11
Ekonomik Liberalizm ve Finansal Reformların Ekonomik Performansa Etkisi; Türkiye Örneği* Impact of Economic Liberalism and Financial Reforms on Turkey’s Economic Performance *3 Mart 2016, Uluslararası Turgut Özal Sempozyumu’nda yayınlanan “Üretim İçin Sermaye İhtiyacına Turgut Özal Politikaları” başlıklı bildiriden türetilmiştir. ÖZET: Bu çalışmada Özal dönemi olarak bilinen 1980:1990 dönemi, öncesi (1960:1979) ve sonrası (1991:2014) dönemlerde gerçekleşen ekonomik gelişmeler karşılaştırıla- rak incelenmiştir. Özal döneminde alınan kararlar ve mey- dana gelen ekonomik gelişmelerin 1980 yılından başlayarak 1990 yılına kadar olan süreçte nasıl ilerlediği araştırılmıştır. Temel ekonomik göstergeler üç dönem içinde ayrı ayrı ele alınıp, dönemsel değişiklikler vurgulanmıştır Buna ek olarak, çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan TOPSIS yöntemi kullanılarak 1960:1990 yıllarına ait temel ekonomik değişkenler yardımıyla Türkiye ekonomisinin 30 yıllık per- formans değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda 30 yıllık dönemin ekonomik performansı alınan ekonomik veriler doğrultusunda değerlendirildiğinde, ilk on sırada Özal dönemine ait yılların yer aldığı gözlemlenmiştir. Özal döneminin etkileri sonrası döneme de yansıdığından, bu analiz Özal sonrası dönem için gerçekleştirilmemiştir. Özal döneminde uygulanan ekonomi politikaları ve bu politika- ların uygulamalarının gelişimi, sonuçları ve etkileri tartışıl- mıştır. Bu politikaların ana teması serbest piyasa ekonomisi, kamu ve özel sektör paylarının değişimi olarak ele alınabilir. ANAHTAR KELIMELER: Türkiye Ekonomisi, Özal Döne- mi, TOPSIS, Ekonomik Performans. ABSTRACT: In this study; the period 1980:1990 known as Özal Term, was examined by comparing the eco- nomic developments occurred during this period, before Özal Term (1960:1979) and aſter Özal Term (1991: 2014). We also discuss the economic decisions and policies which were taken during Özal Term and economic developments whi- ch had been occurred at the same period. We compare basic macroeconomic parameters for three time periods and find out the main differences between these periods. In addition, another main aspect of this study to examine the economic performance of TURKEY between years 1960 and 1990. We measure this performance by using TOPSIS method, which is one of the multi criteria decision making methods. We men- tioned economic policies applied under the auspices of Özal term and discuss the developments, effects and consequences of these policies. KEYWORDS: Turkish Economy, Özal Term, TOPSIS, Eco- nomic Performance. Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 48

Impact of Economic Liberalism and Financial Reforms on Turkey's Economic Performance

Embed Size (px)

Citation preview

Ekonomik Liberalizm veFinansal Reformların Ekonomik Performansa Etkisi;

Türkiye Örneği*Impact of Economic Liberalism and Financial Reforms on

Turkey’s Economic Performance

*3 Mart 2016, Uluslararası Turgut Özal Sempozyumu’nda yayınlanan “Üretim İçin Sermaye İhtiyacına Turgut Özal Politikaları” başlıklı bildiriden türetilmiştir.

ÖZET: Bu çalışmada Özal dönemi olarak bilinen 1980:1990 dönemi, öncesi (1960:1979) ve sonrası (1991:2014) dönemlerde gerçekleşen ekonomik gelişmeler karşılaştırıla-rak incelenmiştir. Özal döneminde alınan kararlar ve mey-dana gelen ekonomik gelişmelerin 1980 yılından başlayarak 1990 yılına kadar olan süreçte nasıl ilerlediği araştırılmıştır. Temel ekonomik göstergeler üç dönem içinde ayrı ayrı ele alınıp, dönemsel değişiklikler vurgulanmıştır Buna ek olarak, çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan TOPSIS yöntemi kullanılarak 1960:1990 yıllarına ait temel ekonomik değişkenler yardımıyla Türkiye ekonomisinin 30 yıllık per-formans değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu analiz sonucunda 30 yıllık dönemin ekonomik performansı alınan ekonomik veriler doğrultusunda değerlendirildiğinde, ilk on sırada Özal dönemine ait yılların yer aldığı gözlemlenmiştir. Özal döneminin etkileri sonrası döneme de yansıdığından, bu analiz Özal sonrası dönem için gerçekleştirilmemiştir. Özal döneminde uygulanan ekonomi politikaları ve bu politika-ların uygulamalarının gelişimi, sonuçları ve etkileri tartışıl-mıştır. Bu politikaların ana teması serbest piyasa ekonomisi, kamu ve özel sektör paylarının değişimi olarak ele alınabilir. ANAHTAR KELIMELER: Türkiye Ekonomisi, Özal Döne-mi, TOPSIS, Ekonomik Performans.

ABSTRACT: In this study; the period 1980:1990 known as Özal Term, was examined by comparing the eco-nomic developments occurred during this period, before Özal Term (1960:1979) and after Özal Term (1991: 2014). We also discuss the economic decisions and policies which were taken during Özal Term and economic developments whi-ch had been occurred at the same period. We compare basic macroeconomic parameters for three time periods and find out the main differences between these periods. In addition, another main aspect of this study to examine the economic performance of TURKEY between years 1960 and 1990. We measure this performance by using TOPSIS method, which is one of the multi criteria decision making methods. We men-tioned economic policies applied under the auspices of Özal term and discuss the developments, effects and consequences of these policies.KEYWORDS: Turkish Economy, Özal Term, TOPSIS, Eco-nomic Performance.

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 48

1. GİRİŞ Türkiye’nin 1980 yılından önceki yıllarda içinde bulunduğu ekonomik ya-pıda, mevduat oranları ve kredi faiz oran-larının düzenlenmesi ve denetlenmesi kamu denetimindedir. Diğer taraftan aynı dönemde yatırımları teşvik etmek ve ka-munun borçlanma maliyetini azaltmak amacıyla nominal faiz oranları en düşük seviyede tutulmuştur (Kesriyeli, 1997: 4). Bu durum enflasyon oranının yüksel-mesine ve reel faiz oranları genel olarak negatif düzeyde seyretmesine neden ol-muştur. Bu nedenle mevduat faizleri ne-redeyse her zaman enflasyonun altında kalmıştır. 1980’li yıllardan önceki yıllarda Merkez Bankası genel ekonomik politika çerçevesinde faiz oranlarına müdahale-ci bir şekilde sınırlama getirilmeye çalı-şılmıştır. Bu dönemde faaliyet gösteren bankaların görevi para saklama, havale işlemleri, çek ve senet tahsilatından öteye gidememiştir. Bankalar içinde bulunduk-ları bu durumu değiştirebilmek için çok şubeli geniş bir tabana yayılma stratejisi-ne gitmiş ve ek olarak bankalar şube ağ-larını mümkün olduğu kadar genişletme yarışı içerisine girmiştir. Diğer taraftan da aynı dönemde bankalar kaynak sağlamak amacıyla lotaryalar ve promosyon malze-meleri gibi dikkat çekici yöntemleri kul-lanmışlardır. O dönemde en akılda kalıcı promosyon malzemesi ise kumbara ol-muştur. 1980’li yıllara yaklaşıldığında ya-şanan ekonomik ve politik olayların yanı

