28

Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012
Page 2: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012
Page 3: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

Editörden

1

Sayı: 38

İmtiyaz Sahibi

Er-Bakır A.Ş. Adına

Müjdat Keçeci

Genel Yayın Yönetmeni

Hüseyin Pakdoğan

Yayın Kurulu

M. Akif Temelcioğlu

Alper Sayın

Yağmur Şimşek

Aslı Gül Bayrak

Fotoğraflar

Ahmet Kepenekoğlu

Yağmur Şimşek

Hüseyin Çam

Genel Müdürlük

Ahmet Nuri Erikoğlu Cad. 20085

Gümüşler/DENİZLİ

Tel: 0 258 295 19 00 (pbx)

Grafik Hazırlık

Denizli Çağdaş Tasarım

Tel: 0 258 242 86 73

BaskıDenizli Çağdaş Tasarım-

Gazetecilik-Matbaacılık

Tel: 0258 242 86 73

Gsm: 536 545 45 25

e-posta:[email protected]

Merkez: G.M.K. Bulvarı No:134 Beşek İşh.

K:5 D:22 Denizli

Şube: Ahi Sinan Cad. Yeni Kaleiçi Çarşısı

No:8 Denizli

Dört ayda bir yayınlanır.

� M. Akif Temelcioğlu

Bültenimizin 38. Sayısında sizlerle yeniden birlikteyiz. Tüm ekonomik vesiyasal gelişmeler ışığında, beklentileri karşılamadığını gördüğümüz 2012 yılı’nınaksine, beklentilerin yüksek olduğu 2013 yılı için, uzman görüşlerini mutlaka takipetmişsinizdir. Her ne kadar ülkemizin etrafında gelişen jeopolitik olayların veDünya’nın gelişmiş ülkelerinden bazılarının içinde olduğu finanssal krizlerinsatışlarımızı etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu kabul etsek bile, geliştirdiğimizyeni pazarlarımız, sektörümüzün yeni ve katma değeri yüksek ürün ihtiyaçları içinyaptığımız AR-GE çalışmaları, beklediğimiz başarılı yıl sonu bilançolarını şirketimizesağlayacaktır. Bu sayımızda, görevli yönetim kurulu üyemiz Sn. Oğuz ABALIOĞLU,yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım konularda değerlendirmelerini ve görüşlerinibizimle paylaştı. Değerli görüşleri için kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.

Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da yazılarıyla bizlere destek olanarkadaşlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. İhracat uzmanı Sn. Pınar UZ, 2012ve 2016 yılları arasında geçerli olmak üzere Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ta-rafından, sektörümüzün ilk stratejik planı olarak kabul edilen “Demir-Çelik veDemir Dışı Metaller Sektörü Strateji Belgesi”ni bizimle paylaştı. MühendislikHizmetleri Uzman Yardımcısı Sn. M.Erkan GÜNEY ise, AR-GE Kavramını veönemini bizlere detaylı bir şekilde açıkladı. Tel Çekme Üretim Mühendisi Sn.Aykan ŞENER de “Modern Zamanlar” başlığı altında geçmişle gelecek arasındakiemek-üretim ilişkisini bizlere açıklıyor. Teknolojinin hızlı gelişiminin getirmiş olduğuçevre kirliliği faktörünü ve bu faktörün çeşitlerini ise Filmaşin Üretim Mühendisi Sn.İsmail YALI bizlerle paylaştı. Tüm bu gelişmelerin sonucunda da hem kişilerinhem de şirketlerin büyük sorunu olarak bilgi güvenliği sorunu karşımıza çıkmakta.Bu konuda da Yazılım Uzmanı Sn. Tuğba DOKUMACI, bizlerle bilgilerini paylaştı.Ülkemizin kurtuluş savaşındaki son aşama olan büyük taarruzun yapıldığı Afyon-karahisar ilimizi ise Sn. Mehmet TÜRKASLAN bizlere tanıttı. Tanıtım yazısınıhazırlarken gösterdiği titiz çalışması ve en güzel şekilde tanıtma çabası içinkendisini kutluyorum. Bu yazılarımızın dışında, şirketimizdeki faaliyetlerdenderlediğimiz haberlerimiz de ilginizi çekecektir.

Değerli arkadaşlarım,

Önceki sayılarımızda da yaptığım şekilde, okuduğum bir kitabı sizleretanıtmak istiyorum. Bu sayımız için seçtiğim kitap, Zülfü Livaneli’nin “Serenad”isimli romanı. Zülfü Livaneli’ni sade ve duru yazım stilini severek okuyorum. Bu ro-manında da romanın kahramanları Profösör Maximilian Wagner ve Maya Duranözelinde, kaynaşmış toplumların tarihlerini çok güzel anlatımıyla okurunun önüneseriyor. Bu romanın hem hikayesini hem de tarihsel yönünü çok seveceğinizdeneminim.

Hepinize sağlık, başarı ve mutluluk dolu günler dilerim.

Saygılarımla

Merhaba;

Page 4: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Eylül - Aralık 2012

Bizim Dünyamız

Sevgili Arkadaşlarım,

Küresel ekonomideki değişimlerin etkilerini yoğun şekildehissettiğimiz bir yılı geride bıraktık. 2008 yılında başlayanfinansal krizin artçı sarsıntılarını geçen yıl da yaşamaya

devam eden Dünya ekonomisi 2-3% gibi düşük bir büyümegerçekleştireceği beklenirken Gelişmekte olan ülkeler statüsündeolan Türkiye’de de bu oran 2,2% gibi düşük hedefin bilealtında gerçekleşti.

Ülkemizdeki çok iddialı olan 2023 hedeflerini tutturabilmekiçin gerekli olan 7%’lik büyümenin yanında oldukça düşükolan bu oran şüphesiz ki tüm Sanayi sektörünü etkilemiştir.Bakır tüketiminin ülke büyümesi ile doğru orantılı olmasıdolayısıyla şirketimizin satışları da etkilenmiştir. Buna rağmenşirketimiz bir önceki yıla göre satışlarını tutarsal ve miktarsalolarak artırmayı farklı pazarlara yönelerek ve yeni müşterilerkazanarak başarmıştır. Bundan dolayı başta Genel MüdürümüzSayın Macit Taşkın olmak üzere siz değerli çalışanlarımızıtebrik ediyorum.

2013 yılında, gerek dünya gerekse ülkemiz ekonomisindedaha yüksek büyüme oranları beklenmektedir. İlk 3 aylık sürebu beklentiyi haklı çıkartacak şekilde gelişmektedir. Ancak, buyıl da bazı belirsizliklerin ve risklerin olacağı aşikardır. Özellikleülkemizin etrafında gelişen jeopolitik olayların ve finansalkrizden henüz kurtulamamış en büyük ihracat pazarımız olanAvrupa ülkelerindeki gelişmelerin o pazarlardaki tüketimi vedolayısıyla yatırım ortamını etkilemesi kaçınılmazdır. Bundandolayı gerek Avrupa pazarında gerekse yeni geliştireceğimizpazarlarda daha etkin olmamıza ihtiyacımız vardır.

Küresel krizlerin şirketler üzerindeki en büyük etkisi, artan girdifiyatları ile maliyetlerin yükselmesi ve bir yandan da yoğun

rekabet nedeniyle satış fiyatı üze-rindeki baskı ile karlılıkların istenilenseviyede olamamasıdır. Kontrolü-müz dışında gelişen bu olaylarınetkilerini en aza indirmek için biz-lerin alabileceği önlemler vardır.Ben bunları iki kategoriye ayırıyo-rum. İlki kendi içimize dönük ya-pabileceklerimiz. İkincisi ise dışadönük yapılabilecekler. Önümüz-deki konjunktür ikinci kategorininçok daha önemli olduğunu gös-termektedir. Öncelikle Küresel ek-nominin, bakır sektörünün ve dahaönemlisi iletken sektörünün yeniihtiyaçlarını tanımlamamız gerekir.Bunu sağlayabilmek için ise müş-terilerimizle, onların müşterileriyle,tedarikçilerimizle daha fazla iletişimhalinde olup gelişmeleri zamanındatespit etmeli ve gerekli yatırımlarıbelirlemeliyiz. Bu sene özellikleAr-Ge faaliyetlerine çok önem ve-receğiz. Bunun için konusundakiuzman arkadaşlarımızın önderli-ğinde gerek müşterilerimizle, ge-rekse Üniversitelerle işbirliğine gi-rerek yeni ürünler geliştirmeliyiz.Artan rekabet ortamında orta veuzun vadede karlılığımızı sürdürü-

lebilir hale getirmek hatta karlılık oranlarımızı yükseltmek içinbahsettiğim yeniden tanımlamaya ihtiyacımız var.

Daha kısa vadedeki sonuçlar için ise kendi içimizde yapabile-ceklerimizin başında verimlilik gelmektedir. Üretim, tedarik,sevkiyat ve diğer tüm süreçlerimizde kaynaklarımızı verimlikullanmak durumundayız. Hiçbir kaynak sonsuz değildir. Dün-yanın en pahalı elektriğini kullanan ülkelerden birisi olduğumuzgerçeğini bilerek elektrik tüketiminde yapabileceğimiz iyileştir-meler şirketimiz ve ülke ekonomisi için oldukça önemlidir.2013 yılında önceki yıllardaki gibi her kademede verimlilik enönemli konu olacaktır.

Bu koşullar içerisinde müşteri odaklı olmak her zamankindendaha fazla önem arz etmektedir. Müşterilerimizin ihtiyaçlarınıdoğru ve zamanında belirleyip alışık olduğumuz kaliteli ürünü-müzü en uygun fiyat ve hızlı servis ile krizin etkilerini azaltabiliriz.Bunun için hepimize görev düşmektedir. Yaratıcı düşünceyeher zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Her kademedeiyileştirme ve daha iyiyi aramayı alışkanlık haline getirmeliyiz.Ancak bu şekilde fark yaratıp rakiplerimize göre bir adım öndeolabiliriz.

Bu anlamda 2012 yılında dördüncüsünü gerçekleştirdiğimizVayBe Proje yarışması birinicisi olan ABAM projesinin ekipüyeleri Ersen Eren ve Eşref Yıkılmaz arkadaşlarımızı bir kezdaha kutluyorum. Bu zamana kadar VayBe yarışmasına katıl-mamış ama şirketimiz için faydalı projeler gerçekleştirmiş tümarkadaşlarımı da kutluyorum. Bu yılki yarışmada da şirketimizekatkı sağlayıcı yenilikçi projelerin olacağından eminim.

2012 yılında Erbakır’ın başarıları Vaybe ile sınırlı kalmadı.Vodafone Türkiye sponsorluğunda düzenlenen “CIO Ödülleri”gecesinde, kurumlarına yön veren, Türkiye’nin en başarılı Bilgive İletişim Teknolojileri liderleri arasında Mehmet Açıkyer arka-daşımızın çalışmaları ödüllendirildi. Kendisini tebrik ediyorum.

