53
SAYFA NO KONU 1 STAJIN YAPILDIĞI KURULUŞUN BİLGİLERİ KURULUŞTA UYGULANAN ÜRETİM TEK. KURULUŞUN ÜRETİM NİTELİĞİ 2 MAK. VE KİM. END. KURUMUNUN TAR. 3 ASKERİ FAB. ANADOLUYA NAKLİ KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ASKERİ FAB. 4 KURUMUN HUKUKİ YAPISI MKE’NİN HEDEFİ 5 ELEKTRİK ÖLÇÜ ALETLERİ ÖLÇÜ ALETLERİNİN BAĞLANTILAARI 6 BASİT ELEKTRİK DEVRELERİ DEVRENİN BÖLÜMLERİ 7 DOĞRU AKIM DEVRELERİ 8 DOĞRU AKIM DEVRELERİ 9 SERİ PARALEL DEVRE KARMAŞIK DEVRELERİ 10 ELEKTRİKLİ EV ARAÇLARININ TOP. TESİSE SAYAÇ BAĞLANTISI 11 FREN MOTORU VE DÜZENEKLERİ 12 BALATALI FRENLEME 13 BALATALI FRENLEME 14 DİNAMİK FRENLEME 15 DİNAMİK FRENLEME 16-17-18-19 ANİ DURDURMA 20 TRANSFORMATÖRLER TRANS. YAPIMI 21 RÖLELER 22 KONTAKTÖRLER

SAYFA NO KONU - Staj İlanları | Staj Rehberi | Staj ...stajarabul.com/StajDefterleri/Makina Kimya End. Staj Defteri.pdf · Makine ve kimya endüstrisi kurumunun tarihi incelenecek

  • Upload
    others

  • View
    103

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

SAYFA NO KONU

1 STAJIN YAPILDIĞI KURULUŞUN BİLGİLERİ

KURULUŞTA UYGULANAN ÜRETİM TEK.

KURULUŞUN ÜRETİM NİTELİĞİ

2 MAK. VE KİM. END. KURUMUNUN TAR.

3 ASKERİ FAB. ANADOLUYA NAKLİ

KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ASKERİ FAB.

4 KURUMUN HUKUKİ YAPISI

MKE’NİN HEDEFİ

5 ELEKTRİK ÖLÇÜ ALETLERİ

ÖLÇÜ ALETLERİNİN BAĞLANTILAARI

6 BASİT ELEKTRİK DEVRELERİ

DEVRENİN BÖLÜMLERİ

7 DOĞRU AKIM DEVRELERİ

8 DOĞRU AKIM DEVRELERİ

9 SERİ PARALEL DEVRE

KARMAŞIK DEVRELERİ

10 ELEKTRİKLİ EV ARAÇLARININ TOP.

TESİSE SAYAÇ BAĞLANTISI

11 FREN MOTORU VE DÜZENEKLERİ

12 BALATALI FRENLEME

13 BALATALI FRENLEME

14 DİNAMİK FRENLEME

15 DİNAMİK FRENLEME

16-17-18-19 ANİ DURDURMA

20 TRANSFORMATÖRLER

TRANS. YAPIMI

21 RÖLELER

22 KONTAKTÖRLER

SAYFA KONU

23 AŞIRI AKIM RÖLELERİ

MAN. AŞIRI AKIM RÖLESİ

AKIM RÖLESİ

24 TERMİK AŞIRI AKIM RÖLESİ

25 ZAMAN RÖLELERİ

26 PİSTONLU ZAMAN RÖLELERİ

MOTORLU ZAMAN RÖLELERİ

TERMİK ZAMAN RÖLELERİ

27 DOĞ. AKIM ZAMAN RÖLELERİ

TER. ZAMAN RÖLELERİ

ELEKTRONİK ZAMAN RÖLELERİ

28 PROGRAM RÖLELERİ

ANAH. RELÜKTANS MOTORLARI

29 ARM DE ENERJİ DÖN. PRENSİBLERİ

30 YÜZYÜZE KONUM

31 ORTALANMIŞ KONUM

32 ROTORUN ANA KONUMLARI

32-33-34-35-36 KOMPANZİSYON HESABI

37 SENK. MOT. V/E EĞRİ. BELİRLENMESİ

38 AKIM YER EĞRİSİ KUL. TEP GÜC AYARI

39 WATMETRE METODU

40 İKİ WATMETRE METODU-ARON MONTAJI

EKLER

ELEKTRİKLE YAPILAN İŞLERDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER ,

1995- 1996 YILI ELEK. ÜRETİMİ SONUÇLARI.

STAJIN YAPILDIĞI KURULUŞUN BİLGİLERİ

Kuruluşun Adı: MAKSAM

Kuruluşun yeri: Celal Bayar bulvarı No: 159 Tandoğan/ ANKARA

Kuruluşta çalışan mühendis sayısı: 35

Kuruluşun asıl çalışma konusu: Çeşitli makine imalatı, makine parçaları, galvanizli

tel ürünleri ve çelik konstrüksiyon imalatı.

Kuruluşta Uygulanan Üretim Teknikleri

Kuruluşta talaşlı üretim, pres ve kaynakçılık işlemleri mevcuttur. Bunların yanında

galvanizli tel işlemleri de yapılmaktadır.

Çoğunlukla talaşlı üretim tesislerinde mühimmat, askeri gereçler ve çeşitli makine

parçalarının üretim çalışmaları gerçekleşmektedir. Çelik konstrüksiyon kısmında ise

bazı parça birleştirmeleri ve mühimmat saklama kutuları gibi ürünler işlemlerden

geçirilmektedir. Aynı zamanda pres atölyesinde mühimmat kutuları üretim adımları

gerçekleşirken bazı sac kesme ve bükme işlemleri de yapılmaktadır.

Tüm bu atölyelerde talebe bağlı olarak bazı özel parçalarda üretilmektedir.

Kuruluşta Üretimin Niteliği:

Maksamda genel olarak seri üretim yapılmaktadır. Bunların yanında da kendi

bünyesinde ve özel olarak parça üretimi de yapılmaktadır.

MAKİNA VE KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMUNUN TARİHÇESİ

Makine ve kimya endüstrisi kurumunun tarihi incelenecek olursa görülecektir ki bu

kuruluş zaferler dolu tarihimizin dünyaca ün ve isim yapmış silah gücü

kaynaklarımız olan ‘top’ dökümhanelerinden doğmuştur.

Bunların ilki ve en önemlisi fetihten sonra İstanbul’da Galata ile Salı pazarı arasında

bugün hala Tophane olarak anılan yerde Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan ve

2. Beyazıt zamanında daha da geliştirilen büyük top dökümhanesidir.

Osmanlı ordusunun, donanmasının ve kalelerin ihtiyacı olan bütün topların

döküldüğü bu tophane; o zamanki ismi ile Top asistanesi zamanla imparatorluğunun

harp sanayi merkezi haline gelmiş ve faaliyetlerini imparatorluğun son yılarına kadar

sürdürmüştür.

Tophanede dökülen toplarda kullanılacak gülleler ise, Hasköyde Piri Paşa denilen

yerde kurulan bir dökümhanede yapılırdı.

Osmanlı imparatorluğu Hudutları içinde 2. Beyazıt devrine kadar orduya lüzumlu

barutlar muhtelif şehirlerdeki barutçular tarafından el havanlarında imal edilir ve

hükümete satılır. 2. Beyazıt devrinde İstanbul’da ilk baruthane Kağıthanede

kurulmuştur. Bunun arkasından Tophanede, Ayasofya'daki Cebahane içinde,

Unkapanında, Şehreminin de, Azatlı ve Selimiye kışlası mahzenlerinde bazı

baruthaneler açılmıştır.

XVIII. yüzyıl başlarında yetersiz bir halde görülen bu bruthaneler kısmen kapatılmış,

Bakırköyde Baruthane-i Amire adı ile büyük bir barur fafrikası kurulmuştur. Ayrıca

İstnbul dışında Gelibolu ve Selanikte de ufak çapta yeni barrut fabrikası kurulmuştur.

Ayrıca İstanbul dışında Gelibolu ve Selanikte de ufak çapta yei barurhaneler bir

nezaret altında toplanmış ve böylece Baruthaneler Nazırlığı ihdas edilmiştir.

Ahşap tapa imal eden ilk imalathane 3. Selim tarafından Hliçte Karaağaç denilen

yerde yapılmıştır.

İlk tüfek fabrikası, yani Tüfekhane İstanbul da Kuruçeşme de tesis edilmiş, sonra

Dolmabahçe semtinde bir binaya, oradan Cibaliye ve daha sonra da Zeytinburnuna

getirilmiştir. Bu fabrika 1873 yılında tekrar Tophane ye nakledilmiş ve Haliçden

tezgahlar burada yivli tüfk imalatına başlanmıştır.

ASKERİ FABRİKALARIN ANADOLUYA NAKLİ

İstanbul da toplanmış bulunan ve Osmanlı ordusuna yüzyıllarca hizmet etmiş

bulunan askeri fabrikaların Balkan savaşından (1913) sonra imparatorluğun içinde

bulunduğu zor koşullar dikkate alınarak ilgililerce Anadoluya nakli fikri ortaya

atılmış fakat 1. Dünya savaşının başlaması sonucu (1914) bu konuda teşebbüse

geçilmesine mani olmuştur.

1.Dünya savaşından yenik olarak çıkan Osmanlı hükümeti galip devletlerle Mondros

(1918) ve Sevr (1920) antlaşmalarını imzalamak zorunda kalınca antlaşmanın

getirdiği ağır yükümler sonucu memleketteki bütün askeri fabrikalar kapatılmış,

Bakırköy, Zeytinburnu ve Karaağaç fabrikalrı gibi askeri fabrikalı ticari imalata

başlamıştır.

KURTULUŞ SAVAŞINDA ASKERİ FABRİKALAR

Anadoluda askeri fabrikaların kuruluşu Atatürkün Anadoluya geçmesi (1919) ve

Milli mücadeleye girişilmesiyle başlamıştır.

Atatürkün Milli mücadelenin başarılması için silah tamiri ile cephane ve harp

malzemesi imali işlerinin Anadoluda yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine işgal

altındaki istanbulda askeri fabrikalardan kaçırılan makine ve ustalarla 1920 yılında

öncelikle doğu cephesinde Erzurumda sonrada silah tamirhanesi getirilecek olan bir

iş ocağı, daha sonra Garp cephesi Eskişehirde bir top tamirhanesi ile Ankarada

istasyon civarında bir tüfek tamirhanesi kurulmuştur.

Ayrıca sakarya savaşı sırasında gerekli görülmesi üzerine Keskinde bir fişek

imalathanesi ve ordunun silah tamiri yapması için Konyada bir silah tamirhanesi

kurulmuştur.

1921 yılı ocak ayı içinde Ankarada Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü kurulmuş

ve askeri imalat yapan bütün fabrikalar bu umum müdürlük tarafından yeniden

teşkilatlandırılmıştır.

Böylece Milli Mücadele döneminde Eskişehir, Ankara Keskin ve Konyada kurulan

tamirhaneler ile Ankarada Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünün kurulması, harp

sanayimizin nakli hususundaki düşünceleri gerçekleştirilmiştir

KURUMUN HUKUKİ YAPISI

Sermayesinin tamamı Devlet tarafından ödenmesi suretiyle 8 mart 1950 tarihinde

5591 sayılı kanunla kurulan ve 1 nisan 1950 tarihinde faaliyete geçen Makine ve

Kimya Endüstrisi Kurumu ‘iktisadi devlet teşekkülleri ile müesseseleri ve iştirakleri’

hakkındaki 440 sayılı kanuna tabi, tüzel kişiliği haiz bir teşekküldür. Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı na bağlı bir kuruluş olarak faaliyet göstermektedir.

