23
Türk Halk Edebiyatı İncelemeleri <Saim Sakaoğlu Armağanı>, (ed. Metin Ergun), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 2013, s. 121-139. TIVA BİLMECELERİ Prof. Dr. Mehmet AÇA * 1. Giriş Zengin bir sözlü geleneğe sahip olan Tıvalardaki bilmece kavramı ve tanımı hakkında bilgi vererek bilmeceler üzerine yapılan çalışmaları tanıtmayı, Tıva bilmeceleriyle bilmece sorma geleneğini, örnekler eşliğinde çeşitli açılardan (konu, yapı, işlev) ele almayı amaçlayan bu yazımız, Türkiye’deki halk bilimi araştırıcılarının, daha önce destan, masal, alkış ve atasözlerini makale, bildiri ve kitap türünden çalışmalarımıza konu edindiğimiz Tıva sözlü geleneğini, bir başka yönüyle daha tanımalarını sağlayacaktır. Halen Rusya Federasyonu’na bağTıva Özerk Cumhuriyeti’nin yanı sıra, Moğolistan’ın kuzey batısıyla (Sengel Tıvaları) Doğu Türkistan ve Altay bölgelerinde yaşayan Tıvalar, 19. yüzyılın ikinci yarısından bu yana yapılmakta olan Güney Sibirya merkezli sözlü kültür araştırmalarında merkezi bir konumda yer almıştır. Bugüne kadar geleneksel dünya görüşleriyle maddi kültürlerinin yanı sıra, masalları (tooldar), destanları (maadırlıg tooldar/epostar), efsaneleri (toolçurgu bolgaş töögü çugaalar), atasözleri (üleger söster), ırları, alkışları (algış-yöreel) ve bilmeceleri (tıvızıktar) ile de derleme, neşir ve inceleme türünden çalışmalara konu olan Tıvaların bilmeceleri ve bilmece sorma gelenekleri hakkındaki bu kısa bilgilendirme, Türkiye’deki Türkiye şı Türk topluluklarının sözlü geleneklerine yönelik araştırmalara, Tıva bilmeceleri bağlamında katkıda bulunacaktır. 2. Tıvalarda Bilmece Kavramı ve Tanımı Tıva sözlü geleneğinde bilmeceye, “aramak, bulmak, keşfetmek, elde etmek, çözmek, halletmek” (Tenişev (red.) 1968: 428-429; Arıkoğlu-Kuular 2003: 107; Ölmez 2007: 273) anlamlarına gelen “tıp-“ (tıvar) fiilinden türetilen “tıvızık” 1 denilmektedir (Kalzan-Kuular * Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. [email protected] . 0538 2157845 1 “Tıvızık” kelimesi, Tıva lehçesinde “hazırcevap, zihni çevik, zeyrek, anlayışlı, çabuk anlayan, ferasetli” anlamlarına da gelip “ol tıvızık kiji” örneğinde olduğu gibi, sıfat olarak da kullanılmaktadır (Tenişev (red.) 1968: 429). Benzer bir durum Kazak, Kırgız, Tatar ve Başkurt lehçelerindeki “tap-“ fiilinden türeyen ve “kıvrak zekâlı, hazırcevap, çaresâz”

Tıva Bilmeceleri / Tuvan Riddles / Тувинские загадки

Embed Size (px)

Citation preview

Türk Halk Edebiyatı İncelemeleri <Saim Sakaoğlu Armağanı>, (ed. Metin Ergun), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 2013, s. 121-139.

TIVA BİLMECELERİ

Prof. Dr. Mehmet AÇA*

1. Giriş

Zengin bir sözlü geleneğe sahip olan Tıvalardaki bilmece kavramı ve tanımı hakkında

bilgi vererek bilmeceler üzerine yapılan çalışmaları tanıtmayı, Tıva bilmeceleriyle bilmece

sorma geleneğini, örnekler eşliğinde çeşitli açılardan (konu, yapı, işlev) ele almayı

amaçlayan bu yazımız, Türkiye’deki halk bilimi araştırıcılarının, daha önce destan, masal,

alkış ve atasözlerini makale, bildiri ve kitap türünden çalışmalarımıza konu edindiğimiz

Tıva sözlü geleneğini, bir başka yönüyle daha tanımalarını sağlayacaktır.

Halen Rusya Federasyonu’na bağlı Tıva Özerk Cumhuriyeti’nin yanı sıra,

Moğolistan’ın kuzey batısıyla (Sengel Tıvaları) Doğu Türkistan ve Altay bölgelerinde

yaşayan Tıvalar, 19. yüzyılın ikinci yarısından bu yana yapılmakta olan Güney Sibirya

merkezli sözlü kültür araştırmalarında merkezi bir konumda yer almıştır. Bugüne kadar

geleneksel dünya görüşleriyle maddi kültürlerinin yanı sıra, masalları (tooldar), destanları

(maadırlıg tooldar/epostar), efsaneleri (toolçurgu bolgaş töögü çugaalar), atasözleri (üleger

söster), ırları, alkışları (algış-yöreel) ve bilmeceleri (tıvızıktar) ile de derleme, neşir ve

inceleme türünden çalışmalara konu olan Tıvaların bilmeceleri ve bilmece sorma

gelenekleri hakkındaki bu kısa bilgilendirme, Türkiye’deki Türkiye dışı Türk

topluluklarının sözlü geleneklerine yönelik araştırmalara, Tıva bilmeceleri bağlamında

katkıda bulunacaktır.

2. Tıvalarda Bilmece Kavramı ve Tanımı

Tıva sözlü geleneğinde bilmeceye, “aramak, bulmak, keşfetmek, elde etmek, çözmek,

halletmek” (Tenişev (red.) 1968: 428-429; Arıkoğlu-Kuular 2003: 107; Ölmez 2007: 273)

anlamlarına gelen “tıp-“ (tıvar) fiilinden türetilen “tıvızık”1 denilmektedir (Kalzan-Kuular

* Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. [email protected]. 0538 2157845 1 “Tıvızık” kelimesi, Tıva lehçesinde “hazırcevap, zihni çevik, zeyrek, anlayışlı, çabuk anlayan, ferasetli” anlamlarına da gelip “ol tıvızık kiji” örneğinde olduğu gibi, sıfat olarak da kullanılmaktadır (Tenişev (red.) 1968: 429). Benzer bir durum Kazak, Kırgız, Tatar ve Başkurt lehçelerindeki “tap-“ fiilinden türeyen ve “kıvrak zekâlı, hazırcevap, çaresâz”

2

1958; Darıma 1968; Tenişev (red.) 1968: 429; Darıma 1976; Sat 1976: 115-131;

Kurbatskiy 2002; Orus-ool 2011: 4-17; Monguş 2005: 214; Dugarjap 2011). “Tıp-“ fiili

“aramak, bulmak, ele geçirmek doğurmak, ürün vermek” anlamlarında, diğer Türk

lehçelerinde de “tap-“ ve “tup-“ biçimlerinde yer almaktadır (Baskakov-Toşçakova 1947:

142; Baskakov-İnkijekova-Grekul 1953: 217; Iskakov (red.) 1986: 6-7; Tannagaşeva-

Akalın 1995: 110; Yudahin 1994: 708; Akabirov-vd. 1981: 204; Abdullin-vd. (hzl.) 1981:

10-11; Bayram 2007: 240; Necipoviç Necip 1995: 389; Tekin-vd. 1995: 616-617; vd.).

Tıvalarda olduğu gibi, diğer pek çok Türk topluluğunun sözlü geleneğinde de bilmece

türüne bu “tap-“/tup-“ fiilinden türetilen adlar verilmiştir. Bunlara, şu örnekleri vermek

mümkündür: “Tapmaca” (Azeri Türkleri, Kırım Tatarları), “tapmaça” (Türkmen),

“tapişmak” (Özbek), “tabışmak” (Kırgız), “tabışkak, tavıskak, taptırgış” (Altay), “sispek,

sispek nımah, söspek nımah, tapçañ nımah” (Hakas), “taptırçañ nıbak, tapkış, tabışkak”

(Şor), “taabırın” (Yakut), “tupmalli yumah” (Çuvaş), “tépişmak” (Uygur), “tabışmak”

(Kazan Tatarları, Başkurt), vd. (Efendiyev 1992: 121-129; Bekirov 1988: 180-191;

İmamov-vd. 1990: 100-108; Taştemirov 1973: 151-170; Baycigitov-vd. 2002: 57-62;

Surazakov 1975: 66-79; Kandarakovoy-Çumakayeva 1988: 197-207; Ergun 1994; Katanov

1963: 15-19, 27-28, 38-39; Maynogaşeva-Kızlasova 1990: 7; Dırenkova 1940: 350-355;

