386
TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI Ankara 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AİLE VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

  • Upload
    others

  • View
    26

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI

TÜR

KİYE

’DE

AİLE

DEĞ

ERLE

Rİ A

RAŞ

TIR

MAS

I

Ankara 2010

T.C. BAŞBAKANLIKAİLE VE SOSYAL ARAŞTIRMALARGENEL MÜDÜRLÜĞÜ“Aile Toplumun Temelidir.”

Page 2: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

TÜRKİYE’DEAİLE DEĞERLERİARAŞTIRMASI

T.C. BAŞBAKANLIKAİLE VE SOSYAL ARAŞTIRMALARGENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Page 3: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü

T.R. Prime Ministry Directorate General of Family and Social Research

Türkiye’de Aile Değerleri

Family Values in Türkiye

Proje Yürütücüsü Project Director

Abdullah Topçuoğlu

Proje Grubu Project Team

Abdullah Koçak, Ertan Özensel, Hasan Bozgeyikli, Köksal Alver, Fehime Şahin, Aral Keyişoğlu Mehmet Ali Aydemir, Mahmut Hakkı Akın, Sursan Erkan Eroğlu, Yasin Aktay

Proje İzleme ve Değerlendirme Grubu Project Monitoring and Appraisal Team

Mustafa Nuruan, Ercan Şen, Nuray Şehitoğlu

Editör Editor

Mustafa Turgut

Redaksiyon Proof Reading

Mustafa Nuruan, Fehime Şahin, Ahmet Yılmaz

Akademik İçerik Danışmanlığı Content Advisor

ÇÖZÜM Araştırma Eğitim ve Danışmanlık

Tasarım ve Uygulama Graphic Design

Tonguç Çelik

Genel Yayın No General Publication Number

??????

Araştırma Serisi Research Series

Birinci Basım First Printing

??????????

ISBN

????????

Baskı ve Cilt Printing

???????

İletişim Correspondence

Tunus Cad. No: 24, 06680, Kavaklıdere, Ankara

Tel: +90 312 419 2978 Fax: +90 312 419 2978 Web: www.aile.gov.tr e-posta: [email protected]

© 2009 Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün izni olmaksızın tamamı veya herhangi bir bölümü herhangi bir biçimde veya yöntemde, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt olarak çoğaltılamaz.

T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü

T.R. Prime Ministry Directorate General of Family and Social Research

Türkiye’de Aile Değerleri

Family Values in Türkiye

Proje Yürütücüsü Project Director

Abdullah Topçuoğlu

Proje Grubu Project Team

Abdullah Koçak, Ertan Özensel, Hasan Bozgeyikli, Köksal Alver, Fehime Şahin, Aral Keyişoğlu Mehmet Ali Aydemir, Mahmut Hakkı Akın, Sursan Erkan Eroğlu, Yasin Aktay

Proje İzleme ve Değerlendirme Grubu Project Monitoring and Appraisal Team

Mustafa Nuruan, Ercan Şen, Nuray Şehitoğlu

Editör Editor

Mustafa Turgut

Redaksiyon Proof Reading

Mustafa Nuruan, Fehime Şahin, Ahmet Yılmaz

Akademik İçerik Danışmanlığı Content Advisor

ÇÖZÜM Araştırma Eğitim ve Danışmanlık

Tasarım ve Uygulama Graphic Design

Tonguç Çelik

Genel Yayın No General Publication Number

??????

Araştırma Serisi Research Series

Birinci Basım First Printing

??????????

ISBN

????????

Baskı ve Cilt Printing

???????

İletişim Correspondence

Tunus Cad. No: 24, 06680, Kavaklıdere, Ankara

Tel: +90 312 419 2978 Fax: +90 312 419 2978 Web: www.aile.gov.tr e-posta: [email protected]

© 2009 Bu kitabın tüm yayın hakları saklıdır. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün izni olmaksızın tamamı veya herhangi bir bölümü herhangi bir biçimde veya yöntemde, elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt olarak çoğaltılamaz.

145

2010

978-975-19-4872-4

Manas Medya Planlama Reklam Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.Uğur Mumcu Caddesi 84/3 GOP/ANKARA

Tlf: 0.312 446 33 22

Page 4: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

T.C. BAŞBAKANLIK

AİLE VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI

Page 5: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve
Page 6: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

ÖNSÖZ

Aileyi toplumun temeli olarak tanımlayan Anayasamız, bu tanımlamayla aile-

nin birey ve toplum hayatındaki önemine de işaret etmektedir. Türk toplu-

munda aile; insani değerlerin ve kültürün devamlılığını sağlamakta öncü ve

belirleyici bir role sahiptir. Milletlerin ayırıcı vası9arının, değer yargılarının,

inanç ve düşünce kalıplarının aktarılmasını ve kuşaklar arası bağın sürdürülm-

esini sağlayan ailenin bizatihi varlığı da bir değerin ifadesidir.

Toplumsal yapıyı oluşturan temel kurumlar, değerlerin benimsenmesinde,

yaşatılmasında ve yaygınlaştırılmasında önemli roller üstlenirler. Eğitimin aile-

de başladığı düşünüldüğünde, değer aktarımı konusunda ailenin önemi açıkça

görülmektedir. Geçmişte toplumun desteklediği değerler, aile ortamında gün-

delik hayat pratikleri içinde çocuklara aktarılabilirken, günümüzde bu yeterli

olmamakta; anne-babaların bilinçli olarak bu değerleri çocuklarına aktarmak

için çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Günümüzde aile ve aile çevresinde ortaya çıkan sorunların, değişimlerin, çö-

zülmelerin ve çöküşlerin etkisi aynı hızla toplumun genelinde kendini gös-

termektedir. Meydana gelen değişikliklere paralel olarak değer yargıları da

değişime uğramaktadır.

Toplumumuzun temel kurumu olan ailenin değerler yapısının ortaya konu-

lup çözümlenerek, sonuçların kamuoyu gündemine taşınması önem arz et-

mektedir. “Türkiye’de Aile Değerleri” konusunu ele alan bu araştırma, ülke-

mizde aileye ait değerler yapısını geniş bir çerçevede sunarak literatüre katkı

sağlamanın yanı sıra, bu alanda çalışan kurum ve kuruluşlara da rehberlik ede-

cek niteliktedir.

Bir toplum ancak kendine özgü değerler kültürünü, ailenin, eğitimin, çalış-

ma hayatının ve devlet yönetiminin içine yerleştirerek geleceğe doğru yürü-

yüşünde sağlam adımlar atabilir. Toplumsal ortak değerlerimizi koruyarak

çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine duyduğum

inançla, bu çalışmanın toplumumuza faydalı olmasını diliyor, emeği geçenlere

teşekkür ediyorum.

Selma Aliye KAVAF

Devlet Bakanı

Page 7: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve
Page 8: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

SUNUŞ

Eğitimin ailede başladığı düşünüldüğünde; değer aktarımı hususunda günümüz ebeveynlerinin

geçmişteki ebeveynlere göre işleri daha zor görünmektedir. Eskiden toplumun da desteklediği

birçok değer, çocuklara yaşantıyla aktarılabilirken, artık sadece yaşantı yeterli olmamakta,

anne-babaların bu değerleri bilinçli olarak çocuklarına aktarmaları için çaba sarf etmeleri

gerekmektedir. Çünkü çocuğun üzerindeki tek etken artık aile değildir, sadece okul ya da arkadaş

çevresi de değildir. Günümüz toplumlarında interaktif iletişim araçlarının da oluşturduğu

bir çevreden rahatlıkla sözedebiliriz. Bu bağlamda değerler sıralamasının karmaşıklaştığını

ve belirsizleştiğini saptamak güç değildir. Dünyada meydana gelen değişime paralel olarak

değerler dünyasının değişmesi ve bu değişimin toplumsal ölçekte değer bunalımı oluşturması

kaçınılmaz görünmektedir. Zaten değişen koşullarda bazı değerler de işlevlerini yitirmektedir.

Fakat şüphesiz ki belirli bir değer, insan davranışının veya yaşam amacının, bir diğerinden daha

üstün olduğu yönündeki tutarlı ve derin inançtan kaynaklanmaktadır. Sosyolojik olarak değerler,

toplumsal hayatı mümkün kılmakta ve toplumun üyeleri tarafından paylaşılmaktadır. Bir

toplumsal yapıyı oluşturan kurum ile ilgili davranış örüntülerini, ilişkileri ve etkileşim süreçlerini

açıklamak ve uygulamaya yönelik projeksiyonlar geliştirebilmek ancak o kurumun değerler sis-

teminin anlaşılıp analiz edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda, Türk toplumunun temel kuru-

mu olan ailenin değerlerler yapısının ortaya konulup çözümlenmesi hem bu konu üzerinde

çalışan akademisyenler hem de kamu ve sivil toplum kuruluşlarının bilimsel çalışmalarını ve

uygulamalarını daha sağlıklı, verimli ve etkin bir biçimde yapmalarını sağlayacaktır.

Türkiye’de Aile Değerleri Araştırması, Türk toplumundaki aileyle ilgili değerlerin ve değer ya-

pılarının neler olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için bir alan

araştırması tasarlanmış ve toplumdaki aile değerlerinin belirlenebilmesi için nicel ve nitel ol-

mak üzere iki ayrı araştırma gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırmada kullanılmak üzere önceki

araştırmalardan da yararlanılarak bir Aile Değerleri Ölçeği geliştirilmiş ve aileyle ilgili diğer

konuları da ele alan bir soru formu aracılığıyla uygulanmıştır,

Bu araştırma Türkiye’deki aile değerleri yapısını geniş bir çerçevede araştırıp, analiz ederek gerek

sosyal bilim literatürüne, gerekse de uygulayıcılara (devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları

vb) katkı sağlamaktadır.

Bu araştırmayla birlikte hem Türkiye’deki toplumsal etkileşim süreçlerinin, kültürel eğilimlerin

ve ailenin kurumsal yapısının incelenmesi hem de aile değerleri ile ilintili olarak tutum ve

davranışların arkasındaki motivasyonların anlaşılması yönünde bir hayli mesafe kat edilmiş

olacaktır.

Aileyi temel alan araştırma ve çalışmalarıyla bu alanda tek kamu kurumu olma özelliğine sa-

hip Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü bugüne kadar gerçekleştirdiği

araştırmalarda aynı zamanda ülkemizdeki sosyal bilim perspektifine de katkıda bulunmaktadır.

Bu bağlamda, söz konusu çalışmayı gerçekleştiren araştırma ekibini ve emeği geçenleri kut-

luyorum.

Doç. Dr. Ayşen GürcanGenel Müdür

SUNUŞ

Eğitimin ailede başladığı düşünüldüğünde; değer aktarımı hususunda günümüz ebeveynlerinin

geçmişteki ebeveynlere göre işleri daha zor görünmektedir. Eskiden toplumun da desteklediği

birçok değer, çocuklara yaşantıyla aktarılabilirken, artık sadece yaşantı yeterli olmamakta,

anne-babaların bu değerleri bilinçli olarak çocuklarına aktarmaları için çaba sarf etmeleri

gerekmektedir. Çünkü çocuğun üzerindeki tek etken artık aile değildir, sadece okul ya da arkadaş

çevresi de değildir. Günümüz toplumlarında interaktif iletişim araçlarının da oluşturduğu

bir çevreden rahatlıkla sözedebiliriz. Bu bağlamda değerler sıralamasının karmaşıklaştığını

ve belirsizleştiğini saptamak güç değildir. Dünyada meydana gelen değişime paralel olarak

değerler dünyasının değişmesi ve bu değişimin toplumsal ölçekte değer bunalımı oluşturması

kaçınılmaz görünmektedir. Zaten değişen koşullarda bazı değerler de işlevlerini yitirmektedir.

Fakat şüphesiz ki belirli bir değer, insan davranışının veya yaşam amacının, bir diğerinden daha

üstün olduğu yönündeki tutarlı ve derin inançtan kaynaklanmaktadır. Sosyolojik olarak değerler,

toplumsal hayatı mümkün kılmakta ve toplumun üyeleri tarafından paylaşılmaktadır. Bir

toplumsal yapıyı oluşturan kurum ile ilgili davranış örüntülerini, ilişkileri ve etkileşim süreçlerini

açıklamak ve uygulamaya yönelik projeksiyonlar geliştirebilmek ancak o kurumun değerler sis-

teminin anlaşılıp analiz edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda, Türk toplumunun temel kuru-

mu olan ailenin değerlerler yapısının ortaya konulup çözümlenmesi hem bu konu üzerinde

çalışan akademisyenler hem de kamu ve sivil toplum kuruluşlarının bilimsel çalışmalarını ve

uygulamalarını daha sağlıklı, verimli ve etkin bir biçimde yapmalarını sağlayacaktır.

Türkiye’de Aile Değerleri Araştırması, Türk toplumundaki aileyle ilgili değerlerin ve değer ya-

pılarının neler olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için bir alan

araştırması tasarlanmış ve toplumdaki aile değerlerinin belirlenebilmesi için nicel ve nitel ol-

mak üzere iki ayrı araştırma gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırmada kullanılmak üzere önceki

araştırmalardan da yararlanılarak bir Aile Değerleri Ölçeği geliştirilmiş ve aileyle ilgili diğer

konuları da ele alan bir soru formu aracılığıyla uygulanmıştır,

Bu araştırma Türkiye’deki aile değerleri yapısını geniş bir çerçevede araştırıp, analiz ederek gerek

sosyal bilim literatürüne, gerekse de uygulayıcılara (devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları

vb) katkı sağlamaktadır.

Bu araştırmayla birlikte hem Türkiye’deki toplumsal etkileşim süreçlerinin, kültürel eğilimlerin

ve ailenin kurumsal yapısının incelenmesi hem de aile değerleri ile ilintili olarak tutum ve

davranışların arkasındaki motivasyonların anlaşılması yönünde bir hayli mesafe kat edilmiş

olacaktır.

Aileyi temel alan araştırma ve çalışmalarıyla bu alanda tek kamu kurumu olma özelliğine sa-

hip Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü bugüne kadar gerçekleştirdiği

araştırmalarda aynı zamanda ülkemizdeki sosyal bilim perspektifine de katkıda bulunmaktadır.

Bu bağlamda, söz konusu çalışmayı gerçekleştiren araştırma ekibini ve emeği geçenleri kut-

luyorum.

Doç. Dr. Ayşen GürcanGenel Müdür

Page 9: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve
Page 10: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ ............................................................................................................................................

. TANIMLAYICI ÇERÇEVE ...................................................................................................

.. Konu ...................................................................................................................................

.. Amaç ..................................................................................................................................

.. Önem ve Gerekçeler............................................................................................................

.. Kavramsal Çerçeve ............................................................................................................

... Değer Nedir? ........................................................................................................

... Değerin Tanımı ....................................................................................................

... Değerlerin Sınıf landırılması ...............................................................................

... Aile ve Değerler ...................................................................................................

... Toplumsallaşma: Değerlerin Aktarılması Süreci ................................................

... Toplumsallaşma Nedir? .......................................................................................

... Aile Yapısı ve Aile Değerleri ...............................................................................

... Aile Kurumu .......................................................................................................

... Modern Dünyada Ailenin Dönüşümü ...............................................................

... Türkiye’de Aile Yapısı ve Aile Değerleri ............................................................

... İlgili Araştırmalar ...............................................................................................

. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ.................................................................................

.. Örneklem .........................................................................................................................

.. Veri Toplama Araçları ......................................................................................................

.. Verilerin İşlenmesi, Analizi ve Kullanılan İstatistikî Teknikler .....................................

. ARAŞTIRMA BULGULARI ................................................................................................

.. Görüşülen Kişilerin Sosyodemografik Özellikleri ve Aile yapıları .................................

.. Aileye Verilen Değer ........................................................................................................

.. Akrabalık İlişkileri ve Geleneksel Aile Değerleri ...........................................................

Page 11: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

.. Çocuğa Bakış ...................................................................................................................

.. Evlilik, Sadakat ve Eşler Arası İlişki ...............................................................................

.. Boşanma ..........................................................................................................................

.. Kadın Rolleri....................................................................................................................

.. Kadın-Erkek İlişkileri ....................................................................................................

.. Şiddet ..............................................................................................................................

.. Yaşlılık ..........................................................................................................................

.. Din ve Gelenek ..............................................................................................................

.. Hayat Memnuniyeti ve Mutluluk Düzeyi ....................................................................

.. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven .............................................................

.. Çeşitli Unsurların Hayatındaki Önem Düzeyi ............................................................

.. Çocuğun Davranış ve Niteliklerine Atfedilen Önem ...................................................

.. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetler ................................................................................

.. Aile Değerleri Yapısı Faktör Analizi .............................................................................

.. Aile Değerleriyle İlgili Nitel Görüşmelerin Analizi ....................................................

DEĞERLER VE AİLE .............................................................................................

AKRABA İLİŞKİLERİ ............................................................................................

ÇOCUĞUN DEĞERİ ..............................................................................................

CİNSEL AHLAK ......................................................................................................

EVLİLİĞE BAKIŞ .....................................................................................................

DUYGUSAL BAĞ ....................................................................................................

GELENEKSEL DEĞERLER ..................................................................................

KADIN ROLÜ ...........................................................................................................

KARAR ALMA .........................................................................................................

EKONOMİ .................................................................................................................

ŞİDDET ......................................................................................................................

SONUÇ ......................................................................................................................................

ÖNERİLER ................................................................................................................................

KAYNAKÇA ..............................................................................................................................

EKLER .......................................................................................................................................

Ek-. Ek Tablolar ..................................................................................................................

Ek-. Nicel Araştırma Soru Formu ......................................................................................

Ek-. Nitel Araştırma Görüşme Kılavuzu ...........................................................................

Page 12: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

TABLOLAR

Tablo . Cinsiyet Dağılımı ......................................................................................................

Tablo . Yaş Dağılımı ............................................................................................................

Tablo . Görüşülen Kişinin Eğitim Düzeyi...........................................................................

Tablo . Eve En Çok Gelir Getiren Kişinin Eğitim Düzeyi ..................................................

Tablo . Görüşülen Kişinin Meslek Dağılımı ........................................................................

Tablo . Medeni Durum ........................................................................................................

Tablo . Aile Büyüklüğü (Görüşülen Kişi Dahil)..................................................................

Tablo . Evinde Kimlerle Yaşıyor ...........................................................................................

Tablo . Gelir Düzeyi .............................................................................................................

Tablo . Çocuk Sayısı .............................................................................................................

Tablo . Kaç Yaşında Evlendi ..................................................................................................

Tablo . Evliliği Nasıl Gerçekleşti ..........................................................................................

Tablo . Erkek İçin İdeal Evlenme Yaşı kaçtır ........................................................................

Tablo . Kız İçin İdeal Evlenme Yaşı kaçtır ............................................................................

Tablo . Sosyoekonomik Seviye ..............................................................................................

Tablo . Görüşmenin Yapıldığı Yerleşim Yerleri ....................................................................

Tablo . Görüşmenin Yapıldığı Bölge .....................................................................................

Tablo . Maddi Ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması Gereken İlk Yer Ailedir İfadesine Katılım Düzeyleri ......................................................................................

Tablo -. Maddi ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması Gereken İlk Yer Ailedir

İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........

Tablo . Ailemin İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim İfadesine Katılım Düzeyleri ......................................................................................................

Tablo -. Ailemin İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı...........................

Tablo . Aile İçi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Aile İçi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Page 13: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo . Evlilik Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Evlilik Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Çocuklar Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda Daha İyi Yetişirler İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Çocuklar Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda Daha İyi Yetişirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Akrabalarla Sık Sık Görüşülmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri ..........................

Tablo -. Akrabalarla Sık Sık Görüşülmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri ......................................................................................................

Tablo -. Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . On Sekiz () Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyleri ......................................................

Tablo -. On Sekiz () Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................................................

Tablo . On Sekiz () Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................

Tablo -. On Sekiz () Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................................................

Tablo . Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri ................

Tablo -. Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır İfadesine

Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kullanılabilir İfadesine

Katılım Düzeyleri ......................................................................................................

Tablo -. Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kullanılabilir İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Page 14: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo . Kadının Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyleri ........................

Tablo -. Kadının Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Erkeğin Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyleri ........................

Tablo -. Erkeğin Aldatması Asla Affedilemez İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Evli de Olsa Erkekler Çapkınlık Yapabilir İfadesine Katılım Düzeyleri .................

Tablo -. Evli de Olsa Erkekler Çapkınlık Yapabilir İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Evliliğin Temeli Sadakattir İfadesine Katılım Düzeyleri ........................................

Tablo -. Evliliğin Temeli Sadakattir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı Yapmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri .....

Tablo -. Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı Yapmalıdır İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Kaçınmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri ..

Tablo -. Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Kaçınmamalıdır İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . İş Hayatında Kadınlar Erkeklerle Aynı Ortamda Çalışabilir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. İş Hayatında Kadınlar Erkeklerle Aynı Ortamda Çalışabilir İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Bir Kadının Asıl Görevi Çocuk Bakımı ve Ev İşleridir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. Bir Kadının Asıl Görevi Çocuk Bakımı ve Ev İşleridir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Ev İşlerinden Kadın Kadar Erkek de Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyleri ..

Tablo -. Ev İşlerinden Kadın Kadar Erkek de Sorumludur İfadesine

Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo . Evde Son Sözü Daima Erkek Söyler İfadesine Katılım Düzeyleri .........................

Tablo -. Evde Son Sözü Daima Erkek Söyler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo . Bir Erkeğin Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyleri ....................................................................................

Tablo -. Bir Erkeğin Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........

Tablo . Evlilik Dışı Cinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri ........

Tablo -. Evlilik Dışı Cinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Page 15: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo . Kızların Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................

Tablo -. Kızların Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum

İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........

Tablo . Kızların Flört Etmesinde Sakınca Yoktur İfadesine Katılım Düzeyleri .................

Tablo . İnsanlar Evlenmeden de Çocuk Sahibi Olabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................................

Tablo -. İnsanlar Evlenmeden de Çocuk Sahibi Olabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . İnsanlar Nikâhsız da Birlikte Yaşayabilmelidirlerİfadesine Katılım Düzeyleri ......

Tablo -. İnsanlar Nikâhsız da Birlikte Yaşayabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Aile Reisi Erkektir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................

Tablo -. Aile Reisi Erkektir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı...........................................................

Tablo . Ailenin Geçiminden Erkek Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyleri ....................

Tablo -. Ailenin Geçiminden Erkek Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo -. Kadın İtaat Etmediğinde Kocası Tarafından Dövülebilir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri ........

Tablo -. Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo . Bakıma Muhtaç Olan Aile Büyükleri Çocuklarınca Aile İçinde Bakılmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................

Tablo -. Bakıma Muhtaç Olan Aile Büyükleri Çocuklarınca Aile İçinde Bakılmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........

Tablo . Yaşlandığında Anne-Babama Huzurevi Benden Daha İyi Bakar İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................................................................

Tablo -. Yaşlandığında Anne-Babama Huzurevi Benden Daha İyi Bakar İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo . Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bakmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri ..............

Tablo -. Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bakmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................

Tablo . Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre Yaşamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri .....

Tablo -. Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre Yaşamalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . İnsan Sık Sık Dua Etmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri .....................................

Page 16: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo -. İnsan Sık Sık Dua Etmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı......Tablo . Aile, Dinî ve Manevî Değerlerine Bağlı Olmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri ........................................................

Tablo -. Aile, Dinî ve Manevî Değerlerine Bağlı Olmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................

Tablo . Genel Olarak Hayatınızdan Ne Ölçüde Memnunsunuz? .......................................

Tablo -. Genel Hayat Memnuniyetinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .......

Tablo . Genel Olarak Ailenizin Ne Düzeyde Mutlu Olduğunu Düşünüyorsunuz? ...........

Tablo -. Aile Mutluluk Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..............

Tablo . Genel Olarak Aşağıdaki Kişi Ya Da Gruplara Ne Ölçüde Güvenirsiniz ...............

Tablo -. AKRABALARA Güven Düzeyinin

Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – EŞ- ................................

Tablo -. EŞİNE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .............

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – ÇOCUKLAR- .............

Tablo -. ÇOCUKLARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – KARDEŞ- ....................

Tablo -. KARDEŞE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ......

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – ANNE-BABA- ............

Tablo -. ANNE-BABAYA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – HEMŞERİLER- ..........

Tablo -. HEMŞERİLERE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – KOMŞULAR- .............

Tablo -. KOMŞULARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – İŞ ARKADAŞLARI- ..

Tablo -. İŞ ARKADAŞLARINA Güvenin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tablo . Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – İLK KEZ TANIŞILAN İNSANLAR- ...............................................................

Tablo -. İLK KEZ TANIŞTIĞI İNSANLARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Size Belirteceğim İfadelerin Her Birinin Hayatınızda Sizin İçin Ne Kadar Önemli Olduğunu Belirtiniz ..................................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – AİLE- .....................................................................

Tablo -. AİLESİNİN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – DOST VE ARKADAŞLAR-................................

Page 17: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo -. DOST VE ARKADAŞLARININ Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – İŞ VE ÇALIŞMA HAYATI- ................................

Tablo -. İŞ VE ÇALIŞMA HAYATININ Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – KENDİNE ZAMAN AYIRMA- .........................

Tablo -. KENDİNE ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – EŞİNE ZAMAN AYIRMA- .................................

Tablo -. EŞİNE ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – ÇOCUKLARINA ZAMAN AYIRMA- .............

Tablo -. ÇOCUKLARINA ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – EV SAHİBİ OLMA- ..............................................

Tablo -. EV SAHİBİ OLMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – ARABA SAHİBİ OLMA- ....................................

Tablo -. ARABA SAHİBİ OLMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Hayatındaki Önem Düzeyi – TASARRUF YAPMA- ...........................................

Tablo -. TASARRUF YAPMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Çocuklarınız İçin Aşağıda Belirtilenler Sizin İçin Ne Kadar Önemlidir? ..............

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMASI- ..................

Tablo -. Çocuğunun ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – AİLE BÜYÜKLERİNE SAYGILI OLMASI- ....

Tablo -. Çocuğunun AİLE BÜYÜKLERİNE SAYGILI OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ............................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi =SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRME-

Tablo -. Çocuğunun SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ............................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ÖZGÜVENLİ OLMASI- .....................................

Tablo -. Çocuğunun ÖZGÜVENLİ OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – BAĞIMSIZ DÜŞÜNME-KARAR VERME- .....

Tablo -. Çocuğunun BAĞIMSIZ DÜŞÜNEBİLMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – KENDİ HAKKINI SAVUNABİLMESİ- .............

Page 18: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo -. Çocuğunun KENDİ HAKKINI SAVUNABİLMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ............................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ELİ AÇIK (CÖMERT) OLMASI-.......................

Tablo -. Çocuğunun ELİ AÇIK (CÖMERT) OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ...........................

Tablo . Çocuğu İçin Önem Düzeyi – İLERİDE ZENGİN OLMASI- ...........................

Tablo -. Çocuğunun İLERİDE ZENGİN OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Aşağıdaki Faaliyetleri Ne Sıklıkla Yaparsınız? ..............................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – AKŞAM YEMEKLERİNİ BİRLİKTE YEME- .............................................

Tablo -. Ailece AKŞAM YEMEKLERİNİ BİRLİKTE YEME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı -SİNEMA-TİYATROYA GİTME- ....................................................................

Tablo -. Ailece SİNEMA-TİYATROYA GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – ALIŞVERİŞ YAPMA- ...............

Tablo -. Ailece ALIŞVERİŞ YAPMA Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – PİKNİK YAPMA- .......................

Tablo -. Ailece PİKNİK YAPMA Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – SOHBET ETME- .......................

Tablo -. Ailece SOHBET ETME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – AKRABA ZİYARETİNE GİTME- ................................................................

Tablo -. Ailece AKRABA ZİYARETİNE GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – TELEVİZYON İZLEME- .........

Tablo -. Ailece TELEVİZYON İZLEME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı ..........................................................

Tablo . Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – TATİLE GİTME- .......................

Tablo -. Ailece TATİLE GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı .........................................................

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ..........

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri FAKTÖR–: GELENEKSEL, EŞİTLİKÇİ, KATILIMCI AİLE DEĞERLERİ ......................................................................

Page 19: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri FAKTÖR–: GELENEKSEL KADIN ROLLERİ ............................................

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri FAKTÖR–: KADIN ERKEK İLİŞKİLERİ (CİNSELLİK-SADAKAT) .......

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri FAKTÖR–: DİN VE GELENEK .......................................................................

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri FAKTÖR–: EVLİLİK, ÇOCUK VE KADIN ROLLERİ HAKKINDA GELENEKSEL BAKIŞ ........................................................................................

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–: GELENEKSEL ATAERKİL AİLE DEĞERLERİ ...................

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–: KADINLARIN ÇALIŞMASI GEREKTİĞİ DÜŞÜNCESİ ......

Tablo . Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–: GENÇLERİN BAĞIMSIZ OLMASI DÜŞÜNCESİ ..................

Page 20: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

KISALTMALAR LİSTESİ

ASAGEM : Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü

İBBS : İstatistikî Bölge Birimleri Sınıf laması

ODTÜ : Orta Doğu Teknik Üniversitesi

SES : Sosyo-Ekonomik Seviye

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences

TESEV : Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı

TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

TÜSİAD : Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği

Page 21: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve
Page 22: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

1

Değerler, genel bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda, bireylerin gerçekleş-

tirdiği özel eylemleri ve amaçları yargılamada temel bir standart (ölçüt) sağlayan ve

bir grubun üyelerinin güçlü duygusal bağlılıklarıyla oluşmuş soyut, genelleştirilmiş

davranış prensipleri olarak ele alınabilir. Toplumsal yapıyı oluşturan unsurlar bi-

reysel bilinçlerden bağımsızdırlar. Bu anlamda karşımıza sosyal kişi ve bu kişinin

davranış örüntüleri çıkar. Bir toplumu anlayabilmek toplumsal bilinçlerin tespitiyle

mümkün olabilecektir. Özellikle her hangi bir toplumu oluşturan sosyokültürel öğe-

leri göz ardı eden bir model, bugün yaşamakta olduğumuz sosyal süreçleri açıkla-

maktan da uzak olacaktır. Bir diğer anlatımla, aile, ekonomi, siyaset, eğitim ya da

sosyal bir probleme getirilen makro düzeydeki yapısal değişkenlere göre geliştirilmiş

bir model önerisi, bu modelin objesi olan sosyal kişilerin rasyonel tercihlerinin hangi

kültürel bağlamda ortaya konulduğunu görmemizi engelleyecektir. Toplumda var

olan olguların içinde yer aldığı kültürel çerçeve ve bu çerçevedeki inançlar, değer-

ler, normlar ve tutumlar anlaşılmadan sadece makro düzeyde yapısal değişkenlerle

açıklanabilmesi yine bu gerçekliği ortaya çıkarmamıza imkân vermeyecektir. Ayrıca

mevcut değerlerin bilinmemesi, ilgili alanlarda ileriye yönelik çıkarımlar yapma-

mızı da engelleyecektir. Bu anlamda aile değerlerine ilişkin mevcut durumun tespit

edilmesi, aile kurumuna yönelik gelecek tasarımı konusunda hayati bir önem arz

etmektedir.

GİRİŞ

Page 23: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

2

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Toplumsal yapının temel dinamiklerinden ve bileşenlerinden olan sosyal bir

kurum olarak aile, birbirlerine doğrudan akrabalık bağları ile bağlı olan, erişkin

üyelerin çocuklara bakma sorumluluğunu üstlendiği bir insan topluluğudur. Aile

birey sayısı ve işlevleri ile geçmişten günümüze değişerek her dönemde yeni bir form

ve işlev kazanmıştır. Fakat insanlık tarihinden itibaren bir toplumsal yapı olarak

varlığını sürdürmüştür. Zamanla niceliğindeki değişikliklere rağmen temelde erkek,

kadın ve çocuklar bu yapının her şeklinde yer almıştır. Bu birlikteliğin bir yönü ile

toplumsalın devamı için gerekli olmasından dolayı, ailede yaşanan çözülmeler veya

yapı değişiklikleri kendini genel anlamda toplumun değişiminde göstermiştir.

Sosyolojik literatürde aile hakkında çok çeşitli tanımlar olmasına karşın bunla-

rın hepsindeki temel vurgunun ailenin sosyal hayatın temel unsurlarından biri oldu-

ğu görülmektedir. Ayrıca ailenin toplumsal yapı içindeki konumu ortaya konularak

toplum için ne denli önemli ve evrensel bir unsur olduğu belirtilmiştir.

Aile bu haliyle toplumsalın devamı için elzem karakterini kendi işlevleri ile

pekiştirerek devam ettirmiştir. Toplumsal yapıda bu kadar önemli bir konuma sahip

olan ailenin kurulması ve işleyişinde bireylerin zihninde oluşturdukları değer ölçüt-

lerinin belirlenmesi son derece önem göstermektedir.

Bu noktadan hareketle Türkiye’de Aile Değerleri Araştırması, Türk toplu-

mundaki aileyle ilgili değerlerin ve değer yapılarının neler olduğunu ortaya koyma-

yı amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için bir alan araştırması tasarlanmış ve

toplumdaki aile değerlerinin belirlenebilmesi için nicel ve nitel olmak üzere iki ayrı

araştırma gerçekleştirilmiştir. Nicel araştırmada kullanılmak üzere önceki araştır-

malardan da yararlanılarak bir “Aile Değerleri Ölçeği” geliştirilmiş ve aileyle ilgili

diğer konuları da ele alan bir soru formu aracılığıyla uygulanmıştır. Aile değerle-

rinde belirlenen ana başlıklarda toplumun algısını daha iyi görebilmek için ise nitel

araştırma ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’de Aile Değerleri Araştırması üç ana bölüm halinde sunulmaktadır.

İlk bölüm, tanımlayıcı çerçeve başlığında; konu, aile ve değerlerle ilgili literatürün

tarandığı ve tartışıldığı kavramsal çerçeve, amaç ve önem ve gerekçeler bölümleri yer

almaktadır. İkinci bölüm araştırmanın metodolojisini anlatmaktadır. Bu bölüm; ör-

neklem, veri toplama araçları, verilerin işlenmesi, analizi ve kulanılan istatistiki tek-

nikler bölümlerinden oluşmaktadır. Bu bölümde hem nicel hem de nitel araştırma

için bilgiler verilmektedir. Son bölüm olan araştırma bulgularında ise, sorgulanan

temalar çerçevesinde onyedi ayrı başlıkta araştırma bulguları sunulup yorumlan-

mıştır. Sonuç bölümü ortak bir değerlendirme ile araştırma sonuçlarını özetleyip

tartışmaktadır. Ayrıca bulgulardan yola çıkılarak öneriler de sunulmuştur.

Page 24: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

3

1. TANIMLAYICI ÇERÇEVE

1.1. Konu

Araştırmanın konusu, Türkiye’de yaşayan ailelerin sahip olduğu değerler sis-

temini araştırmaktır. Böylece hem Türkiye’deki toplumsal etkileşim süreçlerinin,

kültürel eğilimlerin ve ailenin kurumsal yapısının incelenmesi hem de aile değerleri

ile ilintili olarak tutum ve davranışların arkasındaki motivasyonların anlaşılması

mümkün olacaktır.

Sosyal bilimler literatüründe değer konusunda farklı tanım ve yaklaşımlar bu-

lunmakla birlikte değeri, bireyin sosyalleşme sürecinde çevresiyle etkileşimi sonu-

cunda içselleştirdiği, eylemlerini yönlendirdiği kalıcı bir yargı ve standart olarak ta-

nımlayabiliriz. Toplumsal anlamda ise değerler, toplum tarafından en iyi, en doğru

ve en faydalı olduğu kabul edilen genelleştirilmiş davranış prensipleridir.

Toplumsal yapıyı değerlendirme açısından değerler ele alındığında, toplumsal

yapıyı teşkil eden temel toplumsal kurumların hepsinin kendine ait değerler içer-

diği görülecektir. Bu kurumlar (aile, eğitim, din, ekonomi, siyaset vb.) değerlerin

benimsenmesinde, yaşatılmasında, yaygınlaştırılmasında, yani bir sonraki kuşağa

aktarılmasında önemli roller üstlenirler. Ayrıca, bir toplumda değerlerin ifade edil-

diği temel mekanizmalar, kişinin üstlendiği sosyal rollerdir. Bu roller de toplumun

tabakalaşma sistemi ile sosyal yapıyı oluşturan sosyal süreçlerle yakından ilgilidir.

Diğer yandan bir toplumdaki iyi-kötünün belirlenmesi, ideal düşünme ve davranma

yolları değerler tarafından oluşturulur. Böylece, bir toplumda toplumsal kontrolü

sağlayan “sosyal kontrol ve ödüllendirme araçları”nın tümü değer kaynaklıdır.

Page 25: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

4

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Bir toplumda değerlerin ifade edildiği ve simgelendiği temel mekanizmalar ise

kişinin üstlendiği sosyal rollerdir. Kişinin rolünü oluşturan davranış örüntüleri en

çok önemli olandan en az önemli olana doğru bir süreklilik üzerinde değerlendi-

rilirler. Örneğin, bir lise öğrencisinin, öğrenci rolü içindeki davranışlarına ilişkin

beklentilerinin hepsi aynı düzeyde olamaz. Onun için derslere devam edip sınıfını

geçme, bir sosyal aktiviteye katılmaktan daha değerlidir.

Ayrıca, kişinin toplumdaki çoğul sosyal rolleri de, de-

ğer açısından farklılık gösterir. Bu, kültürdeki başat ku-

ruma ve ikinci derecede de bireyin yaş, cinsiyet ve benzeri

özelliklerine bağlıdır. Örneğin, bir babanın rolünü, eko-

nomik, siyasal, dini ve diğer rollerinden daha yüksekte

tutması beklenir. Başka bir deyişle toplum, rolleri sosyal

değer dereceleri ile çepeçevre kuşatır ve bireyler de davra-

nış örüntülerini bu değerlere göre saptarlar.

Değerler bu açıdan bizim yaşamımızı derinden etkilerler. Onlar, her gün tec-

rübe ettiğimiz gerçekliğin önemli bir parçasıdırlar. Hayatımıza bir yapı ve bir yön

verirler. Beşeri var oluşun anlamına katkıda bulunurlar. Onlar, bazı motivasyonları

oluşturmada, nesneleri kavramada ve düşünmede bize yardımcı olurlar. Onlar haya-

tımızın her kademesinde ve tercihlerimizde -eş, arkadaş, meslek ve grup- iş başında-

dırlar. İyi hayat beklentimiz de değerler içerir. Ömür boyu sürecek bağlılıklarımızı

üretirler ve hatta bazen bizim nasıl ölmemiz gerektiğini bile söyleyebilirler.

Herhangi bir toplum yapısının analiz edilebilmesi için, o toplumsal yapıdaki,

kurumların, süreçlerin ve rollerin bilinmesi gerekir. Bu kurum, süreç ve rollerin

sosyal aktörler tarafından anlamlandırılmaları da bilindiği gibi değerler aracılığıyla

mümkün olur. Bu nedenledir ki, herhangi bir toplum yapısının analizine katkıda

bulunacak en önemli unsur, o toplumun sahip olduğu değer yargılarının tespiti ola-

caktır. Böylece, o toplumun yapı ve işlevlerine ilişkin ileriye yönelik projeksiyonla-

rını yapılabilmesi de mümkün olabilecektir. Bu anlamda da değer araştırmaları, bir

toplumun analiz edebilmesinde çok önemli bir fonksiyona sahiptir.

1.2. Amaç

Türkiye’deki aile değerler sisteminin araştırılması ve değer yapılarının saptanması

bu araştırmanın temel amacıdır.

Herhangi bir toplumun/kurumun yapısının analiz edilebilmesi, o toplumdaki/

kurumdaki bireylerin toplumsal değerlerinin bilinmesi ile mümkündür. Böylece, o

Page 26: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

5

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

toplumun/kurumun yapı ve işleyişine ilişkin ileriye yönelik projeksiyonların yapı-

labilmesi de mümkün olabilecektir. Bu anlamda değer araştırmaları toplumsal/ku-

rumsal yapıyı analiz etmede çok önemli bir işleve sahiptir.

Türkiye’nin değişim sürecinde en çok gündeme gelen konu başlığı değerlerin

değişimidir. Bu proje ile gerçekleştirilecek olan araştırmanın objesi hem toplumun

temeli hem de sosyalleşmenin kaynağı olan “aile” ve “değer” dir.

Burada sözü edilen değişimin merkezi konumdaki aktörü şüphesiz ailedir. Çün-

kü bir kurum olarak aile, herhangi bir toplumsal yapıda diğer sosyal kurumlardaki

değişimi tetikleyen, aynı zamanda da en fazla etkilenendir. Diğer bir söyleyişle aile

sosyolojik olarak toplumsal yapının mihenk taşıdır.

Aile, toplumun temelini oluşturan, kurumsal yapıda merkezi konumda olan en

önemli toplumsal kurumlardan biridir. Toplumda meydana gelen değişmeler sonu-

cunda aile yapısında, işleyişinde ve işlevlerinde önemli değişiklikler yaşanmaktadır.

Toplumda meydana gelen değişikliklere kimi aileler başarılı bir şekilde uyum sağla-

yabilirken, kimi aileler bu uyumu gerçekleştirmede sorunlarla karşı karşıya gelmekte

ve işlevselliğini sürdürmekte zorlanmaktadırlar. Ayrıca, son yıllarda sık karşılaştı-

ğımız ekonomik sorunlar ve bunların sosyal yansımaları, aile içi ilişkileri olumsuz

etkilemekte ve ailenin yetiştirmekle yükümlü olduğu genç bireylere değer eğitimi

verme görevini yapamaz hale getirmektedir.

1.3. Önem ve Gerekçeler

Türkiye’nin son yıllarda yaşamakta olduğu değişim sürecinde aile toplumsal

yapının merkezinde yer alan son derece önemli bir sosyal kurumdur. Bu süreçte hem

akademik, hem siyaset hem de toplumsal düzlemde Türkiye’ye ilişkin tartışmaların

odak noktasında değişimin yol açtığı kültürel sonuçlar gündemde yer almaktadır.

Yapılan tartışmaların çoğu öznel, sistematik olmayan bir çerçevede gerçekleştirildiği

görülmektedir. Bir olgu ya da konunun anlaşılıp açıklanabilmesi için o konuyla ilgili

sistematik bilimsel bilgilerin toplanması bir zorunluluk olarak önem arz etmektedir.

Sosyolojik olarak, bir toplumsal yapıyı oluşturan kurum ile ilgili davranışlar örün-

tülerini, ilişkileri ve etkileşim süreçlerini açıklamak ve uygulamaya yönelik projek-

siyonlar geliştirebilmek ancak o kurumun değerler sisteminin anlaşılıp analiz edil-

mesiyle mümkündür. Bu bağlamda, Türk toplumunun temel kurumu olan ailenin

değerlerler yapısının ortaya konulup çözümlenmesi hem bu konu üzerinde çalışan

akademisyenler hem de kamu ve sivil toplum kuruluşlarının bilimsel çalışmalarını

ve uygulamalarını daha sağlıklı, verimli ve etkin bir biçimde yapmalarını sağlaya-

Page 27: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

6

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

caktır. Ayrıca, kamuoyundaki kültürel değişim tartışmalarını da bilimsel bir zemine

çekecektir.

Bir önceki kavramsal çerçeve bölümünde de görüleceği üzere, Türkiye’de bu

konu ile ilgili bütüncül çalışmalar sınırlıdır. Yapılan çalışmaların çoğu ise toplumu

oluşturan belli kategoriler üzerinde dar kapsamlı araştırmalardan ibarettir.

Bu araştırma Türkiye’deki aile değerleri yapısını geniş bir çerçevede araştırılıp,

analiz ederek gerek sosyal bilim literatürüne, gerekse de uygulayıcılara (devlet ku-

rumları, sivil toplum kuruluşları vb) katkı sağlamaktadır.

1.4. Kavramsal Çerçeve

Değer ve aile konusu sosyal bilim literatüründe oldukça sık araştırılan ve tar-

tışılan konuların başında gelmektedir. Literatürde özellikle değer konusunda farklı

tanım ve yaklaşımlar mevcuttur. Tanımlardaki farklılık, konunun sosyal bilimlerin

çeşitli alanlarında farklı çıkış noktalarından ele alınmasıdır. Türkiye’de aile değer-

leri yapısının betimlendiği bu araştırmada konu sosyolojik açıdan incelenmiştir. Bu

amaçla öncelikle değer konusu kavramın tanımlanması, sınıf landırılması, aile de-

ğerleri ve toplumsallaşma bağlamında ilgili araştırmalarla tartışılmıştır.

1.4.1. Değer Nedir?

Günümüz toplumlarında meydan gelen hızlı deği-

şimler, toplumun birer üyesi olan insanları da yakından

ilgilendirmektedir. Değişen dünya ile beraber toplumla-

rın değer yargıları da paralel bir değişme göstermektedir.

Değer kavramı hakkında bugüne kadar farklı açılardan

bilimsel ve felsefi araştırmalar ve tartışmalar yapılmasına

rağmen, değerlerin tam olarak ne içerdiğine ilişkin henüz

kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Bazı zaman dilimlerinde değerlerin sübjektif bir

nitelik taşıdığı değer kavramının objektif bir temele dayanmadığı ileri sürülmüştür.

Değer, sosyal eylemin yöntemi, araçları ve amaçları içinde seçimi etkileyen, do-

laylı veya dolaysız olarak bireyin ya da grubun özelliklerini ayırt edici bir kavramlaş-

tırmadır. Bu kavramlaştırma, yani değer, kültürle ya da sosyal yapıyla karşılaştırıla-

bilen mantıklı bir yapıdır (Parsons, 1962). Bu tanıma göre değer, toplumsal sistemin

kurallarını oluşturmak için gerekli zemini hazırladığı gibi, sosyal eylemin aktörü

olan bireye toplumsal beklentileri dikkate alarak, kendi içinde tutarlı bir grup özel-

Page 28: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

7

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

liğe göre seçim yapmasını sağlar. Bu yönüyle değer bireyin seçimlerini kolaylaştırma

işlevi görür.

Bu bağlamda değerler; sosyal yaşamı düzenler, bireyler arası bağlılığı artırır. Bir-

likte yaşayan insanların hangi değerleri merkez alacakları konusunda konuşmaları,

fikir birliğine varmaları gerekir. Farklı değerlere sahip kişiler arasında veya kuşaklar

arasında oluşan farklı değerlerden kaynaklanan çatışmalar ortaya çıkabilir. Ancak

bu çatışmaları da “barışmak, uzlaşmak” gibi başka ortak evrensel değerler yardı-

mıyla çözmek mümkündür. Değerler, bir yandan bilişsel süreçleri, bireysel tutum

ve davranışları etkilerken, diğer yandan toplumun kültürel kalıplarıyla etkileşimde

bulunur ve onları yansıtır. Değerler dinamiktir; hem toplumdan topluma, hem de

zaman içinde değişir. Günümüzde geleneksel değerlerin yerini, toplumsal değiş-

menin ve küreselleşmenin getirdiği bazı yeni değerler almaya başlamıştır. Örneğin,

itaatkârlık ve kanaatkârlık, artık eskisi kadar güçlü değerler değildir. İtaatkârlığın

yerini akılcılık ve sorgulamacılık, kanaatkârlığın yerini ise girişimcilik ve rekabet

almaya başlamıştır. Değişimin tümüyle iyi veya kötü olduğunu söylemek mümkün

değildir; çünkü iyi ve kötü şeklindeki yargılar da, aslında şu anki değerler sisteminin

bir ürünüdür (Lemin, Potts ve Welford, 1994).

Bu tanımlara dayanarak kuramcıların birçoğu değerleri çeşitli kavramlarla iliş-

kilendirerek açıklamaya çalışmışlardır. Değer kavramının çok değişik disiplinlere

girmiş olması bu kavramın tanımını oldukça güçleştirmektedir. Değerlerin genel-

leştirilmiş doğaları nedeniyle, aynı değere sahip bireyler için bu değeri oluşturan

özgül normlar üzerinde ortak bir anlamlandırma mümkün olmayabilir (Topçuoğlu,

1999). Sosyal değerler mutlak değildir. Mutlak olmadığı için her zaman kişilerin ula-

şabileceklerinden daha yukarıdadırlar. Davranış ile değer arasındaki açıklık hiçbir

zaman tümüyle kapanamaz. Aslında kişilerin, her zaman başarabileceklerinden ve

sahip olacaklarından daha çoğunu istedikleri bilinir. Bu yüzden değer ile davranış

arasında çoğu zaman bir açıklık olur (Bağlı ve Özensel, 2005). Değerler her zaman

olmamakla birlikte davranışta bağımsız değişken rolü oynar. Örneğin; bir insanın

resim sergilerini gezmesi, eğer itibar kazanmak gibi bir sosyal değer uğruna değilse,

bize onun estetik değeri hakkında bilgi verir (Güngör, 1998). Bu süreçte görüldüğü

gibi değerlerin tanımlanmasında birtakım problemler yaşanmaktadır. İlk defa sosyal

bilimcilere Znaniecki tarafından kazandırılan değer kavramı Latincede “kıymetli

olmak” veya “güçlü olmak” anlamına gelen “valare” kökünden türetilmiştir (Bilgin,

1995). Değer tanımlarında değerlerle bağlantısı en sık vurgulanan kavramlar, inanç

ve eğilimler, normatif standartlar ve amaçlardır (Mehmedoğlu, 2006). Bu aşamada

değerin tanımına yer verilmesi gerekirse, sadece bir tek kabul edilen tanıma ulaş-

mak yerine birtakım tanımlara yer vermek daha işlevsel olmaktadır. Başaran (1992),

Page 29: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

8

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

değeri, bir nesne, işlem, fikir ve/veya eylemin örgüt içerisinde taşıdığı önemi belir-

leyen nitelik ve nicelik seklinde tanımlamakta ve nesne, işlem, fikir ve/veya eylemin

değerlendirilmesinde araç olarak kullanıldıklarını belirtmektedir. Özgüven (1994),

değerlerin bir yandan bireysel tutum ve davranışları, bilişsel süreçleri etkilediği-

ni, diğer yandan toplumun kültürel kalıplarıyla etkileşimde bulunduğunu ve onları

yansıttığını kabul etmektedir. Psikoloji, sosyoloji ve antropoloji gibi değer kavramı

ile yakından ilgili disiplinlerde/ bilim alanlarında geliştirilen yöntemler ve ulaşılan

sonuçlar bakımından değer kavramının üzerinde büyük ölçüde tutarlılık kazanıldığı

görülmektedir.

1.4.2. Değerin Tanımı

İnsan, değerler alanında yaşayan bir varlıktır. Değer ise insanın çok yönlülüğü-

nün bir sonucu olarak çeşitli disiplinlerin ilgi alanına giren bir konudur. Değerin ne

olduğu, bir şeyin hangi özelliklere sahip olması ile değerli olacağı; evrenselliği ve

zamana, kişilere ve toplumlara göre değişip değişmeyeceği meseleleri, ahlak felse-

fesi alanına katkıda bulunan düşünürlerin asırlardır cevaplarını bulmaya çalıştıkları

önemli meselelerdir. Bütün farklı yorumlara rağmen belki de değer konusunda ortak

olarak kabul edilen tek görüş, değerin insan ile ilgili bir alan olmasıdır.

Son birkaç yüzyıla bakıldığında değerler sosyal bilimlerin temel sorunlarından

biri olmuştur. Son yüz yıllarda sosyal bilimlerin çeşitli alanında çeşitli bilim dalları-

nın bu konuyu bir araştırma konusu olarak ele aldıklarını görmekteyiz. Son yıllarda

da kültürler arası psikologlar da değer kavramını ele alan bilim adamları arasında

yer almışlardır. Değerlerin yapısı ve diğer değişkenlerle olan ilişkileri bugüne kadar

araştırılmış olmasına rağmen değerlerin tam olarak neyi içerdiğine ilişkin henüz bir

netlik kazandığını söylemek zordur.

Bazı zaman dilimlerinde değerlerin sübjektif bir nite-

lik taşıdığı değer kavramının objektif bir temele dayanma-

dığı ileri sürülmüştür. Kuramcıların birçoğu değerleri çe-

şitli kavramlarla ilişkilendirerek açıklamaya çalışmışlardır.

Değer kavramının çok değişik disiplinlere girmiş olması

bu kavramın tanımını oldukça güçleştirmektedir. Her bi-

lim dalı bu kavramla ilgili kendisini ilgilendiren

boyutunu seçmiş ve incelemiş, kendini ilgilendirmeyen kısmını da göz ardı etmiştir.

Bu nedenlerden dolayı da genel kabul görebilecek bir tanım üzerinde bir fikir birliği

sağlamış değildir (Güngör, 1993). Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi pek çok bilim

adamı çeşitli kavramlarla ilişkilendirmeye çalışarak açıklamaya çalışmıştır. Değer

Page 30: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

9

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

tanımlarına bakıldığı zaman, değerlerle bağlantısı en sık vurgulanan kavramlar,

inançlar, eğilimler, normatif standartlar ve tutumlardır. Değerler insanların duy-

gu, düşünce ve davranış boyutlarıyla yakından ilgilidir. Sosyal bilimcilerin birçoğu

değerlerin insan davranışlarını açıklamada temel bir öneme sahip olduğunu ifade

etmektedir (Kuşdil ve Kağıtçıbaşı, 2000).

Bu süreçte değere ilişkin tanımlara yer verilmesi gerekirse, değerle ilgili yapılan

sadece bir tek kabul edilen tanıma ulaşmak yerine birtakım tanımlara yer verme-

nin daha işlevsel olacağı düşünülmektedir. Değer, “bir şeyin arzu edilebilir veya

edilemez olduğu hakkındaki inançtır” (Güngör, 1993). Çağlar (2005) ise değerleri,

bireylerin düşünce, tutum ve eylemlerinde birer standart olarak ortaya çıkan kültürel

öğeler olarak adlandırılabileceğini ifade etmektedir. Hacıkadiroğlu (2002) değeri, en

geniş anlamıyla eleştirilen niteliklerin genel adı olarak tanımlarken Erdem ise (2003),

belirli bir durumu diğerine tercih etme eğilimi olarak tanımlamaktadır. Psikoloji,

sosyoloji ve antropoloji gibi değer kavramı ile yakından ilgili davranış bilimcilerince

geliştirilen yöntemler ve ulaşılan sonuçlar bakımından değer kavramının üzerinde

büyük ölçüde tutarlılık kazandığı görülmektedir. Bireylerin her davranışları dolaylı

ya da dolaysız olarak değerler tarafından yönlendirilmektedirler. Değer, insana özgü

olanakları, insanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran olanakları başka bir deyiş-

le insana özgü bütün etkinlikleri insansal etkinlikler olarak amaçlarına uygun tarz-

da gerçekleştirebilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktır. Aristoles’in deyişiyle,

kişilere “insanın işini” yapabilecek duruma gelmeleri için yardımcı olmak: insana

özgü diğer bütün etkinlikleri amaçlarına uygun gerçekleştirebilecek duruma gelme-

lerine yardımcı olmaktır; yani kişilere doğru bilmenin, doğru düşünmenin, doğru

değerlendirmenin, doğru eylem içinde olduğunu görebilmesine yardımcı olmaktır

(Kuçaradi, 1995). Değer, çeşitli tanımlarından da anlaşılacağı gibi toplumsal yaşam-

da önemli bir rolü yerine getirir. Değerler, insanlara yaşamlarında seçim yapmaları

için rehberlik eder, yol gösterir. İnsanların enerjisini yönlendirmek, “doğru ve yanlış

arasındaki fark nedir?”, “yaşamın anlamı nedir?” gibi temel soruların cevaplanma-

sında değerlerin önemli rolü vardır. Birey, toplumsal yaşantısı sürerken kendisi için

kişisel bir değerler sistemi oluşturur, bu kişisel değerler sistemi bireyin içinde bulun-

duğu toplumun diğer üyeleri ile birlikte paylaştığı kültür tarafından biçimlendirilir

(Bradshaw vd., 2001). Toplumların yüzyıllar süren birikimle ortaya koydukları top-

lumsal değerler, onların kültür ürünleridir. Toplumsal değerler, toplumların kimlik-

lerinin işaretidir, parmak izi gibidir ve insan davranışlarının temellerini oluşturur.

Değerin diğer tanımı şöyledir: “değer öznenin ya da zihnin teorik bir tavır ya

da yöneliminden çok, pratik bir tavır ya da yöneliminin ifadesidir. Değer, öznenin

Page 31: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

10

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

ilgili nesnenin kendi kişisel amacı ve eylemleriyle olan ilişkisini ifade etmek üzere,

ona, diğer niteliklerine ek olarak sonradan eklediği bir niteliktir. Değer bu süreçten

sonra kendi başına ve nesnel bir biçimde değerli bir şey olarak görülmek suretiyle,

nesnelleştirilir ve nesneye yansıtılır. Değer bir ölçüt olarak olanla olması gereken

ayrımını içerir ve her zaman olumlu ya da olumsuz bir şey olarak görünür” (Ceviz-

ci, 2002). Değer somut ya da soyut kavramların önemini belirtmeye yarayan soyut

ölçü birimidir, canlı ve cansız varlıkların, olayların, olguların durumunu, önemini

anlatan sözcüktür (Köknel, 2007). Psikolojide değerin önemi, insan davranışlarının

yol göstericisi olarak oynadığı roldedir. Bu nedenle psikologlar değeri inanç olarak

alırlar (Güngör, 1993). Rokeach’a (1973) göre değer “kişisel ya da toplumsal olarak

zıt ya da farklı bir davranış biçimi ya da yaşam amacı seklindeki kalıcı bir inançtır”

(Bilgin, 2003). Fakat değerin toplumsal tanımı, bireylerin öznel değer atıf larından

daha çok bireylerin bir arada bulunmaları, birbirlerinden etkilenmeleri ve ortaya

çıkan değerin toplum tarafından paylaşılmış ve kabul edilmiş olduğunu belirtir.

Değerler, toplumsal olarak neyin doğru olduğu hakkında paylaşılmış düşünce-

lerdir (Kornblum 1994). Ozankaya, değeri toplumsal açıdan söyle tanımlamaktadır:

“nesne ve olayların bir toplum, bir sınıf ya da bir insan bakımından taşıdığı önemi

belirleyen niteliğidir”. Bir diğer deyişle, “bir toplum, bir sınıf ya da insan için önem

taşıyan nesne ve olaylardır” (Hançerlioğlu, 1982). Değerler, kültür ve topluma an-

lam ve önem veren ölçütlerdir (Hitlin vd, 2004). “Değerler, sosyolojide, bireylere,

gruplara, örüntülere, hedeflere ve sosyokültürel nesnelere verilen önem üzerindeki

değerlendirmelere dayanan ölçütlere göre tanımlanabilir. Bu noktadan hareketle,

değer, özel eylemleri ve amaçları yargılamada temel bir standart (ölçüt) sağlayan ve

bir grubun üyelerinin güçlü duygusal bağlılıklarıyla oluşmuş soyut, genelleştirilmiş

davranış prensipleridir” (Theodorson ve Theodorson, 1969). Bu bakış açısına göre

değerler, yalnızca bir grup üyesinin belirli önermeleri kabulü olmayıp, aynı zamanda

her bir üyenin sosyalleşme sürecinde içselleştirmekte olduğu kişisel bağlılıkları ola-

rak da kabul edilmelidir. Çünkü değerler, sosyal normlar içinde daha özgül ve somut

davranışın genelleştirilmiş standartlarını sağlar (MetroPOLL 2002). Parsons’a göre

değerler, toplumsal sistemin yapısal öğelerinden olup, sosyal sistemin örüntü sürdür-

me işlevini yerine getirir.

Değerler insanın tarih ve kültür varlığı olarak kendini gerçekleştirmesi bakı-

mından olduğu kadar, kendisinin ne olduğunu bilmesi ve kendisini soruşturması

bakımından da büyük önem taşır. Değerlerin hem eylem hem de bilme bakımından

insan var oluşunun temeli olduğunu söylemek yerinde olur (Günay, 2003). Bu süreçte

insanlarda var olan değer yargılarına baktığımız zaman insandan insana, toplumdan

Page 32: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

11

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

topluma çağdan çağa değişim göstermektedir (Erkızan, 2003). Değeri bireysel de-

ğerlendirme edimlerinin bir ürünüdür. Nesnelere değer veren, onları değerli, de-

ğersiz kılan yalnızca insandır. Dünyamızda değerli olan ne varsa, kendi içinde bir

değere sahip değildir. Nesnelere değer yükleyen insanlardır (Büyükdüvenci, 2003).

Değerler aynı zamanda öğretilebilir ve öğrenilebilen olgulardır. Günümüzde

eğitim alanında da değerler eğitimi önemsenmekte, değerlerin çocuklara nasıl ak-

tarılacağı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Sevgi, saygı, dürüstlük, paylaşma,

işbirliği, hoşgörü, önyargısız yaklaşma, şiddetten kaçınma... vb. konuları kapsayan

eğitim programları geliştirilmeye başlanmıştır. Bu programlarla amaçlanan, çocuk-

ları bu kavramlarla erken yaşlarda tanıştırmak, kendi akran grubuyla birlikte çeşitli

masal, hikâye ve grup etkinliklerinden de yararlanarak bu kavramlar konusunda

düşündürtmektir. Tabii, bu, daha çok bilişsel süreçlere hitap eden bir yaklaşımdır.

Fakat değerler daha önce de değindiğimiz gibi yaşantıyla öğrenilir. Bu nedenle sa-

dece bu tarz bir eğitimle değerleri öğretmemiz mümkün değildir. Yaşamın içinde

uygulamalara da ihtiyaç vardır (Dökmen, 2002).

Eğitimin ailede başladığı düşünüldüğünde; değer aktarımı konusunda günü-

müz anne-babalarının geçmişteki anne-babalara göre işleri daha zor görülmektedir.

Eskiden toplumun da desteklediği birçok değer, çocuklara yaşantıyla aktarılabilir-

ken, artık sadece yaşantı yeterli olmamakta, anne-babaların bu konuyu bilinçli ola-

rak çocuklarına aktarmaları için çaba sarf etmeleri gerekmektedir. Çünkü çocuğun

üzerindeki tek etken artık sadece aile değildir, sadece okul ya da arkadaş çevresi

de değildir. Toplumsal değerler insan yaşamının önemli bir yanını oluşturur. Bir

değer, belirli bir insan davranışının veya yaşam amacının, bir diğerinden daha üstün

olduğu yönündeki tutarlı ve derin inançtır. Değerler toplumdan topluma ve zaman

içerisinde değişir. Toplumlar değerleri doğrultusunda bazı davranışların sergilen-

mesini takdirle karşılar. Örneğin, sadakat, sevgi, cesaret, dostluk, temizlik, saygı,

dürüstlük, nezaket ve benzeri, önem verilen toplumsal değerlerdir.

Bir toplum değerler kültürünü ailenin, eğitimin, iş yaşa-

mının ve devlet yönetiminin içine koymadıkça gerçek anlam-

da uygar ve çağdaş bir toplum olamaz. Son yıllarda hızla yok

olmaya doğru giden değerlerimizi korumak, çocuklarımıza

daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak anne babaların ve eğitimcilerin temel gö-

revleridir. Çocuklara karakter eğitimi vermek, onlara akademik dersleri öğretmek

kadar önemlidir. Değerlerin okulda öğretilmesi, sağlıklı bir toplum oluşturmak açı-

sından gerekli bir eğitim çalışmasıdır.

Page 33: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

12

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Değer, bir inanç olmak bakımından dünyamızın belli bir kısmıyla ilgili idrak,

duygu ve bilgilerimizin bir terkibi demektir. Ancak değer kavramı, inancın spesifik

bir şekli olmak itibariyle ondan daha da yukarıda bir zihin organizasyonudur. Değer

bir tek inanca değil, bir arada organize olmuş bir grup inanca tekabül eder. Değerler,

belli bir durum ve şartlara bağlı kalmaksızın, arzu edilen, yararlı görülen ve beğeni-

len şeyleri gösteren kıstaslar olarak da tarif edilebilir. Bir varlığın psikolojik, sosyal,

ahlâki veya estetik açıdan taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı davranışlar onun

niteliğini belirtir (Güngör, 1993). Değerler, ideal varlıklar olup ruhsal etkinliğimizin

parçaları, ya da tortuları değildirler. Onlar, tıpkı matematiksel teoremler gibi bizim

ruhumuzda bulunurlar.

Bireylerin ve grupların değerleri hakkında bilgi edinmek, onların tutum ve dav-

ranışları hakkında bilgi sahibi olmamıza olanak verir. Duygusal bir gerilim taşıyan

her hangi bir durumun gerektirdiği davranış yapmak doyum, gerekli bu davranışın

yerine getirilmemesi ise doyumsuzluk doğurur. Bu durumda bireylerin davranışla-

rını ve tutumlarını tahmin edebiliriz. Psikolojik olarak, yiyecek, giyecek, barınak

ve cinsellik gibi temel gereksinimler bizim için değerli olanların başında gelir. Bir

yemek, adamakıllı yenildikten sonra kişi için yine acıkıncaya kadar çok değerli bir

şey olmaktan çıkar. Bu durumda ihtiyaçlar, kişinin sergilemiş olduğu tutum ve dav-

ranışlara yön verir (Şerif, 1985). Şu halde değer kavramının hayatımızdaki maddi

boyutu yanında, sübjektif yani ferdi psikolojilere ve tercihlere bağlı olan bir yönü de

vardır (Kurktan, 2000).

Değerler, toplumdaki insanların ahlaki, dini, estetik v.b. eylemlerini belirleme-

nin yanında insanların yapıp etmeleri ile şekillenmektedir. İnsanlar, bir şeye değer

atfettikleri sürece o şey toplumda değerli olarak tanımlanmaktadır. Bu durum, asır-

lardan beri değerlerin evrensel olduğu, kişiye ve toplumsal şartlara göre değişmeye-

ceği kabulü ile çelişir gibi görülebilir. Ancak toplumsal bağlamda değerler, toplum

ile insanın karşılıklı birbirlerini üretme süreçlerinden etkilenmektedir. Örneğin di-

nin toplumsal hayatın merkezinde olduğu bir toplumda değerlerin kaynağı da din

olacaktır. Dinin toplumsal hayattaki merkezi konumu değişirse, değerler ve değer-

lere ilişkin algı ve yaşama pratiği de değişecektir. Bu duruma bağlı olarak toplumsal

birliğin ve dayanışmanın sağlanmasında öncelikle bir arayış dönemi yaşanacak ve

zamanla başka bazı değerler öne çıkacaktır. Özensel’e göre (2003), sosyal bilimler,

değişmeyen mutlak değerleri incelemez. Bunlar daha çok felsefe, teoloji ve ahlakın

inceleme alanına girer. Bu bağlamda, değerlerin toplumlarda gördükleri işlev, algı-

lanış ve yaşanma biçimleri, sosyal bilimlerin ilgi alanına girmektedir.

Page 34: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

13

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Beklenildiği gibi felsefi düşünce tarihinde “değer”den çok farklı şeyler an-

laşılmıştır. Çünkü değer kavramı, genel ve soyut bir kavramın adı, kullananların

kafasında açıklık kazanmamış olduğundan, sık sık farklı anlamları dile getirmek

için kullanılmakta; dolayısıyla da aynı kavramla farkına varılmadan farklı anlamlar

yüklenmektedir. Değer kavramı felsefede, değerlendirme problemi ve değerler prob-

lemi olarak ortaya çıkar. Çünkü “iyi nedir?”, “güzel nedir?”, “faydalı nedir?”, “doğru

nedir?”, “hangi değer doğrudur?”, “hangi değerin öğretilmesi” gerekir gibi sorular

sormak, değerlendirme aktivitesini belli açılardan problem haline getirmektir (Ku-

çuradi, 1971; Noll, 1997; Germaine, 2001). Bu açıdan bakıldığı zaman değer, bir şeyin

değeridir hep, o şeyin bir çeşit özelliği onun aynı türden şeyler arasındaki yeridir.

İnsanın değeri, insanın diğer varlıklarla ilgisi bakımından özel durumu ve durumun

sonucu olarak sahip olduğu kimi haklardır, onun değerini oluşturandır (Tepe, 2003).

İnsanın en başta gelen özelliklerden birisi de değer var eden bir varlık oluşudur. Bu

özellik insanı, belki de diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliğidir. Çünkü yal-

nızca insan tabiatında değere rastlamak mümkündür. İnsan kendine verilen üstün

düşünme gücüyle tabiattan başka içerisinde yaşayacağı çevrede diğerlerinden fark-

lı bir dünya oluşturur. Yaşama sorunu ile dünyaya gelen tek canlı varlıktır. Diğer

canlılarla, özellikle de kendisine en yakın organizmalarla karşılaştırıldığında insan;

ikili varlık yapısıyla ayrılır. Doğanın mekanik zorunluluğuna uyan mekanik yapısı,

diğer yandan da mekanik yapısına uymayan onu aşan bir varlık yapısı mevcuttur. İn-

san zaman zaman bu ikisinin çatışan bir bütünlüğüdür. Bundan dolayı insan bilmek

zorundadır. Bilgi ise, salt olarak bulunmaz, bir bilgi ortaya koyulduğu zaman onun

doğruluğu, yanlışlığı, geçerli ya da geçersiz oluşu da söz konusu olur. Bu aşama-

da bilginin yaşama girmesi gerekir. Çünkü yaşamla doğrudan ya da dolaylı olarak

ilişkisi olmayan bir bilginin olması mümkün değildir. Bu süreçte de değer kavramı

gündeme gelmektedir. O halde değerler, kültür dünyası içersinde var edilebilirler

ve insanın maddi yapısı ötesinde insanın ruhsal özelliğine de dayanır (Tozlu, 1992;

Erdemli, 2003). Bu bağlamda baktığımızda değer kavramı felsefenin, özellikler de

etiğin en eski ve en temel sorunlarından birisi olmuş, Platon-Aristoteles gibi birçok

filozof değerleri felsefeyle aydınlatmaya çalışmışlardır (Özlem, 2003; Tepe, 2003).

Özelliklede 19. yüzyılın ortalarında etiğin ontolojiden bağımsızlaştırılmasıyla

birlikte bariz bir şekilde değerler teorisinden bahsedilmeye başlanması şüphesiz bir

rastlantı değildir (Çınar, 2006). Etik, biyoloji, psikoloji ve sosyolojideki her hangi

bir konu gibi ele alınmıştır. Her var olan değer bir olguya, her norm bir gerçeğe, her

fikir bir ideolojiye dönüştürülmüştür. Bu durumda filozoflar, insan haysiyetinin ve

varlığın anlamının dayandığı gerçekliklerdeki değer boyutunu sorgulamaya başla-

mışlardır. Dolayısıyla da onlar değerler doktrini olarak isimlendirilen bir yöntem

Page 35: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

14

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

geliştirmişlerdir. Elbette teorik olduğu kadar pratik de olan bu değerler, bir sürekli-

liğe sahiptirler. Değerler kuşkusuz, natüralizmin ifade ettiği gibi, bir varlık düzeni-

ne bağlı değildirler. İyi, güzel ve doğru, varlığın dışında bulunur. Onlar, ‘olgu’ değil,

‘var olan değer’ karakterine sahiptirler (Çınar, 2006).

Felsefi antropolojide bilme, yapıp etme, tavır koyma, inanma vb. niteliklerin

yanı sıra bir “değerler dünyasına sahip olma” da, insanın varlık şartları arasında yer

almaktadır (Küçükalp, 2006). Değerlerle ilgili felsefede farklı şekilde ifade edilse de

felsefe tarihinde, bu konu üzerinde iki ana çizgi üzerinde durulduğu söylenebilir. Bu

çizgilerden birine göre değerler “görelidir”. Dinsel inançlar ve ahlaksal doğrular top-

lumdan topluma, çağdan çağa değişmektedir. Bu durum, değerlerin göreliliğini ifade

etmektedir. Diğer çizgiye göre “değerler” mutlaktır. Her türlü değer, mutlak olarak

doğru ve yanlıştır. Eylemler, insanların kanaatlerinden ya da eğilimlerinden bağım-

sız olarak doğru ya da yanlıştır (Toku, 2003). Değerlerin ahlaksal, estetik, dinsel

vb. olmak üzere çeşitli tiplerin varlığından bahsetmemiz mümkündür. Ama içeriği

farklı olsa da, bütün değerler; insan ürünü olmaları, insan tarafından gerçekleşti-

rilebilmeleri bakımından ortak bir özelliğe sahiptirler (Günay, 2003). Değerler bir

yönüyle de gerçeğin ötesine ulaşma imkânı var ederler. Onlar sayesinde düşüncemiz

daha güçlü bir şekilde fizik gerçekliği ötesine ulaşır (Tozlu, 1992). Değer kavramı,

felsefe tarihinde, öznelci ve nesnelci açılarda çok değişik şekillerde tanımlanmıştır.

Öznelci tanımlar, birey veya toplum açısından yapılmalarına göre kendi içlerinde de

iki grupta toplanabilirler. Nesnelci değer tanımları ise, değerlerin bir gerçeklikleri-

nin bulunmasından yola çıkılarak ifade edilir. Bu gerçeklik, ideal, mutlak ve kutsal

nitelikte olabilir. Bu demektir ki, değerler öznenin kendilerini hissetmesinden veya

bilmesinden bağımsız olarak vardırlar (Özlem, 2003; Tepe, 2003).

Sosyolojik olarak bakıldığında değer kavramı, nesnelerin ve bilinç olgularının

toplum, sınıf ve insan açısından taşıdıkları önemi ifade eden niteliklerdir (Hançerli-

oğlu, 1986). Değerler, içinde bulunduğumuz toplumun sosyokültürel unsurlarına de-

ğer ve anlam katan en önemli ölçütler arasında yer alır. Bundan dolayıdır ki, toplum

içinde bireyler ve bu bireylerin davranış örüntü boyutları sosyolojik çalışmalarının

başlangıç noktasını oluşturur. İçinde bulunduğu toplumun temel kültürel unsurla-

rını göz ardı eden bütün yaklaşımlarda, beraber yaşamakta oldukları toplumsal olay

ve süreçleri açıklamaktan uzak kalacağı ele alınır. (Weber, 1985; Özensel, 2003). Bir

toplumun, kültürün etkisi altında kalan davranışları, o kültürün değerlerini yansıt-

maktadır. Her toplumun kendisine ait kültürü olduğundan, her kültürün kendine

özgü değerleri vardır.

Page 36: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

15

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Değerlerin sosyolojinin konusu olup olamayacağı, sosyoloji tarihinin tartışmalı

meselelerinden birisidir. Pozitivist epistemolojinin etkisi ile on dokuzuncu yüzyılda

olgusal gerçekliğe yönelen klasik sosyologlar, doğa bilimlerini örnek alarak toplum-

sal olguların tıpkı doğada var olan şeyler gibi olduklarını kabul etmişler ve sosyolo-

jinin de doğa bilimlerinin doğal gerçekliği açıklamaya çalıştığı gibi sosyal gerçekliği

açıklayabileceğini savunmuşlardır. Bütün bunlara rağmen, büyük toplumsal deği-

şimlerin ve dönüşümlerin sonucunda ortaya çıkan bunalımları ve sosyal meseleleri

çözme misyonunu taşıyan sosyoloji, toplumsal düzenin sağlanması, geleneksel ve

modern toplumlarda dayanışma konuları ile yakından ilgilenmiştir. Klasik sosyo-

logların ürettikleri eserlerde de dikkat çeken bu ilgi, yakın dönem sosyologlarını

değerleri önemsemeye ve araştırmaya sevk etmiştir.

Bir eylemin yapıldığı koşullar içinde başka olanakları bakımından özelliği,

onun değeridir. Bir eylemin değerliliği, o eylemin insan için ifade ettiği anlam ola-

rak karşımıza çıkar (Kuçuradi, 1999). Ancak değerlerin sosyolojik bir yönü de var-

dır. Çünkü kendisine, kendisi dışındaki sosyal ve doğal çevreye anlam veren/yük-

leyen bir varlık olarak insan, söz konusu anlam yükleme potansiyelinin bir yönünü

toplumsallığından almaktadır. Tarih boyunca değerler, iyiye ve kötüye kaynaklık

etmeleri bağlamında toplumsal düzenin temeli olan hukukun, örflerin ve törenin

de belirleyicisi konumunda olmuşlardır. Nurettin Topçu (2005), iyi ile kötüyü ayırt

etmede ferdin vicdanı rol oynadığı gibi bunda toplumun da payı olduğunu ve insanın

davranışlarının değerini araştırırken, vicdanına olduğu kadar topluma da çevrilmek

zorunda olduğunu savunur. Böylece toplumların değişmeleri, bazen değerlerin al-

gılanışının ve anlamlarının da değişmesine yol açmıştır. Bir dönemde kötü olarak

kabul edilen şeyler, bir başka dönemde iyi ve yapılması gerekenler arasında yer ala-

bilmiştir. Bu konuda özellikle bütün dünyayı etkilemesi açısından modernleşme öne

çıkan ve özellikle dikkat çeken bir süreçtir. Öncelikle Batı Avrupa’da başlayan, daha

sonra bütün dünyayı etkisi altına alan modernleşme ile birlikte, büyük toplumsal

dönüşümler yaşanmıştır. Bu dönüşümlerden aile, siyaset, ekonomi, hukuk, din gibi

temel toplumsal kurumlar da etkilenmiştir. Bu etkilenme ve dönüşüm, başlı başına

bir sosyal ahlak ve değerler dönüşümü olarak yorumlanabilir. Nitekim Alman sos-

yolog Max Weber, kapitalizmin Batı Avrupa’da ortaya çıkması sürecini açıklarken

Protestanlığa ve Püriten ahlaka vurgu yapmıştır. Weber’in kapitalizmin ortaya çı-

kışı ve modernleşme ile ilgili tezi, Avrupa’da sosyal ahlakın ve değerlerin dönüşü-

mü üzerine kurulmuştur. Modernleşmeyi, Avrupa’dan farklı yaşayan toplumlarda

da söz konusu değişimin değerler üzerinden gerçekleştiği söylenebilir. Bu süreçte

eskinin ya da geleneğin belirleyici hükümleri, iyileri, kötüleri, doğruları, yanlışla-

rı değişmiştir. Bir dönem önce olumlu kabul edilen, değer atfedilen eylemler, yeni

Page 37: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

16

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

dönemde değiştirilmesi istenen, ötelenen eylemler haline gelebilmiştir. Toplumsal

düzenin yeniden inşa edilmesi, yeni değerlerin yeni nesillere aktarılması yoluyla de-

vam etmiştir.

İnsanların birbirleri ile kurdukları sosyal ilişkiler

üzerine kurulan toplumsal hayatta değerlerin çok önemli

işlevleri vardır. Başka bir deyişle değerler toplumsal haya-

tın işleyişinde çok önemli bir yere sahiptir. Toku’ya göre

(2002), sosyolojik olarak değerler, toplumsal hayatı müm-

kün kılmakta ve toplumun üyeleri tarafından paylaşılmak

tadır. Değerler ile ilgili bu tespit, değerlerin toplumsal ha-yattaki rolleri dolayısıyla

nesnelliğine göndermede bulunmaktadır. İnsanlar, değerlendirmede bulunan varlık-

lar olarak toplumlarının, ait oldukları kültürlerinin değerlerini göz önünde bulun-

durarak eylemde bulunurlar. Değerleri göz önünde bulundurarak eylemde bulunma,

ödüle ulaşma, takdir görme gibi istekler temelinde gerçekleşebileceği gibi, aynı şe-

kilde kınanma ve dışlanmadan çekinme şeklinde de gerçekleşebilir. Ancak neticede

değerlerin insanların dışında bir belirleyici yapısının var olduğu söylenebilir.

Sosyolojik açıdan değer ile ilgili olarak Özlem (2002), toplum açısından değe-

rin, bir sosyal grubun veya toplumun bütünün kendi varlık, birlik, işleyiş ve deva-

mını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından uygun ve gerekli

oldukları kabul edilen, aynı üyelerin ortak duygu, düşünce, amaç ve çıkarlarını yan-

sıtan, genelleştirilmiş ilke ve inançlar olduğunu belirtir. Toplum açısından değerin

bir diğer yönü ise grupların veya toplumların arzu edileni ve edilmeyeni, beğenileni

veya beğenilmeyeni, doğru olanı ve doğru olmayanı belirleyen temel standart ya da

standartları olmasıdır. Böylelikle toplum, değerler yoluyla insanlara eylemleri için

standartlar sağlamakta ve toplumsal hayatı mümkün kılmaktadır.

Değerler toplumdan topluma değişiklik gösterebileceği gibi, bazı değerler bazı

toplumlarca ortak olarak da benimsenebilir. Bunun yanı sıra, her bireyin farklı değer

yargıları olabilir (Aydın, 1994). Değerler, zorunlu olsa da olmasa da bütün insan

eylemlerini ve özellikle de ahlaki eylemlerini belirleyen temel unsurlar arasında yer

alır (Ural, 1999; Gündüz, 2005). Bu ifadeler doğrultusunda bakıldığında değer kav-

ramının sosyokültürel anlamda toplumları ve toplumları meydana getiren insanların

davranış örüntülerini de etkilediği görülmektedir.

Bir kişi ya da toplum için yararı olan her şey bir değer olarak düşünülmektedir

ve arzu edilen değil arzu edilebilir olanı içermektedir (Silah 2000). D eğerler, insa-

nın kendi yaşamındaki farklı etmenlere verdiği önemdir (Pehlivan Aydın, 2002).

Dürüstlük, erdemlilik, adalet, insana olan saygı, dostluk, sevgi değerleri insandan

Page 38: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

17

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

insana farklılık göstermektedir. Bunun için, her insan kendi değeri ile yaşar ve de-

ğer kavramına atfettiği önem farklıdır (Kılavuz, 2003). Bir değeri “yüksek” kılan,

onun birey için bireyin ihtiyaçlarını karşılama oranıdır. Çünkü değerlerin sırası veya

hiyerarşisi bireyin hayatını geliştirmeye, zenginleştirmeye, canlandırmaya katkıları

oranında değişmektedir. Nietzsche değeri, bir canlının kendi ‘ben’inin ve varlık ko-

şullarının gereksinmelerine bağlı olarak ortaya koyduğu tercih olarak tanımlamak-

tadır (Larousse, 1990).

Toplumbilimsel anlamda değer, nesne ve olayların toplumca önem taşıma ora-

nıdır. Ekonomik, ideolojik, töre, manevi olarak insan ihtiyaçlarını karşılayan değer

toplumsal bir olgudur (Hançerlioğlu, 1982). Değerler kültür ve topluma anlam veren

ölçütler olup, insanların çoğunluğu tarafından üzerinde uzlaşılan ve paylaşılan ger-

çek davranış standartlarıdır. Değerlerin işlevsel nitelikleri sosyal psikologlar tarafın-

dan değerlerin kalıcı olduğu, onun bir inanç olduğu, bir davranış biçimi olduğu ve

kişisel-sosyal bir tercih olduğu şeklinde gruplandırılmıştır (Silah, 2000). De ğerler;

sosyal olaylar karşısında bir takım pozisyonlar almamızı sağlarken, belirgin bir po-

litik veya dinsel ideolojiyi diğerine tercih etmemizi sağlamaktadır. Böylelikle kendi-

mizi başkalarına göstermemize yardım eder. Değerler aynı zamanda değerlendirme

yapmamızı ve yargıya varmamızı sağlar. Bize, psikoanalitik anlamda inançların, tu-

tumların ve eylemlerin rasyonalize edilmesini gösteren standartlardır (Silah, 2000).

Ö zlem’e göre (2002: 283), toplum açısından değer, bir sosyal grubun veya top-

lumun bütünün kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için

üyelerinin çoğunluğu tarafından uygun ve gerekli oldukları kabul edilen, aynı üye-

lerin ortak duygu, düşünce, amaç ve çıkarlarını yansıtan, genelleştirilmiş ilke ve

inançlardır. Toplum açısından değerin bir diğer yönü ise grupların veya toplumların

arzu edileni ve edilmeyeni, beğenileni veya beğenilmeyeni, doğru olanı ve doğru

olmayanı belirleyen temel standart ya da standartları olmasıdır.

Genel olarak değerlerin çeşitlerini bir arada şu şekilde gruplandırmak müm-

kündür (Özlem, 2002)

1. Hazcı (hedonist) değerler (olumlu: haz, olumsuz: acı),

2. Bilgisel değerler ya da bilgi değerleri (olumlu: doğru, olumsuz: yanlış),

3. Ahlaksal değerler (olumlu: iyi, olumsuz: kötü),

4. Estetik değerler (olumlu: güzel, olumsuz: çirkin),

5. Dinsel değerler (olumlu: sevap, olumsuz: günah).

Değerler, toplumdaki insanların ahlaki, dini, estetik v.b. eylemlerini belirleme-

nin yanında insanların yapıp etmeleri ile şekillenmektedir. İnsanlar, bir şeye değer

Page 39: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

18

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

atfettikleri sürece o şey toplumda değerli olarak tanımlanmaktadır. Bu durum, asır-

lardan beri değerlerin evrensel olduğu, kişiye ve toplumsal şartlara göre değişmeye-

ceği kabulü ile çelişir gibi görülebilir. Ancak toplumsal bağlamda değerler, toplum

ile insanın karşılıklı birbirlerini üretme süreçlerinden etkilenmektedir. Örneğin di-

nin toplumsal hayatın merkezinde olduğu bir toplumda değerlerin kaynağı da din

olacaktır. Dinin toplumsal hayattaki merkezi konumu değişirse, değerler ve değer-

lere ilişkin algı ve yaşama pratiği de değişecektir. Bu duruma bağlı olarak toplumsal

birliğin ve dayanışmanın sağlanmasında öncelikle bir arayış dönemi yaşanacak ve

zamanla başka bazı değerler öne çıkacaktır.

Değerlerin boyutları da değerleri anlaşılmasında önemlidirler. Sosyokültürel bir

değer temelde seçici oryantasyonun standardıdır. Yani bu bağlamda değer, bilinçli

ve amaçlı davranışın genel kriterdir. Bir başka deyişle değer, eylemlerde bulunan

bir kişinin kabul edilebilir arzu ve istekleri için bir referans noktası olarak görevini

yerine getirir. Değerler, bir kültür içinde şekillenir ve aynı zamanda kültür üzerin-

de yönlendirici olarak etki eder. Bunu başka bir şekilde ifade edilecek olursa; bir

kültürün gelişme süreci içinde değerler bir şekil almaktadır. Değerler insanlarla öz-

deşleşmiştir. Yani sosyalleşme sürecinde değerler kişiler tarafından öğrenilmekte ve

üstlenilmektedir. Kısacası, kişinin kişilik yapısına entegre olmaktadır. Bunun doğal

bir sonucu olarak değerler kişinin şahsiyetinin bir parçası olarak görülmektedir. De-

ğerler, bireyin hem zihinsel hem de duygusal yönünü yansıtan ifadelerdir (Gökçe,

1994).

Yukarıdaki boyutlarına bakacak olursak değer, bir insanın sahip olduğu değer-

ler sisteminin bir parçasıdır. Değerler birbirinden bağımsız değildirler. Değerlerin

davranışları düzenleyici bir fonksiyonu olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bir diğer an-

latımla, ekonomik, siyasi ya da toplumsal bir probleme getirilen makro düzeydeki

yapısal değişkenlere göre ayarlanmış bir model önerisi, bu modelin objesi olan top-

lumsal kişilerin rasyonel tercihlerinin hangi kültürel bağlamda ortaya konulduğunu

göstermeyecektir. Bir olgunun içinde yer aldığı kültürel çerçeve ve bu çerçevedeki

inançlar, değerler, normlar ve tutumlar anlaşılmadan sadece makro düzeyde yapısal

değişkenlerle yapılan açıklamalar yeterli hatta mümkün de olamayacaktır (Weber,

1985; Özensel, 2003).

Dünyada meydana gelen değişime paralel olarak değerler dünyasının değişme-

si ve bu değişimin toplumsal ölçekte değer bunalımı oluşturulması kaçınılmaz bir

sonuçtur. Değişen koşulların beraberinde getirdiği yaşam biçim koşullarına uyar-

lanırken bazı değerler de işlevlerini yitirmektedir. Bu değer bunalımının aşılması

yeni değerler sisteminin oluşturulmasıyla üstesinden gelinir. Böylece meydana gelen

Page 40: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

19

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

değişim, kendi değer yargılarını da oluşturarak gelişime dönüşecektir. Aksi halde,

meydan gelen değişim dönemlerinde, yeni olaylar ve olgular karşısında yeni değerler

oluşturmayan veya var olan değerlerini değişen dünyaya göre düzenlemeyen toplum-

ların yıkılışı kaçınılmazdır (Poyraz, 2006; Sevinç, 2006).

Değerler sistemi insanlardan neyin istendiğini insanlara neyi yasakladığını; ne-

yin ödüllendirilip neyin yasaklandığını belirler. Böylelikle bir takım sonuçlara yol

açarlar (Gündüz, 2005). Bu sonuçlar, sosyal değerlerin aşağıdaki genel işlevlerini

belirler (Fichter, 1990).

1. Değerler, bireylerin ve birlikteliklerin sosyal değerinin yargılanmasında hazır

birer araç olarak kullanırlar.

2. Değerler, bireylerin dikkatini yararlı ve önemli olarak görülen maddi kültür

nesneleri üzerinde yoğunlaştırırlar.

3. Her toplumda ideal düşünme ve davranma yolları, değerler tarafından işaret

edilir.

4. Değerler, bireyin sosyal rollerini seçmesine ve gerçekleştirmesine rehberlik

eder.

5. Değerler, sosyal kontrol ve baskının araçlarıdır.

6. Değerler, dayanışma aracı olarak da işlevde bulunur.

1.4.3. Değerlerin Sınıflandırılması

Değerler, geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarda değerleri türlerine göre hiye-

rarşik olarak gruplandırılarak incelenmiştir. Allport, Vernon ve Lidzey (1960), çalış-

malarında değerleri; estetik, bilimsel, ekonomik, siyasi, sosyal ve dini değerler olmak

üzere altı temel kategoride incelemişlerdir (Topçuoğlu, 1999).

Değerleri ayrıca temel ve aracı değerler olarak sınıf landırdığımız gibi, bu değer-

ler de kendi aralarında bazı hususiyetlerine göre sınıf landırılabilir. Temel değerler

şahsi ve sosyal değerler olarak ikiye ayrılırlar. Temel değerleri sınıf landırmada esas;

değerlerin şahsa dönük veya topluma dönük olması ya da şahsa özgü veya şahıslar

arası olmasıdır. Mesela iç huzur, selamet gibi değerler şahsa özgüyken, barış içinde

bir dünya, kardeşlik gibi nihai durumlar şahıslar arası bir nitelik taşırlar. Diğer bir

şekilde Güngör (1993) değerleri altı kategoride toplamıştır. Bu kategorileri; estetik,

teorik, iktisadi, siyasi, sosyal ve dini değerler olarak sınıf landırmamız mümkündür.

Ahlâki değerleri de ahlâki değerler ve beceri değerleri olarak ikiye ayırabili-

riz. Ahlâki değerler davranış tarzlarına ait olup hedef olan durumları ihtiva etmez.

Page 41: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

20

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Bu değerler, aracı değerlerin belirli türlerini kapsar. Kişiler arası bir niteliğe sahip

olan ahlâki değerler, yanlış yapmaktan dolayı insanda suçluluk duygusuna yol açar.

Dürüstlük, kibarlık, sorumluluk sahibi olmak gibi değerler ahlaki değerlere örnek

olarak verilebilir.

Ahlâki değerler insanın değer sisteminde apayrı bir bölüm teşkil etmiyor. Başka

cinsten değerler ahlâk değerleriyle sıkı bir münasebet halindedir ve bunlar da birer

ahlâki değerler görünümü alabilir. Mesela başkalarının görüşlerine saygı duymak

hem ilmin hem de ahlâkın gereğidir. Fakat bu yakınlığa bakarak mesela ilmin, siya-

setin, birer ahlâk sistemi olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu sıkı münasebeti başka bir

şekilde daha doğru kavramlaştırmak da mümkündür; nitekim günlük hayatımızda

biz bunu daima yapıyoruz. İnsan faaliyetinin her sahası -ilim, sanat, din, siyaset

v.s- genel ahlâka uyumlu, fakat özel durumlar gösteren ahlâki prensipler ihtiva eder

(Güngör, 1993).

Değerler, ayrıca grup ölçekli değerler ve bireysel değerler olarak da tasnif edi-

lebilir (Özensel, 2005). Buna göre grup ölçekli değer grup yapısının bir parçasıdır.

Grup içerisindeki kurallar ve normlar grubun değerlerini teşkil ederler. Genel olarak

paylaşılan değerler grup dinamiğinin özünü oluştururlar ve grubun içsel bağlılaşı-

mını kuvvetlendirirler. Bu değerler, bu düzeyde neyin gerçek neyin iyi ve olması

gereken olduğunu bize dile getirirler (Özensel, 2003). Değerler ister sosyal isterse

bireysel olarak sınıf landırılsın insanların yaşamlarını doğrudan ya da dolaylı olarak

etkilemektedirler.

Değerler bir sıra düzeni içindedir ama değerin yüksek yerde olması onun daha

iyi olduğunu göstermez. Bireylerin yaşamında yol gösteren prensipler olan değerler

bireyle ve gruplar arasında değişkenlik gösterebilir. Bir değer, eylem ve davranış bi-

çimleri arasında seçim yapmamıza yardım eden bir davranış standardıdır. Kişinin

davranışı nedeniyle toplumun ona verdiği ödül veya cezalar kişilerin davranışlarını

değerlendirme tarzı ile yakından ilgilidir. Dayanışma araçları olarak da işlevde bu-

lunan değerler, toplumda ortak değerlerin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Böylelikle

kişinin sosyal rollerini seçmelerinde ve gerçekleştirmelerinde rehberlik etmektedir

(Me ngüşoğlu, 1971). Ortak değerler sistemi toplumsal bütünleşmeye katkıda bulu-

nurken toplumsal düzenin garantisi haline gelmektedir. Değer sistemleri üst, eşit ve

alt düzeyler olarak hiyerarşi oluşturduğundan değerler tek başına değil bir başka de-

ğere bağlı olarak hayatiyet gösterir. Değerlerin öğrenilmesi çocukluktan başlamakta,

çocuğun büyümesi ile birlikte değerler de artış göstermekte zamanla çocuğun bu

değerlerden hangisinin önemli ya da önemsiz olduğunu ayırmayı başardığı belir-

tilmektedir.

Page 42: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

21

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

1 .4.4. Aile ve Değerler

Toplumsal kurum, belli başlı toplumsal ilgi alanlarını

içine alan davranış kalıpları, halk yordamı, töre ve bir tür

‘üst görenek’ olarak görülebilir. Bu çerçevede toplumsal

kurum, bir toplumun temel kaygıları ve faaliyetlerini dü-

zenleyen ve toplumsal ihtiyaçlarını (düzen, inanç ve üreme

v.s) karşılayan tüm yapısal bileşenlerini karşılamaktadır

(Marshall, 1999). Aile, tarih boyunca her toplumda varlı-

ğını devam ettirmiş en önemli toplumsal kurumlardan bi-

risidir. Genel olarak aile, nüfusu yenileme, milli kültürü taşıma, çocukları sosyal-

leştirme, ekonomik, biyolojik ve psikolojik tatmin işlevlerinin yerine getirildiği bir

kurumdur” (Aydın, 2000). Bir toplumun varlığını devam ettirebilmesi, çocukların

toplumun inanç ve değerleri doğrultusunda yetiştirilmesine doğrudan bağlı olduğu

için aile toplumlar için en önemli rollerden birisini yerine getiren bir kurumdur.

Pek çok sosyal bilimci ailenin en temel toplumsal kurumlardan birisi olması-

nın yanında toplumu yansıtan bir sosyal birim olduğu konusunda da hemfikirdir.

Ailenin işlevi, niteliği ve üyelerinin sayısı gibi unsurlar toplumdan topluma değiş-

mektedir. Bu durumun bir sonucu olarak ailenin toplumdaki etkinliği ve algılanışı

da değişmektedir. Çin gibi bazı Doğu toplumlarında toplumun temel kurumu da

ailedir. Doğu toplumlarına göre daha bireyselleşmiş olan Batı Avrupa toplumların-

da ise ailenin eski etkinliğinin var olduğu söylenemez. Bir toplumsal kurumun di-

ğer toplumsal kurumlar ile ilişkilerinin önemi göz önünde bulundurulursa, İslam’ın,

Budizm’in ya da Katolikliğin hâkim olduğu toplumlarda ailenin diğer toplumlara

göre daha güçlü ve önemli bir kurum olduğu söylenebilir.

Toplumların farklılıkları dolayısıyla, toplumların alt birimleri olan kurumlar

da farklı şekillerde var olurlar. Buna bağlı olarak da aile ve evlilik kurumları, farklı

toplumsal yapılarda nicelik ve nitelik olarak değişik şekillerde ortaya çıkar. Tarih

boyunca bazı toplumlarda o toplumların şartlarına göre çekirdek aile tipi yaygınken,

başka toplumlarda geniş ya da kök aile tipi yaygın olmuştur. Benzer şekilde evlilik

türleri ve evlilik-aile ilişkileri de toplumdan topluma farklılık göstermiştir. Gelenek-

sel toplumlarda evliliğin şekliyle ilgili olarak, çoğunlukla ailenin büyüklerinin evle-

necek gençler adına karar verdiği; modernleşme ile birlikte ise bu durumun değişe-

rek bireylerin kendi kararları ve tercihleri ile evlenmelerinin daha yaygın bir evlenme

şekli olduğuna ilişkin görüş genellikle kabul edilir (Akın ve Aydemir, 2007).

Ülkemizde sanayileşme ve şehirleşmeye paralel Türk aile yapısında bazı deği-

şiklikler yaşanmıştır. Özellikle şehirlerimizde çekirdek aile yapısı hızla çoğalmıştır.

Page 43: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

22

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Aile ocağında toplum kültürünün çeşitli unsur ve şekilleri işlenerek çocuklara

aktarılır. Bu şekilde aile ocağında sosyalleşmeye başlayan çocuk, toplumda kültü-

rün en küçük taşıyıcısıdır. Ayrıca “kültürün en küçük taşıyıcısı ferttir” (Bilgiseven,

1989).

Ailede köklere bağlılık önem taşır bu bağlığın gereği olan karşılıklı sevgi üstün

bir değerdir. Türk ailesi büyüğe saygının yanında düşküne, fakire, kimsesize, gari-

be, yolcuya, büyük yardım ve ilgi gösterir. Ayrıca Türk ailesinde gelen misafiri en

iyi şekilde ağırlamak saygı göstermek ve misafiri memnun bir şekilde uğurlamak

önemlidir. Türk aile ahlakında yardımlaşma ve dayanışma da önemlidir. Aileler ve

akrabalar tüm acı ve tatlı günlerinde birbirlerinin yanındadırlar.

1.4.5. Toplumsallaşma: Değerlerin Aktarılması Süreci

İnsanın toplumsal hayata dahil olarak toplumun üyesi

haline gelme süreci olan toplumsallaşma, aynı zamanda

toplumsal değerlerin içselleştirilmesi ve öğrenilmesidir.

Toplumsallaşma, “doğumla başlayan, çocuk yetiştirme,

eğitme, kişinin ait olduğu grup ya da topluluk yoluyla

toplumsal tutumların, değerlerin, alışkanlıkların, örnek

davranışların ve bilgi birikiminin aktarılması sürecidir”

(Colman, 2003). Değerler ilk olarak ailede benimsenir ve

öğrenilir. Topçu’ya göre (2005), aile bir ahlak mektebidir ve bu mektep, karşılıklı

ödevlere sahip insanlar tarafından oluşmuş bir sosyal gruptur. Güngör’e göre (1995),

“ailenin bilhassa karakter terbiyesi bakımından bütün diğer eğitim kaynaklarından

daha önemli olduğu rahatça söylenebilir. Çocuk, kendisini hayata intibak ettirici

davranışları küçük yaşlarında öğrenir ve bu öğrenmeler kolay sökülüp atılamayacak

kadar derin bir şekilde yerleşir. Şu halde, ailenin çocuk terbiyesindeki rolü sadece

ona bilmediği şeyleri öğretmekten ibaret kalmıyor. İleriki hayatı bakımından en

uygun şeyleri öğretmek de aileye düşüyor”.

Toplumsallaşma yoluyla benimsenen değerler, toplumsal hayatın devamlılığı

açısından da çok önemlidir. “Değerler, bir grup üyesinin belirli önermeleri kabulü

olmayıp aynı zamanda her bir üyenin toplumsallaşma sürecinde içselleştirmekte ol-

duğu kişisel bağlılıkları olarak da kabul edilmelidir. Çünkü değerler, sosyal normlar

içinde daha özgül ve somut davranışın genelleştirilmiş standartlarını sağlar” (Top-

çuoğlu, 1999). Sadece çocukluk dönemine değil, toplumsal hayatın bütününe bakıl-

dığında toplumsallaşma, belli değerlerin yaşanması ve bazen de başkaları (ötekiler)

Page 44: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

23

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

için değer olan şeylerden uzak durulması şeklinde tecrübe edilebilir. Kişi için ha-

yatın bazı dönemlerinde benimsediği ilke ve değerler başka bir dönemde değersiz

olabilir.

Güngör’e göre (1998), “değerlerin öğrenilmesi daha ziyade rol öğrenilmesi şek-

linde bir sosyal öğrenmedir. Herkesin toplum içinde bir mevkii (kız, erkek, memur,

tüccar, evli, dul, genç vs.) ve bu mevki için toplumun uygun gördüğü rolleri vardır.

Şu halde biz bulunduğumuz her mevkide o mevkideki insanların neler yapması, ne-

ler düşünmesi, nelere değer vermesi vs. gerektiği hakkında fikirlere sahip oluruz. Bir

erkek olarak cesaret, azim ve sebat, soğukkanlılık gibi vasıf lar bizim değer verdiği-

miz şeyler olur; bir genç kız iffetli kalmanın büyük bir değer olduğunu öğrenir, vs.

Bu değerler arkalarında toplumun desteği bulundukça bizde kuvvetle yer eder, fakat

bu destek zayıf layınca değişmeye veya dejenere olmaya müsaittir”.

1.4.6. Toplumsallaşma Nedir?

İnsan, dünyaya geldiği anda bir ailenin, akrabalık ilişkilerinin, bu ilişkilerinin

temelini oluşturan bir dilin ve kültürün; en genelde de bir toplumun ve milletin içi-

ne doğmaktadır. “O, sosyalliğe doğru bir yatkınlıkla doğmakta ve toplumun üyesi

haline gelmektedir” (Berger ve Luckmann, 2008).

İnsan gelişimi, biyolojik ve sosyopsikolojik boyutları da olan karmaşık ve çok

yönlü bir süreçtir. Psikolog Kağıtçıbaşı’nın deyimiyle “insan gelişimi, biyolojik ol-

gunlaşma ve toplumsallaşma süreçleri ile devam etmektedir” (Kağıtçıbaşı, 2000). Bir

yandan çevresiyle ilişkiye giren, diğer yandan biyolojik olarak gelişen insan organiz-

ması, karşılıklı ilişkilerle “insan haline gelme”ktedir (becoming man) ve söz konusu

çevre hem doğal hem de insani bir çevredir (Berger ve Luckmann, 2008). Başka bir

ifade ile toplumsallaşma, insan yavrusunun biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp top-

lumun bir üyesi haline gelmesidir. Bu süreç, toplumda ondan önce var olan kuralları

öğrenmesi, değer ve inançları benimsemesi ile gerçekleşmektedir (Aziz, 1982). Top-

lumsallaşmanın özü öğrenmedir.

Kişinin çevresindekilerle arasındaki etkileşimi süreci olan ve kişide sosyal dav-

ranış örüntülerinin kabulü ile sonuçlanan toplumsallaşma/sosyalleşme/sosyalizas-

yon (Fichter, 2002), bir toplumdaki insanların gerek toplumun norm ve değerlerini

içselleştirerek, gerekse toplumsal rollerini (işçi, arkadaş, yurttaş vb. olarak) yerine

getirmeyi öğrenerek, toplum üyeleri haline gelmeleri sürecidir (Marshall, 1999). Sos-

yolojideki genel kullanımında toplumsallaşma, insanın doğumuyla başlayan gelişim

sürecinde anne-baba, arkadaşlar, okul gibi toplumsallaşma aracıları rolü ile bireyin

sosyal rollerini kazanması süreci olarak kabul edilmiştir (Rapley ve Hansen, 2006).

Page 45: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

24

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Amerikalı sosyolog Talcott Parsons, toplumun devamlılığını sağlaması ve top-

lumu sürekli üretmesi dolayısıyla toplumsallaşmanın bütün toplumlarda var olan

zorunlu bir süreç olduğuna dikkat çekerek toplumsallaşmanın evrensel bir işlev ol-

duğunu savunmuştur. Topluma yeni dahil olanların “barbarca istilası” her toplum

için hassas bir duruma işaret eder (Parsons, 2005). Toplumsallaşma, toplumda nasıl

yaşayacaklarının bilgisine sahip olmayan “barbarlar”a nasıl yaşanacağını öğreterek

onları terbiye etmekte ve toplumsal düzeni sağlamaktadır.

İnsanlar için toplumun üyesi haline gelmek, toplumdaki yer ve rollerini öğren-

meleri demektir. Örneğin cinsiyet rolleri, erkek ve kız çocuklar için anne ve babanın

farklı rol modelleri olarak görülmesi yoluyla gelişmektedir. Çocukların cinsiyet rol-

lerine uygun davranışları öncelikle aile içinde pekiştirilmekte; uygun olmayan dav-

ranışları ise uyarılar ve bazen cezalar yoluyla engellenmeye çalışılmaktadır. Onay-

lama ve uyarma davranışları öncelikle aile içinde gerçekleşse de söz konusu rollerin

benimsenmesinde diğer toplumsal kurumlar ve kişiler de etkin rol alabilirler.

Toplumsallaşma konusunda 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısında yapılan çalışma-

larda süreç, edilgen/pasif çocuğu yapılandıran tek yönlü bir etki olarak kavramlaş-

tırılmıştır (Kağıtçıbaşı, 2000). Bu görüşü savunanlara göre, süreçte toplumsallaşan

tamamen pasif ve edilgendir. Etkin olan unsurlar ise tamamen toplumsallaşanın

dışındadır. Ancak toplumsallaşmanın en erken dönemlerinde, bebeklik ve çocuk-

luk çağlarında bile bireyin tamamen edilgen/pasif ve her şeyinin ebeveynlerce ya

da diğer kişiler tarafından belirlendiğini iddia etmek, eksik bir açıklama olacaktır.

Berger ve Luckmann’a göre (2008), her ne kadar oyunun kurallarını yetişkinler koysa

da çocuk, toplumsallaşma sürecinin pasif bir alıcısı konumuna indirgenemez. Yeni

doğmuş bir bebeğin bile, kendisinin bakımından sorumlu olanların davranışını et-

kileyecek gereksinimleri ya da istekleri vardır: çocuk en başından etkin bir varlıktır”

(Giddens, 2000). Toplumsallaşma karşılıklı iletişim ile mümkündür.

İnsan ne sadece kalıtsallık ne de sadece kendisine dışarıdan etki eden çevresel

koşullar yoluyla toplumsal bir varlık haline gelmektedir. Güngör’ün de tespit ettiği

üzere her iki temel etken de toplumsallaşma sürecinin etkili unsurları olmalarına

rağmen çevresel koşullar insan kalıtsallığı üzerinde etkide bulunurken kalıtsallık

da çevresel etkenleri yorumlamakta ve kendine has bir tarz oluşturmaktadır (Gün-

gör, 1995). Yapısal olarak insan, sosyal çevresinden gelen etkileri yorumlayabilecek

kapasitede bir varlıktır. Eğer bu özelliğe sahip olmasaydı, insanın özgünlüğünden

ve yaratıcılığından da bahsedilemezdi ki bu özellikler de onu diğer canlılardan ayır-

maktadır (Akın, 2009).

Page 46: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

25

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Toplumsallaşma, karşılıklı etkilere açık bir gelişim ve öğrenme süreci olarak da

kabul edilebilir. Toplumsallaşma, bireyin fizyolojik olgunlaşmasının yanında biliş-

sel, ahlaki, benlik ve sosyal benlik gelişimi ile de doğrudan ilgili bir süreçtir (Coser,

ve diğ., 1983). Böylece toplumsallaşma, pek çok farklı yönüyle bir kişilik ve kimlik

gelişimidir. Bu çok yönlü gelişme ve içselleştirme sürecinde insanlar normları, de-

ğerleri, inançları benimsemekte ve böylece hem toplumun üyesi haline gelerek kendi

toplumsallıklarını hem de genel olarak toplumu yeniden üretmektedirler.

1.4.7. Aile Yapısı ve Aile Değerleri

Toplumsalın temel dinamiklerinden ve bileşenlerinden en küçük grup olan aile,

birey sayısı ve işlevleri ile geçmişten günümüze değişerek her dönem de yeni bir form

ve işlev kazanmıştır. Fakat insanlık tarihinde başlangıçtan itibaren bir toplumsal

yapı olarak varlığını sürdürmüştür. Zamanla niceliğindeki değişikliklere rağmen

temelde erkek, kadın ve çocuklar bu yapının her şeklinde yer almıştır. Özellikle

geleneksel toplumlarda mevcudiyeti daha kalabalık bir grup olarak akrabalık iliş-

kilerinin daha yoğun ve birliktelik arz ettiği bir yapı olmuştur. Modern toplumlara

gelindiğinde üye sayısı ve işlevsel özelliklerinde değişiklikler olmuş, çekirdek bir hal

almış, fakat varlığını sürdürmüştür. Bu birlikteliğin bir yönü ile toplumsalın devamı

için gerekli olmasından dolayı, ailede yaşanan çözülmeler veya yapı değişiklikleri

kendini genel anlamda toplumun değişiminde göstermiştir.

Aile, işlevleri bakımından çeşitli şekillerde tanımlanabilir, fakat genel bir ta-

nımlama yapacak olursak eğer; aralarında kan bağı ve akrabalık bulunan kadın,

erkek, çocuklar ve yakın akrabalardan oluşan toplumun en küçük sosyoekonomik

birimi şeklinde tanımlayabiliriz. Bu tanımlamada ailenin soyun devamını sağlayı-

cı işlevine gönderme yapılmıştır. Ailenin kültürel ve toplumsal kodları taşıyıcı ve

aktarıcı işlevi, toplumsal yapının temel bileşenlerinden olması, çocuğun ilk ve en

önemli toplumsallaşma yeri olması sebebiyle ailenin toplumsallığından, sosyolojisin-

den bahsedebiliriz. Toplumsallaşma ile kişinin bilinçaltına, tutum ve davranışlarına,

gündelik hayatında süre giden alışkanlıklarına toplumdaki hâkim değer yargıları ve

davranış kalıpları yerleştirilir. Böylece aile ortamında yetişen bireyler toplumsal ya-

şama hazırlanmış ve diğer insanlardan farklı ve sapkın davranışları benimsememiş

olur. Bu da ailenin toplumsallığına işaret eder.

