8
CBS TEKNOLOJİLERİNİN HAVZA SINIRLARININ BELİRLENMESİNDE KARAR DESTEK MEKANİZMASI OLARAK KULLANILMASI Gökalp KÖSEOĞLU 1 , Burcu ÖZDEMİR 2 ÖZET Çalışmanın amacı sayısal yükseklik verisi (SYM-DEM) kullanılarak tanımlı bir bölgenin topografik ve hidrolojik özelliklerinin belirlenmesi, havza yönetimi planlarında karar destek mekanizması olarak kullanılmasıdır. Çalışmada Aster uydusu verilerinden üretilen GDEM verisi kullanılmıştır. Veri 30 mt. çözünürlüklü gridlerden oluşmaktadır. Çalışmanın örneklemi olarak Rize ilinin kapsadığı alan seçilmiştir. Yöntem olarak ArcGIS de kullanılan matematiksel modellerle, DEM verisinden eğim, yükseklik, analizleri sonucunda akarsu ve havza alanlarının tespit edilmesi için hidroloji modellemesi yapılmıştır. Akarsuların birleşme noktaları tespit edilmiş ve hatlar bu birleşme noktaları kullanılarak strahler metodu ile sınıflandırılmıştır. Elde edilen Akarsu akış yönleri verisi kullanılarak Rize’deki havza sınırlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Doğru ve güvenilir bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmak, tahmin, koruma ve planlama çalışmaları için CBS teknolojileri daha etkin ve görsel bir sistem sunmaktadır. CBS’nin tüm değişken ve parametrelerin ortak bir sistemde entegrasyonunu sağlanması, havza yönetiminin geniş kapsamlı planlama özelliğini beslemektedir. Anahtar Kelimeler: CBS, Uzaktan Algılama, Sayısal Yükseklik Modeli, Havza Tespiti, Ekolojik Planlama 1. GİRİŞ Hızlı nüfus artışı ile paralel olarak artan kentsel yayılma doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kaynak kullanımını önemli bir konu haline getirmiştir. Havzalar; su kalitesi, su rezervi, su canlıları ve birçok yaban hayat ortamı gibi doğal kaynak konuları için uygun planlama birimi olarak ortaya çıkmaktadır.(Williams vd., 1997). Havzalar sadece doğal kaynakları koruma için değil aynı zamanda yaşanabilecek doğal afetlerdeki fiziki ve beşeri kayıpları önlemek için de uygun bir planlama ölçeğidir. Çalışma alanı olarak seçilen Rize ili, Doğu Karedeniz bölgesinde yer almaktadır. WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı, 2006) verilerine göre Doğu Karadeniz Bölgesi, barındırdığı biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın önemli 200 ekolojik bölgesinden biri olan Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nin Türkiye kısmını oluşturmaktadır. Buna rağmen Atasoy’a (2009) göre önemli tehditler ve sorunlar mevcuttur. Burada en önemli neden, doğal alanlarda sürdürülebilir uygulamaları şekillendirecek bütüncül planlama yaklaşımını destekleyen mekanizmasının eksikliğidir (Atasoy vd., 2009) Dolayısıyla doğal kaynaklar plansızca kullanılarak hem doğal alanlar hem de bu doğal alanlarla birebir ilişkili olan beşeri yaşam da zarar görmektedir. Bu nedenledir ki, havzalara bütünsel olarak bakmanın ve havza planlamanın temel ilkeleri olarak tanımlanan; bütünsellik, entegrasyon (uyum), yerel halk desteği, dinamik planlama mantığı, ekolojik risk analizinin, karar destek aşamasında yer alması gerekliliği akademik çalışmalarda ve bunu baz alan araştırmalarla vurgulanmıştır (Hızal vd., 2008). Havzaların sürdürülebilir yönetilmesi için, elde edilebilir en iyi fiziki çevre, doğal çevre ve beşeri çevre verilerine ihtiyaç vardır ve bu bilgilerin tanımlanması, toplanması, işlenerek bilgiye dönüştürülmesi, analiz ve sentezlerinin oluşturulması ayrıntılı ve kapsamlı çalışmalar sonucunda oluşmalıdır (Gönenç ve Wolflin, 2004). Havzaların sürdürülebilir yönetiminin gerçekleştirilmesi için karar destek sistemlerinin (KDS) alansal bir tabana göre oluşturulması gereklidir (Terwilliger ve Wolflin, 2005). Bu mekanizmanın etkin çalışabilmesi için, konumsal bazlı grafiksel ve grafiksel olmayan verilerin bir biriyle ilişkili bir şekilde bilgiye dönüştürüldüğü, çeşitli analiz ve sorgulamalara cevap verebilecek, mevcut durumu ve olası senaryo bilgilerini görsel olarak da sağlayabilecek, konumsal bir bilgi sistemine ihtiyaç vardır. Gelişen coğrafi bilgi sistem teknolojileri ile birlikte özellikle çevresel değerlendirme ve planlamayla ilgili karar destek problemleriyle başa çıkmak için CBS ve KDM ortak bir strateji haline gelmektedir (Geneletti 2004) (Thomas, 2002) (Joerin vd., 2001) (Herwijnen, 1999) (Keisler ve Sundell, 1997). Coğrafi bilgiyi toplamak için ideal bir veri kaynağı olan uzaktan algılama yöntemleri (Sabins, 2000), havza alanlarının tespitinde CBS için gerekli olan topografik yüzey verilerini sağlamaktadır. 1 Yıldız Teknik Üniversitesi, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yüksek Lisans Programı, Türkiye 2 İstanbul Teknik Üniversitesi, Coğrafi Bilgi Teknolojileri Yüksek Lisans Programı, Türkiye CoørafyacÖlar Derneøi YÖllÖk Kongresi Bildiriler KitabÖ 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, ùstanbul 238

