Upload
erciyes
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
I • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH •
YIL: 7 • SAYI: 13 NİSAN 2015
YEAR: 7 • ISSUE: 13 APRIL 2015
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • III
TARİHİN PEŞİNDE ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐
THE PURSUIT OF HISTORY ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐
(e‐dergi)
ISSN: 1308‐5468
(basılı)
ISSN: 1308‐545X
www.tarihinpesinde.com
www.thepursuitofhistory.com
TARİHİN PEŞİNDE Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi; EBSCO adlı uluslararası indeks ve veri tabanınca taranmaktadır. THE PURSUIT OF HISTORY -An International Periodical for History and Social Research indexed in EBSCO.
Editör
Doç. Dr. Necmi UYANIK
Yönetim Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman SAVAŞ, Doç. Dr. Ahmet CUMA, Prof. Dr.
Ahmet Kazım ÜRÜN, Prof. Dr. Âlim GÜR, Prof. Dr. Bahaeddin
YEDİYILDIZ, Doç. Dr. Caner ARABACI, Yrd. Doç. Dr. Çağatay
BENHÜR, Doç. Dr. Ertekin Mustafa DOKSANALTI, Prof. Dr. Hasan
BAHAR, Doç. Dr. Hüseyin MUŞMAL, Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ,
Prof. Dr. Mustafa GENCER, Doç. Dr. Mustafa TOKER, Doç. Dr. Necmi
UYANIK, Doç. Dr. Nejdet GÖK, Prof. Dr. Özdemir KOÇAK, Doç. Dr.
Sinan GÖNEN, Doç. Dr. Ufuk Deniz AŞÇI
Editör Yardımcıları
Dr. Cemal ÇETİN, Ezgi KOÇAK, Fatih ÇOLAK, Harun YILDIZ, Hatice
AKSOY, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih BERK, Yrd. Doç. Dr. Muhammed
SARI, Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARSLAN, Dr. Mustafa ÇETİNASLAN,
Mustafa ZENGİNBAŞ, Rıza ÖZBÖLÜK, Dr. Salih KIŞ, Serdar KARA,
Tuba İSHAKOĞLU, Dr. Yunus İNCE, Yrd. Doç. Dr. Zehra ODABAŞI
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Abdullah KAYGI, Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM, Doç. Dr.
Ahmet Şamil GÜRER, Prof. Dr. Ahmet Yaşar OCAK, Yrd. Doç. Dr.
Ahmed Sami ELAYDY, Prof. Dr. Alaaddin AKÖZ, Yrd. Doç. Dr. Ali
BAYKAN, Prof. Dr. Ali BİRİNCİ, Prof. Dr. Ali BORAN, Prof. Dr. Ali
İbrahim SAVAŞ, Prof. Dr. Anvarbek MOKEEV, Prof. Dr. Azmi
ÖZCAN, Prof. Dr. Azmi SÜSLÜ, Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ,
Prof. Dr. Benjamin FORTNA, Prof. Dr. Birol AKGÜN, Doç. Dr. Caner
ARABACI, Prof. Dr. Claus SCHÖNİG, Yrd. Doç. Dr. Çağatay BENHÜR,
Prof. Dr. Eun‐Kyung OH, Dr. Fatima HOCİN, Prof. Dr. Gökhan
ÇETİNSAYA, Prof. Dr. Haluk Hadi SÜMER, Prof. Dr. Hasan BAHAR,
Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI, Doç. Dr. Hüseyin MUŞMAL, Doç. Dr.
İbrahim Halil SUGÖZÜ, Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Doç. Dr. Kemal
ÖZCAN, Prof. Dr. Kurtuluş DİNÇER, Prof. Dr. M. Akif ERDOĞRU,
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih BERK, Prof. Dr. Mehmet İPÇİOĞLU, Prof.
Dr. Mehmet KIRBIYIK, Prof. Dr. Mehmet ÖZDEN, Prof. Dr. Metin
IV • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
AYIŞIĞI, Prof. Dr. Mesut ÇAPA, Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ, Prof. Dr.
Mustafa YILMAZ, Doç. Dr. Necmi UYANIK, Prof. Dr. Özdemir
KOÇAK, Prof. Dr. Rainer CZİCHON, Doç. Dr. Sabri Tevfik HAMMAM,
Prof. Dr. Salim CÖHÇE, Prof. Dr. S. Esin DAYI, Prof. Dr. S. Waleck
DALPOUR, Yrd. Doç. Dr. Sefer SOLMAZ, Prof. Dr. Süleyman
BEYOĞLU, Prof. Dr. Thomas Drew‐BEAR, Prof. Dr. Temuçin Faik
ERTAN, Dr. Ufuk AYHAN, Doç. Dr. Ufuk Deniz AŞÇI, Doç. Dr. Yusuf
SARINAY, Doç. Dr. Zekeriya MIZIRAK, Yrd. Doç. Dr. Zekeriya ŞİMŞİR
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • V
TARİHİN PEŞİNDE
‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐
THE PURSUIT OF HISTORY ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐
Baskı Öncesi:
MinyaTܮK
Baskı:
MATBAASI
Selçuklu / Konya
İletişim:
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Kampüs/Konya
0.332.2231423 / 0.542.3566471
http://www.tarihinpesinde.com
www.thepursuitofhistory.com
VI • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
Hakem ve Danışma Kurulu
Prof. Dr. Abdullah KAYGI (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Abdullah
ÖZTÜRK (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Abdullah SAYDAM (Erciyes
Üniversitesi), Prof. Dr. Abdullah TOPÇUOĞLU (Selçuk Üniversitesi), Doç.
Dr. Abdurrahman ÖZKAN (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Yrd.
Doç. Dr. Abdurrahman SAVAŞ (İstanbul Üniversitesi), Prof. Dr.
Abdülkadir YUVALI (Erciyes Üniversitesi), Prof. Dr. Abdüsselam
ULUÇAM (Batman Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Adil Adnan ÖZTÜRK
(Adnan Menderes Üniversitesi), Prof. Dr. Adil DAĞISTAN (Akdeniz
Üniversitesi), Prof. Dr. Adnan SOFUOĞLU (Hacettepe Üniversitesi), Prof.
Dr. Adnan ŞİŞMAN (Uşak Üniversitesi), Doç. Dr. Ahmet ALTINTAŞ
(Afyon Kocatepe Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ahmet ATALAY (Artvin
Çoruh Üniversitesi), Doç. Dr. Ahmet CUMA (Selcuk Üniversitesi), Prof. Dr.
Ahmet ÇAYCI (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr. Ahmet
DALKIRAN (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ahmet DÖNMEZ (Konya
Necmettin Erbakan Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ahmet GÖGERCİN (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Ahmet KANKAL (Dicle Üniversitesi), Prof. Dr.
Ahmet Kazım ÜRÜN (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ahmed Sami
ELAYDY (Ain Şams Üniversitesi/Mısır), Doç. Dr. Ahmet Şamil GÜRER
(Ankara Üniversitesi), Doç. Dr. Ahmet ŞİMŞEK (Sakarya Üniversitesi), Prof.
Dr. Ahmet TABAKOĞLU (Marmara Üniversitesi), Prof. Dr. Ahmet
YAMAN (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. A. Adil
TIRPAN (Emekli Öğretim Üyesi/Konya), Prof. Dr. A. Bican ERCİLASUN
(Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. A. Halûk YÜKSEL (Anadolu Üniversitesi),
Prof. Dr. A. Kâzım ÜRÜN (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. A. Kürşat
GÖKKAYA (Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. A. Yaşar OCAK (Hacettepe
Üniversitesi), Prof. Dr. Alaaddin AKÖZ (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr.
Alexander A. SOTNİCENKO (St. Petersburg Devlet Üniversitesi/Rusya),
Prof. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU (İstanbul Üniversitesi), Prof. Dr. Ali
AKYILDIZ (Marmara Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ali BAYKAN (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Ali BİRİNCİ (Türk Tarih Kurumu Başkanı), Prof. Dr.
Ali BORAN (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Ali BÜYÜKARSLAN (Marmara
Üniversitesi), Doç. Dr. Ali TEMİZEL (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr.
Alikram ABDULLAYEV (Devlet İdarecilik Akademisi/Azerbaycan), Prof.
Dr. A. İbrahim SAVAŞ (Çankırı Karatekin Üniversitesi), Prof. Dr. A. Murat
SÜNBÜL (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. Âlim GÜR
(Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Anvarbek MOKEEV (Manas
Üniversitesi/Kırgızistan), Doç. Dr. Arif BİLGİN (Sakarya Üniversitesi), Yrd.
Doç. Dr. Athina A. SPİTANOU (Makedonya Üniversitesi /Makedonya),
Prof. Dr. Ayfer ÖZÇELİK (Pamukkale Üniversitesi), Prof. Dr. Aygün
ATTAR (Giresun Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ayşegül KOYUNCU OKCA
(Pamukkale Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Aziz MERHAN (Yıldız Teknik
Üniversitesi), Prof. Dr. Azmi ÖZCAN (Bilecik Üniversitesi), Prof. Dr. Azmi
SÜSLÜ (Ankara Üniversitesi), Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ (Hacettepe
Üniversitesi ), Doç. Dr. Barış SARIKÖSE (Karabük Üniversitesi), Doç. Dr.
Bayram AKÇA (Muğla Üniversitesi), Prof. Dr. Bayram ÜREKLİ (Selçuk
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • VII
Üniversitesi), Prof. Dr. Behçet Kemal YEŞİLBURSA (Abant İzzet Baysal
Üniversitesi), Prof. Dr. Benjamin FORTNA (Londra Üniversitesi/İngiltere),
Prof. Dr. Birol AKGÜN (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr.
Birol GÜLNAR (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Bülent ATALAY
(Trakya Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Bülent BAKAR (Marmara Üniversitesi),
Prof. Dr. Bülent ÇUKUROVA (Çukurova Üniversitesi), Doç. Dr. Caner
ARABACI (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Cemal GÜVEN (Konya
Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. Cemil ÖZTÜRK (Marmara
Üniversitesi), Prof. Dr. Cezmi ERASLAN (İstanbul Üniversitesi), Doç. Dr.
Charles WILKINS (Wake Forest Üniversitesi/ABD), Prof. Dr. Claus
SCHÖNİG (Freie Üniversitesi Berlin/Almanya), Yrd. Doç. Dr. Çağatay
BENHÜR (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. David KUSHNER (Haifa
Üniversitesi/İsrail), Prof. Dr. Deniz ŞAHİN (Hacettepe Üniversitesi), Doç.
Dr. Dimitris MAVROSKOUFİS (Aristotle Üniversitesi/Yunanistan), Doç. Dr.
Doğan YÖRÜK (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Durmuş BULGUR (İstanbul
Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Dursun GÖK (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr.
Elçin EHMEDOV (Devlet İdarecilik Akademisi/Azerbaycan), Yrd. Doç. Dr.
Elnur Ağayev (Lefke Avrupa Üniversitesi/Kıbrıs), Doç. Dr. Elman
NESİROV (Devlet İdarecilik Akademisi/Azerbaycan), Prof. Dr. Emine
YENİTERZİ (İstanbul Medeniyet Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Ercan
YILMAZ (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr. Erdal AÇIKSES
(Fırat Üniversitesi), Prof. Dr. Erdal AYDOĞAN (Atatürk Üniversitesi), Yrd.
Doç. Dr. Erdinç YAZICI (Gazi Üniversitesi), Doç. Dr. Erkan GÖKSU
(Gaziosmanpaşa Üniversitesi), Doç. Dr. Ertekin M. DOKSANALTI (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Esra BURCU (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Eun‐
Kyung OH (Dongduk Women’s Universitesi/Güney Kore), Prof. Dr.
Evangelia BALTA (Milli Helenik Araştırma Vakfı/Yunanistan), Prof. Dr.
Fahrettin TIZLAK (Süleyman Demirel Üniversitesi), Prof. Dr. Fahri UNAN
(Hacettepe Üniversitesi), Doç. Dr. Fahri YETİM (Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi), Dr. Fatima HOCİN (Aya Kiril ve Metody
Üniversitesi/Makedonya), Prof. Dr. Ferda AYSAN (Dokuz Eylül
Üniversitesi), Doç. Dr. Ferudun ATA (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Fethi
GEDİKLİ (İstanbul Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Fikret HACIZADE (Selçuk
Üniversitesi), Doç. Dr. Fuat BOYACIOĞLU (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr.
Géza Dávid (ELTE Török Tanszék Budapest Múzeum/Macaristan), Prof. Dr.
Gökhan ÇETİNSAYA (İstanbul Şehir Üniversitesi), Doç. Dr. Gümeç
KARAMUK (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Güngör KARAUĞUZ
(Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Hakan KUYUMCU
(Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Hakan UZUN (Ankara Üniversitesi), Prof.
Dr. Hale ŞIVGIN (Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. Halil İNALCIK (Bilkent
Üniversitesi), Prof. Dr. H. Hadi SÜMER (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr.
Hasan BAHAR (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Haşim KARPUZ (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Hayati AKTAŞ (Karadeniz Teknik Üniversitesi),
Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), Doç. Dr. Hüseyin
ÇINAR (Kırıkkale Üniversitesi), Prof. Dr. Hüseyin GÜMÜŞ (Marmara
Üniversitesi), Doç. Dr. Hüseyin KANDEMİR (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr.
Hüseyin MUŞMAL (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. İbrahim İLKHAN
VIII • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
(Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. İbrahim KUNT (Selçuk Üniversitesi),
Prof. Dr. İbrahim SOLAK (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. İbrahim
Hakkı KAYNAK (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr.
İbrahim Halil SUGÖZÜ (Şırnak Üniversitesi), Doç. Dr. İbrahim ŞİRİN
(Kocaeli Üniversitesi), Prof. Dr. İhsan GÜNEŞ (Anadolu Üniversitesi), Prof.
Dr. İlber ORTAYLI (Emekli Öğretim Üyesi/İstanbul), Prof. Dr. İlhan ŞAHİN
(Manas Üniversitesi/Kırgızistan), Prof. Dr. İzzet ÖZTOPRAK (Ankara
Üniversitesi), Prof. Dr. İzzet SAK (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Jon T.
OPLİNGER (Maine Üniversitesi/ABD), Prof. Dr. Judith SPENCER (Alberta
Üniversitesi/Kanada), Doç. Dr. Kamil ÇOLAK (Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi), Prof. Dr. Kemal ÇİÇEK (Karadeniz Teknik Üniversitesi), Doç.
Dr. Kemal ÖZCAN (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr.
Kezban ACAR (Celal Bayar Üniversitesi), Prof. Dr. Kubilay AKTULUM
(Süleyman Demirel Üniversitesi), Prof. Dr. Kurtuluş DİNÇER (Hacettepe
Üniversitesi), Prof. Dr. Levent ZOROĞLU (Batman Üniversitesi), Prof. Dr.
Mahmut ATAY (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet AÇA (Balıkesir
Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet AKGÜL (Konya Necmettin Erbakan
Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih BERK (Konya Necmettin Erbakan
Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet İPÇİOĞLU (Konya Necmettin Erbakan
Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet KIRBIYIK (Konya Necmettin Erbakan
Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Mehmet KURT (Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi), Doç. Dr. Mehmet MERCAN (Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet ÖZ (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr.
Mehmet ÖZDEN (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet
SEYİTDANLIOĞLU (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet
ŞAHİNGÖZ (Gazi Üniversitesi), Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Mehmet TEMEL (Muğla Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr.
Mehmet YILMAZ (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. M. Akif ÇUKURÇAYIR
(Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. M. Akif ERDOĞRU (Ege Üniversitesi), Doç.
Dr. M. Ali HACIGÖKMEN (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Mehmet
Fatih BERK (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr. M. Hakkı
AKIN (Marmara Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. M. Hulusi LEKESİZ
(Hacettepe Üniversitesi), Doç. Dr. M. Murat ÖNTUĞ (Uşak Üniversitesi),
Doç. Dr. M. Serhat YILMAZ (Kastamonu Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. M.
Ziya KÖSE (Nevşehir Üniversitesi), Doç. Dr. Meral BAYRAK (Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi), Prof. Dr. Mesut ÇAPA (Ankara Üniversitesi),
Doç. Dr. Metin AKSOY (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Metin AYIŞIĞI
(Yüzüncü Yıl Üniversitesi), Prof. Dr. M. Metin HÜLAGÜ (Erciyes
Üniversitesi), Prof. Dr. Mevlüt ÇELEBİ (Ege Üniversitesi), Prof. Dr. Michel
BALİVET (Province Üniversitesi/Fransa), Prof. Dr. Mikail BAYRAM
(Emekli Öğretim Üyesi/Konya), Yrd. Doç. Dr. Muhammed SARI (Aksaray
Üniversitesi), Prof. Dr. Musa ÇADIRCI (Ankara Üniversitesi), Prof. Dr.
Mushtaq Ahmad KAW (Keşmir Üniversitesi/Hindistan), Yrd. Doç. Dr.
Mustafa ARIKAN (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa AVCI (Selçuk
Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Mustafa BIYIKLI (Dumlupınar Üniversitesi),
Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÇIPAN (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa
ÇOLAK (Gaziosmanpaşa Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ (Selçuk
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • IX
Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa GENCER (Abant İzzet Baysal Üniversitesi),
Prof. Dr. Mustafa OFLAZ (Yüzüncü Yıl Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa
ÖZCAN (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Mustafa TOKER (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Mustafa TURAN (Gazi Üniversitesi), Prof. Dr.
Mustafa YILMAZ (Hacettepe Üniversitesi), Doç. Dr. Mutluhan TAŞ (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Münir ATALAR (Gaziosmanpaşa Üniversitesi), Prof.
