40
Nisan 2018 SAYI 44 3 ayda bir yayımlanır ücretsizdir TEMA; Yapım Yüklenicisi Seçimi KÜLTÜR-SANAT; İnanıyoruz ve Yapıyoruz! Yapım İşleri Alternatifli İhale Yöntemi Önerileri Selection of Contractors-Proposed Alternative Mechanisms to Award

TEMA KÜLTÜR-SANAT - tmmmb.org.tr€¦Construction Contract 1st Ed (1999 Red Book) Conditions of Contract for Construction (First Ed. 1999). For Building and Engineering Works designed

Embed Size (px)

Citation preview

Nisan 2018 SAYI 44

3 ayda bir yayımlanırücretsizdir

TEMA;Yapım Yüklenicisi Seçimi

KÜLTÜR-SANAT; İnanıyoruz ve Yapıyoruz!

Yapım İşleri Alternatifli İhale Yöntemi Önerileri Selection of Contractors-Proposed Alternative Mechanisms to Award

EPC/Turnkey Contract 1st Ed (1999 Silver Book) General Conditions; Guidance for the Preparation of Conditions

Particular Application; Forms of Tender and Agreement, etc.

ÖZGÜN YAYINLAR

Plant and Design-Build Contract 1st Ed (1999 Yellow Book) Conditions of Contract for Plant & Design-Build (First Ed, 1999). For

Electrical & Mech. Plant & For Building & Engineering Works Designed by

the Contractor. Gen. Conds; Guidance for Preparation of Conds of Part.

Application; Forms of Tender.

FIDIC YAYINLARI

İnşaat İşleri İdari Şartnamesi (Kırmızı Kitap) 1.Baskı-1999 Bölüm 1: Genel Şartlar, Bölüm 2: Özel Şartların Hazırlanmasına Yönelik Rehber,

Bölüm 3: Teklif mektubu, sözleşme anlaşmaları ve uyuşmazlık çözüm anlaşması formları

Mühendislik- Tedarik- Yapım (MTY) / Anahtar Teslimi Projelerin Sözleşme Şartları (Kurşuni Kitap) 1. Baskı-1999Bölüm 1: Genel Şartlar, Bölüm 2: Özel Şartların Hazırlanmasına Yönelik Rehber,Bölüm 3: Teklif Mektubu, Sözleşme ve Uyuşmazlık Çözüm Anlaşması Formları

Kısa Sözleşme Formu (Yeşil Kitap) 1.Baskı-1999Bölüm 1: Anlaşma, Bölüm 2: Genel Şartlar, Bölüm 3: Uyuşmazlık Çözüm Kuralları,Bölüm 4: Yol Gösterici Bilgiler

ÇEVİRİ YAYINLARYENi

YENi

Conditions of Contract for Plant & Design-Build (Second Ed, 2017). For Electrical & Mech. Plant & For Building & Engineering Works Designed by the Contractor. Gen. Conds; Guidance for the Prepn of particular conditions and Annexes: forms of securities, Forms of Letter of Tender, Contract Agreement and Dispute Adjudi-cation/Avoidance Agreement

Conditions of Contract for Construction (Second Ed. 2017). For Building and Engineering Works designed by the Employer. General conditions; Guidance for Preparation of Particular Conditions; Forms of Letter of Tender, Letter of Accept-ance, Contract Agreement and Dispute Adjudication/Avoidance Agreement, etc.

Conditions of Contract for EPC Turnkey Projects (Second Edition, 2017). General Conditions; Guidance for the Preparation of particular conditions and Annexes: forms of securities; Forms of Letter of Tender, Contract Agreement and Dispute Adjudication/Avoidance Agreement, etc.

YENi

YENi

YENi

FIDIC Contracts (1999 editions) Guide 1st Ed (2000) FIDIC Contracts Guide to the Construction, Plant and

Design-Build and EPC/Turnkey Contracts (1st Edition, 2000)

Short Form of Contract 1st Ed (1999 Green Book) The Short Form of Contract (First Edition, 1999).

Agreement, General Conditions, Rules for Adjudication and

Notes for Guidance.

Yayınlar hakkında detaylı bilgi için TürkMMMB ile iletişime geçiniz. * Broşürde yayınların bazılarına yer verilmiştir. Tüm yayın listesine www.tmmmb.org.tr adresinden ulaşılabilir.

Ahmet Rasim Sokak No: 35 / 2 Çankaya - 06550 Ankara e-posta: [email protected]

url: www.tmmmb.org.tr

Construction Contract 1st Ed (1999 Red Book) Conditions of Contract for Construction (First Ed. 1999). For Building

and Engineering Works designed by the Employer. General conditions;

Guidance for Preparation of Particular Conditions; Forms of Tender, etc.

DBO Contract 1st Ed (2008 Gold Book) Conditions of Contract for Design, Build and Operate Projects (1st Ed,

2008). General Conditions; Particular Conditions Part A - Contract Data.

Client/Consultant Model Services Agreement 4th Ed (2006 White Book) Client/Consultant Model Services Agreement (White Book)

4th Ed, 2006

Construction (1999 Red Book) Subcontract 1st Ed (2011)Conditions of Subcontract for Construction (First Ed. 2011).

For Building and Engineering Works designed by the Employer.

Model Representative Agreement (1st Edition 2013) (The Purple Book)

Editör’den

Her Veda Yeni Bir Başlangıçtır!.. ...................................................... 2

Başkan’dan

Başarı Doğru Seçimle Başlar .. ......................................................... 3

Tema

Yapım Yüklenicileri Seçimi .............................................................. 4

FIDIC Avrupa Bölgesel Altyapı Konferansı .................................... 12

Yapım İşleri İhalelerinde Yüklenici Seçim Kriterleri ...................... 14

TürkMMMB Yayını:

“Teknik Müşavirlerin Yapım Yüklenicileri İle

Müteselsilen Sorumluluğuna İlişkin Bildirge” ................................ 18

Amerikan İhale Sisteminin Türkiye’deki Uygulamaları ................. 20

ODTÜ’ye Yeni Bina: Yüksel Proje Amfisi ........................................ 26

Kültür-Sanat

İnanıyoruz ve Yapıyoruz!................................................................ 30

Birliğimizden Haberler ............................................. 36

SAYI 44Nisan 2018

ISSN 1303 – 2585

İmtiyaz Sahibi

Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli€i ad›na Yönetim Kurulu Baflkan›

Munis ÖZER

Yazı İşleri Müdürü

Filiz PEHLİVAN

Yayın Kurulu

Filiz PEHLİVAN (Başkan)

Demir İNÖZÜ

Salih Bilgin AKMAN

Cemal KARAOĞLU

Ahmet KAVALCI

Hülya EKSERT

Seda SEYHAN

Yunus Emre KOLSAL

Baskı - Cilt

Ajans-Türk Gazetecilik Matbaacılık

İnşaat Sanayii A.Ş.

İstanbul Yolu 7. Km. İnönü Mahallesi

Necdet Evliyagil Cad. No: 24 Batıkent / ANKARA

Tel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95

www.ajansturk.com.tr - [email protected]

Grafik-Tasarım

Yusuf MEfiE (Ajans-Türk)

Basım Tarihi ve Yeri

Nisan 2018 - ANKARA

Yayın Türü

Yerel Süreli, 3 ayda bir yayımlanır

Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği

Ahmet Rasim Sokak No: 35 / 2 Çankaya - 06550 Ankara

Tel: (312) 440 89 70

Faks: (0312) 440 89 72

e-posta: [email protected]

url: www.tmmmb.org.tr

“Yazıların ve reklamların içeriğinden sahibi sorumludur; TürkMMMB veya Yayın Kurulu sorumlu tutulamaz.”

“Yayımlanan yazıların, her hakkı saklıdır. Kaynak belirtmek koşuluyla, yazılarından, toplamda çeyrek sayfayı geçmeyen alın-tı yapılabilir. Bunun dışında, seri olarak çoğaltılması, çeyrek sayfadan fazla alıntı veya kopya yapılması, Yayın Kurulu’nun yazılı iznine bağlıdır”

Dergimiz, 2000 adet basılıp dağıtılmaktadır.

2

SAYI 43

Editör’den

Filiz PEHLİVAN

“tm-teknik müşavir” dergimizin çok

değerli okuyucuları, dergimizin olu-

şumunda amatör ruhla çalışan biz-

ler, asıl işi mühendislik, mimarlık

olan kişileriz. Ama inanın bütün yo-

ğunluğumuza rağmen, her derginin

hazırlık sürecinde büyük bir keyifle,

heyecanla çalıştık ve dergimizin ma-

salarınıza ulaşacağı ana odaklandık.

Sizlerden aldığımız geri bildirimler

bizi her seferinde daha “farklı” bir

dergi hazırlama konusunda motive

etti. Her sayıda, farklı bir tema ile

sizlerin karşısına gelmeye, bu arada

günceli takip etmeye özen göster-

dik. Dileriz yoğun mesai gündeminiz

içinde, göz atmayı tercih ettiğiniz bir

dergi olmayı başarmışızdır.

Sadece teknik konularla kalmadık,

hayata değer katan, ruhumuzu bes-

leyen “sanat” konusuna ayrı bir özen

gösterdik. Sizleri çok özel sanatçılar-

la buluşturduk. Yaşar Seyman, İnci

Özdil, Anjelika Akbar, Erkan Şahma-

lı, Yüksel Erimtan, Ufuk Tarhan, kül-

tür-sanat köşemizin konukları oldu.

Bu süreçte bize vakit ayıran, yazı ve

röportaj desteği veren, dergimize ko-

nuk olan herkese sonsuz teşekkürler.

Bu sayımızla da, sektörümüzü ilgi-

lendiren konulara dair çok değerli bir

bilgi kaynağı oluşturduğumuza ve

her satırı ilgiyle okuyacağınıza inanı-

yoruz.

Kültür-Sanat köşemizi ise Çok Sev-

gili Arkadaşım, Atatürk’ün kızların-

dan Sevgili Pınar Ayhan ile yaptı-

ğım röportaj ile kapatmak istedim.

Öyle keyifli, öğretici, umut verici bir

söyleşi idi ki, inanıyorum o içtenlik

size de geçecektir. Orada Duruver-seydi Zaman, mutlaka yaşanması

gereken bir yolculuk. Sakın ihmal

etmeyin ve bu yolculuğa çıkın.

Bana gelince; önümüzdeki süreç-

te zaman ayırmam gereken yeni

hedefler, yeni yolculuklar sözkonu-

su. Bu dergi benim için elbette çok

değerliydi ve elimden geldiğince

önceliklerim arasında yer aldı. Ama

yeni seçilen Yönetim Kurulumuzdan

bundan sonrası için izin istedim, bu

nedenle bu bir veda yazısı.

Beni bu dergi ile buluşturan ve edi-

törlük onurunu yaşamamı sağlayan

Erkan Şahmalı ve Munis Özer Baş-

kanlarımız ve Yönetim Kurulu Üyele-

rine teşekkür ediyorum.

Birlikte çalıştığım tüm yayın kurulu

üyesi arkadaşlarıma emekleri ve yol

arkadaşlıkları için teşekkürler.

Reklam desteği veren tüm firmalar

bir teşekkür de sizlere.

Ama en büyük alkış elbette siz de-

ğerli okuyucularımıza gelsin.

Çok daha aydınlık ve güzel günler-

de birarada olmak dileğimle, hoş-

çakalın…

En derin saygılarımla,

Her Veda Yeni Bir Başlangıçtır!

3

SAYI 43

Başkan’dan

Munis ÖZER

Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar

Birliği (TürkMMMB), müşavir mühendislik

ve mimarlık kavramının önemini ilgili ku-

rumlara ve topluma anlatmak, müşavirlik

hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine

çalışmak, uluslararası uygulamaları ülke-

mize taşımada öncülük ederek, bu konu-

da en yüksek uluslararası teknolojik ve

örgütsel seviyeye erişmek amacıyla, 25

Nisan 1980 tarihinde kurulmuştur. Birlik,

bağımsız müşavirlik hizmeti veren mühen-

dis ve mimarları temsil eden dernek statü-

sünde bir sivil toplum kuruluşudur.

TürkMMMB, 1987 yılında Müşavir Mühen-

disler Uluslararası Federasyonu – FIDIC’e

ve 2001 yılında Avrupa Müşavir Birlikleri

Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur.

Her iki federasyonun Türkiye’deki tek tem-

silcisidir.

TürkMMMB, amaçları doğrultusunda; ge-

lişmiş ülkelerde yaygın ve kurumsallaşmış

olarak kabul gören, ancak ülkemizde he-

nüz eksiklikleri olan bağımsız teknik mü-

şavirlik sektörünün geliştirilmesi ve geliş-

miş ülkelerdeki uygulamaların Türkiye’ye

kazandırılması için gerek üyelerine, ge-

rekse toplumun tüm kesimlerine yönelik

yoğun çalışmalar yapmaktadır.

Ulus la ra ra s› ka bul gör müfl ta n› m›y la

FI DIC stan dart la r›y la ba €›m s›z mü fla vir

mü hen dis lik ya pan fir ma la r›n bir ara ya

gel di €i ça t› ku ru lu flu olan TürkMMMB’nin,

in fla at sek tö rü nün fark l› alan la r›n da de ne-

yim li 200’e ya k›n üye si bu lun mak ta d›r.

2016 – 2018 Dönemi Yönetim Kurulu

Munis ÖZER – Başkan

Demir İNÖZÜ – Geçen Dönem Başkanı

Sedef ERDOĞAN – Başkan Yardımcısı

M. Sinan AKER – Başkan Yardımcısı

H. Cemal KARAOĞLU – Başkan Yardımcısı

A. Süreyya URAL – Başkan Yardımcısı

Ertuğrul DİZDAR – Sekreter Üye

Utku Cengiz ÖZYURT – Sayman Üye

Ahmet KAVALCI - Üye

TürkMMMB’nin kuruluş amaçlarından en

önemlisi FIDIC (Müşavir Mühendisler Uluslara-

rası Federasyonu) uygulamalarının ve etik de-

ğerlerinin ülkemiz inşaat sektöründe bilinir ve

uygulanabilir olmasını sağlamaktır. FIDIC mü-

şavir mühendisin inşaat sektöründeki rolünü

tanımlarken yapım ihale ve uygulama sürecin-

deki görevlerini de açıkça belirtmektedir. Tüm

dünyada müşavir mühendisler ve mimarlar

tasarım hizmetlerinin yanısıra, teknik şartname,

ihale dökümanlarının hazırlanmasında ve söz-

leşme sürecinde de işveren adına çok önemli

görevler üstlenirler.

FIDIC teknik müşavirlerin deneyimleri doğrul-

tusunda çeşitli üye ülkelerin müşavir mühen-

dislerinin görev aldığı “yüklenici seçim grubu”

tarafından hazırlanan “Yapım Yüklenicileri Seçimi” rehberini 2017 yılında yayımlamıştır.

TürkMMMB geçmiş dönem başkanlarından ve

FIDIC yönetim kurulunda görev yapmış değerli

üyemiz Fatma Çölaşan, ilgili komite üyesi ola-

rak bu rehberin hazırlanmasında görev almıştır.

Bu sayımızda yer verdiğimiz “Yapım Yükleni-cileri Seçimi” kitapçığının Fatma Çölaşan ta-

rafından hazırlanan Türkçe çevirisi, Türk İnşaat

sektörünün yararlanması amacıyla Birliğimiz

tarafından basılarak ilgili kamu ve özel sektör

kuruluşlarına dağıtılacaktır.

Bu sayımızın teması doğrultusunda ülkemiz-

de KIK kapsamında uygulanan “Yapım İşle-

rinde Yüklenici Seçim Kriterleri” konusunda

KGM Program ve İzleme Dairesi Başkanı İlhan

Aytekin’in görüşleri de yer almaktadır.

FAR uygulamalarından bir örnek olarak,

Türkiye sınırları içerisinde Amerikan Hava Kuv-

vetlerinin şartnamelerine uygun olarak yapılan

yüklenici seçim kriterlerini de İncirlik Hava

Üssünde Amerikan Hava Kuvvetleri adına

Kontrat İdarecisi olarak görev yapan Zeynep

Selamoğlu detaylı olarak bizlere aktardı.

Yüksel Projeyi 40. Kuruluş yıldönümleri nede-

niyle ODTÜ’ye yeni ve çağdaş bir mühendislik

merkezi kazandırdıkları için kutluyor, bu anlamlı

yaklaşımın teknik müşavirlik ve müteahitlik firma-

larımız için güzel bir örnek olmasını diliyorum.

Dergimizin Sanat Kültür köşesinde sizleri çok

değerli bir sanatçı ile buluşturuyoruz. Pınar

Ayhan müzisyen olarak elde ettiği birçok ba-

şarının yanı sıra araştırmacı ve projeci kişili-

ğiyle de toplumumuza kazandırdığı “Orada

Duraverseydi Zaman” yapıtıyla son yüz yıllık

tarihimizi gözler önüne sermiştir. Pınar Ayhan

hanımefendinin ayrıca 12. Teknik Kongremizde

konuk konuşmacı olarak yer alması, kongremi-

ze ayrı bir renk katacaktır. Kendisine teşekkür

ediyoruz.

Dergimizde yazıları ve söyleşileri ile yer alan tüm

yazarlarımıza ve konuklarımıza bu değerli çalış-

maları ve katkıları için TürkMMMB Yönetim Ku-

rulu adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.

Özel bir teşekkürüm de editörümüz Filiz

Pehlivan’a; yaklaşımı, anlayışı ve üstün gay-

retiyle t-m teknik müşavir Dergimizde farklılık

yarattığı için kendisine çok teşekkür ediyorum.

Bu sayımız size ulaştığında 2016-2018 Döne-

mi Yönetim Kurulu olarak görevimizi tamamla-

mış olacağız.

2016 yılında göreve başlarken zor bir süreçte

göreve başladığımızı belirterek, dönemimizin

maalesef Birliğimiz üyeleri ve sektörümüz için

umut vaadeder bir şekilde başlamadığını ifade

etmiştim.

Bildiğiniz gibi inşaat ve teknik müşavirlik sektö-

rü dış faktörlere karşı aşırı duyarlıdır ve küresel

ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerin

başında gelmektedir. Arap baharının olumsuz

etkileri, yakın coğrafyamızdaki kaos ve iktidar-

sızlık, petrol fiyatlarındaki aşırı düşüş ve ardın-

dan yaşanan Rusya krizi, inşaat sektörümüzün

yurt dışı hizmetlerinde son yıllarda yakaladığı

ivmeyi malesef olumsuz olarak etkilemiştir.

Bunların yanı sıra ülkemiz 2016 yılında hain

ve başarısız bir darbe girişimini atlatmış,

Güneydoğu sınırlarımızda güvenli bir bölge

oluşturmak amacıyla başlatılan sınır ötesi

operasyonlar halen devam etmektedir. Ayrıca

son dönemde TL’deki aşırı değer kaybı ve

uluslararası derecelendirme kuruluşlarının not

indirimleri sektörümüzü maalesef olumsuz

olarak etkilemiştir.

Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışında üst-

lendikleri yıllık proje tutarı 2012- 2015 dönemin-

de 25-30 milyar ABD Doları bandında seyreder-

ken yönetim görevini üstlendiğimiz 2016-2017

döneminde yurt dışında üstlenilen proje tutarı

14-15 milyar ABD Doları seviyesine düşmüştür.

Bu durum biraz önce değindiğim gibi büyük

ölçüde sektörün ana pazarlarındaki jeopolitik

sorunlar ve aynı döneme rastlayan enerji fiyat-

larındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.

Sektörümüzü etkileyen bütün bu olumsuzluk-

lara rağmen, Teknik Müşavirlik Sektörümüzün

yurt içerisinde ve uluslararası platformda güç-

lenmesi ve hak ettiği konuma kavuşması için

olağanüstü çabalarından dolayı yönetim kuru-

lumuza teşekkür ediyorum.

Önümüzdeki dönemin Ülkemizdeki kamu ve

kamu-özel işbirliği yatırımları, yurtdışında ise

artan enerji fiyatları doğrultusunda sektörümüz

açısından daha olumlu olacağını ümit ederek

Süreyya Ural Başkan’a ve yeni yönetimine

başarılar diliyorum.

Başarı Doğru Seçimle Başlar

Türk Müşavir Mühendisler ve

Mimarlar Birliğimizin Türkiye’de-

ki tek temsilcisi bulunduğu

Müşavir Mühendisler Uluslararası Fe-

derasyonu FIDIC, 1913 yılında kurul-

muş olup merkezi İsviçre’nin Cenevre

şehrinde bulunmaktadır ve günümüz-

de üye ülke sayısı 105’e yükselmiştir.

FIDIC, Müşavir Mühendislik sektörü

başta olmak üzere, üyelik şemsiyesi

altında bulunan ülkelerin inşaat sek-

törleri paydaşlarının gelişimi için çok

çeşitli çalışmalar yürütmekte ve poli-

tikalar üretmekte, öneriler yapmakta;

bu konularda kitaplar yayımlamakta

ve konferanslar, seminerler düzenle-

mektedir. FIDIC’in Erdemlilik Yönetimi,

Kapasite Geliştirme, Müşavirlik Tip

Anlaşması, İnşaat Sözleşme Şartna-

meleri, Taşeron Sözleşmeleri, PFI/PPP,

Sürdürülebilir Gelişme, İş Geliştirme

Rehberi, Risk ve Kalite, Genç Pro-

fesyoneller grubu yayınları ile, ayrıca

En İyi Uygulamalar (Best Practices)

yayınları altında sürekli geliştirmekte

olduğu Kalite Esaslı Teknik Müşavir

Seçimi, Teknik Müşavir Seçim Yöntem-

4

SAYI 44

TEMA

Fatma ÇÖLAŞAN

leri, Yapım Yüklenicisi Seçimi, Tasarım

Hizmetleri İçeriği gibi çok çeşitli ko-

nularda kitapları-yayınları bulunmak-

tadır. Türk Müşavir Mühendisler ve

Mimarlar Birliği, FIDIC öğretilerinin

Türkiye’de de uygulamaya konulması

için birçok çalışma yapmaktadır. Bu

çalışmalarından biri de FIDIC’in 2017

yılı yayını olan ‘YAPIM YÜKLENİCİ-LERİ SEÇİMİ -Yapım İşleri Alternatifli İhale Yöntemi Önerileri’nin, aşağıda

okuyucuya sunulduğu üzere dilimize

tercüme edilmesidir.

