

4+4+4 düzenlemesi ile 8 yıllık sistemden vazgeçilmesi,

4+4+4=3! Zorunlu öğrenim çağının 5 yaşın bitiminde eylül ayının sonunda başlaması

okul öncesi eğitim kapsamındaki öğrencilerin ilkokula başlamalarına neden olmuştur.

Bu durum, ana sınıflarındaki öğrenci potansiyelinin düşmesine yol açmıştır.

8 yıllık kesintisiz eğitim imam hatip okulları ile seçmeli/zorunlu din dersleri ve okul

öncesi eğitimin pratik bir anlam ifade etmemesi nedeniyle fiilen 3 yıla indirilmiştir.

Ortaöğretimin zorunluluğunun örgün eğitim kurumlarıyla sınırlı olmaması, liseleri kâğıt

üzerinde zorunlu yapmıştır.

12

Öğrencilerin dilediği imam hatip ortaokullarına kayıt olabilmelerinin önünü açan MEB

yönlendirmeyi din eğitimi ile sınırlandırmış; güzel sanatlar, sosyal bilimler, fen

bilimleri, sağlık bilimleri, spor ve teknik eğitim benzeri dallarda eğitim verilen

ortaokulların açılışıyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

30 yıllık bir öğretmenlik deneyimine sahip olduğunu belirten araştırmacı hukuksuz bir

biçimde olduğu ifade edilen alan değişikliği hakkının tanınmasının norm fazlası öğretmenlerini

değerlendirme düşüncesini de aşan bir amacının olduğunu iddia etmektedir.

Sağ, Arslan ve KarataĢ (2014)’ın yürüttükleri “Farklı yaĢ gruplarındaki

öğrencilerin serbest yazma becerilerinin karĢılaĢtırılması” adlı araĢtırmalarında ise

ilişkisiz iki gruplar için yapılan t testi sonuçlarına göre 72 ve daha büyük aylık çocukların

serbest yazma becerileri puanları ile 66-71 aylık öğrencilerin serbest yazma beceri puanları

arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı bulgusuna erişilmiştir.

Gözütok, Yıldıran, Güven, Dinçer, Gençaydın ve Dinçer (2013)’in katıldıkları

panelde “4+4+4 eğitim yapılandırmasının değerlendirilmesi” yapılmıştır. Okul öncesi

eğitimin 2 temel amacının olduğu vurgulanmıştır. Bunların okullaşma süreci için ön şart

becerilerin sağlanması ve alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen çocuklara eşitlik ilkesi

çerçevesinde okul öncesi ortamda temel becerilerinin kazandırılmasını sağlamak olduğuna

dikkat çekilmiştir. Bu yasa ile okul öncesinin etkisizlikleştirilmesinden, öğrencilerin eğitim

açısından olumsuz etkileneceği belirtilmiştir.

Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Merkezi‟nin düzenlediği sempozyumun bu panelinde

özetle „‟Adına 4+4+4 denen bu yapılanma akla, mantığa, bilime ve demokrasi ilkelerine

aykırıdır. Çocuğu 60-66 aylık iken okulöncesi deneyimden geçmeden ilkokula almak, sekiz

yaşındayken mesleğe yönelten bir ortaokula (imam hatip) yönlendirmek, zorunlu eğitimin okul

dışında da sürdürülebileceğini belirtmek, eğitim bilimlerinin yüzyıllardır insanın fiziksel,

zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi konularında araştırmalarla ortaya koyduğu birikimlere,

hatta temel tanımlara bile aykırıdır‟‟ denmektedir.

Gürkan, Koyuncu, ġaĢmaz ve Dinçer (2014)’in Temel Eğitimin

Kademelendirilmesi Sürecinin Değerlendirilmesi adlı yayınlanmamıĢ araĢtırmalarında şu

bulgulara ulaşmışlardır: 30 Mart 2012‟de yasalaşan 6287 sayılı Kanun ile sekiz yıllık kesintisiz

ilköğretim, dört yıl ilkokul ve dört yıl ortaokul olarak yeniden düzenlenmiştir. Bu çalışma, nitel

ve nicel araştırma yöntemlerini kullanarak 5. sınıfta 2011-12 eğitim öğretim yılında ilköğretim

okullarında ve 2012-13 eğitim öğretim yılında ortaokullarda bulunan öğrencilerin akademik

13

başarısını ve okul ortamlarını karşılaştırmaktadır. Çalışmanın ana bulguları 2012-13 eğitim

öğretim yılında 5. sınıfların akademik başarısının 2011-12 eğitim öğretim yılına kıyasla daha

düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca, temel eğitimin kademelendirilmesinin ardından tam

gün öğretim veren okulların sayısının azaldığı ortaya konmaktadır. Son olarak, özellikle nitel

çalışmanın bulguları, 2012-13 eğitim öğretim yılında 5. sınıfta uygulanmaya başlanan seçmeli

derslerin seçim ve işleniş süreçlerine ilişkin çeşitli aksaklıklara işaret etmektedir.

Araştırmacılar temel eğitimin kademelendirilmesinin eğitim öğretim süreçlerine etkisini

araştıran nedensel çalışmaların gerçekleştirilmesinin gerekliliğine vurgu yapmaktadırlar.

Aydın ve Altun. (2012). DeğiĢen Türk Eğitim Sistemi’nin Uygulanmasındaki

Sorunlara Yönelik Öğretmen GörüĢleri: Nitel Bir AraĢtırma: Bu çalışma Gümüşhane İli

Torul İlçesi‟nde seçilen ilkokul ve ortaokul kurumlarında görevli toplam 10 sınıf ve branş

öğretmeni ile yürütülmüştür. Yapılan analiz sonucunda, öğretmenlerin çoğunluğunun yeni

4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve uygulama konusunda önemli

belirsizlikler yaşadıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin çoğu

sistemdeki fiziki ve altyapı yetersizliklerine dikkat çekmiştir.

Korkmaz, KocadurmuĢ ve BektaĢ. (2013). BeĢinci Sınıf Öğrencilerinin Yeni Okul

Sistemine ĠliĢkin BakıĢ Açılarının Değerlendirilmesi: Bu araştırmanın çalışma grubu

seçkisiz olmayan amaçlı yöntemle belirlenmiş beşinci sınıfta okuyan 329 öğrenciden

oluşmaktadır. Çalışmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu beşinci sınıfta da ilkokul

öğretmenleriyle devam etmek istemektedirler. Öğrenciler sınıf öğretmenlerinden ayrıldıkları

için üzülmektedirler. En önemli sonuçlardan biri de yeni yapılandırılan okul sistemi ailelere

ilave bir harcama olan, taşıma yükü getirmiştir.

Külekçi (2013) 4+4+4 Eğitim Sistemi Kapsamında BirleĢtirilmiĢ Sınıf

Uygulamasına ĠliĢkin Öğretmen GörüĢlerinin Değerlendirilmesi adlı araştırmanın çalışma

grubu 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Kilis ve Gaziantep illerinde birleştirilmiş sınıflarda

görev yapan 12 öğretmenden oluşmaktadır. Bulgulardan elde edilen sonuçlara göre; 4+4+4

kesintili zorunlu eğitim sisteminin birleştirilmiş sınıflarda öğrenci sayısının azalmasına bağlı

olarak az da olsa olumlu katkısı olduğu ama çoğunlukla okul yaşının düşürülmesi, fiziki

altyapının yetersiz olması, öğretmenlerin iş yükünü arttırdığı şeklinde olumsuz yönde etkilediği

yönündedir.

14

IĢıkoğlu ve Ceren. (2014). Birinci Sınıfa BaĢlayan Çocukların, Velilerin ve

Öğretmenlerin Okula Uyumlarının Ġncelenmesi: Bu araştırmanın amacı farklı yaş

gruplarıyla aynı sınıfta eğitim gören öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerinin okula uyum

sürecindeki deneyimlerini derinlemesine incelenmiştir. Araştırmanın verilerinin toplanmasında

derinlemesine görüşme teknikleri kullanılmıştır. Analiz sonuçları çocuğun daha önce

anaokuluna devam etmesi ve olumlu gelişimsel özelliklerinin uyum sürecini desteklediği,

okulların fiziksel koşullarının yetersizliği, sınıflarda farklı gelişim düzeylerinde çocukların yer

almasının uyum surecini olumsuz etkileyen faktörler olduğu ortaya konmuştur.

