Cahit Sıtkı Tarancı

Preview:

DESCRIPTION

Cahit Sıtkı Tarancı. 4 ekim 1910’da Diyarbakır’da doğdu. Asıl adı Hüseyin Cahittir. İlkokulu Diyarbakır’da bitirdikten sonra GaLatasaray Lisesi’ne gitti. Fransızcayı çok iyi öğrendi. Mülkiye öğrenimini Türkiye ve Paris’te yaptı. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Cahit Sıtkı Tarancı

4 ekim 1910’da

Diyarbakır’da doğdu.

Asıl adı Hüseyin

Cahittir.

İlkokulu Diyarbakır’da

bitirdikten sonra

GaLatasaray Lisesi’ne

gitti.

Fransızcayı çok iyi öğrendi.

Mülkiye öğrenimini Türkiye ve Paris’te

yaptı. II.Dünya

Savaşı’nın çıkması üzerine eğitimini

tamamlayamadan Türkiye’ye döndü.

1946'da CHP Şiir Ödülü'nde

birincilik aldı.

Anadolu Ajansı ve Çevirme

Bakanlığı'nda tercüman olarak

çalıştı.

1953 yılında, genç yaşta ağır

bir hastalığa yakalandı.

1956 yılında tedavi için Avrupa'ya

götürüldü; fakat iyileşemedi. Aynı yıl

Viyana'da öldü.

'Sanat için sanat' ilkesine bağlı kaldı. Ona göre şiir, kelimelerle güzel şekiller

kurma sanatıdır. Vezin ve kafiyeden kopmamış; ama ölçülü

veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceği inancını taşımıştır.

Açık ve sade bir üslubu vardır. Çoğu gerçeğe bağlı olan mecazları, derin, karışık ve

şaşırtıcı değildir. Uzak çağrışımlara ve hayal oyunlarına pek

itibar etmemiştir. Zaman zaman bazı imaj ve sembollere

başvurmuştur.

Şiirlerinde en çok yaşama sevinci ve ölüm temalarına yer vermiş, nedense hep

ölümün üstüne gitmiştir. Ayrıca yitik aşklar, mutlu sevdalar,

yalnızlık, yaşadığı bohem hayatın buruklukları, çocukluk özlemi de şiirlerine

konu olmuştur.

Çeşitli gazetelerde tefrika edilen

hikâyeleri 1976 yılında yayınlandı.

Ayrıca mektupları da "Ziya'ya

Mektuplar" (1957) başlığı altında kitaplaştırıldı.

Romantizmin ve sembolizmin etkisine kalmıştır. Hece ölçüsünü

kullanan sanatçı bu şiirlerinde biçime önem vermiştir. Hece

ölçüsüne yeni bir ahenk ve uyum getirmiştir.

  Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,  

Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne?

Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar?

 

Otuz Beş Yaş

Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim:  

Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;  

Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız

  Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu,

 

İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

  Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. N'eylesin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak  

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla tasında.

  Cahit Sıtkı Tarancı

http://tr.wikipedia.orgwww.edebiyat.tc

www.cahitsitkitaranci.comwww.siir.gen.tr

Kaynakça

Dinlediğiniz

için

Teşekkürle

r

Mert Kırbaş

Furkan Çelebi

Caner Birdal

Çağla Dursunoğlu

Hazırlayanlar

Recommended