CBS TEKNOLOJİLERİNİN HAVZA SINIRLARININ BELİRLENMESİNDE KARAR DESTEK MEKANİZMASI OLARAK KULLANILMASI

Embed Size (px)

Citation preview

CBS TEKNOLOJİLERİNİN HAVZA SINIRLARININ BELİRLENMESİNDE KARAR DESTEK MEKANİZMASI OLARAK

KULLANILMASI

Gökalp KÖSEOĞLU1, Burcu ÖZDEMİR2

ÖZET Çalışmanın amacı sayısal yükseklik verisi (SYM-DEM) kullanılarak tanımlı bir bölgenin topografik ve hidrolojik özelliklerinin belirlenmesi, havza yönetimi planlarında karar destek mekanizması olarak kullanılmasıdır. Çalışmada Aster uydusu verilerinden üretilen GDEM verisi kullanılmıştır. Veri 30 mt. çözünürlüklü gridlerden oluşmaktadır. Çalışmanın örneklemi olarak Rize ilinin kapsadığı alan seçilmiştir. Yöntem olarak ArcGIS de kullanılan matematiksel modellerle, DEM verisinden eğim, yükseklik, analizleri sonucunda akarsu ve havza alanlarının tespit edilmesi için hidroloji modellemesi yapılmıştır. Akarsuların birleşme noktaları tespit edilmiş ve hatlar bu birleşme noktaları kullanılarak strahler metodu ile sınıflandırılmıştır. Elde edilen Akarsu akış yönleri verisi kullanılarak Rize’deki havza sınırlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Doğru ve güvenilir bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmak, tahmin, koruma ve planlama çalışmaları için CBS teknolojileri daha etkin ve görsel bir sistem sunmaktadır. CBS’nin tüm değişken ve parametrelerin ortak bir sistemde entegrasyonunu sağlanması, havza yönetiminin geniş kapsamlı planlama özelliğini beslemektedir.

Anahtar Kelimeler: CBS, Uzaktan Algılama, Sayısal Yükseklik Modeli, Havza Tespiti, Ekolojik Planlama

1. GİRİŞ Hızlı nüfus artışı ile paralel olarak artan kentsel yayılma doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kaynak kullanımını önemli bir konu haline getirmiştir. Havzalar; su kalitesi, su rezervi, su canlıları ve birçok yaban hayat ortamı gibi doğal kaynak konuları için uygun planlama birimi olarak ortaya çıkmaktadır.(Williams vd., 1997). Havzalar sadece doğal kaynakları koruma için değil aynı zamanda yaşanabilecek doğal afetlerdeki fiziki ve beşeri kayıpları önlemek için de uygun bir planlama ölçeğidir.