Toplumsallığının yanında aile, ekonomik bir birim olarak da tanımlanabilir.

Aile, geleneksel (kır ailesinde kadın ve çocuklar çalışabilmekte bu nedenle modern

dönemde ev ile işyerinin ayrılmış olması belirleyici bir unsur olmuştur) aile tiple-

rinde görülen üretici vasfını modern dönemlerde erkekten sonra kadının ve hatta

Page 47: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

26

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

çocukların da çalışması neticesinde (aile için üretmek değil ama para kazanmak adı-

na) aile dışı işlerde çalışarak sürdürmektedir. Aynı zamanda aile tüketici olarak da

ekonomik bir birimdir. Üretme ve tüketme eylemi ailenin dini, ahlaki, geleneksel

tutumları, konjonktürel koşullar ve buna benzer pek çok değişken etrafında şekille-

nerek kısmi farklılıklar göstermektedir.

1.4.8. Aile Kurumu

Sosyolojik literatürde aile hakkında çok çeşitli tanımlar vardır ve her tanım

onu değişik bir kategori içine yerleştirmiştir. Esas itibariyle bu tanımlardan her biri,

aileyi sosyal hayatın ana şekillerinden biri olarak kabul etmekle beraber, onu sosyal

bir grup, birlik, örgüt, topluluk, kurum ve hatta sosyal bir yapı olarak değerlendir-

mektedir (Gökçe, 2004;187). Kuşkusuz bu farklı tanımlamalar ile ailenin toplumsal

yapı içindeki konumu ortaya konularak toplum için ne denli önemli ve evrensel bir

unsur olduğu ortaya konmuş oluyor.

Aile bu haliyle toplumsalın devamı için elzem karakterini kendi işlevleri ile

pekiştirerek devam ettirmiştir. Ailenin modernite ile birlikte bu işlevlerinden bazı-

larını yitirdiği veya kısmen bu işlevleri kaybettiği düşünülse de her ailenin paylaştığı,

işlerliğini sürdürdüğü bazı işlevleri vardır. Bu işlevlerinin tasnifini Aydın temel ku-

rumları gözeterek yapmıştır. Ona göre (Aydın, 2000) ailenin;

- Biyo/Psişik İşlevleri; Ailenin varlığını koruyan, neslin devamını sağlayan biyo-

lojik bir işlevi vardır. Bu işlev, bireyin bir bebek olarak dünyaya gelmesinden itibaren

korumasız ve aciz bir yaratık olarak kendi erginliğine kavuşuncaya kadar geçen süre-

de bakım ve ilgiye muhtaç oluşunda kendini gösterir. Bu işlev günümüzde hastaneler

aracılığıyla veya çocuk bakım evleri vasıtasıyla karşılansa da yeterli gelmemektedir.

Bu şekilde yetişen çocukların biyolojik ihtiyaçları karşılansa bile kişilik gelişimin-

de sorunlar çıkabiliyor. Aile içinde sevginin üst seviyede olması çocuğun duygusal

gelişimi açısından çok önemlidir. Çünkü çocuğun kişilik gelişimi ancak aile içinde

sorunsuz gerçekleşme imkânı bulabilir.

- Ekonomik İşlevi; Ailenin finansal ihtiyaçları karşılama işlevi şüphesiz temel

bir işlevdir. Ailelerde bu işlevin yerine getirilmesinde üyelere düşen görevler zaman

içinde bazı değişiklikler göstermiştir. Mesela geleneksel ailelerde, aile işlerinde ça-

lışan kadın aileye para getiren konumunda değildi. Fakat günümüz toplumlarında

kadının çalışma hayatında yer alması ile aileye para getiren olarak görev ve sorumlu-

luklar üstlenmesi aile içindeki rol paylaşımında ve otoritenin paylaşımında esaslı bir

farklılaşmayı ortaya çıkarmıştır. Böylece ailede karar alma mekanizması ile tüketim

eğilimleri de değişmiştir.

Page 48: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

27

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

- Eğitim İşlevi; Bireyin içine doğduğu toplumsal yapının normlarını, değerlerini,

gelenek ve göreneklerini, kurallarını öğrenmesi ve çocuğun sorunsuz bir birey olarak

yetişmesini sağlaması açısından ailenin eğitim işlevi önemlidir. Çocuğun ilk sosyal-

leştiği toplumsal birim olarak aile bireyin kişilik gelişimi için önemlidir. Böylece aile

üyelerinin yetiştirilmesi ve sosyalleştirilmesi sağlanır.

- Dini İşlevi; Bireyi toplumsal yaşama hazırlarken çocuğa aktarılanlar arasında

dini değerler de vardır. Söz konusu dini değerlerin çocuğa ilk olarak verildiği yer

ailedir. Hatta bu sırf bir dini bilgi verme değil, ritüellerin organize edildiği ve yerine

getirildiği yer olarak da ailenin önemli işlevinden bahsedebiliriz.

- Boş Zamanları Değerlendirme İşlevi; insan için dinlenme ve eğlenmenin gerçek-

leştiği en önemli yer ailedir. Bu da bireye toplumsallaşma sürecinde aktarılır (Aydın,

1997; 38-39).

Toplumsal yapıdaki sosyoekonomik farklılıklar aile yapısının zamanla değiş-

mesini de beraberinde getirmiştir. Fakat ailenin toplumsalın hayatın devamı için

elzem ve evrensel karakteri yanında, aile üyelerinin duygusal bir temelde şekillenen

ilişkileri, üyelerine çeşitli sorumlulukları yüklemesi, bireylerini şekillendirici özel-

liği ve kendine has kurallarla çevrili olması da hemen her aile tipinde görülen ortak

özelliklerinden bazılarıdır.

Bu benzerlikler ve farklılıkların yanı sıra ailenin üye sayısına, evlenme biçimle-

rine, soyun belirleniş biçimine, oturma yerine, otoritenin dağılımına göre sınıf lan-

dırıldığı görülür. Söz konusu edilen bu sınıf lamaların içinde en yaygın ve açıklayı-

cı olanı aileyi “üye yoğunluğu” ve “işlevleri” bakımından ele alan tasniftir (Aydın,

2000; 45). Buna göre aile iki çeşittir; Büyük Aile ve Küçük Aile. Bu ikili tasnif en

genel anlamda ortak tanımlayan olarak kabul edilebilir.

Büyük (Geleneksel) Aile, Kırsal alanda yaşayan, tarımla geçimini sağlayan, ak-

rabalık bağları kuvvetli, aile adının önem ifade ettiği, erkeklerin karar almada ön

planda olduğu, yaşlı erkeklerin ya da erkeklerin aile sorumluluğunu üstlendiği, gele-

neklere bağlı bir aile tipidir (Gökçe, 2004; 190). Bu aile tipinde beraber yaşayan üye

sayısı küçük aileden daha fazla hatta birkaç küçük ailenin birleşmesi ile oluşmuş bir

aile tipidir. Bu tarz aileler kırsal kesimde daha çok yer almaktadır, ailelerin toprakla

meşguliyeti birden fazla kişinin birlikte çalışmasını gerektirdiği için yapı kendini

şekillendirerek üyelerini bu uğraşın birer çalışanı haline getirmiş böylece aile üyele-

rinin birlikte hareket ettiği böylesi bir aile tipinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Geleneksel aile tipinde, üretici bir birim olarak aileden bahsedebiliriz. Yani üretim

sürecinin aktif üyeleri olarak aile bireyleri önem kazanır. Fakat çalışılan işin ma-

hiyeti ve sahipliği itibariyle günümüz ailesinden oldukça farklılaşır. Ailenin sahip

Page 49: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

28

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

olduğu toprak, atölye gibi daha küçük ve daha sınırlı mekânlarda gerçekleşen üre-

tim faaliyetinde aile üyelerinin hemen hepsi aynı zamanda üretim faaliyetinin ana

unsurlarıdır. Oysa günümüzde özellikle kadının aile dışında kamusal alandaki iş

ortamlarında yer alması, çocuğun üretim faaliyetinin asli unsuru olmaktan çıkması

söz konusudur. Geleneksel büyük aileler ayrıca birden fazla çekirdek aileyi içinde

barındıran, hem nicelik (üye sayısı) hem de nitelik (evin büyüklüğü) olarak farklı bir

boyuta sahiptir.

Küçük (çekirdek) Aile, Anne, baba ve çocuklardan oluşan, ailenin çekirdek ha-

lidir. Bu aile tipi geçmişten günümüze sürekli var olmuştur. Yani sadece günümüz

toplumlarına mahsus bir aile tipi olarak görmek yanıltıcı olacaktır. Fakat günümüz

toplumlarında ailelerin modern çekirdek aile olarak sayısının arttığı gözlenmektedir.

Bu aile tipi endüstriyel gelişmeler sonucu ortaya çıkan aile tipine örnektir. Kırdan

kente göçün yoğunlaşması geniş ailelerin parçalanarak birden fazla aile biriminin

kentsel hayata dâhil olmasına sebep olmuştur. Bu yeni aile tipinde kadının çok yön-

lü konumu, kadının kamusal alanda temsili, aile içi otoritenin paylaşımı, alınan

kararlarda kadının belirleyici rolü ön plana çıkmıştır. Buna göre günümüz aile ya-

pısındaki en önemli gelişmelerden biri kuşkusuz kadının

aileye para getiren olarak çalışma hayatına girmesidir.

Bu aile tipinde hane halkı sayısı sınırlı düzeydedir,

görece akrabalık bağları da zayıf lamıştır, aynı zamanda

karar alma mekanizmasının aile üyeleri arasında paylaş-

tırılmış olması ile geleneksel yaşam tarzından ayrılmıştır

(Gökçe, 2004; 191). Ailenin bazı işlevleri aile dışı kurumlara bırakılmış ve ailenin

yapısında önemli değişimler yaşanmıştır. Geleneksel geniş ailelerdeki pek çok işlev

yerini toplumsal kurumlara bırakmıştır. Eğitim kurumları bu süreçte önemli bir

işlevi yerine getirerek aile üyelerinin eğitilmesi, dini ve ahlaki alışkanlıklarının ka-

zandırılması

gibi faaliyetleri önemli oranda üstlenmiştir. Değişen toplumsal koşullar küçük ola-

rak nitelenen ailenin modern/çekirdek aile haline gelmesine sebep olmuştur.

1.4.9. Modern Dünyada Ailenin Dönüşümü

Dünyanın neresinde olursanız olun bir ailenin (işlevi veya yapısında kısmi deği-

şiklikler olsa da) varlığından söz edebiliriz. Yani ailenin var olmadığı bir dönemden

bahsedemeyiz. Ancak konjonktürel gelişmelere bağlı olarak tarihin her döneminde

işlevleri ve yapısı itibari ile değiştiği de bir gerçektir. Ailede geleneksel toplumdan

Page 50: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

29

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

modern topluma geçişte köklü değişimlerin yaşanmasını sağlayan en ciddi nesnel

etken sanayileşmenin kendisidir. Sanayileşme üretim biçimlerinin yanı sıra bütün

toplumsal ilişkileri kökten değiştirince bunun ailenin yapısı ve işlevleri üzerinde ka-

çınılmaz ve neredeyse geri alınamayan sonuçları olmuştur (Aktay, 2004; 71). Top-

lumsal yapıda ortaya çıkan her değişme onun bir başka unsurunu etkileyerek dö-

nüşümüne sebep olabilmiştir. Özellikle ekonomik hayatta gerçekleşen değişiklikler

aile yapılarını da dönüştürmüş, ona yeni bir form ve işlev kazandırmıştır.

Ailedeki yapısal dönüşümün en önemli belirleyeni sanayileşme bağlamında

ortaya çıkan kentleşme ve yeni toplumsal ilişkilerdir. Bu bağlamda geleneksel aile

tipinin, yerini modern çekirdek aileye bırakmasından söz edebiliriz. Fakat bu ge-

lişmelerin önceden var olan geleneksel geniş aile sistemini yok ettiği varsayımının

yanlış olduğu da unutulmamalıdır (Giddens,1997; 112). Bu alanda yapılan araştırma-

lar çekirdek aile ile birlikte geniş ailenin ortadan kalkmadığı aksine geçmiş dönem-

lerde de küçük aile tipinin geniş aile ile birlikte var olduğunu göstermektedir. Fakat

ailenin kazandığı yeni anlamı, işlevi ve yoğunluğu ile karşımıza çıktığı günümüz

toplumsalının dönüştürücü etkisi yadsınmamalıdır. Bu çerçevede kırsal kültürün ve

ilişki düzeylerinin hâkim olduğu geleneksel aile düzeni içindeki erkek ve kadının

pozisyonu değişmiş kadın ailenin gelir getiren bir üyesi olarak modern dönemde

dönüşüm göstermiştir. Buna bağlı olarak aile içindeki hiyerarşik ilişkilerin (Kağıt-

çıbaşı, 1990;153) yapısı da aynı oranda değişmiştir. Aile bireyleri arasında bir eşitlik-

ten söz edilir olmuş, alınan kararlarda kadının etkisi, yeni konumuna bağlı olarak

artmıştır. Hatta günümüz toplumlarında vurgusu yapılan bireyselleşme ve özgürlük

söylemleri ile cinsler arasında farklı ilişki şekilleri ile evlilik dışı birliktelikler ortaya

çıkmış, evlilik dışı çocuk oranı artmış, hatta ailenin yerini hızla bir arada yaşayan

fakat evli olmayan çiftler almaya başlamıştır.

Bu aile tipinde çocuk yetiştirmede de önemli farklılıklar ortaya çıkmıştır. Ge-

leneksel toplumlarda bir kazanç olarak görülen çocuk, üretime ve dolayısıyla ailenin

emek gücüne olan katkısı ve artı ekonomik değeri ile değerlendirilirken sayısının

fazla olması istenir ve beklenir bir durumdu. Günümüz toplumların da çocuktan

beklentilerin azalması, aile için ekonomik değerinin dahası gelecek için düşünülen

güvence olma halinin azaldığı görülmektedir. Ayrıca çocuğun eğitim ve yetiştirme

masraflarının artması, bakım ve yükümlülüklerinin modern ebeveynler için zorla-

yıcılıklara dönüşmesi gibi bazı sebepler çocuk sayısının azalmasına sebep olmuştur.

Çünkü çocuğun ailenin emek gücüne katkı yapması söz konusu değil aksine yetişti-

rilmesi sürecinde eğitim masrafları, kişisel bakımı için gerekli olan maddi beklentisi

ile ailenin ekonomik olarak zorlanmasına sebep olmaktadır. Kağıtçıbaşı’nın (1990;

Page 51: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

30

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

152) bağımlılık ilişkisi olarak ifade ettiği aile kültürünün iki temel belirleyicisinden

biri olarak, çocuğun aile için nesnel değeri hızla yitirilmiştir.

Bununla beraber sahip olunan çocukların bakımında da aile dışı bürokratik ku-

rumların ve profesyonellerin desteği sağlanmaktadır. Geleneksel ailenin işlevlerini

paylaşan bu kurumlar ve profesyoneller, ellerinde yetişen çocukların kişiliklerinin

tam da şekillenme döneminde kalıcı ve duygusal ilişkiler geliştirmelerini engeller-

ken, çocukları eğitme ve sosyalize etme işlevini üstlenen bu yan kurumlar doğal

sürecin dışında ailenin daha başka işlevlerini de yerine getirme niyetindedirler.

Bu bağlamda özellikle günümüz toplumlarında artan bireyselleşme eğilimleri

ve özgürlük söylemleri içine sıkıştırılmış bireysel hayatların metalaştırılarak birey-

lere tekrar pazarlandığı bir sürecin içinde aileye düşen antipati uyandırılmış varlığı

ile bireyin özgürlüğünün kısıtlandığı düşüncesi, bireysel bencilliği de körüklemiş

oluyordu. Günümüz toplumlarının bireyselleşmesinden daha da önemlisi paronaya

halinden, çözülmesinden bahsedilmektedir. Toplumsalın içinde kendini tek başına

konumlandıran birey cemaatin içinde kendine yer edinmekten ziyade birey olarak

kendi kimliğini yaratma peşinde, fakat bu durum bireyin kendine ve toplumsala ya-

bancılaşmasını da beraberinde getirmektedir. Toplumsal yapının dönüşümü salt ai-

lenin dönüşümü ile açıklanamayacak kadar kompleks ve ardıl pek çok etmeni içinde

barındıran bir süreçtir. Fakat yine de aile bu etmenler içinde en önemli ve en yaygın

olanıdır. Bu rolüyle aile sosyal bir olgu olarak sosyalleşmenin en önemli aktörlerin-

den biri olarak varlığını sürdürmektedir.

Kuşkusuz aile sosyal bir olgudur, toplumdaki genel değişme aileye de yansır.

Her ne kadar aile topyekûn toplumsalın baskısı altında ise de aile geri dönüşlü olarak

toplumsal kontrolün en önemli mekanizmalarından birisidir (Aydın, 2000; 39). Bu-

nun anlamı ise toplumsal yapıda ortaya çıkacak değişikliklerin önce aile süzgecinden

geçmek zorunda olduğudur. Dolayısıyla yerine göre aile toplumsal değişmeyi yavaş-

latan bir unsur olarak karşımıza çıkar. Fakat modern toplumların bireyin zihninde

inşa ettiği kendi düşüncesi ailenin de temel öznesi bireyi dönüştürerek aile ile olan

bağını gevşetebilmektedir. Böylece modern toplumlardaki bireyselleşme eğilimi aile

kurumunu da etkilemiştir.

1.4.10. Türkiye’de Aile Yapısı ve Aile Değerleri

Toplumun önemli bir parçası olarak aile, üstlendiği rol ve yerine getirdiği iş-

levleri ile geçmişten günümüze hemen her toplumun karakteristiğini yansıtmak-

tadır. Milletlerin ayırıcı vasıf larını, değer yargılarını, inanç ve düşünce kalıplarını

bünyesinde barındıran, bu değer ve düşünce kalıplarının aktarılmasını ve kuşaklar

Page 52: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

31

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

arası bağın sürdürülmesini sağlayan aile, kendinde içkin olan bir değere sahiptir.

Yani aile, yalnızca toplumsal değerlere sahip değil, aynı zamanda bizatihi varlığı

bir değerin ifade edilmesidir. Özellikle modern zamanlarda aile ve aile etrafında

gelişen sorunların, değişimlerin, çözülmelerin ve çöküşlerin etkisi aynı hızla top-

lumun genelinde kendisini göstermektedir. Benzer şekilde toplumda ortaya çıkan

problemlerin aile ve bireyler üzerindeki yansımaları da görülmektedir. Fakat şunu

da belirtmek gerekir ki, aile belki form olarak farklı toplumlarda benzer özellikler

gösterse de aile ve üyelerinin beslendiği sosyal dinamiklerin yapısı, içeriği, önem sı-

ralaması, işlevleri bazı noktalarda farklılaşmaktadır. Din, ideoloji, ekonomik sistem,

siyasal yapı, demografik etkenler, tarihsel ve kültürel belirleyenler vs. gibi daha pek

çok unsur, hem toplumsal yapıya kimlik ve hayatiyet kazandırırken, hem de ailenin

üstlendiği ve ifa ettiği görevlerin belirlenmesinde etkili olmaktadır. Dolayısıyla, aile

ile ilgili değişimlerin kaynağı ifade edilen sosyal dinamiklerin yapısında aranabilir.

Bu bağlamda, Türk ailesinden bahsederken aynı zamanda toplumsal yapımızın

dinamiklerini de dikkate almalıyız. Her ne kadar aile için evrensel karakterine, he-

men her toplum için ifade ettiği ehemmiyete dikkat çekildiyse de, ailelerin yapısını,

işlevlerini, oluşumunu ve ifade ettiği anlamları belirleyenin, toplumlara içkin olan

yerel özelliklerin olduğu unutulmamalıdır.

Modern Türk ailesini inşa eden diğer unsurlar ise dünyanın genel durumuna

paralel yaşanan değişimlerdir. Bunun başında endüstriyel gelişmenin hızlandırdı-

ğı kentleşme oranları ve küçük ailelerin kentlerde sayılarının artmasıdır. Kentlere

taşınan ailelerin sayısında yaşanan artışa paralel olarak kent ve kır ailesi şeklinde

bir ayrım daha da derinleşmektedir. Zira kır ailesi daha geleneksel ve geniş aile

şeklinde varlığına devam ederken, kent ailesi ise modern ve çekirdek aile olarak ha-

yatiyet kazanmıştır. Çekirdek ailenin hemen her toplumsal yapıda ve dönemde var

olduğu bir gerçektir. Fakat endüstriyel gelişme ve kentleşmenin etkileri hem bu tip

ailelerin sayısını artırmış hem de üyelerinin sosyal rollerini yeniden tanımlamıştır.

Özellikle kadının ailenin gelir getiren bir üyesi olarak kamusal görünürlüklerinin

artmasına, ailenin üstlendiği pek çok geleneksel işlevin diğer toplumsal kurumlara

aktarılmasına ve aile de çocuğa atfedilen değerin ekonomik anlamda azalmasına yol

açmıştır. Bu bağlamda Türkiye koşullarında ailenin yapısal değişim dinamiklerin-

den biri olarak endüstriyel gelişme ve kırdan kente olan yoğun göçler dikkat çeker.

Yaşama şartlarının zamanla daha belirgin olarak ekonomik koşulların zorlayıcılığı

altına girmesi, özellikle çocuk ve kadın üzerinde hem atfedilen değerin farklılaş-

masına sebep olmakta hem de ailelerin niceliksel yapısına doğrudan tesir etmeye

başlamaktadır.

Page 53: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

32

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Türkiye’de ailenin yapısal dinamiklerini anlamının bir başka yolu ise makro

planda ortaya çıkan değişmelerde aranmalıdır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından

itibaren hızla birbirine bağımlı hale gelen toplumların sosyal, kültürel ve ekonomik

anlamda benzer etkilere maruz kaldığı görülmektedir. Özellikle Türkiye gibi ken-

di gelişim seyrini belirli eksenlerde -modernliğin ekseni batılı norm ve değerlerin

benimsenmesinde aranmaktadır- kurmaya çalışan toplumların yaşadığı tecrübeye

paralel olarak, ilk elde modernleşme taleplerinin gereği olan benzerliklerin artması

söz konusuydu. Oysa günümüz koşullarında modernlik taleplerinin çok daha öte-

sinde küreselleşmenin, toplumsal yapılar üzerindeki geri dönüşsüz etkilerinden bah-

setmek gerekir. İleri kapitalizmin türedi yaşam tarzları, değerleri, alışkanlıkları ve

gündelik hayat formları hızla kitlesel karşılıklar bulmakta ve toplumsal farklılıkları

ortadan kaldırmaktadır. Endüstriyel gelişmelerin ve onun ürettiği modern kapita-

list toplum, böylelikle kendi egemen kültürünü yani kitle kültürünü yaratmaktadır

(Özensel, 2007;209). Başka bir deyişle geniş halk yığınları tarafından kabul edilen,

benimsenen ve sürekli yeniden üretilen bir popüler kültür ile türdeş toplumlar ortaya

çıkmaktadır. Ailenin kendisi ve aile üyelerinin her biri için sürecin dışında kalmak

mümkün değildir. Popüler kültürün etkisiyle yaygınlaşan kapitalist toplum ilkele-

rinin dayattığı bireysel yaşam tarzları, toplumsal değerler, haz ve özgürlük eksenli

kurgulanan insani varoluş ailelerin direncini kırmakta, hızla önemini azaltmakta-

dır. Ailelerin kurulması ve sürdürülmesi, bireysel özgürlük alanlarının daraltılması

olarak algılanmakta, kendini merkeze alan yaşam felsefesiyle birey kendini ailenin

dışında tanımlamaktadır. Oysa geleneksel yapıların bireyden ziyade aileyi ve aile et-

rafında kurulan toplumsal bağları merkeze alan doğası değişmektedir. Boşanmanın

kolaylaşması ve hızla artması, bireysel yaşam tarzlarının ortaya çıkması, evlilik dı-

şında birlikteliklerin yaygınlık kazanması, tek ebeveynli ailelerin çoğalması, evlilik

dışı dünyaya gelen çocuk sayısının artması gibi modern yaşam deneyimleri ülkemiz

için de artık yabancı değildir.

Modern dünyanın bireyi önceleyen, haz ve tüketim ekseninde kurgulanan ha-

yat tarzlarını beslemesi aile üzerinde hem kadın hem de cinsiyet rolleri açısından

önemli etkilere sahiptir. Örneğin annelik ve çocuk sahibi olmak bireysel talepler

ya da kariyer beklentileri karşısında ikinci planda kalabilmektedir. Ancak, yaşanan

hızlı değişim ile birlikte aile bir değer olarak önemini sürdürmektedir.

1.4.11. İlgili Araştırmalar

Aile ve değerler konusu, sosyal bilimlerin oldukça dikkat çeken konularından-

dır. Özellikle toplumsal hayatın temel bileşenlerinin ve dinamiklerinin anlaşılması

Page 54: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

33

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

ve yaşanılan değişimin tahlil edilmesi bu iki konu ekseninde yapılan çalışmalardan

elde edilen verilerle daha net olarak ortaya konulabilmektedir. Böylece hem yaşa-

nılan dünyanın resmedilmesi hem de yeni perspektif lerin kazanılması ve toplum-

sal politikaların üretilmesi mümkün olabilmektedir. Yaklaşık Otuz yıldır devam

eden Dünya Değerler Araştırması ile mümkün olan en kapsamlı ve uzun soluklu

veri tabanı hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye için ortaya çıkmıştır ve belirli bir

sistematiğin içerisinde de devam etmektedir. Gerek ülkeler bazında gerekse dünya

genelinde süregiden çalışmaların varlığı bilinse de Türkiye için aynı süreklilikten

bahsedilememektedir.

Ellili ve altımışlı yıllarda Amerikan sosyolojisinin de etkisiyle saha araştırmala-

rının ülkemizde arttığı gözlenir. Fakat aile araştırmalarında belirli bir sistematiğin

ve sürekliliğin yakalandığını bugün bile söylememiz pek mümkün görünmemek-

tedir. Bu çalışmalar içerisinde, İbrahim Yasa’nın “Ankara’da Gecekondu Aileleri”

(1966) ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yapılan “Türk Köyünde Modernleş-

me Eğilimleri” (1970) araştırmaları Aile konusunda geniş ölçekli çalışmalar olarak

ortaya çıkmıştır (Canatan, 2009). Seksenli yıllarda Aile araştırmaları konusunda

daha ciddi ve geniş ölçekli çabaların ortaya çıktığı görülmektedir. 1987 yılında ilk

defa gerçekleştirilen “Türk Aile Yapısı” araştırması Türkiye’de aile konusunda ya-

pılan kapsamlı bir çalışma olarak gösterilebilir. Bu tarihten sonra Aile Araştırma

Kurumunun kurulması ile aile konusunda farklı açılardan çalışmaların yapıldığı bi-

linmektedir. Bunun yanında Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yaptırılan 1992

“Türk Aile Yapısı” araştırması ve nihayet Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar

Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan 2006 “Aile Yapısı Araştırması” kapsamı ve

sonuçları itibariyle dikkat çeken çalışmalar olmuştur.

Resmi Kurumların öncülüğünde gerçekleştirilen bu çalışmalar yanında hem

akademik hem de çeşitli araştırma ve düşünce kuruluşlarının çalışmaları da olmuş-

tur. Bu anlamda Türkiye’de doğrudan aile sosyolojisi çalışmalarının sayısı oldukça

fazladır. Bu çalışmalar, Türkiye’de aile çeşitleri, kent, göç ve gecekondu ailesinin

sorunları, aile içi ilişkiler ve sorunları, kuşaklar çatışması ve ailede meydana gelen

değişmeler vb. bağlamda yoğunlaştığı görülmektedir. Değişik bağlamlarda ailedeki

değersel değişmeler çeşitli çalışmalarda ele alınıp değerlendirilse de doğrudan aile

değerlerini içeren kapsamlı çalışmalara maalesef pek rastlanmamaktadır.

Aile konusunu farklı bağlamlarda inceleyen ve kısmi olarak aile değerlerini bir

alt boyut olarak değerlendiren bir çalışma olarak 2008 yılında gerçekleştirilen bir

çalışmadan bahsetmek gerekir. T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Kuru-

mu tarafından yürütülen ve aile değerleri ile medya arasındaki ilişkiyi sorgulayan bu

Page 55: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

34

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

araştırmada medyanın aile değerleri üzerinde olumlu ve olumsuz pek çok etkisinin

bulunduğu medyada aktif olarak çalışanlar üzerine yapılan nitel ve nicel araştırma-

lar sonucunda elde edilmiştir. Bizzat medya çalışanları, devlet ve sivil toplum ör-

gütlerinin medyanın aile değerleri üzerindeki etkisini olumlu kılmak amacıyla etkin

bir şekilde denetleme görevini yerine getirmesi fikrini oldukça yüksek bir oranda

benimsemişlerdir (ASAGEM, 2008).

Aile konusunda ortaya konulan bu çalışmalar münferit olarak bazı temel sorun-

ları ele alıyor ve sonuçları elde ediyor olsa da, uzun yıllara yayılmış ve sistematik ola-

rak süregiden bir boyuta sahip olmadığı için son kertede uzun soluklu değerlendir-

melerin imkanını daraltmaktadır. Bunun yanında aile ve değer konusunu birlikte ele

alan bir çalışmanın olmaması, ailenin değer(ler)i konusunu özel olarak incelemekten

alıkoymaktadır. Fakat toplumsal değerleri inceleyen Türkiye özelinde çalışmaların

sayısı sınırlı olsa da dünya genelinde yapılan çalışmalardan da Türkiye’ye ilişkin

son on yılları da içeren sonuçları elde edebiliyoruz. Bunun yanı sıra son yıllarda

gerçekleştirilen sınırlı sayıdaki değer araştırmalarının da daha çok gençler üzerine

yoğunlaştığı görülmektedir.

Dünya’da ise 1960 yıllarından itibaren hem nitelik hem de nicelik olarak top-

lumsal değer araştırmalarında önemli bir artışın olduğu gözlenebilir. Bu çalışmalar

arasında Rokeach (1973), Schwartz ve Bilsky (1987, 1990), Schwartz (1992), Inglehart

(1976, 1977, 1979, 1982, 1995, 1997), Flanagan (1982 a, 1982 b, 1979), Allport- Vernon

ve Lindzey (1960), Braitwate (1985), Stets ve Leik (1993), Humprey ve Hugh-Jomes

(1992) sayılabilir. Rokeach (1973), Williams (1968) ve Kluckhhon (1951)’un değer

kavramının merkezliğini iddia eden yaklaşımlarını benimseyen Schwartz’a göre

değerler insanların kendilerini de dahil olmak üzere diğer insanları ve olayları de-

ğerlendirmek, eylemlerini seçmek ve meşrulaştırmak için kullandıkları ölçütlerdir.

Schwartz (1992), makalesinde bağlamların geniş çeşitliliği içerisinde değerlerin öne-

mini ve merkezliğini bulgulamaya yönelik geniş ölçekli bir projeyi tartışır. Bu proje,

değerler hakkındaki şu üç esaslı soruyu konu edinir. 1. Bireylerin değer öncelikleri

onların toplumsal davranışlarını nasıl etkilemektedir? Bireylerin toplumsal yapıdaki

ortaklaşa konumları (eğitimleri, yaşları, cinsiyetleri, meslekleri vb.) dolayısıyla sa-

hip oldukları ortak tecrübe onların değer önceliklerini nasıl etkiler? Bunun yanısıra

bireylerin biricik yaşantıları (travmalar, aile içi ilişkileri, göç vb.) bu öncelikleri, de-

ğiştirmekte midir? 2. Bireylerin inandığı değer öncelikleri onların davranışsal yön-

temlerini ve tercihlerini nasıl etkilemektedir? Başka bir deyişle, değer öncelikleri,

politik, dini, çevresel ve diğer alanlardaki ideolojileri, tutumları ve eylemleri nasıl

etkilemektedir?

Page 56: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

35

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Araştırmanın cevaplamayı hedeflediği üçüncü ve en önemli soru değer öncelik-

lerindeki uluslararası ve kültürler arası farklılıkların neler olduğu, onların sebep ve

sorunlarının nasıl tanımlanacağıdır.

Schwartz, bu sorular doğrultusunda (Schwartz ve Bilsky, 1985, 1990) yedi ülke-

de toplanan verilerle test ettikleri beşeri değerlerin evrensel içeriği ve yapısıyla ilgili

teoriyi bu kez 20 ülkeden toplanan 40 örneklemle gözden geçirir ve geliştirir.

Inglehart’ın çalışmaları (1995, 1997), 43 ülkede sürdürülen ve dünya nüfusunun

%70’ini temsil eden bir örneklemin değerleri ve insanları hakkındaki muazzam bir

veri kümesini analiz etmektedir. Bu veriler, kültürel, ekonomik ve politik değişken-

lerin çok yakından birbirine bağlı olduğunu göstermektedir.

Inglehart, 43 ülkede yürütülen araştırma verilerinin yukarıda bahsi geçen mo-

dernleşme teorilerinden hiç değilse birini desteklediğini söyler. Bu verilerden elde

edilen kayıtlara göre modernleşme sürecinin izlediği basamaklar sanayileşmenin

izlediği basamaklara benzemektedir. Ekonomik büyüme, toplumdaki mesleki uz-

manlaşmayı, bürokrasiyi, merkezileşmeyi, eğitim ve seviyenin artmasını, inanç ve

değerleri etkilemekte, aynı zamanda onlardan da etkilenmektedir.

Inglehart’ın 1990-1991 dünya değerleri süreyi oldukça geniş bir alanı kapsar. Kişi

başına düşen yıllık milli geliri 300 dolardan az ülkelerden, 30.000 dolardan fazla

ülkelere ve ekonomisinin hâkim olduğu demokrasilerden, eski-sosyalist ve otoriter

devletlere kadar geniş bir varyasyon bu araştırmada yer alır.

Inglehart, çalışmasında kullandığı modernleşme ve postmodernleşme kavram-

larını şu iki varsayıma dayandırır: 1. Farklı kültürel ögeler birbirini tutan, tutarlı bir

örüntüde bir araya gelir. 2. Toplumda birbirini tutan kültürel örüntüler vardır ve bu

örüntüler ekonomik ve teknolojik gelişmeyle bağlantılıdır. Bu iki varsayım, birlikte

bazı örüntülerin gözükmesinin diğerlerine nazaran daha muhtemel olduğunu ima

eder ve ekonomik gelişme bundan dolayı tahmin edilebilir. 1990–1991 Dünya De-

ğerleri Sürveyi’ni analiz ederek, bu sürveyin aynasından iki temel değişim dalgasını

ayırt eder; Modern kayma ve postmodern kayma. Söz konusu sürvey, “Ekonomik

kalkınma, kitle değerlerinde ve inanç sisteminde belirli değişikliklere yol açar.” hi-

potezini test etmek için kullanılmıştır.

Inglehart, modern kaymayı, Weberci tezin biraz değiştirilmiş bir biçimiyle izah

etmektedir. Buna göre, modernleşmenin anahtarı dinsel yönelimli dünya görüşün-

den, devlet yönelimli dünya görüşüne geçmektedir. Modernleşme şu iki bileşeni

içerir; Sekülerleşme ve Bürokratikleşme. Bu iki bileşeni de içeren aslî unsur rasyo-

nelleşmedir.

Son 25 yıl içerisinde dünya ölçeğinde yaşanan yeni gelişmeleri Inglehart, post-

modern kayma olarak adlandırır. Postmodern kaymanın ekonomik temelleri, Kuzey

Page 57: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

36

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Amerika’da, Doğu ve Güney Doğu Asya’daki ekonomik mucizeye dayanmaktadır.

Gelişmiş sanayi toplumlarında ekonomi, politik sistemler üzerinde kültürel geri

beslemelerin etkisi artmıştır. Inglehart, postmodernleşmeyi modernleşmeden şu

beş önemli öğeyle ayırt eder. 1. Kıtlık değerlerinden güvenlik değerlerine kayma 2.

Etkileyiciliğin azalması ve bürokratik otoritenin kabul edilebilirliği 3. Batının bir

model olarak reddi ve sosyalist alternatifin çöküşü 4. Bireysel özgürlüğe ve duygusal

deneyime verilen önemin artması ve bütün otorite türlerinin reddi 5. Bilimin, tek-

nolojinin ve rasyonelliğinin prestijinin azalması. Yine de bununla birlikte Inglehart,

sekülerleşme ve bireyselleşme noktalarında modern ve post modern kayma arasında

bir süreklilik ilişkisini tespit eder.

Inglehart’ın 1990–1991 Dünya Değerleri Sörveyi’ne temel teşkil eden verilerin

elde edildiği 43 ülkeden biri de Türkiye’dir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Tür-

kiye, geleneksel otorite ve kıtlık değerleri bölgesine daha yakın görünmektedir.

Türkiye’de değer araştırmaları’nın sayısı son derece azdır. Erol Güngör’ün pro-

fesörlük tezi olarak hazırladığı Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar başlıklı ça-

lışma, değerler psikolojisi alanında yapılmış ve dört yıl süren bir çabanın sonucudur.

Çalışma iki kısımdır. Birinci kısımda, değerler psikolojisi alanındaki araştırma ve

teoriler hakkında derli toplu bilgi sunulmuş, ikinci kısımda ise Güngör, kendi araş-

tırmasının teorik ve tecrübî yönlerini aktarmıştır. Araştırmanın asıl konusu ahlaki

değerlerdir. Araştırma, Türkiye’deki değerler sistemi üzerine çalışanlar için son de-

rece aydınlatıcı ve yol göstericidir.

Inglehart’ın Dünya Değerleri Sürveyi’nin Türkiye ayağını teşkil eden araştırma,

Yılmaz Esmer yönetiminde bir grup araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiş ve bu

araştırmanın sonuçları, 1991 yılında TÜSİAD raporu olarak bilimsel kamuoyunun

dikkatlerine sunulmuştur. Türkiye değerler araştırması Türk insanın ne geleneksel

ne sanayi ne de sanayi ötesi toplum kalıplarına oturmadığını göstermektedir. De-

ğişmekte olan Türkiye’de, geleneksel toplumun temel unsurlarını oluşturan aile, din,

ordu gibi kurumların toplumsal değer sisteminin odağını teşkil etmeyi sürdürdük-

leri bu araştırmada da gözlenmiştir. Fakat bununla birlikte, bu kurumlarla alakalı

bir aşınma da yaşanmaktadır. Sosyoekonomik değerlerde de geleneksel ve modern

çatışması görülmektedir.

Üniversite Gençliğinin Değerleri başlıklı çalışmasıyla Topçuoğlu da (1999)

Türkçe literatüre, özgün bir katkıda bulunmaktadır. Türk toplumunun bugünü ve

geleceği için son derece önemli bir toplumsal kategorinin, üniversite gençliğinin de-

ğer yapısını ortaya çıkarmak bakımından bu araştırma son derece anlamlıdır. Araş-

tırma üç bölümü kapsamaktadır. Birinci bölümde değer kavramı üzerinde teorik

bir tartışma özetine yer verilmektedir. İkinci bölümde araştırmanın metodolojisi

Page 58: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

37

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

açıklanmakta ve üçüncü bölümde de alan araştırmasının verileri analiz edilmektedir.

Alan araştırmasının örneklemleri ODTÜ ve Selçuk Üniversitesi öğrencilerinden se-

çilmiştir. Bu iki üniversite gençliğinin değerleri arasında da ayrıca bir karşılaştırma

yapılmıştır.

Üniversite gençliği üzerine diğer bir çalışma TESEV (2005) tarafından gerçek-

leştirilmiştir. İnci Erdem Artan başkanlığında bir ekip tarafından gerçekleştirilen,

Üniversite Gençliği Değer araştırmasında Türkiye’deki 27 üniversite ve bu üniversi-

telerin 7 farklı fakültesinde 2.200 üniversite öğrencisi üzerinde yapmıştır. Bu araştır-

mada Rokeach (1973), Schwartz (1992), Allport (1960) ve Graves (1970) in geliştirdiği

değer anketleri kullanılmıştır. Bu araştırmada, üniversite gençleri arasında değişik

değer alanlarında büyük farklılıkların bulunmadığı tespit edilmiştir.

Meral Çileli (2000)’nin araştırması 1989’dan 1995’e kadar Türk Gençliğinin değer

yönelimlerindeki değişimi konu edinir. Araştırma, Rokeach Değer Araştırması’nın

Ankara’da 1989’da 219, 1992’de 318 ve 1995’de 397 genç üzerinde uygulanmasıyla ger-

çekleştirilmiştir. Türk gençliğinin 1989’dan 1995’e kadar olan değer değişimlerinin,

daha çok yarışmacı ve bireysel yönelimler içerdiği tespit edilmiştir. 1995 yılındaki

gençliğin değer önceliklerinde benzeri karakteristlikler yer almıştır. Bu değerler,

toplumun tecrübe ettiği değişimlere uygun olarak dönüşmüştür.

Ertan Özensel (2004) doktora çalışmasında Türk gençliğinin değerlerini ince-

lemiş. Türkiye’yi temsil ettiği düşünülen 7 bölgede ve bu bölgeyi temsil ettiği varsa-

yılan 7 ilde lise gençliğinin değerlerini incelemiştir. Bu araştırmada lise gençliğinin

değerleri tespit edilirken, cinsiyetler, bölgeler, okullar arasındaki değer farklılıkla-

rını tespit etmiştir.

Page 59: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve
Page 60: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

39

2. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

Türkiye’de aile değerleri araştırması, amaç bakımından betimleyici bir alan

araştırmasıdır (survey). Araştırmanın temel amacı “ne oldu?” sorusuna cevap ara-

maktır. İlgilenilen konunun detaylı bir biçimde tasvir edilmesi için kullanılır. Be-

timleyici araştırmalarda sosyal olgu ya da konu tasvir edilerek, ayrıntılı bir fotoğraf

ortaya konulur. Kendi başlarına son derece önemli bilgiler vermesinin yanı sıra, sos-

yal olguları açıklamayı amaçlayan, “neden”, “niçin” sorularına cevap arayan açıkla-

yıcı araştırmalar için de temel oluştururlar. Keşfedici ve betimleyici araştırmalarda,

önceden belirlenen hipotezleri test etmek mümkün değildir. Çalışmanın raporlaş-

tırılması aşamasında yaş, cinsiyet, aile büyüklüğü vb. gibi sosyodemografik değiş-

kenlere göre aile değerleri arasında yapılacak karşılaştırmalar, hipotezler formüle

edilmesini ve bunların test edilmesini sağlayacaktır.

Bu araştırmanın en önemli parçasını değerlerin ölçülmesi oluşturmaktadır. Li-

teratür bölümünde de tartışıldığı üzere Batı ülkelerinde yapılan araştırmalarda değer-

ler, türlerine göre hiyerarşik olarak gruplandırılarak incelenmiştir. Allport, Vernon ve

Lidzay “Study of Values” (1960) adlı çalışmalarında değerleri estetik, bilimsel, ekono-

mik, siyasi, sosyal ve dinî olmak üzere 6 (altı) temel kategori altında incelemişler ve

daha sonra yapılan çalışmalarda bu altılı kategorileştirme bir gelenek haline gelmiştir.

1980’li yıllardan itibaren yapılan araştırmalar ise uluslararası düzeyde daha sistemli ve

analitik olarak değer kategorilerini genişletilerek gerçekleştirilmiştir (Schwartz, 1992;

Inglehart, 1982 ve 1997; Flanagan, 1982; Braitwaite, 1985). Bu araştırmada kullanılan

değer ölçeğinin geliştirilme süreci aşağıda belirtilmektedir.

Page 61: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

40

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

2.1. Örneklem

Türkiye’de Aile Değerleri Araştırmanın nicel verileri için örneklem büyüklüğü

araştırma tasarımında 6000 hane halkı olarak belirlenmiştir. Örneklemin seçimin-

de Türkiye evrenini temsil eden olasılıklı örneklem türlerinde iki aşamalı tabakalı

küme örneklem kullanılmış ve görüşme yapılacak adresler Türkiye İstatistik Kuru-

mundan (TÜİK) istenmiştir.

Araştırma kapsamında örnek hane adresleri güncel adres çerçevesi kullanılarak

belirlenmiştir. Bu çerçevede örnek seçim aşamaları yerleşim yerleri bazında ayrı-ayrı

olmak üzere aşağıda özetlenmektedir.

Seçilen il merkezlerine ait adres datası küme bazında unique olacak şekilde

indekslenerek birleştirilmiştir. Birinci aşamada sistematik örnekleme ile 280 küme

seçilmiş ve ikinci aşamada, birinci aşamada seçilen her örnek kümeden yine sistema-

tik örnekleme ile 15’er örnek adres seçilmiştir.

Tüm il merkezlerini birleştirip liste üzerinden blokları seçildiğinde sistematik

seçim yaparken aralık sayısını dikkate aldığında küçük illerin çıkmama ihtimali

ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı F-1 seçim olasılığı (birincil örneklem birimi

(küme) seçim olasılığı), tüm örnek kümeler için aynı olup seçilen küme sayısının

toplam küme sayısına bölünmesi ile elde edilmiştir. Öte yandan, F-2 seçim olasılığı

(ikincil örneklem birimi (örnek hane) seçim olasılığı), her bir küme için örnek hane

sayısının kümedeki toplam hane sayısına bölünmesi ile elde edilmiştir. F-0 seçim

olasılığı ise F-1 ile F-2’nin çarpımı ile elde edilmiştir.

İlçe merkezlerine ait adres datası ilçe bazında ayrı-ayrı olmak üzere küme ba-

zında unique olacak şekilde indekslenmiştir. Birinci aşamada her bir ilçeden 2 küme

sistematik olarak seçilmiş ve ikinci aşamada, birinci aşamada seçilen her örnek kü-

meden yine sistematik örnekleme ile 15’er örnek adres seçilmiştir. İlçe merkezle-

ri için F-1 seçim olasılığı (birincil örneklem birimi (küme) seçim olasılığı), seçilen

küme sayısının toplam küme sayısına bölünmesi ile ilçe bazında ayrı-ayrı olacak

şekilde elde edilmiş ve her ilçeden 2 küme seçildiğinden bu kümeler için hesaplanan

F-1’ler aynı olmuştur (2/ilçedeki toplam küme sayısı). Öte yandan F-2 seçim olasılığı

(ikincil örneklem birimi (örnek hane) seçim olasılığı), her bir küme için örnek hane

sayısının kümedeki toplam hane sayısına bölünmesi ile elde edilmiştir. f0 seçim ola-

sılığı ise F-1 ile F-2’nin çarpımı ile elde edilmiştir.

İlçe-köy ve il-köy için her köyden ayrı-ayrı olmak üzere 15’er örnek hane sis-

tematik örnekleme ile seçilmiştir. Köylerden 1’er küme seçildiğinden ki zaten her

bir köy bir kümeyi oluşturduğundan her bir köy için F-1 seçim olasılığı 1 olarak

40

Page 62: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

41

ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

bulunmuştur. F-2 seçim olasılığı (ikincil örneklem birimi (örnek hane) seçim olasılı-

ğı), her bir küme için örnek hane sayısının kümedeki toplam hane sayısına bölünmesi

ile elde edilmiştir. F-1 seçim olasılığı ise F-0 ile F-2’nin çarpımı ile elde edilmiştir.

Bu grupta yer alan 28 yerleşim yerinden 1’er küme seçilmiştir. Bu grupta köy,

belde belediyesi ve ilçe yerleşim yeri olduğundan (köylerin tamamı bir küme, ilçeler

ve belde belediyeleri birden çok kümeden oluşmaktadır) F-1 seçim olasılığı köyler

için 1, diğer yerleşim yerleri için ise 1 / (yerleşim yerindeki toplam blok sayısı) ile

hesaplanmıştır. Öncekilerde olduğu gibi F-2 seçim olasılığı (ikincil örneklem birimi

(örnek hane) seçim olasılığı), her bir küme için örnek hane sayısının kümedeki top-

lam hane sayısına bölünmesi ile elde edilmiştir. F-0 seçim olasılığı ise F-1 ile F-2’nin

çarpımı ile elde edilmiştir.

Tüm bu işlemlerin sonucunda Türkiye’de Aile Değerleri Araştırması için seçi-

len örneklemin nihai dağılımı % 57 il merkezleri, % 22 ilçeler, % 7 ilçe köyleri, % 7 il

köyleri ve % 7 il kasabaları şeklinde gerçekleşmiştir. Yerleşim yerine göre kentlerde

oturanlar örneklemin % 79’unu kırda oturanlar % 21’ini oluşturmuştur.

Belirlenen adreslerlerdeki hanelerde yapılan görüşmeler sonucunda 6035 kişilik

bir örneklem büyüklüğüne ulaşılmış ve analizler bu veri üzerinden gerçekleştiril-

miştir.

Görüşmeler belirlenen hanelerde sorular, üzerinde önceden eğitim verilmiş an-

ketörler aracılığıyla sorulmuştur. Örneklemde belirlenen haneye gidildiğinde, hane

halkından görüşülecek kişinin belirlenmesinde inisiyatif anketöre bırakılmamış,

kish tekniği kullanılarak görüşülecek kişi seçilmiştir. Aşağıdaki kish tablosu her

soru formunun üzerinde yer almıştır.

Page 63: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

42

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Kapı Numarasının Son Numarası

Hanede yaşayan 18 yaş ve üstü bireylerin yaşını büyükten küçüğe yazıp, toplam sayısını işaretleyin.

1 2 3 4 5 6 7 8

…. …. …. …. …. …. …. ….

1 1 2 1 1 4 4 6 7

2 1 1 2 2 5 5 7 8

3 1 2 3 3 1 6 1 1

4 1 1 1 4 2 1 2 2

5 1 2 2 1 3 2 3 3

6 1 1 3 2 4 3 4 4

7 1 2 1 3 5 4 5 5

8 1 1 2 4 1 5 6 6

9 1 2 3 1 2 6 7 7

0 1 1 1 2 3 1 1 8

Öncelikle hanede yaşayan toplam kişi sayısı sorulmuştur. Tabloya anket sı-

rasında evde bulunan ve 18 yaş ve üstü bireylerin yaşları büyükten küçüğe doğru

sıralanmıştır. Yaşlar sıralandıktan sonra anket yapılan hanenin kapı numarasının

son rakamı (iki basamaklı ise son basamağı, tek basamaklı ise numaranın kendisi)

hanede o sırada bulunan kişi sayısının toplamına denk gelecek sütun ile kesiştiril-

miştir. Kesişen bölgedeki sayı hanede kaçıncı kişi ile görüşüleceğini göstermektedir.

Hanede görüşme yapılan sırada 1 kişi var ise tablo uygulanmamıştır. Böylece örnek-

lemin seçiminin yanında seçilen hanede kiminle görüşüleceği konusunda da olasılık

uygulanmıştır.

Araştırmanın nitel verilerinde görüşülecek kişilerin seçiminde ise kota örnekle-

mi kullanılmıştır. Öncelikle İstatistiki Bölge Birimleri Sınıf laması Düzey-1’e göre 12

bölgeyi temsilen birer il tesadüfi olarak seçilmiştir. Seçilen iller, İstanbul bölgesi için

İstanbul, Batı Anadolu bölgesi için Ankara, Doğu Marmara bölgesi için Bursa, Ege

bölgesi için İzmir, Batı Marmara bölgesi için Balıkesir, Akdeniz bölgesi için Adana,

Batı Karadeniz bölgesi için Samsun, Orta Anadolu bölgesi için Kayseri, Doğu Kara-

deniz bölgesi için Trabzon, Güneydoğu Anadolu bölgesi için Gaziantep, Ortadoğu

Anadolu bölgesi için Malatya ve Kuzeydoğu Anadolu bölgesi için Erzurum’dur.

Her ilde toplam 10 görüşme yapılmış ve bunlar da cinsiyet ve yaş kotalarına

göre ayrılmıştır. Nitel görüşmelerin yapıldığı iller, kişisel özellikler ve her biri için

belirlenen kotalar aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Page 64: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

43

ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

İLLER SAYI ÖZELLİKLER SAYI

İstanbul

Ankara

Bursa

İzmir

Balıkesir

Adana

Samsun

Kayseri

Trabzon

Gaziantep

Malatya

Erzurum

10

10

10

10

10

10

10

10

10

10

10

10

CİNSİYET

Kadın 5

Erkek 5

YAŞ

18-35 arası 3

36-55 arası 4

56 + 3

GENEL TOPLAM 120 10

2.2. Veri Toplama Araçları

Türkiye’de Aile Değerleri Araştırmanın nicel verileri standartlaştırılmış soru

formu aracılığıyla toplanmıştır. Soru formu 3 ana kısımdan oluşmaktadır. İlk olarak,

görüşülen kişilerin sosyodemografik özellikleri ve aile yapılarına yönelik sorular yer

almıştır. Cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve meslek temel sosyodemografik değişkenler

olarak sorulurken, aile yapısının belirlenmesi için, medeni durum, çocuk sayısı, kaç

yıllık evli olduğu, kaç yaşında nasıl evlendiği, kimlerle yaşadığı soruları ankette yer

almıştır. Soru formunun ikinci kısmı, görüşülen kişilerin hayat memnuniyeti, mut-

luluk düzeyleri, kişi ve gruplara ne ölçüde güvendiği, çeşitli özelliklerin hayatındaki

önemi, çocukları için önem verdiği hususlar ve ailece birlikte yapılan faaliyetler üze-

rinde odaklanmıştır.

Soru formunun üçüncü kısmı ise aile değer yapısını ortaya koymayı amaçlayan

86 soruluk bir ölçekten oluşmaktadır. Ölçek hazırlanırken öncelikle, Aile ve Sosyal

Araştırmalar Genel Müdürlüğü tarafından 2007 yılında yaptırılan “Medya Profes-

yonellerinin ve Medyanın Aile Algısı” araştırmasında geliştirilen aile değerleri öl-

çeğinden yararlanılmıştır. Bu ölçekte 14 boyutta 64 ifade yer almakta idi, bu ifadeler

üzerinde tartışılmış ve literatür taramasından elde edilen bulgular ışığında ölçeğe

yeni ifadeler eklenmiştir. 100’den fazla maddeden oluşan ölçek ifadeleri konunun

uzmanlarına inceletilmiş ve görüşler ışığında düzenlemeler yapılmıştır.

Hazırlanan ölçek İstanbul’da ön-teste tabi tutulmuştur. Ön-test sonucunda elde

edilen veriler SPSS programına aktarılmış ve ölçeğin güvenilirlik analizleri yapıla-

rak, faktör yapıları oluşturulmuştur. Analizler sonucunda ölçekteki bazı maddeler

çıkarılmış 86 maddeden oluşan son ölçek ile soru kağıdına son şekli verilerek saha-

ya çıkılmıştır. Ölçekteki ifadelere cevaplar; tamamen katılıyorum (5), katılıyorum

Page 65: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

44

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

(4) ne katılıyorum ne katılmıyorum (3), katılmıyorum (2) ve hiç katılmıyorum (1)

şeklinde düzenlenen 5’li likert tipi kategorileştirmeyle alınmıştır.

Araştırmanın nitel verileri ise, yine daha önce oluşturulan aile değerleri boyutları

kapsamında hazırlanan görüşme kılavuzu aracılığı ile toplanmıştır. Kılavuzda, değer-

ler ve aile, akraba ilişkileri, çocuğun değeri, cinsel ahlak, evliliğe bakış, duygusal bağ,

geleneksel değerler, kadın rolü, karar alma süreçleri, ekonomi ve şiddet başlıklarında

görüşmeyi yönlendirici temel sorular sorulmuştur. Görüşmelerin tümü katılımcılar-

dan izin alınarak ses olarak kaydedilmiştir. Ses kayıtları daha sonra çözümlenerek

yazılı metin haline getirilmiştir. Bu metinler ana başlıklar kapsamında değerlendiri-

lerek araştırma bulguları içerisinde ayrı bir başlık olarak raporlaştırılmıştır.

2.3. Verilerin İşlenmesi, Analizi ve Kullanılan İstatistikî Teknikler

Nicel veriler soru formlarında bulunan kodlar kullanılarak Microsoft Excel

programında bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Verilerin analizi ise SPSS 17.0 is-

tatistik paket programında yapılmıştır. Analizlerde frekans dağılımları ile çapraz

tablolar (cross-tabulation) gibi betimleyici istatistik teknikleri ve ortalama, standart

sapma, en düşük, en yüksek değer gibi merkezi eğilim ölçüleri kullanılmıştır. Çı-

karımcı istatistikler olarak ise, değişkenler arası ilişkileri görmek için 2 kategorili

değişkenlerde bağımsız değişkenli t-test ve 2 den fazla kategorisi olan değişkenlerde

ANOVA analizleri uygulanmıştır. İlişkili olan ve olmayan değişkenlerle ilgili sonuç-

larla birlikte ayrıntılı tablolara ek olarak çalışmanın sonunda yer verilmiştir.

Araştırmanın temel amaçlarından olan aile değerleri yapısının alt boyutlarının

belirlenmesinde, keşfedici faktör analizi (exploratory factor analysis) kullanılmıştır.

Faktör analizi sonucu elde edilen gruplar değişken olarak kaydedilip, demografik

özelliklerle olan ilişkisi t-test ve ANOVA aracılığıyla test edilmiştir.

Faktör analizi istatistiki tekniğinin kullanılma amacı, değişkenlerdeki karşılıklı

ilişkileri doğru bir şekilde özetlemektir, böylece ortaya çıkan sonuçların kavramlaştı-

rılması ve alt boyutların belirlenmesi mümkün olabilecektir. Faktör analizi değişkenler

arasındaki toplam varyansı dikkate alarak, faktör çözümü üretmek için orijinal değiş-

kenler arasında ortak varyans hesaplamasını kullanır ve ortak varyans gösteren ifadele-

ri bir araya toplar. Böylece ölçeklerdeki alt boyutlar anlaşılır bir şekilde belirlenebilir.

Araştırma sonuçlarının raporlaştırılması, her bir değişken için uygun tabloların

oluşturularak yorumlanması ile yapılmıştır. Çapraz tablo yapılan değişkenler ara-

sındaki ilişkinin test edilmesi için ki-kare analizi kullanılmış ve sonuçlar tablolarda

gösterilmiştir. Eğer bir tabloda boş hücre ve düşük değer sayısı beklenenden fazla ise

ki-kare sonuçları gösterilmemiş ve değişkenin yanına (*) işareti atılmıştır.

Page 66: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

45

3. ARAŞTIRMA BULGULARI

Türkiye’de aile değerleri araştırmasının nicel ve nitel bulguları özelliklerine

göre farklı başlıklar altında sunulacaktır. Bunlar, görüşülen kişilerin sosyodemogra-

fik özellikleri ve aile yapıları, aileye verilen değer, akrabalık ilişkileri ve geleneksel

aile değerleri, çocuğa bakış, evlilik-sadakat ve eşler arası ilişki, boşanma, kadın rolle-

ri, kadın erkek ilişkileri, şiddet, yaşlılık, hayat memnuniyeti ve mutluluk düzeyi, aile

bireyleri ve yakın sosyal çevreye güven, çeşitli unsurların hayatındaki önem düzeyi,

çocuğun davranış ve niteliklerine atfedilen önem, ailece birlikte yapılan faaliyetler

ve aile değerleriyle ilgili nitel görüşmelerin analizidir.

3.1. Görüşülen Kişilerin Sosyodemografik Özellikleri ve Aile yapıları

Tablo 1. Cinsiyet Dağılımı

Frekans Yüzde

Kadın 3031 50,2

Erkek 3004 49,8

TOPLAM 6035 100,0

Araştırmada gerçekleştirilen toplam 6035 görüşmenin 3031’i (% 50,2) kadınlarla,

3004’ü (% 49,8) erkeklerle gerçekleştirilmiştir. TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusu-

nun % 50,2’si erkeklerden ve % 49,8’i kadınlardan oluşmaktadır. Ancak görüşmelerin

gerçekleştiği illerde nüfus % 50,3 kadınlardan % 49,7 erkeklerden oluşmaktadır. So-

nuçlar Türkiye değerleriyle paralel çıkmıştır.

Page 67: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

46

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 2. Yaş Dağılımı

Frekans Yüzde

18-24 yaş arası 1089 18,0

25-34 yaş arası 1592 26,1

35-44 yaş arası 1387 22,9

45-54 yaş arası 912 15,4

55 yaş ve üzeri 1055 17,6

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Yaş 6035 18,00 98,00 39,16 15,07

Araştırmada 18 yaş üstü kişilerle görüşülmüştür. Görüşme gerçekleştirilen en

yaşlı kişi 98 yaşındadır. Görüşülen kişilerin yaş ortalaması 39,16’dır. Yaş dağılımı in-

celendiğinde % 26,1’inin 25-34 yaş arasında, % 22,9’unun 35-44 yaş arasında, %18’inin

18-24 yaş arasında, % 17,6’sının 55 yaş ve üzerinde ve % 15,4’ünün 45-54 yaş arasında

olduğu görülmektedir.

Tablo 3. Görüşülen Kişinin Eğitim Düzeyi

Frekans Yüzde

Okuryazar değil 323 5,4

Sadece okuryazar 211 3,5

İlkokul mezunu 2298 38,1

Ortaokul mezunu 708 11,7

Lise mezunu 1503 24,9

Yüksekokul mezunu 237 3,9

Üniversite mezunu 699 11,6

Lisansüstü mezunu 56 ,9

TOPLAM 6035 100,0

Araştırma örneklemi içindeki görüşülen kişilerin eğitim düzeylerine bakıldı-

ğında, ilkokul mezunu olanların oranı %38,1’le en yüksek oranda olduğu belirlen-

miştir. İkinci sırayı %24,9’la lise mezunları almaktadır. Daha sonra sırasıyla, %11,7

ile ortaokul mezunları, %11,6 ile üniversite mezunları,%5,4’le okuryazar olmayanlar,

%3,9’la yüksekokul mezunları, %3,5 ile sadece okuryazarlar ve %0,9’la lisansüstü me-

zunlar gelmektedir.

Görüşülen kişilerin eğitim düzeyi dağılımının, Türkiye ortalamasını yansıttığı

görülmektedir.

Page 68: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

47

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 4. Eve En Çok Gelir Getiren Kişinin Eğitim Düzeyi

Frekans Yüzde

Okuryazar değil 168 2,8

Sadece okuryazar 159 2,6

İlkokul mezunu 2397 39,7

Ortaokul mezunu 858 14,2

Lise mezunu 1413 23,4

Yüksekokul mezunu 229 3,8

Üniversite mezunu 740 12,3

Lisansüstü mezunu 71 1,2

TOPLAM 6035 100,0

Ailede eve en çok gelir getiren kişilerin eğitim düzeylerine bakıldığında, yine

ilk sırayı %39,7 ile ilkokul mezunları almaktadır. İkinci sırada %23,4 ile lise mezun-

ları gelmektedir. Daha sonra sırasıyla, %14,2 ile ortaokul mezunları, %12,3’le üniver-

site mezunları,%3,8’le yüksekokul mezunları, %2,8’le okuryazar olmayanlar, %2,6 ile

sadece okuryazarlar ve %1,2 ile lisansüstü mezunlar gelmektedir.

Tablo 5. Görüşülen Kişinin Meslek Dağılımı

Frekans Yüzde

Ev hanımı 2158 35,8

Emekli 682 11,3

Özel/kamu ofis çalışanı, memur, subay 610 10,1

Özel/kamu ustabaşı, işçi, şoför 949 15,7

Özel/kamu yönetici 63 1,0

İmalatçı, sanayici, tüccar 22 ,4

Esnaf, zanaatkâr 513 8,5

Profesyonel (Dr, av., ecz.) 153 2,5

Öğrenci 478 7,9

Çiftçi 229 3,8

Diğer 35 ,6

İşsiz 143 2,4

TOPLAM 6035 100,0

Katılımcıların meslek dağılımında ilk sırayı %35,8 ile ev hanımları almaktadır.

Diğer meslek grupları ise sırasıyla şöyledir; %15,7’si ustabaşı, işçi ve şoför, %11,3’ü

emekli, %10,1’i ofis çalışanı, memur, subay, %7,9’u öğrenci, %8,5’i esnaf, zanaat-

kar, %3,8’i çiftçi, %2,5’i doktor, avukat ve eczacı gibi profesyonel işler, %1’i yönetici,

%0,4’ü sanayici, tüccar ve %0,6’sı da diğer meslek gruplarıdır.

Page 69: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

48

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 6. Medeni Durum

Frekans Yüzde

Bekâr 1436 23,8

Evli 4220 69,9

Boşanmış / dul 379 6,3

TOPLAM 6035 100,0

Medeni durum açısından en kalabalık kategoriyi % 69,9 ile evliler oluşturmak-

tadır. Bekâr olanlar % 23,8 oranında iken boşanmış ve dul olanlar ise % 6,3 oranın-

dadır.

Tablo 7. Aile Büyüklüğü (Görüşülen Kişi Dahil)

Frekans Yüzde

1 kişi 320 5,3

2 kişi 956 15,8

3 kişi 1283 21,3

4 kişi 1693 28,1

5 kişi ve fazla 1783 29,5

TOPLAM 6035 100,0

Görüşülen kişilerin aile yapılarını öğrenmek üzere sorulmuş olan aile büyüklü-

ğü sorusu 2, 3 ve 4 kişilik ailelerin % 65,2 oranında olduğunu göstermektedir. Yalnız

yaşayanlar % 5,3 oranında iken, 5 kişi ve daha fazla kişiden oluşan aileler % 29,5

oranındadır.

Tablo 8. Evinde Kimlerle Yaşıyor

Frekans Yüzde

Eş ve çocuklar 2871 47,6

Anne, baba ve kardeşler 780 12,9

Eş 742 12,3

Eş, çocuklar ve aile büyükleri 372 6,2

Anne baba 337 5,6

Yalnız 315 5,2

Çocuklar 156 2,6

Eş, çocuklar ve akrabalar 96 1,6

Akraba (kardeş, hala, dayı) 64 1,1

Eş ve aile büyükler 61 1,0

Arkadaşlarıyla 60 1,0

Page 70: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

49

ARAŞTIRMA BULGULARI

Eş, çocuklar, aile büyükleri ve akrabalar 47 ,8

Çocuklar ve aile büyükleri 32 ,5

Eş, aile büyükleri ve akrabalar 25 ,4

Aile büyükleri ve akrabalar 25 ,4

Aile büyükleri 22 ,4

Çocuklar ve akrabalar 17 ,3

Eş ve akrabalar 6 ,1

Anneanne, dede 3 ,0

Anneanne, babaanne ve akrabalar 2 ,0

Çocuklar, aile büyükleri ve akrabalar 2 ,0

TOPLAM 6035 100,0

Örneklem içine giren ailelerin evde kimlerle birlikte yaşadıklarını öğrenmeyi

hedefleyen ve çoklu cevaplardan elde edilen verilere göre, ailelerin %47,6’sı eş ve

çocuklarıyla, %12,6’sı anne baba ve kardeşleriyle, %12’si eşleriyle ve %2,6’sı çocukla-

rıyla yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bu durumda ailelerin %75,2’si eş ve çocuklarıyla

birlikte çekirdek aile olarak tanımlanabilecek ailelerde yaşamaktadırlar. Bunların

dışında düşük oranlarda da olsa akraba ve diğer aile büyükleri ile birlikte yaşayan

aileler de vardır.

Tablo 9. Gelir Düzeyi

Frekans Yüzde

100-400 arası 405 6,7

401-500 arası 443 7,3

501-600 arası 549 9,1

601-700 arası 473 7,8

701-800 arası 384 6,4

801-900 arası 167 2,8

901-1000 arası 766 12,7

1001-1500 arası 933 15,5

1501-2000 arası 549 9,1

2001-3000 arası 354 5,9

3001 ve fazla 224 3,7

Cevapsız 788 13,1

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Gelir 5247 100 25000 1265,97 1271,48

Page 71: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

50

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Gelir dağılımı gösteren tablo incelendiğinde, ailelerin %15,5’i 1001-1500 TL ara-

sında, %12,7’si 901-1000 TL arasında, %9,1’i 1501-2000 TL arası, %9,1’i 501-600 TL

arasında, %7,8’i 601-700 TL arasında, %7,3’ü 401-500 TL arasında, %6,7’si 100-400

TL arasında, %6,4’ü 701-800 TL arasında ve %2,8’i 801-900 TL arasında aylık gelire

sahip oldukları belirlenmiştir. Gelir durumunu belirtmeyenlerin oranı ise %13,1’dir.

Tüm bunlar dikkate alındığında, ailelerin aylık gelirlerinin ortalaması 1266 TL ola-

rak bulunmuştur.

Tablo 10. Çocuk Sayısı

Frekans Yüzde

Çocuk yok 1803 29,9

1 çocuk 861 14,3

2 çocuk 1602 26,5

3 çocuk 851 14,1

4 çocuk 420 7,0

5 çocuk 225 3,7

6 çocuk 117 1,9

7 ve fazla çocuk 156 2,6

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Çocuk sayısı 4232 1 10 2,68 1,60

Ailelerin sahip oldukları çocuk sayısına bakıldığında, en yüksek oranda 2 ço-

cuklu ailelerin (%26,5) oldukları görülmektedir. Diğer yandan 1 çocuklu olan ai-

lelerin oranı % 14,3, 3 çocuklu ailelerin oranı %14,1, 4 çocuklu ailelerin oranı %7, 5

çocuklu ailelerin oranı %3,7, 6 çocuklu ailelerin oranı %1,9 ve 7 ve daha fazla çocuğu

olan ailelerin oranı ise %2,6’dır. Çocuğu olmayan ailelerin oranı ise %29,9’dur.

Örneklem içindeki ailelerin sahip oldukları çocukların ortalaması ise 2,68’dir.

Türkiye’de 15-49 yaş arası kadınlarda doğurganlık sayısı 2,53’tür. Kısaca araştırmada

görüşülen kişilerin çocuk sayısı ortalaması, Türkiye ortalamasıyla paraleldir.

Page 72: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

51

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 11. Kaç Yıllık Evli (Evli kaldı)

Frekans Yüzde

Evli değil 1436 23,8

1 yıldan az 36 ,6

1-5 yıl arası 650 10,8

6-10 yıl arası 635 10,5

11-15 yıl arası 596 9,9

16-20 yıl arası 630 10,4

21-25 yıl arası 507 8,4

26-30 yıl arası 448 7,4

31 yıl ve fazla 1097 18,2

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Evlilik süresi 4599 0,5 70 20,98 14,22

Örneklem içindeki ailelerin %23,8’i bekârlardan oluşmaktadır. Evli olanların

evlilik sürelerine baktığımızda, %18,2’sinin 31 yıl ve daha uzun süre, %10,8’inin 1-5

yıl arası, %10,5’inin 6-10 yıl, %10,4’ünün 16-20 yıl, %9,9’unun 11-15 yıl, %8,4’ünün

21-25 yıl, %7,4’ünün 26-30 yıl ve %0,6’sının da 1 yıldan az bir süredir evli oldukları

belirlenmiştir.

Tablo 12. Kaç Yaşında Evlendi

Frekans Yüzde

Evli değil 1436 23,8

12-17 arası 703 11,6

18-20 arası 1269 21,0

21-25 arası 1683 27,9

26-30 arası 742 12,3

31 ve üzeri 202 3,3

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Evlilik yaşı 4599 12 47 22,06 4,58

Araştırmaya katılanların % 11,6’sı 12-17 yaş arasında, % 21’i 18-20 yaş arasında,

% 27,9’u 21-25 yaş arasında, % 12,3’ü 26-30 yaş arasında ve % 3,3’ü 31 yaş ve üzerinde

evlenmiştir. Bu veriler doğrultusunda değerlendirdiğimizde araştırmaya katılanla-

rın % 11,6’sının kanunların öngördüğü reşit olma yaşından önce anne baba izni ile

Page 73: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

52

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

evlendikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca katılımcıların evlilik yaşı ortalaması 22,06’dır.

Araştırma örnekleminin % 79,1’inin kent merkezlerinden olduğu dikkate alındığın-

da oranın oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

Tablo 13. Evliliği Nasıl Gerçekleşti

Frekans Yüzde

Kendi seçimi, aile onayı 2114 46,0

Kendi kararı, aile bilgisi dışında 108 2,3

Ailesi karşıydı ama evlendi 14 ,3

Görücü usulü, kendi kararı 1143 24,9

Görücü usulü, aile kararı 1110 24,1

Kaçarak 110 2,4

TOPLAM 4599 100,0

Evlenme sürecinde eşin nasıl seçildiğine bakıldığında, gençlerin evlilikte aile

onayını önemsedikleri hususu dikkat çekmektedir. Şüphesiz, bireylerin eş seçiminde

kendi kararları büyük oranda etkili olmakla birlikte, aile onayı evliliklerde önemli

rol oynamaktadır. Nitekim ailenin bilgisi dışında ve sadece kendi kararıyla evlilik

gerçekleştirenlerin oranı %2,3 ve ailesi karşı olmasına rağmen eşini seçenlerin oranı

%0,3’tür. Kendi seçimi olmakla birlikte aile onayı ile evlenenlerin oranı %46’dır.

Diğer yandan, görücü usulü evlilik günümüzde de azımsanmayacak oranlarda

devam etmektedir. Bu bağlamda kendi kararı olmakla birlikte görücü usulü ile evle-

nenlerin oranı %24,9, tamamen aile kararı ve görücü usulü ile evlenenlerin oranı da

%24,1’dir. Bu veriler ışığında değerlendirildiğinde Türk toplumundaki evliliklerin

%49’da görücü usulü evliliğin devam ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca %2,4’ü de kaça-

rak/kaçırarak evlendiğini ifade etmişlerdir.

Tablo 14. Erkek İçin İdeal Evlenme Yaşı kaçtır

Frekans Yüzde

18-20 arası 422 7,0

21-23 arası 729 12,1

24-26 arası 2618 43,4

27-29 arası 848 14,1

30-32 arası 1195 19,8

33 ve üzeri 223 3,7

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Erkek evlilik yaşı 6035 18 40 26,08 3,46

Page 74: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

53

ARAŞTIRMA BULGULARI

Erkekler için ideal evlenme yaşını katılımcıların %43,4’ü 24-26 yaş grubu,

%19,8’i 30-32 yaş grubu, %14,1’i 27-29 yaş grubu, %12,1’i 21-23 yaş grubu, %7’si 18-20

yaş grubu ve %3,7’si de 33 ve üzeri yaşlar olarak ifade etmişlerdir. Bu verilere göre

katılımcı erkekler için ideal evlenme yaşı 26,08 olarak hesaplanmıştır.

Araştırmaya katılan 6035 kişiden hiç kimsenin erkekler için ideal evlenme ya-

şını 18’in altında olabileceğini düşünmemesi dikkat çekicidir. Ayrıca erkekler için

evlilik yaşının 20’nin altında olmasını önerenlerin oranı da oldukça düşüktür.

Tablo 15. Kız İçin İdeal Evlenme Yaşı kaçtır

Frekans Yüzde

16-17 arası 15 ,2

18-20 arası 1913 31,7

21-23 arası 1246 20,6

24-26 arası 2185 36,2

27-29 arası 390 6,5

30-32 arası 258 4,3

33 ve üzeri 28 ,5

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Kız evlilik yaşı 6035 16 38 23,08 3,15

Kızlar için ideal evlilik yaşı olarak da katılımcıların % 31,7’si 18-20 yaş, % 20,6’sı

21-23 yaş, % 36,2’si 24-26 yaş, % 6,5’i 27-29 yaş, % 4,3’ü 30-32 yaş arası ve % 0,5’i de

33 yaş ve üzeri olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca, % 0,2 oranında 16 ve 17 yaşın-

da kızların evlenebileceğini belirtenler yer almaktadır. Araştırmaya katılanların %

11,6’sının 18 yaşının altında evlenmiş olmalarına karşılık erkek çocukların evlenme

yaşı olarak 18 yaşının altını düşünmemeleri, kızlar için evlenme yaşını 18’in altında

düşünenlerin oranının % 0,2 olması yakın gelecekte evlenme yaşının yükseleceğine

işaret etmektedir.

Erkek ve kız çocukların ideal evlenme yaşı ortalamaları incelendiğinde erkekle-

rin 26, kızların ise 23 olduğu hesaplanmıştır. Bu sonuçlar evlenme ile ilgili Türk top-

lumunun önceliklerinin değiştiğini göstermektedir. Hem kız hem de erkek çocuklar

için eğitim almaları ve iş sahibi olmaları evlenmenin önüne geçmiştir.

Page 75: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

54

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 16. Bir Ailedeki İdeal Çocuk Sayısı Kaçtır

Frekans Yüzde

1 çocuk 433 7,2

2 çocuk 3410 56,5

3 çocuk 1539 25,5

4 çocuk 525 8,7

5 ve fazla çocuk 123 1,9

Cevapsız 5 ,1

TOPLAM 6035 100,0

N En düşük En yüksek Ortalama Std. Sapma

Çocuk sayısı 6030 1 6 2,42 0,83

Bir ailenin sahip olması gereken çocuk sayısı konusunda ise ailelerin yarısın-

dan fazlası (%56,5) 2 çocuk olduğunu belirtmişlerdir. Bunun dışında %25,5’i 3 çocuk,

%8,7’si 4 çocuk, %7,2’si 1 çocuk ve %1,9’u da 5 ve daha fazla çocuk olması gerektiğini

ifade etmişlerdir. Bu durumda aileler ideal çocuk sayısını ortalama 2,4 olarak belirt-

mişlerdir. Bu rakam araştırmada belirlenen ortalama çocuk sayısından daha azdır.

Türkiye’de doğurganlık ortalamasının 2,53 olduğu dikkate alınırsa, önümüzde-

ki yıllarda nüfusun kendini yenileme hızının azalacağını, diğer bir söyleyişle 2009

adrese dayalı nüfus sayımına göre binde 13,1 olan nüfus artış hızının düşeceğini,

hatta toplam nüfusta bir azalmanın söz konusu olabileceği söylenebilir.

Tablo 17. Sosyoekonomik Seviye

Frekans Yüzde

A 179 3,0

B 397 6,6

C1 1653 27,4

C2 1239 20,5

D-E 2567 42,5

TOPLAM 6035 100,0

Örneklem kapsamında görüşülen aileler içinde aile reisinin gelir meslek ve

eğitim düzeylerine bakılarak sosyoekonomik seviyeleri sınıf lanmıştır. Buna göre

örneklemin % 3’ü A olarak isimlendirilen en üst SES grubundan, % 6,6’sı B olarak

isimlendirilen üst SES grubundan, % 27,4’ü C1 olarak isimlendirilen orta üst SES

grubundan, %20,5’i C2 olarak isimlendirilen orta alt SES grubundan ve % 42,5’i de

D-E olarak isimlendirilen alt SES grubundan oluşmaktadır.

Page 76: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

55

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 18. Görüşmenin Yapıldığı Yerleşim Yerleri

Frekans Yüzde

Kent 4776 79,1

Kır 1259 20,9

TOPLAM 6035 100,0

Araştırmada görüşülen kişilerin % 79,1’i kentlerde, % 20,9’u da kırsal yerleşim

yerlerinde oturmaktadır.

Tablo 19. Görüşmenin Yapıldığı Bölge

Frekans Yüzde

İstanbul 1381 22,9

Batı Marmara (Edirne-Balıkesir) 230 3,8

Ege (İzmir-Muğla-Manisa-Kütahya-Denizli) 903 15,0

Doğu Marmara (Bursa-Kocaeli) 462 7,7

Batı Anadolu (Ankara-Konya) 769 12,7

Akdeniz (Antalya-Adana-Hatay) 569 9,4

Orta Anadolu (Kayseri-Nevşehir) 286 4,7

Batı Karadeniz (Zong.- Samsun-Kastamonu) 336 5,6

Doğu Karadeniz (Trabzon) 119 2,0

Kuzeydoğu Anadolu (Erzurum) 119 2,0

Ortadoğu Anadolu (Malatya-Van) 267 4,4

Güneydoğu Anadolu (G.Antep-Ş.Urfa-Siirt-D.Bakır) 594 9,8

TOPLAM 6035 100,0

Araştırmanın gerçekleştirildiği iller istatistikî bölge birimleri sınıf lamasına

(İBBS) göre gruplandığında, bölgelere göre dağılım yukarıdaki tabloda gösteril-

mektedir. Buna göre, İstanbul bölgesi %22,9, Batı Marmara (Edirne-Balıkesir) böl-

gesi %3,8, Ege (İzmir-Muğla-Manisa-Kütahya-Denizli) bölgesi %15, Doğu Marmara

(Bursa-Kocaeli) bölgesi %7,7, Batı Anadolu (Ankara-Konya) bölgesi %12,7, Akde-

niz (Antalya-Adana-Hatay) bölgesi %9,5, Orta Anadolu (Kayseri-Nevşehir) bölgesi

%4,7, Batı Karadeniz (Zonguldak.- Samsun-Kastamonu) bölgesi %5,6, Doğu Ka-

radeniz (Trabzon) bölgesi % 2, Kuzeydoğu Anadolu (Erzurum) bölgesi %2, Orta-

doğu Anadolu (Malatya-Van) bölgesi %4,4, ve Güneydoğu Anadolu (Gaziantep-

Şanlıurfa-Siirt-D.Bakır) bölgesi %9,8 oranında temsil edilmiştir.

Page 77: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

56

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.2. Aileye Verilen Değer

Bu bölümde, aileye verilen değerle ilgili ifadelerin betimleyici istatistikleri sos-

yodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 20. Maddi ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması Gereken İlk Yer Ailedir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2517 41,7

Katılıyor 2536 42,0

Ne katılıyor ne katılmıyor 594 9,8

Katılmıyor 254 4,2

Hiç katılmıyor 134 2,2

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve aileye verilen önemi gösteren “Mad-

di ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması Gereken İlk Yer Ailedir” ifadesi

görüşülen kişilerin % 83,7’si tarafından desteklenen bir yargıdır. İfadeye yalnızca 6,4

oranında destek verilmezken, görüşülen kişilerin % 9,8’i bu yargıya ne katıldıklarını

ne de katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde ifadenin ortalaması 4,17

ve standart sapması 0,925’dir.

Sosyodemografik değişkenlerden cinsiyet kategorileri arasında anlamlı bir

farklılaşma bulunmazken yaş, eğitim ve SES kategorileri aralarında ifadenin des-

teklenmesi noktasında anlamlı farklılıklar bulunmaktadır. Yaş arttıkça bu ifadenin

önemsenme ve desteklenme düzeyi artmaktadır. İlkokul ve ortaokul eğitimliler di-

ğerlerine göre ve kırdakiler kentte yaşayanlara göre bu yargıyı daha fazla önemse-

mektedir.

Modern toplumlarda bireylerin karşılaştıkları sorunları çözmek için öncelikle

başvurdukları kurumlar kredi veren kurumlar yani bankalar olmaktadır. Türk top-

lumunda ise bu tür sorunlarda ailenin önemli bir başvuru kurumu olarak devam

etmesi, değerler sistemi ve ailenin bireyler üzerindeki etkisini sürdürmesi açısından

oldukça anlamlıdır. Bu ifade Türk aile değerleri içinde yüksek aritmetik ortalama

ve düşük standart sapma değeri ile önemli ve güçlü bir değer olarak yerini almak-

tadır.

Page 78: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

57

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 20-1. Maddi ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması Gereken İlk Yer Ailedir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 3,31 Sd= 4 P= 0,508

Kadın 42,7 41,1 9,6 4,2 2,3

Erkek 40,7 42,9 10,1 4,2 2,1

YAŞ X2= 54,11 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 36,3 45,5 11,8 3,4 3,0

25-34 arası 40,6 41,5 10,0 5,3 2,6

35-44 arası 40,9 43,9 8,4 4,5 2,3

45-54 arası 47,3 38,0 10,0 3,3 1,4

55 + 45,2 40,3 9,4 3,8 1,3

EĞİTİM X2= 56,98 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 41,6 45,5 8,2 3,9 ,7

İlkokul 43,5 43,0 8,2 3,1 2,2

Ortaokul 43,4 41,4 9,3 4,0 2,0

Lise 40,1 41,6 11,2 5,2 1,9

Üniversite 39,0 39,1 12,7 5,5 3,6

BÖLGE*

İstanbul 37,1 42,1 13,6 4,7 2,4

Batı Marmara 52,6 34,3 11,7 ,9 ,4

Ege 34,7 36,2 18,3 8,4 2,4

Doğu Marmara 48,1 43,7 6,5 1,3 ,4

Batı Anadolu 41,1 36,4 9,6 4,8 8,1

Akdeniz 51,8 34,1 7,9 5,4 ,7

Orta Anadolu 53,1 44,4 1,4 1,0

Batı Karadeniz 41,1 49,7 5,1 3,6 ,6

Doğu Karadeniz 43,7 47,9 5,9 1,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 49,6 44,5 3,4 ,8 1,7

Ortadoğu Anadolu 41,6 53,9 3,0 1,1 ,4

Güneydoğu Anadolu 37,9 54,5 4,2 2,7 ,7

SES X2=46,54 Sd= 16 P= 0,001

A 42,5 35,2 15,1 5,0 2,2

B 44,3 39,3 8,6 4,0 3,8

C1 40,5 39,7 11,7 5,3 2,8

C2 41,1 42,6 9,3 4,8 2,2

DE 42,3 44,1 8,8 3,2 1,6

YERLEŞİM YERİ X2=44,93 Sd= 4 P= 0,001

Kent 40,2 42,0 10,7 4,4 2,6

Kır 47,3 42,0 6,4 3,3 1,0

TOPLAM 41,7 42,0 9,8 4,2 2,2

Page 79: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

58

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 21. Ailemin İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2911 48,2

Katılıyor 2538 42,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 459 7,6

Katılmıyor 111 1,8

Hiç katılmıyor 16 ,3

TOPLAM 6035 100,0

Aileye verilen önemle ilgili diğer bir ifade olan “Ailemin İyiliği İçin Her Türlü

Sıkıntıya Katlanabilirim” katılım yönünde en yüksek ortalama (4,36) alan ifadeler-

den birisidir. Görüşülen kişilerin % 90,3’ü bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir.

“Ailemin İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim” ifadesine görüşülen kişile-

rin % 2,1’i katılmazken, % 7,6’sı kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin

ortalaması 4,36 ve standart sapması 0,725’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, kadınların ve

erkeklerin birbirine benzer düzeyde bu ifadeye katıldıkları görülmektedir. Öte yan-

dan yaş arttıkça ifadeye verilen desteğin de arttığı görülmektedir. Eğitim düzeyinde

ise negatif bir ilişki gözlenmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça ifadeye verilen önem

azalmaktadır.

Bu değer ifadesine yüksek oranda katılım da aileye verilen önemi ortaya koy-

ma açısından önemli ipucu vermektedir. Çünkü aile bireyleri “biz” bilincinin bir

yansıması olarak, ailesi için her türlü sıkıntıyı göze alabilme iradesi ortaya koya-

bilmektedir. Yüksek aritmetik ortalama ve düşük standart sapma değerleri dikkate

alındığında bu ifadenin, Türk değerler sistemi içinde, üzerinde konsensüs sağlanan

güçlü bir değer olarak yer aldığı görülmektedir.

Page 80: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

59

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 21-1. Ailemin İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim İfadesine Katılım Düzeyinin

Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 7,10 Sd= 4 P= 0,131

Kadın 48,2 41,4 8,0 2,0 ,4

Erkek 48,3 42,7 7,2 1,6 ,1

YAŞ*

18-24 arası 43,3 45,5 8,5 2,1 ,5

25-34 arası 46,3 41,6 8,9 2,8 ,4

35-44 arası 48,3 43,3 6,8 1,5 ,1

45-54 arası 53,0 39,1 6,9 ,9 ,1

55 + 52,0 40,0 6,3 1,4 ,3

EĞİTİM*

Eğitimsiz 52,1 40,4 6,0 1,5

İlkokul 51,2 42,0 5,0 1,5 ,3

Ortaokul 49,4 41,8 6,9 1,7 ,1

Lise 45,1 42,8 10,0 1,8 ,3

Üniversite 43,1 42,0 11,4 2,9 ,5

BÖLGE*

İstanbul 43,1 41,7 13,0 1,9 ,3

Batı Marmara 61,3 33,9 ,9 3,9

Ege 49,5 40,3 7,8 2,1 ,3

Doğu Marmara 46,3 42,9 8,9 1,7 ,2

Batı Anadolu 45,6 40,8 10,3 2,7 ,5

Akdeniz 61,5 35,5 2,6 ,4

Orta Anadolu 55,2 42,0 2,4 ,3

Batı Karadeniz 37,5 50,6 8,6 3,0 ,3

Doğu Karadeniz 46,2 46,2 5,0 1,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 51,3 42,0 6,7

Ortadoğu Anadolu 50,2 44,6 3,7 1,1 ,4

Güneydoğu Anadolu 47,0 49,2 2,0 1,7 ,2

SES* * Sd= 16 P= 0,001

A 40,2 43,0 12,3 3,9 ,6

B 42,8 44,3 10,3 2,3 ,3

C1 46,5 40,0 11,0 2,1 ,3

C2 47,6 42,6 7,4 1,9 ,4

DE 51,0 42,7 4,8 1,4 ,2

YERLEŞİM YERİ* * Sd= 4 P= 0,001

Kent 47,2 41,5 8,9 2,1 ,3

Kır 52,2 44,2 2,5 1,0 ,2

TOPLAM 48,2 42,1 7,6 1,8 ,3

Page 81: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

60

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.3. Akrabalık İlişkileri ve Geleneksel Aile Değerleri

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki akrabalık ilişki-

leri ve geleneksel aile değerlerine yönelik yer alan altı ifadenin betimleyici istatistik-

leri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 22. Aile İçi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da İlgilendirir İfadesine Katılım

Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1400 23,2

Katılıyor 2603 43,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 823 13,6

Katılmıyor 965 16,0

Hiç katılmıyor 244 4,0

TOPLAM 6035 100,0

Aileye verilen önemle ilgili diğer bir ifade olan “Aile İçi İlişkiler Eşler Kadar

Anne-Babaları da İlgilendirir” ifadesine katılımın aritmetik ortalaması 3,64 düze-

yindedir. Görüşülen kişilerin % 66,3’ü bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Aile

İçi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da ilgilendirir ifadesine görüşülen kişilerin

% 20’si katılmazken, % 13,6’sı da kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin

ortalaması 3,65 ve standart sapması 1,119’dur.

İfade, sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, kadınlarla er-

kekler birbirine aynı düzeyde katılım göstermişlerdir. Öte yandan yaş arttıkça ifade-

ye verilen desteğin de arttığı görülmektedir. Eğitim düzeyinde ise negatif bir ilişki

gözlenmektedir. Eğitim düzeyi arttıkça ifadeye verilen önem azalmaktadır. Bölge-

lere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Aile İçi İlişkiler Eşler Ka-

dar Anne-Babaları da İlgilendirir ifadesine en yüksek düzeyde katılım Kuzeydoğu

Anadolu bölgesinde (%43,7) yaşayanlardadır. SES gruplarında bu ifadeye katılım en

yüksek düzeyde düşük gelir gruplarında iken, kırda yaşayanların bu ifadeye katılımı

kentte yaşayanlara göre daha yüksek düzeydedir.

Aileler arasında bu ifadeye katılım düzeyi orta düzeyde de olsa, aile içi sorun-

ların çözümünde büyüklerin önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Görüldü-

ğü gibi aile içi sorunların çözümünde aile büyükleri etkisini korumaktadır. Kısaca

Türk aile yapısı çoğunlukla çekirdek aile özelliği gösterse de işleyiş açısından geniş

aile görüntüsü vermektedir. Geleneğin aileler yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılması

ve korunması sebebiyle geleneksel kalıpların aile üzerinde geçerliliğini sürdürdüğü

söyleyenebilir.

Page 82: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

61

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 22-1. Aile İçi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 4,86 Sd= 4 P= 0,302

Kadın 23,4 41,8 14,0 16,6 4,3

Erkek 23,0 44,4 13,3 15,4 3,8

YAŞ X2= 55,93 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 23,5 42,4 14,3 15,9 3,9

25-34 arası 20,2 42,1 14,9 18,3 4,4

35-44 arası 22,1 41,7 15,1 16,7 4,4

45-54 arası 25,8 42,4 12,1 15,6 4,2

55 + 26,6 47,9 10,3 12,0 3,1

EĞİTİM X2= 84,04 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 28,1 48,3 11,2 9,9 2,4

İlkokul 24,4 45,2 12,8 14,5 3,0

Ortaokul 24,9 40,3 12,3 18,6 4,0

Lise 20,5 42,6 15,2 16,7 5,0

Üniversite 20,8 38,4 15,3 19,7 5,8

BÖLGE X2= 221,14 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 24,2 40,6 17,4 14,2 3,7

Batı Marmara 13,0 42,2 15,7 22,6 6,5

Ege 22,8 42,0 12,7 16,9 5,5

Doğu Marmara 18,0 40,5 13,4 24,0 4,1

Batı Anadolu 24,3 39,8 13,1 20,7 2,1

Akdeniz 23,9 39,9 15,5 16,0 4,7

Orta Anadolu 21,0 43,4 12,2 18,5 4,9

Batı Karadeniz 23,2 53,0 10,1 8,6 5,1

Doğu Karadeniz 20,2 42,9 5,9 21,8 9,2

Kuzeydoğu Anadolu 43,7 40,3 11,8 4,2

Ortadoğu Anadolu 23,2 52,8 7,9 12,0 4,1

Güneydoğu Anadolu 24,9 51,3 11,8 9,8 2,2

SES X2=97,73 Sd= 16 P= 0,001

A 17,9 38,5 16,2 22,9 4,5

B 22,4 35,5 14,4 20,2 7,6

C1 21,5 40,3 16,6 16,7 4,9

C2 21,7 42,9 13,0 18,6 3,8

DE 25,5 46,6 11,7 13,1 3,0

YERLEŞİM YERİ X2=122,39 Sd= 4 P= 0,001

Kent 21,5 41,6 15,5 17,1 4,2

Kır 29,7 48,8 6,4 11,6 3,4

TOPLAM 23,2 43,1 13,6 16,0 4,0

Page 83: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

62

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 23. Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir İfadesineKatılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2348 38,9

Katılıyor 2729 45,2

Ne katılıyor ne katılmıyor 476 7,9

Katılmıyor 404 6,7

Hiç katılmıyor 78 1,3

TOPLAM 6035 100,0

Aileye verilen önemle ilgili “Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri

İlgilendirir” ifadesine ise katılımın ortalaması 4,14 gibi yüksek düzeyindedir. Gö-

rüşülen kişilerin % 84,1’i bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Aile İçi Sorun-

lar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir ifadesine görüşülen kişilerin % 8’i

katılmazken, % 7,9’u kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart

sapması 0,913’dür.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, kadınların ka-

tılma oranı erkeklerden daha yüksektir. Öte yandan 55 yaş üzerindekilerin bu ifadeye

katılım düzeyi diğer yaş gruplarından daha düşüktür. Eğitim düzeyi arttıkça ifadeye

verilen önem artmaktadır. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla

birlikte, Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir ifadesine en

yüksek düzeyde katılım Akdeniz bölgesinde yaşayanlardadır. SES gruplarında bu

ifadeye katılım en yüksek düzeyde üst gelir gruplarında iken, kentte yaşayanların bu

ifadeye katılımı kırda yaşayanlara göre biraz daha yüksek düzeydedir.

Yukarıdaki ifadeler dikkate alındığında, özellikle eşler arasındaki sorunların

kendilerinin çözmesi gerektiği eğiliminin Türk aile yapısında oldukça yaygınlaştığı

görülmektedir. Başka bir ifade ile eşler aralarındaki sorunların çözümüne başka-

larının müdahale etmesine onay verilmemektedir. Tablonun aritmetik ortalama ve

standart sapma değerlerinden, bu konu üzerinde Türkiye toplumunda bir konsensüs

var olduğu görülmektedir. Son iki ifade birlikte değerlendirildiğinde, Türk ailesi,

aile büyüklerine saygı duymakta ve bunların aile içinde sözünün dinlenmesi gerekti-

ği, aile içi sorunları ise sadece eşlerin özelinde olduğu ve onlar tarafından çözülmesi

gerektiği sonucu çıkmaktadır. Diğer bir söyleyişle modern, kentsel aile yapısı içinde

gelenek çatışmadan birlikte varlıklarını sürdürmektedir.

Page 84: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

63

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 23-1. Aile İçi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri İlgilendirir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 18,93 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 41,5 43,8 7,4 6,0 1,3

Erkek 36,3 46,6 8,4 7,4 1,3

YAŞ X2= 26,11 Sd= 16 P= 0,052

18-24 arası 36,6 45,9 8,3 7,4 1,7

25-34 arası 39,8 45,2 8,1 5,8 1,1

35-44 arası 41,1 45,4 6,2 6,1 1,2

45-54 arası 40,7 42,8 7,7 7,7 1,2

55 + 35,5 46,4 9,6 7,3 1,2

EĞİTİM X2= 25,64 Sd= 16 P= 0,059

Eğitimsiz 38,2 43,6 10,1 7,5 ,6

İlkokul 38,5 47,2 7,0 6,0 1,3

Ortaokul 39,3 46,0 6,5 7,2 1,0

Lise 38,7 44,8 8,8 6,5 1,3

Üniversite 40,3 41,5 8,4 7,9 1,9

BÖLGE*

İstanbul 35,3 44,0 11,2 8,2 1,3

Batı Marmara 40,9 51,3 4,3 2,2 1,3

Ege 34,1 45,6 10,0 9,2 1,1

Doğu Marmara 45,5 42,6 6,3 5,2 ,4

Batı Anadolu 39,8 45,3 6,1 7,5 1,3

Akdeniz 52,4 39,7 4,4 3,0 ,5

Orta Anadolu 44,8 43,7 3,5 6,6 1,4

Batı Karadeniz 28,0 56,8 4,2 5,7 5,4

Doğu Karadeniz 39,5 48,7 8,4 2,5 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 49,6 36,1 7,6 6,7

Ortadoğu Anadolu 28,8 46,8 8,6 14,2 1,5

Güneydoğu Anadolu 40,2 47,0 9,1 2,9 ,8

SES*

A 34,1 44,1 12,3 8,4 1,1

B 42,3 39,0 9,1 7,1 2,5

C1 39,2 44,5 8,2 6,8 1,3

C2 40,5 42,5 8,6 7,3 1,2

DE 37,7 48,0 6,9 6,2 1,2

YERLEŞİM YERİ X2=63,12 Sd= 4 P= 0,001

Kent 39,4 43,8 9,0 6,8 1,0

Kır 37,2 50,4 3,6 6,4 2,4

TOPLAM 38,9 45,2 7,9 6,7 1,3

Page 85: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

64

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 24. Evlilik Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1669 27,7

Katılıyor 2705 44,8

Ne katılıyor ne katılmıyor 1081 17,9

Katılmıyor 432 7,2

Hiç katılmıyor 148 2,5

TOPLAM 6035 100,0

Aileye verilen önemle ilgili “Evlilik Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dik-

kate Alınmalıdır” ifadesine katılımın aritmetik ortalaması 3,88’dir. Görüşülen kişi-

lerin % 72,5’i bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Evlilik Boyunca Aile Büyük-

lerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır ifadesine görüşülen kişilerin % 9,7’si katılmaz-

ken, % 17,9’u kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması

0,974’dür.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye ka-

tılım konusunda erkeklerle kadınlar arasında bir farklılık yoktur. Öte yandan yaş

ilerledikçe bu ifadeye katılım artarken eğitim düzeyi yükseldikçe de katılım düş-

mektedir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Evlilik

Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır ifadesine en yüksek dü-

zeyde katılım Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. SES gruplarında bu

ifadeye katılım en yüksek düzeyde alt gelir gruplarında iken, kırda yaşayanların bu

ifadeye katılımı kentte yaşayanlara göre biraz daha yüksek düzeydedir.

Eşlerin evlilikleri sürecince aile büyüklerinin görüşlerinin alınmasına olan ka-

tılımın yüksek olması Türk aile yapısında, aile büyüklerinin aile ilişkilerinde önemli

bir yere sahip olduğunu göstermesi açısından oldukça anlamlı bir sonuçtur. Türk

aile yapısı içinde büyüklerin etkinliğini sürdürdüğünü söylemek yanlış bir değerlen-

dirme olmayacaktır.

Page 86: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

65

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 24-1. Evlilik Boyunca Aile Büyüklerinin Görüşü Dikkate Alınmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 5,37 Sd= 4 P= 0,251

Kadın 27,7 43,7 18,3 7,7 2,6

Erkek 27,6 45,9 17,5 6,6 2,3

YAŞ X2= 42,99 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 25,9 44,6 18,6 8,3 2,6

25-34 arası 26,3 45,2 19,0 6,9 2,7

35-44 arası 25,9 45,9 18,0 7,7 2,5

45-54 arası 28,3 42,3 18,1 8,4 2,9

55 + 33,4 45,2 15,4 4,5 1,5

EĞİTİM X2= 129,78 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 34,6 47,2 13,3 3,6 1,3

İlkokul 28,8 48,1 15,8 6,0 1,4

Ortaokul 29,0 45,6 16,1 6,8 2,5

Lise 25,6 42,6 19,6 8,6 3,6

Üniversite 23,5 38,7 24,2 9,9 3,7

BÖLGE*

İstanbul 27,2 45,4 19,3 5,2 2,9

Batı Marmara 20,4 45,2 22,2 9,1 3,0

Ege 21,5 37,5 23,7 13,3 4,0

Doğu Marmara 20,6 41,6 25,3 9,1 3,5

Batı Anadolu 32,5 43,2 17,3 4,9 2,1

Akdeniz 27,1 43,1 19,7 8,4 1,8

Orta Anadolu 33,2 47,2 14,0 5,6

Batı Karadeniz 29,2 49,1 11,3 7,7 2,7

Doğu Karadeniz 16,0 48,7 16,8 11,8 6,7

Kuzeydoğu Anadolu 51,3 40,3 4,2 3,4 ,8

Ortadoğu Anadolu 30,3 56,6 9,4 2,6 1,1

Güneydoğu Anadolu 33,5 52,0 10,1 4,0 ,3

SES X2=119,50 Sd= 16 P= 0,001

A 22,3 36,3 25,7 11,7 3,9

B 22,2 39,5 22,7 10,6 5,0

C1 26,4 41,8 21,0 8,0 2,8

C2 25,7 45,5 19,8 6,2 2,8

DE 30,7 47,8 13,8 6,2 1,5

YERLEŞİM YERİ X2=102,11 Sd= 4 P= 0,001

Kent 26,5 43,0 20,1 7,7 2,6

Kır 32,1 51,5 9,6 5,0 1,7

TOPLAM 27,7 44,8 17,9 7,2 2,5

Page 87: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

66

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 25. Çocuklar Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda Daha İyi Yetişirler İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1995 33,1

Katılıyor 2700 44,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 738 12,2

Katılmıyor 476 7,9

Hiç katılmıyor 126 2,1

TOPLAM 6035 100,0

Aileye verilen önemle ilgili “Çocuklar Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda

Daha İyi Yetişirler” ifadesine ise katılımın ortalaması 3,99’dur. Görüşülen kişilerin

% 77,8’i bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Çocuklar Aile Büyüklerinin Ol-

duğu Ortamda Daha İyi Yetişirler yargısına görüşülen kişilerin % 10’u katılmazken,

% 12,2’si de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması

0,978’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye ka-

tılım konusunda erkeklerle kadınlar arasında bir farklılık yoktur. Öte yandan yaş

ilerledikçe bu ifadeye katılım artarken eğitim düzeyi yükseldikçe de katılım düş-

mektedir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Çocuklar

Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda Daha İyi Yetişirler ifadesine en yüksek düzeyde

katılım Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. SES gruplarında bu ifa-

deye katılım en yüksek düzeyde alt gelir gruplarında iken, kırda yaşayanların bu

ifadeye katılımı kentte yaşayanlara göre biraz daha yüksek düzeydedir.

“Çocuklar aile büyüklerinin olduğu ortamda daha iyi yetişirler” ifadesinin sonuç-

ları değerlendirildiğinde, anne babaların, çocuk eğitiminde ve sosyalleşme sürecinde

aile büyüklerinin önemli bir katkı sağladıkları düşüncesine sahip oldukları sonucu

çıkmaktadır. Türk değerler sistemi içinde önemli bir yere sahip olan “büyüklere say-

gılı olmak” ifadesinin bir yansıması olarak ailede çocukların yetiştirilmesinde aile

büyüklerine rol veren bir algılamanın söz konusu olduğu görülmektedir.

Page 88: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

67

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 25-1. Çocuklar Aile Büyüklerinin Olduğu Ortamda Daha İyi Yetişirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 53,43 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 32,3 42,2 12,9 9,9 2,6

Erkek 33,8 47,3 11,5 5,8 1,5

YAŞ X2=68,82 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 28,7 45,2 15,4 8,0 2,7

25-34 arası 30,7 44,9 12,7 9,3 2,4

35-44 arası 31,9 46,1 11,1 8,7 2,1

45-54 arası 36,7 42,4 11,8 6,7 2,3

55 + 39,4 44,2 10,0 5,6 ,8

EĞİTİM X2=85,77 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 36,9 48,3 9,7 4,5 ,6

İlkokul 34,9 46,2 9,8 7,5 1,6

Ortaokul 35,3 43,6 12,7 6,6 1,7

Lise 30,5 43,8 14,2 8,7 2,8

Üniversite 28,9 41,6 15,9 10,3 3,2

BÖLGE*

İstanbul 31,9 41,3 15,1 9,6 2,1

Batı Marmara 35,7 42,6 9,6 7,8 4,3

Ege 29,6 42,3 17,4 8,5 2,2

Doğu Marmara 30,5 43,9 14,5 8,7 2,4

Batı Anadolu 35,9 42,4 13,4 7,5 ,8

Akdeniz 40,9 42,7 8,3 5,8 2,3

Orta Anadolu 30,8 51,4 11,5 5,6 ,7

Batı Karadeniz 29,2 47,3 12,5 7,4 3,6

Doğu Karadeniz 8,4 50,4 9,2 24,4 7,6

Kuzeydoğu Anadolu 50,4 39,5 5,9 4,2

Ortadoğu Anadolu 39,7 48,3 4,5 6,4 1,1

Güneydoğu Anadolu 32,5 56,6 4,9 4,2 1,9

SES X2=114,37 Sd= 16 P= 0,001

A 26,3 36,3 17,9 16,2 3,4

B 27,2 43,1 15,9 9,1 4,8

C1 31,5 42,5 14,9 8,9 2,2

C2 32,1 44,2 13,6 7,6 2,4

DE 35,9 47,3 8,8 6,6 1,4

YERLEŞİM YERİ X2=49,34 Sd= 4 P= 0,001

Kent 32,7 43,7 13,7 7,7 2,1

Kır 34,3 48,5 6,5 8,6 2,1

TOPLAM 33,1 44,7 12,2 7,9 2,1

Page 89: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

68

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 26. Akrabalarla Sık Sık Görüşülmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1200 19,9

Katılıyor 2567 42,5

Ne katılıyor ne katılmıyor 1417 23,5

Katılmıyor 677 11,2

Hiç katılmıyor 174 2,9

TOPLAM 6035 100,0

“Akrabalarla Sık Sık Görüşülmelidir” ifadesine katılımın aritmetik ortalaması

3,65’dir. Görüşülen kişilerin % 62,4’ü bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Akra-

balarla Sık Sık Görüşülmelidir ifadesine ise görüşülen kişilerin % 14,1’i katılmazken,

% 23,5’i de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması

1,011’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye ka-

tılım konusunda erkeklerle kadınlar arasında bir farklılık yoktur. Öte yandan yaş

ilerledikçe bu ifadeye katılım artarken eğitim düzeyi yükseldikçe de katılım biraz

düşmektedir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Ak-

rabalarla Sık Sık Görüşülmelidir ifadesine en yüksek düzeyde katılım Kuzeydoğu

Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. SES gruplarında bu ifadeye katılım en yüksek

düzeyde alt gelir gruplarında iken, kırda yaşayanların bu ifadeye katılımı kentte

yaşayanlara göre biraz daha yüksek düzeydedir.

Yukarıdaki veriler dikkate alındığında, Türk ailesinde akrabalarla olan ilişkile-

rin sürdürülmesi konusunda bir talebin devam ettiği görülmektedir. Ancak bu ifa-

de konusunda kararsız olanların ve katılmayanların oranı dikkate alındığında ise,

akrabalık ilişkilerinde bir gerileme sürecinin de devam ettiği gözlemlenmektedir.

Kentleşme ile yakından ilgili olan bu sonuç, gelecekte akrabalık ilişkilerinde gevşe-

menin süreceği sinyallerini vermektedir.

Page 90: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

69

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 26-1. Akrabalarla Sık Sık Görüşülmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2=2,38 Sd= 4 P= 0,667

Kadın 19,8 41,8 23,8 11,7 2,9

Erkek 20,0 43,3 23,2 10,7 2,8

YAŞ X2=45,31 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 20,3 40,0 23,8 12,7 3,2

25-34 arası 17,5 41,8 23,6 13,6 3,5

35-44 arası 18,6 43,5 24,2 11,1 2,6

45-54 arası 21,7 43,6 22,5 9,6 2,5

55 + 23,1 44,0 22,9 7,6 2,4

EĞİTİM X2=72,30 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 19,3 49,3 20,2 9,0 2,2

İlkokul 21,9 44,1 22,2 9,3 2,4

Ortaokul 19,9 41,7 22,9 11,7 3,8

Lise 17,4 43,0 23,5 13,3 2,8

Üniversite 19,3 35,1 28,5 13,4 3,7

BÖLGE X2=208,88 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 18,0 39,0 26,1 13,1 3,8

Batı Marmara 18,7 38,7 30,9 9,1 2,6

Ege 14,6 42,0 28,5 12,3 2,7

Doğu Marmara 19,7 44,2 24,0 9,3 2,8

Batı Anadolu 25,2 41,1 23,7 8,2 1,8

Akdeniz 18,8 40,1 24,8 11,8 4,6

Orta Anadolu 23,8 46,9 21,3 7,7 ,3

Batı Karadeniz 23,5 43,5 14,0 15,5 3,6

Doğu Karadeniz 17,6 40,3 22,7 19,3

Kuzeydoğu Anadolu 42,0 42,9 9,2 5,9

Ortadoğu Anadolu 24,7 44,2 16,5 12,0 2,6

Güneydoğu Anadolu 17,0 53,0 17,7 9,3 3,0

SES X2=49,90 Sd= 16 P= 0,001

A 20,1 39,1 24,0 14,5 2,2

B 20,7 32,0 28,0 15,4 4,0

C1 17,9 41,4 25,3 12,1 3,2

C2 19,0 43,2 23,8 11,0 3,1

DE 21,5 44,8 21,4 9,9 2,5

YERLEŞİM YERİ X2=89,79 Sd= 4 P= 0,001

Kent 18,4 41,4 25,9 11,5 2,8

Kır 25,3 46,9 14,4 10,1 3,3

TOPLAM 19,9 42,5 23,5 11,2 2,9

Page 91: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

70

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 27. Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir İfadesine Katılım

Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2387 39,6

Katılıyor 2986 49,5

Ne katılıyor ne katılmıyor 521 8,6

Katılmıyor 116 1,9

Hiç katılmıyor 25 ,4

TOPLAM 6035 100,0

“Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir” ifadesine katılı-

mın ortalaması 4,26 gibi yüksek bir sayıdır. Görüşülen kişilerin % 89,1’i bu yargıya

katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu ifadeye, görüşülen kişilerin % 2,3’ü katılmazken,

% 8,6’sı da kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin ortalaması standart

sapması 0,728’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda kadınlar erkeklerden biraz daha yüksek katılım göstermişlerdir.