sıra enflasyondaki ani artışın sonucunda bankacılık sektöründe ciddi bir kaynak sıkıntısı yaşanmıştır. Buna bağlı olarak pi-yasadaki mevcut para ve sermaye banka-cılık sisteminin dışına yönelmiştir. Para ve sermaye daha çok altın, gayrimenkul mal gibi alanlarda değerlendirilmiştir. Merkez Bankasının düşük faiz politikası, faiz oran-larını baskı altına alması ve aynı anda para arzını ekonomik büyümeden bağımsız bir şekilde, aşırı olarak artırması, yüksek enflasyonu kaçınılmaz hale getirmiş, bu durum kaynakların büyük ölçüde yastık altına gitmesine sebep olmuştur (Takım vd.,2012;179-189). Şirket ve banka sahip-liğinin tek bir elde toplandığı bu yıllarda, yerli ve yabancı bankaların mali sisteme katılmasına kısıtlamalar getirilmiştir. Aynı zamanda bu dönemde kamu sektörü bü-yük ölçüde monetizasyon yoluyla finanse edilmiştir (Binay vd., 1998:2). Kısaca, 1980 yılına gelindiğinde neredeyse tüm ekono-mik göstergeler olumsuz yönde gelişme göstermiş, cari işlemler açığı büyümüş, IMF ile ilişkiler olumsuzluğunu korumaya devam etmiş, dış finansman gereksinimi büyümeye devam etmiştir (Altınok vd., 2011) 1980 askeri darbe yıllarının ar-dından Turgut Özal Başbakan olur olmaz tamamen ekonomi üzerine yoğunlaşarak, Türkiye ekonomisinin genel yapısıyla bir-likte dışa açılım konularında yeni uygu-lamaların öncülüğünü yapmıştır. Özal’ın yaptığı ekonomik çalışmaların başında

sabit kur politikasının yerine gerçekçi ve esnek kur politikasına geçiş yer almakta-dır. Kur politikasıyla bağlantılı olarak it-halat rejiminde büyük ölçüde serbestiyet getirilerek yabancı sermayeli bankaların Türkiye’de şube açmaları teşvik edilmiş, ayrıca ticari bankaların döviz piyasaların-daki faaliyetlerini genişletebilmelerine olanak tanıyan düzenlemeler yapılmıştır. Ekonomide liberalizmi savunan ve nere-deyse sosyal ve siyasal bütün iyileştirme-lerin de temelinde ekonomik liberalizmi önemli gören Özal; serbest piyasaya yö-nelik reformları her fırsatta hayata geçir-meye çalışmıştır. Bu dönemlerde Türk pa-rası konvertibl hale getirilmiştir. Devletçi politikalar yerini özel sektörün öncülüğü-ne bırakmış ve bu bağlamda 1986 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) faaliyete geçirilmiştir. 1988 yılında ise ya-bancı yatırımların Türk sermaye piyasasına katılmasına olanak sağlanmıştır (Kazgan, 1995:192-193) (Kazdağlı, 2003:460-463). Ülkeye döviz girişi sağlanması amacıyla ihracat teşvikleri hazırlanarak aynı dö-nemde uygulamaya geçilmiştir. Turgut Özal, 1980 ihtilalinden sonra göreve gelir gelmez ülke ekonomisinin yapısında dü-zenlemeler yaparak, halkın refah seviyesi-ni yükseltmek için çalışmalar yapmıştır. Her şeyin başının ekonomik öz-gürlük olduğunu benimseyen Özal, ben-zer tutumunu düşünce ve ifade özgür-lüğü konusunda da göstermiştir. Özal’a göre “Bir fikri beğenmeyebiliriz,

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 49

ama o fikrin ortadan kalkabilmesi, gene o fikir pazarına gelip, münakaşa edilmesine bağlıdır. Aynen serbest pazarda olduğu gibi… Mallar, nasıl geliyor, en iyisi nasıl bulunuyorsa, fikirler de öyle bir pazara gelecek, o fikir pazarında biz en iyisini bulacağız…” (Duman, 2010:369). Uluç’a göre (2014),Özal’ın düşünce ve ifade öz-gürlüğünü serbest piyasa mantığı ile izah etmesi, ifade ve düşünce özgürlüğünün tarih, din, gelenek ve kültür gibi sosyolo-jik boyutlarını göz ardı ettiğini ve olaya daha çok mühendislik boyutuyla teknik baktığını göstermektedir (Uluç, 2014:107-140). Özal döneminde nüfusun sürekli artış göstermesi ve buna bağlı olarak tü-ketim mallarında üretim kaynaklarının ye-tersiz kalmasından dolayı ithalatın kısmı olarak serbest bırakılmasına ve sanayinin gelişmesine neden olmuştur. 1980 son-rası dönemde meydana gelen ekonomik gelişmeler ve bu gelişmelerin ekonomiye etkisi ikinci bölümde detaylı bir şekilde in-celenmiştir.

2. 1980 SONRASINDA TÜRKİYE EKONOMİSİ Keynesyen sosyal devletçi politi-kalar bütün dünyada 1929 yılında yaşa-nan ekonomik bunalım sonrasında büyük ilgi odağı olmuştur. Başta işsizlik olmak üzere sağlıktan barınmaya ihtiyacına ka-dar bütün kamusal hizmet alanlarında devletin müdahaleci rolünü ön plana çı-karan sosyal adaletçi refah devlet anlayışı, İkinci Dünya Savaşı’ndan 1980’li yılların başına kadar hâkimiyet sürmüştür (Şay-lan, 1995:60-67). Daha çok ikiz açıklar ola-rak adlandırdığımız cari işlemler ve bütçe açığı arasında güçlü bir korelasyon oldu-ğunu savunan Keynesyen yaklaşım, uzun yıllardır cari işlemler ve bütçe açığı sorunu yaşayan Türkiye için de en uygun model gibi görünmektedir. Fakat 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıy-la ”Karma ekonomi düzeni içinde plan, kamu sektörü için emredici, özel sektör için özendirici nitelikte olacak” ilkesi be-nimsenmiştir. 1980 yılına kadar uygula-mada kalan bu ekonomik politikaların sonucunda petrol fiyatlarını çok ciddi şe-

