8
Hac vazifesini yerine getiren Ti- cabi Civelek, Hac dönüşü, maka- mında ziyarete ge- lenlere Zemzem suyu ikram etti. Özel yapılmış bakır tas içinde verilen Zemzemle birlikte gelenlere Hurma da ikram edildi. Civelek, “İlçe Başkanlığı” için sorulara ise “hayırlısı olsun” cevabını verdi DESTAN Doğruyu, Birlikte Bulmak İçin... Haftalık Siyasi Aktüel Gazete KARADENİZ Neredeyseniz, Oradayız Haksızlık Karşısnda Susan, Dilsiz Şeytandır Kelam-ı Kibar Yıl: 2 Sayı: 41 www.kumrutv.org Tel: +90 452 641 20 60 Fiyatı 1 Lira 12 KASIM 2011 Kumru, Sizin İçin Vazgeçilmez Olacak ! Bekleyin; Çok yakında... AKBUL İNŞAAT Ahmet BUL Yarınlara Akıllı Akıllı Yatırım İçin AKBUL RESIDANCE Geçtiğimiz sayımızda dile getir- diğimiz, yatalak hastaların raporları için gereken nörolog doktor ihti- yacı ile ilgili, Ordu Valisi Orhan Düzgün’den ‘olur’ İl Sağlık Mü- dürlüğü’nün, Fatsa Devlet Hastane- si’ne talimat verdiği ortaya çıktı. Yönetmeliğe göre, Kumru’nun bazı doktor ihtiyaçlarını Fatsa Dev- let Hastanesi karşılıyor. Kumrulu hastalar nörolog dok- torla ilgili raporlarını Fatsa’dan alırken, yatalak durumda olan has- talar için de Kumru Devlet Hasta- hanesi’nin talebi ve İl Sağlık Müdürü’nün izni ve Vali’nin olur vermesi gerekiyor. Bu prosüdürlerin hepsinin ye- rine getirildiği ancak, Kumru Dev- let Hastahanesi Evde Bakım Hizmetleri’nin hizmet sağladığı yaklaşık 15 felçli ve yatalak du- rumdaki hastaların aylardır nörolog doktorun gelmemesi nedeniyle bez ihtiyaçlarını karşılayamadığı bilini- yor. Hasta yakınları hastalarının ölü- münden sonra doktorun kendileri için hiç bir şey ifade etmeyeceğini belirterek, konuyu Sağlık Bakanlı- ğı’na bildirdklerini söyledi HABER MERKEZİ Geçmiş Sayılarımızın Tümünü www.kumrutv.com İnternet Sitesinden Takip Edebilirsiniz İlçe Başkanlığı Kulisi Başladı Ak Parti Kumru İlçe Başkan- lığı için Ocak 2012 tarihinde yapı- lacak seçim için gizliden yarış başladı. Mevcut ilçe başkanı ve 3 dö- nemdir bu görevi yürüten Hamza Karar’ın tüzük gereği yeniden aday olamayacağı seçimler için çe- şitli spekülasyonlar yapılırken, Ak Parti Ordu Milletvekilleri Mustafa Hamarat ve İhsan Şener’in de son sözü söyleyeceği ileri sürülüyor. Belediye Başkanı Ticabi Cive- lek’in hac dönüşüne bırakılan bazı kararlar, Civelek’in hacdan dön- mesiyle tartışmaya da açıldı. Ku- lislere göre, mevcut Ak Parti yöne- timinin destekleyebileceği aday üzerinde durulurken, Ankara’dan da gelebilecek bir işaretin de etkili olup olmayacağı konuşuluyor. Ak Parti Genel Merkezi’nin bir prensibi olan sisteme göre ise en fazla iki kişi veya tek kişi ile se- çime gidilmesi is- teniyor. Buna göre de seçilecek kişinin seçilmesi ilçe teş- kilatının kendi içinde mutabık kalmasına bağlı Ölümden sonra gelecek Nörolog size kalsın ! ‘Evim Gibi’ Kumru Kaymakamlı- ğı’na atanan Ömer Said Şahin, ilçemiz Kumru’nun doğduğu memleketini hatır- lattığını ifade ederek, ‘Sanki kendi ilçem ve ilçemdeki in- sanlar. Yabancılık çekmek şöyle dursun, tıpkı evim gibi” benzetmesi yaptı. İlçeyi daha yakından ta- nımak ve hizmetlerin yerli yerinde,n yapılması için gayret gösterilmesi nokta- sında hassasiyetini de vur- gulayan Kaymakam Ömer Said Şahin, “Bizim için önemli olan hizmetleri daha ileriye götürmek ve kalıcı miraslar bırakmaktır” dedi Başkan Civelek Hac’dan döndü Kumru Kaymakamı Ömer Said Şahin Adam’ın Çocuk Olası Geliyor ! İLHAN TİNCİ Kumru Kaymakamı Ömer Said Şahin: HABER MERKEZİ Rahmi Yaran İstanbul Müftüsü Bir dönem ilçemizde de görev yapan Fatsalı ve Doç.Dr. Marmara Üniversitesi Öğre- tim Üyesi Rahmi Yaran, İstan- bul İl Müftülüğü’ne getirildi 7’de RÖPORTAJ & İNCELEME Orda bir okul var, Uzakta... Bölgenin en büyük yatılı eğitim kurumunu sizler için gezdik ORTA SAYFADA

Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Karadeniz Destan Gazetesi, Ordu'nun Özgün ve Özel Haber Gazetesi...

Citation preview

Page 1: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

Hac vazifesiniyerine getiren Ti-cabi Civelek, Hacdönüşü, maka-mında ziyarete ge-lenlere Zemzemsuyu ikram etti.Özel yapılmış bakır tas içinde verilen Zemzemlebirlikte gelenlere Hurma da ikram edildi. Civelek,“İlçe Başkanlığı” için sorulara ise “hayırlısı olsun”cevabını verdi

DESTANDoğruyu, Birlikte Bulmak İçin...

Haftalık Siyasi Aktüel Gazete

KARADENİZ

Neredeyseniz, Oradayız

HaksızlıkKarşısnda

Susan,Dilsiz Şeytandır

Kelam-ı Kibar

Yıl: 2 Sayı: 41 www.kumrutv.org Tel: +90 452 641 20 60 Fiyatı 1 Lira 12 KASIM 2011

Kumru, Sizin İçin VazgeçilmezOlacak ! Bekleyin;

Çok yakında...AKBUL İNŞAAT

Ahmet BUL

Yarınlara Akıllı Akıllı Yatırım İçinAKBUL

RESIDANCE

Geçtiğimiz sayımızda dile getir-diğimiz, yatalak hastaların raporlarıiçin gereken nörolog doktor ihti-yacı ile ilgili, Ordu Valisi OrhanDüzgün’den ‘olur’ İl Sağlık Mü-dürlüğü’nün, Fatsa Devlet Hastane-si’ne talimat verdiği ortaya çıktı.

Yönetmeliğe göre, Kumru’nunbazı doktor ihtiyaçlarını Fatsa Dev-let Hastanesi karşılıyor.