Dr. Naci BOSTANCI (Gazi Üniversitesi), Doç. Dr. Naile HACIZADE
(Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Nazlı GÜNDÜZ (Selçuk Üniversitesi),
Prof. Dr. Necdet HAYTA (Gazi Üniversitesi), Doç. Dr. Necmi UYANIK
(Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Nedim İPEK (Ondokuz Mayıs Üniversitesi),
Doç. Dr. Nejdet GÖK (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. N.
Güngör ERGAN (Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Nikos P. TERZİS
(Aristotle Üniversitesi /Yunanistan), Prof. Dr. Nilgün ÇELEBİ (Ankara
Üniversitesi), Doç. Dr. N. Sabiroviç NİYAZOV (St. Petersburg Devlet
Üniversitesi/Rusya), Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ (Selçuk Üniversitesi), Doç.
Dr. Nuriye BİLİK (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Nuri ŞİMŞEKLER (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Nurullah ÇETİN (Ankara Üniversitesi), Prof. Dr.
Oğuz AYTEPE (Ankara Üniversitesi), Prof. Dr. Orhan KILIÇ (Fırat
Üniversitesi), Prof. Dr. Osman AKANDERE (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr.
Osman KUNDURACI (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Ömer AKDAĞ
(Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. Ömer TURAN (Ortadoğu
Teknik Üniversitesi), Prof. Dr. Özdemir KOÇAK (Selçuk Üniversitesi), Prof.
Dr. Parviz ABOLGASSEMİ (Province Üniversitesi/Fransa), Prof. Dr. Raif
PARLAKKAYA (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. Rainer
CZİCHON (Freie Üniversitesi Berlin/Almanya), Prof. Dr. Ramazan ACUN
(Hacettepe Üniversitesi), Prof. Dr. Ramazan YELKEN (Selçuk Üniversitesi),
Prof. Dr. Recep DİKİCİ (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Remzi DURAN
(Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Reyhan SUNAY (Selçuk Üniversitesi), Yrd.
Doç. Dr. Ruhi ÖZCAN (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Rüçhan ARIK
(Emekli Öğretim Üyesi/Ankara), Doç. Dr. Rüya KILIÇ (Hacettepe
Üniversitesi), Doç. Dr. Sabri Tevfik HAMMAM (Sohac Üniversitesi/Mısır),
Prof. Dr. S. Esin DAYI (Atatürk Üniversitesi), Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ
(Ankara Üniversitesi), Prof. Dr. Sabri SÜRGEVİL (Ege Üniversitesi), Prof.
Dr. Sadık SARISAMAN (Afyon Kocatepe Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. S.
Süleyman KUCUR (Marmara Üniversitesi), Prof. Dr. S. Waleck DALPOUR
(Maine Üniversitesi/ABD), Prof. Dr. Saim SAVAŞ (Uşak Üniversitesi), Prof.
Dr. Salih AYNURAL (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü), Prof. Dr. Salim
CÖHÇE (İnönü Üniversitesi), Prof. Dr. Salim KOCA (Gazi Üniversitesi),
Yrd. Doç. Dr. Sefer SOLMAZ (Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Selahattin
AVŞAROĞLU (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Prof. Dr. Selahittin
ÖZÇELİK (Pamukkale Üniversitesi), Prof. Dr. Selami KILIÇ (Atatürk
Üniversitesi), Prof. Dr. Serpil SÜRMELİ (Ondokuz Mayıs Üniversitesi), Yrd.
Doç. Dr. Seyit TAŞER (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr.
Seyit YÖRE (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Serdar SAĞLAM
(Hacettepe Üniversitesi), Doç. Dr. Sinan GÖNEN (Selçuk Üniversitesi), Doç.
Dr. Susran Erkan EROĞLU (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Süleyman
BEYOĞLU (Marmara Üniversitesi), Prof. Dr. Şahin AKINCI (Selçuk
X • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
Üniversitesi), Prof. Dr. Şefika KURNAZ (Gazi Üniversitesi), Prof. Dr. Şerif
AKTAŞ (Gazi Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Yıldız (Selçuk
Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Taner ASLAN (Aksaray Üniversitesi), Prof. Dr.
T. Niyazi KARACA (Bozok Üniversitesi), Prof. Dr. T. Faik ERTAN (Ankara
Üniversitesi), Prof. Dr. Thomas Drew‐BEAR (Lyon Üniversitesi /Fransa),
Yrd. Doç. Dr. Tolga BOZKURT (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Tuncer
BAYKARA (Emekli Öğretim Üyesi/ İzmir), Doç. Dr. U. Deniz AŞÇI (Selçuk
Üniversitesi), Doç. Dr. Yasemin DOĞANER (Hacettepe Üniversitesi), Prof.
Dr. Yasin AKTAY (Selçuk Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Yaşar ERDEMİR
(Selçuk Üniversitesi), Doç. Dr. Yaşar ÖZÜÇETİN (Ahi Evran Üniversitesi),
Doç. Dr. Yaşar SEMİZ (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Yavuz ATAR (Selçuk
Üniversitesi), Prof. Dr. Yılmaz KOÇ (Selçuk Üniversitesi), Prof. Dr. Yunus
KOÇ (Hacettepe Üniversitesi), Doç. Dr. Yusuf KILIÇ (Pamukkale
Üniversitesi), Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ (Konya Necmettin Erbakan
Üniversitesi), Doç. Dr. Yusuf ÖZ (Kırıkkale Üniversitesi), Doç. Dr. Yusuf
SARINAY (TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi), Doç. Dr. Yüksel
KAŞTAN (Akdeniz Üniversitesi), Yrd. Doç. Dr. Zehra ODABAŞI (Selçuk
Üniversitesi), Doç. Dr. Zekeriya KARADAVUT (Akdeniz Üniversitesi),
Doç. Dr. Zekeriya MIZIRAK (Necmettin Erbakan Üniversitesi), Yrd. Doç.
Dr. Zekeriya ŞİMŞİR (Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi), Doç. Dr.
Zeki USLU (Selçuk Üniversitesi).
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • XI
TARİHİN PEŞİNDE
Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi
Yılda iki sayı (Bahar ve Güz) olmak üzere
internet ortamında elektronik belge ve basılı olarak yayımlanan
uluslararası hakemli bir dergidir.
YAYIN İLKELERİ
1. Tarihin Peşinde ‐Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi‐ / The Pursuit
Of History ‐International Periodical For History And Social Research‐, uluslararası
hakemli bir dergi olup, bahar ve güz olmak üzere yılda iki kez
yayınlanır.
2. Dergide Türk tarihi ağırlıklı olmak üzere sosyal bilimler alanında
yazılmış olan makaleler yayınlanır.
3. Dergiye gönderilen makalelerin özgün bir çalışma olması, daha önce
yayınlanmamış olması gerekmektedir. Ulusal ve uluslararası
sempozyumlarda sunulan tebliğler başka bir yerde yayınlanmamış
olması ve makale içinde sunulduğu sempozyum vb. belirtilmek
kaydıyla yayınlanabilir. Makale içeriklerinin her türlü yasal
sorumluluğu yazarlarına aittir.
4. Makaleler için telif ücreti ödenmez. Yazarlar dergi lehine makalelerinin
telif hakkından feragat ettiklerini kabul ederler.
5. Derginin yayın dili Türkçe olmakla birlikte uygun görüldüğü takdirde
İngilizce, Almanca, Fransızca ve Rusça yazılara da yer verilecektir.
6. Makalelerin başında, 200 kelimeyi aşmayacak şekilde özet metin ve 5
kelimelik anahtar sözcükler bulunmalıdır. Türkçe makalelerde, Türkçe
özet ve anahtar kelimelerin yanı sıra, yazarın kullandığı İngilizce,
Fransızca, Almanca veya Rusça yabancı dillerinden birisine ait özet ve
anahtar kelimeler yer almalıdır. Yukarıda belirtilen yabancı dillerden
birisiyle yazılmış makalelerde ise, Türkçe özet ve anahtar kelimeler de
bulunmalıdır.
7. Yazılarda yazar unvanı, adı soyadı, görev yaptığı kurum ve e‐mail
adresi bulunmamalı ve aşağıda belirtilen iletişim adresi üzerinden
gönderilmelidir. Yine her türlü haberleşme aşağıda belirtilen iletişim
adresinden yapılmalıdır.
8. Makaleler PC uyumlu Microsoft Word veya “.doc” uzantılı belge
oluşturmaya elverişli kelime işlem programında yazılarak bir adet
disket veya CD kaydı ve üç kopya kâğıt çıktısıyla birlikte verilecektir.
Eski harfli metinler Universal Word ve benzeri programda yazılmış
olmalıdır. Özel bir yazı karakteri kullanılmış ise belgeyle birlikte söz
konusu fontun da gönderilmesi gerekmektedir. Metin içinde kullanılan
resim, harita vb. materyallerin “.jpg / .tiff” uzantılı kayıtları da ayrıca
eklenmelidir. Bu tür belgelerin baskı tekniğine uygun çözünürlükte (en
az 300 piksel) ve sayfa alanını aşmayacak büyüklükte olmasına dikkat
edilmelidir.
9. Yazılar; Times New Roman karakterinde, 11 punto (dipnotlarda 9 punto)
büyüklüğünde olmalı, satır sonunda heceleme yapılmamalıdır. Sayfa
yapısı A4 ebadında, kenar boşlukları sağdan, soldan, üstten ve alttan 3
cm olmak üzere, 1,5 satır aralığıyla, iki yandan hizalı ve paragraf arası
boşluğu, öncesi ve sonrası 3 nk olacak şekilde ayarlanmalı ve sayfa
numarası verilmelidir. Paragraf başlarında “TAB” tuşu yerine
“ENTER” veya “RETURN” tuşu kullanılmalıdır. Noktalama işaretleri
kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılmalıdır. Söz konusu
XII • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
işaretlerden sonra bir harflik boşluk bırakılmalıdır. Metinler 33 sayfayı
aşmamalıdır.
10. Dergiye gönderilen makale, dergi editörü/editör yardımcıları
tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla üç hakeme
gönderilir. Makale, değerlendirme sonucunda iki hakemden gelecek
olumlu raporlar doğrultusunda dergi yönetimi tarafından uygun
görülen bir sayıda yayınlanır. Raporların olumsuz olması nedeniyle
makalenin yayınlanmaması durumunda yazar, her hangi bir hak
talebinde bulunamaz.
11. Süreli yayınımız elektronik ve ayrıca basımı yapılan bir dergi olup,
basımı yapıldığında bir adet dergi yazarına gönderilir. Ayrı basım talep
eden makale sahipleri, sitemize konulacak olan yazılarının pdf
formatını indirip çoğaltabilirler.
12. Bir makalede sıra ile özet, giriş, ana metin, sonuç, kaynakça ve (varsa)
ekler bulunmalıdır. Makalede ana başlıkların tamamı büyük harflerle
ve koyu yazılmalıdır. Ara başlıkların tamamı koyu olarak yazılacak;
ancak her kelimenin ilk harfi büyük olacak ve başlık sonunda satırbaşı
yapılacaktır. Alt başlıkların tamamı koyu olarak yazılacak; ancak
başlığın ilk kelimesindeki birinci harf büyük sonraki kelime/kelimelerin
ilk harfi küçük olacak, başlık sonuna iki nokta (üst üste) konularak
yazıya aynı satırdan devam edilecektir.
13. Dergide gerek metin içerisinde gerekse dipnot şeklinde atıf yapılabilir.
Ancak genel bir uyum sağlanmasına dikkat edilmelidir. Metin
içerisinde atıf sisteminin tercihi durumunda yapılacak olan açıklama
dipnotlarında dipnottan sonra atıf yine metin içerisinde yapıldığı gibi
olmalıdır.
14. Metin içerisinde yapılacak olan atıflarda aşağıdaki örneklere uygun
davranılmalıdır.
Kaynak Gösterme (Atıflar)
* Makalede yapılacak atıflar, ilgili yerden hemen sonra, parantez içinde
yazarın soyadı, eserin yayın yılı ve sayfa numarası sırasıyla örnekteki
gibi verilmelidir. (Bloch, 2005: 28)
* Birden fazla kaynak gösterileceği durumlarda eserler aynı parantez
içinde, en eski tarihli olandan yeni olana doğru, birbirinden noktalı
virgülle ayrılarak sıralanır. (İnalcık, 2000: 120; Faroqhi, 2003: 28)
* İki yazarlı kaynaklarda, araya tire işareti (‐) konulur. İkiden fazla yazarlı
kaynaklarda ise ikinci yazarın soyadından sonra “vd.” kısaltması
kullanılmalıdır. (İnalcık‐Seyitdanlıoğlu, 2006: 15), (Akgündüz‐Öztürk
vd., 2002: 157)
* Yazarın adı, ilgili cümle içinde geçiyorsa, parantez içinde tarih ve
sayfanın belirtilmesi yeterlidir.(1954: 77)
* Yazarın aynı yıl yayınlanmış iki eseri, yayın yılına bir harf eklenmek
suretiyle ayırt edilir. (İnalcık, 2000a: 156), (İnalcık, 2000b: 17)
* Soyadları aynı olan iki yazarın aynı yılda yayınlanmış olan eserleri,
adların ilk harflerinin de yazılması yoluyla belirtilir. (Demir, A., 2003:
46), (Demir, H., 2003: 27)
* Ulaşılamayan bir yayına metin içinde atıf yapılırken, bu kaynakla
birlikte alıntının yapıldığı eser şu şekilde gösterilmelidir: (Tabaqat‐ı
Nasırî, 1864: 32ʹden aktaran; Köprülü, 1991: 19)
* El yazması bir eser kaynak gösterilirken, müellif veya mütercim
adından sonra [yz.] kısaltması konmalı, varak numarası örnekteki gibi
belirtilmeli ve tam künye kaynakçada gösterilmelidir. (Ahmedî, [yz.],
1410: 7b)
* Arşiv belgeleri kaynak gösterilirken, metin içindeki kısaltma örnekteki
gibi olmalı, açılımı kaynakçada verilmelidir. (BOA. MAD 7342: 25)
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • XIII
* Not: Alanlarında daha çok klasik atıf sistemi esas alınan bilim
dallarında, yazarların isteği üzerine söz konusu sistem de
uygulanabilir. (Örnek Dipnot: Ali Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası II.
Meşrutiyet Devrinde İttihat ve Terakkiʹye Karşı Çıkanlar, Dergâh Yay.,
İstanbul 1990, s. 156‐157.)
Bibliyografya (Kaynakça)
* Kitap: Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu,
Karakoyunlu Devletleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003.
* Derleme Kitap: İnalcık, Halil‐Seyitdanlıoğlu, Mehmet, Tanzimat
Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Phoenix Yayınları, Ankara
2006.
* Makale: Demirpolat, Enver, “İslâm Felsefesinin Batı Düşüncesine
Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 9, Konya
2003, ss. 429‐ 439.
* Derleme kitaplardaki makaleler: Clark, Edward C., “Osmanlı Sanayi
Devrimi”, Tanzimat Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, (Derleyen:
İnalcık, Halil‐Seyitdanlıoğlu Mehmet), Phoenix Yayınları 2006, Ankara,
ss. 467‐ 480.
* Bildiriler: Yavaşca, Alâeddin, “Osmanlı ve Mûsiki”, Uluslararası
Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti
Kongresi, Konya, 07‐ 09 Nisan 1999, (Yayına Hazırlayanlar: Alâaddin
Aköz‐ Bayram Ürekli‐Ruhi Özcan), Selçuk Üniversitesi Basımevi,
Konya 2000, ss. 29‐ 41.
* Tezler: Lekesiz, M. Hulusi, Osmanlı İlmi Zihniyetinde Değişme (teşekkül‐
gelişme‐çözülme: XV‐XVII. Yüzyıllar), Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara 1989.
* Web siteleri: http://www.xenodochy.org/ex/lists/maslow.html, erişim
tarihi: 27.11.2007.
XIV • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
THE PURSUIT OF HISTORY
‐An International Periodical for History and Social Research‐
is published twice a year (in spring and in autumn)
both in print and e‐journal version.
It is an international refereed journal.
Publication Principles
1. The Pursuit of History ‐An International Periodical for History and Social
Research‐, is an international refereed journal and published twice a year
(spring and autumn)
2. The submissions presented to the Journal based on Social Sciences
especially Turkish history.
3. Articles sent for publication should have not been previously published
in another journal, not even in a different language. The papers
submitted for any symposiums or congresses can be published on
condition that it has not been previously published and citing the name
of the symposiums where the articles presented. Scientific and legal
responsibilities of the published texts belong to the authors.
4. No royalty payment for the articles. The writers acknowledge that they
will renounce their copyright.
5. The publication language of the journal is Turkish. But if it is approved
it can be published in English, French, German and Russian languages.
6. Each article must include an abstract of not more than 200 words and 5
key words. In Turkish articles, one abstract written in any foreign
language especially (French, German, English and Russian) should be
placed with 5 key words in addition to the Turkish abstracts and key
words. If the article is written in the languages stated above, Turkish
abstract and key words are required.
7. The titles, the names‐ surnames of the academicians, the association in
which he/she is located, the e‐mail addresses shouldnʹt be written on
the texts. The above ones should be sent through the following contact
address. Also you can communicate through the contact addresses.
8. The submissions should be written on word‐processing programs such
as Microsoft Word or the document (the “.doc” texts) that is adaptable with
PC and please send three paper complimentary copies of the texts in
addition to the CD or floppy. The texts written with the old (different)
letters should be written on Universal Word or similar ones. If any
special typeface is used, please send the typeface character with the text.
The “.jpg / .tiff” extension records of the materials used in the texts such
as the pictures and the maps also should be attached to the texts. Also
pay attention to the pixel resolution (at least 300 pixel) adaptable with
the printing technique and the size of the materials shouldnʹt exceed the
size of the page.