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu' nun Hedefi

Tüm kaynakların verimli kullanımı ile;

Savunma Sanayii ürünlerinde uzmanlaşmış,

Mühimmat ve silah sistemlerindeki değişim ve gelişmeleri izleyebilen,

Kalite , Mühendislik ,Arge ve Organizasyon faaliyetlerinde yoğunlaşmış ,

yeni ürünler yaratan,

Günün teknolojisine uygun şekilde modernize olmuş değişen teknolojiyi izleyebilen

ve değişen koşullara uyabilen,

Ülke sanayii ile entegre olmuş ,

Böylece T.S.K ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayabilen ,

Uluslararası piyasada daha etkin

ELEKTRİK ÖLÇÜ ALETLERİ

Elektrik enerjisinin, tesislere ve kullananlara zararlı isteğimize uygun ve ekonomik

olarak kullanılabilmesi için elektrik değerleri kesin olarak bilinmelidir. Bu amaçla

elektrik devrelerine ÖLÇÜ ALETLERİ bağlanır. Bu bağlantıları yapacak olan

teknisyenlerin de bu konuda yetiştirilmeleri gerekmektedir.

Ölcü aletleri; elektriki değerleri, kendi değerleri ve birimleri ile karşılaştıran,gös

teren, yazan veya sayan araçlardır.

ölçmeler, ölçü aletlerinin devreye direkt veya yardımcı araçlıda birlikte bağlanması

ile sağlanır.

özellikle bir çok ölçü aletlerinde, yardımcı araçlar kullanaıak aynı ölçü aleti ile

D.A ve A.A enerjileride ölçülebilir.

ÖLÇÜ ALETLERİNİN BAĞLANTILARI

Doğru ye Alternatif akım enerjilerinde kullanılan ölçü aletlerinin devreye bağlanışları

direkt veya yardımcı araçlarla sağlanır.

Ön ve Şönt direnç, Akım ve Gerilim Transformatörleri, Komitator, Sigorta, Top-

raklama bağlantılarına dikkat edilmesi gerekir.

AMPERMETRE: Devreye SERİ bağlanır.

VOLTMETRE: Devreye PARALEL bağlanır.

FREKANSMETRE: Devreye PARALEL bağlanır.

COS Fİ METRE: Devreye, akım bobini SERİ, gerilim bobini PARALEL

bağlanır.

WATTMETRE: Devreye, akım bobini SERİ gerilim bobini PARALEL bağlanır,

SAYAÇ: Devreye, akım bobini SERİ, gerilim bobini PARALEL olarak bağlanır.

AKIM TRANSFORMATÖRÜ : Devreye SERİ bağlanır.

GERİLİM TRANSFORMATÖRÜ : Devreye PARALEL bağlanır.

BASİT ELEKTRİK DEVRELERİ

Bir elektrik donanımını oluşturan bağlantılar ve bileşenleri topluca belirten

terim. Elektrik devresi elektrik akımına (elektrik yüklü akışına) yol sağlamak için

biri birine bağlanmış bileşenlerden oluşur. Elektrik çoğu kez ışık, ses ya da ısı gibi

farklı bir enerji türü üretmekte kullanılır.

DEVRENİN BÖLÜMLERİ

Elektrik devrelerinin çoğunda dört ana bölüm vardır; (1) kimyasal pil, üreteç

ya da güneş pili gibi bir elektrik enerjisi kaynağı; (2) lamba, motor ya da hoparlör

gibi bir yük (yada çıktı aygıtı); (3) elektrik enerjisi kaynaktan yüke taşımak için bakır

yada alüminyum tel gibi iletkenler ;(4) enerjinin yüke akışını denetlemek için

röle,anahtar ya da termostat gibi denetim aygıtı.

A B

11/2 V pil +

3 V ampul -

11/2 V pil

Basit bir elektrik devresi,elektriksel bileşenlerin çizimlerini kapsayan resimsel bir

şekille (A) ya da elektrikçilerin belirli bileşenleri tanımlamakta kullandıkları

bağlantılı standart simgelerden oluşan bir çizimle (B) gösterilebilir.

Gerek DA (yönü değişmeyen doğru akım),gerek AA (yönü periyodik olarak

terselen dalgalı akım yada alternatif akım) olabilen kaynak, devreye bir elektromotor

kuvvet (emk) uygular. Bu emk ,volt(V) olarak ölçülür ve basınca benzer; belli bir

devreden geçecek (amper olarak ölçülen ) akım miktarını belirler. Dünyanın çeşitli

ülkelerinde kullanılan normal voltajlar genellikle, 50 – 60 hertz frekansta 110 ya da

220 V’ dur.

Devreler,seri,paralel,seri-paralel ve karmaşık olarak dört genel tipe ayrılabilir.

Bunların tümü DA, ya da AA bir kaynaktan beslenebilir.

2A 4 V 2A

+ -

+ 2 +

12V 3 6V

- 1 -

- +

2A 2A

2V

Yılbaşı ağacı ampulleri gibi seri bağlanmış bir doğru akım devresinde, bütün

dirençler ya da ışıklar (ampuller) ardışık olarak bağlanır .Her ışıkta oluşan voltaj

düşmesi, elektrik akışına gösterdiği dirence bağlıdır. Aynı akım bütün ışıklardan

geçtiği için, ışıklardan biri sönerse, öbür ışıklara akım geçişi kesilir

DOĞRU AKIM DEVRELERİ

Seri devre. Seri devrede akımın gidebileceği yalnızca bir yol vardır;akım kaynağın

bir ucundan çıkar,yükten (çıktıdan) geçerek kaynağın öbür ucuna döner. Metal

iletkenli bir devrede bu akım kaynağın negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru çok

yavaş elektron akışından oluşur. Bazı yarı iletkenli aygıtlarda örneğin transistörlerde

ve yarı iletken diotlarda artı yüklerde karşıt yönde hareket eder. Bu “geleneksel” diye

adlandırılan ve artıda eksiye doğru aktığı varsayılan akımla çakışır.

En basit doğru akım devrelerinden biri olan el feneri seri devreye örnek

verilebilir. Böyle bir anlatmak için devre bileşenlerinin fiziksel görünüşlerini benzer

çizimlerin yer aldığı resimsel bir şekil kullanılabilir. Elektrikçilerin ve teknisyenlerin

yeğledikleri bir yöntemde bağlantılı simgelerden oluşan bir çizim kullanmaktır;böyle

bir çizimde, her simge, bir elektriksel bileşeni temsil eder.

El fenerinde elektrik kaynağı, her birinin emk’sı 1,5 Volt olan ve devreye 3

Volt sağlayan seri bağlanmış iki kuru pildir.3 Voltluk bir ampul devrenin çıktısını

oluşturur ve kaynak ile çıktı (yük) arasına sürgülü bir anahtar bağlanır. Bu durumda

içine kuru pillerin konulduğu tüp biçimindeki metal gövde iletim yolunu oluşturur.

Anahtar açıkken,akım geçmediği için ampul yanmaz. Ancak anahtar kapalı iken

devre tamamlanır ve devreden akım geçerek ampulü yakar. Akım ampulün flamanını

ısıtarak akkor haline getirir;bu durumda ampul ısının yanı sıra ışıkta yayar.

Böyle bir devreden geçen akım,ampulle seri bağlanmış bir ampermetre ile

ölçülürse kızgın flamanın direnci om yasası ile hesaplanabilir. Bu yasa doğru akım

elektrik devresindeki üç nicelik arasında bağıntı kuran bir denklemdir. Bu denklemde

voltaj(gerilim) V ile,akım şiddeti I ile direnç R ile gösterilirse buna göre Om yasası

birbiri ile eş değerli olan 3 biçimde yazılabilir:

V=I*R R=V/I I=V/R

Örneğin el fenerinin 3Vluk kaynakktan aldığı akım 0.1 A ise ampulün R

direnci 30 olur. Voltaj iki pile bağlanmış bir voltmetre ile ölçülebilir. Ampulün

direnci ampule bir ohmmetre bağlanarak anahtar açıkken ölçülebilir.Soğuk direnç

denilen bu değer 30 mun çok altında bulunur. Çünkü flaman yüksek bir sıcaklığa

ulaştığında direnç önemli ölçüde artar.

Sık rastlanan bir başka seri devre örneğide yılbaşı ağaçlarını süslemede

kullanılan küçük ampuller bağlanan ışık telidir. Böyle düzenlemenin sakıncası bir

ampul sönerse elektriksel yolun kopması ve bütün ışıkların sönmesidir.Daha iyi bir

düzenleme söndüğü zaman kısa devre oluşturan yani akıma direnci sıfır olan

ampuller kullanılmasıdır. Bu ampullerden biri sönerse diğeri yanmayı sürdürür.

Kirchhoff yasası nedeniyle kalan ampullerin tümünde daha çok voltaj vardır ve

devreden daha çok akım geçer. Çünkü Kirchhoff yasasına göre tamamlanmış bir

devredeki voltaj düşüşlerinin toplamı uygulanan emk ya eşit olmak zorundadır. Seri

bağlanmış bir devreye Ohm yasası uygulandığında bütün seri dirençlerin toplam

direnci R dir. Böyle bir devrede tüketilen toplam güç ampullerin her birinde harcanan

ayrı ayrı güçlerin toplamıdır.

Paralel devre. Paralel bağlanmış bir devrenin ayırıcı özelliği,bütün çıktıların (ya da

yüklerin) kaynakla aynı voltajda ve birbirinden bağımsız olarak çalışmasıdır. Yani

çıktıların biri devreden çıkarılırsa öbürleri bundan etkilenmez. Otomobillerde

kullanılan elektrik sistemi,DA Paralel devresine örnek verilebilir; bu sistemde

akünün sağladığı 12 V’luk voltaj aynı anda ateşleme sistemine farlara park

lambalarına radyoya ve klimaya elektrik enerjisi sağlar.

Paralel bir sisteme başka bir yük (çıktı) eklenirse akım için yeni bir yol

oluşturur. Ve bu nedenle kaynaktan gelen toplam akım artar. Bu Kirchhoff’un akım

yasasının bir uygulamasıdır; söz konusu yasaya göre herhangi bir noktadan devreye

giren akımların toplamı o noktadan çıkan akımların toplamına eşittir. Başka bir

direnç Paralel bağlandığında paralel devrenin birleşik direnci belirgin biçimde azalır.

Seri devrede olduğu gibi paralel devrede de toplam güç ayrı ayrı güçlerin

toplamından oluşur.

15A 5A

+ 12

10A 12 2A 60 3A 40

-

15 A 5 A

Otomobilin elektrik sistemi gibi doğru akımlı bir Paralel devrede, bütün rezistörler

ya da yükler, parelel dallarla ortak bir güç kaynağına bağlanır. Her yük aynı

voltajdadır; ama direncine bağlı olarak farklı miktarda akım çeker.

Seri-Paralel Devre. Seri-paralel devreler, bazı bileşenlerin birbirleriyle paralel

bağlandığı, paralel birleşimlerinse başak bileşenlerle seri halde bulunduğu devreler

olarak tanımlanabilir. Kaynağa seri bağlanmış bir anahtar ve bir sigorta ya da devre

kesici ile paralel bağlanmış bir çok bileşen böyle bir devre oluşturur.

Karmaşık Devreler. Yalnızca seri ya da sadece paralel bileşimlerden oluşan

bölümlere ayrılabilen bir devreye “Karmaşık Devre” denir. Bir direncin

ölçülmesinde kullanılan Wheatstone köprüsü adındaki devre buna iyi bir örnektir.

Bu devre, temel olarak bir karenin dört kenarını oluşturan, birbirine bağlanmış dört

rezistörden oluşur. Çapraz köşelerin ikisine bir voltaj kaynağı öbür ikisine ise belli

bir direnci olduğu bilinen bir galvanometre bağlanır. Ancak köprü devresi dengede

olduğunda galvanometreden hiç akım geçmediğinde devre seri paralel bileşimidir.

Toplam direnci bulmak amacıyla böyle bir devreyi çözümlemek için özel teknikler

gereklidir.

