Kutlu doğum anısına 40 hadisi

Preview:

Citation preview

RASÜLÜLLAH (SAV)’IN SÖZLERİNDEN

İNCİLER

KIRK HADİSİ ŞERİF

� أ ل�ي�ت�ب�و� ف� د ا، ت�ع�م� م� ع�ل�ي� ك�ذ�ب� م�ن�الن�ار� م�ن� ع�د�ه� ق� .م�

1) “Kim hakkımda kasden yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.”

(Sahihi Müslim Mukaddime 2)

ن� م� ك�ث�ير< ا م� يه� ف� غ�ب�ون< م� ت�ان� ن�ع�م�اغ: ر� و�الف� ة� ح� الص� الن�اس�

2) İnsanlardan çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır: sıhhat ve boş vakit.

Buhari, Rikak, 1.

الل�ه� ه� م� ح� ي�ر� ال� الن�اس� م� ح� ي�ر� ال� م�ن�

3) İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.

� و�ال وا ر� ب�ش� و� وا ر� ت�ع�س� و�ال� وا ر� ي�س�وا ر� ت�ن�ف�

4) Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

ن� م� ق�يل� أ�ن�ف� م� غ� ر� ث�م� �ن�ف� أ م� غ� ر� ث�م� �ن�ف� أ م� غ� ر�ال�ك�ب�ر� ن�د� ع� ي�ه� �ب�و� أ ك� أ�د�ر� م�ن� ال� ق� الل�ه� ول� س� ر� ي�ا

ن�ة� ال�ج� ل� ي�د�خ� ل�م� ف� ا م� ك�ل�ي�ه� و�أ� ا م� د�ه� .أ�ح�

5) “Peygamberimiz (s.a.s.) çok öfkeli bir şekilde üç defa, " Burnu yere sürtülsün (yazıklar olsun o

kimseye), " dediğinde Ashab-ı Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'ın Resulü! " diye sorunca; "Ana-babası veya

bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı hâlde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimse"

der.

ل�ه� اع� ك�ف� ي�ر� ال�خ� ع�لى� ا�لد�ال{

6) Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlm, 14.

ت�ي م�أ� ت�ن�ة� و�ف� ت�ن�ة ف� ة~ م�

أ� ل�ك�ل� إ�ن�ال� الم�

7) Her ümmetin denendiği bir fitne vardır.benim ümmetimin fitnesi de maldır.

Tirmizi, Zühd, 26.

ئ�ة� ـيـ� الس� ع� أت�بـ� و� ك�ن�ت� ا ـي�ث�م� ح� الل�ه� �ت�ق� ان~ ح�س� ل�ق~ ب�خ� الن�اس� ال�ق� او�خ� ه� ت�م�ح� ن�ة� س� ال�ح�

8) Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu

yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr, 55.

و� و�ه� ب�ه�، ر� م�ن� ال�ع�ب�د� ي�ك�ون� ا م� ب� ر� أ�ق�الد{ع�اء� وا أ�ك�ث�ر� ف� د<، اج� س�

9) Kulun rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu nedenle secdede çokça dua ediniz.

Müslim, salat, 215.

� ال و�ل� ق� ا ل�ه� أف�ض� ع�ب�ة ش� ب�ع�ون� و�س� ع< ب�ض� ان� اإل�يم�الط�ر�يق� ع�ن� ا�ألذ�ى إ�م�اط�ة� ا أد�ن�اه� و� إ�ال�الل�ه� إ�له�

ان� ا�إل�يـم� م�ن� ع�ب�ة< ش� ي�اء� ال�ح� و�10) İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ

ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan

kaldırmaktır. Haya da imandandır.

Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.

ل�م� إ�ن� ف� ب�ي�د�ه� ه� ل�ي�غ�ي�ر� ف� ا ن�ك�ر م� ن�ك�م� م� أ�ى ر� م�ن�ل�ب�ه� ب�ق� ف� ع� ت�طـ� ي�س� ل�م� إ�ن� ف� ان�ه� ب�ل�س� ف� ع� ت�طـ� ي�س�

ان� ا�إل�يـم� ع�ف� أض� ذ�ل�ك� و�

11) Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle

düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

: ي�ة� ش� خ� م�ن� ك�ت� بـ� ع�ي�ن< الن�ار� ا م� ه� ت�م�س{ ال� ع�ي�ن�ان�الل�ه ب�يل� س� ف�ي س� ر� ت�ح� ب�ات�ت� و�ع�ي�ن الل�ه�

12) İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

ار� ر� ض� و�ال� ر� ر� ض� ال�

13) Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.

ب{ ي�ح� ا م� يه� ألخ� ي�ح�ب� ت�ى ح� د�ك�م� أح� ي�ؤ�م�ن� ال�ه� س� ل�ن�ف�

14) Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş

olamaz.

Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.

