193
Yaúar Kemal - ønce Memed 2 rlangÕç yapar yuvayÕ Çamur sÕvayÕ sÕvayÕ Anavarza ovasÕQÕn güneyinden Ceyhan Õrma÷Õ geçer. Irmak Hemite da÷Õndan Anavarza kayalÕklarÕna kadar öyle büyük kÕvrÕntÕlar yapmadan düz iner. BazÕ yerlerde sular topra÷Õ derinden oymuútur. AltÕ oyulmuú toprak zaman zaman büyük gümbürtülerle suyun üstüne çöker. BazÕ yerlerde kÕOÕçla kesilmiúcesine suya inen dik yarlar, çöküntülerden dolayÕ diú diú olur, Õrma÷Õn kÕ\ÕlarÕnda küçük, kumlu koycuklar yapar. BazÕ yerlerde de Õrmak ovaya çakÕltaúlarÕQÕ sererek, geniú, yayÕOÕr. Buralarda sÕ÷ suyun aydÕnlÕk dibinden binlerce iri sazan balÕ÷Õ ÕúÕ÷a batmÕú, ardÕ ardÕna tir-kenmiú, oradan oraya dalgalanarak kayar. Bir de Õrma÷Õn NÕ\ÕlarÕnda, küçük sazlÕk vardÕr. SazlÕklarda çok iri yeúil kurba÷alar, bulut rengi, uzun boyunlu balÕÕllar dolaúÕrlar. IlgÕn a÷açlarÕ, hayÕtlar, sö÷ütler, zÕncarlar, bö÷ürtlenler yer yer kÕ\ÕlarÕ örerler. SarÕca arÕlar, kÕrmÕ]Õ ekarÕlarÕ, boncuklu arÕlar, mavi yoz arÕlar peteklerini sÕcakta büyütürler. ArÕ vÕ]ÕltÕVÕndan büklük u÷uldar. Ve sert bir böcek sÕrtÕna benzeyen uzun gagalarÕyla mavi, yanar döner pÕUÕltÕOÕ gurruk kuúlarÕ gelir, kÕOÕç gibi kesilmiú yarlara ince, uzun deliklerini günlerce oyar, yuvalarÕQÕ ta topra÷Õn dibine, derinine yaparlar. Hemite da÷Õndan Anavarza kalesine kadar, suyun bu kÕ\ÕVÕnda, yani Anavarza kalesi gecesinde, Hemite, Orhaniye, Selimiye, Endel, Kesikkeli köyleri vardÕr. Irmak zaman zaman yatak de÷Lútirdi÷inden ba-zan bu köylerden uzaklaúÕr, ta ötelere gider, bazan da evlerin içlerine kadar girer. Ulu sellerin köylerin yarÕVÕQÕ alÕp götürdü÷ü zamanlar da olur. Ceyhan AnavarzanÕn yanÕnda geniú bir büvet yapar. Ana-varza kalesinin dibi büyük bir göl gibi olur, sularÕ durmadan dönen. Büvetin sularÕ yüzlerce yerde küçük küçük, birer hortum gibi çukurlaúÕp kabararak, baúdöndürücü bir hÕzla ince ince köpüklenerek durmadan döner dururlar. Büvete düúú bir dal parçasÕ, bir yaprak, hiçbir yere akÕp gitmeden, büvetten büvete geçerek suyun yüzünde dönerler. Ve sulara kelebek ú÷ünde, sularÕn üstünde yüzbinlerce kelebek uçuútu÷unda, bir insandan daha iri yayÕn balÕklarÕ geniú EÕ\ÕklÕ a÷ÕzlarÕQÕ açarak suyun yüzüne fÕrlarlar. Bir kelebek yÕ÷ÕQÕQÕ kapÕp sulara geri dönerler. Bu sÕralar su sarÕ köpükten olur. Anavarza kalesinin kayalÕklarÕ kuzeyden güneye uzanmÕú bir gemiye benzer. Üstündeki eskimiú, dökülmüú örenleri, yÕ-kmtÕlarÕyla. Anavarza gemisi her zaman durgun bir denizde hiç sallanmadan a÷Õr a÷Õr ilerler. Yüce, sarp, mor Anavarza kayalÕklarÕna çÕNÕp yönümüzü gündo÷uya dönersek, ilk olaraktan baúÕ dumanlÕ Hemite da÷ÕQÕ görürüz. E÷er tanyerleri ÕúÕPÕúsa, dumanlar yücelere do÷ru a÷-mÕúsa, Hemite da÷ÕQÕn tepesindeki top a÷açlarÕ, ermiú türbesini de görürüz. Hemite da÷Õndan sonra tepeler yassÕOÕr. Bozkuyu köyünün yöreleri çÕplaktÕr. Boz topraklardÕr. Uzaklardan apak gözükür. CÕ÷FÕk köyünün oralarda toprak de÷Lúir, kararÕr, ormanÕn yeúili baúlar, ortalÕk çiçeklenir. CÕ÷FÕkta tarlalarÕn ortasÕnda, bir tarla Bizans mozayÕ÷Õ vardÕr. YabanÕl, büyük bir bahçe gibi ovanÕn ortasÕnda çiçeklenir. Kuzeyde Kadirli, Kadirlide Sülemiú tepesi... Sülemiú tepesinde tek tük mersin çalÕlarÕ, a÷Õr kokulu. Sülemiú tepesi çÕplaktÕr ama hep yeúildir. Dibinden Savrun çayÕ kaynayarak ovaya iner. Anavarza ovasÕQÕn kuzeybatÕVÕ Kozan yolu... Sumbas çayÕ Kozan yolunu ikiye biçip Anavarza kayalÕklarÕQÕn önüne gelir. SumbasÕn öte gecesi, Anavarza kalesinin batÕdan yüzü, HacÕlar köyü... Onun ötesinde de AslanlÕ köyü... AslanlÕ köyünde eskilerin alÕFÕ kuú dedikleri Lek Kürtlerinin kalÕntÕlarÕ otururlar. Daha ötelerde yelkenlerini açmÕú son hÕzla Akdenize do÷ru uçarcasÕna giden Dumlukale... Dumlukale hep dumana batÕk olur. SÕcakta rmÕ]Õ kayalarÕ tüter. øúte bu ova verimli Anavarza ovasÕGÕr. Anavarza ovasÕQÕn 10 ortasÕna uzanmÕú karanlÕk, u÷ultulu, uçsuz bucaksÕz, kuú uçmaz, yÕlan iúlemez büklü÷ü, sazlÕklarÕyla Akçasaz bataklÕ÷Õ. Akçasaz bataklÕ÷ÕQÕn kÕ\ÕlarÕna kurulmuú sazdan, kamÕútan evleriyle Türkmen köyleri... Akçasaz bataklÕ÷Õ güneyde Savrunun Ceyhana kavuútu÷u yerden baúlar. Kuzeyde Vayvay köyünün tam altÕnda biter. Verimli Anavarz'a topra÷Õ yÕlda üç kez ürün verir. Kara, ya÷OÕ, rahat ve do÷urgan olan bu kütür kütür topraktan yÕOÕn her gününde baúka türlü bir bitki fÕúNÕUÕr. Her bitki iridir. Baúka topraklarda biten aynÕ bitkilerin iki, üç, beú misli olurlar. Çiçeklerinin, yeúilden patlamÕú otlarÕQÕn, a÷açlarÕQÕn renkleri de baúkadÕr. Yeúilse yeúili billur yeúili, sarÕysa sarÕVÕ sapsarÕ, kehribardÕr. KÕrmÕ]ÕVÕ yalÕm yalÕm kÕYÕlcÕmlanarak parlar, mavisi bin misli mavidir. Böceklerinin, karÕncalarÕQÕn, kelebeklerinin, kuúlarÕQÕn kanatlarÕ, kabuklarÕ, sÕrtlarÕ görülmemiú, büyülü binbir renk içinde yalp yalp eder. Böcekleri, kelebekleri, kuúlarÕ, çekirgeleri ovada bir

İnce Memed 2

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Yasar Kemal

Citation preview

Ya ar Kemal - nce Memed 2rlang ç yapar yuvay Çamur s vay s vay

Anavarza ovas n güneyinden Ceyhan rma geçer. Irmak Hemite da ndan Anavarza kayal klar na kadaröyle büyük k vr nt lar yapmadan düz iner. Baz yerlerde sular topra derinden oymu tur. Alt oyulmutoprak zaman zaman büyük gümbürtülerle suyun üstüne çöker. Baz yerlerde k çla kesilmi cesine suyainen dik yarlar, çöküntülerden dolay di di olur, rma n k lar nda küçük, kumlu koycuklar yapar. Bazyerlerde de rmak ovaya çak lta lar sererek, geni , yay r. Buralarda s suyun ayd nl k dibinden binlerceiri sazan bal a batm , ard ard na tir-kenmi , oradan oraya dalgalanarak kayar. Bir de rma n

lar nda, küçük sazl k vard r. Sazl klarda çok iri ye il kurba alar, bulut rengi, uzun boyunlu bal kç llardola rlar.Ilg n a açlar , hay tlar, sö ütler, z ncarlar, bö ürtlenler yer yer k lar örerler. Sar ca ar lar, k rm

ekar lar , boncuklu ar lar, mavi yoz ar lar peteklerini s cakta büyütürler. Ar v lt ndan büklük u uldar.Ve sert bir böcek s rt na benzeyen uzun gagalar yla mavi, yanar döner p lt gurruk ku lar gelir, k ç gibikesilmi yarlara ince, uzun deliklerini günlerce oyar, yuvalar ta topra n dibine, derinine yaparlar. Hemiteda ndan Anavarza kalesine kadar, suyun bu k nda, yani Anavarza kalesi gecesinde, Hemite, Orhaniye,Selimiye, Endel, Kesikkeli köyleri vard r. Irmak zaman zaman yatak de tirdi inden ba-zan bu köylerdenuzakla r, ta ötelere gider, bazan da evlerin içlerine kadar girer. Ulu sellerin köylerin yar al p götürdü üzamanlar da olur.Ceyhan Anavarzan n yan nda geni bir büvet yapar. Ana-varza kalesinin dibi büyük bir göl gibi olur, sulardurmadan dönen. Büvetin sular yüzlerce yerde küçük küçük, birer hortum gibi çukurla p kabararak,ba döndürücü bir h zla ince ince köpüklenerek durmadan döner dururlar. Büvete dü mü bir dal parças , biryaprak, hiçbir yere ak p gitmeden, büvetten büvete geçerek suyun yüzünde dönerler. Ve sulara kelebekdü tü ünde, sular n üstünde yüzbinlerce kelebek uçu tu unda, bir insandan daha iri yay n bal klar geni

kl a zlar açarak suyun yüzüne f rlarlar. Bir kelebek y kap p sulara geri dönerler. Bu s ralar susar köpükten olur.Anavarza kalesinin kayal klar kuzeyden güneye uzanm bir gemiye benzer. Üstündeki eskimi , dökülmüörenleri, y -kmt lar yla. Anavarza gemisi her zaman durgun bir denizde hiç sallanmadan a r a r ilerler.Yüce, sarp, mor Anavarza kayal klar na ç p yönümüzü gündo uya dönersek, ilk olaraktan ba dumanlHemite da görürüz. E er tanyerleri sa, dumanlar yücelere do ru a -m sa, Hemite da ntepesindeki top a açlar , ermi türbesini de görürüz. Hemite da ndan sonra tepeler yass r. Bozkuyuköyünün yöreleri ç plakt r. Boz topraklard r. Uzaklardan apak gözükür. C k köyünün oralarda toprakde ir, karar r, orman n ye ili ba lar, ortal k çiçeklenir. C kta tarlalar n ortas nda, bir tarla Bizansmozay vard r. Yaban l, büyük bir bahçe gibi ovan n ortas nda çiçeklenir.Kuzeyde Kadirli, Kadirlide Sülemi tepesi... Sülemi tepesinde tek tük mersin çal lar , a r kokulu. Sülemitepesi ç plakt r ama hep ye ildir. Dibinden Savrun çay kaynayarak ovaya iner. Anavarza ovas nkuzeybat Kozan yolu... Sumbas çay Kozan yolunu ikiye biçip Anavarza kayal klar n önüne gelir.Sumbas n öte gecesi, Anavarza kalesinin bat dan yüzü, Hac lar köyü... Onun ötesinde de Aslanl köyü...Aslanl köyünde eskilerin al ku dedikleri Lek Kürtlerinin kal nt lar otururlar. Daha ötelerde yelkenleriniaçm son h zla Akdenize do ru uçarcas na giden Dumlukale... Dumlukale hep dumana bat k olur. S cakta

rm kayalar tüter.te bu ova verimli Anavarza ovas r. Anavarza ovas n

10ortas na uzanm karanl k, u ultulu, uçsuz bucaks z, ku uçmaz, y lan i lemez büklü ü, sazl klar ylaAkçasaz batakl . Akçasaz batakl n k lar na kurulmu sazdan, kam tan evleriyle Türkmen köyleri...Akçasaz batakl güneyde Savrunun Ceyhana kavu tu u yerden ba lar. Kuzeyde Vayvay köyünün tamalt nda biter.Verimli Anavarz'a topra y lda üç kez ürün verir. Kara, ya , rahat ve do urgan olan bu kütür kütürtopraktan y n her gününde ba ka türlü bir bitki f r. Her bitki iridir. Ba ka topraklarda biten aynbitkilerin iki, üç, be misli olurlar. Çiçeklerinin, ye ilden patlam otlar n, a açlar n renkleri de ba kad r.Ye ilse ye ili billur ye ili, sar ysa sar sapsar , kehribard r. K rm yal m yal m k lc mlanarak parlar,mavisi bin misli mavidir. Böceklerinin, kar ncalar n, kelebeklerinin, ku lar n kanatlar , kabuklar , s rtlargörülmemi , büyülü binbir renk içinde yalp yalp eder. Böcekleri, kelebekleri, ku lar , çekirgeleri ovada bir

rt na olur eser. Bir gün bakars n, Anavarza ovas nda binbir renk içinde balk yarak, savrularak birkelebekler f rt nas esmektedir. A açlar, otlar, ta toprak, yeryüzü, gökyüzü kelebe e kesmi tir. Sar ,

rm , ye il, mavi, ak, her birisi bir ku kadar kelebekler biribirlerine girmi , binlerce, milyonlarca büyükbir kelebek hortumunda dönmekte, gö e a makta, dalgalanmakta, ovaya serilmekte, sonra birden kalkmakta,bulut bulut gene havalanmakta, dünyay eri ilmez, hayran, bamba ka, büyülü bir dünya yapmaktad r. Birgün bakars n, iri, k rm atl kar ncalar, uzun bacaklar üstünde yaylanarak ovaya dü mü ler doludizginovay bir uçtan bir uca geçmektedirler. Bir gün bakm n rüzgarlar safi boncuklu ar esiyor.Ovan n ate böcekleri de çok iridir. Geceleri ova, Akçasaz y ld z y ld z k dö enmi cesine donan r.Sabahlara kadar otlar, a açlar, çiçekler, yapraklar, dallar yanar yanar söner. Ve çokturlar, üst üste uçu urlar.Bir y ld z yal f rt nas savrulur durur. Yeryüzündeki, gökyüzündeki y ld z yal mlar ta ar, kavu ur,biribirlerine girerler.Ye il sinekleri, çekirgeleri, s rtlar ndaki nak kabuklar sert, yanar döner böcekleri, hep bir f rt nadaeserler.Anavarza ovas nda her ey, ot, a aç, böcek, ku , hayvan,11sonsuz bir çiftle mede, döllenmededir. Yarat klar Anavarza ovas nda ba kad r. Verimli, sa kl , lt ,büyülü bir dünyan n yarat klar rlar.Akçasaz batakl n k lar ta içerlere kadar nergisliktir. Ve nergisler göbe e kadar ç karlar. Bir gül kadarda iri açarlar. Bütün batakl n k lar f rdolay sapsar nergis tarlalar r. te bu yüzden baharlar Akçasazbatakl ndan batakl k kokusu gelmez. Yumu ak topraktan lg t lg t esen nergis kokusu, s ca a, ta lara,otlara, a açlara, insanlara, böceklere, ku lara siner. Baharlar Anavarzada her ey, sinek, böcek, kurt, kunergis kokar. Gündüzleri, k güne te nergis kokusu a rd r. Baharlar Akçasazm insanlar sarho sarhoyalpalar, ba lar döner. Anavarzada bütün yarat n, ku lar n, kurtlar n ba döner.Çok eskilerden, Anavarza ovas çölden gelen binlerce ce-renin doldurdu u günlerden kalm üç sürmeliceren ovay y ld m gibi ko arak, kelebek f rt nalar n, çekirge, böcek, ar , ku f rt nalar n, nergis esenyellerinin içinden geçerek Hemite da ndan Anavarza kalesine, Anavarza kalesinden Vayvay alt na,Vayvaydan Hac lara, Dumlu alt na, oradan Ceyhan k na vurup, gece gündüz dola rlar. Anavarzadahiçbir yarat k, y lan ç yan, al ku , kartal, insan, kurt, çakal, köpek, hiçbir yarat k bu cerenlere dokunmaz.Onlar Anavarza ovas nda son kutsal yarat klar gibi özgür, istediklerince gezerler.Akçasaz batakl n büküne kur un i lemez, y lan giremez, öylesine s kt r. Batakl n sular da bazyerlerinde köpü-rerek, f r f r kaynar, yal m gibidir, içine parma sokamazs n, yakar. Baz yerlerde suba kala r, o kaynayan f r f r suya hiç benzemez. Dibi çak lta , ayd nl kt r. Bir de buz gibidir. Tauzaklara kadar çak lta larma vurmu gün yans r. Baz yerlerde de su bulan kt r, çürümü tür, kokar.Batakl k topra da her yerde bir de ildir. Çok büyük ayr cal klar gösterir. Baz uzun, birer a aç gibi uzamsazlar, baz k sac k, bodur otlar, k sa, parlak kaya çiçekleri... Baz dümdüz serilmi bir çimenlik, som ye il.Baz s k, ulu a açlar yla gök görünmez bir orman... Türlü, renkli a açlar, otlar... Sarma klar. Gün do arkensarma klar iki el büyüklü ünde mavi çiçekler açar. S k kam klar, yabangülleri, nilüferler ki, her birisi bir12kucak, ayd nl k sularda yüzen. Ve sazan bal klar , yay nlar, kaplumba alar, iri ye il kurba alar... Sivrisinekbulutu. Kara y lanlar, su y lanlar , k rm kuyruklu tilkiler, korkak çakallar, boz ye ilimsi, uzun bacakl ,uzun boyunlu binlerce su ku u.Toroslardan ovaya inince, ova alabildi ine sessizdir. Ne bir ku , ne bir su, ne bir,insan sesi duyulur. Düz ovabütün sesleri yutar. Hele güne varsa, s caksa, ovadan ç t i itilmez. Akçasa-z n yan na kadar bu böylecesürer. Sonra birden bir gürültü patlar, insan rt r, kan dondurur. Batakl ktan türlü, biribi-rine kar ,al lmad k sesler gelir. Ç k ç a ku sesleri, kurba a v raklamalar , batakl k sular n fokurtusu, tuhafböcek sesleri, orman u ultusu, sazlar n h rt , horoz ötmeleri, köpek havlamalar , çakal v yk rmalarsazl kta birle ir, k da top gibi patlar. Akçasaz, insan korkutur. te bu yüzden insanlar Akçasazm içinekolay kolay giremezler.Anavarza topra , binlerce y ll k ölü Anavarza ehri, sarp kayal nda kaleleri, delirircesine ta an Ceyhanrma , Savrun, Sumbas çaylar , ku lar , kartallar , çiçek azman çiçekleriyle, böcek azman böcekleri, bire

bin veren tarlalar , Akçasaz , sar s ca n alt nda buz gibi ayd nl k çaykaralar yla, tozlu yollar , uçanbal klar yla, verimli, do urgan, durmadan do uran bollu uyla Çukurovan n ortas na, s ca na serilmi ,sevdayla, ehvetle, rahat gerinir.Gün Anavarza kayal n üstünden bat ya y rken, bir ku büyüklü ünde turuncu nak bir kelebek,kanatlar s rt nda birle tirip, ayaklar yla ba , gözlerini s vazlayarak, bedeni ince, tatl bir titreme içinde,

batan güne kar ayd nl a bo ulmu , büyülü, bir çeti dal na konmu , öylece dimdik durur. Tam gününbatt o an, bütün Anavarza ovas , a açlar, sular, yeryüzü gökyüzü, silme bir maviye batar. Kelebek demavi olur.Anavarza topra toprak de il, alt n. Bunun böyle oldu unu bir Ali Safa Bey bilir, topra n tad bir AliSafa Bey yüre inin ta derininde duyar. Herkesin ba nda iyi kötü bir sevdas vard r, herkesin bir tutkusuvard r. Ali Safa Beyinki kara sevda, onulmaz, beterin beteri. Ali Safa Beyin tutkusu Anavarzan n do urgankara topra r. Ali Safa her gün do unda ayakla-13

kara topra a sa lamca bas p, dünya uyan rken Anavarza ovas tattan titreyerek gözler. Bu uyan , bubiribirine kar böcekleri, akan sa kl , besili y lanlar , üst üste binmi iri, ye il, ye ilin en tazesindepar ldayan kurba alar , h zl kaplumba alar , sert kabuklar binbir renk cümbü ünde böcekleri, ar lar ,ku lar , cerenleri, çiçek azman çiçekleri, f rm ekinleri, doymu , ye ilden patlam çeltik tarlalar ,kelebekleri, sular , batakl klar , çaykaralar , yollar , toz direkleri, döne döne ya an gümü bulutlar bukaynayan, deliren, esen, savrulan, durmadan çiftle ip do uran dünyay bir k yamet günü deh etine döndürendünyay , dünyan n yeniden do unu gözler, ba döner, kendinden geçer. Ve Anavarza ovas iki kolununaras na al p kucaklamak ister. Anavarza ovas nda bir kar topra yokken, çiftliklere sahip olmu tur,doymaz. Niçin Anavarza ovas n tümüne sahip olmas n? Ya da daha çok daha çok topraklar niçinbüyütmesin? Ali Safa Bey hayat sava r diyordu. Daha çok, daha çok toprak. Hayat sava de ilse hiçbir eyde ildir. Toprak sava ysa, sava lar n en kutsal r, insano lu bu dünyada bir de sava yorsa, ne i e yarar?Ottan çöpten ne farkolur?Ama toprak sava da gittikçe güçle iyordu. Bu topra a, Çukurovaya, Anavarzaya, s ca a, sine e, sazevlere, yerle meye dü man, topra a zorla çak lm iskan Türkmenleri gittikçe topraktan ba ka çareleriolmad anl yorlard . Elli dönümlük bir toprak parças be kilo tuza, bir keçiye, on liraya, bir taya, birine e ald günler çok uzaklarda kalm . Bundan on be , yirmi y l önceleri üç bin liraya bir köy, yeriyleyurduyla sat n al r, köylüler de ba ka bir yere iskan edilebilirdi. imdiyse durum epeyce de mi ti. u sazevlerde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi. Ali Safa Bey bir eye çok yan p yak yordu, i ini dahagizli görebilirdi. Tutkusunu hiç belli etmeyebilirdi. H rs yla, topra a verdi i de erle, köylülerin gözleriniaçan kendisiydi. Gözleri aç lm köylülerle sava mak çok daha zordu, ama tatl yd . nsanl a yara r birdavran . Ve topra , bu kadar de erli bir eyi elde etmek o kadar kolay olmamal yd .Anavarza ovas ndaki köylerden birisi de Vayvay köyüdür.14Öteki köylere bakarak az daha büyüktür. Vayvay köylüleri Ali Safa Beyin kar nda dikilen bir engeldir. Ne

ya, ne hükümet korkusu, ne iyi, ne kötü söz para eyliyordu bunlara. Ölme-zotu gibi topra a yap lar,gelen bütün belalara kar ba rlar açm lar, dövü üyorlard . Ali Safa Bey bir Vayvay köyünün üstesindengelse, gerisi kolayd . Bütün Anavarza çorap sökü ü gibi eline gelirdi.Vayvay köyü Anavarza ovas n yukar ucunda, Toprakte-penin yar m saat kadar a nda, Dedefakbükünün sa nda, Savrun çay n çak lta lar yayarak geni ledi i yerdedir. Köyün evlerinin hepsikam tan, sazdan, çitten yap lm hu dur. Anavarza düzlü üne yukarlardan bakar.Ceyhan rma ndan Sülemi tepesine kadar Anavarza o kadar düzdür ki, batakl klar , köyleri, hüyükleri,bükleri, küme küme a açlar yla bile bir deniz gibi bembeyaz kesilir. Gün do madan önce, Anavarza ovasda t pk deniz gibi bembeyaz kesilir. Ovadan ç t ç kmaz. Bu bir sesi bin ses eden toprak ss z olur.Daha ova beyazken, bir ku büyüklü ündeki turuncu kelebek, bir çeti dalma konmu dik kanatlar titreyerek,ba ön ayaklar yla s vazlar, do an güne kar gerinir.15Karaçal en güzel, en verimli toprakta biter. Boyu bir insan boyunu geçmez ama, bir kökten bir sürü çal

r. Genç karaçal bal rengindedir. Çal ya land kça rengi de koyula r, baldan karaya kadar dönü ür.Baharda ilk tomurcuklan p yapraklanan, sar çiçe ini ilk açan karaçal r. Karaçal yapraklar önceleribu ulu bir ye ildir. Sar çiçekleri de bu ulu bir sar r. Sonralar yapraklar koyu ye il olur, karaya kaçan birye il... Sar çiçekler de yaza do ru turuncuya döner.Çukurovada, Anavarza ovas nda yüzlerce dönümlük karaçal ormanlar vard r. Balta girmemi , ku uçmaz,kervan geçmez alanlard r bunlar.Karaçal en sert dikenli a açt r. Bütün gövde tepeden t rna a, en ince dallara kadar, k sa, üç kö e dikenlerle

val r. Karaçal bal renginden karaya dönü ürken dikenleri de sertle ir, demir çivi gibi olur. Çal n

kökleri bir tuhaf köklerdir, derinlere iner, k vr m k vr md r. Bir karaçal topraktan söküp atmak zor birtir. Yap r topra a, ayr lmaz.

Karaçal kta atlar, e ekler, s rlar, domuzlar, kurtlar dola- amazlar. Köpekler giremezler. Yan p dagirenler karaçal ktan ç kt klar nda kan revarid rlar. Tav anlar, bir de porsuklar, küçük çakallar yata rkaraçal k. Bir de karaçal kta arada s rada kuyruklar yolunmu yal m renkli tilkiler görülür.Bahar aylar nda karaçal k bir ar mah eridir. Dallarda sert dikenlere tutturulmu binlerce sar ca ar pete i,boncuklu, kara ar , e ekar pete i... Ve kovanlar ndan d ar u ram balar la-16

karaçal n üstünde o ul verir gibi, binlerce, milyonlarca ipiltiyle ipilde ir, savrulurlar.Örümcekler de karaçal a a gererler. Sabahlan, gün do arken, karaçal k incecik ak bir örtüye bürünmügibi olur. Esen seher yelinde, büyük, çal dan çal ya gerilmi a lar sallan rlar.ncecikten bir ya mur çiseliyordu, belli belirsiz, ya mur gibi, pus gibi. Hiç yel esmiyordu. Anavarza ovas

bir bu u içindeydi. Gün do uyordu. Do uda, pusun ard nda bulan k bir ayd nl k görünüp yitiyordu. Adam,rmal abas na sar nm , ba bir karaçal köküne uzatt tüfe inin üstüne koymu , dizlerini iyicene

karn na yap rm , büzülüp uyumu tu. Üstünden, tam karaçal n ucundan k yameti koparan ç kça a bir ku sürüsü geçti, adam gözlerini açt , geri kapad . Az sonra da do ruldu, gözlerini ovu turdu,sa na soluna anlams zca bak nd . Bedeni uyu mu , dizleri k yordu. Gerinerek aya a kalkt , a ac yd ,tükürdü. Tükrü ü bir örümcek a deldi, bir çal n buda na dü tü. E ildi, tüfe ini yerden ald , omuzu-naast . Gümü savatl , uzun Çerke hançeri sol kalças n üstüne as yd , a lara, dizine kadar sark yordu.Onun yan na, kas n üstüne nagant tabancas takm . Kaim, el dokumas , alacal bir ipek gömle inüstüne üç ko ar fi ek dizmi ti. Boynundaki kara, iri dürbünü el de memi cesine yeniydi. lenmi , kal n biryünden yap lm çar da yeniydi. Nak yün çorab dizlerine kadar geliyordu. Toros köylülerinin dokuyupgiydi i, ceviz kabu uyla boyanm aç k kahverengi yün alvar n üstüne çekmi ti.Üç yönden horoz sesleri, köpek ürü meleri geliyordu. Adam yönünü güneye döndü, hiçbir yeri kestiremedi.Uzun bir horoz sesi geldi güneyden. Bat da her ey bir u ultuydu. Geceden kalma kurba alar dahaötüyorlard , yer yer. Do udan da bir ho bir u ultu geliyor, sonra kesiliveriyordu. Uzaklardan, karaçal n

ndan uzun uzun bir ay sl geldi kula na. Ortal k yap yap s cakt . Gün do mu , bir minare boyukalkm , pusun arkas ndan gözükmüyor, hayal meyal bir ayd nl k bu ulan yordu, çiseleyen ya murunötesinde.Do uya yürüdü. Hali kalmam , dizleri bükülüyordu. Dört17günden beri yoldayd . Az dün ö leyin bitirmi ti ama, aç de ildi. Açl k hiç akl na gelmiyordu. Dört günönce onu askerler Savrungözünde ku atm lard . Askerler çoktular. Üstüne ya mur gibi kur un ya .Bereket versin ki sar ld nda vakit ak amüstüydü. Karanl k kavu urken bir de ya mur ba lad . Geceyar na do ru bir kedi gibi, asker duvar ç t ç karmadan a . Art k da larda ya anmazd . Da ta askeralm , bir de ta sopal , silahl köylü kalabal onlara kat lm , çal çal , kovuk kovuk e ya avl yorlard .Bir hafta önce ulu, sarp bir da n doru una s nm Koca Aliyi, da a t rmanan binlerce köylü yakalam .Bir tek s nacak yer, bir tek umut , kurtulu yolu vard , o da Vayvay köyü, Vayvay köyünde de KocaOsman. kircikliydi, belki de daha köye var r varmaz Vayvayl lar onu hemen hükümete teslim ediverirlerdi.Belki de bir karde , bir o ul gibi ba rlar na basarlard . Bir de Koca Osman çok ya yd , bir aya çukurda...Ondan epeydir de bir haber alamam . Ya ölmü se, Vayvay köyünde kim tan rd onu? Gelirken SarÜmmete u ram , bir gece onda kalm ama, Sar Ümmetin de ödü kopmu tu. Ya Koca Osman n da ödükoparsa? Koca Osman çok gün görmü , çocuk yürekli yi it bir ya yd ama, insano lu bu, belli olmaz ki...Dü ünmek, kurmak para etmez, sonu ne olursa olsun Vayvay köyüne gidecek. Ba ka bir yolu, ba ka

nacak bir yeri olsa gene Vayvaya gitmeye can at yordu. Çok merak ediyordu. Ona bu kadar dostça,candan davranan Koca Osman, Vayvay köylüleri imdi nas l davranacaklard ? Kendilerine hiç zarardokunmam , üstelik de faydas dokunmu f kara dostu, zengin dü man Öksüz Koca Alinin durumu ortada.Köylüler onu dorukta yakalad ktan sonra döve döve, yüzüne tüküre tüküre al p komutana getirmi ler:"Dü man n ömrü bu kadar olsun pa a kumandan," demi ler, sonra da üç gün üç gece toy dü üneylemi lerdi.Köye girer girmez elinin kolunun Koca Osman taraf ndan ba land , sonra Ali Safa Beye götürülü ünügözünün önüne getiriyordu. Nas l bir adamd r acaba Ali Safa Bey?Dün gece karaçal a dü tü ünde dikenler bacaklar18

rt lard . Yaralar s zlad . Ya mur belli belirsiz durmadan çiseliyor. Islanm peteklerde büzülmü , üstüste binmi sar ca ar lar...Çal lar s k, bu yüzden o kadar çabuk yürüyemiyor.

leye kadar böyle yürüdü, bir sel yata na geldi. Sel yata ba tan ba a karaçal ikiye biçiyordu. Dörtsel yata n birle ti i bir hüyü ün yamac nda üç tane kocaman a aç gördü. Ortadaki a ac n gövdesiçürümü , iki adam s acak kadar oyulmu tu. A ac n kovu una girdi, s rt dayad . Abadan ya murgeçmemi , bedeni slanmam . Yaln z ayaklar , bacaklar slakt . S k dokunmu , geni s rmal aba tadizlerine kadar geliyordu. Tüfe ini ç kard yana dayad . Dürbününü, hançerini, tabancas ald tüfe inyan na koydu. Gözlerini yumdu. yice ac km , ald rmad . Sar Ümmet Vayvay köyünün yerini onaanlat rken, "A dan Narl ladan Savrunu kar ya geçecek, karaçal a dü eceksin," demi ti."Karaçal ktan yukar do ru yürü, bir hüyü e var rs n. Hüyü ün yamac nda üç a aç göreceksin. Vayvayköyü oraya tam iki saat çeker. Vayvay köyüne gece gireceksin. Köyün orta yerinde ulu bir a aç vard r,dibinde de yaz apak bir mermer ta . Gecede bile parlar. r r k gibidir. A aca var nca ona s rtdayay p yönünü güneye dön, yürü. Göz gözü görmez karanl k olsa da yürü. Bir kap ya varacaks n. KocaOsman diye seslen. Kap hemen aç r."Ya kap aç lmazsa, diye akl ndan geçirdi. Ya kap aç p da içerde bütün köyün erkeklerini toplanmbulursam, diye dü ündü.Yar dü , yar hayal içinde a ac n kovu unda ak am etti. Kovuktan ç kt .Hava az k serinlemi ti. Daha ya mur çiseliyordu. Pul pul ayd nl kt , puslu bir gece dü üyordu karaçal nüstüne. Karaçal çiçekleri tatl , bay lt bir kokuyla kokuyordu.Tüfe ini, dürbününü, hançerini, nesi var nesi yoksa abas n alt na ald . D ardan bakan hiçbir eygöremezdi. Yaln z aban n bir sak ncas vard , o da Çukurovada aba giymezlerdi. Aba da köylülerininurbas yd . Kim görecek, köye geceleyin girecekti.19lerde küçücük bir parlak k gözüktü. Çok yorulmu , ayaklar sürüklüyordu. Ya mur çiseliyordu.

Burnuna gübre kokusu gelince ay kt . Karaçal ç km , köyün ilk evlerine varm . Kal n sesli bir köpekbütün heybetiyle havlad . Çok karanl k vard . Art k hiçbir ey dü ünmüyor, yaln z nedense yüre i h zl h zlçarp yordu. Köye içeri girince kar ndan bir adam geldi, o, hiç bozmad . Adam n üstüne üstüne yürüdü.Selam verdi geçti. Adam da selam ald . Sesi tan mayan adam:"U urola, nereden gelip nereye gidiyorsun yolcu?" diye sordu. "Bu gece vakti!""Da lardan," diye kar k verdi. "Narl laya gidece im." Adam üstünde durmad , usulca: "Güle güle,"dedi, "u urola." "Sa ol," derken kendinde olmadan titredi. Yol, köyü ortadan ikiye ay yordu. Sa da büyükbir a aç karar yordu. Vard a ac n dibinde durdu. Yaz ak mermer ta ötede a ar yordu. Silme bir karanl kvard . Hiçbir k yoktu evlerde, bir tek ktan ba ka. Ölü sessizli i... A aca s rt dayad . Öyle yorgunduki, bir süre a aca dayal öyle kalakald . Yüre i h zl h zl at yordu. Neresi güney, neresi bat , kuzey,do uydu, yönü bir türlü bulam yordu. Ba dönüyordu. Ya mur çiseliyor, üstündeki ulu a ac n dallangürlüyordu. Do ruldu, ne olursa olsun diye dü ündü yürüdü. Az sonra bir evin çitine toslad , el yordam ylakap buldu."Osman A a, Osman A a, oooo, Osman A aaa..." Kal n bir erkek sesi: "Kim o?" diye uykulu seslendi."Tanr misafiri." Kap hemen aç ld ."Buyur karda ," dedi don gömlek bir adam. "Buyur da yakay m.""Ben Koca Osman A an n evini ar yorum. Buras Koca Os-manm evi de il mi?""Dur karda giymeyim de seni götüreyim. çeri buyur. Ya mur mu ya yor?""Çiseliyor."20Adam hemen geldi, önüne dü tü, konu madan Koca Os-man n evine vard lar."Osman A a, Osman A a, misafirin gelmi , onu getirdim."Kap hemen aç ld . Bir kad n sesi:"Ho geldi, safalar getirdi konuk," dedi. "Tanr misafiri. Sen de gel Veli. Daha erkeç. Koca Osman semeronar yor, gelin."Adam:"Benim uykum var," dedi gitti.Kad n arkas ndan:"Sa ol Veli," dedi, konu u içeriye ça rd . "Buyur karda ."

Koca Osmanm kal n sesi ocakl n oradan geldi:"Kimmi o gelen?"Kad n:"Bildi im tan m yok. Bir Tanr misafiri. Abal . Da olacak."Koca Osman:"Da m ?" diye sordu. "Demek da , da ha? Eh, ho geldi safalar getirdi. Gel gel öyle oca n ba na,gel gel uradan otur. Ya mur mu ya yor?""Çiseliyor."Koca Osman, semeri b rakm , ayakta dikilmi kalm yolcuya a dan yukar bak yordu."Ne dikilmi kalm n, otursana karda ," dedi. "Allah Allah, otursana yahu. Ne oldu sana?"Oturam yordu. Otursa silah gözükecekti.Koca Osman aya a kalkt , elini konu un omuzuna koydu, çöktü:"Otursana yavrum."Oturmad ."Kamer, bir dö ek getir de ser yere, k ymetli konu umuza."Kad n evin öbür ucundan kar k verdi:"Getiriyorum."Koca Osman:"O lum konuk, aban da çok slanm . Nereden gelip nereye gidiyorsun?"Sevinçli bir ses:21"Da lardan gelip Koca Osmana gidiyorum," dedi. "Demek Koca Osmana gidiyorsun, acayip." "Acayip,"dedi konuk. Kamer Hatun dö i getirdi, ocakl n sol kö esine serdi."Buyur karda ." Koca Osman:"Otursana o lum," diye gürledi. "Ç kar u aban da otur. Misafirin de oturmaz ömrümde ilk olaraktangördüm." kircikliydi, bir türlü abas na eli varm yordu. Kamer Hatun Koca Osman n kula na e ildi: "Buçocu un ba nda bir hal var," dedi. Koca Osman: "Ne ola ki?" diye ac narak, küçümseyerek sordu. "Bir hal

var ba nda senin konuk?" Konuk gülümsedi: "Beni tan mad n m Osman Emmi?" diye sevgi dolu birsesle sordu.Koca Osman iyice yakla , omuzuna bast , yüzüne bakt :

nce Memed, ahinim, yavrum! Yavruma, ahinime benzi-yorsun sen misafir!" dedi, nce Memede sar ld .Titriyordu. Tepeden t rna a zang r zang r ediyordu. "Sen misin, sen misin ahinim misafir? Tanr misafirisen misin? Sen o?" diye sevindi.Memed bir tek sözcük söyleyecek durumda de ildi. T kanm kalm . Tatl bir dü içinde uçuyordu."Kör olas Kamer gelsene, baksana gelen kim imi ! GelseneKamer, gelsene!"Kad n uzun evin öteki ucundan seslendi:"Ne diyorsun Osman, ne?"Koca Osman:"Gel gel," dedi. "Gel gel, gel de gör kim gelmi , kim gelmi !"Kamer:"Kim gelmi Osman?" dedi.

ahinim," diye ba rd Koca Osman. " ahinim, ahinim!"Kamer."Ba rma," dedi, "deli z rr , ba rma, o lan kaçak. nceMemed sen misin yavru?"22Memed:"Benim ana," dedi."Ho geldin yavru. u deli senin yakan b raksa da otur-san. Kim bilir ne uzak da lardan geldin."Koca Osman:"Sus kar ," diyordu. "B rakmam onu, b rakmam. Bir iyice koklamadan ahinimi b rakmam."Boynunu, omuzunu, s rt kokluyordu.Kamer Hatun:"Çocuk yorgun," dedi. "Çocuk yorgun. Can burnundan ç km ."

Koluna yap , onu Memedden ay rd . Koca Osman bir süre hayran durdu nce Memede bakt . Kamer Hatunnce Meme-din abas soymaya u ra yordu. Sonunda kendine gelen nce Memed hemen abas soyundu,

tüfe ini, tabancas , dürbününü, kamas ç kard duvara dayad , kendi de az önce Kamer Anan n serdi idö e oturdu.Koca Osman da kar na geçti oturdu. Hep onu seyreyli-yordu. Gözlerini yüzüne dikmi , hayran,ay ram yordu.Memed gülümsüyor, Kamer Ana konu uyor, Koca Osman öyle durmu k rdamadan Memede bak yordu."Gözüm yalan söylemiyor, öyle mi? Kula m yalan söylemiyor, öyle mi? Demek sen ahinimsin? Seni birdaha dünya gözüyle gördüm ya... Gördüm ya, gördüm ya... Eee, ho geldin bakal m."Koca Osman yava yava kendine geliyordu."Demek böyle ha! Demek bir daha nce Memedi de görmek varm nasipte! Ulan talihlisin Koca Osman.Ulan seni kadir gecesi do urmu anan. Ulan mezara bile toy dü ünle gidiyorsun. Ulan Koca Osman..."Kalkt Memedin saçlar ok ad , durdu bakt :"Vallahi sen nce Memedsin, ahinimsin," diye ba rd .Kamer Ana:"Delirme, delirme," diye tersledi. "Deli herif, o lan kaçk n, bir daha nce Memed ad a na alma.Ba rma."Koca Osman:"Amman," diye ba rd . "Aman aman!"23Kamer, Memed, ikisi birden tela land lar. "O lan ac ndan ölüyor. ahinim ac ndan ölüyor, çabuk Kamer,çabuk." Kamer Ana: "Ödümü kopard n," dedi. " imdi oca a pilav koyar m."Memed:"Tela lanma Osman Emmi, öyle fazla ac mdan öldü ümyok," diye güldü."Çabuk, ahinim ac ndan ölüyor. Önce peynir getir, yo urt getir, bal da vard de il mi, ya da vard , tazeya de il mi?"nce Memed:

"Kamer Ana," dedi, "pilava hacet yok u gece yar . Haz rda ne varsa...""Ben sana ahinim ac ndan ölüyor demedim mi? u tarhanay tsana."Ocaktaki tencereyi gösterdi.Kamer Ana hemen sacaya koydu, tencereyi ate e vurdu."Bende ak l koymad ki bu adam. na çevirdi."Koca Osman:"Az k dayan ahinim, imdi r. Güzel yapm tarhanaya"Oca ölçerdi, daha odun att . Yal m patlad ."Kurban olay m Osman," diye yalvard Kamer Ana, "no-lursun durul... Az k kendine gel!"Sofray Memedin önüne serdi.Az sonra çorba nd . Kamer Ana büyük bir çorba tas na tarhanay bo altt , Memedin önüne sürdü. Çorbauzun, k lt -s z tüttü. Çok da güzel koktu. Memed çorbay hiç durmadan, konu madan çabucak içti bitirdi.Kamer Ana ball yo urt koydu sofraya, Memed onu da çabucak bitirdi.Kamer Ana evde yenecek ne varsa birer iki er sofraya ta yordu, tereya , eker, peynir, ceviziçi, elma, erik,dut kurular ...Memed sonunda:"Çok ükür, çok ükür, sofran za Halil brahim bereketi,"dedi.24Kamer Ana durmadan:"Ye yavrum, ye yavru," diyordu. "Uzak yerden geldin, ulu da lardan hem de..."Memed:"Çük ükür ana, çok ükür patlayaca m. Karn m davul gibi oldu, baksana," diye gülüyordu.Memedi bir anda bir sevinç dalgas sard . Koca Osman n evinde böyle s cakcana kar lan ona bütünçektiklerini unutturdu, çocukla rd ."Ku gibi yeynidim Osman Emmi senin evinde."

Kamer Ana hemen sofray kald rd , çok eski zamanlardan kalma, sap k lan bak r Türkmen cezvesini oca asürdü:"Nas l olsun kahven yavru?" diye sordu.Memed rd . Ömründe çok az kahve içmi ti, utand , k zard . Sonra sa elini havaya kald rd :"Nas l olursa olsun ana," dedi.Koca Osman:"Benimki gibi olsun," diye söze kar . " kisini bir pi ir kahvelerin."Kahveler pi inceye kadar hiç konu madan beklediler. Kocaman aç lm gözleriyle Memed hepgülümsüyordu. Kamer Ana kahveleri fincanlara bo alt rken taze kahve güzel koktu. Memedin, kahve kokusuçok ho una gitti. Fincan n kulpunu tutarken eli titredi, taba n içine az k kahve döküldü. Memed, nas lfincan tutacak, nas l içecek diye Koca Osmana bak yordu. Onun da elleri .titredi ama kahve taba adökülmedi. Üstelik Memedin ellerinden daha çok titriyordu, titremekten uçuyordu elleri. Elleri titreyerekbirden fincan dudaklar na götürdü, büyük bir gürültüyle sümürüp höpürdetti kahveyi. Memed de öyle yaptama, höpürdetemedi, bir de a yand . Bir tuhaf ac tad vard kahvenin. Kahve az k so uduktan sonraKoca Osman gibi azar azar içti. Bir daha ömrü boyunca bu tatta bir kahve içmeyecekti. Her kahve içi teKamer Anan n kahvesi gelecekti akl na, ama ne o eri ilmez tad , ne o eri ilmez kokuyu bir dahatadamayacakt . Ömrü boyunca bu kahvenin tad duyacakt , her kahve içi inde bu kahveyi arayacakt . Herkahveyi bu tada varmak için içecekti.25Koca Osman kahvesini bitirip fincan ocakl n k na koyduktan sonra:

arda so uk mu var ola, ü üyorum," dedi.Kamer Ana:"Ya mur çiseliyor."Koca Osman:

yi ki yeti tin yavru," dedi. "H r oldun da yeti tin, can za can katt n. Halimiz dirli imiz hiç yok bu AliSafa itinin elinden. Bu köyü bize b rakmayacak, bu belli. Bu benim gücüme gidiyor yavru, insanl madokunuyor. Memedim, ahin o lum. On tane o ul büyüttüm, on ürkek tav an. Ben de çok ya m,köylünün de gözü korkmu , y lm Ali Safadan. Y lg n adam kötü adam. Allah bin belas versin y lg nadam n."Çenesinde bir tutam uzun, ak sakal titriyordu. Derin çizgilerle k yüzü yal mlar n nda bak rla ,ac içinde seyiriyordu. Kal n ak ka lar n alt nda gözükmez olan çekik ye il gözleri bir aç p klan yor,sonra büzülüyor, kendi k içinde yitip gidiyordu. Koca Osman n her bir davran nda bir çocuklukvard . Geni geni , her eye arak gülü ünde, ka lar kald p hayran bak nda, insanlara, hayvanlara,bör-tü böce e, kurda ku a candan sar nda, her tutumunda bir çocuksuluk vard . Köylüler onadelikanl nda, orta ya lar nda, bu huylar ndan dolay Çocuk Osman derlerdi. Kim bilir nas l ettiler deÇocu u Kocaya çevirdiler? Bu i ne zaman oldu bunu Koca Osman da bilemedi, hiç kimse de. Köyde onaÇocuk Osman dendi ini hiç kimse an msam yor. Yaln z bir tek insan unutmam , o da Kamer Ana.

zd nda ona hep Çocuk Osman diye ba rd .Kamer Ana öteden h mla geldi:"Neler, neler söylüyorsun öyle o lana, daha çar ç karmadan, daha solu unu almadan, aya n tozunusilmeden, Çocuk Osman, Çocuk Osman!.." dedi. "Yüz ya na da gelsen, bin ya na da gelsen, senak llanmayacaks n Çocuk Osman! O lan ate in, yang n ortas ndan ç p gelmi , can zor atm buraya,can zor kurtarm , bir de sen daha soluk almadan... Baksana o lan n haline, görmüyor musun, erimi . Biryaral ku gelmi , bir çal ya s nm . Belki imdi pe inde bin tane asker vard r, bin26tane a a. Daha nce Memed ad ndan ödleri kopuyor a alar n. Onun Çukurovaya indi ini bilmezler mi?Çukurovada sana geldi ini de bulamazlar m ? Sen de daha f kara soluk almadan ba lad n, halimiz dirli imiz,halimiz dirli imiz... Sana bir ey deyim mi Çocuk Osman, sen bu ak llan nce Memedi a alara teslimedersin. Ben bilmez miyim seni! A alar da al rlar nce Memedi hükümetlerine götürürler, onlar da ncemiziasarlar. Ondan sonra ipin alt nda a la, a tlar yak Çocuk Osman..."Koca Osman bir f rsat buldu:"Hakl n Kamer, hakl n. Sus. Sus anam sus!""Bu senin yapt n ay p. Köyün ba na y ls n. Ali Safa Beyin cehenneme gitsin. Ne insanl k kalm , netöre... Daha solu unu almadan... Sürgün ederse sürgün etsin Ali Safa. Sizin tav an yüreklerinizden dolay .""Sus Kamer sus," diye ba rd Koca Osman gür sesiyle. "Sus koca kar ."

Memed çeki en kar kocay gülerek, sevgiyle izliyordu."Sus koca kar sus, Memed bizim o lumuz, hem de ahinimiz. Aaah, ah Kamer, köyün durumunu bilmesi iyiolmaz m Memedimin?"Kamer Ana az k yat :

yi olur," dedi. "Öyleyse Zeyneli söyle. Köyün birinci durumu Zeynel. Kel Zeynel."Koca Osman dudaklar sarkm , hüzünle.

ahinim," dedi, "durumlar çok kötü. Sen bugünlerde da da bar namazs n. O da kollar n adam az kyabans olurlar. Hele bugünlerde kudurmu lar. Ne nce Memed tan rlar, ne Gi-zik Duran. Öz babalar bilekovalay p hükümete teslim ederler. u Anavarzaya ç ksan iki günde yakalan rs n. imdilik burada, bizdekalacaks n. Senin burada oldu unu bu koca kar dan ba ka kimse bilmemeli, o ullar m bile. Seni kimsegörmedi buraya gelirken, Veliden ba ka öyle mi?""Kimse görmedi."

yi öyleyse. Bu koca kar n o ullar bile bilmeyecek. Bir u koca kar , bir sen, bir ben, bir de koca Allah..."Kamer Ana ba sallad , beyaz ba örtüsünün alt ndan ç kan aln ndaki alt nlar sak rdad :27"Ah sen," dedi. "Seni ben bilmem mi Çocuk Osman. Yar n sabah bütün köye söylersin. Aaah, ben, ben seni,ben seni bilmem mi!"Koca Osman öfkeyle aya a f rlad :"Mendebur kar benimle oynama," dedi. "Oynama benimle. Ben deli miyim, ben deli deli miyim? Gideyimbirisine söyle-yim, o da gitsin ba ka birisine söylesin. O da ötekine. Ta Zeyne-lin kula na gitsin. ZatenZeynel köyde ku uçurtmuyor. Zeynel de vars n a as na, Ali Safa itine desin ki nce Memed Koca Osmanmevinde, Vay vay köyünün içinde... Memedi de ipe çeksinler, öyle mi? Sonra da a alar padi ah olsun Memedölünce, köyler de sürgün olsun, köyler de bats n.""Tam böyle olacak Çocuk Osman.""Memed, ahinim, u koca kar ya bir ey söyle. u Allahm gece yar nda beni dinden imandan ç karmas n,

dd ma gitmesin."Kamer Ana Koca Osmanm böyle çok öfkelendi i anlarda susard . O susunca Koca Osman da sustu.Kamer Ana:

imdi gidelim de u o lana bir s nacak yer yapal m."Koca Osman:"Yer yapal m da kimse göremesin, bulamas n. Yesin içsin yats n orada ahinim. manlas n. Boyu dauzas n. Gülme Kamer, nce Memed oldu una bakma, daha çocuk o."Kamer Ana:"Allah ba las n," diye içini çekti. Anas na babas na diyecekti, sonra onun anas n babas n olmadakl na geldi. "Allah ba las n onu devlete millete," dedi. Bu da ho una gitmedi. Hükümet de, a alar daonun dü man yd lar. Bulsalar bir ka k suda bo arlard onu. "Allah ba las n onu u yüzü gülmemi , zulümalt ndaki fakire f karaya," dedi sonunda.Koca Osman ocakl n lambal nda duran ç ral ald hu un öteki bölmesine geçti."Memed, sen de gel," diye seslendi. "Gel de u sana bir yer yapal m, sonra sabaha kadar konu uruzahinim."

Memed de, Kamer Ana da vard lar, yüklü ün önünde durdular. Yüklük bu kö eden o kö eye uzan yordu.Nak , ta hu-28

un tavan na kadar gelen, isten kararm bir dev dolapt . Koca Osman büyük kapa açt , yüklü ün içindera s ra dizilmi a na kadar dolu kilim çuvallar vard . Çuvallar n üstü geni bir tahtayla bölünmü tü.

Yukar ipekli, ku tüyü yorganla, dö ekle doluydu.Koca Osman:

te Memed," dedi, "buras senin evin. Öteki evine gelince... u koca kar adam haline b rakmaz ki...Topra na gelince... Hani söylü sana toprak aidiydi ya... u yerini yapal m da senin, sonra konu uruz. Kocakar gene dövü ç karacak. u çuvallar d ar ç karaca z ahinim. Al u ç ral k z."

ral orada durmu , kendilerini seyreden Kamer Anaya uzatt , kad n ç ral kaparcas na ald .Az bir zamanda bu day dolu be çuval ç kar p duvara dayad lar."Siz durun gayri," dedi Kamer Ana. " imdi s ra benim. Memed yavru, u dö i indir. Kusura kalma, benimgücüm yetmiyor."Koca Osman:

"Kocad ," dedi hemen.Kamer:"Kocad m. Sen dö i indir yavru."Memed dö i indirdi. Kamer dö i dolab n içine serdi.

u yast , u yorgan da..."Yatak mis gibi sabun kokuyordu, sak z gibiydi. Memedin içi gitti, b raksalar urada üç gün üç gece uyurdu,deli oluyordu uykusuzluktan."Haydi imdi oca n ba na," dedi Koca Osman.Kamer Ana:"B rak o lan n yakas , kurban olay m Osman," dedi. "Görmüyor musun, f kara ayakta duram yor."Koca Osman:"Haydi ahinim," dedi, "uyu öyleyse, yar n konu uruz."29Sabaha kadar uyumayan Koca Osman horozlar öterken yataktan ç kt oca yakt , kahvesini oca a sürdü. Birho olmu tu, yerinde duram yor, içi içine s yordu... ki kere gitti dolab n kapa aç p uyuyan Memedebakt . Karanl kta gözleri Memedi o kadar seçemedi. Kahvesini içtikten sonra gene Me-medin her yanmavar nda yüre i küt küt at yor, çoktan beri duymad taze, tatl bir heyecan içine dü üyordu.Nak ceviz sand ktan dü ünlerde bayramlarda giydi i eski ama p l p l giyitlerini ç kard . Giyitin rengilaciverde kaçan koyu bir maviydi. alvar n cepleri, paçalar , yan diki lerinin üstü s rma i lemeliydi. Ceketide ya , kurumu ince bedenine t t na uyuyordu. Usta bir terzi elinden ç kt belliydi. Giyindi. Ceket,alvar, som ipekten çizgili mintan, lacivert yelek... Yele in üstüne saatinin a r a r yer yer savatl gümü

kordonunu sark tt . Ku ak yerine göbe inin üstüne dedesinden kalma, ama yepyeni gümü savatl , alt nleme kuburunu sard , kuburun yan na gene alt n i leme deri barut kesesini takt , onun yan na da yanar

döner sap sedef dolma tabancas ast . Aya na, uzun bir süre parlatt ktan sonra, siyah çizmelerini çekti.Ba na, ince keçeden pi irilmi , üstüne ipek po u sar lm apkas geçirdi. Evin içinde bir ba tan bir ba asa lam ad mlarla birkaç kez gitti geldi. Gün rken Memedin içinde uyudu u dolab açt . Memed k vr lm ,bir topak olmu uyuyordu. Tüfe i de ba ucunda.Koca Osman içinden geçirdi: "Bu köpo lusu çok yaman bir30adam arkada . u tüfe i ne zaman getirdi de ba ucuna koydu? Benim evimde bile kimseye güvenmiyor.Ulan bir topac k da adam, öyle bir s ksam can ç kar m. yidir," diye gülümsedi. " nsan n yükte hafifpahada a bizim o lan. Umudumuz z. Da larda yemek bulamam ki f karam boy ats n... Buradaepeyce kal r da, yemek yer beslenirse belki boy atar, irile- ir, babayi it olur." Gene onun yüzüne hayran,efkatle, sevgiyle bakarak gülümsedi. "Vars n boy atmas n, irile mesin. Bir kusur de il ki... ahin de küçük

ama vermez av ." Bu kez sesli güldü. "Herkes ne san yor nce Memedi, gören de görmeyen de iri, iki adamboyunda bir adam azman san yorlar. Böyle daha iyi. Kimse bu f kara o lan n nce Memed oldu unainanmaz. Antlar içsek kimseyi inand ramay z. O da saklan r, zaman gelince de a alar öldürüp, top top kpatlayan Alida na yürür, hem de ala karl Düldülün sivrisine. Hem de doru una. Adam n küçü ü iyi olur,al ku un küçü ü gibi."çinden k bir sevgi ta , usulca e ildi, Memedi saçlar ndan öptü, dolab n kapa kapad , gene evi bir

uçtan bir uca yürümeye ba lad . Bu s rada da Kamer Ana uyand , ibri i ald d ar ç kt . O da oyal genibeyaz ba örtüsünü sand ktan ç karm ba na sarm . Koca Osman görünce durdu güldü. Sonra korkuyla:"Osman, Osman," dedi, "böyle her zaman giyinmezsin. Millet sezmez mi bir ba kal k oldu unu?""Millet bats n," dedi Koca Osman öfkeyle, y lg nl kla. "Millette ak l olsayd o kadar zaten iki üç a an noyunca olmazd . Bak, bak var da bak, içerde dolapta bebecikler gibi uyuyor, duda sündüre sündüre...Hem de sümü ünü çeke çeke... Bir topak, bir avuç insan... Amma adamda yürek var, ak l var, insanl k var.Onda bu insanl k var da, i te bu sebepten a alar n da hükümetin de ondan ödü kopuyor. Ödü, ödü kopuyor.Da da be yüz tane e ya vard , e ya vard da ald rm yordu hükümet. Neden? O e yalarda insanl kyoktu. imdi bir tek nce Memed için bak bak, da ta asker alm . Koca a alar, ulu hükümet yer götürmezasker ile yürüyor u f karan n üstüne... Bak bak!"

zla yürüdü, çizmeleri tok tok sesler ç kard , vard dolab n kapa açt :31"Bak, bebecikler gibi... Hükümet bunu böyle bir görse, hem utan r, hem de güle güle ölür."Dolab kapad , ciddile ti, elini Kamer Anan n omuzunakoydu:

"Kamer Ana," dedi en s cak sesiyle, "güzelim Kamer Ana, hükümet ahinimi böyle görse, a alar Memedimiböylece görseler belki de daha çok korkarlar. Ummad k ta ba yarar demezler... Bu çocuk böylesine bakald rsa, ya ötekilerde az k yürek olsa, insanl k olsa ne yapar demezler mi? te böyle güzelim KamerAna. nsan olmak ba ka i , insanl k ba ka i ."Gene yürümeye ba lad . " nsan olmak... nsan olmak... nsan olmak," diyor, yürüyordu. " nsan olmak,Kamer Ana, insan olmak... Bak bir aya m çukurda. En çok, en çok daha on y l ya ar m. Sonra üfürüverirler,can ku u kafesten uçar gider. nsan olmak Kamer Ana, insan olmak. Her i in ba bu. Korkudur insanalçaltan, insanl ktan ç karan. Bunu bilirim, bunu söylerim."Kamer Ana bir parça yufkayla, bir tas süt getirdi verdi onun eline. Koca Osman di siz a yla yufkayçi nedi, elindeki süt tas ba na dikti. Az bir sürede ekme ini yedi, sütünüiçti."Kamer Ana, ben köyün içine ç yorum. ahin uyan rsa d ar ç karma, çorbas dolaba götür. Bir deteneke koy yan na, hacetini içine yaps n. Kimse görmeden götür de d ar dök. Yar n ah ra bir kap açar m."Çiseleyen ya mur durmu tu. Gökyüzünde az k bir bulut bile yoktu. nce, k, belli belirsiz esen yelöteden, ovadan, Ak-çasazdan dalga dalga, güne li nergis, püren, ot, batakl k, ar , kelebek, saz, çürümübatak topra kokusu getiriyordu.Koca Osman kap n e ine çöküp piposunu kaçak, kehribar gibi sar tütünle doldurdu ate ledi, çekti. Üçkere köyün öbür ucundan duyulacak kadar öksürdü. Duyanlar:"Koca Osman gene sevinçli günlerinden birinde," dediler.Koca Osman aya a kalkt , piposunu a n sa yan na di siz çenesine s rd , elini arkas na ba lad ,dimdik durmaya çal arak az k beli bükülmü , az k kambur yürüdü. Güzel yi it bir Arap at üstünde dururgibi bir tav r tak nm .32Dünyaya tepeden bakan, bir büyük s r biliyor da söylemeyen... Evinden, köyün en ucundaki Selver Gelininevine kadar böyle kurumlu, mutlu, gerilmi , yar gülen, küçük da lar yaratan benim ey köylü diyen birtav rla gitti. Herkes Selver Gelinin evine gidecek, onunla konu acak diye dü ündü. Ama o, gene o kurumluhaliyle Selver Gelinin kap n önünden geriye döndü. Onun döndü ünü gören Selver d ar ya f rlad :"Osman A am, Osman A am adam tam kap ya gelir de e ikten geriye döner mi?"Selver Gelin de Koca Osman n ya ndayd . Kocas , çocuklar hep askerli e gitmi ler, bir dahadönmemi lerdi. Kimsiz kimsesizdi, köyün ucundaki bu hu da tek ba na ya yordu. Uzakta, öteki köydeyaln z bir tek torunu vard ."Bir kahvemizi iç de öyle git Osman A am."Koca Osman durdu, gülümsedi, neden sonra:"Selver Gelin," dedi o kurumlu, s r bilir de gizler haliyle, "kahve içecek zaman de il, sa olas n sen anam."Daha da dikle erek yürüdü. A kulaklar na var yordu.Koca Osman n bu halini, bayram giyini ini, sevinçli yüzünü görenler onda bir hal oldu unu anlad lar.Kad nlar, çocuklar, hastalar sayr lar, ya lar kap lar n e ikli ine oturup köyün ortas nda piposunu tüttürerek,bu iki dirhem bir çekirdek gidip gelen Koca Osmana bakt lar. Ne olabilirdi ki Koca Osman böyleydi? Köydehiçbir ola anüstülük yoktu.Koca Osman tam ö leye kadar böyle gitti geldi, gitti geldi. Kimse ona bir ey soram yordu. Sormayayana anlar da, tepeden, kurumlu, gözleri kl , tatl bir gülümsemeyle kar la yorlard . Elleri arkas nda hemyürüyor, hem durmadan piposundan duman savuruyordu.Koca Osman n en büyük o lu Hüsam hemen babas n evine, anas na ko tu:"Ana," dedi, "ne oluyor babama, ne var ana?"Kamer Ana:"Bilmem," dedi. "Ne bileyim ben o deli bozu un ne yapt . Tutalgas tuttu, öyle gezinip durur i te.Osuru u cinli."Kamer Anan n hali de bir ba kayd . Hüsam bu da çok ku kuland rd .33"Bir ey var ana ama, sen babamdan daha s a zl n, öl-sen söylemezsin. Nas l olsa baban söyler.Baksana patlayacak... ki gün söylemezse patlar ölür. Bari sen söyle de bizi meraktan kurtar. Babam son

llarda hiç böyle giyinip köyün içine dü -mediydi. nce Memede gitti inde bir böyle giyindiydi."nce Memed sözünü duyunca Kamer Anan n yüzü kül kesildi, elleri dudaklar titredi. Bu da Hüsamm

gözünden kaçmad .

