View
245
Download
6
Category
Preview:
DESCRIPTION
Metal İşçileri Birliği'nin aylık yayın organı. face: Metal İşçileri Birliği - MİB
Citation preview
“Sınıfa karşı sınıf”“Sınıfa karşı sınıf”
METAL İŞÇİLERİBÜLTENİİş
çi B
ülte
ni Ö
zel Sa
yı N
o:1
19
5 *
Ara
lık
20
14
Grup TİS sürecinde MESS ile TürkMetal oyunu bitti, satıştamamlandı.
Yapılan açıklamada ücretlere ilk altı ay içinortalama 9,78 oranında zam alındığı bildirildi.
9,78 oranındaki zam bir aldatmaca, tambir göz boyamadır. Yapılan zam 3,78'dir.Yüzde 6 oranında da işyeri ortalamasına görezam verilecektir.
Ama dahası Türk Metal gelen bilgileregöre sözleşmeyi süresinin 3 yıla çıkarılmasınıkabul etmiştir. Bu durumda metal işçisi ilk 6ay dışında enflasyon oranlarına talimedecektir.
Besbelli ki 300 TL’lik tek seferlik erzakyardımı da metal işçisinin ağzına bir parmakbal misali sürülmektedir.
Bu sözleşme ile Türk Metal bir kez daha
metal işçisinin emeğini MESS’e altın tepsidepeşkeş çekmiştir.
Metal işçisinin sırtından semirenler ona üçkuruşluk zammı reva görmüş, kölelik zincirinebir halka daha eklemişlerdir.
3 yıllık sözleşmeyle artık MESS ve ortağıTürk Metal, sözleşmeyle uğraşmadankeyiflerince düzenlerini sürdürmeninhesabını yapıyorlar.
MESS ile Türk Metal’in geleceğimize ipotekkoymalarını kabul etmemeliyiz. Ekmeğimizekan doğramalarına seyirci kalmamalıyız.
Satış sözleşmesini tanımamalıyız.Bunun için hızla arkadaşlarımızla yan yana
gelmeli, öncü arkadaşlarımızdan fiilenönderlik yapacak bir komite belirlemeli, TürkMetal’in satış çetesini fabrikalarımızdankovmalıyız.
Metal İşçileri Birliği - MİB
MESS-Türk Metal oyunu bitti,satış tamam...
Türk Metalciler imza atıklarıihanet sözleşmesiniyalanlarıyla allayarak
pullayarak işçilere iyi bir sözleşmeimzalamışlar gibi yansıtmaya çalıştılar.İnternet sayfasından yaptıkları ilkyayınlarla fabrikalardan yayınladıklarıgörüntülerle işçilerin bu durumdanhoşnut olduğu yansıtılmaya çalışılıyor.Tabi ki bunlar gerçeği yansıtmıyor.
B/S/H, Arçelik, HEMAfabrikalarından tüm vardiya çıkışlarındayapılan konuşmalarda görüntülerdeolduğu gibi işçiler sendikayı hepberaber alkışlamadı. Sendika planlıolarak fabrikalardaki kendi yandaşlarınıön saflarda toplayarak şak şakşakçılıkyaptırmıştır. İşçiler arasında bir kısımişçi alkışlasa da, işçilerin büyük birbölümü sendikayı alkışlamamış,
konuşmalarda daha başlamadan iş başıyapmaya gitmeye çalışmış, işçiler TürkMetalciler tarafından zorla bu yalanlarıdinlemeye bırakılmıştır. Yapılanaçıklamalar kimi vardiyalardakonuşmaların bitimi dahi beklenmedenişçiler dağılmıştır. İş başı yapmayagiderken Türk Metal sendikasındanistifa etmek gerektiğine bir şeyleryapılması gerektiğine dair kendiaralarında konuşmalar yapmıştır. Yanısıra da çıkış listelerine kendi isimleriyazdırıp çıkmak isteyenlerin sayıdaazımsanmayacak orandadır.
Fabrikalarda işçiler cephesindenhenüz çok ciddi bir tepki açığaçıkmamasına rağmen işçiler imzalananbu ihanet sözleşmesine oldukçatepkilidir.
Türk Metal üyesi bir işçi
2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
İhanetinizi yalanlarınızla örtemezsiniz!
Bir Otokar işçisinden arkadaşlarına çağrı:
Gün dayanışma ve birliğinkorunması günüdür!
Türk Metal'in imzaladığı satış sözleşmeye tepki gösterenOtokar işçileri, fabrikaya gelen şube başkanınıkonuşturmadı. İşçiler tepki olarak 1.5 saati aşkın süre işbaşı
yapmadı.Öğlen arasında işçilere sözleşmede varılan anlaşmayı açıklamak
için Otokar'a gelen Türk Metal Sakarya Şube Başkanı Şahin Kayaişçilerin öfkesiyle karşılaştı. Şube başkanını konuşturmayan işçiler,sözleşmenin 3 yıllık imzalanmasına tepki gösterirken, yemek saatibitmesine karşılık işbaşı yapılmadı. İşbaşı yaparak bölümlere gidenişçiler ise tepkiler üzerine iş bırakarak arkadaşlarının yanına geldi.
Sevgili arkadaşlarım elinizi vicdanınıza koyun yapılan haksızlıklarkarşısında sus sus sus nereye kadar! Hakkı aramak suç mu, yanlışolana yanlış demek suç mu hangi hak bu hangi reva bu? Ahirde
de hesap sormazlar mı. neden hakkına sahip çıkmadın diye? Evlatlarınızvar aileniz var sevenleriniz sevdikleriniz sizin elinize bakanlar var.
