116
NİSAN - HAZİRAN 2013 / 3. SAYI PLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ Plastik sektörü geleceğini tartışıyor: SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN HANGİ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ?

PLASFEDDERGİ Sayı 3

Embed Size (px)

DESCRIPTION

PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi Nisan - Haziran 2013 Sayısı

Citation preview

Page 1: PLASFEDDERGİ Sayı 3

NİSAN - HAZİRAN 2013 / 3. SAYIPLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ

Plastik sektörü geleceğini tartışıyor:

SÜRDÜRÜLEBİLİRBÜYÜME İÇİN

HANGİ SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ?

Page 2: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 3: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PAGDER & ASLAN OSB, Plastik İhtisas OSB olarak yapılandırıldığı için yeni teşvik yasası 2 B ekinde yer alan 1 no.’lu dipnota göre bölgesel destekler kapsamında değerlendirilecektir. Referans değer olarak verilen % 50 yatırım teşvik destek miktarı, yeni istihdam edilecek personel sayısı ve yatırım finansmanı olarak kullanılacak kredi miktarına göre değişiklik gösterir.

*PAGDER & ASLAN OSB, Plastik İhtisas OSB olarak yapılandırıldığı için yeniteşvik yasası 2 B ekinde yer alan 1 no ’lu dipnota göre bölgesel destekler

*

%50Yatırım Teşvik Desteği*

Türkiye’nin İlk

Özel Plastik İhtisas

Org. San. BölgesiKırklareli - Vize’de Kuruluyor.

www.pagder.org

[email protected]

Tel: 0212 438 26 19

www.paosb.org

[email protected]

Tel: 0212 438 58 41

Page 4: PLASFEDDERGİ Sayı 3

LAMID

ARBON BLEND BLENDLAMID 66 OPLEN OPLEN LAMID 6 OPLEN LAMID 6RENLAMID 66

OPLEN LAMID 6 LAMID 66 LAMID 66OPLEN LAMID 6 LAMID 66

Tisan

Mühendislik Plastikleri

Mühendis l ik P last ik le r i

(PE)

ARBON (PC)

BLEND(PA6 / PA66)

OPLEN (PPC)

REACH

OPLEN (PPH)

(PBT)

REN

Page 5: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

3

BAŞKANIN MESAJI

Selçuk AksoyBaşkan

PLASFEDPlastik Sanayicileri Federasyonu

Sizlere, dergimizin üçüncü sayısını sunmaktan dolayı kıvançlıyız. Bu sayımızda sektö-

rümüz açısından çok kritik bulduğumuz bir konuyu; Sürdürülebilir bir plastik sanayii için adil

rekabeti kapak konusu olarak seçtik. Doğal olarak bu konu açılınca ilk akla gelen unsur kayıt

dışılık ve standart dışı kuralsız üretim ile bunların yarattığı değer erozyonu aklımıza geliyor.

Sektörümüzün kamuoyundaki olumsuz imajı ve plastik ürünlerin maruz kaldığı eleştiriler

dikkate alındığında, bu konuda biz plastik sanayicilerinin herkesten daha fazla duyarlı olması

gerekiyor.

Çünkü, maliyeti düşürmek ve kar marjını arttırmak adına piyasaya sürülen düşük kalite-

li, standart dışı veya taklit ürünler yalnız haksız rekabet yaratmıyor, tüketici gözünde bütün

sektöre değer kaybettiriyor ve sektörümüzün geleceğini ipotek altına alıyor. Diğer bir deyişle

bugünü kurtarmak adına yarından oluyoruz.

Tabii ki bu durum sadece bizim sektöre özgü bir durum değil. Maliye Bakanlığı’nın sıklıkla

vurguladığı gibi ülkemizde kayıt dışı ekonominin boyutunun yüzde 26 seviyesinde olduğu tah-

min ediliyor. Bir hesaba göre ise yüzde 42 seviyesinde. Kayıt dışı işçilik ise TÜİK hesaplamasına

göre yüzde 36 oranında. Tarım dışı imalat ve hizmetler sektörleri için birlikte yapılan analizde

ise yüzde 22’nin üzerinde bulunuyor. Ancak sektörümüzün çoğunlukla küçük ve orta ölçekli

işletmelerden oluşuyor olması bu sorunu plastik sektörü için önemli hale getiriyor. Çünkü ka-

yıt dışılık küçük ölçekli fi rmalar arasında çok daha yaygın olarak görülüyor. Ölçek ekonomisini

yakalayamayan fi rmalar ayakta kalabilmek için kayıt dışına ve haksız rekabete yöneliyor. Plas-

tiklerin malzeme olarak rekabet ettiği kâğıt, cam ve metal sektörlerindeki işletmelerin ölçek-

lerinin görece olarak daha büyük olduğunu görüyoruz. Bu da bu sektörlerdeki fi rmaların daha

iyi organize olmalarına ve özdenetim uygulamalarına imkân sağlıyor. Öte yandan geçmişte

bir teşvik politikası olarak kayıt dışılığa devlet tarafından göz yumulması ve piyasa denetim

mekanizmalarının aktif olarak uygulanmaması da bu konuda ortam hazırlamıştır.

Federasyon olarak artık kurucu derneklerimiz ve paydaşlarımızın sesini çok daha kuvvetli

olarak duyuruyor ve gerek kamu gerekse sektör nezdinde çok daha iyi temsil ediliyoruz. Şim-

diye kadar yapılanları, yapılamayanları daha gerçekçi, daha derin ve daha güçlü biçimde ka-

muoyu gündemine taşıyor ve karar alıcılara sunuyoruz. Kısa sürede önemli, başarılı sonuçlar

aldığımızı da memnuniyetle paylaşmak isterim. Şimdi gündemimize aldığımız “adil rekabet için

etik kurallar ” ise bütün çabalarımızın odak noktası olan sektörümüzün sürdürülebilir büyüme-

si için önemli bir konudur.

Plastik sanayicileri, her konuda özgüvenle özeleştiri dâhil, bütün sorunları ortaya koy-

maya, tartışmaya ve gerekli önlemleri almaya kararlıdır. “Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik

Kurallar” belgesi bunun en somut örneklerinden biridir. Tartışmaya açtığımız sürdürülebilir-

lik konusu da bu çabaları ilerletme kararlılığımızın göstergesidir. Çağdaş bir ülkeden, güçlü bir

ekonomiden söz ediyorsak adil rekabetin dayattığı gerçeklerden kaçamayız. Herkesten önce

adil rekabeti bozan ve bu tip ekonomik faaliyeti amaç haline getirmiş kişilerle mücadeleden

geri duramayız. Haksızlık yapana karşı durmamak, haklı olana zarar vermek anlamına gelir ki

inanıyorum, sektörümüz mensupları haklının, dürüst rekabetin yanındadır.

Geçtiğimiz üç ay içinde yaşadığımız önemli bir gelişme de Türkiye çapında meslek odaları

komite ve meclis seçimleri oldu. Oda yönetimlerine, meclislere ve meslek komitelerine yeni

seçilen meslektaşlarımızı tebrik ediyor ve kendilerinden sektörümüzün ilerlemesi için ellerin-

den gelen çabayı meslek odaları ve TOBB platformlarında göstermelerini bekliyoruz.

Sizlere bol kazançlı, sağlıklı günler dilerim.

PLASFED’den Merhaba

Page 6: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

4

İÇİNDEKİLER

PLASFEDDERGİPlastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi

e-dergi; www.plasfed.org.tr

• PLASFED Adına İmtiyaz SahibiSelçuk Aksoy

• Yayın KuruluHüseyin Semerci - Şenmak MakinaReha Gür - EurotecYavuz Eroğlu - Sem PlastikSibel Destereci Yılmaz - Tepsan PlastikMevlüt Çetinkaya - PetkimAhmet Yalçınkaya – Yalçınkaya PlastikKurt Kuruç - FarmamakErdoğan Çiçekçi – Çipitaş SentetikMehmet Turhan Onur – Ravago GroupYakup Ülçer - EnplastMurat Cansever - EurotecTalha Apak – Apak YMMAdnan Akkurt – Gazi ÜniversitesiBehçet Gülenç – Gazi ÜniversitesiHüseyin Yıldırım – Yalova ÜniversitesiKerem Cankoçak – İstanbul ÜniversitesiLevent Kurnaz – Boğaziçi ÜniversitesiMehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik ÜniversitesiMehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiMustafa Öksüz – Yalova ÜniversitesiNevzat Artık – Ankara ÜniversitesiNurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi

• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci

• Editör Mehmet Pala

• Yayın Sorumlusu Erol Türker

• Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı

• Grafi k TasarımBurak Çetiner – Pusula BasımTel: 90 212 671 8303

• Reklam Koordinatörü Selçuk Bostancı

• İletişim Barbaros Cad. İstanbul Ticaret Sarayı, No:294 Giyimkent – İSTANBULTel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593www.plasfed.org.tr [email protected]

• Baskı Ümit Matbaacılık Tel: 90 212 565 4269

Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır.

Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafi klerin

her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

62

80 84

40

Deneyim: Hayrullah Yelkenci: “Sektörün sivil toplum örgütleri programlarının dışına çıkmamalı”

Atlas: BRICS ülkesi Güney Afrika potansiyel vaat ediyor

Pano: İKMİB Başkanı Murat Akyüz: EPDK tebliği sektörü olumsuz etkileyecek

Pano : PAGDER Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik UR-GE projesinde ilerliyor

36

42 Pano : EGEPLASDER-İZFAŞ organizasyonu PLASTECH sektörü buluşturdu

Pano : EGEPLASDER Türkiye’nin Kalite Etiketi alan 20 küme arasında yer aldı.

24

GÜNDEM / KAPAKPlastik sektörü geleceğini tartışıyor: Sürdürülebilir Büyüme için Hangi Sorunlar Çözülmeli

Pano : Oda ve borsa seçimleri: Plastik sektörünün temsil gücü arttı

Plastik sektörü yol ayrımında: KOBİ kalmak çözüm değil

14

Page 7: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

5

90

323026

104

108

76

PlaStk:Derneklerden Mesajlar

10-18

44

Pano: Plastiğe yönelik olumsuz propaganda üç yılda Belgrad ormanı kadar ağaca maloluyor!

72

INNOVA / İnovasyonDoç. Dr. Mehmet SankırAr-Ge’ye bilim insanı bakışı:

Profi l: Kemal Zorlu: “Standart dışı üretim gelecek nesillere ihanettir”

Pano: PAGDER: Plastik ambalajdaki numaralar çevreye katkı amacıyla konuluyor

Pano: BURPAS İhtisas OSB ve elektriğini üretimi için çalışmalarını hızlandırdı

Pano: Ankara Plastik Sanayicileri Derneği’nde bayrak değişimi

From the Industry(Eng): Structural problems in plastic processing machi-nery industry persist.

Breaking News: News In English

10

22

Pano: PLASFED, sektörün tanıtımı ve mevzuat çalışmalarına katkı verecek

Pano : EUROMAP İcra Kurulu Kasımda İstanbul’da yapılacak

98

100

Endüstriden: Plastik sektörü 2013 ilk çeyrek sonuçları

Endüstriden: Plastik işleme makineleri gelişmeleri

Pano: PAGDER, dürüst ve adil rekabet için Etik Kurallar oluşturuyor

6-7

Başarı Öyküsü: Koray Tütek “Birbirini tamamlayan sektörlerin bir araya gelmesi gerekiyor”

Page 8: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

6

PANO

Türkiye iş dünyasının köklü sivil toplum

örgütlerinden Plastik Sanayicileri Derneği

PAGDER, imalat sanayiinde örnek olacak bir

girişimi hayata geçirdi. “Plastik İşleme En-

düstrisi İçin Etik Kuralları” belgesini hazır-

layan ve görüşe açan PAGDER, gönüllülük

esasına dayanan uygulamayla, çağdaş iş ya-

şamına katkı vermeyi hedefl iyor.

PAGDER tarafından uluslararası örnek-

leri dikkate alınarak, Türk iş dünyasına uygun

biçimde hazırlanan Etik Kuralları belgesinde,

dürüst ve adil rekabetten insan haklarına,

çevreye duyarlılıktan sosyal sorumluluk ve

çocuk haklarına bir dizi etik ilke kural haline

getirildi. Plastik sektörü için oluşturulan etik

kurallar, 5 bölüm altında toplandı.

Bölümlerde, insan hakları, cinsiyet eşit-

liği, çocuk hakları çevre duyarlılığı, rüşvet ve

tekelcilik yaklaşımları, çocuk işçiliğinin ön-

lenmesi gibi alanlarda, şirketlere çağdaş iş

yaşamının gereği olan bir dizi gönüllü uyumu

öneren kurallar belirlendi. Belgenin ilk dört

bölümde kabul esasları ve etik kurallar sayı-

lırken, son bölümde kuralları kabul ettiğini

beyan edenlere yönelik izleme ve değerlen-

dirme mekanizması oluşturuldu.

PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları’nın bölümleri,

1. Genel yönetmelikler

2. Antitröst ve rekabet yasası yönergeleri

3. Küresel yönergeler

4. Etik ve sosyal ilkeler

5. Etik kurallarının gözetilmesi

olarak sıralandı.

Benzer bir gönüllü girişim Birleşmiş Mil-

letler tarafından Küresel İlkeler Sözleşmesi

Global Compact programıyla devam ediyor.

Etik kurallara saygılı olduğunu ilan eden şirketler özel logoyu kullanabilecek

PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi İçin

Etik Kuralları belgesini kabul etmek tamamen

gönüllülük esasına dayalı olarak tasarlan-

dı. Ancak bu belgeyi ve ilkeleri kabul ettiğini

beyan eden şirket ya da kuruluş PAGDER ta-

rafından oluşturulacak bir değerlendirme ve

izleme mekanizmasından geçecek. Sonuçta,

ilkelere uygun olduğu belirlenen şirket, her

türlü görsel malzemesinde ve iletişim araç-

larında, özel olarak tasarlanan logoyu kulla-

nabilecek.

Plastik İşleme Etik Kurallar

PAGDER dürüst ve adil rekabet için gönüllü girişim başlattı:

PAGDER, imalat sanayii için örnek olacak bir girişim başlatarak, plastik endüstrisi için örnekleri başta Bir-

leşmiş Milletler olmak üzere üst düzey kuruluşlarda görülen etik kurallar belirlemek için harekete geçti. Etik

kurallar, insan haklarından çevreye, dürüst rekabetten çocuk haklarına kadar bir dizi kuralı içeriyor.

Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları” kurum ve kuruluşların gönüllü olarak kabulü şartıyla işlerlik

kazanacak. PAGDER tarafından oluşturulacak bir değerlendirme ve izleme sistemiyle yönetilecek. Etik ku-

ralları kabul eden ve değerlendirmeyi geçen şirketler özel olarak tasarlanmış logoları her türlü şirket iletişi-

minde kullanabilecek.

Page 9: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

7

PANO

Bizim amaçlarımızdan biri de bu mekanizmayı

oluşturmak” görüşünü dile getirdi.

“Plastik sanayicileri birçok sektördeki meslektaşlarından çok daha duyarlıdır”

Hüseyin Semerci, etik kuralların plastik

sanayicileri tarafından kendiliğinden uygu-

lanan bir proje olduğunu hatırlatarak şunları

kaydetti:

“Etik kurallarımız, çağdaş iş yaşamının

bütün unsurlarını içeriyor. PAGDER olarak

bizim bu kuralları oluşturarak kabulümüz,

sorumluluk duygumuzun sonucudur. Umuyo-

rum, bu girişimimiz ve sorumlu hareketimiz

takdir edilir, kabul görür. Mevzuata uymak

zaten bizim zorunluluğumuz ve işletmeleri-

mizin çok büyük bir kısmı bu bilinç içinde ha-

reket ediyor.

Şimdi biz kamuoyu önünde gönüllü ola-

rak kendimizi bir kez daha kurallı faaliyet içi-

ne sokuyoruz. Kimse bize bunu yapın demedi,

gönüllü olarak bu işe giriştik. İnanıyorum çok

sayıda şirketimiz ilgi gösterecek. Beklentimiz

Bu şirketler PAGDER tarafından da ilan

edilecek. Etik Kuralların tanıtımıyla birlikte,

kamuoyunda ve iş dünyasında logoyu taşıma

hakkına sahip şirketlerin gönüllü olarak ken-

dilerini kurallarla bağlaması prestijini taşıma-

sı hedefl endi.

PAGDER Başkanı Semerci: Dürüst çalışan, saygın şirketle-rin bilinmesi, takdir ve tercih edilmesi gerekir.

Kurallar, çağdaş yaşamın ana unsurlarını

oluşturan kurallar ile dürüst rekabeti temel

alan iş yaşamına yönelik etik davranışları

içeriyor. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci,

yayınlanan belgeye ilişkin yaptığı değerlen-

dirmede, “25 Eylül 2010 yılında Derneğimiz

tarafından PETKİM Aliağa tesislerinde dü-

zenlenen ve 100’e yakın sektör mensubunun

katıldığı Özdeğerlendirme Çalıştayı’nda sek-

törümüzün iyileştirilmesi gereken yüzlerce

sorunu dile getirildi.

Bu sorunların çözümüne yönelik girişim-

lere hemen başladık. Hepimizin bildiği gibi

büyük kısmı bizce haksız olan, sektörümüze

yönelik negatif algı oluşturmaya matuf giri-

şimler var. Bunun yanında, genel olarak ima-

lat sanayiinde yaşanan sorunlara paralel ola-

rak, denetimin yetersiz kaldığı durumlardan

faydalanan imalatçılar, şirketler var. Hatta

bunu avantaj olarak kullanmak gibi bir yanlı-

şın içindeler. Hiç şüphe yok ki, dürüst çalışan,

saygın şirketlerin bilinmesi, takdir ve tercih

edilmesi gerekir.

Buna uygun mekanizmaları oluşturmak,

herkesi buna özendirmek iyi bir yaklaşım

olacaktır. Ne yazık ki kurallara uygun, dürüst

çalışmayı ödüllendiren bir mekanizma yok.

ise dürüst çalışan, kendini sorumlu hisseden

sektörümüzün takdir edilmesi, yaptığımız işin

hak ettiği değeri bulmasıdır.

Plastik sanayicileri haksız saldırılardan

gerçekten büyük üzüntü duyuyor. Biz gönüllü

olarak kendimizi sorumluluk altına sokuyoruz.

Bu kuralları, ilkeleri bir kez daha hatırlamak ve

en önemlisi bunu bir izleme mekanizmasına

bağlayarak kendi kendimizi denetlemek için

gönüllü bir girişim yaptık. Plastik sanayicileri

bugün nereden bakarsanız bakın yeterince

takdir edilmediğini düşünüyor. Bu sektörün

bir mensubu olarak rahatlıkla söylüyorum ki,

kendi içindeki sorun alanlarına ilişkin plastik

sanayicileri kıyaslanabilecek birçok topluluk

ya da sektöre göre çok daha duyarlıdır. Bu

belge de bizim bu yaklaşımımızın en büyük is-

patı olacaktır. Bu kuralları titizlikle hazırladık

ve herkesin sahiplenmesini, bu girişimimizi

desteklemesini, takdir etmesini bekliyoruz.”

Tartışmaya açılan PAGDER Plastik İşle-

me Endüstrisi İçin Etik Kurallar belgesi, kısa

sürede son haline getirilerek, kamuoyuna

açılacak ve şirketlerin ilgisine sunulacak.

Endüstrisi için oluşturuluyor

Plastik İşleme Endüstrisi İçin Etik Kuralları’nın yayınlanmasıyla ilgili

değerlendirme yapan PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, “Etik kural-

larımız, çağdaş iş yaşamının bütün unsurlarını içeriyor. PAGDER olarak

bizim bu kuralları oluşturarak kabulümüz, sorumluluk duygumuzun

sonucudur. Umuyorum, bu girişimimiz ve sorumlu hareketimiz takdir

edilir, kabul görür” dedi.

Page 10: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

8

PANO

II. Antitröst ve rekabet yasası yönergeleri1. Antitröst yasası

Şirket, adil rekabet ilkelerine uyacaktır.

Adil rekabet, özellikle de antitröst yasası ve

diğer rekabet düzenleyici yasalara riayet

edilir.

Fiyat veya diğer koşullar, satış alanları

veya müşterilere ilişkin yapılan gizli anlaş-

maların yanı sıra, piyasa gücünün kötüye

kullanımı, şirketin ilkelerine ters düşer.

2. Rüşvet verme, alma ve suistimalŞirket, rüşvet ve suistimale karşıdır ve

bu tür davranışlara izin vermez.

Çalışanlar, müşteri veya tedarikçilere

karşı kişisel bağımlılık veya yükümlülükler-

den kaçınmaya özen gösterecektir. Çalışan-

ların, özellikle de belirli açılardan iş ile ilgili

kararları etkileyebilecek hediyeler almasına

veya vermesine izin verilmez.

Hediye alıp vermenin, bir ülkenin gele-

nekleri gereğince uygulandığı durumlarda,

bağlayıcı yükümlülükler oluşturulmaz ve ye-

rel hukuki standartlara uygun hareket edilir.

Bu hükümleri ihlal etmenin yasal so-

nuçları olacaktır.

III.Küresel Yönergeler1. İnsan Hakları

Uluslararası tanınırlığı olan insan hak-

ları1 açıkça ve sürekli olarak desteklenmek-

tedir.

Aynı şekilde, disiplin önlemleri konu-

sunda, tüm şirket personeline onur ve saygı

çerçevesinde davranılacaktır. Bu önlemler

yalnızca mevcut ulusal ve uluslararası stan-

dartlar ile uluslararası tanınırlığı olan insan

haklarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir.1

2. Çocuk İşgücüÇocuk işgücü ile çocukluk ve ergenlik

döneminde olan kişilerden herhangi bir bi-

çimde faydalanılması reddedilir. Bu konuyla

ilgili yasalara uygun hareket edilir.

3. Zorla çalıştırmaHiçbir türlü zorla çalıştırma, borç esare-

ti, köle çalıştırma, kölelik ve benzeri durum-

lar kabul edilmez. Şirket üyeleri, doğrudan

veya dolaylı şiddet veya korkutma yoluyla

çalıştırılamaz.2

4.ÜcretlerTam zamanlı çalışan tüm işçilere, en

azından temel ihtiyaçlarını karşılayacak adil

bir maaş ödenecektir. Ücretler pratikte (na-

kit, çek veya banka havalesi yoluyla) ödene-

cek olup, bordro muhasebesinin makul bir

ölçüde yerine getirilmesi gerekir.3

5. Çalışma saatleriÇalışma saatleri, yürürlükte olan ulusal

yasalara, endüstri standartlarına ve ilgili ILO

düzenlemelerine uygun olacaktır. Fazla me-

Giriş

Türkiye plastik sektöründe faaliyet

gösteren üretici fi rmaları aynı şemsiye altın-

da toplamak amacıyla 1969 yılında kurulan

Plastik Sanayicileri Derneği - PAGDER, 40

yılı aşan süre içinde üslendiği misyonunu

başarı ile sürdürmektedir. Plastik Sanayici-

leri Derneği - PAGDER 400’e yakın üyesi ile

Türkiye Plastik ve Plastik İşleme Makineleri

sektörünün en etkin sivil toplum örgütüdür.

Mevcut PAGDER etik kuralları (EK), üye

şirketlerin rekabet ve antitröst yasasının

uygulandığı yerlerdeki standartların yanı

sıra, özellikle etik ve ahlaki eylemler hakkın-

da küresel taleplerin gözetilmesini istediği

gönüllü bir sözleşmedir. Bu aynı zamanda,

şirketlerin kendi personelinin yanı sıra, te-

darikçi ve müşterilerle ilişkilerde de adil ve

sürdürülebilir standartların teşvik edilmesi

anlamına gelir.

Etik kurallarını tanıyan şirketler, şirket

üyelerini bu etik kurallarının ahlaki amaçları

ve davranış ilkelerinden düzenli olarak ha-

berdar edecek ve aynı zamanda, yine bu yö-

nergeleri kabul edecek tedarikçiler bulmayı

amaçlayacaktır.

PAGDER etik kuralları, müzakereli bir

sözleşme olarak düzenlenmiştir. Katılımcı

şirketlerin onay işlemleri PAGDER tarafın-

dan gerçekleştirilir.

I. Genel yönetmelikler1. Geçerlilik

İşbu etik kuralları sözleşmesi, şirketin

tüm şubeleri ve üretim sahaları için geçer-

lidir.

2. Kurallar, standartlar ve etik davranışlar

Şirket, faaliyet gösterdiği ülkelerde ge-

çerli yasa ve standartlara uygun davranarak,

özellikle dürüstlük, doğruluk ve insan şerefi

gibi genel etik değer ve ilkelerin rehberliğin-

de hareket eder.

3. İş ortakları, yetkililer ve tüketicilerŞirket, genel kabul gören ticari adalet

ve dürüstlük uygulamalarına göre hareket

eder. Yetkililerle ilişkileri doğruluk üzerine

kuruludur. Tüketiciyi koruyan standartlara

uygun hareket edilir.

4. Ticaret sırlarıŞirketler ve ortakları, iş ortaklarının ti-

caret sırlarını sıkı gizlilik içerisinde kullana-

caktır. Gizli bilgilerin üçüncü kişilere aktarıl-

ması veya kamuya açılması yasaktır. Yapılan

iş sona erse dahi, bu esas, şirket üyeleri için

geçerliliğini sürdürür.

sainin gönüllülük temeli üzerinden yapılma-

sı gerekir.4

6. Sağlık ve işyerinde korunmaİş sağlığı ve güvenliği konusundaki

uluslararası yönetmeliklere uygun hareket

edilecek olup, sağlık ve güvenlik risklerinden

kaçınmak için gerekli sistemler kurulacaktır.5

7. Çevre korumaŞirket, sürdürülebilir çevre koruma he-

defl erine uyacaktır. Bu bağlamda, çevre dos-

tu üretim yöntemleri hedefl enir. Birleşmiş

Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirisi’nin6

ilkeleri uyarınca, şirket doğal kaynakların

kullanımı konusunda duyarlı olacaktır.

IV. Etik ve sosyal ilkeler1. Ayrımcılık yapmama

Şirket, istihdam ve iş konusunda, özel-

likle de ırk, etnik ve ulusal köken, ten rengi,

cinsiyet ile zihinsel ve fi ziksel özür, yaş,

inanç ve diğer kişisel özellikler üzerinden

ayrımcılığa karşı çıkar.7

2. Cinsel tacizŞirket, fi ziksel, psikolojik ve cinsel tacizi

onaylamaz.

3. Çalışanların Düşünce Özgürlüğü Çalışanların düşünce ve ifade özgürlü-

ğü hakkı garanti altına alınmıştır.

4. Çalışanların MahremiyetiÇalışanların mahremiyetine saygı gös-

terilir.

V. Etik kurallarının gözetilmesi1. Önlemler

Şirket, etik kurallarını üyelerine uygun

bir biçimde ve belirli aralıklarla sunar ve bu

kurallara uyulmasını sağlar.

2. OnayOnaylama gereksinimi, üyelerin iki yılda

bir düzenli olarak kendini ifade çerçevesinde

yapılan bir tetkik çalışmasıdır.

Onaylanmış şirketler, PAGDER yoluyla

uygun bir biçimde ilan edilebilecektir. Katı-

lımcı şirketler, Etik Kuralları için PAGDER lo-

gosunu kullanmaya hak kazanacaktır.

Şirketlerin, onay gereksinimlerini yeri-

ne getirmemesi veya yerine getirmeyi sür-

dürmemesi durumunda, uygunluk teşebbü-

sü kapsamında üyelik geri çekilecektir.

1 İnsan Hakları Genel Bildirisi – UN-Doc. 217, BM İnsan Hak-ları Sözleşmesi 2 Bkz. ILO Sözleşmesi 29 ve 105. maddeler3 Bkz. ILO Sözleşmesi 26 ve 131. maddeler4 Bkz. ILO Sözleşmesi 1 ve 14. maddeler5 Bkz. ILO Sözleşmesi 155. maddeler6 Birleşmiş Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirisi’nin Bir-leşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED) ta-rafından belirlenen 27 ilkesi, Rio de Janeiro, 19927 Bkz. ILO Sözleşmesi 100, 111, 158 ve 159. maddeler

PAGDER Plastik İşleme Endüstrisi için Etik Kuralları

Page 11: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 12: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

10

Yunus KarakaşAnkara Plastik Sanayicileri

Derneği Başkanı

Güçlü sanayi için güçlü birliktelik

PlaSTK

Ankara Plastik Sanayicileri Derneği olarak yeni bir döneme başladık. Bildiğiniz gibi

sektörümüzün önemli kuruluşlarından biri olan Derneğimiz Genel Kurulunda ben ve arka-

daşlarım, meslektaşlarımızın teveccühü ile görev üstlendik. Öncelikle, bu ilk yazımda sizleri

şahsım ve çalışma arkadaşlarım, bütün dernek mensuplarımız adına selamlama fırsatı bul-

duğum için sevinçliyim.

Genel Kurulumuz, Derneğimiz ve sektörümüze yakışır bir vakar ile görevini yaptı.

Herşeyden önce, Derneğimize kendi işlerinden fedakarlıklar yaparak zaman ayıran Sayın

Necmi Atalay ve çalışma arkadaşlarına, bizlerden önce Derneğimize katkı veren, yöne-

timlerini üstlenen bütün büyüklerimize şükranlarımı sunuyorum, vefat etmiş olanlara

Allah’tan Rahmet diliyorum.

Genel Kurulumuzda, Sektörümüz ve Ankara’daki fi rmalarımızın geleceği için görüşler

vurgulandı, yol gösterici öneriler dile getirildi. Elbette Derneğimizin gelecek dönem çalış-

malarına yönelik çok verimli görüşmeler oldu, güzel fi kirler paylaşıldı. Bunların hepsini dik-

kate alan bir yaklaşım sergileyeceğimizi gönülden söylüyorum.

Kümelenme konusu bu önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Genel Kurul’da da be-

lirttiğim gibi, ekonomik paydaşlarımızla birlikte kümelenme faaliyetlerini yürütmek için

çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ankara imalat sanayiinde, gerek savunma sanayii, gerekse

diğer bazı teknik alanlardaki üretimler nedeniyle oldukça kritik bir aşamaya geldi. Üniver-

siteler ve üniversite bünyelerinde kurulan Teknokentler Ankara’nın farklılaştığı bir yapı

getirdi. Ankara için yapılan bütün ekonomik planlamalarda bu unsurlar öne çıkıyor. Plastik

sektörü de sadece doğrudan tüketime yönelik mamuller değil, çok sayıda imalata da ürün

veren bir sektör. Kümelenme işte bu süreçte öne çıkan, gelişmeyi sağlayabilecek bir çözüm

olarak karşımıza geliyor. Tedarik süreçlerinden başlayarak, bütün iş süreçlerinin verimlili-

ğini sağlayacak bir kümelenme çalışması sadece Ankara’ya değil, Türkiye ve yakın ülkeler

ölçeğinde bir etki doğurabilir.

Ankara artık bir “memur kenti” değil. Toplamda 4 milyonu aşan yerleşik nüfus, sağlık,

kamu hizmetleri, eğitim ve turizm amaçlı gelenlerle çok ciddi bir nüfus yoğunluğuna ulaş-

tı. Yakın çevredeki bütün iller Ankara’nın art alanı olarak etkileniyor. Buna bağlı olarak çok

önemli bir sanayi ve ticaret gelişti. Mevcut bütün OSB’ler ve sanayi siteleri hemen hemen

tam doluluğa ulaştı. Elbette bütün bu gelişme içinde plastik sektörü de yerini almak istiyor.

Bizler de bunun için çalışacağız.

Sektörümüzün çok derin sorunları var ve bunların çözümü, güçlü bir sanayi için güç-

lü bir birliktelik şart. Bundan geri durmamız da mümkün değil. Gelecek günlerde, güçlü bir

sektör için hep birlikte el ele çalışacağız ve başarılı olacağımıza da inanıyoruz.

Şahsım, yönetim kurulum ve derneğimiz mensupları adına, bütün meslektaşlarımıza

selamlarımı sunarım.

Ankara’da düzenlenen Plastik

Çalıştayı’nda sektöre yönelik ta-

nıtım, koordinasyon ve mevzuata

ilişkin düzenleme faaliyetlerine

yönelik çalışmaları yönetecek

“Yönlendirme Komitesi” kuruldu.

PLASFED’in yer aldığı Komitenin

diğer üyeleri ise Çevre ve Şehir-

cilik Bakanlığı ile Ankara Sanayi

Odası oldu.

PLASFED ve Ankara Sanayi Odası

(ASO)’nun ortaklaşa girişimiyle düzenlenen

“Plastik Çalıştayı” yapıldı. İş dünyası ile kamu

yetkilileri, gelecek dönemde plastik sektörü-

ne yönelik yürütülecek faaliyetleri ele aldı.

Ankara’da ASO’nun ev sahipliğinde 28 Nisan

günü yapılan çalıştayda, sektörü ilgilendiren

önemli kararlar alındı.

Toplantı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

yetkilileri ile daha önce varılan sektörle, karar

alıcıların birlikte konuları değerlendirmeye yö-

nelik görüş birliğine dayalı olarak gerçekleşti.

Çalıştaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müste-

şar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Çevre Yönetimi

Genel Müdürlüğü Atık Yönetimi Daire Başkanı

Zeki Terzioğlu ve ASO Ankara Sanayi Odası

Başkanı Nurettin Özdebir, PLASFED Başkanı

Selçuk Aksoy, PAGDER Başkan Yardımcısı ve

EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu, Fleksıbıl

Ambalaj Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri

Hasan Salih Acar ve çok sayıda sanayici ve sivil

toplum örgütü temsilcisi katıldı.

PANO

PLASFED düzenleme

Page 13: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

11

PANO

Toplantıda, plastik sektörü ile ilgili mev-

zuat düzenlemeleri sonucu yaşanan sorunlar

ve sektöre etkileri, biyo-plastiklerle ilgili bilim-

sel gelişmeler, mevzuata yönelik konular tar-

tışıldı ve bilgi eşitlemesi gerçekleştirildi. Çalış-

ma başlıkları olarak seçilen; sektörün tanıtımı,

Ankara plastik sanayiine ilişkin durum ve ge-

lişmeler, mevzuata dayalı sorunlar, düzenle-

melerin etkileri, medyada sektöre yönelik bilgi

kirliliği, haksız rekabete varan uygulamalar

ve sektörün bu sorunlara karşı savunulması,

biyobozunur ve bez torba uygulamaları ve Av-

rupa Birliği’nde yürütülen “Gıdanı Koru” projesi

konularında çalışma yürütüldü.

Alınan kararlar: Yönlendirme Komitesi Kuruldu

Yapılan çalışmaların ardından sektöre

yönelik gelecek dönem yapılacak çalışmalar

belirlendi ve bu çalışmaları koordine etmek

üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, PLASFED

ve ASO’nün üye olduğu bir Yönlendirme Komi-

tesi oluşturuldu.

Plastik Çalıştayı’nda alınan kararlar doğ-

rultusunda yürütülecek çalışmalar şöyle:

• Plastik sektörü ile ilgili sorunların ve çö-züm önerilerinin ilgili Bakanlıklara iletilmesi, sektörle ilgili olarak yayınlanan tebliğ ve yö-netmeliklerde, bakanlıklar arasında koordi-nasyonu sağlamak için yönlendirme komitesi kurulması,

• Yönlendirme Komitesi’nin Çevre ve Şe-hircilik Bakanlığı, ASO Ankara Sanayi Odası ve PLASFED ile oluşturulması,

• Yönlendirme Komitesi’nin her hangi bir üyesinin önereceği gündem taslağı ile davet edilmesi ve en az iki ayda bir toplanması,

• Yönlendirme Komitesi’nce organizas-yonu ve hazırlanacak gündem ile bu ilk çalışta-yın tüm katılımcılarının davet edilerek Plastik Çalıştayı yapılması,

• Tüm Bakanlıklar, Belediyeler ve Bele-diyeler Birliği’nin plastik ürünlerle ilgili alacağı kararlar, yasal düzenlemeler öncesinde ön-celikle Yönlendirme Komitesi ile görüş alış-verişinde bulunması için gerekli girişimlerde bulunulması,

Eylül 2013’te yapılacak yeni Plastik Çalış-tayına kadar geçecek sürede;

• Yapılacak çalıştaya kadar katılımcıların bilgi, görüş ve önerilerini tüm çalıştay katılım-cıları ile paylaşması,

• Atıklar konusunda bakanlıklar ve bele-diyelerce ortak bir strateji hazırlanması,

• Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Fede-rasyon tarafından plastik malzemelerin kamu algısını pozitife çevirmek için projeler gelişti-rilmesi.

sektöre yönelik tanıtım ve faaliyetlerini yönlendirecek

Page 14: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 15: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 16: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

14

PlaSTK

Türkiye ve Bursa daha büyük bir plastik sektörünü hakediyor

Plastik kullanımının refah düzeyi ile doğrusal bir ilişkisi var. Gelişmiş ülkelerde plastik

tüketimi, bizim birkaç katımız. Türkiye plastik sanayicileri olarak, büyük bir yatırımla ka-

pasite oluşturduk. Şu anda Dünya plastik sektörü içindeki payımız yüzde 1,6 düzeyinde.

Avrupa’nın en büyük plastik sanayilerinden biriyiz. Ülkemizde her birey, yattığı yatak dahil,

gününün her dakikasında plastik sanayicilerinin ürünleriyle temas içinde. Doğrudan tüketi-

me yönelik mamullerimiz bir yana, hemen hemen bütün sektörlerde kullanılan ürünlerimiz

var.

Bursa için bakacak olursak, plastik sektöründe önemimiz her gün biraz daha artıyor.

Bursa’da 38 ambalaj üreticisi, enjeksiyon üretimi yapan 115, geri dönüşüm üretimi yapan

26 ve plastik oturma grubunda 12 fi rma faaliyetini sürdürüyor. Toplamda 191 fi rmamız fa-

aliyette. Bu fi rmalarımız yıllık 1.5 milyar Dolar ticaret hacmi oluşturdu. Türkiye ihracatından

aldığımız pay ise 5 bin ton miktar ve 20 milyon Dolar tutar ile yaklaşık yüzde 1 dolayında.

Ürünlerimizin kullanıldığı ve ihraç edilen diğer ürünler dikkate alındığında, yani dolaylı ihra-

cata baktığımızda da 100 milyon Dolar dolayında bir seviyeyi görüyoruz.

Bursa, başta otomotiv olmak üzere birçok sanayi kolunda öde gelen merkezlerden biri.

Ancak ne yazık ki hem Bursamızda, hem de Türkiye’de zor bir dönemden geçiyoruz. Plastik

sektörü dış ekonomik koşullardan kolayca etkilenen bir sektör. Hammaddeyi dolarla alıp, TL

ile mamul olarak satan sektör, üstelik bunu çok küçük kar marjlarıyla yaptığı için en ufak dal-

galanmadan bile olumsuz etkileniyor. Yüzde yüz demiyoruz ama iyi hesaplanmış bir korun-

ma mekanizması oluşturulmak zorunda. Ancak bunun tersine sayılabilecek uygulamaların

yürürlüğe girdiğini de gördük. Türkiye ve Bursa daha büyük bir plastik sektörünü hakediyor.

Çünkü plastik alternatifl erine göre ucuz, refahı artıran, insanların daha üst seviye ürünler

alabilmesini sağlayan bir malzemedir. Bugün otomobiller geçmişe oranla daha kolay satı-

nalınabilir durumdaysa bunda plastiğin payı vardır. Elbiseler, ayakkabılar daha ucuzsa bu

plastik teknolojilerinin sayesindedir. Gıdalarımız daha uzun süre korunuyorsa bu plastik

sanayiinde elde edilen başarılarla sağlanmıştır.

Sorunlarımız büyük ancak biz de sektörümüzü, istihdamımızı korumak için çeşitli yol-

lar arıyoruz. Bütün paydaşlarımızla, üst örgütlerimizle birlikte çalışıyoruz. BURPAS üyeleri

olarak yeni dönemde de, sektörümüzü yakından ilgilendiren çalışmalara hız vermeyi plan-

lıyoruz. Sektörümüze yönelik koruma önlemleri alınması için taleplerimizi sürekli yeniliyo-

ruz. Nitelikli geri dönüşüm için gerekli olan nitelikli toplamaya yönelik çalışmalar ve doğanın

korunması önemli bir husus. Bursa’da toplama depolarının iyileştirilmesine yönelik bir giri-

şimimiz yürürlükte. Bunların yanında ihtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) çalışmalarımız

ciddi bir noktaya geldi. Sektörümüz için ortak ucuz hammadde alımı, kalifi ye eleman konu-

sunda eğitim faaliyetlerimiz paydaşlarımızla devam etmekte. Sektörümüz, hem Türkiye,

hem de Bursa için önemli bir fırsat kapısıdır. Umuyoruz hep birlikte daha fazla üreterek,

ihraç ederek, kazanarak halkımızın refahını artırma fırsatı buluruz.

Plastik sektörü, Nisan, Mayıs ve Haziran

ayları içinde bütün Türkiye’de oda ve borsa

seçimleri heyecanını yaşadı. Plastik sektörü

mensupları, bütün oda ve borsa seçimlerinde,

komiteler yanında, yönetim organlarında da

görev alarak, sektörün temsil gücünü artırdı.

PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, seçimlerin ar-

dından yaptığı değerlendirmede, gelecek dö-

nemde sektörün karar alıcılar nezdinde daha

güçlü girişimler ve kamuoyuna yönelik geniş

bir iletişim sürecine girmesi gerekeceğini

vurgulayarak, “Seçilen arkadaşlarımızın, sek-

tör sorunlarını çözmeye yönelik olarak güçlü

bir temsil yürüteceklerine inanıyorum. Bütün

sektör mensupları olarak her zaman bütün gü-

cümüzle, bilgi ve birikimimizle çalışmalara kat-

kı vermeye hazırız, sektörümüzü geliştirmeye

yönelik her adımda temsilcilerimizin emrine

amadeyiz” görüşünü vurguladı.

Salih Esen EBSO Meclis Başkanı oldu, oda ve borsalarda sektör mensupları dikkat çekti

Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yapılan

oda ve borsa seçimlerinde, çok sayıda plastik

sektörü mensubu üst kademelerde görevlere

seçildiler. PLASFED Plastik Sanayicileri Fede-

rasyonu Başkan Yardımcısı, Menemen Plastik

İhtisas OSB YK Başkanı, EBSO Plastik Boru Pro-

fi l ve Plastikten Mamul Ürünler Sanayi Meslek

Komitesi Meclis Üyesi Sayın Salih Esen; EBSO

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanlığı

görevini üstlendi. Yine, EBSO Plastik Ambalaj

Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve EBSO

Plastik Ambalaj Sanayi Meslek Komitesi Üyesi

Erdoğan Çiçekçi; EBSO YK Başkan Yardımcılığı

görevini üstlendi.

Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği

(OAİB) Başkanı,

OSO Ortak Sa-

tınalma Orga-

nizasyonu YK

Üyesi ve Türki-

ye İhracatçılar

Meclisi (TİM)

YK üyesi Ad-

nan Dalgakıran

İSO Yönetim

Kurulu Başkan

İlker BiliktüBursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri

Derneği Başkanı

PANO

Ticaret plastik

Page 17: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

15

PANO

Yardımcılığına, İSO 45 no’lu meslek komite-

si üyesi Nahit Kemalbay İSO Yönetim Kurulu

Üyeliğine getirildi.

Türkiye’nin en büyük ticaret odası olan

İTO Meclis Başkanlığı’na, İstanbul Ticaret Oda-

sı Plastik ve Kauçuk Sanayi Meslek Komitesi

Üyesi Şekib Avdagiç seçildi. HES Kablo Yöne-

tim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak; Kayseri

Sanayi Odası Başkanlığı’na seçildi.

İSO VE İTO Plastik Meslek Komi-teleri belirlendi

Türkiye’nin en büyük sanayi odası ve ti-

caret odası olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve

İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) plastik meslek

komiteleri seçimlerinde hizmet yarışı heyecan

yaşandı.

Yapılan seçimler sonucunda, PLASFED’den

yapılan açıklamada, “Federasyonumuz Yöne-

tim Kurulu adına seçim sonuçlarının sektörü-

müze ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, İSO

22., iSO 45. ve İTO 68. Plastik Meslek Komitele-

rinde görev alan tüm değerli meslektaşlarımızı

candan kutluyor, görev sürelerinde kendilerine

üstün başarılar diliyoruz” denildi.

ve Sanayi odalarında sektörünün temsil gücü arttı

İSO ve İTO meslek komitelerine şu isimler seçildi:

İSO 22. Plastik Budünöz Vakum Mamulleri Sanayii Meslek KomitesiTeknik Plastik Sealed Air Ambalaj San. Tic. A.Ş. – Mustafa Aydın Özilhan

Fırat Plastik Kauçuk San. Tic. A.Ş. – Nevzat Demir

Sümer Plastik ve Kağıt San. Tic. A.Ş. – Alaettin Tacir

Plaş Plastik Ambalaj San. Tic. A.Ş. – Osman Acun

Özlider Plastik ve Metal Sanayi Ticaret A.Ş. – Serkan Güleç

Göksu Plastik Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. – Veli Göksu

Üstün Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. – Şaban Gülbahar

İSO 45. Plastik Enjeksiyon Mamulleri Sanayii Meslek Komitesi Chemiplastica Özbay Plastik Melamin Tic. ve San. A.Ş.- Nahit Kemalbay

Mete Plastik San. ve Tic. A.Ş. – Ömer Karadeniz

Akyüz Plastik San.ve Tic. A.Ş. – Mustafa Akyüz

Kayaplas Kayalar Plastik San. ve Tic. A.Ş. – İslam Kaya

Titiz Plastik Dış Tic. ve San. Ltd. Şti. – Oğuzhan Durmuş

Aydınlar Plastik San. ve Tic. A.Ş. – Erkan Aydın

Altan Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti – Celal Altan

İTO 68. Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Fırat Plastik Kauçuk San. Tic. A.Ş. – Hava Demir

Erkan Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Ali Alkan

Cebeci Plastik Profi l San. ve Tic. Ltd. Şti. – Mustafa Cebeci

Avitaş Kompozit Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Şekib Avdagiç

Gültekin Plastik Profi l San. ve Tic. Ltd. Şti. – Salih Gültekin

Uzunoğlu Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Metin Uzun

Self Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti. – Rüknet Yeşilyurt

Mtn Kalıp San. Ltd. Şti. – Metin Güler

Aksu Ambalaj Kuyumculuk ve Fotoğrafçılık San. Tic. A.Ş. – Yasin Aksu

Page 18: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

16

PlaSTK

Daha fazla çalışmak, işbirliği yapmak tek çözüm

Ege Bölgesi ekonomisiyle, sosyal yaşamıyla Türkiye’nin hatta yakın çevresinin ilgi ala-

nı olmuştur. Tarihi olarak bölgemizin yoğun üretim ve ticaret faaliyetine sahip köklü bir

kültürü vardır. Plastik sektörü için de aynı unsurları söyleyebiliriz. Derneğimiz de bu kültüre

dayalı faaliyetleriyle gelişmeye katkı verme gayreti içindedir. Üye fi rmalarımızın ve iş in-

sanlarımızın, sadece işlerindeki başarılarını değil sosyal sorumluluk faaliyetleri ve cemiyet

faaliyetlerini de gururla, sevinçle izliyoruz.

Nisan ayı içinde ikinci kez düzenlediğimiz PLASTECH - “Plastik Ambalaj ve Teknolojile-

ri Fuarı”nı gerçekleştirdik. Türkiye dışından 10 ülkeden fuarımıza fi rmalar katıldı. Toplamda

133 fi rma ürün ve hizmetlerini sergiledi. 11 ayrı ülkeden alım heyeti olarak 21 fi rma ikili

görüşmelerine, toplamda 44 fi rma yurtdışından ziyaretçi olarak katıldı. Ülkemizde faali-

yet gösteren 11 ayrı ildeki meslektaşlarımız bizleri yalnız bırakmadı, fuarımızda yer aldılar.

Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Plastik sektörünün ilk çeyrek verilerine baktığımızda, yılın kalanı için umutlu bir man-

zara ortaya çıkıyor. Ülkemizin genel büyüme hızının üzerinde bir büyüme sağlayacağımızı

tahmin ediyoruz. Ancak, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de karlılıklar düşüyor. Çok

büyük fi rmaların dahi yüzde 4-5 karlılıkla işlerini ve yatırımlarını sürdürme gayreti devam

ediyor. Hammaddede dışa bağımlılığımız bizleri zorlamaya devam ediyor. Bunu tamamıyla

önlemek mümkün değil ancak en azından yarı yarıya yerli üretimle karşılama yönünde bir

hedef koyarsak, sanıyorum iyi bir motivasyon yakalamış oluruz. İzmir ve Ege Bölgesinin bu

yatırımlar için avantajlı bir konumda olduğunu söylememe gerek yok.

Burada önerimiz, hem hammadde üreticileri, hem de biz plastik sanayicileri için yatı-

rım teşvikleri kadar işletme teşviklerinin de uygulamaya alınması. Çünkü küresel rekabette

geriye düşmemek, mevcut yatırımları devam ettirebilmek için ve en önemlisi yüksek katma

değerli ürünlere geçmeyi sağlayacak gerek ar-ge, gerekse fabrika yatırımları için buna ihti-

yaç var. Zorluklarla gelinen ve sürdürülebilirliği için düşük karlılığa rağmen olağanüstü çaba

sarfettiğimiz bu seviyeyi daha yukarı taşımayı istiyorsak buna ihtiyacımız var.

Sadece mali teşviklere değil moral ve motivasyona da ihtiyacımız var. Sektörümüz,

ürün bazında dış ticaret fazlası veriyor ve övgüyü hak ediyor. Sektörümüz, birçok sanayi

koluna ürün veriyor ve buradaki üretici arkadaşlarımız başka ülkelere gitmeye dahi gerek

duymadan, kalite ve hizmetlerimizden memnun şekilde bizimle çalışmalarını sürdürüyor.

Avrupa’nın en büyük üreticilerinden biriyiz. Bu başarılara yenilerini eklemek, daha ileriye

gitmek için hem yeteneğimiz, hem de isteğimiz var.

Gelecek dönemde sektörümüze yönelik negatif söylemlere değil, elde ettiğimiz başa-

rıları daha ileri taşımak için başta karar vericiler olmak üzere herkesin dikkatini gelişmeye

odakladığı bir sürece gireriz diye düşünüyorum.

Güzel yaz mevsiminin başladığı bugünlerde sizlere başarılarınızın devamını ve bol ka-

zanç dilerim.

PANO

Erol PaksuEge Plastik Sanayicileri Dayanışma

Derneği Başkanı

PLASFED ve PAGDER medya faaliyetlerinde 56.9 milyon kişiye ulaştı

PLASFED ve PAGDER’in, halkla ilişkiler

faaliyetleri kapsamında Eylül 2012-31 Mayıs

2013 arasını kapsayan 9 aylık dönemde, ya-

zılı basın, internet, radyo ve televizyon olmak

üzere 56 milyon 913 bin 165 kişiye mesajlarını

ilettiği kaydedildi. Toplam erişimin 18 milyon

428 bin 415 kişisi yazılı basında gerçekleşti.

Yapılan değerlendirmede, 9 aylık dönem-

de, 28’i PLASFED, 24’ü PAGDER olmak üzere

52 basın bülteni servisi yapıldığı kaydedildi.

Aynı dönemde, PAGDER ve PLASFED üst yet-

kilileri ile 31 röportaj sağlandığı kaydedildi.

Yazılı basında yayınlanan haber sayısının 762

olduğu, buna ek olarak da 709 adet de inter-

net haber sitelerinde yayın gerçekleştiği kay-

dedildi. Haber bültenleri dışında, sadece sek-

tör mensuplarına gönderilen, ortak hareket,

görüş ve bilgi aktarımı, fuar vb. etkinlik duyu-

rularını içeren 21 adet sektör duyuru metninin

yayınlandığı belirtildi.

Sektör savunuculuğu amacıyla, çeşitli ge-

lişmelere karşı hızlı yanıt verme amacıyla çok

sayıda bilgilendirme elektronik postaları gön-

derildiği ve aralarında Ahmet Hakan, Yase-

min İlan, Güran Tatlıoğlu, Hıncal Uluç, Gökhan

Mamur’un da bulunduğu önde gelen isimlerle

telefon görüşmeleri yapıldığı anlatıldı. Bilgi

notunda, yazılı basında, yayınlanan haberlerin

332’sinin ulusal medyada yer aldığı, 129’unun

bölgesel medyada, 301’inin ise yerel medyada

görüldüğü kaydedildi.

Geçen dönem içinde, NTV, BloombergHT

ve SkyTürk360 televizyonlarında 5 ayrı prog-

rama katılım sağlandığı ve 1 radyo programın-

da (Radyo Viva) görüşlerin aktarıldığı kayde-

dildi.

Bütün medya faaliyetleri sonrasında elde

edilen haber yayınlarının sütun/cm fi yatlarına

göre reklam alanı eşdeğerinin 2 milyon 529

bin TL olarak gerçekleştiği, TV reklam (saniye)

eşdeğerinin 647 bin TL, radyo reklam eşdeğe-

rinin ise 13 bin 665 bin TL olmak üzere 3 mil-

yon 190 bin 283 TL olduğu kaydedildi.

Page 19: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 20: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

18

PlaSTK

Yeni ürünlere geçmenin tam zamanı

Kayseri, plastik sektöründe Türkiye’nin önde gelen illerinden biri. KAYPİDER çatısı al-

tında Kayseri’de, PLASFED çatısı altında da ülkemizin tamamında sektörümüzün gelişmesi

için çalışıyoruz. Kısa vadeli sorunlarımıza yönelik gündemimizi hepimiz biliyoruz. Uzun va-

deli çözmemiz gereken sorunlar ya da belirlememiz gereken hedefl er konusunda da şim-

diden çalışmakta fayda var.

