3
iBNÜ'I-KEREKT getirilen üç sonra aziedildL Sultan Kansu Gavri döneminde kendisine yeniden bu görev teklif ediidiy- se de kabul etmedi. S ban 922 (3 Eylül 1516) tarihinde evinin önündeki havuzdan abdest havu- za ve öldü; Sultan kabrinin Atabeg Tür- besi'ne defnedildi. Eserleri. kaynaklarda sadece üç eserinin geçmektedir. saca el-Feyz veya Fetô.vô. olarak da lan Feyzu'l-mevla'l-kerim 'alô. 'abdihi Hanefi dair klasik siste- uyularak kaleme bir fet- va istanbul kütüphanelerinde yazma mevcut olup (Sü- leymaniye Ktp., Carullah Efendi. nr. 956, Yenicam i, nr. 649,650,651, Fatih, nr. 2396, Esad Efendi, nr. 1113, Vehbi Efen- di, nr. 407, 652, Damad nr. 712, Hamidiye, nr. 604, Hafld Efendi, nr. 04, Turhan Vali de Sultan, nr. 169, Ayasof- ya, nr. 1574, nr. 323; TSMK, lll. Ahmed, nr. 114 7) Yale Üniversitesi Kütüp- hanesi'ndeMecmli'u'J-mesd'il ka- (nr. A-150) eser de bu kitap Kaynaklarda onun en-Nahvi'- nin Evçla]J.u'l- mesalik ila Eltiyyeti Mô.lik (et-Tauzli).) eserine bir belirtilmekte, Bibliotheque Na- tionale'de tarihe dair bir bu- haber verilmektedir (De Slane, s. 345). Celaleddin es-Süyu- ti ile konularda Süyuti ona reddiye olarakel-Cevdbü'z-zekf 'an ]sumô.meti es-Sarimü'l- Hindeki fi ve Ta- razü'l -'amô.me ti't-tefri]sa beyne'I-ma- lsame ve'l-]sumô.me risaleleri kale- me : Sehavi, eçf-Qav'ü 'l-lami', 59-64; IV, 124; Temimi, 1, 204-205; Ab- dülkadir ei-Ayderusi, 's-safir, s. 1 O 1- 103; Gazzi, el-Kevakib ü's-sa'ire, 1, 112; 1, 155; ll, 1304-1305; VIII, 102-1 04; De Slane, Catalogue des manuscrits arabes de La Bibliotheque Nation- ale, Paris 1883-95, s. 345; GAL, ll, 1 Ol; Supp/.,11, 95; L. Nemoy, Arabic Manu- seripts in the Yale University Library, Copen- hagen ·1956, s. 101; Kehhille, Mu 'cemü'l-mü- 'ellifin, 1, 46; Karatay, Arapça Yazma/ar, ll , 565; Mustafa Muhammed Celalüddin es- Kahire 1401/1981, s. 98-101; Zirikli, el- A'lam (Fethullah). 1, 46; Ahmet Özel , Hanefi Alim/eri, Ankara 1990, s. ll O; Kahhar Mu- kimi, Kerekl", IV, 518. Iii KEMAL YILDIZ 112 AL -, (Jt:;5::JI Ebü'I-Berekat Zeynüdd!n Muhammed (Berekat) b. Ahmed b. Muhammed (ö. 929/1523) L Muhaddis, vaiz ve hatip. _j 863'te (1459) Ticaretle (Keyyal) ile buldu. Kendisine "ez-Zehebiyyü's- sagir'; de belirtilmektedir. Tica- retle kötü gidince itme yöneldi. Ken - disinden uzun istifade Hanbeli iken mezhebine geçen Bur- haneddin b. Muhammed en-Na- ci' dir. Buhil.ri'nin el-Cami'u ile kendi eserlerini ondan okudu. sonra yerini Emeviy- yeCamii'nde uzun hadis okuttu ve vaaz etti. Mescid-i Aksa, Camiu'I-Cevze ve Sabuniyye'de devaizlik ve hatiplik göre- vinde bulundu. Hitabet sebebiyle "Hatib" fakih diye bilinen Ömer ei-Ukaybi'ye müridierin sokak- larda cehri zikir bul- seven kimseler ona oldular. Sabah na- için Emeviyye Camii'ne giderken iki mürid yolunu keserek kendisini dövdü. Vücudu yal 8 929'da (25 Ocak 1523) vefat etti ve Babüssagir defnedildi. Tolun, el - Cevô.hirü'z-zevahi ve el-Encümii':{:-:{:e- vô.hir eserlerini gördükten sonra onun Arapça bilgisinin az kanaa- tine ifade (Gazzl, l, 165). el-Kevô.kibü'n-neyyirô.t'ta müel- liflerden iktibas kendi ifa- desi gibi tesbit de s. 39) Tolun'u teyit etmektedir. Eserleri. günümüze bilinen tek eseri el-Kevô.kibü'n- neyyirô.t fi ma'rifeti men il]telata mi- Eserde, Kütüb-i Sit te ravileri ol- mak üzere ömürlerinin sonuna ha- için bildiklerini veya un ileri sürülen yet- kadar sika ravinin biyografileri alfa- betik olarak ele ei- Mektebetü'l-Kadiriyye'de bulunan (nr. 1238 117221) müellif muhte- mel tek esas alarak eser üze- rinde yüksek lisans tezi ( 13971 1977, Camiatü Ümmi'l-kura ed-dirasatü'l-ulya IMek- ke]) ve daha sonra eseri (Mek- 1401/1981) Abdül- kayyum Abdürabbinnebl, bu biyografi- ler gereken isim- ler de müellifin, güvenilir olup. kimsele- ri önce si- ka gibi konuyla ilgili çok az · lerin kime ait kendi gibi Eser. bu metni esas suretiyle Kemal Yusuf ei- Hut (Beyrut 1407/1987), Harndi Abdülme- dd es-Sil efi (Kahire 140 Beyrut 1407) ve Ömer b. Garame ei-Amravi (Beyrut 1415/ 199 5) da bunun vaaz ve konusunda ve fi ma'rifeti ]J.u]sü]si'l-veled 'ale'l-valid, el-Cevô.hirü 'z-zevahi, el-Encümü '?·?e- vô.hir ii eh- ve'l-kebô.'ir eserlerinin bu- b. ed-Deyleml:- nin Müsnedü'l-Firdevs tahricini kaydedilmekte- dir. : el-Kevakibü 'n -neyyirat ( AbdülkayyOm Abdürabbinnebl), 1401/ 1981, s. 23 - 53; Tolun , Mü- fakehetü'l-f;illan fi Mu- hammed Mustafa). Kahire 1962, ll, 63; Gazzi, el- Kevakibü's-sa'ire, 165-167; Musa b. Yusuf ei-Ensari. ve behce- 1991 , 1, 150; VIII, 164; Hediyyetü'l-'arifin, 1, 231; 1, 131; Kehhale. Mu'cemü'L- mü'ellifin, lll, 41; Zirikli, el-A'lam (Fethullah), ll, 49; Cezzar. Medal;ilü 'l-mü'ellifin, lll, 1398- 1400; ed- DerObi, "Ma]Jtütatü'l-Mekte- VI s. 225. Iii -, Ebü'I-Hasen Cemalüddln All b. Yusuf b. b. Abdilvahid (ö. 646/1248) L Kültür tarihçisi ve devlet _j S68'de (1173) bölgesinde- ki kültürlü bir ailenin çocu- olarak dünyaya geldi. ref Yusuf katip ve idi. Küçük