Hakkımızı arayalım arkadaşlar artık korkmayalım işin sonu artık bizimiçin hayırlı olacak yerlere gelsin. Bu zamana kadar hep biz ödün verdikemek verdik ama hep daha fazlasını istediler ve isteyecekler. Bunu vebunları yaşadık yaşıyoruz ama artık dur deme zamanı gelmedi mi?
Biz birliğimizi kaybetmediğimiz müddetçe Allah'tan başkasına kulluk
minnet etmek niye? Arkadaşlar lütfen duyarsız kalmayalım eşinizi dostunuzu arkadaşlarınızı
uyarın muhakkak olan şudur ki her tepki bir etki doğurur, biz kimseninekmeğinin rızkının peşinde değiliz ama ekmeğimizi bölüşürüz rızkımızıpaylaşırız ama kimseye "ÇALDIRTMAYALIM."
Fikirleri olan arkadaşlar yazsınlar ortak bir karar alalım ve tehditlerekarşı boyun eğmeyelim.
Biz bir olduktan özüne sözüne sadık olduktan sonra kimse bizleriyıkamaz evelallah.
Hayırlı işler bol ve helal kazançlar hepinize. Saygılarımla...
Satışa Otokar’dabüyük tepki
3METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
Bir Otokar işçisinden arkadaşlarına çağrı:
Gün dayanışma ve birliğinkorunması günüdür!
Ayçin: Senelerden beri yaptıklarından farklı bir
şey yapmadılar. Yine haklarımızı büyütmek yerine
bizleri patronların kucağına bıraktılar. Her sene
düşük zam alıyorduk ama bu sefer 3 senelik bir
düşük zam aldık. 300 milyonluk erzak yardımıyla
bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Sendika değil
patronun ortağı gibi davranıyorlar. Karşımıza
geçip yüzümüze güle güle bizleri nasıl sattıklarını
anlatıyorlar. Ama bunun en büyük sorumlusu biz
işçileriz. Sesimizi hep beraber ses çıkarmıyor pısıp
kalıyoruz. Bu böyle olduğu sürece bizler de
sömürülmeye mahkûmuz, hakkımız aramalıyız.
İlhan: Ağlasak mı gülsek mi artık bilemiyoruz.
Ne halelere düştük. Bırakın zam almayı, var
olanları büyütmeyi, elimizdekileri de artık
alıyorlar. Bu sendikacılar tam birer satıcı, işçilerin
onlara zaten hiç güveni yoktu. Artık kimsenin
yüzene bakacak halleri yok. Alçak bunlar, bunlar
sırtımızda bizleri emen sülükler, onların bizlere
faydası yok, zararı var. Artık onlardan
kurtulmamız lazım. Artık derin uykudan
uyanmamız lazım. Hakkımızı almak için bunlara
ihtiyacımız yok, kendimiz de birlik olarak
alabiliriz. Gerekirse sendikadan istifa bile etmek
gerekir.
Nihal: Benim zaten bu sendikadan, bu
sözleşmeden bir beklentim yoktu. Ortalama
olarak her sözleşmede aldığımız bir zam kadar
zam alacağımızı düşünüyordum. Ben patronu ve
sendikayı da suçlu bulmuyorum. Çalıştığımız
fabrikada taşeron firmalardan birinin sahibi de
yine bu sendikacılar. Bu yüzden bir patron gibi
düşünüyorlar, işçilerin hakkını korumuyor kendini
düşünüyorlar. Bu yüzden işçileri sırtından
bıçaklaması normal, her dönem satıyorlar
görevleri budur. Patron bizi köle gibi çalıştırıyor, üç kuruşa
çalıştırıyor, Türk Metal bizi her dönem satıyor.
Peki, biz işçiler ne yapıyoruz? Hiç bir şey
yapmıyoruz. Her denilene eyvallah diyoruz o
zaman ağlamaya hakkımız yok. Artık yeter deyip
hiç bir olacağı düşünmeden onları karşısına
dikilmemiz lazım. Söke söke hakkımız almayı
öğrenmeliyiz. Mücadele etmeden korkmamalı,
insan olduğumuz hatırlamalıyız, insanca yaşamak
için mücadele etmeliyiz.
B/S/H’den arkadaşlarımız satış sözleşmesini değerlendirdi:
“Patron uşakları satıyor, biz ne yapıyoruz?”
Ne yapmalı?
Ne yapmamalı?
Satışa Otokar’dabüyük tepki
Türk Metal bu sefer de üç yıllığına bir ihanet sözleşmesine dahaimzasını attı. Bu ihanet biz metal işçilerini hiç şaşırtmamalı, aksineTürk Metal Sendikası’na olan öfkemizi daha çoğaltmalı.
İmza attıkları ihanet sözleşmesini biz işçilere zafer kazanmış edasıyla sabahvardiyalarından başlayarak anlatmaya başladılar. İhanet sözleşmesiniyalanlarıyla inandırmaya çalıştılar. Sözde MESS'in tüm baskılarına, 3,78 zamdiretmesine rağmen, "sendikamız" biz işçilerin adına mücadele etmiş,direnmiş ve 3,78 zamma karşı toplamda saat ücretlerine 9,78’e varan, sosyalhaklara %15’lik zam kazanılmıştı. Bir de ağzımıza çaldıkları bal misali, birseferliğine mahsus 300 TL'lik erzak yardımı. Utanmadan sıkılmadan bizişçilerin yüzüne bakarak MESS dayatması olan 3 yıllık sözleşmeyi kazanım gibianlattılar.
