27
T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ ÇOCUKLARDA YARATICI DRAMA Hazırlayan Duygu ESLEK 07110000406 Danışman Prof. Dr. Eda Şeyda AKSEL İZMİR 2014

Çocuklarda Yaratıcı Drama Derlemesi

  • Upload
    ege

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ

EDEBİYAT FAKÜLTESİ

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

ÇOCUKLARDA YARATICI DRAMA

Hazırlayan

Duygu ESLEK

07110000406

Danışman

Prof. Dr. Eda Şeyda AKSEL

İZMİR 2014

GİRİŞ

‘’Duyduğumu unuturum..Gördüğümü hatırlarım..Yaptığımı anlarım’’(Bir Çin atasözü).

Çocukların durumları , olayları kavrayabilmeleri için öncelikle onu

yaşamaları gerekir. Yaşadıktan sonra ise durum ya da olay karşısında ne

yapmaları gerektiğine karar verirler, ve böylelikle yaptıkları şeyi

anlarlar. Yaratıcı drama bunu gerçekleştirmenin önemli yollarından

biridir.

‘’İnsanın insanla giriştiği her tür dolaysız ilişki , etki- tepki alışverişi , araçla oluşan en az bir

etkileşim bile dramatik bir durumdur.Bu durum nesneler arasında bile saptanabilir. Bir

manzarada dramatiklik söz konusu olabilir.’’ (San.,i. (1989). Eğitimde yaratıcı

drama. Ö.Adgüzel, (Ed.), Yaratıcı drama içinde (57-68).Ankara: Naturel

Yayıncılık , akt : Tuluk ,N. ,2004) İnci San ‘a göre yaratıcı drama ;

‘’Doğaçlama , rol oynama , tiyatro ya da drama tekniklerinden

yararlanılarak , bir grup çalışması içinde bireylerin bir yaşantıyı ,

bir olayı , bir fikri kimi zaman bir soyut kavramı ya da bir davranışı ,

eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla , gözlem ,

deneyim , duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği ‘oyunsu süreçlerde

anlamlandırması , canlandırmasıdır.’’ Yaratıcı drama tiyatro

formlarından da yararlanan bir disiplindir.Özünde ‘oyun’ kavramı

bulunur.Ancak drama olgusu tiyatro ya da bir oyunculuk sergilemek de

değildir.Yazılı bir metni yoktur. Sahneye koymak gibi temel bir amacı

olmadığı halde , istenirse yapılan çalışmalar değiştirilmeden gösteriye

sunulabilir.(Tuluk , Pivolka 3(15) , 2004) Norman ‘a göre ise drama ‘’Drama

çağrışımların , duyguların , bilgi ve deneyimlerin özgürleştiği bir ortam sağlanmasıdır.Drama

etkinliği drama yaşantısının somut olarak duyumsanmasıyla kişinin toplumsal, evrensel , moral

etik ve soyut kavramları anlamlandırmasıdır.’’

İlk yaratıcı drama örneği niteliği taşıyan ve bir köy öğretmeni

olan Harriet- Finloy Johnson’a ait uygulamaları görmek mümkün.Bu ilk

drama dersi niteliğindeki uygulama bir tür ‘’make believe play’’(öyleymiş gibi

yapma ) dır. (1911). 1921’ de John Dewey ‘in çocuk merkezli eğitim

anlayışı ve oynayarak davranış geliştirme (acting behavior) , bireyi

edilgenlikten kurtaran , bireyin kendisini ifade etmesinde olanak

sağlayan etkin bir oyun alanı doğuruyordu. Üründen ya da sonuçtan çok ,

sürece önem verilen bu yaklaşımda , yola çocuk oyunlarından çıkılmıştır.

1954’te Peter Slade , Finlay Johnson ‘ın ‘’make believe play’’ ine

doğallık boyutunu da katarak kendiliğindenlik (spontaneity) ögesinin ve

bugün kullandığımız anlamda doğaçlama tekniğinin işin içine girmesine ön

ayak olmuştur. Kendiliğindenlik öğrencide dikkat yoğunluğunu ,

duyarlılığı ve imgeleme gücünü geliştirecekti. Rol yapma değil yapısal

beceri kazanma önemsenmeye başlanmıştı.60 larda ise eğilim kendini bulma

idi.1967’ de Brain Way , sınıfta dramaya duygusal yaşantıları

eklemiştir. Way’in getirdiği ‘’yeni parola ise bireyin bireyselliğini ön

plana çıkarma’’ oldu. .(Tuluk , Pivolka 3(15) , 2004)

Eğitimde yaratıcı dramanın Türkiye’deki tarihine bakacak olursak.

Cumhuriyetin ilk yıllarında İ.Hakkı Baltacıoğlu’nun ‘’okulda tiyatro’’

anlayışı ile daha önce kullanılan dramatizasyon tekniğine getirdiği

yenilikleri görebiliriz. Ancak Türkiye’de çağdaş bir yaklaşımla ele

alındığında tarih 1980’lerin başına rastlar.Bu yıllarda sanat eğitim ve

tiyatro alanlarında İnci San ile Tamer Levent’in çalışmaları dikkat

çekmektedir. Yapılan çalışmalara bağlı olarak Ankara Üniversitesi Eğitim

Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı ve 1990’da Çağdaş Drama

Derneği’nde eğitimde yaratıcı drama çalışmaları başlatılmıştır ve eğitim

fakültelerinin sınıf öğretmenliği ve okulöncesi öğretmenliği

bölümlerinde zorunlu ders olarak yer almıştır. (Öztürk, A. (2001).