Sevgili Arkadaşlar,

Uzun süreden beri devam eden finansal krize rağmen ülkemiziçin olumlu bir çok gelişmeler de olmaktadır. İhracat rakamlarırekorlar kırmaktadır. Yurtiçinde kentsel dönüşüm ve altyapıprojeleri ile ekonomimizdeki büyüme trendinin devam edeceği,özelleştirme ve not artışları ile yabancı sermayenin artmasınınbeklendiği önümüzdeki yıllara güvenle bakabiliyoruz. Bu ge-lişmelere karşı hazırlıklı olabilmek için 32. Kuruluş yılımızı kutla-dığımız bu yıl da yatırımlarımıza devam ederek sürdürülebilirkarlılığımızı devam ettireceğiz. Katma değeri yüksek ürün çe-şitlendirmemizi müşteri ihtiyaçları çerçevesinde en hızlı şekildegerçekleştirmek arzusundayız.

Tüm bunları gerçekleştirmek için en önemli güvencemiz sizdeğerli çalışanlarımızdır. O yüzden bu sene de gerek içeğitimler gerekse dş eğitimlerle en büyük yatırımı insan kayna-ğımıza yapma arzusundayız.

Birlikte bugüne kadar bir çok başarıya imza attık. Erbakır’ın bubaşarısının temelinde değişim ve yeniliğe verdiği önem, etik il-kelerine bağlı kültürümüz, çalışkanlığımız, takım olarak başarıyıarama azmimiz yatıyor. Bizler, değişimin vazgeçilmez olduğunainanarak, deneyimlerimizin bize öğrettikleri ile ve sizlerle birliktegeleceğimiz için değer üretmeye devam edeceğiz.

Sevgilerimle.

paylasım

Oguz AbalıogluGörevli Yönetim Kurulu Üyesi

2

Page 5: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

3

haberler & etkinlikler

Büyüyen organizasyonumuzda atama-larımız tüm hızıyla devam etmektedir.İç Satış Uzmanlığı görevinde çalış-

makta olan Sn. Fatih Madran, İç Satış Şefliğigörevine, Mekanik Bakım Mühendisliği gör-evinde çalışmakta olan Sn. Recep SeçkinMekanik Bakım Şefliği görevine, Tel ÇekmeKalite Kontrol Operatörlüğü görevinde çalış-makta olan Sn. Emin Çobanoğlu MühendislikHizmetleri Şartname Uzman Yardımcılığı gör-evine, Sürekli Döküm Döküm Operatörlüğügörevinde çalışmakta olan Sn. Bülent Sazakise Sürekli Döküm Vardiya Amirliği görevineatanmıştır. Arkadaşlarımıza yeni görevle-rinde başarılar dileriz.

Türk Kızılayı ile işbirliği içerisinde dü-zenlediğimiz kan bağışlarımız devamediyor. Çalışanlarımız her zaman ol-duğu gibi Aralık ayında düzenlenen kanbağışında da duyarlılığını bir kez dahagösterdi. Kan bağışında bulunan 50 ça-lışma arkadaşımız kana ihtiyacı olanhastalara umut oldu. Çalışanlarımıza te-şekkür ediyor, kan bağışlarımızın arta-rak devam etmesini diliyoruz.

Kan bağışlarımız devam ediyor

ATAMALARIMIZ...ATAMALARIMIZ...ATAMALARIMIZ...

Recep SEÇKİNMekanik Bakım Şefi

Bülent SAZAKSürekli Döküm Vardiya Amiri

Emin ÇOBANOĞLUŞartname Uzman Yardımcısı

Fatih MADRANİç Satış Şefi

Page 6: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

4

haberler & etkinlikler

8 Eylül 2012 tarihinde Cafer Sadık AbalıoğluVakfı bursiyerlerini Er-Bakırımızda misafirettik. Gezimizden önce yaptığımız şirket su-numumuz ile Er-Bakırımızı tanıttık, dahasonra bursiyerlerimiz ile birlikte üretim tesis-lerimizi gezdik. Birlikte yediğimiz öğle yeme-ğinden sonra da konuklarımızı tekrargörüşmek üzere uğurladık.

Türkiye'nin öncü kurumlarından200'ü aşkın bilgi ve iletişim tekno-lojileri lideri ile üst düzey yöneticininbir araya geldiği “CIO ÖdülleriGecesi”nde, Türkiye'nin en başarılıbilgi ve iletişim teknolojileri liderleriödüllerini aldı.

Çeşitli kategorilerde ödüllerinsahipleriyle buluştuğu bu önemligecede, Bilgi Sistemleri Müdürü-müz Sayın Mehmet Açıkyer, “Yar-dım Masası” projesiyle CIO ödü-lüne layık görüldü.

Türkiye'de Dünya Şirketler gru-bu bünyesinde yayınlanan CIOdergisi tarafından 2010 yılındanbu yana verilmekte olan CIO Ödül-leri, başta Amerika olmak üzeredünyada 40'tan fazla ülkede ve-rilmekte olan bir ödüllendirme prog-

ramıdır. CIO 100Awards olarakbaşlamış olanprogramın ama-cı, alanlarındabaşarılı projelereimza atmış CIO'ların bu başarı-larını onurlandır-mak ve meslek-taşlarına örnekolmalarını sağ-lamaktır.

G e c e d eödül alan diğerCIO’ lar ise, Abdi İbrahim, BağcılarBelediyesi, Bank Asya, Brisa, CocaCola, Demirören Şirketler Grubu,Finansbank, İGDAŞ, Kordsa, Me-rinos, İstanbul Büyükşehir Beledi-

yesi, Nuh Çimento, Evyap ve TheMarmara Otelleri CIO'ları oldu.

Bilgi sistemleri müdürümüz Sa-yın Mehmet Açıkyer’i ve bilgi sis-temleri ekibini kutluyor, başarılarınındevamını diliyoruz.

CIO ödülleri sahiplerini bulduTürkiye CIO ödüllerinin üçüncüsü busene 20 Aralık 2012 Perşembe gecesiCeylan Intercontinental’de düzenle-nen “CIO Ödülleri Gecesi”nde sahip-lerini buldu.

CSA Vakfı bursiyerleri ziyaretimize geldiEr-Bakırımız’ıtanıtmak, bilgi vetecrübelerinipaylaşmak amacıyladüzenlenen Er-Bakırziyaretlerimiz tümhızıyla devametmektedir.

Page 7: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

haberler & etkinlikler

5

Kurban bayramının hemen akabinde hembayramlaşmak hem de huzurevinde yaşa-yan büyüklerimizi ziyaret edip hatırlarınısormak için 6 Kasım 2012 Salı günü huzur-evine gerçekleştirdiğimiz ziyaret tam daamacına uygun olarak gerçekleştirildi. Yö-neticilerinden de izin alarak katılım sağla-yabilen 16 çalışanımız, 1 saatlik ziyaret so-nunda içlerinde büyük bir huzurla şirketimizegeri dönmüşlerdir. Huzurevindeki büyüklerimizin yüzlerindehatırlanmanın bıraktığı tebessümü tekrargörebilmek amacıyla gelecek ziyaretimiziçin sabırsızlanıyoruz.

Geleneksel hale gelen paylaşım toplantı-mız Genel Müdürümüz Sn. Macit Taş-kın’ın aktarımları ile yemekhanemizdegerçekleşti. Er-Bakır çalışanları paylaşımtoplantıları ile kaynaşmaya devam etmek-tedir. Şirketimiz hakkında son gelişmeleripaylaşan Genel Müdürümüz Macit Taş-kın, çalışanlarımıza yeni yıl dileklerini iletti.

Paylaşım toplantılarımız

Huzurevi Ziyaretimiz

Page 8: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

haberler & etkinlikler

6

Atamız Mustafa kemal Ata-türk vefatının 74. Yılındaaynı gün ve aynı saattedüzenlenen tören ile anıldı.Ulu önderimizin yolundailerlediğimizi kanıtlarcasına10 Kasım saat dokuzu beşgeçe toplandık. Çalışan-larımız büyük önderimiziçin düşündüklerini, hazır-lanan anı defterimize ya-zarak onun izinden yürü-düğümüzü gösterdi. Cum-huriyetimizin kurucusuMustafa Kemal Atatürk'üvefatının 74. yılında min-netle anıyor, başta Atatürkve silah arkadaşları olmaküzere tüm şehit ve gazile-rimize şükranlarımızı su-nuyoruz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı busene de çalışanlarımızın çocukları ilebirlikte coşku ile kutladık. 60’a yakınküçük Er-Bakırlının katıldığı etkinliği-mizde pamuk şekeri ve Türk Bayrağı-mız dağıtıldı. Palyaçoların boyadığıminik yüzlerin oluşturduğu renk cüm-büşü içinde eğlenen çocuklarımızınneşesi paha biçilemezdi. Etkinliğimizekatkılarından dolayı Palyaço Süley-man ve ekibine teşekkür ederiz.

CumhuriyetBayramımızı Kutladık

Ulu Önderimizi Andık

Page 9: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

haberler & etkinlikler

7

11Ekim 2012 Perşembegünü saat 16:00 –

17:30 saatleri arasında Er-Bakır Elektrolitik Bakır Ma-mulleri A.Ş. Konferans Salo-nu’nda gerçekleştirilen Ge-leneksel Er-Bakır Okullar ArasıTakım Satranç TurnuvasıÖdül Töreni Er-Bakır Elektro-litik Bakır Mamulleri A.Ş GenelMüdürü Sn. Macit TAŞKIN’ın yaptığı açılış konuşmasınınardından dereceye giren öğ-rencilerin ödüllendirmesi iledevam etmiştir. Törende ValiYardımcısı Sn. AbdullahACAR, Belediye Başkan Yar-dımcısı Sn. Aytaç TURGUT,

Gençlik Merkezi Şube Mü-dürü Sn. Ayvaz POLAT, İlMilli Eğitim Müdürü Sn. Se-bahattin AKGÜL, Satranç Pa-mukkale Bölge Temsilcisi Sn.Halil Hilmi DARI, Satranç İlTemsilcisi Sn. Ömer GÖKÇE,Satranç Turnuva Baş HakemiSn. Ayşegül AKDENİZ pro-tokolde yer almışlardır.

6-8 Nisan 2012 tarihleriarasında yapılan ER-BAKIRokullar arası takım satrançturnuvası sonuçları listesi yan-da sunulmuştur.

Dereceye giren takımla-rımızı tebrik ediyor, başarıla-rının devamını diliyoruz.

Geleneksel Er-Bakır Okullar Arası Takım Satranç Turnuvası Ödülleri Sahiplerini Buldu

Geleneksel olarak düzenlenen Er-Bakır Okullar Arası Takım Satranç Turnuvası’nın bu yıl 11.sidüzenlenmiştir. Denizli’de bulunan 76 okuldan 380 öğrencinin katıldığı turnuva, Türkiye’de“Okullar Arası Satranç Turnuvası” branşında yapılan ilk turnuva olma özelliğindedir.