Vasilyev-Kirişçioğlu-Killi 1996: 45-52; Yumart 2003; 379-382; Ensari-Hudaykul 1925:

216-218; Abdrahmanov-Mollaudov-Muçkinova 1988: 282-322; İsenbet 1970; Mähmütov

(hzl.) 1977; Urmançeyev-Miñnullin 2005: 120-124)

Bilmece türüne “tap-“ filinden türetilen adlar verilmesi hususu, sadece günümüz Türk

lehçelerinde karşılaşılan bir durum değildir. “Divanü Lügati’t-Türk” ile “Codex

Cumanicus”tan öğrendiğimiz kadarıyla, bilmece türüne eskiden de “tap-“ filinden türeyen

adlar (tabuzgu, tabuzgu neñ, tabuzguk, tabzug, vd.) verilmiştir.2

Türkiye’de Şükrü Elçin tarafından “tabiat unsurları ile bu unsurlara bağlı hâdiseleri;

insan, hayvan ve bitki gibi canlıları; eşyayı, akıl, zekâ veya güzellik nev’inden mücerred

anlamlarına gelen “tapkır” (Abdullin-vd. (hzl.) 1981: 36; Iskakov (red.) 1986: 8; Agişev-vd (hzl.) 1993: 313) ve “tapkıç” (Yudahin 1994: 709) kelimeleri için de geçerlidir. Benzer bir durum, Hakas lehçesinde “hazır cevap, zihni çevik” anlamlarına gelen “taphıçı” (Baskakov-İnkijekova-Grekul (hzl.) 1953: 218; Arıkoğlu 2005: 479) kelimesinde de görülmektedir. Verilen kelime örnekleri, bilmeceye verilen “tap-“ fiilinden türemiş adların zekâ ve feraset kavramlarıyla olan doğrudan ilişkisini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. 2 Türk dilindeki bilmece terimi üzerine Türkiye’de hazırlanan kapsamlı çalışma için bk. Sakaoğlu 1983.

3

kavramlarla dinî konu ve motifleri vb. kapalı bir şekilde yakın-uzak münâsebetler ve

çağrışımlarla düşünce, muhâkeme ve dikkatimize aksettirerek bulmayı hedef tutan kalıplaş-

mış sözlerdir.” (Elçin 1986: 607) diye tanımlanan bilmece türü, Tıvalı araştırıcılar

tarafından Elçin’inki kadar kapsamlı ve detaylı olmasa da türün öne çıkan özellikleri

(içerik, yapı, işlev) dikkate alınarak tanımlanmıştır. Aşağıda, sadece S. M. Sat [S. M. Orus-

ool] tarafından yapılan tanıma yer verilecektir.

Tıvalı halk bilimi araştırıcısı S. M. Sat [S. M. Orus-ool] tarafından yapılan bilmece

(tıvızık) tanımı şöyledir: “Herhangi bir şeyin, canlının ya da olayın karakteristik özelliğini,

ayırt edici nişanını başka bir biçimde (dolaylı bir şekilde) söyleyip onun bulunmasını

isteyen, esasında şiirden oluşan kısa söz.” (Sat 1976: 115) Daha sonraki çalışmalarında S.

M. Orus-ool adını kullanan Sat, bu tanımına, 2011 yılında yayımlanan “Tıva Ulustuñ

Tıvızıkları” adlı kitaba yazdığı ön sözde de olduğu gibi yer vermiştir (Orus-ool 2011: 4).

Sat ya da Orus-ool’un yaptığı tanımdan da anlaşılacağı üzere her nesne, her canlı, her

varlık, her olay ve her kavram Tıva bilmecelerinin konusu olabilmektedir. Bu çeşitlilik ya

da zenginlik, Tıva bilmecelerini içeriklerini dikkate alarak sınıflandıran araştırıcıların

sınıflandırmalarıyla yapılan metin neşirlerinde de görülebilmektedir. Sat ya da Orus-ool’un

ifadesiyle, temelde manzum olan bilmeceler, araştırıcılarca daha çok eğlendiren, hoça vakit

geçirten, rahatlatan, akıl, zeka ve yeteneği sergilemeye imkan veren, bireyin içinde yaşadığı

toplumla uyum içerisinde yaşamasına destek veren, insanın doğal bir varlıktan kültürel bir

varlığa dönüşmesi sürecinde önemli bir rol üstlenen “oyun” (ki, oyunların önemli bir kısmı,

rekabet ya da yarışma üzerine kuruludur) kavramı içerisinde değerlendirilmiştir.

Tıvalardaki bilmece sorma geleneği hakkında bilgi veren kaynaklar, genellikle çocuklar

tarafından oynanan ve yarışma üzerine kurulan “bilmece oyunu”na dikkat çekmişlerdir (Sat

1976: 15-16; Orus-ool 2011: 4-5). İşlevleri açısından ele alınan bilmeceler, araştırıcılarca

kökenleri bakımından da sorgulanmıştır. Bulunması istenen şeyin özelliklerinin örtülü ya

da dolaylı bir şekilde söylenmesi, mecaz ve benzetmelere sık sık başvurulması, varlıkların

belirgin özelliklerinin başka şeylerle değiştirilmesi, hasılı şifreli bir anlatım, araştırıcıları,

4

bilmece türünün kökeni konusunda toplayıcı ve avcı toplumlara3, onlar ve kadınlar

tarafından geliştirilen gizli konuşma dillerine kadar götürmüştür.4

3. Tıva Bilmeceleri Üzerine Yapılan Çalışmalar

Tıva bilmeceleri, diğer sözlü kültür ürünleriyle birlikte araştırıcıların ilgi alanına, 19.

yüzyılın ikinci yarısından itibaren girmeye başlamıştır. Tıva sözlü kültür ürünleri üzerine

yapılan ilk dönem çalışmaları G. N. Potanin, V. V. Radlov, N. F. Katanov ve F. Y. Kon

tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarında, Tıvaların diğer sözlü kültür ürünlerinin yanı

sıra, bilmecelerine de yer veren isimler, Hakas bilim adamı N. F. Katanov ile ünlü Türkolog

V. V. Radlov’dur.

V. V. Radlov’un ünlü eseri Obraztsı Narodnoy Literaturı Tyurkskih Plemen’in 1907

tarihli dokuzuncu cildi, N. F. Katanov tarafından Güney Sibirya Türklerinden derlenen

sözlü kültür ürünlerini içermekte olup, bunlar arasında 130’u aşkın bilmece metni de yer

almıştır (Radlov 1907). Eserdeki bilmeceler, genellikle ev eşyası ve gereçleri, bitki ve

çiçekler, doğanın gizemli güçleri hakkındadır.

N. F. Katanov’un 1903 yılında yayımlanan Opıt İssledovaniya Uryanhayskogo Yazıka

s Ukazniem Glavneyşih Rodstvennıh Otnoşeniy ego k Drugim Yazıkam Tyurkskogo

Kornya adlı iki ciltlik eserinin birinci cildinin 91-96. sayfaları arasında Tıva bilmecelerine

yer verilmiştir (Katanov 1903).

Çarlık Rusyası döneminde yapılan bu tür derleme ve neşir çalışmaları, Sovyetler

Birliği döneminde de devam etmiştir. Özellikle de 1945 yılında “Tıvanıñ Dıl, Literatura

Bolgaş Töögünüñ Ertem-Şinçilel İnstitutu”nun (Tıva Dil, Edebiyat ve Tarih Araştırmaları

Enstitüsü) Kızıl’da faaliyete geçmesiyle birlikte, Tıva sözlü kültürü ürünlerinin bilimsel

yöntemler eşliğinde derlenip yayımlanması süreci hız kazanmış, sadece derleme ve neşir

çalışmalarıyla yetinilmeyerek inceleme aşamasına da geçilmiştir. Adı, daha sonra “Tıvanıñ

Gumanitarlıg Şinçilelder İnstitudu” (Tıva İnsani Bilimler Enstitüsü) olarak değiştirilen

enstitü kapsamında görev alan araştırıcılar, diğer sözlü edebiyat ürünlerinin yanı sıra,

3 Avcılar tarafından geliştirilen gizli konuşma dili ile bilmece türü arasındaki ilişki için bk. Surazakov 1975: 66. 4 Güney Sibirya Türklerinin gizli konuşma dilleri üzerine yapılan önemli bir değerlendirme için bk. Sagalayev-Oktyabırskaya 1990.

5

derleyip neşrettikleri tıvızıkları da makale, bildiri ve kitap türünden çalışmalarına konu

edinmişlerdir.5

Tıva’da yapılan bilmece konulu çalışmalar hakkında bilgi vermeden önce, Tıva

bilmecelerinin Sovyet Rusya halklarının bilmecelerine yer veren Rusça kitaplarda da yer

aldığını belirtmek gerekir. D. N. Sadovnikov (1959) ve E. T. Dolgih ile G. Leonova (1972)

tarafından yayımlanan çalışmalar, Tıva bilmecelerine de yer veren Rusça kitaplara iki

örnektir.