MESS'in hastalık ve benzeri durumlarda alınan rapor ücretlerinin sendikalhaklardan kesilmesi ile ilgili madde gibi detaylar ise gizleniyor. Bizlere hiçbirşey sorulmadan oturulan sözleşmeden bizim adımıza çıkan tek bir şey vardır,sömürünün katmerlenerek artmasıdır. Sendika bizden bunu gizleyerek yinegece imzaladığı bir sözleşmeyle yapmıştır. Çünkü biz metal işçilerinin buihanete karşı yapacaklarımızdan, başlarına geleceklerden korkmuştur.
Evet, her ne olursa olsun bu ihanet sözleşmesine imza atarken zaten ağırkoşullarda düşük ücretlere köle gibi çalışan biz işçilerin vereceği tepkiyidüşünmüşlerdir. Eğer işçiler olarak bizler bu sömürüye, köleliğe, ihanete karşısesimizi çıkarmaz, buna da eyvallah dersek ileride daha kötü sözleşmeler bizibekliyor. Artık her sözleşme açıklandıktan sonra servislerde, molalardaaramızda yaptığımız homurdanmaları bir kenara bırakıp bu ağalardan hesapsormalıyız.
Sırtımızdan kazandıkları paralarla milyarlarca liralık maaşlar alıyor, lüksarabalara biniyor, tatil kentlerinde günlerini gün ediyorlar. Bu değirmenin suyualınterimizden geliyor. Artık kimse bir şey yapmıyor demeyi bırakıp ilk tepkiyiortaya koyan olmalıyız. Hepimiz aynı şeyleri söylüyoruz kimse bir şeyyapmıyor, yapan olsa destek veririm diyoruz. O zaman ilk adımı atacakcesaretimiz yoksa sömürü cehennemleri olan fabrikalarda sömürülmeye köleolmaya devam ederiz.
Ya hep beraber birliğimizi güçlendirip bunların karşısına tek yumrukdikileceğiz ya da hiçbir şey olmamış gibi çalışıp açlıktan ve sömürüden güngün ölümü bekleyeceğiz.
Arçelik işçisi: Homurdanmaları bırakıphesap sormalıyız!
* Satış konusunda arkadaşlarımızı bilgilendirmeliyiz.* Hızla en yakınımızda bulunan güvenilir işçi arkadaşlarımızla
oturup konuşmalıyız.* Başka bölümlere ulaşarak fikir alışverişi yapmalıyız.* Öncü arkadaşlarımızdan mücadelemize önderlik edecek bir
ekip seçmeliyiz.* Metal İşçileri Birliği ile irtibate geçmeliyiz.* Türk Metal ve MESS’in işten atma gibi saldırılarına karşı
hazırlıklı olmalıyız.* Satış çetesiyle hesaplaşma gücünü bulamadığımızda, uzun
soluklu bir mücadele için hazırlanmalıyız.
* Satışı sineye çekmemeliyiz.* Hiçbir şey olmamış gibi davranmamalıyız.* Küfürü basıp boynumuzu bükmemeliyiz.* İşi brakıp gitmemeliyiz.* Bireysel tepkiler göstermemeliyiz.
4
- Son durumu nasıl değerlendiriyorsun?Şimdi bizim toplu sözleşme taslağımızdaki talebimiz yüzde 14’tü,
dediler ki gerçekçi bir rakam. Ama patronlar buna karşılık enflasyonuveririm daha başkasına karışmam dedi. Daha ben ne bekleyebilirim ki buadamlardan. İşveren kendi sözünün arkasında duruyor. Kendi sınıfınınmücadelesini sonuna kadar veriyor. Diyor ki ben, zenginim zenginkalmalıyım, bana çalışan elemanlar sefaletten sürünseler de benimemrimden çıkmasınlar, sürünmeye devam etsinler.
Diyorlar ki onlar yüzde 3 dedi biz dik durduk yüzde 9,78 aldık. Bunlarındik duruşu bu yani. Utanmadan çizelgeleri asmışlar fabrikaya, dikduruşumuzun sonuçlarını aldık gibi şeyler. Aldıkları şeylere baktığınızdabenim maaşıma yansıyan bir şey yok. Dik durmuşlar da ne almışlar,askerlik yardımı gibi insanın ömründe bir kere başına gelecek bir şey.Evlilik yardımı insanın bir kez alabileceği bir yardım, ölüm yardımı kezaöyle. Ya zaten bunu yüzde 500 yapsan ne olur, ömründe bir kezalacaksın? Senin dik duruşun bu mu?
İnsanlarla dalga geçiyorlar ediyorlar. Malesef bizim işçi arkadaşlarımızda koyun sürüsü gibi araştırmadıkları, sorgulamadıkları için bunlarıalkışlıyorlar. Bu kadar da safça bir hareket olamaz yani.
Ücret için yüzde 3,78 artı işyeri ortalaması 6 diyorlar. En basitindenekmek 75 kuruştan 1 TL’ye çıktı. Yani yüzde 30 zam oldu. Bu mu onlarınadil sendikacılığı bu mu onların gerçekçi zamları?