-, ALlarda cehri zikir yapmalarını doğru bul madığını söylediğinden şeyhi seven bazı kimseler ona düşman oldular. Sabah na mazı için Emeviyye Camii'ne giderken iki …

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • iBNÜ'I-KEREKT

    lığına getirilen İbnü'I-Kerekl üç yıl sonra

    aziedildL Sultan Kansu Gavri döneminde kendisine yeniden bu görev teklif ediidiy-se de kabul etmedi. İbnü'I-Kerekl, S Şaban 922 (3 Eylül 1516) tarihinde evinin önündeki havuzdan abdest alırken havu-

    za düştü ve boğularak öldü; Sultan Kayıtbay'ın kabrinin yakınındaki Atabeg Tür-besi'ne defnedildi.

    Eserleri. İbnü'I-Kerekl'nin kaynaklarda sadece üç eserinin adı geçmektedir. Kısaca el-Feyz veya Fetô.vô. olarak da anılan Feyzu'l-mevla'l-kerim 'alô. 'abdihi

    İbrô.him, Hanefi fıkhına dair klasik siste-matiğe uyularak kaleme alınmış bir fet-va kitabıdır. istanbul kütüphanelerinde çeşitli yazma nüshaları mevcut olup (Sü-leymaniye Ktp., Carullah Efendi. nr. 956,

    Yenicam i, nr. 649,650,651, Fatih, nr. 2396, Esad Efendi, nr. 1113, Bağdatlı Vehbi Efen-di, nr. 407, 652, Damad İbrahim Paşa, nr. 712, Hamidiye, nr. 604, Hafld Efendi, nr. ı 04, Turhan Vali de Sultan, nr. 169, Ayasof-

    ya, nr. 1574, Beşir Ağa, nr. 323; TSMK, lll. Ahmed, nr. 114 7) Yale Üniversitesi Kütüp-hanesi'ndeMecmli'u'J-mesd'il adıyla ka-yıtlı (nr. A-150) eser de bu kitap olmalıdır.

    Kaynaklarda onun İbn Hişam en-Nahvi'-nin Evçla]J.u'l-mesalik ila Eltiyyeti İbn Mô.lik (et-Tauzli).) adlı eserine bir haşiye yazdığı belirtilmekte, Bibliotheque Na-tionale'de tarihe dair bir çalışmasının bu-lunduğu haber verilmektedir (De Slane, s. 345). İbnü'I-Kerekl, Celaleddin es-Süyu-ti ile çeşitli konularda tartışmış. Süyuti ona reddiye olarakel-Cevdbü'z-zekf 'an ]sumô.meti İbni'l-Kerekf, es-Sarimü'l-

    Hindeki fi 'unu]sı İbni'l-Kereki ve Ta-razü'l -'amô.me ti't-tefri]sa beyne'I-ma-lsame ve'l-]sumô.me adlı risaleleri kale-me almıştır.