İlköğretim 1. Kademe

1- 19 MAYIS İLKÖĞRETİM A TAKIMI2- ARİF YALINKAYA İLKÖĞRETİM A TAKIMI3- SEVİL KAYNAK İLKÖĞRETİM A TAKIMI

İlköğretim 2. Kademe

1- 19 MAYIS İLKÖĞRETİM A TAKIMI2- ARİF YALINKAYA İLKÖĞRETİM A TAKIMI3- HÜRRİYET İLKÖĞRETİM A TAKIMI

Lise ve Dengi Okullar

1- ERBAKIR FEN LİSESİ A TAKIMI2- MUSTAFA KAYNAK A. LİSESİ A TAKIMI3- TEV ANADOLU LİSESİ A TAKIMI

Page 10: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

haberler & etkinlikler

8

Şirket hedeflerimize ula-şabilmek için çalışan-larımızın bireysel ge-

lişimlerini sağlamak üzeredüzenlediğimiz eğitimlerimizyeni dönemimizde de devametti.18 ve 25 Aralık 2012 tarih-lerinde düzenlenen İlkyardımBelge Güncelleme Eğitimiile çalışanlarımızın ilkyardım-cı belgeleri güncellendi. 20-21 Aralık 2012 tarihlerin-de çalışanlarımız Kaza Araş-tırması ve Kök Neden AnaliziEğitimine, 13-14 Aralık 2012tarihlerinde Rulmanlar veBakımı Eğitimine katıldılar.

İş-Kur ile işbirliği yaparak düzenlemiş olduğumuz Umem programı sonucundakursiyerlerimiz Mesleki Eğitim aldılar.

11-12 Aralık 2012 tarihin-de Yaratıcı Problem Çöz-me Teorisi Eğitimine, 20-21 Kasım 2012 tarihlerin-de ise çalışanlarımız ProjeYönetimi Eğitimine katıl-mışlardır.Kasım ve Aralık aylarındaişyeri hekimlerimiz tara-fından çalışanlarımıza Hi-pertansiyon Eğitimi, Siga-ranın Zararları Eğitimi veDamar Sertliği Eğitimi ve-rilmiştir. Tüm çalışanları-mızın katılabilmeleri içinsağlık eğitimlerimiz 3 haftaüst üste düzenlenmiştir.

Damar Sertliği Eğitimi

E Ğ İ T İ M L E R İ M İ Z S Ü R Ü Y O R

Mesleki Eğitim

Page 11: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

haberler & etkinlikler

9

Sigaranın Zararları Eğitimi

4 Aralık 2012 tarihinde ise Stres ve Zaman Yönetimi düzenlenmiştir. Eğitim sonundadüzenlenen yarışma ile katılımcılarımız eğlenceli bir eğitim geçirmişlerdir.

Aramıza yeni katılan çalış-ma arkadaşlarımız için dü-zenlenen Genç Kuşak Eği-timlerimiz sona ermiş, eği-

timlerin sonunda yapılan sı-nav ile başarılı olan çalışan-larımız İç Denetçilik belgesialmaya hak kazanmışlardır.Çalışanlarımızı kutluyor, ya-pacakları denetimlerde ba-

şarılar diliyoruz.

8 Kasım 2012 tarihindeholding çalışanları ile bir-likte şirketimizde YağlamaEğitimi düzenlenmiştir. 18Kasım 2012 tarihinde İn-san Kaynakları Müdürü-müz Sn. Hüseyin Pakdo-ğan tarafından çalışan-larımıza Mülakat Teknik-leri Eğitimi verilmiştir. 5-6 Kasım tarihlerinde iseTicaret ve Üretim bölümüçalışanlarımızdan oluşankatılımcı grubumuza Bü-yük Müşterilere Karlı SatışTeknikleri Eğitimi veril-miştir.

Stres ve Zaman Yönetimi Eğitimi

Genç Kuşak Eğitimleri

Eğitmenlerimize, eğitimlerimize katılan çalışma arkadaşlarımıza ve eğitimlerimizindüzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

Page 12: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

10

Öncelikle Dazkırı’lı hemşehri-miz Er-Bakır çalışanlarımız-dan Sedat kardeşimizin ağa-

beyi, Siirt'in Pervari ilçesinde düşenhelikopterde şehit olan TeknisyenAstsubay Üstçavuş Vedat Avcı’ya,Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kurtuluş savaşımızıkesin zafere ulaştıran, Türk Milleti’nininancı, bağımsızlık aşkı ve mücadeleazmini tarih sayfalarına, altın harflerleyazdıran Ulu Önder Atatürk ve silaharkadaşları ile kahraman mehmet-çiğin Kocatepe’de gerçekleştirdiğibüyük taarruza ev sahipliği yapmışve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nintemelleri Afyonkarahisar’da atılmıştır.Yurdun Yunan işgalinden kurtarılışıve Büyük Taarruz anısına dikilen Za-fer Anıtı 1936’da ünlü heykelci He-inrichn Krippel tarafından yapılmıştır.Kentin simgesi olan Afyon KalesiM.Ö. 1350’de Hitit(Eti) İmparatoruII.Murşil tarafından yaptırılan ve ka-yalara oyulmuş olan basamaklar va-

sıtasıyla çıkılan kale, 226 metreyükseklikte olup, dik ve kayalıkbir tepe üzerindedir. Afyonka-rahisar adını helenistik döne-

minden beri ekilen, latince ismi opionolan haşhaş(afyon) bitkisi ve eteğindekurulduğu karahisar kalesinden al-mıştır. 1472’de Mimar Ayaz Ağa’yayaptırılan Gedik Ahmet Paşa Külli-yesi(İmaret Camii), hamamı, camisive taş medresesiyle bugün bile bircazibe merkezi olarak şehre ve top-luma hayat vermektedir. Ünlü halkşairi Yunus Emre’nin Sandıklı’da bu-lunan mezarı da her yıl yüzlerce zi-yaretçinin akınına uğramaktadır…

Dünya’da eşi benzeri olmayanFrigya Vadisi’nde; tüf kayalara insaneliyle oyularak yapılmış Metropolis,Bin inler, İnpazarcık, Ornaş gibi yer-leşim birimleri, Avdalaz, Demirli, Bay-ramaliler, Asar Kale gibi savunma

mekân la r ı ,Selimiye, Ala-nören, Dev-rent, Elicekgibi mezar odaları, Kırkinler gibi dinimekânlar, Yedikapılar gibi yer altıyerleşimleri bulunur.

Ülkemizin üç coğrafi bölgesindeyer alması ve geçit olma özelliği ne-deniyle “ Anadolu'nun Kilidi ” konu-mundaki Afyonkarahisar’ın, Dinar,Başmakçı, Dazkırı ve Evciler ilçeleriAkdeniz Bölgesi’ndedir genelde ka-rasal iklim hakimdir. Başta şekerpancarı ve haşhaş olmak üzere hertürlü hububat çeşidi yetiştirilir. Sul-tandağı yöresinde yetişen napolyonkirazının ünü tüm dünyaya yayılmıştır.Sandıklı ve Şuhut yöresinin meşhurpatatesli ekmeği de bir hafta tazekalabilme özelliğine sahiptir. 250gramı iki günde meydana gelen Af-

� Mehmet TÜRKARSLANİnsan Kaynakları Müdürlüğü / Şoför

illerimiz

Afyonkarahisar

Page 13: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Eylül - Aralık 2012

11

yon kaymağının lezzet sırrı özel kap-larda ve manda(camız) sütünden, tek-niğe uygun yapılmasında saklıdır. Di-nar’ın Avşar Yöresi’nde yapılan vişnefestivali görülmeye değerdir. Türki-ye'nin yumurta piyasasının belirlendiğiyer olarak her zaman adını duyuranBaşmakçı, gül çiçeğindenüretilen gülyağının da dış ül-kelere ihracı ile yöreye önem-li miktarda gelir sağlamak-tadır. Doğal bitkilerden eldeedilen kökboyası kullanılarakve kirman denilen alet ileeğrilen ipliğinin kaliteli vedaha uzun ömürlü oluşu Ba-yat Kilimleri’nin ününe ünkatmıştır. Çobanlar ilçemizdeüretilen, herhangi bir sürücü belgesineihtiyaç duyulmadan kullanılabilen, halkarasında çıkardığı sesden dolayı pat-pat diye adlandırılan iş makineleri ilçeekonomisine sağladığı katkının yanısıra çiftçinin de en büyük dostu ol-muştur.

Gecek, Heybeli, Gazlıgöl ve San-dıklı Hüdai Kaplıcaları, çamur banyolarıve tabii saunaları ile şifa kaynağıdır.Romatizma, böbrek, nörolojik ve hertürlü kadın hastalıklarına iyi gelir. Tüm

ihtiyaç-lar göz önünde bulundurularak kaplı-calarda birçok farklı tesise yer veril-miştir. Çamur banyoları, kür merkezlerive yüzme havuzları dışında yürüyüşparkurları, futbol sahaları, piknik alanlarıve parklar gibi sosyal tesisler de zi-yaretçilere birçok alternatif sunar. Ta-rihe Kral Midas’ın hasta olan kızını iyi-leştirdiği efsanesiyle geçen GazlıgölKaplıcası’nda birçok hastalık tedaviedilir.