Hüsam köyün ortas ndaki ulu a ac n alt na geldi, köylüler toplanm lar merakla onun getirece i haberibekliyorlard . Hüsam daha uzaktan:"Hiçbir ey ö renemedim. Babam söylemezse o söyler mi? Can s kmay n, iki üç gün içinde babamdayanamaz patlar. Yaln z imdilik kimse ona bakmas n. Onu görmezlikten gelelim ki, öfkesi arts n da bir anönce söylesin... Haydi herkes eve..."Koca Osman ö leyin eve girdi, dolaba gidip Memede bir merhaba dedi, oturdu çabucak yeme ini yedi d ar

rlad , piposunu ate leyip duman savurdu, gene yürümeye koyuldu. Hem yürüyor, hem göz ucuylaköylüyü, onlar n merak kol-luyordu.Ortal kta kimsecikleri göremeyince:"Biliyorum kurnazlar," diye gülümsedi kendi kendine. "Ben bilirim sizi... Gizli gizli bak yorsunuz banabiliyorum, patlayay m da çabuk söyleyeyim diye. Hiç yorulmay n, bu i çatla-sam da patlasam dasöylenecek i de il."Koca Osman sabah n köründen ak am n karanl na kadar üç gün böylece yürüdü. Üçüncü günün ak amkendini eve att . Yüzü soluktu, elleri daha titriyordu, piposunu tutarken."Yoruldum ulan, bittim ulan," dedi. "Üç gün bu! Üç gün sabahtan ak ama kadar, can m dayan r, öyle de ilmi Kamer Ana? Kimsecikler ortada gözükmüyor ama, ben bilirim, bilirim onlar . imdi onlar çatl yor,patl yorlard r."nce Memede bile bakmad , kahvesini bile içmedi, oca n k na oturur oturmaz içi geçti, horlamaya

ba lad . A aç kt , karanl k bir deli e benziyordu.34Üst üste kur un sesleri geldi Savrun çay n k ndan. Daha sabah n horozlar ötmemi ti. Birden köyde birgürültü, bir u ultu patlad . Köpekler hep bir a zdan havlad , e ekler an rd , s rlar bö ürdü, atlar ki nedi,ba malar ça malar, ç klar ortal ald . Islak gece, slak karanl k bir indi bir kalkt . Herkes d ar ya

rlad , don gömlek. Koca Osmansa hiç tela lanmad ."Kamer Ana, Kamer Ana," dedi usulca, "köyde bir uygunsuzluk var. Gene bir bok yedi deyyus. Genebirisinin ba na i açt ."Memed tüfe ini kapm yüklükten f rlam , kap n a na gelmi ti. D ar ya ç ksam m , ç kmasam m , diyeikircikleniyor-du. Ç ral k yanmca Koca Osman onu öylece gördü, yüzüne ters ters, alayl bakt ."Ne o nce Memed, ne o ahinim?" dedi. "Ne o? Harbe mi haz rland n?" Ba rd : "Git otur yerine, git giryata na! Sana göre bir ey yok. Gene bir bok yedi koca deyyus. Bir f karan n, bir a var dili yo unoca söndürdü. Bu köyde her gece böyle i ler olur, git de gir yata na. Bir terslik olursa ben sana haberveririm."Koca Osman bir yandan giyiniyor, bir yandan durmadan konu uyordu.Gerginli i geçen Memed elindeki tüfe i yana indirdi, ucundan tuttu, ocakl n yanma geldi. Külün içindeak amdan kalm bir iki köz yordu.35Kamer Ana:"Ne ar yorsun Allah a na Osman?" diye tela tela soluyarak aranan Koca Osmana sordu. "Ne ar yorsunAllah a na?"Koca Osman öfkelendi hemen:"Ölüyün körünü ar yorum Kamer Ana, ölüyün körünü," dedi. "Neyi arayaca m, saatimi ar yorum. Bir desenin derdini ar yorum Kamer Ana. D arda da k yamet kopuyor. Kopar ya! Vars n kopsun! Hemi de buköylüye, bu e ek millete lay k! Hemi de bin be yüz kere lay k! Oldu mu?""Ne yapacaks n bu gece yar saatini, u k lca k yamet içinde? te al saatini! Al i te!" Koca Osman saatiniald :"Ölüyün körünü yapaca m Kamerce, ölüyün körünü," dedi. Dudaklar nda inceden bir gülümseme vard .Bunlar n böyle hep sevgiyle, biribirlerine k lmadan dala malar Memedi mutluland yordu. Bu iki yainsan n kurduklar dünya sonsuz bir sevgi, bir ho görü dünyas yd . D ar-daki gürültü gittikçe büyüyordu.Memed u iki çocukla insan dü ünüyordu. "Bütün insanlar böyle olsalar," diye geçirdi içinden. "Bütüninsanlar böyle... Kim bilir ne güzel olurdu u dünya, u insano lu!"Saati da takan Koca Osman öyle bir gerildi, çizmelerine, kollar na bakt , hemen piposunu ocaktan ald birközle ate ledi. D ardaki gürültü hem art yor, hem de eve do ru yakla yordu. Ko arcas na evden ç kt .Evden ç kar ç kmaz da avluda durdu:

"Yakt ," diye ba rd . "Yakt deyyus. Biz adam olmazsak yakar ya... Bizi düdük eder de çalar ya... Hepimizide öyle eder, eder ya... Dedi ini yapt köpo lusu, Yobazo lu Hasan n evini ate ledi ya... Belki de Hasamöldürmü tür! Öldürür ya... Vay Hasan, yi idim Hasan! Bekta im, k lba m Hasan! Öldürdüler f karay .Yi idin anas çabuk a lar! Yi idin anas ... Köyde yi it bir adam vard , onu da öldürdü o it! Yi idin anas ..."Yi idin anas çabuk a lar dedi ine pi man oldu. Acaba Memed duymu muydu bu söyledi ini? Duymu sarezillik. Gelmi de eve s nm yaral bir ku gibi. Bir de sen kalk da yi-36gidin anas çabuk a lar diye ba r. Sersem sepet Koca Osman! Kurt kocay nca köpeklerin maskarasolmuyor, kurt kocaymca köpekle iyor. Koca Osman! allah duymam r.Al nm m al nmam m , ö renmek için gitti kap açt :"Konuk, o ul," diye içeriye seslendi, "Ba ç kar da d ar ya bak, yal mlar gökyüzünü tutmu ."Memed içerden geldi e iklikte durdu."D ar ç kmaca yok konuk. Gö e a u yal mlara bak, yal mlar gör, sonra da git yata na gir, birgüzelce uyu, ahinim konuk. stersen ç k d ar da bir su dök d arda. Belki can n d arda su dökmeyiçekmi tir. Ama u kö eden ayr lma, hemi de daha ileri gitme."Tutu mu eve do ru ilerledi."Ben birinde kaçakt m. Bir evde alt ay kald m. En hasretlik çekti im neydi, biliyor musun o ul konuk?Neydi, d arda, y ld zlar n alt nda gerine gerine bir iyice i emekti. Evden ç kt m ilk gece durmadan i edim,

ld zlar n alt nda. F rsat bu f rsat, sen de i e. Bir iyice, hem de gerine gerine. Ama u kö eyi geçeyimdeme."Memed usullac k kap dan d ar ya kayd .Yobazo lunun yan yana olan üç hu u tutu mu yan yordu. Ba taki hu eviydi. Onun a ndaki ah rl k, en

daki de samanl kt . Yang n bir anda kom u Deli Durak n evine de atlam . Durak n evi de yal miçinde kalm . Orta h zda bir poyraz esiyor, bu, yal mlar n bir minare boyu yükselmesine yetiyordu.Yükselmi yal mlar kopuyor, gecede oradan oraya sav-ruluyordu.Bütün köy, çoluk çocuk, genç ya , hasta yatalak, kimi giyinmi , kimi daha orada, yal mlar n ndagiyiniyor, kimi don gömlek...Yobazo lu Hasan ellerini koynuna sokmu iki yanma sallan yor, gözlerini yanan evinden bir türlüay ram yordu. Kar çocuklar yan na alm a t yakarak yüksek sesle a yordu.Yakanlar hu lar n üçünü de kap lar ndan tutu turmu lard . Bu yüzden içerden bir çöp bile almadanYobazo lu kendisini ve çocuklar zor d ar atm , can kurtarm . Bir an daha gecikseydi içerde yan pkül olacakt .37Ah rdan yeri gö ü sallayan bir at n ki nemesi geliyordu. Uzun ah n içindeki at bir uçtan bir uca ko uyor,durmadan, ac , uzun, ç k ç a ki niyordu. At n üstüne yanan hu un çat ndan parça parça ate lerdü üyor, at delirtiyordu. Hiç kimse de bir ey yapam yordu. Delikanl lar, öteki erkekler öyle durmu lar at nölüm ki nemelerini dinliyorlard .Ya efçe Kahya:

u kap açacak bir insan yok mu? Bir yi it yok mu, bir ki i yok mu?" diye insan insan dola yor,yalvar yordu. "Kap açarsan z, soylu bir att r o, kap bulur ç kar. Ata ac m, hele böylesi soylu atlara.Soylu atlar insan gibidir. Bir konu malar eksik. A larlar gülerler, dü ünürler. En iyi dostlar atlard r. Biryi it, bir erkek yok mu? Aaaah ya k, kap açamam ki, açamam ki..."At n ki nemeleri gittikçe daha yükseliyor, daha yürek pa-ralay oluyordu.Yobazo lu Hasan birden k ldad , sonra kendi yöresinde topaç gibi dönmeye ba lad , sonra yandaki hu unüstüne sermek için slatt klar k l çulu delikanl lar n elinden kapt , çula sar nd , göz aç p kapay ncayakadarc k bir sürede safi yal ma kesmi ah ra dald . Dald gibi de, at n yular ndan tutmu geri ç kt . At

ar ç kar ç kmaz aha kalkt , yular Hasan n elinden çekti ald , köyün alan na ko tu, az önce Hasan nyapt gibi kendi yöresinde bir süre döndü döndü, sonra ovaya a ald yat rd , karanl a kar gitti.Hu lar gittikçe yal mdan gözükmez oluyor, bir ate harman köyün k nda savrulup duruyordu.Yobazo lu s rt ndaki çulu üstünden att , gene ellerini koynuna soktu, gene gözlerini yal mlara dikti,ay rmadan öylecene bakt kald .Herkesler de durmu lar k ldamadan yang seyreyli-yorlard . Hu lardan çat rt lar geliyordu. Çat lar, çitduvarlar çöküyor, çat rd yordu. çerde kalm son s n da bö ürtüsü kesildi.

Donmu kalm insanlarda en küçük bir k rt bile yok. Yüzleri uzam , sapsar . Yaln z Koca Osmanonlardan ayr yor, gidiyor geliyor, konu uyor, piposu a nda ellerini beline day -38yor, dudaklar nda bir gülümseme, piposunun duman havaya savuruyor. Arada bir Yobazo lunun yanmavar yor:"Geçmi olsun arkada , bir musibet bin nasihattan iyidir," diyor, geriye dönüyor. Yobazo lunun onu duyupduymad na ald rm yor, gene geriye dönüyor: "Sen o i i iyi etmedin arkada ," diyor. "Senin yapt n biray pl kt . Tekmil köyü tehlikeye atan sensin. te Belan da buldun. Bundan daha iyi bela m olur arkada ?Neredeyse avrad n, çocuklar n, sen de içinde bir bir iyice yanacakt z. ükret arkada , ükret ki, bir musibetbin nasihattan iyidir. Ben bundan gayri senden korkmam. Ölümlen kar kar ya gelmi adam az k dahaiyile ir, yi itlesin Sen asl nda yi it bir adamd n ama, kafas dik bir deyyustun. Öyle de il mi?"Evlere gölgeler giriyor ç yor. Yal mlar n içine gölgeler giriyor ç yor. Yanm et kokuyor. Yün, k lkokuyor. Taze bahar kokular na yan k kokular kar .Koca Osman en sonunda yürümekten yoruldu, vard n ortas nda durdu. S rt yanan hu lara dönüktü,

cak vuruyordu s rt na. Ba havaya kald rd , gözlerini gülümseyerek teker teker köylülerin üstündegezdirdi. Kad n erkek, genç ya , çocuk herkesin üstünde.Sa na dönünce yan na gelen efçe Kahyayla burun buruna geldi:"Bak," dedi, "bak efçe Kahya arkada m, bak! u yal mlar ne güzel yal mlar. Bahar gecesinin karanl nada ne güzel yak ." Gevrek gevrek güldü. Onun gülü ünü bütün köylü duydu, nl kla ona gözlerinidiktiler, homurdand lar. "Yal m geceye ne güzel uymu , kur un yüre e ne güzel uymu , eli kolu badurmak bize ne güzel uymu , kan kuruyup yang n kar nda, elimiz koynumuzda durmak bize ne güzeluymu , a t sesi gönlümüze ne güzel uymu , kar lar n donu ba za ba k diye ne güzel uymu , insanl kbize ne güzel uymu ! Bak efçe arkada bak! Bu yal mlar ne güzel, ne k rm yal mlar! Yel estikçe uzuyor,geni liyor, güzelle iyor. Yang nlar büyüdükçe yüre im de kabar yor, geni liyor. Yüre im demircilerinörsüne dönüyor. Örs de yüre e ne güzel uymu . Ali Safa Bey de bizim korkakl za ne güzel uymu .nsanl k da bize ne güzel

39uymu ! Bak efçe karda bak! u yal mlara bak, yal mlar gecemize ne güzel uymu ."

efçe Kahya onun bu gülen, sevinen haline, bu deli sözleri gibi bir anlam veremedi i sözlerine bakt ,boynunu o yana bu yana büke büke ondan uzakla . Hem yürüyor, hem, "Allah Allah, Allah Allah" diyordu."Allah Allah, bu adam gittikçe akl oynat yor. Eskiden hiç böyle de ildi. Köy yan yor, o durmu yang nkar nda gül babam gül ediyor. Vay Koca Osman vay! Demek kocad n ha! Belin büküldü, gözünün güheridöküldü ha! Vay Koca Osman m vay! Vay kartal gibi yolda m vay! Kocal k bats n. Bir insan kocaymcaçocuk gibi oluyormu me er, hem de bebecikler gibi. Vay f kara! Allah Allah! Allah da Allah!"

efçe Kahya, Koca Osmandan iki ya büyüktü. Beli iyice bükülmü , iki büklüm olmu tu. Koca Osmanlaefçe Kahya köyde tuhaf huylar , ayr görenekleri, gelenekleri olan, köylünün bilmedi i, görmedi i,

anlamad törenler düzenleyen, bu törenlere t t na uyan iki ki iydiler. kisi de ayn biçim giyiniyor,ikisi de kubur tak yor, ikisi de bellerinden eski dolma tabancalar eksik etmiyorlard . kisi de, kendilerinibildi bileli usturayla ba lar kaz yorlar, tam tepelerinde iki parmak kal nl nda çok uzun saçlar

rak yorlard . efçe Kahyan n tepesindeki bu saç öylesine uzundu ki, b rakt zaman kad n saçlar gibi tabeline iniyordu.Gece a r a r aç yor, öbür köylerden de gürültüler, ba rt lar, derinden u ultular geliyordu. Akçasaz niçinden top patlamas na benzer sesler duyuluyordu. Yerin alt nda patlayan bo uk top sesleri.Yang n kokusuna kar batak, nergis, çiçek, bahar kokular ... Ortal kta bir an derin bir sessizlik oldu.Bütün sesler birden kesildi. Sonra bir at uzaktan ac ac ki nedi, o da sustu. Yang n çat rt lar çoktandurmu tu. Ortal yan k etin kokusu alm . Köylülerin burunlar n içi yan k etin kurumu, ya yla doldu.Hep bir a zdan öksürdüler.Yal mlar usul usul k sald , küçüldü, sabaha kar da ortada bir top köz kald . Gün do arken kapkara tüten birkömür y yd evler. Evlerin içinde e ilip bükülmü , erimi kap kaçak,40bir köten, birkaç saban demiri, kireçle mi bir y n çakmak ta ... Yanan hayvanlar n kemikleri bilekalmam . Ah n arkas ndaki hende e içerden bir yol kapkara ya akm .Çocuklar, kad nlar uykulu, ya lar b kk n, delikanl lar, orta ya lar terli, yorgun, do an güne kar slaktopra a çökmü oturmu lar. Ba lar yerde, yüzleri kederli ve umutsuz. E ik ba lar k ldam yor, f içbiryöne bakm yorlar. Havada utanç gibi bir ey var. Ba lar kald rsalar biribirlerinin yüzüne bakacaklar diye

ödleri kopuyor. Ç t da ç km yor, çiçekten çiçe e, yapraktan yapra a uçup duran ar lar n v lt ndan ba kases yok ortal kta.Bir tek Koca Osman ayakta. Yönünü do an güne dönmü , gölgesi a ya ovaya upuzun serilmi . Birheybet gibi ilk klar alt nda dikiliyor. Dudaklar nda bir gülümseme. Bir süre böyle durdu, piposununduman do an güne kar savurdu. nceden esen poyraz, duman al p uzaklara götürdü. Sonra da KocaOsman k ldad , bin ba uyumu devin bir ba k ldar gibiydi. Oturmu kalabal n önünden, tütenyang n evlerinin aralar ndan gidip gelmeye ba lad . Elleri arkas nda, tüten piposu a nda, ba dik...Köylüler ba lar a rca kald rd lar ona bakt lar. Onun böyle yang n yerinde sevinçle dola mas na bir anlamveremediler.Gün ku luk oluncaya kadar Koca Osman böylece dola durdu, piposunun duman savurdu. Sonra dakurumu kalm , yanan sa eli mi , kabarm , sol eli koynunda, yüzü sapsar olmu , bir gecede on be yaya lanm , yüzü pörsü-mü Yobazo lu Hasan n önüne geldi. Gür, sevinçli, gümbür gümbür bir sesle:"Yobazo lu Hasan, Yobaz no lu Hasan," dedi, "senin o baban rahmetli var ya, k lba bir ki iydi, ama Kürtyi idiydi. Mert adamd . Tek ba na bir adamd ama, hiç kimse ona gözü-yün üstünde ka n var arkadadiyemezdi. Bir çocuk gördüm, sabahleyin, geceleyin, ak amüstü. Gün gibiydi bu çocuk. Bir avuç adamd buçocuk i te. Safi yürekti ama. Bu çocuktan koca bir hükümet, hemi de Mustafa Kemal, Yunan , dünyay altetmi sahan gözlü Mustafa Kemal korkuyordu. Hemi de a alar onun önünde tir tir titriyorlard . Titremektendonlar tutmuyor-41du, Yobazo lu. Anlad n m Yobazo lu? Sana bir çift sözüm var, vars n Ali Safa evini yaks n. Yakt i te. yietti, ho etti, güzel etti güzel, eline de sa k yüre ine de... Vars n bizi de öldürsün. Hak ettik arkada . Bizlerkepazeli i hak etmi adamlar z arkada . Çok münasip, çok güzel eder. Vars n elinden geleni ard nakoymas n o Ali Safa iti. Olur mu? Hemi de iyi olur. Sen yaln z hiç korkma arkada . Hiç mi hiç korkma.Yüre ine korkuyu u ratma. Korkan yürek makbul bir yürek de ildir. Sesi çabuk kesilir, Yobaz m. Senkorkma arkada , korkma! Bütün bu i leri, seni korkutmak için getiriyor ba na o gavur. Korkma yi idimkorkma! Sen yürekli bir adams n, korkma! Ben sana korkma diyorum arkada . Çünküleyim ki korkan ki ihiçbir vakit, hiçbir yerde, havada, hem de karada, hem de denizde hiçbir vakit de iflah olmaz. Korkma,kaçan at n geriye gelecek, Ali Safa iti de belas bulacak. Yang ndan kurtard n at geriye gelecek, onukurtarmak için yakt n u güzel kabarm elini görecek, ac yor mu elin yavru? Ac maz m ? Vars n ac n,yanan eller iyi olacak. At n geriye, geriye, geriye dönecek. Yangmdan kaçan at geriye dönmez ama, iflaholmaz ama, senin at n geriye dönecek. Arkada , Yobazo lu k lba Hasan, Kürt Hasan sana diyorum, sanadiyorum, sana diyorum..." sesini yükseltti, sesi ola anüstü bir sesti, kal nd , bir devden ç kar gibiydi, tok..."At n geriye dönecek. Arkada Yobazo lu, her tepeden bir gün do acak!"Gülerek, kaim ka lar n örttü ü gözlerini kalabal n üstünde bir daha gezdirdikten sonra güvenli bir sesle,sözcüklerin üstüne bast ra bast ra:"Her tepeden bir gün do acak. Bir gün do acak. Bir gün, bir gün, bir gün..."Biçimsiz, bo umlu bir karaçal köküne benzeyen ahadet parma yla güne i gösterdi:

te böyle," dedi, "i te böyle bir gün do acak. te böyle güzel bir güne . S cak. Hem de k. te böyle...Her tepeden bir gün do acak. At n geri gelecek. Geri gelecek..."Arkas döndü, çabuk çabuk evine yolland . Bütün ba lar da ona çevrildi. Kalabal k o evine var p da kap

rarcasma kapat ncaya kadar gözleriyle onu izledi.425Gün do uyordu. Yobazo lunun at ovan n ortas nda dimdik k rdamadan duruyordu. Gölgesi Anavarzakayal klar na do ru uzanm . Do an güne kar , binlerce ku hep bir a zdan ötü üyor, ortal bir k yametgünü tela na döndürüyordu. At n ba havadayd , boynunu taze bir otu koklar gibi uzatm . Karagözlerinin ak iyice kanlanm . Sa sa n üstünde bir yan k kabarc gittikçe büyüyordu. Az sonrakabarc n üstünde sinekler dönmeye ba lad . At ilk olaraktan sinekleri kovmak için kuyru unu sallad .Sonra mucuklar, daha ba ka küçük kara sinekler at n gözlerine çoku tu. K rt z at ba arada birsallamaya ba lad . Bir ara da gözlerine, sa smdaki yan k yerine çoku an sineklere de ald rmad , hiç

rdamad .Il k bir güne doldurdu ortal . Ku lar n sesleri kesildi. Ar lar s cakta uçu rnaya ba lad lar. Sonra s cak dahaçok artt , terlemi ar lar, iri çiçeklerin içine girip sakland lar. S cakta ince p lt larla ortal doldurmu ,kanatlar v ldayan ar lardan hiç kalmad . Yaln z iri e ekar lar , onlardan daha iri, ince, uzun, nak nak ,

rm , mavi mineli bocuklu ar lar s ca n alt nda dönmelerini sürdürüp gittiler. Orada burada, uzaklarda bir

güne parças gibi havada çak p yitiyorlard . S cak yo unla , bu uland . Otlar, a açlar, çiçekler, ku lar hepbu f ran bahar s ca bu usunun içinde kald lar. Bir kelebek bulutu savruldu geçti. O ul vermi bir arbulutu, bir top, yandaki iri ç nar a ac na a . Her ey güne li bir tazelik kokuyordu. Güne li yeni açmçiçek, güne li ot, güne li taze toprak. Bu bu ulu s cakta43Anavarza topra imdi, u anda yarat lm gibi g r g r taze kokuyordu.Dimdik k rdamadan duran atm gözlerini mucuklar iyice doldurdu. Sa daki yan k yeri de sinektengörünmüyordu. Kapkara s vanm . Bir kelebek at n uzun, tertemiz yelesinin üstüne konmu , mavikanatlar aç p aç p kapat yordu.Yandaki Akçasaz batakl n sular ndan d ar ya vuran bir parça avk at n boynunun sol yanma vurmu ,parlat yordu.Ne oldu, ne olmad birden at k ldad , ba sallad , birkaç kez çifte att , sinekleri döktü, ovay bir uçtanbir uca dönmeye ba lad . Vayvayl alt ndan Tarsuslunun çiftli inin oraya kadar ko tu, sonra durdu. Öylesineko uyordu ki ayaklar gözükmüyor derdin.At Tarsuslunun çiftli inin oralardan Narl la yörelerine geldi inde gün ikindin oluyordu. Narl lan nyan ndaki batakl n sular durmadan kabar yor, köpükleniyor, fokurduyor-du. Besili, uzun bir kara y lanotlar n aras ndan a r a r batakl n k na gidiyordu. Deli inden yeni ç km , kan yava yavauyan yor, y lan kendine geliyordu. Kapkara s rt güne geldikçe ye illenip balk yordu. Y lan tam at nayaklar n dibinden, at n t rna yalayarak geçti. Bir iki böcek büyük gürültülerle bir karamuk a ac nyan nda durmu , at n ba n dört bir yan nda durmadan gürültülü halkalar çiziyordu. Atsa hiç ald rm yordu.Birden, uzaktan, Akçasaz n üstünde bir yal m parças yand söndü. At o anda kanatl ym gibi gö e f rlad ,bir daha, bir daha gö e f rlad , boynu uzad , bacaklar aç ld . Sonra aha kalkmaya ba lad . Sonra ba ladko maya, sonra da büyük bir halka yaparaktan dönmeye ba lad . Sonra da bir anda oldu u yerde dikildikald . Havay koklad bir süre. Sonra gene k rt z, dondu. Etini, kulaklar kessen k rdamayacakt .Uzakta, çok uzakta, Kozan yolunda bir adam yürüyordu bu yana do ru. At onu gördü, görür görmez deba bir ç rpt , deli gibi ki nedi, ald yat rd . Öylesine ko uyordu ki karn yere de iyordu. Günkavu uncaya kadar ko tu. Köpük içinde kald , gene ko tu. Anavarza kayal klar geçti. Dum-lukaleyedo ru do ruldu. Orada, Hac lar köyü yöresinde çok44uzaktan gelen bir adam daha gördü, ayn h zla geriye döndü. Hac lar köyünün klar yanm . I klar görürgörmez, bir ölüm ki nemesinde karanl y rtt . Sabaha kar Topraktepe dolaylar na gelmi ti ki, bitkin.Terden köpükten kapkara kesilmi , körük gibi de soluyor. Bir ad m atacak gücü kalmam . Tanyerleri

rken ilk klar onu kulaklar dü mü , ba topra a do ru sarkm ,"sol art aya karn na çekmi ,küçülmü , porsumu , y lg n buldu.Yobazo lu Hasan n at soylu bir Arap at yd . nce, uzun, sall , ya z bir att . Donu karaya çalan birya zl ktayd . Karaya çalan ya zl ktaki atlar çok ender olur ve soylar n en güzeli onlard r.Ya z at bir y l öncesine kadar Ali Safa Beyindi. Ali Safa Beye bu at iki ya nda bir tayken, soylukka yla birlikte çok sevdi i bir arkada Urfadan göndermi ti. Soyluk ka n yan na ya z at n soyununola anüstü maceralar anlatan bir de menak pname eklemi ti. At geldi inde dillere destan olmu ,Çukurovada onu görmek için Ali Safa Beye Kozandan, Adana-dan, Tarsustan a alar beyler konukgelmi lerdi. te bu yüzden de Ali Safa Bey ya z at n üstüne titriyordu.Ali Safa Bey bu at için ta Urfadan, bu soyun atlar na bakm ya bir seyis bile getirtti. Beye göre bu atinsandan bile ak ll yd , bir konu muyordu. Bir de dili olsayd ... Her eyi, her devinimi anl yor, dostça,dü manca, sevgiyle, iyilikle, kötülükle kar k veriyordu. Ali Safa Bey üzüldü ünde o da üzülüyor, iri karagözlerini bu ulu bir kederdir kapl yordu. Ali Safa sevinç-liyse at bir sevinç kas rgas gibi esiyor, gözlerindenparça parça sevinç klar dökülüyordu.Ali Safa Bey:"Ben onu severim candan ileri," diyordu.Ola anüstü bir sava ta kendini yitirmi Ali Safa Bey ya z ata binince kendine geliyor, dünyalar onunoluyordu. "Ya z at n binicisi Safa Bey!" sözü onu derecesiz bir k vanca bo uyordu. Bu ata olan tutkusunakendisi de yordu. çinden hep geçiriyor, "demek ki," diyordu, "o eski, yaban l Türkmen kandamarlar mda daha ayn h zla dola yor. Dola yor demek! Arap atlar n soyu olur, insanlarda soy soparanmaz, insanlar n45daha ba ka da hususiyetleri var, ata benzemez. nsanlar at de ildir ama, bu bendeki at tutkusu ne?"

Bir gün geldi ki, at tutkusuyla toprak tutkusu kar kar ya kald . Damarlar ndaki yaban l Türkmen kantoprak kar nda yenilgiye u rad .Vayvay köyünde, Vayvay n yak nlar nda küçük de olsa bir toprak parças gerekti ona. Bir toprak parças ki,Vayvay topraklar n kilidi olmal yd . Uzun bir arama taramadan sonra kasaban n tapu memuru böyle birtoprak parças buldu. Bir tapu ki, s rlar alabildi ine uzar, k sal r. Nereye götürür-sen oraya kadar gider.Bu tapu hem de Vayvay köyünün s rlar içindeydi. On yedi dönümlük bir tapuydu bu ve Yobazo -luHasan nd . Böyle bir tapunun s rlar içine be bin, on bin, on be bin, hatta elli bin dönümlük toprakal nabilirdi. Böyle bir tapuyu buldu undan dolay Ali Safa Bey sevincinden uçuyordu. Daha tapunun adal r almaz, tapucuya hemen orac kta be yüz liral k bir bah i veriverdi. Üç gün sevincinden gözlerine uykugirmedi. Üçüncü günün sabah Yobazo lu Hasan ça rd :

u tapuyu bana ver Hasan," dedi. Hasan hemen:"Ba üstüne Beyim," diye kar k verdi. "Biz seninle baba dostuyuz. Senin babanla benim babam n bir içti isu ayr giderdi. Karde iz, h z, senin t rna n kesilse benim yüre im ac r. Et t rnaktan ayr lmaz Hasan...""Ba üstüne Beyim.""Biz karde iz, dostuz, h z ama dostluk ba ka al veri ba kad r. Bu senin on yedi dönümlük tapuna kaçpara verelim? Ya da ba ka ne istersin?""Can n sa olsun Bey, bir avuç toprak de il mi, bir parça toprak de il mi? Can n sa olsun Bey... Mademkiistiyorsun, yar n kasabaya gidelim tarlay hemen üstüne devredeyim. Mademki baba dostuyuz, ne k ymetivar bir avuç topra n. Hiçbir k ymeti yok Beyim. Senin gül gibi can n var olsun, Allah gölgeni üstümüzdeneksik etmesin." K vançl : "Etmesin ama, olmaz," dedi Ali Safa Bey gülerek, "Olmaz.46Azdan çoktan bir ey alacaks n. Olmaz. O zaman tarlan istemem. Bir ey alacaks n azdan çoktan."Hasan hep utangaç utangaç önüne bak yor, bir kar k vermiyordu."Olmaz Hasan, istemem tarlan . Söyle ne istiyorsan. Önce sen iste, sonra ben kendim de erini veririm. Birkuru iste, bir öküz iste, bir keçi, bir koyun iste... Bir at iste..."Hasan ba yerden kald ram yor, iyi ya da kötü bir söze yaram yordu.Ali Safa Bey içinden geçiriyor, k z gibi kalm Yobazo lu, k z gibi, diyordu. Ba kald p da yüzümüzebakam yor. Bu ya a gelmi daha genç k zlar gibi k zar p bozar yor. Tarla için para almamakta direniyor.Türkmen görene i, bir büyü ünün önünde söze varamamak, hem de onunla pazarl k edememek. Ama zorlakabul ettirmeliyim ona. Sonra kilükali mucip olur.Bu on yedi dönümlük tarlan n alt nda çok eyler yat yordu. Bir ey vermeden tarlay almak olmazd ."Söyle Yobazo lu," diye en s cak sesiyle söyledi Ali Safa Bey. "Söyle iki gözüm karda m. Söyle, insanlar nhas karda- m. Ben de senin bu yi itli ini hiçbir vakit unutmam. Mezar ta ma bile bunu söyler, bunuyazd m. Söyle imdi."Yobazo lu ba kald rd , gözleri lt içindeydi. Küçücük yüzü yaramaz, b çk n bir çocu un yüzünebenziyordu. Suç i lemeye haz rlanm , ataca m sana kaz diyen bir b çk n yüze... Yobazo lu bakald nca Ali Safa Bey sevindi. Yola geldi çocuk diye içinden geçirdi. Yüzü yedi ya nda bir çocu unyüzüne benziyordu. Benim bildi im Hasan çok ya . Nerdeyse ayn ya tay z. Hasan daha utangaç utangaçgülümsüyor, gözlerini Safa Beyin gözlerinden hiç ay rm yordu:"Beyim mademki çok direniyorsun...""Çok direniyorum Hasan. Kar istemezsen alimallah kabul etmem. Toprak de il, alt n olsa gene kabuletmem.""Mademki aslan Beyim..."Bey derin bir soluk ald , s rt ndan a r bir yük kalkm cas -na konu tu:"Söyle Hasan, söyle can m. Dile benden ne dilersen.""Senin ya z at diliyorum Beyim. Ya at, ya da hiç. At bana47verir, tarlay al rs n. Hem de senin bindi in tak yla birlikte isterim."Beyin rengi att , ama hiçbir ey söylemedi. Konu sa dili diline dola acakt . En sonunda:"Öyle mi Hasan?" diyebildi. "Demek ya z Arap at istiyorsun?""Kusuruma kalma Beyim," dedi aya a kalkt Hasan. "Ya at, ya da hiçbir ey."Arkas na bakmadan d ar ya ç kt gitti.O gittikten çok sonra kendine gelebilen Bey öfkeden deliye döndü. Kona n sofas nda doland durdu, neyapaca dü ündü durdu. imdi u anda eline geçse Yobazo lu, onu parça parça edebilirdi. Yobazo lunun

dile i o kadar a na gitmi ti. "Nas l ister, nas l ister, benim at nas l ister bir köylü parças , bir köylü iti?"diye bas bas ba yordu Ali Safa Bey. "Nas l, nas l buna dili var r, hem de cesaret edebilir?"Öfkesi uzun sürdü. Birkaç gün doluya koydu almad , bo a koydu dolmad . Araya kasaban n gönlü k lmazki ileri girdi. Yak n köylerdeki a alar girdiler. Herkes, herkes girdi. Bey, Hasana çok çok paralar, ba kayerde dönüm dönüm tarlalar önerdi, Hasan bana m n demedi."Ya Beyin ya z Arap at , ya da hiçbir ey," diyordu. "Ya Arap at..." diye kuruluyor, "ya da hiç!"Ali Safa Bey edemedi, ba ka hiçbir çaresi yoktu. At savatl s rmal tak mlar yla donataraktan Yobazo luHasan n evine gönderdi bir sabah vakti. çindeki kin de, Yobazo luna kar büyüdükçe büyüdü.ki gün içinde de tapu ona geçti.

Ali Safa Bey tapuyu eline al nca önce güldü, sonra di lerini s kt , yal m yal m gözlerle Hasana, oradabulunan Vayvay köylülerine bakt :

te imdi elimden çekece iniz var," dedi. "At , can m kadar sevdi im at elimden al r m z? Al r dau çingeneyi üstüne adamm gibi bindirir misiniz?"

Hasan da, köylüler de onun bu kadar neye öfkelendi ini anlayamad lar ama, içlerine korku dü tü.çlerine korku dü tü ama, korkunun ecele faydas olmad .

48Hasan at ald ktan sonra ata bindi köy köy, kasaba kasaba dola . Dola yerlerde:"Bu at," diyordu, "Yobazo lunun at r. On yedi dönümlük bir k raç tarla verdim, ot bitmez, bu at ald m.Ahmak herif..."Yobazo lu sonra sonra gittikçe az tt :

stesem," diyordu', -"Ali Safa Bey at de il, kar da verecekti on yedi dönümlük bir k raç tarla için.Merhamet ettim de kar de il, at istedim. At veren kar vermez miydi, elinizi yüksekvicdan n üstüne koyun da söyleyin."Türlü aklabanl klarla herkesi Ali Safa Beyin üstüne güldürüyordu.Ali Safa Bey onun bu dediklerini günü gününe duyuyor, deliriyordu. Adamlar yla birkaç kere Hasana haberyollad : "A kapats n," diye. "A kapatmazsa ben onun a na s p kapatmas bilirim," diye.Hasan ald rmad ."Ben a hiç de kapatmam," diyordu. "Kapatmam," diyor kabar yordu. "Ben ondan de il, onunferi tahmdan bile korkmam. Elinden geleni ard na koymas n. Gelece i varsa görece i de var. Onun Kalayc

yas var ya, da da olsayd gene korkmazd m. O, on yedi dönümcük bir toprak parças na, el kadar birka da, bir avuç tarlaya u gül gibi at verdi mi vermedi mi, onun benim yan mda be paral k adaml yok.sterse beni öldürtsün. Gam yemem ki, beni bir it parçalad derim. Bir avuç tarlam daha var, el kadar bir

ka n üstüne yaz . Onlar da verece im, gelecek y l Alinin kar da alaca m, Arap at n terkisine at pköy köy dola raca m. Onun benim yan mda be paral k haysiyeti yok. Öldürtsün beni."Bir gün karaçal n yan ndaki yoldan atla geçerken ona be el ate edip tutturamad lar. Çünkü at n

rtmdayd ve at yel gibi ak yordu. Kur un tutmad . Hasan her yerde, tekmil ovada doludizgin dola yordu.Birkaç kez daha onu kur un ya muruna tuttular. Hasana gene bir ey olmad . Yel gibi ak p gitti kur unselinin içinden. Hiç ald rmad , daha da az tt , her yerde, dü ünde dernekte aç k aç k konu uyordu art k.Karakola çektiler, a ndan burnundan kan gelinceye ka-49dar dövdüler, Hasan karakoldan sonra on be gün kan i edi. Gene bana m n demedi."Alaca m," diyordu, "onun kar . Er geç alaca m. Arap at n terkisine at p yayla yayla gezdirece im.Elimde bir avuç tarlal k bir ka t parças daha var."Üç kez at çald lar, Hasan gitti at buldu getirdi."At ölse ne olur ki," diyordu. "Bir kere vermedi mi bana can ndan daha sevgili at , at verip insanl ktan

mad m ? At ölse onun insanl m onar lacak?"Gökyüzü lacivert bir koyu karanl a do ru iniyordu. Y ld zlar kay yordu dökülürcesine. Ya z at n burunkanatlar büyük bir gürültüyle aç p aç p kapan yordu. Ko uyor, ko uyor, bir ara durup uzun uzun havaykokluyor, sonra geni bir halkada kendi yöresinde dönmeye ba yordu. Büyük bir harman-yeri kadar biralan n otlar , çiçekleri, böcekleri darmada k, topra a yap , ezilmi ...Ya z at, uzun bir dönü ten sonra kayan bir y ld zla birlikte Akçasazm nergislerinin içine girdi. Nergislerkarn na de iyor, k bahar havas nda yo un bir kokuyla kokuyorlard . Gökteki kayan, k lc mlanan iri

ld z, ya z at n ç plak sa nda balk . Sa geni , ehvetli, güçlü ürperdi. Ya z at Akçasaz n durusular na dald . Sularda büyük, geni yaprakl nilüferler yüzüyordu.50

Kap çal nd nda Ali Safa Bey yukarda konakta eli yüre inde bekliyordu. Atlardan inen iki ki inin ikisi detepeden t rna a çamura batm . Atlar da çamur içindeydi.Ali Safa Bey hemen a ya ko tu."Ne haber?" dedi. "Yang gördüm. Güzel yan yordu. Hasandan ne haber, attan ne haber?"Murtaza:"Adem kap çal nca Hasan açt . Öyle de il mi Adem?""Öyle," dedi Adem. Küçücük, yamuk yumuk bir insand ."Ademe, yana çekil Adem, dedim. Adem yana çekildi, ben onun yana çekilmesiyle be kur unu da Hasan nüstüne bo altt m. Öyle de il mi Adem?"Adem:"Öyle," dedi. Yamuk yumuk ba havaya kald rd ."Hasan yere dü tü. Öküz gibi de bö ürdü. Kap üstüne kapand hemen. Öyle de il mi Adem?""Öyle, kap üstüne kapand ."Murtaza:"Ben elimdeki gazl paçavralar ate ledim, yar e ikli in üstüne, yar da hu un yelden yana gelenotlar n aras na soktum. Yal m birden patlad . Sonra ah ra gittim, ah n kap da tutu turdum. Yal mbirden patlad . çerde at ki nedi. Poyraz esti. Yal mlar geceye da ld . Köylüler ko maya, ba -n mayaba lad lar. Biz kaçt k. Üç tane adam bizi sazl n içine kadar kovalad . Yanan hu un içindeki at deli gibi, acac , yal-51L HALK

var r gibi ki niyordu. Ki nemesi yürek koymuyordu insanda. Üç adam sazl n k na kadar geldiler.Sazl n içine giremediler. Üç adama üç kur un sallad k sazl n içinden. Öyle de il mi Adem?""Öyle," dedi Adem. "Üç kur unu ben sallad m onlar n üstüne. Ama geceydi, karanl kt , de medi.""At bir ki niyordu ki, sesi tüm ovada ç nl yordu. At a yordu yanarken, sesi daha kulaklar mda..." Adem:"Yand ," dedi içini çekerek, "Yand f kara. Aynen insan gibi a yordu, yürek koymuyordu insanda.""Biz sazl a girdik, sa selamet. Sonra uzun, çok uzun, bitmeyecekmi gibi, üç gün üç gece sürecekmi gibiat n ki nemesi geldi. Sonra birden kirp diye kesildi ki neme." Ali Safa Beyin yüzü ac , öfkeli bir hal ald :"Yans n," dedi, "o at. Yans n. Yans n kül olsun." Rahat bir soluk ald . "Haydi gidin atlar y kay n.Giyitlerinizi de de tirin. Zeynel nerede kald acaba? As l haber onda. Zeynel gelmeden hiçbir ey belliolmaz.""Belli olmaz," dediler gittiler.Gün do mu , ku lu a do ru, bu ular a r a r kalk yordu. Ku lar seslerini kesmi lerdi. Bir tekerlek izi ye ilotlar n üstünde ta Anavarzaya do ru gidiyordu. Bir adam ah rdan gübre ta yordu d ar . Ba ka bir tanesi,kahverengi yün ayak giymi abal doru bir at t mar ediyordu. Bir kelebek bulutu, bir renk cümbü ündegeldi önlerinde y , sonra uçup gittiler. Ana-varzanm ak bir bu uya bürünmü mor kayal klar ndan gö edo ru mor, lt , ayd nl k, duru bir bulut a yordu.Murtazayla Adem y kanm lar geldiler. Hiç konu mad lar. Beyin kar nda el pençe divan durdular. Beyekar bir olumsuzlukta bulunmamak için tetikte olman n çabas içindeydiler. Hiç yüzüne bakm yorlar,ba lar yerden kald rm yorlard . Ali Safa Bey baz baz oturdu u Türkmen kilimi dö eli sedirden kalk yor,

rbac sar , körüklü çizmesine vura vura evin örtmesini öfkeli, sab rs z bir uçtan bir uca ar nl yordu.Murtaza: "Bak Beyim, u a dan gelen Zeynel de il mi?"52Bey ellerini gözlerine siper edip bakt . A dan, bö ürtlenlikten gelen Zeyneli gördü, kararm yüzü ."Gelen Zeynel," dedi. "Ata ne oldu acaba?""At öldü," diye zaferle söylendi Murtaza. "Öyle de il mi Adem?""Öldü ki öldü. Hem de kemikleri çat r çat r yand . Tüyü bile kalmad ."Zeynel az sonra soluk solu a geldi. Yüzü soluktu. Dudaklar sarkm . Bacaklar n titredi i belli oluyordu.Biraz bozulmu Ali Safa Bey:"Otur uraya, otur da biraz dinlen o ul Zeynel, karda Zeynel." Merakla yüzüne bak yor, sab rs zlan yordu.Zeynelin e ri çenesi biraz daha e rilmi sa a kaçm . "Murtaza bir su getir Zeynele. çsin de kendinegelsin."Zeynel oturdu, Murtaza suyu getirdi Zeynele uzatt . Zeynelin elleri titredi tas al rken, su yere döküldü."Söyle Zeynel, ne oldu?"

"Hiçbir ey olmad ," dedi Zeynel. "Hiçbir ey olmad . Hasan n evi, bir de ah , bir de samanl yand ...Hiçbir ey olmad .""Kendisi?""Burnu bile kanamad .""Ya at?""At yan yordu. Ah n da kap tutu mu . Hasan at kurtard . Az daha at u runa kendi yan yordu. Tutu mukap dan kendini kap p koyverdi yal ma kesmi ah n içine. At çekti ç kard .""Köylü nas ld Zeynel? Y lg n m yd , korkulu mu?""Y lg n, y lg n ki ne y lg n! Kurumu kalm her birisi, yapraks z a açlar örne i. Ta a topra a, a aca ku a,bir korku sinmi ti köye, soluk ald rmaz.""Aaaah, at ölmedi... Korkmalar çok iyi. Çok...""Yaln z birisi vard . O da Koca Osman, hiç ald rm yordu. Galyeni a nda boyuna duman püskürtüpyang n kar nda geriniyor, gülüyordu.""Gene bir oyunu mu var Koca Osman n? Gelmeyecek mi? Gelip bizimlen konu mayacak m dersin Zeynel?"53"Ben onu bilirim Bey. K de tirmi , bin y ll k dolma tabancas beline takm . Bunda bir i var amahiç kimse ne oldu unu bilmiyor.""Belki bunad ," dedi Bey. "Seksenini çoktan geçti Koca Osman. Durun bakal m."Zeynel:"Hiç akl m kesmiyor," dedi. "Bunamaz o. Kara bulut gibi köyün içine a dolan p duruyor. Geldi benimkar mda durdu, tepeden t rna a uzun uzun beni süzdü süzdü, galyenin-den gö e bir top duman koyverdi,aya yere üç kere vurdu. Bir bildi i var Koca Osmanm. Dövü e haz rlan yor. Üç gün önce böyle de ildi.

lg n, ölü gibiydi, ayaklar sürüklüyordu."Ali Safa Bey:"Bu topraklar bizim öz mal z," dedi. "Alt ndan kalkaca z. Koca Osman ne oyun kurarsa kursun. Bengüçlüyüm. Güçlü ve de hakl m. At n kaçmas iyi olmad yaln z. Bir yara gibi içimde. O at yakalay pvurmal ."Adem:"Ben eski bir avc m Bey. O at neredeyse bulur, bir iki gün içinde vururum. Ya da sana yakalar getiririm.""Bana getirme, vur," dedi Bey. "O at vurmadan bana gelme. Haydi git vur o at . Vur ki... Bu at i i buradabitsin."Zeynel:"Ben çok güzel bir ey buldum," dedi. "Alimallah köylü evini bark b rak r da arkas na bakmadan taAkdenize kadar kaçar. Korkusundan ödü patlar."Ali Safa Bey:"Sen çok güzel i ler bulursun, arkada , Zeynel," dedi. "Bilirim senin güzel hünerlerini. u ovada senin deküçücük, güzel, verimli bir çiftli in olacak, senin de. Hele yeme imizi yiyelim de yeni plan anlat rs n.""Anlat m," dedi Zeynel. "Hem de ne güzel."547Yobazo lu Hasan n yanan evinin önünde ba lar yere e mi oturmu suskun kalabal n üstüne çiyya . Kalabal k ü ümü uyu mu tu. Hiç kimsede en ufak bir k rt bile yoktu. Kalabal k donmu ,kal pla " gibiydi.Gün do du. Parlak, sevinçli bir gün. Ovan n bütün ku lar hep bir a zdan ötü tü. Ar lar ince kanatlar ndapul pul k, v ldamaya, uzun uzun uçarak gezinmeye ba lad lar. Köyün uzak evlerinden birkaç bebeviyaklamas geldi. Sonra küçük çocuklar onlara öykünüp a la lar. te tam bu s rada yanan evin yerinden

kan direk direk tütünlerin arkas ndan gölgeleri uzam iki candarma gözüktü. Suskun kalabal a gelipselam verdiler."Çavu umuz, Yobazo lu Hasan istiyor," dediler. "Hem de imdi."Hep a lamakl , incecik yüzlü, incecik Seyfali upuzun aya a kalkt :"Evi yand f karanm," dedi. " te duman ç yor. Yand kül oldu." Bir gelincik gibi boynunu büktü. "Hakkareva m yani? una bak n arkada lar una! Hayvanlar da yand . Kur un da s kt lar f karaya. Çocuklar da,kar da, at da, o güzelim Arap at da yan yordu. Gitsin de Çavu a söylesin derdini. Çavu belki onunderdine bir çare bulur. Unu, bulguru, ya da yand . Tavuklar , yataklar da yand . Bak n daha duman

tütüyor. Çavu sorsun ona, evini kim yakt rd , diye. Yobazo lunun evini kimin yakt rd bilmeyen yok.Al n götürün Yobazo -55lunu. yi ki geldiniz. Arap at yan yordu. Yobazo lu var ya, kendini ate e att da Arap at kurtard . Arap atda ba ald gitti. Ald da gitti..."Yobazo lu donmu lu undan aya a kalkt . S rt inceden bu ulan yordu. Candarmalara do ru yürüdü.Candarmanm birisi hemen arka çantas ndan bir kelepçe ç kard , Yobazo lu-nun ellerini kelepçeledi. Seyfali:"Bu da nesi?" diye sordu. Candarma:"Sen kar ma Muhtar," diye sert ç . Seyfali:"Ben de geleyim. Geleyim mi?" Candarma:

stemez," diye ba rd . "Dü üne gitmiyoruz." Yobazo lunu önlerine dü ürüp yürüdüler. Yeni ye ermitarlalar n içinden geçerek toprak yola ç kt lar.yice k zd ran sabah güne inde kalabal ktan ek i bir bu u yükseliyordu, ter kokusuna benzer. Yobazo lu

gözden raym-caya kadar arkas ndan bakt lar. Konu mad lar.Çavu Yobazo lunu beter kar lad . A köpürmü , bar bar ba yordu:"Ne hat r biliyorsunuz, ne gönül! Ne insanl k biliyorsunuz, ne karde lik! Ne büyük biliyorsunuz, ne küçük!Ne a a biliyorsunuz, ne de bey! Ne Allah biliyorsunuz, ne Peygamber! Ne candarma biliyorsunuz, ne deHükümet..."Kendisini sonsuz bir öfkeye kapt rm zang r zang r titriyor, kendinden geçiyordu.Hasan n karn na üst üste tekmeler indiriyordu. Yobazo lu k vran yordu. Kocaman elleriyle Yobazo lunuboynundan tutup karakolun bo odas na çekti. Candarmalar hemen kiraz dal ndan sopas getirdiler elineverdiler. Ba gözü, karn , s rt demiyor, neresi gelirse yerde inleyip k vranan adama indiriyordu. Vargücüyle. Hem indiriyor, hem de kudurarak konu uyordu:"Evini yakars n de il mi? Kendi evini kendi elinle yakars n, de il mi? Ben de yutar m öyle mi? Ulan insanhiç kendi evini kendi eliyle yakar m ? Ulan sen akl m oynatt n? imdi seni bu-56radan t marhaneye göndereyim mi? Hem de karakol karakol... Ulan yanan evin içinde çocuklar n, kar n dayansayd ya! Seni ipe çekmezler miydi? Ne diyorsun, niçin konu muyorsun? Neden evini yak yorsun? uköylerde herkes sana öykünse de evini yak-sa neye var r bu hükümetin hali? De bakal m neye var r? Kötüörnek oluyorsun millete, evini yakarak yakaraktan..."Boynu yüzü k pk rm kesilmi , ter içinde kalm Çavu halsiz kal ncaya kadar Yobazo lunu dövdü, sonrayan nda ha-z rol duran candarmaya sopay uzatt :"Kemiklerini k r unun," dedi. "Bunlar kötü örnek oluyorlar. Bunlar Beye de, Allaha da, candarmaya da,Hükümete de bir gün olur kar gelirler. Vur! Vur Allah a na! Vur em ir a na. Vur ki vur, vur ha vur!Terbiyelerini iyi vermek gerek ki bunlar kendi evlerini yak p, hem de içinde çocuklar , millete kötü örnekliketmesinler. Vur ki vur!"Candarma da ba lad , aym"Çavu gibi, ona t t na öykünerek. Hem vuruyor, hem de konu uyordu:"Ulan köpek," diyordu di lerini s karak, yüzü gerilmi , gözleri pörtlemi , bir Karadenizli a yla, "ulanköpek, insan kendi evini kendi eliyle yakar m ? Hem de ah , hem de içindeki geyik gibi Arap at , hemde içindeki gül gibi çocuklar ? Ulan köpek o lu köpek..."Yobazo lunun hiç sesi ç km yordu. Ölüyü döver gibi dövüyorlard . Karadenizli candarma da yoruldu.Üçüncü candarma ald sopay . Yobazo lu kendinden geçti. Her yan uyu mu tu. A ndan kan geliyordu.

rt da, elleri de, ayaklar da kanam . Her yerinden kan s yordu.Çavu :

u köpe i götürün yol a na at n," diye emir verdi. "Ölürse kaçt da vurduk dersiniz. Silahl çat madaöldürüldü. Bey bizi kurtar r. E er kendine gelirse, ona söyleyin ki Vayvay köyünü b rak p gitsin. Ali SafaBey ona ba ka bir köyde, ba ka bir yerde ev de verdi, tarla da. Vayvay köyünde kal r da Beye bir daha karkoyarsa onun bu karakoldan ölüsü ç kacak. Söyleyin ona delilik yap p da evini bir daha yakmas n."Çavu kahvesini höpürdetiyordu."Yobazo lu ay ld ," dediler. "Daha dövelim mi?"57"Dövmeyin, buraya getirin."Kal n rendesiz tahtalardan çat lm masan n üstünde ye il, y rt k, yer yer yanm bir çuha seriliydi. Arkada

rm bir bezin üstüne yap lm pirinçten alt ok duvarda duruyordu. Pirinç oklar n uçlar kararm .Yer yer daha parlayan oklar n her bir yerine de sinekler pislemi ler, oklar bir tuhaf nak la-m lard . Pirinç

oklar n üstünde Mustafa Kemalin mare al üniformal renkli, ayakta duran, mavi mavi bakan hüzünlü birresmi as yd . Elinde k rbac vard . Resimde doru bir atm ba , at n ba n arkas nda da bir göl belli belirsizgözüküyordu."Gel kar ma! Dur öyle haz rol vaziyetinde. Haaa, i te böyle. imdi köye git, kar çocuklar al,Narl la köyüne yerle . Bey sana o köyde bir ev temin etti. Tarla da buldu. Siz Beylen baba dostuolurmu sunuz. Onun için sana ev verdi. Sen Vayvay köyünde kal rsan, bir daha bu karakoldan ölün ç kacak.Bey öyle söyledi. Evini de bir daha yakarsan sen bilirsin. Ev yakman n benim kanunumda suçu idamd r. Buseferlik seni Ali Safa Beyin ricas üzerine b rak yorum. Gelecek sefer idam edileceksin. Evet, bu sefer evyakma suçunu ba lad m, gelecek sefer seni öldürürüm. Haydi yürü, yolun aç k olsun Yoba-zo lu HasanPa a!"Hasan n yüzünden, ellerinden durmadan kan s yordu. Gözlerini de açam yordu. Giyitleri parçalanmsalk m saçakt . Kanl bir paçavra y yd Hasan. Sendeleyerek yola dü tü. Hiçbir ey dü ünemiyor,yaln zca kendine ac yordu. Utanmasa kendi üstüne ba ra ça ra kad nlar gibi a t yakacakt . Yaln z-dutköyünü geçti, dereye indi. Derede onu iki atl bekliyordu. Yakalad lar."Ali Safa Beyin sana selam var," dedi bir tan k ses. Ama Hasan sesin sahibini ç karamad .Gözlerini aç p, yalvar rcas na sesin sahibine bakt :"Beni daha dövmeyin," dedi. "Bey ne söylerse ba m üstü-ne."Ali Safa Bey dedi ki gitsin Narl la köyüne yerle sin. Orada bir ev var, haz r kendisini bekliyor. Yaln zona bir ö üdüm var, dedi Bey, bir daha o Arap ata binmesin. Bir daha da evini yakmas n. Ev yakmakCumhuriyetin kanununda idaml k.58Bilsin ki, Cumhuriyet Hükümeti, ev yak lmas na hiçbir zaman izin vermez. Sen evinin içinde çocuklar dayakacakm n. Bey dedi ki, sorun bakal m ona akl m oynatm . Bey dedi ki, ona arma an olaraktanverdi im at da yak yormu , sorun bakal m akl m oynatm . Köye var r varmaz çolu unu çocu unualacak Narl la köyüne gideceksin. Beye de, sana ev verdi diye, her sabah, her ak am dua edeceksin. Olurmu?""Olur," diye inledi Hasan. "Olur karda , siz beni dövmediniz ya, olur. Arap atma da binmem, evimi deyakmam bir daha.""Yoksa Bey seni öldürtecek.""Söyleyin de öldürtmesin."Köye girdi inde gece yar n horozlar ötüyor, hiç uyumam köylüler Muhtar Seyfalinin evindetoplanm lar, dört gözle onu bekliyorlard . Yobazo lu, Seyfalinin evinde k görüp do ru oraya gitti. Hiçbirey söyleyemeden, onu kar lamak için aya a kalkm iki delikanl n ayaklar n dibine y ld . Kendine

geldi inde sabaht ve yataktayd . Köylüler sabaha kadar uyumam lar, onun ba beklemi lerdi. KamerAna onun yaralar na yak yap yordu, dualar okuyarak. Koca Osman kendi eviyle Seyfalinin evi aras ndamekik dokuyor, olan biteni evdeki nce Memede anlat yordu.Yobazo lu ancak bir hafta sonra yataktan ç kabildi. Ölümden kurtulman n sevinci içindeydi.Bir sabah köyün bütün evlerini teker teker dola , herkesle helalla . Önüne kim gelirse, genç ya :"Ben gider oldum karda lar," diyordu. "Hükümet beni sürgün etti. Hükümete güç mü yeter. Hükümet emrettiki bana, Narhk laya gideyim, orada yerle eyim. Beni öldürdü hükümet. Öldürdü beni. Söyleyin,hükümetlen ba a ç r m ? Ç lmaz. Aç k al nla ç kt k on y lda her sava tan. Hükümetlen ba a ç r m ?Bir daha Arap at na binmeyece im. Hiç binmeyece im. Evimi de yakmayaca m. Ben gider oldum,hakk helal edin karda lar."Yobazo lu bir küskünlük, bir y lg nl k türküsü gibi köyün içinden ç kt . Ard ndan kar , çocuklar yoladü tüler, ötelerde gözlerden rad lar.Gün ku luktu.598Koca Osman:"Bugün kap kimseye açmayacaks n," diye Kamer Anaya askerce sert bir emir verdi. "Bugün biz evdeyokuz. Ah ra bir kap açaca m ki ahinim bir iyice çatlayabilsin. yi bilirim, kaçakl kta en zor içatlamakt r. Rahat çatlayamazsan dünya ba na zindan olur, hem de y r. Ah ra bir kap açay m ki KamerAna, ahinim rahat rahat çatlas n."Kamer Ana kap kilitledi, bir iyice de arkas ndan sürgüledi.