Tıva bilmeceleri konulu ilk kitap, 1958 yılında A. K. Kalzan ve D. S. Kuular tarafından

yayımlanmıştır. 58 sayfadan ibaret olan bu kitapta, 305 bilmece metni yer almıştır (Kalzan-

Kuular 1958). Kitabın Kalzan tarafından yazılan ön sözünde (s. 3-11), Tıva bilmeceleri

hakkında bilgiler verilmiştir.

Tıva bilmecelerine yer veren ikinci kitap ise, 1968 yılında Kızıl’da, O. K.-Ç. Darıma

tarafından Tıvıñarım adıyla yayımlanmış olup kitapta 160 bilmece metnine yer verilmiştir

(Darıma 1968).

Darıma tarafından yayımlanan bir diğer bilmece kitabı Tıva Ulustuñ Tızıvıktarı adını

taşımakta olup, 1976 yılında Kızıl’da yayımlanmıştır (Darıma 1976). 144 sayfadan ibaret

olan kitapta, 524 bilmece metni yer almıştır. Bu metinler arasında, Kalzan ve Kuular

tarafından 1958 yılında yayımlanan Tıvızıktar adlı kitapta yer alan bilmece metinlerine de

yer verilmiştir.

Tıva bilmeceleri üzerine çalışanların başında G. N. Kurbatskiy gelmektedir.

Kurbatskiy, Tıva bilmeceleri konulu kitapların yanı sıra, kitap bölümlerine de imza atmıştır.

1990 yılında Kızıl’da yayımladığı Tuvinskie Narodnıe Zagadki (Kurbatskiy 1990) adlı

kitabını, editörlüğünü yaptığı 2002 tarihli 254 sayfalık Tıva Tıvızıktar. Tuvinskie Zagadki

adlı kitap izlemiştir. Tıvaca ve Rusça kaleme alınan kitapta, Kızıl’daki Tıvanıñ

Gumanitarlıg Şinçilelder İnstitudu’nun Filoloji Fakültesi öğrencileriyle G. N. Kurbatskiy’in

1964-1985 yılları arasında bizzat kendisinin derlediği 1121 bilmece metnine yer verilmiştir.

5 Adı geçen enstitünün 1946-2001 tarihleri arasında yaptığı Tıva sözlü edebiyatıyla ilgili yayımların bir listesine, enstitü tarafından yayımlanan Uçenie Zapiski’nin 2002 tarihli 19. cildinde Z. M. Monguş imzasıyla yer verilmiştir (Monguş 2002: 308-324). Enstitü’nün halen devam etmekte olan çalışmalarıyla yayım faaliyetlerini, http://tigi.tuva.ru/ adresinden takip etmek mümkündür.

6

Bilmece metinleri, hem Tıvaca hem Rusça olarak yayımlanmıştır. Rusça tercümelerin

redaktörü S. M. Orus-ool’dur (Kurbatskiy 2002).

Tıva bilmecelerine yer veren kitapların sonuncusu, A. T. Dugarjap tarafından Tıva

Ulustuñ Tıvızıktarı adıyla 2011 yılında Kızıl’da yayımlanmıştır (Dugarjap 2011). Ön

sözünü (s. 4-17) S. M. Orus-ool’un kaleme aldığı 255 sayfalık kitapta, çeşitli isimlerce

derlenip de Tıvanıñ Gumanitarlıg Şinçilelder İnstitudu arşivine kaydedilen 1618 tıvızık

metnine yer verilmiştir (s. 18-237). Bilmece metinlerinde geçen bazı kelimelerin

açıklamalarına da yer verilen kitabın 245-255. sayfaları arasında, bilmeceleri söyleyenlerle

derleyenler hakkındaki bilgiler de yer almıştır.

Tıva bilmecelerine, M. P. Tatarintseva’nın 1995 yılında hazırlamış olduğu 172 sayfalık

Skazki, Pesni, Zagadki. Russkiy Fol’klor v Tuve adlı kitapta da yer verilmiştir. Kitabın

editörlüğünü E. A. Kuklina yapmıştır (Tatarintseva 1995).

Tıva bilmecelerine yer veren bu tür kitap çalışmalarının yanı sıra, Tıva bilmecelerini

kavram, tanım, tür özellikleri, bilmece sorma geleneği ve diğer açılardan ele alan kitap

bölümleri de kaleme alınmıştır.

Tıva bilmecelerini ele alan kitap bölümlerinden ilki, S. M. Sat [S. M. Orus-ool]

tarafından yazılmıştır. “Tıvanıñ Dıl, Literatura Bolgaş Töögünüñ Ertem-Şinçilel İnstitudu”

tarafından 1976 yılında yayımlanan Tıva sözlü edebiyatı konulu Tıva Ulustuñ Aaas

Çogaalı adlı kitapta “maadırlıg epos” (L. V. Grebnev), “tooldar” (D. S. Kuular), “toolçurgu

bolgaş töögü çugaalar” (D. S. Kuular), “ırlar” (S. B. Pürbü), “üleger domaktar bolgaş çeçen

söster” (Ç. Ç. Kuular-A. K. Kalzan), “algış-yöreelder” (Ç. Ç. Kuular), “uruglar çogaalı” (Ç.

Ç. Kuular), “revolyutsiya soonda üyeniñ aas çogaalı”nın (A. K. Kalzan) yanı sıra,

“tıvızıktar” da ayrı bir bölüm halinde ele alınmıştır. S. M. Sat [S. M. Orus-ool] tarafından

kaleme alınan bölümde, Tıva bilmeceleri ile bilmece sorma geleneği üzerinde, bilmece

örnekleri eşliğinde kapsamlı bir şekilde durulmuştur (Sat 1976).

Tıva bilmecelerini ele alan bir diğer kitap bölümü, Tıva bilmeceleri üzerine en çok

çalışan isim G. N. Kurbatskiy tarafından kaleme alınmıştır. Kurbatskiy, 2001 yılında

yayımlanan Tuvintsı v Svoem Fol’klore İstoriko-Etnografiçeskie Aspektı Tuvinskogo

Fol’klora adlı kitabının 334-342. sayfaları arasını, Tıva sözlü edebiyatının en yaygın

türlerinden bilmeceye (zagadki) ayırmıştır (Kurbatskiy 2011).

7

Kitap ve kitap bölümlerinin dışında, Tıva bilmecelerini çeşitli yönleriyle ele alan

makale ve bildiriler de yayımlanmıştır. Aşağıda haklarında bilgi vereceğimiz makalelerin

bazıları, Güney Sibirya Türklerinin sözlü geleneklerini de ele alan kitaplarda

yayımlanmakla birlikte, tarafımızca makale kategorisine dâhil edilmiştir.

Kaynaklardan öğrenebildiğimiz kadarıyla, Tıva bilmeceleri üzerine kaleme alınan eski

yazılardan birisi, 26 Ocak 1964 tarihinde, “Zagadki” başlığıyla Tuvinskie Pravda

gazetesinin Tıva folkloru köşesinde yayımlanmıştır. Folklor köşesine yazılan bu yazıyı, Şın

gazetesinin 30 Ocak 1966 tarihli sayısındaki “Sengel Tıvalarının Tıvızıktarı” başlıklı yazı

izlemiştir. Moğolistan’ın kuzey-batısında yaşayan Sengel Tıvalarının bilmeceleri üzerine

yazılan bu yazıdan sonra, M. Hadahane’nin 1969 yılında Ulug-Hem adlı edebiyat ve sanat

almanağına yazdığı “Zagadki” başlıklı yazıyı anmak gerekmektedir (Hadahane 1969: 138-

139). Tıva atasözleri üzerine yaptığı çalışmalarıyla da tanınan Hadahane’nin bu yazısını, O.

Darıma’nın, ilk cildi 1953 yılında yayımlanan Uçenie Zapiski’nin 1971 tarihli 15. cildinde

yer alan “Zagadki: Per. T. Noviçkovoy” başlıklı yazısı izlemiştir (Darıma 1971: 240-242).

Tıva bilmeceleri üzerine kalem oynatanlardan birisi de S. S. Salçak’tır. Salçak’ın Puti

Soverşentvovaniye Uçebno-Vospitatel’nogo Protsessa. Metodiçeskie Rekomendatsii adlı

kitabın üçüncü cildine yazdığı “Tuvinskie Ustnıe Narodnıe Zadaçi i Zagadki” başlıklı 3

sayfalık yazısı, bilmece ile Tıva lehçesinin öğretimi arasındaki ilişki üzerinde durmuştur

(Salçak 1985: 27-29).

Yukarıda da belirtildiği gibi, Tıva bilmeceleri üzerine çalışan isimlerin başında G. N.