9. Texts; The main body of the text should be written in Times New
Roman letters, font size 11(9 font at footnotes). Please do not syllabify at
the end of the line. The paper should be typed on A4‐size paper. Leave
3 cm margins on left ‐and right and top and bottom, use 1.5‐line
spacing, flush‐right alignment. To adjust spacing before or after
paragraphs leave “3 nk” and in addition to the page number. At the
paragraph indentation please use “TAB” key rather than “ENTER” or
“RETURN”. Do not write the punctuation marks as adjacent to the last
letter, leave one letter space. The text shouldnʹt exceed 33 pages
10. The article that is arrived to the journal is sent to the three referees by
the editor and the editor assistants in order to be examined in terms of
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • XV
the academic competence. The criterion for assessment is the
appropriateness of two referee comments then the articles will be
published in any issue decided by the journal management. If the
assessment of the article is negative, the writer never demands for right.
11. Our periodical will be presented both e‐journal and in print version.
Following the publication, one issue of the journal will be sent to the
writer of the article. The owner of the articles also downloads the text
from the journal web site as PDF pattern
12. Abstract, introduction, main text, conclusion and bibliography are
presented consecutively in a text. Main headlines should be big bold
letters, the other headlines should be written in bold type with the small
letters except for the first letter. Then following the headlines put colon
(:) and continue to the text from the same line.
13. Both in text or footnote type reference can be possible. But pay attention
to the general consistency. If you use the reference system in the text,
the reference after footnote should be used as in the text on the
explanatory footnotes.
14. The references used in text should be based on the following samples.
Resource Attributes (References)
* The references used in the text should be started from the relating point
and in brackets, the surname of the writer, the publication year of the
work, page number stated as in the sample. (Bloch, 2005: 28)
* If more than one reference is preferred, the works should be cited in the
same brackets from the older to the newer dated with semicolon.
(İnalcık, 2000: 120; Faroqhi, 2003: 28)
* Please put hypen(‐) on the resources with two writers.If the writers are
more than two,then after the surname use this abbreviation “et al.”
(İnalcık‐Seyitdanlıoğlu, 2006: 15), (Akgündüz‐Öztürk et al., 2002: 157)
* If the name of the writer is cited in the text, just only mention the date
and the page number (1954: 77)
* Two works of a writer that have been published in the same year can be
distinguished by adding a letter to the publish date. (İnalcık, 2000a:
156), (İnalcık, 2000b: 17)
* If the writersʹ surnames are similar as well as their publish date, then
put the first letter of the names. (Demir, A., 2003: 46), (Demir, H., 2003:
27)
* If you donʹt find the resource that has been attributed in a text, cite both
of the resources in the following sample: (Tabaqat‐ı Nasırî, 1864: 32ʹden
aktaran; Köprülü, 1991: 19)
* While attributing a manuscript, after the name of author and translator
put the abbrevaiton of [ms.],and the leaf number should be stated as it
is shown in the sample. The whole tag can be cited in the bibliography
(Ahmedî, [yz.], 1410: 7b)
* While attributing the archive documents, cite in the text just like the
following sample,the detailed version should be in the bibliography.
(BOA. MAD 7342: 25)
* PS: Classical reference system can be used in some scientific branches
that used mostly that system
(Ali Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası II. Meşrutiyet Devrinde İttihat ve
Terakkiʹye Karşı Çıkanlar, Dergâh Yay., İstanbul 1990, s. 156‐157.)
Bibliography
* Book: Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu,
Karakoyunlu Devletleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003.
XVI • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
* Compilation: İnalcık, Halil‐Seyitdanlıoğlu, Mehmet, Tanzimat Değişim
Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, Phoenix Yayınları, Ankara 2006.
* Article: Demirpolat, Enver, “İslâm Felsefesinin Batı Düşüncesine
Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 9, Konya
2003, ss. 429‐ 439.
* Articles in a compilation work: Clark, Edward C., “Osmanlı Sanayi
Devrimi”, Tanzimat Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, (Derleyen:
İnalcık, Halil‐Seyitdanlıoğlu Mehmet), Phoenix Yayınları 2006,Ankara,
ss. 467‐ 480.
* Announcements: Yavaşca, Alâeddin, “Osmanlı ve Mûsiki”, Uluslararası
Kuruluşunun 700. Yıl Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanlı Devleti
Kongresi, Konya, 07‐09 Nisan 1999, (Yayına Hazırlayanlar: Alâaddin
Aköz‐ Bayram Ürekli‐Ruhi Özcan), Selçuk Üniversitesi Basımevi,
Konya 2000, ss. 29‐ 41.
* Thesis: Lekesiz, M. Hulusi, Osmanlı İlmi Zihniyetinde Değişme (teşekkül‐
gelişme‐çözülme: XV‐XVII. Yüzyıllar), Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara 1989.
* Web sites: http://www.xenodochy.org/ex/lists/maslow.html, history:
27.11.2007.
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • XVII
İÇİNDEKİLER
1‐11
OSMANLI DÖNEMİ’NDE BURSA İPEKÇİLİĞİ, DOKUMACILIK ve BAZI ARŞİV
BELGELERİ
BURSA SILK MAKE, WEAVING AND SOME ARCHIVE DOCUMENTS IN OTTOMAN
PERIOD
Ahmet AYTAÇ
13‐52
KARAMAN SUĞLA GÖLÜ HAKKINDA ÇIKARILAN BİR İRÂDE‐İ SENİYYE VE
VERİLEN İMTİYÂZ
AN ISSUED IMPERIAL DECREE AND A PRIVILEGE GRANTED FOR THE SUĞLA LAKE
IN KARAMAN
Alaattin UCA ‐ Aytunç ÜLKER
53‐70
ÇANAKKALE CEPHESİNDE GELİBOLU‐ŞARKÖY‐TEKİRDAĞ (TEKFURDAĞI)
HİLÂL‐İ AHMER HASTANESİNİN FAALİYETLERİ
ACTIVITIES OF GELİBOLU –ŞARKÖY‐ TEKİRDAĞ (TEKFURDAĞI) RED CRESCENT
HOSPITAL IN ÇANAKKALE FRONT
Cemal SEZER
71‐101
İNGİLİZ ARŞİV BELGELERİNİN IŞIĞINDA II. ABDÜLMAHİD’İN MİRASI (1920‐21)
SULTAN ABDULHAMID II LEGACY IN LIGHT OF BRITISH ARCHIVES DOCUMENTS
(1920‐1921)
Cengiz KARTIN
103‐130
İSTANBUL’DA SOSYO‐KÜLTÜREL HELENİZM’İN TEMSİLCİSİ BİR CEMİYET:
“SYLLOGOS” (1861‐1923)
A REPRESENTATIVE ASSOCIATION OF SOCIO‐CULTURAL HELLENISM IN
ISTANBUL: SYLLOGOS (1861‐1923)
Çağla D. TAĞMAT
131‐161
SİYASAL İSLAMCILIĞIN ALTERNATİF MEDENİYET SÖYLEMİ MODERNİTEDEN
AZADE MİDİR?
IS POLITICAL ISLAMISM AN ALTERNATIVE CIVILIZATION RHETORIC TO
TRANCENDENT MODERNITY?
Ernur GENÇ
XVIII • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH
163‐185
BALKAN VE BİRİNCİ DÜNYA HARBİ YILLARINDA MÜDAFAA‐İ MİLLİYE
CEMİYETİ
THE NATIONAL STRUGGLE COMMUNITY IN THE YEARS OF THE BALKAN WARS
AND THE 1st WORLD WAR
Erol AKCAN
187‐217
DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE ERMENİ CEMAATİNİN İKTİDARA YAKLAŞIMI:
PATRİK KAREKİN HAÇADURYAN’IN BAŞBAKAN ADNAN MENDERES’E
ARZUHALLERİ (1951‐1960)
THE APPROACH OF ARMENIAN MINORITY TOWARDS THE GOVERNMENT:
PATRIARCH KAREKIN HAÇADURYAN’S PETITIONS TO PRIME MINISTER ADNAN
MENDERES (1951‐1960)
Feyza KURNAZ ŞAHİN
219‐242
MODERNLEŞME DÖNEMİNDE OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA TARSUS VE
MERSİN’DEKİ AZINLIK OKULLARI
MINORITY SCHOOLS IN TARSUS AND MERSIN IN OTTOMAN EMPIRE DURING THE
MODERNIZATION PERIOD
İbrahim Halil AYTAR
243‐268
243 KUTSAL TOPRAKLARA YOLCULUK: BAZI İMPARATOR, VELİAHT PRENS VE
DEVLET ADAMLARININ KUDÜS ZİYARETLERİ (1855‐1901)
JOURNEY TO THE HOLY LAND: JERUSALEM TRAVELS OF SOME EMPERORS,
CROWN PRINCES AND DIGNITARIES (1855‐1901)
İhsan SATIŞ
269‐303
ÇANAKKALE MUHAREBELERİ ÖNCESİ VE SÜRESİNCE ÖĞRETMEN VE
ÖĞRENCİLERİN SİLÂHALTINA ALINMASI İLE EĞİTİM SİSTEMİNDE ORTAYA
ÇIKAN SORUNLAR
THE TROUBLES RESULTED IN EDUCATION SYSTEM WITH RECRUITING THE
STUDENTS AND TEACHERS BEFORE AND DURING BATTLE OF CANAKKALE
İsmail SABAH
305‐328
M.Ö. VI.‐V. YÜZYILLARDA KİLİKYA BÖLGESİ: KÜRESEL GÜÇLER VE SYENNESİS
KRALLIĞI
CILICIA REGION IN VI‐V B.C. : THE GLOBAL POWERS AND THE KINGDOM OF
SYENNESIS
Mehmet KURT
TARİHİN PEŞİNDE • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ • XIX
329‐366
ATATÜRK DÖNEMİNDE REİS‐İ CUMHUR SEÇİMLERİNİN TÜRK BASININDAKİ
YANKILARI
THE REPERCUSSIONS OF THE ELECTIONS OF PRESIDENT OF THE REPUBLIC IN
TURKISH MEDİA IN THE ATATÜRK ERA
Muhammed SARI
367‐383
ÇOK ALANLI SANAT EĞİTİMİ YÖNTEMİNİN ÇAĞDAŞ SANAT DERSİ
ÖĞRETİMİNDE KULLANILMASININ KALICILIĞA ETKİSİ
THE EFFECT OF THE USE OF MULTIDISCIPLINARY ART EDUCATION METHOD IN
DELIVERING CONTEMPORARY ART LESSONS ON THE PERMANENCE OF
KNOWLEDGE
Nurhayat GÜNEŞ
385‐410
MEŞRUTİYET’TEN CUMHURİYETİ’E PARLEMENTO YAŞAMINDA MUHALİF BİR
MEBUS “CAMİ BAYKUT”
PARLIAMENT OF THE REPUBLIC OF LIFE OTTOMAN FROM AN OPPOSING
MEBUSAN “CAMI BAYKUT”
Olcay ÖZKAYA DUMAN
411‐437
CHP MÜFETTİŞLERİNİN TEFTİŞ RAPORLARINDA BALIKESİR VİLAYETİ
HALKEVLERİNE DAİR TESPİTLER (1937‐1945)
THE FINDINGS ON BALIKESIR PROVINCE PUPLIC HOMES IN INSPECTION REPORTS
OF CHP INSPECTORS (1937‐1945)
Ömer KARAKAŞ
439‐451
XIX. YÜZYIL OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİNDE YAŞANAN DEĞİŞİM
THE CHANGE IN OTTOMAN EDUCATION SYSTEM IN XIX. CENTURY
Şerif DEMİR
453‐457
KİTAP TANITIMI
BOOK REVIEW
Osmanlıdan Cumhuriyetʹe Harp Malullerinin Sosyoekonomik ve Sağlık Durumları (1877‐1939),
Genelkurmay Personel Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı
Yayınları, Ankara, 2014, XIX+512
Necmi UYANIK
İNGİLİZ ARŞİV BELGELERİNİN IŞIĞINDA II. ABDÜLMAHİD’İN
MİRASI (1920‐21)
Cengiz KARTIN
Özet
Sultan II. Abdülhamid yaklaşık 33 yıllık saltanatı süresince Osmanlı Devletini ayakta
tutabilmek için ciddi gayret sarf etmiştir. İmparatorluğun son günlerini yaşadığının far‐
kında olan Sultan II. Abdülhamid, batılı devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri‐
nin de son derece idrakinde olarak birden çok amaca matuf olmak üzere kişisel mülkler
edinmiştir. Söz konusu bu mülklerin birçok çeşidi olmakla birlikte en göze çarpan emla‐
kin Musul‐Kerkük ve Bağdat’ta yer alan petrol alanlarının kişisel mülk haline getirilmesi
konusunda olduğu görülmektedir. Genellikle 1880‐1890 tarihleri arasında sultanın kişisel
hazinesinden ödenen ücretlerle satın alınan söz konusu araziler, Abdülhamid’in zorla
tahttan indirilmesinden sonra İttihatçılar tarafından borçlara teminat olmak üzere yaban‐
cı devletlere sunulmuştur. Söz konusu bu durumla ilgili II. Abdülhamid’in yasal vârisleri
konumunda olan sultanın eşleri ve çocukları sunulan bu emlakin kendi yasal hakları
olduğunu iddia etmişler ve bunu kanıtlamak için pek çok belgeyi çeşitli mahkemelere,
kurumlara ve devletlere sunmuşlardır.
Anahtar Kelimeler
II. Abdülhamid, İngilizler, Musul, Kerkük, Petrol
SULTAN ABDULHAMID II LEGACY IN LIGHT OF BRITISH ARCHIVES DOCU‐
MENTS (1920‐1921)
Abstract
Sultan Abdulhamid II had devoted significant effort to keep the Otoman Empire during
the reign of nearly 33th years. Abulhamid II who was aware of that Empire was living the
last days for state acquired personal property for lots of proposals as he realized westerns
powers’ aim about share of Ottoman Empire. However, there are many kinds of these
properties and it can be seen that the most remarkable property was about turning the oil
field into personal state in Mosul, Kirkuk and Baghdad.These fields who was bought by
the pays of Abulhamid’s personal treasury are served to foreign states in exchange for
Yrd. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, Kayseri/Türkiye.
TARİHİN PEŞİNDE ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐
Yıl: 2015, Sayı: 13
Sayfa: 69‐99
THE PURSUIT OF HISTORY ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐
Year: 2015, Issue: 13
Page: 69‐99
70 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
assurance of debts by Young Turks after Abdulhamid II was dethronmented.Related to
this subject, Abdulhamid’s heirs such as his wives and children claimed that this property
was their legal right and they submitted many documents to courts,foundation and states
to prove this.
Key Words
Abdulhamid II, British, Mosul, Kirkuk, Oil
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 71
GİRİŞ
Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı Devletinin yıkılışının son döneminde
33 yıla yakın saltanatı ile Osmanlı padişahları arasında Kanuni Sultan Sü‐
leyman ve IV. Mehmed sonrasında en uzun saltanat süresine sahip olan 3.
padişah olmuştur. Bu süre içerisinde imparatorluğun çalkantıları ve parça‐
lanması devam etmiş, ancak II. Abdülhamid bu süreci denge siyaseti ve
politikadaki keskin zekâsı ile bir müddet erteleme fırsatını elde etmiştir.
19. yüzyılda keşfedilen petrolün Ortadoğu coğrafyasında oldukça bol
miktarda olması, başta İngiltere olmak üzere batılı devletlerin ilgilerini bu
coğrafyaya yoğunlaştırmaları sürecini de beraberinde getirmiştir. Tabi ki
yüzyıllara dayanan sömürgecilik anlayışının bir yansıması olarak bölge
insanının ve bölgenin sahip olduğu zenginlik kaynaklarının bunların sahibi
konumunda olanlardan çok daha iyi bilinmesi, beraberinde bu coğrafya ile
ilgili çok ayrıntılı planların da yapılmasını ve hayata geçirilmesini berabe‐
rinde getirmiştir.
Bahse konu sürecin ne denli önemli olduğunun Osmanlı Devleti içeri‐
sinde devletin yöneticisi konumunda olan Sultan II. Abdülhamid tarafından
çok net bir şekilde anlaşıldığı, buna mukabil kendisinin dışındaki devlet
mekanizması içerisinde yer alan devlet görevlilerince durumun net bir şe‐
kilde anlaşılması şöyle dursun, plan ve projelerin mahiyeti ile ilgili de pek
bilgilerinin olmadıkları yaşanan tarihi süreçten anlaşılmaktadır.
Başta İngiltere olmak üzere Ortadoğu petrolleri ile ilgili plan ve proje
sahibi ülkelerin emellerinin engellenmesinin mümkün olmadığını düşünen
Sultan II. Abdülhamid, bu emellerin gerçekleşmesini bir nebze olsun gecik‐
tirmek ve imparatorluğun hayatını uzatmak amacına matuf olmak üzere
başta Mezopotamya olmak üzere bölgede bulunan stratejik noktalardaki
arazileri ücret mukabili kendi emlaki arasına almıştır.
İNGİLİZ ARŞİVİNDE KAYITLI SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN
MAL VARLIĞI İLE İLGİLİ BELGELER
Londra Kew Gardens’ta bulunan İngiliz Ulusal Arşivi dünyanın en bü‐
yük ve kapsamlı arşivlerinden biridir. Bu arşivde:
Online kayıtlar,
Basılı kataloglar,
Defterler,
Mikro filmler ve
Kutu kataloglar mevcuttur.
Bu kayıtlar içerisinde mikro filmler, 19. Yüzyılın son çeyreğinden önceki
dönemleri içermesi, defterlerin ağırlıklı olarak 1906 döneminden önceki
döneme ait olması nedeni ile makalenin ortaya konulmasında bu kayıtlar
72 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
dikkate alınmamıştır. Bu kayıtların dışında kalan kutu kataloglar, online
kayıtlar ve basılı kataloglar ise konu ile ilgili tamamen taranmıştır. Taranan
bu kayıtlar içerisinde Sultan II. Abdülhamid’e ait sadece petrol sahaları ile
ilgili değil, diğer mal varlıklarına dair de pek çok bilginin bu kayıtlarda
olduğu görülmektedir.
