Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Modernleşme Protestanlaşma ve Seleflleşme
. J Modem İslam Düşüncesinde L 1 Nassın Araçsallaştırılması 1
İSAR Yayınları 118
Fıkıh Usülü Dizisi 1 1
Modernleşme Protestanlaşma ve Selefıleşme
Modern İslam Düşüncesinde Nassın Araçsallaştırılması
Editörler
Mürteza Bedir
Necmettin Kızılkaya
Meıve Özaykal
1. Basım, İstanbul 2019
ISBN 978-605-927~17-7
Yayına Hazırlık
M. Fatih Mintaş
Ömer Said Güler
Kitap Tasarım: Salih Pulcu
Tasarım Uygulama: Recep Önder
Baskı-Cilt
MD Basım Seyrantepe Mah. İbrahim Karaoğlanoğlu Cad. Na: 105/1236 Kağıthane / İstanbul Tel: +90 (212) 283110 15 Matbaa Sertifika Na: 417 46
© İSAR Yayınları
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika Na: 45609 Bütün yayın hakları saklıdır. Bilimsel araştırma ve tanıtım için yapılacak
kısa alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
İSAR Yayınları
Selami Ali Mah. Fıstıkağacı Sok. Na: 22 Üsküdar/ İstanbul
Tel: +90 (216) 310 99 23 1 Belgegeçer: +90 (216) 391 26 33 www.isaryayinlari.com 1 [email protected]
Katalog Bilgileri
Modernleşme Protestanlaşma ve Selefıleşme / Modem İslam Düşüncesinde Nassın
Araçsallaştırılması 1 ed. Mürteza Bedir - Necmettin Kızılkaya - Merve özaykal 1 İstanbul 2019
(1.bs.) 1 İSAR Yayınları -18 /Fıkıh Uı;ülü Dizisi -11 ISBN: 978-605-9276-17-7 116,5 x 24 cm.
- 468 s. 11. Fıkıh 2. Fıkıh Usülü 3. Yeni Din Yorumları 4. Modemizm 5. Selefıleşme
18. Yüzyıl İhya Hareketleri: Şah Veliyyullah Dihlevi Örneği
, Ahmet Aydın Dr. Öğr. Üyesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi.
Giriş
Modem dönem çalışmalannda bir kriz dönemi düşünürü olarak görülen Şah
Veliyyullah1 (1703-1762) 18. yüzyılda İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde or
taya çıkan ihya hareketlerinin merkez isimlerinden biridir. Batılı tarih tasav
vurunda İslam toplumu için siyasi ve ilmi bir çöküş dönemi olarak kabul edi
len bu yüzyılda İslam toplumundaki ilmi canlılığa işaret eden bu hareketler
fıkıh, kelam ve tasavvuf ilimleri zemininde İslam medeniyetinin geldiği duru
mu tenkit etmektedir. S~z konusu hareketlerin siyasi yönlerinin de bulundu
ğuna bu bağlamda işaret etmek gerekir. Son yıllarda Türkiye' deki akademik
çalışmalar da buna dahil olmak üzere, modernleşme öncesi tecdid hareketle
rine ilginin giderek arttığı spylenebilir. Bu çalışmaların odağında Vahhabilik
yer almaktadır. Bu tebliğ sözü edilen hareketlerden biri olarak Şah Veliyyul
lah'ın ihya düşüncesini fıkıh ilmi merkezinde ele almayı ve bu düşüncenin
etkilerini incelemeyi hedeflemektedir. İhya hareketleri arasında yoğun tar
tışmalara konu olan ictihad, taklid, maslahat ve mezhebe intisap kavranılan
merkezinde onun ilmi faaliyeti incelenmeye çalışılacaktır. Ortak vurgulara ve
hedeflere sahipmiş gibi görünen ihya hareketleri içerisinde, fıkıh zemininde
derin fikir aynlıklannın da bulunduğu anlaşılmaktadır. Kendisini mutlak
müntesip müctehid olarak gören Şah Veliyyullah'ın görüşlerini mezhep gele
neği içerisinde temellendirme yolunu seçerken, mutlak müstakil müctehidlik
iddiasında bulunan Şevkarn'nin ise mezhep geleneğine karşı çıkarak mezhep
1 Fazlurrahman, "The Thinker of Crisis: Shah Wali-Ullah," Pakistan Quarterly7/2 (1956): 44-48.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 219
içi tercihi ve müntesip müctehidin faaliyetini ictihadın sahası dışında tutan
bir yaklaşımı benimsemesi buna verilebilecek isabetli örneklerden biridir.
Şah Veliyyullah'ın ilmi faaliyetinin özünü bidat ve tahrif saydığı uygulama
lara bilhassa da taklide karşı çıkılması, buna karşılık Sünnet ve ictihadın ihya
edilmesi düşüncesi teşkil eder. Onun fıkıh disiplini içerisinde Müslümanların
o günkü durumunu sorguladığı görülür. Şah Veliyyullah yaşadığı toplumun
içinde bulunduğu kötü durumdan bahsetmekte, Babürlü Devleti'nin yıkılma
sının nedenlerini araştırmakta ve toplumun fş.rklı kesimlerine (ilim adamları,
idareciler, sufiler, zanaatkarlar vs.) tenkitler yöneltmektedir. Hint-İslam top
lumunun içinde bulunduğu durumdan rahatsızlık duyması ve buna yönelik
çözüm önerileri getirmesi onun ihya düşüncesinin temel karakteristiklerin
den biri olarak belirlenebilir.2 Aşağıda öncelikle onun tecdid düşüncesine
etki ederi.. saikler üzerinde durulduktan sonra kelam, tasavvuf ve fıkıh ilmi zeminlerindeki ihya düşüncesi ele alınmaya çalışılacaktır.
Yetiştiği İlmi Çevre
Şah Veliyyullah eğitimini tamamlamak ve haccetmek üzere Hicaz' a gitmesi
(1143/ı730-1145/ı733) dışında Delhi'den ayrılmamıştır. Onun ilmi serencamı üzerinde mesai sarf eden araştırmacılar, ekseriyetle onun Hicaz yolculuğu
öncesine tekabül eden gençlik dönemi üzerinde yoğunlaşmamışlardır. Bunda
kaynak yetersizliğinin de kısmen etkili olduğu savunulabilir. Araştırmacıların
onun ihya düşüncesi üzerinde Mekke ve Medine' de kurduğu ilmi irtibatların
tesirine daha fazla dikkat çektikleri görülür. Şah Veliyyullah'ın da içerisinde
yer aldığı on sekizinci yüzyıldaki ihya hareketlerinin dönemin Medine'sin
deki ilim çevresinden neşet ettiğine dair geniş tartışmalara ulaşmak müm- ..
kündür.3 Başta Muhammed b. Abdilvehhab olınak üzere bu yüzyıldaki ihya
harefetlerinin önde gelen isimlerinin· bu ilmi çevrede yetişmiş olınaları, söz
2 Ahmet Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevive Dihlevilik (Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sos
yal Bilimler Enstitüsü, 2013), 105.
3 Örneğin bkz. Ahmad Dallal, "The Origins And Objectives of lslamic Revivalist Thought,
1750-1850," Journal of the American Oriental Society 113/3 (1993): 341-359; Azyumardi Azra,
"Networks of the Ulama in the Seventeenth Century Haramayn," The Origins of /slamic Reformism in Southeast Asia (Honululu: Allen Unwin and University of Hawai'i Press, 2004),
8-31; a.mlf., "Reformism in the Networks," The Originsoflslamic Reformism in SoutheastAsia (Honululu: Allen Unwin and University of Hawai'i, Press, 2004), 32-51; Basheer M. Nafi, "Ta
sawwuf and Reform in Pre-Modern lslamk Culture: in Search of lbrahim al-Kurani," Die Welt des /sfams 42/3 {'2002): 307-355. Sözü edilen çevrenin mahiyeti ve bu konudaki tezler hakkın
da geniş bilgi için bkz. Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, 47-57.
220 ~ Modernleşme, Protestanl~şma ve Selefileşme
konusu Batılı araştırmacıları ortak bir kaynağın var olabileceğini düşünmeye
sevk etmiştir.4 Hicaz'da kaldığı yaklaşık on dört aylık sürecin Şah Veliyyul
lah'ın ilınl şahsiyeti üzerinde derin bir etki yarattığını iddia eden araştırma
cıların onun hayatını Hicaz seyahati öncesi ve sonrası olınak üzere iki ana
dönemde inceledikleri görülür.5 \ Hicaz' da bulunduğu sırada Ehl-i Hadis Şafi.iliği çizgisini temsil eden isimler
ile görüşmesi onun ilim hayatının dönünı noktalarından biri kabul edilebilir.
Hicaz'da Şah Veliyyullah'ın dahil olduğu ilın1 çevre, onun Şafii mezhebinin
birikimine ulıışmasını sağlaması cihetinden önenılidir.6 O, Şafii'nin er-Risale
ve el-Müsned adlı eserlerini Hicaz'da okuma imkanı bulınuştur. Ayrıca Şafii
mezhebinin dayandığı hadis ve asarları daha kapsamlı olarak ihtiva eden Bey
haki'nin es-Sünenü'l-kübra'sını da burada tedris etmiştir.7 Şah Veliyyullah'ın
kendi ifadelerine bakılırsa, dört mezhebin hadise dayalı delillerini inceleme
düşüncesinin Hicaz yolculuğu öncesine ait olduğu görülür. Fakat Hicaz'a git
meden önce ihya düşüncesini yarısıtan bir eser kaleme almaması, Hicaz dö
nüşünde yazdığı eserler ile mukayese yapılmasına imkan bırakmamaktadır.
Hicaz seyahatinin Şah V eliyyullah 'ın ilın1 birikimini özellikle hadis sahasında
zenginleştirdiği söylenebilir.