FIDIC bugüne kadar daha çok Teknik

Müşavirlik firmalarının (Müşavir Mü-

hendislik firmaları) seçimi ve uygula-

maları ile ilgili olarak yoğun çalışmalar

ve yayınlar yapmıştır. Ancak Federas-

yon, dünya uygulamalarında Yapım

Yüklenicilerinin seçiminde de Teknik

Müşavirlerin önemli rol almakta olduk-

larını dikkate alarak, en son yayını olan

‘YAPIM YÜKLENİCİLERİ SEÇİMİ’ reh-

berini hazırlamıştır. Rehber, benim de

üyesi bulunduğum FIDIC BPC daimi

komitesine (Business Practice Com-

mittee) bağlı olarak gönüllü görev

yapan, yine üyeleri arasında bulun-

duğum Yüklenici Seçimi Görev Grubu

(Contractor Selection Task Force) ta-

rafından hazırlanmıştır. Görev grubu-

nun üyeleri çeşitli ülkelerden seçilerek

bir araya gelmişler ve 2015 yılında ça-

lışmaya başlamışlardır. Bu kapsamda

ilk yapılan iş, FIDIC üyesi Müşavir Mü-

hendislik Birlikleri ile Uluslararası Fi-

nans Kuruluşlarının cevaplamaları için

anketler hazırlamak ve yapım yükleni-

cilerinin dünya genelinde nasıl seçil-

diklerini öğrenmek, onların önerilerini

almak olmuştur. TürkMMMB bu anke-

ti cevaplarken, Türkiye Müteahhitler

Birliği’nin de görüş ve önerilerini göz

önüne almıştır. Anket cevapları Görev

Grubu tarafından değerlendirilmiş,

daha sonra da FIDIC üyesi 105 ülke-

nin kullanımı için söz konusu Yapım

Yüklenicisi Seçimi Rehberi hazırlana-

rak basılmış ve 2017 Eylül’ünde FIDIC

Jakarta/Endonezya Konferansı’nda

tanıtılmıştır. Anket sonuçlarının özeti

aşağıda, rehber tercümesinin altında

ayrıca verilmiştir. Görev grubu bu üç

yıllık süre içinde zaman zaman yüzyü-

ze toplantılarda bir araya gelmiş, daha

çok da telefon toplantıları ve e-posta

haberleşmesi vasıtasıyla görüş alış-

verişinde bulunarak basım öncesinde

altı kez taslak hazırlamıştır.

Yapım Yüklenicisi seçiminde işveren

kuruluşlara danışmanlık hizmeti ver-

me, proje yönetimi, inşaat yönetimi,

inşaat kontrolluğu vb. hizmetler Teknik

Müşavirlik hizmetleri kapsamındadır

.Bu nedenle Dünya Bankası, Avrupa

Yatırım Bankası, Asya Kalkınma Ban-

kası ve benzeri Uluslararası Finans

Kuruluşları’nın da kullanılmalarını zo-

runlu kıldıkları FIDIC İnşaat Sözleşme

Şartnameleri kapsamında yapılan ça-

lışmalar gibi, Yapım Yüklenicisi seçim-

leri de Teknik Müşavirleri yakından

ilgilendirmekte, hatta onlara bu konu-

da sorumluluk vermektedir. Ülkemizde

teknik şartnameler tasarımcı Müşavir

Mühendisler tarafından üstlenilmekte,

fakat idari şartnameler (inşaat söz-

leşme şartnameleri) genellikle ihaleyi

yapan idareler tarafından hazırlan-

maktadır. Halbuki gelişmiş dünyada

idari şartnameleri hazırlamak da Tek-

nik Müşavirlerin hizmet kapsamında-

dır ve bunun bir göstergesi de Müşavir

Mühendisler Uluslararası Federayonu

FIDIC tarafından hazırlanan ve dün-

yada yaygın olarak kullanılan İnşaat

Sözleşmeleri Şartnameleri’dir.

Tercüme: Fatma ÇÖLAŞAN

5

SAYI 44

ÖNSÖZ Uluslararası Müşavir Mühendislik En-

düstrisi hakkındaki toplum algısı, dünya

yapılmış çevresinin (world’s built envi-

ronment) performansından etkilenmek-

tedir. Bu konuda başarılı sonuçlar elde

etmek ise Yapım Yüklenicisi seçimi ile

yakından ilgilidir.

En düşük bedeli teklif eden Yükleniciyi

seçme şeklinde gerçekleşen Düşük Be-

del esaslı ihale yöntemi, Yükleniciden

talep edilen belgelerin yeterli olması ve

yasal gereksinmelere uyulması halinde

ülkelerin çoğunda hala tercih edilmek-

tedir. FIDIC yakın zamanda dünya bo-

yutunda kendi üyeleri olan Müşavir Mü-

hendislik Birlikleri ve ayrıca Uluslararası

Finans Kuruluşları ile anket çalışmaları

gerçekleştirmiş ve söz konusu Düşük

Bedel yönteminin İşverenlere/Mal Sa-

hiplerine en iyi sonuçları vermediğini

saptamıştır. Araştırmalara katılanlar tara-

fından da kabul gördüğü gibi, çoğunluk

tarafından Düşük Bedele alternatif ola-

bilecek ve kalifikasyon kriterlerinin kul-

lanılacağı Yüklenici seçim yöntemlerine

ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır.

Düşük Bedel yönteminde İşverenler/

Mal Sahipleri, gerçekçi olmayan düşük

bedelleri bilerek veya bilmeyerek tek-

lif eden Yapım Yüklenicileri yüzünden

önemli riskler taşımak zorunda kalmak-

tadırlar. İşverenler/Mal Sahipleri, Yük-

lenicilerin kendi teklifleri olan ve karşı

tarafça kabul edilen düşük bedellerle,

kendilerine verilen proje tanımları ve

teknik şartnamelere sadık kalarak ça-

lışmalarını, bir taraftan da bu koşullarda

kâr etmelerini ve ayakta kalmalarını Yük-

lenicilerden bekleyemezler. Bu durum

genellikle kaliteden taviz verme, taraflar

arasında yoğun uyuşmazlık ve iddiaların

meydana gelmesi, gecikmeler, davalar,

artan maliyetler, hatta bazen taahhütle-

rin yerine getirilmemesi ile sonuçlanabi-

lir. Yapım işinin tatmin edici bir kalitede

tamamlandığını belgelendirmek zorun-

da olan Müşavir Mühendisler ise, önemli

iş yükü ve genellikle İşveren/Mal Sahibinin

ödeme konusunda isteksiz olduğu maliyet

artışıyla karşılaşarak, kendilerini Yapım

Yüklenicileri ile çatışma halinde bulabilirler.

Bu sorunlara işaret etmek amacıyla

FIDIC, ‘En İyi Uygulamalar‘ serisi kap-

samında “Yapım Yüklenicileri Seçimi İçin Alternatifli Yöntem Önerileri Reh-beri“ başlığı ile bu rehberi hazırlamıştır.

Bu doküman, İşverenlerin Ön Yeterlik ve

Kısa Liste oluşturma da dahil olmak üzere

kendi özel koşullarına, ulusal mevzuatına,

(a) Kabul Edilebilir En Düşük Maliyet,

(b) Kalite Artı Maliyet,

(c) Kalite Esaslı,

Yüklenici seçimi yaklaşımlarına göre

dikkate alacakları bir dizi ‘iyi uygulama-

yı tarif etmektedir.

Son yıllarda yeryüzündeki yenilikçi İşve-

renler / Mal Sahipleri, giderek yükselen

bir eğilimle Müşavir Mühendis (Teknik

Müşavir) seçiminde hizmet bedelini ikin-

ci plana atarak, kalite ve kalifikasyona

odaklanmaya başlamışlardır. Bu İşve-

renler / Mal Sahipleri, düşük yapım-işlet-

me ve bakım maliyetleriyle sonuçlanan,

yüksek nitelikli ‘Proje Ömür Boyu Mü-

hendisliği’ ne daha çok değer vermek-

Rehberin yaşayan bir doküman olacağı;

Yapım Yüklenicileri Birlikleri ile İşveren-

ler ve Mal Sahiplerinin zaman içinde bu

rehberde anlatılan yöntemleri benim-

seyecekleri ve rehberin kendilerinin de

katkılarıyla gerektikçe yenileneceği dü-

şünülmekte ve ümit edilmektedir.

tedirler. Bu felsefenin unsurları özellikle

Tasarla-Yap (DB) ve Kamu Özel Sektör

Ortaklığı (PPP) modelleri ile bütünleş-

mekte; Müşavir Mühendisleri ve Yapım

Yüklenicilerini, İşveren / Mal Sahipleri

adına çözüm üretmek üzere işbirliği yap-

ma doğrultusunda yüreklendirmektedir.

FIDIC ayrıca bu dokümanın İşveren/ Mal

Sahipleri için en iyi sonuçları üreteceğini

de ümit etmektedir.

Bu rehber, FIDIC gönüllülerinden oluşan

bir Çalışma Grubu (Contractor Selection

Task Force) tarafından Kiran Kapila li-

derliğinde ve Kanada inşaat endüstrisi

mensubu Phil Long’un, rehberin basıldı-

ğı güne kadar devam eden değerli kat-

kılarıyla hazırlanmıştır.

Yüklenici Seçimi Çalışma Grubu Üyeleri (alfabetik sıra ile):Kiran Kapila (Grup Başkanı, Hindis-

tan), Andrew Read (Yeni Zelanda),

Chris Newcomb (Kanada), Fatma Çölaşan (Türkiye), Mark Steiner (ABD), Shahram Sandiani (İran)

Yukarıdaki Çalışma Grubu üyelerine

ilave olarak rehbere katkı yapanlar

Avrupa Müteahhitler Birliği (EIC) tem-

silcisi Mathias Fabich ve Yeni Geliş-

tirme Bankası Proje Satınalma Başka-

nı Greesh Sharma’dır.

6

SAYI 44

TEMA

Fatma ÇÖLAŞAN

GİRİŞUluslararası Müşavir Mühendislik- Mi-

marlık (Teknik Müşavirlik) topluluğu,

kamu tarafından dünyanın fiziksel veya

yapılmış alt yapısının performansı ile de-

ğerlendirilmektedir. Teknik Müşavirler alt

ve üst yapıların tasarımından sorumlu

olurlarken, yapım işleri Yapım Yükleni-

cileri tarafından gerçekleştirilmektedir.

Yapım işlerinin başarısı ise, Mühendis-

lik-Mimarlık tasarımlarının bu işlerde

gerektiği gibi kullanılması, ayrıca Yapım

Yüklenicilerinin doğru şekilde seçimi ile

yakından ilgilidir. Bu rehberin hazırlan-

masındaki amaç, projenin ve satınalma

koşullarının karmaşıklık derecesine uy-

gun olarak, Yapım Yüklenicisi seçimin-

de uluslararası boyutta kullanılabilecek

en iyi metodoloji alternatiflerinin tanım-

lanmasıdır.

FIDIC, çeşitli ülkelerde halen uygu-

lanmakta olan mevcut Yüklenici seçim

yöntemleri ve bu yöntemlerle seçilen

Yüklenicilerin gerçekleştirdiği yapım iş-

lerinin ortaya çıkardığı sonuçları daha iyi

anlayabilmek amacıyla, yakın zaman-

da kendi üyesi ulusal Teknik Müşavir-

lik Birlikleri, ayrıca Uluslararası Finans

Kuruluşları (UFK) ile anket çalışmaları

gerçekleştirmiştir.

Anketi cevaplayan ülkelerin verdikleri

bilgiler doğrultusunda elde edilen bazı

kayda değer araştırma sonuçları aşağı-

daki gibidir:

1. Ülkelerin çoğunluğu yapım işleri için

müstakil ihale kanunlarına sahiptir.

2. İhale duyuruları genellikle kamu yayın

organları vasıtasıyla yapılmaktadır.

3. Ülkelerin neredeyse tamamı bir çeşit

kalifikasyon ve teknik teklif talep et-

mektedir.

4. Ülkeler arasında önemsiz oranda bir

çoğunluk Yüklenici adaylarını ön ye-

terlik ve kısa liste oluşturma kanalıyla

saptarken, yarıdan azı Teknik Teklif

hazırlanmasını talep etmekte; yine

yarıdan azı sürdürülebilirlik, uzun-

süreli performans ve işletme giderleri

konularında hiç değerlendirme yap-

madan Yüklenici seçimi gerçekleş-

tirmektedir.

5. Uluslararası Finans Kuruluşları, kali-

fikasyon esasına göre Teknik Teklif

değerlendirmeleriyle kısa listeler

oluşturmaktadırlar.

6. Ülkelerin yaklaşık %60’ı kalite ve be-

del esaslı seçimi tercih etmemekte,

%40’ı da sadece düşük bedel esa-

sıyla Yüklenici seçimi gerçekleştir-

mektedir.

7. Neredeyse oy birliğiyle ifade edilmek-

tedir ki işlerde gecikme, planlama

problemleri, uyuşmazlıklar ve söz-

leşme iptallerine sebep olan unsur

düşük bedel olup, bu durum Mal

Sahiplerine, Yüklenicilere ve topluma

zarar vermektedir.

8. Ankete katılanların tamamı düşük be-

dellerin karşılıklı ilişkilere olumsuz

etki yaptığını söylemişlerdir.

9. Anketi cevaplayanların %75’i düşük

bedelin muhendislik maliyetlerini art-

tırdığını ifade etmektedirler.

10. Ankete katılanların %61’i FIDIC’in

konu hakkında bir En İyi Uygulama

Rehberi (Best Practice Guide) hazır-

lamasını, %31’i ise genel bir politika

metni (Policy Paper) yayımlamasını

istemektedirler.

Düşük bedel yönteminde, en düşük be-

del teklifini veren Yüklenici firma söz-

leşme yapma hakkını elde etmektedir.

Bu yöntemin görülen avantajı, bedel

tekliflerini düşürebilmek için Yüklenici-

leri maliyet azaltıcı teknolojik ve yönet-

sel inovasyonlar yapmaya zorlamasıdır.

Maliyetlerin azalması ise, rekabetçi or-

tamda işverene yarar sağlar. Bir taraftan

da Yüklenicilerin yanlışlıkla veya bilerek

gerçekçi olmayan aşırı düşük teklifler

vermiş olmaları ihtimaliyle birlikte, İşve-

renler/Mal Sahipleri hatırı sayılır riskleri

göze almak zorundadırlar. Bir yüklenici

bu şekilde verdiği aşırı düşük teklifle

elindeki tasarımlara-teknik şartnamelere

uygun iyi işler yapmayı ve aynı zamanda

makul bir kâr elde etmeyi bekleyemez.

Bu durum yapım safhasında sıklıkla

Yüklenicinin normalden fazla sayıda hak

iddiasında bulunmasına ve mahkemeye

kadar uzanan uyuşmazlıklara, işin ta-

mamlanmasında gecikmeye, kaliteden

ödün vermeye, artan maliyetlere ve hat-

ta Yüklenicinin taahütlerini yerine getire-

memesine neden olur.

İşverenlerin/Mal Sahiplerinin aşırı düşük

teklifleri engellemek için yaptıkları giri-

şimler, aşağıdaki çeşitli Yüklenici seçimi

önerilerini içermektedir:

1. Teklif verecek yüklenicilerin sayısını

azaltmak ve yüklenicileri aşırı düşük

teklif vermemeye, hatta hiç teklif ver-

memeye zorlamak üzere, iyi tanım-

lanmış kriterlerle ön yeterlik vermek

ve kısa liste oluşturmak.

2. Gerçekçi bir yaklaşım benimseyerek,

makul olan (yöresel durum ve çevre-

ye uyan) ve gerçeği yansıtan, yanlış

anlamaları engelleyen, hatalara veya

çaresizliğe meydan vermeyen bir

teklif bulmak.

3. Teklif sahibinin ihale edilecek projeye

özel yaklaşımını anlayabilmek ve en

iyi değeri (Best Value) sağlayan yük-

leniciyi seçebilmek amacıyla, teknik

teklif ve bedel teklifi hazırlanmasını

talep etmek, bunları birlikte değer-

lendirmek.

7

SAYI 44

Teklif vereceklerin sayısını azaltmak,

herhangi bir aday yüklenicinin ihaleyi

kazanma olasılığını arttırmaktadır. Bu

durum kısa listede yer alan yüklenici-

leri teklif vermeye teşvik etmekle bera-

ber, yüklenicilerin teklif hazırlarken hata

yapmalarına veya ümitsizlik nedeniyle

yine aşırı düşük teklif vermelerine en-

gel değildir. Aşağıda verilen kısa liste

kriterleri, olası teklif sahiplerinin içinden

‘en uygun’ (‘en iyi’ değil!) olanını seçme

amaçlıdır.

Etkili bir ön yeterlik değerlendirmesi ve

kısa liste hazırlanması, iyi yapılandırıl-

mış bir Niyet Mektubu (Expression of

Interest) talebinin yaygın olarak sektöre

duyurulması (ilan edilmesi) sonucun-

da gerçekleştirilmelidir. Niyet Mektubu

talebi duyurusu kapsamında ise, ön

yeterlik koşulları ve başvuruların de-

ğerlendirilme ayrıntıları anlaşılır şekilde

açıklanmalıdır. Oluşturulacak kısa lis-

tede, diğerlerine göre belirgin şekilde

üstün nitelikte olan firmaların sayısı kısıt-

lanmalıdır.

Kısa liste kriterleri genellikle aşağıdaki-

leri içermelidir:

1. Firma ayrıntılı bilgileri, tarihçesi ve ta-

ahhütleri

1.1 Son 5 yılda Ana Yüklenici olarak

yüklenilen yapım işlerinin ayrıntıları

1.2 Son 5 yılda tamamlanan benzer

işlerin ayrıntıları (tür olarak ve aynı

coğrafyadaki işler)

1.3 Halen devam eden benzer nite-

likteki işlerin ayrıntıları

2. Yüklenicinin tesis ve makinaları, per-

soneli ve alt yüklenicileri

2.1 Tanımlanan işlerin yapılabilmesi

amacıyla gerekli görülen, yüklenici-

nin ana inşaat makinaları listesi

2.2 Sözleşmenin yönetimi ve gerçek-

leştirilebilmesi amacıyla önerilen kilit

personelin nitelikleri ve deneyimleri

3. Finansal durum ve yasal statü

3.1 Adayların çalıştıkları ana banka-

ların finansal referansları

3.2 Mevcut finansal durum ayrıntıları

(son 5 yıla ait finansal belgeler, kâr-

zarar tabloları, bilançolar eklenmelidir)

3.3 Mevcut davaların ayrıntıları (varsa)

4. Tamamlanmış işlerin İşverenlerinin,

Yüklenicinin performansı hakkındaki dü-

şünceleri, (varsa dava tarihçeleri dahil).

ÖNERİLEN YAPIM YÜKLENİCİSİ SEÇİMİ YAKLAŞIMLARIYukarıda anlatılan ön yeterlik koşullarına

uyan ve Kısa Liste’ye alınan Yapım Yük-

lenicileri kalifikasyonlarının, ihale edilen

yapım işinin gerçekleşmesine uygun ol-

dukları kabul edilir.

Yapım Yüklenicisi seçimi hakkındaki olası

yaklaşımlar, aşağıda alt gruplandırmaları

ile verildiği gibi üç ana grupta toplanır:

A. Çalışılabilir En Düşük Maliyet yaklaşımı:

- Ortalama Bedel Teklifi esasına daya-

nan seçim,

- Aşırı yüksek ve aşırı düşük bedel tek-

lifleri değerlendirme dışı bırakıldıktan

sonra kalanlar arasında ortalamaya

en yakın bedel esasına dayanan se-

çim, ve

- En Düşük Makul Bedel esasına daya-

nan seçim.

B. Kalifikasyon ve Bedel Değerlendirmesi yaklaşımı:

(Kalifikasyon ve bedel ağırlık puanları

ile birlikte değerlendirilmek üzere)

- Teknik Teklif ve Bedel Teklifi puanları

değerlendirmesi esasına dayanan

seçim, ve

- En İyi Değer esasına dayanan seçim.

(Best Value Approach).

C. Kalifikasyon Esasına Dayanan Seçim yaklaşımı:

(En yüksek Teknik puan esaslı seçim

yaklaşımı)

- ‘Amerika Birleşmiş Genel Yapım

Yüklenicileri‘nin belirlediği QBS

YÜKLENİCİLERİN ÖN YETERLİK DEĞERLENDİRMESİ VE KISA LİSTE HAZIRLANMASI

8

SAYI 44

TEMA

Fatma ÇÖLAŞAN

(Kalifikasyon Esaslı Seçim) yöntemi

esasına dayanan seçim,

- Mal Sahibi bütçesine uygun olarak

belirlenen ‘En Yüksek Teknik/Perfor-

mans Puanı’ esasına dayanan seçim.

A. Çalışılabilir En Düşük Maliyet yaklaşımı

(Bu yaklaşım işe uygun olan en makul

bedel teklifi sahibini saptamak için dü-

şünülmüştür.)