Çalışma alanı olarak seçilen Rize ili, Doğu Karedeniz bölgesinde yer almaktadır. WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı, 2006) verilerine göre Doğu Karadeniz Bölgesi, barındırdığı biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın önemli 200 ekolojik bölgesinden biri olan Kafkasya Ekolojik Bölgesi’nin Türkiye kısmını oluşturmaktadır. Buna rağmen Atasoy’a (2009) göre önemli tehditler ve sorunlar mevcuttur. Burada en önemli neden, doğal alanlarda sürdürülebilir uygulamaları şekillendirecek bütüncül planlama yaklaşımını destekleyen mekanizmasının eksikliğidir (Atasoy vd., 2009)

Dolayısıyla doğal kaynaklar plansızca kullanılarak hem doğal alanlar hem de bu doğal alanlarla birebir ilişkili olan beşeri yaşam da zarar görmektedir. Bu nedenledir ki, havzalara bütünsel olarak bakmanın ve havza planlamanın temel ilkeleri olarak tanımlanan; bütünsellik, entegrasyon (uyum), yerel halk desteği, dinamik planlama mantığı, ekolojik risk analizinin, karar destek aşamasında yer alması gerekliliği akademik çalışmalarda ve bunu baz alan araştırmalarla vurgulanmıştır (Hızal vd., 2008). Havzaların sürdürülebilir yönetilmesi için, elde edilebilir en iyi fiziki çevre, doğal çevre ve beşeri çevre verilerine ihtiyaç vardır ve bu bilgilerin tanımlanması, toplanması, işlenerek bilgiye dönüştürülmesi, analiz ve sentezlerinin oluşturulması ayrıntılı ve kapsamlı çalışmalar sonucunda oluşmalıdır (Gönenç ve Wolflin, 2004). Havzaların sürdürülebilir yönetiminin gerçekleştirilmesi için karar destek sistemlerinin (KDS) alansal bir tabana göre oluşturulması gereklidir (Terwilliger ve Wolflin, 2005). Bu mekanizmanın etkin çalışabilmesi için, konumsal bazlı grafiksel ve grafiksel olmayan verilerin bir biriyle ilişkili bir şekilde bilgiye dönüştürüldüğü, çeşitli analiz ve sorgulamalara cevap verebilecek, mevcut durumu ve olası senaryo bilgilerini görsel olarak da sağlayabilecek, konumsal bir bilgi sistemine ihtiyaç vardır. Gelişen coğrafi bilgi sistem teknolojileri ile birlikte özellikle çevresel değerlendirme ve planlamayla ilgili karar destek problemleriyle başa çıkmak için CBS ve KDM ortak bir strateji haline gelmektedir (Geneletti 2004) (Thomas, 2002) (Joerin vd., 2001) (Herwijnen, 1999) (Keisler ve Sundell, 1997). Coğrafi bilgiyi toplamak için ideal bir veri kaynağı olan uzaktan algılama yöntemleri (Sabins, 2000), havza alanlarının tespitinde CBS için gerekli olan topografik yüzey verilerini sağlamaktadır. 1Yıldız Teknik Üniversitesi, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yüksek Lisans Programı, Türkiye 2 İstanbul Teknik Üniversitesi, Coğrafi Bilgi Teknolojileri Yüksek Lisans Programı, Türkiye

CoørafyacÖlar Derneøi YÖllÖk Kongresi Bildiriler KitabÖ 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, ùstanbul

238

Topografik bir yüzeyin yaygın olarak uygulamalarda sayısal kullanımı, sayısal yükseklik modeli(SYM – DEM) dir. SYM’lerin genel olarak temsili raster formatta (düzenli yükseklik noktalarından oluşan hücresel/grid formatta) ya da üçgenleme metoduyla bağlanmış rastgele yükseklik noktalarının kümesi (TIN)şeklindedir (Demirkesen, 2003).

