80
T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalı Yaylı Çalgılar Sanat Dalı Keman Programı Yüksek Lisans Tezi Kemanda Yay Tekniğinin Temel Bilgileri ve Gelişimi Sevil Ulucan 2501020556 Tez Danışmanı Doç. Eser Bilgeman Şakir İstanbul 2005

Kemanda Yay Tekniğinin Temel Bilgileri ve Gelişiminek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/40804.pdf2 1. YAY TEKNİĞİNİN TANITIMI VE GELİŞİMİ 1.1. İtalyan ve Fransz Yay Tekniı

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • T.C.

    İstanbul Üniversitesi

    Sosyal Bilimler Enstitüsü

    Müzik Anasanat Dalı

    Yaylı Çalgılar Sanat Dalı

    Keman Programı

    Yüksek Lisans Tezi

    Kemanda Yay Tekniğinin

    Temel Bilgileri ve Gelişimi

    Sevil Ulucan

    2501020556

    Tez Danışmanı Doç. Eser Bilgeman Şakir

    İstanbul 2005

  • iii

    ÖZ

    Bu tez çalışmasında kemancılıkta büyük önem taşıyan ve bir kemancının

    düzeyini anlamakta en belirleyici unsurlardan olan sağ el tekniğinin, klasik batı

    müziği literatürü içinde kullanım alanı bulan temel hareketleri ele alınmış, bu

    hareketlerin icracının hangi temel kas gruplarıyla ve hangi hislerle gerçekleştirildiği;

    örnekleme, sınıflandırma vb. bilimsel teknikler kullanılarak incelenmiştir.

    ABSTRACT

    In this thesis project; “right hand movements” those what constitute the

    “right hand technique” which is considered as one of the most important and

    characteristic issues in violin playing had been researched. These basic movements

    which had found usage ground in contemporary violin music had been taken up and

    the relevant muscle groups those control these movements had been investigated

    using some scientific research techniques such as illustration, classification etc...

  • iv

    ÖNSÖZ

    Bir kemancı olarak benim, sağ el tekniğini ve gelişimini kapsayan bu tezi

    yazmamın amacı, yakın tarihte yapılan araştırmaları inceleyerek, daha yalın bir dil ile

    anlatmaktır.

    Sağ el tekniği ve hareketleri bir bütünün parçası olduğundan çalgıcı;

    kendine has karakterini ve fikirlerini, bestecinin nota üzerinde belirttiği isteklere

    ekleyebilmek için, sağ el hareketlerini kaliteli bir şekilde yapabilmelidir.

    Yayınlanan araştırmaları inceledikten sonra, kendi öneri ve açıklamalarımın

    da bulunduğu tez’de; müzikal yoruma değinmeden, sadece sağ el bölgeleri ve

    hareketleri incelenmiştir.

    Bu tezi hazırlamamda bana büyük desteği olan ve benim bir birey ve

    kemancı olmamda büyük emeği olan sevgili aileme, hocam Venyamin

    Varsawsky’ye, Gülnare Şekinskaya ve arkadaşım Ar. Gör. Aslı Erdal’a, bana her

    konuda yol gösteren Doç. Dr. Cihat Aşkın’a ve tez danışmanım Doç. Eser

    Bilgeman’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yoğun sınav dönemine rağmen bana

    zaman ayıran sevgili hocam, müzik bölümü başkanı Prof. Emel Çelebioğlu’na ayrıca

    teşekkürü borç bilirim.

  • v

    İÇİNDEKİLER

    ÖZ - ABSTRACT ....................................................................................................... iii

    ÖNSÖZ ....................................................................................................................... iv

    İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ v

    KISALTMALAR ....................................................................................................... vii

    GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

    1. YAY TEKNİĞİNİN TANITIMI VE GELİŞİMİ.................................................. 2

    1.1. İtalyan ve Fransız Yay Tekniği, 1700 Sonrası Yay Hareketlerinin

    Oluşturulması ve Gelişimine Eserleri/Yayınlarıyla Katkıda Bulunan

    Kemancı/Besteciler...................................................................................... 2

    1.2. Yayın ve Kemanın Tanıtım Şeması............................................................. 5

    1.2.1. Yay Bölgeleri ve Dağılımı............................................................... 6

    1.3. Yay Tutuşu ve Sürüşü ................................................................................. 7

    1.4. Tel ile Yayın Birleştiği Bölge Olan “Temas Noktası”nın Bulunması....... 10

    2. YAY HAREKETLERİ ....................................................................................... 16

    2.1. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Boyunca Korunarak

    Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Uzun” Hareketler........................................ 17

    2.1.1. Son Filé.......................................................................................... 17

    2.1.2. Detaché .......................................................................................... 20

    2.1.2.1. Detaché Türleri ................................................................ 24

    2.1.3. Legato ............................................................................................ 26

    2.1.4. Tremolo.......................................................................................... 30

    2.2. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Yarıya İndirilerek (Duyumda)

    Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Kısa” Hareketler ......................................... 30

    2.2.1. Martelé........................................................................................... 30

    2.2.2. Staccato.......................................................................................... 33

    2.2.2.1. Uçan Staccato .................................................................. 36

    2.2.3. Sautille ........................................................................................... 39

    2.3. Yayın Tel ile Temasının Kesilmesiyle ve Nota Değerinin Yarıya

    İndirilmesiyle Gerçekleştirilen Telden Ayrı “Kısa” Hareketler ................ 40

  • vi

    2.3.1. Spiccato.......................................................................................... 41

    2.3.2. Ricochet ve Saltando ..................................................................... 44

    2.3.3. Collegno......................................................................................... 46

    2.4. Karma Hareketler - Viotti ve Pagannini Yayı ........................................... 47

    3. KAS HİSSİYATLARI ........................................................................................ 57

    3.1. Detaché ...................................................................................................... 60

    3.2. Legato ........................................................................................................ 62

    3.3. İki Bağlı İki Ayrı Hareketi ........................................................................ 63

    3.4. Üç Bağlı Bir Ayrı Hareketi........................................................................ 64

    3.5. Martelé....................................................................................................... 64

    3.6. Staccato...................................................................................................... 67

    3.7. Spiccato - Sautille...................................................................................... 69

    SONUÇ ...................................................................................................................... 73

    KAYNAKÇA............................................................................................................. 74

  • vii

    KISALTMALAR

    Fr. : Fransızca

    İng. : İngilizce

    İt. : İtalyanca

    Tr. : Türkçe

  • 1

    GİRİŞ

    Sağ elde karşılaşılan zorluklar çoğunlukla sağ el hareketlerinin ne

    olduğunun ve ne şekilde uygulandığının tam olarak bilinmemesinden

    kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın ilk bölümünde yay tekniğine ve gelişimine

    katkıda bulunan besteci/kemancılar sıralanmıştır.

    Temel yay hareketlerinin evrensel tanımları, bu alandaki en yetkin pedagog

    ve kemancıların çalışmalarına dayandırılarak sınıflandırılmıştır. Bu şekilde

    okuyucular, evrensel olarak kabul görmüş bu tanımları, bir arada bulabileceklerdir.

    Ayrıca keman repertuarının en önemli eserlerinden örnekler kullanılarak, sağ el

    hareketlerinin literatürde ne şekilde yer aldığı gösterilmiştir.

    Son olarak 3. bölümde kişisel birikimlere ve araştırmaya dayanarak sağ el

    tekniğindeki temel ve karma hareketleri, bu hareketlerin gerçekleştirilmesi sırasında

    işlev gören kas grupları aktifken, icracının bedensel ve psikolojik olarak neler

    hissettiği anlatılmıştır.

  • 2

    1. YAY TEKNİĞİNİN TANITIMI VE GELİŞİMİ

    1.1. İtalyan ve Fransız Yay Tekniği, 1700 Sonrası Yay

    Hareketlerinin Oluşturulması ve Gelişimine Eserleri/Yayınlarıyla

    Katkıda Bulunan Kemancı/Besteciler

    1750’li yıllarda Tourte modern arché’yi (yay) geliştirmiş ve günümüzde

    kullanılana çok benzer bir yapı oluşturulmuştur. Bu sayede yay ile sağ el tekniği

    gelişimi büyük yol katetmiştir. Ancak Tourté’dan önce de yay ve sağ el tekniği

    gelişimine katkıda bulunan kemancı/bestecilerin varlığı bilinmektedir.

    Çok eskiden, akıcı ve şarkılı melodilerin anavatanı olarak bilinen İtalya’da;

    yay tekniğinin ilk oluşumları sırasında, “yay hareketleri”, yayın tel ile teması

    korunarak ve yay köke daha yakın bir bölgede kavranarak sağlanmıştır. Fransa’da ise

    saray ve dolayısıyla saray danslarının müzikte yarattığı etki sebebiyle hareketler, yay

    telden koparılarak (uzaklaştırılarak) yapılmıştır.

    17. yüzyıl sonlarında ve 18. yüzyılın başlarına doğru, sağ elin son

    boğumundan faydalanarak eli, yayın topuk kısmından uzağa konumlandıran

    Fransızlar “çekerek kuralına” sadık kalmışlardır.

    “Keman tekniği üzerine saygın bir çalışması bulunan David Boyden, bu

    kuralın köklerinin XVI. yy.’a dayandığını belirtmektedir. Bu kural; genel arché

    kullanımından çok Fransız dans müziği archesini karakterize etmektedir. Bununla

    birlikte archenin topuğa yakın kısmındaki doğal ağırlık, kemancıların çoğunlukla ilk

    vuruşta (kuvvetli vuruşta) yayı çekerek almayı tercih etmelerine yol açar.”1

    1 Aslı Erdal, J.S. Bach’ın Solo Keman için Sonat ve Partitalarına Genel Bakış, Sol Min. Sonatın

    Analizi ve İcrasıyla İlgili Öneriler, T.C.İ.Ü. Sosyal Bilimler Enst. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Eylül 2003, s.51-52.

  • 3

    Aşağıda görünen örnekte, çekerek kuralına sadık kalınarak yay yönü

    belirlenmiştir.

    Bu dönemde hafif ve havalı (kısa) sağ el tekniğinin kullanıldığı Fransa’da,

    eserleri ile sağ el hareketlerinin oluşumuna katkıda bulunan bestecilerden bazıları

    şöyle sıralanabilir; J.B. LULLY (1632-1687), J.B. ANNÉ (1676-1755), J. AUBER

    (1689-1753), J.M. LECLAIR (1697-1764), H. RAMO (1683-1764)...

    Sağ el hareketleri ile ilgili ilk detaylı çalışmaları yapan müzisyen olarak

    kabul edilen Pietro Antonio Locatelli (1695-1764), 1733 yılında Amsterdam’da

    kaleme aldığı “Keman İçin 24 Cappriccio Ad. Lib.” adlı eserinde, sağ el

    hareketlerinde büyük önem teşkil eden “ricochet” ve “staccato” hareketlerini ilk kez

    kullanmıştır. Leopold Mozart (1719-1787) yay hareketlerini; ciddi veya neşeli, tatlı

    dilli ya da küstah, alçak gönüllü veya ulu, ağırbaşlı ya da şen gibi birbirinden farklı

    melodileri dinleyicilere duyurmamızı sağlayan yegane araç olarak betimlemiş ve

    döneminin yay hareketlerini, özellikle çocuklarla çalışarak geliştirmiştir.

    Giuseppe Tartini (1692-1770) ise; “yay tekniğini” önemli ölçüde geliştirmiş

    ve farklı bir boyuta taşımıştır. Détaché ve Legato olmak üzere 2 tür yay hareketini

    kullanan A. Corelli’den (1653-1713) farklı olarak Tartini; bu iki harekete staccato ve

    uçan staccatoyu da eklemiştir. Tartini’nin yay tekniğine ve hareketlerine getirdiği

    yeniliklerin ve çeşitliliklerin oluşmasında bestecinin eserlerinde farklı ritm

    kombinasyonlarını kullanmasının etkisi büyüktür. “Yay Tekniği Sanatı” adlı eserinde

    A. Corelli’nin, Fa M Gavotte’*unun teması** üzerine sağ el tekniği ve hareketleri için

    oldukça faydalı çeşitlemeler*** (varyasyonlar) yazmıştır.