Otomobilin ateşleme sisteminde ya da fotoğraf makinesinin fotoflaşında

olduğu gibi doğru akım devrelerine indükleçler ve kondansatör bağlanabilir. Böyle

uygulamalarda önemli olan geçici tepkidir; çünkü doğru akım bakımından bir

kondansatör (sürekli durum koşullarında) açık devre demektir ve bir indükleç içinden

geçen akım değişken olmadıkça hiçbir etki göstermez. Ama indüktans ve

kapasitansın etkileri dalgalı akım devrelerinde çok daha önemlidir. Çünkü dalgalı

akımda voltaj ve akım sürekli değişmektedir.

ELEKTRİKLİ EV ARAÇLARININ TOPRAKLANMASI

Elektrikli ev araçlarının kullanılmasında güvenli çalışma önemli bir unsurdur.

Bu nedenle topraklama iletkenleri kullanılır. Topraklama iletkenleri, tesis iletkenleri

ile aynı boru içerisinden çıplak (yalıtkansız) olarak çekilir. Bu iletkenler dağıtım

tablosu sayaç altlığı ve tesisteki metal gövdelere de bağlandıktan sonra topraklama

levhasına bağlanıp, "topraklama levhası da toprağa gömülür. Boru içerisinde çekilen

iletkenin kesiti boru içerisinden geçen iletkenin kesitinde olmalıdır. Toprağa

gömülme sırasında ise kesiti en az 16 mm karelik bakır iletken kullanılır.

Topraklama levhası bakır ise en az 0,5 metre kare, galvanizli saç ise l metre

kare olmalıdır. Topraklama levhası olmadığı durumlarda su boruları da topraklama

levhası olarak kullanılabilir.

Toprak iletkenlerinin bulunmadığı durumlarda, topraklı prizlerin toprak iletkeni

bağlantı ucu ile nötr iletkeni bağlantı ucu birbirleri ile birleştirilmektedir. Böylece

bir topraklama yapıldığı sanılmaktadır. Bu ise enerji uçlarının değiştirilmesi

durumunda alıcıların üzerinde enerji bulunacağından alıcılara dokunanların

çarpılmalarına hatta ölümle sonuçlanmalarına sebep olabilir. Böyle bir bağlantı

yapılmaması gerekir.

TESİSE SAYAÇ BAĞLANTISI

Yapılan bîr tesise sayaç bağlantısında, en önemli unsur yapılmış tesis gücünün bi-

linmesidir. Günümüzde en çok bir fazlı 10 Amperlik sayaçlar kullanılmaktadır. Bu

sa-yaçlar 35 A yük akımına kadar güvenle çalışabilmektedir.

Sayaçların bağlantı şemaları, bağlantı klemens kutusu içerisinde Verilmektedir.

Genellikle birinci bağlantı ucu faz, üçüncü bağlantı ucu nötr iletkenleri giriş

uçlarıdır, ikinci bağlantı ucu faz, dördüncü bağlantı ucu nötr iletkeni olarak yapılan

tesise enerji verecek uçların bağlandığı uçlardır.

FREN MOTORU VE DÜZENEKLERİ

Giriş

Fren motorlarının başlıca görevi tahrik sistemini hızlı, güvenli bir şekilde daha

kısa sürede durdurmak, belli bir konumda tutmak ve güvenli frenlemeyi sağlamaktır.

Fren düzeneklerinin işletmelerde kullanılmasının gerekliliği artık tartışılmaz hale

gelmiştir. Hızlı durdurma yöntemiyle tahrik düzeninin boşta çalışma ve ölü zaman

bölgelerinin azaltılması ile sistem verimi daha da arttırılır.

Frenleme yapılan ve yapılmayan sistemlere ilişkin grafikler

Fren motorlarının kumanda devrelerinde

1. Balatalı frenleme,

2. Dinamik frenleme,

3. Ani durdurma,

olmak üzere üç çeşit frenleme düzeneği mevcuttur.

1. Balatalı Frenleme

Bu çeşit frenlemede motorun kasnağı bir yay aracılığıyla iki balata tarafından

sıkılır. Balatalı frende bulunan bir elektromıknatıs enerjilendiğinde balataları açarak

motor kasnağını serbest bırakır. Balatalı frenin ( A ) bobini frenleyeceği motorun

uçlarına bağlanır. Motor çalışmaya başladığında elektromıknatısın bobini enerjilenir.

Balatalar motor kasnağından ayrılır. Bu anda motor henüz şebekeye bağlandığından,

yol alarak normal çalışmasına başlar. Durdurulmak istendiğinde motor elektriksel

olarak şebekeden ayrılır. Aynı anda (A) fren bobininin de enerjisi kesilmiş olur. Şekil

2 'de görüldüğü gibi (Y) yayının etkisiyle balatalar motor kasnağını sıkarlar. Motor

kasnağı ile balatalar arasındaki mekanik sürtünme, kuvveti motoru çok kısa bir

zaman içinde durdurur. Balatalı frenler asansör ve vinç benzeri düzeneklerde

kullanılan motorların frenlenmesinde sıkça kullanılırlar.

Elektromıknatıs ile çalışan balatalı bir fren düzeneği

Fren motorları yardımıyla iş makinalarının zorlanmadan ve ısınmadan frenlemesi

sağlanır. Fren motorlarından beklenen başlıca özellikleri sıralayacak olursak : Fren

balatasının az aşınması ve az bakım gerektirmesi, Küçük yer tutması, Basit olması,

Korozyona dayanıklı olması, Yüksek işletme güvenliği sağlaması, Büyük savurma

kütlelerini frenleyebilmesi, Durma esnasında fren kuvvetini sürekli koruyabilmeli,

Minimum gürültü ile çalışmalı, Fren kuvveti mekanik olarak veya elektriksel olarak

kolayca ayarlanabilmeli, Çok sık devreye girip çıkabilmelidir. Genellikle fren

motorlarında bir asenkron motor ve bir fren donanımı ile birleştirilerek kullanılır.

Tepsi rotorlu fren motoru

Stator ve rotor normal bir asenkron makinadaki gibi yapılır. Ancak mekanik bir

frenleme düzeneği ilave edilir. Şebekeden beslenen bir frenleme bobini ile çalışan bu

frenleme düzeni motordan ayrıdır. Bu tür motorlar genelde dış yüzeyden

soğutmalıdır. Üç fazlı asenkron motorlar standart parçalardan yapışırlar. Kuru tipte

çalışan bir fren düzeni elektromagnetik bir aygıttır. Bobinden akım geçince oluşan

manyetik alanın çekim kuvveti yay kuvvetini yener ve fren bırakılır ve fren düzeni

havalandırıcının bulunduğu arka kapak kısmına yerleştirilir. Sabit kısım fren

yanındaki motor kapağını hareketli kısım ise motor miline sabitlenir. Frenleme

tepsisinin iki tarafında balata bulunur. Balatalar motorun aşınmaya dayanıklı şekilde

yapılan motor yatak kapaklarına sürtünerek frenleme yapılır. Sabit kısımda bulunan

çekim tepsisi civatalar üzerinden kapağa bağlanır. Sınırlı eksenel hareket yapabilir.

Ayrıca dönemez ve arasında elektromıknatısın boyuna göre 0,2 ~ 0,5 mm mesafe

bulunur. Motor akımı kesildiğinde elektromıknatıs bobininden de akım geçmez.

Baskı yayları çekim tepsisi üzerinden frenleme tepsisini yatak kapağı üzerine bastırır.

Böylelikle bir fren momenti oluşur ve mil frenlenir.

Sistemde elektromıknatısın akımı ayarlanarak baskı balatasının ve tepsinin

birbirine karşı uyguladıkları kuvvet ayarlanarak fren momenti de ayarlanabilir. Fren

bobini genellikle doğru akımla beslenir. Bunun sebebi ise alternatif akımdaki sıfır

geçiş anlarındaki momentin de o anlarda sıfır olmasıdır. Bu ise istenen ayar fren

momentinin de darbeli ve vuruntulu çalışmasına sebep verir. Eğer fren momenti

ayarlanmayacak ve sadece açma kapama yaptırılacaksa elektromıknatıs bobini

istenirse alternatif akımla da yapılabilir. Fakat yine de denilebilir ki açma kapama

yaptırılacak olsa bile elektriksel bakımda iyi bir frenleme alternatif akımla

yapılamaz. Zira alternatif akımda açma kapama süresi doğru akıma nazaran üç katı

artar.

Frenleme momenti akımsız durumda ve yay kuvvetiyle sağlandığından tepsi fren

aynı zamanda bir güvenlik frenidir. Zira motor çalışırken şebekeden elektrik enerjisi

kesilse bile fren kendi kedini kilitler ve düzenek durur. Fren momenti motor

momentinin yaklaşık iki katıdır.

My=2.Mn

2. Dinamik Frenleme

Dinamik frenleme olarak adlandırılan bu tip frenleme, elektriksel frenleme olarak

da adlandırılır. Elektriksel frenlemede maksat, motorun milinden gelen momenti

kullanarak makinayı generatör olarak çalıştırarak ürettiği gücü, yine motor

durumunda çalışırken bağlı olduğu şebekeye geri vermesidir. Burada dikkat edilmesi

gereken bir husus, motorun beslendiği şebekenin bu ters gücü kabul edebilecek

düzenekte olmasıdır. Eğer ki şebekeye verdiği bu gücü karşılayacak yani tüketecek

bir başka yük yoksa frenlenmek istenen motor frenlenemeyecek ve dolayısıyla işlem

başarısızlıkla sonuçlanmış olacaktır. Şayet bağlı bulunduğu şebekede böylesi bir

durumla karşılaşılma söz konusu olabilecekse bu durumda elektriksel olarak

frenlenen ve artık generatör olarak çalışan bu sistemin ürettiği elektriksel güç, bir

direnç üzerinde tüketilir. Fakat eğer ki bu düzenekte kullanılan ve normal

çalışmasında motor, frenleme anlarında generatör olarak çalıştırılacak olan makine

bir senkron makine ve ayrıca enterkonnekte sistemden beslenmekteyse bu durumdan

endişelenmemek gerekir. Çünkü frenleme anlarında üretilen bu elektriksel gücü

tüketecek yük illa ki şebekede mevcut bulunacaktır. Burada endişe edilecek bir konu

aranırsa o da şu olabilir; motor olarak çalışırken şebeke ile motor arasına konulan

çeşitli dağıtım kademelerindeki koruma cihazlarının, herhangi bir arıza durumunda,

frenleme esnasında generatör olarak çalışan düzenekten yükü de ayıracağından, bu

duruma karşı da ayrıca önlem alınması gerekmektedir.

Bir D.A. şönt motorun dinamik frenlemesine ait kumanda ve güç devresi.

Buradaki stop öncelikli kumanda devresinde frenleme direncine seri olan

normalde kapalı (M) kontağı açar ve endüvi devresine seri olan (M) kontağı kapanır.

Şönt sargı devreye devamlı bağlı olduğundan endüvinin devreye girmesiyle motor

dönmeye başlar. Stop butonuna basılınca kontaktörün akımı kesilir. (M) kontakları

normal hallerine geri dönerler. Dikkat edilirse stop butonuna basılmasıyla beraber

endüvinin enerjisi kesilmekle beraber şönt sargı hala devrede olduğundan stop

anından sonra rotor ve iş makinası tarafından gelen ataletiyle dönmeye devam eden

makine generatör olarak çalışmaya başlar ve endüvisi uçlarında bir gerilim indükler.

İndüklenen bu gerilim normalde kapalı (M) kontağı üzerinden frenleme direnci

içinden bir akım dolaştırır. Bu akım generatör olarak çalışan makineyi yükler ve

frenler. Burada kullanılan fren direnci ayarlanalı bir reosta olarak düşünülürse fren

akımı ayarlanarak fren zamanı da uzatılıp kısaltılabilecektir. Milden gelen gücün

kaynağı devamlı değilse düzeneğin ataletiyle makine çok kısa bir süre içinde durur.