Orman bakanlığı tarafındanTabiat Parkı olarak ilan edilen, zirvesi2600 metre olan Akdağ, kurtini mağ-arası, tokalı kanyonu, yabani yılkı atları,kızıl geyikleri ve diğer canlı türleriyleberaber görülmeye değer bir yerdir.Bir zamanlar yöre halkı tarafından do-

ğaya salınan ve üreyen yüz-lerce at 10-12 attan oluşanöğrekler(grup) halinde, çamağaçlarının arasında, kekikkokan yaylalarda, özgür doğ-manın ve yaşamanın tadınıçıkarırlar. Akdağ'ın bu doğalve çekici güzelliğine ayrı birgüzellik ve renk katan Yılkılaryabani hayatın bir parçasıdır.Koca Yayla’da akçay deresi

takip edilerek keyifli bir yürüyüşle tokalıkanyonun girişine ulaşılır. Bıçakla ke-silmiş gibi yükselen 200 metreyi bulanyükseltileri manzaranın vahşiliğini an-latmak için yeterlidir. Kanyonun kimiyerinde 2 metreyi geçen serin sulardanyüzülerek geçilir. Kanyonun 1,5 metregenişliğindeki en dar yerinde gökyüzügörülmez olur. Çünkü 25 metre yük-seklikte büyük bir kaya kütlesi yukarı-dan koparak kanyon arasına düşmüşsıkışıp kalmıştır. İşte o kayanın havadatoka gibi asılı kalması, kanyonun TO-KALI KANYONU adını almasına sebepolmuştur. Batı Anadolu'nun en büyüknehri olan Büyük Menderes'in doğumyeri Frigyalılar'a da başkentlik yapmışolan Dinar'dır. Üzerinde bulunan ka-mışlardan dolayı göl den çok çayırlıkgibi görülen Eber Gölü, avcıların ve

kamışcıların barınak olarak kullandığı,halk arasında KOPAK adı verilen yüz-lerce yüzen adacıktan oluşur. Kopaklarkalınlaşan kamış köklerinin topraktanayrılarak, zamanla üzerlerine rüzgar-larında etkisiyle toprak birikmesiylemeydana gelir. Afyonkarahisar'da an-tepfıstığının yetiştirildiği tek ilçe olma

özelliğine de sahip olan Dazkırı, Acıgöl kenarına kurulmuş fabrikalarda,deterjan, tekstil, cam ve ilâç sanayi-sinde kullanılan sodyum sülfat üret-mektedir. Sıra dışı doğa koşullarınınbulunduğu tuz ve sodalı göllerin sığkesimlerinde, hava koşullarının aşırılıkgösterdiği durumlarda da yaşayabilenflamingoların yurdumuzdaki en iyi göz-lem yeri, Dazkırı ve Başmakçı bölge-sidir. Kırmızımsı parlak pembe renk-

lerinin ana kaynağı kerotindir. Afyonkarahisar Kaplıcalarının şifalı

sularına ve çamur banyolarına girme-den, Gazlıgöl’den meşhur kızılay ma-den suyunu içmeden, Frig Vadisi,Sandıklı Akdağ-Tokalı Kanyonu veİscehisar’daki peri bacalarını görme-den, kaymaklı ekmek kadayıfı tatlısını,yöresel yemeklerinden olan ağzı açıkböreğini, patatesli ve mercimekli bük-mesini yemeden, meşhur Afyonkara-hisar'ın sucuk, kaymaklı şekerindenve lokumundan, Bayat’ın kök boyalıkilimleri ve Dazkırı’nın ipek halısındanalmadan dönmeyin…

Bizim Dünyamızillerimiz

Page 14: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

12

Teknolojinin hızlı bir şekilde ge-lişmesine paralel olarak çevrekirliliği de artış göstermektedir.

Hayatımızı kolaylaştıran teknolojiaynı zamanda da sağlığımızı tehditetmektedir. Örneğin taşıtların ço-ğalması hava kirliliğinin artmasınaneden olurken, hızlı nüfus artışı veteknolojik gelişmeler doğal kaynak-ların aşırı tüketimini beraberinde ge-tirmiştir.

Kirlilik Çeşitleri

Su KirlenmesiCanlıların yaşamlarını devam et-

tirebilmeleri için gerekli olan su,çevre kirliliğinden çok fazla etkilen-mektedir. Fabrika atıkları, evlerdekullanılan deterjanlar, zirai ilaçlar,gübreler, deniz taşıtlarından çıkanmazot, yanmış yağ ve katranlar su-

ların kirlenmesine sebep olmakta-dır.

Sulardaki kirletici maddeler heminsan sağlığını tehdit etmekte hemde sularda yaşayan canlıları olumsuzetkilemektedir. Örneğin içerisindefosfor bulunan deterjanlı sular göllerekarıştığında, göllerdeki bazı bitkilerinve su yosunlarının aşırı büyümesineneden olur. Aşırı bir şekilde büyüyenbu bitkiler sudaki oksijeni tüketmekteve bunun sonucunda göldeki balıksayısı azalmaktadır. Sulardaki kirleticimaddeler çeşitli hastalıklara sebepolmaktadır. Bunlardan;

Fenol Türevleri: Böbrek yetmez-

liği, boğazda yanma, mide kana-ması, beyinde ve dolaşım sistemindebozukluk, mide krampları ve solu-num durmasına yol açar.

Kurşun: Böbrek, beyin, karaciğer,mide, bağırsak sistemi ile kemikiliği hastalıklarına sebep olur.

Amonyak: Boğaz, yemek borusuve bağırsak sisteminde tahrişler,bulantı, kusma, mide ağrılarına se-bep olur.

Toprak KirlenmesiToprağın kirlenmesine neden

olan kaynaklar çok çeşitlidir. Toprağaverilen mineral gübreler, zirai mü-

� İsmail YALIFilmaşin Üretim Müdürlüğü

Üretim Mühendisi

ÇevreKirlenmesinin

Nedenleri veKirlilik Çeşitleri

Page 15: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

cadele için kullanılar ilaçlar, endüstriatıkları, nükleer santrallerden gelensızıntılar, sönmemiş kireç, endüstri,ulaşım, ısınma faaliyetlerisonucundahavaya karışan gazlar sebebiyle olu-şan asit yağmurları toprağın kirlen-mesine sebep olmaktadır.

Toprak kirlenmesi canlıların ya-şamsal fonksiyonlarını tehlikeye sokar.Topraktaki zararlı maddeler bitkilere,bitkilerden de onlarla beslenen can-lılara geçerek solunum ve beslenmebozukluklarına yol açar.

Hava KirlenmesiHava, su gibi kendi kendini yeni-

leyebilme özelliğine sahiptir. Belirlimiktardaki zehirlenmeler zamanlayol olabilir. Volkanik patlamalar, or-man yangınları gibi sebeplerle oluşanhava kirliliği kısa sürede temizlene-bilmektedir. Ancak sanayinin ge-lişmesiyle havayı kirleten mad-deler artmış ve hava kendi ken-dini yenileyemeyecek durumagelmiştir.

Sanayileşme, konutların ısı-tılmasında kullanılan yakıtlar, mo-torlu taşıtlardan çıkan gazlarhava kirliliğinin başlıca sebep-leridir.

Radyoaktif KirlenmeRadyoaktif maddelerin hava, su

ve toprağa karışmasına radyoaktifkirlenme denir. Radyoaktif maddelerinçevreye yaydığı zararlı ışınlara veparçacıklara radyasyon denir. Nük-leer enerji santralleri, x ışını makineleri,nükleer silah ve bombalar radyasyon

kaynaklarıdır. Radyoaktif maddelerinyaymış olduğu elektronlar toprağa,havaya, suya, bitkilere, bitkilerdenbesin zinciri ile insan ve hayvanlaraçok hızlı bir şekilde geçerek canlıhücrelerdeki elektron dengesini bo-zar, bunun sonucunda hücreler nor-mal işlevini yerine getiremezler. Rad-yasyon tehlikesi çok uzun yıllar sonrada etkisini göstermektedir.

26 Nisan 1986′da Ukrayna’dakiÇernobil Nükleer Santrali’nde mey-dana gelen patlamada birçok rad-yoaktif madde geniş alanlara yayıl-mıştır. Bu patlamanın etkisi Türkiye’yekadar ulaşmıştır.

1945 yılında ABD’nin Japonya’yaattığı atom bombası sonucunda Hi-roşima ve Nagazaki şehirlerinde ta-rihin en büyük felaketlerinden birisiyaşanmıştır. Aradan 60 yıldan fazlasüre geçmesine rağmen felaketinetkileri az da olsa devam etmekte-dir.

Besin KirlenmesiHava, su ve toprak kirlenmesi,

tarım ilaçlarının kullanılması, dahasonra tüketilmek için hazırlanan yi-yeceklerin yapımı ve saklanması sı-rasında gerekli koşulların sağlana-mamasından dolayı yiyeceklerin bo-zulması besin kirlenmesinin neden-lerindendir.

Kirlenmiş olan besin maddelerinintüketilmesi çeşitli hastalıklara hatta

ölümlere neden olabilmektedir.

Ses (Gürültü) KirliliğiHoşa gitmeyen, insanın işitme

sağlığını ve algılamasını olumsuz et-kileyen, fizyolojik ve psikolojik dengebozulmalarına yol açabilen, çalışmaverimini düşüren ve karmaşık seslere

gürültü veya ses kirliliği denir.Hızlı nüfus artışı, yaşam düzeyinin

iyileşmesi ile teknoloji ürünlerinin kul-lanımının artması, sanayinin geliş-mesi, yoğun trafik, çocuk parkları,eğlence yerleri, spor alanları, yağmur,şimşek ve rüzgar gibi atmosferikolaylar gürültü kirliliğine sebep ol-maktadır.

Gürültü insanlarda fiziksel, psi-kolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar oluş-turmaktadır. Örneğin, 50 – 90 desibelarasındaki ses; uykusuzluk, öfke,yorgunluk ve baş ağrısına neden ol-maktadır. 130 desibelin üzerindekises; kulak zarı patlamasına nedenolmaktadır.

Gürültü kirliliğine karşı;• Fabrikalar, sanayi kuruluşları,

binalar yapılırken ses geçirmeyenizolasyon maddeleri kullanılmalı.

• Yük taşıyan araçlar yerleşimyerleri dışından geçirilmeli.

• Gürültü kaynakları ile konutlar

arasında boş alanlar bırakılıp, bualanlar ağaçlandırılmalı.

• Otoyolların kenarları ağaçlan-dırılmalı.

• Gürültülü uyarılar yerine görseluyarılar yaygınlaştırılmalı.

• Halkı gürültü kirliliği konusundabilinçlendirmelidir.

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

filmasin

13

Page 16: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

AR-GE nedir?

14

(Araştırma ve Geliştirme) keli-mesi son zamanlarda sıkça kul-lanılmakla beraber herkes ta-rafından çok farklı yorumlana-bilmektedir... Kimilerine göreAR-GE yeni bir ürün üretmek-ken, kimilerine göre salt bilimselçalışmalar yapmaktır. Tanımolarak ise AR-GE, bilimsel veteknik bilgi birikimini artırmakamacıyla, sistematik bir temeledayalı olarak yürütülen, yaratıcıçaba ve bu bilgi birikimininyeni uygulamalarda kullanımı-dır.

Gelişmiş sanayi ülkelerininyer aldığı OECD (Organisationfor Economic Co-operation andDevelopment)’ye göre AR-GEüç farklı uygulamayı bünyesin-de barındırır;

Temel araştırma (basic re-search): Belirli, özgün bir uy-gulama veya kullanım düşü-nülmeden, kuramsal veya de-neysel çalışmalarla olgularınve gözlemlenebilir durumlarınaltında yatana ilişkin yeni bilgiedinmeye denir.

Uygulamalı araştırma (app-lied research): Uygulamalı araş-tırma da özgün bilgi üretmeyeyöneliktir. Ana hedef olarakdoğrudan özgün ve pratik biramaç içerir.

Deneysel geliştirme: Araş-tırma ve/veya pratik deneyim-den edinilmiş ve halen varolan

bilginin üzerinde yükselen, an-cak yeni materyaller, ürünler,devreler üretmeye; yeni süreç-ler, sistemler hizmetler oluştur-maya veya halen üretilmiş veyaoluşturulmuş olanları büyük öl-çüde iyileştirmeye yönelik sis-temli çalışmalardır.