Turan, Celayir ve Bozkurt. (2013). Alan DeğiĢikliği Yapan Sınıf Öğretmenlerinin

Alan DeğiĢtirme Nedenlerine Yönelik Bir AraĢtırma: Araştırmaya katılan idareciler

ortaokulda idareci olabilmek için alan değişikliği yapma ihtiyacı hissettiklerini belirtmişlerdir.

Öğretmenler, okula başlama yaşının düşmesi nedeniyle, çalışma alanlarının daha küçük yaş

gruplarına kaydığını belirterek küçük yaştaki öğrencilere sınıf öğretmenliği yapmaktan

çekindiklerini belirtmişlerdir. Tayin isteme haklarının kısıtlı olmasından dolayı alan değişikliği

yapma gereksinimi duyduklarını ve sınıf öğretmenliğinden sıkıldıklarını belirtmişlerdir. Sınıf

öğretmenliğindeki başlıca sorunları öğretmenler; tayin istemenin zorluğu, kalabalık sınıflarda

öğretmenlik yapmanın yoruculuğu, mesleğin saygınlığını yitirmesi ve yeni eğitim sistemiyle

birlikte okula başlama yaşının düşürülmesiyle mesleğin daha da zorlaştığı ifadeleriyle

bildirmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %50‟sinden fazlası sınıf öğretmenliğine

tekrar geçmeyi düşünmediklerini, %50‟sinden fazlası yeni branşında kendini yeterli

görmezken, diğer kısım ise kısmen ya da tamamen yeterli olduğunu belirtmiştir. Araştırmaya

katılan öğretmenler yeni branşlarıyla ilgili sıkıntılar konusunda; mesleki alan bilgisi

yetersizliği, araç-gereç eksikliği, ek ders ücretlerinin azlığı şeklinde görüş belirtirken

araştırmaya katılan öğretmenlerin %27‟si yeni alanlarıyla ilgili sıkıntı çekmediklerini

belirtmişlerdir.

Baran, AltaĢ ve Bulut. (2013). Sınıf Öğretmeni Adaylarının Eğitimde 4+4+4

Sistemine Yönelik Hizmet Öncesi Gereksinimlerinin Belirlenmesi: Çalışmada elde edilen

bulgular sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının, yenilenen eğitim sisteminde okula başlama

yaşı, ilkokul, ortaokul, lise öğreniminin süresi ve okul binalarında yapılan değişiklikler

hakkında bilgi sahibi oldukları belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre öğretmen adaylarının

üniversitede gördükleri derslerde okul öncesi eğitim ile ilgili eksikliklerin giderildiği takdirde

daha verimli bir eğitim alacaklarına inandıkları söylenebilir. Bu noktada öğretmen adaylarının,

15

ders içeriğine okul öncesinde işlenen konuların eklenmesi gerektiğini ifade ettikleri dikkati

çekmiştir.

Doğan ve Kılınç. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminde Öğretmen Veli GörüĢleri: Bu

araştırmada, 60-66 aylık çocuğu olan velilerin okula gönderme konusunda yasal zorunluluğa

uydukları ancak çocuklarının fiziksel olarak küçük olması, ekonomik sıkıntılar, tuvalet ve

lavabo kullanımında yaşanabilecek sıkıntılar gibi bir takım endişeleri olduğu görülürken,

çocuklarının daha erken hayata atılmaları ve sosyal çevre (arkadaşlık) edinmelerine katkı

sağlayacağı gibi birtakım olumlu düşünceleri de tespit edilmiştir. Öğretmenler açısından ise,

okullar açılmadan önce müfredatı inceleme zamanlarının olmadığı, müfredatta eksikler olduğu,

sınıflarda yaş seviyeleri dikkate alınmadan oluşturulmaları gibi problemler olduğu görülmüştür.

KocabaĢ (2012) “ÇağdaĢ Eğitim Bilimsel Demokratik ve Laik Eğitimdir” adlı

çalışmada; Çağdaş Eğitim bütün dünyada bilimsel, demokratik ve laik eğitimdir şeklinde

özetlemiş ve şöyle devam etmiştir: Eğitimsel problemlerin çözümü için kullanılacak güvenilir

bilgilerin, bilimsel araştırma yöntem ve süreçleriyle elde edilmiş, güvenilir bilgiler olması

gerekir. Bu yasanın bir kamu yararı yoktur. Üniversiteler, STK‟lar ve Kamu kuruluşları yasaya

destek vermemiştir. Önerilen 4+4+4 modeli eğitim hakkına erişimi, fırsat eşitliğini, bilimsel

eğitimi engellemektedir. Açık öğretimin örgün ortaöğretim kapsamında yer alması da zorunlu

eğitim yaklaşımına uygun değildir.

Kandemir, ġara, Akay ve Zemin (2013) “12 Yıl Zorunlu Eğitime ĠliĢkin 1. sınıf

Öğretmenleri ve Velilerinin GörüĢleri”: Bu çalışma 2012-2013 eğitim öğretim yılında İzmir‟

de görev yapan 1. sınıf öğretmenleri ve 1. sınıf velileri ile yürütülmüştür. Araştırmanın

örneklemi 44 ilkokul 1. sınıf öğretmeni ve 77 veliden oluşmuştur. Araştırmanın sonucunda

öğretmen ve velilerin büyük çoğunluğunun sistem hakkında olumsuz görüşte oldukları ortaya

çıkmıstır. Veliler ve öğretmenlerin sistemin uygulaması sırasında çok fazla sorunla

karşılaştıkları görülmüştür. 4+4+4 şeklinde düzenlenen 12 yıllık zorunlu eğitim sistemine

ilişkin veliler ve öğretmenlerin büyük çoğunluğunun olumsuz görüş bildirdiği görülmüştür.

Vural (2012) “Okul Öncesi Eğitimin Ġlköğretimin I. Kademesine Etkisinin Aile

Katılımı ve ÇeĢitli DeğiĢkenler Açısından Ġncelenmesi” başlıklı doktora çalışması yapmıştır.

Çalışma 2012 eğitim öğretim yılı İzmir ili Buca ilçesinde 13 ilköğretim okulunda öğrenim

görmekte olan anaokulu eğitimi almış ve anaokulu eğitimi almamış 929 öğrenci ile bu

öğrencilerin velileri ve öğretmenlerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Okul Öncesi Eğitimin

“İlkokul 1. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Beceri Düzeyleri”, “Özdüzenleme Becerileri ve

16

Duygusal Zekâ Düzeyleri Üzerine Etkileri” bütün alt boyutlarda okul öncesi eğitim alan

1. sınıf öğrencilerinin lehine yüksek çıkmıştır.

Duran (2013)’ın “Ġlkokula 60. Ayında BaĢlayan Öğrencilerin Yazı Beceri

GeliĢimlerinin Ġncelenmesi” başlıklı araştırmasının çalışma grubunu, ilkokula 60. ayında

başlayan, 56 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin analizini öğrencilerin öğretmeni ve araştırmacı

birlikte yapmışlardır. Araştırmanın başında, öğrencilerin sırada oturma ve boyama becerilerinin

yeterli olduğu ancak, düzenli çizgi çizme, el, kol, kas ve göz koordinasyonu, defter kullanma ve

kalem tutma becerileri hazır bulunuşluklarının yazı yazmayı öğrenmeye başlamaları için

yetersiz olduğu söylenebilir. On altı haftalık eğitimin sonunda, öğrencilerin önemli bir

kısmının, düzenli çizgi çizme, el, kol, kas ve göz koordinasyonu, defter kullanma ve kalem

tutma becerilerindeki yetersizliklerinin hâlâ devam ettiği görülmüştür.