Hücresel SYM üzerine uygulanan harita cebirinin hidrolojik global fonksiyonları sayesinde, akarsu drenejanın hücresel temsili, akarsu ağını oluşturan düğüm noktaları, iç ve dış dalların belirlenmesi, sayısal yükseklik modelinden kaynaklanan hataların giderilmesi, akış yönünün belirlenmesi, havza ve alt havzaların alanlarının tespiti yapılabilmektedir (DeMers, 2002). Bu teknikler, genellikle raster özellikli veri üzerindeki bir hücre ile ilişkili komşu sekiz hücrenin değerlerini esas alan komşuluk işlemlerine dayalıdır (Aslan vd., 2004).

Bu çalışmada amaç, Rize iline ait uydu görüntüsünden üretilen hücresel SYM verisi kullanılarak, Rize ilinin topografik ve hidrolojik özelliklerinin belirlenmesi, üretilen verilerin havza yönetim planlarının karar destek mekanizmalarında etkin ve görsel girdi oluşturmasıdır. Bu verilerin oluşturulmasında kullanılan matematiksel yöntemler anlatılmış ve uygulamalar ArcMap programı konumsal analiz modülü (spatial analyst) ile yapılmıştır. Sonuç olarak Rize ilin havza, alt havza sınırları ve akarsu kolları belirlenmiştir.

2. ÇALIŞMA ALANININ GENEL BİLGİLERİ Rize kuzeydoğu Anadolu’da; Doğu Karadeniz kıyı şeridinin doğusunda, 40o-22’ ve 41o-28’ Doğu meridyenleri ile 40o-20’ ve 41o-20’ Kuzey paralelleri arasında yer alır. Batıdan Trabzon’un Of, güneyden Erzurum’un İspir, Doğudan Artvin’in Yusufeli ve Arhavi ilçeleri ile Kuzeyden Karedeniz tarafından çevrili olan Rize’nin göller hariç yüzölçümü 3922 km2’dir. (Rize Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü Çevre Raporu, 2011)

Türkiye'nin en çok yağış alan ili olan Rize'de yıllık toplam yağış miktarı 2300 mm'nin üzerinde olup, yağışlar her mevsime dengeli olarak dağıldığı, kışın düşen yağışların kar şeklinde olması ve ilkbaharla birlikte bu kar örtüsünün erimesiyle Akarsu rejimi maksimum noktasına ulaşmaktadır (Rize Valiliği web sayfasından3)

Rize, yağışlı iklimi ve çok sayıdaki yeraltı su kaynakları sayesinde çok zengin bir hidrografik yapıya sahiptir. Rize'nin akarsuları kısa boylu, yatay eğilimi fazla olan hızlı akışlı akarsulardır. Rize sınırları içinde uzunluğu 5 km'den fazla olan 23 akarsu bulunmasına rağmen bunlardan 16 tanesi doğrudan doğruya Karadeniz'e ulaşmakta olup geri kalanı ise bu 16 akarsudan birinin kolu durumundadır. Karadeniz'e ulaşan akarsuların en uzun olanları aşağıdaki tabloda verilmiştir (Rize İli Çevre Raporu, 2011).

Tablo 1: Rize ilinde bulunan belirli akarsular

Akarsu Uzunluk (Km.) Yüzey (Ha.) Arılı Deresi 31.5 - Taşlı Dere 34 100 Çağlayan deresi 34.7 100 Hemşin Deresi 38.5 - Sabuncular Deresi 46 - Fırtına Deresi 68 275 İyi Dere 78.4 160

Ayrıca Doğu Karadeniz bölgesinde bitki tür çeşitliliği bakımından en zengin olan illerin başında Rize ili gelmektedir. Rize ili İngiltere dahil, birçok Avrupa ülkesi florasından daha zengindir(Yaldız ve diğ, 2010). Nüfusun oranları incelendiğinde, 1940’larda nüfusun % 83,9 köy, %16,1 şehirde yaşarken 2000 yılında şehirde yaşayanların oranı %56,1 çıkmıştır. Türkiye genelindeki değişimle kıyaslandığında -1940 yılında şehir nüfusu genel nüfusun %24,4 iken, 2000 yılında %59’dur, şehirleşme hızı Türkiye ortalamasından yüksektir(Rize İli Çevre Raporu, 2011).