kilde yükselmesine neden olurken, ülke-deki döviz ihtiyacı da artarak 1980 yılında 24 Ocak kararlarının alınmasına neden ol-muştur. 1980’li yılların başından bu yana Türkiye ekonomisini de etkileyen küresel-leşmenin etkisiyle devletin sunmuş oldu-ğu hizmetlerin azaltılması ve Kamu İkti-sadi Teşebbüslerinin (KİT) özelleştirilmesi sürecine girilmiştir (Karakaş, 2008;99-120). KİT’ler yaşanan ekonomik sıkıntıların etki-siyle bütçede yük oluşturmaya başlamış-tır. Bunun üzerine alınan liberal kararlarla KİT’lerin özelleştirilmesine karar verilmiş-tir. Alınan bu özelleştirme kararıyla 1986 yılında 0,8 milyar TL, 1987 yılında 0,3 mil-yar TL, 1988 yılında 38,0 milyar TL, 1989 yılında 300,0 milyar TL ve 1990 yılında ise 1.231,0milyar TL gelir elde edilmiştir. Bu gelirin %40’ı doğrudan halka arz, %35’i İMKB ve %25’i yerli ve yabancı müteşeb-bislere satış olarak gerçekleşmiştir (Özel-leştirme İdaresi Başkanlığı). 1980 yılı ve sonrası Türkiye için finansal sisteminde önemli dönüşümler ve yenilikler meydana gelmiş olup, özel-likle sermaye piyasalarının düzenlenme-sinde daha özenli olarak çalışılmıştır (Öz-bay, 2007;1-60). Sermaye Piyasası Kurulu 1982‘de, sermaye piyasasının güven, açık-lık ve kararlılık içinde çalışması ve tasarruf sahiplerinin yani yatırımcıların hak ve ya-rarlarının korunması ilkelerine dayanarak Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Türkiye’nin ilk düzen-leyici ve denetleyici üst kurulu olan Ser-maye Piyasası Kurulu ilk toplantısını ise 1982 yılında gerçekleştirmiştir. Devlet Ba-kanlığına bağlı ve Ankara merkezli olarak hizmetlerini devam ettiren SPK yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız ola-rak kullanarak faaliyet gösteren, idari ve mali özerkliğe sahip düzenleyici bir kamu kurumudur (www.spk.gov.tr). İstanbul Menkul Kıymetler Bor-sası’nın 1982 yılında temellerinin atılmış olmasına rağmen, ancak 1986 yılı içinde faaliyete başlayabilmiştir. Finansal ser-bestleşme ihtiyatlı bir tempoda sürdü-rülse de, 1988 yılının sonlarına doğru ge-lindiğinde finansal araçlarda çeşitliliğin

artmasıyla bu ürünlerin denetimi de bir hayli zorlaşmıştır (Eştürk, 2006;1-138). Bu nedenle Katma Değer Vergisi (KDV) 1918 yılında Almanya’da, 1954 yılında ise Fran-sa’da uygulanmış ilerleyen yıllarda AB ülkelerinde ve dünya genelinde birçok OECD üyesi ülkede uygulanmaya başla-mıştır. Türkiye’de ise 1985 yılında özel sek-törün isteği ile uygulamaya konmuştur. KDV’nin kabulüyle Türkiye vergi sistemi neredeyse tüketicilerin katkılarına bağ-lı bir hal almıştır. Katma Değer Vergisi; hem üretim hem de tüketim zincirinin her aşamasında, malların ve hizmetlerin satı-şından alınan ve vergi indirimine olanak sağlayan çok aşamalı ve genel bir satış vergisidir. İlk uygulamaya başlandığı dö-nemde sadece tek bir oran üzerinden uy-gulanırken 1996 yılında çok oranlı uygu-lama sistemine geçilmiştir. Uygulamanın başarılı olarak uygulanabilmesi için çeşitli tedbirler alınmıştır. Bu tedbirlerin başında “vergi iadesi” yer almaktadır. Ayrıca ”ihra-cat istisnası” yoluyla, ihracatın artırılma-sıyla döviz girdisini ve Türk malının dünya pazarlarındaki rekabet gücünü artırmayı hedeflemişlerdir. Dünya genelinde bütün ülkeler yurt dışındaki pazarlarda ülkeleri-nin mallarını satmak ve yurt dışı gelirlerini arttırmayı istemekte ve bu yönde kıyasıya rekabet etmektedirler. Bu sebeple KDV uygulamasının olduğu bütün ülkelerde, ihracat vergiden muaf tutulmaktadır (Altı-nok vd, 2011). Türkiye’de seksenli yıllar ile başla-yan aktif dış turizmi zamanla gelişim gös-termiş ve ülke ekonomisine ciddi büyük-lükte katkı sağlayan gelir kaynaklarından biri durumuna gelmiştir. Türkiye bulundu-ğu konum ve sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerle dünya genelinde turistler için popülarite sağlamıştır. Özellikle 1983-1989 yılları arasında Türkiye’ye gelen tu-rist sayısı ve turizm geliri bakımından Türk Dış Turizminin, diğer geleneksel turizm gelirlerine göre artış oranı önceki yıllarla kıyaslandığında çok ciddi oranlarda artış gözlemlenmiştir (Çımat vd., 2003,1-18).Turizmin ekonomik etkisi en büyük faa-liyet alanı olmasına rağmen, Türkiye’de bu alanda planlanan yatırımlar 1983’lü yıllara varıncaya kadar tüm sektörler içe-risindeki en düşük yatırımlar olmuştur (Ağaoğlu, 1994:15). Özal’la başlayan dö-nemde bu alanda yürütülen faaliyetlerin sayısı arttırılmıştır. Yapılan gezici sergilerle Türkiye’nin kültürel özellikleri tanıtılarak

Tablo 1.1. 1981-1994 Yılları Arasındaki Türkiye’nin EkonomikBüyüme Oranları Yıllar 1981-1983 1984-1987 1988 1989-1994Büyüme Oranları 5 6,9 2,1 2,7

Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr)

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 50

yabancı turistlerin ilgisi çekilmeyi hedef-lenmiştir. Tablo 1.1’de Türkiye ekonomisin-de 1981 ve 1994 yılları arsında gerçekle-şen ekonomik büyüme oranları sunul-muştur. Askeri hükümet döneminde ve ilk Özal hükümeti döneminde ekonomide %5’in üzerinde gerçekleşmiştir. İkinci Özal hükümeti döneminde ve Özal’ın Cumhur-başkanlığı yaptığı dönemde bu oran %2 seviyesinde gerçekleşmiştir. 1960:1980 yılları arasında uygu-lanan ekonomik politikalarda tarıma da-yalı büyüme desteklenmiştir. Bunlara ek olarak Özal dönemine gelindiğinde ise meydana gelen ekonomik büyüme daha çok sanayi temeline dayanmaktadır. Bu dönemde tarımsal olarak büyüme gerçek-leşmediği gibi küçülme olmuştur. 1980’li yıllarda ihracata dayalı bir büyüme modeli benimsenmiştir. Bu modelde istihdam ve

yatırımlarda artış meydana gelirken, çalı-şanlara ödenen ücretlerde düşüş meyda-na gelmiştir. Bu dönemi özetlemek gere-kirse, mali piyasa işlemelerinde serbest piyasa esasları geçerli hale gelmiş, kambi-yo kontrol sistemi kademeli olarak kaldı-rılmış, kurlar serbest bırakılmış, Türk Lirası konvertibl hale gelmiş, yurtdışı müteah-hitlik hizmetleri desteklenmiş, sermaye piyasası kurulmuş, sübvansiyonlar kaldı-rılmış (gübre, enerji ve ulaştırma dışında), kamu finansman açığının kapatılması ve finansmanın Merkez Bankası tarafından karşılanmasına son verilmiş, Merkez Ban-kası’nın bağımsızlığı gündeme gelmiş ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmış ve Merkez Bankası bünyesinde “bankalar arası” piyasa oluşturulmuştur (Altınok vd., 2011).