Elbette bunların arasında en öncelikli konulardan biri yeni ürünlere, daha yüksek kat-

ma değerli ürünlere geçiş. Genel olarak baktığımızda, ülkemiz Avrupa’nın en büyük üretim

kapasitelerinden birini oluşturdu ve küresel rekabette yer alabileceğini de ispatladı. Ancak,

mevcut ürün deseninde sürekli olarak başarılı kalmak mümkün değil. Hele hele 2012’de,

İran, Körfez Ülkeleri, diğer Ortadoğu ülkeleri gibi hammadde açısından sıkıntı yaşamaya-

cak ülkelerin, hammadde ve plastik ürün üretimine yönelik yatırımlara eğilim gösterdiği

yönünde gelen haberler, bizlerin yeni bir yaklaşım belirlemesini zorunlu kılmaktadır.

Atılması gereken adım belli. Araştırma-geliştirme faaliyetlerini artıracağız, yüksek

katma değerli ürünlere yöneleceğiz ve bunları pazarlamak için uluslar arası işbirliklerine

gideceğiz. Bunun için sektör mensupları olarak hızla bir uzun vadeli planı ortaya koymamız

gerekiyor. Bu süreçte de her türlü gelişmeyi hassasiyetle veri olarak almamız gerekiyor.

Sorunlarımızı hafi fl etme yönünde önemli gelişmelerden biri hammadde ihtiyacını istikrarlı

biçimde karşılayabilecek yerli yatırımlar. Ancak son dönemde beklediğimiz bazı yatırımla-

rın askıya alındığı haberleri gelmeye başladı. Umuyoruz, bu geçici bir karardır. Plastik ve

plastik hammadde sektörleri açısından ülkemiz, başta Avrupa olmak üzere yakın çevremiz

güçlü ve büyük bir pazar. Yatırımcılar açısından cazibe hala büyük. Bu unsuru daha da güç-

lendirecek adımları belirlemek, uzun vadeli planımızın ilk adımı olabilir.

Yeni ürünlere geçiş, yeni ürünlerin merkezi olmak için ar-ge yatırımları gerekiyor ve

bunun için bir zihniyet devrimine ihtiyacımız var. Sanayi toplumu olmak açısından ülkemi-

zin hala “genç” olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunu bir avantaja çevirmek, sektörün “hızlı

balığı” olmak da mümkün.

Pazar geliştirme çalışmaları açısından bakacak olursak da hem yerleşik Avrupa paza-

rı, hem de gelişen Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika pazarı bizim için önemli. Hiç akla gel-

meyen Orta Güney Amerika’ya yönelik yakın zamanda başlayan pazarlama çalışmalarının

umut verici sonuçlar doğurması, yapabileceğimiz çok şey bulunduğunu ispatladı. Birçok

ülke ile sektörümüze yönelik yapılan analizler, çok sayıda ürünü satabilir durumda oldu-

ğumuzu gösteriyor. Elbette, rakiplerle sert bir rekabete girmek gerekecek. Son dönemde,

sorunlar ve engellere rağmen başarıyla yürüttüğümüz dış rekabetteki performansımız,

başarılı olabileceğimizin ispatı. Bu performans, bizlere umut veriyor. Umutlu olmamızı sağ-

layacak, bizleri daha fazla çalışmaya özendirecek bir başka unsur da sektör mensuplarımı-

zın sivil toplum örgütlerine vereceği destektir.

Bütün meslektaşlarımıza, yeni başarılar ve sağlık, mutluluk diliyorum.

PLASFED’in uluslararası iş-

birliği ağı genişliyor. D-8 ülkeleri

petrokimya sektöründe faaliyet

gösteren şirket ve kurumlarının

katılacağı bir dernek kurulması

kararı alındı. Türkiye’den PLAS-

FED ve PAGDER’in temsil edildiği

toplantıda, hazırlıkların 2014 yılı-

na kadar tamamlanması kararlaş-

tırıldı.

Petrokimya alanında üretici konumda

olan ülkeler OPEC benzeri bir örgütlenme oluş-

turmak için harekete geçti. İran’ın başkenti

Tahran’da 13 – 14 Mayıs 2013 günleri arasında

yapılan D-8 Ülkeleri Petrokimya toplantısında,

İran Petro-kimya Sanayi Şirketi Genel Müdürü

Abdul Hüseyin Beyat tarafından gelişmekte

olan G - 8 üyeleri arasında “Petrokimya üreten

ülkeler grubu” kurulması önerildi. Türkiye’den,

PLASFED ve PAG-

DER Genel Sek-

reteri Barbaros

Demirci’nin katıldı-

ğı toplantıda, De-

mirci tarafından,

Türkiye plastik ve

petrokimya sek-

törlerini içeren

kapsamlı bir sunum

yapıldı. Demirci su-

numunda, Türkiye

plastik sektörünün

üretim kapasitesi-

nin Dünya’da 8’inci, Avrupa Birliği üyesi ülkeler

dikkate alındığında da 2’inci sırada bulundu-

ğunu hatırlatarak, 2012’nin 11 milyar Dolarlık

ihracatla tamamlandığını vurguladı. Sektörün,

2023 yılı sonu itibariyle 18 milyar dolarlık doğ-

rudan ihracat hedefl ediğini belirten Demirci,

Türkiye’nin D-8 ülkeleri karşısında hammadde

ithalatçısı, ürün bazında da ihracatçı pozisyo-

nu bulunduğuna işaret etti.

PLASFED ve üye dernekler hakkında da

bilgi veren Barbaros Demirci, Türkiye’nin plas-

tik üretiminin yoğun olduğu diğer illerde de

dernekleşme çalışmalarının sürdürdüğünü ve

bu çalışmaların tamamlanması ile PLASFED’in

Türkiye plastik sektörünü temsil eden tek çatı

kurumu haline geleceğini belirtti.

PANO

Yusuf ÖzkanKayseri Plastik İşletmeciler

Derneği Başkanı

D–8 ortak

Page 21: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

19

PANO

PAGDER, plastik sanayicilerine, 6331 sa-

yılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile getirilen

yükümlülükleri uygun maliyetlerle sağlamak

için harekete geçti. Yasada işyerlerine zo-

runlu tutulan, “Risk Değerlendirmesi”, “İş Yeri

Hekimliği”, “İş Güvenliği Uzmanı” ve “İş Sağlığı

Güvenliği Temel Eğitimi” gibi yükümlülüklerde

hizmet sunmak üzere organizasyonunu ta-

mamladı.

PAGDER’den yapılan açıklamada, yeni

tehlike sınıfl aması sistemi dahilinde plastik

sektöründe az tehlikeli, tehlikeli ve çok teh-

likeli olmak üzere bütün sınıfl arda işletmeler

bulunduğu hatırlatıldı. İşletmelerin, yer aldık-

ları tehlike sınıfına göre çeşitli yükümlülükleri

bulunduğu hatırlatılan açıklamada, bu yüküm-

lülükleri yerine getirmeyenlere yönelik ağır

para cezaları öngörüldüğünü de belirtti.

kapsamındaki hizmetler sırasında danışman-

lık hatalarından kaynaklanıp hizmet verilen

fi rmaya ve personeline verilecek zararlardan

(mahkeme kararı onaylı ise) sorumlu olup, bu

gibi durumlarda, uluslararası faaliyet göste-

ren HDI Sigorta şirketi tarafından olay başına,

10.000.000 Euro, toplamda ise, 20.000.000

Avro tutarında sigorta garantisi verecektir”

denildi. PAGDER’in, üyeleri yanında, organizas-

yonunu tamamladığı 13 ilde sektör fi rmalarına

hizmet sunacağı kaydedilen açıklamasında,

“Derneğimiz, üye fi rmalarımızın ve sektör

mensuplarımızın bu yükümlülükleri en iyi bi-

çimde ve en az maliyetle yerine getirmelerini

sağlamak için, 3 danışman kurumla sözleşme

imzalamış olup, bu hizmetler İstanbul, Tekir-

dağ, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Ankara,

Çankırı, Kırıkkale, Konya, Eskişehir, Aksaray ve

Kırşehir illerinde faaliyet gösteren ve PAGDER

tarafından kendisine yönlendirilen fi rmalara

verilecektir” bilgisi verildi.

Sözleşmeyle hizmet alınan danışman

fi rmalardan bir tanesinin yararlanıcı fi rmanın

çıkarlarını koruma amacıyla, garanti şartı da

sağlandığı hatırlatılan açıklamada, “Sözleşme

imzaladığımız 3. danışman fi rma, sözleşme

PLASFED ve PAGDER’in, kurulması öneri-

len D–8 Petrokimya Derneği’ne destek vere-

ceğini belirten Demirci, D-8 ülkelerindeki üre-

ticilere aralarında PAGDER-ASLAN OSB’nin de

bulunduğu Türkiye’deki OSB’ler hakkında bilgi

verdi ve yatırım yapmaya çağırdı.

Hazırlıklar 2014 yılına kadar ta-mamlanacak

Toplantıda, D–8 ülkelerinin petrokimya

sektörleri arasında sınai ve ticari ilişkilerin art-

tırılması ve bu ilişkileri organize edecek ortak

bir dernek kurulması önerisi tartışıldı ve ka-

bul edildi. “D-8 Ülkeleri Petrokimya Sektörleri

Derneği” başlığı altında başlayan çalışmaların,

2014 yılının ilk çeyreğinde İran’da yapılacak

toplantıya kadar tamamlanması yönünde gö-

rüş birliğine varıldı.

15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da

gerçekleştirilen Devlet ve Hükümet Başkanları

Zirvesi’nde yayımlanan “İstanbul Deklarasyo-

nu” ile kurulmuş olan, D–8 birliğine, Türkiye,

İran, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır,

Nijerya ve Pakistan üye durumunda bulunu-

yor. Üyeleri arasında etkili iletişim sağlamak,

bilgi akışını hızlandırmak ve toplantı hazırlıkla-

rında koordinasyonu sağlamak üzere oluştu-

rulan D-8 Sekretaryası ise İstanbul’da çalışma-

larını sürdürüyor. D-8 üyesi ülkelerin toplam

nüfusu 961 milyon kişi ve toplam GSMH’sı da

2,5 trilyon doların üzerinde. D-8 üyesi ülkeler

arasında tercihli ticaret anlaşması, 13 Mayıs

2006’da, Bali’de düzenlenen D-8 Beşinci Zirve

Toplantısı sırasında imzalandı.

ülkeleri petrokimya alanında dernek kuracak

PAGDER’den plastik sanayicilerine iş sağlığı ve güvenliği hizmeti

Yönetmelik seviyesinde yürütülen iş sağlığı ve iş güvenliği düzenleme-lerinin yeniden yapılandırıldığı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yü-rürlüğe girdi. Kanun kapsamında, işletmelerin sağlık ve güvenlik açısından incelenmesi ve sertifi kalandırılması zorunluluğu getirildi. PAGDER, sektör fi rmalarının zarara uğramaması, örnekleri görülen fahiş fi yatlı uygulamalara karşı korunması için harekete geçti.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda

yükümlülüklerin yerine getirilmemesi

halinde uygulanacak idari para cezala-

rından bazıları şöyle:

• İş güvenliği uzmanı çalıştırmamak:

5.390 TL / Her ay (aykırılığın devamı ha-

linde)

• İş yeri hekimi çalıştırmamak: 5.390 TL /

Her ay (aykırılığın devamı halinde)

• Risk değerlendirmesi yapmamak veya

yaptırmamak: 4.851 TL / Her ay (aykırılı-

ğın devamı halinde)

• Çalışanlara eğitim verme yükümlülü-

ğüne uymamak: 1.078 TL / Her ay (aykı-

rılığın devamı halinde) (Her çalışan için)

Page 22: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

20

PlaSTK

Sektörde karlılıklar düşük, hata yapma lüksü yok

Türkiye plastik sektörü büyük bir potansiyele sahip. Plastik sanayiinde Avrupa’nın en

büyük ilk üç ülkesinden biriyiz. Pazarımız büyük, ihracatımız –şimdilik- güçlü ve ülkemizin

genel büyümesinin üzerinde performans gösteriyoruz. Ancak bu kimseyi yanıltmamalı,

kritik bir dönemden geçiyoruz. Hem sektör olarak bizlerin, hem de karar alıcıların hata yap-

ma lüksü yok.

Sektörün sağlıklı biçimde büyümesi, sürdürülebilir bir iş ortamına kavuşması için

yapmamız gereken şeyler var. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki sadece plastik değil, bütün

imalat sanayiinde görülen “komşu iyi para kazanıyor, aynı alana ben de yatırım yapayım”

sorunu plastik sanayii için de geçerli. Ayrıca, sektörde faaliyet gösteren fi rmaların “bütün

ürün çeşitlerini ben de üreteyim” anlayışı da yaygın. Bu anlayışa, plastik sanayiinde ilk yatı-

rım maliyetinin düşük olması olgusu da eklenince (hatta öyle alanlar var ki aylık hammadde

gideri, ilk yatırım maliyetinin birkaç katı) “fi rma enfl asyonu”ndan ve kapasite fazlasından

rahatlıkla söz edebiliriz.

Bu olgu sektörümüz için çok fazla KAYIP anlamına geliyor: Vergi kaybı, ihraç pazarla-

rında imaj kaybı, kar kaybı.. Bu kayıplar ortaya çıkınca da fi rmalarımız araştırma-geliştirme

yapamıyor, dolayısıyla sürdürülebilirlik sorunları, büyüme sorunları ön sıralara tırmanıyor.

Bu sürecin mutlaka kırılması gerekiyor. Bunun için çeşitli çözüm yolları mevcut. Bizim

önerimiz ise mutlaka sektör mensuplarının içinde olacağı bir işleyiş oluşturmak. Sektörel

envanterin oluşturulması ilk adımdır. Bunun ardından ilgili sektörün en büyük sivil top-

lum örgütü (dernek, federasyon, konfederasyon vb.) işe başlama aşamasında sürece dahil

olması. Burada bakışımız, işyeri ruhsatı başvurusu aşamasında ilgili sivil toplum örgütüne

kapasite, makine parkı vb. bilgilerin verilmesi yönünde. Burada ayrıştırılacak bilginin sonu-

cunda kamu onay birimlerinin gerektiğinde izin vermemesiyle sonuçlanabilecek bir karar

vermesi.

Sektörümüzün sürdürülebilirliğine yönelik bir diğer önemli sorun da kayıtdışılık. Sek-

törümüzde kötü yönetimi, kayıtdışılığı iş yapma biçimi olarak benimsemiş fi rmalar var.

Bütün sektörlerde var. Ancak plastik sektörü hem düşük kar marjları nedeniyle haksız re-

kabet, toplumun genel algısı nedeniyle de imaj yönünden kayıtdışılığa çok daha duyarlı.

Burada devletimize çok ihtiyacımız var. Gerek sağlığa ve çevreye duyarlı üretim, gerekse

sektörün sürdürülebilirliği açısından, kayıtdışılığa kesinlikle tolerans gösterilmemesini en

doğal talebimiz olarak görüyoruz.

Orta-uzun vadede ise sektörümüzün mutlaka yapması gereken konu, yüksek katma

değerli ürünlere geçiş ve ar-ge, ürün geliştirme süreçlerine yatırım yapmasıdır. Eğer bunu

başaramazsak, düşük katma değerli ürünlerde yakın çevremizdeki ülkelerde ciddi bir reka-

betle karşılaşacağımız aşikar. Yakın çevremizde basit ürünlere yönelik çok fazla yatırım ya-

pılıyor. Bunlardan bazıları hammadde avantajına sahip ülkeler. Sektörümüzün dönüşmesi

konusunda sanıyorum herkes hemfi kir. Artık tek yapmamız gereken, hiçbir hataya yer ver-

meden bu süreci yönetmek üzere hem karar alıcıların hem de bizim harekete geçmemiz.

Bütün çalışma arkadaşlarımla birlikte sizlere güzel bir yaz diliyorum.

PLASFEDDERGİ K Fuarı için Özel Sayı hazırlıyor

Dünyanın en büyük plastik fuarı K 2013

için sektörün sesi olmayı hedefl eyen PLAS-

FEDDERGİ İngilizce olarak K 2013 Fuarı özel

sayısı hazırlıyor. Üçüncü sayısıyla okunur-

luğu yüksek, haber dergisi tarzında, sektör

mensuplarının yanında, sosyal ve ekonomik

paydaşların da ilgisini çekmeyi amaçlayan

PLASFEDDERGİ, yayınlanacak özel sayısıyla,

Türkiye plastik sektörünün en güçlü temsil

platformlarından biri olan; 16- 23 Ekim 2013

tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf şeh-

rinde gerçekleştirilecek K 2013 Fuarı’nda geniş

kitlelere ulaşacak.

Özel sayı için baskı adedi artırıldı

PLASFED’in, kurucu dernekleri ve sektörü

bütün platformlarda tanıtmak amacı doğrultu-

sunda planlanan özel sayı, normal baskı ade-

dinden fazla olarak 8 bin kopya basılacak. Özel

sayı, her zamanki gibi, üyesi olunan yurtdışı

derneklere, sektörle ilgili kurum ve kuruluşla-

ra, karar verici düzeydeki merkezi ve yerel yö-

netim yöneticileri yanında bu kez K Fuarı’nda

da dağıtılacak.

PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel bir

reklam tarifesi de belirlendi. Dergi reklam tari-

feleriyle ilgili bilgiye Selçuk Bostancı’dan (sel-

[email protected]) ulaşılabilir.

PANO

Hüseyin SemerciPlastik Sanayicileri Derneği Başkanı

Page 23: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 24: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

22

PANO

Üyeleri arasında PAGDER’in de bulun-duğu Avrupa Birliği Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği EUROMAP 48’inci İcra Komi-tesi Türkiye açısından önemli kararlara sah-ne oldu. PAGDER Genel Sekreteri Barbaros Demirci’nin iştirak ettiği, 5 - 6 Nisan 2013 gün-leri arasında Londra’da yapılan toplantıda, Ka-sım ayında yapılacak İcra Kurulu toplantısının İstanbul’da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

Toplantıda, Türkiye’yi ilgilendiren ikinci gündem maddesi ise fuar bölümünde tartış-maya açıldı. EUROMAP, İstanbul’da yapılan Plast Eurasia Fuarı organizatöründen, fuarın her yıl düzenlenmemesini talep etti. Ancak organizatör şirket TÜYAP, sektörün büyük ço-ğunluğunun mevcut uygulamadan memnun olduğu ve fuarı her yıl fuar düzenlemeye de-vam etmek istediklerini belirtti. Bunun üzerine İcra Kurulu, EUROMAP’ın her yıl düzenlenecek Plast Eurasia Fuarı’na destek vermeme kara-rını aldı. Destek tartışması yapılan bir başka fuar olan 3 yılda bir düzenlenen Swiss Plastics Fuarı’nın ise desteklenmek üzere değerlendir-meye alınması kararı verildi.

Sektörün en önemli fuarı konumundaki K 2013’e ilişkin gelişmeler de toplantıda de-ğerlendirildi. Fuara gelen şirketlerin yüzde 60 oranında Almanya dışından olduğu, toplam sergi alanının yüzde 70’inin makine imalat-çıları, yüzde 22’sinin ise hammadde üretici-satıcıları tarafından alındığı belirtildi. K 2013 fuarında, “Dünyayı plastik döndürüyor” baş-lıklı özel gösteri ve panel tartışmaları, Çeşitli

bilimsel kuruluşların yoğunlaşacağı bir “Bilim Merkezi” kurulması, Akademisyenlerin Plastik ve Kauçuk Endüstrisindeki trendleri değerlen-direceği ve katılımcıların ürün ve işlemlerini sunabileceği sempozyum ve 50’ye yakın basın toplantısı yapılacağı kaydedildi. Fuar kapsa-mında EUROMAP’in, 18 Ekim 2013 Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyeceği, belirtildi.

Sektördeki teknik ve idari konulardaki gelişmeler ele alındı

VDMA ve EUROMAP Genel Sekreteri Thorsten Kuehmann’ın hoşgeldiniz konuşma-sıyla başlayan toplantıda, AB Plastik ve Kau-çuk İşleme Makineleri sektöründeki gelişmeler sektörün sorunları ve EUROMAP faaliyetleri tartışıldı. Toplantıda ele alınan sektörü ilgi-lendiren teknik ve mevzuat düzenlemelerine ilişkin başlıklar şöyle:

Enerji Ölçümü - Enerji Verimliliği

AB plastik sektöründe halen tartışılan en önemli konulardan biri, plastik mamul üreti-minde enerji verimliliği ve tüketilen enerjinin ölçümüdür. 2013 yılı Ocak ayında yayınlanan EUROMAP 60 Enjeksiyon Kalıplama makine-si enerji verimliliği önerisinin, makine odaklı ve ürün odaklı enerji tüketimi arasındaki far-kı belirtmek için 60.1 ve 60.2 olmak üzere iki bölümle nihai olarak hazırlanıp yayınlanacağı, bu konu ile ilgili olarak hazırlanan basın bil-

dirisinin uluslararası sektör dergilerinde ya-yınlandığı ve Avrupa medyasında geniş yer bulduğu belirtilmiştir. Enjeksiyon kalıplama makinelerinde kazanılan bu olumlu deneyim-den sonra, yüksek kaliteli enerji ölçümü için uygulanan bu yaklaşımın ekstrüzyon, şişirme ve ısıl şekillendirme gibi diğer makine tipleri için de yapılmasına karar verilmiştir. Plastik sektöründe enerji tüketiminin çok yüksek ol-ması ve enerji fi yatının yükselmesi nedeniyle üretici fi rmalar için anlaşılır ve kıyaslanabilir enerji tüketimi giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle enerji ölçüm standardına yönelik olan olumlu yaklaşım ve bu standardın kabul görmesi beklenmektedir. EUROMAP, enerji ölçümü standardının ülkeler bazında destek görmesi için çalışacaktır.

20 Haziran 2013 tarihinde Frankfurt’ta Avrupa düzeyinde bir toplantı yapılacak ve Alman uzmanlardan oluşan grup tarafından geliştirilen ekstrüder makinelerinde enerji tü-ketimi için ölçme yönteminin ilk taslakları ele alınacaktır. Sonuçların K 2013 Fuarı’nın kadar kullanıma hazır olabileceği tahmin edilmekte-dir.

EUROMAP 46 “ Şişirme Makineleri – Enerji Tüketiminin Belirlenmesi” önerisi için 29 Ma-yıs 2013 tarihinde Milano’da toplantı yapıla-caktır. Bu toplantıda yeni önerinin konsepti ve taslakları sunulacak ve tartışılacaktır. Bir sınıfl andırma oluşturmak için yürütülecek yaklaşım diğer makineler için kullanılan ile aynı olacaktır. En iyi durum senaryosunda sonuçlar K fuarına kadar veya en geç 2014’ün başların-da hazır olacaktır.

Isıl şekillendirme makinelerinin enerji tü-ketimi için ölçme yöntemiyle ilgili ilk çalışma belgesinin 2013 yılında hazırlanması planlan-maktadır. Bu konudaki prosedürlerle ilgili ilk görüş alışverişi ASSOCOMAPLAST ve VDMA arasında gerçekleşmiştir.

Pazar Gözetimi/ISO-Standartlaştırma

Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda 20 Mart 2013 tarihinde düzenlenen bir yuvar-lak masa toplantısında CECE, CECIMO, CEMA, FEM ve EUROMAP tarafından temsil edilen Avrupa makine endüstrisi kuruluşları, Avrupa Parlamentosu’nu yeni bir Pazar Gözetimi Tü-züğü için Komisyon’un önerisine tam destek vermeye ve güçlendirmeye çağırmıştır. Gö-rüşmelerde kanun paketinin Tek Pazar’da eşit şartlar oluşturulabilmesi için önemli bir fırsat sunduğuna ve AB’nin yeniden sanayileşme hedefi ni destekleyecek önemli bir girişim ol-duğuna yönelik genel kanı oluşmuştur. Avru-pa Komisyonu, Pazar Gözetiminin paylaşılması gereken bir sorumluluk olduğunu ve bu so-rumluluğun üye devletler, Avrupa Komisyonu

Avrupa Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği (EUROMAP) İcra Kurulu Kasım’da İstanbul’da toplanacak

Avrupa Birliği Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği

EUROMAP’in 48. İcra Komitesi, Türkiye açısından önemli gelişme-

lere sahne oldu. İcra Kurulu’nun Kasım ayında yapacağı toplantının

İstanbul’da gerçekleşmesi kararlaştırılırken, EUROMAP’in Plast Eurasia

Fuarı’na destek verememe kararı da alındı.

Page 25: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

23

PANO

ve plastik sektörü tarafından paylaşılması ge-rektiği vurgulanmıştır.

ISO/TC 270 “Plastik ve Kauçuk Makinele-ri” yapısal toplantısı Milano’daki UNI binasında 13 Aralık 2012 tarihinde düzenlenmiştir. Clau-dio Celata Toplantı Başkanı ve Paola Visitin ise Sekreter görevlerini üstlenmiştir. İş planına göre TC’nin çalışmaları genel olarak makine güvenliği odaklıdır ancak enerji tüketiminin öl-çümü gibi diğer konular da ele alınabilecektir.

İlk proje olarak, enjeksiyon kalıplama ma-kineleri için özel standartlar oluşturulacaktır. Standart çalışması, ISO/TC 270/WG 1 “ Enjek-siyon kalıplama makinelerin güvenliği” kapsa-mında yapılacaktır. Toplantının organizatörü DIN olacaktır. Bernd Nötel (VDMA) Toplantı Başkanı ve Dr. Herald Weber (VDMA) Sekreter olarak atanmıştır. ISO/TC 270/WG 1’in ilk top-lantısı Frankfurt’ta 14/15 Mayıs 2013 tarihle-rinde düzenlenecektir. Komisyona, Avusturya, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İsviçre, Türkiye, İngiltere ve ABD’den uzman kişiler aday gösterilmiştir. Türkiye’den PAGDER Ma-kine Sektörü Komite üyesi Burç Angan Türk Plastik İşleme Makinelerini temsilen bu komi-tede yer alacaktır.

Pazar İlişkileriDünya çapında üretim 2011 yılında 28.2

Milyar Avroya ulaşmıştır. Çinli rakipler dünya

ihracatında pa-zardaki payını bir kez daha geniş-letmiş ve yüzde 30.5’e ulaşmış-tır, Çini Almanya yüzde 22.0’la takip etmiş, son-ra yüzde 8.8 ile İtalya, yüzde 6.5 ile ABD ve yüzde 5.5 ile Japonya takip etmiştir. Dünya çapındaki ihracat 17.1 Mil-yar Avroya ulaş-mıştır. Almanya, yüzde 25.3 ile bir kez daha ih-racat yapan ül-keler arasındaki lider konumunda yer almış, Almanya’yı yüzde 11.9 ile Japonya, yüzde 10.8 ile Çin, yüzde 9.8 ile İtalya ve yüzde 6.1 ile ABD takip etmiştir. Bunları takip eden grafi kler Çin, ABD, Hindistan ve Rusya’ya yapılan teslimat-ları göstermektedir.

Ekonomik durum Avrupa ve dünya ülke-leri için farklılık göstermekle beraber, 2012 yılına ait yıllık sonuçların birçok Avrupa mer-kezli plastik ve kauçuk makine imalatçıları için oldukça tatmin edici olduğu görülmektedir.

Hatta bazı ülkelerde neredeyse krizden önce ulaşılan rekor sayılara bile erişilmiştir. AB’deki istikrar göstergeleri belli seviyede pazarın mevcut durum üzerindeki baskıyı azaltmış olmakla beraber resesyon trendleri açısından manzaranın çok fazla teşvik edici olduğu söy-lenemez.

Çin, Amerika ve Orta Avrupa pazarların-da büyüme beklenmektedir. Küresel rekabet, Asya’da var olan güçlü rekabetle birlikte şid-detlenmeye devam etmektedir. Buna rağmen plastik sektörü, 2013 için oldukça umutludur.

Page 26: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

24

PANO

PAGDER Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik UR-GE projesinde ilerliyor

PAGDER tarafından Ekonomi

Bakanlığı desteğiyle uygulanan

UR-GE projesinde, Eylül ve Kasım

aylarında iki iş ziyareti planı ya-

pıldı. PAGDER, proje kapsamında

22-28 Eylül 2013 arasında Güney

Afrika, 18-24 Kasım 2013 arasın-

da Endonezya’ya iş gezileri plan-

landı.

PAGDER Ekonomi Bakanlığı’nın da des-

teğiyle yeni pazarlara erişimde ve şirketlerin

iş kapasitelerinin-rekabet güçlerinin artırıl-

masında, son dönemde en fazla kullanılan

araçlardan olan UR-GE projelerinde ilerleme

sağladı. Ekonomi Bakanlığı tarafından 2011’de

onaylanarak uygulamaya başlanan “Plastik

Sanayi Alt Sektörlerinin İhracat Potansiyeli-

nin Arttırılması Projesi” projesi altında yapılan

ihtiyaç analizlerine göre eğitim faaliyetleri

gerçekleştirildi. Proje kapsamında, “İleri Dış

Ticaret Eğitimi, Müşteri Memnuniyeti Eğiti-

mi, Değişim Yönetimi ve İnovasyon Eğitimi ve

Satışçılar için Pazarlama Eğitimi” olmak üzere

toplam dört eğitim tamamlandı. Projenin bir

diğer ayağı olan iş gezileriyle ilgili organizas-

yon aşaması uygulamaya alındı.

2013 hedef ülkeler grubu içinde bulunan

Güney Afrika ve Endonezya’ya yönelik olarak

proje kapsamında, “Yurtdışı Pazarlama Prog-

ramları” başvurusu gerçekleştirildi. Ekonomi

Bakanlığı desteğiyle yürütülecek iş gezileri

için, sektörü ilgilendirecek fuar dönemleri de

dikkate alındı.

Bu kapsamda, Güney Afrika’ya yönelik

planlanan yurtdışı pazarlama programında,

22-28 Eylül 2013 tarihleri arasında, Johan-

nesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde

eşleştirmeyle iş görüşmeleri planlanıyor.

18-24 Kasım 2013 tarihlerinde

Endonezya’ya yönelik olarak Jakarta, Bandung

ve Bali şehirlerinde ticari eşleştirme faaliyet-

leri için girişimler başlatıldı. İş gezisi tarihleri,

20-23 Kasım 2013 PROPAK Indonesia Fuarı

(Gıda İşleme ve Paketleme Fuarı) ile de çakış-

tırılarak, 7 günlük programın 2 günü fuar ziya-

retine ayrıldı.

Proje kapsamındaki bu gezilerin, yol, ko-

naklama, yemek, tercüman, toplantı salonu

kirası, reklam ve diğer giderlerinden oluşan

uygun maliyetleri yüzde 75 oranında Ekonomi

Bakanlığı tarafından desteklenecek.

PAGDER’den yapılan açıklamada, sektöre

yönelik eğitim ve diğer faaliyetlerde dene-

yimli bir şirket olan İnovakademi Danışmanlık

proje ortağı olarak seçildiği kaydedildi. Firma,

UR-GE kapsamında yapılan ihtiyaç analizini in-

celeyerek, proje katılımcısı şirketlerin ihtiyaç,

beklenti ve kapasitelerinin belirlenmesi, iki

tam zamanlı proje koordinatörünün belirlenip

proje ekibinin kurulması, hedef ülkelerde iş

yapma koşulları üzerine rapor hazırlanması ve

faaliyet öncesinde proje katılımcısı fi rmalarla

paylaşılması, ülke ithalatçı analizlerinin yapıl-

ması, hedef şirket havuzu listesinin oluşturul-

ması, uygulama paydaş analizinin yapılması,

uzmanlar aracılığıyla ilgili ülkede ön heyet ça-

lışması gerçekleştirilmesi, potansiyel alıcılarla

görüşülmesi işlerini yürütecek. Ayrıca, hedef

ülkeye önceden gönderilen bir uzmanla, eş-

leştirme randevuları, eşlik, hedef ülkedeki rek-

lam faaliyetleri, şirket ve partner kuruluşların

bilgilendirilmesi, davetler, tüm toplantıların ve

ticari randevuların organizasyonunu gerçek-

leştirecek.

Ekonomi Bakanlığı UR-GE programı ve PAGDER projesi

Ekonomi Bakanlığı 2010’da yayınladığı

‘’Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin

Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” ile UR-GE

projelerini destek kapsamına aldı. PAGDER de

geliştirdiği proje ile 2011 yılında ihracat sefer-

berliğine başladı. PAGDER projesi kapsamında,

plastik hammadde, plastik mamul ve plastik

işleme makineleri sektörlerinde faaliyet gös-

teren 12 sanayici fi rma “Plastik Sanayicileri

Derneği Kümesi”ni oluşturdu. Bu küme, Aksoy

Plastik San. ve Tic. A.Ş., Altan Plastik San. ve

Tic. Ltd. Şti., Beno Plastik Ambalaj ve Kalıp San.

Tic. Ltd. Şti., Emas Elektroteknik Makine Sana-

yi ve Ticaret A.Ş., Eurotec Mühendislik Plastik-

leri San. ve Tic. A.Ş., Jefl eks Plastik Kauçuk San.

Tic. A.Ş., Savaş Plastik San. ve Tic. A.Ş., Sem

Plastik San. ve Tic. A.Ş., Şenmak Makine San.

Tic. Ltd. Şti. Termopol Plastik San. ve Tic. Ltd.

Şti.,Tisan Mühendislik Plastikleri San. ve Tic.

Ltd. Şti., ve Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş.’den

oluşuyor.

Ekonomi Bakanlığı UR-GE tebliği kapsa-

mında, fi rmaların eğitim, iş planı ve ihracat

stratejileri, ihracat potansiyelleri, her türlü

Pazar analizi, teknoloji kullanımı, ortak yol ha-

ritasının belirlenmesi konularında analizler ve

eğitim faaliyetleri destekleniyor. Ayrıca, geliş-

tirilen projelerin uygulamasına yönelik olarak,

en fazla 5 adet yurt dışı pazarlama faaliyeti

(ortak pazar araştırmaları, pazar ziyaretleri,

küme tanıtım faaliyetleri, ticaret heyetleri,

yurt dışı fuar ziyaretleri, eşleştirme vb. or-

ganizasyonlar), en fazla 2 uzman personelin

istihdamı, en fazla 10 adet yurt dışındaki alıcı

fi rmaların Türkiye’den alım yapmaları amacıyla

düzenlenen alım heyeti faaliyetleri destekle-

niyor.

Page 27: PLASFEDDERGİ Sayı 3

ekonomiyi seven ekolojiBASF plastiklerinden yapılan otomobil parçaları araçlarındaha hafif olması ve böylelikle yakıt tasarrufu imkanı sunması için metal parçalar yerine kullanılabiliyor. Bu daha düșük emisyon, daha az yakıt ve daha fazla tasarruf demek. Artık hem çevreyi hem de cebinizi koruyabilirsiniz. Çünkü BASF’de biz kimya yaratıyoruz.www.basf.com.tr

Page 28: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

26

Ankara Plastik Sanayicileri Derneği’nde bayrak değişimi

Sigorta sorunu derinleşiyor sektör çözüm bekliyor

Ankara Plastik Sanayicileri

Derneği (APSD) Genel Kurulu’nda

bayrak değişimi yaşandı. Yapılan

Genel Kurul’da, yönetim kurulu

başkanlığına Yunus Karakaş se-

çildi

PANO

Ankara Plastik Sanayicileri Derneği Genel

Kurulu 11 Mayıs günü yapıldı. Seçimli Genel

Kurul’da bayrak değişimi yaşandı. Seçimler

sonucunda Başkanlık görevi Yunus Karakaş

tarafından üstlenildi. Başkan Necmi Atalay

tarafından açılan genel kurul, saygı duruşu ve

İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı. Genel

Kurul Divan Başkanlığı’na Ahmet Ağzıyağlı se-

çilerek, gündemdeki maddelere geçildi.

Genel Kurul’da söz alan APSD Başkanı

Necmi Atalay, APSD üyelerine, başkanlığı dö-

neminde verdiği desteklerden dolayı teşekkür

ederek, istekleri de dikkate alarak yeni bir yö-

netim seçilmesi gerektiğini vurguladı ve yapı-

lan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Sigorta şirketlerinin, plastik sektörü dahil

9 sektörde tek tarafl ı olarak poliçeleri durdur-

masının ardından başlayan sorun derinleşiyor.

PLASFED ve PAGDER, diğer paydaşlarla birlik-

te, sorunun çözümü için girişimlerini yoğun-

laştırdı. Yapılan girişimler ve başlatılan çalış-

malarla sonuçlar alınmaya başlandı.

Sigorta şirketleri tarafından, 2012 yılının

sonunda plastik sektörü dahil 9 sektörde ilk

işaretleri görülen ancak bilgilendirme yapılma-

dan başlanan poliçelerin durdurulması ve ye-

nilenecek poliçelerde de çok yüksek primlerin

uygulanmasının ardından başlayan sorun yeni

aşamaya geldi. Sigorta şirketleri tarafından

PAGDER’in çözüme yönelik girişimleri, diğer

paydaşlarla birlikte kamuya taşındı. Sigorta

şirketlerinin tek tarafl ı olarak başlattığı ve yıl-

lardır süren müşteri ilişkisinin kesildiği süreç-

Söz alan Mehmet Gül, kümelenme çalış-

maları hakkında bilgi vererek, önemine değin-

di ve devam etmesi gerektiği yönünde görüş

bildirdi. Aynı konuda söz alan Yunus Karakaş

ise İvedik OSB ile ortak bir çalışma yürütülmesi

önerisini getirerek, İvedik OSB’nin küme katı-

lım paylarına katkı verebileceğini de vurguladı.

Genel Kurul, gerekli görülen zamanlarda İvedik

OSB yönetimi ile birlikte çalışma yürütülmesini

kabul etti.

te, sigorta şirketleri uygulamaları, “merkezi

yönetimin kota uygulayarak plastik sektörüne

yüzde 5 sınırı koyduğu”, “reasürans şirketle-

rinin bazı sektörlere güvenceyi durdurduğu”,

“çok yüksek riskli sektörlerin teknik zararları

sürekli kıldığı” gerekçeleriyle savundu.

Bunun üzerine harekete geçen PAGDER,

diğer paydaşlarla birlikte Hazine Müsteşar-

lığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, TBMM ve

Rekabet Kurumu kanalıyla çeşitli çalışmaları

başlattı.

Sigorta sorununun çözümüne yönelik

arayışların devam ettiği aşamada ise Rekabet

Kurulu’nun sigorta sektörüne yönelik bir ince-

leme başlattığı belirlendi. Sigorta şirketlerinin

büyük bir kısmının eşzamanlı olarak başla-

yan tutumlarının rekabet kurallarına aykırılık

yönünden inceleme yapılması amacıyla çok

APSD yönetim ve denetim kurulu seçim-lerinde ise tek liste hazırlandı. Seçim prosedü-rünün yerine getirilmesiyle de APSD organları şu şekilde oluştu:

DERNEK ASİL YÖNETİM KURULU ÜYELERİ 1.Yunus KARAKAŞ - Büyük Anadolu Kauçuk 2.Mehmet GÜL – Na-me Endüstri Ürünleri3.Aykut KONUK – Özay Plastik4.Ahmet AĞZIYAĞLI – Koray Tıp Teknik5.Osman ÖZ – Öztepe Plastik

DERNEK YEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİ1-Oğuz SAAT – Dimsa Plastik2-Bekir GÖNÜLAL – Gönülal Makina3-Erhan ÖZ – Özen Plastik4-Emin GAYIR – Gayırsan Plastik5-Mehmet BUDAK – Buka Kalıp

DERNEK ASİL DENETLEME KURULU ÜYELERİ1-Ayhan AYKAN – Aykan Plastik2-Fahrettin ERDOĞAN – Erdoğan Plastik3-Aydın ERDÖNMEZ – Taşkent Plastik

DERNEK YEDEK DENETLEME KURULU ÜYELERİ1-İsmail ATASOY – Ahi Plastik2-Hasan Hüseyin KAMÇI – Özkamçı Plastik

3-Emin İPEK – Emin İpek Kauçuk

sayıda STK’nın Kurula şikayette bulunduğu

kaydedildi.

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüse-

yin Semerci yaptığı değerlendirmede, PAGDER

olarak sorunların yakın takipçisi ve çözümü

yönündeki girişimlerin öncülerinden biri ol-

duklarını belirterek, “Mesele, sadece basit bir

sigorta meselesi değil. Sigorta yaptıramayan

şirketlerin kredi kanalları tıkanmaktadır. Müş-

terilerinin bakış açılarında bozulmalara neden

olmaktadır. Haksızlık etmek istemiyorum ama

kimse tek tarafl ı, keyfi denebilecek bir yakla-

şımla yıllardır birlikte çalıştığı insanları yüzüs-

tü bırakamaz; rasyonel, gerçeklere dayalı bil-

giler olmadan akıl almaz fi yatları dayatamaz.

Bu süreci başarıyla yönetmemiz için sektör

mensuplarımızla tek ve güçlü bir ses olmamız

önem taşıyor” dedi.

Page 29: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 30: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

28

Ege Meslek Yüksek Okulu seri üretimin “olmazsa olmazı” kalıpçılık için yetişmiş eleman mezun ediyor

Plastik sektörünün en fazla ihtiyaç duyduğu yetişmiş ele-manlar arasında bulunan kalıp teknikerlerine yönelik eğitim ve-ren yüksekokulların sayısı artıyor. Bu alanda en deneyimli eğitim kurumlarından biri olan Ege Üni-versitesi Ege Meslek Yüksekoku-lu Endüstriyel Kalıpçılık Programı, sanayi kuruluşlarında stajlarla desteklediği bir eğitim programı uyguluyor.

PLASFEDDERGİ’ye değerlendirmelerde

bulunan Ege MYO Endüstriyel Kalıpçılık Prog-

ramı Koordinatörü Niyazi Gökçen, Dünyada

endüstriyel kalıpçılık sektörünün 65 milyar

Dolar büyüklüğe ulaştığının altını çizdi. Sana-

yide, seri üretimin olmazsa olmaz unsurunun

kalıp olduğunu hatırlatan Gökçen, Türkiye’de

bu sektörün hızla gelişme kaydettiğini vurgu-

ladı. Plastik sektörünün yüksek katma değerli

üretimlerini içeren otomotiv başta olmak üze-

re beyaz eşya, seri imalat sanayi ve bunlara

ait yardımcı sanayilerin temel ihtiyaçlarından

birinin kalıplar olduğunun altını çizen Niyazi

Gökçen, eğitimli, yetişmiş kalıpçılık teknikerle-

rinin yüksek katma değerli bu alt sektörde en

önemli katkı veren çalışanların başında geldi-

ğini vurguladı.

Endüstriyel kalıpçılık bölümlerinin meslek

yüksekokullarında ilgi gören ve sanayinin ta-

lep ettiği elemanları yetiştiren eğitim kurum-

ları olarak dikkat çektiğini ve Türkiye çapında

bu programa sahip meslek yüksekokulu sahibi

üniversite sayısının 16’ya ulaştığını belirten

Gökçen, Ege MYO’nun bu eğitim kurumları

arasında önde gelenleri arasında sayıldığını

vurguladı.

Öğrencilerin, teorik eğitimleri kadar pra-

tik eğitimlerinin önem taşıdığını ve yetiştirilen

gençlerin istihdam edilebileceği endüstrinin

yakın çevrede bulunmasının gerekli olduğunu

hatırlatan Gökçen, “Ege bölgesinde özellikle,

İzmir ve Manisa illerindeki kalıp üreticilerinin

yurtiçi ve yurtdışına hassas kalıp üretme ka-

pasitelerindeki artış, nitelikli eleman ihtiyacı

doğurmuştur. Bu durum sektöre ana eleman

yetiştiren üniversitelere büyük sorumluluklar

yüklemektedir” görüşünü dile getirdi.

Dünya kalıpçılık sektörünün 65 milyar

dolar büyüklüğüyle, Türkiye açısından gelişme

potansiyeli sunduğunu anlatan Niyazi Gökçen,

“Türkiye’nin kendi otomobilini üretmeye çalış-

tığı bir dönemde, otomotivde ana oyuncuların

kalıp ve plastik sektörü olduğu unutulmamalı-

dır. Sektörün öncüleri, sektör ile ilgili kendi he-

defl erini koyarken, ihtiyaç duyduğu eğitilmiş

insana olan gereksi-

nimlerini de belirleme-

leri gerekir. Sonuçta

üniversitelerden çıkan

öğrencilerimiz sana-

yicilerimizin ihtiyaçla-

rını fazlasıyla karşılar

nitelikte olmalıdır. Bu

yüzden eğitimimizi,

bölgemizdeki kalıpçı-

ların ihtiyaç duyduğu

nitelikli Kalıp Tekniker-

leri yetiştirilmesi ko-

nusunda esnek dizayn

ettik” dedi.

Öğrencilerin pratik eğitimine yönelik

olarak yurt içi ve yurt dışı staj imkânları sağ-

landığını belirten Gökçen, ağırlıklı olarak İz-

mir, Manisa, Bursa, İstanbul ilerindeki sanayi

kuruluşlarında staj yaptıklarını belirterek,

“Sonuçta, kalıp gibi katma değeri yüksek olan

ürünlerin üretimi hem nitelikli insan gücünün

istihdamını artıracak, hem de ülke ekonomisi-

ne ciddi getiri sağlayacaktır. Ancak bu şekilde

dünya ile rekabet edebilir duruma gelebiliriz.

Son yıllarda ülkemizde slogan haline gelen

“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” yaklaşı-

mının ne kadar doğru bir tespit olduğunun

göstergesidir. Bunun için Endüstriyel Kalıpçı-

lık sektörünün önde gelenleri, bölgelerindeki

eğitim kurumlarına sahip çıkmaları gerekir”

görüşünü vurguladı.

Bornova İzmir’de yerleşik Ege Üniversi-

tesi kampüsü içinde eğitim faaliyetini yürüt-

tüklerini kaydeden Niyazi Gökçen, örgün ve

ikinci öğretimde 30’ar öğrenci kabul ettiklerini

ve 4 dönemlik eğitim uygulandığını belirtti.

“Endüstriyel Kalıpçılık Teknikeri” ünvanıyla öğ-

rencilerin mezun olduğunu hatırlatan Gökçen,

eğitim programlarının, sac metal kalıpçılığı ve

hacim kalıpçılığı üzerinde yoğunlaştığını, bil-

gisayar destekli çizim (Solidworks), bilgisayar

destekli üretim (Mastercam), malzeme bilgisi,

sac ve hacim kalıpçılığı, temel imalat işlemleri,

ölçme kontrol, iş kalıpları, teknik resim, maki-

ne elemanları, kalite güvence ve standartları,

derslerinin verildiğini belirtti. Gökçen, Endüst-

riyel Kalıpçılık Programında atölyelerinde,

plastik enjeksiyon presi, tel erozyon tezgahı,

torna tezgahları, freze tezgahları, matkap

tezgahı, taşlama tezgahları, dik işlem merkezi

bulunduğunu belirtti.

PANO

Page 31: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 32: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

30

Bursa Plastik Ambalaj Sanayi-

cileri Derneği (BURPAS) Başkanı

ve PLASFED Başkan Yardımcısı

İlker Biliktü, plastik sanayicilerini

bir araya getirecek ihtisas OSB

için çalışmalarının ilerlediğini, he-

defl erinden birinin de bu bölgede

faaliyetlerini yürütecek sanayi-

cilere hizmet verecek bir elektrik

santrali kurulması olduğunu açık-

ladı.

Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Der-

neği (BURPAS) Başkanı ve Plastik Sanayicileri

Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı İl-

ker Biliktü yaptığı açıklamada, Bursa’da plastik

sektörünün hızla büyüdüğünü ve Bursa eko-

nomisine katkısının giderek arttığını belirtti.

Plastik sektöründe otomotivden tarıma, gıda

sektöründen sağlığa her alanda kullanılan

ürünleri ürettiğini hatırlatan Biliktü, “Bu ürün-

ler yaşamımızın bir parçası ve vazgeçilmezdir”

dedi.

BURPAS olarak hedefl erinden önde ge-

lenlerinden birinin İhtisas Organize Sanayi

Bölgesi (OSB) kurmak olduğunu belirten Bilik-

tü, “İhtisaslaşmış sanayi bölgesi hedefi miz var.

PİLKA (Plastik Kauçuk Kooperatifi ) adı altında-

ki kooperatifi mizdeki toplam 52 üyemizle ça-

lışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu üyelerimizden

20’sini Bursa Esnaf Odalarının Kestel’deki ye-

rine gönderme çalışmalarımız oldu. Önümüz-

deki günlerde İzmir Yolu üzerinde gösterilecek

bir yere taşınmalarını sağlayacağız. Bizim asıl

hedefi miz İhtisas OSB kurarak 5 bin metreka-

re üzerindeki işletmelerimize yatırım olanağı

sağlamak.

En fazla ithalatı yapılan ve cari açığın art-

masında ciddi etkilere sahip olan sektörümü-

ze hükümet nezdinde sağlanacak destekler

büyük önem arz ediyor. Ülke olarak sadece

ambalajda 1 milyar dolarlık bir ithalatımız var.

Bunu ihracata dönüştürmemiz şart. Yine hü-

kümetimizin en fazla üzerinde durduğu katma

değeri yüksek ürünler üretmek için de ihtisas-

laşmamız gerekiyor. Özellikle kauçuk ayağında

özellikli ürünler üretmemiz gerekiyor. Paranın

içeride kalması için tüm sektörlere hitap eden

plastiğin desteklenmesi olmazsa olmazdır.”

görüşünü vurguladı.

Bölgenin sektöre daha iyi hizmet vere-

bilmesi için elektrik üretiminin de gündemde

olduğunu kaydeden Biliktü, “Bölge içerisinde

elektrik üretilmesi ile ilgili fi zibilite çalışma-

mızda da son aşamaya geliniyor. Böylece hem

plastik, kauçuk, ambalaj ve yan sanayide üre-

tim yapan fi rmaları bir araya getirmiş olacağız,

hem de üretimimizde ana girdimiz olan elekt-

riği kendimiz üretmiş olacağız” dedi.

Bursa’ya güçlü OSB BURPAS’tan verilen bilgilere göre, PAG-

DER ASLAN Özel OSB yatırımı da örnek alına-

rak, plastik sanayicilerine güçlü ve sağlıklı bir

OSB imkanı sunulması planlanıyor. Yürütülen

OSB yatırımının temel özellikleri ve sağlanan

ilerlemeler şöyle:

OSB arsaları, kamulaştırma çalışmalarını

müteakip PİLKA kanalıyla alınacak ve PİLKA

OSB tüzel kişiliğine dönüştürülecek.

Arazi edinimine yönelik olarak çalışmalar

ve tüzel kişilik çalışmaları 2015’e kadar ta-

mamlanacak ve yatırımcıların 2018’de faaliye-

te geçmesini sağlayacak biçimde OSB yatırım-

ları gerçekleştirilecek.

Enerji üretiminde de 2018’de fabrikala-

rın işletmeye alınmasına kadar yatırımın ta-

mamlaması ve üretimin başlaması amaçlanı-

yor. Elektrik santrali kurulması için şirketlerle

görüşülmesine ve ön teklifl erin alınmasına

yönelik çalışma başlatıldı. Alternatif kaynaklı

(rüzgar vb.) enerji santralleri konusunda da

çalışma yapılıyor.

Bursa’da bulunan Küçükbalıklı, Duaçı-

narı, Samanlı, Vakıfk öy bölgelerindeki sanayi

kuruluşlarının ihtiyacını karşılayacak bir OSB

planlanıyor. Bu bölgelerde uygulanan kentsel

dönüşüm programı nedeniyle, işletmelere yö-

nelik çözüm üretmek gerekiyor.

BURPAS İhtisas OSB ve elektriğini üretimi için çalışmalarını hızlandırdı

PANO

BURPAS büyüyecekBURPAS olarak hedefl erinin 250 üyeye ulaşmak

olduğunu kaydeden İlker Biliktü, Dernek olarak üyeleri-

nin menfaatlerini korumak için yoğun çaba harcadıkla-

rını ve sanayinin temsili ve savunulması için her düzey-

de girişimlerin sürdüğünü kaydetti. Bunlardan birinin

TOBB Bünyesinde “Plastik Sektör Meclisi” kurulması ol-

duğunu kaydeden Biliktü, bu amaçla paydaşlarıyla bir-

likte resmi süreçlerin içinde olduklarını kaydetti. Biliktü,

plastik sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum ör-

gütleri ile birlikte de çalışmalar yürüttüklerini hatırlattı.

Bursa plastik enjeksiyon ile üretimde Türkiye birincisiBursa plastik sanayii hakkında da bilgi veren İlker Biliktü, plastik sektörü-

nün enjeksiyon, ambalaj ve metal üzeri kaplama olmak üzere 3 tarz üretimde

bulunduğunu, ağırlıklı olarak otomotiv yan sanayiye üretim yapan Bursa’nın

enjeksiyon üretiminde Türkiye 1’incisi olduğunu kaydetti. Ambalajda ise

Bursa’nın gelişmesi gerektiğini belirten Biliktü, “O nedenle ihracat konusunda

önemli adımlar atılması gerektiğine inanıyorum. Bu noktada fi rmalarımızın ba-

kış açılarını dışa çevirmeleri gerekiyor. Biz Dernek olarak dış pazarlara açılma

noktasında fi rmalarımızı fuarlara götürerek destekliyoruz. Çin’den İspanya’ya

Suudi Arasbistan’dan Brezilya’ya kadar çok sayıdaki ülkede yapılan fuarlara ge-

rek katılımcı gerek ziyaretçi olarak katılmaya özen gösteriyoruz.” dedi.

Page 33: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

31

K Fuarı İçin Özel SayıHazırlıyor..

K Fuarı İçinn Özel SayınHazırlıyor..