Öte yandan yaş ilerledikçe bu ifadeye katılım artarken eğitim seviyeleri arasında ise

bir farklılık görülmemektedir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaş-

makla birlikte, Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir ifadesine

en yüksek düzeyde katılım Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Marmara bölgesinde yaşa-

yanlardadır. SES gruplarında bu ifadeye katılım en düşük düzeyde üst gelir grupla-

rında iken, kentte yaşayanların bu ifadeye katılımı kırda yaşayanlara göre biraz daha

yüksek düzeydedir.

Bir önceki tabloda akraba ziyaretlerinde oranda belirli bir düşüş olduğu belirtil-

mişti. Bu tablodaki verileri dikkate aldığımızda ise, aileler çocuklarının akrabalarını

tanımalarına oldukça önem verdikleri görülmektedir. Bu durum bir çelişki olarak

görülmemeli, tam aksine Türk aile yapısında akraba ve akraba ilişkilerinin önem-

sendiğini ortaya koyma açısından oldukça anlamlıdır.

Page 92: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

71

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 27-1. Çocuklar, Ebeveynlerinin Akrabalarını Tanıyıp Bilmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 5,66 Sd= 4 P= 0,226

Kadın 40,8 48,4 8,3 2,1 ,4

Erkek 38,3 50,5 9,0 1,8 ,5

YAŞ X2= 31,15 Sd= 16 P= 0,013

18-24 arası 36,3 50,6 10,8 2,1 ,2

25-34 arası 38,9 49,6 8,5 2,4 ,5

35-44 arası 38,2 51,5 7,7 2,1 ,5

45-54 arası 43,0 46,5 8,4 1,5 ,5

55 + 42,7 48,2 7,9 1,0 ,3

EĞİTİM*

Eğitimsiz 41,0 49,4 8,4 ,9 ,2

İlkokul 39,1 51,8 7,2 1,3 ,5

Ortaokul 42,5 49,0 7,1 1,3 ,1

Lise 38,8 48,0 10,1 2,5 ,5

Üniversite 38,8 46,6 11,0 3,3 ,3

BÖLGE*

İstanbul 36,3 46,3 14,0 3,0 ,4

Batı Marmara 57,0 38,7 3,0 1,3

Ege 34,1 48,8 13,0 3,2 ,9

Doğu Marmara 40,9 50,6 6,7 1,1 ,6

Batı Anadolu 41,2 48,5 7,8 2,2 ,3

Akdeniz 45,9 49,9 3,3 ,7 ,2

Orta Anadolu 44,1 52,1 3,8

Batı Karadeniz 37,8 53,0 6,8 2,1 ,3

Doğu Karadeniz 38,7 55,5 5,9

Kuzeydoğu Anadolu 58,0 40,3 1,7

Ortadoğu Anadolu 37,8 54,7 6,0 1,1 ,4

Güneydoğu Anadolu 35,5 57,1 5,7 1,0 ,7

SES*

A 36,3 50,3 8,9 4,5

B 41,1 42,8 12,6 3,5

C1 39,2 47,4 10,4 2,5 ,5

C2 40,6 48,2 8,9 1,7 ,6

DE 39,3 52,4 6,7 1,2 ,4

YERLEŞİM YERİ X2=66,53 Sd= 4 P= 0,001

Kent 39,8 47,7 9,8 2,3 ,4

Kır 38,5 56,3 4,1 ,6 ,4

TOPLAM 39,6 49,5 8,6 1,9 ,4

Page 93: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

72

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.4. Çocuğa Bakış

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki çocuğa bakış ile

ilgili altı ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştı-

rılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 28. Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2965 49,1

Katılıyor 2530 41,9

Ne katılıyor ne katılmıyor 406 6,7

Katılmıyor 116 1,9

Hiç katılmıyor 18 ,3

TOPLAM 6035 100,0

“Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir” ifadesi-

ne katılımın ortalaması 4,38 gibi yüksek bir orandadır. Görüşülen kişilerin % 91’i bu

yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak

Şekilde Yetiştirilmelidir ifadesine görüşülen kişilerin % 2,2’si katılmazken, % 6,7’si

de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması 0,721’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda erkekler kadınlardan biraz daha yüksek katılım göstermişlerdir.

Öte yandan yaş ilerledikçe bu ifadeye katılım artarken üniversite mezunlarında bu

oran biraz daha yüksektir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla

birlikte, Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir ifa-

desine en yüksek düzeyde katılım Batı Marmara bölgesinde yaşayanlardadır. SES

gruplarında bu ifadeye katılım en yüksek düzeyde üst altı gelir gruplarında iken,

kırda yaşayanların bu ifadeye katılımı kentte yaşayanlara göre biraz daha yüksek

düzeydedir.

Ailelerin, çocukların yetiştirilmesinde bağımsız olmalarını ve kendi ayakları

üzerinde duracak bir eğitimi önemsedikleri görülmektedir. Bu ifadede çocukların

kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmeleri hususu, aileden bağımsız

olması ve hayatını buna göre kurması anlamı taşımamaktadır. Tam aksine, burada

kastedilen ekonomik bağımsızlık ve bir meslek sahibi olmaktır.

Page 94: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

73

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 28-1. Çocuklar Kendi Ayakları Üzerinde Duracak Şekilde Yetiştirilmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 12,74 Sd= 4 P= 0,013

Kadın 50,8 40,3 7,1 1,6 ,2

Erkek 47,5 43,6 6,3 2,2 ,4

YAŞ*

18-24 arası 48,7 42,0 7,1 2,0 ,3

25-34 arası 46,9 43,0 7,5 2,3 ,3

35-44 arası 48,7 42,2 7,0 1,8 ,4

45-54 arası 52,1 39,8 5,9 2,0 ,2

55 + 51,1 41,7 5,5 1,3 ,4

EĞİTİM*

Eğitimsiz 44,0 47,6 5,8 2,4 ,2

İlkokul 49,1 43,4 6,0 1,2 ,3

Ortaokul 49,7 41,7 7,6 1,0

Lise 47,9 41,7 7,5 2,3 ,6

Üniversite 53,3 36,1 7,0 3,4 ,2

BÖLGE*

İstanbul 44,0 44,3 9,1 2,2 ,4

Batı Marmara 72,2 26,1 1,3 ,4

Ege 50,8 36,3 9,4 3,0 ,4

Doğu Marmara 54,1 37,0 7,1 1,5 ,2

Batı Anadolu 46,4 43,8 7,7 2,0 ,1

Akdeniz 57,3 37,3 4,6 ,9

Orta Anadolu 60,1 38,5 1,0 ,3

Batı Karadeniz 41,4 45,2 8,0 4,5 ,9

Doğu Karadeniz 40,3 56,3 3,4

Kuzeydoğu Anadolu 53,8 43,7 2,5

Ortadoğu Anadolu 38,6 56,2 3,0 1,9 ,4

Güneydoğu Anadolu 46,0 47,0 5,1 1,7 ,3

SES*

A 52,5 37,4 8,4 1,7

B 53,9 36,8 6,5 2,8

C1 49,7 38,8 8,4 2,6 ,5

C2 48,0 42,5 6,9 2,1 ,5

DE 48,3 44,7 5,5 1,3 ,2

YERLEŞİM YERİ*

Kent 48,2 41,3 8,0 2,2 ,4

Kır 52,8 44,3 2,0 ,8 ,1

TOPLAM 49,1 41,9 6,7 1,9 ,3

Page 95: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

74

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 29. On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1298 21,5

Katılıyor 2167 35,9

Ne katılıyor ne katılmıyor 1145 19,0

Katılmıyor 1029 17,1

Hiç katılmıyor 396 6,6

TOPLAM 6035 100,0

“On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Ver-

melidir” ifadesine katılımın aritmetik ortalaması 3,49’dur. Görüşülen kişilerin %

57,4’ü bu yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu ifadeye, görüşülen kişilerin %

23,7’si katılmazken, % 19’u de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin

standart sapması 1,190’dır.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda erkekler kadınlardan biraz daha yüksek katılım göstermişlerdir.

Öte yandan gençlerde bu ifadeye katılım artarken eğitim seviyelerine göre ciddi bir

farklılık gözükmemektedir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla

birlikte, On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendi-

si Vermelidir ifadesine en yüksek düzeyde katılım Ege bölgesinde yaşayanlardadır.

SES grupları arasında belirgin farklılık gözükmezken, kentte yaşayanların bu ifade-

ye katılımı kırda yaşayanlara göre biraz daha yüksek düzeydedir.

Page 96: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

75

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 29-1. On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Erkek Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen katılıyor

KatılıyorNe katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 24,53 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 19,9 34,5 20,1 18,3 7,2

Erkek 23,1 37,4 17,8 15,7 5,9

YAŞ X2= 60,47 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 24,2 38,6 19,2 11,5 6,6

25-34 arası 21,0 36,6 20,1 16,6 5,7

35-44 arası 18,8 36,2 18,5 20,0 6,4

45-54 arası 22,9 36,1 15,4 19,0 6,7

55 + 21,9 31,7 20,8 17,8 7,9

EĞİTİM X2= 20,31 Sd= 16 P= 0,206

Eğitimsiz 21,9 37,5 18,0 17,0 5,6

İlkokul 19,5 35,3 19,4 18,9 6,9

Ortaokul 22,3 37,1 17,2 16,7 6,6

Lise 22,6 36,1 19,6 15,1 6,6

Üniversite 23,6 35,4 18,9 15,9 6,3

BÖLGE X2= 307,80 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 23,0 37,0 19,4 15,8 4,8

Batı Marmara 15,7 35,7 30,9 16,1 1,7

Ege 32,6 31,1 16,1 12,4 7,9

Doğu Marmara 14,5 39,6 20,1 19,9 5,8

Batı Anadolu 20,7 29,9 18,7 22,5 8,2

Akdeniz 14,8 32,0 21,6 21,6 10,0

Orta Anadolu 15,0 29,7 17,5 27,3 10,5

Batı Karadeniz 23,8 44,0 13,7 13,7 4,8

Doğu Karadeniz 13,4 45,4 19,3 17,6 4,2

Kuzeydoğu Anadolu 19,3 34,5 24,4 5,0 16,8

Ortadoğu Anadolu 22,5 36,7 18,7 15,4 6,7

Güneydoğu Anadolu 19,9 45,8 17,3 13,8 3,2

SES X2= 17,88 Sd= 16 P= 0,331

A 22,3 34,6 19,0 15,6 8,4

B 20,4 36,3 20,7 16,9 5,8

C1 22,9 33,9 20,3 16,7 6,2

C2 23,0 35,0 19,1 16,8 6,1

DE 20,0 37,6 17,8 17,5 7,1

YERLEŞİM YERİ X2= 53,49 Sd= 4 P= 0,001

Kent 22,2 34,9 20,0 17,2 5,7

Kır 18,7 39,6 15,1 16,5 10,0

TOPLAM 21,5 35,9 19,0 17,1 6,6

Page 97: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

76

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 30. On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1130 18,7

Katılıyor 1795 29,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 1219 20,2

Katılmıyor 1292 21,4

Hiç katılmıyor 599 9,9

TOPLAM 6035 100,0

“On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Verme-

lidir” ifadesine katılımın ortalaması 3,26’dır. Görüşülen kişilerin % 48,4’ü bu yargıya

katıldıklarını belirtmişlerdir. Bu ifadeye, görüşülen kişilerin % 31,3’ü katılmazken,

% 20,2’si de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması

1,261’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda erkekler kadınlar arasında bir farklılık görülmemektedir. Öte

yandan gençlerde bu ifadeye katılım artarken üniversite mezunlarında bu ifadeye

katılım biraz daha yüksektir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmak-

la birlikte, On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendi-

si Vermelidir ifadesine en yüksek düzeyde katılım Ege bölgesinde yaşayanlardadır.

SES grupları arasında ise bu ifadeye en düşük katılım alt gelir grubundakilerde iken,

kentte yaşayanların bu ifadeye katılımı kırda yaşayanlara göre biraz daha yüksek

düzeydedir.

Yukarıdaki son iki tablo dikkate alındığında, Türk aile yapısında ister erkek

ister kız olsun ailelerin çocukların on sekiz yaşına geldiklerinde kararlarını kendileri

alma düşüncesini genel anlamda onayladıkları görülmektedir. Ancak yüksek stan-

dart sapma değerleri çocuklarının gelecek beklentilerinde ailelerin etkin rol almak

istediklerinin göstergesidir.

Page 98: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

77

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 30-1. On Sekiz Yaşını Dolduran Bir Kız Geleceğiyle İlgili Kararları Kendisi Vermelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen katılıyor

KatılıyorNe katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 12,14 Sd= 4 P= 0,016

Kadın 18,1 28,7 20,7 23,0 9,6

Erkek 19,4 30,8 19,7 19,8 10,3

YAŞ X2= 54,32 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 21,1 32,7 20,9 16,5 8,7

25-34 arası 18,5 29,6 22,5 20,0 9,4

35-44 arası 15,9 30,0 19,3 24,4 10,5

45-54 arası 19,6 30,3 17,8 22,8 9,5

55 + 19,5 26,1 19,3 23,5 11,6

EĞİTİM X2= 58,73 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 19,9 26,4 18,2 26,8 8,8

İlkokul 16,7 28,0 19,8 24,4 11,1

Ortaokul 19,6 32,1 19,1 19,1 10,2

Lise 19,5 31,1 21,6 18,4 9,4

Üniversite 21,0 32,0 21,0 17,7 8,4

BÖLGE X2= 284,96 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 21,8 32,7 20,9 17,9 6,7

Batı Marmara 10,4 33,9 27,4 19,1 9,1

Ege 28,6 28,2 16,4 16,1 10,7

Doğu Marmara 17,3 23,8 26,2 24,0 8,7

Batı Anadolu 16,3 22,6 19,1 27,8 14,2

Akdeniz 12,7 30,4 22,1 22,5 12,3

Orta Anadolu 11,9 24,8 15,0 32,9 15,4

Batı Karadeniz 17,9 33,0 16,4 24,1 8,6

Doğu Karadeniz 12,6 36,1 22,7 23,5 5,0

Kuzeydoğu Anadolu 16,0 33,6 26,1 5,9 18,5

Ortadoğu Anadolu 16,9 33,3 20,6 19,5 9,7

Güneydoğu Anadolu 16,3 33,7 19,2 23,7 7,1

SES X2= 49,67 Sd= 16 P= 0,001

A 20,1 34,1 19,6 18,4 7,8

B 18,9 31,2 23,4 18,4 8,1

C1 20,0 29,6 22,4 18,9 9,0

C2 20,7 27,8 21,2 20,8 9,4

DE 16,8 30,2 17,8 24,0 11,2

YERLEŞİM YERİ X2= 72,72 Sd= 4 P= 0,001

Kent 19,4 28,7 21,6 21,6 8,7

Kır 16,1 33,7 14,8 20,8 14,6

TOPLAM 18,7 29,7 20,2 21,4 9,9

Page 99: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

78

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 31. Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2418 40,1

Katılıyor 2631 43,6

Ne katılıyor ne katılmıyor 696 11,5

Katılmıyor 252 4,2

Hiç katılmıyor 38 ,6

TOPLAM 6035 100,0

“Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir” ifadesine katılımın ortalaması 4,18

gibi yüksek bir değere sahiptir. Görüşülen kişilerin % 83,7’si bu yargıya katıldıklarını

belirtmişlerdir. Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir ifadesine ise görüşülen

kişilerin % 4,8’i katılmazken, % 11,5’i de kararsız kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde

ifadenin standart sapması 0,840’dır.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda kadınlar erkeklerden biraz daha yüksek katılım göstermişler-

dir. Öte yandan gençlerde bu ifadeye katılım artarken üniversite mezunlarında bu

ifadeye katılım biraz daha yüksektir. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi fark-

lılaşmakla birlikte, Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir ifadesine en yüksek

düzeyde katılım Batı Marmara bölgesinde yaşayanlardadır. SES grupları arasında

ise bu ifadeye en yüksek düzeyde katılım üst gelir grubundakilerde iken, kentle kır

arasında da anlamlı bir farklılık görülmemektedir.

Eş seçiminde çocukların kendilerinin karar vermelerine yönelik katılımın yük-

sek oranlarda olması, ailelerin eş seçiminde etkin bir rol almak istememeleri olarak

değerlendirilebilir. Bu durum Türk aile sisteminde “görücü usulü” evlilik anlayışının

giderek azaldığını göstermesi açısından anlamlı bir durumdur. Bu oranlar, önceki

tablolarda yer alan çocukların kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilme-

leri ifadesiyle paralellik arz etmektedir.

Page 100: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

79

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 31-1. Çocuklar Evleneceği Eşi Kendi Seçmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 15,29 Sd= 4 P= 0,004

Kadın 41,4 41,6 11,8 4,7 ,5

Erkek 38,7 45,6 11,2 3,7 ,8

YAŞ X2= 21,75 Sd= 16 P= 0,151

18-24 arası 43,7 42,7 9,6 3,5 ,5

25-34 arası 38,5 44,5 12,4 3,8 ,8

35-44 arası 38,7 43,6 12,8 4,3 ,6

45-54 arası 40,7 43,5 11,3 4,1 ,4

55 + 39,9 43,2 10,6 5,5 ,8

EĞİTİM*

Eğitimsiz 37,1 43,3 13,3 5,6 ,7

İlkokul 37,8 46,0 11,2 4,4 ,5

Ortaokul 41,8 44,5 8,5 4,2 1,0

Lise 41,0 42,4 12,3 3,8 ,5

Üniversite 44,4 39,2 12,3 3,3 ,8

BÖLGE*

İstanbul 40,6 42,7 13,2 3,2 ,4

Batı Marmara 50,9 37,0 7,0 3,5 1,7

Ege 41,9 39,3 12,0 6,2 ,7

Doğu Marmara 43,1 40,9 12,6 2,8 ,6

Batı Anadolu 37,6 45,3 12,4 4,0 ,8

Akdeniz 45,9 40,8 9,1 3,7 ,5

Orta Anadolu 43,7 44,1 6,6 5,6

Batı Karadeniz 30,1 53,9 10,7 4,2 1,2

Doğu Karadeniz 34,5 52,9 10,1 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 48,7 39,5 8,4 3,4

Ortadoğu Anadolu 32,6 52,1 8,6 5,2 1,5

Güneydoğu Anadolu 33,8 46,6 14,3 4,7 ,5

SES*

A 47,5 38,0 10,1 3,4 1,1

B 46,1 41,1 8,1 3,5 1,3

C1 40,2 42,5 12,8 4,1 ,4

C2 41,8 42,0 11,5 4,1 ,6

DE 37,7 45,9 11,4 4,4 ,7

YERLEŞİM YERİ X2= 36,13 Sd= 4 P= 0,001

Kent 40,2 42,4 12,7 4,0 ,6

Kır 39,5 48,0 7,1 4,8 ,7

TOPLAM 40,1 43,6 11,5 4,2 ,6

Page 101: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

80

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 32. Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 648 10,7

Katılıyor 1072 17,8

Ne katılıyor ne katılmıyor 932 15,4

Katılmıyor 2062 34,2

Hiç katılmıyor 1321 21,9

TOPLAM 6035 100,0

“Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır” ifadesine katılımın

ortalaması 2,61 gibi oldukça düşük bir orana sahiptir. Görüşülen kişilerin % 28,5’i bu

yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar

Kazandırır ifadesine görüşülen kişilerin % 56,1’i katılmazken, % 15,4’ü da kararsız

kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması 1,294’dir.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye

katılım konusunda erkekler kadınlardan daha yüksek katılım göstermişlerdir. Öte

yandan gençlerle 55 ve üzeri yaş grubundakilerin bu ifadeye katılımı daha yüksektir.

Eğitim kategorileri açısından en yüksek katılım oranı hiçbir eğitim almamışlarda-

dır. Bölgelere göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Erkek Çocuk

Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır ifadesine en yüksek düzeyde katılım Ku-

zeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. SES grupları arasında ise bu ifadeye

en yüksek düzeyde katılım alt gelir grubundakilerde iken, kırdakilerin bu ifadeye

katılımı kentlerden daha yüksek oranlardadır.

Erkek çocuğunun aileye itibar kazandırması anlayışının Türk ailesinde artık

kabul görmediği sonuçlardan görülmektedir.

Page 102: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

81

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 32-1. Erkek Çocuk Sahibi Olmak Daha Çok İtibar Kazandırır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 35,09 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 10,1 17,0 13,9 34,3 24,6

Erkek 11,4 18,5 17,0 34,0 19,1

YAŞ X2= 44,64 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 12,4 21,7 14,3 31,4 20,2

25-34 arası 9,9 17,7 16,3 35,4 20,8

35-44 arası 9,8 16,3 14,9 35,8 23,1

45-54 arası 9,0 15,6 14,6 36,1 24,8

55 + 13,1 17,7 16,7 31,4 21,1

EĞİTİM X2= 104,70 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 17,4 26,0 16,3 26,2 14,0

İlkokul 10,7 16,8 16,4 35,1 21,0

Ortaokul 8,9 18,6 14,8 34,9 22,7

Lise 10,6 18,8 14,2 33,7 22,6

Üniversite 8,7 13,2 15,1 36,4 26,6

BÖLGE X2= 375,13 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 10,6 22,7 19,0 28,3 19,5

Batı Marmara 6,1 9,1 9,6 35,2 40,0

Ege 8,7 16,7 21,9 28,9 23,7

Doğu Marmara 6,5 12,1 13,4 42,9 25,1

Batı Anadolu 9,0 13,7 13,1 37,6 26,7

Akdeniz 12,3 15,6 13,9 35,5 22,7

Orta Anadolu 15,7 10,5 10,8 50,7 12,2

Batı Karadeniz 10,7 21,4 13,7 36,9 17,3

Doğu Karadeniz 7,6 22,7 8,4 37,8 23,5

Kuzeydoğu Anadolu 33,6 22,7 14,3 18,5 10,9

Ortadoğu Anadolu 10,9 14,2 12,0 42,7 20,2

Güneydoğu Anadolu 13,6 24,1 12,1 32,0 18,2

SES X2= 70,32 Sd= 16 P= 0,001

A 10,1 11,7 9,5 38,0 30,7

B 5,8 11,1 17,4 35,3 30,5

C1 10,0 16,8 14,5 35,5 23,2

C2 10,7 19,9 16,1 33,7 19,5

DE 12,0 18,8 15,9 33,1 20,2

YERLEŞİM YERİ X2= 43,65 Sd= 4 P= 0,001

Kent 9,7 17,3 16,5 34,1 22,3

Kır 14,5 19,5 11,3 34,2 20,4

TOPLAM 10,7 17,8 15,4 34,2 21,9

Page 103: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

82

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 33. Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kullanılabilir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 407 6,7

Katılıyor 999 16,6

Ne katılıyor ne katılmıyor 740 12,3

Katılmıyor 1866 30,9

Hiç katılmıyor 2023 33,5

TOPLAM 6035 100,0

“Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kullanılabilir” ifadesine katılımın or-

talaması 2,32 gibi oldukça düşük bir değere sahiptir. Görüşülen kişilerin % 23,3’ü bu

yargıya katıldıklarını belirtmişlerdir. Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kul-

lanılabilir ifadesine görüşülen kişilerin % 64,4’ü katılmazken, % 12,3’ü de kararsız

kalmışlardır. Beşli ölçek içerisinde ifadenin standart sapması 1,274’dür.

İfade sosyodemografik değişkenler açısından analiz edildiğinde, bu ifadeye ka-

tılım konusunda erkeklerle kadınlar arasında bir farklılık söz konusu değildir. Öte

yandan ilginç bir şekilde gençlerde bu ifadeye katılımı daha yüksektir. Eğitim kate-

gorileri açısından en yüksek katılım oranı hiçbir eğitim almamışlardadır. Bölgelere

göre bu ifadeye katılım düzeyi farklılaşmakla birlikte, Çocuğun Eğitiminde Gere-

kirse Dayak Kullanılabilir ifadesine en yüksek düzeyde katılım Kuzeydoğu Anadolu

bölgesinde yaşayanlardadır. SES grupları arasında ise bu ifadeye en yüksek düzeyde

katılım üst gelir grubundakilerde iken, kırdakilerin bu ifadeye katılımı kentlerden

daha yüksek oranlardadır.

Aileler eğitimde dayağın etkili bir yol olmadığı konusunda birleşmektedir.

Halka arasında yaygın olan “eti senin kemiği benim” sözünün artık Türk toplu-

munda önemli ölçüde değerini kaybettiğini söylemek yanlış bir değerlendirme ol-

mayacaktır.

Page 104: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

83

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 33-1. Çocuğun Eğitiminde Gerekirse Dayak Kullanılabilir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 29,96 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 7,1 14,6 11,9 30,3 36,2

Erkek 6,4 18,5 12,6 31,6 30,8

YAŞ X2= 45,61 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 8,1 21,4 11,5 27,0 32,0

25-34 arası 7,1 15,4 13,6 32,1 31,8

35-44 arası 6,8 15,7 12,5 30,4 34,5

45-54 arası 5,4 13,8 11,4 33,0 36,4

55 + 5,9 16,8 11,4 32,1 33,8

EĞİTİM X2= 82,06 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 8,8 24,3 14,2 31,1 21,5

İlkokul 6,7 14,8 11,7 34,2 32,6

Ortaokul 7,3 15,1 12,6 29,5 35,5

Lise 6,7 17,7 12,7 27,1 35,8

Üniversite 5,3 15,7 11,6 30,1 37,2

BÖLGE X2= 453,83 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 9,0 23,5 13,0 22,6 31,9

Batı Marmara 5,2 6,5 7,4 22,6 58,3

Ege 2,7 11,4 10,0 30,9 45,1

Doğu Marmara 2,6 13,6 14,5 35,7 33,5

Batı Anadolu 8,6 17,2 12,9 29,5 31,9

Akdeniz 3,0 12,1 14,2 36,7 33,9

Orta Anadolu 11,5 7,3 8,4 41,6 31,1

Batı Karadeniz 6,8 22,6 7,4 32,4 30,7

Doğu Karadeniz 4,2 10,1 7,6 49,6 28,6

Kuzeydoğu Anadolu 21,8 22,7 10,9 27,7 16,8

Ortadoğu Anadolu 6,7 13,9 18,0 37,8 23,6

Güneydoğu Anadolu 7,9 20,0 14,6 33,8 23,6

SES X2= 33,81 Sd= 16 P= 0,001

A 7,3 11,7 13,4 26,3 41,3

B 4,0 13,6 12,6 32,2 37,5

C1 7,0 16,6 12,8 28,3 35,3

C2 6,9 18,6 11,5 30,1 32,9

DE 6,9 16,3 12,2 33,2 31,5

YERLEŞİM YERİ X2= 36,22 Sd= 4 P= 0,001

Kent 5,9 16,8 13,1 31,0 33,2

Kır 9,8 15,7 9,2 30,5 34,7

TOPLAM 6,7 16,6 12,3 30,9 33,5

Page 105: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

84

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.5. Evlilik, Sadakat ve Eşler Arası İlişki

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki evlilik, evlilikte

sadakat ve eşler arası ilişkiler ile ilgili beş ifadenin betimleyici istatistikleri sosyode-

mografik değişkenlerle karşılaştırılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 34. Kadının Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 3272 54,2

Katılıyor 1702 28,2

Ne katılıyor ne katılmıyor 497 8,2

Katılmıyor 360 6,0

Hiç katılmıyor 204 3,4

TOPLAM 6035 100,0

Türk toplumunda, evliliğin sürdürülmesinde sadakat önemli bir husustur. Bir

eş olarak kadının ya da erkeğin eşini aldatması, esasen aynı kategoride ve aynı gös-

terge ile değerlendirilmesi gerekirken, farklı değerlendirildiği şeklinde bir kanaat

vardır. Araştırmaya katılanların %82,4’ü kadının aldatmasının affedilemez olduğu

fikrinde birleştikleri anlaşılmaktadır. Beşli ölçek içinde aritmetik ortalama 4,24 ola-

rak hesaplanmıştır. Ancak standart sapma (1,054) değeri ‘bir’in üstündedir. Diğer bir

ifade ile karşı görüşte olanlar da mevcuttur.

Kadının aldatması asla affedilmez ifadesi, kadın ve erkekler arasında aynı oran-

larda değerlendirilmiştir. Yaş kategorileri arttıkça, kadının sadakatsizliğine olan

karşı duruş artmaktadır. Kadının aldatması konusunda üniversite mezunları ara-

sında hem çekimser olanların hem de olumsuz kanaat bildirenlerin oranı artmakta-

dır. Kadının aldatması konusunda toleransın yok denecek kadar az olduğu bölgeler

Orta Anadolu, Doğu Karadeniz, Batı Marmara, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dur.

Sosyoekonomik seviye düştükçe, kadının aldatmasının affedilemeyeceği görüşünde

olanların oranı artmaktadır. Beklentiye paralel olarak kadının aldatmasının affedi-

lemeyeceği görüşünde olanlar daha çok kırsal yerleşim yerlerinde yaşamaktadırlar.

Evliliğin sürdürülmesi ile ilgili bir değer olarak, kadının aldatmasının affedil-

meyeceği hususunda Türk toplumun yaygın bir kanaat vardır. Beşli ölçekte, cevap

verenlerin yarıdan fazlasının tamamen katılıyorum seçeneğinin altında toplanmış

olması bu değer ifadesinin oldukça güçlü olduğu şeklinde değerlendirilmelidir.

Page 106: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

85

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 34-1. Kadının Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 2,00 Sd= 4 P= 0,736

Kadın 53,8 28,3 8,4 5,8 3,6

Erkek 54,6 28,1 8,0 6,2 3,1

YAŞ X2= 39,99 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 49,1 30,1 9,7 6,7 4,3

25-34 arası 52,5 29,6 8,6 5,6 3,6

35-44 arası 54,9 27,9 8,0 6,7 2,5

45-54 arası 56,1 26,9 7,3 5,3 4,4

55 + 59,4 25,6 7,2 5,4 2,4

EĞİTİM X2= 62,60 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 55,8 30,5 6,7 5,1 1,9

İlkokul 57,8 27,4 6,7 5,4 2,8

Ortaokul 53,4 27,7 9,2 6,8 3,0

Lise 53,2 28,5 8,9 5,8 3,6

Üniversite 47,2 28,8 10,9 7,6 5,5

BÖLGE X2= 398,98 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 42,5 32,3 12,2 8,1 4,9

Batı Marmara 75,7 16,1 6,1 1,7 ,4

Ege 54,5 24,5 12,1 6,8 2,2

Doğu Marmara 63,6 19,9 5,4 8,7 2,4

Batı Anadolu 52,0 23,4 8,5 8,2 7,9

Akdeniz 58,0 29,0 6,0 5,1 1,9

Orta Anadolu 72,0 22,7 3,1 1,7 ,3

Batı Karadeniz 51,8 35,4 6,5 4,2 2,1

Doğu Karadeniz 39,5 49,6 7,6 ,8 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 55,5 34,5 4,2 5,9

Ortadoğu Anadolu 58,1 32,6 2,2 3,4 3,7

Güneydoğu Anadolu 58,4 32,0 5,2 2,5 1,9

SES X2= 73,64 Sd= 16 P= 0,001

A 46,9 24,0 12,3 9,5 7,3

B 52,4 28,2 10,1 6,3 3,0

C1 51,1 28,1 10,0 6,2 4,7

C2 51,6 29,7 8,6 7,1 3,0

DE 58,3 27,9 6,3 5,0 2,5

YERLEŞİM YERİ X2= 93,72 Sd= 4 P= 0,001

Kent 51,7 28,4 9,3 6,8 3,7

Kır 63,6 27,4 4,1 2,9 2,0

TOPLAM 54,2 28,2 8,2 6,0 3,4

Page 107: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

86

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 35. Erkeğin Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2475 41,0

Katılıyor 1882 31,2

Ne katılıyor ne katılmıyor 893 14,8

Katılmıyor 558 9,2

Hiç katılmıyor 227 3,8

TOPLAM 6035 100,0

Bir üstteki tabloda, bir eş olarak kadının aldatması ile erkeğin aldatması aynı

kategoride değerlendirilmesi gerekirken, Türk toplumunda farklı değerlendirildi-

ğinden söz edilmişti. Erkeğin eşini aldatması asla affedilemez şeklindeki ifadeye ka-

tılım verileri toplumumuzdaki çifte standart olduğu kanaatini doğrular niteliktedir.

Bu kanaate olumlu cevap verenlerin toplam oranı %72,2’dir. Erkeğin aldatmasının

affedilebilir olduğunu düşünenlerin oranı ise %13’tür. Beşli ölçek içinde aritmetik

ortalama bir öncekine göre düşerken (3,96), standart sapma ise yükselmiştir (1,125).

Diğer bir ifade ile kadın ve erkeğin sadakatlerine verilen değer farklılıklar göster-

mektedir.

Erkeğin Aldatması Asla Affedilemez ifadesi ile bağımsız değişkenlerden cinsi-

yet arasında yapılan çapraz karşılaştırmada kadınlar ile erkekler arasında anlamlı bir

farklılık ortaya çıkmıştır. Kadınların aldatmasının affedilemeyeceğini düşünen ka-

dınlar, erkeğin aldatmasının da affedilemeyeceğini söylemektedirler. Buna karşılık

erkekler, kadının aldatması konusunda gösterdikleri kararlı duruşu erkek aldatması

konusunda gösterememekte, erkek lehine daha toleranslı bir cevap vermeyi tercih et-

mektedirler. Yaş ve eğitim kategorileri arasında anlamlı bir farklılık bulunamazken,

bölgeler arasında Akdeniz, Batı Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde er-

keklerin aldatmasının affedilebileceği yönünde bir tercih dikkat çekmektedir. Buna

karşılık Orta Anadolu, Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde erkek

aldatmasının da kadın aldatması gibi affedilemeyeceği kanaati hâkimdir. SES dü-

zeyi yüksek olanlar arasında da erkekler için daha toleranslı davranıldığı araştırma

verilerinden anlaşılmaktadır. Kentlerde yaşayanlar, kırsal yerleşim yerinde yaşayan-

lara göre erkeklere daha toleranslı davranmaktadırlar.

Türk toplumunda aile içi eşler arasında sadakat noktasında çifte standart oldu-

ğu görülmektedir. Özellikle erkeklerin kadının aldatması karşısında takındıkları

katı duruşu, erkeklerin aldatması söz konusu olduğunda gösterememektedirler.

Page 108: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

87

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 35-1. Erkeğin Aldatması Asla Affedilemez İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor ne

katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 140,57 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 47,3 30,7 12,3 6,6 3,1

Erkek 34,6 31,7 17,3 12,0 4,4

YAŞ X2= 28,72 Sd= 16 P= 0,026

18-24 arası 37,6 31,4 17,1 10,2 3,8

25-34 arası 41,0 30,0 15,4 9,1 4,5

35-44 arası 41,3 32,7 13,6 8,5 3,9

45-54 arası 42,9 28,2 15,1 10,4 3,4

55 + 42,7 33,4 12,8 8,4 2,7

EĞİTİM X2= 61,76 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 42,7 33,9 11,8 9,2 2,4

İlkokul 43,8 32,5 11,9 8,5 3,4

Ortaokul 41,5 29,9 14,8 9,3 4,4

Lise 39,2 29,7 17,1 10,0 4,1

Üniversite 36,1 29,9 19,6 9,9 4,5

BÖLGE X2= 222,01 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 37,3 31,0 18,5 8,2 5,0

Batı Marmara 50,9 18,7 20,4 7,8 2,2

Ege 46,3 26,6 16,7 8,4 2,0

Doğu Marmara 49,8 21,0 16,5 8,0 4,8

Batı Anadolu 35,2 34,1 15,2 10,7 4,8

Akdeniz 37,8 32,2 12,0 13,9 4,2

Orta Anadolu 49,7 37,4 7,3 4,2 1,4

Batı Karadeniz 40,8 36,9 9,8 9,8 2,7

Doğu Karadeniz 31,9 44,5 16,0 6,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 42,9 38,7 12,6 5,0 ,8

Ortadoğu Anadolu 42,3 37,8 5,2 9,0 5,6

Güneydoğu Anadolu 38,4 33,3 12,8 11,8 3,7

SES X2= 47,02 Sd= 16 P= 0,001

A 36,9 27,4 21,2 10,1 4,5

B 41,3 27,2 17,4 10,1 4,0

C1 38,4 30,8 17,2 9,1 4,5

C2 40,1 31,6 16,1 8,6 3,6

DE 43,4 32,1 11,8 9,5 3,3

YERLEŞİM YERİ X2= 69,58 Sd= 4 P= 0,001

Kent 39,1 31,2 16,5 9,1 4,1

Kır 48,2 31,1 8,4 9,6 2,6

TOPLAM 41,0 31,2 14,8 9,2 3,8

Page 109: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

88

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 36. Evli de Olsa Erkekler Çapkınlık Yapabilir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 477 7,9

Katılıyor 769 12,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 682 11,3

Katılmıyor 1861 30,8

Hiç katılmıyor 2246 37,2

TOPLAM 6035 100,0

Erkeğin eşine sadakati konusu farklı kelimelerle ve olumlu ifade olarak araştır-

maya katılanlara tekrar sorulmuştur. Genel olarak incelendiğinde bir önceki tabloda

yer alan verilere çok yakın değerler elde edilmiştir. “Evli de Olsa Erkekler Çapkınlık

Yapabilir” şeklindeki ifadeye katılmadığını söyleyenlerin oranı %68’dir. Tablonun

beşli ölçekte aritmetik ortalaması 2,23 ve standart sapması ise 1,285’tir. Standart sap-

ma değerinin oldukça yüksek olması cevap veren kitlenin fikir birliği içinde olmadı-

ğı, heterojen bir karakter gösterdiği şeklinde değerlendirilebilir.

Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir ifadesi cinsiyet ile çapraz karşılaştırılmış

ve erkekler arasında bu ifadeye olumlu yönde katılanların sayısının kadınlara göre

daha fazla olduğu görülmüştür. Yaş ilerledikçe söz konusu yargıya olumsuz bakanla-

rın sayısı artmaktadır. Eğitim değişkeni ile yapılan karşılaştırmada ise lise mezunu

olanlar arasında bu yargıya destek verenlerin en yüksek oranda olduğu görülmüştür.

Batı Marmara, Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerinde evli erkeklerin çap-

kınlık yapmasına destek verenlerin oranı ortalamanın çok altında kalmaktadır. Sos-

yoekonomik seviyesi A olanlar, çapkınlık konusunda ortalamanın üstünde olumlu

yönde kanaat bildirirken, kent ve kırda oturanlar arasında olumlu kanaatlerde bir

farklılık olmamış, fakat çekinceli cevap verenlerin oranı fazla olmuştur.

Kısaca, erkeklerin eşini aldatması yargısında olduğu gibi, netice olarak aynı an-

lama gelen, evli erkeklerin çapkınlık yapması yargısı da Türk Toplumu tarafından

benzer şekilde değerlendirilmiştir. Sözcüklerin değişmesi, yargının değişmesi sonu-

cunu ortaya çıkarmamıştır. Türk toplumu, evli kadınların eşlerine sadakati konu-

sunda gösterdiği hassasiyeti erkeklerin eşlerini aldatması ya da çapkınlık yapmaları

konusunda gösterememektedir.

Page 110: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

89

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 36-1. Evli de Olsa Erkekler Çapkınlık Yapabilir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 127,83 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 7,6 9,9 9,4 29,5 43,6

Erkek 8,2 15,6 13,2 32,2 30,8

YAŞ X2= 71,75 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 8,6 18,6 12,6 28,5 31,7

25-34 arası 7,3 12,8 12,8 30,8 36,4

35-44 arası 8,2 10,5 11,2 31,8 38,3

45-54 arası 7,5 12,1 9,6 29,9 40,9

55 + 8,1 10,1 9,4 32,8 39,6

EĞİTİM X2= 72,94 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 10,3 9,2 10,7 36,5 33,3

İlkokul 7,7 10,4 10,1 32,9 38,9

Ortaokul 6,8 13,8 11,2 28,5 39,7

Lise 8,3 17,0 11,8 27,9 34,9

Üniversite 7,4 12,7 13,6 29,1 37,2

BÖLGE X2= 558,92 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 10,1 21,8 15,5 21,4 31,2

Batı Marmara 3,5 4,8 11,7 32,6 47,4

Ege 5,0 9,1 8,1 24,9 52,9

Doğu Marmara 6,3 11,5 20,6 23,2 38,5

Batı Anadolu 9,8 10,9 9,8 36,7 32,9

Akdeniz 4,4 13,5 11,4 28,6 42,0

Orta Anadolu 11,2 5,9 6,6 48,3 28,0

Batı Karadeniz 12,2 12,5 8,0 28,9 38,4

Doğu Karadeniz 5,0 8,4 5,0 47,9 33,6

Kuzeydoğu Anadolu 17,6 5,9 8,4 42,0 26,1

Ortadoğu Anadolu 4,9 10,1 8,6 37,8 38,6

Güneydoğu Anadolu 7,1 9,8 8,1 45,6 29,5

SES X2= 43,69 Sd= 16 P= 0,001

A 10,1 14,5 10,1 30,2 35,2

B 6,0 9,8 12,8 30,0 41,3

C1 8,3 14,8 12,5 28,6 35,9

C2 6,7 14,5 12,4 30,0 36,3

DE 8,3 10,9 9,9 32,9 38,0

YERLEŞİM YERİ X2= 79,80 Sd= 4 P= 0,001

Kent 7,1 13,5 12,7 30,4 36,3

Kır 11,1 9,8 5,9 32,6 40,6

TOPLAM 7,9 12,7 11,3 30,8 37,2

Page 111: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

90

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 37. Evliliğin Temeli Sadakattir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 3292 54,5

Katılıyor 2082 34,5

Ne katılıyor ne katılmıyor 420 7,0

Katılmıyor 158 2,6

Hiç katılmıyor 83 1,4

TOPLAM 6035 100,0

Sadakat kavramının Türk toplumunda bir aile değeri olarak önemini ortaya

koyan “Evliliğin temeli sadakattir” ifadesine katılım oldukça yüksektir. Araştırmaya

katılanların toplam %89’u bu yargıya katıldıklarını ifade etmişlerdir. Katılmayan-

ların oranı sadece %4’tür. Bu yargıya verilen cevapların beşli ölçeğe göre aritme-

tik ortalaması, 4,38 ile en yüksek olanlardan birisidir. Standart sapması ise oldukça

düşüktür (,835). Sadakati evliliğin temeli olarak gören bu değer ifadesi, toplumda

üzerinde fikir birliğinin sağlandığı bir husustur.

Evliliğin Temeli Sadakattir ifadesinin bağımsız değişkenlerle yapılan çapraz

karşılaştırmasında, değer üzerinde bir uzlaşma olduğundan, istatistiki olarak an-

lamlı farklılıklar tespit edilememiştir.

Evliliğin temeline sadakati koyan değer ifadesi, çok yüksek bir ortalama ile güç-

lü bir değer olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bu değer yargısının orta vadede Türk

aile değerleri içindeki önem ve yerini koruyacağı beklenmektedir.

Page 112: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

91

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 37-1. Evliliğin Temeli Sadakattir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 14,58 Sd= 4 P= 0,006

Kadın 56,9 32,8 6,4 2,6 1,4

Erkek 52,2 36,3 7,6 2,7 1,3

YAŞ X2= 34,85 Sd= 16 P= 0,004

18-24 arası 49,6 36,5 8,8 3,4 1,7

25-34 arası 53,5 34,4 7,7 2,8 1,5

35-44 arası 54,9 34,8 6,5 2,7 1,1

45-54 arası 55,9 34,3 6,4 2,0 1,4

55 + 59,5 32,3 5,0 2,0 1,1

EĞİTİM X2= 55,31 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 55,2 34,5 7,7 2,2 ,4

İlkokul 57,1 34,5 5,3 2,1 1,0

Ortaokul 54,9 35,7 5,6 3,1 ,6

Lise 52,2 34,3 8,9 2,7 1,9

Üniversite 51,6 34,1 8,5 3,4 2,4

BÖLGE*

İstanbul 46,9 38,2 11,6 2,3 1,1

Batı Marmara 80,0 19,1 ,9

Ege 58,3 26,4 10,9 4,0 ,6

Doğu Marmara 58,2 30,1 8,7 2,2 ,9

Batı Anadolu 51,1 32,8 4,9 5,7 5,5

Akdeniz 61,3 32,3 3,7 1,6 1,1

Orta Anadolu 61,5 35,3 1,0 1,4 ,7

Batı Karadeniz 43,2 45,8 7,7 3,0 ,3

Doğu Karadeniz 42,9 52,9 1,7 ,8 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 56,3 40,3 1,7 ,8 ,8

Ortadoğu Anadolu 47,9 48,3 2,2 1,1 ,4

Güneydoğu Anadolu 60,1 34,2 3,7 1,3 ,7

SES*

A 44,7 40,8 7,3 3,4 3,9

B 58,2 29,7 7,6 3,0 1,5

C1 51,6 33,7 9,4 3,4 1,9

C2 51,3 36,8 7,7 2,5 1,7

DE 58,1 34,2 4,9 2,0 ,7

YERLEŞİM YERİ X2= 99,94 Sd= 4 P= 0,001

Kent 52,6 34,6 8,4 2,8 1,7

Kır 62,0 34,2 1,7 2,0 ,2

TOPLAM 54,5 34,5 7,0 2,6 1,4

Page 113: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

92

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 38. Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı Yapmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2995 49,6

Katılıyor 2534 42,0

Ne katılıyor ne katılmıyor 367 6,1

Katılmıyor 106 1,8

Hiç katılmıyor 33 ,5

TOPLAM 6035 100,0

Evlilikte eşler arası ilişkiyi konu edinen “Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı

Yapmalıdır” ifadesi yüksek bir ortalama (4,38) ve düşük bir standart sapma (,727)

alarak halkın %91,6’sının olumlu yönde katılım gösterdiği bir değer ifadesi olmuştur.

Burada, her türlü fedakârlık ifadesine olan yüksek onay verme dikkat çekmektedir.

Her türlü insan birlikteliğinin bir fedakârlık (özveri) boyutu vardır. Ancak koşulsuz

bir fedakârlık her zaman söz konusu değildir. Türk toplumunun %91,6’sı her türlü

fedakârlığa, diğer bir ifade ile koşulsuz fedakârlığa olumlu bakması, evliliği sürdür-

me kararlılığını göstermektedir. Kayıtsız şartsız bir fedakârlığa olumlu bakmadığını

söyleyenlerin oranı sadece %2,3’tür.

“Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı Yapmalıdır” ifadesi ile cinsiyet arasında

katılıp katılmama toplamları açısından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Yaş

kategorileri yükseldikçe her türlü fedakârlık yapılması yönünde kanaat bildirenlerin

oranı artarken üniversite mezunları arasında da fedakârlığın her türlüsüne karşı çı-

kanların oranı daha fazladır. Bölgeler arasında dikkat çekici bir farklılık söz konusu

değil iken, SES düzeyi A olanların daha sınırlı bir fedakârlıktan yana oldukları

anlaşılmaktadır. Kentlerde ise kırsal bölgelere göre çekince koyanların oranı yük-

sektir.

Türk aile değerleri arasında ailenin sürdürülmesi büyük önem arz etmektedir.

Çocuk merkezli bir aile tahayyülüne sahip olan Türk insanı için bu değer ifadesi

son derece tutarlıdır. Bir önceki tabloda, anlaşamayan eşlerin boşanması mantıksal

bir durum olarak gözükmesine rağmen, toplumda kayda değer bir kesimin çekimser

durması ve olumsuz kanaat bildirmesi, aileyi sürdürmeye yönelik güçlü bir motivas-

yonun bulunmasından kaynaklanmaktadır.

Page 114: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

93

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 38-1. Evlilikte Eşler Her Türlü Fedakârlığı Yapmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 13,90 Sd= 4 P= 0,008

Kadın 51,1 40,5 5,7 2,2 ,6

Erkek 48,2 43,5 6,5 1,3 ,5

YAŞ X2= 47,24 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 45,4 44,1 6,9 2,7 1,0

25-34 arası 47,0 43,3 7,6 1,7 ,4

35-44 arası 50,1 42,2 5,9 1,3 ,5

45-54 arası 53,7 39,8 4,2 2,0 ,3

55 + 53,8 39,4 4,8 1,3 ,6

EĞİTİM*

Eğitimsiz 51,1 42,1 4,7 1,3 ,7

İlkokul 51,7 41,9 4,5 1,6 ,3

Ortaokul 49,6 44,1 4,5 1,0 ,8

Lise 48,0 43,0 7,1 1,4 ,5

Üniversite 46,5 39,0 10,1 3,5 ,9

BÖLGE*

İstanbul 41,3 46,2 10,0 2,0 ,5

Batı Marmara 63,9 31,7 ,9 2,2 1,3

Ege 52,4 35,9 9,0 2,4 ,3

Doğu Marmara 58,4 33,5 5,6 1,5 ,9

Batı Anadolu 47,1 44,1 6,4 2,1 ,4

Akdeniz 58,7 36,6 3,0 1,2 ,5

Orta Anadolu 55,2 40,2 2,1 1,7 ,7

Batı Karadeniz 43,8 45,8 6,8 2,1 1,5

Doğu Karadeniz 38,7 57,1 3,4 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 60,5 39,5

Ortadoğu Anadolu 47,6 47,9 4,1 ,4

Güneydoğu Anadolu 48,7 48,0 1,7 1,3 ,3

SES*

A 38,0 39,7 16,8 3,4 2,2

B 48,9 39,8 7,6 3,0 ,8

C1 48,5 41,3 7,6 2,2 ,5

C2 49,0 43,2 6,1 1,4 ,4

DE 51,6 42,4 4,1 1,4 ,5

YERLEŞİM YERİ X2= 63,48 Sd= 4 P= 0,001

Kent 47,6 42,9 7,1 1,9 ,5

Kır 57,3 38,6 2,2 1,4 ,6

TOPLAM 49,6 42,0 6,1 1,8 ,5

Page 115: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

94

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.6. Boşanma

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki boşanma ile ilgili

bir ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak

sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 39. Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Kaçınmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1317 21,8

Katılıyor 2343 38,8

Ne katılıyor ne katılmıyor 1098 18,2

Katılmıyor 963 16,0

Hiç katılmıyor 314 5,2

TOPLAM 6035 100,0

Yukarıdaki tabloda, aile değerleri ölçeğinde yer alan ve evlilik ilişkilerini ölçen

“Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Kaçınmamalıdır” ifadesine verilen cevaplar yer al-

maktadır. Tablodaki verilerden, anlaşmazlık halinde boşanmayı bir çıkış yolu olarak

görenlerin toplamı %60,6’dır. Anlaşmazlık halinde boşanmayı ilk çözüm olarak dü-

şünmeyenlerin oranı ise %21,2’dir. Tablonun aritmetik ortalaması 3,56 olup standart sap-

ması ise 1,146’dır. Ortalamanın orta değere yakın oluşu ve standart sapmanın da yüksek

oluşu, toplumda boşanma konusunda bir fikir birliği olmadığını göstermektedir.

Söz konusu ifadeye katılım yönünde erkekler ile kadınlar arasında anlamlı bir

farklılık tespit edilmemiştir. Buna karşılık yaş kategorileri ilerledikçe bu ifadeye

katılanların oranının azaldığı yönünde anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. Eğitim de-

ğişkeni ile ters yönde bir ilişki olup eğitim basamakları ilerledikçe ifadeye olumlu

cevap verenlerin oranı artmaktadır. Bölgeler arasında yapılan karşılaştırmada ise

Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde “Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Ka-

çınmamalıdır” ifadesine olumsuz yaklaşanların oranı diğer bölgelere göre daha azdır.

sosyoekonomik seviye açısından A ve B kategorilerinde daha çok boşanma yönün-

de bir eğilim oluşurken DE seviyelerinde ise evliliği sürdürme yönünde daha fazla

çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı daha fazladır. Beklentilere uygun

olarak, kırda yaşayanlar arasında boşanmaya olumlu bakmayanların oranı diğerine

göre daha fazladır.

Genel olarak değerlendirildiğinde, eşler anlaşamadığında boşanmayı bir çözüm

yolu olarak ilk planda düşünme noktasında toplumda ortak bir kanaat olmadığı, hal-

kın üçte ikisine yakınının boşanmayı bir çözüm olarak görmekle birlikte, çok istekli

davranmadıkları tespit edilmiştir.

Page 116: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

95

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 39-1. Anlaşamayan Eşler Boşanmaktan Kaçınmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 5,62 Sd= 4 P= 0,229

Kadın 23,0 37,9 18,2 15,9 4,9

Erkek 20,7 39,7 18,1 16,0 5,5

YAŞ X2= 42,29 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 23,9 39,7 19,1 12,7 4,7

25-34 arası 21,9 39,0 19,2 16,0 4,0

35-44 arası 21,8 39,3 18,0 15,9 5,1

45-54 arası 22,5 38,6 17,9 15,0 6,0

55 + 19,1 37,3 16,4 20,3 6,9

EĞİTİM X2= 78,81 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 19,1 32,6 16,5 24,3 7,5

İlkokul 19,3 39,6 18,4 17,4 5,4

Ortaokul 22,9 37,7 18,5 16,5 4,4

Lise 24,0 40,9 17,1 13,0 4,9

Üniversite 25,0 38,1 20,1 12,2 4,6

BÖLGE X2= 218,51 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 24,7 37,8 20,3 12,0 5,1

Batı Marmara 24,8 36,1 17,4 16,5 5,2

Ege 16,9 41,2 19,5 15,1 7,3

Doğu Marmara 17,7 39,4 25,8 14,3 2,8

Batı Anadolu 27,8 36,7 15,6 14,6 5,3

Akdeniz 20,9 43,1 15,6 16,2 4,2

Orta Anadolu 19,2 48,6 17,5 13,6 1,0

Batı Karadeniz 22,9 42,9 13,1 15,2 6,0

Doğu Karadeniz 25,2 41,2 15,1 16,0 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 35,3 31,9 14,3 12,6 5,9

Ortadoğu Anadolu 19,9 31,1 14,6 26,2 8,2

Güneydoğu Anadolu 15,8 34,3 17,7 26,8 5,4

SES X2= 69,40 Sd= 16 P= 0,001

A 30,2 35,8 17,9 10,6 5,6

B 24,9 39,5 18,9 11,8 4,8

C1 24,1 40,0 17,7 13,2 5,0

C2 23,9 38,2 18,9 14,8 4,3

DE 18,3 38,4 18,1 19,3 5,8

YERLEŞİM YERİ X2= 45,61 Sd= 4 P= 0,001

Kent 22,3 38,7 19,4 14,7 5,0

Kır 20,1 39,3 13,7 20,9 6,0

TOPLAM 21,8 38,8 18,2 16,0 5,2

Page 117: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

96

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.7. Kadın Rolleri

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki kadın rollerine

yönelik üç ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaş-

tırılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 40. İş Hayatında Kadınlar Erkeklerle Aynı Ortamda Çalışabilir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1740 28,8

Katılıyor 2914 48,3

Ne katılıyor ne katılmıyor 823 13,6

Katılmıyor 400 6,6

Hiç katılmıyor 158 2,6

TOPLAM 6035 100,0

“İş Hayatında Erkekler ile Kadınlar Aynı Ortamda Çalışabilir” biçiminde ifade

edilen ve kadın rollerini belirlemeye yönelik konuda, araştırmaya cevap verenlerin

%77,1’i olumlu kanaate sahip olduklarını söylemişlerdir. Olumsuz görüş sahibi olan-

ların toplamı %9,2’dir. Kararsızların oranı ise %13,6’dır. Tablonun beşli ölçekte arit-

metik ortalaması 3,94 ve standart sapması ise, 0,960’tır.

Bağımsız değişkenler ile yapılan çapraz karşılaştırmada, kadınlar ile erkeklerin

verdikleri cevaplar arasında anlamlı bir farklılık vardır. Kadınlar aynı ortamda ça-

lışma yönünde olumlu kanaat bildirmişlerdir. Yaş kategorileri arasında anlamlı bir

farklılık tespit edilememiştir. Ayrıca üniversite eğitimi almış kişilerin diğerlerine

göre daha olumlu değerlendirdikleri görülmüştür. Bölgeler arasında dikkate değer

farklılıklar söz konusu değildir. Sosyoekonomik seviyesi A ve B olanlar DE olanlara

göre aynı ortamda çalışma konusunda olumlu düşünmektedirler. Kır-kent arasında

toplam rakamlarda anlamlı bir farklılık görülmemiştir.

Kadının çalışma hayatı içinde yer alması 20. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiş-

tir. 1970’li ve 80’li yıllarda kadının çalışması hususu çok tartışılmıştır. O yıllarda

eğer ihtiyacı varsa kadının çalışabileceğini, ancak çalışma ortamlarının farklı olması

gerektiğini düşünenlerin sayısı az değildir. Bugün itibariyle kadınların erkekler ile

aynı ortamda çalışabilecekleri hususu üzerinde fikir birliğinin sağlandığı bir kanaat

olarak Türk aile değerleri arasında yerini aldığı görülmektedir.

Page 118: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

97

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 40-1. İş Hayatında Kadınlar Erkeklerle Aynı Ortamda Çalışabilir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 33,93 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 31,0 48,8 12,5 5,3 2,3

Erkek 26,6 47,8 14,7 7,9 3,0

YAŞ X2= 22,99 Sd= 16 P= 0,114

18-24 arası 31,5 48,6 11,3 6,4 2,2

25-34 arası 27,9 48,5 13,5 6,8 3,3

35-44 arası 26,5 49,8 13,9 6,8 3,0

45-54 arası 29,5 45,8 15,5 6,7 2,5

55 + 30,0 47,8 14,3 6,3 1,7

EĞİTİM X2= 79,61 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 24,0 50,9 14,6 8,2 2,2

İlkokul 24,5 51,0 15,1 6,3 3,1

Ortaokul 30,2 48,0 11,6 7,3 2,8

Lise 30,4 46,9 13,3 6,9 2,5

Üniversite 38,0 42,9 11,6 5,6 1,8

BÖLGE X2= 371,85 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 34,4 44,0 13,3 6,1 2,2

Batı Marmara 34,3 50,4 10,4 1,7 3,0

Ege 24,8 38,5 24,7 10,2 1,8

Doğu Marmara 27,1 56,7 10,2 4,8 1,3

Batı Anadolu 32,0 45,3 14,7 5,2 2,9

Akdeniz 31,5 51,7 10,0 6,3 ,5

Orta Anadolu 29,7 55,6 7,3 4,9 2,4

Batı Karadeniz 19,0 57,1 8,6 6,5 8,6

Doğu Karadeniz 31,9 58,8 6,7 ,8 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 38,7 31,9 17,6 8,4 3,4

Ortadoğu Anadolu 20,6 47,9 13,9 13,9 3,7

Güneydoğu Anadolu 20,9 59,1 10,1 6,4 3,5

SES X2= 108,83 Sd= 16 P= 0,001

A 41,9 41,9 11,7 2,8 1,7

B 42,3 43,6 8,3 4,5 1,3

C1 32,4 44,9 14,1 6,1 2,5

C2 28,8 48,7 12,8 7,5 2,2

DE 23,6 51,4 14,7 7,1 3,2

YERLEŞİM YERİ X2= 23,53 Sd= 4 P= 0,001

Kent 29,7 46,8 13,9 7,0 2,6

Kır 25,5 53,9 12,5 5,2 2,9

TOPLAM 28,8 48,3 13,6 6,6 2,6

Page 119: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

98

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 41. Bir Kadının Asıl Görevi Çocuk Bakımı ve Ev İşleridir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1027 17,0

Katılıyor 2037 33,8

Ne katılıyor ne katılmıyor 1084 18,0

Katılmıyor 1356 22,5

Hiç katılmıyor 531 8,8

TOPLAM 6035 100,0

Kadını ev içi rolleri ile sınırlandıran ve bu rollerini ön plana çıkaran bir al-

gılamayı yansıtan bu ifade araştırmaya katılanların %50,8’i tarafından desteklen-

mektedir. Bu kanaate destek vermeyenlerin toplam oranı ise %31,3’tür. Beşli ölçek

üzerinde aritmetik ortalama 3,28 ve standart sapma 1,232’dir. Aritmetik ortalamanın

orta noktaya yakın oluşu ve standart sapmasının oldukça yüksek oluşu, bu değer

ifadesi üzerinde bir konsensüs olmadığı ve halkın bu konudaki eğiliminin heterojen

bir karakter gösterdiği görülmektedir.

Kadının asıl görevini ev içi roller ile sınırlayan bu değer ifadesi bağımsız değiş-

kenlerle karşılaştırılmıştır. Cinsiyet ile yapılan çapraz karşılaştırmada söz konusu

yargıya katılan kadınların oranı ortalamanın altındadır. Yaş kategorileri yükseldik-

çe kadını ev içi rollerini öne çıkaran anlayışa katılanların oranı ortalamanın üzerine

çıkmaktadır. Buna karşılık eğitim basamakları yükseldikçe de kadının bu rolünü

onaylamayanların oranı artmaktadır. Bölgeler arasında en dikkati çeken Doğu Ka-

radeniz Bölgesinde kadının ev içi rollerini öne çıkaran anlayışa destek verenlerin

toplam oranı sadece %26’dır. Ayrıca Batı Marmara Bölgesinde de bu oran düşüktür.

SES düzeyleri arasında A ve B kategorisinde olanlar, DE kategorisinde olanlara

göre, ev içi rollerin kadının asıl görevi olarak tanımlanmasına ortalamanın çok al-

tında destek vermektedirler. Kır-kent ayrımında anlamlı bir farklılık tespit edilmiş

olup, kırda oturanların kadının geleneksel rollerinin öne çıkmasına daha fazla des-

tek verdikleri görülmektedir.

“Bir Kadının Asıl Görevi Çocuk Bakımı ve Ev İşleridir” biçiminde ifade edilen

değer yargısı, aile değerleri arasında yer alan kadın rollerini betimlemektedir. Ka-

dının ev içi rollerini öne çıkaran ve onunla sınırlayan anlayış, Türk toplumunda çok

yaygın olarak kabul görmemektedir. Tablodaki verilerden, bu değer yargısının ciddi

olarak aşındığı kanaati ortaya çıkmaktadır.

Page 120: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

99

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 41-1. Bir Kadının Asıl Görevi Çocuk Bakımı ve Ev İşleridir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 34,41 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 15,5 32,4 17,6 24,6 10,0

Erkek 18,6 35,1 18,4 20,3 7,6

YAŞ X2= 68,75 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 16,3 31,8 17,6 24,4 9,8

25-34 arası 15,6 31,1 19,2 25,8 8,4

35-44 arası 15,2 36,4 18,0 21,6 8,7

45-54 arası 16,7 34,2 16,6 21,7 10,9

55 + 22,5 35,9 17,6 17,3 6,7

EĞİTİM X2= 330,49 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 26,0 44,4 14,0 11,0 4,5

İlkokul 19,8 38,7 16,8 18,6 6,1

Ortaokul 15,7 33,5 19,6 23,6 7,6

Lise 14,2 29,7 19,4 25,9 10,8

Üniversite 10,8 22,9 19,5 31,7 15,2

BÖLGE X2= 354,40 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 17,2 32,4 18,8 19,8 11,8

Batı Marmara 11,3 28,3 12,2 35,2 13,0

Ege 11,4 28,1 20,8 25,0 14,6

Doğu Marmara 11,3 31,4 24,7 28,1 4,5

Batı Anadolu 18,7 32,5 19,9 22,1 6,8

Akdeniz 18,1 39,0 16,0 20,9 6,0

Orta Anadolu 19,9 39,5 15,7 22,7 2,1

Batı Karadeniz 22,6 34,5 12,8 24,7 5,4

Doğu Karadeniz 6,7 19,3 14,3 45,4 14,3

Kuzeydoğu Anadolu 35,3 36,1 13,4 11,8 3,4

Ortadoğu Anadolu 17,6 39,3 12,7 22,8 7,5

Güneydoğu Anadolu 22,2 42,8 16,0 13,3 5,7

SES X2= 249,58 Sd= 16 P= 0,001

A 8,4 23,5 20,7 31,3 16,2

B 9,1 23,4 19,1 31,5 16,9

C1 14,0 28,6 19,8 26,7 10,8

C2 16,1 35,2 18,4 21,5 8,8

DE 21,2 38,7 16,2 18,2 5,7

YERLEŞİM YERİ X2= 145,37 Sd= 4 P= 0,001

Kent 14,9 32,7 20,2 22,7 9,5

Kır 25,2 37,6 9,5 21,4 6,2

TOPLAM 17,0 33,8 18,0 22,5 8,8

Page 121: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

100

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 42. Ev İşlerinden Kadın Kadar Erkek de Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1399 23,2

Katılıyor 2468 40,9

Ne katılıyor ne katılmıyor 929 15,4

Katılmıyor 904 15,0

Hiç katılmıyor 335 5,6

TOPLAM 6035 100,0

Kadının ev içi rollerini asıl görev olarak tanımlayan anlayışa karşılık, “ev iş-

lerinden kadın kadar erkek de sorumludur” ifadesi kadın rollerini bir başka açıdan

değerlendirmeyi hedeflemektedir. Erkeği de ev içi işlerden sorumlu tutan yargıya

katılanların toplam oranı % 64,1’dir. Bu ifadenin beşli ölçeğe göre aritmetik ortala-

ması 3,61 ve standart sapması ise 1,155’tir.

Yeni ortaya çıkan bu değer ifadesi ile cinsiyet karşılaştırılmış erkek ve kadın-

ların verdikleri cevaplar arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Yaş ka-

tegorileri arasında da anlamlı bir farklılık söz konusu değildir. Diğer bir söyleyişle

toplumu oluşturan her yaştan insan, ev işlerinin yapılmasında erkekleri de sorum-

lu tutmaktadırlar. Bu görüşte olanlar üniversite mezunları arasında daha yüksek

orandadır. Bölgeler arasında yapılan karşılaştırmada Akdeniz ve Batı Anadolu

bölgelerinde, erkeklerin ev işlerinden sorumlu olduğunu ifade eden değer yargı-

sına katılmayanların oranının ortalamanın çok üzerinde olması dikkat çekicidir.

Sosyoekonomik seviyesi A kategorisinde olanlar bu değer ifadesine olumlu yönde

daha fazla oranda katılmaktadırlar. Kır-kent arasında anlamlı bir farklılık tespit

edilememiştir.

Kadın rolleri ile ilgili tablolar birlikte değerlendirildiğinde, kadının çocuk bakı-

mı ve ev içi rollerini ön plana çıkaran değerin kaybolmaya yüz tuttuğu, bunun yerine

erkeği de ev işlerinden sorumlu tutan bir yargının ikame olduğu söylenebilir. Bir

diğer söyleyişle kadın rolleri ile ilgili geleneksel kalıpların değişmekte olduğu, ye-

rine eşitlikçi bir anlayışla ev içi işlerin eşlerin birlikte işbirliği ile yaptıkları görevler

olarak algılandığı sonucu çıkmaktadır.

Page 122: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

101

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 42-1. Ev İşlerinden Kadın Kadar Erkek de Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 8,56 Sd= 4 P= 0,073

Kadın 24,6 40,3 15,5 14,5 5,1

Erkek 21,8 41,5 15,3 15,4 6,0

YAŞ X2= 13,33 Sd= 16 P= 0,649

18-24 arası 25,5 42,3 14,3 12,8 5,1

25-34 arası 22,9 40,4 15,5 15,5 5,8

35-44 arası 21,8 41,6 15,7 15,0 5,8

45-54 arası 22,8 41,4 15,1 15,6 5,0

55 + 23,3 38,8 16,2 15,9 5,8

EĞİTİM X2= 58,91 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 23,8 36,3 17,8 17,8 4,3

İlkokul 20,5 41,3 15,2 17,2 5,9

Ortaokul 24,0 39,1 15,0 14,4 7,5

Lise 23,2 43,1 14,9 13,6 5,2

Üniversite 28,4 40,4 15,6 10,9 4,6

BÖLGE X2= 359,52 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 29,0 41,1 16,1 10,9 2,9

Batı Marmara 26,1 40,9 13,5 11,3 8,3

Ege 23,7 37,7 20,6 15,5 2,5

Doğu Marmara 17,7 48,3 12,8 16,5 4,8

Batı Anadolu 18,9 33,4 17,2 17,7 12,9

Akdeniz 18,1 35,0 12,5 22,5 12,0

Orta Anadolu 21,7 45,8 15,7 15,7 1,0

Batı Karadeniz 23,8 50,0 11,3 10,7 4,2

Doğu Karadeniz 16,0 49,6 14,3 13,4 6,7

Kuzeydoğu Anadolu 41,2 39,5 10,9 5,0 3,4

Ortadoğu Anadolu 19,5 47,2 10,5 17,2 5,6

Güneydoğu Anadolu 22,4 43,3 14,5 16,5 3,4

SES X2= 44,13 Sd= 16 P= 0,001

A 29,6 46,9 10,6 7,8 5,0

B 28,0 40,1 14,1 12,1 5,8

C1 24,9 39,8 16,8 13,3 5,2

C2 20,5 41,8 15,8 15,2 6,7

DE 22,2 40,9 14,8 16,9 5,2

YERLEŞİM YERİ X2= 62,80 Sd= 4 P= 0,001

Kent 22,6 39,9 17,2 14,6 5,8

Kır 25,3 44,8 8,5 16,6 4,8

TOPLAM 23,2 40,9 15,4 15,0 5,6

Page 123: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

102

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.8. Kadın-Erkek İlişkileri

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki kadın erkek iliş-

kileri ile ilgili dokuz ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenler-

le karşılaştırılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 43. Evde Son Sözü Daima Erkek Söyler İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1353 22,4

Katılıyor 1906 31,6

Ne katılıyor ne katılmıyor 1029 17,1

Katılmıyor 1187 19,7

Hiç katılmıyor 560 9,3

TOPLAM 6035 100,0

desteklemeyenlerin oranı ise %29’dur. Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortalaması

3,38 ve standart sapması ise 1,279’dur. Bu ifadenin zaman içinde değişme potansiyeli

bulunmaktadır.

Evde son sözü daima erkek söyler ifadesi ile sosyodemografik değişkenler ara-

sında yapılan çapraz karşılaştırmada kadınlar ile erkeklerin cevaplarında anlamlı bir

farklılık ortaya çıkmıştır. Bu yargı kadınlar tarafından erkeklere göre daha az des-

teklenmektedir. 55 yaşın altındaki kişilerde anlamlı bir farklılık söz konusu değilken

55 yaşın üstündeki kişilerde bu değer yargısı güçlü şekilde desteklenmektedir. Eği-

tim düzeyi yükseldikçe erkeğin evde son sözü söyleyen kişi olduğu ile ilgili ifadeye

destek azalmaktadır. Bölgelere göre dağılım da anlamlı farklılıklar göstermektedir.

Doğu Karadeniz ve Batı Marmara Bölgelerinde erkeğin ailede son sözü söyleyen

olmasına karşı ciddi bir itiraz dikkat çekerken, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu

ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerinde söz konusu yargı güçlü bir şekilde desteklen-

mektedir. Öte yandan sosyoekonomik seviye düştükçe ailede erkeğin tek otorite ol-

duğuna ilişkin kanaat artmaktadır. Kırsal bölgelerde erkeğin aile içinde tek otorite

olduğuna dair kanaat, kentsel alanlara göre daha güçlüdür.

Evde son sözü daima erkek söyler ifadesine verilen cevaplar genel olarak de-

ğerlendirildiğinde geleneksel aile değerlerinden olan bu yargının, günümüzde de

erkeğin aile içinde son sözü söyleyen otorite konumunu destekliyor olarak gözükse

de değer üzerinde önemli bir aşınmanın gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. Erkek-

ler tarafından korunmaya çalışılan bu değere kadınların verdiği destek düşmektedir.

Değer yargısının orta vadede aile değerleri içindeki konumunu kaybedeceği öngö-

rülmektedir.

Ailede karar verme konusuyla

ilgili analizde “Evde Son Sözü Da-

ima Erkek Söyler” ifadesine verilen

cevaplar dikkat çekmektedir. Aynı

zamanda Türk aile yapısı hakkında

da fikir veren bu tabloya göre araş-

tırmaya katılanların %54’ü bu yargı-

yı desteklediğini söylemiştir. Yargıyı

Page 124: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

103

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 43-1. Evde Son Sözü Daima Erkek Söyler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 81,29 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 20,9 28,6 16,6 22,3 11,6

Erkek 24,0 34,6 17,5 17,0 7,0

YAŞ X2= 37,51 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 21,3 31,7 17,7 19,2 10,1

25-34 arası 21,2 29,6 18,8 20,4 10,0

35-44 arası 21,2 32,7 16,6 19,3 10,2

45-54 arası 22,9 31,3 15,8 20,6 9,4

55 + 26,6 33,3 15,4 18,8 6,0

EĞİTİM X2= 238,56 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 34,8 36,9 12,7 11,0 4,5

İlkokul 24,8 34,6 15,8 18,4 6,6

Ortaokul 20,8 34,0 18,6 18,9 7,6

Lise 19,6 28,7 18,5 21,0 12,1

Üniversite 15,7 24,4 19,1 25,8 15,0

BÖLGE X2= 276,72 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 19,8 29,7 19,4 21,1 10,0

Batı Marmara 13,9 25,7 24,8 27,0 8,7

Ege 20,6 28,3 14,0 20,7 16,4

Doğu Marmara 17,1 29,2 24,0 19,5 10,2

Batı Anadolu 27,2 28,9 16,8 20,3 6,9

Akdeniz 26,4 28,3 17,6 19,3 8,4

Orta Anadolu 24,1 42,7 14,3 15,0 3,8

Batı Karadeniz 19,3 36,6 16,1 21,7 6,3

Doğu Karadeniz 9,2 29,4 19,3 29,4 12,6

Kuzeydoğu Anadolu 41,2 33,6 6,7 15,1 3,4

Ortadoğu Anadolu 23,6 40,4 12,4 15,7 7,9

Güneydoğu Anadolu 27,9 39,6 13,3 13,5 5,7

SES X2= 203,05 Sd= 16 P= 0,001

A 13,4 22,3 17,9 29,1 17,3

B 14,1 21,9 19,9 28,0 16,1

C1 19,1 28,0 19,2 22,0 11,8

C2 22,4 33,5 18,5 17,1 8,6

DE 26,5 35,1 14,5 17,5 6,4

YERLEŞİM YERİ X2= 112,70 Sd= 4 P= 0,001

Kent 21,1 30,2 19,4 19,5 9,8

Kır 27,5 36,9 8,3 20,2 7,1

TOPLAM 22,4 31,6 17,1 19,7 9,3

Page 125: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

104

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 44. Bir Erkeğin Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 793 13,1

Katılıyor 1509 25,0

Ne katılıyor ne katılmıyor 951 15,8

Katılmıyor 1317 21,8

Hiç katılmıyor 1465 24,3

TOPLAM 6035 100,0

“Bir Erkeğin Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum”

ifadesi ailenin cinsellik konusuna yaklaşımını ortaya koymaktadır. Araştırmaya ka-

tılanların %38,1’i bu ifadeyi desteklediğini söylerken %46,1’i ise desteklememektedir.

Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortalaması 2,81 ve standart sapması ise 1,389’dur. Bu

ifade üzerinde herhangi bir şekilde konsensüs olmadığı anlaşılmakta olup yargının

yönünün zaman içinde değişebileceği öngörülmektedir. Toplumun %15,8’i bu ifade

karşısında kararsız olduğunu söylemiştir.

Söz konusu ifade ile bağımsız değişkenler arasında yapılan çapraz karşılaştır-

mada kadınlar ile erkeklerin cevapları arasında anlamlı bir farklılık ortaya çıkmış,

kadınlar arasında bu ifadeye desteğin daha az olduğu görülmüştür. Yaş kategorile-

ri arasında çok önemsenecek düzeyde bir farklılık görülmemekle beraber genç yaş

gruplarında olanların evlilik öncesi erkeğin cinsel ilişki kurmasına destek verdik-

leri anlaşılmaktadır. Ayrıca eğitim basmakları yükseldikçe ifadeye destek verenle-

rin oranı da artmaktadır. Bölgeler arasında Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Orta

Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ifadeye verilen destek en az

düzeyde iken, İstanbul, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde ise en üst düzeydedir.

Türk aile yapısında, evliliği eşler arasında sadakat temeli üzerinde inşa eden

ve dolayısı ile kadın ve erkeğin eşini aldatması hususunda hassasiyetle karşı çıkan

değerlere karşılık, aynı kişilerin erkeğin evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sa-

kınca görmemesi iyi analiz edilmesi gereken bir konudur. Bu refleksin zaman içinde

zayıf layacağı düşünülmektedir.

Page 126: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

105

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 44-1. Bir Erkeğin Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 73,10 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 11,3 21,7 16,6 23,0 27,4

Erkek 15,0 28,4 14,9 20,6 21,2

YAŞ X2= 46,14 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 14,4 26,6 16,0 21,6 21,4

25-34 arası 14,8 26,9 15,1 22,6 20,6

35-44 arası 11,2 24,7 16,9 20,5 26,6

45-54 arası 13,2 23,0 16,0 22,0 25,8

55 + 11,8 22,5 14,8 22,6 28,4

EĞİTİM X2= 156,94 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 10,3 16,1 14,6 24,7 34,3

İlkokul 10,1 22,5 15,6 24,8 27,0

Ortaokul 16,4 26,4 14,1 21,3 21,8

Lise 14,8 28,3 15,8 18,9 22,2

Üniversite 16,9 29,4 17,9 18,2 17,4

BÖLGE X2= 585,51 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 17,3 34,8 17,8 15,7 14,4

Batı Marmara 12,2 27,0 26,1 17,4 17,4

Ege 10,2 22,3 13,6 18,6 35,3

Doğu Marmara 16,9 26,6 16,0 20,1 20,3

Batı Anadolu 11,3 19,6 20,2 25,0 23,9

Akdeniz 16,7 34,6 19,9 15,5 13,4

Orta Anadolu 12,6 12,6 15,7 32,2 26,9

Batı Karadeniz 7,4 18,8 11,3 26,2 36,3

Doğu Karadeniz 7,6 21,0 6,7 43,7 21,0

Kuzeydoğu Anadolu 20,2 10,1 5,0 29,4 35,3

Ortadoğu Anadolu 8,6 15,4 12,0 27,0 37,1

Güneydoğu Anadolu 9,6 19,9 8,6 30,3 31,6

SES X2= 114,51 Sd= 16 P= 0,001

A 20,1 32,4 19,6 12,3 15,6

B 17,9 29,5 15,6 19,4 17,6

C1 15,2 27,0 17,6 18,6 21,5

C2 12,2 26,6 14,9 22,4 23,9

DE 11,1 21,7 14,7 24,6 27,9

YERLEŞİM YERİ X2= 40,99 Sd= 4 P= 0,001

Kent 13,1 25,4 17,0 20,8 23,6

Kır 13,3 23,4 10,9 25,7 26,8

TOPLAM 13,1 25,0 15,8 21,8 24,3

Page 127: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

106

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 45. Evlilik Dışı Cinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2966 49,1

Katılıyor 1997 33,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 650 10,8

Katılmıyor 253 4,2

Hiç katılmıyor 169 2,8

TOPLAM 6035 100,0

“Evlilik Dışı Cinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır” cümlesi cinsellik konusunda

analiz yapmamıza imkân veren diğer bir ifadedir. Buna göre araştırmaya katılanla-

rın %82,2’si evlilik dışı cinsel ilişkiye asla destek vermemektedir. Destek verenlerin

oranı sadece %7’dir. Kararsızların oranı da %10,8’dir. Tablonun beşli ölçekte aritme-

tik ortalaması 4,22 ve standart sapması ise, 0,986’dır.

Cinsellik konusundaki diğer ifadelerde olduğu gibi bu ifade de kadınlar er-

keklere göre daha fazla destek vermektedirler. Yaş ilerledikçe cinsellik konusunda

hassasiyet artmakta, evlilik dışı ilişkilere karşı olanların oranı artmaktadır. Bunun

yanı sıra eğitim basamakları ilerledikçe hassasiyet azalmakta, karşı çıkanların oranı

azalmaktadır. Bölgeler arasında Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve

Doğu Karadeniz bölgesinde hassasiyet diğer bölgelere göre daha yüksektir. SES

düzeyi DE olanlar A olanlara göre cinsellik konusunda daha hassas olduklarını ifa-

de etmişlerdir. Kır-kent karşılaştırmasında kentsel bölgelerde hassasiyetin kaybolma

eğiliminde olduğu anlaşılmaktadır.

Evlilik Dışı Çinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır ifadesi kadın, erkek, evli, bekar

herkesi kapsamaktadır ve cinselliğe kesin bir sınır getirmektedir. Bu ifade aile değer-

leri arasında güçlü bir yargı olarak yerini almaktadır. Bu noktada aile değerleri genel

ahlaki değerlerle örtüşmektedir. Ne var ki, erkeklerin yalnız başına değerlendirildiği

bir önceki tabloda evlilik öncesi yapılması kaydıyla bir tolerans tanınması geleneksel

ataerkil kalıpların ne kadar baskın olduğu konusunda bir fikir vermektedir.

Page 128: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

107

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 45-1. Evlilik Dışı Cinsel İlişki Asla Kurulmamalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 54,08 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 53,6 30,9 9,2 3,6 2,7

Erkek 44,6 35,3 12,4 4,8 2,9

YAŞ X2= 58,41 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 42,2 36,2 13,4 5,6 2,6

25-34 arası 47,7 32,1 12,5 4,7 3,0

35-44 arası 50,6 32,3 9,8 3,9 3,4

45-54 arası 53,1 33,0 8,3 3,3 2,3

55 + 53,2 32,5 8,8 3,1 2,4

EĞİTİM X2= 83,79 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 55,6 33,5 6,2 3,2 1,5

İlkokul 52,7 32,4 8,9 3,6 2,5

Ortaokul 47,7 33,6 10,6 4,8 3,2

Lise 45,8 34,4 13,3 3,6 2,9

Üniversite 43,6 32,2 13,9 6,6 3,7

BÖLGE*

İstanbul 38,6 37,1 17,2 4,3 2,8

Batı Marmara 58,3 23,9 12,6 1,7 3,5

Ege 55,3 26,0 11,1 4,7 3,0

Doğu Marmara 52,2 23,6 16,5 4,1 3,7

Batı Anadolu 44,3 38,5 9,4 4,8 3,0

Akdeniz 52,2 33,4 9,3 3,7 1,4

Orta Anadolu 64,0 29,4 3,5 2,1 1,0

Batı Karadeniz 47,9 36,0 6,3 7,4 2,4

Doğu Karadeniz 35,3 51,3 5,9 3,4 4,2

Kuzeydoğu Anadolu 58,8 35,3 ,8 ,8 4,2

Ortadoğu Anadolu 54,7 34,5 4,1 3,7 3,0

Güneydoğu Anadolu 53,7 33,5 5,4 4,2 3,2

SES X2= 96,42 Sd= 16 P= 0,001

A 39,7 31,8 13,4 8,4 6,7

B 43,8 30,5 13,9 7,3 4,5

C1 46,3 33,6 13,4 4,2 2,5

C2 47,7 33,8 12,3 4,0 2,2

DE 53,2 32,9 7,6 3,5 2,8

YERLEŞİM YERİ X2= 80,53 Sd= 4 P= 0,001

Kent 47,2 33,1 12,5 4,4 2,9

Kır 56,6 32,9 4,4 3,6 2,5

TOPLAM 49,1 33,1 10,8 4,2 2,8

Page 129: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

108

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 46. Kızların Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 300 5,0

Katılıyor 552 9,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 525 8,7

Katılmıyor 1443 23,9

Hiç katılmıyor 3215 53,3

TOPLAM 6035 100,0

Cinsellik konusunda erkeklerin evlilik öncesinde cinsel ilişki kurmasında bir

sakınca görmeyen kişiler kızların evlilik öncesinde cinsel ilişki kurmasına asla des-

tek vermemektedir. Evlilik öncesi kızların ilişki kurabileceği görüşü halkın %77,2’si

tarafından desteklenmemekte, sadece %14,1’i tarafından desteklenmektedir. Tablo-

nun beşli ölçekte aritmetik ortalaması 1,89 ve standart sapması ise 1,192’dir.

Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurması konusu, cinsellikle ilgili diğer ifa-

delerde olduğu gibi kadınlar tarafından büyük ölçüde reddedilmektedir. Buradan

kadınların cinsellik konusunda daha hassas ve kararlı oldukları sonucu çıkmaktadır.

Yaş kategorilerine göre yapılan karşılaştırmada genç yaştakilerin, lise ve üniversite

eğitimi almışların cinselliğe daha toleranslı yaklaştıkları görülmektedir. Bölgesel

dağılımda İstanbul ve Batı Karadeniz Bölgelerinde diğerlerine göre, ayrıca SES dü-

zeyi A olanların diğerlerine göre, kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmalarına,

daha toleranslı davrandıkları anlaşılmaktadır.

Türk toplumunun aile değerleri arasında cinsellikle ilgili olan ifadelerde, genel

ahlaki değerlere paralel olarak evlilik dışı cinsel ilişki kurmaya ortak bir tavır dikkat

çekmektedir. Ailede kadın ve erkeği eşit tutan anlayışın yaygın olarak benimsen-

mesine karşılık erkek cinselliği konusunda ortaya çıkan esnek, toleranslı bir tablo-

nun nedeni, aile değerleri içinde toplumun ataerkil ve erkeği önceleyen, daha değerli

kabul eden anlayışı yatmaktadır. Toplumun erkek cinselliğine esnek yaklaşımı bir

sorun olarak görülmeli ve bu konudaki eğitime önem verilmelidir.

Page 130: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

109

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 46-1. Kızların Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Kurmasında Sakınca Görmüyorum İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 18,26 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 4,6 8,1 7,9 23,8 55,5

Erkek 5,3 10,2 9,5 24,0 51,0

YAŞ X2= 126,69 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 6,6 14,1 10,5 25,4 43,3

25-34 arası 4,6 10,4 10,7 23,9 50,4

35-44 arası 4,9 7,6 7,1 22,1 58,3

45-54 arası 4,5 8,0 6,3 25,7 55,6

55 + 4,4 5,1 8,2 23,2 59,1

EĞİTİM X2= 174,65 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 4,3 6,2 5,6 24,3 59,6

İlkokul 4,7 6,5 6,7 22,7 59,4

Ortaokul 4,2 8,9 7,1 22,6 57,2

Lise 5,8 11,4 10,8 23,6 48,4

Üniversite 5,2 13,7 13,0 27,9 40,1

BÖLGE X2= 548,97 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 7,7 16,5 14,3 24,1 37,4

Batı Marmara ,9 1,3 9,6 18,3 70,0

Ege 3,8 7,0 8,3 18,5 62,5

Doğu Marmara 2,8 9,7 11,7 16,2 59,5

Batı Anadolu 6,2 8,8 8,3 28,0 48,6

Akdeniz 3,0 5,3 8,3 27,4 56,1

Orta Anadolu 10,1 3,5 3,8 8,7 73,8

Batı Karadeniz 2,4 12,2 6,8 30,7 47,9

Doğu Karadeniz 5,0 2,5 5,9 42,0 44,5

Kuzeydoğu Anadolu 6,7 4,2 2,5 34,5 52,1

Ortadoğu Anadolu 4,1 7,5 3,0 23,2 62,2

Güneydoğu Anadolu 3,0 6,1 2,2 29,3 59,4

SES X2= 178,56 Sd= 16 P= 0,001

A 9,5 20,1 14,5 22,3 33,5

B 4,0 10,1 13,6 29,2 43,1

C1 5,4 12,0 11,1 24,3 47,2

C2 4,6 9,3 8,6 24,0 53,6

DE 4,7 6,3 6,1 22,9 60,0

YERLEŞİM YERİ X2= 67,92 Sd= 4 P= 0,001

Kent 4,6 10,1 9,7 24,1 51,5

Kır 6,3 5,6 4,9 23,2 60,0

TOPLAM 5,0 9,1 8,7 23,9 53,3

Page 131: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

110

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 47. Kızların Flört Etmesinde Sakınca Yoktur İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 773 12,8

Katılıyor 1690 28,0

Ne katılıyor ne katılmıyor 1018 16,9

Katılmıyor 1268 21,0

Hiç katılmıyor 1286 21,3

TOPLAM 6035 100,0

“Kızların Flört Etmesinde Sakınca Yoktur” ifadesi, evlilik başlığı altında ele

alınabileceği gibi cinsellik olarak da değerlendirilebilir. Bu ifadeye destek verenle-

rin toplamı % 40,8’dir. Destek vermeyenler ise araştırmaya katılanların % 42,3’ünü

oluşturmaktadır. Bu tablo araştırmaya cevap verenlerin tam bir bölünmüşlük yaşa-

dığını göstermektedir. Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortalaması 2,90 ve standart

sapması ise 1,358’dir.

Kızların f lört etmesinde sakınca olmadığı ifadesi ile sosyodemografik değişken-

ler arasında yapılan çapraz karşılaştırmada kadınlar ile erkeklerin verdikleri cevaplar

arasında anlamlı bir farklılık olduğu, kadınların f lört konusu daha olumlu baktık-

ları görülmüştür. Aynı şekilde gençler ile yaşlılar arasında da anlamlı bir farklılık

belirlenmiş, gençlerin f lörte destek verdikleri ortaya çıkmıştır. Beklentilere paralel

olarak eğitim düzeyi arttıkça f lört etmeye destek de artmaktadır. Bölgeler arasında

Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Orta Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde

f lört konusu ortalamanın altında destek görmektedir. SES düzeyi A ve B olanlar

diğerlerine göre f lörte daha fazla destek vermektedirler. Kır-kent arasında anlamlı

bir farklılık gözlenmemiştir.

Kızların f lört etmesi konusunda toplumun fikir birliği içinde olmadığı, farklı

eğilimlere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Toplumun yarısı f lörtü evliliğe giden yolda

olması gereken ve tarafların birbirini tanımasına imkân veren bir uygulama olarak

algılarken, diğer yarısı ise, konuyu cinsellik içinde değerlendirmekte ve kızlar için

bir tuzak olarak algılamaktadır. Aritmetik ortalamanın ortanca değerine yakın olu-

şu ve standart sapmanın çok yüksek çıkması bu ifadenin oldukça sorunlu olduğu ve

aile değerleri arasında belirleyici bir özellik taşımadığı anlamına gelmektedir.

Page 132: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

111

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 47-1. Kızların Flört Etmesinde Sakınca Yoktur İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 28,34 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 14,2 29,7 16,8 19,5 19,8

Erkek 11,4 26,3 16,9 22,5 22,8

YAŞ X2= 158,99 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 17,4 36,2 14,5 15,9 16,0

25-34 arası 14,3 29,0 18,1 19,4 19,3

35-44 arası 11,6 26,0 18,4 23,3 20,8

45-54 arası 10,9 25,7 16,7 20,3 26,5

55 + 9,1 22,8 15,6 26,4 26,1

EĞİTİM X2= 313,48 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 6,6 16,7 15,7 28,7 32,4

İlkokul 9,7 24,0 17,0 25,2 24,1

Ortaokul 11,9 27,3 17,1 19,8 24,0

Lise 15,0 34,2 17,8 17,4 15,6

Üniversite 20,7 34,6 15,6 13,4 15,7

BÖLGE X2= 545,37 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 20,1 34,2 19,1 15,4 11,3

Batı Marmara 19,1 46,5 15,2 7,4 11,7

Ege 9,3 26,1 17,1 17,6 29,9

Doğu Marmara 12,6 35,7 19,9 17,7 14,1

Batı Anadolu 13,0 25,9 17,6 23,0 20,5

Akdeniz 8,4 24,4 19,0 23,9 24,3

Orta Anadolu 14,0 17,5 13,6 31,1 23,8

Batı Karadeniz 8,6 28,6 9,8 27,7 25,3

Doğu Karadeniz 14,3 31,1 21,0 24,4 9,2

Kuzeydoğu Anadolu 17,6 13,4 6,7 22,7 39,5

Ortadoğu Anadolu 7,9 22,8 7,9 27,3 34,1

Güneydoğu Anadolu 5,7 18,9 17,5 29,3 28,6

SES X2= 250,73 Sd= 16 P= 0,001

A 21,8 38,5 17,3 10,1 12,3

B 19,6 37,0 16,9 14,1 12,3

C1 16,9 31,4 17,4 18,2 16,1

C2 12,9 27,4 17,9 20,5 21,3

DE 8,4 24,0 16,0 24,9 26,7

YERLEŞİM YERİ X2= 97,54 Sd= 4 P= 0,001

Kent 13,1 28,2 18,6 21,0 19,0

Kır 11,5 27,2 10,4 21,0 29,9

TOPLAM 12,8 28,0 16,9 21,0 21,3

Page 133: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

112

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 48. İnsanlar Evlenmeden de Çocuk Sahibi Olabilmelidirler iİfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 237 3,9

Katılıyor 391 6,5

Ne katılıyor ne katılmıyor 432 7,2

Katılmıyor 1671 27,7

Hiç katılmıyor 3304 54,7

TOPLAM 6035 100,0

“İnsanlar Evlenmeden de Çocuk Sahibi Olabilmelidir” ifadesi, aile kurma ve

evliliğe ilişkin değerler yapısı ile ilgilidir. Bu konuda toplumda bir uzlaşma olduğu

görülmektedir. Evli olmadan çocuk sahibi olma konusuna destek verenlerin oranı

sadece %10,4’tür. Bu ifadeye karşı çıkanların toplam oranı ise %82,4’Tür. Araştır-

maya cevap verenlerin %54,7’sinin hiç katılmıyorum seçeneğini işaretlemeleri bu ko-

nudaki yargıya desteğin gücünü göstermektedir. Tablonun beşli ölçekte aritmetik

ortalaması 1,77 ve standart sapması ise 1,086’dır.

Söz konusu ifade ile sosyodemografik değişkenler arasında yapılan çapraz ana-

lizde erkeklerin kadınlara göre evlilik dışı çocuk sahibi olmaya daha fazla destek

verdikleri, 18-24 yaş kategorisindeki gençlerin daha hoş görülü oldukları görülmek-

tedir. Eğitim basamakları yükseldikçe evlilik dışı çocuk sahibi olma konusunda

daha toleranslı bir bakış ortaya çıkmaktadır. Bölgeler arasındaki değerlendirmede

İstanbul ve Batı Karadeniz bölgelerinde ikamet edenlerin bu konuda diğerlerine kı-

yasla daha hoş görülü oldukları anlaşılmaktadır. Batı Marmara Bölgesinde ise bu

ifadeye destek verenlerin göz ardı edilecek kadar az oluşu, evlilik dışı çocuk sahibi

olma konusundaki hassasiyeti yansıtmaktadır. Sosyoekonomik seviye yükseldikçe ve

aynı şekilde kentlerde yaşayanlarda tolerans artmaktadır.

Türk toplumunun aileye yüksek değer atfeden yapısı, evlilik dışı çocuk sahibi

olunabileceği yönündeki ifadenin değerlendirmesine yansıdığı görülmektedir. Top-

lum bu konuda kararlı bir duruş sergileyerek evlilik dışı çocuk sahibi olma konusuna

şiddetle karşı çıkmaktadır.

Page 134: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

113

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 48-1. İnsanlar Evlenmeden de Çocuk Sahibi Olabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 39,05 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 3,3 5,4 6,4 26,5 58,4

Erkek 4,5 7,6 8,0 28,9 51,1

YAŞ X2= 105,21 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 6,1 10,1 8,2 29,5 46,2

25-34 arası 3,5 7,2 8,7 28,8 51,9

35-44 arası 3,7 5,3 7,0 26,5 57,6

45-54 arası 2,9 6,3 6,1 27,0 57,8

55 + 3,7 3,5 4,9 26,4 61,4

EĞİTİM X2= 217,28 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 3,0 2,2 4,7 26,4 63,7

İlkokul 3,1 3,8 5,0 26,7 61,4

Ortaokul 4,4 6,2 6,2 28,0 55,2

Lise 4,7 9,4 9,1 27,6 49,2

Üniversite 4,8 10,8 11,3 30,6 42,4

BÖLGE* X2= 646,07 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 6,8 15,4 14,0 27,2 36,6

Batı Marmara 3,0 4,3 30,0 62,6

Ege 3,2 5,2 8,6 19,6 63,3

Doğu Marmara 1,7 2,8 5,8 29,0 60,6

Batı Anadolu 4,4 4,9 7,0 26,0 57,6

Akdeniz 1,8 2,5 4,0 33,2 58,5

Orta Anadolu 5,2 2,8 ,3 28,0 63,6

Batı Karadeniz 4,8 8,0 4,5 30,1 52,7

Doğu Karadeniz 3,4 5,9 2,5 43,7 44,5

Kuzeydoğu Anadolu 6,7 44,5 48,7

Ortadoğu Anadolu 1,9 3,0 2,2 27,3 65,5

Güneydoğu Anadolu 2,4 1,5 3,7 28,1 64,3

SES X2= 228,59 Sd= 16 P= 0,001

A 6,7 13,4 15,1 24,6 40,2

B 1,8 12,3 9,1 32,5 44,3

C1 4,2 9,9 9,2 28,7 47,9

C2 5,2 6,1 7,2 26,8 54,8

DE 3,3 3,1 5,0 26,9 61,7

YERLEŞİM YERİ X2= 120,59 Sd= 4 P= 0,001

Kent 3,5 7,5 8,4 28,4 52,3

Kır 5,6 2,8 2,5 25,1 64,0

TOPLAM 3,9 6,5 7,2 27,7 54,7

Page 135: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

114

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 49. İnsanlar Nikâhsız da Birlikte Yaşayabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 274 4,5

Katılıyor 464 7,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 489 8,1

Katılmıyor 1646 27,3

Hiç katılmıyor 3162 52,4

TOPLAM 6035 100,0

Evlilik dışı çocuk sahibi olma konusu ile paralellik gösteren diğer bir ifade

ise nikâhsız birlikte yaşamaya bakıştır. Tablodaki verilere göre toplumun %12,2’si

nikâhsız birlikte yaşamaya hoşgörülü yaklaşırken, %79,7’si net bir şekilde olumsuz

düşündüğünü ortaya koymaktadır. Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortalaması 1,85

ve standart sapması ise 1,139’dur. Aritmetik ortalamanın ortak bir kanaati yansıtma-

sına karşılık, standart sapma değeri bu konuda karşıt görüşlerin de dikkate alınma-

sına işaret eder.

“İnsanlar Nikâhsız da Birlikte Yaşayabilmelidirler” ifadesi ile sosyodemografik

değişkenler arasında yapılan çapraz karşılaştırmada, erkekler ile kadınların verdik-

leri cevaplar arasında anlamlı bir farklılık olduğu ve erkeklerin kadınlardan daha

fazla nikâhsız birlikte yaşamaya destek verdikleri anlaşılmıştır. Bu konuda, gençle-

rin yaşlılara göre ve eğitim düzeyi yüksek olanların olmayanlara göre daha esnek ve

toleranslı düşündükleri ifade edilebilir. Bölgeler arasında ise İstanbul ve Batı Kara-

deniz Bölgelerinde ikamet edenlerin bariz bir şekilde nikâhsız birlikteliğe hoşgörü

ile yaklaştıkları görülmüştür. SES düzeyi A olanların DE olanlara göre nikâhsız be-

raberliğe destek verdikleri ve aradaki farkın oldukça anlamlı olduğu görülmektedir.

Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanların nikâhsız beraberliğe karşı daha net olumsuz

tavırları dikkat çekmektedir.

Evlilik ve nikâh konularında Türk toplumunun oldukça yüksek hassasiyete sa-

hip olduğu görülmektedir. Toplumun karşı çıkışının arkasında çok güçlü bir moti-

vasyon olduğu, konunun aile değerlerimiz arasında güçlü bir yargı olarak yer aldığı,

ifadeye destek verenlerin de kısmen destek verdikleri sonucu çıkarılmıştır.

Page 136: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

115

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 49-1. İnsanlar Nikâhsız da Birlikte Yaşayabilmelidirler İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 55,41 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 3,8 5,9 7,2 26,9 56,2

Erkek 5,3 9,5 9,0 27,6 48,6

YAŞ X2= 155,07 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 7,3 12,6 9,8 28,8 41,5

25-34 arası 4,5 8,4 9,6 28,2 49,3

35-44 arası 3,7 7,4 7,1 25,1 56,7

45-54 arası 4,2 6,3 7,0 27,6 54,9

55 + 3,2 3,2 6,4 26,8 60,4

EĞİTİM X2= 296,72 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 3,2 3,4 4,3 26,4 62,7

İlkokul 3,0 4,1 5,7 27,5 59,8

Ortaokul 4,7 7,9 6,2 28,7 52,5

Lise 6,3 10,6 11,3 25,7 46,1

Üniversite 6,3 13,6 12,3 28,7 39,1

BÖLGE X2= 584,17 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 8,6 16,8 14,3 25,7 34,6

Batı Marmara ,4 1,7 13,5 26,5 57,8

Ege 2,3 7,0 7,1 20,9 62,7

Doğu Marmara 3,2 5,2 7,4 27,7 56,5

Batı Anadolu 5,3 5,6 7,3 29,3 52,5

Akdeniz 2,3 3,3 7,6 29,5 57,3

Orta Anadolu 6,6 3,1 2,4 31,1 56,6

Batı Karadeniz 5,1 7,1 4,2 30,4 53,3

Doğu Karadeniz 2,5 5,9 3,4 44,5 43,7

Kuzeydoğu Anadolu 5,0 5,0 ,8 36,1 52,9

Ortadoğu Anadolu 2,2 2,6 4,5 24,7 65,9

Güneydoğu Anadolu 2,2 4,4 4,4 28,1 60,9

SES X2= 284,35 Sd= 16 P= 0,001

A 10,6 21,2 15,1 19,6 33,5

B 2,5 14,1 12,8 30,5 40,1

C1 6,1 10,0 10,5 27,4 46,0

C2 5,0 8,4 7,2 27,5 51,9

DE 3,2 3,9 5,8 27,1 60,0

YERLEŞİM YERİ X2= 97,77 Sd= 4 P= 0,001

Kent 4,3 8,5 9,4 27,6 50,1

Kır 5,3 4,4 3,0 26,2 61,0

TOPLAM 4,5 7,7 8,1 27,3 52,4

Page 137: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

116

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 50. Aile Reisi Erkektir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1953 32,4

Katılıyor 2052 34,0

Ne katılıyor ne katılmıyor 859 14,2

Katılmıyor 796 13,2

Hiç katılmıyor 375 6,2

TOPLAM 6035 100,0

“Ailenin reisi erkektir” ifadesi ailedeki işbölümü ve kadın-erkek rolleri ile il-

gilidir. Bu ifadeyi destekleyenlerin toplam oranı %66,4’tür. Bu kanaate destek ver-

meyenlerin oranı ise %19,4’tür. Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortalaması 3,73 ve

standart sapması ise 1,217’dir. Tablodaki standart sapma değerinin yüksekliği zaman

içinde bir değişim beklentisine işaret eder.

Ailenin reisi erkektir ifadesi ile sosyodemografik değişkenler arasında yapılan

çapraz karşılaştırmada kadınlar ile erkeklerin verdikleri cevaplar arasında anlamlı

bir farklılık vardır ve bu ifadeye daha yoğun destek yine erkeklerden gelmektedir.

Bu ifadeye en büyük desteğin 55 yaş üstü yerleşim yerlerinden geldiği dikkate alınır-

sa, yakın bir gelecekte değerin değişmeye uğrayacağı söylenebilir. Ayrıca üniversite

mezunları arasında da erkeğin reisliğine destek diğer eğitim gruplarına göre daha

azdır. Bölgeler arasında çok büyük farklılıklar olmamakla beraber, Doğu Kara-

deniz Bölgesinde erkeğin reisliği konusundaki kanaatlerde bir gevşeklik, değişme

eğilimi dikkat çekmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde erkeğin

ailenin reisi olduğu kanaati güçlü bir ifade olarak dile getirilmektedir. SES düzeyi

A ve B olanların diğerlerine göre ailenin reisinin erkek olması konusunda daha az

destek verdikleri söylenebilir. Beklentilere paralel olarak kırsal yerleşim yerlerinde

yaşayanların erkeğin reisliği konusunda daha net ve güçlü bir kanaat sergiledikleri

görülmüştür.

Ailede son sözü söyleyecek, aileyi yönetecek bir kişinin bulunmasının gerektiği

ve bunun da erkek olduğu yönünde toplumda var olan geleneksel anlayışın devam

ettiği anlaşılmaktadır. Bu da Türk toplumunun ataerkil yapısı ile uyumlu bir sonuç-

tur. Ancak bu değerin zaman içinde değişme potansiyeli taşıdığı gözlenmektedir.

Özellikle aritmetik ortalamanın yüksek olmayışı ve standart sapmanın da oldukça

yüksek oluşu değerin aşınmaya yüz tuttuğu şeklinde değerlendirilebilir.

Page 138: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

117

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 50-1. Aile Reisi Erkektir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 71,05 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 30,0 32,3 14,3 15,2 8,1

Erkek 34,7 35,7 14,1 11,2 4,3

YAŞ X2= 65,01 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 28,8 33,1 16,9 13,0 8,2

25-34 arası 30,5 33,5 14,2 14,8 7,0

35-44 arası 31,6 34,8 13,8 14,1 5,8

45-54 arası 31,8 36,2 14,6 12,1 5,4

55 + 40,3 32,9 11,8 10,8 4,2

EĞİTİM X2= 329,06 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 47,8 33,7 9,6 6,0 3,0

İlkokul 38,0 35,9 11,3 11,1 3,7

Ortaokul 32,1 34,9 14,7 13,1 5,2

Lise 25,9 34,7 16,1 14,9 8,4

Üniversite 21,0 28,1 20,4 19,5 11,1

BÖLGE X2= 336,31 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 26,7 33,7 16,4 15,0 8,3

Batı Marmara 25,2 33,0 17,8 17,8 6,1

Ege 30,2 32,1 12,3 13,3 12,1

Doğu Marmara 28,1 29,2 26,6 13,9 2,2

Batı Anadolu 33,4 32,9 13,7 14,6 5,5

Akdeniz 39,5 32,2 12,7 10,5 5,1

Orta Anadolu 34,6 40,9 9,4 12,9 2,1

Batı Karadeniz 28,3 39,3 13,1 14,6 4,8

Doğu Karadeniz 16,8 52,9 11,8 12,6 5,9

Kuzeydoğu Anadolu 51,3 37,0 5,0 5,9 ,8

Ortadoğu Anadolu 31,5 37,1 13,1 13,5 4,9

Güneydoğu Anadolu 47,5 32,8 9,3 8,1 2,4

SES X2= 295,86 Sd= 16 P= 0,001

A 16,8 25,1 14,5 29,1 14,5

B 20,7 30,0 20,4 19,1 9,8

C1 25,2 33,4 18,0 14,8 8,6

C2 31,6 35,5 14,9 12,2 5,7

DE 40,2 34,9 10,5 10,6 3,8

YERLEŞİM YERİ X2= 107,93 Sd= 4 P= 0,001

Kent 30,5 33,3 16,3 13,1 6,8

Kır 39,3 36,8 6,5 13,5 3,9

TOPLAM 32,4 34,0 14,2 13,2 6,2

Page 139: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

118

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 51. Ailenin Geçiminden Erkek Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1544 25,6

Katılıyor 2139 35,4

Ne katılıyor ne katılmıyor 945 15,7

Katılmıyor 999 16,6

Hiç katılmıyor 408 6,8

TOPLAM 6035 100,0

“Ailenin Geçiminden Erkek Sorumludur” ifadesi, ailenin reisi erkektir ve ailede

son sözü erkek söyler ifadeleri ile aynı düzlemde yer almaktadır. Ailenin reisinin

erkek olduğunu ve ailede son sözü erkeğin söylemesi gerektiğini düşünen bir toplum

için ailenin geçiminden de erkeği sorumlu tutması beklenir. Nitekim ailenin geçi-

minden erkeğin sorumlu olduğu kanaatini destekleyenlerin toplam oranı %61’dir.

Buna karşılık destek vermeyenlerin oranı ise %23,4’dür. Tablonun beşli ölçekte arit-

metik ortalaması 3,57 ve standart sapması ise 1,222’dir.

Ailenin geçiminden erkek sorumludur ifadesi ile sosyodemografik değişkenler

arasında yapılan çapraz karşılaştırmada erkekler ile kadınların verdikleri cevaplar

arasında anlamlı bir farklılık olup kadınlar bu ifadeye erkeklerden daha az destek

vermektedirler. Yaş kategorileri yükseldikçe söz konusu ifadeye destek verenlerin

oranı artarken, eğitim kategorileri yükseldikçe destek verenlerin oranı azalmakta-

dır. Bölgeler arasında Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde

erkeğin evin geçiminden sorumlu olduğu ifadesi yüksek oranda destek görmekte-

dir. Beklentiye paralel olarak SES düzeyi A ve B olanlar DE olanlara göre, kentsel

alanlarda ikamet edenler kırsal alanlardakilere göre daha düşük oranlarda destek

vermektedirler.

Türk aile değerlerinin, erkeği evde son sözü söyleyen kişi ve evin reisi olarak

nitelendirmesine paralel olarak evin geçindirilmesi yükümlülüğünü de erkeğe ver-

mektedir. Ne var ki ataerkil aile yapısının bir yansıması olan bu değer ifadelerinde

olduğu gibi ailenin geçiminden erkek sorumludur yargısı da yakın bir gelecekte de-

ğişme potansiyeline sahiptir. Özellikle sosyodemografik değişkenlere göre yapılan

karşılaştırmalarda istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların olması bu değişimi gös-

termektedir. Ayrıca tablonun beşli ölçekte düşük bir aritmetik ortalama ve yüksek

bir standart sapma değerine sahip olması bu görüşü desteklemektedir.