Kumrulu hastalar nörolog dok-torla ilgili raporlarını Fatsa’danalırken, yatalak durumda olan has-talar için de Kumru Devlet Hasta-hanesi’nin talebi ve İl SağlıkMüdürü’nün izni ve Vali’nin olurvermesi gerekiyor.

Bu prosüdürlerin hepsinin ye-rine getirildiği ancak, Kumru Dev-let Hastahanesi Evde BakımHizmetleri’nin hizmet sağladığıyaklaşık 15 felçli ve yatalak du-rumdaki hastaların aylardır nörologdoktorun gelmemesi nedeniyle bezihtiyaçlarını karşılayamadığı bilini-yor.

Hasta yakınları hastalarının ölü-münden sonra doktorun kendileriiçin hiç bir şey ifade etmeyeceğinibelirterek, konuyu Sağlık Bakanlı-ğı’na bildirdklerini söyledi

� HABER MERKEZİ

Geçmiş SayılarımızınTümünü

www.kumrutv.comİnternet SitesindenTakip Edebilirsiniz

İlçe Başkanlığı Kulisi BaşladıAk Parti Kumru İlçe Başkan-

lığı için Ocak 2012 tarihinde yapı-lacak seçim için gizliden yarışbaşladı.

Mevcut ilçe başkanı ve 3 dö-nemdir bu görevi yürüten HamzaKarar’ın tüzük gereği yenidenaday olamayacağı seçimler için çe-

şitli spekülasyonlar yapılırken, AkParti Ordu Milletvekilleri MustafaHamarat ve İhsan Şener’in de sonsözü söyleyeceği ileri sürülüyor.

Belediye Başkanı Ticabi Cive-lek’in hac dönüşüne bırakılan bazıkararlar, Civelek’in hacdan dön-mesiyle tartışmaya da açıldı. Ku-

lislere göre, mevcut Ak Parti yöne-timinin destekleyebileceği adayüzerinde durulurken, Ankara’danda gelebilecek bir işaretin de etkiliolup olmayacağı konuşuluyor.

Ak Parti Genel Merkezi’nin birprensibi olan sisteme göre ise enfazla iki kişi veya tek kişi ile se-

çime gidilmesi is-teniyor.

Buna göre deseçilecek kişininseçilmesi ilçe teş-kilatının kendiiçinde mutabıkkalmasına bağlı

Ölümden sonra gelecekNörolog size kalsın !

‘EvimGibi’

Kumru Kaymakamlı-ğı’na atanan Ömer SaidŞahin, ilçemiz Kumru’nundoğduğu memleketini hatır-lattığını ifade ederek, ‘Sankikendi ilçem ve ilçemdeki in-sanlar.

Yabancılık çekmek şöyledursun, tıpkı evim gibi”benzetmesi yaptı.

İlçeyi daha yakından ta-nımak ve hizmetlerin yerliyerinde,n yapılması içingayret gösterilmesi nokta-sında hassasiyetini de vur-gulayan Kaymakam ÖmerSaid Şahin, “Bizim içinönemli olan hizmetleri dahaileriye götürmek ve kalıcımiraslar bırakmaktır” dedi

Başkan CivelekHac’dan döndü

Kumru KaymakamıÖmer Said Şahin

Adam’ın ÇocukOlası Geliyor !

İLHAN TİNCİ

Kumru KaymakamıÖmer Said Şahin:

� HABER MERKEZİ

Rahmi Yaranİstanbul MüftüsüBir dönem ilçemizde de görevyapan Fatsalı ve Doç.Dr.Marmara Üniversitesi Öğre-tim Üyesi Rahmi Yaran, İstan-bul İl Müftülüğü’ne getirildi

7’de

RÖPORTAJ & İNCELEME

Orda bir okul var, Uzakta...

Bölgenin en büyük yatılı eğitim kurumunusizler için gezdik ORTA SAYFADA

Page 2: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

KARADENİZ DESTAN Sayfa 2

Ordu’da Toplum DestekliBüro Amirliği’nin Polis-Halk iliş-kilerini geliştirmek amacıyla baş-lattığı “2011 Polis MerkeziGünleri” projesi kapsamında, Mu-harrem ayının başlaması nedeniyleÇarşı Polis Merkezinde vatandaş-lara aşure dağıtımı yapıldı.

Şehir merkezinde bulunanÇarşı Polis Merkezi önünde yapı-lan etkinliğe, Vali Orhan DÜZ-GÜN, İl Jandarma KomutanıAlbay İsmail GÜZEY, İl EmniyetMüdürü Hakan KIRMACI, İl Em-niyet Müdür Yardımcıları, polislerve vatandaşlar katıldı.

Vatandaşlara kendi eliyleaşure dağıtan Vali Orhan DÜZ-GÜN, aşure gününün toplumdabirlik ve beraberliğin, paylaşma-nın, hoşgörünün bir sembolü ola-rak yıllardan beri kutlanan birgelenek olduğunu söyledi.

Toplum Destekli Polislik BüroAmirliğinin, polis-halk ilişkilerini

geliştirmek için değişik projeleryürüttüğünü belirten Vali DÜZ-GÜN, “Polis-halk kaynaşmasınısağlamak üzere başarılı projeleryürüten Toplum Destekli PolislikBüromuz, aşure haftasında daÇarşı Polis Merkezimizde vatan-daşlarımıza aşure dağıtımı etkin-liği düzenlediler. Toplum DestekliPolisliğin önümüzdeki günlerdebaşlayacak olan bir projesi dahavar. Ordu’nun önemli sorunların-dan birisi olan trafik sorunununçözümüne katkıda bulunmak ama-cıyla araçların düzgün şekildepark edilmesi konusunda bir projehazırladılar. Bu haftadan itibarençalışmayı başlatacaklar. Vatandaş-lara ilk başta ceza uygulamadangerek yazılı, gerekse sözlü uyarı-lar ile bilgilendirecekler.” diyerek,başarılı çalışmalarda bulunan Top-lum Destekli Polislik Büro Amirli-ğinde görev yapan polislereteşekkür etti.

Vali ve Polis Aşure Dağıttı

SEZONManav & Taşımacılık

Şehiriçi ve Şehirlerarası Taşımacılık yapılır

Mustafa ve Vural BAŞODA

TEL: GSM : 0535 553 85 70 - Kaymakamlık Karşısı KUMRU

Page 3: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

Sayfa 3KARADENİZ DESTAN

Ali Baba’nın Aşı’sıBinlerce meyveye durdu

Kumru’nun Fidancı Ali Baba’sı olarak bilinen AliKadık, yıllardır yaptığı aşı denemeleri ve fidancılık ala-nında edindiği deneyimlerini kamoyu ile paylaşıyor. İlçe-nin pazarı olan Çarşamba günleri Belediye binasınınkarşısında kurduğu tezgahla tanınan Ali Kadık, ilçede ye-tişen yüzlerce meyve türlerini ve nesli tükenmek üzereolan ve çoğumuzun unuttuğu; Töngel (Muşmula), Uvaz(Hurma), Tahnal (Karayemiş)’in yanısıra bir çok elmatürleri, Ceviz çeşitleri ve Armut- Kiraz ve diğer Karade-niz illerindeki çeşitli mevye türlerini üretmeyi başarmış.

