Upload
others
View
14
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ANKARA ÜNİVERSİTESİFEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ÜZÜMDEN (Vitis vinifera L.) İZOLE EDİLEN POLİFENOL OKSİDAZENZİMİNİN ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
Zehra ÖNEZ
KİMYA ANABİLİM DALI
ANKARA--------------
2006
Her hakkı saklıdır
Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI danışmanlığında, Zehra ÖNEZ tarafından hazırlanan buçalışma 17/02/2006 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği ile Kimya AnabilimDalı’nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
Başkan : Prof. Dr. Murat ELÇİN Ankara Üniversitesi
Üye : Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI Ankara Üniversitesi
Üye : Prof. Dr. Selma ATEŞ Gazi Üniversitesi
Yukarıdaki sonucu onaylarım
Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLUEnstitü Müdürü
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
ÜZÜMDEN (Vitis Vinifera L.) İZOLE EDİLEN POLİFENOL OKSİDAZ ENZİMİNİN ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ
Zehra ÖNEZ
Ankara ÜniversitesiFen Bilimleri EnstitüsüKimya Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI
Polifenol oksidaz (PPO) enzimi İzmir üzümü (Vitis vinifera L.)’nden ekstrakte edilmiş
ve amonyum sülfat çöktürme, diyaliz, jel filtrasyon kromatografisi yöntemleri ile
saflaştırılmıştır. Amonyum sülfat çöktürme ve diyaliz işlemlerinden sonra elde edilen
örnek, PPO enziminin karakterizasyonu için kullanılmıştır. Bu amaçla, optimum pH ve
sıcaklık değerleri farklı substratlar kullanılarak belirlenmiştir. PPO enziminin en iyi
substratının katekol olduğu bulunmuştur. Bu substrat için optimum pH ve sıcaklık
değerleri sırasıyla 7,2 ve 25 oC olarak belirlenmiştir. Km ve Vmax değerleri katekol ile
sırasıyla 3,65 mM ve Vmax 507,2 ∆A dak-1 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada altı adet
inhibitör ile çalışılmış ve en etkili olanların sodyum azid, sodyum dietilditiyokarbamat
ve tiyoüre oldukları bulunmuştur. Enzimin poliakrilamid jel elektroforez (PAGE)
çalışmaları da yapılmıştır.
2006, 87 sayfa
Anahtar Kelimeler: Vitis vinifera L., Üzüm, Polifenol Oksidaz, PPO, Bitki
Fenolikleri, Elektroforez.
ii
ABSTRACT
Master Thesis
ISOLATION AND PROPERTIES OF GRAPE (Vitis Vinifera L.)
POLYPHENOL OXIDASE
Zehra ÖNEZ
Ankara UniversityGraduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Chemistry
Supervisor: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI
Polyphenol oxidase (PPO) of İzmir grape (Vitis vinifera L.) fruit was extracted and
purified through (NH4)2SO4 precipitation, dialysis, gel filtration. The sample obtained
from ammonium sulfate precipitation and dialysis was used for characterization of the
PPO. For this aim, optimum conditions, i.e., pH, temperature were determined with
different substrates. The best substrate of the PPO was found to be catechol. Optimum
pH and temperature were found 7,2 and 25 oC for this substrate. Km and Vmax values
were 3,65 mM and 507,2 ∆A dak-1 with catechol, respectively. Six inhibitörs were
tested in the study and the most effective was found to be sodium azide, sodium
diethyldithyocarbamate and tiourea. Polyacrylamide gel electrophoresis studies of this
enzyme were performed.
2006, 87 pages
Key Words: Vitis vinifera, Polyphenol Oxidase, PPO, Grape, Plant Phenolics,Electrophoresis.
iii
TEŞEKKÜR
Bu konuyu yüksek lisans tezi olarak öneren, çalışmalarım süresince yakın ilgi ve
desteğini gördüğüm önemli deneyim ve bilgilerinden faydalandığım hocam Sayın Prof.
Dr. Şule PEKYARDIMCI’ya içten teşekkürlerimi sunarım.
Ayrıca tez çalışmamın her aşamasında bana yardımcı olan Sayın Arş. Gör. Emine
KARAKUŞ’a çok teşekkür ederim. Elektroforez cihazını kullanmama izin veren ve
deneyin yapılışında yardımlarını esirgemeyen Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji
Enstitüsü Bölümünden Sayın Dr. Mitchell HALLORAN’a teşekkür ederim. Son olarak
bilimsel araştırma yapmam için beni her zaman destekleyen başta annem ve babam
olmak üzere tüm aileme teşekkür ederim.
Zehra ÖNEZ
Ankara, Şubat 2006
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET………………………………………………………………………….…..…..i
ABSTRACT…………………………………………………………………….…....ii
TEŞEKKÜR……………………...…………………………………………….…....iii
SİMGELER DİZİNİ……………………………………….………………….…...viii
ŞEKİLLER DİZİNİ……………………………………………………………........ix
ÇİZELGELER DİZİNİ………………………………………....………………......xi
1. GİRİŞ…………………………………………………………………………......1
2. KAYNAK ÖZETLERİ...............................................………………………........3
2.1 Enzimler Hakkında Genel Bilgi…………………………………………..........6
2.1.1 Enzim kinetiği ……………………………………………………….………......................7
2.1.2 Enzim aktiflik birimleri …………………………………………...................9
2.1.3 Enzim inhibisyonu …………………………………………….......................10
2.1.3.1 Yarışmalı inhibisyon (Kompetitif inhibisyon) …..................................….11
2.1.3.2 Yarışmasız inhibisyon (Nonkompetitif inhibisyon)……........................…12
2.1.3.3 Yarı yarışmalı inhibisyon (Ankompetitif inhibisyon)….......................….13
2.2 Polifenol Oksidaz (PPO) Enzimi …………………………………….…..........15
2.2.1 PPO enziminin substratları ……………………………………....................15
2.2.1.1 Katekinler ………………………………………..........................…...…....16
2.2.1.2 Lökoantosiyanidinler ……………………………..........................…..…...17
2.2.1.3 Antosiyanidinler………………………………….........................………...17
2.2.1.4 Flavonoller …………………………………..........................…...…....…...18
2.2.1.5 Sinamik Asit Türevleri ………………………….......................………….19
2.2.1.6 Basit Fenoller ………………………………….........................…………...19
2.2.2 PPO enziminin katalizlediği tepkimeler ……………..............………..…....20
2.2.3 Bakırın reaksiyondaki rolü ………………………………...............…..……21
2.2.4 Esmerleşme reaksiyonları……………….. ……………..............……...……24
2.2.4.1 Enzimatik esmerleşme …………………………………........................…..24
2.2.4.2 Enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonları ………........................…..24
2.2.5 PPO enziminin inhibitörleriyle enzimatik kararmanın önlenmesi…..........25
2.2.5.1 Enzimi birinci derecede etkileyen inhibitörler ………….................….....25
v
2.2.5.2 Reaksiyon ürünleri veya substratlar ile reaksiyona giren bileşikler .......26
2.2.6 PPO enziminin doğadaki ve gıda işletmeciliğindeki rolü ….……......….....27
2.2.7 PPO enziminin tıptaki kullanım alanları ………...………………..............28
3. MATERYAL VE YÖNTEM ……………………………………….…...…..…30
3.1 Kullanılan Materyal ve Maddeler …………………………………...........….30
3.1.1 Çalışmada kullanılan kimyasal maddeler.......................................................30
3.1.2 Kullanılan alet ve cihazlar ………………………………….............…….....30
3.1.3 Tampon çözeltilerin hazırlanması …………………………...............……...31
3.1.3.1 0,1 M Sitrat tamponunun hazırlanması ……………........................….....31
3.1.3.2 0,2 M Fosfat tamponunun hazırlanması …………………........................31
3.1.3.3 0,05 M tris tamponunun hazırlanması ………………….......................…32
3.2 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin İzolasyonu …………………….....….....33
3.2.1 Amonyum sülfat çöktürmesi …………………………………............….….33
3.2.2 Diyaliz işlemi ………………………………………………………............…34
3.2.3 Jel fitrasyon Kromotografisi ………………………………...........…….…..35
3.3 Enzim Aktivitesinin Tayini ………………………………………....…....……37
3.3.1 Enzim ünitesinin tanımı ………………………………………..............……37
3.3.2 Stok enzim çözeltisinin hazırlanması …………………………........…..…...37
3.4 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin Karakterizasyonu …………...…..……38
3.4.1 Substrat spesifikliği ………………………………………….........……..…..38
3.4.2 Optimum substrat konsantrasyonu ………………………..........……...…..38
3.4.3 pH etkisi ……………………………………………….........….…………..…38
3.4.4 Sıcaklığın etkisi ……………………………………………...........……….…38
3.4.5 Enzimin termal kararlılığı ……………………………..........………….…...39
3.4.6 Protein tayini ……………………………………………………..............….39
3.4.7 Enzim kinetiği …………………………………………………..........….…...41
3.4.8 Aktivasyon enerjisinin tayinin........................................................................41
3.4.9 İnhibitörlerin etkisi ……………………………………………..............…...42
3.4.10 Enzimin depolama süresince kararlılığı ……………………....................42
3.4.11 Poliakrilamid jel elektroforez (PAGE) ………………….…….................42
3.4.11.1 Native-PAGE ile enzimin aktivite tayini ……………................….…....45
3.4.11.2 Native-PAGE ile PPO izozimlerinin belirlenmesi ……..........................46
vi
3.4.11.3 SDS-PAGE ile enzimin molekül kütlesinin belirlenmesi ..............…......46
4. BULGULAR VE TARTIŞMA ………………………..............................……..48
4.1 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin İzolasyonu ve Saflaştırılması ….……..48
4.1.1 Jel filtrasyon kromotografisi ………………………………………......……50
4.2 Enzim Aktivitesinin Tayini ………………………………………....….……...51
4.3 PPO Enziminin Karakterizasyonu ………………………………...………….52
4.3.1 Substrat spesifikliği ………………………………………………........…….52
4.3.2 Optimum substrat konsantrasyonu ……………………………….....……..53
4.3.3 pH etkisi ………………………………………………………......……...…...54
4.3.4 Sıcaklığın Etkisi …………………………………………………......…….....59
4.3.5 Enzimin termal kararlılığı ……………………………………………......…60
4.3.6 Protein tayini..............................……………………………………......….....61
4.3.7 Enzim kinetiği …….………………………………………………......……...62
4.3.8 Aktivasyon enerjisinin tayini............................................................................63
4.3.9 İnhibitörlerin etkisi ………………………………………………......……....63
4.3.10 Enzimin depolanma süresince kararlılığı ………………………......…….67
4.3.11 Poliakrilamid jel elektroforez (PAGE) …………………………......…….68
4.3.11.1 Native-PAGE ile enzimin aktivite tayini .......……………................….68
4.3.11.2 SDS-PAGE ile enzimin molekül ağırlığının belirlenmesi…....................70
5. SONUÇLAR……………………………………………………………….…......72
KAYNAKLAR………………………………………………………………....……74
EKLER…………………………… …………………………………....………...…82
EK 1. Poliakrilamid Jel Elektroforezde Kullanılan Tampon ve Çözeltiler.........82
1.1 Akrilamid + N,N'-Metilen Bisakrilamid çözeltisi…….………….........…..…..82
1.2 Ayırma Jel Tamponu (1,5 M Tris-HCI, pH 8,6) ……………………........…...82
1.3Yığma Jel Tamponu (0,5 Tris-HCI, pH 6,8) …………………..…........…...….82
1.4 Koşturma Tamponu …………………………………………….........…..…….83
1.5 Örnek Tampon (4X) ………………………………………………....................83
1.6 Boyama Çözeltisi …………………………………………………….................83
1.7 Boya Çıkarıcı Çözelti …………………………………………….........….........84
1.8 Saklama Çözeltisi ………………………………………………...............….....84
1.9 % 10'luk Amonyum Persülfat (APS) ……………………………...........….....84
vii
1.10 Molekül Ağırlık Standartları …………………………………….........….....84
1.11 % 10'luk SDS-PAGE Ayırıcı Jelin İçeriği ……………………...........……..85
1.12 % 4’lük SDS-PAGE Yığma Jel İçeriği …………………………...........…...86
1.13 % 7,5’lik Native-PAGE Ayırıcı Jel İçeriği …………………............……....86
1.14 % 4’lük Native-PAGE Yığma Jel İçeriği ……………………...........….......86
ÖZGEÇMİŞ………………………………………..…………………….…….…...87
viii
SİMGELER DİZİNİ
APS Amonyum Persülfat
N-PAGE Native-Poliakrilamid Jel Elektroforez
PAGE Poliakrilamid Jel Elektroforez
PPO Polifenol Oksidaz
PVP Polivinil Pirolidon
SDS Sodyum Dodesil Sülfat
SDS-PAGE Sodyum Dodesil Sülfat Poliakrilamid Jel Elektroforez
TEMED Tetra Etil Metilen Diamin
ix
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1 Michaelis-Menten grafiği …………………………………………….…...8
Şekil 2.2 Lineweaver-Burk grafiği…………………………………………...….…..9
Şekil 2.3 Yarışmalı (Kompetitif) inhibisyon………………… ……………………12
Şekil 2.4 Yarışmasız (Nonkompetitif) inhibisyon ……… ..……………………….13
Şekil 2.5 Yarı yarışmalı (Ankompetitif) inhibisyon ……….........................………14
Şekil 2.6 O-kinon oluşum mekanizması …………………………………………...22
Şekil 2.7 Melanin pigmentinin oluşum mekanizması ………………………….…..23
Şekil 3.1 Genel diyalizin uygulanış şekli..................................................................34
Şekil 3.2 Farklı büyüklükteki moleküllerin jel filtrasyon kromatografisi ile
ayrılması ………………………………………………………………....35
Şekil 3.3 Bradford yönteminin standart eğri grafiği .................................................40
Şekil 4.1 Jel filrasyon kromatografisi sonucu elde edilen fraksiyon……………….50
Şekil 4.2 PPO enziminin aktivite tayin grafiği ……………………………………..51
Şekil 4.3 Katekol substratının üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın
etkisi..........................................................................................................55
Şekil 4.4 4-metil katekol substartı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine
pH’ın etkisi...............................................................................................55
Şekil 4.5 Kafeik asit substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın
etkisi..........................................................................................................56
Şekil 4.6 Pirogallol substratının üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın
etkisi ... ......................................................................................................56
Şekil 4.7 D-tirozin substratının üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine
pH’ın etkisi….............................................................................................57
Şekil 4.8 p-Krezol substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine
pH’ın etkisi…..............................................................................................57
Şekil 4.9 Gallik asit substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine
pH’ın etkisi…..............................................................................................58
Şekil 4.10 Üzümdeki PPO enzimi üzerine sıcaklığın etkisi…......................................59
Şekil 4.11 PPO enziminin termal kararlılığı……………………………………...........60
Şekil 4.12 Bradford yöntemiyle protein tayin grafiği ……...........................….…....... 61
x
Şekil 4.13 Katekol substratı kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk grafiği ….....62
Şekil 4.14 Aktivasyon enerjisinin tayini ......................................……………….…...63
Şekil 4.15 L-Sistein inhibitörü kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk grafiği .…..65
Şekil 4.16 L-Askorbik asit inhibitörü kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk
grafiği…………………………………………………………………….. 66
Şekil 4.17 β-Merkaptoetanol inhibitörü kullanılarak elde edilen Lineweaver-Burk
grafiği……………………………………………………………………....66
Şekil 4.18 4 oC ve 20 oC’de depolama şartlarında enzim aktivitesinin zamanla
değişimi…………………………………………………………………...67
Şekil 4.19 Ham enzim ekstraktının Native-PAGE ile elde edilen bant profili............68
Şekil 4.20 SDS-PAGE ile PPO enziminin molekül ağırlığının belirlenmesi ……..….70
xi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 3.1 0,1 M Sitrat tamponu hazırlaması …………………….............................31
Çizelge 3.2 pH’ları 5,7-7,2 arasındaki çözeltilerin hazırlaması……………………....32
Çizelge 3.3 0,05 M Tris tamponunun hazırlanması .....................................................32
Çizelge 4.1 PPO enzimin saflaştırma aşamalarından elde edilen sonuçlar …………..48
Çizelge 4.2 PPO enziminin substrat spesifikliği …………………………………….52
Çizelge 4.3 Üzüm PPO enzimi için optimum katekol substratı konsantrasyonu ….. .53
Çizelge 4.4 İzmir üzümünden elde edilen PPO enziminin farklı substratlara karşı
optimum pH değerleri...............................................................................54
Çizelge 4.5 PPO enziminin inhibisyon türleri ve Ki değerleri …………………...…..64
1
1. GİRİŞ
Tüketicinin giderek daha bilinçlenmesi sonucu tüketilen besinlerin hem çevre ve insan
sağlığına, hem de damak zevkine uygun olması talep edilmektedir. Bu nedenle gıda
endüstrisi alanında, üretim ve pazarlama ile ilgili yeni yöntemler geliştirilmektedir
(Erzengin 2002). Meyve ve sebzelerde, ayrıca kabuklu deniz hayvanlarında çarpma,
kesme, kabuk soyma ve dilimleme gibi mekanik zedelenme ve işlemlerle bazı renk
değişmeleri ortaya çıkmaktadır. Pembeden, mavimsi-siyaha kadar olan farklı tondaki bu
renk değişmelerine "esmerleşme" denir. Bir çok meyve ve sebze ürünlerinde bu renk
değişmeleri bir dereceye kadar istenir, ancak çoğu kez istenilen seviyede durdurulamaz.
Enzimatik esmerleşme denilen bu reaksiyon, hem polifenoloksidaz (PPO) enziminin
aktivitesi, hem de fenolik madde konsantrasyonu ile ilgilidir (Coseteng and Lee 1987).
PPO enziminin neden olduğu esmerleşmeler, ürünün sadece renginde bozulmaya neden
olmamakta, aynı zamanda lezzetini ve kalitesini de düşürmektedir. Bu nedenle olayın
önlenmesi ve sınırlandırılması amacı ile PPO enziminin nitelikleri üzerinde çok çeşitli
araştırmalar yürütülmektedir.
PPO enziminin neden olduğu bu esmerleşme reaksiyonlarının önlenebilmesi için bu
enzimin inhibe edilmesi gerekmektedir (Ponting 1960, Golan-Goldhirsh and Whitaker
1984, Pekyardımcı and Balaban 1992). PPO enziminin özellikleri izole edildiği kaynağa
göre değişmektedir (Vamos-Vigyazo 1981). Bu nedenle uygun inhibisyon
yöntemlerinin bulunabilmesi için öncelikle meyve ve sebzelerde bulunan PPO
enziminin kinetik özelliklerinin, aktivatör ve inhibitörlerinin, optimum pH ve sıcaklık
değerlerinin, sıcaklığa dayanıklılığının iyi bilinmesi gerekmektedir. PPO enziminin
özeliklerini belirleyebilmek amacı ile birçok kaynaktan enzim izolasyonu yapılmıştır.
Bu kaynaklardan bazıları; elma (Oktay et al. 1995, Walker et al. 1964), kiraz (Benjamin
and Montgomery 1973), şeftali (Wong et al. 1971, Flurkey and Jen 1978, Luh et al.
1972), üzüm (Cash et al. 1976 , Valero et al. 1988), kuşburnu (Şakiroğlu et al. 1996)
gibi meyveler, patates (Patil et al. 1965, Hsu et al. 1988), mantar (Golan-Goldhirsh et
al. 1984), patlıcan (Knapp 1965) gibi sebzelerdir.
2
Bu çalışmanın amacı, PPO enziminin İzmir (Bergama) bölgesinde yetişen üzümden
izolasyonu, saflaştırılması ve karakterize edilmesidir. Bu amaçla önce PPO enzimi,
İzmir üzümünden izole edilmiş; daha sonra amonyum sülfat çöktürmesi yöntemiyle
çöktürülen PPO enzimi, diyalizlenerek kısmen saflaştırılmıştır. Enzimin kinetik
özellikleri, optimum pH ve optimum sıcaklığı, termal kararlılığı, inhibisyon çalışmaları
diyalizlenen enzim ekstraktıyla yapılmıştır. Daha sonraki saflaştırma aşamaları ise jel
filtrasyon kromatografisi ve poliakrilamid jel elektroforezi (PAGE) ile yapılmıştır.