Kurbatskiy gelmektedir. Ulug Hem’in 1988 tarihli 69. sayısında kaleme aldığı bir yazısında

Tıva bilmecelerindeki hayvanlar üzerinde duran araştırıcı (Kurbatskiy 1988), 1989 yılında

Ufa’da yayımlanan Fol’klor Naradov RSFSR adlı kitaba yazdığı “Tuvinskie i Russkie

Zagadki v Sravnitel’nom Osveşçenii” yazısında ise Tıva ve Rus bilmeceleri üzerinde

durmuştur (Kurbatskiy 1989). Kurbatskiy’in Tıva geleneksel dünya görüşünün Tıva

bilmecelerdeki yansımalarını ele aldığı 1994 tarihli “Traditsionnoe Mirovozzrenie

Tuvintsev v ih Zagadkah” başlıklı bildirisi (Kurbatskiy 1994), bir yıl sonra Sbornik Statey

po Duhovnoy Kul’ture Tuvintsev adlı eser içerisinde yeniden yayımlanmıştır (Kurbatskiy

1995).

Üzerinde durduğumuz çalışmalar, çok sayıda bilmece örneğine yer vermekle birlikte,

Tıva bilmeceleri ve bilmece sorma geleneği (başka bir deyişle, bilmece oyunu) hakkında

bilgi veren önde gelen çalışmalardır. Tıva bilmeceleriyle ilgili çalışmalar, üzerinde

8

durduğumuz çalışmalardan ibaret değildir. Bilmeceler, Tıva lehçesinin ağızlarına yönelik

derlemelerle Tıva geleneksel kültürüne ve inanç sistemine yönelik çalışmalarda da yer

bulmuştur.

4. Tıvalarda Bilmece Sorma Geleneği (Bilmece Oyunu)

Tıvalar, bilmece sormaya “tıvızktaar” ya da “tıvızıktajır” demektedirler (Tenişev (red.)

1968: 429; Sat 1976; Orus-ool 2011). Tıva geleneksel hayatında, bilmece oyunu için en

uygun zaman, uzun kuş geceleridir. Uzun kış geceleri, Anadolu ve diğer Türk bölgelerinde

de bu tür oyunlar için en uygun zamandır. Tıvalarda, günlük işler bittiğinde ya da çocuklar

bir araya geldiğinde, komşular herhangi birinin evine toplanarak çoğunlukla iki gruba

ayrılıp gece boyunca karşılıklı bilmece sorarlar (Sat 1976: 115; Orus-ool 2011: 4).

Bilmece oyunu, genellikle şu şekilde oynanmaktadır. Gruptan bir kişi “tıvızıım dıtta,

toolum doşta” (bilmecem karaçamda, masalım buzda) diye başlayarak bilmeceyi sorar,

diğerleri de cevabını bulmaya çalışırlar. Bilmecenin muhatapları, cevabı belli bir süre

içerisinde bulamazlarsa, karşı taraftan ipucu vermesini isterler. Bilmeceyi soran, bulunması

istediği şeyin hangi türe ait olduğunu ya da nerede olduğunu belirten “insanda”,

“hayvanda”, bitki türünde” gibi sözler söyleyerek ipucu verir. Eğer bilmeceye doğru cevabı

veremezlerse, anlaşma gereği, sorulan bilmeceye doğru cevabı veremeyen taraf da bilmece

sorar ve böylece beraberlik sağlanmaya çalışılır. Karşı taraf da sorulan bilmeceye doğru

cevap veremediği takdirde, beraberlik sağlanmış olur. Daha sonra her iki taraf da sordukları

bilmecelerin cevaplarını karşılıklı olarak söylerler (Sat 1976: 115; Sarıg-ool 2011: 4-5).

Bilmece oyununa katılanların iki gruba ayrılması, sorulan bilmeceler için ipucu talep

edilmesi, ipucunun da bulunması istenen şeyin türü ya da bulunduğu yer hakkındaki

bilgileri içermesi ve oyunun beraberlikle bitirilmeye çalışılması, Tıvalar kadar, diğer Türk

topluluklarının da bilmece sorma geleneklerinin karakteristik özelliklerindendir. Anadolu

sahasında görülen bilmeceyi soranın, ipucu isteyen kişiden “şarımı isterim” diyerek şehir

talep etmesi ve ancak kendisine teklif edilen şehirlerden en beğendiğini aldıktan sonra

ipucu vermesi, diğer Türk topluluklarının bilmece sorma geleneklerinde ipucu karşılığında

değerli bir şeyi isteme biçiminde görülmektedir. Bir diğer benzerlik de bilmecenin

muhataplarının, bulunması istenilen şeyi bulmak için bilmeceyi sorana “canlı mı, cansız

mı?”, “evde bulunur mu, bulunmaz mı?” gibi sorular sormasıdır.

9

Burada, Türk topluluklarının bilmece sorma gelenekleri arasındaki benzerliklerin yanı

sıra, bazı farklılıklara dikkat çekmek amacıyla, Altay Türklerinin bilmece oyunu hakkında

da kısaca bilgi verilecektir. Tıvalardaki gibi genellikle kış akşamlarında işlerin bitiminden

sonra oynanan bilmece oyununa bir köyden ya da eskiden olduğu gibi birkaç köyden

çocuklar, gençler ve büyükler katılmaktadır. Bir “ayıl”da toplanan katılımcılar arasından

yaşça büyük olanlar, oyunun yöneten kişinin gözetiminde, orada bulunan diğerlerine

bilmeceler sorarlar. Soranlar, doğru cevabı veremeyenleri yine orada bulunan ihtiyar bir

adama, yaşlı bir kadına ya da tembel birisine sembolik olarak satarlar. Bilmeceyi bilemeyen

kız ise ihtiyar adama, delikanlı ise yaşlı kadına satılır. Bilmece oyununu yöneten kişi,

yenileni “alıcı”nın yanına getirerek yüksek sesle, “Kapış Dede! Sana ne lazımdır? Yakana

tilki postu mu alırsın, yoksa bilmeceyi bilemeyen Makaş’ı mı alırsın?” der. Kapış, “Ben

ihtiyar bir adamım, ne yapayım yakama tilki postunu? Makaş’ı alayım. Başını bakraç

yaparım, ellerini deri işleme aleti yaparım, bacaklarını koltuk değneği yaparım, iç yağıyla

çadırı örterim, kaburgasından kazan kapağı yaparım, ince bağırsaklarından urgan yaparım,

ciğerinden yastık yaparım. Olmazsa, kulağından tutaç yaparım, gözünden tas yaparım,

diliyle “jayıtkış” yaparım, dişiyle “kırgış” yaparım, burnuyla da musluk ya da oluk

yaparım.” diye cevap verir. Makaş satıldıktan sonra onun yerine ikinci bir kişi oturur ve

doğru cevabı bulmaya çalışır. Böylece bilmecenin cevabını bulamayan oyuncu oyun dışı

kalmış olur (Surazakov 1975: 67). Akşamın sonunda, oyunun yöneticisi, bilmecelerin

cevaplarını bilemeyenlere söyler. Böylece, başarısız olana soruların cevapları verilerek,

oyunun berabere bitirilmesi sağlanmaktadır.

Tıvalar arasında uzun kış gecelerinin vazgeçilmezlerinden olan bilmecelerden

günümüzde okullarda, kreşlerde, çocuk bahçelerinde, edebiyat akşamlarında ve edebiyat

derslerinde de yararlanılmaktadır. Ayrıca, bilmece metinlerine masal ve destan metinlerinde

de yer verilmektedir.

