sektör - Asansor Vizyonasansorvizyon.net/dunya/01/dunya01.pdf · imalat, ortak hizmet sunumu ve ben - zeri konular ile orta-yüksek ve yük-sek teknoloji alanlarında hazırlaya-cakları

O C A K 2 0 1 9 sektörasansör ve yürüyen merdiven

Aksam ve parça ihracatını yüzde 25 artıran sektör kabuğunu kırıyor

X O C A K 2 0 1 9S a y ı : 1

sektör4 asansör ve yürüyen merdiven XX Ocak 2019 / XXXX

O C A K 2 0 1 9 sektörasansör ve yürüyen merdiven



S anayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Asansör Sektör Raporu 2018’e göre, asansör sektörü 2017 yılında, başta dış ticaret olmak üzere, üretim ve istihdamda dikkat çekici gelişme gösterdi. 2017 yılı sonu

itibarıyla asansörlere ait aksam ve parçalar ihracatı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 25 oranında artarak, 81.7 milyon dolardan, 101.4 milyon dolara yükseldi. Bu veri aynı zamanda sektörel ihracatta rekor özelliği taşırken, asansör aksam ve parçaları üreticisi firmaları da tarihi rekorun kırılması sürecinin kahramanları haline getirdi.

Vizyon Ajans'ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Dunya Super Veb Ofset A.Ş. adına imtiyaz sahibi

Didem DEMİRKENT

Genel Yayın YönetmeniHakan GÜLDAĞ

Araştırma Servisi Muduru Gurhan DEMİRBAŞ

EditörBulent KUTLUTÜRKTasarım ve Uygulama

Hakkı AKARSU

HazırlayanYeşim ARDIÇ

Ankara Bölge Temsilciliği (0312) 438 55 00

[email protected]

Reklam MuduruŞengul AKYILDIZ

Merkez: “Globus” Dunya Basınevi, 100. Yıl Mah. 34204 Bağcılar-İSTANBUL

Telefon: (0212) 440 24 24 Fax: (0212) 355 07 86

e-posta: [email protected] web: www.dunya.com

Araştırma Servisi: (0212) 440 27 64 (0212) 440 27 62

[email protected]

Dizgi ve Baskı:Dunya Super Veb Ofset A.Ş.

100. Yıl Mah. 34204 Bağcılar-İSTANBUL

XX Ocak 2019 / XXXX

Türk asansör sektörünün faaliyet alanı göz önünde bulundurul-

duğunda, üretilen binaya göre yıllık montaj sayısı, belgelendirme hizmet-leri, periyodik kontrol hizmetleri, ak-sam üretimi, bakım ve servis hizmet-lerinde, toplam 1 milyar doların üze-rinde bir ciroya sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam bir önceki raporda 500 milyon dolar olarak yer almıştı.

Asansör aksam ve parçaları üreti-cisi Türk firmaları, 2017 yılında kom-ponent dış ticaretinde 8 milyon 182 bin 659 dolar dış ticaret fazlası ürete-rek, Türk asansör sektörüne bir baş-ka başarıyı daha kazandırmış oldu. Başka bir ifade ile 2017 yılında kom-ponent üreticilerimiz 101 milyon 359 bin 96 dolarlık ihracat yaparken, 93 milyon 176 bin 437 dolar değerinde de komponent ithal edildi.

2017 yılında paket asansör alanın-da ise dış ticaret açığı 72 milyon 983 bin 394 dolar oldu. Sektör bu dönem-de, 58 milyon 507 bin 910 dolar değe-rinde paket asansör ihracatına kar-şılık, 131 milyon 491 bin 304 dolar-lık ithalat gerçekleştirdi. 2016 yılında 50 milyon 451 bin 927 dolar ihracat ve 182 milyon 701 bin 88 dolar ithalat farkından doğan 132 milyon 249 bin 161 dolarlık paket asansör dış ticaret açığı, 2017 yılında 59 milyon 265 bin 767 dolar azalarak, 72 milyon 983 bin 394 dolara gerilemiş oldu.

Toplam dış ticaret 384.5 milyon dolar olduBu verilere göre, Türk asansör sektö-rü, 2017 yılında toplam 384 milyon 534 bin 747 dolar değerinde dış tica-ret gerçekleştirdi. 2017 yılı toplam dış ticaret rakamında ihracatın payı 159 milyon 867 bin 6 dolar olurken, 224 milyon 667 bin 741 dolar değerinde de ithalat yapıldı. 2016 yılında ise top-lam dış ticaret değeri 421 milyon 76 bin 543 dolar seviyesindeydi. Sektö-rel dış ticaret hacminde 2017 yılın-da yaşanan düşüşün ithalat kaynaklı olması, Türk asansör sektörünün ge-rek iç gerekse dış piyasada etkinliği-nin arttığının göstergesi olarak kabul ediliyor.

İşyeri sayısı ve istihdam arttı2016 yılında 2 bin 285 sanayi sicil kay-dı bulunan asansör montaj ve asansör aksam imalat firması sayısı 2017 yı-lında yüzde 30.7’lik artışla toplam 2 bin 988’e çıktı.

sektör 5asansör ve yürüyen merdiven

ASANSÖR SEKTÖRÜNÜN2017 YILI İTHALATI

ASANSÖR SEKTÖRÜNÜN2017 YILI İHRACATI

225MİLYON $

160MİLYON $


Sektörün istihdam ettiği idari perso-nel ile birlikte sektörde çalışan kişi sayısı da yüzde 84.5 gibi yüksek oran-lı artışla, 20 bin 196’dan 37 bin 270’e çıktı.

Sektörün en önemli sorunu Ar-Ge2016 yılında Sanayi Sicil Kanunu kapsamında, Sanayi ve Teknoloji Ba-kanlığı sanayi sicil kayıtlarında yıllık işletme cetveli verenler arasında yer alan bin 533 asansör montaj ve asan-sör aksam imalat firmasından alınan verilere göre, sektörün geneli için top-lam elektrik tüketiminin 111 milyon 402 bin 198 kw/h’tan 116 milyon 512 bin 183 kw/h’e yükseldi. Bu dönemde, firma sayısı ise 2 bin 337’ye çıktı.

Türk asansör sektörünün en önem-li ve en temel sorunu; sektörün Ar-Ge altyapısının güçlendirilmesine yö-nelik çalışmaların azlığı veya tama-men yetersizliği olarak gösteriliyor. Sektörün genel yapısı incelendiğin-de, asansör firmalarınca hazır proje uygulamaları ile üretimin içinde yer aldığı gözleniyor. Çoğu firmanın ken-di proje uygulamalarını üretmesi ve geliştirmesi, bunu yapabilmek için de finansal desteğin sağlanması gereki-yor. Bu sebeple sektörün, gerek Sana-yi ve Teknoloji Bakanlığı’nın gerekse diğer kurum ve kuruluşların destek-lerinden asgari şartlarda faydalandı-rılması lazım.

Sektörün üretim endeksi de değerlendirildiRaporda, ‘Sektörün Üretim Endeksi Değerlendirmesi’ başlığı altında yer alan bilgilere göre, 2016 yılında 500 bin 371 hizmete açılan asansör sayı-sı, 2017 yılında yüzde 13.9’luk artışla 570 bine yükseldi. Asansör sektörü faaliyetleri kapsamında yeni asansör montajına ilişkin olarak yapılan ince-lemede, 2008 yılına kadar artış gös-teren yeni asansör montaj sayısının, küresel krizin etkisiyle 2009 yılında düşüş eğilimine girmesine rağmen; 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılla-rı itibarıyla yeniden yükselişe geçtiği gözlendi. Kentsel dönüşümün uygu-lamaya alınmasının yanı sıra Sana-yi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2015 yılı içinde zorunlu uygulamaya alınan ‘Mevcut Asansörlerin Güven-lik Seviyesinin Artırılması’ konusun-daki çalışma neticesinde özellikle ak-sam üretiminde önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor. Bu proje bo-

Türkiye’de yerli ve milli bir asansör markasının ortaya çıkarak, global ölçekte adından söz ettirecek bir noktaya gelmesi gerekliliği, gerek sektör içindeki oyuncular gerekse sektör dışındakilerin ortak görüşü haline geldi. Bu hedefe ulaşmanın temel yolu ise diğer tüm sektörlerde olduğu gibi Ar-Ge faaliyetlerinden geçiyor.