Aşı ve aşılama üzerine ilçenin neredeyse son aşı uz-manı olan Ali Kadık aşılama üzerine geride bir uzman ye-tiştirememenin ezikliği içinde.

“Şimdiki nesil, bırak aşılamayı, meyvenin ve fidanınyüzüne bile bakmıyor. Hazırcı”

Alibaba; “Milletimiz hazır mevyelere alışmış. Hor-monlu mevyelere alışmış. Halbuki herkes bahçesine birfidan dikse, gelse benden aşılama öğrense, ileride geleceknesillere de bir miras bırakmış olur” şeklinde konuştu.

Alibaba’yı Çarşamba günleri Kumru Belediyesi karşı-sında, diğer günlerde de, Erecek tepesinin hemen altın-daki kayaların dibindeki son evde veya evin hemenbahçesindeki Alibaba Çiftliği’nde görebilirsiniz.

NARPASTANESİ

Kabataş ilçesinde meydanatrafik kazasında 2 kişi öldü, 4 kişiyaralandı. İlçe girişine 3 kilometremesafede meydana gelen kazada

Ordu’dan Kabataş’a yolcutaşıyan Mahmut Eren yönetimin-deki 52 M 4029 plakalı minibüs sü-rücüsünün direksiyon hakimiyetinikaybetmesi sonucu yolun sağındakiuçuruma yuvarlandı.

Kazada yolcu minibüsü al-tında ezilen Abdullah Cavlan (55)ile 6 yaşındaki Orhun Demir olayyerinde hayatını kaybederken aynıaraçta bulunan sürücüsü MahmutEren, Meliha Demir, İsmail Varıcıve Cemal Karayağız yaralandı.

Kazada yaralan yolcularuçuruma yuvarlanan minibüsüniçerisinden zor imkanlarla vatan-daşlar, kolluk kuvvetleri ve vatan-daşların yardımlarıyla çıkartılarakAybastı ve Fatsa Devlet Hastanele-rine götürülerek tedavi altına alın-dılar.

Kaza ile ilgili soruşturma sü-rüyor.

Kabataş’taÖlümlü Kaza

Tamamen Kendi ÜretimimizOlan Günlük Baklava

Tatlı Çeşitleri

Günlük Kol ve Talaş BöreğiAçma- Simit

Poğaça Çeşitleri

Nezih Bir Ortam ve Aile Salonumuz İle Hizmetinizdeyiz

Adres: Samur Mah. Atatürk Cad. Tel: 0452 641 47 37

ERDEM KEMENTOĞLU

0532 409 58 84 - 0536 732 47 78

Karayolları 7'nci Bölge Mü-dürü Abdullah Uraloğlu, yere atılansigara izmaritinin tespitinden havakirliliğine kadar, uzman ekip tara-fından tünelin 24 saat takip edildi-ğini söyledi.

Perşembe İlçesi'nde 2007 yılı-nın Nisan ayında hizmete açılanTürkiye'nin en uzun tüneli NefiseAkçelik'te dünya standartlarında enüst seviye güvenlik sistemi ku-ruldu.

Tünelde 18 ayrı sistemin faalolduğunu söyleyen Karayolları7'nci Bölge Müdürü Abdullah Ura-loğlu, bunların düzgün çalışıp ça-lışmadığının da otomatik olarakkontrol edildiğini vurguladı.

Uraloğlu, Tünel iki ayrı enerjidağıtım trafosundan beslenirken,gündüz ve gece hava şartlarınagöre ışıklandırma otomatik olarakayarlanıyor.

84 jetfanla egzoz kirliliği vetozlanmanın önüne geçilirken, 72'sisabit 8'i hareketli kamera ile detünel 24 saat kontrol merkezi tara-

fından izleniyor” dedi.Nefise Akçelik kimdir1955 yılında Tekirdağ'da dün-

yaya gelen Nefise Akçelik, 16 ya-şında Karadeniz TeknikÜniversitesi İnşaat Mühendisliğibölümüne kaydını yaptırdı. Bölü-mündeki tek kız öğrenci olan Akçe-lik, 20 yaşında çok iyi derecedeİngilizce ve Fransızca öğrenmişolarak okulunu tamamladı.

Nefise Akçelik, 1978 yılındaevlendi. Aynı yıl Karayolları GenelMüdürlüğü'nün Tüneller ŞubesiMüdürü olarak göreve başladı.

Bolaman mevkiindeki bu tüne-lin projelendirilmesi ve yapımındabüyük emeği geçtiği için proje adı'Hapan' olan tünele, Akçelik'in ya-kalandığı göğüs kanseri nedeniyle2003 yılında hayatını kaybedince,Genel Müdürlük tarafından 'NefiseAkçelik Tüneli' adı verildi. Akçe

lik, yurdun birçok bölgesindekitünellerin zemin etüdlerini hazır-ladı

Sigara İzmaritibile izleniyorTÜNE

L’DE

Page 4: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

Sayfa 4KARADENİZ DESTAN

Adam’ın Çocuk OlasıGeliyorHani; “Ah, bir çocuk olsam” diyebileceğiniz anlarvardır ya! İşte, öyle bir yerdeyiz... Sizlere, dışarıdangöremediğiniz sımsıcak bir öykümüz var

İlhan TİNCİRÖPORTAJ & İNCELEME

Bir zamanlar “İştah Kabartan De-vasa Kurum” olarak kaleme aldığımKumru İMKB (YİBO) Yatılı İlköğre-tim Bölge Okulu’na şimdi aynı gözlebakamadığımı farkettim.

Çünkü, o bir zamanlar dediğimyıllarda, alt yapısından üst yapısınakadar hep sorunları olan, ancakKumru Kurumsal Ekonomisi’nin enbüyüklerinden biri olma özelliği ileön plana çıkan bu okula; şimdi bir

“yuva”, “Kurumsallaşmış EğitimKurumu” olarak bakmamak müm-kün değil.

Bazılarımızın tepedeki okul ya daSamur’daki büyük okul , kimimizinadının İBO ‘mu YİBO’mu diye ka-rıştırdığı kimilerinin yatılı okul diyebildiği ama bir çoğumuzun ismindenöte çok da bilgi sahibi olmadığı buokula misafir olduk . Kumru İMKBYatılı İlköğretim Bölge Okulu’ndanbehsediyoruz...

Öğrencisinden, öğretmenine; hiz-metlisinden, amirine; Okul Aile Bir-liği’nden, yönetime kadar sıcak veuyumlu ilişkiler, hem öğrenciye hemde eğitimcilere yansımış olarak gör-

düm.İlçe’nin en büyük eğitim kurumu

olma özelliği ile dikkat çeken okuluneğitimi ve eğitim kalitesini buradakonuşmayacağım; çünkü bir eğitimcigibi olaya bakmak için bu tezgahtadokuma yapmak gerekir. Ben olayabiraz da, sosyal ve antrapolojik ola-rak yaklaşmayı daha yakışıklı bul-dum.

