17
İSLÂM ve SANAT Tartışmalı İlmî Toplantı 07 – 09 Kasım 2014 Akdeniz Ü. Hukuk Fakültesi Konferans Salonu Kampüs - Antalya İstanbul 2015

İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

İSLÂM

ve

SANAT

Tartışmalı İlmî Toplantı

07 – 09 Kasım 2014

Akdeniz Ü. Hukuk Fakültesi Konferans Salonu

Kampüs - Antalya

İstanbul 2015

Page 2: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

GÜNÜMÜZ CAMİ TEZYÎNÂTINDA ESTETİK PROBLEMLER

Ali Fuat BAYSAL

Dinî mîmârînin en önemli yapıları şüphesiz mabetlerdir. Tarih boyunca beşeri ya da semavî herhangi bir dinî inanca sahip olan toplu-luklar, ait oldukları dinin ilahlarına karşı vazifelerini veya dinin ritüel-lerini yerine getirmek amacıyla mabetler inşâ etmişlerdir. Güvenlik ve esenlik yeri olarak da görülen mabed anlayışının temelinde kutsal mekân telakkisi bulunmaktadır.1 İlk yazılı metinlerde varlığından söz edilen mabetler, kadim şehirlerde, kanatlarını evlerin ve insanların üze-rine germiş metafizik yaratıklar veya iyilik melekleri olarak kabul edil-miştir.2

Genellikle şehirlerin merkezinde inşâ edilen bu yapılar, ilgili di-nin mensuplarının sayısal değerine, topluluğun maddî gücüne, kültü-rüne ve dinin ortaya koyduğu ibadet şekillerine göre farklı ölçü ve formda yapılmıştır. Mabedler, ilk dönemlerinde, açık alanlarda büyük avlu şeklinde3 veya basit ve küçük yapılar olarak hizmet verirken, zaman içerisinde gelişerek büyük ve geniş binalara dönüşmüştür. Söz konusu bu yapıların mîmârî formlarını biçimlerini, boşluk-doluluk, kapalılık-açıklık nispetlerinde ortaya çıkan farklılıkları iklime, malzemeye ve tek-niğe bağlamaktan öte bir medeniyet anlayışı olarak görmek gerekir.4 Mabetler aynı zamanda, dinî bir topluluğun sosyal kimliğini tanıma, be-dii duygu ve değerlerini ölçme imkânı sağlar. Tarih boyunca dinî mîmârîler ve tezyînâtları, dinî ve siyasî gücün bir göstergesi olmuştur.5 Bâbil ve Asurluların zigguratlarını, Mecusilerin ateşkedelerini, Sihlerin

Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi, Konya, [email protected] 1 Güç, Ahmet, “Mâbed”, TDVİA, C.27, İstanbul, 2003, s. 279. 2 Lekesiz, Ömer, Sevgilinin Evi, İstanbul, 1997, s. 38. 3 Arseven, C. Esad, Türk Sanatı, İstanbul, 1973, s. 85. 4 Numan, İbrahim, “Dinî Mimari Tanımları ve Mahiyeti Hakkında Bazı Mütalaalar”, VI. Dini Yayınlar Kongresi, İstanbul, 2013, s. 395. 5 Mülayim, Selçuk, Sinan bin Abdülmennan, İstanbul, 2010, s.194; Baysal, Ali Fuat, Edirne Osmanlı Erken Dönem Camileri Kalem İşi Örnekleri Ve Analizleri, Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2013, s. xıı, xııı.

Page 3: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

456 İSLÂM ve SANAT

gurdwarasını, Hıristiyanların kiliselerini, Müslümanların camilerini bu şekilde değerlendirmek mümkündür.

İlk İslâm mabetlerinin inşâsında ihtişam ve tezyinattan ziyade fonksiyonellik özelliği yani kullanım kolaylığı öne çıkmıştır. Müslüman-ların önemli mescidlerden biri olan Medine Mescidi oldukça sade ve gösterişsiz bir yapı olarak bina edilmiştir. Söz konusu Mescidin duvar-ları kerpiçle örülmüş, harimin üst kısmı hurma dalları ile örtülmüştür. Mescidin inşâsında estetik kaygı gözetilmemiş, öncelikle mü’minlerin ihtiyacını karşılaması ve bununla birlikte huzur veren bir mekân olması düşünülmüştür.6 Ancak İslâm toplumu fetihler fetihlerle birlikte farklı millet ve dinlerle tanışmış özellikle en yakın komşuları İran ve Bizansın etkileri ile bu anlayışın zaman içerisinde değişmesine neden olmuştur. Fetihlerle elde edilen topraklardaki ibadethanelerin ihtişamı karşısında, Müslüman mimar ve sanatçılar da bir şekilde etkilenmiş ve bu etkiyi eserlerine yansıtmışlardır.