"Gel Memed," dedi Koca Osman, "yard m et bana. Yard m et de u kap açay m, sen de güzel güzel çatla.Yüklüklerde, evin içinde, tenekeler üstünde p durma."Pencere aral klar ndan kap tahtalar n aral klar ndan evin içinin alacakaranl na oklar gibi ayd nl klaruzan yordu. I k yollar n içinde binlerce toz p lt kayna yor, dönüp duruyordu.Koca Osman yan na gelen Memede:"Kap uradan açaca z," diye ocakl n yan ndaki çiti gösterdi.Memed:"Testere var m ?" diye sordu.Kamer Ana:"Var," diye at ld . "Var yavru."

yi öyleyse, kolay," dedi Memed.Kamer Anan n uzatt testereyi, tahray , baltay Memed onun elinden ald çitin dibine koydu.60Koca Osman, elleri belinde, alacakaranl kta onu seyreyli-yordu."Hiç gürültü ç kmayacak ahinim. Sonra evde oldu umuzu anlarlar. Zaten bir eyler sezinliyorlar. Benimbüyük o lan gelmi de anas na sormu . Babamda bir hal var, nedir ola, di-Memed güldü, baltay kapt :

uras m Osman Emmi?" diye bir adam boyu yerden çiti gösterdi.Koca Osman:"Buradan kes," dedi. "Ben de u kap onaray m. stersen u kap ölç, ona göre yap."Memed e ildi, yanda duran eski, çatlam , güne ten bozar-m kap ölçtükten sonra elindeki baltayladüzlemesine kesti. Sonra testereyi ald eline, kesmeyi onunla sürdürdü. Az sonra çitten düzgün bir kapaç ld . Me"medin elleri hünerliydi. Koca Osmamn onard eski kap da götürdü, aç lan yere çakt , kilitlediaçt , kilitledi açt , tamamd .

le olmu , horozlar tek tük ötüyordu. Bu arada iki kez kap çal nd , açmad lar. Memed terlemi ti. Baltay ,tahray , testereyi, çivi dolu çana Kamer Anaya uzatt .Koca Osman:"Eline sa k, iyi oldu ahinim, yavrum," diye usulca s rt s vazlad onun. S vazlarken elleri titriyor,ürperiyordu. Sonra kula na e ildi, usulca:

imdi git de bir iyice, bir güzelce ah rda çatla. Kamer Ana, ibri i ver yavruma. Çatla da sonra gel birgüzelce yemek yiyelim seninlen. öyle kar kl , hasretli im var sana yavrum."Memed ibri i Kamer Anan n elinden ald , ah n öteki ucuna kö eye gitti, yumuldu, bir iyice rahat çatlad .Koca Osmamn dedi i do ruydu. ini tenekeye yapmak onu çok s km . Baz günler hiç çatlayam yor,geceyi bekliyordu. Bu da zor oluyordu.Memed ah rdan döndükten sonra, bir eliyle suyu dökerek ocakl kta elini y kad . Kamer Ana onun eline sudökecek oldu, Memed istemedi. Kamer Ana da fazla üstelemedi."Oca yakamad m," diye yak nd Kamer Ana. "Ama mor61ine in a var. Bir de eker dökerim üstüne. sterseniz bal davar."Ballan a z getir," dedi Koca Osman. "Yavruma iyi gelir. Ballan a z insana güç verir.Koca Osman n bütün derdi günü bu çelimsiz, s ska o lan yedirip içirip heybetli bir insan haline getirmekti.Biraz da göz doldursa, öyle boyu uzasa, omuzlar geni lese, ensesi kalmla -sa pehlivanlar gibi olsa, yüzünügören korksa... Adam unu, u bir k k çocu u nce Memed diye insan içine ç karmaya utan r. Bununnce Memed oldu una yemin billah etsen, Kurana el bassan kimseyi inand ramazs n. "Ben de tutmu um da,"

diye içinden geçirdi, " u bir kar adam korkaraktan sakl yorum. nce Memed köye geldi diye, sal ver köyüniçine, bunun nce Memed oldu una hiç kimseyi inand ramazs n. u Kamer Ana bile bu çocu un nceMemed oldu una bir inan yor, bir inanm yor. kide birde de ka alt ndan bana bak p gözleriyle,inanam yorum Koca Osman, inanam yorum bunun ahin oldu una, inanam yorum, diyor. allahyan lm yorsundur. Gözlerinde ku ku Kamer Anan n. Ben de görmeseydim, ben de inanmazd m. nceMemed dedi in de böyle olmaz ki... Bereket versin kimse yüzünü görmüyor. Görenler de onu böylebebecikler gibi uyurken, dudaklar sündüre sündüre uykuda burnunu çekerken görmüyorlar, çok ükür.Kamer Ana bir gün onu bebecikler gibi uykuda a larken görmü :"O lan a yor Osman. Uykuda.""Vars n a las n."

"Bebecikler gibi.""Olsun Kamer Ana.""Bu çocu a tüfek hiç yak yor. Bir parmak çocuk.""Ne demek istiyorsun Kamer Ana?""Hiçbir ey demek istemiyorum. Bir avuç çocuk bu. Uykusunda çocuklar a lar yaln z."Kamer Ana inanam yor, u gözlerimle görmeseydim ben de inanmazd m. Abdi A ay öldüren bu mu, hemde var p kasaban n ortas nda, hükümetin içinde! Kalayc n can alan, As m Çavu un ba na i ler getiren,cümle Toros da lar n tir tir titredi i!..62"Çok ye, çok ye, lokman büyük tut, ahinim. A zlan bal adama çok yarar. Üç gün durmadan a zlan balyiyeceksin ki... Sonra ya yemekler yiyeceksin. Sen hiç yemek yememi sin ki... Kamer Anan sana..."Memed hemen gülümsüyor, hem de Koca Osman n gönlü olsun diye lokmalar ,iki üç misli kocamanyap yordu."Bak ahinim, f rsat bulup da sana söyleyemedim. Köylünün sana ald tarlay Ali Safa ele geçirdi. Senintarlan yok gayri. Evine gelince, i te orada duruyor. çinde de Seyran K z oturuyor. Seyran K z çok öfkeli.Kimseylen konu muyor. Tek konu tu u Kamer Ana. Onu seviyor Seyran. Seyran her gece, ortal ktan elayak çekilip de kurt ku uykuya var nca ba yor a t söylemeye. Bir sesi var, da ta delip geçen... Köylüde onun türkü söyleyece i zaman biliyor, uyumuyor, bekliyor. Dinliyorlar. Memedim, ahinim, Seyran K zgüzeller güzeli. Kul olan n ba na gelmesin onun ba na gelen... Dü man ba na vermesin Allah onunba ndaki derdi. Amma dayan yor Seyran, yüzü az k solgun, kederli ama dimdik... Öfkesinin içinde yal mgibi. Öfke daha da güzelle tiriyor onu. Yüzüne bakmaya k yamazs n."Bütün Çukurova gibi Memed de Seyran n ba na gelenleri biliyordu. çini çekti."Bildin mi Seyran sen de yavru?"Memed, gözleri ya arm , yüzü gerilmi , hüzünlü:"Bildim Osman Emmi," diye kar k verdi. "Bildim onu.""Sana toprak ald k, ev yapt rd k diye, Ali Safa ba za olmad k i ler getirdi. yi ki inmedin yavru, affauyup da da dan inseydin, Çukurova a alan senin ba na çok i açarlard . Seni ya atmazlard . Sen onlar ngözüne kocaman, sivri bir çelik diken gibisin. Düze insen de, da da gezsen de, hapiste olsan da, yitip gitsende, ölsen de sen onlar n gözüne batm çelik bir dikensin. Var p da kap lar na onlara kul olsan, onlar senigene ba lamazlar. Lokman büyük yap, çok ye a zlan bal ..."Memed ba kald rd , yüzü çok ciddiydi. Kocaman bir lokmay a na att . Bir çelik p lt geldi gözbebeklerine oturdu:"Yobazo luna ne oldu?" diye b çak gibi, ürkütücü bir sesle sordu.63Kamer Anan n içinden geçti: "Demek nce Memed dedikleri, bu ses. Oca n yana o lan, bu ne öfkeli sesböyle! Bu ne!" Koca Osman: "Yobazo lu helalla p gitti", dedi. "Küskün, y lm , bitmi .Gitti. Ölüm halindeydi.""Keski köyü terk etmeseydi," diye üsteledi Memed.Koca Osman boynunu büktü:"Keski," dedi. "Lokman büyük tut."Sonra Koca Osman aya a kalkt , pencerenin k s zan yerine gitti, toplu tabancas k ndan çektiya lamaya ba lad . Uzun bir süre tabancay ya layaraktan sustuktan sonra:"Bir yal m yeli gibi De irmenoluk köyünden ç kt n," diye ba lad . "Uçtun gittin. Gözlerden radm. Sengidince Alida m tepesinde bir kocaman minare boyunda k patlad , üç gün üç gece yand . Bütün köylü dehayran, üç gece uyumadan seyretti. Ben de seyrettim. Ondan sonra o k her y l senin yitip gitti ingünün gecesi yand . Ortal k üç gün üç gece gündüz gibi oldu. Ondan sonra?"Memed:"Ondan sonra ben..." dedi, sesi kar ncaland . " te Osman Emmi, alt mda senin getirdi in at... Durmadansürdüm. Bir gece ulu bir da ba nda uyudum, ikinci gün k l çad rl bir Türkmen obas yla kar la m. Benimnce Memed oldu umu hemen bildiler, beni öyle bir kar lad lar, öyle bir a rlad lar ki... Onlara

Kerimo lunu sordum...""Can bir adamd , çok yi it bir adamd Kerimo lu," dedi Koca Osman, tabancas k na sokarken. Memed:"Kerimo lu gibi kocam bir adamd Türkmen obas n Beyi... Ben çad na girerken havaya üç el ate etti,sonra da bir koç kestirdi, hemen orada..."64

"Ad Müslüm Beydi. Bir toy dü ün... Sabaha kadar evinin önünde ate yakt rd . Çad n önünde yanan ateçad n dört misliydi. Yal mlar gö e a yordu."Müslüm Bey hiç sana kötülük eder mi yavrum, imdi ben sana kötülük eder miyim? Sen çad na indin diyeMüslüm Bey övünmü , övüncünden ba gö e ermi tir. Adam ondan hiç korkar m ? Böyle adama hiçgüvenmez mi insan? Bu konup göçerler yi it, sert adam olurlar. Yerlilere bakarak törelerine daha s s yasar rlar. u ba zdaki bir tutam uzun saç var ya, Sefçeyle benim bas mdaki... Bu haramzadelerin, buyumurtadan ç p da kabu unu be enmemi lerin ta kalas oldu. Türkmenleri dersen tüm kocalar böyledir.Hem de genç yi itleri, hep böyle bir tutam uzun saçl . Türkmenin bir töresi, sa lam bir töre. Bu töreinsanl n da, insan olman n da bir töresidir. Sana birisi gelir s r, arkam sensin, kalem sensin, oca nadü tüm derse, sen o insana ne yapars n? Korur musun, atar m n? Sen iyi yapmam n, güvenmeliydin.nsano luna güvenmeli.

"Çok karanl k bir geceydi. Karanl k duvar gibiydi. Otlar n kokusu, çiçeklerin keskin kokular çad n içinedoluyordu. Yast k da nanesi kokuyordu. ki gündür Müslüm Beyin konu uydum. ki gecedir gözüme birdamla uyku girmiyordu. Uyursam, Müslüm Bey beni uykumda öldürür san yordum. Her an tetikteydim.Böyle bir i , böyle bir güvensizlik hiç ba ma gelmemi ti. Usuldan bir ya mur ya yordu geceye. Kalkt m

k-65tim yataktan. Soyunmam m. Tüfe imi, kur unlar , neyin var, neyim yoksa dürbünümü, fesimi orada

rakt m, at da büyük çad n kap nda ba yd , onu da orada ba b rakt m,dü tüm yola..."Bey seni bir at için öldürür mü hiç? Bir Türkmen ne kadar yozla rsa yozla sm, bir at için obas na s nmbir adam öldürmez. O gece sakland n ma aradan öteki geceye kadar ç -kamadm. Kendini ç lç plak,desteksiz, dünyan n ortas nda yapayaln z kalm san yordun, de il mi? E yal b rak nca aya nalt ndaki topra n kayd sand n, de il mi? Bunal yor-dun, de il mi? Sakland n ma arada da tir tirtitriyordun. Benim de ba ma geldi. Her insan n ba na gelir. Bir insan ne kadar yürekliyse, o kadarkorkakt r. Ya da bir insan ne kadar kor-kaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle oldu unu bir insan ancakseksenine gelince anlar.Ma aran n ta lar k rm yd . Çürümü k rm ta lar dokununca ufalan yordu. K rm ta lar n üstünde çoktuhaf mavi, yozla , e ri bü rü, biçimsiz, hiçbir çiçe i, hiçbir yapra ötekine uymayan bir çiçek bitmi ti.Ma aran n a da su püreni örtmü tü. Taze taze kokuyordu.nsan hep kendisini yürekli san r. çine bir korku dü ünce de bunu ola an saymaz. Kahr ndan ölür, delirir.

Neden korkuyorum diye, akl oynat r. Korku insano lunun yüre ine i lemi tir, bunu bilmez. nsano lu saltkorkudur, bunu bilmez. Bilmez de kendine yediremez korkuyu... Su püreni çiçe i, çiçeklerin en güzelkokan r, en taze... nsan n derisine, saçlar na, iliklerine kadar siner. Püren kokusu en kötü haldeki insankendine getirebilir.

da, çok a da uzay p giden ye il çay rlar , k sa, ak, k rm , mor, keskin kokulu çiçekleri, sürü sürükoyunlar , sel yataklar , tek tük bodur a açlar , seyrek, top top çal klar yla bir ova bulutlan yordu. Ovadabu unun içinde sal narak telli turnalar dola yorlard , sürülerle.Ötelerden kur un sesleri geliyordu. Bir yerlerde bir savaolur gibiydi.Gün batarken bir yang n rengi ovaya vurdu. Gökyüzü, da lar, sel yataklar , ovan n dibinden görünmedenakan büyük66rmak bir yang n yal mlar gibi parlay p akt lar. Bir yal m seli bir an ovay doldurdu. Sonra her ey, da lar,

açlar, k rm topraklar, sürüler, otlar, turnalar som maviye kesti."Hiç böyle bir ey görmedim ömrümde. Ma aradan d ar ya, yang na kendimi zor att m. Da lar ta larüstüme yürüdü. Üç gün yang n içinde aç aç na yürüdüm. Bir çoban yüzüme öldürecekmi gibi ters tersbakarak ad sordu. Kara Mistik, dedim. Üstüme güldü. Bir parça ekmek, bir çanak süt verdi, deliler gibibir diki te sütü içtim, bir lokmada ekme i yedim. Ondan ko arak ayr ld m. Çoban arkamdan bana gülüyorduhep. nce Memed, nce Memed, diye ba yordu. Karanl a kadar ko tum. Karanl k duvar gibiydi,karanl n üstüne ya mur ya yordu."Kurtlar ku lar üstüne sald yordu, de il mi? Otlar, a açlar, böcekler... Sen hiç y lan deri de tirirkengördün mü, zor i tir. Öldürür y lan .

lan önce yumu ak otlu bir yer bulur kendine. Bir süre orada otlar n üstünde döner durur. Sonra yay gibiiki üç kez gerilir. Gerilir b rak r, gerilir b rak r. Sonuncusunda çok uzun gerilir, bir top olur aç r. Bir de

bakm n ki y lan o anda kavlam , derisini upuzun, bamba ka, bir çal dibine b rakm r. Derisinirakt ktan sonra y lan bir sersemlik, bir korku içindedir, ne yapaca , nereye gidece ini bilemez. Oralarda

sersem sersem dolan r durur. Askerlikten döndükten bir y l sonraya kadar bile ellerimi nereye koyacabilemedim. imdi her sabah kalk borusuyla uyan yorum."Çoban, nce Memed, nce Memed nereye, nereye? diye ba rd arkamdan. te bu kulaklar mla duydum."Kabu undan s yr nca herkes ba r. Herkes senin nce Memed oldu unu bilir."Ne bilir?""Bilir i te. Sen söyle."

rat derler bir su akar. Ye ildir. Yosunu üstüne ç kar. Yaz bahar aylar nda deniz gibi olur. Deniz gibiköpürür. Köy F ratm k nda, ye il kayal kl bir da n dibindeydi. Toprak damlar n çat lar ye il topraklaörtülüydü."Ad n ne?"67"Kara Mistik.""Çoban durur musun?""Dururum.""Nereden olursun?""Uzunyayladan.""Güzel atlar olur Uzunyaylan n. Güzel atlar bir Urfada, bir de Uzunyaylada olur. Uzunyaylan n atlardayan kl r. Hele donu doru olanlar.""Ad m Kara Mistik."Bir dü ün vard . Herkes, çok yükse e, biribirine eklenmi iki uzun kava n tepesine ba lanm naktoza a kur un s yordu. Genci ya , askerlik görmü ü, e yal k yapm , ünlü avc lar , herkes küçücüktoza kavaklar n ucundan dü ürüp dü ün arma an almaya u ra yordu. Çok kur un yakt lar, çoköfkelendiler, çok s ld lar, utand lar. Tozak çok küçüktü, kur un de miyordu. Toza hiç kimsenindü ürememesi dü üne u ursuzluk getirirdi. Bütün gözler tozaktayd . Daha gelinli i içindeki gelinin,güveyin, köydeki k zlar n, genç kad nlar n gözleri tozakta... Toza n dört bir yan ndan v r v r kur unlargeçiyor. Toza m pullar , batmakta olan güne in son ipiltile-riyle p ld yor.

kar kepene ini s rt ndan. Büzülmü kalm n bir kö ede, kimse yüzüne bile bakm yor. Bir avuç adams n.Üstelik de korku içinde. Gözlerin yuvalar nda sincap gözleri gibi korkudan dön ha dön ediyor. Ç karkepene ini s rt ndan Çoban Me-med, Çoban Mistik!"Bir delikanl n elindeki Alaman filintas ald m. Delikanl bana ters ters bakt . Oradaki bütün erkeklerbana ters ters bakt . K zlar kad nlar üstüme güldüler. Elim aya m zang r zang r titriyordu. Elimdeki tüfekuçar gibi titriyordu. Do rulttum. Tozak dü üverdi." Döne döne dü tü yere. "Ad n ne?" "Kara Mistik."Herkes nce Memed dedi, tan . Sen Kara Mistik diyordun, onlar nce Memed diyorlard . Oradan da kaçt n.Köyün ortas nda ç lç plak kaldm. Herkes her eyi biliyordu. Anan n68ölümünü, Hatçenin vurulmas , As m Çavu un seni ma arada yakalay p da b rak , Abdi A ayöldürdü ün an , Müslüm Beyin çad nda at da, silahlar da b rak p kaç , herkes her eyi biliyordu.Çak rdikenli in yan da, Aktozlu köyünü de, Recep Çavu u da... Herkes her eyi biliyordu...

nce Memed, nce Memed, sarp kayalar n geyi inin avc nce Memed."Karanl k duvar gibiydi. Usuldan bir ya mur çiseliyordu geceye. F rat suyunda en küçük bir k rt bileyoktu. En küçük bir yel bile esmiyordu. Gece, s cak ya mur bu ulan yordu. Soyundu, suya girdi. Giyitlerinisol elinde tutuyor, sa yla da yüzüyordu. Bir saat m , iki saat m F ratla cebelle ti. Kar ya geçti inde tanyerleri i iyordu. Yorgundu, bitkindi. Yüzdü ü su, s zlayan bedeni, uzand kumluk püren kokuyordu.Giyindi, yola dü tü.Her köyde onu tan yorlard . Bir köyde bir aydan fazla du-ram yordu. Birisinde, ben nce Memedim dedi.Vallahi de billahi de benim o nce Memed. Hiç kimse inanmad . O kadar alay ettiler ki onunla, o köyde deduramad . Karanl k duvar gibiydi. Gecenin üstüne ya mur ya yordu."Ad ba la.""Ad m Kara Mistik.""Hah hah! nce Memed Kara Mistik m ?"Ba ka çaren kalmad yavrum. Dumanl F rat dolaylar nda, kartal örne i Dersim Kürtlerinde, ak topraklBirecik Türkme-ninde seni tan mayan yok. Yakalay p seni kanl hükümete teslim edecekler. Abdi A an nkan ödetecekler sana. Ya Hatçenin kan , ya anan n, ya Irazcan n, R zan n, ya Recep Çavu un kan ?

Onlar n kan ne olacak? Hükümet onlar n kan kimseden sormaz. Abdi A an n kan senden sorar. udünyada seni tan mayan yok. Her zaman, hep böyle olur. Senin gözün da larda kald . Ne yaparsan yap nceMemedlik yakan b rakmaz.Keski döndü ünde Müslüm Beye gözükseydin. Gece de il de, tüfe ini almaya gündüz gitseydin. Adamkendi tüfe ini gider de Müslüm Beyin evinden çalar m ? Vard n ki tüfe in koydu un gibi koydu un yerdeduruyor. Evde kad nlar seni iyi a rlamad lar m ? Sen gittin gideli Bey senin at na kul olan69bindirmedi demediler mi? Ölünceye kadar da senin atma Müs-lüm Bey kimseyi bindirmez. On y lgitmeseydin, on y l silahlar na kimse dokunamazd . At Müslüm Beye veriyorum, binsin saras sürsün,dedin. Müslüm Bey senin emanet at na biner mi san yorsun?"Geldim Meryemçil beline. Elimde tüfe im, kur unlar m. Temir geldi yan ma. Küçücük, yürekli bir adam.yi de bir adam. Bir orduyla ba a ç kar. Geldim ki Kayranl ya, Düldül da na, yeri gö ü asker alm . Geldim

Alida na, kar nca gibi asker. Çolu u çocu u köylüsü de cabas ..."zarc ku atanlar, k rk kur unla onu elek gibi yapanlar askerler de il, köylüler. Koca Memedin bo az na

ipi tak p sürükleyenler askerler de il, köylüler... Seni yakalasalard , seni de öyle yaparlard . Ya bo az na iptakarlar, ya k rk yerinden kur- unlay p elek gibi ederlerdi. Bu nce Memed, fakir f karan n dostu demezlerdi.Yüzba Faru u da, öteki bir hükümet adam da yakalas nlar, senden de, H zarc dan da, Koca Memed-dende beter ederler. Oyuncak ederler, oyuncak. Ama bilsinler ki sen güçlüsün... Güçlü de ilsen yand n.Yaln z kald n da da, de il mi, dünyan n ortas nda sipsivri, ç lç plak... Öyle de il mi?"Yaln z kald m, Osman Emmi, ç lç plak, sipsivri."Karanl k duvar gibiydi. Geceye ya mur ya yordu, k, bu ulu...7010Koca Osmanm dudaklar hep k r k r ediyordu. Ah ra gidiyor, ç yor, uzun ka lar kald yor,

vazl yor, dört bir yan na bir eyler aran rm gibi bakm yor, arada e iliyor çizmelerini s vazl yor, ah rdakiatnryelesini ok uyor uzun uzun, sonra içeriye girip Memedin yanma var yor, zorla gülümsemeye çal arak:"Memedim, yavrum," diyor a lamakl bir sesle. Sesinde bir yas havas var. Deh et bir ac ma var.Daha gün do mam , ortal k alacakaranl k. S rlar yayl ma gidiyorlar. Anavarza kayal klar n üstünden

r a r karanl k bir duman yükseliyor.Ya z at bir kayan n ucunda, donmu bir kaya parças gibi k rdamadan dikilmi duruyor. Ne ba , ne dekuyru unu sall yor.Muhtar Seyfalibir hu un arkas ndan ç kt . Koca Osman n kayg yüzü bir aç ld , sonra kapand . Az sonra daSeyfalinin arkas ndan efçe Kahya göründü. Elinde bir top, her bir çiçe i bir gül irili inde nergis vard ."Kamer Ana, al sana nergis toplad m," dedi. Çiçekleri, yanda inek sa an Kamer Anaya uzatt . Kamer Anabir genç k z gibi k zard , utand :"Sa ol efçe A am," dedi gülümseyerek. "Beni dü ünmü sün.""Bu gece uyumad m. Hep sazl n k nda dola m. Yo-bazo lunun deli at sabaha kadar doludizginovada döndü durdu. Nergisler de diz boyu."71Çitin dibine çömeli tiler.Koca Osman h mla:"Söz verdim ama, gitmeyece im. O bir a aysa, arkas nda da hükümeti varsa, ben de seksen ya nday m.Benim de arkamda..." Sözünü bitirmedi. Bir kere daha: "Benim de arkamda..." dedi. çi içini yiyordu.Söyleyememekten dertliydi. "Benim de arkamda koca Allah var," derken Memedin içinde yatt dolab ndurdu u kö eye bakt . "Bizim de arkam zda kim var, onu da kimse bilmez. Kalayc nas l belas bulmu sa,Ali Safa da öyle belas bulacak. Biz, buraya yerle ti imizde daha Ali Safa anas ndan do mam . Bizimde arkam zda..."Sonra, Koca Osman n en büyük o lu Hüsam geldi. Sonra Re it geldi. Birer iki er, bütün köylüler KocaOsman n evine geliyorlar, çömeli iyorlard . Kad nlar da geldiler, sütünü sa p süt kovas e ikli in yanmakoymu Kamer Anan n ba na, avlunun bir kö esine kümele tiler. Hiç konu muyorlard .Koca Osman bir aya a kalk yor, ba yor, sonra geri oturuyor, susuyordu. Arada bir apkas ç kar yor, birtutam saç eline doluyor, sonra öfkeyle apkas ba na geri geçiriyordu. Dolma tabancas n kabzas dasert, tutuyordu:

"Lanet olsun o Yobazo luna. Bir fiyaka için bütün köyü satt . Bir at için. Ali Safaya iki kötü söz söylemekiçin. imdi ç k bakal m i in içinden ç kabilirsen. Lanet olsun o Yobazo luna. Kaçt da gitti köyden ensonunda."Yüzleri ac yla buru mu köylüler:"Lanet olsun," dediler."Onun köyü b rak p gitmesi bir daha belimizi k rd . imdi Ali Safa yüreklenir, tepemizde külünkle ta k rar."Hep bir a zdan:"Ta k rar Ali Safa," dediler."Yobazo lu köye gelmeli.""Ba ka çare yok, gelmeli," dediler.

efçe Kahya:"Osman o lan, sen de bir daha u domuza gitmelisin. Bakal m ne diyor."Birkaç köylü:72"Sen de Osman A ayla birlikte git efçe Kahya," dediler. "Belki bir ey diyecek.""Ne diyecek?" dedi Koca Osman. "Ne diyecek, gene beni korkutmaya çal acak. Gene köyden ç n,diyecek. Gene unu bunu yapar m size, diyecek. Köyden ç kacak m z? Ç p ba ka bir köy kuracak

z?"Zeynel, kalabal n en ucunda, eski Yunan yaz yla bezeli dört kö e bir ak mermer ta n üstündeoturuyordu."Bu köy bize hayretmez," dedi. "Be kere bilirki i getirdik, Kaymakam , Yüzba getirdik, be kere deköyün yerinin Ali Safa Beyin oldu u tebeyyün etti. Ve de tebeyyün etmi tir."Kalabal ktan hiç kimse ba kald p da Zeynelden yana bakmad . Zeynel sözünü sürdürüyordu:"Gökyüzüne çivi çakmaktan vazgeçelim. Herkes Çukuro-vay kap yor. Ali Safan n köyünden ç kal m datezelden kendimize bir yurt edinelim."Koca Osman:"Sen sus ulan köpek," dedi. "Sen Ali Safan n zaten bir itisin."Zeynel gücenmi :"Bana öyle deme Osman A am," dedi. "Ben kimsenin iti de ilim. Ama bu topraklar bundan böyle bizehayretmez. Elinde tapusu var. Arkas nda hükümeti, da da e yas , bir koca köy de emmisi day var. Buköyden bizi ç kar r Ali Safa Bey. Erinde geçinde ç kar r. Daha vakit geçmeden, herkes Çukuro-vaypayla madan biz kendimize bir yurt bulal m. Ali Safayla ba a ç kamay z. Osman A am, geçende sen de ilmiydin bu topraklar bundan böyle bize hayretmez diyen? Sen de il miydin var p Ali Safa Beylen konu al mda kendimize ba ka bir köy yeri, ba ka topraklar bulal m diyen? Mademki u Anavar-zay Ali Safa Bey çokseviyor, bu batakl , bu s tmay , bu belay b rakal m da nar çok Memetli köyü yörelerine, da lar ete inegidelim diyen sen de il miydin?"

efçe Kahya:"Sendin Osman o lan, sendin o. imdi neden cay yorsun?" diye Zeynele arka ç kt .Çok uzun boylu Kel Arif elindeki çöple toza tuhaf çizgiler Çiziyordu.73"Osman A am," dedi, "hakças , senin de bir dedi in bir dedi ini tutmuyor. Ya buradan ç p gidelim, ya dadirenelim. Y llard r böyle ikircik içinde, öldük bittik. Köylünün yar gitti. Ta Dumlukale ard na. Çoraktopraklara. Sürünüyorlar. Bir dedi imiz bir dedi imizi tutmuyor bizim."

kimiz birlikte gidece iz Ali Safa Beye. Bir daha konu aca z," dedi Muhtar Seyfali. "Bu i i bir kaz aba lamak gerek. kircik öldürdü bizi."Koca Osman soludu. yice k zm . Piposunu ate ledi, aya a kalkt , avluda bir a bir yukar dola mayaba lad ."Hükümetle bir oldu Ali Safa. Üstümüzdeki zulüm artt kça artt . Biz de p st kça pistik. Kalayc öldüktensonra da ba zdaki kara bulut kalkt sand k. Öyle de il mi? Gene durmad . Ba za bin türlü i ler açt .Umudum k nca gidelim dedim. Kalayc ölünce hükümeti dikti kar za. Bu zulüm da . Ben neyapay m ben. Bu ölüm da dikti kar za. Eli kolu uzun hükümetin ma ptan ma ka kadar. Bizi desorarsan z p st kça pistik. Ben ne yapay m ben, buray terk edelim dedim. Sar nergisin sarvan kurupoturdu u, mor çiçekli yazpuz-lar n üzengiyi dövdü ü, bir tek tohum at nca yüz tane veren do urgan dedetopra b rak p da gidelim dedim. Ba ka çaremiz kalmad dedim. Köyden kaç p gidenlerin yarkorkudan, yar b kk nl ktan, umutsuzluktan gitti. Ancak az bir k sm na Ali Safa be on kuru verdi. Bir

sm da buradan gidince çok güzel topraklara dü eceklerini sand lar. imdi i ler de ti. Çok güzel de ti.Sizin haberiniz yok ama, de ti. Gidip yerle ecek bir kar toprak da yok Çukurovada."Hüsam babas n sonsuz öfkesini üstüne çekece ini bile bile:"De en ne baba?" diye sordu. "Dün Yobazo lunun evini ba na y p f karay sürgün etmedi mi Ali Safa?Candarman n döve döve kan i etti i Yobazo lu Hasan de il mi? De en ne baba? Bu mu? Git getirsenegetirebilirsen Yobazo lunu köye. Getir de öldürsün Ali Safa..."Babas n kendisine sövece ini san yordu. Koca Osman sövmedi, öfkelenmedi. Gitti geldi, dü ündü.Piposundan dumanlar savurdu, dü ündü. Teker teker köylülerin yüzüne bak-74ti. Durdu, uzun uzun gözlerini köylülerin gözlerinin içine dikti bakt . Bir eyler ara r gibiydi. Çitindibinden bir kök rgan kopard , avucunda örseledi, topra a f rlatt . Kendi kendine konu ur gibiydi. Yüzübir aç yor, bir kapan yordu. Dudaklar , tel tel sakal titriyor, kaim ka lar n alt ndaki küçücük mavi gözleribir lay p bir .sönüyordu. Sonsuz bir ikircik içinde oldu u besbelliydi. Konu maya ba layacakm gibiyap yor, hemen o anda vazgeçiyordu. Herkes bir eyler sezinliyordu. Koca Os-man n dilinin alt nda bireyler vard ama, neydi? Herkes sab rs zl kla Koca Osman n bu dilinin alt ndakini bekliyordu.

Sonunda Koca Osman patlad :"Gitmeyece im o köpe e," dedi. "Nas l atacaksa ats n bakal m bizi köyümüzden. Ne yapacaksa yaps n.Onun arkas nda hükümeti, e yas varsa, bizim arkam zda da... Var."Bir ses:"Bizim arkam zda kim var"?" diye sordu.Koca Osman dikeldi, bükülmü beli h mla do ruldu:"Var," diye gürledi.Sonra gene gezinmeye ba lad . Hep ikircik içindeydi. Gittikçe de yoruluyordu. Ya bedeni içindeki büyükcebelle meyi kald ram yordu.Sa aya öne att , bir iki kere üstünde yayland . Sa elini beline koydu, gülümsedi. Sonra yüzü karard ,gene gülümsedi:"Bir da ba ym ," diye söze ba lad . "Uçsuz bucaks z Kafda lar n ba ym . Silme bir karanl k varm ,kur un geçmez. Yolcular yollar rm lar. Hiçbir yerden bir damla k bile s zm yormu . Hiç de sabaholmuyormu . Kafda lar güm-bürdüyormu . Hiç de sabah olmuyormu . Gidemiyorlarm karanl kta.Karanl kta soluk alam yorlarm . Umutlar kesmi ler. Kafda lar nda hiç sabah olmayacak demi ler. Orada

kalm lar. Onlar da, o yolcular da k rk tane haramiyle bir harami ba koval yormu . Gelmi ler,ba lar karanl k duvar na çarpm lar... Yaaa, çarpm lar i te. Tam bizim gibi olmu lar. Bir daha buKafda nda durmayal m, demi ler. Y lar, bizim gibi..."Köylüler, ne diyecek, sözü nereye getirecek diye bekliyorlar, kulak kesilmi ler. Kad nlar kalabal nda, oKafda dedik-75çe fingirde meler. Koca Osman da sözü bir türlü bir yere getirip ba layam yor, Kafda , Kafda ,Kafda mdaki k ç kesmez karanl k diyor. Ta gibi a r bir karanl k omuzlar zda, diyor. Bizim gibi, diyor.Konu unun dibi ba belli de il. Sonunda Koca Osman iyice yoruldu, sözünü: " te bu karanl n üstünebir top k dü tü," diye bitirdi. "Bu yüzdendir ki Kafda mdaki yolcular yollar buldular, karanl k duvar

lar. Bizim de karanl za bir top k dü tü."Solu unu toplad :

te sözüm bu kadar. Ben Ali Safanm aya na gitmeyece im, i te bu yüzden. Giden gitsin, bengitmeyece im... Çünkü-leyim karanl a..." dudaklar yalad . "Çünküleyim bir top k dü mü tür. Gecemizgündüz olmu tur."

efçe Kahya yan ndaki Hüsam n kula na e ildi, usulca:"Hüsam o ul," dedi, " u senin baban bir iyice kocam . Ne diyor, anlad n m ?""Hiç anlamad m emmi," dedi Hüsam. "Epeydir babama bir eyler oldu. Çok ya land f kara."Köylüler ne yapacaklar bilemeden birer iki er oradan ayr ld lar.Koca Osman son sözünü söyledi:"Var n söyleyin o bey olacak Ali itine, ben onunlan konu mayaca m. Gelece i varsa görece i de var. Var nböyle söyleyin."çeriye girdi, arkas ndan kap h zla kapad . Memede ko tu:

"Dinledin mi o ul konu tu umu?" diye sordu."Dinledim Osman A am."

"Güzel konu tum öyle mi?"Memed:"Çok güzel," dedi."Anlad lar m karanl a dü en n kim oldu unu?"Memed:"Kim bilir, belki de anlad lar," dedi, içini çekti.7611Koca Osman kur un sesleriyle yataktan f rlad , hemen d ar ya ko tu. Kur un sesleri bir sa anak gibi geldigeçti. Köyün dört bir yan ndan at ayaklar n tap rt lar geliyordu. Durmadan köyün yöresini doludizgindolanan atlar. Az sonra bir kur un sa na daha bo ald köyün üstüne. Kur un sa na gelir gelmez de KocaOsman n tam önündeki yaz ak ta tan be el kur un kar k verdi. Aya n dibinde patlayan kur unlardanirkilip, üç ad m geriye s çrayan Koca Oman:"Memed, yavrum, sen misin?" diye sordu. Hemen sonra da: "Korkuttun beni," dedi.Memed duyulur duyulmaz bir sesle:"Benim Osman Emmi," diye kar k verdi."Hemen gir içeriye. Ben söylemeden de bir daha d ar ya ç kma. Keyfimi bozma. Topa tutsalar köyü senald rma, olur mu yavrum? Senin daha s ran de il."Memed ak ta n ard ndan aya a kalkt , içeriye girdi. Koca Osman onun ard ndan seslendi:"Do ru dolaba gir. Gir de bir güzelce uyku çek..."Sonra Memede s cak bir merhametle ac ."Sabahtan ak ama kadar f kara," dedi, "el kadar bir dolab n içinde. Benim evim ona mahpusaneden dahabeter bir mah-pusane. ahinim, nce Memedim evime konuk geldi de, bak nd hele onu nas l a rlad m. Kurtkocaymca köpeklere oyuncak olmaz. Kurt kocaymca köpek oluyormu Koca Osman, köpek. A k olsun sana.nce Memedi, da lar kartal , hem de ahinini

77güzel kar lad n, iyi konukladm, a k olsun sana a k olsun," diye dü ündü. "Bundan yirmi y l önce olsaydsen yavrunu, ahinini böyle mi konuklard n? Kurtlar... Köpek... A k olsun ulan."Ya arm gözlerini sildi. Atl lar durmadan köyün yöresini doludizgin dönüyorlar, k sa aral klarla da köyünüstüne kur un bo alt yorlard . Karanl kta, usuldan da bir ya mur ya yordu geceye.çeriye girdi, Kamer Ana oca yakm , oca n ba na iki büklüm çömelmi ti.

"Can n m s yor, Kamer Ana, öyle iki büklüm olmu sun?""Bu ne Osman, bu ba za gelenler?" "Ali köylüyü korkutmak istiyor, ne olacak! Bu çok eski bir usuldür.""Köylü ne yap yor?" "Köylü uyuyor. Ortal kta ç t yok."Koca Osman giyindi, ocakl n ba na oturup dolma tabancas n her iki gözünü de vura vura doldurdu:"Kamer Ana," dedi yi itçe bir tav r tak narak. "Tabancan n her iki gözüne de domdom kur unu doldurdum.Kime rastge-lirse alimallah bu yan ndan girer, öteki yan ndan ç kar. Kar ma gelenin vay haline! Vay ki vay,Kamer Ana! Bak elim de titremiyor eskisi gibi..."Tabancal sa elini uzatt , bir gözünü k rpt , ni an ald , gerçekten eli hiç titremiyordu. Çok yak ndan, hu unard ndan kur un sesleri geldi. Koca Osman:"Köyün içine girdiler," dedi d ar f rlad . D arda, karanl kta, köyün üstünden ahlanm atlar ak yordu. Biran at ayaklar n sesi kesiliyor, bir kur un sa na ba yordu. Geceye a r, iri taneli bir ya mur dü üyordu.Koca Osman, "Bizim avluda olmaz," diye dü ündü. "Bu itlerden birisini dü ürürsem, candarma gelir bizimevi yoklar. Bir çuval inciri bok edersin, Koca Osman, Kocam Osman. Zaten de öyle bir konuklad k ki nceMemedi, dolaba kilitledik f -karay . Bir de candarmaya teslim edelim, olsun bitsin."Kendi avlusundan ç kt , o lu Hüsam n avlusuna girdi, bu-78f^Prada vurursam o itleri, Hüsam n evini ararlarken, bizimkini de ararlar, diye dü ündü, biti ikteki KürtKeremin avlusuna atlad . Atl lar doludizgin köyün sokaklar ndan geçiyorlard . Koca Osman bir ta narkas na çöktü, tabancan n namlusunu soka a çevirdi, bekledi. çine bir güven gelmi ti. "Bir tanesini vurupdü ürdü ümde kim bilir ncem, yavrum ne kadar sevinir. Osman Emmisinin kocaymca köpek olmadanlar. Her kurt kocaymca köpek olmaz. Yi it kurdun kocam da yi it kal r. Hele bir geçsinler önümden,"diye dü ündü. "Gösteririm onlara köyün üstüne at sürmeyi. Gösteririm onlara köyü kur una tutmay ..."Kürt Keremin hu unun üstünden v l v l kur unlar geçmeye ba lad . At ayaklar n sesleri yakla .

Koca Osman:"Vay anas ," diye di lerini s kt . "Öteki sokaktan geçtiler."Bir ara at ayaklar n sesleri kesildi, kur unlar s lmad , köy derin bir sessizli e gömüldü. Koca Osmankulak verdi dört kö eyi dinledi. Hiçbir yerden en ufak bir ses, bir k rt gelmiyordu. "Hepsi ölmü arkada ,bunlar n hepsinin kanlan kurumu . Yar n sabah bunlar n hiçbirisini tutamazs n. Köyü b rak r b rak r giderler.Vayvay köyü sar nergisli, mor yar-puzlu dede yurdum bombo kal r. Bak kimseden bir ses soluk ç yormu? Ölmü ler arkada . Bilseler ki, ncemin köyde oldu unu bilseler, hepsinin kan ahlan r, ne Ali Safadinlerler, ne bir ey. Bir bilseler..." Kendi kendine güldü. "Ne oldu bu itlere," dedi. "Güzel giyitlerim deslan yor. Gelseler de i imizi görsek. B rak p gittiler mi köyü acaba? Gitmez onlar. Sabaha kadar kal rlar."

Az sonra köyün üstüne bir yayl m ate i daha aç ld . Atlar ki nedi, doludizgin atl lar n karart KocaOsman n önünden süzüldü geçti. Atl lar o kadar çabuk geçtiler ki Koca Osman davranamad . Elleri, tümbedeni titriyordu. Gene gelirler diye içinden geçirdi. Dü ündü ü de az sonra gerçekle ti. Tam atl lar nkarart lar önüne gelince, aya a kalkt , kalkmas yla dolma tabancas n teti ine çökmesi bir oldu. Deh et birgürültüyü, karanl y rtan bir ba rma izledi. Atl lar n karart lar bir anda79köyü ç kt . Koca Osmanm vurdu u atl n sesi daha bir süre uzaklardan, batakl n oralardan geldi.Sevinç içinde eve gelen Koca Osman kar nda giyinmi ku anm , tam donan ml nce Memedi buldu.Dürbününü bile boynuna takm ."Duydun mu ncem?" "Duydum, eline sa k.""Öküzler gibi bö ürüyordu. Neresinden vurdum ola?" Memed:"Diz kapa ndan," dedi. "Diz kapa çok ac r, öldürür adam . Böyle bö ürenler diz kapa ndan, bir deomuzlar ndan kur unu yiyenlerdir."Koca Osman tepeden t rna a Memedi süzdü süzdü de: "Ne o o ul," dedi. "Sefere ç kacak gibi giyinmi sin?"Memed:"Kusura kalma Emmi," diye özür diledi. "Bu benim hu-yumdur. Bir yerde kur un s yorsa ben giyinikolmal m." Koca Osman soluyarak:"Yoruldum o ul, kocam m o ul, bugün bunu iyice anlad m. Az daha herifi vuramayacakt m. Az daha...Kim ola u vurdu um, çok merak ediyorum. Kim dersin Memed?""Kimdir ola?" diye kendi kendine sordu Memed. "Belli olur mu kim oldu u? Ali Safa olsayd ne iyi olurdu."Oca n ba na varan Koca Osman:"Ulan, amma da slanm m. Bu giyitler var ya ahinim, ilk olaraktan ya mur yüzü görüyorlar. Yirmi be

ld r," diye söylendi.Sonra Memede döndü:"Ali Safa buralara gelmez ahinim. O böyle yerlere itlerini gönderir. Gene de kimi vurdu umu merakediyorum." Giyitlerini soyundu, Kamer Anaya sundu: "Kamer Ana, nolursun unlar ate e tut da bir iyicekuru-sunlar."Memed:"Bir daha gelirler mi bu gece?" diye sordu."Ne yapacaks n?""Hiç!" dedi Memed. "Sordum.""Bunlar sabaha kadar köyün yöresinde, içinde d nda dolan rlard ama, ben yapaca yapt m. Bu gece birdaha gelmezler. Herifin bö ürtüsü daha kesilmedi. Belki bir hafta ba racak. Sen Kalayc vurdu un y l varya, gene böyle, köyü ak amdan sabaha kadar kur una tutuyordu Ali Safa... Sen Kalayc öldürünce bokuyedi Ali Safa... te böyle. Yar n gece gene adam gönderir, gene köyü kur unlat r Safa... Biz direndikçe, otürlü türlü oyunlar icat eder ba za. Biz direnmedikçe, biz korktukça... Hem direnir, hem korkmazsak y larSafa... Biz hem direnir, hem de korkarsak... Yar n bir tanesini daha vuraca m."Çocuk gibi seviniyor, ellerini ç rp yordu:"Kocam m ama, karanl kta ancak karart lar k rd yordu, gene vurdum. Vurdum arkada . Yar n birisinidaha vuraca m. Öbür gün bir tane daha... Ne kadar gelirlerse, her gün birisini y kaca m. Tüketinceye kadaronlar , b kt ncaya kadar. Bu seferki diz kapa ndan olmu a Ötekileri tam yüreciklerinin üstünesaplayaca m. De il mi yavrum? Kan kusturdular. Bu köylü tabans z. Yar koyup da Dumlukaleyekaçmasayd köylünün, bütün bunlar ba za gelmezdi. Bo altmasalard köyü... Yobazo lu da b rak pgitmeseydi bizi, bütün bunlar ba za gelmezdi. Gidip Yobazo lunu getirmeliyim, gidip Dumlu yöresindesürgün köylüleri bulmal , onlara bir daha köye dönmeleri için yalvarmal m. Olur mu?"Derin dü üncelere dalm Memed, olur der gibi ba önüne e di.

Koca Osman, alvar oca a tutmu kurutmakta olan, yüzü uykusuzluktan, kederden uzam Kamer Anaya:"Ana," dedi, "ben çok yorgunum. Bana u tabancam uzat. Barut kesesini de ver. Az k da kuru çaput ver.Ver de aslan gene dolduray m. Yar n geceye gene ona i dü ecek."Koca Osman vura vura tabancay iyice s lad .Bir daha ne kur unlar v ldad , ne de at aya sesleri geldi. Sabaha kadar Memedle kar kar ya oturdular.Koca Osman söyledi, Memed dinledi.808112Koca Osman daha gün madan Seyfalinin evine geldi. Seyfali oca n ba na çökmü , yanan ate ibacaklar n aras na alm dü ünüyordu. Koca Osman görünce aya a kalkt . Uykusuz oldu u belliydi,sallan yordu."Buyur Osman A am," dedi, büyük bir kedere gömülmü . Sesi k kt , utangaçt . "Gördün ya ba zagelenleri, gene ba lad ."Koca Osman a z dolusu güldü:"Daha ne bekliyordun Aliden? Oturup bize hay r dua edece ini mi? Biz böyle kar lar gibi evlere siner de ç t

karmazsak, köylünün yar korkar da Dumluya, Yüre ir topra na kaçarsa, Yobazo lu da bir y l, iki y ladam n atma biner zort atarsa, sonra da bir evi yan nca, iki de sopa yiyince ba al r da giderse, i te böyleeder Ali Safa...""Otur hele Osman A am, öyle buyur."Koca Osman ocakl n öte gecesine, dö in üstüne çöktü. Hep mutlu mutlu gülümsüyordu."Can s kma Muhtar," dedi, piposunu ocaktan ald bir közle ate lerken. "Hiç can s kma. Kafda ngecesine dü en k bizim de gecemize ya r. Dü mez kalkmaz bir Allah... Her tepenin ba ndanyepyeni bir gün do acak. Allah birdir ama, kap bin... Kul s may nca H r yeti mez. H r babam z dabir ak güvercin donunda gelir. Gamlanma Seyfali, gamlanma, hangi günü gördün ak am olmam ?"Seyfali güvensiz bir bak att Koca Osman n yüzüne. Koca82Osman bu bak yakalad , bu bak a iyice içerledi. Sözcüklerin üstüne bast ra bast ra:"Kaç geceyi gördün sabaha varmam ? Yavrum, Muhtar m, cücü üm, öyle bakma bana," diye olanca sesiyleba rd .Seyfali yumu ak, ürkmü :"Senin dilinin alt nda bir eyler var Emmi," dedi. "Herkes, bütün köylü, çoluk çocuk meraktan çatl yor."Koca Osman yay na bas lm gibi aya a f rlad :"Çatlas nlar," diye ba rd . "Çatlas nlar da patlas nlar. Var ya dilimin alt nda bir ey, olmaz olur mu? H nelini tuttum, olmaz olur mu? Dün gece bir kur un patlad , olmaz olur mu? Bir atl öküz gibi bö ürdü,duydun mu? Olmaz olur mu? Baksana u köye bin y ll k bir mezara benziyor, olmaz olur mu? Söyle neyapaca z, sen bu köyün Muhtar n, olmaz olur mu?"Bu s rada içeriye mam Ferhat girdi. Uzun boylu, güne yan , sa kl , uzun yüzlü, çokt zun kirpikli,otuzunda gösteren birisiydi. Y llar önce gelmi Vayvaya yerle mi ti. Yerle mi , buradan evlenmi ti. ki kiki o lu olmu tu, kar E eden. Nereli oldu unu, nereden geldi ini kimse bilmiyor, hakk nda türlüsöylentiler dola yordu.Seyfali Ferhat Hocay görünce aya a kalkt :

öyle, uradan buyur Hocam," dedi.Koca Osman Hocay görünce az k yumu ad , yerine oturdu:"Olmaz olur mu?" dedi son bir kere daha.Ferhat Hoca yerine otururken: "Osman A a, nedir o olmaz olmayan?" diye sordu.Koca Osman Hocaya bakt :"Dilimin alt ndaki," dedi.Ferhat Hoca:"Gerçekten," diye yar hayret, yar merak içinde konu tu. "Günlerdir sende bir ba kal k var. Dilinin alt ndada bir eyler olacak."Koca Osman, oturdu u yerden dikeldi:"Var," dedi. "Bir gece uyuyordum. Uykumun aras ndan bir ses duydum. Koca Osman, Koca Osman,diyordu. F rlad m, kap açt m. çeriye gözleri birer damla k olan ak bir güvercin83

süzüldü. O anda da güvercin donundan s yr p H r oldu. Ak sakallar ayd nl k. Elimi tuttu. Neuykudayd m, ne de dü te. Kafda mdaki s yolcular n karanl n üstüne de bir top k dü tü. Senbuna inanmazs n, sen mucizata inanmazs n, de il mi Hocam?"

nanmam," dedi Ferhat Hoca."Dilimin alt ndakine?"

nan m," dedi güvenli bir sesle Ferhat Hoca.Koca Osman:"Aaah, Hocam," diye içini çekti. "Bir söyleyebilsem yüre- imdekini! Kaç gündür neredeydin Allahseversen sen Hoca? Gene kay plara kar n. Bu gece burda miydin?""Buradayd m.""Ne yapt n?""Yata mdan ç kmad m."Koca Osman art k patlama haline gelmi ti. u insanlar ne ahmak insanlard . Anlat yor anlat yor,anlam yorlard . Koskocaman cin gibi Ferhat Hoca bile anlam yordu. "Evimde H r var," diyordu."Karanl n üstüne, umutsuzlu umuzun üstüne bir top k dü tü," diyordu. "Dilimin alt nda bir ey var,"diyordu da, bir türlü anlam yorlard . Daha aç k nas l söylenir ulan bu? Düpedüz bir gece bizim eve nceMemed geldi, diyemezdi ki! Demeli miydi? Söylemeli de köylüyü güçlendirip yüreklendirmeli miydi?Söyledi inde bir it ç p da bir a aya, ya da Hükümete haber verirse ne olurdu o zaman? Hükümet, a alar nekadar askerleri, candarmalan, adamlar varsa salmazlar m ? Memedin vurulmu , çocuk gibi büzülmü birtopac k ölüsü geliyordu gözlerinin önüne. K rk kur unla delik de ik etmi ler güzelim bedenini, s cac kyüre ini... Giyindirip ku and p, donand p duvar n dibinde Memedin ölü resmini ald klar geliyordugözünün önüne. A layan, yas içinde, boyunlar öksüzler gibi bükük köylü kalabal klar geliyordu gözlerininönüne. lle de a alar n, beylerin gülü leri geliyordu gözlerinin önüne. Memedi bir gözünden bir gözünegüvenmeyeceksin. Ama söylemese de olmaz. u Ferhat Hocaya, Kuran üstüne bir yemin ettirip söylemelimi? Hocaya falan benzemiyor. Yi it adam, Ferhat Hoca. Çok gün görmü , çok geçirmi . Bir ki i bilmeli ki...Aaah, bir ki i bilmeli ki...84Koca Osman aya a kalkt :"Az k benimle d ar ç k Hoca," dedi. Sesi kararl yd .Ferhat Hoca hemen aya a kalkt , Koca Osman n koluna girdi, d ar ya sürükledi."Hoca, Hoca, Ferhat Hoca," diye inledi. "Köylü köyü b rak p gidecek. Dayanamayacaklar."Ferhat Hoca:"Bana da öyle geliyor. Birkaç ev daha yak p, birkaç gece daha atl lar kur un bo alt rlarsa köyün üstüne,kimse kalmaz köyde. Kaçan kaçana... Köylünün gidenleri tabans zl k ettiler. Ne yurt bulmu lar gittikleriyerde, ne de yuva, sürünüyorlar-m . Burada Ali Safa var da gittikleri yerde Ali Safa yok mu? Her ta nalt nda bir Ali Safa var, Osman A a. Köylü bu Ali Sa-falara ya direnir, ya da kul olur gider. Allah kulu kulyaratm , kulu kimseye kul yaratmam . Diretmeyen insan Allaha kar insand r. u dilinin alt ndakini söylebakal m."Koca Osman kar k vermedi. Dü ünüyordu. Söylemeye can at yor, böyle bir s rr n kendinde, yaln zkendinde olu undan da sonsuz bir tat duyuyordu. Uzun uzun yürüdüler, köyü ç kt lar. Kars a açlarorman na geldiler. Çok a r yürüyorlard ama, Koca Osman soluyor, bir ikircik ate inde yan yordu. FerhatHoca ondaki de ikli i onun yüzünden andan ana okuyordu. Söylemeye karar veriyor, Ferhat Hocasöyleyecek diye bekliyor, bir an sonra da onun yüzünden söyleyemeyece ini anl yor, merak büyüyordu.En sonunda sabr tükenen Ferhat Hoca:"Yorma kendini Koca Osman, sen bu s rr imdilik kimseye söylemeyeceksin. Sen bu s rr kendi gözündenbile esirgiyorsun. Yorma kendini."Koca Osman:"Esirgiyorum Hoca," dedi a lamakl , sonra durdu uzun uzun Hocan n gözünün içine bakt bakt : "Kuranayemin eder misin kimseye söylememeye Hocam?"Ferhat Hoca:"Ederim," dedi.Koca Osman sustu. Gene gözlerini Hocan n gözlerinin içine dikti, bakt bakt . Koca Osman bir büyülü, biruyurgezer gibiydi.85Neden sonra:

"Kusuruma kalma, vazgeçtim, söylemeyece im. Yaln z unu bil ki, H r bizim köyümüzdedir. Karanl nüstüne top top k ya r. Hem de büyük bir mucizat olmu tur," dedi, Hocan n gene koluna girdiyürüdüler. Koca Osman ikircik terletmi , bütün bedeni terden su içinde kalm . Köye girip Seyfali-ninevine geldiklerinde gün do uyor, bahar topra inceden inceye bu ulan yordu.

ikte onlar bekleyen Seyfalinin yan nda Hüsam, Zeynel, Kamer Ana, daha bir sürü elleri koynunda, bugece uyumad klar yüzlerinden belli köylüler bekle iyorlard .Seyfali:

imdi be alt ki i atlan p karakola gidip ikayet edece iz. Karakoldan sonra da Kaymakama...Kaymakamdan sonra da Valiye tel çekece iz... Oradan da Mustafa Kemal Pa aya tel çekece iz," dedi.Koca Osman bu sözlere uzun uzun, karn tuta tuta, öksüre öksüre bir iyice güldükten sonra:"Ulan Seyfali, saf oldu unu bilirdim ama, bu kadar saf oldu un da akl n kö esinden geçmezdi. UlanSeyfali, anan belleyen kad , kime ikayet edeceksin? Anan belleyen kad ."Ferhat Hoca ciddile ti:"Gülme Osman A a, anam belleyen kad olsa da, gene kad kad ya ikayet etmeliyiz. Koca bir köybas yor, sabaha kadar kur unluyorlar köyü, evleri yak yorlar. Biz ikayet edelim de, onlar vars nald rmas nlar.""Edelim," dedi Koca Osman gülerek. "Anam belleyen kad ne diyecek bakal m? Ne fetva ç kacakkad dan?"Az sonra atland lar. Önde Koca Osman, onun arkas nda Ferhat Hoca, Seyfali, Köy htiyar Heyetinden üçki i, karakolun yolunu tuttular. Karakol köyün d nda, yolun k nda yap lm çok uzun kerpiçten birtoprak damd . Üstünde yar ya kadar y rt lm , salk m saçak, solmu bir bayrak dalgalan yordu.Karakolun önünde atlardan indiler, atlar yandaki çite ba lay p dü melerini iliklediler, büyük kap dan damagirdiler. Onlar kap da Dursun Onba kar lad . Muhtar Seyfali boynunu bükerek:"Çavu um içerde mi?" diye sordu.Onba biraz bozuldu, az k tela land , hemen o anda kar k veremeyip dü ündü, sonra:"Çavu u dün gece vurdular," dedi. "E yalar vurdular."Koca Osmanm ka lar kalkt , ka lar n alt ndan ç kan gözleri ldad :"Yaras a r m ?" diye sordu. "Neresinden yemi kur unu?" Sesinde deh et bir merak vard ."Kur un bir domdom kur unu. Domuz kur unu. Dizkapa- parça parça etmi Çavu un."Koca Osman gülerek:"Dün gece nerede görmü de e yay Çavu , kur ununu yemi ?"Onba buna iyice rd . Epeyi bir süre kar k bulamad . Sonra:"Dün gece bir haber geldi, Anavarzaya bir e ya çetesi inmi . Da lardan, Yüzba Faru un önünden kaç pdüze inmi . te Çavu u onlar yaralad lar," dedi, s nt . Sesi titriyordu.Koca Osman Ferhat Hocaya bir göz k rpt . Ferhat Hoca:"Haydi kasabaya, Kaymakama gidelim. Ankaraya da tel çekelim," dedi, öfkeden kapkara olmu tu.Onba :"Bir ey mi oldu?" diye sordu. Yüzünde tutamad bir alay vard .Koca Osman:"Hiçbir ey olmad yavrum, ne olacak? Sayenizde rahat z. Az k bu gece bizim üstümüze kur un s kt larda... Biz de bize kur un s yorlar san yorduk, demek e yayla çarp yormu Çavu . Sa cakla kal."Koca Osman önde, ötekiler arkada karakoldan ç kt lar. Atlara binip kasaban n yolunu tuttular.Koca Osman yolda:"Hocam," dedi, Ferhat Hocaya, "az k yan ma gelsene."ki atl geride kald lar.