- Türk Metal, Türkiye’nin en çok üyesi olan sendikası. Bu büyük birpotansiyel güç demek. Yani sen istesen şalteri indirsen haklarını koparıpalabilirsin. Peki neden yapamıyor?
Çok basit en başta başkandan yardımcılarına, sekreterlerine ve şubebaşkanlarına kadar silsile yoluyla, hepsi oturdukları koltukları o kadarsevmişler ki, hepsi kimse o koltuktan olmak istemiyor. Bunun için ellerinitaşın altına koymak istemiyorlar. Bilmiyorum bıçak kemiğe ne zamandayanır, zaten onlar istemese de işçiler onları oradan gönderirler.
- Umudun var yani?Şüphesiz buna inanıyorum. Emekliliğime 20 yıl var benim, bu zaman
içerisinde bunu göreceğime inanıyorum. Çünkü işyerinde benim gibiisyan eden yüzlerce arkadaşım var.
- Türkiye’de işçi sınıfında şu an bir kıpırdanış var gibi görünüyor? Bugün artık hiçbir işçinin aidat ödediği işçinin onun için bir şey
yapabileceğine olan inancı yok. Bugün üç beş tane baba yiğit çıkıp, bizyeni bir sendika kurduk dese ve koparıp alsa bir şeyleri, DİSK gibi de değilyani. Bağımsız ve hiçbir işverenin elini öpmeyen, hiçbir oda borsabaşkanının elini öpmeyen bir sendika kursalar çığır açarlar. Afedersinizbugün bizi sağmal inekler gibi gören Türk Metal ve DİSK yöneticileri,elindeki bu sağmal inekler kaçmasın diye, yüzde 5 ile yüzde 10 ile değilde yüzde 25 ile oturup yumruğunu masaya vurup almak için çabagöstereceklerdir. Ama şimdi onlar rahat çünkü rakipleri yok adamların.
- Peki bu durumda işçiler için patronlarla olduğu gibi işbirlikçisendikacılarla da hesaplaşma zamanı geldi diyebilir miyiz?
Ben kalben inanıyorum. Örneğin bir Greif işçileri. Bunlar bununmayasını çaldılar. Belki bugün önemsiz gibi görünebiliyor. Amainanıyorum ki benim gibi insanların içinde fırtınalar koparabilecek,Türkiye’de yürekli insanlar var. Belki bugün arkasından giden çok insanyok gibi ama mutlaka arkasından onbinleri yirmi binleri arkasındangötürebilecek, fırtınalar koparabilecek yürekli insanlar var. Bence uygunşartların, uygun havanın oluşması gerekiyor. Direnmeliyiz ve hakkımızıalmalıyız.
- Bize sunduğun katkılar için teşekkür ederiz, sağol varol.Ben teşekkür ederim. Bütün emekçi kardeşlerime selamlarımı
gönderiyorum.
METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
Coşkunöz’den bir işçi:
“İşyerinde benim gibi isyan eden yüzlerce işçi var”
5 yıldızlı oteldekonuştu:"Çocuğunuzun rızkınıheba etmeyiz”
Türk Metal'in Genel Başkanı ve Türk-İş'in
Genel Sekreteri Pevrül Kavlak, Bursa
Osmangazi Şubesi'nin Sheraton'da yapılan
genel kurulunda şunları söylüyor:
"Emin olun ki, Çoluğunuzun çocuğunuzun
rızkını heba etmeyiz. Alın terinizin hakkını
kimseye yedirmeyiz."Ne demeli?Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Fabrikalarda günde sekizsaat ve bazen de sekizsaati aşan sürelerde
çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığınıalamadığımız için ya da aldığımızücretle ay sonunugetiremediğimiz için fabrikaçıkışlarında ya da hafta sonları ekişler yapmak zorunda kalıyoruz yada zorunda bırakılıyoruz. Çünküaldığımız ücretle ne ev kirasınınede faturaları ödeyebiliyoruz.Bir de buna bankaların yasaltefecilik yaparak insanlara kredivermesi ve birçok işçinin ise krediborcu olması eklenince hepçalışmak ve ek iş yapmaklageçiyor. O zamanda ne ailemizlene de arkadaş çevremizle zamangeçiremiyor ve herhangi birsosyal etkinliğe katılamıyoruz.Yani düzen hayatın her alanındaişçileri iki kat daha fazla
sömürüyor ve buna mecburbırakıyor.
Daha geçtiğimiz aylarda birBOSCH işçisi gece vardiyasıçıkışında ek iş yapmak için yolaçıkmış ve bir kaza geçirerekhayatını kaybetmişti. Bu olaydansonra BOSCH yönetimi fabrikadaek iş yapan işçileri iştençıkaracağını açıklamıştı. İşçileresefalet ücretlerini reva görenler
bir de ek iş yapmak zorundakalanları işten atmakla tehditediyordu. Ama hiç kimse buişçinin neden ek iş yaptığınısormamıştı. Ya da işçiler neden ekiş yapar diye soran olmamıştı.
Bizler patronların cebi dahaçok dolsun diye çalışırken onlarbize sadece karnımızıdoyurabileceğimiz ücretleri revagörüyorlar.
Patronların biz işçilereihtiyaçları var ama bizim onlaraihtiyacımız yok. Bizler çıkış yolunuek işler yaparak değil birlik oluppatronlara karşı mücadele ederekbulabiliriz. Bu yüzden bizlerihayatın her alanında sömüren veher zaman çalışarak kafamızıkumun içinden çıkarmamamızıisteyenlerden ancak mücadeleederek hesap sorabiliriz.