İslâm sanatlarının temel bir özelliği olarak görülen tezyinat,7 mîmârî için bir fazlalık değil aksine, eserin etki ve işlevine katkıda bu-lunan, onu tamamlayıcı bir unsurdur.8 Müslüman sanatkârların ortaya koydukları tezyinat örnekleri, sadece göz zevki için sunulan bir süsleme değil, içerisinde gizli ve açık mesaj barındıran bir dildir.9 Zira ortaya ko-nan eserin akıl ve tefekkür yönünü hiç hesaba katmadan sadece estetik boyutu ile ilgilenmek ve estetik yönüne önem vermek İslâm toplu-munda putperestlik olarak nitelendirilir.10 Bu endişeyle inşâ ve tezyin edilmiş camilerimiz, bir mabet için gerekli olan manevî atmosferden uzak, sadece seyirlik bir mekân hüviyetindedir.

Tarihî süreç içerisinde Müslüman toplumlar, dinî mîmârîlerinin inşâsında kadim geleneklerinden gelen anlayış ve kültür havzaları çer-çevesinde farklı üsluplar ortaya koymuşlardır. Selçuklu mîmârîsinde iç mekândan ziyade, dış cepheler tezyin edilirken, Osmanlı devrinde mîmârî bir hacim ve kütle sanatı olarak kabul edilmiş, mîmârî tezyinatta aşırıya gidilmeden, güzellik sadelikte aranmıştır.11 Tavanlar, kubbeler ve

6 Uluçam, Abdüsselam, ”Müslüman Zihniyet Kalıpları ve Mimarlığını Anlamlandırma”, VI. Dini Yayınlar Kongresi, İstanbul, 2013, s. 367. 7 Cansever, Turgut, Kubbeyi Yere Koymamak, İstanbul 2007,s. 29. 8 Koç, Turan, İslâm Estetiği, İstanbul, 2010, s.159. 9 Koç, Turan, a.g.e., s. 159. 10 Koç, Turan, a.g.e., s. 144. 11 İrteş, M. Semih, “Kalem İşleri”, TDV, Fatih Şubesi, S.2, İstanbul ... , s. 74-77; Doğanay, Aziz,“Tezyînât”, TDVİA, C.41, İstanbul, 2012, s. 79-83; Mülayim, Selçuk, “Sinan”, TDVİA, C.37, İstanbul, 2009, s. 226.

Page 4: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 457

duvar yüzeylerine ilave edilen tezyinat, yaşanan dünyayı vücuda getir-diği için oldukça sade tutulmuştur.12 Özellikle Klasik Dönem olarak de-ğerlendirilen Sinan devri, Osmanlı cami mîmârîsinin zirve yaptığı bir dönemdir. Bu dönem camilerinin dış mekânı, sadeliğiyle dikkat çeker. İç mekânlar ise yoğunluktan ziyade yine sadeliğin ön plana çıktığı, mîmârîye uygun üslupta kalem işleri ile tezyin edilmiştir.13 Mimar Si-nan’ın tezyinat üslubunda, fazla süs fakirlikten gelir anlayışı hâkimdir ve yapılarında süse çok önem vermez.14 Burada üzüntü ile ifade etmek gerekir ki, Sinan’ın çıraklık, kalfalık ve ustalık eserim dediği yapıların hiç birinde devrin tezyinat örneklerini gösteren orijinal kalem işleri yok-tur.

Geçmişten bu yana gerek mîmârî açıdan, gerek tezyinatı açısın-dan oldukça özen gösterilerek inşâ edilen camilerimizin yerini, bugün maalesef zevk ve estetikten yoksun, kahir ekseriyeti klasik Osmanlı ca-milerinin muharref bir kopyası olarak üretilen camiler almıştır.15

Son dönemde ülkemizin gerek büyük şehirlerinde, gerekse küçük yerleşim birimlerinde farklı ölçekte çok sayıda cami yapılmıştır. Genel-likle ciddi projelere dayanmayan bu yapıların alt katında dükkânlar, çar-şılar, üst katında lojmanlar, en üst katında ise cami bulunmaktadır. Mîmârî kütle bakımdan son derece çirkin olan bu camilerin yapımında, mîmârî estetikten ziyade önceliğin üst örtüsünün kubbeli olmasına önem verilmektedir. Kubbe takıntısının yanında, yapının ana kütle-sinde nispetlere dikkat edilmediğinden, göze hoş görünmeyen binalar çıkmaktadır.16