2.1 Nüfus Artışı Türkiye’nin neredeyse her zaman olduğu gibi son yıllarda da temel so-runlarından biri olan hızlı nüfus artışı ve nüfusun belli bölgelerde yoğunlaşması ekonomiği de olumsuz etkilemektedir. Nüfus artışının sorun olarak değerlen-dirilmesinin en önemli nedenleri artan nüfusun gıda, giyim, yakıt, barınma vb. ihtiyaçlarının karşılanması konusunda ya-şanan kıtlık ve artan nüfusun belli bölge-lerde yaşanmasından kaynaklanmaktadır. Bu süreç ülke vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak için üretim, üretim içinse ser-maye ihtiyacı doğurmaktadır.Artan nüfusla birlikte ortaya çıkan başka sorun ise ülkenin yoksulluk seviyesidir. 1980’li yıllarda yoksul vatandaşlar için ne yapılabilir düşüncesiyle yeni yeni kurum-lar ortaya çıkmıştır. Yoksullukla mücadele amacıyla 1986 yılında diğer adı “Fak Fuk Fonu” olan “Sosyal Dayanışma ve Yardım-laşmayı Teşvik Fonu” kurulmuştur. Bu fon vergilerle finanse edilmiştir. Daha sonraki hükümetlerin döneminde fon neredeyse tamamen işlevini yitirmiştir (Buğra, 2008). Türkiye’nin 2000’li yıllardan bu yana yö-netimde bulunan hükümetinin göstermiş olduğu sosyal güvenlik alanındaki çalış-malar daha önceki dönemlerde ki hükü-metlerin yapmış olduğu çalışmalardan daha büyük etkiye sahip olmasına rağ-men yoksulluk sorunu günümüzde hala etkisini devam ettirmektedir. Grafik 2.1, 2.2 ve 2.3’de 1980 Ön-cesi, 1980:1990 Dönemi ve 1990 Sonrası dönem olarak adlandırdığımız üç dönem-de toplam nüfus ve yıllık nüfus artışı gra-fikleri yer almaktadır. 1960:1979 yılları arasında yıllık nüfus artışı ortalama 2,4 olarak görülür-ken, 1980:1990 yıl aralığı için ise bu oran ortalama 2,09 olarak görülmektedir. Gra-fik 2.2’den de görüldüğü üzere bu oran artışı 1987 yılından itibaren bir önceki dö-nemlere oranla azalışa geçmiştir. Bu oran-daki azalış nüfusun azalması değil sadece nüfus artışındaki hızın azalmasına neden olmuştur. Yıllara göre bakıldığında nüfus benzer oranlarda artış olması nüfus artı-şının bir sorun olmadığını göstermez. 30 milyonun %2’si ile 50 milyonun %2’si aynı olmadığı aşikardır. Birbaşka ifade ile nufüs aynı oranda artarken miktarsal olarak aynı şekilde artış olmadığı vurgulanması gere-ken noktalardan biridir.

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 51

1980 yılından bu yana nüfusta mey-dana gelen bu sürekli artış hükümetleri çeşitli iktisadi önlemler almaya mecbur bı-rakmıştır. Nüfusun artması demek daha çok mal üretimine ihtiyaç duyulması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda artan nüfus ar-tan işsizlik sorunu olarak karşımıza çıkmak-tadır. Grafik 2.4’de ise Türkiye’nin 1960 yı-lından itibaren “toplam nüfus” ve “yıllık nü-fus artışı” değerleri özetlenmiştir. Bu grafikte de görüldüğü gibi nüfus hızlı ve neredeyse katlanarak artan bir orana sahiptir. Bu artışın sebebi meydana gelen doğumlar olduğu gibi son zamanlarda komşu ülkelerde mey-dana gelen iç karışıklıklara bağlı olarak yaşa-nan dış göçün etkisidir.

2.2 Enflasyon Oranı Türkiye’de enflasyonla mücadele 1980’li yıllardan beri öncelikli hedef olma-sına karşın Türkiye enflasyonla mücadeleye gerçek anlamda 1984 yılında başlamış fakat yaptığı çalışmalarla enflasyon mücadelesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Türkiye’nin uygulamış olduğu enflasyon-la mücadelede maliye politikası önlemleri kamu kesimi açıklarını geçici dönemler de geçici önlemlerle düşürmekten ve vergi ge-lirlerinde geçici artışlar gerçekleştirmekten öteye gidememiş ve maalesef bu önlemler kalıcı önlemler olarak kabul edilememiştir (Eğilmez, Kumcu, 2002:128). Enflasyon geç-mişten günümüze gelen çözümlenemeyen en büyük problem olarak yerini korumaya devam etmektedir. Grafik 2.5, Grafik 2.6 ve Grafik 2.7 olarak ayırdığımız üç ayrı dönem için grafikler bu durumu açık bir şekilde göz-ler önüne sermektedir. 1980 yılına gelindiğinde artan enf-lasyon ortamında kredi ve mevduat reel faiz oranları devlet tarafından tespit edilmiş ve reel negatif fazi oranları uygulanmıştır (Altı-nok vd, 2011). Grafik 2.7’yi incelediğimizde Özal’ın vefatı ve meydana gelen hükümet değişimi-nin etkisiyle enflasyon oranının Tüketici fiyat-larına olumsuz etkisi olduğunu görmekteyiz. 2002 yılının son aylarında gerçekleşen seçim-lerle gelen hükümet tıpkı Özal hükümetinde olduğu gibi yaptıkları ekonomik reformlar ve sağladıkları güven ortamıyla enflasyonun tü-ketici fiyatlarına olan olumsuz etkisini en aza indirmiştir. Grafik 2.8’de Türkiye’nin 1980:1990 yılları arasındaki enflasyon oranları yer almak-tadır. 1980 yılında gerçekleşen darbe sonra-sında %90’nın üstüne çıkan enflasyon oranı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 52

kurulan yeni hükümetle birlikte yavaş yavaş düşmeye başlamıştır. Resmi olarak 1983 yılında göreve başlayan Özal hükü-meti ilk yıllardan itibaren uyguladığı eko-nomik politikalarla çok etkili bir şekilde enflasyon oranının düşmesini başarmıştır.2.3 Dış Ticaret Alanındaki Yenilik-ler Özal döneminde dış ticaret ala-nında meydana gelen yenilikler dışa açı-lım yönünde olmuştur. İhracat teşvikleri uygulanırken ve ithalat alanında oluşan ılımlı bir liberalleşmenin yanı sıra ithalat kotalarına kısmen daralmalar meydana gelmiştir (Kazgan 1985:383). Artan nüfus-la birlikte daha fazla tüketim malzemesi-nin piyasaya sunulması gerekli olmuştur. Fakat 1980’li yılların başlarında Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum bu üretimi gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip olmadığından yeni çözümler aran-maya başlanmıştır. Bu çözümlerin başında dış ticaret alanında alınan liberal kararlar yer almaktadır. Özal’ın dış politikada ekonomik çıkarlar ve pragmatizmi birleştirdiği asıl adımlar Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ör-gütü (KEİÖ) ve Ekonomik İşbirliği Örgütü-nün (ECO) kurulması ile gerçekleşmiştir. Bu adımlar, Türkiye’nin çok boyutlu politi-ka izlemesine neden olmuştur. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü 1990 yılında kurulmuştur. Bu örgüt Bulgaristan, Ro-manya, Gürcistan, Ukrayna, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Türkiye ve Rus-ya’yı bir araya getirmiştir. Türkiye ve Rusya bir örgütte 200 yıl sonra ilk defa bir araya gelmişlerdir (Aral, 2008;82). Ekonomik İş Birliği Örgütü (ECO) ise 1992 yılında kuru-larak ve yaklaşık 300 milyon insanı bir ara-ya getirerek Özal idealizminin adımlarının atılması hedeflenmiştir. Bu proje Özal’ın Orta Asya ile bütünleşme projesi olarak da bilinmektedir. ECO; tarım, ulaşım, ile-tişim, gümrük tarifeleri konusunda ortak düzenlemeleri kapsamaktaydı. Bu proje kapsamında Orta Asya ülkelerine ve Ame-rika Birleşik Devletlerine yönelik serbest ticaret anlaşmaları teklifleri hazırlandı. An-cak Orta Asya ülkelerinin bu tarz ticari iş-birliğine yönelik tecrübelerinin az olması, bu örgütlerin pasif kalmasına yol açmıştır (Çınar, 2011;1-19). Ekonomik liberalleşme ve dış ticareti arttırmaya yönelik olarak bu dönemde Türkiye birçok ülke ile benzer anlaşmalar yapmıştır. Bu doğrultuda itha-lata yönelik kısıtlamalar kaldırılmış ve ihra-cat teşvikleri uygulamaya konmuştur.

