34
ISSN: 0579-4080 İSTANBUL ÜNİvERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ ARAŞTIRMA MERKEZ İ SANAT TARİHİ YILLIGI XXiV SAYI 24 / 2012 İSTANBUL 2015

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları Isıgında Sergi Düzenleme Adabının Gelişimi

  • Upload
    yildiz

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

ISSN: 0579-4080

İSTANBUL ÜNİvERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ

SANAT TARİHİ ARAŞTIRMA MERKEZ İ

SANAT TARİHİ YILLIGI

XXiV

SAYI 24 / 2012

İSTANBUL

2015

Sanat Tarihi Yıllığı = Journal of Art History.--

Sanat Tarihi Yıllığı yılda en az bir kere yayınlanan ulusal hakemli bir dergidir.Journal of Art History, a national peer reviewed journal, is published at least once ayear.

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

Writers are solely responsible for the content oftheir articles.

İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat FakültesiSanat Tarihi Araştırma Merkezi, 1964-

c.: resim, şekil, tablo; 24 cm.

ISSN 0579-4080

Elektronik ortamda da yayınlanmaktadır:

http://www.joumals.istanbul.edu.tr/iusty/index

1. SANATTARİHİ - SÜRELİ YAYINLAR.

Baskı:İlbey Matbaa

www.ilbeymatbaa.com.trSertifika No: 17845

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığıtarafından bastırılmıştır.

SANAT TARİHİ YILLIGI

İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi

YAYıN KURULU

Uşun TükelSorumlu

M. Baha TanınanAhmet Kamil Gören

Mahmut KarakuşTarkan Okçuoğlu

DANIŞMA KURULU

Karin AdehlAygül Ağır

Engin AkyürekAhuAntmen

AydaArelSerpil BağcıAfife Batur

Ahmet Vefa ÇobanoğluSemaDoğan

Bozkurt Ersoyİnci Kuyulu Ersoy

Zeynep Tarım ErtuğAhmet Kamil Gören

A. Sinan GülerZeynep İnankurZühre İndirkaş

İlknur Kolay

Gülgün KöroğluBanu MahirZeynep MercangözNurcan Yazıcı MetinSelçuk Mülayim

Tarkan OkçuoğluRobert OsterhoutAyla ÖdekanFiliz ÖzerN edret ÖztokatTurgut SanerZeren TanındıBülent TanjuM. Baha TanınanUşun TükelYelda Olcay UçkanTarcan Yılmaz

Yazı İşleri SorumlusuSerap YÜZGÜLLER

Yayına HazırlayanlarArzuAKKAYA

Ü. Melda ERMİşGül Cevahir ALTUN

Yazışma Adresiİ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Araştırma Merkezi

Ordu Caddesi 34459 Lalelil İstanbulTel: 02124555700/15730/31

Faks: 0212511 43 71- 511 2467email: [email protected]

SANAT:"TARİHj\~.~UlGııSAYI: XXIV

Prof. Dr. Engin Akyürek

Prof. Dr. İnci Kuyulu ErsoyProf. Dr. Ahmet Kamil Gören

Prof. Dr. Zeynep İnankur

Prof. Dr. Zühre İndirkaş

Prof. Dr. İlknur Kolay

Prof. Dr. Selçuk MülayimProf. Dr. Ayla Ödekan

Prof. Dr. Filiz ÖzerProf. Dr. M. Baha Tanrnan

Prof. Dr. Uşun TükelDoç. Dr. Ahu Antmen

Doç. Dr. Nurcan Yazıcı Metin

Doç. Dr. Tarkan OkçuoğluYrd. Doç. Dr. A. Sinan Güler

HAKEM LİsTESİ

(Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü)(Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

(İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)(İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)(İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü)

(Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

(İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü)

(Işık Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü)(İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

(İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)(Marmara Üniversitesi Temel Sanat Eğitimi Bölümü)

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)(İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü)

içiNDEKİLERlCONTENTS

Sunuş

19. YüzyılOsmanlı Saraylarına Ait Dekorasyon Katalogları19th Century Decoration Catalogues of The Ottornan PalacesİLONA BAYTAR 1-24

İstanbul'daki İtalyanların 150 Yılına Sanat Eserleri ve BelgelerleTanıklık: Başkonsolosluk Societa Operaia Garibaldi GalerisiThe ltalian Consulate General' s Societa Operaia Garibaldi Gal1ery:Documents and Artwork Witnessing 150 Years of ltalian History inIstanbulSEDAT BORNOV ALI 25-60

Abdülmecid Döneminde Taşrada Yaptırılan Kışlalardan Bir Örnek:Tımova KışlasıAn Example of The Barracks Erected in Provinces in the Reign ofAbdulmecid: The Tımova BarrackÖZLEM İLBAN 61-78

Belisarius KulesiBelisarius TowerSELÇUK MÜLA YİM 79-94

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları IşığındaSergi Düzenleme Adabının GelişimiEvalutian of Etiquette of Exhibition Organization Specific to OttornanGroup Exhibitions Under the Sources of PressSEZA SİNANLAR USLU 95-120

Sanat Tarihi YIlliği8ayI2-1. 2015, s8.95-/20

OSMANLı KARMA GRUP SERGİLERİ ÖZELİNDE BASıNKAYNAKLARIIŞIGINDA

SERGİ DÜZENLEME ADABININ GELİşİMİ

Seza Sinanlar Uslu'

Abstract

Evolution of Etiquette of Exhibition Organization Specific toOttoman Group Exhibitions Under the Sources of Press.

By the Iate 1800's the rise of exhibition offine arts especially the mixedgroup exhibits became more visible in the Ottoman World. Accordingly artcritics on newspapers, comments on artists' works and other discussionsabout the role and the responsibility of the state in order to support the artand also the artists prominent1y increased. This paper aims to point out thedevelopment process of the etiquette of organization offine arts exhibitionin Ottomans and also to understand the role of local artists and local press.

Keywords: Ottornan painting, Ottornan painters, etiquette of Ottornanexhibition, art critic, press sources

• Doç.Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat YönetimiAnabilimdalı, B2013, Davutpaşa, İstanbuL.

96 Seza Sinanlar Uslıı

Giriş

Batılı resim geleneğinin Osmanlı dünyasında kabul görmeye başlama-sıyla 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren İstanbul'da resim etkinliklerihızla yoğunlaşır. Bu hareketlenmeye binaen de gazetelerde resim başta ol-mak üzere plastik sanatlar hakkında gerek sergi vb. tür etkinlik haberlerigerekse de eleştiri yazıları belirgin bir şekilde artış gösterir. İlk defa yapıl-masına rağmen gazetelerde bir anda sergilerin ne şekilde yapılması gerek-tiğinden veya devletin sanatçılara nasıl destek olabileceğinden bahsedenyazılar ortaya çıkar. Bu yazılar yazarların kişisel görüşlerinin ötesinde re-sim sanatı özelinde yaşanan gelişmelerin topluma ne şekilde yansıtıldığınadair fikir verirken, dönemin içinden sanata, sanatçıya ilişkin görüşlerin,etkinlikler hakkındaki tespit ve eleştirilerin ne yönde ilerlediğini de takipetme fırsatı vermektedir. Buradan hareketle araştırmamızda şimdiye ka-dar fazlaca üzerinde durulmamış bir konu olan sergi düzenleme adabınıngelişimine İstanbul merkezli gelişen karma grup sergileri üzerinden bakı-lacak, resim üzerinden plastik sanatların görünür olmasında ilk adım olansergileme kültürünün ne şekilde oluştuğu irdelenecektir. Örneklere gelin-ce ilk iş olarak 1873 - 1916 yılları arasında tespit edilen 20 kadar karmagrup sergisi ana çıkış noktası olarak belirlenmiştir. ıÇalışmada karma grupsergilerinin seçilmesinin nederıi ise bireysel sergilere göre grup sergileri-nin gazetelerde çok daha fazla yer alması ve çok sayıda sanatçının birdenfazla eseri ile katıldığı karma sergilerin izleyiciye-okuyucuya takdim edi-lişinde gazetelerdeki sınıflama ya da kıyaslamaya yönelik tavırların dahanet görülebiliyor olmasıdır. Araştırmada yöntem olarak kronolojik verianalizi üzerinden genel literatür bilgileriyle karşılaştırmalar yapılması be-nimsenmiş, örneklenecek yazılar ise karma grup sergilerinin işlendiği ga-zeteler arasında karşılaştırmaya en müsait olanlardan seçilmiştir. BöyleceLa Turquie, The Constantinople Messenger, Osmanlı, The Levant Heraldve Stamboul gazeteleri araştırmada ana kaynak olarak kullanılmıştır. Elealınan sergiler ise evvela 1870- 1916 yılları arasında organizasyon özellik-leri açısından tasnif edilerek iki başlık altında toplanmış ve aşağıdaki gibisıralanmışlardır.

ı S.Sinanlar, Pera'da Resim Üretim Ortamı 1845-1916, İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü,yayımlanmamış doktora tezi, 2008, s.48-53.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları İşığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 97

Bu tasnif e göre :

ı. BireyselOrganizasyona Dayanan Sergiler

Şeker AhmedAli Paşa'nın düzenlediği sergiler (1873-1875 ve 1877)2,

Leonardo de Mango'nun düzenlediği Sosyete Opera Sergileri(1904 -1911)3

2. Bir Grup ya da Kurumun Düzenlediği Sergiler

a. Süreli Sergileri

Guillemet Akademisi yılsonu sergileri (1875-1876) 4

Elifba Kulübü Sergileri (1880-1881-1882-1885)5

Sanayi-i Nefise Mektebi yılsonu sergileri (1883 sonrası)"

Konstantinopolis'li Sanatçılar Birliği'nin düzenlediği Salon Sergileri(1901-1903)1,

Singer Sergileri (1903-1906)8,

Ressamlar Cemiyeti'nin düzenlediği Galatasaray Sergileri (1916-1951)9,

2 La Turquie, 19-20-21 Mars 1873 /22 Avril 1873 /3,20 Mai 1873 /9,13,19,24,26 Juin1874/26 Novembre 1874/ Adolphe Thalasso, "Les Origines de la Peinture Turque",L' Art et Les Artistes, Paris, 1907, C.6, s.366-367.3 Stamboul5 Novembre 1904.Bianca Consiglio ve G. La Notte, "Leonardo de Mango: Stages in a life divided betweenEast and West", Leonardo de Mango 1843-1930 From Puglia to Istanbul, Ed. ErolMakzume, YKY & TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayınları no: 3 I, İstanbul,2006, s.88-90.Halil Edhem, Elvah-ı Nakşiye Koleksiyonu, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1970, s. 48.4 La Turquie, 5 Aout 1875,29 June 1876.Semra Germaner ve Zeynep İnankur, "19.Yüzyllda Oryantalizm ve Türkiye", OsmanlıSarayı'nda Oryantalistler, TBMM Milli Sarayla Daire Başkanlığı Yayını no: 34, İstan-bul, 2006, s.24.5 Seza Sinanlar Uslu, Pera Ressamları-Pera Sergileri 1845-1916, Norgunk Yayınları,20 iO, İstanbul s.20-21.6 S. Sinanlar, a.g.e., 2008, s.38-46.7 A. Thalasso, "Les Premiers Salons de Peinture de Cosntantinople", L' Art et Les Artis-tes", Paris, 1906, s.ln8 Stamboul, 25 Decembre 1903/3 Juillet 1906.9 Ömer Faruk Şerifoğlu, Resim Tarihimizden Galatasaray Sergileri ı916-1951, YKY,