Eğitimde - öğretimde yeni bir yaklaşım: Yaratıcı drama. Kurgu Dergisi,

(18), 251-259 akt: Tuluk ,2004)

Yaratıcı Dramanın Ögeleri

‘’Drama Lideri: Çalışmaya rehberlik eden kişidir. Bu lider değişime açık, gelişmeye elverişli , esnek

bir kişiliğe sahip olmalıdır.Mesleki formasyona sahip ,psikoloji , gelişim psikolojisi , tiyatro , müzik

,plastik sanatlar , oyun ve tiyatro pedagojisi gibi alanlarda yeterli olmalıdır.’’

‘’Oyun Grubu: Öğrenmeye istekli ve katılım için gönüllü olmalıdır.’’

‘’Uzam :

Etkin bir kullanım alanıdır.Parke , halı,vb. ayakkabının zorunlu şartlarda çıkarılmadığı her tür

eyleme ve olası gürültülere olanak sağlayan ve gerektiğinde sergileme şansını elde edeceğiniz

mekandır.’’

Yaratıcı Dramaya Ait Bazı Kavramlar

a)Yaratıcılık: Genel olarak yaratıcılık daha önceden kurulmamış

ilişkileri kurabilme ,böylece yeni bir düşünce şeması içinde , yeni

yaşantılar yeni deneyimler yeni düşünceler ve yeni ürünler ortaya koyma

durumudur. (San.,i. (1989). Eğitimde yaratıcı drama. Ö.Adgüzel, (Ed.),

Yaratıcı drama içinde (57-68).Ankara: Naturel Yayıncılık , akt :

Tuluk ,N. ,2004)

Graham Wallis’e göre bu süreç dört ana bölümden oluşur;

1.Hazırlık Dönemi

2. Kuluçka Dönemi

3.Aydınlanma Dönemi

4.Gerçekleşme ve Doğrulama Dönemi

b)Dramatik Oyun: Çocukların çevrelerinde keşfettikleri tüm karakterleri

ve hareketleri taklit ettikleri özgür bir ortamda oynanan oyundur.Oyunun

süresi belli değildir.Temel olarak öykünmeye (taklit) dayanır.Örneğin;

evcilik ,doktorculuk yapılandırılmış çocuk oyunlarıdır.Çocuğun doğal

gelişim evrelerinde ortaya çıkar.

c)Dramatizasyon: Drama gibi bir eylemselleştirmedir.Rol oynama

yöntemiyle iç dramaların görselleştirilmesidir.Bir konu bir olay ya da

bir durumun roller verilmesi yoluyla hareket , mimik , jest ve seslerle

canlandırılmasıdır.

d)Rol Oynama:Film ya da tiyatro oyunundaki karakterlerin aynı biçimde

canlandırılması değildir. Başta öykünme olsa da ama henüz üstlenmemiş

roller üstlenerek yaşamın daha ileriki aşamalarına hazırlanmaktır.

e)Doğaçlama:Genellikle ‘’anında oluşan’’ anlamında kullanılsa da , daha

çok belli bir hazırlık sürecini barındıran doğaçlama ; büyük ölçüde grup

dinamiğinden yararlanılarak oluşturulan rol oynamalar , oyunlar ve

süreçlerdir.

f)İletişim:Bilgi üretme , aktarma ve anlamlandırma sürecidir.İletişim

katılanların bilgi ve sembol üreterek ilettikleri ve bu bilgileri

anlamlamaya yorumlamaya çalıştıkları bir süreçtir. (Dökmen, Ü. (2003).

İletişim çalışmaları ve empati (23). İstanbul: Sistem Yayıncılık akt:

Tuluk, N.,2004)

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA YARATICI DRAMA

Yaratıcı drama çağdaş insanın gereksinimlerini karşılamada ve

yaratıcı bireyi yetiştirmede etkili olabilecek bir yapıya sahip olan

drama; çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkarak,

çeşitli yaşam durumlarını canlandırma, olayları yeniden yaratıp

irdeleme, bu yaşam durumlarından bilgilenme ve öğrenmeye geçme

çalışmalarıdır (Ömeroğlu-Turan ve Can- Yaşar, 1999; San, 1999; Stewing

& Buege, 1994 akt: Yaşar Can ,M.,Aral ,N., 2011) Eğitimin ilk

basamağını oluşturan okul öncesi dönemde ve çocuk eğitiminde

dramatizasyonun yararlı ve geleceğe dönük bir teknik olduğunu

vurgulamaktadır (İsmihan, 1992; Kalkancı, 1991 akt: Yaşar

Can ,M.,Aral ,N., 2011)