3
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Polifenol oksidazlar, bitkilerde, kabuklu deniz hayvanlarında, mikroorganizmalarda
özellikle de funguslarda yaygın olarak bulunmaktadırlar (Vamos-Vigyazo 1981). PPO
enziminin bitki hücrelerinde bulunduğu yerler farklılık göstermekle birlikte genellikle
bitki hücrelerinin plastitlerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla, vakuollerde bulunan fenolik
substratlarından ayrı bölgelerdedir (Vaughn et al. 1988).
Üzümdeki enzim aktivitesi, pulp veya özsuya nazaran kabukta daha fazla bulunmuştur
ve olgunlaşma esnasında aktivite azalması kabukta daha belirgin olmuştur (Parish
1972). Bazı araştırmacılar kabukta daha yüksek aktivite bulurken (Voigt et al. 1996),
bazıları çekirdek bölgesinde daha fazla aktivite olduğunu belirlemiştir (Bleslermann
1956). Elmadaki polifenol oksidaz aktivitesinin büyük oranda elmanın cinsine bağlı
olduğu bazı araştırmacılar tarafından rapor edilmiştir (Walker 1962, Vamos-Vigyazo
1977). Amasya ve Golden türü elmalar üzerinde yapılan bir çalışmada, Amasya türünün
Golden’e göre daha fazla PPO enzim aktivitesine sahip olduğu bulunmuştur (Keleş
1986). Çay bitkisinin (özellikle filizlerinin) polifenoller ve PPO enzimi bakımından
oldukça zengin olduğu ve PPO enziminin çayın fermentasyonunda anahtar enzim
olduğu bildirilmiştir (Mayer and Harel 1991).
Elma kabuğundan hazırlanan mitokondrial PPO enziminin; polivinilpirolidon (PVP) ile
inaktive edildikten sonra, sodyumdodesil sülfat (SDS) gibi anyonik deterjanlarla
reaktive olduğu bulunmuştur (Halim and Montgomery 1978). Aynı zamanda sodyum
dodesilsülfatın, kısmen saflaştırılmış PPO enzimini aktive ettiği bulunmuştur (Kohn
1977). PPO enzim aktivitesinde süreli asidik pH veya üreyle muamele edildiğinde 4-10
kat artış gözlenmiştir. Ortama Cu+2 iyonlarının katılması patatesteki PPO enzimine etki
etmezken, turptaki enzimin aktivitesini arttırdığı bulunmuştur (Isbiguro and Anyama
1970, Weaver and Steen 1968). Bu enzimde aktivatörlerin rolü enzim için gerekli
konformasyonun oluşumunu kolaylaştırmak şeklindedir (Mathen and Parpia 1971,
Şakiroğlu 1994).
4
Corsini ve arkadaşları patatesten (Solanum tuberosum) saflaştırarak elde ettikleri PPO
enziminin aktivitesi üzerine yaptıkları çalışmalarda enzim aktivitesinin patatesin yumru,
kök ve çiçeklerinde oldukça yüksek olmasına rağmen yaprak ve saplarında daha düşük
seviyelerde olduğunu tespit etmişlerdir. PPO enzimi tarafindan meydana gelen
enzimatik esmerleşmenin özellikle patatesin yumrularında daha fazla olduğu
bildirilmiştir (Corsini et al. 1992). Bununla birlikte, Thygesen ve arkadaşları patatesten
saflaştırılarak elde ettikleri PPO enzimi ile yaptıkları çalışmalarda doku hasarını takiben
patatesin yumrularında PPO enziminin aktivitesinin yüksek düzeylere ulaştığını
saptamışlar ve bu enzimin bitki savunma sisteminde rol oynayabileceğini
bildirilmişlerdir (Thygesen et al. 1994).
Cano ve arkadaşları tarafından yapılan başka bir çalışmada ise tropik bitkilerden biri
olan papaya meyvelerinde de PPO enziminin varlığı bildirilmiştir (Cano et al. 1995). Bu
meyvelerden kısmen izole edilen PPO enziminin türlere göre değişimi incelenmiş ve
toplam PPO enzim aktivitesinin dişi meyvelerde diğerlerine göre çok daha yüksek
olduğunu belirtilmiştir. Bu meyvelerden elde edilen enzimlerin elektroforetik özellikleri
incelendiğinde, hermafrodit meyvelerde 6 izoenzimin varlığı gözlenmesine rağmen dişi
meyvelerde dört izoenzimin varlığını gösteren bandlar belirlenmiştir (Cano et al. 1996).
Mayer ve arkadaşları çay bitkisinden saflaştırdıkları PPO enziminin, çayın
fermantasyonunda ve çay bileşenlerinden olan flavonollerin oksidasyonunda önemli rol
oynadığını belirtmişlerdir (Mayer et al. 1991).
Fujita ve Tono patlıcandaki polifenol oksidaz enzimini amonyum sülfat çöktürme ve
Sephadeks G-100 gibi kromatografik yöntemlerle saflaştırmışlar ve enzimin substratı
olan klorogenik asitle hızlı bir şekilde oksitlendiğini bulmuşlardır. Klorogenik asit
kullanılarak enzimin Km değeri 0.50 mM olarak belirlenmiştir. Optimum pH’sı 4,0,
enzimin kararlı olduğu pH aralığı ise 5,0 ile 8,0 arasında bulunmuştur. Ayrıca termal
kararlılık deneyleri de yapılmış ve enzimin 75 ºC’de 30 dakikada, 80 ºC’de ise 5
dakikada aktivitesini kaybettiği bildirilmiştir (Fujita and Tono 1988).
Valero ve arkadaşları PPO enzimini üzümden izole ederek karakterizasyonunu
yapmışlar ve saflaştırılan enzimin hem kresolaz hem de katekolaz aktivitesine sahip
5
olduğunu belirtmişlerdir. Enzimin optimum pH aralığının 3.5-4.5 arası olduğu ve termal
kararlılığının yüksek olduğu bulunmuştur (Valero 1988).
Simpson, polifenol oksidaz enzimini beyaz karides (Panaeus setiferus) ve pembe
karides’den (P.duorarum) izole ederek saflaştırmıştır. Her iki kaynaktaki enzim de
poliakrilamid jel elektroforezinde tek bir protein bandı olarak gözlenmiştir. Beyaz
karidesdeki polifenol oksidaz enziminin molekül kütlesi 30.000 Da, pembe karidesdeki
enziminin molekül kütlesi ise 40.000 Da olarak bulunmuştur. Her iki kaynaktaki
polifenol oksidaz enziminin p-amino benzoik asit tarafından inhibe olduğu gözlenmiştir.
Pembe karidesdeki polifenol oksidaz enziminin aktivitesinin beyaz karidese göre 1.8 kat
daha fazla olduğu bulunmuştur. Ayrıca pembe karidesdeki esmerleşmenin doğal
substratlarından olan tirosin ve fenilalanin miktarının beyaz karidese göre çok daha
fazla olduğu belirtilmiştir (Simpson 1988).
Satjawatcharaphong ve arkadaşları kırmızı elmadaki (Malus domestica) polifenol
oksidaz enzimini saflaştırmışlar ve poliakrilamid jel elektroforeziyle (PAGE) katekol
substratı kullanarak 2 aktif izoenzim bandı belirlemişlerdir. Ham enzim ekstraktının
optimum pH’sı 6,2, optimum sıcaklığı ise 30 ºC olarak bulunmuştur. Km ve Vmax
değerleri sırasıyla; 2.2x10-1mM ve 4.8x10-1ΔA390 µmolmin-1 olarak hesaplanmıştır
(Satjawatcharaphong 1983).
Arslan ve arkadaşları Malatya kayısısından amonyum sülfat çöktürmesi ve diyaliz
işlemleriyle polifenol oksidaz enzimini izole etmişler ve katekol, L-DOPA ve gallik asit
substratları ile yüksek aktivite gösterdiğini bildirmişlerdir (Arslan 1998). Malatya
kayısısındaki polifenol oksidaz enzimi için en iyi substratın katekol olduğu bulunmuş ve
bu substratlarla optimum pH 8.5 olarak hesaplanmıştır. Termal kararlılık deneyleri
sonucu 40 ºC de 40 dakika sonunda enzim aktivitesinde bir azalma gözlenmiş 80 ºC da
16 dakikalık bir uygulama sonucu aktivitenin %50 düştüğü belirtilmiştir (Arslan 1998).
Kimberly ve arkadaşları polifenol oksidaz enzimini Batı Avrupada yetişen Ravat ve
Niagara üzümlerinden izole ederek karakterize etmişlerdir. Her iki enzim için de
optimum sıcaklık ve optimum pH aralıkları sırasıyla 25 ºC ve 5,5 olarak
6
belirlenmiştir. Termal kararlılık deneylerinde de Niagara PPO enziminin, Ravat
enzimine göre daha kararlı olduğu görülmüştür. Her iki enzim için de en fazla
inhibisyona yol açan inhibitörlerin L-sistein ve sodyumdietilditiyokarbamat olduğu
bildirilmiştir (Kimberly et al. 1981).
2.1 Enzimler Hakkında Genel Bilgi
Enzimler canlı organizmalardaki biyokimyasal reaksiyonları katalizleyen ve protein
yapısında olan biyolojik katalizörlerdir. Enzimlerin aktif merkez adı verilen küçük ve
özel bölgeleri katalizde rol almaktadır. Laboratuvarda gerçekleşmesi çok zaman alan
bazen de yüksek basınç, yüksek sıcaklık, asidik veya bazik ortam gerektiren
reaksiyonlar, enzimler kullanılarak birkaç saniye gibi çok kısa zamanda ve hücre içi
koşullarda yürüyebilmektedir. Enzimler oldukça spesifik moleküllerdir. Ancak bazı
durumlarda genel olarak grup reaksiyonlarını katalizleyen enzimler de bulunmaktadır.
Enzimlerin katalizleme gücü diğer kimyasal katalizörlere göre çok daha fazladır.
Reaksiyon hızını 106-1016 kez arttırabilirler ve enzimle katalizli bir reaksiyonda ürünün
meydana gelme verimi %100’dür ve bu reaksiyonlarda hiçbir zaman yan ürün oluşmaz.
Enzimler katalizledikleri reaksiyonlarda reaksiyonların denge konumunu ve sabitini
değiştirmezler sadece dengeye daha çabuk erişmesini sağlarlar. Enzimlerin üzerinde
etkili oldukları ve ürüne dönüştükleri bileşiklere substrat; reaksiyon sonucu substrattan
oluşan madde veya maddelere ürün denir. Bazı enzimler substrat adının sonuna –az eki
getirilerek adlandırılırken bir kısmı da enzimi bulan bilim adamının koyduğu isimlerle
tanınmaktadır. Örneğin; fosfataz, üreaz, lipaz ve tripsin gibi.
Az da olsa bazı enzimler tek başlarına aktivite gösterebilirken, büyük bir çoğunluğu
aktivite gösterebilmek için başka moleküllere gerek duymaktadır. Bu maddelere
"kofaktör" denir. Kofaktörler metal iyonları veya vitamin yapısında, veya bu yapıya
benzeyen organik moleküller olabilirler. Kofaktörle birlikte olan enzim molekülüne
"haloenzim", kofaktörsüz protein kısmına ise "apoenzim" denir. Protein kısmı her
enzim için farklı aminoasit diziliminde olduğu için enzimin özelliğini ve özgüllüğünü
7
belirleyen kısım apoenzimdir. Apoenzimler tek başlarına aktivite gösteremezler, ancak
koenzimle birlikteyken katalitik aktivite kazanırlar. Biyolojik açıdan önemli olan Mn+2,
Mg+2, Zn+2, Cu+2 ve Fe+2 gibi metal iyonları Lewis bazı gibi davranan gruplara
bağlandıklarında koordinasyon komplekleri oluştururlar. Bu tip katalize bir örnek olarak
karboksipeptidaz A enzimi verilebilir. Bu enzim, proteinlerin peptid bağlarını karboksil
ucundan hidrolizler. Enzimin aktif bölgesini oluşturan histidin 69, 196 ve glutamat 72
ile bir koenzim olan Zn+2 arasında koordinasyon kompleksi oluşur. Metal iyonu ile
oluşan bu koordinasyon kompleksinin konformasyonu sonucu optimum kataliz
gerçekleştirilir.
Koenzim olarak kullanılan önemli maddelerden birisi de vitaminler veya onların
türevleridir. Bu amaçla genellikle B vitaminleri kullanılır. Nikotinamid adenin
dinükleotid (NAD+), birçok yükseltgenme-indirgenme tepkimesinde yer alan bir
koenzimdir. Yükseltgenme-indirgenme reaksiyonu nikotinamid halkasındaki amid
üzerinden yürür. B6 vitaminleri olan piridoksal, piridoksamin ve piridoksin de amino
gruplarının bir molekülden diğerine transferinde görev alırlar (Campbell 1991).
2.1.1 Enzim kinetiği
Enzim, substratı ürüne dönüştürürken önce onunla bir enzim-substrat kompleksi
oluşturur, daha sonra da bu kompleks ürün ve enzime dönüşür.
k1 k3
E+S ES E+P k2
Burada ES kompleksi, E ve S’dan k1 hızı ile oluşur; ES’nin ayrışması ise k2 hızındaki
geri reaksiyonla tekrar substrat oluşumu şeklinde yürüyebilir. Ancak asıl reaksiyon k3
reaksiyon hızı ile ilerleyen ürün oluşumu reaksiyonudur. Reaksiyon kararlı duruma
ulaşınca (steady-state) ES’nin oluşması ayrışmasına eşit olur, yani sıcaklık aynı kaldığı
sürece konsantrasyonda değişme olmaz.
8
Enzim reaksiyonları ile ilgili ilk geniş kinetik çalışmalar 1913 yılında Michaelis-Menten
tarafından yapılmıştır. Michaelis-Menten kinetiğine göre başlangıç enzim derişimi sabit
alınıp reaksiyon hızının substrat derişimine bağlılığı incelenir. Sonuçta hiperbolik bir bir
eğri elde edilir (Şekil 2.1).
Şekil 2.1 Michaelis- Menten grafiği
Vmax, hiperbolün y eksenini kestiği noktadır ve maksimum hız olarak belirtilir.
Maksimum hızın yarısına (Vmax/2) karşılık gelen substrat derişimi Km (Michaelis-
Menten sabiti) olarak belirtilir. Vmax ve Km , bir enzimin aktivitesini belirleyen önemli
sabitlerdir.
Michaelis-Menten grafiği 3 bölgeden oluşmaktadır. Birinci bölgede substrat
konsantrasyonu düşüktür ([S] << Km) ve substrat derişimi arttıkça hız 1. dereceden
enzim kinetiğine göre artmaktadır. İkinci bölgede ise substrat konsantrasyonu ve hız
arasındaki reaksiyon karışık dereceden yürür. Üçüncü bölgede [S] >> Km’dir ve substrat
konsantrasyonu artsa da artık hızda bir değişme olmaz, sıfırıncı dereceden bir enzim
V=Vmax [S]
[S]+Km
(Michaelis-Menten Denklemi)
9
kinetiği gözlenir (V = Vmax).
Michaelis-Menten grafiği ile bir hiperbol elde edildiğinden, uygulamalarda kolaylık
sağlamak amacı ile bunun bir doğru denklemi haline getirilmesi gerekmektedir. Bu
amaçla eksen ölçekleri uygun şekilde değiştirilerek, değişik yollardan doğru denklemine
dönüştürülebilir. Bundan en çok kullanılanı Lineweaver-Burk denklemidir (Lineweaver
and Burk, 1934).
1 Km 1 1— = ——. —— + —— (Lineweaver- Burk Denklemi) V Vmax [S] Vmax
Bu denkleme göre ordinatta 1/V, absiste 1/[S] değerleri olmak üzere bir doğru elde
edilir. Bu doğrunun eğimi ise Km/Vmax’dır (Şekil 2.2).
Şekil 2.2 Lineweaver-Burk grafiği
10
2.1.2 Enzim aktiflik birimleri
Enzimler biyolojik ortamda çok az miktarda bulundukları için miktar ölçümleri yerine
aktivite ölçümleri yapılmaktadır.
Enzim Aktivitesi: optimum koşullarda, birim zamanda substratı ürüne dönüştüren
enzim miktarı olarak tanımlanmaktadır.
Enzim Ünitesi (IU): 25 ºC’de, bir dakikada, optimum koşullarda 1 mikromol substratı
ürüne çeviren enzim miktarıdır.
Katal: 1 saniyede 1 mol substratı reaksiyona sokan enzim miktarıdır. Uluslararası
enzim komisyonu tarafından belirlenen yeni bir birim olan katal çok büyük bir miktarı
gösterir.
Spesifik Aktivite: 1 miligram protein başına düşen enzim aktivitesine denir. Spesifik
aktivite, enzim ünitesi/mg protein olarak hesaplanmaktadır.
Turnover sayısı: Birim zamanda bir mol enzimi ürüne dönüştüren substratın mol
sayısıdır.
2.1.3 Enzim inhibisyonu
Enzimlerin hem in vivo, hem de in vitro aktivitelerinin bazı bileşikler tarafından
azaltılmasına veya tamamen yok edilmesine enzim inhibisyonu denir. Buna sebep olan
bileşiklere de inhibitör adı verilir. İnhibitörler genellikle düşük molekül ağırlığına sahip
bileşik veya iyonlardır. Enzimatik aktivitenin inhibisyonu biyolojik sistemlerde başlı
başına bir kontrol mekanizması oluşturduğundan oldukça önemlidir.
11
İnhibisyon araştırmaları ile enzimatik reaksiyonların mekanizmaları, aktif merkezde rol
oynayan fonksiyonel gruplar, aktif merkezin yapısı ve enzimin substrat spesifikliği
açıklanabilir. Ayrıca ilaçların ve toksik maddelerin etkisi de bu yolla incelenebilir.
İki tip inhibisyon vardır, birincisi tersinir (geri dönüşlü) inhibisyon, ikincisi tersinmez
(geri dönüşsüz) inhibisyondur. Tersinmez inhibisyon’da, inhibitör aktif merkeze
kovalent olarak bağlanarak enzimi inaktive eder. Tersinmez inhibisyonlara örnek
olarak, aktif merkezlerinde serin bulunan enzimlerin di-izopropilflorofosfat tarafından
inaktivasyonları verilebilir. Tersinir inhibisyonda ise inhibitör enzimle veya enzim
substrat kompleksi ile kovalent olmayan şekilde bağlanır. Üç çeşit tersinir inhibisyon
türü vardır (Robyt and White 1990). Bunlar;
1) Yarışmalı inhibisyon ( Kompetitif İnhibisyon)
2) Yarışmasız inhibisyon (Nonkompetitif İnhibisyon)
3) Yarı Yarışmalı inhibisyon (Unkompetitif İnhibisyon)
2.1.3.1 Yarışmalı inhibisyon (Kompetitif inhibisyon)
Bu tür inhibisyon, yapı bakımından substrata benzeyen maddeler tarafından yapılır.
İnhibitör aktif merkeze bağlanarak enzim-inhibitör kompleksini oluşturur. Bu kompleks
ürüne dönüşemeyeceğinden inhibitör bağlamış olan enzim molekülleri boşa harcanmış
olur. Fakat substrat konsantrasyonunu arttırmakla inhibisyon etkisi ortadan kaldırılabilir.
Yani enzimin Vmax değeri değişmezken, Km değeri artar. Kompetitif inhibitör varlığında
reaksiyon şeması aşağıda verilmektedir.
Kp
E+S ES E+P + Ks I
Ki
EI
12
Şekil 2.3 Yarışmalı (Kompetitif) inhibisyon
2.1.3.2 Yarışmasız inhibisyon (Nonkompetitif inhibisyon)
Yarışmasız inhibisyonda inhibitör ya serbest enzime veya enzim-substrat kompleksine
aktif merkez dışındaki bir bölgeden bağlanır ve iki farklı kompleks meydana gelir.
İnhibitörün bağlanması enzimi deforme edeceğinden ES oluşması ve ayrışması normal
hızlar ile yürümez. Burada substrat ve inhibitör arasında yarışma söz konusu değildir.