Fazlurrahman, Aziz Ahmed, Nedvi, Muhammed Ömer ve Arthur F. Buehler
gibi araştırmacılar onun Hint alt kıtasındaki ilın1 çevresinin önemine vurgu
yaparak Şah Veliyyullah'ın faaliyetlerini İmam-ı Rabbam'nin başlattığı ıslah
ve tecdid çizgisinin devamı olarak değerlendirmiştir. 8 Y eriştiği ilınl çevre, Şah
Veliyyullah'ın ihya düşüncesinin doğuşunu hazırlayan bir zemin olarak görü
lebilir. Bu çevredeki ilın1 temayüller onu hadis ilınini merkeze alan bir faaliye
te sevk etmiştir. Şah Veliyyullah, medresenin hocalığını üstlenmesi ile birlikte
dört mezhebin geleneğini incelemeye başlamış, bu mezheplerin dayandıkları
hadisleri araştırmış ve çalışmaları neticesinde kendi ifadesi ile muhaddis fakih-
4 Bkz. Nail Okuyucu, Batı Gözüyle Tecdld (İstanbul: Klasik Yayınları, 2014).
5 Muhammed Zahid el-Kevseri, Hüsnü't-tekiidlfislreti'l-İmiim Eb/Yusufel-Kiidf(y.y.: Ratib Ha
kimi, 1968), 117-118; J. M. 5. Baljon, Religion And Thought of Shah Wa/i Allah Dihlawi (Leiden:
E. J. Brill, 1986), 5-6, 16-19; A. Ditta Muztar, Shah Wali Allah A Saint-Schalar af Muslim lndia (lslamabad: National Commission on Historical and Cultural Research, 1979), 102; Zaferul
lah Daudi, Şah Veliyyullah Deh/evl'den Günümüze Pakistan ve Hindistan'da Hadis Çalışmiıları (İstanbul: İnsan Yayınları, 1995), 135-136; Aydın, Şah Ve/iyyullah ed-Dihlevl, 21.
6 Şah Veliyyullah, İthiifü'n-neb/hfimii yehtiicu ileyhi'/-muhaddisu ve'l-faklh (Lahor: el-Mektebe
tü's-Selefiyye, 1969), 120-121.
7 Şah Veliyyullah, et-Tejhimiitü'/-İliihiyye (Haydarabad: Akademiyyetü'ş-Şah Veliyyullah, ts.), 120-121.
8 Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, 21-40.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 221
lerin yolundan gitmeye karar vermiştir.9 Muhaddis fakih kavramı onun fıkıh
telakkisinin merkez kavramlarından biri olup Ehl-i Hadis temayülünün açık
birifadesidir. Nakşibendi-Müceddidi geleneği başta olmak üzere Şah Veliyyul
lah'ın yetiştiği ilmi ortamda Sünnet' e uymaya yapılan vurgu ve yaşadığı böl
gede hadis ilmine olan ilginin artmaya başladığı bir dönemde10 eğitim alması,
onun sahih hadisle amel düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir etkendir.
Tecdid Kavramı
Kendisinin müceddid olduğunu sarahaten dile getiren Şah Veliyyullah tecdid
hadisinden hareketlen bir terim haline gelen müceddidi şöyle tanımlamak
tadır: "Allah'ın kendisini Kur'an ve hadis ilimlerinden bir pay ile nzıklandır
dığı, s~iıra sekinet elbisesini giydirdiği, ardından haram, vacip, mekruh, mü
bah kılmayı ve ibahayı yerli yerine oturtan, Şeriat'ı mevzu hadislerden, kıyas
ehlinin kıyaslarından ve tüm ifrat ve tefritlerden temizleyen kişidir".12 Şah
Veliyyullah et-Tefhlmat'ında açıkça kendisini müceddid olarak ilan etmiş ve
hikmet evresini tamamladıktan sonra Allah'ın kendisine müceddidlik hil'a
tini giydirdiğini ifade etmiştir.13 Onun gerek müceddidin tanımını yaparken
gerekse onda bulunması gereken şartları belirlerken kendisinin müceddid
olduğunu ispat etmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.
Şah Veliyyullah, büyük sıkıntıların zuhur ettiği döneı:nlerde peygamberler
gibi her yüzyılın başında müceddidlerin de gönderilmesini ilgili rivayetten4
hareketle Sünnetullah'tan sayar. Ona göre müceddidlerin görevi yeryüzünü
ıslah etmektir. Müceddidin görevlerinden biri de insanları dinin emirlerini
yerine getirmeye sevk ve teşvik etmektir.15 Otobiyogrıifisinde Şah Veliyyul-
9 Şah Veliyyullah, "el-Cüz'ü'l-latif fi tercemeti'l-abdi'z-za'if," trc. Halik Ahmed Nizami, Şah Veliyyullah key siyasi mektubcit (Lahor: İdare-i İslamiyat, 1978), 197.
10 Aziz Ahmed, Hindistan'da İslam Kültürü Çalışmaları, çev. Latif Boyacı (İstanbul: İnsan Yayın
ları, 1995), 266; Ghazi, lslamic Renaissance in South Asia, B9; Daudi, Hindistan'da Hadis Çalışmaları, 78; Daniel W. Brown, Rethinking Tradition in Modern lslamic Thought (Cambridge:
Cambridge University, 1996), 23. Geniş bilgi için bkz. Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, 30-32.
11 Ebü Davüd, ''.Melahim," 1.
12 ŞahVeliyyullah, et-Tejhimcitü'l-İlcihiyye, 1: 54; 2: 160.
13 Şah Veliyyullah, et-Tejhimcitü'l-İlcihiyye, 1: 54; 2: 160; Alvi, "The Mujaddid And Tajdid Traditi
ons in The indi an Subcontinent," 7.
14 Ebü Davud, "Melahim," 1.
15 Şah Veliyyullah, er-Rciidü'l-ukalci ilci fehmi esrciri hilafeti'l-hulefci, çev. Mustafa Muhyiddin
el-Hüdevi (Be?rut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2009), 2: 289; a.mlf., Heme'cit (y.y.: İslami Press,
ts.),2.
222 ~ Modernleşme, Protesta~laşma ve Selef1leşme
lalı, kendisini bir müceddid olarak nitelemeksizin, sözü edilen evrenin ken
disine yüklediği sorumluluğu fıkhı hadise dayalı olarak yeniden bina etmek,
hadislerdeki sırları, hükümlerdeki maslahatları ve Hz. Peygamber'in terğlb
ve terhib türünden ifadelerini insanlara açıklamak olarak ifade eder. Ayrıca
bu eserinde kendisine ahir zamanın fethinin ihsan edildiğini belirtmesi, ese
~ni yazdığı sırada kendisini müceddid olarak kabul ettiğini göstermektedir.16
Müceddid kavramının ikinci tanımı olarak kabul edilebilecek bu açıklama
lar, daha çok müceddidin fıkıh zeminindeki faaliyetine vurgu yapmaktadır.
Hadislerdeki ,sırları ve hükümlerdeki maslahatları açıklamak Hüccetulla
hi'l-bii.liğa'nın yazılmasındaki temel hedeftir. Tecdid faaliyetinin hedeflerini
gerçekleştirmek üzere yazıldığı anlaşılan bu eserin Şah Veliyyullah'ın ihya
projesinin temel metni olduğu söylenebilir. Tecdid hadisindeki kastın Sün
netler'in insanlara açıklanması ve öğretilmesi olduğu ifade edilmektedir.17
Şah Veliyyullah'ın da müceddidin faaliyeti konusundaki tasavvurunun Sün
net'in ihyası üzerinde temerküz ettiği söylenebilir.
Kelam ve Tasavvufİlinıleri Sahalarında Tecdid
Tecdid düşüncesi çerçevesinde Şah Veliyyullah kelam sahasındaki tasar
rufunu, kadim Ehl-i Sünnet ulemasının akidelerini delilleriyle ispat etmek
olarak ifade etmiştir. O, akılcı yaklaşımların kelam sahasındaki görüşlerini,
Ehl-i Sünnet'in akidesinden tefrik ettiğini dile getirir. Vasiyetinde de bu sa
hadaki faaliyeti bağlamında insanlara, itikadi konularda Ehl-i Sünnet'e uy
gun hareket etmeyi ve onların incelemedikleri meselelerden uzak durmayı
tavsiye ettiği görülür. Eş'ari mezhebi müntesibi olduğıınu açıkça dile getiren
Şah Veliyyullah, klasik kelamın mevzuları olan ilahiyyat, nübüvvet ve mead
konularında bu mezhebin görüşlerini benimsemiştir. Onun kelam ilmine yö
nelik birtakım meselelerde Ehl-i Hadis'in tesirinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Şah Veliyyullah Allah'ın eli, kademi gibi haberi sıfatlar konusunda ve istiva
tartışmaları hususunda Allah ve Hz. Peygamber'in bildirdikleri ile yetinil
mesi ve te'vile gidilmemesi gerektiğini savunmaktadır. O kelamı anlayışını,
müteşabih ve müşkil meselelerde selefin tavrını benimseyerek bunları te'vil
etmeye çalışmamak olarak ifade eder. Şah Veliyyullah Eş'ari mezhebinin te
mel anlayışlarından biri olan Allah'ın hükümlerinin garazlar ile illetli görü-
16 Özgür Kavak, "Zor Zamanda Alim Olmak: Şah Veliyyullah Dihlevf'nin Kendi Kaleminden Ha
yatı," Divan Dergisi17{2004):131.
17 Bkz. Mustafa Ertürk, "Tecdid Hadisinin Metin Tenkidi Açısından Değerlendirilmesi," İslami
Araştırmalar10/l-2-3(1997):130.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 223
lemeyeceği ve O'nun fiillerinin hikmet ve maslahatlarla ta'lil edilemeyeceği
düşüncesine karşı çıkmaktadır. Bu itiraz, kelam sahasında Eş'ariliğe yönelttiği
en önemli eleştiri sayılabilir. Şah Veliyyullah, şayet garazla sebeb ile müseb
beb arasındaki irtibat kastediliyor ise Şeriat'ın getirdiği hükümlerde müseb
bebler ile sebepler arasında bir illiyet bağı kurulabileceğini iddia etmektedir.