Tespit edilebildiği kadarı ile söz konusu kayıtlarda Sultan II. Abdülha‐
mid’in mirası ile ilgili 33 klasör içerisinde 4.012 fotoğraf karesi ve yaklaşık
olarak 8.000 sayfa civarında belge mevcuttur. Bu dosyaların tamamının
değil bir makalede incelenmesi, tek bir tetkik eser olarak yayınlanması da
oldukça güçtür. Tespit edilen bu güçlük nedeni ile makalede İngiliz arşivin‐
de kayıtlı olan Sultan II. Abdülhamid’in emlaki ile ilgili üç dosya esas alına‐
rak bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Seçilen söz konusu üç dosyanın özelliği
bahse konu mülklerle ilgili ilk değerlendirmelerin yapılmış olmasından ileri
gelmektedir.
Makalede belgelerin genellikle sağ üstte verilmiş olan belge numaraları
esas alınmakla birlikte yer yer bazı belgelerde numara verilmediği için bu
belgelerin fon kodu verilmek suretiyle dipnotlarda kullanımı sağlanmıştır.
Kimi belgelerin sayfa numaraları iki sayfaya bir sayfa numarası vermek,
kimi yerler de ise tek sayfaya tek sayfa numara vermek ya da arada bazı
dosyalar verilmiş ise bunlara ayrıca sayfa numaraları verilmek şeklinde
gerçekleştiği için orijinal belgelerdeki numaralandırmaya sadık kalınmıştır.
Makalede verilmiş olan toplam sayfa numaraları her bir sayfaya tek sayfa
olarak değerlendirilmiş ve sayfa numaraları adedi bu tasnife göre ifade
edilmiştir.
FO 371/5270 NUMARALI DOSYA İÇERİSİNDE II. ABDÜLHA‐
MİD’İN EMLAKİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
Dosya içerisinde toplam 37 sayfadan müteşekkil bir yazışma, II. Abdül‐
hamid ve onun emlakine ayrılmıştır ki bunlar:
‐ 3 Temmuz 1920’de İstanbul’dan Amiral De Robeck tarafından 9 sayfa‐
lık1,
‐ 19 Ağustos 1920’de Hindistan Bakanlığı tarafından 4 sayfalık2,
‐ 4 Kasım 1920’de Hindistan Bakanlığı tarafından 3 sayfalık raporlar
şeklinde tasnif edilmiştir3.
‐ 7 Kasım 1920’de İstanbul’dan Amiral De Robeck tarafından 21 sayfalık
bir metinden müteşekkildir4.
1 PRO, FO 371/5270, “Properties of Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 3 Temmuz 1920, Belge No: E 8546, s.
205-212. 2 PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih: 19 Ağustos 1920, Belge No: E 10124, s. 213-217. 3 PRO, FO 371/5270, “Property in Mesopotamia of The Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih: 4 Kasım 1920, Belge No: E
13715, s. 217-219.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 73
Sultan Abdülhamid’in Vârisleri Olarak Sultanın Çocukları
Hazırlanan bu dosya içerisinde Amiral De Robeck tarafından Sultan
Abdülhamid’in kızı Zekiye Hanım ile yapılan röportaja yer verilmiştir. Bu
röportajda Zekiye Hanım babası Sultan Abdülhamid’in Mezopotamya’daki
mal varlığı ile ilgili bilgileri paylaşmıştır. Ayrıca belgede Zekiye Hanım’dan
kendi adına eşinin Mezopotamya’da bulunan mal varlıkları ile ilgili Nuret‐
tin Gazi Osman Paşa’nın vekil olduğunu belirten 2 Haziran 1920 tarihli im‐
zalı bir belgesi de buraya ilave edilmiştir5.
Belgenin devamında Sultan Abdülhamid’in oğulları ve kızlarının ismi‐
ne yer verilmiştir. Buna göre II. Abdülhamid’in oğullarının isimleri şu şekil‐
de sıralanmıştır:
Muhammed Selim Efendi,
Abdülkadir Efendi,
Ahmed Efendi,
Burhaneddin Efendi,
Abdürracim Efendi,
Nurettin Efendi,
Abid Efendi.
Burada isimleri verilmiş olan II. Abdülhamid’in oğulları arasında iki ki‐
şinin eksik olarak yazıldığı görülmektedir. Bu isimler, Mehmed Bedreddin
Efendi ve Abdürrahim Hayri Efendi’dir6. Konu ile ilgili hazırlanan raporun
bir araştırma yapılmadan adeta çalakalem bir usulle hazırlandığı görülmek‐
tedir.
Yine belgede yer verilen bilgilere göre II. Abdülhamid’in kızlarının
isimleri ise şu şekilde sıralanmıştır:
Lekie Sultan,
Naima Sultan,
Naile Sultan,
Şadiye Sultan,
Ayşe Sultan,
Refia Sultan7.
4 PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 7 Kasım 1920, Belge No: E
13873, s. 220-240. 5 PRO, FO 371/5270, “Properties of Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 3 Temmuz 1920, Belge No: E 8546, s.
207. 6 Metin Hülagü, “Sultan II. Abdülhamid’in Eşleri ve Çocukları”, Devr-i Hamid, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 2011,
C. 3, s. 273-287. 7 PRO, FO 371/5270, “Properties of Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 3 Temmuz 1920, Belge No: E 8546, s.
208.
74 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
ZEKİYE SULTANIN DİLEKÇESİ VE İSTANBUL YÜKSEK KOMİ‐
SERLİĞİNİN YAKLAŞIMI
Erkek çocuklarda görülen eksik bilginin burada daha belirgin şekilde
ortaya çıktığı görülmektedir. Sultan II. Abdülhamid’in 6 kızı değil; 13 kızı
bulunmaktadır. Burada eksik olarak kaydedilmemiş olan isimler şu şekil‐
dedir: Ulviye Sultan, Zekiye Sultan, Seniyye Sultan, Seniha Sultan, Hatice
Sultan, Aliye Sultan, Cemile Sultan, Samiye Sultan’dır8.
Belgede II. Abdülhamid’in erkek ve kız çocuklarının isimlerine yer ve‐
rilmişken, eşlerine dönük herhangi bir bilgiye rastlanmaması oldukça ilginç‐
tir. Buradaki ilginçlik İngilizlerin her şeyde ayrıntıya dikkat eden yaklaşım‐
larının burada yer bulmamış olmasında gizlidir.
Belgeden Zekiye Hanımın konu ile ilgili daha önce de müracaat ettiği
anlaşılmaktadır. Yapılan bu müracaatın Mezopotamya Yüksek Komiserliği
tarafından da teyit edildiği bilgisi de ilave edilmiştir. Yine Yüksek Komiser‐
lik konu ile ilgili; Bağdat, Basra ve Musul vilayetlerinde bulunan Sultan II.
Abdülhamid’in mal varlığı ile ilgili dikkatli olunması gerektiği uyarısında
bulunmuş, burada bulunan mal varlıklarının Irak’ın işgali sonrasında Mali‐
ye Bakanlığı bünyesine aktarıldığı bilgisi sonrasında ‐çok ilginç bir şekilde‐
bu meselenin gelişimini Türkiye ile yapılacak barış anlaşmasında da önemli
bir yer işgal edecek konular arasında olacağı öngörüsü ile noktalamıştır9.
Burada Türkiye ile yapılacak bir barış anlaşmasına meselenin bağlanmış
olması aslında İngilizlerin politikadaki kurnazlığına bir örnek teşkil etmek‐
tedir. Yine bu öngörü çok yönlü ve alternatifli siyaset anlayışının da yansı‐
ması olması açısından önemli bir veri olarak değerlendirmeye müsaittir.
HİNDİSTAN, İSTANBUL, BAĞDAT ARASINDA EMLAK VE
VÂRİS TARTIŞMALARI
Bu dosya içerisindeki Hindistan Bakanlığı tarafından hazırlandığı anla‐
şılan ikinci belge Sultan II. Abdülhamid’in Mezopotamya’da bulunan mal
varlıkları ile ilgili Hindistan Bakanlığı, İstanbul Yüksek Komiserliği ve Dı‐
şişleri Bakanlığı arasında yapılan yazışmalara yer verilen ve meseleye nasıl
bakılması gerektiğini açıklayan kimi yazışmalara hasredilmiştir.
Hazırlanan üçüncü belgede Eylül 1920’de İngiltere’nin ilk Bağdat Sivil
Yöneticisi olan Arnold Talbot Wilson10 ve İstanbul Yüksek Komiseri Amiral
8 Hülagü, “Sultan II. Abdülhamid’in …”, C. 3, s. 279-283. 9 PRO, FO 371/5270, “Properties of Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 3 Temmuz 1920, Belge No: E 8546, s.
212. 10 Arnold Talbot Wilson (1884-1940), 1884’te İngiltere’de dünyaya gelen, Royal Military College’den birincilikle mezun
olan İngiltere’nin ilk Bağdat sivil yöneticisidir. Robert Pearce, “Wilson, Sir Arnold Talbot (1884-1940)”, Oxford Dictionary of National Biography, C. 59, New York 2004, s. 487; “Obituary: Lieut.-Colonel Sir Arnold Talbot Wilson, K. C. I. E., C. S. I., C. M. G., D. S. O., M. P.”, The Geographical Journal, C. 97, No. 1, Haziran 1941, s. 72; Mark Jacobsen, “Only by
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 75
De Robeck11 arasında yapılan yazışmalara yer verilmiştir. Wilson bu yazış‐
mada Sultan II. Abdülhamid’in mirasçıları tarafından istenen mülklerin
daha önce Hazine‐i Hassa Nezareti tarafından yönetildiğini, Irak’ta bulunan
bu mülklerinin miri arazi konumunda iken Abdülhamid tarafından her‐
hangi bir ücret ödenmeden satın alındığı iddiasında bulunmuştur. Bu ne‐
denle Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra bu mülklerin
tekrar miri arazi statüsüne çevrildiğini, dolayısıyla sultanın vârislerinin
burada herhangi bir topraklarının bulunmadığını beyan etmiştir. Yalnız
Wilson’ın bu iddiasını delillendirecek herhangi bir dokumana yer vermemiş
olması ve konu ile ilgili yuvarlak bir ifade olarak tapu kayıtlarının kendisini
teyit ettiği gibi delilsiz gerekçe sunması hayli ilginçtir12. Oysa ki makalenin
son kısmında Sultan II. Abdülhamid’in vârislerinin imzalı dilekçelerinde
tapu kayıtlarının ve sürecin tek tek ayrıntıları ile aktarıldığı bölümde sulta‐
nın vârisçileri burada belirtilen bütün iddiaları çürüten belgeleri tek tek
ortaya koymuştur.
Dosya içerisinde yer alan Sultan Abdülhamid’in Mezopotamya’daki
emlaki ile ilgili diğer bir bilgiyi Amiral De Robeck’in bilgisi dâhilinde İstan‐
bul Yüksek Komiserliğinde görevli Harry H. Lamb hazırlamıştır. İngilte‐
re’nin ilk Bağdat sivil yöneticisi Wilson’ın yukarda vermiş olduğu bilgilerin
aksine Lamb’in hazırladığı metinde ihtiyatlı bir dil kullanılmıştır. Sultan II.
Abdülhamid’in emlaki ile ilgili olarak Abdülhamid’in tahttan indirildikten
sonraki dönemde ciddi bir karışıklıktan söz eden Lamb, bu mal varlıklarının
sultana ait olup olmadığının tespitinin oldukça güç olduğunu ifade etmiştir.
Aayrıca sultanın emlakinin kendi parası ile satın alınıp alınmadığının da
şüpheli olduğunu belirten Lamb, 1908 devrimi sonrasında Genç Türklerin13
Sultandan 14 Eylül 1908’de Mezopotamya’daki mal varlıklarının çoğundan
kendi rızası ile feragat ettiğine dair bir belge aldıklarını, yalnız bu belgede
hangi mal varlıklarından feragat edildiğine dair bir bilgiye rastlamanın
mümkün olmadığını açık bir dille ifade etmiştir. Daha sonrasında Sultan
Reşad’ın da söz konusu emlak devrini 4 Mayıs 1909 tarihli irade ile onayla‐
dığını belirten Lamb, yine söz konusu emlakin 8 Ocak 1920 tarihli iki adet
the Sword: British Counter- Insurgency in Iraq 1920”, Small Wars And Insurgencies, C. 2, No. 2, 1991, s. 324; D. K. Fi-eldhouse, Kurds, Arabs and Britons: The Memoir of Wallace Lyon in Irak, I. B. Tauris Yayınları, Londra 2002, s. 92.
11 Amiral Sir John Michael Robeck (1862-1928), 1862’de İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Ailesi 1785’te İsveç’ten 1785’te göç ederek İngiltere’ye yerleşmiştir. Eğitimini İngiltere’de gerçekleştiren Robeck; Çin, Amerika ve Ortadoğu’da çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra 18 Mart deniz harekâtında kullanılan ve İngiliz filosunun amiral gemisi olan Queen Elizabeth gemisini ve harekatı yöneten isim olmuştur. 1919-20 döneminde de İstanbul Yüksek Komiserliği görevinde bulunmuştur. Bkz. N. A.M. Rodgers, “De Robeck and the Dardanelles Campaign”, The Naval Miscellany, George Allen and Unwin Yay., İngiltere 1984, 439–98, The Times, 21 Haziran 1928, The Times, 25 Haziran 1928.
12 PRO, FO 371/5270, “Property in Mesopotamia of The Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih: 4 Kasım 1920, Belge No: E 13715, s. 219.
13 Belgenin orijinalinde Young Turks şeklinde geçen ifade metinde de aynen kullanılmıştır. Aslında burada kastedilen İttihat ve Terakki Cemiyetinin mensuplarıdır.
76 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
irade ile Sultan II. Abdülhamid’in vârislerine devredildiğini belirtmiştir. 8
Ocak 1920 tarihli iradenin varlığı ile ilgili İtalyan ve Fransız meslektaşları ile
de görüşmeler gerçekleştiren Lamb, Türk meclisinin bu iradenin gereğini
yapmak için herhangi bir çaba içerisinde olmadığını hayretle belirtmekten
kendini alamamıştır.
Aslında bu durumla ilgili ‐kimi tarihçilerin çok kolay bir şekilde gerçek‐
leştirdikleri gibi‐ eleştirileri çok rahat bir şekilde sıralamak mümkündür;
ancak tarihi olayların dönemi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği temel
yaklaşımı göz önünde tutulduğunda, bu durumu o günkü koşullarda ülke‐
nin varlık ve yokluk arasında olması ile açıklamak ya da gelecekle ilgili ba‐
kış açısının ne denli zayıf olduğunun da resmedilmesi açısından görmek de
mümkündür.
Zekiye Sultan’dan kendisine gönderilen babası Sultan II. Abdülha‐
mid’in mirası ile ilgili konuya tekrar geri dönüş yapan Lamb, konunun cid‐
di şekilde eğilmesi gereken yönünün; Zekiye Sultan’ın iddialarının gerçek
olma ihtimalinden kaynaklandığını, aslında sözü edilen emlakların devlete
ya da Sultan II. Abdülhamid’in mirasçılarına ait olup olmadığı konusunda
ciddi bir karışıklığın olduğunu, 2 Nisan 1913’teki Abdülhamid’in mal varlı‐
ğı ile ilgili düzenlemenin zaten var olan karmaşayı büsbütün içinden çıkıl‐
maz bir hale getirdiğini ifade etmiştir. Bu karmaşadan dolayı meselenin
aydınlatılması için gerekli uzmanların gönderilmesinin çok önemli olduğu‐
nu belirten Lamb, Türklerle yapılacak bir barış anlaşmasında İngiliz hükü‐
metinin görüşlerinin sağlam temellendirilmesinin önemli olduğunu, bu süre
içerisinde sözü edilen mülklerle ilgili alım ve satım işlemlerinin dikkatle
yapılması gerektiği uyarısında bulunmuştur.
Lamb’in bu yazışmasında ilginç bir detay olarak Londra’da Zekiye Sul‐
tan ve eşi ile birlikte kızı Fatma ve onun kocası Muhsin Salih Bey’in British
Baku Trading and Shipping Company Limited’tan Yarbay G. Maitland
Edwads’ın var olan evrakları ve dökumanları 110 Cannon Street’te incele‐
meye başladıkları bilgisi verildikten sonra, Kıbrıs’ta var olan Abdülha‐
mid’in mirası ile ilgili meselesinin ise Abdülhamid’in tahttan indirildikten
sonra Bâb‐ı Âli ve İngiliz hükümeti arasında bir anlaşma ile sonuçlandırıl‐
dığını düşündüğünü ifade etmekle birlikte, bu anlaşma ile ilgili herhangi bir
somut veriye yer verilmemiştir14.
14 PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 7 Kasım 1920, Belge No: E
13873, s. 228.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 77
ZEKİYE SULTAN’DAN VERİLEN İKİNCİ DİLEKÇEDE SULTAN II.