Mimarî nispetlerde görülen bozukluklar aynı zamanda iç mekâna tesir etmekte ve iç mekân tezyinatını da olumsuz olarak şekillendirmek-tedir. Zira mîmârî yapılara uygulanan tezyînâtın esere güzellik katma amacının yanında, mîmârîde aksayan unsurları gizleme gibi bir görevi de bulunmaktadır.17 Dolayısıyla mîmârî eksiklikler veya fazlalıklar tez-yinatla kapatılmaya çalışılmakta bunun neticesinde ortaya gelenekten ve sadelikten uzak, Türk tezyinatının büyük bir hassasiyetle tesis ettiği

12 Cansever, Turgut, a.g.e., s..29. 13 Mülayim, Selçuk, “Sinan”, TDVİA, C.37, İstanbul, 2009, s. 227. 14 Ramazanoğlu, Gözde, Mimâr Sinan’da Tezyînât Anlayışı, Ankara, 1995, s. 4; Mülayim, Selçuk, Sinan bin Abdülmennan, İstanbul, 2010, s.194. 15 Şenalp, M. Hilmi, “Türk İslâm Dünyası’nın Kültür ve Medeniyet “Vizyonu” Ne Olmalıdır?”, VI. Dini Yayınlar Kongresi, İstanbul, 2013, s. 464. 16 Eyice, Semavi, “Cami”, TDVİA, C.7, İstanbul, 1993, s. 87. 17 Baysal, Ali Fuat, Edirne Osmanlı Erken Dönem Camileri Kalem İşi Örnekleri Ve Analizleri, Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2013, s. xıı, xııı.

Page 5: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

458 İSLÂM ve SANAT

ölçü ve prensiplere uymayan, çok yoğun süslemeli iç mekânlar çıkmak-tadır. Geçmişte bin bir emek ve düşünce ile ortaya konulan kalem işi tezyinatı ve bunun gruplarını oluşturan yazı ve motifler bugün tama-men yozlaşmış şekilde, birçok camimizin kubbelerini, duvarlarını işgal etmektedir.

Bu talihsiz durumun yaygınlık kazanmasındaki etken gücü ve te-melindeki sorunu araştırdığımızda, cumhuriyet mîmârîsinin camiyle ilişki kuramamış olmasından kaynaklandığını görürüz.18 Bu süreçte, yeni yapılan camilerin mîmârîsini ve tezyinatını ciddi biçimde kontrol eden, yönlendiren resmî veya gayr-i resmî kurum ya da kişiler olmamış ve eleştirel tepkiler ortaya konmamıştır. Bu denetimsizlik ve vurdum-duymazlık camilerimizi mahallî dernek yöneticilerinin zevk ve tezyinat anlayışının tesiri altında bırakmıştır. Cami yaptırma derneği görevlileri-nin tabiatıyla cami cemaatinin estetik kaygısının bulunmaması da söz konusu durumun hızlı bir şekilde yayılmasına neden olmuştur. Bu olumsuz durum maalesef günümüzde de aynı şekilde devam etmekte-dir. Burada şunu da belirtmek gerekir ki; estetik hassasiyete sahip cami derneği yöneticilerinin veya inşaat sorumlularının yönetiminde, mîmârîsi ve tezyinatı ile dikkat çeken güzel camiler nadir de olsa üretil-mektedir.

Eleştiride bulunduğumuz kalem işi tezyinatta asıl olan, camiin mîmârîsine uygun, harimin manevî atmosferini bozmayan, ibadete fesat karıştırmayan, gözleri yormayan, dengeli, ölçülü hazırlanmış, desen ve yazıların, doygun renk ve temiz bir işçilikle birlikte uygulanmasıdır. Bu-nun yanında camiin kültürel çevresinin dikkate alınması, tasarımların oluşturulmasında çevre faktörünün de göz ardı edilmemesi önemlidir.

Kalem İşi Tezyinat Problemleri:

Günümüzde hızlı bir şekilde inşâ edilen camilerimizin kalem işi tezyinat problemlerinin başında daha önce bahsettiğimiz gibi kopya-lama sorunu gelmektedir. Bunun ardından, iç mekân yüzeylerini tezyin eden nakışlarda, cemaate mesaj veren yazılarda, tezyinatı oluşturan renklerde veya yüzey uygulamasındaki işçilikte bir takım problemler öne çıkmaktadır.