...Adamın çocuk olası geliyor...Bu ifadem üzerinde kafa yorma-

yın, doğru yazdım; Adamın ÇocukOlası Geliyor... Yani “İnsanın ÇocukOlası Geliyor” değil.

Adam olmanın farklı tanımlama-larına göre de bu ifadeyi üstüne basabasa kullanıyorum...

Konumunuz ne olursa olsun;çocuk olmayı insan o kadar istiyor kibu kurumu görünce...

Adam gibi adamlığı bile geri te-pecek kadar bir sı-caklıkhissedebileceğinizbir mekan...

Bu sefer iştahkabartan değil,kıskandıran, öğ-rencisinden öğret-menine ve velisinekadar müthiş birsekronizasyon ör-neği olan bir kurumla sizi tanıştırıca-ğım.

YATILI BÖLÜMOkulda yatılı öğrencilerin altın

çağını yaşadığı bir ortam sağlanmış.Bir aile ocağındaki sıcaklığı ve hiz-meti bile göremeyen yüzlerce öğren-cinin, sıcak duşlarından tutun dayediği yemeğe kadar gösterilenözen; hem öğrencilerin yüzlerinden,hem de bulundukları kurumsal yapı-dan belli.

Kendilerine sağlanan özgüveniyansıtan bir öğrenciyi izlerken, isteristemez şöyle düşüneceksiniz;“Bizim zamanımızdaki öğretmen-ler neydi? Öğretmeni görünce ha-zırola geçer ve bir yaramazlıkta da

bir ton sopa yerdik’...Ya da; “Şimdi ah bir çocuk

olsam ve burada yeniden okusam”sızlanmasını ne kadar saklasanız dayüzünüzden ve gözlerinizden belliolduğu farkedilecektir.

Öğretmenine karşı özgüveni belliolan çocuk, kafasına takılan herşeyidirek “destursuz” sorabilme yüzünübulabilmiş.

Hani, çocuğunuz gelir de sizedurup dururken; “Baba bu nedir?veya “Anne bundan istiyorum” dedi-ğinde verebileceğiniz karşılık buokulda zaten baştan verilmiş.

Okul Müdürü İlhan Uğur’un ida-recilik vasfının da ön plana çıktığıkurumda, eğitimcilerin tam bir uyumiçinde çalıştığı gözle görülür birtablo çiziyor.

Yatılı öğrencilerin kaldığı bölüm-lerin kapılarını ilk defa İlhan Tin-ci’ye açan Kumru İMKBYatılı

Bölge İlköğretimOkulu İdarecileri,bir tarih verme-den ve ‘istediği-niz zaman gelinbuyrun gezin’ de-diği okullarındanneden bu kadaremin olduğunugezdikce anla-dım.

İlk önce yatılı erkek öğrencilerinkaldığı bölüme gittiğimde kapıda nö-betci öğrenci hemen ayağıma birgaloş uzatarak beni Yatı Müdür Yar-dımcı Yasemin Keskin Bahtiyar’ınodasına gidecektim ki; salonda öğ-rencilerin LCD ekranda TV izledi-ğini farkettim. Hepsiyle dekonuştum. Çok

uzak köylerden gelmiş ve fakiraile çocuklarından oluşan yatılı bö-lümde, evlerinde bile bulamadıklarıimkan ve sıcaklığı öyle bir yansıtı-yorlardı ki, bir an onları kıskandım.

Ben onları izlerken, Müdür Yar-dımcısı Yasemin hanım geldi ve öğ-rencilerin yattığı odalara gitmek için

halı ile serilmiş koridorlardan geçtik.İki katlı ranzalarında çocukluğun

tüm eksikliklerini gideren öğrencilerpijamaları ile ve dışarının buz gibisoğuğuna meydan okurcasına veodaları sanki babalarının odasıymışgibi bir özgüven ile karşıladılar bizi.

Müdür Yardımcısı’nı ise sankianneleriymiş gibi gördüklerini dav-ranış şekli ve tavırlarından gözlem-lerken, Kız Yatılı Bölümündeki

durumu görmek için başka bir be-naya geçiş yapmak üzere koyuldukyola

KIZ BÖLÜMÜ

Kız öğrencilerin kaldığı yatılı bö-lüme giderken, bahçeyi köylerindeki‘kapı önü’ veya ‘samalık hayatı’ gibikullanan, cıvıl- cıvıl sesleri ile ip at-layan, neredeyse ‘dokurcun’ oynaya-cak olan kız öğrenciler bizimfarkımıza bile varmadılar. MüdürYardımcısı Yasemin hanımla bu ha-vayı hiç bozmadan girdik içeri.

Kız öğrenciler, erkek öğrenciler-den bıraz daha şımarık (!) karşıladı-lar bizi ki; sebebini sonradanöğrendim; Yasemin hanıma sarılanve onunla resim çektirmek için bir-

Müdür Yardımcısı Yasemin Keskin Bahtiyar’ı çevreleyen yatılı öğrenciler,aynı karede olmanın mutluluğunu böyle yaşadılar

Page 5: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

birlerini yiyor-lardı.

Etüt öncesiodalarında yastıksavaşından tutunda komşu (odaziyareti) ziyaret-lerine giden bucıvıl cıvıl kız öğ-renciler, öylesinemutlu ki, salon-daki LCD Tv’yebakmaya bile te-nezzül etmiyor-lar.

Saat 16.00’yıgösterirken her-kesin kendiliğin-den Edütsalonlarını dol-durduğunu gör-mek bile başarılıbir yönetimingöstergesi olarakgöze çarpıyor.

Etüd sonrasısaat 18:00’deyemek saatindenönce yine odala-rında, okuma ve TV seyretme alanla-rında oturan öğrencilere ister istemezsoruyorum; (bende acıktığım için)Yemek yemeğe gidelim mi? Bana,bir kaçının verdiği cevap nedir dersi-niz?

‘Amca bizim karnımız tok amasizi götürelim çok iyi bir aşcımızvar’ ...

Okullarını evleri gibi, okuldakiarkadaşlarını ve öğretmenlerini deailenin birer verdi gibi görebilme iç-güdüsü yüzlerce çocuğa nasıl yerleş-tiriebilir ki?

Saat 18:00’de öğleden beri harıl

harıl öğrencilere özenle hazırlanmışyemekleri görünce onlar adına

öyle mutlu oldum ki; “Allah dev-lete zeval vermesin” demekten ken-dimi alamadım.

Yemek şirketinin bile malzeme-

den taviz vermeden içten ve özenlebu hizmeti gerçekleştirdiğini görmekgerçekten, iyi bir uyum ve idarecili-ğin örneğini sergiliyordu.

Yarı mihmandarsız gezdiğim Yİ-BO’da çekimlerimiz bittikten sonra

Müdür Yardımcısı SuatEvin’in “ben çıkıyo-rum, bir isteğiniz varmı” sorusunu sordu-ğunda saatin 18:00 ol-duğunu farkettim.

Gündüz saat 15.00civarında dağılan ve osaatten sonra ışıklarınıgörebildiğiniz okuluniçinde eğitimin ve ha-yatın devam ettiğininerden bilirsiniz ki?