ABDÜLHAMİD’İN EMLAKI
Söz konusu dosya içerisinde Zekiye sultan tarafından 19 Temmuz 1920
tarihli İstanbul Yüksek Komiserliği’ne başka bir dilekçe sunulmuştur. Bu
dilekçede İstanbul Yüksek Komiseri’nin kendisine 3 Temmuz tarihinde
göndermiş olduğu mektuptan söz ederek başlayan Zekiye Sultan, babası
Sultan II. Abdülhamid’in Mezopotamya’da var olan mal varlığının babası
tarafından satın alındığını, babasının vefatı ile birlikte var olan bu mal var‐
lıklarının kız ve erkek çocukları arasında eşit paylaştırılması gerektiğini
vurgulamıştır. Bu mal varlıkları ile ilgili olarak ellerinde şeyhülislam tara‐
fından verilmiş ferman var olduğunu ve bu fermanın aleyhine herhangi bir
mahkeme kararının var olmadığını ifade eden Zekiye Sultan, babasının
İstanbul’da bulunan mal varlıkları ile ilgili olarak ise Maliye Bakanlığı kayıt‐
larının yeterli olduğunu ifade ettikten sonra, İngiliz himayesindeki Mezopo‐
tamya’nın Bağdat, Basra ve Musul tapu kayıtlarının İngilizlerin kendi elle‐
rinde olduğunu, İngiliz hükümetinin eski tapu kayıtlarını kabul edeceği
inancını koruduğunu ve Türkiye ile yapılacak bir barışa değin kendilerinin
beklemek zorunda olduklarını ifade etmiştir15.
Konu ile ilgili İngiltere’nin ilk Bağdat Sivil Komiseri olan A. T. Wilson,
İstanbul Yüksek Komiserliği’ne 18 Eylül 1920’de taşıyan bir belge gönder‐
miştir. Belgede 3 Temmuz 1920 tarihli belgeye gönderme yaparak başlayan
Wilson, Sultan II. Abdülhamid’in Irak içerisinde bulunan topraklarının,
evlerinin ve diğer mülklerinin Hazine‐i Hassa yetkililerince sultanın atadığı
kişiler tarafından yönetildiğini, ancak sözü edilen bu mülklerin devlete ait
olan arazi konumunda iken Sultan II. Abdülhamid tarafından tek kuruş
alınmadan kendi emlakına çevrildiği iddiasında bulunmuştur. Bu arazilerin
II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sonrasında meclis tarafından Beytül‐
male geri iade edildiğini iddialarına ekleyen Wilson, bu devir sonrasındaysa
sözü edilen emlakın Maliye Bakanlığı tarafından idare edildiğini, Irak tapu
dairesinde yapılan son araştırmalara bir gönderme yaparak Sultan II. Ab‐
dülhamid’in özel mülkü olarak Irak’ta tek bir emlakinin bulunmadığını öne
sürmüştür. Yine Wilson, II. Abdülhamid’in vârisleri konumunda olan kız ve
erkek çocuklarının ellerinde bulunan tapuların gerçek olup olmadığının da
şüpheli olduğunu dile getirmiştir16.
Wilson’ın bu yazışmasında birkaç husus karanlıkta kalmıştır. Bunları şu
şekilde sıralamak mümkündür:
15 PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 7 Kasım 1920, Belge No: E
13873, s. 235-236. 16 PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 7 Kasım 1920, Belge No: E
13873, s. 240.
78 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
Wilson’ın iddia ettiği gibi Türk meclisinin II. Abdülhamid’in mal varlı‐
ğını hazineye devrettiğine dair belgeler hangi tarihte ve nasıl mecliste görü‐
şülerek devir yapılmıştır?
Meclisin özel bir mülkü tekrar hazineye aktarma kararını vermesi
mümkün müdür? Bunun hukuk tarihinde örnekleri var mıdır?
II. Abdülhamid’in bahse konu mülkleri herhangi bir bedel ödemeden
elde ettiğine dair iddiası ne kadar isabetlidir?
Irak maliye bakanlığında nasıl bir kovuşurma yapılmıştır? Bu kovuş‐
turmayı kim, nasıl, ne zaman, ne kadar sürede gerçekleştirmiştir?
II. Abdülhamid’in vârislerinin ellerinde bulunan tapuların geçersiz ol‐
duğuna dair yaklaşım yetersiz olup tüm hukuk sistemlerinde var olan özel
mülkiyetin dokunulmazlığı ile ilgili husus burada niçin gözetilmemiştir?
Bu sorulara verilecek cevapların ortak noktası, İngiliz devlet aklının
olayları kendi menfaati çerçevesinde değerlendirerek takdim ettiğinde bir‐
leşmektedir.
FO 371/6360 NUMARALI DOSYA İÇERİSİNDE II. ABDÜLHA‐
MİD’İN EMLAKİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
Dosya içerisinde toplam 41 sayfadan müteşekkil bir yazışma, II. Abdül‐
hamid ve onun emlakine ayrılmıştır ki bunlar:
7 Ocak 1921’de Hindistan Bakanlığı tarafından hazırlanan 4 sayfalık17,
1 Nisan 1921’de Central Mining and Investment Corporation Limited
tarafından hazırlanan 26 sayfalık18,
22 Nisan 1921’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından hazırlanan 8
sayfalık19,
24 Mayıs 1921’de Koloni Bakanlığı tarafından hazırlanan 3 raporlar di‐
zisinden müteşekkildir20.
SİR SOUTHRAN HOLLAND’IN RAPORUNDA SULTAN II. AB‐
DÜLHAMİD’İN MİRASI KONUSU
Dosya içerisindeki ilk belge Hindistan Bakanlığından Sir Southran Hol‐
land tarafından hazırlanmıştır. Bu dosyada Musul vilayeti içerisinde yer
alan petrol sahalarının 1888 ve 1902 tarihinde Abdülhamid’in özel mülkün‐
de envantere kaydedildiğini belirtilerek başlanmıştır. Bahse konu arazilerin
14 Eylül 1908 tarihinde hükümet tarafından özel bir kanun ile Maliye Ba‐
17 PRO, FO 371/6360, “Late Sultan Abdul Hamid’s Properties in Mesopotamia”, Tarih: 7 Ocak 1921, Belge No: E 381, s.
1-3. 18 PRO, FO 371/6360, “Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 1 Nisan 1921, Belge No: E 4413, s. 94-112. 19 PRO, FO 371/6360, “Mesopotamia and Syrian Oil Properties”, Tarih: 22 Nisan 1921, Belge No: E 4819, s. 136-143. 20 PRO, FO 371/6360, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 24 Mayıs 1921, Belge No: E 5915,
s. 198-200.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 79
kanlığı’na devredildiği ifade edilmiş, Musul ve Bağdat petrol yataklarının
bulunduğu ve II. Abdülhamid’in özel mülkü konumunda olan bu arazilerin
bu tarihten sonra Osmanlı Devletinin genel borçlarına karşılık olarak göste‐
rildiği, 1914 yılında ise Alman ve İngiliz ortaklığının Osmanlı Devletinin
borçlarının tahsili meselesini görüştüğü, Turkish Petroleum Co.’nin ortaklık
şekli olarak hisselerin % 50 D’arcy, % 25 Anglo‐Saxon Co. ve % 25 Deutsche
Bank arasında paylaşıldığını belirtmiştir. Ayrıca bu paylaşımın sadrazama
ve maliye bakanlığına bildirildiği ve akabinde de teminatın gereği olarak
Musul ve Bağdat’ta bulunan padişahın özel mülkü olan arazilerde petrol
aramalarına başlandığı da bu bilgilere Holland tarafından eklenmiştir. Bel‐
genin devamında II. Abdülhamid’in bahse konu yerlerdeki emlaki, özel
fermanlarla elde ettiği, bunun için herhangi bir bedel ödemediği gibi mes‐
netsiz ifadelere de yer verilmiştir21.
Belgenin neredeyse tamamına hakim olan dil, II. Abdülhamid’in Musul
başta olmak üzere Irak toprakları içerisinde elde ettiği toprakların iradelerle
elde edildiği, bunun için herhangi bir bedel ödenmediği, 1908 ve 1909’da
yapılan düzenlemelerde bu toprakların Osmanlı Devletinin genel borçlarına
karşılık olmak üzere gösterildiği, bu borçların tahsilinin bu tarihten başla‐
mak üzere bu yerlerde petrol imtiyazını beraberinde getirdiği şeklinde özet‐
lenebilir.
CENTRAL MINING AND INVESTMENT CORPORATION LIMI‐
TED ŞIRKETI VE EMLAK SORUNU
Belgede 1 Nisan 1921’de Central Mining and Investment Corporation
Limited tarafından kaleme alınan ve Irak petrollerinin konu edildiği 26 say‐
falık bir gönderi içerisinde II. Abdülhamid’in emlaki ile ilgili bilgilere de yer
verilmiştir.
Central Mining and Investment Corporation Limited şirketinin Sultan
II. Abdülhamid’in vârisleri olan 22 kişi ile görüşmeler gerçekleştirdiği, bu
vârislerin Sultan II. Abdülhamid’in mülkleri ile ilgili taleplerinin bu şirket
eli ile elde edilmeye çalışıldığı bu durumun anlamının ise petrol imtiyazları
ile ilgili şirket olarak kendilerinin söz sahibi olduğudu şeklinde bir anlayışı
yansıtmıştır.
Belgeden anlaşıldığı üzere gerek Turkish Petroleum Company gerekse
Central Mining and Investment Corporation Limited, Bağdat ve Musul’da
II. Abdülhamid’in mirası olan bölgelerle ilgili hak iddialarında bulunmak‐
tadırlar. Bu hak iddiaları noktasında Turkish Petroleum Company’nin çok
uluslu yapısı göz önünde tutulmalıdır. Belgede çok ilginç bir şekilde Sultan 21 PRO, FO 371/6360, “Late Sultan Abdul Hamid’s Properties in Mesopotamia”, Tarih: 7 Ocak 1921, Belge No: E 381, s.
2-3.
80 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
II. Abdülhamid’in bu mal varlıklarının satılması ile ilgili sağlığında herhan‐
gi bir girişimin yapılmadığı da belirtilmiştir. Söz konusu mülklerin edinilme
tarihleri 1888‐1898 aralığı, bu mülklere Hazine‐i Emlak tarafından el ko‐
nulma tarihi olarak 4 Mayıs 1909 gösterilmiştir22. Yalnız burada üzerinde
durulması gereken nokta hem Sultan II. Abdülhamid’in hayatta iken bu
mülklerin satışı ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadığı belirtilmiş hem
de mülklerin Maliye Bakanlığı tarafından daha sonraki süreçte bahse konu
emlake el konulduğu belirtilmiştir. Bu durum aslında İngilizlerin de konu
ile ilgili bir kafa karışıklığı yaşadıklarını göstermektedir. Benzer şekilde
Maliye Bakanlığının bu el koyma işlemleri ile ilgili hukuki tartışmaların da
belgede ciddi şekilde irdelendiği ancak konunun net olarak ortaya konula‐
madığı anlaşılmaktadır.
Belgenin ilerleyen sayfalarında verilen bilgilerde Musul ve Bağdat’ta
bulunan mülklerin durumları ile ilgili Central Mining and Investment Cor‐
poration Limited şirketi adına Sir John Tilley ve Mr. E. Weakley’in Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri ile 6 Aralık 1920 tarihli görüşmelerinin detaylarına yer
verilmiştir. Görüşmede esas olarak Bağdat ve Musul’da bulunan petrol
arazilerinin imtiyazının İngiliz devletinin tekelinde olmasının temini konu‐
sunun ele alındığı görülmektedir. Şirketin İngiliz imparatorluğunun bahse
konu arazi üzerindeki hakimiyetinin tesisi meselesi ana gün dem maddesi‐
dir. Şirket temsilcileri bu hakimiyetin tesisi noktasında Amerikan büyükel‐
çisi ile de 28 Şubat 1921’de bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmede
Sevr Anlaşmasının 311. ve 312. maddeleri esas alınmak üzere Sultan II. Ab‐
dülhamid’a ait olan arazilerdeki Turkish Petroleum Company şirketinin söz
sahibi olma imtiyazının sona erdiği Amerikalı yetkililerce ifade edilmişse de
şirket 28 Haziran 1914’te Osmanlı Maliye Bakanlığı ile yapılmış olan anlaş‐
mayı öne sürmek sureti ile bahse konu mülklerde söz sahibi olduğunu iddi‐
ada ısrar etmiştir23.
YASAL VÂRİS SORUNU VE AMERİKALILAR
22 Nisan 1921’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığından Deniz Binbaşı G.
C. Muirhead‐Gould tarafından hazırlnan bir belgeye yer verilmiştir. Burada
Sultan II. Abdülhamid’in Suriye ve Irak’taki emlakı ile ilgili olarak Albay
Edwards’ın İstanbul’da çeşitli kademelerdeki Osmanlı yetkilileri ile görüş‐
meler gerçekleştirdiği, bu görüşmelerden çıkan neticenin Osmanlı yetkilile‐
rinden ziyade Amerika’nın bu sahada İngiltere’ye ciddi sorunlar çıkartma
potansiyeline sahip olduğu, bu sorunun kaynağında da Amerika’nın bu
22 PRO, FO 371/6360, “Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 1 Nisan 1921, Belge No: E 4413, s. 96. 23 PRO, FO 371/6360, “Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 1 Nisan 1921, Belge No: E 4413, s. 103.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 81
arazilerdeki petrol imtiyazının İngiliz hükümeti ile yarı yarıya paylaşmak
üzerine inşa edildiği belirtilmiştir.
Yalnız belgede diğer belgelerden çok farklı bir bilgi olmak üzere bahse
konu arazilerin Sultan II. Abdülhamid tarafından sadece tahtta olduğu süre
içerisinde edinilmediği, aslında bu emlakin bir kısmının tahta çıkış öncesin‐
de satın alınmak sureti ile gerçekleştiği, sultanın tahttan indirilmesi sonra‐
sında Genç Türklerin zorla bu mülkleri padişahın elinden aldıkları, padişa‐
hın da bunu ölümüne yakın beyan ettiği, dolayısıyla hâlâ bahse konu emla‐
kin aslında yasal vârislerinin Sultan II. Abdülhamid’in çocukları ve eşleri
olduğu şeklinde ifade edilmiştir24.
FO 371/6361 NUMARALI DOSYA İÇERİSİNDE II. ABDÜLHA‐
MİD’İN EMLAKİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
Dosya içerisinde toplam 62 sayfadan müteşekkil bir yazışma, II. Abdül‐
hamid ve onun emlakine ayrılmıştır ki bunlar:
29 Haziran 1921’de Mr. Rattigan tarafından 13 sayfalık25,
31 Temmuz 1921’de Mr. Ryan tarafından 17 sayfalık26,
6 Eylül 1921’de Koloni Bakanlığı tarafından 15 sayfalık27,
26 Ekim 1921’de Mr. Weakley tarafından 9 sayfalık28 ve 27 Ekim 1921’de
yine Mr. Weakley tarafından 3 sayfalık29,
31 Ekim 1921’de Koloni Bakanlığı tarafından 3 sayfalık30,
1 Kasım 1921’de Sir H. Rumbold tarafından 5 sayfalık bir metin Lond‐
ra’ya gönderilmiştir31.
VÂRİS SORUNUNA FARKLI BİR YAKLAŞIM VE MR. RATTİGAN
29 Haziran 1921’de Mr. Rattigan tarafından 13 sayfalık bir rapor düzen‐
lenmiştir32. Bu raporda İstanbul Yüksek Komiserliği görevlilerinden Mr.
Ryan’ın II. Abdülhamid’in vârislerinin iddialarını değerlendirdiği görül‐
24 PRO, FO 371/6360, “Mesopotamia and Syrian Oil Properties”, Tarih: 22 Nisan 1921, Belge No: E 4819, s. 140. 25 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 47-58. 26 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 106-122. 27 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 130-144. 28 PRO, FO 371/6361, “Claim of Heirs of Late Sultan Abdul Hamid to Concession of Oildfields of Bagdad and Mosul
Vilayets”, Tarih: 26 Ekim 1921, Belge No: E 11795-, s. 159-163. 29 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 106-122. 30 PRO, FO 371/6361, “Visit of Lieutenant Colonel Edwards to Iraq to Discuss Claims Heirs of Abdul Hamid”, Tarih: 31
Ekim 1921, Belge No: E 11974, s. 168-170. 31 PRO, FO 371/6361, “Claim of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Iraq”, Tarih: 1 Kasım 1921, Belge No: E 12081, s. 179-
183. 32 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 47-58.
82 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
mektedir. Konu ile ilgili Sultan II. Abdülhamid’in söz konusu emlakinin
yönetiminden sorumlu olan Emin Beyle yapılan görüşmenin detaylarına
yer verilmiştir. Bu görüşmede Emin Bey’in söz konusu emlakin Sultan II.
Abdülhamid’in rızası ile değil zorla elinden alındığını, dolayısıyla bu mal
varlığının esas sahibinin Sultanın eşleri ve çocukları olduğunu belirttiği
kaydedilmiştir. Yalnız bu belgeyi diğerlerinden ayıran önemli bir husus
vardır ki o da Emin Bey’e dayandırılan bilgiye göre aslında Sultan II. Ab‐
dülhamid’in bahse konu arazileri vefat etmeden önce çocukları arasında
pay ederek miras bıraktığı şeklinde bir bilgiye yer verilmiştir33. Bu belgeden
de anlaşılacağı üzere Sultan II. Abdülhamid kendisinin tahttan indirilmesi
sonrasında İttihat Terakki mensubu subayların mal varlıkları ile ilgili tasar‐
rufunu kabul etmemiştir. Yine belgede bu durumu destekleyen bir açıklama
olarak Sultanın tahttan indirilmesi sonrasında gerçekleştirilen Musul ve
Bağdat’taki emlakinin Maliye Bakanlığına devri ile ilgili yapılan işlemler
hukuksuz olarak gerçekleştirildiği bilgisi de II. Abdülhamid’in vârisçileri
konumunda olan eşleri ve çocuklarının uzun yıllar sürecek hukukî mücade‐
lelerinin de esasını teşkil eden bir yaklaşımdır.