A.1. Ortalama Bedel Teklifi esasına dayanan seçim:

Bu yöntem, bütün bedel tekliflerinin arit-

metik ortalamasının alınmasından sonra

elde edilen rakama göre seçim yapılması

gibi basit bir yöntemdir. Süreç, aritmetik

ortalama hesaplandıktan sonra bulunan

bu ortalama değere en yakın teklifi veren

adaya ihale yapmak şeklinde gerçekleşir.

Verilen bedel teklifleri örneğin 82.250,

84.650, 86.250, 88.950 ve 90.150 olur-

sa, ortalama bedel 86.450 olarak he-

saplanır. Teklifler içinde bu değere en

yakın olan bedel teklifi ise 86.250 ol-

duğundan, bu bedeli teklif eden adaya

ihale yapılır.

A.2. Aşırı yüksek ve aşırı düşük bedel tek-lifleri değerlendirme dışı bırakıldıktan sonra, kalanlar arasında ortalamaya en yakın bedel esasına dayanan seçim:

Teklifler açıldıktan sonra, teknik olarak

kalifikasyon süzgecinden geçmiş aday-

ların bedel teklifleri değerlendirilir. Verilen

tüm bedel tekliflerinin ortalaması alınır.

Bu ortalama bedele +/- %10 kadar yakın

olan bedel teklifleri dışında kalan teklifler

elenir ve yapım işi kalanlar arasındaki tek-

liflerin ortalamaya en yakın olanının sahi-

bine verilir. Aşağıda bir örnek verilmiştir:

Bu seçim yöntemi, karmaşık olmayan

projelerin ihalesinde ve ihale komisyo-

nunun fazla satın alma bilgisi ve teknik

bilgi sahibi olmadığı, ayrıca işveren ka-

pasitesinin düşük olduğu durumlarda

çok uygundur. Fakat değerlendirme tek-

niği ve yüklenici seçiminin nasıl yapıla-

cağı, ihale dosyasında yer verilmek kay-

dıyla teklif sahiplerine önceden anlaşılır

şekilde bildirilmelidir.

A.3. En Düşük Makul Bedel esasına dayanan seçim:

Bu iki aşamalı Yapım Yüklenicisi seçimi

yöntemi, karmaşık olmayan projelerin

ihalesinde ve ihale komisyonunun fazla

satın alma bilgisi ve teknik bilgi sahibi

olmadığı, ayrıca işveren kapasitesinin

düşük olduğu durumlarda kullanılır ve

ön yeterlik verme-kısa liste oluşturmanın

avantajlarını içinde barındırır.

İlk adım, teklif verecek olan adayların,

ihalesi yapılacak işin üstesinden ge-

lebileceklerine ve ihaleyi kazanabile-

ceklerine inanmalarını sağlayacak olan

ve yapım işinin niteliğine, bulunduğu

bölgeye, programa ve ilgili diğer kriter-

lere/faktörlere uygun kalifikasyonlarını

talep etmektir. Adaylar bu talep uyarın-

ca nisbeten ucuza malolabilecek, fakat

işin niteliğine uygun olan benzer iş de-

neyimlerini, ayrıca bunlarla ilgili perfor-

manslarını kanıtlamak üzere ilgili İşveren

iletişim bilgilerini de içeren destekleyici

dokümanlarını sunarlar.

İşveren kendisine teslim edilen başvu-

ru dokümanlarını inceledikten sonra,

yapılacak işe uygun yeteneğe, kaynak-

lara, deneyime, şöhrete, yerel bilgiye ve

yapım işini başarıyla tamamlamaya im-

kan sağlayacak diğer özelliklere sahip

adayları saptar. İstenen kalifikasyona

sahip adayların sayısı, adayların ihaleye

ilgilerini kaybedecekleri kadar fazlaysa

(kazanma olasılığının azalması nede-

niyle), işveren önceden bildirmiş olduğu

değerlendirme kriterlerine göre teklifleri

puanlar ve sıralama yapar. En üst 3-5 sı-

rada yer alan adaylar, aldıkları puanlar

itibariyle doğal olarak diğerlerinden be-

lirgin şekilde farklı bir grup oluşturuyor-

larsa, kısa listeye sadece bunlar alınırlar.

Bu doğal ayırım daha üst sıralara kadar

yükselmişse (yani bu belirgin üst gruba

sadece 1-2 aday giriyorsa), o zaman

kısa liste genişletilebilir. Aday sayısını

ihtiyaca cevap verecek minimum sayı-

dan fazla tutmak, ihaleyi kazanma ihti-

mali daha düşük adayların teklif hazır-

larken yapacakları gereksiz masraflara

neden olacak ve ayrıca İşverenin, teklif

değerlendirme sırasında karşılamak zo-

runda kalacağı maliyetleri arttırmaya ya-

rayacaktır.

İkinci adım, kısa listeye alınan istekliler-

den finansal tekliflerini hazırlamalarını

istemektir. Bunlar verildikten sonra işve-

renin yapacağı işler gerçeğe uymayan

aşırı yüksek veya düşük teklifleri ayıkla-

mak ve ihaleyi kalanların içindeki en dü-

şük bedel teklifi sahibine veya kalanların

ortalamasına en yakın teklif sahibine

vermek (yukarıdaki bölümlerde anlatıldı-

ğı gibi) olacaktır.

B. Kalifikasyon ve Bedel Değerlendir-mesi yaklaşımı

(Kalifikasyon ve bedel ağırlık puanları ile

birlikte değerlendirilmek üzere):

B.1. Teknik Teklif ve Bedel Teklifi pu-anları değerlendirmesi esasına da-yanan seçim

Daha karmaşık projeler için ve daha do-

nanımlı ihale komisyonlarının varlığında,

9

SAYI 44

TABLO 1 - A-2 paragrafında verilen örnek

FirmaTeklif

bedeli

Ortalama teklif

bedeli

+/- %10

içinde kalan

bedel aralığı

Elenen teklifler Sıralama

A 100,000

99,666 89,699 – 109,632

01

B 110,000 +/- %10 dışında

C 90,000 03

D 85,000 +/- %10 dışında

E 115,000 +/- %10 dışında

F 98,000 02

adayların teknik becerilerini, proje yak-

laşımlarını ve teklif bedellerini dengele-

yebilecek bir metodoloji tercih edilir. Bu

metodoloji uyarınca, kısa listede bulu-

nan firmalardan Teknik Teklif ve Bedel

Teklifleri talep edilir. Teklif alma şartna-

mesi içinde, Teknik Tekliflerin ve Bedel

Tekliflerinin nasıl değerlendirileceğini

açıklayan bölüme ilave olarak, yapıla-

cak işlerin içeriğini anlatan bir Görev

Tanımı (Terms of Reference) bölümü de

bulunur.

Performans koşulları ve yapılacak işle

ilgili diğer talepler önceden belirlenmeli;

ayrıca adayların inovasyon ve kapsam

değişikliği teklifleri teşvik edilmelidir.

Teknik Teklif içeriği, adayın karşılaşılabi-

lecek zorlukların üstesinden gelebilece-

ği ve işin gereklerini yerine getirebileceği

hakkındaki yaklaşımlarını göstermelidir.

Performans koşulları teklifler değerlen-

dirilirken göz önüne alınacak olup, bu

kapsamda işin daha az sürede ve daha

az maliyetle tamamlanabileceği herhan-

gi bir uzmanlık kaynağı, teklif edilen risk

yönetimi ve risk azaltma planı, sosyal ve

çevresel standartların korunması, gü-

venlik standartları, çevre dostu yapım

teknikleri gibi konular dikkate alınmalıdır.

Teknik teklifler, önceden bildirilen bu

kriterler değerlendirilerek puanlanır ve

adayların aldıkları puanlar listelenir. İhale

komisyonu ihaleye teklif veren firmaların

hepsini seçim için değerlendirmeye alır

veya sadece belli bir teknik puanın üze-

rinde kalanları değerlendirir. Teknik de-

ğerlendirme ve sıralama tamamlandıktan

ve adaylara bildirildikten sonra bedel

teklifleri açılır ve puanlanır. Daha sonra

ihale komisyonu her iki gruptaki puanla-

rın en yüksek toplamına sahip olan firma-

yı belirler. Genellikle Teknik Teklif ve Be-

del Teklifinin değerlendirilmesinde ağırlık

yüzdeleri vardır. Doğru bir değerlendirme

yapılabilmesi için, Teknik Teklif değerlen-

dirme ağırlığı en az %80 olmalıdır.

Teknik Teklif ve Bedel Teklifi değerlendir-

me kriterleri ile, bunların toplama oranla

ağırlık yüzdeleri ihale dosyasında ön-

ceden açıklanmış olmalı; adaylar teklif

vermeden önce değerlendirme kriterleri

hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar.

B.2. ‘En İyi Değer’ esasına dayanan seçim (Best Value Approach)

Bu esasa göre yapılan ihalelerde, aday-

lar dört ana alanda puanlanırlar. Söz

konusu dört ana alan; bedel teklifi, ihale

konusu proje hakkında yetenek, risk de-

ğerlendirme planı ve artı değer planıdır.

Teklif dosyaları bu dört ana alanla ilgili

dokümanlar içerir ve en yüksek puanı

alan Yükleniciye ihale yapılır.

Bu yaklaşımda Kalifikasyon ve Bedel

değerlendirmesi, yukarıda A.1 mad-

desinde anlatılana benzerdir. Yöntemin

önemli özelliği ve iyi tarafı, en yüksek

puanı alan iki veya üç firmanın, seçim

öncesinde mülakata alınmalarıdır. Kali-

fikasyon/bedel değerlendirme ağırlıkları

değişebilmekle birlikte, 80/20 oranının

kullanılması önerilmektedir. Kalifikasyon

değerlendirmesinde toplam 80 puanın

dağılımı ise genellikle mülakat değerlen-

dirmesi için 30, proje yeteneği için 15,

risk değerlendirme planı için 20 ve artı

değer planı için 15’dir.

C. Kalifikasyon Esasına Dayanan Seçim yaklaşımı (En yüksek Teknik puan esaslı seçim yaklaşımı):

C.1. ‘Amerika Birleşmiş Genel Yapım Yüklenicileri‘nin belirlediği QBS (Ka-lifikasyon Esaslı Seçim) Yöntemi esa-sına dayanan seçim

QBS esasında seçim kriterleri sadece

kalite ve değerdir; teklif edilen bedel bir

değerlendirme kriteri değildir. En yüksek

kalifikasyona sahip aday; kanıtlanmış

yeterlik, proje yaklaşımı ve performans

yeteneği değerlendirmeleri ile saptanır.

Teklif sahibi firmalar değerlendirilirken

deneyim, firmanın geçmişteki perfor-

mansı, kilit personeli, kapasitesi, finansal

gücü, yönetim planı, güvenlik planı ve

kalite garantisi planları gözönüne alınır.

İhale komisyonu (veya ihaleyi yapan ku-

ruluşun başı) daha sonra en yüksek ka-

lifikasyon puanını alan yüklenici adayını

görüşmeye davet eder. Görüşmelerde

taraflar yapılacak işleri ve bunların be-

dellerini karşılıklı tartışırlar. İhale sahibi

kuruluşun da onaylayacağı hakkaniyetli

ve makul bir bedel üzerinde anlaşılarak

ihale sonuçlandırılır.

C.2. Mal Sahibi bütçesine uygun ola-rak belirlenen ‘En Yüksek Teknik/Per-formans Puanı’ esaslı seçim.

Bu yöntem teknik yönleri ile, satınalma

becerileri ve kapasiteleri gelişmiş, belli

bir bütçe içinde kalmak koşuluyla olabile-

cek en iyi sonucu almak arzusunda olan

ihale komisyonları için alternatif en iyi

uygulamayı sunmaktadır. Bu alternatifte,

belirlenmiş olan kapsam ve proje bütçe-

si (maliyet ve ödeme planı olarak) içinde

kalmak üzere Teknik Teklif hazırlanması

talep edilir. Adayların projenin gerçek-

leştirilmesi yönündeki yaklaşımlarına ila-

ve olarak, kendilerinden bu bütçe içinde

nelerin yapılabileceğinin, ayrıca nelerin

yapılamayacağının, dolayısıyla vazgeçil-

mesi gereğinin anlatılması da istenir.

Kapsam ve performans gereksinmele-

ri eğer bu kısıtlamalı bütçe ve ödeme

planı dahilinde gerçekleştirilebilecekse,

teklif sahiplerinden tekliflerine dahil ola-

bilecek, ek bedel veya ek süre ihtiyacı

olmayan ilave işleri ve iyileştirmeleri-

geliştirmeleri tanımlamaları da beklenir.

Bu seçim yönteminde Mal Sahibi, mali-

yet ve ödeme planına uyabilmenin karar

vermede kendisi için ne kadar öncelikli

olduğunu, ayrıca Yüklenici adayının is-

tenenlere ek olarak verebileceklerinin

daha değeri yüksek bir proje elde etme-

deki öneminin kendisi için ne kadar etkili

olabileceğini açıklamalıdır.

AVANTAJ ve DEZAVANTAJLARYukarıda açıklanan alternatifler, temel-

de birçok Mal Sahibi/İşveren tarafından

araştırılan kolaylaştırıcı yaklaşımların en

iyi özelliklerini birleştiriyorlarsa da, bun-

lar İşverenlere/ Mal Sahiplerine ve dola-

yısıyla FIDIC’e bazı yararlar sağlarken,

zorluklar da yaratabilmektedirler.

Avantajlar aşağıdaki gibidir:

1. Mal sahibi için en iyi değeri sağlamak.

2. Aşırı düşük tekliflerin vereceği zarar-

lardan korunmak.

3. Daha fazla ve daha iyi rekabet sağ-

lamak.

4. Teklif sahiplerini inovasyon yapmaya

teşvik etmek.

Dezavantajlar aşağıdakileri içerir:

1. En düşük bedeli seçme kolaylığının

cazibesinden uzaklaşmak.

2. Alternatif seçim yöntemlerini anlat-

mak ve bunların getireceği olumlu so-

nuçlar hakkında İşverenleri/ Mal Sahip-

lerini eğitmek.

3. Alternatif seçim yöntemlerini kullana-

10

SAYI 44

TEMA

Fatma ÇÖLAŞAN

kendi bölgelerindeki bütün ülkelerde tem-

silcilikleri bulunmadığı da anlaşılmaktadır.

Anketi cevaplayanlar bazen Yüklenici Bir-

likleri ile görüş alışverişinde bulundukları-

nı bildirmişlerdir. Bazılarının Yüklenici ve

Müşavirler tarafından kullanılmak üzere

özel şikayet kanalları (telefon numarası

ve/veya e-posta adresi) bulunduğu anla-

şılmaktadır. Karadeniz Ticaret ve Kalkın-

ma Bankası BSTDB hariç, bütün diğer

kuruluşlar FIDIC ile işbirliği içinde ulusla-

rarası kabul gören Yüklenici seçim yön-

temleri saptamaya hazır olduklarını bil-

dirmişlerdir. BSTDB bu işbirliği için yeterli

bilgiye sahip olmadığını açıklamıştır. Ayrı-

ca kamu ihalelerinde, söz konusu Finans

Kuruluşlarının tümünün ihale sonuçlarını

onaylama görevleri olduğu anlaşılmıştır.

11

SAYI 44

Makina Mühendisi (ODTÜ 1974 )

GEN-TES Müh.Ltd. sahibi (1979)

TOBB Türkiye Teknik Müşavirlik Meclisi Başkanı

TürkMMMB Geçmiş Dönem Başkanı

FIDIC Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Üyesi

FIDIC PRANGEY AWARD ödülü sahibi (2013)

Hastaneler, oteller,üniversite kampusları, merke-

zi ısıtma - soğutma, iş - alışveriş - spor merkez-

leri, nükleer - kimyasal - biyolojik silahlar askeri

sığınakları, karma kullanımlı tesisler vb. binala-

rın HVAC - sıhhi tesisat - yangın - medikal gaz

tesisatları tasarım,danışmanlık, saha kontrollu-

ğu hizmetleri vermektedir.

Anıtkabir ısıtma - havalandırma tesisatı, Ankara

Hilton & Sheraton Otelleri, Bayındır Hastane-

si, Bilkent Moleküler Biyoloji ve Gen Araştırma

Laboratuarları, Tubitak Metroloji Laboratuarları

Kompleksi, Konya Selcuk Üniv. Kampüsü, Ada-

na Galleria- İncirlik AAFES Alışveriş Merkezleri,

Sibirya Novokuznetsk Cerrahi Hast.- Kogalym

Doğumevi- Khanty Mansisk Genel Hast, Mosko-

va Polis Merkezi, Ankara EGO Karma Kullanımlı

Tesisleri ile, yurt içinde ve Afganistan, Rusya,

Irak, Nijer dahil yurtdışında 300’ü aşkın benzer

projenin müellifidir.

TürkMMMB, TOBB, FIDIC ve EFCA’daki gönüllü

görevleri kanalıylaTeknik Müşavirlik hizmetleri

mevzuat ve uygulamaları hakkında Türkiye ve

dünya boyutunda önemli bilgi birikimine sa-

hiptir. FIDIC uluslararası inşaat sözleşmeleri ile

yapılan işlerde Uyuşmazlık Çözümü ve danış-

manlık hizmetleri ile, TürkMMMB adına FIDIC

Sözleşmeleri seminerleri vermektedir. FIDIC

İnşaat Sözleşme Şartnameleri 1999 baskıları

FIDIC YK üyesi olduğu dönemde, kendisinin de

katkılarıyla hazırlanmıştır.

Fatma ÇÖLAŞAN

En düşük bedele göre Yüklenici seçen ül-

keler : %37

(Bazıları birden fazla yöntem kullanmakta-

dırlar.)

Düşük bedelle yapılan Yüklenici seçimin-

de ilave maliyetler oluşur diyenler: %74

Düşük bedelle yapılan Yüklenici seçiminde

süre uzatımı yaşandığını söyleyenler: %79

(Hem maliyet artışı, hem süre uzatımı oldu-

ğunu söyleyenler belirgin çoğunluktadır.)

Düşük bedelin kalite düşüklüğüne neden

olduğunu bildirenler: %95

Düşük bedelin İşveren-Yüklenici arasında-

ki ilişkileri zedelediğini bildirenler: %33

Düşük bedelin kontrolluk teşkilatı maliyeti-

ni arttırdığını bildirenler: %67

Üye anketi sonuçlarına göre düşük be-

delle yapılan ihaleler ayrıca iş program-

larını etkilemekte, Yapım Yüklenicileri

ile İşverenler/Mal sahipleri (ve İşverenin

temsilcisi olan Teknik Müşavir) arasında

uyuşmazlıkların artmasına neden olmak-

tadır. Bu nedenle oy birliği ile önerilen ise,

düşük bedel karşılığı yapılan ihalelere

süratle son verilmesi şeklinde olmuştur.

B) Uluslararası Finans Kuruluşları:

Anket cevapları analizi sonuçları genel

olarak aşağıda verilmiştir. Burada yüzde-

lerin verilememesinin bir nedeni Finans-

man kuruluşlarının anketi cevapladıkları

halde birçok soruya hiç cevap vermeme-

leri, bir diğer nedeni de ankete katılanların

sayısının çok az olmasıdır. Bu durum de-

ğerlendirildiğinde, en azından aşağıdaki

sonuçlara varmak yanlış olmayacaktır.

Uluslararası Finans Kuruluşlarının çoğu

ihale duyurusu yapmak için ülkelerin res-

mi gazetelerine ilan vermekte, bazıları

hem resmi gazete, hem de özel gazete-

leri ve web sitelerini kullanmaktadırlar.

Çoğunluk teklif sayısında kısıtlama ya-

pılmasını istememekte, hatta teklif ver-

menin bütün isteyenlere açık olmasını

tercih etmektedirler.Bazılarının ise en dü-

şük ve en yüksek sayıda teklif kısıtlama-

sı bulunmaktadır. Çoğu kuruluş kısa liste

hazırlamakta ve önceden yüklenicilerin

benzer deneyimlerini açıklamalarını talep

etmektedirler. Yine çoğu kuruluş teknik

teklif talep etmekte ve bunları değerlen-

dirmektedirler. Ankete katılanların hemen

hemen hiçbiri düşük bedelin getirdiği

sonuçlara cevap vermemişlerdir. Sadece

Avrupa Yatırım Bankası Konseyi düşük

bedelin maliyet artışı, işin süresinde uza-

ma, kalitede düşme, işverenle ilişkilerde

negatif etki, kontrolluk teşkilatında mali-

yet artışı olduğunu bildirmektedir. Buna

rağmen kuruluşların hepsi yapım işlerinin

sonuçlarını takip ettiklerini bildirmişlerdir.

Verilen cevaplardan Finans Kuruluşlarının

bilmeleri için, İşveren becerisi sağlamak

veya geliştirmek.

4. Düşük bedelin, fiziksel alt yapı proje-

lerinde nadiren iyi sonuç verdiği hakkın-

da devleti, halkı ve medyayı ikna etmek.

5. Yapım Yüklenicilerinin, yeni ihale me-

todolojilerini kabul etmelerini sağlamak.

(Olası isteklilerin değerlendirme teknik-

lerinden haberdar olabilmeleri için, ihale

evrakı, önerilen değerlendirme ve seçim

yöntemleri hakkında açık ve anlaşılır

bilgiler vermeli, önceden belirlenmiş ko-

şullar ihale dosyasının ilgili bölümlerinde

yer almalıdır.)

ANKET SONUÇLARI AYRINTILARI

Yapım Yüklenicilerinin seçimi için dün-

yada uygulanan mevcut yöntemleri

araştırmak, bunlar kullanılarak yapılan

ihalelerde alınan sonuçları öğrenmek ve

önerileri almak için FIDIC iki grup için

farklı anketler hazırlamıştır. Bunlardan ilki

üye ülkelerin FIDIC temsilcisi Teknik Mü-

şavirlik Birliklerine, ikincisi ise Uluslarara-

sı Finans Kuruluşlarına gönderilmiştir.