Halen bir çok firma, hem mevcut ürünlerini geliştirmek hem de talepler doğrultusunda yeni ürün ortaya çıkarmak için küçük çaplı da olsa Ar-Ge faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak, global marka çıkarma hedefi, bu çalışmaların Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayladığı sistematik bir yapıya dönüştürülmesi ile daha ulaşılabilir

görünüyor. Yerli ve milli bir üretimin sıkça dillendirildiği bu günlerde, Türkiye’nin dış ticaret ve cari açığını kapatabilmesi için Ar-Ge’nin önemi daha da artıyor.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle Ar-Ge faaliyetleri doğrudan ilişkili

Gerek ürün çeşitliliğini artırmak, gerek ihtiyaca göre mevcut ürünleri geliştirmek ve en önemlisi bunu küresel pazarlara sunabilmek de yine Ar-Ge ile mümkün olabilecek.

Konuyla ilgili yapılan tüm araştırmalar, ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle Ar-Ge faaliyetleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteriyor. Zaten küresel Ar-Ge

yatırımlarının yüzde 80’inden fazlasının Amerika, Avrupa ve Japonya’da yapılıyor olması da bu tezi destekliyor. Ar-Ge’nin doğal sonucu olarak, inovasyonun gelmesi ise üretilen ürünlerin global çapta yer bulmasını sağlıyor. Ar-Ge faaliyetlerine yönelik devlet teşvikleri, personel ücretlerine sağlanan kolaylıklar, vergi indirimleri, geri ödemeli araştırma finansmanları da Ar-Ge’yi daha cazip hale getiren unsurlar. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, Ar-Ge ile ilgili yasal altyapının oluşturulduğu 2008 yılından 2018 başına kadar geçen sürede, 770 kuruluşa Ar-Ge merkezi belgesi, 142 kuruluşa ise tasarım merkezi belgesi verilmiş durumda. Bu merkezlerde 40 binin üzerinde nitelikli Ar-Ge ve tasarım personeli istihdam edilirken, yaklaşık 21 milyar lira tutarında da Ar-Ge harcaması gerçekleştirildi. Bunların sonucunda ise 17 bin 500 Ar-Ge ve tasarım projesi tamamlandı.

Asansör sektöründe Ar-Ge’debirkaç firma dikkat çekiyor

Peki “Ar-Ge faaliyetleri içinde asansör sektörünün durumu nedir?” diye sorduğumuzda ise karşımıza Bursa’da asansör üretimi gerçekleştiren Has Asansör, Türkiye’nin önemli asansör ve yürüyen merdiven üreticilerinden AKE Asansör ile Aybey Elektronik firmaları çıkıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge merkezlerine sektörel bazda bakıldığında ise 93 Ar-Ge merkezi ile ‘Makine ve Teçhizat İmalatı’ sektörünün ilk sırada yer aldığı gözleniyor. Bunu 76 merkezle otomotiv yan sanayi, 58 merkezle de yazılım sektörü takip ediyor. Bunların dışında; bilişim, gıda, mobilya, tarım, ulaştırma, ambalaj, kozmetik gibi sektörlerin Ar-Ge merkezleri de listede üst sıralarda yer alıyor.

İl bazında yapılan değerlendirmelere göre ise Türkiye’de 38 farklı ilde Ar-Ge çalışmaları sürdürülüyor. Bunların başında ise birçok istatistikte olduğu gibi 227 merkez ile İstanbul geliyor. Bu ili sırasıyla Kocaeli, Bursa ve Ankara takip ediyor. Öte yandan; Düzce, Bilecik, Niğde gibi nispeten küçük illerde de azımsanmayacak boyutta Ar-Ge çalışmaları yapılıyor. Ar-Ge ile desteklerin mevzuat yönüyle sürekli güncellenerek artırılması, halen Ar-Ge çalışması yapan şirketlerin de yapılanmalarını buna göre şekillendirerek, desteklerden daha fazla yararlanmalarını sağlıyor.

Yerli ve milli üretimin yolu Ar-Ge’den geçiyor

sektör 7asansör ve yürüyen merdivenXX Ocak 2019 / XXXX

yunca dışa bağımlı kalmadan, ithalat yapmadan kendi kendine yeten bir sektör programının doğru bir şekil-de yönetiminin önemli olduğu ifade ediliyor. Bu durum Türk asansör sek-törüne de büyük sorumluluk yükler-ken, var olan kapasitesi ve tecrübesi nedeniyle başarının kaçınılmaz ol-duğu vurgulanıyor.

Kırmızı etiket oranı azaldıTürkiye’de 2016 yılında 301 bin 533 asansörün periyodik kontrolü ya-pılırken, 2017’de kontrolü yapılan asansör sayısı 369 bin 73’e yüksel-di. 2017 yılında kontrolü yapılan 369 bin 73 adet asansörden yüzde 53’e karşılık gelen 196 bin 803 tanesi kır-mızı etiket alırken, 11 bin 338 adet asansöre (yüzde 3) sarı etiket, 77 bin 37 adet asansöre (yüzde 21) mavi eti-ket ve 83 bin 895 adet asansöre de (yüzde 23) yeşil etiket verildi. 2016 yılında ise kırmızı etiketli asansör sayısı 189 bin 539 (yüzde 63), sarı eti-ketli asansör sayısı 8 bin 813 (yüz-de 3), mavi etiketli asansör sayısı 36 bin 458 (yüzde 12) ve yeşil etiketli asansör sayısı 66 bin 723 adet (yüz-de 22) düzeyindeydi. 2017 yılında de-netlenen asansör sayısı yüzde 22.3 artarken, kırmızı etiketli asansörle-rin oranı 10 puanlık azalışla yüzde 63’ten, yüzde 53’e düşmüş oldu.

2023 projeksiyonuna göre sektör atılıma geçecek2018 yılı Asansör Sektör Raporu’nda yer alan 2023 yılı projeksiyonuna göre, sektör bu süreçte önemli bir atılım sürecine girecek. Buna gerek-çe olarak ise Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ), belediyeler-le iş birliği halinde kentsel yenile-me ve gecekondu dönüşüm projele-rine, alt gelir grubuna ve yoksullara yönelik sosyal konut projelerine, İs-tanbul, Ankara, İzmir, Adana, Diyar-bakır gibi büyükşehirlerde kentsel dönüşüm projelerine, orta ölçekli il ve ilçelerde örnek yerleşim birim-lerini oluşturma projelerine ağırlık vermesi, inşaat sektörünün de bu noktada atılım içinde olacağı bek-lentisi gösterildi. Devamında, asan-sörlerin de binalarla bütünleşik sis-tem olarak monte edilmesi gereklili-ğine dikkat çekilerek, Türk asansör sektörünün atılıma geçeceği görüşü savunuldu.

Türk asansör sektörü ve sektörün

teknolojik yapısının geliştirilebil-mesi için, TOKİ tarafından gelecek dönem içinde yürütülecek projelerin çok önemli fırsatları sunacağı gerçe-ğini ortaya koyuyor. Bu nedenle, ge-rek kamusal gerekse sektörel alanda sürecin iyi yönetilmesi gerekliliği or-taya çıkıyor. Türk asansör sektörü-nün hem asansör hem de aksam ima-latında, markalaşma ile paralellik oluşturacak şekilde kalite ve güven-lik esaslarını ön planda tutacak yeni tasarımlar geliştirmesi, sektörün ge-

rek iç piyasada gerekse dış piyasada-ki pazar payının büyümesine olumlu katkıları olacağı hesaplanıyor.

Ancak sanayi sicil sistemine gi-ren 2 bin 988 adet asansör montaj ve asansör aksam imalat firması sayı-sına bakıldığında, sürekli olarak bö-lünerek çoğalan bir sektör yapısı ile karşı karşıya kalındığı gerçeği altın-da bu durumun avantaja dönüştürül-mesinin ne kadar zor olabileceği hu-susunun atlanmaması gerekiyor.

Türk asansör sektörü içinde yer

alan unsurların bir araya gelerek, iş birliği ve güç birliği oluşturması ar-tık kaçınılmaz bir durum olup; KO-Bİ ölçeğinde bulunan asansör monte edenlerin ve aksam imalatçılarının ortak tedarik, ortak tasarım, ortak pazarlama, ortak laboratuvar, ortak imalat, ortak hizmet sunumu ve ben-zeri konular ile orta-yüksek ve yük-sek teknoloji alanlarında hazırlaya-cakları ortak imalata yönelik çalış-malarda bulunması büyük önem arz ediyor.

2017 YILINDA SEKTÖRDEKİ FİRMA SAYISI

2017 YILINDA SEKTÖRDEKİ İSTİHDAM SAYISI

2.988ADET

37BİN KİŞİ

2017 YILINDA HİZMETE AÇILAN ASANSÖR SAYISI

570BİN ADET


Asansör Sanayicileri Federas-yonu (ASFED) olarak, asan-sör sektöründe uluslararası

pazarda etkin bir yerli marka oluştur-ma çalışmalarına 2019 yılında ağırlık vermeyi öngörüyoruz. 2018 yılının son yönetim kurulu toplantısında, uluslararası marka çıkarma yönün-

de karar alırken, bu kararımızı sektör paydaşı derneklerle bir araya gelerek yol haritasını aktardık.