Ona göre, ayetler ve hadisler üzerinde bir inceleme yapılacak olursa Şil.ri'nin
birtakım maslahatları gözettiği ve koyduğu hükümlerde bazı mefsedetleri gi
derdiği ortaya çıkarılabilir. Şah Veliyyullah bu konuyu Hüccetullahi'l-biiliğa' da
ayrıntılı olarak ele aldığım dile getirir. Bu anlayış, hükümlerin hikmetler ile
ta'lil edilebileceği düşüncesine dayanan makasıd anlayışının kelam ilmindeki
zeminini oluşturmaktadır. Kendisinin de tasrih ettiği üzere Hüccetullahi'l-biili
ğa' qa bu düşünce ispat edilmeye çalışılmaktadır.
Şıih Veliyyullah tasavvufa meylede~ insanlardan öncelikle Şeriat'a uygun
hareket etmelerilli istemektedir. Müridlerinden -tasavvuf sahasındaki ge
nel temayülünü özetleyen ifadeler ile- her durumda Sünnet'e uygun olanla
amel etmelerini, hadis ilmiyle meşgul olmalarını ve Şeriat'ın kerih gördü
ğü şeylerden mümkün mertebe kaçınmalarını istemektedir. Beyat edilecek
kimsede bulunması gereken vasıfları Şah Veliyyullah'ın Kur'an ve Sünnet'i
bilmek olarak tayin etmesi Şeriat' a uymaya yönelik bu vurgusu bağlamında
değerlendirilebilir. Şah Veliyyullah'ın tasavvuf tarikatları ve şeyhlere yönelt
tiği eleştirilerin temelinde, mutasavvıfların Hindfı.lar'a gösterdikleri hoşgörü
neticesinde, zamanla onların inanç ve adetlerinin tarikat gelenekleri içerisin
de tatbik edilmeye başlanmasının yattığı söylenebilir. Tasavvuf sahasındaki
tenkitleri cihetinden Şah Veliyyullah, İmam-ı Rabbam'ye dayanan Nakşiben
di-Müceddidi geleneğinin izinden gitmiştir. Onun ihya düşüncesini Müced
didi geleneği çerçevesinde temellendiren çok sayıda isme ulaşılabilmektedir.
Şah Veliyyullah'ın fıkıh, hadis ve kelam ilimlerine yönelik ihya projesi bu
geleneği aşan bir mahiyet arz eder. Başta fıkıh olmak üzere onun sözü edilen
ilimlerdeki ihya faaliyetinin temellerine Müceddidi geleneği içerisinde ulaş
mak mümkün değildir. Şah Veliyyullah'ın gerek kelam ilmi gerekse tasavvuf
sahasındaki görüşlerinde şirkten kaçınmayave tevhide yaptığı vurgu dikkati
çekmektedir. Bu vurgu ihya düşüncesinin temel karakteristiklerinden biridir.
Birinci bölümde incelendiği üzere Şah Veliyyullah'ın şirke yol açması sebe
biyle tenkit ettiği uygulama ve davranışlar, onun ı8. yüzyıl Hint-İslam toplu
munu tasvir ederken öne çıkardığı hususları oluşturur.18
18 Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, 455-456.
224 ~ Modernleşme, Protesta~laşma ve Selefileşme
Fıkıh Tasavvuru
Şah Veliyyullah'ın fıkıh düşüncesinin temel karakteristiklerinden biri mezhep
geleneğine karşı çıkmaması ve ilmi faaliyetinde bu geleneğin dili, sistematiği
ve kavramlarını kullanmasıdır. Fıkıh ilmi zemininde onun ihya düşüncesinin
.,.teşekkülü incelenecek olursa Şah Veliyyullah'ın mezhepte müctehidlikten .. mutlak müntesip müctehidliğe doğru tekamül eden ilmi serüveni olduğu gö-
rülür. Sözü edilen bu tekamül ihya projesinin hedeflerinin de değişmesine
yol açmıştır.19 Fıkıh düşüncesi çerçevesinde Şah Veliyyullah'ın fıkıh usulü
nün tüm mevzularını tartışma konusu etmediği ve incelediği meseleleri de
aynı yoğunlukla tartışmadığı görülür. Fıkıh usulüne dair Şah Veliyyullah
ictihad, taklid ve makasıd (maslahat) konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Furı1'i fıkıh sahasında ise mezheplerin ahad haber anlayışlarını simgeleyen
meseleler de buna dahil olmak üzere çok sayıda konuyu tartışmıştır.
Mezhep Birikimi: Hanefi ve Şafii Gelenekleri
Fıkıh düşüncesini müceddidlik iddiası bağlamında tasavvuf ilmi zemininde
temellendiren Şah Veliyyullah, fıkhı hadise dayalı olarak yeniden inşa etınek,
hadislerdeki sırları, verilen hükümlerdeki maslahatları ve Hz. Peygamber'in
Allah Teala' dan getirdiklerini Müslümanlara öğretmekle yükümlü kılındığı
nı söyler.20 Söz konusu inşanın mezhep geleneği içerisinde yapılacağını vur
gulayan Şah Veliyyullah bu sahadaki faaliyetini, amellerin Sünnet' e uygun
hale getirilmesi ve mezhepler arasındaki ihtilafların ortadan kaldırılmasına
yönelik çalışmak olarak tanımlar.21 Mezhep geleneğinin dilini kullanarak
ihya düşüncesini Şah Veliyyullah bu bağlamda bir meselede sahih hadisle
amel eden mezhebi tercih etmek olarak ifade etmiştir.
Bir mezhebe intisabı yaşadığı dönemin gereği olarak gören Şah Veliyyullah'ın
mezhep geleneği içerisinde üretilen telif türlerinden herhangi birine dair eser
vermemesi dikkat çekicidir. Mezheplerin teşekkül sürecini araştırmayı ve izah
etmeyi kendisine mevzu edinen ve bu bakımdan mezhepleri bir inceleme sa
hası haline getiren Şah Veliyyullah, fıkıh disipliniyle ilgili görüşlerini mezhebi
ifade eden fıkıh usulü ve furı1'i fıkha dair bir eserde ortaya koyınamaktadır.
Görüşlerini Hüccetullahi7-baliğa'sı ve el-Muvatta'ya yazdığı şerhlerde dile getir
miştir. Erken dönem tartışmalarına geri dönülmesi gerektiğini savunan Şah
19 Aydın, Şah Veliyyul/ah ed-Dihlevi, 2-3.
20 Kavak, "Zor Zamanda Alim Olmak," 131.
21 Şah Veliyyullah, et-Tejhimıitü'l-İlıihiyye, 1: 7-8, 111.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 225
V eliyyullah, mezheplerin ortaya çıkışı öncesindeki meseleleri, mezhep disipli
ni içerisinde gelişmemiş bir eser olan el-Muvatta üzerinden incelemiştir.
İctihad
On sekizinci yüzyılda bilhassa ihya hareketleri arasında yoğun tartışmaların
yaşandığı bu konuda Şah Veliyyullah mezhep geleneği içerisindeki bir fıkhi
faaliyet olarak ictihadı öne çıkarır. Onun ictihadı, sahih hadisle amel düşün
cesi ve maslahat kavramları ekseninde tartıştığı görülmektedir. Şah Veliyyul
lah'ın fıkıh sahasındaki tecdid faaliyetinin temelinde mezheplerin dayandık
ları rivayetlerin sahih hadis kitaplarına arz edilmesi düşüncesi yer alır. Hanefi
ve Şafii mezheplerinin birikimini ilmi çalışmalarının merkezine alan Şah
Vel~yyullah, fıkıh sahasındaki ihya faaliyetini bu iki mezhebi tek bir mezhep
haline'getirmek olarak belirlemiştir.22 Şah Veliyyullah aynı zamanda bu dü
şünceyi, mutlak müntesip müctehidin fıkhl faaliyetinin merkezine yerleşti
rir. 23 Hedefini gerçekleştirmek üzere bu iki mezhebin görüşlerinin el-Muvatta,
Sahfhu1-Buhı1ri, Sahfhu1-Müslim, Ebu Davı1d ve Tirmizi'nin Sünen'leri olmak
üzere müdevven hadis kitaplarına arz edilmesini teklif etınektedir. Bu faaliyet
neticesinde sahih rivayetlere dayandığı anlaşılan görüş kabul edilecek, diğer
leri ise terk edilecektir. Şah Veliyyullah, sahih rivayetlere dayanan mamafih
birbirine muhalefet eden görüşlerin var olması halinde her iki görüşle de amel
edilmesini isabetli bulur.24 Bu düşüncesini müceddidlik iddiasıyla irtibatlan
dırarak Allah'ın, müceddidlere yaptığı ihsan neticesinde farklı temayüllerin
ortadan kalkacağını ve mezheplerin görüşlerinin bir araya geleceğini söyler.
Öyle ki müceddidin mezhebi dışında bir mezhebe ittiba etıne imkanı kalmaz.25
İctihadın Mevzuu
Şah Veliyyullah ictihadın mevzuunu belirlemek üzere hükümleri sarih ve
hafi hükümler olarak ikiye taksim etınektedir. Kitap, Sünnet, İcma ve celi kı
yas 'yoluyla tasrih edilen ve insanların bunlar ile :qıükellef kılındıkları kesin
olarak bilinen hükümler sarih hükümler kategorisini teşkil etınektedir. Şah
Veliyyullah sarih hükümlere yapılan muhalefetin dikkate alınınayacağını,
muhalefette bulunan kimselerin görüşleriniiı taklid edilemeyeceğini savu-
22 Şah Veliyyullah, et-Tejhimcitü'l-İlcihiyye, 1: 279; a.mlf., el-Kavlü'/-cemfl, 51.
23 Şah Veliyyullah, İkdü'l-cid fi ahkcimi'/-ietihcid ve't-taklld (Kahire: el-Matbaatü's-Selefıyye,
1978), 27-28.