Bursa’dan bir metal işçisi
Aç kalmamak için ek iş yapmak zorunda kalıyoruz
5METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
Asgari Ücret Tespit Komisyonutoplantıları başladı. Patronlarınhükümeti AKP’nin 2015 yılı bütçe
görüşmeleri çerçevesinde asgari ücreti birinci veikinci altı ayda yüzde 3 arttırma planı var.
İşçiler için sefaletin diğer bir adı olan asgariücret aksi bir gelişme olmazsa bu yıl da sefaletinderinleşmesinden başka bir şey ifadeetmeyecek. Her yıl oynanan orta oyunu bu yıldasergilenecek. 3’lü şer ittifakı olan patrontemsilcisi TİSK, hükümet adına AKP ve sözde
işçileri temsilen Türk-iş birkaç
görüşme yapacak sonrasında ise sonu baştanbelli olan yüzde 3-4’lük zammı açıklayacak.Hükümet ve patronlar “ekonominin hassas”dengelerinden ötürü bu zammı savunacak. Türk-iş ise “bu zam oranıyla yaşanmaz” deyip zamgörüşmelerinden çekilecek ya da şerh koyacak.
Sonrasında ise bu ülkede asgari ücretleyaşamaya çalışan ve yaşayan milyonlarasefaletle baş edebilmek kalacak.
Evet yıllardır bu oyun bu şekilde oynanıyor.İşçilerde bu sefalete karşı mücadele etmekyerine, okkalı bir küfür sallayıp razı gelmektenbaşka bir şey yapmıyor.
Patronların ve hükümetlerinin serveti vesermayesi biz işçilerin sefaleti üzerine kurulu.Onlardan işçileri düşünmesini beklemek saflıkolur. Neticede düşünmedikleri gün gibi ortada,
onlarca yıldır karlarına kar katmalarına,büyüme rekorları kırmalarına rağmenaldığımız ücretler ortada.
Peki Türk-iş’e ne dersiniz, güya biz işçileritemsilen orda yer alıyorlar. Ancak nehikmetse her seferinde sömürününderinleşmesinden başka anlama gelmeyenkararlar alınıyor. Artık çekilmez hala gelen budüzenin devam etmesinin temel
sorumlularından biri de bu bürokrattakımıdır. Onların görevi işçileri oyalama ve
aldatmaktır. Onlar patronlar tarafından bizimiçimize sokulmuş ajanlardır.
Bu oyunun bu şekilde devam etmesinin neyazık ki asıl sorumluları biz işçileriz. Neredeyseher birimiz bunun farkında olmamıza rağmensorumluluk almıyoruz.
Sömürü ve sefaletin sonu yok biz verdikçepatronlar daha fazlasını isteyecektir.
Artık geçmişte kalmış ve işçiler arasındaözlemle konuşulan iyi zam alınan dönemlere bilebaksak çıkış yolunu bulabiliriz. Bu yıllarda sınıfkardeşlerimiz mücadele içinde oldukları vehaklarının ve ihtiyaçlarını karşılayacak zamoranlarının peşini bırakmadığı ve gerektiğindede söke söke almasını bildiği için bu zamlaralınabilmiştir.
Düşünü ki sadece bir ayda temel gıdaürünlerine yapılan zam %20.
İşçilerle alay edercesine her yıl oynan buoyunu bu görüşme sürecimde boşa çıkaralım.Bizleri aldatmak için kurulan bu tezgâha güçlübir tekme atalım. Fabrikalarımızdaoluşturacağımız komitelerle sürecin belirleyeniolalım. Patronların verebileceğinin değil bizişçilerin ihtiyacı olanı elde edecek taleplerlemücadele edersek sefalet ve sömürünün dipsizkuyusundan kurtuluruz.
Tercih sizin!
Mimarlar Odası AnkaraŞubesi,Cumhurbaşkanlığı
Sarayı’nın yer üstündeki 4 katında2000 oda bulunduğunu açıkladı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ineski parayla 1.5 katrilyona malolduğu açıklamasına karşın kaçaksaray normal bir inşaat olarak değil,özel imalat olarak yapıldı; 1metrekare maliyeti on bin liradan azdeğildir. Bakanlığın açıkladığımaliyet, buz dağının görünenyüzüdür.
5 katrilyonun üzerinde birmaliyetle kaçak saray yapılmıştır.Etrafındaki yollar 40 milyon lira, katlıkavşak ise 20 milyon ve sadecekaçak saraya giden yolun maliyetitoplamda 60 milyondur.
Anfa Şirketi üzerinden BüyükşehirBelediyesi tarafından alınarak yurtdışından ağaç getirildiğini biliyoruz.Ana binanın 4. katında, teras kattayaklaşık 150 ağaç var. Tanesi 3 binEuro’dan 150 ağacın maliyetihesaplarımıza göre 1 milyon 200 binlira civarında ve iklimsel özellikleriuymadığı için bu ağaçlar 3. kez
kurutuldu ve değiştirildiler.Yerleşkenin tamamında 670 binmetrekarelik bir peyzaj düzenlemesikarşımıza çıkıyor, bunun yüzde40’ının doğal peyzaj olduğunudüşünürsek 350 bin metrekarelik birpeyzaj düzenlemesi alanı bulunuyor.Peyzaj giderlerinin BüyükşehirBelediyesi’nden çıktığı ortada,toplam maliyeti 2.5 katrilyoncivarında. Toplamda 6 katrilyonaulaşan büyük bir israfla karşıkarşıyayız.