Burada bahsi geçen milden gelen gücün devamlılığı konusuna ise şöyle açıklık

getirilebilir : Eğer bu motor bir vinç motoru olarak kullanılıyor ise bu durumda yük,

yerçekimiyle devamlı olarak aşağıya doğru ineceğinden makine devamlı olarak

generatör olarak çalışır ve belirli zaman sonra durmaz tam aksine yük herhangi bir

şekilde durana kadar generatör çalışma devam eder.

Üç fazlı bir asenkron motorun güç ve kumanda devresi

Şekil 5. 'de üç fazlı bir asenkron motorun çalıştırılması ve dinamik frenlemeyle

durdurulmasına ait bir güç bağlantı şeması gösterilmiştir. Bu bağlantıda start

butonuna basıldığında (M) kontaktörü enerjilenir ve motor çalışmaya başlar. Normal

çalışması esnasında kumanda devresinden stop butonuna basıldığında ise (DF)

kontaktörü enerjilenir ve (M) kontaktörünün enerjisi kesilir. (DF) kontaktörünün

kontakları kapanınca transformatör şebekeye, köprü diyot çıkışları da motor uçlarına

bağlanır. Stator sargılarında dolaşan doğru akım bir manyetik alan yaratır. Bu

manyetik alanı kesen rotor çubuklarında bir gerilim indüklenir.eğer ki motor sincap

kafesli rotorlu bir motor ise indüklenen bu gerilim kısa devre olan rotor

çubuklarından akım dolaşır. Dinamik frenlemenin temel maksadı olan motorun

milinden gelen atalet momentiyle generatör olarak çalıştırılması ve üretilen gücün bir

direnç vasıtasıyla harcanması düşüncesindeki olayındaki dirençler bu devrede

rotorun kısa devre çubuklarıdır.

Eğer bu devrede kullanılan motor bir bilezikli asenkron motor ise demek oluyor ki

yol almada ve devir ayarında kullanılan bileziğe bağlı dirençlerin ayarı sayesinde

dinamik frenleme sırasında bu dirençlerin ayarı da söz konusu olacaktır ve fren

zamanı da ayarlanabilecektir. (M) ve (DF) kontaktörlerinin çok kısa bir süre bile

beraber kapalı kalması demek, A.A. ve D.A. 'mın çakışması ve buna bağlı kısa

devreye ve birçok arızaya sebep olacağı aşikardır. (M) ve (DF) kontaktörlerinin aynı

anda kapalı kalmalarını önlemek için bu kontaktörlere elektriksel kilitleme yapılır.

3. Ani Durdurma

Ani durdurma yönteminin mantığı, motorun var olan döndürme momentini ters

yönde çevirerek motorun miline ters döndürme momenti uygulamaktır. Motorun

çeşidine göre A.A. veya D.A. , senkron veya asenkron, relüktans veya step motoru

olmasına göre bu durum özel olarak her bir tip için ayrıca incelenebilir. Ancak temel

olan mantık, döner alanı ters yönde çevirmektir. Frenleme zamanını en kısa sürede

beceren yöntem ani frenleme yöntemidir. Ani durdurma sistemi güçlükle yol alan

motorlarda ve büyük güçteki motorlarda uygulanmaz. Aksi takdirde motor

şebekeden aşırı akım çeker ve döndürdüğü yükde sakıncalı değerlerde mekanik

gerilimler doğar.

Elbette ki beraberinde birçok sorunları da getirmektedir. Bunların başında

mekanik problemler oluşturmaktadır. Her şeyden önce milin veya bu mile bağlı diğer

hareketli parçaların bu ani fren karşısında bir burulması göz önüne alınmalıdır.

Motor yere iyice tesbit edilmiş olmalıdır, yoksa bu ani fren karşısında motoru yere

sabitlemek için kullandığımız civataların kopması sonucunda statorun dönmesi bile

söz konusu olabilecektir. Bir diğer mekanik sorun da motorun bağlı olduğu sistem,

bu ani frenlemeye müsaade eder olmalıdır. Eğer bir bant sisteminde kullanılan bir

motor ise ve ani durdurma sonucunda bu bant üzerindeki malzemeyi üzerinden

fırlatıp atacaksa burada ani frenleme sakıncalıdır.

Ayrıca alınması gereken diğer bir önlem ise elektriksel önlemlerdir. Durdurma

için motora ters döndürme momenti uygulandığından motor durma anından sonra

ters yönde dönmek isteyecektir. Eğer herhangi bir müdahelede bulunulmazsa motor

durduktan sonra ters dönmeye başlar. Burada bazı algılayıcılarla bu anı tespit ederek

durma anında motorun enerjisi kesilmelidir ve eğer gerekiyorsa durma anında

mekanik bir kilitleme sistemiyle milin dönmesi engellenmelidir.

Ani durdurulacak motor ilk önce şebekeden ayrılır. Daha sonra ters yönde

dönecek şekilde tekrar şebekeye bağlanır. Bu durumda motorda ters yönde bir

döndürme momenti meydana gelir. Devir sayısı süratle düşer ve belirli bir zaman

sonra da motor tamamen durur. Bu andan sonra motorun ters yönde dönmesine

olanak verilmez ve hemen motor devreden çıkarılır.

Şönt motorun ani frenlenmesine ait güç ve kumanda devresi.

Bir şönt motora ait yol verme ve ani frenleme devresi Şekil 6.'de verilmiştir. Bu

devrede kullanılan ani durdurma anahtarı durdurmayı gerçekleştirir. Ani durdurma

sırasında devreden iki kat bir güç çekileceğinden akımı sınırlamak için ani durdurma

direnci kullanılır. Bu direncin değeri devre parametrelerine göre seçilir. Ani

durdurma akımı yol alma akımının yaklaşık iki katına eşit olacağından ani durdurma

direnci wattlı direnç olarak tabir edilen bir direnç olmalıdır. Başka bir deyişle bu ani

durdurma akımını içinden sorunsuzca akıtabilecek bir direnç olmalıdır.

Start butonuna basıldığında normalde kapalı (G) kontağı üzerinden m kontaktörü

enerjilenir ve motorun endüvisi şebekeye güç devresindeki (M) kontakları vasıtasıyla

bağlanır. Şönt sargı devreye devamlı olarak bağlı olduğundan motor ileri yönde

dönmeye başlar. Motor ileri yönde döndüğü sürece kapalı olabilecek bir düzenekle

motorun miline tespit edilmiş olan ani durdurma anahtarı motor ileri yönde döndüğü

sürece kapalı kalacaktır. Motor çalışırken stop butonuna basılınca (M) kontaktörünün

enerjisi kesilir ve tüm kontakları normal konumlarına geri dönerler. Bu anda ani

durdurma anahtarına seri olan (G) kontaktörü enerjilenir. Bu kontaktörün

enerjilenmesiyle beraber güç devresindeki (G) kontakları da kapanır ve ileri yönde

dönmekte olan motorun endüvisi, ters yönde kutuplayacak şekilde tekrar şebekeye

bağlanır. Endüviden geçen akımın yönü değişir. Motor bu ters döndürme

momentinin etkisiyle kısa sürede durur. Durduktan sonra, motorun ileri yönde dönesi

halinde kapalı kalabilen ani durdurma anahtarı kendiliğinden açılır. Bu durumda (G)

kontaktörünün enerjisi de kesilir ve motor tamamen şebekeden ayrılmış olur.

Böylece motor geri yönde dönmesine müsaade edilmeden, çok kısa bir sürede

durdurulmuş olur.

Yol vermesiz, tek yönlü üç fazlı bir asenkron motorun ani durdurulmasına ait kumanda ve

güç devresi.

Üç fazlı bir asenkron motorun çalıştırılması ve ani durdurulması Şekil 7. 'daki

devrede gösterilmiştir. Çalışma durumunda stop butonuna basılması durumunda iki

fazın yerinin değiştirilerek tekrar şebekeye bağlanması yöntemiyle motorda

oluşturulan ters döndürme momenti, rotorun devir sayısını süratle düşürür. Devir

sayısı sıfır olduğunda ani durdurma anahtarı açılır ve artık motorun bağlantısı

şebekeden tamamen ayrılmış olur. Böylece motor ters dönmeden ani olarak

durdurulmuş olur.

Transformatörler

Elektrik enerjisinden yararlanma, hizmet aygıtlarının değişik alanlarda kullanma

şartlarına, gerilim ve akım değerlerinin uygun olmasına bağlıdır. Aygıtların gerilim

ve akımına uyan değerler, elektrik makinalarından transformatörlerce sağlanır.

Transformatör ler elektrik enerjisinin belirli gücünde gerilim ve akım değerlerinde

değişiklik yapan makinalardır. Şebeke gerilimlerini, aygıtların çalışma gerilimine eşit

değere düşürmekte veya yükseltmektedir. Bu değişimi yaparken, devresi kapalı

alternatif manyetik alan gövdesi ile bu alanın etkilendiği iki sargı elemanından

yararlanılmaktadır.

Manyetik alan gövdesi, kapalı bir çerceve şeklinde, birbirinden yalıtılmış ince çelik

saçlardan meyana gelir. Birbirinden ayrı olan sargı makaraları bu çerçevenin iki kolu

üzerine geçirilmiştir. Çeliksaç paketi parçalı olarak hazırlandığından, kollar üzerine

makaralar geçirildikden sonra, üst birleştirme kolu yerleştirilir. Sargı makaralarının

biri şebekeye, diğeride alıcı aygıta bağlanır. Şebekeye bağlanan sargıya birinci devre

(primer) makarası diğerinide ikinci devre (sekonder) makarası denir. Birinci ve ikinci

devre bobinleri arasında hiç bir bağlantı söz konusu değildir. Ancak, burada bir

manyetik bağlantı söz konusudur. Bu bağlantı, birinci devre sargısına uygulanan

alternatif manyetik alanın geçtiği kapalı manyetik gövde ile yapılmışdır.

Transformatörlerin yapımı

Transformatör birinci devresine uygulanan alternatif gerilim, buradan küçük değerde

mıknatıslama akımı geçirir. Bu akım alternatif özelliği olan sinüs eğrisine göre değer

almaktadır. Birinci devre sargısında ortaya konan manyetik alanda aynı özellikde

alternatif manyetik alan olur. Bu alan, manyetik gövde çerçevesi içinde devresini

kapamakda ve değeri şebeke frekansına uyan bir değişim yapmaktadır. Endükleme

prensiplerine göre: değeri değişen manyetik alanlar tarafından etkilenen sargılarda

endüksiyon gerilimleri oluşmaktadır. Burada indüklenen ikinci devre sargısı,

herhangi bir alıcıya bağlanırsa bunu çalıştıracak akımı vereceği tabiidir.

Transformatörlerin yapımında

1. Transformatörün gücü (VA olarak),

2. Birinci ve ikinci devre gerilimleri ve spir sayıları,

3. Manyetik gövde için kullanılacak çelik saçın manyetik endüksiyonu,

4. Devre sargılarının üzerine geçirileceği manyetik kolun kesit hesabı,

5. Manyetik gövdenin düzenlenişi,

6. Sargı makaralarının hazırlanışı ve sarım işlemi konuları takip edilmektedir.

RÖLELER

Ufak güçdeki elektromanyetik anahtarlara röle adın verilir. Röleler elektromıknatıs,

palet ve kontaklardan oluşur. Elektromıknatıs bir demir nüve ve üzerine sarılmış bir

bobinden meydana gelir. Röle bobini doğru akımla çalışacaksa demir nüve bir

parçadan yapılır. Artık mıknatisiyetten ötürü paletin demir nüveye yapışık kalması,

nüvenin ön yüzeyine konmul küçük bir plastik parçayla önlenir. Alternatif akımda

çalışan rölelerin demir nüvesi saç pakatinden yapılır. Rölenin titreşim yapması demir

nüvenin ön yüzüne konmuş bakır halkayla önlenir. Dmir nüve üzerinde bulunan

bobin bir veya birkaç sargıdan meydana gelir. Röle bobininde birkaç sargının

bulunması, rölenin değişik gerilimlerde kullanılmasını sağlar. Rölenin paleti

kontakların açılıp kapanmasını temin eder. Palet bir yay vasıtasıyla veya yer

çekimim kuvveti nedeniyle demir nüveden uzakda bulunur. Rölelerde açık ve kapalı

olmak üzere genellikle iki tip kontak bulunur. Röle kontaklarının yapımında gümüş,

tungsten, palladyum, cıva metalleri ve tungsten-gümüş, palladyum-gümüş, platin-

rutenyum alaşımları kullanılır.