24 Şah Veliyyullah; et-Tefhimcitü'/-İ/cihiyye, 1: 279-280.
25 Şah Veliyyullah, et-Tejhimcitü'l-İ/cihiyye, 1: 109.
226 r Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme
nur. Hanefi usul alimleri, hakkında kat'i delilin bulunduğu meseleleri icti
hadın sahası dışında bırakmaktadır. Sözü edilen bu delilleri Kitap, mütevatir
ve meşhur sünnet ile icma oluşturmaktadır.26 Mamafih Şah Veliyyullah'ın
hakkında sarih ahad bir rivayetin bulunduğu konuları da ictihadın mevzuu
\dışında tuttuğu anlaşılmaktadır.
Hafi hüküm kategorisini ise hakikati beyan olunmayan, kulların mükellef kı
lındığı meselenin vazıh bir biçimde ortaya konulmadığı hükümler oluşturur.
Hakkında ihtilaf bulunan hadisler yahut da sarih olmayan nasslar vasıtasıy
la hükmüne'lllaşılan konular bu kategoride yer almaktadır. Şah Veliyyullah
mezheplerin istinbat ve kıyas yaparak hükme vardığı bu meselelerde ictilıa
dın caiz olduğunu söylemektedir. O, hafi hükümlere dair bir meseleyi tartı
şan müctehidin sika bir raviden gelen sahih bir rivayete ulaşması durumun
da musib olduğunu kabul eder. Bu konuda diğer müctehidler mazurdurlar.
Müctehidler arasında sahih hadisleri cem etmeleri yahut da kıyas konusun
daki farklı yaklaşımlarından kaynaklanan ihtilaflarda ise ihtilafın tüm tarafla
n musib sayılmaktadır. Şah V eliyyullah' a göre bu durumda tüm müctehidler
Şari'nin muradına ulaşmaya çalışmaktadır.27 Hafi hüküm kategorisine bakı
larak hakkında birbirine muhalif hadislerin varid olduğu konulardaki ihtila
fı gidermenin ·de ictihadın sahasına girdiği anlaşılmaktadır. Şah Veliyyullah
sözü edilen faaliyeti tatbik olarak adlandırmaktadır.
İctihadda Hata-İsabet
Tasvibu'l-müctehidin kavramı altında geniş olarak işlenen28 ictihadda ha
ta-isabet meselesini Şah Veliyyullah, usfıl eserlerindeki tüm yönleriyle incele
memektedir.Aynca onun meselenin kelamı yönünü teşkil eden Allah katında
tek bir doğru ve muayyen bir hükmün var e>lup olmadığı sorusu çerçevesinde
de bu konuyu tartışmadığı görülür. Şah Veliyyullah'ın tasvibu'l-müctehidin
konusundaki anlayışı, ne ictihadi konularda Allah katında muayyen bir hük
mün bulunmadığını ve doğrunun müctehidin zannından ibaret olduğunu be-
26 Ebu Bekir Muhammed b. Ahmed b. Sehl es-Serahsi, Usul (Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye,
1993), 2: 142; Bilal Esen, Hanefi Usul Eserlerinde İctihad Teorisi (Doktora Tezi, Marmara Üniver
sitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010), 142.
27 Şah Veliyyullah, er-Riiidü'l-ukalii, 1: 21S.
28 Örneğin bkz. EbG'l-Meali Abdülmelik b. Abdillah el-Cüveyni, el-Burhiinftusuli'l-fıkh (Doha:
Camiatu Katar, 1978), 2: 1316, 1353; EbG'l-Muzaffer Mansur b. Muhammed b. Abdilcebbar
es-Semani, Kaviitiü'l-edillefi'l-usul (Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1997), 2: 324; Fahrüddin
er-Razi, el-Mahsul (Beyrut: Müesssetü'r-Risale, 1992). 6: 33-36; EbG Abdillah Bedreddin Mu
hammed b. Bahadır ez-Zerkeşi, el-Bahru'l-muhit fi usuli'l-fıkh, 2. bs. (Kahire: Daru's-Safve,
1992). 6: 238.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Seleflleşme ~ 227
ninıseyen musavvibe ile ne de ictihadi bir meselede Allah katında muayyen
bir doğrunun var olduğunu kabul ederek sadece tek bir müctehidi musib sa
yan muhattienin29 görüşü ile tam olarak örtüşmektedir. Şah Veliyyullah her
iki tarafın yaklaşımını taayyün ve muhayyerlik kavramları çerçevesinde yeni
den değerlendirmiştir. O, doğrunun taayyün ettiği durumları da delilin kati
liği ve galib-i re'ye dayanması bakımından muhattie ve musavvibeyi savunan
alimlerde bulunmayan bir anlayışla tasnif etmiştir. Bilgi değeri bakımından
zan ifade eden sahih bir rivayete dayanan ictihadlar musib, diğerleri hatalı
dır. Galib-i re'ye dayanan ictihadlarda ise bütün müctehidler musibtir. Şah
Veliyyullah muhayyer kılınan konularda farklı ictihadların her birini isabetli
sayarak muhattie görüşünden ayrılarak musavvibenin yaklaşımını benimser.
Buna göre muhayyer kılınan hususlarda Allah katında muayyen bir doğru
bulunmamaktadır. Bu konuyu tartışmasındaki temel gaye, geliştirdiği intisap
anlayıŞını fıkıh usulünün diliyle temellendirmektir. Zira Şah Veliyyullah Ha
nefi ve Şafii mezheplerini tek bir mezhep haline getirmek için mezheplerin
dayandıkları rivayetlerin sahih hadis kitaplarına arz edilmesi gerektiğini söy
ler. Bu faaliyet neticesinde sahih hadise dayanan mezhebin görüşü tercih edi
lecek şayet her iki tarafın da sahih rivayetlerle amel ettiği tespit edilirse ilgili
konuda isabet eden iki farklı görüşün var olduğu kabul edilecektir. Onun doğ
runun kat'i olarak taayyün ettiğini söylediği duruma hükmün ahad bir riva
yet ile sabit olmasını örnek vermesi sahih hadisle amele yaptığı vurgunun bir
tezahürüdür. Şah Veliyyullah'ın müctehidin hata ve isabetini, temelde sahih
bir rivayete aykırı amel edip etmemesini kıstas alarak tayin ettiği söylenebilir.
Bununla birlikte geliştirdiği ictihadda hata-isabet anlayışı bağlamında, sahih
rivayetlere dayanan iki mezhebi de musib saymasına bakılırsa sahih rivayet
lere dayanan bir görüşü her durumda Allah katındaki muayyen tek hüküm
saymadığı anlaşılmaktadır. Ne muhattie ne de musavvibe anlayışı içerisinde
Şah Veliyyullah'ın bu yaklaşımını izah etmek mümkündür. Şah Veliyyullah
Hanefi ve Şafii fakihlerinin bu eserlerde yer alan sahih rivayetlere dayanma
ları durumunda o meselede iki isabetli görüşün bulunduğunu ileri sürerek \
ictihadda hata-isabet anlayışında bir iç tutarlılık tesis etmiştir.
Taklid ve Mezhepler Arasında İntikal
Taklid Şah Veliyyullah'ın fıkıh tarihi tasavvurunda hicri dördüncü asır son
rasındaki durumu ifade eden ana kavramdır. Şah Veliyyullah'ın mukallidi,
29 M. Rahmi Telkı;naroğlu, İctihadda İsabet ve Hata Meşe/esi (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2010), 13.
228 ~ Modernleşme, Protestan-laşrna ve Selefileşrne
mezhep müntesibi alimlere fetva sorup bu fetvanın gereğince amel eden
kişi olarak tanımlamasından3° hareketle taklidi, bir meselenin delillerini
değerlendirme yeterliligme sahip olmayan bir kimsenin faaliyet tarzı olarak
gördüğü anlaşılmaktadır. Naklettiği tanım ve bu tespitten hareketle Şah Ve
liyyullah'ın taklid kavramına bakışının, bu kavramın "bir görüşü del.ilirii bil
~eksizin kabul etmek"31 olarak genel kabul gören tarifine uygunluk arz ettiği söylenebilir. Bir mezhebe intisap cihetinden yaptığı derecelendirmede Şah
Veliyyullah en alt sırada mukallidi görmektedir. O mukallidi bir fakihe fet
va sorup bu fetvaların gereğince amel eden kimse olarak tanımlamaktadır.32
' Sahih bir hadisi tespit etme ve ulaştığı bir hadisin sıhhati konusunda hüküm
verme yeterliliğine sahip olmaması bir kimseyi mukallid derecesine indiren
temel nedenlerden biridir. Şah Veliyyullah'ın mukallid için yaptığı tanımda
da görüleceği üzere, ictihad yeterliliğine sahip bulunmaması onu fetva sor
maya mecbur bırakmaktadır. Şah Veliyyullah taklid kavramının sınırlarını
çizerken ittiba ile taklidi birbirinden ayırmaktadır. Şah V eliyyullah taklide ce
vaz vermekle birlikle fıkhl faaliyeti çerçevesinde ittibaya vurgu yapmaktadır.
Şah Veliyyullah'ın taklid ile ittiba arasında bir ayrıma gitmesi mezhep sınır
lan dahilinde faaliyet göstermeye yönelik yaklaşımının çerçevesini oluşturur.
O bir mezhebe bağlanmaya karşı çıkmamakla birlikte, mezhep müntesibi
fakihlerin görüşlerinin delillerini araştırmaları ve kuvvetli delillere sahip ol
maları sebebiyle mezhep imamlarından birini taklid etmeleri gerektiğini sa
vunmaktadır. Bu düşüncesini Şah Veliyyullah, ittiba kavramıyla ifade eder.