Page 140: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

119

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 51-1. Ailenin Geçiminden Erkek Sorumludur İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 73,31 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 23,6 32,7 16,0 19,2 8,4

Erkek 27,6 38,2 15,3 13,8 5,1

YAŞ X2= 56,88 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 22,2 34,5 16,1 19,2 8,0

25-34 arası 24,4 35,7 16,3 16,1 7,5

35-44 arası 25,5 36,3 15,3 16,4 6,6

45-54 arası 24,7 32,9 17,1 18,0 7,3

55 + 31,8 37,1 13,6 13,6 4,1

EĞİTİM X2= 300,61 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 36,3 38,2 12,0 7,9 5,6

İlkokul 30,6 37,9 13,9 13,2 4,3

Ortaokul 25,8 38,1 14,5 16,5 4,9

Lise 20,2 34,3 18,0 18,6 8,9

Üniversite 16,0 28,1 19,0 25,8 11,1

BÖLGE X2= 473,73 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 19,5 35,4 17,4 17,1 10,6

Batı Marmara 21,3 35,2 17,8 21,3 4,3

Ege 17,3 33,1 18,1 19,2 12,4

Doğu Marmara 24,9 43,5 16,5 12,6 2,6

Batı Anadolu 24,3 27,3 19,4 23,3 5,7

Akdeniz 36,6 37,8 9,8 13,9 1,9

Orta Anadolu 31,8 42,3 15,0 8,4 2,4

Batı Karadeniz 23,5 34,8 13,4 21,4 6,8

Doğu Karadeniz 13,4 32,8 25,2 20,2 8,4

Kuzeydoğu Anadolu 45,4 31,1 12,6 9,2 1,7

Ortadoğu Anadolu 25,8 38,2 13,5 18,0 4,5

Güneydoğu Anadolu 42,3 38,4 8,6 7,7 3,0

SES X2= 294,77 Sd= 16 P= 0,001

A 15,1 26,3 17,3 25,1 16,2

B 15,6 25,2 19,6 30,5 9,1

C1 19,1 33,9 19,3 17,9 9,7

C2 26,0 36,3 15,3 16,4 6,0

DE 31,8 38,2 12,7 13,0 4,2

YERLEŞİM YERİ X2= 122,08 Sd= 4 P= 0,001

Kent 22,9 35,3 17,3 17,0 7,5

Kır 35,7 36,1 9,5 14,7 4,1

TOPLAM 25,6 35,4 15,7 16,6 6,8

Page 141: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

120

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.9. Şiddet

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki şiddet ile ilgili

iki ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak

sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 52. Kadın İtaat Etmediğinde Kocası Tarafından Dövülebilir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 331 5,5

Katılıyor 658 10,9

Ne katılıyor ne katılmıyor 667 11,1

Katılmıyor 1800 29,8

Hiç katılmıyor 2579 42,7

TOPLAM 6035 100,0

sosyodemografik değişkenler arasında yapılan çapraz karşılaştırmada kadınlar ile

erkeklerin verdikleri cevaplar arasında anlamlı bir farklılık vardır. Kadına yönelik

şiddete daha çok erkeklerin onay verdikleri görülmüştür. Yaş kategorileri arasında

verilen cevaplarda bir farklılık gözlenmemiştir. Üniversite eğitimi almış olanlar di-

ğer eğitim kategorilerine göre de kadına yönelik şiddete daha yüksek oranda tepki

vermektedirler. Bölgeler arası değerlendirmede İstanbul, Kuzeydoğu Anadolu, Batı

Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde erkeğe itaat konusunda di-

ğer bölgelere göre daha fazla hassasiyet tespit edilmiş ve dayağa başvurulabileceğini

düşünenlerin daha yüksek oranlarda olduğu görülmüştür. SES düzeyi açısından B

kategorisinde olanların dayak konusunda diğerlerine göre daha hassas oldukları an-

laşılmaktadır. Kır-kent arasında çok önemli farklılıklar olmamakla beraber kırsal

yerleşim yerinde dayağı meşru görenlerin oranında bir miktar fazlalık olduğu belir-

lenmiştir.

Bir yandan erkeği ailenin tek yetkili sorumlu otoritesi yapan, öte yandan da

otoriteye itaat konusunda toplumsal değerler sitemi içinde çok güçlü motivasyonlara

sahip olan Türk toplumunda itaat etmediğinde bile şiddete izin vermeyen bir de-

ğer yargısının ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Medyada sıklıkla dile gelen ve dayağı

meşru gören geleneksel kalıpların aile değerleri arasında yer almadığı, bu konudaki

yayınların abartılı olduğu ve bu değer ifadesinin giderek güçleneceği öngörülmekte-

dir. Yeni oluşan bu değer yargısının giderek pekişmesi ve yeni kuşaklara aktarılması

ile uygulamada karşımıza çıkan şiddet görüntülerinin de kısa zamanda ortadan kal-

kacağı beklenmektedir.

“Kadın İtaat Etmediğinde Kocası

Tarafından Dövülebilir” ifadesi aile içi

kadına yönelik şiddeti yansıtan bir yar-

gıdır. Türk toplumunda kadına yönelik

şiddete destek verenlerin toplam oranı

%16,4 iken bu olguya olumlu bakmayan,

destek vermeyenlerin oranı ise %72,5’tir.

Tablonun beşli ölçekte aritmetik ortala-

ması 2,07, standart sapması ise 1,210’dur.

“Kadın İtaat Etmediğinde Koca-

sı Tarafından Dövülebilir” ifadesi ile

Page 142: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

121

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 52-1. Kadın İtaat Etmediğinde Kocası Tarafından Dövülebilir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 101,04 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 4,6 9,6 9,1 27,7 48,9

Erkek 6,4 12,2 13,0 31,9 36,5

YAŞ X2= 21,25 Sd= 16 P= 0,169

18-24 arası 6,2 12,9 10,6 29,4 41,0

25-34 arası 5,8 10,2 11,2 32,0 40,8

35-44 arası 5,7 10,9 11,2 27,7 44,6

45-54 arası 4,2 10,2 10,2 30,2 45,3

55 + 5,0 10,6 11,9 29,5 42,9

EĞİTİM X2= 86,35 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 8,6 16,5 14,4 30,0 30,5

İlkokul 4,8 10,9 11,3 31,5 41,5

Ortaokul 5,4 10,5 10,6 31,2 42,4

Lise 5,9 11,4 10,2 28,3 44,2

Üniversite 4,8 7,4 10,2 27,3 50,3

BÖLGE X2= 454,11 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 5,9 15,1 11,9 24,8 42,2

Batı Marmara ,9 3,0 3,9 20,0 72,2

Ege 2,4 7,4 10,7 26,9 52,5

Doğu Marmara 3,0 8,4 13,6 36,8 38,1

Batı Anadolu 6,8 9,6 9,4 26,7 47,6

Akdeniz 3,3 8,4 8,3 32,7 47,3

Orta Anadolu 8,7 8,4 8,4 39,9 34,6

Batı Karadeniz 6,3 12,2 10,4 34,5 36,6

Doğu Karadeniz ,8 5,0 5,9 50,4 37,8

Kuzeydoğu Anadolu 22,7 14,3 3,4 38,7 21,0

Ortadoğu Anadolu 6,0 16,9 15,4 27,7 34,1

Güneydoğu Anadolu 8,4 13,8 17,3 33,2 27,3

SES X2= 77,66 Sd= 16 P= 0,001

A 3,9 8,4 9,5 23,5 54,7

B 2,8 6,0 8,6 26,2 56,4

C1 5,5 10,4 10,0 28,2 45,9

C2 5,2 11,5 10,6 31,1 41,6

DE 6,1 11,8 12,5 31,3 38,3

YERLEŞİM YERİ X2= 44,96 Sd= 4 P= 0,001

Kent 4,8 10,8 11,6 28,9 44,1

Kır 8,3 11,4 9,1 33,5 37,6

TOPLAM 5,5 10,9 11,1 29,8 42,7

Page 143: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

122

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 53. Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 444 7,4

Katılıyor 1032 17,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 935 15,5

Katılmıyor 1583 26,2

Hiç katılmıyor 2041 33,8

TOPLAM 6035 100,0

“Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir” ifadesi bir önceki tabloda ol-

duğu gibi kadına yönelik şiddet olarak değerlendirilmelidir. Bu tabloda da şiddete

destek vermeyenlerin toplam oranı oldukça yüksektir (%60). Kadının kocasının to-

kadını sineye çekmesi taraftarı olanların toplam oranı ise %24,5’tir. Tablonun beşli

ölçekte aritmetik ortalaması 2,38 ve standart sapması ise 1,302’dir. Standart sapma-

nın yüksek oluşu ortaya çıkan sonuç konusunda bir konsensüs olmadığı ve ifadenin

zaman içinde değişebileceğinin göstergesidir.

Şiddetle ilgili diğer ifadede olduğu gibi “Kadın Kocasının Tokadını Sineye

Çekmelidir” ifadesi erkekler ile kadınların verdikleri cevaplar arasında anlamlı bir

farklılığı ortaya çıkarmıştır. Bu soruya erkekler daha yüksek oranda destek vermiş-

lerdir. Yaş kategorileri arasında verilen cevaplarda anlamlı bir farklılık tespit edil-

memiştir. Eğitim düzeyi arttıkça ifadeye karşı çıkanların oranı artmaktadır. Orta

Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde kadının tokadı sineye çekmesi

yönündeki kanaat daha yüksek oranlardadır. Batı Marmara ve Doğu Karadeniz böl-

gelerinde ise kadına yönelik şiddet konusunda oldukça yüksek bir hassasiyet dikkat

çekmektedir. SES düzeyleri ve kır-kent arasında bu konuda verilen cevaplar anlamlı

farklılıklar göstermektedir.

Öncelikle şu hususun altının çizilmesi gerekmektedir: Türk aile değerleri ara-

sında kadına yönelik şiddete onay veren bir ifade kabul görmemektedir. Kadına yö-

nelik şiddet konusuna giren “Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir” ifadesi

“Kadın İtaatEtmediğinde Kocası Tarafından Dövülebilir” ifadesinden daha fazla

taraftar bulmuştur. Bu tavrın ortaya çıkmasında, dayağa onay vermemekle beraber

aileyi koruma dürtüsünün bir yansıması olarak olup bitmiş bir durum karşısında,

ailenin dağılmasına yol açacak bir direniş yerine mevcut durumu sineye çekme bir

çıkış yolu olarak algılanmaktadır.

Page 144: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

123

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 53-1. Kadın Kocasının Tokadını Sineye Çekmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 93,44 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 6,4 14,1 14,6 25,9 39,1

Erkek 8,4 20,1 16,4 26,6 28,5

YAŞ X2= 14,11 Sd= 16 P= 0,590

18-24 arası 7,7 19,1 14,7 25,6 32,9

25-34 arası 7,5 16,8 15,3 28,1 32,3

35-44 arası 7,3 16,8 16,5 25,5 34,0

45-54 arası 7,2 16,6 13,9 27,0 35,3

55 + 7,0 16,4 16,6 24,5 35,5

EĞİTİM X2= 124,90 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 10,9 22,1 20,2 22,8 24,0

İlkokul 7,6 19,7 15,6 27,0 30,1

Ortaokul 7,1 16,7 15,0 26,7 34,6

Lise 7,1 16,2 14,0 25,9 36,9

Üniversite 5,5 10,1 15,3 26,4 42,6

BÖLGE X2= 379,84 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 6,9 17,5 17,9 22,2 35,5

Batı Marmara 5,7 9,1 11,7 17,8 55,7

Ege 4,8 12,1 11,4 25,6 46,2

Doğu Marmara 4,8 10,4 18,4 34,4 32,0

Batı Anadolu 8,6 17,6 17,2 20,7 36,0

Akdeniz 6,3 22,8 17,8 26,2 26,9

Orta Anadolu 11,9 17,1 14,0 33,2 23,8

Batı Karadeniz 8,3 20,8 11,3 33,6 25,9

Doğu Karadeniz ,8 15,1 10,1 42,0 31,9

Kuzeydoğu Anadolu 20,2 11,8 9,2 31,9 26,9

Ortadoğu Anadolu 14,2 27,7 9,7 25,5 22,8

Güneydoğu Anadolu 7,4 20,5 19,0 29,1 23,9

SES X2= 100,65 Sd= 16 P= 0,001

A 3,9 9,5 11,7 25,1 49,7

B 4,8 8,3 16,1 27,0 43,8

C1 7,1 15,5 15,2 25,4 36,7

C2 6,6 16,9 16,8 26,0 33,7

DE 8,5 20,1 15,2 26,8 29,3

YERLEŞİM YERİ X2= 111,78 Sd= 4 P= 0,001

Kent 6,3 15,6 16,4 25,6 36,1

Kır 11,3 22,8 12,2 28,4 25,3

TOPLAM 7,4 17,1 15,5 26,2 33,8

Page 145: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

124

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.10. Yaşlılık

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki yaşlılık ile ilgili

üç ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak

sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 54. Bakıma Muhtaç Olan Aile Büyükleri Çocuklarınca Aile İçinde Bakılmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2340 38,8

Katılıyor 2784 46,1

Ne katılıyor ne katılmıyor 678 11,2

Katılmıyor 181 3,0

Hiç katılmıyor 52 ,9

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve aile bireylerine verilen önemi göste-

ren “Bakıma Muhtaç Olan Aile Büyükleri Çocuklarınca Aile İçinde Bakılmalıdır”

ifadesi görüşülen kişilerin % 84,9’u tarafından desteklenen bir yargıdır. İfadeye yal-

nızca % 3,9 oranında destek verilmezken, görüşülen kişilerin % 11,2’si bu yargıya ne

katıldıklarını ne de katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde ifadenin

ortalaması 4,19 ve standart sapması 0,813’tür.

Sosyodemografik değişkenlerden cinsiyet kategorileri arasında anlamlı bir

farklılaşma bulunmazken, 55 ve üzeri yaş grubunda olanlar, herhangi bir eğitimi

olmayanların, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlar, alt gelir grubundakiler

ve kırdakiler kentte yaşayanlara göre bu yargıyı daha fazla önemsemektedir.

Bu veriler aile büyüklerine verilen değeri ortaya koyma açısından oldukça

önemlidir. Modernleşme ve sosyal hizmet alanlarındaki gelişmeler, yaşlıların aile

dışındaki kurumlarda bakımına imkân vermesine rağmen, Türk toplumunda yaşlı-

lara ölünceye kadar bakma anlayışının önemli bir değer olarak devam ettiğini ortaya

koymaktadır.

Page 146: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

125

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 54-1. Bakıma Muhtaç Olan Aile Büyükleri Çocuklarınca Aile İçinde Bakılmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 5,11 Sd= 4 P= 0,276

Kadın 38,8 47,0 10,6 2,8 ,8

Erkek 38,7 45,2 11,9 3,2 1,0

YAŞ X2= 47,46 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 36,5 47,6 12,1 2,8 ,9

25-34 arası 35,1 46,4 13,9 3,4 1,2

35-44 arası 39,4 46,8 10,4 3,1 ,4

45-54 arası 41,3 44,1 10,4 3,3 ,9

55 + 43,6 45,1 8,2 2,2 ,9

EĞİTİM X2= 80,92 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 44,2 43,8 8,6 2,6 ,7

İlkokul 40,5 48,0 8,7 2,1 ,7

Ortaokul 39,5 45,6 10,6 3,4 ,8

Lise 36,7 45,5 14,0 3,1 ,7

Üniversite 34,5 44,4 14,6 4,8 1,7

BÖLGE X2= 273,53 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 33,3 46,5 15,5 3,6 1,1

Batı Marmara 41,3 40,4 13,0 2,6 2,6

Ege 31,5 44,5 17,1 5,1 1,9

Doğu Marmara 39,2 47,8 7,4 5,4 ,2

Batı Anadolu 39,7 45,4 12,0 2,3 ,7

Akdeniz 38,7 51,0 9,1 1,1 ,2

Orta Anadolu 38,1 53,1 7,7 1,0

Batı Karadeniz 41,4 46,4 7,4 4,2 ,6

Doğu Karadeniz 37,8 53,8 5,9 1,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 51,3 45,4 2,5 ,8

Ortadoğu Anadolu 43,8 49,4 5,2 ,7 ,7

Güneydoğu Anadolu 54,5 38,6 5,2 1,3 ,3

SES X2= 94,40 Sd= 16 P= 0,001

A 25,7 50,3 17,3 5,0 1,7

B 36,0 42,1 15,9 4,3 1,8

C1 37,1 43,9 14,2 4,1 ,8

C2 36,8 48,6 10,9 3,0 ,7

DE 42,2 46,7 8,4 2,0 ,8

YERLEŞİM YERİ X2= 114,86 Sd= 4 P= 0,001

Kent 36,8 45,9 13,2 3,4 ,8

Kır 46,1 47,2 3,7 1,7 1,3

TOPLAM 38,8 46,1 11,2 3,0 ,9

Page 147: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

126

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 55. Yaşlandığında Anne-Babama Huzurevi Benden Daha İyi Bakar İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 302 5,0

Katılıyor 627 10,4

Ne katılıyor ne katılmıyor 612 10,1

Katılmıyor 1821 30,2

Hiç katılmıyor 2673 44,3

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve aile bireylerine verilen önemi gösteren

“Yaşlandığında Anne-Babama Huzurevi Benden Daha İyi Bakar” ifadesi görüşülen

kişilerin sadece % 15,4’ü tarafından desteklenen bir yargıdır. İfadeye %74,5 oranında

ise destek verilmezken, görüşülen kişilerin % 10,1’i bu yargıya ne katıldıklarını ne

de katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde ifadenin ortalaması 2,02 ve

standart sapması 1,188’dir.

Sosyodemografik değişkenlerden cinsiyet kategorileri arasında anlamlı bir

farklılaşma bulunmazken, genç yaşta olanlarda, ortaokul mezunlarında bu yargıya

katılım biraz daha yüksektir. Diğer yandan bu yargıya en düşük oranda katılım Batı

Marmara bölgesinde yaşayanlardadır. SES ve kır kent arasında ise bu yargıya katı-

lım konusunda bir farklılığın olmadığı belirlenmiştir.

Bir önceki tablodaki değer ifadesinde de görüldüğü gibi, Türk aile sisteminde

yaşlılara verilen önem büyük oranda devam etmektedir. Aileler yaşlıları için huzur

evlerini uygun görmemekte, huzur evlerinin yaşlılara daha iyi bakacağı düşüncesine

katılmamaktadır.

Page 148: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

127

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 55-1. Yaşlandığında Anne-Babama Huzurevi Benden Daha İyi Bakar İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 19,87 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 4,7 9,1 9,7 29,8 46,7

Erkek 5,3 11,7 10,6 30,5 41,9

YAŞ X2= 53,84 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 6,5 14,9 10,4 27,1 41,1

25-34 arası 4,6 10,9 10,8 30,9 42,7

35-44 arası 4,8 9,4 9,2 31,4 45,1

45-54 arası 4,7 8,4 9,5 29,1 48,2

55 + 4,5 7,9 10,6 31,6 45,5

EĞİTİM X2= 88,49 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 5,2 9,4 8,2 30,0 47,2

İlkokul 4,0 8,1 9,4 30,5 48,0

Ortaokul 5,9 9,9 8,5 30,8 44,9

Lise 5,8 14,8 10,3 28,3 40,9

Üniversite 5,4 10,0 13,7 32,1 38,8

BÖLGE X2= 441,22 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 6,7 17,8 15,0 27,6 32,9

Batı Marmara 1,7 2,6 15,7 21,7 58,3

Ege 5,4 12,2 14,1 27,0 41,3

Doğu Marmara 3,7 5,4 12,3 37,4 41,1

Batı Anadolu 3,8 6,8 8,5 28,5 52,5

Akdeniz 4,4 3,9 4,9 29,2 57,6

Orta Anadolu 6,3 6,3 5,6 41,3 40,6

Batı Karadeniz 6,0 14,3 6,0 30,1 43,8

Doğu Karadeniz 2,5 10,1 5,0 51,3 31,1

Kuzeydoğu Anadolu 6,7 4,2 6,7 42,0 40,3

Ortadoğu Anadolu 5,2 8,6 5,6 30,0 50,6

Güneydoğu Anadolu 3,9 10,1 4,5 30,0 51,5

SES X2= 54,77 Sd= 16 P= 0,001

A 5,6 10,6 15,6 33,0 35,2

B 4,3 9,3 11,1 33,5 41,8

C1 6,2 12,6 10,8 29,9 40,5

C2 5,4 11,0 10,1 30,8 42,8

DE 4,1 8,8 9,2 29,3 48,5

YERLEŞİM YERİ X2= 38,61 Sd= 4 P= 0,001

Kent 5,0 11,0 11,0 30,5 42,6

Kır 4,8 8,3 7,0 29,1 50,8

TOPLAM 5,0 10,4 10,1 30,2 44,3

Page 149: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

128

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 56. Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bakmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1887 31,3

Katılıyor 2609 43,2

Ne katılıyor ne katılmıyor 934 15,5

Katılmıyor 404 6,7

Hiç katılmıyor 201 3,3

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve aile bireylerine verilen önemi göste-

ren “Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bakmalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin % 74,5’i

tarafından desteklenen bir yargıdır. İfadeye %10’u ise destek vermezken, görüşülen

kişilerin % 15,5’i bu yargıya ne katıldıklarını ne de katılmadıklarını belirtmişlerdir.

Beşli ölçek içerisinde ifadenin ortalaması 3,92 ve standart sapması 1,015’tir.

Sosyodemografik değişkenler açısından, “Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bak-

malıdır” yargısına, erkekler kadınlardan, ileri yaş gruplarında olanlar diğer yaşlardan

biraz daha yüksek katılım göstermektedirler. Eğitim seviyesi açısından ise negatif

bir ilişki söz konusudur. Eğitim seviyesi yükseldikçe bu yargıya katılım düşmektedir.

Diğer yandan bu yargıya en yüksek oranda katılım Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde

yaşayanlardadır. Yine gelir arttıkça bu yargıya katılım düşmektedir. Kırda yaşayan-

ların yaşlılıkta çocuklarının kendilerine bakma beklentisi kentte yaşayanlardan bi-

raz daha yüksektir.

Bu veriler Türk toplumunda çocuğun ileride kendileri için “yaşlılık sigortası”

olarak görülme anlayışının büyük oranda devam ettiğini göstermektedir. Bilindiği

gibi toplumlar geliştikçe büyüklerine çocuğun bakması gerektiği düşüncesi azalır.

Türkiye’deki bu durumun önemli ölçüde devam etmesi, hem çocuğa hem de aile

kurumuna geleneksel bakış açısını ortaya koyma açısından oldukça dikkat çekici bir

durumdur.

Page 150: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

129

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 56-1. Yaşlılığımda Çocuklarım Bana Bakmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin

Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 9,29 Sd= 4 P= 0,054

Kadın 30,4 42,6 16,3 7,4 3,4

Erkek 32,2 43,9 14,6 6,0 3,3

YAŞ X2= 47,32 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 28,9 45,7 15,9 6,2 3,2

25-34 arası 29,6 41,8 19,2 7,0 2,4

35-44 arası 32,2 42,9 13,7 7,0 4,2

45-54 arası 34,1 40,2 13,9 7,7 4,1

55 + 32,4 45,8 13,2 5,5 3,1

EĞİTİM X2= 184,80 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 38,6 45,1 12,0 2,6 1,7

İlkokul 33,9 45,9 12,5 5,2 2,5

Ortaokul 33,6 43,1 13,6 6,4 3,4

Lise 28,0 43,4 17,3 7,7 3,6

Üniversite 24,5 36,0 22,8 11,1 5,6

BÖLGE* X2= 402,53 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 26,8 40,6 21,4 7,0 4,3

Batı Marmara 20,0 46,5 22,6 8,7 2,2

Ege 26,0 33,2 21,0 14,1 5,6

Doğu Marmara 28,8 43,9 16,0 7,1 4,1

Batı Anadolu 33,7 44,3 15,1 4,7 2,2

Akdeniz 34,6 42,7 13,2 6,0 3,5

Orta Anadolu 32,2 49,0 13,6 5,2

Batı Karadeniz 35,7 48,5 8,9 3,6 3,3

Doğu Karadeniz 35,3 51,3 7,6 2,5 3,4

Kuzeydoğu Anadolu 50,4 40,3 7,6 1,7

Ortadoğu Anadolu 36,3 50,2 8,6 3,7 1,1

Güneydoğu Anadolu 39,7 52,0 3,7 2,7 1,9

SES X2= 183,69 Sd= 16 P= 0,001

A 21,2 33,0 26,3 12,3 7,3

B 24,7 34,3 20,9 12,6 7,6

C1 28,5 41,7 18,7 7,6 3,4

C2 30,1 44,3 15,6 6,5 3,5

DE 35,3 45,8 11,8 4,9 2,3

YERLEŞİM YERİ X2= 53,26 Sd= 4 P= 0,001

Kent 30,4 42,1 16,6 7,4 3,6

Kır 34,7 47,7 11,2 4,0 2,5

TOPLAM 31,3 43,2 15,5 6,7 3,3

Page 151: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

130

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.11. Din ve Gelenek

Bu bölümde, araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki din ve gelenek ile

ilgili üç ifadenin betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştı-

rılarak sunulmuş ve yorumlanmıştır.

Tablo 57. Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre Yaşamalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 1832 30,4

Katılıyor 2405 39,9

Ne katılıyor ne katılmıyor 1077 17,8

Katılmıyor 485 8,0

Hiç katılmıyor 236 3,9

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve “Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre

Yaşamalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin % 70,3’ü tarafından desteklenen bir yargıdır.

İfadeye katılımcıların %11,9’u destek vermezken, görüşülen kişilerin % 17,8’i ise bu

yargıya ne katıldıklarını ne de katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde

ifadenin ortalaması 3,85 ve standart sapması 1,064’dür.

Sosyodemografik değişkenler açısından, “Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre

Yaşamalıdır” yargısına katılım, kadınlarda erkeklerden, ileri yaş gruplarında diğer

yaşlardan daha yüksektir. Diğer yandan eğitim seviyesi yükseldikçe bu yargıya ka-

tılım düşmektedir. Bölgeler açısından bu yargıya en yüksek oranda katılım Kuzey-

doğu Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. Ayrıca gelir arttıkça bu yargıya katılım

düşerken, kırda yaşayanlarda ise bu yargıya katılım daha yüksek oranlardadır.

Türk toplumunda dini kurallar günlük yaşam içinde önemli bir yer teşkil et-

mekte ve aile değerleri arasında yer alan bu ifade, dini kuralların bireylerin yaşam

felsefelerinde etkin bir rol alması gerektiği algısını göstermektedir. İfadenin aritme-

tik ortalamasının yüksek olmasıyla birlikte standart sapmasının da yüksek olması bu

algının zaman içerisinde değişeceği sinyallerini vermektedir.

Page 152: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

131

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 57-1. Günlük Hayatı Dini Kurallara Göre Yaşamalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 8,01 Sd= 4 P= 0,091

Kadın 31,6 40,1 17,0 7,7 3,6

Erkek 29,1 39,6 18,7 8,4 4,2

YAŞ X2= 79,27 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 25,3 41,0 21,7 7,6 4,5

25-34 arası 27,4 40,9 18,7 8,9 4,1

35-44 arası 29,5 40,1 18,5 7,6 4,3

45-54 arası 35,9 35,3 15,6 8,9 4,4

55 + 36,4 40,8 13,8 6,9 2,1

EĞİTİM X2= 436,41 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 43,1 43,8 9,9 3,0 ,2

İlkokul 35,9 42,6 14,3 5,4 1,8

Ortaokul 30,8 42,5 15,5 7,5 3,7

Lise 24,1 38,9 22,4 9,3 5,3

Üniversite 19,9 31,0 25,0 15,2 8,9

BÖLGE X2= 461,84 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 23,8 39,4 19,4 9,1 8,3

Batı Marmara 18,3 44,8 22,6 10,0 4,3

Ege 29,1 35,8 20,5 10,9 3,8

Doğu Marmara 30,1 37,9 22,3 7,6 2,2

Batı Anadolu 42,4 28,1 19,4 7,7 2,5

Akdeniz 25,1 40,9 20,6 9,5 3,9

Orta Anadolu 33,2 45,8 13,6 5,2 2,1

Batı Karadeniz 39,3 39,9 12,5 6,3 2,1

Doğu Karadeniz 11,8 47,9 22,7 15,1 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 68,1 31,9

Ortadoğu Anadolu 37,5 52,4 6,0 2,6 1,5

Güneydoğu Anadolu 28,5 52,4 13,3 4,9 1,0

SES X2= 424,63 Sd= 16 P= 0,001

A 15,6 29,1 19,6 22,3 13,4

B 20,9 29,5 24,2 16,9 8,6

C1 24,9 35,8 22,9 9,9 6,5

C2 31,1 41,2 17,8 7,1 2,7

DE 36,0 44,2 13,5 4,9 1,4

YERLEŞİM YERİ X2= 150,94 Sd= 4 P= 0,001

Kent 28,3 38,2 20,0 8,9 4,5

Kır 38,0 46,1 9,7 4,6 1,6

TOPLAM 30,4 39,9 17,8 8,0 3,9

Page 153: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

132

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 58. İnsan Sık Sık Dua Etmelidir İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2448 40,6

Katılıyor 2699 44,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 617 10,2

Katılmıyor 179 3,0

Hiç katılmıyor 92 1,5

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve “İnsan Sık Sık Dua Etmelidir” ifadesi

görüşülen kişilerin % 85,3’ü tarafından desteklenen bir yargıdır. İfadeye sadece %4,5’i

destek vermezken, görüşülen kişilerin % 10,2’si ise bu yargıya ne katıldıklarını ne de

katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde ifadenin ortalaması 4,20 ve

standart sapması 0,851’dir.

Sosyodemografik değişkenler açısından, “İnsan Sık Sık Dua Etmelidir” yar-

gısına katılım, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Ayrıca yaş ilerledikçe bu

yargıya katılım daha da artmaktadır. Diğer yandan eğitim seviyesi düştükçe de

bu yargıya katılım artmaktadır. Bölgeler açısından bu yargıya en yüksek oran-

da katılım Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlardadır. Ayrıca gelir arttıkça

bu yargıya katılım düşerken, kırda yaşayanlarda ise bu yargıya katılımı daha da

artmaktadır.

İbadet ve Allaha yakın olmak anlamında kullanılan dua etmek, Türk ailesi

ve onu oluşturan bireylerin hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Bu değer ifadesi

üzerinde toplumda bir uzlaşı olduğu tablodan anlaşılmaktadır. Gündelik hayatta

karşılaşılan olumsuzluklar ve çaresizlikler karşısında bireyin psikolojik rahatlaması,

kendi kendini terapi etmesi dua ile mümkün olmaktadır.

Page 154: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

133

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 58-1. İnsan Sık Sık Dua Etmelidir İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 23,89 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 43,1 43,9 9,4 2,4 1,2

Erkek 38,0 45,5 11,1 3,5 1,8

YAŞ X2= 78,05 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 33,8 47,8 12,7 3,6 2,2

25-34 arası 38,1 45,4 11,0 3,5 2,1

35-44 arası 40,3 45,9 9,6 2,8 1,4

45-54 arası 44,6 42,1 9,2 3,0 1,1

55 + 48,2 41,4 8,2 1,8 ,4

EĞİTİM X2= 319,74 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 57,9 36,0 5,4 ,7

İlkokul 45,1 45,9 6,8 1,5 ,7

Ortaokul 43,1 44,1 9,3 2,7 ,8

Lise 34,4 45,2 14,0 4,2 2,2

Üniversite 28,2 46,5 15,7 5,9 3,6

BÖLGE*

İstanbul 34,6 40,0 15,9 5,6 3,9

Batı Marmara 37,0 48,7 10,9 2,6 ,9

Ege 37,1 45,8 12,8 2,9 1,3

Doğu Marmara 45,5 45,2 7,4 1,7 ,2

Batı Anadolu 44,9 41,6 10,1 2,5 ,9

Akdeniz 37,6 46,9 12,3 2,3 ,9

Orta Anadolu 43,4 50,0 5,2 1,0 ,3

Batı Karadeniz 46,4 44,3 6,3 2,1 ,9

Doğu Karadeniz 30,3 63,0 4,2 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 65,5 33,6 ,8

Ortadoğu Anadolu 43,1 51,3 3,4 1,1 1,1

Güneydoğu Anadolu 45,8 47,1 4,2 2,4 ,5

SES X2= 271,26 Sd= 16 P= 0,001

A 21,2 44,7 19,0 10,6 4,5

B 30,5 42,3 18,6 5,0 3,5

C1 35,1 44,8 13,4 4,2 2,5

C2 41,0 46,1 9,4 2,6 ,9

DE 46,8 44,4 6,7 1,5 ,7

YERLEŞİM YERİ X2= 90,63 Sd= 4 P= 0,001

Kent 38,3 45,0 11,6 3,3 1,8

Kır 49,0 43,8 5,1 1,7 ,4

TOPLAM 40,6 44,7 10,2 3,0 1,5

Page 155: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

134

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 59. Aile, Dinî ve Manevî Değerlerine Bağlı Olmalıdır İfadesine Katılım Düzeyleri

Frekans Yüzde

Tamamen katılıyor 2380 39,4

Katılıyor 2879 47,7

Ne katılıyor ne katılmıyor 563 9,3

Katılmıyor 165 2,7

Hiç katılmıyor 48 ,8

TOPLAM 6035 100,0

Aile değerleri ölçeği içerisinde yer alan ve “Aile, Dinî ve Manevî Değerleri-

ne Bağlı Olmalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin % 87,1’i tarafından desteklenen bir

yargıdır. İfadeye sadece %3,5’i destek vermezken, görüşülen kişilerin % 9,3’ü ise bu

yargıya ne katıldıklarını ne de katılmadıklarını belirtmişlerdir. Beşli ölçek içerisinde

ifadenin ortalaması 4,22 ve standart sapması 0,787’dir.

Sosyodemografik değişkenler açısından, “Aile, Dinî ve Manevî Değerlerine

Bağlı Olmalıdır” yargısına katılım, kadınlarla erkekler arasında bir anlamlı fark-

lılık arz etmezken yaş ilerledikçe doğru orantılı olarak bu yargıya katılım daha da

artmaktadır. Diğer yandan eğitim seviyesi düştükçe de bu yargıya katılım artmak-

tadır. Bölgeler açısından bu yargıya en yüksek oranda katılım Kuzeydoğu Anadolu

bölgesinde yaşayanlardadır. Ayrıca gelir arttıkça bu yargıya katılım düşerken, kırda

yaşayanlarda ise bu yargıya katılım daha da artmaktadır.

Bu veriler Türk ailesinde dini ve manevi değerlere bağlılığın yüksek oranda de-

vam ettiğini göstermektedir. Dini değerlerle ilgili ifadeleri göz önüne aldığımızda,

aile bireylerinin yaşamlarında ve onların hayata bakışlarında dinin önemli bir yer

teşkil ettiği söylenebilir.

Aile kurumuna yüksek değer atfedildiği önceki sonuçlarda da görülmektedir.

Toplumsal yapının işleyişinde ve bu yapıyı oluşturan kurumların başta aile olmak

üzere sürdürülmesi ve meşruiyeti semboller sistemiyle mümkündür. Toplumların

sembol üretmesindeki en önemli kaynağı dini ve manevi inançlardır. Bu itibarla

ailenin dini ve manevi değerlere bağlı olması gerektiği algısı Türk toplumunun aile

değerlerinin iç tutarlılığı açısından anlaşılabilir bir durumdur.

Page 156: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

135

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 59-1. Aile, Dinî ve Manevî Değerlerine Bağlı Olmalıdır İfadesine Katılım Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Tamamen

katılıyorKatılıyor

Ne katılıyor

ne katılmıyorKatılmıyor Hiç katılmıyor

CİNSİYET X2= 2,08 Sd= 4 P= 0,720

Kadın 39,7 47,5 9,1 2,9 ,7

Erkek 39,2 47,9 9,5 2,5 ,9

YAŞ X2= 30,78 Sd= 16 P= 0,014

18-24 arası 36,4 48,2 10,9 3,4 1,1

25-34 arası 37,9 48,1 10,1 2,8 1,1

35-44 arası 38,6 49,5 8,6 2,7 ,6

45-54 arası 42,0 47,1 8,3 2,1 ,4

55 + 43,9 44,6 8,3 2,7 ,5

EĞİTİM X2= 153,18 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 46,4 44,2 6,2 2,6 ,6

İlkokul 41,8 49,3 6,8 1,8 ,3

Ortaokul 42,7 48,6 6,1 2,1 ,6

Lise 36,6 47,1 11,8 3,5 ,9

Üniversite 32,3 46,2 15,4 4,2 1,9

BÖLGE*

İstanbul 34,0 45,8 14,6 4,1 1,5

Batı Marmara 33,5 61,7 1,3 2,2 1,3

Ege 33,2 47,4 13,8 4,9 ,7

Doğu Marmara 47,8 42,2 7,4 1,7 ,9

Batı Anadolu 36,8 47,5 11,3 3,6 ,8

Akdeniz 43,1 51,0 4,7 1,2

Orta Anadolu 45,1 48,3 5,9 ,3 ,3

Batı Karadeniz 38,1 50,0 9,2 1,8 ,9

Doğu Karadeniz 39,5 52,1 5,9 1,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 63,0 36,1 ,8

Ortadoğu Anadolu 48,3 48,3 3,0 ,4

Güneydoğu Anadolu 46,5 48,1 3,7 1,3 ,3

SES*

A 30,7 41,3 18,4 5,0 4,5

B 35,3 45,3 14,9 3,3 1,3

C1 35,1 47,3 12,4 3,9 1,3

C2 40,3 47,5 9,2 2,7 ,2

DE 43,0 48,9 5,9 1,8 ,4

YERLEŞİM YERİ X2= 101,08 Sd= 4 P= 0,001

Kent 38,4 46,5 11,0 3,1 1,0

Kır 43,2 52,3 3,1 1,2 ,2

TOPLAM 39,4 47,7 9,3 2,7 ,8

Page 157: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

136

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.12. Hayat Memnuniyeti ve Mutluluk Düzeyi

Bu bölümde, görüşülen kişilere sorulan genel olarak hayatlarından ne ölçüde

memnun olduğu ve ailesinin ne düzeyde mutlu olduğu sorularına verilen yanıtların

betimleyici istatistikleri sosyodemografik değişkenlerle karşılaştırılarak sunulmuş

ve yorumlanmıştır.

Tablo 60. Genel Olarak Hayatınızdan Ne Ölçüde Memnunsunuz?

Frekans Yüzde

Çok memnunum 1410 23,4

Memnunum 3015 50,0

Ne memnunum ne de değilim 879 14,6

Pek memnun değilim 443 7,3

Hiç memnun değilim 288 4,8

TOPLAM 6035 100,0

Örneklemimiz içine giren bireylerin genel hayat memnuniyetlerini öğrenmek

amacıyla sorulan soruya verilen cevaplara göre, ailelerin genel hayat memnuniyet

düzeylerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Genel olarak hayatından memnun ol-

duğunu ifade edenlerin oranı %73,4’tür. Bunlardan %50’si memnun, %23,4’ü de ha-

yatlarından çok memnun olduklarını belirtmişlerdir. Diğer yandan hayatından pek

memnun olmayanların oranı %7,3 iken hiç memnun olmayanların oranı %4,8’dir.

Ayrıca görüşülen kişilerin %14,6’sı da memnun ya da memnun olmama konusunda

kesin bir kanaat belirtmemişlerdir.

Tablo genel olarak değerlendirildiğinde, kamuoyunda medya aracılığı ile yan-

sıtılan mutsuz, ümitsiz ve sorunlar arasında bocalayan toplum görüntüsünün aksine

hayatından memnun olanların oranının oldukça fazla olduğu anlaşılmaktadır.

Kişilerin genel hayat memnuniyetleri sosyodemografik özelliklere göre değer-

lendirildiğinde, kadınlar ve erkekler arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görül-

müştür. Buna göre hem kadınların hem de erkeklerin ortalama %50’si hayatlarından

memnun yine kadınların %24,4’ü erkeklerin %22,3’ü hayatlarından çok memnundur.

Yaş kategorileri açısından ise memnuniyet düzeyi en yüksek gruplar %75,7 ile 18-24

yaşlar ve %73,5’le 55 ve üzeri yaş grubundakilerdir. Eğitim seviyesi açısından ise hayat

memnuniyeti en yüksek olan gruplar %76,8’le lise mezunlarıdır. Diğer eğitim sevi-

Page 158: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

137

ARAŞTIRMA BULGULARI

yeleri arasında da memnuniyet düzeyleri oldukça yüksektir ve aralarındaki farklılık

anlamlıdır.

Genel hayat memnuniyeti ile değerlendirmeye alınan bölge, SES ve Yerleşim

yeri değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu anlaşılmaktadır. Ailelerin

genel hayat memnuniyetlerini bölgelere göre değerlendirildiğinde Orta Anadolu

(%83,6) ve Batı Karadeniz (%86) Bölgelerinde memnuniyet düzeyi çok yüksek iken

Güney Doğu Anadolu (%61,1) Akdeniz (%65,2) ve Ege (%68,8) bölgelerinde ise gö-

receli olarak daha düşük çıkmıştır. Sosyoekonomik seviye açısından hayat memnu-

niyeti değerlendirildiğinde bütün SES gruplarında yüksek memnuniyet düzeyi söz

konusu olmakla birlikte, alt ve en üst SES gruplarında memnuniyet düzeyi düşük

iken orta SES gruplarında memnuniyet oldukça yüksektir. Kırsal bölgelerde hayat

memnuniyetinin, beklentinin aksine, şehirlere göre daha yüksek olduğu anlaşılmak-

tadır.

Page 159: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

138

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 60-1. Genel Hayat Memnuniyetinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok memnun MemnunNe memnun

ne değil

Pek memnun

değil

Hiç memnun

değil

CİNSİYET X2= 9,71 Sd= 4 P= 0,045

Kadın 24,4 50,3 14,2 6,9 4,2

Erkek 22,3 49,6 14,9 7,8 5,4

YAŞ X2= 28,40 Sd= 16 P= 0,028

18-24 arası 23,1 52,6 14,7 6,2 3,4

25-34 arası 25,9 47,9 13,9 7,7 4,6

35-44 arası 21,1 50,3 15,4 8,3 5,0

45-54 arası 22,3 50,2 15,9 5,9 5,7

55 + 23,7 49,8 13,2 8,1 5,3

EĞİTİM X2= 97,10 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 19,9 47,4 14,2 9,9 8,6

İlkokul 23,2 48,0 15,0 8,1 5,7

Ortaokul 22,0 47,9 16,7 8,6 4,8

Lise 21,4 55,4 13,6 5,7 3,9

Üniversite 29,4 49,3 13,7 5,8 1,7

BÖLGE X2= 304,56 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 26,6 51,2 12,9 6,2 3,2

Batı Marmara 23,0 51,3 15,7 6,5 3,5

Ege 21,8 47,0 18,7 7,9 4,7

Doğu Marmara 24,2 57,4 13,2 3,5 1,7

Batı Anadolu 20,8 49,5 15,3 6,5 7,8

Akdeniz 22,3 42,9 19,3 9,5 6,0

Orta Anadolu 38,1 45,5 9,8 3,8 2,8

Batı Karadeniz 24,4 61,6 8,9 4,2 ,9

Doğu Karadeniz 12,6 69,7 10,1 6,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 29,4 47,1 16,8 3,4 3,4

Ortadoğu Anadolu 27,0 44,2 12,0 10,5 6,4

Güneydoğu Anadolu 13,6 47,5 14,3 14,6 9,9

SES X2= 184,69 Sd= 16 P= 0,001

A 36,9 46,9 10,6 4,5 1,1

B 31,5 51,9 10,3 5,0 1,3

C1 25,0 52,8 14,3 5,7 2,1

C2 21,2 53,8 15,7 5,3 4,0

DE 21,2 46,2 15,1 9,9 7,7

YERLEŞİM YERİ X2= 24,98 Sd= 4 P= 0,001

Kent 22,1 50,6 15,2 7,4 4,6

Kır 28,1 47,6 12,1 7,0 5,2

TOPLAM 23,4 50,0 14,6 7,3 4,8

Page 160: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

139

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 61. Genel Olarak Ailenizin Ne Düzeyde Mutlu Olduğunu Düşünüyorsunuz?

Frekans Yüzde

Çok Mutlu 1566 25,9

Mutlu 2878 47,7

Orta 1204 20,0

Pek mutlu değil 231 3,8

Hiç mutlu değil 156 2,6

TOPLAM 6035 100,0

Genel olarak ailenin ne düzeyde mutlu olduğu konusundaki soruya görüşülen

kişilerin % 47,7’si mutlu ve % 25,9’u da çok mutlu olduklarını belirtmişlerdir. Bu

durum ailelerin mutluluk düzeylerinin oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.

Diğer yandan orta düzeyde mutlu olduklarını belirten ailelerin oranı ise %20’dir.

Ayrıca ailelerinin pek mutlu olmadığını belirtenlerin oranı %3,8 iken, hiç mutlu ol-

madığını belirtenlerin oranı ise sadece %2,6’dır.

Çok genel olmakla beraber, mutsuz olduğunu söyleyen aile oranının sadece

%6,4 olması, Türk aile yapısı hakkında olumlu düşünmeye imkân vermektedir.

Ailelerin mutluluk düzeyleri cinsiyet, yaş ve eğitim gibi sosyodemografik de-

ğişkenler ile karşılaştırıldığında, kadınlarla erkekler arasında anlamlı bir farklılığın

olmadığı belirlenmiştir. Cinsiyetlerin ortalama memnuniyet düzeyi 73,5 düzeyinde-

dir. Yaş grupları açısından da çok anlamlı farklılıklar olmamakla birlikte, mutluluk

düzeyi en düşük olan yaş grubu %71,5 ile 45-54 yaş grubundakilerdir. Eğitim kate-

gorileri açısından da en mutlu olanlar %78,2 ile üniversite mezunları, en az mutlu

olanlarda %68,9’la ortaokul mezunlarıdır.

Ailelerin mutluluk düzeyleri bölgeler açısından değerlendirildiğinde, ailelerin

en yüksek düzeyde mutlu oldukları bölge %86 ile Orta Anadolu bölgesi iken en

düşük oranda mutlu olan aileler %57,2 ile Güneydoğu Anadolu bölgesindedir. Sosyo

ekonomik seviye ile mutlu olmak arasında anlamlı bir ilişki vardır, SES düştükçe

ailelerin mutluluk düzeyi de azalmaktadır. Kır –kent arasında mutluluk konusunda

belirgin bir farklılık olmamakla birlikte kırda yaşayan ailelerin mutluluk düzeyleri

biraz daha yüksektir (%74,7).

Page 161: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

140

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 61-1. Aile Mutluluk Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok mutlu Mutlu Orta Pek mutlu değil Hiç mutlu değil

CİNSİYET X2= 7,29 Sd= 4 P= 0,121

Kadın 26,7 46,6 20,8 3,7 2,3

Erkek 25,2 48,8 19,1 4,0 2,9

YAŞ X2= 23,84 Sd= 16 P= 0,093

18-24 arası 25,3 50,0 19,5 3,3 1,9

25-34 arası 28,2 46,7 19,3 4,0 1,8

35-44 arası 24,4 47,9 21,1 3,5 3,0

45-54 arası 25,4 46,1 21,6 3,8 3,1

55 + 25,7 47,8 18,5 4,6 3,4

EĞİTİM X2= 95,72 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 20,4 46,4 20,8 5,8 6,6

İlkokul 26,8 46,3 20,1 4,0 2,9

Ortaokul 22,9 46,0 25,0 4,2 1,8

Lise 24,6 51,6 18,2 3,4 2,1

Üniversite 31,3 46,8 18,1 2,8 1,0

BÖLGE*

İstanbul 28,7 48,4 18,0 3,1 1,7

Batı Marmara 22,6 48,3 24,3 3,9 ,9

Ege 28,2 44,6 20,3 4,9 2,0

Doğu Marmara 26,2 51,3 19,7 1,7 1,1

Batı Anadolu 28,9 46,2 17,8 2,6 4,6

Akdeniz 22,3 49,9 20,9 4,2 2,6

Orta Anadolu 36,0 50,0 12,6 1,4

Batı Karadeniz 24,1 59,2 13,7 2,4 ,6

Doğu Karadeniz 17,6 46,2 30,3 5,9

Kuzeydoğu Anadolu 33,6 43,7 19,3 1,7 1,7

Ortadoğu Anadolu 25,5 41,2 22,5 7,9 3,0

Güneydoğu Anadolu 13,3 43,8 28,3 6,9 7,7

SES X2= 145,70 Sd= 16 P= 0,001

A 37,4 41,9 15,1 5,6

B 36,3 44,6 17,1 1,0 1,0

C1 26,3 51,4 18,8 2,5 1,0

C2 25,2 50,8 18,9 2,9 2,2

DE 23,7 44,6 22,0 5,4 4,2

YERLEŞİM YERİ X2= 26,07 Sd= 4 P= 0,001

Kent 24,5 48,8 20,3 3,8 2,5

Kır 31,4 43,3 18,7 3,9 2,8

TOPLAM 25,9 47,7 20,0 3,8 2,6

Page 162: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

141

ARAŞTIRMA BULGULARI

3.13. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven

Bu bölümde görüşülen kişilerin aile bireylerine ve yakın sosyal çevresindeki kişi

ve gruplara güven düzeyleri ele alınıp değerlendirilmiştir.

Tablo 62. Genel Olarak Aşağıdaki Kişi Ya Da Gruplara Ne Ölçüde Güvenirsiniz

Çok güvenirimKısmen

güvenirim

Ne güvenirim ne

güvenmemPek güvenmem Hiç güvenmem

Akrabalarıma 36,3 34,3 12,2 9,5 7,6

Eşime 88,1 7,8 1,5 1,3 1,3

Çocuklarıma 88,7 8,5 1,4 ,7 ,6

Kardeşlerime (varsa) 76,4 15,6 3,3 2,4 2,3

Anne-babama 85,3 7,8 4,9 1,0 1,0

Hemşerilerime 19,5 32,0 25,2 14,3 9,0

Komşularıma 21,7 36,8 23,1 11,7 6,7

İş arkadaşlarıma 20,4 38,0 23,5 10,9 7,2

İlk kez tanıştığım

insanlara4,8 8,7 11,6 26,1 48,8

Sonuçlar, aile bireylerine olan güvenin oldukça yüksek düzeyde olduğunu gös-

termektedir. Aile bireylerine olan güven sırasıyla çocuklarda % 97,2, eşlerde % 95,9,

anne-babada % 93,1 ve kardeşlerde % 92 oranındadır. Aile bireylerinden hemen son-

ra gelen akrabalara güvende oldukça yüksektir (% 70,6). Öte yandan yakın sosyal

çevreye olan güven aile bireylerine olan güvene daha düşüktür. Bu kategoride yer

alan komşulara güven % 58,5, iş arkadaşlarına güven % 58,4, hemşerilere güven ise

% 51,5’dir. Komşular, iş arkadaşları ve hemşerilere güven yüksek olmamakla birlikte

düşük ya da olumsuz olarak da değerlendirilmemelidir. Kentleşme ve modernleşme

ile gelen heterojenlik, iş yoğunluğu ve gündelik hayatın ritminin hızlanması gibi

nedenler, yakın çevre ile sık görüşme ve ilişkiye, imkân vermemektedir. Bunun

doğal sonucu olarak güven düzeyinde de bir azalma ve tereddüt ortaya çıkmakta-

dır. İlk kez tanışılan insanlara yönelik yüksek orandaki güvensizlik (% 74,9) ise bu

gelişmelerin doğal bir sonucudur. Aşağıda kişi ve guruplara olan güven düzeyinin

frekans tabloları ve sosyodemografik değişkenlerle olan çapraz tabloları yer almak-

tadır.

Page 163: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

142

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 63. Aile Bireyleri ve Yakın Sos-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 2189 36,3

Kısmen güvenir 2073 34,3

Ne güvenir ne güvenmez 739 12,2

Pek güvenmez 575 9,5

Hiç güvenmez 459 7,6

TOPLAM 6035 100,0

venmeyenlerin oranı %9,5 ve hiç güvenmeyenlerin oranı ise %7,6’dır.

Akrabalık ilişkilerinin zayıf olduğu toplumsal yapılarda, ailenin toplumsal ya-

pıyı oluşturan bir temel kurum olarak ailenin toplumsallaştırma ve eğitim fonksiyo-

nunu yerine getirmesi, ekonomik sürece katkı sağlaması mümkün değildir.

Aşağıda yer alan çapraz tabloya göre; cinsiyet, yaş ve eğitim değişkenlerine göre

akrabalara güven farklılık göstermektedir. Kadınların akrabalara güven düzeyi er-

keklere göre biraz daha düşük olduğu belirlenmiştir. Kadınların akrabalarına güven

düzeyi %68,2 iken erkeklerin oranı ise %73’dür.

Yaş grupları açısından ise akrabalara güven en yüksek %73 ile daha genç yaş

grubu olarak kategorize ettiğimiz 18-24 yaş grubundadır. Diğer yaş gruplarında da

akrabalara güven düzeyi ortalama %70 civarında olmasına rağmen en düşük yaş gru-

bunda akrabalara olan güvenin daha yüksek çıkması oldukça ilginç ve bir o kadar da

dikkat çekicidir.

Diğer yandan ilgi çekici bir hususta akrabalara en yüksek düzeyde güven %76,6

ile üniversite mezunları arasındadır.

Bölgelere göre yapılan karşılaştırmada, akrabalara güven düzeyinin en yüksek

olduğu bölge Kuzeydoğu Anadolu bölgesindedir (%89,1). Bu bölgede akrabalarına

çok güvenenlerin oranı %63 ve kısmen güvenenlerin oranı ise %26,1’dir. Buna kar-

şılık akrabalarına güvenin en düşük olduğu bölge ise Batı Marmara bölgesidir. Bu-

rada akrabalarına çok güvenenlerin oranı %18,7 iken, kısmen güvenenlerin oranı ise

%43,9’dur. Ayrıca Doğu Karadeniz, Orta Doğu Anadolu ve Orta Anadolu bölgele-

rinde de akrabalara güven beklentinin altında çıkmıştır.

SES açısından ise akrabalara güvenin en yüksek olduğu kategori A kategorisi

olarak belirlenen üst gelir grubundakilerdir. A kategorisinde olanlarda akrabalarına

çok güvenenlerin oranı %37,4 iken, kısmen güvenenlerin oranı da %39,7’dir. Akra-

balara güvenin en düşük düzeyde olduğu SES grubu DE kategorisinde olanlardır.

Bu kategorilerdekilerin akrabalarına çok güvenenlerin oranı %35,3 iken kısmen gü-

venenlerin oranı ise %32’dir.

Aile bağları ile ilgili önemli göstergelerden

birisi de akrabalık bağlarıdır. Genel olarak ak-

rabalara olan güven, aile-akrabalık ilişkilerinin

bugünkü fotoğrafı konusunda bilgi verir. Akra-

balara güven düzeylerine bakıldığında, %36,3’ü

çok, %34,3’ü kısmen güvendiğini ifade etmiş-

lerdir. Bu durum, Türk toplumunda akrabalara

güvenin önemli oranda devam ettiğini göster-

mektedir. Akrabalara güven konusunda net bir

kanaatte olmadıklarını belirtenlerin oranı ise

%12,2’dir. Diğer yandan akrabalarına pek gü-

yal Çevreye Güven Düzeyi

– AKRABALAR-

Page 164: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

143

ARAŞTIRMA BULGULARI

Akrabalara güven konusunda kır-kent arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı

belirlenmiştir. Her iki grupta da güven güzeyi %70 civarındadır.

Tablo 63-1. AKRABALARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 18,34 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 34,9 33,3 13,3 10,6 7,9

Erkek 37,6 35,4 11,2 8,5 7,3

YAŞ X2= 21,22 Sd= 16 P= 0,170

18-24 arası 39,1 33,9 10,6 8,8 7,6

25-34 arası 33,0 35,9 13,7 9,5 7,9

35-44 arası 35,7 34,2 13,3 9,2 7,7

45-54 arası 37,1 33,8 11,7 10,4 7,0

55 + 38,4 33,2 10,9 10,0 7,5

EĞİTİM X2= 91,25 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 46,1 24,5 10,9 10,3 8,2

İlkokul 33,3 33,3 14,2 10,6 8,6

Ortaokul 31,4 36,7 11,7 11,6 8,6

Lise 39,1 34,9 11,2 7,8 7,1

Üniversite 37,2 39,4 10,5 7,8 5,1

BÖLGE* X2= 268,80 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 39,5 31,4 12,8 10,3 6,0

Batı Marmara 18,7 43,9 21,7 8,7 7,0

Ege 42,1 25,9 14,1 9,4 8,5

Doğu Marmara 34,0 39,4 11,3 9,5 5,8

Batı Anadolu 34,9 37,6 11,2 7,7 8,7

Akdeniz 27,4 36,6 13,9 10,9 11,2

Orta Anadolu 22,0 51,4 10,5 9,8 6,3

Batı Karadeniz 38,4 35,4 11,3 8,0 6,8

Doğu Karadeniz 21,0 49,6 8,4 8,4 12,6

Kuzeydoğu Anadolu 63,0 26,1 4,2 3,4 3,4

Ortadoğu Anadolu 28,1 39,0 10,9 13,9 8,2

Güneydoğu Anadolu 45,8 27,9 9,4 9,6 7,2

SES X2= 56,82 Sd= 16 P= 0,001

A 37,4 39,7 8,9 6,1 7,8

B 34,3 39,0 13,9 7,8 5,0

C1 36,7 37,5 11,6 8,7 5,5

C2 38,3 32,8 13,1 8,6 7,3

DE 35,3 32,0 12,2 11,0 9,5

YERLEŞİM YERİ X2= 1,29 Sd= 4 P= 0,864

Kent 36,3 34,2 12,5 9,5 7,6

Kır 36,3 34,9 11,4 9,8 7,6

TOPLAM 36,3 34,3 12,2 9,5 7,6

Page 165: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

144

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 64. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – EŞ-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 3913 88,1

Kısmen güvenir 346 7,8

Ne güvenir ne güvenmez 68 1,5

Pek güvenmez 57 1,3

Hiç güvenmez 56 1,3

TOPLAM 4440 100,0

Türk toplumunda aile yapısının temellerinin sağlam olduğu ifade edilebilir.

Cinsiyetler açısından eşlere güven düzeyine baktığımızda, erkeklerin eşlerine

güven düzeyi kadınlara göre daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Erkeklerde

eşlerine çok ve kısmen güvenenlerin toplam oranı %98 iken, kadınlarda toplam bu

oran %93,8’dir.

Erkeklerin kadınlara olan yüksek güvenlerinin arka planında kadınlar üzerin-

deki toplumsal kontrolün sıkı olması ve namus kavramının kadınlar üzerinden inşa

edilmesi yatmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu durum toplumun kadına güveninin ne

kadar fazla olduğunu da göstermektedir. Buna karşılık kadınların erkeklere duydu-

ğu güvenin daha az oluşu, erkeğin üzerindeki toplumsal kontrolün gevşekliği ve ev

dışında çok farklı alanlarda yer alması ile açıklanabilir.

Yaş kategorileri açısından eşlerine en yüksek oranda güven düzeyi 18-24 yaş

grubundakilerdedir. Bu grupta, eşlerine çok güvenenlerin oranı %89,9 iken kısmen

güvenenlerin oranı ise %6,9’dur.

Eğitim gruplarında ise eşlerine güven düzeyi konusunda çok belirgin farklılık

olmamakla birlikte, eşlerine en yüksek düzeyde güvenenler üniversite mezunu olan-

lardır. Bu grupta eşlerine çok güvenenlerin oranı %89,9, kısmen güvenenlerin oranı

ise %7,9’dur.

Eşlere güven konusunda bölgeler arasında anlamlı bir farklılık tespit edileme-

miştir.

SES açısından ise eşlerine en yüksek güven düzeyi A kategorisi olarak belirle-

diğimiz yüksek SES grubundakilerdedir. Bu kategoride, eşlerine çok güvenenlerin

oranı %87,6 ve kısmen güvenenlerin oranı ise %11,5’tir.

Kır-kent açısından ise, kırda yaşayanların eşlerine güven düzeyleri kentte ya-

şayanlara oranla biraz daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Buna göre kırda

yaşayanların %92,5’i eşlerine çok güvenirken, %4,8’i de kısmen güvenmektedir.

Aileyi inşa eden eşlerdir. Dolayısıyla eşle-

rin birbirlerine olan güvenleri ailenin sağlam-

lığının da bir göstergesidir. Evli olan bireyle-

rin eşlerine güven düzeylerine baktığımızda,

eşlerine çok güvenenlerin oranı %88,1, kısmen

güvenenlerin oranı ise %7,8’dir. Eşlerine güven

konusunda kesin bir kanaat belirtmeyenlerin

oranı %1,5’tir. Diğer yandan eşlerine pek gü-

venmeyenlerin oranı %1,3, hiç güvenmeyenle-

rin oranı ise yine %1,3’dür. Bu veriler ışığında

Page 166: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

145

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 64-1. EŞİNE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir ne

değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 71,40 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 84,6 9,5 2,2 1,9 1,8

Erkek 92,3 5,7 ,8 ,5 ,6

YAŞ X2= 20,80 Sd= 16 P= 0,186

18-24 arası 89,9 6,9 1,8 1,4

25-34 arası 88,3 8,2 1,3 1,4 ,8

35-44 arası 85,8 9,6 1,6 1,3 1,7

45-54 arası 89,5 6,1 1,6 1,3 1,5

55 + 89,4 6,7 1,6 1,4 ,9

EĞİTİM X2= 14,36 Sd= 16 P= 0,572

Eğitimsiz 90,0 6,3 1,3 ,8 1,7

İlkokul 87,5 8,3 1,7 1,2 1,2

Ortaokul 87,0 8,2 1,7 2,0 1,1

Lise 88,2 6,9 1,8 1,5 1,6

Üniversite 89,9 7,9 ,6 ,8 ,8

BÖLGE*

İstanbul 87,4 8,2 1,5 1,7 1,2

Batı Marmara 87,0 6,3 4,2 1,6 1,0

Ege 88,3 8,2 1,0 1,0 1,5

Doğu Marmara 88,8 7,3 1,0 1,9 1,0

Batı Anadolu 85,9 8,3 2,6 1,6 1,6

Akdeniz 88,7 6,7 1,7 ,7 2,2

Orta Anadolu 87,7 9,8 ,8 ,8 ,8

Batı Karadeniz 87,9 9,5 1,3 1,3

Doğu Karadeniz 87,5 5,2 3,1 3,1 1,0

Kuzeydoğu Anadolu 88,1 9,5 1,2 1,2

Ortadoğu Anadolu 87,7 9,2 1,5 ,5 1,0

Güneydoğu Anadolu 92,3 5,6 ,2 1,3 ,6

SES*

A 87,6 11,5 ,9

B 87,9 8,4 2,2 ,7 ,7

C1 89,5 6,9 1,0 1,5 1,0

C2 86,8 8,8 1,4 1,1 1,9

DE 88,1 7,5 1,8 1,3 1,2

YERLEŞİM YERİ X2= 23,41 Sd= 4 P= 0,001

Kent 86,9 8,6 1,6 1,4 1,4

Kır 92,5 4,8 1,2 ,7 ,8

TOPLAM 88,1 7,8 1,5 1,3 1,3

Page 167: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

146

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 65. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – ÇOCUKLAR-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 3644 88,7

Kısmen güvenir 350 8,5

Ne güvenir ne güvenmez 58 1,4

Pek güvenmez 29 ,7

Hiç güvenmez 26 ,6

TOPLAM 4107 100,0

Ailelerin çocuklarına güven düzeylerine baktığımızda, ailelerin %88,7’si ço-

cuklarına çok güvenmekte, %8,5’i de kısmen güvenmektedirler. Çocuklarına güven

konusunda net bir görüş belirtmeyenlerin oranı ise %1,4’dür. Çocuklarına pek gü-

venmeyenlerin oranı %0,7 iken, hiç güvenmeyenlerin oranı ise %0,6’dır.

Çocuklara güven konusunda da akraba ve eşlerde olduğu gibi oldukça yüksek

bir güven oranı görülmektedir. Akraba, eş ve çocuklara güven düzeylerinin oldukça

yüksek olması birlikte değerlendirildiğinde Türk aile yapısının temellerinin güven

esaslı atıldığı ve sağlam olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.

Çocuklara olan güven düzeyi cinsiyet açısından değerlendirildiğinde erkekle-

rin çocuklarına güveni kadınlara oranla biraz daha yüksek seviyededir. Erkeklerin

%90,5’i çocuklarına çok güvenmekte, %7,3’ü de kısmen güvenmektedir.

Yaş kategorileri açısından da çocuklara güven düzeyinin en yüksek olduğu 18-24

yaş kategorisinde yer alanlardır. Burada çocuklarına çok güvenenlerin oranı %90,9

ve kısmen güvenenlerin oranı ise %7’dir.

Eğitim seviyeleri açısından değerlendirildiğinde ise eğitim kategorileri açısın-

dan çok belirgin farklılıklar olmamakla birlikte, en yüksek güven düzeyi üniversi-

te mezunlarındadır. Üniversite mezunlarının %88,5’i çocuklarına çok güvenirken,

%10,3’ü de kısmen güvenmektedir.

Bölgeler arasındaki çocuklara çok güvenenlerin oranı Akdeniz Bölgesinde

(%92) diğer bölgelere göre daha yüksektir. SES kategorileri açısından da anlamlı

farklılıklar olmamasına rağmen çocuklara çok güvendiğini C1 gelir grubundakiler

(%89,8) diğer gelir gruplarından daha yüksek oranda ifade etmişlerdir.

Yerleşim yeri açısından değerlendirildiğinde ise kırda (%91,4) yaşayanların ço-

cuklarına çok güvenme düzeyleri kentte yaşayanlardan (%87,6) daha yüksek oran-

lardadır.

Page 168: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

147

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 65-1. ÇOCUKLARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 12,20 Sd= 4 P= 0,016

Kadın 87,3 9,5 1,8 ,7 ,7

Erkek 90,5 7,3 1,0 ,7 ,5

YAŞ*

18-24 arası 90,9 7,0 ,7 ,7 ,7

25-34 arası 88,3 8,9 2,0 ,3 ,4

35-44 arası 88,4 9,1 1,4 ,8 ,2

45-54 arası 90,6 6,8 1,1 ,8 ,7

55 + 87,6 9,1 1,2 ,8 1,2

EĞİTİM*

Eğitimsiz 86,6 10,2 1,3 1,3 ,6

İlkokul 89,1 7,7 1,5 ,8 ,8

Ortaokul 88,4 8,7 1,6 ,6 ,6

Lise 89,3 8,4 1,4 ,3 ,6

Üniversite 88,5 10,3 ,9 ,2

BÖLGE*

İstanbul 87,1 10,0 1,4 ,8 ,8

Batı Marmara 84,8 12,6 1,6 1,0

Ege 90,0 7,2 1,5 ,8 ,5

Doğu Marmara 87,2 7,7 2,0 2,3 ,7

Batı Anadolu 89,0 8,2 1,7 ,9 ,2

Akdeniz 92,1 6,5 ,7 ,7

Orta Anadolu 88,4 10,3 ,9 ,4

Batı Karadeniz 88,2 10,4 1,4

Doğu Karadeniz 90,4 6,4 1,1 1,1 1,1

Kuzeydoğu Anadolu 86,1 12,7 1,3

Ortadoğu Anadolu 88,0 6,5 4,9 ,5

Güneydoğu Anadolu 89,8 7,7 ,7 ,7 1,1

SES*

A 87,8 10,2 1,0 1,0

B 86,3 11,5 1,3 ,4 ,4

C1 90,3 7,6 1,2 ,5 ,3

C2 88,4 9,2 1,7 ,1 ,6

DE 88,4 8,2 1,4 1,1 ,8

YERLEŞİM YERİ X2= 16,57 Sd= 4 P= 0,002

Kent 88,0 9,3 1,5 ,6 ,7

Kır 91,4 5,8 1,1 1,2 ,5

TOPLAM 88,7 8,5 1,4 ,7 ,6

Page 169: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

148

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 66. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – KARDEŞ-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 4392 76,4

Kısmen güvenir 896 15,6

Ne güvenir ne güvenmez 187 3,3

Pek güvenmez 139 2,4

Hiç güvenmez 134 2,3

TOPLAM 5748 100,0

Bireylerin kardeşlerine güven düzeyine bakıldığında, katılımcıların %76,4’ü

kardeşlerine çok güvenmekte, %15,6’sı da kısmen güvenmektedirler. Kardeşlerine

güven konusunda net bir görüş belirtmeyenlerin oranı ise %3,3’tür. Kardeşlerine pek

güvenmeyenlerin oranı %2,4 iken, hiç güvenmeyenlerin oranı ise %2,3’tür.

Kardeşlere olan toplam güven oranı akraba, eş ve çocuklara olan güven düzeyiy-

le benzer sonuçlar göstermekle birlikte, güvenin düzeyinde bir azalma olduğu görül-

mektedir. Bu durum, kardeşler arası güvenin azaldığı şeklinde değerlendirilmemeli,

sadece aile içi küçük sorunların yansıması olarak görülmelidir.

Cinsiyetler açısından kardeşlere güven düzeyi konusunda anlamlı bir farklılık

tespit edilmemiştir. Her iki cinste de kardeşlere çok güvenme düzeyi ortalama %76

düzeyindedir. Yaş kategorileri açısından genç yaş kategorisinde olanların (18-24 yaş)

kardeşlerine güven düzeyi diğer yaş kategorilerine oranla daha yüksek düzeydedir.

Bu kategoridekilerin %83,8’i kardeşlerine çok güvendiklerini ve %11,8’i da kısmen

güvendiklerini ifade etmişlerdir.

Eğitim kategorileri açısından baktığımızda ise, lise mezunlarının kardeşlerine

güven düzeyleri diğer eğitim kategorilerine oranla biraz daha yüksek düzeyde olduğu

belirlenmiştir. Lise mezunlarının %78,8’i kardeşlerine çok güvenmekte ve %16’sı da

kısmen güvenmektedir. Bölgeler açısından kardeşlere güven düzeyine baktığımızda,

en yüksek oranda kardeşlere güven düzeyi Kuzeydoğu Anadolu Bölgesindedir. Bu

bölgede kardeşlerine çok güvenenlerin oranı %85,5 iken, kısmen güvenenlerin oranı

ise %12’dir.

SES açısından kardeşlere en düşük güven düzeyi DE kategorisi olarak belirt-

tiğimiz alt gelir gruplarındadır. Bu kategoride olanlardan kardeşlerine çok güve-

nenlerin oranı %75,2 ve kısmen güvenenlerin oranı ise %15,2’dir. Kır-kent açısından

değerlendirildiğinde ise kırsalda yaşayanların kardeşlerine olan güven düzeyi biraz

daha yüksek seviyede olduğu belirlenmiştir. Kırda yaşayanlardan %80,4’ü kardeşle-

rine çok güvenirken, %11,1’i de kısmen güvenmektedirler.

Page 170: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

149

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 66-1. KARDEŞE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 5,17 Sd= 4 P= 0,271

Kadın 77,4 14,6 3,4 2,3 2,3

Erkek 75,4 16,6 3,1 2,5 2,4

YAŞ X2= 93,98 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 83,8 11,8 2,0 1,3 1,1

25-34 arası 79,4 15,0 2,6 1,4 1,5

35-44 arası 74,1 16,5 4,1 2,7 2,5

45-54 arası 74,6 16,0 3,7 3,2 2,5

55 + 69,5 18,5 3,9 3,8 4,4

EĞİTİM X2= 51,63 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 73,8 16,9 3,6 3,2 2,5

İlkokul 75,2 15,4 3,4 3,4 2,6

Ortaokul 74,7 14,0 4,4 3,1 3,8

Lise 78,8 16,0 2,7 1,0 1,4

Üniversite 78,4 15,9 2,6 1,2 1,8

BÖLGE*

İstanbul 76,5 16,2 3,4 2,1 1,9

Batı Marmara 66,8 20,0 7,7 2,3 3,2

Ege 74,8 15,8 3,4 3,0 3,0

Doğu Marmara 69,4 21,3 3,1 4,3 1,8

Batı Anadolu 79,9 15,2 2,2 1,3 1,3

Akdeniz 78,0 12,2 3,0 2,3 4,5

Orta Anadolu 71,5 19,2 4,6 1,8 2,8

Batı Karadeniz 73,9 16,5 3,7 3,4 2,5

Doğu Karadeniz 78,0 13,6 3,4 3,4 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 85,5 12,0 ,9 ,9 ,9

Ortadoğu Anadolu 78,6 12,5 3,5 3,1 2,3

Güneydoğu Anadolu 82,1 11,9 2,2 2,0 1,7

SES X2= 40,00 Sd= 16 P= 0,001

A 73,9 20,0 3,6 1,2 1,2

B 79,0 13,4 3,8 1,1 2,7

C1 78,5 15,7 2,8 1,6 1,3

C2 75,7 16,4 3,5 1,8 2,6

DE 75,2 15,2 3,3 3,5 2,9

YERLEŞİM YERİ X2= 29,44 Sd= 4 P= 0,001

Kent 75,4 16,8 3,3 2,2 2,4

Kır 80,4 11,1 3,1 3,4 2,0

TOPLAM 76,4 15,6 3,3 2,4 2,3

Page 171: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

150

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 67. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – ANNE-BABA-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 5146 85,3

Kısmen güvenir 473 7,8

Ne güvenir ne güvenmez 295 4,9

Pek güvenmez 63 1,0

Hiç güvenmez 58 1,0

TOPLAM 6035 100,0

Bireylerin anne-babalarının güven düzeylerine bakıldığında, katılımcıların

%85,3’ü çok güvendiğini, %7,8’i ise kısmen güvendiğini ifade etmişlerdir. Anne-

babalarına güven konusunda kesin bir yargıda bulunmayanların oranı ise %4,9’dur.

Anne-babalarına güvenmeyenlerin oranı ise oldukça düşüktür. Nitekim anne-ba-

balarına pek güvenmeyenlerin oranı %1 yine hiç güvenmeyenlerin oranı da %1’dir.

Anne babaya toplam güven oranı da oldukça yüksek çıkmaktadır (% 93,1). Bu

sonuç toplumsal değer yargılarımız içerisinde yer alan anne babaya saygının bir gös-

tergesidir.

Kadın ve erkeklerin anne-babalara güven düzeyleri oldukça yüksek düzeyde-

dir ve cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık söz konusu değildir. Her iki cinsiyet

grubunda anne-babaya güven ortalama %85 düzeyindedir. Yaş grupları açısından

değerlendirildiğinde, anne-babaya güven düzeyinin en yüksek olduğu yaş grubu 18-

24 yaş arasındaki gençlerdir. Bu grupta anne-babaya çok güvenenlerin oranı %90,4,

kısmen güvenenlerin oranı ise %6,2’dir. Diğer yandan anne-babaya güvenin en dü-

şük olduğu yaş grubu ise 55 ve üzeri yaştakilerdir. Bu grupta anne-babaya çok gü-

venirim diyenlerin oranı %78,5 kısmen güvenirim diyenlerin oranı ise %7,7’dir. Bu

durum gençlerin gelecek beklentilerinde ebeveynlerinin önemli bir yer tuttuğu ile

açıklanabilir.

Eğitim düzeyleri açısından da ebeveynlere en yüksek düzeyde güven üniversite

mezunlarında, en düşük güven düzeyi de her hangi bir eğitimi olmayan gruplarda-

dır. Üniversite mezunlarında anne babalarına çok güvenenlerin oranı %87,3 iken, bu

oran eğitimsiz olanlarda ise %80’dir.

Bölgeler açısından baktığımızda ise, anne-babaya çok güvenme düzeyinin en

yüksek olduğu bölge %89,9 ile Doğu Karadeniz bölgesidir. SES açısından ise anne-

babaya güven düzeyinin en düşük olduğu grup DE olarak ifade ettiğimiz düşük

SES grubudur. Bu grupta anne-babaya çok güvenenlerin oranı %83,7’dir. Kır-kent

arasında anne-babaya güven düzeyinde birbirine yakın sonuçlar alındığı görülmek-

tedir.

Page 172: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

151

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 67-1. ANNE-BABAYA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 3,44 Sd= 4 P= 0,486

Kadın 85,8 7,6 4,6 1,0 1,1

Erkek 84,7 8,1 5,2 1,1 ,8

YAŞ X2= 141,90 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 90,4 6,2 1,8 ,8 ,6

25-34 arası 86,5 8,7 3,1 ,8 ,9

35-44 arası 85,1 8,5 4,2 1,3 ,9

45-54 arası 85,1 7,5 5,4 1,0 1,1

55 + 78,5 7,7 11,3 1,3 1,2

EĞİTİM X2= 69,08 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 80,0 7,9 8,8 1,9 1,5

İlkokul 84,9 6,7 6,3 1,2 ,9

Ortaokul 84,3 9,5 3,7 ,8 1,7

Lise 86,8 8,4 3,3 ,7 ,8

Üniversite 87,3 8,5 2,8 ,8 ,6

BÖLGE*

İstanbul 87,0 8,0 3,6 ,7 ,7

Batı Marmara 79,1 7,4 11,3 1,7 ,4

Ege 79,7 7,8 10,6 ,9 1,0

Doğu Marmara 80,3 10,2 6,5 2,4 ,6

Batı Anadolu 88,7 8,3 2,0 ,7 ,4

Akdeniz 86,8 6,3 3,3 1,2 2,3

Orta Anadolu 84,3 10,1 2,1 ,7 2,8

Batı Karadeniz 89,6 7,1 1,5 1,2 ,6

Doğu Karadeniz 89,9 5,9 ,8 1,7 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 87,4 9,2 1,7 ,8 ,8

Ortadoğu Anadolu 87,3 4,1 6,4 1,9 ,4

Güneydoğu Anadolu 85,7 7,9 4,7 ,7 1,0

SES*

A 86,6 10,1 2,2 ,6 ,6

B 85,4 9,1 3,8 ,5 1,3

C1 87,4 7,7 3,6 ,9 ,4

C2 85,4 8,2 4,4 ,7 1,2

DE 83,7 7,4 6,3 1,4 1,2

YERLEŞİM YERİ X2= 15,59 Sd= 4 P= 0,004

Kent 84,8 8,5 4,7 1,0 1,0

Kır 87,1 5,5 5,6 1,1 ,6

TOPLAM 85,3 7,8 4,9 1,0 1,0

Page 173: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

152

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 68. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal

Çevreye Güven Düzeyi – HEMŞERİLER-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 1178 19,5

Kısmen güvenir 1930 32,0

Ne güvenir ne güvenmez 1520 25,2

Pek güvenmez 864 14,3

Hiç güvenmez 543 9,0

TOPLAM 6035 100,0

Hemşerilik kavramı, kentleşme ile birlikte ortaya çıkan ve kentlerde anlamını bulan

bir kavramdır. Kente tutunma, kentlileşme, kente alışma ve kendini koruma ihtiya-

cı hemşeriliği yapılaştırmıştır. Ancak hemşerilik, aile ve akrabalıktan farklı olarak

kentte uyum sağlayanlar açısından önemini kaybetmektedir. Akrabalık ilişkileri do-

ğumdan gelen verili bir özellik gösterirken hemşerilik arızi ve dağılmaya yatkındır.

Bu itibarla hemşerilere olan güven oranının aile ve akrabalara olan güvenden daha

düşük çıkması anlaşılabilir bir durumdur. Nitekim hemşerilerine çok güvenenlerin

oranı sadece %19,5 kısmen güvenenlerin oranı da %32’dir. Hemşerilere güven konu-

sunda kesin bir kanaat belirtmeyenlerin oranı ise %25,2’dir. Diğer yandan hemşerile-

rine pek güvenmeyenlerin oranı %14,3, hiç güvenmeyenlerin oranı ise %9’dur.

Cinsiyetler açısından baktığımızda, erkeklerin hemşerilerine güven düzeyi ka-

dınlardan biraz daha yüksektir. Hemşerilerine çok güvenen erkeklerin oranı %20

,7, kadınların oranı ise %18,4’dür. Yaş grupları açısından ise hemşerilerine güven

düzeyi en yüksek olan grup 55 ve üzeri yaş grubunda olanlardır. Bu grupta hemşeri-

lerine çok güvenenlerin oranı %23,7, kısmen güvenenlerin oranı da %35,4’dür. Eğitim

düzeyleri açısından ise hemşerilere en yüksek güven düzeyi her hangi bir eğitim

almamış olanlardadır. Bu grupta hemşerilerine çok güvenenlerin oranı %28,7 iken,

kısmen güvenenlerin oranı ise %29,4’dür.

Bölgeler açısından hemşerilere güven düzeyinin en yüksek olduğu bölge Ege

Bölgesidir. Ege bölgesinde hemşerilerine çok güvenenlerin oranı %29,8, kısmen gü-

venenlerin oranı da %28,8’dir.

SES grupları açısından hemşeriler güven düzeyinin en yüksek olduğu SES gru-

bu, DE olarak belirlenen düşük SES grubudur. Bu grupta hemşerilere çok güvendi-

ğini ifade edenlerin oranı %22,4, kısmen güvenirim diyenlerin oranı da %35,1’dir

Kır-kent açısından hemşerilere güven düzeyinin daha yüksek olduğu kırsal yer-

leşim yerinde oturanlardır. Kırda oturanların %25,7’si hemşerilerine çok güvenirken,

%34,1’ü ise kısmen güvenmektedir.

Gerek toplumsal yapının ve gerekse bir

kurum olarak ailenin verimli ve etkin işleyişi-

nin sağlanabilmesi büyük oranda güven ilişki-

lerine bağlıdır. Güven kavramı soyut bir duygu

ya da algıya dayalı olarak ortaya çıktığı için

hemşerilik unsurunun değerlendirilmesinde

güven anlayışı bazı sorunlar çıkarabilmektedir.

Kişisel ilişkilere ya da bağlara dayalı olarak or-

taya çıkan güven ile hemşerilik kavramına olan

güven arasında önemli farklar bulunmaktadır.

Page 174: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

153

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 68-1. HEMŞERİLERE Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 15,37 Sd= 4 P= 0,004

Kadın 18,4 31,2 25,1 15,4 9,9

Erkek 20,7 32,7 25,3 13,2 8,1

YAŞ X2= 54,03 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 20,0 28,8 26,4 13,6 11,1

25-34 arası 18,2 30,3 25,8 15,2 10,6

35-44 arası 18,0 33,2 26,0 14,6 8,1

45-54 arası 18,8 33,0 24,3 16,1 7,8

55 + 23,7 35,4 22,6 11,8 6,6

EĞİTİM X2= 75,25 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 28,7 29,4 22,3 12,4 7,3

İlkokul 19,6 33,2 23,3 15,4 8,5

Ortaokul 19,1 32,6 21,9 14,8 11,6

Lise 19,1 31,4 26,1 14,4 8,9

Üniversite 15,4 30,8 32,1 12,4 9,3

BÖLGE X2= 338,24 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 18,4 26,8 29,0 15,1 10,7

Batı Marmara 8,3 22,6 40,0 24,3 4,8

Ege 29,8 28,8 18,5 12,4 10,5

Doğu Marmara 13,2 27,1 32,5 18,6 8,7

Batı Anadolu 17,6 40,1 23,8 10,8 7,8

Akdeniz 13,0 31,3 29,2 15,6 10,9

Orta Anadolu 14,0 37,1 25,9 16,8 6,3

Batı Karadeniz 19,0 41,7 18,2 11,0 10,1

Doğu Karadeniz 13,4 45,4 18,5 10,9 11,8

Kuzeydoğu Anadolu 37,8 40,3 12,6 5,0 4,2

Ortadoğu Anadolu 21,7 30,7 22,5 18,0 7,1

Güneydoğu Anadolu 24,1 34,8 21,9 13,0 6,2

SES X2= 66,11 Sd= 16 P= 0,001

A 15,6 22,9 35,2 16,2 10,1

B 15,4 35,3 27,2 13,1 9,1

C1 16,1 32,1 29,1 13,9 8,8

C2 20,0 33,3 24,5 12,9 9,4

DE 22,4 31,4 22,0 15,3 8,8

YERLEŞİM YERİ X2= 60,87 Sd= 4 P= 0,001

Kent 17,9 31,4 26,7 14,5 9,4

Kır 25,7 34,1 19,3 13,5 7,4

TOPLAM 19,5 32,0 25,2 14,3 9,0

Page 175: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

154

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 69. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – KOMŞULAR-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 1307 21,7

Kısmen güvenir 2223 36,8

Ne güvenir ne güvenmez 1392 23,1

Pek güvenmez 708 11,7

Hiç güvenmez 405 6,7

TOPLAM 6035 100,0

Araştırma verilerine göre Türk toplumunda komşuluk ilişkilerinde de önem-

li bir zayıf lama görülmektedir. Nitekim komşularına çok güvenenlerin oranı %21,7

kısmen güvenenlerin oranı ise %36,8’dir. Komşularına güven konusunda kesin bir

kanaat belirtmeyenlerin oranı ise %23,1’dir. Diğer yandan komşularına pek güven-

meyenlerin oranı %11,7 hiç güvenmeyenlerin oranı ise %6,7’dir.

Bu sonuçlar komşuluğun hâlâ çok önemli bir değer olarak görüldüğünü ve

komşuluğu koruma noktasında çaba gösterildiğini ortaya koymaktadır. Öte yandan

komşulara güven noktasında kararsız bir durum da söz konusudur. Bunun nedenleri

arasında kentleşmenin getirdiği yeni sorunlar, farklı konut tipleri, ilişki kurma bi-

çimlerindeki farklılaşmalar yer almaktadır.

Komşularına güven konusunda erkeklerin güven düzeyi kadınlardan biraz daha

yüksektir. Komşularına çok güvenen erkeklerin oranı %22,8, kısmen güvenenlerin

oranı ise %37,2’dir. Yaş grupları açısından ise komşulara en yüksek güven düzeyi 55

ve yukarı yaşlarda olanlardadır. Bu grupta komşularına çok güvenenlerin oranı %28,2

ve kısmen güvenenlerin oranı ise %37’dir. Eğitim kategorileri açısından ise komşula-

rına daha yüksek oranlarda güvenenler her hangi bir eğitim almamış olanlardır. Bu

kategoride komşularına çok güvenenlerin oranı %28,3, kısmen güvenenlerin oranı

ise %33,’tür. Bölgeler açısından komşulara güven, tıpkı hemşerilere güvende olduğu

gibi Ege bölgesindedir. Ege bölgesinde komşularına çok güvenenlerin oranı %30,9,

kısmen güvenenlerin oranı ise %32,3’dür. SES açısından da komşularına en yüksek

düzeyde güven DE olarak belirttiğimiz alt gelir gruplarındadır. Bu grupta komşu-

larına çok güvenenlerin oranı %24,8, kısmen güvenenlerin oranı ise %35,7’dir. Kom-

şulara güven beklenildiği gibi kırsal yerleşim yerlerinde kentlere oranla daha yüksek

düzeydedir. Kırsal yerleşim yerinde komşularına çok güvenenlerin oranı %28,9, kıs-

men güvenenlerin oranı ise %36,1’dır.

Page 176: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

155

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 69-1. KOMŞULARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 23,03 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 20,5 36,5 22,3 13,5 7,2

Erkek 22,8 37,2 23,8 10,0 6,2

YAŞ X2= 69,12 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 20,4 34,4 25,2 11,1 8,9

25-34 arası 19,2 36,4 24,0 12,6 7,7

35-44 arası 20,0 37,9 23,2 12,8 6,1

45-54 arası 22,5 38,6 21,3 12,9 4,7

55 + 28,2 37,0 20,9 8,5 5,5

EĞİTİM X2= 75,55 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 28,3 33,0 19,5 12,9 6,4

İlkokul 23,6 37,5 20,9 11,9 6,0

Ortaokul 21,0 32,8 25,0 13,0 8,2

Lise 21,0 37,8 23,0 11,7 6,5

Üniversite 14,9 38,8 28,7 9,9 7,7

BÖLGE X2= 280,64 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 20,2 34,0 25,7 13,0 7,1

Batı Marmara 10,0 37,0 37,8 11,3 3,9

Ege 30,9 32,3 19,9 10,7 6,1

Doğu Marmara 16,5 36,8 29,0 11,5 6,3

Batı Anadolu 16,1 48,0 20,8 8,7 6,4

Akdeniz 16,0 36,6 22,7 14,8 10,0

Orta Anadolu 26,2 36,7 21,7 10,8 4,5

Batı Karadeniz 20,5 47,9 16,1 8,3 7,1

Doğu Karadeniz 19,3 46,2 10,1 12,6 11,8

Kuzeydoğu Anadolu 42,0 39,5 10,1 6,7 1,7

Ortadoğu Anadolu 22,5 28,5 25,8 15,4 7,9

Güneydoğu Anadolu 26,6 31,3 23,2 13,1 5,7

SES X2= 71,83 Sd= 16 P= 0,001

A 11,2 34,1 32,4 16,8 5,6

B 15,1 39,0 27,2 11,6 7,1

C1 18,5 37,6 26,0 11,7 6,2

C2 23,0 37,8 22,1 10,6 6,5

DE 24,8 35,7 20,3 12,0 7,1

YERLEŞİM YERİ X2= 58,44 Sd= 4 P= 0,001

Kent 19,7 37,0 24,4 12,0 6,8

Kır 28,9 36,1 18,0 10,6 6,4

TOPLAM 21,7 36,8 23,1 11,7 6,7

Page 177: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

156

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 70. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – İŞ ARKADAŞLARI-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 640 20,4

Kısmen güvenir 1195 38,0

Ne güvenir ne güvenmez 738 23,5

Pek güvenmez 344 10,9

Hiç güvenmez 226 7,2

TOPLAM 3143 100,0

İş arkadaşlarına güven konusunda katılımcıların %20,4’ü çok güvendiğini,

%38’i kısmen güvendiğini ifade etmişlerdir. İş arkadaşlarına güven konusunda kesin

bir kanaat belirtmeyenlerin oranı ise %23,5’tir. Diğer yandan, iş arkadaşlarına pek

güvenmeyenlerin oranı %10,9 ve hiç güvenmeyenlerin oranı da %7,2’dir.

İş arkadaşlarına olan güven düzeyinin çok düşük olmadığı görülmektedir. Mo-

dern yaşamın gündelik ilişkilerinde komşuluğun boşalttığı alanı iş arkadaşlarıyla

olan ilişkiler doldurmuştur. Bu süreçte hayat tarzlarında meydana gelen değişmeler

ve farklılaşmalar insanların ilişkilerinde belirleyici olmaya başlamıştır. Bunun so-

nucunda arkadaşlar ve komşular bu tarzlarda örtüşenler arasında seçilmiştir. Doğal

olarak güven konusunda bu değişimlerden etkilenmiştir.

İş arkadaşlarına erkekler kadınlardan biraz daha yüksek oranda güvenmektedir.

İş arkadaşlarına çok güvenen erkeklerin oranı %22,8, kısmen güvenenlerin oranı ise

%37,2’dir. Yaş kategorileri açısından iş arkadaşlarına en yüksek oranda güven düzeyi

55 ve üzeri yaşlarda olanlardadır. Bu kategoride iş arkadaşlarına çok güvenenlerin

oranı %27,1 ve kısmen güvenenlerin oranı ise %37,5’tir. Eğitim seviyeleri açısından

ise iş arkadaşlarına en yüksek güven herhangi bir eğitim almamış olanlardadır. Bu

kategoride olanların %27,5’i iş arkadaşlarına çok güvenmekte, %33,7’si de kısmen gü-

venmektedirler.

İş arkadaşlarına en yüksek düzeyde güven Ege Bölgesinde yaşayanlardadır. Bu

bölgedekilerin %30,4’ü iş arkadaşlarına çok güvenirken, %31,9’u da kısmen güven-

mektedirler. SES kategorileri açısından da iş arkadaşlarına en yüksek düzeyde güven

DE olarak belirtilen alt gelir grubunda olanlardır. Bu kategoride iş arkadaşlarına çok

güvenenlerin oranı %24,1, kısmen güvenenlerin oranı da %36’dır.

Kırda yaşayanların iş arkadaşlarına güven düzeyi kentte yaşayanlara oranla

daha yüksek düzeydedir. Kırda yaşayanlardan iş arkadaşlarına çok güvenenlerin

oranı %28,9, kısmen güvenenlerin oranı da %36,1’dir.

Page 178: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

157

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 70-1. İŞ ARKADAŞLARINA Güvenin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 27,42 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 14,6 36,4 27,4 12,3 9,2

Erkek 22,0 38,5 22,4 10,5 6,6

YAŞ X2= 17,24 Sd= 16 P= 0,370

18-24 arası 22,0 34,7 25,8 8,9 8,6

25-34 arası 20,0 39,2 22,8 10,5 7,5

35-44 arası 20,1 40,1 22,3 10,7 6,8

45-54 arası 19,0 40,6 23,2 11,9 5,4

55 + 21,3 33,7 24,7 12,5 7,8

EĞİTİM X2= 50,10 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 15,8 23,0 30,9 19,4 10,8

İlkokul 20,9 37,2 22,6 11,5 7,7

Ortaokul 21,2 31,7 25,4 12,1 9,6

Lise 20,2 41,3 22,1 9,2 7,2

Üniversite 20,2 41,5 23,8 10,0 4,6

BÖLGE X2= 185,80 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 22,6 32,4 27,0 10,8 7,1

Batı Marmara 17,0 48,2 21,4 11,6 1,8

Ege 24,8 38,2 20,3 9,4 7,4

Doğu Marmara 16,5 26,2 35,0 14,6 7,7

Batı Anadolu 14,7 53,2 18,8 7,5 5,9

Akdeniz 13,4 39,7 24,9 9,2 12,8

Orta Anadolu 21,9 45,2 19,9 11,6 1,4

Batı Karadeniz 23,3 43,6 14,7 11,7 6,7

Doğu Karadeniz 19,4 56,5 6,5 11,3 6,5

Kuzeydoğu Anadolu 42,1 35,1 12,3 7,0 3,5

Ortadoğu Anadolu 22,9 32,9 27,1 12,1 5,0

Güneydoğu Anadolu 19,5 29,6 24,9 16,2 9,7

SES X2= 33,61 Sd= 16 P= 0,006

A 18,0 42,0 24,7 11,3 4,0

B 20,1 41,2 22,6 10,4 5,7

C1 21,2 40,8 22,7 9,6 5,7

C2 19,6 38,4 25,9 8,7 7,4

DE 20,4 34,1 23,0 13,4 9,1

YERLEŞİM YERİ X2= 16,53 Sd= 4 P= 0,001

Kent 19,2 37,8 24,5 11,1 7,3

Kır 25,5 38,8 18,6 10,3 6,7

TOPLAM 20,4 38,0 23,5 10,9 7,2

Page 179: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

158

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 71. Aile Bireyleri ve Yakın Sosyal Çevreye Güven Düzeyi – İLK KEZ TANIŞILAN

İNSANLAR-

Frekans Yüzde

Çok Güvenir 288 4,8

Kısmen güvenir 523 8,7

Ne güvenir ne güvenmez 698 11,6

Pek güvenmez 1578 26,1

Hiç güvenmez 2948 48,8

TOPLAM 6035 100,0

İlk kez tanıştıkları insanlara güven konusunda katılımcıların güven düzeyi

oldukça düşük düzeylerdedir. İlk kez tanıştıkları insanlara %4,8’i çok güvendiğini,

%8,7’si kısmen güvendiğini ifade etmişlerdir. İlk kez tanıştıkları insanlara güven

konusunda kesin bir kanaat belirtmeyenlerin oranı ise %11,6’dır. Diğer yandan, ilk

kez tanıştıkları insanlara pek güvenmeyenlerin oranı %26,1 ve hiç güvenmeyenlerin

oranı da %48,8’dir.

Güven sosyal ilişkilerle kurulan soyut bir algı olması nedeniyle ilk kez tanışı-

lan, henüz ilişki kurulmamış tanışıklık oluşmamış kişilere karşı güvensizlik olması

normaldir. Buna ek olarak kentlerde giderek artan heterojenlik, dünya görüşünün

ortaya çıkmasıyla gerçekleşen atomizasyon ve ötekileştirme ilk kez tanışılan kişilere

karşı şüpheli bir karşılamayı doğurmaktadır.

İlk kez tanıştıkları insanlara güven erkekler ve kadınlarda oldukça düşük dü-

zeyde olsa da, erkeklerin güven düzeyi kadınlara oranla biraz daha yüksek düzey-

dedir. Erkeklerin % 5,2’si ilk kez tanıştıkları insanlara çok güvenirken, %9,7’si de

kısmen güvenmektedir.

Yaş gruplarının tümü açısından da ilk kez tanıştıkları insanlara güven düzeyi

oldukça düşük olmakla birlikte, ilk kez tanıştıkları insanlara güven düzeyi 55 ve

üzeri yaş gruplarında diğer yaşlarda olanlardan biraz daha yüksektir. Bu yaş grubun-

da ilk kez tanıştıkları insanlara çok güvenenlerin oranı %6,7, kısmen güvenenlerin

oranı da %8,9’dur.

Eğitim açısından baktığımızda da ilk kez tanıştıkları insanlara güven tüm ka-

tegorilerde oldukça düşük düzeydedir. İlk kez tanıştıkları insanlara güven düzeyinin

en yüksek olduğu kategori herhangi bir eğitim almayanlardır. Bu kategorilerdeki-

lerin %6,4’ü ilk kez tanıştıkları insanlara çok güvendiklerini belirtirken kısmen

güvenenlerin oranı ise %10,8’dir.

Page 180: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

159

ARAŞTIRMA BULGULARI

İlk kez tanıştıkları insanlara güven konusu bölgeler açısından değerlendirildi-

ğinde, en yüksek güven düzeyinin Ege bölgesinde olduğu görülmektedir. Bu bölge-

dekilerin %9,1’i ilk kez tanıştıkları insanlara çok güvendiklerini, %10,1’i de kısmen

güvendiklerini ifade etmişlerdir. SES açısından ise ilk kez tanıştıkları insanlara

güven düzeyi tüm kategorilerde düşüktür. Diğer kategorilere oranla A kategorisi

olarak isimlendirdiğimiz üst gelir gruplarındaki güven düzeyi en düşük seviyedir.

Bu kategoride olanların %3,9’u ilk kez tanıştıkları insanlara çok güvendiklerini ve

%7,3’ü de kısmen güvendiklerini belirtmişlerdir.

Diğer yandan kır-kent açısından da ilk kez tanıştıkları insanlara güven düzeyi

oldukça düşük olmakla birlikte kırda yaşayanların ilk kez tanıştıkları insanlara gü-

ven düzeyi biraz daha yüksektir. Kırdakilerin %6,4’ü ilk kez tanıştıkları insanlara

çok güvendiklerini %9’u da kısmen güvendiklerini ifade etmişlerdir.

Tablo 71-1. İLK KEZ TANIŞTIĞI İNSANLARA Güven Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere

Göre Dağılımı

Çok güvenir Kısmen güvenirNe güvenir

ne değilPek güvenmez Hiç güvenmez

CİNSİYET X2= 53,66 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 4,4 7,6 9,8 24,9 53,3

Erkek 5,2 9,7 13,3 27,4 44,4

YAŞ X2= 44,67 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 5,4 10,1 12,9 26,4 45,1

25-34 arası 3,1 7,8 13,1 26,7 49,3

35-44 arası 5,1 8,4 9,9 26,5 50,0

45-54 arası 4,1 8,6 9,6 24,3 53,4

55 + 6,7 8,9 11,7 26,1 46,6

EĞİTİM X2= 48,62 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 6,4 11,0 13,1 24,7 44,8

İlkokul 4,6 7,3 10,0 25,8 52,3

Ortaokul 4,8 7,6 10,2 24,3 53,1

Lise 4,7 10,1 13,2 26,7 45,3

Üniversite 4,5 9,1 13,0 28,1 45,3

BÖLGE X2= 231,47 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 4,4 11,0 11,9 26,1 46,6

Batı Marmara ,9 3,9 10,9 29,6 54,8

Ege 9,1 10,1 8,9 25,6 46,4

Doğu Marmara 4,1 6,3 12,8 25,3 51,5

Batı Anadolu 3,3 4,3 9,8 29,3 53,4

Page 181: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

160

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Akdeniz 1,1 7,7 17,6 28,5 45,2

Orta Anadolu 4,9 5,6 8,0 34,6 46,9

Batı Karadeniz 5,7 11,6 10,4 24,1 48,2

Doğu Karadeniz 2,5 10,9 7,6 15,1 63,9

Kuzeydoğu Anadolu 6,7 16,8 12,6 23,5 40,3

Ortadoğu Anadolu 8,2 3,0 8,2 23,2 57,3

Güneydoğu Anadolu 4,5 11,6 15,3 21,2 47,3

SES X2= 23,55 Sd= 16 P= 0,100

A 3,9 7,3 11,2 25,1 52,5

B 4,0 8,6 11,6 29,7 46,1

C1 4,2 9,2 13,9 26,4 46,4

C2 5,1 9,2 10,5 26,6 48,7

DE 5,2 8,2 10,6 25,3 50,7

YERLEŞİM YERİ X2= 23,28 Sd= 4 P= 0,001

Kent 4,4 8,6 12,2 26,8 48,1

Kır 6,4 9,0 9,1 23,8 51,8

TOPLAM 4,8 8,7 11,6 26,1 48,8

3.14. Çeşitli Unsurların Hayatındaki Önem Düzeyi

Bu bölümde kişilerin kendi hayatında önem verdiği bazı unsurların ne kadar

önemli olduğu üzerinde durulmuştur. Böylece kişilerin hayatında bu unsurların ne

kadar yer ettiği, yaşamlarında ne kadar öne çıktığı ve onları etkilediği ortaya konul-

maya çalışılmıştır.

Tablo 72. Size Belirteceğim İfadelerin Her Birinin Hayatınızda Sizin İçin Ne Kadar Önemli Olduğunu Belirtiniz

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli ne

değil

Pek önemli

değil

Hiç önemli

değil

Aileniz 96,8 2,5 ,3 ,2 ,2

Dost ve arkadaşlarınız 59,0 34,4 4,2 1,9 ,4

İş ve çalışma hayatınız 58,0 31,7 7,3 2,4 ,6

Kendiniz için ayırdığınız zaman 69,7 22,5 4,3 2,6 ,9

Eşinize zaman ayırmak 82,0 14,5 2,1 ,9 ,5

Çocuklarınıza zaman ayırmak 88,8 9,3 1,2 ,7 ,0

Ev sahibi olmak 82,7 13,0 2,5 1,1 ,6

Araba sahibi olmak 58,5 24,3 8,4 6,2 2,5

Tasarruf yapmak 75,7 18,6 3,3 1,4 1,0

Page 182: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

161

ARAŞTIRMA BULGULARI

Kişilerin hayatında çeşitli unsurlara verdikleri önem düzeyleri bu unsurların

hayatında ne ölçüde yer ettiğinin de bir göstergesidir. Araştırma verileri kişilerin

bir bütün olarak ailelerine % 99,3 oranında önem verdiklerini göstermektedir. Aile

kişilerin önem ve değer verdiği unsurların en başında gelmektedir. İkinci sırada ço-

cuklara ayrılan zaman gelmektedir (% 98,1). Bunları ise eşe ayrılan zaman (% 96,5)

izlemektedir. Görüşülen kişilerin % 93,4’ü dost ve arkadaşlarının, % 92,2’si de ken-

disine ayırdığı zamanın önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Güven konusunda ol-

duğu gibi hayatta önem verilen hususlarda da aile bireyleri ön plana geçmektedir.

Günümüz insanı için ekonomik aktivite gündelik hayatın belirleyici öğesidir. Bu

çerçevede iş ve çalışma hayatı yüksek oranda (% 89,7) önemsenirken bununla bağ-

lantılı olarak ev sahibi olma (% 95,7), araba sahibi olma (% 82,8) ve tasarruf yapma da

(% 94,3) yüksek oranda önemsenen ekonomik aktivitelerdir. Aşağıda bu unsurların

her birinin frekans tabloları ve sosyodemografik değişkenlerle olan çapraz tabloları

yer almaktadır.

Tablo 73. Hayatındaki Önem Düzeyi – AİLE-

Frekans Yüzde

Çok önemli 5843 96,8

Kısmen önemli 150 2,5

Ne önemli ne değil 20 ,3

Pek önemli değil 12 ,2

Hiç önemli değil 10 ,2

TOPLAM 6035 100,0

Aile, bir yanıyla insanoğlunun içine doğduğu, büyüdüğü, sosyalleştiği ve yetiş-

kin bireyler olarak topluma kazandırıldığı, diğer yanıyla da toplumsal yapıyı oluştu-

ran en temel kurum olması nedeniyle insanların hayatında vazgeçemeyecekleri bir

özelliğe sahiptir. Araştırma verileri, Türk Toplumunun ailesine olan düşkünlüğü

konusunda en küçük bir gevşekliğe izin vermediğini ve ailenin vazgeçilemez oldu-

ğunu ortaya koymaktadır.

Araştırmaya cevap verenlerin, ailelerine çok yüksek düzeyde önem verdikle-

ri belirlenmiştir. Ailelerinin kendileri için çok önemli olduğunu belirtenlerin oranı

%96,8’i kısmen önemli olduğunu belirtenlerin oranı da %2,5’dir. Ailelerinin kendi-

leri için pek önemli olmadığını belirtenlerin oranı %0,2 ve hiç önemli olmadığını

belirtenlerin oranı da yine %0,2 olup göz ardı edilecek kadar düşük oranlardadır.

Ailelerinin kendileri için önemli olup olmadığı konusunda kesin bir yargıda bulun-

mayanların oranı da sadece %0,3’tür. Bu durum Türk toplumunda, toplumun temel

Page 183: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

162

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

ve en önemli kurumu olan ailenin, bireylerin yaşamında önemli bir yere sahip oldu-

ğunu göstermektedir.

Ailenin önem düzeyi ile cinsiyet, yaş ve eğitim değişkenleri arasında anlamlı bir

farklılık olmadığı görülmektedir. Bu da toplumun farklı katmanlarını temsil eden

değişkenlerin kategorileri arasında bir fark olmadan, toplumun bütün kesimlerinin

aileyi önemli gördükleri sonucunu ortaya koymaktadır.

Kadınlar ve erkekler arasında ailelerinin hayatlarındaki önem düzeyleri arasın-

da anlamlı bir farklılık söz konusu değilken, her iki grupta da ailenin önem düzeyi

yaklaşık %97 seviyesindedir.

Yaş kategorileri açısından da istatistikî olarak anlamlı bir farklılık yoktur ve

tüm yaş gruplarında ailenin önemi oldukça yüksek düzeydedir. Tüm yaş gruplarında

ailenin yaşamlarında önemli görülmesi %97 düzeyindedir.

Eğitim kategorileri açısından da, ailenin önemi konusunda bir farklılık söz ko-

nusu değilken, tüm eğitim kategorilerinde ailenin önemli görülme oranı ortalama

%97 düzeyindedir.

Bölgeler açısından da bireylerin yaşamlarında ailenin önemi oldukça yüksek

düzeydedir. Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayanların tamamına yakını (%99,2) ai-

lelerin yaşamlarında çok önemli olduklarını ifade etmişlerdir.

SES grupları açısında da ailenin önemi konusunda bir farklılık yoktur ve tüm

kategorilerde yaklaşık %97 düzeyindedir.

Kır-kentte yaşayanlar açısından da ailenin önemi oldukça yüksek olmakla be-

raber, sadece önem düzeyinde bir farklılık oluşmuş, kırda yaşayanlar arasında aileyi

çok önemli görenlerin oranı (%98,2), kentte yaşayanlara oranla (%96,5) biraz daha

yüksektir.

Page 184: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

163

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 73-1. AİLESİNİN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 96,8 2,6 ,3 ,3 ,1

Erkek 96,9 2,4 ,4 ,1 ,2

YAŞ*

18-24 arası 96,1 3,3 ,5 ,1 ,1

25-34 arası 96,3 2,8 ,6 ,2 ,2

35-44 arası 97,5 1,9 ,1 ,3 ,1

45-54 arası 97,6 2,1 ,1 ,1 ,1

55 + 96,8 2,3 ,4 ,3 ,3

EĞİTİM*

Eğitimsiz 96,4 3,0 ,6

İlkokul 97,2 2,3 ,1 ,2 ,2

Ortaokul 97,2 1,7 ,7 ,1 ,3

Lise 96,0 3,1 ,5 ,1 ,2

Üniversite 97,1 2,3 ,4 ,2

BÖLGE*

İstanbul 95,3 3,5 ,7 ,4

Batı Marmara 97,8 2,2

Ege 95,7 3,1 ,7 ,6

Doğu Marmara 96,8 3,0 ,2

Batı Anadolu 97,5 2,2 ,1 ,1

Akdeniz 98,8 ,5 ,5 ,2

Orta Anadolu 97,2 2,1 ,7

Batı Karadeniz 97,9 1,2 ,6 ,3

Doğu Karadeniz 99,2 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 97,5 2,5

Ortadoğu Anadolu 97,0 2,2 ,4 ,4

Güneydoğu Anadolu 97,5 2,4 ,2

SES*

A 97,2 2,2 ,6

B 96,2 3,0 ,5 ,3

C1 96,8 2,4 ,6 ,1 ,1

C2 97,3 2,1 ,2 ,2 ,2

DE 96,7 2,6 ,2 ,3 ,2

YERLEŞİM YERİ*

Kent 96,5 2,8 ,4 ,3 ,1

Kır 98,2 1,4 ,2 ,2

TOPLAM 96,8 2,5 ,3 ,2 ,2

Page 185: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

164

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 74. Hayatındaki Önem Düzeyi – DOST VE ARKADAŞLAR-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3561 59,0

Kısmen önemli 2078 34,4

Ne önemli ne değil 255 4,2

Pek önemli değil 114 1,9

Hiç önemli değil 27 ,4

TOPLAM 6035 100,0

Dostluk ve arkadaşlık sosyal bir varlık olan insan için evrensel bir olgudur. Top-

lumsal yaşamda dostluk ve arkadaşlığa verilen önem sosyal sermaye açısından da

oldukça önemlidir. Kentleşmenin getirdiği hayat ritminin artması, iş hayatının yo-

ğunluğu, bireysel ilişkilerin zayıf ladığı ve insanın giderek yalnızlaştığı ortamlarda

dost ve arkadaşlığa verilen önem daha da artmaktadır.

Araştırma verilerine göre de Türk toplumunda dost ve arkadaşlara verilen önem

azımsanmayacak bir oranda devam etmektedir. Nitekim dost ve arkadaşların öne-

mi konusunda katılımcıların %59’u çok önemli, %34,4’ü da kısmen önemli ifadesini

kullanmışlardır. Katılımcıların %1,9’u dost ve arkadaşlarının kendi hayatlarında pek

önemli olmadığı, %0,4’ü de hiç önemli olmadığını belirtmişlerdir. Bu konuda kesin

bir yargıda bulunmayanların oranı da %4,2’dir.

Cinsiyet ile dost ve arkadaşları önemsemek arasında istatistikî olarak anlamlı

bir ilişki tespit edilememiştir. Erkeklerin dost ve arkadaşlarına verdikleri önem ka-

dınlardan biraz daha yüksek oranlardadır. Erkeklerin %60,4’ü dost ve arkadaşları-

nın hayatlarında çok önemli olduğunu ifade etmişlerdir.