ك�ان� م�ن� ه� ل�م� ي�س� و�ال� ه� ي�ظ�ل�م� ال� ل�م� ال�م�س� و أخ� ل�م� �ل�م�س� اع�ن� ج� ر� ف� و�م�ن� ت�ه� اج� ح� ف�ي الل�ه� ك�ان� يه� أخ� ة� اج� ح� ف�يي�و�م� ب� ك�ر� م�ن� ب�ة ك�ر� ا ب�ه� ع�ن�ه� الل�ه� ج� ر� ف� ب�ة ك�ر� ل�م~ م�س�

ة� ي�ام� ال�ق� ي�و�م� الل�ه� ه� ت�ر� س� ل�م ا م�س� ت�ر� س� و�م�ن� ة� ي�ام� ال�ق�15) Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona

zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da

onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu

kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da

Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.

� و�ال ن�وا ت�ؤ�م� ت�ى ح� ن�ة� ال�ج� ل�ون� ت�د�خ� ال�اب{وا ت�ح� ت�ى ح� ن�وا ت�ؤ�م�

16) İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman

etmiş olamazsınız.

Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.

ن� م� الن�اس� ل�م� س� م�ن� ل�م� �ل�م�س� اي�د�ه� و� ان�ه� ل�س�

17) Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.

وا ت�د�اب�ر� و�ال� د�وا اس� ت�ح� و�ال� وا ت�ب�اغ�ض� ال�ل{ ي�ح� ان او�ال� و� إخ� الل�ه� ب�اد� ع� و�ك�ون�وا

�ي�ام~ ا ث�ال�ث�ة� و�ق� ف� اه� أخ� ر� ج� ي�ه� أن� ل�م~ ل�م�س�

18) Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden

fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 58.

ن�ة� ال�ج� إل�ى د�ي ي�ه� ال�ب�ر� إن� و� ال�ب�ر� إل�ى د�ي ي�ه� د�ق� الص� إن�إن� و� ا د�يق ص� الل�ه� ن�د� ع� ي�ك�ت�ب� ت�ى ح� د�ق� ل�ي�ص� ل� ج� الر� و�إن�

إل�ى د�ي ي�ه� ور� ج� ال�ف� إن� و� ور� ج� ال�ف� إل�ى د�ي ي�ه� ال�ك�ذ�ب�ك�ذ�اب ا الل�ه� ن�د� ع� ي�ك�ت�ب� ت�ى ح� ك�ذ�ب� ل�يـ� ل� ج� الر� إن� و� الن�ار�

19) Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır.

Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında

kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.

، ل� ال�ك�س� و� ز�، ال�ع�ج� م�ن� ب�ك� أ�ع�وذ� �ن�ي إ م� الله�ن� م� ب�ك� أ�ع�وذ� و� ، ل� ال�ب�خ� و� م�، ر� ال�ه� و� ، ب�ن� ال�ج� و�

ات� ال�م�م� و� ي�ا ح� ال�م� ت�ن�ة� ف� و�م�ن� ب�ر�، ال�ق� ع�ذ�اب�

20 )Peygamber )sav) şöyle istiaze ederlerdi: "Allah'ım! Aczden, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan

ihtiyarlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Keza, kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım".

Buhari, Da'avat 38, 40, 42, Cihad 25; Müslim, Zikr 52 ,

ة< د�ق� ص� ل�ك� يك� أخ� ه� و�ج� ف�ي م�ك� ت�ب�س{ن�ك�ر� ال�م� ع�ن� ي�ك� ن�ه� و� وف� ع�ر� ب�ال�م� ك� ر� و�أم�

ض� أر� ف�ي ل� ج� الر� اد�ك� ش� إ�ر� و� ة< د�ق� ص�ر� ج� ال�ح� اط�ت�ك� إ�م� و� ة< د�ق� ص� ل�ك� ال�ل� الض�

ل�ك� الط�ر�يق� ع�ن� ال�ع�ظ�م� و� و�ك� و�الش�21) (Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır.

Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman

da senin için sadakadır.Tirmizî, Birr, 36.

و�ر�ك�م� ص� إ�ل�ى ي�ن�ظ�ر� ال� الل�ه� إ�ن�إ�ل�ى ي�ن�ظ�ر� و�لـك�ن� ال�ك�م� و� و�أم�

ال�ك�م� و�أع�م� ل�وب�ك�م� ق�

22) Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve

işlerinize bakar.

Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.

ال�د� و� الـ� ر�ض�ى في ب� الر� ر�ض�ىال�د� و� الـ� خ�ط� س� في ب� الر� خ�ط� و�س�

23) Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.

: ن� يه� ف� ك� ش� ال� ، ن� ل�ه� اب� ت�ج� ي�س� د�ع�و�ات~ ث� ث�ال�ة� و�د�ع�و� ر�، اف� ال�م�س� ة� و�د�ع�و� ال�م�ظ�ل�وم�، ة� د�ع�و�

ل�د�ه� ل�و� ال�د� ال�و�

24) Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın

evladına duası.

İbn Mâce, Dua, 11.