Dünyn annnnının eennnn bübüyük plplp asa tik fuarrıı K K K 20201313 içiçiç n n seses ktktörörünün ssesesii ololmamayıyı hhededefefleeyeyenn PPLPLLAAASFEDDERERRGGİ Tüürkçkçkçkçee vevevee İnggili izcee

K FuFuararıı özözö elelll ssssayayısı hahaazız rlıyor. ÜçÜççÜ ününüüncücüc ssayayıssıyylala ookukuk nunurlrluğuğğu u yüyüksksekek,, hahabebeber r r ddedd rgisi tarzrzzınında sseekkkktttötör mmmemenssuuplaarı

yyanındnda,a sssososyayaaalll vve ekokononon mik paydddaşaşaaşlalalarırınn dada iilglgisini çekmeyeyii amamaçaçlalaayayannn PLP ASFEDDDDDEERGİ,, yayayayayıy nlnlananannacakak özzel

saayıy sıylylaa, TTTTürürüü kik yeyeee ppplalastik ssekekektöt rünün en ggüçüçüçüçlüülü tttememsisill plplatatfoformrmlalarırındndananan bbbbbirirririii ololan; 16 - 23 3 3 EkEkim 2200101113333 tataririr hlhlhlhleri aarasınnda

K DDüsseleldodorfrfrfrf’t’ta a gegeeeninnn ş ş kitlellererrre e e ulu aşacak.

ÖzÖ el ssaya ı içiçinn bbbbasasaa kıkı aaaadededd didi artırrılıldıdıdı, , K K Fuarı'nda Uluslararası Basın SStatatandndı'nda a ddadaaağğığğıttımm hhahahakkkkıı satıtın alınnddıdı.

PLLASASA FED’’inin, kuururucuu ddddereree neneklklererrriiii vevvev ssekektörü büttünün pplalatftforormlmlarardada ttaanıtmak ammacacı dodododoğğğrğrulu tuusususuunndndn a a plplanlannan özzelell ssayı,

non rmmalala baskı aadedidindndenen ffffazazazazlala olalararaaakkk k 8 8 8 8 bibibb nn kokopyp a basılacak. PLASFEDEDDEDEEERGRGRGRGİİİ İ özözel ssayayayayısısısısıı içiçinn öözel dadağıtım m kkakanallara ı

dada açıldddı.ı KK Fuar r idi aresesii ile e yayaaapıpıpıp lalalan n tetemamas s s nenenenetitititicececcesissis ndde, üücr tetii ödöddenenenenererererekekekek UUluluslslarararararrasasasa ı BaBaasısınn Stananddı'ndaa dddaa dad ğığ tımm m m mm

hahahahhakkk ı alındıdı.. ÖzÖ el sayayı,, her zzamamanankikikiki ggggibibibi,i, üüyeyesi olulunanann yuyurtrtdıdışışı ddererneklklerere,e,, sssekekekektötötötörlrle illgigilili kurumum ve kururuululuşllara,a kkararararara aarar

veveeririririririciciccccc düzüzeydedeekikik mmerkezizi vve yereell yöyönetiim yöyöyöyönenenen tititicicicic leleeririri yyyyananınındadaa bbbuuuu kekekek zzzz AlAlAlAlmam nyya'a nınınn Düsselelddorf kenntitiindnde düüzeenlnllnlllleeeenene enen

K K FuFuararaarrrra ı'ı'ııı ndnda dağığıtıtılaalacacak.

PLLPLASASASFEFEDDDDERERERERERERGİG öözel saayıyısısısı iiçiçiç nn özel bir rekeklalamm tataririfefesisi ddee bebelilirlrlenenddi. Dergi reklamam tttararififeleriylele ilglgggililililililiiiii bbibilglgiyiye e SeSelçlçlçukuk

Boststanana cıcıc ’d’danan ((seseelclclclclcukuku .bbosostanci@@plplassasfefed.d.org.tr) ulaşılabilir.

Dünyanın en büyük plastik fuarı K 2013 için sektörün sesi olmayı hedefleyen PLASFEDDERGİ Türkçe ve İngilizce

K Fuarı özel sayısı hazırlıyor. Üçüncü sayısıyla okunurluğu yüksek, haber dergisi tarzında sektör mensupları

yanında, sosyal ve ekonomik paydaşların da ilgisini çekmeyi amaçlayan PLASFEDDERGİ, yayınlanacak özel

sayısıyla, Türkiye plastik sektörünün en güçlü temsil platformlarından biri olan; 16 - 23 Ekim 2013 tarihleri arasında

K Düsseldorf’ta geniş kitlelere ulaşacak.

Özel sayı için baskı adedi artırıldı, K Fuarı'nda Uluslararası Basın Standı'nda dağıtım hakkı satın alındı.

PLASFED’in, kurucu dernekleri ve sektörü bütün platformlarda tanıtmak amacı doğrultusunda planlanan özel sayı,

normal baskı adedinden fazla olarak 8 bin kopya basılacak. PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel dağıtım kanalları

da açıldı. K Fuar idaresi ile yapılan temas neticesinde, ücreti ödenerek Uluslararası Basın Standı'nda da dağıtım

hakkı alındı. Özel sayı, her zamanki gibi, üyesi olunan yurtdışı derneklere, sektörle ilgili kurum ve kuruluşlara, karar

verici düzeydeki merkezi ve yerel yönetim yöneticileri yanında bu kez Almanya'nın Düsseldorf kentinde düzenlenen

K Fuarı'nda dağıtılacak.

PLASFEDDERGİ özel sayısı için özel bir reklam tarifesi de belirlendi. Dergi reklam tarifeleriyle ilgili bilgiye Selçuk

Bostancı’dan ([email protected]) ulaşılabilir.

www.plasfed.org.tr [email protected]

PLASTİK SANAYİCİLERİ FEDERASYONU DERGİSİ

Page 34: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

32

PAGDER, plastik sektörü-

ne yönelik yanlış bilgilere dayalı

söylemlerde kullanılan “numara-

landırma” sisteminin asıl amacını

açıkladı. Kamuoyuna zaman za-

man “sağlık için sakıncalı ürünleri

numaralardan tanıyabilirsiniz”

benzeri mesajlar verildiğini belir-

ten PAGDER Başkanı Hüseyin Se-

merci, numaraların asıl amacının

geri dönüşümde plastik türlerini

ayırmayı kolaylaştırmak olduğu-

nu bir kez daha anlattı.

Plastik ambalajlarda kullanılan ve evren-

sel geri dönüşüm sembolü olan üçgen biçimli

birbirini tamamlayan oklardan oluşan sem-

bolün içindeki numaraları “sağlıklı-sağlıksız

ambalajları ayırt etme yöntemi” olarak yo-

rumlayan mesajlara uzun süredir rastlanıyor.

PAGDER yaptığı açıklamada, bu numaraların

aslında plastiklerin geri dönüşüm amacıyla

türlerine göre toplanmasını sağlamaya yöne-

lik olduğunu bir kez daha açıkladı.

Bu numaraların, plastiklerin kalite ya da

sağlıkla ilgisi olmadığını, sadece plastik türle-

rini gösterdiğini hatırlatarak, “Hangi tür am-

balajın, hangi tür ürünlerde kullanılabileceği

yönetmeliklerle belirlenmiş bir konudur. Üs-

telik mevzuatımız AB ile uyumludur ve bazı

noktalarda AB mevzuatından daha korumacı

unsurlar içermektedir. Üstelik tebliğ türü bir

yöntemle belirlendiği için gelişmeler anında

yansıtılma şansına sahiptir” bilgisini verdi. Se-

merci, numaralandırma sisteminin birçok ülke-

de aynı amaçla kullanıldığını kaydetti.

Numaraları kim belirliyor? Ne anlama geliyor?

PAGDER, plastik ambalajlardaki kodlara

ilişkin şu bilgiyi verdi:

Yaygın olarak kullanılan kodlar ilk defa

ABD’de bir sivil toplum örgütü tarafından orta-

ya konuldu. ABD’de faaliyet gösteren bir der-

nek olan SPI (The Society of the Plastics Ins-

titute – Plastik Enstitüsü Derneği) tarafından

1988 yılında yapıldı. Bu kod sistemi, ABD’deki

39 eyalette zorunlu olarak uygulanıyor.

Türkiye’de de zorunlu olarak ambalajlara

kod konuluyor. Bu kodlar, Çevre ve Şehirci-

lik Bakanlığı’nın Ambalaj Atıklarının Kontrolü

Yönetmeliği’nde belirlenmiş durumda.

Buna göre,

1: polietilen teraftalatı (PET),

2: yüksek yoğunluklu polietileni,

3: polivinil klorürürü (PVC)

4: alçak yoğunluklu polietileni,

5: polipropileni,

6: polistireni,

7: polikarbonu da içeren numaralandırılmamış

diğer plastik ambalaj malzemelerini ifade edi-

yor.

Hangi tür plastiğin, hangi tür gıdalarda

kullanılabileceği ise 10/2011 No’lu Gıda ile

Temas Eden Plastik Madde ve Malzemeler

Regülasyonu’nun izin verilenler listesinde be-

lirlenmiş durumda. Gıda üreticileri, piyasaya

sundukları ürünleri koydukları ambalajları bu

tebliğ ve yönetmeliklere uygun olarak seçme,

ambalaj üreticileri de doğru bilgi vererek, ken-

dilerinden ambalaj satın alanlara doğru ürün-

leri teslim etmekle yükümlü. Avrupa Birliği de

kendi geliştirdiği bir kod sistemi ile plastik am-

balajları sınıfl ıyor.

Semerci: Avrupa Birliği gıda israfına karşı plastik ambalaj sektörü ile birlikte çalışıyor

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci yaptı-

ğı açıklamada, gıda ambalajlarında kullanılan

plastik ürünlerinin

sürekli olarak gözal-

tında olduğunu ve

ABD, Avrupa Birliği,

Türkiye’de çok sa-

yıda bilim insanının

sürekli olarak ince-

leme yaptığını ha-

tırlatarak, “Mevzuat,

hangi ürünün nere-

de kullanılabileceği-

ni düzenlerken bilimsel verilere göre hareket

ediyor. Eğer, sağlığa zararlı olduğu yönünde

bulgu elde edilirse zaten yasaklanır, sektör de

buna canı gönülden uyar. Bunun aksini düşün-

mek mümkün değildir” bilgisini verdi.

Semerci, PVC’nin çok bilinen pencere-ka-

pı uygulamaları yanında, serum lastikleri, kan

torbaları, medikal borular gibi sağlık maddele-

rinde yoğun olarak kullanıldığını hatırlattı.

Ayrıca, polistirenin belirli şartlar altın-

da FDA ve Avrupa, Asya, Amerika ülkelerin-

de onaylandığını hatırlattı. Semerci, plastik

ürünlerin ucuzluğu, gıda korumadaki başarılı

sonuçları nedeniyle, gıda güvenliği ve gıda

israfını önleme yolunda en güçlü alternatif ol-

duğunu ve Avrupa Birliği ile plastik sanayiinin

birlikte israfı önlemek üzere program yürüttü-

ğünü de belirtti.

Plastik ambalajdaki numaralar çevreye katkı amacıyla konuluyor

PANO

Page 35: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 36: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

34

Avrupa Birliği’nde başlayan ve kısa sü-

rede dünya çapındaki deniz kirliliğine dikkat

çekmek amacıyla hareket alanını genişleten

Waste Free Oceans-WFO (Atıksız Denizler

Vakfı) Akdeniz’deki kirliliğe dikkat çekmek için

çalışmalarını yoğunlaştırdı.

PAGDER Başkan Yardımcısı, WFO Türki-

ye, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Yavuz Eroğlu,

Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen

konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin

de kıyısı bulunan Akdeniz’de yaşanan kirliliğin

en önemli unsurlarından biri olan Lübnan Say-

da Limanı’ndaki çöp dağları sorununun büyü-

düğünü kaydetti.

Brüksel’deki konferansta bir konuşma

yapan Yavuz Eroğlu, görev alanında yer alan

Sayda Limanı’nın deniz kıyısındaki vahşi atık

depolama alanından tüm Akdeniz’e yayılan

kirliliğe dikkat çekti. WFO olarak, Lübnan’da

farkındalık çalışması yanında temizlemeye yö-

nelik girişimlerde de bulunduklarını belirterek,

özel ağlarla balıkçılarla birlikte temizlik faaliye-

ti, dalgıçlarla deniz altında, kumsalda ise halkla

yapılacak bir temizlik girişimi oluşturduklarını

kaydetti. Sorumlu olduğu bölgeye ilişkin ya-

pılan bilimsel çalışmanın ön bilgilerini de kon-

feransta paylaşan Eroğlu, öncelikle deniz kı-

yısındaki çöp dağlarını oluşturan atık alanının

yeni ve modern atık yönetiminin uygulandığı

merkezlere taşınması ve denizin yüzeyi ile ya-

tağında oluşan atıkların temizlenmesi gerekti-

ğinin öne çıktığını kaydetti.

Sayda Limanı’nın vahşi depolanmasıy-

la ilgili bilgi veren Eroğlu, “Avrupa Yatırım

Bankası’nın fonlarıyla bu çöplüğün, yeni yapı-

lacak modern atık merkezine taşınması yanın-

da WFO bir Pilot Proje ile denizi temizlemeye

başlıyor. Bu çalışma üç ayaktan oluşuyor. Pro-

jenin birinci ayağı dalgıçlarla deniz yatağının

temizlenmesi, ikinci ayağı su yüzeyinin ba-

lıkçılar tarafından özel ağlarla temizlenmesi,

WFO Başkanı Yavuz Eroğlu: Lübnan’da 55 metrelik çöp dağları Doğu Akdeniz’i kirletiyor

Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği- European Plastics Conver-

ters EuPC tarafından yürütülen, denizlerin çöplerden arındırılması için

yürütülen Waste Free Oceans-WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Baş-

kanı Yavuz Eroğlu, proje kapsamında Akdeniz’in öncelikli alanlardan

biri olduğunu söyledi. Lübnan’da deniz kıyısındaki 55 metrelik çöp dağ-

larının en görünen kirliliklerden biri olduğunu belirten Eroğlu, sadece

bu ülkenin değil, Akdeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin de tehdit altında

olduğunu belirtti.

PANO

Page 37: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

35

üçüncü ve son ayak ise yöre halkının da katı-

lımıyla sahilde yapılacak çöp toplama faaliyet-

leri.” dedi.

Sayda Limanı’ndan yayılan deniz kirliliği-

nin başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere

Akdeniz’de kıyısı bulunan bütün ülkeleri teh-

dit ettiğini belirten Eroğlu, proje kapsamında

temizlenen çöplerin ve mevcut vahşi depola-

manın çimento fabrikalarında yakıt olarak kul-

lanılması yönünde bir fi kir geliştirilebileceğini

anlattı. Eroğlu, “Projenin ilk aşamasında topla-

nan atıkların incelenmesi ile ikinci ve daha ge-

niş kapsamlı adıma geçilecek. Bu kirlilik bölge

halkına ve Türkiye dahil tüm Akdeniz ülkeleri-

ne zarar veriyor.

Özellikle turizm ve balıkçılık çok kötü et-

kileniyor. Ayrıca çevre ve halk sağlığı da büyük

risk altında. Güneş ve dalgalarla daha küçük

mikro parçalara bölünen çöpler balıklar tara-

fından yenilerek sofralarımıza kadar geliyor ve

sağlığımız için tehlike yaratıyor” diye konuştu.

Sorumlu endüstri anlayışı

Yavuz Eroğlu, üniversite öğrencilik yılla-

rından bu yana çevreci hareket içinde bulun-

duğunu, bugün bir plastik ambalaj fi rmasının

sahibi olarak aynı duyguları paylaştığını belir-

terek, endüstrinin çevre duyarlılığını göz ardı

edemeyeceğini belirtti. Eroğlu, “Kalkınma uğ-

runa, insanımızın yaşam kalitesi düşürülemez,

sağlığı riske atılamaz. Bunun çözümü olarak

tüm dünyada ‘sorumlu endüstri’ kavramını ge-

liştirmemiz gerekiyor.” dedi.

Yavuz Eroğlu İTÜ Çevre Kulübü’nde konuştu

Öte yandan, Nisan ayında kurucusu ol-

duğu İTÜ Çevre Kulübü tarafından düzenle-

nen Sürdürülebilir Ekosistem Günleri’nde bir

konuşma yapan Yavuz Eroğlu, sürdürülebilir

ekonomi için çevreyle uyumlu politikalar uy-

gulanmasının şart olduğunu söyledi. Yaşam

kalitesinin GSYH ölçümlerine girmesi gerek-

tiğini belirten Eroğlu, “Bugün tüm dünyada

maalesef kalkınma modelinin temel paramet-

resi Gayrisafi Milli Hasıla ve bu yanlış bir algı

oluşturuyor. Dünyada GSMH’si çok artmış ama

yaşam kalitesi çok düşük ülkeler var.

Çevre ile ilgili konuların kalkınmanın bir

parçası yapılması, politikacıların ve ülkelerin

bu hedefl ere koşması önemli ” dedi. Eroğlu,

gerçekçi bir milli gelir hesabı için geniş kap-

samlı bir kavramsal tasarım yapılması gerek-

tiğini vurgulayarak, “Bu ölçüyü daha geniş ve

gerçekçi göstergelerle desteklemek aslında o

kadar da zor değil.

Zaten bu istatistik değerler başka adlar

altında toplanıyor. Önemli olan bunları kalkın-

manın ana unsuru haline getirmek. Çevrenin

de göz ardı edilmediği, insanların yaşam kali-

tesini ve sürdürülebilirliği gösteren bu değer-

leri İnsanca Yaşam İbresi adıyla belirtebilir ve

kalkınmanın temel ölçütü haline getirebiliriz.”

diye konuştu.

Waste Free Oceans girişimi hakkında da

bilgi veren Eroğlu, 2020 yılına kadar denizleri

atıklardan temizlemeyi hedefl ediklerini, halen

AB fonlarıyla alınan özel ağlarla, balıkçılarla

birlikte deniz yüzeyinden çöpleri topladıklarını

kaydetti.

Plastik sektörü Ankara plastik, kauçuk ve polimer teknoloji sempozyumunda buluştu

Plastik, kauçuk ve polimer teknolojileri alan-

larında çalışan bilim insanları ile sanayicileri bir

araya getiren ve ilk kez düzenlenen “Uluslararası

Plastik ve Kauçuk Teknolojileri Sempozyumu ve

Ürün Sergisi” Ankara’da yapıldı.

Gazi Üniversitesi Ostim Meslek Yüksek-

okulu ev sahipliğinde 29 – 31 Mayıs 2013 ta-

rihleri arasında yapılan sempozyumda plastik,

kauçuk üretim teknikleri, polimerik malzeme-

ler ve genel uygulamaları, polimerik kompozit

uygulamaları, hammadde ve katkı maddeleri,

kalite kontrol, mevzuat çalışmaları yanında,

sektörün gelişimini yakından ilgilendiren kü-

melenme, kalite yönetimi, standartlar, çevre,

atık giderme ve geri dönüşüm, iş sağlığı ve gü-

venliği ile eğitim konularında bildiriler sunuldu.

Sempozyum

ve ürün sergisinin

açılışı nedeniyle

Gazi Üniversi-

tesi OSTİM Meslek Yüksekokulu’nda tören

düzenlendi. Törene, OSTİM Yönetim Kurulu

Başkanı Orhan Aydın, Gazi Üniversitesi Rek-

tör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Türker ve çok

sayıda işadamı, akademisyen, milletvekilleri

ve öğrenciler katıldı. Gazi Üniversitesi OSTİM

MYO Müdürü Doç. Dr. Behçet Gülen yaptığı

konuşmada, bilim adamı olarak OSTİM’in için-

de bulunmanın kendilerine katkılar sağladığını

vurguladı. Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı

Prof. Dr. Mehmet Türker ise “Üniversitenin sa-

hip olduğu bilgi birikimini sanayiye, sanayinin

tecrübesini de üniversiteye aktarmak istiyo-

ruz.” dedi.

OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan

Aydın ise konuşmasında üniversite-sanayi

işbirliklerinin önemine işaret etti. OSTİM ola-

rak uluslararası platformlarda yer aldıklarını

belirten Aydın, sektörlerinde dünya devi olan

kuruluşların OSTİM’deki işletmelerle iş yaptık-

larını hatırlattı. Türkiye’de üretilen mamullerin

ihracat değerinin 1 kilogramlık malın karşılığı-

nın 1,6 Dolar olduğunu, bu rakamın Ankara’da-

ki değerinin ise 23,5 Dolar olduğunu hatırlatan

Aydın, “Ankara sanayisi diğer bölgelere göre

katma değeri daha yüksek ürün üretebilmek-

tedir. Bu noktada üniversitelerden destek alı-

yoruz” dedi.

PANO

Page 38: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

36

PANO

EGEPLASDER Türkiye’nin Kalite Etiketi alan 20 kümesi arasında yer aldı

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB)

tarafından yürütülmekte olan

Küme Yöneticileri için Kapasi-

te Gelişimi Projesi kapsamındaki

“Küme Kıyaslama Çalışması” so-

nucunda katkı ve katılım sağlayan

iş kümeleri içinde yer alan EGEP-

LASDER, Avrupa Küme Analizleri

Sekretaryası (European Secre-

tariat for Cluster Analysis-ESCA)

tarafından verilen “Bronz Kalite

Etiketi”yle ödüllendirildi.

EGEPLASDER küme çalışması, Avrupa

küme Analizi Sekretaryası tarafından verilen

Bronz Kalite Etiketi ödülünü aldı. Ödül, Ekono-

mi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan’ın da katıldığı

4-5 Haziran 2013 tarihinde düzenlenen “Ulus-

lararası Rekabetçilik ve İşbirliği konferansı”

kapsamında yapılan törende Bakan Yardımcısı

Mustafa Sever tarafından Türkiye’nin 20 iş

kümesi temsilcileri ile birlikte EGEPLASDER’ i

temsil eden Yönetim Kurulu Üyesi Erol Amado

tarafından alındı.

Türkiye’deki kümelenme konusunda EİB

tarafından, ihracatçı birlikleri, meslek örgütleri

ve küme organizasyonlarının hizmet kalitesini

iyileştirmeye yönelik aktiviteler bir yıldan fazla

süredir gerçekleştiriliyor.

Proje kapsamında, küresel pazarda ba-

şarının rekabet öncesi işbirliğinin temeli

olan etkin küme yönetim mekanizmalarının

Avrupa’da benzer kurumlar ile kıyaslanması

temeline dayanan “Küme Kıyaslama Çalışma-

sı” da uygulanıyor.

Kıyaslama çalışması kapsamında,

Türkiye’de 20 küme organizasyonu ile

Türkiye’nin Avrupa Birliği tarafından akredite

edilen ilk uzmanlarının gerçekleştirdiği analiz-

lerle küme aktiviteleri, süreçleri ve iç yönetim

mekanizmaları incelendi. Bu incelemelerle

elde edilen bulgular Avrupa’da aynı süreçlerle

incelenen 350 küme kuruluşu ile kıyaslana-

rak gelişim alanları belirlendi. Yapılan kıyasla-

ma çalışması sonrasında da EGEPLASDER de

Bronz Kalite Etiketi almaya hak kazanan kuru-

luşlar arasında yer aldı.

EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, ödüle

ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bu çalışma-

da, Dernek olarak üyelerimiz ve sektörümüze

yönelik bugüne kadar yaptığımız tüm faaliyet-

lerimiz Avrupa’daki iyi örneklerle kıyaslanmış,

yapılan değerlendirmeler sonucunda derneği-

mize Bronz Kalite Etiketi verilmiştir.

Bu çalışmada; derneğimizin aktivite-

leri, süreçleri ve iç yönetim mekanizmaları

Avrupa’da toplamda incelenen 350 küme ku-

ruluşu ile kıyaslanmış, sonrasında ise gelişim

alanları belirlenerek küme ve hizmet mükem-

meliyeti yolunda atılan bu ilk adım ile çalışma

ve yönetim mekanizmaları Avrupa’daki iyi

örneklerle karşılaştırılmıştır. EGEPLASDER

birlik ve beraberliği her zaman olduğu gibi bu

projede de kendisini göstermiş ve özverinin,

dayanışmanın, inanmışlığın karşılığı bu ödül

ile ilan edilmiştir. Bu güzel gelişmeyi sizlerle

paylaşmaktan mutluluk duyarız. Önümüzdeki

dönemde üyelerimizin vermiş olduğu destekle

çalışmalarımızın daha ileri seviyeye ulaşacağı

inancıyla bugüne kadar derneğimiz çalışma-

larında emeği geçen, destek veren herkese

teşekkür ederiz” dedi.

EGEPLASDER Avrupa Birliği projeleri kap-

samında çok sayıda projeyi de hayata geçirdi.

Bunlar arasında yer alan aktif istihdam tedbir-

leri hibe programı kapsamında, 180 kişi plastik

sektörüyle ilgili beceriler kazanmak üzere eği-

time alındı. AB projeleri kapsamında 120 bin

Avro hibe ile desteklenen bu eğitim projesin-

de Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek Lisesi

ile beraber faaliyet yürütüldü. Ödüle değer

görülen kümelenme projesinde ise EGEPLAS-

DER geliştirdiği özgün modeli ile dikkat çekti.

EGEPLASDER’in kümelenme modeli ile iki yıl

sonra yapılacak kıyaslama çalışmasında altın

etiket ödülüne ulaşmayı hedefl ediği kayde-

dildi.

Page 39: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

37

Page 40: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

38

Hükümetin, “Varlık Barışı” olarak ad-

landırdığı, gerçek ve tüzel kişilere ait yurt

dışında bulunan ancak Türkiye’deki kayıtla-

rında görünmeyen varlıkların düşük vergiyle

Türkiye’ye getirilmesine yönelik yasal dü-

zenlemeyi tamamladı. Gerçek ve tüzel kişiler,

15 Nisan 2013 itibariyle kendilerine ait para,

altın, menkul kıymetleri Türkiye’ye getirebi-

lecek, taşınmazlarını kaydettirebilecek. Taşın-

mazların kaydında aitlik belgesi gerekli olacak.

Bu tür varlıkların Türkiye’de beyan edilerek

kayda alınmasına yönelik son tarih 31 Tem-

muz 2013 olarak konuldu. Varlıklara uygula-

nacak vergi yüzde 2 olarak belirlendi.

Yasayla tanınan imkan

Yasaya göre, yurt dışında bulunan ve

gerçek veya tüzel kişi tarafından sahip olunan

para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer ser-

maye piyasası araçlarının, Kanunun Resmi Ga-

zete ’de yayım tarihinden itibaren 31.07.2013

tarihine kadar yurda getirilerek Türk Lirası cin-

sinden Türkiye’deki bankalara veya Sermaye

Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan

aracı kurumlara bildirilmesi veya vergi dairesi-

ne beyan edilmesi gerekecek.

Bildirimler, yetkili kılınmış vekiller veya

kanuni temsilciler tarafından yapılabilecek.

Taşınmazlara ilişkin bilgilerin doğruluğunun

kontrol edilmesi amacıyla, söz konusu taşın-

mazlara yurt dışında sahip olunduğuna ilişkin

belgenin ibraz edilmesi yeterli olacak.

Gerçek ve tüzel kişilerce yurda getirilen

ve vergi dairesine beyan edilen varlıklar ile

banka ve aracı kurumlara bildirilen varlıkların

değeri üzerinden yüzde 2 oranında vergi uy-

gulanacak. Varlıkların vergi dairesine beyan

edilmesi halinde tarh edilen vergi, tarhiyatın

yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar beyan

eden tarafından tek taksitte ödenecek.

Türkiye’de ikametgâhı bulunmayanlar

için beyanname alımı konusunda Gelir İdaresi

Başkanlığı yetkili vergi dairelerini belirleyecek.

Bu kişiler ilgili vergi dairesi ile işlemlerini yürü-

tebilecek.

Taşınmazların ve varlıkların kişilere ait

olduğunu gösterir belgeler de kanunda tanım-

landı. Kanunda, “Kanaat verici belge” tanımı

şöyle yapıldı: Devlet tarafından veya devlet

güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; banka,

banker, aracı kurumlar ve benzeri mali kurum-

lar, posta idaresi, noter gibi kurum ve kuruluş-

ların kayıt ve belgelerini, 213 sayılı Vergi Usul

Kanunu’nun ikinci kitabının üçüncü kısmında

yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi

değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yet-

kili makamlardan alınarak mahallindeki Türk

elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallin-

deki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı ni-

telikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan

belgeler.

Tam mükellefl er için ek varlık barışı uygulaması

Yasayla, tam mükellefi yete tabi gerçek

ve tüzel kişilere yönelik ek bir varlık barışı hakkı

verildi. Buna göre,

-Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulun-

mayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin

satışından doğan kazançları,

-Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulun-

mayan kurumlardan elde ettikleri iştirak ka-

zançları,

-Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi

temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari ka-

zançları,

31 Ekim 2013’e kadar elde edilecek olan-

lar dahil olmak üzere, 31 Aralık 2013’e kadar

Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, gelir ve kurum-

lar vergisinden muaf tutulacak.

Öte yandan, uygulamaya giren varlık ba-

rışı, Hükümet döneminde ikinci kez uygulanı-

yor. 2008 yılında yapılan 5811 sayılı kanunla

benzeri bir varlık barışı uygulaması yürürlüğe

konulmuştu. Bu yasa kapsamında, toplam 48

milyar 258 milyon TL vergi matrahı oluşmuş-

tu. Bunun 27.8 milyar TL’si yurt dışı varlıklar-

dan, 20.4 milyar TL’si de yurt içi varlıklardan

gelmişti. Ödenmesi gereken vergi tutarı da 1

milyar 576 milyon TL olarak belirlenmişti. Bil-

dirilen varlıkların yüzde 29.2’si TL, yüzde 51.5’I

döviz, yüzde 6,7’si altın, yüzde 6,4’ü menkul

kıymet ve yüzde 6,2’si de taşınmazlardan

oluşmuştu.

Yurt dışındaki varlıklar düşük vergiyle Türkiye’ye getirilebilecek

PANO

Hükümet, ikinci kez şirket

ve kişilere ait ancak yurt dışın-

da tutulan, kayıtlarda gösterile-

meyen varlıkların düşük vergiyle

Türkiye’de kayda alınmasına im-

kan veren yasa çıkardı. Yasaya

göre 31 Temmuz 2013’e kadar

bu varlıklar Türkiye’ye getirilebi-

lecek. Varlıkların, 15 Nisan 2013

öncesinde şirket ya da şahsa ait

olması gerekiyor. Varlıklara, yüz-

de 2 oranında vergi uygulanacak.

Page 41: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

39

PANO

Gıda ambalajında geri dönüştürülmüş plastik kullanımına yönelik ilkeler belirlenecek

PAGDER’in girişimiyle

çok katlı gıda ambalajları-

nın ara katında geri dönüş-

türülmüş plastiklerin kul-

lanılmasına izin verilmesi

sonrasında süreç, yapılan 2.

toplantıyla değerlendirildi.

PAGDER Başkan Yardımcısı

Yavuz Eroğlu’nun yöneti-

minde yapılan toplantıya,

PLASFED Başkanı Selçuk Ak-

soy, PAGDER Başkanı Hüse-

yin Semerci, gıda ambalajı ve

geri dönüştürülmüş plastik

malzeme üreten 40’a yakın

fi rma temsilcisi katıldı.

Toplantıda süreç hakkında bilgi verildi

ve çok katlı gıda ambalajlarının ara katında

geri dönüştürülmüş plastik kullanan fi rmala-

ra cezalar kesilmesiyle nedeniyle Gıda, Tarım

ve Hayvancılık Bakanlığı nezdinde yürütülen

girişimler sonucunda, gerekli şartları sağlama-

sı halinde fonksiyonel bariyerin ardında geri

dönüştürülmüş plastik kullanımının serbest

bırakıldığı hatırlatıldı.

Toplantıda yapılan değerlendirmelerde,

gelecek dönemde bu sürecin iyi değerlendi-

rilmesi için sektör tarafından oluşturulacak

olan bir ilkeler dizisi görüşü benimsendi. Yü-

rürlükteki tebliğ hükümlerince geri dönüş-

türülmüş plastiğin fonksiyonel bariyerin ar-

dında kullanılmasına gerekli

şartları sağlaması halinde

sakıncalı olmadığının resmi

olarak bildirildiği vurgulandı

ve sektörün neler yapması

gerektiği konusunda bir yol

haritası oluşturulmasının

mümkün olduğu ifade edil-

di. Firmaların uyacağı etik

kuralları metninin oluşturul-

masının gerekli olduğu konu-

sunda mutabakat sağlandı

ve metnin hazırlık çalışmaları

başlatıldı.

Tüm katılımcılar ambalaj

atıklarının toplanması konusunda bulundukla-

rı bölgedeki belediyelerle işbirliği yapılmasın-

da da görüş birliğine vararak gerekli çalışmala-

rın başlatılması talebinde bulundular.

Genel Çalışma İlkeleri“ olarak “PAGDER

Plastik İşleme Endüstrisi için Etik Kuralları”

metni tüm sektörümüzün onayına sunuldu.

Page 42: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

40

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) yayınladığı ve 1 Temmuz’da yürürlü-ğe girecek “Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile, kimyanın pek çok alt sektöründe üretimde kullanılan petrokimya ürünlerinin sadece ithalatında değil yurtiçi temininde de EPDK’dan uygunluk yazısı alınması zorunlu hale getirilmesi öngörüldü. İstanbul Kimye-vi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz, düzenlemenin basit bir sonuca yol açmayacağını, 2023 itibariyle 50 milyar dolar ihracat hedefi olan kimya ve bü-tün alt sektörlerinin ihracat hedefl erini tehdit edecek boyutta sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Murat Akyüz yaptığı yazılı açıklamada, tebliğin 5’inci maddesinde, sevkiyat başına net 150 kilogramı geçen akaryakıt harici petrol ürünü temininde uygunluk yazısının aranacağı ifadesi yer aldığını hatırlattı. Sektörün her sev-kiyatta izin alma zorunluluğunun bürokrasiyi artıracağı bunun da ciddi bir zaman maliyeti anlamına geleceğini anlattı. Tebliğin 4’üncü maddesinde, her bir sanayicinin en fazla iki ithalatçıya yetki vererek uygunluk yazısı tale-

binde bulunabileceği düzenlemesine de itiraz ettiklerini kaydeden Akyüz, tebliğin müşteri kayıplarına yol açacağı uyarısında bulundu. Akyüz, tebliğin bir an önce yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Taslaktan farklı unsurlar varİKMİB Başkanı Murat Akyüz yazılı açıkla-

masında tebliğle ilgili süreçleri ve olası etkileri-ni değerlendirdi. Öncelikli taleplerinin, tebliğin

bir an önce ertelenerek sektörün görüşlerinin de alındığı bir yeni düzenle-me yapılması olduğunu belirten Akyüz, olası et-kilerin 150 milyar Dolarlık bir pazar olacağını vur-guladı. EPDK Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan

Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 24 Nisan 2013’te Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan Akyüz, şaşırtıcı un-surlardan birinin sektöre görüş almak ama-cıyla gönderilen taslakta öngörülenden çok daha farklı düzenlemelerle çıkması olduğunu

belirtti. Düzenlemenin, mineral yağlar, boya,

kozmetik, plastik gibi pek çok alt sektörünün üretimde kullandığı petrokimya ürünlerini ilgilendirdiğini belirten İKMİB Yönetim Kuru-lu Başkanı Murat Akyüz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile EPDK nezdinde girişimlerde bu-lunduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını söyledi.

Akaryakıt harici ürünlerin amaç dışı kul-lanımının engellenmesi amacıyla yapıldığı vurgulanan çalışmaların, kimya sektörünü olumsuz etkiler bir noktaya gitmesine itiraz ettiklerini kaydeden Akyüz, petrokimya ürün-lerinin ithalatı ve yurt içi temininde uygunluk yazısı aranmasının rekabet avantajlarını elle-rinden alacağını vurguladı. Akyüz şu değerlen-dirmeyi yaptı:

“Üreticilerimiz ve ihracatçılarımızın itiraz ettiği nokta, 150 kilogram sınırı getirilen tüm sevkiyatlarda uygunluk yazısının şart koşul-masının, serbest piyasa kurallarına ve rekabe-te aykırı bir durum ortaya çıkarması. Artan bü-rokrasi izin sürelerini yavaşlatacak, üreticinin, ihracatçının ise beklemeye tahümmülü yok. Emtia fi yatlarındaki değişkenliği de göz önüne alırsanız çoğu zaman anlık kararlarla iş yapmak zorundasınız, fi rmalarımız müşteri kaybeder, ihracat yapamaz hale gelir.” Sektörün ihracat hedefi ni etkiler

Kimya sektörü olarak 2023 yılında 50 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduklarını be-lirten Murat Akyüz, “İhracatçılarımız şimdiye kadar en az destekle kimyayı Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci sektörü konumuna yükseltti. Kimya sektörü, neredeyse tüm sek-törlere girdi sağlıyor. Bu açıdan ekonominin de nabzını tutuyoruz. Sektörümüzün görüşü alınmadan yapılan bu tür uygulamalar, maa-lesef ihracatçımızın önünü tıkıyor, moralleri bozuyor. Bürokrasinin artması yabancı yatı-rımcıyı da Türkiye’den uzaklaştırıyor. Avrupalı iki büyük yatırımcının, anlatmakta bile zorluk yaşadığımız bu sorun nedeniyle yatırım ka-rarlarını gözden geçirme kararı almaları hem sektörümüz hem Türkiye için üzücü bir du-rumdur” görüşünü vurguladı.

İKMİB Başkanı Murat Akyüz ayrıca, akar-yakıt harici ürünlerin amaç dışı kullanımının Ekim 2012’de Maliye Bakanlığı tarafından ya-yınlanan ÖTV Tebliği ile azalmasından dolayı, EPDK’nın hazırladığı bu tebliğin yürürlüğe alın-masına gerek kalmadığı, mevcut haliyle kimya sektörünü cezalandırmaktan öteye gitmeye-ceğini vurguladı. Beklentilerini ise sektör tem-silcilerinin görüşü alınarak tebliğin yeniden gözden geçirilmesi ve uygulamasının 2013 sonuna ertelenmesi olarak sıraladı.

İKMİB Başkanı Murat Akyüz: EPDK tebliği plastik dahil kimya sektörünü olumsuz etkileyecek

İKMİB Başkanı Murat Akyüz, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu

(EPDK) tarafından yayınlanan ve 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek teb-

liğin, plastik dahil kimya sektörünü olumsuz etkileyecek şartlar öngör-

düğünü açıkladı. Akyüz, “Sektörün kimyası bozuldu” diyerek yorumla-

dığı tebliğin, başta mineral yağlar olmak üzere boya, kozmetik, plastik

gibi kimyanın tüm alt sektörlerinde üretim ve ihracata darbe vuracak

unsurlar içerdiğini belirtti. Akyüz, düzenlemelerin, sektörün ihracat

hedefl erini etkileyecek boyutta olduğunu kaydetti.

PANO

Page 43: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 44: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

42

İzmir Fuarcılık Hizmetleri, Kültür ve Sanat İşleri A.Ş. (İZFAŞ) ve Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) işbirliğin-de düzenlenen PLASTECH – Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Fuarı başarıyla tamamlandı.

İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda 11 – 14 Nisan 2013 tarihlerinde 2’inci kez düzenle-nen fuarda, ambalaj, plastik, kauçuk, polyes-ter, pvc kapı-pencere profi lleri, boru üretim

teknolojileri ve aksesuarları, geri dönüşüm sistemleri ve ekipmanları başta olmak üzere sektörün önde gelen fi rmaları İzmir’de ürün ve hizmetlerini sergilediler. Fuarda, 10’u yabancı 133 fi rma, 15 bin metrekare alan üzerinde fa-aliyet gösterdiler.

EGEPLASDER’den yapılan değerlendir-mede, Türkiye içinde, 39 ilden, yurtdışından ise 29 farklı ülkeden profesyonel ve son tüke-

ticinin fuara geldiği vurgulanarak, fuarın ikinci kez düzenlenmesine rağmen kendini kabul et-tirme yönünde güçlü bir mesaj verdiği kayde-dildi. Ziyaretçi bakamından Türkiye içinde Ma-nisa ve İstanbul, ülkeler bazında ise Romanya en fazla ziyaretçinin geldiği iller ve ülke oldu.

PLASTECH’e, ABD, Almanya, Arnavutluk, Cezayir, Çin, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hollan-da, Irak, İran, İspanya, İsviçre, İtayla, Kazakis-kan, KKTC, Kosova, Libya, Lübnan, Mısır, Nijer-ya, Romanya, Rusya, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan’dan zi-yaretçi geldi.Fuar kapsamında düzenlenen seminerde de, geniş kapsamlı bilgi değişimi gerçekleştirildi.

EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu, fuara yönelik yaptığı değerlendirmede, Ege bölgesi-nin plastik sektörü için birçok yönden önemli bir merkez olduğunu kaydederek, gelecek dönemde PLASTECH’in çok daha etkin bir rol üstleneceğini kaydetti.

İZFAŞ Genel Müdür V. Mehmet Şakir Örs ise başarıyla gerçekleştirilen fuarın, gelecek yıllarda da başarısını artırarak sürdürmek is-tediklerini kaydederek, sektörün gelişimine daha fazla katkı vermek için çalıştıklarının al-tını çizdi.

EGEPLASDER-İZFAŞ organizasyonu PLASTECH sektörü buluşturdu

EGEPLASDER ve İZFAŞ işbirliğiyle organize edilen Plastech İzmir

2013 Fuarı’nın ikincisi tamamlandı. İzmir’de gerçekleştirilen fuara, 10

ayrı ülkeden fi rma katılırken, 29 farklı ülkeden ziyaretçi alındı. Fuarda

yerli ve yabancı 133 fi rma ürün ve hizmetlerini sergilediler.

PANO

Otomotiv, beyaz eşya dahil önemli sek-

törlere yönelik yaptığı üretimlerle dikkat çe-

ken İnelli Plastik, Airbus ve Boeing uçaklarında

kullanılan yeni nesil LED aydınlatma unsurları-

nın plastik kutu ve kapaklarını üretti. Sektörün

en deneyimli imalatçılarından olan ve 60 yılı

geride bırakan İnelli Plastik, 2006’dan bu yana

uyguladığı ürün çeşitlendirme programıyla,

otomotiv, beyaz eşya, iklimlendirme, market

ve hijyen sektörlerine yönelik imalatını hava-

cılık sektörüne taşıdı.

İnelli Plastik’ten yapılan açıklamada, Air-

bus ve Boeing uçaklarında kullanılan LED ay-

dınlatma sistemlerinin plastik kutu ve kapak-

larının üretimine başlandığı belirtildi. Alican

İnelli, yaptığı değerlendirmede, üretimleriyle

başta Almanya olmak üzere çok sayıda ülkeye

ihracat yaptıklarını vurgulayarak, Almanya’da

dünyanın en önemli uçak yan sanayii fi rmala-

rından biriyle işbirliği yaptıklarını, kalıp siparişi

alarak üretime başlandığını ve ön onay süre-

cinin geçildiğini, seri üretim için hazırlıklarını

sürdürdüklerini belirten İnelli, bu yılın sonuna

kadar seri üretimin de başla-

yacağını ifade etti.

Yeni nesil uçakların LED

aydınlatma kullandığını belir-

ten İnelli, Almanya’daki yan

sanayii fi rmasının, İnelli Plas-

tik ürünü kutu ve kapaklara

elektronik devreleri yerleştir-

diğini ve aydınlatma sistemi-

nin uçaklarda kullanılacağını

belirtti. Alican İnelli, yeni LED

sistemlerin, yeni nesil uçaklar yanında, bazı

uçakların yenilenmesinde de kullanılacağını

ifade etti.

Alican İnelli, üzerinde her türlü desen,

rakam, şekil yapılabilen plastik fi til makaraları,

ring masuraları, konik ve silindirik bobinlerin

imalatına başlayacaklarını belirterek, üretim

şekli dahil bütün yeni ürünlerine yönelik pa-

tentlerini almak için başvurduklarını kaydetti.

Şirketlerinin hızlı büyüme döneminde oldu-

ğunu belirten Alican İnelli, 2013’te yüzde 27

büyümeyi hedefl ediklerini belirterek, ürün çe-

şitlendirmesini sürdüreceklerini kaydetti.

Otomotiv sektöründe metal ve camdan

üretilen bazı parçaların yenilikçi plastik ürün-

lerle ucuza ve sağlam olarak ürettiklerini belir-

ten Alican İnelli, geçen yıl otomotiv yan sana-

yinde bir Alman devi olan Hydac ile çalışmaya

başladıklarını, yeni 3 büyük şirket ile de anlaş-

ma aşamasında olduklarını ifade etti.

İnelli Plastik’ten AIRBUS ve BOEING’e üretim

Page 45: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 46: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

44

Plastik sektörü, plastik ürünlere yönelik

olumsuz algı ve bunu besleyen söylemlerle

mücadelesini sürdürüyor. PAGDER, GfK ile

plastik algısına yönelik araştırmasını tamamla-

dı. Araştırmada en çarpıcı sonuçlar başta plas-

tik-kağıt bardaklar olmak üzere kullan at ya da

tek kullanımlık olarak isimlendirilen ürünlerde

gözlendi.

Tüketici iyi niyetli ancak…

Araştırma, plastikle ilgili önyargı, yanlış

bilgi ve hatta “şehir efsanelerinin” tüketici

davranışlarına büyük etki ettiğini ortaya koy-

du. Türkiye genelinde bin 235 kişi ile gerçek-

leştirilen araştırmada, kağıt bardaklara ilişkin

tüketici değerlendirmeleri de sorulardan biri

olarak yöneltildi. Tüketiciler, “sağlık ve çev-

re” gerekçesiyle gerekli olduğu durumlarda

kağıt bardakları tercih ettiklerini açıkladılar.

Ancak, araştırmada, bu bardakların iç yüzeyle-

rinin plastik kaplı olduğu, geri dönüşümlerinin

mümkün olmadığına yönelik bilgileri sorgu-

landığında ise tüketicilerin büyük kısmının bu

unsurlar hakkında fi kirlerinin olmadığı ortaya

çıktı.

Tüketicilerin yüzde 16’sı “plastik” deni-

lince ilk akla gelen ürünün bardak olduğunu

belirtti. Plastik bardaklar, alternatifi olması ha-

linde vazgeçilecek ürünler arasında da üst sı-

ralarda yer aldı. Deneklerin büyük kısmı (yüzde

42) kağıt bardakları plastiğe göre daha “sağlık-

lı bulduğunu” belirtti.

Tüketiciler, “kağıt bardakların iç kısmının

plastik olduğunu biliyor musunuz?” sorusuna

ise yüzde 56 oranında bilmedikleri yanıtını

verdiler. Yüzde 22 oranında da “fi kri yok” yanıtı

alındı. Bu konuda tüketicilerin yüzde 78’inin

bilgi sahibi olmadığı ya da eksik bilgi sahibi ol-

duğu belirlendi.

“Görevimiz bugünkü refa-hımızı sağlayan plastikle ilgili gerçekleri bıkıp usanmadan an-latmak…”

Sonuçları değerlendiren PAGDER Yö-

netim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Bu

sonuçlar aslında doğruluğu araştırılmadan

şehir efsaneleri gibi yayılan bilgilerin insanları

etkilediğini ortaya koyuyor. Kağıt bardakla-

rın sıvıyla temas eden kısmı plastikle kaplıdır.

Bu bakımdan, kağıt bardak ile plastik bardak

arasında fark yoktur. Açıkçası, üretici olarak

ilgili bütün tarafl arın bu konuda bilgileri net

ve doğru olarak verme yükümlülüğü var.” dedi.

Üç yılda Belgrad Ormanı ka-dar ağaç kurtarılabilir, çevreye daha az zararla üretim yapılabi-lir

Tüketicinin iyi niyetle geliştirdiği tüketim

anlayışı aslında çevre açısından daha olumsuz

bir sonuca yol açıyor. Konuya ilişkin bilgi veren

“Karbon Ayakizi” konusunda Türkiye’nin ilk fi r-

malarından Karbon Danışma fi rması yönetici

ortaklarından Selda Cabbar “Kağıt veya plastik

bardak kullanma tercihini yaparken, sadece

kelimenin çağrıştırdığı anlama göre kağıdı seç-

menin yanlış bir karar olduğu örnekteki araş-

tırmada da görülmektedir. Yaşam Döngüsü

Değerlendirmesi(LCA) gibi kapsamlı bilimsel

çalışmalarla plastiğin kağıda göre daha avan-

tajlı olduğu alanlar belirlenebilir.” dedi.

Kanadalı bilim insanı Martin Hocking’in

araştırmasına göre ise, kağıt bardak üretimi ile

plastik bardak üretimi sırasında petrol ve do-

ğalgaz gibi fosil yakıt kullanımı aynı seviyede…

Kağıt bardak üretimi sırasında, plastik bardak

üretiminden 12 kat daha fazla buhar, 36 kat

daha fazla elektrik, iki kat daha fazla soğutma

suyu kullanılıyor.

Çevre açısından bir diğer önemli bilgi ise

kağıt bardakların üretimi için hiç de azımsana-

mayacak miktarda ağaç kesilmesi.. Türkiye’de

yılda 2 milyar adet kağıt bardak tüketiliyor.

Normal şartlar altında 1 ton kağıt üretmek için

ortalama 10 ile 17 arasında ağaç kesiliyor. Ka-

ğıt bardak tüketim miktarı düşünüldüğünde

yıllık 500 bin ağaç, üç yılda ise 1,5 milyon ağaç,

yani İstanbul Belgrad Ormanı büyüklüğünde

bir ormandaki ağaç miktarı kadar yeşil alan

kaybediliyor. Aynı miktarda ve iç yüzeyleri dü-

şünüldüğünde aynı şartlara sahip plastik bar-

dak kullanıldığında ise hiç ağaç kesilmiyor!

Plastiğe yönelik olumsuz propaganda üç yılda Belgrad ormanı kadar ağaca maloluyor!

Kullan at ürünlerde bilgi eksikliğiyle oluşan algılar ve bu algıya yönelik olumsuz söylemler, tüketicinin

davranışlarını etkiliyor. PAGDER tarafından yapılan araştırmada, tüketicilerin büyük kısmının “kağıt bardak-

ları” çevreci ve sağlığa uygun bulduğu için tercih ettiği ortaya çıktı. İlginç olan ise aynı tüketicilerin çok büyük

bir kısmının kağıt bardakların sıvıyla temas eden yüzeylerinin plastik kaplı olduğunu bilmediği de belirlendi.

PANO

Page 47: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

45

Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğre-

tim Üyesi Prof. Dr. Levent Kurnaz ise konuya

ilişkin değerlendirmesinde, “Kullanılan enerji

fosil yakıtlardan kazandığımız enerji olduğu

için daha az enerji daha az sera gazı salımı, bu

da iklim değişikliğine daha az zararlı katkı an-

lamına gelir. Ayrıca plastik bardak üretimi için

petrol kullanılacağı için bu da ek olarak yakılıp

atmosfere salınmayan karbondioksit demek-

tir. Kâğıt için ağaç kesilir ki, bunun negatif et-

kisi yadsınamaz” görüşünü vurguluyor.

Plastik bardakların ürün olarak güçlü yönleri:

• Sıvıyla temas edecek kağıt bardakların

iç yüzeyleri plastikle kaplanır. Bu bakımdan,

plastik ile kağıt bardak arasında fark yoktur.

Ancak, iç yüzeyi plastik kaplı bardak bu yapı-

sından dolayı ne kağıt endüstrisi tarafından ne

de plastik endüstrisi tarafından geri dönüştü-

rülemez ve doğrudan atık oluşturur.

• Plastik bardak yapımı için ağaç kesilmez.

1 ton kağıt üretmek için 10-17 ağaç kesilir.

• Karbon emisyonları konusunda uz-

man araştırma kuruluşu Global Carbon Clear

fi rmasının yaptığı araştırmaya göre; plastik

bardakların üretiminde kullanılan enerji, mu-

adiline kıyasla yüzde 50 daha azdır. 75 adet

bardak üretim ve kullanımı için gereken enerji

20 MUe (Milyon birim enerji) iken aynı miktar-

da kağıt bardak 30 MUe enerji tüketmektedir.

Bu bakımdan plastik bardak “daha çevreci bir

üründür”.

• Kağıt bardaklar, plastik bardakların üç

katı daha fazla karbon salımına neden olmak-

tadır. Global Corbon Clear fi rması analizine

göre, iki bin adet plastik ve iki bin adet kağıt

bardak kullanımının kıyaslanması sonucunda,

bu miktar kağıt bardağın üretim ve tüketimi

sonucu, 1100 kg karbon gazı salımı olduğu,

plastik bardak için ise salınan karbonun 430

kg olduğu belirlendi.

• Atık olarak yeniden dönüştürülememe-

si bir yana, kağıt bardaklar doğada bozunur-

ken de daha fazla kirliliğe neden olmaktadır.

Bozunma sırasında yayılan metan ve karbon

gazı plastik bardak için göz ardı edilebilecek

miktarlardayken, kağıt bardakta 38 kg seviye-

lerindedir.

70

60

50

40

30

20

10

00 50 50 100 200

Kullanım Sayısı

Plastik ve Kağıt Bardağın Üretimi için Enerji Tüketim Kıyaslaması

Kulla

nıla

n En

erji

250 300 350 400

Kağıt BardakPlastik Bardak

11

354

2000 Bardak için kullanılan enerji sonucu

oluşan karbon emisyonu

Kağıt Bardak Plastik Bardak

Çöpe atıldıktan sonra, bardak bozuşurken

çıkan karbon emisyonu

1.1 TCO2e

38kg CO2e Önemsiz

0.43 TCO2e

Çevresel Etkiler

PANO

PAGDER ile Bulgaristan Plastik Sanayici-

leri Derneği (Bulgarian Association Polymers-

BAP) arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Ni-

san ayında, İZFAŞ ve EGEPLASDER işbirliğiyle

düzenlenen PLASTECH – 2. Plastik, Ambalaj

ve Teknolojileri Fuarı’nda yapılan toplantılar

sonucunda, BAP Başkanı Venelin Marinov

ve PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin

Semerci arasında, iki ülkenin sanayi ve ticari

konularında işbirliklerinin arttırılması amacını

taşıyan işbirliği anlaşması imzalandı. Böylece

PAGDER, İngiltere Plastik Sanayicileri Fede-

rasyonu BPF, Hindistan Plastik Sanayicileri

Derneği OPPI ve İtalya Plastik ve Kauçuk Ma-

kineleri Üreticileri Birliği Assocomaplast’tan

sonra yakın dönemde dördüncü sivil toplum

örgütü uluslararası işbirliği anlaşmasını yap-

mış oldu.