1995-2009 yılları arasında yapılan yüksek lisans tezlerinin

çoğunluğunun deneysel çalışma olduğu, okul öncesi dönem çocuklarına

uygulanan drama eğitim programının çocukların; alıcı ve ifade edici dil

gelişimlerinde, sözcük dağarcıklarının gelişiminde, bir sözce

içerisinde kullandıkları sözcük sayısının artışında, çocukların daha

uzun sözceler kullanmalarında, çocukların kullandıkları sıfat ve ad

sayılarının artışında, dili anlama, anlatma ve iletişim becerilerinin

gelişiminde etkili olduğu belirlenmiştir (Cömertpay,2006; Çakır, 2008;

Görgülü, 2009; Koç, 2009; Solmaz, 1997; Uyar, 1995 akt: Yaşar

Can ,M.,Aral ,N., 2011)

Drama etkinlikleri sırasında çocuklar, birbirleri ile konuşmakta,

fikirlerini söylemekte, birlikte hareket etmekte ve ortak bir ürün

çıkartmak için birlikte karar alabilmektedirler.Zaman içerisinde

çocuklar birbirlerini anlamak ve kendilerini ifade etmek için sesini

daha iyi kullanmayı, gramer kurallarına uygun bir şekilde konuşmayı,

başkalarını dinlemeyi, ses tonlamalarını ve mimiklerini kullanmayı

öğrenmektedirler. Drama sürecinde ses, tempo, vurgu, söyleyiş başka

hiçbir konuşma formunda olmadığı kadar kullanılmakta ve

geliştirilmektedir. Çocuklar, öykü oluşturmak veya olayı yönlendirmek

için sorular sorarak, görüşlerini bildirerek, tahminler yürüterek,

açıklamalar yaparak katıldıkları etkinlikler sırasında aktif dinleme

becerilerini geliştirmektedirler. Tüm bu etkinlikler çocuğa konuşma,

düşünme, dinleme, anlatma ve birbiri ile iletişim kurma deneyimleri

sağlayarak dil ve iletişim becerinin gelişimini olumlu yönde

desteklemektedir (Baldvin & Hendy, 1996; Isbell & Raines, 2003;

Önder, 2004; Toye & Prendiville, 2000; Tuğrul, 2006 akt: Yaşar

Can ,M.,Aral ,N., 2011)

Dramanın en güçlü taraflarından biri de grup çalışmasına imkân

tanımasıdır. Dramada, fikir, imge ve hareketler topluluğu oluşturmak

için çocuklar, etkileşime geçerler ve iletişim kurarlar. Drama iletişim

becerilerini zenginleştirmekte ve insan ilişkilerine farklı bakış

açıları sunmaktadır. Etkinlikler sırasında çocuklar, bedenlerini ve

bedenlerinin kapasitelerini fark ederek kullanmakta, duygu ve

düşüncelerini tanımaya başlamaktadırlar. Drama, grup ile birlikte

planlama yapma ve her katılımcıya kendi fikirlerini anlatma fırsatı

sunmaktadır. Grup çalışmalarında, söz ve hareketlere anlam vermeye

başlayan çocuklar, müzakere ve işbirliği içinde çalışma becerileri

kazanmakta, kendi başlarına düşünmeyi ve düşüncelerini açıklama

becerisi geliştirmektedirler. Sürekli grup içinde çalışma,

çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal etkileşime katılımlarını

sağlamaktadır. Dramanın özünde etkileşim, fikir alışverişi ve

işbirliği olduğu için, drama sosyal gelişimi desteklemektedir. Böylece

çocuklar kendileri ile başlayan iletişimi ailesi, yakın çevresi ve

toplum ile kurduğu iletişimlere taşıyarak hayatın bir provasını yapma

fırsatı bulmaktadırlar (Güven, 2006; Hendy & Toon, 2001; Isbell &

Raines, 2003 akt: Yaşar Can ,M.,Aral ,N., 2011)

Çocukların kendi sesini ve doğadaki sesleri algılayıp tanıması

için, drama içerisindeki taklit, dans ve doğaçlama gibi etkinlikler

onların yaşayarak öğrenmelerini sağlamaktadır. Öğrendiği şarkıyı bir

oyun içinde söyleyen çocuk, müziği davranışa dönüştürmekte ve

bedensel estetiği yaratan danslar ile şarkının ritimsel özelliklerini

kavramaktadır. Aynı şekilde çalgı öğretiminde de çocuğun

yaşantılarından yola çıkarak, drama ile verilen eğitim kalıcı ve

etkili olmaktadır. Müzikal etkinlikler ve buna bağlı olarak

drama ile yapılan müzik çalışmaları, çocuğun hayal gücünün, ritim

duygusunun, sesleri ayırt etme ve estetik becerilerinin gelişimi

açısından önemlidir (Mayesky, 2006 akt:Yaşar Can,M.,Aral,N.,2011)

Drama ortamında çocuklar, rol oynarken başkalarının bakış

açısından bakarak insanları anlamada, anlayış ve duyarlılık

geliştirmede daha başarılı hâle gelebilmektedirler. Aynı zamanda

çocuklar bir karakterin kim olduğuna, neden öyle davrandığına, diğer

insanlar ile nasıl ilişki kurduğuna, problemlerini hangi yollarla ele

aldığına karar verirken empati kurmayı da öğrenmektedirler. Çocuklar

değişik roller alarak ve farklı kişiliklere bürünerek kendilerini

ve çevrelerini daha kolay tanıma fırsatı bulmaktadırlar. Böylece,

çevrelerindeki bireylerin bulundukları durumları daha kolay anlayarak

empati becerileri geliştirmektedirler (Brown & Pleydell, 1999; Eratay,

2005; Gönen ve Uyar-Dalkılıç, 2002).