    BİBLİYOGRAFYA :

    Sehavi, eçf-Qav'ü 'l-lami', ı, 59-64; IV, 124; Temimi, et-Taba~atü's-seniyye, 1, 204-205; Ab-dülkadir ei-Ayderusi, en-NCırü 's-safir, s. 1 O 1-103; Gazzi, el-Kevakibü's-sa'ire, 1, 112; Keşfü'?-?UnCın, 1, 155; ll, 1304-1305; İbnü'I-İmad, Şe?ertit, VIII, 102-1 04; De Slane, Catalogue des manuscrits arabes de La Bibliotheque Nation-ale, Paris 1883-95, s. 345; Brockeımann. GAL, ll, 1 Ol; Supp/.,11, 95; L. Nemoy, Arabic Manu-seripts in the Yale University Library, Copen-hagen·1956, s. 101; Kehhille, Mu 'cemü'l-mü-'ellifin, 1, 46; Karatay, Arapça Yazma/ar, ll , 565; Mustafa Muhammed eş-Şek'a, Celalüddin es-SüyCıti, Kahire 1401/1981, s. 98-101; Zirikli, el-A'lam (Fethullah). 1, 46; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Alim/eri, Ankara 1990, s. ll O; Kahhar Mu-kimi, "İbn Kerekl", DMBİ, IV, 518.

    Iii KEMAL YILDIZ 112

    ı İBNÜ'l-KEYY AL

    -,

    (Jt:;5::JI 'w-ıl)

    Ebü'I-Berekat Zeynüdd!n Muhammed (Berekat) b. Ahmed

    b. Muhammed ei-Hatıb ed-Dımaşki (ö. 929/1523)

    L Muhaddis, vaiz ve hatip.

    _j

    863'te (1459) doğdu. Ticaretle uğraşttğından İbnü'I-Keyyal (Keyyal) lakabı ile şöhret buldu. Kendisine "ez-Zehebiyyü's-sagir'; dendiği de belirtilmektedir. Tica-retle işleri kötü gidince itme yöneldi. Ken-disinden uzun yıllar istifade ettiği hocası, Hanbeli iken Şafii mezhebine geçen Bur-haneddin İbrahim b. Muhammed en-Na-ci' dir. Buhil.ri'nin el-Cami'u 'ş-şa]J.i}J.'i ile kendi eserlerini ondan okudu. Hocasının vefatından sonra yerini aldı; Şam Emeviy-yeCamii'nde uzun yıllar hadis okuttu ve vaaz etti. M escid-i Aksa, Camiu'I-Cevze ve Sabuniyye'de devaizlik ve hatiplik göre-vinde bulundu. Hitabet alanındaki başarısı sebebiyle "Hatib" lakabıyla anıldı. Oğullarından fakih Şemseddin İbnü'I-Keyyal Şam'da Şafii kadılığı yapmıştır.

    İbnü'I-Keyyal, İskil.f diye bilinen Şeyh Ömer ei-Ukaybi'ye bağlı müridierin sokak-larda cehri zikir yapmalarını doğru bul-madığını söylediğinden şeyhi seven bazı kimseler ona düşman oldular. Sabah na-mazı için Emeviyye Camii'ne giderken iki mürid yolunu keserek kendisini dövdü. Vücudu ağır şekilde hırpa[anan İbnü'l-Keyyal 8 Rebiüleweı 929'da (25 Ocak 1523) vefat etti ve Babüssagir Kabristanı'na defnedildi. İbn Tolun, İbnü'I-Keyyal'in el-Cevô.hirü'z-zevahi ve el-Encümii':{:-:{:e-vô.hir adlı eserlerini gördükten sonra onun Arapça bilgisinin az olduğu kanaa-tine vardığını ifade etmiştir (Gazzl, l, 165). el-Kevô.kibü'n-neyyirô.t'ta diğer müel-liflerden iktibas ettiği kısımları kendi ifa-desi gibi sunduğu şeklindeki tesbit de (İbnü'l-Keyyal, neşredenin girişi, s. 39) İbn Tolun'u teyit etmektedir.

    Eserleri. İbnü'I-Keyyal'in günümüze ulaştığı bilinen tek eseri el-Kevô.kibü'n-neyyirô.t fi ma'rifeti men il]telata mi-ne'r-ruvati'ş-şi]sat adını taşımaktadır.

    Eserde, başta Kütüb-i Sit te ravileri ol-mak üzere ömürlerinin sonuna doğru ha-fızaları zayıfladığı için bildiklerini karıştırdıkları veya un uttukları ileri sürülen yet-miş kadar sika ravinin biyografileri alfa-betik olarak ele alınmıştır. Bağdat'ta ei-Mektebetü'l-Kadiriyye'de bulunan (nr. 1238 117221) müellif hattı olması muhte-

    mel tek nüshasını esas alarak eser üze-rinde yüksek lisans tezi hazırlayan ( 13971 1977, Camiatü Ümmi'l-kura külliyyetü'şşerla ed-dirasatü'l-ulya eş-şer'iyye IMek-ke]) ve daha sonra eseri yayımiayan (Mek-ke-Dımaşk-Beyrut 1401/1981) Abdül-kayyum Abdürabbinnebl, bu biyografi-ler arasına alınması gereken başka isim-ler de bulunduğunu. müellifin, güvenilir olup. olmadığı tartışılan bazı kimsele-ri hafıza kaybına uğramadan önce si-ka gibi gösterdiğini, konuyla ilgili çok az · kaynağa başvurduğunu, naklettiği görüş

    lerin kime ait olduğunu açıklamadığından bunların kendi görüşü imiş gibi anlaşıldığını belirtmiştir. Eser. bu neşrin metni esas alınmak suretiyle Kemal Yusuf ei-Hut (Beyrut 1407/1987), Harndi Abdülme-dd es-Sil efi (Kahire 140 ı; Beyrut 1407) ve Ömer b. Garame ei-Amravi (Beyrut 1415/ 199 5) tarafından da neşredilmiştir.