5. Tıva Bilmecelerinin Konu ve Yapı Özellikleri ile İşlevleri

Doğa unsurları ile bu unsurlara bağlı her olay, her canlı, her nesne, her soyut ve somut

kavram, başka bir deyişle, insan hayatı ve zihninde yer eden her şey bilmecenin konusu

olmuştur. Bilmecelerdeki konu çeşitliliği, yukarıda da ifade edildiği üzere, Tıvalı

araştırıcıların yaptıkları bilmece konulu çalışmalarla tasniflerde de görülebilmektedir. Tıva

bilmecelerini anlamları ve türleri bakımından “metaforalıg tıvızıklar” (metaforik, mecazi

bilmeceler), “triada tıvızktar” (üç cevabı gerektiren bilmeceler), “bodalga tıvızıktar”

10

(matematiksel hesaplamaya dayalı bilmeceler), “baştaktanıg tıvızıktar” (şakalı bilmeceler)

ve “daalganıñ tıvızıktarı” (sadece masallarda görülen ve masal kahramanları arasındaki

mücadeleden kaynaklanan sınavlık bilmeceler) diye beş gruba ayıran Sat, insan etrafında

meydana getirilen bilmeceleri konuları bakımından “kijiniñ bodunuñ dugayında tıvızıktar”

(insan bedeni hakkındaki bilmeceler), “oran-sava dugayında tıvızıktar” (yurt ve yurt hayatı

hakkındaki bilmeceler), “aş-çem dugayında tıvızıktar” (yiyecekler hakkındaki bilmeceler),

“et-herekselder dugayında tıvızıktar” (eşyalar hakkındaki bilmeceler) diye sınıflandırdıktan

sonra hayvanlar, ağaçlar, doğa olayları, gökyüzü, din ve din adamları hakkındaki

bilmecelere de dikkat çekmiştir (Sat 1976: 116-123). Sat, bilmecelerin konuları hakkındaki

tespitlerine, Tıva Ulustuñ Tıvızıktarı adlı kitaba S. M. Sarıg-ool adıyla yazdığı önsözde de

yer vermiştir (Sarıg-ool 2011: 5-8). Dugarjap tarafından hazırlanan ve önsözünü Orus-

ool’un yazdığı kitapta, Tıva bilmeceleri “oktargay, boydus” (gökyüzü, tabiat), “çıl

sanaaşkını” (yıl hesabı), “kiji dugayında” (insan hakkında), “şajın-çüdülgege hamaarışkan”

(dine bağlı bilmeceler), “ööredilge, ertem, bijik dugayında” (eğitim, bilim ve kitap

hakkındaki bilmeceler), “azıral dirig amıtannar” (ecvil hayvanlar hakkındaki bilmeceler),

“çerlik dirig-amıtannar” (vahşi hayvanlar hakkındaki bilmeceler), “balıktar” (balıklar),

“kuştar” (kuşlar), “ünüşter” (bitkiler), “kurt-kımıskayak” (kurt-karınca), “añnaar

herekselder” (av aletleri), “a’t herekselderi” (at gereçleri), “daaranır herekselder” (biçki

dikiş gereçleri), “dargan kijiniñ herekselderi” (demircinin gereçleri), “ög herekselderi” (ev

gereçleri), “et-herekselder” (eşyalar), “paş-sava aymaa” (kap kacak türleri) gibi başlıklar

altında sıralanmıştır.

Tıva bilmeceleri de diğer Türk topluluklarının bilmeceleri gibi, “soru” ve “cevap”

kısımlarından oluşmaktadır. Ana metni oluşturan soru kısmında, bulunması istenen şey tarif

edilir ve ardından da belirli bir süre içerisinde cevap verilmesi beklenir. Bulunması istenen

şeyin tarif edildiği bazı bilmecelerin sonunda, “kayızı-dır ol?” (hangisidir o?) ibaresine de

yer verilmektedir. Bazı bilmeceler ise diyalog ya da soru cevap üzerine kurulmuştur:

-Kayıın keldiñ, Borbak? -İşkeerlerden keldim. -İştiñ, hırnıñ kayıl, Borbak? -İyde kagdım, oyda kagdım -Bistiñ çerniñ çañçılı-dır. (Hoy ödee) (TUT: 89) (-Nereden geldin, Toparlak? -İçerilerden geldim. -İçin, karnın nasıl, Toparlak? -Yamaçta kurudum, çukurda kurudum

11

-Bizim oraların âdetidir) (Koyun gübresi) Bazı Tıva bilmeceleri, her bir dizesi bir cevap gerektirecek şekilde kurulmuştur. Bunun

yanı sıra, tek dizeden oluşup da üç şeyi soran bilmece örneklerine de rastlanmaktadır.

Aşağıda, Tıvalı araştırıcılarca “üşteen tıvızıktar” ya da “triada tıvızıktar” diye adlandırılan

ve üç cevabı gerektiren bir bilmece örneğine yer verilmiştir:

Delegeyde üş kara (er çañgıs kijiniñ sagıjı kara, dedir aastıg üñgür kara, bay kijiniñ kodanı kara) (TUT: 235)

(Dünyada üç kara) (Yalnız kişinin düşüncesi kara, ters ağızlı mağara kara, zengin kişinin sürüsü kara)

Tıva bilmeceleri, genellikle bir, iki ve dört dizeden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra, üç

ve seyrek olarak da daha fazla dizeden (5, 6, 7, 8, 9, 10, 16) oluşan bilmece örneklerine de

rastlanmaktadır. Tek dizeden oluşan bilmeceler mensur, birden artık dizeden oluşan

bilmeceler ise manzumdur. Aşağıda, bir ve birden artık dizeden oluşan bilmecelere örnekler

verilmiştir6:

Bir dizeden oluşan bilmeceler (Mensur bilmeceler): Doşta bulan çaagı çıdır (Ay) (TUT: 18) (Buzda geyik yanağı yatar) (Ay) Ak tevem on iyi bodagan iyistedi. (Çıl, ooñ on iyi ayı) (TUT: 38) (Ak devem on iki yavru doğurdu) (Yıl, yılın on iki ayı) Ak oyda ala öşkü (Karak) (TUT: 61) (Ak çukurda ala keçi) (Göz) Hamık kara hoynuñ kajaazı ak (Çagaa, çagaa havı) (TUT: 79) (Bütün kara koyunların ağılı ak) (Mektup, mektup zarfı) Orukta oyuşkak idik çıdır (Koşkar mıyızı) (TUT: 97) (Yolda eğri çizme yatar) (Koç boynuzu) Davanı çok ineem çıda semirdi (Ettig despi) (TUT: 192) (Ayaksız bacaksız ineğim yatıp semirdi) (Et dolu tepsi) Beş kızımnıñ ortunu möñgün kurlug (Çüskük) (TUT: 209) (Beş kızımın ortancası gümüş kemerli) (Yüzük) İki dizeden oluşan bilmeceler (Manzum bilmeceler):

6 Çalışmamızdaki bilmece örnekleri, dördü hariç, A. T. Dugarjap’ın hazırladığı Tıva Ulustuñ Tıvızıktarı (Kızıl 2011) adlı kitaptan alınmıştır. Dugarjap’ın eserinden alınan bilmecelerin anılan kaynakta yer aldıkları sayfaların numaraları, eser adının baş harflerinden oluşan (TUT) ibaresiyle birlikte, metinlerin sonunda belirtilmiştir.

12

Tii çok torgum Dizii çok çinçim (Deer, sıldıs) (TUT: 23) (Dikişi olmayan ipeğim İpliği olmayan incim) (Gök, yıldız) Borbak haarjak iştinde Bodu bütken aldın çıdır (Mee) (TUT: 41) (Yuvarlak sandık içinde Kendi kendine meydana gelen altın yatar) (Beyin) İyi dag arazında Kodan çıdını hire çer bar (Çuşkuu) (TUT: 46) (İki dağ arasında Tavşan yatağı kadar yer var) (Ense) Üç dizeden oluşan bilmeceler: Dört lama malgaş çaskadı İyi lama baraan haraan Bir lama sigen çulgan (Teveniñ aksı, mögeni) (TUT: 83) (Dört lama çamur çiğnedi İki lama mal bakmış Bir lama kuru ot yolmuş) (Devenin ayakları, ağzı, hörgücü) Aar iyniñ ıyajı adıgır-sadıgır Adıgır-sadıgır-daa bolza, Ajıktıg baylaktıg (Sıın mıyızı) (TUT: 106) (Kuzey yamacın ağacı dikenli mikenli Dikenli mikenli de olsa Faydalı, zenginlik getirici) (Geyik boynuzu) Sen mınaar bar, Men mınaar barayn. Ejik aksınga dujaalı (Ög kuru) (TUT: 181) (Sen oraya git, Ben buraya gideyim Eşik ağzında buluşalım) (Çadır kuşağı) Dört dizeden oluşan bilmeceler: Kara-Dagnıñ artında Hanı kuduk, Çadır ögnüñ ındında Çañgıs kuduk (Baş, çuşkuu) (TUT: 53) (Kara Dağ’ın ardında Derin kuyu, Çadır evin yanında Bir tek kuyu) (Baş, ense) Tos sarıg ooldug