Bazı AR-GE faaliyetlerindehedef yeni bir ürün geliştirmekveya geliştirilmesine bilimselaltyapı sağlamaktır. AR-GE,mevcut bir ürünün daha etkinve ucuz üretilmesi ya da hiçüretilmemiş ama ileride üretil-mesi planlanan, pazarda öncüolmak amacıyla herhangi biralanda araştırmaya kaynak ayır-maktır. AR-GE, özel çalışmagerektiren, kamu, özel sektörve üniversitelerde yapılabilenyine özel bir faaliyettir.

AR-GE’nin ÖnemiHayatımızın her aşamasında

yer alan AR-GE çalışmaları doğ-rudan insan yaşamıyla ilgilidir.

Günümüzde gelişmiş top-lumlar AR-GE’ye verdikleriönem sonucu başarılı AR-GEpolitikaları geliştirmiş ve top-lumlarının refah seviyesini üç-dört kat arttırmayı başarmışlar-dır.

Dünyada yaşanan krizler in-celendiğinde ortaya ilginç birsonuç çıkmaktadır. AR-GE’ninkrizlerden etkilenmeyip aksinekriz zamanlarında daha çokgetiri sağlayan bir faaliyet alanıolduğu görülmektedir. Bu ne-denle de AR-GE'nin verimsizbir yatırım olduğu, harcanankaynağın boşa gideceği zihni-yeti mutlaka terkedilmelidir.

mühendislik hizmetleri

� Mehmet Erkan GÜNEY

AR-GE

Mühendislik Hizmetleri MüdürlüğüMühendis Hizmetleri Mühendisi

Page 17: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

15

AR-GE çalışmalarındane durumda olduğumuzu bil-memiz gerekir. Bu konuda Türkiyeve dünyadaki bazı istatistikler bizefikir vermesi açısından önemlidir.(ekte grafikler halinde sunulmuştur)

- Her onbin çalışan arasındaaraştırıcı sayısı Türkiye’de 11, AvrupaBirliği ülkelerinde 94

- Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeAR-GE’ye ayrılan pay Türkiye’deyüzde 0,67, Avrupa Birliği’nde yüzde1,92

- Milyon nüfus başına düşen yıllıkbilimsel yayın sayısı Türkiye’de 41,Avrupa Birliği’nde 613 (2004 yılı)

- Avrupa Patent Ofisi’nden alınanmilyon nüfus başına düşen yıllık pa-tent sayısı Türkiye’de bire bile ulaş-mazken Avrupa Birliği’nde 135 ola-rak görülmektedir.

Bu tablo ülkemizle Avrupa Birliğiülkeleri arasındaki farkın azaltılmasıiçin gösterilmesi gereken çabanınboyutunu çok açık bir şekilde ortayakoymaktadır.

Ancak son yıllarda bu alandakısmen yol kat etmiş durumdayız.

AB Komisyonunun hazırladığıİnovasyon Birliği 2011 Rekabet Ra-

poru'na göre2000-2009dönemindearasındaA R - G Eh a r c a -

ma la r ı n ıyıllık yüzde

10'dan fazla ar-tıran Türkiye, bu

alanda tüm Avru-pa'da en hızlı büyüme oranını ya-kalayan dördüncü ülke oldu. ABKomisyonu, bu sayede AB ile ara-sındaki farkı hızla kapatmakta olanTürkiye'nin TÜBİTAK tarafından2011-2016 dönemi için hazırlananUlusal Bilim, Teknoloji ve YenilikStratejisi'yle önemli bir atılım yapa-cağını düşünüyor.

Raporda, Türkiye'nin yeni doktoramezunları ve patent başvurularındaAB ortalamasının altında kalsa dabilimsel üretim kalitesinde görecegüçlü olduğu ve Türkiye'deki bilimselyayınların yüzde 6,9'unun dünyadaen çok referans alınan yayınlar gu-rubuna girdiği belirtiliyor.

Rapora göre Türkiye, 2009 yılıitibariyle gayri safi yurtiçi hasılasının(GSYH) yüzde 0,85'ini AR-GE har-camalarına ayırırken bu oranın ABortalaması yüzde 2 düzeyinde bu-lunuyor.

Neler yapmalı…Öncelikli olarak AR-GE'ye bakış

açımızı mutlaka değiştirmeliyiz.

AR-GE’ye dayalı tedarik, teknolojitedariği, Teknoloji yönetimi ve AR-GE yönetimi konularında bilgi sahibiolan AR-GE liderleri yetiştirmeliyiz.AR-GE’yi araştırma ve yayın olmak-tan çıkaracak yönetici kadrolara sa-hip olmalıyız.

Her AR-GE çalışması mutlakaşu üç aşamayı içermelidir: ölçme,izleme ve değerlendirme. Bunu ba-şarabilmek sistematik çalışmaylamümkündür. Bu nedenle proje bazlıçalışma gereklidir. Her çalışma birproje olarak ele alınmalı, gerekirsealt projelere bölünerek yetkili kişilerceyönetilmelidir.

Sanayinin ihtiyacı olan teknolojikaraştırma konuları doktora ve yükseklisans tez konuları haline getirilebil-melidir. Böylelikle üniversite sanayiişbirliği kavramı da doğru amacayöneltilmiş olur.

Gelecekte varolmak için bugün-den tezi yok gerek devlet olarakgerek kurum olarak gerekse bireyolarak AR-GE’ye gereken ehemmi-yeti vermeliyiz. Unutmamamız ge-rekir ki; Ancak Teknolojisini KendisiGeliştiren Ülkeler Bağımsızdır.

Bizlerde ER–BAKIR olarak de-ğişen ve rekabetin giderek arttığıgünümüz şartlarına uyum sağlamakamacıyla ürün geliştirme, iyileştirme,proses geliştirme, makine revizyon-ları gibi alanlarda çalışmaktayız. Bukapsamda eskiden olduğu gibi,araştırma ve geliştirme faaliyetlerimiztüm hızıyla devam etmektedir.

Kaynaklar: - Zafer Gemici, ArGe Nedir? Nasıl yapılmalıdır? Makale 2008- UİB ,AB Haber Bülteni Temmuz 2011 - Sayı 91, http://www.uib.org.tr/

Page 18: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Eylül - Aralık 2012

ihracat

16

2012 yılının son günlerinde Bilim Sanayive Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TürkiyeDemir-Çelik ve Demir Dışı Metaller SektörüStrateji Belgesi ve Eylem Planı'nı açıkladı.Yüksek Planlama Kurulunca kabulünekarar verilen bu belge sektörün ilk stratejikplanı olması özelliği ile beraber 2012-2016 yılları dönemi için sektöre yol haritasıolma amaçlı olarak yayınlanmıştır.

Belge beş ana hedef üzerine yoğunlaş-mıştır;1- Hukuki ve İdari Düzenlemeleri Yapmak2- Üretim Altyapısını Geliştirmek3- Dış Ticarette Aksayan Yönleri Gider-mek4- İnsan Kaynaklarını Geliştirmek5- Ar-Ge Kapasitelerini Geliştirmek“Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sek-töründe Yüksek Katma Değerli ÜrünlerinÜretim Üssü Olmak” vizyonuyla hazırlananbu belgenin genel amacı “Sektörün Re-kabet Gücünün Artırılmasını ve Sürdürü-lebilirliğini Sağlamak” tır

1. Firmaların karar mekanizmalarının dinamik ve kapasite oranlarınınyüksek olması,2. Teknolojik donanım ve tecrübe itibarıylauluslararası rekabet gücü,3. Uluslararası standartlarda katma değeriyüksek ürün üretimine odaklılık,4. Değişim ve dönüşüm programlarıçerçevesinde kapasitedeki iyileştirmeler,5. Yüksek çevre bilinci ve çevre korumafaaliyetlerinin sürdürülmesi,6. Talebi fazla ve yatırımları düşük ürünlerinüretim kapasitesinin arttırılmasına yönelikgelişmeler,7. Firmaların dinamik yapısı; üretimde esneklik gösterebilmesi,8. Otomotiv, beyaz eşya, gemi inşa, altyapı ve inşaat sektörleriningüçlü yapısı,9. Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelikgirişimlerde bulunulması,10. Avrupa standartlarında üretim yapabilen,yurtdışı projeleri ile adını duyurmuş üreticiler,11. Ülkenin coğrafi konumunun getirdiği lojistik ve stratejik avan-tajlar,12. Avrupalı üreticilere kıyasla düşük imalatmaliyetleri,13. Türkiye’deki coğrafi dağılımın uygunluğu,14. Kalite sertifikasyonlu tesis sayısının yaygınlığı,15. Sektörün rekabet gücü yüksek ve sürdürülebilir bir yapıyasahip olması,16. Dış taleplere karşı teknoloji ihraç edebilme kabiliyeti,17. Yönetim kabiliyeti yüksek, deneyim ve bilgi birikimine sahipinsan gücünün olması,18. Üretim ve ihracatta başarılı bir imalatsektörünün varlığı,19. Sektörün erişmiş olduğu kalite düzeyi ve bunadayalı ihracat potansiyeli ve bilgisi,20. Bilgi teknolojilerinin etkin kullanımı ve yeniteknolojilere dayalı üretim tesisleri.

1. Başta enerji olmak üzere, girdi maliyetlerinin rakip ülkeleregöre yüksek seviyede olması,2. AB çevre standartlarına uyum konusundakieksikliklerin devam etmesi,3. Yüksek maliyetli çevre yatırımlarının olması,4. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınan çevre katkıpayının yüksek maliyetli olması,5. Sektöre yönelik hammaddelerin önemli birkısmının ithalat yoluyla temin edilmesi,6. Dahili İşleme Rejiminin yurtiçi girdi tedariğini sınırlayıcı yöndesonuçlar doğurması,7. 2008 yılından bu yana yassı çelik üretimkapasitesindeki yüksek oranlı artışların, yassıçelik ithalatına ilişkin mevzuata yansıtılmamış olması,8. Sektörün ihracat ve ithalat yapmazorunluluğu ve navlun maliyetlerininyüksekliği,9. Kalitesiz ve ucuz ürün ithalatını engelleyicimekanizmaların yetersizliği,10. Piyasadaki üretici sayısının fazla vekurumsallaşmada eksikliklerin olması,11. Yatırımlara AB mevzuatı dışında devletyardımı sağlanmasının sona ermesi,12. Bazı sektörlerde Ar-Ge bilincinin yetersizliği,13. Deniz kıyısında bulunmayan tesisler için lojistik maliyetlerinyüksek oluşu,14. İşçilik maliyetlerinin rakip ülkelere kıyaslayüksek olması,15. Doğal gaz ve elektrikte, tekel konumundakitedarikçilere bağımlılık,16. Demiryolu altyapısının yetersizliği,17. Katma değeri yüksek ürünlerin üretimininyetersiz olması,18. Üretim teknolojileri ve ürün kaliteleri düşükküçük çaplı üreticilerin çokluğu,19. Yurtdışı pazarlama, müşteri yaklaşımı vetanıtım faaliyetlerinin yetersizliği,20. Firmalar arasında, üniversite-devlet ve sanayiüçgeninde ve uluslararası kuruluşlarla olanticari, bilimsel ve teknolojik ilişkilerin yetersizliği,21. Yurt içi hammadde üretiminin yetersiz olması,22. Sermaye yetersizliği ve finansmanmaliyetlerinin yüksekliği,23. Orta ve büyük işletmelerin büyümezorunluluğu, küçük işletmelerin kırılganyapısının olması,24. Yurt içi tesis, ekipman ve servis üretimininyetersizliği ve yatırım mallarında dışabağımlılık,25. Rekabetçi şartlarda yatırım ve işletmekredisinin temin zorluğu,26. Sektörde ve yurtiçi pazarda ölçek ekonomisieksikliği ve finansal yapıdaki yetersizlikler,27. Yurtiçi ürün ve son ürün ticaretinde kayıtdışılığın yol açtığı haksız rekabet,28. Küçük kuruluşlar için yeni ürün ve hedefpazarlarda pazarlama zafiyeti,29. Ticari istatistiksel bilgilere ulaşım ve sistematikolarak izleme zorluğu,30. Dış pazarda hammadde temininde rekabetöncesi işbirliğinin eksik olması,31. Genel üretim sektörü üzerinde maliyet artışınaneden olan ek vergilerin olması.