Koca Osman:"Anlad n m ?" diye sordu. "Çavu un dizkapa parçalayan, onu öküz gibi bö ürten domuz kur ununereden ç kt ?"8687Ferhat Hoca:"Anlad m," dedi. "Eline sa k.""Hepimiz dün geceki benim yapt yapsak, tav an gibi pusaca za, bir daha köye u rar m Ali Safadersin? Yoba-zo lunun evi yand , öteki gece Ali Safan n evi de yansayd buna kar k, ne olurdu? Bir dahagelebilir miydi üstümüze kimse?"

"Gelemezdi.""Neden kar durmuyor da köyü bo alt p kaç yoruz? Köyü bo altmayanlar da her gece ya an kur unlaralt nda eli kolu ba duruyoruz? Neden ki dersin Hoca?"Hoca:"Y lm adam Allan n makbul kulu de ildir," dedi. "Y l-m , korkmu , ürkmü insan kadar kötü bir mahlukhalketme-mi tir yaradan. Dünyada cehennemden hiç ç kmayacak, ebedi yanacak bir yarat k, y lm adamd r.Allahm en edna kulu korkmu adamd r, korkmu adam insanl n yüz karas r. Çok sevindim, Çavu gitti.Bunu Kaymakama nas l anlat z? Nas l anlat z ki, köyümüzü basan Çavu tur?"Koca Osman:"Hiç anlatamay z. Benim Çavu u vurdu umu da hiç kimseye söyleyemeyiz. Bu gece gene basacaklar köyü.Yar n gece birisini gene vuraca m."Ferhat Hoca:

yi edersin," dedi.Koca Osman:"H r bana dedi ki, bu dövü ü kazanmak içi gidenlerin geri gelmesi gerek, dedi. Ben gidenlerin yanma birkere daha gidece im, köye geri dönün diyece im. Durumlar de ti, diyece im."Ferhat Hoca derinden bir ah çekti:"Aaaah, aaah! Osman A am, aah!" dedi. "Getiremezsin onlar . Orada sürünürler, ölürler de bir daha burayadöndüremez-sin onlar . H r bana da onlar köye dönerse iyi olur, dedi. Aah, ah Osman A a..."Kasabaya girdiler, Ali Safa Beyin dü man Tilkio lu Halil A ay önlerine al p Kaymakama ç kt lar.Köylerinin bas ld ,88sabaha kadar köyün kur una tutuldu unu söylediler. Kaymakam bir çare bulaca söyledi. ArzuhalciKozano lu Fethi Beye bir tel yazd rd lar. Ankaraya çektiler.Kasaba çalkalan yordu, Ali Safa Beyin gene Vayvay köyünü adamlar na bast rd , bu adamlar n içindeRemzi Çavu un da bulundu u, seksen ya ndaki Koca Osman n dolma tabancas yla karanl kta RemziÇavu u vurup dizini parçalad herkesin dilindeydi.Remzi Çavu hemen o gün Adanaya Asker Hastanesine götürülmü tü.Koca Osman önde, ötekiler arkada, çar dan geçerlerken dükkanc lar, manifatura, bak rc , ayakkab ,demirci esnaf , d ar u ray p Koca Osman hayretle seyrettiler. Kad nlar, çocuklar da soka a u rad lar.Koca Osman görmek için. Koca Osman kasabay ç ncaya kadar ba kald rmad . Üstüne dikilmiyüzlerce gözün alt nda küçülüyor, eziliyordu. O gün kasabadan çok utand .89Adem çok k sa boyluydu. Yuvarlak, hiç gülmeyen bir yüzü vard . Boynu k sa, gözleri üç kö eliydi. ncecikdudaklar s s ya kapal yd . Kollar , bacaklar , elleri, parmaklar , gövdesi, her eyi k sa küttü. Elinde çokgüzel bir Alaman filintas vard ... Yan k bir sar ya çalan saçlar diken dikendi, kirpi oku gibi.Adem bir kö eye, bir evsine oturur, hiç k rdamadan, yemek yemeden orada günlerce kalabilirdi.Ali Saf an n yan na alt y l önce girmi ti. Ondan önce tav an, keklik, turaç, toy, turna avlar, Anavarzaovas n a alar na, beylerine götürür, bununla geçinirdi. Ovada y l on iki ay k demez, ya mur çamur, gecegündüz demez dola r dururdu. Görülmedik, tuhaf ku lar vurdu u olur, bu tuhaf ku lar Ali Safayagetirirdi. Cimri bir ki i olan Ali Safa Bey, Ademin kendisine tuhaf ku lar getirdi ini görünce sevinir,kesenin a açard . Gene bir gün bu tuhaf ku lardan birkaç yla Ali Safa Beyin çiftli ine geldi Adem.Ku lar n rengi maviye çal yor, maviden ye ile de iyordu. Gagalar , bacaklar çok ince, çok uzundu. AliSafa Bey bu görmedi i güzel ku lara çok sevindi:"Keski bunlardan bir tanesi diri olsayd ," dedi.Gün bat yordu, Adem tüfe ini omuzuna vurdu ve Akçasa-za gitti. Sabahleyin de kuca nda o uzun bacaklku tan bir tanesi vard . Ku Ademin kuca nda, yuvas ndaym gibi rahat yat yordu. Ba nda nak lar vard ,gözleri de k rm yd . Bundan sonra Adem Ali Safa Beyin çiftli inde kald . Ne Adem Ali Safa Beye, ben buçiftlikte kalmak istiyorum, kalabilir miyim,diye sordu, ne Ali Safa Bey, senin burada kalman gerekiyor, burada kal, dedi. Adem çiftlikte, sanki oradado mu büyümü tü, öylece kald gitti. Çiftlik kona n arkas ndaki iki göz bir hu bo alm . Kendiyapm gibi hemen gitti oturdu. Birkaç ay sonra da yan nda bir kad nla ç kageldi. Kad n t t na Ademebenziyordu. Öyle k sa, her eyi öyle güdük. Konu mayan, iri, ak çok, çak r gözleriyle bak p duran, düiçindeymi gibi dolan p duran bir kad nd . Adem onu çok seviyordu.

Bundan sonra Adem, Beyin birinci güvenilir adam oldu. Adam korkutmaya, köy basmaya, e yalaraulakl a, e yal a, ne kadar zorla yap lacak i i varsa, Bey hepsine Ademi yolluyor, Adem de Beyinin bugüvenini do ruluyor, hangi i i üstüne alm sa, yüzünün ak yla alt ndan kalk yordu. Az bir sürede avc AdemAnavarza ovas köylerinin ba na bir bela kesildi. Ademin elinden en çok çeken köy de Vayvay köyüydü.

lm , usanm lard .Elinde çok güzel bir Alaman filintas vard , att vururdu. Tüfe ini kar kadar severdi. Sar ya çalansaçlar diken dikendi.Adem çok öfkeliydi. Ya z at n ard ndan günlerdir ko uyor, ona bir türlü bir kur un at yakla am yordu.Sanki bu at n bin gözü, bin kula vard . En küçük bir k rt , karart ta uzaklardan görüyor, en küçük bir

rt ta uzaklardan duyuyordu.Uzun bir süreden beri bu kam kökünün içine s nm , ya z at n yak nlardan geçmesini bekliyordu. At nne geldi i vard , ne gitti i... Ne de göründü ü. Adem al nd , sab rl yd , be gün, bir hafta, on gün de

ldamadan burada beklerdi. Ama bu at onu çileden ç kar yordu.Ovada atla iki kez kar la , ikisinde de daha tüfe ini do rultmadan at, ortadan silinivermi ti. Ne olmu tu,nereye gitmi ti? Adem ku kulan yordu, bu kadar çabuk, göz aç p kapay ncaya kadar ortadan yitti ine,siliniverdi ine göre bu atta bir eyler vard . Tuhaf bir att bu. nsan gibi de de il... Cin gibi, peri gibi...Büyülü bir ey. çinden korkmaya ba lam .Gece yans bir at aya tap rt duydu, kam n kökünden ç kt , çok ötelerden bir at karart Topraktepeyeyukar süzülüp9091gidiyordu. Kam a yeniden girdi, gecelerdir uyumuyordu, ba köke koyar koymaz gitti.Uyand nda gün do uyordu. Akçasazm üstünü yar pus, yar bulut gibi bir duman örtmü tü. Anavarza dabu duman n ard nda kalm . Ancak hayal meyal seçiliyordu. Topra n üstündeki duman gittikçe ço al yor,yo unla yordu. Adem kam ktan ç nca gözlerine inanamad , at ötede, bir tümse in üstünde, koyu birpusun içinde k rdamadan duruyor, pusun içinde bir görünüyor, bir yitiyordu. Ademin yüre i hop etti, ilkolaraktan at ona bir kur un at yakla . Hemen o anda tüfe ine davrand , ni anlad , teti e çöktü.Kur un v ldad . Bir an her ey pusun ard nda yitti. Adem at n durdu u tümse e do ru ko tu. Az sonra at ndebelendi ini görecekti, bunu bekliyordu. Ve at n kellesini kesecek, do ru Ali Safa Beye götürecek,dü manlar n ömrü, Vayvay köyünün ömrü bu kadar olsun Beyim, diyecekti. Bey de onu memnunedecekti. Tarladan tarla, maldan mal, paradan para verecekti. On be dönüm isteyecekti Beyden. Vermezmiydi, neden vermesin, verirdi. Tümse e geldi ki ne görsün, at, ta uzaklarda, sel yata ndan Anavarzakayal klar na do ru ko uyordu. Öylesine h zl ko uyordu ki, sunuyor, karn yere yap yordu. Adem oradadurdu kald . Bir süre sel yata ndan akan at gözledi, at uçuyordu. Pus da yava yava kalk yordu. AtAnavarzan n dibinde bir küçücük nokta kal ncaya kadar onu izledi. Sonra at görünmez olunca, oraya,topra a çöktü. Di lerini s kt . Öfkeden ç ld yordu. Sonra korktu. Bu atta bir ey olmas n, diye dü ündü. Birperi, bir cin, bir iyi kimse at donuna girmesin! Bu kadar yak ndan bir at vuramamak! Olacak gibi de il! Birat bulmal , hiç de ilse ya z at kadar h zl ko an, onunla kovalamal , yakla nca öldürmeli. Ba ka türlü buat öldürmenin mümkünü yok, diye dü ündü. Var p gitmeli, Beyden iyi ko an bir at istemeli. Ama Beye, birat öldüremedim, diye nas l söylemeli? Ba kaca da bir umaryok.Ademin taban mi ti. alvar n dizden a karaçal lar yemi ti, alvar n paçalar salk m saçakt .Ellerini, yüzünü dikenler y rt . Çiftli e do ru istemeyerek yürüdü. Kona a92geldi inde Bey daha yenice uyanm , kona n örtmesinde elini yüzünü, genç bir k n ibrikle döktü ü suyla

yordu. Adem ötede durdu, dikildi kald . Bey onu görsün de, "ne var, ne yok Adem," desin, diye. Bey onugörmedi, Bey onu görmeyince yürüdü merdivenden yukar ç kt , merdivenin ba nda durdu. Bey uzun birmasaya birkaç ki iyle oturmu kahvalt ediyordu. Neden sonra merdiven ba ndaki Ademi gördü:"Ne o, gel bakal m Adem," diye ona seslendi.Adem masaya yürüdü. Beyin yüzüne hiç bakam yordu. Bey onun at vuramad anlad . Yan ndakileredöndü:"Size sözünü etti im avc lar ba Adem bu," dedi. "Elinden ne uçan kurtulur, ne de kaçan. imdi yüzündenanlad m ki avc lar avc Adem at vuramam . Nas l oldu bu Adem, anlatsa-na!"Adem ba kald rd , gözleri dolu doluydu, dokunsan bo anacakt . Sesi titreyerek:

"Bu at n bin gözü, bin kula var," dedi. "Bir tuhaf bir at. Yel olup ak yor, ku olup uçuyor. Ancak bir kereyakla abildim. O da kendisi gelmi ba ucuma dikilmi ti. Kur unu sallad m. Her ey ortadan silindi. Ben onuvurdum sand m. Bir de bakt m, ta uzakta Anavarzaya do ru gidiyor. Ben bu at anlamad m. Belki de bu birat de il Bey."Ali Safa Bey iç geçirdi:"O bir at Adem, o bir at," dedi. "O bir at ama, insano lun-dan daha ak ll .""O bir atsa Bey, e er at donuna girmi bir peri, bir cin de ilse, e er büyülü de ilse ben onu vururum Bey."Bey ona kar k vermiyor, masadakilerle birlikte gülüyordu boyuna."Yahu bu at seni bitirmi Adem," dedi sonunda. "Bu ne hal?"Adem:"Bitirdi," dedi. "Bu at peri...""Yok Adem yok," diye sözünü kesti Bey."Kur un tutmuyor Bey.""Çok h zl bir at. Bu kadar h zl atlar kolay kolay kur un tutmaz Adem."93Adem ba yeniden yere e di:"Bana bir at ver de Bey, onunla kovalayay m bu at . Belkiyakalar m.""Git tavlaya da be endi in at al. Ama umudum yok Adem, atla yakalayamazs n bu at . Gene de senbilirsin."Adem oradan süklüm püklüm ayr ld , evine geldi. Beyin yumu akl onu bitirmi ti. Az k da alay vardBeyin sesinde. Atla da yakalanmaz m yd u domuz? At de il peri. Peri olmasa... Bu Bey de ne periye, necine inan r. Büyülü de ilse bu at,büyülü...Tavlada iki k r at var, ona binmeli, onunla kovalamal ya . Allah kahretsin ya .Ata kar içinde bir korku... Belki ömründe vurmak isteyip de ilk vuramad yarat k bu att . O gece sabahakadar uyuya-mad . Kar da zaten kendisine hiçbir ey sormazd . Konu mad lar.94Ferhat Hocan n kara, k rc k sakallar titredi. Yal m karas gözlerinden derin bir keder geçti. Uzun, güneyan , güzel yüzü biraz daha uzad , seyirdi. Koca Osman n da k k yüzü ac içindeydi.Yobazo lu Hasan Narl la köyünün en ucunda terk e-dilmi , çitleri bel verip, çat ndaki sazlar dökülmüdelik de ik bir hu a s nm . çerde bir çam bardak, bir tek yatak, üç dört sahan, bir tek tencereden ba kahiçbir ey yoktu. Üç çocu unun üçü de hastalanm . Hu un kö esinde bir has n üstüne uzanm lar inleyipduruyorlard . Yobazo lu da zay flam , ufalm , eriyip bitmi ti. Ellerindeki, yüzündeki yaralar daha i leyipduruyordu. Yobazo lu gene de gülüyor, sanki hiçbir ey olmam duygusunu uyand rmaya çal yordu.Kar yla bir yas gibi dolan yordu evin içinde. Bu y k eve al amam , yanan evini, o yang n gününü birtürlü unu-tamam .Koca Osman, bo az dü ümlenerek, titrek sesiyle:"Ferhat Hocayla sana geldik ki, yavrum Hasan, bu gurbet ellerde daha fazla sersebil olmayasm. uoturdu un eve bak! Gerin geçimin de yok herhalde. Ne demeye geldin buraya? Köylü sana ne yapt ? Buradaac ndan da ölürsün. nsan ölürse de kal rsa da emmisinin day n içinde ölüp kalmal . Seni götürmeyegeldik. uradan bir araba tutal m da bindirelim çoluk çocu u, var p gidelim köyümüze."Hasan ba yere dikmi Ferhat Hocaya da, Koca Osmana95da hiç bakm yordu. Ne dü ündü ünü de hiç belli etmiyordu. Yüzünde de hiçbir de iklik olmuyordu.Koca Osmandan sonra Ferhat Hoca konu tu: "Seni köye götürelim Hasan," diye bitirdi sözünü.Hasan ba kald rd nda yüzü tan nmayacak gibi olmu tu. Gözleri dolu doluydu. Çaresiz kalm birçocu a benziyordu."Ben o köye gidemem," dedi.Koca Osman:"Gidersin," diye ba rd . "Hem de e ekler gibi."Ferhat Hoca:"Gidersin ki ya mecburi," diye Koca Osman destekledi."Gidemem," dedi Hasan, bir çocuk çaresizli inde ellerini koynuna sokarak.

"Çavu tan korkma," dedi Koca Osman. "Çavu u bizim köyde vurdular. Hem de ba parma m kal nl ndabir domuz kur unuyla. Hem de iki yüz elli y ll k bir dolma tabancadan ç kan kur unla. Bizim köyü gecebasmaya gelen çavu u i te böyle vurup dizkapa parça parça eyleyerekten öküz gibi bö ürttüler. imdiAdanada hastanede a yukar yat p öküz gibi bö ürüyor. Neden ki dersen Hasan karda , yaln z dizkapak-lar domuz kur unuyla parçalananlar böyle ba rlar. Mustafa Kemal Pa aya da tel çektik ki, çok güzel birtel. te Allan n güzel adam Ferhat Hoca. Dinine iman na söyle Ferhat Hoca, tel nas ld ? Ne yazmarzuhalci Kozano lu Fethi Bey, dinine iman na söyle, Fethi Bey çok okumu bir adam de il mi? Biryumu ak, iyice bir adam ama, yaz ta a geçmez mi? Fethi Bey bir yumu ak adam ama Kozano lu de ilmi? Göl yerinden eksik olmayan u Fethi Bey de il mi? Ne yazd Mustafa Kemal Pa aya, söyle Hocam,söyle de bilsin Hasan. Sen bu vatan böyle mi kurtard n? Candarmalar, çavu lar, hem de derebeylerinkal nt lar her gece köyümüzü bas p kur unlas nlar, rz , namusumuzu payimal etsinler diye mikurtard n? Ne yazd ne, kim yazd kim? Kozano lu Fethi Bey yazd ki, Hükümetin a alar n arkas na geçipköyleri kur unlamalar ay pt r. Onun için bir çare bulmak gerektir. Ne yazd ne, kim yazd kim? Kozano luFethi Bey! Dön köye Hasan. Sen bir Kürt o lusun. Baban96da yi itti. Hem de K lba o lusun sen. K lba lar korkmazlar. Yüce da lar n kartallar na benzerler. Türküsöylerler ki, çok yan k. Elalemin parmaklar a zlar nda kal r, K lba türkülerini dinlerken..."Koca Osman konu tu, sesi ç kmaymcaya kadar, di siz a ndan tükrükler saça saça söyledi. Sonra Kafdahikayesini, karanl , karanlik duvar na gelip kafalar vurmu , umutsuz yolcular , sonra karanl n üstünebir k ç gibi inen anlatt ."Ne diyorsun Hasan?" diye sordu. Terlemi ti, gö sünü açt , ak, uzun k llar slak slak s vazlad . Parmaklanek i ter koktu.Sözünü:"Yusufu kuyudan ç karan Mevla, bir gün olur bize bakmaz m dersin?" diye sürdürdü. "Haa, ne diyorsunHoca?"Sonra sözü onun a ndan Ferhat Hoca ald :"Yusufu kuyudan ç karan Mevla, hiçbir zaman iyi kullar darda koymaz. Seni köye ça yorsak, elbetbizim de bir bildi imiz var. Koca Osman ne dedi? Kafda nda yolunu yitirmi , gelmi de bir karanl kduvar na ba vurmu , umutsuzluk duvar önünde y p kalm lar. Gidecekleri yer yok. te durumböyle bir merkezde iken k ç kesmez, soluk ald rmaz karanl k duvar n üstüne bir top k dü mez mi? Buya a gelmi Koca Osman A a, bu n ne k oldu unu biliyor, hem de bu a inanm . Bir de yolcularvar, Yobazo lu. Çölde susuz kalm üç ki i bir seferinde... Susuzluktan ölecekler. Güne de hiç batm yor.Üç ki i dilleri bir kar d arda dolan p duruyorlar. Doland klar yerin ortas nda bir kuyu var ki, ye illikleriçinde... Suyu da kar. Göremiyorlar kuyuyu. Kuyu bir yana gidiyor, onlar ba ka bir yöne. Sonra bir ak kugörüyorlar havada. Yolculardan birisi Koca Osman A a gibi gün görmü , her eyi bilen bir ki i. Ku unuçtu u yere yürüyelim, eliyor. Yürüyorlar. Ku do ru suya gidiyor. Kanatlar sallay ma bak n ku un. Oda susuzluktan yan yor. Ku un izine dü mü ler, varm lar bakm lar ki, ye illikler içinde bir su kuyusu...çmi ler ve de ölümden kurtulmu lar. te Koca Osman ak ku u görendir. Sana gelmi diyor ki, ak ku suya

gidiyor. Sen ne diyorsun Hasan? Köye dönüyor musun, dönmüyor musun?"97Koca Osman:"Bu ak ku meselini iyi buldun Hocam," dedi sevinip gülerek. "Bundan münasibi bulunmazd . te ak kuhavalanm . Bak Yobazo lu Hasan m, bak K lba m, ak ku , suyun ab hayat akan kayna na uçuyor. Dönköye."Daha çok konu tular, çok meseller anlatt lar. Yobazo lunun gözü iyice y lm , köye döndüremediler.Yobazo lunun y k hu undan çok üzgün ayr ld lar.Yolda atlar yan yana sürüp, bir süre hiç konu mad lar. Anavarzaya a Dumlukaleye do ru gidiyorlard .Ferhat Hoca:"Gelmezler," diyordu. "Gelmeyecekler. Canlar ndan korkuyorlar. Can korkusu girdi mi bir insan n derisininalt na, o adamdan hay r bekleme Osman A a."Yol boyunca Ferhat Hoca konu tu söyledi, Osman A a sustu.O geceyi Hac lar köyünde geçirdiler. Ferhat Hoca hep konu uyor, Koca Osman susuyordu.Gün rken Dumlukaleye do ru yola ç kt lar. Ferhat Hoca Hac lar ç kar ç kmaz sordu:"Bir ey mi var, ne susuyorsun hep Osman A a?""Susuyorum, hem de dü ünüyorum ki, sen bendeki ak ku u ne bildin?"

"Sen söyledin Osman A a.""Nerden gördün?""Görmedim Osman A a. Sen umutlusun, ben de umutluyum. Demek bir bildi in var.""Var Hocam. Hem de nas l bir bildi im var!"çi içini yiyor, aah, bir söyleyebilsem diye yüre i al p al p veriyor, k vran yordu. Yüzü bir k yor, aç yor,

seviniyor, üz-günle iyordu.Sonunda:"Bir ak ku ki, ne ak ku Ferhat Hoca! Görmelere seza. Bir ak ku ki, aaaah Ferhat Hoca! Bir ak ku ki, akbir ahin Ferhat Hoca!" dedi.Sonra da pi man oldu. Ak ahini dü ünürse Ferhat Hoca, ak ku un kim oldu unu bilebilirdi.98Ferhat Hoca:"Görmelere seza," diye dalg n onun sözlerini yineledi.Ertesi gün Sar çama vard lar. Köylüler kepir ta bir kesmeli e yerle mi ler, k k dökük birkaç hu , birkaçküçük toprak dam yapm lard kendilerine. Bir bölü ü eski k l çad rlarda, bir bölü ü derme çatmaalac klarda oturuyorlard . Köylüler onlar çok iyi kar lad lar. Üstleri ba lar dökülüyordu. Hepsi zay flam ,bir deri bir kemik kalm . Çocuklar n hemen hepsi s tmal yd .Koca Osman eski köylülerini bu halde görünce çok duyguland , gözya lar tutamad . Ferhat Hoca dabozuldu.Az k kendine gelen Koca Osman tepeden inme girdi söze:"Sizin bu kötü halinizi duyup ve de yüre im a ma gelip, yan ma da Ferhat Hocam al p, Allahm bu güzeladam yla bir olaraktan sizi almaya, al p da köyümüze götürmeye geldim."Bir süre kimseden ç t ç kmad . Sonra Abdurrahman konu tu:"Evimiz yanmad m ki evimize gidelim? Tarlalar z sürülmedi mi ki, k zlar z kaç lmad m ki,hayvanlar z kesilmedi mi ki, insanlar z öldürülmedi mi ki... O köyde oturulacak hal mi kald kiköyümüze bizi al p götüreceksin Koca Osman? Ali Safa m öldü, yoksa bize karda m dedi? Hükümetbizden yana m geçti, nce Memed mi ç kt ortaya yeniden? Ne de ti de köye götüreceksin bizi?"Koca Osman nce Memed sözünü duyunca sevindi, umuda dü tü ama, aaah, söyleyemezdi ki, aaah!.. FerhatHocayla göz göze geldiler bu an, anlaml bak lar. Koca Osman n gene içi kaynad , söylesem mi?Sözü ald , uzun uzun konu tu. Yalvard , tehdit etti, gürledi, ö üt verdi, ok ad , karanl k duvar delen anlatt , döndürüp çevirip birkaç kere ayr ayr söyledi. Sonra ak ku u da balland ra balland ra söyledi. Ba kameseller bulup hepsini de söyledi.Sonra sözü Ferhat Hoca ald , o da söyledi. Çavu un köyde vuruldu unu, bir daha art k karakolagelemeyece ini söyledi. Daha bir sürü meseller ç kard ortaya. Ferhat Hocan n mevlut okumaya al sesiçok dokunakl yd . Hocay dinleyenlerin gözleri doluyordu. Hoca güzel sesiyle Kurandan Arapça ayet-99ler okuyor, sonra aç kl yordu. Ayetler köylülerin topraklar na geri dönmesi dü üncesini destekliyordu.Ak ama kadar u ra lar, köylülerin akl Vayvaya dönmeye çelemediler. Ak amüstü Koca Osmanyemeklerini kabul etmeyip:"Lanet olsun sizin gibi insanlara," diye ba p aya a f rlad . Öfkesinden zang r zang r titriyordu. Yüzü ka tgibi olmu tu. Ferhat Hoca onu yat rmaya çal yor, dü üp ölüverecek diye korkuyordu. Koca Osmanaz k yat rd ktan sonra atma bindirdi, kendisi de bindi. Bu kadar öfkeye p kalm köylülere do ruat sürdü, a r, tok, durgun bir sesle sözcükleri tane tane söyleyerek:"Siz Allan n lanetine zaten u ram z. Size diyorum ki, Allah n belas na da u rayacaks z. Varm geberinu ot bitmez kepir ta n içinde. Geberinceye kadar. Y kt z Vayvay ."

Köylüler hiçbir söze varamad lar. Yerlerinden k rdaya-mad lar bile. Gün kavu uncaya kadar orada öyledikildiler.Ay daha do mam , karanl kta at sürüyorlard . Gece yar na kadar konu madan yan yana gittiler.Koca Osmanm akl ndan Ferhat Hocan n nce Memedi bilip bilmedi i hiç ç km yordu. Bir, bilmeyen adambu kadar mutlu olabilir mi, diye dü ünüyor, az sonra, ne bilsin Ferhat Hoca, asl nda yi it adamd r, diye tamtersini akl ndan geçiriyordu. Sonra da, söylesem, Ferhat Hoca da Memedi görse, onunla konu sa, diyordu.Ne icap eder ki... Ferhat Hoca hayml k etmez, diye güvenini tazeliyor, sonra da insano lu çi süt emmi tir,güven olmaz, diye vazgeçiyordu. Dilinin ucuna ucuna geliyor, nce Memed, diyecek oluyor, hemenvazgeçiyordu.En sonunda dayanamad :

nce Memed..." dedi durdu.Ferhat Hoca:"Ne olmu nce Memede?" diye sözün üstüne at ld .Koca Osman bir süre bocalad ktan sonra:"Ferhat Hoca..." dedi, gene sustu.Neden sonra:"Ferhat Hoca," dedi... Bu Ferhat Hoca nereden gelmi ti? Kimdi, kimin nesiydi? Vayvaydan evlenmi , birakraba k100alm ama, kimdi? Güvenilir miydi? Bir gözden bir göze güvenmek var m ?"Ferhat Hoca!""Buyur Osman A a.""Ferhat Hoca, nce Memed imdi sa olsayd ..."

nce Memed ölmü mü dersin, Osman A a?""Hani sözün geli i. nce Memed eskisi gibi da da olsayd , bize yard dokunur muydu dersin?"Ferhat Hoca büyük bir imanla:"O yi it, iyi, temiz bir u akt , dokunurdu," dedi.Koca Osman:"Keski u s ralar da da olsayd , ya da sa olsa da yan zda olsayd , o karanl a dü en bir top k gibi kolur muydu Ferhat Hoca?"Ferhat Hoca:"Olurdu," dedi."Ak ku ?""Böyle adamlar hep ak ku tur," dedi Ferhat Hoca. "Bunlar n i i hep ak ku olmakt r. Kalayc nas l öldürdü,öldürdü de çark na okuduydu Ali Safan n, öyle de il mi?"Koca Osman:"Keski gene ortaya ç ksa," dedi. "Ç ksa da bu Ali Safan n can na bir daha okusa ki, muhkem. Belinido rultamasa Ali Safa..."101»t HALK KÜTÜPHANESEvi Seyran K za vermi ler. Seyran K n ba na gelenler, dü man ba na gelmesin. Ev nas l bir evdi kimbilir? Ç p görmeyi çok istiyordu Memed. Tarla nas l bir tarlayd , neredeydi? Onu da Ali Safa alm . AliSafa nas l bir adamd ? Ne istiyordu, bu kadar tarlay ne yapacakt ? Padi ahl k m kuracakt Anavarzaovas nda? Koca Osman ne diyordu, u Anavarza kayal klar n tepesinde Ermeni krallar n kalesi var,diyordu. Bütün Çukurova o zamanlar Ermeni kral n buyru undaym . Ali Safa Bey öyle mi yapmak istiyoracaba?nsafs z, zalim, insanl a yara maz i ler yap yor Ali Safa. Hükümet de arkas nda. Koca Osman, onu dizinin

dibine oturtmu , üç gün üç gece Çukurovadaki a alar , beyleri anlatm . Memed zaten art k bunlar iyibiliyordu, ama Koca Osman daha iyi anlatm . imdi her eyi apaç k görüyor, her eyi çok iyi biliyordu.Gittikçe de k zg nl art yordu u a alara kar . Bunlar n her birisi Abdi A adan daha beterdi. Hele u AliSafa Bey... Ad and kça ürperiyordu. Hepsi de toptan kendisine dü mand . Çukurovada Abdi A aykanad n alt na alan Ali Safa Beydi. Bunlar, bu a alar beyler, biribirlerine ne kadar dü -mansalar, o kadardosttular. Abdi A an n ölümü onlar deli etmi ti. Bu yüzden çeteler kurmu lar, koca Toros da lar delikdelik köy köy aratm lard . E er kaç p kurtulmasayd , mümkünü yok öldüreceklerdi. Da larda aya akalkm binlerce köylü, yüzlerce candarma, Koca Memedi, Hac Duran , Çete Durmu u aram yorlard .Arad klar , bulamay nca da deli divane oldukla-102

, kendisiydi. Nereye gitse bulacaklar, öldüreceklerdi. Öldürülen Abdi A a de il, kendileriydi. Abdi A an nki ili inde öldürülen a alard . Bundan dolay hiçbir zaman kendisini ba la-mayacaklard .

u Ali Safa Bey bu köylüye bu kadar zulmetmi ti de bir tanesi ç p da a na bir kur un neden s kmam ?Herkes y lg nd . Çukurovanm "köylüsünün ço u bugünlerde, yan yar ya zulümden göç etmi ti. Ovada biryer bulmak için dolan p duruyorlard . Vayvay köyü de yar yar ya bo alm . Ali Safadan o kadar gözleri

lm ki, bir sabah gözünü aç p bakm n ki köyde kimse kalmam , göç edip gitmi ler. Y lg n köylününgözü kaçmakta. Koca Osman y lg n köylüyü nas l tutacak, bir türlü bilemiyor, ç rp p duruyor. KocaOsman bir Akmezar köyü, Akmezar köyünde bir dris A a anlat yor ki, dris A an n haline yürekler

dayanmaz. dris A ay pençesine al p k vrand ran Bey, Mustafa Kemal Pa an n yakm arkada Arif SaimBey. Otomobili de varm . Çukurovanm tozlu yollar nda hep otomobille geziyormu Arif Saim Bey. Memedhiç otomobil görmemi ti. Görmeye can at yordu. Koca Çukurda bir tek ki inin alt nda otomobil varm , o daArif Saim Beyin. Köylüler, a alar Arif Saim Beyden çok korkuyorlar. Ondan Ali Safan n da ödüpatl yormu .Memed karanl k hu un içinde kö eye oturmu , tüfe i kuca nda, k k dökük bunlar dü ünüyordu. Kapaltahta pencerenin yar ndan içeriye uzun bir k yolu iniyor, hu un toprak taban nda bitiyordu. I k yolununiçinde binlerce parlak toz parçac klar kayna yordu. Memed birkaç kez sa elini k yoluna tuttu. I kiçindeki eli büyüdü, güçlendi. Bir tuhaf bir duygu içindeydi Memed. Köylülerin y lg nl , umutsuzlu uyava yava onu da içine al yordu. O da köylüler gibi karanl k duvar na gelip ba vurmak üzereydi.Ferhat Hocay görmü tü kap aral ndan iki kez. Hiç Hocaya benzemiyordu. K rc k abanoz sakal , iriyal m karas gibi gözleri, k rc k saçlar , kartal burnuyla güvenilir bir adama benziyordu. Koca Osman ndedi ine göre bir Ramazan günü yorgun, s rt nda torbas , torbas n içinde kitaplar , çama rlar , Anavarzayönünden gelip köye girmi , hemen o ak am bo bir103evi cami yapm , köylüyü teravih namaz na sokmu , imam durmu tu. O gün bugündür köyün hocas yd .Dinden hemen hiç konu maz, namaz k ld r i ine gücüne bakard . Vayvay-dan bir k zla evlenmi ti.Evlendi i k n biraz da tarlas vard . maml k ücreti almaz, tarlay eker biçerdi.Köylü önceleri ondan ürkmü , çekinmi , sonra yava yava al , onu da köylüden saym . Ama dahaFerhat Hocan n büyüsü üstündeydi. Ona herkes daha bir büyülü kimseye bakar gibi bak yordu. Koca Osmanhem ona güveniyor, onu seviyor, hem de ondan çekiniyor, ondan ürküyordu. Çukurovanm a alar daVayvaya böyle bir hocan n geldi ini duymu lar, önceleri onunla epeyce ilgilenmi , sonra onlar da al lar,zarars z bir kimse oldu unu ö renmi ler, unutmu gitmi lerdi. Yaln z Ferhat Hocan n yak kl gündengüne bütün Çukurova-ya yay lm , kad nlar n diline dü mü tü. Uzak köylerden, Ada-nadan, Kozandan,Tarsustan, hatta Mersinden, skenderundan muska yazd rmak bahanesiyle genç k zlar, kad nlar onu görmeyegeliyordu. Ferhat Hoca yazd muskalar n kar nda da para alm yordu. Ve ünü gittikçe bütünÇukurovaya yay yordu.Memed binbir kar k duygu içindeydi. Karanl k hu un içinde durmadan, durmadan her eyi dü ünüyordu.Acaba bu köy kendisine mezar m olacakt ? Vurulursa, neresinden vurulacakt ? Ölümü nas l olacakt ? Ölümgelirken nas l gelecekti, bir karanl k m yd ölüm, nas l bir karanl kt ? Uyku gibi mi? Çok mu s zlard ölümyaras ?Baz baz ölürcesine korkuyor, ölümü, bo lu u ta yüre inin ba nda duyuyor, titriyor, bedeni tepeden t rna abir ölümle ürperiyordu. Kendi kendini çoktan ölüme mahkum etmi ti ama, ölümün nas l gelece ini bir türlükestiremiyor, deh et de merak ediyordu.Yakalanmayacak, candarman n eline geçmeyecek, hapisa-neye girmeyecek, yarg ç önüne ç kmayacakt .Candarmay , mahpusaneyi, yarg ona Hatçe anlatm . Hatçe onlar anlat rken, "Ölüme bin kere kurbanolay m Memed," diyordu.Memed baz baz bir öfkenin h yla silkiniyor, "Dövü erek ölece im," diye ba yordu. çinde onulmazbir öç alma104duygusu vard . Bunu Abdi A a bitirememi ti. Bu öç duygusunu bir yere yerle tiremiyordu. KarakoldakiÇavu a yönelmi ti öfkesi, Yobazo luna dayak atan Çavu a... Hükümete, Ali Safa-ya, Arif Saim Beye... Öcüki ilerden ki ilere gidip geliyordu.Memed bazan görmedi i, bilmedi i Ali Safayla dövü üyor, onu öldürüyor, kellesini getirip Vayvay köyününiçine at yor, çekip gidiyordu da lara. Koca Osman ona, ahinim bizi kurtard n, köylüye can verdin, diye

layarak sar yordu. Akmezar köylüleri de dü ün bayram ediyorlard Arif Saim Beyin ölümünden sonra.Memed bunlar dü ünürken kur un s yor, öldürüyor, kelleler kesiyor, kan ter içinde kal yordu.Sonra birden umutsuzluk duvar na ba vuruyordu. Koca Osmanm art k buras na kadar gelmi ti. Köyegeldi geleli lisan hal ile anlatmad kimse kalmam köye geldi ini, evinde oldu unu. Bir gün depatlay verecek, herkese ba ra ba ra büyük s rr m söyleyecekti. Söyleyince ne olacakt , a alar, beyler,hükümet duyacak, olan olacakt . Epeydir buradayd . Uzun kalm . Gene de Koca Osman yi it ç km ,herkese geldi ini söylemeye can att halde, hiç kimse duymam , ö renememi ti. Art k buradadurmamal yd .Oturdu u yerden kalkt , kap ya geldi, kap n yar ndan d ar seyretti. Bir kürk tavuk, arkas ndan on be ,yirmi tane civciviyle avludaki tozlar n içinde yumak yumak san yuvarlan yordu. Avlunun ard ndaki yoldan

sa boylu, geni kalçal , k rk belikli saçlar bütün kuluncuna yay lm genç bir k z geçti. Bir köpek,kuyru unu patanc nm aras na k st rm , büzülmü , duvar n dibine sinmeye çal yordu. Köro lu geldiMemedin akl na. Köro lundan sonra anas , Hatçeyi dü ündü. Hürü Ana ne yi it bir kad nd . uÇukurovadaki her köyde bir Hürü Ana olmu olsayd Ali Safa da, Arif Saim Bey de görürdü gününü. Sonraya iyi yürekli Durmu Ali... Sonra Topal Ali. Becerikli, iyi dost Topal Ali... Recep Çavu , Cabbar...Cabbar e yal k günlerini unutmu , köye yerle mi , büyük bir tarla da m r ekmi . Evlenmi , iki de çocu uolmu .Hatçe, anas , Abdi A a, da lar, ma ara, Kalayc , hepsi kafas n içinde kopuk kopuk, ayd nl k, belli belirsiz,karanl k, bi-ribirine kar , ac , tatl , büyülü, ta gibi sert bir dü dünya-1051

... Kafas nda dönüp duruyor. Bir seviniyor, bir derin kedere gömülüyor. Kap da bir akasya a ac yo un,cak kokusunu yay yor. Binlerce ar çoku mu , dola yor akasya çiçeklerinin üstünde, yöresinde. A r,cak, yo un kokudan sarho .

Ulu ç nar a ac geldi gözlerinin önüne. Bir büyük yelde ak yordu yapraklar . Gürlüyordu. Mor kayan nortas nda k pk rm kedita çiçekleri bitmi ti. Bir ocak, bir büyük top. ki kolunla kucaklayamazsm.Yal m gibi, keskin bir k rm k oturmu tu mor kayalar n ortas na. Çok uzaklardan gözüküyordu. Keskin bir

rm geldi gözlerinin önüne, yand , durdu. Köy, en küçük ta , suyu, damlar , küçük çocuklar , çiçekleri,ar lar , da lar , kayalar , insanlar , ku lar yla gözlerinin önündeydi. Burnuna tütüyordu. çinde dayan lmazbir istek duydu. Nas l olsa bugünlerde öldürülece im, diye dü ündü. u köyü dünya gözüyle bir dahagöreyim.Da lar candarmalar, köylüler tutmu tu. Kar nca gibi tala-m lard tekmil Torosu. Delik delik, ma arama ara e ya ar yorlard . Köyden birisi ç p da söylemez miydi? Burada da söyler, diye dü ündü. Heryerde söyler. E yay uçan ku söyler, yatan ta söyler. E yan n sonu erinde geçinde kur undur. Ama iyi,tatl , insanca, namuslu bir ölüm olmal gelen, gelecekse..."Koca Osman A a gelsin de iznini al p bu gece yollara dü elim."Kendi kendine böylece söylenir, dü ünür dururken Kamer Ana eve do ru ko arcas na geldi. Anahtar sokupiki çeviri te kap açt . Kap n yan ndaki Memedi gördü:"Ne o yavru?" dedi. "Ne yap yordun burada?"Memed:"D ar seyrediyordum Ana," dedi. "Can m s ld da..."Kamer Ana ona do ru uzand , e ildi, usulca:"Köylü biliyor," dedi. "Bizim evde bir eyler oldu unu sezinliyorlar ama, senin evde oldu un ak llar nagelmiyor. Herkesin gözü bizim evde. Aaah, o çocuk Osman yok mu, netti eyledi de herkesin gözünü bizimevin üstüne çekti. Bizim çocuklar n hepsi beni bir s rd lar, bir s rd lar, söyle evde ne var, babam ndilinin alt ndaki nedir, dediler. Ben de onlar yat rd m ama inanmad lar. Bence evi ararlar bugün. Ya daevi106göz alt nda tutarlar, beklerler evi. Sen yüklükten ç kma Osman gelene kadar, olur mu?"Memed."Olur," dedi ama, yüre ine de bir korku dü tü. u Çukuro-van n düzünde candarmayla çat rsa ne yapard ?Sonu ölümden ba ka bir ey de ildi. Geceyi bekleyip, sonra s maktan ba ka çare yoktu. Geceye ne kadarzaman vard ? Kap n tahta yar ndan güne bakt , gün y lm gitmi ti. Az kald diye sevindi. Gidecektiama üzülüyordu. Kendisini bu kadar candan seven bir insana sa cakla kal diyemeden, helalla madan nas lgiderdi? Koca Osman onu anas kadar, Hatçe kadar seviyordu.1076

Ali Safa Bey öfke içinde kona n sofas nda gidip geliyor, söyleniyor, homurdan yor:"Att n ta dedi in ku u vurmuyor," diye hay flan yordu. "Daha ne kadar sürecek bu sava ! Topraklarbombo duruyor. u i e yaramaz köylüler ne topra a kendileri bir ey yap yorlar, ne de bizi b rak yorlar."Zeynel sofan n ucundaki kerevette büzülmü oturuyor, Ali Safa Beyin öfkesinin ini ç lar na görede iyordu. Üzülüyor, seviniyor, umutsuzlan yordu. Ali Safa Bey gelip kar nda dikilip duruncaya kadarbu böylece sürdü gitti.Ali Safa Bey alayc , tepeden:

"Hani," diye gürledi, "hani Zeynel? Hani, Vayvay köyü bu bahar göç edip gidecekti? Ne de bilirmi sin, nede anlarm sm! Hani, hiçbir ey oldu u yok. Ne olmu , biliyor musun Zeynel, ne olmu ? Koca OsmanlaFerhat Hoca önce Yobazo luna gitmi ler, Vayvaya geri getirmek için, sonra da Sar çama... Yalvarm laryakarm lar, onlar köye getirememi ler. Sen diyordun ki, bu bahara kimse kalmaz köyde. Ne oldu Zeynel?""Vallahi bilmem Beyim. Bilmem ki ne oldu? Dü ünüyorum, ara yorum, bir türlü bulam yorum. Yobaz nevi yand ktan sonra, köyün üstüne her gece böyle ya mur gibi kur un ya ktan sonra köylüler köydekalamayacaklard ama, ne oldu? Anlamad m Beyim. Önce Koca Osman dikildi köyün ortas na. Sonra FerhatHoca... Her ey birden de ti. Y lm bitmi köylü cana geldi. Vallahi bilmem Beyim, bir ey oldu ama, neoldu?"108"Bu sümsük Kaymakam, Yüzba , ya da Hükümetten ba ka biri onlar üstümüze k rtmas n? Ama kim

rtacak, hepsi adam z, hepsi emrimizde. Yoksa Arif Saim Bey... Arif Saim Bey olmas n! Arif SaimBeyse yand k. Arif Saim Bey göz dikmesin buralara... Göz dikip de Vayvayl lar üstümüze k rtmas n?""Arif Saim Beyî çok dü ündüm, çok ara rd m. On y l önce Koca Osmanla bir kere konu mu . Köydenba ka hiç kimseyle imdiye kadar görü memi .""Ferhat Hocayla?""Hiç.""Bu Ferhat Hocaya ne oldu? imdiye kadar etliye sütlüye hiç kar yordu.""Çok öfkelenmi diyorlar, en çok ata öfkelenmi . Bir de köyün her gece kur unlanmas na. Bir deYobazo lunun haline. At ovada dönerken görüyor," gözlerinden ya mur gibi dökü-yormu . Çavu u vuranKoca Osmand r diyorlar. Koca Osman eskiden böyle de ildi. Köy kur unland nda ba d ar ya

karamazd , de il Çavu u vurmak.""Bence de iklik Koca Osmanda. Arif Saim Bey... Bu kadar küçülmez. Bir de Vayvay köyününtopraklar na ihtiyac yok. Bir de beni sever. Vayvay n topraklar istiyorsa bana söyler... Yok, yok. Hiçkimseyi dü ünemiyorum. Belki Ferhat Hocadan güç al yorlar.""Belki ama ö renemedim. Biliyorum ki direnme Koca Os-mandan ba lad ."Uzun uzun Koca Osmandaki de ikli i anlatt . Bayraml k giyitlerini, piposunu, köyün içinde hiç kimseylekonu madan gülümseyerek üç gün gidip gelmesini, Yobazo lunun evi yanarken gülerek pipo içmesini, hereyi en ince ayr nt na kadar anlatt .

Ali Safa Bey sedire çökerken:"Ben bu Koca Osmandan hiçbir ey anlamad m," dedi.Zeynel:"Çok cesur bir adam, diye kar k verdi. "Gözüpek. On be tane harbe girmi ç km . Bedeni tüm yaraiçinde... Git gel ak ll bence... Bir, çok korkak oluyor, eline vur lokmas al, bir,109çok cesur oluyor, öfkesinden yan na yakla lmaz. Bir de çok can seven bir adam. Ben de bu adamanlamad m gitti."Ali Safa Bey elini çenesine verdi, çenesini, boynunu ka : "Biz de çok harbe girdik ç kt k ama, bugeberesice gibi herkesin hakk yla oynamad k. Herkesin topraklar i gal etmedik. Bu kocam köpek gibimemleketin istikbaliyle oynamad k. Milletin Çavu unu kur unlamad k. Alaca olsun o kocam köpe in.Bir de o ne idi i belirsiz, hoca m , imam m , e ya m i te onun. Alacaklar olsun. Bindirece iz Zeynel,bindirece iz, bindirece iz. Ta ki canlar burunlar ndan gelinceye kadar, canlar ndan usanmcaya kadar,Vayvay onlara cehennem oluncaya kadar. Ya topraklar b rakacaklar, ya da bu dünya onlara cehennemolacak. imdi söyle, nereden ba layal m Zeynel?""Bir dü üncem var A am," dedi. "Ya mur A aya gidelim, söyleyelim ki köyde ne kadar at varsa hepsiniçald rs n."

yi ak l," dedi Ali Safa Bey, sevindi. "Üstelik her çalman at ba na da bir lira verece im Ya mur A aya.Üstelik de adamlar m ona yard m ederler. Sen de yard m edersin Zeynel." "Ederim Bey..."

imdi atlar bir ba lang ç olur. Ya dize gelirler, köyü, aman Allah diye ba rarak b rak r giderler, ya da... Yada beklesinler. Belalardan bela be ensinler."Zeynel gözlerini yumup dudaklar tatla yalad : "Bela be ensinler," dedi."Bu gece Ya mur A aya gidiyorum. Sen de Mehedinli köyüne git, bir de Ç kç klara... Bizim akrabalarasöyle, bu gece köyü gene kur unlas nlar. Kur unlasmlar ki, her gece köyü basan n Çavu oldu uanla lmas n."

imdi gidiyorum Bey," dedi Zeynel, konaktan indi, ata bindi sürdü.

Ali Safa Bey dü ünüyordu, e er kar koyma gücünü bunlara Arif Saim Bey veriyorsa, bu topraklara gözdiktiyse onunla ba a ç kmak zordu. Çok yak ndan tan yordu Arif Saim Beyi. Kasabada candarmaüste meniydi ve Bingöllü bir Kürttü. Atak, gözüpek, tutkulu bir kimseydi. Gözünü daldan budaktansak nmaz n biriydi. Adanay Frans zlar n i gal etti i s ralar Frans zlarla Kuvayi Milliyeciler aras nda ikilioynuyordu. Çok110zekiydi. Bugün Ankara Hükümeti demek, Arif Saim Bey demekti. Mustafa Kemalin en yak n adam yd veen gözde mebusuydu. allah Arif Saim Bey de ildir Koca Osman k rtan. Ba ka kim olursa olsun, ba a

r. Yeter ki Arif Saim Bey olmas n kar daki... Arif Saim Bey olsa böyle alttan alta köylüleri k rtmaz,do rudan do ruya i e kar r, köylülere dokunma Ali Safa, diye bir haber gönderir. Yi itsen ondan sonraköylülere kar . Kaymakam? Ya Kaymakam? Onda o yürek yok ama, gene de içten pazarl kl , samanalt ndan su yürüten birisine benziyor. Bu Kaymakam tez günde buradan att rmak, daha mutemet birisinibulup getirmeli. Candarma Kumandan Yüzba ... Onun etliye sütlüye kar yok. Hiçbir eyi anlam yor,dü içinde dola r gibi dola yor dünyay f kara... O kals n. Ondan iyisi can sa .çini gittikçe büyüyen bir sevinç dolduruyordu. Vayvayl -lar bir sabah kalkm lar bakm lar ki köyde bir tek

at kalmam . Ata merakl Vayvay köyü hep e ekli. Bir tek at kalm Anavar-za yaz nda, o da ya z at...Adem onu vurabildi mi acaba? Ya z at dü ününce içi s zlad . Sonra ba ka oyunlar, ba ka oyunlar. Gelipde: "Biz ettik Bey, sen etme! Bu tarlalar senin. Biz sana kötülük ettik. ki gün daha izin ver de toparlanal m.Hemen ç kar gideriz," deyinceye kadar.Gelmi , kona n kap na çoluk çocuk, genç ya , y Vayvay köylülerine kona n balkonundanbak yor: "Var n gidin, size iki gün izin. Ama iki gün. ki gün sonra sizi buralarda kimse görmeyecek.. Kenditopraklar mda kan kusturdunuz bana. Bir insana bu kadar haks zl k edilir mi, ey karde ler? Ekipbiçmedi iniz tarla sizin neyinize ki?.." diyor.Vayvayl dan sonra... u karaçal köklemek gerek. Karaçal k be bin dönümdür... Sonra yava yavaAkçasazdan tarla kazanmak... Sonra çiftlikler... Çukurovada Anavarza topra nda büyük bir çiftli e,çiftliklere sahip olmak, bir devlete sahip olmak gibi bir eydir."Ulan Vayvay köylüleri, ulan alçaklar, ulan dikildiniz kar ma u yüce Alada gibi, u yüce Düldül dagibi... Ulan yol verin. Bu benim için ölüm kal m sava r, sizin içinse hiçbir ey... Ulan çekilin yolumdan...Çukurova bo topraklarla a na111kadar dolu. Ulan Yobazo lu sen ya ayas n... En büyük iyili isen yapt n bana..."Cüzdan ndan Yobazo lunun ona devretti i on yedi dönümlük tapuyu ç kard , uzun uzun tapuyu elinde tutupseyretti, gülümsedi. Bu elindeki olmasa i daha zor olacakt ."Veli," diye a kata seslendi. Karaya z, uzun boylu, geni alvar yalpalanan bir delikanl ç kt ."Veli, Vayvay köyünün yeri için ke if ne zaman?""Bu ay n on sekizinde.""Ehlivukuflar tamam m ?""Tamam Beyim."112Elleri bo dönmü lerdi ama, Koca Osman sevinçliydi. Bir sel yata ndan ilerliyorlard . Koca Osmanm atilerdeydi. Ferhat Hocan n at geriden geliyordu. Ferhat Hocan n mümin yüzü, k rc k, güne teye illenen^kara sakallar bir derin dü ünceye batm . Gözleri yar kapal , bir derin dü üncede uyukluyorgibiydi. Bir sel yata ndan yukar ya do ru ç yorlard . Atlar n kulaklar na, gözlerine kapkara mucuklar

vanm .Türlü türlü ar lar, e ekar lar , boncuklu, kara, sar ca, bal ar lar batakl n k ndaki atlar n karn na de ennergislerin, yarpuzlar n, bö ürtlenlerin, yaban güllerinin, püren çiçeklerinin üstlerinde o ul verir gibiydiler.

lt lar koskocaman Ak-çasaz batakl nda büyük, dalga dalga gelen bir u ultuya dönü üyordu. Selyata ndan, atlar n t rnaklar na de erek bozca y lanlar ak yordu. Yemye il, serin kurba alar taze taze,küçüklü büyüklü, kar nlar körük gibi irerek dallarda, güne in kl nda soluklan yorlard . Atlar n herad m at lar nda bir sürü çekirge m r patla gibi durmadan s çr yordu.Koca Osman:"Vay anam," diyordu. "Vay anam! Heriflerin bir gözü korkmu , bir y lm lar ki, vay anam vay!"Ta ötelerden Anavarza kayal klar n oralardan bir turaç sesi geliyordu. Turaç ötüyor, ötüyor, sonra bir süresusuyor, az sonra gene uzun uzun ötmeye ba yordu.

Ak bir bulut inceden Anavarza ovas n üstüne kara gölgesini baz Akçasazm kaynayan sular na, bazye ilden patlam113sazlara, baz sulara serilmi binlerce yaban örde inin üstüne, bu day tarlalar na, yaban l büklere, tepeden

rna a açm yaban laleli düzlüklere dü ürerek, bir duman gibi Sülemi ten Ceyhan suyuna, Ceyhansuyundan Bozkuyunun k raç yamaçlar na, oradan Öksüzlü üstüne yapayaln z dola p duruyordu.nceden esen yel Koca Osman n tel tel sakal oynat yordu.

"Vay anam vay! Amma da korkmu lar. Vay oca z bata adamlar. Aç kalm lar, nana muhtaç olmu lar,sürünmü ler, gurbete dü mü ler ama gene yönlerini köye dönüp de bakam yorlar. Gözü korkmu adam, vaysenin oca n bats n. Bir insana hiçbir ey yapma! Bir kere gözünü korkut yeter. Ölünceye kadar, k yametkopuncaya kadar onu köle yap da kullan. Gözü korkmu adam insan de ildir. Öyle de il mi Ferhat Hoca?"Ferhat Hoca kar k vermedi. Duydu mu, duymad m hiç belli de il."Gözü korkmu adam insan de ildir. Ayr , insandan ba ka bir mahlukatt r gözü korkmu adam. Gözükorkmu adam bats n, öyle de il mi Ferhat Hocam?"Ferhat Hoca gene kar k vermedi. Koca Osman döndü ona, gene söyledi:"Ne dersin Hocam, belki de sen y lm adam insan sayars n. Y lm , gözü korkmu adam insandan ba kamahlukat de il mi Ferhat?"Koca Osman, Ferhat derken olanca sesiyle ba rm . Ferhat Hoca ba kald rd , tok, a r, inand birsesle, tane tane:"Gözü korkmu adam insandan ba ka bir mahluktur," dedi.Koca Osman buna sevindi."Ama insan n y lmam da var. Ne yaparsan yap gözü korkmayan da var. Öyle de il mi Hocam?""Var.""Bir insan ki boyu küçücüktür. Cüssesi bir çocuk cüssesi kadard r. On iki ya nda bir çocuk cüssesi...Anas öldürürler, gene gözü korkmaz. Sevgilisini, en sevdi ini öldürürler gene bana m n demez.Hükümeti, köylüsü, a as üstüne çullan r, kur un ya muruna tutarlar gene bana m n demez. Da lar ka-114bul etmez onu, geceler, kovuklar, ma aralar, insanlar kabul etmez onu, gene bana m n demez. DemezFerhat Hocam, demez. Köpekle mez bizim gibi. Bin y ll k, iki, üç bin, on bin, yüz bin y ll k bir haks zl nkar na dev gibi dikilir.""Mücessem haks zl yere serer, öyle mi Osman A a?" "Haks zl n karn de er, yere serer Hocam. Sonrada gelir bir f karan n, seksen iki ya na basm , küffardan kalm bir kocam adam n evine atar kendini. Biravuç çocuk, bir çocuk gelir kocam bir adam n evine s r. Bir avuç çocuk bilir ki kocam adam onu ikigözünden de esirger."Koca Osman böyle konu urken dönüp dönüp Ferhat Hocan n yüzüne bak yordu, yüzünde bir de iklikoluyor mu, diye. Ferhat Hoca hiçbir eyi belli etmiyor, hiçbir eyi anlamam cas -na yüzünde en küçük bir

rdama bile olmuyordu.Koca Osman, "Eh gayri," diye dü ünüyordu, " nce Meme-din bizim eve geldi i bundarî da ba ka türlü nas lsöylenir! Bu Ferhat Hoca cin gibi bir adam. Leb demeden leblebiyi anlar, anlar ama bu kadar aç k sözü nas lanlam yor. Küçücük, on iki ya nda bir çocuk kadar gösteren yürekli adam nce Memed de il mi? Anas ,sevgilisi öldürülen, da lar n, gecelerin, insanlar n kabul etmedi i safi yürek olan yi it nce Memed de il mi?Bu benim sevincim, Çavu u vuru um, yi itli im, bu bendeki de me nce Memed yüzünden de il mi? Neanlamaz adamlar! Hiç kimse hiçbir ey anlam yor. Bu insanlar zaten bu kadar ahmak olmasalard , bu dünyabu kadar ahmak olmazd .""Bana bak, Ferhat Hoca, sen benim bunca zamand r konu tuklar mdan bir ey anl yor musun Allah a na?"Sel yata ndan ç karlarken Ferhat Hoca at Koca Osman n yanma sürdü. Yan yana gitmeye ba lad lar."Bir eyler anlad m Osman A a," diye kar k verdi. "Bir eyler anlad m, diliyin alt nda bir eyler var,söyleyemiyor, lisan hal ile anlatmaya çal yorsun. Bir eyler sezinliyorum.""Hem de karanl n üstüne dü en k. Hem de çöldeki kuyu. Hem de umut... Hem de... Eve var ncagöreceksin. Görüp sevincinden deli olacaks n. Göreceksin ki H r Aleyhisselam evimizdedir. Sür at ."Ferhat Hoca Koca Osman n söylemek isteyip de söyleye-115medi i eye, a, H ra meraktan deli oluyor ama, üstüne var nca Koca Osman huyundaki insanlar n daiyice kapanacaklar biliyordu. Böylesi hallerde Koca Osman gibisilerin üstüne varmayacaks n, onlardillerinin alt ndakini nas l olsa ç karacaklar.