Kartal (2014)’ın “Okuma-Yazmayı Öğrenme Sürecinde Erken Çocukluk Eğitimi

ve Okula BaĢlangıç YaĢının Önemi” adlı araştırması ile okuma yazmayı öğrenme sürecinde

okula başlama yaşı ve erken çocukluk eğitimi almanın öneminin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Bu amaçla çalışma, Bursa merkezde bulunan dört kamu ilkokulunda öğrenim görmekte olan

birinci sınıf öğrencileri ve bu öğrencilerin öğretmenleriyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma

sonuçlarına göre okula başlama yaşı bağlamında 60-71 aylık öğrencilerle 72 ay ve üzeri

öğrenciler arasında yaşça büyük öğrenciler lehine; erken çocukluk eğitimi alıp almama

bağlamında ise eğitim alan öğrenciler lehine anlamlı farklılık belirlenmiştir. Öğretmenlerle

yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular da bu sonuçları doğrulamaktadır.

BaĢar (2013)’ın “60-66 Ay Aralığında Ġlkokula BaĢlayan Öğrencilerin KiĢisel

Özbakım ve Ġlkokuma-Yazma Becerilerinin Öğretmen GörüĢlerine Göre

Değerlendirilmesi” isimli çalışmasında 60-66 ay aralığında ilkokul birinci sınıfa başlamış

öğrencilerin sürecin başında öz bakım becerileri bakımından yetersiz olduğu görülmektedir.

Öğrenciler, içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini yansıtmaktadır. İlerleyen süreçte

öğrencilerin özbakım becerilerini geliştirdikleri belirlenmiştir. Aradan geçen yedi aylık sürede

öğrencilerin olgunlaşmaya başladığı görülmüştür. İlk başlarda okula uyum sorunu yaşayan

öğrencilerin okula uyum sağladıkları tespit edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığının uyumu

artırmak için fiziksel etkinlikler uygulamasının 60-66 ay aralığında ilkokula başlamış

öğrenciler için yerinde bir karar olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin mesleki yeterliliği ön plana

çıkmaktadır. Dönemin özelliğine göre öğrenme-öğretme sürecini planlayan öğretmenlerin

öğrencilerinin süreci başarı ile geçirecekleri sonucuna ulaşıldı.

17

Kara ve Altun (2014)’un “BranĢ Öğretmenlerinin DeğiĢen Eğitim Sistemi ve

Sistemden Etkilenen Öğrenciler Hakkındaki GörüĢleri: Nitel Bir AraĢtırma” adlı

çalışması Trabzon İli Akçaabat ve Araklı ilçelerinden seçilen ortaokul kurumlarında görevli

toplam 10 branş öğretmeni ile yürütülmüştür. Sistemin avantaj ve dezavantajları öğretmenler ve

öğrenciler için ayrı değerlendirilmiştir. Öğrenciler için değerlendirildiğinde branş

öğretmenleriyle erken tanışmanın bazı katılımcılar tarafından avantaj bazı katılımcılar

tarafından ise dezavantaj olduğu görülmüştür. Ayrıca hazır bulunuşluluk açısından sıkıntı

yaşamaları da dezavantaj olarak değerlendirilmiştir. Öğretmenler açısından

değerlendirildiğinde, öğrencileri sonraki dönemlere yetiştirme açısından sistemin avantajlı

yönleri olduğunun; öğrencilerin yaş itibarıyla belli bir olgunluk seviyesinde olmamaları,

öğretmenlerle aralarındaki iletişimin sınırlı kalmasına, özellikle de eğitim açısından zor yol

almalarına sebep olmasının da sistemin dezavantajı olduğu ifade edilmiştir. Öğretmenlerin

çoğunluğu 5. sınıf öğrencilerinin yeni programa ve branş öğretmenlerine uyum sağlamakta

güçlük çektiklerini ifade etmişlerdir. Fiziki ortama uyum konusunda başlarda sıkıntı yaşasalar

da sonradan uyum sağlayabildiklerini söylemişlerdir.

Ekiz, Altun ve SiyambaĢ (2013)’in “4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki

Uygulamalar ve KarĢılaĢılan Sorunların Öğretmen GörüĢleri Açısından

Değerlendirilmesi” adlı araştırmanın bulgularına göre; öğretmenlerin büyük bir kısmının

yenilenen sisteme ilişkin genel olarak memnuniyet düzeylerinin düşük olduğu, öğretmenlerin

yeni sisteme yönelik olarak hem 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemi‟nin hem ilkokul hem de

sonraki öğrenim kademelerine ilişkin; akademik, sosyal, psikolojik alanda ve eğitim

olanaklarının yönlendirme süreçlerinde birçok tereddütlerinin olduğu, öğretmenler 4+4+4

Zorunlu Eğitim Sistemi‟nin öğrenci ve öğretmene kazandırdığı herhangi bir yararın olmadığı

düşüncesine sahip oldukları sonucu elde edilmiştir. Ayrıca birinci sınıf öğretmenleri yenilenen

sistemi uygulamada yaş grubu farklılıklarından kaynaklanan öğrenme, kurallara uyum, ince

motor becerilerinin gelişmemesi nedeniyle türlü zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Başarısızlık

yaşayan küçük yaş grubu öğrencilerinin öz güven eksikliği yaşayıp okula karşı olumsuz tutum

geliştirdikleri sonucu elde edilmiştir. Uyum ve hazırlık süreci kitapları ile okuma yazma

öğreniyorum kitaplarının yetersiz olduğu ve öğretmenlerin ek kaynak ve yayınlara doğal olarak

ihtiyaç duydukları belirlenmiştir. Sınıflarda küçük yaş grubundaki öğrencilerin de okula birinci

sınıfa başlaması sebebiyle sınıflarda akademik anlamda seviye farklılıklarının olduğu sonucuna

ulaşılmıştır. Küçük yaş grubu öğrencilerin sınıf kültürüne ve kurallara uyum problemlerinin

olduğu ve bu yaş grubu öğrencilerinin diğer öğrencileri de etkiledikleri belirlenmiştir. Küçük

yaş grubundaki öğrencilerin özbakım becerilerinde kendi kendilerine yeterli olmadıkları;

18

beslenme, temizlik, kılık kıyafet düzeni, eşyalarını koruma ve tuvalet ihtiyaçlarının giderilmesi

esnasında öğretmenlerinden ya da arkadaşlarından yardım aldıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Akpınar, Dönder, Yıldırım ve Karahan (2012)’ın “Eğitimde 4+4+4 Sisteminin

(Modelinin) KarĢıt Program Bağlamında Değerlendirilmesi” adlı araştırmasına göre 4+4+4

eğitim sistemi, eğitim programlarının felsefi temeli boyutu itibarıyla karşıt program olarak

nitelenemez. Türk eğitim sisteminin uzak hedefi, “çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak”

olarak kabul edildiğinde, 4+4+4 eğitim sistemi, uzak hedefi itibarıyla karşıt değil; mevcut

sitemin ıslahı olarak nitelenebilir. Ancak 4+4+4 eğitim sistemi, bünyesindeki eğitim

programlarının dayandığı epistemolojik taban itibarıyla, önceki programların karşıtı kabul

edilebilir. 4+4+4 eğitim sistemi, programlara eklenen seçimlik dersler ile esnek eğitim

anlayışıyla programların sosyal temelini ikmal etmiştir denilebilir. Son olarak geçiş

dönemindeki olası aksaklıklar bir yana, 4+4+4 eğitim sistemi, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim

uygulamasının, çocukların gelişim özelliklerine yönelik yol açtığı iddia edilen sakıncaları

azaltma, mesleki eğitimin önünü açma ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlama yolunda atılmış bir

adım olarak değerlendirilebilir.