3 http://www.rize.gov.tr/default_B0.aspx?content=122 10.04.2013 tarihinde

CBS TEKNOLOJùLERùNùN HAVZA SINIRLARININ BELùRLENMESùNDE KARAR DESTEK MEKANùZMASI OLARAK KULLANILMASI

239

3. YÖNTEM VE UYGULAMA 3.1. Verilerin Hazırlanması ASTER GDEM verileri 2009 yılında Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı (METI) ve ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından, tüm dünya kara alanlarının sayısal yükseklik modelinin (SYM) oluşturulması amacı ile ASTER radar uydusu görüntüleri kullanılarak üretilmiştir. Veriler 30m. mekansal çözünürlüğe sahiptir, GeoTIFF formatında tutulan veriler projenin web sayfasından 4 ücretsiz olarak temin edilebilmektedir. Verinin karakteristik özellikleri Tablo-1’de sunulmuştur.

Tablo 2: GDEM versinin karakteristik özellikleri

Görüntü Boyutu 3601 x 3601 (1° x 1°) Görüntü Formatı 16 bit, GeoTIFF Mekansal Çözünürlük 30 m. DEM doğruluğu (std.sapma) 7~14m. Projeksiyonu WGS84/EGM96 geoid

DEM den üretilecek olan akarsu ve havzaların gerçeğe yakın olması için DEM’in iyi çözünürlükte olmasının gerekliliği bilinmektedir (Maidment, 2002). Çalışmada kullanılan 30 mt. çözünürlükte veri düzlük alanlarda akarsu yönlerinin tespit edilmesinde yeterli olmasa da yüksek ve eğimim farkının fazla olduğu alanlarda başarılı sonuçlar doğurmaktadır. İl ölçeğinde gerçekleştirilen bu çalışmada verinin kolay temin edilebilir olması da göz önünde bulundurulduğunda elde edilen sonuçlar oldukça tatmin edicidir.

3.2. Yöntem ve Analizler Çalışma alanı Rize olduğundan temin edilen veri; Dilim Orta Meridyeni 42 ve Zone 37N olacak şekilde ED_1950_UTM ülke koordinat sistemine dönüştürülmüştür ve Rize il sınırları dışında kalan alanda bulunan hücreler maskelenerek değerleri silinmiştir (Şekil-1).

Şekil 1: Rize sınırları içerisinde kalan DEM verisi

İlk olarak hücrelerdeki yükseklik bilgileri kullanılarak çalışma alanının topoloji ile ilişkili doğal çevre analizleri yapılmıştır. Doğal Çevre, beşeri ve fiziksel çevre ile birlikte planlamada disiplinindeki 3 ana temelden biridir. Sürdürülebilirliğin sağlanması bu temellerin doğru ve etkin kullanımı ile gerçekleşmektedir.

4 http://gdem.ersdac.jspacesystems.or.jp/search.jsp

CoørafyacÖlar Derneøi YÖllÖk Kongresi Bildiriler KitabÖ 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, ùstanbul

240

Şekil-2’de çalışma alanı yüksekliğe göre kahverengiden yeşile yön türevi (gradyan) şeklinde

renklendirilmiştir. Çalışma alanının en tepe noktası 3812 mt. yüksekliğinde olup Kaçkar tepesine denk

gelmektedir. Hücrelerin eğimi iki yüzdelik ve derece olmak üzere iki yöntem ile hesaplanmaktadır.

Eğim Yüzdesi; iki komşu hücre arasındaki yükseklik farkının hücreler arasındaki uzaklığa bölümünün

100 ile çarpılması ile elde edilmektedir (=∆z-∆d*100). Yüzde eğimi, açı değerine çevirmek için 57,3

(180/π) sabit katsayısını, düşey mesafe değeri ile çarpmak ve yatay mesafeye bölmek gerekmektedir.

Şekil-3’te hücrelerin yüzdelik olarak eğimi hesaplanmıştır.