18 Cansever, Turgut, Kubbeyi Yere Koymamak, İstanbul, 2007, s. 198.

Page 6: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 459

Kopyalama

Kopyalama sorunu birçok kalemkârın motif ve desen bilgisinden yoksun olmasından, yeni üretimler yapamamasından kaynaklanmakta-dır. Bu kopyalamalar iki şekilde yapılmaktadır. Bunlardan birincisi mev-cut Osmanlı selâtin camilerinden kopyalanan tasarımlar, ikincisi ise herhangi bir cami için usta nakkaşlar tarafından özel hazırlanmış ait ol-duğu camiye özgün kompozisyonlardır.

Camiin fizikî ve sosyal durumu gözetilmeden uygulanan kopya tasarımlar da yer alan, motiflerde ve yazılarda eksiklikler ve bozukluk-ların olduğu ya da yazıların özelliğinde ve metinlerde yanlışlıkların ya-pıldığı ilginç durumlar da görülmektedir.

Edirne Selimiye Camii veya Sultanahmet Camii gibi Osmanlı selâtin camilerinden birebir kopyalanan tasarımların Anadolu’nun ücra köşesinde inşâ edilen bir köy camisinde görebilmek mümkündür. Bu kopyalama estetik açıdan zevk vermediği gibi, ahlâkî olarak da uygun değildir. Zira söz konusu camilerin kalem işleri orijinal yapı ile bütün-leşmiş ve aidiyet kazanmıştır.

Diğer taraftan günümüzde inşâ edilmiş bir cami için, usta nak-kaşlar tarafından bin bir emekle, camiin mîmârî ve sosyo-kültürel yapı-sına göre özel hazırlanmış kompozisyonların farklı mîmârîde ya da öl-çekte inşâ edilmiş camilere uygulanmaya çalışılmasıdır. Burada da yine etik ve estetik sorunlar hemen dikkat çeker. Çünkü büyük ölçekteki bir cami için özel tasarlanan desen ve yazıların, daha küçük ölçekteki cami-lere veya tam tersi bir uygulama ile küçük çaplı bir camiden alınan de-sen ve yazıların daha büyük bir camiye uygulandıkları görülmektedir.

Tasarım mîmârî, desen ve yazıyla bir bütündür. Bu bütünlüğü meydana getiren ögelerin aynı zamanda birbirleriyle bağlantılı olması, silsile yoluyla birbirini etkilemekte ve neticede yanlışlıklar zincirini oluşturmaktadır. Daha açık şekilde ifade etmek gerekirse, büyük ölçekli camiler için hazırlanmış desenlerin küçük ölçekli camilere uygulanması sonucunda denge ortadan kalkmakta, desen ve motifler, hatta yazılar çok iri görünmektedir. Ayrıca küçülme nedeniyle yazıların istifi ve ahengi bozulmakta, fazlalıklar çıkmaktadır. Bunun zıddı olduğunda yani küçük ölçekli bir yapı için tasarlanmış desenlerin büyük ölçekte ya-pılmış bir camiye uyarlandığında kompozisyon, motifler ve yazılar ya-pının mîmârî kütlesine nazaran çok küçük kalmaktadır. Bu küçülme ne-ticesinde motiflerin, izleyiciler tarafından net şekilde seyredilebilirliği veya hat sanatına ait istifli yazıların okunabilirliği ortadan kalkmakta-dır.

Page 7: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

460 İSLÂM ve SANAT

Daha da ilginç olanı, özellikle kuşak yazılarında boşluklar mey-dana gelmekte, bu boşluklar bazen istifleri seyreltilerek uzatılmakta, bazen de bir başka yerden alıntılanan benzer istifli yazılarla doldurul-maktadır. Her iki durumda da yazıların teşrifatı ve tenasübü bozulmak-tadır. Tezyinattaki bu kes-yapıştır mantığı maalesef yozlaşma ve çirkin-liğin ötesinde yapıyı gülünç duruma düşüren bir görüntü ortaya çıkart-maktadır. Son yıllarda yapılan camilerimizin gerek kuşak yazılarında, gerekse diğer yazılarında benzer örnekler maalesef çok fazladır.