Öte yandan bu yaklaşım, fakihin bir meselede isabetli saydığı başka bir ima
mın görüşüyle de amel edebileceği düşüncesini içerisinde barındırmaktadır. Şah Veliyyullah bu konudaki anlayışını mezhepler arasında intikal kavramı
zemininde temellendirir. Kendisinin mezhep sistematiğine karşı çıkmamakla
birlikte bir mezhebi savunma gayesiyle de hareket etmediğine bu bağlamda
işaret edilmelidir. Ebu Hanife gibi bir mezhep imamının görüşü olarak ayet
ve hadislere atıf yapmamakta bilakis onların görüşlerinin hadislere arz edil
mesi gerektiğini savunmaktadır.33
30 Şah Veliyyullah, İkdii'l-cid, 26.
31 Cüveynive ardından Şirazitaklidi "~ J.i> <.r° ~! J.,,.; J~" olarak tanımlamaktadır. Cü
veyni, el-Burhan, il, 1357; Ebu İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf eş-Şirazi, Şerhu'l-lüma' (Beyrut:
Daru'l-Garbi'l-İslami, 1988), il, 1016. Bu tarif Maliki ve Hanbeli usul alimleri tarafından da
benimsenmiştir. Ebu Bekir İbn Arabi el-Meafiri el-Maliki, el-Mahsul ft usü/i'/:fıkh (Beyrut: Da
ru'l-Beyarik, 1999), 154; Ebu'r-Rebi' Süleyman b. Abdilkavi b. Said et-Tuti, Şerhu Muhtasari'rRavza (Beyrut: Müessesetü'r-Risale, 1987), 3: 250, 251.
32 Şah Veliyyullah, İkdü'l-cid, 26.
33 Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dih/evi, 155.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme , 229
Şah Veliyyullah taklidin vacip ve haram olmak üzere iki hükmü bulundu
ğunu ileri sürmektedir. Hükmü vacip olan taklidi Şah Veliyyullah, Kitap ve
Sünnet'i bizatihi inceleme, istinbatta bulunma, hadisler arasındaki ihtilafları
cem etme yeterliliğine sahip olmaması bakımından cahil sayılan bir kimse
nin, fakihin verdiği hükme riayet etmesi _olarak açıklamaktadır. Bu kimsenin
görevi fakihe ilgili meseleyi danışmaktır. Fakihin hükme sarih nasslara daya
narak ya da istinbat ederek yahut da kıyas yaparak ulaşması o kimsenin bu
fakihi taklid etmesi üzerinde belirleyici değildir. Şah Veliyyullah bu faaliyeti
hükme delalet yoluyla ulaşmak olarak tanımlar.34 Delfileten de olsa Şah Ve
liyyullah'in taklidi bir tür delile tabi olma yolu olarak mütalaa etmesi, onun
ittibaya yaptığı vurgunun bir tezahürüdür. Amminin taklidini vacip sayarak
Şap Veliyyullah taklidin gerek itikatta gerekse ibadet ve ahkama dair mesele
lerde 'haram olduğunu ileri süren İbn Hazm'a karşı çıkmaktadır.35
Hükmünü haram saydığı taklidi Şah Veliyyullah mukallidin, taklid ettiği faki
hin ulaştığı ilmi seviye sayesinde hiç hata etmeyeceğini düşünerek onu taklid
etmesi olarak tanımlamaktadır. Şah Veliyyullah, taklidin bu türünü geçmiş
milletlerin dinlerini tahrif etmelerine neden olan yaklaşımları ile eş tutar36
ve Zuhrı1f Sfıresi'nde atalarının dini üzere amel ettiklerini ve edeceklerini
savunan geçmiş kavimlerin37 tavrına benzetir.38 Ayrıca o hükmü haram olan
taklidi dini tahrif eden sebepler arasında zikretmektedir.39 Şah Veliyyullah'ın
gerek vacip gerekse haram olduğunu söylediği taklidin iki türü bağlamında
mukallidin gücü yettiğince sahih hadislere ulaşmaya çalışması gerektiğine
yaptığı vurgu dikkati çeker.4°
Taklid kavramı bağlamında Şah Veliyyullah bir meselede bir mezhepten
diğer bir mezhebe intikal edilmesi konusunu tartışmaktadır. Onun fıkhi fa
aliyetinin mezhepler arasında intikal konusu üzerinde temerküz ettiği, telfik
konusunu tartışmadığı söylenebilir, Mezhepte intikal konusu üzerinde mesai
harcayarak Şah Veliyyullah, mezhebin tüm görüşleriyle amel edilmesi dü
şüncesi üzerinde temerküz eden bir mezhebe inti~ap anlayışını eleştirmekte-
34 Şah Veliyyullah, İkdü'l-cid, 25, 42.
35 İbn Hazm, el-İhkiimftusü/i'/-ahkiim (Beyrut: Daru'l-Afaki'l-Cedide, ts.), 6: 150.
36 Şah Veliyyullah, İkdü'l:cid, 43.
37 Zuhrüf, 43/23.
38 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'/-biiliğa, 1: 504.
39 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'J-bii/iğa, 1: 404.
40 Şah Veliyyul!,ah, İkdü'l-cid, 42-43; a.mlf., et-Tejhimiitü'l-İliihiyye, 1: 211; a.mlf., Hüccetulla
hi'l-biiliğa, 1: 404.
230 ~ Modernleşme, Protest~nlaşma ve Selefileşme
dir.41 İntisabın çerçevesinin bu yönde çizilmesi Şah Veliyyullah'ın mezhepleri
cem etme iddiasıyla doğrudan alakalıdır. Fıkıh usulü eserlerinde mezhepte
intikal konusu mukallidi merkeze alarak tartışılmakla birlikte Şah Veliy
yullah bu konuyu fetvada müctehid fakih ve mukallid cihetinden iki_ farklı
f ağ lamda inceler. Şah Veliyyullah gerek fetvada müctehid gerekse mukallid
cihetinden mezhepler arasında intikali savunan bir isimdir. Şah Veliyyullah,
müctehidlik yahut da meselede müctehidlik şartlarını taşıyan bir fakihin
yaptığı araştırma neticesinde mezhebin görüşüne muhalif sahih bir rivayete
ulaşması hali,nde bu hadisle amel etmesi gerektiğini savunur.42 Şah Veliyyul
lah bir mezhep müntesibinin bir meselede kendi imamı dışında bir imamı
taklid edebileceği kanaatindedir. Mukallidin intikalinin caiz olması için ise
Şah Veliyyullah onun bütün meselelerde yahut bir meselede imamını taklid
etmeye kesin karar vermemiş olması gerektiğini ileri sürer. Mukallidin kesin
bir karara varmaması halinde muayyen bir meselede başka bir müctehidin
görüşüyle amel etmesi caizdir. Şah Veliyyullah bu durumun taklid edilen
imama itaatsizlik sayılmayacağini, zira taklid edilen diğer imamın o meselede
onun imamı haline geleceğini söylemektedir.43 İntikal meselesi bağlamında
Şah Veliyyullah Hanefi mezhebi müntesibi bir mukallidin Şafii bir fakihten
fetva isteyebileceğini savunur.44
Makasıd Düşüncesi
Şah Veliyyullah maslahat delili konusundaki yaklaşımını Hüccetullahi'l-bali
ğa'sını hasrettiği esraru'l-hadis ilmi bağlamında ortaya koymaktadır. Hadis
lerdeki sırları ve hikmetleri ortaya çıkarmayı hedefleyen bu ilim, Şeriat'ın
koyduğu hükümlerin maslahatlar içerdiği ve ameller ile bunlara karşılık
verilen ceza ve mükafatın arasında bir münasebetin bulunduğu düşüncesi
ni temel alır. Şah Veliyyullah Hüccetullahi'l-bdliğa'daki ilmi faaliyetini esra
ru'l-hadis ilmini tedvin etmek, usulünü ve fer'i meselelerine dair kendisine
kadar ulaşan birikimi sistematik olarak ortaya koymak, Hz. Peygamber' in dik
kate aldığı maslahatları açıklamak ve bu ilmin kaidelerini tespit etmek olarak
belirler.45 Makasıdü'ş-şeria dini hükümlerin gayelerini ifade eden bir kav-
41 Hafeez Malik, "Şah Veliyyullah'ın Vasiyetnamesi: el-Makatetü'l-vad'iyye fi'n-Nasiha ve'l-Va-
siyye," çev. İbrahim Hatiboğlu, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5 (2002): 163.
42 Şah Veliyyullah, İkdü'l-cid, 36-37.
43 Şah Veliyyullah, İkdü'/-cid, 42.
44 Şah Veliyyullah, İkdü'l-cid, 25.
45 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'l-biiliğa, 1: 54, 57, 63-64.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 231
ramdır46 ve bu kavramın çerçevesini maslahat delili oluşturmaktadır. Fıkıh
alimlerinin makasıd konusundaki yaklaşımları üzerinde ta'lil konusundaki
anlayışları belirleyici olmuştur. Ta'lilin bir türü olan hikmetle ta'lil mesele
si makasıd konusunun önemli mevzularından birini teşkil etmektedir.47 Şah
Veliyyullah'ın makasıd anlayışının da bu mesele üzerinde temerküz ettiği
söylenebilir. Onun makasıd düşüncesi, maslahat deliline bakışı çerçevesin
de Şari'nin koyduğu hükümlerde müsebbeb ile sebepler arasında irtibat ku
rulabileceği ve hükümlerin birtakım garazlar ile illetli olduğu düşüncesine
dayanır.48 Şah Veliyyullah, bir hükmün konulmasında ve ona sevap yahut
da ceza ile karşılık verilmesinde fiilin bir maslahata dayanmasının bir sebep
olduğunu dile getirmektedir. Benzerleri içerisinde bir hükmün ta'yin edilme
si i~imde derinleşmiş insanlar tarafından anlaşılabilecek hikmet ve sebeplere
dayariır: Şah Veliyyullah hüsun ve kubı1hun belirlenmesinin tamamen akli
olmadığını kabul etmekte ve bu yaklaşımıyla Mu'tezile'den aynlmakta49, ak
lın hüsün-kubı1ha dair bilginin bir kısmını izhar edebileceğini söyleyerek de
müntesibi bulunduğu Eş'arl mezhebini eleştirmektedir.5°
Sahih bir hadise ulaşılması halinde Şah Veliyyullah, o hadisle amel etmek
için ilgili maslahatı bilmeye lüzum bulunmadığını söyleyerek, maslaha.tların
hakkında sarih bir nass bulunmayan konularda dikkate alınacağını zımnen
dile getirirY Ona göre maslahatın alanını nasslarda doğrudan bir çözüme
ulaşılamayan ve Şeriat'ın kesin sınırlarını çizmediği konuların oluşturduğu
söylenebilir. Mamafih hakkında sahih bir rivayet bulunan konularda da o,
hükümleri maslahatlarla ta'lil etmektedir. Hiiccetullahi'l-baliğa'da bunun çok
sayıda örneğini görmek mümkündür.