Şekil 2: Rize ili Morfoloji haritası

Şekil 3:Rize ili Eğim haritası

Çalışma alanındaki yamaçların görüş açısı belirlenirken 3x3 hücrelik komşuluk birimi kullanılmaktadır.

Merkez hücre çevresindeki komşu hücreler ile oranlanarak baktığı yön tespit edilmekte ve buna göre 0-

360 derece arasında değerler almaktadır (şekil-4). Rize ili 2011 Çevre Raporunda ildeki hakim rüzgar

yönünün GB-KD olduğu söylenmiştir. Buna göre Şekil-5’te Rize’de hakim Rüzgar alan yamaçlar

renklendirilmiştir.

Şekil 4: Rize ili Yönlenme haritası

Şekil 5: Rize ili Hakim Rüzgar Haritası

Sonrasında havza ve drenaj ağı tespit çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Oluşturulacak akarsu ağındaki

kesiklikleri engellemek adına pikseller arasındaki çukurluk ve normalden fazla olan yüksekliklerin

giderilmesi gerekmektedir (Tarboton vd., 1991). DEM verisine bu işlem uygulanarak olası hatalı hücre

değerleri düzeltilmiştir (Şekil-6).

CBS TEKNOLOJùLERùNùN HAVZA SINIRLARININ BELùRLENMESùNDE KARAR DESTEK MEKANùZMASI OLARAK KULLANILMASI

241

Şekil 6: Düzensiz çukurluk ve yüksekliklerin giderilmesi.

Bir sonraki aşamada DEM verisindeki hücre bazında akış yönleri belirlenmiştir. Hücreler Jenson ve Domingue’in(1988) geliştirdiği saat yönünde çalışan D8 algoritmasına göre kodlanmıştır. Bu algoritmaya göre her bir hücre ile komşu hücreleri arasındaki eğim hesaplanmakta ve eğimin en fazla olduğu yöne doğru suyun akacağı kabul edilmektedir (Şekil-7). Bu işlem sonucunda hücre değerleri 1-2-4-8-16-32-64 ve 128 den oluşan ve suyun akış yönlerini gösteren yeni bir raster katmanı elde edilmiştir.

Şekil 7:D8 algoritması ve hücre akış yönü hesaplanması örneği

Elde edilen akış yönü verisi kullanılarak hücrelerdeki kümülatif birikim değerleri hesaplanmıştır. Bu sayede sahada oluşabilecek maksimum akarsu ağı tespit edilmiştir. Şekil-8 de örnek bir alanın drenaj ağı ve düğüm noktalarındaki en fazla birikim tespit edilmiştir buna göre alanda oluşabilecek en fazla birikim 24 birimdir.

Şekil 8: Hücrelerdeki kümülatif birikim değerlerinin hesaplanması (Maidment 2002)

Çalışmada tespit edilen en fazla birikim ise 1.488.464 birim ile Fırtına deresinin Karadeniz’e döküldüğü bölgede tespit edilmiştir (Şekil-9). Bu yöntem ile elde edilen veri üzerinde hücre değeri 0’dan farklı olan her noktada birikim olduğu kabul edilmektedir. Akarsuların ve su toplama alanlarının doğadaki şekli ile tespit edilebilmesi için 10.000 değeri eşik değer olarak kullanılmıştır. Bu değer altında kalan hücreler drenaj ağı dışında tutulmuştur. Tespit edilen drenaj ağı Strahler metodu kullanılarak dizinlere ayrılmış ve bu dizinler birikimlerine göre sınıflandırılmıştır. Sınıflandırılan Akarsular GoogleEarth programı yardımı ile isimlendirilmiştir (Şekil-10).

CoørafyacÖlar Derneøi YÖllÖk Kongresi Bildiriler KitabÖ 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, ùstanbul

242

Şekil 9: Rize ilinde tespit edilen drenaj ağı

Şekil 10: Rize ilinde sınıflandırılan dizinler

Son olarak Akış yönü verisi kullanılarak ildeki akarsu havza sınırları tespit edilmiştir (Şekil-11). Havza

sınırı oluşturulurken akış toplama modeli üzerindeki en yüksek hücre değeri en büyük havzanın çıkış

noktasını belirler, akış yönü bu havzaya olan hücreler, akarsu yukarısındaki sınırlar belirlene kadar

havzaya dahil edilir. Böylelikle poligon havza sınırını belirlenir (Sheimy vd., 2005)

Bunun dışında, sayısal yüksek modeli 3 boyutlu olarak görselleştirilmiş olup, çalışma alanındaki çukur,

zirve, sırt, vadi, geçit, tümsek gibi topografik özellikler kolaylıkla tespit edilebilmektedir.