Küresel marka hedefine yönelik çalışmalar yapıyoruzOluşturduğumuz bir heyetle, Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürü Dr. Ha-lil İbrahim Çetin ile bir araya geldik. Bu görüşmede, dağınık halde faali-yet gösteren asansör firmalarının, bir araya gelerek küresel ölçekli marka hedefine bağlı olarak çalışmalarını gündeme getirdik. Bu görüşmenin ar-dından, moderatörlüğünü, uzun yıl-lardır asansör sektöründe finans ko-nusunda çalışan Yeminli Mali Müşa-vir Mehmet Öner’in yürüttüğü başka bir toplantıda da yine markalaşma

konusunu masaya yatırdık. ASFED olarak, küresel bir marka

çıkarmadan, yerli asansör sanayisi-nin bugünkü yapısının sürdürülebi-lirliğin mümkün olmadığını düşünü-yoruz. Biz bu noktada, yerli üreticinin pazar payının artırılması ve sektörün geleceğinin güçlendirilmesi için üze-rimize düşen her görevi yerine getir-meye hazırız. Yerli üretim mallarının kullanımı ile ilgili teşvikler, direktif-ler ve çıkarılan yasal düzenlemeler var ancak buna rağmen sektör olarak ithal ürünlerin baskısı altındayız. Söz konusu düzenlemelerin ve çabaların sonuç verebilmesi için bürokrasi ta-rafından da uygulanması ve destek-lenmesi gerekiyor. Bu konuda üzeri-mize düşeni yapmalıyız.

Yerli üreticilerin küresel marka çı-karma gerekliliğinin şart olduğu ko-nusundaki görüşlerimi tekrarlıyo-rum. Bu konuda zaten bakanlığımız bize açık çek verdi.

Bu noktada, sektör olarak da neler yapılabileceği konusunda bir yol ha-ritası çizmemiz gerekiyor. Elbette Türkiye’de pek çok güçlü yerli asan-sör markamız var, hem üretici hem de montaj kısmında. Ancak küresel öl-çekli bir markamız yok. Küresel mar-kaların yerli piyasada pazar payını gi-derek artırdığını görüyoruz. Bu süreç her geçen gün hızlanıyor. Amerika ve Avrupa’daki sektör piyasasına bak-tığınızda da durum aynen budur. Do-laysıyla gelecekte Türkiye’yi de böyle bir durum bekliyor.

“ASFED 2019’da yerli asansör markasına yoğunlaşacak”

ASFED Başkanı

YUSUF ATIK


Kentleşme hızındaki artışa bağlı olarak gelecek dönem-de akıllı, yüksek hızlı, çevre

dostu ve yüksek dayanıklılık gereksi-nimlerinin tamamını sağlayan yatay ve dikey asansörlerin ön plana çıka-cağı görülüyor. Buna ek olarak deği-

şim, güvenlik, konfor, enerji verimli-liği gibi konular asansör sektöründe mühendisliğin önemini gittikçe ar-tırıyor. Sektör tamamen mühendis-ler tarafından var olacak ve onlar ta-rafından ileriye taşınacak. Bu yüz-den asansör sektöründe icra edilen bu mühendisliğin dalının, tanımını ve konumunu belirlenmelidir.

Ülkemizde asansör sektörü, aksam imalatı, montaj, bakım ve onarım ol-mak üzere üç ana kolda faaliyet göste-riyor. Sektörde fiilen icra edilen mü-hendislik dallarının başında makine mühendisliği ve elektrik-elektronik mühendisliği geliyor.

Özellikle geleneksel mühen-dislik dallarının biriyle sınırlana-mayan, birden fazla dalı kapsayan

asansör sektörünün gelişimi, kendi içinde ‘Asansör mühendisliği’ disip-linini oluşturdu. Asansör mühendis-liği, sektör içerisinde son 10 yıldır tar-tışılıyor. Ülkemizde asansör mühen-disliği dalının tanımı ve konumu hâlâ belirlenmemişken, ABD Florida Eya-leti bunu belirlemiş durumda.

Öncelikle ‘asansör mühendisi’ un-

vanına sahip olmak isteyen mühen-dislerin makine mühendisliği veya elektrik mühendisliği branşından li-sans diplomasıyla mezun olması ve daha sonrasında belirlenmiş prose-dürleri yerine getirmesi gerekiyor.

İş alanları nedeniyle asansör mü-hendisliği, stratejik bir önem kazandı. Ama en önemli ve üzerinde ciddi ya-tırımlar yapılması gereken diğer bir alan da Ar-Ge çalışmaları. Sektör içe-risinde eğitim ve istihdamın bir ara-da dönüşmesi gerekiyor. Bu nokta-da asansör mühendisliği alanının da kendi içinde branşlar ve uzmanlaşma alanları; üretim mühendisliği, mon-taj mühendisliği, bakım ve onarım mühendisliği vb. gibi alt mühendislik dalları oluşturacağı öngörülüyor.

‘Asansör mühendisliği’stratejik bir önem kazandı

Asansör Sanayicileri Federasyonu (ASFED)Eğitim Komite Üyesi

RASIME SAZAK

Asansör mühendisliği, sektör içerisinde son 10 yıldır tartışılıyor. Ülkemizde asansör mühendisliği dalının tanımı ve konumu hâlâ belirlenmemişken, ABD Florida Eyaleti bunu belirlemiş durumda.


Türkiye’de birçok sektörde ol-duğu gibi asansör sektöründe de istatistikler ve üretim ka-

pasiteleri baz alınarak, bir planlama yapma zorunluluğu bulunuyor. Asan-sör sektöründe montaj ve bakım fir-ması kurma herhangi bir sınırlamaya tabi olmadığı için her isteyen, istediği yerde işletme açabiliyor. İşin doğası gereği, kontrole tabi olmadan, sayı-ları sürekli artan firmaların yarattığı haksız rekabet, hem sektöre giren ye-

ni oyuncuların, hem de mevcut firma-ların kurumsallaşmasını ve büyüme-sini engelliyor.

Halen ulusal ve uluslararası montaj-bakım firması yokSektör içinde çok sık gündeme gelen, aylık 50 liraya bakım yapan firmala-rın bulunması, bu fiyata sağlıklı bir hizmetin verilemeyeceği gerçeği göz önünde bulundurularak, şikayetle-ri de beraberinde getiriyor. Sektörde birçok noktada, temel belirleyici un-sur fiyat olup, genellikle kalitenin de önüne geçiyor. Düşük fiyatın getirdi-ği sakıncalara, kayıt dışılığın getirdiği olumsuzlukların eklenmesi, ‘çok teh-likeli iş’ kapsamında olan asansör sek-törünün halen hak ettiği standartları yakalamasını engelliyor. Yine bu özel-liği sayesinde iş sağlığı ve güvenliği kapsamında en yüksek prim tutarına tabi olan asansör sektörünün piyasa-da gördüğü değer ise prim tutarlarıyla ters orantılı işliyor. Üstelik sürekli ar-tan firma sayısı, sektörde kalifiye ele-man sıkıntısını da beraberinde getiri-yor. Doğal olarak sektörün ağırlığı, ku-rumsal güçlü firmalar yerine, sadece 5-10 kişinin istihdam edildiği küçük firmalara yığılıyor. Zaman içinde bu

küçük firmaların önemli bir kısmı pi-yasadan sessiz sedasız çekilirken, yer-lerini hemen yenileri alıyor.

Bütün bunların üst üste gelmesi ise Türk asansörcülük sektöründe, güç-lü ve global marka olma potansiyeli taşıyan firmaların ortaya çıkmasını engelliyor. Son dönemlerde her ne ka-dar bu sıkıntıların giderilmesi için ya-pılan düzenlemelerle önemli sayıla-bilecek yol kat edilse de yine de halen ulusal ve uluslararası montaj-bakım firması yok. Gelinen noktada, özel-likle Avrupa’da sektörün temel çalış-ma prensipleri, yeni firmanın sektöre giriş koşullarının iyi analiz edilerek, bunların Türkiye’ye adapte edilmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.

Sektördeki temel problemlerin çö-zümünün tek yolu, genel bir planla-ma yapılmasından geçiyor. Yapılacak doğru planlama, firma sayısının ço-ğalmasını engelleyebileceği gibi bir-birini yok etmeye yönelik rekabet or-tamının da ortadan kalkmasını sağ-layacaktır. Daha güçlü firmaların ortaya çıkması için bir başka unsur ise kurulacak firmalardan yüklü mik-tarda teminat istenmesi olarak gös-teriliyor. Bu durumda, küçük küçük çok sayıda firma yerine bunların bir-

leşmesiyle daha güçlü, büyük firma-ların doğmasına kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.