Peker (2013)’in “Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik GörüĢleri”

adlı araştırmasına göre öğretmenler 4+4+4‟ün uygulamasında yapılan çalışmaları yetersiz

bulmaktadırlar. Yetersiz buldukları konu başlıkları; 66 aylık çocukların yaşadıkları uyum

sorunları, yeniden düzenlenen 1. Sınıf programının çocukları okula alıştırmada, temel becerileri

kazandırmada ve çocukların okulu sevmelerinde yetersiz olacağını düşünmeleri, öğretmenler

için hazırlanan bilgilendirme eğitiminin amaca ulaşmaması ve özlük haklarında yaşadıkları

sıkıntılar olarak sıralanmıştır. Öğretmenlerin sosyal medyadaki paylaşımlarına yapılan içerik

analizi de bu bulguları destekler niteliktedir. Çalışma grubundaki öğretmenlerin paylaştıkları

mesajlara yapılan içerik analizinde; eğitim programları, alt yapı eksikliği, 66 aylık çocuklar,

eğitimin politikleştirilmesi, öğretmenlerin iş yükünün artması, öğretmenlerin aldıkları eğitimin

yetersiz oluşu, destek faaliyetlerinin gerçekleştirilmemesi gibi başlıklarda sorunlar olduğu

görülmüştür.

Demir, Doğan, Pınar (2013)’ın “4+4+4 Yeni Eğitim Sistemi’nin Yansımaları:

BeĢinci Sınıflardaki Eğitim-Öğretim Sürecinin BranĢ Öğretmenlerinin GörüĢleri

Doğrultusunda Değerlendirilmesi” isimli araştırması 8 branş öğretmeniyle yürütülmüştür.

Araştırmada iki katılımcı hariç tüm katılımcılar 5. sınıfta okutulan derslerin branş öğretmenleri

tarafından verilmesini doğru bulmuşlardır. Katılımcıların tamamının 5. sınıflarda uygulanan

müfredatın öğrencilerin seviyeleri üzerinde olduğu ve bu şekliyle uygulandığı sürece eğitim-

öğretim süreçlerinden verim elde edilemeyeceği konusunda görüş birliği içerisinde oldukları

19

görülmüştür. Katılımcıların çoğunluğu eğitim-öğretim sürecinde öğrencilerin seviyelerine inme

konusunda sürekli sorunlar yaşadıklarını belirtmiştir.

Bahtiyar (2012)’ın “Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine ĠliĢkin

GörüĢleri” adlı çalışmasında 468 öğretmenin görüşüne başvurulmuş ve öğretmenlerin;

3/4‟ünün yeni yasayı tereddütle karşıladıkları, kanunun imam hatip okulları dışında okulların

ihtiyacını karşılamadığı, detaylı akademik çalışmalar yapılmadan yasanın yürürlüğe

konulduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.

MemiĢoğlu ve Ġsmetoğlu (2013)’nın “Zorunlu Eğitimde 4+4+4 Uygulamasına

ĠliĢkin Okul Yöneticilerinin GörüĢleri” adlı çalışmasında nitel araştırma yöntemi

kullanılmıştır. Araştırmaya 17 okul yöneticisi katılmıştır. 4+4+4 uygulamasını olumlu, doğru,

yararlı şeklinde değerlendiren yöneticiler, bazı eksiklikler ve yöntem yanlışlığına dikkat

çekmişlerdir. Uygulamanın kesintili olmasını doğru fakat bu kesintinin 5+3+4 olmasına ve

okula başlama yaşının 72 ay olması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Uygulamayı olumsuz olarak

değerlendiren katılımcılar; özde kişilerin farklı ilgi alanlarına göre eğitilmesinin doğru fakat

uygulamanın sadece İmam Hatip Liseleri ile sınırlandırılmış olmasının tarafsız bir eğitim-

öğretim anlayışına gölge düşürdüğünü belirtmişledir.

4+4+4 düzenlemesine benzer şekilde, ülkemizde çocukları ilkokula beş yaşında başlatma

uygulaması 1983-1985 yılları arasında denenmiştir. Gürkan (1987) 1983-1984 öğretim yılında,

bu uygulamanın sonuçlarını değerlendiren bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın örnekleminde

Ankara‟daki 18 ilkokul, 82 öğrenci velisi, 34 öğretmen ve 22 idareci yer almıştır. Araştırmanın

verileri veli, öğretmen ve idarecilerle yüz yüze görüşülerek doldurulan anketlerle toplanmıştır.

Araştırmanın bulguları özetle şöyledir:

a) İdarecilerin %70‟i, öğretmenlerin %65‟i ve velilerin %43‟ü ilkokula başlama yaşının

beş olmasını uygun görmemiştir.

b) İdareci ve öğretmen görüşlerine göre; sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu okullarda

fiziksel koşulların yetersizliği, öğretmenin bu alanda yetişmemiş olması vb. sorunlar,

sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve orta düzeyde olanlara kıyasla daha fazla yaşanmıştır.

c) Öğretmenlere göre, sosyo-ekonomik düzeyi düşük ve orta düzeyde olan ailelerin

çocukları, ilkokula uyumda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olanlardan daha fazla

zorlanmaktadır.

d) Öğretmenler, okula beş buçuk yaşında başlayan çocukların okuma yazmayı beş yaşında

başlayanlardan daha kısa sürede öğrendiğini belirtmiştir.

e) Öğretmenler, ilkokula beş yaşında başlama uygulamasının, birinci sınıflar için ayrı bir

program hazırlanarak sürdürülmesini önermiştir.

20

f) Alt sosyo-ekonomik düzeydeki velilerden bazıları, çocuklarının matematiği öğrenmede

yetersiz olduğunu belirtirken; orta ve yüksek sosyo-ekonomik düzeydekiler çocuklarını

bu konuda yeterli gördüklerini ifade etmiştir.

Bundan yaklaşık 30 yıl önce Türk Eğitim Sisteminde deneme amaçlı ve kısmi olarak

uygulanan ve yapılan araştırma sonuçları olumsuz olduğu için yaygınlaştırılmasından

vazgeçilen beş yaş uygulamasının, 2012‟de yeniden, hem de Türkiye çapında, üstelik de adrese

dayalı zorunlu kayıt yaptırılarak, çocuğunu okula göndermeyen velilerin cezalandırılacakları

bizzat hükümet yetkilileri tarafından belirtilmesi ve ısrarla sürdürülmesinin nedenine bilim

çevrelerince bir anlam verilememektedir.

21. yy. Türkiye‟sinde bilimin bulgularını dikkate alan uygulamalar yapılması

durumunda ancak dünyadaki gelişmelere uyum sağlayacak insanlar yetiştirilebileceği bilinen

bir gerçektir.

30/3/2012 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim

Yasası ve Bazı Yasalarda değişiklik yapılmasına ilişkin Yasa 4+4+4 modeli olarak yürürlüğe

girmişti. Bu modele yönelik olarak yukarıda belirtilen bilimsel araştırmalar ve üç ayrı alt grupta

yapılan tartışmalar doğrultusunda V. Sınıf Öğretmenliği Çalıştayı‟nda aşağıdaki kararlar

alınmıştır:

1) İlkokulun süresi tekrar 5 yıla çıkartılmalıdır. İlkokuldan sonraki 3 yıllık ortaokul

sürecinde çekirdek müfredat çerçevesinde değişik yaşam tarzlarına, öğrencilerin ilgi ve

yeteneklerine hitap eden seçmeli dersler havuzu oluşturularak olanakların eşit ve nesnel

bir şekilde öğrencilere sunulması sağlanmalıdır.

2) Eğitimde fırsat eşitsizliğinin yaşam boyu eşitsizliklere yol açmaması için zorunlu

kesintili eğitim 1 yıllık okulöncesi eğitimi de kapsamalı, 1 yıl okulöncesi eğitim, 5 yıl

ilkokul, 3 yıl ortaokul ve 4 yıl lise olacak şekilde 1+5+3+4 şeklinde düzenlenmelidir.

3) Zorunlu örgün eğitime başlama yaşı 72 ay olmalıdır. Küçük yaşta örgün eğitime

başlatılmış çocuklara bir proje çerçevesinde, durumlarını belirleme çalışması sonrasında

rehberlik hizmeti verilerek bu çocukların topluma sağlıklı uyumları sağlanmalıdır.