    İbnü'I-Keyyal'in bunun dışında vaaz ve irşad konusunda l:fayô.tü'l-Jsu1ılb ve neylü'l-mat1ılb, ayrıca Esne'l-ma]saşıd

    fi ma'rifeti ]J.u]sü]si'l-veled 'ale'l-valid, el-Cevô.hirü 'z-zevahi, el-Encümü '?·?e-vô.hir ii ta]J.rimi'l-]sırô.'ati bi-lü}J.ılni eh-li'l-fıs]s ve'l-kebô.'ir adlı eserlerinin bu-lunduğu, Şehredik b. Şiruye ed-Deyleml:-nin Müsnedü'l-Firdevs bi-me'şılri'l-l]itab'ının tahricini yaptığı kaydedilmekte-dir.

    BİBLİYOGRAFYA :

    İbnü·ı-Keyyal. el-Kevakibü 'n-neyyirat ( nşr. AbdülkayyOm Abdürabbinnebl), Dımaşk 1401/ 1981, neşredenin girişi, s. 23 -53; İbn Tolun, Mü-fakehetü'l-f;illan fi t:ıavfıdişi'z-zaman (nşr. Mu-hammed Mustafa). Kahire 1962, ll, 63; Gazzi, el-Kevakibü's-sa'ire, ı, 165-167; Şerefeddin Musa b. Yusuf ei-Ensari. Nüzhetü'L-f;atır ve behce-tü'n-nti?ır, Dımaşk 1991 , 1, 150; İbnü'ı-imad, Şe;;erat, VIII, 164; Hediyyetü'l-'arifin, 1, 231; izaf:ıu'l-meknun, 1, 131; Kehhale. Mu'cemü'L-mü'ellifin, lll, 41; Zirikli, el-A'lam (Fethullah), ll, 49; Cezzar. Medal;ilü 'l-mü'ellifin, lll, 1398-1400; İbrahim ed-DerObi, "Ma]Jtütatü'l-Mekte-beti'l-~adiriyye", MMİ/r., VI (ı375). s. 225.

    Iii İBRAHiM HATİBOÖLU ı

    İBNÜ'l-KIFTi -,

    (~lw-ıl)

    Ebü'I-Hasen Cemalüddln All b. Yusuf b. İbrahim b. Abdilvahid

    eş-Şeybanl ei-Kıftl (ö. 646/1248)

    L Kültür tarihçisi ve devlet adamı.

    _j

    S68'de (1173) Yukarı Mısır bölgesinde-ki Kıft şehrinde kültürlü bir ailenin çocu-ğu olarak dünyaya geldi. Babası Kadı'I-Eşref Yusuf katip ve münşl idi. Küçük yaş-