Kontaktörler

Büyük güçdeki elektromanyetik anahtarlara kontaktör adı verilir. Kontaktörler

elektromıknatıs, palet ve kontaklar olmak üzere 3 kısımdan oluşurlar. Elktromıknatıs

şeklinde bir demir nüve üzerine sarılmış bir bobinden meydana gelir. Kontaktör

bobinleri doğru ve alternatif akımla çalışırlar.

Kontaktör bobininin çalışma gerilimi, grilimin şekli ve frekansı ekseriya bobin

üzerinde bulunan bantta yazılıdır. Kontaktör bobini doğru akımla çalışacaksa, demir

nüve bir parça olarak yumuşak demirden yapılır. Yumuşak demirde artık

mıknatisiyet çok küçük olur. Bu küçük mıknatisiyet bobin akımının kesilmesi

halinde, paletin demir nüveye yapışık kalmasına neden olabilir. Bu nedenle demir

nüvenin ortadaki bacağının ön yüzüne plastik ve antimanyetik bir pul konur. Bu pul

paletin artık mıknatisiytten ötürü demir nüveye yapışık çalışmasına engel olur.

Bobini alternatif akımda çalışacak olan kontaktörlerin, E şeklinde demir nüveleri

silisli saclardan yapılır. Böylece demir nüvenin kayıpları en küçük değer indirilmiş

olur.

Alternatif gerilime bağlanmış bi bobinden alternatif akım geçer. Bobin akımı bobin

geriliminden yaklaşık olarak 90 derece geridedir. Bobin akımı aynı fazda alternatif

bir manyetik alan yaratır. Manyetik alan maksimum olduğunda palet çekilir, sıfır

olduğunda palet bırakılır. Bu nedenle palet titreşim yapar., kontaklar açılıp kapanır

ve kontaktör çok gürülütülü olarak çalışır. Bu sakıncayı gidermek için demir nüvenin

dış bacaklarının ön yüzlerinde açılan oyuklara, kalın bakır halkalar takılır.

Bir taransformatörün sekonder sargısı gibi çalışan bu bakır halkalarda gerilim doğar.

Doğan gerilim demir nüvedeki manyetik alandan 90 derece geridedir. Bakır halka

kısa devre edilmiş bir sargı olduğundan, endiksiyon gerilimi halka içinden akım

dolaştırır. Dolaşan bu akım gerilimle aynı fazdadır. Bu nedenle bakır halkadan geçen

akımın yaratacağı manyetik alan, esas manytik alandan 90 derece geride olmuş olur.

Bobnin yarattığı manyetik alan sıfır olduğunda, bakır halkanın yarattoğı manyetik

alan maksimum olur. Bu nedenle bobin manyetik alanının sıfır olduğu anlarda da,

paletin çekik kalması sağlanmış olur.

Doğru akım kontaktörlerinde palet yumuşak demirden bir parça olarak yapılır.

Alternatif akım kontktörleri nde ise palet silisli sacların paketlenmsiyle meydana

gelir. Palet kontakların açılıp kapanmasını sağlar. Yer çekimi kuvvetiyle veya bir yay

aracalığı ile palet demir nüveden uzakda bulunur. Elektromıknatıs enerjilendiğinde,

palet demir nüve tarafından çekilir ve kontaklar durum değiştirir. Kontaktörlerde açık

ve kapalı olmak üzere iki çeşit kontak vardır. Kontaktör kontaklarının yapımında

gümüşün bakır, nikel kadmiyum, demir, karbon, tungsten ve molibden yapılmış

alaşımları kullanılır. Bu alaşımlarda gümüşün sertliği arttırılmış, sürtünme ve arkdan

dolayı meydana gelecek aşınmalar azzaltılmıştır. Kontaktörlerde ana ve yardımcı

kontak olmak üzere iki çeşit kontak bulunur. Ana kontaklar yük akımını, yardımcı

yardımcı kontaklar kumanda devresinin akımını taşırlar. Kontaklara uygulanabilecek

gerilimin ve kontaklardan geçirebilecek akımın değeri, genelikle kontaktör üzerine

konmuş etiktte yazılıdır. Bu etikette ayrıca grilimin veya akımın cinsi de bulunur.

Etiketteki grilim değeri ile bobin üzerindeki grilim değerini, birbirine karıştırmamaya

dikkat etmek gerekir.

Aşırı akım röleleri

Elektrik motorlarını aşırı akımlardan korumak için kullanılan elamanlara aşırı akım

rölesi adı verilir. Sigortalar elektrik devrelerinde hatları korumak için kullanılırlar.

Motorların aşırı akımlardan korunmaları sigortalarla yapılmaz.

Buşonlu sigortaların normal ve geçikmeli olarak çalışan iki çeşidi vardır. Gecikmeli

çalışan sigortalar, motor devrelerindeki iletkenlerin korunmasında kullanılırlar.

Normal sigortalar ise motor ve başka tip alıcı devrelerinde iletkenleri korurlar. Eğer

sigortanın bağlı olduğu devreden 3 kat fazla akım geçerse normal sigorta 1 saniyede,

geçikmeli sigorta 5 saniyede devreyi açar. Aşırı akım rölelerinin termik ve magnetik

olmak üzere iki çeşidi vardır.

Manyetik aşırı akım rölesi

Akım rölesi

Bu röle motor akımının manyetik etkisi ile çalışır. Manyetik aşırı akım rölesi bobin,

demir nüve ve kontak olmak üzere 3 kısımdan oluşur. Normalde kapalı olan kontak

kumanda devresine konur. Rölenin bobini motor akımını taşır.

Aşırı akım rölesinin bobininden normal değerinin üzerinde bir bobin geçerse, demir

nüve yukarıya doğru çekilir. Demir nüvenin yukarıya dogru haraketi, kapalı kontağın

açılmasına sebep olur.

Bazı ev tipi cihazlarda örneğin buz dolaplarında kullanılan aşırı akım röleleri,

mbelirli bir sürenin sonunda otomatik olarak kurulurlar, Aşırı akım rölelerini yapan

bazı firmalar, röle üzerine bir vida koyarlar. Röle bu vidayla ya elle veya otomatik

kurulacak şekilde ayarlanır.

Akımın kısa aralıklarla normal değerinin üzerine çıkdığı durumlarda aşırı akım

rölelerinin kullanıldığı devrenin açılmaması gerekir. Çünkü bu durum geçicidir ve

motor için tehlikeli değildir.

Motor için asıl tehlikeyi, motordan sürekli olarak geçecek aşırı akım yaratır. Aşırı

akım motorun sıcaklık derecesini yükseltir ve yanmasına sebeb olur.

Termik Aşırı akım rölesi

Bu sölenin bi metalli ve ergiyici alaşımlı olmak üzere iki çeşidi vardır. Bimetalli

aşırı akım röleleri de direkt ve endirekt ısıtmalı olmak üzere iki şekilde yapılırlar. Bu

tip aşırı akım rölesinde bi metalin üzerinde bulunan ısıtıcı, motor akımını taşır.

Motor için tehlike yaratacak değerde bir akım sürekli olarak ısıtıcıdan

gectiğinde,meydana gelen ısı bimetali sağa doğru büker.

Bimetal kapalı olan kontağı acarak,kontaktörün bobin akımını keser. Güç

devresindeki kontaklar açılır ve motor sebekeden ayrılır.

Akım kısa bir süre için normal değerinin üzerine çıkarsa, ısıtıcı bimetali ısıtacak

imkanı bulamaz. Motor için tehlikeli olmayan bu gibi durumlarda ısı transferindeki

gecikme,rölenin çalışmasını önler.Bu yüzden yağlı zaman gecikme ünitesini bu tip

rölede kullanmak gerekmez.Termeik asırı akım röleleri elle veya otomatik olarak

kurulacak sekilde imal edilirler.Bazı termik asırı akım rölelerinin üzerinde bulunan

bir vida ile rölenin elle veya otomatik kurulması sağlanır.Üç fazlı sistemlerde termik

asırı akım rölelerini genellikle her fazın üzerinde, nadiren de iki fazın üzerine

konur.Bu röleler ya bir kapalı kontağı müşterek olarak kumanda ederler veya her biri

kendisine ait kontağı açarak motoru korumuş olur.Termik aşırı akım röleleri çeşitli

akım değerleri için yapılırlar.Her termik aşırı akım rölesi belirli iki akım değeri

arasında çalısır.Röle üzerinde bulunan bir ayar vidasıyla, rölenin arzulanan motor

akımına ayarlanması sağlanır.Bazı termik aşırı akım rölelerinde şöht dirençler

kullanılır.Bu dirençler bir aşırı akım rölesinin değişik akımlarda kullanılmasını

sağlar.

Termik aşırı akım rölesinin akım değeri büyüdükçe, ısıtıcı telin ve bimetalin

ölçüleride büyür.Hatta çok büyükakım değerlerinde ısıtıcının ve bimetalin yapımı

imkansız hale gelir.Bu gibi durumlarda bir akım trafosu ile kullanılacak küçük

değerli bir termikasırı akım rölesi,büyük güçlü bir motoru aşırı akımlardan korur.

Ayrıca firmalar büyük akımlar için aşırı akım rölelerini direkt ısıtmalı olarak

yaparlar.Direkt ısıtmalı termik aşırı akım rölelerinde ısıtıcı eleman bulunmaz.Direkt

ısıtmalı aşırı akım rölelerinde, motor akımı bimetal üzerinden geçer. Bimetalin

bükülmesine ve kontağın açılmasına sebeb olacak olan ısı bimetal içinde doğar.

ZAMAN RÖLELERİ

Kumanda devrelerinde ilk haraketten sonra, zaman gecikmesiyle bazı işlerin yapımı

istenebilir. Böyle devrelertde zaman röleleri kullanılır. Zaman rölelerinin biri düz

zaman rölesi, diğeri ters zaman rölesi olmak üzere iki çeşidi vardır.

Düz zaman röleleri, röle bobini enerjilendikden sonra gecikme yaparlar. Yani röle

bobini enerjilendikden sonra, rölede bulunan kapalı bir kontak açılır, açık olan

kontakda kapanır. Düz zaman rölelerinde bobinin enerjisi kesildikden sonra,

kapanmış olan kontaklar ani olarak açılır. Açılmış olan kontaklar ise ani olarak

kapanır. Böyle bir zaman rölesinde, bir kontaktörde veya rölede rastlanan normalde

açık veya normalde kapalı kontaklarda bulunabilir. Zaman rölesinin bobini

enerjilendiğinde bu kontaklar ani olarak açılır ve ani olarak kapanırlar. Bobinin

enerjisi kesildiğinde, kapanmış kontaklar ani olarak açılır. Açılmış olan kontaklarda

ani olarak kapanır.

Ters zaman röleleri, röle bobininin enerjisi kesildikden sonra gecikme yaparlar. Yani

röle bobininin enerjisinin kesilmesinden sonra, evvelce kapanmış olan kontaklar

gecikme ile açılırlar. Evvelce açılmış olan kontaklar ise gecikme ile kapanırlar. Ters

zaman rölelerininin bobinleri enerjilendiğinde kapalı olan kontaklar hemen açılırlar.,

açık olan kontaklar ise hemen kapanırla. Ters zaman rölelerinde de bir rölede veya

kontaktörde rastlanan tipde normalde açık ve normalde kapalı kontaklar bulunabilir.

Zaman rölesinin bobini enerjilendiğinde, bu kontaklar ani olarak açılırlar ve ani

olarak kapanırlar. Bobinin enerjisi kesildiğinde, kapanmış olan kontakalr gene ani

olarak açılırlar, açılmış olan kontaklar ani olarak kapanırlar.