    * Gavotte (Fr., Alm., İng.): Barok dönem çalgı müziğinde yer alan iki bölmeli dans. ** Tema (İt.): Konu; bir müzik eserinin ana düşüncesi. *** Çeşitleme: Bir müzik fikrinin (temasının), melodik, armonik, ritmik ya da kontrpuantal

    değişikliklerle aynı birer küçük parça halinde birbiri ardı sıra yeniden sunulduğu müzik formu.

  • 4

    Solist* sıfatıyla sahneye ilk çıkan kemancı olduğu düşünülen Avusturyalı

    kemancı Johann Smeltzer (1623-1680), 1644 yılında bestelediği “Sonate Umarium

    Fidium” adlı keman için 6 sonatında,** Alman ve Avusturya halk danslarından

    esinlenerek, kombine yay hareketlerini ilk kez birarada kullanmıştır.

    Smeltzer’in öğrencisi olan Heinrich Biber de (1644-1704) keman için çeşitli

    eserler bestelemiştir.

    P. GAVINIES (1728-1800), G.B. VIOTTI (1755-1824), P.M.F. BAILLOT

    (1771-1842), P. KROUTZER (1766-1831), D.F.E. AUBER (1782-1871), N.

    PAGANINI (1782-1840), J.F. MAZAS (1782-1849), H.W. ERNST (1814-1865), P.

    DANKLA (1817-1907), H. VIEUXTEMPS (1802-1870), J. DONT (1815-1888), H.

    WIENIAWSKI (1817-1907) isimli kemancı/besteci ve pedagoglardan Rode, Baillot,

    Viotti, Mazas, Dancla, Kroutzer, Dont, Gavinies; daha önce kullanılan sağ el

    tekniğini ve hareketlerini inceleyip geliştirerek yeniden oluşturmuş, bu konularla

    ilgili alıştırma ve kitaplar yazmışlardır. Keman eğitiminin ilk aşamalarında olan

    öğrenciler için bu çalışmalar ve etütler önemli yer tutmaktadır. Yaşadıkları dönem

    itibariyle Sanayi Devriminin etkisi, matbaanın gelişmesi ve nota basım evlerinin

    çoğalması sayesinde, bahsedilen kemancı/pedagoglar için bu çalışmaları yapmak,

    eskiye nazaran daha kolay olmuştur.

    Paganini, Wianiawsky, Vieuxtemps, Ernst gibi besteciler (aynı zamanda iyi

    kemancılar) yay tekniğini ön plana çıkaran; karma yay hareketleri kombinasyonları

    ile artistik ve virtüöz konser parçaları ve konçertolar,*** etüdler**** bestelemişlerdir.

    Yine bu dönemde sanatın saraydan çıkarılıp halka indirilmesi çabaları,

    keman müziği ve keman tekniğinde de etkilerini göstermiştir.

    Yakın tarihte keman ekolü ve sağ el teknikleri, dolayısıyla sağ el hareketleri

    konusunda araştırma ve kitap yazan ünlü pedagoglardan bazıları; Ivan Galamian

    (1903-1981), Leopold Auer (1845-1930), Carl Fesch (1873-1944)’tir.

    * Soliste (Solist) (Fr.): Solo seslendirici, solocu. ** Sonat: (Lat.) Bir yada iki çalgı için yazılmış çok bölümlü, dil zenginliği ve anlatım gücü yüksek

    çalgı müziği eseri ve onun yapılanmasını kesinleştiren form. Terim Latince Sonnus “tını, sese” sözcüğünden kaynaklanır. İtalyanca Sonata, Fransızca ve Almanca Sonate, dilimizde Frasızca söylenişiyle Sonat olarak girmiştir.

    *** Konçerto: Lat. concertare, İt., Fran., İng. concerto, Alm. Konzert, Is. concierto. Uluslararası sanat müziğinde solo çalgı(lar) ve orkestra için, iki temalı sanat formunda yazılan etkileyici, görkemli eser biçimi.

    **** Etüd: “Çalışma”. Müzik eğitiminde belirli zorlukları yenmek üzere hazırlanan çalışma parçası.

  • 5

    1.2. Yay ve Kemanın Tanıtım Şeması

    Yay

    Keman

  • 6

    1.2.1. Yay Bölgeleri ve Dağılımı

    Yay 3 ana bölüme ayrılır:

    1. Alt yarı

    2. Orta yarı

    3. Üst yarı

    Bu ana bölüm dahilinde 4 ayrı yay kesiti bulunmaktadır.

    a) En kök

    Sol telinde hızlı détaché ve yerinde staccatonun yapıldığı bölgedir.

    b) Geniş kök - geniş orta

  • 7

    Orta yarı ile kök arasında yer alan, sol telinde ağır tempoda détaché, aksanlı

    détaché, karma ritimler ve kısa akorların çalındığı bölgedir.

    c) Küçük orta - geniş üst

    Yayın geniş orta ile üst yarı arasındaki bölgedir.

    d) En uç

    Yayın en uç bölgesidir, tremolo için en uygun bölgedir.

    1.3. Yay Tutuşu ve Sürüşü

    “Joahim birinci parmağı kaldırmış, Ysaye serçe parmağı kaldırmış,

    Sarasate ise bütün parmakları bitişik tutmuştur...”2

    Yayın tutuluşu, kişisel özellikler, fiziksel yatkınlık, içgüdü, el ve kolun

    yapısına göre küçük değişiklikler gösterebilir. Bu değişiklikler farklı ekollerin

    oluşturulmasına ve geliştirilmesine zemin hazırlamıştır. Söz konusu ekollerin

    ayrıntılı incelenmesi ayrı bir tez konusu olacağından burada sağ el ile ilgili temel

    tutuşlardan bahsetmek ve bunların genel geçer tanımlamalarını yapmak daha da

    uygun olacaktır.

    Yay tutuşu için ilk egzersizlerden biri; kol yere doğru doğal pozisyonda

    dururken pedagog tarafından tutulan yayın, topuk ve çıta üzerine, elin acele etmeden

    ve tutuş için hiçbir hazırlık yapmadan konulmasıdır. Pedagog bundan sonra;

    parmakları yerleştirme aşamasına geçecektir. Başparmağı (5. parmak) yuvarlak

    2 Liberman, Mikhail ‘Kemandan Ses Çıkartma Sanatı’, Moskova 1985, s.25.

  • 8

    bükülmüş şekilde, parmak ucu çıtanın üzerindeki sargılı deri parçasıyla topuk arasına

    yerleştirilir. Ardından işaret parmağı (1. parmak) yuvarlak bir şekilde, parmağın

    birinci ile ikinci eklemi arasındaki çizgiye yerleştirilir. Bu durumda işaret parmağı

    yere doğru bakarken, hafifçe orta parmak yönüne de bakabilir. Orta parmağın (2.

    parmak) ilk eklem kıvrımı topuğa temas edecek şekilde yine yuvarlak olarak (çıta

    üzerine basitçe konulan el pozisyonu korunarak) parmak yerleştirilir. Bu durumda

    başparmak ve orta parmak karşılıklı bakabilir. Yüzük parmağı (3. parmak) birinci

    eklem çizgisi üzerinde olmak kaydıyla parmak yere bakacak şekilde topuğa uzatılır.

    Son olarak serçe parmak (4. parmak), çıtanın üzerine parmak ucu değecek şekilde

    yuvarlak olarak yerleştirilir.

    Alınan ilk tutuş pozisyonunda elin doğal duruşu korunarak serbestlik

    sağlanmalıdır. Yerleştirilen 4. parmağın yerleştirilmesinden sonra, çıta üzerindeki

    diğer parmaklar arasında birbirine değmeyecek kadar mesafe bırakılmalıdır.

    Böylelikle parmak, el, bilek, ön kol, dirsek ve üst kol sağlanan serbestlik ile koordine

    bir şekilde hareket edebilecektir.

    Doğru yatay tutuşu rahat olmalıdır, tüm parmaklar doğal bir biçimde

    kıvrılmalı ve çıtayı sıkmamalıdır. Hiçbir eklem sertleşmemeli, parmakların

    hareketlerinde esneklik engellenmemelidir.

    Sağ elin hareketlerini ele almadan önce; el, kol ve parmakların doğal

    hareketlerinin dairesel yapıda olduğunu bilmemiz gerekir. Çizgisel hareketler ise bu

    dairesel hareketlerin kombinasyonudur. Parmak hareketleri, küçük ve hassas

    hareketler için; kol ve el ise daha geniş ve daha az hassas olan hareketler için

    kullanılırlar.

    İlk yay sürüşü kökte başlatılmalıdır.

    “Kökte ilk hareket üst kolda başlar, yayın ortasına geldikçe dirsek açılır ve

    yayın ucuna doğru hareketle ön kol devam eder. Yayı iterken ise hareket ön koldan

    başlar, dirsek kapanır, el arka kol yardımıyla köke yaklaşır. Yay köke yaklaştığında

    ön kol, bilek ve parmaklar serbest olmalıdır. Uçtan ortaya doğru gelirken dirsek bir

  • 9

    miktar geriye itilir. Kolun, dirseğin, bilek ve parmakların hareketleri pedagog

    tarafından her zaman kontrol edilmelidir.”3

    Kökte başlanan yay hareketine yayın ‘tüm’ kılları ile değil, parmaklara

    yakın kılların ‘bir kısmı’ ile başlanmalıdır. “Yayın kökte tellere temas ettiği noktada

    kol; üçgen oluşturur. Yayın alt yarısında bilek hareketine daha çok ihtiyaç duyulur.

    Bilek dayama noktasından kırılır ve dirsek bir yöne, yayı tutan el ve kol da diğer

    yöne sarkar. Bu pozisyonda yay ve dirsek birbirilerini dengeler.”4

    Alt yarıda üst kol serbest olmalıdır, böylece üst kol rahatlıkla ileri doğru

    hareket edebilir. Bileğin alt yarıda fazla kaldırılması ve kolun fazla düşük olması

    bileğe dik bir açı kazandıracaktır.

    Kol ve dirseğin genel olarak fazla kaldırılması, yayın tel ile olan temasının

    kontrolü güçleşecektir.

    “Yayın orta yarısında ‘tam’ ağırlık kullanılmasıyla elde edilecek keman

    tonunun dolgun ve hacimli yerini bulmak gerekmektedir.”5

    Orta yarıda tam kıl kullanımı; kol ağırlığının taşınması ve dolgun ses tınısı

    elde etmek için çok önemlidir. Omuzdan parmaklara kadar gelen bir L harfi

    oluşmalıdır; dirsek hareketiyle dik açı oluşturarak yay tele değdirilirken dirsek ve

    bilek aynı çizgide tutulmalı; ön kol, bilek ve parmakların koordinasyonu

    sağlanmalıdır.

    Sağ el hareketinin kemancılar için en rahat yapılabildiği bölge, yayın orta

    yarısıdır.

    Yayın üst yarısında hareket; alt kolun gerilmesi ve üst kolla birlikte ileri

    doğru itilmesiyle oluşur. Üst yarıda en önemli parmaklar başparmak ve orta

    parmaktır. Üst yarıda ön kol öne uzanmalıdır. Böylelikle köprüye paralel pozisyon

    sağlanır.