Yapılan açıklamada anlaşmanın temel

amacının, Bulgaristan ve Türkiye plastik ve

plastik işleme makineleri sektörlerinin güçlü

olan yönlerinin karşılıklı olarak en yararlı biçim-

de kullanılabilmesi” ol-

duğu kaydedildi. PAG-

DER Başkanı Hüseyin

Semerci anlaşmaya

ilişkin yaptığı değer-

lendirmede, tarafl arın

ülkelerin plastik ve

plastik işleme maki-

nelerinin gelişimine

yönelik olarak ortak

çalışmalar sürdüre-

ceğini, sektörlerinin

güçlü yönlerinden

karşılıklı olarak azami

şekilde yararlanabil-

meyi hedefl ediklerini kaydetti.

Anlaşma çerçevesinde her iki dernek is-

tatistiki, pazar, teknoloji ve çevre konularında

bilgi paylaşımlarında bulunacak. Ayrıca, her iki

ülkede düzenlenen plastikle ilgili fuarlar des-

teklenecek ve karşılıklı fuarlara iştirak edilme-

si sağlanacak. Seminer, eğitim ve konferans

gibi ortak aktiviteler düzenlenecek ve bu akti-

vitelere her iki ülkeden katılım sağlanacak.

İki ülke arasında hammadde, mamul ve

makine dış ticaretini ve karşılıklı yatırımları ge-

liştirmek amacıyla, alım ve yatırım talepleri de

üyelere iletilecek ve bu amaçla karşılıklı ziya-

retler, B2B toplantıları düzenlenecek.

PAGDER ve Bulgaristan Plastik Sanayicileri Derneği BAP işbirliği anlaşması imzalandı

Page 48: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

46

PANO

Plastik sektörünün önemli fuarından

Brezilya Feiplastic 2013 Mayıs ayında gerçek-

leştirildi. Sektörün uluslar arası fuarlarda en

iyi sonucu alacak şekilde temsil edilmesi için

işbirliği yapan PAGDER ve İKMİB, “milli katılım”

olarak organize edilen Feiplastic 2013’te Tür-

kiye plastik sektörünün en iyi temsili konusun-

da başarı sağladı.

Plastik sektörü açısından artan refahı

ve plastik tüketimiyle Türkiye’nin hedef ül-

kelerinden biri olan Brezilya’nın Sao Paulo

şehrinde iki yılda bir düzenlenen ve Güney

Amerika’nın en önemli fuarlarından biri olan

Feiplastic 2013 başarıyla tamamlandı. 20-24

Mayıs 2013 tarihleri arasında 85 bin metre-

karelik sergi alanında yapılan fuara Dünyanın

çeşitli ülkelerinden ve Brezilya’dan 1400 fi rma

katıldı. Türkiye’den 12 milli katılım organizas-

yonu ve 4 bireysel olmak üzere 16 Türk fi rma-

Dünya’nın ikinci büyük fuarı olan Chi-

naplas 2013, Çin’in Guangzhou kentinde

tamamlandı. Türkiye’den PAGDER-İKMİB’in

organizasyonu ve KOSGEB’in desteğiyle fi r-

maların da katıldığı, bireysel katılımlarla birlik-

te 150’nin üzerinde fi rma ve kurumla boy gös-

terdiği Chinaplas 2013’te, fuar etkinliklerinin

yanında iş organizasyonlarına da yer verildi.

Türkiye heyeti, 2012 cirosu 250 milyon Dolar

olan Borche Enjeksiyon Makineleri fabrikasına

düzenlenen geziye katıldı. PAGDER Başkanı

Hüseyin Semerci, Çin’in her alandaki ihracat

potansiyeli yanında, büyük bir iç pazar ve it-

halat imkanları da sunduğunu belirterek, fu-

ardan umut verici görüşmeler ve izlenimlerle

döndüklerini vurguladı.

Chinaplas 2013’e, 38 ülkeden 2900 fi r-

ma, katıldı. 3200 makine sergilendi. Fuarın zi-

yaretçi sayısı ise 115 bine ulaştı. Fuarda, plas-

tiğin kullanım alanlarına yönelik tanıtım amaçlı

olarak “Archi – Light“ (Mimari Işık) ev konseptli

sı, 250 metrekarede ürünlerini sergiledi. Sao

Paulo Başkonsolosu Mehmet Özgün Arman da

fuarda Türk fi rmaları ziyaret etti. Fuar kapsa-

mında, İKMİB ve PAGDER 2 gece gala yemeği

verdi.

Fuara Türkiye’den, Aksoy Plastik, Ba-

bir gösteri de düzenlendi. Gösteride, plastiğin

bina ve inşaat sektöründeki en son uygulama-

ları, plastik malzemenin ev tasarımı ve inşaa-

tındaki önemi vurgulandı. Fuar kapsamında

İKMİB ve PAGDER tarafından iki gala yemeği

organize edildi. Fuara, 15 ülkenin (Avusturya,

Kanada, Fransa, Almanya, Hong Kong, İtalya,

Kore, Çin, Tayvan, Türkiye, İsviçre, Singapur,

İngiltere ve Amerika) katıldığı ve bir önceki

fuara göre yüzde 22 oranında sergi alanı bü-

şar Ağır Makine, Ekin Makine, Gema Polimer,

İKMİB, Kuatro Plastik Makine, PAGDER, Puls

Elektronik, Sarem Makine, Şenmak Makine,

Termopol Plastik, Üstün İş Makine, Vatan

Plastik katıldı. Sektör temsilcileri ikili temaslar

yanında, fuar kapsamındaki seminer ve etkin-

liklere de iştirak ettiler.

yümesi sağlandığı belirtildi. Fuara, 115 binden

fazla ilgili ziyareti gerçekleştiği vurgulandı.

PAGDER-İKMİB organizasyonu ile Chinap-

las 2013’e, Akdeniz Kimya, Anadolu Mikronize,

Beno Plastik Ambalaj, Cey Kimya, İKMİB, Mel-

tem Kimya, PAGDER, Şenmak Makine, Tepe

Kimya, Termopol Plastik, Tisan Mühendislik

Plastikleri, Yantaş Yavuzlar Plastik katıldılar.

Plastik sanayicileri PAGDER-İKMİB işbirliğiyle Brezilya’da göz doldurdu

Türkiye plastik sanayicileri Çin pazarından umutlu

Page 49: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

47

HOŞGÖR PLASTİK ZIRAİ SULAMAZiraai Sulama Boruları ve Ek ParçalarıKaytanlı Tip - Kelepçeli Tip - PVC BorularMandallı ve Kelepçeli Politen BorularYağmurlama EkipmanlarıKarık Sulama BorularıSilaj Örtüsü ve Silaj TorbasıFide Torbası

HOŞGÖR PLASTİK AMBALAJShrink Film

Naylon TorbaHışır PoşetHışır Torba

El Geçme ( Takviyeli) PoşetYumuşak Kulplu PoşetlerPerdelik (PE - Siyah ) Film

[email protected]

www.hosgorplastik.com

Büro:

Balıkesir Cd. No:13 Mustafakemalpaşa – BURSA

Tel. : 0224 613 19 76

Faks : 0224 613 24 50

Fabrika:

Yalıntaş Cad. No:13 Tatkavaklı Mustafakemalpaşa – BURSA

Tel. : 0224 618 04 24 – 0224 618 10 20

Faks : 0224 618 04 84 – 0224 613 24 50

Page 50: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

48

LİYAKAT Derneği’nin kadın işgücü ve

emeği üzerine farkındalık oluşturmak, kadın

emeğinin işe dönüştürülmesini teşvik etmek,

kadınların toplumdaki bireysel duruşlarını des-

teklemek amacını taşıyan projesi “Emek Pişti

Haydi Sofraya” projesi kapsamında, dezavan-

tajlı kadınların kendine yeter olarak hayatla-

rını sürdürmesi için çalışmalar yürütülüyor.

Bu kapsamda, Mazhar Zorlu Teknik ve Plastik

Endüstri Meslek Lisesi’nde İŞKUR katkısıy-

la kadınlar plastik enjeksiyon eğitimi alarak,

plastik sektöründe çalışabilecek yeteneklere

kavuşturuldu ve istihdam edildi.

Kadın istihdamı açısından, plastik sanayi-

inin önemli bir rol oynayabileceği görüşünden

hareket eden LİYAKAT – Lider Yaratıcı Katı-

lımcılar Derneği, “Emek Pişti Haydi Sofraya

Projesi” kapsamında sektör ile yakın işbirliği

içinde çalışıyor. Güloğlu Plastik Genel Müdür

Yardımcısı Gülçin Güloğlu, kadınların anatomik

yapısı itibariyle ellerinin küçük olduğunu hatır-

latarak, plastik sektörü montajlama ve üretim

alanlarına bu yüzden de daha yatkın oldukları-

na dikkat çekti. PAGDER Denetim Kurulu Üyesi

ve EBSO Meclis Üyesi olan Güloğlu, Başkan

Yardımcısı olduğu LİYAKAT Derneği’nin ge-

lecek dönemde de sektör ile yakın işbirliğini

devam ettirmesini istediklerini vurgulayarak,

“Türkiye’de ilk olarak İzmir’de gerçekleştirilen,

şiddete maruz kalmış kadınların yeniden haya-

ta kazandırılmasını sağlayan ”Emek Pişti Haydi

Sofraya Projesi” önemli bir başarıya ulaştı. Biz

LİYAKAT Derneği olarak eğitimli kadınların

girişimci olması yolunda bugüne kadar birçok

proje tamamladık. Ancak, bu projemiz Deniz

Yıldızlarımız dediğimiz kadınlarımıza can suyu

verecek, onların travmalarını sonlandıracak ve

hayata bağlayacak bir projedir. Ülkemizin sağ-

lıklı bir toplum olarak yeni nesiller yetiştirme-

sini istiyorsak bu tip çalışmaların çoğalmasını

ve ülke geneline yaygınlaştırılmasını sağlama-

lıyız. Kadınlarımıza bu sektörde eğitim ve iş

istihdamı yarattık” dedi.

ESPA Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve

Kroma A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi olan ve uzun

yıllardır plastik sektöründe faaliyet gösteren

LİYAKAT Derneği Başkanı Berkay Eskinazi ise,

şirketlerin desteğinin bu tip projelerde büyük

önem arzettiğini belirterek, “Plastik sektörü-

nün içinde olduğumuz ve kadınlarımızın bu

işe yatkınlıklarından ötürü dezavantajlı kadın-

larımızın meslek eğitimini plastik sektörüne

yönlendirdik. Zor koşullar altında yaşayan ka-

dınlarımızın meslek eğitiminin desteklenmesi

için ve daha çok kadınımıza ulaşmak için sektör

temsilcilerini destek olmaya çağırıyoruz. Bu

projeyle 15 kadınımıza eğitim vererek 8’ini işe

yerleştirmeyi başardık. Bundan sonraki proje-

lerde yine benzer eğitimler için şirket sahiple-

rini göreve davet ediyoruz” dedi.

LİYAKAT Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği

LİYAKAT Derneği 2010 Aralık ayında li-

der, yaratıcı ve katılımcı birey olma misyonu

ile 11 girişimci kadının öncülüğünde İzmir’de

kuruldu. İzmir’in ve Türkiye’nin önde gelen iş

insanlarının desteğiyle çok sayıda projeyi ha-

Liyakat Derneği “Emek Pişti Haydi Sofraya” projesiyle zor durumdaki kadınlara ulaşıyor

Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) kadın emeğine yöne-

lik farkındalığı artırmak amacıyla başlattığı “Emek Pişti Haydi Sofraya”

projesi kapsamında dezavantajlı yaşam koşullarında kalmış 15 kadına

yönelik uyguladığı programda başarı sağladı. Kadınlar, plastik enjeksi-

yon operatörlüğü eğitimi sonrası, sektördeki fi rmalarda işe yerleşerek

yaşamlarını idame ettirecek gelire ulaştı.

PANO

Page 51: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

49

yata geçirme fırsatı bulan LİYAKAT Derneği,

geliştirdiği “Emek Pişti Haydi Sofraya-Deniz

Yıldızları Projesi” ile dikkatleri üzerine çekti.

Bu projeyle, zor şartlar altında yaşayan

kadınların mesleki eğitimleri sağlanarak kendi

hayatlarını idame ettirecek gelir seviyelerine

ulaşması amaçlandı. Projede, iş ve cemiyet

hayatından çok sayıda ünlü isim destek verdi.

Projede Mazhar Zorlu Teknik ve Plastik En-

düstri Meslek Lisesi, İŞKUR ve Aile ve Sosyal

Politikalar İl Müdürlüğü destek veriyor. Çeşitli

yollarla ulaşılan 15 kadına, 90 saatlik ‘Plastik

Enjeksiyon Operatörü’ eğitimi verildi ve 8’i hali

hazırda istihdam edildi.

Projenin anlatılması amacıyla “tabak”

simgesi seçildi. Tabak simgesi gerekçesi, “Ta-

baklar bu kez ‘yemek taşımak için değil, kadın

emeğinin iş dünyasına aktarılması’ için kulla-

nıldı. Tabakların satışından elde edilen gelirle

proje bugüne kadar başarıyla ulaşırken, tüm

Türkiye’ye yayılması için çalışmalar sürdürü-

lüyor.

Projeden iki simge kadın: İdil ve Ayşe

Proje kapsamında yapılanları anlatmak

amacıyla İdil ve Ayşe de kendi öykülerini geç-

tiğimiz aylarda basınla paylaştı. İdil ve Ayşe,

meslek sahibi olmalarının sorunlarının çözümü

yönünde büyük bir katkı verdiğini belirterek,

benzer ya da aynı sıkıntıları yaşan kadınların

kendilerini geliştirmeleri, meslek ve iş sahibi

olmalarının önemine işaret ettiler. Her iki ka-

dın, meslek ve iş sahibi olmalarının ardından,

eğitimlerine devam etme fırsatı da bulduğu-

nu belirterek, lise eğitimlerini sürdürdüklerini

anlattılar. İdil, küçük yaşta evlendirilmesi ve

eşinin çalışmayarak ardından şiddet dolu ev-

lilik yaşamı sonrası, ailesinin engellemelerine

rağmen boşanma

kararı almasıyla çok

zor şartlar altında ya-

şamak zorunda kaldı.

Ancak proje

kapsamında aldığı

plastik enjeksiyon

makinesi eğitimiy-

le iş sahibi oldu ve

ekonomik bağımsız-

lığını kazandı. Ayşe

ise babasını kaybet-

mesinin ardından

büyüdüğü ortamda,

anne, ağabeylerinin

eşleri ve çocuklarının

geçimine katkı için çalışmak zorunda kaldı ve

resmi şartlar yerine getirilmeden evlendirildi.

Gördüğü şiddet sonrası boşanan Ayşe de “Ya-

şadıklarımdan dolayı hayattan umudumu kes-

tiğim için önce LİYAKAT Derneği’nin projesine

katılmak istemedim. İşe yaramaz gibi geldi

bana. Ama sonradan ikna oldum. Mazhar Zorlu

Teknik ve Plastik Endüstri Meslek Lisesi’nde

eğitimlere katıldım ve plastik enjeksiyon maki-

ne operatorü oldum. Sonra bizi işe de yerleş-

tirdiler. 6 aydır çalışıyorum” dedi.

PANO

Paslanmaz Çelik-GalvanizFiltre ve Tel, İthalatı-Üretimi.

NCE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.

İSTOÇ 29.Ada No:101

Bağcılar / İstanbul

Tel. : 0212 659 42 37 - 659 42 30

Faks : 0212 659 42 38 - 659 50 07

e-mail :[email protected]

web :www.nceltd.com.tr www.fil-tel.com

Page 52: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

50

PANO

Allworld Network tarafından TOBB’un

öncülüğünde, Türkiye Ekonomi Politikaları

Araştırma Vakfı TEPAV’ın işbirliğiyle ilgili 2012

yılında en hızlı büyüyen 100 şirketin ödüllen-

dirileceği AllWorld Network Türkiye 100 de-

ğerlendirmesinde başvuru süreci tamamlandı

ve geri sayım başladı.

Türkiye 100’ün tanıtım yüzü olan ve daha

önce iki yıl üst üste bu listede iki ayrı şirketle

yer alan SEM Plastik Genel Müdürü ve PAGDER

Başkan Yardımcısı Yavuz Eroğlu, bu listede yer

almanın önemli kazanım sağladığını belirterek;

“Yarışma sonrasında dünya çapında başarı-

lı birçok girişimci ile tanışma imkânı buldum.

Tüm çalışanlarımızla, başarımızın böyle pres-

tijli bir ekip tarafından onaylanması ve dün-

yaya duyurulmasının haklı gururunu yaşadık.

Yaptığımız işler, tedarikçilerimiz, müşterileri-

miz, fi nans kuruluşları ve kamuoyu tarafından

takdir topladı ve başarıyı onlarla paylaştık ve

başarı gerçekten paylaştıkça büyüdü” değer-

lendirmesini yaptı. AllWorld “Türkiye Hızlı Bü-

yüyen 100” kapsamında belirlenen şirketler,

düzenlenen bir zirveyle ödüllerini alacaklar.

2012 yılında, AllWorld Arabia 500+Tur-

key olarak yapılan değerlendirmede PAGDER

üyelerinden Pan Pen Güloğlu Plastik, genel

değerlendirmede 6’ncı sırayı elde ederek

büyük bir başarıya imza atmıştı. Eurotec Mü-

hendislik Plastikleri 27’nci, Sem Plastik 38’inci

sırada yer almıştı. Sektörün önde gelen diğer

fi rmalarından Zirve Polimer 23’üncü, Credoy

Polimer 28’inci sırada yer bularak büyük bir

başarıya imza

atılmıştı.

SEM Plastik

Genel Müdürü

Yavuz Eroğlu da

Sem Plastik ve

Credoy Polimer

olarak iki şirketle,

iki yıl üst üste en

fazla büyüyen

şirketler listesine girme başarısına ilave ola-

rak, girişimcilik konusunda yaptığı çalışmalar

ve bir ilk olan Filistin’deki sanayi yatırımı nede-

niyle AllWorld Network Özel Ödülü’nü almıştı.

AllWorld Network

AllWorld Network, 2007 yılında Boston’da

aralarında Harvard Üniversitesi’nin ünlü İş İda-

resi Profesörü Michael Porter’ın da bulunduğu

bir grup girişimci ve akademisyen tarafından

kuruldu. AllWorld Network, gelişmekte olan

ülkelerdeki en hızlı büyüyen şirketleri içeren

listeler açıklayarak, başarılı şirketlerin küresel

arenadaki görünürlüğünü arttırmayı amaçlı-

yor.

AllWorld Network tarafın-

dan TOBB’un öncülüğünde,

TEPAV’ın işbirliğiyle hayata

geçirilen ve her yıl en hızlı bü-

yüyen şirketlerin ödüllendiril-

diği AllWorld Network Türkiye

100’e başvurular tamamlandı.

Yapılacak değerlendirmenin

ardından en hızlı büyüyen şir-

ketlere ödül verilecek. 2012’de

AllWorld Arabia kapsamında

yapılan değerlendirmede plas-

tik sektöründen 5 şirket ödül

almıştı.

AllWorld Network En Hızlı Büyüyen 100 Şirket için heyecan başladı

Page 53: PLASFEDDERGİ Sayı 3

2006 yılından beri Özka ve Karmusan markalarıyla mobilyadan tekstile, plastikten kırtasiye

sektörüne kadar farklı sektörlerde kullanılan karton roliklerin ve gri mukavvaların üretiminin

yanı sıra 2011 yılı itibariyle ambalaj naylonu üretimine de başlamıştır. Rulo ve torba olarak

baskılı-baskısız shrink, düz, balonlu ve sandeviç naylon üretimi yapan firmamız aylık 900 ton

üretim kapasitesine sahiptir.

Plastik atık ürünlerin doğaya karışmaları çok uzun zaman almaktadır. Bu sebeple plastik ürün-

lerin geri dönüşümünün hem ekonomi açısından hem de çevre duyarlılığı açısından ne kadar

önemli olduğunu bilen Özka Ambalaj kendi geri dönüşüm tesisini de bünyesine katmıştır.

ÖZKA AMBALAJ KAĞIT PLASTİK SANAYİ LTD. ŞTİAdres : 1. Organize Sanayi Bölgesi 14. Cadde

No:44 38070 Kayseri/ Türkiye

Telefon : +90 352 322 01 00

Fax : +90 352 322 08 51

www.ozkaambalaj.com

[email protected]

jalaj.comwww.ozkaambalaj.com

Page 54: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

52

PANO

Almanya’nın Düsseldorf şehrinde 16-23

Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek sek-

törün en büyük fuarı olan “K 2103” için geri

sayım sürüyor. Fuar şirketi Messe Düsseldorf

GmbH tarafından K Fuarları öncesi geleneksel

olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısı “K

2013 Preview”, 3 Temmuz’da çok sayıda ga-

zeteci ve 34 farklı ülkeden 96 konuğun katı-

lımıyla gerçekleştirildi. Türkiye’den sektörü

PLASFED’in yayın organı PLASFEDDERGİ adı-

na Selçuk Bostancı’nın temsil ettiği toplantıda,

Türkiye plastik sanayicileri de gündeme gelen

konular arasındaydı.

Toplantıda, K Fuarı’nda yaşanan gelişme-

ler ve teknik bilgiler yanında, küresel kriz ve

Dünya plastik sektörüne etkilerine yönelik su-

nuşlar yapıldı. Ayrıca, fuarda öne çıkacak olan

yenilikleri sunacak olan 13 şirket ürünlerine

yönelik sunumlar gerçekleştirdiler.

Türkiye’nin adını daha çok duyacağız

Alman Plastik Sanayicileri Federasyonu

(WVK) Başkanı Dr. Josef Ertl toplantıda yaptığı

sunuşta, “Türkiye’nin büyüyen plastik endüst-

risi, ürün ve hizmetlerini daha güçlü şekilde

gösteriyor. Üç yıl öncesine kıyasla sergi ala-

nında 1000 m2’lik artış yaparak, toplam 4000

m2 net sergi alanında Türkiye plastik ürünleri,

makineleri sergilenecek. Bu yıl ve önümüzde-

ki yıllarda Türkiye plastik sektörünün ismini

daha çok duyacağımızı düşünüyorum” dedi.

Dr. Josef Ertl, Avrupa’da, başta otomotiv

olmak üzere küresel kriz nedeniyle bazı sek-

törlerde yaşanan düşüşlerin, inşaat sektörün-

deki durgunluğun sektör üretimini doğrudan

etkilediğini, artan enerji maliyetlerine bağlı

olarak hammadde fi yatındaki istikrarsızlık ve

Avro krizinin çeşitli kanallardan sektörü zorla-

dığını belirtti.

Avro bölgesindeki fi nansal sorunların gö-

rünümünü “pek iç açıcı değil” sözleriyle değer-

lendiren Ertl, küresel krizin etkilerinin bütün

sektörlerde olduğu gibi plastik sektöründe de

görülmeye devam ettiğini, bütün bu süreçlere

Avrupa Birliği ülkelerindeki siyasi istikrar so-

runlarının eklendiğini kaydetti.

Ertl, Avrupa dışında, küresel kriz yanında,

bankacılık krizleri, ticari korumacılık eğilimleri,

iklim değişikliği konusunda endüstri üzerin-

deki baskılar, Afrika ve Arap ülkelerindeki po-

litik istikrasızlıkların Dünya plastik sektörünü

olumsuz etkileyen unsurlar olarak öne çıktığı-

nı belirtirken, buna rağmen geleceğe yönelik

umut beslenilmesi gerektiğini, kriz dönemle-

rinde sektörün yaratıcı çözümlerle ortaya çık-

ma gücünü daha önce de gösterdiğini anlattı.

Sektöre ilişkin son dönemdeki en dikkat

Türkiye plastik sektörü K Fuarı’nda 4 bin metrekare alanda ürünlerini sergileyecek

Sektörün en büyük fuarı olan K 2013 için geri sayım sürerken, ge-

leneksel olarak yapılan ve K Preview adı verilen tanıtım toplantısında

Türkiye plastik sektörü de gündeme geldi. Alman Plastik Sanayicileri

Federasyonu (WVK) Başkanı Dr. Josef Ertl, toplantı kapsamında yaptığı

sunumda, “Türkiye’nin adını daha çok duyacağız” dedi.

Page 55: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

53

PANO

çekici gelişmelerden birinin “kaya gazı” ol-

duğunu kaydeden Ertl, çok ucuz olarak elde

edilen ve ABD’nin yoğun olarak kullanmaya

giriştiği “kaya (şist) gazı” yoluyla, plastik sek-

töründe Avrupa’ya ciddi rakip olarak ortaya

çıkmaya başladığını belirtti. Ertl, “ABD petro-

kimyada yeni bir küresel merkez haline gel-

mektedir. Birçok kişi ABD’nin yeniden sanayi-

leşmesinden bahsediyor. Bu durumun plastik

açısından da uzun süreli bir etkisi olabilir” dedi.

K 2013 yeniliklerin sahnesi olacak

Toplantıda verilen bilgilere göre, K

2013’te 170 bin metrekare alanda ürün ser-

gilenecek. Alman plastik ve kauçuk sanayici-

PAGDER, sektörün en büyük fuarı olan

ve yaklaşık 1000 metrekaresi milli katılım

kapsamında olmak üzere toplam 4 bin met-

rekare alanla büyük katılımcı ülkeler arasında

bulunan Türkiye plastik sanayicileri için geniş

imkânları içeren iş gezisi planladı. PAGDER

Düsseldorf’ta sadece Türkiye’den gelecek iş

insanları için kapattığı otel ile katılımcılarına

en iyi imkânlardan birini sunmaya hazırlanıyor.

PAGDER ve İKMİB -İstanbul Kimyevi Mad-

deler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği işbirliği

ile 27 fi rmanın yaklaşık 1000 m2’lik bir alan-

da milli katılım organizasyonu düzenleyeceği

Dünyanın en büyük plastik fuarı olan K 2013

lerinin ve makine ima-

latçılarının fuar alanının

yüzde 43’lük bölümünde

faaliyet gösterecek. Al-

manları, İtalyan plastik

sektörü izleyecek. ABD’li

fi rmalar 5300 metrekare,

Türk fi rmaları da 4000

metrekare alan alımı ger-

çekleştirdi. Son dönemde

bütün sektörlerde dikkat

çekici ilerleme sağla-

yan Asya ülkelerinin bir

önceki fuara göre sergi

alanlarını genişlettiği, Çin, Tayvan, Hindistan,

Japonya ve Güney Kore’nin sergi alanının bir

önceki 18,000 metrekare alandan, 25,000

için geri sayım

devam ediyor.

Üç yılda bir dü-

zenlenen ve

16-23 Ekim ta-

rihleri arasında

gerçekleşecek

fuar için hazır-

lıklar tamam-

landı. PAGDER

tarafından or-

ganize edilen iş

gezisiyle sektör

mensuplarının,

plastik sanayii

açısından en

önemli etkin-

liklerinden biri

olan K Fuarı’ndan en fazla faydayı sağlaması

için ayrıntılı düzenlemeler yapıldı.

Otel kapatıldıYapılan çalışmalarla gerek konaklama-

ulaşım, gerekse catering hizmetleri açısından

Türk heyetinin bütün taleplerini yerine getir-

mek üzere, fuar alanına 25 dakika mesafede

olan ve tüm fuar süresi boyunca sadece Türk

ziyaretçilere ayrılan bir otelle anlaşmaya va-

rıldı. Bu kapsamda, havaalanı-otel-havaalanı,

otel-fuar alanı-otel arasında servis imkanı da

sağlandı. Otel ve otel dışında organize edilen

yemek etkinliklerinde, sektör mensuplarına

en uygun koşullarla Türk yemeklerinden olu-

şan ve helal ürünlerden yapılmış sabah kah-

metrekareye çıkardığı da dikkat çekici not ola-

rak belirtildi.

valtıları ve akşam yemeği menüleri ayarlandı.

PAGDER’den yapılan açıklamada, otelde Türk

iş insanlarının da “mini bir fuarının” gerçek-

leşmiş olacağı, iş insanlarının tanışma ve iş

yapma ortamı bulabileceği belirtildi. Yapılan

organizasyonda konaklama boyunca, lobide

sıcak içecekler, Lig Tv ve Wi-Fi ücretsiz ola-

rak alınacak. İsteğe bağlı olarak ücretli olarak

Amsterdam ve Paris turları da alınabilecek.

PAGDER ve İKMİB K Fuarı İş Gezisinde, 14-

24 Ekim, 16-19 Ekim, 19-23 Ekim (2 versiyon)

olmak üzere 3 ayrı tarihli program belirlendi.

PAGDER-İKMİB iş gezisinde paket ücrete da-

hil hizmetler şöyle: THY ile alan vergileri dahil

gidiş-dönüş uçak bileti, 10 gece oda-kahvaltı

konaklama, Köln havalimanında Türkçe karşı-

lama, havaalanı-otel-havaalanı transfer, otel-

fuar-otel servis, rehberlik, Wi-Fi, Lig-TV dahil

Türkçe tv kanalları, lobide çay-kahve.

PAGDER-İKMİB Milli katılım organizasyo-

nuyla K 2013’e katılan fi rmalar ise şöyle: Ada-

çal Kimyevi Maddeler, Aksoy Plastik, Almak

Ateş Makine, Apeks Makine, Başar Ağır Maki-

ne, Credoy Polimer, Dermak Makine, Devot-

rans Elektrik Makineleri, Ekin Makine, Eryıldız

Makine, Hayat Kalıp, İnter Kauçuk, İKMİB, Ka-

rataş Makine, Kıranda Kalıp, Kuatro Plastik Ma-

kine, Opkon Optik Elektronik, Orion Isı Sanayi,

PAGDER, Sa-fi Rezistans, Ser Rezistans, Şen-

mak Makine, Takımsan Dişli Kesici Takımları,

Tayf Plastik, Ünveren Hava Sistemleri, Üstün

İş Makine, Vatan Plastik.

K 2013’e PAGDER ile katılanlar özel otelde kalacak

Page 56: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

54

PANO

Kırklareli’nin Vize ilçesinde

kurulan Türkiye’nin ilk plastik or-

ganize sanayi bölgesi (OSB) PAG-

DER & ASLAN Özel OSB’de geli-

nen aşama sektör temsilcileriyle

değerlendirildi.

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci ve

PAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Fidan Aslan’ın

gelinen aşama hakkında bilgi verdiği toplantı-

da, özel bir girişim olan OSB’nin yatırımcılara

istedikleri zaman projeye dahil olma, haklarını

devretme imkanı sağladığı hatırlatıldı. Fidan

Aslan, 2103 Eylül ayında imar, parselasyon

ve alt yapı uygulamalarının tamamlanmasının

planlandığını, girişimlerin bölgede istihdamı

da canlandıracağını belirterek, plastik sanayi-

cilerine teşvikli yatırım fırsatı sunuyor olmak-

tan, faaliyetleri sürdürebilecekleri modern bir

Dünyanın en

prestijli iş ve eko-

nomi dergilerinden

olan Fortune, yaptığı anketle kendi alanlarında

Dünyanın en beğenilen şirketlerini belirledi.

Ankete katılanlar, Dünyanın En Beğenilen Kim-

ya Şirketi olarak BASF’i ortaya koydu. BASF ge-

çen yıl yapılan ankette ikinci sıradaydı. Fortune

Dergisi’nde yayınlanan anket sonuçlarına göre

BASF, bu alanda son dönemde yürüttüğü faa-

liyetleriyle de başarıya ulaşmış oldu.

Anket sonuçlarına ilişkin olarak BASF’ten

yapılan değerlendirmede, “Sürdürülebilir bir

gelecek için kimya yaratma” ilkesinin BASF fa-

aliyetlerinin hedefi olduğu belirtilerek, “İnsana,

doğaya ve çevreye katkı sağlayan hammadde-

ler geliştirerek kimya sektöründe fark yaratı-

yor. Yapı kimyasallarından plastiklere, bitki ko-

üretim alanı kuruyor olmaktan mutluluk duy-

duklarını söyledi.

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüse-

yin Semerci de yaptığı konuşmada, metreka-

resi 25 dolardan belirlenen PAOSB’de parsel

değerinin bölge değerine paralel artışını sür-

dürdüğünü belirtti. Semerci, “OSB’ler plas-

tik mamul işleyen ile mühendislik plastikleri,

masterbatch üreticileri, makine üreti-

cilerinin bir arada olduğu, karşılıklı ti-

cari etkileşimlerle dolu bir yaşam vaat

ediyor. Böylece OSB’de yer alacak fi r-

malar iş kollarındaki diğer temsilciler

ve hammadde sağlayıcılarıyla da bir

arada olmaları sebebiyle maliyet avan-

tajları elde edebiliyor ve birçok hizmeti

ekonomik olarak gerçekleştirilebiliyor”

dedi. Üçüncü etap satışların son aşa-

mada olduğunu kaydeden Semerci,

kendi fi rmaları dahil 32 fi rmanın yatırım

kararı aldıklarını hatırlattı.

ruma ürünlerinden petrol ve doğalgaza kadar

geniş bir yelpazede hammadde üretimi gerçek-

leştiren BASF, Ar-Ge alanında hayata geçirdiği

yatırımlarla da sürdürülebilirlik bilincinin yer-

leşmesi ve toplumlar tarafından benimsenmesi

için çalışıyor” denildi.

“Dünyanın En Beğenilen

Şirketleri” anketi, her yıl Fortune

Dergisi’nin önderliğinde ve yö-

netim danışmanlığı şirketi Hay

Group’un iş birliğinde gerçekleşi-

yor. Anket kapsamında; ürün ve

hizmet kalitesi, küresel rekabet

gücü ve yönetim kalitesi kate-

gorilerine göre sektör uzmanları

tarafından incelenen 700 şirket,

performansları doğrultusunda

listedeki yerlerini alıyor.

PAOSB’nin ihtisas OSB olarak kurulduğu-

nu ve tamamen plastik sanayisine göre özel

bir altyapı sunduğu belirtilen bilgilendirme

toplantısında, plastik sanayicilerinin ihtiyacına

göre enerji, arıtma, imar ve parselasyon, hiz-

met ile destek alanlarının yanı sıra ortak kul-

lanım alanlarına yönelik planlamanın yapıldığı

kaydedildi.

Dünyanın lider kimya şirketi konumun-

da bulunan BASF’in hemen hemen bütün

endüstriyel alanlarda ürünleri kullanılıyor.

BASF’ta, 2012 yılı sonu itibarıyla dünya çapın-

da 110 binin üzerinde çalışanı ve toplam satış-

ları 72,1 milyar Avro düzeyinde bulunuyor.

PAGDER & ASLAN OSB’de Eylül’e kadar imar, parselasyon ve altyapı uygulamaları tamamlanacak

BASF, Fortune anketinde “Dünyanın En Beğenilen Kimya Şirketi” seçildi

Page 57: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

55

Page 58: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

56

PANO

Plastik sektörünün bütün mensuplarına

açık olarak faaliyet gösteren PAGDER Kütüp-

hanesi genişliyor. PAGDER Başkanı Hüseyin

Semerci, geçen yıldan itibaren kütüphanenin

bütün sektör mensuplarına açıldığını hatırla-

tarak, amaçlarının sektörde bilgi kaynaklarına

erişimin kolaylaştırılması olduğunu belirtti.

Sektör mensuplarından sadece bilgi

kaynaklarından yararlanma değil, sektörel ve

ihtisas yayınları açısından zenginleşmesi için

kitap bağışında da bulunmasını beklediklerini

kaydeden Semerci, “Buradan iki çağrı yapmak

istiyorum. Birincisi, üyelerimizi, sektör men-

suplarımızı kütüphanemizden yararlanma

konusundadır. Diğeri ise siz değerli üreticile-

rin kütüphanemizin zenginleşmesi için kitap

bağışında bulunmalarıdır. Kütüphanemizin

gelişerek sektörümüze yönelik önemli bir bil-

gi kaynağı olması yönünde gayretimiz devam

edecek” dedi.

PAGDER’den sektöre önemli bir bilgi kaynağı: Kompaund Ekstrüzyonu kitabı tanıtıldı

Öte yandan, PAGDER’in katkılarıyla,

Türkçe olarak da yayınlanan Hintli Steer fi r-

masının kurucusu ve Genel Müdürü Babu

Padmanabhan’ın kaleme aldığı “Kompaund

Ekstrüzyonu” isimli rehber kitabı tanıtıldı.

İstanbul’da yapılan tanıtım seminerine, kitabın

yazarı ve Steer fi rmasının kurucu Genel Mü-

dürü Babu Padmanabhan, PAGDER Yönetim

Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, PLASFED

Başkanı Selçuk Aksoy, İstanbul Üniversitesi

Mühendislik Fak. Kimya Müh. Bölümü’nden

Doç. Dr. Tuncer Yalçınyuva, Enplast Plastik

Kimya San. Tic. A.Ş.’den Yakup Ülçer ve Euro-

tec Mühendislik Plastikleri San. ve Tic. A.Ş.’den

Murat Cansever katılarak, kompaund teknolo-

jisinin Türkiye’deki durumunu ve sektördeki

yerini vurgulayan sunum ve konuşmalar yap-

tılar.

Kitabın yazarı, Steer fi rması kurucusu

ve Genel Müdürü Dr. Babu Padmanabhan,

PAGDER’e teşekkür ederek, “Medeniyetin

beşiği olan İstanbul’da sizlerle olmak ayrıca-

lık veriyor, onur duyuyoruz. Buradayız, çünkü

sürdürülebilir rekabetin ancak bilgi ve tek-

nolojide ilerlemeyle geleceğine inanıyoruz.

Teknoloji, verimliliği önemli ölçüde destekler.

Maliyetlerin düşmesi ekonomik avantaj sağ-

layarak rekabet şansını güçlendirir. Bu kitapla

endüstriye katkıda bulunmaktan mutluluk du-

yuyoruz.” dedi.

İlk etapta 3 bin adet bastırılan kitabı en-

düstri meslek liselerine ve meslek yüksek

okullarının plastik bölümlerinde okuyan öğ-

rencilere hediye ettiklerini ileten PAGDER

Başkanı Hüseyin Semerci ise, “Dr. Babu Pad-

manabhan dünya çapından tanınan, değerli bir

bilim insanı. Bize verdiği destek için kendisine

teşekkürlerimizi sunmak isterim. Türkçe’de

sektörümüze yönelik teknik yayın açığını ka-

patmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Amacımız gelecekte sektörümüzde gö-

rev alacak gençlerimizin kişisel gelişimine

destek olmak ve teknik bilgilerine yenilerini

katmak. Bu konuda her türlü yayın desteğine

açığız.” dedi.

Semerci, PAGDER’in bir başka yayın hazır-

lığında olduğunu kaydederek, “Dünya Plastik

Atlası’’ adını verdiğimiz bir diğer çalışmamızı

da yakında sizlere sunacağımızı burada payla-

şıyor olmaktan mutluyuz. Bu atlasta dünyada

plastik mamulü ithal eden ülkelerin analizleri

bulunacak. Sektörümüzdeki şirketler pazar

analizi yapmak için o ülkeye gitmek zorunda

kalmayacaklar. Araştırma maliyetlerini kısmak

açısından bu yayının büyük faydalar getirece-

ğini düşünüyoruz” dedi.

“Kompaund teknolojisindeki gelişim Türkiye’nin stratejik amaçları açısından da önemli”

Seminerde konuşmacı olarak bulunan

PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Ak-

soy da, kompaund teknolojilerinin önemine

değindi: “Kompaund, Türkiye için önemli bir

konu. Bu alanda kendimizi geliştirmemiz ge-

rekli. Türkiye dünyada önemli bir plastik oyun-

cusu, bu alanda kaydedeceğimiz gelişimler ül-

kemizin stratejik amaçları açısından da önem

taşıyor.” diyen Aksoy, katma değeri daha yük-

sek ürünler üretme gereğini vurguladı. Aksoy,

“En önemli konu rekabet gücümüzü arttırmak.

Verimlilik potansiyelimizi güçlendirmeliyiz.

Peygamberimiz, ‘İlim Çin’de de olsa gidip alınız’

demişti. Biz de Hindistan’da bulup getirdik. Dr.

Padmanabhan’a bu kitabı yazdığı ve PAGDER’e

de bu kitabı sektörümüze kazandırdığı için te-

şekkürlerimi sunarım.” ifadesini kullandı.

PAGDER “Kompaund Ekstrüzyonu” kitabını tanıttı

PAGDER tarafından oluşturulan ve üyeler yanında tüm sektör temsilcilerinin kullanımına açılan PAGDER Kütüphanesi genişli-yor. PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, çok sayıda teknik yayın bulunan kütüphanenin ihtisas yayınları başta olmak üzere sek-töre yönelik bilgi kaynaklarının geliştirilmesi için faaliyetlerin sürdüğünü vurguladı. Öte yandan, PAGDER tarafından Türkçe yayınlanan alanının en önemli yayınlarından biri olan Kompaund Ekstrüzyonu sektörün ilgisine sunuldu.

Page 59: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

57

PANO

PAGDER ASLAN OSB’nin katkılarıyla ha-

yata geçirilen ve sektörün yetişmiş eleman

ihtiyacını karşılamada önemli fonksiyon üst-

lenecek Kırklareli Üniversitesi Vize MYO Plas-

tik Bölümü için YÖK onayı tamamlandı. İnşaat

çalışmaları devam eden okula yönelik PAGDER

de girişimlerini yoğunlaştırdı. PAGDER Eğitim

Komitesi üyeleri, Vize’ye inşaat konusunda

görüşlerini aktarmak üzere bir seyahat orga-

nize etti.

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci’den destek için çağrı

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci yap-

tığı açıklamada, Vize MYO Plastik Bölümü’nün

hızla tamamlanmasından mutlu olduklarını

belirterek, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Rek-

törü Prof. Dr. Mustafa Aykaç ve , Vize MYO Mü-

dürü Yrd. Doç. Dr. Nihat Kamil Anıl’a teşekkür

ederek, “Seçkin bir eğitim kurumu olacağına

inandığımız ve sektörümüz açısından kritik

bir konu olan yetişmiş elemanların kazanımı

konusunda önemli rol oynayacağını düşündü-

ğümüz Plastik Bölümü’nün ihtiyaçları önemli.

YÖK onayı alındı ve inşaat hızla ilerliyor. Sek-

törümüz mensupları, üyelerimiz, OSB yöneti-

mimiz şimdiye kadar desteklerini esirgemedi

ancak görevimiz bitmedi. Onay alınmasının

ardından bir kez daha görev sırası sanayicile-

rimize gelmiştir. Buradan bütün dostlarımıza,

eğitim gönüllülerine sesleniyorum. Plastik

atölyesi, laboratuvar için makine teçhizat ya-

tırımı yapılmalı. Bu konuda sektörümüz men-

suplarının desteğini esirgemeyeceğine inanı-

yorum” dedi.

Vize’nin, plastik sektörü için çok önemli

bir merkez olacağını hatırlatan Hüseyin Se-

merci, 2013-2014 döneminde ilk öğrencilerini

almayı hedefl eyen Plastik Bölümü’nün Vize’ye

yapılacak plastik yatırımlarını çok daha anlamlı

hale getirdiğini belirtti. Vize MYO, Plastik Bö-

lümü ve diğer bölümlere yapılan yatırımlar sa-

yesinde, 2013-2014 eğitim öğretim yılından

itibaren 3 bin öğrenci kapasitesine ulaşacak.

Vize MYO Plastik Bölümü’ne YÖK onay verdi, görev sırası plastik sanayicilerine geldi

Plastik sanayicilerinin des-teğiyle hayata geçen Kırklareli Üniversitesi Vize MYO Plastik Bölümü açılması YÖK tarafın-dan onaylandı. PAGDER Baş-kanı Hüseyin Semerci, sektör mensuplarını 2013-2014 eği-tim-öğretim yılında ilk öğrenci-lerine kabul etmeye hazırlanan Bölüm için atölye ve laboratu-var yatırımına makine-teçhizat yönünden desteklemeye ça-ğırdı.

Esen Plastik akredite laboratuvar hizmeti verecekEsen Plastik, TÜRKAK tarafından yetki belgesi alacak laboratuvar

kurmak için yatırıma başladı. Esen Plastik bünyesinde kurulacak labo-

ratuvar ile uluslar arası geçerliliği olan sertifi kalar verilebilecek.

Türkiye plastik sektörünün önemli kuru-

luşlarından Esen Plastik, TÜRKAK tarafından

akredite edilecek plastik test ve deneylerinin

yapılacağı laboratuvar kuracağını açıkladı.

Esen Plastik’ten yapılan açıklamada, labora-

tuarın sektörün tamamına hizmet vereceği ve

TÜRKAK tarafından akredite olduğu için ulus-

lar arası geçerliliği olan belgelendirmelerin ya-

pılabileceği kaydedildi. Öncelikli olarak TS EN

ISO/IEC 17025 standardına uygunluk testleri-

nin başlayacağı kaydedilen açıklamada, sektö-

re önemli katkı verecek bir tesis oluşturmanın

hedefl endiği kaydedildi. Esen Plastik Yönetim

Kurulu Başkanı Salih Esen yaptığı açıklamada,

akreditasyon başvurusunu TÜRKAK’a yaptı-

larını belirterek, en modern donanımı hayata

geçirmek istediklerini vurguladı. Esen Plastik

ürünleri yanında, isteyen diğer fi rmaların hat-

ta diğer ülke fi rmalarının ürünlerinin deney ve

testlerini yapmanın mümkün olduğunu vurgu-

layan Salih Esen, ilk etapta TÜRKAK’a 20 de-

ney için başvuruda bulunacak ekipman ve uz-

man altyapısını oluşturduklarını anlattı. Esen,

“İç piyasa müşterilerinin kalite konusundaki

bilgi seviyelerinin artması için biz üreticilere

büyük sorumluluklar düşüyor. Uluslararası ge-

çerliliği olan belgelere sahip olmak ürünlerin

marka değerini artıran bir özellik. Esen Plastik

olarak yurdumuzda ve dünyada güvenilirliği-

mizi kanıtlamış bir markayız. Dünya ile rekabet

eden sistemler içinde gelişimi sürdürebilmek

için markanıza ve ürünlerinizin kalitesine sü-

rekli yatırım yapmak zorundasınız. Bu alandaki

değişimleri takip etmek ülke olarak da ihraca-

tın önünü açmamızı sağlayacaktır” görüşünü

vurguladı.

Esen Plastik’ten yapılan açıklamada, la-

boratuvarın ayrı bir tesis olarak oluşturulduğu,

polietilen, PVC, PPRC, PEX ana ham maddele-

rinden oluşan bu ürünlerin iç basınca karşı di-

rencinin belirlenmesi, dış darbeye mukaveme-

tinin tayini, karbon siyahının tayini, çekme ve

kütle akış hızı gibi özelliklerinin ölçümlerinin

yapılabildiği belirtildi.

Page 60: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

58

PANO

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)

Ekonomi Bakanlığı tarafından uygulanan des-

tek programı kapsamında yurt dışında tanıtım

ofi sleri açmak için çalışma başlattı. Tanıtım

ofi slerinin, Ekonomi Bakanlığı’nın “Hedef ve

Öncelikli Ülkeler” kapsamında bulunan ülkeler

öncelikli olarak açılması kararlaştırıldı.

PAGDER’den yapılan açıklamada, üyelerin

ve sektör mensuplarının ürettikleri mamul ve

makineleri yurt dışında tanıtmak ve satışını

artırmak amacının taşındığı belirtilerek, Eko-

nomi Bakanlığı’nın bu türden faaliyetlere yö-

nelik destek programından yararlanılmasının

planlandığı kaydedildi. Ayrıca, PAGDER çalış-

maların zenginleştirilmesi ve ofi s-showroom

açılacak ülkelerin belirlenmesi amacıyla bir

anket çalışması başlatarak sektörün görüşle-

rini almaya başladı. PAGDER Başkanı Hüseyin

Semerci yaptığı değerlendirmede, “Sektörü-

müzün gelişimi açısından önemli bir fırsatı kul-

lanmak istiyoruz. Projemizin temel çerçeve-

sini belirledik ve sektör mensupları ile birlikte

şimdi detaylandırmak istiyoruz. Anketimiz bu

açıdan önemli. PAGDER olarak sektörün geli-

şimi açısından kamu desteğini de kullanarak,

mensuplarımıza en az maliyetle maksimum

faydayı sağlayacak bir girişim başlatmaktan

dolayı son derece heyecanlıyız” dedi.

PAGDER projesiHer ülkede açılacak tanıtım birimlerinin

ofi s ya da showroom olarak yapılandırılabildiği

hatırlatılan açıklamada, Ekonomi Bakanlığı’nın

sektörü temsil niteliği bulunan kuruluşların

yurt dışındaki tanıtım-pazarlama amaçlı birim-

lerini 2010’dan bu yana (2010/6 sayılı Tebliğ)

desteklediği kaydedildi. Desteklerin, sadece

ofi s ve showroom ile sınırlı olmadığı, fi rmaların

tanıtım, marka tescil giderlerinin de destek-

lendiği hatırlatıldı.

PAGDER’den yapılan açıklamada, bu teb-

liğ kapsamında oluşturulacak tanıtım ofi sleri

veya showroomlara yönelik olarak sektörden

görüş toplamak amacıyla çalışma başlatıldığı

bildirildi. Önceliğin, daha fazla destek veril-

mesi sözkonusu olduğu için Ekonomi Bakan-

lığı tarafından ilan edilen hedef ve öncelikli

ülkelere verildiği belirtilen açıklamada, sektör

mensuplarına yönelik anketin de açıldığı vur-

gulandı. Tebliğ kapsamında belirtilen “İşbirliği

Kurumu” tanımına dayalı olarak PAGDER’in

uygulayıcı konumunda olduğu hatırlatılan

açıklamada yurt dışı ofi sler; “Hedef ülkeler

kapsamında her bir ülkede (birimde) 15 sektör

mensubunun katılımıyla Türkiye plastik sek-

törünü temsil edecek, plastik sanayicimizle

hedef pazarlar arasında köprü oluşturacak ve

yurt dışı ofi slerin, kurulum, işletim organizas-

yonlarını yapacaktır” denildi.

Projede, PAGDER tarafından organize

edilecek her bir yurt dışı tanıtım ofi sinde proje

ortağı olarak yer alacak şirketlerin PAGDER’e

üye olması şartı aranacak. Doğrudan reka-

bet içinde bulunan fi rmaların aynı ofi s- show

roomda yer alması halinde başvuru önceliği

dikkate alınarak karar PAGDER tarafından ve-

rilecek.

PAGDER projesinde, açılacak yurt dışı ofi s

veya showroom birimlerinin, sektörden gele-

cek talepler doğrultusunda zenginleştirilme-

si-çeşitlendirilmesi planlanan taslak görevleri

şöyle belirlendi:

1. Proje ortağı fi rmalarca üretilen mamullerin

ve makinelerin yıl boyunca sahada sıcak tanı-

tımının yapılması,

2. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine sekre-

terya hizmetinin verilmesi, toplantılarının ve

randevularının organizesi, ofi s içinde toplantı

odası tahsisi ve ofi s imkanlarından faydaland-

rılması,

3. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine hedef

ülkeyi ziyeretleri esnasında havaalanından

başlayıp havaalanında sonlanan süre zarfınca

refakat edilmesi,

4. Proje ortağı fi rmaların temsilcilerine ter-

cümanlık ve rehberlik hizmetlerinin verilmesi

öncelikli görev tanımı olarak belirlendi.

Ekonomi Bakanlığı, yurt dışı tanıtım, ofi s

ve showroom destekleri kapsamında, açıla-

cak birimin ofi s, showroom, depo veya reyon

olması halinde giderlerin yüzde 60’ı oranında

ve en fazla yıllık 100 bin Dolara kadar, dört yıl

süreyle destek veriyor.

Tanıtım faaliyetleri kapsamında ise Türk

televizyonları ya da yurt dışında Türkçe yayın

yapan tv ve gazeteler dışında kalan görsel-

yazılı basına verilen reklamlar, sponsorluk,

internet sitesi tasarımı ve faaliyetleri, outdoor

reklamlar, katalog, broşür eşantiyon vb. tanı-

tım malzemeleri, yüzde 60 oranında ve yurt

dışı birimin bulunduğu her bir ülke için yıllık en

fazla 150 bin Dolar tutarında dört yıl süreyle

destekleniyor. Yine şirketlerin yurt içi marka

tescil belgesine sahip oldukları markalarının

yurt dışında tescili ve korunmasına ilişkin gi-

derlerin yüzde 50’si en fazla 50 bin Dolara

kadar dört yıl süreyle destekleniyor. Açılacak

Yurt Dışı Tanıtım Ofi slerinin Ekonomi Bakanlı-

ğınca Belirlenen Hedef ve Öncelikli Ülkelerde

olması halinde destek oranı 10 (on) baz puan

yükseltilerek uygulanıyor.

Ekonomi Bakanlığı tarafından belirle-

nen “Hedef ve Öncelikli Ülkeler” şöyle: ABD,

G. Kore, Kenya, Romanya, Almanya, Gana,

Kolombiya, Rusya, Angola, Güney Afrika Cum.,

Kuveyt, S. Arabistan, Arjantin, Hindistan, Lib-

ya, Singapur, Azerbaycan, Irak, Malezya, Slo-

vakya, Bir. Arap Emirlikleri, İran, Meksika, Şili,

Brezilya, İsveç, Mısır, Tanzanya, Cezayir, Ja-

ponya, Nijerya, Türkmenistan, Çin Halk Cumh.,

Kanada, Norveç, Ukrayna, Endonezya, Katar,

Peru, Ürdün, Etiyopya, Kazakistan, Polonya,

Vietnam.