Yaratıcı drama bir anlamda bilişsel gelişim demektir.

Fikirleri uygulamaya koyabilmek ve mevcut durumları sağlıklı

bir şekilde değerlendirebilmek ancak kritik

düşünme ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesi ile mümkündür.

Yaratıcı dramada yaratılan problem durumları ile çocuklar, günlük

yaşamda karşılaştıkları ve karşılaşabilecekleri problemlerin daha

fazla farkında olmaktadırlar. Çocuklar drama etkinlikleri

sırasında, özellikle hareket çalışmalarında sayıları ve saymayı sık

kullanmaktadırlar. Aynı şekilde geometrik şekiller, nesnelerin

şekilleri ile ilgili doğaçlamalarda ve etkinlik öncesi dikkati

yoğunlaştırmak için yapılan sohbetlerde sıklıkla yer almaktadır.

Böylelikle çocuklar bu kavramlara ilişkin yaşantı zenginliklerini

artırmaktadırlar (Yassa, 1997).

Yapılan çalışmalarda yaratıcı drama eğitiminin ve rahatlama

etkinliklerinin çocukların yaratıcılıklarını geliştirmede etkili olduğu

(Erkan, 2005), dramanın çocukların beslenme alışkanlıklarını olumlu

yönde etkilediği (Sütçü, 2006) belirlenmiştir. Ayrıca Karaömerlioğlu

(2010) yaptığı derleme çalışmasında, okul öncesi dönemde uygulanacak

doğaçlama çalışmalarının çocukların bağımsız düşünme yetisinin

gelişmesine, sosyal ve psikolojik duyarlılığının artmasına,

yaratıcılık ve estetik gelişiminin desteklenmesine, hata yapma

korkusundan arınarak yeni olumlu davranışlar geliştirmesine, kendine

olan güvenini kazanmasına, ihtiyaç duyduğu bilgilere ulaşmasına ve onu

kullanmaya istekli olma durumuna gelmesine yardımcı olduğunu

vurgulamıştır.(akt:Yaşar Can,M.,Aral,N.,2011)

Okul öncesi dönem çocuklarının sözel yaratıcılıklarının

gelişiminde (Ömeroğlu, 1990), sosyal duygusal gelişimlerinin

desteklenmesinde (Ceylan, 2009; Kamaraj, 2004), işitsel muhakeme ve

işlem becerilerinin desteklenmesinde (Erbay, 2009), matematik

yeteneğinin desteklenmesinde (Erdoğan, 2006) ve yaratıcı düşünme

becerilerinin gelişiminde (Can-Yaşar, 2009) drama eğitiminin etkili

olduğu belirlenmiştir.(akt:Yaşar Can,M.,Aral,N.,2011)

OKUL ÖNCESİNDE DRAMA VE OYUN

DRAMA

Bireyin hayatında ciddi bir öneme sahip olan okul öncesi dönemde

çocukların öğrendiklerini uygulamaya geçirmelerine yardımcı olan drama,

son yıllarda üzerinde çok durulan alanlardan biridir. Böylesine önemli

bir alanda çocuklara uygulama yapmaları için fırsatlar vermek,

çocukların yaratıcılığını, problem çözme, keşfetme ve güçlüklerle başa

çıkabilme becerilerini geliştirecek, kendilerine güven duymalarını,

özgür ve çok boyutlu düşünebilmelerini sağlayacaktır; çünkü çocuk,

aktif olduğu ortamda daha iyi öğrenmektedir. Dramanın temelinde oyun

bulunmaktadır. Oyun ise çocuğun eğitiminde ve kişilik gelişiminde

önemli bir yer tutmaktadır. Aynı zamanda çocuğun çevresi ile ilişki

kurmasına (sosyal gelişimini destekleyici), duygu (duygusal gelişimini

destekleyici) ve düşüncelerini yansıtmasına (dil gelişimi ve bilişsel

gelişimini destekleyici) yardımcı olmaktadır

(Hazar,2005:12,Ulutaş,A.,Okul öncesi dönemde drama ve oyunun

önemi ,2011,6(4),Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi )

Eğitim amaçlarının gerçekleştirilmesi yani çocuklara istenilen

davranışların, alışkanlıkların ve tutumların kazandırılması için

uygun eğitim tekniklerinden yararlanılması gerekmektedir (Aral,

2000:51). Drama, okul öncesi eğitime büyük katkılar sağlayan eğitim

tekniklerinden biridir. Drama, çocuklarda işbirliği becerisinin

gelişimi için fırsatlar sunmaktadır (Sternberg, 1998). Çocuğun sosyal

gelişimi hızlandıkça kendine güveni artmaktadır. Çocuklarda problem

çözme ve iletişim becerileri gelişmektedir. Drama pasiflikten ziyade

aktif katılımı, bağımsız olmayı, demokratik olmayı, kişinin kendi

becerilerinin farkında olmasını sağlamaktadır.