98 Seza Sinan/ar Us/u

b. Münferit Sergiler

Güzel Sanatlar Sergisi (1886)10

Barone de Fay Splenyi Özel Koleksiyon Sergisi (1887)1 i

Tebrotzacer Kadın Kulübü Sergisi (1882) ıı

Karma İtalyan Sanatçılar Sergisi (1896Y3

Yabancı Ressamlar Grup Sergisi (1906)14

Osmanlı Sanat Sergisi (1907)15

Yukarıda verilen bu sergiler içinden de burada konu edilecek olanlarbasına yansıyan duyuru, eleştiri vb. haberlerinin azlı ğı-çokluğu veya ya-zıların anlamlı bir irdelemeye müsait detaylara sahip olup olmaması te-melinde değerlendirildikten sonra bir seçki yapılarak konunun daha güçlüörnekler üzerinden ele alınabilmesine çalışılmıştır. Neticede Bireysel Or-ganizasyona dayanan sergilerden Osmanlı Sergileri içinde ilk örnekler ka-bul edilen Şeker Ahmet Ali Paşa'nın düzenlediği 3 sergi ve 1907 tarihliOsmanlı Sanat Sergisi ile Kurum Organizasyonu kapsamında GuillemetAkademisi Sergileri, Elifba Kulübü Sergileri, Sanayi-i Nefise Sergileri vePera Salon Sergilerinin ele alınmasına karar verilmiştir. Araştırma netice-sinde resim sanatının gelişim sürecinde büyük önem taşıyan sergilerin deaşama aşama geliştiği, ilk örneklerden itibaren hızlı bir öğrenme sürecininyaşanmış olduğu görülmüştür. Süreci aktaran bu yazılar Osmanlı ResimTarihinin önemli kaynakları olmakla beraber, sergileme kültürürıün geli-şimi bağlamında plastik sanatların benimsenmesinde ortama katkı sunan,sanatçılara ve daha da mühimi devlete yol gösteren hatta devlete bir an-lamda nasıl bir kültür politikası takip etmesi gerektiğini söyleyen yazılarolarak görülmüştür.

İstanbul, 2003.ıo Stamboul,25 Mars 1886,14 Avril 1886.ii The Levant Herald, 17 Mars 1887/ Stambou1, 5, 20 Mars 1887,7 Mai 1887.ıı Stamboul, 17 Septembre 1881,6 Decembre 1881,2 Fevrier 1882. S.Sinanlar Uslu,a.g.e., 2010, s.21-22.13 İpek Duben-VasıfKortun, 1873-1908 Pera Ressamları, Beymen, 1989, s. II14 Stam boul, 5-6 Janvier 1906, İ.Duben- V.Kortun , a.g.e., 1989, (sayfa numarası bel ir-tilmemiş)15 Stamboul, 26 Septembre ı907, A.Thalasso, a.g.m., 1907- ı908, s.4 ı5-4 ı6.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 99

Sergiler ve basında yer alan yazılar

Osmanlı İmparatorluğu'nda eğitim veren bir sanat akademisi henüzyokken İstanbul'daki ilk karma grup sergisi Şeker Ahmet Ali Paşa'nıngirişimleriyle 1873 yılında Sultan Ahmet'teki Sanayi Mektebi 'ndeaçılır. Serginin La Turquie gazetesinde çıkan ilk haberi kısa bir duyuruniteliğindedir." Başlıkta ilk satırda sergi mekanı büyük harflerle yazılmış,alt satırında ise "sergi" ifadesi kullanılarak 3. satırda da resim türleri"perıtür- yağlıboya anlamında", "desen" ve "suluboya" ibaresi yer almıştır.(Resim 1) Bu dizilim elbette doğru bir ilan başlığı dizilimi değildir. Nitekim19 Nisanda yenilenen ilanda başlık dizilimi değiştirilmiş, ilk satırda"Sergi" ibaresi en üstte, altta resim türleri ve daha sonra da sergi mekanıyazılmıştır," İlk ilanda görülen ve doğrudan sergiyi düzenleyen AhmedAli Paşa'yı işaret eden haberin altındaki büyük harflerle yazılmış Ahmedimzası ikincisinde kaldırılmıştır. Yazının içeriğinde ise sergiye katılmakisteyenlerin başvurularını doğrudan sergi rnekanına salı ve çarşambagünleri 4 ile 10 saatleri arasında yapabilecekleri belirtilmiştir. Son satırdaSerginin Müdürü sıfatıyla Ahmed Efendi yazmaktadır. İlanı takip eden ikigün boyunca ise gönderilecek eserlerin jüri tarafından belirlenecek fiyatlasergiye konacağı ve sergi sonunda satılmamış eserlerin sahipleri tarafındaniade alınacağı bu iş için hiçbir masraf talep edilemeyeceği açıkça ifadeedilmiştir," (Resim 2) İlk sergi olmasına rağmen bir takım kurallannbelirlenmiş ve duyuruluyor olması bize Ahmed Ali Paşa'nın Paris'tekatıldığı Salon Sergileri ve Sanayi Fuarlarından kazandığı tecrübelerdenyararlandığını düşündürür. Zira bu tür detayların tecrübe edileceği yerelortamda bir başka öncü örnek bulunmamaktadır. Gazetenin 26 Nisan 1873tarihli sayısında Chronique başlığı altında şehirde olan biten haberlerinverildiği sütun içinde başkaca özel bir başlık olmadan serginin ertesi günaçılacağı bilgisi verilmekte, Ahmed Ali Paşa da bu başarılı işi sebebiyletebrik edilmektedir. (Resim 3) 29 Nisan'da ise yaklaşık bir tam sütunayayılan Exposition başlıklı sergiye dair detaylı bir yazı basılır. Daha ilksatırlarda övgüler öne çıkarken sergide ödül (madalya) verilmeyişinedeğinilir ve bir sonraki yılki sergide bazı eserlerin ödüllendirilmesi fikriönerilir. 29 Nisan'daki yazı karma bir serginin ele alındığı ilk yorumiçerikli örneklerden biri olması bakımından önemlidir. Yazıda öncelikli

16 La Thrquie,19 Mars 1873.17 La Turquie, 19 Avril 1873.18 La Turquie, 20-21 Mars 1873.

100 Seza Sinan/af US/Il

olarak sanatçıların takdim şekli dikkati çeker. Peinture başlığı altındaserginin en göze çarpan yapıtı olarak Guillemet'nin yaptığı "Sultanportresi"nin ilk sırada anlatılması bize Sultan referanslı hiyerarşik birtakdim sırasının takip edildiği fikrini verir. 19 Akabinde Guillemet'nin diğeriki portresine (Fizyolojist Mösyö Bemard ile M.M.) değinilip, sanatçınıneşi Helene Guillemet'nin yapıtlarına geçildiği görülür. Ardından ŞehzadeYusuf İzzeddin'in bir portresini yapmış olan Mesud Efendi'den, sonrada Mekteb-i Sultani resim öğretmeni olan Hayette'in ve ondan sonra daHarbiye Mektebi hocalarından Saffet Efendi'nin eserlerinden bahsedilir.Son olarak sergiyi düzenleyen Ahmed Ali Paşa'nın eserleri hakkındamalumat verilir. Böylelikle "resim" bölümü sonlandırılır ve Aquarelleet dessin başlığı atılır. Bu sıralama ilk defa Osmanlı dünyasında tecrübeedilen bir sergide henüz plastik sanatlar temelli atıfların egemenolmadığını doğrular niteliktedir. Elbette toplumun en üst figürü olarakSultan portresinden başlayarak yapılan eser tanıtımı imparatorluk değerleriaçısından şaşırtıcı değildir. Ayrıca tabloyu yapan Guillemet' den bu vesileile ilk sırada bahsedilmesi de bir tuhaflık yaratmamıştır zira ressamıneserleri hayli ilgi toplamaktadır. Ancak son sanatçı olarak Ahmed AliPaşa' dan bahsedilmesi bu yazıyı ilanlarda olduğu gibi bir ihtimal paşanınkendisinin hazırlamış olabileceği fikrini akıllara getirir. Diğer bir deyişlePaşa, kendi kaleme aldığı bir tanıtım yazısında doğalolarak kendisini ensona koymuş olmalıdır.

Sergi devam ederken yine La Turquie gazetesinde ve bu defa baş say-fada Les Expositions des Beaux Arts başlıklı bir yazı yer alır. Neredeyseiki tam sütunu kaplayan yazı sergiye ve katılan sanatçılara hiç değinmedenülkedeki sanat ortamını konu almaktadır. Yazının iç sayfada değil de başsayfada oluşu dikkat çekicidir. (Resim 4) Daha ilk paragraflarda düzenlisergilerin yapılmadığı, bu alışkanlığın gelişmediği bir ortamda bu kadaryetenekli bir kitleyle karşılaşılmasından ötürü duyulan hayret olumlu birifade ile dile getirilir. "Hangi halk bu koşullar altında sanatta ve resimdebu denli başarılı olabilmiştir ki?'?" sözleriyle yazar bizzat yönelttiği soru-ya şöyle yanıt verir:

"Başkalarının peşinden yürümeyen doğulular; onlar büyük öncü ve us-talardır: Bu o hoş kumaşlarda, halılarda parlak renkli ipekZilerdeki uyum-

19 La Turquie, 29 Avri! 1873.20 La Turquie, 29 Avri! 1873, s.l. " ... que! autre peup!e semb!e devoir obtenir p!us desucces dans !es arts et dans !a peinture?"

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Dtızenleme Adabının Gelişimi 101

da her gün kendini göstermez mi? Göze ve bir takım hususiliklere hitapeden sanatın ana parçası kompozisyona gelince, tasavvur gücünün doğulusanatçılarca reddedildiğini düşünmüyoruz! Neticede imparatorlukta çoksayıdaki harikulade kaligraft örnekleri var olan desen kabiliyetini göste-riyor. "21

Yazının devamında ise yazar plastik sanatlar konusunda neler yapıl-ması gerektiğine dair düşüncelerini aktarabileceği başkaca sorular sorarve "Öyleyse eksik olan ne? Kararlı bir tutum. " sözleriyle konuyu geniş-letir. Kararlı bir tutum için ise işaret edilen devletin yaklaşımıdır; insanruhunun temelindeki yaratıcılık takdir duygusuyla beslenmektedir. Sanat-çıların ihtiyacı olan budur ve devlet buna muktedirdir. Yazara göre düzen-li sergilerin yapılması, tarafsızlığından emin olunan bir jüri ile eserlerinödüllendirilmesi de sanatçıların desteklenmesi için önemli adımlardır. Bukonudaki görüşlerini şu şekilde açıklar:

"(. ..) Düzenli bir sergi sanatçıları yeni şeyler üretmeye yöneltir.Önceden belirlenmiş açılış tarihi, evvelinde hazırlanmayı getirir.İzleyici için bir yıl içindeki gelişmeyi görebilme fırsatı oluşur. (. ..)Bunları bir program içinde özetlersek:

Madde 1: Her yılın 1Mayısında resim, mimari, heykel, gravür ve desensergisi açılması, 1ya da 2 ay sürmesi.