Uluslararası firmalar iç pazarda baskı oluşturuyor Günümüzde Türk asansör sektörü açısından ikinci önemli tehlike ola-rak ise uluslararası firmaların iç pa-zarda oluşturduğu baskı gösteriliyor. Sektördeki büyük projeleri, iç piyasa-da kurumsal firma olmaması sebebiy-le bu büyük firmalar alıyor. Müşteri-ler de tercihlerini bu firmalardan ya-na kullanıyor. Bunun devamı olarak, uluslararası firmaların Türkiye’de ge-lişme potansiyeli gördükleri firmala-rı satın almaları da olumsuzluk teşkil eden başka bir unsur olarak öne çıkı-yor. Anadolu’nun her noktasına kadar yerleşen bu şirketler, pastanın önem-li bir kısmına hakim olurken, kalan küçük kısımdan daha fazla pay ala-bilmek için yerli firmaların birbirini yok etmesine dayalı, adeta vahşi bir rekabet ortamı doğuyor. Sonuç ola-rak, sektörün uluslararası firmalara teslim edilmeden, tedbirlerin acilen alınması ve rekabete dayanıklı güç-lü firma ve markaların oluşturulması gerekiyor.

Türkiye’nin en çok Ur-Ge pro-jesine imza atan kurumların-dan birisi olan BTSO olarak,

üyelerimizin rekabetçiliğini geliştir-me çalışmaları kapsamında, Bursalı asansör imalatçısı firmaları sektörel Ur-Ge projesi için bir araya getirdik.Ticaret Bakanlığı ile birlikte yürüttü-ğümüz Ur-Ge projelerinin, sektörle-rin gelişimine ve dış ticaret hacmine önemli katkı sağladığını görüyoruz. Devletin iş dünyasına sunduğu des-teklerin firmalar için büyük fırsat ya-rattığını düşünüyoruz. Ur-Ge proje-lerine 4.5 milyon dolara kadar kaynak sunuluyor. Bebe ve çocuk konfeksiyo-

nu gibi farklı sektörlerde firmaları-mız, Ur-Ge ile ihracatını kayda değer anlamda yükseltti. Asansör sektörü-müz de mutlaka Ur-Ge projesindeki fırsatları avantaja çevirmeli.

Bursa’da yaklaşık olarak 80 asan-sör firması var, ancak sektörün mon-taj işlemlerinden sıyrılarak daha fazla üretime yönelmesi gerektiğini düşü-nüyoruz. Ülkemizde, asansör sektö-rü hem imalat hem de ihracat yapa-bilecek yeteneğe sahip. Asansör sek-töründe üretim teknolojisi oldukça farklılaştı. Artık küresel firmalar ha-latsız asansör sistemleri geliştiriyor. Elektromanyetik üretim teknikleriyle

bunu başarıyorlar. Sektörümüz kabu-ğunu kırmak zorunda. Ur-Ge projele-riyle sektörümüzün üretkenliğini ve ihracatçı kimliğini güçlendirmek için çalışacağız. Bu noktada asansör sek-törünün dünyaya açılması gerekliliği de karşımıza çıkıyor. Sektördeki pas-ta her geçen dönem azalırken, firma-ların çıkış noktasının yurtdışı pazar-lara açılmak olduğunu söyleyebiliriz. Ur-Ge desteğinin, ihracat noktasında yeterli altyapısı olmayan firmalarımız için ateşleyici bir unsur olacağına ina-nıyorum. Ur-Ge ile sektördeki firma-larımız dış ticarette çok daha iyi nok-talara ulaşacaktır.

Asansör sektörünü uluslararası firmalar ele geçirmeden acil tedbirler alınmalı

Sektörde pazar daralıyor, yurtdışına açılmalıyız

Birleşik İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Basın Yayın Komisyon Başkanı

BTSO 35. Meslek Komitesi ve Makine Konseyi Başkanı

ÖZHAN ŞEREFLI

CEM BOZDAĞ


Löher, İzmir’de ürettiği yürü-yen merdiveni Almanya’ya ih-raç etti. Almanya’nın Nürn-

berg kentindeki metronun yürüyen merdivenleri, İzmir’de yerli tasarımla asansör ve yürüyen merdiven imalatı yapan Löher Asansör tarafından üre-tildi. İzmir Serbest Bölge’de (İZBAŞ) faaliyet gösteren Löher’in Nürnberg Metrosu için ürettiği yürüyen mer-divenlerin tıra yüklenmesi nedeniyle tören düzenlendi. 1967 yılında kuru-lan Löher Asansör’ün yerli tasarım ve teknolojiyle asansör ürettiğini kayde-den Löher Yönetim Kurulu Başkanı Ali Aktaş, son yıllarda gelişen yürü-yen merdiven pazarı için Ar-Ge çalış-maları sonucu özgün tasarımlı ürün-

ler geliştirdiklerini aktardı.

Almanya’ya yaptıkları ihracat 1 milyon euro’ya ulaştı Löher’in Türkiye’nin ilk yürü-yen merdiven ihracatçısı unvanını 2000’li yılların başında aldığını ha-tırlatan Ali Aktaş, ürünlerinin halen 15 ülkede kullanıldığını bildirdi. Ak-taş, Avrupa’nın sektördeki beş büyük üreticisi arasında yer aldıkları bilgi-sini verdi. Avrupa’da tanınmaları ile birlikte önde gelen projelerin aranan firmaları arasına girdiklerine dik-kat çeken Aktaş, Nürnberg›de yapı-mı devam eden metro projesini ya-pan şirketle 35 adet yürüyen merdi-venlik anlaşma yaptıklarını kaydetti.

Bu projeyle ilgili olarak bugüne kadar 33 yürüyen merdivenin gönderildi-ğini söyleyen Aktaş, kalan iki parça ile birlikte siparişin tamamlanacağı-nı, Almanya’ya yaptıkları ihracatın

ise toplam 1 milyon euro’ya ulaştığı-nı söyledi.

Eş zamanlı olarak diğer Avrupa ül-kelerinden de taleplerin gelmeye de-vam ettiğini vurgulayan Ali Aktaş, “Londra’daki Stansted Havaalanı için aldığımız 50 yürüyen merdivenlik si-parişi yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu yıl içinde iki tanesini hazırlayacağız” di-ye konuştu. Türkiye pazarına ilişkin bilgiler de veren Aktaş, yıllık yürüyen merdiven ihtiyacının 3 bin olduğunu, Löher olarak kendi üretimlerinin 300 adete ulaştığını anlattı. Üretimleri-nin yarısının ihracata yönelik olduğu-nu bildiren Aktaş, firma olarak şimdi-ye kadar 20 milyon euro’luk yatırım yaptıklarını açıkladı.

Löher, İzmir’den Avrupa’ya yürüyen merdiven ihraç ediyor


CNR Holding-İstanbul Fuar-cılık’ın düzenlediği Avrasya Asansör Fuarı, her yıl giderek

büyüyor. 2017 yılında fuara yoğun ka-tılımın olduğunu ve asansör sektörü adına önemli kazanımların elde edil-diğini ifade eden CNR Holding - İs-tanbul Fuarcılık Genel Müdür Yar-dımcısı Erdem Taylanlı, “Avrasya Asansör Fuarı’nda 2019 yılı için he-def büyüterek, fuarı 30 bin metreka-relik bir alanda yapmayı planladık” dedi. Fuarın, oluşturduğu iş hacmiy-le, sektöre globalde fırsatlar sundu-ğunu söyleyen Taylanlı, “Fuarımız, Türkiye’nin üretim ve tedarik üssü ol-ması için altyapı oluşturmasının yanı sıra sektörün potansiyelini açığa çı-kararak, gelecek hedeflerine yönelik çözüm önerilerinin geliştirmesine de katkı sunuyor” şeklinde konuştu.

Avrasya Asansör, Yürüyen Merdi-ven Sanayi ve Teknolojileri Fuarı’nın bu yıl 20 ila 23 Mart 2019 tarihleri arasında 4’üncü kez kapılarını aça-cağını belirten Erdem Taylanlı, fua-

rın gerek katılımcı ve ziyaretçi sayıla-rı, gerekse alan olarak 2017 yılındaki fuarın önüne geçeceğini söyledi. Fu-arın daha da başarılı olması ve Türk asansör sektörüne katkılarının daha da artması adına çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini bildiren Taylanlı, “Amacımız Avrasya Asan-sör, Yürüyen Merdiven Sanayi ve Tek-nolojileri Fuarı’nı Türkiye’nin sek-tördeki lider fuarı yapmak. Bu sebeple fuarımızın alt yapısını güçlendirmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Üze-rinde önemle durduğumuz bu çalış-malardan biri kurmuş olduğumuz ‘Call Center’. Ar-Ge birimimizde bu-lunan data departmanımız ile sıkı bir çalışma yürüten ‘Call Center’ ekibi-miz hem yurt içinde hem de yurt dı-şında data ve iletişim çalışmaları yü-rütüyor” diye konuştu.