Pistonlu zaman röleleri

Pistonlu zaman rölelerinin düz ve ters çalışan iki çeşidi vardır. Düz zaman rölesinde

bobin enerjilendiğinde, demir palet yukarıya doğru çekilir. Palete bağlı olan yay da

pistonu yukarıya çeker. Yalnız pistonun yukarıya doğru olan haraketi oldukca yavaş

olur.

Bazı firmaların yapmış olduğu zaman röleleri, hem ters hemde düz zaman rölesi

olarak kullanılabilir. Zaman rölesinin düz veya ters çalışır duruma getirilmesi, her

firmanın imalatında değişik olur. Bir tip zaman rölesini diğer tip zaman rölesine

çevirme, kullanılan zaman rölesinin prospektüsünde vrilen talimata göre yapılır. Bu

nedenle zaman rölelerinmin kontakları büyük akımalr taşıyamazlar. Başka bir deyişle

zaman röleleriyle güç devrelerinin kumandası yapılamaz.

Motorlu zaman röleleri

Bazı firmalar zaman rölelerinde, bobin yerine senkron motor kullanırlar. Bu tip bir

rölede motorun devir sayısı bir sıra dişli ile uygun bir değere düşürülür. Düşük

devirle dönen dişli ise, rölenin kontaklarını kumanda eder.

Termik zaman röleleri

Zaman gecikmesi ile kapalı bir kontağın açılması veya açık bir kontağın kapanması,

bu rölelerde ısı ile sağlanır. Termik zaman röleleri kontak bimetal ve ısıtıcı olmak

üzere 3 kısımdan meydana gelmiştir.

Bimetal seramikden yapılmış tüp içinde bulunur. Bimetal, uzaman katsayıları farklı

iki madeni şeridin birleştirilmesinden meydana gelir. Isıtıcı eleman dereye

bağlandığında, sıcaklı derecesi yükselmeye başlar. Seramik tüpte doğan ısı bimetale

geçer. Bimetalin sıcaklık derecesi yükseldikçe, sağa doğru eğilmek ister. Mikro

anahtarlardaki gibi mekaniki bir tertibat bimetalin yavaş hareketine mani olur.

Bimetalde doğan eğilme kuvveti uygun bir değere yükseldiğinde, bimetal ani olarak

sağa doğru hare ket eder. Normalde kapalı kontak açılır ve normalde açık kontak

kapanır. Böylece başlama anına göre, kontaklar zaman gecikmesiyle durum

değiştirmiş olurlar.

Doğru akım zaman röleleri

Doğru akım zaman röleleri diğer tip zaman rölelerinden yapı bakımından daha basit,

fiyat bakımında daha ucuzdurlar. Yalnız kullanılan yardımcı elamanlarda, rölenin

çalışmalarında gecikme temin edilmektedir. Doğru akım zaman rölelerinin bakır

halkalı ve kontaktörlü olmak üzere 3 çeşidi vardır.

Termistörlü zaman röleleri

Bu tip zaman rölelerinde, bir termitör bir röle ile seri olarak bağlanır. Böylece normal

bir röle, zaman rölesine çevrilmiş olur. Bakır, aliminyum ve demir gibi madenlerin

sıcaklık katsayıları pozitiftir. Bu madanlerin sıcaklık dereceleri yükseldikce

dirençleri artar.

Elektronik zaman röleleri

Diyot, transistör gibi yarı iletken elemanların kullanılmaları yaygınlaştıkca,

elektronik zaman röleleride mekanil tipdeki zaman rölelerinin yerlerini almaya

başladı. Örneğin mekanik yapıdaki merdiven otomatikleri yavaş yavaş uygulamadan

kalkmakda, onlrın yerine elektronik veya transistörlü merdiven otomatikleri

almaktadır.

Program röleleri

Program rölesi bir çeşit motorlu zaman rölesidir. Motorlu zaman rölelerinde

genellikle zamanla çalışan bir normalde açık, birde normalde kapalı kontak bulunur.

Halbuki program rölelerinde zamanla çalışan normalde açık ve normalde kapalı

birçok kontak vardır.

Bu kontaklar arzuya göre istenilen sırada ve zamanda çalıştırılabilirler. Program

röleleri, motorlu zaman rölelerinde kullanılan sembolle gösterilir.

Program rölelerinde kontakları açıp kapatacak olan ve üzerlerinde kamları taşıyan

mil bir senkron motorla döndürülür. Böylece kontakların hep aynı zamanda

çalıştırılması sağlanmı olur. Bu tip rölelerde kendi kendine yol alan bir senkron

motor kullanılır. Motor çalışmaya başladığında mil ve dolayısıyla üzerindeki kamlar

dönmeye başlar. Kamlarda kontakları açıp kapatırlar. Senkron motorun akımı

kesildiğinde, kamlrın dönüşü durur. Motor tekrar enerjilendiğinde, kamlar kaldıkalrı

yerden itibaren tekrar dönmeye devam ederler. Motor devrede kaldıkca 360 derece

lik bir dönüşden sonra program rölesi çalışmaya devam eder. Program röleleri ani

temaslı butonlarla çalışabilecek şekilde de yapılurlar. Örneğin bir başlatma butonuna

bir kere basıp bırakmakla, program rölesi çalışmaya başlar. 360 derece lik bir

dönüşden sonra röle kendi kendine durur. Bu röleyi bir kere daha çalıştırmak

gerektiğinde, başlatma butonuna bir kere daha basılır. Bu tip bir program rölesinin

enerjisi kesildiğinde, mil ve üzerindeki kamlar tekrar normal konumuna döner.

Program röleleri 10 saniye ile 3 saat arasında gecikme sağlarlar. Devir sayısını

düşürme gayesiyle kullanılan dişlileri değiştirmekle, bu rölelerin zaman ayarı yapılır.

Program rölelerinde her kamın karşısına bir mikro anahtar yerleştirilir. Mikro

anahtarlarda normalde açık ve normalde kapalı birer kontak bulunur. Mikro

anahtarın üzerinde bulunan makarakanın üzerindeki bir oyuğa girince veya bir

çıkıntının üzerine gelince kontaklar durum değiştirir.

ANAHTARLAMALI RELÜKTANS MOTORLARI

Anahtarlamalı relüktans makinası (Switched Reluctance Machine, SRM) ilk kez

İskoçyada 1838 yılında Dawidson tarafından bir lokomotifi hareket ettirmek için

kullanılmıştır. 1920' lerde ise C.L.Walker tarafından bu günkü ARM' lerin

özelliklerini taşıyan bir adım motoru icad edilmiştir. 1971 ve 1972 de Bedford ve

Hoft rotor konumuna eş zamanlı olarak stator sargı akımlarını anahtarlayarak bu

günkü modern ARM'lerin şekillenmesini sağlamışlardır. Ayrıca rotor ve stator kutup

geometrileri ve güç elektroniği çevirici yapıları üzerine de araştırmalarda

bulunmuşlardır. Avrupa'da anahtarlamalı relüktans motorlarının ticari bir önem

kazanması Byrne ve Lawrenson tarafından sağlanmıştır. Ayrıca SRDL (Switched

Reluctance Drives Ltd.) tarafından yapılan çeşitli çalışmalar 80'lerin başında bu

makineye olan ilgiyi arttırmıştır. SRDL'nin ilk lisanslı üreticilerinden olan Tasc

Drives (bu gün Oulton Drives adını almıştır), endüstriyel uygulamalar için gücü 4kW

ile 80kW arasında ARM tahrik sistemleri gerçekleştirmiştir. Günümüzde imalatının

basit ve ucuz olması ve çevirici güç elektroniği devresinde diğer kollektörsüz

makinalara oranla daha az anahtarlama elemanına ihtiyaç duyulması gibi üstünlükleri

sayesinde değişken hızlı tahrik sistemi uygulamalarında pay sahibi olmaya

başlamıştır.

1 ARM de Enerjİ Dönüşümünün Prensİplerİ

Şekil 1 de 6/4 kutuplu bir ARM kesiti gösterilmiştir. Motor üç fazlıdır ve her fazda

karşılıklı stator kutuplarına sarılmış, akıları birbirini destekleyecek yönde bağlanmış

iki bobin bulunmaktadır (bir faza ait sargılar gösterilmiştir). Bu bağlantı seri veya

paralel olarak yapılabilir. ARM'de bazı rotor konumlarının özel tanımları vardır.

Aşağıda bu temel konumlar ve gerekli açıklamalar bulunmaktadır

Kutuplu ARM'nin kesiti

1.1 Yüzyüze (Aligned) Konum

Rotor kutuplarından birisi stator kutuplarından bir tanesiyle tam olarak karşı karşıya

geldiğinde bu durum ilgili faz için yüzyüze (aligned) konum olarak tanımlanır.(Şekil

2). Rotor bu konumdayken yüzyüze bulunduğu stator kutup sargılarından akım

akıtılması halinde bir moment üretilmez.

Rotorun yüzyüze konumu

Rotor'un yüzyüze konumda bulunduğu stator kutbunun sargılarından akım akıtılıken

rotor döndürülerek yüzyüze konumdan uzaklaştırılırsa (şekil 3), tekrar bu konuma

döndürücü yönde bir moment meydana gelecektir. Yüzyüze konumda magnetik

relüktansın en küçük değerinde olması nedeniyle relüktans ile ters orantılı olan faz

endüktansı en büyük değerini alır. Düşük akı seviyelerinde relüktansın nerede ise

tamamı hava aralığında ortaya çıkar. Ancak karşılıklı iki kutbu birbirine bağlayan

stator boyunduruğunun oluşturduğu uzun magnetik yolda da önemli ölçüde

magnetomotor kuvvet tüketilir bu da yüzyüze konumdaki endüktansı azaltıcı bir etki

yapar.

Rotorun yüzyüze konumdan uzaklaştırılması

1.2 Ortalanmış (Unaligned) Konum

Bir stator kutbu ile ardarda dizilmiş iki rotor kutbunun radyal eksenlerinin

açıortaylarının çakıştığı Şekil 4 de gösterilen konuma ortalanmış (unaligned) konum

adı verilir. Rotorun bu konumunda da moment üretilmez. Eğer rotor ortalanmış

konumdan bir miktar uzaklaştırılısa rotoru yüzyüze konuma getirmek üzere bir

moment meydana gelecektir. Ortalanmış konum, rotorun kararsız bir durumudur. Bu

konumda faz endüktansı en küçük değerini almaktadır. Bunun sebebi rotor ve stator

arasındaki büyük hava aralığından dolayı relüktansın en büyük değerinde olmasıdır.

Hava aralığının relüktansı, çelik malzemeninkine göre çok büyüktür.

Rotorun ortalanmış konumu

Ortalanmış konumdaki mıknatıslanma eğrisinde yüzyüze konumdakinin aksine

belirgin bir doyma etkisi görülmez. Bunun sebebi ortalanmış konumda büyük

miktarda kaçak akıların meydana çıkmasıdır. ortalanmış ve yüzyüze konumlara ait

mıknatıslanma eğrileri yüksek akı seviyelerinde birbirlerine yakınsarlar ancak asla

kesişmezler.

1.3 Rotorun Ara Konumları

Rotor'un ortalanmış ve yüzyüze konumlar arasındaki konumları için ortaya çıkan

mıknatıslanma eğrileri yüzyüze ve ortalanmış konumların mıknatıslanma eğrilerinin

arasında yer alır. Mıknatıslanma eğrileri ARM'nin momentinin hesaplanmasında,

sargı ve saç paketlerinin boyutlandırılmasında kullanılan önemli bir parametredir.

Faz endüktansının değeri rotor konumu ve faz akımına bağlı olarak büyük miktarda

değişim göstermektedir. Anahtarlamalı relüktans motorunun teorisinde yer alan en

anlamlı iki endüktans değeri, doymasız durumda yüzyüze konumdaki faz endüktansı

değeri (La0) ve yine doymasız halde ortalanmış konumdaki faz endüktans (Lu0)

değeridir.