    3 Bahar Biricik, Keman Sağ El Tekniğinin Galamian ve Rus Okullarından Örneklerle İncelenmesi,

    İ.Ü.D. Konservatuarı Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Eylül 1998, s.16. 4 Ivan Galamian, Principales of Violin Playing and Teaching, Prentice-Hall. inc. New York, 1962,

    s.51. 5 Mikhail Liberman, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı Muzika, Moskova, 1985, s.32.

  • 10

    “İyi ses elde edebilmek için yayın ağırlığının hissedilmesi gerekir. Yayın

    topuk kısmı ucuna göre daha ağırdır. Bunun için uca doğru hareket eden yaya bir

    basınç uygulamamız gerekir. Kolun doğal ağırlığı ile bu basıncı yakalamak gerekir.

    Sadece basınç miktarı değil, basınç kalitesi de önemlidir. Bu tellerin titreşmesini

    engelleyecek bir basınç olmamalıdır.”6

    “Nitelikli bir ses çıkarma ve perspektif yay geliştirme tekniği için çalgının

    doğru yerleşmiş olması gerekmektedir. Eğer çalgı sağlam yerleşmemişse sağ kol

    telleri değiştirmede, sol kol ise pozisyon değiştirmede zorlanır. Çalgının sağlam

    yerleşmiş olması için dayanak noktasının doğruluğunu hissedecek şekilde çene altına

    yerleştirilmiş olması gerekir.”

    Günümüzde farklı ekollerin olması ve uygulanması söz konusu olduğundan

    sağ el tutuşları değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle bahsedilen tutuş ve yay

    sürüşü ile ilgili açıklamalar, farklı ekoller ve kişisel seçimler göz önünde

    bulundurulduğunda değişime uğrayacaktır.

    1.4. Tel ile Yayın Birleştiği Bölge Olan “Temas Noktası”nın

    Bulunması

    Tel ile yayın birleştiği bölge olan temas noktasının yeri değişiklik

    göstermektedir.

    Temas noktasının pozisyonu; esasen, yayı çekerken yayın hızına, yaya

    uygulanan basınca ve sol elin bulunduğu pozisyon ve yüksekliğe bağlıdır.

    Aşağıda temas noktasının bulunması için alıştırma örnekleri sunulmuştur.

    Bu örneklerin tam tersi uygulamaları işaret eden ve yanlış gibi görünen ancak bize

    temas noktasının ‘doğru’ bölgesini bulmamızda yön gösterecek örnekler de yer

    almaktadır.

    Yukarıda bahsedilen temas noktasını daha açık bir dille anlatmak gerekirse;

    tuş ile köprü arasında olan tel mesafesini açık bir şekilde bölelim:

    6 Bahar Biricik, a.g.e., s.21.

  • 11

    V IV III II ITuş Köprü

    I Köprünün dibinde

    II Köprüye yakın

    III Tam ortada (telin merkezinde)

    IV Tuşa yakın (tuşla tel merkezi arasında)

    V Tam tuşun yanında

    Yayın tel üzerinde temas ettiği bölgenin bu şekilde bölünmesi; gerçekte

    soyut bir kavramdır. Ancak bu kavram ses üretiminin en iyi elde edildiği bölge

    olarak kabul edilen bu ‘soyut’ ve ‘aktif’ noktanın bulunması daha da önemlisi

    kanıtlanması için iyi bir yoldur. Bu bölüştürme ile telin yumuşak ve gergin

    bölgelerinin daha net belirlenmesi mümkündür.

    1. Yay Hareketinin Uzunluğu

    ‘Uzun’ ve ‘geniş’ tüm yay hareketleri için yayın tele temas noktası köprüye

    yakın (II) olmalıdır.

    Bunun doğruluğunu (temas noktasının) kanıtlamak için aynı örnek; temas

    noktası tuşun yanında (V) uygulanarak yapılmalıdır. Sonuç olarak sonorite

    değişikliğinin oluşacağı görülecektir.

    ‘Kısa’ ve ‘hızlı’ tüm yay hareketleri için temas noktası tuşa yakın (IV)

    olmalıdır.

    Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası köprünün

    dibinde (I) uygulandığında, oluşan sesin boğuk ve gıcırtılı olduğu görülecektir.

  • 12

    2. Ses Kuvveti

    Forte nüansı* için temas noktası köprüye yakın (II) olmalıdır.

    Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası tuşun

    yanında (V) uygulanarak yapılmalıdır. Sonuç olarak, sonorite değişikliğinin

    oluşacağı görülecektir.

    Piyano için temas noktası tuşa yakın (IV) olmalıdır.

    Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası köprünün

    dibinde (I) uygulandığında, oluşan sesin; kuvvetli, boğuk ve gıcırtılı olacağı

    görülecektir.

    3. Pozisyonların Yüksekliği (Sol El)

    “Alt pozisyonlar”da çalınırken (sol elde), yayın tele temas noktası, telin

    merkezinde (III) köprü ile tuşun tam ortasında olmalıdır.

    * Nüans: Sesin kuvvetli yada zayıf olarak duyurulması.

  • 13

    Temas noktasının doğruluğunu kanıtlamak için aynı alıştırma; köprünün

    yanında (I) ya da tuşun yakınında (IV) da yapılır.

    ‘Üst pozisyonlar’da çalınırken, yayın tele temas noktası, köprünün yanında

    (I) olmalıdır.

    Üst pozisyonlardaki (yukarı) bu alıştırmanın tersi; tuşun yanında (V) yapılır.

    Bunun sonucunda “sonorite” değişikliğinin gerçekleştiği görülür.

    Yukarıda açıklananlar bir şema ile gösterildiğinde;

    Uzun yay hareketi forte yüksek pozisyonlar

    Yayın tele temas noktası köprünün yakınında (II) bulunmaktadır.

    Kısa yay hareketi piyano alt pozisyonlar

    Yayın tel’e temas noktası tuşun yakınında (IV) bulunmaktadır

    Bu egzersizler; yay hareketlerinin, telin hangi noktasında yapılması

    gerektiğini algılamamıza yardımcı olacaktır.

    Alıştırmaların sonucunda yukarıda varılan sonuçlar kanıtlansa bile,

    unutulmaması gereken; bu sonuçların uygulamada kişiye göre değişken

    olabileceğidir.

    Farklı nota dokularının, birbirinin içine girmiş ya da birbirine zıt olarak

    karşımıza çıkması nedeniyle icracı, bu dokuların ilgili temas noktasının, orta yani

    dengeli noktasını bulmalıdır.

  • 14

    Uzun yay hareketi köprünün yanında (I) piyano - tuşun yanında (II)

    En iyi sesin elde edilebileceği temas noktası, tam ortada (III) köprü ile tuş arasında bulunur.

    Kısa yay hareketi tuşun yanında (IV) forte - köprünün yakınında (II)yüksek pozisyon - köprünün yakınında (II)

    En iyi sesin elde edilebileceği temas noktası, köprü ile telin ortasına - (ortasında) kadar olan mesafedir.

    Sonorite temizliği (netliği), esasen kulak ile kontrol edilir. Göz ile kontrol,

    sadece temas noktasının kontrolünde faydalı olabilir.

    Özellikle ‘çok yüksek’ ve ‘uzun’ seslerin icrasında kesinlikle olarak yayı

    göz kontrolünde tutmak gerekir. Bu sayede yayın köprünün çok yakınına gelmesini

    ya da ötesine geçmesi engellenebilir.

    Ses üretiminin; güç olduğu yerlerde göz kontrolü bize çok yardımcı

    olacaktır.

    Yayın basıncının doğru ayarlandığını varsayarak diyebiliriz ki; net olmayan

    sonoritenin teknik sebepleri, temas noktasının yanlış seçilmesinden

    kaynaklanmaktadır.

    Bazı pedagogların, yayın temas noktasının değişmez olması gerektiği

    şeklindeki yanlış fikirlerine rağmen; tüm öğrencilerden çok önemli bir kuralı

    gerçekleştirmeleri istenmelidir. Bu kural; yayın köprüden tuşa kadar tamamen

    ‘serbest’ hareket etmesiyle, sonoritenin her türlü pozisyon yüksekliği ve farklı

    nüanslarda temiz (net) duyulmasıdır.

  • 15

    Temas noktasının ‘sürekli’ değişmesinin gerekliliği, uzun ve forteden

    piyanoya (ya da tersi) kadar uzanan geniş nüans paletinde yer alan seslerin icrasında,

    daha da büyük önem kazanmaktadır. Örneğin;

    * Tuşun sonu ve köprü arasında telin ortasına doğru hareketle

    ** Telin ortasından köprünün yanına hareketle

    * Köprünün yanından telin ortasına doğru hareketle

    ** Telin ortasında

    (Parmakların tuşun üzerinde daha yüksek pozisyonlarda olması durumunda,

    yayı köprüye daha yakın kullanmayı tercih etmeliyiz.)

    * Tuşun yanında ** Telin ortasından köprünün yanına ***Telin ortasından tuşun yanına doğru hareket

  • 16

    2. YAY HAREKETLERİ

    Yay bölgelerinde gerçekleştirilen ana “yay hareketi” grupları

    bulunmaktadır:

    1. Yayın tel ile temasının nota değeri boyunca korunarak gerçekleştirildiği

    “tel üzeri”

    Uzun hareketler;

    a) Son filé

    b) Detaché

    c) Detaché türleri

    d) Legato

    e) Tremolo

    2. Yayın tel ile olan temasında nota değeri (duyumda) yarıya indirilerek

    gerçekleştirilen “tel üzeri”

    Kısa hareketler;

    a) Martelé

    b) Staccato

    c) Staccato Volante (uçan staccato)

    d) Sautille

    3. Yayın tel ile olan temasının kesilmesiyle ve nota değerinin yarıya

    indirilmesi ile gerçekleştirilen telden ayrı kısa hareketler;

    a) Spiccato

    b) Uçan spiccato

    c) Ricochét ve Saltando

    Bunların kombinasyonu ile oluşturulmuş ünlü kemancılardan Viotti ve

    Paganini’nin kullandığı karma hareketler;

    1) Viotti

    2) Paganini

  • 17

    2.1. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Boyunca

    Korunarak Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Uzun” Hareketler

    Bu başlık altında açıklanacak yay hareketlerinin uzun olması tüm yay ile

    çalınmalarının zorunluluğu değil, hareket süresinin nota uzunluğu boyunca olması ve

    aralarında boşluk bırakılmadan çalınması ile ilgilidir. Yayın geniş bir bölümünün ya

    da tümünün kullanıldığı uzun hareketler; sağ kolun ve bölgelerinin ancak bir bütün

    olarak çalıştırılması ile gerçekleştirilebilir.

    a) Son filé

    b) Detaché

    c) Detaché türleri:

    1- Lancé

    2- Porté

    3- Collé

    4- Fouette

    5- Portato

    d) Legato

    e) Tremolo

    2.1.1. Son filé*

    Bu terim lirik ve şarkılı bir karakter elde etmek için kullanılan yay

    hareketini tanımlamaktadır. Bir ya da tahmini 15 saniye sürebilen hareketin kısa

    tutulması, onun détaché kategorisine girmesine neden olabilir. 15 saniyeden uzun

    hareketler ise karşımıza genellikle alıştırma ve etütlerde çıkmaktadır.

    * Son filé (Fr) The spun note (İng.).

  • 18

    Son filé’de diğer sağ el hareketlerine nazaran sol elin desteğine daha fazla

    ihtiyaç duyulmaktadır. Üretilen sesin “vibrato”* yardımıyla renklendirilerek canlı

    veya dingin karaktere bürünmesi sağlanabilir. Notada tersi istenmediği takdirde

    hareketin iyi sonuç vermesi için yayı değiştirirken neredeyse işitilmeyecek, mümkün

    olduğunca düz ve belirsiz bir hareket gerekmektedir.

    Son filé hareketinde temel amaç; yayın “tümünü” kullanabilmek olmalıdır.