Yalnız burada tam bir netliğin olmadığı yönünde kimi bilgilerin de pay‐
laşıldığı belgede, İstanbul Yüksek Komiserliği’nin konu ile ilgili araştırmala‐
rına da yer verilmiştir. Bu araştırmalarda 1 ve 14 Eylül 1908 tarihli iradeye
yapılan gönderme34, Nisan 1909 tarihinde Sultanın mülklerinin Maliye Ba‐
kanlığı’na devredildiğine dair olan iradenin basılmamasına rağmen Mr.
Maitland Edwards tarafından bir kopyasının temin edildiği, söz konusu
mülklerin durumu ile ilgili Sevr Anlaşmasının 240. maddesi uyarınca işlem
yapılmasının yani bu mülklerde artık Sultanın vârislerinin değil, Mezopo‐
tamya hükümetinin söz sahibi olması gerektiğinin altı çizilmişse de bahse
konu iradenin temin edildiği iddia edilen nüshası bu belge içerisinde yerleş‐
tirilmemiştir35. Dolayısıyla burada verilen bilginin doğruluk derecesi olduk‐
ça şüphelidir. Ayrıca böyle bir iradenin olduğu ile ilgili kimi kaynaklarda
bazı değerlendirmelere yer verilmişse de şuana değin böyle bir bilgiye ulaşı‐
lamamıştır36.
İstanbul Yüksek Komiserliği görevlilerinden olan Mr. Ryan’ın 28 Hazi‐
ran 1921 tarihinde Sultan II. Abdülhamid’in emlakinin işlerinin yürütülme‐
33 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 47. 34 Bu tarihte Hazine-i Hass’ın idarecisi Ohannes Sakızlı’dır. Bkz. PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Clai-
med by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz 1921, Belge No: E 8980, s. 117. 35 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 50. 36 Konu ile ilgili Türkiye’de yapılmış olan tek çalışma Terzi’nin eseridir. Kendisi de bu belgenin varlığı ile ilgili kuşkularını
dile getirerek yıllarca yapılan arşiv taramasında da böyle bir belgeye ulaşılamadığını belirtmiştir. Bkz. Arzu Tozduman Terzi, Bağdat-Musul’da Abdülhamid’in Mirası: Petrol ve Arazi, Timaş Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul 2014.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 83
sinden sorumlu olan Emin Bey’le yapılan görüşmelerin detaylarına da yer
verilen belgede yukarıda ifade edilmiş olan birçok konunun tekrar edildiği
ve işin özünde Sultan’ın emlakinin haksız yere Maliye Bakanlığı’na devre‐
dildiği ve söz konusu emlakin yasal sahibinin de sultanın çocukları olduğu
tezi üzerine inşa edilmiştir37.
Belgede 3 Mayıs 1909 tarihli iradenin İngilizce tercümesine de yer ve‐
rilmiştir. Bu belgede Sultan II. Abdülhamid’in emlaki olarak Bağdat, Basra,
Selanik, Kadıköy’de yer alan emlakinin sultanın edindiği tarihten itibaren
özel mülk statüsünde idare edildiği; ancak 1908 tarihine değin bu mülklerin
idaresinden dolayı ciddi bir borç yükü içerisine girildiği, bu nedenle Maliye
Bakanlığına teminat olarak bu arazilerin gösterildiği bilgisine yer verilmiş‐
tir38. Yalnız belgeden de anlaşılacağı üzere teminat olarak gösterilen şey
emlakin kendisi mi yoksa gelirleri midir sorusuna verilecek cevap net de‐
ğildir.
Söz konusu dosya içerisinde dönemin Koloni Bakanı olan Winston
Churchill’in İstanbul Yüksek Komiserliği görevlilerinden Andrew Ryan ile
yaptığı görüşmenin detaylarına yer verilmiştir39. Görüşmenin detaylarında
Turkish Petroleum Company şirketi ile yapılacak olan görüşmede nasıl bir
strateji izlenmesi gerektiği ve Ryan’ın bu görüşmelerde temsilci olarak bu‐
lunmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
MR. RYAN’IN RAPORLARINDA SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN
MİRASI KONUSU
31 Temmuz 1921’de Mr. Ryan tarafından 17 sayfalık bir rapor hazırlan‐
mıştır40. Mr. Ryan, söz konusu emlak meselesi ile ilgili olarak Koloni Bakan‐
lığı’na bağlı olan Mezopotamya bölümünün yetkilileri ve Mr. Weakley ile
görüştüğünü, II. Abdülhamid’in emlakinin yönetimi ile ilgili ciddi bir belir‐
sizliğin olduğunu, aslında Sultanın söz konusu emlakin bir bölümünü ken‐
di iradesi ile hazineye devrettiğine dair Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa’dan
9 Eylül 1909 tarihli bir mektup alındığını, mektubun bir suretinin Sir Horace
Rumbold’un 7 Eylül 1920 tarihli gönderisinde bulmanın mümkün olduğu‐
nu belirtmiştir. Konu ile ilgili ayrıca Sultan II. Abdülhamid’in kendi emlaki‐
nin diğer bir bölümünden 3 Mayıs 1909 tarihinde vaz geçerek bu emlaki de
hazineye bıraktığını, ancak Sultan’ın vârislerinin söz konusu devirlerle ilgili
çeşitli mahkemelere başvuru yaptıklarını, bu bağlamda İngiliz makamlarına 37 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 53. 38 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul-Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29 Haziran 1921, Belge No: E
7612, s. 57-58. 39 PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih: 21 Temmuz 1921, Belge No: E 8391, s. 96-97. 40 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 106-122.
84 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
müracaatların olduğunu, bu müracaatların değerlendirilmesi halinde zaten
çok karmaşık bir durum içerisinde olan miras meselesinin tamamen içinden
çıkılmaz bir hal alacağını, dolayısıyla yapılacak en akıllıca işin mesele çö‐
züme kavuşuncaya kadar sultanın vârislerinin söz konusu müracaatlarını
görmezden gelmek olduğunu belirtmiştir41.
Ekler bölümünde Sultan II. Abdülhamid’in 1877 tarihinden sonra İstan‐
bul’da edinmiş olduğu emlakin de bir listesi sunulmuştur. Hazırlanan bu
listeye göre sultanın ağırlıklı olarak İstanbul’da olmak üzere emlakinin bir
bölümü şu şekildedir42:
‐ Beşiktaş’ta akarlar,
‐ Tophane’de dükkanlar,
‐ Hekim Başı ve Tavusbaşı’nda çiftlikler,
‐ Abdurrahman Paşa’dan alınan Beykoz çiftlikleri ve ormanlar,
‐ Kurbağalı Dere’de çiftlik,
‐ Selanik’te çeşitli mülkler ve ormanlar,
‐ Ferecik ve Selanik’te deniz kıyısında mülker,
‐ Yalova’da çiftlik ve hamamlar,
‐ Aydın’da çiftlikler,
‐ Yenişehir’de çiftlikler,
‐ Baba‐i Atik’te zeytinlik ve çiftlikler,
‐ Kudüs’te çeşitli mülkler,
‐ Halep, Hama, Humus ve Suriye içinde bazı yerlerde çiftlikler,
‐ Basra’da hurmalıklar,
‐ Amara ve Dicle kenarlarında mukataalar,
‐ Bağdat, Ebu Garip, Mahmudiye, Musayib, Mahrut, Dedjil ve Harbi‐
ye’de araziler,
‐ Medine’de arazi,
‐ Basra‐Bağdat gemi yönetimi,
‐ Kadıköy, Haydarpaşa’da rıhtım ve liman,
‐ Taşoz’da maden alanı,
‐ Bağdat ve Musul’da petrol arazileri,
‐ Kara Hisar’da maden suyu kaynağı,
‐ Selanik’te Şirket‐i Hayriye‐yi Osmaniye vapur şirketi,
41 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 108-109. 42 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 121-122.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 85
Gönderisinin ekler kısmında Sultan II. Abdülhamid’ten hazineye aktarı‐
lan mülklerle ilgili bir de gelir tablosu ilave eden Ryan’ın verdiği bilgilere
göre sultanın toprakları ve gelir kalemleri şu şekildedir43:
Yönetim Birimi / Yerleşim
Birimi Gelirin Nev’i
Yekün
(Lira)
Yenina Çiftlik gelirleri 20.000
Berat Çiftlik gelirleri 10.000
Durazzo Çiftlik gelirleri 10.000
Ferecik44 Orman, köy ve tarım arazile‐
ri gelirleri 19.600
Baba‐i Atik45 Orman, köy ve tarım arazile‐
ri gelirleri 16.000
İnegöl Otlaklar hariçköy ve orman
gelirleri 9.577
Suriye (Nasıriye46, Safed ve
Havle)
Çiftlik, köy ve toprak gelirle‐
ri 44.000
Ak Köprü Orman ve köy gelirleri 5.050
Yalova Köy gelirleri 3.000
İzmit Köy ve orman gelirleri 500
Tohatalja47 Köy, orman ve tarım gelirleri 3.000
Halep‐Hama Kasaba gelirleri 48.700
Selanik Köy ve tarım arazisi gelirleri 13.700
Bağdat Mukataa gelirleri 85.750
Bağdat‐Basra Mukataa gelirleri 41.700
Musul Petrol ve orman gelirleri 54.300
Kudüs Tarım ve toprak gelirleri 1.000
Aydın Çiftlik gelirleri 18.470
Toplam 404.347
43 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 117-118. 44 Yunanistan’da bulunan yerleşim birimi. 45 Günümüzde Edirne’nin Babaeski kazasıdır. 46 Belgenin orijinalinde Suriye içerisinde gösterilen Nasıriye isimli bir yerleşim birimine rastlanılmamıştır. Kayıtlarda
Nasıriye, Irak’ta Bağdat’ın 370 km doğunuda yer alan Irak’ın dördüncü büyük şehri olarak geçmektedir. 47 Bulgaristan’da bulunan bir yerleşim birimi.
86 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN VÂRİSLERİNİN HAK TALEPLE‐
RİNİ İÇERİR DİLEKÇELERİ
6 Eylül 1921’de Koloni Bakanlığı tarafından 15 sayfalık belgede Sultan
II. Abdülhamid’in vârislerinin dilekçeleri ve bu dilekçelerle ilgili işlemler
sıralanmaktadır48. Belge ana hatları ile, Sultan II. Abdülhamid’in vârislerinin
Irak’ta bulunan mal varlıklarının taraflarına iade edilme talepleri üzerine
kurulmuştur. Konu ile ilgili öncelikle İngiliz makamlarına müracaat edenle‐
rin isim listesine yer verilmiştir ki bu listeye göre dilekçe sahipleri,
II. Abdülhamid’in eşleri olarak:
‐ Bedr‐i Felek Hanımefendi,
‐ Emsal‐i Nur Hanımefendi,
‐ Müşfika Hanımefendi,
‐ Saz‐kar Hanımefendi,
‐ Peyveste Hanımefendi,
‐Naciye Hanımefendi,
‐ Behice Hanımefendi,
‐ Fatma Hanımefendi.
II. Abdülhamid’in oğulları olarak:
‐ Mehmed Selim Efendi,
‐ Ahmed Efendi,
‐ Burhaneddin Efendi,
‐ Abdürrahim Efendi,
‐ Abid Efendi,
‐ Nureddin Efendi,
‐ Abdülkadir Efendi.
II. Abdülhamid’in kızları olarak ise:
‐ Zekiye Sultan,
‐ Naile Sultan,
‐ Ayşe Sultan,
‐ Şadiye Sultan,
‐ Refia Sultan ve
‐ Naime Sultan dilekçenin sahipleridir.
Hazırlanan bu dilekçenin oldukça ayrıntılı, net ve tarihî arka planın ol‐
dukça güçlü bir dilekçe olduğu anlaşılmaktadır. Maddeler halinde sıralana‐
cak olursa II. Abdülhamid’in mal varlıklarının vârisçileri konumunda olan
bu 22 kişi şunları ifade etmişlerdir:
48 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 130-144.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 87
II. Abdülhamid’in yasal mirasçılarıyız. Hem toplum hem de şeyhülislamın
1919’daki fetvalarına göre de bu durum teyit edilmiştir. Bu durumla ilgili gerekli
yasal belge ek 1’de sunulmuştur.
Dilekçede her ne kadar ekler kımına pek çok atıf yapılmış olsa da İngiliz
arşivlerinde yapılan araştırmalrda ekler kısmına ulaşılamamıştır. Yine di‐
lekçe sahiplerinin burada belirttiği üzere aslında bu ekler kısmında hangi
kişiye yüzde kaç miras verilmesi gerektiği de şer’i hukuk esas alınmak üze‐
re açıklanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunda padişahlık makamı babadan oğula geçmemektedir.
Burada uygulanan sistem hanedanın en yaşlı üyesinin tahta geçme usülüdür. Ba‐
bamız olan II. Abdülhamid’den sonra erkek evladı da bu nedenden dolayı tahta ge‐
çemediği için babamız ölümünden sonra bizlerin geleceklerini garanti altına almak
amacına matuf olmak üzere mal‐mülk edinmiştir. Bu edinmeyi toprak, orman, çift‐
lik, maden, petrol, buharlı bir gemi ve ticaret anlaşmaları şeklinde gerçekleştirmiştir.
Söz konusu emlaklar babamızın özel olarak şahsına almış olduğu emlaklardır. Şer’i
hukuka göre de halifenin bu şekilde özel bir mülk edinmesinin herhangi bir sakıncası
bulunmamaktadır. Tüm bu edinilen mallar babamız aklı başında iken ve kendi para‐
sı ile edinilmiştir.
Bu maddeden de anlaşıldığı üzere dilekçe sahipleri, mirasla ilgili talep‐
lerini gerekçelendirirken bunu çok net bir delil olarak şer’i hukukun sınırları
içerisinde ifade etmişlerdir. Bu hukuk sisteminde belirtilen özel mülkiyete
yapılan gönderme aslında sadece şer’i hukuk da değil tüm medenî hukuk
kurallarında genel geçer bir kural olmas hasebiyle değerlendirilmelidir.
Tüm bu mal varlıkları özellikle Mezopotamya ağırlıklı olmak üzere Osmanlı
İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde edinilmiştir. Mezopotamya’da edinilen söz
konusu araziler uzun yıllar büyük bir alan tarıma açılmadan boş bir şekilde bırakıl‐
mıştır. Bu mallar alınırken edilen masraf, onların temizliğinde, ekiminde, düzen‐
lenmesinde kullanılan masraftardan çok daha az bir orana tekabül etmektedir. Arazi‐
ler genellikle tarıma elverişli arazilerden değil; daha çok verimsiz arazilerden temin
edilmiştir. Söz konusu arazilerin temin edilmesinda harcanan rakam göz önünde
tutulacak olursa yaklaşık 15 yıldır da bu arazilerden neredeyse hiçbir şey elde edile‐
memiştir. Bu toprakların yasal hakları 1880 ile 1890 aralığında elde edilmiştir ve bu
haklar 40 yıldan fazla bir süredir de babamız II. Abdülhamid adına kayıtlıdır. Bunu
gösteren liste de 2 numaralı ekte sunulmuştur49.
Aslında Sultan II. Abdülhamid’in bahse konu tarıma elverişsiz arazilerle
ilgili ölçüsü petrol alanları olmuştur. Her ne kadar dilekçe sahipleri burada
bunu ifade etmekten kaçınmışlarsa da durum çok açık ve nettir. Yalnız bu‐
rada tartışılması gereken husus bu maddede yerini bulan satın alma sıra‐ 49 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 133.
88 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
sındaki bedel ile, arazilerin giderleri arasında yapılan karşılaştırmada arazi‐
lerin giderlerinin ederlerinden daha fazla olması hususudur. Belki de mese‐
lenin can alıcı noktası burada gizlidir. Arazilerin batılı devletlerin ellerine
düşmemesi amacına matuf olarak satın alındığı anlaşılan bu mülkler, bir
müddet sonra ciddi meblağlarda borç yükü altına girmişlerdir ki buda izle‐
nen politikanın ne kadar isabetli olduğu yönündeki tartışmalarla birlikte
değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Konu ile ilgili Terzi, amacın ve
yöntemin doğru olmasına mukabil, izlenen politikanın neticesinin olumsuz
olduğu kanaatindedir ki bu tespit oldukça isabetli bir yaklaşımdır.
Bizler babamızın yasal vârisleri olarak söz konusu tüm bu malların Hz. Mu‐
hammed’in yasaları ve bilinen tüm kanunlar ölçüsünde tarafımıza ait olduğunu ve
bunların yasal haklarımız olduğunu iddia ediyoruz. Tüm dünyaya adaletle hük‐
metmiş bir ulusun temsilcilerinin haklarının korunmasını talep etmekteyiz.
Dilekçede kullanılan dil hayli çarpıcıdır. Tüm hukuk kurallarına yapılan
atıf, sultanın varislerinin kendilerini konumlandırdıkları yer ve bu yerin
hakkına olacak olan bir gasbın ifadesi olarak tarihe düşülen not çok önemli‐
dir.
Söz konusu malların tamamı hanedanın üyeleri ile ilgilidir ve söz konusu emlak
idaresi İstanbul’da Hazine‐i Hassa tarafından yönetilmiştir. Hazine‐i Hassa sadece
sultanın değil, hanedanın tüm üyelerinin özel mülkleri ile ilgilenmek üzere teşkil
edilmiş bir birimdir. Ayrıca bu birim 5 farklı kategoride işlerini devam ettirir ki
bunlardan bir tanesi yüzyıllardır değişmeden geldiği şekliyle hanedanın miras yo‐
luyla elde ettiği mülkerin idaresi, kişisel mülkerin idaresi, ve benzeri işlerle ilgilenir.