KOMPANZASYON HESABI

GİRİŞ: İyi bir kompanzasyon yapabilmenin iki önemli koşulu gereken kondansatör

gücünün dikkatli saptanması ve kondansatör adımları ile akım trafosunun doğru

seçimidir. Aşağıda bu değerlerin doğru seçimi için pratik bir yöntem bir örnek ile

açıklanmıştır. Uygulamada ise ENTES R-G 5A Kompanzasyon Rölesi kullanılmıştır.

GEREKLİ KONDANSATÖR GÜCÜNÜN SEÇİMİ: Gerekli kondansatör gücünün

tayini için tesisin Cos ’sinin ve kurulu aktif gücünün bilinmesi gerekmektedir.

Tesisin Cos ’si pratik olarak faturalardan bulunur. O dönemde harcana aktif ve

reaktif enerji bilindiğine göre

tan = harcana reaktif enerji/aktif enerji buradan Cos bulunur.

Tesisin kurulu aktif gücü ise , tesisteki tüm alıcıların (motorlar,aydınlatma

elemanları,fırın rezistansları vb ) etiketleri üzerindeki güçler toplanarak belirlenir.

Örnek olarak : Tesisimizin aktif gücü 60 KW Cos = 0.68 olsun Hedefimiz Cos yi

0.95 çıkartmaktır bunun için aşağıdaki Tablo 1 den yararlanarak K değerini bulup

aktif güçle çarparak Kvar olarak kullanılacak kondansatör değerini buluruz. Bu

ifadeyi formüle dökersek;

Qc=P.K

Tablodan K değeri 0.75 bulunur. Qc=60.0,75=45 Kvar bulunur.

Şimdiki Cos Ulaşılmak İstenen Cos

0.80 0.85 0.90 0.95 1

0.50 0.98 1.11 1.25 1.40 1.73

0.52 0.89 1.03 1.16 1.31 1.64

0.54 0.81 0.94 1.08 1.23 1.56

0.56 0.73 0.86 1.00 1.15 1.48

0.58 0.66 0.78 0.92 1.08 1.41

0.60 0.58 0.71 0.85 1.01 1.33

0.62 0.52 0.65 0.78 0.94 1.27

0.64 0.45 0.58 0.72 0.87 1.20

0.66 0.39 0.52 0.66 0.81 1.14

0.68 0.33 0.46 0.59 0.75 1.08

0.70 0.27 0.40 0.54 0.69 1.02

0.72 0.21 0.34 0.48 0.64 0.96

0.74 0.16 0.29 0.43 0.58 0.91

0.76 0.11 0.23 0.37 0.53 0.86

0.78 0.05 0.18 0.32 0.47 0.80

0.80 0.13 0.27 0.42 0.75

0.82 0.08 0.21 0.37 0.70

0.84 0.03 0.16 0.32 0.65

Kondansatör Adımının Tayini: Dikkat edilmesi gereken en önemli husus 1. Adımda

seçilen kondansatör değeri diğer adımlardakilerden daha küçük seçilmelidir.

Yukarıdaki örnekte 45 kvar lık kondansatör ile yapılacak kompanzasyon panosunda

5 kademeli röle kullanılması durumunda adımlar aşağıdaki gibi olmalıdır,

1. kademe 5 kvar

2. kademe 10 kvar

3. kademe 10 kvar

4. kademe 10 kvar

5. kademe 10 kvar

Akım Trafosunun Tayini : Akım trafolarından etiketlerinde yazılı akım değerlerinin

0.1 katından çok 1.2 katından az akım geçtiğinde hatasız çalışırlar. Bu nedenle akım

trafoları ne çok büyük ne de çok küçük seçilmelidir. Örnek tesiste güç 60 KW

çalışma gerilimi 380 V ise işletmenin nominal akımı I= P/1.73*U =60/1.73*220=

9.11 amperdir.

Bu formülden elde edilen akım değerlerine en yakın bir üst standart akım trafosu

seçilir. Örnekte 100:5 lik trafo kullanmak yeterlidir.

Reaktif Rölenin Bağlanması:

1. Akım trafosunu ana şalter çıkışına veya ana giriş sigortalarından birinin ayağına

bağlayınız. En çok karşılaşılan hata , akım trafosunun kompanzasyon panosundan

sonra bağlanmasıdır. Bu durumda röle çalışmaz. Akım trafosu daima

kondansatörlerden önce ve işletmenin ilk girişine bağlanmalıdır. Ayrıca akım

trafosundan çıkan telleri en kısa yoldan (panonun demir aksamına ve diğer

kablolara sarmadan ) tercihen 2x1.5 TTR kablo kullanarak rölenin 1 ve 2 nolu

uçlarına bağlayınız.

2. Akım trafosunun bağlı olduğu faz R olsun. Rölenin 4 ve 5. Nolu klemenslerine

mutlaka diğer iki fazı yani S ve T bağlayınız.

Bağlantı şeması aşağıda gösterilmiştir.

Reaktif Rölenin İşletmeye Alınması :

1. % ayar düğmesini 0.50 ye getiriniz. (TEK ‘in ön gördüğü değerdir.)

2. röleyi otomatik konumuna alınız.

3. C/k ayar düğmesini 0.05 e alınız. Devreye indüktif bir yük (örneğin motor) alınız.

Röle üzerindeki ind ışığı yanmalıdır. Kap yanıyorsa 4 ve 5 nolu uçları ters

çeviriniz.

4. Bundan sonra geriye kalan tek işlem c/k ayarının düzgün olarak yapılmasıdır.

Buradaki oranda c: 1. Adımdaki kondansatör gücünü k: akım trafosunun çevirme

oranını göstermektedir. Örneğimizde bu oran ;

Bulunur ve bu ayar 0.25 e getirilir.

Aşağıdaki tabloda c/k ayarı için seçim tablosu görünmektedir

Akım

Trafosu

1. kademedeki kondansatör gücü

5 10 15 20 25 30 40 50 100

30/5 0.83

50/5 0.50 1

75/5 0.33 0.67 1

100/5 0.25 0.50 0.75 1

150/5 0.17 0.33 0.50 0.67 0.83 1

k

c25.0

5/100

5

200/5 0.13 0.25 0.38 0.50 0.63 0.75 1

300/5 0.08 0.17 0.25 0.33 0.42 0.50 0.67 0.83

400/5 0.06 0.13 0.19 0.25 0.31 0.38 0.50 0.63

600/5 0.08 0.13 0.17 0.21 0.25 0.33 0.42 0.83

800/5 0.06 0.09 0.13 0.16 0.19 0.25 0.31 0.63

1000/5 0.05 0.08 0.10 0.13 0.15 0.20 0.25 0.50

1500/5 0.05 0.07 0.08 0.10 0.13 0.17 0.33

2000/5 0.05 0.06 0.08 0.10 0.13 0.25

Olabilecek Sorunlar

Arıza : Röle sürekli kondansatör alıyor. Cos metre kapasitif gösterdiği halde

çıkarmıyor.

Sebepleri:

1. Kondansatör panosunu besleyen güç kablosu akım trafosundan önce alınmıştır.

2. Rölenin 4 ve 5 nolu klemenslerine akım trafosunun bağlı olmadığı diğer iki faz

yerine(S T) akım trafosunun bağlı bulunduğu faz (R) bağlanmıştır. Bu durumda

ind veya kap ledlerinden biri sürekli yanar ve röle devreye sürekli kondansatör

alır veya çıkarır.

Arıza : Röle çalışıyor. Kademelerin devreye girdiği röle üzerindeki ışıklardan belli

oluyor. Kontaktörler çekiyor fakat Cos yükselmiyor ve röle kondansatör almak

istiyor.

Sebepleri:

1. Kondansatör sigortaları atmıştır.

2. Kontaktör kontakları kirlenmiştir.

3. Kondansatörler değer kaybetmiştir.

4. Kurulu kondansatör gücü , tesisin kompanzasyonuna yetmemiştir. Kondansatör

ilavesi gerekmektedir.

Arıza : Motorlar çalışıyor. Devrede kondansatör olmadığı halde kap ışığı yanıyor.

Sebepler :

1. Rölenin 4 ve 5 nolu uçlarını değiştiriniz.

Arıza : Aynı akım trafosundan hem röle hem de Cos metre besleniyor ancak her

iki cihazda düzgün çalışmıyor.

Sebepler :

1. Bağlantı hatası vardır.(Röle ve Cos metre akım devreleri şemadaki gibi SERİ

bağlanmalıdır.

2. Akım trafosu büyük seçilmiştir.

3. Cos metre gerilim devresi bağlantısı R fazından alınmıştır. (Reaktif güç kontrol

rölesinin tersine Cos metrenin gerilim devresi, akım trafosu, ile aynı faza

bağlanmalıdır.

SENKRON MOTORDA V E EĞRİLERİNİN BELİRLENMESİ

VE TEPKİN GÜCÜN AYARLANMASI

Senkron motora asenkron yol verilirken uyarma sargısı neden bir dirençle

kısa devre edilir?

Senkron makinenin uyarma sargısı çok sarımlıdır. Bu nedenle asenkron kalkış

süresince bu sargıda yüksek değerli bir gerilim endüklenir ve bu gerilim de sargıya

zarar verebilir. Bu sorunu önlemek için uyarma sargısı karkış süresince kendi

direncinin 5 ile 10 katı arasında bir değere sahip olan bir dirençle kısa devre edilir.

Senkron motora asenkron kalkışı anlatınız.

Asenkron yol verme söndürüm sargılı ve/veya kütlesel kutuplu senkron

motorlarda kullanılır. Motor sadece asenkron motor moment etkisi ile ivmelenir.

Motor, uyarma sargısı uyarılmadan doğrudan şebekeye bağlanır ve asenkron

motordaki gibi kısa devre söndürüm sargıları üzerinden yol alır. Senkronlanıncaya

kadar belli bir kayma değerinde asenkron motor olarak çalışır. Çıkık kutuplu senkron

motorlarda kalkış süresince kütlesel kutup yüzeylerinden akan girdap akımlarının

yarattığı asenkron momentten de yararlanılır. Böylece kalkış momenti attırılabilir

veya motora yalnız bu momentle kalkış yaptırılabilir. Girdap akımlarının yarattığı

moment,motoru tek başına ivmelendirmek için yeterli olmayabilir. Sonuç olarak

asenkron kalkış için önemli olan, rotorda söndürüm etkisinin yaratılabilmesidir.

Asenkron motorda kullanılan yol verme yöntemleri senkron motorun

asenkron kalkışında da kullanılabilir. Bu yöntemlerden en kullanışlısı, düşük kalkış

akımı ile yüksek kalkış momentinin elde edildiği transformatörle yol vermedir. Diğer

bir asenkron yol verme yöntemi de, küçük ve orta büyüklükteki düşük hızlı senkron

motorlarda kullanılan kısmi sargılı kalkıştır. Bu yöntemde, kalkışta stator sargısının

yalnız bir kısmı kullanılır. Böylece kalkıştaki kaçak reaktans, tüm sargı

kullanıldığındakine göre arttırılmış olur ve kalkış akımı küçülür. Döndürme momenti

ise, tüm sargı kullanıldığındaki değerinin yaklaşık olarak %45 ..70’i kadardır.

Çıkık kutuplu senkron makinelerde manyetik simetrisizlik nedeniyle,

asenkron işletmede endüvi akımının genliği maksimum ve minimum değerleri

arasında salınır. Ayrıca, uyarma sargısı bir direnç üzerinden kısa devre edilmiş bütün

senkron makinelerde, asenkron işletmede, uyarma sargısının tek fazlı oluşu, yani

elektriksel simetrisizliği nedeniyle stator elektriksel büyüklüklerinde (1-2s),

döndürme momentinde ise 2f frekansında salınan üst titreşimler vardır.

Akım yer eğrisini kulanarak senkron motorda tepkin güç ayarI

Üreteç yön sistemine göre yapılan incelemeye göre;

d

p

d X

Uj

X

UjI 1

1 ve 111 ko III

Endüvi akımı I1, boşta çalışma akımı I1o ile kısa devre akımı Ik1’in vektörel

toplamına eşittir.