    Özellikle yayın alt çeyreğini kullanmadan ya da belirli bir kısmını kullanarak

    hareketi gerçekleştirmek, ton üretiminin gücünün azalması gibi bazı sorunlara neden

    olacaktır. Böyle bir durumda hareketin bütün yay kullanılarak yapılmamış

    olmasından dolayı; ses dengesini ayarlamak için yay üzerindeki basıncın arttırılması

    kaçınılmaz olacaktır. Bu basınç arttırıldığında ise yukarıda söz edilen düz ve belirsiz

    yay değişimini elde etmek mümkün olamayacaktır.

    Bir Fransız atasözü şöyle der:

    Daha çok yay, daha çok yay ve daha da çok yay...”7

    “Son filé birçok kemancıya yay kontrolü ve ton üretimi ile ilgili olarak

    alıştırmaların yapılabilmesi olanağını sağlar. Bir şancı için uzun soluklu (nefessiz)

    şarkı söyleyebilmek ne ifade ediyorsa, bir kemancı için de ton kalitesini koruyarak

    müzikal bir cümleyi yay değiştirmeden çalabilmek aynı şeyi ifade eder.

    Son filé öncelikle boş telde, ardından gam ve çift seslerde p’dan f’ye kadar

    tüm nüanslar kullanılarak çalışılmalıdır.

    * Vibrato: İtalyanca “salınım”. Sesi zenginleştirmek, yumuşatmak, yoğunlaştırmak amacıyla, vokal

    müzikte, üflemeli çalgılarda, telli ve yaylı çalgılarda seslendiriciler tarafından uygulanan titreşme (Salınım) tekniği. Ses perdesinin hafifçe dalgalanıp yoğunlaştırılması. Terim, Latince Vibrare: “titreşme” sözcüğünden kaynaklanır.

    7 Flesh, Carl; The Art of Violin Playing, Book I., Carl Fischer, New York, 1939, s.46.

  • 19

    Son filé hareketinin; yay gelişimini ve kontrolünü sağlayabilmek, ton

    üretimini de koruyabilmek için; tek hamlede olabildiğince az nota ve az tel değişimi

    ile çalışılması; kemancıya büyük yarar sağlayacaktır.”8

    Son filé hareketinin etüt içinde çalışılmasına F. Mazas, Op. 36 I. kitap No.1

    ile başlanabilir.

    * **

    Son filé hareketinin tel değişimi içerisinde yapılması sırasında ilk egzersiz

    olarak aşağıdaki örnek kullanılabilir.

    Bu hareketin klasik keman repertuarında yeraldığı örneklerden biride E.

    Chausson keman ve orkestra için Poème’nin 31. ölçüsünde başlayın keman soloyla

    örneklendirilebilir.

    8 Ivan Galamian, a.g.e., s.103. * Largo (İt.). Tempo terimi: Özenle uygulanan geniş, tutumlu, çok ağır bir hızda. Müzikte hız

    derecelerinin en ağırını niteleyen bu terim, ayrıca sonat ve senfoni gibi klasik formlarda bölüm başlığı olarak yer alır.

    ** Sostenuto (İt.) Ağır, temkinli, tutumlu seslendirme; her sesin değeri ve gücü vurgulanarak. Terim, ayrıca tempo değişimlerinde uyarıcı olarak kullanılır.

  • 20

    2.1.2. Détaché*

    Détaché hareketi, en önemli sağ el hareketlerindendir. İyi bir sağ el

    tekniğine sahip olabilmek için yapılması şart olan ‘temel yay’ hareketidir. Détaché

    hareketi iki şekilde oluşturulur:

    1) Basit détaché

    (Tüm yay ile ya da yayın farklı bölgeleri kullanılarak yapılan détaché)

    Her hamlede bir nota çalınması ile bir sonraki hamleye kadar sesin

    tınlatılması ve ardından hamle ile arasında herhangi bir duraksama veya kesintiye

    uğratılmaması şartı ile uygulanan yay hareketinin tel üzerindeki aktivitesidir.

    “Tel değişimi söz konusu olduğunda hareket; elin düşey yönelimi ile, ön

    kolun yön vermesi ya da ikisinin birlikte kullanımıyla gerçekleştirilir. Bu durum

    yayın hangi bölgesinin kullanıldığına göre farklılık gösterecektir.”9

    2) Aksanlı détaché

    (Küçük ve hızlı)

    Basit détaché hareketi kullanılarak yayın devamlılığı ile notalar arasındaki

    süreklilik sağlanırken, yay üzerine verilen kol ağırlığı korunur ve her notanın başında

    daha da arttırılarak (hafif olmak şartı ile) hareketin; aksanlı bir şekilde tel üzerinde

    uygulanması sağlanır. Performans için bu hareketin, yayın orta yarısının biraz

    yukarısında yapılması tavsiye edilir.

    Détaché egzersizleri, yayın tüm bölgelerinde uygulanmalıdır. Hareket ancak

    bu sayede iyi bir sağ el tekniğinin oluşturulmasında yardımcı olacaktır. * Detache (Fr.) 9 Galamian, a.g.e., s.67.

  • 21

    “Détaché hareketinin yayın alt yarısında çalışmak bu hareket için en

    faydalı egzersizlerden biridir.”10

    Orta süratte yayın alt yarısında yaptığımız détaché hareketini; üst kolun

    yatay (horizontal) yönelimiyle gerçekleştiririz. Yayın orta ve üst yarısında yapılan

    hareket içinse ön kolun yatay yönelimi gerekecektir.

    Hızlı tempo söz konusu olduğunda ise kolun yatay yönelimi, yerini dikey

    kol ve dirsek kombinasyonuna bırakacaktır. Bu sırada dirseğin serbest olarak

    hareketi tamamlaması, yay değişimlerinin kusursuz olarak yapılabilmesine yardımcı

    olacaktır. Yay değişimlerini zorlaştırmadan ve amacına uygun yapabilmek için,

    dirseğin abartılı hareketinden kaçınılmalıdır.

    Uzun vadede aksanlı (küçük) détaché hareketinin gereğinden fazla

    çalışılması ve kullanılması, sağ elde serbest hareketin kısıtlanmasına neden olabilir.

    Çoğunlukla ağrı merkezi saptanamayan ancak biseps kaslarında oluşan sıkışıklığın

    sebep verdiği ağrılar nedeniyle kol hareketinde engellenme ve pelteklik oluşabilir.

    Bu tip kas sıkışmaları ve kramplar, keman çalmaya yeni başlayan müzisyenlerde

    görülebilir. Kasların o anda dinlenmeye alınmasıyla ve zamanla hareketin doğru

    yapılabilmesiyle bu tip sorunların varlığı giderilecektir.

    Détaché hareketinin boş tel ve gamlarda çalınmasından sonra, çocuklar için

    ilk örnek olarak Baklanova ve Dankla çalışmalarında görüldüğü gibi yapılabilir.

    10 Yehudi Menuhin, Violin Six Lessons With Yehudi Menuhin, Faber and Faber Ltd., London 1971,

    s.88.

  • 22

    Etütlere geçildiğinde ise Fiorillo’nun 11 numaralı etüdüyle geniş (basit)

    détaché hareketi çalışılabilir.

    *

    Küçük bilek hareketi ve yay kullanım alanı küçültülerek hareketin

    çalışılması için, Mazas’ın 21 nolu etüdü çalışılabilir.

    **

    Aksanlı détaché hareketi için yine Mazas’ın 2 nolu etüdü çalışılabilir.

    * Moderato (İt.) Tempo terimi: Ilımlı, orta karar. Örneğin allegro moderato: allegro kadar hızlı değil;

    andante moderato: andante kadar ağır değil. ** Allegretto (İt.) Tempo terimi: Hayat dolu, canlı. Hızlıca, ama allegro kadar değil: Metronomda

    104 ile 120 arası.

  • 23

    Aynı hareket Mazas etüd No 4 ile yay miktarı azaltılarak ve tempo

    hızlandırılarak çalışılabilir.

    Parçalara gelindiğinde ise aksanlı détaché hareketiyle başlayan Fritz

    Kreisler’in Prelude ve Allegro adlı keman ve piyano için parçası (konser) örnek

    olarak verilebilir.

  • 24

    J. Brahms keman konçertosu No 1’de belirtilmemiş olsa dahi aşağıda

    görülen ölçüler, sıklıkla aksanlı détaché hareketiyle icra edilirler.

    2.1.2.1. Détaché Türleri

    1) Lancé*

    Bu détaché türünde birbirinden farklı notalar belirgin küçük aralıklar ya da

    nefeslerle birbirlerinden ayrıştırılırlar. Fransız détachésinin havalı ve gösterişli icraya

    yardımcı bir rolü vardır.

    Başta daha fazla hız kullanılarak daha sonra sürüşün sonuna doğru azalan

    hızla uygulanan daha kısa ve daha çabuk bir sürüş şekli daha vardır. Bu détaché

    türüne détaché Lancé denir. Seslerin başlangıcında ne bir vurgu, ne de bir yükselme

    vardır.

    2) Porté

    İlk notaya daha yüksek vurgunun verildiği nota grubunda, diğer notalara

    nazaran ilk notanın belirginleştirilmesinin (aksan) ardından, gelen notalar üzerinde

    bu belirginlik derece derece azaltılır. Hareketin belli bir süre yapılması, ses tonunda

    değişikliğe ve notalar arasında boşluk hissinin oluşmasına yol açar.

    3) Collé

    Bu harekette; yay tele yerleştirilirken, yayın tel ile temasının

    gerçekleştirildiği anda tel hafifçe fakat keskin bir yay sürüşü ile sıkıştırılır. Oluşan

    kısa nota tınladıktan sonra yay üzerindeki ağırlık, kıllar tele yapıştırılarak hafifçe geri

    çekilir, ardından diğer hareket için yay değişimi hamlesine geçilir.

    * Fransız détaché

  • 25

    4) Fouette*

    Bu tür, aksanlı détachéden gelmektedir. Ancak bunda aksan, yayı telden

    kaldırdıktan sonra ani bir enerji ile tele vurularak çabuk bir hareketle elde edilir.

    Genellikle yayın üst yarısında yayın itme hareketi ile kullanılır. Harekette genel

    olarak yapılan hata yayı erken kaldırmaktır. Yay; hareket tamamen bitmeden yeni

    hareketin başlamasından önce kaldırılıp, vurma işleminin bir anda olacağı şekilde

    kullanılmalıdır.

    5) Portato** (İt.) Louré*** (Fr.)

    Détachénin legato ile kombinasyonuyla yapılan harekettir. Yay çıtasındaki

    kol ağırlığının kıllara aktarılmasıyla, yayın tel ile teması korunarak; söz konusu

    ağırlığın bir bağ içinde toplanan détaché notalarının her birine uygulanması ile

    oluşturulur.

    Portato hareketi içerisinde yer alan notalar, yay ile ayrıştırılarak (her notaya

    bir yay hamlesi) tekrarlandığında, détaché porté hareketini oluşturacaktır.

    D. Schostakovitch keman konçertosu No 1 Cadenza:

    L. Beethoven keman konçertosu 2. bölüm:

    * Whipped (İng.) ** Portato (İt.) Louré (Fr.) *** Robert, Gerle ‘The Art of Bowing Practice’ kitabında Porté (Fr.) ve Louré (Fr.) kelimelerinin İt.

    karşılığını Portato olarak tanımlamıştır.

  • 26

    2.1.3. Legato

    Legato ile son filé hareketinin ortak özelliği her iki harekette de yay

    süratinin yavaşa yakın olmasıdır. Bu iki hareket arasındaki farklılık ise legatoda bir

    yay hareketinden sadece bir notanın değil, birden fazla notanın tek bir hamle ile

    çalınabilmesidir. Legato hareketinde, farklı notalar birbirlerinden ayrılmadan

    yumuşak bir hareketle çalınmalıdır. Buna ek olarak; notaların tuş üzerindeki farklı

    tellerde ve pozisyonlarda tınlatılması mümkün olabileceğinden, yay da tuş ve köprü

    arasında mutlaka köprüye “paralel” olarak devinmelidir.

