BÖLGESEL SOSYAL ADALET

Preview:

DESCRIPTION

BÖLGESEL SOSYAL ADALET. MERVE TEMİZ GİZEM KONYA. SOSYAL ADALET NEDİR?. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

BÖLGESEL SOSYAL ADALET

MERVE TEMİZ GİZEM KONYA

SOSYAL ADALET NEDİR? • Asgari ücret

kavramının ilk kez kullanan John

A.Ryan tarafından tanımlanan sosyal adalet; toplumun

değişik kesimlerinde

hayat standardı, gelir düzeyi gibi

birtakım ölçülerin fırsat eşitliği çerçevesinde

dikkate alınmasıyla sosyal alanda sağlanan

denge durumudur.

•Günümüzde sosyal adalet adeta insanlığın 'ortak/yitik mal'ı gibi sürekli aradığı, adına kavgaların verildiği, ölümlerin göze alındığı bir kavram niteliğindedir.

İNSAN-MEKAN İLİŞKİSİ

• İnsan mekan ilişkisi ayrılmaz bir birlikteliği ifade

etmektedir.İnsan mekanı kurup şekillendirdiği gibi

mekanda insana etki ederek onu şekillendirir.

• Günümüzde daha çok kentin mekanı üzerinde ciddi tartışmalar ve spekülasyonlar yapılmaktadır.

Bu durum özellikle gecekonduların dönüşümü, eski

kentsel mekanların/ çöküntü alanların dönüşümü, ulaşım akslarındaki mekanın kent

merkezlerinin arsa değerleri üzerinden ortaya çıkmaktadır.

•Mekansal yayılmalar ve yerleşmeler hangi süreçlerle belirlenmektedir, coğrafya

konumlanmaları hangi yönelimlerle ve kimler

tarafından tayin edilmektedir, kim nasıl bir tercih hakkına

sahiptir ve bu tercihi ne belirlemektedir gibi uçu açık

sorular, mekan üzerindeki spekülasyonlara cevap

aramaya dönük sorulardır. Yine bu sorular mekan ve adalet ilişkisini tanımlama

açısından önemlidir.

KENTSEL ADALET KRİZİ

•Kapitalist üretim süreçleri ve piyasa merkezli büyüme ve gelişme hedefleri kentsel adalet açısından çok çeşitli sorun alanlarının oluşmasına neden olmuştur. 1970'lerin son döneminde, 1980 sonrasında küreselleşme süreci ve neo-liberal politikalar kentlerde pek çok sorun alanının oluşması ile sonuçlanmıştır

•Sanayinin yeni yer seçimleri sonucunda, özellikle Amerika ve Avrupa'da pek çok kent sanayisizleşme süreci yaşamış, ekonomik olarak gerileme ve çöküş sorunu meydana gelmiştir.

•Sanayisizleşme, aynı zamanda özelleştirme yoluyla da gerçekleşmiştir. 1980 sonrası özelleştirme politikaları sonucunda özelleştirilen pek çok fabrikanın çalışanları işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmış, dolayısıyla kentsel yoksulluk sorunu 1980 sonrasında daha yoğun oarak hissedilir hale gelmiştir.

•Üst ve orta gelir gruplarının gelirindeki artışa karşın, alt gelir gruplarının azalan gelirleri sınıfsal ayrımların kutuplaşma ile sonuçlanmasına neden olmuştur.

•Kentlerin önemli rant bölgelerinde yenileme ve kentsel dönüşüm projeleri sonucunda meydana gelen değer artışları sonucunda soylulaştırma süreçleri yaşanmış ve pek çok yoksul kesim yerinden edilme sorunu ile karşı karşıya kalmıştır.

•Özellikle Avrupa ve Amerika'da, etnik ve ırk ayrımcılığı, kentsel mekanda dışlanma ile sonuçlanmıştır.

•Piyasa mekanizması çerçevesinde büyük sermaye çekme yarışı içerisinde yerel yönetimlerin, çoğu yerde toplumun yoksul ve güçsüz kesimlerine yeterli hizmetleri sağlayamadığı, buna karşın büyük yatırımlar çekme amacıyla kentin görünen yüzünü zenginleştirme ve güzelleştirme çabaları içerisine girdiği görülmüştür.