  • ta babasıyla birlikte Kahire'ye giderek tahsiline başladı. Temel eğitiminden son-ra dönemin önde gelen dil alimlerinden Kemaleddin İbnü'l-Enbari ile fakih Salih b. Adi b. Abdani el-Enbati'nin derslerine devam ederek icazet aldı. Bu sırada is-kenderiye'de oturan Ebu Tahir es-Silefi'-nin ününü d uyarak oraya gitti ve bir süre onun derslerine katıldıktan sonra Kıft'a geçti. Bu şehirde bir müddet kalıp dil ali-mi Salih b. Adi el-Uzri'den ders aldı. Ar-kasından tekrar Kahire'ye döndüyse de 587'de (1191) Selahaddin-i Eyyubi'nin ve-ziri Kadi el-Fazıl'ın naibi sıfatıyla Kudüs'e tayin edilen babası ile birlikte oraya gitti. Daha sonra el-Melikü'l-Aziz devrinde de (I I 95- I ı 98) görevini sürdüren babasının yanında Kudüs'te kaldı ve devlet adam-larının ilgisine mazhar oldu. Burada ilim. kültür ve sanat çevrelerinden büyük ilgi gördü. Ancak el-Melikü'I-Adil'in veziri İbn Şükür'ün . kıskançlık duyduğu Kıfti ailesi-ne baskı uygulamaya başlaması sonucun-da babası Yusuf bir gece şehri terkederek Harran'a kaçtı. Selahaddin-i Eyyubi'nin ölümü üzerine ortaya çıkan karışıklıklar yüzünden Kudüs'te güven içinde yaşamanın imkansıziaştığını anlayan İbnü'l-Kıfti, bazı dostlarıyla birlikte Eyyubiler'in Ha-Iep kolu hükümdan el-Melikü'z-Zahir Ga-zi'nin yanına gitti (598/ ı 202) . Burada. ba-basının yakın dostu el-Melikü'z-Zahir Ga-· zi'nin başkumandam Farisüddin Meymun el-Kasri'nin musahibi olarak rahat bir ça-lışma ortamına kavuştu. Onun yanında ve zir ve katip olarak hizmet etti. M ey-m un el-Kasri'nin 61 O'da (1214) ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Bölgenin alim ve sanatkarlarıyla yaptığı toplantılar ve kurduğu zengin kütüphane sebe-biyle şöhreti her tarafa yayıldı. Evi kitap tüccarlarının. varrakların. alim ve şairlerin buluştuğu bir merkez durumundaydı . Yaküt el-Hamevi de onu H alep'te tanımış. maddi ve manevi bakımdan yardımını görmüştü : dolayıs ıyla İbnü 'l - Kıfti hakkında en ayrıntılı bilgi onun eserinde mev-cuttur (Mu'cemü'l-üdeba', XV, I 75-204) . el-Melikü'z-Zahir Gazi tarafından Kadı'IEkrem unvanı verilerek Divan-ı istifa'nın (Divilnü'l-mal) başına getirilen İbnü'l-Kıfti başarılı hizmetlerde bulundu: fakat el-Melikü'z-Zahir Gazi'nin 613'te (1216) ve-fatı üzerine evine kapanarak telifte meşgul olmaya başladı . Bu sırada geçimini el-Melikü'l-Aziz'in veziri Şehabeddin Tuğrul'un kendisine bağlattığı maaşla sağlıyordu. Daha sonra el-Melikü'l-Aziz tara-fından tekrar Divan-ı istifa'nın başına ge-tirildi ( 6 ı 6/ ı 2 ı 9) . Ancak on iki yıl sonra ilmi çalışmalarına engel olduğunu ileri sü-

    rerek görevinden ayrıldı ve beş yıl sürey-le inzivaya çekilip eserlerini kaleme aldı. Bu sürenin sonunda el-Melikü'l-Aziz onu vezirliğe tayin etti. Görevini hükümdarıo oğlu ~1-Melikü'n-Nasır Selahaddin Yusuf devrinde de (I 237- ı 260) sürdürdü. 13 Ra-mazan 646'da (30 Aralık 1248) Halep'te vefat etti.

    Kültürlü ve yüksek dereceli bir memur ailesinden gelmiş olmanın sağladığı ge-niş imkanlar sebebiyle dönemin en seç-kin hocalarının yanında iyi bir tahsil gö-ren İbnü'l-Kıfti dini ve akli ilimierin he-men hepsine ilgi duymuş. fakat daha zi-yade tarih ve biyografi yazarlığıyla ün ka-zanmıştır. Şüphesiz bunda, hiç evlenme-yerek bütün servetini kitaba yatırıp çoğu müellif hattı ve nadir nüshalardan mey-dana gelen zengin bir kütüphaneye sahip olmasının payı büyüktür. Vasiyeti gereği Eyyubiler'in Halep kolu hükümdan el-Me-likü 'n-Nasır'a kalan kitaplarının değeri rivayete göre 50.000 dinar tutmaktaydı (Kütübl. III. ı 18) . Kaynaklar onun uzun yıllar süren vezirlik dönemleri sırasında Halep'in çok sakin ve huzurlu günler ge-çirdiğin i yazmaktadır.

    Eserleri. 1. İl].bdrü '1-'ulema' bi -al].bd-ri'l-]Jükemd' (Tari i] u ' 1-f:ıükema' ). Adının

    iBNÜ'I-KIFTi

    bazı yazma nüshalarda Terdcimü'l-]J.ü-kema', Tegkiretü'l-]J.ükema' ve Taba-]fii.tü'l-]Jükema' ve aş]Jdbi'n-nücıl.m ve'l-etıbbd' gibi şekillerde yer aldığı gö-rülmektedir. Eser, müellifin ölümünden bir yıl önce Muhammed b. Ali b. Muham-med ez-Zevzeni tarafından el-MünteJ;:ıabdt ve'l-mülte]fatat min Kitabi İl].bdri'l'ulema' bi-al;:ıbdri'l-]Jükema' adıyla ih-tisar edilmiş ve günümüzeMul].taşarü'zZevzeni de denilen·bu haliyle gelmiştir. Başlıktaki "müntehabat" ve "mültekatat" sözlerinden Zevzeni'nin kitabı sadece özetlemediği, aynı zamanda kendi anla-yışına göre seçmeler yaparak bazı biyog-rafileri çıkardığı anlaşılmaktadır. Alfabe-tik sırayla düzenlenen eser mantık, fel-sefe, matematik, astronomi, botanik ve tıp alanında çalışan 414 Grek, Süryani ve islam bilgin-düşünürünün biyografisiyle eserleri ve bunların tercümeler dönemin-de kimler tarafından Arapça'ya çevrildi ği hususunda bilgi içermekte, dolayısıyla bilim, kültür ve medeniyet tarihinin en değerli kaynaklarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Kitabın başlıca kaynakları