Substrat konsantrasyonunu artırmakla inhibisyon kaldırılamaz. Bu tür inhibisyonda
substrat ve inhibitör gelişi güzel bir tarzda birbirinden bağımsız ve tersinir olarak aynı
anda farklı merkezlere bağlanarak ES ve EI komplekslerini oluştururlar. Ayrıca ES, I ile
EI, S ile birleşerek ESI üçlü kompleksini meydana getirir. Yarışmasız inhibitör etkisini,
bir enzimin turnover sayısını, yani katalitik aktivitesini düşürerek gösterir.
13
Kp
E+S ES E+P + Ks + I I
Ki
EI+S ESI
Farklı inhibitör konsantrasyonları için aşağıda çizilen Şekil 2.4’de 1/V-1/S doğrularının
eğimi şekilden de görüldüğü gibi farklıdır, fakat hepsi x eksenini aynı noktada keserler.
Bu nedenle Km değerleri aynıdır. Maksimum hız ise inhibisyondan dolayı azalmıştır.
Şekil 2.4 Yarışmasız (Nonkompetitif) inhibisyon
2.1.3.3 Yarı yarışmalı inhibisyon (Unkompetitif inhibisyon)
Yarı yarışmalı inhibisyonda, inhibitör direkt olarak enzime değil enzim-substrat
kompleksine bağlanır. Böylece kompleksin yapısı bozulmuş olacağından ürün meydana
14
gelmez. Bu inhibisyon çeşidinde inhibitör serbest enzime bağlanamaz. Bunun için tek
substratlı sistemlerde yarı yarışmalı inhibisyona daha az rastlanır. Reaksiyon şeması;
Kp
E+S ES E+P Ks + I
ESI
ESI kompleksi ortamda sürekli var olacağından yarı yarışmalı inhibitör varlığında Vmax
değeri azalır. ESI kompleksinin oluşumu vasıtasıyla ES kompleksi ortamdan sürekli
çekildiğinden enzim ve substrattan ES kompleksinin oluşum dengesi daha fazla sağa
kayar ve Km değeri küçülür.
Şekil 2.5 Yarı yarışmalı inhibisyon
15
Farklı inhibitör konsantrasyonlarında 1/V-1/S grafikleri çizilirse yukarıdaki Şekil 2.5’de
görüldüğü gibi birbirine paralel doğrular elde edilir. Yarı yarışmalı inhibisyonda hem
Vmax hem de Km değerleri değişmektedir. Bu tip inhibisyon daha çok iki substratlı
reksiyonlarda gözlenmektedir.
2.2 Polifenol Oksidaz (PPO) Enzimi
Polifenol oksidaz enzimi oksidoredüktaz sınıfının bir üyesidir (EC 1.14.18.1). Bu enzim
bakır içeren bir metallo enzimdir ve oksijen varlığında iki farklı reaksiyonu
katalizleyebilir. Bunlardan birisi, monofenolik bileşiklerin o-difenollere hidroksilasyonu
(kresolaz aktivitesi), diğeri ise o-difenollerin o-kinonlara oksidasyonudur (katekolaz
aktivitesi). Kresolaz ve katekolaz aktiviteleri sonucu oluşan kinoid maddeler
polimerleşerek kahverengi, kırmızı veya siyah pigmentler oluşturur (Whitaker 1972,
Friedman 1996,1997). Son yıllarda enzim isimlerindeki karışıklığını gidermek amacıyla
uluslararası terminolojide bitki polifenol oksidazlarının adlandırılmasında bazı
değişiklikler yapılmıştır. Tirozinaz (monofenol monooksijenaz) EC.1.14.18.1 enzim
kodu ile, katekol oksidaz (difenoloksidaz, difenol oksijen oksidoredüktaz) EC.1.10.3.2
enzim kodu ile, lakkaz ise EC.1.10.3.1. enzim kodu ile belirtilmiştir. Ancak bu yeni
sınıflandırma aynı enzim önceleri krezolaz ve katekolaz aktiviteleri olarak bilinen iki
reaksiyon arasında ayrımı getirdiği için pek tercih edilmemektedir.
Üzümdeki enzim aktivitesi, pulp veya özsuya nazaran kabukta daha fazla bulunmuştur
ve olgunlaşma esnasında aktivite azalması kabukta daha belirgin olmuştur (Parish
1972). Bazı araştırmacılar kabukta daha yüksek aktivite bulurken (Voigt et al. 1996),
bazıları çekirdek bölgesinde daha fazla aktivite olduğunu belirlemiştir (Bleslermann
1956). Elmadaki polifenol oksidaz aktivitesinin büyük oranda elmanın cinsine bağlı
olduğu bazı araştırmacılar tarafından rapor edilmiştir (Walker 1962, Vamos-Vigyazo
1977). Amasya ve Golden türü elmalar üzerinde yapılan bir çalışmada, Amasya türünün
Golden’e göre daha fazla PPO enzim aktivitesine sahip olduğu bulunmuştur (Keleş
1986). Çay bitkisinin (özellikle filizlerinin) polifenoller ve PPO enzimi bakımından
oldukça zengin olduğu ve PPO enziminin çayın fermentasyonunda anahtar enzim
16
olduğu bildirilmiştir (Mayer and Harel 1991).
2.2.1 PPO enziminin substratları
Sebze ve meyveler çok çeşitli fenolik bileşikler içerirler. PPO enziminin meyve ve
sebzelerdeki en önemli substratları, flavonoid tipi bileşikler, sinamik asit türevleri ve
basit fenollerdir Bu bileşikler, bitkilerin hemen hemen her bölgesinde bulunmaktadır
(Hermann 1974, Swain 1962).
Flavonoid omurgası
Flavonoid omurgasına sahip fenolik bileşikleri 4 grupta toplamak mümkündür:
2.2.1.1 Katekinler
Katekinler; doğada (+) katekin ve onun stereoizomeri olan (-) epikatekin olarak iki
formda bulunmaktadır. Diğer formları tabii katekinlerin sıcak seyreltik sodyum
karbonat ile muamele edilmesiyle elde edilir (Frudenberg et al. 1962).
17
(+) - Katekin (R1=H, R2=OH)
(-) - Epikatekin (R1=OH, R2=H)
2.2.1.2 Lökoantosiyanidinler
Lökoantosiyanidinlerin ilk göze çarpan özelliği asidik ortamda ısıtılarak
antosiyanidinlere dönüşebilmeleridir. Lökoantosiyanidinlerden (5,7,3',4'-tetrahidroksi-
3.4-dial) (IV) Lökosiyanid (5,7,3',4',5' -pentahidroksi-34 dial) (V) ve Lökopelargonidini
(5,7,4' trihidroksiflavon-3,4-dial) (VI) izole edebilmişlerdir (Ganguly and Seshada
1958).
(IV) Lökosiyanidin (R1=OH, R2=H)
(V) Lökodelfinidin (R1=R2=OH)
(VI) Lökopelargonidin (R1=R2=H)
18
2.2.1.3 Antosiyanidinler
Antosiyanidinler, antosiyaninlerden oluşmaktadır. Antosiyaninlerin aglikon kısmını
oluşturan fenolik bileşiklerde -OH grubu sayısı arttıkça renkte mavilik, -OCH3 grubu
sayısı arttıkça renkte kırmızılık artmaktadır. Üzümlerde ve doğal olarak şaraplarda en
yaygın olarak bulunan antosiyanidinlerdir (Acar 1998).
Pelargonidin (R1=R2=H)
Siyanidin (R1=OH, R2=H)
Delfinidin (R1=R2=OH)
2.2.1.4 Flavonoller
Siyah ve beyaz üzüm kabukları üzerinde yapılan çalışmalar siyah üzümlerin hepsinde ,
kemferol, quersetin ve mirisetin, beyaz üzümlerde ise yalnız kemferol ve quersetin
pigmentlerinin bulunduğunu göstermektedir (Austin 1968, Canbaş 1985, Acar 1998).
19
(X) Quercetin (R1= OH, R2=OH)
(XI) Myricetin ( R1= R2=OH)
(XII) Kaempferol (R1=R2=H)
2.2.1.5 Sinamik asit türevleri
Sinamik asit esterlerinden klorogenik asit, polifenol oksidazın en yaygın doğal
substratıdır. Klorogenik asitin bir bölümünü oluşturan kafeik asit, p-kumarik asitin PPO
enzimi tarafından hidroksilasyonu sonucu elde edilir. Oluşan kafeik asit de quinik asit
ile bir ester bağı yaparak klorogenik asiti meydana getirir. Klorogenik asitin izomerleri
olan izoklorogenik asit, neoklorogenik asit, pseudoklorogenik asit ve "Band 510" PPO
enziminin doğal substratlarındandır (Sato 1962).
Klorogenik asit
2.2.1.6 Basit fenoller
Tabii olarak oluşan flavonoidlerin bir çoğu, katekole benzemektedir. Katekol bu yüzden
en basit o-dihidroksi fenol olarak düşünülebilir.
20
Gallik asit, hidroliz olabilen taninlerin temelini oluşturur ve bu bileşikler örneğin, m-
digallat ve ellagic asit hidroliz olabilen ester bağlarıyla birleşirler. Hidroliz olabilen
tanninler meyvelerde yaygın olarak bulunmazlar. Ancak gallik asit ile birlikte, birkaç
meyvede az miktarda bulunurlar (Roberts 1962).
Tirozin gıdaların çoğunda bulunan önemli bir amino asittir ve melanin oluşumunda
oldukça önemli bir substrattır. Tirozinin hidroksilasyon ürünü olan dihidroksifenil
alanin (DOPA) ve dihidroksifenil etilamin (dopamin) bitkilerde bulunmaktadır (Walker
1964, Stelzig et al. 1972).
2.2.2 PPO enziminin katalizlediği tepkimeler
Polifenol oksidaz enzimi meyve ve sebzelerdeki moleküler oksijen varlığında fenolik
bileşikleri yükseltgeyen bir enzimdir. PPO enzimi, moleküler oksijen ile iki tür
reaksiyonu katalizler.
Hidroksilasyon reaksiyonu: Monofenollerin hidroksilasyonu ile o-dihidroksifenollere
yükseltgenmesi (Kresolaz aktivitesi).
Oksidasyon reaksiyonu:o-Dihidroksifenollerin o-kinonlara yükseltgenmesi (Katekolaz
aktivitesi) (Valero et al. 1988).
Patates, elma, şeker pancarı yaprağı, bakla ve mantardan elde edilen PPO enzimi her 2
aktiviteyi de göstermektedir. Ancak çay yaprağı, tütün yaprağı, mango, muz, armut gibi
bitkilerden elde edilen PPO enziminin monofenollerle reaksiyon göstermediği
21
belirtilmiştir. Yani bunlar sadece katekolaz aktivitesi göstermektedir (Zemel 1989).
Meyvelerde bulunan fenolik substratların çoğu dihidroksifenoller olduğundan kararma
reaksiyonlarının çoğu PPO enziminin katekolaz aktivitesi sonucu meydana gelmektedir.
PPO enziminin katalizlediği reaksiyonun aydınlatılması için uzun yıllar çalışılmıştır.
Ancak günümüzde, bu reaksiyonun PPO enziminin aktif merkezinde bulunan bakırın
redoks reaksiyonları sonucu meydana geldiği kabul edilmektedir (Zemel 1989).
2.2.3 Bakırın reaksiyondaki rolü
Çeşitli kaynaklardan izole edilen PPO enziminin içerdiği bakır miktarı da farklıdır.
Muz, patates ve tütünden elde edilen PPO enziminin bakır konsantrasyonları sırasıyla %
0,3, % 0,2 ve % 0,32’dir (Vamos-Vigyazo 1981).
Monofenollerin hidroksilasyonu sırasında ortamda bulunan 1 molekül O2 aktif bakırdan
2 elektron alarak H2O’ya indirgenir. Bu reaksiyon sonucunda bakır, inaktif (+2
değerlikli) durumdadır. Yeniden aktiflik kazanması için oluşan o-dihidroksifenolün o-
kinona yükseltgenmesi gerekmektedir.
22
Enzim -2 Cu+ + O2 → Enzim - 2 Cu+- O2
aktif
Enzim - 2 Cu+ - O2 + Monofenol + 2 H+ → Enzim - 2 Cu+2 + o-difenol + H2O
inaktif
Enzim - 2 Cu+2 + o-difenol → Enzim -2 Cu+ + o-kinon + 2 H+
aktif
Şekil 2.6 o-kinon oluşum mekanizması
23
Şekil 2.7 Melanin pigmentinin oluşum mekanizması
Melanin pigmentinin oluşumunda, çiftleşmemiş elektronlar, kolayca yeni kovalent
bağları oluştururlar ve yeni bağlanmış karbonlar üzerindeki hidrojenler tekrar
oksitlenecek olan hidrokinona göç ederler. Sonuçta kompleks yapıdaki büyük
polimerler oluşur (Singleton 1987).
24
2.2.4 Esmerleşme reaksiyonları
2.2.4.1 Enzimatik esmerleşme
Enzimatik esmerleşme, esas olarak oksijenin varlığında fenollerle polifenol oksidazlar
arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır (Nicolas et al. 1994). Bu reaksiyonlarda oluşan
o-kinonlar, renksiz bileşiklerdir ve herhangi bir renk bozulmasına neden olmazlar.
Ancak oluşan o-kinon ve türevlerinden daha sonra dimer oluşmakta ve bunlar daha
büyük moleküllü bileşiklere polimerize olmaktadır. Renk bozulmalarının esas nedeni
esmer renkli olan bu polimerlerdir. Reaksiyon sonunda oluşan renk tonu ve yoğunluğu,
çevresel faktörlerin ve ortamdaki fenollerin türüne bağlı olarak farklılık göstermektedir.
2.2.4.2 Enzimatik olmayan esmerleşme reaksiyonları
Meyve ve sebzelerden üretilen birçok ürünün enzimlerin rolü olmadan, özellikle ısı
etkisiyle artan bir esmerleşmeye uğradıkları gözlenmektedir. Kurutulmuş ürünlerde renk
esmerleşmesi daha çok enzimatik olmayan bir yolla meydana gelmektedir. Esmerleşme
olayı, üretim sırasında uygulanan ısıl işlem sonucu oluştuğu gibi depolama sırasında da
yavaş bir hızda devam etmektedir. Buna göre bu tip esmerleşme reaksiyonları ısı ile
şiddetlenen ve düşük sıcaklıklarda zamana bağlı olarak sürekli artan bir olaydır
(Wetherilt et al. 1992).
Enzimatik olmayan esmerleşme diye bilinen renk değişmeleri, amino asitlerle indirgen
şekerler arasında meydana gelen Maillard reaksiyonu olarak da bilinen bir dizi
reaksiyonun sonucudur ve oksijensiz ortamda da yürüyebilir. Koku ve renkte bir
iyileştirme sağlayan bu reaksiyonlar lezzet endüstrisinde oldukça önemlidir. Olayın ilk
aşamasında, amino grubu, şekerin indirgen hidroksil grubuna bağlanarak N-glikozitleri
oluşturmaktadır. Bunu izleyerek gelişen karmaşık polikondensasyon olayları
25
sonucunda, esmer renkli "melanoidin" adı verilen bileşikler oluşmaktadır. Enzimatik
olmayan renk bozulmaları, ısı, ışık, metaller ve oksijen gibi faktörlerin etkisiyle
meydana gelmektedir (Cemeroğlu ve Acar 1986 , Bolin and Steele 1987).
2.2.5 PPO enziminin inhibitörleriyle enzimatik kararmanın önlenmesi
PPO enziminin inhibisyonu ve enzimatik kararmanın önlenmesi genelde aynı başlık
altında incelenir. Ancak kararmanın önlenmesi, yalnızca enzimin inaktivasyonu ile değil
aynı zamanda reaksiyon için gerekli olan iki substrattan (02 ve fenolik substrat) birinin
uzaklaştırılması ile gerçekleştirilebilir. Gıda teknolojisinde kararma inhibitörleri
kullanılacaksa bu inhibitörün toksik olmaması, tadı ve görünüşü bozmaması
gerekmektedir. Enzimatik inhibitörler aşağıdaki gibi sınıflandırmıştır (Walker 1975).
2.2.5.1 Enzimi birinci derecede etkileyen inhibitörler
PPO enzimi, kofaktör olarak Cu içeren bir metalloprotein olduğu için, siyanür,
karbonmonoksit, sodyumdietilditiyokarbamat (DIECA), merkaptotiyazol,
dimerkaptopropanol, azid ve potasyum metil ksantat gibi metal şelatlayıcı reaktiflerle
inhibe edilebilir (Roberts 1962, Mathen and Parpia 1971, Wildanger 1973, Sapers 1990
,Şakiroğlu 1994).
Florür ve azotür gibi inorganik iyonlar asidik ortamda enzimi genellikle inhibe
etmektedir. Bakla PPO enzimi üzerinde florür yarışmasız inhibisyon etkisi gösterirken
azotür karışık tip inhibisyon göstermektedir. Borat gibi bazı inorganik iyonlar substratla
kompleks yaparak inhibisyon etkilerini gösterirler. Substrat olarak L-Dopa veya L-
adrenalin kullanıldığında boratın inhibisyonu yarışmalı inhibisyondur (Yosunobu 1957
,Weser 1968, Şakiroğlu 1994).
Benzoik asit ve sinamik asidin bazı türevleri; tatlı kiraz, elma, armut, kayısı ve
26
patateslerden elde edilen enzimler üzerinde yarışmalı inhibisyon etkisi göstermiştir
(Soler-Mahnez and Lozona 1965, Pifferi and Cultrera 1974, Walker and Wilson 1975,
Walker 1976, Şakiroğlu 1994).
Polivinilpirolidon (PVP) gibi çözünebilen polimerler, PPO enzimine yarışmalı bir
inhibitör olarak etki eder (Jones and Waoltorton 1965, Pierpoint 1966, Walker 1975,
Şakiroğlu 1994 ). Bu etki anyonik deterjanlarla kaldırılabilir.
2.2.5.2 Reaksiyon ürünleri veya substratlar ile reaksiyona giren bileşikler
1) O-dihidroksifenollerden oluşan kinonlar üzerine indirgeyici reaktif olarak etki eden
bileşikler inhibisyon esnasında tükenirler. Ve bunlar yüksek konsantrasyonlarda
kullanılmadıkça renk değişimine karşı geçici bir koruma sağlarlar. Bu özelliği gösteren
bazı maddeler, askorbik asit, S02, potasyum metabisulfat, 2-merkaptoetanol, 2-
merkaptobenzotiyazol ve tiyoglikolattır (Şakiroğlu 1994).
Askorbik asit, enzimatik kararma inhibitörü olarak en çok kullanılanlardan biridir.
Çünkü askorbik asit gıda ürünlerinin biyolojik değerini artırmaktadır. Antosiyaninlere
karşı koruyucu görev yapar ve aynı zamanda kırmızı meyvelerin renklerini korumasına
da yardımcı olur. Askorbik asitin etkisi enzimatik reaksiyon sonucu oluşan ve kinonları
indirgeme şeklindedir. Ayrıca Cu’ı şelatlama reaktifi olarak da görev yapar. Bunların
yanında enzim tarafından direkt oksitlenerek yarışmalı bir inhibitör olarak da kullanılır.
Kinetik çalışmalar üstün bir inhibitör olduğunu göstermiştir. Bazı fenollerde gözlendiği
gibi (rezorsinol gibi), PPO enziminin yarışmalı inhibisyonu askorbik asitle artırılabilir
(Taufel and Voigt 1964, Singh and Ahlawati 1974, Şakiroğlu 1994).
Askorbik asit yanında S02 ya da sülfit çok sık olarak sebze ve meyvelerdeki enzimatik
kararmayı önlemek için kullanılır. Bu bileşikler, PPO-polifenol sistemi üzerine
kompleks bir etkiye de sahiptirler. Sülfit, kinonları renksiz bileşiklere çevirerek
dönüşümsüz bir inhibisyonla kararmayı önler. Aynı zamanda bu inhibitör mono ve
dihidroksi fenollere karşı enzimin aktivitesini azaltır (Markakis 1966, Şakiroğlu 1994).