Şah Veliyyullah'ın maslahata yaptığı vurgunun iki ana hedefi olduğu söyle
nebilir. Birincisi sahih hadislerdeki hükümlerin Şeriat'ın muteber maslahat
larına uygun olduğunu göstermektir. Şah Veliyyullah, külli kaidelere dayana
rak (kıyas) sahih hadisle amel etmemekle tenkit ettiği Hanefi fıkıh alimlerine
onların dilini kullanarak bu hadislerin Hz. Peygamber'in dikkate aldığı külli
kaziyyelere (maslahat) uygun olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Zira fer'i
meselelerin külli maksatlar altında değerlendirilerek çözüme kavuşturulması
46 Bkz. Ertuğrul Boynukahr:ı, "Makasıdü'ş-Şerla," DİA, 27: 423.
47 Boynukalın, "Makasıdü'ş-Şerla," DİA, 27: 425.
48 Şah Veliyyullah, er-Riiidü'/-ukalii, 2: 308.
49 Şah Veliyyullah, Hüccetul/ahi'l-biiliğa, 1: 50, 299.
50 Şah Veliyyullafil, el-Hayru'J-kesir, 143-144.
51 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'l-bii/iğa, 1: 50-51.
232 ~ Modernleşme, Protesta~laşma ve Selefileşme
Hz. Peygamber' in ictihadının bir vechesini teşkil eder.52 Ona göre bu faaliyet
söz konusu hadislerle amel etmeyen fakihleri ilzam edecektir. Esraru'l-hadis
ilmi çerçevesinde Şah Veliyyullah nassların sahih hadisler çerçevesinde uy
gulanması düşüncesini hikmet zemininde izah etmektedir. Şah Veliyyullah'ın
\maslahat konusu üzerinde yoğunlaşmasının ikinci hedefi ahkamın değişmesi
'konusundaki yaklaşımını temellendirmektir. Şah Veliyyullah tecdid düşün
cesi bağlamında dinin aslından ve tecdidattan olan hüküınleri ayırmaktadır.
Maslahat konusu çerçevesinde Şah Veliyyullah maslahatların değişmesi ile
birlikte masl,ahata binaen konulan hükümlerin değişmesinin imkanını tar
tışmaktadır. O, ictihadi olan meselelerde maslahatın değişmesi ile birlikte
hükmün de değişeceğini kabul eder. Hz. Peygamber'in kesin bir hüküm koy
madığının anlaşıldığı durumlarda Şah Veliyyullah, hikmetin, halkın o günkü
durumuna ve örfüne bakılarak amel edilmesini gerektirdiğini düşünmekte
dir.53 Maslahata yaptığı bu vurgunun temelinde yaşadığı toplumun problem
lerini çözme ve ihtiyaçlarını giderme düşüncesinin yattığı söylenebilir.54
Tecdid İlmi: Hüccetullahi'l-baliğa
Hüccetullahi7-baliğa, hadis ilmi sahasında yazılmış ve Şah Veliyyullah'ın bu
sahadaki ilimlerden biri olarak vaz' ettiği ilm-i esril.ri'd-din'e hasredilmiş bir
eserdir. Şah Veliyyullah' a göre bu ilmin mevzusu hükümlerin hikmetlerini ve
amellerdeki sırları incelemektir. Bu ilmin teşekkülünde hadis rivayeti ve usu
lüne dair ilimlerin gelişmesi, Sahabe ve Tabiun'un asanyla ilgili yapılan izah
lar ve müctehid alimlerin Şeriat'ın her meselesiyle ilgili maslahatları açıkla
maları müsait bir zemin oluşturmuştur. Şah Veliyyullah ilm-i esril.ri'ş-Şeri'a/
elin sahasına dair eser kaleme alan, bu ilmin ilkelerini, dayandığı usfılü ve fer'i
meselelerini tespit eden çok az kişi bulunduğundan bahseder ve zımnen bu
çalışma ile sö:z konusu soruınluluğu üstleneceğini iddia eder. Ona göre bu
sahada, henüz uzmanlaşmış kişiler yetişmemiş ve geçınişte hakkında dikka
te değer bir çalışma yapılmamıştır.55 Şah Veliyyullah'ın da işaret ettiği üzere
hadis disiplini içerisinde bu konuyu mevzu edinen bir ilim gelişmeıniştir. Öte
yandan hadise dair bir ilim olarak vaz' edilen ilm-i esril.ri' d-dinin, bir cihetten
bu ilmi mevzu etmesi beklenirken "din"i merkeze alması isabetli görülemez.
52 Murat Şimşek, "Hukuki Tasarruflarının Kaynağı Olarak Hz. Peygamber'in İctihadı," İslam
Hukuku Araştırmaları Dergisi 14{2009):115.
53 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'l-biiliğa, 1: 57; 2: 402-403.
54 Nizami, "Shah Waliullah of Delhi: His Thought and Contribution," 143, 147.
55 Şah Veliyyullah, Hüccetu/lahi'l-biiliğa, 1: 36-40.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme , 233
Eserin birinci kısmının sonunda kitabın ilm-i esrari'l-hadise hasredildiğini
belirten ifade56, Hüccetullahi1-bı:lliğa'nın temelde hadislerdeki sırları incele
diğine delalet eder. Zira eserin ikinci kısmında hadislerdeki sırların "tafsili"
olarak açıklanacağının belirtilmesi57 birinci ana bölümün esraru'l-hadis ilmi
ne ayrılması durumunda anlam kazanmaktadır. Şah Veliyyullah'ın Hüccetul
lahi'l-bfiliğa' daki faaliyetini, hadis ilmini mevzu edinen diğer ilimlerle meşgul
olmaksızın hadislerdeki sırları araştırmak olarak tayin etmesi bu meyanda
göz önünde bulundurulmalıdır.58 Buradan hareketle Şah Veliyyullah'ın ese
rini, hadis sahasında bir kitap yazma hedefiyle kaleme aldığı rahatlıkla söy
lenebilir. Modem dönem çalışmalarında Hüccetullahi'l-bfiliğa'nın din felsefesi
sahasında yazılmış bir eser59 yahut da bir hadis şerhi olarak değerlendirildiği
ve hadislerin sırları, dini ve ictimfil hikmetlerini ortaya koymayı hedeflediği
n~ belirtildiği görülür.60
Şah Veliyyullah ihya faaliyetinin zaman ve zemine göre farklılık arz edebi
leceğini kabul eder. Müceddidlerin tecdid faaliyetinde, gönderildikleri ka
vimlerin hakim anlayışlarına meydan okuyan ve o kavimleri mahir oldukları
hususlarda aciz bırakan peygambe.rleri örnek almaları gerektiğini söyleyen
Şah V eliyyullah, bu ilkeye göre, kendi döneminde şu üç hakim düşün_cenin
dikkate alınması gerektiğini savunur. Birincisi burhandır. Ona göre burhan
(felsefe), Yunan menşeli ilimlerin İslami ilimlerin iÇerisine girmesi ile bü
yük yaygınlık kazanmıştır. Bu sebeple ihya düşüncesinin temel metni olan
Hüccetullahi1-biiliğa'sında, felsefe ilmi içerisinde gelişen ameli hikmetin dili,
kavramları ve sistematiğinden yararlanmıştır. Ameli hikmet temelde kişinin
nasıl güzel ahlak sahibi olacağı ve kötü ahlak sahibi olmaktan nasıl kurtulaca
ğını konu alan ilm-i ahlak, ev halkıyla ilgili fiiller ve amellerden bahseden ted
biru'l-menzil ve şehir idaresinden bahseden tedbiru'l-medine olmak üzere üç
temel ilmi kapsar. Şah Veliyyullah eserinde bu konular üzerinde yoğun mesai
sarf eder ve ameli hikmete dair mevzuları Kitap, Sünnet ve Sahabe asilnna
uyıimlu hale getirmeyi ihya düşüncesi bağlamındaki faaliyetlerinden biri ola
rak belirler. Bu eserin peygamberlerin yaptığı gibi dönemin hakim anlayışına onların dilini kullanarak karşı çıkma düşüncesiyle hazırlandığı anlaşılmakta-
56 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'/-b{i/iğa, 1: 527. Hüccetullahi'/-b{ifiğa'nın 1904 tarihli bir baskısın
da da bu kayıt mevcuttur. Bkz. Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'/-bfiliğa (y.y.: Matbaatü'l-Hayriy
ye, 1904), 1: 129.
57 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'/-b{ifiğa, 1: 527.
58 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'l-bfiliğa, 1: 35-42.