Tam çıkmaya hazır-lanırken okulun MüdürBaşyardımcısı BekirAkkaya’yı aradım ki;“okulunuzu gezdim,çok güzel ve gerçektenkıskandırıcı” diyecek-ken; onun da okuldaodasında olduğunu öğ-rendim.

Müdür Başyardım-cısı Bekir Akkaya’nınodasına gittiğimde El-veda Hanım’ın getir-diği çayı yudumlarken;Herkesin kendi işini se-

verek ve içtenlikle yaptığını ve yöne-timin ne kadar mükemmel bir uyumiçinde olduğunu farkettim.

Bir vücudun sağladığı ve her birparçasının bile hayati önem oluştur-duğu bir yapı düşünün... Başta OkulMüdürü İlhan Uğur olmak üzere,Müdür Başyardımcısı Bekir Akkaya,Müdür Yardımcısı Suat Evin, MüdürYardımcısı Murat Bahtiyar, MüdürYardımcısı Yasemin Keskin Bahtiyarve tüm idarecileri bu yekvucudunyekünü olmuşlar.

Tebrikler ve Başarılar İlhan Uğurhocam....

Sanırsınız ki, gündüz vakti okulservisleri paydos saatinde öğrenci-leri alıp götürüyor ve okullar kapa-nıyor...

İşte o zaman yanılıyorsunuz...Akşam karanlık bastığında bile,

yüzlerce öğrenci mutlu ve bir okadar da sımsıcak mekanlarında

hem ders çalışıyor, hem de çeşitlideneyler yaparak kendini geliştiri-yor...

Kimisi okulun veya yatılı kal-dıkları bölümün kapısında top oy-nuyor kimisi de ip atlayarak,çocukluklarına anı üstüne anı ekli-yor...

Onlara sorarsanızana baba öz-lemi olmasa, bırakın köylerine git-meyi evlerini bile aramıyorlar....

Siz böyle bir yerde çocukolmak istemez miydiniz ?

Değletin koruyucu ve kollayıcıözelliğini, hakkıyla yansıtan eğitim-cilere ne mutlu...

Sayfa 5KARADENİZ DESTAN

2007 Eylül ayında eğitim seferine başlayanKUMRU İMKB YİBO atılı İlköğretim Bölgeİlköğretim Okulu; 5 idareci, 35 öğretmen, 16yardımcı personel, 310’u yatılı, 256’sı taşımalıve 57’si gündüzlü olmak üzere 623 öğrencidenoluşan koca bir aile ve büyük bir eğitim yuvası.

24 Dönüm arazi üzerine kurulu olan YİBO 5katlı okul binası, 5 katlı Kız ve Erkek pansiyon-ları ile 2 katlı yemekhane binasından oluşuyor.24 saat güvenlik kamerası ile okul ortamı göz-lemlenen okulda, öğrenciler için günde 3 öğündüzenli yemek çıkıyor.

RakamlarlaİMKB KUMRU YİBO

İlhan Ugur Kimdir?

1970 yılında Giresun’un Keşap ilçesinde doğdu.İlköğrenimini Karabulduk İlköğretim Okulunda, Liseöğrenimimi Keşap Lisesinde tamamladı. 1993 yı-lında Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun EğitimFakültesinden mezun oldu.

1994-1998 yıllarında Gaziantep ili Oğuzeli ilçe-sinde öğretmenlik ve yöneticilik görevlerinde bu-lundu. 1998 Yılında Ordu - Kumru Aşağıdamlalıİlköğretim Okuluna atandı. 1999–2004 yılları arasımüdür yardımcısı olarak görev yaptı. 2004-2010Aşağıdamlalı ilköğretim okulunda Müdür olarakGörev Yaptı. Eğitim kurumları Yönetici atamaları so-nucunda 2010 tarihinde Kumru İMKB YİBO Müdürlü-ğüne atandı.İLHAN UGUR

Kumru İMKB YİBO Müdürü

SUAT EVİNMüdür Yardımcısı

MuratBahtiyarMüdür Yardımcısı

Yasemin Keskin BahtiyarMüdür Yardımcısı

BEKİR AKKAYAMüdür Başyardımcısı

İŞTE YİBO’NUN MUHTEŞEM BEŞLİSİ

Page 6: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

KARADENİZ DESTAN Sayfa 6

Bundan önceki yazımızda Or-du’nun bir çok yerinde 1975 – 1980arasında hemen hemen her akşam de-ğişik kültürel etkinlikler oluyordu.

Tiyatro ve sinema salonları tık-lım tıklım dolardı. O yıllarda herkeskendini doğruluğuna inandığı temelbir düşünce ile tanımlıyordu.

Belki bana öyle geliyordu amagerçekten son derece hareketli veyoğun günlerimiz geçiyordu.

Onlarca dernek ve teşkilat dahaçok fikri ağırlıklı etkinlikler yapılı-yorlardı. Hatırladığım kadarıyla Mil-liyet Gazetesi’nden Abdi İpekçi ogünlerde bir köşe yazısında sadecesol örgütleri 45 kadar sayabilmiş vedevamın da ise vs…diyerek çok dahafazla olduğunu ifade etmişti.

Salonlarda ve sinemalarda he-yecanlı konuşmalar yapılıyordu.Kadir Mısıroğlu, Necip Fazıl Kısakü-rek gibi isimleri gerek sinema salon-larında ve gerekse derneksohbetlerinde izleme imkanımız olu-yordu.

Ankara ve İstanbul gibi yerler-den dergi ve gazetelerden yazılarınıtakip ettiğimiz hatipler geliyor bizlericoşturuyordu.

Bizim dönemimizde İmam Ha-tiplerde pek solcu öğrenci olmazdı.En azından biz böyle biliyoruz. Sol-culuk deyince aklımıza komünizmgelir, Komünizm deyince de aklımızadin düşmanlığı gelirdi.

Sosyal Demokrat söylemi ogünlerde pek duyulan bir şey değildi.Komünizm’in dine bakışı ve din düş-manlığı bizler için tescillenmiş birdurumdu. O tür kitapların her türünüokurduk. O yıllarda Nobel ödüllü RusYazar Aleksandır Soljenitsin BatıDünyasında olduğu kadar bizim Tür-kiye’de “sağcı” denilen kişilerce debiliniyor ve takip ediliyordu.

Kitapları ekmek su gibi okunu-yordu. Aleksandır Soljenitsin NobelEdebiyat Ödülü almış ve Rusyadasürgünlerden sürgünlere gönderilmişve Gulak Takım Adaları kitabı iledünyada ve bizim gönlümüzde debüyük bir yer edinmişti.

20.12.1977 tarihinde “Soljenit-sin ve Batı” adında kitabın özetini çı-karmıştım. Bu kitaptan aldığımnotları “Rusya ve Komünizm” başlığıaltında toplamışım.

İşte defterdeki o notlar:Soljenitsin : “ Komünizmin

ilerlemesiyle meydana gelecek fela-ket, yalnız bir ulusun değil, bütün in-sanlığın felaketi olacaktır. Komünizmbütün insanlığın yok olması demektir.

Rus atasözü: “ Başına gelinceanlarsın.”

Marksizm bir bilim değildir.Rusya’daki insanlar da bunu anlamış-lardır.