27
2) Kinonlar ile kararlı renksiz bileşik oluşturan maddeler: Bunlar tükenmediği müddetçe
devamlı koruma sağlarlar. Sistein, glutatyon, benzensülfonik asit, DIECA ve Na-
etilksantat bu şekilde etki gösterir.
2.2.6 PPO enziminin doğadaki ve gıda işletmeciliğindeki rolü
PPO enziminin gıda, sağlık ve kozmetik endüstrisinde birçok uygulama alanı vardır.
PPO enzimi meyve ve sebzelerde enzimatik kararmaya yol açarak gıdaların pazar
değerini düşürdüğünden öncelikle gıda sektörünün ilgisini çekmiş ve buna yönelik
çalışmalar yapılmıştır. Bu alandaki çalışmalar enzimin aktivitesini minimuma
indirebilmek şeklindedir (Eskin 1990).
Polifenol oksidaz enziminin bitkilerde önemli rolleri vardır. Bunlardan birisi, bitkilerin
viral veya mikrobiyal enfeksiyonlara karşı direncinde rol oynamasıdır. Örneğin virüs
enfeksiyonundan etkilenen dokular, sağlıklı dokulara oranla daha fazla PPO enzimi
içermekte ve enzimatik kararmaya karşı daha fazla hassas olmaktadır. Yaralı dokuda
oluşan kinonların triptofan ile etkileşerek indol asetik asit oluşturdukları ve böylece
kallus dokusu oluşturarak o bölgeyi korudukları düşünülmektedir (Yavru 1997).
Polifenol oksidaz enzimi ayrıca bitkilere stres şartlarına karşı direnç ve dayanıklılık
özelliği kazandırır. Örneğin kışa dayanıklı bitki dokuları, dayanıksız olanlara nazaran
daha fazla PPO enzim aktivitesine sahiptirler. Mesela kış şartlarına dayanıklı bir erik
türü olan Prunus ussuriensis yapraklarında yüksek seviyede aktivite bulunmuştur
(Khuruskeheva and Krehin 1965). Yine kış şartlarına dayanıklı üzüm asmalarında,
dayanıklı olmayanlara göre daha fazla enzim aktivitesi gözlenmiştir (Molchanova
1966).
Ayrıca polifenol oksidazın faaliyeti sonucu oluşan kinonlar, enzimatik olmayan
kararma ve humuslaşmayla toprağın organik maddelerinin oluşmasına katkıda
bulunurlar.
Enzimatik kararma elma, armut, şeftali ve muz gibi meyvelerde, patates ve yemeklik
28
mantar gibi sebzelerde daha fazla görülür. Ancak yeterli seviyede fenolik madde ve
PPO enzimi içermeyen domates, limon, turunçgillerde yüksek asit nedeniyle enzimatik
kararma problem oluşturmamaktadır (Ponting 1960, Vamos-Vigyazo 1981). Öte yandan
bazı tahıllardan elde edilen unlardaki yüksek PPO enzim aktivitesinden dolayı, ekmek
ve makarna ürünlerinin kararma gösterdiği ve oluşan kinonların proteinlerle birleşerek
gıdaların sindirimini zorlaştırdığı ve bu arada lizin amino asidinin etkisini azalttığı
bildirilmiştir (Vamos-Vigyazo 1981).
Siyah çay üretiminde enzimatik kararma istenen bir olaydır. Kinon, çaya içim tadı ve
kalitesini kazandıran teaflavinin ön maddesidir. Bu nedenle çay PPO enzimi üzerinde
çok çalışma yapılmıştır (Gregory and Bendall 1966). Benzer şekilde çekirdeksiz kuru
üzüm, incir ve hurmaların beğenilen güzel renkleri enzimatik esmerleşme sonucudur.
Kakao ve kahvenin renk ve aroması, siyah zeytinin renk ve lezzetinde enzimatik
kararmanın rolü büyüktür (Vamos-Vigyazo 1981, Cemeroğlu 1982, Walker 1977,
Oktay 1992).
2.2.7 PPO enziminin tıptaki kullanım alanları
PPO enzimi, melanin oluşumunda görev alması nedeniyle tıbbi alanda da dikkatleri
üzerine çekmiştir. Suda çözünmeyen heteropolimer yapıdaki melanin, 5,6
dihidroksiindol ve 5,6-dihidroksiindol-2-karboksilik asit birimlerinden oluşur ve
özellikle kozmetik sanayi tarafından güneşin ultraviyole ışığından korunmak amacıyla
üretilir. Ayrıca, ilaç tutuklamada myopolimer olarak da melaninden yararlanılmaktadır.
Bundan başka, bazı kanser türlerinde kanserli hücrede tirosinaz aktivitesinin oldukça
arttığı gözlemlenmiş ve bu kanser türlerinin tedavisinde enzimin bu özelliginden
faydalanılması gündeme gelmiştir (Çiçek 2000).
Memelilerde tirosinazın aktif biçimi, melanositler içerisinde bulunan özelleşmiş
sitoplazmik granüller olan melanozomlarda bulunmaktadır. Dewey et al. (1977)
tirozinazın bir substratı olan 4-hidroksianizolün farelerde Harding-Passey
melanomasının gerilemesine sebep olduğunu bildirmişlerdir.
29
Tirosinazın kullanıldığı bir başka önemli alan ise Parkinson hastalığının tedavisinde
kullanılan L-DOPA’nın üretimidir (Whitaker 1995).
30
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Kullanılan Materyal ve Maddeler
Bu çalışmada, İzmir (Bergama) üzümünden izole edilen polifenol oksidaz
(PPO:E.C.1.14.18.1.) enzimi kullanılmıştır. Çalışmamızda kullanılan İzmir üzümünün
(Vitis vinifera L.) Türk Patent Enstitüsü tarafından onaylanan bazı özellikleri şöyledir:
"Salkımları konik, uzun silindirik yapıda ve normal sıklıkta olup 250-500 gram
ağırlığındadır. Ekolojik seçiciliği vardır, soğuğa hassastır. Taneleri çekirdeksiz, sulu,
etli ve gevrektir."
3.1.1 Çalışmada kullanılan kimyasal maddeler
Çalışmalarımızda kullanılan kimyasal maddeler; Polivinil pirolidon, askorbik asit, p-
krezol, L- Dopa, D-tirozin, kafeik asit, L-sistein, sodyum dietil ditiyo karbamat, β-
merkaptoetanol, sefadeks G-100, (NH4)2SO4, Na2HPO4, NaH2PO4 Sigma firmasından
sağlanmıştır. 4-metil katekol, sitrik asit, sodyum sitrat Fluka firmasından; katekol,
pirogallol, gallik asit, sodyum azid, potasyum tartarat, sodyum tungstat, sodyum
molibdat, CuSO4. 5H2O, Li2SO4, NaOH, HCI ise Merck firmasından temin edilmiştir..
3.1.2 Kullanılan alet ve cihazlar
Bu çalışmadaki spektrofotometrik ölçümler, UV-1601 Shimadzu marka
spektrofotometre ile yapılmıştır. pH ölçümleri Orion 720A model pH metre ile, santrifüj
işlemleri Beckmann Optima XL-100K model ultrasantrifüj kullanılarak yapılmıştır.
Homojenizasyon işlemi Waring Commercial Blender ile yapılmıştır. İzolasyon
işleminde kullanılan diyaliz torbaları (1200 Dalton) Sigma firmasından temin edilmiştir.
Termostatlı ve karıştırmalı su banyosu Nüve BM 101, vorteks ise Nüve N 110 modeldir.
31
3.1.3 Tampon çözeltilerin hazırlanması
Araştırmada kullanılan tampon çözeltilerinin hazırlanmaları aşağıdaki gibi yapılmıştır.
3.1.3.1 0,1 M sitrat tamponunun hazırlanması
0,1 M Sitrat tamponu, pH 4,2 ve 4,4’deki çözeltilerin hazırlanması için kullanılmıştır.
10,51 gram sitrik asit monohidrat saf su ile 500 ml’ye tamamlanır (A çözeltisi). 14,705
gram sodyum sitrat saf su ile 500 ml’ya tamamlanır (B çözeltisi).
A ve B çözeltileri Çizelge 3.1’de belirtilen miktarlarda karıştırılarak saf su ile 100
mL’ye tamamlanmış ve istenilen pH’ta tampon çözeltiler elde edilmiştir.
Çizelge 3.1 0,1 M Sitrat tamponu hazırlanması
pH A (mL) B (mL)
4,2 35 15
4,4 28 22
3.1.3.2 0,2 M fosfat tamponunun hazırlanması
pH’ları 5,7-7,2 arasındaki çözeltileri hazırlamak için kullanılmıştır.
24 gram (0,2 mol) NaH2PO4 saf suda çözülerek 1000 mL’ye tamamlanır (A çözeltisi).
28,4 gram (10,2 mol) Na2HPO4 suda çözülerek 1000 mL’ye tamamlanır (B çözeltisi).
A ve B çözeltilerinin Çizelge 3.2’de verilen miktarlarda karıştırılması ile istenilen
pH’larda tampon çözeltiler hazırlanmıştır.
32
Çizelge 3.2 pH’ları 5,7-7,2 arasındaki çözeltilerin hazırlanması
pH A (mL) B (mL)
5,7 467,5 6,5
6,4 367,5 132,5
6,7 282,5 217,5
7,0 195 305
7,2 140 360
3.1.3.3 0,05 M tris tamponunun hazırlanması
pH’ları 7,4-9,0 arasındaki çözeltileri hazırlamak için kullanılmıştır. 0,05 M Tris
tamponu, Trizma-HCI ve Trizma-Base’den Çizelge 3.3’de verilen miktarlarda tartılıp
saf su ile 1000 mL’ye tamamlanarak hazırlanmıştır.
Çizelge 3.3 0,05 M Tris tamponunun hazırlanması
pH Trizma-HCI (g) Trizma Base (g)
7,4 3,305 0,485
7,8 2,66 0,985
8,0 2,22 1,325
8,5 1,105 2,18
9,0 0,38 2,735
33
3.2 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin İzolasyonu
Çalışmamızda izolasyon işlemi için 2 kg çekirdeksiz İzmir üzümü 1 hafta süresince 4oC’de depolanmıştır. İlk olarak 200 g üzüm temizlenmiş ve % 0,5 polivinil pirolidon
(PVP) ve 10 mM (0,528 g) askorbik asit içeren 100 ml 0,2 M fosfat tamponu (pH 7,2)
ile homojenizatörde 2 dakika karıştırılmış ve ince bir tülbentten süzülmüştür. Bu
homojenat ham enzim ekstraktı (crude enzim) olarak adlandırılmıştır.
3.2.1 Amonyum sülfat çöktürmesi
Ham enzim ekstraktı ultrasantrifüjde 5 oC’da 48000 g’de 15 dakika santrifüjlenmiştir.
Daha sonra supernatant alınmış ve amonyum sülfat çöktürmesi ile %80 doygunluğa
getirilmiştir. Amonyum sülfat çöktürme işlemleri için kullanılacak olan amonyum sülfat
miktarları için aşağıdaki formül kullanılmıştır.
533 (S2-S1)
g(amonyum sülfat) = ¾¾¾¾¾
100-0,3 S2
S1 = mevcut amonyum sülfat doygunluğu
S2 = istenilen amonyum sülfat doygunluğu
Amonyum sülfat çöktürmesi sırasında, ham enzim ekstratına katı amonyum sülfat yavaş
yavaş ve az miktarlarda ilave edilmiş ve her ilave sonrasında daha önce eklenen katı
amonyum sülfatın çözünmüş olmasına dikkat edilmiştir. Çöken PPO enzimleri 5 oC’da
48000 g’de 30 dakika santrifüjlenmiş ve daha sonra çöken PPO enzimi, az miktarda
fosfat tamponunda (pH 7,2) çözülmüştür.
34
3.2.2 Diyaliz işlemi
Biyolojik moleküllerin ayrımında kullanılan en eski yöntemlerden biri diyalizdir. Bu
teknik seyreltik bir çözeltideki moleküllerin boyutlarına göre ayrılması temeline
dayanır. Bu teknikte kullanılan diyaliz torbasının porları genellikle molekül ağırlığı
10.000’den daha fazla olan makromoleküllerin geçişine izin vermeyecek kadar
küçüktür. Bu nedenle, diyaliz tüpünün içindeki küçük iyonlar dışarı çıkarken, içeride
ayrımı istenen molekülün konsantre bir çözeltisi kalır. Küçük moleküllerin çıkışı tüpün
içi ile dıştaki tamponun konsantrasyonları eşit oluncaya kadar devam eder. Dengeye ise
çalışılan hacme bağlı olarak, genellikle 4-6 saatte ulaşılır. Dengeye ulaşıldıktan sonra,
eğer dışarıdaki çözelti taze tamponla değiştirilir ve diyalize devam edilir. Böylece,
istenilen ayırım tamamlanıncaya kadar diyaliz 1-2 gün sürdürülebilir (Temizkan ve
Arda 2004).
(a) (b) (c)
Şekil 3.1 Genel diyalizin uygulanış şekli a.Diyaliz tüpünün bağlanması, b.Diyaliztüpünün doldurulması, c.Tuzların uzaklaştırılması
Diyaliz için kullanılan yarı geçirgen zarlar (diyaliz tüpleri veya torbaları) çeşitli
materyallerden (sellofan, selüloz) yapılmış malzemelerdir. Por çapı zardan geçecek
moleküllerin büyüklüğüne göre belirlenir. Diyaliz yöntemi, iyonik olan ve olmayan,
tüm küçük molekülleri yok etmek veya konsantre etmek için basit, ucuz ve etkin bir
yöntemdir. Genellikle çözeltilerdeki tuzları ve diğer küçük molekülleri ortamdan
35
uzaklaştırmakta kullanılır. Ayrıca, biyolojik moleküllere zayıf şekilde bağlı olan küçük
iyonlar ve molekülleri de bu yöntemle ortadan kaldırmak mümkündür.
Çalışmamızda elde edilen enzim çözeltisi diyaliz torbasına (1200 Dalton) doldurulmuş
ve 4 oC’da (pH 7,2) fosfat tamponu kullanılarak diyaliz işlemi yapılmıştır. 24 saat
boyunca işleme devam edilmiş ve her 8 saatte bir diyaliz tamponu değiştirilmiştir.
Amonyum sülfat ve diyaliz işlemleri sonucu elde edilen enzim artık kısmen saf hale
getirilmiştir. Elde edilen bu enzim çözeltisi, yapacağımız diğer işlemlerde kullanılmak
üzere 3’er mililitrelik tüplere konmuş ve -20 oC’da derin dondurucuda depolanmıştır.
Bu enzimler daha sonra kinetik çalışmalar, substrat çalışmaları, optimum pH belirleme,
optimum sıcaklık, termal kararlılık, depolama kararlılığı, jel filtrasyon kromatografisi,
poliakrilamid jel elektroforezi gibi çalışmalarda kullanılmak üzere derin dondurucuda
saklanmıştır.
3.2.3 Jel fitrasyon kromatografisi
Şekil 3.2 Farklı büyüklükteki moleküllerin jel filtrasyon kromatografisi ile ayrılması
36
Jel filtrasyonu veya moleküler elek kromatografisi olarak da adlandırılan jel geçirgenlik
kromatografisinde ayırma, molekülün büyüklüğüne göre yapılır. Bu teknik binlerce
protein, nükleik asit, polisakkarid ve diğer biyolojik moleküllerin saflaştırılmasında
önem taşımaktadır (Temizkan ve Arda 2004).
Jel filtrasyonu için kullanılan bir kolonda durağan faz, küçük porlu inert partiküllerden
oluşur. Farklı boyutlarda moleküller içeren çözelti, devamlı bir çözücü akışıyla
kolondan geçirilir. Porlardan daha büyük olan moleküller jeldeki partiküllerin içerisine
giremezler ve partiküllerin arasında sınırlı bir alanda kalırlar. Sonuçta bu moleküller
yavaşlamazlar ve kolondan hızla çıkarlar. Partiküllerin içinde ve dışında yayılabilen
küçük moleküllerin kolondaki hareketleri ise daha yavaş olur.
Bu çalışmada 2,125 g Sefadeks G-100 40 mL 0,2 M fosfat tamponunda (pH 7,2) 2 gün
bekletilerek jelin oluşması sağlanmıştır. Üzümden izole edilen PPO enzimi için 0,5 cm
çapında 17,5 cm boyundaki kuru bir kolonun dibine cam pamuğu yerleştirilmiş ve
üzerine fosfat tamponu (pH 7,2) ilave edilerek kolondaki hava kabarcıkları giderildikten
sonra kolonun dip kısmına az miktarda kum ilave edilmiştir. Sefadeks G-100 bir huni
vasıtasıyla kolona uygulandıktan sonra kolonun musluğu açılarak jelin kum üzerine
homojen bir şekilde yerleşmesi sağlanmıştır. Daha sonra kolonun üst kısmına cam
pamuğu ve kum yerleştirilerek bir gün boyunca fosfat tamponu geçirilerek akış hızı
belirlenmiştir (akış hızı: 0,20 ml/dk). Bu işlemlerden sonra amonyum sülfat çöktürme
ve diyaliz işlemleri sonucu elde edilen 3’er ml’lik kısmen saflaştırılmış enzim çözeltisi
kolona uygulanmış ve kolonun musluğundan belli hacimde eluatlar alınmıştır.
Kolondan alınan her çözeltinin, 25 oC’da 280 nm’de spektrofotometrik olarak absorbans
değerleri okunmuştur. Protein hiç gözlenilmeyinceye kadar (0) hatta (-) değerlere kadar
ayırma işlemine devam edilmiştir. Bu işlemlerden sonra 3’er mL’lik olarak alınan
çözeltiler tüplere konularak numaralandırılmış ve absorbans değerleri spektrofotometrik
olarak ölçülerek grafiğe geçirilmiştir. Belli yerlerde pik gösteren tüpler birleştirilerek
PPO enziminin aktivitesine bakılmıştır. PPO aktivitesi gösteren çözeltilerdeki protein
miktarı Bradford yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır.
37
3.3 Enzim Aktivitesinin Tayini
Polifenoloksidaz enziminin aktivite tayini, spektrofotometrik olarak 420 nm’deki
absorbans artışı kaydedilerek yapılmıştır. Kuvartz numune küvetlerine 0,2 mL kısmen
saflaştırılmış enzim çözeltisi ve 0,2 M fosfat tamponu (pH 7,2) kullanılarak hazırlanan
2,8 mL katekol çözeltisi karıştırılmış ve 25 oC’da 3 dakika süresince absorbans artışları
kaydedilmiştir. Kör olarak 0,2 M fosfat tamponunda (pH 7.2) hazırlanan 3 mL substrat
çözeltisi kullanılmıştır. Daha sonra absorbans değerleri zamana karşı grafiğe geçirilerek
eğimden enzim aktivitesi bulunmuştur.
3.3.1 Enzim ünitesinin tanımı
Bir ünite PPO enzim aktivitesi, 25 oC’da 1 dakikada absorbansta 0,001 kadar artışa yol
açan enzim miktarı olarak tanımlanmıştır.
Spesifik Aktivite (IU/mg) =Aktivite /mg protein
3.3.2 Stok enzim çözeltisinin hazırlanması
Diyalizlenen enzimler 3’er mL’lik hacimler halinde tüplere konulmuş ve daha sonra
kullanılmak üzere derin dondurucuda -20 oC’da depolanmıştır. Çalışmalardaki enzimler
kullanılmadan bir gün önce derin dondurucudan alınmış ve 4 oC’da bekletilerek
çözüldükten sonra kullanılmıştır.
Tez çalışmasında kullanılan enzim çözeltisi stok enzimin 0,2 M fosfat tamponu (pH 7,2)
ile 1/2 (v/v) oranında seyreltilmesiyle hazırlanmıştır.
38
3.4 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin Karakterizasyonu
3.4.1 Substrat spesifikliği
Optimum substratı belirliyebilmek amacı ile PPO enziminin 7 farklı substrata karşı
aktiviteleri belirlenmiştir. Bu amaçla katekol, kafeik asit, 4-metil katekol, pirogalol, D-
tirozin, gallik asit, p-krezol substrat olarak kullanılmış. En yüksek aktiviteyi gösteren
substrat, enzim karakterizasyonu deneylerinde kullanılmıştır.