Madde 2: Eserleri değerlendirip, madalya ve mansiyon verecek,tarafsızlığına inanılan bir jürinin ilanı,

Madde 3: Çıtanın üzerinde kalan eserlerin önem sırasına göresahiplerinin taltif edilmesi, devletin sergilenen eserlerden satın alması,eserlerin müzeye kabul edilmesi (. ..) gençlerin yetişmesi için devletinokul açması.

ıı La Turquie, 29 Avril ı873, s. ı "Est-ce le sentiment de la couleur qui lui manque?Non assurernent, et sous ce rapport les orientaux loin de marcher ıl la suite des autresnations ont ete des initiateurs et des maitres. Quels charrnants exemples n'en presententpas chaque jour ces etoffes, ces tapis, ces soies aux couleurs brillantes et si bien assorties?Quant a la composition, partie essentielle d'un art qui pari e aux yeux, et doit reporıdrea certaines exigences particulieres, nous ne pensons pas que l'imagination so it jamaiscontestee aux artistes de l'Orient Enfin, les merveilles calligraphiques si nombreuses dansl'Empire, montrent combien les facilites d'execution, les aptitudes pour le dessin y sontgeneralement repandues. Mais alors, que nous manque-t-il? ( ... ) il manque une directioncertaine ( ... )" speciale.

102 Seza Sinanlar Uslıı

İşte bize göre devletin alabileceği çok basit birkaç tavır ve beraberindesanatçıları mutlu edecek bir yönetmelik. Bu yolla başarı kesindir.(. ..) Bize öyle geliyor ki imparatorluk yönetimi korkusuzca bu göreviüstlenmekten çekinmeyecektir. "22

Bu sözler aslında Osmanlı dünyasında resimle gelişen plastik sanatlarkonusunda doğrudan devletin izleyeceği politikayı samimi bir dille ak-tarmaktadır. Bu açıdan bakıldığında gazetedeki yazı hem Osmanlı devletyetkililerine, hem sanatçılara hem de izleyicilere yol gösterici olması ba-kımından hayli önemlidir. Özellikle "doğu" ve "doğulu" tanımlarını kulla-nırken yazarın batıda yaygın olan "doğuda plastik sanatların zayıf olduğu"yargısını -en azından Osmanlı özel inde- geleneksel sanatlarda kazanılmıştecrübe ve ustalığı öne çıkararak reddetmeye çalışması dikkate değerdir.Yazıda geçen "Başka ulusların peşinden gitmeyen doğu" tanımıyla doğ-rudan Osmanlı İmparatorluğunu işaret etmekte ve diğer doğulu ülkeler ileimparatorluğu ayırmaktadır. Yazının sonunda yer alan maddeler ise yaza-rın devletin benimsemesi gerektiği politikaları içermektedir. Diğer bir de-yişle yazar devlete sanata nasıl yaklaşması gerektiği, sanatçıyı ne şekildeödüllendireceği gibi konularda takınacağı tavrı tarif ederken, bunun be-nimsenmesi gereken doğal politik bir tutum olduğuna vurgu yapmaktadır.Devletin sanatla kuracağı ilişkinin önemine vurgu yapılması, sanatçılarınmutlaka devlet eliyle desteklenmesi gereği gibi konular günümüzde de sa-nat ve devlet ilişkisi bağlamında sıklıkla tartışılan konular arasında halengüncelliğini korumaktadır. Nitekim devletin eser satın alması, bu eserleri

22 La Turquie, 29 Avril 1873, s.1 "( ... ) une exposition periodique, en obligeant les ar-tistes il renouveler leurs envois, une date fixee d'avanee pour laquelIe il faut ôtre prôt, eten vue de laquelIe ils s' appliquent e' est pour le publie une oeeasion attendue de juger lesprogres realises en une annee ( ... ) Nous resumerons en un programıne tres eourt: Art. i.Le ler mai de ehaque annee, ouverture d'une exposition des beaux arts (peinture), arehi-teeture, seulpture, graveur et dessin. Cette exposition durerait un ou deux mois. Art. 2.Nomination d'un jury preseritant des garanties d'impartialite et charge de decerner auxartistes, dont les ceuvres exposees en seraient jugees dignes, des recomperıses eonsistanten medailles, mansions ete. Art. 3. Les eeuvres hors-ligne par leur importanee pourrontmeriter a leurs auteurs des faveurs speciales (decoration, aehat par l'Etat des ouvragesexposes, admis a figurer dans un musee publie ( ... ) ou bien les jeunes artistes que le gou-vemement devrait former dans une ecole, ( ... ) Voila nous semble-t-elIes dispositions tressimples qu'il appartiendrait au gouvemement de prendre et de renfermer dans un regle-ment que les artistes aeeueilIeraient satisfaetion. Dans eette voie le succes est eertain ( ... )Nous sommes done assures que le gouvemement imperial rı'hesitera po int il s'y engagerresolument."

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 103

bir müzede toplaması ya da çeşitli devlet kurumlarının kendi koleksiyon-larını oluşturması Cumhuriyet Türkiyesi'nin temel kültür ve sanat politi-kaları kapsamında da görülmektedir.

Yazıda bahsi geçen bir başka konu da sergilerin düzenli yapılması ge-reğidir. Yazarın üzerinde en çok durduğu bu konu sanat faaliyetlerininkurumsallık ve devamlılık kazanabilmesini açısından hayli önemlidir.Kuşkusuz bu ve buna benzer yazılar yazıldıkları dönemde sergiyi düzenle-yen kişi olarak Şeker Ahmed Ali Paşa'yı cesaretlendirirken, günümüzdenbakıldığında da bu deneyimlerin Osmanlı resim tarihi üzerinden devle-tin kültür politikası geliştirebilmesine yönelik ilk girişimler olarak değer-lendirilebilir. Bu nedenle aslında konu edilen bu yazılar serginin kendisikadar önemli bir başka ilki daha barındırmaktadır. Basın kanalıyla -ki odönemde başka da bir kanaldan söz etmek mümkün değildir, devletin sa-natla nasıl ilişki kurabileceğine dair görüşler ortaya konmakta ve devletinplastik sanatların geliştirilmesinde aktif rol üstlenmesinin bir gereklilikolduğu konusuna vurgu yapılmaktadır. Üstelik dile getirilen tüm bu öneri-ler sadece yerel entelektüellerin değil, gazetenin Fransızca olmasına bağlıolarak başta İstanbul' daki yabancılar olmak üzere gazetenin gönderildiğiAvrupa'daki okuyucuların da dikkatine sunulmaktadır.

1874 yılına gelindiğinde ise beklenen sergi hakkında tespit edebildi-ğimiz ilk yazı 9 Haziran 1874 tarihinde çıkar. 13 ve 3O Haziranda 2 keredaha tekrarlanan bu yazıda Exposition de Beaux Arts en 1874, "1874'tekiGüzel Sanatlar Sergisi" başlığı altında Şeker Ahmed Ali Paşa'nın gerçek-leştireceği serginin 1 Aralık 1874'te açılacağı duyurulmaktadır. Yazınınen çarpıcı kısmı ise sergiyi 6 ay önceden haber alan İstanbul'lu sanatçı-ların; ressamlar, heykeltıraşlar ve mimarların hazırlık yapmaya yeterin-ce zamanları olacağı ve yeni bir kuruma verecekleri destekle Türkiye'degüzel sanatlar kültürünü ve sanat zevkinin gelişeceği sözleridir." (Resim5) Bahsi edilen bu kurum hakkında ne yazık ki yazıda daha fazla ipucuyer almıyor. Yine de Şeker Ahmed Ali Paşa'nın düzenlediği sergilerin birgetirisi olarak belli ki sanatçıların bir kurumsallaşmaya gidilmesinden ya-

23 La Turquie, 9,13, 30 Juin 1874. "Nous esperons que cette annee, les artistes de Cons-tantinople, preverıus six mois lı l'avance auront le temps de se preparer lı envoyer leursceuvres lı I'exposition annuelle et que les peintres que les sculpteurs et les architectess'empresseront d'apporter leur concours lı une institution nouvelle dont le but est dedevelopper le gout et la culture des Beaux Arts en Turquie"

104 Seza Sinan/ar Uslıı

na olduklarını ve sergilerin de bu şekilde devamlılığın sağlanacağı fikri-nin kabul gördüğünü düşünmek mümkün. Sergiye dönersek duyurulduğugibi sergi 1 Aralık 1874'te açılamaz. 4 Aralık 1874'te bizzat Şeker Ah-med Ali Paşa'nın Le directeur de i 'Exposition Ahmed yani Sergi MüdürüAhmed imzasıyla çıkan gazete haberinde serginin 1 Mayıs'a ertelendiği,böylece hem izleyiciler için güzel bir zamana denk geleceğinden hem desergiye katılacak sanatçıların eser üretebilmeleri için yeterince vakit bu-labileceklerinden bahsedilir." Fakat sergi bilinmeyen bir sebepten ötürüyine ertelenir ve 1 Temmuz 1875'te açılır ve sergi hakkındaki haberler desanki bu peş pe şe gelen ertelemeleri tekrar edercesine sebepsiz olarak 1ay sonra gazetelerde görülmeye başlanır. Örneğin La Turquie gazetesinde4 ve 5 Ağustos 1875 tarihli sayılarında üst üste iki gün devam eden birdizi yazıda hiçbir açıklama olmaksızın 1 Temmuzda açılan sergi yazısındadaha önce yapılan sergiyle kıyaslamalar yer alır. Yazar (imzası olmadığıiçin adını bilemiyoruz) edinilen tecrübeyle sergi düzenlenmesinde geliş-me içinde olunduğunu dile getirir ve sergi içeriği bakımından da ikinciserginin daha iyi olduğunu daha ilk satırlarda vurgular. Özellikle 1873sergisine atıflar yaparak ilk sergideki eserlerin çok iyi olmadığını ancakbir 10 kadar yapıtın dikkate değer olduğunu, kalanların ise bir okulun zi-yaretçi odasını süsleyecek nitelikte yetenekli öğrencileri işlerinden öteyegeçmeyecek vasıfta olduğunu söyler. Yazara göre ikinci sergide artan ka-tılımcı sayısıyla uyumlu olarak resimler de nitelik olarak çok daha iyidirve tablolar dışında bir kaç heykel (yazar figurin olarak ifade eder), birkaçmadalyon ve bazı mimari çalışmaların da yer aldığı 1875 sergisi çok dahabaşarılıdır." Yazar bu kadar önemli bir faaliyetin gerçekleşmiş olması se-bebiyle de Ahmed Ali Paşa'ya teşekkür ederken zorluklara rağmen çaba-sını sürdüren Paşa'nın hünkarın da desteği ile sanatçıları halkın huzurunaçıkarabildiğine değinir ve hedefin ülkede güzel sanatlar beğenisinin geliş-tirilmesi olduğunu söyler. Bu sözler plastik sanatların daha görünür olarak,halk tarafından da desteklenmesi beklentisinin bir ifadesidir. Dile getirilen