    “L. Auer’e göre Legato, seslerin yumuşak, yuvarlak, aralıksız çalınması

    hususunda gerekli ideal akımı sağlamaktır.”11

    En az 2, en çok (yaklaşık) 100 nota, birbirine Legato hareketiyle

    bağlanabilir. Böyle bir durumda birden fazla tel kullanılması söz konusu olduğundan,

    tel değişiminin farkedilmemesi ve ses yoğunluğunda (tersi belirtilmedikçe) herhangi

    bir değişim olmasına izin verilmemelidir.

    Legato hareketinin barındırdığı her notanın aynı kalitede tınlatılabilmesi

    için; tel ve pozisyon değişimleri sırasında, omuz, ön kol, bilek ve parmakların

    koordinasyonu büyük önem taşımaktadır.

    “İki faktör; çabukluk ve basınç, dolgun bir sesin elde edilebilmesi açısından

    önemlidir. Legatoda tel geçişlerinin sol el parmaklarıyla uyumlu olması aranan bir

    özelliktir.”12

    Tel değişimlerinde kol hareketi gereğinden fazla olmamalı, sağ el hareketi

    köşeli değil, dalgalı olmalıdır.

    a) b)

    köşeli dalgalı

    11 Auer, Leopold, Keman Ekolünde Klasik Eserlerin Yorumu, Moskova, 1965, s.558. 12 Libeman, Mikhail, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı, Moskova, 1985, s.71.

  • 27

    Yay bir telden diğerine aktarılırken, sağ kol pozisyonu diğer tele göre

    konumlandırılarak, sesler arasında boşluk bırakılmadan, yay geçilecek tele

    yakınlaştırılarak hareket gerçekleştirmelidir.

    “Tel değişimi gerçekleştirilirken, yay’a (kol ağırlığı her iki tel’e de etki

    edecek şekilde bir baskı uygulandığında farklı tellerdeki notaların birbirine

    bağlanması kolaylaştırılmış olacaktır.

    “Legato keman çalışında uçların yok edilmesidir. Legatoda yayın her

    kısmında aynı sesin elde edilmesine çalışılmalıdır.”13

    Yayın alt yarısında yer alan ‘kök’; legato hareketinde tel değişiminin en güç

    gerçekleştiği bölgedir. Bu güçlüğü gidermek için sağ el parmakları ön kol’un

    yardımıyla tel geçişini gerçekleştirmelidir. Yayın ucunda ise geçiş daha çok, bilek

    ağırlıklı sağ el hareketiyle gerçekleşmelidir.”14

    Legato hareketi yayın tümünü kapsadığında sağ kolun ağırlığı; yayın tüm

    bölgelerinde eşit olarak dağıtılmalı ve yayın sonuna gelen notaların kısa

    kalmamasına dikkat edilmelidir.

    “Yayın değiştirilmesi sırasında, üst ‘kol’daki ağırlık ‘ön’ koldakine oranla

    daha az olacaktır. Bunun nedeni üst kol ve ön kol hareketlerinin farklılığıdır.”

    13 Libeman, Mikhail, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı, Moskova, 1985, s.69. 14 Ivan Galamian, a.g.e., s.65.

  • 28

    Ancak kaliteli bir Legato hareketi için, sağ el bölgelerinin doğru kullanımı,

    yay sürati ve kol ağırlığının eşit tutulması (yayın her bölgesinde) yeterli değildir.

    Hareket sırasında sağ ve sol el koordinasyonu göz ardı edilmemelidir.

    Sağ el hareketi, sol eldeki nota adedine göre ayarlanmalı, her nota adedine

    eşit yay oranı uygulanmalıdır (nota değeri uzatılarak aksi istenmedikçe).

    Ancak bu şekilde legato hareketi içinde yer alan her nota farklı tellerde ya

    da pozisyonlarda yer alsa bile; yay kontrollü bir şekilde hareket ettirildiğinde, ses

    üretiminde “ton kalitesini” korumak mümkün olacaktır.

    Legato hareketi farklı tellerde uygulanırken, tel değişiminin çalışılması

    faydalı olacaktır. Buna göre, pasaj içindeki notaların ortadan kaldırılması ile, var

    olan değerler kısaltılmadan, hareket sadece boş tellerde uygulanmalıdır.

    L. Massart’ın aşağıda görülen çalışmasında çeşitli legato kombinasyonları

    görülmektedir.

  • 29

    Hareketin parça içinde kullanılması, détaché ağırlıklı aşağıdaki parçada

    görüldüğü gibi araya konulan sayılı legato hareketiyle başlatılabilir.

    Legato hareketinin gittikçe yoğunlaştırılmasıyla, küçük parçalardan büyük

    keman yapıtlarına geçildiğinde, örnek olarak uzun soluklu legato hareketi için L.

    Beethoven keman konçertosu 1. bölümü verilebilir.

  • 30

    2.1.4. Tremolo

    Yayın uzun hareketlerinden bahsederken, tremoloyu bu kategoriye dahil

    etmek belki mantığa aykırı gelebilir. Aslında notaların arasında, yayın tel ile olan

    teması korunarak gerçekleştirilen harekette ve duyulan seste duraksama

    olmamasından dolayı tremolo; çok hızlı détaché hareketinin, olabilecek en küçük yay

    miktarı ile yapıldığı, bilek ve parmakların aktif olduğu, diğer kol bölümlerinin ise

    pasif kaldığı bir yay hareketidir.

    Genel olarak; daha çok orkestral yapıtlarda karşımıza çıkan tremolo, nadiren

    solo ve oda müziği yapıtlarında karşımıza çıkmaktadır.

    2.2. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Yarıya İndirilerek

    (Duyumda) Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Kısa” Hareketler

    “Birçok kişiye göre martelé gibi hareketlerin ‘kısa’ olmasını sağlayan

    hareketin keskin vurgusu ve onun süre olarak kısalığıdır. Ancak kısa ve uzun

    hareketlerin arasında gözardı edilmemesi gereken, bu hareketlerin arasındaki

    farkın; hareket süresinin ne kadar olduğuyla değil, tam aksine hareket tekrarları

    sırasında onların birbirleriyle bağlanıp bağlanmadığıdır.”

    a) Martelé

    b) Staccato

    c) Uçan Staccato (Staccato Volante)

    d) Sautille (Sotiye)

    2.2.1. Martelé (Fr.)*

    Martelé; her notaya tek yay hamlesinin kullanıldığı; keskin ve aksanlı yay

    hareketidir. Détachedén farklı olarak martelé hareketinde, notalar arasında yayın

    * Martelato (İt.)

  • 31

    durdurulmasıyla belirgin boşluklar (es) oluşturulmalıdır. Martelé çoğu zaman orta

    tempoda kullanılan bir hareket türüdür.

    Yay, telin üzerine konumlandırılarak, hareketin ilk saniyelerinde

    oluşturulacak aksan için adeta telin içine girmeye hazır tutulur. Ardından, hareketin

    ilk anında kol ağırlığının bir miktar arttırılmasıyla ön kol telin yatay hareketi ile

    dirsek ekleminden açılarak dirsek dışarı doğru itilir. Kol ağırlığının arttırıldığı ilk

    saniyelerin ardından hemen geri çekilmesiyle (doğal ağırlık sabit kalarak) aksan,

    yerini itme ile gerçekleşen keskin yay hareketine bırakır. Nota uzunluğu bitmeden

    hemen önce yay, durdurularak telin üzerinde bekletilir. Ardından yine ön kol dirsek

    ekleminin yardımıyla dirsek; anlatılanlar tekrarlanarak bu kez içeri doğru itilerek

    kapanır.

    Martelé hareketinde yay değişimi gerçekleştirilmeden önce, basıncın

    azaltılması ve yayın durdurulması çok önemlidir. Aksi takdirde üretilen ses kalitesi,

    kaba ve zorlama olacaktır. Yayın durdurulması ile seslerin arasında boşluk

    oluşturulur. Bu sırada üretilen ses tınlarken, bir sonraki hareket için sağ ve sol el

    hazırlanılarak geçiş gerçekleştirilmelidir.

    “Marteléyi sağlamak için yayda sağlam bir tutuş geliştirilmelidir. Fakat bu

    sağlamlığın bilek yumuşaklığına engel olmasına izin vermemeye dikkat

    edilmelidir.”15

    Martelé yayın tüm bölgelerinde geniş ve küçük yay ile uygulanabilir.

    “Martelé, yaylı çalgılarda détaché ve legato gibi belli başlı temel sağ el

    teknikleri arasındadır. Bu teknikle tel atlama gibi bazı teknik sorunlar çözülebildiği

    gibi, aynı zamanda elde edilen kendine özgü renk yolu ile yapıtların yorumlarında

    önemli bir yer de tutar. Bundan başka, iyi bir martelé tekniği elde eden kemancılar

    bu yeni alışkanlıklarının verdiği kolaylık ve alışkanlıkla bazı başka teknikleri de

    başarı ile geliştirebilirle. Bunlar arasında détachéyi özellikle sayabiliriz. Martelé

    yardımıyla détachénin özellikleri daha iyi bir biçimde gerçekleştirilebilir. Ayrıca

    15 Menuhin, a.g.e., s.91.

  • 32

    daha çabuk détachéde başarı olasılığı artar. Bu arada sol ele olan etkisinden de söz

    etmek gerekir. Martelé tekniği yolu ile sol el parmakları teller ile olan ilişkilerini

    yoğunlaştırırlar, daha bir güvenle çeviklik kazanırlar.”16

    J. F. Mazas Etüt No 3, yapı itibariyle martele hareketinin yayın orta

    yarısından ucuna doğru, yay telden ayrılmadan aradaki esler göz önünde

    bulundurularak çalışılmalıdır.

    Noktalı (Punktir) olarak tanımlanan ritmik martele hareketi aşağıdaki Mazas

    Etüt No 9’da görülmektedir.

    Burada Etüt No 2’ye nazaran esler daha kısa olup, ardından gelen martele

    hareketi de kısalmaktadır.

    J. Brahms keman konçertosu No 1:

    16 E. Uçan Günay, Çevreden Evreye Keman Eğitimi, Dağarcık Yayınları, Ankara, 1980, s.33.

  • 33

    a) Jeté (Fr.)*

    Kısa ve tek notanın havadan tele vurulması ile çalınmasına denir. Genellikle

    ardından gelen ‘legato’ ya da ‘aksanlı détaché’ ile kombine edilir.

    b) Collé (Fr.)

    Orta süratli martelé hareketinin uygulanması ile oluşturulan bu tür

    marteléde, notalar arasında yay telde bekletilmek yerine; telden uzaklaştırılır ve bir

    sonraki hamlede tel sıkıştırılarak aksanlı ve keskin ses üretimi sağlanır.

    2.2.2. Staccato** (İt.)

    Staccato hareketi; kısa, birbirinden net olarak ayrıştırılmış bir grup notanın

    vurgularla tek yaya sığdırılmasıdır. Martelé ve legato hareketlerinin karışımı olan

    staccatoda grup içindeki her bir notadan sonra yay durdurularak, basınç aynı yönde

    hızla tekrarlanır ve sonraki noktaya aynı yay hamlesi içerisinde geçilir.

    Hareket sağ el parmaklarının ve bileğin kombinasyonu ile yapılır.