PAGDER tanıtım ve ihracat için hedef ülkelerde ofi s açacak

PAGDER, yurt dışında ta-nıtım ve ihracat amaçlı ofi s-ler açmak için harekete geçti. Ekonomi Bakanlığı destek kap-samında uygulanacak projenin hangi ülkelerde gerçekleşti-rileceğine yönelik anket ça-lışması da başlatıldı. Açılacak tanıtım ofi sleri, plastik sana-yicilerinin bilgi akışı, iş bağlan-tıları ve ürün tanıtımına katkı verecek.

Page 61: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 62: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

60

PANO

Türkiye plastik sektörünün köklü kuru-

luşlarından Hakan Plastik, Dünyanın önde

gelen boru sistemleri üreticilerinden İsviçre

kökenli Georg Fischer şirketi tarafından satın

alındı. Hakan Plastik’ten yapılan açıklamada,

mevcut yönetimin görevine devam edeceği

belirtildi. Açıklamada, satın alma sonrasına

ilişkin olarak, “Ortaklık süreci ile Hakan Plastik,

benimsemiş olduğu müşteri odaklı çözümler

sunma stratejisini daha güçlü ve hızlı bir şekil-

de pazarda uygulayabilme kabiliyetine kavu-

şurken, GF ürettiği yüksek kalite standartla-

rına sahip ürünlerini hızla büyüyen Türkiye ve

çevre ülke pazarlarını da portföyüne katarak

aynı kalitede boru sistemleriyle tamamlama

fırsatını yakalamıştır.

Böylece Hakan Plastik, müşterileri için

sürdürülebilir uzun vadeli çözüm ortağı olma,

hem boru sistemlerinde hem de genel olarak

yapı sektöründe entegre çözüm-

ler sunabilme hedefi ni daha da

ileriye taşımıştır” denildi.

GF CEO’su Yves Serra satın

almanın ilan edilmesinin ardından

yaptığı açıklamada, “Mükemmel

bir başarı grafi ğine sahip olan Ha-

kan Plastik’e ailemize hoşgeldin

diyoruz. Hakan Plastik’in yenilik-

çi ürün gamı ve gelişmekte olan

pazarlara yakınlığı nedeniyle GF

Boru Sistemlerine değer kataca-

ğına olan inancımız tam.

Bu birlikteliğin uzun vadeli

stratejilerimizi gerçekleştirme

yolunda önemli bir adım olduğunu düşünü-

yoruz” dedi. Hakan Plastik Yönetim Kurulu

Başkanı Zafer Karadeniz ise açıklamasında

“Hakan Plastik açısından önemli bir adım olan

bu birliktelik, gelişme hedefl erimizi gerçekleş-

tirmemizde bizi yüreklendirmektedir” dedi.

Hakan Plastik İsviçreli Georg Fischer’e satıldı

Ege Yıldız,

Türkiye’nin ilk ve

tek kurşunsuz te-

miz su borusunun

üretimine başlaya-

rak kullanıma sun-

du. İlk olarak İstan-

bul Yapı Fuarı’nda

sergilenen yeni

boru, içeriğindeki

kalsiyum, çinko bi-

leşenleri sayesinde çevreye duyarlı ve insan

sağlığına uygun bir çözüm olarak piyasaya arz

edildi.

Yeni ürünleri hakkında bilgi veren Ege-

plast Fabrika Müdürü Ümit Doğanay, PVC ham-

maddesi kullanılan boruların 1960’lı yıllardan

itibaren kullanılmaya başlandığını hatırlattı.

PVC boruların yüksek sıcaklıktan korunmaları

için üretimleri sırasında içeriğine stabilizatör

katkılar katıldığını belirterek, bu stabiliza-

törlerin içme sularına etkisinin, Gıda Kodeksi

sınırlarında olmasına rağmen tehdit olarak

değerlendirilebileceğini vurguladı. AB’nin bu

yaklaşımla koruyucu tedbirler uygulamaya

başladığını belirten Doğanay, kalsiyum-çinko

stabilizatörlerin bünyesinde insan sağlığını

tehtid eden ağır metal bulundurmadığından

temiz su boru üretiminde kullanılacak en iyi

alternatif olarak görülen malzemelerden biri

olarak ortaya çıktığını vurguladı. Kalsiyum-çin-

ko stabilizatörlerin çeşitli organizasyonlar ta-

rafından önerildiğini kaydeden Doğanay, bu iki

elementin insan vücudunda doğal olarak bu-

lunduğunu belirtti. Doğanay, sağlık yanında,

teknik olarak da kalsiyum çinko stabilizatörlü

ürünlerin, yüksek UV koruması, yüksek basınç

ve darbe dayanımıyla öne çıktığını belirtti.

Ege Yıldız’ın kurşunsuz içme suyu borusu kullanıma sunuldu

Page 63: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 64: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

62

PLAPLALAPLAPLPLPLAPLPPL SFESSFES DDDDDERDERDERRDERRRRRGİGİGİGİGİGİGİ

66262662262626262626262626262626262626262626262626262622262262622626262626226222626626226262626262622262262262222262666266

PLASFEDDERGİGÜNDEM

Türkiye plastik sektörü Avrupa’nın üçüncü büyük sektörü duru-

munda. Kısa vadede ikinci sıraya çıkma imkanı var. Ancak, imalat sa-nayiinde ortaya çıkan temel sorunlar sektörü zorlamaya başladı. Üstelik, nispeten ilk yatırım maliyetinin dü-şüklüğü nedeniyle bugün pazar olan çok sayıda ülke ya hammadde avan-tajını kullanmak ya da küçük de olsa kendi pazarının düşük katma değerli ürünlerini sağlamak amacıyla yatırı-ma girişti.

Türkiye plastik sektörünün, özellikle yüksek katma değerli üretim konu-

sunda yaşadığı yapısal sorunlar ve artan uluslararası rekabet baskısı altında yeni bir yaklaşıma ihtiyacı var. Mevcut durumda elde edilen 30 milyar Dolarlık üretim ve 12 milyar Dolarlık katma değerin sürdürülebilirliği konusunda endişeler yersiz değil. Artan çekincelere uzun dönemli ve etkili stratejiler geliştirilerek yanıt verilmesi sektörün en öncelikli tartışma konuları arasında. Sektör, gelecek dönemde başarının sürdürülmesi ve istikrarlı bir büyüme için bazıları mevcut yapısal sorunların çözümü kadar, ge-lecek planlamasını da gündemine aldı.

Plastik sektörü yol ayrımında:

KOBİ kalmak çözüm değil

tik sektörü Avrupa’nın üyük sektörü duru-vadede ikinci sıraya ar. Ancak, imalat sa-

a çıkan temel sorunlar

ürkiye plaassttiikk sseekkttyükseekk kkaaattmmaa ddeeğğğ

sundaa yyyaaşşşaaddıığğııı yyyaaapppıısssaaalll ssssooouluslararası rreekkaaabbbeeettt bbbbaaaasssskkkkııııssssııı aaaaalllttttttıınnnnddddddaaaaa yyyyihtiyacı var MMeevvccuuuttt dddduuurrruuuummmmmddddddaaaaaa eeeeelllldddddeeee

Page 65: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

63

PLASFEDDERGİ

63

PLASFEDDERGİGÜNDEM

uluslararası arenada rekabet gücünün zayıf-

laması da bir soru işareti olarak ortaya çıktı.

Her iki alanda da sektörün istikrarlı biçimde

yatırım-üretimini destekleyecek bir yapı kuru-

lamaması, sorunun uzun dönemde de sektöre

etki edeceğini gösteriyor. Gelinen noktada

sağlanan başarının “sürdürülebilirliği” konusu

tartışmaya değer unsur olarak ortaya çıktı.

Türkiye plastik sektörü gelecekte; üretimde

büyümesini sürdürebilecek mi?, küresel reka-

bet ortamında gerek dış pazarda, gerekse iç

pazarda büyümesini sürdürebilecek mi?

Plastik sektörü genel imalat sanayii sorunlarından bağımsız değil

Dünya Bankası-Hazine Müsteşarlığı çalış-

masında, Türkiye’deki KOBİ’lerin rakip ülkelere

kıyasla çok yavaş büyüdüğü, bununla kalma-

yıp, mikro işletmeler ile büyük şirketlere göre

de yavaş büyümesi anlamlı bir bulgu olarak

değerlendirildi. Aynı araştırmada, başta AB ol-

mak üzere diğer ülkelere kıyasla Türkiye’deki

KOBİ’lerin daha yaşlı olduğu, yani daha uzun

süre büyüyemeyerek KOBİ kaldığı tespitine

yer verildi. Bu olguya yönelik değerlendirme-

de, “Türkiye’deki KOBİ’lerin daha yavaş büyü-

mesi mevcut politikaların ve düzenlemelerin

bozucu etkisinin KOBİ’ler için diğer mikro veya

büyük şirketler için olduğundan daha fazla

olabileceğini göstermektedir. KOBİ’lerin bu

politikaların etkileri ile mücadele etmede ne

büyük şirketlerin kapasitesine ne de mikro şir-

ketlerin esnekliğine sahip olduğu görülmekte-

dir. Finansmana erişimdeki sorunlar, KOBİ’le-

rin büyümesi önündeki en önemli engel olarak

görülmektedir. Ekonometrik analiz sonuçları,

yatırımlarda yüzde bir oranında dış fi nansman

kullanımındaki artışın istihdamı yüzde 0,3

oranında arttırdığını göstermektedir. Daha da

önemlisi, fi nansmana erişim sorununu des-

tekler nitelikte, Kredi kullanımındaki artışın

istihdam üzerinde yüzde 33’lük bir olumlu etki

yaptığı tahmin edilmektedir” değerlendirmesi

yapıldı.

Plastik imalatı ne ister?Plastik sektöründe herkesin yanıtını bil-

diği bir soru var: Plastik sektörü nereye yerle-

şir? Yanıt -sektör için malum ama herkes için

vermekte yarar var- plastik sektörü ya ham-

maddenin ya da pazarın olduğu yere yerleşir.

Türkiye pazar açısından büyük fi rmaların faali-

yetlerini sürdürecek, KOBİ’lerin de büyümesini

sağlayacak büyüklüğe sahip. Üstelik bu pazar,

sadece tüketime yönelik genel ürünleri değil,

gelişmiş ülkelerin hayal edemediği, gelişmek-

te olan ülkeler içinde ise en cazip koşulları

sunan başta inşaat olmak üzere, otomotiv,

kahverengi-beyaz eşya üretiminde kullanılan

mühendislik plastikleri için de önemli bir po-

tansiyele sahip. Üstelik ülkedeki genç nüfu-

sun yarattığı demografi k fırsatlar ekonominin

ve buna paralel olarak da plastik sektörünün

büyüme potansiyelinin –doğru adımlar atıldığı

takdirde- yüksek olduğunu gösteriyor.

Dünya Bankası ve Hazine Müsteşarlığı

tarafından yapılan bir çalışma sunulduğunda,

ekonomi dünyası içinde bulunan başta şir-

ketler olmak üzere çok sayıda kişinin dikkatini

çeken bir sonuca ulaşıldı: Türkiye’deki KOBİ’ler,

benzer ekonomik koşullar altındaki çoğu ülke-

nin KOBİ’lerinden çok daha yavaş büyüyordu.

Üstelik, Türkiye’deki KOBİ’lerin ölçeği, Avrupa

ülkeleri dâhil, yakın çevresindeki ülkelerden

çok daha uzun süre boyunca sabit kalıyor, bir

üst basamağa bir türlü çıkamıyordu.

Olgunun nedenleri araştırıldığında -yay-

gın kanının aksine- ne yüksek işgücü maliyet-

leri, ne de iş ortamının uygun olmaması ana

etkendi. En önemli sorun“fi nansmana erişim”

ve buna neden olan “kayıtdışı” ana sorundu.

Ankete dayalı olarak yapılan araştırmada

elde edilen yeni bulgular sonbahar ayların-

da yayınlanacak. KOBİ’lerin büyüyememesi

sorununun “fi nansmana erişim”i takip eden

nedenleri aslında tanıdık yapısal sorunlar.

Araştırmaya göre ilk 5 öncelikli sorun fi nans-

mana erişim (yüzde 25,9), vergi oranları (yüz-

de 18,2), siyasi istikrarsızlık (yüzde 17,5), kayıt

dışılık (yüzde 14,7), eğitimsiz işgücü (yüzde

9,1) olarak ölçülmüş. Finansmana erişim soru-

nu içinde kayıt dışılığın etkisi de dikkate alındı-

ğında ise işletmeler açısından “şapkayı önüne

alıp düşünmenin zamanı” geldiği bir kez daha

görülüyor.

Türkiye plastik sektörü, Avrupa’nın üçün-

cü büyük üretim kapasitesine sahip. Gerek ol-

dukça büyük iç pazarda, gerekse uluslararası

pazarda güçlü bir yer edindi. Bütün bu olumlu

gelişmelerle beraber, üretim hacmi bazında

küresel oyuncu seviyesine gelebilmiş şirket

sayısının sınırlı kalması, plastik işleme makine-

leri ve hammadde üretimi gibi iki temel alanda

-8,5

Rusya Polonya Ukrayna Romanya ECA AB-8 AB-10

-11,2

-9,8

-12,7

-8,8

-10,7

-7,6 -7,7

-10,8

-11,9

-10,6

-12,4

-9,8

-11,3

Küçük (11-50) Orta (51-250)(11-50)

Page 66: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

64

GÜNDEM

Plastik sektörü için Türkiye’de “olmayan”

ise hammadde. Üstelik hammadde sorunu

sektörün “yapısal sorunlarından biri” haline

gelmiş durumda. Sektörün hammadde bağım-

lılığı 2012 itibariyle yüzde 87 olarak gerçekleş-

ti. Birkaç puanlık oynamalar dışında son yıllar-

da hemen hep aynı oran gerçekleşti. Üstelik

orta vadede bu bağımlılığı giderecek bir çözüm

de görünmüyor. PETKİM’in STAR rafi nerisi ge-

lecek dönemde hammadde üretimine imkân

verecek nafta üretimi konusunda en heyecan

verici yatırım. Ancak orta vadede bu yatırımı

takip eden yeni üreticiler gerekiyor. Bu yönde

yatırım yapabileceğini ilan eden bir şirket ise

henüz görünmüyor.

Türkiye plastik sektörünün gelişmesi için

gerekli olan ve yukarıda bahsedilen “iki şart-

tan” birinde güçlü, diğerinde ise “çok zayıf”

olması sektörün doğru politikalar eşliğinde

sürdürülebilir yüksek bir büyümeyi sağlaya-

bileceğini, tersi durumda ise ciddi bir tehditle

karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.

Türkiye plastik sektörü bölgede rekabet baskısı altında

İmalat sanayinin geneline yayılan sürdü-

rebilirlik sorunu yanında, Türkiye plastik sana-

yii son dönemde gösterdiği ihracat ve üretim

performansıyla bazı tehditlerle de karşı karşı-

ya. Yapısal sorunlar arasında bulunan, enerji,

hammadde, işçilik, fi nansmana erişim sorunla-

rı dışında, çevre ülkelerde plastik sektöründe

başlayan yatırımlar kısa-orta vadede sektörü

zorlayacak gibi görünüyor. Sektörün dene-

yimli isimlerinden Kemal Zorlu, son dönemde

başta Avrupa ülkeleri makine üreticileri olmak

üzere, çok sayıda makine üreticisinin küresel

krizde yaşayabilmek için kendi ülke destekleri-

ni ve fi nansman güçlerini kullanarak çevre ül-

kelere uygun koşullarda makine satışı yarışına

girdiklerini hatırlatıyor. Zorlu, “Bu makineleri

alanlar kısa süre içinde üretim yapmaya baş-

layacaklar. Eğer katma değerli ürünlere geçiş

olmazsa, bugün ihracatı yapılan çok sayıda

ürünün şans bulması zorlayacak” görüşünü

vurguluyor.

Elbette, Türkiye hala plastik ürün imala-

tında bölgenin en güçlü ülkelerinden biri. İhra-

cat pazarlarında zorlanarak da olsa rekabet et-

meyi başarıyor. Bölgenin altyapı yatırımlarına

ve tüketime yönelik plastik ürün talebi devam

ettiği sürece ihracat için bir potansiyel bulu-

nuyor. Türkiye pazarının gelişmeye açık oldu-

ğu söylenebilir. Buna karşılık, Türkiye’ye yö-

nelik son dönemde başta inşaat-mühendislik

plastikleri olmak üzere yabancı şirketlerin giri-

şi de olumlu bir gelişme sayılabilir. Türkiye’nin

gelecek dönemde üretim gamında yüksek kat-

ma değerli ürün sayısını arttıramaması özellik-

le ambalaj başta olmak üzere tüketime yönelik

sektörlerin ihracat pazarlarında rekabet ettiği

yerli üreticilere karşı avantajını yitirmesine yol

açacak nitelikte gelişmeler.

Sektörü kısa-orta vadede etkileyecek bir

diğer konu da hammadde açısından avantajlı

birçok ülkenin kendi ülkelerinde plastik ima-

latını desteklemeleri. Daha önce plastik ima-

latında herhangi bir deneyimi olmasa da bu

konuda hızlı bir ilerleme sağlama potansiyeli

bulunan bu ülkelerin, Türkiye’nin aksine çok

uygun maliyetli hammaddeye erişiminin kolay

olmasının hem dış pazarda, hem de bu ülkele-

re yapılan ihracatta Türkiye’yi zorlayabileceği

belirtiliyor.

Rekabette ölçek sorunu çözülmeli

Türkiye plastik sektöründe en ağırlıklı so-

runlardan biri de ölçek ekonomisi olarak ortaya

çıkıyor. Hatta Türkiye özelinde sürdürülebilirli-

1000 TON Milyon ABD $

2011 2012 % Artış 2011 2012 % Artış

Üretim 6.746 7.161 6,2 28.615 29.335 2,5

İthalat 483 492 1,7 2.646 2.576 -2,6

İhracat 1.158 1.368 18,1 3.485 4.038 15,9

Yurtiçi Tüketim 6.070 6.284 3,5 27.776 27.874 0,4

Dış Ticaret Fazlası 675 877 838 1.461

İhracat / Üretim ( % ) 17 19 12 14

İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 8 8 10 9

İhracat / İthalat ( % ) 240 278 132 157

TÜRKİYE PLASTİK MAMUL ARZ-TALEP DENGESİ (2012)

Türkiye Plastik Alt Sektörler İtibariyle 2012 Yılı Üretimi (Bin Ton)

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

1,7

2,4

3,03,4

4,14,4

4,8

5,45,2

5,76,2

6,7

7,2

Page 67: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

65

GÜNDEM

rarlı hammadde tedarik programlarında çeşitli

öneriler ortaya çıktı. Bunlardan ilki, sektörün

yerli hammadde yatırımları yapması. Ancak

oldukça pahalı olan bu yatırımlara yönelik gi-

rişim sınırlı. PETKİM’in Türkiye’nin ihtiyacının

altında bir kapasiteyi işaret eden mevcut yatı-

rımının toplam tutarı dahi 6,6 milyar TL olarak

ilan edilerek teşvik belgesine bağlandı.

Plastik imalat sektörü hammadde soru-

nunda kısa vadede ithal maliyetlerinin ucuz-

latılmasını talep ediyor. Bunların başında,

sektörün gelişmesini sağlayacak biçimde ithal

ürünler üzerindeki vergilerin yeniden ayarlan-

ması geliyor. Hammadde üreticileri ise Türkiye

pazarının gereğinden fazla liberal olduğunu,

bu yapının olası yerli girişimcilerin yatırım

yapmaktan kaçınmasına yol açtığını, yabancı

sermayeli mevcut üreticilerin de güçlü bir iç

pazar olan Türkiye’ye yatırım yapmaktansa

bu liberal uygulamaları kullanıp ürün satmaya

sevk ettiğini öne sürüyor.

Ancak sorun, sadece sektörün değil,

toplam olarak Türkiye’nin sorunu niteliğine

dönüşmüş durumda. Zira, ürün bazında dış

ticaret fazlası veren Türkiye, hammadde da-

hil sektörün tamamı dikkate alındığında ciddi

bir dış ticaret açığına giriyor. Nitekim sektör

mamul bazında 2012 sonunda 1.4 milyar Dolar

fazla verirken hammadde ithalatı 5.6 milyar

Dolara ulaşmış durumda. Sektörün hammad-

dede dış ticaret açığı ise 2012 sonunda 5 mil-

yar 24 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Üstelik

yerli üreticilerin ihracatları düşülerek, üretim

dışı bakıldığında yurt içi tüketimin yüzde 96’sı-

nın ithal ürünlerle karşılandığı bir manzara gö-

rüldü.

Sektör temsilcileri kısa vadede, ortak

hammadde tedarik programları ile bu soruna

çözüm geliştirme için çalışıyor. Bu kapsamda,

PAGDER, BURPAS ve EGEPLASDER sektör gö-

rüşlerini toplamaya başladı. Kısa vadede bir

diğer çözüm önerisi ise yabancı sermayenin

Türkiye’ye yatırım yapmasının özendirilmesi

yönünde. Bu yolla katma değerin bir kısmının

ülke içinde kalması ve özellikle küresel dalga-

lanmalara nispeten dayanıklı istikrarlı bir fi ya-

tın ortaya çıkması. Sektördeki bir diğer çözüm

önerisi ise yerli üretimin desteklenmesi için

yatırım teşviki yanında, başta PETKİM olmak

üzere Türkiye’de üretim yapacak fi rmalara iş-

letme döneminde de teşvik uygulanması.

Sektörün geleceği: Yenilikçilik ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş

Plastik sektörü, bugüne kadar AR-GE ve

yenilikçilik süreçlerinin hemen hemen dışında

kaldı. KOBİ’lere yönelik KOSGEB ve TÜBİTAK

programları dışında genel AR-GE teşvikleri

sektör açısından amacına ulaşamıyor. Genel

teşvikler için getirilen, AR-GE merkezlerinde

en az 50 kişinin çalıştırılması şartı KOBİ’ler

açısından karşılanması neredeyse imkansız

bir koşul. Çevre ülkelerde pazarlara girişte

yerel rekabetle karşılaşmama, en az üretim

kadar önemli olan nakliyat giderleri nedeniyle

Türkiye’yi büyük üretici olarak sayılabilecek

ğin temel parametreleri arasında gösteriliyor.

Sektörde irili-ufaklı 14 bin fi rmanın olduğu

tahmin ediliyor. Buna karşılık, İSO tarafından

açıklanan ilk 500 fi rmada 18, ikinci 500 fi rma

sıralamasında ise 26 plastik sektör temsilcisi

bulunuyor. Avrupa’da büyüklük baz alındığın-

da üçüncü büyük plastik sektörüne sahip olan

Türkiye için bu rakamlar oldukça düşük. Şirket-

lerin yeterince büyük olmaması, üstelik hem

doğal, hem de başta ikinci el makine ithalatı

olmak üzere uygulama kaynaklı ilk yatırım ma-

liyetindeki düşüklük nedeniyle sektöre girişler

artıyor. Plastik sektöründeki kapasite kullanım

oranının yüzde 72.1 ile ülke genelinin 2 puan

altında kalması, sektörün potansiyelinin altın-

da üretim yaptığı tezini doğruluyor.

Sektör temsilcileri bu konuda yeni bir

yaklaşım belirlenmesi gerektiği görüşünde.

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, sektörel

sivil toplum örgütlerinin ağırlıklı olacağı bir sü-

reç oluşturulmasını öneriyor. Semerci’ye göre,

sektöre girişlerde izin ve ruhsat süreçlerinde

sektörün görüşlerinin alınması ve gerekirse

izin verilmemesine yönelik bir mekanizmanın

ortaya konulması için temel çerçeve oluştu-

rulmalı.

Sektörün yapısal sorunu: Hammadde

Türkiye plastik sektörünün önündeki

en önemli sorunlarından birini yüksek ithalat

bağımlılığına bağlı olarak istikrarlı hammadde

tedariği oluşturuyor. Sektörün yüzde 80-90

aralığında seyreden hammaddede dışa ba-

ğımlılığı, aynı zamanda maliyetleri kontrol

etmekte zorlanması anlamına geliyor. Sek-

tör, gerek kur, gerekse küresel piyasalardaki

dalgalanmalardan kontrol edemediği biçimde

etkileniyor. Sürdürülebilirlik açısından istik-

1000 TON2011 2012 % Artış

Üretim 853 842 -1,3

İthalat 5.218 5.603 7,4

İhracat 492 579 17,6

Yurtiçi Tüketim 5.579 5.866 5,1

Dış Ticaret Açığı / Fazlası -4.726 -5.024

İhracat / Üretim ( % ) 58 69

İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 94 96

İhracat / İthalat ( % ) 9 10

TÜRKİYE PLASTİK HAMMADDE ARZ-TALEP DENGESİ

Page 68: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

66

GÜNDEM

Uzakdoğu ülkelerinden rekabette korudu.

Ancak sektör yetkililerine göre bu rekabet

koşulları değişiyor. Türkiye’nin geleneksel

pazarı arasında yer alan ülkelerde de düşük

katma değerli ürünlere yönelik yatırımlar hızla

devreye alınıyor.

Sektör yetkilileri, AR-GE süreçleri ve ye-

nilikçi ürünlerin sektörün en önemli dinamiği

olduğu görüşünde. Sadece yerli olarak bu tek-

nolojilere ve know-how’lara sahip olmak değil,

yüksek katma değerli ürünlerin ağırlık kazana-

cağı bir sektör yapılanması öneriliyor. Sektö-

rün 2012 sonu itibariyle ihracat birim fi yatı, kg

başına 2.951 Dolar olarak hesaplanıyor. Buna

karşılık, ithal ürün birim fi yatı ise 5.242 Dolar

olarak belirlendi. Türkiye plastik sektörünün

yüksek katma değerli ürünlerde ihracat hedefi

bir yana, henüz iç pazara da tam hakim olma-

dığı gözleniyor.

Sektör temsilcileri bu konuda yeni bir

sürecin başlatılması görüşünde. Sadece gele-

neksel plastik ürünlerde değil, kompozit baş-

ta olmak üzere yeni polimer teknolojilerinin

ve ürünlerin de kazanılması yönünde. Başta

otomotiv olmak üzere, havacılık, savunma

sanayii, elektrik-elektronik sektörlerinde kü-

melenmeye dayalı bir yapılanma öneriliyor. Bu

konuda mevcut teknoloji ve know-how kaza-

nımı yanında, AR-GE ile kendi yetkinliklerinin

de artırılması gerektiği belirtiliyor.

Yüksek katma değerli ürünlere geçiş ve

AR-GE süreçlerinin işletilmesinde bir diğer

gereklilik ise polimer-plastik teknolojilerinin

ikame gücünün bütün dünya tarafından kabul

görmesi. Doğal kaynakların azalması nedeniy-

le, ucuz olması, istenildiği kadar çoğaltılabil-

mesi, yüksek geri dönüşüm imkanı nedeniyle

plastik ve diğer polimer ürünler hemen hemen

bütün sanayi ürünlerine yönelik araştırmalara

konu ediliyor.

Sektör sürdürülebilirliği için kamuoyu desteği

Sektörün sürdürülebilir gelişmeye ulaş-

ması için yönetilmesi gereken bir diğer alan da

kamuoyu algısı olarak ortaya çıkıyor. Son dö-

nemde bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de

de sağlık açısından plastik ürünler hakkında

olumsuz bir algı hakim duruma geldi. Ancak,

üretim süreçlerinde en çevreci ürün olarak

ortaya çıkan plastiğin, tüketim sonrası vahşi

depolama nedeniyle çevreyi en fazla kirleten

ürün olarak algılanması, standart dışı üretim-

ler nedeniyle sağlık konusunda eleştirilmesi

sektörün gelişmesi önündeki engellerden biri

olarak ortaya çıkıyor. Oysa, başta Avrupa Bir-

liği olmak üzere ekonomi yönetimlerinin ta-

mamı gıda ve diğer sağlık ürünlerinde plastiği

teşvik ediyor.

İmalat sanayiinin baş belası: Kayıt dışılık

Türkiye kayıt dışı ekonomisinin boyu-

tu, son çalışmalarda yüzde 33 olarak ölçüldü.

Maliye Bakanlığı’nın Viyana Üniversitesi’ne

yaptırdığı araştırmada bu sonuca ulaşıldı. An-

cak, imalat sanayiine yönelik özel bir ölçüm

yapılmadı. Hizmetler ve tarım sektörleri dahil

ölçülen kayıt dışı ekonomi boyutunda kimi he-

saplar yüzde 45’lere kadar çıkıyor.

İmalat sanayiine yönelik tek veri, Dün-

ya Bankası tarafından yapılan araştırma.

Türkiye’de fi rmaların yüzde 30’u, “kayıt dışı ça-

lışan işletmeler nedeniyle haksız rekabete uğ-

radığını” belirtiyor. İlk akla gelen sonuç, “kayıtlı

çalışan fi rmaların şikayetçi olduğu varsayımı

altında” kayıt dışılığın imalat sanayiinde de çok

ciddi boyutlara ulaştığı.

Plastik sektörü açısından ise kayıt dışı

üretim ile birlikte standart dışı üretim ciddi bir

sürdürülebilirlik tehdidi olarak ortaya çıkıyor.

Page 69: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

67

GÜNDEM

Kayıt dışı kalmak şirketleri birkaç yönden

geri bırakıyor. İlk etapta işletmeler para kaza-

nıyor görünse de yatırımlarını ve pazarlama

faaliyetlerinin tamamını özkaynakla fi nanse

etmek zorunda kaldıkları için teknolojik ve

pazar gelişmelerinin tamamının dışında kalı-

yorlar. Bu da işletme sahiplerini yatırım yerine,

gelire öncelik vermeye dolayısıyla işletmenin

büyüyememesi sorununu doğuruyor. Şirket-

ler, fi nans kuruluşlarının risk iştahı olduğu

dönemde fi nansman sağlayabiliyor. Ancak bu-

rada da Türkiye’nin klasik “teminat sorunu” or-

taya çıkıyor. Şirketler, teminat gösterebilmek

için gayrimenkul alımlarına, dolayısıyla yatırı-

ma yönlendirilebilecek kaynakların atıl kalma-

sına veya daha yüksek faiz yükü üstlenmeye

yönlendiriyor. Kalkınma Bakanlığı tarafından

yayınlanan bir uzmanlık tezinde, bankacılık

sektörü için uygulamaya giren ve bugünlerde

3. Kademe katılaştırma önlemleri tartışılan

Basel II sürecine yönelik “Basel II sisteminde

KOBİ’lerin yüksek bir derecelendirme notuna

sahip olmasında, kurumsal yönetişim ilkelerini

benimsemeleri, kayıt dışı faaliyetlerinin olma-

ması, güçlü bir mali yapıya sahip olmaları ile

bankalarca ve derecelendirme kuruluşlarınca

talep edilen verileri zamanında ve doğru bir

şekilde temin edebilmeleri gibi faktörler belir-

leyici olacaktır.” görüşü vurgulanıyor.

Sektöre yönelik kapsamlı bir dış ticaret stratejisi

Plastik sanayiine yönelik olarak kapsamlı

bir dış ticaret stratejisi de beklentiler arasında.

Sektörün mevcut ihracat pazarlarını koruması

yanında, gelişimini sürdürebilmesi için yüksek

katma değerli ürünlere geçiş süreciyle birlikte

etkili bir dış ticaret stratejisinin de uygulan-

ması gerekiyor. Türkiye’nin mevcut sanayi-

leşme stratejisi dış ticaretten bağımsız olarak

ortaya konuldu. Son dönemde teşvik sistemi-

nin içine alınan yüksek dış ticaret açığına-cari

açığa yol açan ürünlerde yerli üretimi artırma

amaçlı stratejik ürünler bölümü bir miktar bu

yaklaşımı içerse de temel amacı dış ticaret açı-

ğını düşürme olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye’nin gelecek dönemde ürün sat-

tığı ülkelerde yarı mamul ve mamul üretimi ile

karşılaşmasıyla ortaya çıkacak süreci yönet-

mesi gerekiyor. Sektör önerileri bu çerçevede,

teknolojik yoğunluğu yüksek ürünlere teşvik

verilmesinde hemfi kir. Sektörün bu alandaki

diğer önerisi ise küresel ölçekte yüksek büyü-

me projeksiyonuna sahip ürünlerin ön plana

çıkartılması. Elektronik cihazlar, havacılık, sa-

vunma sanayindeki ileri teknoloji ürünler ilk

akla gelen sektörler olarak ortaya çıkıyor.

Eğitim ve uluslararası regülâsyonlar

Plastik sanayii, imalat sanayii sorunları

içinde bulunan yetişmiş eleman konusunda da

sıkıntıyı yaşıyor. Gelecek dönemde yetenekli

ara elamanlar kadar, yetenekli mühendisler

ile işletmeci ve ekonomistler de sektör açısın-

dan kritik unsurlar olarak ortaya çıkıyor. Birçok

ülke polimer-plastik teknolojilerine odaklan-

mış lisans ya da lisans üstü eğitim kurumlarına

Son dönemde özellikle çocuklara yönelik sağ-

lıksız olduğu tespit edilerek toplatılan ürünle-

rin (her ne kadar büyük çoğunluğu ithal olsa

da) plastik olması sektöre yönelik olumsuz

algıyı güçlendiriyor. Üstelik kayıt dışı üretim

sektörün “büyüyememesine neden olan un-

surların” başında geliyor.

Aslında, işletmeleri kayıt dışı kaldığı için

“para kaybettiğine” inandırmak oldukça güç.

Bu konuda ekonomik analiz, TÜSİAD, Merkez

Bankası ve Dünya Bankası-Hazine Müsteşar-

lığı tarafından yayınlanmış durumda. Yapılan

bütün analizlerde Türkiye’deki kayıt dışılığın

işletmelerin önündeki en önemli engel olduğu

ortaya çıkmış durumda.

Page 70: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

68

GÜNDEM

-Sürdürülebilirlik ve sosyal-ekonomik yapı

Türkiye, yatırım ortamının iyileştirilmesi için geniş kapsamlı bir program yürütüyor.

Bunun sonucunda küresel rekabet gücü sıralamasında (Dünya Ekonomik Forumu rapo-

ru) son dönemde sürekli iyileşme sağladı. 2010’da 61. sırada olan Türkiye, 2012-2013

raporunda 43. sıraya yükseldi. Ancak yine de kurumsal yapılanma, sağlık, ortaöğretim,

yüksek öğretim ve iş başında eğitimde ortalama seviyelerde olduğu görüldü. Bunlar

arasında işgücü piyasalarının etkin ve verimliliğini içeren bölümde ise 144 ülke arasında

124. sırada bulunuyor. Türkiye, küresel rekabet gücü sıralamasında, altyapıda 51., sağ-

lık ve ilköğretimde 63., yüksek öğretim ve işbaşı eğitimde 74., emtia-mal piyasalarının

etkinliğinde 38., pazar büyüklüğünde 15., inovasyonda 55., işgücü piyasalarında 124.,

makroekonomik ortamda 55., mali piyasaların gelişmişliğinde 44. sırada yer alıyor.

Buna rağmen Türkiye’nin pazar büyüklüğü, genç nüfusu ve hızla gelişen sosyo-

ekonomik yapısı ülkeyi cazip hale getiriyor. İnsani gelişmişlik endeksine göre ise Türkiye

aslında pek iyi durumda değil. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programına İnsani Gelişme

Endeksi’nde 187 ülke arasında 90. sırada bulunuyor. Kendi ülke grubumuzdaki 47 ülke-

nin de 42. sırasında yer alıyoruz. Başta eğitim olmak üzere gelecek kısa vadede, hatta

sadece eğitim alanında orta vadede durumumuzu iyileştirmemiz zor görünüyor. Oysa,

gelecek dönem için Türkiye’nin sıçrama yapmasında en fazla güvendiği unsur genç nesli

durumunda.

Mevcut durumda “geriden koşmamıza rağmen” gelecek döneme yönelik politik bazı

avantajlar bulunuyor. Türkiye’nin bölgesinde her ne kadar istenen seviyede olmasa ya

da kırılgan olsa da, güçlü bir olumlu algıya doğru ilerlemesi, yine kırılgan olsa da çok ağır

sorunları demokrasi içinde çözmede umut vaat etmesi politik istikrar açısından önem ta-

şıyan unsurlar olarak görülüyor. Ancak politik yapının hala kırılgan olması da makroeko-

nomik kamu dengelerinin kırılganlığına yol açıyor.

Türkiye’nin gelecek döneme ilişkin değerlendirmesi gereken yeni ve az tartışılan

unsurların başında ise doğal kaynakların kullanımı geliyor. Sadece enerji için değil, başta

gıda ve yaşam kalitesi olmak üzere hava ve suyun kullanımı da özellikle imalat sanayiinin

gelişmesinde önemli unsurlar arasında yer alıyor. Enerjide son dönemde hidroelektrik,

güneş ve rüzgar kaynaklarının kullanılmaya başlaması, nükleer santral yatırımları yanın-

da yerli kömür kaynaklarının kullanımı için yeni bir model önerilerek termik santral ve

kömür sahalarının birlikte teşvikli olarak özel sektörün kullanımına açılması doğal kay-

nak kullanımında yeni bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Ancak, enerjide hala dışa bağımlı

olmamız ve bu faturanın giderek kabaracağının bilinmesi bu alandaki kırılganlığı artırıyor.

sahip durumda ancak Türkiye’de meslek yük-

sek okulu seviyesinde ara eleman açığı dahi

henüz kapatılmış değil. Sektörde şu ana kadar

da teknokentlere yatırım yapmış, kendi AR-GE

birimini kurmuş ve üniversite-sanayi işbirliği

içinde yatırım yapmış şirket sayısı sınırlı.

Sektörün gelecek dönemde uyum sağ-

laması gereken en önemli unsurlardan biri de

uluslararası regülasyonlar olarak görünüyor.

Başta REACH olmak üzere Avrupa Birliği ve

sektörün diğer güçlü ülkelerinin kendi pazarla-

rını da korumayı amaçlayan regülâsyonlarına

uyum sektörün en öncelikli sürdürülebilirlik

unsurlarından biri olarak gösteriliyor.

Sektör, ani karar değişikliklerinin etkisi altında

Bütün iş dünyası gibi, plastik sektörü-

nün de sürdürülebilirliğinde politik istikrar en

öncelikli konular arasında. Ülkenin siyasi ola-

rak istikrarlı dönemlerinde plastik sektörü de

önemli ivme kazandı ve genel ülke büyümesi-

nin üzerinde seyretti.

Ancak, sektör politik-ekonomik istikrar-

dan ani karar değişiklikleri nedeniyle yeterince

faydalanamadı. Bunlardan ilk akla gelen olgu,

sektörün yüksek katma değerli ürünlere geçi-

şe ihtiyacı olduğu ve kendine özgü düşük kar

marjlı ürünlerde rekabet gücünü korumak için

sürekli yenileme yatırımları yapması gereken

ortamda sektör yatırımlarının teşvik dışında

kalmasıyla ortaya çıktı.

Sektörün bölgesel-sektörel teşvik kapsa-

mından çıkmasının ardından tek alternatif 6.

bölgede yapılacak yatırımlarla organize sanayi

bölgeleri olarak ortaya çıktı. Ancak 6. bölgede-

ki pazarın küçüklüğü, yüksek nakliyat giderleri

nedeniyle 6. bölgede üretim yapılsa dahi diğer

pazarlara ulaştırmada teşvik avantajının or-

tadan kalkması, organize sanayi bölgelerinde

arsa fi yatlarının plastik sektöründe yatırımı

uygun maliyetli kılacak bedelden daha yüksek

olması sektörü zorladı. Ancak son dönemde

plastik sanayicileri özellikle arsa maliyetlerini

aşağı çekebilecek OSB girişimlerinde buluna-

bildiler.

Sektörün ani karar değişikliklerine yöne-

lik sorunlarından biri de hammaddede ortaya

çıktı. Belirli ülke gruplarına yönelik sektör ile is-

tişare edilmeden alınan hammaddeye ek vergi

uygulaması sektöre yıllık 300 milyon Doların

üzerinde ek yük getirdi.

Sürdürülebilirlik açısından son dönem-

de yaşanan karar süreçlerinde istikrarsızlık,

sektörün karar vericilere yeterince ulaşama-

dığı sonucunu da akla getirdi. Kimya sektörü

içinde ele alınan plastik-kauçuk sektörünün

TOBB nezdinde bağımsız bir meclis olarak ör-

gütlenmesi, oda ve borsalarda daha ağırlıklı ve

etkin temsili için girişimlere başlandı. Ayrıca,

sektörün karar verici organlara doğrudan lobi

faaliyetleri konusunda ihtiyaç da yoğunlaştı.

Kaynaklar: Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi Krizden Özel Sektör Öncülüğünde Büyümeye (Dünya Ban-

kası Mayıs 2010 Rapor No: 54123-TR)

Türkiye’de büyümenin kısıtları: Bir önceliklendirme çalışması (Yayın no: TÜSİAD-T/2011/11/519)

Türkiye’de KOBİ’lerin banka kredilerine erişimi Aycan Yüksel Uzmanlık Tezi Haziran 2011 (DPT yayın no: 2825)

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele stratejisi eylem planı (2011-2013)

Page 71: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

69

Page 72: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

70

GÖRÜŞ

Özay ŞendirKonuk Gazeteci Yazar

Patatesin hikayesini bilir misiniz?

Patates Güney Amerika’dan, Peru’dan, sömürgeciler tarafından Avrupa’ya getirilmiştir.

İspanya Kralı’ndan Papa’ya, Papa’dan diğer krallara gönderilmiş, kısa sürede yayılmış ve sevilmiştir.

Hikaye buraya kadar iyi de sonrası tatsız.

O dönem Avrupa’da hızla yayılan cüzzam salgını insanların yüzünde yumrular oluşturunca biri-

leri bunu patatesin üzerindeki yumrulara benzetmiş ve ardından patates neredeyse lanetli hale

gelmiştir.

Bu büyük nankörlüğe rağmen patates insanlara küsmemiştir.

İrlanda’da yaşanan patates kıtlığı sırasında Osmanlı İmparatorluğu başta olmak üzere dünyanın

çeşitli yerlerinden ülkeye patates yardımı yapılmıştır.

***

Modern çağın çevre bilinci insanları plastik düşmanı yaptı.

Haksız bir düşmanlık değil bu.

Bir miting ya da piknik alanından el ayak çekildikten sonra geride kalan plastik denizi bakması

kötü bir manzara.

Patates ile plastiğin yolları işte tam bu noktada kesişiyor.

Patates insanları çok ucuza doyurmasına rağmen boş yere lanetlendi ya, plastiğin başına gelen-

ler de buna benziyor.

Çöpü, plastik denizini bırakan insan kendisini suçlamak yerine tüm kabahati plastiğe kesiyor...

***

Plastik olmasaydı tek kullanımlık şırıngalar olmayacaktı mesela...

Hadi onu geçtim bir kalem, plastik en çok çevrecilerin hoşuna giden işlere yarıyor.

Mesela, uçaklar ya da arabalar plastik malzemeler kullanıldığı için daha hafi f, daha az yakıt tüketi-

yor ve bu sayede daha az karbon salınımı oluyor...

Mesela rüzgardan elektrik elde etmek için kurulan rüzgar tribünlerinde de plastik kullanılıyor.

Hadi bunları geçelim bir kalem, yerin altında görmediğimiz su boruları var ya, onları plastik olan-

larla boş yere değiştirmiyor ilgili kurumlar.

Örnekleri çoğaltmak tereciye tere satmak olacak, sonuca geleyim...

***

İçinde bulunduğumuz çağda sadece yapmak yetmiyor, bir de anlatmak gerekiyor.

Özel olarak araştırmayan insandan plastiğin faydalarını bilmesini beklemek büyük hata.

Doğrusunu isterseniz, plastik sektörü şu kadar ihracat yaptı, ekonomiye bu kadar katkı sağladı

haberleri de sokaktaki insanı hiç alakadar etmiyor.

Bu ülkenin bir vatandaşı olarak plastik sayesinde kaç ağacın kesilmekten kurtulduğunu ya da kar-

bon salınımının ne kadar azaldığını duymak bilmek istiyorum.

Patatesin aklanması çok uzun zaman almıştı, eğer sektör kendisini doğru anlatamaz, plastiğin

hayatımıza kattıklarını insanlara öğretmezse, aklanması patatesten çok daha uzun zaman ala-

caktır...

Plastik ve Patates...

Page 73: PLASFEDDERGİ Sayı 3

Ayrıntılı bilgi için: Düsseldorf Fuarları Türkiye

Temsilciligi tezulas fuar danısmanlık hizmetleri ltd. sti.

Bagdat Cad. 181/6

34730 Çiftehavuzlar – Kadıköy/Istanbul

Tel. +90 (216)385 66 33 _ Fax +90 (216)385 74 00

[email protected]

www.tezulas-fuar.com k-online.de

Dünya çagında en önemli is ve iletisim platformunuzu merakla bekleyin. 50’den fazla ülkeden yaklasık

3.000 katılımcı size 168.000 m² net sergi alanı üzerinde makine ve donanım, hammadde ve yardımcı maddeler, yarı

mamüller, teknik parçalar ve kuvvetlendirilmis plastik ürünler konularında yenilikleri, kalıcı çözümleri ve hayal

ötesi konseptleri tanıtacak. Simdiden fuar ziyaretinizi planlayın. Sizi K 2013’e bekliyoruz!

BIR NUMARALI DÜNYA GALASI:K 2013

Plastik ve kauçuk sektörleri için dünyanın 1 numaralı uluslararası fuarı

Page 74: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

72

BAŞARI ÖYKÜSÜ

Serdar Plastik Genel Müdür Yardımcısı Koray Tütek:

Birbirini tamamlayan sektörlerin bir araya gelmesi gerekiyor

-Sayın Tütek, yüksek katma değerli ürünlere geçiş konusunda sektörün tar-tışma süreci hızlandı. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aslında bu konuda fi kir birliği sağlandı di-

yebiliriz. En basitinden bir örnek vereyim, ya-

kın zamanda 3D scanner alıyoruz. Değeri 150

bin Avro’yu buluyor ve orta boy büyüklükte bir

kutuya sığıyor. Bir tır dolusu ürün satıyoruz ve

değeri 30 bin Avro. Sanırım burada tartışacak

bir durum yok. Elbette bu konuda en öncelikli

konu Ar-Ge ile yeni ürünler geliştirmek, daha

sofi stike ürünleri üretebilmek ve bunların üre-

tim bilgilerine sahip olmak.

-Araştırma-Geliştirme konusunda her ne kadar desteklense de yatırımlar ve sü-reçler çok pahalı..

Evet ancak sağlanan fayda da önemli.

Süreçlerin ve yatırımların pahalı olması ne-

deniyle bütün dünyada olduğu gibi üniversi-

teler ile birlikte hareket edilmesi önemli bir

çözüm aracı. Sadece bu değil, TÜBİTAK ciddi

Türkiye’nin “uzayda ürünü bulunan” plastik fi rmalarından biri olan ve özgün tasarım ürünleriyle dikka-

ti çeken Serdar Plastik’in Genel Müdür Yardımcısı Koray Tütek, plastik sektöründe katma değerli ürünlere

geçişin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tütek, savunma sanayii, elektronik cihazlar gibi yeni ve yüksek kat-

ma değerli alanlara geçiş için yeni bir yol haritasının belirlenmesi gerektiğini, burada da birbirini tamamla-

yan sektörlerin bir araya gelmesinin önemli olduğunu belirtti. Büyük fi rmaların ürün tasarımları ve ürünler

üzerindeki sahiplikler konusunda daha cömert bir tavır sergilemesi gerektiğini vurgularken, fi rmaların da

bu ürünleri tasarlayıp müşteriye sunma konusunda “verimlilik esaslı” bir yaklaşım benimsemesi gerektiği-

ni kaydetti. Tütek, “Ar-Ge ile geliştirilen ürün müşteri için ucuz, üretici için karlı olmalı. Yeni ürüne yönelik

ar-ge faaliyeti yürütürken, bunu yerine getirmek gerekir” diye konuştu. Koray Tütek, Ar-Ge konusundaki

deneyimlerine ve sektörün gelişmesi için gerekli unsurlara yönelik PLASFEDDERGİ’nin sorularını yanıtladı.

Page 75: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

73

BAŞARI ÖYKÜSÜ

destekler veriyor, son dönemde AB fonları

kaynaklı programlar katkı sağlıyor. Bizim hem

üniversitelerle hem de 7. Çerçeve programı

(AB) kapsamında yürüttüğümüz işler var. Bir

de mutlaka her yatırımın yapılması gerekmi-

yor. Yönlendirici ve bilgi sağlayıcı kurumlar

önemli. Mesela bir test yapmanız gerekiyor,

bu testi yapabilecek bilim insanı ve ekipmana

sahip bir üniversite var. Size “şurada yaptıra-

bilirsiniz” diye bilgi verilmeli. Yani bir envanter

olmalı. Bunun da yavaş yavaş yerine geldiğini

görüyoruz.

“Serdar Plastik plastik esaslı mıknatıs geliştirdi”

-Sektörün düşük kar marjı sorununa bir çözüm olabilecek midir sizce?

Ticarette ne kadar az risk, o kadar düşük

kar demektir. Bakın bir örnek vereyim. Uzun

süredir üzerinde çalıştığımız bir proje var.

Plastik esaslı mıknatısı gerçekleştirdik. Kulla-

nım alanları önümüzdeki dönemde çok daha

artacaktır, şu anda belirli özellikli alanlarda

kullanılan bir ürün. Öyle bir ürün ki, tasarımın-

da plastik parçalara yakın bir özgürlüğünüz var

ve istediğiniz kadar kutupu, parçanın istedi-

ğiniz yerine yerleştirebiliyorsunuz, alterna-

tif mıknatıslara göre çok uzun ömürlü, ısıyla

manyetik gücünde değişkenlik göstermiyor,

korozyona uğramıyor ve sudan etkilenmiyor.

Dünyada çok az örneği var bu ürünün. Pa-

tent başvurusu dahi yapmadık çünkü patent

başvurusunda bazı kritik bilgileri açıklamanız

gerekiyor.

Ar-Ge’nin doğasında olduğu gibi 10 taş

atarsınız ve 1 taşınız hedefi ni bulur, o ürün de

size hem motivasyon hem de karlılık olarak bü-

yük avantajlar sağlar.

Pazarda yer bulmuş bir başka üründen

söz edeyim, plastik yatak yayları geliştirdik ve

pazarda kullanıma sunduk. Geliştirme süreci 3

yıl sürmüştü. Bu ürün bağlamında, 100 birim

harcama yaptıysak, bize getirisi 10 yılda 300

birim olacak diyebiliriz. Ancak burada önem-

li husus, bu ürünü kullananlar muadillerine

göre daha ucuz bir ürüne kavuşmuş oldu. Esas

önemli unsur burasıdır.

Net biçimde söylemek lazım, teknik do-

kümanı alıp, ürün verirseniz, bu üreticilikte

kar marjı tek basamaklıdır. Sizin geliştirdiğiniz,

üretim bilgisine sahip olduğunuz bir ürününüz

varsa kar marjı çift basamaklı hale gelir. Müş-

teri de ucuz ürün almış olur.

-Bu konuyu biraz açar mısınız, Ar-Ge pahalı bir süreç ama müşteri için ucuz so-nuç doğurması gerekiyor?

Yüksek teknolojiyi hangi amaçla kullandı-

ğınız önemlidir. Her ileri teknoloji ucuz sonuç

doğurmayabilir. Yüksek teknolojiyi verimli-

lik için kullanırsanız, yani siz ucuza mal edip

müşterinize daha ucuza satarsanız başarı

çok daha yüksek seviyeye gelecektir. Bir ürü-

nümüzden örnek vereyim. Taşıt araçları için

özellikli far üretiyoruz. Bizim sahip olduğu-

muz bir teknoloji var, çeşitli tip plastikleri aynı

platformda birleştirebiliyoruz. Bu özel farların

yerleştirildiği kılıfl arın yalıtımı için 3-4 parçalı

bir çözüm kullanılıyordu. Biz bunu tek bir kılıfta

farklı plastik türleri kullanarak ortadan kaldır-

dık. Yeni bir tasarım ortaya koyduk ve ürünü-

müzü Hindistan dâhil birçok ülkeye satıyoruz.

Üstün bir ürün oldu ve kullanıcı için daha ucuz

ve teknik özellikleri daha iyi bir çözüm.

Burada önemli unsur, ürünün bütün bilgi-

lerine sahip olma özelliğidir. Tasarım yeteneği

tek başına çözüm olamıyor. O ürünün, bütün

safh alarını bilmeniz çok önemli. Biz 74’ten bu

yana bu türden ürünler üretiyoruz. Daha önce

müşteri tasarımı yapıp getiriyor biz de üreti-

yorduk. Ama daha sonra, 1999’dan itibaren

biz tasarım yapıp, iyileştirip müşteriye götü-

rüyoruz, onlara uygun tasarımları burada ya-

pıyoruz. Böyle olunca da onlar yeni teknolojiler

kullanarak daha ucuz ürün sağlamış oluyor, biz

de yüksek kar marjlı yeni ürünlere geçmiş olu-

yoruz. Ar-Ge ile ulaştığınız ürünün, teknolojik

olarak üstün, müşteri için ucuz, fi rma için yük-

sek kar sağlaması lazım.

-Peki, genel olarak bu değişim süre-cindeki zorluklar nelerdir, ne konuda ek-siğiz?