    İbn Cülcül'ün Taba]fii.tü 'l-etıbbd' ve'l-]Jükema' adlı eseri, İbnü'n-Nedim'in el-Fihrist'i , Said el-Endelüsi'nin Taba]fii.-tü'l-ümem'i ve Ebu Süleymçn es-Sicista-

    i bnü ' l -Kıfti ' nin if:ıbii.rü'l-'ulemii.' bi-af:ıbii.ri'l-f:ıükemii.' adlı eserinin ilk iki sayfas ı (Süleymaniye Ktp., Yenicami , nr. 854)

    _..,..._...._...,. ......... - -~· ı_,ı l .., \.i[r.o.ı>~'(ı_, ~.,.il~•l:iiolı:ı\,...I\.!JI .. ll';~1 dl.:.ıı':ı:.ı .. ~~.~~ ... r ·ıo/r;-ıı~t,:,..r,~~.,.~~:f'J~:;;r,'u.""'~H·yı:ı.:..ıı~:~~. ır_...\,e.ı.~ı,;ırı.. tu'~)ıl~~~.:ıı~~i"~~ıı.:..~l:J:\~.H.ı;.l:i.,ı•ı-%!.. .. -.J;,\1 ~~ıı,..ı.,.ı.,oıJibJ .. .,l...?-_,._,ife;.\.;:.,.,~~bl ....,_.,ı.\..,.1.\Jli."'t"-'.ı;ı~..:.ı,;.t,.:,-L,J\;l..~.);.l\l,IJ-ıı~ "-· ~L\;Iı.!.\..\...'~"~,ı.;..o~.t:...ı,:;.~.wıı~~ ~\\f.l'rJ\W~if.,~~~.lı..,.l:ll ~~-~.,ı;:.ıı,,,);It;..,,ıı, JoJ'""~\,"!~1~.\...ı.ı _f;,_, t'ı>A~~J.-'J\Iı.\.:..~,..ııLI>'-ıL...-\itr\il.~l}l\>.).i:-1 ~·.lf;.ılo\~..I>Jl (''t'>t;-lt.ıll->ı·,.l)-!,._,....,\ıl.t.Jt~J ~l~,ı"""\\ı.!_,\1b '"'.ıll~)..;,.~ı.t-hı,:..;;J,L.o;..ı,AJ>l>J....J,Ij~ ... ~.-.ı.~)»J~ ... \U'.ıl~tl\ı, · t\.-:.,h""'-'1...~\.0'.ı.::.l.4>1...,.ı,.U\j;l\,\?.:~ I I .~.:.;'l o,..">~-':"'.\;)j,.:J.;~;.:;-(,I.,;.(l.ll"-.::.:\.Y.,-.f,..:I~..,.\K,I.,~I.\;.,..~l;:...\-J.:ıl..; ±ıt......ılh-.:ı.: .:;-.P:iJI2\;ll.ı .::...~:;ıL_,..'il.,..~>.::,..).u:i;

    ·....,:,~l,;,..,\,\::.oi~,I>\J~.,.t;ıi.,_,.,L~,:IJ';.,.;t-_,_.,ı...,.t}-.;:JI ' ,_. · ~..rJ •\.I.li..:.J..;.~ıv.\;..~\J~uJ'Ltı.,.:;,~~l>\11-•.l,>-lr j ~l)),-v"Ö"'.u-ı..IJ·;.;:_;,.::.J\;,&:J[};;(>'I~!:,rJ .,t;;.._, j e.ıı..,.,\hv--).s---.. ..,......Jf . .,..J:.·.n'""~). \ ..... [) 1;,..:!-oJ:r ... "'"'''1.-J~-,....;-J~..-1~}\\.,;.._,.._,u-:-'J..,;.~_,}~_.I

    l.:ı_r.,l!ı!};i ... o.ı:•t.ıı..,..ı._\....o18,oJt.,l.r.:"..ı•l.:ıJ.I.;-~1 ':'l5.:ı

    , r.,..ı~~bd'~~~-"''"\,'l)~ı"''~!H'' ... ÜI((>'I_,j'~ 1 ... .,_,..~, ~':.ı.ı~l.:ı_i;\.-Jo-ı:J'J.::.ltllct"i..r.>"'~"~':.t..Jiı.:lif".t

    ' . ~!..ı.:ıı:uı.,_.,ıı ... ı ..... ...,IJ.!·~t\~ ... ~1...,.1,.....,-.v..,.-:~r: J,(i.J.>.\~!,~t,.JJ:l) ... ~,\ulo/'1\.,;j..;:.Jo:, · (J",,l.v:...-';;I:·'.