4) 12 yıllık seçmeli dersler havuzunu da içeren genel eğitim sonrası, alanına göre 2 yıllık,

3 yıllık, 4 yıllık meslek yüksekokulu olanakları ile üniversite olanaklarının gençlerimize

verilmesi sağlanmalıdır. Seçmeli derslerin program genelindeki oranı gelişmiş

ülkelerdeki orana yaklaştırılmalı, öğrencilere ders seçtirmede yaşanan sorunlara

gerçekçi çözümler üretilmelidir.

Bu kararlara ek olarak „‟Sınıf Öğretmenliği Lisans ve İlkokul Programları‟‟ çalıştay alt

grubunun önerileri doğrultusunda aşağıdaki kararlar alınmıştır.

21

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ PROGRAMLARININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM

ÖNERĠLERĠ

1. Türkiye‟deki ilkokulların önemli bir kısmı birleştirilmiş sınıflarla eğitim-öğretim

yaptığından Lisans programlarında yer alan “Birleştirilmiş Sınıflarda Öğretim” dersi

birleştirilmiş sınıflı okullarda uygulamalı olarak işlenmelidir.

2. Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin çok boyutlu yetiştirilmesi (sosyal- kültürel-psikolojik

vb. ) adına seçmeli dersler havuzu oluşturularak farklı bölüm ve fakültelerden seçmeli

ders alımı sağlanmalıdır (Ör: Diksiyon, Sanat ve Estetik, Müze Eğitimi).

3. Akademisyen adaylarının eğitim fakültelerine istihdamı öncesinde ön koşul olarak en az

2 yıl okullarda deneyim sahibi olma şartı aranmalıdır.

4. Lisans öğrencileri uygulama okullarında karşılaştıkları sorunlara yönelik bir "Bitirme

Projesi" hazırlayarak mezun olmalıdırlar.

5. Fakülte-okul işbirliği dersleri etkili bir işbirliği ve iletişim içerisinde işlenmelidir. Ayrıca,

Öğretmenlik Uygulaması I dersi kentlerde, Öğretmenlik Uygulaması II dersi ise köy ve

kasabalarda yapılmalıdır.

6. Lisans programlarına öğretmen yeterliklerine ve motivasyonuna sahip kişilerin alınması

amacıyla merkezi sınavların yanı sıra görüşme, öğrenci ürün dosyası vb.

değerlendirmelere objektif kriterler oluşturulup kullanılmalıdır.

7. Bilgisayar I ve Bilgisayar II dersleri yeterlik (muafiyet) sınavı yapılarak öğrencilerin alıp

almamasına karar verebilmeleri sağlanmalıdır.

8. “Program Geliştirme” dersi lisans programına konmalıdır.

9. Sınıf Öğretmenliği lisans öğrenci sayıları azaltılmalı ve sınıf mevcutları en fazla 30 ile

sınırlandırılmalıdır.

10. Dersler arasında ön koşul ve birbirini destekleme ilkesi gözetilmelidir. Örn: Alan bilgisi

dersleri alınmadan alan öğretimi derslerinin alınmaması ya da alan öğretimi dersleri

alınmadan okul deneyimi, öğretmenlik uygulaması I-II derslerinin alınmaması gibi.

SANAT EĞĠTĠMĠ KOMĠSYONU

1) Sınıf öğretmenliği lisans programında yer alan “Müzik, Müzik Öğretimi, Drama, Görsel

Sanatlar Öğretimi, Sanat Eğitimi, Güzel Yazı Teknikleri, Beden Eğitimi ve Spor

Kültürü ve Beden Eğitimi ve Oyun Öğretimi” dersleri için dersin amacına uygun gerekli

materyallerin, malzemelerin, çalgıların ve donanımların yer aldığı özel derslikler

bulunmalıdır. Sanat Eğitimi dersleri mutlaka materyallerle, araçlarla uygulamalı bir

biçimde işlenmeli ve her sınıf öğretmeni bir müzik dersini yönetebilecek şekilde asgari

düzeyde bir çalgı çalabilmelidir. Örn: Orff çalgıları, melodika, gitar, mandolin, blok

flüt, org gibi.

2) Sınıf öğretmeni adayının sanat ve estetik beğenilerini geliştirip bunu ilkokul

öğrencilerine yansıtabilecek biçimde ders içeriğine sahip sanat ve estetik dersi seçmeli

olarak lisans programlarında yer almalıdır. Çocuğu daha iyi anlayabilmek için sınıf

öğretmeni adayları ilkokuldaki öğrencilerin ürettikleri çalışmaları (Örn: Resim alanında

ağzı küçük çizilen bir çocuğun kendisini ifade etmekte güçlük çektiğini

22

kavrayabilmelidir) çözümleyebilecek ve değerlendirebilecek donanımda

yetiştirilmelidir.

3) Sanat ile ilgili olan tüm derslerde sınıf öğretmenlerinin hizmet içi eğitimlerden (çalıştay,

atölye gibi uygulamalar biçiminde) geçirilmesi gerekmektedir. Bu derslerin çocuğun

bilişsel, duyuşsal, sosyal ve devinişsel gelişimindeki önemi bilimsel araştırmalarla

ortaya konduğundan bu durum göz önüne alınarak verilen eğitimlerin ne derece

uygulanıp uygulanmadığı izlenmelidir.

4) İlkokul öğrencilerinin haftalık hareket ihtiyacının en az 150 dakika olduğu bilimsel

sonucu dikkate alındığında 4. Sınıfta 2 ders saatine indirilen “Oyun ve Fiziki

Etkinlikler” dersi saati uygun görülmemektedir. 4. Sınıfta da bu dersin 5 saat olarak

uygulanmasına devam edilmelidir.

5) İlkokul programındaki “Serbest Etkinlikler” dersinin adının “Eğitsel ve Yaratıcı

Etkinlikler” olarak değiştirilmesi ve içeriğinin yeniden yapılandırılması gereklidir.

6) İlkokul ders programında yer alan “Müzik ve Görsel Sanatlar” dersleri ikişer saat

olmalıdır.

ĠLKOKUMA VE YAZMA ÖĞRETĠMĠ-TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU

Okul olgunluğu /Uyum ve Hazırlık ÇalıĢmaları

1. Birinci sınıf öğrencilerinin okul olgunluğu ile ilgili düzeylerinin belirlenmesinde

geçerliği ve güvenirliği kanıtlanan ölçme araçlarından yararlanılmalıdır. Ayrıca anne-

baba görüşleri, çocuk gelişimi uzmanı, rehberlik uzmanı, ana sınıf öğretmeni, uzman

akademisyenler, sınıf öğretmenleri vb. uzmanların görüşlerinden de yararlanılabilir.

2. Uyum ve hazırlık çalışmalarına yönelik hazırlanan materyaller ses temelli cümle

yönteminin aşamaları, baskı kalitesi, çocukların bilişsel duyuşsal ve psiko-motor

gelişim özellikleri, bilimsel yanlışlardan arındırılması, yanlış örtük iletilerden

arındırılması, anlatım yanlışlarından arındırılması açılarından iyileştirilmelidir.

3. Öğretmenler uyum ve hazırlık çalışmalarına, ilk okuma ve yazma sürecine yönelik

etkinlik materyali geliştirmeye özendirilmelidir.

Ġlkokuma ve Yazma

1. Türkçe'nin etkili kullanılamadığı bazı yerlerdeki öğrencilere ilk okuma yazma

öğretiminde yaşanan sorunları önlemek amacıyla 3-4 yaştan başlayarak dil merkezli, 5

yaştan sonra ise okula uyumu ve hazırlığı sağlayacak erken çocukluk eğitimi

uygulamaları yapılmalıdır.

2. Öğrencilerin gelişim durumları göz önünde bulundurularak ses temelli cümle

yönteminin yanı sıra ilk okuma yazma öğretiminde farklı yöntemlerin seçimi ve

kullanılmasına olanak yaratılmalıdır.

3. İlkokuma yazma öğretimi ile ilgili öğretmenler tarafından hazırlanan, pedagojik açıdan

değerlendirilen ve MEB tarafından onaylanan teknik, etkinlik ve uygulamaları içeren

elektronik ortamda hazırlanmış materyal havuzu zenginleştirilmelidir.