Meselâ; bir camiin kubbe eteğindeki kuşak yazısında, “Âlimü’l-gaybi ve’ş-şehadeti’l-azizi’l-hakîm” diye biten “esmaü’l-hüsna” yazısı, bir-biri ile kavuşmadığı için araya “beyne’l-hakîm sadakallahü’l-azîm” yazısı ilave edilmiştir. Bir başka camiin kubbe eteğinde de yine, küçük çaptaki bir kubbe için yazılmış “Nebe Sûresi”nin bulunduğu kuşak yazısı, bu ca-miin büyük çaptaki kubbesine uygulanmış, ancak yazı eksik kalmıştır. Eksik kalan kısım “Nas Sûresi” ile doldurulmuştur. Burada dikkat çeken husus, kuşakta yer alan âyetlerin nereye yazıldığı değil, yazıların kalem kalınlıkları ve istifler farklı olmasıdır. Bu örnekte Nebe Sûresi yoğun ve ince kalemle yazılmışken, Nas Sûresi’nin kalemi kalındır (Resim 1).

Motif

Tezyinatın ana teması desendir. Motifler ise, deseni oluşturan unsurlardır.19 Motifler kültür ve sanat alanında çoğu kez toplulukların gelenek ve göreneklerinin, zevk, anlayış ve inançlarının ifadesidir. Bu çerçeve içerisinde gelişen motifler zaman içerisinde üslûplaşarak, o top-lumun karakterini yansıtır.20

Motif, erbabınca malum olan bir konudur. Dolayısıyla tezyinat-taki yanlışlıklar çok fazla dikkat çekmez. Desen kurgusundaki hatalar motif bilgisine sahip olmayan kişilerin yanı sıra, cami cemaati ve ziya-retçiler tarafından fark edilmez. Ancak bu husus, desenlerin rastgele çi-zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi içinde bir sistematiği vardır. Geleneksel Türk tezyinat sanatında motiflerin sembolik anlamları olduğu gibi sti-lize edilmiş motiflerin de uygulama kuralları bulunur. Buna göre, çizimi yapılacak desen uygulama alanına göre biçimlendirilir ve paftalara ayrı-lır. Desen simetrik veya asimetrik düzende teşekkül edebilir.

19 Akar, Azade-Keskiner, Cahide, Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İstanbul, 1978, s. 10. 20 Keskiner, Cahide, Türk Motifleri, Turing, İstanbul 1990, 2; BİROL, İnci, A., Derman, Çiçek, Türk Tezyini Sanatlarında Motifler, İstanbul, 1991, s. 13.

Page 8: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 461

Burada dikkat edilecek husus desenin iskeletini oluşturan hele-zon sistemidir. Motifleri üzerinde taşıyacak helezonların çıkış noktaları bellidir ve gidiş yönleri belirli bir istikamet üzere devam eder. Bunun yanında her motifin kendine ait bir helezonik hattı bulunur. Gerek rûmî, gerekse hatayî motifler her zaman kendilerine ait hat üzerinde hareket ederler. Her iki motif aynı anda asla aynı hat üzerinde hareket edemezler. Bir başka çizim özelliği ise, motiflerin leke değerleridir. He-lezonik hat üzerindeki motiflerin dağılımları gözü rahatsız etmeyecek yoğunlukta yapılır ve genelde küçük motifler uç kısımlara ilave edilir.21

Oysa günümüz kalem işlerindeki desenlere baktığımız da bu sis-tematiğe çok dikkat edilmediği görülür. Meselâ, hatayi ve Rûmîlerin aynı hat üzerinde hareket ettikleri, Rûmî ile oluşturulan bir desenin uç kısımlarının hatayi motifleri ile sonlandırıldığı, hatayi ile oluşturulan bir kompozisyonda, Rûmî motiflerden biri olan tepelik motiflerinin kulla-nıldığı ya da yön kuralına uyulmadığı örnekler pek çoktur (Resim 2).

Yazı

Hat sanatı, İslâmî kültürün en önemli sanat türü olmakla birlikte, aynı zamanda duygu muhtevası son derece zengin ve tamamen insana yöneliktir.22 Yazı, Osmanlı mîmârîsinde, mîmârî ile birlikte kullanımı-nın en güzel ölçüsünü bulmuş ve gelişiminin son aşamasına varmıştır. Öyle ki, mîmârîyi tanımlayan, taştan inşa edilen yapıya ruh ve anlam veren, hatta o olmadan mîmârî yapıda eksik bir şeyler varmış hissini verdirecek kadar mîmârî tasarımda önemli rol oynamış adeta yapı ve malzeme gibi önem kazanmıştır.23 Ancak, günümüz camilerinde bilinç-sizlik nedeniyle desen ve motifler yanlış kurgulandığı gibi, tezyinat içe-risinde yer alan yazılar da yanlış şekilde yazılmış veya istiflenmiştir. Ya-pılara âyet, hadis, dua gibi metinlerin yazımının temel amaçlarından biri, ilahi mesajı topluma ulaştırmaktır.24 Oysa yanlış istifler veya uygu-lamalar söz konusu mesajların muhteviyatına halel getirmektedir. Yazı-nın motif gibi soyut ve sembolik olmaması, bilgi ifade etmesi ve okuna-bilmesi konunun vahametini daha açık şekilde göstermektedir. Harf, kelime ve cümlelerin tertîb, terkîb, ölçü ve tavır gibi hat sanatına ait

