Upload
duongdat
View
216
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Nisan 2018 SAYI 44
3 ayda bir yayımlanırücretsizdir
TEMA;Yapım Yüklenicisi Seçimi
KÜLTÜR-SANAT; İnanıyoruz ve Yapıyoruz!
Yapım İşleri Alternatifli İhale Yöntemi Önerileri Selection of Contractors-Proposed Alternative Mechanisms to Award
EPC/Turnkey Contract 1st Ed (1999 Silver Book) General Conditions; Guidance for the Preparation of Conditions
Particular Application; Forms of Tender and Agreement, etc.
ÖZGÜN YAYINLAR
Plant and Design-Build Contract 1st Ed (1999 Yellow Book) Conditions of Contract for Plant & Design-Build (First Ed, 1999). For
Electrical & Mech. Plant & For Building & Engineering Works Designed by
the Contractor. Gen. Conds; Guidance for Preparation of Conds of Part.
Application; Forms of Tender.
FIDIC YAYINLARI
İnşaat İşleri İdari Şartnamesi (Kırmızı Kitap) 1.Baskı-1999 Bölüm 1: Genel Şartlar, Bölüm 2: Özel Şartların Hazırlanmasına Yönelik Rehber,
Bölüm 3: Teklif mektubu, sözleşme anlaşmaları ve uyuşmazlık çözüm anlaşması formları
Mühendislik- Tedarik- Yapım (MTY) / Anahtar Teslimi Projelerin Sözleşme Şartları (Kurşuni Kitap) 1. Baskı-1999Bölüm 1: Genel Şartlar, Bölüm 2: Özel Şartların Hazırlanmasına Yönelik Rehber,Bölüm 3: Teklif Mektubu, Sözleşme ve Uyuşmazlık Çözüm Anlaşması Formları
Kısa Sözleşme Formu (Yeşil Kitap) 1.Baskı-1999Bölüm 1: Anlaşma, Bölüm 2: Genel Şartlar, Bölüm 3: Uyuşmazlık Çözüm Kuralları,Bölüm 4: Yol Gösterici Bilgiler
ÇEVİRİ YAYINLARYENi
YENi
Conditions of Contract for Plant & Design-Build (Second Ed, 2017). For Electrical & Mech. Plant & For Building & Engineering Works Designed by the Contractor. Gen. Conds; Guidance for the Prepn of particular conditions and Annexes: forms of securities, Forms of Letter of Tender, Contract Agreement and Dispute Adjudi-cation/Avoidance Agreement
Conditions of Contract for Construction (Second Ed. 2017). For Building and Engineering Works designed by the Employer. General conditions; Guidance for Preparation of Particular Conditions; Forms of Letter of Tender, Letter of Accept-ance, Contract Agreement and Dispute Adjudication/Avoidance Agreement, etc.
Conditions of Contract for EPC Turnkey Projects (Second Edition, 2017). General Conditions; Guidance for the Preparation of particular conditions and Annexes: forms of securities; Forms of Letter of Tender, Contract Agreement and Dispute Adjudication/Avoidance Agreement, etc.
YENi
YENi
YENi
FIDIC Contracts (1999 editions) Guide 1st Ed (2000) FIDIC Contracts Guide to the Construction, Plant and
Design-Build and EPC/Turnkey Contracts (1st Edition, 2000)
Short Form of Contract 1st Ed (1999 Green Book) The Short Form of Contract (First Edition, 1999).
Agreement, General Conditions, Rules for Adjudication and
Notes for Guidance.
Yayınlar hakkında detaylı bilgi için TürkMMMB ile iletişime geçiniz. * Broşürde yayınların bazılarına yer verilmiştir. Tüm yayın listesine www.tmmmb.org.tr adresinden ulaşılabilir.
Ahmet Rasim Sokak No: 35 / 2 Çankaya - 06550 Ankara e-posta: [email protected]
url: www.tmmmb.org.tr
Construction Contract 1st Ed (1999 Red Book) Conditions of Contract for Construction (First Ed. 1999). For Building
and Engineering Works designed by the Employer. General conditions;
Guidance for Preparation of Particular Conditions; Forms of Tender, etc.
DBO Contract 1st Ed (2008 Gold Book) Conditions of Contract for Design, Build and Operate Projects (1st Ed,
2008). General Conditions; Particular Conditions Part A - Contract Data.
Client/Consultant Model Services Agreement 4th Ed (2006 White Book) Client/Consultant Model Services Agreement (White Book)
4th Ed, 2006
Construction (1999 Red Book) Subcontract 1st Ed (2011)Conditions of Subcontract for Construction (First Ed. 2011).
For Building and Engineering Works designed by the Employer.
Model Representative Agreement (1st Edition 2013) (The Purple Book)
Editör’den
Her Veda Yeni Bir Başlangıçtır!.. ...................................................... 2
Başkan’dan
Başarı Doğru Seçimle Başlar .. ......................................................... 3
Tema
Yapım Yüklenicileri Seçimi .............................................................. 4
FIDIC Avrupa Bölgesel Altyapı Konferansı .................................... 12
Yapım İşleri İhalelerinde Yüklenici Seçim Kriterleri ...................... 14
TürkMMMB Yayını:
“Teknik Müşavirlerin Yapım Yüklenicileri İle
Müteselsilen Sorumluluğuna İlişkin Bildirge” ................................ 18
Amerikan İhale Sisteminin Türkiye’deki Uygulamaları ................. 20
ODTÜ’ye Yeni Bina: Yüksel Proje Amfisi ........................................ 26
Kültür-Sanat
İnanıyoruz ve Yapıyoruz!................................................................ 30
Birliğimizden Haberler ............................................. 36
SAYI 44Nisan 2018
ISSN 1303 – 2585
İmtiyaz Sahibi
Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli€i ad›na Yönetim Kurulu Baflkan›
Munis ÖZER
Yazı İşleri Müdürü
Filiz PEHLİVAN
Yayın Kurulu
Filiz PEHLİVAN (Başkan)
Demir İNÖZÜ
Salih Bilgin AKMAN
Cemal KARAOĞLU
Ahmet KAVALCI
Hülya EKSERT
Seda SEYHAN
Yunus Emre KOLSAL
Baskı - Cilt
Ajans-Türk Gazetecilik Matbaacılık
İnşaat Sanayii A.Ş.
İstanbul Yolu 7. Km. İnönü Mahallesi
Necdet Evliyagil Cad. No: 24 Batıkent / ANKARA
Tel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95
www.ajansturk.com.tr - [email protected]
Grafik-Tasarım
Yusuf MEfiE (Ajans-Türk)
Basım Tarihi ve Yeri
Nisan 2018 - ANKARA
Yayın Türü
Yerel Süreli, 3 ayda bir yayımlanır
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği
Ahmet Rasim Sokak No: 35 / 2 Çankaya - 06550 Ankara
Tel: (312) 440 89 70
Faks: (0312) 440 89 72
e-posta: [email protected]
url: www.tmmmb.org.tr
“Yazıların ve reklamların içeriğinden sahibi sorumludur; TürkMMMB veya Yayın Kurulu sorumlu tutulamaz.”
“Yayımlanan yazıların, her hakkı saklıdır. Kaynak belirtmek koşuluyla, yazılarından, toplamda çeyrek sayfayı geçmeyen alın-tı yapılabilir. Bunun dışında, seri olarak çoğaltılması, çeyrek sayfadan fazla alıntı veya kopya yapılması, Yayın Kurulu’nun yazılı iznine bağlıdır”
Dergimiz, 2000 adet basılıp dağıtılmaktadır.
2
SAYI 43
Editör’den
Filiz PEHLİVAN
“tm-teknik müşavir” dergimizin çok
değerli okuyucuları, dergimizin olu-
şumunda amatör ruhla çalışan biz-
ler, asıl işi mühendislik, mimarlık
olan kişileriz. Ama inanın bütün yo-
ğunluğumuza rağmen, her derginin
hazırlık sürecinde büyük bir keyifle,
heyecanla çalıştık ve dergimizin ma-
salarınıza ulaşacağı ana odaklandık.
Sizlerden aldığımız geri bildirimler
bizi her seferinde daha “farklı” bir
dergi hazırlama konusunda motive
etti. Her sayıda, farklı bir tema ile
sizlerin karşısına gelmeye, bu arada
günceli takip etmeye özen göster-
dik. Dileriz yoğun mesai gündeminiz
içinde, göz atmayı tercih ettiğiniz bir
dergi olmayı başarmışızdır.
Sadece teknik konularla kalmadık,
hayata değer katan, ruhumuzu bes-
leyen “sanat” konusuna ayrı bir özen
gösterdik. Sizleri çok özel sanatçılar-
la buluşturduk. Yaşar Seyman, İnci
Özdil, Anjelika Akbar, Erkan Şahma-
lı, Yüksel Erimtan, Ufuk Tarhan, kül-
tür-sanat köşemizin konukları oldu.
Bu süreçte bize vakit ayıran, yazı ve
röportaj desteği veren, dergimize ko-
nuk olan herkese sonsuz teşekkürler.
Bu sayımızla da, sektörümüzü ilgi-
lendiren konulara dair çok değerli bir
bilgi kaynağı oluşturduğumuza ve
her satırı ilgiyle okuyacağınıza inanı-
yoruz.
Kültür-Sanat köşemizi ise Çok Sev-
gili Arkadaşım, Atatürk’ün kızların-
dan Sevgili Pınar Ayhan ile yaptı-
ğım röportaj ile kapatmak istedim.
Öyle keyifli, öğretici, umut verici bir
söyleşi idi ki, inanıyorum o içtenlik
size de geçecektir. Orada Duruver-seydi Zaman, mutlaka yaşanması
gereken bir yolculuk. Sakın ihmal
etmeyin ve bu yolculuğa çıkın.
Bana gelince; önümüzdeki süreç-
te zaman ayırmam gereken yeni
hedefler, yeni yolculuklar sözkonu-
su. Bu dergi benim için elbette çok
değerliydi ve elimden geldiğince
önceliklerim arasında yer aldı. Ama
yeni seçilen Yönetim Kurulumuzdan
bundan sonrası için izin istedim, bu
nedenle bu bir veda yazısı.
Beni bu dergi ile buluşturan ve edi-
törlük onurunu yaşamamı sağlayan
Erkan Şahmalı ve Munis Özer Baş-
kanlarımız ve Yönetim Kurulu Üyele-
rine teşekkür ediyorum.
Birlikte çalıştığım tüm yayın kurulu
üyesi arkadaşlarıma emekleri ve yol
arkadaşlıkları için teşekkürler.
Reklam desteği veren tüm firmalar
bir teşekkür de sizlere.
Ama en büyük alkış elbette siz de-
ğerli okuyucularımıza gelsin.
Çok daha aydınlık ve güzel günler-
de birarada olmak dileğimle, hoş-
çakalın…
En derin saygılarımla,
Her Veda Yeni Bir Başlangıçtır!
3
SAYI 43
Başkan’dan
Munis ÖZER
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği (TürkMMMB), müşavir mühendislik
ve mimarlık kavramının önemini ilgili ku-
rumlara ve topluma anlatmak, müşavirlik
hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine
çalışmak, uluslararası uygulamaları ülke-
mize taşımada öncülük ederek, bu konu-
da en yüksek uluslararası teknolojik ve
örgütsel seviyeye erişmek amacıyla, 25
Nisan 1980 tarihinde kurulmuştur. Birlik,
bağımsız müşavirlik hizmeti veren mühen-
dis ve mimarları temsil eden dernek statü-
sünde bir sivil toplum kuruluşudur.
TürkMMMB, 1987 yılında Müşavir Mühen-
disler Uluslararası Federasyonu – FIDIC’e
ve 2001 yılında Avrupa Müşavir Birlikleri
Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur.
Her iki federasyonun Türkiye’deki tek tem-
silcisidir.
TürkMMMB, amaçları doğrultusunda; ge-
lişmiş ülkelerde yaygın ve kurumsallaşmış
olarak kabul gören, ancak ülkemizde he-
nüz eksiklikleri olan bağımsız teknik mü-
şavirlik sektörünün geliştirilmesi ve geliş-
miş ülkelerdeki uygulamaların Türkiye’ye
kazandırılması için gerek üyelerine, ge-
rekse toplumun tüm kesimlerine yönelik
yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Ulus la ra ra s› ka bul gör müfl ta n› m›y la
FI DIC stan dart la r›y la ba €›m s›z mü fla vir
mü hen dis lik ya pan fir ma la r›n bir ara ya
gel di €i ça t› ku ru lu flu olan TürkMMMB’nin,
in fla at sek tö rü nün fark l› alan la r›n da de ne-
yim li 200’e ya k›n üye si bu lun mak ta d›r.
2016 – 2018 Dönemi Yönetim Kurulu
Munis ÖZER – Başkan
Demir İNÖZÜ – Geçen Dönem Başkanı
Sedef ERDOĞAN – Başkan Yardımcısı
M. Sinan AKER – Başkan Yardımcısı
H. Cemal KARAOĞLU – Başkan Yardımcısı
A. Süreyya URAL – Başkan Yardımcısı
Ertuğrul DİZDAR – Sekreter Üye
Utku Cengiz ÖZYURT – Sayman Üye
Ahmet KAVALCI - Üye
TürkMMMB’nin kuruluş amaçlarından en
önemlisi FIDIC (Müşavir Mühendisler Uluslara-
rası Federasyonu) uygulamalarının ve etik de-
ğerlerinin ülkemiz inşaat sektöründe bilinir ve
uygulanabilir olmasını sağlamaktır. FIDIC mü-
şavir mühendisin inşaat sektöründeki rolünü
tanımlarken yapım ihale ve uygulama sürecin-
deki görevlerini de açıkça belirtmektedir. Tüm
dünyada müşavir mühendisler ve mimarlar
tasarım hizmetlerinin yanısıra, teknik şartname,
ihale dökümanlarının hazırlanmasında ve söz-
leşme sürecinde de işveren adına çok önemli
görevler üstlenirler.
FIDIC teknik müşavirlerin deneyimleri doğrul-
tusunda çeşitli üye ülkelerin müşavir mühen-
dislerinin görev aldığı “yüklenici seçim grubu”
tarafından hazırlanan “Yapım Yüklenicileri Seçimi” rehberini 2017 yılında yayımlamıştır.
TürkMMMB geçmiş dönem başkanlarından ve
FIDIC yönetim kurulunda görev yapmış değerli
üyemiz Fatma Çölaşan, ilgili komite üyesi ola-
rak bu rehberin hazırlanmasında görev almıştır.
Bu sayımızda yer verdiğimiz “Yapım Yükleni-cileri Seçimi” kitapçığının Fatma Çölaşan ta-
rafından hazırlanan Türkçe çevirisi, Türk İnşaat
sektörünün yararlanması amacıyla Birliğimiz
tarafından basılarak ilgili kamu ve özel sektör
kuruluşlarına dağıtılacaktır.
Bu sayımızın teması doğrultusunda ülkemiz-
de KIK kapsamında uygulanan “Yapım İşle-
rinde Yüklenici Seçim Kriterleri” konusunda
KGM Program ve İzleme Dairesi Başkanı İlhan
Aytekin’in görüşleri de yer almaktadır.
FAR uygulamalarından bir örnek olarak,
Türkiye sınırları içerisinde Amerikan Hava Kuv-
vetlerinin şartnamelerine uygun olarak yapılan
yüklenici seçim kriterlerini de İncirlik Hava
Üssünde Amerikan Hava Kuvvetleri adına
Kontrat İdarecisi olarak görev yapan Zeynep
Selamoğlu detaylı olarak bizlere aktardı.
Yüksel Projeyi 40. Kuruluş yıldönümleri nede-
niyle ODTÜ’ye yeni ve çağdaş bir mühendislik
merkezi kazandırdıkları için kutluyor, bu anlamlı
yaklaşımın teknik müşavirlik ve müteahitlik firma-
larımız için güzel bir örnek olmasını diliyorum.
Dergimizin Sanat Kültür köşesinde sizleri çok
değerli bir sanatçı ile buluşturuyoruz. Pınar
Ayhan müzisyen olarak elde ettiği birçok ba-
şarının yanı sıra araştırmacı ve projeci kişili-
ğiyle de toplumumuza kazandırdığı “Orada
Duraverseydi Zaman” yapıtıyla son yüz yıllık
tarihimizi gözler önüne sermiştir. Pınar Ayhan
hanımefendinin ayrıca 12. Teknik Kongremizde
konuk konuşmacı olarak yer alması, kongremi-
ze ayrı bir renk katacaktır. Kendisine teşekkür
ediyoruz.
Dergimizde yazıları ve söyleşileri ile yer alan tüm
yazarlarımıza ve konuklarımıza bu değerli çalış-
maları ve katkıları için TürkMMMB Yönetim Ku-
rulu adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.
Özel bir teşekkürüm de editörümüz Filiz
Pehlivan’a; yaklaşımı, anlayışı ve üstün gay-
retiyle t-m teknik müşavir Dergimizde farklılık
yarattığı için kendisine çok teşekkür ediyorum.
Bu sayımız size ulaştığında 2016-2018 Döne-
mi Yönetim Kurulu olarak görevimizi tamamla-
mış olacağız.
2016 yılında göreve başlarken zor bir süreçte
göreve başladığımızı belirterek, dönemimizin
maalesef Birliğimiz üyeleri ve sektörümüz için
umut vaadeder bir şekilde başlamadığını ifade
etmiştim.
Bildiğiniz gibi inşaat ve teknik müşavirlik sektö-
rü dış faktörlere karşı aşırı duyarlıdır ve küresel
ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerin
başında gelmektedir. Arap baharının olumsuz
etkileri, yakın coğrafyamızdaki kaos ve iktidar-
sızlık, petrol fiyatlarındaki aşırı düşüş ve ardın-
dan yaşanan Rusya krizi, inşaat sektörümüzün
yurt dışı hizmetlerinde son yıllarda yakaladığı
ivmeyi malesef olumsuz olarak etkilemiştir.
Bunların yanı sıra ülkemiz 2016 yılında hain
ve başarısız bir darbe girişimini atlatmış,
Güneydoğu sınırlarımızda güvenli bir bölge
oluşturmak amacıyla başlatılan sınır ötesi
operasyonlar halen devam etmektedir. Ayrıca
son dönemde TL’deki aşırı değer kaybı ve
uluslararası derecelendirme kuruluşlarının not
indirimleri sektörümüzü maalesef olumsuz
olarak etkilemiştir.
Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışında üst-
lendikleri yıllık proje tutarı 2012- 2015 dönemin-
de 25-30 milyar ABD Doları bandında seyreder-
ken yönetim görevini üstlendiğimiz 2016-2017
döneminde yurt dışında üstlenilen proje tutarı
14-15 milyar ABD Doları seviyesine düşmüştür.
Bu durum biraz önce değindiğim gibi büyük
ölçüde sektörün ana pazarlarındaki jeopolitik
sorunlar ve aynı döneme rastlayan enerji fiyat-
larındaki düşüşten kaynaklanmaktadır.
Sektörümüzü etkileyen bütün bu olumsuzluk-
lara rağmen, Teknik Müşavirlik Sektörümüzün
yurt içerisinde ve uluslararası platformda güç-
lenmesi ve hak ettiği konuma kavuşması için
olağanüstü çabalarından dolayı yönetim kuru-
lumuza teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki dönemin Ülkemizdeki kamu ve
kamu-özel işbirliği yatırımları, yurtdışında ise
artan enerji fiyatları doğrultusunda sektörümüz
açısından daha olumlu olacağını ümit ederek
Süreyya Ural Başkan’a ve yeni yönetimine
başarılar diliyorum.
Başarı Doğru Seçimle Başlar
Türk Müşavir Mühendisler ve
Mimarlar Birliğimizin Türkiye’de-
ki tek temsilcisi bulunduğu
Müşavir Mühendisler Uluslararası Fe-
derasyonu FIDIC, 1913 yılında kurul-
muş olup merkezi İsviçre’nin Cenevre
şehrinde bulunmaktadır ve günümüz-
de üye ülke sayısı 105’e yükselmiştir.
FIDIC, Müşavir Mühendislik sektörü
başta olmak üzere, üyelik şemsiyesi
altında bulunan ülkelerin inşaat sek-
törleri paydaşlarının gelişimi için çok
çeşitli çalışmalar yürütmekte ve poli-
tikalar üretmekte, öneriler yapmakta;
bu konularda kitaplar yayımlamakta
ve konferanslar, seminerler düzenle-
mektedir. FIDIC’in Erdemlilik Yönetimi,
Kapasite Geliştirme, Müşavirlik Tip
Anlaşması, İnşaat Sözleşme Şartna-
meleri, Taşeron Sözleşmeleri, PFI/PPP,
Sürdürülebilir Gelişme, İş Geliştirme
Rehberi, Risk ve Kalite, Genç Pro-
fesyoneller grubu yayınları ile, ayrıca
En İyi Uygulamalar (Best Practices)
yayınları altında sürekli geliştirmekte
olduğu Kalite Esaslı Teknik Müşavir
Seçimi, Teknik Müşavir Seçim Yöntem-
4
SAYI 44
TEMA
Fatma ÇÖLAŞAN
leri, Yapım Yüklenicisi Seçimi, Tasarım
Hizmetleri İçeriği gibi çok çeşitli ko-
nularda kitapları-yayınları bulunmak-
tadır. Türk Müşavir Mühendisler ve
Mimarlar Birliği, FIDIC öğretilerinin
Türkiye’de de uygulamaya konulması
için birçok çalışma yapmaktadır. Bu
çalışmalarından biri de FIDIC’in 2017
yılı yayını olan ‘YAPIM YÜKLENİCİ-LERİ SEÇİMİ -Yapım İşleri Alternatifli İhale Yöntemi Önerileri’nin, aşağıda
okuyucuya sunulduğu üzere dilimize
tercüme edilmesidir.