"Sür at Ferhat Hoca, sür!"Kendi de at k rbaçlad . Heyecan ndan soluk solu a kalm . Alt ndaki at dörtnalayd . Hoca da atdörtnala kald rd . Yan yana at sürdüler."Evde bir o ul göreceksin ki çok kah r çekmi . Evde bir ahin göreceksin ki Çukurovan n yak . Evde birarslan göreceksin ki safi yürek, evde bir yi it göreceksin ki, insan ki insan. Evde bir insan göreceksin kidost... Hem de karde . Mor kayalar n al kartalma benziyor Hoca... Yumu ak, pamuk gibi bir adam. Ondansmet Pa an n, bizim ordu kumandan Yavuz smetin bile ödü kopuyor. Yavuz smet yürekli adamd r,

kimseden korkmaz. Mustafa Kemal bile ondan ak l sorar. Ordunun akl smet, k Mustafa Kemaldir.Anlad n m Hocam, bizim evde yatan kim?""Anlamad m ama çok merak ediyorum, Osman A a...""Ne dedin, ne dedin?""Çok merak ediyorum, çok. O adam çok merak ediyorum. Meraktan deli oluyorum.""Deli mi oluyorsun? Meraktan? Öyle mi?""Meraktan Osman A a, meraktan," diye ba rd Ferhat Hoca."Öyleyse sür at , k rbaçla da ahinimi bir an önce gör."Ferhat Hoca alt ndaki at k rbaçlad . Yan yana köye kadar doludizgin at sürdüler.Avluda attan ilk inen Koca Osman oldu. Ayaklar yere de er de mez Koca Osman n dizleri büküldü, yereçöktü. Ba döndü ama hemen toparland , aya a kalkt :"Kamer Ana, Kamer Ana biz geldik," diye içeriye seslendi. çerden ses ada gelmedi."Kamer Ana, Kamer Ana, oca sönmeyesi Kamer Ana, Ferhat Hocayla birlikte geldik."Ferhat Hoca da attan inmi , at ilerdeki çite ba lam .116di.Koca Osman kap ya vard , kap kilitli de ildi, içeriye dal-I"Kamer Ana, Kamer Ana! Neredesin?"Hiçbir ses gelmedi, hiçbir yerden. Sonra hemen Memedin yerine, yüklü e ko tu, usulca:"Memedim, ahinim, sen neredesin, ses ver," dedi, durdu dinledi. Hiçbir ses gelmedi bir yerden. Yüklü ünkapa açt , eliyle Memedin yata yoklad , kimsecikler yoktu. Ah ra gitmi tir diye ah ra ko tu, usulca:"Memedim, ahinim ses ver," dedi. "Gelen Ferhat Hocad r, yabanc de il."Ortal dinledi, hiçbir yerden bir ç t bile ç kmad ."Ne oldu, ne oldu?" diye Koca Osman kendi yöresinde f r dönmeye ba lad . Bu s rada Ferhat Hoca içeriyegirmi , Koca Osman n haline bir anlam bulmaya çal yordu. Dönüp duran Koca Osman n koluna girdi,ahrfdan eve girdi."Ne oldu sana?" diye soruyor, u unan adamdan bir kar k alam yordu. Bir anda su gibi tere batt KocaOsman. Onu kö edeki dö e oturtan Ferhat Hoca, gitti f dan bir tas su getirdi, Koca Osmana içirmeyeçal . Çenesi, elleri titriyordu. Suyu içerken her yere döktü.Bu s rada içeriye Kamer Ana girdi. Dökülüyordu. Öylesine kederli bir hali vard ki, keder yüzündenak yordu.Koca Osman:"Çabuk söyle, ne oldu?" diye inledi. "Ona ne oldu?""Hiçbir ey olmad ," diye kar k verdi, a t söyler gibi k rg n bir sesle."Nerede?" diye sorarken Koca Osman az k aç ld . "Nerede imdi?"Kamer Ana bir Ferhat Hocaya, bir kocas na bakt , sustu."Söyle," dedi Koca Osman. "Ferhat Hoca bu yiten adam biliyor ama, kim oldu unu, neci oldu unubilmiyor.""Köyünü göresi gelmi ," dedi Kamer Ana. "Köyüne gitti. Yalvard m yakard m, Osman Emmin gelsin deöyle git, dedim, durmad . Köyüm burnumda tütüyor, dedi de ba ka bir ey demedi, gece yar giyindiku and , ba ald da gitti. Sana çok selam var, ellerinden öperim, dedi giderken. Onu dünya gö-117züyle bir daha görece im, dedi. Belki iki güne kalmaz gelirim de, dedi."Koca Osman:"Gelmez o, gitti o," diye inledi. "Kolumu kanad k rd da gitti o..."Ferhat Hocan n elini tuttu:

ahinimi görmeni çok isterdim" dedi. "Demek nasipte yokmu ."

Sustu, bir daha konu mad , biraz sonra da uyudu.i18118Ye il ba örtü ba lard . Uzun boyluydu. Bu day benizli kara saçl yd . ki kal n örgü saçlar ta kalças nüstüne kadar inerdi. Az k uzun yüzlü, gamzeli, büyük gözlerinde keder... Dudaklar n ucunda tatl bir

vr nt , uzun, kara, k rc k kirpikleri... Kula n az alt ndaki küçücük, serpme üç beni... Yüzüne tuhaf,büyüleyen bir hava veriyordu. Seyran kutsal, ba ka dünyalardan gelmi , dokunulmaz, yaln z, dünyada hiç

i olmam bir yarat a benziyordu. Uzun bir süre kimse, kad n olsun, erkek olsun, Seyran n yüzünebakamazd . Hele hiç kimse Seyran n gözlerinin içine bakamazd . Bir tuhaf, iç burkan, adam bir yerlere, birhüzne, bir dayan lmaz ac ya al p götüren hali vard . Çok eski, hüzünlü, yumu ak, baz da çok sert,büyüleyen, gecelerin, da lar n arkas ndan gelen bir türküye benziyordu. Çok az konu ur, belki de hiçgülmezdi. Sesi de bin y ll k bir a t, bir keder gibiydi. Ve binde bir güldü ünde, ortal k ayd nlan r, dünyaumutlan r, klan rd . Gülünce ta canevinden güler ve bir kat daha güzelle irdi. Yirmi be le otuz aras ndagösteriyordu. Kaç y ld r bu köydeydi, kimse fark nda de ildi. Burda do mu , burda büyümü cesine topra ayerle mi ti. Ba ndan geçen büyük maceraya, belaya sayg duymayan kimse yoktu Anavarza topra nda. Buköyde herkes onu evinin k say yor, öyle kabul ediyor, o da kendisini öyle biliyordu. Seyran K z buköyden gitse olmazd , bu köy ayakta duramazd . Onlara öyle geliyordu. Ba na gelen görülmedik felakettensonra Pazarc k da lar ndan Seyran n karde leri, amca o ullan, akrabalar onu119almaya, memleketine götürmeye gelmi ler, Seyran Anavarza topra ndan, Vayvay köyünden bir türlüsökememi lerdi. Seyran hiç konu mam , susmu tu. Uzun y llar da sustu. Onu Pazarc k da lar nagötüremeyen karde leri, akrabalar , analar n a dma dayanamay p, büyük bir oymak halinde da lardaninmi ler, Vayvay köyünün bereketli topraklar na yerle mi lerdi. Zengin insanlard . Çok yi it, güçlü, sa kl ,iyi silah kullanan, iyi ata binen ki ilerdi. Cömerttiler, sevgi doluydular. Onlar Çu-kurovan n Türkmenini çoksevmi ler, büyük bir sevgide, cömertlikte, insan ili kilerinin güzelli inde gelene i olan Çukurova Türkmenide yi it da lar sevmi ti. Birkaç y l içinde Türkmenlerle da lar kayna lar, k z al p verdiler, karde gibioldular. Ayr huyda, yarat ta insanlard lar ama bir sevgi, cömertlik, bir sayg gelene inin güzelli indebirle iyorlard . Seyran K z karde leriyle, akrabalar yla, anas yla bile hiç konu muyor, onlar ba lam yordu.Anas :"Seyran K z benimle a aç p bir kere konu sun, ana desin, ondan sonra alaca kan m, hemen o an topra asaç ls n, raz m," diyordu. Ama Seyran K z bana m n demiyor, a açm yordu. lk konu tu u insanKamer Anayd . Kamer Anayla Seyran K n sevgileri bir ana k n sevgisinden de ileriydi.Seyran Koca Osman n yataklara dü tü ünü kom u çocuk brahimden duydu.brahim:

"Eve gelmi Koca Osman, eve gelince bir ey varm evde bulamam . Bulamay nca, i te o zaman da hastaolmu . Yere dü üvermi . Bir iyice hasta olmu . Ferhat Hoca da bir iyice, çok rm . Cin çarpm KocaOsman . Koca Osman var ya, yaral Yobazmo luna da, kaçan köylülere de iyicene küsmü ," diyordu. "Biriyice. Yaaa..."Seyran K z brahimi daha fazla dinlemeden Koca Osman n evine ko tu. Kamer Ana Koca Osman n yanmaoturmu , elini avuçlar n içine alm , hem ok uyor, hem de a yordu. Seyran görünce:"Osman Emmin ölüyor k m," dedi. "Ölmezse de bu dert onu iflah etmez. Onuruna dokundu k m. OsmanEmminizin120onuruna dokundu. Son deminde bu da m gelecekti basma f -karanm?"Koca Osman bu s rada gözünü açt , sakal titredi:"Seyran K z m gelmi , k m m gelmi ?" diye sordu.Kamer Ana:"Seyran geldi ya, k n geldi ya," dedi. "Sen yataklara dü ersin de Seyran K n seni yoklamaya gelmez mihiç Osman?"Seyran Kamer Anan n yan na çöktü, Koca Osman n elini eline ald :"Geçmi olsun Osman Emmi, geçmi olsun," dedi, en s cak, en efkatli, en candan sesiyle.Koca Osman az k do ruldu, Seyran K n yüzüne ak, gür ka lar kald rarak uzun uzun bakt :"Geçmeyecek güzel k m geçmeyecek. Beni hiçbir eycik-ler öldüremedi. Muharebeler, Yemenler, s tmalaröldüremedi bu dert beni öldürecek."

Usuldan geri yatt , belli belirsiz a lamaya ba lad ."Ben bir ahinim. Kocam , kanatlar k lm , telekleri dökülmü , c rna , sayas a nm , uçamaz olmu birahinim, k m. Üstelik de yavrusunu yuvas ndan ald rm , ahinini elinden kapt rm , umudunu,

yitirmi bir ahinim. Öldürecekler ahinimi, yavrumu, alemlerin yak , gözümüzün öldüreceklerSeyran m, k m."Seyran n ellerindeki eli seyirdi, ate e kesti, titredi. Ya lar durmadan gözlerinden duluklarma do ru

yordu. Seyran da onunla birlikte a yordu.Koca Osman say klar gibi:"Gidin ahinimi bulun," dedi. "Gidin alemin yak , gözümüzün , umudumuzu demidimizi bulun,öldürmesin canavarlar onu. Parçalatmay n ahinimi kurtlara, dinsizlere. Ferhat Hoca, sen hocalar hocas n.nsanlar insan , yi itler yi idisin... ahinim sana teslim, sana emanet ben ölürsem. Parçalatma ahinimi al

kurtlara. Ben ona bir ey mi dedim de küstürdüm Kamer?"Kamer Ana:"Bin kere söyledim sana çocuk Osman, çocuk Osman," diye ba rd . "Küsüp de gitmedi."121"Öyleyse beni neden beklemedi? Korktu. Onu ele veririm diye korktu. Güvenmedi bana, öyle mi?""Hiç de öyle de il," dedi Kamer Ama. "O lan bize çok güvendi. Güvendi ki evimizde kald bunca zaman.Sen de herkese ilan etmeyeydin."Yava , suçlu bir sesle:"Kime ilan ettim Kamer, kime?""Kime ilan edeceksin, bütün köye!""Kime söyledim, a aç p da?.."Kamer Ana iyice öfkelendi:"A açmad n ama," diye ba rd , "en güzel giyitlerini giyip de, galyeni a na al p da, tabancan belinetak p da, gümü kordonunu salland p da, çizmelerini parlataraktan üç gün köyün içinde Kozano lu gibidola an sen de il misin? Köylü senin böyle dola n sebebini sormaz m , dü ünmez mi, çocuk da seninbu deli hallerinden korkmaz m ?"Koca Osman:"Sus Kamer, sus kurban olay m. Öldürme beni! Diri diri yeme beni. K m Seyran söyle de una bari beniölürken rahat b raks n," dedi, yalvard .Kamer Ana:"Susmayaca m çocuk Osman," diye ba rd . "Evine gelen, sana s nm çocu u Ferhat Hocaya daha düngösterecek sen de il miydin? Gelmi , senin evine, senin köyüne s nm .""Sus Kamer sus, kurban olay m! Seyran k m, öldürdü bu kaltak beni. Diri diri yedi, sustursana unu."Kamer Ana:"Sustum i te," diye h mla aya a kalkt .Koca Osman:"Ferhat, karda , Hocam bir ey yap, bul ahinimi," dedi, bir yan ndan bir yanma dönerken.Ferhat Hoca, kara, k rc k, ye illenen sakal , sinirli:"Sen can s kma Osman A a, bir ey olmaz ona. Çok belalardan geriye kalm bir ki idir o. Ba belayasokmaz. Sen hiç üzülme, o gelece im dediyse gelir. Ba na da hiçbir i açmaz o. Burada ya can s lm , yada bir i i ç km r. Yoksa se-122Ininlen helalla madan bir yere gitmezdi, gelecek," diye muhkem söyledi."Sahi mi diyorsun," diye Koca Osman yerinden do ruldu, "Ferhat Hocam, ermi im, Allan n güzel adam ,

k sakall m? Bak sakallar n da ye illeniyor. Ona bir ey olmaz de il mi?""Olmaz," dedi Ferhat Hoca güvenle."Ya gücendiyse'bana?""Gücenmez," dedi Ferhat Hoca ayn sesle."Gelir mola bir daha?""Gelir," dedi Ferhat Hoca."Bir görseydin yüzünü hiç kendisine benzetemezdin. Kendine benzemeyen bir adam. Aah, bir görseydinyüzünü.""Görece im," dedi Ferhat Hoca. "Onu erinde geçinde görece im."

Sesi büyük bir iman ve güvenle ç nlad .Bu sesteki inand , umutlu hava Koca Osman usul usul kendine getirdi. "Gözlerini bir görseydin Hocam,çelik parças gibi. Bakamazs n. Gözleri kendine benziyordu.""Benzer."Koca Osman n o ullan, gelinleri geldi, Seyfali, öteki köylüler, efçe Kahya, Seyran n karde leri, akrabalar ,anas , Zeynel, Selver Gelin de geldi. nce Memedin günlerdir Koca Osman n evinde sakl bulundu unu, dünKoca Osman eve geldi inde de onun gitti ini görünce yataklara dü tü ünü duyan herkes geldi.Koca Osman n evinin avlusu büyük bir kayna ma içindeydi.

efçe Kahya sevinçle:"Demek bizim o lan bunamam . Demek dilinin alt nda bir ey varm da kimseye söylemiyormu . Çokükür," diyor, eli arkas nda gülerek keyifli keyifli dola yordu.

Köylü, nce Memedi duyunca önce bir sevinmi , sonra nl a dü mü , imdi de nl ktan sevince,sevinçten y lg nl a gidip geliyordu.Zeynel i i ö renince bir an Koca Osman n ba ucunda bekledi, onun elini s kt , sonra kimseye belli etmeden,orac ktan s . Ferhat Hoca onu izliyordu, Kürt Keremin evinin önünde arkas ndan yeti ti, elini, a r,omuzuna koydu:123"Bana bak Zeynel," dedi en tok, en sert, en a r sesiyle. "Memedin köye geldi ini, hem de gitti ini kimseye,Ali Safa Beye söylemeyeceksin."Zeynel durdu, dudaklar titredi, a lams bir hal ald yüzü. Bir süre dü ündü."Bak Hocam," dedi, uzun boynu biraz daha uzayarak. "Ben kimseye söylemem. Ama bütün köy biliyor.Yak n köylere, bütün ovaya yay lm r imdiye kadar. Ali Safa Bey, öteki a alar ba kalar ndan duyarlarsakar mam. Mesuliyet kabul etmem. te ben, gözünün önünde gitmiyor, geriye dönüyorum."Ve Ferhat Hocan n arkas na dü üp Koca Osman n avlusuna geri döndü.O gün köylüler umutlu, k k, k zg n, sevinçli, hep nce Memedi konu tular. Birkaç genç k z, birkaç delikanlnce Me-med üstüne ç kar lm türküler m ldand lar.

Sonra Koca Osmana k zmaya ba lad lar. nce Memed gelir de evine köylüye haber vermez, köyün içindegert gert, a ndan duman savurarak Kozano lu gibi dola r. Onmayas ihtiyar! Karn yemez ki nceMemedi köylüye haber versin, haber versin de herkescikler de nce Memedi doya doya görsün.Öfkeleri, küslükleri, k rg nl klar , korkular hep Koca Osmana dönü tü.nce Memedi en az yirmi ki i köye girerken, Akçasaz n k nda, gece köyün içinde dola rken, bir k r ata

binmi yel gibi Anavarza kayal klar na giderken görmü tü.Remzi Çavu u da vuran nce Memeddi.nce Memed üstüne her akl na gelen akl na geleni uyduruyor, söylüyordu.

O gece Koca Osman n ba nda Kamer Anayla Seyran K z kald . Koca Osman ikisinden ba ka kimseyiistemedi, o ullar , gelinlerini, herkesi evlerine gönderdi. Ferhat Hoca da kendili inden gitti.Koca Osman Seyran K za nce Memedi, onun yüreklili ini, gözlerini, saçlar , gerçekten saçlar nas ld ,sesini, konu mas , insanlara sevgisini, dost yüre ini, iyili ini, yumu akl anlat yordu. Co uyor:"Benim korktu umu sanmay n," diyordu. "O bir orduyla124idövü ür. Hem de tek ba na. Aynen bir ahin gibidir o. Öyle atiktir ki, dövü ürken yüzünü göremezsin.

imdi burdaysa, göz aç p kapay ncaya kadar ordad r. Yoksa bu kadar dü man n içinde can koruyamaz.Onun gibi e yaya kurt ku , a aç, ta toprak, çal , y lan ç yan, tekmil yarat klar, bilumum dü mand rlar.Hem de gayetle..." diyordu.Sonra duruluyor:"Ya çevirmi lerse yavrumu Akarcan n da nda? Bir tabur candarma, bin tane eli de nekli alçak köylü, onbe adam yla a alar köpe i Kara brahim... Bir tek, o da bir avuç küçücük bir adam, nas l ba eder onlarla, okadar itlen?" diye kayg lan yordu.Sonra da Kamer Anaya dönüyor, binbirinci kez:"Giderken karn bir iyice doyurdu mu?" diye soruyordu. "Yan na çok da az k verdin mi? Üç gün yetecek?"Kamer Ana hiç b kmadarf"Karn basa basa doyurdu. Ceviz içi, hem de ya peynir, hem de kaynam yumurta, hem de bir topakeker, hem de katmer, hem de ye il so an, kocaman bir ç n yapt m, beline ba lad m," diyordu. "Üç gün de

yeter, be gün de..."

Umudunu yitirmi lerin ç rpm ndayd Koca Osman.Sabaha kar dald , sonra da derin, uyudu.Onun Koca Osman n evine geldi i, Koca Osman n evinde alt ay sakland , daha dün Koca Osmana küsüpda lara çekildi i Vayvaydan Kesikkeliye, Kesikkeliden Hemiteye, Bozkuyu-ya, Akma ata, Narl laya,Öksüzlüye, Ç yanl ya, oradan Hac lara, bütün Anavarza ovas na yay ld .Kimse nce Memed sözünü a na alm yor, ya o, diye, ya da ahin, diye söz ediyordu.Bütün Anavarza ovas , öteki Çukurova köylükleri, Kozan alt köylükleri günlerce onun ad yla, onunyi itlikleri, efsanele-riyle çalkaland durdu da hiçbir a an n, hiçbir hükümet adam n bundan haberi olmad .Ova köylükleri en kutsal s rlar saklar gibi sakl yordu nce Memed ad . Koca Osman bunu bilseydisevincinden deli olurdu.125Seyran Pazarc n k rm kayal kl Harmanca köyünden olurdu. Harmanca köyü sivri, b çak gibi, ak, ye il,mor, k rm çakmakta ndan keskinle mi , tuhaf, orman gibi bir kayal ktayd . Burada güzel atlar yeti irdi.Sular çakmakta kayalar n aras ndan kaynar, billur gibi r r, binbir ayd nl kta parlayarak ovayainerdi. Harmanca köyünün üstünden y lda dört kez katar-lanm turnalar, çok alçaktan geçerlerdi.Çakmakta ndan kayalar n aralar nda uzun boyunlu, iri, keskin kokulu, keskin renkli çiçekler biterdi.Kayalar n aras na serpi tirilen bu daylar da çok sert, verimli, besleyici olurdu. nekleri, atlar , öküzleri,Harmanca köyünde yeti en tekmil yarat k ince, uzun, sert, güzeldi. Hele insanlar insan güzeliydi. Marailleri, a ova insanlar Harmanca insan salt güzelli inden, yak kl ndan tan rlard . Harmancanmku lar , böcekleri de uzundu, renkliydi. Öteki ku lardan, böceklerden daha güzel öter, daha güzel parlarlard .Belki çok zengin de illerdi ama, tutumluydular. Yoksulluklar belli olmazd . Kendileri dokur, kendileriboyar, örer biçer diker giyerlerdi. Harmancadan hiç kimsenin kirli, y rt k giyindi ini kimse görmemi ti.Onurlar na dü kün, sert insanlard . Harmancada çok kan dökülürdü. Harmancada kan dökülmesi birgelenekti, onun için çok az ki inin yüre ine korku dü erdi. Havas n, suyunun, topra n sertli inden olsagerek, orada her ey kütür kütürdü. Yumu ak, e ilen hemen hiçbir ey yoktu. nsanlar n yüzü bak rrengindeydi. Ve çok iri gözlüydü kad erke i.126Seyran, Halil Mollan n k yd ve be karde in en küçü üydü. Halil Molla bu da lar n en soylu adamsay rd . Soyluk ka ta yüzy llar n ötesinden getirirdi onun soyunu. Ve Molla Halilin evi konuk yata yd .Ayr bir görgüsü, ayr bir gelene i vard Molla Halilin evinin.Bir gün çok küçük bir çocuk dü tü Harmanca köyüne. Be , alt ya lar nda yavvar, ya yoktu. Bu çocu unnereden gelip nereye gitti ini, hangi köyden oldu unu kimse bilemedi. Yaln z çocuk bir ipucu veriyordu.Nerede bir damla kan görse ba rarak ba al p kaç yordu. Hele bir insanda görmesin kan , ba rmas ,

rp nmas uzun süre durmuyordu. Çocuk Köse Velinin evinde büyüdü. Köse Veli Seyranlar n kom usuolurdu. Bir ara çocu un ba kel oldu. Çocu un ba n kelini ne etti eyledi de, türlü ilaçlar buldu da, türlümerhemler yapt da Seyran n anas iyi eyledi. Köylü o lan n ad Aziz koymu tu. Seyran Azizden iki yadaha büyüktü. Kom u olduklar için birlikte oldular hep. Seyran bu kimsesiz çocu a bir ana gibidavran yordu. Hiç kimseyi Azize dokundurtmuyordu. Ne bir çocuk, ne bir büyük, hiç kimse... Seyran Azizebir kötülük etmek isteyenlere, onunla alay edenlere kar bir canavar kesiliyor, k yameti kopar yordu. SeyranHarmancanm çakmakta kayal klar nda dola an, sert, h m gibi bir di i parsa benziyor, yan ndakiyavrusuna en küçük bir kötülük etmek isteyenlere bütün yabans yla sald yordu. Aziz sanki yaban lSeyran n do urdu u çocuktu. Seyran, evinin sofras nda kendinin yiyip de Azizin yiyemedi i ne varsa Azizeta yordu. Ya lar ilerledikçe, dostluklar da ilerledi. Art k biribirlerinden hiç ayr lm yorlar, içtikleri su ayrgitmiyordu.Seyran büyük k z, Aziz delikanl olmu tu. Seyran uzun boylu, Aziz k sac k, küçücüktü. Çok tatl , kederli,hep güzel gülen bir yüzü vard . Sol yana ndan çenesine inen yara izi, onun yüzüne ayr bir güzellikveriyordu. Yaln z, bütün küçüklü üne kar n, Aziz de, Harmanc lar gibi sert yeti mi ti. Onlar gibi ata binen,onlar gibi iyi silah kullanan, onlar gibi sarp kayal klarda günlerce yürüyebilen. Ve onlar kadar gözünüdaldan budaktan sak nmayan, onlar kadar yürekli...Seyran büyük k z, Aziz delikanl olunca köyde dedikodu-127lar ba lad . Bir delikanl yla bir büyük k z art k bu ya tan sonra birlikte olamazlard gece gündüz.Dedikodular Harmancay a p öteki yak n, uzak köylere de yay ld . Seyran n güzelli i dilden dile dola rkenAzize olan sevdas da birlikte yürüyor, büyüyor, efsanele iyordu. Seyran n babas bir gün anas bir kö eye

çekip: "Konu ulanlar duyuyor musun?" dedi. "Duydum," dedi ana. "Duydum ama Aziz Seyran n çocu ugibi bir ey. Karde ten de ileri bunlar." Molla Halil:"Biliyorum, çok iyi biliyorum. Ama elin adam na nas l anlat rs n. K za söyle de Azizden uzak dursun."Ana Seyrana olan biteni söyledi. Seyran buna çok . Böyle bir eyin ba na gelebilece ini hiçdü ünmemi ti. nl geçince güldü. Sonra da kederlendi. Anas yla babas yla uzun tart lar. Birkeresinde Azizi üç gün görmedi. Az daha ac dan ölüyordu. Ac dan ve meraktan.Anas , babas , karde leri, akrabalar , arkada lar , bütün köy günlerce üstüne dü tüler. Seyran, Aziz olmadanyapam yor, ekmekten sudan, gülmekten a lamaktan kesiliyordu.Azizi ba ka yerlere, ba ka köylere yollad lar, Seyran gitti buldu getirdi. Seyran öteki köyden çok yak klbir delikanl ya ni anlad lar. Delikanl at , sürüsü, topra bol Hur it Beyin o luydu. Seyran delikanl birgece, kendisini öpmek istedi diye az daha vuruyordu.Seyran iki y l köylüyle, akrabalar yla cebelle ti. Anas ndan emdi i sütü burnundan getirdiler.Bir gün Aziz ortadan yitti. Çukurovaya, uzaklara, ad san duyulmad k ellere gitmi , dediler. Bir gün Seyranda, Azizin gelece inden umudu kesince, babas n tavlas ndan bir at çekip bindi, yollara dü tü. Arad tarad ,sordu soru turdu, Seyran kim görürse eli aya çözülüyor, güzelli ine hayran kal yordu, Azizi Vayvayköyünde buldu. Aziz Muhtar Seyfalinin yan na s nm . Molla Halil Seyfalinin babas n dostuydu. Azizionlara göndermi ti. Seyfali de babas da Azizi iyi kar lad lar. Seyranla Azizin bitip tükenmeyen sevdalarÇukurova Türk-meninin diline dü tü. Türkmenler gelenekleri görenekleri gere-128

ince kara sevdal lara ellerinden gelen yard yapt lar. Sevdal lar dünyan n mutlu sevdal lar yd lar.Seyran n güzelli i dillere destan oldu. te bundan sonrad r ki sevdal lar n ba na umulmad k bir bela geldi.Ali Safa Beyin kendisinden büyük bir karde i vard . Karde inin de üç o lu vard . Bunlar çiftlikteoturuyorlard ama okumu ki ilerdi. Kasabaya bula lar, Türkmen gelene ine görene ine s rt çevirmi ler,kötüleyip insanl ktan ç km lard . Kumar oynuyorlar, köylerde kad n oynat yorlar, içki içiyorlard . Bunlar,Türkmenin imdiye kadar görmedi i, böyle de insan olur muymu diye insanlard . Bunlar h rs zl kyap yorlar, insan da öldürüyorlard .Bunlar Vayvay köyündeki Seyfalinin evindeki Seyran n güzelli ini duydular, ondan sonra Vayvaydanayr lmad lar. Sabah Vay vay da, ak am Vayvayda. Köylüler, Seyran göz hapsine alm bu kötü adamlarakar öfkelendiler. Bunlarla köylüler aras nda birkaç kez de kavga ç kt . Bir de bunlara karakolun çavu uZülfo Çavu da kat ld . Köyde dolan p duruyorlar, Seyrana bir türlü yakla am yorlard . Seyran çok güzeldi,kimsesizdi, Aziz bir çocuk kadard ama gene de Seyrana yakla am yorlard . Seyran onlara yüz vermek de il,suratlar na bile bakm yordu. Edemediler, bir gece Seyfalinin evini bast lar, gece sabaha kadar kur unyakt lar, köylülerden de onlardan da yaralananlar oldu ama Seyran al p kaç rd lar. Onlar Seyran kaç nca,Seyran üstüne çok ey söylendi. Kimi dedi ki Ali Safan n büyük ye eni Seyrana sevdalanm , sevdadanölüyormu , Seyran ona teslim olmam , kimi dedi ki, ba ta Zülfo, sonra s ras yla ötekiler Seyran n üstündenher gece geçiyorlarm . Ne olduysa oldu, i in gerçe ini hiç kimse bilemedi, bundan sonra da hiçbir zamanbilemeyecek.Kar kaç ld ktan sonra Aziz deliye döndü, ne yapt eyledi, çok güzel bir Alaman filintas buldu. Hepmermi al yordu. O kadar mermi ald ki, ku and fi ekliklerin a rl alt nda k rdayam yordu bile.Bir gün sabaha kar Aziz, Zülfo Çavu u, üç karde i, daha birkaç ki iyi Bozkuyu köyünde bir toprak damdayakalad . Kap açt , e ikli e çöktü, teker teker oradakileri öldürmeye ba -129lad . çerde sa olaraktan Seyrandan ba ka kimse kalmad . ini bitirince de çok so ukkanl , vard Seyranelinden tuttu, aya a kald rd , uzun uzun gözlerini onun gözlerine dikti bakt , sonra da uzand onu aln ndanöptü, döndü Bozkuyu köyünden a lara ko arak indi. Karakola geldi inde ö le oluyordu. Kar na ç kanilk candarmay vurdu. Öteki candarmalar karakolun kap kapat p çarp maya ba lad lar. Çarp ma üç saatsürdü. Sonra Aziz çok so ukkanl aya a kalkt , uzakta duran bir köylüden kibrit, gaz, paçavra istedi, adamhiç kar koyamad , gidince de gelmemezlik edemedi, az sonra Azizin istedi i paçavray , gaz , kibriti getirdi,büyülenmi gibiydi, Azize verdi. Aziz ayn so ukkanl kla gitti karakolun kap na ate verdi, karakolunkap da tuttu. Az sonra candarmalar kendilerini d ar ya att lar, Aziz kap dan kim d ar ya kendiniatm sa hemen kur unlad , öldürdü. Son candarmay da kur unlam ki, kasabadan olay duyan bircandarma müfrezesi Azizi çevirdi. Uzun bir çarp ma oldu, sonunda çok candarma vuruldu, Aziz kur unlarbitince yatt hendekten aya a kalkt , candarmala-r n üstüne yürüdü, vurulup dü tü, bedeni delik de ikti.Kaç kur un yedi ini kimse bilemedi.

Azizin ölüsünü kasabaya götürdüler, candarma komutanl n önünde iki gün halka te hir ettiler. Halkhayranl kla, sevgiyle bakt Azizin küçücük, bir avuç ölüsüne. Ölünce daha da küçülmü bedenine, bir ermi ebakar gibi bak yorlard .Seyran hapse atm lard . Azizin ölüsüne sahip ç kacak kimse yoktu. Candarmalar ölüyü kasaban n d ndakibir çukura at p, üstünü birkaç kürek toprakla örttüler. Ba , ayaklar d arda kalm . Candarmalar çekilipgittikten sonra halk geldi, Azizin ölüsünü çukurdan ald lar, camiye götürüp y kad lar, büyük bir törenlegötürdüler mezarl a gömdüler.Kara haberi, olaydan birkaç gün sonra Seyran n babas Molla Halil duydu. Olan biten onu o kadar etkiledi kihemen hastaland . Hastaland ktan birkaç gün sonra da öldü.Seyran n anas , karde leri, akrabalar Çukurovaya indiler, hapisanedeki Seyrana geldiler. Seyran ne anas na,ne de karde lerine a aç p da tek bir sözcük söylemedi.Az bir süre sonra Seyran b rakt lar. Seyran hapisten ç kar130

kmaz kasaban n üstba ndaki tepede, mersin çal lar aras ndaki Azizin mezar na gitti. Güzel sesiyle Azizinmezar n ba nda en güzel, en s cak, en candan, duyan deli eden a tlar söyledi. Seyran birkaç günkasabada kald ktan sonra, Vayvaya, Seyfalinin evine gitti. Anas , karde leri, akrabalar onu Har-mancayagötürmek istediler. Seyran ald rmad , duymad , onlar görmedi bile. Arta; karde ler, akrabalar eli boyurtlar na döndüler. Bundan sonra her üç ayda bir Seyran götürmek için geldiler gittiler. Seyran n da laradönmeyece ini iyice anlayan ana, bir gün tas tara toplay p Vayvaya geldi. Onun arkas ndan karde leri,akrabalar da gelip Vayvaya yerle tiler. Paralar vard . Atlar , sürülerini de satt lar, Akçasazm k ndakiTürkmenlerden kendilerine toprak ald lar. Çok sert adamlard , azd lar ama, kimse onlara gözünüzün üstündeka z var di-yemiyordu.Seyran onlar n evlerine gitmedi, onlardan hiçbir ey kabul etmedi, anas da içinde hiçbirisiyle konu mad .Onlar n oturduklar evlere do ru dönüp bakm yordu bile.Da adamlar Çukurovan n havas na, suyuna zor al lar. Seyran da, ötekiler de s tmadan ilk y l k ld lar.Sonra yava yava onlar da Çukurun s ca na, sine ine al lar.Seyran her ay n ilk cumas kasabaya, Azizin mezar na gitti, mezar n ba nda, ku lar gibi sabahlara kadar

rd , en güzel sesiyle a tlar söyledi.Seyran ayr bir evde tek ba na ya yor, kendi kendine çal yor, rgatl k ediyor, kimseden bir ey kabuletmiyordu.Azizin ölümünden sonra Seyrana hiç kimse evlenme teklif etmedi. Seyran o kadar güzeldi ki, Çukurovaköylüleri kutsal bir yarat a bakar gibi bak yorlard ona. Ona kad n gözüyle bakmak kimsenin akl nagelmiyordu.Kalayc n ölümünden, Memedin yiti inden sonra köylü Memedin bo evini Seyrana, dayay p dö eyip verdi.Seyran da Memedin bo kalm , sahipsiz kalm evini kabul etmemezlik etmedi. Azizin üstüne yakt engüzel a tlar bu evde, sabahlara kadar ku lar gibi öterek söyledi. Ve köyün genç k zlar bu evinkö elerinde sabahlay p uykusuz kalarak bu a tlar bellediler. A tlar bütün Çukurovada söylendi.131Seyran Aziz vurulduktan sonra bir tek kez gülümsedi. O da nce Memedin Kalayc vurdu unu duydu uand . Vayva-ya geldi geleli hiçbir eyi, hiçbir kimseyi görmeyi istememi , merak etmemi ti. Kalaycvurduktan sonra ta yüre inin derininden nce Memedi görmeyi istemi ti...Bir de imdi kaç rd f rsata yan yor, içinden al p al p veriyordu. "Biliyordum, sezmi tim Koca Osman nevinde bir ey oldu unu. Kamer Ana durmadan k r k r ediyor, bir yerde duram yor, hep evine do ru,evinin kapal kap na bak yordu. Keski eve girseydim," diyordu. Birkaç kez eve girecek olmu , sonra danedense bundan vazgeçmi ti. te buna yan yordu. Nas l bir adamd acaba? nce Memed nas l bir kimseydi?Koca Osman da onun bu merak sezmi gibi, uyan r uyanmaz, hemen nce Memedi ona gene anlatmayaba lam ."Bir gözleri var, iri, kocaman. Yüzüne bak nca iri, l l, yalp yalp eden gözden ba ka bir ey göremezsin.Öyle sert ki gözleri, uzun bir süre gözlerine bakamazsm, yüre in hop eder. Onu kimse vuramaz ya,vurulursa yanar m. Hem de ya ayamam, ölürüm. Hem de onun tetikteki parma öyle bir i ler, öyle bir i ler,parmak u unur, göremezsin, ona kur un geçmez. Gene gelecek."Gene gelecek derken, Ferhat Hocan n gözlerinin içine yalvar rcas na gözlerini dikti, bekledi. Ferhat Hoca dayüre indeki bütün inanc sesine toplay p, ona kar k gerdi:"Gene gelecek."132

20Çok güne vard , çok s cak. At n koyu gölgesi, yan ba nda durdu u bir kuyu gibi derin, yemye il göle inüstüne dü üyordu. Gökyüzünün çok uza nda, yücesinde ak bulutlar y , apayd nl k, a batm -'dola pduruyordu. Ak bulutun gölgesi nereye dü mü , bulutun gölgesi ortalarda yok.Ye il göle in k nda bitmi s rkuyru u otlar na, bö ürtlenlere, bir mavi yarpuz çiçe ine ar larpeteklerini kurmu lar. Binlerce ar ye il göle in üstünde v lda p duruyorlar. Bir de çok iri ye il sinekler...Bir de örümcekler geni a lar güne e germi ler.Yollarda k k cam lt lar . Uzaktaki Ceyhan rma n yanan avk ovaya vuruyor. Ovada keskin bir kbir k ç gibi bir parl yor, bir sönüyor.At ta gibi. Hiç k rdam yor. Gözlerine parça parça k dilimleri vuruyor, sönüyor. At sa küre inin üstderisini ha bire oynat yor. Oraya da durmadan kara sinekler konuyor.At ba kald rd , burun deliklerini geni letti, bir iyice gerdi, s cak havay uzun bir süre koklad , sonraba topra a indirdi, topra da, tozlar burun deliklerinden sal verdi i soluklarla püskürterek koklad . Dörtbe sefer ba havaya kald rd , havay içine çekti, sonra gene yere indirdi. Ba n yöresinde büyük birsinek v lt larla dönüyordu. Biraz sonra ya z at ba , burnuna sinek kaçm gibi ç rpmaya, sallamayaba lad . Sonra ne oldu, ne olmad , aha kalkt . aha kalkm olarak kendi yöresinde iki kez döndü. Saçukurla . Ye il göle in yö-133resini doludizgin üç kez döndü, sonra durdu, uzun uzun, bütün ovay dolduran, uzun, ç nlayan bir sesleki nedi. Ki nedik-ten sonra gene öyle dimdik göle in k na dikeldi kald . Hiç k rdamad . Büyük, karagözlerinin ak kanlanm . Sa aya ndaki biçimli, bilezik gibi tak lm sekili otlardan gözükmüyordu. kiarka aya n nal atm .nce bir yel ç kt . Uzaklarda bir de küçücük, ama h zl gelen bir toz dire i parlad . At n kürek kemi inin üstü

se iriyordu, sinek falan yoktu. At esen yelle, parlayan toz dire iyle birlikte kuyru unu da usuldan sallamayaba lad .

r at n üstündeki Adem üç gündür onu ar yordu. Bakmad delik, girmedi i bük kalmam . Ya z athiçbir yerde görememi , içindeki korku azm .Adem:"Hiç mümkünü yok, bu atta bir eyler var," diyordu kendi kendine. Ve kafas ndan bu dü ünceyi atam yor,üstelik de bu dü ünce gittikçe onun bütün devinimlerini içine al yordu. "Üç gündür ar yorum, ovadaaramad k hiçbir yer b rakmad m. Sazl n girilebilecek her yerine girdim, yok yok yok..."Adem o geceyi, Yobazo lunun hu una, ya z at n ah na ate verdikleri o geceyi oldu u gibi gözününönüne getiriyordu. Ate verir vermez, hu birden kor gibi al vermi ti. Hem de yal mlar bir anda bütünkap al vermi ti. Bir mucizat olmam olsayd , bu at n o yang ndan kurtulmas n hiçbir mümkünü yoktu.Nas l kurtuldu yang ndan ya z at? imdi üç gündür nas l görünmüyor? "Bunda bir hikmeti hüda var."Bir an inan lmaz bir korku dalgas geliyor, tüm yüre ini, bedenini sar yor, eli aya kesiliyordu. Bu atvuramam, diye dü ünüyordu. Kimse de vuramaz. Vurursam elim kolum çont olur.At vurursa ba na büyük belalar n gelece ine inan yordu. Bir yandan atla hiç kar la mak istemiyor, biryandan da onu görmeye can at yordu.Bindi i k r at n önünden f rt f rt durmadan k rlang çlar geçiyordu. imdi Kerimli alt ndan Tarsuslununçiftli ine do ru gidiyordu. Burada, Akçasaz batakl n k nda kam lar gö e a lar, her birisi bir

aç kal nl nda... Buras kam or-man .134Adem, u kam n içine gireyim, diye dü ündü. Kam n orta bir yerinde tümsekte so uk, çak lta birçaykara olacakt , diye ans maya çal . Attan indi, at bir sö üt a ac na ba lad , kam a yürüdü.Kam a gelince durdu. Gene korku gelmi yüre ini bürümü tü. Kam n k f rdolay suydu.Çar klar ç karmadan, alvar çemremeden suya girdi, bir süre kam n içinde yürüdü. Kam kta çok

ekar pete i vard , çok sar ca ar . Örümcekler çok da a germi lerdi. Aya , uzun oklu birkaç yumulmukirpiye çarpt . Çok uzun bacakl bir ku un yan ndan geçti. Ku nerdeyse Ademin boyu kadard . Adem tamyan ndan geçti, elini uzatsa tutacakt , ku hiç ald rmad , k rdamad bile. Yaln zca kapal gözlerindenbirisini bir an için açt , hemencecik de kapad . Kam n içi serindi, karanl kt . Adem dikkatli yürüyordu.Kam kta zehirli y lanlar çok olurdu.Adem:"Burada da de ilse bu at nerededir?" diyordu. "Gö e çekilmedi ya bu z kk n kökü. Elbet bir yerdedir."

Çaykaray buldu, suyun a na uzand , dudaklar suya soktu, emer gibi içmeye ba lad . Neden sonra derinbir soluk alarak çaykararan ba ndan do ruldu, dizleri çamur olmu tu, ç rpt .Bu at bulunmaz. Bulunsa da vurulmaz. Vurulsa da, o at vuran iflah olmaz. Belki ölmez ama y n y nsürünür, ölmekten beter olur. Ölüme can kurban, yeti güzel ölüm, diye ba r.Kam arad , korktu, sevindi, ta öteki ucuna, batakl a kadar gitti geldi. Hep o k rdamayan ku lardangörüyordu. Kam d ar ya ç kt nda gün a lara inmi gitmi ti. Çok iri bir çiçek gördü. Turuncuya,mora çal yordu. Üst üste açm . Bir ku a da benziyordu.Ya z at, ku donuna girendir. K rlang ç olup önümüzü kesendir. Önünü kestim, b na s çt m Adem,diyendir.Boyuna üst üste, durmadan içinden tekrar ediyordu: K rlang ç donuna girdim. Bir k rlang ç, iki, üç, be , on

rlang ç donuna girdim, önünden geçtim, b na s çt m.Bir türlü bu tekrarlaman n Önüne geçemiyor, öfkeleniyor, deliriyor, ama içi ha bire tekrarl yordu: Önündengeçtim, b na s çt m.135Bir ara dald , bir uykuda gibi dola yordu. u uzun bacakl ye il ku ya z at olmas n. Tüfe ini ye il ku ado rulttu, korktu geri indirdi. Gene do rulttu, daha fazla korktu bu sefer. Eli maki-na gibiydi, bir ni anal yor, bir indiriyordu. Devinimleri öyle ça-bukla ki, sanki Ademin eli u unuyordu. Birden tüfek patlad .Tüfek patlar patlamaz da ye il, uzun bacakl ku cans zm cana yere dü tü, hiç k rdamadan orac a serildi.Adem vard , ku u tuttu kald rd , ku un çok uzun, Ademin boyunun iki misli uzun kanatlar aç ld . Ademku u yere f rlatt , çabuk çabuk kam ç kmaya ba lad . Çabuk çabuk da dü ünüyordu. At gözlerininönünden ayn h zla geçiyordu. Ya z at silkinip incecik, kapkara, kederli gözlü bir ceren oluyordu,

caceren. A caceren silkinip bir k z oluyordu, hem de bir peri k ... Sonra ku oluyordu at. Bir üveyik.Üveyikten bir gurruk, yani bir ya murcuk ku u donuna dönüyordu, güzel, biçimli gagal , som mavi. Maviya murcuk ku undan sonra som mavi bir duman örtüyordu Anavarza ovas n üstünü. Duman oluyordu at.Sonra toplan yor duman, bir kavak a ac oluyordu, tellice kavak. Tekba ma, düz ovan n ortas nda... Kavaksu oluyor, topra n üstünde apayd nl k yuvarlan yor, su mor çimenli bir koru oluyor, koru bulut oluyor, bulutAnavarza kalesinin üstüne a yor, bir ejder oluyor. Adem deh et korktu ejderden. Ejder yetmi iki diliniuzatm , k pk rm , yal mdan, üstüne üstüne geliyor. Ko arak kam ç kt . Ayd nl k yüzüne ta gibiçarpt , keskin. Gözleri kama . Bir süre gözlerini yummak zorunda kald . Açt nda k r at az ilerisindey-di.

r ata atlad , doludizgin sürdü. K rlang çlar gene f rt f rt yüzlerce önünden geçmeye ba lad lar. Önündengeçtim, b na s çt m... Adem at k rbaçlamaya, üzengilemeye ba lad . Hakk inkar edilmez, k r at da beterko uyordu. Ko uyordu ama, k rlang çlar da gene sürülerce önünden geçiyorlard . Ve içindeki ses boyunatekrar ediyordu. K r at bir sel yata na dü tü. Sonra bir göl çukuruna. Bir büklü e girdi, birkaç hendekatlad . Gittikçe de yava lad , sonra kendi boyunca bir h ltanl a girdi. H ltanl sökemedi, orada durdu.Ya z at ku oluyordu. Önünden geçtim... K rm bacakl bir leylek. B na s çt m. Alt n gözlü, kocamankanatl bir koca kartal, incecik bir taz oluyordu. Önünden geçtim... Bir kara136

lan oluyordu. Ulu bir ç nar a ac n gövdesine dolanm . Ç nar a ac n ta tepesindeki ku un yuvas ndakicivcivleri yemek için tepeye do ru ç yordu. Ba yuvaya uzat yor, k pk rm yal m gibi, çatal dilicivcivlerin tam üstünde. Adem i te tam bu s rada davran yor, bir kur unda y lan ta a ac n üstünden a larasark yor, ölü. Amma da uzun! Önünden geçtim... Adem felç oluyor. Titrek smail gibi durmadan eli ayatitriyor. Eli bir yana, aya , ba , gövdesi bir yana gidiyordu. Titrek smail deh et ni anc , yak kl birgençmi . Uçan turnay gözünden vu-rurmu . Bir gün av avlarken kar na bir geyik ç km , ince, nazl birgeyik. smail içinden geçirmi , vurma unu smail. Otlar, çiçekler, ta toprak dile gelmi , aman n ha, vurmasmail. s-mailin tetikteki parma duramam . Bir de bakm smail, geyi in yerinde bir el kadar, çok parlak

bir duman! Tüfek elinden dü üvermi bu anda da. Ba lam titremeye, a nda dili de kö-pürerek titremi .Adem gözlerine inanamad . Elini gözüne siper etti, bir daha bakt , gene inanamad . Ama öyle k rdamadan,güne e gerilmi duran, ba da dimdik ya z attan ba kas olamazd . Bir an ne yapaca rd . Tüfe inido rulttu, at çok uzaktayd ama, gene teti e bast . Eli aya , bütün bedeni titriyordu. Bir an içinden geçti,Titrek smail gibi oldum. At n bulundu u yere bakt , at aha kalkm , gerilmi , ön ayaklar gö e yukaruzatm , gö e a . Sanki gö e t rman yordu. Kanatlar gö e uzatm bir efsane ku una benziyordu. Atbu halde, gö e a ne kadar kald , Adem de fark nda de il. At, ön ayaklar bir yere vuruyor, sonrayeniden gö e a yordu. Bir tuhaf, görülmedik at oyunu oynuyordu. Bacaklar , uzun, ince, soylu gövdesigeriliyor, uçuyor, sonra rahatl kla çözülüyordu.Adem tüfe e bir daha davrand , ata bir daha ate edecekti, eli o kadar titriyordu ki tüfe i düz tutamad .

At bir daha aha kalkt , indi. Sonra, uzun, ç n ç n bir sesle ki nedi.Ki neme bütün Anavarza ovas nda ç nlad , Anavarza kayal klar nda da uzun bir süre yank land . Sonra ya zat, gün-bat ya, Anavarza köyüne do ru ald yat rd . Onu gören Ademin alt ndaki k r at da ald yat rd . Yoksa,Ademin ya z at ko-137valayacak hali yoktu. Öndeki ya z at öylesine bir ko uyordu ki, upuzun oluyor, sanki karn yere de iyordu.Ademin alt ndaki k r at da iyi ko uyordu. Ve ko tukça rüzgar yap yor, bu esen yel yava yava Ademikendine getiriyordu.Ya z at az bir sürede Anavarza kayal klar n ard na, Ana-varza köyünün oralara indi, sonra yönünüHac lar Kam na döndü. Hac lar Kam ayn h zla döndü, Akçasaza vard . Gittikçe h kesiliyorduama, k r at da epeyce aralam .Ya z gitti Akçasaz n k ndaki top sö ütlerin orada dimdik durdu. Onun orada durdu unu gören Ademsevindi. Ne eli titriyordu, ne bir ey. Birden iyice in an ald ktan sonra teti e çöktü. Bakt ki ya z at ortal ktayok. S rrolmu gitmi . Öfkelendi, korktu, kendine ac . Günlerdir bir at n ard ndayd . n mi cin mi, peri mieytan m bir at n ard ndayd . tler gibi sürünüyordu. Bu at vuramadan dönerse adaml bitecek, ekme i

kesilecek. Kar da kendisi de rgatl kta sürün ha sürün edeceklerdi. Bütün mutluluklar u at n vurulmas nabak yordu.Bir de zoruna gidiyordu. Bir at cin de olsa, peri de olsa, ermi de olsa, yüz dona da girse nas l vuram yordu?Bunca y n pireyi sektirmez Ademi...At n durdu u top sö ütlerin yanma geldi, k r attan indi, bir a aca ba lad . Puslu bir alacakaranl k çökmü tü,

ildi ya n durdu u yerin topra na bakt , kan var m diye. Sonra ya n izini sürerek batakl a yürüdü.Az sonra önüne fokurdayan s cak, derin sular ç kt . Birden, arkas nda karanl y rtan bir ki neme duydu.Tam elli ad m ötesinde. Geriye döndü, sazlardan ba ka bir ey göremedi. Ko arak ç kt . Ba k r atla ya zat kokla yor-lard . Bu f rsat kaç lmazd , hemen diz çöktü, ni an ald , teti e bast . Kur unun sesinden bo agitti ini anlad . Arka arkaya dört el daha ate etti. Bir de bakt iki at yan yana ko uyorlar. K r at da yularkoparm , ya zla birlikte Narl laya do ru süzülüyorlar. Adam orada, batakl n k nda, çiçek açmyarpuzlu un içinde durdu kald . Atlar Narl la alt ndan geriye k rd lar, tam Ademin önünden süzülüpgeçerlerken deliye dönmü Adem diz çöktü, bir iyice gözledikten sonra teti e bast . Be kur unu da.ar-kaarkaya bo altt . Atlardan birisi dü tü. Birkaç kez ince ince ki -nedi. Uzun debelendi, karanl kta...13821Puslu, yap yap , a r bir geceydi. Gökte çok parlak olmayan bir iki y ld z yordu. Sa da solda,yamaçlarda çoban ate leri yan yordu. Memed gitti i yolu çok iyi biliyordu. Küçücük, kayal kl bir keçiyoluydu. Sar Ümmetin evine ç kard . Orman u ulduyordu. Ortal kta ç t yoktu ba kaca. Memed üstündekibüyük a rl n alt nda bile bir yere dokunmuyor, yürürken hiç ses ç karm yor, kayar gibi, ayaklar yerede miyormu -cana gidiyordu. Oysa a rl çoktu. Bedenine üç ko ar fi ek ba lam . ki ko ar fi i desa sollu omuzlar ndan geçirmi ti. Tüfe i, kamas , dürbünü, bombalar , tabancas , bir hayli a rl k. Memedyürümeye, böylesine küçük patikalardan keklik gibi kaymaya al nd .ki gündür da lardayd . Çok çabuk yol al yordu. Hiçbir askerle, candarmayla, köylüyle kar la mam ama,

ku kulanm -t gene de. Havada bir eyler vard . Bir pusu, bir bekleme. Ta a larda Nürfetin oralardangeçerken kula na tüfek sesleri gelmi ti. Belki küçük bir çarp mayd . Çok uzun sürmedi ine göre pusuyadü en e ya ya vurulmu , ya da teslim olmu tu. Memed onun için çok tedbirli yürüyor, sapa yollardangidiyordu.Büyük a açl bir ormandan yürüyordu. Usul esen yelde bile sallanan a açlar g rd yorlard .Ümmetin evine yakla . Vakit gece yar geçiyordu. Ümmetin evinin oralardan iri çoban köpeklerininürü mesi geliyordu. Gecenin bu vaktinde köpek ürü mesi hayra alamet de ildi.139Memed üst ba taki yamaçtan Ümmetin dam n üstüne kay verdi. Yava ça aya dam n topra na üç kezvurdu. Sar Ümmet uykuda da olsa bu sesi duyar, hemen d ar ya ç kard . E er d ar ya ç kmazsa,bilinmeliydi ki ya evde yoktur, ya da çok büyük tehlike vard r. Memed sab rs zland , aya üç kez dahasert vurdu dama. Az sonra bir ayak sesi duydu, ama çok yava . Karart duvar doland , sürünerek yamaca

rmand , yamaçtan kayarak dama indi: "Yat Memed," dedi. Memed hemen usulca yere uzand . Sar Ümmet:"Evin içi asker dolu. Ah rda da Kara brahimin çetesi..." dedi. A Memedin kula na yap rmkonu uyordu. "Seni ar yorlar... Ev ev, delik delik, köy köy seni ar yorlar. Senin Torosa döndü ünüduymayan kalmam . Kim gördü seni Allah a na?" Memed:

"Bilmem," dedi. "Kim gördü bilmem ki... Herhal gören olmu tur.""Bu sefer seni öylesine, canlar di lerine takm lar ar yorlar ki sorma... Ali Safa Bey, öteki a alar ba napara bile koymu lar. Yüzba Faruk konu urken duydum. Birkaç ay Toros-tan silin. Ararlar ararlarbulamazlar, sonra da b karlar. Bu f rt na dininceye kadar sen buralardan uzakla . Dur burada bekle, sanamermi buldum. Belki giderken dövü ürsün."Sar Ümmet dam n duvar ndan a kayd , az sonra bir elinde bir torba mermi, bir elinde de bir az k

km yla geldi."Al bunlar ," dedi. "Sizin köye de hiç u rama. ki ayd r candarma sizin köyün üstünde dövünüyor." Memed:"Bizim köyde ne var, ne yok?" derken Sar Ümmet sözü a ndan ald :"Daha fazla durma burada, sizin köye gelince oldu u yerde oldu u gibi duruyor. Aman n, hiç u rama,tuza a dü ersin. Da ta asker talam , mukayyet ol. Bu köylüler kudurmu lar, babansa, karda nsa dagözükme. Tez günde Toroslar b rak. Haydi güle güle."140Karanl kta elini uzatt , Memedin buz gibi olmu elini s kt , dam n duvar ndan a kay verdi.Memed de bir anda yamac t rmand , ormana kar gitti, bildi i çok gizli bir keçi yolunu ayak yordam ylabuldu. Çok h zl yürüyor, yüre indeki korku büyüyordu. çi karmakar . Dört karanl k duvar aras ndakimsiz kimsesiz, dostsuz, yapayaln z öyle kâlâkalm . Bir dünya da asker. Bir de köylüler... Da ta , asker,köylüler, a aç, ot, uçan ku , yerdeki kar nca, herkes, her canl da dü man.Deh et bir umutsuzluk dünyas karart yordu.Gittikçe de içindeki, köye kar hasreti art yordu. Gitse ba na gelecekleri biliyordu. Sa kurtulmas n hiçmümkünü yoktu. Ama çok, deli gibi merak ediyordu. Köylü ne olmu tu? Çak rdikenli e daha toy dü ünleate veriyorlar m yd ? Durmu Ali Emmi yorgun ya baca havaya kald rarak halay çekiyor muydu?Hürü Anan n k zg nl geçmi miydi acaba? Amma da öfkeli bir kad nd . Öfkesinden toprak titriyor, yergök sars yordu. Herkesin öküzü herkesin miydi, herkesin sürüp ekti i toprak? Çok çok ey ö renmi ti bubirkaç y lda. Ama çok... On ömür ya asa bir insan u Memedin ö rendiklerini zor ö renir.Ali Safa Bey, Arif Saim Bey, öteki Çukurova a alar ... Memed uzun bir süre Çukurova a alar n kendisineniçin dü man olduklar anlayamam . Abdi A ay öldürmü tü, Abdi A a onlar n akrabas de ildi ki...Memed onlara ne yapm da, salt kendisi için bütün Torosu candarmayla doldurmu lard ? Daha da bununsebebini o kadar anlayam yordu ya do rusu. Niçin öteki e yalara bu kadar dü man de illerdi? Üstelik debirçok e yay da koruyorlard ? A alar , beyleri anlad k, diyelim, köylülere ne oluyordu?Nereye giderim ben, diye dü ündü. Bütün F rat dolaylar , dil bilmez Kürt ellerini dola m geldim,

nacak bir yer bulamad m. Bu dünya bana dar geldi. Gene döndüm koca Torosa. Kimse bilmez nerde kal rölümüz. Ben Torosa ölmeye geldim. Baba topra ma. Ölüm burnuma burcu burcu kokuyor. Bir e yaadam , nce Memed olmu birisini, a alar n beylerin horlad dünya kabul etmiyor Sar Ümmet A a.Yeryüzü gök-141yüzü kabul etmiyor. Nereye giderim, Ümmet A am? Bir kanad k k ku um ki, el kadar da olsam, benihiçbir çal kabul etmiyor.Gidecek, kaçacak bir yer dü ünüyor, bulam yor, köpürü-yordu. Koca Osman dedik, evine s nd k, iyi adam,has adam, baba adam, can adam, ama çocuk adam. Herkese evinde oldu umu söylemek için can at yordu.Bereket Kamer Anaya... Çu-kurovan n düzünde candarmaya bir yakalan rsan kurtulman n mümkünü yok.Art k Çukurova a alar bayram edip sevinirlerdi.Orman n içinde, keçi yolunda, gecenin ortas nda dikildi kald . Yönünü nereye dönse, gidecek hiçbir yeriyoktu ki, Yönünü nereye dönsün? Bir süre öyle gecenin alt nda, ayakta dimdik durdu kald . Çok eylerdü ündü. Dü ünceler kafas na inan lmaz bir h zla geliyor, çoku uyorlard . Anas geliyordu gözlerinin önüne,Hatçe, çocu u, Iraz Hatun, Koca Süleyman... Koca Süleyman deyince içinde bir s cak, ayd nl k umut çakt . Bir de Kerimo lu vard . Bir de Cabbar vard . Yi it o land , dost o land Cabbar... Evlenmi , iki deçocu u olmu , biri k z, biri o lan. Cabbara gitse? Cabbar bo b rakmazlar, Koca Süleyman da...Kerimo lunu da. Da larda i yok. Ama nereye?Yak nlarda bir ma ara olmal yd . Sabaha az kalm . Ner-deyse ortal k a aracak. Yönünü ma araya döndü.Ortal k r-ken ulu bir kayal ktaki ma araya vard . Ma aran n deli inin a nda iki kartal duruyordu. Vedeli in her iki yan nda birer sak z a ac bitmi ti. A açlar mavi çiçekli sarma klar sarm . Memedma araya ç kt , yorgun kartallar istemeyerek kanatlar açt lar, uçup az ileriye kondular.Memed tüfe ini ç kard , kay eline dolad , yere koydu. Elindeki mermi torbas da tüfe in üstüne koyarkoymaz uyudu.