Yaptıkları çalışmalarla dünya ge-nelinde ve Türkiye’de sektörün rönt-genini çektiklerini aktaran Erdem Taylanlı, “Sektörümüzdeki alıcıların tespiti, potansiyel katılımcılar, sek-törün eğilimleri gibi daha birçok konu ekiplerimiz tarafından titiz bir şekil-de araştırılıyor ve fuarımız ile irtibat-landırılıyor” dedi. Fuarı ziyaret etme-sini hedefledikleri ülke ve bölge bazlı alım heyetleriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyen Taylanlı, fuarın mutfak kısmıyla ilgili çalışmalarını tamamladıklarını bildirdi.

“Sahadaki çalışmalara hız verdik”Artık sahadaki çalışmalara hız ver-diklerini dile getiren Taylanlı, “Satış ekibimizi güçlendirerek başladığımız saha çalışmalarımızla 2019 yılında 4.’sünü düzenleyeceğimiz fuarımızı

“Avrasya Asansör Fuarı, iş hacmiyle sektöre globalde fırsatlar sunuyor”


“Avrasya Asansör Fuarı, iş hacmiyle sektöre globalde fırsatlar sunuyor”toplam 30 bin metrekarelik bir alanda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Ben bu hedefimize çok rahat bir şekilde ulaşacağımıza inanıyorum. Elimiz-deki veriler de beni bu konuda destek-liyor” ifadelerini kullandı.

Fuarın düzenlenmeye başlandığı ilk yıldan bu yana Türk asansör sek-törünün de desteği ile kendisini ispat-layarak, ayakları üzerinde durduğunu ifade eden Erdem Taylanlı, “Bundan sonraki yıllarda da yine sektörümü-zün desteğiyle fuarımızı hem küresel ölçekte hem de Türkiye’de lider ko-numa taşıyacağımızdan eminim” de-di. 2017 yılında 3’üncüsünü organi-ze ettikleri fuarda 32 bin 922 sektör profesyonelini ağırladıklarını kayde-den Erdem Taylanlı, “1 milyar dolar büyüklüğe sahip olan Türk asansör sektörünü 2017’de tek çatı altında bu-

luşturduğumuz fuarı, 25 bin metreka-relik bir alanda gerçekleştirdik” dedi.

Yaklaşık 3 bin firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye asansör sektörü-nün en büyük buluşması olacak fua-rın, aynı zamanda yerli üretimde ge-linen noktanın gözler önüne sergilen-diği bir platform olarak öne çıktığını belirten Taylanlı; önceki fuarda, ara-larında Almanya, İspanya, Bulgaris-

tan, Brezilya, Meksika, İran, Mısır, Katar, Cezayir, Fas, Ukrayna, Gürcis-tan, Pakistan’ın da bulunduğu 30 ül-keden gelen alım heyetlerinin katı-lımcı firmalarla görüşmeler yaparak iş bağlantıları kurduğunu aktardı.

Taylanlı, asansör sanayisinin reka-bet ve marka gücünü göstereceği bir platform olarak öne çıkan Uluslara-rası Avrasya Asansör Fuarı, sunduğu

iş birliği fırsatlarıyla katılımcı firma-ların ihracat hedeflerine ulaşmasına tam destek sağladığını anlattı.

Fuarda, tüm katılımcılar için stra-tejik iş ortaklığı fırsatları doğduğu-na vurgu yapan Taylanlı, “Fuarımız, asansör ve yürüyen merdiven sana-yinde ürün ve hizmet sağlayan firma-lar arasındaki iş birliğini güçlendiri-yor; sektörün potansiyelini açığa çı-kararak, gelecek hedeflerine yönelik çözüm önerileri geliştirilmesini sağ-lıyor” dedi.

CNR Avrasya Asansör Fuarı ziyaretçileri THY ile indirimli uçacakCNR Avrasya Asansör Fuarı’nın 'Resmi Hava Yolu' olarak Türk Hava Yolları’nın belirlendiği bilgisini veren Erdem Taylanlı, fuar ziyaretçilerinin THY ile indirimli uçacağını ifade etti.


Ankara’da mühendislik firma-sı olarak 1966 yılında kurulan Turklift Asansör, bugün iti-

barıyla üretim yapan ve yurt genelin-de servis hizmetleri veren bir yapıya kavuştu. Ankara Temelli’de bulunan fabrikanın, 5 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 10 bin metrekare alanda üretim yaptığını ifade eden Turklift ortaklarından Ali Osman Karademir, üretimin yanı sıra bakım ve montaj hizmeti verdiklerini kaydetti. Üre-tilen asansörlerin ve yedek parçala-rın, müşterilerin ihtiyaç ve istekleri-ni karşılayacak nitelikte olması için, toplu konutlarda depolar kurdukları-nı söyleyen Karademir, “İhtiyaç du-

yulan parçaların teminini, bu depolar sayesinde hızlı şekilde sağlıyoruz” di-ye konuştu.

Faaliyetlerine mühendislik firma-sı olarak başlayan firmalarının, tek-nolojik gelişmeleri yakından takip ederek, 2001 yılında Turklift Asansör haline geldiğini belirten Ali Osman Karademir, “İnşaat, sanayi ve turizm sektörleri hızla gelişirken, müşteri-lerimiz için talep edilenin ötesinde seçenekler sunarak çözüm üretme-ye başladık” dedi. Yaklaşık 250 perso-nelle, yurt genelinde hizmet verdik-lerini söyleyen Karademir, “Yıllık bin adet montaj kapasitesimiz bulunu-yor ve yılda ortalama 700 adet mon-

taj yapıyoruz. Bugüne kadar 5 bin adet asansörün kurulumunu yaptık” diye konuştu. Karademir, müşterilerini tasarım, üretim ve montajdan, bakım ve modernizasyona kadar her aşama-da desteklediklerini sözlerine ekledi.

“Yerli firmalar, yabancıların tercih edilmesinden dolayı büyüyemiyor”Öte yandan sektöre ilişkin değerlen-dirmelerde bulunan Ali Osman Kara-demir, özellikle merdivenaltı firma-ların sektörde haksız rekabete neden olduğunu belirtti. Kandemir, ayrıca büyük ölçekli projelerde yabancı fir-maların tercih edilmesinin de stan-dartlara göre üretim yapan yerli fir-

Turklift Asansör, üretim ve servis hizmetlerini bir arada sunuyor


maların büyümesini önlediğini bil-dirdi. Türkiye’de yaklaşık 20 bin adet asansör firması bulunduğunu belir-ten Ali Osman Karademir, yurtiçinde yedi coğrafi bölgede şubesi bulunan firma sayısının ise sadece üç olduğu-nu söyledi. Bu firmaların da yabancı sermayeli olduğuna dikkat çeken Ka-rademir, yerli firmaların çoğunun da merdivenaltı statüsünde bulunduğu-nu bildirdi.

Yerli firmalardan işini hakkıyla ya-panların sayısının ise toplam rakama göre çok düşük kaldığının altını çizen Ali Osman Karademir, “Bu konudaki bir başka ironi ise yabancı sermayeli firmaların sayısının bir elin parmak-larını bulmamasına rağmen pazarın büyük bir kısmına sahip olmaları” di-ye konuştu. Yabancı sermayeli firma-ların pazarda güçlü olmasının birçok nedeni bulunduğunu söyleyen Kara-demir, başlıca etkenin yerli firmala-rın henüz bir sistem kuramaması ol-duğunu ifade etti. Türk şirketlerinin sistemsiz ve yetersiz sermaye ile ça-

lışmalarının da pazarda etkin faali-yet gösterememesine yol açtığını ifa-de eden Karademir, firma sayısında-ki fazlalığın da sorun oluşturduğunu savundu.

Türkiye asansör sektörünün bir çok sorunu bulunduğunu vurgula-yan Ali Osman Karademir, “Bunların en büyüğü de sektörümüzün gerek-tiği gibi kontrol edilmemesi ve firma kurma kriterlerinin reel piyasalarla örtüşmemesidir. Yerli bir firmanın temsilcisi olarak bizler uzun yıllar yö-netmeliklerin ve standartların uygu-lanması konusunda özel çaba harcı-yoruz. Bu uygulamaların sağlıklı bir şekilde, sürdürülebilir olarak firma-lar tarafından uygulanmasını sağla-manın tek yolu ise ne yazık ki; gerçek denetim ve kontrollerden geçiyor” ifadelerini kullandı.