FIDIC bugüne kadar daha çok Teknik
Müşavirlik firmalarının (Müşavir Mü-
hendislik firmaları) seçimi ve uygula-
maları ile ilgili olarak yoğun çalışmalar
ve yayınlar yapmıştır. Ancak Federas-
yon, dünya uygulamalarında Yapım
Yüklenicilerinin seçiminde de Teknik
Müşavirlerin önemli rol almakta olduk-
larını dikkate alarak, en son yayını olan
‘YAPIM YÜKLENİCİLERİ SEÇİMİ’ reh-
berini hazırlamıştır. Rehber, benim de
üyesi bulunduğum FIDIC BPC daimi
komitesine (Business Practice Com-
mittee) bağlı olarak gönüllü görev
yapan, yine üyeleri arasında bulun-
duğum Yüklenici Seçimi Görev Grubu
(Contractor Selection Task Force) ta-
rafından hazırlanmıştır. Görev grubu-
nun üyeleri çeşitli ülkelerden seçilerek
bir araya gelmişler ve 2015 yılında ça-
lışmaya başlamışlardır. Bu kapsamda
ilk yapılan iş, FIDIC üyesi Müşavir Mü-
hendislik Birlikleri ile Uluslararası Fi-
nans Kuruluşlarının cevaplamaları için
anketler hazırlamak ve yapım yükleni-
cilerinin dünya genelinde nasıl seçil-
diklerini öğrenmek, onların önerilerini
almak olmuştur. TürkMMMB bu anke-
ti cevaplarken, Türkiye Müteahhitler
Birliği’nin de görüş ve önerilerini göz
önüne almıştır. Anket cevapları Görev
Grubu tarafından değerlendirilmiş,
daha sonra da FIDIC üyesi 105 ülke-
nin kullanımı için söz konusu Yapım
Yüklenicisi Seçimi Rehberi hazırlana-
rak basılmış ve 2017 Eylül’ünde FIDIC
Jakarta/Endonezya Konferansı’nda
tanıtılmıştır. Anket sonuçlarının özeti
aşağıda, rehber tercümesinin altında
ayrıca verilmiştir. Görev grubu bu üç
yıllık süre içinde zaman zaman yüzyü-
ze toplantılarda bir araya gelmiş, daha
çok da telefon toplantıları ve e-posta
haberleşmesi vasıtasıyla görüş alış-
verişinde bulunarak basım öncesinde
altı kez taslak hazırlamıştır.
Yapım Yüklenicisi seçiminde işveren
kuruluşlara danışmanlık hizmeti ver-
me, proje yönetimi, inşaat yönetimi,
inşaat kontrolluğu vb. hizmetler Teknik
Müşavirlik hizmetleri kapsamındadır
.Bu nedenle Dünya Bankası, Avrupa
Yatırım Bankası, Asya Kalkınma Ban-
kası ve benzeri Uluslararası Finans
Kuruluşları’nın da kullanılmalarını zo-
runlu kıldıkları FIDIC İnşaat Sözleşme
Şartnameleri kapsamında yapılan ça-
lışmalar gibi, Yapım Yüklenicisi seçim-
leri de Teknik Müşavirleri yakından
ilgilendirmekte, hatta onlara bu konu-
da sorumluluk vermektedir. Ülkemizde
teknik şartnameler tasarımcı Müşavir
Mühendisler tarafından üstlenilmekte,
fakat idari şartnameler (inşaat söz-
leşme şartnameleri) genellikle ihaleyi
yapan idareler tarafından hazırlan-
maktadır. Halbuki gelişmiş dünyada
idari şartnameleri hazırlamak da Tek-
nik Müşavirlerin hizmet kapsamında-
dır ve bunun bir göstergesi de Müşavir
Mühendisler Uluslararası Federayonu
FIDIC tarafından hazırlanan ve dün-
yada yaygın olarak kullanılan İnşaat
Sözleşmeleri Şartnameleri’dir.
Tercüme: Fatma ÇÖLAŞAN
5
SAYI 44
ÖNSÖZ Uluslararası Müşavir Mühendislik En-
düstrisi hakkındaki toplum algısı, dünya
yapılmış çevresinin (world’s built envi-
ronment) performansından etkilenmek-
tedir. Bu konuda başarılı sonuçlar elde
etmek ise Yapım Yüklenicisi seçimi ile
yakından ilgilidir.
En düşük bedeli teklif eden Yükleniciyi
seçme şeklinde gerçekleşen Düşük Be-
del esaslı ihale yöntemi, Yükleniciden
talep edilen belgelerin yeterli olması ve
yasal gereksinmelere uyulması halinde
ülkelerin çoğunda hala tercih edilmek-
tedir. FIDIC yakın zamanda dünya bo-
yutunda kendi üyeleri olan Müşavir Mü-
hendislik Birlikleri ve ayrıca Uluslararası
Finans Kuruluşları ile anket çalışmaları
gerçekleştirmiş ve söz konusu Düşük
Bedel yönteminin İşverenlere/Mal Sa-
hiplerine en iyi sonuçları vermediğini
saptamıştır. Araştırmalara katılanlar tara-
fından da kabul gördüğü gibi, çoğunluk
tarafından Düşük Bedele alternatif ola-
bilecek ve kalifikasyon kriterlerinin kul-
lanılacağı Yüklenici seçim yöntemlerine
ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır.
Düşük Bedel yönteminde İşverenler/
Mal Sahipleri, gerçekçi olmayan düşük
bedelleri bilerek veya bilmeyerek tek-
lif eden Yapım Yüklenicileri yüzünden
önemli riskler taşımak zorunda kalmak-
tadırlar. İşverenler/Mal Sahipleri, Yük-
lenicilerin kendi teklifleri olan ve karşı
tarafça kabul edilen düşük bedellerle,
kendilerine verilen proje tanımları ve
teknik şartnamelere sadık kalarak ça-
lışmalarını, bir taraftan da bu koşullarda
kâr etmelerini ve ayakta kalmalarını Yük-
lenicilerden bekleyemezler. Bu durum
genellikle kaliteden taviz verme, taraflar
arasında yoğun uyuşmazlık ve iddiaların
meydana gelmesi, gecikmeler, davalar,
artan maliyetler, hatta bazen taahhütle-
rin yerine getirilmemesi ile sonuçlanabi-
lir. Yapım işinin tatmin edici bir kalitede
tamamlandığını belgelendirmek zorun-
da olan Müşavir Mühendisler ise, önemli
iş yükü ve genellikle İşveren/Mal Sahibinin
ödeme konusunda isteksiz olduğu maliyet
artışıyla karşılaşarak, kendilerini Yapım
Yüklenicileri ile çatışma halinde bulabilirler.
Bu sorunlara işaret etmek amacıyla
FIDIC, ‘En İyi Uygulamalar‘ serisi kap-
samında “Yapım Yüklenicileri Seçimi İçin Alternatifli Yöntem Önerileri Reh-beri“ başlığı ile bu rehberi hazırlamıştır.
Bu doküman, İşverenlerin Ön Yeterlik ve
Kısa Liste oluşturma da dahil olmak üzere
kendi özel koşullarına, ulusal mevzuatına,
(a) Kabul Edilebilir En Düşük Maliyet,
(b) Kalite Artı Maliyet,
(c) Kalite Esaslı,
Yüklenici seçimi yaklaşımlarına göre
dikkate alacakları bir dizi ‘iyi uygulama-
yı tarif etmektedir.
Son yıllarda yeryüzündeki yenilikçi İşve-
renler / Mal Sahipleri, giderek yükselen
bir eğilimle Müşavir Mühendis (Teknik
Müşavir) seçiminde hizmet bedelini ikin-
ci plana atarak, kalite ve kalifikasyona
odaklanmaya başlamışlardır. Bu İşve-
renler / Mal Sahipleri, düşük yapım-işlet-
me ve bakım maliyetleriyle sonuçlanan,
yüksek nitelikli ‘Proje Ömür Boyu Mü-
hendisliği’ ne daha çok değer vermek-
Rehberin yaşayan bir doküman olacağı;
Yapım Yüklenicileri Birlikleri ile İşveren-
ler ve Mal Sahiplerinin zaman içinde bu
rehberde anlatılan yöntemleri benim-
seyecekleri ve rehberin kendilerinin de
katkılarıyla gerektikçe yenileneceği dü-
şünülmekte ve ümit edilmektedir.
tedirler. Bu felsefenin unsurları özellikle
Tasarla-Yap (DB) ve Kamu Özel Sektör
Ortaklığı (PPP) modelleri ile bütünleş-
mekte; Müşavir Mühendisleri ve Yapım
Yüklenicilerini, İşveren / Mal Sahipleri
adına çözüm üretmek üzere işbirliği yap-
ma doğrultusunda yüreklendirmektedir.
FIDIC ayrıca bu dokümanın İşveren/ Mal
Sahipleri için en iyi sonuçları üreteceğini
de ümit etmektedir.
Bu rehber, FIDIC gönüllülerinden oluşan
bir Çalışma Grubu (Contractor Selection
Task Force) tarafından Kiran Kapila li-
derliğinde ve Kanada inşaat endüstrisi
mensubu Phil Long’un, rehberin basıldı-
ğı güne kadar devam eden değerli kat-
kılarıyla hazırlanmıştır.
Yüklenici Seçimi Çalışma Grubu Üyeleri (alfabetik sıra ile):Kiran Kapila (Grup Başkanı, Hindis-
tan), Andrew Read (Yeni Zelanda),
Chris Newcomb (Kanada), Fatma Çölaşan (Türkiye), Mark Steiner (ABD), Shahram Sandiani (İran)
Yukarıdaki Çalışma Grubu üyelerine
ilave olarak rehbere katkı yapanlar
Avrupa Müteahhitler Birliği (EIC) tem-
silcisi Mathias Fabich ve Yeni Geliş-
tirme Bankası Proje Satınalma Başka-
nı Greesh Sharma’dır.
6
SAYI 44
TEMA
Fatma ÇÖLAŞAN
GİRİŞUluslararası Müşavir Mühendislik- Mi-
marlık (Teknik Müşavirlik) topluluğu,
kamu tarafından dünyanın fiziksel veya
yapılmış alt yapısının performansı ile de-
ğerlendirilmektedir. Teknik Müşavirler alt
ve üst yapıların tasarımından sorumlu
olurlarken, yapım işleri Yapım Yükleni-
cileri tarafından gerçekleştirilmektedir.
Yapım işlerinin başarısı ise, Mühendis-
lik-Mimarlık tasarımlarının bu işlerde
gerektiği gibi kullanılması, ayrıca Yapım
Yüklenicilerinin doğru şekilde seçimi ile
yakından ilgilidir. Bu rehberin hazırlan-
masındaki amaç, projenin ve satınalma
koşullarının karmaşıklık derecesine uy-
gun olarak, Yapım Yüklenicisi seçimin-
de uluslararası boyutta kullanılabilecek
en iyi metodoloji alternatiflerinin tanım-
lanmasıdır.
FIDIC, çeşitli ülkelerde halen uygu-
lanmakta olan mevcut Yüklenici seçim
yöntemleri ve bu yöntemlerle seçilen
Yüklenicilerin gerçekleştirdiği yapım iş-
lerinin ortaya çıkardığı sonuçları daha iyi
anlayabilmek amacıyla, yakın zaman-
da kendi üyesi ulusal Teknik Müşavir-
lik Birlikleri, ayrıca Uluslararası Finans
Kuruluşları (UFK) ile anket çalışmaları
gerçekleştirmiştir.
Anketi cevaplayan ülkelerin verdikleri
bilgiler doğrultusunda elde edilen bazı
kayda değer araştırma sonuçları aşağı-
daki gibidir:
1. Ülkelerin çoğunluğu yapım işleri için
müstakil ihale kanunlarına sahiptir.
2. İhale duyuruları genellikle kamu yayın
organları vasıtasıyla yapılmaktadır.
3. Ülkelerin neredeyse tamamı bir çeşit
kalifikasyon ve teknik teklif talep et-
mektedir.
4. Ülkeler arasında önemsiz oranda bir
çoğunluk Yüklenici adaylarını ön ye-
terlik ve kısa liste oluşturma kanalıyla
saptarken, yarıdan azı Teknik Teklif
hazırlanmasını talep etmekte; yine
yarıdan azı sürdürülebilirlik, uzun-
süreli performans ve işletme giderleri
konularında hiç değerlendirme yap-
madan Yüklenici seçimi gerçekleş-
tirmektedir.
5. Uluslararası Finans Kuruluşları, kali-
fikasyon esasına göre Teknik Teklif
değerlendirmeleriyle kısa listeler
oluşturmaktadırlar.
6. Ülkelerin yaklaşık %60’ı kalite ve be-
del esaslı seçimi tercih etmemekte,
%40’ı da sadece düşük bedel esa-
sıyla Yüklenici seçimi gerçekleştir-
mektedir.
7. Neredeyse oy birliğiyle ifade edilmek-
tedir ki işlerde gecikme, planlama
problemleri, uyuşmazlıklar ve söz-
leşme iptallerine sebep olan unsur
düşük bedel olup, bu durum Mal
Sahiplerine, Yüklenicilere ve topluma
zarar vermektedir.
8. Ankete katılanların tamamı düşük be-
dellerin karşılıklı ilişkilere olumsuz
etki yaptığını söylemişlerdir.
9. Anketi cevaplayanların %75’i düşük
bedelin muhendislik maliyetlerini art-
tırdığını ifade etmektedirler.
10. Ankete katılanların %61’i FIDIC’in
konu hakkında bir En İyi Uygulama
Rehberi (Best Practice Guide) hazır-
lamasını, %31’i ise genel bir politika
metni (Policy Paper) yayımlamasını
istemektedirler.
Düşük bedel yönteminde, en düşük be-
del teklifini veren Yüklenici firma söz-
leşme yapma hakkını elde etmektedir.
Bu yöntemin görülen avantajı, bedel
tekliflerini düşürebilmek için Yüklenici-
leri maliyet azaltıcı teknolojik ve yönet-
sel inovasyonlar yapmaya zorlamasıdır.
Maliyetlerin azalması ise, rekabetçi or-
tamda işverene yarar sağlar. Bir taraftan
da Yüklenicilerin yanlışlıkla veya bilerek
gerçekçi olmayan aşırı düşük teklifler
vermiş olmaları ihtimaliyle birlikte, İşve-
renler/Mal Sahipleri hatırı sayılır riskleri
göze almak zorundadırlar. Bir yüklenici
bu şekilde verdiği aşırı düşük teklifle
elindeki tasarımlara-teknik şartnamelere
uygun iyi işler yapmayı ve aynı zamanda
makul bir kâr elde etmeyi bekleyemez.
Bu durum yapım safhasında sıklıkla
Yüklenicinin normalden fazla sayıda hak
iddiasında bulunmasına ve mahkemeye
kadar uzanan uyuşmazlıklara, işin ta-
mamlanmasında gecikmeye, kaliteden
ödün vermeye, artan maliyetlere ve hat-
ta Yüklenicinin taahütlerini yerine getire-
memesine neden olur.
İşverenlerin/Mal Sahiplerinin aşırı düşük
teklifleri engellemek için yaptıkları giri-
şimler, aşağıdaki çeşitli Yüklenici seçimi
önerilerini içermektedir:
1. Teklif verecek yüklenicilerin sayısını
azaltmak ve yüklenicileri aşırı düşük
teklif vermemeye, hatta hiç teklif ver-
memeye zorlamak üzere, iyi tanım-
lanmış kriterlerle ön yeterlik vermek
ve kısa liste oluşturmak.
2. Gerçekçi bir yaklaşım benimseyerek,
makul olan (yöresel durum ve çevre-
ye uyan) ve gerçeği yansıtan, yanlış
anlamaları engelleyen, hatalara veya
çaresizliğe meydan vermeyen bir
teklif bulmak.
3. Teklif sahibinin ihale edilecek projeye
özel yaklaşımını anlayabilmek ve en
iyi değeri (Best Value) sağlayan yük-
leniciyi seçebilmek amacıyla, teknik
teklif ve bedel teklifi hazırlanmasını
talep etmek, bunları birlikte değer-
lendirmek.
7
SAYI 44
Teklif vereceklerin sayısını azaltmak,
herhangi bir aday yüklenicinin ihaleyi
kazanma olasılığını arttırmaktadır. Bu
durum kısa listede yer alan yüklenici-
leri teklif vermeye teşvik etmekle bera-
ber, yüklenicilerin teklif hazırlarken hata
yapmalarına veya ümitsizlik nedeniyle
yine aşırı düşük teklif vermelerine en-
gel değildir. Aşağıda verilen kısa liste
kriterleri, olası teklif sahiplerinin içinden
‘en uygun’ (‘en iyi’ değil!) olanını seçme
amaçlıdır.
Etkili bir ön yeterlik değerlendirmesi ve
kısa liste hazırlanması, iyi yapılandırıl-
mış bir Niyet Mektubu (Expression of
Interest) talebinin yaygın olarak sektöre
duyurulması (ilan edilmesi) sonucun-
da gerçekleştirilmelidir. Niyet Mektubu
talebi duyurusu kapsamında ise, ön
yeterlik koşulları ve başvuruların de-
ğerlendirilme ayrıntıları anlaşılır şekilde
açıklanmalıdır. Oluşturulacak kısa lis-
tede, diğerlerine göre belirgin şekilde
üstün nitelikte olan firmaların sayısı kısıt-
lanmalıdır.
Kısa liste kriterleri genellikle aşağıdaki-
leri içermelidir:
1. Firma ayrıntılı bilgileri, tarihçesi ve ta-
ahhütleri
1.1 Son 5 yılda Ana Yüklenici olarak
yüklenilen yapım işlerinin ayrıntıları
1.2 Son 5 yılda tamamlanan benzer
işlerin ayrıntıları (tür olarak ve aynı
coğrafyadaki işler)
1.3 Halen devam eden benzer nite-
likteki işlerin ayrıntıları
2. Yüklenicinin tesis ve makinaları, per-
soneli ve alt yüklenicileri
2.1 Tanımlanan işlerin yapılabilmesi
amacıyla gerekli görülen, yüklenici-
nin ana inşaat makinaları listesi
2.2 Sözleşmenin yönetimi ve gerçek-
leştirilebilmesi amacıyla önerilen kilit
personelin nitelikleri ve deneyimleri
3. Finansal durum ve yasal statü
3.1 Adayların çalıştıkları ana banka-
ların finansal referansları
3.2 Mevcut finansal durum ayrıntıları
(son 5 yıla ait finansal belgeler, kâr-
zarar tabloları, bilançolar eklenmelidir)
3.3 Mevcut davaların ayrıntıları (varsa)
4. Tamamlanmış işlerin İşverenlerinin,
Yüklenicinin performansı hakkındaki dü-
şünceleri, (varsa dava tarihçeleri dahil).
ÖNERİLEN YAPIM YÜKLENİCİSİ SEÇİMİ YAKLAŞIMLARIYukarıda anlatılan ön yeterlik koşullarına
uyan ve Kısa Liste’ye alınan Yapım Yük-
lenicileri kalifikasyonlarının, ihale edilen
yapım işinin gerçekleşmesine uygun ol-
dukları kabul edilir.
Yapım Yüklenicisi seçimi hakkındaki olası
yaklaşımlar, aşağıda alt gruplandırmaları
ile verildiği gibi üç ana grupta toplanır:
A. Çalışılabilir En Düşük Maliyet yaklaşımı:
- Ortalama Bedel Teklifi esasına daya-
nan seçim,
- Aşırı yüksek ve aşırı düşük bedel tek-
lifleri değerlendirme dışı bırakıldıktan
sonra kalanlar arasında ortalamaya
en yakın bedel esasına dayanan se-
çim, ve
- En Düşük Makul Bedel esasına daya-
nan seçim.
B. Kalifikasyon ve Bedel Değerlendirmesi yaklaşımı:
(Kalifikasyon ve bedel ağırlık puanları
ile birlikte değerlendirilmek üzere)
- Teknik Teklif ve Bedel Teklifi puanları
değerlendirmesi esasına dayanan
seçim, ve
- En İyi Değer esasına dayanan seçim.
(Best Value Approach).
C. Kalifikasyon Esasına Dayanan Seçim yaklaşımı:
(En yüksek Teknik puan esaslı seçim
yaklaşımı)
- ‘Amerika Birleşmiş Genel Yapım
Yüklenicileri‘nin belirlediği QBS
YÜKLENİCİLERİN ÖN YETERLİK DEĞERLENDİRMESİ VE KISA LİSTE HAZIRLANMASI
8
SAYI 44
TEMA
Fatma ÇÖLAŞAN
(Kalifikasyon Esaslı Seçim) yöntemi
esasına dayanan seçim,
- Mal Sahibi bütçesine uygun olarak
belirlenen ‘En Yüksek Teknik/Perfor-
mans Puanı’ esasına dayanan seçim.
A. Çalışılabilir En Düşük Maliyet yaklaşımı
(Bu yaklaşım işe uygun olan en makul
bedel teklifi sahibini saptamak için dü-
şünülmüştür.)
A.1. Ortalama Bedel Teklifi esasına dayanan seçim:
Bu yöntem, bütün bedel tekliflerinin arit-
metik ortalamasının alınmasından sonra
elde edilen rakama göre seçim yapılması
gibi basit bir yöntemdir. Süreç, aritmetik
ortalama hesaplandıktan sonra bulunan
bu ortalama değere en yakın teklifi veren
adaya ihale yapmak şeklinde gerçekleşir.
Verilen bedel teklifleri örneğin 82.250,
84.650, 86.250, 88.950 ve 90.150 olur-
sa, ortalama bedel 86.450 olarak he-
saplanır. Teklifler içinde bu değere en
yakın olan bedel teklifi ise 86.250 ol-
duğundan, bu bedeli teklif eden adaya
ihale yapılır.