    “Martelé genellikle orta tempoda kullanılan bir yay hareketi olduğundan ve

    martelé; doğası gereği istenen sonucu vermediğinden tek yayda birden fazla nota

    duyurma ihtiyacı doğmuş ve bu sayede staccato hareketi oluşturulmuştur. Staccato

    çekerek ( ) ve iterek ( ) yapılabilir.” 17

    Orjinal marteléde, vurgu ve basınçlı aksan birbirini takip eder, staccatonun

    zorluğu ise; yatay hareket sırasında birden fazla aksanlı basınç uygulamasının

    gerekebilmesinde ve icracının bu iki hareketi doğru koordine edebilmesinde yatar.

    Ancak bu şekilde icracı; staccato hareketini doğru bir şekilde uygulayabilir. Bu iki

    hareketten biri öne çıktığında, sağ el tekniğinin gelişimine zarar verebilecek

    istenmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Hareketin temel mekaniğini kavramak, bu

    tür sorunları engelleyecek ve başarılı sonuçlar elde edilebilecektir.

    * Whipped note (İng.) ** Stakkato (Tr.) 17 G. Flesh, a.g.e., s.51.

  • 34

    Staccato, bir plan dahilinde teknik açıdan kolaydan zora doğru gidilerek

    çalışılmalıdır. Özünde, yay üzerinde bir sıra marteléden başka bir şey olmadığı için,

    icracının staccatoyu orijinal martelé gibi ele alıp çalışması faydalı olacaktır.

    Daha sonra, yatay tabir edilen birinci tip bilek hareketi sürdürülerek, orta

    tempoda iterek ve çekerek olmak üzere, her bir yay hamlesinde birden fazla nota

    olması koşuluyla (nota sayısı giderek arttırılabilir) yayın orta ile üst yarısı arasında

    çalışılabilir.

    18

    18 Biricik Bahar, a.g.e.

  • 35

    Legato kombinasyonuyla birlikte telden staccato hareketi, Mazas Etüt No

    20’de görülmektedir.

    L. Massart’ın düzenlediği aşağıda görülen küçük parça, çocukların staccato

    hareketini hem çekerek hem iterek öğrenebilecekleri faydalı bir çalışmadır.

    F. Kreisler Schön Rosmarin:

  • 36

    Yayın tel ile sürekli temas halinde olduğu staccato hareketinde, kılların tel

    üzerinde hazır bekletilmesi çok önemlidir.

    “Staccatoda iki büyük zorluk bulunmaktadır. Bunlardan biri hareketin

    uygulanılabilmesi, ikincisi de aynı anda sol el parmaklarının ve tel değişimlerinin

    koordinasyonudur. Bu iki problem ayrı ayrı çalışılmalıdır.”19

    Staccato tempoya göre küçük veya büyük harekette uygulanabilir.

    2.2.2.1. Uçan Staccato*

    Uçan staccato, pratik bir bakış açısıyla; martelé staccato ile yayın

    sıçratılması arasında bir bağlantıdır. Tek bir yay hamlesinde, bir grup nota duyurulur

    ve her notadan sonra yay tel üzerinden kaldırılır.

    Hareket mekanik olarak incelendiğinde, yayın tel üzerindeki baskısının

    yerini, yayın kaldırılması-düşürülmesi hareketinin aldığı görülür. Müzikal açıdan;

    uçan staccato, martelé staccatodan daha az kullanım alanı bulur. Bu harekette vurgu,

    (yay vurgusu) daha uygunsuz bir pozisyonda olduğundan, zıplayan (sıçrayan) yay

    uçan staccatonun yerini alabilmekte ve daha çok tercih edilmektedir. Virtüöz tekniği

    göz önünde bulundurulduğunda uçan staccato; oldukça efektif ve şık bir sağ el

    hareketidir.

    Uçan staccato çoğunlukla yayın ortasında (yayın en yükseğe fırlayabileceği

    nokta ile kökte işlev görebileceği nokta arasında), yalnızca “bir dizi kısa nota”yı

    tınlatmakta kullanılır. Uçan staccato uzun notalar için uygun değildir. Yayın

    gereğinden fazla yükseğe sıçrama eğilimini azaltmak için, bileği biraz kaldırıp, eli

    aşağıya bırakarak (sarkıtarak) hareketi uygulamak faydalı olabilir.

    Mazas Etüd no 7 tel ile temas konularak ağır tempoda çalışıldığında telden,

    tempo hızlandırıldığında ise uçan staccato hareketi ile çalınabilecektir.

    19 Galamian, a.g.e., s.78. * Staccato Volente.

  • 37

    Sadece uçan staccato hareketi için Yanişinov Etüt no 20 tavsiye edilebilir.

    N. Paganini Op. 1. 24 Kapris No: 11 çekerek telden staccato, iterek uçan

    staccatonun yer aldığı örneklerden biridir.

  • 38

    H. Wieniawski Konçerto No 1 Cadenza’da uzun uçan staccato hareketi

    görülebilir.

  • 39

    2.2.3. Sautillé* (Fr.)

    Sautille farklı bir zıplatma şeklidir. Spiccatodan; her notadan sonra yayı özel

    olarak tele koyma ya da kaldırma hareketine gereksinim duymadan

    gerçekleştirilmesiyle ayrılır. Bu hareket, en iyi yayın orta yarısında uygulanır. Tempo

    yavaş ve nüans forte ise yayın alt yarısına doğru, tempo hızlı ve nüans piyano ise

    yayın üst yarısına doğru uygulanmalıdır. Sautille, çok hızlıdan çok yavaşa kadar

    çalınabilir, ancak yavaş tempoda spiccato, daha pratik bir seçim olacaktır. Hareketin,

    yayın, yanlış bir bölgesinde uygulanması halinde, yayı zıplatmada eşitsizlikler

    oluşabilir. Yay bölgesinin seçimi, yayın elastikiyetine göre değişiklik gösterir.

    Uygulama, boş telde küçük ve hızlı détaché ile başlanmalı, tüm kıllar tele değecek

    şekilde çıta çevrilmelidir. Ardından hareket küçültülerek ve yayın tel ile teması

    korunarak zıplatma (yayın kendinin yaptığı) aşamasına geçilmelidir.

    Sautille hareketi için, değişik tellerde kombinasyon çalışmaları yapılmalıdır.

    E. Djenkinson Dans bu hareket için örnek olarak verilebilir.

    * Sotiye (Tr.).

  • 40

    Yine bu hareket için Komarovsky’nin aşağıdaki parçası örnek olarak

    verilebilir.

    Harekette sesin hacmini arttırmak için, üst kolun hareketi biraz

    genişletilebilir, tersi sonuç için de küçültülür ve yayın ortaya yakın bölgesinde

    hareket sürdürülür.

    2.3. Yayın Tel ile Temasının Kesilmesiyle ve Nota Değerinin

    Yarıya İndirilmesiyle Gerçekleştirilen Telden Ayrı “Kısa”

    Hareketler

    Kemancılıkta virtüözite gerektiren eserlerde ya da pasajlarda; “spiccato” ve

    “ricochet-saltando” terimleriyle tanımlanan ve “kısa hareketler” olarak kategorize

    edilen hareketler, sağ el tekniğinin belki de en kıvraklık gerektiren bölümünü

    oluşturmaktadır. Daha önceki bölümlerde incelenen détaché, martelé, legato gibi sağ

    el tekniğinin temelini oluşturan yay hareketlerinde mutlak hakimiyet sağlandığı

    takdirde başarıyla uygulanabilir.

  • 41

    1) Spiccato

    2) Ricochet ve Saltando

    3) Col legno

    2.3.1. Spiccato* (İt.)

    İtalyanca spiccare (spikkare) fiilinden türeyen ve çarpmak, indirmek

    anlamına gelen spiccato; yayı hafif bir darbe ile kullanma eylemini tanımlar.

    Spiccato hareketinde üretilen ses ve artikülasyon, martelé hareketini

    andırmaktadır. Ancak spiccatonun genel karakteristiği, yayın her notada telin üzerine

    düşüp kalkmasıdır. Spiccatonun doğru uygulanabilmesi, yayın düşüşü ve kalkışı

    sırasında devinimi yönlendiren birinci parmak (işaret), başparmak ve serçe parmak

    yardımı ile olur. Yayın yukarı zıplaması; gergin kıllar, birinci parmak, başparmak ve

    serçe parmak ile gerçekleşir. Yayın tel üzerindeki ağırlığı başparmak ile sağlanırken,

    serçe parmak sayesinde yukarı zıplayan yayın dengesi korunur. Telin üzerine yapılan

    her düşüş için kol ağırlığının kuvveti gerekir.

    Spiccato, yumuşak ve keskin olarak hem yatay hem de dikey hareketlerle

    uygulanabilir. Yatay kısım daha çok kullanılırsa hareket daha düz, ses kalitesi daha

    yumuşak olacaktır. Dikey kısım daha çok kullanıldığında ise hareket daha keskin ve

    ses aksanlı olacaktır. Bu şekilde yay, tele ne kadar uzaktan bırakılırsa üretilen ses

    daha güçlü ve keskin duyulacaktır. Yavaş ve geniş hareket yayın alt yarısında, kısa

    ve hızlı hareket ise yayın ortasında hatta ortanın biraz yukarısında uygulanabilir.

    Dolgun ve güzel bir ton için, yayın yönü gözlenmeli, ağırlık ve hız noktası

    doğru yerde konumlandırılmalıdır.

    Tel değişimlerinde, eşit miktarda yay kılının (her harekette) tele temas

    etmesine özen gösterilmelidir. Buna dikkat edilmediği takdirde, spiccatonun eşit

    olması sağlanamayacaktır. Hareket, yay tellere yakın tutularak ve gereğinden fazla

    yükseğe fırlatılmayarak yapıldığı zaman, ortaya çıkabilecek kontrol kaybı

    engellenmesi sağlanacaktır.

    * Spikkato (Tr.)

  • 42

    Güçlü ses üretimi ve hızlı tempoda yapılan spiccato; yayın köke yakın

    kısmında çalındığında, parmaklar ve bilek çok esnek olmalıdır. Yapışarak çalınan

    spiccatoda da yay devinimine önem verilmelidir. Bu durumda dikkat edilmesi

    gereken; yay çıtasının kıllara değmesi ve aynı zamanda yayın yukarı ve aşağı hareket

    ettirilebilmesidir.

    Mazas’ın 29. Etüdünün ilk 25 ölçüsünde spiccato hareketi için ön hazırlık

    olarak orta tempoda esli telden hareket kullanılmıştır. 26. ölçüden itibaren ise tempo

    hızlandırılarak yayın ortasında zıplatarak spiccato hareketine geçilmiştir.

    Mazas 26. ölçü.

    Spiccatonun legato kombinasyonu ile oluşturulan Mazas 28. Etüt bu

    hareketin ilerletilmesinde (geliştirilmesinde) faydalı olabilir.

  • 43

    Triole ritmiyle farklı tellerde çalışmayı sağlayan 4 numaralı Mazas Etüt

    ilerleyen aşamalarda faydalı olabilir.

    P. Tschaikowsky’nin Op. 42 orkestra ve keman için Scherzosunda solo

    tema, spiccato hareketiyle başlamaktadır.

    C. Saint Saens keman ve orkestra için “Rondo et Cappriccioso” adlı eserinin

    Coda’sında uzun soluklu bir spiccato hareketi yer almaktadır. Seçilen temponun daha

    da süratli olması durumunda spiccato hareketi daha da kısalacaktır.

  • 44

    2.3.2. Ricochet ve Saltando* (Fr.)

    Ricochet yay çıtasının doğal sıçrayışının ürettiği bir harekettir. Karakteri

    kısa, kesik (bağlantısız) ve kuru olmakla beraber; telli ve mızraplı enstrümanların

    tınısını andırmaktadır.

    Tek yay hamlesinde birden çok notanın çalındığı hareketin ilk notası için;

    yayın tele vurularak oluşturduğu aksanlı sesin ardından gelen notalar ilk vuruluşta

    oluşan güç ile zıplatılarak duyurulurlar.