FIDIC üyesi ülkelerden 27’si, 28 sorudan

oluşan Üye Anketi’ni cevaplandırmışlardır.

Cevap veren ülkeler ABD, Almanya,

Avustralya, Brezilya, Endonezya, Güney

Afrika, Hindistan, İran, Japonya, Kanada,

Kazakistan, Kolombiya, Latviya,

Lübnan, Malezya, Mali, Moldova,

Mozambik, Nepal, Peru, Romanya,

Rusya, Singapur, Slovakya, Tayland,

Türkiye ve Yeni Zelanda olmuştur.

Uluslararası finans kuruluşlarından ise 6’sı

33 sorudan meydana gelmiş olan anke-

te cevap vermişlerdir. Bu kuruluşlar Asya

Kalkınma Bankası (ADB), Avrasya Kalkın-

ma Bankası (EDB), İnter-Amerikan Kalkın-

ma Bankası (IADB), Karadeniz Ticaret ve

Kalkınma Bankası (BSTDB), Afrika Kalkın-

ma Bankası (AFDB) ve Avrupa Kalkınma

Bankası Konseyi (ERDB) olmuşlardır. An-

ketlerden alınan cevaplara göre derlenen

sonuçlar aşağıdaki gibidir:

A) FIDIC Üyesi Teknik Müşavirlik Birlikleri:

Kalite + bedel değerlendirmesiyle Yükle-

nici seçen ülkeler : %41

Ortalama bedel esasıyla Yüklenici seçen

ülkeler: %21

FIDIC ve Gürcistan Müşavir

Mühendisler Birliği işbirliğiy-

le 6-7 Mart 2018 tarihlerinde

Gürcistan’ın Tiflis şehrinde “FIDIC Avrupa Bölgesel Altyapı Konferansı” düzenlenmiştir. 5 Aralık 2017’de yayın-

lanarak yürürlüğe giren FIDIC İnşaat

Sözleşmeleri’nin 2017 baskılarının ta-

nıtıldığı ve FIDIC 1999 Sözleşmeleri

ile karşılaştırıldığı Konferans’ta ayrıca

FIDIC Sözleşmelerinin Orta ve Doğu

Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu ülke-

lerindeki yerel sözleşmelere de uyar-

lanabilirliği konusu da ele alınmıştır.

Konferansta sözleşme yönetimi, söz-

leşme yönetiminde Mühendis’in rolü,

uyuşmazlıkların çözümü, Dünya Ban-

kası yeni satınalma uygulamaları, söz-

leşmelerde süre uzatımı ve ek ödeme

talepleri, avans ve hakediş ödemeleri

ile uyuşmazlıkların önlenmesi ve çözü-

mü konularını; “İşveren”, “Müteahhit”,

“Mühendis”, “Hakem (adjudicator)”

ve “Kredi Kuruluşları” açısından FIDIC

Sözleşmeleri çerçevesinde değer-

FIDIC AVRUPA BÖLGESEL ALTYAPI KONFERANSI

12

SAYI 44

TEMA

FIDIC Tiflis Konferansı

lendiren çeşitli sunumlar gerçekleş-

tirilmiştir. Konferans öncesi ve sonra-

sında 5 ve 8 Mart 2018 tarihlerinde

de FIDIC Kırmızı, Sarı ve Gümüş Ki-

taplarının 2017 ve 1999 baskılarının

ayrıntılı şekilde karşılaştırıldığı tam

gün süreli iki Eğitim Çalıştayı düzen-

lenmiştir.

FIDIC Yönetim Kurulu üyesi Ga-

vin English, FIDIC Direktörü Enriko

Vink, EFCA Başkanı Kevin Rudden,

FIDIC Kapasite Geliştirme Komitesi

Üyesi Giorgiana Tecuci, Gürcistan

Müşavir Mühendisler Birliği Başkanı

Daduna Kokhreidze ile FIDIC Söz-

leşmeleri 2017 Baskılarının Yazarla-

rı, FIDIC Üyesi Birlikler, Uluslararası

Kalkınma Bankaları, Gürcistan’ın

yatırımcı Bakanlıkları ile yatırım fon-

larından üst düzey temsilcilerin ve

özel sektör kuruluşlarından kişilerin

katıldığı konferansta Geçmiş Dönem

Başkanlarımızdan Fatma Çölaşan

“Türkiye’deki Bir Uyuşmazlık Çözü-

mü Uygulaması Örneği” konulu bir

sunum gerçekleştirmiş; Yönetim Ku-

rulu Üyemiz ve Geçen Dönem Baş-

kanımız Demir İnözü “Türkiye’de

Kamu İhale Kanunu ile FIDIC Söz-

leşme Uygulamalarının Karşılaştırıl-

ması” konusunda bir konuşma yap-

mış; üyelerimizden Levent Irmak ise

“1999 ve 2017 FIDIC Sözleşmelerin-

de Süre Uzatımı Taleplerinin Çözü-

mü” konusunda bir sunum gerçek-

leştirmiştir.

FIDIC 2017 Sözleşme değişiklikleri

ile sözleşme maddeleri daha net ve

değişik yorumlara yol açmayacak

şekle getirilmiş, İşveren ve Müteahhit

hakları ve yükümlülükleri konusunda

daha dengeli ve adilane uygulama-

lar yapılması sağlanmış, proje ve

sözleşme yönetimine yönelik hüküm-

ler daha net şekilde tanımlanmış ve

Mühendis daha yetkili konuma geti-

rilmiş, olası uyuşmazlıkların zama-

nında engellenmesine yönelik olarak

sürekli faaliyet gösterecek bir “Uyuş-

mazlık Önleme ve Çözüm Kurulu”

oluşturulması sağlanmıştır.

13

SAYI 44

14

SAYI 44

TEMA

İlhan AYTEKİN

Giriş

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 10’uncu

maddesinin 1’inci fıkrasında yeterlik kri-

terleri, “Ekonomik ve Mali Yeterlik” ile

“Mesleki ve Teknik Yeterlik” başlıkların-

da toplanmıştır. Yeterlik kriterleri ile bir-

likte aşırı düşük teklif sorgulaması ve ni-

hai olarak fiyat dışı unsurların da yapım

işlerinde, yüklenici seçimi açısından de-

ğerlendirilmesi gerekmektedir. Kanunun

yürürlüğe girdiği 01.01.2003 tarihinden

bugüne, ihale komisyonlarınca yapılan

yeterlik değerlendirmeleri, ihale süreç-

lerinin uzamasına neden olmuş ve şika-

yet müessesesi en çok bu alanda işletil-

miştir. Bu çalışmamızda kanunun yapım

işleri ihalelerinde değerlendirme kriter-

lerine yönelik on beş yılık uygulamada

karşılaşılan sorunlar dile getirilerek, bu

kapsamda yapılabilecek düzenlemele-

rin neler olabileceğine değinilecektir.

1. Yapım İşleri İhaleleri Yeterlik Kriterleri

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetme-

liğinin Ekonomik ve Mali Yeterliğe İliş-kin Belgeler başlıklı üçüncü bölümünde;

a-Bankalardan temin edilecek belge-ler başlıklı 34’üncü maddesinde “Açık ihale usulüyle yapılan ihaleler ile Kanu-nun 21 inci maddesinin (b) ve (c) bent-lerine göre yapılan ihalelerde; isteklinin bankalar nezdindeki kullanılmamış nak-di veya gayrinakdi kredisi ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gös-teren belgelerin“

b-Bilanço veya eşdeğer belgeler baş-

lıklı 35’inci maddesinde “Bilançonun veya eşdeğer belgelerin istenildiği ihale-lerde ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait; yayımlanması zorunlu olan yıl sonu bilançosunun veya gerekli bölümlerinin,’’

c-İsteklinin iş hacmini gösteren belgeler

başlıklı 36’ncı maddesinde “Toplam ci-rosunu gösteren gelir tablosu veya taah-

YAPIM İŞLERİ İHALELERİNDE YÜKLENİCİ SEÇİM KRİTERLERİ

15

SAYI 44

hüdü altında devam eden yapım işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen yapım işlerinin parasal tutarını gösteren faturaların,”

Yine aynı yönetmeliğin Mesleki ve Tek-nik Yeterliğe İlişkin Belgeler başlıklı

dördüncü bölümünde ise;

a-Aday veya isteklinin mesleki faali-yetini sürdürdüğünü ve teklif verme-ye yetkili olduğunu gösteren belge-ler başlıklı 38’inci maddesinde; “kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasın-dan ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya davet tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belgenin, imza beyannamesi-nin ve tüzel kişi olması halinde, ilgisi-ne göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yöneti-mindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi ile noter tasdikli imza sirkülerinin,”

b-İş deneyimini gösteren belgeler başlıklı 39’uncu maddesinde “Aday veya isteklilerden, yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektöre bedel içeren bir sözleşme kapsamında taah-hüt ettikleri, ihale konusu iş veya benzer işlerdeki deneyimlerini tevsik etmeleri için iş deneyim belgesinin”

c-Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ilişkin belgeler başlıklı 41’inci mad-

desinde “İşin yapılabilmesi için gerekli görülen tesis, makine, teçhizat ve diğer ekipmanın sayısına ve niteliğine dokü-manda yer verilir. Tesis, makine, teçhizat ve diğer ekipman için kendi malı olma şartının aranmaması esas olduğu,

Ön yeterlik şartnamesi veya idari şartna-

mede, aday veya isteklinin kendi malı ol-

ması istenen ve teknik kriterlerine yönelik

düzenleme yapılan, tesis, makine, teçhi-

zat ve diğer ekipmana ait belgelerinin,”

d-Kalite yönetim sistem belgesi ve çevre yönetim sistem belgesi başlıklı

42’nci maddesinde “Yeterlik kriteri ola-rak Kalite Yönetim Sistem Belgesi ve Çevre Yönetim Sistem Belgesi istendiği durumlarda bu belgelerinin,”

istenilmesine yönelik düzenlemeler ya-

pılmıştır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri

gereği her ihalede, Yapım İşleri İha-

leleri Uygulama Yönetmeliği’nin Bel-

gelerin Sunuluş Şekli başlıklı 31’inci

maddesine uygun şekil şartlarını taşı-

yan ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin

belgeler ile mesleki ve teknik yeterliğin

saptanması amacıyla belgelerin istenil-

mesi gerekmektedir. Her ihalede önce-

likle isteklilerin teklif ekinde sundukları

belgelerin sunuluş şekline uygun olup

olmadığı kontrol edilerek, ihale dokü-

manında belirlenen şartlar dahilinde

istenen yeterlik kriterlerine uygunluk

kontrolü yapılmaktadır. Bu haliyle ida-

relerce yapılan tüm yapım ihalelerin-

de, ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin

belgeler ile mesleki ve teknik yeterliğe

ilişkin belgelere yönelik aynı nitelikte

değerlendirme yapılmaktadır.

Bu durumda her ihalede aynı belgeler

üzerinden yapılan değerlendirmeye

yönelik istekliler tarafından idareye şi-

kayet ve Kamu İhale Kurumu’na itira-

zen şikayet başvuruları yapılmaktadır.

Yapılan itirazlar ihale süreçlerinin uza-

masına neden olmaktadır. Bu bağlam-

da yeterlik değerlendirilmesine esas

kriterlerin dijital ortama aktarılacak tek

bir belge üzerinden yapılması, yaşa-

nan olumsuzlukların giderilmesini sağ-

layacaktır.

Bu başlıkta değinilmesi gereken diğer

bir husus ise isteklilerce teklif ekinde

sunulan iş deneyim belgelerinin değer-

lendirilmesine yöneliktir.

16

SAYI 44

TEMA

İlhan AYTEKİN

Şöyle ki,

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yö-

netmeliğinin ‘’Değerlendirmeye İlişkin

Esaslar’’ başlıklı 48.2. maddesine göre

iş deneyimini gösteren belgelerde yer

alan ancak, ihale konusu iş veya benzer

iş kapsamında bulunmayan işlerin tu-

tarları iş deneyiminde değerlendirmeye

alınmamaktadır. Buna göre iş deneyim

belgesine yönelik değerlendirme kriteri

her ihalede farklılık arz etmektedir. Bu

haliyle her ihalede aynı husus irdele-

nerek zaman kaybına ve kırtasiyeciliğin

artmasına neden olunmaktadır.

Aynı zamanda iş deneyimini gösteren

belgelerde yer alan ancak, ihale konusu

iş veya benzer iş kapsamında bulunma-

yan işlerin ayrıştırılmasının, isteklilerce

henüz tam olarak anlaşılamaması ne-

deniyle, ihale komisyonlarınca yapılan

değerlendirmeler şikayet ve itirazen

şikayete konu edilmesi nedeniyle ihale

süreci uzamaktadır.

2. Aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun,

2886 sayılı Devlet İhale Kanunundan

farklı uygulamalarından biri de sınır de-

ğer tespiti ve aşırı düşük tekliflerin de-

ğerlendirilmesidir. Kanunun yürürlüğe

girdiği 01.01.2003 tarihinden bu güne,

aşırı düşük teklif değerlendirilmesi iha-

le süreçlerinin uzamasına neden olan

önemli konuların başında gelmektedir.

İdarelerce ihaleye konu edilen bir proje-

den beklenen, iş programına uygun öde-

nek sınırları içinde kalınarak, proje,  tek-

nik şartname, fen ve sanat kurallarına

uygun olarak istenilen kalitede ve eko-

nomik bir maliyetle gerçekleştirilmesidir.

Ancak unutulmaması gereken husus, işin

piyasa fiyatlarının altında bir teklifle söz-

leşmeye bağlanması durumunda, yapım

kalitesini doğrudan etkilediği ve uzun

vadede yapım maliyetlerini arttırdığıdır.

Aşırı düşük tekliflerin değerlendirilme-

sine yönelik şikayet başvuruları artmak-

ta olup, özellikle yargı sürecine taşınan

başvurular karşısında, yatırım süreçleri

uzamaktadır. Getiriliş amacı açısından

faydalı olması beklenilen, ancak uygu-

lamada en fazla problem olan konuların

17

SAYI 44

İlhan AYTEKİN1973 yılında Elazığ’da doğan İlhan AYTEKİN,

1997 yılında Fırat Üniversitesi Mühendislik Fa-

kültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun

oldu.

1997 tarihinde Sincan Belediye Başkanlığı Fen

İşleri Müdürlüğünde Kontrol Mühendisi olarak

göreve başladı. Kontrol Mühendisi, Emanet Ko-

misyon Üyeliği ve Emanet Komisyon Başkanlığı

görevlerinde bulunan İlhan Aytekin, Ocak 2007

tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı

Kayseri Bölge Müdürlüğü’ne Bütçe Rapor Mü-

hendisi olarak atandı.

Ekim 2008 tarihinde Karayolları Genel

Müdürlüğü’ne bağlı Ankara Bölge Müdürlüğü’ne

Planlama Mühendisi olarak atanan İlhan Ayte-

kin, 2009 – 2011 tarihleri arasında Asfalt Arazi

Mühendisi olarak görev yaptı. Kasım 2011 ta-

rihinde aynı bölgede İhaleler Başmühendisi

olarak atandı. Mart 2015 tarihinde Program ve

İzleme Dairesi Başkanlığı’na bağlı Yapım ve Da-

nışmanlık İhaleleri Şubesi Müdürü olarak atanan

İlhan Aytekin, 17 Temmuz 2017 tarihinde görev-

lendirildiği Program ve İzleme Dairesi Başkanı

görevini yürütmektedir.

başında gelen aşırı düşük teklif sorgu-

laması, ülkemiz yatırım hedefleri düşü-

nüldüğünde yeniden değerlendirilmesi

gereken bir konu haline gelmiştir.

Netice itibariyle ihale süreçlerinin ön görü-

len sürede tamamlanması ve ülkemizin ya-

tırım hedefleri açısından, aşırı düşük teklif

sorgulama hususunda, şikayet ve itirazen

şikayete konu olmayacak bir mevzuat dü-

zenlemesine ihtiyaç duyulmaktadır.

3. Fiyat dışı unsurlar

İhale mevzuatımızda yeterlik kriteri ola-

rak düzenlenmeyen fiyat dışı unsurlar,

son dönemde daha önemli bir olgu ha-

line gelmiştir. Zira ekonomik açıdan en

avantajlı teklifin sadece teklif fiyat dikka-

te alınarak sonuçlandırılan ihalelerde ye-

terli kalitenin sağlanamadığı ve sözleş-

melerin tasfiye edilmesi ile sonuçlanan

bir husus olduğu bilinmektedir. Yeterlik

kriterleri arasında yer almayan ancak

ülkemizde bazı idarelerce kullanılmaya

başlanan fiyat dışı unsurların, yüklenici

seçiminde önemli bir yeri bulunmaktadır.

Kamu İhale Genel Tebliğinin “Ekonomik

açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki

unsurlar da dikkate alınarak belirlenme-

si ile ilgili hususlar” başlıklı 53.3. mad-

desinde yer alan düzenleme ile amaçla-

nan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun

40.maddesinde düzenlenen fiyat dışı

unsurun ihale konusu işin beklenen ka-

liteye uygun olarak gerçekleştirilmesini

ve özellikle yapım işleri ihalelerinde işin

erken tasfiye edilmesi suretiyle kaynak-

ların verimli kullanılması ilkesinin muhte-

mel ihlallerini engelleyecek şekilde etkin

kullanımını sağlamaktır.

Ancak, uygulamada, idarelerin, daha

önceden gelen alışkanlıklarından kolay

vazgeçemedikleri, harcama yetkililerinin

fiyat dışındaki unsurları dikkate almak

konusunda risk almak istemedikleri ve

bu nedenle de genellikle fiyat unsurunu

esas alarak en düşük fiyatı verene ihale-

yi bırakmayı tercih ettikleri sıklıkla görü-

len bir durum olmuştur.

4. Sonuç

1.1. İsteklilerce teklif ekinde verilen eko-

nomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler

ile mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin

belgelere yönelik yapılan değerlendir-

melerin uzun zaman alması ve yapılan

değerlendirmelerin şikayet ve itirazen

şikayete konu olması nedeniyle ihale

süreçleri uzamaktadır. Bu bağlamda

tekliflerin değerlendirme safhasında

yaşanan olumsuzlukları gidermek için

yeterlik kriterlerine yönelik sertifikasyon

siteminin oluşturulması,

1.2. İhale süreçlerinin ön görülen sürede

tamamlanması ve ülkemizin yatırım he-

defleri açısından, aşırı düşük teklif sor-

gulama hususunda, şikayet ve itirazen

şikayete konu olmayacak bir düzenle-

menin de yaklaşık maliyetine bakılmak-

sızın sınır değer altında teklif sunan is-

teklinin teklifinin açıklama istenmeksizin

değerlendirme dışı bırakılmasının idare

takdirine bırakılması yönünde olması,

1.3. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun

40. maddesinde düzenlenen fiyat dışı

unsurların, ihale konusu işin beklenen

kaliteye uygun olarak gerçekleştirilmesi-

ni ve özellikle yapım işleri ihalelerinde işin

erken tasfiye edilmesi suretiyle kaynak-

ların verimli kullanılması ilkesinin muhte-

mel ihlallerini engelleyecek şekilde tüm

ihalelerde ekonomik açıdan en avantajlı

teklifin tespitine esas tek yöntem olarak

belirlenmesine yönelik mevzuat düzen-

lemesinin yapılmasının, gerektiği düşü-

nülmektedir. Yapılacak bu düzenlemeler

ile değerlendirme aşamasında oluşan

zaman kaybının önüne geçileceği, şi-

kayet ve itirazen şikayete konu olmadan

ihale süreçleri yönetiminin sağlanacağı,

böylelikle İdare, Kamu İhale Kurumu ile

yargının iş yükünün azalacağı ve idarele-

rin enerjilerini yatırımların gerçekleşme-

sine odaklayacağı bilinmelidir.

Türk Müşavir Mühendisler ve Mi-

marlar Birliği, üyelerinden oluşan

bir Çalışma Grubu kurarak Teknik

Müşavirlerin kamu ihalelerinde zorunlu

olarak Yapım Yüklenicileri ile ‘mütesel-

silen’ (birlikte, zincirleme) sorumluluk

üstlendirilmelerinin haksızlığını ve uy-

gunsuzluğunu anlatmak üzere bir Bil-

dirge hazırlamiştır. Söz konusu Bildirge

34 sayfalık özgün bir kitapçık halinde

TürkMMMB Yayın No: 4 olarak 2017 yılı

başında yayımlamıştır.

Kitapçığın hazırlanmasındaki amaç

TürkMMMB’nin 2015 yılında gerçek-

leştirilmiş bulunan Yıllık Konferansı’nda

düzenlenen Müteselsilen Sorumluluk

panelinde de ayrıntılı olarak tartışıldığı

üzere, kamu ihalelerinde Teknik Müşa-

virlerin önemli sorunlarından biri olan,

kendilerinin yapım işlerinde Yapım Yük-

lenicileri ile birlikte müteselsilen sorumlu

tutulmaları konusunun incelenmesi ve

Müşavirlerin aleyhine olan haksızlıkların

giderilmesi konusunda öneriler geliştiril-

mesidir.

TürkMMMB Dönem Başkanı Demir

İNÖZÜ, kaleme aldığı önsözde “Müte-

selsil sorumlulukla ilgili yasal mevzuat

hükümleri, Teknik Müşavirleri kendi hiz-

met konuları ve anlaşmaları dışındaki ko-

nularda da sorumlu tutan ve çok büyük

boyutlu zararlara uğratan uygulamalara

neden olmaktadır.”, “ İnşaat kontrolluk

hizmetlerini üstlenen Teknik Müşavir-

lik firmaları, inşaat müteahhitlerinin ve

onların alt-yüklenicilerinin de hataların-

dan müteselsilen sorumlu tutulmakta-

dır.” ve “Kamu İhale Kanunu dahilinde,

Teknik Müşavirlerin, kendilerinden farklı

hizmet alanlarında, farklı sözleşmeler

kapsamında hizmet veren inşaat mü-

teahhitleriyle birlikte, onların hataları ve

kusurlarından kaynaklanan zararlardan,

hem de on beş yıl süreyle müteselsilen

sorumlu tutulmaları adil olmayan, haksız

bir uygulamadır.” demektedir.