Komünizm: Toplumun ve fer-din analizi ile açıklamasına el atmış

olup, bir işi, ağır bir kasap baltası ilehastasını parçalayan operatörün kaba-lığı ile yapmaktadır.

Komünizm ahlak kavramınıboş verir.

Komünizm hem teorik hem depratik açıdan insanlık dışıdır.

Demirperde ülkelerinde akılhastanelerinde günde üç kere enjekteedilen ilaçlarla itaatsiz beyinler allakpullak edilerek düşünülmez hale geti-riliyor.

Lenin: “Burjuvazi , onları asa-cağımız ipi kendi elleri ile bize teslimedecektir.

Ticaret Nasıl Doğmuştur?Denizden gelen biri ile orman-

dan gelen birinin karşılaşması ticaretidoğurmuştur.

Bu iki kişi ürettikleri mallarıbirbirlerine gösteriyor ve değiş tokuşyoluyla ihtiyaçlarını temin ediyorlaridi. Herhangi bir silah taşımadıklarınıgöstermek için ellerini öne doğrudoğru uzatıyor ve boş olduğunu ispatetmeye çalışıyorlar idi.

Bu davranışın bugünkü adı “YUMUŞAMA POLİTİKASI” dır.

Rusya’da komünist parti dı-şında bütün partiler yok edilmiştir.Yalnız partiler değil bütün üyeleri deimha olunmuştur.

Bu imha 15 milyon köylüyü 20.asırda ölüme göndermiştir.

Rusya’da 1917 yılından evvel80 yıl süresince, CAR’a karşı öl-dürme teşebbüsleri yüzünden ancakyılda 17 kişi idam edilmiştir.

Rusya gizli polisinin 1920 yı-lında yayınladığı bir kitapta 1918-1919 ‘da ayda 1000 kişiyimahkemesiz öldürmekle övünülü-yordu.

Daha sonraları, 1937-1938’dekiSTALİN terörünün en şiddetli devre-sinde ise, ayda öldürülenlerin sayısıgerçek bir tahmin olmamasına rağ-men 40.000 kişiye ulaşmıştır.

Sovyetler Birliğinde 40 yıldanberi gerçek bir seçim yapılmamıştır.

Sovyetler Birliğinin ne bağım-sız basını, ne de bağımsız adaleti var-dır.

Lenin: -“ Eğer bir şeyi ele ge-çirmek isterseniz, alın. Eğer taarruzedebilirseniz saldırın. Fakat karşınızabir duvar çıkarsa geri çekilin.”

Rus halkı ot gibidir. Rüzgarıgördü mü eğilir. Ama kökünden sö-külmesine izin vermez.

Prof. İvab Kurganov Aleksan-der’e göre yanılmışsa da şöyle demiş-tir. 1917-1959 yılları arasında,Sosyalizm Rusya’da 110 milyon kişi-nin hayatına mal olmuştur.

KISACA ALEKSANDERSOLJENİTSİN’İN “SOLJANİTİNVE BATI” KİTABINDA HAYATI

- 1918 yılında Rusya’da doğdu- 1945 -yılında tutuklandı

- 1950 -Komüniz düşmanlığınedeniyle siyasi suçlu olarak özelkampa götürüldü.

- 1953 -8 yıl hapishanedeyattı. Aynı yıl hastaneye yatırıldı.

- 1955 -Hastaneden sonra tek-rar sürgün edildi.

- 1956 -sürgünden kurtuluş.- 1962 -Yazarlar Derneğine

giriş.- 1965 –İlk çember-Kanser ko-

vuşu ve yurt dışına kaçırılışı.- 1967 –Yazarlar Birliğinden

kovuldu.- 1970 – Dünyada şöhrete ulaş-

ması.- 1970 – Nobel Edebiyat Ödü-

lünü aldı.- 1973 – “Gulak Takım Ada-

ları” basıldı. Bardağı taşıran sondamla oldu. Sovyet vatandaşlığındanatıldı.

- 1974 – Batı Almanya’yageldi. Sonra İsviçre’ye yerleşmiştir.

- Bu notlar tarafımdan20.12.1977 tarihinde SOLJANİTİNVE BATI kitabından alınmıştır.

İmam Hatipten okuyan bir öğ-renci olarak aldığım bu notlar bugündefterimde sadece.

O yıldan bu yana dünyada birçok şey değişti. Rusya dağıldı. De-mirperde ülkeleri kalmadı. Al-manya’nın doğusu batısı kalmadı.Duvarlar balyozla yıkıldı. Almanyaçoktan birleşti. Komünizm korkusuyerini bütün dünyada başka korkularabıraktı.

Ama o günlerde biz İmam ha-tipliler Komünizm ya da diğerlerinedaha çok din ve özgürlük eksenli ba-kıyorduk.

Ama bizim en büyük düşmanı-mız kesinlikle komünizmdi.

Hatta bazı imam hatipli ağabey-lerim “ehven-i şerden” söz ederlerdi.Komünizmin karşısında Amerika veNato ülkelerindeki olup bitenleri“ehven-i şer olarak nitelendirirlerdi.

Ehven-i Şer” bakışı daha çokkendilerini “nurcu” diye tanımlayankişilerce yapılırdı.

Daha çok okudukları kitaplar“Saidi Nursi’nin” Risaleleri olurdu.Ülkücü ve Akıncıların dışında bunlargazete olarak “Yeni Asya” gazetesini,parti olarak ta Süleyman Demirel’inliderliğini yaptığı Adalet Partisini tu-tarlardı.

Mesela Erbakan ve Milli Sela-met Partisine kesinlikle karşı idiler.

Akıncılarla- Yeni Asyacılar arasındaciddi tartışmalar olur bu tartışmalarkitap, dergi ve gazete köşelerinde bileher gün yapılırdı.

“Nurcu” diye kendilerini ta-nımlayan bu arkadaşlarımız çok fazladeğildi. Kendilerini “sağcı” olarak ta-nımlasalar da “ülkücüler” gibi değil-diler.

Yaptıklarını ve söyledikleriniSaidi Nursi’nin eserleri ile destekler-ler ve onun sözlerini kaynak olaraköne sürerlerdi.

Olaylara kesinlikle girmezler vekendi yaptıkları sohbetlerin dışındahiçbir dernek ve teşkilata gitmezlerdi.Demokrasiyi önemsediklerini ifadeederler ve bununda öncülüğünü Ame-rika’nın yaptığını ve buna bağlı ola-rak Nato’nun yaptığını söylerlerdi.

Amerika ve Nato’nun kesinlikleKomünizmle mücadelede desteklen-mesi gerektiğini vurgularlardı.

Rusya’ya karşı Amerika ve Ba-tının “Ehven-i Şer” – Şerrin Hafifi”olduğunu belirtirlerdi.

“Akıncılar” benim hatırladığımkadarıyla böyle düşünmüyordu.Rusya ve Amerika’yı İslam düşmanıolarak görüyorlardı.

O günlerde bugün tanınan Fet-hullah Gülen Cemaati diye bir ce-maati en azından ben hatırlamıyorum.Nurcuların bir çok kolunun var oldu-ğunu biliyorum.