Demir-Çelik ve Demir Dışı Metaller Sektörü

Bizim Dünyamız

Strateji Belgesi (2012-2016)

Pınar UZTicari Grup Müdürlüğü

İhracat Uzmanı

Zayıf Yönler

Güçlü Yönler

Page 19: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

17

1.Sektör ürünlerine karşı yurtiçi ve yurtdışı talebin ve tüketimingüçlü olması,2. Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika gibibüyüyen pazarlara coğrafi yakınlık,3. Teknik bilginin yüksek seviyede bulunmasıve teknolojik gelişmelerin yakından takipedilmesi,4. Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinin veuyum çalışmalarının başlatılması,5. Metal sanayi sektörlerinin tümüyle özel sektörhüviyeti kazanması,6. Otomotiv, dayanıklı tüketim ve gemi inşasanayi gibi metal tüketiminin fazla olduğusektörlerde büyüme potansiyelinin olması,7. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde gelişmepotansiyeli yüksek otomotiv endüstrileri,8. Coğrafi yönden, mevcut tesislerin yurt içimüşteri kitlesine yakın olması,9. Bazı ürünlerde üretim kapasitesinin yetersizolması ve ilave kapasiteye ihtiyaç olması,10. Türkiye’nin, bölgenin otomotiv ana ve yansanayi üretim üssü haline gelme eğilimi,11. Avrupa ülkelerine göre Türkiye’deki metaltüketim miktarlarının düşük olması,12. Bugüne kadar ertelenen altyapı ihtiyacınınkarşılanmaya başlanacak olması,13. Normların standartlaştırılması,14. Türkiye’de çelik yapıların ve mimarialüminyum kullanımının yaygınlaşacak olması,15. Türkiye’nin sanayi ürünü ihracatçısı durumuna gelmesi,16. İnşaat sektöründeki hareketlenme ve büyüme beklentisi,17. Irak altyapısının yeniden inşa edilecek olması ve Türkiye’ninavantajlı konumu,18. İşçilik maliyetinin yüksek olduğu pazarlardaüreticilerin imalattan çıkması,19. Satış imkanı olan büyük projelerin karar alma mekanizmasındahükümetlerin yer alması,20. Bazı sektörlerde yeni yatırımların düşükmaliyetlerle kolaylıkla yapılabilmesi,21. Değeri hızlı değişen ve yükselen Türk Lirası,22. AB entegrasyonu ile birlikte işçilik maliyetlerinin yükselecekolması,23. Avrupa Birliği’ndeki krizin AB’ye ihracatımızı daraltıcı, bölgedenithalatımızı artırıcı yönde sonuçlar doğurması,24. Katı çalışma ve çevre mevzuatındankaynaklanan ilâve maliyetlerin olması,25. Türkiye’de maden arama ve işletilmesinin yeterince yapıla-maması,26. Dünyadaki tekelleşme nedeniyle sınırlısayıda hammadde üreticisine bağımlı kalmaeğiliminin olması,27. Dampingli fiyatlarla Türkiye’ye ürün ithalatının olması,28. Enerji fiyatlarının yüksekliği ve hammadde tedarikinde ithalatzorunluluğunun olması,29. Hammadde, yarı mamul ve mamul ürünlerde iç pazarlarınıkoruyan ve ihracata destek veren ülkelerin olması.

1. Rakip ülkelerin üreticilerine çok yönlü devletyardımı sağlaması,2. AB’nin 3. ülkelerle imzaladığı Serbest TicaretAnlaşmaları’nın Türkiye’yi kapsamaması,3. Çevre şartlarının hassaslaşması ve KyotoProtokolü’ne uyum maliyetlerinin yüksekolması,4. Küresel metal sektöründeki yatay ve dikeybütünleşmeler,5. Rusya ve Ukrayna gibi rakip ülkelere göretemel girdi ve işçilik maliyetlerinin yüksekolması,6. Bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkelerindedevam eden siyasi istikrarsızlıkların ihracatımızıdaraltıcı etkisi,7. Kontrolsüz ithalatın giderek artması,8. Küresel metal sektöründeki konsolidasyonnedeniyle güçlü rakiplerin olması,9. Orta Doğu ve Doğu Avrupalı çeliküreticilerinin katma değeri yüksek mamulyatırımları,10. Çin, Hindistan ve Japonya gibi ülkelerinTürkiye’ye ihracatındaki hızlı artış eğilimi,11. Zaman zaman hammadde fiyatlarında rekorartışların ve fiyat belirsizliğinin yaşanması,12. Çelik ve diğer metallere ikamemalzemelerdeki gelişmeler,13. Dünyada yaşanan ekonomik ve politikgelişmelerin iç ve dış piyasadaki olumsuzetkileri,14. Haksız rekabet yapan üreticilerin olması,15. Yurt içi pazara giriş kolaylığı, üretici sayısınınfazla olması ve artma beklentisi16. Kapalı ekonomi üreticileri ile rekabet zorluğu,17. Yükselen lojistik maliyetleri,18. İhracat pazarlarındaki korumacı önlemlerin olması,19. Orta Doğu ve Yakın Doğu ülkelerindeplanlanmış yatırımların olması,20. Enflasyonun düşme eğilimine girmesi ve durağan hale geleceğibeklentisinin olması,21. Kişi başına düşen milli gelirin artması,22. Siyasi ve ekonomik istikrar ile yabancıyatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artması,23. Gelişmiş bilgi teknolojileri altyapısı,24. Üretime hemen dönüştürülebilecek mevcut kapasite yapısı veyetişmiş insan gücü fazlası,25. Yakın ve orta vadede Afrika, Güney Amerika ve Orta Doğu ül-kelerinde beklenen talepartışı,26. Komşu ve yakın ülkelerle gelişmeye başlayan ilişkilerin olması,27. Enerji sektöründeki hızlı gelişme beklentisi,28. Orta Doğu ve Rusya’da hammaddekaynaklarının büyüme potansiyelinin olması,29. Avrupa’nın bazı ürünlerin üretiminderekabetçiliğinin azalması.

Tehditler

Fırsatlar

Page 20: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

18

Charlie Chaplin; Modern Times(1936)' da sanayileşmeyi kendi üslubuylaeleştirmişti. Otomatik yemek makinesiylezaman kaybının önlenmeye çalışılmasıve çarklar arasında Chaplin'in dönmesiçok ince mizah ile insanın robotlaşmasınıeleştiriyordu. Chaplin’in düşündüğü ka-dar olmasa da elbette 'gereksiz mo-dernleşme'; yani gerekli olan işgücünüüretimde 'flulaştırmaya' çalışmak modernzamanlarda (şimdilerde) dahi istenme-yen bir durumdur. Bir sistemi kurmak,kurmayı bırakalım; sistemin başlamasıiçin dahi insana/işgücüne ihtiyaç varken;insanı yok sayarak robotlaştırmak, kolaykolay kabul edilemez. Bu açıdan Chap-lin'e katılmamak ne mümkün!

Gel görelim ki, şimdilerde gençleri-mize verilen eğitim dahi bize, modernzamanın da ilerisine gitmek gerektiğiniaşılıyor. 'Değişmeyen tek şey, değişiminkendisidir!' gibi sözlerle sürekli değişmekgerektiğini, çağın gerektirdiklerinin yap-mayı öğütlüyor. Yöneticilerin çoğu, üretim& ekonomi dergilerine verdiği demeç-lerde kendi başarılarından bahsederken,yurtdışındaki başarılı örneklere değinirler.Yurtdışındaki sistemin kendi firmalarınauygulanış sürecindeki çeşitli sıkıntılardanve oryantasyonun tamamlanmasıyla bir-likte elde ettikleri başarıları örneklerler.Tabi ki yöneticilerin de vurgu yaptığıüzere değişen sistemler ile teknolojinin,üretimin daha ilerisine gitmek işletmelerinistisnasız istediği bir olgudur. Kesin biryargı ile 'doğru' ve 'yanlış' diyemeyizbu durum için. Her konuda olduğu gibibunda da bir bulanıklık vardır. Bu bula-nıklık işletmenin kurum kültürüyle, yö-netim biçimiyle ve teknolojiye bakış açı-

sıyla bağlantılıdır. Değişimle birlikte üre-tim sistemlerinin yenilenmesi çoğu kezüretim ortamındaki ekipmanın daha etkinkullanılmasına fayda sağlamaktadır.

Otomatikleştirilmiş üretim sistemle-rinde insandan daha aktif ve kaliteliüretim yapan makineler mevcuttur. Budurumda insan hatasını ortadan kaldır-mak amacıyla firmalar genelde makineüretimini tercih etmektedirler. Seri üretimiyapılan ürünlerin ise kâr marjı daha yük-sek olacaktır. İnsan eliyle yapılan işlerdesaatler alan bazı işler artık günümüzteknolojisiyle dakikalar içinde çözümekavuşturulmaktadır.

Özellikle nicel kontrollerde insanlarınsezgisel çözümlerini makinelere öğret-mek çok daha zor bir süreçtir.Kararverme aşamasında insan etkisinin ta-mamen ortadan kaldırılmasına da doğrudiyemeyeceğimiz su götürmek bir ger-çek. Nedir peki bunun orta yolu? Busoruyu yanıtlamaya üretim ortamlarındanbaşlamak gereklidir.