A.2. Aşırı yüksek ve aşırı düşük bedel tek-lifleri değerlendirme dışı bırakıldıktan sonra, kalanlar arasında ortalamaya en yakın bedel esasına dayanan seçim:
Teklifler açıldıktan sonra, teknik olarak
kalifikasyon süzgecinden geçmiş aday-
ların bedel teklifleri değerlendirilir. Verilen
tüm bedel tekliflerinin ortalaması alınır.
Bu ortalama bedele +/- %10 kadar yakın
olan bedel teklifleri dışında kalan teklifler
elenir ve yapım işi kalanlar arasındaki tek-
liflerin ortalamaya en yakın olanının sahi-
bine verilir. Aşağıda bir örnek verilmiştir:
Bu seçim yöntemi, karmaşık olmayan
projelerin ihalesinde ve ihale komisyo-
nunun fazla satın alma bilgisi ve teknik
bilgi sahibi olmadığı, ayrıca işveren ka-
pasitesinin düşük olduğu durumlarda
çok uygundur. Fakat değerlendirme tek-
niği ve yüklenici seçiminin nasıl yapıla-
cağı, ihale dosyasında yer verilmek kay-
dıyla teklif sahiplerine önceden anlaşılır
şekilde bildirilmelidir.
A.3. En Düşük Makul Bedel esasına dayanan seçim:
Bu iki aşamalı Yapım Yüklenicisi seçimi
yöntemi, karmaşık olmayan projelerin
ihalesinde ve ihale komisyonunun fazla
satın alma bilgisi ve teknik bilgi sahibi
olmadığı, ayrıca işveren kapasitesinin
düşük olduğu durumlarda kullanılır ve
ön yeterlik verme-kısa liste oluşturmanın
avantajlarını içinde barındırır.
İlk adım, teklif verecek olan adayların,
ihalesi yapılacak işin üstesinden ge-
lebileceklerine ve ihaleyi kazanabile-
ceklerine inanmalarını sağlayacak olan
ve yapım işinin niteliğine, bulunduğu
bölgeye, programa ve ilgili diğer kriter-
lere/faktörlere uygun kalifikasyonlarını
talep etmektir. Adaylar bu talep uyarın-
ca nisbeten ucuza malolabilecek, fakat
işin niteliğine uygun olan benzer iş de-
neyimlerini, ayrıca bunlarla ilgili perfor-
manslarını kanıtlamak üzere ilgili İşveren
iletişim bilgilerini de içeren destekleyici
dokümanlarını sunarlar.
İşveren kendisine teslim edilen başvu-
ru dokümanlarını inceledikten sonra,
yapılacak işe uygun yeteneğe, kaynak-
lara, deneyime, şöhrete, yerel bilgiye ve
yapım işini başarıyla tamamlamaya im-
kan sağlayacak diğer özelliklere sahip
adayları saptar. İstenen kalifikasyona
sahip adayların sayısı, adayların ihaleye
ilgilerini kaybedecekleri kadar fazlaysa
(kazanma olasılığının azalması nede-
niyle), işveren önceden bildirmiş olduğu
değerlendirme kriterlerine göre teklifleri
puanlar ve sıralama yapar. En üst 3-5 sı-
rada yer alan adaylar, aldıkları puanlar
itibariyle doğal olarak diğerlerinden be-
lirgin şekilde farklı bir grup oluşturuyor-
larsa, kısa listeye sadece bunlar alınırlar.
Bu doğal ayırım daha üst sıralara kadar
yükselmişse (yani bu belirgin üst gruba
sadece 1-2 aday giriyorsa), o zaman
kısa liste genişletilebilir. Aday sayısını
ihtiyaca cevap verecek minimum sayı-
dan fazla tutmak, ihaleyi kazanma ihti-
mali daha düşük adayların teklif hazır-
larken yapacakları gereksiz masraflara
neden olacak ve ayrıca İşverenin, teklif
değerlendirme sırasında karşılamak zo-
runda kalacağı maliyetleri arttırmaya ya-
rayacaktır.
İkinci adım, kısa listeye alınan istekliler-
den finansal tekliflerini hazırlamalarını
istemektir. Bunlar verildikten sonra işve-
renin yapacağı işler gerçeğe uymayan
aşırı yüksek veya düşük teklifleri ayıkla-
mak ve ihaleyi kalanların içindeki en dü-
şük bedel teklifi sahibine veya kalanların
ortalamasına en yakın teklif sahibine
vermek (yukarıdaki bölümlerde anlatıldı-
ğı gibi) olacaktır.
B. Kalifikasyon ve Bedel Değerlendir-mesi yaklaşımı
(Kalifikasyon ve bedel ağırlık puanları ile
birlikte değerlendirilmek üzere):
B.1. Teknik Teklif ve Bedel Teklifi pu-anları değerlendirmesi esasına da-yanan seçim
Daha karmaşık projeler için ve daha do-
nanımlı ihale komisyonlarının varlığında,
9
SAYI 44
TABLO 1 - A-2 paragrafında verilen örnek
FirmaTeklif
bedeli
Ortalama teklif
bedeli
+/- %10
içinde kalan
bedel aralığı
Elenen teklifler Sıralama
A 100,000
99,666 89,699 – 109,632
01
B 110,000 +/- %10 dışında
C 90,000 03
D 85,000 +/- %10 dışında
E 115,000 +/- %10 dışında
F 98,000 02
adayların teknik becerilerini, proje yak-
laşımlarını ve teklif bedellerini dengele-
yebilecek bir metodoloji tercih edilir. Bu
metodoloji uyarınca, kısa listede bulu-
nan firmalardan Teknik Teklif ve Bedel
Teklifleri talep edilir. Teklif alma şartna-
mesi içinde, Teknik Tekliflerin ve Bedel
Tekliflerinin nasıl değerlendirileceğini
açıklayan bölüme ilave olarak, yapıla-
cak işlerin içeriğini anlatan bir Görev
Tanımı (Terms of Reference) bölümü de
bulunur.
Performans koşulları ve yapılacak işle
ilgili diğer talepler önceden belirlenmeli;
ayrıca adayların inovasyon ve kapsam
değişikliği teklifleri teşvik edilmelidir.
Teknik Teklif içeriği, adayın karşılaşılabi-
lecek zorlukların üstesinden gelebilece-
ği ve işin gereklerini yerine getirebileceği
hakkındaki yaklaşımlarını göstermelidir.
Performans koşulları teklifler değerlen-
dirilirken göz önüne alınacak olup, bu
kapsamda işin daha az sürede ve daha
az maliyetle tamamlanabileceği herhan-
gi bir uzmanlık kaynağı, teklif edilen risk
yönetimi ve risk azaltma planı, sosyal ve
çevresel standartların korunması, gü-
venlik standartları, çevre dostu yapım
teknikleri gibi konular dikkate alınmalıdır.
Teknik teklifler, önceden bildirilen bu
kriterler değerlendirilerek puanlanır ve
adayların aldıkları puanlar listelenir. İhale
komisyonu ihaleye teklif veren firmaların
hepsini seçim için değerlendirmeye alır
veya sadece belli bir teknik puanın üze-
rinde kalanları değerlendirir. Teknik de-
ğerlendirme ve sıralama tamamlandıktan
ve adaylara bildirildikten sonra bedel
teklifleri açılır ve puanlanır. Daha sonra
ihale komisyonu her iki gruptaki puanla-
rın en yüksek toplamına sahip olan firma-
yı belirler. Genellikle Teknik Teklif ve Be-
del Teklifinin değerlendirilmesinde ağırlık
yüzdeleri vardır. Doğru bir değerlendirme
yapılabilmesi için, Teknik Teklif değerlen-
dirme ağırlığı en az %80 olmalıdır.
Teknik Teklif ve Bedel Teklifi değerlendir-
me kriterleri ile, bunların toplama oranla
ağırlık yüzdeleri ihale dosyasında ön-
ceden açıklanmış olmalı; adaylar teklif
vermeden önce değerlendirme kriterleri
hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar.
B.2. ‘En İyi Değer’ esasına dayanan seçim (Best Value Approach)
Bu esasa göre yapılan ihalelerde, aday-
lar dört ana alanda puanlanırlar. Söz
konusu dört ana alan; bedel teklifi, ihale
konusu proje hakkında yetenek, risk de-
ğerlendirme planı ve artı değer planıdır.
Teklif dosyaları bu dört ana alanla ilgili
dokümanlar içerir ve en yüksek puanı
alan Yükleniciye ihale yapılır.
Bu yaklaşımda Kalifikasyon ve Bedel
değerlendirmesi, yukarıda A.1 mad-
desinde anlatılana benzerdir. Yöntemin
önemli özelliği ve iyi tarafı, en yüksek
puanı alan iki veya üç firmanın, seçim
öncesinde mülakata alınmalarıdır. Kali-
fikasyon/bedel değerlendirme ağırlıkları
değişebilmekle birlikte, 80/20 oranının
kullanılması önerilmektedir. Kalifikasyon
değerlendirmesinde toplam 80 puanın
dağılımı ise genellikle mülakat değerlen-
dirmesi için 30, proje yeteneği için 15,
risk değerlendirme planı için 20 ve artı
değer planı için 15’dir.
C. Kalifikasyon Esasına Dayanan Seçim yaklaşımı (En yüksek Teknik puan esaslı seçim yaklaşımı):
C.1. ‘Amerika Birleşmiş Genel Yapım Yüklenicileri‘nin belirlediği QBS (Ka-lifikasyon Esaslı Seçim) Yöntemi esa-sına dayanan seçim
QBS esasında seçim kriterleri sadece
kalite ve değerdir; teklif edilen bedel bir
değerlendirme kriteri değildir. En yüksek
kalifikasyona sahip aday; kanıtlanmış
yeterlik, proje yaklaşımı ve performans
yeteneği değerlendirmeleri ile saptanır.
Teklif sahibi firmalar değerlendirilirken
deneyim, firmanın geçmişteki perfor-
mansı, kilit personeli, kapasitesi, finansal
gücü, yönetim planı, güvenlik planı ve
kalite garantisi planları gözönüne alınır.
İhale komisyonu (veya ihaleyi yapan ku-
ruluşun başı) daha sonra en yüksek ka-
lifikasyon puanını alan yüklenici adayını
görüşmeye davet eder. Görüşmelerde
taraflar yapılacak işleri ve bunların be-
dellerini karşılıklı tartışırlar. İhale sahibi
kuruluşun da onaylayacağı hakkaniyetli
ve makul bir bedel üzerinde anlaşılarak
ihale sonuçlandırılır.
C.2. Mal Sahibi bütçesine uygun ola-rak belirlenen ‘En Yüksek Teknik/Per-formans Puanı’ esaslı seçim.
Bu yöntem teknik yönleri ile, satınalma
becerileri ve kapasiteleri gelişmiş, belli
bir bütçe içinde kalmak koşuluyla olabile-
cek en iyi sonucu almak arzusunda olan
ihale komisyonları için alternatif en iyi
uygulamayı sunmaktadır. Bu alternatifte,
belirlenmiş olan kapsam ve proje bütçe-
si (maliyet ve ödeme planı olarak) içinde
kalmak üzere Teknik Teklif hazırlanması
talep edilir. Adayların projenin gerçek-
leştirilmesi yönündeki yaklaşımlarına ila-
ve olarak, kendilerinden bu bütçe içinde
nelerin yapılabileceğinin, ayrıca nelerin
yapılamayacağının, dolayısıyla vazgeçil-
mesi gereğinin anlatılması da istenir.
Kapsam ve performans gereksinmele-
ri eğer bu kısıtlamalı bütçe ve ödeme
planı dahilinde gerçekleştirilebilecekse,
teklif sahiplerinden tekliflerine dahil ola-
bilecek, ek bedel veya ek süre ihtiyacı
olmayan ilave işleri ve iyileştirmeleri-
geliştirmeleri tanımlamaları da beklenir.
Bu seçim yönteminde Mal Sahibi, mali-
yet ve ödeme planına uyabilmenin karar
vermede kendisi için ne kadar öncelikli
olduğunu, ayrıca Yüklenici adayının is-
tenenlere ek olarak verebileceklerinin
daha değeri yüksek bir proje elde etme-
deki öneminin kendisi için ne kadar etkili
olabileceğini açıklamalıdır.
AVANTAJ ve DEZAVANTAJLARYukarıda açıklanan alternatifler, temel-
de birçok Mal Sahibi/İşveren tarafından
araştırılan kolaylaştırıcı yaklaşımların en
iyi özelliklerini birleştiriyorlarsa da, bun-
lar İşverenlere/ Mal Sahiplerine ve dola-
yısıyla FIDIC’e bazı yararlar sağlarken,
zorluklar da yaratabilmektedirler.
Avantajlar aşağıdaki gibidir:
1. Mal sahibi için en iyi değeri sağlamak.
2. Aşırı düşük tekliflerin vereceği zarar-
lardan korunmak.
3. Daha fazla ve daha iyi rekabet sağ-
lamak.
4. Teklif sahiplerini inovasyon yapmaya
teşvik etmek.
Dezavantajlar aşağıdakileri içerir:
1. En düşük bedeli seçme kolaylığının
cazibesinden uzaklaşmak.
2. Alternatif seçim yöntemlerini anlat-
mak ve bunların getireceği olumlu so-
nuçlar hakkında İşverenleri/ Mal Sahip-
lerini eğitmek.
3. Alternatif seçim yöntemlerini kullana-
10
SAYI 44
TEMA
Fatma ÇÖLAŞAN
kendi bölgelerindeki bütün ülkelerde tem-
silcilikleri bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Anketi cevaplayanlar bazen Yüklenici Bir-
likleri ile görüş alışverişinde bulundukları-
nı bildirmişlerdir. Bazılarının Yüklenici ve
Müşavirler tarafından kullanılmak üzere
özel şikayet kanalları (telefon numarası
ve/veya e-posta adresi) bulunduğu anla-
şılmaktadır. Karadeniz Ticaret ve Kalkın-
ma Bankası BSTDB hariç, bütün diğer
kuruluşlar FIDIC ile işbirliği içinde ulusla-
rarası kabul gören Yüklenici seçim yön-
temleri saptamaya hazır olduklarını bil-
dirmişlerdir. BSTDB bu işbirliği için yeterli
bilgiye sahip olmadığını açıklamıştır. Ayrı-
ca kamu ihalelerinde, söz konusu Finans
Kuruluşlarının tümünün ihale sonuçlarını
onaylama görevleri olduğu anlaşılmıştır.
11
SAYI 44
Makina Mühendisi (ODTÜ 1974 )
GEN-TES Müh.Ltd. sahibi (1979)
TOBB Türkiye Teknik Müşavirlik Meclisi Başkanı
TürkMMMB Geçmiş Dönem Başkanı
FIDIC Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Üyesi
FIDIC PRANGEY AWARD ödülü sahibi (2013)
Hastaneler, oteller,üniversite kampusları, merke-
zi ısıtma - soğutma, iş - alışveriş - spor merkez-
leri, nükleer - kimyasal - biyolojik silahlar askeri
sığınakları, karma kullanımlı tesisler vb. binala-
rın HVAC - sıhhi tesisat - yangın - medikal gaz
tesisatları tasarım,danışmanlık, saha kontrollu-
ğu hizmetleri vermektedir.
Anıtkabir ısıtma - havalandırma tesisatı, Ankara
Hilton & Sheraton Otelleri, Bayındır Hastane-
si, Bilkent Moleküler Biyoloji ve Gen Araştırma
Laboratuarları, Tubitak Metroloji Laboratuarları
Kompleksi, Konya Selcuk Üniv. Kampüsü, Ada-
na Galleria- İncirlik AAFES Alışveriş Merkezleri,
Sibirya Novokuznetsk Cerrahi Hast.- Kogalym
Doğumevi- Khanty Mansisk Genel Hast, Mosko-
va Polis Merkezi, Ankara EGO Karma Kullanımlı
Tesisleri ile, yurt içinde ve Afganistan, Rusya,
Irak, Nijer dahil yurtdışında 300’ü aşkın benzer
projenin müellifidir.
TürkMMMB, TOBB, FIDIC ve EFCA’daki gönüllü
görevleri kanalıylaTeknik Müşavirlik hizmetleri
mevzuat ve uygulamaları hakkında Türkiye ve
dünya boyutunda önemli bilgi birikimine sa-
hiptir. FIDIC uluslararası inşaat sözleşmeleri ile
yapılan işlerde Uyuşmazlık Çözümü ve danış-
manlık hizmetleri ile, TürkMMMB adına FIDIC
Sözleşmeleri seminerleri vermektedir. FIDIC
İnşaat Sözleşme Şartnameleri 1999 baskıları
FIDIC YK üyesi olduğu dönemde, kendisinin de
katkılarıyla hazırlanmıştır.
Fatma ÇÖLAŞAN
En düşük bedele göre Yüklenici seçen ül-
keler : %37
(Bazıları birden fazla yöntem kullanmakta-
dırlar.)
Düşük bedelle yapılan Yüklenici seçimin-
de ilave maliyetler oluşur diyenler: %74
Düşük bedelle yapılan Yüklenici seçiminde
süre uzatımı yaşandığını söyleyenler: %79
(Hem maliyet artışı, hem süre uzatımı oldu-
ğunu söyleyenler belirgin çoğunluktadır.)
Düşük bedelin kalite düşüklüğüne neden
olduğunu bildirenler: %95
Düşük bedelin İşveren-Yüklenici arasında-
ki ilişkileri zedelediğini bildirenler: %33
Düşük bedelin kontrolluk teşkilatı maliyeti-
ni arttırdığını bildirenler: %67
Üye anketi sonuçlarına göre düşük be-
delle yapılan ihaleler ayrıca iş program-
larını etkilemekte, Yapım Yüklenicileri
ile İşverenler/Mal sahipleri (ve İşverenin
temsilcisi olan Teknik Müşavir) arasında
uyuşmazlıkların artmasına neden olmak-
tadır. Bu nedenle oy birliği ile önerilen ise,
düşük bedel karşılığı yapılan ihalelere
süratle son verilmesi şeklinde olmuştur.
B) Uluslararası Finans Kuruluşları:
Anket cevapları analizi sonuçları genel
olarak aşağıda verilmiştir. Burada yüzde-
lerin verilememesinin bir nedeni Finans-
man kuruluşlarının anketi cevapladıkları
halde birçok soruya hiç cevap vermeme-
leri, bir diğer nedeni de ankete katılanların
sayısının çok az olmasıdır. Bu durum de-
ğerlendirildiğinde, en azından aşağıdaki
sonuçlara varmak yanlış olmayacaktır.
Uluslararası Finans Kuruluşlarının çoğu
ihale duyurusu yapmak için ülkelerin res-
mi gazetelerine ilan vermekte, bazıları
hem resmi gazete, hem de özel gazete-
leri ve web sitelerini kullanmaktadırlar.
Çoğunluk teklif sayısında kısıtlama ya-
pılmasını istememekte, hatta teklif ver-
menin bütün isteyenlere açık olmasını
tercih etmektedirler.Bazılarının ise en dü-
şük ve en yüksek sayıda teklif kısıtlama-
sı bulunmaktadır. Çoğu kuruluş kısa liste
hazırlamakta ve önceden yüklenicilerin
benzer deneyimlerini açıklamalarını talep
etmektedirler. Yine çoğu kuruluş teknik
teklif talep etmekte ve bunları değerlen-
dirmektedirler. Ankete katılanların hemen
hemen hiçbiri düşük bedelin getirdiği
sonuçlara cevap vermemişlerdir. Sadece
Avrupa Yatırım Bankası Konseyi düşük
bedelin maliyet artışı, işin süresinde uza-
ma, kalitede düşme, işverenle ilişkilerde
negatif etki, kontrolluk teşkilatında mali-
yet artışı olduğunu bildirmektedir. Buna
rağmen kuruluşların hepsi yapım işlerinin
sonuçlarını takip ettiklerini bildirmişlerdir.
Verilen cevaplardan Finans Kuruluşlarının
bilmeleri için, İşveren becerisi sağlamak
veya geliştirmek.
4. Düşük bedelin, fiziksel alt yapı proje-
lerinde nadiren iyi sonuç verdiği hakkın-
da devleti, halkı ve medyayı ikna etmek.
5. Yapım Yüklenicilerinin, yeni ihale me-
todolojilerini kabul etmelerini sağlamak.
(Olası isteklilerin değerlendirme teknik-
lerinden haberdar olabilmeleri için, ihale
evrakı, önerilen değerlendirme ve seçim
yöntemleri hakkında açık ve anlaşılır
bilgiler vermeli, önceden belirlenmiş ko-
şullar ihale dosyasının ilgili bölümlerinde
yer almalıdır.)
ANKET SONUÇLARI AYRINTILARI
Yapım Yüklenicilerinin seçimi için dün-
yada uygulanan mevcut yöntemleri
araştırmak, bunlar kullanılarak yapılan
ihalelerde alınan sonuçları öğrenmek ve
önerileri almak için FIDIC iki grup için
farklı anketler hazırlamıştır. Bunlardan ilki
üye ülkelerin FIDIC temsilcisi Teknik Mü-
şavirlik Birliklerine, ikincisi ise Uluslarara-
sı Finans Kuruluşlarına gönderilmiştir.
FIDIC üyesi ülkelerden 27’si, 28 sorudan
oluşan Üye Anketi’ni cevaplandırmışlardır.
Cevap veren ülkeler ABD, Almanya,
Avustralya, Brezilya, Endonezya, Güney
Afrika, Hindistan, İran, Japonya, Kanada,
Kazakistan, Kolombiya, Latviya,
Lübnan, Malezya, Mali, Moldova,
Mozambik, Nepal, Peru, Romanya,
Rusya, Singapur, Slovakya, Tayland,
Türkiye ve Yeni Zelanda olmuştur.