Bugün ise doğru ve yanlış ol-duğunu bilmediğim husus “FethullahGülen o günlerde Nur Cemaatininiçersinde olup seksenli yıllarda bu ce-maatten ayrılarak yeni bir çalışmayöntemi oluşturmuş olmasıdır.

Temelde “Nur Cemaati”niniçersinde ve aynı kaynağın bir parça-sıdır.

Seksenli yıllarda Ehven-i Şerri”hararetle savunan bir çok Nurcu Kar-deşim bugün “Dinler Arası Diyalog”savunucuları haline gelmişlerdir.

Benim hiçbir zaman aklımınalmadığı bu “diyalog” düşüncesi yıl-lar sonra hangi söyleme dönüşürmerak ediyorum.

Bugün yine “Ehveni Şerri “seksen öncesi olduğu gibi savunan veböyle olduğuna inanan Nurcu kardeş-lerimizin de olduğunu özellikle vur-gulamak isterim.

Bu Yazı DevamEdecek….Bekir AKKAYA/KARA-DENİZ DESTAN GAZETESİ/ 7 Ara-lık 2011/KUMRU

Bir İmam Hatipli’ninNot Defteri - 4Bekir AkkayaDÜNÜN “EHVENİ ŞER”İ-BUGÜN “DİYALOG” MU?-5

Zıraat BankasıHesab Cüzdanımı Kaybettim

HÜKÜMSÜZDÜRMazhar Kırım

Nüfus Cüzdanımı KaybettimHÜKÜMSÜZDÜR

Mazhar Kırım

Yeşil Kartımı KaybettimHÜKÜMSÜZDÜR

Hüseyin AĞIR

Nüfus Cüzdanımı KaybettimHÜKÜMSÜZDÜR

İsa YALMAN

Page 7: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

KARADENİZ DESTAN Sayfa 7

Yolda Kalmayın Arayın

Hayırlı Yolculuklar00445522 442233 6677 6677

GENÇ TURİZM641 41 41

TERÖR/DEPREMSelâmûn aleykûm.İlk yazımı terör üzerine yazmayı

düşünüyordum. Araya deprem degirince ikisine de değinmeyi uygungördüm. Terör Türkiye nin ve dün-yanın gündeminden hiç düşmüyor.Bunun nedenlerini araştırdığımızzaman belli bir hedefe varmak içinyıpratmak ,sindirmek ve amaçladığıdüzeni getirmek gayesiyle yapıldığıanlaşılmaktadır.

Adem oğlunun yer yüzüne gel-diği ilk günden beri terör var ola-gelmektedir. Peki, bunu makul vemeşru mu göreceğiz? Elbette kihayır!

Önce terörün sebepleri ve kay-naklarını tanımalı ki ona göre çare-ler üretilsin çözüm yolu bulunsun.Bütün fikirler ortaya dökülünce,ortak akılde buluşularak, çözümüretme noktası da bulunur ve çare-ler de ortaya konur...

Türkiye bulunduğu jeopolitikkonumuyla ilk çağlardan beri bütündevletlerin ilgisini ve iştahını çekenbir konumdadır. Üç tarafı denizlerleçevrili. Dört mevsimi yaşayabilen,her türlü bitkinin yetişmesine mü-sait yer üstü ve yer altı kaynakla-rıyla mükemmel bir ülkedir.Türkmilleti Ortaasya dan beri gele geleAnadolu topraklarını yurt edinmiş,Avrupaya ayak basmış ,Avrupa iç-lerine kadar gitmiştir.Tabiiki dün-yada yalnızca Türk milletiyaşamıyor .Diğer ülkeler de bu du-rumu pek hoş karşılamıyorlar.1.Dünya savaşına rüşvetle sokulan birOsmanlı imparatorluğu küçüle kü-çüle Anadoluya hapsedilmiştir.Sevranlaşması dayatılan bir ülke Tür-kiye nin bu günkü konumu bile dışülkeleri tatmin etmiyor parçalanıpyok olması bekleniyor.Tabii savaşçıbir millet olan Türk milleti nin kar-şısına cesurca mertçe çıkamıyan ül-keler Terör denen kaypak zemin deTürkiyemizi yıkmayı hayal etmek-tedirler.Türk milletine Sevr i kabulettiremeyen bu devletler bizleri te-rörle vur-kaç taktiğiyle yıkmayıhayal etmektedirler.Anadolununkendi vatanı olduğunu savunan Er-meniler 1. Dünya savaşına girenTürk halkına saldırmaya çetelerkurup masum vatandaşlarımızı öl-dürmeye başladılar.İlk bilinçli TerörTürkiye de o zaman başlamıştır.Os-manlıda buna çare olarak kendisinisavunmuş saldırganları cezalandır-mış sürgüne yollamış yada hapset-miştir.yada çoğu çarpışmaesnasında vurulmuştur.1000 yıldırhuzur içerisin de yaşarlarken kendikendilerini ve Türk milletini ateş

Ömer KARAAHMETOĞLU

düşünce platformu

3 Aralık Dünya Engelliler günü ne-deniyle Fatsalı zihinsel ve bedenselengelli çocuklar Kültür Sarayı’ndadüzenlenen müzik eğlence progra-mında gönüllerince eğlenerek unu-tamayacakları günlerden biriniyaşadılar.Fatsa Rehberlik Araştırma Merkezive Rehabilitasyon merkezleri orga-nizesinde Belediye Kültür Sara-yı’nda gerçekleşen programdazihinsel ve bedensel engelli çocuk-lar müzisyenler eşliğinde doyasıyaeğlendiler. Bir palyaço da zihinselve bedensel engelli çocukların ne-şesine neşe kattı. TRT’de yayınla-nan Yıldızım Sensin Yarışmasının

Türkiye 1.si Kandemir Kaytaz’dazihinsel ve bedensel engelli çocuk-ların müzik eğlence programındasahne alarak mini bir konser verdi.Kandemir Kaytaz mini konseri zi-hinsel ve bedensel engelli çocukla-rın ilgi odağı oldu. Zihinsel vebedensel engelli çocuklar için yıldabir kez değil ayda bir kez bu türprogramlar düzenlenmesi gerekti-ğini belirten Sanatçı KandemirKaytaz, “Neticede bu çocuklarımızkendi istekleriyle engelli olmadılar.Sahneden onların neşeli olduğunugörmek bizleri de sevindiriyor”dediGÖRMEZDEN GELEN EN-

GELLİDİR !Karadeniz Görme Engelliler Der-neği Başkanı Faruk Teber’ de yap-tığı açıklamada 3 Aralık DünyaEngelliler gününde bir kutlamayapmak değil engellilerin ortak so-runlarını bütün kamu kurum ve ku-ruşlarla birlikte çözmek olduğunubelirterek, “Ama biz bugün Kay-makamımızı ve bütün kurum amir-lerimizi aramızda görmek isterdik.Tabi ki biz kendimiz engelli olmakistemedik. Kimimiz doğuştan, ki-mimiz sonradan kaza veya hastalıknedeniyle engelli olduk.Onun için asıl bizi görmek isteme-yenler engellidir” dedi.