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 53

İhracata yönelik teşvikler 1980:1986 yılları arasında yoğun şekilde uygulanmıştır. 1987 yılından sonra ise bu teşviklerde azalma olmuştur. Grafik 2.9, Grafik 2.10 ve Grafik 2.11 üç farklı dönem için bu durumu özetlemektedir. Grafik 2.14’ü incelediğimizde ithalatın kısmi olarak serbest bırakılmasıyla 1980’li yıl-ların başlarında ithalata yoğun bir ilgi olmuş-tur. Bunun sebebi ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun tam kapasite üretime yetemeyecek durumda olmasıdır. Fakat aynı yıllarda yapılan ihracat teşvikleri sayesinde ihracata da büyük ilgi olmuştur. İthalattaki kısmı serbestiyet ve ihracata uygulanan teş-vikler sayesinde bu iki kalem arasında denge kurulmaya çalışılmıştır.

2.4 Krediler, Faiz Oranları veKur Politikası Askeri rejimin kontrolündeki 1980’li yıllarda kur politikasında değişiklik uygu-lanmıştır. O dönemde meydana gelen deva-lüasyonlardan dolayı günlük kur ayarlama-ları yapılmıştır. Döviz kuru (yabancı paraların

resmi fiyatı) sistemli olarak enflasyon oranının üzerinde değerlerde seyretmiştir. Bu nedenle daha sonraki yıllarda TL yabancı paralar karşı-sında değer kaybetmiştir (Kazgan 1985:383). 1980 sonrasında ekonomide uygulanan istik-rar programlarında hep yüksek faiz politikası uygulanmıştır. 1980 sonrası dönemde oluşabilecek kur risklerinden korunmak amacıyla sabit faiz-li krediler ve sabit faizli yatırım kredileri oluş-turuldu. Faizlerin serbest bırakılmasındaki asıl amaç pozitif faizlerle toplam talebi daraltmak ve yatırımları kontrol altına almaktı (Eştürk, 2006;1-138). Uygulanan yüksek faiz politika-sı firmaları sürekli borçlanmaya itmiştir. Faiz giderlerinde meydana gelen artıştışı, firmalar nihai ürün fiyatlarına yansıtmışlardır. 1980 yılı ve sonrasında uygulanan yüksek faiz politika-sı, fiyat istikrarı ve enflasyon hızında olumlu etki göstermemiştir. Genel olarak bu politika uygulamada başarısız olmuştur. Grafik 2.15’de 1980:1990 döneminde uygulanmaya başlayan serbest ve esnek kur politikasıyla 1980:1990 dönemine ait Döviz Kuruna ait artış oranlarını görmek mümkün-dür. Kur riskinden korunmak ve devalüasyon riskini azaltmak amacıyla Özal döneminde esnek kur politikası izlenmiştir. Fakat ilerleyen dönemlerde yaşanan devalüasyonlardan da anlayacağımız gibi bu kur politikanı da başa-rısız olmuştur.

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 54

2.5 Milli gelir Bir ülkede sosyal barışın sağlan-ması ve korunması adil bir gelir dağılımın-dan geçmektedir. Ve unutulmaması ge-reken bir durum adil gelir dağılımı kendi kendine gerçekleşen bir olgu olmadığıdır. Devlet müdahalesi gerektiren bu durum bir sosyal devlet gerekliliği olarak kabul edilebilir. Türkiye’de yaşanan ve çatışmaya dönüşen birçok olay ve sorunların çözü-mü gelir dağılımının yapısal olarak düzen-lenmesinden geçer (Kuştepeli ve Halaç, 2004;159). Türkiye ekonomisine baktığımız-da, 1980:1990 yıllarında meydana gelen siyasi ve ekonomik gelişmeler neticesinde ve alınan ekonomik tedbirler sonucunda kişi başına düşen milli gelirde yaklaşık olarak %5-%6 oranında büyüme gerçek-leşmiştir. Grafik 2.16’da Milli gelirin 1980 yılında gerçekleşen darbenin etkisiyle ne-gatif sonuç verdiğini görmekteyiz. 1981 yılında ve daha sonraki yıllarda Özal’ın uygulamaya başladığı ekonomik politika-larla birlikte milli gelirde artışın meydana geldiği görülmektedir. 1980 yılında -500$ olan milli gelirin 1990 yılına gelindiğinde %5’lik pozitif bir artışla 2500$ seviyesine geldiği görülmektedir.

3. 1960:1990 TOPSISTürkiye Ekonomik PerformansDeğerlendirmesi Ülke ekonomilerinin performans-ları çeşitli yöntemler kullanılarak değer-lenmekte ve bu yöntemler sayesinde di-ğer ülkelerin ekonomik performansları ile karşılaştırma yapılabilmektedir. Çok Kri-terli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri bir-birinden bağımsız ve çeşitli değişkenlerle ifade edilen ekonomik verilerle ülkeleri ekonomik performansına göre kategori-ze etmek veya mukayese etmek amacıyla kullanılmaktadır. Ülkelerin ekonomik per-formanslarının değerlendirilmesi, ekono-mik değişkenlerinin matematiksel olarak ölçülmesiyle oluşturulmaktadır (Turan vd., 2016;56-66). TOPSIS yöntemi birden fazla seçe-neği belirlenen kriterler yardımıyla en iyi seçeneği bulmak için kullanılan yöntem-dir. TOPSIS yöntemine göre pozitif ideal ve negatif ideal çözüm bulunmaktadır. Bu yöntemde ideal çözüm olarak, pozitif ide-al çözüme en yakın ve negatif ideal çözü-me en uzak seçenek kabul edilmektedir. TOPSIS yönteminde seçeneklerin pozitif