Uluslararası finans kuruluşlarından ise 6’sı
33 sorudan meydana gelmiş olan anke-
te cevap vermişlerdir. Bu kuruluşlar Asya
Kalkınma Bankası (ADB), Avrasya Kalkın-
ma Bankası (EDB), İnter-Amerikan Kalkın-
ma Bankası (IADB), Karadeniz Ticaret ve
Kalkınma Bankası (BSTDB), Afrika Kalkın-
ma Bankası (AFDB) ve Avrupa Kalkınma
Bankası Konseyi (ERDB) olmuşlardır. An-
ketlerden alınan cevaplara göre derlenen
sonuçlar aşağıdaki gibidir:
A) FIDIC Üyesi Teknik Müşavirlik Birlikleri:
Kalite + bedel değerlendirmesiyle Yükle-
nici seçen ülkeler : %41
Ortalama bedel esasıyla Yüklenici seçen
ülkeler: %21
FIDIC ve Gürcistan Müşavir
Mühendisler Birliği işbirliğiy-
le 6-7 Mart 2018 tarihlerinde
Gürcistan’ın Tiflis şehrinde “FIDIC Avrupa Bölgesel Altyapı Konferansı” düzenlenmiştir. 5 Aralık 2017’de yayın-
lanarak yürürlüğe giren FIDIC İnşaat
Sözleşmeleri’nin 2017 baskılarının ta-
nıtıldığı ve FIDIC 1999 Sözleşmeleri
ile karşılaştırıldığı Konferans’ta ayrıca
FIDIC Sözleşmelerinin Orta ve Doğu
Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu ülke-
lerindeki yerel sözleşmelere de uyar-
lanabilirliği konusu da ele alınmıştır.
Konferansta sözleşme yönetimi, söz-
leşme yönetiminde Mühendis’in rolü,
uyuşmazlıkların çözümü, Dünya Ban-
kası yeni satınalma uygulamaları, söz-
leşmelerde süre uzatımı ve ek ödeme
talepleri, avans ve hakediş ödemeleri
ile uyuşmazlıkların önlenmesi ve çözü-
mü konularını; “İşveren”, “Müteahhit”,
“Mühendis”, “Hakem (adjudicator)”
ve “Kredi Kuruluşları” açısından FIDIC
Sözleşmeleri çerçevesinde değer-
FIDIC AVRUPA BÖLGESEL ALTYAPI KONFERANSI
12
SAYI 44
TEMA
FIDIC Tiflis Konferansı
lendiren çeşitli sunumlar gerçekleş-
tirilmiştir. Konferans öncesi ve sonra-
sında 5 ve 8 Mart 2018 tarihlerinde
de FIDIC Kırmızı, Sarı ve Gümüş Ki-
taplarının 2017 ve 1999 baskılarının
ayrıntılı şekilde karşılaştırıldığı tam
gün süreli iki Eğitim Çalıştayı düzen-
lenmiştir.
FIDIC Yönetim Kurulu üyesi Ga-
vin English, FIDIC Direktörü Enriko
Vink, EFCA Başkanı Kevin Rudden,
FIDIC Kapasite Geliştirme Komitesi
Üyesi Giorgiana Tecuci, Gürcistan
Müşavir Mühendisler Birliği Başkanı
Daduna Kokhreidze ile FIDIC Söz-
leşmeleri 2017 Baskılarının Yazarla-
rı, FIDIC Üyesi Birlikler, Uluslararası
Kalkınma Bankaları, Gürcistan’ın
yatırımcı Bakanlıkları ile yatırım fon-
larından üst düzey temsilcilerin ve
özel sektör kuruluşlarından kişilerin
katıldığı konferansta Geçmiş Dönem
Başkanlarımızdan Fatma Çölaşan
“Türkiye’deki Bir Uyuşmazlık Çözü-
mü Uygulaması Örneği” konulu bir
sunum gerçekleştirmiş; Yönetim Ku-
rulu Üyemiz ve Geçen Dönem Baş-
kanımız Demir İnözü “Türkiye’de
Kamu İhale Kanunu ile FIDIC Söz-
leşme Uygulamalarının Karşılaştırıl-
ması” konusunda bir konuşma yap-
mış; üyelerimizden Levent Irmak ise
“1999 ve 2017 FIDIC Sözleşmelerin-
de Süre Uzatımı Taleplerinin Çözü-
mü” konusunda bir sunum gerçek-
leştirmiştir.
FIDIC 2017 Sözleşme değişiklikleri
ile sözleşme maddeleri daha net ve
değişik yorumlara yol açmayacak
şekle getirilmiş, İşveren ve Müteahhit
hakları ve yükümlülükleri konusunda
daha dengeli ve adilane uygulama-
lar yapılması sağlanmış, proje ve
sözleşme yönetimine yönelik hüküm-
ler daha net şekilde tanımlanmış ve
Mühendis daha yetkili konuma geti-
rilmiş, olası uyuşmazlıkların zama-
nında engellenmesine yönelik olarak
sürekli faaliyet gösterecek bir “Uyuş-
mazlık Önleme ve Çözüm Kurulu”
oluşturulması sağlanmıştır.
13
SAYI 44
14
SAYI 44
TEMA
İlhan AYTEKİN
Giriş
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 10’uncu
maddesinin 1’inci fıkrasında yeterlik kri-
terleri, “Ekonomik ve Mali Yeterlik” ile
“Mesleki ve Teknik Yeterlik” başlıkların-
da toplanmıştır. Yeterlik kriterleri ile bir-
likte aşırı düşük teklif sorgulaması ve ni-
hai olarak fiyat dışı unsurların da yapım
işlerinde, yüklenici seçimi açısından de-
ğerlendirilmesi gerekmektedir. Kanunun
yürürlüğe girdiği 01.01.2003 tarihinden
bugüne, ihale komisyonlarınca yapılan
yeterlik değerlendirmeleri, ihale süreç-
lerinin uzamasına neden olmuş ve şika-
yet müessesesi en çok bu alanda işletil-
miştir. Bu çalışmamızda kanunun yapım
işleri ihalelerinde değerlendirme kriter-
lerine yönelik on beş yılık uygulamada
karşılaşılan sorunlar dile getirilerek, bu
kapsamda yapılabilecek düzenlemele-
rin neler olabileceğine değinilecektir.
1. Yapım İşleri İhaleleri Yeterlik Kriterleri
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetme-
liğinin Ekonomik ve Mali Yeterliğe İliş-kin Belgeler başlıklı üçüncü bölümünde;
a-Bankalardan temin edilecek belge-ler başlıklı 34’üncü maddesinde “Açık ihale usulüyle yapılan ihaleler ile Kanu-nun 21 inci maddesinin (b) ve (c) bent-lerine göre yapılan ihalelerde; isteklinin bankalar nezdindeki kullanılmamış nak-di veya gayrinakdi kredisi ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatını gös-teren belgelerin“
b-Bilanço veya eşdeğer belgeler baş-
lıklı 35’inci maddesinde “Bilançonun veya eşdeğer belgelerin istenildiği ihale-lerde ihalenin yapıldığı yıldan önceki yıla ait; yayımlanması zorunlu olan yıl sonu bilançosunun veya gerekli bölümlerinin,’’
c-İsteklinin iş hacmini gösteren belgeler
başlıklı 36’ncı maddesinde “Toplam ci-rosunu gösteren gelir tablosu veya taah-
YAPIM İŞLERİ İHALELERİNDE YÜKLENİCİ SEÇİM KRİTERLERİ
15
SAYI 44
hüdü altında devam eden yapım işlerinin gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen yapım işlerinin parasal tutarını gösteren faturaların,”
Yine aynı yönetmeliğin Mesleki ve Tek-nik Yeterliğe İlişkin Belgeler başlıklı
dördüncü bölümünde ise;
a-Aday veya isteklinin mesleki faali-yetini sürdürdüğünü ve teklif verme-ye yetkili olduğunu gösteren belge-ler başlıklı 38’inci maddesinde; “kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasın-dan ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya davet tarihinin ya da ihale veya son başvuru tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belgenin, imza beyannamesi-nin ve tüzel kişi olması halinde, ilgisi-ne göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yöneti-mindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi ile noter tasdikli imza sirkülerinin,”
b-İş deneyimini gösteren belgeler başlıklı 39’uncu maddesinde “Aday veya isteklilerden, yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektöre bedel içeren bir sözleşme kapsamında taah-hüt ettikleri, ihale konusu iş veya benzer işlerdeki deneyimlerini tevsik etmeleri için iş deneyim belgesinin”
c-Makine, teçhizat ve diğer ekipmana ilişkin belgeler başlıklı 41’inci mad-
desinde “İşin yapılabilmesi için gerekli görülen tesis, makine, teçhizat ve diğer ekipmanın sayısına ve niteliğine dokü-manda yer verilir. Tesis, makine, teçhizat ve diğer ekipman için kendi malı olma şartının aranmaması esas olduğu,
Ön yeterlik şartnamesi veya idari şartna-
mede, aday veya isteklinin kendi malı ol-
ması istenen ve teknik kriterlerine yönelik
düzenleme yapılan, tesis, makine, teçhi-
zat ve diğer ekipmana ait belgelerinin,”
d-Kalite yönetim sistem belgesi ve çevre yönetim sistem belgesi başlıklı
42’nci maddesinde “Yeterlik kriteri ola-rak Kalite Yönetim Sistem Belgesi ve Çevre Yönetim Sistem Belgesi istendiği durumlarda bu belgelerinin,”
istenilmesine yönelik düzenlemeler ya-
pılmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri
gereği her ihalede, Yapım İşleri İha-
leleri Uygulama Yönetmeliği’nin Bel-
gelerin Sunuluş Şekli başlıklı 31’inci
maddesine uygun şekil şartlarını taşı-
yan ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin
belgeler ile mesleki ve teknik yeterliğin
saptanması amacıyla belgelerin istenil-
mesi gerekmektedir. Her ihalede önce-
likle isteklilerin teklif ekinde sundukları
belgelerin sunuluş şekline uygun olup
olmadığı kontrol edilerek, ihale dokü-
manında belirlenen şartlar dahilinde
istenen yeterlik kriterlerine uygunluk
kontrolü yapılmaktadır. Bu haliyle ida-
relerce yapılan tüm yapım ihalelerin-
de, ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin
belgeler ile mesleki ve teknik yeterliğe
ilişkin belgelere yönelik aynı nitelikte
değerlendirme yapılmaktadır.
Bu durumda her ihalede aynı belgeler
üzerinden yapılan değerlendirmeye
yönelik istekliler tarafından idareye şi-
kayet ve Kamu İhale Kurumu’na itira-
zen şikayet başvuruları yapılmaktadır.
Yapılan itirazlar ihale süreçlerinin uza-
masına neden olmaktadır. Bu bağlam-
da yeterlik değerlendirilmesine esas
kriterlerin dijital ortama aktarılacak tek
bir belge üzerinden yapılması, yaşa-
nan olumsuzlukların giderilmesini sağ-
layacaktır.
Bu başlıkta değinilmesi gereken diğer
bir husus ise isteklilerce teklif ekinde
sunulan iş deneyim belgelerinin değer-
lendirilmesine yöneliktir.
16
SAYI 44
TEMA
İlhan AYTEKİN
Şöyle ki,
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yö-
netmeliğinin ‘’Değerlendirmeye İlişkin
Esaslar’’ başlıklı 48.2. maddesine göre
iş deneyimini gösteren belgelerde yer
alan ancak, ihale konusu iş veya benzer
iş kapsamında bulunmayan işlerin tu-
tarları iş deneyiminde değerlendirmeye
alınmamaktadır. Buna göre iş deneyim
belgesine yönelik değerlendirme kriteri
her ihalede farklılık arz etmektedir. Bu
haliyle her ihalede aynı husus irdele-
nerek zaman kaybına ve kırtasiyeciliğin
artmasına neden olunmaktadır.
Aynı zamanda iş deneyimini gösteren
belgelerde yer alan ancak, ihale konusu
iş veya benzer iş kapsamında bulunma-
yan işlerin ayrıştırılmasının, isteklilerce
henüz tam olarak anlaşılamaması ne-
deniyle, ihale komisyonlarınca yapılan
değerlendirmeler şikayet ve itirazen
şikayete konu edilmesi nedeniyle ihale
süreci uzamaktadır.
2. Aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun,
2886 sayılı Devlet İhale Kanunundan
farklı uygulamalarından biri de sınır de-
ğer tespiti ve aşırı düşük tekliflerin de-
ğerlendirilmesidir. Kanunun yürürlüğe
girdiği 01.01.2003 tarihinden bu güne,
aşırı düşük teklif değerlendirilmesi iha-
le süreçlerinin uzamasına neden olan
önemli konuların başında gelmektedir.
İdarelerce ihaleye konu edilen bir proje-
den beklenen, iş programına uygun öde-
nek sınırları içinde kalınarak, proje, tek-
nik şartname, fen ve sanat kurallarına
uygun olarak istenilen kalitede ve eko-
nomik bir maliyetle gerçekleştirilmesidir.
Ancak unutulmaması gereken husus, işin
piyasa fiyatlarının altında bir teklifle söz-
leşmeye bağlanması durumunda, yapım
kalitesini doğrudan etkilediği ve uzun
vadede yapım maliyetlerini arttırdığıdır.
Aşırı düşük tekliflerin değerlendirilme-
sine yönelik şikayet başvuruları artmak-
ta olup, özellikle yargı sürecine taşınan
başvurular karşısında, yatırım süreçleri
uzamaktadır. Getiriliş amacı açısından
faydalı olması beklenilen, ancak uygu-
lamada en fazla problem olan konuların
17
SAYI 44
İlhan AYTEKİN1973 yılında Elazığ’da doğan İlhan AYTEKİN,
1997 yılında Fırat Üniversitesi Mühendislik Fa-
kültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun
oldu.
1997 tarihinde Sincan Belediye Başkanlığı Fen
İşleri Müdürlüğünde Kontrol Mühendisi olarak
göreve başladı. Kontrol Mühendisi, Emanet Ko-
misyon Üyeliği ve Emanet Komisyon Başkanlığı
görevlerinde bulunan İlhan Aytekin, Ocak 2007
tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı
Kayseri Bölge Müdürlüğü’ne Bütçe Rapor Mü-
hendisi olarak atandı.
Ekim 2008 tarihinde Karayolları Genel
Müdürlüğü’ne bağlı Ankara Bölge Müdürlüğü’ne
Planlama Mühendisi olarak atanan İlhan Ayte-
kin, 2009 – 2011 tarihleri arasında Asfalt Arazi
Mühendisi olarak görev yaptı. Kasım 2011 ta-
rihinde aynı bölgede İhaleler Başmühendisi
olarak atandı. Mart 2015 tarihinde Program ve
İzleme Dairesi Başkanlığı’na bağlı Yapım ve Da-
nışmanlık İhaleleri Şubesi Müdürü olarak atanan
İlhan Aytekin, 17 Temmuz 2017 tarihinde görev-
lendirildiği Program ve İzleme Dairesi Başkanı
görevini yürütmektedir.
başında gelen aşırı düşük teklif sorgu-
laması, ülkemiz yatırım hedefleri düşü-
nüldüğünde yeniden değerlendirilmesi
gereken bir konu haline gelmiştir.
Netice itibariyle ihale süreçlerinin ön görü-
len sürede tamamlanması ve ülkemizin ya-
tırım hedefleri açısından, aşırı düşük teklif
sorgulama hususunda, şikayet ve itirazen
şikayete konu olmayacak bir mevzuat dü-
zenlemesine ihtiyaç duyulmaktadır.
3. Fiyat dışı unsurlar
İhale mevzuatımızda yeterlik kriteri ola-
rak düzenlenmeyen fiyat dışı unsurlar,
son dönemde daha önemli bir olgu ha-
line gelmiştir. Zira ekonomik açıdan en
avantajlı teklifin sadece teklif fiyat dikka-
te alınarak sonuçlandırılan ihalelerde ye-
terli kalitenin sağlanamadığı ve sözleş-
melerin tasfiye edilmesi ile sonuçlanan
bir husus olduğu bilinmektedir. Yeterlik
kriterleri arasında yer almayan ancak
ülkemizde bazı idarelerce kullanılmaya
başlanan fiyat dışı unsurların, yüklenici
seçiminde önemli bir yeri bulunmaktadır.
Kamu İhale Genel Tebliğinin “Ekonomik
açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki
unsurlar da dikkate alınarak belirlenme-
si ile ilgili hususlar” başlıklı 53.3. mad-
desinde yer alan düzenleme ile amaçla-
nan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun
40.maddesinde düzenlenen fiyat dışı
unsurun ihale konusu işin beklenen ka-
liteye uygun olarak gerçekleştirilmesini
ve özellikle yapım işleri ihalelerinde işin
erken tasfiye edilmesi suretiyle kaynak-
ların verimli kullanılması ilkesinin muhte-
mel ihlallerini engelleyecek şekilde etkin
kullanımını sağlamaktır.
Ancak, uygulamada, idarelerin, daha
önceden gelen alışkanlıklarından kolay
vazgeçemedikleri, harcama yetkililerinin
fiyat dışındaki unsurları dikkate almak
konusunda risk almak istemedikleri ve
bu nedenle de genellikle fiyat unsurunu
esas alarak en düşük fiyatı verene ihale-
yi bırakmayı tercih ettikleri sıklıkla görü-
len bir durum olmuştur.
4. Sonuç
1.1. İsteklilerce teklif ekinde verilen eko-
nomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler
ile mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin
belgelere yönelik yapılan değerlendir-
melerin uzun zaman alması ve yapılan
değerlendirmelerin şikayet ve itirazen
şikayete konu olması nedeniyle ihale
süreçleri uzamaktadır. Bu bağlamda
tekliflerin değerlendirme safhasında
yaşanan olumsuzlukları gidermek için
yeterlik kriterlerine yönelik sertifikasyon
siteminin oluşturulması,
1.2. İhale süreçlerinin ön görülen sürede
tamamlanması ve ülkemizin yatırım he-
defleri açısından, aşırı düşük teklif sor-
gulama hususunda, şikayet ve itirazen
şikayete konu olmayacak bir düzenle-
menin de yaklaşık maliyetine bakılmak-
sızın sınır değer altında teklif sunan is-
teklinin teklifinin açıklama istenmeksizin
değerlendirme dışı bırakılmasının idare
takdirine bırakılması yönünde olması,
1.3. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun
40. maddesinde düzenlenen fiyat dışı
unsurların, ihale konusu işin beklenen
kaliteye uygun olarak gerçekleştirilmesi-
ni ve özellikle yapım işleri ihalelerinde işin
erken tasfiye edilmesi suretiyle kaynak-
ların verimli kullanılması ilkesinin muhte-
mel ihlallerini engelleyecek şekilde tüm
ihalelerde ekonomik açıdan en avantajlı
teklifin tespitine esas tek yöntem olarak
belirlenmesine yönelik mevzuat düzen-
lemesinin yapılmasının, gerektiği düşü-
nülmektedir. Yapılacak bu düzenlemeler
ile değerlendirme aşamasında oluşan
zaman kaybının önüne geçileceği, şi-
kayet ve itirazen şikayete konu olmadan
ihale süreçleri yönetiminin sağlanacağı,
böylelikle İdare, Kamu İhale Kurumu ile
yargının iş yükünün azalacağı ve idarele-
rin enerjilerini yatırımların gerçekleşme-
sine odaklayacağı bilinmelidir.
Türk Müşavir Mühendisler ve Mi-
marlar Birliği, üyelerinden oluşan
bir Çalışma Grubu kurarak Teknik
Müşavirlerin kamu ihalelerinde zorunlu
olarak Yapım Yüklenicileri ile ‘mütesel-
silen’ (birlikte, zincirleme) sorumluluk
üstlendirilmelerinin haksızlığını ve uy-
gunsuzluğunu anlatmak üzere bir Bil-
dirge hazırlamiştır. Söz konusu Bildirge
34 sayfalık özgün bir kitapçık halinde
TürkMMMB Yayın No: 4 olarak 2017 yılı
başında yayımlamıştır.
Kitapçığın hazırlanmasındaki amaç
TürkMMMB’nin 2015 yılında gerçek-
leştirilmiş bulunan Yıllık Konferansı’nda
düzenlenen Müteselsilen Sorumluluk
panelinde de ayrıntılı olarak tartışıldığı
üzere, kamu ihalelerinde Teknik Müşa-
virlerin önemli sorunlarından biri olan,
kendilerinin yapım işlerinde Yapım Yük-
lenicileri ile birlikte müteselsilen sorumlu
tutulmaları konusunun incelenmesi ve
Müşavirlerin aleyhine olan haksızlıkların
giderilmesi konusunda öneriler geliştiril-
mesidir.
TürkMMMB Dönem Başkanı Demir
İNÖZÜ, kaleme aldığı önsözde “Müte-
selsil sorumlulukla ilgili yasal mevzuat
hükümleri, Teknik Müşavirleri kendi hiz-
met konuları ve anlaşmaları dışındaki ko-
nularda da sorumlu tutan ve çok büyük
boyutlu zararlara uğratan uygulamalara
neden olmaktadır.”, “ İnşaat kontrolluk
hizmetlerini üstlenen Teknik Müşavir-
lik firmaları, inşaat müteahhitlerinin ve
onların alt-yüklenicilerinin de hataların-
dan müteselsilen sorumlu tutulmakta-
dır.” ve “Kamu İhale Kanunu dahilinde,
Teknik Müşavirlerin, kendilerinden farklı
hizmet alanlarında, farklı sözleşmeler
kapsamında hizmet veren inşaat mü-
teahhitleriyle birlikte, onların hataları ve
kusurlarından kaynaklanan zararlardan,
hem de on beş yıl süreyle müteselsilen
sorumlu tutulmaları adil olmayan, haksız
bir uygulamadır.” demektedir.