Yaş kategorileri açısından dost ve arkadaşlara verilen önem genç yaş grubunda

diğer yaşlardakilere oranla biraz daha yüksektir. 18-24 yaş kategorisinde olanların

yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok önemli görme oranı %66,1’dir..

Eğitim açısından da, yaşamlarında dost ve arkadaşlarını önemli görme oranı

üniversite mezunlarında (%65,2) daha yüksek oranlardadır.

Bölgeler açısından yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok önemli görme Ku-

zeydoğu Anadolu Bölgesinde diğer bölgelere oranla daha yüksek düzeydedir. Bu

bölgede yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok önemli görme oranı %79,8’dir.

SES açısından da en yüksek oranda yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok

önemli görme oranı A kategorisi olarak ifade ettiğimiz yüksek gelir grubundadır. Bu

gruptakilerin yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok önemli görme oranı %68,7’dir.

Kır-kent açısında da yaşamlarında dost ve arkadaşlarını çok önemli görme ora-

nı kırlarda yaşayanlarda daha yüksek orandadır. Kırda yaşayanların yaşamlarında

dost ve arkadaşlarını çok önemli görme %62,3’tür.

Page 186: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

165

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 74-1. DOST VE ARKADAŞLARININ Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 6,99 Sd= 4 P= 0,136

Kadın 57,6 35,2 4,7 2,1 ,4

Erkek 60,4 33,6 3,8 1,7 ,5

YAŞ*

18-24 arası 66,1 28,8 3,1 1,7 ,2

25-34 arası 56,9 35,3 5,2 2,1 ,5

35-44 arası 55,6 38,6 3,7 1,7 ,4

45-54 arası 60,3 32,3 4,5 2,4 ,4

55 + 58,2 35,2 4,4 1,6 ,7

EĞİTİM*

Eğitimsiz 58,2 30,9 6,6 3,6 ,7

İlkokul 54,7 38,0 4,7 2,0 ,5

Ortaokul 52,3 37,7 6,4 2,8 ,8

Lise 64,9 30,8 2,5 1,4 ,3

Üniversite 65,2 31,1 2,8 ,7 ,1

BÖLGE*

İstanbul 63,4 30,9 3,5 1,7 ,5

Batı Marmara 37,8 52,2 7,8 1,7 ,4

Ege 65,4 28,2 4,8 1,1 ,4

Doğu Marmara 56,7 37,2 3,0 3,0

Batı Anadolu 57,5 37,5 3,6 1,0 ,4

Akdeniz 52,4 38,3 6,7 2,1 ,5

Orta Anadolu 51,7 39,5 4,5 3,8 ,3

Batı Karadeniz 66,4 28,6 3,0 2,1

Doğu Karadeniz 55,5 42,9 ,8 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 79,8 19,3 ,8

Ortadoğu Anadolu 53,2 43,4 1,1 1,5 ,7

Güneydoğu Anadolu 55,7 33,5 6,4 3,4 1,0

SES*

A 68,7 25,7 4,5 1,1

B 67,0 31,0 2,0

C1 62,1 33,6 2,4 1,7 ,2

C2 57,1 35,6 4,9 1,8 ,6

DE 56,0 35,5 5,4 2,4 ,7

YERLEŞİM YERİ X2= 15,31 Sd= 4 P= 0,004

Kent 58,1 35,0 4,6 1,8 ,4

Kır 62,3 32,2 2,7 2,3 ,5

TOPLAM 59,0 34,4 4,2 1,9 ,4

Page 187: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

166

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 75. Hayatındaki Önem Düzeyi – İŞ VE ÇALIŞMA HAYATI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 1825 58,0

Kısmen önemli 999 31,7

Ne önemli ne değil 230 7,3

Pek önemli değil 75 2,4

Hiç önemli değil 20 ,6

TOPLAM 3149 100,0

İş ve çalışma hayatının gündelik yaşamdan ayrılarak gündelik akış içerisinde

ayrı bir zaman dilimini işgal etmesi sanayileşme ve modernleşme ile birlikte yir-

minci yüzyılda ortaya çıkan ve devam eden bir olgudur. Geleneksel yaşam tarzında

gündelik hayatın akışı içinde esnek bir şekilde yerine getirilen çalışma olgusu, günü-

müzde ayakta kalabilmenin, geçimini sağlamanın tek yoludur. Dolayısıyla gündelik

işlerin içerisinde öne çıkarak önem kazanmıştır. Araştırma verileri de bu değerlen-

dirmeyi desteklemektedir.

İş ve çalışma hayatını katılımcıların %58’i çok önemli, %31,7’si da kısmen önem-

li görmektedir. İş hayatını pek önemli görmeyenlerin oranı %2,4, hiç önemli görme-

yenlerin oranı da %0,6’dır. Bu konuda her hangi bir kanaat belirtmeyenlerin oranı

da %7,3’tür.

İş ve çalışma hayatını yaşamlarında önemli görme konusunda, 18-24 yaş grubu

(%60,7) ve 35-44 yaş grubu (%60,9) diğer yaşlara oranla daha önemli görmektedirler.

İş ve çalışma hayatını yaşamlarında önemli görme konusunda üniversite me-

zunları (%61,9) diğer eğitim seviyelerine göre daha fazla önemsemektedirler.

İş ve çalışma hayatını yaşamlarında önemli görme konusunda Kuzeydoğu Ana-

dolu bölgesinde yaşayanlar (%77,6) diğer bölgelerde yaşayanlara oranla daha çok

önemsemektedirler. SES açısından iş ve çalışma hayatını yaşamlarında önemli gör-

me, diğer SES kategorilerine oranla B olarak ifade ettiğimiz (%61) kategoridedir. İş

ve çalışma hayatını yaşamlarında önemli görme konusunda kırda yaşayanlar (%66,1)

kentte yaşayanlara oranla (%56,1) daha yüksek oranda önemsemektedirler.

Page 188: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

167

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 75-1. İŞ VE ÇALIŞMA HAYATININ Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değil

Pek önemli

değil

Hiç önemli

değil

CİNSİYET*

Kadın 52,2 34,2 10,0 3,0 ,6

Erkek 59,6 31,0 6,5 2,2 ,7

YAŞ*

18-24 arası 60,7 28,6 6,9 2,9 ,8

25-34 arası 58,7 30,1 8,8 1,9 ,5

35-44 arası 60,9 31,2 4,7 2,2 1,0

45-54 arası 58,7 32,4 6,9 2,1

55 + 51,0 36,1 8,7 3,3 ,8

EĞİTİM*

Eğitimsiz 39,7 37,6 12,1 9,2 1,4

İlkokul 56,2 33,2 7,6 2,2 ,9

Ortaokul 57,3 32,2 6,5 3,0 1,0

Lise 60,0 29,1 8,2 2,2 ,6

Üniversite 61,9 31,3 5,5 1,3

BÖLGE*

İstanbul 56,4 32,1 8,7 2,2 ,6

Batı Marmara 54,5 37,5 6,3 ,9 ,9

Ege 55,4 36,4 6,3 2,0

Doğu Marmara 55,9 32,2 8,0 3,1 ,8

Batı Anadolu 56,7 35,6 5,3 1,3 1,0

Akdeniz 58,7 27,2 9,2 4,6 ,3

Orta Anadolu 58,9 32,9 4,8 3,4

Batı Karadeniz 65,4 24,1 10,5

Doğu Karadeniz 69,8 25,4 3,2 1,6

Kuzeydoğu Anadolu 77,6 19,0 3,4

Ortadoğu Anadolu 60,7 33,6 1,4 4,3

Güneydoğu Anadolu 57,6 26,8 9,8 3,3 2,5

SES*

A 54,7 38,0 6,0 1,3

B 61,0 32,3 6,0 ,4 ,4

C1 62,4 29,5 5,9 1,7 ,4

C2 57,2 31,1 8,9 2,3 ,5

DE 54,2 33,0 8,1 3,6 1,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 56,1 32,5 8,1 2,6 ,7

Kır 66,1 28,5 3,6 1,4 ,3

TOPLAM 58,0 31,7 7,3 2,4 ,6

Page 189: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

168

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 76. Hayatındaki Önem Düzeyi – KENDİNE ZAMAN AYIRMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 4208 69,7

Kısmen önemli 1356 22,5

Ne önemli ne değil 262 4,3

Pek önemli değil 154 2,6

Hiç önemli değil 55 ,9

TOPLAM 6035 100,0

İş ve çalışma hayatının bireylerin yaşam akışı içerisinde kapladığı zaman dili-

minin artması ve kazandığı önem aynı zamanda kendilerine ayırdıkları kıt zamanın

da daha fazla önemsenmesini doğurmaktadır. Yoğun iş ve toplumsal yaşam içinde

kendine zaman ayırmayı önemseme bireysel bilinç düzeyiyle ilişkili bir durumdur.

Hatta toplumsal bir kurum olarak “boş zamanlar” modern toplumlarda temel bir

kurum olarak karşımıza çıkmakta ve bireylerin boş zamanlarını değerlendirmeye

yönelik işlevlerde bulunmaktadır. Kendine zaman ayırma düşüncesinin bireylerde

önemli bir gelişme gösterdiği araştırma verilerince de desteklenmektedir.

Kendine zaman ayırmayı yaşamlarında çok önemli görenlerin oranı %69,7,

kısmen önemli görenlerin oranı ise %22,5’tir. Kendine zaman ayırmayı yaşamla-

rında pek önemli görmeyenlerin oranı %2,6 ve hiç önemli görmeyenlerin oranı da

%0,9’dur. Ayrıca bu konuda kesin bir kanaat göstermeyenlerin oranı da %4,3’tür.

Kendine zaman ayırmayı yaşamlarında çok önemli görme konusunda kadınlar-

la erkekler aynı oranda katılım sağlamaktadırlar. Kendine zaman ayırmayı yaşam-

larında çok önemli görme konusunda 18-24 yaş grubundakiler (%77) ve üniversite

mezunları (%71,9) daha fazla önemsemektedirler.

Kendine zaman ayırmayı yaşamlarında çok önemli görme oranı Kuzeydoğu

Anadolu bölgesi (%85,7) diğer bölgelerden, B SES kategorisindekiler (%70,5) diğer

gelir kategorilerinden ve kırda yaşayanlar (%75,1) kentte yaşayanlardan (%68,3) daha

yüksek düzeydedir.

Page 190: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

169

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 76-1. KENDİNE ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 6,74 Sd= 4 P= 0,151

Kadın 69,7 21,8 4,9 2,6 ,9

Erkek 69,7 23,1 3,7 2,5 1,0

YAŞ X2= 50,56 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 77,0 18,5 2,4 1,3 ,7

25-34 arası 69,3 22,6 4,4 2,8 ,9

35-44 arası 67,7 23,1 5,2 2,9 1,1

45-54 arası 65,7 24,6 4,9 3,7 1,1

55 + 69,0 23,7 4,6 2,0 ,7

EĞİTİM X2= 34,41 Sd= 16 P= 0,005

Eğitimsiz 66,1 22,8 5,4 4,7 ,9

İlkokul 67,5 23,7 5,3 2,7 ,8

Ortaokul 70,8 21,6 4,0 2,3 1,4

Lise 72,5 21,5 3,2 2,0 ,9

Üniversite 71,9 21,6 3,6 2,1 ,8

BÖLGE*

İstanbul 71,7 19,8 4,9 3,0 ,6

Batı Marmara 53,9 30,4 9,6 3,0 3,0

Ege 68,3 24,7 3,9 2,4 ,7

Doğu Marmara 62,3 30,7 2,8 3,2 ,9

Batı Anadolu 75,6 19,5 3,1 1,3 ,5

Akdeniz 63,6 27,2 7,0 1,6 ,5

Orta Anadolu 65,7 24,8 4,9 3,1 1,4

Batı Karadeniz 75,0 19,9 3,6 1,2 ,3

Doğu Karadeniz 53,8 32,8 4,2 6,7 2,5

Kuzeydoğu Anadolu 85,7 10,1 ,8 2,5 ,8

Ortadoğu Anadolu 80,5 12,0 2,2 3,7 1,5

Güneydoğu Anadolu 71,5 20,4 3,7 2,7 1,7

SES*

A 68,2 24,6 3,9 2,2 1,1

B 70,5 21,2 5,5 2,5 ,3

C1 70,9 22,7 3,4 2,2 ,7

C2 69,4 22,1 4,4 3,0 1,0

DE 69,1 22,5 4,8 2,6 1,1

YERLEŞİM YERİ X2= 26,47 Sd= 4 P= 0,001

Kent 68,3 23,4 4,8 2,6 ,9

Kır 75,1 18,9 2,7 2,2 1,0

TOPLAM 69,7 22,5 4,3 2,6 ,9

Page 191: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

170

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 77. Hayatındaki Önem Düzeyi – EŞİNE ZAMAN AYIRMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3622 82,0

Kısmen önemli 640 14,5

Ne önemli ne değil 91 2,1

Pek önemli değil 40 ,9

Hiç önemli değil 22 ,5

TOPLAM 4415 100,0

Araştırma verileri eşlerin aile hayatında önemsendiği ve özellikle ailenin işle-

yiş ve sürekliliğinde merkezi bir konumda yer aldığını göstermektedir. Bu çerçeve-

de eşin önemsenmesi ve ona zaman ayrılması gündelik hayatın öncelikleri arasın-

da yer almaktadır. Eşlerine zaman ayırmayı yaşamlarında çok önemli görenlerin

oranı %82, kısmen önemli görenlerin oranı ise %14,5’tir. Eşlerine zaman ayırmayı

yaşamlarında pek önemli görmeyenlerin oranı %0,9 ve hiç önemli görmeyenlerin

oranı da %0,5’tir. Ayrıca bu konuda kesin bir kanaat göstermeyenlerin oranı da

%2,1’dir.

Eşlerine zaman ayırma konusunda kadınlar (%82,2) erkeklerden (%80,8) daha

fazla hassastır. Yaş grupları açısından genç yaş grubu olarak belirlediğimiz 18-24

yaş grubundakiler (%86,8) diğer yaş gruplarından ve ilkokul mezunları (%81,1) di-

ğer eğitim kategorilerindekinden eşlerine zaman ayırmayı daha çok önemsemek-

tedirler.

Eşlerine zaman ayırmayı çok önemseyenler diğer bölgelere oranla daha çok

Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde (%91,6) yaşayanlardır. SES grupları açısından

eşine zaman ayırmayı çok önemseme noktasında anlamlı farklılıklar olmamasına

rağmen en yüksek oran DE olarak ifade edilen alt ekonomik gruplar (%83,5) ara-

sındadır.

Kır-kent açısından eşlerine zaman ayırmayı önemseme düzeyi kır toplumların-

da (%87,5) kent toplumlarına oranla (%80,5) daha yüksek seviyededir.

Page 192: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

171

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 77-1. EŞİNE ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değil

Pek önemli

değil

Hiç önemli

değil

CİNSİYET X2= 5,03 Sd= 4 P= 0,284

Kadın 83,1 13,6 2,1 ,8 ,5

Erkek 80,8 15,6 2,0 1,1 ,5

YAŞ*

18-24 arası 86,8 10,5 1,8 ,5 ,5

25-34 arası 83,1 13,7 2,0 ,9 ,4

35-44 arası 82,7 14,1 1,9 ,9 ,5

45-54 arası 79,3 16,1 2,6 1,2 ,8

55 + 81,2 15,5 2,0 ,9 ,4

EĞİTİM*

Eğitimsiz 81,1 13,5 3,0 1,3 1,1

İlkokul 83,3 14,3 1,6 ,6 ,2

Ortaokul 80,4 14,7 2,4 1,5 ,9

Lise 81,2 14,3 2,7 1,0 ,9

Üniversite 80,7 16,5 1,8 1,0

BÖLGE*

İstanbul 77,7 17,4 3,7 ,8 ,3

Batı Marmara 84,8 12,0 2,1 1,0

Ege 83,6 13,8 1,5 ,3 ,7

Doğu Marmara 79,8 17,6 1,6 1,0

Batı Anadolu 83,7 14,5 ,7 ,7 ,5

Akdeniz 83,4 14,0 2,0 ,2 ,4

Orta Anadolu 73,6 23,6 1,2 1,6

Batı Karadeniz 83,2 14,2 1,7 ,9

Doğu Karadeniz 81,5 10,9 3,3 4,3

Kuzeydoğu Anadolu 91,6 7,2 1,2

Ortadoğu Anadolu 86,2 7,7 2,1 2,6 1,5

Güneydoğu Anadolu 85,1 9,8 2,8 1,3 1,1

SES*

A 80,5 15,9 1,8 1,8

B 82,6 13,7 2,2 1,5

C1 81,8 15,3 1,7 ,8 ,4

C2 78,9 16,8 2,8 ,7 ,9

DE 83,5 13,1 1,9 1,0 ,5

YERLEŞİM YERİ*

Kent 80,5 15,7 2,4 ,9 ,6

Kır 87,5 10,4 1,0 ,8 ,3

TOPLAM 82,0 14,5 2,1 ,9 ,5

Page 193: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

172

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 78. Hayatındaki Önem Düzeyi – ÇOCUKLARINA ZAMAN AYIRMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3624 88,8

Kısmen önemli 379 9,3

Ne önemli ne değil 51 1,2

Pek önemli değil 27 ,7

Hiç önemli değil 1 ,0

TOPLAM 4082 100,0

Çocukların aile yapısında merkezi bir konuma yerleştirilmesinin yansımaları

onlara zaman ayırma hususunda görülmektedir. Ebeveynin çocukları hayata ha-

zırlama, kendi ayakları üzerinde durmasını sağlama ve onlara iyi bir gelecek oluş-

turma şeklinde ifade edilebilecek aile değerleri, burada çocuklara zaman ayırmayı

önemseme olarak ortaya çıkmaktadır. Çocuklarına zaman ayırmayı yaşamlarında

çok önemli görenlerin oranı %88,8, kısmen önemli görenlerin oranı ise %9,3’tür.

Çocuklarına zaman ayırmayı yaşamlarında pek önemli görmeyenlerin oranı ise

%0,7’dir. Ayrıca bu konuda kesin bir kanaat göstermeyenlerin oranı da %1,2’dir. Bu

veriler, bireylerin çocuklarına zaman ayırmayı çok önemsediklerini göstermekte-

dir.

Çocuklara zaman ayırmayı önemseme kadınlarda (%91,4) erkeklerden (%85,6)

daha yüksek orandadır.

Yaş grupları açısından çocuklarına zaman ayırmayı çok önemli görenler en yük-

sek oranda 35-44 ( %91,7) yaş gruplarındadır.

Eğitim açısından da en yüksek oranda çocuklara zaman ayırmayı önemseme

lise mezunları (%90,8) arasındadır.

Çocuklara zaman ayırmayı önemseme, diğer bölgelere oranla en yüksek oran-

da Akdeniz bölgesinde (%93,1) dir. SES grupları açısından anlamlı bir farklılık söz

konusu değildir. Tüm gruplarda çocuklara zaman ayırmayı önemseme yaklaşık %89

civarındadır. Kır-kent açısından ise kırda (%91,7) yaşayanların kentte (%87,9) ya-

şayanlara oranla, çocuklarına zaman ayırmayı daha yüksek oranda önemsedikleri

belirlenmiştir.

Page 194: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

173

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 78-1. ÇOCUKLARINA ZAMAN AYIRMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 91,4 7,3 ,9 ,5

Erkek 85,6 11,8 1,7 ,9 ,1

YAŞ*

18-24 arası 90,2 7,7 1,4 ,7

25-34 arası 92,1 7,1 ,3 ,5

35-44 arası 91,7 6,7 1,1 ,6

45-54 arası 85,9 11,8 1,4 ,8

55 + 84,3 12,7 2,2 ,7 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 84,6 10,9 2,3 2,1

İlkokul 89,2 9,4 1,0 ,4 ,1

Ortaokul 87,7 9,4 2,0 ,8

Lise 90,8 8,2 ,6 ,4

Üniversite 89,0 8,9 1,4 ,7

BÖLGE*

İstanbul 88,1 10,0 1,7 ,3

Batı Marmara 88,4 9,5 1,6 ,5

Ege 89,8 8,5 1,2 ,5

Doğu Marmara 85,4 13,6 ,3 ,7

Batı Anadolu 89,7 9,2 1,0

Akdeniz 93,1 5,9 ,9

Orta Anadolu 83,5 15,2 ,4 ,9

Batı Karadeniz 83,3 13,3 2,4 1,0

Doğu Karadeniz 92,6 6,4 1,1

Kuzeydoğu Anadolu 93,8 6,3

Ortadoğu Anadolu 91,7 4,4 ,6 3,3

Güneydoğu Anadolu 88,2 7,5 2,3 1,8 ,2

SES*

A 90,0 9,0 1,0

B 88,4 9,5 1,3 ,9

C1 90,7 7,8 1,2 ,3

C2 88,5 9,7 1,2 ,6

DE 88,0 9,8 1,4 ,8 ,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 87,9 10,1 1,4 ,6

Kır 91,7 6,6 ,7 1,0 ,1

TOPLAM 88,8 9,3 1,2 ,7 ,0

Page 195: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

174

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 79. Hayatındaki Önem Düzeyi – EV SAHİBİ OLMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 4993 82,7

Kısmen önemli 784 13,0

Ne önemli ne değil 151 2,5

Pek önemli değil 68 1,1

Hiç önemli değil 39 ,6

TOPLAM 6035 100,0

Ev sahibi olma konusunda Türk kültüründe diğer kültürlerden farklı olarak

çok güçlü bir motivasyon bulunmaktadır. Öyle ki halk arasında yaygın kullanılan

“dünyada mekan, ahirette iman” atasözü bu motivasyonun gücünü göstermektedir.

Ev sahibi olmaya yüksek önem vermenin sosyolojik arka planında ülkemizde kent-

leşmenin yakın dönemde ortaya çıkması ve sancılı bir süreç içinde gerçekleşmesi

yatmaktadır.

Türk toplumunda ev sahibi olmayı önemseme düzeyi oldukça yüksektir. Nite-

kim ev sahibi olmayı çok önemli görenlerin oranı %82,7, kısmen önemli görenlerin

oranı da %13’tür. Diğer yandan ev sahibi olmayı pek önemli görmeyenlerin oranı

%1,1, hiç önemli görmeyenlerin oranı da %0,6’dır. Ev sahibi olmayı önemseme ko-

nusunda kesin bir yargı belirtmeyenlerin oranı da %2,5’tir.

Ev sahibi olmayı önemseme konusunda kadınlarla erkekler arasında anlamlı

bir farklılık söz konusu değildir. Her iki kategorinin de ev sahibi olmayı önemseme

düzeyi yaklaşık %82 düzeyindedir. Yaş grupları açısından da ev sahibi olmayı önem-

seme düzeyi en yüksek oranda 55 ve üzeri yaş grupları arasındadır. Bu yaş grubunda-

kilerin ev sahibi olmayı çok önemli görenlerin oranı %86,7’dir.

Eğitim kategorileri açısından ise, eğitim düzeyi düştükçe, ev sahibi olmayı

önemseyenlerin oranı artmaktadır. Nitekim ev sahibi olmayı çok önemli görme oranı

üniversite mezunlarında %74,4 iken, hiçbir eğitim almayanlarda bu oran %87,8’dir.

Bölgeler açısından ev sahibi olmayı en yüksek düzeyde çok önemli görenler Gü-

neydoğu Anadolu Bölgesinde (%91,2) yaşayanlardır.

SES açısından da ev sahibi olmayı çok önemli görenler en yüksek düzeyde DE

(%87,5) olarak ifade ettiğimiz alt gelir gruplarında daha yüksek orandadır.

Kır-kent açısından da en yüksek oranda ev sahibi olmayı önemseme düzeyi kır-

da (%89,4) yaşayanlar arasındadır.

Page 196: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

175

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 79-1. EV SAHİBİ OLMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 8,09 Sd= 4 P= 0,088

Kadın 83,2 12,9 2,0 1,3 ,6

Erkek 82,3 13,1 3,0 ,9 ,7

YAŞ X2= 50,25 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 77,9 17,8 3,0 ,7 ,6

25-34 arası 81,4 13,4 3,0 1,3 ,9

35-44 arası 84,1 12,3 1,7 1,3 ,6

45-54 arası 84,1 12,0 2,2 1,3 ,4

55 + 86,7 9,2 2,5 ,9 ,7

EĞİTİM*

Eğitimsiz 87,8 8,2 2,6 ,7 ,6

İlkokul 87,4 9,1 1,8 1,3 ,3

Ortaokul 84,3 11,9 2,0 1,3 ,6

Lise 78,5 17,6 2,6 ,8 ,5

Üniversite 74,4 18,3 4,2 1,4 1,6

BÖLGE*

İstanbul 76,2 16,7 4,5 1,6 1,0

Batı Marmara 86,1 10,9 1,7 ,9 ,4

Ege 85,9 10,0 2,5 ,8 ,8

Doğu Marmara 72,9 20,8 5,6 ,4 ,2

Batı Anadolu 81,3 15,9 1,6 ,8 ,5

Akdeniz 90,5 7,6 ,9 ,2 ,9

Orta Anadolu 89,5 9,4 ,7 ,3

Batı Karadeniz 76,8 17,6 1,8 2,7 1,2

Doğu Karadeniz 80,7 13,4 ,8 4,2 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 89,9 7,6 1,7 ,8

Ortadoğu Anadolu 86,5 10,5 1,5 1,5

Güneydoğu Anadolu 91,2 6,4 1,0 1,2 ,2

SES*

A 68,7 20,7 6,7 1,1 2,8

B 75,8 16,9 3,8 2,3 1,3

C1 78,5 17,1 2,8 ,9 ,7

C2 82,7 13,3 2,2 1,3 ,5

DE 87,5 9,1 2,0 1,0 ,4

YERLEŞİM YERİ X2= 59,44 Sd= 4 P= 0,001

Kent 81,0 14,6 2,7 1,1 ,6

Kır 89,4 6,8 1,7 1,4 ,6

TOPLAM 82,7 13,0 2,5 1,1 ,6

Page 197: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

176

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 80. Hayatındaki Önem Düzeyi – ARABA SAHİBİ OLMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3531 58,5

Kısmen önemli 1468 24,3

Ne önemli ne değil 507 8,4

Pek önemli değil 377 6,2

Hiç önemli değil 152 2,5

TOPLAM 6035 100,0

Araba sahibi olmayı önemseme düzeyi ev sahibi olmayı önemseme düzeyinden

daha düşük oranlardadır. Araba sahibi olma motivasyonu ikinci plana düşerken yine

de oldukça yüksek oranda önemsenmektedir. Kentlerin büyümesi, konut alanları ile

çalışma alanlarının birbirinden ayrışması ve uzaklaşması, hayatın ritminin görece

artması, zamanı etkin ve verimli kullanma isteği ve refah düzeyinin yükselmesi ara-

ba sahibi olmayı gerekli dolayısıyla önemli kılmaktadır.

Katılımcılar arasında araba sahibi olmayı çok önemi görenlerin oranı %58,5, kıs-

men önemli görenlerin oranı da %24,3’tür. Diğer yandan araba sahibi olmayı pek

önemli görmeyenlerin oranı %6,2, hiç önemli görmeyenlerin oranı da %2,5’tir. Ayrı-

ca araba sahibi olma konusunda kesin bir kanaat belirtmeyenlerin oranı da %8,4’tür.

Araba sahibi olmayı erkekler (%60,4) kadınlardan (%56,7), 18-24 yaş grubunda-

kiler (% 61,1) diğer yaş kategorilerinden ve her hangi bir eğitimi olmayanlar (%63,9)

diğer eğitim gruplarından daha yüksek oranlarda çok daha önemli görmektedirler.

Bölgeler açısından ise araba sahibi olmayı diğer bölgelerden daha çok önemli

görenler Güneydoğu Anadolu (%72,9) bölgesinde yaşayanlardır. SES grupları açı-

sından araba sahibi olmayı diğer gelir kategorilerine oranla çok önemli görenler alt

gelir (DE (%61,1)) grubundakilerdir. Kır-kent açısından araba sahibi olmayı çok

önemli görenler kırsal yerleşim bölgelerinde (%67,7) yaşayanlardır.

Page 198: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

177

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 80-1. ARABA SAHİBİ OLMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 32,85 Sd= 4 P= 0,001

Kadın 56,7 23,9 8,6 7,7 3,1

Erkek 60,4 24,8 8,2 4,8 2,0

YAŞ X2= 95,42 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 61,1 27,6 6,7 2,8 1,8

25-34 arası 57,2 25,8 8,4 6,5 2,2

35-44 arası 58,3 23,8 9,1 6,8 1,9

45-54 arası 61,0 22,1 9,4 5,8 1,6

55 + 55,9 21,3 8,4 9,1 5,2

EĞİTİM X2= 88,45 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 63,9 16,3 8,8 6,0 5,1

İlkokul 59,4 22,3 8,3 7,8 2,2

Ortaokul 57,3 22,2 11,2 6,5 2,8

Lise 58,0 27,6 7,8 4,8 1,8

Üniversite 55,1 29,9 7,5 4,7 2,7

BÖLGE X2= 234,26 Sd= 44 P= 0,001

İstanbul 50,8 29,6 9,7 7,0 2,9

Batı Marmara 47,4 26,5 15,2 7,4 3,5

Ege 58,6 19,8 9,6 8,3 3,7

Doğu Marmara 47,0 32,9 11,0 6,9 2,2

Batı Anadolu 60,7 26,3 7,9 3,1 2,0

Akdeniz 63,8 20,6 6,5 5,8 3,3

Orta Anadolu 66,4 21,3 8,0 3,5 ,7

Batı Karadeniz 63,7 22,3 4,8 7,4 1,8

Doğu Karadeniz 48,7 22,7 14,3 12,6 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 74,8 12,6 6,7 4,2 1,7

Ortadoğu Anadolu 60,3 25,8 6,0 5,2 2,6

Güneydoğu Anadolu 72,9 17,0 3,7 5,1 1,3

SES X2= 60,76 Sd= 16 P= 0,001

A 45,3 32,4 11,2 6,7 4,5

B 55,4 29,5 7,1 6,0 2,0

C1 58,5 25,6 8,5 5,2 2,2

C2 56,0 28,0 8,3 5,8 1,9

DE 61,1 20,4 8,4 7,1 3,0

YERLEŞİM YERİ X2= 69,11 Sd= 4 P= 0,001

Kent 56,1 26,3 9,0 6,2 2,5

Kır 67,7 16,9 6,1 6,6 2,7

TOPLAM 58,5 24,3 8,4 6,2 2,5

Page 199: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

178

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 81. Hayatındaki Önem Düzeyi – TASARRUF YAPMA-

Frekans Yüzde

Çok önemli 4570 75,7

Kısmen önemli 1122 18,6

Ne önemli ne değil 198 3,3

Pek önemli değil 87 1,4

Hiç önemli değil 58 1,0

TOPLAM 6035 100,0

Modern hayat bireylerin ihtiyaçlarını çeşitlendirmiş ve arttırmıştır. Tekno-

loji her geçen gün hayatı kolaylaştıran yeni ürünler sunmaktadır. Bunlar da be-

raberinde tüketim kalıplarının değişmesine yol açmakta ve arttırmaktadır. İhti-

yaçlar ortaya çıktığı anda karşılanması mümkün olmadığından insanlar tasarruf

yapmaya gitmektedirler. Öte yandan, iş yaşamının belirsizliği, gelecek kaygısını

ön plana çıkarmakta bireyleri tedbir almaya yönlendirmektedir. Ev ve araba sa-

hibi olma gibi çok önemsenen mülklere sahip olabilmek için de tasarruf kaçınıl-

mazdır.

Araştırmada tasarruf yapmayı çok önemli görenler %75,7, kısmen önemli gö-

renler ise %18,6’dır. Diğer yandan tasarruf yapmayı pek önemli görmeyenlerin oranı

%1,4, hiç önemli görmeyenlerin oranı da %1’dir. Ayrıca tasarruf yapma konusunda

kesin bir kanaat belirtmeyenlerin oranı da %3,3’dür.

Tasarruf yapmayı kadınlar (%77,3) erkeklerden (%74,1), 55 ve üzeri yaş grubun-

dakiler (% 81) diğer yaş kategorilerinden ve ilkokul mezunu olanlar (%81) diğer eği-

tim gruplarından daha yüksek oranlarda çok daha önemli görmektedirler.

Bölgeler açısından ise tasarruf yapmayı diğer bölgelerden daha çok önemli gö-

renler Ortadoğu Anadolu (%85,4) bölgesinde yaşayanlardır. SES grupları açısından

tasarruf yapmayı diğer gelir kategorilerine oranla çok önemli görenler DE (%80,1)

olarak nitelendirdiğimiz alt gelir grubundakilerdir. Kır-kent açısından tasarruf yap-

mayı çok önemli görenler kırsal yerleşim yerlerinde (%85,4) yaşayanlardır.

Page 200: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

179

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 81-1. TASARRUF YAPMANIN Hayatındaki Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 11,89 Sd= 4 P= 0,018

Kadın 77,3 17,7 2,7 1,4 ,8

Erkek 74,1 19,5 3,8 1,5 1,1

YAŞ X2= 59,93 Sd= 16 P= 0,001

18-24 arası 70,3 24,0 3,7 1,2 ,8

25-34 arası 73,7 20,3 3,0 2,0 1,0

35-44 arası 77,2 17,6 3,2 ,9 1,1

45-54 arası 77,2 17,5 3,1 1,5 ,7

55 + 81,0 12,7 3,7 1,4 1,1

EĞİTİM X2= 101,52 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 79,6 13,3 3,4 2,2 1,5

İlkokul 81,0 14,8 2,3 1,0 ,8

Ortaokul 75,0 18,9 3,8 1,6 ,7

Lise 71,7 22,2 3,9 1,1 1,1

Üniversite 67,9 24,6 4,1 2,3 1,0

BÖLGE*

İstanbul 68,8 24,3 4,1 1,8 ,9

Batı Marmara 85,2 9,1 3,0 ,4 2,2

Ege 79,0 16,3 2,1 1,4 1,2

Doğu Marmara 69,9 22,5 5,8 ,9 ,9

Batı Anadolu 74,6 20,9 3,3 ,9 ,3

Akdeniz 78,7 18,1 2,3 ,2 ,7

Orta Anadolu 76,2 21,7 ,7 ,3 1,0

Batı Karadeniz 75,6 17,3 2,7 3,3 1,2

Doğu Karadeniz 80,7 14,3 1,7 3,4

Kuzeydoğu Anadolu 84,0 10,9 4,2 ,8

Ortadoğu Anadolu 85,4 10,9 1,9 1,5 ,4

Güneydoğu Anadolu 79,1 12,0 4,5 2,7 1,7

SES*

A 63,1 26,8 5,6 2,8 1,7

B 71,3 21,9 3,8 2,3 ,8

C1 72,1 22,7 3,3 1,1 ,8

C2 74,7 19,7 3,3 1,5 ,8

DE 80,1 14,3 3,0 1,4 1,1

YERLEŞİM YERİ X2= 91,35 Sd= 4 P= 0,001

Kent 73,2 20,8 3,6 1,6 ,9

Kır 85,4 10,3 2,0 1,0 1,4

TOPLAM 75,7 18,6 3,3 1,4 1,0

Page 201: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

180

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.15. Çocuğun Davranış ve Niteliklerine Atfedilen Önem

Bu bölümde kişilerin çocukları için önem verdiği davranış ve niteliklerin ne

kadar önemli olduğu üzerinde durulmuştur. Bu başlık altında ele alınacak olan un-

surlar aynı zamanda Türk toplumunda nasıl bir çocuk istendiğine ilişkin profil oluş-

turmaktadır.

Tablo 82. Çocuklarınız İçin Aşağıda Belirtilenler Sizin İçin Ne Kadar Önemlidir?

Çok

önemli

Kısmen

önemli

Ne önemli

ne değil

Pek

önemli

değil

Hiç önemli

değil

Üniversite mezunu olması 90,2 7,1 1,4 1,0 ,2

Aile büyüklerine saygılı olmaları 96,4 3,3 ,2 ,0 ,0

Sorumluluklarını yerine getirmeleri 95,7 3,9 ,3 ,0 ,0

Özgüvenli olmaları 95,0 4,6 ,3 ,0 ,0

Bağımsız düşünebilmeleri ve karar verebilmeleri 90,4 7,8 1,0 ,3 ,4

Kendi hakkını gerektiğinde mücadele ederek savunabilmesi 93,8 5,5 ,5 ,1 ,1

Eli açık (cömert) olmaları 66,1 22,7 7,1 3,4 ,6

İleride zengin bir kişi olmaları 48,0 26,9 12,7 9,7 2,8

Türk toplumunda çocuk ailenin ve aile olmanın en temel öğesidir. Çocuk aynı

zamanda ailenin ve ebeveyn rollerinin konumlandırılmasında önemli bir aktördür.

Çocukların rollerinin ve niteliklerinin önemsenme düzeyi, nasıl bir çocuk istendiği-

nin de belirleyicisidir. Araştırma verileri ailelerin çocuklarının aile büyüklerine say-

gılı olmalarını (% 99,7), sorumluluklarını yerine getirmelerini (% 99,7), özgüvenli ol-

malarını (% 99,6), kendi hakkını savunabilmelerini (% 99,3), bağımsız düşünebilme-

karar verebilmelerini (% 98,2) ve üniversite mezunu olmalarını (97,3) yüksek oranda

önemsediklerini göstermektedir. Çocuğun eli açık olması % 88,8 oranında, ileride

zengin bir kişi olması ise % 74,9 oranında önemsenmektedir. Aşağıda çocuklardan

beklenen davranış ve niteliklerin her birinin frekans tabloları ve sosyodemografik

değişkenlerle olan çapraz tabloları yer almaktadır.

Page 202: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

181

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 83. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMASI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3698 90,2

Kısmen önemli 292 7,1

Ne önemli ne değil 59 1,4

Pek önemli değil 43 1,0

Hiç önemli değil 7 ,2

TOPLAM 4099 100,0

Türk toplumunda üniversite eğitimi daha çok iş ve statü ile ilişkilendirilmekte-

dir. Çocukların kendi ayakları üzerinde durması, iyi gelir elde edeceği bir iş bulması,

toplumsal statü gibi hususlarda üniversite eğitimi bunları sağlayacak bir araç olarak

görülmektedir.

Ailelerin çocuklarını üniversite mezunu olmalarını önemseme düzeyi oldukça

yüksektir. Nitekim çocuklarını üniversite mezunu olmalarını çok önemli görenlerin

oranı %90,2, kısmen önemli görenlerin oranı da %7,1’dir. Diğer yandan çocuklarını

üniversite mezunu olmalarını pek önemli görmeyenlerin oranı %1, hiç önemli gör-

meyenlerin oranı da %0,2’dir. Çocuklarını üniversite mezunu olmaları konusunda

kesin bir kanaat belirtmeyenlerin oranı da %1,4’tür.

Çocuklarının üniversite mezunu olmalarını konusunda kadınlar ve erkekler,

tüm yaş kategorileri ve bütün eğitim kategorileri tarafından yüksek oranda önem-

senmektedir. Bölgeler açısından çocuklarının üniversite mezunu olmaları en yüksek

düzeyde Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlar tarafından

önemsenmektedir. Bu bölgelerde yaşayanların tamamına yakını çocuklarının üni-

versite mezunu olmalarını çok önemsediklerini ifade etmişlerdir.

SES kategorilerinin tümünde (yaklaşık % 90) çocuklarının üniversite mezunu

olmalarını önemseme düzeyi çok yüksek seviyededir. Kır-kent açısından da çocuk-

larının üniversite mezunu olmalarını önemseme düzeyi her iki yerleşim bölgesinde

yaşayanlarda da çok yüksek düzeydedir.

Page 203: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

182

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 83-1. Çocuğunun ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 90,4 7,3 1,5 ,7 ,2

Erkek 90,0 7,0 1,4 1,5 ,2

YAŞ*

18-24 arası 94,4 4,2 1,4

25-34 arası 91,5 7,2 ,5 ,6 ,1

35-44 arası 91,4 6,6 1,1 ,7 ,3

45-54 arası 91,4 6,1 1,4 1,0 ,1

55 + 85,9 9,0 3,0 2,0 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 90,6 5,8 1,9 1,7

İlkokul 89,8 7,3 1,7 1,0 ,2

Ortaokul 88,9 8,4 1,4 1,2

Lise 90,4 7,5 ,8 1,0 ,3

Üniversite 93,2 5,4 ,7 ,5 ,2

BÖLGE*

İstanbul 89,1 8,2 1,3 1,2 ,3

Batı Marmara 88,9 9,0 2,1

Ege 88,0 8,2 2,6 1,2

Doğu Marmara 83,5 13,1 2,0 1,3

Batı Anadolu 87,8 7,5 2,1 1,7 ,9

Akdeniz 96,3 2,6 ,5 ,7

Orta Anadolu 95,7 3,8 ,4

Batı Karadeniz 89,0 6,7 2,9 1,4

Doğu Karadeniz 93,5 5,4 1,1

Kuzeydoğu Anadolu 95,0 5,0

Ortadoğu Anadolu 90,7 7,7 ,5 1,1

Güneydoğu Anadolu 93,2 5,4 ,5 ,9

SES*

A 90,0 9,0 1,0

B 94,0 4,7 ,9 ,4

C1 89,1 8,1 1,4 1,1 ,3

C2 90,6 7,7 ,7 1,1

DE 90,2 6,6 1,9 1,2 ,2

YERLEŞİM YERİ*

Kent 90,3 7,3 1,3 ,9 ,2

Kır 89,9 6,4 2,0 1,6 ,1

TOPLAM 90,2 7,1 1,4 1,0 ,2

Page 204: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

183

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 84. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – AİLE BÜYÜKLERİNE SAYGILI OLMASI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3948 96,4

Kısmen önemli 137 3,3

Ne önemli ne değil 8 ,2

Pek önemli değil 2 ,0

Hiç önemli değil 0 ,0

TOPLAM 4095 100,0

Türk toplumunda çocuktan beklenen özgüvenli olması, sorumluluklarını yeri-

ne getirmesi, kendi hakkını savunabilmesi ve bağımsız düşünebilmesi gibi bireysel-

liği ve bağımsızlığı ön plana çıkaran niteliklerin yanı sıra aile büyüklerine saygılı

olması davranışının da çok yüksek oranda önemsenmesi, geleneksel değerlerin mo-

dern değerlerle birlikte yaşatılması çabasının bir göstergesidir.

Aileler çocuklarının aile büyüklerine saygılı olmalarını oldukça önemsemekte-

dir. Nitekim aile büyüklerine saygılı olmalarını çok önemli görenlerin oranı %96,4’-

tür, kısmen önemli görenlerin oranı da %3,3’tür. Diğer yandan çocuklarını aile bü-

yüklerine saygılı olmalarını önemli görmeyen hiç kimse yoktur.

Çocuklarının aile büyüklerine saygılı olması cinsiyet kategorileri, yaş grupları

ve eğitim kategorileri açısından birbirinine yakın oranda (yaklaşık % 96) önemsen-

mektedir.

Çocukların aile büyüklerine saygılı olması yine bütün bölgelerde yüksek oran-

da önemsenmektedir. Öte yandan İstanbul (%94,7) ve Ege Bölgesinde (%94,7) ise,

diğer bölgelere oranla büyüklere saygı duymayı önemseme oranı biraz daha düşük

görünmektedir.

SES grupları açısından, çocuklarının büyüklere saygılı olmasını çok önemseme

düzeyi bütün gelir gruplarında yüksek olmakla birlikte, gelir yükseldikçe büyüklere

saygıyı önemseme düzeyi de doğrusal olarak düşmektedir. Şöyle ki, A üst gelir gru-

bunda önemseme oranı %90, DE alt gelir grubunda ise bu oran %97,1’dir.

Kır-kent açısından da çocuklarının aile büyüklerine saygılı olmayı önemseme

düzeyi kırda (%98,1) kentten (%95,9) daha yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir.

Page 205: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

184

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 84-1. Çocuğunun AİLE BÜYÜKLERİNE SAYGILI OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 96,9 3,0 ,1

Erkek 95,9 3,8 ,3 ,1

YAŞ*

18-24 arası 97,2 2,8

25-34 arası 96,5 3,4 ,1

35-44 arası 96,5 3,3 ,1 ,1

45-54 arası 96,3 3,5 ,2

55 + 96,2 3,3 ,4 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 95,5 4,1 ,4

İlkokul 97,2 2,7 ,1 ,1

Ortaokul 96,5 3,5

Lise 96,1 3,8 ,1

Üniversite 94,1 5,0 ,9

BÖLGE*

İstanbul 94,7 4,9 ,4

Batı Marmara 97,9 2,1

Ege 94,7 4,8 ,3 ,2

Doğu Marmara 95,6 4,4

Batı Anadolu 98,1 1,9

Akdeniz 97,9 1,6 ,5

Orta Anadolu 98,3 1,7

Batı Karadeniz 93,8 5,7 ,5

Doğu Karadeniz 97,8 2,2

Kuzeydoğu Anadolu 96,3 3,8

Ortadoğu Anadolu 98,4 1,6

Güneydoğu Anadolu 97,1 2,7 ,2

SES*

A 90,0 7,0 3,0

B 96,1 3,0 ,9

C1 95,2 4,8

C2 97,0 2,9 ,1

DE 97,1 2,7 ,2 ,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 95,9 3,9 ,2 ,0

Kır 98,1 1,4 ,3 ,1

TOPLAM 96,4 3,3 ,2 ,0 ,0

Page 206: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

185

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 85. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRME-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3914 95,7

Kısmen önemli 161 3,9

Ne önemli ne değil 13 ,3

Pek önemli değil 2 ,0

Hiç önemli değil 0 ,0

TOPLAM 4090 100,0

Burada söz konusu olan sorumluluklarını yerine getirme herhangi bir eyleme

dönük somut bir konuda sorumluluk olmayıp genel ve soyut bir anlam taşımaktadır.

Günümüz Türk toplumunda çocuğun sorumluluk alanına giren unsurlar büyük öl-

çüde eğitim ve büyüklerine saygılı olma ile daraltılmıştır.

Çocukların sorumluluklarını yerine getirme konusu da aileler tarafından yük-

sek oranda önemsenmektedir. Çocukların sorumluluklarını yerine getirmesini çok

önemli görenlerin oranı %95,7, kısmen önemli görenlerin oranı da %3,9’dur. Diğer

yandan çocukların sorumluluklarını yerine getirmelerini pek önemli görmeyen aile

yoktur. Çocuklarını sorumluluklarını yerine getirme konusunda kesin bir kanaat

belirtmeyenlerin oranı da sadece %0,3’dür.

Çocukların sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda, cinsiyetler, yaş grup-

ları ve eğitim seviyeleri açısından bir farklılığın olmadığı belirlenmiştir. Tüm bu

kategorilerde çocukların sorumluluklarını yerine getirmesini önemseme yaklaşık

%95 düzeyindedir.

Bölgeler açısından çocukların sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda

tüm bölgelerde yüksek olmakla birlikte en yüksek düzeyde önemseme Batı Mar-

mara Bölgesinde yaşayanlardır. Bu bölgede yaşayanların tamamına yakını (%98,4)

çocuklarının sorumluluklarını yerine getirmelerini çok önemsediklerini ifade et-

mişlerdir. SES kategorileri içinde en yüksek önemseme üst gelir grubundadır (% 99).

Kır-kent açısından da çocukların sorumluluklarını yerine getirmesi birbirine yakın

oranda önemsenmektedir.

Page 207: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

186

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 85-1. Çocuğunun SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 96,0 3,7 ,3

Erkek 95,3 4,3 ,3 ,1

YAŞ*

18-24 arası 93,8 6,3

25-34 arası 95,8 3,9 ,1 ,1

35-44 arası 95,1 4,4 ,4

45-54 arası 95,9 3,8 ,2

55 + 96,4 3,0 ,5 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 95,1 2,8 1,9 ,2

İlkokul 95,8 4,1 ,1 ,1

Ortaokul 95,4 4,6

Lise 95,1 4,7 ,1

Üniversite 97,4 2,4 ,2

BÖLGE*

İstanbul 95,4 4,4 ,3

Batı Marmara 98,4 1,6

Ege 96,1 3,8 ,2

Doğu Marmara 91,2 8,8

Batı Anadolu 96,0 4,0

Akdeniz 97,4 1,9 ,7

Orta Anadolu 96,1 3,9

Batı Karadeniz 94,8 4,8 ,5

Doğu Karadeniz 97,8 2,2

Kuzeydoğu Anadolu 97,5 2,5

Ortadoğu Anadolu 95,0 5,0

Güneydoğu Anadolu 95,3 2,9 1,6 ,2

SES*

A 99,0 1,0

B 95,7 3,9 ,4

C1 95,2 4,6 ,2

C2 96,2 3,8

DE 95,6 3,8 ,5 ,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 95,0 4,7 ,3

Kır 98,0 1,3 ,4 ,2

TOPLAM 95,7 3,9 ,3 ,0 ,0

Page 208: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

187

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 86. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ÖZGÜVENLİ OLMASI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3879 95,0

Kısmen önemli 189 4,6

Ne önemli ne değil 13 ,3

Pek önemli değil 2 ,0

Hiç önemli değil 1 ,0

TOPLAM 4084 100,0

Özgüven genel anlamda kendisinin yeteneklerinin farkında olma, kendini ifade

edebilme ve cesaret sahibi olma ile tanımlanabilir. Özgüven sahibi kişilerin kendile-

rini gerçekleştirme düzeyleri yüksektir. Bu da başarıyla yakından ilişkilidir.

Aileler çocukların kendilerine öz güven duymalarını da yüksek oranlarda önem-

semektedir. Çocukların kendilerine öz güven duymalarını çok önemli görenler %95,

kısmen önemli görenlerin %4,6 oranındadır. Diğer yandan, çocukların sorumluluk-

larını yerine getirmelerini pek önemli görmeyen sadece 3 kişi iken bu konuda kesin

bir kanaat belirtmeyenlerin oranı %0,3’tür

Çocukların kendilerine öz güven duyma konusunda cinsiyetler arasında bir

farklılık yoktur. Her iki grupta, çocukların kendilerine öz güven duymalarını %95

oranında çok önemsemektedirler. Yaş grupları açısından ise çocukların kendilerine

öz güven duymalarını tüm yaş kategorileri önemsemekle birlikte, çocukların ken-

dilerine öz güven duymalarını çok önemli görme oranı en düşük 18-24 yaş (%92,4)

kategorisinde bulunmaktadır. Eğitim kategorilerinin tümü açısından da çocukların

kendilerine öz güven duyma oranı yüksektir.

Bölgeler açısından çocukların öz güvenli olması en çok Batı Marmara Bölge-

sinde yaşayanlar tarafından önemsenmektedir. Bu bölgede yaşayanların tamamına

yakını (%98,9) çocuklarının öz güvenli olmasını çok önemsediklerini ifade etmişler-

dir. SES kategorileri arasında ise üst sosyoekonomik seviyedekilerin nerdeyse tama-

mı (% 99) çocuklarının özgüvenli olmasını önemsemektedir. Kır-kent açısından da

çocukların özgüvenli olması konusu yakın oranda önemsenmektedir.

Page 209: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

188

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 86-1. Çocuğunun ÖZGÜVENLİ OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 95,2 4,4 ,4 ,0

Erkek 94,7 4,9 ,3 ,1 ,1

YAŞ*

18-24 arası 92,4 7,6

25-34 arası 94,7 5,1 ,1 ,1

35-44 arası 94,9 4,7 ,3 ,1

45-54 arası 95,0 4,7 ,4

55 + 95,8 3,5 ,5 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 94,0 5,2 ,9

İlkokul 95,0 4,7 ,3 ,1 ,1

Ortaokul 96,1 3,5 ,2 ,2

Lise 94,1 5,9

Üniversite 96,2 3,1 ,7

BÖLGE*

İstanbul 95,1 4,7 ,1

Batı Marmara 98,9 1,1

Ege 95,2 4,1 ,7

Doğu Marmara 88,9 10,8 ,3

Batı Anadolu 96,3 3,7

Akdeniz 97,2 2,3 ,5

Orta Anadolu 96,1 3,9

Batı Karadeniz 90,0 9,0 ,5 ,5

Doğu Karadeniz 97,8 2,2

Kuzeydoğu Anadolu 96,3 3,8

Ortadoğu Anadolu 96,2 3,8

Güneydoğu Anadolu 93,5 5,2 1,1 ,2

SES*

A 99,0 1,0

B 94,8 4,3 ,9

C1 94,6 5,1 ,3

C2 95,0 4,9 ,1

DE 95,0 4,5 ,4 ,1 ,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 94,2 5,4 ,3 ,0 ,0

Kır 97,6 1,9 ,4 ,1

TOPLAM 95,0 4,6 ,3 ,0 ,0

Page 210: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

189

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 87. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – BAĞIMSIZ DÜŞÜNME-KARAR VERME-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3692 90,4

Kısmen önemli 320 7,8

Ne önemli ne değil 39 1,0

Pek önemli değil 14 ,3

Hiç önemli değil 18 ,4

TOPLAM 4083 100,0

Bağımsız düşünme, karar verme kendisinin dışındaki dünyadan bir kopuş ola-

rak algılanmamalıdır. Aksine çocuğun yaşadığı dünyaya bilinçli bir aktör olarak

katılması yönünde anlaşılmalıdır. Önemsenen bir değer olan çocukların kendi ayak-

ları üzerinde durabilmeleri, onların bağımsız düşünme, karar vermeleriyle paralellik

göstermektedir.

Çocuklarının bağımsız düşünmelerini katılımcıların %90,4’ü çok önemsemek-

te, %7,8’i de kısmen önemsemektedir. Diğer yandan çocuklarının bağımsız düşün-

melerini önemsemeyenlerin oranı da %0,7’dir. Ayrıca %1’i de bu konuda kesin bir

kanaat belirtmemişlerdir.

Çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini önemseme konusunda cinsiyetler

arasında dikkate değer bir farklılık tespit edilmemiştir. Her iki cinste yaklaşık %90

oranında çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini çok önemsediklerini ifade etmiş-

lerdir.

Yaş grupları açısından çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini önemseme ora-

nı en düşük düzeyde 18-24 yaş (%85,9) kategorisindedir. Diğer yaş kategorilerinde

çok önemseme düzeyi yaklaşık %90 düzeyindedir.

Eğitim düzeyleri açısından çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini önemse-

me düzeyi en yüksek üniversite mezunları (%94,8) arasındadır.

Bölgeler açısından çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini çok önemseme en

yüksek Batı Marmara Bölgesindedir (%98,9).

SES grupları açısından çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini çok önemse-

me A kategorisi (%97) olarak ifade edilen üst SES grubundadır.

Kır-kent açısından da çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini yakın oranlar-

da önemsenmektedir.

Page 211: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

190

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 87-1. Çocuğunun BAĞIMSIZ DÜŞÜNEBİLMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 3,55 Sd= 4 P= 0,470

Kadın 91,1 7,3 ,8 ,3 ,4

Erkek 89,6 8,5 1,1 ,4 ,4

YAŞ*

18-24 arası 85,9 9,9 2,1 ,7 1,4

25-34 arası 90,4 7,7 1,3 ,3 ,3

35-44 arası 89,7 9,0 ,9 ,3 ,1

45-54 arası 91,7 7,1 ,4 ,4 ,5

55 + 90,9 6,9 1,0 ,3 ,8

EĞİTİM*

Eğitimsiz 89,1 7,9 2,4 ,6

İlkokul 89,5 8,5 ,9 ,4 ,8

Ortaokul 88,6 9,3 1,0 ,4 ,6

Lise 92,5 7,1 ,3 ,1

Üniversite 94,8 4,3 ,7 ,2

BÖLGE*

İstanbul 90,5 8,0 1,0 ,3 ,3

Batı Marmara 98,9 ,5 ,5

Ege 93,1 5,7 ,7 ,3 ,2

Doğu Marmara 81,8 16,2 ,3 1,3 ,3

Batı Anadolu 89,9 9,4 ,5 ,2

Akdeniz 91,8 7,3 ,7 ,2

Orta Anadolu 89,3 9,9 ,4 ,4

Batı Karadeniz 92,9 5,7 1,0 ,5

Doğu Karadeniz 86,0 9,7 3,2 1,1

Kuzeydoğu Anadolu 90,0 6,3 3,8

Ortadoğu Anadolu 89,0 5,5 ,5 1,1 3,8

Güneydoğu Anadolu 89,3 7,3 2,7 ,7

SES*

A 97,0 3,0

B 93,9 4,8 1,3

C1 91,5 7,8 ,3 ,2 ,2

C2 90,3 8,4 1,0 ,1 ,2

DE 89,3 8,2 1,3 ,6 ,7

YERLEŞİM YERİ*

Kent 90,2 8,3 1,0 ,3 ,2

Kır 91,1 6,3 ,9 ,4 1,3

TOPLAM 90,4 7,8 1,0 ,3 ,4

Page 212: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

191

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 88. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – KENDİ HAKKINI SAVUNABİLMESİ-

Frekans Yüzde

Çok önemli 3830 93,8

Kısmen önemli 226 5,5

Ne önemli ne değil 20 ,5

Pek önemli değil 4 ,1

Hiç önemli değil 3 ,1

TOPLAM 4083 100,0

Kendi hakkını savunabilmeleri önceki tablolarda belirtilen bağımsız düşünebil-

me, cesaretli olma gibi unsurlarla doğrudan ilişkilidir. Çocuklarının kendi haklarını

savunmaları konusunda ailelerin oldukça duyarlı oldukları belirlenmiştir. Çocukla-

rının kendi haklarını savunmalarını çok önemseyenlerin oranı %93,8, kısmen önem-

seyenlerin oranı da %5,5’dır. Çocuklarının kendi haklarını savunmalarını önemse-

meyenlerin oranı ise %0,2’dir.

Çocuklarının kendi haklarını önemseme konusunda da cinsiyetler arasında

dikkate değer bir farklılık tespit edilmemiştir. Her iki cinste yaklaşık %94 oranında

çocuklarının bağımsız düşünebilmelerini çok önemsediklerini ifade etmişlerdir.

Yaş grupları açısından çocuklarının kendi haklarını önemseme oranı en düşük

düzeyde 18-24 yaş (%92,4) gruplarındadır. Diğer yaş kategorilerinde çok önemseme

düzeyi yaklaşık %93 düzeyindedir.

Eğitim düzeyleri açısından ise çocuklarının kendi haklarını önemseme düzeyi

en yüksek üniversite mezunları (%95,3) arasındadır.

Bölgeler açısından ise çocuklarının kendi haklarını çok önemseme düzeyi en

yüksek Batı Marmara Bölgesindedir ve bu bölgede yaşayanların tümü çocuklarının

kendi haklarını önemsediklerini ifade etmişlerdir (%100). SES grupları açısından

ise kendi haklarını çok önemseme A kategorisindedir (%96). Çocuklarının kendi

haklarını savunabilmesi kent ve kırda yaşayanlar tarafından yakın oranlarda önem-

senmektedir.

Page 213: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

192

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 88-1. Çocuğunun KENDİ HAKKINI SAVUNABİLMESİNİN Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET*

Kadın 94,3 4,9 ,5 ,1 ,1

Erkek 93,2 6,3 ,4 ,1 ,1

YAŞ*

18-24 arası 92,4 6,9 ,7

25-34 arası 93,6 6,0 ,1 ,3

35-44 arası 94,1 5,1 ,7 ,1

45-54 arası 94,1 5,5 ,2 ,1

55 + 93,5 5,4 ,8 ,1 ,1

EĞİTİM*

Eğitimsiz 91,8 6,4 ,9 ,4 ,4

İlkokul 93,8 5,6 ,5 ,1 ,1

Ortaokul 93,2 6,4 ,4

Lise 94,7 4,9 ,3 ,1

Üniversite 95,3 4,2 ,5

BÖLGE*

İstanbul 93,7 5,5 ,8

Batı Marmara 100,0

Ege 95,7 4,0 ,3

Doğu Marmara 87,8 11,2 ,7 ,3

Batı Anadolu 92,9 7,0 ,2

Akdeniz 96,7 2,8 ,5

Orta Anadolu 93,6 6,0 ,4

Batı Karadeniz 90,5 9,0 ,5

Doğu Karadeniz 92,4 7,6

Kuzeydoğu Anadolu 93,8 3,8 2,5

Ortadoğu Anadolu 96,2 3,8

Güneydoğu Anadolu 92,3 5,7 ,9 ,7 ,5

SES*

A 96,0 4,0

B 94,8 3,9 1,3

C1 94,1 5,3 ,3 ,1 ,1

C2 93,6 6,0 ,4

DE 93,5 5,7 ,6 ,2 ,1

YERLEŞİM YERİ*

Kent 93,2 6,1 ,5 ,1 ,1

Kır 95,8 3,4 ,6 ,1 ,1

TOPLAM 93,8 5,5 ,5 ,1 ,1

Page 214: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

193

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 89. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – ELİ AÇIK (CÖMERT) OLMASI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 2706 66,1

Kısmen önemli 927 22,7

Ne önemli ne değil 292 7,1

Pek önemli değil 140 3,4

Hiç önemli değil 26 ,6

TOPLAM 4091 100,0

Eli açık (cömert) olmak bir bireyde olması istenilen özelliklerdir. Ancak araş-

tırmaya katılanların eli açık olmaya diğer özelliklerde olduğu kadar yüksek önem

vermediği görülmektedir.

Ailelerin çocuklarının eli açık olmalarını önemseme düzeyine baktığımızda,

%66,1’i çok önemli, %22,7’si kısmen önemli görmektedir. Diğer yandan çocuklarının

cömert olmalarını pek önemli görmeyenlerin oranı %3,4 ve hiç önemli görmeyen-

lerin oranı da %0,6’dır. Ayrıca %7,1’i de çocuklarının kendi haklarını önemseme

düzeyi konusunda kesin bir kanaat belirtmemişlerdir.

Çocuklarının eli açık (cömert) olması konusunda cinsiyetler açısından bakıldı-

ğında erkeklerin (%68) çok önemseme düzeyi kadınlardan (%64,6) biraz daha yük-

sektir.

Yaş grupları açısından çocuklarının eli açık (cömert) olması konusunda 18-24

yaş grubundakilerin (%69,4) çok önemseme düzeyi diğer yaş kategorilerinden daha

yüksek düzeydedir.

Eğitim kategorileri açısından da çocuklarının eli açık (cömert) olmasını önem-

seme eğitimsiz (%76,6) olan kategoride daha yüksek düzeydedir.

Bölgeler açısından ise çocuklarının eli açık (cömert) olmasına çok önemli di-

yenler en yüksek oranda Kuzeydoğu Anadolu Bölgesindedir (%88,8).

SES grupları açısından çocukların eli açık (cömert) olması en çok (%68,9) DE

kategorisi tarafından önemsenmektedir.

Kır-kent açısından da çocuklarının eli açık (cömert) olmasının çok önemsenme

düzeyi kırda (%74,3) yaşayanlarda daha yüksek orandadır.

Page 215: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

194

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 89-1. Çocuğunun ELİ AÇIK (CÖMERT) OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 6,90 Sd= 4 P= 0,141

Kadın 64,6 23,9 7,3 3,6 ,5

Erkek 68,0 21,1 6,9 3,2 ,8

YAŞ*

18-24 arası 69,4 21,5 7,6 ,7 ,7

25-34 arası 68,4 22,4 5,7 3,3 ,1

35-44 arası 65,4 22,7 7,3 3,7 ,9

45-54 arası 64,8 23,1 7,5 3,6 1,0

55 + 65,6 22,7 7,8 3,4 ,5

EĞİTİM*

Eğitimsiz 76,6 15,9 4,7 1,9 ,9

İlkokul 66,5 21,3 7,9 3,5 ,8

Ortaokul 65,0 24,7 6,2 3,5 ,6

Lise 61,1 27,4 7,0 4,2 ,3

Üniversite 62,6 26,1 7,5 3,3 ,5

BÖLGE*

İstanbul 64,3 24,6 6,8 3,9 ,4

Batı Marmara 40,2 29,1 22,8 7,9

Ege 60,7 23,0 8,9 5,7 1,7

Doğu Marmara 50,2 35,7 11,4 2,7

Batı Anadolu 76,9 18,1 3,7 1,4

Akdeniz 62,6 23,8 7,9 4,2 1,4

Orta Anadolu 53,2 33,9 10,7 2,1

Batı Karadeniz 77,1 14,3 5,2 2,9 ,5

Doğu Karadeniz 61,3 26,9 3,2 7,5 1,1

Kuzeydoğu Anadolu 88,8 6,3 1,3 1,3 2,5

Ortadoğu Anadolu 78,0 18,1 2,2 1,6

Güneydoğu Anadolu 81,5 14,0 2,5 1,4 ,7

SES*

A 67,0 22,0 6,0 5,0

B 61,4 27,9 6,9 3,9

C1 62,1 26,9 7,5 3,1 ,4

C2 65,3 23,6 7,0 3,1 1,0

DE 68,9 19,7 7,1 3,6 ,7

YERLEŞİM YERİ X2= 36,66 Sd= 4 P= 0,001

Kent 63,8 24,5 7,5 3,5 ,7

Kır 74,3 16,2 6,0 3,1 ,4

TOPLAM 66,1 22,7 7,1 3,4 ,6

Page 216: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

195

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 90. Çocuğu İçin Önem Düzeyi – İLERİDE ZENGİN OLMASI-

Frekans Yüzde

Çok önemli 1961 48,0

Kısmen önemli 1099 26,9

Ne önemli ne değil 519 12,7

Pek önemli değil 396 9,7

Hiç önemli değil 114 2,8

TOPLAM 4089 100,0

Toplumda herkes zengin olmayı düşler ancak bu ailenin çocuğuna yükleyebile-

ceği bir nitelik değildir. Dolayısıyla çocuğun zengin olmasını isteme diğerlerine göre

daha düşük orandadır.

Çocukların ileride zengin olması konusunda katılımcıların %48’i çok önem-

li, %26,9’u kısmen önemli görmektedir. Ayrıca çocuklarının ileride zengin olmasını

pek önemli görmeyenler %9,7 ve hiç önemli görmeyenlerin oranı da %2,8’dir. Ayrıca

çocuklarının ileride zengin olmalarını isteme konusunda kesin bir kanaat belirtme-

yenlerin oranı da %12,7’dir.

Çocuklarının ileride zengin olmasını önemseme erkek ve kadınlarda anlamlı

bir farklılık göstermemektedir. Aynı farklılık yaş grupları arasında da bulunurken,

en yüksek önemseme 55 yaşından büyükler arasındadır. Eğitim kategorileri ile çocu-

ğunun ileride zengin olmasını önemseme arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır.

Çocuklarının ileride zengin olmasını Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde (%71,3)

yaşayanlar diğer bölgelerden daha yüksek oranda arzu etmektedirler.

Eğitimde olduğu gibi SES açısından da negatif bir ilişki bulunmaktadır. SES

yükseldikçe çocuğunun zengin olmasını önemseme azalmaktadır.

Öte yandan kırda yaşanlar kentte yaşayanlara göre çocuklarının ileride zengin

olmasını daha fazla önemsemektedir.

Bu çalışmanın bütününde görüleceği gibi ailenin ve ebeveyn rollerinin konum-

landırılmasında çocuk merkezli bir aktördür. Yukarıdaki sonuçlar değerlendirildi-

ğinde, aileler üniversite mezunu olan, sorumluluklarını yerine getiren, özgüvenli,

bağımsız düşünebilen-karar verebilen ve kendi hakkını savunabilen bir çocuk profi-

lini ortaya koymaktadır.

Page 217: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

196

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 90-1. Çocuğunun İLERİDE ZENGİN OLMASININ Önem Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok önemli Kısmen önemliNe önemli

ne değilPek önemli değil Hiç önemli değil

CİNSİYET X2= 3,79 Sd= 4 P= 0,435

Kadın 47,2 27,1 13,2 10,0 2,5

Erkek 48,9 26,6 12,1 9,3 3,2

YAŞ X2= 18,42 Sd= 16 P= 0,300

18-24 arası 47,2 25,7 13,9 8,3 4,9

25-34 arası 46,2 29,7 12,2 9,5 2,4

35-44 arası 46,8 26,3 13,1 11,2 2,5

45-54 arası 49,2 25,8 11,6 9,9 3,5

55 + 50,2 25,9 13,4 7,9 2,6

EĞİTİM X2= 91,49 Sd= 16 P= 0,001

Eğitimsiz 63,3 17,8 9,9 6,7 2,4

İlkokul 49,7 26,3 11,7 9,6 2,7

Ortaokul 46,1 28,4 13,2 10,5 1,9

Lise 40,6 29,8 14,1 11,9 3,6

Üniversite 37,6 32,7 17,6 8,7 3,3

BÖLGE*

İstanbul 45,1 27,8 14,5 9,4 3,2

Batı Marmara 33,3 29,6 24,3 11,1 1,6

Ege 43,6 23,7 12,7 15,1 4,8

Doğu Marmara 34,3 40,1 16,8 7,4 1,3

Batı Anadolu 54,4 28,4 9,2 6,6 1,4

Akdeniz 52,2 27,9 9,1 7,7 3,0

Orta Anadolu 31,2 34,2 20,9 11,1 2,6

Batı Karadeniz 61,0 21,0 8,1 8,6 1,4

Doğu Karadeniz 29,0 37,6 14,0 14,0 5,4

Kuzeydoğu Anadolu 71,3 13,8 5,0 2,5 7,5

Ortadoğu Anadolu 42,3 22,0 18,7 13,2 3,8

Güneydoğu Anadolu 66,4 17,6 6,1 8,6 1,4

SES X2= 91,78 Sd= 16 P= 0,001

A 35,0 37,0 18,0 8,0 2,0

B 36,5 37,3 16,7 6,4 3,0

C1 39,5 29,5 15,7 11,0 4,3

C2 47,4 28,8 12,0 9,8 2,0

DE 54,2 23,1 10,8 9,5 2,4

YERLEŞİM YERİ X2= 53,70 Sd= 4 P= 0,001

Kent 45,2 28,6 13,8 9,7 2,7

Kır 57,7 20,8 8,8 9,5 3,2

TOPLAM 48,0 26,9 12,7 9,7 2,8

Page 218: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

197

ARAŞTIRMA BULGULARI

3.16. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetler

Bu bölümde aile bireylerinin birlikte gerçekleştirebilecekleri bir takım faaliyet-

lerin ne sıklıkla yapıldığı sorgulanmıştır. Ailece birlikte yapılan bu faaliyetler, aile

içi iletişimi, birliktelik görüntüsünü, sosyalleşmeyi ve paylaşımı temsil etmektedir.

Tablo 91. Ailece Birlikte Aşağıdaki Faaliyetleri Ne Sıklıkla Yaparsınız?

Çok sık yaparız Ara sıra yaparız Nadiren yaparız Hiç yapmayız

Akşam yemeklerini tüm aile birlikte yemek 77,9 14,4 4,8 2,8

Sinema-tiyatroya gitmek 6,8 17,7 21,1 54,3

Alış veriş yapmak 35,6 39,1 16,4 8,9

Piknik yapmak 21,1 35,5 26,0 17,3

Sohbet etmek 67,6 23,5 6,2 2,6

Akraba ziyaretine gitmek 35,1 44,7 15,5 4,7

Tv izlemek 72,8 18,5 6,0 2,6

Hep birlikte tatile gitmek 13,7 19,0 23,9 43,4

Ailede birlikte yapılan faaliyetler, aile içi iletişim açısından son derece önemlidir.

Araştırma sonuçları Türk ailesinin birlikte en çok, akşam yemeklerini yediklerini (%

92,3), televizyon izlediklerini (% 91,3) ve sohbet ettiklerini (% 91,1) göstermektedir.

Alışveriş de ailece birlikte yapılan faaliyetlerden birisidir (% 74,7). Akraba ziyaretleri

ise genellikle sık yapılan (% 79,8) bir faaliyet olmasına karşın rutin olmadığından

çok sık yapılma aranı daha azdır (% 35,1). Piknik yapma (% 56,6) ve tatile gitme (%

32,7) ise yapılma sıklığı daha düşük faaliyetlerdir. Öte yandan Türk ailesi birlikte en

az sinemaya ve tiyatroya gitmektedir (% 24,5). Aşağıda ailece birlikte yapılan her bir

faaliyetin frekans tabloları ve sosyodemografik değişkenlerle olan çapraz tabloları

yer almaktadır.

Page 219: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

198

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 92. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – AKŞAM YEMEKLERİNİ BİRLİKTE YEME-

Frekans Yüzde

Çok sık 4703 77,9

Ara sıra 871 14,4

Nadiren 291 4,8

Hiç 170 2,8

TOPLAM 6035 100,0

Yoğun iş yaşamı, çocukların okul saatleri ailenin ancak akşam yemeklerinde

bir araya gelmelerine imkân vermektedir. Yemekte bir araya gelmek ailenin iç

disiplini açısından da önem taşımaktadır. Akşam yemeklerini çok sık birlikte

yiyenler %77,9, ara sıra birlikte yiyenler % 14,4, nadiren birlikte yiyenler % 4,8

oranındadır. Birlikte akşam yemeğini hiç yemediklerini ifade edenlerin oranı da

%2,8’dir.

Akşam yemeklerini birlikte yeme konusunda kadınlar (%79,6) erkeklerden

(%76,2), 35-44 yaş grubundakiler (%81,5) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve il-

kokul mezunları (%83) diğer eğitim kategorilerden daha çok sıklıkla yaptıklarını

ifade etmişlerdir. Akşam yemeklerini birlikte yeme konusunda Akdeniz Bölgesin-

de yaşayanlar (%86,3) diğer bölgelerden, C2 (%81) SES grubundakiler diğer gelir

kategorilerinden ve kırda (%84,7) yaşayanlar kentte (%76,2) yaşayanlardan daha sık

gerçekleştirdiklerini ifade etmişlerdir.

Page 220: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

199

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 92-1. Ailece AKŞAM YEMEKLERİNİ BİRLİKTE YEME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 13,64 Sd= 3 P= 0,003

Kadın 79,6 13,7 4,5 2,2

Erkek 76,2 15,2 5,2 3,4

YAŞ X2= 57,17 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 75,0 16,0 5,1 3,9

25-34 arası 74,6 16,2 6,2 3,0

35-44 arası 81,5 13,2 3,7 1,7

45-54 arası 81,5 13,5 3,8 1,2

55 + 78,3 12,6 4,8 4,3

EĞİTİM X2= 93,20 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 75,1 14,8 4,1 6,0

İlkokul 83,0 12,1 3,4 1,4

Ortaokul 75,8 15,4 6,5 2,3

Lise 75,0 16,6 5,3 3,1

Üniversite 73,5 15,5 6,7 4,3

BÖLGE*

İstanbul 70,2 16,7 7,7 5,3

Batı Marmara 77,8 17,4 4,3 ,4

Ege 77,2 16,3 4,8 1,8

Doğu Marmara 77,9 16,0 3,7 2,4

Batı Anadolu 84,0 9,6 4,8 1,6

Akdeniz 86,3 8,8 2,3 2,6

Orta Anadolu 80,8 11,9 4,9 2,4

Batı Karadeniz 79,2 15,8 3,0 2,1

Doğu Karadeniz 70,6 21,8 6,7 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 79,8 11,8 5,9 2,5

Ortadoğu Anadolu 78,3 17,6 3,7 ,4

Güneydoğu Anadolu 80,0 13,6 2,5 3,9

SES X2= 55,39 Sd= 12 P= 0,001

A 68,7 19,0 8,4 3,9

B 77,3 15,1 4,0 3,5

C1 73,3 17,4 6,5 2,7

C2 81,0 12,6 4,4 2,0

DE 80,1 13,0 3,8 3,1

YERLEŞİM YERİ X2= 49,91 Sd= 3 P= 0,001

Kent 76,2 15,2 5,4 3,3

Kır 84,7 11,5 2,7 1,1

TOPLAM 77,9 14,4 4,8 2,8

Page 221: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

200

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 93. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – SİNEMA-TİYATROYA GİTME-

Frekans Yüzde

Çok sık 412 6,8

Ara sıra 1068 17,7

Nadiren 1275 21,1

Hiç 3280 54,3

TOPLAM 6035 100,0

Katılımcılar arasında ailece sinema-tiyatroya gitmeyi çok sık gerçekleştirenler

%6,8, ara sıra gidenler %17,7, nadiren gidenler %21,1 oranındadır. Birlikte sinema-

tiyatroya hiç gitmediklerini ifade edenlerin oranı da %54,3’dür.

Ailece sinema-tiyatroya birlikte gitme konusunda kadınlar (%7,3) erkeklerden

(%6,4), 25-34 yaş grubundakiler (%7,9) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve üni-

versite mezunları (%13,4) diğer eğitim kategorilerden daha çok sıklıkla yaptıklarını

ifade etmişlerdir.

Ailece sinema-tiyatroya gitme konusunda İstanbul’da yaşayanlar (%11,4)

diğer bölgelerden, A SES grubundakiler (%22,3) diğer SES kategorilerinden ve

kentte (%7,7) yaşayanlar kırda (%3,6) yaşayanlardan daha sık gittiklerini ifade

etmişlerdir.

Page 222: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

201

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 93-1. Ailece SİNEMA-TİYATROYA GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 4,45 Sd= 3 P= 0,217

Kadın 7,3 17,1 20,7 55,0

Erkek 6,4 18,3 21,6 53,7

YAŞ X2= 249,91 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 8,3 25,5 22,7 43,5

25-34 arası 7,9 18,8 25,5 47,9

35-44 arası 7,4 17,8 20,5 54,3

45-54 arası 5,8 17,1 19,6 57,5

55 + 4,0 8,3 15,0 72,7

EĞİTİM X2= 956,95 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 2,6 6,0 9,0 82,4

İlkokul 3,7 9,7 16,2 70,4

Ortaokul 5,2 14,7 22,5 57,6

Lise 9,5 27,2 26,9 36,4

Üniversite 13,4 30,3 29,3 26,9

BÖLGE X2= 484,66 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 11,4 28,3 23,2 37,1

Batı Marmara 1,7 11,3 18,3 68,7

Ege 7,0 17,3 21,9 53,8

Doğu Marmara 9,3 16,2 29,7 44,8

Batı Anadolu 7,9 18,6 23,3 50,2

Akdeniz 3,9 14,9 19,3 61,9

Orta Anadolu 3,5 12,9 18,2 65,4

Batı Karadeniz 5,4 17,9 17,6 59,2

Doğu Karadeniz 4,2 17,6 20,2 58,0

Kuzeydoğu Anadolu 8,4 9,2 22,7 59,7

Ortadoğu Anadolu 1,5 9,7 18,4 70,4

Güneydoğu Anadolu 2,5 6,2 13,1 78,1

SES X2= 943,72 Sd= 12 P= 0,001

A 22,3 35,8 26,8 15,1

B 15,1 33,8 28,2 22,9

C1 9,1 26,1 27,3 37,4

C2 6,1 18,6 23,2 52,1

DE 3,4 8,1 14,6 73,9

YERLEŞİM YERİ X2= 251,59 Sd= 3 P= 0,001

Kent 7,7 19,9 23,3 49,1

Kır 3,6 9,4 12,9 74,1

TOPLAM 6,8 17,7 21,1 54,3

Page 223: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

202

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 94. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – ALIŞVERİŞ YAPMA-

Frekans Yüzde

Çok sık 2147 35,6

Ara sıra 2359 39,1

Nadiren 992 16,4

Hiç 537 8,9

TOPLAM 6035 100,0

Araştırmaya katılanların % 35,6’sı ailece alışveriş yapmaya çok sık gittiklerini %

39,1’i arasıra gittiklerini ve % 16,4’ü nadiren gittiklerini belirtmiştir. Birlikte alıverişe

hiç gitmediklerini ifade edenlerin oranı da %8,9’dur.

Ailece alışverişe birlikte gitme konusunda kadınlar (%37,1) erkeklerden (%34),

25-34 yaş grubundakiler (%38) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve üniversite

mezunları (%42,1) diğer eğitim kategorilerden daha çok sıklıkla gittiklerini ifade

etmişlerdir.

Ailece alışverişe gitme konusunda Orta Anadolu Bölgesinde yaşayanlar (%53,1)

diğer bölgelerden, A SES grubundakiler (%45,8) diğer SES kategorilerinden ve

kentte (%37,6) yaşayanlar kırda (%28) yaşayanlardan daha sık birlikte alışverişe git-

tiklerini ifade etmişlerdir.

Page 224: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

203

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 94-1. Ailece ALIŞVERİŞ YAPMA Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 16,27 Sd= 3 P= 0,001

Kadın 37,1 39,6 14,7 8,6

Erkek 34,0 38,6 18,2 9,2

YAŞ X2= 52,17 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 33,6 41,1 15,5 9,7

25-34 arası 38,0 37,9 16,0 8,1

35-44 arası 37,1 38,1 17,9 6,9

45-54 arası 37,1 40,4 15,4 7,2

55 + 30,6 39,0 17,2 13,3

EĞİTİM X2= 261,18 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 18,7 34,6 21,9 24,7

İlkokul 33,7 40,3 17,8 8,3

Ortaokul 36,3 39,7 15,1 8,9

Lise 39,8 39,1 14,8 6,4

Üniversite 42,1 38,4 13,8 5,6

BÖLGE X2= 484,59 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 40,0 36,3 15,2 8,5

Batı Marmara 26,5 46,1 19,6 7,8

Ege 37,8 48,2 9,0 5,1

Doğu Marmara 34,2 38,7 20,8 6,3

Batı Anadolu 45,6 31,7 16,0 6,6

Akdeniz 30,8 44,6 13,9 10,7

Orta Anadolu 53,1 28,3 11,9 6,6

Batı Karadeniz 28,0 45,5 23,2 3,3

Doğu Karadeniz 46,2 38,7 9,2 5,9

Kuzeydoğu Anadolu 47,9 22,7 20,2 9,2

Ortadoğu Anadolu 20,2 47,2 19,1 13,5

Güneydoğu Anadolu 16,3 34,8 26,9 21,9

SES X2= 202,51 Sd= 12 P= 0,001

A 45,8 39,7 11,7 2,8

B 43,8 40,6 10,3 5,3

C1 41,2 37,9 14,6 6,3

C2 40,8 35,3 18,0 5,9

DE 27,4 41,4 18,1 13,0

YERLEŞİM YERİ X2= 47,75 Sd= 3 P= 0,001

Kent 37,6 37,8 16,4 8,2

Kır 28,0 43,9 16,6 11,5

TOPLAM 35,6 39,1 16,4 8,9

Page 225: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

204

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 95. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – PİKNİK YAPMA-

Frekans Yüzde

Çok sık 1275 21,1

Ara sıra 2144 35,5

Nadiren 1569 26,0

Hiç 1047 17,3

TOPLAM 6035 100,0

Katılımcıların % 21,1’i ailece piknik yapmaya çok sık gittiklerini, % 35,5’i arasıra

gittiklerini % 26’sı da nadiren gittiklerini ifade etmişlerdir. Birlikte pikniğe hiç git-

mediklerini belirtenlerin oranı da %17,3’tür.

Ailece piknik yapma konusunda kadınlar (%22,5) erkeklerden (%19,7), 25-54 yaş

grubundakiler (yaklaşık %21) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve üniversite me-

zunları (%23,6) diğer eğitim kategorilerden daha çok sıklıkla birlikte piknik yaptık-

larını ifade etmişlerdir. Ailece birlikte piknik yapma konusunda Kuzeydoğu Ana-

dolu Bölgesinde yaşayanlar (%43,7) diğer bölgelerden, B SES grubundakiler (%26,7)

diğer SES kategorilerinden ve kırda (%23,7) yaşayanlar kentte (%20,4) yaşayanlardan

daha sık birlikte pikniğe gittiklerini ifade etmişlerdir.

Page 226: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

205

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 95-1. Ailece PİKNİK YAPMA Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 18,57 Sd= 3 P= 0,001

Kadın 22,5 34,7 24,3 18,5

Erkek 19,7 36,4 27,7 16,1

YAŞ X2= 107,59 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 19,9 41,6 23,6 14,9

25-34 arası 21,4 36,5 26,8 15,3

35-44 arası 21,8 36,0 27,5 14,6

45-54 arası 22,5 35,1 25,4 17,0

55 + 19,8 27,5 25,8 26,9

EĞİTİM X2= 243,52 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 10,5 24,0 26,4 39,1

İlkokul 21,5 34,8 25,8 17,8

Ortaokul 21,6 37,4 24,2 16,8

Lise 22,4 39,1 26,4 12,0

Üniversite 23,6 36,6 26,9 12,9

BÖLGE X2= 451,24 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 18,4 35,8 28,7 17,0

Batı Marmara 12,2 41,7 30,4 15,7

Ege 22,3 37,2 24,6 15,9

Doğu Marmara 18,6 46,1 27,7 7,6

Batı Anadolu 34,9 25,4 22,5 17,3

Akdeniz 19,3 40,4 21,1 19,2

Orta Anadolu 32,2 37,8 18,9 11,2

Batı Karadeniz 14,0 41,1 32,4 12,5

Doğu Karadeniz 24,4 46,2 20,2 9,2

Kuzeydoğu Anadolu 43,7 21,8 26,9 7,6

Ortadoğu Anadolu 17,6 38,6 26,6 17,2

Güneydoğu Anadolu 10,3 25,1 28,5 36,2

SES X2= 157,51 Sd= 12 P= 0,001

A 22,9 32,4 24,6 20,1

B 26,7 35,5 26,2 11,6

C1 24,1 37,5 27,2 11,1

C2 20,7 39,6 26,1 13,6

DE 18,4 32,5 25,2 23,9

YERLEŞİM YERİ X2= 21,67 Sd= 3 P= 0,001

Kent 20,4 35,3 27,3 17,0

Kır 23,7 36,5 21,1 18,7

TOPLAM 21,1 35,5 26,0 17,3

Page 227: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

206

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 96. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – SOHBET ETME-

Frekans Yüzde

Çok sık 4081 67,6

Ara sıra 1421 23,5

Nadiren 377 6,2

Hiç 156 2,6

TOPLAM 6035 100,0

Ailece birlikte çok sık sohbet edenler % 67,6, ara sıra sohbet edenler %23,5 ve

nadiren sohbet edenler %6,2 oranındadır. Birlikte hiç sohbet etmediklerini ifade

edenlerin oranı da %2,6’dır.

Ailece birlikte sohbet etme konusunda kadınlar (%68,5) erkeklerden (%66,7), 55

ve üzeri yaş grubundakiler (%71,4) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve ilkokul

mezunları (%70,8) diğer eğitim kategorilerden daha sıklıkla sohbet yaptıklarını ifa-

de etmişlerdir.

Ailece birlikte sohbet yapma konusunda Kuzeydoğu Anadolu Bölgesinde yaşa-

yanlar (%77,8) diğer bölgelerden, A SES grubundakiler (%72,1) diğer SES kategori-

lerinden daha sık sohbet ettiklerini belirtmişlerdir. Kır-kent arasında ise sık sohbet

etme konusunda bir farklılık yoktur. Her iki yerleşim yerinde yaşayanların aileleriyle

sık sohbet etme oranları yaklaşık %67,5 civarındadır.

Page 228: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

207

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 96-1. Ailece SOHBET ETME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 2,31 Sd= 3 P= 0,510

Kadın 68,5 23,1 6,0 2,5

Erkek 66,7 24,0 6,5 2,7

YAŞ X2= 56,51 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 64,8 23,9 7,8 3,5

25-34 arası 66,2 23,9 7,0 3,0

35-44 arası 68,5 24,2 6,1 1,3

45-54 arası 67,8 26,4 4,7 1,1

55 + 71,4 19,4 5,1 4,1

EĞİTİM X2= 66,87 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 57,3 27,9 8,2 6,6

İlkokul 70,8 22,1 5,4 1,8

Ortaokul 66,7 23,7 7,3 2,3

Lise 67,1 24,2 6,5 2,1

Üniversite 67,3 23,5 6,0 3,1

BÖLGE X2= 155,93 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 65,3 23,2 7,7 3,8

Batı Marmara 64,8 27,4 6,5 1,3

Ege 73,2 21,3 3,8 1,8

Doğu Marmara 60,2 29,7 7,6 2,6

Batı Anadolu 72,8 19,1 6,2 1,8

Akdeniz 72,4 19,0 5,4 3,2

Orta Anadolu 74,5 18,9 4,9 1,7

Batı Karadeniz 54,2 39,0 6,3 ,6

Doğu Karadeniz 63,0 32,8 3,4 ,8

Kuzeydoğu Anadolu 77,8 10,1 6,7 4,2

Ortadoğu Anadolu 66,7 27,3 4,9 1,1

Güneydoğu Anadolu 63,5 24,2 8,1 4,2

SES X2= 19,29 Sd= 12 P= 0,082

A 72,1 22,3 3,9 1,7

B 67,0 26,4 3,8 2,8

C1 65,9 25,0 6,8 2,3

C2 69,8 21,9 6,4 1,9

DE 67,5 23,1 6,3 3,1

YERLEŞİM YERİ X2= 22,31 Sd= 3 P= 0,001

Kent 67,5 22,8 6,7 2,9

Kır 67,9 26,3 4,4 1,4

TOPLAM 67,6 23,5 6,2 2,6

Page 229: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

208

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 97. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – AKRABA ZİYARETİNE GİTME-

Frekans Yüzde

Çok sık 2119 35,1

Ara sıra 2697 44,7

Nadiren 936 15,5

Hiç 283 4,7

TOPLAM 6035 100,0

Ailece akraba ziyaretlerine çok sık gidenler %35,1 ara sıra gidenler %44,7, nadi-

ren gidenler de %15,5 oranındadır. Birlikte hiç akraba ziyaretine gitmediklerini ifade

edenlerin oranı da %4,7’dir.

Ailece akraba ziyaretine gitme konusunda kadınlar (%37,3) erkeklerden (%32,9),

55 ve üzeri yaş grubundakiler (%40,5) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve ilkokul

mezunları (%38,3) diğer eğitim kategorilerinden akraba ziyaretlerine daha sık gittik-

lerini ifade etmişlerdir.

Ailece birlikte akrabaları ziyarete çok sık gitme konusunda Kuzeydoğu Anadolu

Bölgesinde yaşayanlar (%63,9) diğer bölgelerden, DE SES grubundakiler (%36,7) di-

ğer gelir kategorilerinden ve kırda yaşayanlar (%41,9) kentlerde yaşayanlardan daha

sık akraba ziyaretine gittiklerini belirtmişlerdir.

Page 230: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

209

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 97-1. Ailece AKRABA ZİYARETİNE GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 13,72 Sd= 3 P= 0,003

Kadın 37,3 43,6 14,8 4,3

Erkek 32,9 45,8 16,2 5,1

YAŞ X2= 68,65 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 31,7 47,7 15,8 4,9

25-34 arası 32,6 45,6 17,5 4,3

35-44 arası 35,1 45,0 15,9 4,0

45-54 arası 37,4 44,0 15,9 2,7

55 + 40,5 40,5 11,4 7,7

EĞİTİM X2= 71,22 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 33,5 41,9 17,0 7,5

İlkokul 38,3 45,6 12,1 4,0

Ortaokul 35,3 41,8 17,5 5,4

Lise 32,5 47,3 16,8 3,4

Üniversite 32,4 42,2 19,1 6,4

BÖLGE X2= 223,05 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 28,2 46,0 19,3 6,5

Batı Marmara 29,1 45,7 19,6 5,7

Ege 37,1 45,6 12,4 4,9

Doğu Marmara 27,1 50,0 18,8 4,1

Batı Anadolu 47,9 35,4 12,5 4,3

Akdeniz 37,1 40,8 15,8 6,3

Orta Anadolu 38,1 44,8 14,3 2,8

Batı Karadeniz 33,3 50,6 14,9 1,2

Doğu Karadeniz 44,5 42,9 8,4 4,2

Kuzeydoğu Anadolu 63,9 23,5 10,1 2,5

Ortadoğu Anadolu 39,7 48,3 10,5 1,5

Güneydoğu Anadolu 28,3 51,2 16,5 4,0

SES X2= 34,33 Sd= 12 P= 0,001

A 28,5 44,1 21,8 5,6

B 29,7 46,1 17,6 6,5

C1 35,5 43,6 17,2 3,8

C2 34,1 47,8 14,2 3,9

DE 36,7 43,7 14,3 5,3

YERLEŞİM YERİ X2= 67,49 Sd= 3 P= 0,001

Kent 33,3 44,5 17,1 5,1

Kır 41,9 45,5 9,5 3,0

TOPLAM 35,1 44,7 15,5 4,7

Page 231: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

210

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 98. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – TELEVİZYON İZLEME-

Frekans Yüzde

Çok sık 4396 72,8

Ara sıra 1117 18,5

Nadiren 364 6,0

Hiç 158 2,6

TOPLAM 6035 100,0

Ailece birlikte çok sık televizyon izleyenler %72,8, ara sıra izleyenler %18,5, nadi-

ren izleyenler de %6 oranındadır. Birlikte hiç televizyon izlemediklerini ifade eden-

lerin oranı da %2,6’dır.

Ailece birlikte televizyon izleme konusunda kadınlar (%74,2) erkeklerden (%71,5),

45-54 yaş grubundakiler (%76,4) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve ilkokul me-

zunları (%76,8) diğer eğitim kategorilerden daha çok ailece televizyon izlediklerini

ifade etmişlerdir.

Ailece birlikte televizyon izleme konusunda Orta Anadolu Bölgesinde yaşa-

yanlar (%81,8) diğer bölgelerden, C2 SES grubundakiler (%76,3) diğer SES katego-

rilerinden daha sık birlikte televizyon izlediklerini ifade belirtmişlerdir. Kır-kent

arasında ailece televizyon izleme sıklığı konusunda bir farklılık olmayıp, her iki yer-

leşim yerinde birlikte çok sık televizyon izleme oranı %73 civarındadır.

Page 232: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

211

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 98-1. Ailece TELEVİZYON İZLEME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 11,40 Sd= 3 P= 0,010

Kadın 74,2 18,1 5,6 2,0

Erkek 71,5 18,9 6,5 3,2

YAŞ X2= 34,67 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 71,8 19,3 6,0 2,9

25-34 arası 69,7 19,8 7,5 3,0

35-44 arası 73,8 18,6 5,7 1,9

45-54 arası 76,4 16,7 5,7 1,2

55 + 74,4 17,2 4,6 3,8

EĞİTİM X2= 89,72 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 68,7 19,3 6,9 5,1

İlkokul 76,8 17,1 4,5 1,6

Ortaokul 74,7 17,1 6,4 1,8

Lise 73,1 18,4 5,6 2,9

Üniversite 64,1 22,4 9,6 3,9

BÖLGE*

İstanbul 68,3 19,0 8,5 4,3

Batı Marmara 75,2 18,3 5,2 1,3

Ege 74,4 18,8 5,2 1,6

Doğu Marmara 66,7 24,2 6,3 2,8

Batı Anadolu 77,0 15,3 5,3 2,3

Akdeniz 78,0 14,4 5,4 2,1

Orta Anadolu 81,8 11,2 5,2 1,7

Batı Karadeniz 73,2 21,4 4,5 ,9

Doğu Karadeniz 67,2 24,4 6,7 1,7

Kuzeydoğu Anadolu 78,2 16,8 4,2 ,8

Ortadoğu Anadolu 63,3 26,2 8,6 1,9

Güneydoğu Anadolu 74,4 18,2 3,5 3,9

SES X2= 49,95 Sd= 12 P= 0,001

A 59,8 25,7 10,1 4,5

B 64,5 25,9 6,0 3,5

C1 71,5 18,6 7,1 2,8

C2 76,3 16,2 5,7 1,8

DE 74,3 17,9 5,2 2,6

YERLEŞİM YERİ X2= 19,65 Sd= 3 P= 0,001

Kent 72,6 18,0 6,6 2,9

Kır 73,7 20,6 4,1 1,7

TOPLAM 72,8 18,5 6,0 2,6

Page 233: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

212

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Tablo 99. Ailece Birlikte Yapılan Faaliyetlerin Sıklığı – TATİLE GİTME-

Frekans Yüzde

Çok sık 827 13,7

Ara sıra 1149 19,0

Nadiren 1442 23,9

Hiç 2617 43,4

TOPLAM 6035 100,0

Ailece birlikte tatile gitme alışkanlığının düşük oranlarda olduğu söylenebilir.

Katılımcıların % 13,7’si ailece tatile çok sık gittiklerini, %19’u, ara sıra gittiklerini,

%23,9’u nadiren gittiklerini belirtmişlerdir. Birlikte hiç tatile gitmediklerini ifade

edenlerin oranı da % 43,4’tür.

Ailece birlikte tatile gitme konusunda kadınlar (%15,2) erkeklerden (%12,2),

35-44 yaş grubundakiler (%15,7) diğer yaş kategorilerinde olanlardan ve üniversite

mezunları (%20,8) diğer eğitim kategorilerden daha çok ailece tatile gittiklerini be-

lirtmişlerdir. Bu veriler eğitim seviyesi arttıkça birlikte tatile gitme ya da tatil alış-

kanlığının Türk toplumunda yükseldiğini göstermektedir.

Ailece birlikte tatile çok sık gitme konusunda Kuzeydoğu Anadolu Bölgesin-

de yaşayanlar (%30,3) diğer bölgelerden, A SES grubundakiler (%32,4) diğer SES

kategorilerinden ve kentte yaşayanlar (%14,7) kırda (%10) yaşayanlardan daha fazla

birlikte tatile gittiklerini ifade etmişlerdir

Yukarıdaki sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde Türk ailesinin birlikte en çok,

akşam yemeklerini yedikleri, televizyon izledikleri ve sohbet ettikleri görülmekte-

dir. Bu faaliyetler tüm ailelerin hemen her gün birlikte yapabilecekleri rutin faali-

yetlerdir. Ancak bunların sıklıkla gerçekleştirilmesi aile içi iletişim, sosyalleşme ve

paylaşım gibi ailenin fonksiyonelliğini ve dayanıklılığını sağlayan unsurların yerine

getirilmesi açısından anlamlıdır. Alışveriş de ailece birlikte yapılan faaliyetlerden

birisidir. Son yıllarda artan alışveriş merkezleri, ailelerin birlikte buralarda zaman

geçirmelerini ve alışveriş yapmalarını sağlamıştır. Akraba ziyaretleri de rutin bir

faaliyet olmadığından yapılma sıklığı daha azdır. Ancak ailelerin bu ziyaretleri bir-

likte yaptıkları sonucu çıkmaktadır. Piknik yapma ve tatile gitme ise mevsim, eko-

nomik durum ve zaman gibi unsurları da içerdiğinden sıklık dereceleri düşüktür.

Türk ailesi birlikte en az sinemaya ve tiyatroya gitmektedir. Sinema-tiyatro izleme

alışkanlığının azlığı da bu sonuçta etkendir.

Page 234: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

213

ARAŞTIRMA BULGULARI

Tablo 99-1. Ailece TATİLE GİTME Sıklığının Sosyodemografik Özelliklere Göre Dağılımı

Çok sık Ara sıra Nadiren Hiç

CİNSİYET X2= 12,39 Sd= 3 P= 0,006

Kadın 15,2 18,8 23,0 42,9

Erkek 12,2 19,2 24,8 43,8

YAŞ X2= 145,04 Sd= 12 P= 0,001

18-24 arası 12,2 25,8 25,2 36,8

25-34 arası 13,8 20,6 26,4 39,2

35-44 arası 15,7 19,3 22,9 42,0

45-54 arası 14,0 15,6 25,2 45,2

55 + 12,2 12,3 18,9 56,6

EĞİTİM X2= 552,96 Sd= 12 P= 0,001

Eğitimsiz 7,9 9,0 14,8 68,4

İlkokul 11,1 13,6 21,6 53,7

Ortaokul 13,4 16,1 23,3 47,2

Lise 15,2 25,2 29,0 30,6

Üniversite 20,8 29,7 26,8 22,7

BÖLGE X2= 480,53 Sd= 33 P= 0,001

İstanbul 17,0 29,6 26,4 26,9

Batı Marmara 11,7 12,6 35,7 40,0

Ege 16,4 16,6 21,5 45,5

Doğu Marmara 9,3 22,9 31,4 36,4

Batı Anadolu 17,6 19,6 23,0 39,8

Akdeniz 10,7 13,5 24,3 51,5

Orta Anadolu 8,4 18,2 19,2 54,2

Batı Karadeniz 8,6 14,0 25,3 52,1

Doğu Karadeniz 18,5 21,8 15,1 44,5

Kuzeydoğu Anadolu 30,3 5,9 18,5 45,4

Ortadoğu Anadolu 7,5 10,5 20,2 61,8

Güneydoğu Anadolu 7,9 11,3 18,0 62,8

SES X2= 698,54 Sd= 12 P= 0,001

A 32,4 34,6 19,0 14,0

B 22,7 30,0 28,0 19,4

C1 16,1 25,5 30,4 28,1

C2 13,5 20,9 25,7 40,0

DE 9,6 11,2 18,6 60,6

YERLEŞİM YERİ X2= 177,06 Sd= 3 P= 0,001

Kent 14,7 20,5 25,8 39,0

Kır 10,0 13,5 16,6 59,9

TOPLAM 13,7 19,0 23,9 43,4

Page 235: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

214

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3.17. Aile Değerleri Yapısı Faktör Analizi

Bu bölümde, araştırmanın temel amaçlarından olan Türkiye’deki Aile Değer-

lerinin belirlenmesi için geliştirilen aile değerleri ölçeğinin faktör analizi sonuçları

sunulmaktadır. Öncelikle araştırmada kullanılan Aile Değerleri Ölçeğindeki ifade-

lerin beşli ölçek içerisindeki ortalama ve standart sapma değerleri verilmiş ve yorum-

lanmıştır. Daha sonra ise ölçek üzerinde uygulanan faktör analizi sonuçları ortaya

konmuştur.

Aile değerleri ölçeği, çalışmanın metodoloji bölümünde de belirtildiği gibi 86

ifadeden oluşmaktadır. Önceki araştırma sonuçları ve literatür taraması ile aile de-

ğerleriyle ilişkili olan ifadeler çeşitli başlıklar altında toplanarak oluşturulmuştur.

Uzmanlarla yapılan görüşmeler sonucunda bu ifadeler düzenlenmiş ve ön teste tabi

tutulmuştur. 50 kişi üzerinde yapılan ön test sonucunda elde edilen veriler üzerinde

güvenilirlik analizleri gerçekleştirilmiş ve uygulama sırasında ortaya çıkan problem-

lerde göz önünde tutularak ölçeğe son şekli verilmiştir.

Ölçekte yer alan 86 ifadenin güvenilirlik düzeyi oldukça yüksek bulunmuştur

(Cronbachs alpha= ,8896). Bu değer ölçeğin kullanılabilir olduğunu göstermektedir.

Ölçekte yer alan tüm ifadelerin ortalama ve standart sapma değerlerini gösteren tab-

lo aşağıdadır.

Tablo 100. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri

Ortalama Std. Sapma

Zor zamanlarda başvuracağım ilk kişi eşim olmalıdır 4,47 ,77

Evlilikte eşler her türlü fedakârlığı yapmalıdır 4,38 ,73

Evliliğin temeli sadakattir 4,38 ,84

Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmelidir 4,38 ,72

Ailemin iyiliği için her türlü sıkıntıya katlanabilirim 4,36 ,72

Çocukların eğitimleri ile ilgili kararları anne baba birlikte vermelidir 4,31 ,76

Aile içi sorunlar şiddet ve baskı ile çözülemez 4,29 ,90

Evlilik boyunca elde edilen mülk, erkek ve kadının ortak malıdır 4,26 ,78

Çocuklar, ebeveynlerinin akrabalarını tanıyıp bilmelidir 4,26 ,73

Erkek çocuk ile kız çocuk arasında herhangi bir ayrım yapılmamalıdır 4,26 ,90

Eşler arasındaki sorunlar asla ev dışına taşınmamalıdır 4,25 ,85

Ev kadını da, çalışan ve para kazanan kadın kadar değerlidir 4,24 ,88

Kadının aldatması asla affedilemez 4,24 1,05

Aile ile ilgili kararlar, tüm aile üyelerince ortak alınmalıdır 4,23 ,81

Aile, dinî ve manevî değerlerine bağlı olmalıdır 4,22 ,79

Evlilik dışı cinsel ilişki asla kurulmamalıdır 4,22 ,99

Page 236: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

215

ARAŞTIRMA BULGULARI

Çocukların bakımından anne kadar baba da sorumludur 4,21 ,81

İnsan sık sık dua etmelidir 4,20 ,85

Kadın evleninceye kadar bekâretini korumalıdır 4,19 1,08

Bakıma muhtaç olan aile büyükleri çocuklarınca aile içinde bakılmalıdır 4,19 ,81

Çocuklar evleneceği eşi kendi seçmelidir 4,18 ,84

Bayramlar hısım-akraba ziyareti için iyi bir fırsattır 4,18 ,88

Maddi ve manevi sorunlar olduğunda başvurulması gereken ilk yer ailedir 4,17 ,93

Aile, gelenek, görenek ve adetlerine bağlı olmalıdır 4,16 ,81

Aile içi sorunlar başkalarını değil yalnızca eşleri ilgilendirir 4,14 ,91

Çocuklara erken yaşta dini bilgiler öğretilmelidir 4,11 ,89

Çocuklar anne babalarının kararlarına itaat etmelidir 4,09 ,84

Ailenin geçiminde eşler eşit derecede sorumludur 4,05 ,91

Dini ibadetlerin düzenli olarak yerine getirilmesi gerekir 4,01 ,92

Çocuklar aile büyüklerinin olduğu ortamda daha iyi yetişirler 3,99 ,98

Erkeğin aldatması asla affedilemez 3,96 1,12

Anne baba, çocuklarının arkadaş tercihine müdahil olabilir 3,96 ,89

İş hayatında kadınlar erkeklerle aynı ortamda çalışabilir 3,94 ,96

Yaşlılığımda çocuklarım bana bakmalıdır 3,92 1,01

Kadın ekonomik bağımsızlığına sahip olmalıdır 3,92 ,96

Çocuk bakımında birinci derecede sorumlu annedir 3,92 1,02

Çocuklu aileler daha mutludur 3,89 1,04

Evlilik boyunca aile büyüklerinin görüşü dikkate alınmalıdır 3,88 ,97

Günlük hayatı dini kurallara göre yaşamalıdır 3,85 1,06

Ailenin en önemli görevi, çocuk yetiştirmektir 3,84 1,03

Kadın mümkün olduğunca çalışarak aile ekonomisine katkı sağlamalıdır 3,76 ,99

Aile reisi erkektir 3,73 1,22

Eşler, kendisini ilgilendiren konularda kendi başlarına karar alabilirler 3,72 1,11

Anne olmak evliliğin getirdiği bir zorunluluktur 3,69 1,12

Koca eve geldiğinde daima karısını evde bulmalıdır 3,68 1,09

Ergenlik çağına gelen çocuklara okullarda cinsellik eğitimi verilmelidir 3,68 1,10

Aile içi ilişkiler eşler kadar anne-babaları da ilgilendirir 3,65 1,12

Akrabalarla sık sık görüşülmelidir 3,65 1,01

Ev işlerinden kadın kadar erkek de sorumludur 3,61 1,15

Ailenin geçiminden erkek sorumludur 3,57 1,22

Anlaşamayan eşler boşanmaktan kaçınmamalıdır 3,56 1,15

Çalışan kadınlar da çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenebilir 3,56 1,15

Kadın, daima kocasına itaat etmelidir 3,54 1,13

Kadın, dışarı çıkmak için kocasından izin almalıdır 3,52 1,15

Eşler arasındaki duygusal bağın teminatı çocuktur 3,51 1,17

On sekiz (18) yaşını dolduran bir erkek geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir 3,49 1,19

Page 237: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

216

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Kadınlar kocalarının dışındaki erkeklerle arkadaşlık ilişkisi kuramaz 3,39 1,28

Çocuklu ailelerde ebeveynler mutsuz olsalar da evliliklerini devam ettirmelidirler 3,39 1,18

Evde son sözü daima erkek söyler 3,38 1,28

Bir kadın evliliğinde kızlık soyadını da taşıyabilmelidir 3,37 1,21

Bir kadının asıl görevi çocuk bakmı ve ev işleridir 3,28 1,23

On sekiz (18) yaşını dolduran bir kız geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir 3,26 1,26

Eşler arasında sevgi bitse de evlilik sürdürülmelidir 3,19 1,25

Çocuk yapmak kadının istediklerini yapmasını kısıtlar 3,19 1,17

Kadının kazancı üzerinde erkek söz sahibi olmalıdır 3,17 1,20

Kadın evin dışında başını örtmelidir 3,13 1,29

Çocuklu aileler çocuksuz ailelere göre daha itibarlıdır 3,13 1,30

Ev hanımlarının yaşamları sıkıcı ve çekilmezdir 3,08 1,21

Evlilikte zamanla eşler arasındaki duygusal bağ azalır 3,08 1,24

Çocuklarımın kendi tarafımın akrabaları ile daha samimi olmasını tercih ederim 3,07 1,26

Aile değişime uyum sağlamak için gelenek ve göreneklerinden vazgeçebilir 3,05 1,29

Kızların flört etmesinde sakınca yoktur 2,90 1,36

Evlenmeden önce evlilik sözleşmesi yapılmalıdır 2,87 1,32

Bir erkeğin evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum 2,81 1,39

Akrabalarla sık görüşmek aile saadetini bozar 2,76 1,24

Erkek çocuk sahibi olmak daha çok itibar kazandırır 2,61 1,29

Misafirlikte erkek ve kadın ayrı oturmalıdır 2,58 1,28

Miras paylaşımında erkek kadından daha fazla pay almalıdır 2,52 1,27

Kadın kocanın tokadını sineye çekmelidir 2,38 1,30

Çocuğun eğitiminde gerekirse dayak kullanılabilir 2,32 1,27

Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir 2,23 1,29

Kadın itaat etmediğinde kocası tarafından dövülebilir 2,07 1,21

Yaşlandığında anne-babama huzurevi benden daha iyi bakar 2,02 1,19

Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum 1,89 1,19

İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler 1,85 1,14

İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler 1,77 1,09

Aile değerleri ölçeği ifadelerinin betimleyici istatistikleri incelendiğinde aile içi

ilişkiler, evlilikte sadakat ve aileye verilen öneme yönelik ifadelerin katılım yönünde

en yüksek ortalamaları aldıkları görülmektedir. “Zor zamanlarda başvuracağım ilk

kişi eşim olmalıdır” ifadesi 4,47, “Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak şekilde

yetiştirilmelidir” ifadesi 4,38, “Evliliğin temeli sadakattir” ifadesi 4,38, “Evlilikte

eşler her türlü fedakârlığı yapmalıdır” ifadesi 4,38 ve “Ailemin iyiliği için her türlü

sıkıntıya katlanabilirim” ifadesi 4,36 ortalama ile katılımcıların en çok önem verdik-

leri değer ifadeleri olmuştur.