23

4. İlk okuma ve yazma öğretiminde kullanılan yöntemlerin doğru ve etkili bir biçimde

uygulanabilmesi için akademisyenler tarafından uygulamalı bir biçimde hizmet içi

eğitim sağlanmalıdır.

5. Bitişik eğik yazının tüm eğitim kademelerinde devam ettirilmesine yönelik gerekli

önlem ilgili kurumlarca alınmalıdır.

6. Yazma ödevlerinin yoğunluğu öğrencilerin yazma isteğini olumsuz etkilediğinden,

bıktırıcı, çocukların gelişim özelliklerine uygun olmayan yazılı ödev uygulamalarından

kaçınılmalıdır.

7. MEB okuma yazma eğitimi ile ilgili nitelikli eğitsel yazılım ve donanımların seçiminde

öğretmenlere rehberlik etmelidir.

Türkçe Öğretimi

1. MEB okuma ve dinleme metinlerinin seçiminde öğretmenlere rehberlik etmelidir.

2. Programdaki okuma ve okuduğunu anlama becerileri üst düzey bilişsel beceriler i

geliştirilecek şekilde düzenlenmelidir.

3. Medya okuryazarlığı eğitimi ilkokul birinci sınıftan itibaren başlamalı ve tüm ders

içerikleriyle ilişkilendirilerek verilmelidir.

HAYAT BĠLGĠSĠ VE SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU

1. 3.sınıf öğrencilerinin gelişim özellikleri dikkate alındığında bütüncül olarak

öğrendikleri bilinmektedir. Bu nedenle, ilkokul 3. sınıfa konan “Fen Bilimleri” dersi

“Hayat Bilgisi” dersiyle bütünleştirilmeli ve ayrı ayrı dersler olarak uygulamaya

geçilmemelidir.

2. 8. sınıftan 4. sınıfa alınan “İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi” dersi uygulamaya

konmamalı. Bu dersin kazanımları öğrenci gelişim düzeyine uygun olarak “Hayat

Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleriyle bütünleştirilmelidir.

3. “Trafik Güvenliği” adıyla ilkokul programında yer alan bu ders, öğrenci gelişim

düzeyine uygun olarak “Hayat Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleriyle

bütünleştirilmelidir.

4. İlkokul “Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler” dersi kazanımları" risk grupları (bireysel

farklılıklar, parçalanmış aileler, engelli öğrenciler vb.) göz önüne alınarak yeniden

düzenlenmelidir.

5. “Değerler, vicdan ve karakter eğitimi” gibi yeni ders önerileri sınıf öğretmeni yetiştirme

sürecinde seçmeli dersler olarak okutulmalı ve bu derslerin kazanımlarına “Hayat

Bilgisi ya da Sosyal Bilgiler” dersleri içeriğinde yer verilmelidir.

FEN BĠLĠMLERĠ VE MATEMATĠK ÖĞRETĠMĠ KOMĠSYONU

1. “Genel Kimya, Genel Biyoloji, Genel Fizik ve Fen ve Teknoloji Laboratuvarı

Uygulamaları” dersleri içeriği ilkokul programındaki “Hayat Bilgisi ve Fen Bilimleri”

ve lisans programında yer alan Fen ve Teknoloji Öğretimi I ve Fen ve Teknoloji

Öğretimi II dersleri içeriğine uygun olarak tekrar düzenlenmelidir.

24

2. 5. sınıf öğrenci gelişim özellikleri dikkate alındığında “Fen Bilimleri ve Matematik”

dersleri sınıf öğretmenleri tarafından okutulmalıdır.

3. Fakültelerin laboratuvar alt yapıları güçlendirilerek “Genel Kimya, Genel Biyoloji,

Genel Fizik, Fen ve Teknoloji Laboratuvarı Uygulamaları” dersleri kuramsal ve

uygulamalı olarak laboratuvarlarda yapılmalıdır.

4. İlkokul “Fen Bilimleri” ders adı dersin içeriğine ve yaygın kullanımına uygun olarak

“Fen” veya “Fen Bilgisi” olarak değiştirilmelidir.

5. Temel Matematik I ve Temel Matematik II dersleri içeriği ilkokul programındaki

“Matematik” ve lisans programında yer alan Matematik Öğretimi I ve Matematik

Öğretimi II dersi, içeriğine uygun olarak tekrar düzenlenmelidir.

ÇalıĢtayların Düzenlemesi Hakkında Genel Öneriler

1. Çalıştayda alınan kararların kamuoyuyla paylaşılması adına basın yayın organlarında

yer alması sağlanmalıdır.

2. Çalıştaya hem katkı sunmaları hem de alınan kararların uygulamaya geçebilmesi için

Milli Eğitim Bakanlığı‟ndan yönetici ve öğretmenlerin, sivil toplum kuruluşu

yetkililerinin, parti temsilcilerinin ve diğer ilgili paydaşların katılımı sağlanmalıdır.

3. Çalıştayda alınan kararların eğitim fakültelerinde işlevsellik kazanması için ilgili

kurullarda görüşülüp, uygulamaya geçirilmesi sağlanmalıdır.

4. Çalıştaya ait resmi web sitesi düzenlenmelidir.

5. Farklı fakültelerdeki ilköğretim sınıf öğretmenliği anabilim dallarında uygulanmakta

olan programların geliştirilmesi ve Bologna süreciyle paralellik sağlanması açısından

sonraki çalıştayın konuları içerisinde yer alması sağlanmalıdır.

Kaynakça

AÇEV ve Eğitim Reformu Girişimi (2013). Erken Çocukluk Eğitimi 4+4+4‟ün Düzenlenmesi. 25.02.2014

tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/sites/erg.sabanciuniv.edu/files/ACEV.ERG_ECE_PolitikaRaporu.pdf

adresinden alınmıştır.

Akpınar, B. Dönder, A. Yıldırım, B. Ve Karahan, O. (2012). Eğitimde 4+4+4 Sisteminin (Modelinin) Karşıt

Program Bağlamında Değerlendirilmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 36, 25-

39.

Ankara Üniversitesi (2012). Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi‟nin 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim

Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi‟ne İlişkin Görüşü. 10.04.2012

tarihinde http://www.education.ankara.edu.tr/adresinden alınmıştır.

Aydın B. ve Altun T., (2012). Değişen Türk Eğitim Sistemi‟nin Uygulanmasındaki Sorunlara Yönelik Öğretmen

Görüşleri: Nitel Bir Araştırma (Yayımlanmamış araştırma).

Bahtiyar Karadeniz, C. (2012). Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri. Eğitim Bilim

Toplum, Cilt 10, Sayı 40. 34-53.

25

Baran, D., Altaş, S., Bulut, S., (2013). Sınıf Öğretmeni Adaylarının Eğitimde 4+4+4 Eğitim Sistemine Yönelik

Hizmet Öncesi Gereksinimlerinin Belirlenmesi, XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş

sözlü bildiri.

Başar, M. (2013). 60-66 Ay Aralığında İlkokula Başlayan Öğrencilerin Kişisel Öz Bakım Ve İlkokuma-Yazma

Becerilerinin Öğretmen Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi. Turkish Studies - International Periodical

For The Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(8),241-252.

Boğaziçi Üniversitesi (2012). 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı ilköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda

Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin

Güncellenen Görüşü. 10.06.2013 tarihinde

http://fed.boun.edu.tr/form_files/Bogazi%C3%A7i_%C3%9Cniversitesi_Egitim_Fak%C3%BCltesi%E2

%80%99nin_G%C3%BCncellenen_G%C3%B6r%C3%BC%C5%9F%C3%BC.pdf adresinden alınmıştır.

Bulut ve Altun. (2014). Değişen 1. Sınıfa Başlama Yaşı Sonucunda Oluşan Sorunlara Yönelik Öğretmen Görüşleri

(Yayımlanmamış araştırma).

Canerik, H. (2012). Milli Devletin eğitim sistemi ışığında 4+4+4. III. Ulusal Eğitim Kurultayı Eğitimde

Dönüşümle Nereye Bildiriler ve görüşme tutanakları. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN:

1300-2759 sayı: 402, ss:91-102.