ideal ve negatif ideal çözüm uzaklıklarının hesaplanmasında Öklid uzaklığı metodu kullanılmıştır (Turan vd., 2016;56-66). Baş-ka uzaklık tanımları kullanılarak da farklı sonuçlar elde edilebilir ama hangi uzaklık tanımının kullanılacağı ise değişkenlerin özelliklerine ve yapılarına göre değişmek-tedir. Çalışmanın bu bölümünde çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan TOPSİS yöntemi kullanılarak 1960:1980 dönemi için Türkiye’nin eko-nomik performansı sıralanmıştır. Uygu-lamada bu dönem için elde edilen temel makroekonomik parametreler yardımıyla sıralama gerçekleştirilmiştir. Başka ekono-mik parametreler kullanılarak ya da bu pa-rametrelere farklı ağırlıklar verilerek farklı sonuçlar elde etmek mümkündür. TOPSİS (Technique For Order Pre-ference By Similarity To An Ideal Solution) yöntem gereği değişkenlere belirli ağır-lıklar atanması gerekmektedir. Başka bir ifade ile ülkenin performans değeri bir rastlantısal değişken gibi düşünüldüğün-de, seçmiş olduğumuz rastgele değişke-nin ağırlıklı ortalamasından elde edilen bir değişkendir. Uygulamada kullandı-ğımız rassal değişkeni X_i ile gösterirsek ve ülkenin performans değerini gösteren

değişkeni R_i ile ifade edersek aşağıdaki eşitlikler sağlanır (Turan vd., 2016;56-66). 1960:1990 yılları arasında Türki-ye’nin bazı ekonomik verileri ele alınarak TOPSIS yöntemiyle performans değerlen-dirilmesi yapılmıştır. Bu yöntemle Türki-ye’nin 30 yıllık ekonomik değişkenleri ele alınarak, en iyi ekonomik performansların sergilendiği yıllar tespit edilmiştir. Ekono-mik performans değerlerini ölçmek için seçtiğimiz on iki değişken Tablo 3.1’de su-nulmuştur. Performans değerlerinin belirlen-mesinde, TOPSİS performans değerlen-dirme sisteminin varsayımlarına uygun olan 12 ekonomik değişken kullanılmıştır. Değişken sayısı azaltılıp, çoğaltılarak farklı sonuçlar elde edilmesi mümkündür. Dö-nemin ve değişkenlerin belirlenmesiyle birlikte karar matrisinin boyutu da be-lirlenmiş olur. Bu bilgiler doğrultusunda çalışmada yer alan karar matrisinin satır sayısı 31 (uygulama 31 yıllık dönemi kap-sadığından (1960:1990)) ve sütun sayısı da 12 (ekonomik performansı ölçmek için

seçilen değişken sayısıdır)’dir. Türkiye’nin ekonomik performansı yıllara göre seç-tiğimiz on iki değişken ile değerlendiri-leceğinden, karar matrisinin satırlarında değişkenlerin yıl bazında değerleri bulun-maktadır. Tablo 3.2’deki değerler karar mat-

risi olarak da adlandırılır. Bir sonraki adımda da ka-rar matrisinin normalizas-

yonu gerçekleştirilir. Karar matrisinden elde edilen standart karar matrisi ise Tab-lo 3.3’de yer almaktadır. Standart Karar Matrisi R(m×n)=[Rij] şeklinde oluşturulur. Bir başka ifade ile ilk aşamada oluşturulan karar matrisi yardımıyla, karar matrisine ait normalizasyon işlemi gerçekleştirile-rek aşağıda yer alan standart karar matrisi

elde edilir. Çalışmada 1960:1990 yılları için kullanılan değişkenlerin önem düzeyleri (wi) belirsizlik nedeniyle birbirine eşit ola-rak ele alınmıştır (w1=w2=…=w12=0,08, toplamlarının bir olması gerekmektedir). Farklı önem düzeyleri yani farklı ağırlıklar kullanılarak farklı sonuçlar elde edilebile-ceğinin unutulmaması gerekir. Çalışmada ağırlıkları eşit alarak yaptığımız varsayım tüm değişkenlerin ekonomik performansı

Tablo 3.1 Ekonomik Performans Kriterleri

Notasyon TanımAlınan Resmi Kalkınma Yardımları (Cari USD)

Enflasyon Tüketici Fiyatları (Yıllık %)

Mal ve Hizmet İhracatları (GSYİH %’si)Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (GSYİH %’si)Mal ve Hizmet İthalatları (GSYİH %’si)

Tarım, Katma Değerli (GSYİH %’si)

Endüstri, Katma Değerli (GSYİH %’si)Hizmetler vb., Katma Değerli (GSYİH %’si)

GSYİH Büyüme (Yıllık %)

Kişi Başına Düşen GSYİH (Cari USD)

Nüfus Artışı (Yıllık %)

Mal İthalat ve İhracatı (GSYİH %’si)

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 55

etkileme düzeylerinin aynı olduğu yönün-dedir. Şimdiki adımda değişkenlere atanan önem düzeyleri yardımıyla standart karar matrisinin çarpımı yapılarak, Tablo 3.4’te yer alan ağırlıklandırılmış standart karar matrisi oluşturulur. Ek olarak ağırlıkların karar vericinin faktörlere, kriterlere vereceği

önem doğrultusunda belirlenmesi gerekir, bu değerler karar vericinin sübjektif görü-şüne bağlıdır. Tablo 3.4’de ağırlıklandırılmış stan-dart karar matrisi ile birlikte, pozitif (P+)ve negatif (P-) çözüm kümeleri yer almakta-dır. Pozitif ve negatif çözüm kümelerinin elemanları ağırlıklandırılmış standart karar matrisinin her bir sütununun maksimum ve minimum değerleri hesaplanarak oluş-turulur. Bu adımı gerçekleştirebilmek için öncelikle değerlendirme faktörlerine ilişkin ağırlık değerlerinin belirlenmesi gerekmek-tedir. Bu ağırlıkların karar vericinin faktörle-re, kriterlere vereceği önem doğrultusunda belirlenmesi gerekir, bu değerler karar veri-cinin sübjektif görüşüne bağlıdır (Turan vd., 2016:56-66).Ağırlıklı standart karar matrisinin yardımıyla pozitif ideal çözüm kümesi (P+) oluşturulur.P+ kümesinin elemanları ağırlıklı standart ka-rar matrisinin sütunlarının maksimum değer-lerinden oluşur.

Ağırlıklı standart karar matrisinin yarımıyla pozitif ideal çözüm kümesi (P-) oluşturulur.P- kümesinin elemanları ağırlıklı standart ka-rar matrisinin sütunlarının minumum değer-lerinden oluşur. P+ ve P- n elemanlı kümeler olup, n değeri ise karar matrisinin sütun sa-yısıdır. Bir sonraki adımda bu değerler yardı-mıyla pozitif ideal çözüme olan uzaklıklardan oluşan küme (S+) ve negatif ideal çözüme olan uzaklıklardan oluşan küme (S-) elde edi-lir.

Hesaplanan pozitif ve negatif ayırım kümelerinin yardımıyla yakınlık değerlerinden oluşan C kümesi oluştu-rulur.Bu aşamada her bir alternatifin göreceli sıralaması elde edilir.