Teber; Ağır KonuştuKaradeniz Görme Engelliler Derneği Başkanı Faruk Teber; 3 Aralık En-gelliler Gününde, bazı yetkililer için “Görmezden gelenler engellidir” dedi

HABER MERKEZİ

Cesedin 20 gündür kayıp olanaskere teslim olması gereken ŞenerKüçüker’e ait olduğu tespit edildi.

Fatsa Motor İskelesinde balıktutan amatör balıkçılar iskelenin 20-30 metre açığında bir erkek cesedigörmeleri üzerine 155 Polis İmdat’aihbar ettiler.

Motor İskelesine gelen polisekipleri cesede ulaşabilmek içinSahil Güvenlik botunu çağırdı.

Erkek cesedini denizden alanSahil Güvenlik Botu askerleri cesediFatsa Limanına götürdü. Ceset bu-rada 20 gündür oğlu kayıp olanMehmet Küçüker’e gösterildi.

Cesedin oğlu Şener Küçüker’erait olduğunu gören baba MehmetKüçüker sinir krizleri geçirdi. ŞenerKüçüker’in cesedi otopsi yapılmaküzere Fatsa Devlet HastanesiMorgu’na götürüldü.

Şener Küçüker’in kayıp olduğugünden 2 sonra Tokat’taki acemi bir-liğine teslim olacağı öğrenildi. Polisolayla ilgili soruşturma başlattı.

EsrarengizÖlüm

Düğün Davetiyeleri, Sünnet Davetiyelerive Broşürleriniz için hizmetinizdeyiz

KUMRU MATBAASIMerdivenbaşı; (Okullara Çıkan Merdiven)

Tel: 0541 209 52 66 - 641 20 60

Page 8: Karadeniz Destan Gazetesi Sayı 41

DESTANKARADENİZ Neredeyseniz, Oradayız

Baskı: Kumru Matbaacılık Basın Yayın Reklam Tanıtım Turizm veTicaret Hizmetleri,Samur Mahallesi, Merdiven Sok. No:1/ 1 KUMRU Tel: +90 452 641 20 60 GSM: +90 541 209 52 66

Kumru Vergi Dairesi, Vergi No: 844 012 85 42

SahibiSorumlu Yazıişleri Müdürü

İlhan TinciHaber Reklam Halkla İlişkilerHavva Azgı

MuhabirlerMustafa Dalgacı

Necmeddin Karaahmetoğlu

İlan Tarifesi: Zayi : 10 LiraVefat Duyuru Kongre ReklamCm /Stun = 10 LiraTam Sayfa: 500 Lira

Do�ruyu, Birlikte Bulmak �çin...

Hep birlikte nice Bayramlara..

Kumru’nun ve Fatsa’nın Yüzakı... GERİŞ SANAYİTarım Araçları İmalatı - Satış ve Servisi

Harfiyat ve Yol Yapım BakımıMustafa&Mehmet Geriş Tel: 0452 641 28 62

İstanbul İl Müftülüğü’ne,Marmara Üniversitesi öğretimüyesi Doç. Dr. Rahmi Yaran atandı.Fatsa’lı olan Yaran, aynı zamandaKumru İHL’nin de Müdürlüğü’nüyapmıştı.

İİstanbul Müftülüğü’ne ata-nan Doç. Dr. Rahmi Yaran, “Hiz-met alanımız İstanbul’u aşacak,geçmişte birlikte olduğumuz Bal-kanlar ve Türki Cumhuriyetlerleyakın mesaide olacağız. Kimseyidışlamayacağız” dedi.

Prof. Dr. Mustafa Çağrı-cı’nın yerine İstanbul Müftülü-ğü’ne atanan M.Ü. İlahiyatFakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.Rahmi Yaran, İstanbul müftülü-ğü’nün Balkanlar ve Türki Cumhu-riyetler için de ayrı öneme sahipolduğunu belirterek

“Bizim hizmet alanımız İs-tanbul ile sınırlı olmayacak İstan-

bul’un ve ülkenin sınırlarını aşa-cak, geçmişte yakın ilişkide oldu-ğumuz akraba toplulukları ile yakınmesai içinde olacağız” dedi.

Müftü Yaran, projelerini vehedeflerini anlattı:

“Hedefim tamamen toplu-mumuzun her kesimi ile yakınilişki içinde olmak. ‘Ben Müslüma-nım’ diyen her kesimi Müslümanolarak kabul etmek. ‘Müslüman de-ğilim’ diyen ve Müslüman olmadı-ğını açıklayanları dışlamamak.İslam’ı doğru ve dürüst şekilde an-latmak ilk hedefim.

Toplum merhametten yoksun“Hem müminlerin hem de

mümin olmayanların İslam ile ta-nışması istikametinde olacağız.Buna göre projeler üreteceğiz. İs-lam’ın şefkat dini olduğunu çalış-malarla göstereceğiz; bunu topluma

yaymaya çalışacağız. Toplum şef-kat ve merhametten yoksun olduğuiçin şiddet var. Kadına şiddet dahilher türlü şiddete İslam karşıdır.”

İstanbul bir medeniyet merkezi“İstanbul bir medeniyet mer-

kezi. İstanbul Müftülüğü’nün belki

Balkanlarda ve Türki cumhuriyet-lerde Türkiye insanının gözünde-kinden daha farklı değeri var.Hizmet alanımız İstanbul ile sınırlıolmayacak, ülkenin sınırlarını aşa-cak, geçmişte yakın ilişkide oldu-ğumuz akraba toplulukları ile yakınmesai içinde olacağız

Satılık Arsa

Doç. Dr. Rahmi Yaran:

Doç. Dr. Rahmi Yaran, 1951 yılında Ordu Fatsa´da doğdu.1969´da Tokat İmam-Hatip Okulu´nu, 1974´te Konya Yüksek İslâmEnstitüsü´nü bitiren Yaran, mezuniyetten sonra Kastamonu ve Kumruİmam Hatip liselerinde öğretmen ve yönetici olarak görev yaptı.

1977 yılında kurum değiştirmek suretiyle Diyanet İşleri Başkan-lığı Haseki Eğitim Merkezi´ne önce kursiyer olan Yaran, 1984 yılındabu merkeze öğretmen olarak atandı. Bu görevi sırasında iki yıl süreyleKahire´ye gönderilen Yaran, yüksek lisans eğitimini MÜ Sosyal Bi-limler Enstitüsü´nde, 1987 yılında tamamladı.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´ndeki görevine öğretimgörevlisi olarak 1993 yılında başlayan Yaran, 1994 yılında MÜ SosyalBilimler Enstitüsü´nde ´İslâm Hukukunda Borçlunun ve AlacaklınınTemerrüdü´ adlı doktorasını tamamladı. Yaran, 2008 yılında doçentoldu.

Doç.Dr. RahmiYaran kimdir?

‘Merhametten yoksun bir toplumumuz var’

Kumru, Tekkiraz Caddesi üzerinde, Kumru meydanına 30 metre mesafede, net kullanım alanı 70

m2 olan arsamız SATILIKTIR

Telefon: 0049 262 494 321 56 & +90 541 209 52 66