Biz işçiler-emekçiler üretirken üçkuruşa maden ocaklarındayaşamımızı ortaya koyarak onlarınceplerini ısıtıyoruz, onların lüksrezidans inşaatlarını yükseltirkenasansörlerden, iskeleden düşüyoruz,fabrikalarımızda ürettiğimizmamullerin en iyisini onlarkullanıyor.
Bizler elektrik, su, doğalgaz gibigiderlerimizi ödemek ve yaşamakiçin borçla yaşarken, bize cari açık,ekonomide daralma yalanları atarakvergileri artırarak kapsamını her günçoğaltıyorlar sonuç olarak da bizimsırtımızdan saray dikiyorlar. Bu saray
bize dayattıkları kölece çalışma veyaşam koşullarının sonucudur.
Yırtık kara lastik giyen işçikardeşimizi unutmayalım, üç aymaaş almayıp cesedi madenocaklarında çıkan işçi kardeşlerimiziunutmayalım, okul parasınıbiriktirmek için inşaatta hayatınıyitiren genç arkadaşlarımızıunutmayalım. Çocuk yaşta tarımdaçalışmak zorunda kalan okul yüzügörmeyen çocukları unutmayalım.
Biz cehennemde üretirkenölüyor, onlar ise üretmeden cennetiyaşıyorlar! Şimdi artık Saraylarasavaş, kulübelere barış zamanı içinmücadele bayrağını yükseltmezamanıdır. Üretirken ölmekistemiyorsak gücümüzü birleştirelim,örgütlenelim, mücadele edelim.
Ya barbarlık içinde çöküş, yasosyalizm!
MİB’Lİ OL, GÜÇLÜ OL!Çorlu’dan metal işçisi
Tezgaha bir tekme atıp oyunu bozalım!
Ak Saray'ın maliyeti 5 katrilyonun üzerindeSaraylara savaş, kulübelere barış!
6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
Ermenek’te yaşanan işcinayeti bir kez dahabizlere sermaye ile devlet
ilişkisini net bir biçimde gösterdi.Bunu en başta sermayeninhizmetindeki iktidarın Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikitiraf etti. Bakan "Bu ocaklararuhsat verilmemeliydi... Ocağıkapatmak istediğimiz zaman 50 kişiaraya giriyor” dedi.
Biz biliyoruz ki bu 50 kişi,Ermenek, Isparta, Torunlar, Soma,Tuzla, Davutpaşa, Ostim, Kozlu’datoplamda son 12 yılda en az 14 bin
455 işçi yaşamını kaybetmesininsorumlusu işçi kanıyla palazlananpatronlar ile sermayenin istekleriniharfiyen yerine getiren AKPhükümetidir.
Son on iki yılda yaşanan işcinayetlerinin yıllara göredağılımına bakalım. 2002 yılınınson iki ayında 146, 2003 yılında811, 2004 yılında 843, 2005 yılındabin 96, 2006 yılında bin 601, 2007yılında bin 44, 2008 yılında 866,2009 yılında bin 171, 2010 yılındabin 454, 2011 yılında bin 710, 2012yılında 878, 2013 yılında bin 235,
2014 yılının ilk on ayında ise bin600 işçi can verdi.
Patronların AKP iktidarınıneden bu kadar desteklendiğini butablo yeterince açıklıyor.Sermayenin sömürü pazarındakiyerini güçlendirmek için AKPyaptığı yasal düzenlemelerleTürkiye’yi sömürü cehennemineçevirdi. Esnek çalışmanın vetaşeron işçiliğin yaygınlaştırılması,oluşturulan baskı rejimiyle işçilerinörgütlülüğün dağıtılması bu işcinayetlerin gerçek sebepleridir.AKP iktidarı kısa süre önceaçıkladığı Orta Vadeli Program ileişçi sınıfının son kalan kırıntıhaklarını da ortadan kaldırmayıhedefliyor.
Bu programın içinde neler mivar?
Taşeron köleliğini olağançalışma rejimine dönüştürmek,kıdem tazminatı hakkını gasp
etmek ve bu yolla iş güvencesinitamamen ortadan kaldırmak, işçisimsarlığı anlamına gelen Özelİstihdam Büroları var.
Bu ülkenin de dünyanın dagerçek yönetenleri patronlarbüyük sermayedarlarıdır.İktidardaki partiler ve onuntemsilcileri sadece birerkukladırlar. Yaşan tüm katliamlarıniş cinayetlerinin birinci derecensorumluları patronlardır. Kimiktidarda olursa olsun iktidarpartilerin değil, işçi kanlarıylasermayelerini büyütmüş olanpatronlardır. Bizler işçiler olarakbizlerin katilleri olan patronlarasermayedarlara karşı mücadeleetmeliyiz. Daha fazla örgütlenmelibirliğimiz güçlendirmeliyiz. Yoksapatronların kar hırsı içinmadenlerde, fabrikalarda,inşaatlarda ölmek bizler içinonların gözünde bir fıtrat olacaktır.