C={C1,C2,…,Cm } Her k değeri için, 0≤Ck≤1 aralı-ğında değer almaktadır. Bu değerin 1 ol-

ması ilgili karar noktasının ideal çözüme, 0 olması ilgili karar noktasının negatif ideal çözüme mutlak yakınlığını göster-mektedir. Bu kümelerden elde edilen de-ğerlerle ideal çözüme göreli yakınlık de-ğerlerinden oluşan küme (C) hesaplanır. Sıralamada önceliği en büyük C değeri alır. Uygulamayla hesapladığımız S+,S- ve C değerleri karşılık gelen sıralamayla

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 56

Tablo 3.5’de yer almaktadır. Tablo 3.5 incelendiğinde Türkiye ekonomisinin en iyi performansa sahip olduğu yılları sıralı olarak görebiliriz. En iyi ekonomik performansın sergilendiği yıl 1990 yılıdır. İkinci sırada 1980, üçün-cü sırada ise 1987 yılı yer almaktadır. Bu tabloya göre Türkiye’nin en iyi ekonomik

performans sergilediği ilk on yıl Özal Dö-nemi olarak da adlandırılan 1980:1990 yıl-ları arasında gerçekleştiği görülmektedir. Aynı yöntem ve parametreler kullanılarak 1960:2014 yıl aralığı için yapılan analiz sonucu ise Tablo 3.6’da sunulmuştur. 55 yıllık bu süreç değerlendirildiğinde ilk on

sıralama yılları tamamen değişmiş olduğu gözlemlenmiştir.

4. Sonuç Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde Dünyada yaşanan petrol krizinin etkile-ri yaşanmaya devam ederken, Harekât sonrası Türkiye’ye uygulanan ambargo ülkemizin ekonomik olumsuzluklar yaşa-masına neden olmuştur. Yaşanan bu kriz-

ler, Türk Mali piyasalarını zora sokmakla birlikte, dış ticaret açığı, döviz sıkıntısı gibi

sorunlarında başlıca nedenleri arasında da yer almaktadır. Bu dönemde temel gıda ürünleri-nin yokluğu, artan fiyatlar ülke-

nin temel ekonomik sorunları arasında yer almaktadır. Bu şartlar altında da 24 Ocak Kararları alınmıştır. Turgut Özal’ın 1989 yılında Cum-

hurbaşkanı olması nedeniyle, Özal Dönemi olarak bazı kay-naklar 1983-1989 yıllarını ele

almaktadır. Ancak Turgut Özal’ın 24 Ocak 1980 kararlarındaki rolü ve Cumhurbaş-kanlığı olduktan sonraki dönemde ANAP üzerinde devam eden hâkimiyeti nede-niyle Özal Dönemini 1980:1990 dönemi olarak da kabul edilebilmektedir. Bu ça-lışmada da Özal dönemi olarak ele alı-nan yıllar 1980:1990 yıllarıdır. Turgut Özal yapmış olduğu tüm görevlerle birlikte, gerek Başbakanlığı, gerekse Cumhurbaş-

kanlığı yaptığı yıllarda Türk siyasetine ve bu bağlamda Türk ekonomisine farklı bir çizgi getirmiştir. 1980 öncesi dönemin “Özal Öncesi Dönem” olarak adlandırılma-sı bunun en önemli kanıtlarından biridir. Özal’ın devlet anlayışı daha çok minimal devlet anlayışına benzemektedir. Devle-

tin faaliyet alanını daraltmış olsa da, kamu ve özel sektör pay oranlarının değişmesini sağlamıştır. Özallı yıllar olarak adlandırı-lan dönemde ihracatın teşvik edilmesi ve ihracat prim ödemesi uygulamaları Türki-ye’de bir hayali ihracat patlamasına, yani Türkiye’de olmayan ürünler ihraç edilmiş gibi gösterilerek bu ürünlerin ihracatı nedeniyle devletten ihracat teşvik primi alınması uygulamasına, neden olmuş ve bu da ekonomik anlamda sıkıntılara se-bebiyet vermiştir (Altınok vd., 2011). Daha sonraki yıllarda yapılan düzenlemeler ve

Tablo 3.5: Yıllara Göre TürkiyeEkonomisinin Performans Sıralaması (1960:1990)

Yıl S+ S- C Sıralama

1990 0,0283 0,0762 0,7291 1

1980 0,0511 0,0607 0,5426 2

1987 0,0497 0,0565 0,5321 3

1988 0,0511 0,0568 0,5261 4

1984 0,0545 0,0515 0,4859 5

1981 0,05 0,0448 0,4724 6

1989 0,0583 0,0513 0,4678 7

1986 0,0542 0,0469 0,4642 8

1982 0,0523 0,044 0,4569 9

1985 0,058 0,0479 0,4524 10

1983 0,0569 0,0425 0,4276 11

1979 0,0611 0,0397 0,3939 12

1976 0,0681 0,0408 0,3747 13

1966 0,076 0,0388 0,3378 14

1975 0,0707 0,0335 0,3213 15

1963 0,0762 0,035 0,3149 16

1972 0,0709 0,0316 0,3085 17

1978 0,068 0,0294 0,3018 18

1977 0,0701 0,0294 0,2954 19

1974 0,0723 0,03 0,2935 20

1962 0,0764 0,0284 0,2711 21

1971 0,0728 0,027 0,271 22

1968 0,0785 0,0276 0,2603 23

1964 0,0795 0,0261 0,2471 24

1973 0,0743 0,0242 0,2452 25

1967 0,0776 0,0239 0,2356 26

1969 0,0783 0,022 0,2194 27

1970 0,0778 0,0208 0,2114 28

1965 0,0793 0,0206 0,2065 29

1961 0,0815 0,0202 0,1986 30

1960 0,0861 0,0182 0,1746 31

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 57

denetlemelerle bu sorun ortadan kaldırıl-maya çalışılmıştır. 1983:1991 döneminde özelleştir-me kavramı oluşmuş, 1985 yılında dolay-lı bir vergi türü olan katma değer vergisi eklenerek, vergi gelirlerinin arttırılması sağlanmıştır. Aynı dönemde bireysel ya-tırımcılar ve finans sektörü hisse sene-di yatırımı ile tanışmıştır. Tahvil ve bono piyasalarının oluşması sağlanmış ve bu nedenden dolayı bankalar yeniden yapı-lanmış ve kendi hazine birimlerini oluş-turmuşlardır. Bu dönemde alınan kararlar 1994 krizinin oluşmasına neden olmuştur. Bunlara ek olarak, Özal dönemi Türkiye’nin dünya piyasasına girme mücadelesi için-de olduğu bir dönem olarak ve Türk Mali piyasasının temel yapı taşlarının oluştuğu dönem olarak tarihteki yerini almıştır. Bu çalışmada ele alınan analizle birlikte bir kez daha bu söylemin doğru olduğunu vurgulamaktayız. Çok kriterli karar verme yönetmelerinden biri olan TOPSİS yönte-mi ile Türkiye ekonomisinin performans sıralamasını Özal Öncesi ve Özal Dönemi için makroekonomik değişkenler yardı-mıyla inceledik ve bu inceleme soncunda 31 yıllık (1960:1990) süreçte, ilk on bir sıra-da Özal Dönemine ait yılların yer aldığını tespit ettik. 1960:2014 dönemi için benzer şekilde TOPSIS yöntemi ve benzer para-metreler kullanılarak yapılan analiz so-nucunda ise 2000’li yıllarda daha yüksek ekonomik performans sergilendiği ve 55 yıllık bu süreç değerlendirildiğinde ilk on sıralama yılları tamamen değişmiş oldu-ğu gözlemlenmiştir. Özal’la başlayan ve günümüzde hala devam eden ekonomik reformlar sayesinde Türkiye ekonomisi her geçen daha iyiye gittiği gözlemlen-mektedir. Başka bir açıdan değerlendi-

rildiğinde ise 1960:1990 yılları aralığında Türkiye’nin ekonomik performansına baktığımızda en iyi performansın sağlandığı ilk 10 yıl Özal dönemi olarak tabir ettiğimiz 1980:1990 yılları ara-lığında çıkmaktadır. Yıl aralığını genişlettiğimizde 1960:2014 dönemini ele aldığımızda ise 2004 yılından sonraki 10 yılın en iyi performansa sahip olduğu-nu görmekteyiz. Özal dönemi ile 2003 yılından sonra kurulan hükümet döneminin ekonomik açıdan benzerlik gösterdiği ve ülkenin refah seviyesini yükselt-mek için sürekli ekonomik re-formların yapıldığı öngörülmek-

tedir.