Page 238: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

217

ARAŞTIRMA BULGULARI

Burada öne çıkan değer ifadeleri, çekirdek aileyi oluşturan bireylerin sorum-

luluklarını, ilişkilerini, rollerini ve hedeflerini betimleyen temel değerlerdir. Aile

bireylerinin birbirlerine karşı gerektiğinde sınırsız bir fedakârlıkta bulunmasını ge-

rekli gören bu değer ifadeleri aile oluşturmanın iş ortaklığından farklı bir zeminde

inşa edilmesini öngörmektedir. Aile bireylerine sahip çıkma ve onları fedakârlık

esasında birleştirmeyi öngören söz konusu değer ifadeleri Türk aile yapısını sağlam

bir temele yerleştirmektedir.

Önceki bölümde değerlendirilen aile bireylerine yüksek güven atfeden verilerle

birlikte düşünüldüğünde Türk toplumunun temelini oluşturan aile yapısının doğru,

tutarlı ve dayanıklı bir karakter gösterdiği görülmektedir.

En düşük ortalamayı kadın-erkek ilişkileri kapsamındaki sadakat ve cinselliğe

yönelik ifadeler almıştır. “Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca

görmüyorum” ifadesi 1,89, “İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler” ifadesi

1,85 ve “İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler” ifadesi 1,77 ortalama

ile en düşük ortalama değerleri alan ifadeler olmuştur.

Bu sonuçlar en yüksek ortalamayı alan ve ailenin kurulmasında asli unsurlar

olarak kabul edilen sadakat, mahremiyet, nikâh gibi değerlerle paralellik arz etmek-

tedir. Ayrıca, Türk toplumunun aile için çizmiş olduğu sınırlar da bu sonuçlardan

anlaşılabilmektedir. Aile bu çizilen çerçevede algılanmakta ve yapılaşmasında bu

çerçeve temel alınmaktadır.

Aile değerleri ölçeğinde yer alan 86 madde faktör analizine tabi tutularak, aile

değerleri yapısı elde edilmeye çalışılmıştır. Faktör analizinden önce ölçek üzerinde

uygulanan güvenilirlik analizi araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğinin olduk-

ça güvenilir olduğunu göstermektedir (Cronbach’s Alpha= ,8896). Bu değer, ölçek

üzerinde faktör analizi yapılmasına ve faktörlerle sosyodemografik değişkenler ara-

sında karşılaştırma yapılmasına imkân sağlamıştır.

Faktör analizi gerçekleştirilirken varimax rotasyon, özdeğeri (eigenvalue) 1’den

büyük ve minimum yükleme büyüklüğü (0,30) kriterleri uygulanmıştır.

Faktör analizi öncelikle aile değerlerinde 17 faktör yapısı ortaya koymuştur,

tek kalan ve yükleme büyüklüğü (0,30) altında kalan ifadeler adım adım analiz-

den çıkarılarak işlemlere devam edilmiş ve toplam 52 ifadeden oluşan, güvenilir-

lik değerleri ,700’ün üzerinde 8 faktör çözümü elde edilmiştir. Faktör analizinde

kullanılan 52 ifadenin genel güvenilirlik değeri de oldukça yüksektir (,8607). Bu

faktör çözümleri aile değerlerindeki toplam varyansın % 48,17’sini açıklamakta-

dır. Sosyal Bilimlerde bu oran oldukça yüksek olarak değerlendirilebilecek bir

orandır.

Page 239: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

218

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Faktörler bir araya gelen ifadelere göre, “Geleneksel, Eşitlikçi, Katılımcı Aile

Değerleri”, “Geleneksel Kadın Rolleri”, “Kadın-Erkek İlişkileri (Cinsellik-Sadakat)”,

“Din Ve Gelenek”, “Evlilik, Çocuk ve Kadın Rolleri Hakkında Geleneksel Bakış”,

“Geleneksel Ataerkil Aile Değerleri”, “Kadınların Çalışması Gerektiği Düşüncesi”

ve “Gençlerin Bağımsız Olması Düşüncesi”, olarak isimlendirilerek aşağıdaki tab-

lolarda gösterilmektedir. Ayrıca, bu faktör boyutları değişken olarak kaydedildikten

sonra karşılaştırmaların daha anlaşılır olabilmesi için t-puanına*1 dönüştürülmüş ve

sosyodemografik değişkenlerle olan ilişkileri de analiz edilmiştir.

Tablo 101. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–1: GELENEKSEL, EŞİTLİKÇİ, KATILIMCI AİLE DEĞERLERİ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmelidir 4,38 ,72 ,698

Çocukların eğitimleri ile ilgili kararları anne baba birlikte vermelidir 4,31 ,76 ,646

Çocukların bakımından anne kadar baba da sorumludur 4,21 ,81 ,639

Eşler arasındaki sorunlar asla ev dışına taşınmamalıdır 4,25 ,85 ,584

Çocuklar, ebeveynlerinin akrabalarını tanıyıp bilmelidir 4,26 ,73 ,568

Erkek çocuk ile kız çocuk arasında herhangi bir ayrım yapılmamalıdır 4,26 ,90 ,559

Ev kadını da, çalışan ve para kazanan kadın kadar değerlidir 4,24 ,88 ,558

Çocuklar evleneceği eşi kendi seçmelidir 4,18 ,84 ,537

Evliliğin temeli sadakattir 4,38 ,84 ,532

Evlilik boyunca elde edilen mülk, erkek ve kadının ortak malıdır 4,26 ,78 ,528

Evlilikte eşler her türlü fedakârlığı yapmalıdır 4,38 ,73 ,519

Ailemin iyiliği için her türlü sıkıntıya katlanabilirim 4,36 ,72 ,489

Bakıma muhtaç olan aile büyükleri çocuklarınca aile içinde bakılmalıdır 4,19 ,81 ,437

Maddi ve manevi sorunlar olduğunda başvurulması gereken ilk yer ailedir 4,17 ,93 ,432

Zor zamanlarda başvuracağım ilk kişi eşim olmalıdır 4,47 ,77 ,432

Bayramlar hısım-akraba ziyareti için iyi bir fırsattır 4,18 ,88 ,420

Özdeğer (Eigenvalue) 5,68

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 10,93

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,8606

* 1 Faktör Analizinde elde edilen faktör boyutları öncelikle Z-puanına göre değişken olarak kaydedilmiştir. Z-puanı, ham puanların ortalaması sıfır ve standart sapması bir olan ve nor-mal dağılım gösteren standart bir puandır. Ancak Z-puanının kullanımında karşılaşılan bazı zorluklar bulunmaktadır (negatif puanlar, 0 puan, kesirli puanlar gibi). Bu problem-lerin üstesinden gelmek için Z-puanları başka standart puanlara dönüştürülür. Bunlardan en yaygın kullanılanı T-puanıdır. Ham puanlardan elde edilen z puanlarını T-puanlarına dönüştürmek için, Z-puanı önce 10 ile çarpılır ve buna 50 sabit değeri eklenir. Böylece ortalaması 50, standart sapması 10 olan normal dağılım elde edilir.

Page 240: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

219

ARAŞTIRMA BULGULARI

İlk faktör, önem verilen geleneksel, eşitlikçi ve katılımcı bir aile modelini orta-

ya koymaktadır. Bu faktör “Geleneksel, Eşitlikçi, Katılımcı Aile Değerleri” olarak

adlandırılmıştır. Türk insanı için aile dendiğinde en çok önem verilen ifadeler bu

faktör altında toplanmıştır. Bu faktör altında ailenin yapı ve işleyişiyle ilgili gelenek-

sel, eşitlikçi ve katılımcı değerler yer almaktadır.

Faktörde toplanan ifadelerin tamamının katılım yönünde yüksek ortalama ve

düşük standart sapma değerleri almış olması, Türk aile yapısında bu değer ifade-

lerinin öncelikli, üzerinde uzlaşı sağlanmış, etkin ve belirleyici değerler olduğunu

göstermektedir.

Bu faktöre en yüksek yüklemeyi “Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak

şekilde yetiştirilmelidir”, ifadesi yapmaktadır. Ailenin en önemli görevlerinden birisi

neslin devamını sağlamak ve çocukları aile değerleriyle yetiştirip topluma kazandır-

maktır. Bu ifade özgüveni olan, başarılı, kendi kararlarını verme yetkinliğine sahip

olmayı da içermektedir. Faktöre ikinci ve üçüncü sırada en yüksek yüklemeyi yapan

“Çocukların bakımından anne kadar baba da sorumludur” ve “Çocukların eğitimleri

ile ilgili kararları anne baba birlikte vermelidir” ifadeleri toplumun geleceğinde rol

alacak çocukların nitelikli bir birey olarak yetiştirilmesinde anne babalara birlikte

eşit sorumluluk yüklemektedir. Çocuk yetiştirmeye yönelik anne babaların sorum-

luluğuna yapılan vurgu toplum kalitesini de arttıracağı beklentisini doğurmaktadır.

Faktördeki “Eşler arasındaki sorunlar asla ev dışına taşınmamalıdır” ifadesi, ai-

lenin korunmasına ve sürdürülmesine işaret etmektedir. Toplumda aileyi dağıtan,

yıkan temel sebebin, aile sorunlarının ev dışına taşınarak ilgili ilgisiz herkesin mü-

dahale etmesi ile süreci hızlandırdığı algısı yaygın olarak bulunmaktadır. Buradan

hareketle, ilk faktör içinde eşler arasındaki sorunların asla ev dışına taşınmaması

yargısına öncelikli olarak gündeme getirilmektedir.

Faktördeki diğer ifadeler değerlendirildiğinde, evlilikte sadakate, fedakârlığa,

çocuklar arasında ayrım yapmamaya, akrabaların tanınıp bilinmesine ve ilişkilerin

sürdürülmesine vurgu yaptığı görülmektedir. Söz konusu vurgularda görev ve so-

rumluluklar tek yanlı olarak eşlerden herhangi birisine değil iki tarafa birden eşit ve

katılımcı olarak yüklenmektedir.

İlk faktör 5,68 özdeğeriyle, tek başına aile değerleriyle ilgili toplam varyansın %

10,93’ünü açıklamaktadır. Faktör altında toplanan ifadelerin güvenilirliği de oldukça

yüksek çıkmıştır (,8606).

İlk faktörün sosyodemografik değişkenlerle ilişkileri incelendiğinde, cinsiyet ile

anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir (t= ,655, sd= 6033 p= ,513). Faktöre verilen

Page 241: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

220

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

önem noktasında kadınlar ve erkekler arasında anlamlı farklılık bulunmamaktadır

(Bkz. Ek Tablo-1).

Yaş kategorileri açısından bu faktöre verilen önem noktasında anlamlı bir fark

bulunmamaktadır (F= ,708, sd= 4, p= ,586) (Bkz. Ek Tablo-2). Eğitim kategorileri

açısından ise ilk faktöre verilen önem noktasında anlamlı farklılıklar (F= 4,76, sd= 4,

p= ,001) bulunmaktadır. Ek Tablo-3’te yer alan çoklu karşılaştırma tablosu incelen-

diğinde eğitimsiz olan kitle ile diğer eğitim düzeyindekiler arasındaki farkın anlam-

lı olduğu görülmektedir. Eğitimsiz olanlar bu faktöre diğer eğitim düzeyindekilere

göre daha az önem vermektedir.

İstatistiki bölgeler ile faktör 1 arasında da anlamlı bir ilişki olduğu (F= 23,20,

sd= 11, p= ,001) görülmektedir (Bkz. Ek Tablo-4). Batı Marmara bölgesi (Edirne,

Balıkesir) bu faktöre en çok önem veren bölge iken, batı Karadeniz ve Ege en az

önem veren bölgedir.

Sosyoekonomik seviyeler arasında ise ilk faköre verilen önem açısından anlamlı

farklılıklar bulunmamaktadır (F= 2,35, sd= 4, p= ,052) (Bkz. Ek Tablo-5). Son olarak

araştırmanın yapıldığı yerleşim yeri açısından bu faktöre verilen önem anlamlı ilişki

göstermektedir (t= -6,28, sd= 6033, p= ,001). Kırda yaşayanlar kentte yaşayanlara

göre bu faktörü daha fazla önemsemektedirler (Bkz. Ek Tablo-6).

Tablo 102. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–2: GELENEKSEL KADIN ROLLERİ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

Kadın, dışarı çıkmak için kocasından izin almalıdır 3,52 1,15 ,621

Kadınlar kocalarının dışındaki erkeklerle arkadaşlık ilişkisi kuramaz 3,39 1,28 ,607

Kadın evin dışında başını örtmelidir 3,13 1,29 ,535

Koca eve geldiğinde daima karısını evde bulmalıdır 3,68 1,09 ,529

Kadının kazancı üzerinde erkek söz sahibi olmalıdır 3,17 1,20 ,528

Kadın, daima kocasına itaat etmelidir 3,54 1,13 ,525

Kadının aldatması asla affedilemez 4,24 1,05 ,477

Kadın evleninceye kadar bekâretini korumalıdır 4,19 1,08 ,448

Misafirlikte erkek ve kadın ayrı oturmalıdır 2,58 1,28 ,418

Miras paylaşımında erkek kadından daha fazla pay almalıdır 2,52 1,27 ,417

Kadın kocanın tokadını sineye çekmelidir 2,38 1,30 ,372

Özdeğer (Eigenvalue) 3,76

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 7,23

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,8047

Page 242: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

221

ARAŞTIRMA BULGULARI

İkinci faktör “Geleneksel Kadın Rolleri” olarak adlandırılmıştır. Faktördeki

ifadelerin ortalama değerlerinin değişkenlik gösterdiği ve standart sapmalarının

ise yüksek olduğu görülmektedir. Aile içinde kadına yüklenen geleneksel roller bu

faktör altında toplanmıştır. ”Kadın, dışarı çıkmak için kocasından izin almalıdır”,

“Kadın, daima kocasına itaat etmelidir”, “Koca eve geldiğinde daima karısını evde

bulmalıdır” ve “Kadının kazancı üzerinde erkek söz sahibi olmalıdır” ifadeleri fak-

töre en yüksek yüklemeyi yaparak belirleyici olmaktadır.

Faktörde dikkati çeken temel husus aile içinde kadının erkeğe bağımlı ve itaat

eden şeklinde konumlandırılmasıdır. “Kadın, dışarı çıkmak için kocasından izin

almalıdır”, “Kadınlar kocalarının dışındaki erkeklerle arkadaşlık ilişkisi kuramaz”,

“Koca eve geldiğinde daima karısını evde bulmalıdır”, “Kadın, daima kocasına itaat

etmelidir” ve “Kadının kazancı üzerinde erkek söz sahibi olmalıdır” ifadeleri 3’ün

üzerinde ortalama değer ile faktöre yüksek yükleme yapmaktadır. Bir başka ifadey-

le kadının konumu hususunda geleneksel kalıpların sürdüğü anlaşılmaktadır. Söz

konusu ifadeler kadını erkeğe bağımlı ve edilgen bir konumda tutmasına karşılık

bunların kadının aşağılanması anlamına gelmediği “Misafirlikte erkek ve kadın ayrı

oturmalıdır” ifadesinin düşük ortalama ve faktör yüklemesinden anlaşılmaktadır.

Ayrıca bu faktör altındaki tüm ifadelerin standart sapma değerlerinin yüksek olu-

şu Türk toplumundaki kadının geleneksel rollerine yönelik heterojen bir algılamayı

ortaya koymaktadır. Bu yargıların zaman içerisinde değişeceği öngörüsünde de bu-

lunabiliriz.

Bu faktörde öne çıkan bir diğer husus ise sadakat ve cinsellik ile ilgilidir. “Kadı-

nın aldatması asla affedilmez” ve “Kadın evleninceye kadar bekâretini korumalıdır”

ifadeleri oldukça yüksek ortalama değer ile faktörde yer almaktadır. Bu ifadeler

aile yapısı içinde kadının sadakatine ve bekâretine yüksek önem verildiğinin birer

göstergesidir.

Öte yandan “Kadın evin dışında başını örtmelidir” ifadesinin 3,12 ortalama ve

1,29 standart sapma değeriyle faktörde yer alması Türk toplumundaki muhafazakârlık

eğiliminin bir yansıması olarak düşünülebilir. Ancak, üzerinde fikir birliği olmayan

bu ifadenin değişeceğinin ipuçları da burada görülebilmektedir.

Faktör, yüksek güvenilirlik değeriyle (,8047) aile değer yapısındaki toplam var-

yansın % 7,23’ünü açıklamaktadır.

Kadının geleneksel rollerini ortaya koyan ikinci faktör açısından sosyodemog-

rafik değişkenler incelendiğinde, ele alınan bütün sosyodemografik değişkenlerle

anlamlı bir ilişki bulunduğu görülmektedir.

Page 243: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

222

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

İkinci faktöre erkekler kadınlara göre daha fazla önem vermektedir (Bkz. Ek

Tablo-7). Kadının geleneksel rolleri erkekler tarafından daha fazla önemsenmektedir.

Benzer şekilde yaşlılar (55 yaş ve üzerindekiler) diğer yaş kategorilerine göre kadının

geleneksel rollerini daha fazla önemsemektedir (Bkz. Ek Tablo-8). Eğitim ve SES

ile ikinci faktör arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Eğitim ve SES düzeyi art-

tıkça faktöre verilen önem azalmaktadır (Bkz. Ek Tablo-9 ve Ek Tablo-11). Bölgeler

arasında ikinci faktörde anlamlı farklılıklar bulunmaktadır. Kuzeydoğu Anadolu ve

Güneydoğu Anadolu bölgesi faktöre en yüksek önemi gösterirken, Doğu Karade-

niz en düşük değerdedir (Bkz. Ek Tablo-10). Son olarak, kırda yaşayanların kentte

yaşayanlara göre geleneksel kadın rollerini daha fazla önemsedikleri görülmektedir

(Bkz. Ek Tablo-12).

Tablo 103. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR-3: KADIN-ERKEK İLİŞKİLERİ (CİNSELLİK-SADAKAT)

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler 1,85 1,14 ,768

İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler 1,77 1,09 ,764

Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum 1,89 1,19 ,736

Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir 2,23 1,29 ,510

Kızların flört etmesinde sakınca yoktur 2,90 1,36 ,433

Özdeğer (Eigenvalue) 3,26

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 6,27

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,7409

Üçüncü faktör “kadın-erkek ilişkileri (cinsellik-sadakat)” olarak adlandırılmış-

tır. Kadın ve erkek ilişkilerinin cinsellik ve sadakat boyutuyla ilgili ifadeler bu faktör

altında toplanmıştır. Özellikle, “İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler”,

“İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler” ve “Kızların evlilik öncesi

cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum” ifadeleri tüm ölçek içindeki en düşük

ortalama alan ifadeler olarak bu faktörde yer almaktadır.

Bir başka ifadeyle Türk insanı aile değerleri içerisinde nikâhsız yaşamayı, evlilik

dışı çocuk sahibi olmayı ve evlilik öncesi cinsel ilişkiyi kesinlikle onaylamamaktadır.

Üçüncü faktörün açıklama oranı % 6,27 ve güvenilirlik değeri ,7409’dur.

Cinsellik ve sadakat boyutlarının öne çıktığı kadın-erkek ilişkilerine yönelik

ifadelerden oluşan üçüncü faktör ile sosyodemografik değişkenlerin hepsi arasında

Page 244: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

223

ARAŞTIRMA BULGULARI

anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Kadın-erkek ilişkileri faktörüne erkekler kadınlara

göre (Bkz. Ek Tablo-13) daha yüksek ortalama değer almaktadır.

Yaş açısından ise negatif bir ilişki gözükmektedir. Yaş arttıkça bu faktördeki

ortalama değer azalmaktadır. Buna karşılık gençler yaşlılara göre daha yüksek orta-

lama ile faktörde yer alan ifadeleri onaylamaktadır (Bkz. Ek Tablo-14). Gençlerin bu

faktördeki ifadeleri daha fazla onaylıyor olması cinsellik ve sadakat konusundaki ge-

leneksel kalıpların aşındığının bir göstergesidir. Üçüncü faktör ile eğitim arasında,

yaştaki gibi bir ilişki bu defa pozitif yönde bulunmaktadır. Eğitim düzeyi arttıkça bu

faktördeki ifadelerin ortalamaları yükselmektedir (Bkz. Ek Tablo-15).

Bölgeler açısından da faktördeki ifadelere onay verme noktasında anlamlı fark-

lılıklar bulunmaktadır. İstanbul bu faktördeki en yüksek ortalama değerleri alırken

diğer tüm bölgelerle anlamlı bir farklılık göstermektedir (Bkz. Ek Tablo-16). Sosyo-

ekonomik seviye ile bu faktör arasında doğrusal anlamlı bir ilişki olduğu (Bkz. Ek

Tablo-17) ve kenttekilerin kırdakilere göre daha fazla onayladığı (Bkz. Ek Tablo-18)

görülmektedir.

Tablo 104. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–4: DİN VE GELENEK

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

İnsan sık sık dua etmelidir 4,20 ,85 ,698

Günlük hayatı dini kurallara göre yaşamalıdır 3,85 1,06 ,680

Çocuklara erken yaşta dini bilgiler öğretilmelidir 4,11 ,89 ,607

Dini ibadetlerin düzenli olarak yerine getirilmesi gerekir 4,01 ,92 ,585

Aile, dinî ve manevî değerlerine bağlı olmalıdır 4,22 ,79 ,493

Özdeğer (Eigenvalue) 2,88

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 5,55

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,7796

“Din ve Gelenek” olarak adlandırılan dördüncü faktör dini ve geleneksel de-

ğerlere atfedilen önemi göstermektedir. Faktör içinde yer alan “Günlük hayatı dini

kurallara göre yaşamalıdır” ifadesi 3,84 ortalama alırken diğer ifadelerin hepsi 4’ün

üzerinde ortalama alarak katılım yönünde önem verildiklerini göstermiştir.

Bu faktör altında yer alan “Günlük hayatı dini kurallara göre yaşamalıdır”, “İn-

san sık sık dua etmelidir”, “Çocuklara erken yaşta dini bilgiler öğretilmelidir”, “Dini

ibadetlerin düzenli olarak yerine getirilmesi gerekir” ve “Aile, dinî ve manevî değer-

lerine bağlı olmalıdır” ifadeleri din konusunda Türk toplumunun hassasiyetlerini

Page 245: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

224

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

yansıtmaktadır. “Aile, dinî ve manevî değerlerine bağlı olmalıdır” ifadesinin yük-

sek ortalama değer alması, ailenin yapısı ve işleyişinde dini ve geleneksel değerlerin

önemsendiği sonucunu ortaya koymaktadır.

Din ve gelenek faktörü, aile kurumunun muhafazakâr karakterinin bir yan-

sıması ve toplumun ailenin inşası ve sürdürülmesinde dini ve manevi değerleri bir

referans olarak göstermesi şeklinde değerlendirilebilir. Aile değer yapısında dine

referans verilmesi, modernliğin, küreselleşmenin ve popüler kültürün bireyci ve me-

talaştırıcı niteliğine karşı ailenin korunması ve daha güçlü kılınması istencinin bir

göstergesidir.

Din ve gelenek faktörü yüksek güvenilirlik değeri (,7796) ile aile değerlerindeki

toplam varyansın % 5,55’ini açıklamaktadır.

Din ve gelenek faktörü açısından da sosyodemografik değişkenlerin tümü an-

lamlı farklılıklar göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre kadınlar erkeklere göre

(Bkz. Ek Tablo-19), 35 yaş ve üzerindekiler 35 yaşın altındakilere göre (Bkz. Ek Tab-

lo-20), eğitimsiz ve ilkokul mezunları diğer eğitim düzeyindekilere göre(Bkz. Ek

Tablo-21), Kuzeydoğu Anadolu bölgesindekiler diğer bölgelerdekilere göre (Bkz. Ek

Tablo-22), düşük sosyoekonomik seviyedekiler (DE, C2) diğer seviyedekilere göre

(Bkz. Ek Tablo-23) ve kırdakiler kenttekilere göre (Bkz. Ek Tablo-24) daha fazla

önem vermektedir.

Tablo 105. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–5: EVLİLİK, ÇOCUK VE KADIN ROLLERİ HAKKINDA GELENEKSEL BAKIŞ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

Çocuklu ailelerde ebeveynler mutsuz olsalar da evliliklerini devam ettirmelidirler 3,39 1,18 ,677

Eşler arasında sevgi bitse de evlilik sürdürülmelidir 3,19 1,25 ,672

Eşler arasındaki duygusal bağın teminatı çocuktur 3,51 1,17 ,599

Bir kadının asıl görevi çocuk bakmı ve ev işleridir 3,28 1,23 ,502

Çocuklu aileler daha mutludur 3,89 1,04 ,496

Çocuklarımın kendi tarafımın akrabaları ile daha samimi olmasını tercih ederim 3,07 1,26 ,429

Özdeğer (Eigenvalue) 2,83

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 5,43

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,7106

Beşinci faktör ise “Evlilik, Çocuk ve Kadın Rolleri Hakkında Geleneksel Ba-

kış” olarak adlandırılan ,7106 güvenilirlik değerine sahip ve 2,83 özdeğeriyle toplam

varyansın % 5,43’ünü açıklayan faktördür. Faktörde “Çocuklu ailelerde ebeveynler

Page 246: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

225

ARAŞTIRMA BULGULARI

mutsuz olsalar da evliliklerini devam ettirmelidirler” ve “ Eşler arasında sevgi bitse

de evlilik sürdürülmelidir” ifadeleri en yüksek yüklemeyi yapmaktadır.

Evlilik kurumunun dolayısıyla ailenin her koşulda sürdürülmesi yönündeki eği-

lim bu konuya verilen önemin bir göstergesidir. Sevgi bağı ailede çok önemli bir yere

sahiptir ancak bu sevginin bitmesine rağmen evliliğin sürdürülmesinin gerekliğine

vurguda bulunulması, aileye sevgi bağının ötesinde bir anlam yüklemektedir. Bu

faktörde göze batan bir diğer husus ise ailenin işleyişi ve sürdürülmesinde çocuğun

merkezi bir konuma yerleştirilerek yüksek değer atfedilmesidir.

“Eşler arasındaki duygusal bağın teminatı çocuktur”, “Çocuklu ailelerde ebe-

veynler mutsuz olsalar da evliliklerini devam ettirmelidirler”, “Bir kadının asıl gö-

revi çocuk bakımı ve ev işleridir”, ve “Çocuklu aileler daha mutludur” çocuğun

ailedeki merkezi konumunu ve değerini açıkça ortaya koymaktadır.

Bu faktör ile sosyodemografik değişkenlerin tümü anlamlı ilişki göstermektedir.

Beşinci faktöre, erkekler kadınlara göre (Bkz. Ek Tablo-25), 55 yaş ve üzerindekiler

diğer yaş gruplarına göre (Bkz. Ek Tablo-26), eğitimsizler ve ilkokul eğitimliler di-

ğer eğitim düzeyindekilere göre (Bkz. Ek Tablo 27), Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde

yaşayanlar diğer bölgelere göre (Bkz. Ek Tablo-28), Düşük (DE) sosyoekonomik

seviyedekiler diğerler seviyelere göre (Bkz. Ek Tablo-29), ve kırdakiler kenttekilere

göre (Bkz. Ek Tablo-30), daha fazla önem vermektedir.

Tablo 106. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–6: GELENEKSEL ATAERKİL AİLE DEĞERLERİ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

Aile reisi erkektir 3,73 1,22 ,693

Evde son sözü daima erkek söyler 3,38 1,28 ,618

Ailenin geçiminden erkek sorumludur 3,57 1,22 ,611

Ailenin en önemli görevi, çocuk yetiştirmektir 3,84 1,03 ,450

Özdeğer (Eigenvalue) 2,49

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 4,80

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,7096

Altıncı faktör, geleneksel ataerkil aile değerlerine işaret eden 4 ifadeden oluş-

maktadır. Faktördeki ifadeler değerlendirildiğinde, erkek ve kadına geleneksel ka-

lıplar doğrultusunda roller yüklendiği görülmektedir. Erkek daha çok, ailede son

sözü söyleyen, ailenin geçiminden sorumlu olan kişi olarak öne çıkarken, kadın ise

asli görev olarak ev içi işler ve çocuk bakımından sorumlu tutulmaktadır. “Ailenin

Page 247: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

226

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

geçiminden erkek sorumludur”, “Aile reisi erkektir” ve “Evde son sözü daima erkek

söyler” ifadeleri erkek rollerini, “Ailenin en önemli görevi, çocuk yetiştirmektir” ifa-

deleri kadın rollerini betimlemektedir.

İlk faktörde kadın ve erkeği eşit ve paylaşımcı bir modelle aileden sorumlu tutan

ifadeler yüksek aritmetik ortalama ve düşük standart sapma ile toplumun homojen

bir şekilde bu yargılara katıldığını göstermekteydi. Bu faktörde ise geleneksel ataer-

kil aile değerlerinin 4’e yakın ortalama değer almasına karşın standart sapmalarının

oldukça yüksek olması geleneksel ataerkil aile içi roller üzerindeki heterojen kanaati

ortaya koymaktadır. Zaman içinde bu faktördeki ifadelerle ilgili kanaatlerin değiş-

me potansiyeli taşıdığı açıkça gözükmektedir.

Altıncı faktör ile bağımsız değişkenlerin tümü arasında anlamlı bir ilişki bu-

lunmaktadır. Erkekler kadınlara göre geleneksel ataerkil aile değerlerini daha fazla

önemserken (Bkz. Ek Tablo-31), yaş arttıkça faktöre verilen önem de artmaktadır

(Bkz. Ek Tablo-32). Eğitim ile altıncı faktör arasında negatif bir ilişki bulunmakta-

dır. Eğitim düzeyi arttıkça faktöre verilen önem azalmaktadır (Bkz. Ek Tablo-33).

Bölgeler arasında anlamlı farklar bulunmakta ve Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve

Kuzeydoğu Anadolu, bölgeleri diğerlerine göre daha yüksek değer almaktadır (Bkz.

Ek Tablo-34). Sosyoekonomik statü ile altıncı faktör arasında eğitim ile olduğu gibi

negatif bir ilişki bulunmaktadır. Statü arttıkça faktöre verilen önem azalmaktadır

(Bkz. Ek Tablo-35). Son olarak kırdakiler kenttekilere göre faktörü daha fazla önem-

semektedirler (Bkz. Ek Tablo-36).

Tablo 107. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR–7: KADINLARIN ÇALIŞMASI GEREKTİĞİ DÜŞÜNCESİ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

İş hayatında kadınlar erkeklerle aynı ortamda çalışabilir 3,94 ,96 ,718

Kadın ekonomik bağımsızlığına sahip olmalıdır 3,92 ,96 ,715

Kadın mümkün olduğunca çalışarak aile ekonomisine katkı sağlamalıdır 3,76 ,99 ,629

Özdeğer (Eigenvalue) 2,28

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 4,37

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,7035

Kadına atfedilen geleneksel, ataerkil rollerin yanında toplumsal değişmeyle

birlikte gözlenen kadının ekonomik hayata katılması ve katkı yapması gerçeği bu

faktör altında değerlendirilmektedir. “İş hayatında kadınlar erkeklerle aynı ortamda

çalışabilir”, “Kadın ekonomik bağımsızlığına sahip olmalıdır” ve “Kadın mümkün

Page 248: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

227

ARAŞTIRMA BULGULARI

olduğunca çalışarak aile ekonomisine katkı sağlamalıdır” ifadeleri yüksek ortalama

ve düşük standart sapma değerleriyle yedinci faktörü oluşturmuştur.

Altıncı faktörde öne çıkan geleneksel kadın rollerindeki değişim beklentisinin

yansımaları bu faktörde gözükmektedir. Kadının ev içi geleneksel rollerinden ev

dışına çıkıp ekonomik hayatta etkin bir aktör olarak yer alması erkekle eşit konuma

gelmesi açısından önemlidir. Ancak, buradaki vurgu daha çok ailenin ekonomik

yapısına kadının yapacağı katkıya yöneliktir.

Her üç ifadenin faktöre yaptıkları yükleme birbirine yakın ve yüksektir. Faktör

,7096 güvenilirlik değeri ile % 4,37 açıklama oranına sahiptir.

Kadının çalışması gerektiğini ortaya koyan yedinci faktörü beklenildiği üzere

kadınlar erkeklerden daha fazla önemsemektedir (Bkz. Ek-Tablo 37). Yaş grupları

açısından anlamlı bir farklılaşma bulunmazken (Bkz. Ek-Tablo 38), üniversite ve

üstü eğitimliler ilkokul eğitimlilere göre kadınların ekonomik hayatta yer almasını

daha fazla önemsemektedir (Bkz. Ek-Tablo 39). Bölgeler arasında faktöre en yüksek

önem Batı Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde verilmektedir (Bkz. Ek-Tablo

40). Ayrıca, yüksek sosyoekonomik statüdekiler (A, B) diğer statüdekilere göre daha

fazla önem verirken (Bkz. Ek-Tablo 41), kent ve kır arasında anlamlı fark bulunama-

mıştır (Bkz. Ek-Tablo 42).

Tablo 108. Aile Değerleri Ölçeği İfadelerinin Faktör Yüklemeleri

FAKTÖR-8: GENÇLERİN BAĞIMSIZ OLMASI DÜŞÜNCESİ

Ort. S.SFaktör

yüklemesi

On sekiz (18) yaşını dolduran bir kız geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir 3,26 1,26 ,906

On sekiz (18) yaşını dolduran bir erkek geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir 3,49 1,19 ,904

Özdeğer (Eigenvalue) 1,86

Açıklanan Varyans (Variance explained) (%) 3,59

Güvenilirlik (Cronbach’s alpha) ,8629

Sekizinci faktör gençlerin bağımsız olması gerektiği düşüncesini savunan iki

ifadeden oluşmaktadır. “On sekiz (18) yaşını dolduran bir kız geleceğiyle ilgili karar-

ları kendisi vermelidir” ve “On sekiz (18) yaşını dolduran bir erkek geleceğiyle ilgili

kararları kendisi vermelidir” ifadeleri faktöre yakın derecelerde çok yüksek yükleme

yapmaktadır. Gençlerin gelecek planlamasını kendi başlarına yapabilmeleri ve erkek

ile kız çocuk arasında bir ayrımın yapılmaması son derece önemlidir. Faktörün gü-

venilirlik değeri de oldukça yüksektir (,8629).

Page 249: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

228

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Bu iki ifadenin bir arada faktörü oluşturması oldukça manidardır. Erkek ve

kız çocukların kendi gelecekleriyle ilgili kararları kendilerinin vermeleri gerektiği

kanaatine rağmen standart sapmaların oldukça yüksek oluşu görüşülen kişilerin bu

konuda kanaatlerinin net olmadığına işaret etmektedir. Günümüz çalışma hayatın-

da çocukların babanın işini sürdürmeleri çoğunlukla söz konusu değildir. Her çocuk

için, iş hayatını kurma, ayrı bir çabayı gerektirdiğinden çocukların kendi kararlarını

vermeleri desteklenmektedir. Öte yandan bu destek, çocukların aileden kopmalarını

istemek anlamına gelmeyip tam aksine aileyle bağlılıklarının sürmesi, anne babası-

na karşı sorumluluklarını yerine getirmesi beklentisini içermektedir.

Gençlerin gelecekleri belirlemede bağımsız olması düşüncesini erkekler kadın-

lara göre daha fazla desteklemektedir (Bkz. Ek-Tablo 43). Beklenen bir sonuç olarak

gençler (18-24 yaş arası) diğer yaş kategorilerine göre bağımsız karar verebilmeyi

daha fazla önemsemektedir (Bkz. Ek-Tablo 44). Benzer şekilde üniversite eğitim-

liler ile ilkokul eğitimliler arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (Bkz. Ek-Tablo

45). Bölgeler içerisinde gençlerin bağımsız olması düşüncesi en çok Ege Bölgesinde

desteklenmektedir (Bkz. Ek-Tablo 46). Sosyoekonomik statüler arasında anlamlı bir

fark bulunmazken (Bkz. Ek-Tablo 47), kentte yaşayanlar kırda yaşayanlara göre se-

kizinci faktörü daha fazla önemsemektedir (Bkz. Ek-Tablo 48).

3.18. Aile Değerleriyle İlgili Nitel Görüşmelerin Analizi

‘Türkiye’de Aile Değerleri’ araştırmasının son bölümünü oluşturan nitel veriler

kısmında katılımcıların aile değerleri ile ilgili görüşleri, ‘Değerler ve aile’, ‘Akraba

ilişkileri’, ‘Çocuğun değeri’, ‘Cinsel ahlâk’, ‘Evliliğe bakış’, ‘Duygusal bağ’, ‘Gele-

neksel değerler’, ‘Kadın rolü’, ‘Karar alma’, ‘Ekonomi’, ‘Şiddet’ gibi on bir ayrı kate-

goride elde edilip yorumlanmıştır. Her bir kategori için önceden sorular hazırlanmış

olup katılımcılar sorular eşliğinde aile değerlerinin hemen hemen bütün boyutları

hakkında görüşlerini dile getirmiştir. Bu görüşler nitel araştırma yöntemleri bağla-

mında analiz edilmiştir.

Nitel araştırma Adana, Ankara, Balıkesir, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstan-

bul, İzmir, Kayseri, Malatya, Samsun, Trabzon illerinde 61 erkek ve 59 kadın olmak

üzere toplam 120 kişi ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Görüşülen kişilerin eğitim

durumları değişiklik arzetmekte ve ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve yüksek li-

sans mezunlarından oluşmaktadır. Mesleki bakımdan da hayli farklı bir grubu tem-

sil etmektedir. Görüşülen kişiler arasında ev hanımı, öğretmen, mali müşavir, mü-

hendis, montaj elemanı, emekli, esnaf, operatör, pazarlamacı, kaloriferci, tezgâhtar,

Page 250: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

229

ARAŞTIRMA BULGULARI

mobilyacı, öğrenci, kuaför, halkla ilişkiler uzmanı, müdür, kasap, işletmeci, gazeteci,

heykeltraş, mimar, kamyon şoförü, pastaneci, yönetici, memur, muhasebeci, teknis-

yen, bankacı, pazarcı, emlakçı, garson gibi toplumsal yapının değişik meslek grup-

larından temsilciler yer almaktadır.

DEĞERLER VE AİLE

Bir bütün olarak ailenin nasıl bir değer olduğu, ailenin toplumsal açıdan öne-

mi üzerine eğilen sorgulamada, katılımcıların aileye genel olarak nasıl yaklaştıkları

araştırılmaktadır. Geçmişten günümüze aile değerlerinde meydana gelen değişme-

ler, halen ailenin önemi, ailede ne gibi değerlerin yaşatıldığı, bu konuda belli bir has-

sasiyetin olup olmadığı, büyüklerin küçüklerle aile değerlerini yaşatma bakımından

nasıl bir diyalog içinde oldukları, değerlerin yeni bireylere aktarılması hususunda

nasıl davranıldığı, ailede hangi değerlere önem verildiği, hangilerinin önemsiz gö-

rüldüğü gibi meseleler, katılımcılarla konuşulmaktadır. Böylece, Türk toplumunda

aile ve değer ilişkisi ortaya konulmaktadır.

Öncelikle, geçmişten gelen kültürümüz içindeki değer yargılarını koruma ve

gelecek kuşaklara aktarma konusunda çevrenize baktığınızda anne babalar, gerekli

hassasiyeti gösteriyorlar mı? Daha doğrusu bu konuda bilgileri var mı?

Kuşku yok ki, değerlerin yaşatılması, hayatta karşılık bulması, ayrıca hayatı

ören temel yapılar haline gelebilmesi ancak toplumun gerekli önemi vermesiyle

mümkündür. Değerler ancak hayata katıldıkça, yaşatıldıkça var olabilir. Bu ba-

kımdan insanın değer yargılarıyla nasıl bir ilişki kurduğu önem arzetmektedir. Bu

anlamda değerlerin yayılması, yaşatılması, hayata taşınmasında belli bir hassasi-

yetin gösterilmesi kaçınılmazdır. Toplum, değerler konusunda, özellikle değerle-

rin aktarılması ve yaşatılması hususunda gayretli, bilgili ve bilinçli mi? Yoksa bu

konuda büyük bir vurdumduymazlık, bilgisizlik ve samimiyetsizlik mi söz konu-

sudur?

Katılımcıların bazıları bu konuda toplumda bir hassasiyetin olmadığını belirt-

mektedir. Kısmen olumsuz ve umutsuz bir tablonun oluştuğu bu grup, özellikle bil-

gi eksikliği, okuma-yazmanın düşüklüğü, çocuklara ve gençlere önem verilmemesi,

ailelerin gerekli bilgiden yoksun oluşu üzerinde durmaktadır.

Page 251: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

230

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Bir hassasiyet göstermiyor anne babalar. Çocukları anlamıyorlar. Ebeveynlerin fi-

kirleri ön planda oluyor hep. Ana babalar yeterli de değiller ayrıca. Aslında gençlere önem

verilmesi gerekir. Bunun sebebi kendilerinin bir şey bilmemesi.”

..........

“Ailelerin bu konuda bilgili olduklarını düşünmüyorum açıkçası. İstemsiz bir şekilde

görüp geçirdiklerini aktarıyorlar. Kimi ailelerde bilinçli durumlar söz konusu olabilir ama

ailelerin aktarmasından ziyade çocukların bunları özümsemesi önemli. Kaldı ki çocukla-

rın da bunu çok fazla özümsediğini düşünmüyorum. Eski gelenek ve göreneklerimiz onlar

için önemini yitirmiş olabiliyor.”

..........

“Hassasiyet gösterilmiyor bence. Bazı aileler çok hassas, bazıları hiç değil ve modernlik

adına yozlaştırıyorlar çocukları. Anne baba bu konuda bilgisiz. Modern yaşantının ya-

nında İslami yaşantı da olmalı bence.”

Meseleyi eski-yeni, öncekiler-şimdikiler gibi toplumsal hayatta hayli geçerli bir

kıyaslamaya başvurarak izah edenlerin kimisi eskinin şimdiden daha iyi olduğunu,

eskilerin (büyüklerin) yeni nesillerden daha bilgili ve anlayışlı olduğunu ifade eder-

ken, bunun tam tersini savunan kişilere de rastlanmaktadır. Bu konuda bir mutaba-

kat söz konusu değildir. Eski-yeni tartışması da aile değerleri bağlamında yeni bir

tavra yol açmadan, bildik tonda varlığını sürdürmektedir.

“Şimdiki anne babalar kendilerini çok hassas zannediyorlar ama bizim yetişme tar-

zımızla şimdiki çocukların yetişme tarzında çok çok fark var. Bizim zamanımızda anne-

mizin babamızın aldığıyla kanaat ederdik ama şimdiki çocuklar mesela benim bir tane

torunum var tabi sadece benim torunum için söylemiyorum bu genelde bir kural, anne baba

çocuğa aşırı derecede yüz veriyor, her istedikleri yerine geliyor, bu sefer de tabi maddi sı-

kıntılar oluyor. Bu bana yaşım gereğince mi bilmiyorum, çok ters geliyor. Bilgileri aktarma

konusunda anne babalar bilgileri olduğunu sanıyorlar ama hiçbir şey bilmiyorlar.”

..........

“Yeni neslin çok fazla bilgisi yok, bu yüzden hassasiyet göstermiyorlar. Ama eski neslin

hassasiyet gösterdiğine inanıyorum ben.”

..........

Page 252: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

231

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Yeni anne babaların çocuklarını eskisi gibi belli bir hassasiyet içinde yetiştirdikleri-

ne inanmıyorum. Bunun nedeni bunların içinde bulunduğu yetişme tarzı ile ilgili, bir

nevi dejenere olmuş aile yapısı ile yetişmelerinden ötürü o kaygıları yaşadıklarına inan-

mıyorum. Görsel medyadan tutun çevremizdeki olaylar aile yapısını tamamen bozmuştur.

Mesela televizyonlarda gösterilen evlenme programları gibi, yazılı medyadaki konular o

kadar kötü ki. Yeni anne olan kişilerde bunların içinde çocuklarını yetiştirdikleri için eskiye

nazaran kalite olmadığını düşünüyorum. Gün geçtikçe neslimizin bozulmasının temelin-

de bu yatıyor. Çünkü eskiden bir insanın başka birinin ailesi hakkında konuşulması hayal

bile edilemezdi. Ben eski değer yargılarımızdan pek bir şey kaldığına inanmıyorum. Hâlâ

kaliteli şekilde yaşamaya çalışan insanlar tabi ki var ama %90, % 95’i maalesef böyle basit

kurguların üzerine oluşturduğu ailelerdir.”

..........

“Şimdikiler eskiye nazaran daha iyi aktarıyor değerleri.”

Kimi katılımcılar, değerlerin yaşatılması ve aktarılması konusunda doğrudan

ailelerin sorumluluğunu belirtmeden önce meselenin bir de süreç ile ilgili olduğunu,

dolayısıyla aile değerleri yahut toplumsal değerler gibi çok önemli ve temel hususun

ülkenin yaşadığı toplumsal, siyasal, ekonomik süreçler paralelinde değerlendirilmesi

gerektiğine işaret etmektedir.

“Geçmişteki değerleri bugüne uyarlamak ne kadar doğru bilmiyorum. Bunun uygun

ölçülerde yapılması gerekir. Türkiye’de aile değerlerinin çürümeye bırakıldığını düşünü-

yorum. Sebep olarak da seksen sonrası uygulanan ekonomi politikalarını görmekteyim.

Doğudan batıya göç hızlandı ve insanların zihninde mevcudiyeti olan tek şey para oldu.

Aynı şey yurtdışına yapılan göçlerle de ilişkilendirilebilir. Ya içlerine kapanırlar ya da et-

raflarındakileri insanlara uyum sağlamaya çalışırlar ki bu arada kültürel yabancılaşma

ortaya çıkar.”

Araştırmaya katılanların bazıları ise gerekli hassasiyetin gösterildiğine inan-

makta, bu hassasiyeti devamlı kılma konusunda ısrarlı olunması gerektiğini belirt-

mektedir.

“Anne-Baba çocuklarına değer yargılarını iletiyor. Toplumumuzdaki çocuklar da bu

değerleri biliyor. Gerekli hassasiyeti gösteriyorlar yani. Günümüzde biraz zayıflasa da ha-

len eski hassasiyeti gösteren insanlarımız var.”

..........

“Muhafazakâr bir ailede yetiştim. Komşularım da aynı şekilde yetişmiş insanlar. Ço-

cuklarını da aldıkları eğitimleri doğrultusunda yetiştiriyorlar. Bunun yanında örflerini

Page 253: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

232

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

artık yaşamayan insanlar da var etrafımda. Ama ben aile değerlerinde bu yapıyı koruma-

nın faydası olduğuna inanıyorum.”

Sahip olduğunuz değer yargıları ve bu değerlerin çocuklarınıza aktarılması ko-

nusunda siz ne kadar hassas davranıyorsunuz?

Sahip olunan değer yargılarının aktarılması önemli bir problem alanına işa-

ret etmektedir. Toplum ve aile değerlerinin en ciddi tartışma maddesi değerlerin

nasıl aktarılacağı, ne şekilde yeni nesillere benimsetileceğidir. Bu konuda toplum

ne düşünmektedir? Kendi değerlerini aktarma noktasında hangi yolları denemek-

tedir? Değerlerin aktarılmasında yanlış yöntem ve davranışların maliyetinin hayli

ağır olduğu bilinmekte, kuşaklar arasındaki iletişimsizliği ve uçurumu doğuran

bir neden olduğu tespit edilmektedir. Bu bakımdan çok nazik bir konu olan de-

ğerlerin aktarılmasında toplumda nasıl bir bilincin olduğu önem arzetmektedir.

Değer yargılarının aktarılmasında belli bir hassasiyeti gösterenler, belli başlı

gelenek, görenek ve adetlere vurgu yapmaktadır. Çocukların bu yapılarla tanışması,

yüzleşmesi ve o yapıda yetişmesi için bilinçli davrandıklarını ifade etmektedirler.

Gelenek ve göreneklerin benimsetilmesinin ana yolu zaten ‘görgü’dür. Değerlerin

aktarılmasının yolu da buradan geçmektedir.

“Geleneksel yapımız gereği büyüklerimizden gördüğümüz kadarıyla bizim bilgi ve

birikimlerimiz doğrultusunda bir şeyler vermeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra çağımız

bilgi ve teknoloji çağı, çocuklarımız dijital ortamda farklı şeylerden kendilerini bilgilendi-

rebiliyorlar, geliştirebiliyorlar. Bizim verdiklerimizi tamamıyla alamayabiliyorlar. Bizim

istediğimiz gibi olamayabiliyorlar ama belli kurallar çerçevesinde, çerçevenin dışına çok

fazla çıkarmamaya gayret gösteriyoruz diyebilirim.”

..........

“Çocuklarıma elimden gelen imkânları sunmaya çalışıyorum. Özen gösteriyorum. Bu

konuna çok hassas davranırım. Bizden örnek alır çocuklarımız. Temelleri sağlam atma-

lıyız.”

..........

“Düğünlerimiz, cenazelerimiz olur. Çocuklarımı bu törenlere götürmeye çalışırım ki

örf ve adetlerimizi yeterince öğrenebilsinler. Ona göre yetişsinler ki bizden gördüklerini

onlar da çocuklarına aktarsınlar. Çocukların gelenekleri bizzat yaşamaları gerekmektedir.

Bu olmazsa geleneklerimiz yok olup gider.”

..........

Page 254: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

233

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Çocuklarıma yanında büyükleri olduğu zaman daha saygılı olmaları gerektiğini an-

latmaya çalışıyorum. Dedesinin yanında otururken ayaklarını uzatmaması gerektiğini

öğretmeye çalışıyorum. Sofraya otururken besmele ile oturup besmele ile yemeğe başlama-

sı gerektiğini öğretmeye çalışıyorum. Ezan okunurken televizyonu kapatması gerektiğini

söylüyorum. Ve çocuk ezanın saygı duyulması gerektiğini öğreniyor.”

Kimi katılımcılar kendi anne babalarının değer aktarımındaki hatalı tutumla-

rını eleştirmekte ve kendilerini bu hatalardan uzak tuttuklarını ifade etmektedir. Bu

anlamda değer aktarmada yeni ve eleştirel bakışlar, yeni yöntemler denenmektedir.

Eski tarzlar eleştirilmekte ve yeni bir iletişim dilinin kurulması dikkatle vurgulan-

maktadır.

“Kendimce önemli gördüğüm değerlerin aktarılması konusunda hassasım. Ama bazı

yersiz önemsiz aslında olmasa daha iyi olabilecek dediğimiz yanlış uygulamalar var. Bun-

ların da mümkünse aktarılmaması gerektiğini düşünüyorum ve ben öyle yapıyorum. Ço-

cuklarımın öğrenmesini istemediğim, sürdürmesini istemediğim geleneklerimiz, örneğin

erkeklerin baskın olması, kadınlar üzerinde baskı kurmaya çalışması, bunları çocuklarıma

aşılamamaya çalışıyorum. Bizim toplumumuzda erkek çocukları böyle yetişiyor. Ben oğlu-

ma böyle değil de aile ortamının sevgi saygı çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini aşılamaya

çalışıyorum. Bu şekilde aile ortamının daha uzun ve daha huzurlu olacağını göstermeye

çalışıyorum.”

..........

“Benim ana babalarımın yanlışlarını çocuklara göstermeyeceğim. Son söz hep onların

oluyor. Kuşak çatışması da bunda etkilidir. Babamla bunu çok paylaştım ama insanları

değiştiremiyorsunuz. Kendi doğrularımı dikte ederek değil de ona sadece göstereceğim ve

seçme şansı vereceğim.”

Kimi katılımcılar ise bu konuda pek hassas davranamadıklarını, çeşitli neden-

lerden dolayı, bu konuda eksik olduklarını ifade etmektedir. Nedenlere bakıldığında

vakit sorunu, bilgi eksikliğini, az da olsa eski değerlerin aktarılmasına karşı çıkmak

görülmektedir.

“Ben de kendi adıma hassaslık gösterdiğimi söyleyemem. Çalışan bir anneyim. O yüz-

den vakit ayıramıyorum. Normalde çekirdek bir ailemiz vardı. Dolayısıyla normal aile

şartlarında yetiştik. Tipik Türk aile yapısı geleneklerimiz vardı. Fakat onları kızıma aşı-

lamadım”

Page 255: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

234

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Gerekli hassasiyet gösterilmiyor, yani anne babaların bilgisi pek yok.”

..........

“Dürüst olmak gerekirse çok fazla hassas davrandığımız söylenemez. Tabii ki bazı örf

ve adetlerimizi çocuklarımıza aşılamaya çalışıyoruz ama ne denli verebileceğim konusun-

da bir kesinlik yok.”

Sizce değer yargıları önemli mi? Mesela değer yargılarımıza sahip çıkmazsak ne

olur? Yetişkin insanlar değerlerini korumak için bir çaba sarf etmeli mi?

Değer yargılarının önemi noktasında Türk toplumunda büyük oranda belirgin

bir bilinç durumundan söz etmek mümkündür. Türk toplumunun, değer yargıları

konusunda hayli hassas olduğu görülmektedir. En azından değer yargılarının önemi,

bunların korunması ve sonraki kuşaklara aktarılması, büyük oranda paylaşılan bir

düşüncedir. Meselenin özüne vakıf olan toplum, belki bunun nasıl yapılacağı, değer

yargılarının nasıl korunup yaşatılacağı konusunda, bu konuda nasıl bir yöntemin

izlenmesi gerektiğinde ikircikli durumlar yaşıyor olabilir. Ancak değer yargılarının

bir bilinç durumu yarattığı görülmektedir.

Değer yargıları ile toplum neredeyse örtüştürülmektedir. Toplumsal yapının,

aile yaşantısının, toplum olarak huzur ve refah içinde yaşayabilmenin asgari şartı

olarak değer yargılarına sahip çıkma gösterilmektedir. Toplum, ağırlıklı bir şekilde

değer yargıları etrafında tanımlanmaktadır. Değerler, toplumun temeli, temel taşı-

dır. Toplumun önemi ve farkı, değer yargılarının uygulanmasında görülmektedir.

Bu noktada da önemli bir uzlaşma görülmektedir. Değer yargılarından kopmuş bir

toplumun ortada kalamayacağı, dağılacağı, yıkılacağı bilinci hakim bir görüş olarak

öne çıkmaktadır. Değer yargılarına sahip çıkmama durumunda karşılaşacağımız

manzara şu şekilde resmedilmektedir: kendini kaybetme, yok olma, kendi benliğini

yitirme, dağılma, yozlaşma/dejenere olma, dağılma, boşluk ve hatta esaret.

“Değer yargıları önemli hatta çok önemli olduğunu düşünüyorum. Değer yargıları-

mıza sahip çıkmazsak çözülme olur. Bugün Batı toplumlarına baktığımız zaman bunun

net bir şekilde örneklerini görebiliriz. Yetişkinler değer yargılarımızı korumalı ve sahip

çıkmalı ki değer yargılarımıza toplum olarak sahip çıkabilelim.”

..........

“Değer yargıları önemli, sahip çıkmaz isek geçmişteki hiç bir şeyi çocuklarımıza ak-

taramayız onlarda sahip çıkmaz. Çok çaba sarfetmeli, çünkü atalarımızdan gelen önem-

li şeyleri es geçmememiz gerekir. Çocuklarımıza veremezsek kendilerini hiçbir şeye ait

Page 256: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

235

ARAŞTIRMA BULGULARI

hissetmeyecekler ve başıboş olacaklar. Değer yargıları kişiye göre değişir ve kesinlikle önem-

lidir.”

..........

“Toplumumuz sıfır olur, başka bir şey demeyeceğim yani. Çok çok çaba sarfetlemi. Top-

lum bozulursa sonu hoş olmaz, iyi olmaz.”

..........

“Bu konuda eşimle ben hem fikiriz. Bence değer yargıları önemlidir. Çocuklara bunu

aşılamak gerekir. Modern olmak adına bunları göz ardı etmemek lazım. Çocuklar bazen

isyan edebiliyorlar bu konuda fakat bunu da uygun bir dille anlatıyoruz. En ufak bir şey

akıllarında kalırsa bizim için kârdır diye düşünüyorum.”

..........

“Değer yargıları çok önemlidir. Toplumun temel taşlarını oluşturur. Değer yargıla-

rımıza sahip çıkmazsak toplumsal bir yıkıntı olur. Yetişkin insanlar değerlerini korumak

için çaba sarf etmelidirler.”

..........

“Kesinlikle sarf etmeli, bir milleti, bir toplumu, bir ülkeyi bir araya getiren olgular

değer yargılarıdır. Mesela, Kurtuluş Savaşındaki başarımızın temelinde değer yargıları

vardır. Değer yargılarına sahip çıkmayan insanlar bir koyun gibi güdülmeye mahkum-

durlar.”

Değer yargılarının korunması hususunda hayli bilinçli ve direngen olan toplum,

bu yargıların korunması konusunda da aynı bilinç durumuna sahiptir. Bunun için

çok çaba sarf edilmesi gerektiği, hemen bütün katılımcılarca ifade edilmektedir. Bu

konuda sadece yetişkinlerin değil herkesin ön ayak olması gerektiği ifade edilmek-

tedir. Bu ağır meselenin yükü bütünüyle yetişkinlerin sırtına yüklenmemeli; yetiş-

kinler kadar gençlerin de bu konuda belli hassasiyeti taşımaları vurgulanmaktadır.

Kimine göre yetişkinler değer yargılarının korunmasında önemli roller oynamakta-

dır; kimine göre bu konuda yetersizdirler. Kimine göre ise bu meselenin ana nedeni

gençlerin başıboş bırakılmaları, değer yargılarını önemsemeden hür bir hayata dal-

maları. Çaba sarf etmek belki temel çözüm, ancak bunun kim tarafından nasıl, ne

oranda yapılacağı hâlâ tartışma konusu.

“Değer yargılarımız mutlaka önemlidir. Değer yargılarımıza sahip çıkmazsak ne

olur? Ortada işte toplumun durumu, ortada her şey, her şey dejenere olmuş durumda ve

oluyor da hâlâ. Genç nesli görüyorsunuz işte, gözünüzün önünde. Bunu anlatmaya gerek

yok. Ne olacağı ortada zaten, olan oluyor. Buna sahip çıkmamız lazım.”

Page 257: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

236

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Değer yargıları önemlidir. Bunlara sahip çıkmazsak giderek birbirimizden kopmuş

duruma geliriz. Yetişkin insanların değerlerini korumaya çaba göstermesi konusundaysa

bir eksiklik görüyorum. Hazmedilmemiş teknoloji en çok engelleyen nedenlerden biri. Doğ-

ru olanlar aktarılmalıdır. Özenti başlar. Marka takıntısı, yemek kültürünün değişmesi,

tv ve bilgisayar bağımlılığı, insanlar konuşmuyorlar… Yetişkinler değerlerin korunması

için çaba sarf etmelidirler. Değerler çabalarımızla tekrar geri kazanabiliriz. Önemli olan

aile bağlarının kopmamasıdır.”

..........

“Önemli. Bir ailenin durumunu belli ediyor değerler. Bir ailede olan kişilerin saygı-

larını sevgilerini belli ediyor. Çünkü bazı yerlerde gittikçe dejenere olduğunu görüyoruz.

Anne babaya davranış veya anne babanın çocuklarına davranışı artık iyice dejenere ol-

maya başlamış durumda. Ama aksi yönüne çok kapalı olmasına da karşıyım. Ben öyle bir

ailede yetişmedim. İstediğimiz zaman düşüncelerimizi söyleyebiliyoruz, karşımızdakinin

düşüncelerini dinleyip ortak bir karara varmaya çalışıyoruz. Böyle bir ailede yetişince

açıkçası güzel oluyor. Değer yargılarımıza sahip çıkmazsak gördüğümüz gibi dejenere olu-

yor. Sevgi kalmıyor, saygı kalmıyor. Büyüğün sözünü dinleme olayı kalmıyor. Söz dinleme

derken her dediğini yapmak değil tabi, yani mantıksız olan her şeyi kabullenmek değildir

bu, çocuklar eğer doğruysa doğru bildiklerini ailelerine anlatmalı aktarmalılar. Mesela

onların öğrenmediği sizin öğrendiğiniz şeyler var. Onların sizden öğrendiği şeyler var,

bunları aktarmakta güzel bir şey. Ama bu da ukalalık yoluyla değil daha böyle ailevi şekil-

de olmalı. Değerleri korumak için tabi ki çaba sarf etmeli ama değerleri koruyacağım diye

yeni yetişen kişiyi ezmemek gerek.”

..........

“Evrensel değer yargılarının değişmemesi lazım. Erdemler: dürüst olmak, alçakgö-

nüllü olmak, cesur olmak, saygılı olmak, yüce gönüllü olmak. Bunları aile değerleri ola-

rak benimsetmek lazım ve bunları benimseyene bir çocuk zaten her toplumda uyumlu bir

biçimde yaşamını sürdürebilecektir. Ama çoğu insan değerler dendiği zaman içi boşalmış

kavramlar düşünüyorlar, baskıya dayalı şeyler. Çocuklara değerleri yaşatmak adına emir-

ler vermektense davranışlarımızla örnek olmalıyız. Çünkü çocuk sizi örnek alarak yetişir.

Çocuğun dürüst olmasını istiyorsak biz dürüst olmalıyız gibi.”

..........

“Önemli. Değer yargılarına sahip çıkmazsak şimdiki gençlere döneriz. Çaba sarf etsen

de nafile. Şimdiki gençler değerleri bitirdi.”

..........

Page 258: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

237

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Bence önemli. Dejenere bir toplum meydana gelebilir yoksa. Bazı kurallar -aile içi

örneğin- önemli. Lise çağındaki bir insanın bu derece özgür olmasını doğru bulmuyorum

ama. Özgürlük de bir yere kadar. Yetişkin insanlar değerleri korumak için çaba sarf etme-

lidir.”

Değer yargılarının önemi ve korunması hususunda tartışma modernlik-gele-

neksellik boyutuna da ulaşmaktadır. Hemen bütün alanlardaki tartışmaların bir şe-

kilde uğrak noktası olan modernlik-geleneksellik boyutu, aile değerleri bağlamında

da kimi katılımcıların görüşlerinde ortaya çıkmaktadır. Burada bir uzlaşıdan sadece

modernliği bütünüyle devre dışı bırakmamak noktasında bahsetmek mümkün gö-

zükmektedir. Tabi modernliğin belli bir düzeyde yaşatılması gerektiğini bir uyarı

edasıyla belirtenler de yok değil.

“Bunun sorumsuzlukla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan etrafındaki in-

sanlara zarar vermeden hayatını yaşamak önemlidir. Benim kızım bana sadece nereye

gittiğini söyleyerek çıkıyor mesela. Önümde içki de içebilir. Geleneksel değerler bana saçma

geliyor.”

..........

“Kesinlikle sarf etmelidirler. Değer yargıları benim için aile yapısında mihenk taşıdır.

Sevgi, saygı vb… Moderniteyi yakalamak tabii ki şart. Ama her şeyin bir sınırı vardır.

Fazla da gelenekçi bir yapı olmaması gereklidir.”

“Toplumun ayakta durması için şarttır. Ama değer yargıları da günümüze uyarlan-

malıdır. Değerlerimize çağdaşsa sahip çıkalım değilse değiştirelim. Toplum uygar olmalı-

dır çağdaş olmalıdır. Okumalıdır. 200 yıl önceki bugüne uymayan değer yargılarına sahip

çıkamam.”

..........

“Tabi ki önemli, yeni jenerasyon pek önemsemiyor ama . Mesela ben anneme babama

uzun yıllar baktım, ama şimdiki nesil ki burası Erzurum biraz daha iyi ama batı da bunu

hiç göremiyorum. Sahip çıkmazsak Allah başımıza musibetler verir. Tabi ki sarf etmeli.

Bunları batılılaşma şeklinde yaparsak bütün değerlerimizi kaybederiz, anamızdan baba-

mızdan ne gördüysek o, ama modernleşme karşısında değilim tabi ki bütün nimetlerinden

yaralanmalıyız ama aşırısı da hoş değil.”

Page 259: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

238

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Siz aile hayatınızda hangi değerlere önem veriyorsunuz? Önem verdiğiniz de-

ğerlerin yaşatılması için neler yapıyorsunuz?

Aile hayatının sürekliliği bir anlamda değerlere, değerlerin yaşatılmasına ve aile

hayatını sarıp sarmalamasına bağlıdır. Aile değerleri, ailenin teminatı olduğu gibi

aile hayatının niteliğini gösteren ipuçlarını da barındırır. Aile ve değer bir anlamda

bütünleşmekte, bir birini tamamlamaktadır. Bu bakımdan hangi değerlerin aile ha-

yatında hüküm sürüp sürmediği, hangi değerlerin öncelenip öncelenmediği meselesi,

doğrudan aile hayatının farklı yönlerini belirlemeye imkân tanımaktadır.

Aile hayatında hangi değerlere önem verilmektedir? Türk toplumu, aile ha-

yatını hangi değerler etrafında sürdürmektedir? Bu yönde bir sorgulama, dini ve

manevi değerlerin ön planda tutulduğunu göstermektedir. Bununla birlikte Türk

toplumunun temel dinamiği olan milli değerlerin yanında akrabalık ve komşuluk

ilişkileri, dürüstlük, doğruluk, saygı-sevgi vb. değerler büyük oranda önemsenmekte

ve pratiği geçirilmektedir. Değerlerin yaşatılması ve yeni kuşaklara aktarılmasında

ise gelenek-göreneklerin şemsiyesinde oluşturulan dernek, vakıf, hemşehrilik örgüt-

leri gibi kurumlar etrafında toplanma öne alınmaktadır. Birlik ve beraberliği te-

sis edecek organizasyonların değerlerin yaşatılması ve aktarılmasında önemsendiği

gözlenmektedir.

Kimi katılımcılar, aile değerleri konusunda önceliği dini ve manevi değerlere

vermektedir. Dini, ahlâki ve manevi değerlerin aile ortamında yaşatılması için çaba

harcadıklarını belirten katılımcıların değerler alanını din ve manevi alan olarak gör-

dükleri izlenmektedir.

“Benim için dini konular önemli. İnsanlarla, komşularla iyi geçinmek. Ama önce

İslam’dır benim için, maddi gücüm yeterli olsa daha iyi yetiştirebilirdim.”

..........

“Dini değerler, ahlaki değerlere önem veriyoruz. Böyle yetiştik böyle büyüdük. Böyle

evlatlar yetiştirmeye çabalıyoruz.”

..........

“Din, ahlak, örf, adet… Bunlara önem veriyoruz. Çocuklarımıza bu zamana kadar

gerekli şeyleri aktarmaya çalıştık elimizden geldiği kadar. Dinde önemli olan nedir, işte

namaz kılmasıdır, Kur’an öğrenmesidir. Bunları elimizden geldiği kadar öğretmeye ça-

lıştık. Öğrettik de. Bayramlarda âdetler, gelenekler nelerdir, akraba ziyaretleri nelerdir,

bunları öğretmeye çalıştık.”

Page 260: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

239

ARAŞTIRMA BULGULARI

Saygı ve sevgi, aile değerleri alanında özen gösterilen bir husustur. Ailenin

temelde saygı ve sevgi üzerine kurulduğunun bilincinde olan katılımcıların, bunu

özellikle vurguladıkları görülmektedir. Saygı ve sevginin bir hale gibi çevrelediği

aile ortamında, değerlerin yaşatılması daha bir kolaylaşmaktadır. En azından aile

fertleri, değerler hususunda belli bir bilinçle hareket etmektedir.

“Ailemde ilk başta saygıya önem veriyoruz, birbirimizi dinlemeye önem veriyoruz.

Belli şartlarda bir arada yaşamaya önem veriyoruz. Akşam yemeklerinde evde hep beraber

aynı sofrada olmaya çalışıyoruz mesela. Ya da evde odada uzanmışsınızdır bir büyük anne

ya da baba içeri girdiğinde toparlanırsınız. Konuşmalarınıza ona göre dikkat edersiniz.

Önem verdiğim değerlerin yaşatılması için evli olmadığımdan kendime, kendi davranış-

larıma bakabiliyorum, başkalarına bir şey söyleyemiyorum. Şimdiki yetiştirilen bir çok

çocuğun ailesi de buna karşı esasında. Herkes kendi çocuğunun en iyi olduğunu, çocuğunu

en iyi kendilerinin yetiştirdiğini düşünüyor. Yani müdahale ettiğinizde yanlış anlaşılıyor-

sunuz.”

..........

“Birbirimize saygımız sevgimiz, akrabalarımızla görüşmelerimiz, bayramlarımız,

özel günlerimiz. Birbirimizi sevip sayarız iyi günde kötü günde birbirimize yakın oluruz.

Ben torunlarıma da anlatıyorum bayram, özel günler, kandiller, akraba ilişkileri… Ama

şimdi insanlar bir çalışma telaşı içine düşüyor, şimdi böyle şeylere pek değer verilmiyor,

şimdi bir telefonla geçiştiriyoruz, eskiden kandillerde, özel günlerde kalkılır gidilirdi ama

artık pek kalmadı. Sanırım bu modern çağın bir şeyi.”

..........

“Saygı ve sevgi ön planda. Kendi çocuğumu sevmek veya onun bana karşı saygısı. An-

cak çocuklarımıza kendi fikirlerimiz doğrultusunda ancak bunları öğretiyoruz. Çevreye

duyarlı olması. İnsan sevgisini aşılamaya çalışıyoruz.”

..........

“Dürüstlük, sorumluluk, saygı, disiplin, sevgi bir ailede şarttır.”

Akrabalık, komşuluk, yakınlarla görüşme ve dertleşme, birlik ve beraberliği

tesis edecek gidip gelmeler de Türk ailesinde öne çıkan değerler arasında yer almak-

tadır.

“Birlik beraberlik, küçüklerin büyüklerine saygılı davranmaları konusuna önem veri-

yoruz. Önemli gün ve gecelerde bayram ziyaretleri, eş dost ziyaretleri, akrabalarla ilişkiler

bunlar çok önemli. Biz büyüklerimizden böyle gördük çocuklarımıza da böyle öğretmeye

Page 261: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

240

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

çalışıyoruz. Zira aile olarak birliği bütünlüğü sağlayamadığınız takdirde toplumsal olarak

da çözülmeye mahkum olursunuz.”

..........

“Akrabalara gidip gelmek önemli. Büyükleri unutmamak önemli büyükleri dinlemek.”

“Derneklerimiz var. Çocuklarımızla beraber gidiyoruz. Kendi çevremizden olan in-

sanlarla tanışmalarını sağlıyoruz. Biz götürmezsek onları nereden tanıyacaklar?”

..........

“Aile içi saygı, kardeşler arası saygı ve sevgi çok önemli bizimde. Ayrıca akraba ve

komşularla olan ilişkiler önemli değer yargıları. Değer yargılarında akrabalarla olan iliş-

kilerde çok önemlidir. Bizden küçüklere örnek olmaya çaba gösteriyoruz.”

..........

“Saygı, sevgi, giyim kuşam her şeye önem veriyoruz. Ben çocuğuma örnek oluyorum.

Mesela bir masada yemek yemek bile görgüdür; anne-babaya saygı, büyüklere saygı, ziya-

ret edilmeli; sevgi, saygı, güven, hoşgörü. Bol bol çocuklarımla konuşuyorum. Yaşantıları

anlatıyorum. Değerlerimizi doğru şekilde öğretiyorum.”

..........

“Dini değerlerimize ve milli değerlerimize önem veriyorum. Okuduğum gazeteden

izlediğim tv kanalına kadar her şeye dikkat ediyorum. İzlediğim tv programlarının Türk

aile örf ve adetlerine uygun olmasına dikkat ediyorum.”

..........

“Nesilden nesile aktarılması için çok önem gösteriyorum. Biz ataerkil bir aileden geli-

yoruz, bu şekilde yetiştiriyoruz. Saygı çok önemli benim için. Biz çağdaş topluma uydura-

rak öğretmeye çalışıyoruz. Ama eskimemesi gerekenleri de annemizden gördüğümüz gibi

yapıyoruz, özellikle saygı.”

AKRABA İLİŞKİLERİ

Akraba ilişkileri, kuşkusuz aile değerleri açısından çok önemlidir. Eğer değer

bir çevre, muhit ve iletişim kanalı meselesiyse, akraba ilişkilerinin burada birincil

derecede önemli olduğu söylenmelidir. Değerler, toplumsaldır ve toplumsal ilişki

ağında öğrenilip uygulanır. Bu bakımdan akraba ilişkilerinin derecesi, boyutu, etki

düzeyi, önemi, gerektiği gibi bilinip bilinmediği, gereği kadar dikkate alınıp alın-

madığı meselenin can alıcı yanıdır.

Page 262: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

241

ARAŞTIRMA BULGULARI

Katılımcıların akraba ilişkilerine nasıl baktığı, bu tür ilişkileri nasıl değerlen-

dirdiği, kendi aile ilişkilerinde akraba yoğunluğunu ne kadar yaşadıkları, akraba

ilişkilerinin olumlu-olumsuz yönlerinin neler olduğunu tespite dönük ‘Akrabaları-

nızla sık görüşür müsünüz’ ve ‘Akrabalarla sık yahut seyrek görüşmenin aile fertleri

üzerinde ne gibi etkileri olabilir’ şeklinde iki soru sorulmuştur. Bu sorular etrafında

katılımcılar, akraba ilişkileri üzerine değişik değerlendirmelere ulaşmaktadır.

Akrabalarınızla sık görüşür müsünüz?

Akrabalarla görüşme sıklığı ve görüşmenin derecesi, toplumda farklı açılardan

değerlendirilmektedir. Akraba ile sık görüşmenin yanında seyrek görüşme de ciddi

bir eğilimdir. Bunun yanında orta yolu bulmak isteyenler de söz konusudur. Akra-

balarla görüşmeler daha çok bayramlar, törenler, toplantılar gibi özel günlere ve özel

zamanlara denk getirilmektedir. Bir anlamda bu özel günler/zamanlar görüşmenin

de yolunu aralamaktadır. En azından bu günlerin görüşme günü olarak değerlendi-

rilmesi de dikkate değer bir husustur. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların,

şartların yerinde olmamasından ötürü özel günlere daha bir önem verdikleri görül-

mektedir.

“Özel ve önemli günlerde akrabalarla görüşmeye dikkat ediyoruz. Yani bayram ve dü-

ğün gibi özel günlerde görüşüyoruz”

..........

“Aynı şehirde yaşadığımız akrabalarımızla mümkün olduğunca sık bir biçimde görü-

şüyoruz. Çocuklarımızı da bu ziyaretlere götürerek örnek olmaya çalışıyoruz.”

“Özel günlerde bayramlarda, düğünlerde, cenazelerde ve ara ara ziyaretlerde olmak

üzere evet görüşürüz.”

..........

“Seyrek görüşürsen birbirinden uzak kalırsın. Görüşmeye devam edersen haberleşir,

yardımlaşırsın. O yönden devam etmesi gerekir.”

..........

“Sık görüşmek duygular üzerinde bir yoğunlaşma etkisi yaratır. Nadir de olsa sık gö-

rüşmenin zararlarını gördüm.”

..........

“Amca, teyze, dayıyı öğretmek istiyorum. Yeni gençler arkadaşı üstün tutuyor; kay-

naşmayı sağlar; Eğer akrabalarla görüşmeler azalırsa aile bağları kopar; aile bağlarını

Page 263: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

242

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

güçlendirmek, ilişkileri güçlendirir. Sırf yüz yüze ziyaret yapmak zorunda değiliz. Telefon,

internet gibi araçlar da kullanılabilir.”

..........

“Kendi kendine yaşanmaz, akrabalarla beraber olmanın aile değerlerini korumada da

daha faydalı olacağını düşünüyorum.”

Akrabalarla sık sık görüşmenin kimi olumsuz yönlerini hesaba katıp seyrek gö-

rüşmenin daha iyi olacağını düşünenler, meselenin başka bir boyutuna dikkat çek-

mektedir. Belki toplumda giderek yaygın bir eğilim haline gelen ‘mesafeli ilişki’yi

temsil eden böylesi bir tutumun, bireysel hayat örme, kendi hayatına bakma gibi

çok yeni bir anlayışın sonucu olduğu söylenebilir. Bunun yanında elbette, mesafeli

ilişkinin belki daha olgun ve seviyeli bir ilişkiye yol açması ihtimalini de hatırlata-

bilmektedir. Aynı şekilde, akrabalık ilişkilerinin düzeyi, niteliği gibi esaslı yönlerine

ilişkin yeni bir düşünceyi de ateşleyebilir. Toplum, gelenekseli yaşatırken ona yeni

yorumlar eklemekte ve bir anlamda kendi zamanının ruhuyla geleneği yeniden do-

kumaktadır.

“Seyrek görüşmeyi tercih ederim. Sık olursa tadı kaçar. Seyrek olursa daha tatlı olur.”

..........

“Bir şey ifade etmez. Sık görüşürsek sık kavga ederiz. Seyrek görüşürsek daha az kavga

ederiz.”

..........

“Ara sıra görüşürsen kıymetli olur, çok sık görüşmek olumlu şeylere yol açmaz.”

..........

“Sık görüşmek sorun yaratıyor, az görüşmek de unutturuyor. Onun için ortayı bulma-

lıyız.”

..........

“Çok fazla sık görüşmek belli bir mesafeyi aradan kaldırdığı için sağlıklı olmuyor. Çok

nadir görüşmenin de ilişkileri zayıflatacağı kanaatindeyim. Bu sebepten dolayı bunu çok

iyi ayarlamak gerekir. Ama irtibatı koparmamak lazım. Ama ne çok fazla görüşmek ne az

görüşmek ne de hiç görüşmemek bunlar bizim tarzımız değil.”

..........

“İlişkileri belli bir düzeyde tutmalı.”

Page 264: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

243

ARAŞTIRMA BULGULARI

Akraba ilişkisine dayanışma, yardımlaşma ve güç bakımından yaklaşma, katı-

lımcıların vurguları arasında yer almaktadır. Akraba ilişkileri kişiye bir güven aşı-

lamakta, kimi sorunların çözümünde destek sağlamaktadır. Aynı zamanda kişiyi

güçlü kılan bir husus olarak da öne çıkarılmaktadır. Bu durum özellikle şehir haya-

tında daha da önem kazanmaktadır. Yalnızlığın kol gezdiği metropolde, akrabalık

ilişkisi kişiye bir bağlanma ortamı sunmakta, ona tutamak olmaktadır. Dayanışma

ve yardımlaşmanın en üst düzeyde yaşandığı akrabalık ilişkisi, bu anlamda şehir

hayatının da temel unsuru, hamuru haline gelebilmektedir.

“Sık görüşünce samimiyet ve paylaşım artar. İyi ve kötü günde dayanışmalar olur. Sey-

rek görüşülürse negatif etkileri olur, maddi açıdan destek ve yardım gerçekleşmez.”

..........

“Sık sık bir araya gelmediğimizde aramızda kopukluk oluyor aramadın gelmedin mu-

habbeti oluyor, ilişkiler zayıflıyor. Eşimle benim değil ama çocuğumuzun üzerinde önemli

etkisi oluyor. Çocuk yapayalnız büyüyor yani dayı amca fazla görmediği için eksikliğini

hissediyor.”

..........

“Sık görüşme aslında çok iyidir. Aile bağlarını kuvvetlendirir. Güç ve dayanak demek-

tir bu. Dış etkenlere karşı güçlü hissedersin kendini. Seyrek görüşmek seni yalnızlığa iter.”

Akraba ilişkilerini, belli şartlara bağlama da söz konusudur. Kayıtsız şartsız

akrabalık ilişkilerini sürdürme karşısında yeni bir eğilimden söz etmek mümkündür.

Bu şartlar arasında anlaşma yani hayat tarzı ve dünya görüşü, siyasi görüş, kafa yapı-

sının uyuşması gibi daha çok hayat biçimi ile ilgili hususlar öne çıkmaktadır.

“Kafa yapımız uyuyorsa görüşürüm. Görüşleri hoşuma gitmiyorsa hoşgörü için görü-

şürüm”

..........

“Dünya görüşü farklıysa hiçbir etkisi yok akrabalık ilişkilerinin.”

..........

“Akrabadan akrabaya değişir. Sık görüşürsek belki işimize karışabilirler, dedikodu ede-

bilirler.”

..........

“Görüştüğün kişiyle alakalıdır. İyi bir insansa, bir şeyler kapıyorsan olumlu etkileri

olabilir. Aksi takdirde boştur.”

Page 265: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

244

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Özellikle modern dönemlerin hayat şartları özelinde akrabalık ilişkilerinin

azaldığı, eskiye nazaran dikkate alınmadığı yönünde belirlemelere rastlanmaktadır.

Hayatın zorlukları ve hızı, diğer insani ilişkileri etkilediği gibi akrabalık ilişkileri-

ni de etkilemektedir. Maddi sıkıntılar, zaman problemi, mesafenin uzaklığı, şehir

yaşantısının kimi zorlukları, akrabalık ilişkilerinin düzeyini doğrudan etkilemek-

tedir.

“Çok fazla görüşmüyorum. Maddi sıkıntılar ve mesafeden dolayı.”

..........

“İş yoğunluğu, mesafeler, vakit darlığı gibi nedenlerden ötürü sıklıkla görüşemiyo-

rum.”

..........

“Maalesef iş güç hayat meşakkati sık görüşmeyi engelliyor. Ama ben sık görüşme ta-

raftarıyım. İnsanlar sevinçlerini sıkıntılarını paylaşmalıdır eş-dostla, akrabayla. Ama

sadece bayramdan bayrama, düğün ve cenazelerde görüşebiliyoruz. Akrabalık sadece milli

anlamda değil dini anlamda da çok önemlidir oysa.”

..........

“Şehir yaşantısı olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı akrabalarla sık görüşemiyorum.

Düğünlerde, cenazelerde ve nişanlarda bir araya gelebiliyoruz.”

..........

“Genellikle yılda bir iki kez görüşürüm. Ekonomik şartlar izin vermiyor. Dağınık bir

haldeyiz. İş, yaşam koşulları, İstanbul’un şartları etkiliyor ister istemez.”

..........

“Çok sık görüşmüyoruz hem ben hem de eşim çalıştığımız için görüşemiyoruz. Bay-

ramdan bayrama görüşüyoruz.”

Çocuklarınızın akraba çocuklarıyla ilişkileri konusunda ne düşünüyorsunuz?

Akrabalık ilişkilerinin aile değerlerini kuvvetlendirme, yayma ve kalıcı kılma

gibi işlevleri olabilir. Aynı ortamda bulunmak, aynı ortamı teneffüs etmek, değer-

lerin paylaşılmasını ve yayılmasını sağlamaktadır. Akraba çocuklarının birbirleriyle

ilişkisi yahut kopukluğu, söz konusu değerlerin geleceği açısından hayati öneme sa-

hiptir. Ebeveynler, kendi çocuklarının akraba çocuklarıyla ilişkilerine nasıl yaklaş-

maktadır? Belli bir ilişki düzeyini kurmak adına neler yapmaktadır? Dahası bu tür

bir ilişkiye önem veriyorlar mı?

Page 266: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

245

ARAŞTIRMA BULGULARI

Akraba çocuklarının birbirleriyle ilişki kurmaları, bir paylaşım gerçekleştirme-

leri, genelde ebeveynlerin istediği bir durumdur. Bağların kopmaması, ilişkilerin

çocuklar üzerinden de sürdürülmesi düşünülmektedir. Bunun için sık görüşme yö-

nünde yoğun bir kabul söz konusudur. Akrabalık ilişkisinden beklenenler, çocukla-

rın iletişiminden de beklenmektedir. İlişkinin sürekli hale gelmesi için çocukların

birbirleriyle görüşmeleri amaçlanmaktadır. Çok nadir de olsa, sık görüşmenin ge-

rekli olmadığını ifade edenler de bulunmaktadır.

“Bu yönde vermiş olduğum bilgi ve eğitimin çocuklarımın almış olduğu kanaatinde-

yim. Akraba ilişkilerinin iyi olduğunu gözlemliyorum. İnşallah böylede devam eder. Çün-

kü onlardan sonra ki nesle de böyle kalacaktır.”

..........

“İletişim kurmaları çok iyi olur tabi. Dayanışma açısından bağ kurmaları çok iyi

olur.”

..........

“Bizim çocuklarımızın akrabalarıyla çok güzel ilişkileri var, onu da biz vermeye

çalıştık. Ama şimdiki nesil fazla akrabayla görüşmüyor. Bayramlarda bile akrabaları-

na gitmiyorlar. Mesela bir iftar yemeğine bile gitmiyorlar. Benim kendi akrabalarımın

çocuklarından biliyorum. Evde kalıp bilgisayarda vakit geçirmeyi ya da başka şeylerle

zaman geçirmeyi tercih ediyorlar. Ama biz çocuklarımızı küçük yaştan bu gidilecek bu

yapılacak diye alıştırdık. Aile olmamız için bu gerekli diye öğrettik ve gittiğimiz her yere

götürdük.”

..........

“İyi geçinmelerini istiyorum. Birbirlerini tanımaları lazım. Akrabalık bağlarının

kalmasını isterim. İnsan etrafından bir şeyler öğrenir çünkü. İnsanlar kendilerini yalnız

hissetmek istemezler. Çocuğuma kim bir şey kazandıracaksa çocuğumun onlarla görüşme-

sini isterim. Bu önemli bir şeydir. Çocuk ailesini tipik çekirdek aileden ibaret görmemelidir.

Akrabalarla da görüşülmelidir ki destek olarak görebilsin bu durumu kendi için. Yüz yüze

görüşmelerini tercih ederim.”

..........

“O eğitimi aile büyüklerinin vermesi çok önemlidir. Çocukların birbirini tanıyıp öğ-

renmeleri gerekiyor. Bunu için de sık sık görüşerek tanımlarında fayda var. Her anne baba

gibi bende arkadaşlık ilişkilerine çocuğumu korumak adına müdahil olabiliyorum. Yasak-

layan bir aile değiliz. Uygulama tamamen onun elinde. Fakat uyuşturucudan, internetin

kötü sonuçlarından korumaya çalışırız. Çocuk çok sıkılmamalıdır. Fakat disiplinli bir ya-

şam kılavuz verilmelidir eline.”

Page 267: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

246

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

..........

“Akrabalarla çocuklarımın ilişkileri gayet iyi ve birbirlerini sever ve sayarlar. Biz kop-

mayan bir bütünüz.”

..........

“Çocuklar her zaman her şeye alışabilecek potansiyele uygun olduğu için anne babadan

gördüğü gibi davranıyor aslında sık görüşmek gerekir. Kuzenleri ile paylaşımları olmasını

isterim. Çocuğum şu an çok küçük, arkadaşlarını akrabalarının arasından seçmesini iste-

rim.”

ÇOCUĞUN DEĞERİ

Türk ailesi, bilindiği gibi çocuğa fazlasıyla önem vermektedir. Çocuk, ailede

bir sembolik değerdir aynı zamanda. Çocuk, farklı duygu ve değerlere konu olan bir

sembolik dünyadır. Aile, çocuk merkezli bir yapı olarak düşünülmektedir. Evlilik,

çocuk temelli bir düzlem olarak görülmektedir. Bu anlamda çocuk, yoğun bir alana

işaret etmektedir. Değerler dünyası ile de yakın bir bağı bulunmaktadır.

Çocuk kimi zaman bir zenginlik, kimi zaman bir güçtür. Bir gösteriş alanıdır,

bir kibir, hırs meselesidir. Tam tersi bir durum olan çocuksuzluk ise bir eksiklik,

kusur ve ayıplanma meselesidir. Çocuk, hem doğruların hem de yanlışların bir ara-

dalığını, çatışmasını, karmaşasını sunan bir alandır. Çocuk, kendisi üzerinden bir

hayat tarzının, söylem düzeninin, dünya görüşünün, algıların oluştuğu bir alandır.

Bu bakımdan çocuk, özellikle aile değerleri açısından merkezi bir aktöre işaret et-

mektedir.

Çocuk sizin için ne ifade ediyor?

Çocuğun ‘ne ifade ettiği’ sorusu doğrultusunda çok değişik cevaplar verilmek-

tedir. Çocuğun bir sevgi bağı ile anılması ilk elden vurgulanmalıdır. Bundan dola-

yı bir duygusallık söz konusudur; çocuktan söz etmek kesintisiz bir duygu selinin

doğmasına neden olmaktadır. Çocuk, akıldan önce duygu meselesidir. Bu doğrusu

ilginç bir husustur. Ebeveynin katıksız ve karşılıksız sevgisinin muhatabıdır çocuk.

Belki de tek muhataptır; çocuktan başka kim böylesine katıksız ve karşılıksız mu-

habbeti kendinde toplayabilmiştir diye sormak gerekir.

Katılımcılara göre çocuk evin gülüdür, hayatın anlamı ve bizzat hayatın kendi-

sidir. Her şeydir. En büyük değerdir. Umut, gelecek, yaşamın amacı, ailenin temeli,

Page 268: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

247

ARAŞTIRMA BULGULARI

emanet ve biraz da geleceğe yatırımdır. Aile olabilmenin asgari şartıdır. Çocuksuz-

luk aile olamamaktır bir bakıma. Bu yönde keskin bir kabul söz konusudur. Çocuk

ile aile neredeyse örtüşmüştür. Çocuksuz ailenin düşünülmemesi, Türk toplumu-

nun çocuğa, çocuksuzluğa ve aileye dönük bakışındaki bazı şifreleri çözebilmektedir.

Aile, çocukla güç elde etmekte, çocuğuyla çevreye ve topluma kendini anlatmakta,

dolayısıyla çocuk üzerinden bir iletişim dili geliştirmektedir.

“Çocuk ailede olması gereken en önemli unsurlardan biridir. Çocuksuz bir aileyi dü-

şünemiyorum. Onların cıvıltılarıyla dertleriyle sorunlarıyla masraflarıyla bu gibi şeylerle

hayat daha güzel. Çocuk benim için çok önemlidir.”

..........

“Bir çiftin aile olabilmesi için kesinlikle bir çocuk sahibi olması gerektiğine inanıyorum

ama şu devirde çok zor. Çocuk önemli ama çok zor.”

..........

“Çocuk millete devlete her yönden lazımdır. Onun için iyi yetiştirmek önemlidir. Bu

yüzden de az çocuk yaptık.”

..........

“Çocuk bizim geleceğimiz. Onlar yetişince biz onlara dayanacağız. Biz nasıl ailemize

yardımcı olduysak onlar da bize yardımcı olacak.”

..........

“Çocuk canından bir parçadır. Hiçbir sevgiye benzemez. Hayattaki en önemli varlık.”

..........

“Ailenin meyvesidir. Her ailede olması gereken bir kişiliktir. Hayatın anlamıdır.”

..........

“Çocuk benim için gelecek, evin neşesi, dünya meyvesi ve destek demektir.”

..........

“Canınızın içinde candır ama o kendi başına bir bireydir. Kendi başına doğan kendi

başına yaşamını idame ettirecek bir bireydir.”

..........

“Bembeyaz bir kağıt, boş bir ses kayıt bandı, geleceği yönlendirecek ve hükmedecek

küçük insan canlısı.”

Çocuk aynı zamanda bir ülkü ve idealin müşahhas örneğidir. Ülkü ve ideali

gerçekleştirecek gelecek adamıdır çocuk. Gelecekteki güzel dünya, onun emeğiyle

kurulacaktır. Muhayyel bir gelecektir çocuk. Aynı zamanda neslin devamı demektir

Page 269: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

248

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

çocuk. İnsanoğlunun en dolaysız reflekslerinden biri olan nesli devam ettirme duy-

gusunun karşılığıdır. Çocuk hem ideali taşıyacak hem de nesli sürdürecektir. Her iki

durumda da çocuk, toplumun geleceğidir.

“Benim parçam ve çok şey ifade eder. Benim kanımı taşıyor ve gelecekte Türkiye’yi ile-

rilere taşıyacak olan çocuklar olduğu için çok çok önemli.”

Ailenin çocuklardan beklentileri neler olabilir?

Çocuğa bir hayli önem veren ve neredeyse kendisiyle örtüştüren, bir ailenin te-

meli gibi gören Türk ailesi, çocuklardan beklentiler konusunda da değişik seçenekler

sunmaktadır. Öncelikle çocuğun kendisini yetiştirip iyi bir evlat olması istenmek-

tedir. Çocuk, kendisi için kendisini yetiştirmeli ve topluma eğitimli bir birey olarak

katılmalıdır. Kendi ayaklarının üstünde durabilecek bilgi, kabiliyet ve değere sahip

olmalıdır. Bunu gerçekleştiren çocuk ister istemez kendi ailesine, vatana, millete,

inancına ve değerlerine de sahip çıkacak ve faydalı olacaktır. Ayrıca aileler, çocuk-

larından sevgi ve saygı beklemektedir. En fazla vurgulanan hususların başında da

sevgi ve saygı gelmektedir. Hoşgörü, iyimserlik, iyi huyluluk, sağlık, iyi bir mevki,

bağlılık, iyi bir gelecek, başarı, biraz da kariyer gibi hususlar, ailelerin çocukların-

dan beklentiler arasında zikredilmektedir. Ayrıca kendilerine bakmaları, ihtiyaçla-

rını gidermeleri de beklenmektedir. Bu nokta tipik Türk ailesinin çocuklarından bir

beklentisini de dile getirmektedir: Kendilerine bakmaları.

“Çocuklarımın kendi ayakları üstünde durmasını, topluma yararlı olmalarını ve sağ-

lıklı olmalarını beklerim.”

..........

“Vatana millete, dinimize hayırlı evlat olsun bunu beklerim. Başka bir beklentim yok

zaten.”

..........

“Geleneklere, devlete, ulusuna ve dinine bağlı bireyler olmalarını dilerim.”

..........

“Öncelikle aile ve toplum değerlerimize, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaları.

Kesinlikle saygıyı elden bırakmayan bir kişi olmaları. Kendilerini toplum içinde belli bir

yere getirecek bir kariyer edinmeleri, ele güne muhtaç olmamaları, bize kötü laf getirmeme-

leri, bizi mahcup etmemeleri, mutlu olmaları. Kendi ayakları üzerinde durabilmeleri.”

..........

“Kendi kültürümüze sahip çıkmaları, bizim kültürümüzü yaşatmaları.”

..........

Page 270: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

249

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Aile çocuğunun temel kültürünü yansıtmasını temel kültürünü yaşatmasını bekler.

Başarılı bir eğitim ve başarılı bir kariyer yapmalarını bekler.”

..........

“Adaletli, mantıklı hareket etmelerini isterim. Güzel şeyler yapmalarını beklerim.

Önce kendilerini kurtarmaları lazım. Sonra biz geliriz.”

..........

“Çocukların kendilerini yetiştirmelerini, iyi bir eğitim almalarını, vatana, millete

sağlam bir çocuk olmalarını isterim.”

..........

“Ülkesinin değerlerine sahip çıkmasını, dinlerine sahip çıksın, ahlak olarak çok şey bek-

liyorum ve vermeye çalışıyorum.”

..........

“Çocuk için çekilen zorluklar, onlar için yapılan fedakârlıktan dolayı anne babanın

çocuktan bir beklentisi doğal olarak olur. Ama bu beklenti çocuğun iyi bir evlat olmasıdır.

Çocuk ailesini çok sevmeli ama yüzeysel değil gerçekten sevmeli, anne babanın çocuğundan

yüzeysel olarak maddi çıkarlar isteyeceğini de hiç sanmıyorum. Evladının yaşamı için ken-

di yaşamını tehlikeye atmış bir annenin hiç sanmıyorum ki basit olgularda çocuğundan bir

şey istesin ondan hayırlı iyi bir evlat olmasını isteyecektir.”

..........

“İyi bir eğitim alıp topluma yararlı saygılı sevgili bir vatandaş olmaları ve ilerde bize

saygı duyup bize bakmaları.”

..........

“İnsan yaşlandığı zaman anasına babasına bakmalı. Biz de bunu bekliyoruz çocuk-

larımızdan.”

Ayrıca ailede çocuğun yetişmesinde kim daha etkilidir yahut etkili olmalıdır?

Anne mi yoksa baba mı?

Ailede çocuğun yetişip belli bir kültür değerleriyle kişiliği kazanmasında kuş-

kusuz anne babanın doğrudan etkileri görülmektedir. Bunun yanında eğer varsa

ailede dede-nine gibi diğer büyüklerin de etkisinden söz edilebilir. Yakın çevre ve

akrabaları da etki hanesine yazmak gerekir. Kimin daha etkili olduğu meselesi, ce-

vap veren kişilerin bir anlamda kendi ailelerindeki iletişime, kendi çocuklarıyla kur-

dukları diyaloga göre değişecektir.

Page 271: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

250

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Kimilerine göre ailede en etkili olan kişi babadır. Buna göre baba daha otori-

terdir ve çocuk ondan daha fazla çekinmektedir. Kimisi de annenin etkili olduğunu

düşünmektedir. Çünkü anne, evde doğrudan çocuğun tüm hallerine tanık olmakta,

onunla bütün hayatını paylaşmaktadır. Anne, çocuğa daha fazla vakit ayırmaktadır.

“Kesinlikle anne. Baba da önem taşır, fakat çocuklarla ilgilenmeye genelde vakti olmaz.

Baba dışarıda çalışır. Anne daha çok evde. Çalışan bir anne olsa da evde çocuklarla ilişki

kuran daha çok annedir. Anne çocuk eğitiminde çok önemlidir.”

..........

“Anne daha etkilidir. Baba bazı şeylerle terbiye etse de anne çocuğun ilk öğretmenidir.”

..........

“Tabii ki anne, annenin fedakârlığı çok ama çok büyüktür. Bir baba çocuğu için fe-

dakârlık yapabilir ama anne kadar çok değil, anne her şeyi göze alır. Mesela ekmeğin ya-

pımı için kullanılan malzemeleri düşünün. Su var, un var, maya var, maya babadır, su

çevre şartlarıdır, un ise annedir. Bir şeye ne kadar çok değer verirsen o kadar hassas davra-

nırsın. Bir çocuğu annenin sevmesiyle babanın sevmesi bir olamaz.”

Anne ve babanın farklı rollerinin olduğunu dolayısıyla ikisinin de aynı de-

recede önemli olduğunu belirten katılımcılar da bulunmaktadır. Ailenin bütün-

sel yapısı göz önüne alındığında anne ve babanın etkisini de birleştirmek gerekir.

Çocuk anne ile babadan değişik şekillerde beslenecek ve rol-model olarak onları

alacaktır.

“Her ikisinin ortak etkisi olmalı. Toplumda baban gelince söylerim olayı var. Baba

gelince ne olacak baba bağıracak. Çocukla baba arasında mesafe olacak. Anne ile yüzgöz

olacak. Olmamalı.”

..........

“Eğer anne ev hanımı ise annenin rolü daha büyüktür. Ama eğer anne çalışıyor ise

sorumlulukların eşit olması kanaatindeyim. Çocuğun anneden alması gereken davranışlar

vardır, babadan alması gereken davranışlar vardır. Birisine bu konuda bir ağırlık yük-

lemek bence haksızlık olur. Çocuk beraber yetiştirilmeli, beraber tavır alınmalı. Anne ve

babanın davranışı birbirini tamamlamıyorsa çocuk bir çelişki yaşayacaktır. Bu anlamda

anne ve baba beraber tutarlı hareket etmelidir.”

CİNSEL AHLAK

Cinsel ahlak yahut ailenin cinsel konulara yaklaşımı, kuşkusuz aile yaşantısının

önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Bilindiği gibi ailenin işlevleri arasında yer

Page 272: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

251

ARAŞTIRMA BULGULARI

alan ‘cinsellik’, neslin devamı, ailenin bir sevgi ve şefkat yuvası olarak var olması,

sağlıklı bir cinsel ilişkiyi düzenleme, cinsel ilişkiyi sapkınlaşmadan uzak tutma gibi

önemli işlevleri üstlenmiştir. Biyolojik işlev de denen bu durum, toplumların sağlıklı

nesillere kavuşması açısından son derece hassas bir konudur. Sağlıklı bir toplum,

tüm tutum ve davranışlarında ahlak ölçülerine göre hareket eden toplumdur. Ahlak,

dışarıdaki hayatta geçerli olduğu kadar aile içi ilişkilerde de geçerlidir.

Cinsel ahlak kategorisinde, evlilik öncesi f lört, evlilik öncesi cinsel hayat, çap-

kınlık, çocuğa dönük cinsel eğitim, nikâh, sadakat, mahremiyet gibi hususlar üzeri-

ne katılımcıların görüşleri alınmıştır. Her bir hususta farklı görüşler olmasına kar-

şın, toplumun genelinin belli konulara benzer yaklaştığı da görülmektedir.

Evlilik öncesi flört konusuna nasıl bakıyorsunuz?

Evlilik öncesi f lört, özellikle son dönemlerde Türk toplumun belli başlı tartış-

ma alanları arasında görülmektedir. Gerçi katılımcıların görüşlerine bakıldığında

da bu konunun kısmen ‘aşıldığı’, toplumun bu konuya bir şekilde cevap verdiği de

izlenmektedir. Ancak gene de toplumda bu konuya ilişkin farklı görüşlerin varlığı

da dikkat çekmektedir.

Evlilik öncesi f lörtü önemseyen, makul bulan, gerekli gören bir yaklaşımın, bu

tartışmada ağırlıklı bir şekilde yer aldığı görülmektedir. Flörtü, tanıma açısından

önemsenmektedir. Görüşmek, fikirlerden haberdar olmak, ileride kurulacak bir

aile ortamı için daha sağlıklı veriler sunacaktır. Ayrıca tanımanın yanında evlilik-

te önemli bir husus olan duygusal bağı kurması açısından da f lört önerilmektedir.

Flört, daha çok gençlerin birbirlerini, hayat tarzlarını, değerlerini, aile ortamlarını

tanımalarında bir ortam sunması anlamında önemsenmektedir. Türk aile değerleri

dışına çıkıp f lörtü başka şekilde yorumlamalara da karşı çıkılmaktadır.

“Evlilik öncesi flört tanıma açısından önemlidir.”

..........

“Olması gereken bir şey. Karşınızdakini tanımaya ve onunla duygusal bir bağ kur-

maya yarar. O insanla farklı ortamlarda bulunarak tepkilerini öğrenirsiniz. Bu da evlilik

öncesi gerekli bir şey bence.”

..........

“Çiftlerin gelecekteki oluşturacağı hayatın altyapısını teşkil eder. Mutlaka olması gere-

kir. Olmadığı durumdaysa farklılıklar ortaya çıkar.”

..........

Page 273: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

252

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Kesinlikle olmalı diye düşünüyorum. Toplumda bu konuda bir baskı var ama bence

flört edilmeli insanlar birbirlerini tanımalı. Oysa flört etmeli çocuklar birbirlerini tanı-

ması açısından. Sakıncaları olabilir de olmayabilir de. Düzenli görüştüklerinde bir prob-

lem olmayacaktır. Düzensiz olursa problemler olabilir.”

..........

“Bence gayet normal, ben eşimle anlaşarak evlendim, aynı yerde çalışıyorduk. İnsanlar

önce tanışıp anlaşıp ondan sonra evlenmeliler, fikir uyumsuzluğu oldu mu 3 ay sonra 5 ay

sonra problemler meydana çıkıyor. Birbirlerini çok sevip aşık olsalar da bir bakıyorsun 3 ay

5 ay sonra bilemedin 1 yıl sonra boşanıyorlar. Bu da biraz bence kanaatsizlik, maddi gücün

hemen bir anda birden olması, her şeye sahip olması tabi ki bunlar insanlara mutsuzluk

getiriyor. Sonra da borçların ödenememesi tabi ki bu haliyle ayrılık getiriyor.”

Evlilik öncesi f lörtü eleştiren, gereksiz bulan, olumsuzlayan bir yaklaşım da

aynı şekilde kuvvetli bir görüş olarak toplumda yankı bulmaktadır. Flörte sıcak ba-

kılmamasının nedenleri arasında değerlere aykırı görülmesi, kimi değer ve duygula-

rın istismar edilmesi, ailelerin devre dışı bırakılması gibi hususlar zikredilmektedir.

Ailelerin tanışması ve görücü usulü evlilik de öneriler arasında yer almaktadır.

“Ben şahsen sıcak bakmıyorum flört olayına, çünkü aşınmalar oluyor, ters şeyler yapı-

lıyor. Onun için onaylamıyorum.”

..........

“Evlilik öncesi flört konusuna karşı çıkarım. Ahlaki değerlerimize önem verdiğimiz

için flört olayı bu değerlere ters düştüğü için karşıyım.”,

..........

“Sıcak bakmıyorum kabul ettiğim veya doğru bulduğum bir süreç değil. Flört döne-

minde bazı değerlerin ve bazı duyguların istismar edildiğini düşünüyorum. İnsanların

evlenmeden önce birbirlerini tanıması gerektiğini doğru buluyorum. Bunun için de uygun

olan dönemin nişanlılık dönemi olduğunu düşünüyorum. Flörtle başlayan birlikteliklerin

birçoğu ayrılıkla sonuçlanırken nişanlılıkla başlayan birlikteliklerin %60’ı evlilikle sonuç-

lanıyor. Nişanlılık dönemi minimum 3 ay maksimum 1,5 yıl kadar oluyor. Bu sürecin çift-

lerin birbirlerini tanımaları için yeterli olduğunu düşünüyorum. Aile değerlerini yıpratıcı

buluyorum. Flört olayı arttıkça evlilik olayının azaldığını düşünüyorum. Evlilik olayının

azalması demek bir toplumun dinamitlenmiş olması demektir bence.”

..........

“Aşk, sevgi… Bunlardan önce aileler tanışmalı ve anlaşmalıdır, onun için görücü usu-

lü önemlidir.”

Page 274: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

253

ARAŞTIRMA BULGULARI

..........

“Ben ters bakıyorum flörte. Arkadaşlık edip de evlenenler 3 ay sonra boşanıyor. Flört

edip evlenenler de küçük bir yanlış da bile bitiyor. Ben görücü usulüyle evlendim, her şey

sürpriz oldu.”

..........

“Sakıncalı bir şey. Biz atamızdan öyle gördüğümüz için bize sakıncalı geliyor. Şimdi

çapkınlık yapan evlendiği zaman da aynısını yapmaya çalışır.”

..........

“Çok sıcak bakmıyorum. Flörtle başlayan birlikteliklerin çok az bir kısmı evlilikle so-

nuçlanıyor. İnsanların birbirlerinin duyguları ile oynamaları açıkçası hoş değil.”

Ayrıca f lörtün abartıldığını, yanlış anlamalara meydan verecek şekilde iğdiş

edildiğini belirten katılımcılar da bulunmaktadır. Flörtün bir arkadaşlık biçimi

olarak belli seviyede gerçekleştirilmesi, farklı noktalara çekilmemesi gerektiğini

belirtmektedir kimi katılımcılar. Günümüzdeki gibi saptırılmaması gerektiğini ha-

tırlatmaktadırlar. Değer yargılarını çiğnercesine bu durumun abartılması ve ileriye

götürülmesi hoş görülmemektedir.

“Arkadaşlık olabilir ama flört kelimesi farklı anlamlarda kullanılıyor. Günümüzde

saptı, abartıldı. Sınırlı olmalı.”

..........

“Flört olmalı, kişilerin birbirlerini tanımaları için. Hoş diyeceksiniz ki ne kadar ta-

nıyacaksınız. Ama yine de az çok bilgi ediniyorsunuz. Çevresine, ailesine davranışlarıyla

ilgili az da olsa bilgi ediniyorsunuz. Bunları göz ardı edip evleniyorsanız o sizin takdiri-

niz. Ama bu benim evleneceğim kişi diyip bilgi de edinebiliyorsunuz. Tabi belli seviyelerde

olmalı bu flört.”

..........

“Kesinlikle olması lazım ama günümüzdeki televizyonlardaki gibi değil, o zinadır,

flört insanların birbirlerini tanımak için görüşmeleridir (sinemaya gitmek, yemek gibi).

Flört olmadan yapılan evliliklerin sonunda insanlar birbirlerini tanımadan evlendikle-

ri için sorunlar çıkıyor boşanmalar oluyor. Ayrıca bazı değer yargılarının içerisinde olan

kişiler karşısındakini iyi değerlendirip daha sağlıklı sonuçlar çıkarırlar çünkü kendi değer

yargılarına ters düşen insanın kendisine de hayır getirmeyeceğini bilecektir ama bu değer

yargıları olmayan insanlar boş boş bakıp hiçbir şeyi algılayamaz anlayamazlar.”

Page 275: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

254

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ayrıca evlilik öncesi cinsel hayat ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Mesela erkeğin

çapkınlık yapması gibi.

Cinsel ahlak meselesinin önemli bir boyutunu teşkil eden ve aile değerleri ba-

kımından değerlendirilecek olan ‘evlilik öncesi cinsel hayat’ ile ilgili katılımcıların

görüşlerine bakıldığında değişik fikirlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu anlamda

karşı çıkış ve kabul ediş gibi iki baskın görüş ortaya çıkmaktadır. Ancak bununla

birlikte bekâret, sadakat, mahremiyet, gelenekler, örf ler, dini ve ailevi değerler gibi

belli başlı değerler dünyasından meseleye yaklaşanlar da dikkati çekmektedir. Ay-

rıca erkeğin çapkınlık yapması gibi bir mesele de sağduyulu bir şekilde değerlendi-

rilmekte ve reddedilmektedir. Çapkınlık gibi toplum ve aile değerlerine ters olan bir

tutumun, kadın-erkek ayrım gözetilmeden reddedilmesi gerektiği söylenmektedir.

Kimi marjinal ifadelerde bunu haklı bulanlar olsa da genel anlamda bir haksızlık

olduğu ve yanlış olduğu yönünde kabul söz konusudur.

Evlilik öncesi cinsel hayatı kesinlikle reddeden katılımcılar, özellikle bekâretin

korunması, manevi değerlere aykırı olması, dinen ve milli gelenekler bakımından

yanlış bulunmasına işaret etmekte ve uzak durulması gerektiğini dillendirmekte-

dirler.

“Teknolojik ortamda çocuklar bu konuyla ilgili bilgileri alabiliyorlar. Ayrıca anne ve

babada çocuklarını bilgilendirmelidir. Erkek çocukları üzerinde biraz daha dikkatli olma-

ları gerekir. İki kişininde bekâretlerini evlilik anına kadar korumaları gerekir bence.”

..........

“Yanlış buluyorum. Bizim ülkemizde şöyle bir şey var. Erkek yapınca çapkınlık oluyor,

kadın yapınca bilmem nelik oluyor. Yanlış erkeğe de yanlış kadına da.”

..........

“Hiç tasvip etmiyorum. Manevi değerlerimize ve bağlı bulunduğumuz dinimize son

derece aykırı. Kesinlikle tasvip etmiyorum.”

..........