Öncelikle yeniliğin ne kadar gerekliolduğundan bahsedelim ki, emeğin de-ğerini o kadar anlayabilelim. Gereksizzaman kaybından, israflardan dem vu-ralım ki o kadar ileri sanayileşmeyeözlem duyalım…

Örneğin; montaj hatlarında işçilerinuzun zamanlar harcayarak yaptıklarıişleri makineler ile daha esnek ve eşza-manlı olarak yapmak mümkün hale ge-lebilmiştir. Böylelikle işçilerin çalışmaşekillerinden kaynaklanan taşıma ve ha-zırlık süreleri gibi üretim israflarındankurtularak daha fazla üretim yapılabil-mektedir. Sürecin böyle işlemesi halinde,işletmenin maliyetleri azalmakta ve gün-

den güne kârı yükselen bir grafik çiz-mektedir. İşletmelerin genelinde bu du-rum geçerli olduğunda, öncelikle sanayibölgesine daha sonra bağlı bulunduğuvilayete, en sonunda da ülkeye kazan-dırmış olur. Böylelikle toplumun refahdüzeyi de dolaylı yolardan artacaktır.Tüketen bir toplum olmaktan kurtulup,üreten bir toplum olma yolunda ilerlenmişolunacaktır.

Diğer taraftan işgücü (Wikipedia:emek), dünya çapında kabul görmüşbir üretim faktörüdür. Emek; yaratılanüründen, çağdaş ekonomik yaşam sözkonusu olduğunda da ülke ekonomisinintoplam ürününden belirli bir pay almakiçin harcanır. Emek diğer yandan ürünühem fonksiyonel anlamda şekillendirenhem de katma değer yaratan kavramolarak karşımıza çıkar. İşletmenin işgücüpotansiyeli, sahip olduğu nitelikli ve ni-celiksel emek kapasitesiyle ölçülür. Ma-kinelerin kullanım oranı veya kapasitekullanım oranları işletmenin sahip olduğuişgücü potansiyeliyle bağlantılıdır. Ni-hayetinde makineler arasında iş payla-şımını yapan insan diğer yandan biremek harcamaktadır. Şu anda (modernzamanda) üretim yapan hiçbir işletmeüretimde % 100 otomasyona geçe-memiştir. İnsan sistemin başlatıcısı ol-duğu müddetçe de bu oran yakalana-mayacak gibi görünmektedir. Üretiminbelli noktalarında tempo belirleyici 'emek'olduğundan uzun yıllar boyunca da üre-tim için vazgeçilmez olacağı kesindir.Üretilen ürünlerin tamamının yine oto-masyon ile kalite kontrolü yapılamamak-tadır. Nitel kalite ölçme teknikleri, yaniinsan gözüyle ve tecrübesiyle yapılan

M O D E R N

Aykan ŞENERTel Çekme Üretim Müdürlüğü

Üretim Mühendisi

Page 21: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

19

SORU 1: Paramın yatıp yatmadığınınereden takip edebilirim?

CEVAP 1: Paranızın yatıp yatmadı-ğını https: //esgm.sgk. gov.tr/ Esgm/LogOut sayfasına girerek iş görmezliködeneği sayfasından takip edebilirsi-niz.SORU 2 : Paramı nereden alabili-rim?

CEVAP 2: Her hangi bir Ziraat ban-kası şubesinden kimliğinizi göstererekparanızı alabilirisiniz.SORU 3 : Param Ziraat bankası Şu-besine kaç günde gider?

CEVAP 3: Sigorta İl Müdürlükleritarafından ödeme girişinizin yapıldığıgünden 1 gün sonra Ziraat bankasışubelerinden alabilirsiniz.SORU 4: İşverenimin çalışamazlıkbelgesini girip girmediğini bilgisa-yardan görebilme şansım varmı?

CEVAP 4: Hayır göremezsiniz. Ama

işveren tarafından işvereninizle berabertakip edebilir yada size girmiş olduğuçalışmazlık belgesinin yazıcıdan çıktısınıverebilir.SORU 5 : İşveren çalışamazlık bel-gesini internetten girmiş olmasınarağmen Ziraat Bankasın'da istirahatparam görünmüyor?

CEVAP 5 : Sigortalıların istirahat ra-porları sağlık tesislerinden ya gelmemişoluyor ya da istirahat belgelerinde ek-siklikler yanlışlıklar mevcut olduğundansağlık tesisleri ile yazışma yapılmakzorunda kalınıyor. Dosya işlemleri ek-siksiz olarak tamamlandıktan sonraödeme emri çıkıyor. Ödeme emri çık-tıktan 1 gün sonra rapor paranız ZiraatBankası şubelerine aktarılır.SORU 6: 5 günlük rapor param 3gün olarak ödeniyor neden?

CEVAP 6: 506 sayılı kanuna göreiş kazası ve analık dışındaki raporların

ilk iki günü ödenmez.SORU 7: Rapor paramı almak içinne yapmalıyım?

CEVAP 7: Sağlık tesisinden aldığınızraporun bir nüshasını işverene götürerekçalışamazlık belgesinin girişi teminindensonra PTT'den ücreti alınabilir.SORU 8: Rapor paraları ödemelerindeherhangi bir yasal kesinti söz konusumudur?

CEVAP 8: Ödemelerden (sigortalınıniş göremezlik durumunu oluşturan ne-denle kendi kusurunun bulunmamasıhalinde ) herhangi bir yasal kesinti sözkonusu değildir.

Hastalıksız ve iş kazasız bir yaşamdileğiyle…

Z A M A N L A Rkalite kontrol yöntemleri halen günümüzileri sanayisinin vazgeçilmezidir. Çünkübirey bazında kalite, işletmenin toplamkalitesini oluşturur.

Diğer taraftan işgücü, bir ülkenin is-tihdamını (işgücüne katılım), refah dü-zeyini belirlediği için temel ekonomikgöstergedir. Bir de konuya tüketici gö-züyle bakacak olursak; tüketicilerin ürün-lerdeki klasikleşmiş olan görüntüsü,fonksiyonu, tadı vb. konularında geçmişeözlem duyduklarını görebiliyoruz. Yaniemek ile oluşturulan, el sanatıyla bü-tünleşmiş ürünlerde halen emeği görmekistiyor müşteriler. Ürünler ne kadar çok

üretilirse o kadar ucuzluyor. ‘Çok’ üretilenürünlerin de değeri ‘az’ üretilene göre‘az’ olduğu için bir o kadar da kalitesikafalarda soru işareti bırakabiliyor. Bunungibi saymakla tükenmez birçok irili ufaklınedenden dolayıdır ki emek üretimdeikamesi olmayan bir olgudur, iştir; ge-lenekseldir.

Her iki tarafın da eksileri ve artılarınıtartıştıktan sonra biz üreticiler, emeğiteknolojini ayakları altında ezmemek ge-rektiğini anlayabiliyoruz. Teknolojiningerekli olduğu üretim ortamlarında iseuzun vadede katma değer sağlayacaküretim teknolojilerini kullanmaktan geri

durmamak gereklidir. Genel olarak iki taraflı dengeli bir

yorum yapacak olursak; gerekli işgücünüminimum seviyede koruyarak, teknolojiyimaksimum seviyede tutarak optimalüretim ortamı oluşturulabilir. Modern za-manların bizlere sunduğu teknolojik im-kânları en iyi şekilde kullanarak, işgücüneyeteri değer verilerek tabir-i caizse ortayol bulunabilir. Bu orta yol da bizlerioptimum işletme fonksiyonlarını koru-yabilmemizi sağlar. Emeğin değeri, üre-tim durduğunda anlaşılır; bir makineninbozuk duruma düşmesi ise üretimi ta-mamen durdurmaz.

İş Göremezlik UygulamasıSIK SORULAN SORULAR

Hüseyin ÇAMİnsan Kaynakları Müdürlüğü

Bordro ve Özlük İşleri Uzman Yrd.

Page 22: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Tuğba DOKUMACIBilgi Sistemleri MüdürlüğüYazılım Uzmanı

Bilgi sistemleri

Günümüzde hız kesmeden ge-lişen ve değişen teknoloji bilgive veri hırsızlığını da berabe-

rinde getirmektedir. Bilgiyi her an, heryerde kullanılabilir duruma getirmeyihedef alan çalışmalar arttıkça bilgigüvenliğini sağlama daha da zorlaş-maktadır.Elektronik ortamlarda verilerin veyabilgilerin saklanması ve taşınması es-nasında bilgilerin bütünlüğü bozul-madan, izinsiz erişimlerden korunmasıiçin, güvenli bir bilgi işleme platformuoluşturma çabaları bilgi güvenliği kap-samına girmektedir. Gizlilik, bütünlük veerişilebilirlik maddelerinden herhangi birininihlal edilmesi güvenlik zafiyetine nedenolur. Bilgi güvenliği konusunda yaşanan başlıcaproblemlere örnek verecek olursak:• Bir kurumda çalışanlarla ilgili kişisel bil-gilerin internetten yayınlanması • İnteraktif bankacılık sistemi kullanıcısınınhesabındaki paraların çalınması• Öğrencilerin notlarının sistemde değiş-tirilmesi• Bir hastanedeki hastalarla ilgili bilgilerinele geçirilmesi• Kendilerini gizlemek için başka kişilereait bilgisayarların ele geçirilip oradansaldırı yapılması• Ele geçirilen bilgisayarlar üzerinden top-luca istenmeyen mesajlar gönderilmesi

Bu problemlerin oluşmasındaki en bü-yük faktör kullanıcı hatasıdır. Güvenlikaçıklarının çoğu kullanıcının bilinçli veyabilinçsiz yaptığı güvenlik ihlallerinden kay-naklanmaktadır ve bu ihlal tüm sistemibile etkileyebilmektedir.

Kullanıcı hatasını fırsat bilen bir kişiveya grup tarafından cep telefonu, sosyalmedya ve iletişim ortamları, web siteleri,online oyunlar, elektronik posta aracılığıylabir bireyi karalayıcı, küçük düşürücü yayın

ve duyurular yapılarak kişilik haklarınasaldırılması siber (sanal) saldırıdır. Sibersavaş ise karşıt çıkarları olan ulusların,birbirlerine bilişim ağ ve sistemlerini kul-lanarak saldırması olarak özetlenebilecekbir olgudur. Siber savaş etkinlikleri pro-paganda siteleri açmak, karşı tarafın site-lerini işlemez hale getirmek, hatta şehirlerinalt yapı sistemlerini çökertmek kadar ilerigiden saldırgan eylemleri kapsamaktadır.

Siber terör ataklarının birinci kategorisi,“basit ve yapılandırılmamış” olandır. Ge-nelde kişisel zevk için üretilen, hedefayrımı yapmayan, çok hızlı ve etkili yayılarakbüyük zararlar veren kurtçuk (worm) vevirüsler, bu kategori altında toplanmaktadır.İkincisi, çoklu sistemlere karşı daha kar-maşık atakları içeren “ileri düzeyde yapı-landırılmış” olanlardır. Üçüncü olarak da,“karmaşık koordinasyona sahip ataklar”gelmektedir. Bu ataklar, çok ileri düzeydeyapılmış hedef analizlerine, üstün zekave denetime sahiptir.