Müteselsilen sorumluluk, alacaklının bir-
den çok borçlunun her birinden borcun
tamamını veya bir kısmını isteyebildiği
ve borcun tamamı alacaklıya ödenince-
ye dek tüm borçluların bu borçtan so-
rumlu tutuldukları durumu ifade eder.
Müteselsil borçluluğun karakteristik un-
surları birden fazla borçlunun bulunma-
sı, her bir borçlunun borcun tamamın-
dan sorumlu olması, ödemenin tekliği
ve alacaklının dilediği borçluya başvu-
rabilmesidir.
Kitapçıkta mevcut Kamu İhale
Kanunu’nun, yapım işlerinden sorumlu
olan Yapım Yüklenicileri ile bu yapım
işlerini kontrol etmekle görevlendirilen
Müşavir Mühendislik kuruluşlarına (Tek-
nik Müşavirlere) ‘müteselsilen sorumlu-
luk’ yüklemesinin haksızlığı ve ayrıca
dünya uygulamalarına tamamen ters
olduğu vurgulanmakta, kanıtlar göste-
rilmektedir.
TürkMMMB Yayını:
“TEKNİK MÜŞAVİRLERİN YAPIM YÜKLENİCİLERİ İLE MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN BİLDİRGE”
18
SAYI 44
TEMA
Fatma ÇÖLAŞAN
Aşağıdaki çember diyagram, Teknik
Müşavirlik hizmetleri bedellerinin yapım
işleri bedellerine oranla ne kadar küçük
bir değere karşılık geldiğini çok açık bir
biçimde göstermektedir. Elde edilen ge-
lirlerin bu kadar farklı olduğu yatırımlar-
da, yapım işlerini kontrol etmekle görevli
olan Teknik Müşavirlerin, Yapım Yükleni-
cileri ile müteselsilen sorumlu tutulmaları
taraflarca üstlenilen görevlerin ruhuna
aykırıdır, ayrıca büyük bir haksızlıktır.
Bu saptama ile ilgili olarak ve haksızlı-
ğın ortadan kaldırılması amacıyla yayın
içeriğinde TEKNİK MÜŞAVİR SEÇİMİ-
NİN ÖNEMİ VE TÜRKMMMB ÖNERİ-
Sİ; MÜŞTEREKEN VE/VEYA MÜTE-
SELSİLEN SORUMLULUK KAVRAMI;
MEVCUT ÖZEL VE GENEL TÜRK KA-
NUNLARININ VE İKİNCİL MEVZU-
ATIN MÜTESELSİL SORUMLULUK
AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ;
TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETİ SUNU-
CULARININ SORUMLULUĞU; BORÇ-
LAR KANUNU İLGİLİ MADDESİ; MÜŞA-
VİRİN MÜTESELSİL SORUMLULUKTA
ZARAR TAZMİNİ; MÜTESELSİL SORUM-
LULUK KAVRAMININ HAKKANİYET VE
HUKUKUN GENEL İLKELERİNE AYKIRI
HALLERİNİN BELİRLENMESİ (Hakkani-
yetsizlik ve Nimet-Külfet Dengesizliği, So-
yut Sorumluluk Tanımı ve Yasal Hükümler
Arasındaki Çelişkiler, Temel Haklarla Çe-
lişki Oluşması); TEKNİK MÜŞAVİRLİK AN-
LAŞMASININ BORÇLAR KANUNU KAP-
SAMINDA YORUMU (Anlaşma Yorumu,
İlliyet Bağı Yorumu, Zamanaşımı ve Rücu
Davası, Müşavirin Sorumluluğuna İlişkin
Yargıtay Kararının Sunulması); TEKNİK
MÜŞAVİRİN SORUMLULUĞUNUN BE-
LİRLENMESİNDE OLMASI GEREKEN TE-
MEL İLKELER; AVRUPA ÜLKELERİNDE
MÜŞAVİR MÜHENDİSLERİN SORUMLU-
LUKLARINA İLİŞKİN UYGULAMALAR
(Teknik Müşavirlerin Yapım İşlerinde Kont-
rollük Görev ve Yetkileri, Uygulanabilir
Hukuk ve Mevzuat, Yasal Dayanak, İspan-
ya- Finlandiya- Danimarka- Norveç- İsveç-
Avusturya- Almanya- Hollanda- İtalya- İn-
giltere- Macaristan- Belçika ve Fransa’da
Sorumluluk/Yükümlülük Süreleri ve Sınır-
lamalar, Mali Yönden Sorumluluk Tavan-
ları, Müşavir Mühendislerin Özen Borcu,
Müşavir Mühendislerin Üçüncü Şahıslara
Karşı Sorumlulukları, Müşavir Mühendi-
sin Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğu);
AVRUPA BİRLİĞİ ve DÜNYA BANKASI
FİNANSMANLI MÜŞAVİRLİK HİZMETLE-
RİNDEKİ SINIRLAMALAR; TÜRKİYE’DE-
Kİ KAMU UYGULAMALARINDA TEKNİK
MÜŞAVİRLERİN VE İŞVERENLERİN ROL
VE SORUMLULUKLARININ DEĞERLEN-
DİRİLMESİ (Uygulama Öncesi Mevcut
Pratikler ve Yansımaları, Yapım Öncesi ve
Yapım Sırasındaki Teknik Müşavirlik Hiz-
metleri Uygulamalarındaki Pratikler ve
Olası Etkileri) başlıkları altındaki konular
işlenmektedir.
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimar-
lar Birliği, sektörün bugüne kadar derin
yaralar almasına neden olan bu yanlış
uygulamaların anlaşılmasında ve kısa
zamanda ortadan kaldırılmasında önem-
li rol oynayacağına inandığı TEKNİK MÜ-
ŞAVİRLERİN YAPIM YÜKLENİCİLERİ İLE
MÜTESELSİLEN SORUMLULUĞUNA
İLİŞKİN BİLDİRGE kitapçığını ilgili tüm
kamu kuruluşlarına ve sivil toplum örgüt-
lerine ulaştırmıştır. Yukarıdaki özet bil-
gilerin, kitapçığın daha da fazla sayıda
sorumlu kişilerce okunmasına ve içinde-
ki önemli bilgilerin, önerilerin özümsen-
mesine aracı olacağını ümit etmekteyiz.
Liderliğini üstlenmiş olduğum MÜTE-
SELSİLEN SORUMLULUK ÇALIŞMA
GRUBU’nun mensupları TürkMMMB
üyesi meslektaşlarımız Burçin ÇETİN,
Ogün ÇİÇEK, Hülya EKSERT ve Birlik
Yöneticimiz Seda SEYHAN ile, üye şir-
ketler avukatları Tuğçe ARMAĞAN ve
Fatma COŞKUN’a çok değerli emekleri
için şahsım ve Teknik Müşavirlik Sektö-
rümüz adına teşekkür ediyorum.
19
20
SAYI 44
TEMA
Zeynep SELAMOĞLU
Türkiye sınırları içerisinde Amerikan
Hava Kuvvetleri’nin şartnamele-
rine uygun olarak yapılan ihale-
ler, Türk Hava Kuvvetleri ve Amerikan
Hava Kuvvetleri’nin kullanımını paylaştı-
ğı üslerde yapılan ihalelerdir. İki ülkenin
hükümetleri arasında yapılan Savun-
ma Ekonomisi Ortaklık Antlaşması’na
(DECA – Defense Economic Coopera-
tion Aggreement) göre, Amerikan Hava
Kuvvetleri’nin Türkiye sınırları icinde
teklife açtığı mal alımları ve inşaat hiz-
metleri sadece Türk Firmaları’na ihale
edilebilmektedir. Yazımda Amerikan
Hava Kuvvetleri’nin müteahhit ve teda-
rikçi seçme kriterlerinden ve Türkiye’de
yaptığı sözleşmelerin türlerinden bahse-
deceğim.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki,
Amerikan Hava Kuvvetleri adına talep
edilen tüm satın almalar sorumluluk ala-
bilen muhtemel tedarikçilerden temin
edilir, taahhüt işleri ise sorumluluk ala-
bilen muhtemel yüklenicilere ihale edilir.
İhale Subayı’nın müteahhit ve tedarik-
çinin sorumluluğu konusundaki olumlu
saptaması olmadıkça hiçbir satın alma
işlemi yapılmaz, kontrat ihale edilmez.
Muhtemel (prospective) bir yüklenicinin
sorumlu (responsible contractor) oldu-
ğunun saptanabilmesi icin aranan özel-
likleri şöyle sıralayabiliriz:
(a) Kontrat şartlarının yerine getirebilme-
si için yeterli mal ve kaynaklara veya
bu kaynakları elde edebilme beceri-
sine sahip olmak,
(b) Mevcut tüm ticari ve hükümet iş ta-
ahhütlerini gözönüne alarak talep
edilen veya öngörülen teslim ya da
performans süresine uymak,
(c) Yeterli performans kayıtlarına sahip
olmak (burada unutulmamalıdır ki,
geçmişte benzer kontratları tamam-
lamamış sorumlu bir müteahhit, yal-
nızca bu durum gözönünde bulun-
durularak sorumlu ya da sorumsuz
olarak değerlendirilmemelidir),
(d) Yeterli güvenilirlik ve iş etiğine sahip
olduğuna dair kayda sahip olmak,
(e) Gerekli organizasyon ve deneyime,
muhasebe ve operasyonel kontrol-
lerine, teknik beceriye veya bunları
elde etme becerisine sahip olmak
(muhtemel müteahhit ve taşeronlar
tarafından üretilecek materyal ve ye-
rine getirilecek hizmetlere uygulana-
bilecek şekilde üretim kontrol prose-
dürleri, varlık kontrol sistemleri, kalite
eminliği ölçütleri ve emniyet prog-
ramlarının da uygunluğu ölçüsünde
dahil olması şartıyla),
(f) Gerekli üretim, inşaat, teknik ekipman
ve tesislere veya bunları elde etme
becerisine sahip olmak, ve
(g) İlgili kanun ve yönetmelikler uyarınca
ihale almaya hak kazanmak için kali-
teli ve elverişli olmak.
İhale subayının söz konusu ihaleler ile
ilgilenen yüklenici ve tedarikçiler ile ilgili
bilgi toplaması için birtakım veritabanla-
rına başvurması gerekir.
Sadeleştirilmiş satınalma eşiğini (SAT
– Simplified Acquisition Threshold: bu
eşik Amerikan Hava Kuvvetleri ihaleleri
için $150,000’ dır) geçen kontratları iha-
le etmeden önce İhale Subayı Federal
Yüklenici Performans ve Güvenilirlik Bilgi
Sistemi’nin (FAPIIS) bulunduğu internet
sitesi ile birlikte Ödül Yönetimi Hariç Tut-
maları Sistemi (SAM) ve Geçmiş Perfor-
mans Bilgisi Erişim Sistemi’nde (PPIRS)
mevcut olan performans ve güvenilirlik
bilgilerini gözden geçirmelidir. FAPIIS,
ayrıca teklif veren firmanın direkt kontro-
lüne sahip olan tüzel kişi/kişiler ve bağlı
kuruluşları ile birlikte firmanın son üç yıl
içinde Federal ihale alan tüm rakipleri
hakkında da bilgi vermektedir. Bunların
yanısıra ihale subayı FAPIIS’de yer alan
bilgileri değerlendirirken bu bigilerin şu
anki satın almalar ile hangi açılardan ne
kadar ve ne derecede alakalı olduğunu
gözönünde bulundurarak mantıklı bir
muhakeme yapmalıdır.
Genel olarak ihale subayı muhtemel
yüklenicilerin sorumluluğu ile ilgili bilgi-
leri, hatta gerektiği hallerde ihale öncesi
anketleri, genel olarak ihaleyi rekabete
açmadan ya da teklifleri teslim almadan
talep eder. Müzakereli ihale sisteminde
AMERİKAN İHALE SİSTEMİNİN TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI
21
SAYI 44
ihale subayı bu bilgileri teklifleri resmi
olarak istemeden önce de talep edebilir.
Bu bilgilerin istenmesi düşük teklif veren
veya sözleşme fiyat aralığında teklif su-
nan firmalar ile sınırlıdır.
İhale subayı, kararını destekleyecek bil-
gileri bulmak icin FAPIIS, SAM ve PPIRS
dışında başka kaynaklara da başvurabi-
lir. Bunlar arasında ihale edecek kurum
içindeki personelden, denetleme ofisle-
rinden, kontrat yönetim ofislerinden teyit
edilebilecek bilgiler, kayıtlar ve deneyim
verileri, anket sonuçları, mali kayıtlar,
personel bilgisi ve piyasa bilgileri, ihale
öncesi araştırma raporları, müteahhitin
güncel müşterileri, tedarikçileri, taşeron-
ları, finansal kurumlar, hükümet birimleri
ile iş ve ticaret ortaklıkları yer alır.
İhaleyi yapacak kurumlar tarafından ta-
lep edilen büyük orandaki çeşitlilikte ve
hacimdeki malzeme ve servislerin satın
alınmasında gereken esnekliği sağla-
mak amacı ile hükümet ve yükleniciler
için geniş çapta kontrat türleri seçeneği
mevcuttur. Kontrat türlerinin çeşitliliği;
- Yüklenicinin performans maliyeti için
üstleneceği sorumluluğun derecesi ve
zamanlamasına,
- Belirlenen standard ve hedeflerin aşıl-
ması veya bunlara ulaşılması için müte-
ahhide sunulan teşvik edici kârın miktarı
ve niteliğine bağlı olarak değişir.
Kontrat türleri iki geniş kategoriye ayrı-
lır: sabit fiyatlı kontratlar ve maliyet geri
ödemeli kontratlar. Özel kontrat türleri
aralığı, yüklenicinin performans maliye-
ti ve sonucundaki kârdan (ya da zarar)
tamamıyle sorumlu olduğu sabit fiyatlı
olanlardan başlayarak, yüklenicinin per-
formans maliyetinden mimimum sorum-
lu olduğu ve pazarlık edilen ödülün (kâr)
sabit olduğu maliyet artı sabit kar kont-
ratlarına kadar çeşitlilik gösterir. Bu ikisi
arasında ise yüklenicinin performans
maliyeti için sorumluluk aldığı ve öneri-
len kâr ya da teşvik ödüllerinin kontrat
suresi boyunca kesin olmayan faktörlere
bağlı olarak ayarlandığı çeşitli türlerde
teşvik edici kontratlar yer almaktadır.
Kontrat türü seçimi genel olarak müzake-
re konusudur ve mantıklı değerlendirme
pratiği gerektirir. Kontrat türünün ve fiyat-
ların müzakeresi birbiri ile yakından ilgi-
lidir ki bu nedenle beraber dikkate alın-
malıdır. Burada amaç, makul bir yüklenici
riski ile sonuçlanacak ve yükleniciye etkili
ve ekonomik bir performans için en bü-
yük oranda teşviği sağlayacak kontrat
türü ve fiyatının müzakere edilmesidir.
Ticari girişimin temel kâr güdüsünü en
iyi kullanan sabit fiyatlı kontratlar, ilgili
riskin en az olduğu veya kabul edilebi-
lir derecede kesin olarak tahmin edile-
bildiği durumlarda tercih edilir. Bununla
birlikte, sabit fiyatlandırma için makul
bir temelin olmadığı durumlarda, diğer
kontrat türleri göz önünde bulundurul-
malı ve müzakereler kârın yüklenicinin
performansına uygun bir şekilde bağ-
lanmasını sağlayacak kontrat türlerinin
(veya birkaç türün birleşiminin) seçilme-
si doğrultusunda yönlendirilmelidir.
Kontrat türleri seçilirken ve müzakere
edilirken, ihale subayının dikkate alması
gereken birçok faktör vardır. Bu faktörler
şunlardır:
(a) Fiyat rekabeti. Normal şartlarda, etkili
bir fiyat rekabeti gerçekçi fiyatlandır-
ma ile sonuçlanır ve bu durumda sa-
bit fiyatlı kontratlar hükümetin menfa-
atinedir.
(b) Fiyat analizi. Rekabet olsun ya da ol-
masın, fiyat analizi kontrat türü seçi-
minde temel oluşturabilir. Hangi fiyat
analizinin hangi derecede gerçekçi
22
SAYI 44
TEMA
Zeynep SELAMOĞLU
fiyat standart fiyatlandırması sağla-
yacağı dikkatli bir şekilde değerlen-
dirilmelidir.
(c) Maliyet analizi. Etkin bir fiyat rekabe-
tinin bulunmadığı ve fiyat analizinin
yeterli olmadığı durumlarda teklif ve-
ren yüklenicinin ve hükümetin mali-
yet tahminleri kontrat fiyatının düzen-
lenmesinde müzakereler için temel
sağlar. Performansa dahil olan be-
lirsizliklerin ve bunların maliyete olası
etkilerinin saptanması ve değerlen-
dirilmesi gereklidir, böylece yükleni-
cinin üstleneceği maliyet sorumlulu-
ğunun makul bir derecede olmasına
olanak veren kontrat türü müzakere
edilebilir.
(d) Talebin türü ve karmaşıklığı. Kar-
maşık taleplerin, özellikle hükümete
özgün olanların, genellikle hükümet
tarafından daha büyük risk ile so-
nuçlanacağı farz edilir. Bu özellikle
karışık araştırma ve geliştirme kont-
ratları için geçerlidir, performans
belirsizlikleri veya olası değişiklikler
performans maliyetinin önceden
tahmin edilmesini zorlaştırır. Talep
tekrarlandıkça veya miktar üretimi
başladıkça, maliyet riski yükleniciye
kaydırılmalı ve sabit maliyetli kontrat-
lar düşünülmelidir.
(e) Kontrat türlerinin birleştirilmesi. Kont-
ratın tamamının sabit fiyat türünde
olamadığı durumlarda, ihale subayı
kontratın bir bölümünün sabit fiyat te-
meli üzerine oturup oturamayacağını
değerlendirecektir.
(f) Talebin aciliyeti. Aciliyetin birincil
faktör olduğu durumlarda hükümet,
daha büyük risk oranını üstlenmeyi
seçebilir veya kontrat performasının
zamanında tamamlanmasından emin
olmak için performans sonuçlarına
göre uyarlanmış teşvikler sunabilir.
(g) Performans süresi veya üretim süre-
cinin uzunluğu. Ekonominin belirsiz
olduğu dönemlerde nispeten uzun
bir süreye uzatılan kontratlar, ekono-
mik fiyat ayarlaması veya yeniden fi-
yat belirleme hükümleri gerektirebilir.
(i) Yüklenicinin muhasebe sisteminin ye-
terliliği. Sabit fiyat kontrat türünden
farklı bir kontrat türü üzerinde anlaş-
maya varılmadan önce ihale subayı,
önerilen kontrat türü nedeniyle gere-
ken tüm gerekli maliyet verilerinin za-
manında geliştirilmesine izin verecek
sekilde yüklenicinin bir muhasebe
sistemi olduğuna emin olacaktır.
(j) Eşzamanlı kontratlar. Eğer önerilen
kontrattaki performans başka kontrat-
lar altındaki eşzamanlı operasyonları
içeriyorsa, fiyatlama düzenlemeleri
dahil olmak üzere diğer kontratların
etkileri göz önüne alınmalıdır.
(k) Önerilen taşeronluğun kapsamı ve
doğası. Yüklenicinin kapsamlı bir ta-
şeronluk önermesi halinde, ana yük-
leniciye gerçek riskleri yansıtan bir
kontrat türü seçilecektir.
(l) Satınalma geçmişi. Talep, tekrarlanan
bir talep ise yüklenicinin riski genel-
likle azalır. Ayrıca, yerine getirilecek
servislerin ve ürünlerin açıklamaları
daha net bir şekilde tanımlanır.
Sabit fiyatlı kontrat türleri firma fiyatı veya
uygun durumlarda ayarlanabilir fiyat sağ-
lar. Ayarlanabilir fiyat sağlayan sabit fiyatlı
kontratlar tavan fiyat, hedef fiyat (hedef
maliyeti içerecek şekilde) veya her ikisini
içerir. Kontratta aksi belirtilmedikçe, tavan
veya hedef fiyat ancak belirtilen durum-
larda sözleşme fiyatının eşit düzeltilmesi-
ni veya başka bir revizyonunu sağlayan
sözleşme hükümlerinin işletilmesine bağlı
olarak ayarlanır. İhale subayı ticari malla-
rın satın almasını yaparken firma sabit fi-
yatlı veya ekonomik fiyat ayarlamalı sabit
fiyatlı sözleşme türlerini kullanacaktır.
Firma sabit fiyatlı kontratlar, yüklenici
kontratı yerine getirirken yüklenicinin
23
SAYI 44
maliyet deneyimine dayanarak herhangi
bir düzenlemeye tabi olmayan bir fiyat
sağlar. Bu kontrat türü yüklenicinin tüm
maliyetleri ve sonuçta ortaya çıkacak
kâr ya da zarar için maksimum risk ve
tam sorumluluk almasını sağlar. Ayrıca
yükleniciye maliyeti kontrol etmesi ve et-
kin bir şekilde işleri yürütmesi için azami
teşvik sağlamakla birlikte kontrat tarafla-
rına asgari idari iş yükler.