Uyand nda gün bat yordu. Susam , ac km . Ortal k peryav an, kekik kokuyordu. Ma aran n önüinan lmaz bir k rm ktaki kedita çiçekleriyle bezeliydi. K rm kedita ak-lar ma aran n ak, kara,ye il benekli mor kayal klar na sarvan kurup oturmu tu. Memed bu kadar çok açm , bu kadar yal m yal ma,ta ötelerden bile parlad görülen bir k rm çiçek y -142

hiç görmemi ti. Tüfe ini takt , mermi torbas eline ald , d ar ç kt . Sabahki kartallar genegelmi ler, ma aran n kap na konmu lard . stemeyerek uçtular, on ad m ileriye bir kayan n sivrisine yanyana kondular. Çok ya kartallard .

da bir p nar inceden ça ld yordu. Memed gitti p nar n ba na, uzun, mor çiçekli yarpuzlar n üstüneçöktü. Sar Ümmetin verip de-beline ba lad ç açt . Az kta üç ba so an, alt yumurta, bol çökelek, birparça Türkmen peyniri, bol bol kömbe ekme i vard . Birkaç da bazlama. tahla yeme ini yedi. Bu az k onadaha iki gün yeterdi. Memed o kadar bo azl de ildi her zaman. Hele can s ld s ralarda yemek hiçakl na gelmezdi.Aya a kalkt , yönünü kuzeye döndü. Köyüne gidiyordu. Köyü gözünde tütüyor, içine bir özlemlik ate idü mü onu yak p kavuruyordu. Biliyordu, ölüme gidiyordu ama, duramazd . Köyünü görmeliydi. Ya köyügörmeden ölürse? Koca ç nar , Kulaks , Kulaks n de irmenini, koca ç nar n büvetini, k nal yolu,çak rdikenli Dikenlidüzünü, a açlan, çal lar , devediken-lerini, köyün tavuklar , hele kürk tavuk ard ndadola an yumak yumak sar civcivleri... Her eyi, her eyi göresi gelmi ti. Durmu Aliyi, onun k, efkatli,dost gözlerini, sevgi dolu, merhametli, çok insan... Hürü Ana daha insan, daha çok... Sert, inatç , herkestençok insan. Sevdikleri için can verir. Bir gün uykuda saçlar ok am ... Memed unutamam o s cak,ana, bac , dost, karda elinin s cakl , dostlu unu, kl , yumu ac kl m... Hürü Ana bir insan böylecandan ok asm, insan salt bunun için can verir... sterse ok amas n, bir candan, ta yüre inin derininden biryavrum, Memedim deyi i vard r ki, bin can eder. Nas l kar layacakt acaba? Deli, deli olurdu sevinçten. Neyapaca , ne edece ini bilemezdi. Mustafa Çocuk, Hösük Emmi, Hösük hep n n durur, ellerinibiribirine sevinerek kavu turur, kavu turur açard , "Memed, az k daha büyümü ," derdi. "Büyüsün.Görkemli adam daha iyi e yac k eder. Elalem ondan korkar, herkes bizim Memed-den çok korkuyor ya,daha çok korkar imdi," der övünürdü. Mustafa ne yapard , ne dü ünürdü? Korkar m yd ? Belki de korkard .Gider candarmaya haber verir miydi? O da evlenmi ,1431onun da bir çocu u olmu tu. Cabbar duyunca gelir miydi? Me-med gülümsedi, büyük bir inançla, "Gelir,"dedi. Ya Topal Ali? Kurnaz tilki gözlü Topal Ali? Ölünecek dost, ölünecek arkada , ölünecek insan... Onas l kar layacak acaba? Ba arkaya at p gülecek, gülecek. Durmadan akan bir su gibi gülecek. Eli kolu,yüzü gözü, bedeni, ba her eyiyle gülecek. Topal aya bile gülecek. Topal sevincinden deli divaneolacak...Memed de bir sevinç kas rgas nda sevgiyle dolup ta , uçuyordu. Öyle çabuk yürüyordu ki, sankiayaklar na kanat tak lm . Kötü eyler hiç akl na gelmiyordu. Köyün candarma-larla dolu oldu u,öldürülece i hiç hiç akl na gelmiyordu. Öl-dürülmese bile kötü durumlarla kar la aca da akl nkö esinden geçmiyordu. Bir de türkü tutturdu. Çok az türkü söylerdi. Türkü söylemeye vakti olmam ki...Tatl bir sesi vard .Gün i iyordu ki Uzunolu un ba na geldi. Uzunolu un göbe inde k rm benekli alabal klar üst üsteyüzerdi. Elini uzatsan tutabilirdin. Uzunolu un bal klar na nedense hiç kimse dokunmazd . Bal klar daço ald kça ço al rd . Olu un ba na oturdu, az k ç ç kard , bir so an yumruklad , çökelekle yemeyeba lad . Arada s rada da ekmek k nt lar bal klara at yor, bal klar n ekmek k nt lar na, üst üste, alt altako- lar na bak yordu.Yeme ini a r a r yedi, bal klara bakt , rahatt , orac a uzand . Bu oluk çocuklu unun olu uydu, buralardanedense korkmak akl na gelmiyordu. Korkusuz, ku kusuz, çocuklu unda nas l uyursa öyle uyudu. E yaolup da da a ç kt ndan bu yana böyle derin, böyle deliksiz uyku uyumam . Uyand nda buna kendisi de

. Ama buralar baba topra yd , bildik toprakt . çindeki sevinci kabar p kabar p geliyor, bir an öncegecenin inmesini bekliyordu. Karanl k kavu ur kavu maz köye inecek, Hürü Anan n kap na varacak,usuldan, Ana, Ana diyecekti, ben geldim. Bakal m sesten tan yacak m ? Tan maz m o? Ne cindir!Orman n içinden kayarak köyün üst ba ndaki yamaca indi. Uzun kayan n dibine oturdu, köyü seyretmeyeba lad . Köyü seyrettikçe an lar da depre iyordu.Çocuklu unda, anas na küsüp evden kaçt nda da bura-144

ya, bu kayan n dibine gelir, belini isli kayaya dayar, köyü seyreder dü ünürdü. Bu uzun kaya hep islidururdu, Memed kendini bildi bileli. Köylüler, çobanlar kayan n dibine ate yakmay çok severlerdi.Köyün içinde candarmalar gördü. Gidiyor geliyorlard . Sonra damlar aras nda kendi damlar seçti. Dam ntopra k rm , ye il, rrravi, turuncuydu. Cam k klar gibi yanan ak s cakta la yordu. Babas ta uzaktangetirmi ti bu topra , dam akmas n diye. Güzel, yumu ac k, s cac k, sevgi dolu anas geldi gözünün önüne,ömründe duymad yaman bir yaln zl k duydu. Dört yanda, uzun uzun çiri çiçekleri açm . Türlü türlüar lar, binlerce, ak s caklarda u uldayarak, ak s caklar demek Memedin ho una gidiyordu, çiri çiçeklerininyörelerinde dola yorlard . nce, dimdik, uzam gitmi çiri siklerine binlerce ak dü me büyüklü ünde çiçekyap .Hatçelerin evine bakam yordu. Evlerinin önündeki, o ulu a ac göremiyordu.Sonunda kendisini yenemedi, a aç geldi gözünün önünde durdu. Bir gece gibi gerildi önüne. Delikanlyüre i küt küt atarak divlik ku u gibi öttü. Deli gibi bir bekleme kas rgas nda delikanl bekledi. Yumu ac k,

cac k, sevgi ta an k z geldi. Memedin bo az na bir eyler t kand , iki damla ya gözlerinden a yayuvarland indi.Memed, bu havadan ç kmak için gözlerini Abdi A an n evine dikti. Abdi A an n evinin bacas ndan gür birduman ç yordu. Memedin öfkesi ahland : "Kesemedim duman ," dedi. "Kesemedim, kesemedim,kesemedim." Sesi inler gibiydi. çinde büyük bir ac yla kalkt yürüdü, sonra kendine geldi, gülümsedi,dalgündüz candarmayla a na kadar dolu köye girmeye kalk yordu. Uzun kayan n dibine dönerken, ötede,çal n dibinde iki l l çocuk gözü gördü. Gözler falta gibi aç lm lar, n, hayran kendisinedikilmi lerdi. Çocuklu unda Memed de buraya gelir, o çal n dibine siner, uzun kayan n dibinde olupbitenleri seyrederdi. Bir seferinde Süleymanla Topal An acan n k sevi irlerken bu çal n dibinesaklanm , gö-zetlemi ti. Bu çal n içinden hiç e ya gözetlememi ti. Kim bilir ne ho olurdu, boynundadürbün, ko ar ko ar fi ekliklerin145alt nda iki büklüm, gümü savatl kay lara uzun Çerke hançerleri, bombalar tak küçücük bir e yayseyretmek.Memed orada durmu çocu a sevgiyle bak yordu. Çocuk, e yan n kendisini gördü ünü anlam , neyapaca iyice rm , k r k r ediyordu.Memed gülen bir sesle, yumu ak efkatli:"Çocuk karda ," dedi, "nolursun beni gördü ünü candar-malara söyleme, ben nce Memedim."Çocu un onu böylesine seyredi i öylesine ho una gitmi ti ki, gidip haber verece i umurunda bile de ildi.Memed köyü görünce bir ho olmu , e yal , nce Memedli ini, koskocaman bir Hükümetin kendisiniyakalamak için da lar candar-mayla dolduru unu, a alar n adam Kara brahimin nas l kan na susam birbela oldu unu, her eyi her eyi bir anda unutmu , içinde çocuksu, güzelim bir umut, bir sevgi, bir sevinçdo mu tu. Il k k bir ince sevgi yüre ini al yordu. Birden akl na geldi: "Ben bir ku öldüremem," dedi. "Birkar ncay eze-mem. ncinir diye bir ar , bir kelebe i, bir ku u tutamam." u anda, belki dünyada en çokelindeki tüfe e, belindeki hançere, bedenindeki ko ar ko ar fi eklere yordu. Kendine bak p bak pgülüyordu.Bu s rada Memedin bak lar ndan kurtulmu çocuk çal dan ç kt , sinmi bir tilkiye benziyordu. Yata yataçal dan az k uzakla , sonra ald yat rd . Hem ko uyor, hem de dönüp Memede bak yordu. Çocu un buhali Memedi daha çok sevindirdi. Bu çocuk kimindi acaba? Kimlere benziyordu? Çocu a iyice bakamam ,onun için kimlerden oldu unu ç karamam .Gittikçe sabr ta yor, gün bir türlü batm yordu. Abdi A an n bacas ndan durmadan duman tütüyor,candarmalar durmadan evlerin aralar nda oradan oraya gidip geliyorlard . D arda ne kad n, ne de erkek,hiçbir köylüyü görememi ti. Hepsini hapis mi etmi lerdi acaba?Kafas Abdi A an n evinden ç kan dumana takm . Onun yüzünden kendi köyüne bile giremiyor, babayurdunda bile dola am yordu. Di lerini s kt : "Bu duman söndürece im," diye ba rd . "Bir tekini

rakmayaca m, b rakmayaca m. Bir tekini bile..."146Kayan n dibine kendini h zla savurdu. Beli kayaya küt diye vurdu.Karanl k basm , kuzeyden bir yel ç km , gündüz s caktan yanm yaban naneleri, kekikler, peryav anlaresen yelle a r kokuyordu.O geceyi dü ündü. Recep Çavu un Abdinin çocuklar öldürece i geceyi, tam da teti e çökecekken tüfe evurmu , ç kan kur un ba ka bir yöne gitmi , çocuk ölmemi ti. Acaba öldürse miydi? Ne günah vardçocuklar n? Onlar da büyüyünce babalar gibi milletin ba na bela olmayacaklar m yd ? Hele olsunlar da

görelim. Belki babalan gibi olmazlar. Eskiden de kurt eni i kurt olur. Epeyce yanl bir söz. Eski üstüne,Abdi A a üstüne, As m Çavu , Yüzba Faruk üstüne daha çok eyler dü ündü. Yüzba Faruk öldürmü tüHatçeyi. Yüzba Faruk deyince içi a gibi ac bir kinle doluyor, tüyleri diken diken oluyordu. YüzbaFaru u öldürmeden, Hatçe-nin kan almadan bu dünyadan gitmeyecekti. "Allah," dedi, "Koca Allah uFaru u öldürmeden bana ölümü nasip eyleme."Aya a kalkt , sarho gibi yalpalayarak köye a inmeye ba lad . Birden gene içini bir sevinç sard . "Bugüz köye gelece im," diye dü ündü, "köye gelece im, köylünün topra a saban att gün, toy dü ün olurkençak rdikenli e ilk ate i ben ataca m. Hürü Anayla birlikte..." Köye yakla kça sab rs zlan yor, yüre i dahaçok, daha çok çarp yordu.Kap da durdu, kap n duvar na dayanmasa ayakta duramayacak, yere dü ecekti. Solu u ta arak, k k k kbir sesle:"Hürü Ana, Hürü Ana!" dedi.Hürü Ana içerde tek ba na uyukluyordu. Kulaklar na inanamad , dü görüyorum sand , bir gözünü açt gerikapad .Memed, Hürü Ana beni belki de ölmü biliyor, diye dü ündü."Hürü Ana, Hürü Ana!"Hürü Ana gene dü görüyorum sand . Bir gözünü açt , dualar okuyarak geri yumdu."Hürü Ana, Hürü Ana, benim, ben. Ben geldim."Allah Allah! Hiç dü e mü e benzedi i yoktu, bu ses kap -147

n ard ndan geliyor, Memedin sesine benziyordu. Ama nas l olurdu?"Hürü Ana, Hürü Ana!"Hele bir ç kay m da kap ya, bakay m. Aya a kalkt , yar uykulu, yar uyan k, eline yanmakta olan çam

ras ald , kap ya vard , ikircikli bir sesle: "Kimdir o?" diye seslendi. Memed, usulca, duyulur duyulmaz:"Benim ana, nce Memed, Dönenin o lu. Aç kap ." Hürü Ana kap n ard ndaki sürmeyi çekti, kap aç ld .

ikte dikilmi kalm nce Memeddi. A dili kurudu, bir tek söz söyleyemedi. Bir süre kar kar ya öyledurdular kald lar. Sonra Memed Hürü Anan n koluna girdi evin içine götürdü. Elindeki çam ç ras duvarasoktu, Hürüyü yandaki dö in üstüne oturttu. Uzun bir süre kar kl sustular. Neden sonra kendine gelenHürü Ana, çok ciddi:"Ho geldin yavrum, Memedim," dedi. " yi ki geldin. Biz de seni yitmi gitmi , kay plara karsan yorduk. Ho geldin safalar getirdin yavrum. Köy candarma dolu." Memed:"Biliyorum," dedi. "Seni gelirken kimse görmedi ya?" "Bir çocuk gördü."Tam bu s rada da Uzun kayan n dibinin oralardan kur un sesleri gelmeye ba lad ."Candarmalar kur unu bana s yorlar, ana. Çocuk beni Uzun kayan n orada gördü de..." Hürü Anagülümsedi:"S ks nlar dursunlar, u gavur hükümetin, u a alar n kur unlar bo a yaks nlar, yaks nlar bakal m!"Memed de gülümsedi.Hürü Anaya bir eyler sormak istiyor ama, bir türlü dili var p da soram yordu. Durmu Ali Emmi nerde, diyesoracakt . Nereye gitmi ti acaba? Acaba ölmü müydü? Ölmü se Hürü Anan n ba nda neden kara çatkyoktu? Çak rdikenli i yakm lar m yd her y l? Kimse kar madan topraklar ekip biçiyorlar m yd , o günbugündür. Sorulamazd . Bir kötülük olmu148olmas n diye Memedin ödü kopuyor, bir tek soru soram yordu. Burada bir ay bekler, böyle soru dolugözlerle Hürü Anan n yüzüne bir ay bakard da gene Hürü Anaya bir tek soru soramazd .Hürü Ana onun sab rs z, soru dolu gözlerini anl yor ama, kötü haberleri söylemeye bir türlü dili varm yordu.

kara zaten y lm , erimi bitmi , diyordu içinden. Anas öldürülmü , sevdice i öldürülmü , biricikyavrusunu bile doya doya kokla-yamam , nerede oldu u bellisiz olmu , bir de bu kötü haberleri duyarsaneye var r f karan n hali? Neye var r Hürüce, neye, neye var r?Bir de gözünün içine bak yor ki, melil melil, melil de mahzun. nsan söylememezlik de edemez. una bak n,kurban z olay m, unun yüzüne bak n, a ndan memesi al nm bir bebeci e benziyor, nerdeyse burnunuçeke çeke a layacak.Söylerim yavrum, söylerim. u Hürücenin yüreci i ta tan demirden oldu. Söylerim yavrum, söylerim. uolan bitenlere demir olsam dayanamazd m, erirdim, çürürdüm. Ta oldum da dayand m. Bu kadar ac lar n,belalar n üstüne sen nas l dayanacaks n? Sen nas l, sen nas l? Keski gelmeyeydin yavru. Güzelce baalm , köyün içinden bir karaca bulut gibi süzülüp gitmi tin. Neden geldin yavru? Kimi seni K rklara

kar sand . Kimi Mustafa Kemalin yan na gitmi de, ba kumandan olmu Kemale, dedi. Kimi koca birku donuna girip her gece anas n mezar na gelip sabaha kadar Dönemin mezar n üstünde döner, kudilince dualar okurmu sun, dedi. Hatçenin de mezar nda... Anana, güzelce Döneye, güzel Hatçeye nas ldayand n Memedim? Niye geldin yavru? Sana nas l söylerim olan biteni. Bak saçlar ma, bir tek kara saç var

? Bak yüzüme, k mam biraz k yeri kalm m ? Sen giderken ben böyle miydim Memedim?Memedin yüzüne gözlerini dikmi , içinden konu uyor, konu uyordu. Sanki Memed içinden geçenleriduyuyordu. Öylesine el kol sall yor, yüzünü buru turuyor, aç yor, kapan yordu.Nas l olsa duyacak, diye geçirdi içinden. Bunca ac ya dayanan buna da dayan r. Çocuk de il ya,koskocaman nce Memed.149Söylemeye karar verince çoktan beri içinde zorla tuttu u a dma ba lad . Hem a yor, hem de a t yakarakkonu uyor, derdini söylüyordu. Her sözünü de, demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayand m, sözleriylebitiriyordu. Döneye a lad , Hatçeye a lad , Durmu Aliye a lad , çocuklar na a lad , a t yakt .Memed ta gibi, duvar gibi olmu , yüzünde en küçük bir k rt olmadan Hürü Anay dinliyordu. D ardankur un sesleri geliyordu. Sanki duymuyorlard .

lamay , a bitiren Hürü Ana gözlerini, burnunu ba örtüsüyle sildi, aya a kalkt :"Ben batay m yavrum," dedi. "Uzak yollardan geldi ini unuttum seni görünce. Kara yaz Hürü bats n. Seniaç koydum."Hemen gitti sofray getirdi Memedin önüne serdi. Güzel nak pamuktan dokunmu bir sofrayd bu. Birçanak yo urt, bir çanak c k pekmez getirdi. Az k bal, az k da peynir getirdi."Ye yavrum," dedi. "Hürü Anan sana kurban olsun. Eee, nerelerdeydin bakal m, yitti yiteli? Nerelere gittin?"Memed kar k vermiyor, dalm gitmi , yüzü ta gibi.Yufka ekme i lokma yapt , önce pekmeze, sonra yo urda bat rd , lokmay a na att , çi nedi çi nedi,yutamad . Lokma bir türlü bo az ndan a gitmiyordu. Durmu Ali ölmü de il, öldürülmü tü, nas löldürülmü tü, a ttan bir türlü anlayamam . Köylü hep Hürüceye dü man olmu , köylülerin evi ya maedilmi ti. A t böyle söylüyordu ama, kim ya ma etmi ti?Lokmay yutamazsa Hürü Ana çok üzülecekti. Çi nedi çi nedi zorlan yuttu ama, kendisini de dinmeyen biröksürük tuttu. Öksürü ü geçtikten sonra:"Ana," dedi Memed, onun ate gibi olmu elini tuttu. "Olara biteni bana söyle. Ne yapal m, ba a gelençekilir. Bo az mdan geçmiyor, kusura kalma. Senin ekme ini a olsa da yerdim ama, geçmiyorbo az mdan. Kusuruma kalma, güzel anam, çok çekmi im."Hürü Ana sakin, hiçbir ey olmam gibi durgun:150"Yavrum, Memedim," diye ba lad . "Sen köyün içinden süzülüp ç nca... Köylü sevindi. Sonra korktu.Abdiyi ölmemi sand . Sonra ö rendik ki ölmü , hem de domdom kur unu onun yüre ini parça parçaeylemi . Köylü çok sevindi. Sonra Dikenlidüzünün be köyü bir araya geldi. Bir toy dü ün yapt lar, dünyadünya olal böyle bir toy dü ün görmedi. Genç k zlar en güzel giyitlerini giydiler. Ya lar sak z gibi,sütbeyaz ba örtü ba lad lar. Davullar çal nd , çifter çifter. Durmu Ali Emmin bile, hasta haline bakmadanoyun oynad . Sonra bir sabah gün rken be köyün kad erke i, hastas sayr , çolu u çocu uçak rdikenli e gittik, dikenli e ate verdik. Böyle bir sevinci insan olan insan tatmam r. Bir iki y l böylegitti. Her ey bol bolamad . O gün biz Çak rdikenli e ate verince, o gece Ali-da m tepesinde bir top kpatlad . Alida n tepesi üç gece bal-k durdu. Üç gece Alida n tepesi gündüz gibi oldu. Köylü buna dahaçok sevindi. Böyle'bir y l geçti. kinci y la girerken daha güzel, daha enlikli bir toy dü ün oldu.Çak rdikenlik daha güzel yand . Da n tepesindeki bir top ate daha güzel patlad . Üçüncü y ld . kinci

ldan daha güzel, daha enlikli... Bir toy dü ün... Durmu Ali Emmin hem oynuyor, bilirsin çok güzeloynard , hem de elinde çam ç ras yal mlan yor, Çak rdikenli e ate vermeye gidiyordu. Birden ötelerden üçel silah sesi duyuldu, o yöne bakt k. Bir atl doludizgin tozutup gelir. Geldi, at ilk önce çak rdikeni yyan ndaki Durmu Ali Emminin üstüne sürdü. Durmu Ali yere dü tü. Atl Durmu Aliyi atma iyice çi netti.Onun arkas ndan silahl on atl daha geldi, çoluk çocu un üstüne at sürdüler, kur un s kt lar. Çok insanyaraland . Be çocuk öldü, ikisi k z. Durmu Ali Emmin iki gün daha ya ad . Sana selam söyledi. Söyleyin

luma, dedi, sonu iyi gelmediyse de, iyi bir i yapt . Gene de iyi bir i yapt . te o y l çak rdikenlikyanmad . Alida mm ba nda da bir top k patlamad . Durmu Ali Emmin öldü. Son solukta hep seni and .Bu gelen atl kimmi , bildin mi? Kel Hamza vard ya, Abdinin karda Kel Hamza. Abdi onu köydenkovmu tu ya, da lara gelemezdi Abdinin sa nda. Bildin mi Kel Hamzay Memed?""Bildim Ana."

151ORHAN KJEtfAL t HAUl KU"O Kel Hamza köye yerle ti. Ba nda silahl adamlar , adamlar ndan ba ka candarmalar, candarmalar... KelHamza mumlan aratt Abdiyi... Geldi köye yerle ti."Hürü Ana durmadan, yan k yan k, köylünün Kelden çekti ini bir anlat yor, anlat yor, anlat yor, duruyor, biruzun uzun Memedin yüzüne bak yordu.Kel Hamza Abdinin ana bir, baba bir öz karde iydi. Abdi onu hiç sevmezdi. Bu yüzden de daha on beya nda onu De- irmenoluktan kovmu , Dikenlidüzüne girmesini yasak etmi ti. Kel Hamza ömründe bir tekkere Dikenlidüzüne girmi , onda da yakalanm , Abdi A aya getirilmi , Abdi A a da üç gün üç gece onasopa çektirmi , yar ölü Hamzay bir at n s rt na yüklemi , Dikenlidüzünün d na götürüp, karde ini it ölüsügibi att rm . Bu korkunç dayaktan sonra Kel Hamza uzun bir süre kendisine gelememi , bir zaman, onuöyle yoldan bulan, iyile tiren Yörüklerin yan nda çobanl k etmi , sonra da Çuku-rovada, Telkubbeyak nlar nda bir çiftli e yana ma durmu tu. Öyle Abdi A a gibi k sac k, çelimsiz de il, uzun boylu, kaimenseli, güçlü kuvvetli birisiydi. Karde inin ölümünü duyunca çok sevinmi , sevincinden ne yapacabilememi , çiftlikte üç gün sarho lar gibi dola , her önüne gelene karde inin öldürüldü ünü söylemi ,sonra da olay unutup gitmi , yana mal sürdürmü tü.Bir gün Dikenlidüzünden çiftli e, onu görmeye P rako lu geldi. A çok kalabal k bir adamd .Ona yekten:"Sen ne ahmak adams n, duymad n m karde inin öldürüldü ünü?" diye sordu."Duydum, deli gibi de sevindim onun geberdi ine," dedi Kel Hamza.

yi yapt n sevindi ine. Topraklar köylünün payla duydun mu?""Duydum," dedi Kel Hamza."Her y l toy dü ünle çak rdikenli e gidip ate verdiklerini?""Duydum.""Alida m tepesinde patlayan bir top ?"152"Duydum.""Abdinin iki kar n ikisinin de dul kald ?""Duydum..."

rako lu:"Öyleyse burada, bu yana mac kta ne duruyorsun köpek!" diye ba rd . "Dikenli e a a olmak, padi aholmak dururken burada yana mal k öyle mi? Ak ls z köpek."

rako lu çok ya bir adamd .Kel Hamza:"Do rusun," dedi."Do ruysam, sen de bana Dikenlinin be endi im yerinden, be endi im, su alt bir tarlay verirsin.""Veririm," dedi Kel Hamza.Hemen o gün orada haz rl k yapt lar. Kel Hamza yana ma-l ktan biriktirdi i bütün paraya bir çift çizme, birgüzel alvar, ceket, bir apka, bir de borca çok güzel dört ya nda uzun boylu, ngiliz kan bir at ald . Bir deAlaman filintas ald , yüz mermisiyle birlikte, borca. Be on tane de ipten kaz ktan kurtulmu hergele topladba na, P rako lu önde, onlar arkada, ç kt lar Dikenlidüzüne. Birkaç hafta a larda beklediler. Her i i

-rako lunun ö üdünce yürütüyordu Kel Hamza.Köylüler Çak rdikenli e ate verirlerken... te böyle korku-tulurdu köylünün gözü. Bir de Hükümetle.Hükümet sonra...Köylü ne kar koydu, ne bir ey. Kuzu gibi boyun e di. Üstelik ço u da gitti özür diledi. nce Memedeatt lar tuttular. Babas n kemi ine sövdüler.Kel Hamza ayn gün Göktefikli Hocay ça rt p, Abdinin iki kar n ikisine de birden nikah k yd rd .Ak am birisiyle, sabaha kar da ötekiyle yatt . Kad nlar Kel Hamzadan derecesiz memnun kald lar.Sonra Kel Hamza köye candarmalar getirdi. Çavu lara, onba lara her gün kuzular k zart p rak lar içirtti."Kurban oldu um Memedim, yavrum, bundan gerisini ne ben söyleyeyim, ne sen duy. Kel Hamza köylüyehaber gönderdi, üç y l ektiniz biçtiniz, beylik hakk , toprak hakk vermediniz. Üç y l evinizde neyinizvarsa alaca m. Önünde bir çavu , on candarma, ev ev dola köyü, evlerde ne153varsa, un, bu day, ya , at, inek, e ek, hepsini hepsini ald götürdü, y Abdinin ambar na. Köylü o y l açkald . Aç kurtlar gibi s la lar. Yak n köyler duydular da halimizi bize birer iki er ekmek getirdiler.

Köylünün ço u yak n köylere gitti... O k ac ndan on be ki i ti ti öldü. D arda hiç köylü görebildinmi gelirken? Göremezsin yavru, hepsi yar ç plak... D ar ç kam yorlar.""Topal Ali?" diye sordu Memed. Sesi yok gibiydi."O, Hamzan n iti oldu. Köylünün mal m o ta ambara... Ben sana onu öldür demedim mi? u koca hançerikarn na sok da öldür demedim mi?"Memed, sallanarak, ölü gibi aya a kalkt . Ayakta duramad , dire e yap . Yalpalayarak d ar ç kt .Sarho lar gibi Dikenlidüzüne a yürüdü. Di leri kenetlenmi ti. Tir tir titriyordu.Sabah n ilk klar onu Dikenlidüzünün ortas nda, dimdik dikilmi , donmu , hiç k rdamaz buldu. Yüzübembeyazd ve donmu tu. Gölgesi upuzundu.

le oldu Memed k rdamad , gölgesi topland , aya n dibine geldi bir kara yuvarlak oldu. kindi geldigeçti.Hürü Ana gittikten sonra ard ndan ç km , ko arak onu aramaya ba lam . Sabaha kadar aramad bir yeri

rakmad ovada. Gün do duktan sonra da arad . kindiye do ru düzlü e bakmay ak l etti. Bakt ki, negörsün, Memed düzlü ün ortas na dikilmi durur.Dü e kalka, ko a yürüye yan na vard . Bakt ki Memed bitik, di leri kenetlenmi ."Öldürdüm yavrum seni. Haydi çabuk, candarmalar görecek, birisi görecek."Koluna girdi, yak ndaki dereye do ru onu sürükledi, bir hay t çal n içine yat rd . Yüzüne su serpti, onadiller döktü, sevindi, oynad güldü. Neden sonra Memed kendine geldi:"Anam," dedi, "güzel anam, analar n en yi idi. Size çok kötülük ettim."Uzand Hürünün elini ald duda na bast rd , öptü. Sonra gülümsedi."Ana," dedi, "Topal Aliye söyle de gelsin."154Hürü Ana kar koyacakt , sonra vazgeçti"Olur yavru," dedi, boynunu büktü. " imdi gider bu gece sana onu gönderirim. Kurban olay m Memedim, ogavura güvenme. Ba na bir i açar sonra. Köy candarma dolu. Onun da candarmayla, Kel Hamzayla içti iayr gitmiyor. Kurban olay m kendine mukayyet ol... Bir sen kald n..."Demir olsam*çurürdüm, toprak oldum dayand m... Toprak toprak, toprak oldum da dayand m.'15522dris Bey otuzunda gösteriyordu. nce, uzundu. Sar gözleri, kartal gagas burnu, uzun yüzüyle bu dünyada

ya amayan, nas lsa bir kere u ram , y rt , yaban l bir yarat a benziyordu. Büyülü, kutsal bir yarat a...Uzun b klar dü mü tü. Parmaklan çok uzundu, güzeldi. Onunla ilk kar kar ya gelen ne bedenini, nealt n gibi güzel gözlerini, ne sar p lt uzun b klar , ne saçlar görürdü. Onunla ilk kar la an insanyaln zca onun uzun, güzel parmaklar görür, hayran kal rd .Bir Çeçen beyi olan babas Osmanl devrinde ili a iretiyle birlikte Kafkaslardan gelmi ti, Anavarza kalesininkar na, Ceyhan rma n güney gecesine yerle mi ti. Kurduklan köyün ad na Akmezar demi lerdi.lkönceleri Çukurovada sinekten, s tmadan, s caktan hastalanm lar, k lm lard . Üç dört y l içinde

Çukurovaya al lard ama, say lan da yar ya inmi ti. Kafkaslardan getirdikleri atlar da, öteki hayvanlarda k lm .Çukurovaya al an Çerkesler Çukurova cinsi güzel atlar yeti tirdiler sonra. Ektiler biçtiler. Çukurova ozamanlar meyve bahçesi nedir bilmezdi, güzel, bak ml meyve a açlan diktiler Çukurun s ca na. Evleriottan Türkmen köylerinin yanma ah aptan ve ta tan, iki er katl güzel evleri olan, caddesi, sokaklar olan birköy kurdular.Bereketli topraklar üstünde mutlu bir ya ama düzeni kurdular. Bütün ovaya güzel atlar , iri meyveleri, yi itdavran lar yla ün sald lar. Öteki Torostaki Çerkesler gibi at h rs zl da156yapmad lar. Beylerinin bir dedi ini de iki etmediler. Geleneklerini, göreneklerini de Karkastaki gibikorudular.Mutluluklar , düzenleri, yepyeni, siyah, Ford marka bir otomobilin gelip son beyleri dris Beyin kap ndaduruncaya kadar, y llarca sürdü. Otomobil toza batm . ri, toz alt nda kalm gözleri Çukurova güne ialt nda parl yordu. O güne kadar Akmezar köylüleri, askerli e gitmi birkaç ki inin d nda, hiç otomobilgörmemi lerdi. Köylüler, ya genç, kad n erkek, çoluk çocuk, korkuyla, nl kla, hayranl kla bu koca,

k gözlü tuhaf yarat a bakt lar. Kiminin yüre ine ac bir u ursuz korku girdi, çöreklendi. Kimisi de butuhaf yarat gördü üne sevindi.

Otomobilden iki ki i indi. Bir tanesi iri, kaim, kara ka yd . Karalar içindeydi. Kara bir siyah lenger apkagiymi ti. ri, kaim kara ka adam n göbe inin üstündeki bir deste alt n köste i lt içindeydi. Dimdik,gerilmi , arkaya do ru kayk lm duruyor, yöreye yan gözle çok alçalt bak lar f rlat yordu. Da lar nta lar n, cümle mahlukatm yarat sanki oydu. Yöreye öyle bir hava veriyordu her davran yla. dris Beyde onu bir tuhaf kar lad . Bu yar tanr yarat n önünde iki büklüm e ildi. Ya Çerkesler hem bu i e çok

rd lar, hem de çok k zd lar. Kara giyitli adam n arkas ndan otomobilden inen boz gi-yitli adam da onunönünde ceketinin dü melerini boyuna ilikliyor, eli ceketinin dü mesinde, arkas ndan geliyor, pür tetikte, nediyecek diye bir al ku gibi haz r bekliyordu.Çerkesler bunun yepyeni, çok büyük, Çar gibi bir adam oldu unu anlamakta gecikmediler. Neydi, kimdiacaba?dris Bey biraz nl k, daha çok korku, merakla onu kona a ça rd . Konuk hiç konu muyordu. Kona a

girince iri konu un arkas ndaki adam drisin kula na bir ad f lday verdi. dris Beyin yüzü soldu, telabirkaç misli artt :"Ho geldiniz, ho geldiniz, ho gelip safalar getirdiniz Beyim. Bizim köyümüze erefler bah ettiniz Beyim.Büyük erefler..."ri adam tombul elini bir daha a r a r dris Beye uzatt , idris Bey ele sar ld ama öpmedi. ri adam n

yüzünde bu yüz-ien bir ho nutsuzluk belirdi. dris Bey bunu gördü, sezdi,157üzüldü. "Bizim soyumuz hiç kimsenin elini öpmemi tir, padi ah n, çar n bile," diye içinden geçirdi. "Elöpmeyi hiç kimse bizden beklemesin."Otuz ya lar nda gösteren iri yar adam, ilk bak ta deh et bir mücessem korku heykeline benziyordu.Hiç konu muyordu. Kar ndaki elpençe divan, elleri ceketinin dü mesinde dikilmi kalm adama, genekar na dikilmi , çok terbiyeli dris Beye bir ba sallamayla, oturun emrini verdi. Berikiler onunkar ndaki sedire öyle ili ip ellerini dizlerine koydular. Uzun boylu, genç, sar n, çok güzel, uzun boynuku ular gibi bir genç k z gümü bir tepsi içinde kahve getirdi. ri adam, yan gözle k öyle bir süzdü.Yüzündeki heybet az k aç ld , sonra hemen gerisin geri kapand . Cebinden a r a r alt n tabakas

kard , açt , parmaklar n ucuyla içinden bir sigara çekti, gene ayn a rl kta ç t diye tabakay kapad ,cebine koydu. dris Bey tela land , çakma , çakmak ta ç kar p kav üstüne yerle tirip çakmcaya kadar,konuk gene ayn a rl kla cebinden benzinli çakma ç kard , hemen sigaras yakt . dris Bey o zamanakadar benzinli çakmak görmemi ti. Türkiyede birkaç ki ide ancak vard bu çakmaktan. Çakmak da alt nd .Çakma n hemen yal m yal m yand gören dris Bey utangaç gülümsedi. ri adam n da yüzünden öylebir gülümsemenin gölgesi geçti:"Pa an n hediyesi," dedi. "Pa a arkada lar na çok güzel, k ymetli hediyeler yapmay sever. Pa aya da bunungiliz Sefiri

getirmi ."Kahvesini, sigaras hiç konu madan bitiren iri adam, biraz daha oturdu. Sonra dimdik, olanca heybetiyle,aya a kalkt , elini çok uzak uzatarak gerdi, ucunu dris Beye tutturdu, iki kez sallad , çok gür bir sesle:"Allaha smarlad k," dedi. Hiç yan na yönüne bak nmadan dimdik merdivenleri indi, gene dimdik otomobileyürüdü. oför, iki büklüm, otomobilin kap açm bekliyordu. Dimdik bindi. Otomobil çal yordu. Bozgiyitli adam da oförün yan na bindi oturdu. Otomobil yürüdü. ri bey dris Beye bir daha dönüp bakmadbile.158Otomobil bir toz bulutu içinde, dingillerine kadar yolun tozlar na gömülerek köyden ç kt gitti.dris Bey ba na birikmi köylülere:

"Kozan Mebusu Arif Saim Bey," dedi.Köylüler onun ad çok duymu lard .Ya , gün görmü , sava lara girmi ç km bir Çerke :"Mustafa Kemeri Pa an n sa kolu o," dedi. "Mustafa Kemal Pa an n silah oru bu. Onun pa aylan içti i suayr gitmez. Diyarbekirde bunun ast adamlar gördüm, ehrin bir ucundan öteki ucuna kadarsalland rm . Büyük Mahkemenin en büyük reisi bu... Çok gençmi . Otuz ya nda bile yok."Bütün Çukurova Arif Saim Beyi iyi, çok iyi biliyordu.Frans zlar n Adanay i galinde Siste candarma kumandan yd . Frans zlar Adanay i gal edince önceFrans zlarla anla , sonra bakm ki Frans zlarda i yok, bunlar kal de il, yönünü Mustafa Kemaledönmü ve Mustafa Kemalin en güvendi i adam olmu tu az bir günde.

Bingöllüydü ve f kara bir Kürdün o luydu. Zar zor okuyabilmi , Harbiyeyi binbir mü külatla bitirebilmi ti.Okuryazarl a öyle çok hevesi yoktu. Silah kullanmay çok seviyordu. En büyük övüncü tabancayla çokuzaktan gümü paralar vurma-s yd .Mustafa Kemal Pa a onu Kozandan al p bir güney iline, Frans zlara kar halk te kilatland rmaya gönderdi.O, oraya gitmeden aylar önce, halk Frans zlara kar te kilatlanm , çarp maya ba lam bile. Yer yer deFrans zlar bozguna u ratm . lin yi it halk hiçbir yerden yard m görmeden Frans zlar çöle do rusürüyordu. Arif Saim Bey bu halk güçlerinin ba na geçti ve Frans zlar, bütün güney illerinde yenildi i gibi,bu ilde de bozguna u rad ve memleketi b rak p gitti. Arif Saim Bey de, bütün sava a kat lm zabitler gibistiklal Madalyas yla taltif edilip, kahraman ilan edildi ve Mustafa Kemal Pa an n has adamlar ndan birisi

oldu. lk olarak da candarma komutan bulundu u yerden mebus seçtirildi.Arif Saim Bey mebus olup Ankaraya yerle ince ilk i i bir otomobil almak oldu. Sonra mal mülk edindi.Cumhuriyetin kurulu devirleri geçip de ortal k durulunca, ilk i i çok yak n-159dan tan Çukurovaya gelmek oldu. Çukurovanm alt n topraklar onun en büyük tutkusuydu. KurtuluSava olmasayd e er, bu topraklar n bir avucuna bile sahip olmay dü ünemezdi. Bu topraklar n büyük bir

sm Sultan Abdülhamidin, dere-beylerin, M rl dedikleri Araplar n, bir de Ermenilerindi.Arif Saim Bey Çukurovaya gelirken otomobiline bir de tar m, toprak uzman alm . te beraberindeAkmezar köyüne getirdi i boz giyitli, eli hep ceket dü mesinde olan ki i bu ziraat uzman yd . Ad da AhmetBeydi. Ahmet Bey ö renimini Budape te Yüksek Ziraat Okulunda yapm . Memleketteki birkaç uzmandanbirisiydi.Ankaradan ç karlarken Arif Saim Bey:"Karde im Ahmet Bey," demi ti, "sizi bana büyük bir toprak mütehass diye tavsiye ettiler. imdi sizinleÇukurovaya gidece iz, alt zda otomobil, Çukurovay ad m ad m dola aca z. Siz topra n kalitesinebakacak, bana Çukurovanm en verimli topra tespit edeceksiniz, ben de tespit etti iniz bu topra alacak,buraya Türkiyenin en büyük, en modern çiftli ini kuraca m."Önce Yüre ir ovas , Tarsus yörelerini dola lar. Karata a, A ba batakl na indiler. Ahmet Bey topra abak yor, bitkilerini inceliyor, köylülerle konu uyor, ölçüyor biçiyor, defterine yaz yor, "Evet efendim,gidebiliriz," diyor, ba ka bir söze varm yor, sadece dü melerini ilikliyor, boyun k yordu. Ödevini çok iyiyapt , yapaca her halinden belli oluyordu. A badan Yumurtal a geldiler, Yumurtal kta üç gün kald lar.Arif Saim Bey otomobilini Yumurtal ktan Aptio lu çiftli ine sürdü. Bir eski maarif vekili mebus arkadaAptio lu çiftli ine sahip olmu tu. Bu onu çok k skand rm , deli etmi ti. Aptio lu çiftli ine sahip olanmebus halbuki hiçbir cepheye gitmemi , onlar gibi kelleyi koltu a almam , Ankarada yan gelmi yatm .Bu çiftli e nas l, niçin sahip olmu tu? Ne hakk vard ?Aptio lu çiftli inin topra inceleyen mütehass sa di lerinin aras ndan ç kan sl k gibi bir sesle sordu:"Nas l?""Mükemmel," dedi Ahmet Bey."Bana bulaca z toprak bundan daha iyi olacak."160"Ba üstüne Beyim.""En güzel topraklar benim olacak. Benim hakk m. Cephede kan döken benim. Kelle koltukta bendövü ürken, o kar n koynunda uyuyordu.""Evet Beyim, bulaca z Beyim.""Tabii bulacaks n."Hafif bir Kürt aksan yla konu uyordu.Aptio lundan Ceyhana vurdular. Kozana, Dumluya ç kt lar. Dört gün de Osmaniye dolaylar nda dola lar.Kadirliye vard lar, Akçasaz n k lar doland lar. Ahmet Bey Akçasaz n k nda çok güzel bir toprakbuldu:"Bey, bu toprak ölümsüz bir toprak," dedi. "K yamete kadar bire elli verir, bire yetmi be e kadar da

kar labilir verimi."Arif Saim Bey sordu:"Bire elli, bire yetmi be vermek ne demek?"Ahmet Bey kar k verdi:"Topra a bir tek tohum atarsan z, elli tohum al rs z.""Ortalama, ya da kötü bir toprak?""Kötü bir toprak bire bir, bire iki, bire üç, en çok bire be verir."

"Nerde var bu topraklardan?""Bütün Orta Anadolu böyledir.""Hazin.""Orta toprak bire on, bire on be verir.""Çok iyi... Ölümsüz toprak ne demek?""Toprak fazla kullan rsa yava yava verimini yitirir, gücü azal r. te bu ölümsüz toprak dedi im topra ngücü hemen hemen hiç azalmaz. Böyle topraklar a nmazlar. Kendi kendini besleyen, safi mil, y ma,batakl k topra r ölümsüz toprak.""Bu toprak ölümsüz toprak m ?""Ölümsüz."Ahmet Beyin buldu u ölümsüz toprak bir eski çiftlikti. Eski Türkmen beylerinden Akhocao ullar nd .Bugünlerde Ak-hocalar darmada kt . Büyük topraklar parçalanm . Ahmet Beyin be endi i topraksaSelim Beye dü mü tü. Selim Bey161çiftlikle, toprakla u ra yordu. Ya mur A an n at h rs zl çetesine girmi at h rs zlay p duruyordu. ArifSaim bunu böyle ö renince çok sevindi. Kasabaya gidip hemen Mal Müdürünü huzuruna ça rtt .Mal Müdürü dedi ki: "Selim Beyin topra Hazine mal de ildir, fakat o yak nlarda üç yüz dönümlük birHazine topra var, Ermenilerden kalma. Bu üç yüz dönümlük tapu Selim Beyin çiftli ini de içine al r."Ve nas l alabilece ini de aç k aç k anlatt . Arif Saim Beyin akl yatt ."Hiç kimsenin haberi olmadan hemen sat a ç kar n."O gün o topra hemen sat a ç kard Mal Müdürü Mazlum Bey. Toprak aç k art rma ile sat lacakt . Aç kart rman n günü geldi doldu. Hiç kimse kat lmad aç k art rmaya. Üç yüz dönümlük tapu yirmi üç liraya ArifSaim Beyin üstünde kald .Arif Saim Bey çiftli inin s çizer, bu s n içine at h rs Selimin çiftli ini de al rken, Akhocalar soyuhaberlendi. Akhocalarm en ya , gün görmü ü, uzun, ak b kl Aziz A ayd . Aziz A a durumu

renince ate lendi. Toprak gidiyordu. Toprak kendisinin de ildi ya, Arif Saim Bey bu biçimde Akhocalartopra al rsa, ellerinde bundan sonra bir avuç toprak bile tutamazlard . Onun için gayrete geldi, atmaatlad , Adana-daki eski, büyük, köklü derebeylere gitti. Bu derebeylerden birisi iktidardaki tek partinin, HalkPartisinin Genel Sekreteriydi. Bu iki köklü soy çok eskiden beri dosttular. Ç karlar biribirine uzun y llardanbu yana ba yd .Genel Sekreter durumu ö renince do ru Pa aya gitti, Arif Saim Beyin tutumunu ona hikaye etti. Pa a bu i ene dedi, ne söyledi, onu kimse bilemedi. Yaln z Arif Saim Bey Selim Beyin çiftli inden el çekti, bir daha daoran n semtine bile u ramad . Yirmi üç liraya ald üç yüz dönümü de unuttu gitti.Ba na gelen bu korkunç olaydan sonra Arif Saim Bey Ahmet Beyle birlikte Dörtyola gitti. Dörtyolda birhafta kald lar. Dörtyolda büyük portakal bahçeleri vard . Arif Saim Bey Dörtyolda kald süre içinde oran nzenginleri, ayan ve e raf yla konu tu. Dörtyolda da Hazineye kalm Ermeni mülkleri ve1621portakal bahçeleri vard . Arif Saim bu mülklerden ve bahçelerden en güzelini Pa aya hediye ettirdi."Ne demek!" diyordu. "Bu yurdun kurtar n burada bir bahçesi olmas n! Olur mu?"Öfkeden köpürüyor, utançtan yerin dibine geçiyordu.Zaten zenginler, ayan ve e raf Mustafa Kemal Pa aya böyle bir hediye yapmak içnrcan at yorlard . FakatKumandan n tepkisinin ne olaca kestiremiyorlar, korkuyorlard . Padi ahlara toprak, bahçe, kö k hediyeekmek Osmanl lar n son y llar nda derebeylerin gelenekleri aras na girmi ti.Arif Saim Beyin teklifine derecesiz sevindiler.Arif Saim Bey bundan sonra toprak ya mac na bir kulp bulmu tu. Çukurovada döndürdü ü dolaplar

er Pa a duyar da k zarsa:"Pa am," diyecekti, "halk çal malar za bir cemile olarak bana, aynen size yap lan hediye gibi biraz kbir toprak parças hediye etti. Derebeyler beni çekemediklerinden dolay size ikayet ettiler. Halk n bucemilesini nas l kabul etmeyebilirdim!"Ahmet Beyin Çukurovada en çok be endi i ikinci toprak Akmezar köyünün yak ndaki bir küçük çiftlikoldu. Ermeniler kaçarlarken, bu küçük çiftli in sahibi Ermeni çiftli ini bir Türkmen dostuna satm oldu.Türkmenle Ermeni can arkada lar.Ermeni dedi ki:

"E er döner gelirsem karde , topra bana geriye verirsin. Geriye dönemezsem çiftlik senin olsun. Anansütü gibi ye iç, kullan, helal olsun."Arif Saim Bey Ahmet Beye tekrar tekrar soruyordu:"Ölümsüz toprak m , Selimin topra ndan da iyi mi?"Büyük bir güvenle Ahmet Bey:"Evet," diyordu "Selimin topra ndan da iyi. Bu kadar güzel bir toprak parças ancak dünyan n birkaçülkesinde vard r. Nil k lar nda bile böylesi bir toprak zor bulunur."Arif Saim Bey hemen o gün kasabada bir ara rma yap p çiftli in maceras ö rendi. F kara Türkmeniça rt p önüne on lira att :

u Ermeni çiftli ini bana devret," dedi.163Arif Saim Beyin huzuruna otomobile bindirilip, iki candar-mayla apar topar getirilen f kara Türkmenin ödükopmu tu. Yolda getirilirken öldürülece ini, hapsedilece im, en az ndan sürgüne gönderilece inikuruyordu. Arif Saimin ününü bütün Anadoluda duymayan kalmam ki... Onun kar na ç kan sakalamazd .Türkmen as lmak yerine, dayak yerine önünde bir de on liral k görünce gözlerine inanamad . Bir on liraya,bir kal n kara, çat k ka Arif Saim Beyin sert yüzüne bak yordu. Alt ndan bir çapano lu ç kmas n diye,ku kulu gözleri bir süre Arif Saim Beye, Arif Saim Beyden onlu a gitti gitti geldi.""Al, al Mahmut," dedi Arif Saim Bey, anlay . "Bu para senin hakk n."Mahmut, Beyin kendisine ad yla seslenmesine sevindi, az k yüreklendi."Al diyorum sana Mahmut, al! Al karde , senin hakk nd r. Ne kadar zamand r koynunda ta yorsun butapuyu?"Mahmut:"On y ld r," diye ba rd .Arif Saim a r a r on liray iki parma yla, tiksinir gibi yüzünü buru turarak yerden ald Mahmuda uzatt :"Al," dedi. "Bu tapuyu on y ld r cebinde ta n, her y l için bir lira."Mahmut paray ald , koynuna soktu, hemen yere yat p Beyin ayaklar na kapand . Yan ndakiler Mahmuduyerden kald rd lar. Bey a r a r cebinden bir be liral k daha ç kard , Mahmuda verdi. Mahmudun davranonu çok duyguland rm ."Sen hiç asker oldun mu Mahmut?"Mahmut hemen haz rol durumuna geçip, Arif Saim Beyin kar nda dimdik durdu. Çivi gibi, yere saplanmdimdik duruyor, k rdam yordu. Gözlerini de bir noktaya dikmi , k rpm yordu."Oldum Kumandan m," dedi, bir ç rp da künyesini sayd ."Harbettin mi?""Ettim Kumandan m." "Nerelerde?"Mahmut, soluksuz bir ç rp da sayd :164"Galiçyada, Çanakkalede, Kütülamarada, Yunanda...""Hiç yara ald n m ?""Ald m Kumandan m.""Nerenden?""Boynumdan, kas mdan, kolumdan, aya mdan.""Gazisin ha? Madalyan var m ?""Yok Kumanda'hrm.""Mahmut!""Buyur Kumandan m.""Yak nda çiftli i ihya edece im. Seni sevdim. Gelir çiftlikte çal r m n?"Tapu memuru defter elinde bekliyordu. Tapu devri muamelesi hemen orada ba lad , bitti. Mahmut parmakbast , Bey atafatl imzas binbir kurumla att . Mahmutla el s lar. Mahmut, Beyin yan ndan deli gibibir sevinçle ç kt . Köyüne giderken topuklar arkas dövüyor, bir sevinç türküsü gibi esiyordu.

te böylecene Türkmen Mahmudun çiftli in tapusunu Arif Saim Beye devretmesiyle Akmezar köylülerininde maceralar ba lam oldu. Genç dris Beyin ba na olmad k i ler i te bu günden sonra aç ld .Arif Saim Beyin be enip sat n ald çiftli in tapusu ancak iki üç bin dönümü kaps yordu. Arif Saim Beygibi cephelerde kan dökmü , Pa aya en yak n bir arkada olmu , milli kahraman payesine ula bir insanabu kadar toprak yeter miydi? Gerçekten ay pt . Bu pay dilenci pay yd . Bir milli kahraman insan kendisi de

olsa bu dereceye dü üremezdi. Akmezar köylülerinin de topraklar çoktu. Çeçenler ne anlarlard topraktan,at yeti tirsinler onlar, vars nlar Ya mur A an n çetesine girsinler, at h rs zlas nlar.Arif Saim Bey gülüyordu:"B raks nlar topra topraktan anlayanlara, onu sevenlere, kendileri de sevdikleri i i icra etsinler. Babamesleklerine dönsünler."Akmezarl lardan önceleri toprak almak kolay oldu. Kolay oldu çünkü genç Milli Mücadele kahraman nbir hayata uyma, ko ullardan faydalanma zekas vard . Akmezar Çerkes-165leri üstünde uzun, ciddi ara rmalar yapt . Tutkular ö rendi. Ya lar, ikinci, üçüncü ku ak da olsalar,daha Karkas , Kaf-kasm geleneklerini seviyorlard . Karkastan kopup gelmi lerdi ama Kafkas onlar için birdü dünyas , bir dü cennetiydi. Her sözlerinin ba Karkast , memleketti. Ve ellerinde Kafkastan kalmkutsal bir emanetti at. At Kafkastakinden de daha çok seviyorlard . Bey bunu ö renince Ya mur A ayça rd , onu bir gece evinde konuklad . Uzun uzun eski günleri konu tular. Arif Saim Bey kasabadacandarma kumandan oldu u günlerden tan yordu Ya mur A ay . Onu çetesiyle birlikte be kere yakalam ,be keresinde de b rakm .Kendisi, Ya mur A ay b rak salt onu sevdi i sebebine ba yordu ki, yaland . Ya mur A ayla baz

lerde i birli i yapm . Bu i birli ini imdi söylemek ne Ya mur A an n i ine geliyor, ne de Arif SaimBeyin i ine... Kar k i lerdi. A zlar na bile alm yor, biribirlerinden bile utan yorlard .Bir keresinde Ya mur A a bo bulundu:"Bey, biz Frans zlarla..." diyecek oldu. Bey hemen onun sözünü kesti."Ne Frans zlar !" diye ba rd .Ya mur A a her eyi anlad . Aralar nda da olsa Arif Saim Bey, milli kahraman, Frans zlarla i birli iyapt konu mak istemiyordu. Bir daha hiç konu mad lar. Ama bütün Çukurova bu i birli ini biliyordu."Eee Ya mur Bey, çete geli ti mi? Günde kaç at çal nabili-yor?" diye Arif Saim Bey çok ciddi soruyor,öteki de ayn ciddiyetle kar k veriyordu:"Çete çok büyüdü sayenizde Bey," diyordu. "Cumhuriyetimizin sayesinde. imdilik çetenin çok tecrübeli

rs zlardan müte ekkil üç yüz otuz alt k ymetli mensubini var. Bir de onlar n yard mc lar var.Yard mc lar n da yard mc lar var. Bin be yüz ki ilik bir cemiyetin imdilik ba z Bey.""Bir ordu.""Evet Bey, imdilik bir ordu. Kafkasyada, randa çok güzel atlar var. O atlar al p, Karadeniz k lar ndasat yoruz. Kafkaslarda, randa biraz zor oluyor at h rs zl ama, en usta h rs zlar , bilhassa Çerkesleri oralaragönderiyorum. Karadenizden çal-166

rd m atlar ise Do uya, Dördüncü Orduya gönderiyorum. Fazla iklim de ikli i atlar ya atm yor. Birl Kafkastan üç yüz at indirdim Çukurovaya, hepsi öldü. Sinekten, s tmadan ya amad lar. Suriye, Irak,

Urfadan ald z atlar Garbi Ana-doluya, zmire, Ayd na, Denizliye, Manisaya gönderiyorum. Savaoralardaki at neslini tüketmi . Garbi Anadoluda at çok pahal ve sayd m-yerlerden gelen atlar GarbiAnadolunun iklimine iyi intibak ediyorlar. Garbi Anadolundan çald rd m atlar Orta Anadoluyageçiriyorum. San yorum ki atç geli tirme te kilat rana, Afganistana, Hindistana kadaryayabilece im. Öyle bir plan üstünde çal yorum.""Bu büyük gayretinizi, Ya mur A a, Pa aya söyleyece im. San m ki seni bir mebuslukla taltif ederler.Türk milletine hizmetiniz büyük."Böyle çok ciddi yüzlerle, çok ciddi konu urlarken birden bas yorlard kahkahay . -yice güldükten sonra, at h rs zl çetesiyle alay ettikten sonra, ciddi i lere geliyordu s ra...

Ya mur A a at h rs zl çok seviyor, her y l onun sayesinde yüzlerce, hatta binlerce at bölgeden bölgeye,memleketten memlekete ta yordu. Ya mur A a Orta arkta at neslini slah için elinden geleni yap yordu.Yak nda Uzunyaylan n Çer-keslerinin tümü, Çukurovahlarm büyük bir k sm Ya mur A a çetesine girersehiç mamal yd .Ya mur A an n eski, büyük çiftli inde eski, ünlü, büyük at h rs zlar , yeni, genç at h rs zlar na at h rs zldersleri veriyorlar, gözlerinin tuttuklar Ya mur A aya götürüp, al tepe tepe kullan Bey, diyorlard .Seksenlik, güçlü, yi it at h rs Üzeyir, çiftlikte istidatl h rs zlara buka açma, buka k rma, buka at

rs zlama talimleri yapt yordu.Ya mur A an n bu durumunu Çukurovada, Türkiyede bilmeyen yoktu. Bu büyük, güçlü ebekenin gizlisisakl yoktu, i ini apaç k, herkesin gözü önünde görüyordu.

Geçen y l bir Irakl Arap eyhinin çok güzel bir at çal nd . eyh at na deli gibi tutkundu, dü tü yollara,solu u Ya mur A an n çiftli inde ald . Derdini iki gözü iki çe me Ya mur A aya anlatt . "At mbulunmazsa ben ya amam Ya mur A a,"167dedi. Bir kese alt n ç kard . "Bunun hepsini al ama at bana bul," dedi. Ya mur A a mert adamd , eyhinparas almad . Haline çok ac . Elinden tutup tavlaya götürdü. eyh öyle uzaktan atlara bir göz att ."Bu atlar n içinde at m yok," dedi.Ya mur A a onun yanma naml h rs zlardan birisini verdi: " eyhin at bulmadan gelmek yok," dedi.Alt ay sonra eyhin at Marmarisin bir da nda bir Yörük Beyinde buldular, Ya mur A an n selamsöylediler, Yörük Beyi at n paras bile almadan at eyhe geri verdi.Arif Saim Bey:"Ya mur A a," dedi, "bana iki ay içinde en az yüz tane, Çukurova iklimine dayan kl at bulacaks n."Ya mur A a:"Ba üstüne. Hepsi ayn don mu olsun?""Türlü donda olmas tercih ederim. On tane doru, on tane k r, be tane al, kula, ebe ..."ki ay içinde yüzden fazla at geldi Arif Saim Beyin çiftli ine.