3.4.2 Optimum substrat konsantrasyonu
En yüksek aktiviteyi gösteren katekol substratının 6 farklı konsantrasyondaki (0,01 M,
0,02 M, 0,03 M, 0,04 M, 0,05 M, 0,06 M) çözeltileri kullanılarak en fazla aktivite
gösterdikleri konsantrasyon belirlenmiştir.
3.4.3 pH etkisi
PPO enzim aktivitesi farklı pH’larda hazırlanmış yedi farklı substrat kullanılarak
(katekol, kaffeik asit, 4- metil katekol, pirogallol, D-tirozin, gallik asit, p-krezol) tayin
edilmiştir. Belirli pH değerlerini elde edebilmek için substratlar farklı 12 tampon çözelti
içinde çözülerek hazırlanmıştır. Böylece yedi substratın 4,2, 4,4, 5,7, 6,4, 6,7, 7,0, 7,2,
7,4, 7,8, 8,0, 8,5, 9,0 pH değerlerindeki çözeltileri hazırlanmıştır. Bunların enzim
aktivite tayinleri de spektrofotometrik yöntemle yapılmıştır.
3.4.4 Sıcaklığın etkisi
PPO enziminin optimum sıcaklığını belirlemek için 10, 20, 30, 35, 40, 45, 55, 65, 75oC’deki 9 farklı sıcaklıktaki enzim aktiviteleri hesaplanmıştır. 20 oC’nin üzerindeki
39
sıcaklıklar için karıştırmalı ve termostatlı su banyosu, 10 oC için ise buz banyosu
kullanılmıştır. Bu çalışmada substrat olarak yüksek enzim aktivitesi gösteren katekol
(20mM) kullanılmıştır. Substrat çözeltisinin küvete boşaltılması esnasında meydana
gelebilecek sıcaklık kayıplarını önlemek amacıyla substrat çözeltisi bir kaç dakika
süreyle su banyosu içinde bekletilmiş ve mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde enzim
çözeltisi pipetlenerek aktivite ölçümleri yapılmıştır.
3.4.5 Enzimin termal kararlılığı
Sıcaklığın enzim kararlılığı üzerindeki etkisini gözlemek için enzim 10-75 oC arasındaki
sıcaklıklarda karıştırmalı su banyosunda 45 dakika süresince inkübe edilmiştir. Bu işlem
için sıcaklığı ayarlanmış termostata 45 ml enzim çözeltisi konulmuş ve 45 dakika
süresince her 15 dakikada bir olmak üzere örnek alınarak spektrofotometrede
aktivitesine bakılmıştır. Bu çalışmalarda substrat olarak katekol (20 mM, pH 7,2)
kullanılmıştır.
3.4.6 Protein tayini
Protein miktarları Bradford yöntemi (1976) kullanılarak belirlenmiştir. Bu yöntem,
Coomassie brilliant blue G-250 boyasının farklı konsantrasyonlardaki protein
çözeltilerinde değişik şiddette mavi renk oluşturmasına dayanır. Boyanın özellikle
arginin gibi bazik amino asitlere ve bazı aromatik aminoasitlere bağlandığı
gösterilmiştir. Dolayısıyla bu yöntemde proteinin primer yapısının önemi vardır.
Duyarlılık sınırları, 5-100 mg/ml olan bu yöntemde, asidik boya, proteine bağlanır ve
595 nm arasında maksimum absorbsiyon değerleri elde edilir. Bu deneyde standart
protein çözeltileri, sığır serum albumini (BSA) kullanılarak hazırlanmış ve standart
grafikleri çizilmiştir (Temizkan ve Arda 2004).
40
Şekil 3.3 Bradford yönteminin standart grafiği
Belirtecin hazırlanması : 25 mg Coomassie brilliant blue G-250, 12,5 ml % 95
etanolde çözüldükten sonra, 25 ml % 85 H3PO4 (veya perklorik asit) eklenir. Daha sonra
saf su ilave edilerek 250 ml’te tamamlanır. Kullanılacağı zaman 5 kez seyreltilir ve
Whatman No.1 filtreden geçirilir.
Yöntem:
1) 0,12 ml kör (ekstraksiyon tamponu veya saf su), konsantrasyonu duyarlılık sınırları
içinde kalan standartlar (örneğin 0.2, 0.4, 0.6, 0.8, 1.2, 1.4 mg/ml) ve protein örneği
çözeltisi üzerine 5’er ml belirteç hızla eklenip hemen vorteks ile hızla karıştırılır.
2) En az 5 dakika bekledikten sonra, en geç 1 saat içinde, 595 nm’deki absorbsiyon
değerleri okunur.
3) Standart eğri grafiği hazırlanarak örnekteki protein derişimi bulunur (Bradford 1976).
41
3.4.7 Enzim kinetiği
Enzimin maksimum hızı (Vmax) ve Michaelis- Menten sabiti (Km) bulunması için kinetik
çalışmalar 1.00, 1,25, 2.50, 4.00, 7.50, 10.00 mM’lık katekol çözeltisi (pH 7,2)
kullanılarak yapılmıştır. Her konsantrasyon için enzimin hızı ilk 3 dakika süresince
izlenmiş ve her 15 saniyede bir ölçüm alınmıştır. Daha sonra absorbans-zaman
grafiğinin eğiminden ∆A dak-1 olarak ilk hızlar hesaplanmıştır. Bu ilk hız değerleri
Lineweaver- Burk grafiğinde 1/V’ye karşı 1/[S] değerleri yerine konularak buradan Km
ve Vmax değerleri bulunmuştur (Lineweaver and Burk 1934).
3.4.8 Aktivasyon enerjisinin tayini
Polifenol oksidaz enzimi için aktivasyon enerjisi çalışması 0,2 M katekol substratı ile
20-75 oC’da ve pH 7,2’de yapılmıştır. Yapılan termal kararlılık çalışmasından elde
edilen aktivite değerlerinin logaritması, (1/T)’ye karşı grafik çizilmiştir. Arrhenius
denkleminden yararlanılarak grafiklerin eğiminden (Ea/2.303 R) aktivasyon enerjisi
hesaplanmıştır.
Arrhenius denklemi;
k = Ae –Ea/RT
logk = logA -Ea/2.303RT
Burada k, hız sabiti; A, Arrhenius sabiti; Ea, Aktivasyon Enerjisi; R, 1,937 cal/molK;T,
mutlak sıcaklıktır.
42
3.4.9 İnhibitörlerin etkisi
PPO enzim aktivitesi üzerine inhibitörlerin etkisini incelemek için 6 adet inhibitör (L-
sistein, L-askorbik asit, sodyum azid, sodyum dietil ditiyo karbamat, merkapto etanol,
tiyoüre) kullanılmıştır. Bu deneylerde 5 farklı katekol konsantrasyonu (1.00, 1.25, 2.50,
4.00, 7.50, 10.00 mM ) ve her inhibitör için 2 farklı konsantrasyonda PPO aktiviteleri
belirlenmiş, inhibisyon dereceleri ve inhibisyon türleri bulunmuştur.
Enzim kinetiği deneylerinde olduğu gibi ilk hızları bulmak için inhibitör ilave edilmiş
enzimin aktivitesi 3 dakika boyunca spektrofotometrik olarak izlenmiştir. Daha sonra
Lineweaver- Burk grafiğinden Ki değerleri bulunmuştur.
3.4.10 Enzimin depolama süresince kararlılığı
Enzimin 4 oC ve 20 oC’da ki depolama süresince kararlılığını incelemek amacı ile
katekol (pH 7,2) substratı kullanılarak 420 nm’deki absorbans değişimleri izlenmiştir.
Her 3 günde bir olmak üzere 1 ay süresince ölçüm alınarak kaydedilmiş, elde edilen
absorbans değerleri zamana karşı grafiğe geçirilmiştir.
3.4.11 Poliakrilamid jel elektroforez (PAGE)
Elektroforez, yüklü moleküllerin bir elektriksel alandaki hareketlerinin izlendiği bir
tekniktir. Çözünmüş durumdaki moleküllerin elektrik yüklerinin kütlelerine oranıyla
belirlenen hızlarda elektriksel alanda hareket (göç) etmeleri prensibine dayanır.
Bu sistemde analiz yapılacak örnek, bir destek (matriks) ortamına uygulanır. Modern
elektroforetik tekniklerde destek ortamı olarak daha çok jeller tercih edilmektedir.
Jeller, içerisinde uygun bir tampon bulunan bir elektroforez aygıtına yerleştirilerek
işlem gerçekleştirilir. Analiz edilecek örnek jele çok küçük miktarda uygulanır. Katı jel
desteği ile ayrımı yapılacak moleküllerin hareketi, moleküllerin yüküne, boyutuna,
43
biçimine, kimyasal içeriğe ve uygulanan elektriksel alana bağlıdır.
Çoğunlukla basit elektriksel devreleri olan elektroforez aygıtlarında iki temel eşitlik
önem taşır:
1) Ohm yasası
V = IR: bu eşitlikte; elektrik alanı (voltaj) (V, volt), akım ( I, miliamper) ile direncin (R,
ohm) çarpımına eşittir Bir başka ifadeyle, elektrik akımı, elektrik alanı (voltaj) ile
doğru, direnç ile ters orantılıdır. Basit bir devreye belli bir miktarda voltaj uygulanırsa,
sabit akımın sistemdeki geçişi sırasında bir direnç oluşur; bu da uygulanan toplam
voltajda düşmeye yol açar. Elektroforez aygıtında oluşan direncin hemen tamamı jel
tarafından ortaya konulur. Direnç akımın geçtiği bölgenin alanının ve kullanılan
tamponun iyonik kuvveti ile ters orantılıdır. Belli bir akım için, jelin kalınlığının veya
tamponun miktarının ve iyonik kuvvetin azalması direnci arttırır, böylece jel boyunca
oluşan voltaj ve jelde hareket eden molekülün elektroforetik göç hızı artar.
2) P = I2.R
Elektroforezde önemli ikinci eşitliğe göre, sistemin ürettiği güç (P, Watt), direnç ile
akımın karesinin çarpımına eşittir. Üretilen güç ısı şeklinde ortaya çıkar ve elektroforez
aygıtı, jelin sıcaklığını artırmaksızın, ancak belli miktarda gücü dağıtabilir. Bu nedenle,
voltajın üst sınırı genellikle elektroforez aygıtının ısıyı dağıtma yeteneğine bağlıdır.
Belli bir noktanın üstünde, voltajdaki ufak artışlar bile jelin sıcaklığında önemli ve
zararlı bir yükselmeye yol açar. Kullanılan aygıtın kolaylıkla dağıtabileceği gücün
miktarının iyi bilinmesi ve buna göre jelin sıcaklığının dikkatle izlenmesi gerekir.
44
Elektroforezde elektriksel değişkenliklerden biri (akım, voltaj ya da güç) daima sabit
tutulur. Yukarıdaki eşitliklerden de anlaşılabileceği gibi, işlem sırasında eğer direnç
artarsa sabit akımda göç hızı düşer ancak ısı açığa çıkar; sabit voltajda ise göç hızı düşer
ama yeni bir ısı oluşmaz. Güç sabit tutulduğunda ise hareket hızı yavaş olur ama ısı
artışı olmaz (Temizkan ve Arda 2004).
Bu çalışmada uygulanan poliakrilamid jel elektroforez (PAGE) yöntemi ikiye
ayrılmaktadır. Birincisi native-poliakrilamid jel elektroforez (native-PAGE), ikincisi
sodyum dodesilsülfat-poliakrilamid jel elektroforez (SDS-PAGE)’dir. Native-PAGE
yönteminde proteinler jel boyunca denature olmadan (üç boyutlu formda) yüklerine ve
molekül ağırlıklarına göre ilerlerler. SDS-PAGE yönteminde ise proteinler denature
edilerek üç boyutlu yapılarından primer yapıya dönüştürülür. Daha sonra PAGE
uygulanır. SDS-PAGE’de proteinler jelde molekül ağırlıklarına göre koşarlar (Laemmli,
1970).
Poliakrilamid jel elektroforezi (PAGE), akrilamid polimerizasyonuyla hazırlanan
poliakrilamid jellerin elektroforetik ayrımlarda çeşitli üstünlükleri vardır. Küçük ya da
orta boydaki nükleik asitler ve proteinler için yüksek ayrıştırma gücüne sahiptir.
Oldukça büyük boyuttaki örnekler için de uygundur, göç eden moleküllerle destek
materyali arasındaki etkileşim en düşük düzeydedir. Poliakrilamid jellerle yapılan
elektroforez, örnekteki bileşenlerin daha iyi ayrışmalarına yol açar, çünkü bu yöntemde
hem moleküler elekleme hem de elektroforetik hareket söz konusudur.
Poliakrilamid jeller, akrilamid ve çapraz bağlayıcı N,N'-metilenbisakrilamidin
polimerizasyonuyla hazırlanır. Kimyasal polimerizasyon başlatıcı-katalizör sistemi
(amonyum persülfat-TEMED) tarafından kontrol edilir. Proteinlerin ayrılması için
kullanılan standart bir jel genelde %7,5 poliakrilamid içerir. Jelin ayrıştırma gücü ve
molekül boyutu aralığı akrilamidin ve bisakrilamidin konsantrasyonuna bağlıdır. Düşük
konsantrasyonda daha büyük porlar oluşur ve yüksek molekül ağırlıklı biyolojik
moleküllerin analizi yapılabilir; yüksek konsantrasyonlarda ise, daha küçük porların
oluşumu düşük molekül ağırlıklı olanların analizine izin verir.
45
Native jel elektroforezinde (N-PAGE) kullanılan tamponlar, deterjan ve diğer
denatüre edici maddeleri içermediğinden, prosedür doğal koşullarda gerçekleşir. Bu
yöntem, protein içeren karışımların ayrılmasında, bir protein ya da protein kompleksinin
aktivitesi veya yapısı ile ilgili elektroforetik çalışmalarda, proteinin saflığının
kontrolünde ve oligomerik proteinlerin ayrılmasında kullanılır.
Sodyum dodesil sülfat poliakrilamid jel elektroforezi (SDS-PAGE), polipeptidlerin
ilerleme hızları, sadece iç elektriksel yükleri tarafından değil, aynı zamanda molekül
ağırlıkları tarafından da belirlenmektedir. SDS, polipeptidlerin ana iskeletini
çevreleyerek proteinleri denatüre eden anyonik bir deterjan olduğu için moleküllere
negatif bir yük kazandırmaktadır. SDS-PAGE’nin en önemli yararı, polipeptidlerin
molekül ağırlıklarının belirlenmesine olanak vermesidir. Molekül ağırlığı bilinmeyen
protein örnek, molekül ağırlığı bilinen standart proteinlerle birlikte, aynı jel üzerinde
yanyana kuyucuklara uygulanır ve elektroforetik olarak ayrılır. Boyama sonrasında
jelde gözlenen bantların karşılaştırılması ile proteinin molekül ağırlığı hakkında bir fikir
edinilir.
Bu çalışmada hem native-PAGE, hem de SDS-PAGE teknikleri uygulanmıştır. Gerek
SDS-PAGE, gerekse native-PAGE Laemmli tekniğine göre yapılmıştır.
Bu teknikte kullanılan tamponlar ve hazırlanışları Ek l 'de verilmiştir.
3.4.11.1 Native-PAGE ile enzimin aktivite tayini
3 kısım stok enzim çözeltisi ile 1 kısım native örnek tamponu ependorf tüpünde
karıştırıldı.
Ayırıcı jel % 7,5, yığma jel % 4 konsantrasyonda hazırlandı. Ayırıcı jel, monomer
çözeltisi (akrilamid+bisakrilamid, %30), distile su, ayırıcı jel tamponu (pH 8,6),
amonyum persülfat (APS) ve tetraetilmetilendiamin (TEMED) ilave edilerek
hazırlanmıştır. Bu karışım daha önceden hazırlanan cam plaklar (0,75 mm x 16 cm x 21
46
cm) arasına üstte yaklaşık 4 cm kalacak şekilde dökülerek üzerine doymuş butanol ilave
edilmiş ve polimerizasyon için 30 dk beklenmiştir. Polimerizasyondan sonra monomer
solüsyonu, distile su, yığma jel tamponu (pH 6,8), APS ve TEMED’den oluşan yığma
jel (% 4’lük) ayırıcı jelin üzerine dökülmüştür. Yığma jelin polimerizasyonu
tamamlandığında tarak çıkarılmış ve aparat tanka yerleştirilmiştir. Tank koşturma
tamponu ile doldurulduktan sonra örnekler yüklenmiş ve yığma jel boyunca 42 mA,
(bromofenol boya ayırıcı jele ulaşıncaya kadar) ayırıcı jel boyunca 30 mA’da 4 ºC’de
yapılmıştır.
Koşturma işlemi tamamlandıktan sonra ayırıcı jel kesilmiş ve 0,1 M fosfat tamponunda
(pH 7.0) hazırlanmış olan 30 mM katekol çözeltisinde 100 dk bekletilmiştir. Bekletme
süresi sonunda PPO enziminin aktif bandları görülmüştür. Daha sonra jel, 1 mM
Askorbik asit çözeltisinde 4 dk bekletilmiş ve %30’luk etanolde saklanarak jelin
fotoğrafları çekilmiştir.
3.4.11.2 Native-PAGE ile PPO izozimlerinin belirlenmesi
3 kısım stok enzim çözeltisi ile bir kısım Native örnek tamponu bir ependorf tüpte
karıştırıldı. Ayırıcı ve yığma jeller aktivite tayininde olduğu gibi hazırlanarak jel
oluşturuldu. Örnek jele uygulandı. Elektroforez 4 °C’de, yığma jel boyunca 42 mA
ayırıcı jel boyunca 30 mA’lık sabit akım uygulanarak yapıldı. Jel, elektroforez
tamamlandıktan sonra, izozim bandlarının görülebilmesi için 1 gece boyama
çözeltisinde bekletildi. Ertesi gün boya çıkarıcı çözelti ile boyası çıkarılarak fotoğrafı
çekildi. Jeller % 7’lik asetik asit çözeltisinde saklandı.
3.4.11.3 SDS-PAGE ile enzimin molekül kütlesinin belirlenmesi
Kısmen saflaştırılmış enzim çözeltisinden 3 ml alınarak 10 dakika santrifüjlendi ve
buzun içinde bekletildi. Daha sonra 3 adet ependorf tüpüne koyuldu. Üç kısım stok
enzim çözeltisi ile 1 kısım SDS örnek tamponu karıştırılıp 5 dk kaynatılarak denatüre
47
edildi ve standart proteinlerle (Ek-I) birlikte %10’luk SDS-PAGE ile koşturuldu. Bu
işlemde, bir kuyucuğa 95 μl enzim çözeltisi, diğerine de moleküler kütle belirteçleri
(marker 60 μl) uygulanmıştır.
Ayırıcı jel (% 10’luk), monomer solüsyonu (akrilamid+bisakrilamid), distile su, ayırıcı
jel tamponu (pH 8,6), APS (% 10’luk) ve TEMED ilave edilerek hazırlanmıştır. Bu
karışım daha önceden hazırlanan cam plaklar (0,75 mm x 16 cm x 21 cm) arasına üstte
yaklaşık 4 cm kalacak şekilde dökülüp üzerine doymuş butanol eklenerek
polimerizasyon için yarım saat bırakıldı.
Polimerizasyondan sonra monomer solüsyonu distile su, yığma jel tamponu (pH 6,8),
APS ve TEMED’den oluşan yığma jel (% 4’lük) ayırıcı jelin üzerine dökülmüştür.
Yığma jelin polimerizasyonu tamamlandığında tarak çıkarılmış ve aparat tanka
yerleştirilmiştir. Tank, koşturma tamponu ile doldurulduktan sonra örnekler yüklenmiş
ve yığma jel boyunca 46 mA, ayırıcı jel boyunca 30 mA’da 4 oC’de uygulanarak
elektroforez tamamlanmıştır. Jeldeki örnekler yaklaşık 4-5 saat koşturulmuştur. Daha
sonra jelde koşan standart protein ve izoenzim bandlarının görülebilmesi için jel % 10
metanol + % 7 asetik asitten oluşan fiksasyon çözeltisinde 1 gece bekletilmiştir. 1 gece
sonra jel fiksasyon çözeltisinde alınarak Comassie Blue R250 ile boyama işlemi
yapılmıştır. Bantların gözlenebilmesi için yaklaşık yarım saat beklenmiştir. Daha sonra
boya çıkarıcı çözelti ile boyası çıkarılarak fotoğrafı çekilmiştir.