24 La Turquie, 4 Decembre 1874. "A la demande generale des artistes et du public, I'ou-verture de la 2eme Exposition Annuelle qui avait ete fixe au ler decernbre rı'aura lieu quele ler mai proehain. Ce sursis, nous l'esperons donnera le temps necessaire aux artistespeintres, arehiteetes, sculpteurs, graveurs ete. pour exeenter des ceuvres plus importanteset en plus grand nombre ; quant au publie il y gagnera sous tous les rapports et l'epoqueelle-meme n'est-t-elle pas la plus agreable de l'annee pour visiter une exposition ? Uneannonce ulterieure indiquera les eonditions d'admission ainsi que le delai accorde auxartistes pour la livraison de leurs eeuvres."zs La Turquie, 4 Aoüt 1875.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 105

önemli noktalardan bir diğeri ise tek tek sanatçıların tanıtıldığı bölümdeherhangi bir önem sırası oluşturmadan objektif bir yöntem olarak alfabe-tik sırada sanatçıların takdim edilmesi konusudur. Bu durumu "sanatçıla-rın her birinden bahsederken daha doğal bir sıralama gözettik, desenindoğruluğu, renklerin uyumu ve yorumlama biçiminin samimiyeti hakkındayıldız vermeyi kendimizde saklı tutarak alfabetik bir sıra kullandık." 26 söz-leriyle açıklayan yazar, sanatçıları "resim" ya da "mimari çizim - desen"ibi yapıt türleri bağlamında ayrımlar yapmadan doğrudan alfabetik sıra iletanıtır. İlk sırada daha önce adına rastlamadığımız bir Abraham Bey, sonrameşhur Aquarone, ardından Ahmed Ali Paşa ve Ahmed Bedri Bey yer alır.Son isimse Veisirı'dir." Aharfi içinde yer alan Aurely isimli kişinin SultanAbdülaziz portresiyle katılıyor olmasına rağmen 1873 'teki sergi haberle-rinde tanık olduğumuz gibi Sultana atıfta bulunan hiyerarşik bir sıralamakullanılmayarak tamamen alfabetik dizine uygun sırada verildiği görülür.Yazarın birkaç defa belirttiği gibi başka herhangi bir ölçüte dayanmadanalfabetik sıralama oluşturulması bilhassa tercih edilmiştir. Anlaşılan busıralama konusu o dönem için mühim bir meseledir. Her ne kadar PeraSalon Sergilerinde Ahmed Ali Paşa ve Osman Hamdi Bey isimleri iki is-tisna olarak alfabetik sıralamaya dahil edilmeksizin tanıtım yazılarının hepbaşında yer almış olsa da alfabetik sıralama günümüzde de en objektifyaklaşım olarak tercih edilmektedir. 1875 sergisiyle ilgili yazıda dikkatçekici yanlardan biri de yazarın şahsi beğenilerinden açıkça bahsetmesi veekseriyetle olumlu kanaat belirtınesidir.

Yazının araştırma açısından en önemli yanı ise yazarın İstanbul'da re-sim ve güzel sanatlarla ilgilenmenin zorluğu hakkındaki düşüncelerindenbahsettiği bölümdür. Bu bölüm dönemin ortamını ve sanata dair fikirlerigörmek açısından önemlidir. Bir anlamda ilk sergi yazılarında devletin sa-nata ve sanatçıya nasıl yaklaşması gerektiğinin vurgulanmasının ardındanSultanın bizzat alaka göstererek ismen seçtiği birçok tabloyu görmek içinsaraya getirtmesine değinilir.

Sergi hakkında vurgulanması gereken ikinci bir konu ise yazarın dadikkat çektiği katılımcı sayısı ve buna bağlı eser sayısının azlığıdır. Yazareserlerin azlığını sanatçıların sahip olduğu üretim imkanlarına bağlarkenbu durumun bertaraf edilebilmesi için yapılması gerekenleri okuyucularlaşu şekilde paylaşır:

26 La Turquie, 4 Aoüt 1875.27 La Turquie, 4-5 Aoüt ı875.

106 Seza Sinan/ar Uslıı

"Çalışmaları için uygun şartlara sahip yerler sağlamaktaki zorluklarve izole oluşları sebebiyle burada (İstanbul'da) yeni başlayanressamlar için ne kadar elverişsiz bir ortam olduğunu belirtmiştik.Her bir sanatçının özgür biçimde gelip desen, heykel ya da yağlı boyayapabileceği bazı saatler açık, bazı günler kapalı olacak atölyelerdeçalışması gereklidir. Sanatçının kendi aile ortamında çalıştığı daireyekadın ya da erkek bir modelin girmesi genelde hoş karşılanmaz. Nüçalışma yapılması düşüncesini skandalolarak gören burjuvaların sahipoldukları düşünceden çok daha çekingen olan modeller, poz verirkençoğu zaman içinde bulundukları zorunlu koşullara aldırış etmez.

Şaşırmadan öğreniyoruz ki 4-5 kişilik çekirdek bir sanatçı grubuvar. Alkışlanacak projeler yapabilmek için yeni bağlantılar kurmayıbekliyorlar. Sayıları 12-15 olduğunda kendileri için çalışabilecekleribir lokal kiralayacaklardır. Salonu ortak atölye olacak, diğer odalarıise meraklı dostların geliş gidişlerinden (ziyaretlerinden) rahatsızolmayacakları şekilde model çalışmaları için kullanacakları bir nevicanlı tabloların sergilendiği bir ortak lokal (mabet) yaratılabilir. Böylebir ortamda sanatçıların işlerini görmeye gelenler ve sanatçılarınkendi aralarında yapacakları yorumlar, görüşler ve öneriler onlar içinyeni etki alanları oluşturacak ve harika sonuçlar verecektir -bu küçüktoplumda oluşabilecek nifakları saymazsak. "28

28 La Turquie, 5 Aoüt 1875. "Nous avons indique, en commençant dans quelle situationdefavorable les artistes sont placee ici, par suite de leur isolement et de la difficulte qu'ilseprouvent ıl se procurer des locaux ou se trouvent reunis les conditions necessaires ıl leursetudes. il est indispensable en effet que chacunjouisse d'une liberte complete dans l'exe-cution de ses travaux, et nul ne voudrait se soumettre ıl une regle quelconque l'astreignanta venir dessiner, sculpter ou peindre dans un atelier ouvert a certaines heures, ferme ılcertains jours. Des motifs de convenances s'opposent generalement ıl l'introduction demodeles homme ou femmes, dans un appartement ou l'artiste peut travailler au milieu desa famille. Les modeles eux mômes qui sont beaucoup plus timides que leur professionne le fait croire aux bourgeois que seandalise la pensee de l'etude du nu, ne se soucientguere de poser dans les conditions auxquelles ils seraient astreints la plupart du temps.Aussi n'avons nous pas ete surpris d'apprendre qu'il s'etait dejıl forme un petit noyaud'artistes (ils sont 4 ou 5 croyons nous) qui n'attendent que de nouvelles adhesions pourrealiser un projet auquel nous applaudissons. Lors qu'ils se seront groupes au nombre dedouze ou quinze, ils se proposent de louer un local uniquement consacre ıl leur etudes.Une grande piece servirait d'atelier commun une ou deux salles seraient destirıees auxrnodeles, qui ne seraient pas deranges par le va et vient des curieux ou des amis; car iln'est pas question de transformer ce petit cenacle en une chartreuse ne en exposition detableaux vivants. Les conseils, les avis, les critiques qu'ils se donneraient entr'eux ou

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynaklan ışığındaSergi Diizenleme Adabının Gelişimi 107

Tarif edilen atölye ortamı Avrupa'da örneğin Goupil Galerisi'ne bağ-lı çalışan sanatçıların kullandıkları atöıyeleri hatırlatır. Birçok sanatçınınatölye paylaşması fikri neticede Avrupa'da denenmiş ve başarılı olmuş-tur. Osmanlı sanat yaşamında da o yıllarda henüz okullaşma olmadığıiçin sanatçıların atölye ihtiyacının karşılanması mühim bir konudur. Canlımodelle çalışmak da yine aynı öneme sahip bir başka konudur. Canlı mo-dellerin ev ortamına gelmesi konusunda meseleyi ev ahalisi açsından değilde modellik yapan kişi açısından ele alması ve bu kişilerin çıplak poz ver-me alışkanlıklarına rağmen sanıldığı gibi "rahat" olmadıklarının gazetedeifade edilmesi önemlidir. Bu yolla okuyucuya hem resim sanatının icraedilmesindeki gereklilikler hatırlatılmakta hem de islami geleneğin hakimolduğu bir coğrafyada canlı modellerin "edepsiz" kişiler olduğu görüşü-nün kırılmasına yönelik bir tavır ortaya konmaktadır. Unutmayalım ki buyazının basıldığı tarihte Sanayi-i Nefise Mektebi henüz kurulmamıştır.

1876 yılına gelindiğinde İstanbul' da Guillemet Akademisinin yıl sonusergisinden başka grup sergisi olmaz. Yine La Turquie gazetesinde çıkanhaberde Guillemet'nin kurduğu okulla ilgili olarak duyduğu haklı sevinçvurgulanır," Osmanlı sanat çevresi henüz sadece iki karma sergi tecrübeetmiştir. Dolayısıyla Guillemet'nin çok kısa süre eğitim almış öğrencileri-nin sergi açabilmesi önemli görülmektedir. Ne var ki bu önem sergi hak-kında çıkan yazılara pek yansımamıştır. Sergiye katılan hiçbir öğrencininadına rastlanmazken sadece içerik olarak ne tür çalışmaların yer aldığınıokuruz. Yalnızca bir yerde desenlerden bahsedilirken "yetenekli genç birgrup ermeni öğrenci'P? ifadesi kullanıldığı için etnik bir veriye ulaşılır.Eğer yazar bilinçli olarak isim vermeyi tercih etmediyse bu durumu bilgieksikliği olarak açıklamak mümkündür. Zira birkaç tablonun son derecedetaylı tasviri yapılmış olmasına rağmen eser sahiplerinden hiç bahis ol-maması yazarın sergiyi bizzat gezdiğini ancak öğrencilerin isimlerini öğ-

renebileceği bir katalog ya da künyeyle karşılaşmamış olduğu ihtimalinigüçlendirir.

recevraient des personnes admises a venir voir leurs travaux, suffiraient a creer panni cesartistes une emulation feconde, et nous pensons qu'une tentatiye faite dans ces conditionspourrait donner d'excelIents resultat, a la seule condition que des froissements d'amourpropre ne viennent pas semer la zizanie dans cette petite republique."29 La Turquie, 29 Juin1876.30 La Turquie, 29 Juin 1876. "On nous assure que ce sont des jeunes armerıiens qui sontles auteurs de ces dessins"