Çögenli, A. G. ve Uçansoy, A. (2014). Sınıf Öğretmenlerinin Uyum ve Hazırlık Çalışmalarına İlişkin Görüşleri. Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, 4(1), 01-26.

Demir, S. B., Doğan, S. ve Pınar, M. A. (2013). 4+4+4 Yeni Eğitim Sistemi‟nin Yansımaları: Beşinci Sınıflardaki

Eğitim-Öğretim Sürecinin Branş Öğretmenlerinin Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi. Turkish

Studies - International Periodical For The Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(9).

Demir, V. (2013). 4+4+4 Öğretim Birliğine Vurulan Darbe. Üçüncü Ulusal Eğitim Kurultayı‟nda sunulmuş bildiri.

Eğitimde Dönüşümle Nereye, Ankara Merkez Barosu Eğitim Merkezi Salonu, Ankara. ss:61-75.ss:77-89.

Doğan, A. ve Kılınç, M. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminde Öğretmen Veli Görüşleri. 22. Ulusal Eğitim Bilimleri

Kurultayı.

Duran, E. (2013). İlkokula 60. Ayında Başlayan Öğrencilerin Yazı Beceri Gelişimlerinin İncelenmesi.

International Journal Of Social Science, 6(2), 1075-1085

EÇEV, ÇYDD, YKKED, Adabelenliler Derneği (2012). 26.12.2013 tarihinde

http://www.ecev.org.tr/haberlerimiz/gecmis-haber-ve-duyurularimiz/399-ecev-444-yasa-oenerisine-tepki-

verdi.html adresinden alınmıştır.

Ege Üniversitesi (2012). Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi‟nin “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda

Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne İlişkin Görüşü. 25.12.2013 tarihinde

http://www.halkevleri.org.tr/guncel/4-4-4-hakkinda-ege-universitesi-egitim-fakultesi-gorusu adresinden

alınmıştır.

Eğitim Bir Sen (2013). Birinci Yılını Dolduran 4+4+4 Eğitim Sistemine İlişkin En Kapsamlı İzleme ve

Değerlendirme Çalışması. 26.12.2013 tarihinde http://www.egitimbirsen.org.tr/dosya/954-egitimbirsen.org.tr-954.pdf adresinden alınmıştır.

Eğitim İş (2012). Eğitim İş Raporu. 26.12.2013 tarihinde

http://www.egitimis.org.tr/www/basinyayin/yayin/50e5903f7dd4a_444rapor.pdf adresinden alınmıştır.

Eğitim Reformu Girişimi (2012). 4+4<8 Bilgi Notları. 27.12.2013 tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/node/756

adresinden alınmıştır.

Eğitim Reformu Girişimi. (2014). 25.02.2014 tarihinde http://erg.sabanciuniv.edu/node/1276 adresinden

alınmıştır.

Eğitim Reformu Grişimi (2012). Eğitim İzleme Raporu. 25.02.2014 tarihinde

http://erg.sabanciuniv.edu/node/1197 adresinden alınmıştır.

Eğitim Sen (2012). Eğitim Sen Raporu. 26.12.2013 tarihinde

26

Eğitim Sen (2013). Eğitimde 4+4+4 Dayatması 1. Yarıyıl Değerlendirme Raporu. 26.12.2013 tarihinde

http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=18828&sube=57#.UwtPNc6zU-A adresinden

alınmıştır.

Eğitim-Sen, Eğit-Der, Felsefeciler Derneği, Köy Enstitüleri Ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Pdr-Der, Öv-Der, Çocuk

Vakfı (2012). 27.12.2013 tarihinde

http://www.muhalefet.org/print.aspx?id=1699&sp=1&haber=Kesintisiz%20Zorunlu%20Kamusal%20Bili

msel%20Eğitim%20Paneli adresinden alınmıştır.

Ekiz, D., Altun, T. ve Siyambaş, P., B. (2013). 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki Uygulamalar ve Karşılaşılan

Sorunların Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi

Sempozyumu (23-25 Mayıs, Kuşadası) Kitapçığı, 335-346.

Ekiz, D., Altun, T., Siyambaş, P. B. (2013). 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemindeki Uygulamalar ve Karşılaşılan

Sorunların Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.

Erdoğan, N. I., Şimşek, Z. C. (2014). Birinci Sınıfa Başlayan Çocukların, Velilerin ve Öğretmenlerin Okula

Uyumlarının İncelenmesi. International Journal Of New Trends İn Arts, Sports & Science Education.

3(2).

Fidan, M., Taşçi, N. ve Yılmaz, N. (2013). İlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık Öğrencilerine İlişkin

Görüşleri (Yayımlanmamış araştırma).

Gözütok, F. D., Ulubey, Ö., Akçatepe, A. G., Koçer, E. ve Rüzgar, M. E. (hakemli dergide kabul edilmiş yayın

sürecinde). 4+4+4 Yapılandırması Kapsamında Hazırlanan Uyum ve Hazırlık Çalışmaları Kitaplarının Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.

Gözütok, F.D., Yıldıran, G., Güven, İ., Dinçer, Ç., Gençaydın, Z. ve Dinçer, A. (2013). 4+4+4 Eğitim

yapılandırılmasının değerlendirilmesi. VII. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi Panelinde yapılan konuşma

metni.

Gümüş, S. (2013). 1. Sınıfa Başlama Yaşının Değerlendirilmesi. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN:

1300-2759 sayı: 402. ss:7-8.

Gündüz, F. ve Çalışkan, M. (2013). 60-66, 66-72, 72-84 Aylık Çocukların Okul Olgunluk ve Okuma Yazma

Becerilerini Kazanma Düzeylerinin İncelenmesi. Turkish Studies - International Periodical For The

Languages, Literatureand History of Turkish orTurkic, 8(8), 379-398.

Gürkan, G., Koyuncu, F. Şaşmaz, A., ve Dinçer, M. A. (2014). Temel Eğitimin Kademelendirmesi Sürecinin

Değerlendirilmesi. ERG Yayınlanmamış Araştırma Raporu Özet Sunumu.

Gürkan, T. (1987). Temel eğitimde 6 yaş uygulamasının değerlendirilmesi: Ankara ilinde bir inceleme. Ankara:

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No:156.

Güven, İ. (2013). Türk Eğitiminde 4+4+4 Adı Verilen Yasal Düzenleme ve Sonrası. Üçüncü Ulusal Eğitim

Kurultayı‟nda sunulmuş bildiri. Eğitimde Dönüşümle Nereye, Ankara Merkez Barosu Eğitim Merkezi Salonu,

Ankara. ss:61-75.

Hacettepe Üniversitesi (2012). Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi 05.01.1961 Tarih 222 Sayılı İlköğretim ve

Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne İlişkin Görüşler.

25.12.2013 tarihinde http://www.egitim.hacettepe.edu.tr/belge/4+4+4EgtFakKurulKarar.pdf adresinden alınmıştır.

http://www.egitimsen.org.tr/ekler/da6a42df7090476_ek.pdf?tipi=2&turu=X&sube=0 adresinden alınmıştır.

Işıkoğlu, E. N., Ceren, Ş. Z., (2014). Birinci Sınıfa Başlayan Çocukların, Velilerin ve Öğretmenlerin Okula

Uyumlarının İncelenmesi. International Journal Of New Trends In Arts, Sports & Scıence Education,

3(2).

İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (2012). Türkiye için Yeni Bir Eğitim Vizyonu. 26.12.2013

tarihinde http://onder.org.tr/baskan/turkiye-icin-yeni-bir-egitim-vizyonu adresinden alınmıştır.

İnam, B. Ö. (2013). 4+4+4‟te İlkokul 1. Sınıf Uyum Programı. Öğretmen Dünyası Yıl:34/ Haziran 2013/ ISSN: 1300-2759 sayı: 402. ss:13-14.

27

Kandemir, E. M., Şara, P., Akay, Y., Zemin, S. (2013). 12 Yıl Zorunlu Eğitime İlişkin 1. sınıf Öğretmenleri ve

Velilerinin Görüşleri. Turkish International Journal Of Special Education And Guidance & Counselling,

2(2).