13

Dovuk kara öglüg Ergek deg bottug Erzin dalay ünnüg (Arı) (TUT: 147) (Dokuz sarı oğullu Diz kapağı kara evli Parmak kadar boylu Erzin Dalay sesli) (Arı) Kadır çaldaan dovurakta Ka’ttangılıg kadar olur, Ka’ttangızın uşturptarga, Karak çajı töktüp kelir (Soguna) (TUT: 130) (Sarp yalçın toprakta Kat kat elbiseli sertleşip durur, Kat kat elbisesini çıkardığında Gözyaşı dökülüp gelir) (Soğan) Beş dizeden oluşan bilmeceler: Artıı sınnar artı-bile keldim, Daglar, sınnar ajıp keldim, Daştar bazıp keldim, Kövey sınnar kırlap keldim, Hörtük kırlap keldim (Hünnüñ herelderi) (TUT: 23) (Arka yamaçlar ardından geldim Dağlar, yamaçlar aşıp geldim, Taşlara basıp geldim, Çokça yamaç kıyısından yürüyüp geldim, Kürtün kıyısından yürüyüp geldim) (Güneş ışınları) Aldın şokar Aldın şokarnıñ iştinde Aldın ayak, Aldın ayaktıñ iştinde Amdanı taptıg (Arı çigiriniñ havı) (TUT: 148) (Altın rengi çizgili Altın rengi çizgilinin içinde Altın kadeh, Altın kadehin içinde Tadı, lezzeti hoş) (Arı balı kabı) Üjen iyi çılgı maldıg men On iyizi boos boldu, Oon artkanı kızır, Ajılgay-ajılgay keerimge, Askırı baza boos boldu (On iyi çiliglig söök, meelig baş) (TUT: 84) (Otuz iki yılkı malım var On ikisi gebe kaldı, Geri kalanı kısır, Çalıştırıp durduğumda Aygırı da gebe kaldı) (On iki ilikli kemik, beyinli baş)

14

Altı dizeden oluşan bilmeceler: İyi kiji baraan haraan, İyi kiji dıñlaanaan, İyi kiji durannaan, Dört kiji malgaş şaptaan, Bir kiji ımıraa hoyuskan, Bir kiji öleñ kesken (Teve: Mögenneri, karaktarı, kulaktarı, davannarı, kuduruu, aksı) (İki kişi mal bakmış, İki kişi dinlemiş, İki kişi gözetlemiş, Dört kişi çamur çiğnemiş, Bir kişi sivrisinek kovmuş Bir kişi ot biçmiş) (Deve: Hörgüçleri, gözleri, kulakları, ayakları, kuyruğu, ağzı) Karañgını karañgı dives, Kara çerge daygaktavas, Kaañ hünde mogay berbes, Hamık çonnu pöktürüpter Kalbak, meşpek buttarlıg Hayıralıg Kara-Sarıg (Traktor) (TUT: 217) (Karanlığa karanlık demez, Kara yerde kaymaz, batmaz, Güneşli, kurak günde yoruluvermez, Bütün halkın karnını doyurur Merhametli Kara-Sarıg) (Traktör) -İştiñni çüü çardı? -Çuça çardı. -Çüü ündü? -İriñ ündü. -Çünü sıktı? -Çiiri sıktı (Ög hanazı) (TUT: 181) (-İçini ne yardı? -Çuça yardı. -Ne çıktı? -İrin çıktı. -Ne koydu? -Kalın ham demir koydu.) (Ev duvarı) Yedi dizeden oluşan bilmeceler: Düne kada büşküyüp aar, Dañ bajında kulburap keer, Erten köjee deg olurar, Biçe dü’şte dört ayaktaar, Dü’şte iyi buttaar, Kejee üş buttaar,

15

Düñ kaksı çıdıptar (Kijiniñ iye iştinge çoruuru, törüttünüp keeri, oluruptar apaarı, çajında üñgeeri, özüp kelgeş, kılaştaarı, kıraanda dayangııştıg çoruuru, ölüp kaarı) (TUT: 58)

(Geceleyin toparlanıp kamburlaşır, Tan vakti kayıp gelir, Sabah balbal taşı gibi oturur, Öğleye doğru dört ayak üstünde yürür, Öğle vaktinde iki ayak üstünde yürür, Akşama doğru üç ayak üstünde yürür, Gece kokuşup yatar (İnsanın anne karnında meydana gelmesi, doğumu, oturması,

yaşına basması, büyümesi, yürümesi, yaşlanıp da bastona dayanarak yürümesi, ölmesi) Sekiz dizeden oluşan bilmeceler: Haayında Hanıırlıg Uşkanda Uyan ırlıg, Orupkanda Oojum sorar, Karagıñga Hanıñ töktür (Hül-seek) (TUT: 146) (Burnunda Kan emer şişli, Uçtuğunda Vızıltılı, Deldiğinde Yavaş yavaş emer Gözünden Kanını döktürür) (Kül rengi et sineği) Dokuz dizeden oluşan bilmeceler: Karaa dıvıñnaarga, Karaa dıvıñnaar. Köre beerge, Köre beer. Haya körnürge, Haya körnür. Kançaarga-daa kançaar, Kara kaygamçık Kayızı-dır ol? (Körünçük) (TUT: 196) (Gözü seğirene Gözü seğirir. Bakana Bakar. Ne yaparsan o da yapar, Muhteşemdir, Hangisidir o?) (Ayna) On dizeden oluşan bilmeceler:

16

Halbaktanza, halbaktanza Harın ıradı. Soyastaza, soyastaza, Çoruy uzadı. Tutkanın çerle salbadı, Durtun örü öskedi, Tos çüs katap dolgandı, Doozazın toptadı, Torgu nogaan salbaktarın Tolgatpayn söörttü (Adıg-kiriji) (TUT: 133) (Yapışa, yapışa Daha da uzaklaştı. Sürüne, sürüne Boyuna büyüdü, Tuttuğunu asla bırakmadı Yukarıya doğru büyüdü, Dokuz yüz kez dolandı, Hepsini gözledi, İpek yeşil püsküllerini Dolaştırmadan sürükledi (Sarmaşık) On altı dizeden oluşan bilmeceler: Udur köörge, Ulug mıyıstıg, Dooradan köörge, Doskaar-la, Hajıılay köörge, Hana çüdürgen şarı-la, Dañgaar erten Daamçıray bergen çıdır. Dal dü’şte Davıp turar, Şiir-şiir çoruktug, Sigen bajı çemiştig, Şala küskeer Ünü çider Çalgınnarı kurgap kaar, Sarıg kuşka çemiş boor (Şartılaa, arı) (TUT: 150) (Önden bakıldığında Ulu boynuzlu, Çaprazdan bakıldığında Şişmanca, Kenardan bakıldığında Duvar yüklenen öküz gibi, Sabah erken Halden düşüp yatar. Tam öğle vaktinde Zıplayıp durur, Cır cır edip gezer

17

Yiyeceği ot başıdır Kısa yaşar Sesi kaybolur Kanatları kuruyup kalır, Sarı kuşa yiyecek olur) (Çekirge, arı)

Manzum Tıva bilmecelerinde ölçü genellikle serbest olmakla birlikte, dizeleri 3, 4, 5,

6, 7 ve 8 heceden oluşan bilmece örneklerine de sıklıkla rastlanmaktadır. Dize ölçüleri eşit

olan manzum bilmecelerde dizeler genellikle 7 ve 8 heceden kurulmakta olup, nadiren de

olsa 14 heceli dizelerden oluşan bilmecelerden de söz etmek mümkündür. Hece ölçüleri eşit

olmayan manzum bilmecelerin çoğunda dizeler, birbirine yakın ölçülerden (“6-6-7-6”, “7-

7-6-7”, “5-4-4-5”, “7-8”, “7-6” gibi) oluşmaktadır. Aşağıda, hece ölçüleri eşit olan manzum

bilmece örneklerine yer verilmiştir:

Et ojuk (3) Iyaş paş (3) (Holda ıyaş ayak) (TUT: 44) (Et sacayağı Ağaç kazan) (Eldeki ağaç değnek-baston) Ögge ösken (4) Şilgi bızaa (4) Ölge çungan (4) Silig bızaa (4) (Dıl, diş) (TUT: 55) (Evde büyüyen Kızıl buzağı Nemde, yaşta yıkanan Temiz buzağı) (Dil, diş) Çüskük deg bottug (5) Süm dalay ııttıg (5) (Hek) (TUT: 121) (Yüzük kadar boylu Süm Dalay sesli (Guguk kuşu) İnekte men teptim (6) İnek çerni tepti (6) (İdik) (TUT: 222) (İneği ben teptim İnek yeri tepti) (Ayakkabı)

18

Kalbak haya kırında (7) Han şilgi añdaştandı (7) (Kızıtkan demir) (TUT: 170) (Yassı kaya kıyısında Kan kızıl at yuvarlandı) (Kıskaçla ateşe tutulan demir) Argan teve alçaş didi (8) Argamçızı kılaş didi (8) (Ottuk şagarı) (TUT: 219) (Yorulan deve yatış dedi Urganı yürüyüş dedi) (Çakmak çakması) Amı-tını çok hirezinde, adım adadı, (14) Ergek-dırgak çok hirezinde, edeem tırttı (14) (Hat) (TUT: 26) (Canı yokken adımı söyledi, Parmağı-tırnağı yokken eteğimi çekti) (Rüzgâr)