ıos Seza Sinan/ar Uslıı

1877 yılında Şeker Ahmed Ali Paşa'nın üçüncü ve de son karına ser-gisini düzenlediğini görürüz. 1877 yazında bu defa Tepebaşı BelediyeKöşkü'nde gerçekleştirilen sergide 250 kadar eser yer almıştır. Bu, ön-cekilerden fazla bir rakamdır. Ancak tuhaf bir şekilde sergi haberi gaze-telerde hiç yer almamıştır. Serginin varlığını bize ispatlayan en önemli vebelki de en kapsamlı kaynak aradan 30 yıl sonra 1907 yılında AdolpheThalasso'nun, L 'Art et Les Artistes isimli Paris'te çıkan dergideki yazı-sıdır. Thalasso'nun aktardığına göre Ahmed Ali Paşa'nın düzenlediği busergiye Guillemet Akademisi ve "ülkenin oryantalist ressamları" katıl-mıştır. Bu ressamlar Thalasso'nun yazdığı şekliyle Preziosi, Palmieri veAcquarone' dir. Başkaca isme yer verilmeyen yazıda Paşa'nın salon kirası-nı zar zor denkleştirdiği ve çok sıkıntılar yaşadığı bu nedenle de bir dahasergi açmayacağını dile getirdiğinden bahsedilmektedir." Thalasso'nunverdiği bilgi Ahmed Ali Paşa'nın neden bir daha sergi düzenlemediğiniaçıklasa da gazetelerin bu üçüncü sergiden bahsetmeyişlerini tatmin edicibir şekilde aydınlatmaz. Muhtemelen Paşa önceki sergilerde bizzat üstlen-diği tanıtım çabalarını bu defa üstlenmemiş; sergiye dair ilan hazırlamadı-ğı gibi haber içerikli yorum yazıları da kaleme almamıştır. Sanki Paşa'nınisteksizliği gazetelere de yansımış gibidir. Büyük bir heyecanla başlayanve daha ilk sergiden itibaren gelenekselleşeceğine dair beklentilerin oluş-tuğunu gözlediğimiz Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk karına grup sergileriböylece sonlanır. Devletten beklenen alaka da salon kirası noktasına gelin-diğinde eksik kalmışa benzemektedir. 1878'de Guillemet'nin vefatı da ek-lenince bu ilk özel akademinin de sergileri kesilir. Her ne kadar eşi HeleneGuillemet tarafından Akademi 1881' e kadar faaliyetini sürdürınüşse de"basında 1876' dan sonra hiç sergi haberi yer almamış, öğrenci sergisi ger-çekleştiğine dair bir duyuru olmamıştır.

1880'e gelindiğinde Artists of Bosphorus and Constantinople ya da kı-saltılmış adıyla ABC Club, Osmanlıca söylenişiyle de Elitba Kulübü'nünadıyla beraber eş zamanlı olarak sergileri de konuşulmaya başlanır. 1880-1885 yılları arasında aktif olan bu amatör sanatçılar birliği ağırlıklı olarakİstanbul' da yaşayan İngiliz sanatseverleri bir araya getirirken grubun fa-aliyetleri de bizzat İstanbul'da görev yapan suluboya resim merakıyla datanınan Britanya Elçisi Lord Dufferindir." Topluluk 1880 yılında ilk kar-

31 AThalasso, "Les Origines de la Peinture Turque", L' Art et Les Artistes, Paris, 1907,C.6, s.366-367.32 Sinanlar Uslu, a.g.e., s.16-17.33 Sinanlar Uslu, a.g.e., s.20, Stamboul 4 Mai ı882.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 109

ma sergisini Tarabya'daki Rum Kız Okulu'nda açmış, gazeteler de sergiyehayli ilgi göstermişlerdir. Nitekim İstanbul'da basılan The ConstantinopleMessenger ve Osmanlı gazetesi Elifba sergilerini en detaylı veren iki ya-yın olmuştur. Özellikle Osmanlı gazetesi idarecisi ve başyazarı AbdullahKamil Efendi'nin yazıları mühimdir. A. Kamil Efendi sergiye gittiğindeilk olarak eline asar-ı mevcude defterinin tutuşturulduğunu söyler." Budefter sergi de yer alan eserleri gösteren katalog olmalıdır. Sergiyi ilk ge-zenlerden biri olmasına rağmen yazıyı yazmakta geciktiğini söyleyerekdevam ettiği yazısında hemen en başta sanatçı tasnifi konusunda önemlibir meseleyi tartışmaya açar. Yazar, rakip gazete The Constantinople Mes-senger'daki haberde sanatçıların "Osmanlı Olan" ve "Osmanlı Olmayan"şeklinde ikiye ayrıldığını, bu ayrıma göre müslüman olmayan sanatçılarınOsmanlı sayılmayışını sert bir dille eleştirir. Bu tarz bir sınıflama öncekisergilerde görülmemekle beraber aslında Paris Salon Sergilerinde kullanı-lan bir ayrımdır. Nitekim Paris Güzel Sanatlar Akademisinin düzenlediğiSalon Sergileri sergi kataloglarında evvela tüm katılımcılar Fransız ve Ya-bancı olarak iki başlık altında toplanmakta, bu ayrımdan sonra da yapıttürüne göre "resim", "heykel", "gravür", "litografi", "mimari çizim" gibialt başlıklar altında alfabetik olarak sıralanmaktadırlar. Örneğin ı869 Sa-lonu için hazırlanan katalogda Fransız ve yabancı sanatçı ayrımı yapılaraksergiye katılan Ahmed Ali Paşa "yabancılar" sayfasında resim dalı altındaadı da "a" ile başladığı için ilk sıralarda gösterilmiştir. N e var ki bu tarzmillet esasına dayalı bir sınıflandırma 1880 sergisi için The Constantinop-le Messenger gazetesi tarafından yapılınca, üstelik de millet esası olarakhangi kriterin esas alındığı muğlak olunca Osmanlı gazetesinden AbdullahKamil derhal karşı çıkmış ve sanatın "birleştirici" ve "milletler arasındakihusumetleri gidermeye yönelik rolüne" dikkat çektiği yazısında The Cons-tantinople Messenger'ın sanatçıları müslüman olan ve olmayan şeklindeayırmış olmasını tasvip etmediğini şöyle eleştirmiştir:

"İhtimal ki Mesencer gazetesinin itikadına göre müslüman olmayanOsmanlı dahi alamıyor. Halbuki bahseylediği zevat müslümanolmamakla beraber herhalde mükemmelOsmanlı bulunan birtakım memurin-i Osmaniye'den ibarettir. Hele birisi dyan-ı Kiram-ıOsmaniyandan bir zatın kızıdır ki o dahi Madmazel Serviçen 'dir." 35

34 Abdullah Kamil, "L'exposition des Beaux Arts a Therapia" L'Osmanh, 16 Septembre1880, s.4" ... nous avons ete introduit aussitôt un catalogue a ete place entre nos mains ... "

35 Osmanlı,lı Şevval 1297. Yazının Osmanlıcadan transkripsiyonu için bkz. MustafaCezar, Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi, Erol Kesim Aksoy Kültür, Eğitim, Spor

110 Seza Sinan/ar Us/u

Abdullah Kamil Efendi bu sözleriyle Messenger gazetesinin müslümanolmayanları Osmanlı saymamasından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile ge-tirirken rakip gazetenin protesto edilmesi gerektiğini de yazmıştır. Ne varki, Messenger'ın yapmış olduğu tasniften yola çıkarak kendisi de bir tasnifyapmaya mecbur kalmış ve sergiye katılan sanatçıları Artistes Osmanlis- Osmanlı Olanlar- ile Artistes non Osmanlis- Osmanlı Olmayanlar diyeikiye ayırmaktan uzak kalamamıştır. İçine düştüğü durumu bir mecburiyetolarak ifade eden yazar, serginin uluslararası kimliğini zedelemek isteme-diği halde bu ayrımı ne sebeple yaptığını açıkça anlatacaktır." Müslümanolmayan sanatçıyı Türk kabul etmeyen The Constantinople Messenger'akarşı Abdullah Kamil Efendi "Osmanlı Olan Ressamlar" başlığı altındaNazlı Hanım- ve Osman Hamdi Bey'in hemen ardından gayrimüslim olanKirkor Köçeoğlu'nu, Boğos Şaşıyan'ı ve Matmazel Serviçen'i sıralaya-rak Osmanlı kimliğinin çoklu etnik yapısını hatırlatmış olur. Ona göre"Osmanlı Olmayan Ressamlar" olsa olsa bir süredir İstanbul'da bulunanyabancı uyruklu sanatçılardır." Nitekim bu grupta Fransız elçisi CharlesTissot, Amadeo Preziosi, oğul Preziosi, Fametti, Caruana, Alexandre Val-laury ve Madam Walker'ın isimleri vardır. Kimlik tartışmasının öne çık-tığı yazıda Abdullah Kamil'in heyecanı dikkatleri çekerken daha öncekisergi yazılarında tanık olduğumuz plastik sanatlar konusunda ne yapılmasıgerektiği, sanatın devlet tarafından nasıl destekleneceği gibi konulara hiçdeğinilmediğini söylemek mümkündür. 1881 yılında ABC Kulübü ikincisergisini düzenlediğinde de durum aynıdır. Ancak etnik kimlik meselesi budefa tartışmalardan uzak bir alana çekilmiş sanatçılar tesadüfi bir sıralamaile herhangi bir kategoriye sokulmadan tanıtılmıştır. Bu durum sergininkataloğunda da dikkati çeker."

ve Sağlık Vakfı Yayınları, İstanbul, 1995, e.2, s.5 17.36 L'Osmanh, 16 Septembre 1881, s.4 "Voila pourquoi bien malgre nous, nous allonsetablir deux categories, ce lle des artistes osmanlis et ce lle des artistes non osmanlis, mal-gre le desir que nous avions primitivement de n'etablir aueune distinetion et de lais-ser eette exposition ce caractere international qui la distinguait et que nous consideronscomme absolument digne de nos louanges bien sinceres."'Nazlı Hanım (1881-1937) Mustafa Fazıl Paşa'nın kızıdır. 1872'de Mısırlı Halil ŞerifPaşa ile evlenir. Babasının haremini ziyarete gelen İngiliz ressam Elisabeth JeriehauBaumann'dan resim dersleri aldığı düşünülmektedir.37 L'Osmanh, 16 Septembre 1881, s.4, M.Cezar, a.g.e., c.2, s. 517-518. (Osmanlı,ııŞevval 1297)38 L'exposition de Beaux Arts, Constantinople, 1881

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynaklan ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi ı ı ı