(a) Yeterli fiyat rekabetinin olduğu;
(b) Rekabetçi bazda yapılan veya ge-
çerli sertifikalı maliyet veya fiyatlan-
dırma verileri ile desteklenen aynı
veya benzer malzeme veya hizmetle-
rin önceden satın alınmasıyla makul
fiyat karşılaştırmalarının olduğu;
(c) Mevcut maliyet veya fiyat bilgisi, per-
formansın olası maliyetlerinin ger-
çekçi tahminlerine izin verildiği;
(d) Performans belirsizliklerinin tanımla-
nabildiği ve maliyet etkisinin makul
tahminlerinin yapılabildiği ve yükle-
nicinin söz konusu risklerin varsayı-
mını temsil eden sabit bir fiyatı kabul
etmeye istekli olduğu durumlarda bu
kontrat türü tercih edilir.
Türkiye’de yapılan ihalelerin türlerin-
den birisi de kısaca IDIQ şeklinde ad-
landırılan (Indefinite Delivery Indefinite
Quantity) Belirsiz Teslim Belirsiz Miktar
kontratlarıdır. Bu tür kontratlar belirle-
nen zaman zarfında belirsiz miktarda
ancak belirlenen limitler dahilinde ya-
pılan işlerin ve talep edilen malzeme-
nin teslimatını sağlar. Hükümet bireysel
gereksinimler için ayrı talepte bulunur.
Miktar limitleri birim sayısı veya dolar
değeri olarak belirtilebilir. Bu tür kontrat-
lar, kontrat ihale zamanında gelecekteki
teslimatların kesin miktarlarının ve kesin
zamanlarının bilinmediği malzeme ve
hizmetlerin satın alınmasında kullanılır.
Bununla birlikte sadece sürekli bir ihti-
yaç beklendiğinde bu sözleşmeler kul-
lanılmalıdır. Kontrat hükümet ve yükle-
nicinin belirtilen minimum miktarda mal
veya hizmet sunmasını gerektirir. Buna
ek olarak, sipariş edildiği takdirde, yük-
lenici ancak belirtilen maksimum miktarı
geçmeyecek şekilde ek miktarda teda-
rikte bulunabilir. Sözleşmenin bağlayıcı
olduğundan emin olmak için asgari mik-
tar nominal bir miktardan fazla olmalı,
ancak Hükümet’in oldukça emin olduğu
sipariş miktarını aşmamalıdır.
Bu tür kontratların seçilmesi durumunda
elde edilen avantajları şöyle sıralayabiliriz:
(a) Hükümet stokları minimum seviyede
sağlanmış olur,
(b) Kullanıcıya direk ulaştırılır,
(c) Teslimat planlaması ve miktarlarda
esneklik sağlar,
(d) Hükümet’in kontratta belirtilen mini-
mum miktara olan yükümlülüğünü
sınırlar.
IDIQ kontratlarının sahip olması gereken
kriterler şunlardır:
(a) Kontrat süresi ile birlikte kaç tane
opsiyon yılı olduğu ve her opsiyon
yılında hükümetin kontrat süresini ne
kadar uzatacağı belirtilmelidir.
(b) Kontrat altında hükümetin satın ala-
cağı toplamda minimum ve maksi-
mum mal ve hizmet miktarları belirtil-
melidir.
(c) Sorumlu muhtemel yüklenicilerin teklif
sunup sunmamaya karar vermesine
olanak sağlamak için hükümetin kont-
ratta satın almak istediği mal veya
hizmetlerin genel kapsamını, doğa-
sını, karmaşıklığını ve amacını man-
tıklı bir şekilde açıklayan şartnameler
veya diğer izahatları içermelidir.
(d) Hükümetin siparişleri bildirirken kul-
lanacağı prosedürler ve eğer çoklu
ihale yapılacaksa her bir sipariş icin
hükümetin teklif verecek olan yükle-
nicilere eşit fırsat sağlamak için kul-
lanacağı prosedür ve seçme kriterle-
ri belirtilmelidir.
(e) İhale edecek kurumdaki sorumlu şa-
hısların isim, adres, telefon ve faks
numaları ile birlikte e-mail adresini
içermelidir.
(f) Siparişleri vermek için yetki verilmiş
aktivitelerin tanımları yapılmalıdır.
Kullanılan diğer bir kontrat türü ise
MACC (Multiple Award Construction
Contracts) denilen Çoklu İnşaat Kontrat-
ları İhaleleri’dir.
Danışmanlık ve yardım hizmetleri için
belirsiz miktarlı sözleşmeler hariç olmak
üzere, sözleşme görevlisi, mümkün olan
en geniş ölçüde, iki veya daha fazla kay-
nağa aynı veya benzer malzeme veya
hizmetler için tek bir talep altında belirsiz
miktarlı sözleşmelerin birden fazla ihale-
sini vermeyi tercih etmelidir. Bunun yanı-
sıra satın alma planlamasının bir parçası
olarak birden fazla ödülün uygun olup
olmadığını tespit etmek zorundadır. İda-
re görevlisi, teklif verecekler açısından,
yapılacak iş çerçevesinde, bu alanlarda-
ki siparişlerin tek-kaynak temelinde ve-
rileceği olasılığı yaratmamak icin yükle-
nicilerin sadece bir veya birkaç alanda
24
SAYI 44
TEMA
Zeynep SELAMOĞLU
uzmanlaştığı durumlardan kaçınmalıdır.
Bununla birlikte teklif veren her yüklenici
diğer teklif veren yükleniciler gibi gere-
ken her talebi yerine getirmek için yeterli
olmak zorunda değildir.
İhale subayı kontrat sayısını belirlerken
asağıda belirtilen faktörleri gözönünde
bulundurmalıdır:
(a) Kontratta belirtilen talebin tanımı ve
karmaşıklığı,
(b) Her bir görev veya teslimat talebinin
beklenen sıklığı ve süresi,
(c) Yüklenicinin beklenen görev ve tes-
limat talebi şartlarını yerine getirmek
için sahip olması gereken kaynakla-
rın karışımı,
(d) Sözleşmelerin performans süresi bo-
yunca teklif veren yükleniciler arasın-
da rekabeti sürdürme kabiliyeti.
Bununla birlikte ihale subayı çoklu ihale
yaklaşımını aşağıdaki durumlarda kul-
lanmamalıdır:
(a) İstenen kalitede mal ve hizmetin
kendine özgü veya yüksek derece-
de özellikli olması nedeni ile yalnızca
tek bir yüklenicinin sağlama kabiliye-
tinde olması,
(b) İhale subayının pazarla ilgili bilgisine
dayanarak, fiyat da dahil olmak üze-
re daha uygun şartlar ve koşulların
tek bir ihale ile sağlanabilmesi duru-
munda,
(c) Birden fazla sözleşmenin beklenen
yönetim maliyetinin, birden fazla iha-
le vermenin beklenen yararlarından
daha ağır bastığı durumlarda,
(d) Öngörülen siparişlerin, tek bir yükle-
nicinin işi makul bir şekilde gerçek-
leştirebileceği kadar bütüncül olması
durumunda,
(e) Tahmin edilen kontrat bedelinin ko-
laylaştırılmış satın alma eşiğinden
($150,000) aşağı olması durumun-
da,
(f) Çoklu ihale yönteminin hükümetin
menfaatine uymaması durumunda.
Özetle, Amerikan Hava Kuvvetleri
Türkiye’de yapmak istediği inşaatlar
ve satın almalar için yukarıda belirtilen
nedenlerden dolayı Firma Sabit Fiyatlı
kontratları tercih etmektedir. Bu genel
kategorinin alt kategorisi olarak da IDIQ
şeklinde adlandırılan Belirsiz Teslimat
Belirsiz Miktar Kontratları ve MACC
olarak adlandırılan Çoklu İnşaat İhale-
leri Kontratları inşaat taahhüt işlerinde
tercih edilmektedir. Yazımızın başında
bahsedilen tüm şartları sağlayan Türk
yükleniciler, NATO üslerinde çalışma
belgesine sahip olduğu ve SAM sistemi-
ne kayıtlı olduğu müddetçe ABD Hava
Kuvvetleri’nin sadece Türkiye’de değil,
tüm dünyada bulunan üslerindeki sa-
tın alma ve taahhüt işlerine teklif verme
şansına sahiptirler.
ZEYNEP SELAMOĞLU1974 yılında Adana’da doğdu. Çukurova Üni-
versitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat
Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur. Ay-
rıca Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi İşletme Bölümü’nde Yüksek Lisansını
tamamlamıştır. Kısa bir süre özel sektörde yapı
mühendisi olarak çalıştıktan sonra 1998 yılında
İncirlik Hava Ussü’nde Amerikan Hava Kuv-
vetleri adına üssün taahhüt işlerinin tasarım,
kontrolluk, ve bakım islerini yürüten Vinnell-
Brown & Root Firması’nın Mühendislik Tasarım
Bölümü’nde İnşaat Mühendisi olarak göreve
başladı. Daha sonra İncirlik Hava Üssü’nde
gerçekleştirilen önemli projelerde proje müdü-
rü olarak görev aldı. 2011 yılından itibaren de
İncirlik Hava Ussü Amerikan Hava Kuvvetleri’ne
bağlı Kontrat Subaylığı’nda Kontrat İdarecisi
olarak görev yapmaktadır. Bunun yanısıra ABD
Savunma Bakanlığı’nın, kendi bünyesinde gö-
revli olan Kontrat İdarecileri’nin görevlerinin de-
vamlılığı için zorunlu kıldığı, aralarında Kontrat
Planlama ve Yönetme, Fiyat ve Maliyet Analiz
Esasları, Savunma Alanı’nda Kontratların For-
mat ve Yapısı, Federal Satınalma Yönetmelik
Esasları (FAR), Kontrat Sistemi’nde Yasal Zorun-
luluklar, Kontrat İdareciliğinde Müzakere Teknik-
leri, Kontrat Maliyetleri Analizi’nin de bulundugu
çeşitli konularda sertifikaları mevcuttur.
26
SAYI 44
TEMA
Yüksel Proje
Yakın zamanda ODTÜ Kampüsü’ne
Yüksel Proje Amfisi adı altında
yeni bir bina yapılacağı haberini
aldık. Bu haber vesilesiyle, Yüksel Pro-
je Yönetim Kurulu Başkanı Celal Akın
ile konuştuk ve projenin detaylarını
öğrendik:
ODTÜ Yüksel Proje Amfisi fikri nasıl doğdu?
2018’de 40. kuruluş yıldönümümüzü
kutluyoruz. 40 yıllık başarımızı büyük bir
sosyal sorumluluk projesiyle taçlandır-
mak, çalışanlarımızla birlikte karar verdi-
ğimiz bir fikirdi.
Bu sırada ODTÜ’den gelen bir öneriyi
değerlendirdik. Mühendislik fakültele-
rinde eğitim alanlarının yetersiz kaldığı-
nın ifade edilmesi üzerine, öğrencilerin
daha donanımlı derslik ve amfilerde
eğitim alabilecekleri bir merkez oluştu-
rulması fikri ortaya çıktı.
İhtiyacı olan birçok okul varken neden ODTÜ?
ODTÜ bizim için sıradan bir okul değil.
Yönetim kurulumuz ve çalışanlarımızın
önemli bir kısmı ODTÜ’lülerden oluşuyor.
Başarılarımızda önemli bir paya sahip. Ve
ODTÜ için, ODTÜ’lüler için bir şey yapma
fikri bize çok cazip geldi. Ayrıca, bu pro-
jeye imza atmak başka sosyal sorumluluk
projelerini de beraberinde getirecek, bu da
planlarımızın bir parçası. Bu arada şunu da
ifade etmekte bir beis görmüyorum: bün-
yesinde ODTÜ’lü birçok kişiyi barındıran
bir firma olarak üniversitemize ilk hibe pro-
jeyi yapmaktan dolayı ayrıca mutlu olduğu-
muzu belirtmeden geçemeyeceğim. Bu bir
başlangıç olmalı ve bizim gibi hem yöneti-
minde hem kadrosunda ODTÜ’lüleri barın-
dıran şirketlerimizin de katkıda bulunması-
nı arzu ediyoruz. ODTÜ bir dünya markası
olmuş ve yetiştirdiği değerli kişiler birçok
alanda üniversitemizi temsil etmişlerdir.
ODTÜ’YE YENİ BİNA: YÜKSEL PROJE
AMFİSİ
27
SAYI 44
Proje nasıl ortaya çıktı?
Sadece derslik değil, bir mühendislik
kompleksi oluşturmak amacıyla yola
çıktık. ODTÜ ruhunu yansıtan, modern,
işlevsel bir bina olması önceliğimizdi.
Bunun için de dönemimizin önemli mi-
mari gruplarından ve ODTÜ Mimarlık
Bölümü kökenli 3 firmaya proje için ge-
rekli ihtiyaç programını ve arsa bilgilerini
vererek rektörlüğün ve bizim taleplerimi-
ze uygun bir proje yapmalarını istedik.
Her 3 projede birbirinden değerli fikirler
ile özenle çalışılmış olması ve bizim gibi
ODTÜ kökenli mimarlarımızın da bu işte
okul bilinci ile hareket ettiklerini görmek
bizi bir kez daha ümitlendirdi.
Bu üç firma içinden Çırakoğlu Mimarlık
tarafından yapılan konsept projenin se-
çilmesinin sebebi ise, özellikle Cumhuri-
yet sonrası mimarlık tarihimizde önemli
bir yeri olan ve ilk mimari tasarımı Behruz
Çinici tarafından yapılan Orta Doğu Tek-
nik Üniversitesi kampüsünün genel tasa-
rım kriterlerine uygun olması ve ODTÜ
ruhunun tasarıma yansıtılmasıydı. Ger-
çekten hem ODTÜ yönetimi tarafından
hem de bizim tarafımızdan çok beğeni-
len proje tamamıyla içimize sindi. Pro-
jenin seçiminde ODTÜ yönetiminin de
görüşleri değerlendirilerek bu projenin
uygulanmasına oybirliği ile karar verildi.
Projeyi seçimi ile birlikte ODTÜ Rektörü
Sayın Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ile
karşılıklı olarak protokolü imzaladık.
Bina ne zaman faaliyete geçecek?
Uygulama projelerinin tamamlanmasıy-
la Nisan ayında temel atmayı hedefle-
miş durumdayız. Binanın Ekim 2018’de
tamamlanmasını ve 2018-2019 öğretim
yılında faaliyette olmasını planlıyoruz.
Bunun gibi başka projelere imza atmayı düşünüyor musunuz?
Bu zaten Yüksel Proje’nin ilk çalışması
değil. Yine ODTÜ İnşaat Mühendisliği
Bölümü’nde donanımlı bir dershaneyi
2017 yılında hizmete açtık ve bölümün
kullanımına sunduk. Hepimiz bu top-
lumun bir parçasıyız. Gençlerimizin,
çocuklarımızın eğitimine katkı, gelece-
ğimize katkıdır. Bu bağlamda gücümüz
elverdiği sürece birçok projeye imza at-
mak istiyoruz. En ufak bir katkımız oluyor
ise, ne mutlu bize.
28
SAYI 44
TEMA
Yüksel Proje
ODTÜ Kampüsü iyi tasarlanmış ve sür-
dürülmüş bir fiziksel çevre olarak mimar-
lık ve tasarım dünyasında önemli bir yer
tutuyor. 1961’de açılan proje yarışması
sonrasında Altuğ ve Behruz Çinici tara-
fından tasarlanan ve 1980’e kadar sü-
ren inşaatlarla tamamlanan kampüs ve
içindeki yapılar bütünlüklü bir mimari dil
oluşturuyor. Beton, tuğla gibi yapı ele-
manlarının çıplak halleri ile kullanıldığı
brütalist mimari anlayışı yansıtan yapılar
kampüsün karakteristik özelliği olarak
öne çıkıyor. Ayrıca bir master plan ka-
rarı olarak yapıların bir alle üzerinde yer
alarak kampüsü oluşturması ve güçlü
peyzaj unsurlarının yer aldığı yaya önce-
likli bir yaşantı sunması da yerleşkenin
en akılda kalıcı özelliklerindendir. Alle
boyunca sıralanan eğitim yapılarının
aralarından bazıları mimari duruşları ile
o noktayı akılda kalıcı bir yer haline geti-
riyor; Mimarlık Amfisi, Üçlü Amfi, Merkez
Mühendislik Binası gibi.
Bu özellikleri ile öne çıkan bir kampüs
içinde yer alacak olan Yüksel Proje
Amfisi projesinde en önemli tasarım
girdisi doğal olarak içinde bulunduğu
çevre oldu. Hem bu çevrenin karakteri-
ni sürdürecek hem de çağdaş mimariyi
kendisinden önce yapılanlarla diyalog
içine sokacak bir yapı, bir yandan da ta-
şıdığı işlevle de bağlantılı olarak bulun-
duğu noktada kampüsün simgelerinden
birisi olacak akılda kalıcı bir iz hedeflen-
di. Sadece malzeme ve görünüm olarak
bir benzerlik sağlayarak değil de doku,
mekân kalitesi ve ortak alan kullanımları
konusunda kampüsün diğer yapıların-
daki yaklaşımları yeniden yorumlayarak
bir tasarım ortaya konması amaçlandı.
Doğal malzeme kullanımı ve az malzeme
çeşitliliği ile net, yalın ama güçlü bir ifa-
de elde edilmesi yaklaşımı benimsendi.
Yapı 4 adet amfi ve 17 adet derslik ba-
rındırıyor. Bütün bu amfi ve dersliklerin
açıldığı ortak bir boşluk dış mekânla
da bütünleşerek etrafı için bir buluşma,
etkileşim ve sosyalleşme alanı sunuyor.
Açık ve kapalı alana hizmet edecek bir
kantin de bu yaşantıyı destekleyici bir
unsur oluşturuyor. Brüt beton yüzeyler
arasından kendisini gösteren kırmızı
renkli prizmatik elemanlar hem bu boş-
luğu üç boyutta dinamik bir hale getiri-
yor hem de brüt betonun dingin ve pas-
tel ifadesine zıtlık oluşturan bir parlaklık
ve canlılık sunuyor. Tavandan brüt beton
duvarları yalayarak süzülen doğal ışık
da mekâna derinlik katıyor.
Programda yer alan amfiler yapının
kütlesel kompozisyonunda öne çıkan
elemanlar olarak kullanılıyor. Büyük kon-
sollar oluşturan bu kütleler ağaçlık alana
doğru heykelsi unsurlar olarak uzanıyor.
Yapı bu büyük konsolları ile iddialı bir
mühendislik eseri olarak da öne çıkıyor.
ODTÜ YÜKSEL PROJE AMFİSİ MİMARİ TASARIM KRİTERLERİ
A TASARIM MİMARLIK
Proje Künyesi: ODTÜ ana kampü-
sünün yarışma yolu ile elde edilen
Altuğ- Behruz Çinici tarafından yapılmış
konseptine saygıyı yansıtan ve pres tuğ-
la ile brüt beton uygulamasını devam
ettiren özgün bir tasarım yakalamaya
çalışılmıştır. Bina içinde bir toplanma
ve dinlenme alanı düşünülmüş ve tüm
dersliklerin şeffaf olması ile bir bütün-
lük sağlanmaya çalışılmıştır. Amfiler çok
maksatlı kullanıma yönelik olarak tasar-
lanmıştır.
Mimari Proje: A Tasarım Mimarlık,
Ali Osman Öztürk
29
SAYI 44
Uygulanan Projenin KünyesiMimari Proje: Çırakoğlu Mimarlık Ltd.
Tasarım Ekibi: Alişan Çırakoğlu, Ilgın Avcı, Deniz
Yazıcı, Batuhan Kumru, Meriç Arslanoğlu
Statik Proje: Ural Mühendislik
Mekanik Proje: Mega-tek
Elektrik Proje: Akay Mühendislik
Akustik Danışman: Mezzo Stüdyo
Yangın Danışmanı: Zeytin Danışmanlık
DİĞER KATILIMCILAR ÖNCÜOĞLU MİMARLIKProje Tanımı:
Yaklaşık 1800 mühendislik öğrencisi için
yeni bir eğitim alanı olması amacıyla,
farklı boyutlarda amfi ve dersliklerden
oluşan 4000 m2’lik inşaat alanına sahip
bir yapı tasarlanmıştır.
Yerleşke mimarisi ile uyumlu ve bulun-
duğu ortama saygılı bir form oluşturul-
masına önem verilmiştir.
Bina içi hava sirkülasyonuna ve gün ışı-
ğından maksimum yararlanılmasına yar-
dımcı olması planlanan atrium içerisin-
de bulunan merdiven, heykelsi bir öge
olarak kullanılmıştır.
Ayrıca güneş kırıcılar ve açılır kapanır
cephe panelleri gibi pasif sistemler kul-
lanılarak, işletme maliyetinin düşürülme-
si planlanmıştır.
Proje Künyesi:
Mimari Proje: Öncüoğlu Mimarlık Şehir-
cilik Ltd. Şti.
Tasarım Ekibi: Enis Öncüoğlu, Önder
Kaya, Cem Altınöz, Engin Öncüoğlu
Kültür - Sanat 30
SAYI 44
Filiz PEHLİVAN
Pınar Ayhan’ı kendisinden dinleyelim mi?
Kendimi bildim bileli müzik hep haya-
tımda oldu. Ama farklı yönde eğitimler
aldım. İngiliz Dili Edebiyatı okuduktan
sonra İletişim Fakültesinde Halkla İliş-
kiler yüksek lisansı yaptım. Bunları ya-
parken bile, 18-19 yaşlarında, TRT de
müzik programlarında yer almaya baş-
lamıştım. Sadece şarkıcı olarak değil,
sunucu olarak da devam ettim. Tele-
vizyonculuğu televizyoncuların içinde
öğrendim. Bu arada bir kaç denemeden
sonra, 3.Erovizyon şarkı yarışmasında,
Sühan Ayhan’ın bestesi, ben ve Orkun
Yazgan’ın sözlerini yazdığımız şarkıyla
ülkemizi temsil ettik. Stockholm’de 10.
olduk. Artık müzik tamamıyla hayatıma
girmiş oldu.