(Tahta,1999,akt:Ulutaş,A.,2011.)

Ulaş (2008), dramanın kapsamının altı maddeyle açıklanabileceğini öne

sürmüştür:

1-Çocuk dramayla anlamlı içeriği öğrenir.

2- Öğrenme, drama sırasında çocuğun çevreyle etkileşmesi sonucunda

gerçekleşir.

3- Çocuk drama sırasında duyu organlarını çokça kullanmaktadır.

4- Çocukların en iyi şekilde öğrenmeleri yaparak ve yaşayarak öğrenme

yoluyla gerçekleşmektedir.

5- Uyarıcının fazla olduğu drama sürecinde öğrenme, daha kolay ve

kalıcı olmaktadır.

6- Dramadaki aktif katılım, duygusal öğrenmede çok önemlidir.

Dramanın, çocuğun kendini tanımasına ve içinde yaşadığı gerek fiziksel

gerekse sosyal dünyayı öğrenmesine katkıda bulunduğu için önemli olduğu

kabul edilmektedir (Slade, 1995;Önder, 2002:47-48).

Dramanın genel amaçları şu şekilde ifade edilmektedir: (Nixon, 1988; O’Neill, 1990;

Ömeroğlu, 1990; Üstündağ,

1994; Fleming, 1995; Akt: Karadağ, 2005:78)

Yaratıcılık ve estetik gelişimi,

Eleştirel düşünme yeteneği,

Sosyal gelişim ve birlikte çalışma yeteneği,

İletişim becerilerinin gelişimi,

Moral ve manevi değerlerin gelişimi,

Kendini tanıma,

Kendine güven duyma ve karar verme becerisi kazanma,

Sözcük dağarcığını geliştirme yoluyla dil ve iletişim becerileri

kazanma,

İmgeleme gücünü, duygularını ve düşüncelerini geliştirme,

Başkalarını anlama ve hissetme becerilerini geliştirme (empati

kurma),

Farklı olay ve olgularla ilgili deneyim kazanma,

Problem çözme ve karşılaşılan problemleri yeni bir bakış açısıyla

inceleme,

Kazanılan, değiştirilen ya da düzeltilen davranışlar hakkında

bireye bilgi verme,

Hoşlanılmayan durum, olay ya da olgularla nasıl başa çıkılacağını

gösterme,

İçinde yaşanılan dünyayı daha somut olarak görmeyi sağlama,

Soyut kavramları ya da yaşantıları somutlaştırma,

Bireyler arasındaki farklılıklara hoşgörü ile bakabilmeyi

sağlama.

Önder (2003) ve Tuğrul (2003) dramanın faydalarını şu şekilde ifade

etmişlerdir:

1. Bireyde yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirir.

2. Bireyin zihinsel kapasitesini geliştirir.

3. Bireyin kendilik kavramının gelişimine katkıda bulunur.

4. Bireye bağımsız düşünme ve karar verme becerileri kazandırır.

5. Bireyin duygularının farkına varmasına ve bunları ifade edebilmesine

yardımcı olur.

6. Bireyin iletişim becerilerinin gelişmesine olumlu katkılar sağlar.

7. Bireyin sosyal farkındalığının artmasını sağlar.

8. Bireyin empatik becerilerinin artmasına yardımcı olur.

9. Demokrasi eğitimine destek olur.

10. Grup içi süreçlerin olumlu yönde gelişmesine katkı sağlar.

11. Öğretmen ve öğrenciler arasındaki ilişkilerin olumlu hâle gelmesini

sağlar.

12. Öğrencinin genel performansının (bilişsel, duyuşsal ve devinişsel)

gelişmesine katkı sağlar.

13. Özel niteliklere sahip çocukların (zihinsel engelli, bedensel

engelli, duygusal bozukluğu olan çocuklar)

eğitilmesinde önemli katkılar sağlar.

14. Tiyatro sanatına ilginin ve dikkatin geliştirilmesini sağlar.

15. Problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur.

OYUN

Montaigne oyunu, çocukların en gerçek uğraşları; Piaget oyunu, dış

dünyadan alınan uyaranları özümleme ve uyum sistemine yerleştirme yolu

olarak tanımlamıştır (Aral vd., 2001:8). Piaget bazı ölçütler üzerinde

durarak çocuğun gelişimi ve eğitiminde oyun ortamını doğal bir süreç

olarak görmektedir. Bu ölçütler şunlardır: ”Oyun kendi içinde bir

bütündür, doğaçlamadır, eğlenceli bir etkinliktir, belli bir sıra ve

mantık gerektirmez, çatışmalardan uzak, özgür bir ortamdır, içten

güdümlüdür.” (Sevinç, 2004:28 ,akt:Ulutaş ,A.,2011)

Jersild’e göre oyun, çocuğun en ciddi uğraşısıdır. Bu

uğraş sırasında tıpkı yetişkinler gibi güçlerini ve

marifetlerini sergilerler. Okul öncesi dönemdeki çocuk için, içinde

yaşadığı dünyayı, sevgilerini, kıskançlıklarını, mutluluk ve

kırıklıklarını, düşmanlıklarını ve iç çatışmalarını, hayallerini,

düşüncelerini ifade edebilmesi için en uygun dil olarak kabul

edilmektedir (Kamaraj, 2000:177, akt:Ulutaş ,A.,2011)