Hem Türkiye ekonomisinin milli-leşmesine katkı sağlanması hem de mevcut asansör pazarından daha faz-la pay alınabilmesi için devletin ger-çek firmalara destek olması gerekti-

ğinin altını çizen Ali Osman Karade-mir, “Sektörümüzü bir kalabalık grup olmaktan çıkarıp, gerçek bir sektör yapabilmek son derece önemli. Bunu da ancak sıkı ve etkin şekilde yürü-tülecek kontroller ile sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.

Ali Osman Karademir, sektörün

önünün açılması için; yapılacak olan kontrollerle birlikte belgelerini alma-yan, standartlara uygun asansör par-çaları üretmeyen ve montaj yapma-yan, bakım onarımı hakkıyla yerine getirmeyen, işçilerine gerekli eğitim-leri vermeyen, mesleki yeterlilik bel-gelerini almayan, iş sağlığı ve güvenli-ği konularına dikkat etmeyen tüm fir-maların piyasadan elenmesinin şart olduğunu anlattı.

Merdivenaltı firmaların, gerek-li yatırımları yapmadıkları için mas-raflarının çok düşük olduğunu, bu yüzden de ihalelerde çok düşük tek-lif verdiklerini bildiren Karademir, böyle davranarak sektörü baltalayan firmaların yarattığı haksız rekabetin de ancak kontrollerle ortadan kaldı-rılabileceğini söyledi. Karademir, bu durumun düzeltilmesinin piyasada hakkıyla işini yapan firmaları, müşte-rinin gözünde ‘pahalı bakım ve mon-taj yapıyor’ veya ‘yedek parçayı yük-sek fiyattan satıyor’ durumuna düş-mekten de kurtaracağını savundu.


Türkiye’nin ilk asansör kapı-sı üreten firmalarından biri-si olan Aterya Teknik Mühen-

dislik, 1998 yılında küçük bir atölyede başladığı üretim faaliyetlerini, 2011 yılından bu yana 4 bin metrekarelik alanda yürütüyor. Firma; aralarında farklı kıtalarda yer alan ülkelere yap-tığı ihracatı, 2019 yılında artırmayı planlıyor. İhracatın ciro içindeki pa-yını artırmak için yurtdışı tanıtım fa-aliyetlerine yoğunlaştıklarının altı-nı çizen Aterya Teknik Mühendislik Genel Müdürü Kemal Karataş; halen Brezilya, Ürdün, Cezayir, Libya, İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Çekya Uk-rayna, Lübnan, Azerbaycan, Kırgızis-

tan, Gürcistan gibi ülkelere ihracat yaptıkları bilgisini verdi.

“Yeni tasarımlarla yerli üretime devam edeceğiz”Aterya’nın Türkiye’nin ilk kapı üre-tim firmalarından biri olduğuna dik-kat çeken Karataş, şirketin ekonomik krizin yaşandığı 1998 yılında küçük bir atölye olarak kurulduğunu kaydet-ti. Kriz sebebiyle Aterya’yı büyütebil-mek için normalden çok daha fazla çaba sarf ettiklerini söyleyen Kemal Karataş, kuruldukları günden bu ya-na yurt içi ve yurt dışında sektörel fu-arlara katılım sağladıklarını aktardı.

Mevcut üretim tesislerinde, geliş-

miş teknolojiyi içeren makinelerle, özgün tasarımlarla üretim yaptıkla-rını ifade eden Karataş, müşterilerin talebine göre uygun fiyat ve kalitede ürünler ortaya çıktığını belirtti. 2018 yılında da yaşanan ekonomik sıkıntı-lara rağmen makine parkına yatırıma devam ettiklerine değinen Karataş, “İlk gün kendimize verdiğimiz söz ile en kaliteli üretimi ve en iyi satış son-rası servis hizmetini müşterilerimi-ze sunmak için çalışıyoruz” dedi. Yeni tasarımlar ve yatırımlarla yerli üreti-me devam edeceklerini de dile getiren Karataş, bu noktada durdurdukları her ithalatın kendileri için mutluluk kaynağı olduğunu bildirdi.

Aterya Teknik Mühendislik, ihracat odaklı üretim ve tanıtıma yöneldi


Elektronik araştırma laboratuvarı olarak 1986 yılında kurulan Cersan, Türkiye’nin ilk elektronik kuman-da panosuna imza atarken, 1994 yı-lından itibaren asansör ve yürüyen merdiven sektörüne odaklanarak, bakım, onarım, modernizasyon ve montaj hizmetleri vermeye başladı. Yurtdışında da faaliyet gösteren şir-ket, Azerbaycan ve Ukrayna’da pro-jeler gerçekleştirdi. 2007’den bu yana Azerbaycan’da tescilli bir firma ola-rak çalıştıklarını vurgulayan Erdinç Yılmaz, bu ülkede çok uluslu firmala-rın yakaladığı asansör montaj adedi-ne ulaşabildiklerini söyledi. Yılmaz, buna rağmen Türkiye’de bürokratik engeller yüzünden aynı seviyeye ula-şamadıklarına değindi.

“Yurtdışında markalaşmalıyız”Türkiye’de büyük ölçekli tüm asan-sör işlerinin sayıları beşi geçmeyen

yabancı sermayeli firmalar arasında pay edildiğine dikkat çeken Erdinç Yılmaz, sektörde yabancı hayranlığı-nın üst düzeyde olduğu görüşünü ifa-de etti. Yılmaz, Türkiye’den asansör markasının çıkabilmesi için, her böl-ge veya semtte aynı kalitede ve tasa-rımda asansör üretmek gerektiğinin altını çizdi. “Global piyasalarda neler oluyor? Yabancı firmalar nasıl başarı-lı olmuş? Dünya asansör pazarındaki pastanın büyük kısmını nasıl ele al-mışlar? Nasıl marka olunur?’ gibi so-rulara cevap arayacak ve bulduğu ce-vaplar üzerinde sektörün geleceğini planlayacak yapılara ihtiyacımız var” diyen Yılmaz, kendisinin çözüm ola-rak yurtdışında markalaşmayı gördü-ğünü kaydetti.

Azerbaycan’daki en büyük proje-lerden olan 310 metrelik televizyon kulesine asansör yaptıklarını, bunun sıfır bakımla 10’uncu yılına girdiği-

ni vurgulayan Erdinç Yılmaz, “Ba-şarılı şekilde yaptığımız bu önem-li proje tüm ülkede duyuldu, bizden çok memnun kaldılar ve ülkenin bü-tün kritik noktalarında projeler ger-çekleştirmeye başladık” şeklinde ko-nuştu. Ukrayna’da da Azerbaycan’da olduğu gibi asansör ile ilgili tüm ser-tifikalara sahip olduklarını ileten Yıl-maz, “Ukrayna’da bin metrekarelik bir malzeme depomuz var. Firma ola-rak hedeflediğimiz pazarlarda önce gerekli belge ve sertifika çalışmaları-mızı tamamlıyor, tüm bürokratik aşa-maları bitiriyor ondan sonra aktif ola-rak çalışmaya başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dünyanın her tarafı-na ihracat yapabilecek asansörcüle-re sahip olduğunu kaydeden Erdinç Yılmaz, sektördeki firmaların mevcut ekonomik sıkıntıları fırsata çevire-rek, ihracata yönelebileceklerini söy-

ledi. Son 30 yıldır ithal edilen paket asansör adı altındaki komponentle-rin gümrüksüz olarak giriş yaptığına dikkat çeken Yılmaz, Cersan’ın yaşa-nan sıkıntıları önceden görerek ihra-cata yöneldiğini anlattı. Bu yüzden or-ta vadeli olan yurtdışına açılma plan-larını erkene aldıklarını ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bu-lundu: “Firmaların muhakkak yurt-dışı bağlantılarının olması ve satış-larının en az yüzde 20’sinin ihracata yönelmesi gerekir. Bu durumdaki bir firmanın batması mümkün değildir. Ülkemizde 3 bin 500 asansör firması var, bunların hepsi tek başına ihracat yapamaz belki ama birleşerek ihracat yapabilirler.”

“Gemilerde çalışacak asansör projesi yaptık”Cersan’ın geleceğe yönelik projek-siyonlarından da bahseden Erdinç Yılmaz, gemilerde çalışacak asansör projeleri yaptıklarını bildirdi. Me-sailerini bu alanda yoğunlaştırma-yı planladıklarını kaydeden Yılmaz, “Asansör konusunda ‘marin’ sertifi-kası almak için çalışmalara başladık. Yoğun bir dönemden geçeceğiz, çün-kü sertifikalar çok özel ve ağır şartları yerine getirmeyi gerektiriyor. Bu sek-törde de iddialı olacağız, dünyada bu anlamda ciddi bir açık var” dedi.