Şekil 11 :Rize ili Akarsu ve Havzaları

3.000 ha eşik değeri alındığında tespit edilen toplam havza sayısı 14’tür. Tespit edilen drenaj ağı

uzunluğu ise 932 km.’dir.

CBS TEKNOLOJùLERùNùN HAVZA SINIRLARININ BELùRLENMESùNDE KARAR DESTEK MEKANùZMASI OLARAK KULLANILMASI

243

4. SONUÇ VE TARTIŞMA Fırtına Havzası içerisinde kalan toplam drenaj ağı uzunluğu 280 km. olarak ölçülmüştür. Fırtına

deresinin uzunluğu 67.360 mt. Hemşin Deresinin uzunluğu 38.825 olarak ölçülmüştür, Rize ili 2011

Çevre Raporunda ise Fırtına Deresi 68 km., Hemşin Deresi ise 38.5 km. olarak geçmektedir.

Yapılan çalışmalar; Havza ve Akarsu tespiti çalışmalarında 30 m’lik çözünürlüğe sahip görüntüler yerine

5-10 m’lik çözünürlüklü görüntülerin kullanılması daha uygun olduğunu göstermektedir (Demirkesen

2003). Fakat erişimi kolay ve halkın kullanımına açık olan veriler ile yapılan bu çalışma sonucunda tespit

edilen havza sınırları, drenaj ağı, su toplama çizgileri ve akarsular yapılacak planlama çalışmalarında

karar süreçlerinde destek olabilecek-ön bilgilendirme yapabilecek doğruluktadır.

Çalışma alanının eğim haritasının üretilmesi ile yerleşime uygun olmayan alanlar tespit edilebildiği gibi

toprak kabiliyeti haritası ile birleştirilerek heyelan riskli alanalar tespit edilebilir. Yapılan yönlenme

haritası ile özellikle hakim rüzgarın etkili olduğu bölgelerin tespit edilmesi sürdürülebilir enerji

alanlarının keşfedilmesi ve buna bağlı olarak ekolojik çevreye en az zararın verilmesi açısından büyük

önem taşımaktadır.

Coğrafi bilgi sistemleri sayesinde, ortak coğrafi karakterlere sahip iç bölgeler sınıflandırıp ekosisteml

tiplerinin flora ve faunaları belirlenirken, hassas yörelerde tanımlanabilmektedir. Yapılan literatür

araştırmasında, Rize iline ait birçok ekolojik bilgiye ulaşılmış olup tanımlı havza alan sınırlarının çevre

durum raporunda eksikliği saptanmıştır.

Çalışmada kullanılan halka açık Dem verileri ve uygun coğrafi bilgi sistem yazılımları ile sadece Rize ili

için değil tüm Türkiye için hızlı, etkin ve görsel havza alanları ve topografk özellikleri belirlemek

mümkündür Böylelikle veriye ulaşmaktaki sıkıntıların önüne geçilmiş olup, entegre havza yönetim

planlarında ihtiyaç duyulan temel yapı oluşturulabilmektedir.

KAYNAKÇA Williams, J. E., C. A. Wood, And M. P. Dombeck. Eds. (1997). Watershed Restoration: Principles And

Practices Bethesda (MD): American Fisheries Society.

WWF, (2006). 9 Sıcak Nokta, Türkiye’nin Kırılgan Biyosferini Korumak, Fırtına Vadisi National

Geographic, Türkiye

Atasoy, M., Reis, S., Sancar, C. (2009). Sürdürülebilir Turizm Gelismesi Ve Yayla Turizmi: Ayder Yaylası,

TMMOB Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odası 12. Türkiye Harita Bilimsel Ve Teknik

Kurultayı, Ankara.