Genellikle manzum olan Tıva bilmecelerinde, ahenk unsuru olarak dize başı ses

tekrarlarına sık sık yer verilmiştir. Bazı bilmecelerde dize başlarında bir ses tekrarına yer

verilirken, bazılarında ise iki ayrı sesin tekrar edildiği görülmektedir:

Ak, kara çüzünnüg Aldan dört honaştıg, (Şıdıraa) (TUT: 75) (Ak, kara renkli Altmış dört yurtlu) (Satranç) Ejik bajında Edir çaa Aal kırında Añ çaa (Bulut) (TUT: 29) (Eşik başında İç yağı Oba kıyısında Av hayvanı yağı) (Bulut) Daştıg höldüñ ortuzunda Aldın baştıg ödürekti Dargan oglu Dambıralday Adı algaş çana bergen (Paşta e’tti ilbek-bile ezeri) (Orus-ool 2011: 10) (Daştıg Höl’ün ortasındaki Altın başlı ördeği Dargan oğlu Dambıralday Vurup dönüvermiş) (Kazandaki eti çengel ile alması)

19

Ses tekrarları, sadece manzum bilmecelerde değil, mensur bilmecelerde de

görülmektedir. Cümle başındaki ses, cümleyi oluşturan diğer bazı kelimelerin başında da

tekrar edilebilmektedir: On oolduñ ortaazı çaagay (Bilzektig salaa) (On oğlun ortancası

zengin-Yüzük parmağı) (Orus-ool 2011: 11)

Tıva bilmecelerinde ahenk, sadece dize başlarında yer alan ses tekrarlarıyla

sağlanmamış, yer yer dize ortası ve sonunda yer alan kafiyelere de başvurulmuştur.

Aşağıdaki örnekte, hem dize başı ses tekrarı hem de dize içi ve sonu kafiye ile redife yer

verilmiştir:

Kedeer kaarga, doñmas edim Kezip çiirge, tönmes edim (Çanıı) (Orus-ool 2011: 10) (Giydiğimde donmaz idim Kesildiğimde bitmez idim) (Bileği taşı) Bir başka örnekte ise, dize sonu kafiye ile redif yer almıştır: Üstüü aal üyer saldı Ortaa aal olurup kaldı Aldıı aal ap aldı (Karak çajı, dumçuk, aas) (Sat 1976: 125) (Üstteki oba sel saldı Ortadaki oba oturup kaldı Alttaki oba aldı (Gözyaşı, burun, ağız) Dize sonu kafiye ile redife yer veren başka bir örnekte ise, her üç dize de aynı kelime

ile başlamaktadır:

Bireezi ujar Bireezi ijer Bireezi özer (Ça’s, çer, ünüş) (TUT: 33) (Birisi uçar Birisi içer Birisi biter (Yağış, yer, bitki)

Genellikle birinci (“Torgu ton kattangan men, doldaya doñup or men”) ve üçüncü

teklik şahıslar (“Argada ak baştıg aşak olur”) üzerine kurulan bilmecelerde zaman zaman

soru eklerine de yer verilmiştir (“Meni mında dep kım aytıp berdi?”).

Eğlendirip hoşça vakit geçirten, çocuğun düşünme yeteneği ile zekâsını geliştiren,

soyut ve somut kavramları öğrenmesine yardım eden, onun varlık ve olayları çok daha iyi

bir şekilde gözlemlemesini ve ayrıntılara yoğunlaşmasını sağlayan, çevresini çok daha iyi

bir şekilde algılamasına imkân veren, dolaylı anlatım yeteneğini, bir başka deyişle gizli

konuşma dilini kullanma becerisini geliştiren, oyun oynarken yarışmasına imkân veren,

20

içinde yaşadığı toplumla bütünleşmesini sağlayarak kişiliğinin gelişmesine katkıda bulunan

bilmecelerde edebi sanatlardan da yararlanılmıştır. Bu sanatların başında da benzetme

(teşbih), mecaz, mübalağa, küçültme ve tezat gelmektedir.

6. Sonuç

Tıvalardaki bilmece kavramı ve tanımı hakkında bilgi vererek Tıva bilmeceleri üzerine

yapılan çalışmaları tanıtan, Tıva bilmeceleriyle bilmece sorma geleneğini, örnekler

eşliğinde çeşitli açılardan ele alan bu yazıda ulaşılan sonuçları şu şekilde aktarabiliriz.

Tıvalarda bilmeceye “aramak, bulmak, keşfetmek, elde etmek, çözmek, halletmek”

anlamlarına gelen “tıp-“ fiilinden türetilen “tıvızık” adı verilmiş olup, adlandırmada izlenen

yol, diğer pek çok Türk topluluğundakiyle aynıdır.

Doğa unsurları ile bu unsurlara bağlı her olay, her canlı, her nesne, her soyut ve somut

kavram, başka bir deyişle, insan hayatı ve zihninde yer eden her şey, Tıva bilmecelerine

konu olabilmiştir. Bu çeşitlilik ya da zenginlik, araştırıcılar tarafından yapılan tasniflerle

yayımlanan çok sayıdaki bilmece metninden de anlaşılmaktadır.

Tıva geleneksel hayatında, bilmece sormak ya da bilmece oyunu oynamak için bir

araya gelinen en uygun zaman, uzun kuş geceleridir. Uzun kış gecelerinde düzenlenen ve

genellikle çocuklarla gençlerin katıldıkları bilmece oyunları, Tıvalardaki bilmece sorma

geleneğini, diğer Türk topluluklarının geleneklerine yaklaştırmaktadır. Masal ve destan gibi

anlatılar içerisinde de yer bulan bilmecelerden okullarda, kreşlerde, çocuk bahçelerinde,

edebiyat akşamlarında ve edebiyat derslerinde de yararlanılmaktadır.

Tıva bilmeceleri, nazım ve nesirden oluşmaktadır. Manzum bilmecelerin sayısı hayli

yüksek olup, kafamızda, Tıva bilmecelerinin çoğunlukla manzum bir şekilde meydana

getirildiği ve bunlardan bazılarının bozularak ya da kısalarak nesre dönüşmüş olabileceği

düşüncesini uyandırmaktadır. Manzum bilmecelerde yer yer serbest ölçüye yer verilmekle

birlikte, hece ölçüleri eşit olan dizelerden meydana gelen çok sayıda manzum bilmeceye

rastlanmaktadır. Serbest ölçülü bilmecelerin çoğunda, dizelerin hece ölçüleri birbirine

yakındır. Manzum bilmecelerdeki dize sayısı ikiden başlayıp on altıya kadar

gidebilmektedir. Ağırlık, iki ve dört dizeden yanadır. Manzum bilmecelerde ahenk

genellikle dize başlarındaki ses tekrarlarıyla sağlanmakla birlikte, dize sonu kafiye ile

redife de sık sık yer verilmiştir. Yukarıda işlevleri hakkında bilgi verdiğimiz bilmecelerde

21

sık sık edebi sanatlardan da yararlanılmıştır. Bu sanatların başında da benzetme (teşbih),

mecaz, mübalağa, küçültme ve tezat gelmektedir.

Tıvaların sözlü kültürünü konu edilen araştırıcılar, bilmeceler üzerinde de durmuşlar,

çok sayıda bilmece metnini yayımlamanın dışında, onları konu, yapı ve işlevleri

bakımından da ele almışlardır. Tıva bilmeceleri üzerine çalışanların başında G. N.

Kurbatskiy ve S. M. Sat [S. M. Orus-ool] gelmektedir. S. M. Sat [S. M. Orus-ool], bilmece

konulu çalışmalarında Tıva bilmecelerini yer yer Altay ve Hakas bilmeceleriyle de

karşılaştırarak aradaki benzerliklere dikkat çekmiştir. Bu tür karşılaştırmalı çalışmaların

sayısının artmasında yarar vardır. Ayrıca, Türkiyeli araştırıcıların, Tıvaların dünya

görüşlerini yansıtmada önemli bir rol üstlenen bilmeceleri, Güney Sibirya’da yaşayan diğer

Türk topluluklarının bilmeceleriyle birlikte ele alan geniş kapsamlı çalışmalar hazırlaması

gerekmektedir. Bu tür çalışmalar, Türk bilmeceleri hazinesinin daha da zenginleşmesini

sağlayacaktır.