Tepebaşı Belediye Köşkü'nde açılan serginin kataloğunda ne alfabetik,ne ulus kimliği ne de yapıt kategorisine bağlı olmaksızın tamamen tesa-düfi olduğunu düşündüren bir sıralama vardır. Serbest bir sırada sanatçılarve eserleri sadece isimleri belirtilerek dizilmiştir. Ancak Osmanlı gaze-tesinde yine Abdullah Kamil imzalı 2 buçuk sütunu kaplayan uzun yazı-da yazarın tercihi belirleyici olacaktır. Sanatçılardan bahsettiği bölümdeOsman Hamdi Bey ilk sırada yer alır. Arkasından da Kirkor Köçeoğlu veFarnetti sıralanır," Uzun uzun eser tasvirleri içeren yazı birkaç sayı de-vam eder. Takip eden günlerde Abdullah Kamil Hayette, Melkon Efendi,Ahmed Ali Paşa, Seyid Efendi ve Rıfat Efendi ile devam eder", son sayı-da da Matmazel Jones, Civanyan Efendi, Mahmud Efendi, Mösyö Tissot,Boğos Efendi, Münir Bey ve Preziosi'den bahseder." Sergi kataloğundaisimleri bulunan Caruana, Brindesi, Madam Walker, Vallauri ise Abdul-lah Kamil'in yazısında ele alınmaz. Bu sıralama içinde Osman HamdiBey'in ilk sırada olması yukarıda değindiğimiz gibi bir nevi doğal gelişenbir kural gibi benimsenmektedir. Osman Hamdi Bey'in yanına Ahmed AliPaşa'nın de eklenmesiyle devlet hiyerarşisine bağlı olarak bu isimlerin gö-revleri sebebiyle başta yer almalarını açıklamak mümkündür. Ancak budurum sanatçı olarak eleştirilmelerinin önünde bir engel değildir. ÖrneğinSüleyman isimli bir zatın, Abdullah Kamil'in "memleketin gururu?" ola-rak tarif ettiği Osman Hamdi Bey'in resimleriyle ilgili çarpıcı eleştirilerdebulunduğuna tanık oluruz. Abdullah Kamil'in ilk yazısına atıfta bulunarakOsman Hamdi Bey'in resimlerini eleştiren Süleyman görüşlerini Osman-lı gazetesine gönderdiği mektupta ifade etmiş, mektup da gazetede basıl-mıştır. Osman Hamdi Bey'i ve hakkında mübalağa içeren övgüleri kenarabırakıp resimlerine bakılması gerektiğini söyleyen yazar, sergideki OsmanHamdi tablolarını tek tek incelerniştir." Gerek resimlere dair teknik veiçerik eleştirileri gerekse yazıda bahsettiği Veronese, Millet ve Ingres gibisanatçılar hakkındaki bilgisi bize Süleyman isimli kişinin bu alanda dona-nımlı olduğunu hatta yüksek ihtimal bu kişinin ressam Süleyman SeyyidEfendi olabileceğini düşündürür. Yazıyı bu ihtimal üzerinden okuduğumuzda resim eleştirisi meselesinde ilk defa ressam olan bir zatın eleştiri yazmışolabileceğini düşünmek mümkündür. Benzer duruma yine aynı sergiyle

39 L'Osmanlı, 11 Avril 1881, sA.40 L'Osmanlı, 13 Avril 1881, sA.41 L'Osmanlı, 17 Avril 1881, sA.42 Osmanlı,ıı Şevval 1297, M. Cezar, a.g.e., C.2, s. 518.43 L'Osmanlı,l Maİ 1881, sA.

112 Seza Sinan/ar Us/u

ilgili olarak bu kez The Constantinople Messenger gazetesinde rastlarız.Kendisini "bir sanatsever" olarak tanımlayan kişi gazeteye gönderdiğimektupta görüşlerini dile getirmiş, gazete de bu mektubu yayımlamıştır.Yazar sergiye katılan sanatçılardan Melkon Efendi'nin çokça övülmesinekarşın Osgan Efendi 'ye kısaca değinilmiş olmasını bir hata olarak gördü-ğünü ifade etmiştir." Melkon ve Osgan Efendi'den bu kadar çok bahset-miş olması nedeniyle de kendisinin Ermeni olduğunu düşünenler için debir açıklama yaparak, Ermeni olmadığını ama Ermenilerin dostu olduğunudile getirmiştir. Anlaşılan odur ki 1881 Sergisi de yine etnik kimlik ya dasanatçıların etnik kökenlerinin üzerinde durulduğu bir sergi olmuştur.

Elifba Kulübü 1882 ve 1885 yıllarında iki karma sergi daha açtıktansonra faaliyetlerini sonlandırır." Bundan sonra görülecek düzenli sergi-lerin ilki 1883 'ten itibaren görülen Sanayi-i Nefıse Mektebi 'nin yıl sonusergileri olurken, ardından 3 yıllık ömrüyle Pera Salon Sergileri ve Gala-tasaray Sergileri gelecektir. Fakat bu yıllar kişisel sergiler açısından tambir yükseliş dönemidir. Muhtemelen düzenli karma sergilerin seyrelmesibireysel sergilerin önünü açmış, sanatçılar da kişisel sergilere daha çokyönelmişlerdir. Özellikle de 1885-1900 arasında 30 kadar kişisel sergiaçılmış ve gazetelerde de hayli geniş yer bulmuştur. 1885 sonrasındaki 15yıllık dönem karma sergiler açısından bir kesinti dönemi olarak görülsede aslında bu yıllarda artan kişisel sergiler sanatçıların daha çok deneyimkazanmasına, izleyicinin de daha sık aralıklarla sergilerle karşılaşmasınadolayısıyla gazetelerin de daha çok sergi haberi yapmasına imkan vere-cektir. Böylece sergi düzenleme alışkanlığın artmasına koşut olarak orga-nizasyonlar artık daha profesyonelce ele alınacak, izleyici ilgisi ve basınayansımalar daha belirgin olacaktır. Ne var ki bu hareketliliğin herhangibir galeri oluşumuna imkan sağlayamamış olması düşündürücüdür. PeraCaddesinde yer alan dükkanlar gönüllü birer galeri vazifesi üstlenerekvitrinlerini ressamlara açmışlarsa da" doğrudan bu işi benimseyecek biroluşum gerçekleşmemiştir. Bu durum başlı başına incelenmesi gereken birkonudur zira sergi kültürünün gelişiminde galerilerin rolü yadsınamaz birağırlık taşımasına rağmen, hele de Avrupa'da 19.yüzyıl ortalarından itiba-ren gördüğümüz Goupil Galerisi, Kleinberger Galerisi, Knoedler ve Du-

44 The Constantinople Messenger, "The Picture Exhibition in the Municipal Hall" 28Avri11881.45 S.Sinanlar Uslu, a.g.e., 2010, s. 21-22.46 Sinanlar Uslu, a.g.e.,2010, s.63-67.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynaklart ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 113

ven Kardeşler gibi Avrupa sınırlarını aşıp Amerika'da şube açan galerilergün geçtikçe çoğalırken 1950 yılına kadar İstanbul'da galeri açılmamışolması dikkate değerdir.

1900' lere gelindiğinde karma sergiler yeniden etkili olacaktır;Konstantinopolis'li Sanatçılar Birliği adıyla mimar Alexandre Vallau-ri ve gazeteci Regis Delbeuf'un girişimleriyle Salon Sergileri büyük birheyecan yaratır. Pera Salon Sergileri (1901-1902 ve 1903) ile eş zaman-lı yapılan Singer Sergileri ve 1904-1911 yılları arasında da Leonardo DeMango'nun düzenlediği Sosyete Opera Sergileri (Societa Operaia di Cons-tantinopoli) ve 1916'dan itibaren 1951 yılına kadar sürecek olan Galatasa-ray Sergileriyle beraber yeni bir dönem başlamış sayılabilir. Bir anlamda1900'ler yeniden karma sergilerin etkili olduğu bir sürecin başlangıç tari-hidir. Artık katalog olmadan, resimlerin duvarda hiç boş yer kalmayacakşekilde yerleştirildiği sergilerden, sergi öncesi açıklanan bir yönetmeliklekatılım şartnamesinin ilan edildiği, kataloğu basılmış, mekan içinde eseryerleşimine dikkat edilen sergilere geçilecektir. İlk sergilerde rastlanan sa-tışa konan yapıtların satılması durumunda derhal duvardan indirilmesi gibiacemilikler de artık bu dönemde söz konusu olmayacaktır."

Bu gelişmeleri daha iyi görebilmek üzere Salon Sergilerine gidilenyolda düzenli sergi alışkanlığının yeniden yerleşmesi için vesile oluştu-ran Sanayi-i Nefise Mektebi'nin her yıl düzenlediği yıl sonu sergilerindenbahsetmek yerinde olacaktır. Zira bu sergiler sayesinde yetişmekte olangenç sanatçıların profesyonelliğe adım atmalarının önü açılırken, sergikurulumu konusunda da temel prensiplerin yerleşmesi sağlanmıştır. Ya-pılan sergilerde mekan hem eser türüne göre tasnif edilmiş hem de her biratölye hocasının kendi öğrencilerini nasıl yetiştirdiğinin görülmesine ola-nak veren gruplamalar yapılmıştır. Eserlerin her biri için künye konulmasımeselesi bu sergilerle iyice pekişmiştir. Sergilerin kendi iç düzeni elbet-te izleyicilerin de daha çok bilgi edinmelerine yardımcı olmuş sergileringazetelere yansıması da daha kapsamlı olmuştur. Yukarıda saydığımız bukazanımlara örnek olacak 1891 yılı Sanayi-i Nefise Sergisini inceleyecekolursak, serginin evvela 3 salona yayıldığını ancak bu dağılımın türlere gö-re düzenlenerek, birinci salonda mimari çizimler, ikinci salonda yağlıboya-lar, heykel ve füzen çalışmalar, üçüncü salonda ise karakalem çalışmalarınyerleştirildiğini görürüz. Eserlerin yanında sanatçıların isimlerinin yazdığı

47 Sinanlar Uslu, a.g.e.,20 10, s.41-42.

114 Seza Sinan/ar Us/1I

kartlar yerleştirilerek sergiyi gezenlerin o esnada sanatçı hakkında bilgisahibi olmaları sağlanmıştır. Yine her bir atölyenin öğrencileri de kendiiçinde bir arada yerleştirilmiş bu sayede öğrencilerin atölye yürütücüleriy-le birlikte değerlendirilmeleri kolaylaşmıştır. Hatta 1891 sergisinde oldu-ğu gibi bazen bu gruplamalar hocaların kişisel tarzlarının öğrencilerine nedenli sirayet ettiğinin görülmesi bakımından da önemli olmuştur. ÖrneğinStamboul gazetesinde Pretextat" imzalı yazıda Sanayi-i Nefise Mektebiresim öğretmeni Salvatore Valeri'nin sınıfındaki öğrencilerin özgün birüslup ortaya koyamayışları eleştirilmiş ve Valeri'nin kendi tarzını benim-setiyor olabileceğine dikkat çekilmiştir." Sanayi-i Nefise Sergilerinin birbaşka önemi de daha ilk sergi haberinde göze çarpan devletin sanata des-tek vermesi bağlamında devletin hakikaten sergileri desteklemiş olmasıdır.