Arif Saim Bey önce Çerke Yakubu ça rd . Yakup çok ya , hala attan inmez, tiridi ç km , parlak çizmeli,l sakall bir Çerkesti. dris Beyin babas n de il de kendi babas n Bey oldu unu, dris Beyin babas n

da kendilerinin kölesi oldu unu her gitti i yerde söylerdi.Arif Saim Bey:"Yakup Bey," dedi, "kaç dönüm tarlan var?""Yüz yirmi dönüm."Arif Saim Bey onu elinden tuttu, atlar n doldurdu u tavlaya götürdü."Tarlan n tapusunu bana vereceksin, buradan da be endi in iki at alacaks n."Yakubun gözleri falta gibi aç ld :"Do ru mu Bey? Ama bunlar çok asil atlar.""Seç seç! Asil atlar olsun. Daha iyi ya!"Çerke Yakup bir hafta tavlaya, atlar n aras na kar p kendisine iki at seçti. Gerçekten iki çok güzel, üçerya k r at seçmi ti. Bir hafta u ra maya de er. Köye vard , her eyi anlatt . Birkaç ki i hemen atlar naatlad Arif Saim Beye ko tular: "Bi-168zim de tarlam z var Bey," dediler. Bey tarlalar n dönümünü sordu, her birisine tarlas n çoklu una görebir, iki, üç, be , yedi at verdi.Birkaç ay içinde Arif Saim Beyin tavlas nda çok az soylu at kalm , Akmezar köyünde de çok ki iatlanm .Bu minval üzere önceleri Akmezarl lardan toprak almak çok kolay oldu.'Sonra i ler gittikçe sarpa sard . ArifSaim, Çeçenleri korkutma yolunu seçti. Bunda da biraz ba ar kazan p, biraz daha toprak elde etti. Ba tadris Beyle köylünün bir k sm dayatt lar, topraklar ndan Arif Saim Beye bir avuç toprak bile vermemeye

yemin ettiler. Köylerini b rak p nereye, ne yana gideceklerdi? Bunu dris Beyin kafas bir türlü alm yordu:Arif Saim Bey:"Nereye isterseniz, sizi oraya iskan ettiririm," diyordu.Arif Saim Beyin siyah, Ford marka, büyük gözlü otomobili diz boyu tozlara bata ç ka dris Beyin evine çokgitti geldi. Çok cebelle tiler. Arif Saim Bey dris Beye çok yerinde, güzel önerilerde bulundu. Hatta:"Pa aya söyler seni mebus bile seçtiririm," dedi. dris Bey gene ona bir kar toprak vermedi. Arif Saim Beytehditlerde bulundu, dris Bey bu tehditlere kar :"Boynumuz k ldan ince Beyim," diyordu da bir ey demi-yordu. "Ne yapal m Beyim, boynumuz k ldanincedir."169Ademin içini onulmaz bir korku sarm . Dün geceden beri ayakta, Akçasazm k na gidiyor, batakl nsular na ayaklar sokuyor, sonra geriye, dibinde durdu u ç nar a ac na geliyordu. Çok sivrisinek vard .Isl k çalar gibi v ld yorlar, Ademin yüzüne, boynuna, ellerine ayaklar na s van yorlard . S rt ndan, kal nmintan ndan, gömle inden bile geçiriyorlard hortumlar . Adem dalg nd . Acaba vurdu u kendi bindi i k rat m yd , yoksa ya z at m ? Ya z at vurdum gibi geliyor bana, diye içinden durmadan tekrar ediyordu.Yere dü erken kapkara bir a aç gibi devrildi. Kapkarayd . K r at olsa güne te parlard . Beyaz bir bulut gibi.Bunlar kuruyor, seviniyor, yar n Beye gidece im, ya z atm kellesini götürüp avluya ataca m, dü -man n

ömrü bu kadar olsun Beyim diyece im. stersen Yoba-zo lunun, Koca Osmanm da, nce Memedin dekellesini getireyim. stersen Kemal Pa an n da... Kendi kendine gülüyor, karanl kta atm bulundu u yereuzun uzun bak yor, at n kapkara karart görüyor. Bak, diyordu kendi kendine, bak, bak! Kapkara uzanmoraya. Ya z at dedik de ni an ald k. imdiye kadar hiç kur unumuz bo a gitti mi? Nergislerin aras nagiriyor, çiçekleri eziyor, gidiyor çaykaradan so uk bir su içiyor. Bunu da ba ard k, diyordu. Bu i in alt ndanda yüzümüzün ak yla ç kt k. Sazl ktan ç nar n dibine geliyor, ama a açtan ileriye bir ad m bile atam yordu.Varay m bakay m, diyor, atm ölüsüne do ru bir ad m at yor, içine bir korku dü üyor, öteki ayakald ram yor, geriye dönüyordu. Birden akl na dü üyor, ya170vurdu um k r atsa, Bey ölünceye kadar yüzümüze bakmaz, bakmaz, bakmaz, diye içinden inliyordu. Engüzel at vurduk f karan n... Tavlas n en güzel at seçip ald k, sonra da be kur unda... Gidip at nölüsünü görmek, bu korkunç i kenceden kurtulmak...Geceye a r, yap yap bir pus çökmü . Sinekler, yanan elleri, giyitleri, kasketi, ayaklar slak pustan.Yap yap . Durmadan da terliyor. Hiç mi hiç bir yel esmiyor. En küçük bir fi-silti bile yok. Bo ucu bir

cak. Adem yakas ba y rtarca-s na açt . S nt dan çatl yor. Yerinde duram yor.Bir ara uyumak istedi, ba bir tümse e koydu, uyku bana m n demedi. Oysa eskiden, daha dün bile,ba yast a koyar koymaz uyurdu. Bir süre debelendi durdu, sonra kalkt , Ana var za kalesine ayürüdü. K rlang çlar gecede bile önünden f rt f rt geçiyorlard . At n ölüsünden uzakla kça içi hafifliyor,yüre ine inceden, k -bir sevinç doluyordu. Sabaha kadar böylece yürüdü. Gün i iyordu ki durdu, geriyedöndü, dün ak amki at vurdu u yere bakt , at n ölüsü gözükmüyordu ama, uzun ç nar a ac , geni dallar ylakarar yordu. Ç nar a ac n az ötesinde, gö ün uza nda da bir kartal sürüsü dönüyordu.Adem bir süre orada k ldamadan ç nar a ac , a do ru inen kartal sürüsünü seyretti. Ellerini havayaaçt , bir çocuk safl , bir çocu un yürekten istemesiyle:"Vurdu um ya z at olsun, Allah m," dedi. "Vurdu um ya z at de ilse ben kimsenin, insan olan n yüzünebakamam Allah m. Kar da, onu candan ileri severim, sen tan msm Allah m, onu da bir daha göremem."Kar deh et özledi ini anlad . Onunla yatt son günü getirdi gözünün önüne. S , iri memeleri çok

cakt ."Ya z at de ilse ölen, ben ölürüm Allah m. Bana yard m et!"

nar n oraya durmadan kartallar gökten süzülüp geliyor iniyorlar, kanatlar aç p toprakta sekiyorlar, sonraotlar n aras nda gözden yitiyorlard .At n ölüsüne do ru ko maya ba lad . Ç nara var nca gözünü yumacak, tam at n ölüsünün oraya var ncaaçacakt .Çok s cak vard . K zg n bir güne dü mü Anavarza ovas n düzüne, kas p kavuruyordu. Güne atekusuyordu. Orta-171da hiçbir canl kalmam , at, e ek, kurt, ku , ar , böcek, örümcek, y lan hepsi gölgeliklere, serinlere

nm lard .Soluk solu a ç nara geldi. Öyle bir yorulmu tu ki, ayakta kalamad , ç nar n kökünün dibine y verdi.Uykusuzluktan da ölüyordu. Bitmi ti. Ba ç nar n köküne koydu. Göz ucuyla da gökten sa p gelenkartallara bak yordu. Kartallara dalm ken uyudu. Tüfe ini sa eliyle s s ya kavram .Gökten kartallar indiler, yüzlerce sa ld lar. Dört bir yan kartallar n kanat ap rt lar ald . Kara, boz,turuncuya çalan kartallar. Ya , genç akbabalar. Akbabalar atm ölüsüne yakla am yorlar, uzaklardaduruyorlar, kartallar n çekilip gitmesini bekliyorlard .Atm ölüsünün ba nda bir kanat karma as , bir kartallar kayna mas bir süre sürdü, kartallar atm ölüsününüstünde üst üste bindiler, biribirlerinin üstüne y lar. Kanatlar savruldu. Durmadan gökten kartallarsüzülüp iniyorlard . At n ölü-süyle Ademin alt nda uyudu u ç nar n aras , ç nar n alt , Ademin yan yöresikapkara, kanat ç rpan kartala kesti.Sonra kartallar ikindine do ru çekilmeye ba lad lar. Son kartal da at n ölüsünden bir damla koparacak etbulamay p çekildi gitti. Ortada bir ba , az k kuyruk kald . Az k da yele. Apak bir iskelet y kalmattan.Kartallar n arkas ndan birkaç c z köpek geldi. Atm iskeletini ortadan al p sazl n kuytusuna, bir sö üdünderinine çektiler, orada rahat yalamaya ba lad lar.Ademin üstüne gün geldi. Adem günün alt nda yand kavruldu. Ç ldak tere batt . Sonra da uyand .Uyand nda ilk olaraktan bakt ki, atm orada ne kartal var, ne bir ey... At n kemikleri nerede? Yaln z oradakemiklerin yerinde üç dört çok ya , kanatlar dü mü akbaba dola p duruyor. Bunun böyle oldu una

Adem sevindi. çinden, anas satay m öldürdüm ya z at , dedi. Hem de kartallar yedi etini. Hem dekemiklerini köpekler ald götürdü.At n oldu u yere vard . Attan en küçük bir i aret bile kalmam . Toprakta, otlar n üstünde bir kan lekesi,bir yular, belleme parças bile kalmam . Kartallar, köpekler hepsini sümür-mü ler. Böyle olaca Ademiyi biliyordu.172"Çok ükür Allah m sana," dedi. "Bu beladan da kurtard n beni. Ya z at öldürmeyi de bana nasip eyledin.Sana çok ükür. Eve var nca sana bir tellice horozu kurban kesece im. Ama u k r at nas l bulaca m? Yaya z atm kellesi? Beyi, öldürdü üme nas l inand raca m?"Çok ac km . Batakl n a da bir yar vard . Yar n dibinde çok yarpuz bitmi ti. Bir de dut a açlar vardoralarda. Çay-karas so uktu. Oraya gitti, belinden az çözdü. Az n bezi slanm , suya batm . Terta ekme e kadar i lemi ti. Ekmek kurumu , ta kesilmi ti. çeriye i leyen ter bile bu ta gibi ekme iyumu atamam .Adem ekme i çaykaraya soktu, kapkara balç k gibi ekme i bir süre so uk suda tuttu, ekmek az kyumu ad , kemirmeye ba lad . Kemirerek kara balç bitirdi. Az mdaki çökele i de avuç avuç a na att .Sonra yola dü tü. Ak am serinli i ç km . Garbi yeli esiyor, güneyde, uzaklarda ak yelken bulutlarkabar yordu. Yollar tozuyor, tozdirekleri güneyden kuzeye döne döne yürüyorlard .Eve gidemezdi. Beye ne söyleyecekti? K r at çiftli e varm m yd ?Birden kartallara k zd . Pis mendeburlar. B rakmazlar ki insan öldürdü ü atm ölüsünü görsün. Kemiklerinibile yerler. Ulan pis ku lar, ku hiç kemik yer mi? Siz ku de il, köpeksiniz be... Köpo lu köpek. Ulanköpo lu köpekler. tler. Sürüngenler. Le yiyiciler. Ulan gösteririm size. Yürüdükçe öfkesi büyüyor,ta yordu.Anavarza kayal klar na gelince alacakaranl k çöktü. Kayal ktaki yöresi k rm deli in üstünde dört bekartal kanatlar k sm lar, boyunlar içlerine çekmi ler öyle duruyorlard . Tüfe ini do rulttu, enkocaman na ni an ald , teti e bast . Ni an ald kartal tenger menger kayal klardan a yuvarlanmayaba lad . Adem vard , yar yere kadar inmi kartal n yan na t rmand . Daha ölmemi , kayal klar ç rmalayankartal n kanad n ucundan tuttu, arkas ndan sürüklemeye ba lad . A indi.Hiçbir ey dü ünmüyor, içindeki öfke ta kça ta yordu. Yolda öfkesinden aya n ökçesiyle can çeki enkartal n ba bir iyice ezdi.173Ayaklar onu ald , dosdo ru Anavarza köyündeki askerlik arkada Kürt Seferin evine götürdü. Birden bakald rd ki Seferin evinin kap nda.Sefer onu görmü , çarda n merdiveninden a iniyor."Ho geldin Adem karda , ben de seni bizi unuttun san yordum. Bak çocuklar ne kadar büyüdüler!"Ademin kanad n ucundan tutup sürükleyerek getirdi i kartal gördü."Ne o? Bu ne? Bize kartal m getirdin?"Adem sürükleyerek getirdi i kartala öyle bir göz att , hemen elindeki kartal n kanad b rakt ."Yolda gelirken vurdum da, çocuklar oynasmlar diye," dedi."Gel hele çarda a yukar . Yorgun görünüyorsun."Kar na seslendi:"Çabuk bir ibrik getir. Doldur da bir iyice yüzünü yusun Adem. Bak kim gelmi !"Adem bir iyice ellerini, yüzünü y kad , kurulad . Çarda a ç kt . Toga çorbas vard , yarpuz do ranm . Ademgünlerdir s cak yeme e hasretti, çorbay sümürdü. Sonra yast a köskelip, olan biteni, ya z atla aras ndakidövü ü, kartallar Sefere uzun uzad ya anlatt ."Ne diyorsun Sefer? Bana bir ak l ver," diye de sözünü ba lad .Sefer dü ünüyordu. Adem bir soru daha sordu Sefere:"Öldürdü üm ya z at m yd dersin?"Sefer:"Bilemem," diyordu. "Kimse de bilemez. K r at sa sa onu, ya z at sa sa onu arayacak, birisinden birisinigöreceksin. Böyle eli bo Ali Safa Beye gidilmez. Rahat n bozulur. Elalemin de oyunca olursun. Atkartallar n yedi ini, bu yüzden at göremedi ini de kimseciklere, avrad na bile söyleme. Elalem seni düdü ekoyar da öttürür."Adem o gece çardakta sabaha kadar uyumad , kurdu durdu. Daha gün madan çardaktan indi, yola dü tü.Bereket Seferin kar az geceden haz rlam da, onu ald . Yoksa az k dü ünecek hali yoktu.174

Ceyhan rma n k dolanarak do uya yöneldi, Ana-varzan n ucunu geçti, öte yana doland . Bir sesgeldi kula na, nal sesine benzer, ba kald rd , ya z atla burun buruna geldi. Tam kayan n ucunadikilmi , usul usul kuyru unu sall yordu. Adem ne yapaca rd , dizinin ba çözüldü, oraya y ldkald .At az sonra k ldad , kayadan a korkusuzca süzüldü indi, kendi yöresinde birkaç kez döndükten sonraKesikkeli üstüne ald yat rd .Adem:"Ben ne bileyim ben," diyor, oturdu u yerden kalkmaya çabal yordu. Sa elini topra a bast rm : "Ben nebileyim, ben," diyordu. "Aaah, ben ne bileyim ben..."17524-Köylüde gözle görülen bir de iklik olmu tu. Herkes canlanm . Evden eve gidip gelmeler, gülmeler.Koca Osmandan yak nmalar: "Kör olas Koca Osman, k skand da bize göstermedi onu. Kör olas , kör olasha nolurdu az k da biz görseydik gül yüzünü onun," diyorlard . "Yaln z kendi görecek. Haset koca.""Hiç karn yer mi ba kas da görsün?" " nsanlar kocad kça nekes olurlar zaten..." "Üç gün a nda galyenikurula kurula köyün içinde bir dola mas vard , Sultan Süleyman belliyordu kendini, öyle kurumlu.""Onmayas koca... ahini yuvadan uçurunca yataklara dü tü.""Dü süün!" "Dü sün de gebersin.""Ömrü kesilesi koca, az k köylü de görse güzel yüzünü onun ne olurdu?""Seni bilmi , seni diye gelmi evine...""K skanacak ne var köylüden?""Yataklara dü mü , in allah kalkamaz.""Kim bilir nas l bir adamd !""Kim bilir nas l iyi bir yüzü vard !""Diyorlar ki sava a girince o, tüfe i yirmi kulaç uzuyor-mu .""Diyorlar ki, ona hiç kur un geçmezmi ."176"Diyorlar ki As m Çavu bir gece uyurken onu yakalam .""O, öylece uyuyormu ...""Hiçbir eyden haberi yok fikaranm.""Aynen bebecikler gibi.""As m Çavu bir manga askerine emir vermi : Bo alt n kur unlar unun karn na...""Bo altm lar.""Bir de bakm lar ki...""Ne görsünler!""Kur unlar ona geçmiyor.""Geçmiyor!""Geçemez.""Geçmeyecek...""Ömrü kesilesi nekes Koca Osman, A am bize göstermedi ki...""Can ..." •"Yavrumuzu..."

ahinimizi...""Gülümüzü..."Gene de k vançl yd lar. Koca Osmana k yorlar, öfkeleni-yordular ama, gene de o köylerine gelmi ti ya,yeterdi. Bir de haberleri olsa biraz k yüzünü görselerdi, ne olurdu yani?çlerine bir güven girmi ti. Ali Safa korkusu dört be gündür silinip gitmi ti. Böyle bir adam var m yd yok

muydu unutup gitmi lerdi. çten içe bir dü ün, bayram havas köyü sar yor, onlar cana getiriyordu."Osman A a neden haber vermedin onun köye geldi ini bize?""Korktum yavrular m, çok korktum.""Biz ne yapard k ona?. Onu gözümüzden bile esirgerdik.""Köylü sana küs. Baksana o gittikten sonra bile cana geldi köylü. Gidip gelmesi bile...""Söyleyemezdim kimseye. Bir a a, ya da hükümet duysayd ... Sararlard köyü, öldürürlerdi ahinimi.Cesaret edemezdim."

"Biz onu aha, padi aha vermezdik. Can almadan onu bizden kimse alamazd ."177"Ne bilirdim, ne bilirdim, bir ku gelmi , bir çal ya s nm .""Ona kur un geçmez ki..." "Bir orduya kar durur o." "Gencosman o.""Ne bilirdim, çocuklar m, ne bilirdim!" "Olur mu, burnunun ucunu göstermedin bize." "Kendi istemedi.Arkas nda bir ordu candarma vard . Aylarca hiç yemek yememi , bir deri bir kemik kalm . Beni bu halimdeköylüye gösterme Osman Emmi, dedi bana." "Biz ona yemek yedirir, ya balla beslerdik." Uzun bir süreköylü onu görmedi ine hay fland . Koca Os-mana beddualar ettiler, onu sorgulara çektiler. Niçin, niçingörmemi lerdi onu? Böyle bir f rsat bir daha ele geçer miydi? Yak n köyler de Koca Osman k nad lar.

ld lar, küstüler.Sonra onu Vayvayda, öteki köylerde görenler ç kt . Onu nas l gördüklerini ortal a dü üp anlatmayaba lad lar. Koca Osman hasta yata nda unutuldu gitti. Onu her gören kendine göre bir hikayeyleanlat yordu.Önce Veli i e giri ti, onu Koca Osmanm evine götüren: "Kan uykularda, yorgun uyuyordum," diye ba lad ."Bir dü görüyordum, hayrola, bir su ak yordu, çok ayd nl k, gün ak yordu su de il. Suyun içindenuzun boylu, çaprazlama fi ek takm , yemye il yanan tüfekli bir adam ç yordu. Bir ses geldi kula ma:Osman A a, Osman A a! Hayalde miyim, dü te miyim derken uyand m. Bakt m ki kap da birisi, açt mkap . Bir adam, bir uzun boylu adam, üstünde ba nda kur undan i ne atacak yer bulamazs n, öylebezenmi . Dürbünü alt n, par l par l... Tabancas n, kamas n sap da alt n. Her yeri alt n. çeriye buyurettim. Geldi, yakt m, oturdu, duvara s rt verdi. Bir gözleri vard , az k durup da bakamazs n, içinebir korku dü er. Çakmak çakmak gözleri. Al kurt gözü gibi. Namaz k ld . Elleri bileklerine kadaryemye il oldu namaz k larken. Yemek ç kard m, yemek yedi. Hiç konu muyor, hep dü ünüyordu. Adba la, dedim. Üç kere söyledim, ald rmad . Duymam a vurdu. Sonra aya a kalkt , ba hu un otlar nade iyordu. Bizim kap dan iki büklüm olarak ç yordu, öyle178uzundu. Bizim kap dan Seyfali geçer de, hem de dimdik, ba n üstünde iki kar da bo luk kal r. Kap yado ru yürüdü. Seni Osman A aya götüreyim, dedim. Sen onun evini bana göster, dedi. Bir de bana dedi kibu köy zulüm alt nda inliyormu . nsanlar bu kadar zulme lay k de ildir, dedi. Koca Osman n evinigösterdim. Ya mur çiseliyordu. Merak ettim, kap da bekledim. Koca Osman n kap nda dev gibi birate böce i çakt durdu, yand söndü. Sonra, o günden sonra Koca Osman n evinin e inde o k yanddurdu."Veli her gün, yeni, güzel bir hikaye anlatt onun üstüne. Sonra onu Selver Hatun görmü tü. Öteki köydenMolla Mustafa, Anavarza köyünden Cabbar, Hac lardan Kör Ahmet, Narl -k ladan Kürt Cim it, VayvaydanZeynel, Kürt Temir, Öksüzlü-den Muttalip görmü tü. Onu orada, Koca Osman n ah nda, atl lar köyü gecebast nda, Kürt Keremin avlusunda köyü basanlara kur un s kar, Çavu u vurur, öküzler gibi ba rt rken çokgören olmu tu.Bir de gecenin karanl nda Akçasazm k lar , Anavarza Kalesini dola rken onu çok gören olmu tu. Birkayan n üstüne oturuyor, ba elleri aras na al yor dü ünüyordu. Yan nda yöresinde yüzlerce kartaluçu uyor, kartallar gelip yan na, dizinin dibine konuyorlard . ri kartallar n s rt ok uyordu, kuzu s rt ok argibi...Bir keresinde onu, iri, çok iri bir k r at n üstünde görmü lerdi. At öyle h zl ko uyordu ki, ayaklar yerede miyordu. Yelesi bulutlar gibi.

oraya vard ki, Vayvayda, öteki köylerde Memedi görmeyen çok az ki i kald .Onun köye geldi ini duyan Sar çama s nm Vayvay köylüleri de hay fland lar. Keski köyde olsayd k daonun gül yüzünü, mübarek yüzünü görseydik dediler. Ne dedik de Koca Osman n sözünü tutmad k!Tutmad k da köye dönmedik! Yo-bazo lu da yapt sersemli e yan yordu. Geldi Koca Osman-dan özürdiledi: "O zaman dönmedi ime itler gibi pi man oldum," dedi. "Ne bilirdim? Söylemedin ki..."Köyün bütün çocuklar da görmü tü onu. Aralar nda sabahlardan ak amlara kadar onu anlat yorlar, onuya yorlar,179onun oyunlar oynuyorlard . Onlar da büyükler gibi onun ad a zlar na alm yorlar, oyunlar nda ona türlütürlü adlar tak yorlard . Oyunlarda a alar, candarmalar çok korkuyorlar, tir tir titriyorlard . Onun önündeduramay p yere dü üyor, yalvar yorlar, ayaklar öpüyorlard . K vranarak, burunlar silerek, h çk rarakyerde bir sürüngen oyunu oynuyorlard .

Yerden biter, gökten iner gibi her gün bir türkü de ç kmaya ba lad , onun üstüne. Yan k a tlar, heybetlidestanlar, gülünçlü türküler, oyun türküleri... Çocuklar bile onun için türkülü bir oyun yapt lar.Köylülerin ona kar bu davran lar Koca Osman son derece k vançland rd , onu cana getirdi. Ba ka türlüsüolsayd Koca Osman dü tü ü bu yataktan bir daha kolay kolay kalkamazd . Öylesine bir kederle dü mü tüyataklara.Köylünün k vanc , sevinci az sürdü. Üç gecedir köyü kur- unluyordular ama, köylü bana m n demiyor,korkmuyor, ald rm yordu. Vars nlar kur unlas nlar, kur unlas nlar kur unla-yabildikleri kadar. Geleceklerivarsa, görecekleri de var. Titrek bacaklar üstüne ancak dikilebilen Koca Osman, atl lar geceleri köye kur unya rlarken, d ar ya ç yor, dolma tabancas n her iki gözünü de birden:"Gelin köpekler gelin, kur unlaym köpekler kur unlaym, gelece iniz varsa görece iniz de var," diye bütüngücüyle ba rarak bo alt yordu.Köyün geceleri bas lmas köylü art k bir oyun, her gece yenilenen Ali Safa Beyin bir oyunu saymayaba lam .Bir sabah uyand lar ki ne görsünler, na döndüler. Gözlerine, kulaklar na inanamad lar. Köydeki bütünatlar gece al p götürmü ler. Bir tekini bile b rakmamas ya. Her ey ak llar na gelirdi de bir bu gelmezdiak llar na. Eee, bu köylü ats z ne yapacak?Sevinçleri, k vançlar kursaklar nda kald . imdi ne yapacaklard ? O gün ak ama kadar hiçbir ey yapmadan,hiçbir ey konu madan köyün içinde dola lar durdular. Kimsenin a b çaklar açm yordu.kinci günün sabah korkunç bir haber köyü bir ba tan bir ba a dola , h rs zlar gece ya atlar götürmemi ,

öldürmü -180ler, Ç kç klar deresine doldurmu lard . Uzaklara bakt lar, Top-raktepenin oralarda kartallar dönüyordu.Oraya ko tular, vard lar bakt lar ki ne görsünler, bir sürü at ölüsü yan yana yat yor.Bu olay üstüne hemen o sabah iki ki i evini yükleyip, ver elini Sar çam deyip çekti gitti. Çok ki i gidecekti.Ferhat Hoca önlerine geçti:"Zulme kar koymamak kafirliktir," diyordu. "Çocu unun r zk , baba yurdunu korumamak, b rak p gurbetellere dü mek kafirliktir. Zulme kar koymamak zalime ortak olmakt r. Korkmak, korkudan dolay y lmakkafirliktir."Yoksa köy yar yar ya bo al yordu."Allah bize de bir sahip gönderecek," diyordu. "Bak n o nas l geldi köye, onu tutamad k. ahini bizelimizden uçurduk. O burda olsayd , bütün bu i ler ba za gelir miydi?"Zeynel hem Ferhat Hocayi dinliyor, hem:"Hiç," diyordu. "Bu ba lang ç daha. Daha neler gelecek ba za. Daha neler, neler, neler de neler!Korkmak kafirlik mi de il mi, korkma da görelim Ferhat Hoca!" diyor, meydan okuyordu.Ferhat Hoca ona hiç kar k vermiyor, yaln z:"Allah yoksulunu yaln z b rakmayacak," diyor, büyük iman sesinde topluyordu. "Allah zulme karkoyanlarla her zaman birlik olmu tur. Yoksa yeryüzünde zulüm bu kadar azal r m yd ?"Seyfalinin evinde topland lar, uzun bir tart madan sonra atlar istemek için Ya mur A aya gitmeye kararverdiler. Bütün dünya biliyordu ki bir köyün bütün atlar ancak Ya mur A a çald rabilir. Ferhat Hoca,Seyfali, efçe Kahya atland lar, do ru Ya mur A an n çiftli ine gittiler. Ya mur A a efçe Kahyan n yak ntan yd . Seferberlikte ikisi de Torosta asker kaça olarak birlikte dola lard . Tam üç y l. Ya mur ozaman çok gençti.

efçe Kahya attan iner inmez:"Ulan Ya mur," dedi, "ay p de il mi bu senin yapt n? Bütün dünyan n atlar çald yorsun, çald r. Amabizden ne istedin? Ulan o lum ite köpe e uydun da neden çald rd n atlar ?"181iKona n merdivenlerinde onlar kar layan Ya mur, efçe Kahyan n sözlerine hep gülüyor:"Kim çalm , kim çalm senin at ?" diyordu. "At n çal nm da alt ndaki at kimin?"

efçe Kahya:"Ulan it," diye ba rd , "bu atlar sana gelmek için Narl -k ladan Memidik A adan istedik. Anlad n m ?Köyde bir tek at koymam , kör, topal, uyuz, hasta, hepsini çald rm n. Ya lar da öldürtmü sün. Ulanuyuz...""Gelin hele, gelin yukar da konu al m."

Sedire oturdular, kahve içtiler, yemek yediler, Ya mur A a onlara çok sayg gösterdi, ama atlar vermedi.Yalvard lar, tehdit ettiler, k zd lar, köpürdüler, atlar alamad lar.Ferhat Hoca:"Yusufu kuyudan ç karan Mevla, bir olup bize bakmaz m dersin?" diye Ya mur A aya sordu. "Allah bizede bir sahip göndermeyecek mi dersin, Ya mur A a?"

efçe Kahya onun sözünü tamamlad :"Allah bize sahibi gönderdi ama, biz onu, gözümüzü kör ettik de tutamad k. Yoksa senin h rs zlar n köyünyak ndan geçebilirler miydi?"Ya mur A a gülüyordu. Onlar gülerek u urlad .Boynu bükük, k lm köye döndüler.182Ali Safa Bey pencereden d ar ya bakt , ötede, avlunun d nda üç atl karart duruyordu. Bir tanesi çokuzun boyluydu ve at n üstünde dimdikti. Ötekilerden bir at boyu ilerdeydi. Atl lar epey bir süreden beriorada duruyorlar, hiç konu muyorlard . Pencerenin arkas ndaki Ali Safa da dalm gitmi ti.Odan n e ikli inde duran yana ma:"Ne söyleyim dris Beye?" dedi. "Çoktan beri orada bekliyor."Ali Safa dü ünüyordu. dris Beyle görü se mi görü mese mi? dris Bey srar ediyordu. Bu, bir ayda onunçiftli ine alt nc geli iydi ve her seferinde de yok dedirtmi ti. imdi dü ünüyordu. Arif Saim Beyleili kilerinde i e yarayabilir miydi? Onu dü ünüyordu. Arif Saim Bey belli olmazd ki, sert bir adamd . Belkide dris Beyi çiftli e ald da, konu tu, diye k zabilirdi.Gün inmi , neredeyse batacak. Alacakaranl k a r a r ovada yürüyor. dris Beyin tüfe inin, hançerinin,fi ekliklerinin, dizgininin gümü üne son ipiltiler vurmu tu."Ne dedi dris Bey?" diye adama yeniden sordu."Safa Beyi görmeliyim diyor. Çok önemli bir i i varm , öyle söyledi."Ali Safa Bey biraz daha dü ündü. Biraz daha d ardaki atl , silahl üç Çerkese bakt . dris Bey p lt içindekalm .Son klar da a r a r siliniyordu."Ça r gel dris Beyi," diye emir verdi. "Sayg da kusur etmeyin."183Üç adam atlardan indiler. dris Bey önde, arkada lar arkada a r a r merdivenleri ç kt lar. Ali Safa Beyonlar merdiven ba nda bekliyordu."Ho geldiniz, ho geldiniz karde im dris Bey," diye kar lad . Kucakla lar.Arkadan gelen dris Beyin adamlar yd . Onlara da öyle bir ba yla ho geldiniz dedi.dris Bey önde, Ali Safa Bey arkada odaya girdiler. Ali Safa Bey adamlar odaya ça ramad . Çerke

görene ini az k biliyordu, silahl adamlar beylerinin yan nda oturamazlar, kap da ayakta beklerlerdi.dris Bey, saf, mert, çocuksu haliyle:

"Çok geldim size Safa Bey. Belki on kez. Hiçbirisinde bulamad m. Uzaklardan, hem de kaçak size kadargelebilmek benim için ne demek, biliyor musunuz? Yüzde yüz ölüm demek. Ölümü göze ald m.""Oturun, oturun hele, sonra konu uruz. Oturun can m, bir kahve için. Siz çok tehlikeli i ler yap yorsunuz,güpegündüz dola yorsunuz Çukurovada, olmaz."dris Bey sedire otururken:

"Gece bir kurt gibi de ovaya inmek a ma gidiyor. Bir ay ön-j ce candarmayla Bozkuyunun alt ndaki deredekar kar ya gel-1 dik. Çarp ma dört saat sürdü. Bereket gece indi de kurtulduk. Kurtulduk, size geldik kigene evde yoksunuz. Kürt Ali A aya gittik, orada bir hafta kald k. Bizi iyi saklad Ali A a," dedi.Ali Safa Bey:"Bunun sonu neye varacak diye dü ünüyorum," dedi ac -makl bir sesle.dris Bey, her eyi göze alm bir sesle, gülerek:

"Sonu malum," dedi. "Sonu o kadar malum ki benim için... Arif Saim Bey için de sonu malum olmal . Sizebunu söylemeye geldim i te."Arif Saim Bey kuduruyor, deliriyordu. Ne demek, ne demekti bu. Bir Çerke parças gelsin de Çukurovadakar na dikilsin. Hem de otuz ya nda olmayan, dil bilmez bir Çerke parças ...184"Ulan sana gösteririm Çerkeso lu," diye kendi kendine basbas ba yordu. "Ulan seni gerisin geriKafkasyaya, Bol eviklerin içine sürmezsem bana da Arif Saim demesinler."

Pa aya da çok k yordu. "Aaah ah! Pa a," diyordu. "Bu ne biçim anlay r. nsan da bu kadar kendisinivatana millete verir mi? nsan da bu kadar idealist olur mu? Biz kan bunun için mi, aç susuz sürünelim,öyle bir Çerkeso luna oyuncak olal m diye mi ak tt k? Kellemizi koltu a al p bunun için mi bu vatan

kurtard k? Kanun, nizam... Anlad k, iyi güzel. Çocuklar z aç kalacak, dilenece iz Pa am, dilenece iz.Ulan Çerkeso lu, sana bir kahraman yedirmeyece im. Pa a da isterse kellemi kessin. Pa a da bizi yan ndakara gözlerimiz için tutuyorsa, b raks n bizi, bize ihtiyac yoksa b raks n. nsin omuzlar zdan. Biz deba n çaresine bakal m."Akmezar köylülerinden diretenleri teker teker ça yor, bir yana biraz para koyuyor, bir yana da bir y n

lc k sopas : "Seç bakal m, dris Beyin kulu. Ya paray , ya sopay seç."Kimi paray , kimi sopay seçiyordu. Sopay seçenler korkunç dayak, küfür yiyordu. Ölümüne. Dayayiyenler yar canl , bir ç plak beygirin üstüne at yorlar, Akmezar köyünün ortas na b rak yorlard .Çiftlik kona n önünde büyük bir karaçal k vard . Arif Saim Bey sonunda dil bilmez Çerkesleri soyup,arkalar nda eli k rbaçl be ki iyle bu karaçal a sal vermeye ba lad . Bir yandan Çerkeslerin s rtlar nda

rbaçlar sakl yor, bir yandan da dikenler köylülerin ç plak bedenlerini yiyordu. Bedenler k pk l kanakesinceye, "tapu da senin olsun, toprak da Bey," deyinceye kadar i kence sürüyordu.Böylelikle Arif Saim Bey çok tarla ald . dris Beyin, akrabalar n, ona uyup diretenlerin tarlalar kald . ArifSaim Beyin tarlalar Akmezar n inatç köylülerinin tarlalar çepeçevre sard . dris Beyin, ona uyanlar ntarlalar Arif Saim Beyin topraklar ortas nda bir ada gibi kald . imdi vermesin dris tarlalar ... Vermesinlerbakal m!"Vermesinler köpekler," diye ba yordu Arif Saim Bey. "Sürsünler bakal m nas l süreceklerse tarlalar ,eksinler bakal m."185Kara Ford bir kere daha geldi Akmezar köyünde dris Beyin kap nda durdu. Toz toprak içindeydi vedingiline kadar tozlara gömülmü , kocaman gözleri biraz daha kocamanla -m .Köylüler ve dris Bey onu eskisinden daha büyük sayg yla kar lad . Arif Saim Bey gene eskisi gibi kuruldu,konu mad , yaln z ayr rken:

dris Bey," dedi çok yüksekten, "sizin ve bir k m arkada lar n topraklar benim tarlalar n içindekald . Tarlalar çi neyip geçemezsiniz. Buna izin vermem. Tarlalar n ortas nda kalan bu tarlalar banasatmaz m z? Ne dü ünüyorsunuz?"dris Bey son sözünü sert söyledi: "Ben ve arkada lar m, topraklar z içinde kalan..." "Ortas nda."

"Ortas nda kalan tarlalar satmayaca z efendim." Arif Saim Bey ona elini uzat rken:"Çok genç, çok yi it, çok mert bir insans z, sizinle dost olmak isterdim ama, geçti," diye ac acgülümsedi. "Allaha smarlad k."Arif Saim hemen on ki iyi silahland rd . Onlara özel bekçi giyitleri giydirdi. Ye il. Ve:"Tarlalar n içinden kim geçerse, topraklar kim çi nerse vurun," emrini verdi.Sonbahard , çift sürme zaman yd , genç bir Çerke olan Fehmi öküzlerini, saban alm tarlas na gidiyordu.Arif Saim Beyin bekçileri Fehmiye geri dön, dediler, Fehmi ald rmad , yürüdü. Bekçiler ba ka bir eydemediler, kur unlad lar. Fehminin ölüsü üç gün Arif Saim Beyin tarlalar nda kald . dris Bey ikayet etti.Arif Saim Beyin bekçilerinden birisini ald lar, götürdüler hapse att lar. Bekçi hapiste üç ay kald . Arif Saimhemen atlad Sivasa gitti. En büyük mahkeme Sivastayd o zamanlar. Bekçiyi beraat ettirdi, sonra da vard ,adam n elinden tutup hapisten ç kard , çiftli e getirdi, onu orada bekçilere ba yapt .Sonra o y l, Arif Saim Beyin topraklar çi neyerek kendi topraklar na geçmek isteyen üç ki iyi dahavurdular. Çerkesle-186rin ölülerine kimseler yakla amad günlerce. Ölüler Arif Saimin topraklar nda koktular. Onlar vuran daancak üç ay kald hapiste. Bir Sivas yolculu u daha her eyi çözümledi.O y l Arif Saim Beyin topraklan ortas nda kalm topraklar sürülüp ekilemedi. Ertesi y l da öyle oldu.Ekilemiyordu ama, bu topraklar çiftli in ortas na bir ur gibi, süreli, kanayan bir yara gibi duruyordu."Gelecek y l Çerkesler gene sürmeye gelecekler, gene öldürüleceklerdi. Sonunda Pa a duyacak, çocuklar bune kepazelik diyecekti. Pa adan çok korkuyordu. Pa aya da, ba mda böyle böyle bir hal var, köylüler, gericiköylüler bana zulmediyorlar, diyemeyecekti. u kanayan yaray tez günde iyi etmeliydi.Kara Ford, gözleri biraz daha kocamanla , dris Beyin kap nda bir daha durdu. Arif Saim Bey daha

manlam , heybetlenmi ti. Çerkesler ve dris Bey onu gene ayn sayg yla kar lad lar. Arif Saim bu seferyukar , kona a ç kmad .

dris Bey, u tarla i ini konu maya geldim. Böyle, topraklar n içinde ada gibi kalm tarlalar ne i inizeyarayacak?"dris Bey:

"Ben ve arkada lar m, topraklar n içinde kalan..." Çok sertti sesi.Arif Saim ona elini uzat rken ac ac gülümsedi:"Ne yaz k, çok gençsiniz," dedi. "Sizinle dost olmal yd k."Ve Kara Ford Akmezar köyüne bir daha u ramad .Kasabada Noterlik ödevini Mahkeme Ba katibi Fazl Bey görüyordu. Ufak tefek, hileci, korkak, sarho birki iydi. Osmanl kal nt oldu u için yeni hükümetten, onun adamlar ndan ödü patl yordu.Arif Saim onu çiftli e ça rtt ."Fazl Bey," dedi, "biliyorsunuz, senedi siz yapm z, hani Akmezar köyünden dris Beyden yüz elli binlira alaca m vard .""Evet efendim, biliyorum efendim, yoksa senedi mi kaybettiniz efendim?"Arif Saim Bey elini babacan bir gülümsemeyle, k vançla Fazl n omuzuna koydu:"Bu senet için ne kadar masraf gider?" diye sordu.187Fazl bir hesap yapt , parmaklar sayd :

ki yüz on bir lira iki kuru ," dedi. " ahidi mahidi hepsi içinde. Pulu da dahil...""Al sana üç yüz lira... Nereyi istersen, hangi mevkii istersen de bana söyle...""Memnunum efendim," diye tela land Fazl . "Ben bu kasabadan, bu kasaban n ekme inden, suyundan,kasab ndan, f nc ndan, insanlar ndan memnunum," dedi.dris Beyin yüz elli bin liral k borç senedi üç gün sonra geldi. Ve Arif Saim Bey borcunu ödemedi inden

dolay dris Beyi derhal mahkemeye verdi. dris Bey bunu duyunca:"Bekliyordum," dedi. "Böyle bir ey yapaca biliyordum. Onunla mahkemede hesapla aca z. Senedinsahte bir senet oldu unu ispat edece im ve onu rezil kepaze edece im."

llard r Ankaraya, Pa aya, vekillere, tan mebuslara her olayda tel çekiyordu. Gene birkaç tel attAnkara kuyusuna. Tellerin hiçbir tepkisi olmuyordu, olmuyordu ama, al .Arif Saim Bey, dris Beyin sözlerini duydu:"Ne yaz k, çok genç," dedi. "Onunla dost olunabilirdi."Hemen o gece Arif Saim Bey H no lunu ça rtt . H -' no lu bölgenin en az itlerinden birisiydi."Bugünlerde Akmezardan, drisle aras aç k olan, ona has m olan birisini bulabilir misin H no lu?""Sen yeter ki emreyle Bey, bulmak de il, yarat m. Sana can feda.""O adam öldüreceksin.""Öldürürüm Beyim.""Öldürüp drisin kona n avlusuna, kap na, içine bir yerine gömeceksin.""Gömerim Bey."Birkaç gün sonra candarmalar dris Beyin ah nda arama yaparlarken ölüyü buldular. dris Beyi hementutuklad lar. dris Bey kasabaya götürülürken candarmalann elinden kaçt . H -d ro lu her eyi Arif SaimBeyin iste ince düzenlemi ti. Her ey yerli yerince uyguland .Arif Saim Bey tam bunu, böyle istiyordu. Alacak davas çok uzun sürmedi. dris Bey kaçak oldu undandolay gelip de188senedin sahte oldu unu kan tlayamad . dris Bey yüz elli bin liray yüklendi.Sonra dris Beyin vurdu u adam n davas büyük avukatlar ald üstüne. dris Bey adam n ölümünden alt aysonra yirmi dört y la mahkum oldu.dris Bey bütün olandan bitenden günü gününe haber ald . Kudurdu, deliye döndü. O kadar öfkelendi ki, bir

gece kasabaya indi, benzinciden teneke teneke benzin ald mahkemeyi yakt . Mahkeme yan p kül oluncayakadar da yap n yan na kimseyi sokmad . Mahkeme yap zaten eski bir yap yd . Az bir sürede yand küloldu. Mahkeme yan p kül olunca, ö leüstüy-dü, dris Bey ve üç adam candarmayla sava a sava a kasabay

kt lar, da a çekildiler.dris Beyin kasabadaki A r Cezay yakmas en ince ayr nt na kadar bütün gazeteler yazd . Arif Saim

Beyin de bütün istedi i buydu.Mahkemenin yand duyunca:"Ne yaz k, çok genç," dedi. "Onunla dost olunabilirdi..."Art k Toroslarda dris Bey bir sar n kurt olmu tu. Bir deli, bir kudurmu kurt...

"Sizden bir ey rica etmeye geldim. Bütün dünya biliyor ki, ona yüz elli para bile borcum yok. Dünya biliyorki adam da ben öldürmedim. Mahkemeyi ben yakt m, cezam ne ise çekerim. Tarlam n da bir avucunuvermem Arif Saim Beye. Söyleyin ona, borç senedini y rts n, ona yüz elli para bile borcum yok. Be parabile. Ben bir kar ncay bile öldürmedim. Bunu herkes de, bütün ova da, beni mahkum eden hakimler debiliyorlar. Öyleyse beni beraat ettirsin. Bu dediklerimi yapmazsa Arif Saim, sonu malum. Ak betinin neolaca o herkesten, benden de daha iyi biliyor. Siz onun yak n dostusunuz, var n bunu ona böylecesöyleyin."Hemen aya a kalkt , merdivenlere yürüdü."Allaha smarlad k Ali Safa Bey..." dedi. "Söyleyece im bu kadard ."dris Bey Çukurovada, Torosta önüne kim ç karsa, Arif Saim Beye ayn sözlerle ayn haberi gönderiyor,

sab rla ondan ge-189lecek kar bekliyordu. Bekledi i kar k da bir türlü gelmiyordu.Arif Saim Beyin kula na dris Beyin sözleri birkaç kez ula . Arif Saim kas klar tuta tuta güldü. drisinve adamlar n tarlalar çoktan çiftli ine katm .Ali Safa Beyin bu geli i ine yarad . Hemen at na atlad , Arif Saim Beye gitti. Hem drisi, hem de kendi

lerini konu acakt .Bir ak amüstü çiftli e geldi. Arif Saim Beyin hiç Türkçe bilmez, iri, iki adam karart nda bir babas vard ,Zeko Bey. Zeko Bey gençli inden bu yana uzun, çangal b klar yla övünürdü. Harput çar nda tellall kyapard . O lunun büyük adam olmas onu son derece mutluland rm , hemen Harput çar sm-daki can gibisevdi i i ini b rakm , o lunun yan na ko mu tu.Çiftlik kona n kap n önüne sandalyas atm oturmu tu. Ceplerinin kenar , paçalar n a s rmal ,bol bir mavi alvar giymi ti. Som ipekten ye il mintan n üstüne sark tt saatinin alt n kordonu üç parmakkal nl ndayd .Tarladan yorgun, paçavralar içinde, bir deri bir kemik, kurumu , s tmadan dudaklar çatlam rgatlargeliyorlar, sa dizlerini yere koyup, Zeko Beye niyazda bulunuyorlar, üç kez elini öpüyor, ba lar nagötürüyor, evlerine öyle gidiyorlard .Bu, rgatlar n el öpme töreni günde bir sabah, bir ak am iki kez yap yordu. Zeko Bey elini rgatlaraöptürmek için daha gün do madan uyan yor, nargilesini yak yor, kahvesini pi irtiyor, çiftli in kap na geçipoturuyor, gözlerini büyük bir ehvetle yumup elini rgatlara uzat yordu. Önünden bölük bölük rgatlar onunelini öpüp geçiyorlar, öpüp geçiyorlard .Zeko Bey, Ali Safa Beyi görünce daha bir zevklendi. Gözlerini yumup daha bir hazla elini rgatlara uzatt .Bir ara:"Guro hesbe big n," dedi. Sesi kal n, güm güm öten bir sesti.Birkaç iri adam, at n ba tutmak için Ali Safa Beye ko tular. Ali Safa Bey attan indi, Zeko Beye ko tu.Zeko Bey bacaklar germi , ayaklar uzatm , iri göbe ini ç kartm , gerdan kabartm , akulaklar nda bütün alt n di leri klar saç yor,190öpmesi için elini Ali Safa Beye çevirmi , bekliyor. Ali Safa Bey eli ald , diz çöküp niyazda bulundu, üç kezöpüp ba na koydu.El öpme töreni bittikten sonra Zeko Bey ona:"Lavo Ali Safa, bu serseran hati, sercavan hati, vira rune!" dedi.Ali Safa Beyi yan na oturttu:"Çayani?"Yan ndakiler:"Nas ls n diye soruyor," dediler."Du hati bal Bege?""Beyin yan na m geldin diye soruyor.""Beg v raye!""Bey burada diyor," dediler.Zeko Bey bir yandan gelen rgatlara elini öptürüyor, bir yandan bu minval üzere Safa Beyle konu uyordu.Konu malar , Arif Saim Bey Safa Beyi, yukardan görüp sesleninceye kadar sürdü."Beybaba müsaade edersen Safa Bey yukan ç ks n. Onunla görü ülecek mühim i lerimiz var."Zeko Beye o lunun sözlerini çevirdiler. Yüzü gerildi, dudaklar sarkt ama, gene de sertçe elini uzatt :"Here lavo jore," dedi.

Ali Safa Bey gene sa dizini yere koyup niyaza durdu, kendisine do ru uzat lm iri, uzun parmakl tombuleli üç kez öpüp ba na koydu.ki dost, iki yeni toprak sahibi, iki eski Milli Mücadeleci yeme i birlikte yediler. 'Sofrada türlü türlü av etleri

vard . Turaç, üveyik, keklik, tav an... Dört usta avc her gün sabahlardan ak amlara kadar Arif Saim Beyiçin av avl yorlard . Taze av etle-riyle nefis Frans z araplar içtiler.Ali Safa Bey bir yolunu bulup drisin tehditlerini söyledi. Buysa Arif Saim Beyi çok ne elendirdi.Kas klar tuta tuta güldü. Ali Safa Bey de onun sevincine kat yor, o da onunla birlikte gülüyordu.En sonunda Arif Saim Bey gülmesini kesti, yüzünde gerçek bir ac mayla, içini çekerek:"Yaz k," dedi, "ne de genç. Onunla dost olunabilirdi."19126Memed yava yava kendine geliyor, bir eyler, bir tehlike sezinliyordu. Ba na gelenleri ans maya çal .Kafas n içinde her ey karmakar . Uzaklarda bir sar k dönüyor, karanl klara kar yor, bir yerlere pulpul ya yordu. Bütün bedeni de s zl yor, yan yordu.Aya a kalkt , elini gözlerine siper ederekten köyden yana bakt . Köy çukurda kalm . Köyün üstündeuzay p gö e a an birkaç dumandan ba ka bir ey göremedi. Her ey çok durgundu. En küçük bir fisilti bileyoktu. Bahar topra güne alt nda geriniyor, topraktan ince ince ç rt lar geliyordu. Üstünden, yükseklerdenbir kelebek y geldi geçti. Önündeki iri mavi çiçe e kapkara, kanatlar n ucu k rm ya çalan birkelebek konmu tu. Memed kara, iri bir kelebe i ilk olaraktan görüyordu. çine korkuya, ac ya benzer bir eyçöktü. "Sonun göründü," dedi kendi kendine. Sonra da: "Daha iyi," dedi. "Ne yapal m kader böyle imi .Hatçeyi de öldürdüm, anam da... Ben de da lara dü tüm. Köylüyü de, i te böyle perperi an koydum. Zulümalt nda inleyip duruyorlar. Benden önce herkes kendi halinde ya ay p gidiyordu. Ben olmaz olay m. Benbatay m."Her ey kasabaya gittikten, Hasan Onba yla han odas nda konu tuktan sonra olmu , ba na bu i ler gelmi ti."Keski ayaklar m k lsayd da kasabaya gitmeseydim. Gözlerim kör olsayd da Hasan Onbagörmeseydim. Kulaklar m sa r olsayd da onun sözlerini duymasayd m. Köyün peri anl na bak! u halinegününe, u dirli ine bak!"192Çak rdikenli e gittikleri gün dü tü akl na. Da ta , insanlar f r dönüyordu sevinçten. Çak rdikenli e dü müate bile düzlükte dönerken kendince bir sevinç halay tutturmu , sevinçten kabar p ta yordu. Durmu Aligeldi gözlerinin önüne, iki büklüm Durmu Ali, ya bacaklar ta havaya savurarak eski, çok eski birTürkmen oyunu oynuyordu. Düzlükte dolanan ate in yan nda, ate le birlikte e ilip kalk yor, oynuyordu.Ate le Durmu Ali biribirlerine kar lard .Gene böyle ate le kucak kuca a oynarken Kel Hamza dayanamay p at na çi netmi olacakt onu.Memedin göz çukurlar na iki kocaman ya damlas geldi oturdu. Memed kendi kendine güldü. Sonra aya akalkt , tüfe ini omuzuna ast , yukar , koya a do ru ç kmaya ba lad . Koya n bitti i yer kayal kt . S rt ulukayalara vermeliydi. Sinerek, sak narak ko tu.Koya n ucuna gelmi ti ki tüfekler patlad . Koya n ucunda büyük, dibindeki renkli çak lta lar ldayan bir

nar kayn yordu. Memed a a uzand , buz gibi sudan kana kana içti. Üstünden, epeyce yukar ndanldayarak kur unlar geçiyordu. Bir anda kendisini mor, benekli bir kayan n arkas na att . Üst ba lar

tutulmam sa kurtuldu demekti. Ötelerden ç k ç a Hürü Ana geliyor, ellerini kollar sallayarak:"Kaç Memedim, o kafir Topal seni ele verdi. Öldür onu, öldür, demedim mi?" diye ba yordu.Memed kendisini kayan n ard na at nca rahatlad . öyle bir geceye ula racak, önden de arkadan da kapalbir yer arad , gözüne kestirdi i yere sürünerek geldi, s rt kayaya dayay p bir süre soluk ald .

dan çok candarma, çok kur un geliyordu. bir çarp ma ba lad . Memed çok so ukkanl , sa solunu kollayarak, yava tan al yordu. Bu

çarp mada kimsenin burnunun kanamas istemiyordu. steseydi u az k bir süre içinde on candarmayvurabilirdi. Aç ktan, hiç korunma almak gerekli ini duymadan geliyorlard . Memed korkutma, oyalamakur unlan s yordu. Candarmalar kayal klar n dibine kadar geldiler. Ba lar nda Yüzba Faruk vard .Memed Yüzba bir gördü, sonra gözden yitirdi. Sonra elinde tüfekle Topal Ali bir ta-193m ard nda duruyordu. Tela zd , yüzünde uzaktan belli belirsiz bir gülümseme seçilir gibiydi. Ya da

Memed öyle görüyordu. Hürü Ana uzaktan geliyordu. Durmadan elini kolunu sall yor, bir ç k yeli gibiesiyordu. Bir ara durdu, elini beline koydu, bir süre ta lar n arkas na yatm Memede kur un dö eyencandarmalara bakt :

"Candarmalar," dedi, "ana kuzular , Memedime k ymay n. Bak o size hiç k yor mu? steseydi imdiyehepinizi öldürürdü. Bak n siz neredesiniz, o nerede? Memedime kur un geçmez ki... Candarmalar, kuzular,bo una gayret ediyorsunuz. B rak n yavrumu da, engel olmay n ona da yoluna gitsin. Yoksa can yakarha... Memedimin daha çok i i var. O çok öfkeli, çok. Çok can s ld olan bitene. Yaa, candarmalar,yavrular, ana kuzular siz de zulüm alt nda inleyensiniz. Uymay n Yüzba ya, dinsize, o Osmanl ya...Osmanl da iman olmaz, din olmaz. Güven olmaz ha!"Sa ma soluna kur unlar dü üyor, o hiç ald rm yordu: "O neee!" dedi bir ara. "O ne, gavur dölleri, beni mivuracaks z?"Kayal klara do ru yürüdü. Çok iddetli bir ate ba lam . Memed duruyor duruyor, bekliyor, sonra üstüneya an kur unlara çok iddetli bir kar k veriyor, sonra gene susuyordu.Hiç korkmadan ayakta ate eden Payasl dedikleri candar-may baca ndan vurdu.Yan na yönüne, kayal klara de en kur unlar kayn yor, kayal klardan duman ç yordu. Kayalar n yüzü,de en kur unlardan duman içindeydi.Hürü Anan n sa nda solunda kur unlar v ld yor, kulaklar n dibinden geçiyordu."Vurun bakal m, öldürün bakal m beni itler. Elinize ne geçecek bakal m!"Payasl yerde k vran yor, ac ndan topra ç rmahyordu. Hürü Ana onun ba na geldi:"Vay ana kuzusu vay," dedi. "Bir bokluk yapmasan Meme-dim seni vurmazd . Hiç korkma, sana yak yapar,iki günde iyi ederim seni köye dönünce. Sen de bir daha Memedime kur un s kmazs n."194Candarmay orada b rak p ilerledi."Ana, ana," diye ba ran sesini, tela sesini duydu Meme-din. "Ana, otur durdu un yere. Bu kafirler seniöldürecekler. Ana!"Hürü Ana:"Hah," dedi, "öldürsünler yavru, bundan sonra ya am m ki ne olacak... Öldürsünler yavru, ben seninyanma geliyorum."Kur unlar v r v r. Hürü Ana sanki hiçbir ey olmuyormu gibi, bir yürüyü e, buza gütmeye ç km gibiyürüyordu.Yüzba Faruk yan ndaki As m Çavu a sordu:"Bu deli kad n da kim?"As m Çavu :"Memedin Hürü Anas . Hani Topal Alinin can dü man . Hani sizin yüzünüzü görmek istemeyen.""Amma cesur insan," dedi. "Deli mi?"As m Çavu güldü:"Çok ak ll ."Hürü Ana tökezledi, yere kapakland . Memedin ödü koptu. Ana hemen geri kalkt , gene yere kapakland .Memed ba rd :"E er Anay vurdunuzsa bir tanenizi sa b rakmam. Bir tekiniz bile bu koyaktan sa ç kamazs z."Ana aya a kalkt :"Can s kma Memedim," dedi. "O itler beni vuramazlar. Ben ölmeden seni görece im. Allah mayalvard m, seni bir daha koklamadan, güzel yüzünü görmeden Allah beni öldürmeyecek."Memed kur unu kesti. Candarmalar da kestiler. Aralar nda, Hürü Ana ortadan çekilinceye kadar, sessiz biranla ma oldu.Yüzba As m Çavu a sordu:"Yakalayabilecek miyiz?""Sanm yorum Yüzba m. Y lan gibi kayar o. Öylesine kayar ki göz görmez onu. imdi isteseydi buradahepimizi vururdu. Kayal tutmadan onu a da, sel yata nda çevirebilsey-dik belki teslim al rd k.""Payasl neden vurdu?""Hep ayaktayd , meydan okuyor, bir de küfrediyordu."195"Sen de ona meydan okusan, küfretsen seni vurmaz de il mi?"Büyük bir inatla:"Vurmaz," dedi As m Çavu ."Hiçbir ekilde?""En s k zamanlar nda üstüne gittim gene vurmad . Ölümle kar kar ya kald , beni gene vurmad .""Sebebi ne acaba Çavu ?"

"Bilmem ki Yüzba m.""Payasl köye götürsünler.""Götürüyorlar Yüzba m."Hürü Ana soluk solu a Memedin yan na geldi. Elleri ayaklar y rt lm , kan içinde kalm . Yeni fistan daku ndan a parçalanm .Memed:"Ana," dedi, "ana, ana bir ey mi oldu sana?" Aya a kalkt ona do ru yürüdü."Yerine," diye ba rd Hürü. "Yerine kara gözlüm."Memed gülümsedi, onu elinden tuttu, bir kayan n kuytusuna çekti."Bir eyin yok öyle mi? Buradan k rday m deme. K rdarsan beni öldürürsün.""K rdamam. Sen durma, s k kur unlan. Topal Ali orda bak, a ac n ard nda. Devir, devir, devir unu. F rsatbu f rsat. Ben batay m, ben batay m," dedi sonra da. "Burada da basma bela oldum ya... Nas l bilirsen öyleyap yavru. Ba la. S k... Durma! Gün geçirip f rsat verme zamana..."Memed ba lad . Kar dan da ba lad lar. Kayalara gelip de en kur unlardan dolay ortal k toza topra abulan yor, kayalardan ç kan parçac klar kur un gibi v ld yor, oraya buraya ya yordu. Bir de kayalaragelen kur unlar kulaklar sa r eden bir ses ç kar yordu.Zaman geçtikçe Yüzba Faruk As m Çavu a soruyordu:"Eeee Çavu , ne olacak böyle? Biz yüz seksen ki iyiz, kar zdaki bir tek... Hücuma geçelim mi?""Çok sarpta Yüzba m. Kayal klar ç ncaya kadar hepimizi vurur. Bir tekimizi koymaz."1961i"Ak am oluyor. Gece iner inmez kaçacak.""Kaçacak Yüzba m. Çok kötü durumda kar la k. Boyuna kur un yak p duruyoruz, faydas z. Çok damermisi var Memedin."Yüzba zaman geçtikçe k yordu. Nas l, nas l kaç rm bu f rsat ? Bir yar m saat daha erkendavransalarm ... Bir yar m saat daha efken... Yüzba n bu ikinci kar la mas yd onunla. Hatçeyivurmu lard birincisinde.Bir kur un geldi Yüzba n ba n bir kar ötesine topra a sapland . Ayn yere bir kur un daha...As m Çavu :"Bizi çoktand r görüyor."Yüzba :"Saklanal m.""Hiçbir yere saklanamay z. stedi i an bizi vurur. O da bunu söylemek istiyor.""Halbuki biz onun kar ... Vurmu tuk..."As m Çavu :"Bir acayip huylu bir o lan. E yaya hiç benzemiyor. Cin gibi, peri gibi, melek gibi bir insan. Evliyaolaca na e ya olmu ."Bu s rada:"Yand m anam," diye bir ses duydular. Onu bir ba kas , bir ba kas izledi. Memed dört candarmay dabacaklar ndan vurmu tu."Nasml!" diyordu Hürü Ana. "Nas l! Kel Hamzaya güvenmeyin, o hiç demedim mi?"Sonra Memede aç ktaki bir candarmay gösteriyordu:"Haydi, çabuk..."Ve Memed kur unu yap yordu. Kar daki kur unu yiyip ba rt bas nca, Hürü Ana çocuklar gibi el

rp yordu.Memed terlemi yüzü kapkara olmu tu.Güne a lara y lm gitmi ti. Az sonra batacakt . Batt batacak. Ortal k kararmaya yüz tutmu tu.Memedin tüfe i de k zm . Onun için tek tük s yor kur unu. Candarma yaralay p zaman kazan yor,tüfe ini so utuyordu. Bir gözü de a sarkm , batt batacak güne teydi.197Birden candarmalar kur unu kestiler. Bir nl kla Me-med de kesti. Sonra As m Çavu u gördü. Eline birak mendil alm sa kolunu ta yukar lara kald rm , ba rarak geliyordu:"Memed, yavrum sana geliyorum. Teslim ol! Ölmeni istemiyorum."Çavu yukar , Memede do ru dimdik yürüdü.