  • iBNÜ'I-KIFTT

    ni'nin Şıvanü'l-J.ıikme'sidir. Günümüze ulaşmayan birçok kitap la diğer kaynak-larda yer almayan alim ve düşünürler hakkında bilgi vermesi eserin en önemli yanını t_eşkil eder. Kitabın İşrakilik'te ol-duğu gibi felsefeyi Hz. İdrls'le başlatması ve onu Tevrat'taki Hanuh, felsefedeki Hermes ile aynı kişi sayması (s. 1-7), Ab-düllatlf ei-Bağdadi'den gelen, İskenderiye Kütüphanesi'ni Hz. ömer'in yaktırdığı yolundaki yanlış bilgiyi tah ki k etmeden eserine alması (s. 355-356) gibi hususlar onun değerini azaltmamaktadır. İlk defa Julius Lippert tarafından tenkitli metin halinde yayımlanan eserin (Leipzig ı 903) M. Emin el-H anel ei-Kütübltarafından ya-pılan neşri (Kahire I 326) ilmi ciddiyetten uzaktır. Xl. (XVII.) yüzyılda Farsça'ya ter-cüme edilen kitabın edisyon kritiğini Be-hln Daral gerçekleştirmiş (Tahran 137 ı h ş.). Gulam Gllanl Bark da eseri Urduca'-ya çevirmiştir ( Lahare ı 960). z. İnbiihü'rruvat* 'ala enbahi'n-nüJ:ıat . Nahiv ilmi-nin kurucusu kabul edilen Ebü'I-Esved ed-Düell'den başlayarak XIII. yüzyılın or-talarına kadar Arap dili ve edebiyatı ala-nında çalışmış rnüellifler hakkında bilgi veren ansiklopedi mahiyetinde bir eser olup ilmi neşrini M. Ebü'I-Fazl İbrahim yapmıştır (1-IV, Kahire 1369/1950, 1986). 3. el-MuJ:ıammedun mine'ş-şu'ara' ve eş'aruhüm. 328 şairi tanıtan ve şiirlerinden kısa örnekler veren eser ya tamam-lanamamış veya günümüze eksik olarak intikal etmiştir (nşr. Riyad Abdülhamld Murad, Beyrut ı 408/1988).

    İbnü'I-Kıfti'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: A]]barü '1-müteyyemin, A]]baru Mışr min ibti-da'iM ila eyyami ŞalaJ:ıiddin (bazı kay-naklarda Tarll].u Mışrolarak geçer). A]]ba-rü 's-Selcu~ıyye mün~ü ibtida'iha ila nihayetih, A]]bfırü'l-muşanniiin ve ma şannetUh, IşlQJ:ıu J:ıaleli'ş-ŞıJ:ıQJ:ı, Eş'a

    rü'l-Yezideyn, el-Eni~ 'aJQ ii a]]bfıri İbnü'r-Reşi~, el-inas ii a]]bfıri Al-i Mir-das, Tari]]u BeniBüveyh, Tari]] u MaJ:ımud b. Sebüktekin, Tari]] u '1-Magrib ve men tevellaha min etba'i İbn Tu-mert, Tari]] u '1-Yemen, e~-Zeyl 'ala En-sabi'l-Belazüri, er-Red 'ale'n-naşara ii mecami'ihim, Kitabü'çl-l)ad ve'z;-z;a', el-Kelam 'ala ŞaJ:ıiJ:ıi'l-Bu]]ari, el-Ke-lam 'ale'l-Muvatta', el-MuJ:ıalla ii İsti'abi vücuhi kella, MeşiJ:ıatü Taciddin el-Kindi, el-Müiid ii a]]bfıri Ebi Sa'id, Men elveti'l-eyyamü ie-reie'athu şümme elv et 'aleyhi ie-vaza'athu, Nüzhe-tü'l-]]atır ve nüzhetü 'n-naz;ır ii aJ:ıseni ma nu~ıle min z;uhuri'l-kütüb.

    114

    BİBLiYOGRAFYA :

    ibnü'I-Kıftl, il)bfırü'L-'ulema' (nş r. J. Lippert). Leipzig 1903, neşredenin girişi, s. 5-17; a.e. (tre. ve nşr. Behln Daral). Tahran 1371 hş.; a.mif. , in-bahü'r-ruvat (nşr. Muhammed Ebü'I-Fazl). Kahi-re 1369/1950, neşredenin girişi, 1, 9-.30; Yakut. Mu 'cemü 'l-üdeba', )01, 175-204; ibnü'l-ibrl, Ta-ril)u mul)taşari'd-düvel (nşr. AntOn Salihani ei-YesOI). Beyrut 1890, s. 272; Ca'fer b. Sa'leb ei-Üdfüvl. et-Tali'u 's-sa'idü 'i-cami' esma'e nüce-ba'i'ş-Şa'id (nşr. Sa'd M. Hasan). Kahire 1966, s. 436-438; Zehebl, A'lamü 'n-nübela', XXIII, 227; Kütübl. Fevatü 'l- Vefeyat,ııı, 117 -118; ibn Tağrlberdi. en-f'lücümü 'z-zahire, V, 361; Süyütl, Hüs-nü '1-mu/:ıiiçlara, ı , 554; M. Şemseddin [Günaltay]. islamda Tarif) ve Müverrihler, istanbul 1339-42, s. 177-183; Brockelmann, GAL, ı, 396-397; Han-

    . baba. Fihrist, ı , 1073; Abdülvehhab es-Sabünl. 'Uyünü 'l-mü'elle{at(nşr. MahmOd FahOrl). Ha-lep 1413/1992,1, 101-102; M. S. Khan . "The Ta 'rtkh al-Hukama' of al Qıfti" , HI, VI/ 4 ( 1983), s. 85-96; E. Mittwoch, "İbnülkıftl", iA, V /2, s. 863 -864; A. Dietrich, "Ib n al-J5ıfÇi", Ef2 (İng.), lll, 840.