Müteselsilen sorumluluk, alacaklının bir-

den çok borçlunun her birinden borcun

tamamını veya bir kısmını isteyebildiği

ve borcun tamamı alacaklıya ödenince-

ye dek tüm borçluların bu borçtan so-

rumlu tutuldukları durumu ifade eder.

Müteselsil borçluluğun karakteristik un-

surları birden fazla borçlunun bulunma-

sı, her bir borçlunun borcun tamamın-

dan sorumlu olması, ödemenin tekliği

ve alacaklının dilediği borçluya başvu-

rabilmesidir.

Kitapçıkta mevcut Kamu İhale

Kanunu’nun, yapım işlerinden sorumlu

olan Yapım Yüklenicileri ile bu yapım

işlerini kontrol etmekle görevlendirilen

Müşavir Mühendislik kuruluşlarına (Tek-

nik Müşavirlere) ‘müteselsilen sorumlu-

luk’ yüklemesinin haksızlığı ve ayrıca

dünya uygulamalarına tamamen ters

olduğu vurgulanmakta, kanıtlar göste-

rilmektedir.

TürkMMMB Yayını:

“TEKNİK MÜŞAVİRLERİN YAPIM YÜKLENİCİLERİ İLE MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN BİLDİRGE”

18

SAYI 44

TEMA

Fatma ÇÖLAŞAN

Aşağıdaki çember diyagram, Teknik

Müşavirlik hizmetleri bedellerinin yapım

işleri bedellerine oranla ne kadar küçük

bir değere karşılık geldiğini çok açık bir

biçimde göstermektedir. Elde edilen ge-

lirlerin bu kadar farklı olduğu yatırımlar-

da, yapım işlerini kontrol etmekle görevli

olan Teknik Müşavirlerin, Yapım Yükleni-

cileri ile müteselsilen sorumlu tutulmaları

taraflarca üstlenilen görevlerin ruhuna

aykırıdır, ayrıca büyük bir haksızlıktır.

Bu saptama ile ilgili olarak ve haksızlı-

ğın ortadan kaldırılması amacıyla yayın

içeriğinde TEKNİK MÜŞAVİR SEÇİMİ-

NİN ÖNEMİ VE TÜRKMMMB ÖNERİ-

Sİ; MÜŞTEREKEN VE/VEYA MÜTE-

SELSİLEN SORUMLULUK KAVRAMI;

MEVCUT ÖZEL VE GENEL TÜRK KA-

NUNLARININ VE İKİNCİL MEVZU-

ATIN MÜTESELSİL SORUMLULUK

AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ;

TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETİ SUNU-

CULARININ SORUMLULUĞU; BORÇ-

LAR KANUNU İLGİLİ MADDESİ; MÜŞA-

VİRİN MÜTESELSİL SORUMLULUKTA

ZARAR TAZMİNİ; MÜTESELSİL SORUM-

LULUK KAVRAMININ HAKKANİYET VE

HUKUKUN GENEL İLKELERİNE AYKIRI

HALLERİNİN BELİRLENMESİ (Hakkani-

yetsizlik ve Nimet-Külfet Dengesizliği, So-

yut Sorumluluk Tanımı ve Yasal Hükümler

Arasındaki Çelişkiler, Temel Haklarla Çe-

lişki Oluşması); TEKNİK MÜŞAVİRLİK AN-

LAŞMASININ BORÇLAR KANUNU KAP-

SAMINDA YORUMU (Anlaşma Yorumu,

İlliyet Bağı Yorumu, Zamanaşımı ve Rücu

Davası, Müşavirin Sorumluluğuna İlişkin

Yargıtay Kararının Sunulması); TEKNİK

MÜŞAVİRİN SORUMLULUĞUNUN BE-

LİRLENMESİNDE OLMASI GEREKEN TE-

MEL İLKELER; AVRUPA ÜLKELERİNDE

MÜŞAVİR MÜHENDİSLERİN SORUMLU-

LUKLARINA İLİŞKİN UYGULAMALAR

(Teknik Müşavirlerin Yapım İşlerinde Kont-

rollük Görev ve Yetkileri, Uygulanabilir

Hukuk ve Mevzuat, Yasal Dayanak, İspan-

ya- Finlandiya- Danimarka- Norveç- İsveç-

Avusturya- Almanya- Hollanda- İtalya- İn-

giltere- Macaristan- Belçika ve Fransa’da

Sorumluluk/Yükümlülük Süreleri ve Sınır-

lamalar, Mali Yönden Sorumluluk Tavan-

ları, Müşavir Mühendislerin Özen Borcu,

Müşavir Mühendislerin Üçüncü Şahıslara

Karşı Sorumlulukları, Müşavir Mühendi-

sin Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğu);

AVRUPA BİRLİĞİ ve DÜNYA BANKASI

FİNANSMANLI MÜŞAVİRLİK HİZMETLE-

RİNDEKİ SINIRLAMALAR; TÜRKİYE’DE-

Kİ KAMU UYGULAMALARINDA TEKNİK

MÜŞAVİRLERİN VE İŞVERENLERİN ROL

VE SORUMLULUKLARININ DEĞERLEN-

DİRİLMESİ (Uygulama Öncesi Mevcut

Pratikler ve Yansımaları, Yapım Öncesi ve

Yapım Sırasındaki Teknik Müşavirlik Hiz-

metleri Uygulamalarındaki Pratikler ve

Olası Etkileri) başlıkları altındaki konular

işlenmektedir.

Türk Müşavir Mühendisler ve Mimar-

lar Birliği, sektörün bugüne kadar derin

yaralar almasına neden olan bu yanlış

uygulamaların anlaşılmasında ve kısa

zamanda ortadan kaldırılmasında önem-

li rol oynayacağına inandığı TEKNİK MÜ-

ŞAVİRLERİN YAPIM YÜKLENİCİLERİ İLE

MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞUNA

İLİŞKİN BİLDİRGE kitapçığını ilgili tüm

kamu kuruluşlarına ve sivil toplum örgüt-

lerine ulaştırmıştır. Yukarıdaki özet bil-

gilerin, kitapçığın daha da fazla sayıda

sorumlu kişilerce okunmasına ve içinde-

ki önemli bilgilerin, önerilerin özümsen-

mesine aracı olacağını ümit etmekteyiz.

Liderliğini üstlenmiş olduğum MÜTE-

SELSİLEN SORUMLULUK ÇALIŞMA

GRUBU’nun mensupları TürkMMMB

üyesi meslektaşlarımız Burçin ÇETİN,

Ogün ÇİÇEK, Hülya EKSERT ve Birlik

Yöneticimiz Seda SEYHAN ile, üye şir-

ketler avukatları Tuğçe ARMAĞAN ve

Fatma COŞKUN’a çok değerli emekleri

için şahsım ve Teknik Müşavirlik Sektö-

rümüz adına teşekkür ediyorum.

19

20

SAYI 44

TEMA

Zeynep SELAMOĞLU

Türkiye sınırları içerisinde Amerikan

Hava Kuvvetleri’nin şartnamele-

rine uygun olarak yapılan ihale-

ler, Türk Hava Kuvvetleri ve Amerikan

Hava Kuvvetleri’nin kullanımını paylaştı-

ğı üslerde yapılan ihalelerdir. İki ülkenin

hükümetleri arasında yapılan Savun-

ma Ekonomisi Ortaklık Antlaşması’na

(DECA – Defense Economic Coopera-

tion Aggreement) göre, Amerikan Hava

Kuvvetleri’nin Türkiye sınırları icinde

teklife açtığı mal alımları ve inşaat hiz-

metleri sadece Türk Firmaları’na ihale

edilebilmektedir. Yazımda Amerikan

Hava Kuvvetleri’nin müteahhit ve teda-

rikçi seçme kriterlerinden ve Türkiye’de

yaptığı sözleşmelerin türlerinden bahse-

deceğim.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki,

Amerikan Hava Kuvvetleri adına talep

edilen tüm satın almalar sorumluluk ala-

bilen muhtemel tedarikçilerden temin

edilir, taahhüt işleri ise sorumluluk ala-

bilen muhtemel yüklenicilere ihale edilir.

İhale Subayı’nın müteahhit ve tedarik-

çinin sorumluluğu konusundaki olumlu

saptaması olmadıkça hiçbir satın alma

işlemi yapılmaz, kontrat ihale edilmez.

Muhtemel (prospective) bir yüklenicinin

sorumlu (responsible contractor) oldu-

ğunun saptanabilmesi icin aranan özel-

likleri şöyle sıralayabiliriz:

(a) Kontrat şartlarının yerine getirebilme-

si için yeterli mal ve kaynaklara veya

bu kaynakları elde edebilme beceri-

sine sahip olmak,

(b) Mevcut tüm ticari ve hükümet iş ta-

ahhütlerini gözönüne alarak talep

edilen veya öngörülen teslim ya da

performans süresine uymak,

(c) Yeterli performans kayıtlarına sahip

olmak (burada unutulmamalıdır ki,

geçmişte benzer kontratları tamam-

lamamış sorumlu bir müteahhit, yal-

nızca bu durum gözönünde bulun-

durularak sorumlu ya da sorumsuz

olarak değerlendirilmemelidir),

(d) Yeterli güvenilirlik ve iş etiğine sahip

olduğuna dair kayda sahip olmak,

(e) Gerekli organizasyon ve deneyime,

muhasebe ve operasyonel kontrol-

lerine, teknik beceriye veya bunları

elde etme becerisine sahip olmak

(muhtemel müteahhit ve taşeronlar

tarafından üretilecek materyal ve ye-

rine getirilecek hizmetlere uygulana-

bilecek şekilde üretim kontrol prose-

dürleri, varlık kontrol sistemleri, kalite

eminliği ölçütleri ve emniyet prog-

ramlarının da uygunluğu ölçüsünde

dahil olması şartıyla),

(f) Gerekli üretim, inşaat, teknik ekipman

ve tesislere veya bunları elde etme

becerisine sahip olmak, ve

(g) İlgili kanun ve yönetmelikler uyarınca

ihale almaya hak kazanmak için kali-

teli ve elverişli olmak.

İhale subayının söz konusu ihaleler ile

ilgilenen yüklenici ve tedarikçiler ile ilgili

bilgi toplaması için birtakım veritabanla-

rına başvurması gerekir.

Sadeleştirilmiş satınalma eşiğini (SAT

– Simplified Acquisition Threshold: bu

eşik Amerikan Hava Kuvvetleri ihaleleri

için $150,000’ dır) geçen kontratları iha-

le etmeden önce İhale Subayı Federal

Yüklenici Performans ve Güvenilirlik Bilgi

Sistemi’nin (FAPIIS) bulunduğu internet

sitesi ile birlikte Ödül Yönetimi Hariç Tut-

maları Sistemi (SAM) ve Geçmiş Perfor-

mans Bilgisi Erişim Sistemi’nde (PPIRS)

mevcut olan performans ve güvenilirlik

bilgilerini gözden geçirmelidir. FAPIIS,

ayrıca teklif veren firmanın direkt kontro-

lüne sahip olan tüzel kişi/kişiler ve bağlı

kuruluşları ile birlikte firmanın son üç yıl

içinde Federal ihale alan tüm rakipleri

hakkında da bilgi vermektedir. Bunların

yanısıra ihale subayı FAPIIS’de yer alan

bilgileri değerlendirirken bu bigilerin şu

anki satın almalar ile hangi açılardan ne

kadar ve ne derecede alakalı olduğunu

gözönünde bulundurarak mantıklı bir

muhakeme yapmalıdır.

Genel olarak ihale subayı muhtemel

yüklenicilerin sorumluluğu ile ilgili bilgi-

leri, hatta gerektiği hallerde ihale öncesi

anketleri, genel olarak ihaleyi rekabete

açmadan ya da teklifleri teslim almadan

talep eder. Müzakereli ihale sisteminde

AMERİKAN İHALE SİSTEMİNİN TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI

21

SAYI 44

ihale subayı bu bilgileri teklifleri resmi

olarak istemeden önce de talep edebilir.

Bu bilgilerin istenmesi düşük teklif veren

veya sözleşme fiyat aralığında teklif su-

nan firmalar ile sınırlıdır.

İhale subayı, kararını destekleyecek bil-

gileri bulmak icin FAPIIS, SAM ve PPIRS

dışında başka kaynaklara da başvurabi-

lir. Bunlar arasında ihale edecek kurum

içindeki personelden, denetleme ofisle-

rinden, kontrat yönetim ofislerinden teyit

edilebilecek bilgiler, kayıtlar ve deneyim

verileri, anket sonuçları, mali kayıtlar,

personel bilgisi ve piyasa bilgileri, ihale

öncesi araştırma raporları, müteahhitin

güncel müşterileri, tedarikçileri, taşeron-

ları, finansal kurumlar, hükümet birimleri

ile iş ve ticaret ortaklıkları yer alır.

İhaleyi yapacak kurumlar tarafından ta-

lep edilen büyük orandaki çeşitlilikte ve

hacimdeki malzeme ve servislerin satın

alınmasında gereken esnekliği sağla-

mak amacı ile hükümet ve yükleniciler

için geniş çapta kontrat türleri seçeneği

mevcuttur. Kontrat türlerinin çeşitliliği;

- Yüklenicinin performans maliyeti için

üstleneceği sorumluluğun derecesi ve

zamanlamasına,

- Belirlenen standard ve hedeflerin aşıl-

ması veya bunlara ulaşılması için müte-

ahhide sunulan teşvik edici kârın miktarı

ve niteliğine bağlı olarak değişir.

Kontrat türleri iki geniş kategoriye ayrı-

lır: sabit fiyatlı kontratlar ve maliyet geri

ödemeli kontratlar. Özel kontrat türleri

aralığı, yüklenicinin performans maliye-

ti ve sonucundaki kârdan (ya da zarar)

tamamıyle sorumlu olduğu sabit fiyatlı

olanlardan başlayarak, yüklenicinin per-

formans maliyetinden mimimum sorum-

lu olduğu ve pazarlık edilen ödülün (kâr)

sabit olduğu maliyet artı sabit kar kont-

ratlarına kadar çeşitlilik gösterir. Bu ikisi

arasında ise yüklenicinin performans

maliyeti için sorumluluk aldığı ve öneri-

len kâr ya da teşvik ödüllerinin kontrat

suresi boyunca kesin olmayan faktörlere

bağlı olarak ayarlandığı çeşitli türlerde

teşvik edici kontratlar yer almaktadır.

Kontrat türü seçimi genel olarak müzake-

re konusudur ve mantıklı değerlendirme

pratiği gerektirir. Kontrat türünün ve fiyat-

ların müzakeresi birbiri ile yakından ilgi-

lidir ki bu nedenle beraber dikkate alın-

malıdır. Burada amaç, makul bir yüklenici

riski ile sonuçlanacak ve yükleniciye etkili

ve ekonomik bir performans için en bü-

yük oranda teşviği sağlayacak kontrat

türü ve fiyatının müzakere edilmesidir.

Ticari girişimin temel kâr güdüsünü en

iyi kullanan sabit fiyatlı kontratlar, ilgili

riskin en az olduğu veya kabul edilebi-

lir derecede kesin olarak tahmin edile-

bildiği durumlarda tercih edilir. Bununla

birlikte, sabit fiyatlandırma için makul

bir temelin olmadığı durumlarda, diğer

kontrat türleri göz önünde bulundurul-

malı ve müzakereler kârın yüklenicinin

performansına uygun bir şekilde bağ-

lanmasını sağlayacak kontrat türlerinin

(veya birkaç türün birleşiminin) seçilme-

si doğrultusunda yönlendirilmelidir.

Kontrat türleri seçilirken ve müzakere

edilirken, ihale subayının dikkate alması

gereken birçok faktör vardır. Bu faktörler

şunlardır:

(a) Fiyat rekabeti. Normal şartlarda, etkili

bir fiyat rekabeti gerçekçi fiyatlandır-

ma ile sonuçlanır ve bu durumda sa-

bit fiyatlı kontratlar hükümetin menfa-

atinedir.

(b) Fiyat analizi. Rekabet olsun ya da ol-

masın, fiyat analizi kontrat türü seçi-

minde temel oluşturabilir. Hangi fiyat

analizinin hangi derecede gerçekçi

22

SAYI 44

TEMA

Zeynep SELAMOĞLU

fiyat standart fiyatlandırması sağla-

yacağı dikkatli bir şekilde değerlen-

dirilmelidir.

(c) Maliyet analizi. Etkin bir fiyat rekabe-

tinin bulunmadığı ve fiyat analizinin

yeterli olmadığı durumlarda teklif ve-

ren yüklenicinin ve hükümetin mali-

yet tahminleri kontrat fiyatının düzen-

lenmesinde müzakereler için temel

sağlar. Performansa dahil olan be-

lirsizliklerin ve bunların maliyete olası

etkilerinin saptanması ve değerlen-

dirilmesi gereklidir, böylece yükleni-

cinin üstleneceği maliyet sorumlulu-

ğunun makul bir derecede olmasına

olanak veren kontrat türü müzakere

edilebilir.

(d) Talebin türü ve karmaşıklığı. Kar-

maşık taleplerin, özellikle hükümete

özgün olanların, genellikle hükümet

tarafından daha büyük risk ile so-

nuçlanacağı farz edilir. Bu özellikle

karışık araştırma ve geliştirme kont-

ratları için geçerlidir, performans

belirsizlikleri veya olası değişiklikler

performans maliyetinin önceden

tahmin edilmesini zorlaştırır. Talep

tekrarlandıkça veya miktar üretimi

başladıkça, maliyet riski yükleniciye

kaydırılmalı ve sabit maliyetli kontrat-

lar düşünülmelidir.

(e) Kontrat türlerinin birleştirilmesi. Kont-

ratın tamamının sabit fiyat türünde

olamadığı durumlarda, ihale subayı

kontratın bir bölümünün sabit fiyat te-

meli üzerine oturup oturamayacağını

değerlendirecektir.

(f) Talebin aciliyeti. Aciliyetin birincil

faktör olduğu durumlarda hükümet,

daha büyük risk oranını üstlenmeyi

seçebilir veya kontrat performasının

zamanında tamamlanmasından emin

olmak için performans sonuçlarına

göre uyarlanmış teşvikler sunabilir.

(g) Performans süresi veya üretim süre-

cinin uzunluğu. Ekonominin belirsiz

olduğu dönemlerde nispeten uzun

bir süreye uzatılan kontratlar, ekono-

mik fiyat ayarlaması veya yeniden fi-

yat belirleme hükümleri gerektirebilir.

(i) Yüklenicinin muhasebe sisteminin ye-

terliliği. Sabit fiyat kontrat türünden

farklı bir kontrat türü üzerinde anlaş-

maya varılmadan önce ihale subayı,

önerilen kontrat türü nedeniyle gere-

ken tüm gerekli maliyet verilerinin za-

manında geliştirilmesine izin verecek

sekilde yüklenicinin bir muhasebe

sistemi olduğuna emin olacaktır.

(j) Eşzamanlı kontratlar. Eğer önerilen

kontrattaki performans başka kontrat-

lar altındaki eşzamanlı operasyonları

içeriyorsa, fiyatlama düzenlemeleri

dahil olmak üzere diğer kontratların

etkileri göz önüne alınmalıdır.

(k) Önerilen taşeronluğun kapsamı ve

doğası. Yüklenicinin kapsamlı bir ta-

şeronluk önermesi halinde, ana yük-

leniciye gerçek riskleri yansıtan bir

kontrat türü seçilecektir.

(l) Satınalma geçmişi. Talep, tekrarlanan

bir talep ise yüklenicinin riski genel-

likle azalır. Ayrıca, yerine getirilecek

servislerin ve ürünlerin açıklamaları

daha net bir şekilde tanımlanır.

Sabit fiyatlı kontrat türleri firma fiyatı veya

uygun durumlarda ayarlanabilir fiyat sağ-

lar. Ayarlanabilir fiyat sağlayan sabit fiyatlı

kontratlar tavan fiyat, hedef fiyat (hedef

maliyeti içerecek şekilde) veya her ikisini

içerir. Kontratta aksi belirtilmedikçe, tavan

veya hedef fiyat ancak belirtilen durum-

larda sözleşme fiyatının eşit düzeltilmesi-

ni veya başka bir revizyonunu sağlayan

sözleşme hükümlerinin işletilmesine bağlı

olarak ayarlanır. İhale subayı ticari malla-

rın satın almasını yaparken firma sabit fi-

yatlı veya ekonomik fiyat ayarlamalı sabit

fiyatlı sözleşme türlerini kullanacaktır.

Firma sabit fiyatlı kontratlar, yüklenici

kontratı yerine getirirken yüklenicinin

23

SAYI 44

maliyet deneyimine dayanarak herhangi

bir düzenlemeye tabi olmayan bir fiyat

sağlar. Bu kontrat türü yüklenicinin tüm

maliyetleri ve sonuçta ortaya çıkacak

kâr ya da zarar için maksimum risk ve

tam sorumluluk almasını sağlar. Ayrıca

yükleniciye maliyeti kontrol etmesi ve et-

kin bir şekilde işleri yürütmesi için azami

teşvik sağlamakla birlikte kontrat tarafla-

rına asgari idari iş yükler.