Açılışıara Maarif Nazırlarının katılması", ailelerin hususiyetle davetedilmesi, sergi jürilerinin mezun öğrencileri ödüllendirmesinin yanı sırabizzat Sultan tarafından da bazı öğrencilerin madalya ile taltif edilmesi"ve sergiye katılan öğrencilerin bazı eserlerinin hocaları tarafından satınalınması" gibi durumlar sergilerin hem devlet hem de mektep tarafındandesteklendiğini ve de güçlü bir şekilde benimsendiğini göstermektedir. Buyönüyle Sanayi-i Nefise Sergileri az sayıdaki öğrencisine olabildiğince sa-hip çıkarak var oluşunu sürdürecek ve düzenli sergi geleneğinin pekişme-sinde önemli bir rol üstlenmiş olacaktır.

Bundan sonraki aşama tahmin edilebileceği gibi sanat profesyonelle-rine yönelik hatta uluslararası özellik taşıyan sergilere geçilmesidir. Butüre verilecek örnekler kısacık ömrüne rağmen Pera Salon Sergileri' dir.Sanayi-i N efise hocalarından mimar Alexandre Vallauri ile Stamboul gaze-tesi redaktörü ve başyazarı Regis Delbeuf'ün sergilerin gerçekleştirilme-si için ortaya koydukları çabaya ve sergiler boyunca gazetelerde sergininuzun uzun ve kapsamlı olarak işlenmesine dikkat çekmek gerekir. ElbetteDelbeuf'ün bireysel katkısı ile şekillenen bu durum izleyiciler açısından

48 Pretextat imzasının sahibi Charles Pretextat Le Comte isimli ressam ve mozaik ustasıbir Fransızdır. 1880'lerde geldiği İstanbul'da i922 yılına kadar kalmış, Stamboul gaze-tesinde bir süre resim sergileri ve sanatla ilgili yazılar yazmıştır. Sinanlar, "Le ComtePretextat; un homme de I'art au 1geme siecIe a Pera" Synergies Turquie no:2, 2009,s.59-67. Stamboul, 1 Decernbre 1891.49 Stamboul, 25 Aout 1887, i Fevrier 1890.50 Stamboul, 28 Janvier 1889.51 Stamboul, 14 Octobre 1902.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 115

da etkili olmuş olmalıdır. Her bir sanatçı özelinde verilen eser içerik bil-gileri, üslup vb. tür eleştirilerin yanı sıra sergi kataloğunu takiben sanat-çıların alfabetik olarak dizilmesi ve sergideki tüm eserlerinin numaralarıile birlikte verilmesi dikkat çekicidir. Tek eksik, gazetenin görsel malzemekullanmıyor oluşudur. Ancak bu durum eserlerin detaylı bir şekilde tasviredilmesiyle giderilmiştir. Öyle ki, sergiye katılan eserlerin bugün hangiyapıtlar oldukları gibi bilgiler zaman içinde değişen isimlerine rağmen butasvirler sayesinde tespit edilebilmektedir.

1901-1903 arasında sadece üç kez yapılabilen Salon Sergilerinin dü-zenlenmesine dönersek Vallauri ve Delbeuf'ün girişimlerine destek verenve kendilerini "Konstantinopolis'li Sanatçılar Birliği" olarak tanımlayanbir gruptan bahsetmemiz gerekir. Bu grubun resmi üyelerine dair net birbilgi edinilemese de şehrin ileri gelen ressamlarını bu grubun üyesi olarakkabul etmek yanlış olmayacaktır. Ne var ki birliğin çalışmalarına Delbeufile Vallauri'nin yön verdiğini unutmamak gerekir. Pera Salon Sergilerinidiğer tüm sergilerden ayıran en önemli özelliği ise sergi için yönetmelikhazırlanmış olmasıdır. Toplam 11 maddeden oluşan bu yönetmelik gaze-telerden de duyurularak kamuya ilan edilmiştir." İlk maddede sergi tarihive ne tür eserlerin yer alacağı bilgisi verilirken ikinci maddede sergininTürkiye'de otursun veya oturmasın tüm sanatçılara açık olduğu belirtil-miştir. Bu, serginin uluslararası niteliğini vurgulayan ve ilk defa uluslara-rası sanatçılara davet çağrısı yapan bir duyurudur. Her ne kadar şimdiyekadar yapılmış birçok karma sergiye yurtdışında yaşadığı halde kısa birsüre için İstanbul' da bulunan sanatçıların katılması her zaman mümkün ol-muşsa da bu davet gazetenin Fransızca olması ve günlük olarak Avrupa'yapostalanıyor olması nedeniyle Avrupa'lı ressamiara yönelik doğrudan birçağrı olarak da yorumlanabilir. Nitekim izlenimcilik ve izlenimcilik son-rası akımların temsilcilerinden birkaç Fransız ressam (Georges Cain, Ge-orges Lemare, Henri Delavallee ve eşi Madame Delavallee) Pera SalonSergilerine katılmışlardır." (Resim 6)

Yönetmelikte yer alan diğer maddelerde ise esere ve sanatçısına dairkünye bilgilerini bizzat sanatçıların yazılı olarak bildirmeleri istenmekte,eserlerin ne şekilde sergileneceği ve salonların nasıl düzenleneceğine jü-rinin karar vereceği, sergide sanatçıların eserlerini satmaları halinde sergi

52 Sinanlar Uslu, a.g.e., s.4 1-42 / Stam bout, 4 Avril 1902.53 Stambout, 13,16,18,22 Mai 1901, /15,19,21,22,23, 26 Avril 1902.

116 Seza Sinan/ar Us/u

mekan kirasının ödenmesi için düzenleme komitesine satış üzerinden % 1Okomisyon verilmesinin zorunlu olduğu, sergi boyunca her ne sebeple ol-sun eserlerin sergiden çekilmeyeceği gibi konular düzenlenmiştir. En ilgiçekici maddelerden biri de sanatçılar diledikleri takdirde makul bir fiya-ta sergiye giriş kartı alabilecekler ve kendi davetlilerini bu kartla sergiyesokabileceklerdir. Bir nevi kulüp üye kartı gibi işlev görecek olan bu kartuygulaması bilindiği kadarıyla daha önceki sergilerde karşılaşılmış bir uy-gulama değildir. Maddelerin geneline bakılırsa, katılımcıların kiraya or-tak edilmesi ve bunu satış üzerinden gelecek komisyonla sağlanması sergiorganizasyonu için önemli bir katkıdır. Bu aynı zamanda bize eserlerinsatış potansiyelinin güçlü olduğu, daha da mühimi izleyicilerin eser al-ma alışkanlığına duyulan güveni göstermektedir. Nitekim ilk sergide çokyüksek oranda gerçekleşen satışlar, sanatçıların yüzünü güldürmüş amaeserleri alanların resimleri derhal duvardan indirip eve götürmeleri netice-sinde sergi için "kısa zamanda tezgahta ürün kalmayan bir pazara döndü"ifadelerinin kullanılmasına neden olmuştur." Bunun üzerine sergi devamederken yayınlanan bir bildiriyle satılan eserlerin sergi kapandıktan sonrateslim alınabileceği ilan edilerek bu durum kontrol altına alınmıştır."

Pera Salonlarına dair söylenmesi gereken bir başka unsur da sergiler va-sıtasıyla gelişmekte olan güzel sanatlar merakının gelecekte yerli sanatçı-ların varlığı ile sağlamlaşacağına olan inançtır. "Müslüman öğrencileri busergide (1902, il Pera Salon Sergisi) çok parlak bir yer tutuyorlar böyle-likle de Pera Salonlarının geleceği garantilenmiş oluyor":" diyen Delbeufsergilerin devam edebilmesini yerel sanatçıların yetişmesine bağlar. Yerelsanatçıya verilmesi gereken önemi de kendince her üç Pera Sergisinin ta-nıtım yazılarında ilk sırada her zaman Osman Hamdi Bey ile Ahmed AliPaşa'ya yer vererek gösterir. Öte yandan sergiler, yerel izleyici kitlesininoluşumuna da katkı sağlamaktadır. Özellikle genç sanatçılar, hocaları vediğer sanatçıların dışında gerçek bir izleyicinin kendi eserlerini görmesiniistemekte ve de çabalarının resim sanatıyla ilgili ve bu sanatı seven-seve-cek olan halk tarafından desteklenmesini beklemektedirler."

54 Stamboul, 18 Mai 1901.55 Stamboul, 29 Mai 1901.56 Stamboul, 26 Avril 1902.57 A. Thalasso, "Premiere Exposition Artistique Ottomane", L'art et Les Artistes, Lafit-te Edition, Paris, Avril- Septembre 1907, c. 5, s.415.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi 117

Araştırma kapsamında ele alacağımız son sergi ise ı907 yılında ger-çekleştirilmiş olan Osmanlı Sanat Sergisi' dir. Stamboul gazetesinde ya-yımlanan kısa haberle eş zamanlı olarak Adolphe Thalasso da L 'Art etLes Artistes dergisindeki L 'Orient köşesinde tam sayfa sergiden bahseder.Thalasso'nun başlığında yer alan Exposition Artistique Ottomane; BirinciOsmanlı Sanat Sergisi ifadesi serginin bir ilk olarak görüldüğü ve öncekitüm sergilerden ayrı tutulduğunu anlatır. Nitekim Thalasso'nun "Bugünekadar İstanbul 'da yapılan tüm bu sergiler -ki bunlara Levanten sanatçı-ların, Levanten bir ortamda, Türk unsurlardan ziyade levanten unsurlarıbarındıran Salon Sergileri de dahil hepsi Pera 'da odaklandı; yani diğerbir deyişle şehrin levanten başkentinde yapıldı. "58 sözleri bu farklılığınınkaynağını açıklar niteliktedir. Bu defa sergi Bab-ı Ali 38 numarada yapıl-makta, düzenleyici olarak da Bahri Bey'in adı geçmektedir. Serginin birbaşka özelliği ise Sultan Abdülhamid'in tahta çıkışının 3 ı. senesine dairbir kutlama faaliyeti olarak Sultanın iradesiyle gerçekleştirilmiş olmasıdır.Demek ki ı873 'ten bu yana devletin bir şekilde destek vermesi istenenplastik sanatlar bu sergiyle devletin en üst kademesinde Sultan'ın bizzatrızası ve de talebiyle şerefine yapılacak kutlamalar kapsamında görüle-cek kadar önem kazanmıştır. Serginin önceden ilan edildiği gibi günündeyapılan açılışında Vali Reşid Paşa, yine valiliğin teknik işler dairesindenHurşid Paşa, ressam Halil Paşa ve Hicaz Demiryolları Komisyon başkanıİsmail Hakkı Bey katılmışlar, sergi müdürü Bahri Bey'in yanında ise yar-dımcı müdür olarak Vasmagides, Sanay-i Nefise'nin en iyi iki öğrencisiSelim Edouard Mecheka ve Sabit Bey de hazır bulunmuşlardır. Sergiyeçok sayıda sanatçı katılmış sa da yazısında ancak bir kaçına yer verebilece-ğini belirten Thalasso da tıpkı Delbeuf gibi sanatçıları tanıtırken ilk sıradao tarihte vefat etmiş olduğu halde Şeker Ahmed Ali Paşa' dan bahsede-rek sanatçının karpuzlu ve kavunlu natfumortunun sergilendiğini yazmış-tır. Akabinde Halil Paşa, Salvatore Valeri, Osgan Efendi, Zonaro, ŞevketBey, Vasmagides, Selim Edouard Mecheka, Ali Rıza Bey, Ömer Adil Bey,Mehmed Sabit Bey, Behzad Bey, Sait Bey, Ziya Bey, İzzet Bey (Şeker Ah-med Ali Paşa'nın oğlu), Sami Bey, Nazmi Bey, Nuri Bey, Mehmed BahriBey, Sarım Bey, Roupen Seropyan, Muaffez Bey, Ahmed Muzaffer Bey,Kamil Bey, Aghiah Efendi, Rıza Bey, Vacalopoulos, Mehmed Ali Bey veZonaro'nun ı5 yaşındaki oğlu genç Zonaro isimlerini sıralayarak kendinegöre bir sıralama oluşturmuştur. Serginin ilgi çekici bir diğer yanı da yağ-