Güvenlik açıklarının önüne geçmekiçin ilk hedef kullanıcı bilincini arttırmakolmalıdır. Bilgi hırsızlığından ve siber sal-dırılardan korunmak için kişisel veya ku-rumsal bilgisayarlarda aşağıdaki madde-lerin uygulanmasına dikkat edilmelidir.• Bilgisayarda oturum açarken kullanıcıadı ve parola zorunluluğu getirilmelidir.• Kullanılan şifreler tahmini zor olacak şe-kilde belirlenmeli ve belirli aralıklarla de-ğiştirilmelidir.• Şifreler kağıt ya da elektronik herhangibir ortamda açıkça yazılmış olarak bulun-durulmamalıdır. Yazılı bulundurulması ge-rektiğinde saklanan ortamın güvenliği sağ-lanmalı ve parolalar kilit altında saklan-malıdır.• Farklı sistemlerde farklı parolalar kulla-nılmalıdır.• Bilgisayar başından uzun süreliğine ayrı

kalındığında sistemden çıkılmalıdır.• Önemli belgeler parola ile korunmalıveya şifreli olarak saklanmalıdır.• Korsan yazılımlardan, programlar-dan, müzik ve film dosyalarından uzakdurulmalıdır.• Gelen maillerdeki eklentiyi açmadanönce kaynağı kontrol edilmeli ve eklentivirüs taramasından geçirilmelidir.• Mail içinde gelen bağlantıları aç-madan önce hedef web sayfası kontroledilmelidir.• İnternet sayfalarında gezinti yaparken

çıkan mesajları okumadan “evet” veya“tamam” gibi seçenekler tıklanmamalıdır.• Kurum tarafından belirlenmiş yazılımlarındışında bilgisayarlarda program bulun-durulmamalıdır.• Paylaşıma açılan dosya veya klasörler,kimlerin hangi haklarla (yazma, okuma,değiştirme, çalıştırma vb.) erişmesi ge-rektiği göz önünde bulundurularak yapı-landırılmalıdır. Gerekirse şifreli paylaşıl-malıdır.• Önemli dosyalar veya veriler farklı or-tamlara (CD, DVD, USB gibi) kopyalanmalı,yedekleme yazılımı ile yedeği alınmalıdır.• Güvenlik duvarı, lisanslı, güncel antivirüsprogramı ve işletim sistemi kullanılmalıdır. • Ülkemize yönelik yapılabilecek olansiber saldırılara karşı acil eylem planlarıhazırlanmalıdır.

• Bilişim suçları ile mücadele edebilmesiamacıyla bilişim suçları yasası yayımlan-malıdır.• Üniversiteler bünyesinde bilişim suçlarıaraştırma enstitüleri kurulmalıdır.• Siber terör kapsamında ülkemize ve ku-rumlara yönelik olarak risk-suç haritası çı-kartılmalıdır.

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

20

Page 23: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Dr. Melahat KAÇARİşyeri Hekimi

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

saglık

21

Sağlığımız için ne kadarspor yapıyoruz?

Sağlığımız için ne kadar spor yapıyoruz?Sanıyorum ki bu sorunun cevabı,çoğumuzun içinaynı: “HEMEN HEMEN HİÇ !!’’Oysa ki,bir bireyin sağlıklı olması demek; bedensel,ruhsal ve sosyal anlamda tam bir iyilik halinde olmasıdemektir.Haftada 3-4 kez,30-60 dakikalık orta şiddetteyapılan yürüyüş,sağlımızı iyileştirmede (bedensel,ruhsal ve sosyal) önemli bir etkiye sahiptir.Düzenli fiziksel aktivite yapılması,kalp ve beyinfonksiyonlarının düzenlenmesinin yanı sıra,bazıhastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde de sonderece önemlidir.

Bu hastalıklar:

- Obezite- Solunum sistemi hastalıkları- Şeker hastalığı- Kalp- damar hastalıkları- Hipertansiyon vs.vs.

‘’HAREKETLİ YAŞA,SAĞLIKLI YAŞA!!!! ‘’Yetişkinler istirahat ettikçe ve daha az aktif halegeldikçe,kendilerini daha yorgun hissedeceklerdir.Hastalıklar ve ağrılar da bireylerin daha az hareketetmesine neden olacaktır.Evimizi temizlememiz,arabamızı yıkamamız,alışverişve bahçe işleri fiziksel aktivite sayılır.Bunlar dışındada aktivite yapmak örneğin yürümek,koşmak,bisikletebinmek vs.vs bizlerin daha sağlıklı ve zinde olmamızısağlayacaktır.Bunun için,kendimize en uygunolan,sevdiğimiz bir aktiviteyi seçip,bu aktiviteyiönceliğimiz haline getirmeliyiz.Unutmayın;‘’Her gün düzenli yürüyüş yapmak sizi;-Kalp damar hastalıklarından,-Eklem hastalıklarından,-Yüksek tansiyondan,-Yüksek kolesteroldenKORUR!!!!! ‘’

Page 24: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?1968 Denizli Muratdede mahal-lesi doğumluyum. İlköğretim eğitimimi tamamladıktan sonraAtatürk Endüstri Meslek Lisesi Elektrik bölümünü bitirdim.Eşinizin ve çocuklarınızın isimleri nelerdir?1992 yılında eşim Feride Hanım ile tanıştım ve evlendik. İkioğlumuz dünyaya geldi. Büyük oğlum Yasin Melih Çallı liseson sınıfta ve üniversiteye hazırlanmakta, küçük oğlum YektaMetin ise ilköğretim dördüncü sınıfta okumakta.Neden Er-Bakır’ı tercih ettiniz?Er-Bakır ailesi ile 1984 yılında henüz öğrenci iken stajyerolarak tanıştım. Şirketimizde stajımı tamamladıktan sonra1985’te kadrolu olarak Elektroliz Bölümünde çalışmaya başladım.Elektroliz, Anod Döküm, Tel Çekme ve Contirod bölümlerininmontajlarında elektrik teknisyeni olarak görev yaptım. HalenElektrik Bakım Bölümünde çalışmaktayım.Niçin Er-Bakır derseniz böyle bir şirkette staj yapmış olmamdiyebilirim.Neden Er-bakır’dan ayrılmadınız?Er-Bakır’da çalışmak, bir üyesi olmak gerçekten bir ayrıcalıktır.Bu nedenle ayrılmayı hiç düşünmedim.Er-Bakır çalışanlarına tavsiyeleriniz nelerdir?Gençlere tavsiyem bu şirketi kendilerinin olarak kabullenipsahip çıksınlar ki gelecek nesillere bir eser bırakabilsinler.

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?1968 Çivril doğumluyum. Ev-liyim. 3 çocuk ve 15 günlükbir kız torun sahibiyim. Evli kızım Anafartalar Lisesi mezunu,ortanca kızım Kazım Kaynak Anadolu Lisesi 3. Sınıf öğrencisi,oğlum ise Akhan İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencisi. Eşim evhanımı.

Eşinizin ve çocuklarınızın isimleri nelerdir?Eşim Ziynet Uysal, büyük kızım Buse Nur, oğlum Kadircan.

Neden Er-Bakır’ı tercih ettiniz?1986 yılında Denizlimizde kaliteli bir firma olmakla berabergeleceğini iyi gördüğüm için bir tanıdık vesilesiyle Er-Bakırımızı tercih ettim. Halen Sürekli Döküm Yükleme Ope-ratörü olarak görevime devam etmekteyim.

Neden Er-bakır’dan ayrılmadınız?Denizlide bizim diyebildiğimiz bir şirket olduğu için.

Er-Bakır çalışanlarına tavsiyeleriniz nelerdir?Genç arkadaşlara tavsiyem, çalışmakta oldukları bölümdeişlerine sahip çıkarak bir basamak yukarıya taşımaları vebunun için özveri ile güven duygularını asla kaybetmedençalışmalarıdır.

Katot Yükleme OperatörüMehmet UYSALFilmaşin Üretim Müdürlüğü

Elektrik Bakım OperatörüAli ÇALLIBakım Müdürlüğü

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

22

çalısanlarımız

Yemeklik doğradığımız so-ğanları kıymayla birlikteyağda kavuralım. Kıymasuyunu bıraktığında incekıydığımız maydanoz vekereviz yapraklarını ekleyipbir kavanoz konserve man-tarı ilave edelim. Yaklaşıkbir çay bardağı kaynamışsuyu da ekleyip suyunuçekene kadar pişirelim.Piştikten sonra soğumasıiçin tencereyi bir kenaraalalım ve bu sırada beşa-

mel sosunu hazırlayalım.Cam bir servis tabağınıntabanını lazanya yapraklarıile kaplayıp, üzerine kıy-mayı onun da üzerine be-şamel sosunu düzgün birşekilde yayalım. Malzeme-ler bitene kadar bu işlemiyapmaya devam edelim.En son beşamel sosu üs-tüne kaşar rendesi serpiş-tirip fırına verelim ve 200derecede kaşar eriyip kı-zarana kadar pişirelim.

Malzemeler:

• 1 Adet Kuru Soğan

• 1 Demet Maydanoz

• 1 Demet Kereviz Yaprağı

• 300 Gr. Kıyma

• 1 Kavanoz Konserve Mantar

• 1 Su Bardağı Rendelenmiş Kaşar

mutfakHazırlanışı:

Hazırlayan: Süleyman AkkayaLAZANYA

Page 25: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

23

DÜNYA EVİNE GİRENLER

AİLEMİZE YENİ KATILANLAR

Çiğdem - Mehmet KOCAMAN20 Ekim 2012

Makbule - Yusuf GİRGİN22 Ekim 2012

İlknur - Emrah ÇAKAR09 Eylül 2012

Yasemin - Muammer KILIÇARSLAN24 Kasım 2012

(Toprak - 19 Aralık 2012)Selvi - Ali Murat DEĞİRMENCİ

(Ümmü Zeynep - 24 Ağustos 2012)Suna - Arif KARABULUT

(Yunus - 03 Kasım 2012)Şefika - İbrahim COŞAR

(Zeynep Ela - 17.08.2012)Gülçin - Önder ÇOLAKOĞLU

(Hanife Efsa - 15 Ekim 2012)Ayşe - İsa ZEYBEK

(Aynur Nisa - 27 Kasım 2012)Fatoş - Nihat UĞURLU

(Adile Nur - 24 Eylül 2012)Hediye - Gökhan MERCAN

(Hatice - 18 Eylül 2012)İlknur - Resul KOCABAY

Hoşgeldin bebek

Page 26: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012

Bizim DünyamızEylül - Aralık 2012

sudoku

24

IZGARA USTASI

Page 27: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012
Page 28: Sayı 38 - Eylül-Aralık 2012