59 Fazlurrahman,js/{im'da İhy{i ve Reform, 221.
60 Yusuf el-Kardavi, Keyfe neteCime/ü me'a's-Sünneti'n-Nebeviyye, 83.
234 ~ Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme
dır. Burhana yapılan bu vurgu bağlamında onun felsefe alimlerine bakışın
dan söz etmek isabetli olacaktır. Felsefe alimleri onun tenkit ettiği çevreler
den biridir. Ona göre Yunan felsefesinin tesiri altında kalan ve bilgi kaynağı
olarak aklı önceleyen felsefe alimlerinden uzaklaşmak en doğru tavırdır. Şah
,Yeliyyullah felsefecileri, -muhtemelen İslam dünyasındaki durumu kastede
~ek- yeni ortaya çıkmış ilimler ile meşgul olurken Hz. Peygamber'in mirasını dışlamak ile itham eder.61 Onun bu yaklaşımında Gazzfili'nin etkisinden söz
etmek mümkündür.62 Şah Veliyyullah felsefeyi dine sonradan sokulan un
surlar arasınQ.a saymaktadır.63
Şah Veliyyullah doğrudan sahih hadisle ameli değil, bu hadisle amel eden
mezhebin görüşüne uymayı savunur. Hüccetullahi'l-baliğa ve el-Musaffa'sında
söz konusu fıkıh telakkisi çerçevesinde mezheplerin görüşlerini incelemekte
dir. Ona göre Hz. Peygamber' den tevarüs edilen ilimler içerisinde yapılacak
bir sıralamada ilk sırayı, bir ilim dalı olarak temayüz etmeyen ilm-i Sünne
ti'ş-Şeri'a teşkil eder. Şah Veliyyullah bu ilmi tecdid ilminin bilinmesi olarak
izah etmektedir. Tecdidi bir ilim dalı olarak vaz' ederek ve bunu Hz. Peygam
ber' e dayandırarak Şah Veliyyullah, ihya faaliyeti için müsait bir zemin sağla
mıştır. Tecdid ilmi, azimet ve ruhsat kavramlarını merkeze almakta, darlık ve
kolaylık dönemlerinde uyulması gereken kuralları ihtiva etmektedir. Tecdid
ilmine göre bir özre binaen verilen ruhsatlarda şayet hüküm verilen mese
le dinin asli konularından biri ise hüküm korunur, tecdide açık bir mesele
ise değiştirilir. Buradan hareketle Şah Veliyyullah'ın dini meseleleri zımnen
dinin aslından olanlar ve tecdidattan olanlar şeklinde ikiye tefrik ettiği söyle
nebilir. İlm-i Sünneti'ş-Şeri'a'yı bilmek için gerekli bir diğer husus, Hz. Pey
gamber'in emir ve yasaklarındaki hikmet ve illetleri araştıran ilme de vakıf
olmaktır. Ayrıca bunlardan külli ilkeler çıkarmayı da bilmek gerekir. Şah Ve
liyyullah' a göre bu sahada mesfil sarf edecek bir kişi Hz. Peygamber' in hüküm
ve hadleri koyarken kullandığı dili iyi bilmelidir.64
Tecdid ilmi adını verdiği bu ilim dalını mevzuu ve mebadii üzerinde dura
rak et-Tefhimat'ında vaz' etme girişiminde bulunan Şah Veliyyullah, tecdid
ilmi adıyla bu ilim dalından görülebildiği kadarı ile başka hiçbir eserinde
bahsetmemektedir. Şah Veliyyullah'ta zihni bir varlığı bulunduğu rahatlıkla
söylenebilecek bu ilim dalı, Hüccetullahi'l-bı1liğa adlı eserinde esraru'l-hadis
61 Baljon, Religion and Thought, 131-132.
62 Vural, "Şah Veliyyullah Dehlevi'nin Felsefi Düşünceleri," 97.
63 Şah Veliyyullah, Hüccetullahi'/-bdliğa, 1: 405.
64 Şah Veliyyullah, et-Tejhimôtü'l-//ôhiyye, 2: 204.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme , 235
ilmi bağlamında işlenmektedir. Şah V eliyyullah açıkça teccüd ilminden bah
setmeden eserini, tecdid ilminin mevzularını incelemek üzere kaleme aldı
ğım ifade etmektedir. Zira yukarıda belirtildiği üzere tecdid ilmini öğrene
bilmek, hadislerdeki illet ve hikmetleri araştıran ilm-i esran'l-hadisi bilmekle
mümkündür. Şah Veliyyullah'ın, esrfuu'l-hacüs ilmine yaptığı vurgu ve Hüc
cetullahi7-bıiliğa'yı bu ilme hasretmesinin asıl hedefi geliştirdiği teccüd ilmi
ni temellendirebilmektir. Ayrıca Hüccetullahi'l-biiliğa'da tecdid ilminin temel
meseleleri olan azimet, ruhsat kavramları ve kolaylaştırma ilkesi üzerinde
durulduğuna da bu.meyanda dikkat çekmek gerekir.
Esraru'l-hadis ilminin en merkezi kavramı ıslahtır. Şah Veliyyullah kendi ıs
lah faaliyetini Hz. Peygamber'in cahiliyye toplumunu nasıl ıslah ettiğine dair
genel yaklaşım ve ilkeleri ortaya çıkararak temellendirmeye çalışmaktadır.
Hüccefullahi7-biiliğa'da dile getirilen temel tez, Hint-İslam toplumunun Hz.
Peygamber'in cahiliyye toplumuna yönelik ıslahı örnek alınarak düzeltilebi
leceğidir.
Etkisi
Şah V eliyyullah'ın faaliyetlerinin kendisinden sonraki dönem üzerinde derin
etkileri olmuştur. Müderrisliğini yaptığı Rahiıniyye Medresesi'nde yetiştirdi
ği talebeler vasıtası ile görüşleri yayılmış_ve Hint alt kırasında Şah Veliyyullah
bölgenin merkez şahsiyeti haline gelmiştir. Bu etkisi itibariyle Şah Veliyyul
lah'ın bir referans noktası olarak görülmeye başlandığı söylenebilir. Başta en
büyük ve en son vefat eden oğlu Şah Abdülaziz (v. 1824) olmak üzere oğullan
Şah Refiüddin (v. 1817), Şah Abdülkadir (v. 1814) ve Şah Abdülğani (v. 1812) Şah
Veliyyullah'ın ihya faaliyetini sürdüren başlıca temsilcileri sayılmaktadır.65
Rahimiyye Medresesi etrafında gelişen, temel.de oğullan ve öğrencileri vası
tasıyla bir hoca-talebe ilişkisi içerisinde yetişen isimlerden müteşekkil bu çev
reye Dihlevilik adı verilmesi isabetli görülmüştür.66 Rahimiyye Medresesi'nin
l857'de yıkılmasından sonra Hint alt kırasında öne çıkan ve birçok hususta
birbirine muhalefet eden, hatta birbirini tekfir eden cemaatlerin her birinin
kendilerini Şah Veliyyullah'ın takipçileri olarak sunmaları da onun etkisinin
65 Barbara Daly Metcalf, Jslamic Revival in British Jndia: Deoband, 1860-1900 (Princeton: Prince
ton University Press, 1982), 47; Shafi Ali Khan, "Nationalist Ulama's lnterpretation of Shah
Wali Allah's Thought and Movement,''Journa/ ofthe Pakistan Historicaf Society 37/3 (1989): 224-227.
66 Aydın, Şah Veliyyul/ah ed-Dihlevi, 366.
236 ~ Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme
bir göstergesidir. Hermansen ve Muztar gibi araştırmacılar Şah Veliyyullah
sonrasında neredeyse tüm dini cemaatlerin kendi görüş ve yaklaşımlarının
Şah Veliyyullah'ı temsil ettiğini ispata çalıştıklarını dile getirmektedir.67
Şah Veliyyullah'ın Hanefi mezhebinin fıkıh birikimini dikkate alınası, ta-
\ kipçilerinin bir kısmının açıkça Hanefi mezhebi müntesibi olduklarını dile
getirmeleri ve onun etrafında gelişen çevrenin Hanefi mezhebi içerisinde
bir yorum olarak değerlendirilmesine bakılarak onun fıkhi faaliyetini Hint
alt kıtasındaki geç dönem Hanefi tarihi içerisinde incelemek mümkündür. 68
Sömürgecilik ve kolonizasyon faaliyetleri neticesinde Hindistan'ın yönetimi
ni ele geçiren İngilizler'in sözü edilen ihya projesinin gelişimi üzerinde bir
kırılmaya yol açtığı söylenebilir. Tenkitlerinde Hint-İslam toplumunu hedef
alan Şah V eliyyullah'ın vefatından kısa bir süre sonra İngilizler siyasi ve eko
nomik bir güç olarak bölgede hakimiyet kurmuşlardır. Kültürlerini ve felsefi
geleneklerini bölgeye taşıyan İngilizler'in Müslüman halk üzerindeki faali
yetleri artık Şah Veliyyullah'ın izinden giden isimlerin yaptıkları mücadele-
. nin başlıca mevzusu haline gelmiştir. Seyyid Ahmed Han gibi modernizmin
öncülüğünü yapan ve modemist görüşleri çerçevesinde İslam geleneğini sor
gulayan isimler bu süreçte ortaya çıkınışlardır. Şiıh Veliyyullah'ın oğlu Şah
Abdülaziz' den itibaren İngilizler' in bölgede yarattıkları sorunların fıkıh ilmi
zemininde tartışılmaya başlandığı görülür. Ortaya çıkan idari, ekonomik ve
kültürel baskının, Şah V eliyyullah'ın ihya projesinin sürdürülmesini mahiyet
ve muhatap bakımından etkilediği anlaşılmaktadır.69
Sonuç
Şah Veliyyullah'ın ihya faaliyeti çerçevesinde dile getirdiği görüşlerin özünü
bidat ve tahrif saydığı uygulamalara bilhassa da taklide karşı çıkılması, buna
karşılık Sünnet'in ihyası ve ictihadın savunulması düşüncesi teşkil eder. Şah
Veliyyullah peygamberler ile müceddidler arasında yeryüzünün ıslahı ci
hetinden bir benzerliğin var olduğunu kabul etmektedir. Ona göre peygam
berlerin başlıca gönderiliş gayesi yeryüzünü ıslah etmek ve dini tahriflerden
67 Muztar, Shah Wali Allah, 118, 122; Marda K. Hermansen, "Shah Wali _Allah's Hujjat Allah
al-Baligha," Shah Waliullah (1703-1762}: His Religious and Political Thought (Lahore: Sang-e
Meel Publications, 2005), 546; Mahmood Ahmad Ghazi, /slamic Renaissance in South Asfa
1707-1867: The Role of Shah Wa/i Allah and His Successors (lslamabad: lnternational lslamic
University lslamic Research lnstitute, 2002), 183, 232.