KAYAKLAR “Sengel Tıvalarınıñ Tıvızıktarı” (Zagadki Tsengel’skih Tuvintsev), Şın, 30 Yanvarya

1966. “Zagadki”, Tuvinskie Pravda, 26 Yanvarya 1964. ABDRAHMANOV, M.-S. Mollaudov-E. Muçkinova, (1988), Uyğur Folkoriniñ

Antologiyasi, Almuta. ABDULLİN, İ. A.-vd. (hzl.), (1981), Tatar Tiliniñ Añlatmalı Süzligi, III, Kazan:

Tatarstan Neşriyatı. AGİŞEV, İ. M.-vd. (hzl.), (1993), Başkort Tiliniñ Hüzligi. Slovar Başkirskogo

Yazıka, II, Moskva. ARIKOĞLU, Ekrem, (2005), Hakasça-Türkçe Sözlük, Ankara: Akçağ Yayınları. ARIKOĞLU, Ekrem-Klara Kuular, (2003), Tuva Türkçesi Sözlüğü, Ankara: Türk Dil

Kurumu Yayınları. BASKAKOV, N. A.-T. M. Toşçakova, (1947). Oyrotsko-Russkiy Slovar, Moskva. BASKAKOV, N. A.-A. İ. İnkijekova-Grekul, (1953). Hakassko-Russkiy Slovar,

Moskva. BAYCİGİTOV, K.-vd., (2002), Kırgız Adabiyatı. Hrestomatiya, I, Bişkek: Mektep. BAYRAM, Bülent, (2007), Çuvaş Türkçesi-Türkiye Türkçesi Sözlük, Konya: Tablet

Yayınları. DARIMA, O. K.-Ç. (hzl.), (1976), Tıva Ulustuñ Tıvızıktarı, Kızıl. DARIMA, O. K.-Ç., (1968), (1968), Tıvıñarım, Kızıl. DARIMA, O., (1971), “Zagadki: Per. T. Noviçkovoy, Uçenie Zapiski, XV, 240-242. DIRENKOVA, N. P. (1940), Şorskiy Folklor, Moskva-Leningrad. DOLGİH, E. T.-T. G. Leonova (ed.), (1972), Zagadki Narodov SSSR, Novosibirsk. DUGARJAP, A. T., (hzl.), (2011), Tıva Ulustuñ Tıvızıktarı, Kızıl: Tıva Respublikanıñ

Çazaanıñ Çanında Tıvanıñ Gumanitarlıg Şinçilelder İnstitudu.

22

EFENDİYEV, Paşa, (1992), Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakı: Maarif Neşriyyatı.

ELÇİN, Şükrü, (1986), Halk Edebiyatına Giriş, Ankara: Akçağ Yayınları. ENSARİ, L.-Z. Beşir-B. Hudaykul, (1925), Uyğur El Edebiyatıdan: Beyit,

Nahşakoşakla, Makal, Tapışmak, Çöçekle, Moskva. ERGUN, Metin, (1994), “Altay Türklerinin Bilmeceleri”, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’na

55. Yıl Armağanı, (hzl. Ali Berat Alptekin), Kayseri: Bizim Gençlik Yayınları, 212-231. HADAHANE, M., (1969), “Zagadki”, Ulug-Hem (Literaturno-Hodojestvennıy

Almanah), XI, Kızıl, 138-139. ISKAKOV, A. I. (red.), (19836). Kazak Tiliniñ Tüsindirme Sözdigi, IX, Almatı:

Kazak SSR-iniñ “Ğılım” Baspası. İMAMOV, K.-vd. (1990). Özbek Halk Ağzaki Poetik İcadi, Taşkent: Okıtuvçi. İSENBET, N., (1970), Tatar Halık Tabışmakları, Kazan. KALZAN, A. K.-D. S. Kuular, (1958), Tıvızıktar, Kızıl. KANDARAKOVOY, E. P.-M. Ç. Çumakayeva, (1988), Altayskiy Folklor (Materialı

Po Çalganskomu Dialektu), Gorno-Altaysk: Gorno-Altayskoe Otdelenie Altayskogo Knijnogo İzdatelstva.

KATANOV, N. F. (1963). Hakasskiy Folklor, Abakan. KATANOV, N. F., (1903), Opıt İssledovaniya Uryanhayskogo Yazıka s Ukazniem

Glavneyşih Rodstvennıh Otnoşeniy ego k Drugim Yazıkam Tyurkskogo Kornya, 2 c., Kazan 1903.

KURBATSKİY, G. N., (1989), “Tuvinskie i Russkie Zagadki v Sravnitel’nom Osveşçenii”, Fol’klor Naradov RSFSR, Ufa, 68-72.

KURBATSKİY, G. N., (1990), Tuvinskie Narodnıe Zagadki, Kızıl. KURBATSKİY, G. N., (1994), “Traditsionnoe Mirovozzrenie Tuvintsev v ih

Zagadkah”, Aborigenı Sibiri: Problemı İzuçeniye İsçezayuşçih Yazıkov i Kul’tur. Tezisı Mejdunarodnoy Nauçnoy Konferentsii, II, Novosibirsk, 153-155.

KURBATSKİY, G. N., (1995), “Traditsionnoe Mirovozzrenie Tuvintsev v ih Zagadkah”, Sbornik Statey po Duhovnoy Kul’ture Tuvintsev, Kızıl.

KURBATSKİY, G. N., (2001), Tuvintsı v Svoem Fol’klore İstoriko-Etnografiçeskie Aspektı Tuvinskogo Fol’klora, Kızıl.

KURBATSKİY, G. N., (ed.), (2002), Tıva Tıvızıktar. Tuvinskie Zagadki, Kızıl. KURBATSKİY, Georgiy, (1988), “Tıva Ulustuñ Tıvızıktarında Dirig Amıtandar”,

Ulug-Hem, 69, 153-158. MAYNOGAŞEVA, V. E.-A. G. Kızlasova, (1990), Hakas Literaturazı, Ağban:

Hızılçardağı Kniga Sıgarçañnıñ Hakas Pöligi. MÄHMÜTOV, H., (1977), Tatar Halık İcatı. Tabışmaklar, Kazan. MONGUŞ, D. A., (2005), Tıva-Türk Slovar’. Tuvaca-Türkçe Sözlük, Kızıl:

Tuvinskiy İnstitut Gumanitarnıh İssledovaniy. MONGUŞ, Z. M., (2002), “İzdaniya Tuvinskogo İnstituta Gumanitarnıh İssledovaniy

(1946-2001)”, Uçenie Zapiski, 19, Kızıl, 308-324. NECİPOVİÇ NECİP, Emir, (1995), Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, (çev. İklil

Kurban), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. RADLOV, V. V., (1907), Obraztsı Narodnoy Literaturı Tyurkskih Plemen, IX, SPb. S. M. Sat [S. M. Orus-ool], (1976), “Tıvızıktar”, Tıva Ulustuñ Aas Çogaalı, Kızıl:

Tıvanıñ Nom Ündürer Çeri, 115-131. SADOVNİKOV, D. N., (1959), Zagadki Russkogo Naroda, Moskova. SAGALAYEV, A. M.-İ. V. Oktyabırskaya, (1990), Traditsionnoye Mirovozzreniye

Tyurkov Yujnoy Sibiri: Znak i Ritual, Novosibirsk: Nauka.

23

SALÇAK, S. S., (1985), “Tuvinskie Ustnıe Narodnıe Zadaçi i Zagadki”, Puti Soverşentvovaniye Uçebno-Vospitatel’nogo Protsessa. Metodiçeskie Rekomendatsii, III, Estestvennıe Nauki, Kızıl, 27-29.

SURAZAKOV, S. S. (1975), Altay Folklor, Gorno-Altaysk. TANNAGAŞEVA, N. N. Kurpeşko-Şükrü Haluk Akalın, (1995), Şor Sözlüğü, Adana:

Türkoloji Araştırmaları. TAŞTEMİROV, C., (1973), “Tabışmaktar”, Kırgız Elinin Çıgarmaçılık Tarıhının

Oçerki, Frunze: “İlim” Basması, 151-170. TATARİNTSEVA, M. P. (hzl.), (1995), Skazki, Pesni, Zagadki. Russkiy Fol’klor v

Tuve, Kızıl. TEKİN, Talat-vd. (1995), Türkmence-Türkçe Sözlük, Ankara: Türk Dilleri

Araştırmaları Dizisi. TENİŞEV, E. R. (red.), (1968). Tıva-Orus Slovar. Tuvinskogo-Russkiy Slovar,

Moskva. URMANÇEYEV, F. İ.-K. M. Miñnullin, (2005), Tatar Halık İcatı-Hrestomatiya,

Kazan: Megarif Neşriyatı. VASİLENKO, V. A., (1969), “Zagadki”, Russkoe Narodnoe Poetiçeskogo

Tvorçestvo, Moskova, 140-154. VASİLYEV, Yuriy-M. Fatih Kirişçioğlu-Gülsüm Killi, (1996), Saha (Yakut) Halk

Edebiyatı Örnekleri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. YAZIMOV, O.-D. Balakayev-İ. İşangulıyev, (1995), Türkmen Edebiyatı, 5-nci Klas

Üçin Okuw Kitabı-Hrestomatiya, Aşgabat: Magarif. YUMART, G. F. (2003), Halıh Sımahlıhi, Şupaşkar.