(a) Yeterli fiyat rekabetinin olduğu;

(b) Rekabetçi bazda yapılan veya ge-

çerli sertifikalı maliyet veya fiyatlan-

dırma verileri ile desteklenen aynı

veya benzer malzeme veya hizmetle-

rin önceden satın alınmasıyla makul

fiyat karşılaştırmalarının olduğu;

(c) Mevcut maliyet veya fiyat bilgisi, per-

formansın olası maliyetlerinin ger-

çekçi tahminlerine izin verildiği;

(d) Performans belirsizliklerinin tanımla-

nabildiği ve maliyet etkisinin makul

tahminlerinin yapılabildiği ve yükle-

nicinin söz konusu risklerin varsayı-

mını temsil eden sabit bir fiyatı kabul

etmeye istekli olduğu durumlarda bu

kontrat türü tercih edilir.

Türkiye’de yapılan ihalelerin türlerin-

den birisi de kısaca IDIQ şeklinde ad-

landırılan (Indefinite Delivery Indefinite

Quantity) Belirsiz Teslim Belirsiz Miktar

kontratlarıdır. Bu tür kontratlar belirle-

nen zaman zarfında belirsiz miktarda

ancak belirlenen limitler dahilinde ya-

pılan işlerin ve talep edilen malzeme-

nin teslimatını sağlar. Hükümet bireysel

gereksinimler için ayrı talepte bulunur.

Miktar limitleri birim sayısı veya dolar

değeri olarak belirtilebilir. Bu tür kontrat-

lar, kontrat ihale zamanında gelecekteki

teslimatların kesin miktarlarının ve kesin

zamanlarının bilinmediği malzeme ve

hizmetlerin satın alınmasında kullanılır.

Bununla birlikte sadece sürekli bir ihti-

yaç beklendiğinde bu sözleşmeler kul-

lanılmalıdır. Kontrat hükümet ve yükle-

nicinin belirtilen minimum miktarda mal

veya hizmet sunmasını gerektirir. Buna

ek olarak, sipariş edildiği takdirde, yük-

lenici ancak belirtilen maksimum miktarı

geçmeyecek şekilde ek miktarda teda-

rikte bulunabilir. Sözleşmenin bağlayıcı

olduğundan emin olmak için asgari mik-

tar nominal bir miktardan fazla olmalı,

ancak Hükümet’in oldukça emin olduğu

sipariş miktarını aşmamalıdır.

Bu tür kontratların seçilmesi durumunda

elde edilen avantajları şöyle sıralayabiliriz:

(a) Hükümet stokları minimum seviyede

sağlanmış olur,

(b) Kullanıcıya direk ulaştırılır,

(c) Teslimat planlaması ve miktarlarda

esneklik sağlar,

(d) Hükümet’in kontratta belirtilen mini-

mum miktara olan yükümlülüğünü

sınırlar.

IDIQ kontratlarının sahip olması gereken

kriterler şunlardır:

(a) Kontrat süresi ile birlikte kaç tane

opsiyon yılı olduğu ve her opsiyon

yılında hükümetin kontrat süresini ne

kadar uzatacağı belirtilmelidir.

(b) Kontrat altında hükümetin satın ala-

cağı toplamda minimum ve maksi-

mum mal ve hizmet miktarları belirtil-

melidir.

(c) Sorumlu muhtemel yüklenicilerin teklif

sunup sunmamaya karar vermesine

olanak sağlamak için hükümetin kont-

ratta satın almak istediği mal veya

hizmetlerin genel kapsamını, doğa-

sını, karmaşıklığını ve amacını man-

tıklı bir şekilde açıklayan şartnameler

veya diğer izahatları içermelidir.

(d) Hükümetin siparişleri bildirirken kul-

lanacağı prosedürler ve eğer çoklu

ihale yapılacaksa her bir sipariş icin

hükümetin teklif verecek olan yükle-

nicilere eşit fırsat sağlamak için kul-

lanacağı prosedür ve seçme kriterle-

ri belirtilmelidir.

(e) İhale edecek kurumdaki sorumlu şa-

hısların isim, adres, telefon ve faks

numaları ile birlikte e-mail adresini

içermelidir.

(f) Siparişleri vermek için yetki verilmiş

aktivitelerin tanımları yapılmalıdır.

Kullanılan diğer bir kontrat türü ise

MACC (Multiple Award Construction

Contracts) denilen Çoklu İnşaat Kontrat-

ları İhaleleri’dir.

Danışmanlık ve yardım hizmetleri için

belirsiz miktarlı sözleşmeler hariç olmak

üzere, sözleşme görevlisi, mümkün olan

en geniş ölçüde, iki veya daha fazla kay-

nağa aynı veya benzer malzeme veya

hizmetler için tek bir talep altında belirsiz

miktarlı sözleşmelerin birden fazla ihale-

sini vermeyi tercih etmelidir. Bunun yanı-

sıra satın alma planlamasının bir parçası

olarak birden fazla ödülün uygun olup

olmadığını tespit etmek zorundadır. İda-

re görevlisi, teklif verecekler açısından,

yapılacak iş çerçevesinde, bu alanlarda-

ki siparişlerin tek-kaynak temelinde ve-

rileceği olasılığı yaratmamak icin yükle-

nicilerin sadece bir veya birkaç alanda

24

SAYI 44

TEMA

Zeynep SELAMOĞLU

uzmanlaştığı durumlardan kaçınmalıdır.

Bununla birlikte teklif veren her yüklenici

diğer teklif veren yükleniciler gibi gere-

ken her talebi yerine getirmek için yeterli

olmak zorunda değildir.

İhale subayı kontrat sayısını belirlerken

asağıda belirtilen faktörleri gözönünde

bulundurmalıdır:

(a) Kontratta belirtilen talebin tanımı ve

karmaşıklığı,

(b) Her bir görev veya teslimat talebinin

beklenen sıklığı ve süresi,

(c) Yüklenicinin beklenen görev ve tes-

limat talebi şartlarını yerine getirmek

için sahip olması gereken kaynakla-

rın karışımı,

(d) Sözleşmelerin performans süresi bo-

yunca teklif veren yükleniciler arasın-

da rekabeti sürdürme kabiliyeti.

Bununla birlikte ihale subayı çoklu ihale

yaklaşımını aşağıdaki durumlarda kul-

lanmamalıdır:

(a) İstenen kalitede mal ve hizmetin

kendine özgü veya yüksek derece-

de özellikli olması nedeni ile yalnızca

tek bir yüklenicinin sağlama kabiliye-

tinde olması,

(b) İhale subayının pazarla ilgili bilgisine

dayanarak, fiyat da dahil olmak üze-

re daha uygun şartlar ve koşulların

tek bir ihale ile sağlanabilmesi duru-

munda,

(c) Birden fazla sözleşmenin beklenen

yönetim maliyetinin, birden fazla iha-

le vermenin beklenen yararlarından

daha ağır bastığı durumlarda,

(d) Öngörülen siparişlerin, tek bir yükle-

nicinin işi makul bir şekilde gerçek-

leştirebileceği kadar bütüncül olması

durumunda,

(e) Tahmin edilen kontrat bedelinin ko-

laylaştırılmış satın alma eşiğinden

($150,000) aşağı olması durumun-

da,

(f) Çoklu ihale yönteminin hükümetin

menfaatine uymaması durumunda.

Özetle, Amerikan Hava Kuvvetleri

Türkiye’de yapmak istediği inşaatlar

ve satın almalar için yukarıda belirtilen

nedenlerden dolayı Firma Sabit Fiyatlı

kontratları tercih etmektedir. Bu genel

kategorinin alt kategorisi olarak da IDIQ

şeklinde adlandırılan Belirsiz Teslimat

Belirsiz Miktar Kontratları ve MACC

olarak adlandırılan Çoklu İnşaat İhale-

leri Kontratları inşaat taahhüt işlerinde

tercih edilmektedir. Yazımızın başında

bahsedilen tüm şartları sağlayan Türk

yükleniciler, NATO üslerinde çalışma

belgesine sahip olduğu ve SAM sistemi-

ne kayıtlı olduğu müddetçe ABD Hava

Kuvvetleri’nin sadece Türkiye’de değil,

tüm dünyada bulunan üslerindeki sa-

tın alma ve taahhüt işlerine teklif verme

şansına sahiptirler.

ZEYNEP SELAMOĞLU1974 yılında Adana’da doğdu. Çukurova Üni-

versitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat

Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur. Ay-

rıca Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler

Fakültesi İşletme Bölümü’nde Yüksek Lisansını

tamamlamıştır. Kısa bir süre özel sektörde yapı

mühendisi olarak çalıştıktan sonra 1998 yılında

İncirlik Hava Ussü’nde Amerikan Hava Kuv-

vetleri adına üssün taahhüt işlerinin tasarım,

kontrolluk, ve bakım islerini yürüten Vinnell-

Brown & Root Firması’nın Mühendislik Tasarım

Bölümü’nde İnşaat Mühendisi olarak göreve

başladı. Daha sonra İncirlik Hava Üssü’nde

gerçekleştirilen önemli projelerde proje müdü-

rü olarak görev aldı. 2011 yılından itibaren de

İncirlik Hava Ussü Amerikan Hava Kuvvetleri’ne

bağlı Kontrat Subaylığı’nda Kontrat İdarecisi

olarak görev yapmaktadır. Bunun yanısıra ABD

Savunma Bakanlığı’nın, kendi bünyesinde gö-

revli olan Kontrat İdarecileri’nin görevlerinin de-

vamlılığı için zorunlu kıldığı, aralarında Kontrat

Planlama ve Yönetme, Fiyat ve Maliyet Analiz

Esasları, Savunma Alanı’nda Kontratların For-

mat ve Yapısı, Federal Satınalma Yönetmelik

Esasları (FAR), Kontrat Sistemi’nde Yasal Zorun-

luluklar, Kontrat İdareciliğinde Müzakere Teknik-

leri, Kontrat Maliyetleri Analizi’nin de bulundugu

çeşitli konularda sertifikaları mevcuttur.

26

SAYI 44

TEMA

Yüksel Proje

Yakın zamanda ODTÜ Kampüsü’ne

Yüksel Proje Amfisi adı altında

yeni bir bina yapılacağı haberini

aldık. Bu haber vesilesiyle, Yüksel Pro-

je Yönetim Kurulu Başkanı Celal Akın

ile konuştuk ve projenin detaylarını

öğrendik:

ODTÜ Yüksel Proje Amfisi fikri nasıl doğdu?

2018’de 40. kuruluş yıldönümümüzü

kutluyoruz. 40 yıllık başarımızı büyük bir

sosyal sorumluluk projesiyle taçlandır-

mak, çalışanlarımızla birlikte karar verdi-

ğimiz bir fikirdi.

Bu sırada ODTÜ’den gelen bir öneriyi

değerlendirdik. Mühendislik fakültele-

rinde eğitim alanlarının yetersiz kaldığı-

nın ifade edilmesi üzerine, öğrencilerin

daha donanımlı derslik ve amfilerde

eğitim alabilecekleri bir merkez oluştu-

rulması fikri ortaya çıktı.

İhtiyacı olan birçok okul varken neden ODTÜ?

ODTÜ bizim için sıradan bir okul değil.

Yönetim kurulumuz ve çalışanlarımızın

önemli bir kısmı ODTÜ’lülerden oluşuyor.

Başarılarımızda önemli bir paya sahip. Ve

ODTÜ için, ODTÜ’lüler için bir şey yapma

fikri bize çok cazip geldi. Ayrıca, bu pro-

jeye imza atmak başka sosyal sorumluluk

projelerini de beraberinde getirecek, bu da

planlarımızın bir parçası. Bu arada şunu da

ifade etmekte bir beis görmüyorum: bün-

yesinde ODTÜ’lü birçok kişiyi barındıran

bir firma olarak üniversitemize ilk hibe pro-

jeyi yapmaktan dolayı ayrıca mutlu olduğu-

muzu belirtmeden geçemeyeceğim. Bu bir

başlangıç olmalı ve bizim gibi hem yöneti-

minde hem kadrosunda ODTÜ’lüleri barın-

dıran şirketlerimizin de katkıda bulunması-

nı arzu ediyoruz. ODTÜ bir dünya markası

olmuş ve yetiştirdiği değerli kişiler birçok

alanda üniversitemizi temsil etmişlerdir.

ODTÜ’YE YENİ BİNA: YÜKSEL PROJE

AMFİSİ

27

SAYI 44

Proje nasıl ortaya çıktı?

Sadece derslik değil, bir mühendislik

kompleksi oluşturmak amacıyla yola

çıktık. ODTÜ ruhunu yansıtan, modern,

işlevsel bir bina olması önceliğimizdi.

Bunun için de dönemimizin önemli mi-

mari gruplarından ve ODTÜ Mimarlık

Bölümü kökenli 3 firmaya proje için ge-

rekli ihtiyaç programını ve arsa bilgilerini

vererek rektörlüğün ve bizim taleplerimi-

ze uygun bir proje yapmalarını istedik.

Her 3 projede birbirinden değerli fikirler

ile özenle çalışılmış olması ve bizim gibi

ODTÜ kökenli mimarlarımızın da bu işte

okul bilinci ile hareket ettiklerini görmek

bizi bir kez daha ümitlendirdi.

Bu üç firma içinden Çırakoğlu Mimarlık

tarafından yapılan konsept projenin se-

çilmesinin sebebi ise, özellikle Cumhuri-

yet sonrası mimarlık tarihimizde önemli

bir yeri olan ve ilk mimari tasarımı Behruz

Çinici tarafından yapılan Orta Doğu Tek-

nik Üniversitesi kampüsünün genel tasa-

rım kriterlerine uygun olması ve ODTÜ

ruhunun tasarıma yansıtılmasıydı. Ger-

çekten hem ODTÜ yönetimi tarafından

hem de bizim tarafımızdan çok beğeni-

len proje tamamıyla içimize sindi. Pro-

jenin seçiminde ODTÜ yönetiminin de

görüşleri değerlendirilerek bu projenin

uygulanmasına oybirliği ile karar verildi.

Projeyi seçimi ile birlikte ODTÜ Rektörü

Sayın Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ile

karşılıklı olarak protokolü imzaladık.

Bina ne zaman faaliyete geçecek?

Uygulama projelerinin tamamlanmasıy-

la Nisan ayında temel atmayı hedefle-

miş durumdayız. Binanın Ekim 2018’de

tamamlanmasını ve 2018-2019 öğretim

yılında faaliyette olmasını planlıyoruz.

Bunun gibi başka projelere imza atmayı düşünüyor musunuz?

Bu zaten Yüksel Proje’nin ilk çalışması

değil. Yine ODTÜ İnşaat Mühendisliği

Bölümü’nde donanımlı bir dershaneyi

2017 yılında hizmete açtık ve bölümün

kullanımına sunduk. Hepimiz bu top-

lumun bir parçasıyız. Gençlerimizin,

çocuklarımızın eğitimine katkı, gelece-

ğimize katkıdır. Bu bağlamda gücümüz

elverdiği sürece birçok projeye imza at-

mak istiyoruz. En ufak bir katkımız oluyor

ise, ne mutlu bize.

28

SAYI 44

TEMA

Yüksel Proje

ODTÜ Kampüsü iyi tasarlanmış ve sür-

dürülmüş bir fiziksel çevre olarak mimar-

lık ve tasarım dünyasında önemli bir yer

tutuyor. 1961’de açılan proje yarışması

sonrasında Altuğ ve Behruz Çinici tara-

fından tasarlanan ve 1980’e kadar sü-

ren inşaatlarla tamamlanan kampüs ve

içindeki yapılar bütünlüklü bir mimari dil

oluşturuyor. Beton, tuğla gibi yapı ele-

manlarının çıplak halleri ile kullanıldığı

brütalist mimari anlayışı yansıtan yapılar

kampüsün karakteristik özelliği olarak

öne çıkıyor. Ayrıca bir master plan ka-

rarı olarak yapıların bir alle üzerinde yer

alarak kampüsü oluşturması ve güçlü

peyzaj unsurlarının yer aldığı yaya önce-

likli bir yaşantı sunması da yerleşkenin

en akılda kalıcı özelliklerindendir. Alle

boyunca sıralanan eğitim yapılarının

aralarından bazıları mimari duruşları ile

o noktayı akılda kalıcı bir yer haline geti-

riyor; Mimarlık Amfisi, Üçlü Amfi, Merkez

Mühendislik Binası gibi.

Bu özellikleri ile öne çıkan bir kampüs

içinde yer alacak olan Yüksel Proje

Amfisi projesinde en önemli tasarım

girdisi doğal olarak içinde bulunduğu

çevre oldu. Hem bu çevrenin karakteri-

ni sürdürecek hem de çağdaş mimariyi

kendisinden önce yapılanlarla diyalog

içine sokacak bir yapı, bir yandan da ta-

şıdığı işlevle de bağlantılı olarak bulun-

duğu noktada kampüsün simgelerinden

birisi olacak akılda kalıcı bir iz hedeflen-

di. Sadece malzeme ve görünüm olarak

bir benzerlik sağlayarak değil de doku,

mekân kalitesi ve ortak alan kullanımları

konusunda kampüsün diğer yapıların-

daki yaklaşımları yeniden yorumlayarak

bir tasarım ortaya konması amaçlandı.

Doğal malzeme kullanımı ve az malzeme

çeşitliliği ile net, yalın ama güçlü bir ifa-

de elde edilmesi yaklaşımı benimsendi.

Yapı 4 adet amfi ve 17 adet derslik ba-

rındırıyor. Bütün bu amfi ve dersliklerin

açıldığı ortak bir boşluk dış mekânla

da bütünleşerek etrafı için bir buluşma,

etkileşim ve sosyalleşme alanı sunuyor.

Açık ve kapalı alana hizmet edecek bir

kantin de bu yaşantıyı destekleyici bir

unsur oluşturuyor. Brüt beton yüzeyler

arasından kendisini gösteren kırmızı

renkli prizmatik elemanlar hem bu boş-

luğu üç boyutta dinamik bir hale getiri-

yor hem de brüt betonun dingin ve pas-

tel ifadesine zıtlık oluşturan bir parlaklık

ve canlılık sunuyor. Tavandan brüt beton

duvarları yalayarak süzülen doğal ışık

da mekâna derinlik katıyor.

Programda yer alan amfiler yapının

kütlesel kompozisyonunda öne çıkan

elemanlar olarak kullanılıyor. Büyük kon-

sollar oluşturan bu kütleler ağaçlık alana

doğru heykelsi unsurlar olarak uzanıyor.

Yapı bu büyük konsolları ile iddialı bir

mühendislik eseri olarak da öne çıkıyor.

ODTÜ YÜKSEL PROJE AMFİSİ MİMARİ TASARIM KRİTERLERİ

A TASARIM MİMARLIK

Proje Künyesi: ODTÜ ana kampü-

sünün yarışma yolu ile elde edilen

Altuğ- Behruz Çinici tarafından yapılmış

konseptine saygıyı yansıtan ve pres tuğ-

la ile brüt beton uygulamasını devam

ettiren özgün bir tasarım yakalamaya

çalışılmıştır. Bina içinde bir toplanma

ve dinlenme alanı düşünülmüş ve tüm

dersliklerin şeffaf olması ile bir bütün-

lük sağlanmaya çalışılmıştır. Amfiler çok

maksatlı kullanıma yönelik olarak tasar-

lanmıştır.

Mimari Proje: A Tasarım Mimarlık,

Ali Osman Öztürk

29

SAYI 44

Uygulanan Projenin KünyesiMimari Proje: Çırakoğlu Mimarlık Ltd.

Tasarım Ekibi: Alişan Çırakoğlu, Ilgın Avcı, Deniz

Yazıcı, Batuhan Kumru, Meriç Arslanoğlu

Statik Proje: Ural Mühendislik

Mekanik Proje: Mega-tek

Elektrik Proje: Akay Mühendislik

Akustik Danışman: Mezzo Stüdyo

Yangın Danışmanı: Zeytin Danışmanlık

DİĞER KATILIMCILAR ÖNCÜOĞLU MİMARLIKProje Tanımı:

Yaklaşık 1800 mühendislik öğrencisi için

yeni bir eğitim alanı olması amacıyla,

farklı boyutlarda amfi ve dersliklerden

oluşan 4000 m2’lik inşaat alanına sahip

bir yapı tasarlanmıştır.

Yerleşke mimarisi ile uyumlu ve bulun-

duğu ortama saygılı bir form oluşturul-

masına önem verilmiştir.

Bina içi hava sirkülasyonuna ve gün ışı-

ğından maksimum yararlanılmasına yar-

dımcı olması planlanan atrium içerisin-

de bulunan merdiven, heykelsi bir öge

olarak kullanılmıştır.

Ayrıca güneş kırıcılar ve açılır kapanır

cephe panelleri gibi pasif sistemler kul-

lanılarak, işletme maliyetinin düşürülme-

si planlanmıştır.

Proje Künyesi:

Mimari Proje: Öncüoğlu Mimarlık Şehir-

cilik Ltd. Şti.

Tasarım Ekibi: Enis Öncüoğlu, Önder

Kaya, Cem Altınöz, Engin Öncüoğlu

Kültür - Sanat 30

SAYI 44

Filiz PEHLİVAN

Pınar Ayhan’ı kendisinden dinleyelim mi?

Kendimi bildim bileli müzik hep haya-

tımda oldu. Ama farklı yönde eğitimler

aldım. İngiliz Dili Edebiyatı okuduktan

sonra İletişim Fakültesinde Halkla İliş-

kiler yüksek lisansı yaptım. Bunları ya-

parken bile, 18-19 yaşlarında, TRT de

müzik programlarında yer almaya baş-

lamıştım. Sadece şarkıcı olarak değil,

sunucu olarak da devam ettim. Tele-

vizyonculuğu televizyoncuların içinde

öğrendim. Bu arada bir kaç denemeden

sonra, 3.Erovizyon şarkı yarışmasında,

Sühan Ayhan’ın bestesi, ben ve Orkun

Yazgan’ın sözlerini yazdığımız şarkıyla

ülkemizi temsil ettik. Stockholm’de 10.

olduk. Artık müzik tamamıyla hayatıma

girmiş oldu.