2010 yılında dedim ki, benim yapabildi-
ğim, yaparken kendimi iyi hissettiğim işi
yapmalıyım. Nedir bu? Sahne, şarkıcılık,
anlatıcılık, okumak, öğrenmek bunlar
bana çok keyif veriyordu. Televizyoncu-
luk sona erdikten sonra, artık insanlarla
göz göze olmak istedim. Sahneyi, ger-
çek ortamı kullanmak istedim. Okuduk-
larımı, öğrendiklerimi anlattığımda ne
tepkiler verileceğini görmek istedim. Te-
levizyonda böyle bir imkanınız yok. Ekra-
na bakarsınız ama sizi kaç kişinin izledi-
ğini ve ne hissettiğini bilmezsiniz. Ayrıca
artık gezmek, dolaşmak istedim. 2015
ve 2016 yılları boyunca bu fikir üzerine
çalıştım. Sahip olduğum yeteneklerimi
birleştirip, bir sahne gösterisi hazırladım.
“Orada Duruverseydi Zaman”.
Rahmetli babamdan kalan bir kitapla
başladım okumaya, amaçlı okumaya.
“Amerikan Basınında Türk Kurtuluş Sa-
vaşı” isimli bir kitaptı. Orada farkettim
ki tarihin bilinmeyen, satır aralarında
kalmış, yaprak yaprak, yapışık yaprak-
ları arasında, gizli, körde kalmış bilgileri
var. Onları görünce aslında, tarihçilerin,
yazarların bizimle paylaşmaya karar
verdikleri kadarını bildiğimizi anladım. O
kadarını bile belki de bilmiyoruz. Sonra
kendim seçmeye başladım hikayeleri.
Etkilendiğim hikayeler, tarihte sebep-
sonuç ilişkisini yaratabildiğim olaylar, in-
sanlar seçmeye başladım. O zaman çok
keyif aldım okumaktan ve tarihi öğren-
mekten, kendim bağladım iplerin ucunu.
Aslında önce dağınık başlamışsın, sonrasında nasıl gelişti?
Önce tarih anlatacağım dedim. Sunay
Akın’ı çok severim, onun yaptığı işi çok
severim. O daha çok Osmanlı tarihi anla-
tır. Ben daha çok yakın tarihe, Cumhuri-
yet tarihine meraklıymışım, etkilenmişim
demek ki. Hikayeler seçmeye başladım.
Cumhuriyetin oluşumu ki, bu topraklar-
da bir rönesanstır, çok etkiledi beni. O
devinim, o heyecan, o yeniden yaratma
heyecanı. İnsanların bir araya gelip, mil-
let olup, bir güç oluşturma hali beni çok
heyecanlandırdı. Çanakkale’den bu ta-
rafa gelip, Milli Mücadele Dönemi, sonra
devrimler, onlar o kadar büyük eserler
ki, her yıl, her olay bir eser aslında. O
eserlerin kahramanları! Yeni yeni kah-
ramanlarla tanıştım. Onlara öykünmeye
başladım. Çok heyecan vermeye başla-
dı bu iş bana. Sonra hikayeler birikti ama
nasıl sahneye koyacaktım? TRT den eski
prodüktörümü aradım, O benim genel
koordinatörüm oldu. O’nun sayesinde,
bir metin yazarı bulduk. Sonra; 3 kadın,
3 amazon dedik birbirimize, başladık
okumaya, çalışmaya. Okumalarımızı ar-
tırdık. Rota belli olmuştu. “Biz 100 yılımı-
zı, 20.yüzyılı anlatacağız, kadın gözüyle
gördüklerimizi paylaşacağız” dedik. Za-
ten doğal olarak kadın gözüyle olacaktı,
seçtiğimiz şeyler o kadar farklı ki, hayata
bakışımız farklı, olayları birbirine bağla-
yışımız farklı, erkeklerden. İlginç şeyler
çıktı ortaya. Örneğin, Özsoy Operası ve
siyasi tarihteki önemi. Atatürk’ün sanata
verdiği önem, siyaset içinde sanatı kul-
lanma şekli, ilginç geldi bize.
Karadeniz Vapuru hikayesi çıktı. O da
1926 yılında Türkiye Cumhuriyetini ta-
nıtmak için yola çıkmış bir gemi. Bütün
Avrupa’yı gezmiş bir gemi. İçine Cum-
huriyetin yeni ürünlerini, eserlerini dol-
durmuşlar ve yola salmışlar. Bu da başlı
başına inanılmaz bir hikaye.
Biz bunları bilmiyoruz, okutulmaz bunlar
okullarda. Çok özel ilgilenmek, merak
etmek gerekiyor. Bunu yaparken sade-
ce kitaplardan değil, kişilerden, referans
olan birinin torunu, torununun torunu,
kendileri kitap yazan insanlar, pek çok
farklı kaynaktan yararlandık.
Köy Enstitülerini anlatıyoruz mesela,
hala yaşayan çok değerli öğretmenler
var Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden
mezun olan, onların ağzından dinledik
ve öğrendik. Sıkıcı dediğimiz tarihin as-
lında araştırmacı gibi incelendiğinde, bir
sinematografi içinde, bir drematurji için-
de bakıldığında ne kadar keyifli oldu-
ğunu gördük. Bunun tadını da aldıktan
sonra, sahne çalışmasını yapmaya baş-
ladık . Orkestramda hazırdı zaten, çünkü
ben müzisyenim. Hayatın içinde müzi-
ğin olduğunu bildiğim için, ne yaşarsak
yaşayalım, altta bir müzik duyduğum
için de sahnede anlattığım hikayelerin
altına onları da döşedim. Çünkü inanı-
yorum ki, her olayın, her hikayenin kendi
bestesi, müziği var. Orkestram canlı ça-
lıyor ben de söylüyorum. Bu da çok fark-
lılık katıyor. İlk defa, sahnede bir kadın,
çıkmış tarih anlatıyor. Tarihteki olayları,
kahramanları, kadın gözüyle anlatıyor,
onun şarkılarını söylüyor. Fotoğraflarını
yansıtıyor, kostümlerini giymiş. Bir masal
dünyasına, yaklaşık 2.5 saat kadar, sa-
londa bulunan 800-1000 kişi ile giriyoruz
ve çıkıyoruz. Doğru bir iş yapıyor olma-
lıyız ki; 1.5 yılda yaklaşık 20.000 kişiye
oynamışız. Bu yola çıkarken demiştim ki;
Anadolu’yu gezeceğim, Mustafa Kemal
İNANIYORUZ VE YAPIYORUZ!
kozmozdan alıyoruz, evrenden, doğanın
kendisinden, insandan alıyor. Öyle olun-
ca, o kaynağı yönetmeyi de bilirseniz
daha da keyifli hale geliyor. O kaynağı
yönetebilirseniz sahneye de işte böyle
bir eser çıkıyor.
“Orada Duruverseydi Zaman-Kemal” nasıl çıktı?
“ODZ Kemal” 2. oyunumuz. Aslın-
da “ODZ” çok yeniydi. Fakat bir sağ-
lık kongresi bize “bu oyunu oynayın
ama gala gecesi olacağı için, kısaltır
mısınız?” dedi. Tarih 10 Kasım. “Kısalta-
mayız, kronojisi olan bir oyun bu, 1914’te
başlıyor ve 1954’e kadar getiriyoruz. Do-
kuduk, mekik mekik dokuduk birbirine
bağlı bir ip, çekersen dağılıyor. “Siz anla-
şılan Mustafa Kemal Atatürk istiyorsunuz”
dedik. “Evet” dediler. ODZ de biz aleni
şekilde Atatürk’ü anlatmıyoruz. Yaşanmış,
toplumu etkileyen olaylar ve insanlardan
bahsediyoruz. Cumhuriyet tarihi içinde
yaşananlar olduğu için ana arterden Mus-
tafa Kemal Atatürk çıkıyor, onun eseri çıkı-
yor. Onu anlatmanın nasıl bir şey olduğunu
işte 2.oyunda gösterdik biz. Sırf Mustafa
Kemal Atatürk’ü anlatıyoruz. Çocukluğun-
dan, ölümüne kadar. Onun yarattığı eseri
anlatıyoruz. O da bambaşka oldu tabi.
Ama bunun sorumluluğu çok büyük elbette. Nasıl hazırlandınız?
Zaten okumuştuk, hala okuyoruz. Yine
bizim tarzımızdan yani kadın gözüyle
Atatürk’ün hikayelerini seçtik. Anlatmadı-
ğımız çok şey var. Şaşırdığımız çok şey
var. Bir başka tarihçinin, sanatçının şa-
şırmayacağı şeyler var. Fikriye Hanım,
Latife Hanım hep anlatılır da, Manastırlı
Eleni pek anlatılmaz. Selanik, Manas-
tır, doğup büyüdüğü, çocukluğunun
geçtiği topraklar, orada hiç mi bir
şey yaşamadı? Yaşamaz mı? Bir Ele-
ni ile aşkını anlatmak lazımdı veya
harp okulunda onun dikkatini çeken
çok farklı konular varmış, Atatürk’ü
Atatürk yapan, onlara parmak bastık.
Mustafa ile başlıyoruz, Mustafa
Kemal yapıyoruz, sonra Mustafa
Kemal Atatürk yapıyoruz. Sonra
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Baş-
kumandan. Bu isimler onun hayatı-
nın kronolojisi gibi. Çok doğru arka
arkaya eklemleniyor. Biz o isimleri
kullanarak bir insan nasıl bir insana
dönüşür, üstünü kazıdığınızda al-
tından neler ve kimler çıkıyor, onları
anlattık. Hepimizin hayatını etkileyen,
insanlar, olaylar, yerler, mekanlar var.
31
SAYI 44
Atatürk gibi Anadolu’yu karış karış ge-
zerek anlatacağım. Ne yaptık, nereden
nereye geldik anlatmak istedim; çünkü
unutuyoruz, unutmaya meyilli bir toplu-
muz. Hatırlayınca da güçlendiğimizi,
keyif aldığımızı gördük. Gittiğimiz her
yerde ayakta alkışlanıyoruz. Bir daha bir
daha davet ediliyoruz. Eskişehir, Antal-
ya, Bursa, Adana, İzmir, Elazığ, Denizli,
Balıkesir, Kayseri, Trabzon, gittik, gide-
ceğiz. Her yere ve bir daha bir daha.
Aslında ne kadar ihtiyacımız varmış, geçmişimizi, nerden geldiğimizi, neleri başardığımızı, neleri atladığımızı bilme-ye öğenmeye.
En çok sevindiren beni öğrencilerin ve
öğretmenlerin çok ilgi göstermesi. İş
öyle bir hale geldi ki; öğrenciler bana
ulaşıp, bitirme tezlerini benimle yapmak
istiyorlar. Mesela, Köy Enstitüleri, mese-
la Karadeniz Vapuru. Topluyoruz, götü-
rüyoruz Hasanoğlan’a, gezdiriyoruz. Bir
eğitim aslında nasıl olmalıdır? O eğitim-
leri alanlar neleri başardılar? Bunları öğ-
rendikçe çok keyif alıyorlar. Özellikle lise
öğrencileri. Yani çok boyutlu bir iş oldu
bu. Sadece sahnede eser sergilemek
ötesinde bir uyanış gibi oldu.
Sanata, tarihe bakış açısı değişti. Lise
öğrencileri “tarih bize bu şekilde anla-
tılmıyor” dedi. Bir üniversitede bir genç
kız yanıma geldi, “ben beden eğitimi
okuyorum, bilseydim bu kadar keyifli ol-
duğunu tarih bölümünü yazardım” dedi.
Böyle olunca, motivasyonumuz artıyor,
keyfimiz artıyor. Daha çok okuyoruz,
daha çok öğreniyoruz, daha çok kayna-
ğa ulaşıyoruz.
Bize Karadeniz Vapuru hikayesi anla-
tanlardan biri, Refik Akdoğan isimli, 98
yaşında eski bir gemi kaptanı. O bulmuş
bu hikayeyi, Osmanlıca yazılmış, ge-
minin 2.kaptanının seyir defteri. Tefrika
halinde, 1930’ların sonunda yayımlan-
mış, onu bulmuş Türkçeye çevirtmiş.
Biz o kitabı ondan aldık. Geçenlerde
Balıkesir’de tam sahneye çıkacağım arı-
yor, “Pınar Hanım yeni bir bilgi buldum”
diye. Yağmaya başladı. Herkes o kadar
tadını aldı ki bu işin, bir parçası olmak
istiyor ve oluyor da. Böyle olunca, insa-
na dönüştü, ete kemiğe büründü bu iş.
Çünkü herkes var işin içinde. Halkın sa-
natçısı, halkın eseri denir ya. Gerçekten
halkın eseri oldu “Orada Duruverseydi
Zaman”. Herkes bir katkıda bulunuyor.
Bir misyon da yüklendin o zaman…
Evet… Umudumuzu yitirmiştim ama sizi
gördükten sonra, artık ben de heyecan-
lıyım. Çocuklarımız, gençlerimiz için bir
umut oldunuz, bir ışık yandı diyen pek
çok insan var. Bunlar çok önemli, güzel
geri bildirimler, bizim devam etmemizi
sağlayan geri bildirimler. Devam etme-
mizi ve daha iyi yapmamızı.
Sanat sonsuz bir kaynak. Sanat ruh
meselesi dolayısıyla sonsuz. Enerjisini
32
SAYI 44
Filiz PEHLİVAN
Biz onları anlattık, Atatürk üzerinden.
Atatürk’ü Atatürk yapan her neyse onları
anlattık. Bu çok önemli bir şey. Bir kara
tahta var sahnede, o tahtanın üzerinde o
isimler, o yerlerin adları yazıyor. Bu insan
nasıl bu hale geldi? Atatürk’ü kutsallaş-
tırma meselesi var ya, o benim de canımı
sıkıyor aslında. Biz Atatürk’ü ulaşılmaz
bir karaktere dönüştürürsek, onun gibi
olma şansımızı kaybedeceğiz, kaybedi-
yoruz zaten. Büyük insan olmak demek
çok çalışan, odaklanan, işini seven, id-
rak gücü kuvvetli, imanı kuvvetli insan
olmak demek. Bunların hepsi Atatürk’te
olduğu için aslında, o anlamda, çok
önemli bir karakter bizim için Atatürk.
Dünya lideri, herkes, dünya kabul etmiş
onun bambaşka bir insan olduğunu.
Ama formül var bu insanın karakterin-
de. Gazi Mustafa Kemal Atatürk isminin
içinde çok büyük bir formül var, formüller
var. Başarılı, odaklı, inançlı, iradeli insan
olmanın formülleri var. Eğer o formülleri
kutsallaştırmadan, kullanılabilecek araç-
lar olduğuna inanırsak, biz de başarırız.
Zaten biz de başaralım diye anlatıyoruz.
Ne yapmış? Hangi dönemeçlerde hangi
yolu ve neden seçmiş? Kendimizce ba-
şarı formülünü ortaya koyuyoruz, biraz
da bunu amaçladık açıkçası. Ulaşılmaz
bir insan olduğunu düşünürsen, ona ula-
şamazsın. Hiç bir zaman ulaşamazsın.
Ama onun gibi çok okursan, onun gibi çok çalışırsan, onun gibi odaklanırsan, yapabilirsin. Zaafları da var olmaz mı, in-
sanoğlu. Onları da görüyoruz okuyoruz
ama onlara rağmen sevmek, O’nu an-
lamaya çalışmak, o çok kıymetli. İnsan
çünkü, uzaydan gelmiş değil, insan O.
Çok ince bir çizgi var burada. Daha önce bir takım filmler yapılmış ve eleştiri alanlar da olmuştu.
Biz de de bir eleştiri oldu. O bizi hiç
tanımayan biriydi. Sonradan, o da
vazgeçti zaten. Anladılar ki iyi niyetli
ve samimiyim. O insanı gerçekten se-
viyor, anlamaya alışıyorum. Bu çerçe-
veden bakınca Pınar Ayhan yanlış bir
şey yapmaz, anlattığı şeylerde art niyet
olamaz. Sadece bizi o insanla tanıştır-
ma niyetine sahip olabilir, en fazla bu
olabilir, dediler. Ben o zaafları da çok
sevdim üstelik. İnsan olmanın en doğ-
ru formülünü bulmuş. Başarının formü-
lünü bulmuş. Onun gibi olabilmeyi çok
isterim. Çabalayacağım, en azından
çocuklarıma onun gibi olmayı öğretebi-
lirim. Mutsuzluğa kapılmak, bir şeylerin
kötü gittiğinde “boşver zaten bu dünya-
dan hayır gelmez” cümleleri, bunların
hepsini çöpe attım ve atmayı da öneri-
yorum herkese.
Seni de okudukça etkiledi ve hayata bakışını da değiştirdi yani.
Kesinlikle… Atatürk beni çok heyecan-
landırıyor. O yapmışsa, bana başka
bahane ile gelmeyin diyorum. Demek
ki yapılabiliyor, birisi ispatladı yapılabile-
ceğini. O başardıysa sen de başarırsın.
Aziz Sancar’da beni bir o kadar heye-
canlandırıyor. Çalışan, vazgeçmeyen bir
kişilik, 20 yıl uğraşmış Nobel ödülü aldı-
ğı çalışması için. 20 yıl, bir genç insanın
ömrü. Bunlar bana göre aynı ruha, aynı
zekaya, yüreğe sahip insanlar. Atatürk
gerçekten başarmış, kendisini eğiterek,
çok çalışarak, buysa formül, yapacak-
sın, vazgeçmek yok, tembellik yok.
Başka kahramanları da ortaya çıkara-cak mısın?
Atatürk’ü anlatırken, Atatürk ruhuna sa-
hip kadınları da anlatıyoruz. Başarmış
çok insan var, onları anlatıyoruz. Vurgu
tabi ki Mustafa Kemal Atatürk. Çünkü;
bir ülke kurmuş, Cumhuriyet kurmuş bir
insandan bahsediyoruz. 7 asır susmuş
insanları insana dönüştüren, köleden,
ümmetten çıkarıp, vatandaşa, hakkını
soran sorgulayan bireye dönüştüren bir
insandan bahsediyoruz. Onunla birlikte,
ona destek veren, onun yolunda koşan
onun gibi düşünen ve inanan insanla-
rı da anlatıyoruz aynı hikayeler içinde.
Sadece Atatürk değil. Bu bir ekip işiydi,
kimler vardı yanında? Bu işaretleri takip
ederek Atatürk’ e ulaştık. O yolculuk-
ta da inanılmaz insanlar ve hikayelerle
tanışıyoruz. Öyle insanlar gelmiş geç-
miş, adı sanı okunmuyor. Mesela Köy Enstitüleri hikayesinde Mualla Eyüboğlu
var; Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyü-
boğlu kardeşlerin Yüksek Mimar kız
kardeşi, hiç anlatılmamış. Mualla Eyü-
boğlu adı anılmadan Köy Enstitüleri
anlatılamazdı. Muhteşem bir kadın ka-
rakter. Hasanoğlan’ı Hasanoğlan yapan,
oradaki 40’a yakın binayı çocuklarla
birlikte birlikte inşa eden, amfi tiyatro-
yu, opera binasını, müzik dersliklerini,
hamamı inşa eden bir kadından bah-
sediyoruz ve adı yok ortada. İşte bu
karakterler çok heyecanlandırıyor bizi.
O yapıyorsa ben neden yapamayayım
dedirtiyor. Yapılmış, bir yol açılmış, o yol-
dan yürüyelim o zaman. Veya sen yol aç
bir patikada, sonra o yol genişlesin, ileri-
de asfalt dökülsün. Bunları öğretiyor bu
karakterler bize, çıkıp çıkıp. Tarihte anla-
tılmayı bekleyen o kadar karakter var ki
onlarla tanışıyoruz biz şimdi.
Kadın gözüyle baktığın için de bir po-zitif ayrımcılık yapıyor olabilir misin?
İnan öyle değil. Sadece anlatılmamış.
Aslında yadsımıyorum da bunu, çünkü
tarihi erkekler anlatmış bize, varsa da az
var kadın anlatıcı. Tarihi benim yaptığım
şekilde, sanatla anlatan da yok. Dolayı-
sıyla, ilk defa bir kadın, ben de geliyo-
rum, ben de yapıyorum diyor. Aslında
bakarsan Osmanlı döneminde de kadın-
ların ne kadar aktif olduğunu, ne kadar
çalışkan olduğunu, ne kadar örgütlene-
bildiğini, baskı kurdukları zaman kuralla-
rı ve yasaları değiştirebildiğini gördüm.
Sadece Cumhuriyetle değil. Elbette
Cumhuriyet bunu kurumsallaştırmış ama
ondan öncesinde de büyük çabalar var,
büyük değişimler var, çok önemli isim-
ler var. Onlarla tanışmak muazzam bir
duygu. Bazen kitaplarla bir odaya ka-
pandığımda, yüzlerce insanla sohbet
ediyor gibi hissediyorum kendimi. “Ben
de buradayım”, “ben de şu cemiyetin
kurucusuyum”, “ben de milli mücadele
döneminde Anadolu Kadınları Müdafai
Vatan Cemiyetini kurdum”, diye her yer-
den sanki bağırıyorlar bana.
Şimdi, metin yazarımızla birlikte biraz
da o tarafa doğru gidiyoruz. İyi eğitil-
miş, şanslı bir kadınım ama bu imkana
sahip olmayan pek çok kadın var, hem
ülkemizde hem de dünyada. Empati kur-
maya çalışınca, onların da bu hikayeleri,
kadınları duymaya, öğrenmeye ihtiyacı
olduğunu farkedip, anlatmaya karar ver-
dik. Hayal gücü biraz daha zayıf olan
Kültür - Sanat
33
SAYI 44
insanların, hayal gücünü genişletebil-
meleri için tarihten başarmış kadınlarla
buluşturma çalışması yapmaya karar
verdik. Biraz ona doğru dönüştü şimdi iş.