“Mahremdir çok fazla cinsel hayata girilmemelidir. Cinselliğe girilmemelidir. Her şey

seviyeli ve ölçülü olmalıdır. Cinsellik evlilikte yaşanmalıdır. Çünkü insanlar evlilikte birbi-

rini keşfediyorlar ve birbirlerini her keşfettiklerinde birbirlerine daha fazla bağlanıyorlar. Bu

keşfetme süreci flört döneminde olursa cinsellik ve diğer duygular, evliliğe bir şey kalmıyor.”

..........

“Cinsel ilişkiye karşıyım. Örflerimize aykırıdır. Bekâret korunmalıdır. Aldatmaya da

karşıyım. Evlilik benim için kutsal bir kurumdur.”

Page 276: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

255

ARAŞTIRMA BULGULARI

..........“Böyle bir şey olamaz her şeyin zamanı vardır her şeyin zamanı geldiğinde

güzeldir. Bu çoğu değerlerimize ters düşen bir şey. Erkeğin çapkınlık yapması da ters.”

..........

“Evlilik öncesi cinsel hayata karşıyım. Erkeğin evlilik öncesi biriyle birlikte olması di-

nimiz gereği yanlış şiddetle karşıyım.”

..........

“Ona tamamen karşıyım. Namus hem erkek için vardır hem kadın için vardır.”

..........

“Ona karşıyım. Erkek egemenliği olduğu bir ülkedeyiz o yüzden erkeğin yaptığı çap-

kınlık hoş görünüyor ama bayan için hoş görmüyorum.”

..........

“Erkek yaparsa çapkınlık oluyor elinin kiri oluyor. Kadın yaparsa namussuzluk oluyor.

Ahlaksızlık oluyor. Ben buna katılmıyorum. Bana göre bunu kadın da yapsa erkek de yapsa

ortada bir namus kavramı vardır. Bence burada kadınlara haksızlık yapılıyor.”

Evlilik öncesi cinsel hayatı az da olsa olumlayanlara da rastlanmaktadır. Bu du-

rumu normal bulanlar, cinsel hayatın önceden yaşanması gerektiğini ifade etmekte-

dirler.

“Olabilir, evlilik öncesi normal.”

..........

“Evlilik öncesi yaşanmalı ki evlendiği kişiyi daha mutlu etsin.”

..........

“Evlilik öncesi cinsel hayat toplumumuzda kapalı kapılar arkasında kalıyor. Özellikle

kızlara çok fazla baskı uygulanıyor. Erkek çocuklar için normal, kız çocuklar için namus

meselesi gibi görülüyor ama ben erkek çocuklar gibi kız çocukların da evlilik öncesi cin-

sel hayatı tanımasının sakıncası olmadığını düşünüyorum. Çapkınlığın erkek kız olarak

ayrıldığını düşünmüyorum. Çapkınlık konusu hoş bir şey değil daha çok sevgi ve aşktan

yanayım. Flörtte de sevgi ve aşk olmalı. Cinsel hayat ise kişinin kendisine kalmalı.”

Çocuğa cinsel eğitim verilmeli mi? Kim vermeli?

Çocuğa ailede cinsel eğitimin verilip verilmemesi noktasında katılımcıların bü-

yük çoğunluğu olumlu yönde değerlendirme yapmakta ve bu tür bir eğitimin belli

Page 277: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

256

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

bir yaşta çocuklara verilmesini onaylamaktadır. Bunda özellikle çocukların cinsel

hayata daha sağlıklı, bilgili ve bilinçli yaklaşmaları hedeflenmekte, sapkınca ve top-

lum değerlerinin ötesinde kimi davranışlara kapılmamaları için bunun gerekli oldu-

ğu düşünülmektedir. Ayrıca çocuğa hangi yaşta cinsel eğitimin verilmesi gerektiği

de hatırlatılmaktadır. Herhangi bir yaş diliminde değil, aksine çocuğun cinsel kim-

liğini keşfettiği, karşı cinsi tanıdığı olgunlaşma döneminde bu eğitimin verilmesi

gerektiği söylenmektedir. Kız çocuğuna annenin, erkeğe ise babanın cinsel eğitimi

vermesi genel kabul görmektedir. Ayrıca okul ve uzman kişiler de önerilmektedir.

“Verilmeli ama cinsel eğitimin verileceği yaş iyi ayarlanmalı. Yani ilkokul birinci sını-

fa giden çocuğa cinsel eğitim verilmez. Ergenliğe girdiğinde o eğitim verilmeli. Bu eğitim

aile tarafından verilmeli.”

..........

“Bence verilmeli. Ailede verilmeli. Ailede verilmediği zaman çocuk bu eğitimi dışarı-

dan almaya çalışıyor ve bu son derece tehlikeli. Bana göre en çok yapılan hatalardan biri

de budur toplumumuzda. Eğer kız çocuk ise anne vermeli bu eğitimi, erkek çocuk ise baba

tarafından verilmeli bu eğitim.”

..........

“Cinsel eğitim çok erken verilmemelidir bence. Bu eğitimi de anne babalar vermeli. Bu

eğitimi çocuk dışarıdan alacak olursa farklı saplantılar olabilir. Bunun örneklerini gördüm.

Bunu anne baba vermeli ve mahremiyeti de belirtilmeli.”

..........

“Çocuğa cinsel eğitim verilmeli kendi kendine ters yollara girebilir. Annenin ve baba-

nın çocuğa birlikte bir şey vermeleri bunun doğrusunu öğretmeleri gerekir.”

..........

“Çocuğa cinsel eğitim kesinlikle verilmeli ve bunun bir uzman tarafından verilmesi-

nin daha iyi olacağını düşünüyorum.”

..........

“Baba oğluyla, anne kızıyla konuşmalı. Bazen ben oğlumla da konuşuyorum. Sağ-

dan soldan yalan yanlış öğreneceğine benden öğrensin. Okuldan da öğretmenleri de öğretse

daha iyi olur.”

..........

“Tabi verilmeli. Yaşı gelince zamanı gelince belli ölçülerde verilmeli bence. Ulu orta

sağdan soldan öğrenmektense. Şu an da biliyorsunuz internet sitelerine her şey mevcut ve

internet genelde her evde var. O yüzden verilmeli. Anne babanın vermesi mantıklı olan

Page 278: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

257

ARAŞTIRMA BULGULARI

ama anne baba çocuğa yakın değilse, çocuğa yakın olan biri vermeli. Çocuğa güzel anlata-

bilmek önemli, çocuğun kafasındaki soru işaretlerini çözmek önemli.”

..........

“Eğitim şart. Bilinçli anne ve babalar vermelidir, kızlara annesi erkeklere babası ver-

melidir. Okulda ya da televizyonda olmaz. Televizyonlarda veya başka yerlerde verilen

cinsel eğitimin sonucunda zina, sapıklık, kürtaj, istenmeyen çocuklar gibi şeyler artar, ço-

cukların kafası karışır.”

..........

“Bu konunun bilimsel olarak ele alınmasını istiyorum aslında. Uzman pedagoglar eşli-

ğinde okulda ya da okul dışında bir eğitim merkezinde çocuklara bu eğitimin dönem dönem

verilmesi taraftarıyım. Ayrıca ailelere de bu eğitimin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Çocuklar ailelerine bu konuda bir şey sorduklarında ailelerinde sağlıklı cevap vermeleri

gerektiğini düşünüyorum.”

.

Çocuğa cinsel eğitimin verilmesine karşı çıkanlar da bulunmaktadır. Yahut

eğitimin ne zaman ve kim tarafından verileceği konusunda kimi şüpheler ortaya

koyanlar da bulunmaktadır.

“Çocuk okuyunca zaten kendi öğrenir. Okullarda bile gösteriyorlar. Anne babadan al-

masına gerek yok.”

..........

“Verilmemeli, herkes kendi hayatini yaşamalı, cinsel egitim verilirse cocuk cinselliğe

heveslenecek.”

..........

“Okulda ya da başka bir yerde böyle bir eğitime gerek yok. 20 yaşından önce gerek yok.

Eğitimi alacağı kişiyi kendi seçmeli. Akrabaları olmalı.”

Evlilikte nikâh, mahremiyet, sadakat gibi değerler önemli midir?

Evliliğin temeli sayılan nikâh, mahremiyet ve sadakat konusunda toplum ne

düşünmektedir, bu konulara nasıl yaklaşmaktadır?

Nikâh fevkalade önemli görülmekte ve bir şart olduğu dillendirilmektedir.

Mahremiyet ve sadakat de aynı derecede evlilikte önemlidir. Bu faktörler evliliğin

temelini oluşturmaktadır, çoğu katılımcıya göre. Nikâh, mahremiyet, sadakat gibi

olguların taviz verilemez bir nitelik arz ettiği gözlenmektedir.

Page 279: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

258

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Çok önemlidir. Bir erkeğin eşini teşhir etmesi sağa sola göstermesi doğru değildir.

Mahremiyet önemlidir. Sadakat da önemlidir. Bu saydıklarımız olmadığından boşanma-

lar oluyor.”

..........

“Nikâh çok önemlidir, inançlı bir toplumuz çünkü. Sadakat da çok önemlidir. Yazı-

sız bir sözleşmedir. İnsanlar bundan sonra seninle geçirmek istiyorum yaşamımı dedikleri

insanlarla hayatlarını birleştirmelidirler. Her iki taraf da sadakatli olmalıdır. Sadakat

sadece cinselliği içeren bir şey değildir. Her iki taraf da net ve şeffaf olmalıdır.”

..........

“Nikâh olursa dinimizce iyi olur, hükümet nikâhı hukuki açıdan daha iyi olur. Tabii ki

sadakat da çok önemlidir, evliliğin temelidir. Mahremiyet de önemlidir çünkü her şey ifşa

edilemez. Evliliğin özelliği ve güzelliği mahremiyetinde gizlidir.”

..........

“Kesinlikle önemlidir. Nikâhsız birlikte yaşandığı zaman çocuk da olursa hoş bir du-

rum olmaz. Bu gibi değerler çok önemli. Günümüzde artık insanlar nikâha önem vermi-

yorlar ama önemli, atalarımızdan gelen gelenek çünkü.”

..........

“Kesinlikle önemlidir. Bir insanın yaşadığı mahremiyet o insanın en güzel yaşantısıdır.

Ama bunun tam tersi durumlar televizyonlarda dizilerde o kadar çok gösteriliyor ve meşru

kılıyor ki. İnsanlar bir süre sonra bunların doğal olduğunu zannetmeye başlıyorlar, insan-

lar oradaki yaşantıya özeniyor. Sadakatten uzak yaşanan evlilikler her türlü kötülükleri

getirir. Önemli bir şeydir, sadakat olmazsa o evliliğin yürümesi imkânsız. Hanımı da

erkeğe sadık olmalı, erkek de hanımına sadık olmalı. İnsanlar erkekleri yaptığı sadakat-

sizliği çapkınlık diye nitelendiriyorlar. Bunu erkeğin yapması da aynı hanımın yapması

da aynı.”

..........

“Elbette ki önemlidir. Hayati derecede önemlidir. Bu unsurlardan bir tanesini çekip

aldığınızda evlilik müessesesi yıkılır.”

Çok marjinal olsa da nikâhı önemsemeyenlere rastlanmaktadır.

“Nikâh önemli değil ama diğerleri önemlidir.”

..........

“Nikâh önemli değil, mahremiyet sadakat önemlidir.”

Page 280: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

259

ARAŞTIRMA BULGULARI

EVLİLİĞE BAKIŞ

Ailenin ve aile değerlerinin temelinde evlilik yatmaktadır. Evliliğin önemi,

doğrudan ailenin kuruluşuna yaptığı katkıda görülmektedir. Aile, evlilik kurumu

ile birlikte var olmakta, evlilik ailenin belli bir sistem ve değerler etrafında örgütlen-

mesini sağlamaktadır. Bu bakımdan evliliğin önemi ortadadır. Katılımcılar da bu

önemi gereği gibi vurgulamaktadır.

Evliliğin önemi ve değeri hususunda ne düşünüyorsunuz?

Evlilik kutsal bir müessese olarak kabul edilmektedir. Saygı, sevgi, şefkat, sada-

kat, mahremiyet, dürüstlük ve doğruluk gibi değerler etrafında değerlendirilmekte-

dir. Söz konusu değerler toplum açısından da vazgeçilmezdir. Bu bakımdan evliliğin

değere ve önemi üzerinde net bir düşünce birliği söz konusudur.

“Evlilik hayata atılan önemli bir adım, tabii ki devam ettirilebilinirse güzel. Sahip

çıkmak önemli. İnsanın yaşam çizgisini belirlemesi yani iki ayrı insanın bir bütün olması

demektir. Yuva kurmak demektir.”

..........

“Evlilik önemli insanlar yalnız yaşayamazlar. Evlilik yapmalı ve düzenli hayat için

önemli.”

..........

“Önemli. Bir aileye sahip olmak güzel bir şey bence. Ama bu aileyi sürdürmeye niyeti-

niz varsa güzel. Yani olursa olur olmazsa olmaz diyorsanız aile kurmak mantıklı değil.”

..........

“Evlilik bir ülkenin var olması için gereken en önemli şeydir. Doğru bir evlilik doğru

bir aileye, doğru bir aile doğru bir mahalleye, doğru bir mahalle doğru bir şehre.. Bu dev-

lete kadar gider. Temelden her şeyi doğru yaparsan doğru bir devletin olur. Hadis diyor ki

“nasılsanız öyle yönetilirsiniz.”

..........

“Evliliğin önemi tartışılmaz. İnsan soyunun devamı evlilikle sağlanır. Günümüzde

evlilik müessesesine gerekli önemin verilmediğini düşünüyorum. Boşanma olaylarının art-

ması da bunun bir kanıtıdır.”

Page 281: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

260

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Evlilik, sizce aile hayatı için gerekli midir? Sözgelişi nikâhsız birlikte yaşama

konusunda ne düşünürsünüz?

Aile, evlilik midir yoksa başka türlü bir ilişki biçimi ile de aile kurmak mümkün

müdür? Örneğin, son yıllarda bir eğilim olarak öne çıkan nikâhsız birliktelikler, aile

midir? Türk toplumunda yerleşik aile değerlerine göre, aile evliliktir; nikâhsız yaşam

aile olarak görülmemektedir. Bu konuda büyük bir netlik söz konusudur. Toplum,

aileyi meşru evlilik yoluyla kurulmuş bir birliktelik şeklinde görmektedir. Bunu dı-

şındaki biçimleri kabul etmemektedir. En azından meşru bulmamakta ve değerler

levhasında yer vermemektedir.

“Evlilik olmasa toplum parçalanır, evlilik olmadan insanlar hayvan gibi yaşar. Ni-

kâhsız yaşam birbirlerini kandırmaktır.”

..........

“Evlilik gereklidir. Nikâhsız birlikte yaşamak doğru değildir. Aksi takdirde gelenek

yok oluyor.”

..........

“Evlilik önemli ve gerekli. Nikâhsız yaşarsan kendini ona bağlı hissetmezsin. Üzerin-

de hak da iddia edemezsin.”

..........

“Ben önemli olduğunu düşünüyorum evliliğin. Rastgele çocuk da yapılıyor, çocukların

geleceğini düşünmek gerekiyor oysa. Nikâhsız yaşamak toplumumuza çok aykırı bir durum

olduğu için olumsuz bakıyorum.”

DUYGUSAL BAĞ

Evlilik, her ne kadar rasyonel bir birlikteliğin işaretlerini taşısa da, temelin-

de aynı zamanda karşı konulamaz duyguların etkin olduğu bir yapıdır. Evliliğin

önemli bir boyutu duygudur; aşk, sevgi, saygı, bağlılık gibi duyguların en ağır tonda

yer bulduğu bir ortamdır. Duygunun olmadığı bir evlilik eksiktir, zorunlu sütunla-

rından yoksun kalmıştır. Bu bakımdan duygusal bağ, evlilik bağını da güçlendiren

bir yapıya sahiptir. Duygusuz evlilik, tam anlamıyla bir yuvaya dönüşen evlilikten

uzaktır.

Evlilikte duygusal bağın, aşk ve sevginin yeri ve önemi nedir? Yoksa duygudan

sıyrılmış bir evlilik, akıl temelli kurulan bir evlilik de mümkün müdür?

Page 282: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

261

ARAŞTIRMA BULGULARI

Evlilikte aşk ve sevgi şart mıdır? Son yıllarda mantık evliliği diye bir tanımla-

ma yapılıyor. Sizce mantık evliliği olur mu?

Evlilikte önemli olan aşk ve sevgi mi, yoksa mantık ölçütleri midir? Mantık

kaideleri ile aşk ve sevgi kaideleri ayrıksı mıdır, yoksa birbirini tamamlar özellikte

midir? Gerek mantık evliliği, gerekse aşk evliliği katılımcıların farklı değerlendir-

melerine konu olmaktadır. Her ikisinin de olumlu ve olumsuz yanlarının olabilece-

ğini belirten katılımcılar arasında net bir şekilde tavır koyanlar da bulunmaktadır.

Kimi aşk evliliğini kimi mantık evliliğini saçma bulup reddetmektedir. Kimi mantık

evliliğinin daha sorunsuz ve uzun sürdüğünü, kimi ise tam tersi aşk evliliğinin daha

sorunsuz olduğunu iddia etmektedir. Bunun yanında kimileri de aşkın bir gün bi-

tecek olduğuna inanmakta, dolayısıyla evliliğin aşka göre kurulmaması gerektiğini

ifade etmektedir.

Evlilikte aşk, mantık, sevginin rolü üzerine bir sorgulama ister istemez yaşanan

örneklere, insanların kendi pratiklerine dayanmaktadır. Toplumda her duruma iliş-

kin sayısız örnek bulmak mümkündür. Kimi yerde aşk evliliği, kimi yerde mantık

evliliği gerçek huzuru sağlamış olabilir. Bunun tek bir kuralı yok gibidir. Katılım-

cıların değişik yorumlarda bulunmaları, değişik şıklara yakın durmaları da bunu

göstermektedir. Herkes kendi özelinden hareket ederek bir cevaba ulaşmaktadır. Ne

aşk, ne mantık kendi başına evliliği sürdürmektedir; her ikisini birlikteliğidir aslo-

lan. Toplumun ortak kararı da burada karar kılmaktadır.

“Mantık evliliği olur. Ama evliliğin devamı için aşk ve sevgi gerekli. Aşk ve sevginin

olmadığı bir ortamda huzur ve mutluluk olmaz. Evliliğin ileriki zamanlarında da sevgi

bitse de saygı kalıyor. Mantık evliliği de saygıya dayalı bir evlilik olduğu için olur. Ama

sevginin olmadığı bir ortamda da saygının devam edebileceğine inanmıyorum ben. İnsan

sevmediği bir insana saygı duymaz.”

..........

“Hayır mantık evliliğini yanlış buluyorum. Şöyle söyleyeyim. Aşk var mıdır? Ben aşka

inanmam. Sevgi var mıdır sevgi vardır ama esas önemli olan saygıdır. Önemli olan eşle-

rin birbirlerine olan saygılarıdır. Evliliği yürüten saygıdır. Kişilerin birbirlerinden çıkar-

ları doğrultusunda yapılan evlilik doğru değildir. Mantık evliliği tamamen saçmalık.”

..........

“Ben buna katılmıyorum. Gelecek kaygısı taşıyarak geleceğini garanti altına almak

amacıyla yapılan evlilikleri yanlış buluyorum. Özellikle küçük yaştaki genç kızların ken-

dilerinde yaşça büyük erkeklerle evlenmesi konusunu çok sakıncalı buluyorum. Çünkü kız

Page 283: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

262

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

ileride karşısına birisi çıktığı zaman gönlü ona kayabilir. Aşık olabilir ve yaptığı evlilik-

ten pişman olabilirsiniz. Aşk evliliği benim için önemli. Mantık evliliği üzerine kurulan

evlilikler bence uzun vadeli olmayacaktır.”

“Evet olur. Bizimkisi öyle oldu. Böyle evliliklerde boşanma daha düşük oluyor diye

düşünüyorum. Aşk bitiyor bir süre sonra. Ama mantık bitmiyor. Aşk ve sevgi konusuna

gelince evlendikten sonra da oluyor bunlar tabii ki ama evlenmeden önce olursa daha iyi

olur.”

..........

“Aşk sevgi şart. Mantık evliliği olmaz. Nereye kadar sürer mantık evliliği. Aşk ve

sevgi şarttır. Mantık evliliğine karşıyım.”

..........

“Mantık evliliği diye bir şey olmaz. Sevgisiz evlilik olmaz.”

..........

“Aşk şart değil ama sevgi mutlaka olması gerekir. Aşk zaten bitiyor. Sevgi farklı boyut-

lara dönüşüyor. Dostluk, ortaklık… Önemli olan bence saygı ve güven. Bir zaman sonra o

insana sevgiyle bakmazsınız. Farklı bir şeye dönüşür. Mantık evliliği benim yapıma pek

uygun değil. Ekonomik şartların getirdiği bir şey. İnsanlar artık bunu tercih eder hale geldi.

Yaşam koşullarında artık başka şeyler ortaya çıkmaya başlıyor.”

..........

“Evlilikte aşk, sevgi ve mantık üçlemesi geçerli olmalıdır. Kültür yapılarının da aynı

olması gerekmektedir. Benim evliliğim aşk üzerine kuruldu. Mantık da vardı.”

..........

“Olması gerekir. Bunlardan biri sarsıldığı zaman evlilik sarsıntı yaşar. Duygusal ya-

şantıda inişler çıkışlar olabilir. O kadar önemli değildir. Mantık evliliği olabilir.Belli bir

yaşa gelen insanların kendi meslek gruplarındaki insanlarla birlikte yaşamaları için yapı-

lan bir evlilik türüdür.”

..........

“Mantık evliliği olabilir ama asıl olması gereken aşk ve sevgi. Kimi insanlar bu duy-

guları yaşayamıyorlar ve mantık evliği diyorlar. Mantık evliliği için de kimi zaman para

kimi zaman birbirini özgür bırakacak eşler olabiliyor. Evlilikte aşk ve sevgi olmalı.”

..........

“Mantık evliliği daha iyi olur, daha sağlam atılır. Aşk çabuk gelir geçer mantık evliliği

yerinde olur.”

..........

Page 284: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

263

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Aslında aşk ve sevgi şarttır ama zamanla aşk ve sevgi mantığa dönüştüğü için her

ikisi de olabilir. Sırf mantık olmamalı önce aşk ve sevgi sonradan mantığa dönüşmeli.”

..........

“Aşk ve sevgi kesinlikle şart diye düşünüyorum. Mantık evliliği yeri geldiği zaman

yapılabilir ama en güzeli aşk ve sevginin olduğu bir ilişki. Bu ilişkiyi mantık evliliğine çe-

virmek en güzeli. Sevgi ve aşkın olmadığı yerde mutluluk ve değerler olmaz. yeni nesillere

değerleri aktaramayız. Sevgi ve aşkı hiçbir zaman kaybetmemek lazım.”

..........

“Mantık evliliği çok doğru bir evlilik. Eşimle evlenirken mantık evlililiği yaptım ve

sevgi zamanla oluştu. Aşklar çok kısa sürüyor ama mantıkta öyle bir şey olmuyor o kişiyle

anlaşabiliniyor.”

Karı-koca arasında sevgi bağı koptuğunda evlilik de biter mi? Peki karı-koca

arasında duygusal bağ kopmuş olsa da sizce evlilik sürdürülmeli mi?

Aileyi bir arada tutan, aileyi bir huzur ve sükunet mekanı kılan temel husus sev-

gidir. Sevginin olmadığı bir ailenin sağlıklı bir yuva olduğu söylenemez. Karı-kocayı

birbirine bağlayan en önemli bağ da sevgidir. Dolayısıyla bu bağın zedelenmesi ya-

hut ortadan kalkması doğrudan aileyi tehdit etmektedir. Sevgiden yoksun bir aile

büyük bir sarsıntı geçirmektedir.

Karı-koca arasındaki sevgi bağının kaybolduğu durumlarda evlilik, muhafaza

etme amacıyla sürdürülmeli mi? Ailenin ve özellikle aile fertlerinin geleceği açısın-

dan sevginin önemli olmadığı düşünülebilir mi?

Kimi katılımcılar her durumda aile bağının ve evliliğin sürdürülmesi gerektiği-

ni ifade etmektedir. Özellikle çocukların ruh sağlığı, bir aile ortamında büyümeleri,

aile ortamının sıcaklığını yitirmemeleri için sevgi bağı kopmuş olsa da evliliğin sür-

dürülmesi gerektiğini düşünmektedirler.

“Sürdürülmeli. Toplumun temeli aile dedik ya çocuklar varsa çocukların yetişme şekline

zarar gelmemeli. Duygusal bağ bitti, evliliği bitirelim falan… Bu kadar basit olmamalı.

Hayat da bu kadar basit değil. Bazı zorluklar çekilmeli. Bazı şeyler üstlenilmeli. Zaten

toplum neden bu kadar dejenere oldu. İnsanlar tanışıyorlar, iki gün sonra evleniyorlar.

iki gün sonra boşanıyorlar. Ne oldu? Yürümedi. Ne yaptın da yürümedi? Evliliğin hangi

cefasını çektin de yürümedi.”

..........

Page 285: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

264

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Duygusal bağ tamamıyla koptuysa aile içerisinde çok fazla huzur mutluluk olacağını

zannetmiyorum. Evlilik de bitme noktasına gelmiştir. Eğer çocuklar varsa oturulup konu-

şulup her şeyin bir kez daha gözden geçirilmesi gerekir. Ama eğer çocuk da yoksa duygusal

bağ da kopmuş ise evliliğin sürdürülmesi eşlerin birbirlerinden iyice nefret edilmesine ne-

den olabilir. Böyle bir durumda eğer çocuk yoksa evliliğin bitirilmesi taraftarıyım.”

“Sevgi bitse de evlilik çocuk için bitmez. Çocukları düşünüyor iseniz o evliliği yürütür-

sünüz. Temel sağlamsa sevgi bitse de çocuk için evlilik devam eder.”

..........

“Eğer çocukları varsa bir süre daha denemeleri gerekir. Yine olmazsa o zaman evlilik

biter. Çocuk varsa onların psikolojilerinin düzgün olabilmesi ve güzel yetişmeleri için ke-

sinlikle bir şans daha verilmeli. Ancak evliliği sürdürerek hayatı işkence haline dönüştür-

memelidir.”

..........

“Çocuk ve aile durumuna bağlı ama sevgi bağı kopmuşsa olabilir. Ama dediğim gibi

çocukları vardır ne durumda olduğu bilinmiyordur. Onun için bazı şeylere katlanmak

zorunda kalınabilinir. Sevgi bitti diye evliliği bitirmek çok mantıklı bir şey değil saygı

devam ediyorsa devam edilebilir.”

..........

“Sürdürülmelidir. Bence evlilik dönülmez bir yoldur, o yüzden bu kadar zordur. Ama

bazen her insan yanılabilir seçtiği insan doğru insan olmayabilir, nasıl evlilik haksa ayrıl-

mak ta haktır. Ama bu en son seçenektir. İşte flört dönemi bu yüzden önemlidir. Evlenmeyi

düşündüğün kişiyi bu dönemde biraz tanırsın.”

..........

“Bitirilmemeli. Ben evliliğin çok ciddi bir aile içi şiddet olmadığı sürece bitirilmemesi

gerektiğini düşünüyorum. Evlilik bana göre gerçekten kutsal bir müessesedir. Sevgi bitmiş

olsa bile eğer saygı varsa evlilik bitirilmemelidir. Eğer saygı varsa zaten saygı sevgiyi do-

ğurur zaten, ben buna inanıyorum.”

Evliliğin temelinin sevgi olduğunu düşünen katılımcılar, bu bağın bitmesiyle

evliliğin de bitirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Hiçbir şart yahut neden, sev-

ginin önüne konulamaz. Gerek çocuklar gerek ailenin devamı gibi ciddi meseleler

bile, sevgi bağı kopmuş bir evliliği sürdürmek için yeterli neden olamaz. Asıl olan

sevgidir ve bunun korunması, taze tutulması kaçınılmazdır.

“Biter. Duygusal bağ biterse evlilik biter. Duygu yoksa evlilik olmaz. Duygu her şey-

den üstündür.”

Page 286: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

265

ARAŞTIRMA BULGULARI

..........

“Bitmesi gerekir. Asla sürdürülmemeli.”

..........

“Duygusal bağ bittiğinde her iki taraf için evliliği sürdürmek anlamsız ve işkence olur.

Sevgi bittiğinde insanlar evliliklerini bitirmeliler. Belki evliliği bitirdiklerinde karşıları-

na çıkacak başka bir insanla daha mutlu olabilirler. Onun yerine biz evliyiz diye devam

ettirmek çok anlamsız.”

..........

“Sevgi ve saygı olmayan bir evliliği sürdürmenin bir anlamı olmaz. Sevgi saygı biterse

evlilik sürdürülmemeli.”

..........

“Kesinlikle sürdürülmemeli, sevgi bitince saygı bitiyor tartışmalar şiddete kadar gidi-

yor. Aşk biterse evlilik sürdürülmesi yanlış.”

..........

“Sevgi bağı koptuğu zaman otomatik olarak evlilik bitmiştir ve sürdürmenin bir an-

lamı yoktur. Çocuk var ise bazı esnemeler olmalı, sevgi niye kopmuş bakılıp giderilmeye

çalışmalı eğer giderilemiyor ise evlilik bitirilmeli.”

GELENEKSEL DEĞERLER

Aile değerleri, bütün değerler gibi toplumsal dönüşüm ve değişim sürecinde

yeni biçimlere ulaşmaktadır. Dinamik bir yapı olan değerler, toplumsal değişmeye

cevap olarak kendilerini yeniden biçimlendirebilmektedir. Ancak değer alanı top-

lumsal değişmenin hızı ile orantılı bir dönüşümden geçmeyebilir. Gün gün, yıl yıl

değişen bir yapı arzetmez değerler. Tüm toplumsal hayatı kuşatan, toplumun yaşan-

tısına damga vuran değerler dünyası, aile ortamı açısından da önemli görülmekte-

dir. Diğer kurumlar gibi ailede de kimi değerler etkin bir haldedir ve bu kurumun

yaşamında büyük bir rol oynamaktadır. Ancak aile değerleri noktasında da kimi

değişmeler izlenebilmektedir. Ya değerler değişmekte yahut aile fertleri değerlere

gereken önemi vermemektedir. Modernleşme ile birlikte yeni bir yaşam tarzına ula-

şan toplumda, bir yönüyle eskiden gelen yahut eskiyi hatırlatan değerlere artık iltifat

edilmemektedir. Bu her aile için geçerli bir husus da değildir. Acaba araştırmaya

dahil olan katılımcılar, geleneksel değerler konusunda ne düşünmektedir?

Page 287: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

266

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Günümüzde özellikle şehirlerde gelenekleri, eski âdetleri sürdürmek giderek zor-

laşıyor. Sizce ailede geleneklere bağlılık gerekli mi? Mesela siz geleneklerine bağlı bir

aile misiniz?

Geleneklerin sürdürülmesi, yaşatılması ortamdan ortama göre değişebilir. Kır-

da ve şehirde farklılıklar görülür. Şehir hayatının gelenek, görenek ve âdetlerin ya-

şatılmasında çoğunlukla olumsuz şartlar taşıdığına inanılır. Şehir hayatının hızlı,

rasyonel, kurumsal ilişkilerinde gelenek ve göreneklerin yeri hep tartışılır. Şehir ha-

yatının, yeni şartlara göre mi, yoksa gelenek ve göreneklere göre mi oluşturulacağı

da hep tartışılan bir husustur.

Gelenek ve göreneklerin şehir hayatında sürdürülmesi gerektiğine inanan ka-

tılımcılar, daha çok bu yapının önemine vurgu yapmaktadır. Elbette burada bir

büyük zorluk söz konusudur. Bunun nasıl yaşatılacağı, hangi mekanizmalarla bunun

gerçekleştirileceği bir sorundur. Ancak büyük zorluğa karşın gelenekler sürdürül-

meli ve bunun çeşitli yolları bulunmalıdır. Çünkü gelenek ve görenekler, bir toplu-

mun aslî unsurlarıdır; hemen vazgeçilecek durumlar değildir.

“Mutlaka sürdürülebilmeli gelenekler. Çünkü gelenek demek geçmiş demek hafıza de-

mek. Hafızası olmayan bir ilişkinin ne anlamı var ki.”

..........

“Köy kesiminde kesinlikle var. Şehir hayatında yok. Aileler bağlı olsun ki devam etsin

bu âdetler. Gelenek deyince de 50 yıl önceki gelenekler şimdiki gençlere uymuyor. Biz biraz

eski kafa kaldığımız için devam ettirmeye çalışıyoruz ama çocuklarda pek az.”

..........

“Biz sadece eşimle ben değil de aile büyüklerini de sayarsak geniş bir aileyiz ve gelenekle-

rimize bağlı bir aileyiz. Geleneklerimizi sürdürüyoruz. Sürdürmeye çalışıyoruz. Büyükle-

rimizden bizlere kaldığı gibi bizlerden de çocuklarımıza kalacaktır. Ama zedelenerek. Nasıl

onlardan bize zedelenerek geldiyse bizden de çocuklarımıza zedelenerek aktarılacaktır.”

Kimi katılımcılar, gelenekleri önemsemelerine karşın, uygulamada zorluk çek-

tiklerini, kısmen sürdürdüklerini ifade etmektedir. Bu yukarıda bahsi geçen zorluk

meselesiyle ilgili bir durumdur. En azından geleneklerin sürdürülmesi yönünde olu-

şan iyi niyet, meselenin çözümü için de bir fırsat olduğunu göstermektedir. Niyet,

kuşkusuz eyleme dönüşecektir.

Page 288: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

267

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Kısmen. Bazı geleneklerin yaşatılmaması kanaatindeyim. Mesela anne babamızın

yanında çocuklarımızı kucağımıza alamıyoruz. İstediğimiz gibi sevemiyoruz. Bu gelenek-

lerin yaşatılmamasını isterim. Ama bir bayram geleneği yaşatılmalı.”

..........

“Geleneklerimize bağlıyız ama modern çağa da ayak uydurmak zorundayız.”

“Gerekli ama insanların kendi görüşlerine de saygı duymak gerekir. Çocuğumun ben-

den farklı fikirleri olabilir. Saygı en önemli değerlerden biridir.”

Elbette geleneklerin sürdürülmesinde en önemli mesele, dönem, zaman yahut

çağ şartlarıdır. Gerekli görülse de zamanın şartlarında sürdürülmesi zor olabilmek-

tedir. Değişen hayat, geleneklerin yaşatılmasını da zorlaştırmaktadır. Zaman ve

şartlar önemli bir engelleyici faktör olarak öne çıkmaktadır. Şehir hayatının kimi

yönleri de buna eklenmektedir.

“Evet bence ailede geleneklere bağlılık gereklidir. Ben geleneklerine bağlı olmaya çalışan

bir aileyim. Modernleşmeyle birlikte bazı değerlerimizi artık yaşatamayabiliyoruz. Yani

yirmi yıl önceki geleneklerimizi şu anda sürdüremeyebiliyoruz. Gençlerimiz akrabalarıyla

birlikte olmak yerine arkadaşlarıyla birlikte olup eğlenmeyi, farklı şeyler yapmayı tercih

ediyorlar. Bu bana göre çok ciddi bir sorun. Gençlerimiz birkaç saat akrabalarıyla birlikte

olmak yerine bilgisayarda vakit geçirmeyi tercih ediyorlar. Aslında burada gençlerimize

kabahat bulmuyorum. Teknolojinin ve modernleşmenin etkilerinden dolayı artık gelenek

ve göreneklerimizi yaşatamıyoruz. Ve bundan sonra da yaşatamayacağız.”

..........

“Bulunduğumuz şartlara göre değişiyor. Şehirde bu âdetleri sürdürmek zordur. Gele-

neklere bağlılık gerekirliği çok değişken bir konudur.”

..........

“Biz geleneklerimize bağlı bir aileyiz. Gelenekler devam ettirmeli ama insanları zor-

layan gelenekler değil. Güzel hoş olanlar evet insanları sıkmayacak gelenekler devam etti-

rilebilir. Bazı gelenekler anlamsız gelenekler olabilir ve bunları terk edebiliriz.”

..........

“Teknoloji çağındayız. İnsanlar birbirine yabancılaştığı için gelenek ve görenekleri-

mizi yerine getirmekte zorlanıyoruz tabii ki gelenek ve göreneklerimiz çok güzel. Biz her

bayram akrabalarımıza gideriz. Ben bundan kırk-elli sene sonra da yaşarsam yine bayram

ziyaretlerine gideceğim, çünkü bu gelenektir ve sıkı bir bağ oluşturuyor. Çok da güzeldir

bence.”

..........

Page 289: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

268

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Genelde gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmaya çalışan insanlarız. Atalarımızdan

öğrendiğimiz kadarı ile âdetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim âdetlerimizde çok katı

ve yanlış şeyler de var bunları göz ardı edip bunun dışındaki şeyleri yapıyoruz.”

..........

“Büyükşehirlerde geleneklere uyulmuyor zaten. Apartmanlarda kimse birbirini tanı-

mıyor, komşuluk yok.”

Kimi katılımcılar ise geleneklerin sürdürülmesini gerekli görmemekte, bu ya-

pıya eleştirel yaklaşmaktadır. Yeni yaşam koşullarında insanların kendi hayatlarını

yaşamaları gerektiğine inanmaktadır.

“Bazıları çok saçma geliyor. Bazı tabuları yıkmak gerekir. Bir hadde kadar bağlıyım.

Çok örümcek beyinli şeyler de var. Sevgi, saygı, hoşgörü, Allah korkusu olmalı.”

..........

“Şehirde yaşıyorsa şehirli olması gerekiyor. Ben bağlı değilim geleneklerime.”

..........

“Gelenek görenek diye bir şey kalmadı, 21. Yüzyılı bırak 30. Yüzyılı yaşamaya başladık.

Her şey iç içe girdi. Tek bir şey var çizgiler. Ben ona karşıyım.”

Sizin ailenizi göz önüne aldığımızda hangi konularda (düğün, bayram, yemek,

giyim-kuşam, komşuluk, akraba ilişkileri, yardımlaşma v.s) geleneklerinizi sürdürü-

yorsunuz hangi konularda geleneklerinizden koptunuz bize söyleyebilir misiniz?

Toplumda ve ailede yaşatılan gelenek ve görenekler arasında düğün, cenaze,

bayram, akraba ziyareti, misafirlik, âdâb-ı muâşerete riayet etme gibi kategoriler

öne çıkmaktadır. Toplum söz konusu gelenek-görenekler konusunda genel anlamda

ciddiyetini korumaktadır. Elbette ideal düzlemde geleneklerin devam ettirildiğini

söylemek de zordur. Fakat bu konuda belirgin bir bilinçten, iyi niyetten, arzudan ve

bir dirençten söz etmek mümkündür.

“Toplumsal ve dini geleneklerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Ama kopmalar da mey-

dana geliyor. Yıkıntılar da meydana geliyor. Ama biz bu yıkıntıları çoğaltmamaya gayret

ediyoruz.”

..........

“Biz gelenek ve göreneklerimizi düğünlerde bayramlarda sosyal yaşamda yardımlaş-

malarda sürdürüyoruz. Biz Türküz Avrupalı gibi yaşayamayız. Büyüklerimizden gördü-

ğümüz ahlaki ölçüler çerçevesinde sürdürüyoruz hayatımızı. Hiç birinden kopmuş değiliz.

Page 290: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

269

ARAŞTIRMA BULGULARI

Düğün bayram komşuluk sürdürülüyor. Ailemizin yanına gittiğimiz zaman giyim kuşa-

ma daha dikkat ederiz. Genelde düğün, bayram, yemek konusunda kopukluklar var ama

diğer geleneklerimizi yaşıyoruz. Yani komşuluk ilişkileri yardımlaşma oluyor.”

..........

“Düğün bayramlarda, özellikle bayramlarımızda aile büyüklerimiz kimse çocukluğu-

muzda gördüğümüz gibi şu anda da hâlâ çocuklarımızla birlikte orada toplanırız. Hep

beraber orada bayramlaşırız. Sonra eş dost akraba ziyaretlerinde bulunuruz. Düğünleri-

mizde de aynı şekilde bütün akrabalarımız iştirak eder. Kız istemeye gidilecekse aile bü-

yüğümüz önümüze düşer, kimse kafasına göre aldım verdim gezdim gibi bir şey olmaz.

Aile büyüğü gider adabına usulüne göre kız istenir. Koptuğumuz geleneklerimiz olduğunu

düşünmüyorum.”

..........

“Ben Cuma günleri oğlumla birlikte Cuma namazına giderim. Bizde Cuma namazı-

na gitmek küçük çocuklar için okula gitmek sünnet olmak gibi erkeklik olgunluk gösterge-

sidir. Şu anda küçük olduğu için algılayamasa da ilerde büyüdüğü zaman bunun hem bir

gelenek olduğunu hem de dinimizin bir gereği olduğunu öğrenmesi açısından önemli oldu-

ğunu düşünüyorum. Ailemizde alkol kullanan yok ama sigara içenlerimizin de büyüklerin

yanında sigara içmemesi, ayak ayak üstüne atmaması gibi değerlerimize dikkat ediyoruz.

Bu tür şeyler bizde ayıp olarak algılanır. Yoğun iş temposu günlük hayatın meşakkati için-

de akraba ziyaretlerine pek zaman ayıramıyoruz. Bu da yine bizden kaynaklanıyor. İste-

diğimiz şeylere öyle ya da böyle zaman ayırabiliyoruz. Akraba ziyaretleri konusunda da

geleneklerimizden koptuğumuzu düşünüyorum.”

..........

“Düğünleri istediğin gibi yapamıyorsun, herkese söyleyemiyorsun, vaktin dar oluyor.

Eskisi gibi olmuyor. Yardımlaşmalar, cenazeler sürüyor ama. Çocuklarımıza aşılamaya

çabalıyoruz. Büyüklerle iletişim, saygı görece azaldı.”

..........

“Aslında gelenekler sürdürülüyor ama giderek zamanla tabi azalıyor. Düğün bayram

cenazeler gelenekler ön planda ama önemini kaybetmiş geleneklerimiz de var.”

..........

“Düğünlerde kesinlikle geleneklerimize bağlıyız. Akrabalarımızın düğünlerine katı-

lırız. Karşılıklı katılım şeklinde gerçekleşir bu. Bayram ziyaretleri çok önemlidir bizim

için. Özellikle Ramazanda yardım faaliyetleri kesinlikle önemlidir. Bu böyle öğrenilmiştir.

Bundan sonra da böyle devam edecektir. Bunlar bizim gelenek ve göreneklerimizdir. Bu

yönlerden bağlılığımız devam etmektedir.”

Page 291: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

270

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ancak, belki bir öz-eleştiri anlamında geleneklerden kopuşun da görüldüğü

ifade edilmektedir. Artık günümüzde geleneklerin sürdürülmesi istenmemekte, bu

durumun zor olduğu söylenmektedir. Kimi katılımcıların bu durumu zaten önem-

semediği izlenmektedir.

“Bütün geleneklerimizden koptuk ama bayramlaşma ve mezarlık ziyaretlerinden kop-

madık. Düğün geleneklerimizden koptuk. Yemek kültürümüz hâlâ devam ediyor. Giyim

kuşam değişti. Komşuluk ilişkileri kesinlikle koptu ben alt komşumu ve yan komşumu ta-

nımıyorum.”

..........

“Yemek konusunda devam ediyor. Giyim kuşamda devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu-

nun haricinde komşuluk ilişkileri değişti. Düğünlerimizi de yapıyoruz ama değişiklik var.

Bayramlarda hısım akrabayı komple ziyarete etmeye çalışıyoruz.”

..........

“Bayramlar oldum olası bana çok yapmacık gelir, yemek konusunda sayılır. Bazen

hamburger bazen nohut dürümü olabiliyor. Şehirde akrabalık korunmuyor. Kapitalizm

bizi bireyselleştirdi.”

Geleneklerin sürdürülmesi, yaşatılması hususunda moda olan bir değerlendirme

de katılımcıların görüşlerinde ortaya çıkmaktadır. Bu ise hiç değişmeyen ‘eski-yeni’

karşıtlığı ya da karşılaştırmasıdır. Buna göre eskiden olan şimdilerde artık yoktur,

bilinçli bir şekilde uygulanmamaktadır. Zaman değişmiştir, dolayısıyla geleneklerin

uygulanma şansı da azalmıştır. Zaman bilinci de köreltmiştir.

“Artık kalmadı, hepsi değişmiş.”

..........

“Komşuluk bitmiş durumda.”

..........

“Eskisi gibi değil artık…”

..........

“Bizim zamanımızda anneye babaya saygı, oturup kalkmadaki özen kalmadı. Ben

onları istiyorum, bunları istiyorum evlatlarımdan. Ben yiyecek içecek istemiyorum. Sevgi

saygı bekliyorum evlatlarımdan. Benim yaşımdakilerin % 80-90’ı bunu bekler evlatların-

dan, maddiyat beklemez ki, maneviyat bekler. Eski bayramlaşmalar kalmadı. Çok azaldı.

Artık bazı geleneklerden koptuk. Eskiden bir gelin kayınbabayla aynı sofrada oturamazdı.

Kayınbabayla yüksek sesle konuşamazdı. Ama şimdi artık bunlar yok.”

Page 292: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

271

ARAŞTIRMA BULGULARI

Yaşlı insanlarla konuştuğunuzda, eski âdetlerin unutulduğundan şikâyet ederler.

Sizce eski âdetlerin unutulmasından kim sorumlu?

Toplumsal hayatta değerlerin, gelenek ve göreneklerin, âdetlerin değiştiği, baş-

ka bir yoruma dönüştüğü genel kabul gören bir algıdır. Toplumsal bağı güçlü kılan

gelenek ve göreneklerin zamanla unutulması, aşınması, önemini yitiriyormuş gibi

gözükmesi de ayrıca sürekli vurgulanan bir durumdur. Değerlerin neden değiştiği,

hangi faktörlerin bu değişimde etkili olduğu, hangi süreçler sonucunda böylesi bir

değişimin vukuu bulduğu değişik açılardan tartışılmaktadır. Toplumsal değer ve

âdetlerin değişiminde etkili olan organ ve faktörler çok çeşitlidir. Katılımcıların ce-

vaplarında bu çeşitlilik rahatlıkla gözlenebilmektedir. Kimi bu durumun nedenleri

arasında ‘zaman’ faktörünü göstermektedir. Yani meseleye bir dönem sorunu olarak

yaklaşmakta ve zamanın döngüsünde bu sorunun cevaplanabileceğini ifade etmek-

tedir. Buna göre teknoloji, medya, yeni eğitim sistemi, modernizm gibi faktörlerin

her biri değerlerin dönüşümünde rol oynamaktadır.

Kimi katılımcılar, yaşlı insanları, anne-babaları sorumlu tutmaktadır.

“Yaşlılar sevgiyle öğretmeli, korkuyla değil. Gençleri suçlamamalı. İyi aktaramadılar

bana göre.”

..........

“Yine yaşlılar sorumlu. Ben çocuğuma göstermediysem eski adetleri çocuğumun suçu

var mı bunda? Sorumlu benim. Unutturan benim. Yapmayan benim. Eski âdetler ne-

dir, bayram ziyaretleridir. Şimdi ben bunu yapmasam çocuğuma öğretmezsem çocuğumun

bunda suçu nedir? Bu benim suçum. Mesela sabah kalkıp bayram namazına gitmedim

diyelim, kimin suçu bu çocuğumun mu, benim mi?”

..........

“Yaşlı insanlar sorumlu. Bizim üzerimizde iyi bir etki bıraksalar idi biz gelenekleri-

mizi sürdürme konusunda daha başarılı olurduk.”

..........

“Şikayet eden kimseler sorumludur. Yaşlı insanlar eğer bundan şikayet ediyorlarsa önce

bir dönüp kendilerine bakacaklar bana ne vermişler? Oğluna, kızına, torununa ne ver-

diler? Bu mirası bırakabilmiş mi? Eğer bu mirası bırakamadıysa bu kültür unutulmaya

mahkûmdur. Çünkü benim çocuğum, benim torunum benden görmediği bir şeyi yapamaz,

ben de ona bunun hesabını soramam. Ben çocuğuma bayramlarda bir araya gelmeyi öğ-

retmediysem benim çocuğum bunu benden almadıysa ben bunda şikayet etmeye hak sahibi

olamam.”

Page 293: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

272

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Kimine göre yeni nesil sorumludur. Onlar değerlere sahip çıkmamaktadır. De-

ğerlerin zayıf laması, etkisiz kalması, yeni neslin sorumsuzluğu sebebiyledir.

“Yeni nesil sorumlu. Geçmişte meydana gelen oluşturulan gelenekler korunmaya alın-

mıyor. Yeni nesil bunu korumayınca, benimsemeyince yok oluşlar başlıyor. Gelenek ve âdet-

ler yok olmaya başlıyor. Akraba ziyaretleri büyüklere sevgi ve saygı unutulmaya başlıyor.

Bu da yeni neslin geçmişi bu yönden cahil olarak görmesinden kaynaklanıyor.”

..........

“Yeni nesiller geleneklerin unutulmasından sorumlu. Değerlere sahip çıkmıyorlar, ge-

lenekleri umursamıyorlar.”

Kimi ise daha etraflı bakıp hemen herkesin, zamanın, dönemin, hayat şartları-

nın, çevrenin ve toplumun sorumlu olduğunu ifade etmektedir.

“Bütün çevre sorumlu; bütün toplum sorumlu; şehir dokusu, yaşam şartları.”

..........

“Hayat şartları. Çalışma saatleri, trafik, zaman bulamama, mesafelerin uzaklığı.”

..........

“Teknoloji ilerledikçe zaman ilerledikçe eski örf âdetler günümüze ayak uyduramıyor.

Maddi değerlerimiz ilerlerken manevi değerlerimizin de yerinde saymasını bekleyemezsi-

niz. Onlarda günümüze göre şekil değiştirir.”

..........

“Şehirlere göçler ve geçim sıkıntısından olduğunu düşünüyorum. Herkes geçim derdine

düşüp kendini unutuyor. Maddiyat işin içine giriyor.”

..........

“Yaşlı insanlar eski âdetlerin unutulduğundan, genç insanlar ise yaşlıların yeni döne-

me ayak uydurmadığından şikayet eder. Bence arada bir kopukluk var. Bu da nesiller arası

aktarım sorunudur. Değerlerin aktarımı sorunudur. Büyükler bazı şeyleri aktarmada geç

kalmış ya da yanlış yapmış olabilir diye düşünüyorum. Arada bir kopukluk olduğu gerçek-

tir. İki taraf da zıt kutuplarda yaşıyor şu an için.”

..........

“Yaşlılarımız ve sonraki gelen nesiller sorumludur. Hepimiz hatalıyız, herkes kafası-

na ve kendi çıkarına göre bazı şeyleri eksik aktarıyor yani bir kişinin değil herkesin suçu

var.”

..........

Page 294: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

273

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Yaşadığımız çağ sorumlu. Teknoloji, internet, televizyon sorumlu.”

KADIN ROLÜ

Ailenin kurucu temellerinden biri kadındır. Kadın tıpkı erkek gibi aile imge-

sinin karşılığıdır. Kimi atasözleri yahut deyimler de kadının aile için önemini dile

getirmektedir. ‘Yuvayı dişi kuş yapar’ sözü de bu gerçeğin altını çizmektedir. Türk

ailesinde ise kadının etkinliği, rolü, yeri biraz daha ön plandadır. Ev, kadının mekânı

olarak görülmüştür genelde. Kadının çalışma hayatına dahil olmasıyla birlikte kimi

algılarda değişimler de olagelmiştir elbette. Kadının yeri konusunda yeni zamanlar-

da yeni tartışmalar ortaya çıkmıştır. Ancak hiçbir tartışma ve yeni gelişme kadının

ailedeki önemini dikkate almamazlık edememiştir.

Kadın rolleri büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Araştırmaya katılanların gö-

rüşlerinde de bu durum kendini belli etmektedir. Kadın öncelikle annedir. Bir sevgi

ve şefkat abidesidir. Merhametin göstergesidir. Ailenin sevgi bağının yayıcısıdır. Bir

eştir kadın aynı zamanda. Erkek gibi ailenin temelidir; erkeğin yoldaşı, candaşı, her

durumda yanı başında bulduğu tek tutamağıdır. Bir anne ve eş olarak kadın değişik

fonksiyonlar ifa eden zengin bir imgedir. Aile denen kurum biraz da bu imgenin

açılımlarında hayat bulmaktadır.

Kadının ailedeki görevi sizce nedir? Kadın nelere karışmalı nelere

karışmamalı?

Kadının ailedeki yeri, görevi, konumu nedir? Hangi işler ondan sorulur? Kadın

aile hayatının neresindedir? Tersten bir soru olarak kadın her şeye karışabilir mi,

yahut nelere karışabilir? Genel olarak kadın tıpkı erkek gibi ailenin temel unsuru ve

sütunu olarak görülmektedir. Kadın ailenin temel direğidir; erkeğin üstlendiği so-

rumluluklardan daha az sorumluluğu yoktur. Hatta kimilerine göre kadının yükü ve

sorumluluğu daha fazladır. Kadın-erkek ayrımını reddeden, her ikisini paylaşımcı

bir konuma oturtan cevapların sıklığı dikkat çekmektedir. Kadın-erkek birbirinin

rakibi yahut alternatifi olarak değil, bir ailenin, evin birlikte temeli olarak resme-

dilmektedir. Bu ise genel anlamda Türk toplumunda kadın-erkek arasındaki ilişki-

nin akli zemine oturtulduğu, kadın ve erkek rolleri üzerinde şüphelerinin olmadığı,

birbirlerinin kaçınılmaz destekçileri olarak görüldüğü yönünde büyük bir kabulün

olduğuna işarettir.

Page 295: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

274

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Kadın her şeye karışmalıdır, kadın her şeyle iç içe kendi ailesiyle eşinin ailesiyle çocuk-

larla. Kadın her şeyi yürütendir. Hep ilk plandadır.”

..........

“Kadının görevi erkekten daha fazladır. Erkek sadece para getirir geri kalan her şeyi

kadın halleder. Bayanlar erkek erkeğe konuşmalara girmemeli ama haricinde engel yok.”

..........

“Kadının aile hayatındaki yeri erkeğinki kadardır. Nasıl erkeğin evin geçimi ailesi-

nin ihtiyaçlarını karşılaması gibi sorumlulukları varsa aynı sorumluluklar kadın için de

geçerlidir. Bizim toplumumuzda kadının görevi ev içerisinde gerçekleşiyor ama bu yanlış.

Kadının dışarıda da evinin dışında da sorumlulukları vardır. Dilerse çalışabilir, dilerse

eşine destek olabilir, olmalıdır da. Çünkü, birilerinin oturup birilerinin çalışmasıyla top-

lumumuz ileriye taşınamaz. İnsanlar birbirlerine destek olmalıdır. Destek olunurken de

kadın-erkek ayırımı yapmak yersiz. O yüzden erkeğin toplumda nasıl sorumluluğu varsa

kadının da aile içerisinde ve dışarıda, toplumda aynı sorumluluğu taşıması gerekiyor diye

düşünüyorum.”

..........

“Kadın her yerde konuşmalıdır. Sınırlar koymak o kadının kişiliğini yok saymaktır.

Bunun için de kadının bir şeyler biliyor olması lazımdır. Kadının ailedeki görevlerinden

biri toparlayıcı, bağlayıcı olmasıdır. Görevi sadece ev işleriyle sınırlı olmamalıdır. Ama

bazen çocuklarıma daha çok vakit ayırabilmek adına işimden ayrılıyorum.”

..........

“Kadın ailedeki en önemli yapı taşıdır. Bir sınırı yoktur. Kadın kendini ilgilendiren

her konuya karışmalı, erkeğin karıştığı her konuya da karışabilmeli. Kadın-erkek diye

bir ayrım söz konusu olmamalı. Kadının yeri ne derseniz; erkeğin yeri neyse toplumda

kadının yeri de odur.”

..........

Kadın ve erkeğin görevlerini ayırma, en azından birincil sorumluluk alanı belir-

leme gibi bir seçenek de, katılımcıların görüşlerinde yansımaktadır.

“Kadın erkeğin işine karışmayacak erkek kadının işine karışmayacak. O zaman do-

ğanın dengesi bozulur. Kadının görevi ayrı erkeğin görevi ayrı. Erkek dışarıdan getirecek

o getirmekle mükellef kadında evde kocasının yemeğini yapacak kocasına hizmet etmekle

mükellef. Bundan güzel mutluluk olmaz.”

..........

Page 296: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

275

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Kadın her şeyde fikrini söylemeli bence. Ortam neyi gerektiriyorsa fikri alınmalı. Ka-

rışmaması gereken bir şey yok diye düşünüyorum. Her konuda fikri alınmalı. Kadın çalış-

sa da çalışmasa da ev içerisinde yapmakla yükümlü olduğu bazı görevleri vardır. Onları

yerine getirmelidir.”

..........

“Ailenin temel taşı olmazsa olmazıdır. Yuvayı yapan dişi kuştur. Evden sorumludur

ve kadının işine karışılmamalıdır. Kadının çözemeyeceği konular olabilir ama kendi ya-

pabileceği şeylere karışılmamalıdır.”

..........

“Kadın ve erkeğin farklı görevleri vardır. Kadın yapısı gereği besleyicisidir, anaçtır.

Bunu yapmadığı takdirde görevlerini yerine getirmemiş olur. Kadının dışarıda çalıştığı iş

ev hayatını etkilememelidir.”

Ailede en az erkek kadar etkin ve yetkin olduğu ifade edilen kadının çok de-

ğişik görevleri vardır. Ev işleri, ev idaresi, gerektiğinde ekonominin idaresi, çocuk-

ların bakımı, temizliği, terbiyesi, toplumla ilişkiler, akraba, komşuluk ilişkilerinin

devamı, daha anaç ve sevgi dolu olması gibi kadına dönük temel beklentiler yahut

görevler, bir anlamda kadın rolüne ilişkin Türk toplumunun zihin yapısının kimi

ipuçlarını da vermektedir.

“Aile bir bütündür. Bunun içinde kadın illa kendine sadece bir yer bulup kalmama-

lıdır. Aile içinde bir sıkıntı varsa bu sıkıntı ortaktır ama aile içinde bazı fertlere bazı

görevler daha fazla düşer. Anne çocuk yetiştirmede babaya nazaran ve diğer fertlere

nazaran yükü biraz daha fazladır, ama bunun haricinde anne sadece mutfakta çalışır

çocuk yetiştirir diyemeyiz. Bir ailede ortak bir sorun varsa çözücüleri de ortaktır herkes

elinden geldiğince bu işten sorumludur. Mesela çalışmayan ev hanımı olan bir anne evde

maddi sıkıntılar olduğunda “ bu eve para getiren kişi beyimdir, bu sıkıntı beni bağla-

maz” diyemez.”

Kadının belki ev işlerine değil ancak ‘dışarıdaki işlere’, örneğin eşinin işlerine,

eşinin iş ilişkilerine karışmaması, eğer ailenin geçimi sadece erkeğin üstünde ise bu

durumda kadının ekonomiye fazla müdahale etmemesi gerektiği de yaygın görüşler

arasında yer almaktadır. Bu görüş gerek erkek gerekse kadın katılımcılarca ifade

edilmektedir. Bir anlamda kadın ve erkeğin uyumlu bir aile hayatını sürdürmeleri

açısından, böylesi bir titizlik gerekli görülmektedir. Bu görüş aynı zamanda kadın

ve erkeğin kendi saygınlıklarına halel getirmeyecek davranışlarda bulunmaları ge-

rektiğini de ima etmektedir.

Page 297: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

276

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Bence kadın ekonomiye hiç bir şekilde karışmamalı, fakat kadının şu anda karışmadı-

ğı hiç bir şey yok. İş yerimdeki müşterilerime dahi karışıyor. Toplum olarak böyleyiz.”

..........

“Geleneklerimize göre konuşacak olursam, kadınların genellikle çok fazla dışarı işiyle

meşgul olmamaları erkeklerin bu işlerle ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Günümüz

koşullarında kadınların da bir çok işi dışarıda yapmakta olduklarını da görüyoruz. Ben

bir noktada yapmaları gerektiğini de düşünüyorum. Ailede tüm işleri kadının üstüne yık-

mak da doğru değildir. Erkeğin de ev işlerinde eşine yardımcı olması kanaatindeyim. Ama

biz Türk erkekleri bunu dışarıda söyleyemeyiz, gurur meselesi yaparız. Hayat müşterektir.

Ortaklaşa yapmak gerekir, hem içeri işlerini hem dışarı işlerini.”

Kadın sizce ailenin temel direği midir; bir aileyi temsil edebilir mi?

Kadının ailede ‘temel direk’ olup olmadığı ve ailenin bir ‘temsilcisi’ sayılıp sa-

yılmayacağı sorusu, kadının ailedeki rolünün keskin göstergelerine ulaşmak ama-

cıyla ortaya atılmıştır. Gerek ‘temel direk’ gerekse ‘temsiliyet’ meselesi, ailede kadın

ve erkek rolünün can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Her iki husus da, gerçek ve

temel bakışın ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Bakış, bu hususlar etrafında net

çizgilerine ulaşmaktadır. Türk toplumu, kadının ailede temel direk olduğunu kabul

etmekte midir? Kadını, ailenin bağımsız, özgüvenli, kendi kimliği ve inisiyatifi olan

bir temsilcisi olarak görmekte midir?

Kişisel hikayeler, yaşanmışlıklar, bölgesel farklılıklar dışında meselenin genel

bir resmi çizilmek istendiğinde, Türk toplumunda bir aile değeri olarak kadının

yerinin belirgin ve net olduğu söylenebilir. Kadın en az erkek kadar ailenin teme-

lidir, ailenin temsilcisidir. Karar alma sürecine katılabilir, ailenin idaresinde söz

hakkına sahiptir. Çünkü bu hususlar aile hayatının huzurlu ve mutlu bir şekilde

sürdürülmesinin asgari şartlarıdır. Dolayısıyla bugün itibariyle Türk toplumunda

kadının karar alma sürecindeki rolünün, kendi meşru zemini bulduğu rahatlıkla

söylenebilir. Baskın kanaat, kadının ailenin temeli ve temsilcisi olduğu yönünde-

dir.

“Kadın kesinlikle temsil eder, kaldı ki erkekten daha duyarlı olduğunu düşünüyorum.

Çocuğun anneyle ilişkisi babayla olan ilişkisinden çok daha farklı. Hatta aileyi temsil ede-

cek en iyi kişinin kadın olduğunu düşünüyorum.”

..........

Page 298: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

277

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Kadın aileyi temsil eder. Şimdi kadınlar okumuş. Eskinin erkeklerinden şimdinin

kadınları daha akıllı.”

..........

“Kesinlikle temsil edebilir. Ailesine sahip çıkmayı amaç edinmiş olan (genellikle böy-

ledir kadınlar) neden bir aileyi temsil edemesin ki? En az bir erkek kadar ailesini temsil

eder. Zaten günümüzde de kadınlar kendi işini yapıyor, soyadını taşıyabiliyor. Ailesini de

rahatlıkla temsil edebilir.”

Kadının ailenin temel direği olması ve aileyi temsil etmesi meselesine yeni

boyutlar ekleyen görüşlere de değinmek gerekir. Temsil meselesinin tartışan, kimi

şartlara bağlayan görüşlerin ana ekseninde kadın-erkek rolleri ve bu rolün nasıl uy-

gulanacağı yerleşmektedir. Örneğin, kadının erkekten sonra geldiği, erkek olmadı-

ğında aileyi temsil edebileceği tezi, bu görüşü güçlendirmektedir. Kadının ailede

temel direk olduğuna ilişkin bir itiraz yoktur; aile kadınsız ayakta duramaz. Bu ge-

nel bir kabuldür, ancak temsiliyet meselesinde farklı yaklaşımlara rastlanmaktadır.

Kimine göre de kadın eğer çalışıyorsa aileyi temsil edebilir. Kimine göre ise sosyal

hayatta kesinlikle erkek temsil etmelidir.

“Kadın ailenin temel direğidir. Özellikle çalışıyorsa aileyi temsil edebilir.”

..........

“Evet temsil edebilir. Öncelikle eşlerimizdir, ama eşlerin olmadığı yerde tabii ki bayan

aileyi savunacaktır. Temsil edecektir. Baba yani evin erkeği var olduğu sürece aileyi baba

temsil eder. Babanın olmadığı yerde anne aileyi temsil edebilir.”

..........

“Kadın ailenin temel direğidir. Sosyal çevrede ise erkek temsil eder.”

..........

“Babadan sonra gelir. Erkek çocukları babadan alır bazı şeyleri. Babanın vermiş ol-

duğu kıymetleri bilsin.”

..........

“Temsil edemez. Ailenin direği çifttir, tek değildir. İki eşin bir araya gelip farklı bir

birey oluşturmasıyla aile direği meydana gelir. Mesela erkeğin arkasında hanımı olmasa

erkek bir hiçtir. Aynı şekilde kadının arkasında erkek olmasa kadın da bir hiçtir. Aslında

bu iki birey birbirini tamamlar.

”Ailenin sorumluluğu kimin üstünde olmalı, erkekte mi yoksa kadında mı?

Page 299: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

Ailede kadının rolünün önemli göstergelerinden biri de onun sorumluluk dü-

zeyi ve derecesidir. Ailenin sorumluluğunu üstlenme adına, kadın ne kadar ehil ve

gerekli görülmektedir? Erkek ile kıyaslandığında kadına ne kadar sorumluluk veril-

mektedir? Bu sorumluluğun sınırları ve alanları nelerdir?

Katılımcıların bazıları ailede sorumlulukların paylaşılması gerektiğini ifade

etmektedir. Erkek ve kadın paylaşımlı bir hayat sürdürmelidir. Aile, bir ortaklık

olduğu için, paylaşım ve ortaklık esastır.

“Aile sorumluluğu paylaşılmalı. Çünkü aile sorumluluğu çocukla birlikte çok önemli

bir şey. Düzenli bir şekilde paylaşım içinde olundu mu aile gibi önemli bir kurum kendini

çok rahat ilerletebilir, çok güzel bir oluşum olabilir. Ancak tek bir kişiye yüklendiği zaman

içinden çıkılamaz bir durum oluşur. Paylaşım içinde belki biraz daha erkeğin ağır bastığı

aile birlikteliği güzel olur bence.”

..........

“Kadın de erkek de sorumluluğu birlikte taşır. Çünkü ailede kadın erkek eşittir tıpkı

bir elma gibi.”

..........

“Her ikisinde de olmalı aile sorumluluğu. Çünkü bu çok önemli bir sorumluluk. Tek

kişiye yüklenmemeli diye düşünüyorum. Anne baba ortak hareket etmeli. İkisinin de aynı

değerde rolü vardır bu hayat içinde.”

Kimi katılımcılar ailede erkek rolünü önceler ve sorumluluğu erkeğe verirler.

Özellikle ailenin geçimi konusunda doğrudan erkeğin yükümlü olduğunu ifade et-

mektedirler. Her ne kadar erkek, sorumluluk almada önde olsa da, sonuçta bunu ka-

dınla paylaşmalıdır. Tek başına ailenin tüm yükünü yüklenmesi söz konusu olamaz.

“Sorumluluk aslında eşit dağıtılmalı. Ama yapı itibariyle erkeğin biraz daha fazla

sorumluluk alması gerekir. Gene de sorumluluk tamamıyla erkeğin sırtında, omuzlarında

olmamalı.”

..........

“Ataerkil bir toplum olduğumuz için baba sorumludur. Ama kadın hiç sorumlu değildir

diyemem. Çalışan kadınlarımız da var, onlar da ailenin sorumluluğunu almış durum-

dalar. Bir kadın çalışıp ailesinin geçimini sağlamak zorunda değildir. Ama erkek çalışıp

ailesinin geçimini sağlamak zorundadır.”

276

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Bence kadın ekonomiye hiç bir şekilde karışmamalı, fakat kadının şu anda karışmadı-

ğı hiç bir şey yok. İş yerimdeki müşterilerime dahi karışıyor. Toplum olarak böyleyiz.”

..........

“Geleneklerimize göre konuşacak olursam, kadınların genellikle çok fazla dışarı işiyle

meşgul olmamaları erkeklerin bu işlerle ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Günümüz

koşullarında kadınların da bir çok işi dışarıda yapmakta olduklarını da görüyoruz. Ben

bir noktada yapmaları gerektiğini de düşünüyorum. Ailede tüm işleri kadının üstüne yık-

mak da doğru değildir. Erkeğin de ev işlerinde eşine yardımcı olması kanaatindeyim. Ama

biz Türk erkekleri bunu dışarıda söyleyemeyiz, gurur meselesi yaparız. Hayat müşterektir.

Ortaklaşa yapmak gerekir, hem içeri işlerini hem dışarı işlerini.”

Kadın sizce ailenin temel direği midir; bir aileyi temsil edebilir mi?

Kadının ailede ‘temel direk’ olup olmadığı ve ailenin bir ‘temsilcisi’ sayılıp sa-

yılmayacağı sorusu, kadının ailedeki rolünün keskin göstergelerine ulaşmak ama-

cıyla ortaya atılmıştır. Gerek ‘temel direk’ gerekse ‘temsiliyet’ meselesi, ailede kadın

ve erkek rolünün can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Her iki husus da, gerçek ve

temel bakışın ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Bakış, bu hususlar etrafında net

çizgilerine ulaşmaktadır. Türk toplumu, kadının ailede temel direk olduğunu kabul

etmekte midir? Kadını, ailenin bağımsız, özgüvenli, kendi kimliği ve inisiyatifi olan

bir temsilcisi olarak görmekte midir?

Kişisel hikayeler, yaşanmışlıklar, bölgesel farklılıklar dışında meselenin genel

bir resmi çizilmek istendiğinde, Türk toplumunda bir aile değeri olarak kadının

yerinin belirgin ve net olduğu söylenebilir. Kadın en az erkek kadar ailenin teme-

lidir, ailenin temsilcisidir. Karar alma sürecine katılabilir, ailenin idaresinde söz

hakkına sahiptir. Çünkü bu hususlar aile hayatının huzurlu ve mutlu bir şekilde

sürdürülmesinin asgari şartlarıdır. Dolayısıyla bugün itibariyle Türk toplumunda

kadının karar alma sürecindeki rolünün, kendi meşru zemini bulduğu rahatlıkla

söylenebilir. Baskın kanaat, kadının ailenin temeli ve temsilcisi olduğu yönünde-

dir.

“Kadın kesinlikle temsil eder, kaldı ki erkekten daha duyarlı olduğunu düşünüyorum.

Çocuğun anneyle ilişkisi babayla olan ilişkisinden çok daha farklı. Hatta aileyi temsil ede-

cek en iyi kişinin kadın olduğunu düşünüyorum.”

..........

268

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Genelde gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmaya çalışan insanlarız. Atalarımızdan

öğrendiğimiz kadarı ile âdetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bizim âdetlerimizde çok katı

ve yanlış şeyler de var bunları göz ardı edip bunun dışındaki şeyleri yapıyoruz.”

..........

“Büyükşehirlerde geleneklere uyulmuyor zaten. Apartmanlarda kimse birbirini tanı-

mıyor, komşuluk yok.”

Kimi katılımcılar ise geleneklerin sürdürülmesini gerekli görmemekte, bu ya-

pıya eleştirel yaklaşmaktadır. Yeni yaşam koşullarında insanların kendi hayatlarını

yaşamaları gerektiğine inanmaktadır.

“Bazıları çok saçma geliyor. Bazı tabuları yıkmak gerekir. Bir hadde kadar bağlıyım.

Çok örümcek beyinli şeyler de var. Sevgi, saygı, hoşgörü, Allah korkusu olmalı.”

..........

“Şehirde yaşıyorsa şehirli olması gerekiyor. Ben bağlı değilim geleneklerime.”

..........

“Gelenek görenek diye bir şey kalmadı, 21. Yüzyılı bırak 30. Yüzyılı yaşamaya başladık.

Her şey iç içe girdi. Tek bir şey var çizgiler. Ben ona karşıyım.”

Sizin ailenizi göz önüne aldığımızda hangi konularda (düğün, bayram, yemek, giyim-kuşam, komşuluk, akraba ilişkileri, yardımlaşma v.s) geleneklerinizi sürdürü-yorsunuz hangi konularda geleneklerinizden koptunuz bize söyleyebilir misiniz?

Toplumda ve ailede yaşatılan gelenek ve görenekler arasında düğün, cenaze,

bayram, akraba ziyareti, misafirlik, âdâb-ı muâşerete riayet etme gibi kategoriler

öne çıkmaktadır. Toplum söz konusu gelenek-görenekler konusunda genel anlamda

ciddiyetini korumaktadır. Elbette ideal düzlemde geleneklerin devam ettirildiğini

söylemek de zordur. Fakat bu konuda belirgin bir bilinçten, iyi niyetten, arzudan ve

bir dirençten söz etmek mümkündür.

“Toplumsal ve dini geleneklerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Ama kopmalar da mey-

dana geliyor. Yıkıntılar da meydana geliyor. Ama biz bu yıkıntıları çoğaltmamaya gayret

ediyoruz.”

..........

“Biz gelenek ve göreneklerimizi düğünlerde bayramlarda sosyal yaşamda yardımlaş-

malarda sürdürüyoruz. Biz Türküz Avrupalı gibi yaşayamayız. Büyüklerimizden gördü-

ğümüz ahlaki ölçüler çerçevesinde sürdürüyoruz hayatımızı. Hiç birinden kopmuş değiliz.

Page 300: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

279

Kadının çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kadının çalışması yahut çalışan kadın olgusu Türk aile yapısını ve değer-

lerini derinden etkileyen bir husustur. Kadının çalışma hayatına dahil olması,

bu hayatta daha etkin ve yoğun görev üstlenmesine paralel bir şekilde değerler

dünyasını, rollerde, konumlarda, statülerde önemli tartışmalar olagelmektedir.

En temel sorgulama, kadının çalışıp çalışmaması, çalışma hayatına dahil olup ol-

maması. Bu noktadan başlamak üzere tartışma diğer konulara da yansımaktadır.

Değişen toplumsal ortamda, kadın rollerinde de önemli başkalaşmalar kendini

göstermektedir. Bugün kadın çalışma hayatının tüm süreçlerinde olduğu gibi

bütün iş kollarında da vardır. Ancak görüldüğü kadarıyla tartışma daha temel

noktalarda hâlâ sürmektedir. ‘Kadın çalışmalı mı, çalışmamalı mı’ sorusu bunu

bir göstergesidir.

Kadının çalışması, toplumsal alanda keskin bir olgudur. Dolayısıyla kadının

çalışması yönündeki görüş ağırlık kazanmaktadır. Kadınların ve erkeklerin farklı

tepkileri olabilmektedir bu konuya ilişkin. Ancak genelde bir kabullenme kendini

belli etmektedir. Kadının çalışması yönünde görüş bildirenlerin ortaya koyduğu ne-

denler de önemlidir. Neden çalışmalı kadın? Çalışan kadın hem ailesine ekonomik

yönden destek olur, hem de kendi özgürlüğünü keşfeder; kendi ayakları üstünde

durmayı öğrenir, erkeğe bağımlı olmaktan kurtulur. Böylesi bir sosyopsikolojik et-

kenin de önde olduğunu söylemek mümkün. Bunun arkaplanında ise bir ihtimal

çalışmayan ve eve kapanan kadının ezildiği, hor görüldüğü gibi kimi zaman doğru

kimi zaman yanlış bir algının var olduğu düşünülebilir.

“En güzel şey. Çalışan kadın her şeyde özgürdür. Kadın çalışsın ve aileye katkıda

bulunsun.”

..........

“Bu devirde kadının çalışması şart. Günümüz kadını çalışmalı. Kendine güveni gelir.

Saygınlığı ve kendine bakımı artar. Aile hayatındaki yeri artar.”

..........

“Maalesef yapı olarak ben de kadının evde oturmasını isterim. Ancak aileler belirli

zorunluluklarla karşı karşıya. Kadının da çalışması bir anlamda katkı sağlıyor. İleriki

yaşamı için de kadın için bir güvence sağlamaktadır.”

..........

“Kadının çalışması çok gerekli. Ekonomik özgürlük önemli. Çocuklarına bir şey vere-

biliyorsun çalışınca. Ekonomik özgürlük bence şart, o yüzden.”

Page 301: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

280

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

..........

“Çalışmalı, kendi ayaklarının üstünde durabilmeli. Geleceği için, kocasına karşı küçük

düşmemek için.”

Kadının çalışmasını kimi şartlara bağlamak, o şartlar etrafında bu meseleye

yaklaşmak gibi bir seçeneğin de öne çıktığını ifade etmek gerek. Bunu yanında ka-

dının çalışmasını istemeyen, karşı çıkan bir görüşün de alttan alta belirgin oldu-

ğunu da not etmeli. Her iki durum için de çeşitli açıklayıcı, anlamlı nedenler ileri

sürülmektedir. Belli bir algıyı, toplumsal tutumu, yargıyı ele vermesi açısından, bu

nedenler önemli.

“Kadının çalışması bana pek mantıklı gelmiyor. Kadın çalıştığı zaman kendi ayak-

larının üstünde durur, kendi kararlarını almaya çalışır. ‘Ben çalışıyorum, sana ihtiyacım

yok’ gibi bir yaklaşım sergiler.”

..........

“Kopuşlar meydana gelebilir. Tam olarak görevlerini yerine getiremeyebilirler. Ama

dediğim gibi sorumluluk sadece kadın da ya da erkekte değil. Bizler bütün sorumluluğun

kadında olduğu düşüncesiyle büyüdüğümüz için bu sorunlar meydana geliyor. Erkek kendi

sorumluluklarını yerine getirir. Hanımına da yardımcı olursa zaten bu sorunlar meydana

gelmez. Bizim toplumumuzda erkek çalışır getirir, kadın evde oturur, çocuklarına bakar

kuralı var. Bunu da desteklemiyor değilim, destekliyorum ama günümüz şartlarında tek

maaşla aileler geçinemeyebiliyorlar. Kadının da erkeğine destek olması gerekiyor.”

..........

“Günümüz şartlarında insanların durumları ortada, hayat şartları ortada. Eğer ihti-

yacı varsa, geliri yetmiyorsa çalışabilmeli kadın. Ele güne muhtaç olmaması adına, kendi

ayakları üzerinde durabilmeli, çalışabilmeli.”

..........

“Şu ortamın şartlarında doğrudur. Ama bir noktada doğru değil. Bir erkek evini ge-

çindirmekle mükelleftir, zorunludur. Ama bir kadın evini geçindirmekle mükellef değildir.

Bu bakımdan doğru değildir. Kadınlar genelde iş buldukları için erkekler boşta kalıyor.

İşsiz erkeğe de kız istemeye gidince işsiz diye kız vermiyorlar. Bu yönlerden ben uygun

görmüyorum. Kızım da olsa eşim de olsa uygun görmüyorum.”

..........

“Evet çalışmalıdır ya da hayır çalışmamalıdır diyemem. Şartlara göre değişen bir du-

rumdur. Çalışabileceği uygun şartları olan, rahatsız edilmeyeceği bir yerde çalışabilir. Ama

toplumda, çevreme baktığım zaman çalışmalıdır diyemem.”

..........

Page 302: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

281

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Kadının erkeğinin çalışması gibi bir ayrım yapılması da yanlış. Kaldı ki kadınlar

çalışınca daha faydalı düzenli ve daha başarılı olacaklarını düşünüyorum. Mümkün oldu-

ğunca çalışma hayatı içinde olmalı diye düşünüyorum. Ben hep çocuklarım çalışsın istedim,

meslek sahibi olsun, eşinin eline bakmasın istedim. Ben eşimin eline baktığım için onlar

bakmasın istedim.”

Çalışan kadınların eşine ve çocuklarına karşı görevlerini tam olarak yerine geti-

remeyeceğini düşünenler var. Bu konuda ne dersiniz?

Bir olgu olarak çalışan kadın, değişik bakış açılarının değerlendirmesinin mu-

hatabıdır. Bu olguya yaklaşımlar, çeşitlilik gösterir. Olumlayan ve olumsuzlayan

yaklaşımların baskınlığında, başka bakışlar da söz konusudur elbette. Türk aile de-

ğerlerinde önemli bir tartışmaya yol açan bu olgu, bir tür ‘çalışan kadın imgesi’nin

oluşmasına yol açmıştır. Bu imge, toplumsal hayatın bir ögesi durumundadır. Do-

layısıyla bütün toplumsal imgeler gibi bu da farklı bakış açılarının değerlendirdiği

bir alandır.

Çalışan kadın imgesinde Türk toplumunun çalışma hayatına, kadının çalışma

hayatındaki konumuna ilişkin kimi kabul ve redleri yer almaktadır. Aynı zamanda

kadim bir sorun olan çalışma hayatı - ev hayatı ikiliği de burada yerini almakta-

dır. Bunun beraberinde gelen temel tartışma ise çalışan kadın - ev kadını ikiliğidir.

Hangi kadın aile için kaçınılmaz yahut önemlidir gibi düz bir soru, ister istemez

gündeme oturmaktadır. Her iki kadın tipinin bir karşıtlık oluşturduğu gözlenmek-

tedir. Birbirlerine karşı bakışlarında önemli boyutta eleştirinin ve olumsuzlamanın

varlığı dikkat çekmektedir. Bu tartışmada gerek ev kadını gerekse çalışan kadın,

kimi imajları yüklenerek toplumsal değerlendirmenin muhatabı olmaktadır.

Çalışan kadın, evine yorgun dönmektedir. Yahut işini evine taşımaktadır. Do-

layısıyla ailesine gerekli ihtimamı, özeni göstermemektedir. Ailevi yükümlülükle-

rini tam anlamıyla yerine getirememektedir. O bakımdan kadının çalışması doğru

değildir. Böylesi bir değerlendirme, genelde olumsuzlanmakta ve aksine çalışan ka-

dının da tıpkı ev kadını gibi evine, ailesine, çocuklarına gerekli özeni gösterdiği ileri

sürülmektedir.

“Kesinlikle böyle bir şey olmaz bence, çalışan kadınlar evde oturan kadınlardan çok

daha fazla ilgileniyorlar eşleri ve çocukları ile.”

..........

Page 303: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

282

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Katılmıyorum. Bu kapasite ile ve beceriyle ilgili bir şey, eğer bir kadın tembel, bir ba-

yan pasaklı, bir bayan kendisine hayrı olmayan bir kadınsa, o kadın ben dışarıda çalışıyo-

rum bahanesinin arkasına sığınan biriyse o kadına siz dört tane hizmetçi de tutsanız boş.”

..........

“Kadın evinin sorumluluğunu bilir. Evinde evinin kadınıdır. Dışarıda iş kadınıdır.

Çalışan kadın daha düzenlidir. Programlıdır. Kadın, hem çalışıp hem ilgilenebilir.”

..........

“Çalışan kadın aldığı gelirle açığı farklı bir şekilde kapatabilir. Örneğin yardımcı ala-

bilir. Ya da biraz işinden biraz evinden ödün vererek (bence en güzeli de budur) iki tarafa

da ölçülü bir şekilde yaklaşırsa güzel bir birliktelik olabilir.”

Çalışan kadının bazı nedenlerden dolayı tam anlamıyla kendilerini ailelerine

veremeyeceği, bu anlamda bir ihmalle karşı karşıya kalacakları görüşü de kayda de-

ğer bir görüş olarak ortadadır. Bu görüşün en azından toplumun çalışan kadına ba-

kışında değerlendirilmesi gereken bir bakış açısı olduğu söylenmelidir.

“Tam olarak yerine getiremeyeceği kanaatindeyim. Fakat dışarıda da yaptığı bir iş

var. Onu da anlayışla karşılamak gerekir. Erkeklerimizin de bu konuda daha duyarlı ol-

ması lazım. Yerine göre eğer kadın karşılayamıyorsa ihtiyaçlarını erkeğin yardımcı olması

lazım.”

..........

“Evet ben bu düşünceye katılıyorum. Çalışan kadınlar zaman açısından bir ev hanı-

mı gibi bol zamanları olmadığı için ve günün büyük bir bölümünü dışarıda stres altında

geçirdikleri için eve yorgun bitmiş ve stres yüklü geldikleri için evde eşlerine ve çocuklarına

yeteri kadar zaman ayıramayacaklarını düşünüyorum.”

..........

“Çalışan kadın zaman zaman görevlerini aksatabilir.”

..........

“Bir erkek görevlerini yerine getirebiliyorsa kadın da görevlerini yerine getirebilir. Ço-

cuğun ve evin sorumluluğunda kadın erkeğin sorumluluğu eşit olmalı. Kadın akıllıysa

hem işini idare eder hem eşini idare eder hem de çocuğunu büyütür. Akıllı değilse eşini de

çocuğu da ihmal eder.”

..........

Page 304: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

283

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Doğrudur, tam yerine getiremeyebilir. Çocuklara daha çok onlar baktığı için bu tarz

problemler olabilir. Ama hem çalışıp hem vakit ayıran anneler de var.”

Kadın kocasından izinsiz ev dışına çıkabilir mi?

Gene ailede kadının rolüne ilişkin bir başka husus ise, kadının özgürlüğü, gü-

venilirliği, özgüveni açısından onun kendi kararlarını kendi başına alıp alamayacağı

konusudur. Bu anlamda hayli keskin cevaplara yol açması açısından kadının koca-

sından izin almadan evden dışarı çıkıp çıkmayacağı sorulmaktadır. Aslında burada

beklenen, kadın imajının kimi çizgileridir. Aynı zamanda kadının evdeki konumu,

eşinin gözündeki yeri ve önemidir. Bir anlamda ironik olan soru, kadın rolünün

ayrıntılarını vermesi açısından önemlidir. Kadının evinden dışarı çıkması, bir öz-

güven ve güven meselesidir. Ailenin sorumlu, saygın, bağımsız bir ferdi olan kadın,

ailenin yaşam şartları ve tarzları doğrultusunda davranmaktadır. Aksi bir durum

zaten aileyi dağıtacaktır. O bakımdan kadının ne yaptığı, nasıl davrandığı, kime

danışıp danışmadığı, kararlarını nasıl verdiği, ait olduğu ailenin imajına dönük kimi

ipuçlarını barındırmaktadır.

Kimine göre izin almak anlamsızdır artık. Böyle bir şeye gerek dahi yoktur.

Ancak haber vermek ile izin almanın farklı şeyler olduğunu da bilmek gerekir.

“İzin almak çok anlamsız tabii ki çıkabilir haber vermek ayrı bir şey izin almak ayrı

bir şeydir.”

..........

“Kadın her dakika her saat eşini bulamayabilir. Dışarıda acil bir işi olabilir. Çıkabil-

melidir. Ama çok keyfi lüzumsuz, koca her geldiğinde eşini evinde bulamıyorsa bu derecede

tabi doğru bulmuyorum. Kadın gerekli gördüğü yerde izin almadan çıkıp işini halledip eve

dönmeli, eşinden önce evde olmalı tabii.”

..........

Bu meselenin temeli güvendir. Güven olduğu sürece kadın istediği gibi davranabilir.

Her dakika, her eyleminde izin alması söz konusu olamaz. Önemli olan karşılıklı güven-

dir.

..........

“Eskiden kadın izinsiz çıkamazdı. Ama şimdi gidebilir.”

..........

“Karşılıklı güvenle olabilir. Sonradan nereye gittiğini haber verirse çıkabilir.”

..........

Page 305: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

284

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Elbette ki çıkabilir güven varsa, eşler birbirine güveniyor ise, tabiî ki izin almadan

çıkabilir.”..........

“İzin alıp çıkması mantıklı olur (kadın cevap veren).. Tabiî ki çıkabilir izin alma söz

konusu olmaz. İzin değil de haber verir.”

KARAR ALMA

Ailede önemli konularda karar alırken son sözü kim söylemeli? Mesela sizin aile-

nizde önemli konularda nasıl karar alırsınız?

Ailede kararlar ortak alınmalıdır. Çünkü aile bir bütündür; birlik ve beraberlik

yuvasıdır. Bu karar alma sürecine de yansımalıdır. Bu bakımdan ailevi meselele-

re ilişkin kararların ailenin tüm fertlerinin katılımıyla yapılması bir gerekliliktir.

Böylesi bir ortamda bir ‘son söz’den söz etmek gerekmez. Bu katılımın olmadığı

ailelerde geçerli olabilir ancak.

“Mutlaka birlikte söyleriz. Son söz diye bir şey yoktur.”

..........

“Kararlar bence hep beraber, ortak alınmalı. Aile bireylerinin tamamı dahil olabilmeli.

Ben eşimle, çocuğumla beraber karar alırım.”

..........

“Son söz diye bir şey yok. Ben ortak duygulardan anlarım. Ortak bir çizgide buluşaca-

ğız. Biz ailede eşim, ben ve çocuklar ortak karar almaya çalışıyoruz. Anne, baba, çocuklar,

ortaklaşa bir karara varmalı.”

..........

“Bence son söz beraber söylenmeli. Bazen eşim bazen ben söyleyebiliyorum konuya göre.

Evle ilgili alınacaklarla ilgili son söz benim. Çocuklar konu olursa eşime bırakmaya çalı-

şıyorum.”

Kimine göre son söz erkeğindir. Karar almak erkek işidir. Baba figürü bu ailede

baskındır. Pek demokratik eğilime yatkın bir aile olduğu da söylenemez böylesi bir

yanın.

“Son karar erkeğindir.”

..........

“Baba söylemeli son sözü. Genellikle babam alır önemli kararları bizde.”

Page 306: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

285

ARAŞTIRMA BULGULARI

Kimi katılımcılar ise meselenin önemli bir başka yönüne işaret etmektedir. Son

sözü kimin söylediğinin yahut kararları kimin verdiğinin bir önemi yoktur buna

göre. Önemli olan mantıklı ve doğrunun kim tarafından söylendiğidir. Aile, man-

tıklı ve doğrudan yana olmalıdır, yoksa kişilerden yana değil. Kim mantıklı ve doğ-

ru söylüyorsa, onun sözü dinlenmeli, onun kararı uygulanmalı.

“En mantıklı kimin cevabıysa o karar vermeli. Önemli olan verilen son kararın man-

tıklı olması.”

..........

“En mantıklı söyleyenin kararı alınır. Aileyi ilgilendiren bir kararsa herkesin fikri

alınır. Kişiyi ilgilendiren bir kararsa herkes fikrini söyler ama kişi kendi kararını alır. Son

sözü kim söylemeli diye bir şey yok.”

..........

“Doğru olan şeyi kim söylüyorsa onun kararı.”

Anne-babanın dışında aile büyükleri de karar alma sürecine dâhil olmalı mı?

Zaman zaman onların görüşlerine başvurmak gerekir mi? Yoksa aile hayatının so-

runsuz devam edebilmesi için kararlar sadece eşler arasında mı alınmalıdır?

Aile büyükleri, aslında ailenin bir parçasıdır. Her ne kadar çekirdek ailenin

başkınlığında aile büyükleri devre dışı kalmış gibi gözükse de, bu yanıltıcıdır. Aile

kavramında büyükler, akrabalar da yer almaktadır. Bu anlamda aileyi ilgilendiren

hususlara büyüklerin katılması gayet doğaldır. Tabi, bunun derecesi önemlidir.

Gerekli görüldüğü takdirde, büyüklerin karar alma sürecine dahil edilmesine,

onların görüşlerine zaman zaman baş vurmanın yerinde olacağına olumlu bir bakış

söz konusudur. Kimi kaygılar, kimi çekinceler olsa da büyüklere zaman zaman da-

nışmanın, ailenin sürekliliği açısından önemli olduğu belirtilmektedir.

“Aileyi ilgilendiren bir konu ise mutlaka aile içinde eşler arasında alınmalıdır. Hayat

tecrübelerinden faydalanmak adına büyüklerin görüşleri en azından sorulmalı. Fikirleri

alındı diye illa her söyledikleri yapılacak değil ama en azından fikirleri alınarak gönülleri

alınır.”

..........

“Aile büyüklerinin de söz hakkı olmalıdır. Çoğu zaman onlara fikirlerini soruyoruz.

Bazı konularda konuya müdahil olabilirler ama karar vermede sadece fikirleri alınmış

olmak ve gönülleri olsun diye olabilir. Kararı yine eşlerin kendileri vermelidir.”

..........

Page 307: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

286

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Mümkün mertebe eşler arasında alınmalıdır kararlar. Ama eşlerin kararsız kalması

durumunda da aile büyüklerinin görüşleri alınabilir.”

..........

“Bu değişir tabii ki sadece eşler arasında alınması gereken kararlar da var. Büyüklere

sorulması gereken kararlar da var. Biz büyüklerimize de danışıyoruz tabii ki. Ama büyük-

lerimize sormadan kendi aldığımız kararlar da var.”

..........

“Karar sadece aileyi ilgilendiriyorsa sadece aile içinde alınmalıdır. Başka kimseyi il-

gilendirmemelidir. Ama karar dışarıdan birilerini de ilgilendiriyorsa ve içinden çıkama-

yacağımız bir durumsa karar veremiyorsak birilerinin tecrübelerine ihtiyaç duyuyorsak

danışılabilir. Fikir alınabilir.”

Kimilerine göre büyüklere danışmak gereksiz bir durumdur. Eşler kendi karar-

larını almalı. Bu anlamda aile işlerini kimse ile paylaşmamalıdırlar.

“Ben aile içi mevzularda başkasının karışmasını kabul edemem ama yine de danışıla-

bilir büyüklere, ama son söz ailede verilir.”

..........

“Tüm aileyi ilgilendiriyorsa olmalı. İki kişiyi ilgilendiriyorsa ailede kalmalı. Büyükler

çok da fazla ilişkiye karışmamaları gerekir.”

Aile ile ilgili konularda çocukların görüşünü almak gerekir mi?

Ailede çocukların görüşlerine başvurmak, doğrudan o ailede çocuğun değe-

ri ile ilgili bir durumdur. Çocuğun yeri, kıymeti, önemi karar alma sürecinde de

belli olmaktadır. Çocuklara aile nasıl yaklaşmaktadır? Onları hangi işlere katmak-

ta, hangilerinden uzakta tutmaktadır? Kimi durumlarda çocukların görüşlerine de

başvurulmakta mıdır?

Kimine göre çocuklar da birer birey olduğu için kararlara katılmalı, görüşleri

alınmalı. Yeri geldiğinde mutlaka çocuklara danışmakta fayda görülmektedir. Bu

ailenin birliği ve bütünlüğünün de bir göstergesidir. Çocukların aile işlerine dahil

edilmesi, belki onların sorumluluk duygularını perçinleyebilir. Ayrıca kimi sorun-

ları çocuklara sormak, onların fikrini almak, onların özgüvenlerini olumlu yönde

etkileyebilir. Kendilerini değerli ve gerekli görmelerine yol açabilir.

Page 308: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

287

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Tabi çocuklar da birer bireydir. Ve anne babaların onların farkında olduklarını his-

settirmeleri gerekir. Zamanında ben de çocuk olduğum için evde kararlar alınırken bana

sorulmadığı zaman sanki hep onların istediği oluyormuş gibi geliyordu bana. O yüzden

böyle bir şeye her zaman karşı çıkmışımdır. Evde bir karar alınıyorsa her zaman çocuklara

da sorulmalıdır.”

..........

“Tabi gerekli. Aile dediğimiz şey sadece anne ve babadan değil çocuklardan da oluşur.

Bu ailenin bir üyesi de çocuktur. Çocuk bilmez gibi davranışlar çok anlamsız. Sağlıklı bir

birey olmaları için kesinlikle fikirleri alınmalı.”

..........

“Tabiî ki çocuklar o ailenin ferdi olduğu için alınmalı. Çocuklar da saygıyı hak ediyor;

nelerden mutlular nelerden mutsuzlar bunu öğrenmek gerekli.”

Aileyi ilgilendiren önemli bir konuda karar almada anlaşmazlık olduğunda nasıl

davranmak gerekir?

Ailede anlaşmazlıklar gayet doğaldır. Böylesi bir durumda, özellikle belli konu-

larda karar vermede kimi zorluklar oluşuyorsa ne yapmalı? Nasıl davranmalı?

“Anlaşmazlık olduğu zaman tekrar konu enine boyuna ele alınır. Getirisi götürüsü ele

alınır ve ortak bir yol bulunmaya çalışılır. Aklın yolu birdir.”

..........

“Problemleri ölçüp tartmak lazım. Düşünmek lazım. Anlaşmazlıklara hoşgörü ile

yaklaşılmalıdır.”

“Susulmalı. Bir süre o konu konuşulmamalı.”

..........

“Tekrar tekrar konuşarak, birbirimizi aydınlatarak anlatmamız gerekir. Yıkıcı değil

yapıcı olmak gerekir. Karar alınamıyorsa dışarıdan destek alınmalıdır. İşte bu noktada

büyükler devreye girer.”

EKONOMİ

Ekonomi, aile hayatının bir boyutudur. Aile bir ekonomik birlik olarak da gö-

rülebilir. Ailenin sürekliliği ve geçiminde başat rolü oynayan kurumlardan biri de

ekonomidir. Ailenin geçimi, ailenin geçimini kimin üstleneceği, aile ekonomisinin

Page 309: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

288

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

nasıl kurulup yürütüleceği, aile bütçesinin gerekliliği yahut aile bütçesinin nasıl

oluşturulacağı, harcamaların nasıl yapılacağı gibi hususlar, ekonominin ailedeki ye-

rinin önemini göstermektedir.

Ailenin geçiminde sizce en fazla kim sorumluluk sahibidir?

Ailenin geçiminde, aile bütçesinin oluşturulmasında en fazla sorumluluk erke-

ğe aittir. Bu görüş genel anlamda Türk aile değerlerini de yansıtmaktadır. Erkeğin

birincil ödevi, evin geçimini sağlamak, evin ekonomik sorunlarını halletmek olarak

görülmektedir.

“Erkek daha fazla sorumluluk sahibidir.”

..........

“Toplumumuzda erkek gibi görünse de kadın da geçim konusunda en az erkek kadar

sorumluluk sahibidir. Çocuğun anneye olan ihtiyacını göz önünde bulunduracak olursak

erkek biraz daha sorumluluk sahibidir. Erkeğin sorumluluğu daha fazla.”

..........

“Erkek sorumludur çünkü erkek çalışmaya daha yatkındır. O her şeye katlanabiliyor

dışarıda gerektiği zaman.”

Kimi katılımcılar herkesin eşit derecede sorumlu olduğu yönünde görüş bildir-

mektedir. Kadın çalışsa da çalışmasa da sonuçta ailenin ekonomisinden sorumludur.

Bu bakımdan tüm aile fertleri, ailenin geçiminde de söz sahibidir.

“Daha çok erkektir. Kadınlar çalışmaya müsait olmayabiliyor ama şartlar uygunsa

kadın da mutlaka çalışmalıdır ve aile bütçesine katkı yapmalıdır.”

Herkes eşit derecede aile ekonomisine katkıdan sorumlu mudur? Örneğin çocuk-

lar boş vakitlerinde çalışarak aile bütçesine katkıda bulunmalı mı?

Gerekli görüldüğü zaman çocukların katkısı beklenmektedir. Ancak genelde

çocukların çalışması uygun görülmemektedir. Çocukların ödevi katılımcılara göre

henüz çalışmak olmamalıdır. Dolayısıyla çocuklar çalışmamalı, iş hayatına erken

atılmamalı, ailenin bütçesinde gerekli bir özne olarak yer almamalıdır bu çağların-

da.

Page 310: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

289

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Aile bireyleri eşit olarak sorumlu derken burada anne ve babayı kastediyoruz. Çocuk-

ların görevi kesinlikle çalışmak değil. Çocukların görevi iyi bir eğitim almaları onların

görevi ders çalışmak olabilir.”

..........

“Mümkün olduğunca hayır. Çocukların belirli bir yaşa gelinceye kadar çalışıp para

kazanma derdinin olmaması lazım. Eğitime ağırlık vermesi lazım, kendini yetiştirmesi

geliştirmesi lazım. Eğer ailenin maddi durumu iyi değilse geçimde zorlanıyorsa diyecek bir

şey yok. O zaman katkısı olabilir.”

Ancak zorunlu durumlar söz konusu olduğunda çocuklar çalışıp aile bütçesine

katkı yapabilirler. Ayrıca hayat şartlarını öğrenebilmeleri bakımında da çocukların

çalışması gerektiği görüşü de not edilmeli.

“Bulunmalı. Çünkü hayat şartlarını o da öğrenmelidir. En azından on beş on altı

yaştan itibaren. Bana bir şey olursa kendini ayakta tutabilmesi lazım.

..........

“Eğer benim gelirim yetmiyorsa ihtiyaçların karşılanmasında, zorunluluk koşmadan

eşim de çocuklarım da çalışarak katkıda bulunabilirler aile bütçesine.”

Çalışan kadınlar maaşlarını kendileri istedikleri gibi harcayabilirler mi? Ne-

den?

Çalışan kadın imgesinde onun aileden kısmen bağımsızlığı yer almaktadır.

Eğer aileni geçimi daha çok erkeğin sorumluluğunda olan bir durum ise, burada

çalışan kadının kendi kazancını dilediği gibi harcaması şaşırtıcı olmamalı. Fakat

genelde mesele, aile bütünlüğü açısından yorumlandığında, çalışan kadının da tıp-

kı erkek gibi harcamalarında sorumlu davranması gerektiği, aile geçiminde önemli

bir payının olduğunu unutmaması gerektiği söylenmektedir. Bir önemli görüş ise,

çalışan kadının hem kazancını harcayabilmesi, hem de aileye katkıda bulunması

yönünde.

“Hayır. Çalışan kadın da erkek de eve katkıda bulunmalıdır. Çalışan herkes maaşını

istediği gibi harcayabiliyor mu? Hayır. Bu durumda kadın da maaşını istediği gibi harca-

yamaz. Erkek ve kadın maaşları konusunda ortak hareket etmeliler.”

..........

Page 311: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

290

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Dilediği gibi harcama hakkı kimsenin yoktur. Aile için harcamalı herkes. Anne baba

kimin için çalışıyor. Çağdaş bir ailede gelir ortaya iner birleştirilir ve bütçe denkleştirilir.”

..........

“Erkeğin nasıl evine karşı sorumlulukları varsa kadının da evine karşı sorumlulukları

vardır. Evinin asli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra artanıyla kendi ihtiyaçlarını karşı-

layabilir. Aslında bunu her iki taraf içinde düşünüyorum. Sadece kadın için değil. Erkek

için de böyle olmalı.”

..........

“Erkekler kendi maaşlarını istedikleri gibi harcayamıyorsa kadınlar da harcayamaz-

lar. Erkek nasıl evinin, çocuğunun ihtiyacı için harcıyorsa kadın da bu şekilde harcamalı.

Kendi başına harcayamaz.”

Kimine göre ise çalışan kadın istediği gibi kazancını harcar. Bu konuda özgür-

dür.

“Çalışan kadın istediği gibi parasını harcayabilir.”

..........

“Çalıştığı için harcayabilir tabi. Buna kocası karışamaz. Ama yine de kocasına danı-

şırsa daha güzel olur. Huzursuzluk olmaması için, mutlu olmak için, sevgi-saygı olması

için kocasına danışırsa daha güzel olur. Senin benim ayrımcılığı olursa o işin tadı kaçar.”

Ailenin bütçesini kim yönetmeli? Mesela sizin ailenizde aile bütçesini kim

ayarlar?

Bütçe, kimine göre bütünüyle babanın, erkeğin işidir.

“Aile bütçesini baba ayarlar.”

..........

“Aile bütçesini erkek yönetmeli. Bizim ailede de ben yönetirim.”

..........

“Kadınlar biraz daha savurgan olduğu için erkek tutumluysa erkek olmalı. Kadın tu-

tumluysa kadının olması iyi. Benim ailemde bütçeden ben sorumluyum. Eşimin parası

aileye aktarılıyor. O yüzden hep destek olabilirim eşime.”

Page 312: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

291

ARAŞTIRMA BULGULARI

Kimine göre ise kadın ev bütçesi yapmada daha ehildir. Bu yüzden kadınlar

ayarlamalı.

“Ben ayarlıyorum bir bayan olarak, ev ekonomisinden biz anlıyoruz. Çünkü evde ne-

yin eksik olduğunu biz biliyoruz. Erkekler bir gömlek aldığında on tane alırlar, ama ka-

dınlara baktığında bir eteğin üstüne giyecek iki tane giyecek şeyiniz vardır. Her erkek için

geçerli değildir bunlar tabi, genel olarak konuşuyorum.”

Erkekler harcamaları hakkında aile bireylerine bilgi vermeli mi?

Aile bütünlüğü açısından erkeğin harcamaları hakkında aile bireylerine bilgi

vermesi gerektiği ifade edilmektedir. Ancak eğer yanlış işler yapmıyor, meşru har-

camalar yapıyorsa, bilgi vermesine gerek olmadığı yönünde bir görüş de kendini

belli etmektedir. Ancak bu konuda da asıl meselenin bir güven meselesi olduğu öne

çıkmaktadır.

“Vermeli. Ben kadın olarak aynı şeyi yapıyorsam o da yapmalı.”

..........

“Harcamaları zaten aile bireyleri görecektir. İnsan parayı nereye harcar. Evine ailesi-

ne harcar. Onun haricinde bara pavyona gidecekse de bunu ailesine söyleyecek değil. Ama

onun haricinde zaten evine ailesine harcayacaktır, bunu da ailesi görecektir.”

..........

“Taşkın bir hareket yapmıyorsa söylemesine gerek yok.

..........

“Kişilerin bireysel harcamaları olabilir aslında. Ama evini ve ailesinin ihtiyaçlarını

bir kenara atıp da kendi bireysel harcamalarını ön planda tutarlarsa eğer sorumludurlar.

Ama ailevi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kendi bireysel ihtiyaçlarını karşılıyorlarsa so-

rumlu değillerdir. Tabi bunun da dozajında olması gerekiyor.”

ŞİDDET

Şiddet, daha özelde aile içi şiddet, izlendiği kadarıyla günümüz toplumunun

önemli bir sorunu haline gelmiştir. Aile içi şiddetin boyutları her geçen gün artmak-

tadır. Bunun sonucunda mutsuz çiftlerin artışı, boşanmada artış, psikolojik açıdan

sorumlu nesillerin topluma katılması, bir türlü çözülemeyen aile sorunlarının iyice

abartılı bir şekilde artması, psikolojik, ekonomik ve toplumsal sorunların da buna

bağlı olarak artması gözlenmektedir. Gerçekte bir sevgi ve saygı yuvasını andı-

ran evlilik yahut aile kavramları, günümüzde şiddet gibi tüm insani birlikteliklerin

Page 313: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

292

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

temelini sarsan yeni bir olguyla tanımlanır oldu. Bu olgu, ister istemez meselenin

değişik boyutlarının izlenmesi gerektiğini hatırlatmakta ve zorunlu kılmaktadır.

Son olarak, her zaman gündemde olan şiddet konusunda bir kaç soru sormak isti-

yorum. Sizce bir erkek eşini dövebilir mi? Bazen kadınlar dayağı hak ediyor diyebilir

miyiz?

Aile-içi şiddette öne çıkan bir sorundur eşlerin birbirlerine şiddet uygulaması.

Genelde kadına dönük şiddet ön plandadır ancak aile-içi şiddet sadece kadınla sı-

nırlı kalmamaktadır. Erkeğe ve çocuklara dönük şiddet de burada önemli bir sorun

olarak yer almaktadır. Kadın özelinden bir sorgulama yapılacak olursa, acaba kadın

dövülebilir mi yahut zaman zaman dayağı hak ettiği söylenebilir mi? Gene tersten

bir okuma yapma amacıyla sorulan soruya verilen cevaplarda şiddetin büyük oran-

da reddedildiği, ailenin huzurunu tehdit eden bir olgu olduğu ifade edilmektedir.

Kesin bir karşı çıkış söz konusudur, kadına dönük şiddet konusunda. Bu noktada

Türk toplumunun belli bir olgunluğa ulaştığı, şiddet konusuna bilinçli bir şekilde

yaklaştığı söylenebilir.

Çoğu katılımcı, beklendiği gibi erkeğin eşini dövme eylemini kesin bir dille

reddetmekte, olumsuzlamaktadır. Aile ortamında böyle bir şeyin kesinlikle olama-

yacağını ifade etmektedir.

“Kadın bir gelincik çiçeğine benzer. Bir dalına dokunduğunuz zaman bütün dallarını

döker. Kadının bir gelincik çiçeği olduğu unutulmamalı ve ona göre davranılmalıdır. O

yüzden de aile içi şiddete karşıyım.”

..........

“Ben ona karşıyım. Sakın ha. Allah onu bize bir sümbül olarak vermiştir. Bir çiçek ola-

rak vermiştir. Bizim dinimiz İslam dinidir. İslâm dininde kadına el kalkmaz kesinlikle.”

..........

“Dayak atan erkek aciz erkektir. Aciz erkeğin kendini kanıtlama yoludur dayak. Ke-

sinlikle karşıyım. Erkek bayana kesinlikle şiddet göstermemeli. Hiç bir insan dayağı hak

etmez. İnsana yakışan konuşmaktır.”

..........

“Şiddet acizliğin bir neticesidir. Aciz insanların yöntemidir. Öyle bir şey olmaz. Bu

felsefe yanlış. İnsanlar şiddeti hak etmiyor. Kadının anlayacağı bir dil vardır, bu da şiddet

olmamalıdır. Ama maalesef toplumda bu türlü davranış var. Fakat yanlış. Erkek eşini

dövemez. Tatlı dil her şeyi çözer oysa.”

..........

Page 314: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

293

ARAŞTIRMA BULGULARI

“Şiddet mutsuzluğa sürükler. Aileyi yıkar. Konuşarak her şeyi çözebilirsin. Çok yanlış.

Hak etse de dövülmemeli. Dayak çözüm değil.”

..........

“Dövmemelidir. Aynı şekilde kadın da erkeğe şiddet uygulamamalıdır. Dayaktan çok

daha etkili ceza yöntemleri vardır. Bazen susmak şiddetten daha ıslah edici bir yöntem

olabilir.”

..........

“Kadın dayağı hak ediyorsa erkek de dayağı hak ediyordur o zaman kadın erkek diye

ayıramazsınız kaldı ki insan dayağı hak etmiyor. Dayak örfümüzde de yoktur, kültürü-

müzde de yoktur, inancımızda da yoktur. Tamamen sonradan uydurulmuş bir şey diye

düşünüyorum.”

Bazı katılımcılar ise dayağın erkeğin acziyetinin bir göstergesi olduğunu ifade

etmektedir. Buna göre güçsüz erkek dayağa başvurur. Eğer kimi zaman kadın daya-

ğı hak ediyorsa erkeğin de dayağı hak ettiği anlar olabilmektedir. Bu yüzden dayak

gibi aile kurumunu zedeleyen bir husus, tek yönlü algılanmamalı; kadın için geçerli

olan şey, erkek için de geçerlidir.

Peki karı-kocanın, çocukların yanında birbirlerine ağır sözler söylemeleri konu-

sunda ne düşünürsünüz? Sizce olabilir mi?