21 Birol, İnci, A., Türk Tezyini Sanatlarında Desen Tasarımı, İstanbul, 2009, s. 113; Keskiner, Cahide, Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler, Hatai, Ankara, 2002, s. 7. 22 Berk, Nurullah, “İslâm Yazısında Plastik ve İfade”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.I-II, Ankara, 1955, s. 49. 23 Taşkiran, Hüseyin İlter, Yazı ve Mimari, İstanbul, 1997, s. 90,91. 24 Sülün, Murad, Sanat Eserine Vurulan Kur’ân Mührü, Sanat Eserinden Yansıyan Kur’ân Mesajı, İstanbul, 2013, s. 19.

Page 9: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

462 İSLÂM ve SANAT

önemli hususiyetlerin pek çok uygulamada göz ardı edildiği görülmek-tedir.25

Yazı hatalarının, birbirine benzer örnekleri çok fazla malumdur. Merkezi konumdaki bir camiin mihrabında yer alan âyet-el kürsî, hat-tını buna örnek gösterebiliriz. Yazının sanat değeri olmadığı gibi, met-nin tamamı yazım hataları, hatta harf hatalarıyla doludur. Hat sanatını bilmesinden öte Arapça harfleri ve yazım kurallarını hiç bilmeyen kişi-lerce hazırlanan bu örnekte, Âyete’l-Kürsî, okunması mümkün olmaya-cak şekilde bozuk yazılmıştır. Bu istif, bir mihrabın yüzeyinde kuşak ya-zısı olarak mihrabı üç yönden çevrelemektedir. Maalesef mihrap gibi günde beş vakit imam veya cemaatin göz hizasında yer alan bir mekânda böyle bir yanlışın yapılması akıllara ziyandır (Resim 3-4).

Renk

Renk, sosyal, kültürel ve dinî anlamları olan, görsel sanatların her türünde kullanılan, insanın fiziksel, duygusal ve ruhsal yönlerine hitap ederek onda güzellik fikirleri doğuran, nesnelerin estetik algısına imkân tanıyan, değişik kültürlerde büyü ve sihir için vazgeçilmez bir öğe olarak değerlendirilmiştir. Tıp alanında, hastaları tedavi amaçlı kullanıldığını, bunu Edirne Selimiye Şifâhânesi’ndeki hastaların renkli odalarda müzik ve su ile tedavi edildiği örneğinde görmekteyiz.26

İnsan ruhu üzerindeki etkisi göz ardı edilemeyen renkler, kalem işi tasarımlarında, yazı ve motif dışındaki dikkat çeken problemlerden biridir. Cami cemaatinin gözüne ve gönlüne hitap edebilecek aynı za-manda geleneksel tezyinatımızda kullanılan rahatlatıcı, doğal renklerin dışında, çarpıcı parlak renklerin kullanıldığı bir gerçektir. Birçok cami-mizin duvar ve kubbe yüzeylerinde yer alan nakışlarda çiğ yeşil, sarı, bayrak kırmızısı gibi göz alıcı renklerin kullanılması görüntüyü çirkin-leştirdiği gibi aynı zamanda mabedin mehabetine gölge düşürmektedir. Güzel tasarımlı desenlerin ve ince emekli uygulamaların, bazen renk zevksizliği yüzünden kaybolduğu görülmektedir (Resim 5).

İşçilik

İşçilik konusu yukarıda bahsettiğimiz konuların bir yekûnu gibi-dir. İşçilik problemlerinin ortadan kaldırılabilmesi için desen hazırla-yanlar ile uygulayanların konusunda uzman ve nitelikli elemanlar ol-ması şarttır. Desen bilgisine sahip kaliteli bir nakkaşın çizdiği nakışla-

25 Yazir, M. Bedreddin, Medeniyet Âleminde Yazı ve İslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli-I, Ankara, 1972, s. 120-140. 26 Topaloğlu, Aydın, “Renk”, TDVİA, C.34, İstanbul, 2007, s. 572.