En büyük sıkıntımız, üretim teknolojile-

rinin tamamının elimizde olmaması. Yeni bir

ürünü üretmek, yapmak istiyorsanız tasarla-

manız gerekli ama o ürünün safh alarına hakim

olacaksınız ki yaptığınız yeni ürün alternatif

olsun, daha önce bahsettiğim gibi üretici için

karlı, kullanıcı için ucuz olsun.. Plastik bazlı

komponentlerde bu bağlamda zayıfız, know-

how henüz yok. Bilgi dokümanları alınarak

yapılan bir üretimde her türlü bilgi size veril-

miyor. Siz kendiniz üretmeye kalktığınızda ta-

sarım ve test süreçlerini işletmeniz gerekiyor

ancak o bilgiler dahi verilmiyor. Üretim kalitesi

olarak plastik sanayicilerimizin çoğu ve bizim

için, “ürettiğimiz ürünlerimiz herhangi bir ra-

kipten ya daha iyidir, en kötü ihtimalde aynı

seviyededir” diyebiliriz ama bunun yetmediği

açık.

-Kümelenme de bu alanda bir yakla-şım olarak ortaya çıktı?

Evet, kümelenmeye yönelik olarak çeşitli

umut verici girişimler var. Birbirini tamamla-

yan sektörlerin bir araya geldiği bir yapı iste-

nilmeli. Bazı alanlarda aynı işi yapan fi rmaları

yan yana getirmek gibi bir girişim var.

Page 76: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

74

-Sayın Tütek, genel olarak sektöre bakarsak, yüksek katma değerli alanlara geçiş ve ar-ge yanında hangi sorun alanla-rından söz edebiliriz?

Hammadde önemli bir unsur. Mesela biz

çok yüksek teknolojili hammadde kullanıyoruz,

bazılarının üreticisi birkaç ülke. Her üründe

değil elbette, fi zibilitesine bakarak hammad-

de sorunumuzu çözmemiz, sağlıklı ve istikrarlı

bir hammadde temini sağlamamız gerekiyor.

Eğitimli ve yetişmiş eleman sorunu önemli bir

unsur. Sadece ara eleman değil, mühendis,

yönetici, destek elemanları hepsinde ihtiyaç

var. Enerji maliyetlerimiz hala çok yüksek. İş-

gücü üzerindeki yükler de çok yüksek.

Firmalarımızın büyümesi, istikrarlı bir

gelire kavuşması önemli bir unsur. Burada da

genel olarak endüstride birbirini tamamlayan

sektörlerin bir araya gelmesi lazım. Mese-

la elektronik aletleri düşünün. Bu aletlerde,

plastik, elektronik devreler-kartlar ve yazılım

var. Kritik nokta bu: Bizim elektronik cihazla-

rı üreten fi rmalarla bir arada olmanın yolunu

bulmamız lazım.

Her şeyden önce hepimizin zihniyetinde

değişim gerekiyor. Bizim Ar-Ge yatırımı yap-

maya, ürün geliştirmeye başlamamız gereki-

yor, büyük fi rmalarımızın da “her şeyin sahibi

ben olayım” anlayışından vazgeçmesi gereki-

yor. 2011 yılında BMW ile görüşürken, üretim

yetenekleri açısından bir ürün gönderdiler ve

bunu yapabilir misiniz? diye sordular. Biz de

yaptık. Sonra üretmek istedik ancak başka

bir fi rmanın tasarımı olduğunu, onların ürünü

olduğunu belirttiler. Yani BMW, bir başka fi r-

manın ürününü kullanmakta sakınca görmü-

yor. Oysa bizde büyük bir fi rma herhangi bir

üründe bütün bilginin ve hakların kendisine

ait olmasını ister. Avrupa’da büyük üreticile-

rin alt komponentlerin tasarımı ile hemen hiç

uğraşmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, o alt kom-

ponent üreticisi 50 yıldır o fi rmaya iş yapıyor,

bütün süreçlere de hâkim olmuş.

-Ankara son dönemde teknolojik ürünlerle biraz öne çıktı. Elbette, savun-ma sanayii konusunu da değerlendirme-nizi isteyeceğim?

Endüstrinin genel eğiliminin Ankara için

de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. İstanbul ar-

tık fi nans ve hizmetlere doğru kayıyor. Ankara

ise endüstride daha yoğun bir döneme girdi. 11

OSB’ var ve Ankara’da faliyet gösteren sanayi

işletmelerinin 2/3’ü OSB’lerde . Türkiye’de-

ki Ar-Ge personelinin yüzde 77’si Ankara’da,

20 üniversite, 6 teknopark var. Bunlar büyük

avantajlar. İç pazar olarak bakarsak Türkiye’nin

hemen her yerine eşit mesafede.

Plastik açısından bakarsak, mevcut kü-

çük fi rmaların gelişmesi için büyük sanayii

kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Biz 1974’te stop

lambası üretmiş ve ihraç etmiş bir fi rmayız

ama bu işi bize veren bir büyük fi rma var. Bu

önemli bir unsur. Savunma sanayinden örnek

verelim, Ankara’da savunma sanayiinde küçük

fi rmalar ve KOBİ’ler var çünkü onlara iş veren

ASELSAN, TAİ, ROKETSAN var.

Savunma sanayiindeki faaliyetlerimizi

prestij olarak değerlendirebiliriz ancak ge-

lişmeye açık bir alan. Burada önemli unsur,

savunma sanayii çok özellikli ve doğal olarak

güvenlik nedeniyle çok katı bir sektör. Bu sek-

törün gelişimine paralel olarak Ankara cazibe

merkezlerinden biri. OSSA (OSTİM Savunma

Sanayii Kümesi) güzel bir oluşum. Tamamla-

yıcı fi rmalar orada bir araya getirilmeye çalı-

şılıyor.

Dediğim gibi çok özellikli bir alan. Mesela

bizim bir ürünümüz, TÜBİTAK tarafından inşa

edilen ve şu anda uzayda olan RASAT-2 uydu-

sunda bulunuyor. RASAT-2 bir iletişim uydusu

ve anten tutucularını biz yaptık. Benzeri bir

ürün önümüze geldiğimizde bir hayli deneyim

sahibiyiz. Diğer yandan, uzay mekiği kabini

yapmak istediğinizde iş değişiyor: Daha önce

hiç bilmediğiniz bir alan, teknolojinin herhangi

bir safh asına hâkim değilsiniz.

-Ankara denilince sivil havacılık da akla geliyor, burada da faaliyet planınız var mı?

Evet, önemli bir alan ve sivil havacılık ile

ilgili üretebileceğimiz birçok parça var. Ancak

sivil havacılığın liderlerinden bile bu konuda

gerekli desteği göremiyoruz. Şu anda bakım

için alınan birçok parçayı, ilk yatırımı karşılamak

için belli bir

süre mev-

cut alım

fiyatlarıyla

v e r e l i m ,

sonra fi yat-

ları çok ciddi

düşelim gibi

a v a n t a j l ı

t e k l i f l e r l e

gitmemize

rağmen 3-4

yıldır her-

hangi bir yol

a l a m ı y o -

ruz. Ancak,

ya teknik

özelliklerin

k o n t r o l ü -

nün yapıla-

maması ya da yerli üreticiye güvenememeleri

sebepli, yabancı ürün alma isteği ülkemizin

milli politikasına ters düşmekle beraber, ülke-

mizin cari açığının da artmasına sebep oluyor.

Ayrıca belli bir sektörde gelişme sağlayabil-

mek için o sektörde ki büyük küçük her ebatta

sanayinin gelişmesi gerekiyor, bir ürünü geliş-

tirebilmek için öncelikle o ürünleri üretmek ve

doğal olarak satabilmek lazım. Ancak Türkiye

de ki ana fi rmalar alım yapmazsa yurtdışında-

kilerin almasını beklemek çok mantıklı olmaz.

-Serdar Plastik’in 2013 hedefl erinden biraz söz eder misiniz?

Büyümemizi sürdürmek istiyoruz. Bunun

için altyapımız da sağlıklı durumda. 2013 için

yüzde 10 dolayında bir büyüme tahmini yap-

tık. SERKO grubunda 40 HP yukarısı yeni trak-

tör Avrupa (Doğu Avrupa ve Türkiye dahil) pa-

zar payımız yüzde 23’ler civarında, bunu yüzde

25’lere çıkarmayı hedefl iyoruz. En büyük he-

defl erimizden bir tanesi de SERKO markasının

Rusya ve Afrika pazar payını artırmak. Ana he-

defi miz ise SERKO’yu dünya markası yapmak.

Teknik ürünler konusunda oldukça de-

neyimli bir fi rmayız. Bosch’un tüm yardımcı

sanayileri içinde plastik sektöründe ‘Dünya-

nın En İyi Yan Sanayisi’ ödülüne sahip tek yerli

fi rma konumundayız. Beyaz eşya, otomotiv

ve ısı grubu başta olmakla beraber, uzay ve

havacılık sanayi de dahil olmak üzere yaklaşık

12 ayrı sektöre komponent üretiyoruz. Hali

hazırda Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere

5 kıtada ve yaklaşık 65 ülkedeki müşterilerimi-

ze doğrudan ya da dolaylı olarak ihracatımız

var. 2010 yılından itibaren otomotiv güvenlik

parça üretimine de başlayan fi rmamız özel-

likle test laboratuar ve plastik parçaların üre-

tim sonrası şekillendirilmesi PVD metalizas-

yon (Al, Bakır, Inox), silikon hard coating, hot

stamping, tampon baskı (çok renk, 360 dere-

ce), laser etching, serigrafi için üretim hattı

yatırımlarını da tamamladı. Firmamız, uzun

yıllardan beri ticari projelerle beraber, ulusal

ve uluslararası birçok Ar-Ge projesinin içinde

bulunuyor. Firmamızın yürütmekte olduğu Ar-

Ge projeleri sonucunda 40’a yakın patenti ve

tescili bulunuyor.

BAŞARI ÖYKÜSÜ

Page 77: PLASFEDDERGİ Sayı 3

Güllübağlar Mah. Sanayi Cad. Bağlar Sk.No:2 Pendik - İstanbul / TURKEY

Tel.: +90 216 627 01 42 - 43 - 44 pbxFax: +90 216 627 01 45

[email protected]

Welcome to world of mould...

Page 78: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

76

İNNOVASYON

Doç. Dr. Mehmet SankırTOBB ETÜ Öğretim Üyesi

Üniversite-sanayi hem de sanayiciler

Şirketlerin inovasyon üretilen ArGe ça-

lışmaları yapmalarının rekabet gücü yüksek

ürünler üretilmesi açısından önemini sanı-

yorum herkes anladı. ArGe, inovasyon, reka-

betçilik, girişimcilik, üniversite sanayi işbirliği,

sanayi ArGe konularında pek çok sayıda maka-

le, kitap, söyleşi hepimizin bir yerlerde mutlak

karşısına çıkmıştır. ArGe yapmanın ve inovatif

ürünler üretmenin önemi anlaşılsa da maa-

lesef bunu gerçekleştirebilen çok az sayıda

fi rmanın olduğunu düşünmekteyim. Mesala,

küresel ölçekte rekabet edebilen kaç tane fi r-

mamız var? Plastik sektörümüz de bu soruyu

kendine sormalıdır.

Yoğunluklu olarak sıradan poşet üreterek

ne kadar rekabetçi olunabilir? Bunun önüne

geçilebilmesi için yeni, rekabetçi, yüksek tek-

nolojili ürünler üretilmelidir. Yine ülkemizde

plastik sektöründe büyük yer tutan ambalaj

ve özellikle poşet üretimine bakacak olursak,

üretimi konusunda bazı kısıtlamalarla (kulla-

nımın yasaklanması ya da sınırlanması gibi)

karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Poşet

kullanımının sınırlanması ile ilgili pekçok kam-

panya medyada sergilenmektedir.

Bununla savaşmak yerine üreticileri pro-

aktif davranarak ArGe’sini kendi yaptığı doğa-

da (ya da özel kontrollü alanlarda) kendiliğin-

den bozunan katkı malzemeleri ya da yeniden

kazanım prosesleri geliştirmenin yolları aran-

malıdır. Maalesef bu ve benzeri ürünleri satan

fi rmalarımız hammadeleri yurt dışından temin

etmekte ve sattıkları ürünlerin kalitesinden

veya özelliklerinden emin olamamaktadırlar.

Poşet örneğinde olduğu gibi, gelişen ve

değişen ihtiyaca karşılık verebilmek inovatif

ArGe yapmakla birebir ilişkilidir. İnovatif ArGe

yapmak ise bir süreç işidir. Yeni ürünler çıkar-

mak, pazarı yönlendirmek ve rekabetçi ola-

bilmek için sürekli yapılması gerekir. İnovatif

ArGe, şirketlerin birçoğunun ortak yaklaşımı

olan “Cuma” ürünü geliştirip “Pazartesi” üreti-

me geçerek para kazanılan bir araç değildir ve

maalesef pahalı bir iştir.

Ancak, şirketlere çok ciddi rekabet gücü

sağlarlar. Şirketler inovatif ArGe sayesinde

yeni ürünler üretirler ve pazar payları artar.

Öyle olmasa Samsung Apple ile savaşabilir

miydi? ArGe nitelikli bir ekip ve alt yapı gerek-

tirir. Son yıllarda ülkemizde şirketlerin ArGe

merkezleri kurması önemli bir gelişmedir. An-

cak buralarda doktora yapmış nitelikli insan-

ların çalıştırılması önemlidir. ArGe merkezleri

birtakım teşviklerin kullanıldığı kaçak güreşi-

len mekanlar olmamalıdır.

Bunlara ek olarak, son yıllarda nanotek-

noloji ve nanobilim alanlarında katedilen yol

sayesinde yeni ve üstün özellikler gösteren

seramik, metal ve polimerler ve bunların cihaz

uygulamaları piyasada yeni bir rekabet alanı-

nın oluşmasına sebep olmuştur. Bu potansiye-

li gören ve doğru kullanmayı başaran fi rmalar

için bu büyük bir fırsat niteliğindedir. Gelişmiş

ülkelerde bilim adamları ve araştırmacılar kim-

yasal ve yapısal olarak tamamen farklı ve yeni

özelliklere sahip bu nanobileşenlerin üstün

özelliklerini sağlayan faktörleri öğrenmek ve

bu faktörleri kontrol etmek amaçlı detaylı ça-

lışmalar yapmaktadırlar.

Bu çalışmalar üretici

fi rmalar ile paralel olarak

yürütülüp, sonuçlar olgun-

laştırıldığında manyetik

olarak kayıt yapan, reaksi-

yonları normalden çok daha

hızlı katalizleyen, güneş pil-

lerinin verimini arttıran ya

da akıllı ilaç salınımı yapabi-

len gibi pekçok ileri tekno-

lojili ürün ticarişleştirilmiş

olacaktır.

Bu tür malzemeler

konvansiyonel malzeme-

lere göre çok daha paha-

lıdırlar, yani ticari olarak

değerlidirler. Ayrıca, tah-

min edileceği üzere, bu malzemeleri üretmek

oldukça zahmetli süreçler içerir. Elbette pahalı

olan şey bu malzemelerin hammadde değerle-

ri değil ArGe değerleridir. Unutmamak gerek-

lidir ki, bu tür bir inovasyonun yarattığı reka-

bet gücüne sıradan üreticilerin karşı koyması

oldukça güç olacaktır. Dolayısıyla ülkemizde

de rekabet gücü yüksek yeni ürün, süreç ve

metodların sektörler için geliştirilmesi hayati

önem arz eder.

Yukarıda bahsi geçen rekabet gücü yük-

sek ürünlerin üretilmesi için yapılması gere-

ken ArGe çalışmaları mutlak şekilde üniversi-

teler ile birlikte olmalıdır. Hepimizin arzu ettiği

ancak çok da yüksek olmayan bir verimde çalı-

şan üniversite- sanayi işbirliği sağlanmalı, ni-

telikli bilgi paylaşımı gibi gerekli mekanizmalar

kurulmalıdır. Belki de güzel başarı hikayeleri-

nin sayısının artması, daha büyük çalışmaların

önünü açacaktır.

Bunun için atılması gereken birkaç temel

adım vardır. Herşeyden önce, üniversite-sa-

nayi işbirliği hem üniversiteler hem de sanayi-

Page 79: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

77

İNNOVASYON

ciler tarafından içselleştirilmelidir. Yani temel

pratiklerin hemen oluşturulması gereklidir.

Bunun için üniversiteler tarafından oluştu-

rulan teknoloji transfer ofi sleri ya da tekno-

kentler önemlidir. Ancak, bu platformlar çe-

şitli teknolojileri ürettiren ve satan, şirketlerin

kurulmasına ya da geliştirilmesine sebep olan

yerler olmalıdır.

En önemlisi bu platformlar ArGe ticareti

yapmalıdırlar. Bu şekilde bağlı oldukları üniver-

siteleri daha etkin biçimde fonlayabilirler. Şir-

ketler geçmişte yurt dışından aldıkları lisanslar

ile faaliyetlerine devam etmektedirler. Pek azı

bu lisansların üzerine yeni teknoloji ekleyebil-

mişlerdir. İşte bu platformlar sayesinde şir-

ketlerin yeni teknolojilerle rekabetçi ürünler

üretmeleri mümkün olabilir.

Üniversite-sanayi işbirliğinde ve inovatif

ürünlerin piyasaya kazandırılması aşamala-

rında gerekli fi nansmanın elbette devlet değil

çoğunukla özel sektör tarafından karşılanması

gerekmektedir. Aksi takdirde devlet teşviği

alabilmek için göstermelik olarak kurulan ve

hiçbir ciddi ürünün çıkmadığı sanal ve yapay

ArGe merkezlerinden ötesi gerçekleşmeye-

cektir.

Pek çok gelişmiş ülke son yüz yılınının

ilk çeyreğinde ya da üçte birinde devlet tara-

fından verilen ArGe vb. destek miktarları özel

sektörden çok daha fazladır. Bu ivme ile yak-

laşık 50 yıl içerisinde makas daralarak ArGe’ye

harcanan pay özel sektör ve devlet arasında

dengeye ulaşmıştır. Son 50 yıl içerisinde ise,

özel sektörün ArGe’ye ayırdığı pay, devlet teş-

viklerinin çok önündedir. Bu ülkelerde şirket-

ler, üniversite ve/veya ArGe çalışmaları yapan

akademisyen şirketlerle ilişkiler kurarak bu tür

yerlere proje bazında fon aktarımı gerçeleşti-

rirler. Böylelikle ArGe ürünlerini geliştirmiş ve

bu kurum/kuruşların altyapı ve yetişmiş ele-

man kadrolarından da yararlanmış olurlar. Ge-

lişmiş ülkelerde devlet ya da yerel yönetimler

ancak özel sektöre belirli konularda verdiği si-

pariş usulü yapılan ArGe’lerde ciddi kaynaklar

aktarmaktadır.

Peki Türkiye’deki durum nasıldır? Son

yıllarda ArGe destekleri çeşitlendirilmiş ve be-

lirgin konularda ihtiyaca yönelik ArGe çalışma-

larını desteklemek üzere fonlamalar başlamış

olsa da, büyük ölçekli fi rmlar ile, küçük ölçek-

liler ve hatta akademisyenlerin sanayi ArGe

desteği alabilmeleri için aynı yarışa girmeleri

beklenmektedir. Büyük fi rmaların piyasa li-

deri olmaları veya lider olarak kalabilmeleri

için, zaten yapmak zorunda oldukları ve kendi

kaynakları ile rahat bir şekilde yapabilecekleri

ArGe çalışmaları için devlet teşviği talep et-

meleri ne kadar doğrudur? Bu tür bir yarıştan

ve anlayıştan şirketlerin büyümelerine imkan

sağlayacak yenilikçi fi kir ve ürünlerin çıkması

nasıl mümkün olabilir?

Üniversitelerin ekonomik büyümeye do-

layısıyla iş dünyasına ciddi katkılarının olması

mümkündür. Bu bir akademik yaşam biçimi

olarak algılanmalıdır. Eğer böyle olmasa idi

yurtdışında onlarca yıl yaşamış bilim adam-

larımız ve mühendislerimiz, çalıştıkları ortam-

lardan edindikleri iş disiplinlerini, ülkeye dön-

dükleri en çok 5 yıl içerisinde kaybetmezlerdi.

Peki aynı kişiler tekrar yurt dışına döndüklerin-

de havaalanından iner inmez eski çalışkanlık-

larına ve alışkanlıklaına birden nasıl dönerler?

Evet maalesef bu bir yaşam biçimidir. Şirketler

de üniversiteler de bu yaşam biçimini içselleş-

tirip rekabetçi ürünler üretecek şekilde evrim-

selliştirmelidirler.

Özetle, üniversiteler teknoloji merkezle-

ri, araştırma laboratuarları ile yeni rekabetçi

ürünler üretecek bilgileri, yöntem ve süreçleri

üretmeli aynı zamanda inovasyon havuzlarına

nitelikli insan gücü yetişmelidirler. Sanayiciler

ise ArGe’yi sadece devlet desteği ile yürütü-

len, kendilerinin ellerini taşın altına koymak

zorunda olmadıkları ve yeni ürünlerin akşam-

dan sabaha para kazandırabilecekleri bir ya-

pıdan çok, rekabetçi ürün üreten, üzerinde

nitelikli elemanların çalıştığı süreçler olarak

görmelidirler. Üniversiteler bu süreçte rakip

değil önceden nitelikli bilgi haklarının paylaşıl-

dığı ortaklardır.

işbirliği hem üniversiteler tarafından içselleştirilmeli

Page 80: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

78

İNNOVASYON

Poliüretanı oksijensiz ortamda çözebilen mantar keşfedildi

Ancak ortada bir sorun var ve diğer birçok

sanayi mamulünde olduğu gibi plastik atıklar

ya doğada ya da vahşi depolama alanlarında

bulunuyor. Sorunun çözümü konusunda ise

doğanın sürprizleri de bitmiyor. Yale Üniver-

sitesi araştırma grubu Amazon ormanlarında

poliüretanı oksijensiz ortamda çözebilen bir

mantar keşfetti. Elbette bu mantar özellik-

lerinden dolayı hemen kullanılabilir durumda

değil. Bilim insanları, bu türden mantarların

“oyuncak olmadığı” konusunda herkesi uyarı-

yor.

Yeni keşfedilen mantara pestalotiop-

sis-mikrospora adı verildi. En önemli özelliği

oksijensiz ortamda dahi poliüretanı çözebil-

mesi. Bu özellik hemen akla vahşi depolama

alanlarını getiriyor çünkü çöp dağlarının altın-

da oksijen yok. Bitki içinde bulunan bu mantar

türlerinden birinin daha poliüretanı çözebildiği

tahmin ediliyor. Mantarlar, poliüretanı kendi

karbon kaynağı olarak kullanıyor.

Bu mantarların diğer plastik türleriyle

ilgili nasıl bir sonuç vereceği konusunda araş-

tırmalar sürüyor. Buluş her ne kadar sevinçle

karşılansa da bilim insanları çok temkinli. Bu

keşif, doğaya terkedilen plastikler sorununu

çözmede ileriye doğru atılması gereken birçok

adımın sadece ilki olma özelliğinde.

Mantarlar kullanılarak ayrıştırma üzerine

araştırma yapan bir bilim insanı olan Penn Sta-

te Üniversitesi’nden Ming Tien “Bu mikropların

gelecekte kullanılıp kullanılamayacağı sorusu-

nıu yanıtlamanın önünde engeller var. Ancak

bu buluşlar, test tüplerinden sahaya atılan

büyük bir adımdır” görüşünü vurguladı.

Yale laboratuvarlarında çalışmalar devam

etmektedir. Yale biyokimya profesörü Scott

Strobel’e göre bir öğrenci sünger polistiren

köpüğü (EPS) biyolojik olarak ayrıştıracak bir

organizma bulmaya çalışmakta ve diğerleri

poliüretan yiyen mantara benzer daha çözüm

bulmakla ilgilenmektedir.

Her ne kadar bu araştırma gelecek vaat

etse de, geri dönüşüm yakın gelecekte kul-

lanılmış plastik ürünler için en iyi çözüm yolu

olarak durmaktadır. Bu mantarları uzun za-

mandır çöplük olarak bilinen çöp sahalarından

uzak tutmak bunu gerçekleştirmek için atılma-

sı gereken ilk adımdır.

Doğaya terk edilen-atılan ya da

vahşi depolama alanlarına atılan

plastikler hala en dikkat çekici

atıkların başında geliyor. Sularda

yüzen pet şişeler en önemli çev-

re haberlerinin önde gelen gör-

seli. Aslında bu sorunu çözmek

için çok güçlü bir araç var: Doğaya

terk etmemek, atmamak, ayrıştı-

rarak geri dönüşüm zincirine sok-

mak. Çünkü hemen hemen bütün

plastik ürünlerin geri kazanılması

mümkün ve Dünyanın hemen

her ülkesinde bu türden şirketler

atıkları topluyor.

Page 81: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

79

Dünyada, küresel ısınmaya neden olan

karbondioksit miktarı arttıkça çözümüne yö-

nelik bilimsel çalışmalar da yoğunlaştı. Bu kap-

samda yapılan çalışmalardan en ilginçlerinden

biri de karbondioksitin ayrıştırılarak karbon

elde edilmesine yönelik girişimler oldu. Kar-

bondioksit, halen metanol, salisilik asit ve üre

gibi kimyasalların üretilmesinde hammadde

olarak kullanılıyor. Yeni çalışma ise düşük ma-

liyetle karbondioksitin ayrıştırılarak, karbon

elde edilmesi ve bunun da plastik üretiminde

kullanılmasına yoğunlaştı.

Bilim insanı Karen Laird, “Green Matter”

isimli blogunda yayınladığı bir bildiri ile beş yıl-

dır üzerinde çalıştığı projesinde ilerleme sağ-

ladığını duyurdu. Yeni gelişmeyle, poliüreta-

nın (PUR) üretiminde kullanılan karbondioksit

bazlı poliolun, bu ayrıştırma işlemi kullanılarak

üretilmesine 2015 yılına kadar başlanabileceği

tahmin ediliyor. Yeni yöntem, karbondioksitin

güçlü biçimde reaktif olabilmesi için gereken

çok yüksek düzeyli enerjiyi azaltmayı hedef-

liyor.

Bayer MaterialScience ve RWTH Aac-

hen Üniversitesi işbirliği içerisinde Almanya

Aachen’de CAT Katalitik Merkezi’nde çalışma-

lar başladı. Karbondioksitin plastik için ana

madde olarak kullanılması üzere yoğunlaşan

çalışmalarda, Laird, elde edilen karbonu poliol-

lerde kullanabilmek için yeni kataliz teknolojisi

geliştirmede ilerleme sağladı.

Yapılan çalışmalar sonucunda labora-

tuvar ortamında başarılı bir sonuca ulaşıldı.

Bayer, Alman enerji üreticisi RWE Power ve

RWTH Aachen Üniversitesi’nden araştırma-

cılardan oluşan “Rüya Üretim Projesi” takımı,

Chempark Leverkusen’de Şubat 2011 tarihin-

de teknik ölçekli deneme tesisini oluşturdu.

Deneme tesisi, poliüretan esnek kö-

püğünde kulanılan poliol üretmek için Köln,

Almanya yakınlarındaki RWE kömür yakmalı

elektrik santralinden elde edilen karbondiok-

siti kullandı. Yeni köpüğün geleneksel olarak

kullanılan köpükle karşılaştırılabilir seviyede

olduğu, alev geciktirici özelliğinin ise daha iyi

seviyede olduğu ölçüldü. Ölçekli tesiste yapı-

lan denemelerle, 2015 yılına kadar ticari olarak

üretilebilir bir seviyeye gelinebileceği tahmini

yapıldı. Laird, poliüretan için sağlanan bu ba-

şarının gelecekte yeni kapılar açacağını belir-

tiyor. Bunlardan ilk akla gelen karbondioksit

ayrıştırmasıyla elde edilen karbondan polikar-

bonat üretiminin mümkün olması.

Çalışmanın umut verici yanı, en büyük

çevre kirleticisi unsurlardan olan ve küresel

ısınmanın ana nedeni olarak görülen karbon-

dioksitin, dünyanın en fazla kullanılan mal-

zemelerinden biri olan plastiğin üretimi için

değerlendirilebilir hale gelmesi. Şimdilik ürün

elde etme bakımından çok büyük farklar gö-

rülse de çevre yönünden alternatif maliyeti

düşünüldüğünde, bu gelişmelerin tercih edile-

bilir hale getirecek gibi görünüyor.

İNNOVASYON

Karbondioksit sorununu “Plastik”le çözmede umut ışığı

Alman bilim insanları, karbondioksiti düşük maliyetli olarak ayrıştırarak

poliüretan üretim süreçlerine katmak için yürüttükleri bilimsel çalışma-

larda son aşamaya geldi. Ölçekli olarak yapılan deneme üretimlerinden

başarılı sonuçlar alındı. 2015 yılına kadar ticari olarak , yeni ayrıştırma

yöntemlerini kullanarak ürün üretilmesi gündeme alındı. Bu gelişme,

en büyük kirletici unsurlardan biri olan karbondioksitin doğaya salın-

madan kullanımı ve böylece kirletici özelliğinin sınırlanması yönünde

umut yarattı.

Page 82: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

80

DENEYİM

Sektörün “Duayen” isimlerinden Hayrullah Yelkenci:

“Sektörün sivil toplum örgütleri programlarının dışına çıkmamalı”

-Sayın Yelkenci, makine imalatında, sektörde en deneyimli insanlardan biri-siniz. Hem iş, hem de sektörün üst örgüt-lerindeki faaliyetlerinizi sormak istiyoruz ancak biraz kişisel sorularla başlayalım, sektörde çalışmaya ne zaman başladınız ve iş yaşamınızın gelişmesi nasıl oldu?

Plastik makineleri imalatında ilk kez 1962

yılında 13 yaşında çırak olarak çalışmaya baş-

ladım. O zamanlar plastik yeni yeni gelişiyordu,

plastik ürünler için 53-55’li yıllardan söz edilir.

Enjeksiyon imalatı yoktu, el presleri vs. yapı-

lıyordu. Ardından şişirme teknolojileri geldi,

aşama aşama gelişti.

Makine ile plastik imalatı sektörü hemen

hemen aynı dönemde başladı diyebiliriz. Bu-

günkü ortağımın da çalıştığı atölyede çırak

olarak başladım. Makine imalatında, kalıpçılık-

ta çalıştım. Askerlikten döner dönmez de orta-

ğım ile birlikte kendi işimizi kurduk.

İlk makine imalatına, şişirme makineleri

ve kalıpları ile başladık. Makine ağır basınca,

kalıpçılığı bıraktık. Biz kendi işimize 22 Eylül

1969’da 21 metrekare bir atölyede başladık.

Kuruluş tarihimizi hep tam olarak hatırlıyorum.

Başkalarını bilmem ama bizim imkanlarımız

çok kısıtlıydı, o yüzden bu tarih benim için çok

önemli. Unutmam mümkün değil. İlk müşte-

rim, Mustafa Kütük’tü. Şirketimizi faaliyete

geçirmeden önce benden makine alacaklarını

söylemişlerdi.

Makineyi düşünmezsek, ilk üstlendiğim

iş ise bir kalıp yapımıydı. 1969 yılında Cumhur-

başkanlığı Muhafız Alayı tören miğferi için ka-

lıp hazırladım. Plastik sektörü ile ilgisi olmayan

emekli bir subay ihale ile işi almıştı. Kalıbı 3,5

günde hazırladım, birkaç günde fason bastırıp

teslimi yapıldı. Miktarı azdı, 300 dolayında bir

üretimdi. Özel yapım, iki yanda terekli, amb-

lemli, tüylü bir miğferdi.

İlk ihracatımızı da 1971’de Suriye’ye

yaptık. Plastik torba üreten bir üründü. Bizim

1970’lerde yaptığımız makinelerden hala kul-

lanılanlar var.

-Plastik sektörü yıllık ortalama 700 milyon Dolar seviyelerde yatırım yapsa da büyüklük dikkate alındığında hala ciddi bir potansiyel görünüyor. Bir değerlendirme yapar mısınız?

-Aslına bakarsanız, üretimde bulunan

makinelerin yarısının yenilenmesi lazım ki bi-

raz rekabetçi bir konuma gelelim. Yeni makine

yatırımlarına yönelik teşvik gerekiyor. Ancak

üretici teşvik beklerken, aksine zorluklarla

karşılaşıyor. Yerli yatırımcılar açısından bak-

tığımızda, leasing KDV’si yüzde 18’e çıkınca

ciddi bir sorun oldu. Ayrıca yabancı rakipler

7-10 yıl vadeyle makine satarken, yerli maki-

ne üreticisi müşterisine yüzde 50 peşin şartı

koşarsa ürün satamaz. Bu yüzden sektör ge-

rileme eğiliminde. Sadece leasing değil, diğer

fi nansman destekleri de tam verilemiyor. Lea-

sing kısmen destek oluyordu ancak yüzde 18

Türkiye plastik sektörü yanın-

da makine sanayiinin de en dene-

yimli isimlerinden olan Hayrullah

Yelkenci sektörün hemen bütün

ilgili sivil toplum kuruluşlarında

çalışması yanında, bu örgütlerde

yaptığı başarılı girişimlerle de bili-

niyor. Sektörün en büyük fuarının

oluşması, eğitim yatırımları, OSB

girişiminde en önemli rollerden

birini oynayan Yelkenci, PAGEV,

PAGDER, Makine İhracatçıları Bir-

liği PAKOP, İTO ve İSO’da başkan-

lık ve diğer görevlerde bulundu.

Sektörün kimliğinin oluşmasında

sivil toplum örgütlerinin rolünü

en etkin biçimde oynayan isim-

lerden olan Yelkenci ile makine

imalatını ve sektörde sivil toplum

örgütlerinin rolü ve deneyimleri

üzerine konuştuk.

Page 83: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

81

DENEYİM

KDV oranı leasing desteğini ortadan kaldırmış

oldu. Plastik teşvik kapsamı dışında. Bu küçük

fi rmaların gelişmesinin önünde ciddi bir engel.

-Sektördeki sivil toplum örgütlerinde görev yaptınız, hangi aşamalardan geçil-di, bir değerlendirme yapabilir misiniz?

PAGEV’in 1989’da kurucu üyelerindenim.

Ancak ilk yönetimde yer almadım. PAGEV ilk

kuruluş döneminde sıkıntılar geçiriyordu, geli-

re ihtiyacı vardı. Daha sonra kurulan PAKOP’un

yönetiminde yer almıştım. Toplantılar yaptığı-

mız dönemde gelir sağlama amaçlı olarak fuar

organize etmemizi önerdim. Yılda 3-4 defa

yurt içinde fuarlara katılıyorduk, yorucu bir

hal almıştı. Fuar önerisi tartışıldı ve daha son-

ra görev bana verildi. “Sen bu fuarı yap, ancak

paramız yok bizi de zarara sokma, yük altına da

sokma..” denildi tabii.

Çalışmamızı yaptık, fuarla ilgili o zamanki

tanıdığımız çevrelerden iki arkadaşla konuş-

tuk. Üç kişi yola çıktık. Projeyi oluşturup yö-

netime sunduk. İlk fuarımızı Mecidiyeköy’de

yaptık. Çok uygun bir fuar alanı olmamasına

rağmen başarılı oldu. O günlerde fuarımıza

isim taktık: Küçük Milano diye.. Plastik sektörü

için Milano ve Düsseldorf fuarı önemlidir. Ben,

fuar düzenlemesinin de etkisiyle aday olmadı-

ğım halde ilk genel kurulda yönetime seçildim.

O dönemde fuar başarılı olunca, bu kez şirket-

ler bizim peşimizde koşmaya başladılar. En

sonunda TÜYAP ile fuar anlaşması yapıldı. Bu

yönetimde muhasip üye olarak görev yaptım.

Fuarın, ilk dönemlerinde ambalajcılar ve

hidrolik-pnömatik imalatçıları da bizim içimiz-

deydi. Bizim fuardan 2-3 fuar çıktı diyebiliriz.

Ambalaj, ambalaj makinecileri, hidrolik-pnö-

matikçiler daha sonra kendi fuarlarını düzen-

lediler. İlk başta 1600 metrekarelerden, bugün

25 bin metrekarelere çıkıldı. Türkiye’nin en bü-

yük fuarlarından biridir. İlk başlangıç konsep-

tinde içimizde olan arkadaşları da düşünürse-

niz, 50-60 bin metrekarelik bir potansiyelimiz

var. Sanıyorum yeterli fuar alanı olsa bu ayrıl-

ma olmazdı.

O dönemde, fuar açısından güçlü bir ko-

numdaydık ve TÜYAP ile görevimin sonlarına

doğru 10 yıllık bir anlaşma yaptık. Brüt satış-

ların yüzde 20’sini alıyorduk. Sanıyorum şimdi

bu düzenleme biraz gevşemiş. Fuar PAGEV

açısından ciddi bir çıkış sağladı. Fuar başarılı

olmasaydı Vakıf yine de faaliyetlerine devam

ederdi ancak bu şekilde kendini tanıtamaz,

Dünyaya kabul ettiremezdi. Şu anda Dünya

çapında tanınan, bilinen, Türkiye’yi temsil

eden kurumlardan biri.

Fuarı ve Dergimizi sektörü tanıtmak için

emek verdik. PAGEV’deki görevim muhasip-

likten sonra başkan yardımcılığına dönüştü ve

4 yıl sürdü. Başkanlığa da seçildim. 6 yıl baş-

kanlık yaptım. Sonuçta 15 yıldan fazla PAGEV

yönetiminde bulundum.

-O dönemde öncelikleriniz nelerdi?Sektörün dünyaya tanıtılması, sektö-

rün gelişmesi birinci hedefi mizdi. İkinci hedef

sektör daha iyi mekanlarda üretim yapması

ve Türkiye’nin büyük bir üretim merkezi ka-

zanması ve tabii ki eğitime katkı. Sektörün

ulaşmasını istediğimiz noktaları belirlemiştik,

matematiksel olarak belirlediğimiz hedefl erdi

ve şu anda gerçekleştiğini görüyoruz. İlk fuarı

yaptığımızda kişi başına 10 kg plastik tüketimi

vardı, Avrupa ortalaması ise 70 kg seviyesin-

deydi. Şu anda biz 70 kg’a geldik, Avrupa 90-

100 kg dolayında. Yani yakalıyoruz. Türkiye

plastik sektörü ortalama yüzde 15 büyümeyi

neredeyse tutturma düzeyinde.

-PAGDER’de de görev yaptınız…

Evet, 2005’ten sonra AB müktesebatı

ile birlikte Derneklerin daha çok öne çıkması

gerektiğini gördük. Derneği (PAGDER) daha

faal hale getirdik. Onun da başkanlığını bana

verdiler. Altı yıl başkanlığını yaptım, bugünlere

geldiğinde katkımız olduğuna inanıyorum.

PAGDER’in kuruluş tarihi 1969, oldukça

deneyimli bir dernek. 80’li yıllarda etkindi ama

Vakıf kurulduktan sonra biraz daha farklı gö-

revlere kaymıştı. Bir ekip ve takım çalışması

halinde toplantılar ve çalışmalar yaptık. Der-

neğimizi de daha işler hale getirdik. Dernek de

uluslar arası nitelik kazanmış, Türkiye’yi temsil

eder duruma geldi. Bugün sektörün güncel

sorunlarına eğiliyor. Gelecekte daha da iyi bir

konumda olacağına inanıyorum.

Bu mesleki-sosyal faaliyetlerim yalnızca

Vakıf-Dernek sınırlı değil, Ticaret Odası, Sana-

yi Odasında da temsilciliklerim oldu. İhracatçı

Birliğinde de çalışma yapıp yönetime talip

olduk. Bir dönem orada da başkanlık yaptım.

Sektörden birçok arkadaşımız yönetimde bu-

lundular. Birlikte sektöre hizmet etmeye çalış-

tık ve bir noktaya getirdik.

-Eğitim yatırımlarına önem verdiği-niz, bu alanda yoğun çalıştığınız biliniyor?

PAGEV’in amaçlarından biri budur. Bura-

da şunu söylemek isterim, 2010 yılı sonunda

eğitime açılacak seviyede olan eğitim projemi-

zin durması bizi çok üzdü. Bugünlerde tekrar

hareketlenmiş görünüyor ama kaybedilen za-

man büyük. Vakıf gelirlerinin en önemli kulla-

nım alanlarından biri eğitime katkıydı, sektöre

ara eleman yetiştirmekti. Yeni projeler geliş-

tirmek bir yana maalesef 4 yıldan bu yana 30

derslik, 1000 öğrencilik bir okul bitirilemedi.

Üstelik yüzde 80-85’ler seviyesindeyken dur-

du. Sadece lise düzeyinde değil, meslek yük-

sek okullarına, üniversitelere diğer eğitim ku-

rumlarına yardım yapmamız gerekiyor. Mevcut

projemiz de sadece bir meslek lisesi değil, 10

bin metrekarelik yerleşim içinde, Ar-Ge, ileride

yüksek okulu, atölyeleri içeren güzel bir proje.

Gelir açısından da hiçbir sıkıntı yok. Bu büyük

bir eksikliktir.Yüzde 85’i biten bir projenin 4

yıldır bekliyor olmasının gerekçesi olarak su-

nulanlar da durdurmayı gerektirecek gerekçe-

ler değil.

Bu bir yana, mesleki eğitimin değerini

artık anlamayan kalmadı. Var gücümüzle her

sektör mensubunun ayırabildiği kaynakları

birleştirip bu alana eğilmeliyiz. Bunu anlatma-

ya bile gerek görmüyorum.

-Bu deneyimlerinizden çıkardığınız sonuçlar nelerdir?

Öncelikle, sektör mensupları geçmişte

bu tür faaliyetlere daha duyarlıydı. Tecrübe-

ye inanan bir yapı vardı. Kimse görev almazdı,

görev verilirdi. İnsanlar şimdi seçilmek için çok

gayret sarfediyor ama görev vermek istedi-

ğinizde ara ki bulasınız. Ayrıca çekişmeler de

oluyor. Bunun sektöre ve kurumlara zarar ver-

meye başladığını düşünüyorum. Türk plastik

Page 84: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

82

DENEYİM

sektörünün Dünyaya tanıtımı için çok emek

verildi. Üç yılda bir Düsseldorf ve Milano fuarı

olur. Özellikle bu iki fuar ve diğer fuarlar için

İngilizce dergimizi hazırlardık. O dönemlerde

fuar alanında ayakta tek tek kendimiz dağıtır-

dık. Bu çalışmalarla sektörü tanıtmaya çalıştık

ve başarılı olduk. Bu çalışmalarımız görüldükçe

işbirliği talepleri geldi. Şimdi ise bakıyoruz eti-

ket sahibi olmak öne çıkmış.

Sivil toplum örgütleri “ben bilirim, her işi

yaparım” denecek yerler değildir. Sivil toplum

örgütlerinin varlık nedeni, ortak çalışmaya

gönüllü olmaktır. Kimse kimseyi dışlamaya

kalkmamalı. Sektörde faaliyet gösteren sivil

toplum örgütlerinin rolleri, görevleri ve neler

yapacakları çok önceden belirlendi. Kimse,

sektörün sivil toplum örgütleri yapısına ken-

dince nizam vermeye kalkmamalı. Böyle bir

tavırdan kimse yarar görmez, zararı da sek-

töre olur. Sektörümüzde faaliyet gösteren

Derneğimizin de Vakfımızın da ne yapacağı,

ne amaçla kurulduğu bellidir. Mevcut görevleri

tam ve layıkıyla yerine getirmeden kendinize

yeni roller biçmeye kalkarsanız hata edersiniz.

Umuyorum önümüzdeki dönem daha iyi

olur. Sektördeki birliktelik ve kurumlar arasın-

daki birliktelik devam ettiği takdirde, sektör

çok daha iyi bir konumda olur.

Meslektaşlarıma; kendi mesleklerine,

ürettiklerine daha fazla ilgi göstermelerini

öneririm. Bunu yaparken, aynı zamanda ör-

gütsel olarak da faaliyetlerin içinde olmala-

rında fayda var. Bu sivil toplum örgütlerinde

genç nesil arkadan gelmezse sektör bir yerde

tıkanır. İnanıyorum, geriden gelenler daha

ileri gideceklerdir. Çünkü onların dünya görü-

şü, iletişim araçlarını kullanışı, sektöre bakışı

eskiye nazaran çok farklı. İşin içinde olurlarsa

ve geçmişten de yararlanırlarsa sektörü daha

ileri getirebilirler.

-Siz plastik işleme makinesi sektö-ründe faaliyet gösteriyorsunuz ve İhra-catçı Birliği’nde de görev yaptınız, bu alan-da biraz zorlanılıyor gibi görünüyor?

Ben makine ihracatçıları birliği başkan-

lığına seçildiğimde sektörün 3 milyar Dolar

dolayında ihracatı vardı. Benim dönemimde,

üç yıl içinde 8 milyar Dolara ulaştı. Makine üre-

timinde gelişme için çok çaba verdik. Türkiye

içinde etkinliğimizi artırmak için yaptığımız

faaliyetler sırasında sıklıkla “Bunu da biz ya-

pıyor muyduk, Türkiye’de bu da yapılıyor muy-

du?” soruları sorulmaya başlamıştı. Bugün 10

milyar Doların üzerinde makine ihracatımız

var. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapılıyor.

Ancak kendi ülkemizde maalesef dışarıda

gördüğümüz rağbeti görmüyoruz. Sanıyorum

benzer olgu, yabancı imajı, psikolojisi diğer

ülkelerde de var. Geçmişte Türkiye’de “İngiliz

malı”, “Alman malı” imajı vardı, halen bu psi-

koloji tamamen kırılmış değil. Yine de geçmişe

kıyasla yerli malı makineye yönelik önyargı bir

hayli kırıldı. Örneğin savunma sanayiinde ma-

kinecilerimiz etkili olmaya başladı. Halen de

tanıtım çalışmaları sürüyor.

Makine imalatını gelişmeden diğer sek-

törler gelişse de çok şey değişmiyor, dışa ba-

ğımlılığınız devam ediyor. Bu açıdan makine

imalatı çok önemli. Makinecilerimiz sıkıntı çe-

kiyor. Destek yok. Eximbank destekleri son de-

rece kısıtlı. Her şeye rağmen makine sektörü

öz kaynakları ile belirli bir noktaya geldi.

-PAKOP da sektör açısından önemli bir girişim. Hatta bugünlerde yoğunlaşan yeni yatırım alanı süreçlerinde ilk girişim olarak dikkat çekiyor?

Plastik sektörünün büyük kısmının ku-

ruluş yeri Tahtakale, Süleymaniye bölgesidir.

Sonradan, Bayrampaşa, Topçular, Rami vb.

yerlerde yoğunlaştı. Fakat sektör her iki-üç yıl-

da bir yer değiştirmiştir. Çünkü, hızlı gelişiyor,

düşünebiliyor musunuz, Tahtakele’de 8. katta

imalat yapılıyordu. İkitelli de gelişme dönemle-

rinde gidilen yerlerden biriydi ancak imalatha-

neler yine de küçüktü. Biz de dedik ki, üç-beş

yılda bir taşınacağımıza 30 yıllık, 50 yıllık ta-

şınmayı unutacak mekana sahip olalım.. Ko-

operatifi kurduk ve yer araştırmaya başladık.

Maalesef İstanbul çevresinde alan bulamadık,

Çorlu’ya kadar gittik ve 2850 dönüm arazi al-

dık. İyi de etmişiz. İnşallah bugünlerde bitecek.

Geçmişte faaliyete geçme konusunda büyük

şansızlıklar yaşadık. Yer tarım arazisi görünü-

yordu. Köylüler sahiplenmek istediler, bütün

bu süreçler sonunda 70-80 parça tapudan 3

tapuya indirildi, E-6’ya bitişik, serbest bölge-

ye komşu bir yapı oluşturuldu. Sonuçta 1996

yılında yatırım programına alındı ancak bir

türlü sorunlar bitmedi. Maalesef geçmiş hükü-

metler, sık sık değişen yönetimler zamanında

bir türlü sanayiye çevrilemedi. Tarım reformu

kapsamına alındı. Burada çalışma 10 yıl sür-

dü. Sonuçta, bugünlerde bitme aşamasında.

İnşallah bitince sektör rahat bir nefes alacak.

Yatırımların sağlıklı ve büyümeye müsait

olması açısından yer çok önemli. Başka türlü

sanayi gelişemez. Türkiye’de en pahalı şey

arazi, özellikle sanayi arazisi. “Buraya sanayi

gelecek” denildi mi arsa değerleri çok büyük

oranda artıyor. Oysa sanayiciye ekonomik

şartlarda arazi sunulmalı. Çorlu bölgesinde,

bugünkü üretim kapasitesi kadar üretim bü-

yümesi sağlanabilir. İstihdam artacak, tekno-

lojik yatırımlar yapılacak. Rekabet gücü arta-

caktır. Proje gerçekleştiği zaman bölge çok

daha canlı olacaktır. Tarım vs. denildi ama 20

yıldır orada hiçbir şey ekilip-biçilmiyor, yatırım

da yapılamıyor. İhtisas OSB olarak örgütlene-

cek bir arazideyiz. Hatta ilk ihtisas OSB olacak-

tı ama PAGDER-ASLAN OSB bu konuda bir ilk

oldu.

Page 85: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 86: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

84

ATLAS

Afrika’nın en büyük ekonomisi BRICS ülkesi Güney Afrika potansiyel vaat ediyor

Bugünlerde emekliliğini yaşayan Eski

Goldman Sachs Varlık Yönetimi Başkanı Jim

O’Neill, yaklaşık 10 yıl önce gelişen ekonomiler

içinde ön sıralarda yer alacak ülkeleri tanımla-

mak için “BRIC” (Brezilya Rusya, Hindistan ve

Çin) terimini ortaya koyduktan sonra, bu teri-

me eklenecek diğer ülke olmak için yarış baş-

ladı. Türkiye, Güney Kore, Meksika derken “S”

yani Güney Afrika-South Africa genel kabul

gördü. Terimin babası Jim O’Neill her ne ka-

dar buna itiraz edip, “Gerek yok, Güney Afrika

ekonomisinin nitelikleri ve potansiyeli dikkate

alınsa da hacim olarak çok küçük bir ülke” dese

de 2010 yılından bu yana BRICS ismi kullanı-

lıyor ve bu ülkeler bir araya gelerek zirveler

düzenliyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti, uzun yıllar sü-

ren ırkçı yönetim, Birleşmiş Milletler’den dış-

lanma ve ambargodan kurtulduğu 1993’ten

sonra Afrika’nın en büyük ekonomisi olma-

yı başardı. 2012 itibariyle 390 milyar Dolar

dolayında bir GSYH büyüklüğü gerçekleşti.

Türkiye’nin hedef ülkelerden biri olarak gör-

düğü Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika içinde

Avrupa’ya yakınlık, gaz ve petrol kaynakları

nedeniyle dikkatleri çeken Kuzey Afrika ül-

keleri dışında Afrika’da odaklanılan en önemli

ülkelerin başında geliyor. Birçok ülke, Güney

Afrika’yı hem gelişme potansiyeli, hem de

coğrafi konumu nedeniyle üs seçmiş durum-

da. Üstelik, zaman zaman sıkıntılı durumlar

olsa da istikrarı sağlama yönünde büyük adım-

lar atan bir yönetime ve Afrika ölçülerine göre

demokratik şartlara sahip olmayı başarmış

görünüyor.

Güney Afrika’nın Batı ülkeleri ile tanışma-

sı 1488 yılında Dias’ın Cape’e çıkması ve ardın-

dan Hindistan yolu olarak Vasco De Gama’nın

Cape’i tanımlamasıyla başladı. Hollandalılar

1652’de ilk koloniyi kurdu. Daha sonra, İngi-

lizlerin hakim olduğu bölgede Hollanda-İn-

giliz savaşları da yaşandı. 1910’da ise yine

Hollandalıların patronajında bölgede kurulan

bağımsız bir milletler topluluğu oluşturuldu.

Ancak, beyazların ırkçı bir yönetim uyguladığı

bölgede siyahların protestoları ve istikrarsız-

lıkla devam eden bir süreci yaşadı. Nihayet,

1961’de daha ırkçı bir yönetim işbaşına gele-

rek Güney Afrika’yı birlikten ayırdı. Irkçı yöne-

tim, Dünyadan dışlandı. Ambargo ve dışlanma-

ya rağmen devam etti ve çeşitli aşamalardan

geçen süreçte ırkçı yönetim 1994’te Nelson

Mandela’nın işbaşına geldiği seçimle yıkıldı.

Bütün bu süreçlerde, Dünyada ırkçılığa karşı

mücadelenin sembolü olan Nelson Mandela,

1952’den itibaren mücadelenin sembolü oldu.

Güney Afrika bugün 9 eyaletten oluşan

bir federal yapıyla ve iki kademeli parlamen-

toyla yönetiliyor. Güney Afrika’nın nüfusu 50

milyon 587 bin kişiden oluşuyor ve bu nüfu-

sun 40 milyon 206 bin kişisi Afrikalılardan, 4,5

milyonu beyazlardan ve diğer nüfus da Asyalı-

lar, Hintliler ve melez ve diğer ırklardan oluşu-

yor. Ülkenin yasal başkenti Cape Town yasa-

ma organlarını barındırıyor. Yürütme Hükümet

kurumları ise Pretorya şehrinde bulunuyor. En

bilinen ve önemli şehirlerinin başında Johan-

nesburg geliyor. Bunun dışında, Durban, Port

Elizabeth, Bloemfontein ve East London şe-

hirleri geliyor.

Görmeye değer bir coğrafyaGüney Afrika Cumhuriyeti, 1994 yılın-

da ırkçı yönetimin devrilmesinin ardından

Mandela’nın popülerliğiyle birlikte dünyanın

her yanından ziyaretçi almaya başladı. Ülke,

Afrika kıtasında bugüne kadar yapılmış olan

en büyük uluslararası organizasyon olan Dün-

ya Kupası’nı 2010 yılında başarıyla tamamladı.