Üniversitelere gidiyorum, gençler “Pınar
Ayhan gelsin anlatsın” diyor. “Ne anlat-
mamı istiyorsunuz” diyorum. “Ne anla-
tırsanız” diyorlar. Ben de onlara tarihten
kadın karakterleri anlatıyorum. Aslında
şu anda ne anlattığıma direkt odaklan-
mıyorlar, anlatsın diyorlar. Tarihi sevme-
ye başladık hep birlikte, keyif almaya
başladık.
Bundan sonra nasıl gelişecek?
3.oyun, 4.oyun diye devam edecek. For-
mat oturdu. Bu formatta pek çok şey ya-
pılabilir. Hem göze, hem kulağa, hem de
aynı ortam içinde bütün hislerinize hitap
edebilen bir format bulundu. Ben bunu
nereye kadar yapabilirim? 10-15 yıl ya-
payım, anlatayım ama benden sonra
da aynı formatta, tıpkı bir eğitim modü-
lü gibi, gençler yapsın istiyorum. Bunu
yapabilecek, geliştirebilecek, çocuklar,
gençler yetiştirmeyi koyduk kafaya. Bu
işin akademisini nasıl yapabiliriz diye
kafa yoruyoruz.
Bu işi sahnede yapan insan (kadın ya da
erkek), bunu yapabilmek için hangi yol-
lardan geçmiş, fazlası da vardır mutlaka,
öğretelim istiyoruz. Ben şarkıcıyım, ses
eğitimim var. Çok okuyorum, kitap oku-
ma, odaklı okuma eğitimim var. İyi müzik
seçme, dinleme, dünya müziğini, kültürü,
coğrafyayı anlama, bütün bunları yapa-
bilen insanlar yetiştirip, kendilerini geliş-
tirme imkanı sağlayıp, zenginleştirecek,
sahneye koyacak gençler yetiştirmek.
Bunu gitsinler, Anadolu’nun, dünyanın
her köşesinde dağılıp, anlatsınlar. Bu bir
yandan da bir eğitim çünkü. Çok ciddi
bir eğitim. Sadece ezberleyip çıkamaz-
sınız oraya, hissetmeniz ve ne anlattığı-
nızı çok iyi bilmeniz lazım. Anlattığınız
hikayenin arka planında başka başka
ilişkiler, yaşananlar, o bağlantıyı kurdu-
ğunuzu hissettiremezseniz, ezberlemiş
çıkmış algısı hakim olursa, geçmez seyir-
ciye. Bu formatta, olay o değil. O yüzden
tiyatro değil diyorum zaten. Ben bazen
doğaçlama eklemeler yapıyorum. Çün-
kü biliyorum onun nasıl olduğunu. Bun-
ları bağlamayı bilince de çok lezzetli bir
şey oluyor. Bilgili ve bilinçli olduğunuzu
hissettireceksiniz seyirciye.
Söylediğin şarkılar ve söyleyiş biçi-min de çok etkileyici ve farklı bir tad katıyor…
Yıllarca şarkı söyledim ama bir şey ek-
sikti içimde. Ben böyle söylemeliymişim
meğer. Benim karakterimle ilgili olabi-
lir, soru sorma potansiyelim var. Merak
ediyorum. Bu türkü ne anlatıyor? Neden
yazmış bu türküyü, ne olmuş da yaz-
mış? Ezberleyip çıkıp şarkı söylemek
yetmiyor bana. O şarkının hikayesini bi-
lip söylersem, yüreğimde, hançeremde
hissederek söyleyebiliyorum. İyi şarkıcı-
lık böyle bir şey aslında. Bileceksin ne
yaptığını, hissedeceksin o yaşanmışlığı.
Ne anlatıyor bu şarkı? Nazım Hikmet’in
şiirleri mesela. Onun anlattığı şeylerin
altyapısını öğrensek, o zaman daha iyi
anlayacağız Nazım’ın şiirlerini. O yüzden
önerdim, Milli Mücadeleyi ve Nutuk’u,
Nazım’ın Kuvayi Milliye Destanı ile bir-
likte okumak lazım. Hem sanat hem de
gerçekler. Sanat çok anlam katıyor. For-
mülü çözüyor, kilidi açıyor sanat. Sanat
aslına bakarsan, makro bakış açısından
mikroya götürüyor seni ve orada da duy-
gularla karşılaşıyorsun. Zaten harekete
geçiren, zekayı çalıştıran, anlamanı sağ-
layan şey, duygu aslında birazda.
Yeni türküler derlendi mi?
Hayatımda hiç bilmediğim türküleri söy-
ledim bu eserde. Mesela Köy Enstitüle-
ri hikayesine çalışırken, Aşık Veysel’in
Eskişehir Çifteler’de usta eğitici olduğu-
nu, kimi türkülerini orada yaktığını öğren-
dim. Gündüzleri çocuklar toprakla haşır
neşir ya, öğretmenler, toprağa dokun-
mak yetmez bir de bunu şiire dökelim,
ruha, sanata dökelim diyorlar ve toprak
üzerine bir şiir yarışması düzenliyorlar.
1. olan çocuğun şiirinden çok etkileni-
yor, ona benzer “benim sadık yarim kara
topraktır” türküsünü orada yakıyor. Sazı-
nın kırılma hikayesi de Hasanoğlan’da
yaşanmış. Onun üzerine yaktığı türkü
“sazım” türküsünü ilk defa duymuştum,
sahnede söylüyorum. “Sen bir ceylan
olsan” türküsünü, Mualla Eyüboğlu ile
birlikte Köy Enstitüsünde çalışan Ruhi
Su’nun, Aşık Veysel’den öğrenip, Mualla
Eyüboğlu için söylediği, ona aşık oldu-
ğu çıkıyor ortaya. Bunlar çok özel şeyler.
Mikro mercek tutuyoruz oraya. Aslında
anlattığımız Köy Enstitüleri ama böyle
detaylarla beslediğinizde, minnacık bir
duyguya indiğinizde farklı bir tad giriyor
işin içine.
Bu hayatta kendimden 100 saatlik beste, 100 saatlik kayıt istiyorum de-miş Fazıl Say…Senin hedefin ne?
Hep sanatın içinde olmakla birlikte,
benim odağım sanat olmadı, keşke ol-
saydı. Ben kendi kendime keşfettim
bazı şeyleri. Son yaptığım bu işi de 40
yaşından sonra yapmaya başladım.
Tecrübelerim sonrası belli bir olgunluğa
eriştikten sonra yapmaya karar verdim
bu işi yapmaya. Bu nedenle yolun çok
34
SAYI 44
Filiz PEHLİVAN
başındayım. Sanatçıyım ve kendimden
şunu istiyorum demek için de daha çok
başındayım işin. Tek iddiam Anadolu’yu
karış karış gezip bu hikayeleri anlata-
cağım. Belki ondan sonra; Fazıl Say’ın
kendisine söylediği şeyi söyleyebilirim.
Senin müzik tanımın ve bu eserin başarısındaki önemi nedir?
Müziğin, evrenin, kozmozun ve Tanrının
sesi olduğuna inanıyorum. Her yerden
duyduğumuz şey bu. Çok kıymetli bir
şey, kutsal bir şey bu. Aslında müziğe
dair herkeste bir şekilde yetenek oldu-
ğuna ve üzerine düşülmesi gerektiğine
de inanıyorum. Bu anlamda ses telleri
de insana armağan edilmiş bir enstrü-
mandır ve konuşma sesini çok önemli
buluyorum. İletişimde konuşma sesini
kullanma şekli de çok önemli. Biz duy-
guyu verebilmek için; müziği ile şiiri ile
bütün bir şey koyduk ortaya. İyi de bir
yol bulmuşuz ki, 1.5 yılda 20.000 kişiye
ulaşmışız. Bütün illere, ilçelere, yurt dışı-
na ulaşmak, daha çok insana ulaşmak
istiyoruz.
Bu yola çıkarken, ülkemizde yolunda git-meyen şeylere karşı bir tepki var mıydı?
İçinde bulunduğumuz durumda, herkes
çaresiz ve umutsuz hissediyorken, ben
bendeki potansiyeli ve yetenekleri göre-
rek, kullanmam gerektiğini, o sıkıştığım
anda o duygu baskısı içinde hissettim
zaten. Ne oluyor, bitiyor mu her şey, ka-
ranlığa mı gömülüyoruz? Ekonomi, eği-
tim yerlerdeyken, bir sanatçı duyarlılığı
ile, ne yapabilirim? Elbette şarkı söyler-
sem dünya kurtulur diye düşünmedim.
Ekonomi nereye gidiyor, siyaset nereye
gidiyor, Cumhuriyet nereye gidiyor, bü-
tün kazanımlarımız nereye gidiyor, kadın
hakları, çocuk hakları nereye gidiyor ül-
kemizde diye düşünürken, acısını his-
sederken ve sıkışmışlık duygusu için-
deyken, ben başka bir şey yapacağım
dedim.
Sanat doğası gereği gerçeği ortaya
koyar. Tanrının sesi diyorum ya. Sanat-
çıyım, şarkıcıyım ve de başka bir yönte-
mim yok benim. Ne yapacağım? Bu yön-
temi kullanacağım. Ben de bu yöntemle
öğreniyorum çünkü. Sinema çok güçlü,
tiyatro çok güçlü eğer doğru yapılırsa
ve anlatılırsa. Bizim ihtiyacımız olan şey,
insan gücü, aydınlanma gücü. Yönetim,
siyaset başka bir şey. Sahada bambaş-
ka şeyler yaşanıyor. Oralara girmek, çık-
mak lazım. Gözgöze gelmek lazım. Duy-
guyu ne harekete geçiriyor, sanat. Bu
yüzden anlatıyorum, ve nasıl bir duygu
seli yaşanıyor biliyor musunuz? 2.5 saat
sonunda, kırmızı ıslak gözlü insanlar ya-
nıma geliyorlar ama gülümsüyorlar da
bir yandan. Bu ne demek? Ben öyle bir yolculuğa çıkarmışım ki onları, hem duvara çarpmışlar hem de kanatlan-mışlar. Böyle açıklıyorlar ruh hallerini.
“Neleri kaybettiğimizi gördük ama neleri
yeniden kazanabileceğimizin yolunu da
gördük, sen bize bunu gösterdin” diyor-
lar. Bu geri bildirimi aldığımda da ken-
dimden geçiyorum. “Tamam Pınar doğ-
ru yoldasın” diyorum, devam.
Oku ve kendi bakış açınla anlat. De-
mek ki sevdiler bu akış açısını. Örneğin
Devrim Erbil, benim anlatmamı istiyor
hayatını, sahnede. Cumhuriyet dönemi
sanatı ile Devrim Erbil’in hayatı üzerin-
den, dönem sanatını anlatacağım. Bu
yeni bir şey. İstanbul’da beni izlediğini
ve çok etkilendiğini söyledi. “Birlikte bir
proje yapmak istiyorum” dedi. Ben de
onur duydum. Cumhuriyet sanat tarihiy-
le örtüşen bir hayatı var Devrim Erbil’in.
Bir zamanların Resim Heykel Müze Mü-
dürü, dünyada temsil ediyor hala bizi.
“Ben, Pınar Ayhan’ın bakış açısından
dinlemek istiyorum hayatımı, çünkü o
çok enterasan yerlere dokunuyor, herke-
sin baktığı yere bakmıyor”, dedi.
Onun sanatı ile, Cumhuriyet tarihi sanatı,
Atatürk’ün daha 1934’de, Resim Heykel
Müzesi’ni açması. Anadolu Medeniyet-
leri Müzesi’ni açması. Neyi hedefliyor?
Sanat ne onun için? Neden opera diye
tutturdu? İlk operayı yaptırdı 1934’te.
Daha pek çok ihtiyaç varken, neden
opera, neden müzik? Bunları bu kadar
önemsemesi, niye? Anadolu toprakların-
da ne kadar medeniyetten kalma eser
varsa aldı o müzeye doldurdu ve dedi
ki; bu topraklarda bu medeniyetler ya-
şandı, kadim medeniyetin üzerinde ya-
şayan, yerleşik, medeni insanlarız. Kat
kat medeniyet var bu toprakların altında
ve bunun bilincindeyiz, bunlara sahibiz
ve koruyoruz demek istedi. Şimdilerde
kaçıranların elinde kalıyor bütün eserler.
Hani filmlerde izleriz ya, asırlar önce
uzaydan Mısır Çöllerine bir ufo düş-
müştür, içinden bir formül çıkar. Ben
de diyorum ki; 80-90 yıl önce bizim ül-
Kültür - Sanat
35
SAYI 44
kemize düşen aygıt, Cumhuriyet aygıtı.
Onun kullanma kılavuzu da “Gençliğe
Hitabe”. Ben ilk defa Gençliğe Hitabe’yi
bir kullanma kılavuzu gözüyle okudum.
Bak demiş, şöyle koruyacaksın, karşına
şunlar çıkabilir, şöyle sahip çıkacaksın.
Madde madde bize kullanma kılavuzunu
da göndermiş. Buna hiç bu gözle bak-
mamıştım. Meğer bunlar yaşanabilirmiş,
zamanında da yaşanmış. Ne şanslı-
yız ki, kullanma kılavuzunu göndermiş.
Hangi devletin devlet adamı arkasından
giderken bir vasiyatname, bir kılavuz
bırakmış. Müthiş bir şey. O yüzden de
diyorum ki; hiç umutsuzluğa gerek yok,
bunlar zaten yaşanabilir, başına gelebi-
lir, diyor. Ne yapacağımızı da söylüyor.
Çözümü de biliyoruz öyleyse.
Atatürk ve Laikliğin değerini en çok öğrendiğimiz yıllar demişsin…
Evet, ayrıca bir dergide de şunu söyle-
miştim; her kadının sürdüğü ruj, giydiği
marka ayakkabı, koluna taktığı çanta
için, giydiği kısa kollu, askılı bulüz için
bu ülkeye borcu var. Her kadının borcu
var, sahip çıkmak için bu ülkeye. Be-
nim kadar şanslı olan ve hatta daha da
şanslı olan kadınları davet ediyorum, ko-
rumak için bu ülkeyi, kendi evlatlarımız
için, sürdürülebilir hale getirmek için,
harekete geçmeliyiz. Hayat bir eser,
öyle bakmayı öğrenmeli insan. Günün
sonunda, ben nasıl bir eser çıkardım or-
taya? Oyunlardan birinin sonunda, de-
dim ki; “Bunlar aslında sizin hikayeniz,
hepimizin hikayesi. Bir gün biri çıkıp bu
sahneye sizi nasıl anlatacak ona siz ka-
rar vereceksiniz. Bir gün birisi anlatacak
sizi çünkü. Nasıl anlatılmak istiyorsunuz,
nasıl bir hayat yaşamış olmak istiyorsu-
nuz, kazanan gibi mi kaybeden gibi mi?
Buna siz karar vereceksiniz.”
Son sözlerin neler olsun Sevgili Pınar…Ülkemiz, geleceğimiz için…
Ülkemizin şu anki gidişatından mutlu de-
ğilim. Ama Türk Milletinin yapması gere-
ken şeyleri yaparsa geleceğinin parlak
olacağına dair, elbette umutluyum. Ne
yapacağız? Formülü ben buldum, çok
çalışacağız, inkılapları çok iyi anlayaca-
ğız. Modern Türkiye’nin madde madde
prensipleri belirlenmiş zaten zamanında.
Sahip çıkacağız ülkemize, üreteceğiz,
sahip olduğumuz üretim kaynaklarını el-
den çıkarmayacağız. Tüketen bir toplum
haline geldik, sadece pazar olarak gö-
rülüyoruz. Yeniden üretici olmak zorun-
dayız. İsmail Hakkı Tonguç der ki; “Köy
veya köylü diye bir şey yoktur. İhmal edil-
miş insanlar vardır”. Onun için Köy Ens-
titüleri önemlidir. Onlar toprağın askerle-
ridir. Vatanımıza, toprağımıza sahip çıkan
insanlardır onlar. Biz şehirlerde küçücük
alanlara sığışmaya çalışan, oradan oraya
koşturan insanlarız. Ama onlar toprakla
birebir temasta yaşayan ve onun kıyme-
tini bilen insanlar. Toprak demek buğday
demek, ekmek demek, eğer ona sahip
çıkmazsak ve işlemezsek toprağı, bu
bizim elimizden alınırsa, aç kalır, ölürüz.
Bunların hepsi köy enstitülerinde öğreti-
liyordu. Su nasıl arıtılır, arıcılık, ağaç aşısı
nasıl yapılır, meyve-sebze nasıl yetiştirilir,
kendimize yetmeyi öğretiyorlardı. Biz bir
zamanlar tahıl ambarı idik. Ama şimdi git-
tikçe görüyorum Anadolu’da, köylü otu-
ruyor. Ne ekip biçiyorsunuz diyorum. Hiç
bir şey diyorlar. Ovalar, tarlalar bomboş
duruyor. Bunların farkına varılıp, derhal
harekete geçmek lazım. Toprakta, sana-
yide, ekonomide, güçlü olmak zorunda-
yız. Bunlar düşman savardır. O zaman
sizinle daha farklı ilişki kuruyor etrafınız.
Eğitim, bilim, bunlar çok önemli. Doğru
yönetim, doğru sistem. İsmail Hakkı Ton-
guç, Hasan Ali Yücel, Mustafa Necati,
bu insanlar gibi 24 saat çalışalım demi-
yorum. Onların onda biri kadar çalışsak
yeter. İsmail Hakkı Tonguç köy enstitüle-
rini kurmak için yola çıktığında, 9150 köy
geziyor. Bu inançla, gerçekten çalışma-
mız gerekiyor. Özellikle biz kadınlar… Bu
ara daha çok çalışmamız şart. Sahip ol-
duğumuz güzellikleri Ulu Önderimiz Gazi
Mustafa Atatürk’e borçluyuz, sağolsun,
önümüzü açmış, ama biz de bunun hak-
kını vermek zorundayız.
SAYI 44
36Birliğimizden Haberler
TürkMMMB Yeni Yıl Yemeği
Yeni bir yıla başlarken üyelerimiz ile bir araya gelmek ve birlikte hoş vakit geçirmek amacıyla Birliğimiz 12 Ocak 2018, Cuma
akşamı Holiday Inn Otel’de Yeni Yıl Üye yemeğini gerçekleştirmiştir. Ankara Modern Orkestrası’nın sahne aldığı, geçmişten
günümüze özel eserlerin seslendirildiği bu güzel geceye katılan tüm üyelerimize ve değerli eşlerine teşekkür ederiz.
11. Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Toplantıları
Kalkınma Bakanlığı bünyesinde yürütülen 11. Kalkınma Planı çalışmaları
kapsamında “İnşaat, Mühendislik – Mimarlık, Teknik Müşavirlik ve Müteahhitlik
Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonu” toplantılarının ikincisi 17- 18 Ocak 2018 tarihlerinde
düzenlenmiştir. Toplantılara birliğimizi temsilen Geçen Dönem Başkanı Demir İnözü
ve Birlik Yöneticisi Seda Seyhan ile TOBB Teknik Müşavirlik Sektör Meclisini temsilen
Meclis Başkanı Fatma Çölaşan ve Sinan Aker katılmışlardır. Toplantılar sonrasında
hazırlanarak Bakanlığa iletilen raporların değerlendirilerek Kalkınma Planı ve ilgili
dokümanlarda yer alması beklenmektedir. Katar Bayındırlık İdaresi Heyeti İle Toplantı
Katar Bayındırlık İdaresi (Ashghal)
Başkanı Dr. Eng. Saad bin Ahmad
AL MUHANNADİ ve beraberindeki
heyetin 29-31 Ocak 2018 tarihlerinde
ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret
kapsamında T.C. Ekonomi Bakanlığı
koordinasyonunda, Birliğimiz ve
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB)
işbirliğinde, Katar’da önümüzdeki
dönemde gerçekleştirilmesi öngörülen
projeler ve ihale süreçleri hakkında üye
firmalarımızın bilgilendirilmesi amacıyla
30 Ocak 2018 Salı günü TMB Genel
Merkez Binası’nda bir bilgilendirme
Toplantısı düzenlenmiştir.
Uluslararası Projelere Yönelik Teknik Müşavirlik Sektör Toplantısı
T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda, Bakan Yardımcısı Sayın Fatih
Metin ve Eximbank Genel Müdürü Sayın Adnan Yıldırım başkanlığında
15 Şubat 2018 Perşembe günü, İstanbul’da Eximbank Genel Müdürlüğü’nde bir
toplantı düzenlenmiştir. İlgili toplantıda Eximbank yetkilileri ile Türk teknik müşavirlik
sektör temsilcilerinin bir araya gelerek, sektörde karşılaşılan finansman sorunlarına
ve çözüm önerilerine, teknik müşavirlerimizin üstlendikleri projeler kapsamında
faydalanabilecekleri kredilere ilişkin hususlarda görüşler paylaşılmıştır. Başkanımız
Sayın Munis ÖZER ve TürkMMMB üyelerinin yer aldıkları toplantıya DEİK Uluslararası
Teknik Müşavirlik İş Konseyi üyeleri de katılmışlardır.
BİRLİĞİMİZDEN HABERLERB İ R L İ Ğ İ M İ Z D E N H A B E R L E RN i s a n - 2 0 1 8
PETEK PROJE
Barajlar ve Göletler
Otoyollar ve Yollar
Tüneller ve Köprüler
Sulama ve Drenaj
HizmetlerimizPlanlama
Projelendirme