Özel mülkle ilgilenen memurlara bu işlerinden kaynaklı olarak ayrıca bir ücret öde‐
nirdi ve bu ücret hazine tarafından değil sultanın özel hazinesinden ödenirdi. Me‐
zopotamya’da babamızın sahibi olduğu mülkler babamızın belirlediği acentalar
tarafından yönetilirdi. Burada ne hazine ne de Hazine‐i Hassa memurları bu idareye
karıştırılmamıştır.
Buradaki ifadelerden de anlaşıldığı üzere Sultan II. Abdülhamid’in
edinmiş olduğu malların idaresi ile ilgili özel bir birim teşkil edilmiştir. Söz
konusu emlakin herhangi bir şekliyle idaresinin devlet eliyle yürütülmesi
bu toprakların devlete ait olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilme‐
lidir. Halbuki bu topraklarda özel bi idare kurulmuş, bu idarede yer alan
memurların maaşları da yine Sultanın özel hazinesi tarafından ödenmiştir.
Dolayısıyla söz konusu bu emlakların sultana değil de devlete ait olan top‐
rak olarak değerlendirilemeyeceğinin de kesinliği böylelikle açıklanmış
olmaktadır.
Bu mal varlıkları arasında en göze çarpan araziler Musul ve Bağdat’ta yer alan
petrol yataklarının bulunduğu arazilerdir. Kendisine Dicle ve Fırat Nehirlerinde
ticaret izni tanınmış olan buharlı bir gemi, bazı dükkanlar ve diğerleri vardır. Bun‐
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 89
ların listeleri de ek 2’de verilmiştir. Bu ticari izinler kanuna uygun şekilde elde
edilmiştir. Bağdat’ta yer alan dükkanların, buharlı gemilerin durumu da benzer
şekilde tamamen yasal yollardan temin edilmek suretiyle elde edilmiştir. Kazılan
kuyuların, rafinelerin tamamı da bu statüdedir50.
İngiliz arşivinde yapılan araştırma sırasında basılı kataloglarda yer bu‐
lan Sultan II. Abdülhamid’in emlakinin listeleri başlığı ile yer alan belgelerin
bazıları arşivcilere verilmemektedir. Konu ile ilgili açıklama ise bu belgele‐
rin kaybolduğu ya da zamanla tahrif olarak okunamayacak konuma geldi‐
ği, taşınma esnasında kaydedilirken yanlışlıkla yanlış bir yere kaydedilmiş
olabileceği gibi ihtimaller sıralanmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere
İngiliz Ulusal Arşivinde (The National Archives) çalışmakta olan devlet
görevlileri, kendi devletlerini sıkıntıya sokacak ya da menfaatlerine zarar
getirecek en ufak bir ihtimali dahi gözden kaçırmama gayretindedirler. Ko‐
nu ile ilgili basılı kataloglarda bunun yer alması ise muhtemelen gayri ihti‐
yari olarak gerçekleştirilmiş bir hatadır.
Bunların tamamı babamızın gayretleri ile elde edilmiş ve Mezopotamya’ya zen‐
ginlik kazandırmıştır. Bu gerçek Iraklı Araplar tarafından da çok iyi bilinmektedir.
Onun Genç Türkler tarafından utanılmadan tutuklanması çok büyük bir huzursuz‐
luğa bu da tabii olarak bazı isyaların patlak vermesine neden olmuştur. Bu isyanlar
ise babamız Sultan II. Abdülhamid’in 30 yıldan fazla kurduğu düzenin sona erme‐
sini beraberinde getirmiştir.
Hakikaten söz konusu emlakin tasarrufunda harcama kalemlerine ba‐
kıldığında her ne kadar orada görevli memurların maaşları hayli yekün
tutmuş olsa da, Irak’ta bu söz konusu emlaklerin gelirlerinden yapılan bina‐
ların bir envanterini Terzi çalışmasında sıralamıştır. Bu sırlama dikkatlice
incelendiğinde dilekçede belirtilen Arapların da bu durumu takdir ettikleri
ile ilgili ifade kendiliğinden anlaşılacaktır.
Bizim babamız her şeyden önce bir Türk vatanseveridir ve ekonomiyi yabancıla‐
ra bırakmadığı için yabancılar daima kendisine kısnanarak ve şüpheyle bakmışlardır.
Babamız Sultan II. Abdülhamid, bu petrol kuyularının kullanımı hususunda her‐
hangi bir kişi ya da kuruma da herhangi bir hak tanımayı daima reddetmiştir. Özel‐
likle Alman İmparatoru II. Wilhelm söz konusu bu arazilerde bir imtiyaz temin
edebilmek için babamıza kişisel bir baskı da yapmıştır. Babam, söz konusu baskılar
nedeni ile çok değersiz bir imtiyazı Almanlara tanımıştır. İmtiyazın değersizliği de
bu imtiyazın hiçbir zaman hayat bulmamış olmasından kaynaklı olmak üzere kendi‐
liğinden anlaşılmıştır ki, Almanlar da bu durumu teyit etmişlerdir. Diğer taraftan
1921 tarihine kadar dahi bir kişi ya da kuruma da herhangi bir imtiyaz tanınmamış‐
tır. 50 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 134.
90 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
Babamız ilk başta Mezopotamya’da petrol işlerinin yürütülmesi işini kendi üze‐
rine almak istemedi, Bağdat ve Musul’un idarecilerine bu kuyuların idaresinin
bölge halkının refahı için işletilmesini bırakmak istedi ise de bu durum yerel idareci‐
lerce kabul görmediği için babamız Musul’daki ruhsatı zengin bir Türk tüccar olan
Tahsin Paşa’ya verdi. Fakat Tahsin Paşa maden yasasının da kendisine vermiş ol‐
duğu hakları da göz ardı ederek, söz konusu işlerle hiç ilgilenmedi. 1888’deki çok
hızlı tavsiye ile babam bu işi kendi üzerine aldı ve sonuçta Musul’daki petrol çıkar‐
ma imtiyazı 5 Recep 1306’da (1888’de) yayınlanan irade ile bu durum yasallaştırıl‐
dı. Yani buradaki arazi tamamen hem işletme açısından hem de söz konusu arazinin
yasal sahibi olarak babama geçmiş oldu. Bu durum ek 3’te de sunulmuştur. Hiç
kimse tarafından bu yasal durum tartışılamaz. Zaten Hazine‐i Hassa Nezareti’nin
kayıtlarında da özel mülk olarak kaydedilmiş olması bu durumu teyit eden en önem‐
li veridir. Bu düzenleme ve yüzyıllardır devam eden geleneklerle birlikte söz konusu
her bir özel mülkün kayıtları Hazine‐i Hassa Nezareti’nde tutulmuştur. Bu çok net
bir bilgi olmasına rağmen durumun tartışma konusu bile edilmesi son derece yanlış‐
tır. Aslında babamın petrol arazilerinin tapusunu ya da imtiyazını herhangi bir
şekilde hanedana devretmek gibi bir niyeti yoktu. Çünkü petrol yatakları özel mül‐
kün içerisindeydi ve petrol fermanları da bu durumu teyit eden bir başka kanıt ola‐
rak değerlendirilmelidir. Eğer babamız olan Sultan II. Abdülhamid söz konusu
arazileri hanedana devretmiş olsaydı fermanlarda kullanılan dil tamamen farklılaş‐
ması gerekirdi. Dahası eğer böyle bir durum gerçekleşmiş olsaydı, ayrı bir yasaya
tabi olan hanedana ait olan madenlerle ilgili durum bu söz konusu emlake de uygu‐
lanırdı. Bu durumu ispat edici herhangi bir belge yoktur. Hanedanın malları yüzyı‐
lardır hiç artmadı. Aslında hanedana ait olan toprakların durumu genellikle söz
konusu yerlerin fethi sırasında padişaha verilmiş olan savaş hakkından elde edilen
mal varlıklarına dayanmaktadır. Babamın Mesopotamya ve diğer yerlerdeki malları
böyle bir durumdan elde edilen bir mülk değildir51.
Musul’da özel izinle çalışılmaya başlanmasından sonra, Bağdat’ta olan babamız
Sultan II. Abdülhamid’e ait arazide de petrol bulunduğu rapor edildi. Petrol işlet‐
mesinin önemiyle de alakalı olarak buradaki arazilerin tek bir elden yönetilmesi
sorunu ortaya çıktı. Bu nedenle babamız buradaki petrol haklarının tüm yasal hakla‐
rını garanti altına almak adına, devletin yetkili makamlarına başvuruda bulundu ki
babamızın bu başvurusu 5 Cemaziyelahir 1316 (1898) tarihli dilekçesinde ve ek 4’te
görülebilir52.
Dört yıl sonra Musul bölgesindeki imtiyaz sahibi Tahsin Paşa’nın söz konusu
arazilerde herhangi bir iş yapmamasından kaynaklı imtiyazı iptal edilince Tahsin
51 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 135. 52 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 136.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 91
Paşa, kendisinin bu süre içerisinde ciddi maddi kaybı olduğunu ve bunun telafi
edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Başbakan ve Bakanlar Kurulu 1902 sayılı irade ile
Tahsin Paşa’nın söz konusu emlak ve bu emlakin kullanılmasından kaynaklı olarak
herhangi bir hak kaybı ya da herhangi bir hakkının olmadığını açıklamıştır. 1888
yılındaki ferman da bu durumu teyit etmektedir bu da 5 numaralı ekte sunulmuş‐
tur. Şu da kaydedilmelidir ki Bağdat fermanı da Musul fermanına atıfta bulunmak‐
tadır. Sonuç olarak Musul fermanı söz konusu yerlerin babamın özel mülkü oldu‐
ğunu belgelemektedir. Bu nedenden dolayı 1908’e kadar babamız mal edindi ve
bunu olabildiğince genişletti. Tahsin Paşa dışında gerek malların edinilmesi, gerekse
ruhsatların elde edilmesi noktasında bu duruma itiraz eden herhangi bir kimse de
çıkmamıştır.
Almanlar tarafından planlanan 1908 ihtilali gerçekleşti ve bizim yaşlı ve hasta
olan babamız hapsedildi ve utanmaz İttihatçılar tarafından hiç de hak etmediği bir
muameleye tabi tutuldu. Bu yozlaşmış kişilerin babamız Sultan II. Abdülhamid’i
ölümle tehditleri neticesinde söz konusu tüm mal varlıklarının hazineye devredildi‐
ğine dair bir belge imzalattılar. Babamız daima bu durumu reddetmiştir.
1909’da amcamız bunak53 V. Mehmed Sultan Reşad, emirler altında ve Genç
Türklerin tehditleri altında babamız Sultan II. Abdülhamid’in tüm mal varlıkları‐
nın devlete devredilerek istimlak edildiğine dair bir irade yayınladı. Bu irade ek 6’da
sunulmuştur. Bu davranış Genç Türklerin ne dine, ne mülke ne de kanuna saygısı‐
nın olmadığını gösterdiği için doğal olarak tüm Müslüman dünyasında paniğe
neden oldu. Aslında onların davranışları kendilerinin ne türden bir insan oldukla‐
rını ve soylarını da göstermesi açısından son derece manidardır. Bu iradenin yayın‐
lanması Genç Türklere karşı daha ciddi bir muhalefetin doğmasını beraberinde ge‐
tirmiştir. Onların bir kaçı haricinde hepsi bu uydurma iradenin geçerliğinin olma‐
dığını görmüşler, Allahın koymuş olduğu kanun ve nizam çerçevesinde elde edilmiş
olan söz konusu mülkere el koyma cesaretini gösterememişlerdir54.
Babamızın tahttan indirilmesi ile başlayan tutukluluk sürecinden 1918 müta‐
rekesine kadar geçen süre içerisinde herhangi bir faaliyette bulunmamıza imkan
yoktu. Fakat 1919’da biz şeyhülislamın mahkemesine başvuruda bulunarak
1909’daki babamızın mallarına el konulması ile ilgili iradenin yasallığının durumu‐
nu ilan etmesini istedik. Bunun sonucunda dönemin sultanının da onayladığı, hiç‐
bir kimsenin özel bir mülke kişinin rızası olmadan el koyamayacağı yönünde mah‐
keden karar çıkmıştır. (Ek 7’de gösterilmiştir).
Biz 2 Haziran 1920’de özellikle Mezopotamya’daki babamız Sultan II. Abdül‐
hamid’e ait olan mal varlıklarının tarafımıza iade edilmesi noktasında yardım etmesi
için, İstanbul Yüsek Komiserliği’ne başvuruda bulunduk. Bir ay sonra Osmanlı
53 Belgenin orijinalinde bunak ifadesinin karşılığı olmak üzere senile ifadesi kullanılmıştır. 54 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 137.
92 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
Devlet makamından yazılmış olan bizim taleplerimizi içerir bir talebin gelmesi nok‐
tasında bir bildirimde bulunuldu. (Ek 8).
İstanbul’daki karmaşık durumdan ve bakanların sürekli değişmesinden dolayı
bizim iddilarımızın temsil edilmesi güçleşti. Fakat en acil kriz zamanlarında bile
bizim iddialarımız, Osmanlı tebasından olan bütün vatandaşlarının özel mülk hak‐
larının tanınması şeklinde olduğudur. Terk edilen topraklar için de benzer durum
geçerlidir. Sonuç olarak bizim durumumuz olağanüstü bakanlar kurulunda görü‐
şüldü. Konu ile ilgili 1920 yılında sadrazam tarafından bir komisyon kuruldu55 (Ek
9).
Sadrazamın başkanlığında oluşturulmuş olan bu komisyon 7 ay konuyu enine
boyuna araştırmıştır. Sonuç olarak haklarımızın baki olduğu yönünde bir karara
varılmıştır. Karar, bakanlar kurulu tarafından da onaylanmıştır. Böylece Osmanlı
hükümetinin emri ile bize verilen emirde de yer aldığı gibi babamız Sultan Abdül‐
hamid’in listede yer alan Mezopotamya sınırları dahilindeki tüm mal varlığının
yasal vârisi olarak ilan edildik. (Ek 2).
Aslında başka bir kararın çıkması da mümkün değildi. Bu iddia sadece Hz.
Peygamberin hukukundan olan kutsalın tercih edilmesi değil; uluslararası bir hak
olan özel mülkiyet hakkı ile de ilgilidir. Bu, tüm dünyadaki Müslümanların sorun‐
larının haklarının iade edilmesi sorununu da beraberinde getirdi. Yani böyle bir
kararın tanınmaması, sadece Hz. Peygamberin hukukunun çiğnenmesi değil; aynı
zamanda tüm Müslümanların haklarının da gaspedilmesi anlamına gelmektedir.
Burada kullanılan ifade oldukça çarpıcıdır. Sultan II. Abdülhamid’in
uygulamış olduğu pan‐islamist siyasetin hala var olduğunu düşünen aile
üyeleri, kendilerine yapılmış olan bu muamelenin aynı zamanda tüm İslam
dünyasına yapılmış olan bir yanlışlık olduğunu ifade ederek durumun so‐
nuçlarının düşünülmesini ima etmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda özel mülkler tapuda şahısların isimleri ile kaydedi‐
lirler. Ya da şehir merkezlerinde alt kayıtlarda tutulurlar. Mezopotamya’da ise her‐
hangi bir satın alma ya da satma işlemi gerçekleştiğinde ise, öncelikle Bağdat’ta
kaydedilir ve bunun resmî kopyaları İstanbul’a gönderilir, eş zamanlı olarak İstan‐
bul’da da bu kayıtlar değişiktirilir. Eğer Mezopotamya’da olan bir mülkün satışı
İstanbul’da gerçekleşirse; önce İstanbul’da kayda geçer, akabinde de Bağdat’a bu
değişklik bildirilir. Buradaki her iki kayıtta resmî ve yasal olarak söz konusu topra‐
ğın kime ait olduğunu belgeler. Babamızın sahip olduğu varlıklar her ikisinde de
kayıtlı durumdadır. Bizdeki bu kopyalar, sizin Title Deeds olarak isimlendirdiğiniz
mülklere denk gelmektedir56.
55 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 138. 56 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 139.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 93
Buradaki mal sahipleri yeni bir değişikliğe kadar kesinlikle değişmezler. İstan‐
bul’daki tapuların birer kopyaları Ek 2’ye iliştirilmiştir. Bizim iddilarımızı destekle‐
yen daha fazla kanıt için mülklerin sahiplerinin isimlerine bakılmalıdır. Söz konusu
mülklerin tamamı, ya babamız Sultan II. Abdülhamid’e ya da onun yasal vârisleri
konumunda olan bizlerin adlarına kayıtlıdır. (Ek 10).
Önceki paragrafta kullanılan ifadeler toprakları, madenleri, petrolü ve buharlı
gemiyi işletme hakkındadır. Bu tarihe kadar petrol işletmesinin ruhsatı ile ilgili
kayıtlar herhangi bir değişikliğe uğratılmadan muhafaza edilmiştir. Buradaki oriji‐
nal kayıtların fotoğraflarını da bu dilekçeye iliştiriyoruz (Ek 11). Aynı zamanda 3, 4
ve 5 numaralı eklerin çevirileri de değerlendirilmelidir. Bunların fotoğrafları ve
orjinalleri İstanbul’da İngiliz hükümetinin konsolosluk görevlilerinden avukat Mr.
Henry E. Pears tarafından da görülmüştür57.
Genç Türklerin amacı öncelikle kendi güçlerinin devamı yönünde olmuştur. Bu
gücün korunmasını kendilerine muhalif olanları sınır dışı etmekle, ya da onların
kişisel servetlerini sömürmekle sağlamışlardır. Buradaki en tipik örneklerden biriside
çeşitli kişilere söz konusu mülkerin işletilmesi ruhsatının söz verilmesinde kendini
göstermektedir. Petrol işletme hakkı, verilebilecek en önemli ruhsattır. Allahtan ki
İtalyan ve Balkan Savaşlarındaki Genç Türklerin kötü durumu babamızın Mezopo‐
tamya’da bulunan mal varlıklarıyla ilgili tasarrufta bulunmalarını, imtiyaz verme‐
lerini engelledi. 1910‐11 ve kısmen 1912’de farklı Avrupalı şirketlere nakit para
vermeleri karşılığında petrol imtiyazı noktasında sözlerin verildiği yıllar olmuştur.