Cersan Asansör, Azerbaycan ve Ukrayna’da önemli projeler üstleniyor

A sansör ve yürüyen merdiven sektöründe bakım, onarım, modernizasyon ve montaj hizmetleri de veren Cersan Asansör, Azerbaycan ve Ukrayna’da önemli projeler

gerçekleştirdi. Azerbaycan’da asansörle ilgili tüm sertifikalara sahip bir Türk firması olduklarını belirten Cersan Asansör Yönetim Kurulu Başkanı Erdinç Yılmaz, “Azerbaycan’daki en büyük projelerden olan 310 metrelik televizyon kulesine asansör yaptık. Ukrayna’da da asansörle ilgili tüm sertifikalara sahip bir şirket olarak faaliyet gösteriyoruz” dedi.


Türk asansör sektörünün ön-de gelen markalarından GENEMEK’in, İstanbul San-

caktepe’deki yeni tesisiyle birlikte sektörde Avrupa’nın en büyük, dün-yanın ise ikinci büyük firması unva-nına sahip olduğunu kaydeden GE-NEMEK Genel Müdürü Devrim Ge-cegezer, “Temelleri, 33 metrekarelik kiralık bir dükkanda atılan şirketimiz bugün, üretiminin yüzde 70’ini 55 ül-keye ihraç eder hale geldi” dedi.

Faaliyetlerine 1999 yılında başla-yan ve asansör sektöründe kat-kabin panelleri, butonyerler, çağrı butonla-rı, LCD ekran, kayar dijital ve 7 seg-ment göstergeler, kontrollü geçiş sis-

temleri, hazır tesisat sistemleri gibi birçok yan ürünle ilgili hizmet veren Gen Elektromekanik San. Tic. Ltd. Şti. (GENEMEK), bugün üretimi-nin yüzde 70’ini 55 ülkeye ihraç edi-yor. Şirketin bu yeni tesisiyle birlikte, sektörde Avrupa’nın en büyük, dün-yanın ise ikinci büyük firması haline geldiğini iddia eden Devrim Gecege-zer, geçen yıl nisan ayında İstanbul Sancaktepe’de açılan, toplam 21 bin metrekarelik alanda 13 bin metreka-relik alan üzerine kurulu yeni tesis-lerinde, üretim alanı yanı sıra, yöne-tim binası, sosyal tesisler ve otopark-lar bulunduğunu bildirdi. Gecegezer, yeni tesisi üç farklı rampa ile ulaşı-

labilen, konfeksiyondan elektroniğe her türlü hafif sanayiye üretim yapı-labilecek şekilde projelendirdikleri-ni söyledi.

2000’li yılların başında, aynı za-manda ortağı olan Özgür Ömer Kal ile yola çıktıklarını, o dönemler Türkiye’nin en büyük telefon üretici-si tesisin Ar-Ge bölümünde çalıştık-larını anlatan Devrim Gecegezer, bu noktada performanslarının limitleri-ni zorlayarak daha fazla neler yapabi-leceklerini düşünmeye başladıklarını dile getirdi. Hikayenin ise boy fotosel üretmek isteyen Tansu Şarlak’ın bu talebini içeren telefonuyla başladığı-nı aktaran Gecegezer, Türkiye’nin o

GENEMEK, üretiminin yüzde 70’ini 55 ülkeye ihraç ediyor


dönemler özel komponent konusun-da dışa bağımlı olduğunu, gelen talep üzerine boy fotosel tasarımı yaparak, asansör sektörüne adım attıklarını vurguladı.

İlk ihracat, Alman Weber Liftechnic’e yapıldıGENEMEK’in temellerinin, 33 met-rekarelik kiralık bir dükkanda atıldı-ğını dile getiren Devrim Gecegezer, “O zamanlar imkanlar kısıtlı oldu-ğu için işlerimiz de bu kadar kolay değildi. Ancak, tıpkı küçücük bir to-humdan çıkan koca bir çınar gibi şu anda içinde olduğumuz tesisimizin tohumları da o 33 metrekarelik ilk işletmemizde atıldı” diye konuştu. İlk işlerini ise Prokont firmasından aldıkları bilgisini veren Gecegezer, bu ilk siparişten kazandıkları paray-la da dükkanın üretim alanı ile ofis bölümünü birbirinden ayırdıklarını söyledi.

Yıllar içinde ürünlerinin popüler-liğinin arttığına ve ilk ihracatı Alman

Weber Liftechnic firmasına yaptıkla-rına değinen Gecegezer, şunları söy-ledi: “Gen Elektromekanik adı elekt-rik ile elektronik ve mekanik olarak birbirinden mamul olan ürünleri üretmesi için var. Biz ilk kurulduğu-muz yıllarda elektronik olarak çok iyi üretim yapmaya başladık. Ama sıkın-tımız, yaptığımız tüm elektronik üre-timlerin başkaları tarafından yapılan mekanik aksamlara tâbi olmasıydı. Bu sebeple de mekanik aksamlara gö-re üretmek zorunda kalıyorduk.”

“AVOX serisi, 1 milyon 800 bin adede ulaştı”Yine o dönemlerde Thysenn-Krupp’un Türkiye’de elektronik ve mekanik olarak hazır sistem ürete-bilecek bir tedarikçi arayışı olduğunu ifade eden Devrim Gecegezer, “Ancak takdir edersiniz ki ürettiğiniz elekt-ronik ürünü mekanik aksamla birlik-te bir bütün haline getirmek ve enteg-re üretim yapmak ise ciddi maliyetli bir iş. Bu tarz bir üretimi gerçekleşti-

rebilmek için ciddi bir finansman ve ciddi bir sipariş gerekir” dedi.

2007 yılında CMC3 kumanda siste-mine uygun butonyer, 2008 yılında ilk kapı üstü serisi RM4050 ve Race se-risi, 2009 yılında QUAD serisinin ar-dından 2011 yılında hem GENEMEK hem de diğer buton üreticileri açısın-dan dönüm noktası olan AVOX ailesi-ni ürettiklerini anlatan Devrim Gece-gezer, 9,9mm’lik üretimle geleneksel üretim yöntemlerini etkisiz kılarak bir oyun değiştirici olan AVOX seri-sinin 1 milyon 800 bin adetlik sayıya ulaştığını açıkladı. Gecegezer, 2017 yılında tasarımına başlanan PETRA Asansör gösterge ailesi hakkında da şu bilgileri verdi: “PETRA bir göster-ge modülünün ötesinde işlemci gücü, Linux tabanlı işletim sistemi, inter-nete ulaşabilen, konuşabilen, üzerin-deki ivme sensörü vasıtasıyla servis merkezine ulaştırabilen, anlık canlı video veya bilgileri internet üzerin-den oynatabilen bir multimedya eğ-lence sistemidir.”


Avrupa normlarında ürettiği asansörleri küresel pazarlara sunan EMAK Asansör, global

bir marka olmayı hedefliyor. Asansö-rün tüm aşamalarını bildiklerini ve 45 yıllık tecrübeleriyle üretim yaptıkla-rını belirten EMAK Asansör İhracat Müdürü Ahmet İlgen, müşterilerin projelerinde çözüm odaklı tasarımlar sunduklarını kaydetti. İhracatı artıra-rak, asansör sektöründeki dış ticaret açığının kapatılmasına odaklandık-larını ifade eden İlgen, bu çalışmala-rıyla global ölçekte tanınan bir Türk markası oluşturmayı hedefledikle-rini paylaştı. 10 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesislerinde Avru-pa normlarına uygun üretimler yap-

tıkları bilgisini veren İlgen; tasarım, Ar-Ge çalışmaları, imalat ve sertifi-kasyon dahil, komple paket sistemler oluşturduklarını vurguladı. Yüzde 100 yerli üretim komponent kullandıkla-rının altını çizen İlgen, “Ürün gamı-mızda 3 tondan 10 tona kadar taşıma kapasitesi olan araç ve yük asansörle-ri, makine dairesiz ve kuyu dibi gerek-tirmeyen villa asansörleri, yolcu asan-sörleri, yüksek hızlı asansörler ve özel tasarımlı panoramik asansörler bulu-nuyor” diye konuştu.