•Böyle bir mekanizma korunması gereken doğal alanlar üzerinde de ciddi baskılar üretmiş, pek çok doğal alan planlama yoluyla yapılaşmaya açılarak ; önemli rant kaynağı haline gelmiştir.

İstanbul 3. köprü

•Süreç bir bütün olarak doğanın, tarihin, kültürlerin satıldığı bir ortam yaratmıştır. Böyle bir ortamda adalet, ya da önceki dönemlerin planlama anlayışlarında yer alan kamu yararı duyarlılığı eski önemin kaybetmiştir.

•Söz konusu süreçler ülkemizde yoğun olarak yaşanırken dünyada kapitalist ekonomik sistemi benimseyen pek çok ülkede benzer sorunlar izlenmiştir.

TÜRKİYEDE KENTSEL ADALET

•KENTSEL DÖNÜŞÜM•GECEKONDULAŞMA•KENTSEL YOKSULLUK •KENTSEL TABAKALAŞMA

KENTSEL DÖNÜŞÜM

• İstanbul’un değişen silüeti üzerinden pazarlanması ve bir dünya kenti olarak sunulması, parıltılı büyük resmin ardında kalan kent katmanının göz ardı edilmesi söz konusudur. Gündelik yaşam ve gündelik kent, kapitalist ilişkilerin yarattığı dinamikler ve zıtlıkların gölgesinde kalır.

SULUKULE

İstanbul’da büyük ölçekli kentsel dönüşüm leri başlatan sürecin ilk uygulama alanı, dünyanın en eski Roman yerleşimlerinden olan Sulukule mahallesiydi. Dünya Miras Alanları’ndan,  İstanbul kara surlarının koruma bandında yer alan Sulukule, hem kentsel dönüşüm politikaları ve uygulamalarının habercisi oldu, hem de Sulukule Platformu’nun geliştirdiği yenilikçi kent mücadelesi pratiğiyle gündeme geldi.

TARLABAŞI•Tarlabaşı Yenileme Projesi'yle

çöküntü alanı haline gelen BÖLGE ayağa KALDIRILDI. Metruk binaların değeri şimdiden 40 kat arttı.

GECEKONDULAŞMA(GETTOLAŞMA)

•Türkiye'de gecekondu yapımı 1930'larda başladı. Ama asıl II. Dünya Savaşı'ndan sonra, tarımın makineleşmesi ve kentlerde sanayi kollarının gelişmeye başlamasıyla köyden kente göç hızlandı. Bu göçlerle özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerin nüfusu hızla arttı.

Ulus Ankara

• Yapılan gecekonduların yıktırılması günümüzde sıkça rastlanan olaylardandır. Ne var ki, köklü çözümler getirilmedikçe hiçbir barınağı olmayan insanların bıkıp usanmadan gene aynı yolu denedikleri görülmektedir. Gecekondular yaygınlaştıkça başını sokacak bir tek gecekondusu olanların yanı sıra, bu işten çıkar sağlamak için gecekondu yapıp satanlar, gecekondusunu kiraya verenler, gecekonduculuğu meslek haline getirerek kaba kuvvet yoluyla ele geçirdikleri toprakları gecekondu yapmak isteyenlere yüksek fiyatla satanlar da ortaya çıktı.

•1988 yılı tahminlerine göre Türkiye'de bulunan toplam 2 milyon gecekonduda 10 milyona yakın insan yaşamaktadır. Ankara nüfusunun yüzde 70'ini, İstanbul'un yüzde 60'ını, İzmir ve Adana'nın da yüzde 50'sini gecekondularda yaşayanlar oluşturmaktadır.

KENTSEL YOKSULLUK

•Türkiye’de kent yoksullarına, belli bir sistem dahilinde ama tam olarak kurumsallaşmamış yardımlar yapılmaktadır. Yapılan yardımlar, belediyeler eliyle; bazen de merkezi idarenin illerdeki temsilcileri aracılığıyla yapılmaktaysa da, siyasi ranta dönüştürüldüğü gerekçesiyle eleştirilere yol açmaktadır.

Recommended