Page 10: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 463

rın, aynı şekilde güzel fırça kullanan bir kalemkâr tarafından uygulan-masında elbette estetik değeri yüksek bir tezyinat ortaya çıkacaktır. Bu-nun tersini düşündüğümüzde, zevkli tasarımların, kötü bir işçilik neti-cesinde ziyan olduğu gibi, motifleri ve yazıları bozuk, kalitesiz tasarım-ların da iyi bir fırça işçiliği ile uygulanması, hiçbir zaman güzel örnekler çıkartamayacaktır.

Camiler, Müslümanların ibadethanesi olmasıyla birlikte, bir şe-kilde Müslümanların zarafetini sergileyen mekânlar olma özelliğini de gösterir. Camilerin mutlak süslenmesi diye bir kural olmamasına karşın, Müslümanların pratikteki bedii duyguları genellikle bu mekânlarda te-celli eder. Dolayısıyla bu mekânları yoğun karmaşa içerisinde gelişigü-zel renklendirmek yerine, İslâm sanatının ve estetiğinin gereğini yerine getirmektir. T. Koç’un ifadesiyle; “İslâm sanatı duygudan çok akli yönü ağır basan, gerilimlerin giderildiği bir sükûn ve ahenk sanatıdır. Gerili-min giderilmesi, ağırlıklı olarak yüzey tezyinatının inceliği ve zarafeti ile elde edilir.”27

Değerlendirme

Son dönemlerde camilerde uygulanan tezyinatlara baktığımız za-man, mîmârî yapı ile tezyinatı arasındaki ilişkinin sağlıklı bir ilişki ol-madığı görülür.

Yapıyı daha güzel hale getirmek için uygulanan tezyinat, bilakis camiin iç mekânını daha kasvetli bir duruma getirmektedir.

Camiin iç mekânına uygulanan kalem işi tasarımı, hem desen ve motif bağlamında hem de hat sanatı bağlamında hoş olmayan örneklere sahiptir.

Cami tezyinatı içerisinde yer alan yazıları okuyabilen ve anlaya-bilen cemaat olmadığı için, duvarlardaki pek çok eksik ve düzensiz ya-zıların kontrolü ve eleştirisi de yapılmamaktadır. Tam aksine süs mahi-yetinde zevkle seyredilmektedir.

Yazıların yanı sıra kubbeleri ve duvarları süsleyen nakışlar da aynı durumdadır. Tezyinat kültürümüzde ince hesaplar sonucu gelişen mo-tifler aynı zamanda İslâmî zevk ve hassasiyetlerin dikkate alınarak or-taya konduğu ürünlerdir.

Doluluk ve boşluk oranları, renk dengesi gibi bir takım kıstasların gözetilmediği tezyinatlarda, mekân ferahlığını ve ibadet huzurunu da

27 Koç, Turan, İslâm Estetiği, İstanbul, 2010, s. 160.

Page 11: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

464 İSLÂM ve SANAT

bulmak güçtür. Zira rengârenk ve yoğun bir süsleme cemaatin dikkatini dağıtmakta, İslâm estetiğini yok etmektedir.

Yeni inşâ edilen camilerin tezyinatındaki en önemli sorun, tasa-rım eksikliği ve kopyalama sorunudur.

Tasarım eksikliğinin ardından, renk ve işçilikle ilgili problemler gelmektedir.

Camilerimizde görülen kötü tezyinat uygulamaları İslâm esteti-ğine zarar vermektedir.

Gelecek nesillere bırakabileceğimiz, onlar için övünç kaynağı ola-bilecek örnekler maalesef çok azdır.

Camilerin mutlak süslenmesi diye bir kural ve kaide olmamasına karşın bu konuda ısrar edilmesi emek ve paranın da ziyan olmasına ne-den olmaktadır.

Milletten toplanan yardım paraları bilinçsiz ve bir o kadar da so-rumsuzca yaptırılan bu kötü işlere harcanmaktadır.

Maalesef bu işleri ciddi takip eden resmî ya da gayr-i resmî kurum ve kuruluş yoktur.

Denetimsizliğin yanında Müftülükler, cami derneği yöneticileri ve cami cemaatinin de bu estetik kültürden yoksun olması veya ilgisiz kalması bu zevksizliğin çok daha kolay yayılmasına imkân sağlamakta-dır. Ayrıca hazırda var olan kopyaların kullanımı veya kötü işçilik, tabi-atıyla rakamların düşük olmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla düşük ma-liyetlere mal olan bu bozuk kalem işi uygulamaları cemaat ve dernek yöneticileri için de maalesef cezbedici olmaktadır.