Kapçı, E., Artar, M., Çelik, E.G., Daşcı, E ve Avşar, V. (2013). İlkokul Birinci Sınıfa Farklı Yaşlarda Başlayan

Çocukların Ruhsal ve Sosyal Gelişimi ile Akademik Benlik Algılamaları Açısından Karşılaştırılması. Ankara Üniversitesi Yayınlanmamış Proje.

Kara ve Altun. (2014). Branş Öğretmenlerinin Değişen Eğitim Sistemi ve Sistemden Etkilenen Öğrenciler

Hakkındaki Görüşleri: Nitel Bir Araştırma (Yayımlanmamış araştırma).

Karadeniz, C. B. (2012). Öğretmenlerin 4+4+4 Zorunlu Eğitim Sistemine İlişkin Görüşleri. Eğitim Bilim Toplum

Dergisi, 10(40).

Kartal, H. (2014). “Okuma-Yazmayı Öğrenme Sürecinde Erken Çocukluk Eğitimi Ve Okula Başlangıç Yaşının

Önemi” (Yayımlanmamış araştırma). Kerimoğlu, F. (2014). Farklı Yaştaki Çocukların Oluşturduğu İlkokul 1. Sınıflarda Yaşanan Sorunların

Belirlenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,

Ankara.

Kocabaş, A. (2012). Çağdaş Eğitim Bilimsel Demokratik ve Laik Eğitimdir. Yeniden İmece Dergisi, (34), 29-32.

Korkmaz, İ., Kocadurmuş, A. ve Bektaş, V. (2013). Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Yeni Okul Sistemine İlişkin

Bakış Açılarının Değerlendirilmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.

Küçükkaragöz, H ve Canbulat (2013). Bazı Demokrafik değişkenlere göre ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin

okula uyum ve hazırbulunuşluk düzeyleri. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü

bildiri.

Küçükoğlu, A., Karabacak, N. (2013). Türk Eğitim Sistemindeki Yeni Oluşumun (4+4+4)Program Geliştirme

Sürecinde Yerel Açıdan Analizi. 22. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı.

Külekçi, E. (2013). 4+4+4 Eğitim Sistemi Kapsamında Birleştirilmiş Sınıf Uygulamasına İlişkin Öğretmen

Görüşlerinin Değerlendirilmesi. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2(2).

Memişoğlu, S. P. ve İsmetoğlu, M. (2013). Zorunlu Eğitimde 4+4+4 Uygulamasına İlişkin Okul Yöneticilerinin

Görüşleri. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2(2).

Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanları (2012). Basın Açıklaması. 25.12.2013 tarihinde

http://www.yeniguney.net/haber/444-tepki adresinden alınmıştır.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) (2012). 5.1.1961 tarih ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı

Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında ODTÜ Eğitim Fakültesinin Görüşü.

10.06.2013 tarihinde

http://www.fedu.metu.edu.tr/web/documents/other/222sayilIlkogretimveEgitimKanunuHakkindaEgitimF

akultesiGorusu_s4_1.pdf adresinden alınmıştır

Özgür Der (2012). Sakarya‟da Yeni Eğitim Sistemi Paneli Yapıldı. 27.12.2013 tarihinde

http://www.ozgurder.org/news_print.php?id=2295 adresinden alınmıştır.

Peker Ünal, D. (2013). Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik Görüşleri. Eğitim ve Öğretim

Araştırmaları Dergisi (Journal of Research in Education and Teaching), Cilt 2 , Sayı 4. 324-337.

Sağ, D., Arslan, D. ve Karataş, Z. (2014). Farklı yaş gruplarındaki öğrencilerin serbest yazma becerilerinin

karşılaştırılması.

TEPAV (2012). Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? 25.12.2013 tarihinde

http://bianet.org/files/doc_files/000/000/538/original/Yeni_Milli_Egitim_Kanun_Tasarisi_Butcesi_Niceli

k_mi__Nitelik_mi.pdf adresinden alınmıştır.

Tohum Otizm Vakfı (2012). İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun Teklifi” hakkında Otizm Platformu Görüşü. 26.12.2013 tarihinde

http://www.tohumotizm.org.tr/haber/otizm-platformu-444-ortak-gorusu adresinden alınmıştır.

28

Turan, M., Celayir, İ., Bozkurt, E. (2013). Alan Değişikliği Yapan Sınıf Öğretmenlerinin Alan Değiştirme

Nedenlerine Yönelik Bir Araştırma. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.

Turan, M., Köse, A., Şibal, A.U., Ayaz, E., E.Ö. Yolcu, Doğan, H., Sağlayan, M., Çelik, M., Aslan, M., Duru, N.

(2013). İlkokul 1.sınıf uyum ve hazırlık dönemi öğrenci çalışma ve öğretmen kılavuz kitaplarının

incelenmesi. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu (USOS) Adnan Menderes Üniversitesi. 23-25 MAYIS 2013.

Tüm Eğitim Müfettişleri Derneği (2013). 4+4+4’ün 7 Aylık Uygulanmasında Karşılaşılan Problemler Ve

Çözüm Yolları. 27.12.2013 tarihinde http://www.temder.org.tr/haberler/192-7-ay-deerlendirme-

raporu.html adresinden alınmıştır.

Türk Eğitim Sen (2012). Türk Eğitim-Sen‟in 4+4+4 Şeklinde Uygulanması Planlanan 12 Yıllık Zorunlu Eğitim İle

İlgili Değerlendirme Raporu. 27.12.2013 tarihinde

http://www.turkegitimsen.org.tr/konsol/upload_doc/12yillikegitim.doc adresinden alınmıştır.

Türk Tabipler Birliği (2012). Basın Bildirgesi: 4+4+4 Uygulamasına Ailelerin Gösterdikleri Tepkilerin Çözüm

Yeri Hastaneler Değil Eğitim Kurumlarıdır! 27.12.2013 tarihinde

http://www.ecev.org.tr/haberlerimiz/gecmis-haber-ve-duyurularimiz/399-ecev-444-yasa-oenerisine-tepki-

verdi.html adresinden alınmıştır.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK). (2013). Çocuk İşçiliği Raporu. 25.02.2014 tarihinde

http://eski.disk.org.tr/default.asp?Page=Content&ContentId=1498 adresinden alınmıştır.

Uluğbay, H. (2013). 4+4+4 Eğitim Sisteminin Etkileri. 25.02.2014 tarihinde

http://www.ulugbay.com/blog_hikmet/?p=341 adresinden alınmıştır.

Ünal, D. P. (2013). Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Uygulamasına Yönelik Görüşleri. Eğitim ve Öğretim

Araştırmaları Dergisi, 2(4),

Ünver, G., Dikbayır, A. ve Yurdakul, B. (2013). Kesintili zorunlu eğitim birinci sınıf uygulamalarının incelenmesi

(Yayımlanmamış araştırma raporu).

Vural, D. E. (2012) Okul Öncesi Eğitimin İlköğretimin I. Kademesine Etkisinin Aile Katılımı ve Çeşitli

Değişkenler Açısından İncelenmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi.

Yıldıran, G. (2012). Yeni İlköğretim ve Eğitim Kanunu Uygulamalarının Değerlendirilmesi. III. Okul öncesi

eğitimi sempozyumunda “Değişen sistem içinde dijital çağda okul öncesi eğitim ve öğretmenleri-

Sorunlar ve Öneriler.”

Yıldıran, G. (2014, Şubat). Eğitim Sistemimizdeki Değişiklikler ve Belirsizlikler. V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği

Çalıştayı‟nda davetli konuşmacı olarak sunduğu bildiri, İzmir, Türkiye.

Yılmaz, N., Taşci, N., Fidan, M. (2013). İlkokul Birinci Sınıf Öğretmenlerinin 60-66 Aylık Öğrencilerine İlişkin

Görüşleri. XII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu sunulmuş sözlü bildiri.

V. Ulusal Sınıf Öğretmenliği ÇalıĢtay Komitesi Adına

BaĢkan

Prof. Dr. Ayfer KOCABAġ

29