Oyun, bir yandan çocuğun fiziksel ve zihinsel yapısını geliştirirken,

diğer yandan da onun nesneler dünyasıyla ilişki kurmasını, özgürlük ve

bireysellik kazanmasını sağlayan daha sonra da toplumsallaşmasına

büyük ölçüde yardımcı olan önemli bir etkinliktir (Gürün, 1984, Uluğ,

1999; Ayan, 2009: 8; akt:Ulutaş ,A.,2011)

Drama Oyun İlişkisi

Çocuk tarafından oyun olarak algılanan drama etkinlikleri, diğer

birçok etkinliğe oranla çocuğun ilgisini daha fazla uyandırabilir; bu

nedenle tüm gelişim alanlarında daha iyi bir performans göstermesini

sağlayabilir (Önder,2002: 84). Çocukların dramada hayal ile gerçeği bir

arada kullanarak taklit becerilerini geliştirmeleri oyunun da sürece

dahil olmasını sağlamaktadır. Gerçek ve hayalin bir arada

kullanılabildiği bu iki alanın çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal

ve sosyal gelişimini, yani çok yönlü gelişimini olumlu yönde etkilediği

ve yaratıcılıklarını ortaya çıkarmada çocuklara olumlu katkı sağladığı

araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur.(Ulutaş,A.,Okul öncesi dönemde

drama ve oyunun önemi ,2011,6(4),Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi )

Drama sayesinde çocuklar hem oyun oynamakta hem de olayları,

kavramları ve durumları daha etkili bir şekilde öğrenmektedirler; bu

yüzden dramanın çocuklara oyundan daha fazla yararının olduğu

bilinmektedir (Ömeroğlu vd., 2003:16 ;akt:Ulutaş,A,2011)

İLKÖĞRETİMDE DRAMA

İlköğretimde drama; bir grup çalışmasıdır. Yaparak-yaşayarak

öğrenmenin kalıcı olmasına, ders konularının kolaylaşmasına, soyut

kavramların somutlaştırılmasına, etkin ve anlamlı bir öğrenmenin

sağlanmasına, çalışır (Hatipoğlu, 2006:2). Geleneksel öğrenme anlayışına

bağlı kalınmadan öğrencilerin doğal, zihinsel, ruhsal, sosyal, cinsel ve

fiziksel gelişimlerinin kapasitesini arttırır.

Dramanın Bilişsel Gelişime Etkisi

İlköğretimde ders konularının drama yöntemiyle verilmesi sürecinde

çocukların bilişsel gelişmelerinde belirgin bir şekle artmalar görülür.

Çocuklar dramaya esas olacak olan ders konularıyla ilgili olarak

canlandıracakları roller aracılığıyla bilişsel evrelerinde derinlikler

kazanır. Konu ile bağlantılı olan nesneler, olaylar ve olguları

grup arkadaşları aracılığıyla doğru ve olumlu değerlendirmelere

ulaşabilirler. Bu durum aynı zamanda bilişsel gelişim evresinin de bir

sonucudur. Drama bu evrenin doğru olarak değerlendirmesine, bir çok

soyut ve somut kavramların doğru olarak algılanmasına katkıda

bulunur.(Karakaya,N., GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 1(2007) 103-139

İlköğretimde Drama ve Örnek Bir Uygulama)

Dramanın Duygusal Gelişime Etkisi

İlköğretim çağı çocuklarda duygusal tepkiler öğrenme ve olgunlaşma ile

beraber farklılıklar gösterebilir. Çocuğun içinde yaşadığı ortam ve

şartlar, iç salgı bezleri duygusal gelişimde önemli rol oynarlar.

Çocuklara ilgi, sevgi ve güven içinde bir ortam sunulabilir. Çocukların

duygusal gelişimi olumlu bir gelişim izleyebilir. Drama, çocukların

olumlu, duygusal gelişimlerinin sağlanmasında önemli bir

göreve üstlenmiştir. Drama ile öğretimde çocuklar yaparak-yaşayarak bir

öğrenme sürecine tabi olurlarken diğer yönden de canlandırdığı rol ile

beraber arkadaş grupları ile olan ilişkilerinden de etkilenerek bir

çok olumsuz tutum ve davranışlarından da arınmış olacaklardır. Çünkü;

dramada, sürekli olarak bir etkileşim ve aktivite vardır. Çocuklar,

canlandırdıkları rollerle bu sürecin bizzat içindedirler. .(Karakaya,N.,

GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 1(2007) 103-139 İlköğretimde Drama ve

Örnek Bir Uygulama)

Dramanın Sosyal Gelişime Etkisi

Sosyal gelişim, insanın içinde bulunduğu toplumun kendisinden beklediği

yada yapmasını istemediği davranışlarını yapacak şekilde gelişmesine

sağlanmasıyla ilgili süreçleri kapsar. (Acun; Gülay, 1992:66; akt:

Karakaya,N.,2007.) Sosyal yaşantılar, çocukların sosyalleşmesinde toplum

adamı olmasında önemli yer tutar. Çocuklar drama etkinlikleri ile

canlandıracağı rollerle hayatı drama içerisinde test ederek kendilerini

şekillendirebilirler. Drama yoluyla çocuklar aynı zamanda

toplumsallaşmayı da öğrenir. Gerçek hayatta kazanılan olumlu ve

olumsuz nitelikler drama içerisinde sınanarak olumlu niteliklerin

kazanılmasına çalışılır.