Senkron makinede tepkin güç ayarı uyarma akımı ile yapılır. Senkron

motorun ÜYS’ye göre çizilmiş akım yer eğrisinde de görülebileceği gibi endüvi

akımının geometrik yeri, akımın etkin bileşeni sabit tutulmak koşuluyla uyarma

akımının büyüklüğüne bağlı olarak motor çalışma bölgesinde herhangi bir yerde

bulunabilir. Böylelikle uyarma akımı azaltılıp çoğaltılarak, yani endüvi akımının

tepkin bileşeninin büyüklüğü değiştirilerek motorun şebekeden aldığı veya şebekeye

verdiği tepkin gücün büyüklüğü değiştirilebilir.büyük uyarma akımı değerlerinde

motor endüktif yüklenir ve şebekeye tepkin güç verir. Azalan uyarma akımı

değerlerinde önce şebekeye verdiği tepkin güç azalır, sonra da ohmik çalışmaya

geçer. Uyarma akımı azaltılmaya devam edilirse, motor kapasitif yüklenerek

şebekeden tepkin güç alır.

Üç fazlı sistemlerde güç üç ayrı yöntemle ölçülebilir:

1. Bir vatmetre metodu

2. yapay sıfır noktalı bir vatmetre metodu

3. iki vatmetre metodu (Aron montajı)

Bir vatmetre metodu:

Bu en basit ölçüm metodudur. Burasa sistemin sismetrik yüklenmiş olduğu kabul

edilir. Akım bobini üç fazdan birinde ve gerilim bobini de fazla nötr arasında

bulunur. Bu yöntemle ölçülen gücün 3 katı toplam gücü verir.

Yapay sıfır noktalı, bir vatmetre metodu:

Sıfır noktası dışarı çıkartılacak gibi değil ise, bu amaçla hazırlanmış sıfır noktası

direnci ile yapay olarak bu nokta oluşturulur. Vatmetrenin gerilim bobini aralarına

A’

I’k1=I’1f I’1

I1

I1r I’1r

2

U1

Up

Q

Ik1=I1f A

P

Kapasitif Yükleme Endüktif Yükleme

I1o

Senkron motorun ÜYS’ye göre çizilmiş akım yer eğrisi ve tepkin güç ayarı

üç direnç sokulmasıyla üç fazla birleştirilir. Burada r ve s dirençleri birbirine eşit ve

ayrıca vatmetrenin gerilim bobini ile w direncinin toplamına eşit olmalıdırlar:

r=s=v+w

Bu bağlamada ölçülen gücün üç katı toplam gücü verir. Bu nedenle sadece simetrik

yük durumunda kullanılır.

İki vatmetre metodu – Aron montajı:

İki vatmetrenin akım bobinleri herhangi iki faza seri olarak bağlanır ve gerilim

bobinleri de akım bobinlerinin bulundukları faz ile serbest kalan üçüncü faz arasına

bağlanır. Böyle bir bağlamada sistemin toplam gücü vatmetrelerin gösterdikleri

sapmaların isaretleri ile hesaplanmak suretiyle toplamına eşittir.

Toplam güç=W1 +W2

Güç Faktörünün Hesaplanması:

Üç fazlı sistemlerde üç fazın akımları ve faz kaymaları farklı olabilir. Bu şekilde her

bir faz için yapılacak ölçülerle her fazın güç faktörü hesaplanır. Fakat önemli olan

toplam sistemin güç faktörünün hesaplanmasıdır, ki bu da sistemin aktif gücünün

görünür gücüne olan oranından hesaplanır.

IU

P

S

P

..3cos

Şekildeki aron bağlantısında akım ve gerilimlerin ortalamasından gidilerek sistemin

güç faktörü,

IU

WW

..3cos 21 olarak bulunur.

Güç faktörü yalnızca vatmetrelerin sapmalarından da elde edilebilir.

21

213

tg Burada 1 iki vatmetreye ait sapmalardan büyük olanı

göstermektedir.

Aron montajı

Senkron motorda asenkron kalkış momenti söndürüm sargısının yapım

malzemesine bağlı olarak nasıl değiştirilebilir?

Senkron makinaya yol vermek için kutup ayaklarına amortisör çubukları

yerleştirilir. Bunlar kutup tekerleği çevresi boyunca her iki yanda kısa devre edilerek

iki adet kapalı kısa devre halkası oluşturulur. Saç paketli kutup ayaklarında

kullanılan kısa devre çubukları dikdörtgen veya yuvarlak kesitli olabilir ve kutup

ayağı yüzeyine yakın yerleştirilirler. Manyetik doymayı önlemek için ise amortisör

oluklarından kutup yüzeyine doğru yarıklar açılır.

Bakırdan yapılan bu çubukları kısa devre eden yan halkalar bakır veya

pirinçten yapılır. Kısa süreli de olsa zaman zaman bu çubukların oluşturduğu

amortisör sarhgısı daha büyük akımlarla yüklenir. Bunun sonucu olarak sargı

düzensiz bir ısınma zorlanmasına uğrar ve değişik parçaların sıcaklık dereceleri

arasında büyük farklar oluştuğundan ısı gerilimleri meydana gelerek mekanik kuvvet

etkilerine yol açar. Kısaca, kalkış momentini arttırmak için söndürüm kafesinin

pirinç veya tunç gibi bakırdan daha kuvvetli alaşımlarla yapılmalıdır. Kalkış

momentinin düşük olmasının zararlı olmayacağı durumlarda ise söndürüm kafesi

bakırdan yapılabilir.

EKLER

DEVLET İSTATİSTİK ENSTİTÜSÜ BAŞKANLIĞI

1995 - 1996 YILLARI ELEKTRİK ÜRETİMİ VE DAĞITIMI

ANKETİNİN

GEÇİCİ SONUÇLARI

*1996 YILINDA 1995 YILINA GÖRE % 9.99 ORANINDA ELEKTRİK ENERJİSİ

ÜRETİM ARTIŞI SAĞLANMIŞTIR.

*ELEKTRİK ENERJİSİNİN 1995 YILINDA % 82.2 'Sİ, 1996 YILINDA DA %

72.9 'U TÜRKİYE ELEKTRİK ÜRETİM İLETİM A.Ş. (TEAŞ) TARAFINDAN

ÜRETİLMİŞTİR.

* ELEKTRİK ENERJİSİNİN 1995 YILINDA % 51.36 'SI SANAYİDE, % 20.26 'SI

MESKENLERDE, 1996 YILINDA İSE; % 53.09 'U SANAYİDE, % 21.91 'İ

MESKENLERDE TÜKETİLMİŞTİR.

*ELEKTRİK ENERJİSİNİN 1995 YILINDA % 38.14 'Ü MARMARA, % 18.09 'U

EGE BÖLGESİNDE, 1996 YILINDA İSE; % 38.87 'Sİ MARMARA, % 17.29 'U

EGE BÖLGESİNDE TÜKETİLMİŞTİR.

*ELEKTRİK ENERJİSİNİN 1995 YILINDA %19.84 'Ü, 1996 YILINDA DA %

20.71 'İ İSTANBUL İLİNDE TÜKETİLMİŞTİR.

*KİŞİ BAŞINA ELEKTRİK TÜKETİMİ 1995 YILINDA 1088 kWh, 1996

YILINDA 1160 kWh OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR.

Bu haber bülteninde 1995- 1996 yıllarına ait anket sonuçları verilmektedir. Devlet

İstatistik Enstitüsü elektrik enerjisi istatistikleri konusunda yıllık ve üçer aylık

dönemlerde veri derlemeye 1995 yılında başlamıştır. Takip eden aylarda peryodik

olarak dönemsel anket sonuçları da kamuoyuna duyurulacaktır.

1995 yılında 86 247.4 Gwh, 1996 yılında ise 94 861.5 Gwh elektrik enerjisi üretimi

gerçekleşmiştir. 1996 yılında, 1995 yılına göre % 9.99 oranında elektrik enerjisi

üretim artışı olmuştur.

Üretilen elektriğin 1995 yılında 50 706.5 GWh 'ı termik, 35 540.9 GWh 'ı hidrolik

iken, 1996 yılında ise; 54 386.4 GWh 'ı termik, 40 475.1GWh 'ı hidrolik olarak

gerçekleşmiştir. 1996 yılında, 1995 yılına göre % 7.26 oranında termik elektrik

enerjisi üretim artışı sağlanmış, bu oran hidrolik elektrik enerjisinde % 13.88

oranında gerçekleşmiştir.

1995 yılında Coğrafi bölgelere göre elektrik enerjisinin %38.14 Marmara, %18.09

Ege, %13.07 Akdeniz, %13.76 İç Anadolu, %8.85 Karadeniz, % 3.21 Doğu

Anadolu, %4.89 'u Güneydoğu Anadolu Bölgesinde tüketilirken; 1996 yılında ise,

%38.87 Marmara, %17.29 Ege, %12.98 Akdeniz, %14.15 İç Anadolu, % 8.55

Karadeniz, %3.23 Doğu Anadolu, % 4.93 'ü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde

tüketilmiştir.

1995 yılında üretimin % 82.2 'si TEAŞ, % 6.5 'i Otoprodüktörler , % 2.7 'si

Ayrıcalıklı Şirketler, % 0.1 'i Üretim Şirketleri ve % 8.4 'ü Özelleştirme İdaresi

bünyesindeki santrallarinde üretilmişken; 1996 yılında bu oranlar; % 72.9 'u TEAŞ,

% 6.4 'ü Otoprodüktörler, % 3.1 'i Ayrıcalıklı Şirketler, % 0.5 'i Üretim Şirketleri ve

% 17.2 'si Özelleştirme İdaresi bünyesindeki santrallerde gerçekleşmiştir.

1995 yılında

kullanım yerlerine

göre elektriğin

tüketim oranları;

resmi daireler

%5.95, sanayi

%51.36, meskenler

%20.26 , sokak

aydınlatması

%3.67, şantiyeler

%0.92, tarımsal

sulama %1.92,

ticaret %6.72, diğer

sektörlerde de

%9.20 oranında

tüketilmiştir.

1996 yılında

kullanım yerlerine

göre elektriğin

tüketim oranları;

resmi daireler

%4.40, sanayi

%53.09, meskenler

%21.91, sokak

aydınlatması %3.70,

şantiyeler %0.94,

tarımsal sulama

%1.97, ticaret

%7.65, diğer

sektörlerde de

%6.35 oranında

tüketilmiştir.

1995 verileri itibarıyle en çok elektrik enerjisi tüketen üç il sırası ile İstanbul %

19.50, İzmir % 11.64, Bursa % 5.27 olmuşken, en az elektrik enerji tüketen üç il

sırasıyla Bayburt, Iğdır ve Tunceli olmuştur.

1996 verileri itibarıyle en çok elektrik enerjisi tüketen üç il sırası ile İstanbul % 20.71

, İzmir % 10.53, Bursa % 5.40 olarak gerçekleşmişken, en az elektrik enerjisi tüketen

üç il sırasıyla Ardahan, Iğdır ve Bayburt, olmuştur.

AMAÇ

Elektrik sektörü hakkında ayrıntılı bilgi derlemek, hükümetin alacağı ekonomik

tedbirlere ışık tutacak bilgileri elde etmek, milli gelir ve input- output çalışmaları için

veri kaynağı oluşturmak çeşitli araştırmalara hizmet edecek veri tabanları

hazırlamak, uluslararası tavsiyeleri gözönünde bulundurarak uluslararası

kıyaslamalara imkan sağlayacak bilgileri derlemektir.

ELEKTRİK ÜRETİM İSTATİSTİKLERİ : 1995 ve 1996 yılında faal olan termik

ve hidrolik santrallerin tamamı kapsanmıştır.

ELEKTRİK DAĞITIM İSTATİSTİKLERİ : 1995 ve 1996 yılında elektrik

enerjisi satın alıp bu enerjiyi tüketim sektörlerine dağıtan devlet yada özel bütün

işletmeler kapsanmıştır.