Ülkede turizm kalkınma araçlarından biri ola-

rak resmi belgelere girdi ve okyanus kıyıların-

da deniz turizmi, iç kesimlerde de doğa ve kül-

tür turizmine yönelik büyük potansiyeller var.

Afrika denilince akla ilk gelen unsur olan

“safari” Güney Afrika’nın da başlıca turizm ak-

tivitelerinden biri. Kruger Milli Parkı bu alan-

da en önemli destinasyon olarak görülüyor.

Kruger Milli Parkı, ülkenin kuzeydoğusunda

190 bin kilometrekarelik (aşağı yukarı İsrail

büyüklüğünde) bir alanda kurulu. Burada tu-

ristler için oluşturulan “5 büyüğü” yani, aslan,

gergedan, afrika fi li, bufalo ve gergedanı gör-

mek mümkün. Ülkenin batı kıyısında bulunan

Cape Town açıklarındaki Robben adası sıklıkla

ziyaret almasıyla dikkatleri üzerinde topluyor.

Cape Town ayrıca kültürel olarak beyaz ırkın

oluşturduğu kentlerden biri olarak dikkat çe-

kiyor.

Afrika kıtasının en büyük eko-

nomisi konumunda bulunan ve

yıllık 8 milyar Dolara kadar yaban-

cı sermaye yatırımı alan Güney

Afrika Cumhuriyeti, plastik sektö-

rü için de güçlü bir pazar vaat edi-

yor. Türkiye’nin hedef ülke içine

aldığı Güney Afrika Cumhuriyeti,

gelecek dönemde de ilgi çekme-

ye devam edecek. Irkçı yönetime

karşı mücadelesi, bu mücadele-

nin sembol ismi Nelson Mandela

ve son olarak 2010 Dünya Futbol

Şampiyonası ile üzerindeki ilgi ar-

tan ülke, geleceğin yıldız adayla-

rından biri.

Page 87: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

85

ATLAS

Cape Town’da şehrin güney yakasında

kalan Atlas okyanusu kıyısı Victoria ve Alfred

Kordonu Güney Afrika’nın en fazla turist çe-

ken bölgesi olarak öne çıkıyor. Cape Town’un

en işlek limanı, çeşitli eğlence ve alışveriş mer-

kezlerini içinde turizm destinasyonlarından

biri olarak öne çıkıyor. Dünyanın en iyileri ara-

sında gösterilen İki Okyanus Akvaryumu (Two

Oceans) bu bölgede bulunuyor. Cape Town’ın

simgesi sayılan turizm mekanlardan biri olan

“masa dağı” da turist çeken mekanların başın-

da geliyor. Ülkenin güneyi ise yüzlerce kilo-

metre sahil, Ümit Burnu, ve çok sayıda henüz

yapılaşma olmamış, kirlenmemiş tamamen

doğal haliyle dikkat çekiyor. Ülkenin turizmde-

ki bir başka unsuru ise kumar turizmi. Başkent

Johannesburg ve Pretoria’ya yakın, Rusten-

burg kenti ile Pilanesberg milli parkı arasında

bulunan Sun City, kumar amaçlı olarak gelişti-

rilmiş bir bölge.

Ülke yoğun bir kültür turizmi imkanı da

sunuyor. Milli parklar ya da kırsal alanda çok

sayıda farklı kabilenin köyü bulunuyor ve bu-

ralara turistik amaçlı geziler düzenleniyor.

Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan ve

insanlığın ilk işaretlerinin görüldüğü Sterk-

fontein Mağarası, Mandela’nın hapsedildiği

Robben adası görülmeye değer mekanlardan.

Afrika’nın en büyük ekonomisiGüney Afrika Cumhuriyeti, Afrika’nın en

büyük ekonomisi konumunda. Gelecek için de

dünyanın en ilgi çeken ülkelerinden biri. Heli-

kopter gibi bazı üst düzey teknolojiye sahip

şirketleri olsa da sanayinin yeni geliştiği bir

ülke olarak dikkat çekiyor. Afrika’ya doğru ya-

pılacak ticaret ve üretim için önemli bir merkez

olması yanında, denize açık bir konumda olma-

sı nedeniyle diğer ülkelere yönelik olarak da

merkezi bir konuma sahip. Nispeten gelişmiş

bir ekonomi olsa da gelir dağılımındaki bozuk-

luk nedeniyle ülke iç pazarı açısından sıkıntılı

bir görünüm arz ediyor. Ülkede geniş bir ima-

lat sanayi üretim yelpazesi bulunuyor. Bunlar

arasında gıda, tekstil ve giyim, ayakkabı imala-

tı, metal, kimyasallar ve kağıt gibi tüketim mal-

ları üretimi yer alıyor. Ayrıca, madencilik maki-

neleri, ulaştırma ekipman ve araçları, elektrikli

makineler, elektronik ve otomotiv sektörleri

son yıllarda önemli ölçüde gelişme gösterdi.

Ancak ülkenin en önemli sorunu olarak yüzde

22 düzeyindeki çok yüksek işsizlik ve zaman

zaman oluşan fi nansal-güvenlik sorunları or-

taya çıkıyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti ekonomik ya-

pısı açık ekonomilerinden biri olarak dikkati

çekiyor. Ülke, 2010-2014 yıllarını kapsayan bir

ekonomik program uyguluyor. Bu kapsamda,

sanayi, madencilik ve turizmi geliştirmek ama-

cıyla yatırımlar destekleniyor. Özelleştirme

nispeten önemini yitirse de altyapı yatırımla-

rında kamu-özel ortaklığı modellerinin kullanı-

mı giderek artıyor.

TÜRKİYE GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ DIŞ TİCARETİ (TÜİK)2011 2012 2013 Ocak Nisan

İhracat İthalat İhracat İthalat İhracat İthalatYatırım

(sermaye) malları46.623.360 134.501.993 57.600.068 138.197.515 24.125.307 52.805.866

Hammadde (ara-

malları)215.381.388 1.816.817.602 181.756.142 1.146.665.183 70.175.720 377.021.176

Tüketim malları 248.451.705 3.266.020 142.406.831 4.938.315 160.850.929 1.077.486

Diğerleri 66.912 326 63.031 19.587 170.694 2.759.631

Toplam 510.523.365 1.954.585.941 381.826.072 1.289.820.600 255.322.650 433.664.159

Dünyanın özellikle madencilik nedeniyle

Güney Afrika Cumhuriyeti en fazla doğrudan

yabancı sermaye yatırımı çeken ülkelerden

biri olarak dikkati çekiyor. Dünya Bankası ve-

rilerine göre 2008’de kriz öncesinde yıllık 9.6

milyar Dolar yabancı sermaye çeken ülke, ta-

kip eden yıllardaki dalgalanmadan etkilendi

ve doğrudan yabancı yatırımlar 2010’da 1.2

milyar Dolara kadar düştü. Son veri yılı olan

2011’de tekrar toparlanma eğilimine girerek

5.8 milyar Dolar yatırım aldı.

Güney Afrika Cumhuriyeti, dış ticaret

açısından GSYH’sinin yarısı büyüklüğünde bir

hacme ulaşmış durumda. 2012 sonu itibariyle

Economist Intelligent Unit’in verilerine göre

189 milyar Dolar dış ticaret hacmine ulaştı. İt-

halatı 101,7, ihracatı ise 87,5 milyar Dolar oldu

ve 14,2 milyar Dolar dış ticaret açığı verdi.

Güney Afrika Cumhuriyeti, her ne kadar

Afrika’da olsa da ülkenin en büyük ticaret

ortakları, AB ülkeleri, ABD ve Japonya oldu.

Son 10 yıllık dönemde, uygulanan politikalar

sayesinde diğer Afrika ülkeleriyle ticareti yo-

ğunlaştı ve arttı. Ülkenin ihracatının üçte ikisi

imalat sanayii ürünlerinden oluşuyor. Tarım

son derece sınırlı kalırken, üçte bir oranında

ihracatı madencilik ürünlerinden oluşuyor. Gü-

ney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye’nin hedef ül-

kelerinden biri olarak ilan edilmiş durumunda.

İki ülke dış ticaretinde, Türkiye büyük

miktarda dış ticaret açığı veriyor. TÜİK veri-

lerine göre, 2012 sonu itibariyle iki ülke dış

ticaretinde Türkiye açığı 907.9 milyon Dolar

seviyesinde oluştu. Türkiye’nin ihracatı 381.8

milyon Dolar olurken, ithalatı 1 milyar 290

milyon Dolar seviyesinde gerçekleşti. Ancak,

2013’ün ilk 4 ayı sonunda, geçen yıla göre hızlı

bir ihracat artışı görüldü. Geçen yılın tamamın-

da 381.8 milyon Dolarlık ihracata karşılık, bu

yılın 4 ayında ihracat 255.3 milyon Dolar olarak

gerçekleşti.

Türkiye’nin hedef ülkesiGüney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye’nin

2013’te hedef ülke ilan ettiği ülkelerden biri.

Bu ülkeye gidecek işadamlarına öncelikle “dik-

kat ve tedbir” öneriliyor. Kişisel değerli eşya-

larını belli etmemeleri tavsiye ediliyor. Güney

Afrika’da en çok şikayet alan konulardan biri

de “kredi kartlarının kopyalanması” olduğu

için, bu ülkede mümkün olduğunca nakit alış-

veriş tavsiye ediliyor.

Güney Afrika’da, inşaat, otomotiv, teks-

til, bankacılık, yatırım düzenlemeleri, serma-

ye piyasası, toplu konut, enerji, gelir dağılımı,

telekomünikasyon, petrokimya, demir-çelik,

yol, gemi taşımacılığı, maden, tarım gibi alan-

lar gelişmeye açık sektörler olarak belirleniyor.

Tarım açısından, tütün, şekerli ve çikolatalı

mamuller, bira, makarna, zeytinyağı, fındık

önemli ürünler olarak ortaya çıkıyor. İmalat

sanayiinde ise otomotiv ana ve yan sanayi,

petrol yağları, inşaat makineleri aksam ve

parçaları, ilaçlar, tıbbi alet ve cihazlar, kağıt ve

kağıt ürünleri, elektrik jeneratörleri, transfor-

matörleri, konvertörleri, ferro alaşımlar, demir

çelikten inşaat aksamı, tv’ler, monitörler, pom-

palar, mobilya, tarım traktörleri, güç aktarımı

ekipmanı ve aksamı, musluk ve boru malzeme-

leri, kablo ve teller, mutfak eşyası, ev tekstili

ürünleri öne çıkıyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sektörü fuarları

AFRIPLAST EXPO Plastik ve Plastik

Ürünleri Fuarı Organizatör: ECI Internatio-

nal Limited

PRO-PLAST EXPO Plastik, Makine ve

Materyalleri Fuarı Organizatör: Firma: Spe-

cialised Exhibitions (Pty) Limited

Tyrexpo Africa Kauçuk ve Kauçuk

Ürünleri Fuarı Organizatör:: Exhibition Ma-

nagement Services (U.K.)

Page 88: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

86

Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sektörü değerlendirmesi

Güney Afrika Cumhuriyeti plastik sek-

töründe net ithalatçı konumunda bulunuyor.

Plastik mamul ve hammadde ithalatı 2010 yı-

lında 2,2 milyar ABD Doları seviyesiyle önemli

bir pazar görüntüsü veriyor. Ülkenin, plastik

mamul ithalatı yüzde 8,9, plastik hammadde

ithalatı ise yüzde 6,4 hızla artarken plastik iş-

leme makineleri sektöründeki ithalatın azaldı-

ğı gözleniyor. Türkiye’nin 2010 yılı verileri dik-

kate alındığında, pek varlık gösteremediği bu

pazardan sadece yüzde 0,47 pay alması dikkat

çekici veri olarak görülüyor.

Pazara giriş olarak bakıldığında, toplam

1469 sektörde Güney Afrika Cumhuriyeti’ne

ihracat yapan Türkiye’nin bunların içinde 134

plastik üründen sadece 62’sinde pazara gire-

bilmesi dikkat çekiyor.

Rekabetçi yayılma endeksi açısından ba-

kıldığında ise Türkiye’nin rakiplerinin kalite yö-

nünden Almanya, fi yat bakımından Çin olması

nedeniyle zorlu bir pazarlama faaliyeti gerek-

tiği vurgulanıyor. Türkiye’nin 2010 itibariyle

42 plastik mamul, 16 plastik hammadde ve 4

plastik işleme makineleri sektöründe ihracat

yaptığı, bu ihracatların birim fi yatlarının ülke-

nin ortalama ithalat birim fi yatının üstünde

gerçekleştiği belirlendi.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ithalatının

büyük kısmını Avrupa ve Asya ülkelerinden

yaptığı gözleniyor. 2005-2010 arası trend

gözlendiğinde ise ağırlığın Asya ülkelerine

doğru kaydığı belirlendi. Buna rağmen, ülkenin

hala yüzde 41’e yakın oranda Avrupa ülkele-

rinden ithalat yaptığı belirtiliyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plastik sek-

töründe en büyük ticaret partnerinin Çin ol-

duğu görülüyor. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin

2010 yılındaki toplam ithalatının yüzde 13,3’ü,

plastik sektöründeki ithalatınınsa yüzde 21,5’i

Çin’den karşılanıyor. İkinci ve üçüncü sıralarda

Almanya ve ABD’nin olması dikkat çekiyor. Bu

veriler, pazarda rekabetin hem kalite hem de

fi yat açısından zor olacağı şeklinde yorumla-

nıyor.

Türkiye’nin ülkeye en çok ihracat yaptığı

plastik mamul sektörleri ile ülkenin en çok it-

halat yaptığı plastik mamul sektörleri arasında

bir uyumsuzluk gözleniyor. Analizlere göre,

Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 148,7

milyon ABD doları büyüklüğündeki “diğer plas-

tik eşya” talebinin sadece 0,3 milyon Dolarını

karşılıyor.

Yapılan analizlerde, ülkenin plastik ma-

mul ithalatının yüzde 14,2’sini “plastikten

diğer eşya” sektörü oluşturduğu için, “etilen

polimerlerden -levha, pelikül, lamlar-takviye-

siz” ve “plastikten diğer yapışkan levha, yap-

rak, şerit, lam vb. düz olan” öne çıkan ürünler

olarak dikkat çekiyor.

Potansiyel olarak ise Türkiye’nin ihraca-

tını artırabileceği bir alan öngörülüyor. Ana-

lizlere göre, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin

plastik mamul talebinin sektörel dağılımı ile

Türkiye’nin plastik mamul ihracatının sektö-

rel dağılımı arasında yüksek bir pozitif ilişki

gözleniyor. Plastik mamul sektörü için tamam-

layıcılık endeksinin 2010 yılında yüzde 62,8

değerini alması bu durumun ispatı olarak gös-

teriliyor.

ATLAS

Güney Afrika Cumhuriyeti plastik pazarında Türkiye için potansiyel arz eden sektörler

Sektör kodu Sektör adıÜlkenin ithalatı

(2010, milyon dolar)

392690 Plastikten diğer eşya 148,7

390120 özgül kütlesi > =0, 94 olan polietilen 128,2

390690 Diğer akrilik polimerler (ilk şekilde) 95,4

391990 Plastikten diğer yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz olan 80,7

390720 Diğer polieterler (ilk şekilde) 75,4

392190 Plastikten diğer levha, yaprak, pelikül, varak ve lamlar 64,1

390319 Polisitiran; genleşemeyenleri (ilk şekilde) 62,1

392010 Etilen polimerlerden-levha, pelikül, lamlar-takviyesiz 59,6

392020 Propilen polimerlerinden-levha, pelikül, lamlar-takviyesiz 56,6

847790 Kauçuk/plastik eşya imal makinelerinin aksam-parçaları 41,7

848071 Kauçuk/plastik maddeler için enjeksiyon/basınçlı döküm kalıpları 36,9

847780 Kauçuk/plastik eşya imali için diğer makine-cihazlar 36,8

390730 Epoksi reçineler (ilk şekilde) 32,7

392062 Polietilen tetrefl attan levha, yaprak, fi lm, folyo ve şeritler 31,3

391910 Eni 20 cm yi geçmeyen rulo halinde plastik yapışkanlar 31,3

392042Esnek vinil polimeri olan levha, yaprak, fi lm, folyo ve şeritler (göze-

neksiz)31,2

392350 Tapalar, tıpalar, kapsül, kapak gibi plastik eşya 27,6

390210 Polipropilen (ilk şekilde) 27,6

391000 Silikonlar (ilk şekillerde) 23,2

847720 Kauçuk/plastik için ekstrüzyon makineleri 22,9

391740 Plastikten tüp, boru ve hortum bağlantı elemanları 22,5

390410 Polivinil klorür (başka maddeyle karıştırılmamış) (pvc) (ilk şekilde) 22,0

847730 Kauçuk/plastik için püskürtme döküm makineleri 17,1

392390 Plastikten eşya taşıma, ambalajlama malzemesi, benzeri eşya 16,4

391690 Diğer plastiklerden monofi l, çubuk, profi ller-eni > 1mm. 13,0

390610 Polimetil metakrilat (ilk şekilde) 12,0

392119 Diğer plastiklerden gözenekli levha, yaprak, pelikül, levhalar 10,7

390791 Doymamış poliesterler (ilk şekilde) 7,9

Kaynak: BACI veritabanı

Page 89: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 90: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

88

GÖRÜŞ

Abbas GüçlüMilliyet Gazetesi

Konuk Yazar

2050’de nasıl bir Türkiye ve nasıl bir dünya olacak?

100 milyonluk Türkiye’ye, 100 yıllık bir

yaşama ve 50 yıllık bir çalışma hayatına ne ka-

dar hazırsınız?

Gelin bugün hep birlikte geleceğe yönelik

beyin jimnastiği yapalım, tahminler yürütelim.

80’li yılların sonunda, 2000’li Yılların Ko-

mutanları diye bir yazı dizisi, 2000’li Yıllar diye

de bir kitap derlemiştim. 25 yıl önce, bugünün

Türkiye’si, dünyası, bilim ve teknolojisi, yaşamı

ve siyaseti üzerine kafa yormak, öngörüler al-

mak oldukça heyecanlı olmuştu.

Bunu, fütürizm adına meslek edinenler

var. Bizimki de, sizinki de elbette o değil. Bizler

gazeteci olarak, sizler de vatandaş ya da kendi

meslekleriniz adına gelecekle ilgili tahminler-

de bulunabilirsiniz. Ya da gelin hiç sınır koyma-

yın, uçun uçabildiğinizce...

Evet, siyasette, bilimde, tıpta, sanayide,

enerjide, bilişimde, sıcak ve soğuk savaşlarda,

tarımda, sağlıkta, eğitimde, yaşam süresinde,

çalışma hayatında, sanatta, kültürel yozlaş-

mada, yaşam tarzımızda neler değişecek, ne-

ler olduğu gibi kalacak ya da hangi konularda

bugünleri de arayacağız?

Örneğin hâlâ bayramları tartışıyor olacak

mıyız? Ya da siyaset hâlâ bugünkü kadar etkin

olacak mı? Nasıl bir dünya ve nasıl bir Türki-

ye olacak? Komşularımız hâlâ aynı komşular,

Amerika hâlâ tek süper güç olarak mı kalacak?

Bilim sınır tanımayacak?Bilimde, son 50 yıldaki gelişmeler, son üç

bin yılınkinden çok daha fazla. Görünen o ki

gelecek 50 yıldaki gelişmeler de bugünkünden

çok daha hızlı olacak.

Peki, nereye kadar?

İşte ona sınır koymak ya da öngörüde bu-

lunmak o kadar kolay değil. Özellikle genetikte

müthiş yol alınacak. Şu an için bitki ve hayvan

genetiği üzerinde gerçekleşen değişimler za-

manla insana da uygulanacak. 100 yıllık ya-

şam, giderek gençleşen hücreler ve tedaviler,

gelecekte muhtemelen tıpçılardan çok gene-

tikçilerin ilgi alanına girecek.

Ortalama ömür 500 yıl önce 30’lu yaşlar-

daymış. Şimdi 70’lerde. 50 yıl sonra 80, hatta

90’lara, hatta 100’e tırmanacaktır. 50 yıl son-

ranın 100 yaşındaki insanı kesinlikle bugünkü

gibi çökmüş olmayacaktır.

Enerji ve bilişimBilimin varlığını en çok hissettirdiği diğer

alanlar da enerji ve bilişim olacaktır. Klasik

enerji kaynaklarının yerini kesinlikle kimyasal-

lar alacak ve minnacık bir pille arabanızı yıllarca

kullanabilecek, evlerinizi yıllarca ısıtıp, soğuta-

bileceksiniz.

Yaşam koşulları ve kentsel düzenin bu-

günkünden çok daha farklı olacağı da kesin. İn-

sanlar, yüz yıllarca mağaralarda ve yer altında

yaşamışlar. Gelecekte, gökyüzündeki ve deniz

üzerindeki kentlerde yaşarlarsa hiç şaşırma-

yalım. Ulaşım araçları ve konutlar da kesinlikle

bugünkünden çok farklı olacaktır.

Kentlere olan yoğun göç, yine aynı şekil-

de devam edecek mi?

Sanki geri dönüş başlayacak. Ama gele-

ceğin kırsalı yani köyleri, kesinlikle bugünkü

gibi olmayacak, belki de kentlerden çok daha

modern ve yaşanılır olacaktır. İşte bu çerçe-

veden bakıldığında ülkemiz, değil 100 milyo-

na, 150 milyona rahatlıkla ev sahipliği yapar.

Türkiye’nin dört bir yanını gezdiğinizde, bunu

rahatlıkla görebiliyorsunuz. Yaşanılan yerler-

den çok daha fazla, hiç el değmemiş alanları-

mız var.

Siyaset ve eğitim2050’de siyaset bu kadar güçlü olacak

mı? Evet demek çok zor. Muhtemelen daha

bir yerelleşecek ve sıradanlaşacak. Hemen

her bölge kendi özel dünyasını kuracak. Ama

dünya patronları yine hep olacak. Çünkü dün

olduğu gibi geleceği de yine hep onlar kur-

gulayacak. Sömürgeciliğin kitabını yazan

İngilizler, bugünkünden büyük de küçük de

olsalar, perde arkasından yine dünyayı dizayn

etmeye devam edecekler. Süper güç olarak

Amerika’nın tek başına kalmayacağı da kesin.

Çin gibi dünyanın en büyük hatta daha

fazla nüfusuna sahip olacak olan Hindistan

da bölgesel güç olmanın çok ötesine geçecek.

Çünkü bilimde en hızlı yol kat eden ülkelerden

biri de o.

Peki, eğitim hâlâ dört duvar arasında

okullarda mı gerçekleşecek?

Evet demek mümkün değil. Tıpkı çok ka-

nallı televizyonlar gibi, oturduğumuz yerden

dünyanın en iyi eğitim kurumlarına, interaktif

olarak erişim olanağına sahip olacağız. Sanal

sınavlarına girip diploma elde edebileceğiz.

Peki, eğitime olan ilgi bugünkü gibi çok

fazla mı olacak? Tam tersi olursa hiç şaşırtıcı

olmaz. Özellikle üniversitelere olan talep dibe

vurursa bunun kabahatlisi kesinlikle gençler

değil, onlara istihdam olanağı sağlamayan yö-

netenler olacaktır.

Evet, 2050’de dershanelere gerek kal-

mayacaktır. Okullar da zaten böyle tek tip

olmayacak. Üniversiteye gitmek isteyenlere

üste para verilse de çok etkili olmayacaktır...

Zenginle fakir, güçlüyle güçsüz arasındaki

uçurum kapanacak mı? Hiç sanmıyoruz. Din

olgusu daha da güçlenecek, kutuplaşma daha

da artacak...

Özetin özeti: Hayal kurmanın, öngörüde

bulunmanın ne bir zararı var ne de cezası. Sı-

nırları kaldırın ve düşünmeye başlayın: Nasıl

bir 2050 olur? Nasıl bir 2050 istersiniz?

Page 91: PLASFEDDERGİ Sayı 3

Türkmenistan Caddesi No: 1-3 Organize Sanayi Bölgesi 06935 Sincan ANKARA/TÜRK‹YE

www.serdarplastik.com - www.serko.com.tr

Page 92: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

90

Mazhar Zorlu Holding İcra Kurulu Başkanı Kemal Zorlu:

“Standart dışı üretim gelecek nesillere ihanettir”

-Sayın Zorlu, plastik sanayiinin kök-lü kuruluşlarından birini yönetiyorsunuz, öncelikle mevcut durumu nasıl değerlen-diriyorsunuz?

Açıkça söylemek gerekirse, ülkemizde

plastik sanayinde faaliyet gösteren fi rmaları

3’e ayırmak lazım: Çok ciddi üreticiler grubu-

muz var. Diğeri ise plastik teknolojisini takip

eden grup. Üç üncü grup ise, sadece günü kur-

tarma peşinde olan, yeniliklerden uzak, kop-

yalama ve belirli standartların dışında mallar

üreterek kendisini idame ettiren bir grup var.

Plastikte 54. yıla girdik. Bu kadar eskiyiz.

Bizim sektörle ilgili şu andaki sıkıntımız ve

üzüntümüz; Ülkemizin başta inşaatlar (plastik-

leri) olmak üzere çok çeşitli alanlarda sektörün

kendisini ispat etmiş olmasına rağmen, tekrar

olumsuzlukların ortaya çıkmasıdır. Yıllardır pik

boru kullanılmayan sektörde yeniden pik boru

kullanımı görüyoruz. Neden? Çünkü kalitesiz

üretimlerle plastiğe olan güveni sarsanlar var.

Bir üreticinin bile standart dışı üretim yapma-

sı ve piyasaya sürmesi, ayrıca reklamlarla vs.

yaygınlaşması sonucunda tüketiciyi yanıltıyor.

Tüketici bu yanılgının karşılığında idame mal-

zeme bulmaya girişiyor. Maalesef Türkiye’de

çok ciddi ele alınması gereken bir konu budur.

Rakiplerin zaman zaman analizini yapı-

yoruz, çok büyük kısmı Türk Standartlarının

dışında. Belirli testlerden geçiyor ama daya-

nıklılık testlerinin hiçbirine cevap vermiyor. Biz

üretici olarak toplumsal sorumluluk taşıyoruz.

Doğalgaz, pis su atık borularını düşünün, bina-

nın görünmeyen kısımlarında kullanılan, temiz

su borularını düşünün. Bizim dezavantajımız,

bizler binaların ve altyapının görülmeyen kı-

sımlarındayız. Ancak en büyük sorun nerede

yaşanıyor?.. Borularda yaşanıyor. Kalitesiz bo-

rudan bir sorun çıktığı zaman çok büyük mas-

rafl arla düzeltiyor ve huzuru da bozuluyor. Bir

banyonun kırılıp-yapılmasını düşünün.

-Altyapı da bu alanda öncelikli konu-lardan biri, başta afet riski taşıyan bölge-lere yönelik olmak üzere çok sayıda şehir-cilik ve konut programı yürüyor?

Altyapıya gelince, burada yapılacak ha-

taların yaratacağı kayıplar milyon Dolarlarla

ölçülür. Bugün altyapıda normal standartlarda

bir malzeme kullanılsa ömrü 100 yıldır. Bizim

43 yıl önce verdiğimiz Salacak-Kızkulesi polie-

tilen boru hala kullanılıyor. Orası en fazla akın-

tılı, en fazla dış etkenlere açık yerlerden biridir.

Bugün birçok yönetim altyapı borusu alı-

yor ve 5’inci-10’uncu yılında tekrar sokaklar

açılıp değiştiriliyor. Altyapı için verilmiş boru

açılıp bakıldığında hiçbir standarda uymadığı,

bozulduğu görülüyor. Bütün bunlar sektörü-

müzü geriye götüren, üzüntü veren unsurlar-

dır.

Standart dışı mal yapıp, piyasaya satıp

para kazanıyorum diyenler, esasında gelecek

nesillere de ihanet ediyor. Hem ülke kaynak-

larını heba ediyorlar, hem diğer tarafta sektör

için yanlış algılamaların ortaya çıkmasına yol

açıyorlar, hem de mesleklerine ihanet ediyor-

lar. Bir insan, işine ve kendisine saygı duymalı.

Bugün sattığım miktarın 4 katına çıkabilirim,

bunu iddia ediyorum. Ancak yapmam çünkü

54 yıllık sektör mensubuyum. Bize kalite ola-

rak inanmışlar, buna ihanet edemem. Marka,

insanlar üzerinde güven duygusu oluşturmak-

Türkiye’nin köklü markalarından Egeplast ve Egeyıldız’ın bünyesinde bulunduğu Mazhar Zorlu Holding,

plastik sektöründe yeni yatırımlara hazırlanıyor. PLASFEDDERGİ’nin sorularını yanıtlayan Mazhar Zorlu Hol-

ding İcra Kurulu Başkanı Kemal Zorlu, sektörün yakın zamanda, pazar ülkelerdeki yatırımlar nedeniyle re-

kabet baskısı altında kalacağını, ayrıca Türkiye’ye giren büyük fi rmalar nedeniyle iç pazarda da rekabetin

yoğunlaşacağını belirtti. Bu sürece tepki vermenin en önemli yollarından birinin, hedef ülkelerde yatırım ol-

duğunu belirten Zorlu, şirketlerinin bu çözüme odaklandığının altını çizdi. Türkiye içinde en öncelikli sorun-

lardan birinin standart dışı üretim olduğunu belirten Kemal Zorlu, sektör yönlendirilemeyen karar süreçleri

ya da olgular dışında, sektör imajına zarar veren fi rmaların en önemli sorun yaratan unsurlardan biri haline

geldiğini belirtti.

PROFİL

“Standart dışı mal yapıp para kazanıyorum

diyenler gelecek nesillere de ihanet ediyor”

Page 93: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

91

tır, insanların size güvenini, size karşı duyulan

saygıyı artırmaktır. Bunu yapıyorsanız marka

olursunuz. Sadece gazetelere hergün ilan

vermekle marka olunmaz. Marka saygınlık ve

kurumsal kimliğinizdir.

-Bu olguya karşı bir süreç de işlemeye başladı, sizin düşünceniz nedir?

Ülkemizde PLASFED gibi ciddi kuruluşla-

rın yaptığı çalışmalar var. Plastik için anti-pro-

paganda olduğunda Dernek, Federasyon gi-

rişimlerde bulunuyor, doğruları anlatmak için

yayınlar yapıyor. Sektör olarak yokedilebilir

plastikleri, teknolojileri konuşuyoruz.

Şunu söylemek isterim, plastikte har-

cıalem mal yerine gelişmiş hammaddelerle,

gelişmiş teknolojilerle üretilen mallar öne çı-

kacaktır. Mühendislik plastiği önemli bir konu-

dur. Rekabeti daha az olan konulara girmemiz

lazım.

Kompozitler bunun en önemli gösterge-

si. Dünya artık plastikte kompozit malzemeyi

başta silah sanayii olmak üzere, sivil havacı-

lıkta, inşaatta kullanmaya başlandı. Kompozit

malzemelerden binalar gündemimize girdi.

Türkiye’de de var. Bunu geliştirmemiz lazım.

Kontrol mekanizmasının daha etkin bir

şekilde tatbikat içine girmesi lazım. TSE zaman

zaman ürünleri alıp kontrolleri yapıyor ama

buranın ciddi müeyyidelerle desteklenmesi

gerekir. Bu malzeme (plastik) o kadar dayanıklı

ki, artık 50 yıldan aşağı ömrünü bitiren yok .

Buna ilave olarak mühendislik plastikle-

riyle ortaya çıkacak yeni malzeme gruplarına

yaygınlaşmalıyız. Öyle malzemeler var ki, mu-

adillerinden çok daha fazla ülke ekonomisine

katkı sağlayacak, dayanıklı.. Plastik hammad-

dede dışa bağımlılığımız azaltılmalı. Türkiye

hammaddenin çok az bölümünü kendi kurum-

larından temin ediyor. Türkiye’de 2, 3 petro-

kimya tesisini daha kaldırabilir düzeydedir.

-Sektör için en öncelikli konuların ba-şında ihracat geliyor. Oysa yeni rekabet alanları sözkonusu, sizin gözlemleriniz nelerdir?

Dünyada artık bir gerçek var: Plastikler,

plastik borular Dünyada her yerde üretilmeye

başladı. Çok az gelişmiş ülkelerde bile yavaş

yavaş üretiliyor. Süreç içinde dış pazarların

gittikçe daralacağı anlamına gelir. Birinci un-

sur budur.

Boru ile birlikte hava da nakledilir. Diğer

ürün gruplarına benzemez, nakliyat çok kritik

bir konudur. Bizim sektörümüzde ihracattaki

hedefl eri toparlayabilmek için belirli ülkeler-

de üretim tesisleri kurmak lazım ki rekabet

edebilelim. İhracatta mevcut yapı ile iddialı

kalabilmek son derece zor. Dünyada plastik

makine teknolojisi çok gelişti. Makineciler mal-

larını satmak için pazarlara müthiş hamleler

yapmaya başladı. Bizim gibi ürün üreticisi olan

grupların rekabet edebilme şansı yavaş yavaş

azalabilir. Buna karşı tek yol, teknoloji transfe-

ri yapabilecek seviyedeyiz, belirli bölgelerde

ortak yatırımlar kurarak rekabet şansını mut-

laka üst düzeyde tutacak şekilde girişimler

sağlamamız gerekiyor.

İhracatla ilgili bizim ihracatımızın toplam

ciro içindeki payı yüzde 30 dolayında. Biz bu

yüzde 30’u daha yükseltmeye çalışıyoruz. Şu

gerçeği de unutmamak lazım, komşu ülkeler-

deki siyasi gelişmeler bizleri negatif etkiliyor.

Oralarda ciddi bir yatırım planlaması olamadığı

için zorlanıyoruz. Bunun bir başka görünümü

ise gelecek dönemde sorunlar çözülünce alt-

yapıyla ilgili geniş bir pazar ortaya çıkacak. Şu

anda Irak’ın altyapısının tamamen çözülmesi

20 yıl sürer. Altyapı çöktüğü anda her şey çök-

tüğü için çok yapılacak iş yapılması gerekiyor.

Sadece temiz su, pis su borularını düşünme-

yin, telekomünikasyon boruları, drenajlar vs.

hepsini yapmanız gerekiyor.

-İç pazar açısından yerel yönetim-ler başta olmak üzere çok büyük hacim-li programlar devreye girdi. Öncelikle, Türkiye’de üretilen ürünler tercih ediliyor mu, bu alana nasıl bakıyorsunuz?

-Yerel yönetimler yerli ürünleri tercih

ediyor, o konuda pozitif davranıyorlar. Ancak

sorun, malın en ucuzunu alıyorlar. Bizce ise

en kaliteliyi almak gerekli. En ucuz alınınca,

iki dönem sonra her şey silbaştan yapılmak

zorunda kalıyor ve harcanan para heba olmuş

oluyor. Şunu söyledik ve söylemeye devam

ediyoruz: Öyle ürünlerle karşılaşıyoruz ki, ma-

mul boru fi yatı hammadde fi yatından daha

ucuz! Mamulün fi yatı 10, hammadde fi yatı 9..

Bu nasıl olur?.. Üretici demek ki hammadde-

nin içine başka şeyler katılmış, standart değil.

Şunu da duyduk: “Yerel yönetici olarak benim

kaç bin metre iş yaptığımıza bakar”.. Bizim de

yanıtımız, “Allah sizin de bizim de yardımcımız

olsun”.. Bu işi nasıl sürdüreceğiz. Ya iş kapa-

tılacak ya da işimizi hepimiz doğru yapacağız.

Mücadele yıllardır sürüyor. Zaman zaman

akıntıya kapılanlar oluyor, ayakta durmak is-

teniyor.

Bütün kurumlar, sektörümüzü, insanla-

rı doğru yöne doğru yönlendirmek için çaba

harcamak gerekiyor. Ben kendi ürünlerimle

Dünyanın her yerinde her markayla mücadele

edebiliyorum, hem kalite hem de pazar şart-

larına göre. Demek ki benim rekabetle ilgili

sorunum yok. Benim sorunum nerede başlı-

yor, ürünlerin evsafı ile ilgili konularda geliyor.

Hammaddenin de özellikleri vardır. İçine ko-

nulan katkı malzemeleridir, bu malzemelerin

standart dışı kullanımıdır.

PROFİL

“Kemal Zorlu: Yurt dışına yatırım bir çözüm olarak

görülebilir”

“Yerel yönetimler yerli malı tercih ediyor ama en

ucuzunu alıyorlar. Hammadeden ucuz ürün

nasıl olur”

Page 94: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

92

-Egeplast ve Ege Yıldız’dan söz ede-lim, tabii ki dış yatırımlara ilişkin görüşle-rinizi de soracağım?

Ege Yıldız olarak 54 yıl önce kurulmuşuz.

Ege Yıldız pazarlama fi rması olarak faaliyette.

Egeplast üretici fi rmamız. Ürün çeşidimiz çok

fazla. En büyük güvencemiz kalitemiz. Bayi

ağımız 1400 bayiden oluşuyor. Bayilerimizin

bize güvenini sağladık. Sattığımız ürünlerin

hep arkasında olduk. Her üretici, üretiminin

belli bir yüzdesinde hata yapabilir. Biz, her-

hangi bir yerde sorun çıkarsa ürünümüzün

arkasından gideriz ve müşteriye karşı vecibe

neyse aradan 5 yıl da geçse, 10 yıl da geçse

sorunu çözeriz. Ayrıca biz bayimizle, müşteri-

mizle vedalaşmayız. Şunu da belirteyim, bize

gelen müşteri şikayetlerinin yüzde 85’inden

fazlası kullanım-uygulama hatası kaynaklıdır.

Müşteri hatalarında dahi biz sorunu çözme yö-

nünde gayret içinde oluyoruz.

Sektörümüzde hep öncü rol oynadık.

Türkiye’de plastik sektöründeki 100 yeniliğin

90’ı bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiştir.

Biz polietilen boruda yıllarca tek üretici olarak

kaldık. Ürün gruplarıyla ilgili çalışmalarda in-

sanlar arkamızdan geldi. Televizyonda reklam

görüyoruz, “Yenilik yaptık, şunu ürettik” diye..

Bakıyoruz 20 yıl önce biz yapıp, piyasaya sür-

müşüz.

Sektörümüzde büyük yenilik imkanları

var, bunu karşılamak için çalışıyoruz. Yurt dı-

şında 2 yatırım yeri seçtik. Bunu gerçekleştir-

me aşamasındayız. Bu yıl eylül ayına kadar ilk

yatırımı anons ederiz diye düşünüyorum. Mut-

laka yerel ortak gerekli. Ortaklık güzeldir ama

zordur. Eşini boşarsın, ortağını boşayamazsın.

Ortaklıkları doğru yapmak lazım, temelini doğ-

ru yapmak lazım. Yerli ortak, orada sahip, sen

misafi rsin. Misafi rperverlik, sevgi saygı hiç bit-

memeli ortağının. Yeni teknolojik ürünlerimiz

olacak, açıklamak mümkün değil. Çünkü takdir

edersiniz ki rekabet ortamındayız.

-Çok hızlı bir büyüme süreci mi yaşa-yacaksınız?

-Açıkça söylemek gerekirse, ben artık bu

işten çok fazla zevk almıyorum. Çünkü, sektör-

de bir erozyon var. Genel bir erozyon var. Yurt-

dışı yatırımları gerçekleştirip bunların haricin-

de yeni teknolojileri de Türkiye’ye getirdikten

sonra belki devam etmeyeceğiz. Babam şanslı

bir insanmış, bu işleri devam ettirebilecek, ka-

bullenen nesli varmış. Ancak ben sorunlu bir

sektörde çocuklarıma sorun bırakmak istemi-

yorum. Ancak biz bu işin içindeyiz, işimizi sür-

dürüyoruz. Ben 11 yaşında plastik imalatha-

nesinde çalışıyordum, tüp basıyordum, çapak

ayıklıyordum.

Biz Holding olarak yaptıklarımızla gurur

duyuyoruz. İlk rüzgar enerjisi santralini biz

kurduk, 15 yıl önce. Şimdi herkes boy boy re-

simler yayınlıyor. Biz ilk renkli, organik pamuğu

ürettik. Yenilikçi bir anlayıştayız. Bizim geldiği-

miz nokta, olgunluğumuz misyon üstlenme

sorumluluğu veriyor.

Türkiye’de ilk plastik endüstri meslek li-

sesini Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek

Lisesi’ni biz kurduk. Otomasyon bölümünü

kurduk. Japon hükümetinden destek sağladık.

Türkiye’nin bütün otomasyon öğretmenleri

bizim okulumuzda yetişiyor. Bizim için bu ön-

cülük gurur vesilesidir.

Çok fazla sektör sivil toplum örgütlerinde

görünmüyoruz ancak yapan arkadaşlarımızı

destekliyoruz, onlara teşekkür ediyoruz. Arka-

daşlarımızın meslekle ilgili, sektörle ilgili konu-

larda desteğe hazırız.

-Son dönemde Türkiye’ye yabancı ya-tırımcılar satınalmalarla girdiler. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Türkiye pazarına ciddi yabancı fi rmalar

giriyor. Dünya devi fi rmalar geliyor. Bu fi rma-

ların girmesi, standartların yükselmesi, doğru

mala yönelme konusunda katkı yapacaktır.

Sözünü ettiğim gibi, başka yerlerde biz nasıl

yatırım yapmak istiyorsak, onlar da aynı şe-

kilde Türkiye pazarına gelmek, pazara yaklaş-

mak istiyorlar. Plastikte nakliyenin yükü yüz-

de 20’lere kadar çıkabiliyor. Yüzde 20 demek

bizim için karın yok olması anlamına gelebilir.

Türkiye gelişen pazardır, en büyük ülkelerde

İstanbul’daki kadar inşaat göremezsiniz.

-Yabancılar iç pazarda yerli fi rmaları rekabette çok zorlar mı?

Ben Altay yıldız takımında top oynarken,

kaptanlık yapıyordum. Üst takımlarla maça çı-

kıyorduk. O zaman diyordum ki: Arkadaşlar ka-

zanmaya çıkıyoruz. Bugün de iş hayatında hep

kazanmak için sahaya çıkıyorum.

PROFİL

Page 95: PLASFEDDERGİ Sayı 3

Atatürk Bulvarı Deposite İş Merkezi A-5 Blok 5.Kat No:507 İkitelli O.S.B. İstanbul - Türkiye Tel: +90 212 549 83 35 - 549 83 94 pbx. Fax: +90 212 549 86 66

Page 96: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

94

GÖRÜŞ

Reha GürPAGDER Başkan Yardımcısı

Dünya’nın en yeni sektörlerinden biri olan plastik sektörü, ülkemizin de en hızlı gelişen ve

göreceli olarak Dünya sıralamasında ülkemizi temsil adına en önlerde yer alan, stratejik öneme

sahip sektörlerden biri durumundadır.

Bugün Türk plastik sektörünün Dünya’nın 8. büyük ve Avrupa’nın da 3. büyük plastik sektö-

rü durumunda olduğunu bilmeyen yoktur. Bu sektör 5 Milyar USD’lik doğrudan ihracatı ve yine

yaklaşık 5 Milyar USD’lik dolaylı ihracatıyla toplam 10 Milyar USD’lik ihracat gerçekleştirmekte ve

ülkemiz ihracatının %6 dan fazlasına imza atmaktadır.

İş devletten destek alma noktasına geldiğinde ise maalesef istatistikler bu kadar da plastik

sektörü lehine çıkmamaktadır. %99 ‘dan fazlası KOBİ durumunda olan plastik sektöründe yakla-

şık 14.000 fi rma bulunduğu TOBB verileriyle ifade olunmaktadır. Firma başına çalışan ortalama-

sının 18 olduğu tahmin edilen plastik sektörü, ihracatındaki büyümeyi sürdürebilmesi için, ulus-

lar arası rekabet gücünü geliştirmek zorundadır. Rekabette öne çıkabilmesi için de günümüzün

moda deyimiyle inovatif yani yenilikçi – yaratıcı ve farklılık arzeden ürünlere yönelmesi gerek-

mektedir. Bunun yolu ise Araştırma Geliştirme faaliyetlerine yeterli önemin verilmesi ve kayna-

ğın ayrılmasından geçmektedir.

Hepimizin malumu, 1 Nisan 2008’de yürürlüğe giren 5746 sayılı kanun ile Ar-Ge merkezleri

tanımlanmış ve bu merkezleri kuran şirketlere kurumlar vergisi indirimi , gelir vergisi stopaj teşvi-

ği, sigorta prim desteği gibi devlet destekleri uygulanmaya başlanmıştır. Ar-Ge’nin ve bu sayede

sürdürülebilir rekabetçiliğin desteklenmesi yolunda son derece olumlu bir adım olan uygula-

ma, Ar-Ge’de tam zaman eşdeğer en az 50 personel çalıştırma mecburiyetini temel kıstas olarak

alınca, maalesef ülkemize 30 Milyar USD’lik bir üretim desteği veren plastik sektörü bu desteğin

dışında kalmıştır.

T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sayfasındaki 26 Temmuz 2012 itibariyle güncel-

lenmiş istatistikler de bizlerin yaşamakta olduklarını teyid eder niteliktedir. Anılan tarih itibariyle

Ar-Ge Merkezi desteğinden yararlanabilen toplam 129 fi rmanın içinde plastik sektöründen hiçbir

fi rma bulunmamaktadır. Temel kriter olarak konmuş bulunan 50 tam zamanlı doğrudan Ar-Ge

personel sınırı, plastik sektörünün de kapsam içine alınabilmesi için tek basamaklı gerçekçi ve ula-

şılabilir sayılara indirilmesi zorunluluktur. Dermek olarak bu durumu takip eden ve ilgili makamlar

nezdinde dillendiren olacağız.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik sistemi olarak geçtiğimiz yıl uygulama esasları net-

leştirilen Yeni Teşvik sistemi de maalesef plastik sektörünü sektör olarak kavrayamamış, verilen

bölgesel teşviklerin de plastik sektörünün yoğun olduğu yerlere verilmemiş olması nedeniyle,

sektör adına arzu edilen destek seviyesine ulaşamamıştır. 2023 yılı için hedefl enen 500 Milyar

USD’lik ihracat hedefi nden plastik sektörü payına düşecek yaklaşık 17 Milyar USD’lik ihracatın bi-

rebirden ortaya çıkması mümkün olamayacağına göre, konulan hedefl ere ulaşmak için gereken

adımlar atılmalı, hem yatırım hem verimlilik adına plastik sektörü hak ettiği devlet desteklerine

zaman kaybetmeksizin kavuşturulmalıdır.

Plastik Sektörünün Günahı Ne?

Page 97: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 98: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

96

GÖRÜŞ

Ali İbrahim AydınYeminli Mali Müşavir

[email protected]

Anonim şirket hisseleri elden çıkarılmasının

Türkiye’de kurulu şirketlerin büyük ço-

ğunluğu anonim ve limited şirketlerden oluş-

maktadır. Bu şirketlerde hisse veya ortaklık

payına sahip olan gerçek kişilerin bunları elden

çıkarmaları halinde muhatap olacakları vergi

rejimleri farklılıklar göstermekte, bu farklılık-

ların göz ardı edilmesi, mükellefl er açısından

önemli vergisel sonuçların ortaya çıkmasına

sebep olabilmektedir.

Bu sayıda anonim şirket hisseleri ile limi-

ted şirket ortaklık paylarının elden çıkarılması-

nın vergisel sonuçları mevcut yasal düzenle-

meler çerçevesinde değerlendirilecektir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80.

Maddesinin 1 numaralı fıkrasında, ivazsız ola-

rak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumla-

ra ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tu-

tulan hisse senetleri hariç menkul kıymetlerin

veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden

çıkarılmasından sağlanan kazançların değer

artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olduğu

hüküm altına alınmıştır.

Bu hükme göre, iki yıldan fazla elde tutul-

ması şartıyla, anonim şirket hisse senetlerinin

elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar

gelir vergisinin konusuna girmemektedir.

Ancak, bu hükmün geçerli olabilmesi için

hisse senetlerinin bastırılmış olması ve satışın

hisse senedinin devredilmesi suretiyle ger-

çekleştirilmiş olması gerektiğidir. Zira madde

hükmü, iki yıldan fazla süreyle elde tutulan

hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde

oluşacak kazancın değer artış kazancı ola-

rak dikkate alınmayacağını düzenlemektedir.

Kanun koyucunun bu düzenlemedeki amacı

menkul kıymetler piyasasını teşvik etmek.

Maliye Bakanlığı 232 no’lu Gelir Vergisi

Kanunu Genel Tebliği’nde, hisse senedi yerine

bastırılan geçici ilmühaberlerin devredilme-

si halinde de, en az iki yıl elde tutma şartının

sağlanması koşuluyla, vergiye tabi olmama

hükmünün uygulanabileceğine dair açıklama

yapmıştır.

Diğer taraftan, mükerrer 80. Maddenin

4 numaralı fıkrasına göre, ortaklık haklarının

veya hisselerinin elden çıkarılmasından do-

ğan kazançlar, bunların elde tutulduğu süre

gözetilmeksizin değer artış kazancı olarak ta-

nımlamıştır. Buna göre, limited şirket ortaklık

paylarının elden çıkarması halinde, bu ortaklık

paylarının elde tutulma süresi ne olursa olsun,

elden çıkarma suretiyle elde edilen kazançlar

değer artış kazancı olarak vergiye tabi olmak-

tadır.

Bu arada, bir takvim yılı itibarıyla belirli bir

tutarın altında kalan değer artış kazançlarının

“vergilendirilmeyecek değer artış kazancı”

olarak belirlendiğini ve kazancın hesaplanma-

sında maliyet bedelinin bir kısım koşulun var

olması şartıyla ve belirli kurallar çerçevesinde

fi yat endekslerindeki artış oranında artırılaca-

ğını da parantez içinde ifade etmekte fayda

var.

Konu ile ilgili kanun hükümleri yukarı-

daki gibi olmakla birlikte, Maliye Bakanlığı

son dönemde verdiği muktezalarda, limited

şirketlerinin nev’i değişikliği yoluyla anonim

şirkete dönüşmesi ve dönüşülen anonim şir-

ket hisselerinin elden çıkarılması halinde, bu

hisselerin elden çıkarılmasından elde edilen

kazancın vergilendirilmesi hususunda farklı

bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu kapsamda ve-

rilen muktezalarda, limited şirketlerin anonim

şirkete dönüştürülerek hisselerinin elden çı-

karılması halinde, iki yıllık sürenin belirlenme-

sinde ortakların şirket hisse senetlerini iktisap

tarihi olarak anonim şirkete dönüşme veya

yeni kurulan anonim şirketin hisse senetle-

rinin bastırıldığı tarihin değil, limited şirketin

hisselerinin iktisap tarihinin dikkate alınaca-

ğını belirtmiştir. Maliye Bakanlığı bu görüşünü

Kurumlar Vergisinin 19 ve 20. maddelerine

dayandırmıştır.

1 No’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Tebliği-

nin 19.3.3. numaralı bölümünde, KVK’nın 19

ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen

Page 99: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

97

GÖRÜŞ

ile limited şirket ortaklık paylarının vergisel sonuçları ve bir paradoks

devir ve bölünme (kısmi bölünme dâhil) halle-

rinde, devir olan veya bölünen şirketin ortak-

larına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu

yeni hisselerin verilmesine neden olan devo-

lan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap

edildiği tarihin esas alınması gerektiği, nev’i

değişikliklerinin de devir hükmünde olduğu,

nev’i değişikliği suretiyle elde edilen hisse se-

netlerinde ilk iktisap tarihinin nev’i değiştiren

şirket paylarının iktisap edildiği tarih olacağı

belirtilmektedir.

Örneğin, 22.05.2002 tarihinde kurulan

bir limited şirket, 11.08.2011 tarihinde anonim

şirkete dönüşmüş, 15.08.2011 tarihinde hisse

senedi bastırmış olsun. Limited şirketin kurul-

duğu tarihten beri ortak olan bir gerçek kişi,

24.12.2011 tarihinde şirket hisse senetlerini

elden çıkarmış ise, hisse senetlerinin iktisap

tarihi olarak limited şirketin kuruluş tarihi olan

22.05.2002 tarihi dikkate alınmakta ve elden

çıkarma tarihi itibarıyla iki yıldan fazla süre

geçtiğinden kazancın tutarı ne olursa olsun

değer artış kazancı olarak nitelendirilmemek-

tedir.

Konu her ne kadar tartışmaya açık olsa

da, İdarenin mükellef lehine vermiş olduğu

bu görüşü olumlu karşılamak gerekiyor. Zira

kanaatimize göre, nev’i değişikliği halinde,

dönüşülen anonim şirketin hisselerinin iktisap

tarihi olarak limited şirketin ortaklık paylarının

elde edildiği tarih kabul edilebilir, ancak, bu

hükmün daha geniş bir değerlendirme ile “his-

se senedinin elde edildiği tarih” olarak kabul

edilmesi mükellef lehine bir zorlama bir görüş

gibi duruyor. Özetle, hisse ve hisse senedi kav-

ramlarının birbirine eş kavramlar gibi değer-

lendirildiği ve bu kavramların özünde sahip ol-

dukları farklılıkların ihmal edildiği söylenebilir.

Kaldı ki, yukarıdaki örneği bir anonim

şirket için dikkate aldığımızda farklı bir sonuç

otraya çıkmakta. Şöyle ki; 22.05.2002 tarihin-

de kurulan bir anonim şirket, 15.08.2011 tari-

hinde hisse senedi bastırmış olsun. İlk günden

itibaren bu şirketin hisselerini elinde tutan

bir gerçek kişi, bu hisseleri 24.12.2011 tari-

hinde elden çıkardığında elden çıkarma tarihi

itibarıyla hisse senetlerini iki yıldan fazla elde

tutma şartı gerçekleşmediği için elde edilen

kazanç değer artış kazancı olarak değerlen-

dirilmektedir. Nitekim Maliye Bakanlığı’nın bu

yönde vermiş olduğu muktezalar mevcuttur.