Psikomotor Gelişime Etkisi

Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte, beyin ve

omurilik gelişimi sonucunda organizmanın isteme bağlı olarak

hareketlilik kazanmasıdır. (Karadağ; Çalışkan, 2005:25 ,

akt:Karakaya,N.,2007)

Daha önce hiç görmediği, denemediği, kendisine tamamen yabancı

olan bir drama etkinliği ile karşı karşıya gelen çocuklar, drama

grubu içinde arkadaşları ile birlikte daha kolay yapabilirler.

(Poyraz, 1999:41 akt:Karakaya,N.,2007). Drama sayesinde

psikomotor becerileri, gücü, tepkisi, dikkati artar, küçük kaslar

denetim altına alınır, organları eş güdüm ve denge, hareketlerde

esneklik ve çeviklik sağlanır. (Seyrek; Sun, 1991:51-53

akt:Karakaya,N.,2007 )

Fiziksel Gelişime Etkisi

Fiziksel gelişme, düzenli, uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi

kapsamaktadır. Drama etkinliklerinde çocuğun canlandırdığı rollere göre

bazı hareketleri sürekli olarak tekrarlaması onun doğal olarak kas

gelişimini hızlandıracak ve güçlendirecektir. Dramadaki hareketlilik

öncelikle solunum, dolaşım, sindirim sistemini olumlu olarak

etkilenmekte ve iç salgı bezlerinin daha fazla salgılama yapmasına

katkıda bulunarak çocuğun fiziksel gelişimini hızlandıracaktır. Her

şeyden önce beslenme için aldığı kaloriyi hareketlerle tükettiğinden

dolayı sağlıklı beslenmesine yardımcı olacaktır. .(Karakaya,N., GÜ,

Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 1(2007) 103-139 İlköğretimde Drama ve Örnek

Bir Uygulama)

Doğal gelişim süreci içinde iştahı yerinde olan çocuk aldığı

besinleri hareketlerle ve dramada canlandırdığı rol’le birleştirdiği

zaman; .(Karakaya,N., GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 1(2007) 103-139

İlköğretimde Drama ve Örnek Bir Uygulama)

• Adale ve tendonlarında güçlenme,

• Kuvvet, dayanıklılık ve çabukluk,

• Kemik yapısı ve eklemlerde güçlenme ve gelişme,

• Organizmada bağışıklık sisteminde gelişme,

• Bedeni çalıştırma,

• Kan dolaşımında hızlanma,

• Dokuların daha fazla besin almasını sağlama,

• Solunumda hızlanma,

Cinsel Gelişime Etkisi

Ülkemizde pek çok ana-baba, toplumumuzun kültürel yapısı nedeniyle

cinselliği bir tabu olarak görüp algılamaktadırlar. Oysa insan

doğumdan itibaren cinsiyetini tanımaya, cinse özgü hareket ve

kişilik kazanmaya, ergenlikte ise fizyolojik olarak büyüme ve salgı

bezlerinin devreye girmesi ile cinselliğe ilgi duymaya başlarlar.

İşte bu büyüme döngüsünün içinde çocuk şekillenip yoğrulurken

kafasında beliren sorulara doğru cevaplar bulması çok önemlidir.

Çocuğun bu dönemdeki cinsellikle ilgili sorularına mantıklı, bilimsel

ve doğru cevaplar verilmesi aile ve eğitim kurumlarının rehberlikte

bulunmasına bağlıdır. Aksi taktirde çocuklar, cinsel karmaşıklı bir

döneme hazırlamış olurlar. Bu durumda çocuklar ergenliğe özgü bunalım

ve hatalara düşebilirler (Başaran,1976:43 akt:Karakaya,N.,2007 )

Çocuk canlı ve hareketlidir. Enerjiktir, fiziki yönden

güçlenmiştir. Bu çocuklara drama yöntemi ile eğitim ve öğretim

verildiğinde öğrenciler, özellikle sosyal içerikli ders konularında

üstlendikleri rollere uygun canlandırma yaptıklarında cinsel gelişimle

ilgili olumsuz tutum ve davranışlar olumlu yöne dönüşebilir. Hayat

Bilgisi, Sosyal Bilgiler ve Türkçe derslerindeki aile, arkadaş,

toplum, iş v. b. gibi konularda çocuğun canlandıracağı

rollerle cinsel kimliğe kavuşabilirler. Böylece çocuklar drama yöntemi

ile yapılan öğretimlerde; .(Karakaya,N., GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27,

Sayı 1(2007) 103-139 İlköğretimde Drama ve Örnek Bir Uygulama)

• Aile hayatını

kavrarlar

• Soyut düşüncelerini

geliştirirler

• İyi ile doğruyu, kötü ile yanlışı seçme

yeteneğini geliştirirler

• Kelime haznelerini

zenginleştirirler.