48
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
4.1 Polifenol Oksidaz (PPO) Enziminin İzolasyonu ve Saflaştırılması
PPO enziminin izolasyonu, bölüm 3.2’de anlatıldığı gibi % 0,5 polivinil pirolidon
(PVP) ve 0,05 M askorbik asit içeren 0,2 M fosfat tamponu (pH 7,2) kullanılarak
yapılmıştır. İzolasyon aşamasında kullanılan PVP, İzmir üzümünde bulunan fenolik
maddeleri bağlayarak, PPO enziminin aktivite göstermesini engellemek amacıyla
kullanılmıştır. Çünkü fenolik maddelerin oksidasyonu sonucu oluşan kinonlar, enzimi
inhibe edebilmektedir (Walker 1964). Askorbik asit ise izolasyon sırasında oluşan o-
kinonları indirgeyerek fenolik substratları oluşturur ve kendisi yükseltgenir (Zemel
1989). Katı (NH4)2SO4 ile %80 doygunlukta çöktürülen PPO enzimi daha sonra 4 oC’da
diyalizlenmiş ve 45 mL kısmen saf enzim elde edilmiştir. Diyaliz işlemi sonucunda
molekül ağırlığı 12 000 daltondan küçük moleküller dışarı çıktığından protein
molekülleri ve PPO enzimi diyaliz tüpü içinde bulunmaktadır. PPO enziminin
saflaştırma aşamalarından elde edilen sonuçlar Çizelge 4.1’de görülmektedir.
Çizelge 4.1 PPO enzimin saflaştırma aşamalarından elde edilen sonuçlar
Saflaştırma
Adımları
Hacim
(mL)
Toplam
Aktivite
(IU/mL)
Toplam
Protein
Spesifik
Aktivite(IU/mg
Protein)
Verim Saflaştırma
n-kat
Ham enzim
ekstraktı
255 4187 587 7,13 100 1,0
(NH4)2SO4
çöktürme ve
diyaliz işlemi
45 1917 120,4 15,92 45,8 2,23
Jel Filtrasyon
Kromatografisi
20 880 4,72 186,44 21,0 26,15
49
Çizelge 4.1’de belirli saflaştırma aşamaları sonucu ele edilen hacimler, toplam
aktiviteler, toplam protein, spesifik aktivite, verim ve saflaştırma değerleri verilmiştir.
Çizelge 4.1’den de görüldüğü gibi homojenizasyon sonucu elde edilen ham enzim
miktarı 255 mL, amonyum sülfat ve çöktürme diyaliz sonrası elde edilen enzim miktarı
45 mL, jel filtrasyon kromatografisi sonucu elde edilen enzim miktarı ise 20 mL olarak
bulunmuştur. Ham enzim ekstraktıyla yapılan saflaştırmada 1,0 kat saflaştırma,
amonyum sülfat çöktürmesi ve diyaliz işlemleri sonucu 2,23 kat saflaştırma ve jel
filtrasyon kromatografisiyle de 26,15 kat saflaştırma sağlanmıştır.
Şakiroğlu ve arkadaşlarının kuşburnu meyvesinden (Rosa Dumalis Rechst.) polifenol
enzimini saflaştırarak yaptıkları çalışmada, jel filtrasyon kromatografisinin birinci ve
ikinci fraksiyonlarında sırasıyla 1,4 ve 1,3 kat saflaştırma sağlanmıştır (Şakiroğlu 1994).
Ziyan ve Pekyardımcı’nın Ankara armudundan (Pyrus communis) polifenol oksidaz
enzimini saflaştırarak yaptığı çalışmada ise jel filtrasyon kromatografisinin birinci ve
ikinci fraksiyonlarında da sırasıyla 8,6 ve 9,6 kat saflaştırma sağlanmıştır (Ziyan ve
Pekyardımcı, 1998). Bizim çalışmamızda ise jel filtrasyon kromatografisi sonucu elde
edilen enzim çözeltisinin 26,15 kat saflaştırılabileceği gösterilmektedir.
Valero ve arkadaşlarının Airen üzümünden (V. Vinifera cv. Airen) polifenol oksidaz
enzimini saflaştırarak yaptıları çalışmada, ham enzim ekstraktıyla yapılan saflaştırmada
1,0 kat, Triton X-100 ile 48 kat, amonyum sülfat çöktürmesiyle de 30,6 kat saflaştırma
sağlanmıştır (Valero et al. 1988).
Fujita ve Tono’nun patlıcandan (Solanum melongena) polifenol oksidaz enzimini
saflaştırarak yaptıkları çalışmada, amonyum sülfat çöktürmesi ve diyaliz işlemleri
sonucu 1,6 kat saflaştırma, DEAE-seluloz çalışmasında 5,5 kat, jel filtrasyon
kromatografisinin birinci ve ikinci fraksiyonlarında ise sırasıyla 43 ve 111,0 kat
saflaştırma sağlanmıştır. Jel filtrasyon kromatografisiyle elde edilen bu saflaştırma
değeri bizim çalışmamızdaki saflaştırma değerinden çok daha yüksektir (Fujita and
Tono 1988).
50
4.1.1 Jel filtrasyon kromotografisi
Bölüm 3.2.3’te anlatıldığı şekilde yapılan jel filtrasyon kromatografisi sonucunda üzüm
PPO enzimi için sadece tek bir fraksiyon elde edilmiştir (Şekil 4.1).
Şekil 4.1 Jel filrasyon kromatografisi sonucu elde edilen fraksiyon
Jel filtrasyon kromatografisi sonucunda birbirine yakın absorbans gösteren tüpler
birleştirilmiş ve protein miktarı Bradford yöntemiyle bulunmuştur (1976). Şakiroğlu et
al. (1996) yaptıkları çalışmada, kuşburnu meyvesinden (Rosa Dumalis Rechst.) PPO
enzimi saflaştırılmasında Sephadex G-100 ile jel filtrasyon kromatografisinde 2
fraksiyon elde edilmiştir.
Fujita and Tono (1988)’nun patlıcandan (Solanum melongena) saflaştırarak elde
ettikleri PPO enzimi üzerinde yaptıkları jel filtrasyon kromatografisinde (Sephadex G-
100) iki fraksiyon elde edilmiştir.
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
0 2 4 6 8 10 12 14
Tüp No
Abs
orba
ns (2
80 n
m)
51
Erat (1997) Doğu Anadolu’da çokça kullanılan Çaşır bitkisinden polifenol oksidaz
enzimini Sephadex G-100 ile saflaştırdıktan sonra jel filtrasyon kromatografisi ve
poliakrilamid jel elektroforez çalışmaları ile enziminin tek izoenzimi olduğunu
göstermiştir.
4.2 Enzim Aktivitesinin Tayini
Kısmen saflaştırılmış enzimin, Bölüm 3.3’te 420 nm’de spektrofotometrik olarak
yapılan aktivite tayini sonucu elde edilen değerlerden bir tanesi örnek olarak verilmiştir
(Şekil 4.2).
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
0 15 30 45 60 75 90 105 120 135 150 165 180
Zaman (sn)
Abs
orba
ns (4
20 n
m)
Şekil 4.2 PPO enziminin aktivite tayin grafiği
Şekil 4.2 incelendiğinde 2 dakikaya kadar enzim aktivitesinin orantılı olarak arttığı daha
sonra aktivitenin sabit bir değer aldığı görülmektedir.
52
4.3 PPO Enziminin Karakterizasyonu
4.3.1 Substrat spesifikliği
Bölüm 3.4.1’de anlatıldığı şekilde, PPO enziminin o-difenolik ve monofenolik yapıdaki
substratları ile aktivitesindeki değişim incelenmiştir. Sonuçlar Çizelge 4.2’de
gösterilmiştir.
Çizelge 4.2 PPO enziminin substrat spesifikliği
Çizelge 4.2’den de görüldüğü gibi İzmir üzümünden elde edilen PPO enziminin en iyi
aktivite gösterdiği substrat katekol’dür. Daha sonra substratları bağıl aktivite
değerlerine göre sıralayacak olursak sırasıyla; 4-metil katekol, kafeik asit, D-tirozin,
pirogallol ve son olarak da p-krezol gelmektedir.
Bu sonuçlara göre, çalışmamızda kullandığımız İzmir üzümden izole edilen PPO
enziminin o-dihidroksifenollerle ise daha fazla aktivite gösterdiği, monohidroksi ve
trihidroksi fenollere aktivitesinin hemen hemen hiç olmadığı gözlenmiştir.
Substrat Konsantrasyon(M) Konfigürasyon Bağıl Aktivite
Katekol 0,01 Orto-dihidroksi 100
4-Metil katekol 0,01 Orto-dihidroksi 82,4
Kafeik asit 0,005 Orto-dihidroksi 18,4
Pirogallol 0,01 Trihidroksi 0,8
Gallik asit 0,005 Trihidroksi 0,72
D-tirozin 0,002 Monohidroksi 1,08
p-krezol 0,002 Monohidroksi 0,32
53
Kimberly et al. (1981) Ravat 51 ve Niagara üzümünlerinden PPO enzimini karakterize
ederek o-difenollere karşı yüksek aktivite gösterdiklerini belirlemişlerdir. Barlett
armudunda da PPO enziminin o-difenollere karşı aktivitesinin yüksek olduğu
bildirilmiştir (Tate et al. 1964).
Oktay et al. (1995), Amasya elmasından elde ettikleri PPO enziminin en yüksek
aktiviteyi katekol substratı ile gösterdiği, daha sonra 4-metil katekol, pirogallol ve L-
dopa substratlarının geldiğini belirlemişlerdir.
Şifalı bitkilerden Allium sp.’den izole edilen PPO enziminin aktivitesi çeşitli
substratlarla incelenmiş ve enzimin en fazla katekol substratına karşı aktivite gösterdiği
bulunmuştur (Arslan 1997).
4.3.2 Optimum substrat konsantrasyonu
Bölüm 3.4.2’de anlatıldığı gibi PPO enziminin en yüksek aktivite gösterdiği substrat
olan katekolün 6 farklı konsantrasyondaki çözeltileri kullanılarak en yüksek aktivitenin
gözlendiği konsantrasyon belirlenmiştir. Sonuçlar Çizelge 4.3’te yer almaktadır.
Çizelge 4.3 Üzüm PPO enzimi için optimum katekol substratı konsantrasyonu
Katekol Konsantrasyonu (mM) Bağıl Aktivite
0,01 82,6
0,02 100
0,03 95,7
0,04 78,3
0,05 69,6
0,06 87
54
Çizelgede 4.3’den görüldüğü gibi en büyük aktivite artışı 0,02 M katekol çözeltisi ile
olmuştur. Bu nedenle diğer çalışmalarda kullanılan katekol 0,02 M olarak
hazırlanmıştır.
4.3.3 pH etkisi
Bölüm 3.4.3’te anlatıldığı gibi katekol, 4-metil katekol, kafeik asit, pirogalol, D-Tirozin,
p-krezol, gallik asit olmak üzere 7 adet substrat kullanılarak PPO enziminin optimum
pH belirlenmiştir.
Elde edilen değerler Çizelge 4.4’de ve Şekil 4.3-4.9’da verilmiştir. Bu elde edilen
verilerden katekol, 4-metil katekol, piragallol, D-tirozin substratlarının optimum pH
değerleri 7,0-7,4 arasında bulunmuştur. Gallik asit ve p-krezolün optimum pH değerleri
de sırasıyla 6,7 ve 6,4 olarak bulunmuştur. Kafeik asidin optimum pH’sı ise 5,7’ dir.
Çizelge 4.4 İzmir üzümünden elde edilen PPO enziminin farklı substratlara karşı optimum pH değerleri
Substrat Substrat
konsantrasyonu (M)
Optimum pH
Katekol 0,02 7,2
4-Metil katekol 0,01 7,0
Kafeik asit 0,01 5,7
Pirogallol 0,1 7,2
Gallik asit 0,1 6,7
D-tirozin 0,02 7,4
p-krezol 0,02 6,4
55
0
20
40
60
80
100
120
4 5 6 7 8 9 10pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.3 Katekol substratı üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
20
30
40
50
60
70
80
90
100
110
2 4 6 8 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.4 4-metil katekol substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
56
0
20
40
60
80
100
120
2 3 4 5 6 7 8 9 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.5 Kafeik asit substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
0
20
40
60
80
100
120
2 3 4 5 6 7 8 9 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.6 Pirogallol substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
57
0
20
40
60
80
100
120
2 3 4 5 6 7 8 9 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.7 D-tirozin substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
0
20
40
60
80
100
120
0 2 4 6 8 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.8 p-Krezol substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
58
0
20
40
60
80
100
120
2 3 4 5 6 7 8 9 10
pH
Bağıl
Akt
ivite
Şekil 4.9 Gallik asit substratı ile üzüm PPO enziminin aktivitesi üzerine pH’ın etkisi
Park et al. (1980) yaptıkları çalışmada mangodan elde edilen PPO enziminin pH’sının
5,6-6,0 değerleri arasında olduğu belirtilmiştir.
Kimberly and Lee (1981)’nin Ravat 51 ve Niagara üzümünden saflaştırdıkları PPO
enzimi üzerinde yaptıkları çalışmalarda her iki üzüm türünün de maksimum aktivite
gösterdiği pH’ının 5,5 olduğu bildirilmiştir.
d’Anjou armudu (Halim and Montgomery 1978), kayısı ve kuru erik (Josly and Ponting
1951), Clingstone şeftalisi (Wong et al. 1971), erik (Sıddıq et al.1992), Concord üzümü
(Cash et al. 1976) gibi meyvelerde bulunan PPO enziminin optimum pH’ının nötral
veya veya buna yakın pH’lar olduğu belirtilmiştir.
Şakiroğlu et al. (1996) tarafından yapılan çalışmalarda, enzimin optimum pH’sı katekol
substratı ile 8,5, L-Dopa ile 8,0 olarak bulunmuştur.
59
4.3.4 Sıcaklığın etkisi
Bölüm 3.4.4’de anlatıldığı şekilde, katekol substratı (20 mM) kullanılarak enzim
aktivitesi 9 farklı sıcaklıkta (10-75 oC) belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar sıcaklığa
karşı bağıl aktivite cinsinden grafiğe alınmış ve optimum sıcaklık bulunmuştur (Şekil
4.10). Şekilden de görüldüğü gibi optimum sıcaklık değeri 25 ºC olarak belirlenmiştir.
Şekil 4.10 Üzümdeki PPO enzimi üzerine sıcaklığın etkisi
Şekil 4.10 incelendiğinde üzümden elde edilen PPO enzimin 10 oC, 20 oC, 25 oC 30 oC,
40 oC’ye kadar aktivitesinin çok azalmadığı 40 oC’den sonra yavaş yavaş azaldığı, 65oC’den sonra ise çok hızlı azaldığı görülmektedir. Enziminin 25 ºC’de maksimum
aktivite gösterdiği Şekil 4.10’da görülmektedir.
Kimberly and Lee (1981)’nin Ravat 51 ve Niagara üzümünlerinden saflaştırdıkları PPO
enzimleri üzerinde yaptıkları sıcaklık çalışmalarında da optimum sıcaklık değeri her iki
tür için 25 ºC olarak bulunmuştur.
0
20
40
60
80
100
120
0 10 20 30 40 50 60 70 80
Sıcaklık (oC)
Bağ
ıl A
ktiv
ite
60
4.3.5 Enzimin termal kararlılığı
Bölüm 3.4.5’de anlatıldığı gibi yapılan termal kararlılık deneylerinde elde edilen
sonuçlar zamana karşı bağıl aktivite cinsinden grafiğe alınmıştır (Şekil 4.11).
0
20
40
60
80
100
120
0 10 20 30 40 50
Zaman (Dakika)
Bağıl
Akt
ivite
20 30 40 45 55 65 75
Şekil 4.11 PPO enziminin termal kararlılığı
Şekil 4.11’de görüldüğü gibi üzümdeki PPO enziminin 20 oC ve 30 oC’de aktivitesinin
zamanla değişmediği, 40 oC ve 45 oC’de 30 dakikadan itibaren enzim aktivitesinin çok
az değiştiği, 55 oC, 65 oC, 75 oC’de 45. dakikadan itibaren enzim aktivitesinin tamamen
bittiği görülmektedir.
Kimberly and Lee (1981)’nin Ravat 51 ve Niagara üzümünlerinden saflaştırdıkları PPO
enzimleri üzerinde yaptıkları termal kararlılık çalışmalarında aktivitenin Ravat üzümü
için 68,1 oC’de 15 dak.’da, Niagara üzümü için ise yine 15 dakikada 76,1 oC’de %50
azaldığı belirtilmiştir.
61
Şakiroğlu et al. (1996) yaptıkları termal kararlılık çalışmalarında PPO enziminin
80oC’de 1 saatlik inkübasyon sonunda % 100 inaktive olduğu bulunmuştur.
Fujita and Tono (1988) patlıcandan (Solanum melongena) saflaştırdıkları PPO enzimi
ile yaptıkları çalışmada, 75 oC’de 30 dakika ve 80 oC’de 5 dakikalık inkübasyon sonucu
enzimin tamamen inaktive olduğunu belirtmiştir.
Oktay et al. (1998) Malatya kayısısından saflaştırdıkları enzimle yaptıkları çalışmalarda
enziminin 60 oC’de 47. dakikada, 80 oC ise 17. dakikada enzim aktifliğinin %50
azaldığını belirtmişlerdir.
4.3.6 Protein tayini
Bölüm 3.4.6’da anlatıldığı gibi ekstraksiyon ve saflaştırma işlemlerinin her
basamağında Bradford yöntemiyle protein tayinleri yapılmıştır. Aşağıdaki Şekil 4.12’de
görüldüğü gibi BSA (bovine serum albumin) kullanılarak standart grafikler
hazırlanmıştır.
0
0,05
0,1
0,15
0,2
0,25
0 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 1,6
Konsantrasyon (mg/ml)
Abs
orba
ns (5
95nm
)
Şekil 4.12 Bradford yöntemiyle protein tayin grafiği
62
4.3.7 Enzim kinetiği
Bölüm 3.4.7’de de anlatıldığı gibi enzim kinetiği paramatreleri olan Vmax ve Km değeri
Lineweaver–Burk grafiğinden belirlenmiştir (Şekil 4.13). Bu deneylerde substrat olarak
katekolün farklı konsantrasyonları kullanılmıştır. Enzimin maksimum hızı (Vmax) ve
Michaelis- Menten sabiti (Km) bulunması için kinetik çalışmalar 1.00, 1.25, 2.50, 4.00,
7.50, 10.00 mM’lık katekol çözeltisi (pH 7,2) kullanılarak yapılmıştır. Lineweaver-
Burk grafiğinde 1/V’ye karşı 1/[S] değerleri yerine konularak buradan Km 3,65 mM ve
Vmax 507,2 ∆A dak-1 olarak bulunmuştur.
00,5
11,5
22,5
33,5
4
-1,2 -0,9 -0,6 -0,3 0 0,3 0,6 0,9 1,2
1/[S] (mM-1)
1/V
x10
-3
Şekil 4.13 Katekol substratı kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk grafiği
Satjawatcharaphong et al. (1983) kırmızı elmadan (Malus domestica) saflaştırdıkları
PPO enziminin Km ve Vmax değerlerini sırasıyla; 2.2x10-1 ve 4.8x10-1 ∆A dak-1 olarak
bulmuşlardır.
63
4.3.8 Aktivasyon enerjisinin tayini
lnk-1/T grafiğinden aktivasyon enerjisi 12,4 kcal/mol olarak bulunmuştur (Şekil 4.14).