    Yayın zıplaması için hiçbir efor ve kontrol uygulanılmamalıdır. Nota

    grubunun, hızın ve nüansın miktarına göre, yayın tel ile mesafesi ayarlanır.

    Boş telde yapılacak çalışma Ricochet'in yerleşmesi açısından çok faydalıdır.

    Saltandoda ise ricocheden farklı olarak; ilk nota tel üzerinden başlatılarak,

    aksanın doğal itici gücüyle yayın doğal sıçrayışı gerçekleştirilir. Bu hareketin yaygın

    kullanım alanı, genellikle arpeggiato pasajlardadır. Tel değişimleri kol ile yapılarak

    tüm kılların tele teması sağlanır ve tahta köprüye doğru döndürülür.

    * Rikoşe Saltando (Tr.)

  • 45

    Bu hareketlerin çalışılması için Ş. Beriot Prelude No 2, No 3 tavsiye

    edilebilir.

    Özellikle ricochet hareketinin çalışılması için A. Yanişinov’un 27 nolu

    Etüdü tavsiye edilebilir.

    Saltando hareketinin parça içinde kullanıldığı Manuel de Falla’nın Danse

    Espagnole adlı transkripsiyonu Fritz Kreisler tarafından yapılan parçada görülebilir.

  • 46

    N. Paganini konçerto No 2, 3. bölümde (La Campanella) ricochet kullanımı

    görülmektedir.

    2.3.3. Col Legno (İt.)

    Yay kılları yerine, çıtanın tele vurulmasıyla gerçekleştirilen efektif yay

    hareketidir. Genellikle orkestral yapıtlarda kullanılan bu hareket, “col legno”

    yazısıyla ya da “x” işaretiyle gösterilir.

    H. Berlioz Fantastik Senfoni 3. bölümünde 1. keman partisinde col legno

    kullanmıştır.

  • 47

    S. Prokofief “Peter ve Kurt” adlı orkestral eserinde 1. keman partisinde col

    legno kullanmıştır.

    2.4. Karma Hareketler - Viotti ve Pagannini Yayı

    Yay Hareketleri Kombinasyonları

    Çalışmanın bu kısmına kadar, sağ el tekniğinin belli başlı ancak “tanımlı”

    hareketleri incelenmiştir. Ancak şüphesiz ki; kontrpuan ve armoni kombinasyonları

    ne denli çoksa hareket kombinasyonları da o kadar çoktur. Bu kombinasyonların

    tümünü kategorize etmek mümkün olamayacağından, yapabileceğimiz en doğru şey;

    onların en önemli ve özellikle başlangıç aşamasındaki kemancılar için en gerekli

    örneklerini göstermek olabilir.

    Buraya kadar tanımlanan, incelenen yay hareketlerinin sınırsız (sonsuz)

    kombinasyonları bulunmaktadır. Bunlardan en çok kullanım alanı bulan ve en çok

    tercih edilenleri şunlardır:

    Détaché ve geniş yay:

    Bu en önemli sağ el yay kombinasyonlarından biridir. Uzun notadan sonra

    veya önce (dolayısıyla geniş yay) gelen détaché pasajlar çalınması istenen pasajlarda

    karşımıza çıkar. Sözü edilen uzun notadan sonra gelen détaché pasajda, ton kalitesi

    açısından herhangi bir farklılık olmamalıdır.

  • 48

    Staccato ve geniş yay:

    Sonra gelen uzun notanın staccato pasaj için yapılacak hazırlığa elverişli bir

    zaman hazırlaması açısından bu; çok uygun bir kombinasyondur. Staccato ile uzun

    notanın kombine edilmesindeki zorluk aşağıda gösterilen çalışmayla aşılabilir:

    Legato ve détaché:

    Yukarıda başlık olarak belirtilen bu kombinasyonun sınırsız olasılığı

    olabileceği gibi en tipik örnekleri aşağıda gösterilmiştir.

    Bu kombinasyonda yayı ekonomik kullanmak ya da yayı biriktirmek çok

    önemlidir.

    Legato ve uçan staccato:

    Bu kombinasyon çalışılırken yay dağılımına dikkat edilmeli ve gereksiz

    aksanlardan kaçınılmalıdır.

    Eğer tempo hızlandırılırsa, noktalı notalar spiccatoya dönüşebilir.

  • 49

    Martele ve kısa détaché:

    Bu oldukça güzel tınlayan ve eko efekti sağlayan bir kombinasyondur.

    Détaché ve uçan staccato:

    Spiccato ve uçan stoccato

    Saltoto ve uçan staccato:

  • 50

    Viotti Yayı

    “Bu yay tekniğinin başlıca özelliği yayın durması sonucu oluşan eserlerdir.

    Zayıf vuruşlara gelen bağlı olmayan notalar bitişik olarak kendinden sonra gelen

    aksanlı notaya bağlanmış olur. Diğer bir deyişle, aynı yöne hareketle çalınan

    notalarda yayın durması gereklidir. Vurgusuz notalar staccatoya veya detacsheye

    benze. Yayın değişmesiyle ses hemen kaybolur. Vurgulu seslerin vurgusuz seslere

    bağlantısı ve artikülasyonun keskinliği tempoya bağlıdır. Kısa notanın çalınışının

    ardından sağ elin kasları gevşeyecek zaman bulmalıdır.

    Viotti yayı özel ve detaylı bir çalışma gerektirir. Yer tekniğinin gelişmesinde

    önemli bir yer tutar. Boş telde çeşitli çalışmalar yapılabilir.” 20

    Kroutzer, bu hareketin çalışılması için, etütlerinden birini, G. B. Viotti

    yayına özel olarak ayırmıştır.

    20 B. Biricik, a.g.e., s.37.

  • 51

    Paganini Yayı

    Bu yay tekniği hem kuvvetli hem de zayıf zamanlara denk gelen aksanların,

    yayın doğal hareketiyle tınlatılmasında kullanılır.

    Çalınan esere farklı bir sonorite ve dinamizm kazandıran bu yay tekniği, ilk

    kez Paganini tarafından eserlerinde kullanılmış, daha sonra başka besteci/kemancılar

    tarafından da rağbet görmüştür.

    N. Paganini Mouses Varyasyonlarından 3. varyasyonda bu hareket

    görülebilir.

  • 52

    Karma yay kombinasyonlarının daha aktif ve de tek bir eserde

    çalışılabilmesi için R. Kreutzer tarafından yazılan Etüt No 2 üzerine kombinasyonlar

    çalışılabilir.

  • 53

    R. Kreutzer devamı aşağıda görülmektedir.

  • 54

    O. Şevçik tarafından yazılan 29 nolu Etüt yine karma yay

    kombinasyonlarının çalışılabileceği şekilde yazılmıştır.

  • 55

  • 56

  • 57

    3. KAS HİSSİYATLARI

    Sağ elin temel hareketlerini inceledikten sonra, bu hareketlerin hangi kas

    gruplarıyla gerçekleştirildiğini ve bu söz konusu kas gruplarının hareket sırasında

    icracı tarafından nasıl hissedildiğini algılamak oldukça önemlidir.

    İcracı sağ el tekniğinde ilerleme (gelişme) kaydetmek istiyorsa; literatürdeki

    temel tanımların dışında bu alanda da çalışma yapmak durumundadır. Sağ el

    hareketlerinin ne ölçüde başarılabileceği, kişinin fizyonomisi ile yakından ilişkilidir

    ve insan fizyonomisi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Ancak “temel kas grupları”

    dediğimiz ve anatomik olarak her insanda bulunan bu kasları doğru kullanmak; son

    olarak da hayal gücüne bağlıdır. Aşağıda sağ el tekniğini oluşturan hareketlerin hangi

    kas gruplarıyla ve ne tür hissetmelerle yapılabildiği açıklanmıştır.

    Bilek Kullanımının “Sağ El Hareketlerindeki” Önemi

    “Pedagoglar tarafından en çok tartışılan konulardan biri de; bilek

    kullanımının sağ el hareketlerindeki rolüdür.

    Ton üretimi ve sağ el hareketlerinin “kusursuz” gerçekleşmesinde bilek

    kullanımının çok büyük önem taşıdığı tartışılmazdır. Ancak bu önemli ögeyi tüm kol

    hareketlerinden ayırarak, sağ el hareketlerindeki “tek” temel unsur olarak ele

    almak; bilek kullanımına gereğinden fazla önem vermek anlamına gelecektir.

    Bileği, tüm sağ kolda kullanılan diğer bölgelerden ayırarak, hareket

    yalnızca bileğe yüklenerek gerçekleştirildiğinde elde edilecek sonuç; tüm kol

    hareketini bir kenara iterek, ton üretiminin bilek baskısıyla oluşturulmasına yol

    açacaktır.

    Bu durumda kolun tüm bölgeleri kullanarak oluşturulabilecek kaliteli ton

    üretimini sağlamak mümkün olmayacaktır.”21

    21 M. Tagiev ve A. Parsegov, Keman Eğitimi Sırasında Adale Hissiyatları Problemleri, 1978, Uşir,

    Bakü, s.75.

  • 58

    “Kol ağırlığı” sistemini ve sağ elin serbest hareketini tamamiyle devre dışı

    bırakan “bileğin” söz konusu durumu, vücudumuzun başka (diğer) bölgelerinden biri

    olan alt bacak (baldır) ile örneklendirilebilir.

    Görevi, vücut ağırlığını taşımak olan alt bacağın, adım atmak ve vücudu

    dengede tutmak dışında, tüm uzuvlarımızdan ayrı çalışarak; farklı koordinasyonlarda

    hareket ettirilmesi, “sağ el” hareketinde bileğe gereğinden fazla görev yüklemekle

    aynı anlama gelecektir.

    Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; gereğinden fazla ve dolayısıyla

    “yanlış” bilek hareketinden kaçınılmalıdır.

    Ton üretimi için gereken “sağ el” hareketini oluştururken; bileği doğal

    olarak bu harekete katmamız halinde, “kaliteli” ton üretimi daha kısa yoldan

    gerçekleştirilmiş olur.

    Ancak; tüm kol kullanımının güç olduğu hafif ve küçük yay hareketi

    gerektiren durumlarda, bilek hareketi ön plana çıkabilir.

    Sol elde, hızlı kıvraklık gerektiren pasajlarda, bileğin tüm kola nazaran daha

    “aktif” olması, sol eli desteklemiş olur. Böyle bir durumda ses kalitesinde elde edilen

    sonuç, icracının sağ ve sol el koordinasyonundaki becerisine göre de değişiklik

    gösterir.

    Hızlı tempolarda bu koordinasyon gerçekleştirilemediğinde, özellikle sürat

    söz konusu olduğundan, kaçınılmaz sonuç; koordinasyon bozukluğu sebebiyle

    icracının kendini yeteri kadar duyamamasından dolayı, artikülasyondaki bozukluktan

    dolayı, ritmin sağlamlığının bozulması ve ses kalitesinin düşmesi şeklinde olacaktır.

    Bu tür koordinasyon eksiklikleri, daha sonra yayın bir bölgesinden diğerine

    geçişte ve küçük bilek hareketlerinden büyük kol hareketlerine geçiş esnasında, çoğu

    icracının sıklıkla karşılaştığı “kaliteli ses üretimi”ni sürekli koruyamama sonucunu

    doğurur.

    “Klasik dönem bestecilerinden W.A. MOZART'ın eserlerinin seslendirilmesi

    söz konusu olduğunda, yalnızca bilek hareketi gerektiren pasajlardan, kolun tüm

    bölgelerinin hareketini gerektiren pasajlara ani geçişler kaçınılmazdır.

  • 59

    Tüm eser boyunca, hareketin büyüklüğü ve kolun hangi bölgeleriyle

    yapıldığı hissettirilmeden, ton kalitesi ve zerafeti baştan-sona kadar korunarak icra

    edilmelidir.