Bu durum, maalesef bir paradoks olarak

görünüyor. Zira her daim anonim şirket hisse-

lerinin elde tutulmasının değer artış kazancı

bakımından daha avantajlı olduğu hususu

değerlendirilmekte iken yukarıda belirtilen

örneklerde yer alan durumlar limited şirket or-

taklığını daha avantajlı bir hale getirmektedir.

Bu itibarla, konunun her iki yönüy-

le değerlendirilmek suretiyle, hem Maliye

Bakanlığı’nın limited şirketlerin anonim şirkete

dönüşmesi halinde hisse senetlerinin iktisap

tarihinin limited şirkete ortak olunan tarih ola-

rak dikkate alınacağına dair görüşünün yasal

bir dayanağa kavuşturulması hem de hisse

senedi bastırmamış anonim şirketlerin pay sa-

hipleri için oluşan dezavantajlı durumun ber-

taraf edilmesinde fayda var. Zira İdarenin bu

yorumu ile öteden beri kurulu olan limited şir-

ketler ile anonim şirketlerin ortak ve hissedar-

ları arasında bir eşitsizliğe yol açtığını aşikâr.

Öte yandan, yakın bir zamanda Meclise

sevk edilmesi beklenen yeni Gelir Vergisi Yasa

Tasarısı ile hisse senetlerinin elde tutulması

ile ilgili iki yıllık sürenin kaldırılacağı ve hisse

senetlerinin veya ortaklık paylarının elde tu-

tulduğu süre uzadıkça vergiye tabi tutulacak

kazanç kısmının azalacağı bir sisteme geçilme-

sinin planlanmakta. Buna göre, hisse senetleri

iktisap tarihinden itibaren iki yıl elde tutul-

duktan sonra elden çıkarılsa bile şayet oluşan

bir kazanç varsa belirli oranlarda vergiye tabi

tutulabilecek.

Bu yeni düzenlemenin dolaysız vergilerin

toplam vergi gelirleri içindeki payının artırıl-

ması gerektiğine yönelik görüşler çerçevesin-

de isabetli, vergi tekniği bakımından da daha

uygulanabilir olduğunu söylemekte fayda var.

Page 100: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

98

ENDÜSTRİDEN

Teşvik ve hammadde tedariğindeki so-

runlara rağmen, 2012’yi büyümeyle tamamla-

yan plastik sektöründe yılın ilk çeyrek gerçek-

leşmeleri umut verdi ve 2013 yıl sonu büyüme

tahmini değer bazında yüzde 12,5 olarak yu-

karı yönlü revize edildi.

PLASFED ve PAGDER Genel Sekreteri

Barbaros Demirci, yılın ilk çeyreğine ilişkin bir

değerlendirme notu hazırladı. Buna göre, yı-

lın ilk 3 ayı sonunda üretim 8.3 milyar Dolar,

ihracat 1.01 milyar dolar, dış ticaret fazlası

da 359 milyon Dolar oldu. Değerlendirmede,

2013 sonu tahminleri de güncellenerek, 33

milyar Dolarlık üretim, 4 milyar 53 milyon do-

larlık ihracat 2,6 milyar dolar ithalat tahmini

yapıldı. Böylece, sektörün plastik mamullerde

1 milyar 453 milyon dolar dış ticaret fazlası

vereceği tahminine yer verildi. Sektörün dış ti-

caret fazlasının 2012 ile aynı seviyede kalması

bekleniyor.

Yılın ilk üç ayı sonu itibariyle gerçekleş-

meler ve 2013 sonu tahminleri şöyle:

Plastik mamullerde ilk çeyrek sonunda,

miktar bazında üretim 1.94 milyon ton, ithalat

119 bin ton, ihracat 329 bin ton, yurtiçi tüke-

tim 1,7 milyon ton ve dış ticaret fazlası 210 bin

ton olarak gerçekleşti. Aynı trend devam eder-

se, yıl sonunda üretimin 7,75 milyon ton, itha-

latın 477 bin ton, ihracatın 1.316 ton, yurtiçi

tüketimin 6,9 milyon ton. dış ticaret fazlasının

da 839 bin tona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Plastik mamullerde, değer bazında ise,

yılın ilk üç ayı sonu itibariyle üretim 8,3 mil-

yar dolar, sektörün yarattığı katma değer 3,3

milyar dolar, ithalat 651 milyon dolar, ihracat

1,01 milyar dolar, dış ticaret fazlası 359 milyon

Dolar olarak gerçekleşti. Mevcut trend devam

ederse, 2013 yılı sonu itibariyle üretimin 33

milyar dolar, ithalat 2,6 milyar dolar, ihracat

4 milyar 53 milyon dolar, yurtiçi tüketim 31,5

milyar dolar, dış ticaret fazlası 1 milyar 448

milyon dolar olarak gerçekleşecek.

Sektörün, değer bazında 2013 sonunda

yüzde 12,5 oranında büyümesi, ithalatın yüz-

de 1,1, ihracatın yüzde 0,4 oranında artması

bekleniyor. Yurtiçi tüketim ise yüzde 13,2 ora-

nında artacak.

Mamul bazında, yılın ilk çeyreği gerçek-

leşmelerine göre plastik mamul ortalama ithal

fi yatı kilogramda 5,46 dolar, ihraç fi yatı kilog-

ramda 3,08 dolar olarak gerçekleşti. İlk çeyrek

sonucunda, Türkiye, ortalama ihraç fi yatın

yüzde 77 üzerinde fi yatla plastik mamul ithal

etti.

Plastik sanayicileri, yılın ilk 3 ayında 185

ülkeye plastik mamul ihraç etti. İhracat yapılan

ilk 10 ülke, yüzde 50 ağırlık aldı. En fazla ihra-

cat yapılan ülkeler, Irak, Almanya, Rusya Fed.,

İngiltere ve Fransa oldu.

Hammaddede gelişmeler

Rapora göre, yılın ilk üç ayı sonunda 213

bin ton hammadde üretimi gerçekleşirken, it-

halat 1 milyon 532 bin tona ulaştı. Aynı trend

devam edere, yıl sonunda 850 bin ton yerli

üretim, 6 milyon 129 bin ton ise ithalat yapı-

lacak. Yine aynı trendin devam etmesi halinde

hammaddede 2013 yılı sonu itibariyle üretim

yüzde 1, ithalat yüzde 9,4 oranında artmış ola-

cak. Hammadde ihracatının da etkisiyle, yerli

hammadde kullanımının yüzde 12’de sınırlı ka-

lacağı tahminine raporda yer verildi.

Plastik sektörü ilk çeyrek sonuçları: İhracat 1 milyar doları aştı, yıl sonu büyüme hedefi , genel hedefi n 3 katına çıktı

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) sektörün tutar bazın-

da 2013 ilk çeyreğinde 8,3 milyar Dolarlık üretim yapıldığı, ihracatın da

1 milyar doları geçtiğini açıkladı. PLASFED ve PAGDER Genel Sekreteri

Barbaros Demirci tarafından yapılan değerlendirmede, 2013 yıl sonu

tahminlerinin de yukarı yönlü güncellendiği kaydedildi. Değer bazında

sektör büyümesi, 2013 yılında,Türkiye’nin genel büyüme oranı hedefi -

nin 3 katına çıkarak yüzde 12,5’a ulaşabilir. Sektörün dış ticaret fazlası

2013 sonunda da sürecek.

PLASTİK MAMULLERDE ARZ VE TALEP DENGESİ (Milyon Dolar)

2012 2013 (3 Ay)

2013 (T)

% Artış(2013 / 2012)

Üretim 29.335 8.250 33.000 12,5

İthalat 2.576 651 2.604 1,1

İhracat 4.038 1.013 4.053 0,4

Yurtiçi Tüketim 27.874 7.888 31.552 13,2

Dış Ticaret Açığı / Fazlası 1.461 362 1.448

İhracat / Üretim ( % ) 14 12 12

İthalat / Yurtiçi Tüketim ( % ) 9 8 8

İhracat / İthalat ( % ) 157 156 156

Page 101: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

99

ESENYURT: Doğan Araslı Cad. Fatih San. Sit. D1/A Blok

No: 21-25 34510 Esenyurt / İSTANBUL

Tel: (0212) 690 38 00 (Pbx) Faks: (0212) 690 68 28

GEBZE: TAYSAD,TOSB Org. San. Böl. 1. Cad. 15. Yol No:1

41420 Şekerpınar / Çayırova – KOCAELİ

Tel : (0262) 658 25 30 (Pbx) Faks : (0262) 658 25 60

www.alper.com.tr

ÇEVRE DOSTU TEKNOLOJİ…LaboratuvarSertlik Ölçümleri

Mikroyapı Analizi

Hasar Analizi

Deneysel Proses Analizi

Fırın İmalatıAtmosfer Kontrollü Fırınlar

Vakum Temper ve Nitrasyon fırınları

Özel Nitrasyon ve Oksidasyon Fırınları

Özel Proses Fırınları

Laboratuvar Fırınları

Isıl İşlemVakum Sertleştirme

Tavlama

Ostemperleme

Nitrasyon

Nitrokarbürizasyon

Karbonitrasyon

Sementasyon

Oksidasyon

NITROX®

Yaşlandırma

Kriyojenik İşlem

Page 102: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

100

ENDÜSTRİDEN

Türkiye, plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70 – 80’ini ithalatla karşılayan, bu mamullerde net ithalatçı konumunda

bulunan ve 2012 yılında birim ihraç fi yatlarının ithal fi yatlarına yaklaşmış olmasına rağmen, gelişmiş batı toplumlarına kıyasla düşük ihraç fi yatları

ile yeterli katma değer sağlayamayan bir ülke konumundadır. Plastik sektörü hızla büyürken plastik işleme makineleri üretimi bu hıza paralel olarak

gelişmemekte ve sektör başta Çin olmak üzere ucuz makine üreticisi ülkelerden yapılan ithalat karşısında hızla erimektedir. Plastik işleme makinele-

ri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü

sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimin giderek küçülmesine

neden olmaktadır.

Plastik sektörü, 2003 – 2012 yılları arasında toplam 5,7 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış olup son 3 yıldır yapılan yatırımın or-

talama yıllık tutarı 750 milyon dolardır. Bunun, yüzde 24’ü enjeksiyon, yüzde 18’i ekstrüzyon, yüzde 28’i kesme yarma ve biçim verme makinelerin-

den oluşmuştur. Plastik işleme makineleri sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim gerçekleşirken bunun 123 milyon doları ihraç edilmiştir.

596 milyon dolarlık ithalata karşı iç pazar satışlarının 785 milyon dolar düzeyinde olduğu görülmektedir.

2012 yılında plastik işleme makineleri üretimi 2011 yılına kıyasla yüzde 5, ihracat yüzde 20 artarken, ithalatın yüzde 14 , iç satışların da yüzde

11 gerilediği görülmektedir.

Türkiye’nin plastik ihracatında ilk 10 sıraya giren ihracat pazarlarının dünya plastik işleme makineleri toplam ithalatı içinde yüzde 13,4 payı olan

ülkeler olduğu görülmektedir. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatını arttırması için, dünya plastik işleme makineleri ithalatından yüzde

86,6 pay alan diğer ülkelere yönelik tanıtım faaliyetlerini arttırması gerekmektedir.

Türkiye, ucuz ve yetişmiş insan gücü ile makine üretimindeki deneyim avantajını kullanarak global makine üreticilerini Türkiye’de yatırım yap-

mak için gerekli teşvik altyapısını kurabilir ve global oyuncuların Türkiye’de yapacağı plastik işleme makine yatırımlarına özel teşvikler sağlanabilir.

Bu şekilde uygulanacak bir teşvik altyapısı ile en azından plastik işleme makinelerinin bazı modelleri için Türkiye üretim ve ihracat üssü haline geti-

rilebilir. Bunun başarılması halinde diğer model makinelerinin de Türkiye’de üretilip, batının makine ihtiyacı Türkiye’den sağlanabilir. Bunun gerçek-

leşmesi için ana makine ve bu makinelere yönelik parça üreten fi rmalar arasında “ Rekabet Öncesi İşbirliği “ nin sağlanması gerekmektedir. Küresel

rekabetin sürdürülebilirliği için makine ve aksam ve parçalar üreticisi ilişkilerinin karşılıklı güvene dayanan, ortak tasarımı içeren uzun vadeli bir “İş

Ortaklığı” olarak ele alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, global oyuncuların Türkiye’de yatırım yaptıktan sonra aksam ve parça ihtiyaçlarını yurt

dışından karşılayıp katma değeri yurt dışına transferleri mümkün olabilir. Türkiye’nin makine üretiminde global oyuncu olması, bu sektöre yönelik

aksam ve parçaların da hızla üretilip daha büyük katma değerle ihraç edilmesine olanak verecektir.

Türkiye plastik işleme makineleri sektörü, 2012’yi üretim ve ihracat artışıyla kapattı. Ancak, sektörün

ikinci el ve ucuz makineye yönelik ilgisi devam ediyor. Türkiye iç talebinin yüzde 70-80’i hala ithal makine-

lerle karşılanıyor. Türkiye, yıllık ortalama 750 milyon dolarlık makine-teçhizat yatırımı ile önde gelen pazar-

lardan biri. Sektörün gelişmesi için gerekli unsurlardan biri olan Türkiye’nin gerek yerli, gerekse uluslar arası

makine imalatçıları için bir üs olması yönünde başta teşvik olmak üzere adımlar atılması gerekiyor.

Plastik işlememakineleri sektöründe yapısal sorunlar sürüyor

YÖNETİCİ ÖZETİ

Barbaros DEMİRCİPLASFED/PAGDERGenel Sekreter

Page 103: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

101

ENDÜSTRİDEN

Bu gün katma değer sağlayan makinelerin üretimi çok büyük AR – GE harcamaları gerektirmektedir. Tümü KOBİ düzeyinde bulunan yerli ma-

kine üreticilerinin bu ölçeklerde AR - GE harcamaları yaparak batının makineleri düzeyinde teknolojik düzeye erişmeleri mevcut fi nansal güçlerinin

yetersizliği nedeni ile zordur. Bu nedenle Türkiye’de ana makine üretimi yerine bu makinelerin aksam ve parçalarının istenilen kalite düzeyinde üre-

tilerek sektörümüzün küresel oyuncuların parça tedarik sistemine girmeleri ve Türkiye’nin plastik işleme makineleri aksam ve parçalarında üretim

ve ihracat üssü haline getirilmesi izlenebilecek ikinci stratejiyi oluşturabilir.

TÜRK PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜ

2003 yılında 53 milyon dolar olan plastik işleme makineleri üretimi, 2008 yılında 243 milyon dolara çıkmış ancak 2009 ve 2010 yıllarında kü-

resel krizin olumsuz etkileri nedeniyle geriledikten sonra 2011 yılından itibaren tekrar artış trendine girmiştir. 2012 yılında üretim 311 milyon dolar

olarak gerçekleşmiş olup 2011 yılına kıyasla yüzde 5,1 artmıştır.

2003 yılında 257 Milyon Dolar olan plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçaları ithalatı sürekli olarak artmış ve 2008 yılında 507

milyon dolara çıktıktan sonra 2009 yılında küresel krizin olumsuz etkisi ile gerileme trendine girmiştir. İthalatın 2009 yılında 312 Milyon dolara

indikten sonra 2011 yılında 692 milyon dolara çıktığı görülmektedir. 2012 yılında plastik işleme makineleri ithalatı yüzde 14 azalarak 596 milyon

dolara inmiştir.

2012 yılında 10 ülke toplam ithalattan değer bazında yüzde 91, adet bazında da yüzde 94 pay almıştır. Almanya, Çin ve İtalya, plastik işleme

makineleri ithal ettiğimiz ilk 3 ülkeyi oluşturmaktadır.

Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri Üretimi (Milyon $)

Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İthalatı (Milyon $)

53

83

141164

180

243

167179

296311

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

257

408 421459

486 507

312

452

692

596

200820072006200520042003 2009 2010 2011 2012

Page 104: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

102

ENDÜSTRİDEN

Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İhracatı (Milyon$)

Plastik İşleme Makineleri ve Aksam ve Parçaları İhracatında İlk 10 Ülke

2003 yılında 22 milyon dolar olan plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları ihracatı, 2008 yılında 95 milyon dolara çıktıktan sonra küre-

sel krizin olumsuz etkisi nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarında gerilemiştir. 2011 yılında 103 milyon dolara çıkan ihracat, 2012 yılında yüzde 20 artarak

123 milyon dolara çıkmıştır.

2012 yılında 10 ülkeye yapılan plastik işleme makineleri ihracatı toplam ihracatın dolar bazında yüzde 59’unu, adet bazında da yüzde 40’ını

oluşturmuştur. 2012 yılında plastik işleme makineleri ihracatımızda ilk 3 sırayı Rusya, İran ve Almanya almıştır. Türkiye’nin plastik işleme makineleri

ihracatında ilk 10’a giren ülkelerin, dünya plastik ithalatındaki toplam payları yüzde 13,4 dür.

Plastik ve Kauçuk İşleme Makineleri İthalatında İlk 10 Ülke (Milyon $)

Kaynak : TUİK

2011 2012 ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ AdetAlmanya 210 1.068 Almanya 158 836

Çin 130 5.459 Çin 148 4.528

İtalya 104 2.422 İtalya 82 552

Avusturya 44 143 Japonya 37 44

Tayvan 35 383 Avusturya 36 165

Fransa 27 88 Tayvan 31 287

İsviçre 24 70 A.B.D. 22 105

Hollanda 21 104 Güney Kore 11 195

Japonya 16 32 Fransa 10 42

Kanada 15 32 İsviçre 9 60

10 Ülke Toplamı 624 9.801 10 Ülke Toplamı 543 6.814

Diğerleri 67 771 Diğerleri 53 438

GENEL TOPLAM 692 10.572 GENEL TOPLAM 596 7.252

22

33

5765

72

95

6572

103

123

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

Kaynak : TUİK

2011 2012 Dünyaİthalatındaki Payı ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ Adet

İran 17,2 507 Rusya Fed. 16,7 343 3,20

Rusya Fed. 14,5 271 İran 11,9 318 1,19

Azerbeycan 5,2 141 Almanya 8,6 77 5,70

Bulgaristan 4,8 146 Azerbeycan 7,6 99 0,14

Romanya 4,2 59 Irak 6,9 224 0,16

Almanya 3,8 52 Bulgaristan 5,5 137 0,13

Güney Afrika 3,4 14 Güney Afrika 4,8 34 1,01

Kazakistan 3,1 155 Kazakistan 3,9 225 0,17

Özbekistan 2,4 75 Romanya 3,4 53 0,94

Irak 2,2 149 Mısır 2,6 49 0,56

10 Ülke Toplamı 60,8 1.569 10 Ülke Toplamı 72,1 1.559 13,2

Diğerleri 41,7 1.444 Diğerleri 50,6 2.371 86,8

GENEL TOPLAM 102,6 3.013 GENEL TOPLAM 122,7 3.930

Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ithal fi yatı 2011 yılında 13,25 dolar / kg iken, 2012 yılında 12,72 dolar

/ kg’a gerilemiştir. Bu dönemde ortalama ithal fi yatlarında yüzde 4 gerileme yaşanmıştır. Birim ithal fi yatları, kesme, yarma ve biçim verme makine-

leri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm makinelerde önemli ölçüde gerilemiştir.

Page 105: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

103

ENDÜSTRİDEN

Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ihraç fi yatı 2011 yılında 11,2 dolar / kg iken 2012 yılında yüzde 7,5

artarak 12,04 dolar / kg’a çıktığı görülmektedir. 2012 yılında enjeksiyon, kesme, yarma ve biçim verme makineleri ile aksam ve parçalar dışındaki tüm

kalemlerde birim ihraç fi yatının önemli ölçüde arttığı izlenmektedir.

Plastik işleme makineleri birim ithal fi yatları, 2003 yılından buyana birim ihraç fi yatlarının daima üstünde seyretmektedir. Bu durum, Türkiye’nin

katma değeri daha yüksek makineler ithal ettiğini ve buna karşılı katma değeri düşük makineleri üreterek ihracat yaptığını göstermektedir.

Türkiye, plastik işleme makineleri dış ticaretinde daima dış ticaret açığı vermektedir. 2011 yılında dış ticaret açığı 589 milyon dolarla en üst

düzeye çıkmıştır. 2012 yılında dış ticaret açığı yüzde 20 azalarak 474 milyon dolara inmiştir.

Plastik sektörü, işleme kapasitesindeki artışa paralel olarak her yıl artan ölçüde makine ve teçhizat yatırımı yapmaktadır. Sektörün 2003 yılında

288 milyon dolar olan makine teçhizat yatırımı 2011 yılında 885 milyon dolarla en üst düzeyine çıkmıştır. Toplam makine teçhizat yatırımı 2012

yılında yüzde 11 azalarak 785 milyon dolara gerilemiştir.

Plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe 2012 yılında 311 milyon dolar üretim, 596 milyon dolar ithalat, 123 milyon dolar

ihracat ve 785 milyon dolar da iç pazar satışları ( plastik sektörünün makine ve teçhizat yatırımı ) gerçekleşmiştir.

2012 yılında, plastik işleme makineleri ile aksam ve parçala-

rı sektöründe, iç satışların ( sektörün makine teçhizat yatırımının )

yüzde 76’sının ithalatla karşılandığı, toplam üretimin yüzde 39’unun

ihraç edildiği, ve ihracatın ithalatı karşılama oranının da yüzde 21

olarak gerçekleştiği görülmektedir.

Plastik Kauçuk İşleme Makinaları Ortalama Birim Dış Ticaret Fiyatları ($/kg)

Plastik İşleme Makineleri Genel Arz – Talep Dengesi (Milyon $)

16,0

14,0

12,0

10,0

8,0

6,0

4,0

2,0

0,02004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

288

458505

558595

656

414

558

885

785

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

2011 2012 %Artış 2011/2012

Üretim 296 311 5

İthalat 692 596 -14

İhracat 103 123 20

İç Satış 885 785 -11

İhracat / Üretim ( % ) 35 39

İthalat / İç Satış ( % ) 78 76

İhracat / İthalat ( % ) 15 21

Plastik İşleme Makineleri İç Pazar Satışları (Sektörün Makine Yatırımı) (Milyon $)

Page 106: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

104

FROM THE INDUSTRY

Turkey, is in a situation that it can meet the 70 – 80 % of the demand for plastics processing machines, accessories and parts through imports,

is a net importer regarding the aforementioned manufactures and cannot provide enough added value with low export prices when compared to

the developed countries despite the fact that the unit export prices came close to the import prices in 2012.

While the plastics industry is developing swiftly, the production of plastics processing machines are not developing in parallel with the said

manner and the industry is continuously losing its ground due to cheap plastics machines producer countries, particularly China. The gradual down-

sizing in the plastics processing machine industry in Turkey Plastics is caused by the fact that there is not a state strategy towards the processing

machines industry, the domestic manufacturers are not protected enough and that the plastics product manufacturers prefer cheap and second

hand machine imports in order to get the edge over competition.

The plastics industry made an investment of USD billion 5.7 in machines and equipment between the years 2003 – 2012 and the average

annual amount of the investment made in the last 3 years is around USD billion 750. 24 % of the said amount was comprised of injection, 18 % of

extrusion and 28 % of shearing, splitting and forming machines. While a production of USD million 311 was made in plastics processing machines

industry in 2012, USD million 123 of the said amount was exported. It is observed that the internal market sales are USD million 785 against USD

million 596 of imports.

It is also observed that the plastics processing machines production increased by 5 %, exports by 20 % in 2012 when compared to 2011 while

the imports decreased by 14 % and domestic sales by 11 %.

It can be seen that the exporting markets which fall within the fi rst 10 spots in the exports of Turkey comprise the 13.4 % of the total world

plastics processing machines total imports. In order for Turkey to increase its plastics processing machine exports, it should increase its advertising

activities towards the other countries which fall within the remaining 86, 6 % of the world plastics processing machine imports.

Turkey can set up the necessary incentive substructure for global machine manufacturers to invest in Turkey by using its cheap and qualifi ed

manpower and experience in machines manufacturing and special incentives can be provided to the global players for their investments on plastics

processing machines in Turkey. Turkey could be turned into a production and exports base for at least some of the plastics processing machines

with the incentive substructure which is to be applied in the said manner. In case of achieving the aforesaid goal, other models of the machines can

be manufactured in Turkey and the machines needs of the West can be supplied from Turkey. It is necessary for “Cooperation before Competition”

to be established amongst companies which manufacture the main machines and parts for these machines in order to achieve this goal. For the

sustainability of the global competition, it is necessary for the relationship of the machines and accessories and parts manufacturers to be ap-

proached as a long term “Joint Venture” which consists a common design and that depends on mutual trust. In the contrary case, the global players

could meet their accessory and part needs from abroad and make value added transfers to abroad after making investments in Turkey. If Turkey

becomes a global player in machines manufacturing, this could enable for accessory and parts concerning this industry to be manufactured at a fast

pace and exported with a higher added value.

Turkish plastics processing machinery industry closed 2012 with an increase in production and exports.

However, the industry’s interest in second hand and cheap machines continues. 70 to 80 per cent of do-

mestic demand in Turkey is still met by imported machines. Turkey is one of the leading markets with its

machinery-equipment investment worth of USD 750 million. Serious steps should be taken, such as grant-

ing incentives, to make Turkey, a crucial part for development of the industry, a centre of attraction for both

domestic and international manufacturers of machinery.

Structural problems in plastic processing machinery industry persist

EXECUTIVE SUMMARY:

Barbaros DEMİRCİPLASFED/PAGDERSecretary General

Page 107: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

105

FROM THE INDUSTRY

In this day and age the manufacturing of machines which provide added value requires great R&D expenditures. It is diffi cult for the domes-

tic machine manufacturers, all of which are at SME level, to make such R&D expenditures and reach the technological level used by the Western

countries in manufacturing due to their fi nancial in capabilities. For that reason, rather than main machine production in Turkey, the manufacture

of accessory and parts of these machines at the required quality level and entering into supply system of the global players of our industry and

Turkey becoming the manufacture and exports base for plastics processing machine accessories and parts could be the second strategy to pursue.

TURKISH PLASTICS PROCESSING MACHINES INDUSTRY

Plastics processing machines production, which was USD million 53 in 2003, increased to USD million 243 in 2008 and entered into an uptrend

after facing a decline in 2009 and 2010 due to the negative eff ect of the global crisis. Production in 2012 was USD million 311 which was 5.1 %

higher compared to the production in 2011.

The imports of plastics processing machines which was USD million 257 in 2003 continually increased and entered into a downtrend in 2009

due to the negative eff ect of the global crisis after increasing up to USD million 507 in 2008. Imports, which reached its highest level with USD mil-

lion 692 in 2011. The imports of plastics processing machines declined by 14 % to USD million 596 in 2012.

The 10 countries received a share of 91 % on a value basis and a share of 94 % on a number basis in 2012. Germany, China and Italy are the fi rst

3 countries from which we import plastics processing machines. The aforementioned countries are the countries with which we have conducted

imports in the last two years both on a value and number basis.

Plastic Processing Machines Production (USD million)

Imports of Plastics Processing Machines (USD million)

53

83

141164

180

243

167179

296311

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

257

408 421459

486 507

312

452

692

596

200820072006200520042003 2009 2010 2011 2012

Page 108: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

106

FROM THE INDUSTRY

Exports of Plastics Processing Machines (USD Million)

First 10 Countries In Plastics Processing Machines And Accessories And Parts Exports

The plastics processing machines and accessories and parts exports, which was USD million 22 in 2003, went through a regression in 2009

and 2010 due to the negative eff ects of the global crisis after going up to USD million 95 in 2008. Exports, which went up to USD million 103 in 2011,

increased by 20 % in 2012 and rose to USD million 123.

The plastics processing machines exports made to the 10 countries in 2012 constituted the 59 % of the total exports on the dollar basis and

the 40 % on the number basis. The fi rst 3 countries to which we have conducted plastics processing machines exports in 2012 are Russia, Iran and

Germany. The total share of the fi rst 10 countries is about 13,4 % in the world plastics imports.

Source : TURKSTAT

2011 2012COUNTRY USD million Units COUNTRY USD million UnitsGermany 210 1.068 Germany 158 836

China 130 5.459 China 148 4.528

Italy 104 2.422 Italy 82 552

Austria 44 143 Austria 37 44

Taiwan 35 383 Taiwan 36 165

France 27 88 France 31 287

Switzerland 24 70 Switzerland 22 105

Netherlands 21 104 Netherlands 11 195

Japan 16 32 Japan 10 42

Canada 15 32 Canada 9 60

Total Of 10 Countries 624 9.801 Total Of 10 Countries 543 6.814

Others 67 771 Others 53 438

Grand Total 692 10.572 Grand Total 596 7.252

22

33

5765

72

95

6572

103

123

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

Source : TURKSTAT

2011 2012 Dünyaİthalatındaki Payı ÜLKELER Milyon $ Adet ÜLKELER Milyon $ Adet

Iran 17,2 507 Iran 16,7 343 3,20

Russian Fed. 14,5 271 Russian Fed. 11,9 318 1,19

Azerbaijan 5,2 141 Azerbaijan 8,6 77 5,70

Bulgaria 4,8 146 Bulgaria 7,6 99 0,14

Romania 4,2 59 Romania 6,9 224 0,16

Germany 3,8 52 Germany 5,5 137 0,13

South Africa 3,4 14 South Africa 4,8 34 1,01

Kazakhstan 3,1 155 Kazakhstan 3,9 225 0,17

Uzbekistan 2,4 75 Uzbekistan 3,4 53 0,94

Iraq 2,2 149 Iraq 2,6 49 0,56

Total Of 10 Countries 60,8 1.569 Total Of 10 Countries 72,1 1.559 13,2

Others 41,7 1.444 Others 50,6 2.371 86,8

Grand Total 102,6 3.013 Grand Total 122,7 3.930

While the average unit import price for plastics processing machines and accessories and parts was 13.25 dollars/kg in 2011, it regressed to

12.72 dollars/kg in 2012. An average regression of 4 % was experienced in this period. The unit import price signifi cantly regressed for most of the

machines apart from the shearing, splitting and forming machines and accessories and parts.

First 10 Countries In Plastics Processing Machines Imports (USD million)

Page 109: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

107

While the average unit export price for plastics processing machines and their accessories and parts is 11.2 dollars/kg in 2011, this number

increased by 7.5 % in 2012 and rose to 12.04 dollars/kg. It can be observed that the unit export price for all of the items apart from injection, shear-

ing, splitting and forming machines and accessories and parts increased in 2012.

The unit import prices for plastics processing machines have always been higher than unit export prices since 2003. This circumstance is the

proof of the fact that Turkey imports machines with higher added value and manufactures and exports machines with lower added value.

Turkey has always had foreign trade defi cit in plastics processing machines. Its foreign trade defi cit peaked in 2011 with USD million 589. Then

in 2012 the foreign trade defi cit decreased by 20 % down to USD million 474.

The plastics industry, in parallel with the increase in its processing capacity, makes investment in machine and equipment with an increasing

trend every year. The machine and equipment investment of the industry, which was USD million 288 in 2003, peaked in 2011 with USD million 885.

The total machine equipment investment in 2012 decreased by 11 % and went down to USD million 785.

The plastics industry made a total of 5.7 billion dollars of investment in machines and equipment between the years 2003 – 2012 and the aver-

age investment amount for the past three years is above USD million 750. The 24 % of the said amount was formed by injection, 18 % by extrusion

and 28 % by shearing, splitting and forming machines.

A manufacture of USD million 311, imports of USD million 596, exports of USD million 123 and domestic market sales of USD million 785 (ma-

chine and equipment investment of plastics industry) occurred in the plastics processing machines and their accessories and parts industry in 2012.

It can be observed that the 76 % of the domestic sales (ma-

chine equipment investment of industry) was provided with imports,

that the 39 % of the total manufacture was exported and that the

export coverage ratio of import was 21 % for the plastics processing

machines and their accessories and parts industry in 2012.

Avarage Unit Foreign Trade Prices For Plastics Processing Machines ($/kg)

Supply – Demand Equilibrium In Plastics Processing Machines (USD Million)

Domestic Market Sales of Plastics Processing Machines(Machinery Investments of Turkish Plastics Industry) (USD Million)

16,0

14,0

12,0

10,0

8,0

6,0

4,0

2,0

0,02004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

Import Prices Export Prices

288

458505

558595

656

414

558

885

785

2004 20052003 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

2011 2012 % Increase2012 / 2011

Production 296 311 5

İmports 692 596 -14

Exports 103 123 20

Domestic Sales 885 785 -11

Exports / Manufacture ( % ) 35 39

İmports / Domestic sales ( % ) 78 76

Exports / İmports ( % ) 15 21

FROM THE INDUSTRY

Page 110: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

108

BREAKING NEWS

AGENDA (COVER)

Plastics sector is on a junction: Remaining an SME is not the solution.

Turkish plastics sector is in the third place in Europe. It is possible to step up to the second place in a short time. However, the basic prob-lems arising in the manufacturing industry have started to put pressure on the sector. Moreover, because of the relatively low costs of fi rst in-vestment many countries that are today’s mar-kets have engaged in investment either to use the advantage of raw material or provide their market’s products with low added value.

Turkish plastics sector needs a new ap-proach particularly with respect to the struc-tural problems it experiences with production with high added value and the pressure of increasing international competition. The con-cerns for the sustainability of 30-billion-dollar production and 12-billion-dollar added value are not groundless.

A study conducted by the World Bank and the Undersecretariat of Treasury revealed that the SMEs in Turkey grow much slower than the SMEs of most countries with similar eco-nomic conditions. Moreover, the scale of SMEs in Turkey remains fi xed without stepping up to the next level for longer compared to most of its neighbouring countries including European countries. According to the study based on a survey, 5 problems with top priority are access to funding (25,9 per cent), tax rates (18,2 per cent), political instability (17,5 per cent), unre-corded economy (14,7 per cent), and unqualifi ed labour (9,1 per cent).

As a market, Turkey has the capacity to sustain the operations of large companies and support the growth of SMEs. In addition, the de-mographic opportunities created by the young population show that the economy, and plastics sector in parallel, has a high potential of growth - provided that right steps are taken. What is “absent” in Turkey for the plastics sector is raw material. Moreover, the problem of raw material has become “one of the structural problems” of the sector. Sector’s dependence on raw material was 87 per cent by 2012.

It looks like the investments in plastics sec-tor made in neighbouring countries will chal-lenge the sector in short- and mid-term. Kemal Zorlu, one of the experienced fi gures of the sec-tor, reminds that many machinery manufactur-ers, primarily the European machinery manu-facturers race one another to sell machinery to their neighbouring countries under favourable conditions, using the incentives and funding

powers of their own countries.Another problem in Turkish plastics sector

is the size of the companies. The sector has 14 thousand companies with various sizes but only 18 of them are among the largest 500 compa-nies of Turkey. According to Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER, there must be a basic framework should be formed for a mechanism for taking the opinion of the sector in permis-sion and licensing procedures of entering the sector, and not issuing a license when neces-sary.

Working harder and cooperating is the only way out

With its economy and social life, the Ae-gean Region has been the area of interest for Turkey and even its im-mediate circle. Histori-cally, our region has a rooted culture with its intensive production and commercial activi-ties. It is possible to say that the same is true for the plastics sector. Our association tries to contribute to the devel-opment by its activities

depending on this culture. We take pride and joy in social responsibility and community activities of our member companies and businessmen as well as their success in business.

A strong association for a strong industry

As the Associa-tion of Ankara Plastics Industrialists, we have started to a new period. As you know, we have assumed offi ce in the General Assembly of our Association, one of the most prominent organ-isations of our sector, through the courtesy

of our colleagues. First of all, I am glad to have the chance to greet you

on behalf of the members of our association, in this fi rst letter of mine.

“Turkey and Bursa deserve a larger plastics sector”

Usage of plastics is proportionate to the level of welfare. Con-sumption of plastics in developed countries is a few times as ours. As Turkish plastics indus-trialists, we have es-tablished capacity with a sizeable investment. Now our share in global plastics sector is around 1,6 per cent. We are one

of the largest plastics in-dustries of Europe. Every individual in our country

is in contact with products of plastics industri-alists, including the bed they sleep in. Let alone our products intended for direct consumption, we have products that are in use in nearly all sectors.

Time to switch to new productsKayseri is one of

the leading provinces of Turkey in plastics indus-try. We are working for the development of our sector under the roof of KAYPİDER in Kayseri, of PLASFED nationwide. We are all aware of our agenda with respect to our short-term prob-

lems. It would be better for us to work on long term problems we have to solve or on the goals

we have to set. Certainly, one of the most press-ing matters among these is the transition to new products or products with higher added value.

“Profi tability of the sector is low, and there is no room for mistake”

The plastics indus-try in Turkey has great potential. We are one of the three largest coun-tries in Europe in the size of plastics industry. We have a major market, and our exports – for now – remains strong and we are displaying a performance above

the overall growth of our country. However, this had better not lead

anyone to wrong conclusions. We are passing through a critical phase. Neither we nor the decision makers have room for a mistake. There are things we need to accomplish in order to ensure the healthy growth of the sector and to reach a sustainable business environment. First of all I should underline that the problem “if the neighbour is making good money, I should invest in the same fi eld” which is observed not only in the plastics industry but in all manufac-turing industries applies to the plastics industry, as well.

PAGDER has started a voluntary initiative for honest and fair competition,

Codes of Ethics Established for Plastics Processing Industry

With an initiative that sets an example for the manufac-turing indus-try, PAGDER has taken ac-tion to defi ne codes of ethics resembling the top-tier organ-

Hüseyin SEMERCİChairman /Turkish Plastics Industrialists’ Assocation (PAGDER)

Yunus KARAKAŞ Chairman / Association of Ankara Plastics Industrial-ists (APSD)

İlker BİLİKTÜChairman/Association of Bursa Plastics and Packaging Industrialists (BURPAS)

Yusuf ÖZKANC h a i r m a n / A s s o c i a -tion of Kayseri Plas-tics Business Owners (KAYPİDER)

Erol PAKSUChairman/EGEPLASDER Aegean Plastic Industrial-ists Solidarity Association

Page 111: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

109

BREAKING NEWS

isations such as United Nations, for plastics in-dustry. The codes of ethics include a set of rules ranging from environment to fair competition and rights of children.

“Codes of Ethics for Plastics Processing Industry” is going to function through voluntary adoption by the institutions and organisations. It will be governed by an assessment and moni-toring system to be established by PAGDER. The companies which adopt the codes of ethics and pass the assessment will be entitled to use the specially-designed logos in all kinds of commu-nications they conduct.

Commenting on the publication of Codes of Ethics for Plastics Processing Industry, Hüse-yin Semerci, the Chairman of PAGDER said “our codes of ethics address all aspects of modern business life. As PAGDER, our sense of responsi-bility has encouraged us to establish and accept these rules. I hope this initiative and our respon-sible actions fi nd appreciation and acceptance”.

The Executive Board Assembly of EUROMAP, Association of Euro-pean Manufacturers of Plastics and Rubber Machinery is going to be held in İstanbul in November

48th Executive Committee of EUROMAP, the Association of European Plastics yielded im-portant developments for Turkey. While the Ex-ecutive Board meeting scheduled for November was decided to be held in İstanbul, it was also decided that EUROMAP will not support PLAST EURASIA.

PLASFED takes part in the

Committee that will direct the promotional and regulatory activities intended for the sector

In the Plastics Workshop organised in An-kara, a “ Ste e r i n g C o m m i t -tee” was e s t a b -lished to direct the

eff orts for regulatory activities related to pro-motion, coordination, and legislation intended for the sector. Ministry of Environment and Ur-ban Planning and Ankara Chamber of Commerce became the other members of the Committee which PLASFED is also a member of.

The plastics sector met in the Symposium of plastics, rubber, and polymer technologies in Ankara

“International Symposium of Plastics and Rubber Technologies and Exhibition of Prod-ucts” which brings together the scientists and

industrialists working on the fi elds of plastics, rubber, polymer technologies was held in An-kara.

Plastics sector’s power of representation in the chambers

of Commerce and Industry is on the increase

In April and May, the plastics sector had the excitement of elections for the chambers and

commodity exchanges. Members of the plastics sector have i n c r e a s e d the repre-s e n t a t i o n power of the sector

by taking part in management organs as well as in committees in chamber and commodity exchange elections. Commenting on the issue after the elections, Selçuk Aksoy, the Chair-man of PLASFED underlined the necessity of the sector to enter a phase of stronger initia-tives before the decision-makers and said “I believe that our elected friends will conduct a powerful representation for solving the sector’s problems. As all members of the sector, we are always ready to do our best to make contribu-tions to the eff orts, with our full force, knowl-edge and experience. We are at the service of our representatives for every step intended for the development of our sector.”

PAGDER makes progress with the project of Development of International Competitiveness (DIC) aimed at South Africa and Indonesia

Within the scope of the DIC project imple-mented by PAGDER and the funding of the

Ministry of Economy, two business visits are scheduled for September and November. Under this proj-ect, PAGDER has scheduled a business visit to South Africa

from September 22 to 28 and to Indonesia from November 17 to 24, 2013.

With the funding of the Ministry of Econo-my, PAGDER has made progress in DIC projects which have recently become one of the most common tools for access to new markets and enhancing the business capacity - competitive power of companies. Training activities were made in accordance with the needs analyses conducted under “Training and Development Needs Analysis Project for Increasing the Ex-port Potential of the Sectors of Plastics Indus-trialists Association” that was approved and commissioned by the Ministry of Economy in 2011. Within the scope of the project, a total of four training sessions “Advanced Foreign Trade Training, Customer Satisfaction Training, Train-

ing for Transformation Management and Inno-vation, and Marketing Training for Salespeople” were completed. The organisation stage of business trips, which is the other step of the project has been put into practice.

Flag Taken Over in the Associa-tion of Ankara Plastics Industrialists

Yunus Karakaş is elected the chairman of the General Assembly of the Association of An-kara Plastics Industrialists (APSD). New APSD board members and companies:

1.Yunus KARATAŞ (Chairman) Büyük An-adolu Kauçuk

2.Mehmet GÜL – Na-me Endüstri Ürünleri3.Aykut KONUK – Özay Plastik4.Ahmet AĞZIYAĞLI – Koray Tıp Teknik5.Osman ÖZ – Öztepe Plastik

BURPAS has intensifi ed its eff orts for Specialised Organised Industrial Zone (OSB) and generation of electricity

İlker Biliktü, Chairman of the Association of Bursa Plastics And Packaging Industrialists (BURPAS) and the vice-chairman of PLASFED, has stated that they have made progress in the eff orts for the establishment of Specialised

OSB, and that they also aim to establish a power plant to provide service to the industrialists that will operate in this zone.

In his statement, İlker Biliktü, Chairman of the Association of Bursa Plastics And Packaging Industrialists (BURPAS) and the vice-chairman of PLASFED, also said that the plastics sector of Bursa keeps growing at a great pace, thus makes an increasingly better contribution to the economy of Bursa. Reminding that products used in all kinds of areas from automotive to ag-riculture, food sector to healthcare are manufactured by our plastics sector, Biliktü said “these products make up an inte-grated part of our life”.

Yavuz Eroğlu, the Chairman of WFO: 55-meter garbage mountains pollute the East of the Mediterra-nean Sea in Lebanon

Yavuz Eroğlu, Middle East and Africa Direc-tor of Waste Free Oceans-WFO Turkey carried out by the Association of Plastics Manufactur-ers in Europe - European Plastics Converters

Page 112: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

110

EuPC for re-moving gar-bage from the seas stated that M e d i t e r r a -

nean Sea is one of the prioritised areas within the scope of the project. Stating that the gar-bage mountains that reach 55 meters high in Lebanon are one of the most obvious examples of pollution, Eroğlu said that not only Turkey but all countries that have coasts on the Mediterra-nean Sea are under the threat.

EGEPLASDER is one of the 20 clusters that have been awarded Quality Label in Turkey.

One of the contrib-uting and p a r t i c i p at i n g business clus-ters in “Cluster C o m p a r i s o n Project” within the scope of

Capacity Development Project for Cluster Direc-tors conducted by the Associations of Aegean Exporters, EGEPLASDER has been awarded the “Bronze Quality Certifi cate” prepared by the Eu-ropean Secretariat for Cluster Analysis-ESCA.

Plastic packages are numbered for environmental contribution

PA G D E R has explained the actual purpose of the “n u m b e r i n g ” system that is subject to con-texts which depend on false informa-

tion. Reminding that messages such as “you can recognise unhealthy products from their num-bers” are sometimes conveyed to public, Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER has stated again that the actual purpose of such numbers is to make distinguishing among types of plastics in recycling.

PLASFED MAGAZINE Prepares a Special Issue for the K-Fair

Assuming the task of being the voice of the sector for the world’s largest plastics trade show K 2013, PLASFED MAGAZINE prepares a special issue for K 2013 both in English and in

Turkish. Aiming to catch the at-tention of social and economic stakeholders as well as the members of the sector with high readability and its style of news magazine, PLASFED MAGAZINE will reach large masses in the K 2013 trade show to be held in Düssel-dorf, Germany from 16 to 23 October, 2013, which

is one of the most powerful plat-forms of representation for Turkey.

It will be possible to bring the assets abroad to Turkey with lower taxes

For the sec-ond time, the government has made a law that will allow reg-istration of the assets which be-long to the com-

panies or persons but are kept abroad and not shown in the records in Turkey, for a lower tax. According to the law, such assets may be brought to Turkey until 31 July 2013. The assets must be in the property of the company or the person as of 15 April 2013. Such assets will be subject to a 2-per-cent tax.

Certain principles will be defi ned for using recycled plastics in food packaging

After the permission for the usage of re-cycled plastics in the middle layers of multiple-layer food packages upon PAGDER’s initiative, the progress has been evaluated in the second meeting. Selçuk Aksoy, the Chairman of PLAS-FED, Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER, and the representatives of about 40 companies manufacturing food packages and recycled plas-tics attended the meeting that was directed by Yavuz Eroğlu, the Vice-Chairman of PAGDER. In the meeting, the attendants were informed about the process, and the fact that the use of recycled plastics is permitted under the func-tional barrier if certain conditions are fulfi lled as the result of the initiatives made before the Ministry of Food, Agriculture and Livestock was reminded, as the companies that use recycled plastics in the middle layer of multiple-layered food packages were imposed penalties.

The view of a set of principles to be de-fi ned by the sector for making the best use of this process in the future was adopted, and the fact that it was offi cially reported that the use of recycled plastics under the functional barrier is permissible as long as the necessary conditions are fulfi lled in accordance with the provisions of the communique in force was underlined in the meeting.

Murat Akyüz, the Chairman of İKMİB: The EPDK communique will

have adverse eff ects on the che-mistry sector including the plastics sector

Murat Akyüz, the Chairman of İKMİB has stated that the communique issued by the En-ergy Market Regulatory Authority (EPDK), which will enter into force on July 1 had provisions that

would have ad-verse eff ects on the chemistry sector includ-ing plastics. He stated that the

communique, which “disrupts the chemistry of the sector” in his own words, includes items that would have an impact on manufacturing and ex-port of all subsectors of chemistry such as miner-al oils, as well as paints, cosmetics, and plastics. According to Akyüz, the size of the regulations will aff ect the export targets of the sector.

Hakan Plastik sold to Swiss Georg FischerOne of the world’s leading manufacturers

of pipe systems, Georg Fischer company of Swiss origin pur-chased Hakan Plastik, a rooted company of Turkish plastics sector. Regard-ing the trans-action, Hakan Plastik stated that its manage-ment will keep the offi ce. It was also stated that “While Hakan Plastik have gained the ability to implement its strategy of providing customer-oriented solutions faster and more powerfully through the partnership process, GF had the chance to add the markets of Turkey and neigh-bouring countries to its growing portfolio and complete its high quality products with the pipe systems of the same quality”.

PLASTECH, the organisation of EGEPLASDER-İZFAŞ brings the sector together

The second PLASTECH fair organised by the cooperation of EGEPLASDER and İZFAŞ has ended. While companies from 10 diff erent coun-tries attended the fair held in İzmir, there were visitors from 29 diff erent countries. 133 domes-tic and foreign companies displayed their prod-ucts in the fair.

Negative propaganda on plastics costs the number of trees equivalent to the forest Belgrade in three years!

The misconceptions about single-use products due to lack of information and nega-

tive state-ments with regard to this misconcep-tion aff ect the consum-er behaviour. The research

BREAKING NEWS

sp

tention

MAGAmasshd

Page 113: PLASFEDDERGİ Sayı 3

PLASFEDDERGİ

111

conducted by PAGDER revealed that the major-ity of consumers prefer “paper cups” for being environment-friendly and healthy. What is more interesting is that most of the consumers do not know that the surface of paper cups that contacts liquid is covered with plastics.

Cooperation agreement signed between PAGDER and BAP, the Bulgarian Association Polymers Industrialists

A cooperation agreement has been signed between PAGDER and BAP, the Bulgarian As-

s o c i a t i o n P o l y m e r s I n d u s t r i a l -ists. After the meetings held in PLASTECH – 2, Plastics, P a c k a g i n g , and Technol-

ogy Fair organised by İZFAŞ and EGEPLASDER in April, a cooperation agreement that is in-tended to enhance the cooperation between the two countries in industrial and commercial aspects was signed between Venelin Marinov, the Chairman of BAP and Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER. Therefore, PAGDER has made its fourth recent cooperation agreement with a non-governmental organisation after BPF – British Plastics Industrialists Federation, OPPI – Organisation of Indian Plastics Industrial-ists, and Assocomaplast – Association of Italian Plastics and Rubber Machinery Manufacturers.

The LİYAKAT Association reac-hes the disadvantaged women with the project “Labour is Ready. Come on to the Table”

The Leader Creative Participants Asso-ciation (LİYAKAT) has been successful with

the pro-gramme it applied to 15 disad-vantaged w o m e n within the scope of the proj-

ect called “Labour is Ready. Come on to the Table”, which is intended to raise awareness for female labour. Being employed in sector’s com-panies after being trained as plastics injection operators, the women have reached the income that will allow them to make a living.

D–8 countries to establish a common association in the fi eld

of petrochemicalsThe international cooperation network of

PLASFED is expanding. D-8 countries have de-cided to establish an association that will include

the compa-nies and or-ganisations o p e r at i n g in petro-c h e m i c a l s sector only.

It was decided in the meeting where Turkey was represented by PLASFED and PAGDER that the preparations shall be complete until 2014.

Zoning, parcelling and infrastructure implementations in PAGDER & ASLAN OSB to be completed by September

The progress made in PAGDER & ASLAN Private OSB the fi rst organised industrial zone (OSB) for plastics established in Kırklareli district Vize was evaluated by the sector’s representa-tives.

In the meeting held in the presence of Hüseyin Semerci, the Chairman of PAGDER and Fidan Arslan, the Chairman of the Board of PAOSB, it was re-minded that the private OSB provided the inves-tors with the rights to be included in the project or assign their rights whenever they want. Stating that zoning, parcel-ling, and infrastructure projects are planned to be completed by September 2013, Fidan Arslan stated that such initiatives would also revive em-ployment in the region, and that he is happy to provide plastics industrialists with an opportu-nity for investment with incentives and establish a modern manufacturing site.

INTERVIEW: A Success StoryKoray Tütek, the Vice-General

Manager of Serdar Plastik: “The sectors complementing one

another should unite”K o r a y

Tütek, the Vice-General Manager of Serdar Plas-tik, one of the Turkish plas-tics companies “with products in space” and which catches attention with origi-nal designs said that transition to value-added products was inevitable in plastics sector. Tütek also stated that a new road map should be drawn for transition to new areas with high added value, and that it is important for the comple-menting sectors to come together at this point. Emphasizing that larger companies should show a more generous attitude towards ownership on product designs and products, Tütek stated that the companies should embrace an “effi ciency-based” approach for designing and marketing such products.

INTERVIEW: EXPERIENCEHayrullah Yelkenci, Former

Chairman of PAGDER and one of the connoisseurs of the sector:

“Half of the existing plastics processing machines have to be replaced”

Former Chairman of PAGDER and one of the connoisseurs of Turkish plastics processing ma-chinery sector, Hayrullah Yelkenci answered the

questions of PLASFED MAG-AZINE. Expressing hope for the future, Yelkenci signals a diffi cult period for plas-tics processing machinery. Having experienced all the stages that the sector has undergone since the time he started manufacturing machinery in 1969, Hayrul-lah Yelkenci is of the opinion

that the conducts of the members will play a role in shaping the future of the sector. Yelkenci un-derlines that it is important to unite in communi-cating the problems of the sector and the eff orts made yield the results.

ATLAS:The largest African economy

and BRICS country South Africa has promising potential

South Africa, the largest economy of Africa, which receives a foreign capital of up to 8 billion dollars per year, promises a strong market for the plastics sector. Hav-ing been included in the target c o u n t r i e s of Turkey, South Af-rica will keep attracting attention in the future. Catching increasingly more attention with its struggle against the racist government, Nelson Mandela as the symbol of this struggle, and FIFA World Cup 2010, this country has star prospects in the future.

INTERVIEW: PROFILEKemal Zorlu, the Chief Executive

Offi cer of Zorlu Holding:“Non-standard production is a

betrayal on next generations”Incorporating the rooted brands of Turkey

such as Egeplast and Egeyıldız, Mazhar Zorlu Holding prepares for new investments in the plastics sector. Answering the questions of PLASFED MAGAZINE, Kemal Zorlu, the CEO of Mazhar Zorlu Holding, stated that the sector will be under the pressure of competition due to the investments made in the market countries, and that domestic competi-tion will become more severe due to the major companies entering the Turkish market. Stating that one of the most im-portant ways to respond this process is invest-ment in target countries, Zorlu underlined that his companies concentrated on this solution. Pointing to the non-standard production as one of the top priority problems inside Turkey, Kemal Zorlu stated that the companies damaging the sector’s image have become one of the most problematic issues other than decision-making processes or facts that cannot be directed.

BREAKING NEWS

Page 114: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 115: PLASFEDDERGİ Sayı 3
Page 116: PLASFEDDERGİ Sayı 3