(Eğim: -Ea/R.T)
y = -6,2738x + 15,976
-6,00
-5,00
-4,00
-3,00
-2,00
-1,00
0,00
2,80 3,00 3,20 3,40 3,60
1/Tx10-3
lnk
Şekil 4.14 Aktivasyon enerjisinin tayini
Simpson ve arkadaşları beyaz ve pembe karidesten saflaştırdıkları PPO enzimi üzerine
yaptıkları aktivasyon enerjisi çalışmasında, 20-35 oC aralığında 5 oC’lik sıcaklık
artışlarıyla yapılan termal kararlılık çalışmalarından elde edilen verilerle beyaz ve
pembe karidesteki PPO enzimlerinin aktivasyon enerjilerini (Ea) sırasıyla; 13,9
kkal/mol, 11,5 kkal/mol olarak bulmuşlardır (Simpson et al.1988).
4.3.9 İnhibitörlerin etkisi
Bölüm 3.4.8’de de anlatıldığı gibi PPO enzim aktivitesi üzerine inhibitörlerin etkisini
incelemek için 6 adet inhibitör (L-sistein, L-askorbik asit, sodyum azid, sodyum dietil
ditiyo karbamat, merkapto etanol, tiyoüre) kullanılmıştır. Bu deneylerde 5 farklı katekol
konsantrasyonu (1.00, 1.25, 2.50, 4.00, 7.50, 10.00 mM ) ve her inhibitör için 2 farklı
64
inhibitör konsantrasyonları hazırlanmış ve PPO enzim aktiviteleri belirlenerek
inhibisyon sabitleri (Ki) ve inhibisyon türleri bulunmuştur.
Çizelge 4.5 PPO enziminin inhibisyon türleri ve Ki sabitleri
İnhibitör Konsantrasyon
(M)
İnhibisyon Türü Ortalama Ki
L-Askorbik asit 2,0.10-4
2,5.10-4
Yarışmasız 4,34.10-9
L-Sistein 6,5.10-5
2,0.10-4
Yarışmalı 3,3.10-16
β-
Merkaptoetanol
2,0.10-4
6,5.10-4
Yarışmalı 3,04.10-16
Tiyoüre 1,5.10-1
6,0.10-2
%100 inhibe ---
Sodyum dietil
ditiyo karbamat
2,5.10-5
3,5.10-5
%100 inhibe ---
Sodyum azid 5,0.10-2
1,5.10-1
%100 inhibe ---
En etkili inhibitörler; sodyum azid, sodyum dietilditiyokarbamat ve tiyoüre olarak
bulunmuştur. L-Askorbik asit’in yarışmasız (non-kompetitif) inhibisyona, L-Sistein ve
β-Merkaptoetanolün ise yarışmalı (kompetitif) inhibisyona neden oldukları
belirlenmiştir.
Kimberly and Lee (1981)’nin Ravat 51 ve Niagara üzümünlerinden saflaştırdıkları PPO
enzimi üzerinde yaptıkları inhibisyon çalışmalarında 9 tane inhibitör kullanılmıştır.
Niagara ve Ravattaki PPO enzimlerinin en güçlü inhibitörlerinin sistein ve sodyum
dietilditiyokarbamat olduğu bulunmuştur. Bizim çalışmamızda da sodyum
dietilditiyokarbamat en kuvvetli inhibitör olarak bulunmuştur.
65
Şakiroğlu et al. (1996), kuşburnu meyvesinden saflaştırdıkları PPO enzimi üzerinde
yaptıkları inhibisyon çalışmalarında L-sistein, askorbik asit, sodyum azid’in yarışmalı,
sodyum dietil ditiyo karbamatın yarışmasız inhibisyon gösterdiğini belirtmişdir.
Sıddıq et al. (1992) Stanley eriğinden PPO enzimini saflaştırmışlar ve yaptıkları
çalışmalarda, sodyum metabisülfit (Na2S2O5), L-sistein ve askorbik asitin enzimin
neredeyse tamamını inhibe ettiğini gözlemlemişlerdir. Ayrıca enziminin tiyoüre
inhibitörüne karşı da %81 hassas olduğu bulunmuştur.
L-sistein ve L-askorbik asit doğal olarak bulunan maddeler olduklarından meyve ve
sebzelerdeki enzimatik kararmanın önlenmesi amacı ile kullanılabileceği bildirilmiştir
(Oktay et al. 1995).
Şekil 4.15 L-Sistein kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk grafiği
66
Şekil 4.16 L-askorbik asit kullanılarak elde edilen Lineweaver- Burk grafiği
Şekil 4.17 β-Merkaptoetanol kullanılarak elde edilen Lineweaver-Burk grafiği
67
4.3.10 Enzimin depolanma süresince kararlılığı
0
0,0005
0,001
0,0015
0,002
0,0025
0,003
1 4 7 10 13 16 19 22 25 29 32 35
Günler
Akt
ivite
4 oC20 oC
Şekil 4.18 4 oC ve 20 oC’de depolama şartlarında enzim aktivitesinin zamanla değişimi
Bölüm 3.4.9’da da anlatıldığı gibi enzimin 4 ºC ve 20 ºC’da depolama süresince
kararlılığını incelemek amacı ile katekol (pH 7,2) substratı kullanılmış; 4 ºC ve 20 ºC’da
3 günde bir olmak üzere 1 ay boyunca ölçüm alınarak elde edilen aktivite değerleri
kaydedilmiştir.
4 oC’de yapılan depolama kararlılığı çalışması sonucunda , PPO enziminin aktivitesi ilk
üç günde % 4, yedinci günde % 4, onuncu günde % 8, onüçüncü günde % 12, onaltıncı
günde % 16 azalarak bir ay sonunda PPO enzimi aktivitesinin % 60’ını kaybetmiştir.
20 oC’de ise PPO enziminin aktivitesi ilk üç günde % 0, yedinci günde % 5, onuncu
günde % 10, onüçüncü günde % 15, onaltıncı günde % 20 azalarak bir ay sonunda PPO
enzimi aktivitesinin % 90’ını kaybetmiştir.
68
Ziyan (1998) Ankara armudundan saflaştırdığı PPO enzimi üzerinde yaptığı depolama
kararlılığı çalışmasında, PPO enziminin 4 oC’de 25 gün, 20 oC’de ise 1 hafta
depolanması sonucunda aktivitedeki azalma incelenmiştir. 4 oC’de depolanan enzimin
ilk 4 günde aktifliğini %10 kaybettiği halde 20 oC’de depolanan enzim %20 kaybettiği
bulunmuştur. 7 günün sonunda 20 oC’de bekletilen enzimin aktivitesindeki kayıp %30
olarak belirlenmiştir. Aynı sürede 4 oC’de bulunan enzimin kaybı ise %20 olarak
hesaplanmıştır.
4.3.11 Poliakrilamid Jel Elektroforezi (PAGE)
4.3.11.1 Native-PAGE ile enzimin aktivite tayini
Bölüm 3.4.11.1. ve 3.4.11.2’de anlatıldığı şekilde yapılan çalışmalar sonucunda katekol
substratı ve Comassie Brillant R-250 kullanılarak, PPO enziminin aktif bandları şekil
4.19’da (A ve B şeklinde) gösterilmiştir. .
(A) (B)
Şekil 4.19 Ham enzim ekstraktının Native-PAGE ile elde edilen band profili (A:Katekol substratı ile elde edilen band profili; B: Coomassie Brillant R-250boyası ile elde edilen band profili)
(1)
(2)
(1)(2)(3)(4)
69
Şekil 4.19 (A) incelendiğinde katekol substratı kullanılarak yapılan elektroforez işlemi
sonucu iki tane PPO aktif bandı elde edildiği görülmektedir
Şekil 4.19 (B)’de görüldüğü gibi Coomassie Brillant R-250 boyası kullanılarak 4 tane
PPO aktif bandı elde edilmiştir. PPO enzimi en fazla aktiviteyi 1 ve 2 numaralı bandda
göstermiştir. PPO enziminin 3 numaralı banddaki aktivitesinin daha az olduğu ve 4.
bandda ise aktivitenin çok daha az olduğu görülmektedir.
Constantinides ve Bedford substrat olarak L-dopa kullanarak Golden türü elmalarda üç
aktif bant bulmuşlardır (Constantinides and Bedford 1967).
Satjawatcharaphong ve arkadaşları kırmızı elmadan aseton tozuyla PPO enzimini
ekstrakte etmişler ve yaptıkları poliakrilamid jel elektroforezi sonucunda Coomassie
Blue boyasıyla yapılan çalışmada altı değişik bant elde etmişlerdir. Fakat bu bantların
sadece iki tanesi katekol substratı ile boyanmıştır. Buda altı değişik elektroforetik
harekete sahip proteinden yalnızca ikisinin PPO enzim aktivitesine sahip olduğunu ve
değişik elmalardaki esmerleşme reaksiyonlarına katılabileceklerini gösterir. İlginç olan
şudur ki bu iki izoenzim elektroforetik özellikler bakımından farklı olmalarına rağmen
pH ve sıcaklık ihtiyaçları bakımından fark göstermemeleridir (Satjawatcharaphong et al.
1983).
70
4.3.11.2 SDS-PAGE ile enzimin molekül ağırlığının belirlenmesi
Bölüm 3.4.11.3.’de anlatıldığı şekilde yapılan çalışma sonucunda elde edilen band
paterni Şekil 4.20’de görülmektedir.
Şekil 4.20 SDS-PAGE ile PPO enziminin molekül ağırlığının belirlenmesi
Şekil 4.20 incelendiğinde PPO enziminin; 34, 30, 22, 18, 16, ve 13 kD molekül ağırlıklı
6 tane alt birimi olduğu görülmektedir.
Simpson ve arkadaşları beyaz ve pembe karidesten saflaştırarak elde ettikleri PPO
enzimi üzerinde uyguladıkları PAGE yönteminde (pH 8,8 ve %7,5 akrilamid), pembe
ve beyaz karidesdeki PPO enzimlerinin tek bir band olarak göç ettikleri gözlenmiştir.
Bununla birlikte pembe karidesdeki PPO enziminin molekül ağırlığı 40 kDa, beyaz
71
kardidesdeki PPO enziminin molekül ağırlığı ise 30 kDa olarak bulunmuştur. Boyuttaki
bu farklılık iki protein molekülü arasındaki olası farklılıklardan kaynaklanır. Bunlar;
proteinlerin amino asit kompozisyonu, polipeptid zincirlerinde ikincil ve üçüncül
yapılarındaki; hidrojen bağı, iyonik bağ ve/veya disülfit bağları arasındaki molekül içi
bağlanmalardır (Sımpson et al. 1988).
72
5. SONUÇLAR
PPO enzimi, İzmir üzümünden % 0,5 polivinil pirolidon ve 0,05 M askorbik asit
kullanılarak izole edilip (NH4)2SO4 ile çöktürülmüş ve diyalizlenmiştir. Diyaliz
işleminden sonra elde edilen çözelti kısmen saf enzim çözeltisi olarak adlandırılmıştır.
Enzim, jel filtrasyon kromatografisi ile saflaştırılmış ve sonuçta 1 tane fraksiyon elde
edilmiştir. Ayrıca elektroforez ile aktivite çalışmaları yapılmıştır. Doğal poliakrilamid
jel elektroforez ile katekol substratı kullanılarak 1 tane aktif PPO bandı elde edilmiştir.
SDS-PAGE uygulanarak 6 izozim bandı elde edilmiştir.
PPO enziminin optimum substratlarının belirlenmesi amacı ile çeşitli difenolik ve
monofenolik substratlar kullanılmış ve enzimin aktifliğinin difenolik substratlarla daha
fazla olduğu görülmüştür. PPO enziminin optimum substratı katekoldür.
PPO enziminin katekol substratı ile en yüksek aktivite gösterdiği konsantrasyon 20 mM
olarak belirlenmiştir.
Katekol, 4-metil katekol, pirogalol, D-tirozin, kafeik asit, p-krezol, gallik asit
substratları kullanılarak PPO enziminin elde edilen optimum pH değerleri sırasıyla; 7,2,
7,0, 7,2, 7,4, 5,7, 6,4, 6,7 dir.
Enzim aktivitesine sıcaklığın etkisi katekol substratı kullanılarak incelenmiş ve
optimum sıcaklığın 25 ºC olduğu belirlenmiştir.
Termal kararlılık çalışmasında, PPO enziminin 20 oC ve 30 oC da aktivitesinin zamanla
değişmediği, 40 oC ve 45 oC de 30 dakikadan itibaren enzim aktivitesinin çok az
değiştiği, 55 oC, 65 oC, 75 oC de 45. dakikadan itibaren enzim aktivitesinin kalmadığı
bulunmuştur.
Enzimin Vmax ve Km değerleri Lineweaver-Burk grafiğinden 507,2 ∆A dak-1 ve 3,65
mM olarak bulunmuştur.
73
İnhibitör çalışmasında 6 adet inhibitör kullanılmıştır. Her bir inhibitör için Ki değerleri
Lineaweaer-Burk grafiğinden hesaplanmıştır. Ki değerleri L-Askorbik asit, L-Sistein ve
β-Merkaptoetanol için sırasıyla; 4,34.10-9, 3,3.10-16, 3,04.10-16 olarak bulunmuştur.
L-Askorbik asitin non-kompetitif inhibisyon, L-Sistein ve β-Merkaptoetanolün
kompetitif inhibisyon yaptığı bulunmuştur. Tiyoüre, Sodyum dietil ditiyo karbamat, ve
Sodyum azid kullanıldığında ise PPO enziminin %100 inhibe olduğu belirlenmiştir.
4 oC’de yapılan depolama kararlılığı çalışması sonucunda , PPO enziminin aktivitesi ilk
üç günde % 4, yedinci günde % 4, onuncu günde % 8, onüçüncü günde % 12, onaltıncı
günde % 16 azalarak bir ay sonunda PPO enzimi aktivitesinin % 60’ını kaybetmiştir. 20oC’de ise PPO enziminin aktivitesi ilk üç günde % 0, yedinci günde % 5, onuncu günde
% 10, onüçüncü günde % 15, onaltıncı günde % 20 azalarak bir ay sonunda PPO enzimi
aktivitesinin % 90’ını kaybetmiştir.
lnk-1/T grafiğinden PPO enziminin aktivasyon enerjisi 12,4 kcal/mol olarak
bulunmuştur
Native-PAGE ile enzimin aktivite tayininde katekol substratı kullanılarak yapılan
elektroforez işlemi sonucu iki tane PPO aktif bandı elde edildiği görülmektedir.
Coomassie Brillant R-250 boyası kullanılarak ise 4 tane PPO aktif bandı elde edilmiştir.
SDS-PAGE ile yapılan enzimin molekül ağırlığının belirlenmesi çalışmasında PPO
enziminin; 34, 30, 22, 18, 16, ve 13 kD molekül ağırlıklı 6 tane alt birimi olduğu
görülmüştür.
74
KAYNAKÇA
Acar, J. 1998. Fenolik Bileşikler ve Doğal Renk Maddeleri. Gıda Kimyası I. Şaldamlı,Hacettepe Üniversitesi Yayını, 435-452, 550s, Ankara.
Arslan, O., Temur, A. and Tozlu, İ. 1997. Polyphenol oxidase from allium sp. J. Agric.Food Chem., 45; 2681-2683.
Arslan, O., Temur, A. and Tozlu, İ. 1998. Polyphenol oxidase from Malatya apricot(Prunus armeniaca L.)., J. Agric. Food Chem., 1239-1241.
Austin, C. 1968. The Science of Wine. University of London Press Ltd.1-41, 205-214.
Benjamin, N. D. and Montgometry, M. W. 1973. Polyphenol Oxidaze of Royal AnnCherries: Purification and Characterization. J. Food Sci, 38, 799.
Bleslermann, W. 1956. Oxydation in obst. and obstsuffen. Mit Geb. LebensmitChmters., Hyg, 47-86.
Bolin, H.R. and Steele, R. J. 1987. Nonenzymatic Browning in Dried Apples DuringStorage. Journal of Food Science, 52(69); 1654-1657.
Bradford, M. 1976. Arapid and sensitive method for the quantitation of microgramquantites of protein utilizing the principle of protein-dye binding. Anal. Biochem.,72, 248.
Constantinides, S.M. and Bedford, C.L. 1967.Multiplle forms of phenoloxidase. J.FoodSci. 32: 446.
Campbell, M.K. 1991. Biochemistry. Saunders College Publishing. Chicago.
Canbaş, A. 1985. Şaraplarda fenol bileşikleri ve bunların analiz yöntemleri. C.Ü. ZiraatFak., 15s, Adana.
Cano, M. P., Ancos, B. and Lobo, G. 1995. Peroxidase and polyphenol oxidaseactivities from Spanish Hermaphrodite and female papaya fruits. J. Agric FoodChem., 44, 3057-3079.
Cano, M.P., Lobo, M.G., Ancos, B., Galeazzi, M.A.M., 1996. Polyphenol oxidase fromSpanish Hermaphrodite and female papaya fruits. J. Agric Food Chem., 44, 3075-3079.
Cash, J. N., Sistrunk, W. A. and Stutte, C.A. 1976. Characteristics of Concord GrapePolyphenol Oxidase Involved in Juice Color Loss. J. Food Sci., 41, 1398.
75
Cemeroğlu, B. 1982. Meyve suyu üretim tenolojisi. Ankara Teknik Basım SanayiiMatbaası.
Cemeroğlu, B. and Acar, J. 1986. Meyve ve Sebze İşleme Teknolojisi. Gıda TeknolojisiDerneği, Yayın No: 6, 512s., Ankara.
Çiçek, H. 2000. Beyaz-çürükçül fungus kültürlerinde tirosinaz enziminin sentezinintaranması ve optimizasyonu.(Bilim Uzmanlık Tezi) , Hacettepe Üniversitesi.
Corsini, D. L., Pavek, J. J. and Deab, B. 1992. Difference in free and protein-boundtyrosine among potate genotypes and their relationship to internal balackspotresistance, Am. Pot. J. 69, 423-434.
Coseteng, M.Y., Lee, C.Y. 1987. Changes in Apple Polyphenoloxidase and PolyphenolConcentrations in Relayion to Degree of Browning. Journal of Food Science, 52 (4);985-989.
Dewey, D. L., Butcher, F. W. and Galpine, A. R. 1977. Hydroxyanisole-inducedregression of the Harding-Passey melanoma in mice. J. Pathol., 122, 117-128.
Erat, M. 1997. Çaşır bitkisinden izole edilen polifenol oksidaz enziminin kinetik ve bazıbiyokimyasal özelliklerinin incelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi), AtatürkÜniversitesi.
Erzengin, M. 2002. Farklı kaynaklardan afinite kromotografisi ile polifenol oksidazenziminin saflaştırılması, kinetik ve elektroforetik özelliklerininincelenmesi.(Doktora Tezi), Balıkesir Üniversitesi.
Eskin, N. A. M. 1990. Bichemistry of foods. Academic Press, New York.
Euclides, J. L., Souza, L. J. and Valdir, A. N. 1990. Heat Inactivation and Kinetics ofPolyphenol Oxidase from Plmito. J. Sci. Food Agric., 52, 249.
Flurkey, W. H. and Jen, J. J. 1978. Peroxidase and Polyphenol Oxidase Activities indeveloping Peaches. J. Food Sci., 43, 1826.
Friedman, M. 1996. Food Browning and Its Preventing. J. Agric. Food Chem., 44; 631-653.
Friedman, M. 1997. Chemistry, Biochemistry, and dietary role of potato polyphenols. J.Agric. Food Chem., 45; 1523-1540.
Frudenberg, K. and Weinges, K. 1962. Catechins and flavonoid compounds in: Thechemistry of flavonoid compounds. Pergamon press, 197.
Fujita, S. and Tono, T. 1988. Purification and some properties of polyphenoloxidase inEggplant (Solanum melongena). J. Sci. Food Agric., 115-123.
76
Ganguly, K. and Seshado T. R. 1958. Isolation of the more commanly occurringleucoanthocyanidins of plants. J. Sci. Ind. Res. Sect. B., 17,168.
Golan-Goldhirsh, A. and Whitaker, J. R. 1984. Effect of Ascorbic Acid, SodiumBisulfite, and Thiol Compounds on Mushroom Polyphenol Oxidase. J. Agric. FoodChem., 32, 1003.