ل� أ�ف�ض� ل~ ن�ح� م�ن� ل�د ا و� ال�د< و� ل� ن�ح� ا م�ن~ س� ح� أد�ب~ م�ن�

25) Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.

Tirmizî, Birr, 33.

م� ائ�ه� ل�ن�س� ك�م� ي�ار� خ� ك�م� ي�ار� خ�

26) Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.

ن�ا ك�ب�ير� ر� ي�و�ق� و� ن�ا غ�ير� ص� م� ح� ي�ر� ل�م� م�ن� ن�ا م� ل�ي�س

27) Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.

و� ه� و� أن�ا ل�غ�ي�ر�ه� أو� ل�ه� ال�ي�ت�يم� ك�اف�ل�ب�اب�ة� ب�الس� ار� و�أش� ن�ة� ال�ج� في� ات�ي�ن� ك�ه�

ط�ى ال�و�س� و�

28) Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve

gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte

böyle yanyanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.

ه� و�ف� ج� ف�ي ل�ي�س� ال�ذ�ي ل� ج� الر� إ�ن�ر�ب� ال�خ� ك�ال�ب�ي�ت� آن� ر� ال�ق� م�ن� ء< ي� ش�

29) İçinde Kur’an’dan bir şey bulunmayan kimse boş ve harap olmuş bir ev gibidir.

Darimi, 3349.

� م ال ف� ر� اآلخ� ال�ي�و�م� و� ب�الل�ه� ي�ؤ�م�ن� ك�ان� �ن�ال�ي�و�م� و� ب�الل�ه� ي�ؤ�م�ن� ك�ان� و�م�ن� ه� ار� ج� ي�ؤ�ذ�ي�ؤ�م�ن� ك�ان� و�م�ن� ه� ي�ف� ض� ل�ي�ك�ر�م� ف� ر� اآلخ�

أو� ا ي�ر خ� ل� ل�ي�ق� ف� ر� اآلخ� ال�ي�و�م� و� ب�الل�ه�م�ت� ل�ي�ص�

30) Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret

gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır

söylesin veya sussun.

Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.

ار� ب�ال�ج� ين�ي ي�وص� ب�ر�يل� ج� ال� ز� ا م�ث�ه� ر� ي�و� س� أن�ه� ظ�ن�ن�ت� ت�ى ح�

31) Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu

komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.

، ك�ين� و�الم�س� ل�ة� م� ر�األ� ع�ل�ى اع�ي الس�

و� � أ الل�ه�، ب�يل� س� ف�ي د� اه� ك�ال�م�ج�

ار� الن�ه� ائ�م� الص� الل�ي�ل� ائ�م� الق�32 )Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah

yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse

gibidir.

Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.

ط�ائ�ين� ال�خ� ي�ر� و�خ� ط�اء< خ� آد�م� اب�ن� ك�ل{اب�ون� الت�و�

33) Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

: ، ك�ذ�ب� د�ث� ح� �ذ�ا إ ث�ال�ث< ن�اف�ق� الم� آي�ة�ان� خ� ت�م�ن� اؤ� �ذ�ا إ و� ، ل�ف� أ�خ� و�ع�د� �ذ�ا إ " و�

34) Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünü tutmaz ve kendisine emanet verildiğinde ona hıyanet eder.

Buhari, iman, 23.

ن�ا م� ل�ي�س ف� ـن�ا غ�ش� م�ن�

35) Bizi aldatan bizden değildir.

Müslim, Îmân, 164.

ام< ن�م� ن�ة� ال�ج� ل� ي�د�خ� ال�

36) Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremezler.

Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.

ف� ي�ج� أن� ب�ل� ق� ه� ر� أج� ير� األج� أع�ط�واه� ق� ع�ر�

37) İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.

أ�ك�ل� ف� ا، س غ�ر� س� غ�ر� ل�م~ م�س� م�ن� ا م�ب�ه� ل�ه� ك�ان� إ�ال� د�اب�ة<، و�

أ� ان< �ن�س� إ ن�ه� م�ة< د�ق� ص�

38) Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler,

o müslüman için birer sadakadır.

Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.

: ت� ل�ح� ص� إ�ذ�ا غ�ة م�ض� د� س� الج� ف�ي إن�د� ف�س� د�ت� ف�س� �ذ�ا إ و� ك�ل{ه�، د� س� الج� ل�ح� ص�

ل�ب� الق� و�ه�ي� أ�ال� ك�ل{ه�، د� س� الج�39) İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise

bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.

ل{وا . و�ص� ك�م� بـ� ر� الل�ه� وا �ت�ق� اك�م� ر� ه� ش� وم�وا و�ص� ـك�م� م�س� خ�

و�أط�يع�وا ال�ك�م� و� أم� ك�اة� ز� أد{وا و�ك�م� بـ� ر� ن�ة� ج� ل�وا ت�د�خ� ر�ك�م� ذ�اأم�

40) Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun,

mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

Tirmizî, Cum’a, 80