• Beğenilme duygularını ön plana

çıkarırlar.

• Enerjilerini olumlu yönde

kullanırlar.

• Arkadaş gruplarına

katılırlar.

• İleriki yaşlarda sağlıklı bir kadın ve erkek olabilme

becerisine ulaşırlar.

• Sorunlarını araştırarak

çözümleyebilirler.

• Sağlıklı cinsel gelişim evresini başarı ile geçirerek

sağlıklı birey olurlar

• Aşırı duygusallıktan

kurtulurlar.

ERGENLERDE YARATICI DRAMA

Araştırmalar genel olarak değerlendirildiğinde, yapıcı çatışma çözme

becerisi kazandırmaya yönelik

hazırlanan programlar, ergenlerin çatışmaya gösterdikleri tepkilerde

olumlu bir sonuca yol açarak onların yapıcı çatışma çözme becerisini

kazanmalarını sağlamıştır. Bunun yanında ergenlerin saldırgan

davranışlarını azalttığı, fiziksel şiddeti azalttığı, okuldan

uzaklaştırma almalarını azalttığı ayrıca akademik

başarıyı arttırdığı ve okulda genel olarak olumlu bir atmosferin

sağlandığı sonuçlarına ulaşılmıştır (Daunic, Smith, Robinson, Miller ve

Landry, 2000;Breunlin, Cimmarusti, Bryant-Edwards, Hetherington, 2002;

Stevahn, Johnson, Johnson, Schultz, 2002; Cottrell, 2002; Lane-Garon ve

Richardson, 2003; Scott,

2003; Aktaran; Güner, 2007; Johnson ve Johnson, 2004; Stevahn,

2004;Sukhodolsky, Kassinove, Gorman, 2004; Stevahn, Munger, Kealey, 2005

,akt: Gündoğdu ,R.,Izgar,H.,2010).

Yurt dışında yapılan araştırmalar incelendiğinde yaratıcı dramanın

atılganlık düzeyine, yaratıcılığa, sosyal beceriye, problem çözme

becerilerine, kendini ve diğerlerini tanımaya, empatiye, sosyal-duygusal

gelişime olumlu yönde etkisi olduğu bunun yanında saldırganlık ve şiddet

düzeylerinin azaltılmasında da

etkisi olduğu görülmektedir (Bailey, 1997; Jackson ve Bynum, 1997;

Emunah,1997; Walsh-Bowers ve Basso, 1999; Yassa, 1999; Taylor, 2000;

Pomerantz, 2003; Danner, 2003; Aktaran; Çalışkan-Çoban, 2007; Smeijsters

ve Cleven,2006; Fong, 2006 ,akt: Gündoğdu ,R.,Izgar,H.,2010).

YDTÇÇP’nın uygulandığı deney grubu ergenler, plasebo ve kontrol grubunda

yer alan ergenlerle karşılaştırıldığında ÇÇDBÖ alt ölçeği saldırganlık

ön test-son test puan ortalamaları arasında deney grubu lehine anlamlı

bir fark bulunmuştur. Bu bulgu YDTÇÇP’nın deney grubundaki ergenlerin

saldırganlık puanlarını azaltmada etkili olduğunu göstermektedir. Bu

etkinin son ölçümden 2 ay sonra

yapılan izleme testi ölçümünde de devam ettiği görülmektedir.

(Gündoğdu,R.,Izgar,H., 2010 , Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 30, Sayfa

81-100 Yaratıcı drama temelli çatışma çözme becerisine etkisi )

Lyon tarafından yapılan araştırmadaki eğitici programın başarılı olması

için grupların altı haftadan uzun olmyjası hatta bir dönemin tümünü

kapsaması gerektiğini belirtmektedir. Çatışmaların yapıcı bir şekilde en

iyi biçimde çözümlenebilmesi için tüm yıla dağıtılmış eğitim

seanslarının yaygınlaşmasıyla

mümkün olacağı ifade edilmiştir (Johnson ve Johnson, 2004; Woody, 2001;

Scott, 2003: Aktaran: Güner, 2007 akt: Gündoğdu ,R.,Izgar,H.,2010).

KAYNAKÇA

Can Yaşar ,M., Aral,N., (2011) Türkiye’de Okul Öncesinde Drama Alanında

Yapılan Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi , Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Dergisi 22(11) ,70-90.

Gündoğdu ,R.,Izgar ,H., (2010) Yaratıcı Drama Temelli Çatışma Çözme

Programının Ergenlerin Çatışma Çöze Becerisine Etkisi , Ahmet Keleşoğlu Eğitim

Fakültesi Dergisi 30 , 81-100.

Karakay,N. (2007) İlköğretimde Drama ve Bir Örnek Uygulama , Gazi Eğitim Fakültesi

Dergisi 1(27) , 103-139

Tuluk,N. (2004) Yaratıcı Drama ,Pivolka 15(3) , 10-12.

Ulutaş ,A. (2011) Okul Öncesi Dönemde Drama ve Oyunun Önemi , Adıyaman

Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi 6(4) , 232-242.