58 A. Thalasso, a.g.m., s.415.

118 Seza Sinan/ar Us/u

lıboyaların yanı sıra, heykel, mimari çizim, gravür ile çeşitli karakalem es-kiz ve etütlerin de yer almasıdır. Sergi bu bakımdan bir anlamda Sanayi-iNefise Mektebi öğrencileri yıl sonu sergisi gibidir. Fakat Thalasso'nungözünde Osmanlı Sanatı Sergisi, Osmanlı resim tarihinde bir dönüm nok-tasıdır. Ona göre Osmanlı sanat dünyasının bu tarihten itibaren artık kendiözgün kimliğiyle tanınması gerekmektedir. Thalasso için Türkiye'de artıkplastik sanatlar konusunda yıllarca süren önyargıların bertaraf edildiği-ni gördüğünde hissettiklerini "Her kim doğu sanatını tanıyorsa, Osman-lı 'daki resim geleneğinin yerini ve kayda değer olduğunu inkar edemez. "59

sözleriyle ifade eder. Bu tespitler ışığında Thalasso'nun dile getirdiği gibiı873 yılında Şeker Ahmed Ali Paşa'nın düzenlediği ilk sergiden o güne,mücadelesi verilen Batılı tanımlarla tarif edilmiş olan Batılı anlamdakiplastik sanatların Osmanlı bünyesine dahilolması, sindirilmesi ve öz de-ğerlerinden biri gibi karşılık bulmasıdır. ı907 Sergisi Thalasso nazarındabu beklentinin boşa çıkmadığının ispatıdır. Bundan böyle resimde bir Os-manlı tarzı ya da bir Türk Ekolünden söz etmek mümkündür. Thalasso'yagöre bu ekolün öncüleri ve kurucuları da Osman Hamdi, Zonaro, HalilPaşa, Salvatore Valeri, Wamia Zarzecki, Leonardo De Mango, PhilippoBello, Pierre Desire Guillemet, Ahmed Ali Paşa ve Halil Paşa'dır." Nite-kim bir başka yazısında "Trinite Artistique Ottoman; Osmanlı SanatıKutsal Üçlüsü" olarak Halil Paşa, Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi'yigösterecektir."

59 A. Thalasso, s.415 "Pour qui connait l'Orient artistique, et n'ignore pas la suspicionen laquelle la peinture tenue chez les Osmanlis le fa it est surprenant et merite d'etre note.il determine non seulement un grand progres dans les idees, mais le ferme propos de se-couer certains prejuges qui, pendant des siecles avaient etouffe l'epanouissement des artsplastiques en Turquie.60 A. Thalasso, L' Art Ottoman Les Peintres de Turquie", Arkeoloji ve Sanat Yayınları-tıpkı basım-İstanbul, 1988, s. 11.61 A. Thalasso, "Les Premiers Salons de Peinture de Constantinople", L' Art et Les Ar-tistes, 1906, s.176.

Osmanlı Karma Grup Sergileri Özelinde Basın Kaynakları ışığındaSergi Düzenleme Adabmm Gelişimi ı ı9

Sonuç

Yukarıda detaylı bir şekilde ele alınan tüm bu sergilerin sağladığı dene-yime bakınca Osmanlı dünyasında plastik sanatların kabul görmesi ve ken-dine yer edinmesi yine kendi hızında ve aşama aşama gelişmiş ilgi, görgüve eğitim alışkanlıklarıyla şekillenmiştir. Elbette bu sürecin baş aktörle-rinin Osmanlı'nın bir imparatorluk olmasının olağan sonucu olarak haylikozmopolit unsurlar taşıyor olmasımn etkisi de katkısı da büyük olmuştur.Öte yandan yerel sanatçıların resim başta olmak üzere plastik sanatlaraduyduğu ilgi, ve icra ettiği yetenek de azımsanmayacak ölçüdedir. 1907yılında Thalasso'nun da ifade ettiği gibi güzel sanatlar alanında Osmanlı,19. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren yükselen bir eğri ile kendine özgübir sanat ortaya çıkarma gayretinde olmuş ve de başarmıştır. Resim sanatıözelinde sergilerle gelişen güzel sanatlar kültürünün yaygınlaşması ve iti-bar kazanması ise basının izlediği tutumla desteklenmiş, zaman içinde dedevleti temsil eden kişiler tarafından da geliştirilmiştir. Bütün bu unsurla-rın bileşiminde güzel sanatlar önündeki en büyük engelolan "dini açıdanresim yasaktır" bakış açısından kendisini kurtarmasına karşın ne yazık kigeniş kitlelere yayılacak kadar yeterli ve elverişli bir zaman bulamamış-tır. 1911' de Bingazi' de başlayan askeri mücadeleler, İmparatorluğu önceBalkanlar' da, sonra tüm sınırlarına yayılarak büyük bir ölüm kalım sava-şına götürürken güzel sanatlar da beklenen ivmeyi ortaya koyamamıştır.Her ne kadar ı. Dünya Savaşı günlerinin en hararetli günlerinde 1916' dabaşlayan Galatasaray Sergileri ve savaş boyunca etkin olan Şişli Atölye-si ile özellikle resim faaliyetleri devam ettirilmişse de beklenen gelişmesağlanamamıştır. Zira eserlerin alıcısı ve destekçisi olan-olacak levan-ten ve gayrimüslim entelektüellerin ülkeyi terk etmeleri güzel sanatlarıngündelik yaşamda görünür olma sürecini yavaşlatmıştır. Yine de Osmanlıİmparatorluğu'nun başkentinde kendine has bir plastik sanatlar görgüsüözgün gelenek ve tarihçesiyle yerleşmiştir. Varılan noktada hiç kuşku yokki resim sergilerinin düzenlenmesiyle kazamlan deneyimler plastik sanat-lar alanında Osmanlı' da bir görgü oluşmasına büyük katkı sağlamıştır.

Resim 1: La Turquie, 19 Mart 1873

, "" V:Xr>.'O~l.l.'tO.'.·· ~·",~ itr'tı,y!ı:PfUtTQRE;, AOUA1t~LL~S,p.ESŞINiH

JrfC.) l:T(!. ,

l"q)~';UIted't.'\ 'ltl§ d'heıfctS'~'fJUtıGe tM· t·~l.(i:~~ıdtl; ıı'

~f ~es artistea qui d6sjl'eraieu~~ de,~poserıde~,. tableaux so~t pries d~le$ remettrei'.\usqu'lu1nl (~c~'hmt)is, ell~jfldres'S~~t il

\

if..\.hıııe~ı~n:e[ld.,..".,.•.~.•,d'i.rt'\çt.,..~Ul'.••,••.,.d~i.re.tJPQs..ltt.pıı.,L'ouvertuI'7, de l'expösition ~a.urıı Heui ·le H, avri] pr<.Tehain tv,+~.}te puhMc sera

ıa,dl).}is.~V$le~ jÇJlrs.de4,i\i~O. heu'ıes a la. tur.5jue.;, l~s m.er.cr.cdr et, [sudi serant re-. ser\t es"'pttb s 1e'S'"d't\m~s.

. Bfri;); dt'cııl?' (~lı,ık/lCc 1ı((,ı$ıi~~e.

Resim 2: La Turquie, 19 Nisan 1873

•S. ı. LL.lif duc di! 8nıı Weirnar~l uri-

'l'h ClıosıanıiııuJlle lık;, Yenıiradi, a bord~IJ uııeur ycnaot de Tı1eııle. S. A. etait ~r.-lWlP«'l0iie dıı1'3fJlj~1 AMeu. Mlllflfand:ıill'escadre americaine dans 165 mers du Le-101.

Iffilfwrr-ırlilTMlfôlıınıxprinıee$ pa, SaMajosıe imperiale, ioutlıanı J'agaliıe eı lafral\ll'oite de rouıes Ilis elam" de ['ıımpirc.

06S rtlnseigııenıeııls eue!,s ,QO'IU permtt-ıılın.~·.amJ'm8r <ttt;Il:JI' •• IlIllot ~~. hi~\l$~6(i. II~•.'~~~\I\l$fl~~)lmS. ık!!ı*.••i~b!\(\P1;iı~~ıı& IiOl'f/;lıırıOn(f(jnf <1,1) )Olltııarı.ıı'e.ıı ayant$1111'1dııııU! P3$ ıııisı Mı saM d,es IllQ\ıInro-DOIl'ı;.~Sleıı. i\l1erıırıillls il sa gui$e. (1\ 1165\regreıtalıle (IU'U n'ait pOim ~oi(mdn 165,nol. Itıol ıle foi1\ r~rıeui, daus la JlflCf<lrabul akl/4ilh Iıı Illailre de I'unh'eı·s.

te re.hıcwurdu Typoı est ilj,jıe iı COII-,röler exacıement Le ecnıenu do. articlelSIl'ı,'.il publi" daus. sou journal,

Resim 3: La Turquie, 26 Nisan 1873

II ,Hıl+tıôU iii ır'ıithM ,,,ro

-tUI)U aı lUOp "'!UW ','Utı?,\ JI1t)ltI~ ı>ıııı~pf.:1)J \11»> ';ft)t> ~ı4no.ın \~n.L~ ';<.l!)!l!:lı\( LO ~lJV .;;t,)!) {)

-ct~ ttU" suep a}.J;)\flo 'nolHsodxa,ı<}!u<ırıp 'il~l)un,1 nb ~Hodd!}.ros

';')Jnı::w1!qOJO 1.) o.ı:lli--<.lın,),,! '~Jh'l(l!ad ~P 1I0!l!soıJX;) UU1\1!}(110Pnı UJ!J\flO," upJt!:')()Jd ;W{UJ0090 ,••• 0'1

ı:;J,Uv- 'nyitıı ı;:ft! Kul,ııSOd'l:a

US! SIAeVIJ OZ 'ambınj, eı :v wısaH

Resim 6: 5tamboul, 22 Mayıs 1901