2010 yılında dedim ki, benim yapabildi-

ğim, yaparken kendimi iyi hissettiğim işi

yapmalıyım. Nedir bu? Sahne, şarkıcılık,

anlatıcılık, okumak, öğrenmek bunlar

bana çok keyif veriyordu. Televizyoncu-

luk sona erdikten sonra, artık insanlarla

göz göze olmak istedim. Sahneyi, ger-

çek ortamı kullanmak istedim. Okuduk-

larımı, öğrendiklerimi anlattığımda ne

tepkiler verileceğini görmek istedim. Te-

levizyonda böyle bir imkanınız yok. Ekra-

na bakarsınız ama sizi kaç kişinin izledi-

ğini ve ne hissettiğini bilmezsiniz. Ayrıca

artık gezmek, dolaşmak istedim. 2015

ve 2016 yılları boyunca bu fikir üzerine

çalıştım. Sahip olduğum yeteneklerimi

birleştirip, bir sahne gösterisi hazırladım.

“Orada Duruverseydi Zaman”.

Rahmetli babamdan kalan bir kitapla

başladım okumaya, amaçlı okumaya.

“Amerikan Basınında Türk Kurtuluş Sa-

vaşı” isimli bir kitaptı. Orada farkettim

ki tarihin bilinmeyen, satır aralarında

kalmış, yaprak yaprak, yapışık yaprak-

ları arasında, gizli, körde kalmış bilgileri

var. Onları görünce aslında, tarihçilerin,

yazarların bizimle paylaşmaya karar

verdikleri kadarını bildiğimizi anladım. O

kadarını bile belki de bilmiyoruz. Sonra

kendim seçmeye başladım hikayeleri.

Etkilendiğim hikayeler, tarihte sebep-

sonuç ilişkisini yaratabildiğim olaylar, in-

sanlar seçmeye başladım. O zaman çok

keyif aldım okumaktan ve tarihi öğren-

mekten, kendim bağladım iplerin ucunu.

Aslında önce dağınık başlamışsın, sonrasında nasıl gelişti?

Önce tarih anlatacağım dedim. Sunay

Akın’ı çok severim, onun yaptığı işi çok

severim. O daha çok Osmanlı tarihi anla-

tır. Ben daha çok yakın tarihe, Cumhuri-

yet tarihine meraklıymışım, etkilenmişim

demek ki. Hikayeler seçmeye başladım.

Cumhuriyetin oluşumu ki, bu topraklar-

da bir rönesanstır, çok etkiledi beni. O

devinim, o heyecan, o yeniden yaratma

heyecanı. İnsanların bir araya gelip, mil-

let olup, bir güç oluşturma hali beni çok

heyecanlandırdı. Çanakkale’den bu ta-

rafa gelip, Milli Mücadele Dönemi, sonra

devrimler, onlar o kadar büyük eserler

ki, her yıl, her olay bir eser aslında. O

eserlerin kahramanları! Yeni yeni kah-

ramanlarla tanıştım. Onlara öykünmeye

başladım. Çok heyecan vermeye başla-

dı bu iş bana. Sonra hikayeler birikti ama

nasıl sahneye koyacaktım? TRT den eski

prodüktörümü aradım, O benim genel

koordinatörüm oldu. O’nun sayesinde,

bir metin yazarı bulduk. Sonra; 3 kadın,

3 amazon dedik birbirimize, başladık

okumaya, çalışmaya. Okumalarımızı ar-

tırdık. Rota belli olmuştu. “Biz 100 yılımı-

zı, 20.yüzyılı anlatacağız, kadın gözüyle

gördüklerimizi paylaşacağız” dedik. Za-

ten doğal olarak kadın gözüyle olacaktı,

seçtiğimiz şeyler o kadar farklı ki, hayata

bakışımız farklı, olayları birbirine bağla-

yışımız farklı, erkeklerden. İlginç şeyler

çıktı ortaya. Örneğin, Özsoy Operası ve

siyasi tarihteki önemi. Atatürk’ün sanata

verdiği önem, siyaset içinde sanatı kul-

lanma şekli, ilginç geldi bize.

Karadeniz Vapuru hikayesi çıktı. O da

1926 yılında Türkiye Cumhuriyetini ta-

nıtmak için yola çıkmış bir gemi. Bütün

Avrupa’yı gezmiş bir gemi. İçine Cum-

huriyetin yeni ürünlerini, eserlerini dol-

durmuşlar ve yola salmışlar. Bu da başlı

başına inanılmaz bir hikaye.

Biz bunları bilmiyoruz, okutulmaz bunlar

okullarda. Çok özel ilgilenmek, merak

etmek gerekiyor. Bunu yaparken sade-

ce kitaplardan değil, kişilerden, referans

olan birinin torunu, torununun torunu,

kendileri kitap yazan insanlar, pek çok

farklı kaynaktan yararlandık.

Köy Enstitülerini anlatıyoruz mesela,

hala yaşayan çok değerli öğretmenler

var Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden

mezun olan, onların ağzından dinledik

ve öğrendik. Sıkıcı dediğimiz tarihin as-

lında araştırmacı gibi incelendiğinde, bir

sinematografi içinde, bir drematurji için-

de bakıldığında ne kadar keyifli oldu-

ğunu gördük. Bunun tadını da aldıktan

sonra, sahne çalışmasını yapmaya baş-

ladık . Orkestramda hazırdı zaten, çünkü

ben müzisyenim. Hayatın içinde müzi-

ğin olduğunu bildiğim için, ne yaşarsak

yaşayalım, altta bir müzik duyduğum

için de sahnede anlattığım hikayelerin

altına onları da döşedim. Çünkü inanı-

yorum ki, her olayın, her hikayenin kendi

bestesi, müziği var. Orkestram canlı ça-

lıyor ben de söylüyorum. Bu da çok fark-

lılık katıyor. İlk defa, sahnede bir kadın,

çıkmış tarih anlatıyor. Tarihteki olayları,

kahramanları, kadın gözüyle anlatıyor,

onun şarkılarını söylüyor. Fotoğraflarını

yansıtıyor, kostümlerini giymiş. Bir masal

dünyasına, yaklaşık 2.5 saat kadar, sa-

londa bulunan 800-1000 kişi ile giriyoruz

ve çıkıyoruz. Doğru bir iş yapıyor olma-

lıyız ki; 1.5 yılda yaklaşık 20.000 kişiye

oynamışız. Bu yola çıkarken demiştim ki;

Anadolu’yu gezeceğim, Mustafa Kemal

İNANIYORUZ VE YAPIYORUZ!

kozmozdan alıyoruz, evrenden, doğanın

kendisinden, insandan alıyor. Öyle olun-

ca, o kaynağı yönetmeyi de bilirseniz

daha da keyifli hale geliyor. O kaynağı

yönetebilirseniz sahneye de işte böyle

bir eser çıkıyor.

“Orada Duruverseydi Zaman-Kemal” nasıl çıktı?

“ODZ Kemal” 2. oyunumuz. Aslın-

da “ODZ” çok yeniydi. Fakat bir sağ-

lık kongresi bize “bu oyunu oynayın

ama gala gecesi olacağı için, kısaltır

mısınız?” dedi. Tarih 10 Kasım. “Kısalta-

mayız, kronojisi olan bir oyun bu, 1914’te

başlıyor ve 1954’e kadar getiriyoruz. Do-

kuduk, mekik mekik dokuduk birbirine

bağlı bir ip, çekersen dağılıyor. “Siz anla-

şılan Mustafa Kemal Atatürk istiyorsunuz”

dedik. “Evet” dediler. ODZ de biz aleni

şekilde Atatürk’ü anlatmıyoruz. Yaşanmış,

toplumu etkileyen olaylar ve insanlardan

bahsediyoruz. Cumhuriyet tarihi içinde

yaşananlar olduğu için ana arterden Mus-

tafa Kemal Atatürk çıkıyor, onun eseri çıkı-

yor. Onu anlatmanın nasıl bir şey olduğunu

işte 2.oyunda gösterdik biz. Sırf Mustafa

Kemal Atatürk’ü anlatıyoruz. Çocukluğun-

dan, ölümüne kadar. Onun yarattığı eseri

anlatıyoruz. O da bambaşka oldu tabi.

Ama bunun sorumluluğu çok büyük elbette. Nasıl hazırlandınız?

Zaten okumuştuk, hala okuyoruz. Yine

bizim tarzımızdan yani kadın gözüyle

Atatürk’ün hikayelerini seçtik. Anlatmadı-

ğımız çok şey var. Şaşırdığımız çok şey

var. Bir başka tarihçinin, sanatçının şa-

şırmayacağı şeyler var. Fikriye Hanım,

Latife Hanım hep anlatılır da, Manastırlı

Eleni pek anlatılmaz. Selanik, Manas-

tır, doğup büyüdüğü, çocukluğunun

geçtiği topraklar, orada hiç mi bir

şey yaşamadı? Yaşamaz mı? Bir Ele-

ni ile aşkını anlatmak lazımdı veya

harp okulunda onun dikkatini çeken

çok farklı konular varmış, Atatürk’ü

Atatürk yapan, onlara parmak bastık.

Mustafa ile başlıyoruz, Mustafa

Kemal yapıyoruz, sonra Mustafa

Kemal Atatürk yapıyoruz. Sonra

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Baş-

kumandan. Bu isimler onun hayatı-

nın kronolojisi gibi. Çok doğru arka

arkaya eklemleniyor. Biz o isimleri

kullanarak bir insan nasıl bir insana

dönüşür, üstünü kazıdığınızda al-

tından neler ve kimler çıkıyor, onları

anlattık. Hepimizin hayatını etkileyen,

insanlar, olaylar, yerler, mekanlar var.

31

SAYI 44

Atatürk gibi Anadolu’yu karış karış ge-

zerek anlatacağım. Ne yaptık, nereden

nereye geldik anlatmak istedim; çünkü

unutuyoruz, unutmaya meyilli bir toplu-

muz. Hatırlayınca da güçlendiğimizi,

keyif aldığımızı gördük. Gittiğimiz her

yerde ayakta alkışlanıyoruz. Bir daha bir

daha davet ediliyoruz. Eskişehir, Antal-

ya, Bursa, Adana, İzmir, Elazığ, Denizli,

Balıkesir, Kayseri, Trabzon, gittik, gide-

ceğiz. Her yere ve bir daha bir daha.

Aslında ne kadar ihtiyacımız varmış, geçmişimizi, nerden geldiğimizi, neleri başardığımızı, neleri atladığımızı bilme-ye öğenmeye.

En çok sevindiren beni öğrencilerin ve

öğretmenlerin çok ilgi göstermesi. İş

öyle bir hale geldi ki; öğrenciler bana

ulaşıp, bitirme tezlerini benimle yapmak

istiyorlar. Mesela, Köy Enstitüleri, mese-

la Karadeniz Vapuru. Topluyoruz, götü-

rüyoruz Hasanoğlan’a, gezdiriyoruz. Bir

eğitim aslında nasıl olmalıdır? O eğitim-

leri alanlar neleri başardılar? Bunları öğ-

rendikçe çok keyif alıyorlar. Özellikle lise

öğrencileri. Yani çok boyutlu bir iş oldu

bu. Sadece sahnede eser sergilemek

ötesinde bir uyanış gibi oldu.

Sanata, tarihe bakış açısı değişti. Lise

öğrencileri “tarih bize bu şekilde anla-

tılmıyor” dedi. Bir üniversitede bir genç

kız yanıma geldi, “ben beden eğitimi

okuyorum, bilseydim bu kadar keyifli ol-

duğunu tarih bölümünü yazardım” dedi.

Böyle olunca, motivasyonumuz artıyor,

keyfimiz artıyor. Daha çok okuyoruz,

daha çok öğreniyoruz, daha çok kayna-

ğa ulaşıyoruz.

Bize Karadeniz Vapuru hikayesi anla-

tanlardan biri, Refik Akdoğan isimli, 98

yaşında eski bir gemi kaptanı. O bulmuş

bu hikayeyi, Osmanlıca yazılmış, ge-

minin 2.kaptanının seyir defteri. Tefrika

halinde, 1930’ların sonunda yayımlan-

mış, onu bulmuş Türkçeye çevirtmiş.

Biz o kitabı ondan aldık. Geçenlerde

Balıkesir’de tam sahneye çıkacağım arı-

yor, “Pınar Hanım yeni bir bilgi buldum”

diye. Yağmaya başladı. Herkes o kadar

tadını aldı ki bu işin, bir parçası olmak

istiyor ve oluyor da. Böyle olunca, insa-

na dönüştü, ete kemiğe büründü bu iş.

Çünkü herkes var işin içinde. Halkın sa-

natçısı, halkın eseri denir ya. Gerçekten

halkın eseri oldu “Orada Duruverseydi

Zaman”. Herkes bir katkıda bulunuyor.

Bir misyon da yüklendin o zaman…

Evet… Umudumuzu yitirmiştim ama sizi

gördükten sonra, artık ben de heyecan-

lıyım. Çocuklarımız, gençlerimiz için bir

umut oldunuz, bir ışık yandı diyen pek

çok insan var. Bunlar çok önemli, güzel

geri bildirimler, bizim devam etmemizi

sağlayan geri bildirimler. Devam etme-

mizi ve daha iyi yapmamızı.

Sanat sonsuz bir kaynak. Sanat ruh

meselesi dolayısıyla sonsuz. Enerjisini

32

SAYI 44

Filiz PEHLİVAN

Biz onları anlattık, Atatürk üzerinden.

Atatürk’ü Atatürk yapan her neyse onları

anlattık. Bu çok önemli bir şey. Bir kara

tahta var sahnede, o tahtanın üzerinde o

isimler, o yerlerin adları yazıyor. Bu insan

nasıl bu hale geldi? Atatürk’ü kutsallaş-

tırma meselesi var ya, o benim de canımı

sıkıyor aslında. Biz Atatürk’ü ulaşılmaz

bir karaktere dönüştürürsek, onun gibi

olma şansımızı kaybedeceğiz, kaybedi-

yoruz zaten. Büyük insan olmak demek

çok çalışan, odaklanan, işini seven, id-

rak gücü kuvvetli, imanı kuvvetli insan

olmak demek. Bunların hepsi Atatürk’te

olduğu için aslında, o anlamda, çok

önemli bir karakter bizim için Atatürk.

Dünya lideri, herkes, dünya kabul etmiş

onun bambaşka bir insan olduğunu.

Ama formül var bu insanın karakterin-

de. Gazi Mustafa Kemal Atatürk isminin

içinde çok büyük bir formül var, formüller

var. Başarılı, odaklı, inançlı, iradeli insan

olmanın formülleri var. Eğer o formülleri

kutsallaştırmadan, kullanılabilecek araç-

lar olduğuna inanırsak, biz de başarırız.

Zaten biz de başaralım diye anlatıyoruz.

Ne yapmış? Hangi dönemeçlerde hangi

yolu ve neden seçmiş? Kendimizce ba-

şarı formülünü ortaya koyuyoruz, biraz

da bunu amaçladık açıkçası. Ulaşılmaz

bir insan olduğunu düşünürsen, ona ula-

şamazsın. Hiç bir zaman ulaşamazsın.

Ama onun gibi çok okursan, onun gibi çok çalışırsan, onun gibi odaklanırsan, yapabilirsin. Zaafları da var olmaz mı, in-

sanoğlu. Onları da görüyoruz okuyoruz

ama onlara rağmen sevmek, O’nu an-

lamaya çalışmak, o çok kıymetli. İnsan

çünkü, uzaydan gelmiş değil, insan O.

Çok ince bir çizgi var burada. Daha önce bir takım filmler yapılmış ve eleştiri alanlar da olmuştu.

Biz de de bir eleştiri oldu. O bizi hiç

tanımayan biriydi. Sonradan, o da

vazgeçti zaten. Anladılar ki iyi niyetli

ve samimiyim. O insanı gerçekten se-

viyor, anlamaya alışıyorum. Bu çerçe-

veden bakınca Pınar Ayhan yanlış bir

şey yapmaz, anlattığı şeylerde art niyet

olamaz. Sadece bizi o insanla tanıştır-

ma niyetine sahip olabilir, en fazla bu

olabilir, dediler. Ben o zaafları da çok

sevdim üstelik. İnsan olmanın en doğ-

ru formülünü bulmuş. Başarının formü-

lünü bulmuş. Onun gibi olabilmeyi çok

isterim. Çabalayacağım, en azından

çocuklarıma onun gibi olmayı öğretebi-

lirim. Mutsuzluğa kapılmak, bir şeylerin

kötü gittiğinde “boşver zaten bu dünya-

dan hayır gelmez” cümleleri, bunların

hepsini çöpe attım ve atmayı da öneri-

yorum herkese.

Seni de okudukça etkiledi ve hayata bakışını da değiştirdi yani.

Kesinlikle… Atatürk beni çok heyecan-

landırıyor. O yapmışsa, bana başka

bahane ile gelmeyin diyorum. Demek

ki yapılabiliyor, birisi ispatladı yapılabile-

ceğini. O başardıysa sen de başarırsın.

Aziz Sancar’da beni bir o kadar heye-

canlandırıyor. Çalışan, vazgeçmeyen bir

kişilik, 20 yıl uğraşmış Nobel ödülü aldı-

ğı çalışması için. 20 yıl, bir genç insanın

ömrü. Bunlar bana göre aynı ruha, aynı

zekaya, yüreğe sahip insanlar. Atatürk

gerçekten başarmış, kendisini eğiterek,

çok çalışarak, buysa formül, yapacak-

sın, vazgeçmek yok, tembellik yok.

Başka kahramanları da ortaya çıkara-cak mısın?

Atatürk’ü anlatırken, Atatürk ruhuna sa-

hip kadınları da anlatıyoruz. Başarmış

çok insan var, onları anlatıyoruz. Vurgu

tabi ki Mustafa Kemal Atatürk. Çünkü;

bir ülke kurmuş, Cumhuriyet kurmuş bir

insandan bahsediyoruz. 7 asır susmuş

insanları insana dönüştüren, köleden,

ümmetten çıkarıp, vatandaşa, hakkını

soran sorgulayan bireye dönüştüren bir

insandan bahsediyoruz. Onunla birlikte,

ona destek veren, onun yolunda koşan

onun gibi düşünen ve inanan insanla-

rı da anlatıyoruz aynı hikayeler içinde.

Sadece Atatürk değil. Bu bir ekip işiydi,

kimler vardı yanında? Bu işaretleri takip

ederek Atatürk’ e ulaştık. O yolculuk-

ta da inanılmaz insanlar ve hikayelerle

tanışıyoruz. Öyle insanlar gelmiş geç-

miş, adı sanı okunmuyor. Mesela Köy Enstitüleri hikayesinde Mualla Eyüboğlu

var; Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyü-

boğlu kardeşlerin Yüksek Mimar kız

kardeşi, hiç anlatılmamış. Mualla Eyü-

boğlu adı anılmadan Köy Enstitüleri

anlatılamazdı. Muhteşem bir kadın ka-

rakter. Hasanoğlan’ı Hasanoğlan yapan,

oradaki 40’a yakın binayı çocuklarla

birlikte birlikte inşa eden, amfi tiyatro-

yu, opera binasını, müzik dersliklerini,

hamamı inşa eden bir kadından bah-

sediyoruz ve adı yok ortada. İşte bu

karakterler çok heyecanlandırıyor bizi.

O yapıyorsa ben neden yapamayayım

dedirtiyor. Yapılmış, bir yol açılmış, o yol-

dan yürüyelim o zaman. Veya sen yol aç

bir patikada, sonra o yol genişlesin, ileri-

de asfalt dökülsün. Bunları öğretiyor bu

karakterler bize, çıkıp çıkıp. Tarihte anla-

tılmayı bekleyen o kadar karakter var ki

onlarla tanışıyoruz biz şimdi.

Kadın gözüyle baktığın için de bir po-zitif ayrımcılık yapıyor olabilir misin?

İnan öyle değil. Sadece anlatılmamış.

Aslında yadsımıyorum da bunu, çünkü

tarihi erkekler anlatmış bize, varsa da az

var kadın anlatıcı. Tarihi benim yaptığım

şekilde, sanatla anlatan da yok. Dolayı-

sıyla, ilk defa bir kadın, ben de geliyo-

rum, ben de yapıyorum diyor. Aslında

bakarsan Osmanlı döneminde de kadın-

ların ne kadar aktif olduğunu, ne kadar

çalışkan olduğunu, ne kadar örgütlene-

bildiğini, baskı kurdukları zaman kuralla-

rı ve yasaları değiştirebildiğini gördüm.

Sadece Cumhuriyetle değil. Elbette

Cumhuriyet bunu kurumsallaştırmış ama

ondan öncesinde de büyük çabalar var,

büyük değişimler var, çok önemli isim-

ler var. Onlarla tanışmak muazzam bir

duygu. Bazen kitaplarla bir odaya ka-

pandığımda, yüzlerce insanla sohbet

ediyor gibi hissediyorum kendimi. “Ben

de buradayım”, “ben de şu cemiyetin

kurucusuyum”, “ben de milli mücadele

döneminde Anadolu Kadınları Müdafai

Vatan Cemiyetini kurdum”, diye her yer-

den sanki bağırıyorlar bana.

Şimdi, metin yazarımızla birlikte biraz

da o tarafa doğru gidiyoruz. İyi eğitil-

miş, şanslı bir kadınım ama bu imkana

sahip olmayan pek çok kadın var, hem

ülkemizde hem de dünyada. Empati kur-

maya çalışınca, onların da bu hikayeleri,

kadınları duymaya, öğrenmeye ihtiyacı

olduğunu farkedip, anlatmaya karar ver-

dik. Hayal gücü biraz daha zayıf olan

Kültür - Sanat

33

SAYI 44

insanların, hayal gücünü genişletebil-

meleri için tarihten başarmış kadınlarla

buluşturma çalışması yapmaya karar

verdik. Biraz ona doğru dönüştü şimdi iş.