KAYNAKÇA• Ağaoğlu, O. K. (1994) Turizm Yatırımlarında Kaynak

Kullanımı ve Verimlilik Sorunları, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları:520, Ankara.

• Altınok, Tevfik, Eken, Hasan ve Çankaya, Serkan (2011) Küresel Mali Piyasalarda Yeniden Yapılanma ve Türkiye, İstanbul Ticaret Odası Yayınları.

• Aral, Berdal, ” Turkish Politics And International So-ciety During The Özal Decade 1983‐1993”, Middle Eastern Studies, Vol. 37, No.1, januavary 2001,s. 82. Bora, Tanıl, “Turgut Özal”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce: Liberalizm, Ed. Tanıl Bora, Murat Gültekingil, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2005), s. 589-601.

• Binay, Şükrü ve Kunter, Kürşat, Türkiye’de Mali Li-beralleşme Çabalarında Merkez Bankasının Rolü: 1980-1997, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 1998, Tartışma Tebliği No. 9803.

• Buğra, Ayşe (2008), Kapitalizm, Yoksulluk ve Tür-kiye’de Sosyal Politika, Osmanlı Bankası, Arşiv ve Araştırma Merkezi, http://www.obarsiv.com/pdf/ayse_bugra2.pdf

• Çımat, Ali ve Bahar, Ozan (2003), Turizm Sektörü-nün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri Ve Önemi Üze-rine Bir Değerlendirme, Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (6), Sayfa: 1-18.

• Çınar, Yusuf (2011), Turgut Özal Ve Ak Parti Dönemi Türk Dış Politikasına Teorik Bir Bakış Örneği: Liberal Düşüncenin Türk Dış Politikasına Etkisi, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:26, Sayfa:1-19.

• Duman, Zeki, Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Marmara Kulübü Toplantısındaki Konuş-maları, “Geleceğe Bakış” – “Değişim” – (Ankara: Başbakanlık Basımevi, 1992), Turgut Özal, (Ankara: Kadim Yayınları, 2010), s. 369

• Eğilmez, Mahfi ve Kumcu, Ercan (2002), Ekonomi Politikası Teori Ve Türkiye Uygulaması, OM Yayınevi, İstanbul.

• Eştürk, Özlem (2006), Türkiye’de Liberalizm: 1983

- 1989 Turgut Özal Dönemi Örneği, Mustafa Kemal Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, Hatay, Sayfa:1-138

• Şaylan, Gencay (1995), Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi, (Ankara: İmge Kitabevi, 1995), s. 60-67.

• Kazdağlı, Hasan (2003), “Turgut Özal’ın İktisadi Re-formları”, Kim Bu Özal, Ed. İhsan Sezal, İhsan Dağı, (İstanbul: Boyut Kitapları, 2003), s.460-463

• Karakaş, Mehmet (2008), Devletin Düzenleyici Rolü ve Türkiye’de Bağımsız İdari Otoriteler, Maliye Der-gisi, Sayı:154, Ocak-Haziran 2008, Sayfa: 99-120.

• Kazgan, Gülten, (1985), Ekonomide Dışa Açık Büyü-me, Altın Kitaplar, İstanbul

• Kazgan, Gülten (1995),Yeni Ekonomik Düzende Türkiye’nin Yeri, İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi, s. 192-193

• Kesriyeli, Mehtap, 1980’li Yıllardan Günümüze Para Politikası Gelişmeleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Tartışma Tebliği No:97/4, 1997 s.4 Küre-selleşmenin Türkiye Ekonomisine Etkileri, http://www.tcmb.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 23.09.2011).

• Kuştepeli, Yeşim ve Halaç, Umut (2004), Türkiye’ de Genel Gelir Dağılımının Analizi ve İyileştirilmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:6, Sayı:4, Sayfa: 159

• Özbay, Emrah (2007), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda İşlem Gören Şirketlerin Yıllar İtibariyle Şeffaflık Düzeyleri İle Likiditeleri Arasındaki İlişki (1995-2005), İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2007.

• Takım, Abdullah ve İslamoğlu, Mehmet (2012), Ser-best Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Türkiye’de Uygulanan Para Politikaları İle İlgili Tartışmalar, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, C.XIV, S I.

• Turan, Kemal Kağan, Özarı, Çiğdem ve Demir, Esra (2016), 1992-2014 Rusya Ekonomisinin Çok Kriterli Karar Verme Sistemi ile Performans Değerlendiril-mesi, Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kül-tür Dergisi Ayrıntı, Şubat 2016, Sayfa:56- 66

• Uluç, A.Vahap (2014), Liberal-Muhafazakâr Siyaset ve Turgut Özal’ın Siyasi Düşüncesi, Cilt:12, Sayı:23, Sayfa: 107-140.

• Zengin, H. Sevgi, “Muhafazakârlığın ‘Evrimi’: AKP’nin ‘Muhafazakâr Demokrat’ Tasavvuru”, Türki-ye Günlüğü, Sayı: 96, 2009, s. 97-110.

İnternet Kaynakları• T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu, 6362 Sa-

yılı Sermaye Piyasası Kanunu, http://www.spk.gov.tr (Erişim Tarihi: 06.12.2012).

• Türkiye İstatistik Kurumu, İstatistik Göstergeler, (Erişim Tarihi: çevrimiçi), http://www.tuik.gov.tr

• The World Databank, http://databank.worldbank.org/data/home.aspx

• TC Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 30 Aralık 2011,

• http://www.oib.gov.tr/baskanlik/ozellestirme-ki-tap29%203.pdf

Tablo 3.6: Yıllara Göre Türkiye EkonomisininPerformans Sıralaması (1960:2014)

Yıl C Sıralama Yıl C Sıralama

2011 0,7097 1 1995 0,4125 14

2012 0,7081 2 1998 0,4086 15

2013 0,7018 3 2000 0,4039 16

2008 0,6065 4 2003 0,4003 17

2010 0,5862 5 1991 0,3996 18

2009 0,5615 6 2002 0,3923 19

2007 0,5607 7 1994 0,3900 20

2014 0,5597 8 2001 0,3818 21

2006 0,5142 9 1990 0,3816 22

2005 0,4778 10 1999 0,3687 23

2004 0,4457 11 1993 0,3614 24

1997 0,4416 12 1980 0,3452 25

1996 0,4279 13 1992 0,3386 26

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 58