Hikem-i Atâiyyeİbn Atâullah El-İskenderî
(Seçilmiş 28 Hikmet)
Tercüme
(Sunum 28 sayfadan oluşmaktadır)
Hikem-i Atâiyye
O' sana Kendini tanımaya yönelik bir kapı açınca
artık amelinin az olmasına önem verme.
Şüphesiz o kapıyı açması, Kendini sana tanıtmak istemesindendir.
Bilmez misin ki,
Kendini tanıtma isteği O'nun sana ihsanıdır?
Ammeler ise senin O'na hediyendir. O'nun sana ihsanının yanında senin
O'na hediyenin ne önemi olabilir!
(Hikmet, 8)
İbn Atâullah El-İskenderî
1
Senin için garanti edilmiş olan rızık için didinip de,
senden istenende ihmalkâr davranmam, basiretinin körlüğüne delildir.
(Hikmet, 5)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
2
Fâni varlıklara çevrilip onlara mekan edilen bir gönül nasıl parlayabilir?
Nefsani istekleriyle prangalanmış kişi nasıl Allah'a doğru yol alabilir?
Gafletinin cenabetinden temizlenmeden, Allah'ın huzuruna girmeyi nasıl ümit edebilir?
Günahlarından tevbe etmeden, sırların inceliklerini anlamayı nasıl umabilir?
(Hikmet, 13)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
3
Yanında varlığı bile söz konusu olmayan bu âlemin O'na karşı sana perde olması,
sana olan kahrının işaretidir.
(Hikmet, 15)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
4
Gaybleri bilmeyi istemektense, kendi gizli kusurlarını bilmeye çalışman
daha hayırlıdır.
(Hikmet, 32)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
5
Allah'ın sana hissettirdiği bir ihtiyacın giderilmesini başkasından isteme.
O'nun ortaya koyduğu bir şeyi başkası nasıl kaldırabilir ki?
Kendi ihtiyacını gideremeyen kimse başkasındaki ihtiyacı nasıl karşılayabilsin?
(Hikmet, 39)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
6
Hâlin kötü olduğu halde, senden daha kötü olanla arkadaşlığın, senin halini güzelmiş gibi gösterebilir.
(Hikmet, 44)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
7
Allah'ın emirlerine uymadığında üzüntü duymaman,
hata ve günah işlediğinde de pişmanlık hissetmemen kalbinin manen ölüm
işaretlerindendir.
(Hikmet, 48)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
8
Sen ümit kestiğin şeye karşı özgür, tamah ettiğin şeyin ise tutsak
ve kölelisisin.
(Hikmet, 62)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
9
İlahi feyz ve lütuflar genelde ani ve beklenmedik şekilde gelir.
Ta ki, kullar bunu kendi özel
yetenekleriyle elde ettiklerini iddaa etmesinler.
(Hikmet, 69)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
10
Her sorulana cevap veren, her gördüğünü anlatan
ve her bildiğini söyleyen bir kimse gördüğün zaman,
bunu cehaletinin işareti say.
(Hikmet, 70)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
11
Mü’min kullarının mükâfatlarını ahirete bırakmasının nedeni,
bu fâni dünyanın onlara verilmek istenenler için dar olması ve geçici bir
dünyada onlara mükafat vermeyi kendilerine layık görmemesidir.
(Hikmet, 71)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
12
O’nun yanında değerinin derecesini öğrenmek istiyorsan,
seni içinde tuttuğu manevî hale bak.
(Hikmet, 73)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
13
O’ndan istediğinin en hayırlısı, O’nun senden istediğidir.
(Hikmet, 75)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
14
Belki de vermesi esirgemek;esirgemesi vermektir.
(Hikmet, 83)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
15
Bitmez, tükenmez bir izzet kazanmak istiyorsan,
fani bir izzetle aziz olmaya çalışma.
(Hikmet, 86)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
16
Taat ve ibadetine mükâfat olarak,seni kulluğuna layık görmesi yeterlidir.
(Hikmet, 90)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
17
Vermemesinin seni üzmesi,Allah’ın bununla muradını
anlamadığındandır.
(Hikmet, 94)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
18
Yarattıklarından bir ürküntü verdiği an, bil ki, sıcak dostluğundan sana bir kapı
aralamak istiyor.
(Hikmet, 101)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
19
Kendisinden istemek üzere dilini çözdüğü an, bil ki,
sana ihsanda bulunmak istiyor.
(Hikmet, 102)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
20
Dileğin gecikti bahanesiyle Rabbine itiraz etme.
Aksine, edebinin noksanlığından dolayı nefsine davacı ol.
(Hikmet, 109)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
21
Keşif ve kerametle özel ilâhi lutfa mazhar olan herkes,
tam ihlaslı olmayabilir.
(Hikmet, 111)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
22
Eğer O’nun o güzel kusur örtücülüğü olmasaydı,
hiçbir amel kabule layık olmazdı.
(Hikmet, 131)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
23
Sana değer veren, ancak O’nun senin kusurlarını lütfuyla örtmesinden dolayı değer vermiştir.
Dolayısıyla, gerçek övgü seni Örten’edir, sana değer veren veya sana teşekkür
edene değil.
(Hikmet, 134)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
24
Çok kere ârif, İlahi tercihini yeterli görerek Mevla’sından bile ihtiyacı olan
bir şeyi istemekten utanır.
Artık, insanlara ihtiyacını arz etmekten nasıl utanmasın?
(Hikmet, 191)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
25
Nefsin kötü arzularına uyulduğunun işareti, zorunlu olmayan hayırlı işlere koşup, zorunlu olanlarda tembellik
göstermendir.
(Hikmet, 193)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
26
Allah, kullarının ibadete yönelik gayretlerinin azlığını bildiği için,
ibadeti onlara zorunlu kıldı, böylece zorunluluk zinciriyle
Kendine doğru sevk etti.
Rabbin, cennete zincirlerle sevk edilen
bir topluluğa hayret etti.
(Hikmet, 195)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
27
Kâinatı Yaratan’ı müşahede etmediğin sürece sen âlemdeki varlıklara tâbisin.
O’nu müşahede ettiğin an, onlar sana tâbi olur.
(Hikmet, 249)
Hikem-i Atâiyye
İbn Atâullah El-İskenderî
28