“Makine dairesiz asansörlerin Ar-Ge çalışmalarını tamamladık”EMAK Asansör olarak, Türkiye asansör sektörüne; özellikle de yurt-

dışı pazarlarına, müşterilerin ihti-yaçlarına ve taleplerine uygun, ka-liteli ve uygun fiyatlı bir ürün ka-zandırmak istediklerine dikkat çeken Ahmet İlgen, “Üretim ya-pımızı, kullandığımız teknolojiyi, asansör sektöründeki gelişmeleri-mizi, ihracat hedeflerimize uygun bir şekilde geliştirerek, Türkiye’ye ve gelecek kuşaklara bayrağı en ön-de teslim etmek istiyoruz” şeklin-de konuştu. Villalar için özel asan-sör çözümleri sunduklarını da dile getiren İlgen, EMAK Makine Daire-siz Asansörleri’nin (MRL) Ar-Ge ça-lışmalarını tamamladıklarını, özel çözüm çeşitliliğini de artırdıklarını vurguladı.

EMAK Asansör, geliştirdiği yenilikçi ürünlerle global marka olmak istiyor


Lift-Asist, hazırladığı özel bir yazılım ve oluşturduğu ileti-şim altyapısıyla, asansörde

kalma vakalarına dakikalar içinde müdahale edilmesine imkan sağla-yan bir sistem kurdu. Lift-Asist Pa-zarlama Müdürü Serdar Şimşek, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdikle-rini belirterek, 'Kimse yoksa biz va-rız' sloganıyla hareket ettiklerini söyledi.

Asansör imalat, montaj ve bakım mevzuatlarının son kullanıcıların ve bakım personellerinin lehine güncel-lendiğini ve güvenliğin ön planda tu-tulduğunun açıkça görüldüğünü vur-gulayan Serdar Şimşek, firma olarak gerek firma gerekse son kullanıcıla-

rın güvenlik sorunlarına çözüm ge-tirmeyi hedeflediklerini kaydetti.Bu hedefe ulaşmak için, uzun yıllar sek-törün içinde yer alan uzman bir kadro ile birlikte hareket ettiklerini dile ge-tiren Şimşek, asansörle ilgili ihtiyaç duyulan her an ve her noktada hizmet verdiklerini bildirdi.

Kurulan sistemin, telefonun çek-mediği durumlarda bile çalıştığını aktaran Serdar Şimşek, “Asansörde mahsur kalan kişiler, sadece tek bir tuşa dokunarak, Turkcell’in altyapı-sıyla doğrudan Lift-Asist çağrı mer-kezine ulaşabilecek. Çağrı merke-zimiz de hemen acil yardım ekibini mahsur kalınan noktaya yönlendire-cek. Çağrı merkezi ile mahsur kalan

arasındaki bağlantı, mağduriyet gi-derene kadar devam edecek” şeklin-de konuştu.

Lift-Assist Çağrı Merkezi’nin yö-netici ve yetkililerle de olayın başın-dan sonuna kadar iletişim içinde ola-cağının altını çizen Serdar Şimşek, vaka raporlarının sistem üzerinden takip edilmesine imkan sağlandığını söyledi. Lift-Asist hizmetinin uygun maliyet ile yasal sorumlulukları da hafiflettiğine dikkat çeken Şimşek, artık yasal zorunluluk haline gelen acil alarm sistemi için ürün desteği de sağladıklarını ifade etti. Bu hizme-tin günün 24 saatinde verildiğine de-ğinen Serdar Şimşek, “Artık asansör-de kalma korkusuna yer yok” dedi.

Lift-Asist, ‘asansörde kalma’ sorununa anında müdahale sistemi geliştirdi


Erzurum’un Horasan ilçesin-de küçük bir atölyede kuru-lan Özbeşler Makine Sana-

yi, 2004 yılında adım attığı asansör sektöründe, üretiminin yüzde 50’sini Rusya, Mısır, Yunanistan, İran gibi ül-kelere ihraç eden bir yapıya kavuştu. Özbeşler Asansör Genel Müdürü Ye-ner Çakmak, ‘yüksek kalite uygun fi-yat, uzun ömür’ prensibiyle hareket eden şirketin, üretiminin yüzde 50’ye yakını ihraç ettiğini söyledi. Şirketin kurulduğu günden bu yana sürekli ya-tırımlarla kendini yenilediğini ifade eden Çakmak, yüzde 100’e yakın bir büyüme oranı yakaladıklarını, maki-ne parklarını ise yüzde 30 genişlettik-lerini bildirdi.

Özbeşler Makine’nin 1985 yılında Ömer Çakmak tarafından kurulduğu-nu anlatan Yener Çakmak, ilk yıllar-da bir aile şirketi olarak, Erzurum ve çevre illerde tarım sektörüne hizmet verdiklerini anlattı. 2000 yılının or-talarında Bursa’da oto yan sanayisine hizmet vermeye başladıklarını ifade eden Çakmak, asansör sektörüyle ise 2004 yılında tanıştıklarını kaydetti. Sektöre adım attıklarından bu yana faaliyetlerini, ileri teknoloji ve çözüm üreten bir anlayışla sürdürdüklerine değinen Çakmak, “Özbeşler olarak, halen Erzurum’da otomotiv sektö-ründe Bursa’da ise asansör sektörün-de faaliyetlerimiz devam ediyor” diye konuştu.

Çakmak’ın verdiği bilgilere göre, fa-aliyetlerini 6 bin 500 metrekare alana sahip bir fabrikada sürdüren Özbeş-ler Makine, asansör sektöründe; poli-üretan tampon, kaymalı fren, tampon etkili fren, tek yönlü hidrolik asansör freni, hız regülatörü, hidrolik tampon, yağdanlık, paten uç plastiği, amorti-sörlü sac paten, döküm paten, asan-sör kumanda panoları, asansör kabini ve otomatik kapı sistemleri üretiyor. Hedeflerinin kaliteli üretim ve sürek-li artan bir satış grafiği yakalamak ol-duğuna değinen Çakmak, bu hedef-lerine ulaşabilmek için çalıştıklarını söyledi.

Firma olarak, otomatik kapı üreti-mine büyük önem verdiklerinin altı-

nı çizen Yener Çakmak, şartların her geçen gün ağırlaştığı sektörde sürek-li büyümeyi hedeflediklerini belirtti.

Özbeşler Makine Sanayi ihracat odaklı büyüyor

Szutest Asansör, güvenlik belgelendirme yetkisi aldıTürkiye’nin asansör sektörün-de dışa bağımlılığını azalmak üze-re çalışmalar yürüten Szutest, bu-güne kadar dışardan temin edilen güvenlik komponentlerinin belge-lendirme yetkisini alarak, bu alan-da dışa bağımlılığı ortadan kaldıra-cak bir adım attı. Bu yetkinin Tür-kiye için bir ilk olduğunu belirten Szutest Asansör Departman Müdü-rü Erman Balcı, bugüne kadar asan-sör güvenlik komponentlerinin bel-gelendirilmesi ve kontrolünün hep yurtdışı menşeli firmalar tarafın-dan yapıldığını hatırlattı. Asansör sektöründe belgelendirme ve de-netim faaliyetlerinde tam kapsam-lı olarak hizmet verdiklerini ifade eden Balcı, onaylanmış kuruluş ola-rak asansör montaj firmalarına tüm modüllerde hizmet verdiklerini, bu yıl itibarıyla da Türkiye’de ilk ve tek onaylanmış kuruluş olarak asansör komponent üreticilerine artık ge-rekli modüllerde hizmet vermeye başladıklarını anlattı.

A tipi muayene kuruluşu olarak, asansörlerin yıllık kontrollerinin yapılmasında ve bunların yanı sı-ra sektörde çalışanların mesleki yeterlilik kapsamında gerekli olan personel belgelendirmelerini de yaptıklarını bildiren Erman Balcı, güvenlik komponentleri belgelen-dirilmesi sürecinin çok kolay olma-dığını vurguladı. Balcı, “Öncelikle test düzenekleri hazırlanması için bazı tasarımlar yapıldı. Laboratu-var için yer ayarlandı. Tüm bu hazır-lık süreçlerinden sonra TÜRKAK, bakanlık denetimlerinden geçildi ve süreç tamamlandı. Nihayetinde asansör güvenlik komponentlerin-den otomatik kapı kilit mekanizma-sı, manuel kapı kilidi ve hız regüla-törleri kapsamlarında Türkiye’de ilk ve tek onaylanmış kuruluş ola-rak yetkimizi aldık. Bu kapsamlarda Modül B tip incelemesi ve Modül C2 rastgele kontrol ile belgelendirme ve test faaliyetlerimizi gerçekleşti-receğiz” diye konuştu.

Documents

sektör - Asansor Vizyonasansorvizyon.net/dunya/01/dunya01.pdf · imalat, ortak hizmet sunumu ve ben - zeri konular ile orta-yüksek ve yük-sek teknoloji alanlarında hazırlaya-cakları