Kuşkusuz aile ortamında iyi-kötü, doğru-yanlış pek çok davranış, hayatın ola-

ğan akışında sergilenebilmektedir. Aile hayatı, hesaplı, kurallı, baştan sona düşünü-

lüp pratiğe geçirilen davranışlarla sürdürülmemektedir. Aile hayatı, aynı zamanda

pek çok sorunun da ortaya çıktığı bir ortamdır. Karı-kocanın tartışmaları, çocuklara

dönük kimi istenmeyen tutumlar sergilemeleri, saygı ve sevgiyi yitirmeleri gibi pek

çok sorundan söz edilebilir. Karı-kocanın çocukların yanında tartışmaları, ağır söz-

ler söylemeleri, kendi aralarında konuşmaları gereken meseleleri çocukların yanında

söylemeleri de böylesi bir problemdir. Bu konuda Türk ailesi ne düşünmektedir?

Çocukların yanında tartışmanın çocuklar üzerinde yanlış etkiler uyandıraca-

ğını ifade edenler, bu tür davranıştan kaçınmak gerektiğine işaret etmektedir. Ço-

cuklar, aile içindeki her şeyden doğrudan etkilenebilmektedir. Bundan dolayı bu ve

benzeri konularda çok dikkatli olmak gerekir. Çoğu katılımcı da bunu belirtmekte

ve bu türlü tutumu yanlış bulmaktadır.

Page 315: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

294

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Hayır bu da yanlış. Çocuklar hem psikolojik olarak hem de karakter olarak bundan

etkilenir. Ve bu durum gelecekte kendi ailelerine davranma şekillerine yansır.”

..........

“Çocuk anne babanın davranışlarını örnek alır. Bu yüzden onların yanında ağır söz-

ler söylenmemeli.”

..........

“Olmaması gerekir, çünkü çocuk anında her şeyi kapar, kendine örnek alır. Sevgi orta-

mında büyüyen çocuk topluma da yararlı olur, kendine de.”

..........

“Kesinlikle karşıyım. Çevremde fazlasıyla örneği var. Ben anne olarak eşim baba ola-

rak buna çok fazla özen göstermeye çalışıyoruz. Bunun çocuklar üzerinde çok büyük olum-

suz etkiye sahip olduğunu düşünüyorum.”

..........

“Üzüm üzüme baka baka kararır demişler. Çocuklar sizden ne görürlerse evlendikleri

zaman kendi ailelerine de aynısını yapacaklardır. Ve sizin şikayet edecek haliniz olmaya-

caktır, bu çocuklar niye böyle oldu diye. Çünkü sizden öyle görmüşlerdir.”

Anne-baba çocuğunun terbiyesinde dayağa başvurmalı mı?

Çocuğa dönük dayak, kimi zaman bir şiddet olayı olarak görülebilir. Dayağın

niyeti, derecesi, sürekliliği, sistemli olup olmadığı gibi hususlar, dayağın şiddet bo-

yutunu belli eder. Ancak aile ortamında özellikle çocuk terbiyesinde karşılaşılan

‘dayak’ olayı, şiddet durumundan kısmen uzaktır. Çocuğun ikna ve bilinçlendirme

yöntemiyle eğitimi esastır. Acaba eğitim sürecinde dayak bir yöntem olarak görüle-

bilir mi? Bir sevgi, saygı ve paylaşım ortamı olan ailede dayak olabilir mi? Teorik ola-

rak genelde reddedilen bir husustur dayak. Ancak pratikte pek çok ailede, sistematik

olmasa da, görüldüğü de bir gerçektir. Kimi katılımcılar bunu ifade etmektedir.

Genelde dayağın öncelenmediği görülmektedir. Dayağın ‘yan etkileri’nin daha

fazla olduğu, ilerde daha büyük sorunlara yol açacağı yönünde ciddi uyarılar yapıl-

maktadır. Önemli tespitler arasında ‘çocukların şiddete meyilli olabileceği’ söylen-

mektedir.

Dayak genelde reddedilmektedir. Dayaktan ziyade eğitimin öncelenmesi ge-

rektiği, çocuğa toplumsal davranışların ciddiyetle öğretilmesi gerektiği ifade edil-

mektedir. Dayağa karşı çıkan, olumsuzlayan katılımcılara göre, eğitime ağırlık

Page 316: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

295

ARAŞTIRMA BULGULARI

verilmelidir. Eğitimin daha etkili ve uzun soluklu bir çözüm olduğu dile getiril-

mektedir. Çocuk ikna edilmeli, ona sorunlar anlatılmalı ve bir şekilde eğitim ile

sorunların üstesinden gelme yöntemi tercih edilmelidir. Güzellikle, tatlılıkla, ikna

ile sorunlar halledilmeli. Çünkü “dayak hiçbir şeyi çözmez”.

“Hayır. Nedir bir kez poposuna vurursunuz çok büyük bir olay karşısında. Zaten çocuk

bunu çok büyük bir dayak olarak algılıyor. Dayak yiyen çocuklar şiddet meyilli yetişiyor.

Dayağa baş vurulmamalı. Anne babalar tahammüllü, sabırlı olabilmeli.”

..........

“Dayak iyi değil. Alışkanlık yaparsa çocuğu arsızlaştırır. Çocuk sonra dayak yese de

bildiğini okur. Verilen terbiyeyle alakalı. Çocuklarda özellikle küçük yaşlarda kalıcı oluyor.

O yüzden çok karşıyım dayağa.”

..........

“Dayak ve şiddet çözüm değildir. Her zaman eğitim eğitim eğitim. Çocuk büyütürken

kesinlikle anne babalar dayağa başvurmamalı, aksi takdirde çocuklar güvensiz ve korkak

olurlar. Daha farklı yollardan halletmeye çalışmalıdır.”

..........

“Dayak çözüm değildir. Sürekli telkin, nasihat, öğretme çabası içinde olunmalıdır.

Şiddetle eğitim yönetimi olamaz ceza yönetimi olabilir ama şiddet asla. Eğer gerçekten

haddini aşıyorsa ödül olarak verdiğiniz şeyleri kısıtlamak gerekir.”

Kimi de çocuk terbiyesinde dayağın kaçınılmaz olduğunu, zaman zaman daya-

ğa başvurulabileceğini ifade etmektedir. Ancak bu durumlarda dayak hafif olmalı;

ağır ve sürekli olmamalıdır. Aksi takdirde çocuğun zihin dünyasında aşılmaz sorun-

lar ortaya çıkabilir.

“Başka öğretici ceza türleri uygulanması gerekir. Fakat çok ekstrem bir durumla karşı-

laşılırsa sonradan da gönlünü almak kaydıyla dayak kullanılabilir.”

..........

“Hafif dövme olabilir, popoya falan. Ya da dayak sayılmayacak bir iki tokat atılabi-

lir.”

..........

“Başvurulabilir dayağa çünkü bazen hak edebilir çocuk. Yeni hayatı anlamaya başla-

dıklarında yanlış yapabilirler. Anne baba çocukların kötülüğünü istemez ki.”

..........

Page 317: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

296

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

“Aslında çocuk dövülmez, ama zaman zaman öyle bir noktaya geliyorsun ki, bir tane

çarpıyorsun. Ancak bana göre bu dayaktan ziyade bir uyarı.”

..........

“Vurulmasa çok iyi ama bazı durumlarda bir-iki tane vuruluyor onların iyiliği için.

Bazen ufaktan da olsa tokadı göstermek gerekebiliyor. Tabi parçalar gibi değil de sadece

uyarı amaçlı olmak kaydıyla.”

Nitel Bulguların Genel Değerlendirmesi

Aile, Türk toplumu için başat bir kurumdur, bu yüzden büyük bir öneme sa-

hiptir. Hatta ailenin bizzat kendisi bir değer olarak görülmektedir. Aile ilişkileri

ve aile değerleri de aynı şekilde toplum tarafından önemsenmektedir. Toplumsal

değişmenin hızına rağmen aile, Türk toplumunda başat bir kurum olarak varlığını

sürdürmektedir. Bir toplumsal değer alanı olarak ailenin, güçlü ve etkili bir kurum

olduğu gözlenmektedir. Aynı şekilde aile değerleri de toplum tarafından belirgin bir

hassasiyetle benimsenmektedir.

Değer yargılarının ve aile değerlerinin korunması, kuşaktan kuşağa aktarılması

noktasında toplumun bilinçli davrandığı görülmektedir. Çünkü değer yargıları ile

toplum örtüştürülmekte, toplum değer yargıları ile kendi anlamını bulmaktadır. De-

ğerler, toplumun temel taşıdır. Değerlerinden kopan bir toplumun dağılıp yıkılacağı

ifade edilmektedir. Bu bakımdan değerlerin ve bu arada ailenin, korunması ve yaşa-

tılması için büyük bir çabanın gösterilmesi, çeşitli yolların, yöntemlerin bulunması

gerektiği de ayrıca belirtilmektedir. Ancak bu konuda farklı düşüncelerin varlığı da

dikkat çekmektedir. Değer yargılarının bilinçli bir şekilde aktarılıp aktarılmadığı

noktasında da farkı düşüncelere rastlanmaktadır. Kimi yerde büyükler, kimi yerde

ise yeni nesil değerlerin aktarımında sorumlu tutulmaktadır. Belki toplumun bütün

aktörlerinin değerlerin aktarılmasında kendi sorumluluklarının bilincinde olmaları

gerektiği hatırlatılmak istenmektedir. Çünkü değer aktarımı, değerlerin yaşatılması

ancak toplum aktörlerinin katılımıyla mümkün olabilecektir.

Aile değerleri bağlamında dikkate değer bir kategori olan akraba ilişkileri, top-

lumca önemsenmekte, bu ilişkilerin ortak paydayı temsil ettiği görülmektedir. Akra-

ba ilişkilerinin titizlikle sürdürülmesi düşünülmekte ve bu ilişkiler bir güven ortamı

olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan gerek kır gerekse kent ortamında akraba

ilişkilerinin taze ve sıcak tutulması önerilmekte, sosyal bağların kuvvetlenmesi, da-

yanışma ve yardımlaşmanın gerçekleşmesi, ortak kültürel kalıpların benimsenmesi

Page 318: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

297

ARAŞTIRMA BULGULARI

görüşmelerin belli bir düzende gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bununla

birlikte akraba ilişkilerinde belli bir mesafenin korunması da ayrıca vurgulanmak-

tadır.

Aile değerleri arasında yer alan çocuk meselesi, gerek aile yapısı, aile rolleri ve

gerekse ailenin yönelimleri bakımından merkezi bir kategori olarak öne çıkmakta-

dır. Aile, genel anlamda çocuk temelli olarak tanımlanmaktadır. Anne ve babanın

yanında çocuk, aile kurumunun en önemli unsuru olarak kabul edilmektedir. Aile,

çocuk üzerinden değerlendirilmekte ve böylece çocuk merkeze oturtulmaktadır.

Çocuk, hem ailenin hem de toplumun geleceğinin teminatı olarak görülmektedir.

Bundan dolayı çocuğun eğitimi, geleceği, işi, yeni bir yuva kurması üzerinde ciddi

bir çaba kendini göstermektedir. Aileler, bu konularda elinden geleni ardına koyma-

makta, çocukların geleceği açısından büyük fedakârlıklara katlanmaktadır. Çocuğa

gösterilen büyük ihtimam, ailenin kendi değerlerini ve toplumun geleceğini ne denli

önemsediğini de göstermektedir.

Ailenin temel işlevlerinden biri olan cinsellik, bir değer konusudur aynı zaman-

da. Cinsellik, aile değerleri çerçevesinde düzenlenmekte, başıboş bırakılmamakta-

dır. Toplumsal değerlerin yoğun bir şekilde katıldığı cinsellik, dikkatli bir şekilde

belli kalıplar, kurallar, normlar, gelenekler çerçevesinde yürütülmektedir. Bu alanın

ihmali, toplum ve değerler bakımından telafisi mümkün olmayan büyük sorunlar

doğuracağı noktasında toplumda belli bir algının oluştuğu gözlenmektedir. Cinsel-

lik, evlilik, nikâh, mahremiyet, sadakat gibi güçlü toplum değerleri evreninde kur-

gulanmaktadır. Toplumca benimsenen değerlerin dışında bir cinsel eylem ve tercih

ise kesin bir şekilde eleştirilip reddedilmektedir.

Aile kurumunu inşa eden ana eylem evliliktir. Evlilik, kadın ve erkeğin yeni bir

dünya inşa etmesi, pek çok toplumsal değere ortam sağlayan ve kendisi de bir değer

olan ailenin yuvaya dönüşmesinin de ilk adımıdır. Bu bakımdan evlilik kurumu,

Türk toplumunun değerler levhasında olmazsa olmaz bir mahiyet arz etmektedir.

Evlilik, kutsal bir müessese ve toplumun temeli olarak görülmektedir. Sevgi, saygı,

şefkat, birliktelik, dayanışma gibi duygular etrafında tanımlanmaktadır. Toplumsal

yapının, ailenin ve değerlerin yaşatılması, sürdürülmesi, aktarılması bakımından ev-

lilik, kaçınılmaz, zorunlu, gerekli bir kurum olarak görülmektedir.

Evliliği ve aileyi önemseyen Türk toplumu, bu kurumların temel harcının da

duygusal bağ olduğunun bilincindedir. Dolayısıyla duygusal bağı, evliliğin teme-

line yerleştirmektedir. Evliliğin, sevginin, aşkın, bağlanmanın, mahremiyetin ana

unsurlar olarak yer aldığı bir yapı olduğu ifade edilmektedir. Duygusal bağ, evli-

liği sürdüren ana iksirdir; duygusal bağın koptuğu bir aile hayatının sürdürülme

Page 319: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

298

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

ihtimali bir hayli azalmaktadır. Elbette, duygunun yanı sıra akıl ve mantık da top-

lumca önemsenmektedir. Ancak, evliliğin daha çok bir duygudaşlık temelinde kur-

gulandığı dikkat çekmektedir. İki farklı insanın bir yapıda bir araya gelişini, uzun

birlikteliği tesis etmesinin yolu da duygudaşlıktan geçmektedir.

Toplumsal bağları güçlendiren, toplumun üyelerini birbirine kenetleme işlevi

gören geleneksel değerler de aile açısından önemsenmektedir. Aile, kısmen gelenek-

sel değerler etrafında kurulmakta ve sürdürülmektedir. Ailenin, geleneksel değerleri

yaşatan, yeni kuşaklara aktaran bir ortam olduğu gözlenmektedir. Bu bakımdan

toplumsal değişme sürecinde önemli dönüşümlere ve zedelenmelere muhatap ol-

masına rağmen geleneksel değerlerin yaşatılması hususunda belirgin bir uzlaşının

olduğu görülmektedir. Özellikle akrabalık, komşuluk, misafirlik, düğün, bayram

buluşmaları gibi geçmişten bugüne toplumu biçimlendiren geleneksel değerlerin

tüm zorluklara karşın sürdürülmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bununla birlikte

geleneksel değerler ile modern dönmelerin kendi hayat şartları arasında kopuşların

olabileceği de hatırlatılmaktadır. Modern hayat şartlarının gerisinde kalan kimi ge-

leneksel değerlerin ne şekilde yaşatılıp yaşatılamayacağı noktasında da bir tartışma-

nın olduğu izlenmektedir.

Kadın, ailenin önemli bir aktörüdür. Aile değerleri, tıpkı erkek ve çocuk gibi

kadın merkezli olarak da kurulmaktadır. Kadının ailedeki yeri, önemi, değeri, rolü

üzerine farklı değerlendirmelere rastlamak mümkündür. Ne ki, bu farklılıklar kadı-

nın ailedeki önemini azaltmamakta ve onun merkezi yerini sarsmamaktadır. Kadın,

ailenin temel direğidir. Erkek gibi önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Erkeğin

bir rakibi değil, onun tamamlayıcısıdır. Özellikle ev işleri, evin idaresi, çocukların

terbiyesi, ailenin düzeni bakımından kadın daha ön plandadır. Ailenin bir değeri ve

temsilcisi olan kadın, aile işlerinin tümünde söz sahibi olarak görülmektedir. Karar

alma süreçlerine dahil edilmektedir. Kıymetli bir değer olan kadın, ailenin dirliği,

birliği, sağlamlılığı bakımından da hayli önemli bir rol üstlenmektedir.

Aile, bir birlikteliğin tesisidir. Dolayısıyla bir ortaklık zeminidir. Anne, baba,

çocuklar ve hatta akrabaların dahil olduğu bir iletişim alanıdır. Bir karar mekaniz-

masıdır. Karar alma süreçlerinin etkin bir şekilde yer bulduğu bir ortamdır. Ailede

kararlar ortak alınmalıdır; sadece bir kişinin söz söylemesi düşünülemez. Anne-

babanın ve hatta çocukların dahil olması gereken bir süreç olan karar alma, ortak bir

yapı olan ailenin de bir gereğidir. Kimi zaman aile büyükleri de karar alma sürecine

dahil edilebilir. Ancak aslolan öncelikle kararların aile içinde alınmasıdır. Mümkün

oldukça dışarıdaki aktörler bu sürece fazla sokulmamalıdır.

Page 320: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

299

ARAŞTIRMA BULGULARI

Ekonomi, ailenin temel işlevleri arasında görülebilir. Aile bir geçim alanıdır; bir

tür idare meselesidir. Ailenin geçimi, harcamaları, tasarrufu belirgin bir ekonomik

sürece işaret eder. Ekonominin etkin olmadığı bir aile ortamı düşünülemez. Bir aile

bütçesinden söz etmek mümkündür. Bu bakımdan ailenin geçimi meselesi, önem-

li bir alana işaret etmektedir. Türk toplumunda genelde ailenin geçiminin erkeğin

sorumluluğunda olduğu yönünde bir kabul söz konusudur. Ancak bu kabul giderek

değişmekte ve kadının çalışma hayatına dahil olmasına paralel bir şekilde yeniden

düzenlenmektedir. Kadın ve erkeğin ortak derdi ve sorumluğu olduğu yönünde be-

lirgin bir algı, günümüzde daha güçlü bir şekilde dile getirilmektedir. Herkesin eşit

derecede ailenin geçiminden, aile bütçesinin hazırlanmasından sorumlu olduğu dile

getirilmektedir. Bu da ailenin bir birlik mekanizması olma yönünü kuvvetlendir-

mektedir.

Araştırmada değerlendirilen son kategori olan şiddet ise aile değerleri ve aile

yapısı doğrultusunda sorgulanmaktadır. Ne yazık ki, son yıllarda aile ile birlikte

yoğun bir şekilde tartışılan bir husus olan şiddet, aslında ailenin yapısal bir unsuru

olmamasına karşın, aileyi doğrudan ilgilendiren, bir anlamda onu tehdit eden bir

faktör haline gelebilmiştir. Özde bir sevgi, saygı, şefkat ve merhamet yuvası ola-

rak karşılık bulan aile, şiddet bağlamında da konuşulur hale gelmiştir. Bu durum

bir anlamda toplumsal değerlerin geldiği noktayı da işaret etmektedir. Kadın ve

erkeğin birbirlerine şiddet uygulamaları, kimi zaman çocuğun şiddete maruz kal-

ması, ailenin bozuluşunu, dağılışını yahut ana fonksiyonlarını yerine getiremeyişini

göstermektedir. Bu ailenin arızî bir durumudur ve şiddetle reddedilmektedir. Türk

toplumda şiddetin keskin bir dille reddedildiği gözlenmektedir. Aile ile şiddet apay-

rı olgular şeklinde görülmektedir. Şiddet olumsuzlanmakta, mahkûm edilmekte ve

aileyi dolayısıyla toplumu, değerleri tehdit eden bir olgu olarak görülmektedir.

Sonuç olarak Türk toplumunda ailenin bütün yönleriyle önemsendiği, kıymetli

addedilen bir kurum olduğu görülmektedir. Aile yapısını olumsuz etkileyecek tüm

unsurlardan uzak durmaya çalışan, aileyi sağlıklı, huzurlu, verimli bir ortama dö-

nüştürmenin yollarını arayan bir algının, Türk toplumunda güçlü bir şekilde varlı-

ğı dikkat çekmektedir. Kendisi de bir değer olan aile, değerler alanının merkezine

oturtulmaktadır. Aile değerleri ve aile, toplumsal yapının ayırıcı, özel, üzerine tit-

renilen bir unsuru olarak öne çıkarılmaktadır. Aileyi sarsan, zayıf latan, tehdit eden

unsurların etkin olmasına karşın, aileyi güçlü kılma ve varlığını sürdürme noktasın-

da bir bilincin hakim olduğu söylenebilir.

Page 321: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

300

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Page 322: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

301

ARAŞTIRMA BULGULARI

SONUÇ

Bu araştırma Türkiye’de aile değerlerini ortaya koyan betimleyici ve keşfedici

bir araştırmadır. Değerler temel olarak, bireylerin gerçekleştirdiği özel eylemleri ve

amaçları yargılamada temel bir standart (ölçüt) sağlayan ve bir grubun üyelerinin

güçlü duygusal bağlılıklarıyla oluşmuş soyut, genelleştirilmiş davranış prensipleri

olarak tanımlanabilir. Değerlerin davranışların gerçekleştirilmesi noktasında belir-

leyici rolleri bulunmaktadır.

Araştırmada nicel ve nitel olmak üzere 2 ayrı veri toplanmıştır. Nicel veriler

Türkiye evreninden iki aşamalı sistematik küme örneklemi ile seçilen haneler içinde

kish tekniğiyle belirlenen bireylerle yapılan görüşmelerden toplanmıştır. Analizler

6035 veri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Nitel veriler ise 12 bölgeyi temsil eden birer

ilden önceden belirlenmiş cinsiyet ve yaş kotalarıyla 10’ar kişi olmak üzere toplam

120 derinlemesine görüşmeden elde edilmiştir.

Nicel araştırmaya katılanların, % 50,2’si kadınlardan, % 49,8’i erkeklerden oluş-

muştur. Görüşülen kişilerin yaş ortalaması 39,2’dir. Eğitim kategorileri içerisinde

ağırlık ilkokul (% 38,1) ve lise (% 24,9) mezunlarıdır. Katılımcıların % 70’i evlilerden

oluşmakta olup, 4 ve 5 ve fazla kişiden oluşan aileler çoğunluğu (% 57,6) teşkil et-

mektedir. Ailelerin gelir ortalamaları 1266 TL iken çocuk sayısı ortalaması 2,68’dir.

Bu ortalama Türkiye ortalaması olan 2,53’e paralellik göstermektedir. Araştırmaya

katılanların % 79,1’i kentlerde % 20,9’u ise kırda yaşamaktadır.

Araştırmada aile değerlerinin belirlenmesinde, bu çalışma için geliştirilen Aile

Değerleri Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek (,8896) güvenilirlik değeriyle kullanılabilir

bir yapı göstermiştir. Ölçekte yer alan bazı ifadeler belli başlıklar altında inecelendi-

ğinde Türk aile değerleriyle ilgili önemli sonuçlar ortaya konulmuştur.

Page 323: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

302

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Türk toplumunda öncelikle aile kurumu çok değerli görülmektedir. Araştır-

maya katılanların % 83,7’si “Maddi ve Manevi Sorunlar Olduğunda Başvurulması

Gereken İlk Yer Ailedir” ifadesine katıldığını belirtmiştir. Benzer şekilde “Ailemin

İyiliği İçin Her Türlü Sıkıntıya Katlanabilirim” ifadesine % 90,3 oranında katılım

gözlenmiştir. Bu değer ifadelerine olan yüksek oranda katılım, aileye verilen önemi

ortaya koyma açısından önemli ipucu vermektedir. Çünkü aile bireyleri “biz” bilin-

cinin bir yansıması olarak, ailesi için her türlü sıkıntıyı göze alabilme iradesi ortaya

koyabilmekte ve Türk değerler sistemi içinde, üzerinde uzlaşı sağlanan güçlü yargı-

lar olarak gözükmektedir

Akrabalık ilişkileri ve geleneksel aile değerlerine karşılık gelen değer ifadeleri

analiz edildiğinde önemli sonuçlar ortaya konulmuştur. Öncelikle eşler arasındaki

sorunların kendilerinin çözmesi gerektiği eğiliminin Türk aile yapısında oldukça

yaygınlaştığı görülmektedir. “Aile içi Sorunlar Başkalarını Değil Yalnızca Eşleri

İlgilendirir” ifadesi katılımcıların % 84,1’i tarafından onaylanmaktadır. Başka bir

ifade ile eşler aralarındaki sorunların çözümüne başkalarının müdahale etmesine

onay vermemektedir. Öte yandan “Aile içi İlişkiler Eşler Kadar Anne-Babaları da

İlgilendirir” ifadesine % 66,3 oranında bir katılım da söz konusudur. Türk ailesi, aile

büyüklerine saygı duymakta ve onların aile içinde sözünün dinlenmesi gerektiğini

düşünmektedir. Aile içi sorunların ise sadece eşlerin özelinde olduğunu ve onlar

tarafından çözülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Diğer bir söyleyiş ile modern,

kentsel aile yapısı içinde gelenekle çatışmadan birlikte varlıklarını sürdürmektedir.

Çocuk aile değerleri içerisinde çok özel bir konuma ve değere sahiptir. Çocuk-

ların kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmesi ifadesi % 91 oranında

benimsenmektedir. Benzer şekilde % 83,7 oranında katılımcı çocukların evleneceği

eşi kendisinin seçmesi gerektiğini düşünmektedir. Katılmcıların ister erkek (% 57,4)

ister kız (% 48,4) olsun çocukların on sekiz yaşına geldiklerinde kendi kararlarını

alabilmeleri gerektiği düşüncesini genel anlamda onaylamaktadırlar. Ancak çocuk-

larının gelecek beklentilerinde ailelerin etkin rol almak istedikleri de görülmektedir.

Erkek çocuğunun aileye itibar kazandırması anlayışı Türk ailesinde artık kabul gör-

memektedir. Görüşülen kişilerin % 56,1’i “Erkek çocuk Sahibi Olmak Daha Çok

İtibar Kazandırır” ifadesine katılmadığını ifade etmiştir. Ayrıca, çocuk eğitiminde

dayağın etkili bir yol olmadığı konusunda katılımcıların % 64,4’ünün hemfikir ol-

duğu görülmektedir.

Evlilik, sadakat ve eşler arası ilişkiye yönelik ifadelerin analizinde evlilikte sa-

dakatın önemi yüksek oranda öne çıkmaktadır. Evliliğin temelinin sadakat olduğu-

na inananların oranı % 89’dur. Sadakati zedeleyici davranışlar hem erkekler hem de

Page 324: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

303

ARAŞTIRMA BULGULARI

kadınlar için uygun görülmemektedir. “Kadının aldatması asla affedilemez” ifadesi

% 82,4 oranında, “Erkeğin aldatması asla affedilmez” ifadesi ise % 72,2 oranında

desteklenmektedir. Buna rağmen, erkeklerin evlilik öncesi ve evlilikteki çapkınlık-

larına bir tolerans tanındığı da “Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir” ifadesine

olan % 20,3 oranındaki destekten görülmektedir. Evlilikte öne çıkan bir diğer husus

da fedakârlıktır. Görüşülen kişilerin % 91,6’sı evlilikte eşlerin her türlü fedekarlığı

yapması gerektiğini düşünmektedir.

Boşanmaya yönelik bakış açısını ölçen “Anlaşamayan eşler boşanmaktan kaçın-

mamalıdır” ifadesine, görüşülen kişilerin % 60,6’sı katıldığını % 21,2’si katılmadığını

ve % 18,2’si de kararsız olduğunu belirtmiştir. Bu sonuçlar, eşlerin anlaşamadığında

boşanmayı bir çözüm yolu olarak ilk planda düşünme noktasında toplumda ortak

bir kanaat olmadığını, katılımcıların üçte ikisine yakınının boşanmayı bir çözüm

olarak görmesine karşın, çok istekli davranmadıklarını göstermektedir.

Kadın rollerine yönelik ifadeler, kadının konumundaki değişimin ipuçlarını

vermektedir. Kadının ev içi rollerini öne çıkaran ve onunla sınırlayan “Bir kadının

asıl görevi çocuk bakımı ve ev işleridir” biçiminde ifade edilen anlayış, artık yaygın

olarak kabul görmemektedir. Bu ifade katılımcıların % 50,8 tarafından desteklen-

mektedir. Öte yandan, kadının çocuk bakımı ve ev içi rollerini ön plana çıkaran

değerin zayıf larken, bunun yerine erkeği de ev işlerinden sorumlu tutan eşitlikçi

bir anlayışın öne çıktığı söylenebilir. Görüşülen kişilerin % 64,1’i ev işlerinde kadın

kadar erkeğin de sorumlu olduğunu düşünmektedir. Bir diğer söyleyişle kadın rol-

leri ile ilgili geleneksel kalıpların değişmekte olduğu, yerine eşitlikçi bir anlayışla

ev içi işlerin eşlerin birlikte işbirliği ile yaptıkları görevler olarak algılandığı sonucu

çıkmaktadır.

Kadın-erkek ilişkileriyle ilgili ifadeler incelendiğinde, öncelikle ailede son sözü

söyleyecek ve yönetecek bir kişinin bulunmasının gerektiği ve bunun da erkek ol-

duğu yönünde toplumda var olan geleneksel anlayışın devam ettiği görülmektedir.

Katılımcıların % 66,4’ü ailenin reisinin erkek olduğunu ve % 61’i ailenin geçiminden

erkeğin sorumlu olduğunu düşünmektedir. Bu bulgular Türk toplumunun ataerkil

yapısı ile uyumlu bir sonuçtur. Ancak bu anlayışın zaman içinde değişme potansiyeli

taşıdığı da gözlenmektedir. Evlilik dışı cinsel ilişki Türk aile yapısında hem erkek

hem de kadın için onaylanmamaktadır. “Evlilik dışı cinsel ilişki asla kurulmamalı-

dır” ifadesine % 82,2 oranında bir katılım söz konusudur. Flört noktasında ise top-

lumda fikir birliği olmadığı, görülmektedir. Görüşülen kişilerin % 40,8’i kızların

f lört etmesinde sakınca görmezken, % 42,3’ü f lörte karşı çıkmaktadır. Bu noktada

f lörtün algılanmasında farklılaşmanın rol oynadığı düşünülmektedir. Bazıları f lörtü

Page 325: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

304

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

evliliğe giden yolda olması gereken ve tarafların birbirini tanımasına imkân veren

bir uygulama olarak algılarken, diğer yarısı ise, konuyu cinsellik içinde değerlendir-

mekte ve kızlar için bir tuzak olarak algılamaktadır. Öte yandan aile kurumunun

yapısıyla ilgili bir durum olan, evlenmeden çocuk sahibi olunabilmesine katılımcı-

ların % 82,4’ü karşı çıkmaktadır. Benzer şekilde nikâhsız birlikte yaşayabilme de %

79,7 oranında destek görmemektedir.

Şiddet, özellikle de ailede kadına yönelik şiddet görüşülen kişiler tarafından

desteklenmemektedir. Katılımcıların % 16,4’ü kadının itaat etmediğinde kocası ta-

rafından dövülebileceğini ve % 24,5’i kadının kocasının tokadını sineye çekmesi ge-

rektiğini düşünmektedir. Türk toplumunda kadına yönelik şiddete izin vermeyen bir

değer yargısının giderek güçlendiği görülmektedir.

Bakıma muhtaç aile büyüklerinin aile içinde bakılması gerektiği % 84,9, yaşlı

anne-babaya huzurevinde daha iyi bakılacağı % 15,4 ve yaşlandığında çocuklarının

kendisine bakması gerektiği % 74,5 oranında desteklenmektedir. Sonuçlar modern-

leşme ve sosyal hizmet alanlarındaki gelişmeler yaşlıların aile dışındaki kurumlarda

bakımına imkân vermesine rağmen, Türk toplumunda yaşlılara ölünceye kadar bak-

ma anlayışının önemli bir değer olarak devam ettiğini göstermektedir.

Türk toplumunda dini kurallar günlük yaşam içinde önemli bir yer teşkil et-

mekte ve aile değerleri arasında dini kuralların bireylerin yaşam felsefelerinde etkin

bir rol alması gerektiği algısı önemli ölçüde devam etmektedir. “Günlük hayatı

dini kurallara göre yaşamalıdır” ifadesi % 70,3, “İnsan sık sık dua etmelidir” ifadesi

% 85,3 ve “Aile dini ve manevi değerlerine bağlı olmalıdır” ifadesi % 87,1 oranında

desteklenmektedir. Toplumların sembol üretmesindeki en önemli kaynağı dini ve

manevi inançlardır. Bu itibarla ailenin dini ve manevi değerlere bağlı olması gerek-

tiği algısı Türk toplumunun aile değerlerinin iç tutarlılığı açısından anlaşılabilir bir

durumdur.

Araştırmada görüşülen kişilere hayatlarında memnuniyet düzeyleri ve genel

olarak ailelerinin mutluluk düzeyleri sorulmuştur. Hayattan memnuniyet, kişilerin

ekonomik ve sosyal çevreleri ile barışık oldukları, gerek ekonomik ve gerekse sosyal

düzenin işleyişi ile ilgili çok ciddi bir problemlerinin olmadığı anlamına gelmekte-

dir. Kişilerin ekonomik ve sosyal çevrelerinden kastedilen ise kişinin hayatını ko-

laylaştıran ve güzelleştiren her türlü imkânlardır. Dolayısı ile aile bireylerinin ha-

yattan memnun olup olmamaları aynı zamanda onların yaşam kalitelerini de ortaya

koyacaktır. Görüşülen kişilerin büyük çoğunluğu (% 73,4) hayatlarından memnun

olduklarını ifade etmişlerdir. Kamuoyunda medya aracılığı ile yansıtılan mutsuz,

ümitsiz ve sorunlar arasında bocalayan toplum görüntüsünün aksine hayatından

Page 326: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

305

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

memnun olanların oranının oldukça fazla olduğu anlaşılmaktadır. Benzer şekilde

ailelerin % 73,6’sı da mutlu olduklarını belirtmişlerdir.

Aile bireylerine ve yakın sosyal çevrelerine ne ölçüde güven duyulduğu bu çalış-

mada sorgulanan diğer bir husustur. Kişilere güven toplumsal değerler ağının yay-

gınlık ve süreğenliğiyle yakından ilgilidir. Verilere göre, aile bireylerine olan güven

en üst düzeydedir. Sırasıyla çocuklar (% 97,2), eşler (% 95,9), anne-baba (% 93,1),

kardeşler (% 92) en çok güvenilen kişilerdir. Aile bireylerinden hemen sonra gelen

akrabalara güvende oldukça yüksektir (% 70,6). Öte yandan yakın sosyal çevreye

olan güven aile bireylerine olan güvene göre oldukça düşüktür. Bu kategoride yer

alan komşulara güven % 58,5, iş arkadaşlarına güven % 57,4, hemşerilere güven ise

% 51,5’tir. Komşular, iş arkadaşları ve hemşerilere güven yüksek olmamakla birlikte

düşük ya da olumsuz olarak da değerlendirilmemelidir. Çünkü kentleşme ve mo-

dernleşme ile gelen heterojenlik, nüfus ve iş yoğunluğu, gündelik hayatın ritminin

hızlanması gibi nedenler, yakın çevre ile sık görüşme ve ilişkiye, başka bir ifade ile

sık etkileşime imkân vermemektedir. Bunun doğal sonucu olarak güven düzeyinde

de bir azalma ve tereddüt ortaya çıkacaktır. İlk kez tanışılan insanlara yönelik yük-

sek orandaki güvensizlik (% 74,9) ise bu gelişmelerin doğal bir sonucudur.

Kişilerin hayatında çeşitli unsurlara verdikleri önem düzeyleri bu unsurların

hayatında ne ölçüde yer ettiğinin de bir göstergesidir. İnsanlar yaşadıkları çevrede

kişi ve nesnelere kendileri için ifade ettiği anlam çerçevesinde önem ve değer verir.

Önem verme aynı zamanda değer verme ile çok yakından bağlantılıdır. Araştır-

ma verileri kişilerin bir bütün olarak ailelerine % 99,3 oranında önem verdiklerini

göstermektedir. Aile kişilerin önem ve değer verdiği unsurların en başında gelmek-

tedir. Bu husus Türk toplumunda ailenin toplumsal yapının başat unsuru olduğu

gerçeğini ve vazgeçilemezliğini ortaya koymuştur. İkinci sırada ailenin bir parçası

olan çocuklara ayrılan zaman gelmektedir (% 98,1). Bunları ise eşe ayrılan zaman (%

96,5) izlemektedir. Görüşülen kişilerin % 93,4’ü dost ve arkadaşlarının, % 92,2’si de

kendisine ayırdığı zamanın önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Güven konusunda

olduğu gibi hayatta önem verilen hususlarda da aile bireyleri ön plana geçmektedir.

Hemen bunun arkasında önemsenen unsur ise dost ve arkadaşlardır. Günümüz in-

sanı için ekonomik aktivite gündelik hayatın belirleyici öğesidir. Bu çerçevede iş ve

çalışma hayatı yüksek oranda (% 89,7) önemsenirken bununla bağlantılı olarak ev

sahibi olma (% 95,7), araba sahibi olma (% 82,8) ve tasarruf yapma da (% 94,3) yüksek

oranda önemsenen ekonomik aktivitelerdir.

Türk toplumunda çocuk ailenin ve aile olmanın en temel öğesidir. Çocuk aynı

zamanda ailenin ve ebeveyn rollerinin konumlandırılmasında önemli bir aktördür.

Page 327: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

306

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Çocukların rollerinin ve niteliklerinin önemsenme düzeyi, nasıl bir çocuk istendiği-

nin de belirleyicisidir. Araştırma verileri ailelerin; aile büyüklerine saygılı (% 99,7),

sorumluluklarını yerine getiren (% 99,7), özgüvenli (% 99,6), kendi hakkını savuna-

bilen (% 99,3), bağımsız düşünebilen - karar verebilen (% 98,2) ve üniversite mezunu

olan (97,3) bir çocuk profili istediğini göstermektedir.

Ailede birlikte yapılan faaliyetler, aile içi iletişimi, birliktelik görüntüsünü, sos-

yalleşmeyi ve paylaşımı temsil etmektedir. Araştırma sonuçları Türk ailesinin bir-

likte en çok, akşam yemeklerini yediklerini (% 92,3), televizyon izlediklerini (% 91,3)

ve sohbet ettiklerini (% 91,1) göstermektedir. Bu faaliyetler tüm ailelerin hemen her

gün birlikte yapabilecekleri rutin faaliyetlerdir. Ancak bunların sıklıkla gerçekleş-

tirilmesi aile içi iletişim, sosyalleşme ve paylaşım gibi ailenin fonksiyonelliğini ve

dayanıklılığını sağlayan unsurların yerine getirilmesi açısından önemlidir. Akraba

ziyaretleri ise rutin bir faaliyet olmadığından yapılma sıklığı daha azdır (% 79,8).

Alışveriş de ailece birlikte yapılan faaliyetlerden birisidir (% 74,7). Son yıllarda ar-

tan alışveriş merkezleri, ailelerin birlikte buralarda zaman geçirmelerini ve alışveriş

yapmalarını sağlamıştır. Piknik yapma (% 56,6) ve tatile gitme (% 32,7) ise mevsim,

ekonomik durum ve zaman gibi unsurları da içerdiğinden sıklık dereceleri düşüktür.

Türk ailesi birlikte en az sinemaya ve tiyatroya gitmektedir (% 24,5). Sinema-tiyatro

izleme alışkanlığının azlığı da bu sonuçta temel bir etkendir.

Araştırmada kullanılan aile değerleri ölçeğindeki ifadelerin ortalama ve stan-

dart sapma değerleri; aile içi ilişkiler, evlilikte sadakat ve aileye verilen öneme yö-

nelik ifadelerin katılım yönünde en yüksek ortalamaları aldıkları göstermektedir.

“Zor zamanlarda başvuracağım ilk kişi eşim olmalıdır” ifadesi 4,47, “Çocuklar kendi

ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmelidir” ifadesi 4,38, “Evliliğin temeli sa-

dakattir” ifadesi 4,38, “Evlilikte eşler her türlü fedakârlığı yapmalıdır” ifadesi 4,38

ve “Ailemin iyiliği için her türlü sıkıntıya katlanabilirim” ifadesi 4,36 ortalama ile

katılımcıların en çok önem verdikleri değer ifadeleri olmuştur. Bu ifadeler, çekirdek

aileyi oluşturan bireylerin sorumluluklarını, ilişkilerini, rollerini ve hedeflerini be-

timleyen temel değerlerdir. Bir başka açıdan bu ifadeler, aile bireylerini önemseme

ve fedakârlık esasında birleştirmeyi öngörmektedir. Ayrıca aile bireylerine yüksek

güven ve önem atfeden verilerle birlikte düşünüldüğünde Türk toplumunun temelini

oluşturan aile yapısının doğru, tutarlı ve dayanıklı bir karakter gösterdiği görülmek-

tedir.

Aile değerleri ölçeğindeki ifadeler içinde en düşük ortalamayı sadakat ve cinsel-

liğe yönelik olanlar almıştır. “Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca

görmüyorum” ifadesi 1,88, “İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler” ifadesi

Page 328: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

307

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

1,83 ve “İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler” ifadesi 1,76 ortalama

ile en düşük değerleri alan ifadeler olmuştur.

Bu sonuçlar çoğunluğun ailenin kurulması ve devamında asli unsurlar olarak

sadakat, mahremiyet ve nikâh gibi değerleri öne çıkardığını göstermektedir. Türk

toplumu aile için bu çerçevede belli sınırlar çizmekte ve bu sınırlar içerisinde ailenin

yapılaşması gerektiğini düşünmektedir.

Aile değerleri ölçeğine uygulanan varimax rotasyonlu faktör analizi aile değer-

lerindeki toplam varyansın % 48,17’sini açıklayan 8 faktör çözümünü (alt boyutu)

ortaya koymuştur.

İlk faktör, “Geleneksel, Eşitlikçi, Katılımcı Aile Değerleri” kapsamındaki ifa-

delerden oluşmaktadır. Türk insanı için aile dendiğinde en çok önem verilen ifadeler

bu faktör altında toplanmıştır. Bu faktör altında ailenin yapı ve işleyişiyle ilgili ge-

leneksel, eşitlikçi ve katılımcı değerler yer almaktadır. Faktörde toplanan ifadelerin

tamamının katılım yönünde yüksek ortalama ve düşük standart sapma değerleri al-

mış olması ile Türk aile yapısında bu değer ifadelerinin öncelikli, üzerinde uzlaşı

sağlanmış, etkin ve belirleyici oldukları anlaşılmaktadır. Bu faktör ile eğitim arasın-

da anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Eğitimsizler bu faktöre diğer eğitim düzeyinde-

kilere göre daha az önem vermektedir.

İkinci boyut Geleneksel Kadın Rollerine yönelik değer ifadelerini içermektedir.

Faktördeki ifadeler, kadına geleneksel kalıplar doğrultusunda roller yüklendiğini

göstermektedir. Faktörde dikkati çeken temel husus aile içinde kadının erkeğe ba-

ğımlı ve itaat eden olarak konumlandırılmasıdır. Bir başka ifadeyle kadının konumu

hususunda geleneksel kalıpların sürdüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca bu faktör altındaki

tüm ifadelerin standart sapma değerlerinin yüksek oluşu Türk toplumundaki ka-

dının geleneksel rollerine yönelik heterojen bir algılamayı ortaya koymaktadır. Bu

faktörde öne çıkan bir diğer husus ise sadakat ve cinsellik ile ilgilidir. Türk aile yapısı

içinde kadının sadakatine yüksek önem verilmektedir. Kadının geleneksel rollerini

ortaya koyan ikinci faktör ile sosyodemografik değişkenlerin tümü arasında anlamlı

bir ilişki bulunduğu görülmektedir. Faktöre, erkekler, 55 yaşından büyükler, kırda

yaşayanlar ve Kuzeydoğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’da yaşayanlar daha fazla

önem vermektedir. Eğitim ve SES düzeyi arttıkça faktöre verilen önem ise azalmak-

tadır.

Kadın ve erkek ilişkilerinin cinsellik ve sadakat boyutuyla ilgili ifadeler üçüncü

faktör altında toplanmıştır. Özellikle, “İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmeli-

dirler”, “İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler” ve “Kızların evlilik

öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum” ifadeleri tüm ölçek içindeki

Page 329: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

308

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

en düşük ortalama alan ifadeler olarak bu faktörde yer almaktadır. Ayrıca “Evlilik

dışı cinsel ilişki asla kurulmamalıdır” ifadesi oldukça yüksek ortalama ve negatif

faktör yüklemesiyle yukarıdaki değerlendirmeleri desteklemektedir. Bir başka ifa-

deyle Türk insanı aile değerleri içerisinde nikâhsız yaşamayı, evlilik dışı çocuk sahi-

bi olmayı ve evlilik öncesi cinsel ilişkiyi kesinlikle onaylamamaktadır.

“Din ve Gelenek” olarak adlandırılan dördüncü faktör dini ve geleneksel değer-

lere atfedilen önemi göstermektedir. Faktör içinde yer alan din ile ilgili ifadeler din

konusunda Türk toplumunun hassasiyetlerini yansıtmaktadır. “Aile, dinî ve manevî

değerlerine bağlı olmalıdır” ifadelerinin yüksek ortalama değer alması, ailenin yapısı

ve işleyişinde dini ve geleneksel değerlerin önemsendiği sonucunu ortaya koymakta-

dır. Din ve gelenek faktörü açısından sosyodemografik değişkenlerin tümü anlamlı

farklılıklar göstermektedir. Faktöre kadınlar, 35 yaş ve üzerindekiler, eğitimsiz ve il-

kokul mezunları, Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlar, düşük sosyoekonomik

seviyedekiler (DE, C2) ve kırdakiler daha fazla önem vermektedir

Beşinci faktör “Evlilik, Çocuk ve Kadın Rolleri Hakkında Geleneksel Bakış”

boyutunu içermektedir. Faktörde evlilik kurumunun dolayısıyla ailenin her koşulda

sürdürülmesi yönündeki eğilim göze batmaktadır. Ailenin işleyişi ve sürdürülme-

sinde çocuğun merkezi bir konuma yerleştirilerek yüksek değer atfedilmesi bu fak-

törde yer almaktadır. Bu faktör ile sosyodemografik değişkenlerin tümü anlamlı iliş-

ki göstermektedir. Beşinci faktöre, erkekler kadınlara göre, 55 yaş ve üzerindekiler

diğer yaş gruplarına göre, eğitimsizler ve ilkokul eğitimliler diğer eğitim düzeyinde-

kilere göre, Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlar diğer bölgelere göre, düşük

(DE) sosyoekonomik seviyedekiler diğerler seviyelere göre ve kırdakiler kenttekilere

göre daha fazla önem vermektedir.

Altıncı faktörde geleneksel ataerkil aile değerleri bir araya toplanmıştır. Faktör-

deki ifadeler değerlendirildiğinde, erkek ve kadına geleneksel kalıplar doğrultusunda

roller yüklendiği görülmektedir. Erkek daha çok, ailede son sözü söyleyen, ailenin

geçiminden sorumlu olan kişi olarak öne çıkarken, kadın ise asli görev olarak ev içi

işler ve çocuk bakımından sorumlu tutulmaktadır. Ancak faktördeki ifadelerin orta-

lama ve standart sapma değerleri incelendiğinde geleneksel ataerkil aile değerleri ko-

nusunda Türk toplumunda heterojen bir kanaat bulunduğu görülmektedir. Faktörü

erkekler, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinde kırda

yaşayanlar daha fazla önemserken, yaş arttıkça faktöre verilen önem de artmaktadır.

Öte yandan Eğitim düzeyi ve sosyoekonomik seviye arttıkça altıncı faktöre verilen

önem azalmaktadır.

Page 330: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

309

ARAŞTIRMA BULGULARI

Kadına yönelik atfedilen geleneksel, ataerkil rollerin yanında toplumsal değiş-

meyle birlikte gözlenen kadının ekonomik hayata katılması ve katkı yapması gerçeği

yedinci faktör altında değerlendirilmektedir. Kadının ev içi geleneksel rollerinden

ev dışına çıkıp ekonomik hayatta etkin bir aktör olarak yer alması erkekle eşit ko-

numa gelmesi açısından önemlidir. Ancak, buradaki vurgu daha çok ailenin eko-

nomik yapısına kadının yapacağı katkıya yöneliktir. Kadının çalışması gerektiğini

ortaya koyan yedinci faktörü kadınlar, üniversite ve üstü eğitimliler, yüksek sosyo-

ekonomik seviyedekiler (A, B) ile Batı Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde

yaşayanlar daha fazla önemsemektedir. Yaş grupları açısından ise anlamlı bir fark

bulunmamaktadır.

Sekizinci ve son faktör gençlerin bağımsız olması gerektiği düşüncesini savu-

nan iki ifadeden oluşmaktadır. Erkek ve kız çocukların kendi gelecekleriyle ilgili

kararları kendilerinin vermeleri gerektiği kanaatine rağmen standart sapmaların

oldukça yüksek oluşu görüşülen kişilerin bu konuda kanaatlerinin net olmadığına

işaret etmektedir. Günümüz çalışma hayatında çocukların babanın işini sürdürme-

leri çoğunlukla söz konusu değildir. Her çocuk için, iş hayatını kurma, ayrı bir çaba-

yı gerektirdiğinden çocukların kendi kararlarını vermeleri desteklenmektedir. Öte

yandan bu destek, çocukların aileden kopmalarını istemek anlamına gelmeyip tam

aksine aileyle bağlılıklarının sürmesi, anne babasına karşı sorumluluklarını yeri-

ne getirmesi beklentisini içermektedir. Gençlerin gelecekleri belirlemede bağımsız

olması düşüncesini erkekler, gençler (18-24 yaş arası) üniversite eğitimliler ve kent-

te yaşayanlar daha fazla desteklemektedir. Bölgeler içerisinde gençlerin bağımsız

olması düşüncesi en çok Ege Bölgesinde desteklenirken, sosyoekonomik seviyeler

arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır.

Araştırmanın nitel verileri, nicel sonuçlarla paralellik göstermektedir. Nitel

araştırma sonuçlarına göre, ailenin Türk toplumu için güçlü ve etkili bir kurum

olduğu, bizzat kendisinin bir değer olarak görüldüğü belirlenmiştir. Sahip olunan

değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılması konusunda ailelerin bilinçli davrandığı so-

nucu çıkmıştır.

Aile değerleri bağlamında önemli bir kategori olan akraba ilişkileri, toplumca

önemsenmekte, bu ilişkilerin ortak paydayı temsil ettiği görülmektedir. Akraba iliş-

kilerinin titizlikle sürdürülmesi düşünülmekte ve bu ilişkiler, sosyal bağların kuv-

vetlenmesi, dayanışma ve yardımlaşmanın gerçekleşmesi, ortak kültürel kalıpların

benimsenmesi, ailenin geleceği ve güvenliği açısından önemli görülmektedir. Bu

bakımdan gerek kır gerekse kent ortamında akraba ilişkilerinin sıcak tutulması öne-

rilmekte, ilişkilerin belli bir düzende gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Page 331: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

310

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Nitel görüşme sonuçları da aileyi çocuk üzerinden değerlendirmekte, çocuğu

merkeze oturtmaktadır. Çocuk, hem ailenin hem de toplumun geleceğinin teminatı

olarak görülmekte, çocuğun eğitimi, geleceği, işi, yeni bir yuva kurması önemsen-

mektedir. Çocuğa gösterilen büyük ihtimam, ailenin kendi değerlerini ve toplumun

geleceğini ne denli önemsediğini de göstermektedir.

Ailenin temel işlevlerinden biri olan cinsellik, başıboş bırakılmamakta, belli

kalıplar, kurallar, normlar, gelenekler çerçevesinde tanımlanmaktadır. Bu konunun

ihmal edilmesinin toplum ve değerler bakımından telafisi mümkün olmayan büyük

sorunlar doğuracağı dile getirilmektedir. Cinsellik, evlilik, nikâh, mahremiyet, sa-

dakat gibi güçlü toplum değerleri evreninde kurgulanmaktadır. Toplumca benimse-

nen değerlerin dışında bir cinsel eylem ve tercih ise toplumun çoğunluğu tarafından

benimsenmemektedir.

Evliliği ve aileyi önemseyen Türk toplumu, duygusal bağı, evliliğin temeline

yerleştirmektedir. Ancak ilerleyen yıllarda çocuğun aile içinde yerini almasıyla bir-

likte ailenin sürdürülmesinde duygusal bağın tek başına yeterli olmadığı, fedakârlık

ve gelecek beklentisinin devreye girdiği gözlenmektedir.

Toplumsal bağları güçlendiren, toplumun üyelerini birbirine kenetleme işlevi

gören geleneksel değerler de aile açısından önemsenmektedir. Aile, kısmen gelenek-

sel değerler etrafında kurulmakta ve sürdürülmektedir. Bu özelliği ile muhafazakar

bir karaktere sahiptir. Bu bakımdan toplumsal değişme sürecinde önemli dönüşüm-

lere ve yıpranmalara muhatap olmasına rağmen geleneksel değerlerin yaşatılması

hususunda ailelerde belirgin bir uzlaşının olduğu görülmüştür.

Kadın, ailenin önemli bir aktörü olarak görülmekte, aile değerleri, tıpkı er-

kek ve çocuk gibi kadın merkezli olarak da kurulmaktadır. Erkeğin bir rakibi değil,

onun tamamlayıcısı olarak algılanmaktadır. Kadın, aile işlerinin tümünde söz sahibi

olarak görülmekte karar alma süreçlerine dâhil edilmektedir.

Türk toplumda şiddetin de yüksek orandan benimsenmediği gözlenmektedir.

Aile ile şiddet birbiriyle uyuşmayan olgular olarak görülmektedir. Ayrıca şiddet aile-

yi dolayısıyla toplumu, değerleri tehdit eden bir olgu olarak değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak Türk toplumunda ailenin bütün yönleriyle önemsendiği, değer-

li bir kurum olduğu bulgulardan çek net bir şekilde anlaşılmaktadır. Aile yapısını

olumsuz etkileyecek tüm unsurlardan uzak durmaya çalışan, aileyi sağlıklı, huzurlu,

verimli bir ortama dönüştürmenin yollarını arayan bir algının, Türk toplumunda

güçlü bir şekilde varlığı dikkat çekmektedir. Kendisi de bir değer olan aile, değerler

alanının merkezine oturtulmaktadır. Aile değerleri ve aile, toplumsal yapının ayırıcı,

özel, üzerine titrenilen bir unsuru olarak öne çıkarılmaktadır.

Page 332: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

311

ARAŞTIRMA BULGULARI

ÖNERİLER

Türkiye’de aile değerlerine yönelik yapılan ilk çalışmalardan biri olan bu araş-

tırmanın bulguları konuyla ilgili önemli tespitlerin yapılmasına olanak sağlamıştır.

Geniş ölçekte, genellenebilir bir çalışma olması da bu tespitlerin değerini bir kat

daha arttırmaktadır. Bu bağlamda araştırma bulguları ve yapılan tespitler doğrultu-

sunda araştırılan konularla ilgili öneriler aşağıda maddeler halinde sunulmaktadır:

1. Bir yandan bireyi topluma hazırlayan ve dengeleyen, öbür yandan da top-

lumsal yapıyı oluşturan temel kurum olması sebebiyle aile üzerinde farklı açılardan

analiz yapılmasına imkân verecek düzenli araştırmalar yapılması gerekmektedir. Bu

çalışma Türk ailesindeki aile değerleri üzerinde odaklanmıştır. Ancak sosyal de-

ğerler bir bütündür. Dolayısıyla, aile yapısı üzerinde çalışacak araştırmacılar için

daha kapsamlı bir veri sunabilmek amacıyla değerler sisteminin bir bütün olarak

araştırılıp tespit edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Ayrıca, ailenin diğer

toplumsal kurumlarla ilişkilerini çözümleyici yeni araştırmaların desteklenmesi ya-

rarlı olacaktır.

2. Medya günümüzde bireylerin toplumu algılamaları ve anlamları üzerinde

son derece etkin bir konumdadır. Gerek yazılı gerekse görsel medyada aileye ilişkin

sorunlar abartılı ve yaygın bir biçimde izleyiciye yansıtılmaktadır. Şiddet ve cinsellik

konularında istismara varan boyutlarda yansıtılan görüntüler özellikle genç kuşak-

ları olumsuz etkilemektedir. Evlenmeye karşı isteksizliğin gençler arasında yaygın-

laşması ve evlilik normlarının erozyona uğramasında medyanın yansıttığı içeriğin

etkisi olduğu düşülmektedir. Bir sosyal sorumluluk olarak aile ve sosyal araştır-

malar genel müdürlüğünün ilgili kurumlarla işbirliği içinde Türk medyasında giri-

şimlerde bulunarak, yayınlarda hassas davranılması hususunda çaba sarfetmelidir.

3. Türkiye’de toplumsallaşma sürecinde çocukların değer eğitimi tamamen ai-

lenin yükümlülüğüne bırakılmış durumdadır. Çocuğun toplumsallaşmasındaki di-

ğer önemli ajanlardan olan eğitim kurumlarının da değer eğitimi konusunda katkı

sağlaması gerekmektedir. Bu konuda ilgili kurumlarla girişimlerde bulunarak Türk

eğitim sisteminde “Değer Eğitimi” konusunun bir başlık olarak ele alınmasının sağ-

lanması uygun olacaktır.

4. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün bu araştırmayla birlikte

paralel şekilde yürüttüğü “Türkiye’de Ailelerin Eğitim İhtiyacı Araştırması”nda be-

lirlenen sonuçlar çerçevesinde değer eğitimini de dahil ederek aileye yönelik yaygın,

planlı bir eğitim programı formatı hazırlanmasının bir ihtiyaç olduğu düşünülmek-

tedir.

Page 333: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

312

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

5. Güven toplumsal yapının sağlıklı işleyişinde en önemli mekanizmalardan

biridir. Araştırma verilerinde aile bireylerinin birinci dereceden yakınlarına güven

düzeyleri çok yüksek iken sosyal çevredeki bireylere olan güven ise düşüktür. Güven

konusunun sosyal sermaye bağlamında kavramsallaştırılarak üzerinde araştırmalar

yapılması ve analiz edilmesi önemli görülmektedir.

6. Araştırma bulguları Türk ailesinin çocuğa yüksek değer atfettiğini göster-

mektedir. Atfedilen yüksek değer çocuk üzerinde ailelerin aşırı koruyucu davra-

nış göstermelerine neden olmaktadır. Çocuğun kişisel gelişimi, bireyselleşmesi ve

sosyal çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurmasına engel olduğu bilinmektedir. Dördüncü

maddede önerilen eğitim programında ayrı bir başlık olarak ele alınması gerekli

görülmektedir.

7. Türkiye hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu süreçten ailenin etkilen-

memesi düşünülemez. Değişimle birlikte ortaya çıkan hukuksal, psikolojik ve sosyal

konularda “aile danışmanlığı” merkezlerinin kurulması ve ailelere destek hizmetleri

vermesi yerinde olacaktır. Bu konuda yerel yönetimlerin birbirinden bağımsız, bi-

limsel temelden yoksun yürütmeye çalıştıkları faaliyetlerin koordine edilmesi, ve-

rimliliği arttıracaktır.

Page 334: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

313

ARAŞTIRMA BULGULARI

KAYNAKÇA

Akın, M. H. ve Aydemir, M. A. (2007), “Üniversitede Okuyan Kız Öğrencilerin

Cinsiyet Rolü Tutumları Bağlamında Aile ve Evlilik Kurumlarına Bakışları

(Selçuk Üniversitesi Örneği)”, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

Edebiyat Dergisi, Sayı: 18, Konya, s. 43-60.

Akın, M. H. (2009), Siyasal Toplumsallaşma Sürecinde Gençlik –Teorik ve Uygulamalı

Bir Çalışma-, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış

Doktora Tezi, Konya.

Aktay, Y. (2004), “Modern Dünyada Ailenin Toplumsal Dönüşümü ve Muhtemel

Geleceği Üzerine Mülahazalar”, Fikir Dünyası Düşünce Dergisi, Sayı:2,

Kış/2004, Sayfa:70-77, İstanbul

Allport-Vernon-Lindzey. (1960) A Study of Values, (3 ed.) Boston, Houghton

Mifflin.

ASAGEM (T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü).

(2008), Medya Profesyonellerinin ve Medyanın Aile Algısı, Ankara.

Atabek, E. (1999). Hayatımız ve Değerlerimiz,Cumhuriyet Kitapları.

Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., Hilgard, E. R., (1995). Psikolojiye Giriş I-II, (Çev.

Kemal Atakay, Mustafa Atakay, Aysun Yavuz), İstanbul: Sosyal Yayınları.

Aydın, M.(1994). İnsan Yetiştirme Modelimiz ve Değer Eğitimi. Türkiye Eğitim

Felsefesi Kongresi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van, 5-8 Ekim.

Aydın, M. (2000). Kurumlar Sosyolojisi, 2. Baskı, Ankara: Vadi Yayınları.

Aziz, A. (1982). Toplumsallaşma ve Kitlesel İletişim, Ankara: Ankara Üniversitesi

Basın Yayın Yüksek Okulu Yayınları.

Page 335: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

314

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Bağlı, M. ve Özensel, E. (2005). Çok Kültürlü Vatandaşlık “Kanadalı Türklerin

Aidiyet Çabaları ve Değer Yargıları. Konya: Çizgi Kitabevi.

Başaran, T. E. (1992). Yönetimde İnsan İlişkileri. Ankara: Gül Yayınevi.

Batmaz, V. ve İsen, G. (2002). Ben ve Toplum: Sosyal Psikoloji, 2. Baskı, İstanbul:

Om Yayınevi.

Berger, P. Ve Luckman, T. (2008). Gerçekliğin Sosyal İnşası: Bir Bilgi Sosyolojisi

İncelemesi, (Çev. Vefa Saygın Öğütle), İstanbul: Paradigma Yayınları.

Bilgin, N.(1995). Sosyal Psikolojide Yöntem ve Pratik Çalışmalar. İstanbul: Sistem

Yayıncılık.

Bilgin, N., (2003). Sosyal Psikoloji Sözlüğü: Kavramlar Yaklaşımlar, Bağlam Yayınları.

İstanbul.

Bilgiseven, A.K. (1990), “İslamiyet’in Önerdiği Ferdiyetçi Aile Yapısında

Kadın Hakları ve Ülkemizdeki Durum” I. Aile Şurası Bildirileri, Ankara:

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.

Bradshaw, Y., Healey, J.F. ve Smith R., (2001). Sociology for a New Century, Pine

Forge Press.

Braıthwaıte, V.A., (1985), “Structure of Human Values: Testing the Adewuacy of

the Rokeach Value Survey”, Journal of Personality and Social Psycholog, vol.

49.

Büyükdüvenci, S.(2003). Değerin Değeri Üzerine. Değer ve Bilgi Sempozyum Kitabı.

(Ed. S. Yalçın). Ankara: Vadi Yayınları.

Canatan, K. (2009), Aile Sosyolojisi: Konuları, Perspektifi ve Gelişimi, Aile

Sosyolojisi İçinde (Ed. K.Canatan, E.Yıldırım), İstanbul: Açılım Kitap.

Cevizci, A., (2002). Felsefe Sözlüğü. Paradigma Yayınları. İstanbul.

Colman, A. M., (2003), Oxford Dictionary of Psychology, New York: Oxford

University Press.

Coser, L. A., Rhea, B., Steffan, P. A. ve Nock, S. L. (1983). Introduction to Sociology,

New York: Harcourt Brace Jovanovich, Inc.

Çağlar, A.(2005). Okul Öncesi Dönemde Değerler Eğitimi. Erken Çocuklukta

Gelişim ve Eğitimde Yeni Yaklaşımlar 2. (Ed. Sevinç). İstanbul. Morpa

Kültür Yayınları.

Çelen, N. (1999). Öğrenme Psikolojisi, Ankara: İmge Kitabevi Yayınları.

Çınar, A. (2006). Modern zamanların değer arayışı: Varlık-bilgi-değer birliğinin

önemi. Değerler Eğitimi Dergisi, 4(11), 53-68.

Page 336: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

315

KAYNAKÇA

Çileli, M., (1990) Gençlik Değerleri Üzerine Bir Araştırma, Ankara: Ara Yay.

Dökmen, Ü. (2002). Varolmak, Gelişmek, Uzlaşmak, Sistem Yayıncılık.

Erdem, A. R.(2003). Üniversite Kültüründe Önemli Bir Unsur: Değerler. Değerler

Eğitim Dergisi, 1 (4), 55-72.

Erdemli, A.(2003). Yaşama Sorunu Bakımından Bilgi-Değer Bağlamı. Bilgi ve Değer

Sempozyumu Bildirileri(Ed. S. Yalçın). Ankara: Vadi Yayınları.

Erkızan, H. N.(2003). Çağdaş Aristotelesçi Düşüncede İnsanın Bir Değer Varlığı

Olarak Kavranımı. Bilgi ve Değer Sempozyumu Bildirileri (Ed. S. Yalçın).

Ankara: Vadi Yayınları.

Eröz, M., Güler, A. (1998), Türk Ailesi, Ankara: AYK Atatürk Kültür Merkezi

Başkanlığı.

Fichter, J.(1990). Sosyoloji Nedir? (Çev. N. Çelebi). Konya: Selçuk Üniversitesi, Fen-

Edebiyat Fakültesi Yayını.

Fichter, J. (2002). Sosyoloji Nedir, (Çev. Nilgün Çelebi), Ankara: Anı Yayınları.

Flanagan, S.C., (1979). “Value Change and Partisan Change in Japan: the Silent

Revolation Revisited”, Comparative Politics, vol. 11,

Flanagan, S.C., (1982). “Changing Values ien Advenced Industrial Societies”,

Comparative Political Studies, vol. 15, No: 1.

Germaine, R. W., (2001). Values Education Influence On Elementary Students’ Self-

Esteem. Yayınlanmamış Doktora Tezi. University of San Diego. U.SA.

Giddens, A. (1997), Sosyoloji Eleştirel Bir Yaklaşım, (Çev. M. R. Esengün ve İ.

Öğretir), 4. Baskı, İstanbul: Birey Yayınları.

Giddens, A. (2000). Sosyoloji, (Çev. Hüseyin Özel v.d.), Ankara: Ayraç Yayınevi.

Gökçe, B. (2004), Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Toplumsal Kurumları, Ankara:

Savaş Yayınevi.

Gökçe, O. (1994). Türk Gençliğinin Sosyal ve Ahlaki Değerleri. Ata Dergisi, (1),

25-30.

Günay, M.(2003). Hermeneutik Felsefe Açısından Bilgi-Değer İlişkisi. Bilgi ve Değer

Sempozyumu(Ed. S. YALÇIN). Ankara: Vadi Yayınları.

Gündüz, M.(2005). Ahlak Sosyolojisi. Ankara: Anı Yayınevi.

Güngör, E. (1993). Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar, Amsterdam: Hollanda

Türk Akademisyenler Birliği Vakfı Yayınları.

Güngör, E. (1995). Ahlâk Psikolojisi ve Sosyal Ahlâk, İstanbul: Ötüken Yayınları.

Page 337: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

316

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Güngör, E. (1998). Değerler Psikolojisi Üzerine Bir Araştırmalar. İstanbul: Ötüken

Yayınları.

Hacıkadiroglu, V.(2002). Bilgi ve Değer, Bilgi ve Değer Sempozyumu Bildirileri.

Ankara: Vadi Yayınları.

Hançerlioğlu, O. (1982). Felsefe Sözlüğü, Remzi Kitapevi, İstanbul.

Hançerlioğlu, O.(1986). Toplum Bilim Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Hart, G. M. (1978). Value Clarification, Charles c Thomas Publisher.

Hitlin, S. ve Piliavin, J.A., (2004). Values: Reviewing a Dormant Concept, Annual

Review Sociology.

Inglehart, R.F., (1976) “Changing Values and Attitudes Toward Military Service

Among the American Public”, N. Goldman (ed). The Social Psychology of

Military Service, Beverly Hils: Sage, 1976.

Inglehart, R.F., (1977) The Silent Revolution: Changing Values and Political Styles

Among Western Publics, Princeton: Princeton Univ. Pres.

Inglehart, R.F., (1979) “Socio-economic Change and Human Value Priorities”,

S. Barnes and Kaase (ed). Political Action: Mass Participation in Five Western

Democracies, Beverly Hills: Sage.

Inglehart, R.F., (1982) “Changing Values in Japan ad the West”, Comparative

Political Studies, vol. 14. No: 4.

Inglehart, R.F., (1997) Modernization and Postmodernization, West Susscx:

Princeton University Press.

Kağıtçıbaşı, Ç. (2000). Kültürel Psikoloji, 3. Baskı, İstanbul: Evrim Yayınevi.

Kılavuz, R. (2003). Kamu Yönetiminde Etik ve Bir Sorun Alanı Olarak Yozlaşma,

Seçkin yayınevi, Ankara.

Kluckhohn, C.,(1951) “Values and Value Orientations, in the Theory of Action:

An exploration in definiton and classificition”, içinde T. Parsons, Toward a

General Theory of Action, Cambridge, MA: Harvard University.

Kornblum, W., (1994). Sociology In A Changing World , Harcourt Brace College

Publishers.

Köknel, Ö., (2007). Çatışan Değerlerimiz, Altın kitaplar, İstanbul.

Kuçuradi, İ. (1999). Etik, 3. Baskı, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu.

Kuçuradi. İ. (1985). Felsefi Açıdan Eğitim ve Türkiye’de Eğitim, İstanbul,17-18 Kasım.

Kuçuradi. İ.(1971). İnsan ve Değerleri. İstanbul: Anka Yayınları.

Page 338: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

317

KAYNAKÇA

Kurktan, A.(2000). Türk Milletinin Manevi Değerleri. İstanbul: Milli Eğitim

Bakanlığı Yayınları: 3402.

Kurtkan Bilgiseven, A. (1989). Sosyal İlimler Metodoloji, Filiz kitapevi.

Kuşdil, M.E., & Kağıtçıbaşı, Ç.(2000). Türk Öğretmenlerin Değerler Yönelimi ve

Schwartz Değer Kuramı, Türk Psikoloji Dergisi, 15 (45), 59-76.

Küçükalp, E.(2006). Ahlaki Yargı Gelişimi ve Dindarlık Arasındaki İlişki. (Ed. H.

Hökelekli), Gençlik Din ve Değerler Psikolojisi. İstanbul: Dem Yayınları.

Laswell, H. D. (1977). “Political Socialization as a Policy Science”, Handbook of

Political Socialization, (Ed. Stanley Allen Renshon), New York: The Free res, s.

445-467.

Layder, D. (2006). Sosyal Teoriye Giriş, Küre Yayınları.

Lemin, M.,Potts, H., Welsford, P. (1994). Values Strategies, Acer.

Marshall, G. (1999). Sosyoloji Sözlüğü, (Çev. Osman Akınhay ve Derya Kömürcü),

Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.

Mehmetoğlu, U.(2006). Gençlik, Değerler ve Din. Küreselleşme, Ahlak ve Değerler.

(Ed.Mehmetoğlu&Mehmetoğlu). İstanbul: Litera Yayıncılık.

Mengüşoğlu, T. (1971). Felsefe Antropolojisi-İnsanın Varlık Yapısı ve Nitelikleri.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yy, İstanbul.

MetroPOLL. (2002). Pendik Lise Gençliği Değer Araştırması, Stratejik ve Sosyal

Araştırmalar Merkezi A.S., İstanbul.

Meydan Larousse (1990). Meydan Yayınevi, İstanbul.

Noll, J.W.(1997). Taking Sides: Clashing Views on Controversial Educational Issues.

Guilford: McGraw Hill.

Özensel, E. (2003). Sosyolojik Bir Olgu Olarak Değer. Değerler Eğitimi Dergisi, 1

(3), 217-23.

Özensel, E. Koçak, A. (2004). Hekimler ve Hekimlik. Konya: Çizgi Kitapevi yay.

Özensel, E.(2004). Türk Gençliğinin Değerleri (Liseli Gençlik Üzerine Bir Araştırma).

Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi.

Sakarya.

Özensel, E. (2007), “Kültürün Popülerleşen Bir Alanı: Popüler Kültür”, Kültür

Sosyolojisi, (Ed. K.Alver ve N. Doğan), Ankara: Hece Yayınları.

Özgüven. İ. E. (1994). Psikolojik Testler. Ankara: Psikolojik Danışma, Rehberlik

Eğitim Merkezi (PEDREM).

Page 339: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

318

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Özlem, D.(2003). Değerler Sorununda Nesnelcilik / Mutlakçılık ve Öznelcilik/

Rölativizm Tartışması Üzerine. Bilgi ve Değer Sempozyum Bildirileri (Ed. S.

Yalçın). Ankara: Vadi Yayınları.

Parsons, T., (1962). Toward a General Theory of Action, Harper and Row, Inc.

Parsons, T. (2005). The Social System, 2nd Edition, London: Routledge.

Pehlivan Aydın, İ. (2002). Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel Etik, Pegem yy, Ankara.

Poyraz, H.(2006). Ahlakın Dikotomisi _ Ahlak/Dıs Ahlak. Küreselleşme, Ahlak ve

Değerler.(Ed.Mehmetoğlu&Mehmetoğlu). İstanbul: Litera Yayıncılık.

Rapley, M. ve Hansen, S. (2006). “Socialization”, The Cambridge Dictionary of

Sociology, (Ed. Bryan S. Turner), New York: Cambridge University res, s. 591-

592.

Rokeach, M. (1973). The Nature of Human Values. New York, Free Press.

Rosenberg, M. (1965). Society and the Adolescent Self-Image. New Jersey: Princeton

University Press.

Schwartz, S.H., Bilsky, W., (1987). “Toward a Pscological Structure of Human

Values”, Journal of Personality and Social Psychology, vol. 53.

Schwartz, S.H., Bilsky, W., (1990). “Individualism-Collectivism: Critique and

proposed Refinements”, Journal of Crass-Cultural Psycology, vol. 21.

Schwartz, S.H., (1992). “Universal In The Content And Structure Of Values:

Theoretical Advences And Empirical Tests in Countries. L. Berkowitz (Ed.),

Advances in Exprimental Social Psychology (Vol.25) kitabında ss.1-65. New

York: Academic Press.

Sevinç, M. (2006). Evrensel ve Yerel Değerlerin Eğitime Yansımaları, Ahlak ve

Değerler.(Ed.Mehmetoğlu&Mehmetoğlu). İstanbul: Litera Yayıncılık.

Silah, M. (2000). Sosyal Psikoloji, Gazi Kitabevi, Ankara.

Şerif, M.(1985). Sosyal Kuralların Psikolojisi. İstanbul: Alan Yayıncılık.

Tepe, H.(2003). Değerler ve Değerler Bilgisi. Bilgi ve Değer Sempozyum

Bildirileri(Ed. S. Yalçın). Ankara: Vadi Yayınları.

Theodorson, G. ve Theodorson A.A., (1969). Modern Dictionary of Sociology,

Barnes and Noble Publishers.

Toku, N. (2002). Değerlerin Dilemması: Sübjektiflik ve Objektiflik. Bilgi ve Değer

Sempozyum Bildirileri(Ed. S. Yalçın). Ankara: Vadi Yayınları.

Topçu, N. (2005). Ahlâk, (Yayıma Hazırlayanlar: Ezel Erverdi, İsmail Kara),

İstanbul: Dergâh Yayınları.

Page 340: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

319

Topçuoğlu, A.(1999). Üniversite Gençliğinin Değerleri. Ankara:Vadi Yayınları.

Tozlu, N.(1992). Eğitim Problemlerimiz Üzerine Düşünceler. Van: Yüzüncü yıl

Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Yayınları, No:7.

Türkdoğan, O. (1992), “Türk Ailesinin Genel Yapısı”, Sosyo Kültürel Değişme

Sürecinde Türk Aile Yapısı, Cilt 1, Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma

Kurumu Yayınları,

Ural, S.(1999). Epistemolojik Açıdan Değerler ve Ahlak. Doğu Batı, (4), 41.

Weber, M. (1985). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu (Çev: Z. Aruoba).

İstanbul: Hil Yayınları.

Wİlliams, R.M., (1968). Values, E. Sills (ed.) International Encylopedia of the Social

Sciences, New York, MacMillan.

Zijderveld, A. C. (2007). Sahnelik Toplum: Sosyolojinin Yeniden Tanımlanması, (Çev.

Kadir Canatan), İstanbul: Pınar Yayınları.

KAYNAKÇA

Page 341: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

320

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Page 342: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

321

Group Statistics

3031 50,0839 10,02196 ,182043004 49,9153 9,97874 ,18206

cinsiyet

ErkekFaktör 1

N Mean Std. DeviationStd. Error

Mean

Ek-Tablo 2. Faktör 1 ve Yaş ANOVA Analizi

EKLER

1. EK TABLOLAR

Ek-Tablo 1. Faktör 1 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 343: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

322

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 3. Faktör 1 ve Eğitim ANOVA Analizi

Descriptives

Faktör 1

534 48,2093 10,21281 ,44195 47,3411 49,0775 9,95 68,662298 50,1188 9,52592 ,19872 49,7291 50,5085 17,09 71,27

708 50,2900 9,45695 ,35541 49,5922 50,9878 16,10 71,501503 50,1554 10,34795 ,26692 49,6318 50,6790 14,20 75,21

992 50,2463 10,69745 ,33964 49,5798 50,9128 14,61 74,896035 50,0000 10,00000 ,12872 49,7477 50,2523 9,95 75,21

ilkokulortaokulliseüniversiteTotal

N Mean Std. Deviation Std. Error Lowe r Bound Upper Bound

95% Confidence Interval forMean

Minimum Maximum

ANOVA

Faktör 1

1900,817 4 475,204 4,764 ,001601499,2 6030 99,751603400,0 6034

Between GroupsWithin GroupsTotal

Sum ofSquares df Mean Square F Sig.

Multiple Comparisons

Dependent Variable: Faktör 1Tukey HSD

-1,9095 * ,47980 ,001 -3,2187 -,6004-2,0807 * ,57244 ,003 -3,6427 -,5187-1,9461 * ,50316 ,001 -3,3191 -,5732-2,0370 * ,53606 ,001 -3,4997 -,57431,9095 * ,47980 ,001 ,6004 3,2187-,1712 ,42930 ,995 -1,3426 1,0002-,0366 ,33132 1,000 -,9407 ,8674-,1275 ,37943 ,997 -1,1628 ,90782,0807 * ,57244 ,003 ,5187 3,6427,1712 ,42930 ,995 -1,0002 1,3426,1346 ,45526 ,998 -1,1076 1,3768,0437 ,49137 1,000 -1,2970 1,3845

1,9461 * ,50316 ,001 ,5732 3,3191,0366 ,33132 1,000 -,8674 ,9407

-,1346 ,45526 ,998 -1,3768 1,1076-,0909 ,40856 ,999 -1,2057 1,02392,0370 * ,53606 ,001 ,5743 3,4997,1275 ,37943 ,997 -,9078 1,1628

-,0437 ,49137 1,000 -1,3845 1,2970,0909 ,40856 ,999 -1,0239 1,2057

(J) EGTKATilkokulortaokulliseüniversite

ortaokulliseüniversite

ilkokulliseüniversite

ilkokulortaokulüniversite

ilkokulortaokullise

(I) EGTKAT

ilkokul

ortaokul

lise

üniversite

MeanDifference

(I-J) Std. Error Sig. Lower Bound Upper Bound95% Confidence Interval

The mean difference is significant at the .05 level.*.

Page 344: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

323

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 4. Faktör 1 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 5. Faktör 1 ve SES ANOVA Analizi

Page 345: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

324

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 6. Faktör 1 ve Yerleşim Yeri t-test Analizi

Ek-Tablo 7. Faktör 2 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 346: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

325

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 8. Faktör 2 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 347: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

326

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 9. Faktör 2 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 348: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

327

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 10. Faktör 2 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 11. Faktör 2 ve SES ANOVA Analizi

Page 349: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

328

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 12. Faktör 2 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 13. Faktör 3 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 350: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

329

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 14. Faktör 3 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 351: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

330

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 15. Faktör 3 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 352: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

331

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 16. Faktör 3 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 17. Faktör 3 ve Ses ANOVA Analizi

Page 353: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

332

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 18. Faktör 3 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 19. Faktör 4 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 354: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

333

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 20. Faktör 4 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 355: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

334

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 21. Faktör 4 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 356: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

335

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 22. Faktör 4 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 23. Faktör 4 ve Ses ANOVA Analizi

Page 357: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

336

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 24. Faktör 4 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 25. Faktör 5 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 358: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

337

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 26. Faktör 5 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 359: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

338

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 27. Faktör 5 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 360: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

339

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 28. Faktör 5 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 29. Faktör 5 ve Ses ANOVA Analizi

Page 361: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

340

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 30. Faktör 5 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 31. Faktör 6 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 362: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

341

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 32. Faktör 6 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 363: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

342

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 33. Faktör 6 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 364: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

343

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 34. Faktör 6 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 35. Faktör 6 ve Ses ANOVA Analizi

Page 365: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

344

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 36. Faktör 6 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 37. Faktör 7 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 366: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

345

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 38. Faktör 7 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 367: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

346

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 39. Faktör 7 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 368: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

347

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 40. Faktör 7 ve Bölge ANOVA Analizi

Ek-Tablo 41. Faktör 7 ve Ses ANOVA Analizi

Page 369: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

348

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 42. Faktör 7 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Ek-Tablo 43. Faktör 8 ve Cinsiyet t-test Analizi

Page 370: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

349

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 44. Faktör 8 ve Yaş ANOVA Analizi

Page 371: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

350

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 45. Faktör 8 ve Eğitim ANOVA Analizi

Page 372: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

351

TANIMLAYICI ÇERÇEVE

Ek-Tablo 47. Faktör 8 ve Ses ANOVA Analizi

Ek-Tablo 46. Faktör 8 ve Bölge ANOVA Analizi

Page 373: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

352

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Ek-Tablo 48. Faktör 8 ve YERLEŞİM YERİ t-test Analizi

Page 374: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

353

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

2. Nicel Araştırma Soru Formu

AİLE DEĞERLERİ ANKETİ

Merhaba. İstanbul Çözüm Araştırma şirketinden geliyorum. Başbakanlık Aile

ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü adına “Aile Değerleri Araştırmasını ger-

çekleştiriyoruz. Adım ...........................Sizin Aile değerleri ile ilgili bazı konular

hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek amacıyla bu araştırma yapılmaktadır. Derle-

nen veriler sadece bu amaçların gerçekleştirilmesi için kullanılacak olup, başka hiç

bir kurum veya kişiye verilmeyecekti.

Araştırmadan sağlıklı sonuç elde edilmesi açısından sorulara durumunuza en

uygun cevapları vermeniz önem taşımaktadır. Görüşmemiz yaklaşık olarak 20 daki-

ka sürecektir. Katkılarınız ve zaman ayırdığınız için şimdiden çok teşekkür ederiz.

ÖNEMLİ NOT: GÖRÜŞMENİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ SAATİNİ MUTLAKA YAZINIZ. BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ SAATİ YAZILMAYAN ANKETLER GEÇERSİZ OLACAKTIR.

BAŞLANGIÇ SAATİ :

A. DEMOGRAFİK BİLGİLER

Görüşmenin yapıldığı il:

K.1

Adana 1 Kayseri 15

Ankara 2 Kocaeli 16

Antalya 3 Konya 17

Balıkesir 4 Kütahya 18

Bursa 5 Malatya 19

Denizli 6 Manisa 20

Diyarbakır 7 Muğla 21

Edirne 8 Nevşehir 22

Erzurum 9 Samsun 23

Gaziantep 10 Siirt 24

Hatay 11 Şanlıurfa 25

İstanbul 12 Trabzon 26

İzmir 13 Van 27

Kastamonu 14 Zonguldak 28

Görüşmenin yapıldığı yerleşim yeri:

K.2

Kent 1

Kır 2

Hanedeki kişi sayısı:

(Görüşülen Kişi Dahil):

K.3

1 1

2 2

3 3

4 4

5 ve daha fazla 5

Cinsiyet:

K.4

Kadın 1

Erkek 2

YAŞ (Rakam olarak yazınız):

K.5

Yaş ……

Page 375: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

354

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

S6. Şu anda kimlerle yaşıyorsunuz?

K.11

Eş 1

Çocuklar 2

Anne, Baba 3

Anneanne, Dede, Babaanne 4

Akraba (Kardeş, Hala, Dayı..) 5

Yalnız yaşıyor 6

Arkadaşları ile yaşıyor 7

Diğer 8

S7. Size göre erkek için

ideal evlilik yaşı kaçtır?

K.12

Erkek evlilik yaşı ……

S8. Size göre kız için

ideal evlilik yaşı kaçtır?

K.13

Kız evlilik yaşı ……

S9. Bir ailede ideal çocuk sayısı

kaç olmalıdır?

K.14

İdeal çocuk sayısı ……

B. AİLE YAPISI

S1. Medeni Durumunuz

K.6

Bekâr 1 Soru 6’ya geçiniz

Evli 2 Soru 2’ye geçiniz

Boşanmış /Dul 3 Soru 2’ye geçiniz

Diğer………….. 4 Soru 2’ye geçiniz

S2. Çocuk Sayısı (Rakam olarak yazınız):

K.7

Çocuk Sayısı ……

S3. Kaç yıllık evlisiniz/evli kaldınız?

K.8

Evlilik yılı ……

S4. Kaç yaşında evlendiniz?

K.9

İlk evlilik yaşı ……

S5. Evliliğiniz nasıl gerçekleşti?

K.10

Kendi seçimim, ailemin onayıyla 1

Kendi kararımla, ailemin bilgisi dışında 2

Ailemin karşı çıkmasına rağmen evlendim 3

Görücü usulüyle, benim kararımla 4

Görücü usulüyle, ailemin kararıyla 5

Kaçarak 6

Diğer 7

S10. AİLE DEĞERLERİ İFADELERİ

(Aşağıda size, aile ile ilişkili çeşitli ifadeler belirteceğim. Bu ifadelere ne ölçüde

katıldığınızı lütfen belirtiniz. Bu ifadelerin doğru ya da yanlış cevabı yoktur.

Her bir ifadenin sizi ne ölçüde yansıttığını düşünerek cevap veriniz.)

(KART 1 GÖSTERİNİZ LÜTFEN)

Page 376: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

355

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

355

ANKETÖR DİKKAT: BELİRTİLEN OK YÖNÜNDEN BAŞLAYIP

EKSİKSİZ BİR ŞEKİLDE SORULARI SORUNUZ LÜTFEN!!!!

AİLE DEĞERLERİ

Tam

amen

Kat

ılıyo

rum

Kat

ılıyo

rum

Ne

katı

lıyor

ne

katı

lmıy

or

Kat

ılmıy

oru

m

Hiç

Kat

ılmıy

oru

m

1. Aile değişime uyum sağlamak için gelenek ve göreneklerinden vazgeçebilir. 5 4 3 2 1

2. Aile içi ilişkiler eşler kadar anne-babaları da ilgilendirir. 5 4 3 2 1

3. Aile içi sorunlar başkalarını değil yalnızca eşleri ilgilendirir. 5 4 3 2 1

4. Aile içi sorunlar şiddet ve baskı ile çözülemez. 5 4 3 2 1

5. Aile ile ilgili kararlar, tüm aile üyelerince ortak alınmalıdır. 5 4 3 2 1

6. Aile reisi erkektir. 5 4 3 2 1

7. Aile, dinî ve manevî değerlerine bağlı olmalıdır. 5 4 3 2 1

8. Aile, gelenek, görenek ve adetlerine bağlı olmalıdır. 5 4 3 2 1

9 Ailemin iyiliği için her türlü sıkıntıya katlanabilirim. 5 4 3 2 1

10. Ailenin en önemli görevi, çocuk yetiştirmektir. 5 4 3 2 1

11. Ailenin geçiminde eşler eşit derecede sorumludur. 5 4 3 2 1

12. Ailenin geçiminden erkek sorumludur. 5 4 3 2 1

13. Akrabalarla sık görüşmek aile saadetini bozar. 5 4 3 2 1

14. Akrabalarla sık sık görüşülmelidir. 5 4 3 2 1

15. Anlaşamayan eşler boşanmaktan kaçınmamalıdır. 5 4 3 2 1

16. Anne baba, çocuklarının arkadaş tercihine müdahil olabilir. 5 4 3 2 1

17. Anne olmak evliliğin getirdiği bir zorunluluktur. 5 4 3 2 1

18. Bakıma muhtaç olan aile büyükleri çocuklarınca aile içinde bakılmalıdır. 5 4 3 2 1

19. Bayramlar hısım-akraba ziyareti için iyi bir fırsattır. 5 4 3 2 1

20. Bir erkeğin evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum. 5 4 3 2 1

21. Bir kadın evliliğinde kızlık soyadını da taşıyabilmelidir 5 4 3 2 1

22. Bir kadının asıl görevi çocuk bakmı ve ev işleridir. 5 4 3 2 1

23. Çalışan kadınlar da çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenebilir 5 4 3 2 1

24. Çocuğun eğitiminde gerekirse dayak kullanılabilir. 5 4 3 2 1

25. Çocuk bakımında birinci derecede sorumlu annedir. 5 4 3 2 1

26. Çocuk yapmak kadının istediklerini yapmasını kısıtlar 5 4 3 2 1

27. Çocuklar aile büyüklerinin olduğu ortamda daha iyi yetişirler 5 4 3 2 1

28. Çocuklar anne babalarının kararlarına itaat etmelidir. 5 4 3 2 1

29. Çocuklar evleneceği eşi kendi seçmelidir. 5 4 3 2 1

30. Çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmelidir. 5 4 3 2 1

31. Çocuklar, ebeveynlerinin akrabalarını tanıyıp bilmelidir. 5 4 3 2 1

2

1

Page 377: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

356

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

356

32. Çocuklara erken yaşta dini bilgiler öğretilmelidir 5 4 3 2 1

33. Çocuklarımın kendi tarafımın akrabaları ile daha samimi olmasını tercih ederim. 5 4 3 2 1

34. Çocukların bakımından anne kadar baba da sorumludur. 5 4 3 2 1

35. Çocukların eğitimleri ile ilgili kararları anne baba birlikte vermelidir. 5 4 3 2 1

36. Çocuklu aileler çocuksuz ailelere göre daha itibarlıdır. 5 4 3 2 1

37. Çocuklu aileler daha mutludur. 5 4 3 2 1

38. Çocuklu ailelerde ebeveynler mutsuz olsalar da evliliklerini devam ettirmelidirler. 5 4 3 2 1

39. Dini ibadetlerin düzenli olarak yerine getirilmesi gerekir. 5 4 3 2 1

40. Ergenlik çağına gelen çocuklara okullarda cinsellik eğitimi verilmelidir. 5 4 3 2 1

41. Erkeğin aldatması asla affedilemez. 5 4 3 2 1

42. Erkek çocuk ile kız çocuk arasında herhangi bir ayrım yapılmamalıdır. 5 4 3 2 1

43. Erkek çocuk sahibi olmak daha çok itibar kazandırır. 5 4 3 2 1

44. Eşler arasında sevgi bitse de evlilik sürdürülmelidir. 5 4 3 2 1

45. Eşler arasındaki duygusal bağın teminatı çocuktur. 5 4 3 2 1

46. Eşler arasındaki sorunlar asla ev dışına taşınmamalıdır. 5 4 3 2 1

47. Eşler, kendisini ilgilendiren konularda kendi başlarına karar alabilirler. 5 4 3 2 1

48. Ev hanımlarının yaşamları sıkıcı ve çekilmezdir. 5 4 3 2 1

49. Ev işlerinden kadın kadar erkek de sorumludur. 5 4 3 2 1

50. Ev kadını da, çalışan ve para kazanan kadın kadar değerlidir. 5 4 3 2 1

51. Evde son sözü daima erkek söyler. 5 4 3 2 1

52. Evlenmeden önce evlilik sözleşmesi yapılmalıdır. 5 4 3 2 1

53. Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir. 5 4 3 2 1

54. Evliliğin temeli sadakattir. 5 4 3 2 1

55. Evlilik boyunca aile büyüklerinin görüşü dikkate alınmalıdır. 5 4 3 2 1

56. Evlilik boyunca elde edilen mülk, erkek ve kadının ortak malıdır. 5 4 3 2 1

57. Evlilik dışı cinsel ilişki asla kurulmamalıdır. 5 4 3 2 1

58. Evlilikte eşler her türlü fedakârlığı yapmalıdır. 5 4 3 2 1

59. Evlilikte zamanla eşler arasındaki duygusal bağ azalır. 5 4 3 2 1

60. Günlük hayatı dini kurallara göre yaşamalıdır. 5 4 3 2 1

61. İnsan sık sık dua etmelidir. 5 4 3 2 1

62. İnsanlar evlenmeden de çocuk sahibi olabilmelidirler 5 4 3 2 1

63. İnsanlar nikâhsız da birlikte yaşayabilmelidirler. 5 4 3 2 1

64. İş hayatında kadınlar erkeklerle aynı ortamda çalışabilir 5 4 3 2 1

65. Kadın ekonomik bağımsızlığına sahip olmalıdır. 5 4 3 2 1

66. Kadın evin dışında başını örtmelidir. 5 4 3 2 1

67. Kadın evleninceye kadar bekâretini korumalıdır. 5 4 3 2 1

68. Kadın itaat etmediğinde kocası tarafından dövülebilir. 5 4 3 2 1

4

3

Page 378: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

357

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

69. Kadın kocanın tokadını sineye çekmelidir. 5 4 3 2 1

70. Kadın mümkün olduğunca çalışarak aile ekonomisine katkı sağlamalıdır. 5 4 3 2 1

71. Kadın, daima kocasına itaat etmelidir. 5 4 3 2 1

72. Kadın, dışarı çıkmak için kocasından izin almalıdır. 5 4 3 2 1

73. Kadının aldatması asla affedilemez. 5 4 3 2 1

74. Kadının kazancı üzerinde erkek söz sahibi olmalıdır. 5 4 3 2 1

75. Kadınlar kocalarının dışındaki erkeklerle arkadaşlık ilişkisi kuramaz. 5 4 3 2 1

76. Kızların evlilik öncesi cinsel ilişki kurmasında sakınca görmüyorum. 5 4 3 2 1

77. Kızların flört etmesinde sakınca yoktur. 5 4 3 2 1

78. Koca eve geldiğinde daima karısını evde bulmalıdır. 5 4 3 2 1

79. Maddi ve manevi sorunlar olduğunda başvurulması gereken ilk yer ailedir. 5 4 3 2 1

80. Miras paylaşımında erkek kadından daha fazla pay almalıdır. 5 4 3 2 1

81. Misafirlikte erkek ve kadın ayrı oturmalıdır. 5 4 3 2 1

82. On sekiz (18) yaşını dolduran bir erkek geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir. 5 4 3 2 1

83. On sekiz (18) yaşını dolduran bir kız geleceğiyle ilgili kararları kendisi vermelidir. 5 4 3 2 1

84. Yaşlandığında anne-babama huzurevi benden daha iyi bakar. 5 4 3 2 1

85. Yaşlılığımda çocuklarım bana bakmalıdır. 5 4 3 2 1

86. Zor zamanlarda başvuracağım ilk kişi eşim olmalıdır. 5 4 3 2 1

S11. Genel Olarak Hayatınızdan ne kadar memnunsunuz?

(KART 2 GÖSTERİNİZ)

K.101

Çok memnunum 1

Memnunum 2

Ne memnunum ne de değilim 3

Pek memnun değilim 4

Hiç memnun değilim 5

S12. Genel Olarak düşündüğünüzde aileniz ne düzeyde mutludur?

(KART 3 GÖSTERİNİZ)

Page 379: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

358

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

S13. Genel olarak aşağıdaki kişi ya da gruplara ne ölçüde güvenirsiniz?

(KART 4 GÖSTERİNİZ)

(ANKETÖR DİKKAT: BEKÂR İSE K.104, K.105,

EVLİ VE ÇOCUK SAHİBİ DEĞİL İSE K.105 SORMA)

Çok güvenirimKısmen

güvenirim

Ne güvenirim

ne güvenmem

Pek

güvenmem

Hiç

güvenmem

Akrabalarıma K.103 5 4 3 2 1

Eşime K.104 5 4 3 2 1

Çocuklarıma K.105 5 4 3 2 1

Kardeşlerime (varsa) K.106 5 4 3 2 1

Anne-babama K.107 5 4 3 2 1

Hemşerilerime K.108 5 4 3 2 1

Komşularıma K.109 5 4 3 2 1

İş arkadaşlarıma K.110 5 4 3 2 1

İlk kez tanıştığım insanlara K.111 5 4 3 2 1

S14. Size belirteceğim ifadelerin her birinin hayatınızda sizin için ne kadar

önemli olduğunu belirtiniz. (KART 5 GÖSTERİNİZ)

(ANKETÖR DİKKAT: GÖRÜŞÜLEN KİŞİ BEKAR İSE K.116, K.117

SORMA. EVLİ VE ÇOCUK SAHİBİ DEĞİL İSE K.117 SORMA)

Çok önemliKısmen

önemli

Ne önemli

ne değil

Pek önemli

değil

Hiç önemli

değil

Aileniz K.112 5 4 3 2 1

Dost ve arkadaşlarınız K.113 5 4 3 2 1

İş ve çalışma hayatınız K.114 5 4 3 2 1

Kendiniz için ayırdığınız zaman K.115 5 4 3 2 1

Eşinize zaman ayırmak K.116 5 4 3 2 1

Çocuklarınıza zaman ayırmak K.117 5 4 3 2 1

Ev sahibi olmak K.118 5 4 3 2 1

Araba sahibi olmak K.119 5 4 3 2 1

Tasarruf yapmak K.120 5 4 3 2 1

Page 380: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

359

ARAŞTIRMA BULGULARI

S15. (ANKETÖR DİKKAT:

ÇOCUK SAHİBİ OLMAYANLARA SORULMAYACAK!!!!) (ÇOCUK

SAHİBİ DEĞİL İSE ve BEKÂR İSE SORU 16’YA GEÇİNİZ)

Çocuklarınız için aşağıda belirtilenler sizin için ne kadar önemlidir?

(KART 5 GÖSTERİNİZ)

Çok önemliKısmen

önemli

Ne önemli

ne değil

Pek önemli

değil

Hiç önemli

değil

Üniversite mezunu olması K.121 5 4 3 2 1

Aile büyüklerine saygılı olmaları K.122 5 4 3 2 1

Sorumluluklarını yerine getirmeleri K.123 5 4 3 2 1

Özgüvenli olmaları K.124 5 4 3 2 1

Bağımsız düşünebilmeleri ve karar

verebilmeleriK.125 5 4 3 2 1

Kendi hakkını gerektiğinde mücadele

ederek savunabilmesiK.126 5 4 3 2 1

Eli açık (cömert) olmaları K.127 5 4 3 2 1

İleride zengin bir kişi olmaları K.128 5 4 3 2 1

S16. Ailece birlikte aşağıdaki faaliyetleri ne sıklıkla yaparsınız?

(KART 6 GÖSTERİNİZ)

Çok sık

yaparız

Ara sıra

yaparız

Nadiren

yaparızHiç yapmayız

Akşam yemeklerini tüm aile birlikte yemek K.129 4 3 2 1

Sinema-tiyatroya gitmek K.130 4 3 2 1

Alış veriş yapmak K.131 4 3 2 1

Piknik yapmak K.132 4 3 2 1

Sohbet etmek K.133 4 3 2 1

Akraba ziyaretine gitmek K.134 4 3 2 1

Tv izlemek K.135 4 3 2 1

Hep birlikte tatile gitmek K.136 4 3 2 1

Page 381: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

360

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİTÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

C. DEMOGRAFİK BİLGİLERİN DEVAMI

Haneye en çok gelir getiren

kişi siz misiniz?:

K.137

Evet 1

Hayır 2

Aylık toplam hane halkı geliri:

K.142

Gelir ……

Görüşülen kişinin mesleği:

K.140

İşi tanımlayın …………………

Eve en çok gelir getiren kişinin mesleği:

K.141

İşi tanımlayın …………………

NOT! GÖRÜŞÜLEN KİŞİNİN

VE EVE EN ÇOK GELİR GETİREN KİŞİNİN MESLEĞİNİ

AÇIK OLARAK YAZINIZ!

(Örn: Eczacı Kalfası, Serbest Meslek

(Dr, Avukat, Mimar, Mühendis, Vb.), Esnaf Yanında Yardımcısı Yok…)

Kategori Meslek Ek bilgi Kategori Meslek Ek bilgi

1 Ev hanımı 9 İmalatçı Kendi işi

2 Emekli 10 Esnaf / Zenaatkar “ “

3 Özel sektör- Ofis çalışanı Maaşlı 11 Serbest (Yüksek eğitimli) “ / ör. Doktor

4 Özel sektör - İşçi “ “ 12 Sanayi “ “

5 Özel sektör - Yönetici “ “ 13 Tüccar “ “

6 Kamu sektör- Ofis çalışanı “ “ 14 Öğrenci

7 Kamu sektör - İşçi “ “ 15 Halen işsiz

8 Kamu sektör - Yönetici “ “

Eğitim durumu:

Görüşülen Kişi

K.138

En çok gelir

getiren

K.139

Okuryazar değil 1 1

Okuryazar 2 2

İlkokul 3 3

Ortaokul 4 4

Lise 5 5

Yüksek okul 6 6

Üniversite 7 7

Yüksek lisans 8 8

Page 382: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

361

ARAŞTIRMA BULGULARI

ÖNEMLİ: LÜTFEN GÖRÜŞME YAPTIĞINIZ HER KİŞİ İÇİN BU BÖLÜMÜ BÜYÜK HARFLERLE DOLDURUN.

Ad Soyadı .....................................................................................................................

Adres ................................................................................................................................................................

Sokak / Cadde İsmi/ Apartman No ve Apartman

ismi/ Daire No................................................................................................................................................................

Semt İsmi /Köy/ İlçe İsmi ................................................................................................................................................................

Ev Tel No./ İş Tel No. (............) ............/ ....................................... (............) ............../

Cep Telefonu No. (............) .....................................................................................

Mail: ………………………….@............................... Tarih .........../ .........../ 2009

Bilgiler Tarafımdan Eksiksiz Ve Doğru

Bir Şekilde Doldurulmuştur.

ANKETÖR İMZASI:………………

ANKETÖR

Adı:………………………………..

Soyadı:…………………………....

Page 383: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

362

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİTÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

3. Nitel Araştırma Görüşme Kılavuzu

AİLE DEĞERLERİ DERİNLEMESİNE GÖRÜŞME SORULARI

Merhaba. İstanbul Çözüm Araştırma şirketinden geliyorum. Başbakanlık Aile

ve Soysal Araştırmalar Genel Müdürlüğü adına “Aile Değerleri Araştırmasını

gerçekleştiriyoruz. Adım ...........................Sizin Aile değerleri ile ilgili bazı ko-

nular hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek amacıyla bir araştırma yapılmak-

tadır. Derlenen veriler sadece bu amaçların gerçekleştirilmesi için kullanılacak

olup, başka hiç bir kurum veya kişiye verilmeyecekti.

Sizin bilgi birikiminiz ve deneyimlerinizin bu araştırma içinde yer alması bizim

için çok büyük önem taşımaktadır. Görüşmemiz yaklaşık olarak 30 dakika sü-

recektir. Katkılarınız için şimdiden çok teşekkür ederiz.

A. DEMOGRAFİK BİLGİLER

Görüşmenin yapıldığı il:

ÖNEMLİ NOT: GÖRÜŞMENİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ SAATİNİ MUTLAKA YAZINIZ. BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ SAATİ YAZILMAYAN GÖRÜŞMELER GEÇERSİZ OLACAKTIR.

BAŞLANGIÇ SAATİ :

Cinsiyet:

K.2

Kadın 1

Erkek 2

K.1

Adana 1 İstanbul 7

Ankara 2 İzmir 8

Balıkesir 3 Kayseri 9

Bursa 4 Samsun 10

Erzurum 5 Malatya 11

Gaziantep 6 Trabzon 12

Yaş (Dikkat! Yaşı rakam olarak belirtiniz):

K.3

18–35 1

36–55 2

56+ 3

Medeni durum:

K.4

Bekâr 1

Evli 2

Boşanmış /Dul 3

Diğer………….. 4

Çocuk sayısı ____________________ K.5

Kaç yıllık evlisiniz /Evli kaldınız? ___ K.6

Kaç yaşında evlendiniz?____________K.7

Page 384: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

363

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Değerler ve aile

Konuşmamız, genel olarak bugünkü aile yapımız, ailelerimizin sahip

olduğu değer yargıları üzerinde olacak. Zaman zaman da sizin ailenizden

bahsetmenizi isteyeceğim. Öncelikle, geçmişten gelen kültürümüz

içindeki değer yargılarını koruma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda

çevrenize baktığınızda anne babalar, gerekli hassasiyeti gösteriyorlar mı?

Daha doğrusu bu konuda bilgileri var mı?

Peki, sizin ailede sahip olduğunuz değer yargıları ve bu değerlerin

çocuklarınıza aktarılması konusunda ne kadar hassas davranıyorsunuz?

Sizce değer yargıları önemli mi? Mesela değer yargılarımıza sahip

çıkmazsak ne olur? Yetişkin insanlar değerlerini korumak için bir çaba sarf

etmeli mi?

Siz aile hayatınızda hangi değerlere önem veriyorsunuz? Önem verdiğiniz

değerlerin yaşatılması için neler yapıyorsunuz?

Akraba ilişkileri:

Akrabalarınızla sık görüşür müsünüz?

Akrabalarla sık yahut seyrek görüşmenin aile fertleri üzerinde ne gibi

etkileri olabilir?

Çocuklarınızın akraba çocuklarıyla ilişkileri konusunda ne

düşünüyorsunuz?

Çocuğun değeri:

Çocuk sizin için ne ifade ediyor?

Ailenin çocuklardan beklentileri neler olabilir?

Ayrıca ailede çocuğun yetişmesinde kim daha etkilidir yahut etkili

olmalıdır? Anne mi yoksa baba mı?

Cinsel Ahlak:

Evlilik öncesi f lört konusuna nasıl bakıyorsunuz?

Ayrıca evlilik öncesi cinsel hayat ile ilgili neler düşünüyorsunuz? Mesela

erkeğin çapkınlık yapması gibi.

Çocuğa cinsel eğitim verilmeli mi? Kim vermeli?

Evlilikte nikâh, mahremiyet, sadakat gibi değerler önemli midir?

Page 385: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

364

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Evliliğe Bakış:

Evliliğin önemi ve değeri hususunda ne düşünüyorsunuz?

Evlilik, sizce aile hayatı için gerekli midir? Sözgelişi nikahsız birlikte yaşama konusunda ne düşünürsünüz?

Duygusal bağ:

Evlilikte aşk ve sevgi şart mıdır? Son yıllarda mantık evliliği diye bir tanımlama yapılıyor. Sizce mantık evliliği olur mu?

Karı-koca arasında sevgi bağı koptuğunda evlilik de biter mi? Peki karı- koca arasında duygusal bağ kopmuş olsa da sizce evlilik sürdürülmeli mi?

Geleneksel değerler:

Günümüzde özellikle şehirlerde gelenekleri, eski âdetleri sürdürmek giderek zorlaşıyor. Sizce ailede geleneklere bağlılık gerekli mi? Mesela siz

geleneklerine bağlı bir aile misiniz?

Sizin ailenizi göz önüne aldığımızda hangi konularda (düğün, bayram, yemek, giyim-kuşam, komşuluk, akraba ilişkileri, yardımlaşma v.s)

geleneklerinizi sürdürüyorsunuz hangi konularda geleneklerinizden

koptunuz bize söyleyebilir misiniz?

Yaşlı insanlarla konuştuğunuzda, eski âdetlerin unutulduğundan şikâyet ederler. Sizce eski âdetlerin unutulmasından kim sorumlu.

Kadın rolü:

Kadının ailedeki görevi sizce nedir? Kadın nelere karışmalı nelere karışmamalı?

Kadın sizce ailenin temel direği midir; bir aileyi temsil edebilir mi?

Ailenin sorumluluğu kimin üstünde olmalı, erkekte mi yoksa kadında mı?

Kadının çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Çalışan kadınların eşine ve çocuklarına karşı görevlerini tam olarak yerine getiremeyeceğini düşünenler var. Bu konuda ne dersiniz?

Kadın kocasından izinsiz ev dışına çıkabilir mi?

Karar alma:

Ailede önemli konularda karar alırken son sözü kim söylemeli? Mesela

sizin ailenizde önemli konularda nasıl karar alırsınız?

Page 386: TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ ARAŞTIRMASI · tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi tÜrkİye’de aİle deĞerlerİ araŞtirmasi ankara 2010 t.c. baŞbakanlik aİle ve

365

TÜRKİYE’DE AİLE DEĞERLERİ

Anne-babanın dışında aile büyükleri de karar alma sürecine dâhil olmalı

mı? Zaman zaman onların görüşlerine başvurmak gerekir mi? Yoksa aile

hayatının sorunsuz devam edebilmesi için kararlar sadece eşler arasında mı

alınmalıdır?

Aile ile ilgili konularda çocukların görüşünü almak gerekir mi?

Aileyi ilgilendiren önemli bir konuda karar almada anlaşmazlık olduğunda

nasıl davranmak gerekir?

Ekonomi:

Ailenin geçiminde sizce en fazla kim sorumluluk sahibidir?

Herkes eşit derecede aile ekonomisine katkıdan sorumlu mudur? Örneğin

çocuklar boş vakitlerinde çalışarak aile bütçesine katkıda bulunmalı mı?

Çalışan kadınlar maaşlarını kendileri istedikleri gibi harcayabilirler mi?

Neden?

Ailenin bütçesini kim yönetmeli? Mesela sizin ailenizde aile bütçesini kim

ayarlar?

Erkekler harcamalarını hakkında aile bireylerine bilgi vermeli mi?

Şiddet:

Son olarak, her zaman gündemde olan şiddet konusunda bir kaç soru

sormak istiyorum. Sizce bir erkek eşini dövebilir mi? Bazen kadınlar

dayağı hak ediyor diyebilir miyiz?

Peki karı-kocanın, çocukların yanında birbirlerine ağır sözler söylemeleri

konusunda ne düşünürsünüz? Sizce olabilir mi?

Anne-baba çocuğunun terbiyesinde dayağa başvurmalı mı?

GÖRÜŞÜLEN KİŞİNİN:

Adı ............................................................................ .........................................................................................................................................

Soyadı ....................................................................... .........................................................................................................................................

Adresi ........................................................................ ...........................................................................................................................................

Cep Tel. No ................................................................ .........................................................................................................................................

Ev Tel. No .................................................................. ..........................................................................................................................................

Tarih .......................................................................... .........................................................................................................................................

Eğitim durumu...................................................................................................................................................................................................

Mesleği ..................................................................... ........................................................................................................................................

BİZE ZAMAN AYIRIP, BU ÇALIŞMAMIZA KATILDIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.