Hızal, A., Serengil, Y., Özcan, M., (2008). Ekosistem Tabanlı Havza Planlama Metodolojisi Ve Havza

Çalışmalarında Yanlı Uygulamalar. TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, Ankara.

Gönenç, İ. E. ve Wolflin, J. (2004). Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Yönetim Ve Karar Verme Süreci.

Sürdürülebilir Ekosistem Topluluğu, Ses E-Bülteni, 1(1):12-21.

Terwilliger, K. ve Wolflin, J.P., (2005). Decision Making For Sustainable Use And Development (Chapter

8), In: Coastal Lagoons: Ecosystem Processes, And Modeling For Sustainable Use And

Development, Eds: Gonenc, I.E., Wolflin, J., CRC Press, Boca Raton, USA.

Geneletti, D., (2004). A GIS-Based Decision Support System To Identify Nature Conservation Priorities

In An Alpine Valley. Land Use Policy, 21 (2004), Pp. 149–160

Thomas, M. R. (2002): A GIS-Based Decision Support System For Brownfield Redevelopment.

Landscape And Urban Planning, 58 (2002), Pp. 7–23

Joerin, F., Theriault, M., Musy, A., (2001) Using GIS And Outranking Multicriteria Analysis For Land-

Use Suitability Assessment. International Journal Of Geographical Information Science, 15 (2)

(2001), Pp. 153–174

Herwijnen, M. Van, (1999). Spatial Decision Support For Environmental Management. Ph.D. Thesis,

Vrije Universiteit Amsterdam.

CoørafyacÖlar Derneøi YÖllÖk Kongresi Bildiriler KitabÖ 19-21 Haziran 2013, Fatih Üniversitesi, ùstanbul

244

Keisler, J.M., Sundell R.C., (1997). Combining Multi-Attribute Utility And Geographic Information For Boundary Decisionsan Application To Park Planning. Journal Of Geographic Information And Decision Analysis, 1 (2) (1997), Pp. 101–118

Sabins, F.F. (2000). Remote Sensing Principles And Interpretation, Remote Sensing Enterprices, Incorparated And University Of California, Los Angeles.

Demirkesen, A. C.,(2003). Sayisal Yükseklik Modeli Yardimiyla Taskin Alanlarinin Belirlenmesi Nigde Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt 7 Sayı1- 2, (2003), 61-73

Demers, M.N., (2002). GIS Modeling İn Raster. (Chapter 3) Map Algebra. John Wiley And Sons, Inc., New York.

Aslan, Ş.T., Gündoğdu, K.S. Ve Demir, A.O., (2004). Sayısal Yükseklik Modelinden Yararlanılarak Bazı Havza Karakteristiklerinin Belirlenmesi: Bursa Karacabey İnkaya Göleti Havzası Örneği. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi (2004) 18(1):167-180.

Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü (2012). Çevre Raporu 2011 T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rize Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü, http://www.csb.gov.tr/db/ced/editordosya/rize_icdr2011.pdf

Yaldız, G., Yüksek, T., ve Şekeroğlu, N., (2010). Rize İli Folarısında Bulunan Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler ve Kullanım Alanları. III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 20-22 Mayıs 2010 Cilt: III Sayfa: 1100-1114

Maidment, D.R., (2002). Archydro GIS For Water Resources, Esri Press,Califormia.

Tarboton, D.G., Bras, R.L., Rodriguez-Iturbe, I.,(1991). On The Extraction Of Channel Networks From Digital Elevation Data. Hydrological Processes. Vol. 5, 81-100.

Jenson, S.K., and Domıngue, J.O., (1988), Extracting topographic structure from digital elevation data for geographic information system analysis. Photogrammetric Engineering and Remote Sensing, 54(11), pp. 1593–1600.

El Sheimy, N., Valeo, C., Ve Habib, A., (2005). Digital Terrain Modeling: Acquistion, Manipulation And Applications. Artech House, Boston.

CBS TEKNOLOJùLERùNùN HAVZA SINIRLARININ BELùRLENMESùNDE KARAR DESTEK MEKANùZMASI OLARAK KULLANILMASI

245