    Bu nedenledir ki “klasik” dönem bestecilerinin eserlerini icra etmenin daha

    güç olduğu söylenir.”22

    Ton üretiminde; sadece bilek hareketine yoğunlaşarak, üst kolun ve dirseğin

    önemli rolü göz ardı edildiğinde, ya da bu bilince sahip olunamadığında, yayın yeni

    hareket alanı kısıtlandığından, kalitesiz ve karaktersiz ton üretimi kaçınılmaz

    olacaktır.

    Ünlü pedagog ve kemancı L. Auer “Benim Keman Tekniğim” adlı kitabında

    (20. sayfa) Bach Mi M III. Partita “Prelude”*ünü seslendiren bir öğrencisinden

    bahsetmektedir.

    Öğrenci; sağ el hareketini kısıtlayarak bilek ile çalmaya çalıştığında, L.

    Auer onu bu tip pasajları, daha çok kolu dirsekten açarak ve sağ el bölgelerinin

    hareketini kısıtlamadan yapmaya yönlendirir.

    Sağ kolu meydana getiren bölgelerin ve kas gruplarının devre dışı

    bırakıldığı bir diğer “bölgesel”, kullanım da “Finger Strich” tekniğidir. Bu teknikte

    yay hareketi sağ el parmakları ile gerçekleştirilir.

    Birçok pedagog tarafından, eğitimin ilk aşamalarından itibaren öğrencilere

    aktarılan bu teknik; diğer sağ kol bölgeleri ile kombine edilmeden uygulandığından,

    daha önce bahsedilen “gereksiz bilek kullanımı” ile aynı sonucu verebilir.

    Finger Strich tekniğini uygulayan kemancıların “yay değişimi”ni esnek ve

    serbest hareketle yapmak yerine, yayın kök kısmında uygulanan, parmakların “daha

    küçük hareketlerle” öne atılmasıyla ve aksanlarla gerçekleştirdiği görülür.

    Sağ elin serbestliğini koruyabilmek için, tek tip “parmak” veya “bilek”

    kullanımlarından kaçınılmalıdır. Üst koldan başlayarak, kolun tüm bölgeleri

    birbirinin devamı olarak düşünülmeli, parmaklar da bu bölgelerin uyum içindeki

    hareketlerini tamamlayabilmelidir.

    22 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.76. * Ön parça, giriş parçası. Barok dönemde belli bir formu bulunmayan tek bölümlü bir eser.

  • 60

    “Yay çekme hareketi yapılabilindiğinde; tüm kol bölgelerinin, akıcı ve

    birbirini tamamladığı bir sağ el hareketini elde etmek için aşağıdaki egzersiz

    önerilir:

    Sağ el tutuşunda; yay çıtası üzerine yerleştirilen 4 parmak (işaret-orta-

    yüzük-serçe) normal tutuşun aksine “yumru” yapılarak, başparmağın da yardımı ile

    yayın topuk ve çıta kısım kavranır. Ardından yay; telin üzerine konarak, yer ile çıta

    arasında 90°'lik açı oluşturulur. Bundan sonra tüm kol bölgelerinin serbest olması

    şartı ile hareket başlatılır.

    Egzersizin faydalı olması ancak bu şarta bağlıdır.

    Amacı gereksiz bölgelerin kullanımını engellemek olan bu egzersiz ve var

    olan çeşitleri, her çalgıcıda aynı sonucu vermese de, sağ kol bölgelerinin kombine

    bir şekilde işleyebilmesini üst düzeye taşıyabilir.”23

    Sağ el egzersizlerinde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta da:

    Egzersizlerin “serbest” bir şekilde yapılmaması halinde, sağ elde meydana

    gelebilecek kasılma ve kramplardır.

    Tüm egzersizler boyunca sağ el serbestliğine odaklanılmalı ve olası kas

    sıkışmalarından kaçınılmalıdır.

    Sağ elde bu tür egzersizler ile elde edilecek esneklik ve serbestlik, gelecekte

    uçan staccato (staccato volante) hareketine temel oluşturacaktır.

    3.1. Détaché

    “Yayın kökten uca ve uçtan köke sürülmesi ile gerçekleştirilen yay

    hareketine “détaché” denilmektedir.

    Bu hareketi gerçekleştirmek için:

    1. Yay tüm kolun devamı gibi düşünülerek el ile bütünleştirilmeli

    (kavranmalı) ve elin içine oturtulmalıdır.

    23 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.77.

  • 61

    2. Topuk kısmı; kol ağırlığının güvenle bırakıldığı (bırakılabildiği) ve bu

    ağırlığı taşıyabilen bir araç olarak düşünülmelidir.”24

    Tagiyev bu sayede sağ kolun basıncını aynı zamanda geriye itebilen topuk

    sayesinde, sağ el kaslarında, hiçbir çaba harcanmadan détaché hareketinin akıcı bir

    şekilde başlatılabileceğini öngörmüştür.

    Sağ el bu şekilde çaba gösterilmeden tele yönlendirildiğinde; kolun

    ağırlığını taşıyacak bir merkez bulma ihtiyacı duyacaktır.

    Yayın kök kısmında ya da biraz ilerisinde yer alan bu merkez

    bulunduğunda; kaslarda rahatlama duygusu oluşur.

    Böylece yay telle temasa geçtiğinde; elin doğal ağırlığını taşıyabilecek ve ek

    bir güce gereksinim duymaksızın tel üzerindeki hareketine başlayacaktır.

    Yayın her bölgesinde (kök-orta-uç) kol ağırlığı aynı olmalıdır. Özellikle

    “yay değişimi” söz konusu olduğunda, kol hareketi; bilek ve parmakların dirsek ile

    koordine bir şekilde çalışmasıyla yapılmalıdır.

    Yay değiştirilirken; sağ kolda gereksiz ya da yayın doğal hareketini

    engelleyebilecek her türlü yapay kullanımdan kaçınılmalıdır. Yayın; başka biri

    tarafından çekildiği, tarafımızdan da geri itildiği (getirildiği) düşünülmelidir.

    Yay değişimi yapılırken, sağ kolda herhangi bir kas boşalmasına izin

    verilmemelidir.

    Ön kol; bilek ve parmakları aşağıya göndermeli ve aynı şekilde geri

    getirmelidir.

    Bahsedilen tüm kas hareketlerine ve düşünce hakimiyetine ulaşmak,

    çalışmanın ilk aşamalarında bir hayli zordur.

    Bu nedenle çalışma sırasında ve etaplarında sabırlı olunmalı ve sağ elde

    hissedilen “kas” hareketleri önemsenmelidir. Bu sayede; ton üretiminde de esnek

    hale getirilen “sağ el hareketi” ile daha kaliteli sonuç alınabilecektir.

    24 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.78.

  • 62

    3.2. Legato (İt.)

    Legato hareketi; birden fazla notanın, tek bir hamlede çalınmasıdır.

    Legatonun; özünde “kaliteli” détaché hareketi yatar.

    Yeterince özen gösterilmediği takdirde legatonun kalitesini düşünebilecek

    sebeplerden biri;

    Sağ el hareketinin başlatılmasıyla; sol el parmaklarının değiştirilmesi ve

    tele koması sırasında kaslarda hissedilen duraksamalar olabilir.”25 Bunu

    engellemek için yapılması gereken; tek yayda iki notayı birbirine bağlayarak (legato)

    'ön kol'un kas tepkilerini denetlemek olacaktır.

    Legatoyu kusursuz olarak yapabilmek için; çalışma sırasında

    gözlemlememiz ve önem vermemiz gerekenler, aşağıda sıralanmıştır. Öncelikle sol

    elde parmak değişimi gerçekleştirilirken, doğru kas yapılanması daha kolay

    gerçekleştirilebilir ve bilek; aktif olan parmağa adeta asılır. Parmak değişimleri

    birbirinden ayrı düşünülmeden bütün olarak ele alınıp, bileğin asılı olduğu varsayılan

    parmakla, tele konma (dokunma) işlemini, birbirlerine uyumlu bir şekilde

    aktarmalıdır.

    Sol elde parmak değişimi yapılırken, sağ el kasları mümkün olduğunca

    gevşetilmeli, kaslarda sıkışma hissi oluşturulmadan farklı notalar birbirleriyle tek

    hamlede birleştirilmelidir. Bu aşamada sağ eldeki tüm kas grupları da aktif olmalıdır.

    Aşağıda maddeler halinde belirtilen yanlış uygulamalardan kaçınıldığı

    takdirde, doğru kas yapılanmasına ulaşmak daha kolay olacaktır.

    1. Kemanın “boyun” kısmına asılı durumda olan sol elin; iç kısmı (avuç

    içi) sapa yapıştırılmamalıdır.

    2. Kendinden önce gelen parmak, bir sonraki basıldığında, telden ani

    hareketle kaldırılmamalıdır (uzaklaştırılmamalıdır). Bu durum 4. parmak (serçe) için

    geçerli değildir.

    3. Parmakların birbirine gereğinden fazla yapıştırılması

    gerekleştirilmemelidir (Bu durum sol elin serbest hareketini engeller).

    25 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.78.

  • 63

    4. Sol el başparmağının, tutuşa aykırı bir pozisyonda olmaması

    gerekmektedir.

    Détaché hareketini yaparken belli başlı yanlışlıklar ya da yetersizlikler var

    ise; legato sırasında bu yanlışlıklar veya yetersizlikler daha da belirginleşecektir. Yay

    hareketinde nota sayısı ve hızı arttıkça, sağ eldeki kas gruplarının tepkileri de bu

    artışa göre belirlenmelidir.

    Ancak psikolojik olarak; sağ el son filé hareketi yapıyormuş gibi

    düşünüldüğünde, sol el parmakları da rahatlatılmış olacağından, kaslarda meydana

    gelecek herhangi bir sıkışma gerçekleşmemiş olacaktır.

    3.3. İki Bağlı İki Ayrı Hareketi

    “Yay hareketinin oluşturduğu müzikal anlamı, yayın 'ayrı' hareketlerinin

    'bağlı' notalarla birleştirilmesinin zorluğu etkileyebilmektedir. Bu etki sonucunda bir

    grup nota içinde yer alan kuvvetli, orta kuvvetli ve zayıf vurguların bağları

    bozulabilir.”26 Bu durumda hissedilmesi gereken kas hassasiyeti, dörtlemelere

    (quadruplet) odaklanarak elde edilebilir.

    İlk sese esnek sağ kol desteği verildikten sonra, bağlı sesin çalınmasına

    geçmeden önce, kasların serbestliği hissedilir. Hareketin yönünü değiştirme anında,

    tele olan kuvvetli destek sürdürülmeli, yayın ters yöne olan hareketi sırasında aynı

    kas serbestliği hissedilmelidir.

    Bu tür hareketlerin oluşturulması sırasında yay bölgesinin yanlış seçilmesi

    (yayın bölünmesi) önemli hatalardan biridir. Hareketi uygulamanın (öğrenme) ilk

    safhalarında, ayrı notalardan ilkinin yayın üst yarısında, ikincisinin de yayın alt

    yarısına doğru çalınmasına dikkat edilmelidir.

    Bu hareketi; yayın üst yarısını ve tümünü kullanmayı öğrendikten sonra

    (öğrenerek) uygulamak faydalı olacaktır.

    26 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.80.

  • 64

    3.4. Üç Bağlı Bir Ayrı Hareketi

    “Bu hareketin uygulanışı sırasında, yayın aşağıya doğru olan yöneliminde

    elin esnekliğinin önemi çok daha büyüktür. Yeni başlayan ya da öğrenimin ileri

    sınıflarında olan öğrencilerde; bağlı olan 3 notanın ardından gelen 4. notanın,

    vurguyla ritmik şekle eklenmesi korkusu ile; bağ içindeki 3. notanın kısaltılması