Bu grupların en önde gidenleri Fransız ve İngilizlerdi. Öte yandan Almanların
buradaki petrol yataklarını ele geçirmek için özel projeleri vardı. Asia Minor şirketi
tamamen Alman İmparatorluğuna aitti ve bu şirketin esas hedefinde söz konusu
emlakların ele geçirilmesi vardı. 1914 yılında yapılan pazarlıklarda Mezopotamya
petrol imtiyazlarının masada pazarlık konusu edilmesi aslında tamamen İtilaf dev‐
letlerinin gözünü boyamak amacına matuftu. Aynı anda Almanya ve İngiltere ara‐
sında petrol alanlarının paylaşılması ile ilgili uzlaşma görüşmeleri gerçekleşti.
1914 görüşmeleri Türkiye ile kapitülasyon sahibi devletler arasında gerçekleşti‐
rildi. Buradaki söz konusu görüşme, Türkler tarafından var olan gümrüklerin %
11’den % 15’e çıkarılması noktasında yapılan talebi görüşmek üzere gerçekleştiril‐
miştir. Her bir güç, bu öneri karşısında Türklere bazı talepleri içerir liste sundu.
İngiltere işletme ruhsatlarının yanı sıra, İzmir‐Aydın demiryolunun devamı ve
iyileştirmesi için imtiyazı ve Mezopotamya petrol yatakları imtiyazının İngiliz Ang‐
lo‐Persian Oil Company şirketine devredilmesini talep etti. Bu ikinci talep kesinlikle
Almanların karşı çıktıkları bir durumdu. Buradaki işletmenin hakkı Turkish Petro‐
leum Company olarak değiştirildi. Bu görüşmeler 1914 yılı sonbaharına kadar bir
sonuca varmadan devam etti. Diplomatik notaların ve açıklamaların neticesinde 57 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 140.
94 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
tüm güçlerle anlaşmaya varılarak Türkiye’nin de söz konusu şirkete ortak olarak
alınmasına karar verildi58.
Bu zabıt hiçbir zaman imzalanmadı. Bu görüşmeyi onaylayıcı herhangi bir fer‐
man da yayınlanmadı. Buradaki görüşmelerde alınan kararlardan dikkat çekici biri
dışında hiçbiri uygulunmadı. Aydın‐İzmir demiryolu imtiyazı ile ilgili İngiliz hü‐
kümeti, Türkiye tarafından yapılan tüm talepleri göz ardı ederken; savaş öncesi
petrol haklarının kullanımı ile ilgili varılan uzlaşmanın gereği olarak bu hakkın
kendilerine tanınmasını talep ettiler. Ancak söz konusu uzlaşmanın taraflarca hiçbir
zaman yürürlüğe konulmamış olması ve bunu destekleyici bir fermanın da yayın‐
lanmamış olmasına rağmen İngiltere bunda ısrarcı olmuştur (Ek 12).
İngiliz hükümetinin yaptığı bu talep, tüm Müslümanlar arasında ciddi tepkile‐
re neden oldu. Bu ise tüm Müslüman dünyasının Mustafa Kemal’in sürdürdüğü
mücadelenin haklılığının delili olarak kabul edilmesi sonucunu beraberinde getirdi.
Eğer bizim sunmuş olduğumuz bu dilekçeler, zamanında İngiliz hükümetinin eline
geçmiş olsaydı bu denli Müslüman dünyasının tepkisi de olmayacaktı. Buradaki
kullanım hakkının sahipliği her ne kadar tartışmaya açık olsa da, Türkish Petroleum
Company’nin tüm haklarının kendilerine ait olduğu tezi tamamen yasal zeminden
uzaklaşan bir anlayışı yansıtmaktadır. Görüşmeler resmi görüş alışverişinden öte
bir anlam içermemektedir. Orada ortaya çıkan metin herhangi bir şekilde kanuna
bağlanmamış, sadece Genç Türklerin vermiş olduğu vaat olarak tarihe geçmiştir.
Böylesi bir durumu kabul etmek, bilinen tüm hukuk kurallarının inkarı anlamını
taşımaktadır59.
Biz iddia ediyoruz ki söz konusu petrol arazileri özel mülkümüzdür. Bunun ak‐
sini iddia eden her tür bilgi de yanlıştır.
İngiliz hükümeti 1908 ve 1909 yıllarında yayınlanan iradelerle petrol imtiyazı
ile ilgili tüm hakların Osmanlı Maliye Bakanlığı’na devredildiğini iddia etmiştir.
Biz bu iradenin geçersiz olduğunu belgeledik. Ek 8, hem 1908 hem de 1909 iradele‐
rini iptal etmektedir. 1908 yılında babamız tarafından imzalanan irade H. 1297 (M.
1889) yılından sonra elde edilen gelirlerin Maliye Bakanlığı’na devrilmesinden öte
bir anlam içermemektedir. Yalnız burada Hazine‐i Hassa Nezareti’nden alınan
1.000.000 poundluk borca karışık olarak, iradede yer alan geliri Maliye Bakanlığı’na
devredilen arazi listesi 14 numaralı ekte görünmektedir. 1.000.000 poundluk bir
borcun karşılığı olarak yılda 400.000 pound gelir getiren bir mülkün tamamının
devredilmesi mümkün değildir. Sadece onların geliri devrdilmiştir. Oradaki gelir
58 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 141. 59 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 142.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 95
hesaplandığında 6 yıllık dönem sonunda 3.780.000 poundluk bir gelire tekabül et‐
mektedir60.
1.000.000 poundluk bir borcun karşılığı olarak tüm söz konusu mal varlığının
devredildiği iddiaları karşısında 1909 yılında tahttan indirilerek tutsak edilen baba‐
mızın bu durumu protesto etmediği düşünülemez. 1908 yılındaki irade petrolün
kullanım hakkını içermemektedir. İstanbul’da İngiliz avukatlarından olan Mr. H. E.
Pears’ın durumla ilgili yazmış olduğu görüşler de bizim bu düşüncemizi destekle‐
mektedir (Ek 15).
Bizim tüm geleneklerimizde İngilizlere karşı herhangi bir nefret bulmak müm‐
kün değildir. Geçmiş iki yıl boyunca haklarımızla ilgili tüm imtiyazlarla ilgili husu‐
su İngilizlerle görüştük. Halbuki Amerikalılardan da konu ile ilgili birçok defalar
görüşme talebi gelmiş olmasına rağmen, biz bunu kabul etmedik.
Haklarımız söz konusu olduğunda yasalar dışında hiçbir şeyi tanımayız. Şuan
kendimizi sadece yalnız hissetmiyoruz aynı zamanda da diğer tüm Müslümanların
da haklarının ellerinden alınmasına seyirci kalmış gibi hissetmekteyiz. Bu nedenle
bizim yapılan bu hukuksuzluğu tanımak gibi bir özgürlüğümüz bulunmamaktadır.
Ayrıca böyle bir şey Hz. Muhammed’in yasal halifelerine karşı yapılmış bir saldırı‐
dır. Bu durum tüm Müslümanlar arasında hüzne ve kızgınlığa neden olur61.
Belgenin ekler kısmı bulunmamaktadır. Dilekçede belirtilen eklerin bu‐
raya yerleştirilmemiş olması hayli ilginçtir. Burada arşiv belgesinde ciddi
şekilde bir tahrifatın yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar belgenin son
sayfası 144 ile bitmiş ve kendisinden sonra gelen belge, 145 numarası ile
başlamışsa da, daha önceden verildiği anlaşılan ve üzerinin karalanması
nedeni ile sayfa numarası olarak değerlendirilmemiş olan sayfa 351’de bi‐
terken diğer belge 1 sayfa numarası ile başlamakta ve tamamen farklı bir
konu olarak manda sorununa değinilmektedir.
Yukarıda bahsi geçen dilekçenin durumu ile ilgili yine aynı klasörde 26
Ekim 1921’de Mr. Weakley tarafından 9 sayfalık bir değerlendirme raporu
sunulmuştur62. Bu raporda Sultan II. Abdülhamid’in mirasının vârisleri
konumunda olan 22 kişinin Bağdat ve Musul’da bulunan petrol sahalarının
kendilerine iade edilmesi talebi hakkında Central Mining and Investment
Corporation Limited şirketi yetkilisi Sir S. Holland ile yapılan görüşmeye
yer verilmiştir. Belgeden anlaşıldığı kadarı ile 20 Ekim 1921 tarihinde konu
ile ilgili olarak Mr. Vansittart, Musul ve Bağdat’ta söz konusu emlakin du‐
rumu ile ilgili Central Mining and Investment Corporation adına Mr.
60 Belgenin orijinalinde pound simpesine yer verildiği için burada pound ifadesine yer verilmişse de buradaki değer lira
olmalıdır. Terzi’nin çalışması da bunu teyit etmektedir. 61 PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6 Eylül 1921, Belge No: E 10133,
s. 143. 62 PRO, FO 371/6361, “Claim of Heirs of Late Sultan Abdul Hamid to Concession of Oildfields of Bagdad and Mosul
Vilayets”, Tarih: 26 Ekim 1921, Belge No: E 11795-, s. 159-163.
96 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
Armstrong ve Sir S. Holland ile London Wall Building’de bir görüşme ger‐
çekleştirmiştir. Sir S. Holland söz konusu emlakin durumu ile ilgili olarak
ilk defa İstanbul’da Albay olarak görevli Maitland Edwards tarafından bil‐
gilendirildiğini, 22 kişilik vârislerin durumu hakkında da bu yolla haberdar
olduğunu belirtmiştir. Konu ile ilgili olarak şirketin bayan L. Hirsch’i görev‐
lendirdiği, kendisinin 22 vârisle bir görüşme gerçekleştirdiği, konuyu ince‐
leyerek; söz konusu talebin süresi dolmuş bir iddiadan öte anlam içermedi‐
ğini bildirdiğini ifade etmektedir. Bu bildirime rağmen Bağdat’tan Albay
Edwards’tan da bilgi istenmiştir.
27 Ekim 1921’de Mr. Weakley tarafından 3 sayfalık63, 31 Ekim 1921’de
Koloni Bakanlığı tarafından 3 sayfalık64, 1 Kasım 1921’de Sir H. Rumbold
tarafından İstanbul’dan 5 sayfalık bir metin gönderilmiştir65. Bu metinlerin
ortak özellikleri de J. Hirsch’in vardığı sonucun benzeri olarak Sultan II.
Abdülhamid’in varislerinin taleplerinin değerlendirmeye alınmaması yö‐
nünde olmuştur.
SONUÇ
Sultan II. Abdülhamid’in genellikle 1880‐1890 tarihleri arasında padişa‐
ha ödenmesi gereken ücretlerin Maliye Nazareti tarafından ödenmemesi
neticesinde bu ücretlere mukabil olmak üzere imparatorluk topraklarından
kendi hazinesine kaydettirdiği topraklar ile bedelleri hazineye ödenen top‐
raklardan mürekkep arazi, orman, çiftlik, maden, buharlı gemi v.b. gibi
mülklerin idaresi Hazine‐i Hassa Nezareti tarafından yürütülmüştür. Ancak
bu idarede hem arazilerin bulunduğu yerlere yapılan yatırım, hem memur‐
lara ödenmesi gereken ücretler nedeni ile zamanla ciddi sorunlar meydana
gelmiştir. Bu sorunları aşmak için öncelikle 1908 tarihinde kimi mülklerin
gelirleri Maliye Bakanlığına devredilmiştir.
1909 tarihinde Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ile başlayan
süreç ise bambaşka bir hal almıştır. Sultan II. Abdülhamid’in mülkleri zorla
elinden alınmış ve söz konusu mülklerin idaresi bu tarih itibariyle Maliye
Bakanlığı tarafından sürdürülmüştür. Bu devam eden süreçte İttihat ve
Terakki mensubu hükümet üyeleri ile Almanya ve İngiltere başta olmak
üzere çeşitli ülkelerle görüşmeler gerçekleştirilmiş, genellikle petrol arazile‐
rinin üzerine konumlu olan mülklerin işletme haklarının imtiyazı konusun‐
da pek çok vaat verilmiştir.
63 PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Abdul-Hamid”, Tarih: 31 Temmuz
1921, Belge No: E 8980, s. 106-122. 64 PRO, FO 371/6361, “Visit of Lieutenant Colonel Edwards to Iraq to Discuss Claims Heirs of Abdul Hamid”, Tarih: 31
Ekim 1921, Belge No: E 11974, s. 168-170. 65 PRO, FO 371/6361, “Claim of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Iraq”, Tarih: 1 Kasım 1921, Belge No: E 12081, s. 179-
183.
7/13 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 97
Sultan II. Abdülhamid’in yasal varisi konumunda olan eş ve çocukları
ise söz konusu emlakin kendi mal varlıkları olduğunu, babalarından söz
konusu mülklerle ilgili herhangi bir belge alınmadığını, yapılan işin hem
Şer’i hukuka hem de tüm hukuk kurallarına aykırı olarak icra edildiği tezini
işlemişler ve bundan kaynaklı mülklerin kendilerine iade edilmeleri için
başta İngiltere olmak üzere çeşitli devlet ve mahkemelere başvuruda bu‐
lunmuşlardır.
Makalede ‐İngiliz arşiv belgelerinden tespit edilebildiği kadarıyla‐ 1920
yılında başlayan 1947 tarihine kadar devam eden sürecin sadece başlangıç
aşaması irdelenmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in yasal varisi konumunda
olan eş ve çocukların sürdürdüğü bu mücadelenin münhasır çalışmalarla
genişletilmesi olayın daha net bir şekilde aydınlatılmasında esas itici güç
olacaktır.
98 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 7/13
BİBLİYOGRAFYA
İngiliz Arşiv Belgeleri
‐PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 7
Kasım 1920, Belge No: E 13873, s. 220‐240.
‐PRO, FO 371/5270, “Properties of Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih: 19 Ağustos 1920,
Belge No: E 10124, s. 213‐217.
‐PRO, FO 371/5270, “Properties of Sultan Abdul Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 3 Tem‐
muz 1920, Belge No: E 8546, s. 205‐212.
‐PRO, FO 371/5270, “Property in Mesopotamia of The Late Sultan Abdul Hamid”, Tarih:
4 Kasım 1920, Belge No: E 13715, s. 217‐219.
‐PRO, FO 371/6360, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 24
Mayıs 1921, Belge No: E 5915, s. 198‐200.
‐PRO, FO 371/6360, “Late Sultan Abdul Hamid’s Properties in Mesopotamia”, Tarih: 7
Ocak 1921, Belge No: E 381, s. 1‐3.
‐PRO, FO 371/6360, “Mesopotamia and Syrian Oil Properties”, Tarih: 22 Nisan 1921, Belge
No: E 4819, s. 136‐143.
‐PRO, FO 371/6360, “Oil Rights in Mesopotamia”, Tarih: 1 Nisan 1921, Belge No: E 4413, s.
94‐112.
‐PRO, FO 371/6361, “Claim of Heirs of Late Sultan Abdul Hamid to Concession of Oildfi‐
elds of Bagdad and Mosul Vilayets”, Tarih: 26 Ekim 1921, Belge No: E 11795‐, s. 159‐
163.
‐PRO, FO 371/6361, “Claim of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Iraq”, Tarih: 1 Kasım 1921,
Belge No: E 12081, s. 179‐183.
‐PRO, FO 371/6361, “Claims of Sultan’s Heirs to Oil Rights in Mesopototamia”, Tarih: 6
Eylül 1921, Belge No: E 10133, s. 130‐144.
‐PRO, FO 371/6361, “Properties in Mesopotamia Claimed by Descendants of Sultan Ab‐
dul‐Hamid”, Tarih: 31 Temmuz 1921, Belge No: E 8980, s. 106‐122.
‐PRO, FO 371/6361, “Properties of Late Sultan Abdul‐Hamid in Mesopotamia”, Tarih: 29
Haziran 1921, Belge No: E 7612, s. 47‐58.
‐PRO, FO 371/6361, “Visit of Lieutenant Colonel Edwards to Iraq to Discuss Claims Heirs
of Abdul Hamid”, Tarih: 31 Ekim 1921, Belge No: E 11974, s. 168‐170.
Kaynak Eserler
B. 1. Kitaplar
‐Fieldhouse, D. K., Kurds, Arabs and Britons: The Memoir of Wallace Lyon in Irak, I. B. Tauris
Yayınları, Londra 2002.
‐Hülagü, Metin, “Sultan II. Abdülhamid’in Eşleri ve Çocukları”, Devr‐i Hamid, Erciyes
Üniversitesi Yayınları, Kayseri 2011, C. 3, s. 273‐287.
‐Rodgers, N. A.M., “De Robeck and the Dardanelles Campaign”, The Naval Miscellany,
‐George Allen and Unwin Yay., İngiltere 1984, 439–98.
‐Terzi, Arzu Tozduman, Bağdat‐Musul’da Abdülhamid’in Mirası: Petrol ve Arazi, Timaş
Yayınları, İkinci Baskı, İstanbul 2014.
B.2. Makaleler
‐”Obituary: Lieut.‐Colonel Sir Arnold Talbot Wilson, K. C. I. E., C. S. I., C. M. G., D. S. O.,
M. P.”, The Geographical Journal, C. 97, No. 1, Haziran 1941, s. 72.
‐Jacobsen, Mark, “Only by the Sword: British Counter‐ Insurgency in Iraq 1920”, Small
Wars And Insurgencies, C. 2, No. 2, 1991, s. 323‐363.