68 Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dih/evi, 5.
69 Aydın, Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, 6.
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 237
korumaktır. Peygamberlerin ıslah faaliyeti, öncesindeki peygamberin tebliğ
ettiği dinde zamanla hasıl olan eğrilikleri düzeltmek, ona sonradan karışarak
ifsadına sebebiyet veren hususları gidermek ve mevcut hükümleri denetlemek
üzerinde temerküz eder. Bu tanımlamadan hareketle Şah Veliyyullah'ın ıslah
kavramı ile kendisinin tahrif olarak gördüğü tüm unsurlardan dini arındır
mayı kastettiği söylenebilir. İhya düşüncesini Şah Veliyyullah fıkıh, kelam ve
tasavvuf olmak üzere üç ana ilim çerçevesinde ifade eder. Bu üç ilim dalım
seçmesinin temelinde peygamberlerin bu alanlan düzeltmek amacıyla gön
derildiklerini düşünmesi yatmaktadır. Şah Veliyyullah'ın et-Tefhimüt'ında
ayrıntılarından bahsettiği ihya düşüncesi çerçevesinde onun ilmi faaliyetinin
incelenmesi gerekir. Onun fıkıh, kelam ve tasavvuf olmak üzere müceddidin
faaliyet göstermesi gereken üç temel ilim dalı üzerinde yoğunlaşması bu gö
rüşü'. de!>tekler. Şah Veliyyullah bu sahalarda, yukarıda tanımlanan ihya dü
şüncesinin hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermektedir. Şah Veliyyullah
fıkıh usulünün tüm meselelerini tartışmamakta, ictihad, taklid ve maslahat
konulan üzerinde yoğunlaşmaktadır. Mezhep geleneği içerisindeki bir fıkhi
faaliyet olarak Şah Veliyyullah ictihadı öne çıkarmaktadır. Yaşadığı dönemde
geçmiş mezhep birikimini dikkate almadan fıkh! meselelerin delillerini incele
yerek bunları değerlendirecek bir metot inşa etmeyi mümkün görmediğinden
Şah Veliyyullah, mutlak müntesip müctehidin fıkhi faaliyet tarzını benimse
meyi teklif eder. Kendisini de mutlak müntesip müctehid olarak gören Şah
Veliyyullah, müctehidlerin dereceleri bağlamında bilhassa mutlak müntesip
müctehidlik mertebesi üzerinde durmaktadır. Şah Veliyyullah'ın Hicaz yol
culuğu öncesinde kendisini mezhepte müctehid olarak görmekte iken daha
sonra mutlak müntesip müctehidlik derecesine ulaştığını kabul ettiği anlaşıl
maktadır. Onun fıkhı faaliyetindeki bu tekamülün ihya düşüncesi üzerinde de
bir dönüşüme yol açtığı görülür. Şah Veliyyullah'ın ilmi faaliyetinin kendisin-
den sonraki dönem üzerinde derin etkileri olmuştur. Rahimiyye Medresesi'n
de yetiştirdiği talebeler vasıtası ile görüşleri yayılmış ve Hint alt kırasında Şah
Veliyyullah bölgenin merkez şahsiyetlerinden biri haline gelmiştir.
Kaynakça
Alvi, Sajida S. "The Mujaddid And Tajdid Traditions in The Indian Subcontinent: An Historical Overview".f oılrnal of Turkish Studies ı8 (1994): 1-15.
Aydın, Ahmet. Şah Veliyyullah ed-Dihlevf ve Dihlevflik. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 2013.
Aziz Ahmed. Hindistqn'da İslam Kültürü Çalışma/an. Çev. Latif Boyacı. İstanbul: İnsan Yayınları, 1995·
238 ~ Modernleşme, Protestanliışma ve Seleflleşme
Azra, Azyumatdi. "Networks of the Ulama in the Seventeenth Century Haramayn". in The Origins of Islamic Refonnism in Southeast Asia. Honululu: Allen Unwin and University ofHawai'i Press, 2004 8-31.
---------- "Reformism in the Networks". in The Origins of Islamic Refonnism in Southeast Asia. Honululu: Allen Unwin and University ofHawai'i Press, 2004, 32-51.
\ Baljon, J. M. S. ReligionAnd Thought of Shah ':ali Allah Dih/awi. Leiden: E. J. Brill, 1986.
Boynukalm, Ertuğrul. "Makasıdü'ş-Şeria". DIA, 27: 423-427.
Brown, Daniel W. Rethinking Tradition in Modern Is/amic Thought Cambridge: Cambridge University, 1996.
Cüveyni, Ebfı'l-Meali Abdülmelik b. Abdillah. el-Burhan fi usüli'/-fıkh. Doha: Cfımiatu Katar, 1978.
Dallal, Ahmad. "The Origins and Objectives of Islamic Revivalist Thought, 1750-1850". Journal of theAmerican Oriental Sodety u3/3 (1993): 341-359.
Daudi, Halid Zaferullah. Şah Veliyyullah Dehlevf'den Günümüze Pakistan ve Hindistan'da Hadis Çalışma/an. İstanbul: İnsan Yayınları, 1995.
Ertürk, Mustafa. "Tecdid Hadisinin Metin Tenkidi Açısından Değerlendirilmesi". İslô.mf Araştınnalar 10/1-2-3 (1997): 125-137.
Esen, Bilal. Hanefi Usul Eserlerinde İctihad Teorisi. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 2010.
Fahrüddin er-Razi. el-Mahsul. Beyrut: Müesssetü'r-Risale, 1992.
Fazlurrahman. "The Thinker of Crisis: Shah Wali-Ullah". Pakistan Quarterly 6/2 (1956): 44-48.
Ghazi, Mahmood Ahmad. Islamic Renaissance in South Asia 1707-1867: The Role of Shah WaliAl/ah and His Successors. Islamabad: Intemational Islamic University Islamic Research Institute, 2002.
Hermansen, Marda K. "Shah Wali Allah's Hujjat Allah al-Baligha". ln Shah Waliullah (1703-1762): His Religious and Political Thought Lahore: Sang-e-Meel Publications, 2005: 529-552.
İbn Hazın. el-İhkdm fiusüli'l-ahkdm. Beyrut: Daru'l-Affild'l-Cedide, ts.
Kavak, Özgür. "Zor Zamanda Alim Olmak: Şah Veliyyullah Dihlevi'nin Kendi Kaleminden Hayatı". Dfvô.n Dergisi 17 (2004): u7-145.
Kevseri, Muhammed Zahid. Hüsnü't-tekddf fi sfreti'/-İmô.m Ebf Yusuf el-Kô.df. y.y.: Ratib Hakimi, 1968.
M. Nafi, Basheer. "Tasawwuf and Reform in Pre-Modem Islamic Culture: ln Search of Ibrahim al-Kurani". Die Welt des Islams 42/3 (2002): 307- 355.
Malik, Hafeez. "Şah Veliyyullil.h'm Vasiyetnamesi: el-Makaletü'l-vad'iyye fi'n-Nasiha ve'l-Vasiyye". Çev. İbrahim Hatiboğlu. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5 (2002): 157-1n
Metcalt; Barbara Daly. Is/amic Revival in British India: Deoband, 1860-1900. Princeton: Princeton University Press, 1982.
Muztar, A. Ditta. Shah Wa/i Allah A Saint-Scholar of Muslim India. lslamabad: National Commission on Historical and Cultural Research, 1979·
Okuyucu, Nail. Batı Gözüyle Tecdfd. İstanbul: Klasik Yayınları, 2014.
Sem' ani, Ebfı'l-Muzaffer Mansfır b. Muhammed b. Abdilcebbil.r. Kavıitiü'l-edille fi'/-usul. Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1997·
Modernleşme, Protestanlaşma ve Selefileşme ~ 239
Serahsi, Ebu Bekir Muhammed b. Ahmed b. Sehl. Usul. Beyrut: Dfuu'l-Kütübi'l-İlmiyye,
1993·
Shafi Ali Khan. "Nationalist Ulama's Interpretation of Shah Wali Allah's Thought and Movement".f ournal of the Pakistan Historical Sodety 37/3 (1989): 209-248.
Şah Veliyyullah. "el-Cüz'ü'l-latif fi tercemeti'l-abdi'z-zalf". Çev. Halik Ahmed Nizami Şah Veliyyullah key siyasfmektubdt Lahor: İdare-i İslfilniyat, 1978: 191-201.
---------- er-Rdidü7-ukala ild fehmi esrdri hilafeti7-hulefa. Çev. Mustafa Muhyiddin el-Hü-devi. Beyrut: Dfuu'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2009.
--------- et-Tefhimdtü'l-İldhiyye. Haydarabad: Akademiyyetü'ş-Şah Veliyyullah, ts.
---------- Heme'dt. Y.y.: İslami Press, ts.
---------- İkiiü7-dd fi ahkami7-ictihdd ve't-taklid. Kahire: el-Matbaatü's-Selefiyye, l398/ı978.
---------İthdfü'n-nebih fimd yehtdcu ileyhi7-muhaddisu ve71akih. Lahor: el-Mektebetü's-Se-lefiyye, 1969.
Şimşek, Murat. "Hukfrki Tasarruflarının Kaynağı Olarak Hz. Peygamber'in İctihadı". İslam]iukukuAraştırmalan Dergisi I4 (2009): m-156.
Zerkeşi, Ebu Abdillah Bedreddin Muhammed b. Bahadır. el-Bahru7-muhft fi usuli7-fıkh Kahire: Dfuu's~Safve, 1992.
240 ~ Modernleşme, Protestanlaşma ve Seleflleşme