Her gün yaşadığımız bu ülkede kadınlaröldürülüyor. Kapitalizm şiddettintemel kaynağıdır. Bu sistemde
çürüme ve yozlaşma arttıkça kadın cinayetleriartmaktadır. Ataerkil bir toplumda yaşamaktayız,bunun yanında bu toplumda kadına biçilen görevbelidir. Fabrikalarda saatlerini tüketse de evde evişleri ve çocuk bakımı ona aittir. Bütün bu işlerinaksaması onun katledilme sebebidir. Çünkü erkekegemen bir sistemde genel ahlak anlayışı bundanibarettir. Kadın evde, okulda, fabrika da yaniyaşamın her alanında ezilmekte, baskı ve şiddetgörmektedir. Kapitalizmde kadın taciz vetecavüze de uğruyorsa, kaderinde katledilmekvardır. Kadın hem sınıfsal olarak ezilmekte, hemde cinsel olarak ezilmektedir.
Kürt kadınının sömürü zinciri daha kalındır.Hem cinsel, hem sınıfsal, hem de ulusal olarakezilmektedir. Kirli ve Gerici savaşlarda kadınlarserbest piyasa ekonomisinin iğrenç pazarlarındasatışa sunulmaktadır. Suriyeli kadınlarınTürkiye’de yaşadıkları hemen herkesin bilgisidâhilindedir. Mülteci kamplarında taciz vetecavüzlere maruz kalmakta, bedenleri satışasunulmaktadır. IŞİD çetesi tarafından Her türdenaşağılayıcı uygulamaya maruz kalan Ezidikadınların yaşadıkları da halen hafızalardadır. İştebu nedenledir ki Kobanili kadınlar, erkekyoldaşlarıyla omuz omuza destansı bir direnişeimza atıyorlar.
Kadın cinsine dönük bu aşağılayıcı tavırlarsistemin doğasından kaynaklanmaktadır. Daha en
baştan kadın işçiler sanayi devrimi ile birliktedüşük iş gücü olarak fabrikalarda çalıştırılmayabaşlandı. Bugüne gelindi kadının yaşam veçalışma koşullarında herhangi bir değişiklikolmadı. Ülkemizde de durum İran’dakiuygulamalara rahmet okutacak türdendir.
AKP hükümetiyle birlikte de baskılar,çürümüşlük, gericilikle birlikte kadınlar üzerindedaha derin bir tahakküm kurmaya çalıştılar.Kadınların her anlamda yaşamlarına müdahaleetmeye başladılar. Bu saldırılar sonucunda kadıncinayetleri, kadına yönelik şiddet, tecavüz vb.saldırılar arttı. Kadınlara dönük bu saldırılarelbette devletin izlediği politikadan bağımsıztutulamaz. Bütün saldırıların arkasında sermayehükümeti bizzat yer almaktadır.
Bizler hayatın her alanında bu saldırılarla karşıkarşıya kalıyoruz. Daha çok kadına yönelik şiddetolarak haberlere yansımaktadır. Şiddetin diğerboyutları ise biz kadın işçilerin emeğini yoksayılmasıdır. Sermaye emeğimizi hiçbir şekildegörmüyor. Ağır çalışma koşullarına çalıştırılıyoruz,bunun yanında sürekli olarak ustabaşlarınhakaretlerine, tacizlerine maruz kalıyoruz.Hükümet sürekli yeni torba yasasında kadınlarınistihdamından bahsederken müjdeler olsun diyebahsediyorlar. Evet, müjdeler olsun yeni yedek işgücü olarak bizi görüyorlar ve ucuz iş gücü olarak.Bu yıllardan beri böyledir en ufak bir ekonomikkrizde ilk olarak kapı önüne atılan biz kadın işçileroluyoruz. Bizler yaşamın her alanında kadınkimliğimizden kaynaklı eziliyoruz.
Kapitalizmin ucuz iş gücü olarak iliklerimizekadar sömürülürüz. Kürt kadın olmamızdankaynaklı iki defa bu sömürüye maruz bırakılıyoruz.Bu ülkede kadın olmak zor ama bir gerçeklik var kibiz tarihten bu yana hiç saldırı karşısında boyuneğmedik. Bu saldırılar sadece kadınlara dönüksaldırılar değil genelinde bakıldığında işçi sınıfıkapsayan bir saldırı dalgasıdır. Bizler bu sömürüdüzenini ortadan kaldırmadıkça bu saldırılardevam edecek. Sömürü düzenine son verecekolan biziz işçi sınıfı kadınıyla erkeğiyle omuzomuza vererek sömürü çarkına son veririz.
Yaşadığımız bu saldırılar karşısında sınıfkardeşlerimizle birlikte mücadele edersek geripüskürtebiliriz. Tıpkı geçmişte olduğu gibi omuzomuza vererek bu sömürü çarkını durdurabiliriz.Tekel’de olduğu gibi, Paşabahçe de, Kavel direnişi,Greif ‘te olduğu gibi Haziran direnişi, 8 Mart,1Mayıs’ta olduğu gibi. Sermayenin bu saldırılarıkarşısında topyekün mücadele edersekdurdurabiliriz.
Sermayenin her saldırısı karşısında mücadelebayrağını yükseltmek, sokakları olabildiğincedoldurmaktan başka seçeneğimiz yok. Bizlersokağa çıkmadıkça hiçbir saldırıyı geripüskürtemeyiz. Gün sokakları eylem alanınaçevirme günü. Sokaklar bizim özgürlüğümüzdür.Özgürlüğümüzü kazanmak için mücadeleye.Bütün kadın ve erkek işçi kardeşlerimiziörgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyorum.
KADIN ERKEK EL ELE ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYEÇorlu’dan Metal İşçisi Bir Kadın
Yaşamın yarısından kavganın yarısına!