Gregory, R. P. F. and Beendall, D. S. 1966. The purification and some properties of thepolyphenol oxidase from tea (Camellia sihensis, L.). Biochem. J., 101, 569.
Halim, D. H. and Montgomery, M. W. 1978. Polyphenol oxidase of d’Anjou pears(Pyruse communis, L.). J.Food Sci., 43, 603-606.
Hermann, K. 1974. Uber die Phenolischen Inhaltsstoffe des Obstes. Erwerbsastbau, 16,1.
Hsu, A. F., Thomas, C. E. and Brauer, D. 1988. Evaluation of Several Methods forEstimation of the Total Activity of Potato Polyphnol Oxidase. 53, 1743.
Isbiguro, R. S. R. and Anyama, Y. 1970. Studies on the relationship between L-ascorbicacid and o-diphenol oxidase activity in radish. Etyo To Shukoryo, 23, 13.
Jen, J. J. and Kahler, K. R. 1974. Characterization of polyphenol oxidase in peachesgrown in the Soytheast. HortScience, 9; 590.
Jones, J. D., Halme, A. C. and Waoltorton, L.S.C. 1965. Use of polyvinyl pyrrolidinonein the isolaton of enzymes from chloplast. Phytochemistry, 4, 659. bitör ofphenolase. Phytochemistry, 3,447.
Josly, M. A. and Ponting, J. D. 1951. Enzymecatalyzed Oxidative Browning of FruitProducts. Adv. Food Res., 3,1.
Keleş, F. 1986. Amasya ve golden elmalarının polifenol oksidazları üzerine araştırmalarI. Genel Özellikler. Doğa, D2, 10(2); 224-234.
Khuruskeheva, E. P. and Krehin, N. Y. 1965. Certain, physiological-biologicalindicators in the leaves of various frost resistant varieties of plums. Agro Biologya,6, 921.
Kimberly, W., Wissemann, C. and Lee, Y. 1981. Characterization of polyphenoloxidasefrom Ravat 51 and Niagara grapes. J. Sci. Food. Agric., 506.
Knapp, F. W. 1965. Some Characteristics of Eggplant and Avocado Polyphenoloxidase.J.Food Sci., 30, 930.
Kohn, V. 1977. Latency properties polyhenol oxidase in two avocado cultivars differingin their rate of browning. J. Sci.Food Agr., 28, 233.
77
Laemmli, U. K. 1970. Cleavage of Structural Proteins During the Assembly of the Headof Bacteriophage T4, Nature, 227, 680.
Lineweaver, H. and Burk, D. 1934. The Determination of Enzyme DissociationConstant. J. Am. Chem. Soc., 56, 658.
Luh, B.S. and Phithakpol, B. 1972. Characteristics of Polyphenoloxidase Related toBrowning in Cling Peaches. J. Food Sci., 37, 264.
Markakis, P. and Embs, R. J. 1966. Effect of sulfite and ascorbic acid on mushroomphenol oxidase. J.Food Sci., 31, 807.
Mathen, A. G. and Parpia, H. A. B. 1971. Food browning as a polyphenol reaction.Adv. Food Res., 19, 75.
Mayer, A. M., Harel, E. and Shain, Y. 1962. 2,3-Naphthalenediol a specific competitiveinhbitör of phenolase. Phytochemistry, 3, 447.
Mayer, A.M. 1987. Polyphenol oxidase in plants recent progress. Phytochemistyr,26(1); 11-20.
Mayer, A. M. and Harel, E. 1991. Phenoloxidases and their significance in fruit andvegetables. In Food Enzymology (Vol 1) ed. Fox PF, Elsevier Science PublishersLtd, pp 373-398, London, UK.
Mihalyi, K. and Vamos-Vigyazo, L. 1976.Amethod for determining polyphenol oxidaseactivitiy in fruits and vegetables applying a natural substrate. Acta Aliment. Acad.Sci. Hung., 5, 69.
Molchanova, Z. Y. 1966. The role of oxidase in the resistance of grapevines tounfavorable conditions of wintering.Vinodel. Vinograd, SSSR, 26(1); 21.
Nagai, T. and Suzuki, N. 2001. Partial purification of polyphenol oxidase from ChineseCabbage. J.Agric. Food Chem., 49, 3922.
Nicolas, J. J., Richard-Forget, F. C., Goupy, P. M., Amilot, M. J. and Aubert, S.Y.1994. Enzymatic Browning Reaction in Apple and Apple Products. CriticaalReviews in Food Science and Nutrion, 34(2); 109-157.
Oktay, M. 1992. Amasya elmasından izole edilen polifenol oksidaz enziminin kinetikve elektroforetik özelliklerinin araştırılması.(Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi.
Oktay, M., Küfrevioğlu, I., Kocaçalışkan, I. and Şakiroğlu, H. 1995. Polyphenoloxidasefrom Amasya apple. J. Food Sci., 60, 494-496.
Oktay, M., Temur, A. and Tozlu, İ. 1998. Polyphenol oxidase from Malatya apricot(Prunus armeniaca L.). J.Agric. Food Chem., 46, 1239-1241.
78
Parish, W. 1972. The intracellular location of phenol oxidases and peroxidase in stemsof spinach beet (Beta vulgaris L.). Z, Pflanzenphysiol, 66,176.
Park, Y. Sato, H. H., Almeida, D. and Moretti, R. H. 1980. Polyphenol Oxidase ofMango, J. Food Sci., (45); 1619.
Patil, S. S. and Zucker, M. 1965. Potato Phenolases. J. Biol. Chem, 240, 3938.
Pekyardımcı, Ş. and Balaban, M. O. 1992. High pressure CO2 treatment on polyphenoloxidase activity. Turkish Journal of Chemistry, 16(2); 153-163.
Pierpoint, W. S. 1966. Enzymic oxidation of chilorogenic acids and some reactions ofthe quinnone procuced. Biochem, 98, 567.
Piffrei, P. G., Baldassari, L. and Cultrera, R. 1974. Inhibition by carboxylic acids of ano-diphenol oxidase from prunus avium fruits. J.Sci.Food Agr., 25, 263.
Pomeranz, S.h. 1963. Separation, purification and properties of two tyrosinases fromhamster melanoma. J. Biol. Chem. 238:2351.
Ponting, J. D. 1960. The control of enzymatic browning of fruits, food enzymes. H.W.,Schultz, ed., Avi Publ. Co., Inc, Westport, c.t.
Roberts, E. A. H. 1962. Economic importance of flavonoid substances; teaFermentation in the chemistry of flavonoid compounds. Pergamon Press, 465.
Robyt, I. F. and White, B. J. 1990. Biochemical Techniques: Theory and Practice.Waveland Press, Inc. Illinois.
Satjawatcharaphong, C., Rymal, K. S., Dozier, J. R. and Smith, R. C. 1983. PolyphenolOxidase System in Red Delicious Apples. J.Food Sci., 48.
Sapers, G. M., Garzarella, L. and Pilizota, V. 1990. Application of browning inhibitorsto cut apple and potato by vacuum and pressure infiltration. J.Food Sci., 55, (4);1049-1053.
Sato, M. 1962. The conversion by phenolase of p-coumaric acid to caffeic acid withspecial reference to the role of ascorbic acid, Phytochemistry, 8, 353.
Simpson, B. K. 1988. Phenoloxidases from pink and white shrimp kinetic and otherproperties. Jounal of Food Biochemistry, 205-217.
Sıddıq, M., Sinha, N. K. and Cash, J. N. 1992. Characterization of Polyphenol Oxidasefrom Stanley plums. J. Food Sci., 57, 1177.
Singh, K. and Ahlawati, T. R. 1974. Effect of ascorbic acid on tyrosinase of dwarfMexican wheats. Food Sci Technol. Abstr., 6(10); 136.
79
Singleton, V. L. 1987. Oxygen with Phenols and Related Reactions in Musts, Wines,and Model Systems: Observations and Practical Implications. Am. J. End. Vitic.,38(1); 69.
Soler-Mahnez, A., Sabater-Garcia, F. and Lozona, J. A. 1965. Inhibitores estructuralesde fenolase de albaricique. Rev. Esp. Fisial., 21, 139.
Stelzig, D. A., Akhtar, S. and Riberio, S. 1972. Catechol oxidase of red delicious applepeel. Phytochemistry, 11, 575.
Swain. T. 1962. Economic importance of flavonoid compounds. In : The chemistry offlavonoid compounds, Pergamon Press, 513.
Szabo, M. T. 1999. Effect of polyphenols on digestion of proteins, Proc. 19th Hung.Annu. Meet. Biochem, 223.
Şakiroğlu, H. 1994. Kuşburnu meyvasından izole edilen polifenol oksidaz enzimininkinetik ve elektroforetik özelliklerinin incelenmesi. (Doktora Tezi), AtatürkÜniversitesi.
Şakiroğlu, H., Küfrevioğlu, Ö. I., Kocaçalışkan, I., Oktay, M. and Onganer, Y. 1996.Purification and Characterization of Dog-rose (Rosa Dumalis Rechst.) PolyphenolOxidase. J. Agric. Food Chem., 44, 2982-2986.
Tate, J. N., Luh, B. S. and York, G. K. 1964. Polyphenol Oxidase in Barlett Pears. J.Food Sci., 29, 829.
Taufel, K. and Voigt, J. 1964. Zur Inhibierenden Wirkung von Ascorbins AuereGegenüber der Polhenol Oxidase des Apfels. Z.Lebensm. Unters.For., 126,19.
Thygesen P. W., Dry, I. B. and Robinson, S. P. 1994. Polyphenol oxidase in potatotubers. The Molecular and Cellular Biology of the Potato, Ed 2. CAB International,151-159, Wallingford, UK,.
Temizkan, G. ve Arda, N. 2004. Moleküler biyolojide kullanılan yöntemler.Nobel TıpKitapevleri.
Valero, E., Varon, R. and Garcia-Carmona, F. 1988. Characterization of PolyphenolOxidase from Airen Grapes. J. Food Sci., 53(5); 1482.
Vamos-Vigyazo, L., Mihalyi, K., Gajzago, I. and Nadudvari-Markus, V. 1977. Studiesinto the enzymic browning and the polyphenol-phenol oxidase complex of applecultivars. Confructa, 21, 24.
Vamos-Vigyazo, L.1981. Polyphenoloxidase and peroxidase in fruits and vegetables.CRC Crit Rev. Food Sci.Nutr., 15, 49.
80
Vamos-Vigyazo, L. 1981. Polyphenol Oxidase and Peroxidase in Fruits and Vegetables.CRC Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 49.
Vamos-Vigyazo, L. 1981. Polyphenol oxidase and peroxidase in fruits and Vegetables.CRC Critical Rewievs in Food Science and Nutrition, 14; 49-129.
Vaughn, K. C., Lax, A. R. and Duke, S. O. 1988. Polyphenol oxidase:the chloroplastoxidase with no established function. Physiol Plant, 72; 659-665.
Voigt, J. and Noske, R. 1996. Zur Bestimmung der Polyphenoloxidase Aktivitat II.Orientierende Versuch zur Anvendburkeid der Metode mit Besthorns Reagens inApfeln. Z.Lebensm Unters, For., 130, 9.
Walker, J. R. L. 1962. Studies on the enzymic browning of apple fruit. N. Z. J. Sci., 5,316.
Walker, J. R. L. 1964. Studies on the enzymic browning of apples II. Properties ofapple polyphenol oxidase. Aust. J. Biol. Sci., 17, 360.
Walker, J. R. L. 1975. Enzymic browning in food. A review., Technol. Deg.,48( 3),89.
Walker, J. R. L. 1975. Enzymic browning in food. A review. Technol. Deg., 4(3); 89.
Walker, J. R. L. and Wilson, E. L. 1975. Studies on the enzymic browning of apples-inhibition of apple o-diphenol oxidase by phenolic acids. J. Sci. Food Agr., 26,1825.
Walker, J. R. L. 1976. The control of enzymic browning in fruit juices by cinnamicacids. J. Food Technol., 11, 341.
Walker, J. R. L. 1977. Enzymic browning in foods : its chemistry and control. FoodTechnology ,12 (3); 19-25, New Zeland.
Weber, D. J. and Stahmenn. M. A. 1964. Ceratocystis infection in sweet potato; itseffect on proteins, isozyemes and acquired immunity. Science, 146, 929.
Weaver, M. L., Brown, R. C, and Steen, H. A. 1968. The association of gopper withtyrosinase activity and internal discoloration in Russel Burbank Potatoes.,Am.Potato J., 45, 132.
Weser, U. 1968. Hemmeng der o- Diphenol Oxydase Aktivitat Durch Borat undGermanat, Hoppe-Seyler’s. Z.Physiol. Chem., 349,982.
Wetherilt, H., Pala, M. and Başoğlu, N. 1992. Relationship Between Sulphur DioxideLevel and Inhibition of Browning inApricots Dried to Different Moisture Levels.Developments in Food Science-Food Science and Human Nutrition, (Ed.:G.Charalambous), Elsevier, London, Amsterdam.
81
Whitaker, J. R. 1972. Polyphenol Oxidase of In : Principles of enzymology for the foodsciences (Fennema, O.R.,Ed.). Marcel Dekker, pp. 571-582, New York.
Whitaker, J. R. 1995. Polyphenol oxidase. In: Food enzymes: Structure and Mechanism.Dominic W. S. Wong, ed., Chapman and Hall, 271-307, New York.
Wildanger, W. and Hermann, K. 1973. Die Phenolischen Inhaltsstoffe des Obstes, II.Die Flavonole des Obstes. Z.Lebensm. For., 151, 103.
Wong, T. C., Luh, B. S. and Whitaker, J. R. 1971. Isolation and Characterization ofPolyphhenol oxidase Clingstone Peach. Plant Physiol, 48, 19.
Yavru, İ. 1997. Karayemiş (Prunus laurocerasus L.) meyvelerinde gelişme veolgunlaşmaya bağlı olara bazı organik madde miktarları ile polifenol oksidazaktivitesindeki değişimlerin araştırılması.(Yüksek Lisans Tezi), Karadeniz TeknikÜniversitesi.
Yosunobu, K.T. and Norris, E. R. 1957. Mechanism of borate inhibition of diphenoloxidation by tyrosinase. J. Biol. Chem., 227, 473.
Zemel, G. P. 1989. Low pH Inactivation of Polyphenoloxidase. Master Thesis, FoodScience and Human Nutrition Department, University of Florida, Gainesville, Fl,USA.
Ziyan, E. 1998. Polifenol oksidaz enziminin Ankara Armudu (Pyrus communis)’ndanizole edilmesi, saflaştırılması ve kinetik özelliklerinin incelenmesi. (Yüksek LisansTezi), Ankara Üniversitesi.
82
EKLER
Ek 1. POLİAKRİLAMİD JEL ELEKTROFOREZDE KULLANILAN TAMPON
VE ÇÖZELTİLER
1.1 Akrilamid + N,N'-Metilen Bisakrilamid Stoğu
Akrilamid (Merck) 28,8 gr
Bis akrilamid (Merck) 1,2 gr
Maddeler tartılıp 75 ml distile su içerisinde çözülerek hacim 100 ml’ye tamamlanır.
Whatman No: 1 filtre kağıdından süzülerek renkli cam şişede 0 °C’de saklanır.
1.2 Ayırma Jel Tamponu (1,5 M Tris-HCI, pH 8,6)
Gerekli miktarda Trizma bazı tartılır, suda çözüldükten sonra 1 N HCl ile pH 8,6’ya
ayarlanır ve son hacimde tamamlandıktan sonra Whatman No: filtre kağıdından süzülür
ve 4 °C’de saklanır. SDS-PAGE için % 0,4 oranında SDS ilave edilir.
1.3 Yığma Jel Tamponu (0,5 Tris-HCI, pH 6,8)
Gerekli miktarda Trizma bazı tartılır, suda çözüldükten sonra 1 N HCl ile pH 6,8’e
ayarlanır ve son hacime tamamlandıktan sonra Whatman No: 1 filtre kağıdından süzülür
ve 4 °C’de saklanır. SDS-PAGE için % 0,4 oranında SDS ilave edilir.
83
1.4 Koşturma Tamponu
Trizma-Bazı (Sigma) 1,21 gr
Glisin (Merck) 5,76 gr
Maddeler 1000 ml distile suda çözülür. SDS-PAGE için % 0,1 oranında SDS ilave
edilir.
1.5 Örnek Tamponu (4X)
0,5 M Tris-HCl pH 6,8 5,12 ml
Gliserin (Merk) 8,00 ml
Distile su 7,00 ml
Bromofenol mavisi (Merk) Çok az kristal
SDS örnek tamponu için 2,0 g SDS, 4,0 ml 2-β Merkaptoetanol (ME) ilave edilir.
Distile su miktarı ise 3,0 ml’ye düşürülür. Işıktan korunarak oda sıcaklığında saklanır.
1.6 Boyama Çözeltisi
Coomassie Brillant Mavisi (Sigma) 1,5 g
İzopropil Alkol (Merk) 250 ml
Asetik Asit (Merk) 100 ml
Distile Su 650 ml
Boya çözüldükten sonra Whatman No: 1 filtre kağıdından süzülür ve renkli cam şişede
oda sıcaklığında saklanır.
84
1.7 Boya Çıkarıcı Çözelti
İzopropil alkol (Merk) 250 ml
Asetik asit (Merk) 100 ml
Distile su 650 ml
Hazırlanan çözelti oda sıcaklığında renkli cam şişede saklanır.
1.8 Saklama Çözeltisi
Jelleri saklamak amacıyla % 7’lik asetik asit çözeltisi kullanılır.
1.9 % 10'luk Amonyum Persülfat (APS)
APS 1 gr
Distile su 10 ml
Madde distile suda çözülür ve 4 °C’de saklanır. Bir haftadan sonra yeniden taze
hazırlanarak kullanılır.
1.10 Molekül Ağırlık Standardı
Proteinlerin molekül ağırlıklarını hesaplamak için Bradford yöntemi (1976)
kullanılmıştır. Molekül ağırlık standartlarında bulunan proteinler ve molekül ağırlıkları
sırasıyla şöyledir;
85
Yüksek molekül ağırlıklı standartlar:
Miyozin 200,000 Da
Β-galaktosidaz 116,250 Da
Fosforilaz-b 97,400 Da
Bovin serum albumin 66,200 Da
Ovalbumin 45,000 Da
Düşük molekül ağırlıklı standartlar:
Bovin serum albumin 66,000 Da
Ovalbumin 45,000 Da
Gliseraldehit-3-fosfat
dehidrogenaz 30,000 Da
Karbonik anhidraz 29,000 Da
Tripsinojen 24,000 Da
Tripsin inhibitörü 20.000 Da
α-Laktalbumin 14,200 Da
1.11 % 10'luk SDS-PAGE Ayırıcı Jelin İçeriği
Akrilamid/Bisakrilamid 5,78 ml
Distile su 7,13 ml
1,5 M Tris-HCl pH 8,6 4,33 ml
APS 8,16 µL
TEMED (Sigma) 86,70 µL
86
1.12 % 4’lük SDS-PAGE Yığma Jelin içeriği
Akrilamid/Bisakrilamid 0,82 ml
Distile su 2,93 ml
0,5 M Tris-HCI pH 6,8 1,25 ml
TEMED 5,00 µL
APS 30,00 µL
1.13 % 7,5’lik Native-PAGE Ayırıcı Jelin içeriği
Akrilamid/Bisakrilamid 4,37 ml
Distile su 8,56ml
0,5 M Tris-HCI pH 6,8 4,33 ml
APS 86,70 µL
TEMED 8,16 µL
1.14 % 4’lük Native-PAGE Yığma Jelin içeriği
Akrilamid/Bisakrilamid 0,82 ml
Distile su 2,93 ml
0,5 M Tris-HCI pH6,8 1 ,25 ml
APS 30,00 µL
TEMED 5,00 µL
87
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı: Zehra Önez
Doğum Yeri: İzmir
Doğum Tarihi: 09.10.1980
Medeni Hali: Bekar
Yabanci Dili: İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise: Denizli Anadolu Lisesi
Lisans: Osmangazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü
Yüksek Lisans: Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü Biyokimya Anabilim Dalı
Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl:
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Araştırma Görevlisi (2005
Aralık)