Üniversitelere gidiyorum, gençler “Pınar

Ayhan gelsin anlatsın” diyor. “Ne anlat-

mamı istiyorsunuz” diyorum. “Ne anla-

tırsanız” diyorlar. Ben de onlara tarihten

kadın karakterleri anlatıyorum. Aslında

şu anda ne anlattığıma direkt odaklan-

mıyorlar, anlatsın diyorlar. Tarihi sevme-

ye başladık hep birlikte, keyif almaya

başladık.

Bundan sonra nasıl gelişecek?

3.oyun, 4.oyun diye devam edecek. For-

mat oturdu. Bu formatta pek çok şey ya-

pılabilir. Hem göze, hem kulağa, hem de

aynı ortam içinde bütün hislerinize hitap

edebilen bir format bulundu. Ben bunu

nereye kadar yapabilirim? 10-15 yıl ya-

payım, anlatayım ama benden sonra

da aynı formatta, tıpkı bir eğitim modü-

lü gibi, gençler yapsın istiyorum. Bunu

yapabilecek, geliştirebilecek, çocuklar,

gençler yetiştirmeyi koyduk kafaya. Bu

işin akademisini nasıl yapabiliriz diye

kafa yoruyoruz.

Bu işi sahnede yapan insan (kadın ya da

erkek), bunu yapabilmek için hangi yol-

lardan geçmiş, fazlası da vardır mutlaka,

öğretelim istiyoruz. Ben şarkıcıyım, ses

eğitimim var. Çok okuyorum, kitap oku-

ma, odaklı okuma eğitimim var. İyi müzik

seçme, dinleme, dünya müziğini, kültürü,

coğrafyayı anlama, bütün bunları yapa-

bilen insanlar yetiştirip, kendilerini geliş-

tirme imkanı sağlayıp, zenginleştirecek,

sahneye koyacak gençler yetiştirmek.

Bunu gitsinler, Anadolu’nun, dünyanın

her köşesinde dağılıp, anlatsınlar. Bu bir

yandan da bir eğitim çünkü. Çok ciddi

bir eğitim. Sadece ezberleyip çıkamaz-

sınız oraya, hissetmeniz ve ne anlattığı-

nızı çok iyi bilmeniz lazım. Anlattığınız

hikayenin arka planında başka başka

ilişkiler, yaşananlar, o bağlantıyı kurdu-

ğunuzu hissettiremezseniz, ezberlemiş

çıkmış algısı hakim olursa, geçmez seyir-

ciye. Bu formatta, olay o değil. O yüzden

tiyatro değil diyorum zaten. Ben bazen

doğaçlama eklemeler yapıyorum. Çün-

kü biliyorum onun nasıl olduğunu. Bun-

ları bağlamayı bilince de çok lezzetli bir

şey oluyor. Bilgili ve bilinçli olduğunuzu

hissettireceksiniz seyirciye.

Söylediğin şarkılar ve söyleyiş biçi-min de çok etkileyici ve farklı bir tad katıyor…

Yıllarca şarkı söyledim ama bir şey ek-

sikti içimde. Ben böyle söylemeliymişim

meğer. Benim karakterimle ilgili olabi-

lir, soru sorma potansiyelim var. Merak

ediyorum. Bu türkü ne anlatıyor? Neden

yazmış bu türküyü, ne olmuş da yaz-

mış? Ezberleyip çıkıp şarkı söylemek

yetmiyor bana. O şarkının hikayesini bi-

lip söylersem, yüreğimde, hançeremde

hissederek söyleyebiliyorum. İyi şarkıcı-

lık böyle bir şey aslında. Bileceksin ne

yaptığını, hissedeceksin o yaşanmışlığı.

Ne anlatıyor bu şarkı? Nazım Hikmet’in

şiirleri mesela. Onun anlattığı şeylerin

altyapısını öğrensek, o zaman daha iyi

anlayacağız Nazım’ın şiirlerini. O yüzden

önerdim, Milli Mücadeleyi ve Nutuk’u,

Nazım’ın Kuvayi Milliye Destanı ile bir-

likte okumak lazım. Hem sanat hem de

gerçekler. Sanat çok anlam katıyor. For-

mülü çözüyor, kilidi açıyor sanat. Sanat

aslına bakarsan, makro bakış açısından

mikroya götürüyor seni ve orada da duy-

gularla karşılaşıyorsun. Zaten harekete

geçiren, zekayı çalıştıran, anlamanı sağ-

layan şey, duygu aslında birazda.

Yeni türküler derlendi mi?

Hayatımda hiç bilmediğim türküleri söy-

ledim bu eserde. Mesela Köy Enstitüle-

ri hikayesine çalışırken, Aşık Veysel’in

Eskişehir Çifteler’de usta eğitici olduğu-

nu, kimi türkülerini orada yaktığını öğren-

dim. Gündüzleri çocuklar toprakla haşır

neşir ya, öğretmenler, toprağa dokun-

mak yetmez bir de bunu şiire dökelim,

ruha, sanata dökelim diyorlar ve toprak

üzerine bir şiir yarışması düzenliyorlar.

1. olan çocuğun şiirinden çok etkileni-

yor, ona benzer “benim sadık yarim kara

topraktır” türküsünü orada yakıyor. Sazı-

nın kırılma hikayesi de Hasanoğlan’da

yaşanmış. Onun üzerine yaktığı türkü

“sazım” türküsünü ilk defa duymuştum,

sahnede söylüyorum. “Sen bir ceylan

olsan” türküsünü, Mualla Eyüboğlu ile

birlikte Köy Enstitüsünde çalışan Ruhi

Su’nun, Aşık Veysel’den öğrenip, Mualla

Eyüboğlu için söylediği, ona aşık oldu-

ğu çıkıyor ortaya. Bunlar çok özel şeyler.

Mikro mercek tutuyoruz oraya. Aslında

anlattığımız Köy Enstitüleri ama böyle

detaylarla beslediğinizde, minnacık bir

duyguya indiğinizde farklı bir tad giriyor

işin içine.

Bu hayatta kendimden 100 saatlik beste, 100 saatlik kayıt istiyorum de-miş Fazıl Say…Senin hedefin ne?

Hep sanatın içinde olmakla birlikte,

benim odağım sanat olmadı, keşke ol-

saydı. Ben kendi kendime keşfettim

bazı şeyleri. Son yaptığım bu işi de 40

yaşından sonra yapmaya başladım.

Tecrübelerim sonrası belli bir olgunluğa

eriştikten sonra yapmaya karar verdim

bu işi yapmaya. Bu nedenle yolun çok

34

SAYI 44

Filiz PEHLİVAN

başındayım. Sanatçıyım ve kendimden

şunu istiyorum demek için de daha çok

başındayım işin. Tek iddiam Anadolu’yu

karış karış gezip bu hikayeleri anlata-

cağım. Belki ondan sonra; Fazıl Say’ın

kendisine söylediği şeyi söyleyebilirim.

Senin müzik tanımın ve bu eserin başarısındaki önemi nedir?

Müziğin, evrenin, kozmozun ve Tanrının

sesi olduğuna inanıyorum. Her yerden

duyduğumuz şey bu. Çok kıymetli bir

şey, kutsal bir şey bu. Aslında müziğe

dair herkeste bir şekilde yetenek oldu-

ğuna ve üzerine düşülmesi gerektiğine

de inanıyorum. Bu anlamda ses telleri

de insana armağan edilmiş bir enstrü-

mandır ve konuşma sesini çok önemli

buluyorum. İletişimde konuşma sesini

kullanma şekli de çok önemli. Biz duy-

guyu verebilmek için; müziği ile şiiri ile

bütün bir şey koyduk ortaya. İyi de bir

yol bulmuşuz ki, 1.5 yılda 20.000 kişiye

ulaşmışız. Bütün illere, ilçelere, yurt dışı-

na ulaşmak, daha çok insana ulaşmak

istiyoruz.

Bu yola çıkarken, ülkemizde yolunda git-meyen şeylere karşı bir tepki var mıydı?

İçinde bulunduğumuz durumda, herkes

çaresiz ve umutsuz hissediyorken, ben

bendeki potansiyeli ve yetenekleri göre-

rek, kullanmam gerektiğini, o sıkıştığım

anda o duygu baskısı içinde hissettim

zaten. Ne oluyor, bitiyor mu her şey, ka-

ranlığa mı gömülüyoruz? Ekonomi, eği-

tim yerlerdeyken, bir sanatçı duyarlılığı

ile, ne yapabilirim? Elbette şarkı söyler-

sem dünya kurtulur diye düşünmedim.

Ekonomi nereye gidiyor, siyaset nereye

gidiyor, Cumhuriyet nereye gidiyor, bü-

tün kazanımlarımız nereye gidiyor, kadın

hakları, çocuk hakları nereye gidiyor ül-

kemizde diye düşünürken, acısını his-

sederken ve sıkışmışlık duygusu için-

deyken, ben başka bir şey yapacağım

dedim.

Sanat doğası gereği gerçeği ortaya

koyar. Tanrının sesi diyorum ya. Sanat-

çıyım, şarkıcıyım ve de başka bir yönte-

mim yok benim. Ne yapacağım? Bu yön-

temi kullanacağım. Ben de bu yöntemle

öğreniyorum çünkü. Sinema çok güçlü,

tiyatro çok güçlü eğer doğru yapılırsa

ve anlatılırsa. Bizim ihtiyacımız olan şey,

insan gücü, aydınlanma gücü. Yönetim,

siyaset başka bir şey. Sahada bambaş-

ka şeyler yaşanıyor. Oralara girmek, çık-

mak lazım. Gözgöze gelmek lazım. Duy-

guyu ne harekete geçiriyor, sanat. Bu

yüzden anlatıyorum, ve nasıl bir duygu

seli yaşanıyor biliyor musunuz? 2.5 saat

sonunda, kırmızı ıslak gözlü insanlar ya-

nıma geliyorlar ama gülümsüyorlar da

bir yandan. Bu ne demek? Ben öyle bir yolculuğa çıkarmışım ki onları, hem duvara çarpmışlar hem de kanatlan-mışlar. Böyle açıklıyorlar ruh hallerini.

“Neleri kaybettiğimizi gördük ama neleri

yeniden kazanabileceğimizin yolunu da

gördük, sen bize bunu gösterdin” diyor-

lar. Bu geri bildirimi aldığımda da ken-

dimden geçiyorum. “Tamam Pınar doğ-

ru yoldasın” diyorum, devam.

Oku ve kendi bakış açınla anlat. De-

mek ki sevdiler bu akış açısını. Örneğin

Devrim Erbil, benim anlatmamı istiyor

hayatını, sahnede. Cumhuriyet dönemi

sanatı ile Devrim Erbil’in hayatı üzerin-

den, dönem sanatını anlatacağım. Bu

yeni bir şey. İstanbul’da beni izlediğini

ve çok etkilendiğini söyledi. “Birlikte bir

proje yapmak istiyorum” dedi. Ben de

onur duydum. Cumhuriyet sanat tarihiy-

le örtüşen bir hayatı var Devrim Erbil’in.

Bir zamanların Resim Heykel Müze Mü-

dürü, dünyada temsil ediyor hala bizi.

“Ben, Pınar Ayhan’ın bakış açısından

dinlemek istiyorum hayatımı, çünkü o

çok enterasan yerlere dokunuyor, herke-

sin baktığı yere bakmıyor”, dedi.

Onun sanatı ile, Cumhuriyet tarihi sanatı,

Atatürk’ün daha 1934’de, Resim Heykel

Müzesi’ni açması. Anadolu Medeniyet-

leri Müzesi’ni açması. Neyi hedefliyor?

Sanat ne onun için? Neden opera diye

tutturdu? İlk operayı yaptırdı 1934’te.

Daha pek çok ihtiyaç varken, neden

opera, neden müzik? Bunları bu kadar

önemsemesi, niye? Anadolu toprakların-

da ne kadar medeniyetten kalma eser

varsa aldı o müzeye doldurdu ve dedi

ki; bu topraklarda bu medeniyetler ya-

şandı, kadim medeniyetin üzerinde ya-

şayan, yerleşik, medeni insanlarız. Kat

kat medeniyet var bu toprakların altında

ve bunun bilincindeyiz, bunlara sahibiz

ve koruyoruz demek istedi. Şimdilerde

kaçıranların elinde kalıyor bütün eserler.

Hani filmlerde izleriz ya, asırlar önce

uzaydan Mısır Çöllerine bir ufo düş-

müştür, içinden bir formül çıkar. Ben

de diyorum ki; 80-90 yıl önce bizim ül-

Kültür - Sanat

35

SAYI 44

kemize düşen aygıt, Cumhuriyet aygıtı.

Onun kullanma kılavuzu da “Gençliğe

Hitabe”. Ben ilk defa Gençliğe Hitabe’yi

bir kullanma kılavuzu gözüyle okudum.

Bak demiş, şöyle koruyacaksın, karşına

şunlar çıkabilir, şöyle sahip çıkacaksın.

Madde madde bize kullanma kılavuzunu

da göndermiş. Buna hiç bu gözle bak-

mamıştım. Meğer bunlar yaşanabilirmiş,

zamanında da yaşanmış. Ne şanslı-

yız ki, kullanma kılavuzunu göndermiş.

Hangi devletin devlet adamı arkasından

giderken bir vasiyatname, bir kılavuz

bırakmış. Müthiş bir şey. O yüzden de

diyorum ki; hiç umutsuzluğa gerek yok,

bunlar zaten yaşanabilir, başına gelebi-

lir, diyor. Ne yapacağımızı da söylüyor.

Çözümü de biliyoruz öyleyse.

Atatürk ve Laikliğin değerini en çok öğrendiğimiz yıllar demişsin…

Evet, ayrıca bir dergide de şunu söyle-

miştim; her kadının sürdüğü ruj, giydiği

marka ayakkabı, koluna taktığı çanta

için, giydiği kısa kollu, askılı bulüz için

bu ülkeye borcu var. Her kadının borcu

var, sahip çıkmak için bu ülkeye. Be-

nim kadar şanslı olan ve hatta daha da

şanslı olan kadınları davet ediyorum, ko-

rumak için bu ülkeyi, kendi evlatlarımız

için, sürdürülebilir hale getirmek için,

harekete geçmeliyiz. Hayat bir eser,

öyle bakmayı öğrenmeli insan. Günün

sonunda, ben nasıl bir eser çıkardım or-

taya? Oyunlardan birinin sonunda, de-

dim ki; “Bunlar aslında sizin hikayeniz,

hepimizin hikayesi. Bir gün biri çıkıp bu

sahneye sizi nasıl anlatacak ona siz ka-

rar vereceksiniz. Bir gün birisi anlatacak

sizi çünkü. Nasıl anlatılmak istiyorsunuz,

nasıl bir hayat yaşamış olmak istiyorsu-

nuz, kazanan gibi mi kaybeden gibi mi?

Buna siz karar vereceksiniz.”

Son sözlerin neler olsun Sevgili Pınar…Ülkemiz, geleceğimiz için…

Ülkemizin şu anki gidişatından mutlu de-

ğilim. Ama Türk Milletinin yapması gere-

ken şeyleri yaparsa geleceğinin parlak

olacağına dair, elbette umutluyum. Ne

yapacağız? Formülü ben buldum, çok

çalışacağız, inkılapları çok iyi anlayaca-

ğız. Modern Türkiye’nin madde madde

prensipleri belirlenmiş zaten zamanında.

Sahip çıkacağız ülkemize, üreteceğiz,

sahip olduğumuz üretim kaynaklarını el-

den çıkarmayacağız. Tüketen bir toplum

haline geldik, sadece pazar olarak gö-

rülüyoruz. Yeniden üretici olmak zorun-

dayız. İsmail Hakkı Tonguç der ki; “Köy

veya köylü diye bir şey yoktur. İhmal edil-

miş insanlar vardır”. Onun için Köy Ens-

titüleri önemlidir. Onlar toprağın askerle-

ridir. Vatanımıza, toprağımıza sahip çıkan

insanlardır onlar. Biz şehirlerde küçücük

alanlara sığışmaya çalışan, oradan oraya

koşturan insanlarız. Ama onlar toprakla

birebir temasta yaşayan ve onun kıyme-

tini bilen insanlar. Toprak demek buğday

demek, ekmek demek, eğer ona sahip

çıkmazsak ve işlemezsek toprağı, bu

bizim elimizden alınırsa, aç kalır, ölürüz.

Bunların hepsi köy enstitülerinde öğreti-

liyordu. Su nasıl arıtılır, arıcılık, ağaç aşısı

nasıl yapılır, meyve-sebze nasıl yetiştirilir,

kendimize yetmeyi öğretiyorlardı. Biz bir

zamanlar tahıl ambarı idik. Ama şimdi git-

tikçe görüyorum Anadolu’da, köylü otu-

ruyor. Ne ekip biçiyorsunuz diyorum. Hiç

bir şey diyorlar. Ovalar, tarlalar bomboş

duruyor. Bunların farkına varılıp, derhal

harekete geçmek lazım. Toprakta, sana-

yide, ekonomide, güçlü olmak zorunda-

yız. Bunlar düşman savardır. O zaman

sizinle daha farklı ilişki kuruyor etrafınız.

Eğitim, bilim, bunlar çok önemli. Doğru

yönetim, doğru sistem. İsmail Hakkı Ton-

guç, Hasan Ali Yücel, Mustafa Necati,

bu insanlar gibi 24 saat çalışalım demi-

yorum. Onların onda biri kadar çalışsak

yeter. İsmail Hakkı Tonguç köy enstitüle-

rini kurmak için yola çıktığında, 9150 köy

geziyor. Bu inançla, gerçekten çalışma-

mız gerekiyor. Özellikle biz kadınlar… Bu

ara daha çok çalışmamız şart. Sahip ol-

duğumuz güzellikleri Ulu Önderimiz Gazi

Mustafa Atatürk’e borçluyuz, sağolsun,

önümüzü açmış, ama biz de bunun hak-

kını vermek zorundayız.

SAYI 44

36Birliğimizden Haberler

TürkMMMB Yeni Yıl Yemeği

Yeni bir yıla başlarken üyelerimiz ile bir araya gelmek ve birlikte hoş vakit geçirmek amacıyla Birliğimiz 12 Ocak 2018, Cuma

akşamı Holiday Inn Otel’de Yeni Yıl Üye yemeğini gerçekleştirmiştir. Ankara Modern Orkestrası’nın sahne aldığı, geçmişten

günümüze özel eserlerin seslendirildiği bu güzel geceye katılan tüm üyelerimize ve değerli eşlerine teşekkür ederiz.

11. Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Toplantıları

Kalkınma Bakanlığı bünyesinde yürütülen 11. Kalkınma Planı çalışmaları

kapsamında “İnşaat, Mühendislik – Mimarlık, Teknik Müşavirlik ve Müteahhitlik

Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonu” toplantılarının ikincisi 17- 18 Ocak 2018 tarihlerinde

düzenlenmiştir. Toplantılara birliğimizi temsilen Geçen Dönem Başkanı Demir İnözü

ve Birlik Yöneticisi Seda Seyhan ile TOBB Teknik Müşavirlik Sektör Meclisini temsilen

Meclis Başkanı Fatma Çölaşan ve Sinan Aker katılmışlardır. Toplantılar sonrasında

hazırlanarak Bakanlığa iletilen raporların değerlendirilerek Kalkınma Planı ve ilgili

dokümanlarda yer alması beklenmektedir. Katar Bayındırlık İdaresi Heyeti İle Toplantı

Katar Bayındırlık İdaresi (Ashghal)

Başkanı Dr. Eng. Saad bin Ahmad

AL MUHANNADİ ve beraberindeki

heyetin 29-31 Ocak 2018 tarihlerinde

ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret

kapsamında T.C. Ekonomi Bakanlığı

koordinasyonunda, Birliğimiz ve

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB)

işbirliğinde, Katar’da önümüzdeki

dönemde gerçekleştirilmesi öngörülen

projeler ve ihale süreçleri hakkında üye

firmalarımızın bilgilendirilmesi amacıyla

30 Ocak 2018 Salı günü TMB Genel

Merkez Binası’nda bir bilgilendirme

Toplantısı düzenlenmiştir.

Uluslararası Projelere Yönelik Teknik Müşavirlik Sektör Toplantısı

T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda, Bakan Yardımcısı Sayın Fatih

Metin ve Eximbank Genel Müdürü Sayın Adnan Yıldırım başkanlığında

15 Şubat 2018 Perşembe günü, İstanbul’da Eximbank Genel Müdürlüğü’nde bir

toplantı düzenlenmiştir. İlgili toplantıda Eximbank yetkilileri ile Türk teknik müşavirlik

sektör temsilcilerinin bir araya gelerek, sektörde karşılaşılan finansman sorunlarına

ve çözüm önerilerine, teknik müşavirlerimizin üstlendikleri projeler kapsamında

faydalanabilecekleri kredilere ilişkin hususlarda görüşler paylaşılmıştır. Başkanımız

Sayın Munis ÖZER ve TürkMMMB üyelerinin yer aldıkları toplantıya DEİK Uluslararası

Teknik Müşavirlik İş Konseyi üyeleri de katılmışlardır.

BİRLİĞİMİZDEN HABERLERB İ R L İ Ğ İ M İ Z D E N H A B E R L E RN i s a n - 2 0 1 8

PETEK PROJE

Barajlar ve Göletler

Otoyollar ve Yollar

Tüneller ve Köprüler

Sulama ve Drenaj

HizmetlerimizPlanlama

Projelendirme

yukselproje.com.tr

KUZEYMARMARA OTOYOLU

NARLI AKÇAGÖZE