    ~ MAHMUT KAYA

    r

    L

    İBNÜ'l-KIT (.iwf .:r.f)

    Ebü'l-Kasım Ahmed b. Muaviye b. Muhammed b. Hişam el-Ümevl

    (ö. 288/901)

    Endülüs'te mehdilik iddiasında bulunan Emevi hanedam mensubu.

    _j

    Endülüs Emevl Emlri ı. Hişam'ın (788-796) soyundan gelir; taşıdığı İbnü'l-Kıt künyesini kimden aldığı veya Iakap olarak ismin mahiyeti bilinmemektedir. Mu'te-zill fikirler'in etkisi altında kalmıştır. Kur-tuba'da (Cordoba) oturup astrolojiyle meşgul olurken Ebu Ali es-Serrac adlı bir İsmaill dalsinin çağrısına uyarak hıristiyanlara karşı başlatılan cihad hareketinin ba-şına geçmiştir.

    Emir Abdullah döneminde ( 888-9 ı 2) ülkenin dört bir yanına yayılan isyanlar, devleti kuzeyden gelen hıristiyan hücum-larına karşı sınırlarını koruyamaz hale ge-tirmişti. Asturias Krallığı müslümanların içine düştüğü bu karışıklığı fırsat bilerek Em evi topraklarına saldırılarını arttırdı ve sonunda kuzeybatıdaki stratejik öne-me sahipSemmure (Zamora) şehrini ele geçirdi. Sınır boylarındaki ri batlarda yaşayan gönüllüler, devletin boşluğunu dol-durmaya gayret ettilerse de gereken des-tek ve yardımı alamadıkları için başarılı olamadılar. Bunlardan. hakkında İbn Hay-yan'ın "zahidlik tasiayan fitne körükçü-sü" dediği Ebu Ali es-Serrik dini kurtar-mak adına köy köy, şehir şehir dolaşarak halkı cihada çağırmaya başladı ve bu ara-

    da Kurtuba'ya da giderek İbnü'l-Kıtt'a başlattığı hareketin siyaslliderliğini üst-lenmesini teklif etti. Teklifi olumlu karşılayan İbnü'I-Kıt, Ebu Ali es-Serrac ile bir-likte 288 (901) yılında Kurtuba'dan ayrılıp daha çok Berbefıler'in yaşadığı Fahsül-bellut (Pedroches). Cebelülberanis (Sierra de Almaden) ve Vadiane (Guadiana) gibi şehirlerle çevrelerini dolaşmaya başladı. Bu-ralarda Emir Abdullah ' ın yetersizliğini. dinin korumasız kaldığını, adaletin işlemediğini ve cihadın terkedildiğini söyle-yerek halkı kendi yanında yer almaya ça-ğırdı; gidemediği yerlere de mektup gön-derdi. Bu davet Abdullah'ın kendilerini korumadığı kanaatinde olanlar. özellikle sınır boylarında yalnız kalan gönüllü mü-cahidler arasında sevinçle karşılan dı ve büyük bir kabul gördü. Bu durumdan ce-saret alan İbnü'I-Kıt önemli bir adım ata-rak mehdlliğini ilan etti. Bunu ispatlamak için de göz boyamaya yönelik bazı sihir-bazlık oyunlarına başvurdu: mesela eline aldığı kuru odun parçalarını sıktığında uçlarından su akıyormuş gibi gösterebili-yordu. Bundan başka gelecekle ilgili keha-netlerde de bulundu. Onun bu oyunları ve kehanetleri. İslami bilgileri son derece yü-zeysel olan halk arasında hayretle karşıtandı ve adeta peygamber yerine konul-du.

    İbnü'I-Kıt, birkaç aylık bir süre içinde 60.000 kişilik bir gönüllü ordusu toplama-yı başardı ve hemen ardından ilk hedef olarak seçtiği Semmure'ye doğru hareke-te geçti; hareketinden önce orada bulu-nan Asturias Kralı lll. Alfansa'ya bir mek-tup göndererek kendisini İslam'a davet etti. Bu mektuba sinirlenen lll. Alfonso. Talablre (Talavere). Vadilhicare (Guadalaja-r;ı) ve Şentemeriye'den (Santaver) katılantarla sayısı daha da artan İslam ordusunu şehre varmadan önce durdurmak için karşılamaya çıktı. İki taraf arasındaki ilk çarpışmaların galibi müslümanlar oldu. Fakat İbnü'I-Kıtt'ın savaşı kazanması ha-linde kabilesi ve bölgesi üzerindeki nüfu-zunun sona ereceği endişesine kapılan kalabalık Nefze Berberlleri'nin lideri Züal b. Yalş, yanına çektiği diğer bazı kabile re-isleriyle birlikte savaş meydanını terket-ti. Bu durumu göreh lll. Alfonso. asker-lerini. toparlayarakyeniden hücuma kalk-tı ve galip gelerek müslümanları kılıçtan geçirdi. Savaştan sonra ölüler arasında bulunan İbnü'l-Kıtt'ın başı kesilerek Sem-mure kapısına asıldı (20 Receb 2881 1 O Temmuz 901 ). Çok sayıda müslümanın can verdiği bu olay halk tarafından "Yev-mü Semmure" adıyla anılmıştır.