Çorlu’dan metal kadın işçisi:
O 50 kişiyi iyi tanıyoruz?
7METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ
İşçi Bülteni Özel Sayı:1195* Fiyatı: 25 Kr * Aralık 2014 * Sahibi veS. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi,ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Millet Caddes,
Sultan Cami Sk. No:2/9 Fatih/İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 *Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No:
242 Topkapı / İstanbul Tel: (212) 577 54 92
Mail adresi:
metaliscileribirligi@gmail.com
İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi
Yenikent Mah. Şehit Serkan Temeloğlu Sok. 25/A
(Eskule otopark girişi karşı sokağı) Esenyurt
tel: 0506 146 40 75
e-mail: esenyurtiscibulteni@yahoo.com.tr
İstanbul - Kartal Üç Fidan Gençlik Evi
Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı
Kat:2 No:29 Kartal
tel:0551 411 99 14
İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği
İnönü Mah. Aşık Veysel Cad. Cemevi sok. No:18
Sarıgazi / Sancaktepe
tel: 0 535 257 70 99
İstanbul - Sefaköy İşçilerin Birliği Derneği
Emeksizler Sk. No: 34
tel: 0212 697 71 53 - 0536 714 62 06
İstanbul - Gaziosmanpaşa - tel: 0535 915 32 45
Gebze İşçilerin Birliği Derneği
Hacı Halil Mah. Orhangazi Cad. Nu.24 D.3
Gencallar (Eski YKM) yanı
tel: 542 843 16 01
Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi
Tuzluçayır Mah. 285 Sok. 21/C Mamak
tel: 0312 368 06 90
e-mail: mamak.iscikulturevi@gmail.com
İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi
Dere Cad. 8072 Sok. No: 48 Çiğli
Tel: 0537 496 18 45
Manisa İşçi Kültür Sanat Derneği:
1. Anafartalar Mh. G. Osman Paşa Cd. No: 35/4
Tel: 0.533 054 90 67 - 0534 721 13 27
Adana - Sanayi İşçileri Derneği
Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan
Tel: 0.538.970 64 95
Bursa - Eksen Yayıncılık Bürosu
Altınova İşhanı, Kat:4 Nalbantoğlu
Tel: 0553 409 16 18
Kayseri İşçilerin Birliği Derneği
Sahabiye Mh. Mersin Sk Sim İşhanı No: 403
Kat: 4 Kocasinan
Tel: 0352 222 00 07
Trakya
mail: trakyabdsp@yahoo.com
İletişim adres vetelefonları...
Arkadaşlar,Fabrikamızda, işyerimizde,
sendikamızda yaşadığımız vegördüğümüz tüm sorunları bizeiletebilirsiniz. Böylelikle hemyaşanan sömürü ve haksızlıklar
fabrika duvarlarının arkasındakalmaz, hem de yapanın yanına karkalmaz...
Direnen işçilerle dayanışmaya!
Bursa’da direnişçlerini sürdüren Sütaş, Nestle ve Mepar işçileriyle dayanışmayıyükseltmek amacıyla dayanışma gecesi gerçekleştiriliyor. 4 Ocak tarihindegerçekleştirilecek gecenin çağrısı şöyle:
Bursa'da hakları ve onurları için direnen Sütaş, Nestle ve Mepar işçilerinin yanındayız. Bu onurlu sınıf kardeşlerimize aslı yalnız yürümeyeceklerini göstermek için buluşacağız. Baskılarla, işten atmalarla, jandarma ve polis güçleriyle, cezalarla, tezeklerle
yıldıramadıkları onurlu işçi kardeşlerimizi yürekten kucaklayacağız.Sömürücü asalaklara meydan okuyacağız.İşçi kardeşlerimizle omuz omuza, yürek yüreğe "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber
ya hiçbirimiz!" diye haykıracağız.Direnişin ve umudun türkülerini birlikte söyleyeceğiz.Haydi sen de katıl aramıza!Direnen işçilere destek ol!Dayanışmayı yükselt!
facebook.com/metaliscileribirligi.mib
Zonguldak’ın Kandilli beldesinde bulunan HEMA'ya aitmaden ocağında 60 maden işçisi işten çıkartıldı. İşçi kıyımınatepki gösteren maden işçileri, ocağa girerek işe geri alınana dekmadenden çıkmama eylemi başlattı.
İşbirlikçi sendika ağaları ile patronun elbirliğiyle iştenattırdığı 28 Nestle işçisinin mücadelesi sürüyor.
Bursa’daki fabrika önünde bekleyerek patronun geriadım atmasını bekleyen işçiler harekete geçtiler. Servisaraçlarının önüne yatan işçiler, çalışanlara “bizi çiğneyipbuyrun çalışın” mesajı verdiler. İşçilerin kararlı eylemidefalarca polis saldırısına uğradı, işçiler defalarcagözaltına alındı. Fakat yılmadılar ve günler boyunca günde3 kez vardiya giriş çıkışlarında direnişlerini sürdürdüler.
Direne direne kazanacağız!
Servislerin önüne yattılar
Sendikalaştıkları için iştenatılan Sütaş işçilerinin direnişiBursa ve Aksaray’dakifabrikaların önünde sürüyor.
Sütaş’a boykot, direnişe destek!
Kölelik koşullarlarında çalışan Ülkerişçilerinin direnişi fabrika önündesürüyor. Direnişçi işçiler patrondanyana tavır alan sendikalarınıdeğiştirdikleri için işten atılmıştı.
Recommended