Page 12: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 465

RESİMLER

Resim 1 Pandantif süslemelerinde yer alan hatalı motif ve desenlere ait örnekler

Page 13: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

466 İSLÂM ve SANAT

Resim 2 Kuşak yazılarında eksik kalan kısımlara sonradan ilave edilen istifler

Resim 3 Mihrap yüzeyinde yanlış ve eksik yazılmış Âyete’l-Kürsî istifi

Page 14: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 467

Resim 4 Yanlış veya eksik yazılmış panolardan örnekler

Page 15: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

468 İSLÂM ve SANAT

Resim 5 Geleneksel motiflere, renklere uygun olmayan bir uygulama.

Page 16: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

Günümüz Cami Tezyinatinda Estetik Problemler 469

KAYNAKLAR

AKAR, Azade-KESKİNER, Cahide, Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İstanbul, 1978.

ARSEVEN, C. Esad, Türk Sanatı, İstanbul, 1973.

BAYSAL, Ali Fuat, Edirne Osmanlı Erken Dönem Camileri Kalem İşi Örnekleri ve Analizleri, Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sos-yal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2013.

BERK, Nurullah, “İslâm Yazısında Plastik ve İfade”, Ankara Üniversi-tesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.I-II, Ankara, 1955, s. 49-57.

BİROL, İnci, A., DERMAN, Çiçek, Türk Tezyini Sanatlarında Motif-ler, İstanbul, 1991.

BİROL, İnci, A., Türk Tezyini Sanatlarında Desen Tasarımı, İstanbul, 2009.

CANSEVER, Turgut, Kubbeyi Yere Koymamak, İstanbul, 2007.

DOĞANAY, Aziz, “Tezyînât”, TDVİA, C.41, İstanbul, 2012, s. 79-83.

EYİCE, Semavi, “Cami”, TDVİA, C.7, İstanbul, 1993, s. 56-90.

GÜÇ, Ahmet, “Mâbed”, TDVİA, C.27, İstanbul, 2003, s. 276-280.

İRTEŞ, M. Semih, “Kalem İşleri”, TDV, Fatih Şubesi, S. 2, İstanbul, s. 74-77.

KESKİNER, Cahide, Türk Motifleri, Turing, İstanbul, 1990.

KESKİNER, Cahide, Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler, Ha-tai, Ankara 2002.

KOÇ, Turan, İslâm Estetiği, İstanbul, 2010.

LEKESİZ, Ömer, Sevgilinin Evi, İstanbul, 1997.

MÜLAYİM, Selçuk, “Sinan”, TDVİA, C. 37, İstanbul, 2009, s. 224-227.

MÜLAYİM, Selçuk, Sinan bin Abdülmennan, İstanbul, 2010.

NUMAN, İbrahim, “Dinî Mîmârî Tanımları ve Mahiyeti Hakkında Bazı Mütalaalar”, VI. Dinî Yayınlar Kongresi, İstanbul, 2013, s. 393-396.

RAMAZANOĞLU, Gözde, Mimâr Sinan’da Tezyînât Anlayışı, Ankara 1995.

SÜLÜN, Murad, Sanat Eserine Vurulan Kur’ân Mührü, Sanat Eserin-den Yansıyan Kur’ân Mesajı, İstanbul, 2013.

ŞENALP, M. Hilmi, “Türk İslâm Dünyası’nın Kültür ve Medeniyet “Vizyonu” Ne Olmalıdır?”, VI. Dinî Yayınlar Kongresi, İstanbul, 2013, s. 455-476.

TAŞKIRAN, Hüseyin İlter, Yazı ve Mîmârî, İstanbul, 1997.

Page 17: İSLÂM ve SANAT - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D237891/2015_BAYSALAF.pdf · zildiği anlamına gelmez. Zira kompozisyonu oluşturan Rûmî, hatayi veya bulut gibi motiflerin kendi

470 İSLÂM ve SANAT

TOPALOĞLU, Aydın, “Renk”, TDVİA, C. 34, İstanbul, 2007, s. 572-575.

ULUÇAM, Abdüsselam, ”Müslüman Zihniyet Kalıpları ve Mimarlı-ğını Anlamlandırma”, VI. Dinî Yayınlar Kongresi, İstanbul 2013, s. 365-392.

YAZIR, M. Bedreddin, Medeniyet Âleminde Yazı ve İslâm Medeniye-tinde Kalem Güzeli-I, Ankara 1972, s. 120-140