"Çavu gelme.""Memed yavrum, hükümetlen ba a ç lmaz. Da ta asker dolu. Ya vurulacak, ya da yaralanacaks n.Yüzba m seni ba latacak."Memed bütün sesiyle ba rd :"Çavu gelme!"Sesinde korku, umars zl k, umutsuzluk vard ."Nolursun Çavu um gelme!""Vur onu! Bitir i ini! Görsün gelme deyince gelmek nas l olurmu . Vur unu."Çavu geliyordu, dimdik, fütursuz."Çavu gelme nolur. Vururum seni. Çavu um bunu yapt rma bana. Çavu um bu kötülü ü yapma. Çavu umelini aya öpeyim, k yma bana." Sesinde korkunç, deli bir yalvarma vard . "As m Çavu , Çavu ,Çavu um, sende hiç insanl k, hiç din iman yok mu?"Çavu un mendil tutan sa eli havada, dimdik. Yürüyor:"Teslim olacaks n bana. Hem de bugün. Bilirsin dünyada bir tek insan candan severim, o da sensin.""Bilirim Çavu um, vallahi bilirim. K yma bana. im var." Sesini yükseltti. Sesi kayal klarda ç nlad ,yank land . Ses tümüyle de mi ti. "Çavu um, sana söylüyorum, beni iyi dinle. Sana imdi teslim olurdumama... Bütün dediklerin do ru, hakl n. Beni öldürecekler, biliyorum. Ama ölmeden az k bir i im varÇavu um. im olmasa sana k yamazd m Çavu um. Kusura kalma. Bir can için olsa, can m için olsa, cansana kurban ederdim. Geri dön Çavu um."ki kur un Çavu un kulaklar n dibinden geçti, Çavu ald rm yor yürüyordu. Memed, Çavu un üstüne iki

tarak fi ek bo altt . Çavu ald rm yordu.Memedin bütün bedenini bir titreme ald :198"Yüzba ," diye ba rd , "i im var benim. Yoksa bir can için As m Çavu a k ymazd m, emir ver de dursun."Ni an ald , titremesi de durdu. Teti e bast . As m Çavu ba rd . Ak mendili, yukardaki sa eli dü tü.Mendil k l kana buland .Yüzba :"Dön Çavu ," diye emir verdi.Çavu durdu, ac ac gülümsedi, karanl k kavu uyordu. A r a r geriye döndü.Memed inler gibi:"Kusuruma kalma Çavu um," dedi. "Öldürdün beni. Keski öldüreydin de bunu ba ma getirmeseydin."Yüzba emir verdi, candarmalar yayl m ate ine geçtiler. Memed kar k vermedi. Hürü Anan n elini öptü.Ana da onu kucaklad ."Ana hakk helal et.""Anan sütü gibi helal olsun, yavru. Topal Aliyi unutma, öldür onu. Bütün bu belalar ba na açan odur,biliyor musun?"Memed karanl kta bir sansar gibi kayd , göz aç p kapay ncaya kadar kar ki, ormanl kl , sarp kayal klkoya a geçti. Buralar avucunun içi gibi biliyordu. De il bir bölük, bir alay candarma bile gelse buda larda bir daha onu yakalayamazlard .Candarmalar daha kur un yak yorlard . Memed onlardan o kadar uzakla ki, kur un seslerini ancakduyabiliyordu.Hürü Ana oldu u yerden k ldamam , büyük bir mutluluk içinde k vran yor:"Yak n yak n hükümetin kur unlar ! Yak n kafirler," diyordu. "Yak n bakal m, ku yuvadan çoktan uçtu."Sonra da ekliyordu:"Gelirsiniz, gelirsiniz, bana imdi gelir, yaram za merhem yap Ana, Hürü Ana dersiniz, öyle mi? Yavrumolmasa, yavrumdan korkmasan z beni öldürürdünüz kafirler. O zaman bizim yaram kim emleyecek diyedü ünmezdiniz. Hah, hah-hah... Memed vursun sizi, ben de sizin yaralar emleyim, öyle mi? Olur,oluuuur, olur yavrucuklar m."199Ye il, iri, dilleri yal m yal m d arda y lan ba lar . Da dan a binbir gümbürtüyle iniyor. Bir de bir karabulut iniyor düze. Kara bulutun içinden k rm gözleri mercan y lan ba lar ç yor, uzun kuyruklar yerevuruyorlar. Kuyruklar yere vurdukça tozlar f rt yorlar. Yüzlerce mercan gözlü, l l yanan çatal dilliba lar.Bir k ç de iyor ba lardan birisine, yerine iki ba ç yor. Daha iri, daha yal m dilli. Diller gerilmi , d arda.Keskin bir k ç geliyor, o iki ba da kesiyor. Dört ba ç yor. Ba lar kesiliyor, ba lar büyüyor, dökülüyor.

Bin ba evran. Evran n ba lar gittikçe büyüyor, ço al yor. K çlar ya yor evran n ba na. Bir bulutuniçine girip gökyüzüne a yor evranlar. Sonra yollara iniyorlar. Kara, ak, boz, turuncu, s rmal top topbulutlar topra a, yollar boyunca tozan ovalara iniyorlar. Bir sürü eller k çlar ü ürüyor, binlerce... Bulutlar niçindeki ba lara. Ba lar dü üyor, ba lar ço al yor.Kafda mm arkas , ulu kayal klar, iri, uçak kadar kartallar, tren uzunlu unda evranlar. Güne ler, aylar,karanl klar.Memedin kolu uyu mu . Tüfe inin namlusu daha yeni yeni so uyor. Ay var. Ay Memedintüfe inde, fi ekliklerinde yans yor. Memedin dizi de a yor, bir kayaya çarpm . Elleri kan yor.Yaraland m sanm ilk önce. Sonra yaralanmad anl yor. Yaln zca elleri kan yor. Kan çabuk kurur.Ötelerden, uzaklardan daha kur un sesleri geliyor. Candar-malar durmadan kur un yak yorlar. Belli ki onlarakar k ve-200ren birisi var, kim ola ki? Topal Ali olmas n, diye dü ündü Me-med. Kurnaz Topal, diye dü ündü. Memed,heriflerin karn na, yüreklerinin içine girmi .Memed rahatt . Ko maktan vazgeçti. Sarp kayal klardan bir keçiyoluna dü tü. Topal Ali imdi bir ta ndibine yatm , candarmalar n üstüne ver ediyordu kur unu.Yüzba Farük'yanmdaki As m Çavu a soruyordu:"Çavu um, i te karanl k da çöktü. Neden bu adam daha kur un yak yor, b rak p gitmiyor?"As m Çavu :"Bilmem," diyordu. "Belki onu arkadan da çevirdik san yor.""Bu gece de kal rsa çemberde onun ölümü olur.""Kim bilir Yüzba m, kim bilir ne dü ünüyor?""Delirmi mi dersin?"Üstlerinden durmadan v r v r kur un geçiyordu.As m Çavu :"Ben bütün ömrümde böyle bela, böyle so ukkanl , atik bir adamla kar la mad m. O, gözden sürmeyi çekerderler ya, öyle hünerli. Bir so y lan gibi sessiz kayar, bir ku gibi uçar... Bir dü ündü ü var."

stese bizim yar vururdu. Ne olabilir dü ündü ü?""Sesi y lg nd . Ölüme karar vermi bir sesti.""Ben de seni onun için geriye döndürdüm. Seni vuracakt Çavu .""Vuracakt ," dedi As m Çavu içini çekerek. "Bir tuhaf olmu bu çocuk," diye de içinden geçirdi. "Buçocukta bir ey var."Topal Ali, Memed kaçs n, saklans n diye, onun bulundu u yerin sa na kaym , siperlenmi , candarmalar nüstüne ya yordu kur unu. Dudaklar nda tuhaf, deli bir gülümseme. Gün ncaya kadar candarmalar nüstüne kur un ya racakt . Gün madan önce kur unu kesecek, candarmalar n aras na kar acak, onlarlabirlikte, u sabaha kadar kur un ya ran Memedi, kayal klarda arayacakt .Yüzba :"As m Çavu ," dedi heyecanla, "yaralanm olmas n. Yaralanm kaçam yordur."201"Olabilir Yüzba m." '"As m Çavu ?""Buyur Yüzba m.""Bir arkada artç b rakmas n?"As m Çavu :"Memed onu yapmaz. Bilir ki artç kalan arkada ya yakalanacak, ya vurulacakt r bu durumda. Memedkimseye k ymaz.""Yaralanm r öyleyse."Çavu :"Olabilir."

lanlar iniyorlard , s cak bir ovaya. Her evranda karmaka-r yüzlerce ba .Memed:"Kurnaz Topal," diye gülümsedi. "Candarmalar n üstüne ya racak ya racak kur unu, sabah gündo madan kesecek. Candarmalar sabahleyin, belki de bir gün, iki gün benim ölümü arayacaklarkayal klarda, bulamayacak, içlerine korku dü ecek, bu adam ermi mi, büyülü mü, diyecek içinden her can-

darma. Topal bu i e çok gülecek. Bir de yakalarlarsa Topal ... Bir de yakalarlarsa... O zaman i te, topalbaca bir iyice k rarlar, un ufak ederler..."Topalla candarmalar n s kt klar kur unu ay rt edebiliyordu.Ulu ç nar a ac na s rt dayay p bir süre oturdu. S lan kur unlar n sahiplerini seçmeye çal .Kafas karmakar kt . Kel Hamza, Çukurova, kaçan at, yang n, dris Bey, dris Beyi de ona Koca Osmananlatm . Hürü Ana, ne güzel, dost, efkatli, candan bir yüzü vard Hürü Anan n, Topal Ali, ne biçimadamd Topal, anla lmaz, Akçasaz batakl , Seyran, diyorlar ki dünyaya Seyran güzelli inde birisi dahagelmemi , y lg n, korkmu köylüler. Ya lar çok yürekli, Hürü Ana, Koca Osman... Ya lar daha onurlu...Hele kad nlar, erkeklerden bin kere daha yürekli, atak... Haks zl a kar koyuyorlar. Deli Durdu... DeliDurdunun öldürülmesi... Bin ba evran... Bin ba kesiyorsun, yerine bir ba orman he-202men ç yor, onu kesiyorsun, yerine ondan daha büyük bir orman... Birden Deli Durdunun üstüne, çolukçocuk, yüzlerce, kartallar gibi iniyorlar, sonra o anda kalk yorlar. Deli Durdu ortada yok. Yaln z bir aya ,çizmeli bir baca tozlar n içinde kan yor. Çukurovada çok insan, da larda çok insan, dünyada çok insan, az

a var. Niye öyleyse a alar n ba na kartallar gibi ço-ku muyorlar? Çoku unca ne olacak, diye soruyorduMemed. Bin ba evran, bir ulu bulut... Bir k ç bin ba evran kesiyor, durmadan kesiyor, k ç eskiyor,yoruluyor, evran n ba kesildikçe daha ço al yor.Karmakar k... Anavarza kalesinde Kral Torosun saray ... Bir zamanlar bütün Çukurovaya...Önünde, burnunun dibinde bir karart . Memed birden korkuyla irkildi. Bir tilki topra koklaya koklayakendisine do ru geliyordu. Memed k rday nca uzun kuyru unu savurup döndü, kaçt . Memedin yüre i kütküt at yordu.Bir süre dinlendikten sonra aya a kalkt , bütün bedeni s zl yordu. Bir ad m daha atacak gücü kalmam ,çökmü tü. Kel Hamzanm i leri, Durmu Ali Emminin ölümü, Hürü Anan n hali, De irmenolu un durumu,çak rdikeni, tarlalar, zulüm, aç kalm köylüler, bin ba evran...Koyaktan a yürüdü. Koyak gecede derinle tikçe derinle iyor, karard kça karar yordu. Sa ba taki orman

ulduyor, ay nda kara bir sa nak gibi gökten yere iniyordu. Bütün koyak gümbürdüyor, u ulduyor, biraç p bir kapan yordu. A açlar, sular, kayalar... Kavu up kavu up, aç yorlar. Orman üstüne üstüne geliyor,ya yor, u ulduyor... Memedin ba dönüyor. Orman, koyak, sular, ku lar, çiçekler, çal lar, s cakta yananmor ipiltili Anavarza kalesi, Alida , klar, yang n, boyuna kendi yörelerinde dönen atlar... Atlar, koyaktan

gürültülerle atlar iniyorlar, ak yorlar. Memedin ba nda karmakar bir dünya dönüyor, kulaklarulduyor, kulaklar nda kur un sesleri... Memed, korkunç bir selde yuvarlan yor. Koya n dibine dibine

birisi onu, ayaklar ndan tutmu çekiyor. Burnuna bir çiçe in ac kokusu geldi. Sonra ortal k daha ac , barutkoktu. Sonra da barut kokusu ter kokusuna kar .Ay batt , karanl k daha da u uldad , Memedi sard . Kurt-203lar, ku lar, çakallar, ay lar, sürmeli cerenler, parslar, evranlar, atlar, yaban l, evcil bütün yarat klar karanl ktakoya n karanl k dibine ç k ç a indiler. Memedin ba dönüyor, gözleri ka-rar yordu. Y ld zlar, ormançalkan yor, koya n dibine, karanl na ak yordular.Memedin ayaklar n alt ndan ta lar yuvarlan yor, ta lar yamaçtan a bir sel gibi ak yor. Memed de akanta lar n üstünde ak yor.Kel Hamzay ans maya çal yor, gözlerinin önüne getiriyor, sonra birden yitiriyordu. Kafas nda yaralarvard , onu ans yor. Bir de kollar çok uzundu, dizlerinin oraya kadar inerdi, onu ans yor. Bir de bir kö eye,güne e oturur, hiç kimseyle konu maz, güne te inad na yanar, terler dururdu. K olsun yaz olsun, yanard .Yüzü kösele gibiydi. Kaim, manda derisi gibi kal n bir derisi vard . Köylüler, "Bunun derisinden kur ungeçmez," derlerdi. Abdi A a onu ne zaman, niçin kovmu tu, Memed buras ans yordu. Büyük bir suyunyüzü yan yordu. Evranlar, bulutlar ak yordu suya a ... Ak, ak bulut y nlar ... Çok ak, klar içindeyanan...Birden bütün u ultular, gümbürtüler durdu. Memed kendini inan lmaz bir sessizlik içinde birdenbire buldu.Dünya sessizlikten ç n ç n ötüyordu. Memed bir tuhaf oldu. Yöresindeki her ey, karanl k, gece, klar,orman, bast toprak, dü ünceleri, her ey silinmi ti. Kendisi de yok gibiydi. Memed derin derin soluk ald .Sessizlik bitmiyordu. Yanma yönüne bak nd , dümdüz bir karanl kt . ki ad m att . nceden bir ses geldikula na, ç rt gibi. Sonra bir öksürük sesi gibi bir ey duydu. Bir kap aç ld , bir k demeti d ar f rd .Memedin gözleri kama . Bir ses duydu. Bir insan onu kolundan tutup içeriye çekti.Ak, uzun bir sakal gözlerinin önünden bir su gibi akt :"Ne oldu sana böyle yavrum?" dedi ak sakal.

Bir kad n onu ok ad . Çok s cak bir sesi vard . Ninni söyler gibi konu uyordu. Memed ne söyledi iniduymuyor, kendini sesin tad na vermi dinliyor, kendinden geçiyordu."Kan içinde kalm n yavru," dedi kad n tatl sesi. "Üstün ba n kan."204Memedin di leri kenetlenmi ti. Açmaya u ra yor, çabal yor, di lerini bir türlü biribirinden koparam yordu.Çok üzüldü ünde hep böyle olurdu, huyuydu.Memed imdi art k çok uzaktan gelen konu malar duyuyordu."Yat ral m o lan .""Vurulmu mu?""Yaras yok.""Ne olmu buna?""Kim bilir...""Nereye saklayal m?""Buras ararlar m candarmalar?""Daha çocuk.""Hiç de büyümemi .""Bu kanlar ne?""Kaya y rtm , bir çal ya tak lm ... Kur un yaras yok."

yice bak hele.""Hiçbir yerinde bir yaras yok.""Bu halde, nas l bulmu ola buray ?""Bizim evi nas l bulmu ola?""Bu halde?..Sesler duyulmaz oldu- Memed sa ndan soluna birkaç kere döndü, inledi, bir eyler söyler gibi yapt , di leriaç lmad . Bir süre sonra di leri çözüldü. Say klad . "Evran..." dedi. "Kara Hamza... Kel... Ne olacak?" dedi."Ne, ne olacak? Kamer... Sey-ro..."Sustu. Uyudu. Uykusu rahatt . Rahat soluk al yordu.kindiye kadar uyudu. Sonra birden s çrad , yan ndaki tüfe ini kapt , sendeledi, bu s rada Süleyman onu

yakalad . Memed gözlerini açt . Süleyman görünce gülümsedi, çözüldü, n n yanma yönünebak nd . Süleymanm ya kar geldi, hiçbir ey olmam gibi:"Ho gelmi sin yavru," dedi.Memed ninni gibi yumu ak, tatl sesi duyunca her eyi ans .Süleyman:"Eee, ho gelmi sin koca o lan! Biz de senin akl na hiç dü-205er miydik? Serçe ku u kadar can z kald . Çok ükür seni gördük koca o lan," dedi, kar na döndü. "Ne

duruyorsun bre avrat, çocuk imdi aç. Ac ndan ölmü tür f kara..." Kad n:"Tarhana var ocakta. Haz r ettim," dedi. Süleyman Memedi kucaklam :"Koca o lan, benim koca o lum, bunca zamand r nerelerdeydin?" diye onu s yordu. "Nerelerdeydin,nerelerde?"Kad n çabucak sofray serdi. Süleyman, "Otur koca o lan," dedi, Memedi b rakt . Memed hemen sofran nba na geçti oturdu. Derin sahandaki çorban n yüzü k zarm ya ve k rm biberlen bezenmi ti. Bir de bolnane at lm . Bir de sar msak. Çorba bu ulan yor, uzun bir mavi ince duman evin tavan na do ruyükseliyordu. Tatl bir tarhana kokusu ortal alm .Kad n ka Memedin eline verdi:"Çabuk iç!" dedi. Bakal m Memed bunu anlayacak m yd ? y llar önce de onun önüne bir sahan tüten tarhanaçorbas koymu tu. Memed ona gülen gözlerle, tatl bakt . Çok eskiyi, çocuklu unu ans ."Çabuk içerim," dedi.Koca Süleyman da kahkahayla gülerek:

nce Memed," dedi, "sen gene beni dinle. Çorba s cak, o kadar çabuk içme, a n yanar ha!"Memed:"Benim a m hiç yanar m ?" diye sevindi.Memed, Koca Süleyman, kad n biribirlerine bak p gülüm-süyorlard .Koca Süleyman sonra ciddile ti:

"Bak," dedi, " nce Memed, hiç can s kma. Bu sabah iyi bir sordum soru turdum. Topal Ali candarmalaralm , senin izini süre süre Çiçeklideresi yönüne götürmü . Onun için çorban düz iç."Memed gene güldü:"Düz içerim."Koca Süleyman, Memedin yüzü gülmü ken, tatl sözleri sürdürdü:206"Eee, konu um, nereden gelip nereye gidiyorsun?"Memedin gözleri k lc mland , sapsar bir deste k k l-c mlanarak savruldu kafas nda balk . Gözlerinede geldi, o çelik p lt oturdu. Boynunu büküp:"De irmenoluktan gelip o köye gidiyorum Emmi," dedi."De irmenolu u biliyorum ama, o köy nerede?"Memedin içini sbnsuz bir hüzün sard ama bozmad , Koca Süleyman üzülmesin diye."O köye gidiyorum i te," dedi. "O köye gidip o adam bulaca m Emmi.""Bulabilir misin o ul?""Bulaca m," dedi Memed inançla.De irmenolu un halini biliyor muydu acaba?"De irmenolukta kimi gördün o ul?" diye sordu Süleyman."Hiç kimseyi, hiçbir eyi görmedim Emmi, Süleyman Emmi," dedi, gözleri doldu.Süleyman anlad ki Memed her eyi biliyor, üstelemeyip sözü de tirdi.

allah o köye gider, o adam bulursun."Memed:"Bulurum."Koca Süleyman, o köy bulunmaz, diyordu içinden. Ben yetmi y ld r o köyü ar yorum. O köydeki o adamda... Bu dünyada o köy yok, yok yavrum. Ara bakal m. Bir de sen ara. Dünya kuruldu undan bu yana herkeso köyü, o köydeki o adam ar yor.Memed tüten tarhana çorbas içti bitirdi:"Oooh," dedi, "karn m davul gibi oldu.Sonra aralar nda bir sessizlik oldu. Kad n sofray kald rd , sessizlik sürdü gitti. Koca Süleyman n o ullar ,gelinleri geldiler, Memede korkuyla bakt lar. Dün ak amki sava duymu lard . Memed yere bak yordu.Koca Süleyman da onu bekliyordu.Neden sonra Memed ba kald rd . Gözleri l ld , soru doluydu. Ba lad konu maya. Durmadan anlatt ,ne duyuyor, ne dü ünüyorsa, hepsini aç k aç k, so ukkanl kla anlat yordu. Koca Osman , Vayvayl lar ,Seyran , Akmezarl lar , dris Beyi,207Ali Safay , Arif Saim Beyi, Hürü Anay , Kel Hamzay , her eyi anlatt , bo ald ."Abdiyi öldürdük. Zalim, imans z bir adamd . Anam gitti, Hatçe gitti. Ben de da lara dü tüm. Ölümünard nca yürüyorum. Ne oldu? Kel Hamza geldi. Hiç akl ma gelmezdi Kel Hamzanm gelip de köyeçökece i... Topra geri alaca , köylüyü beterin beteri hallere sokaca . Hiç akl ma gelmezdi... imdi KelHamzay öldüreyim, diyorum; yerine bin beter bir Kel Hamza daha gelecek. Ne diyorsun, Süleyman Emmi,bana bir ak l ver."Koca Süleyman:"Bu dünya böyledir," diyordu. "Sular hende ine dolar. nsanlar do ar ölür, gün do ar batar. A açlar büyürçürür. Sular akar, bulut a ar. A ay öldürürsün, a a gelir yerine. Bir daha öldürürsün, bir daha gelir."Memed:"Bir daha, bir daha öldürürsün, bir daha gelir. Bir daha, bir daha gelir. Abdi gider, Hamza gelir, Hamza gelir,Hamza gelir," diyordu say klar gibi. "Hamza gelir, Hamza gelir, Hamza gelir, Hamza gelir..."Koca Süleyman:"Hamza gelir!" dedi ba rarak. "Dinsiz Hamza."Aya a f rlad , geri oturdu. Uzun ak sakallan dalgaland .20828Topal Ali iz sürüyordu. El dokumas , ceviz kabu uyla boyanm kahverengi, çizgili yün alvar çekmi ti.Belinde kara bir ku ak dolal yd . Ku n aras na ç plak bir tabanca sokmu tu. Topal aya ta arkalardansürükleyerek yürüyordu. Ve böylece iz sürerek Kesme köyüne do ru gidiyordu. Memedin o yöne gitti iniherkes biliyordu. Topal Ali de bunu biliyordu. Üstelik Topal Ali Memedin Süleymanm evinde oldu unu da

biliyordu. Alinin yan nda çok ünlü bir izci daha vard . Bu izci Elbistanl yd . Ad na Yel Musa derlerdi.Ya ca, ince uzun, derisi kemi ine yap , kapkara tenli birisiydi. Topal Ali bir gün bakm ki, bir sabahYüzba Faru un yan nda bu adam. Yüzba Yel Musay ta eskiden tan rm . Bu nce Memed i i ç ncaElbistana haber salm , Yel Musay getirmi ti. Yel Musa Çuku-rovada, Mara , Antep yörelerinde çok ünlübir izciydi. Ünü var p Halebe kadar dayanm . Topal Aliyiyse Dikenlidüzü köyleri, bir de Torosköylüklerinin bir bölü ü tan rd .Yel Musa çok konu an bir adam de ildi. Ali onun usta, çok usta bir izci oldu unu çoktan anlam , ondankorkmaya ba lam .z sürmeye Memedin dün sakland kayal klardan ba lam lard . Ayd nl k bir gündü. Bahar s ca çökmü ,

çiçekler kokuyordu. Seher yeli gibi ince bir yel esiyor, çiçekten çiçe e uçan ar lar n kanatlar titretiyordu.Kayal klar n aralar nda çok ye- il, k sa çimenlerin aras nda k sa boylu çok parlak renkli sar çi dem,menek e, salep çiçe i, k rm n en serti, ustura gibisi209kedita açm . Bir de uzun çiri çiçekleri. Çiçeklere ar lar çoku mu tu. Taze kekik de kokuyordu ortal k.Ovalar n, da lar n, tarlalar n, p nar ba lar n, sel yataklar n, ormanlar n kendilerine göre ayr bitkileri,ayr kokular vard r. Kayal klar n çok ayr bitkileri, çok ayr bir kokular vard r. Kayal klarda baharnennileniyordu. Kayal k kokular renkleri insan sevince bo ar. Hele baharlar . Hele ayd nl k, s caksa gün,hele inceden seher yeline benzer bir yel esiyorsa. Hele lg t lg t bir koku geliyorsa, keskin. ncecik, bellibelirsiz bir bu u kayal klar n üstünü sarm sa... Hele bahar böylesine nennilenmi se...Gür otlar n çe itli çiri lerin, çiçeklerin, renklerin aras nda kayal klar bir ba ka türlü güzelle iyordu. Bir dekaya püreni kokuyor, koku esen yelle bir geliyor sonra gidiyordu. Çiçeklerin alt nda tuhaf renkli, küçücükku lar n yuvalar vard . Bir de çiçekten çiçe e, çiçekli çiri sap ndan çiri sap na küçücük, mavi, k rm ,parlak bir ye ilde örümcekler, binlerce el kadar a lar kurmu lar, bahar güne ine, a n bir kö esineserilmi lerdi.Küçücük, ak kaya mantarlar bulgur gibi kaya topra n bir yan yararak d ar ç km lard .Topal Ali korkuyordu, çok kayg yd . u köpo lusu Yel Musa deh et iz sürüyordu. Hiç sap tmadan.Memedin izini bulmu al p götürüyordu. Böyle giderse bu izler Koca Süley-manm kap n önünde sonbulacakt .Bir iki kez onu yan ltmaya, izi al p ba ka yöne götürmeye çal , Yel Musa ona öyle bir bak f rlatt ki, öyleküçümseyen, ta olsa erirdi. Ali sustu. Ba ka bir çareye ba vurdu. Hiç umut kalmam . Bu namussuz herifMemedi bulacakt . Yüzba Faruk, As m Çavu , Hamza A a, candarmalar, a dan bir keçi yolundanilerliyorlard .Topal Ali bu güzel bahar gününde, kokular, güne ler içinde durmadan terliyordu. Ömründe böylesinemü kül bir durumda kalmam . Bir tek yolu vard , o da Koca Süleyman n evindeki Memede bir haberula rmakt . Orta bir izci olsayd Yel Musa, onu yan ltmak, ba ka bir yöne çekmek, geceyi bulmak, geceolup onlar uyuyunca da var p Memedi Koca Süleyman n evinden almak... Art k bu mümkün de ildi. YelMusan n gözünden hiçbir iz kaçm yordu.210Bir ara, geni bir kaya harman n ortas nda izler ço ald , izler burada dört bir yana da yordu. Yel Musauzun bir süre bu izlerin ba nda bocalad . Yönleri, izleri ölçtü biçti. Ali de f rsat bu f rsatt r, diye ona da ado ru ç kan bir izi gösterdi. Yel Musa da, nedense Aliye uyup da a t rmanmaya ba lad . Alinin sevinçtenyüre i duruyordu az daha.Yel Musa izi ak bir kayan n dibindeki un gibi ince, hiç ot bitmemi , kahverengi topraklara kadar sürdü. Butopra n üstünde yüzlerce iz vard . Ali izleri teker teker ay yordu. Kurt, tilki, çakal, at, pars izi... Kartal,güvercin, sansar, akbaba izi. Yumu ak topra yüzlerce iz damgalam . Yel Musa burada da durdu. Bir insanizi geliyor, ak kayan n sivrisine ç yordu.Ali durmadan konu uyor, Memedi, Memedin çocuklu unu, yi itli ini, Abdi A ay , onun zulmünü, Abdi

ay nas l öldürdü ünü, Hatçeyi, Iraz , çak rdikenli ini, Alida n tepesinde patlayan , Memedinkay plara kar mas bir bir anlat yor, onu serseme çeviriyordu. Ali biliyordu ki bu kadar sersemeçevirmese Yel Musay , Yel Musa gibi bir izci böylesine rmaz, da n doru una do ru iz sürmezdi.Ali, Yel Musa izi yekpare ak kayan n sivrisine do ru sürer, binbir güçlükle ta a t rman rken hiç konu maskesmiyor, solu u ta arak Memedi anlat yor:"Ona u kadarc k bir kötülük edenin hiç ondu u görülmemi tir. Mutlak belas bulur. Ben ondan korkar markada ," diyordu. "O ermi gibi bir adamd r. Kolay kolay bulunmaz, kay plara kar r ya, kimse ona birkötülük edemez ya, birisi kötülük ederse bo bulunup, yani onun koruyucular görünmezler bo bulunup,

birisi ona kötülük etme f rsat bulursa, i te o adam zinhar iflah olmam r, hem de olamaz. Osmancaneden iki gözden oldu arkada , sen bunu biliyor musun, neden? Çün-küleyim ki... Yani çünküleyim kiAlida n tepesinde k patlay p da üç gün üç gece yand nda, Osmanca Memedi Ke in Gözününoralarda görmü , görünce gelmi Yüzba ya haber vermi . Haber verince Yüzba Memedi ku atm , alakan kara topra a ak tm , Memed yaralanm az k. Osmanca sabahleyin kalkm ki, ne görsün, iki gözüde kapanm . Bir de Sessiz Duran n i i var. O da Memedin yerini Yüzba ya haber211verenlerden. O haber verince Memedin avrad , Hatçesini vurdu candarmalar. Ala kan kara topra a karHatçenin. Vuran candarmanm hemen oracakta can ç kt . Hemen o anda Alida- nm ba ndan bir kara borankalkt . im ekler, y ld mlar biri-birine kar . Yeryüzü gökyüzü karman çorman oldu. Alida indi indikalkt , gürledi, zang rdad . H m gibi, görülmemi bir ya mur ya , seller ta . Bir duyduk seller SessizDuran , akrabalar , konu tuklar alm götürmü , s rlar , beygirlerini de sel alm götürmü . Ölüleribile bulunmad . Bir de benim i im, bu Memed k z kaç rm , Abdinin ye eninin ni anl bunun sevdi i imi ,alm , kaçm ormana. Bir ya murluk gün. Bana haber geldi. z sürülecek, diye. Ba lad m izi sürmeye, ukar kayal klarda. Kayal klar n ortas ndan kar ma Pancar Hösük derler büyük bir ulema ç kt , bir Hoca ki,nefesi k ç gibi keskin. Bana dedi ki Pancar Hösük Efendimiz, aman n Ali, aman n ha, Memedi bulay m,sevdal lar ay ray m deme! Bu çocuk, nce Memed dedikleri hiç tekin bir adam de ildir, sonra senin ba nabir i açar. Bunu söyler söylemez Pancar Hösük Efendimiz gözden yitti gitti. Dinler miyim, serde gençlikvar. Sürdüm, buldum onlar ... Memed Abdiyi vurdu, yaralad , ye enini vurdu, öldürdü. Ben oradandönerken, daha yolda, aya ma bir s girdi. Görülmedik, çekilmedik bir s ... Avaz m göklere ç kar.Ku lar gibi, gece gündüz, bir ay ba rd m. Pancar Hösük Efendimiz benim feryatlar ma dayanamad da geldiokudu üfledi, ac lar m dindi. Ama i te aya m da böyle topal kald . Ben nce Memedin izini sürmem. Onunçok zapartas yedim. Sürmem ama hükümet yakam b rakm yor ki, ben de onun izini sürer görünürüm.Görünürüm de, Memed bu yöne gitmi se, ben al r izi ba ka yöne götürürüm. Memed hiç tekin de ildir.Alida m ba nda... Üç gün üç gece... Bir koca top k... Bir minare boyunda... Patlad ki, ortal k gündüz gibioldu. Bütün Toros köylükleri de bunu gördü. Bu Memed çocuk hiç tekin de ildir hiç!.."Yel Musa vard , ak kayan n sivrisine çöktü ba elleri aras na ald . Yüzü sapsar kesilmi , dudaklartitriyordu. Ali de soluk solu a kalm , konu maktan. O da vard , Yel Musanm kar na oturdu, topalaya da Yel Musan n önüne, burnu-212nun ucuna uzatt . Yel Musa çakt rmadan bir Aliye, bir topal baca a bak yordu:Ali:"Yorulduk," dedi. "Belki bu o lan u da n sivrisindedir. Ak am da n doru una yakla z. E er Memedoradaysa bu ak am çok güzel bir çarp ma görürüz. E er Allah bir yan göçürmezse bizim de...Çünküleyim nce Memed çok yi it, çok güzel dövü ür, aslanlar gibi... Candarmalar da dan a nas lkaç yorlar görürüz. Osuruklar na sapanta ula maz. te bunu görürüz."Yel Musa Aliye öyle tepeden, öylesine küçültücü bakt ki, Ali ne yapaca , neyleyece ini rd . Ellerinibir dizine, bir kayaya koydu, olmad , bir çiçek kopard , yoldu, aya a kalkt , geri oturdu. Yel Musan nyüzüne bakt . Onun yüzünde gene o sinsi, alayc bir gülümsemeyi gördü. Ba öne e di. Sonra birden selgibi konu maya ba lad . Yel Musa hayretle onun yüzüne bak yor, konu muyordu.

alvar t rl kt . Kirden rengini yitirmi , boz bir renk olmu tu. K rm Mara ayakkab n yüzü soyulmu ,çapar bir yüz gibi delik de ikti. Uzun, k rç l seyrek sakallar dalgal yd . Yüzü, derindeki gözleri, uzun k vr kburnuyla, çekik ka lar , sivri çe-nesiyle tuhaf bir ku a benziyordu Yel Musa. Dü ünen, ya , hüzünlü birku a...Ku gibi iki üç kere kollar ç rpt aya a kalkt . Ali onun bütün devinimlerini gözünü dikmi izliyordu. YelMusa önce yönünü da n doru una döndü, sonra kayal ktan a indi. Ali az daha sevincinden ölüyordu.Etekleri zil çalarak o da arkas ndan indi. Yel Musa gözlerini da n doru una dikmi , ak bulutlu doru usüzüyordu. Doru a bakt bakt , ilerde bir a aç kadar büyük, her çiçe i kocaman bir s rkuyru u çiçe isarar -yordu. Yel Musa yukar do ru birkaç ad m daha att , sonra hemen a ya döndü, h zla, ko arcanada dan a inmeye ba lad . Alinin yüre i a na geldi. Güne bakt , daha ancak ö le olmu tu. Bu adam günkavu madan izi sürer, Koca Süleyman n kap na götürürdü.Öldürürüm bu adam , öldürür Memedi kurtar m. Girerim hapise. Memed de gelir beni hapisten al r,

kar m da lara.213

Ben de e ya olurum. Bir izci e ya olsun da görsünler, diye dü ündü. Bir de, her eyi u adama açsam m ,diye dü ündü. Aç p yalvarsam, yakarsam m ? Para eder mi? Önce yalvar m, her eyi açar m, e er izisürerse ondan sonra onu çeker vururum. Bir de k skançl k süsü veririm. Bir de izi yanl sürdü ünü, nceMemedin adam oldu unu söylerim.Yel Musa kayalar n harman yeri gibi oldu u yere indi, bir bakt , izi do rulttu, önüne katt , dibi kararankoya a do ru sürdü. Çok h zl gidiyordu. Uzaklardan, a dan yüzba onlar ça rd :

zciler, izciler! Buraya gelin, sürdü ünüz iz yeter. Gelin de yemek yiyelim. zi sonra sürersiniz," dedi.Yüzba ça birkaç kez yineledi. Yel Musa duymad , ya da duymamazl ktan geldi. Ali buna kudurdu,vard onu kolundan tuttu, h zla çekti:"Sen emir dinlemez misin?" diye ba rd . "Ne biçim izcisin sen! Yüzba ça yor."Yel Musa durdu, onun gözlerinin içine öldürecekmi gibi inatla bakt , bir silkelendi, kolunu onun elindenkurtard :"Bulaca m nce Memedi," dedi. "Ölece imi bilsem, çont olaca , gözümün kör olaca , kankusaca bilsem nce Memedi gene bulaca m."Topal Ali hiçbir ey söylemedi, kurudu kald .çinden, sen de nce Memedi bulmadan, ben de seni öldürürüm, geçti. Bunu böylece bil, izciler ba .

Yel Musa önde Topal Ali arkada candarmalar n tüfek çat p oturduklar yere indiler. Yel Musa öndeko arcana yürürken uçan uzun bir ku a benziyordu. Kollar da bir ku un kanatlar gibi ç rp yorduyürürken.Yüzba , As m Çavu , Hamza, bir eski e ya, dördü çam a açlar n alt ndaki p nar n ba na oturmu larrak içiyor, yak ndaki tepeleme köz dolu ocakta bir candarmanm pi irdi i i yiyorlard .Yüzba :"Gelin bakal m, ku un kanad n izini süren izciler! Neler yapt z?"Yel Musa haz rol dikildi, askerce bir selam çakt :214

zi do rulttum kumandan m, ak ama kalmaz al ku u bulurum."Ali onun olup biteni Yüzba ya söyleyece ini san yordu. Yel Musaysa göz ucuyla ona bak yor. Oturdular,közlerin üstünde et pi irmeye ba lad lar. Yel Musan n her eyi çabuk. Çabuk yürüyor, çabuk yiyor, çabukpi iriyor. Öyle bir çabuk konu uyor ki... Sözcükler a ndan yuvarlan yor. Yemek yerken Ali de onauymaya çal . Lokmalar çi nemeden yutuyor.Yel Musa lokmas a nda aya a f rlad :"Bin bereket," dedi. "Sofran za Halil brahim bereketi. Ziyade olsun."Yola dü tü, yürüdü. Topal Ali de arkas ndan yola dü tü ama, ona yeti inceye kadar kan ter içinde kald :"Ne ko uyorsun?" diye ba rd . "Arkandan atl gelmiyor ya! Kelle mi götürüyorsun ulan? Az k yava la dayeti eyim."Oldu u gibi topra a ç km izin yöresinde Musa birkaç kez döndü, sonra ba lad yürümeye. Be ad m ötedegene öyle kal p gibi bir iz gördü. Yosun tutmu , göbe e kadar gelen bir kayan n dibindeydi iz.Sonra gölgeler büyüdü. Gölgeler geldi gitti. Güne parlad . Musan n çoraps z aya n üstünden, alvarlaayakkab aras , k , y rt lm , kan kurumu , ç lç plak... Yel Musa iki büklüm oluyor, do ruluyordu.Bir ak ta n dibinde durdu. Ak ta n üstünde bir küçücük çam bitmi ti. Ne toprak, ne bir ey. Çam n kökleri

arda. Ak ta bir iyice kavram . Musa h zla koya geçiyor, a lara iniyor. Bu gece candarmalar Kesmeköyünde geceleyecekler. Yüzba , " zciler ba sizi orada bekleyece iz. Bir iz bulursan z bize haberverirsiniz," demi ti.Yüzba hiç ald rm yor. nce Memedi bulmak gayreti sana m dü tü köpek?Ali a lara, köye do ru inen izleri süren Musan n önüne geçti, gözleri kan çana na dönmü tü."Musa," dedi, "dinle beni. Dinle Musa. z ormana gidiyor. Bu izin yönü do ru ormana. Yoksa nce Memedseni çont eder diye korktun da yanl iz mi sürüyorsun?"Yel Musa kar k vermedi. De ne ini topra a oyulmu bir çizginin üstüne koymu tu. Yürüdü.215Topal Ali titremeye ba lad ."Ormana, kurban olay m Yel Musa, nolursun ormana... z ormana gidiyor."Yel Musa gene ald rmad . Bildi ince yürüdü.Köyün üstüne geldiklerinde gün kavu uyordu. Candarma-lar daha köye gelmemi lerdi. Ormanda içiyorlar,diye dü ündü Ali. Kesme köyü sessizdi. Candarmalar gelselerdi köy uyan r, bu kadar sessiz olmazd .Bacalardan dumanlar tütüyordu.

Ali:u Süleyman n evi, bacas ndan da gür bir duman ç yor. Bizim delio lan da imdi keyfinde, gep gep

geriniyordur. Benim çektiklerimi bir bilse..." diye m ldand . Neredeyse a layacakt .Yel Musa iki yüz ad m daha a inerse i i ten geçecek... Belinden tabancas çekti, a na kur un verdi,ni an alacakken inan lmaz bir atiklikle Musa arkaya döndü. Yüzü allak bullak:"K yma bana Ali, çoluk çocu um var," diye ellerini yukar ya kald rd . "K yma bana... zler ormana do rugidiyor. Bilmiyordum bu kadar oldu unu. Beni atlat p nce Memedi sen bulacaks n san yordum. zlerormana ç yor bak. Tamam m ?"Ali tabancas beline soktu. kisi de kar kl bir süre titrediler durdular.Sonunda Yel Musa:"Ali," dedi, Koca Süleyman n evini gösterdi, " te Memed bu evde."Topal Ali:"Bu evde," dedi.Koca Süleyman n evine do ru yan yana ilerlediler. Yürürken duruyorlar, biribirlerine bak p bak pgülüyorlard .216Kaymakam man, katmer katmer gerdanl , , patlak gözlü, so uk, morarm kal n dudakl , büyük kulakl ,kaim ka yd . Ka lar aln nda büyük bir k vr nt yapard . K sa boylu, so uk mu so uk bir adamd . Tam birOsmanl yd . Ba ndan fesi daha dün atm , apkay e reti giymi gibi ter-ü taze bir Osmanl yd .Mustafa Kemale içten içe deli gibi k yor, k zg nl da aç a vuramad için kudurmu lu u artt kçaart yor, Mustafa Kemale asker oldular, Yunan denize döktüler, Padi ah kovdular diye köylülere de çok

yor, bütün h nc onlardan al yor, bazan gözünün kesti i, Mustafa Kemale dü manl bir iyiceanlad bir yobaz geçirirse eline içini ona bir döküyor, bir döküyor, saatlarca konu uyor, Osmanl ,Abdülhamit Han , Va-hidettin Han anlat yor, bu mavi gözlü eytandan bir gün kurtulacaklar üstüne imantazeliyordu."Yavuzun, Kanuninin, Fatihin güzel vatan bunlara kalmayacak," diye ba yordu. "Bu ne idü ü bellisizki ilere... Bu e yalara, bu Bol eviklere kalmayacak... Bu günler ar zi günlerdir. Dü mez kalkmaz birAllah... Kalmayacak! Bu ye il gözlü, sar ba y lan mahvolacak. Bu topraklar ngilizler, Frans zlar,Amerikal lar gelip i gal edecekler. Onlar, o Bol evikler, o ayaktak , o sürüngen alçaklar bu vatandahükümran olamayacaklar. Bu kafirler."Mustafa Kemal dü manlar na sonsuz umut da yordu. Be vakit namaz hiç kazaya koymuyordu.217Köylülerden nefret ediyor, mümkün mertebe onlar n pis suratlar görmek istemiyordu. Nerde bir köylügörse, yüzünü buru turuyor, bir eytan savma duas okuyor, yere kocaman bir tükrük at yor:"Bir köylü görmüyor muyum kar mda, sanki o sar ba görüyor gibi oluyorum, ürperiyorum efendim,elimde de il, ürperiyorum nuru ayn m," diyordu.Arif Saim Beyin önündeyse binbir takla at yor, onun en az be ad m arkas nda yürüyor, a açsa bir topgibi hemen f rl yordu.Arif Saim Beyin bütün pis i lerini pi irip kotaran oydu. "Bunlar, bu aslanlar, bu alçaklar y kacaklarsar ba ," diyordu. "Onda çok Arif Saim var. Her birisi de Arif Saimdan daha yaman, daha alçak. Onlar

kacaklar sar ba . Hele bir bekleyelim, Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Bir tek Arif Saim bir sar bakar. Ama bin Arif Saim, tozunu att r sar ba n. Hele bekleyelim."

Gece yata na girince, yar n sabah uyand nda sar ba m dü mü oldu u, yerine Vahidettin Han efendimizingeldi i haberini alaca hayall yor, büyük bir mutluluk içinde s rmal giyitler, kordonlar, madalyalarhayall yor, öyle rahat uyuyordu. "Muhte em Al Osman ülkesinde bunlar payidar olamaz. Aslan yata naçakal giremez."Her gece, her gece yar n sabah pa a olaca inanc yla uyuyordu. Daha da çok ngilizlere güveniyordu. BuBol evik ipsizlerine güne batmayan imparatorlu un ali mensuplar hiç Ana-dolunu b rak rlar m yd ? tebütün Arabistan i gal etmi ler, Peygamberimizin evlatlar taht üzere payidar k lmam lar m yd ?Bu yolsuz, susuz, evsiz, ks z mezbeleden, çamur içindeki ha a huzurdan bu levse bo ulmu kasabadan tezvakitte ayr lacakt . Sar ba m iktidar pamuk ipli ine ba yd .Kaymakam Ramiz Bey s nt dan patl yor, gece gündüz içiyor, derebey kal nt lar yla kumar oynuyor.skenderundan orospular getirtiyor, sabahlara kadar vur patlas n çal oynas n... Kasabaya geldi geleli hiçbir

köye ç kmam . Ç kamazd da. Bir kere köylülerden çok korkuyordu. Bir de sar ba n as-218

kederini görmeye dayanam yordu. Ama bunlar n hepsi bahaneydi. Çok derinde, yüre inde bir köylü korkusuvard . Bu korkuyu belli etmemek için türlü bahaneler uyduruyordu.Ali Safa Bey ona çok ricalarda bulundu. Bu Ali Safa iti de sar ba n adamlar ndan birisiydi. MilliMücadelede Torosa ç km , kendisine Tayfun ad takm , da larda Frans zlara kar dola , s rf da lardaFrans zlara kar dola ndan dolay sar ba onu madalya ile taltif etmi ti. Sar ba ta teneke madalya çoktu.Önüne gelene de veriyordu. Ali Safa Bey sar ba n azat kabul etmez bir itiydi, sahtekard , rezilin birisiydiama, sar ba n efendilerine, o namussuz, ak ls z, sürüngen askerlerine, yani efendim köylülere kankusturuyordu. Geçen gün Ya mur A aya onlar n ne kadar atlar varsa, hepsini çald rtm . Köylerini hergece bast yor, kur un ya muruna tutuyor, canlar ndan b kt yordu. Çürüyor, çürüyor, çürüyor efendim.Yedi yüz y ll k bir sahibül mülkü kevar m z aziz yurdundan, i te böyle olursunuz, iki gözüm efendim. AlOsman topra Ya mur gibi birisini hiç görmü müydü efendim, yedi yüz y lda?""E ilmi seyrediyordum efendim, derin ab n içindeki ye il y lan n e kalini, nuru ayn m. Bo ulmaktad r,suda çürümekte-dir iki gözüm. Bir tuhaf marm ademdir sar ba . Burnu bu azim çürümenin kokusunualamamaktad r efendim.""Çok Ya mur A alar zuhur edecekler, çok Arif Saim Beyler, çok Tayfunlar... Çürütecekler, çürütecekler."Ali Safa Bey:"Siz gelmezseniz Kaymakam Bey, olmaz," diyordu. "Topraklar fuzulen i gal eyleyip evler kurdular.Ottan, kam tan pis evler. Biz bunun için mi kan döktük? Allah sizi inand rs n Kaymakam Bey, u Torosunher kayas nda bir parçam kald . Haç nda çarp m. Antepte ahin Beyle, Karaisal da Sinan Pa aylaberaberdim. Biz çarp r, biz ölürken bu benim tarlam i gal etmi ler. Asker kaça yd lar. Arkam zdan bizikur unluyor-dular. imdi de efendimiz oldular. Bu vatan n efendi-i aslisi oldular. Lütfen geliniz, kendigözlerinizle görünüz, görünüz ki ne biçim zulümler alt nda inliyoruz. ahit olunuz. Ne biçim insanlarlamücadele ederekten bu vatana hizmet ediyoruz, görünüz, görünüz. Frans zlara kar dövü mek dahakolayd . O219dü mand . imdi dü man vatan n ba na saplam hançerini. < Sizi köye götürmek için Arif Saim Beyinotomobilini de rica et- ] mistim. oförüyle kap da bekliyorlar sizi." ;Kaymakam masada oturuyordu, hemen aya a f rlad , önünü ilikledi:"Arif Saim Beyin otomobilleri mi bekliyorlar beni? Hemen, derhal gidelim. Benim için mi istemi tinizBeyden?""Sizin için.""Otomobillerini fazla bekletmedik ya?..""Bekletmedik efendim.""Katip, candarmalar, Ba çavu ?""Onlar ak amdan köye gittiler efendim. Her eyi haz r ettim." 'Otomobile bindi. Çok sevinçliydi. Kim bilir belki bir eyler olurdu. Kim bilir... Otomobiline binmi ti.Otomobile kuruldu, sigaras yakt . Gerdan bir iyice ta rd . oföre ters yolu gösterdi:"Burdan sürün evlad m," dedi.Kal n, uzun kehribar a zl a nda tutuyor, kuruluyordu.

oför ters yöne sürdü otomobili. Otomobil çar n içinden geçti. oför üç kez korna çald . Bu KaymakamBeyin daha çok ho una gitti. Tüm esnaf dükkanlardan d ar ya u ram lar, yar bellerine kadar e ilmi lerKaymakam selaml yorlard . Ali Safa Beyin de bu ho una gitti. Halk n onu Arif Saim Beyin otomobilinde,Kaymakam n yan nda görmesi onun nüfuzunu da on misli art racakt . Bir ta la kaç ku vuraca Ali SafaBey çok önceden hesaplam , Arif Saim Beyin kar nda binbir aklabanl klar yapm , arzusunda damuvaffak olmu tu.

oför de Kaymakam n arzusunu anlam , çar n ba nda yeniden geriye dönmü , esnaf n hayran bak lariçinde çar n öteki ucuna varm ."Bir daha döneyim mi Kaymakam Bey?""Dön evlad m."Bu f rsat, Arif Saim Beyin otomobiline binmek talihi bir.da-ha eline geçmezdi. Utanmasa Ali Safa Beydenrica edecek, sabahtan ak ama kadar otomobilin içinde böyle kurularak çar -220nm ortas ndan esnaf n hayret dolu, hayranl k, korku dolu bak lar aras nda gidip gelecekti. Ak amlarakadar.

kinci kez dönerken d ar ç km , ayakta, durmadan ceketlerini dü meleyenlere gülerekten eliyle teker tekerselam verdi. Sonra da içini çekerek:"Çek yavrum, çek bakal m köye," dedi.Vayvay köyuf e ku luklay n vard lar. Köylüler çoluk çocuk, genç ya , Kaymakam köyün d ndakar lad lar. Seyfali bir de davulcu, zurnac getirmi ti. Bir yanda da davul zurna çal yordu.Kaymakam kalabal n üstüne öyle bir bak f rlatt :"Ne sefalet," dedi. "Bunlar müstahak ama...""Müstahak," dedi Ali Safa Bey. "Mahvettiler beni. Onlar n yüzünden iflas ettim. Tarlalar ne ekiyorlar, nede bana ektiriyorlar. Tarlalar bana verseler, kendileri de çiftli imde rgat olsalar gül gibi bakard m onlara.Ne sefalet kal r, ne bir ey.""Anlamazlar iki gözüm. Bunlar insan de il ki... Mustafa Kemal Pa a Hazretleri de bunlara efendimizdiyorlar!""Efendimiz?""Gelseler de efendimizin u hali pür melalini görseler.""Efendimiz insandan ba ka, ba ka çe it bir mahluk..."Bir paçavra y yd insanlar. Her birisi bir kuru de ne e benziyordu. Ye il bir sar n ölülü ündeydiyüzleri.Otomobil Vayvay köyünün ortas ndaki ulu a ac n alt nda durdu. Köylüler elpençe divand lar. Boyun

rm lard .Kaymakam, sert, gümbür gümbür bir sesle:"Ehlivukuflar burda m ?""Burda," dedi Ali Safa Bey.Kaymakam:"Susun," diye ba rd , durup dururken.Sinek v zlasa sesi duyulur oldu ortal k. Herkes solu unu korka korka al yordu."Katip tapuyu oku.""Ba üstüne Beyim.""Ali Safa Bey, sizin ehlivukufunuz kim?""Ç kç klar köyünden Sürmelio lu Mahmut."ki büklüm, uzun ak sakall , ye il gözlü, büyük yüzlü, iri

221kafal , kafas dik tutamay p yana yat ran birisi geldi ortaya. alvar liyme liymeydi. Ak bir ku ak sarmbeline. Ku n üstüne bir kubur ba lam , kuburla ku n aras na bir dolma tabanca sokmu tu."Ç kç klar köyünden Durak Hac ."Durak Hac da ya yd . Çok uzun boylu, köse sakall yd ."Topraktepeden Abdurrahman Hoca."O da ya yd . Çok esmerdi. De irmi ak sakall yd ."Çankazadan Kölemeno lu."Kölemeno lu da öne ç kt . ki büklümdü. Bir deri bir kemikti. Titriyordu."Muhtar, sizin ehlivukuflar?"

efçe Kahya, Koca Osman, Molla Memet, Ali Onba ç kt lar."Katip oku!"Katip okudu:"Ali Safa Beye ait on yedi dönümlük tapu... Cenuben Tariki am...""Neresi?"Köyün alt gösterdiler. Uzaklarda ak bir yol a ar p duruyordu. O yolu gösterdi Sürmelio lu:"Biz hep oradan geçerdik. Otuz y ldan beri..."

efçe Kahya, Koca Osman, Ali Onba , Molla Memet, köyün solundaki uzak yolu gösterdiler. Bunun üstünebilirki iler aras nda sert bir tart ma ba lad . Kaymakam tart may hemen kesti:"Sarkan Yaln zdut deresi..."Ali Safa Beyin bilirki ileri köyün üstündeki sel yata gösterdiler. Vayvayl lar n bilirki ileri de uzaktakiYaln zdut köyünü...

imalen Akçasaz..."Bilirki iler gene ters yönleri gösterdiler."Garben Yaz ta ."

Ta a lar , Anavarzan n alt na do ru bir yeri gösterdiler.Bilirki iler aras nda gene uzun bir tart ma ba lad , sürdü. Kaymakam susuyordu."Bitti mi konu malar z?" diye sert sordu.222Sustular."Ehlivukuflar n sözlerinden anla ld ki Ali Safa Beyin tapusu Vayvay köyünü de içine al yor.Ehlivukuflar n ahadet ettiklerine göre, çok az bir zaman önce Vayvay köylüleri gelip Ali Safa Beyinelindeki tarlalara çal dan, otlardan sayfiye evleri in a etmi lerdir. Vayvay köylülerinin Ali Safa Beyintarlalar fu-zulen i gal etti i anla lm r. gallerinin refine, Vayvayl lar n çerden çöpten ev dediklerisayfiyelerinin kald lmas na karar verilmi tir."Sonra köylülere döndü:"Hükümete kar ç yorsunuz. Adam n tarlas fuzulen i gal etmi siniz. u çerden çöpleri kurmakla.Kimsenin tarlas elinden al p da sizlere veremem. Size bir ayl k mühlet veriyorum. Bir ay içinde burasbo alt p gitmezseniz, candarma gönderirim, u otlan sizin ba za y kar m. Sizler sunard z, ne büyük, nehükümet, ne de-Allah tan yorsunuz. Ne hak hukuk, ne de adalet..."Köylüler:"Bu köyün ne zaman kuruldu unu kimse bilmiyor. Dedemizin dedesi kurmu , ta F rka-i islahiyezaman nda," dediler.Kaymakam:"Bana kar m koyuyorsunuz, bana itiraz m ediyorsunuz, beni yutar m san yorsunuz? Bu köy yüz y ll kolur mu? Ali Safa Beyin tarlas zapt etmek için iki gün önce kurmad z m bu evleri? Kimeyutturuyorsunuz? Yüz senelik, on senelik, on günlük köye hiç benziyor mu bu köy? Köy mü bu?" diye basbas ba rd .Ba rd kça ba rd . A köpürdü. indi. Kendinden geçti, gözleri döndü. Ayaklar yere vurdu. Elinikolunu sallad ."Yalanc lar, sahtekarlar, alçaklar, dinsizler, imans zlar! Bir ay içinde köyü bo alt p gitmeyin bakal m.Ezece im sizi, ezece im, kar nca ezer gibi..."Aya var gücüyle topra a vuruyor, sürtüyordu:

te böyle, y lan ba gibi, sizin de ba eze... eze... eze... Ezece im ba ."Köylüler korktular, sindiler, büzüldüler.Kaymakam nerdeyse öfkesinden çat diye çatlayacakt .223"Size Cumhuriyet Hükümetinin faziletlerini ö retece im." Zang r zang r titriyor, ulu a ac n alt nda yürüyor,dolan yor, ba yor, alay ediyor, küfrediyor, emirler ya yordu.Sonunda Ali Safa Beyle birlikte Seyfali ona yakla abildiler. Ali Safa Bey:"Bey," dedi, "köylüler sizin erefinize bir koç kurban etmi ler. Muhtar Seyfali diyor ki, ö le oldu, yemeyebuyursunlar, kusura bakmas nlar, diyor."Kaymakam durdu dü ündü, sonra birden var gücüyle ba rd :"Köpekler yesin onlar n kurbanlar , köpekler! Yalanc lar n, utanmazlar n kurbanlar ... u köyüutanmadan yüz y l önce atalar z kurdu diyorlar, utanm yorlar, beni kand yorlar. u ot y ... Dinleyinköpekler, do ru söyleyin, u ot y kaç gün önce y z? E er bu otlar yüz sene önce y ü-m saburaya, yüz y ld r bu ot y içinde ya yorsunuz diye, size hakaret etmeli, yüzünüze tükürmeli. Sizinkurban köpekler yesin."Ali Safa Beyin kolundan tuttu, otomobile do ru sürükleyip onu içeriye soktu, kendi de girdi."Çal r makinay evlat," dedi yumu ak. "Köylülere böyle k zd da Arif Saim Bey, çok rica ederimevlad m, duymas nlar. Malum ya, onlar köylülerimizi çok severler. Biz de severiz ama, yalansöylemeyenleri, tarla gasp etmeyenleri..."Öfkesi geçmemi , daha zang r zang r titriyordu.

oför kolu üç çeviri te motoru çal rd , geldi bindi, otomobil hareket etti.Kaymakam Bey elini uzatt , Ali Safa Beyin elini tuttu:"Bunlara, bu alçaklara böylesi gerek, de il mi iki gözüm?" dedi, var gücüyle onun elini s kt . "Sizden birricam var."Ali Safa Bey hemen toparland :"Buyurun efendim."Kaymakam onun kula na a dayad :

"Sizden çok, çok rica ediyorum. oför Beyefendi bugünkü hareketimizi, benim hakl öfkemi Arif Saim Beyezlar ndan kaç rlarsa... Çok çok rica ederim... Onun a kapatman n bir yolunu bulamaz m z?"

224"Siz bu hususta hiç merak etmeyin Ramiz Bey. Kaç rmaz."Kaymakam bir türlü inanam yor, korkusu gittikçe büyü-yordu. "Vaziyeti Arif Saim Bey duyarsa... Ya oförArif Saim Beyin bir casusuysa?"Kula na iyice a yap p:"Ali Safa Beyci im, bu arkada bey, ya hususi surette bizim hareketlerimizi kontrol için yollanm sa? Bizimköylüye kar nas l hareket etti imizi ö renmek için... Olamaz m ?"Ali Safa Bey kesinlikle:"Olamaz," diyor, onu bir süre için inand yordu ama sonra Ramiz Beyin korkusu gene büyüyordu. Köylüyeböyle muamele etti imi duyarlarsa beni, beni, beni azlederler... Küfretti imi, hakaret etti imi, diye içindengeçiriyordu.Gene Ali Safa Beye e ildi:

u köylüler, köylerinde kalsalar olmaz m ? Bir yolunu bulsan z. Yahut da ben kar masam da siz kenditedhi usulü-nüzce köylüleri kaç rsan z?"Ali Safa:"Olmaz," dedi. "Bir kere ok yaydan ç kt . Sonra Hükümetin otoritesi sars r. Payimal olur. TürkiyeCumhuriyeti Hükümetine bunu yapamazs z. Onun asil bir kaymakam na tükürdü ü tükrü üyalatamazsm z."Kaymakam karar vermi ti:"Yalat m Ali Safa Bey, yalat m. Hem de bal gibi. Kaymakama de il, Valiye, Vekile yalat m, hem deBa ..."leri gitti ini anlad :

"Ben kendi hesab ma yalar m," diye düzeltti.Arif Saim Bey gibi bir insan kendi özel otomobilini niçin versin be paral k bir a aya, o a a da gelsin birkasaba kaymakam bindirsin, birlikte köy kald rmaya gitsinler? Hem de oförüyle birlikte. Olacak i mi?Normal mi efendim? Hem de cin gibi bir adam bu oför, Emniyeti Umumiyeden bir müdür olabilir."Avrupada m tahsil buyurdunuz Beyefendi biraderim?" oför duydu ama ald rmad . "Size diyorum,Avrupada m tahsil buyurdunuz?" oför yar m döndü, gülümsedi, koyu bir Laz ivesiyle:225"Avrupay hiç görmedim," dedi. "Hiç okumam yazmam yok."Kaymakam bu kar a daha ku kuland . Sakl yor, diye dü ündü. Sa lam Emniyeti Umumiyeden. ArifSaim Bey gibi bir adam n oförünün hiç okumas yazmas olmaz m ? Hiç Avrupa görmemi olur mu?Kendini iyice ele verdi. Ne güzel de Laz taklidi yap yor. Bravo, bu hainler polislerini iyi yeti tiriyorlar.Vahidettin Efendimizin de elinde bu kabil insanlar olsayd Mustafa Kemalin kim oldu unu anlamaz m yd ?Ver yan na ak ll , cin gibi bir yaver, bütün efalini iki günde anlay ve-rirsin."Beyefendi, çok güzel kullan yorsunuz otomobili. Ancak Avrupada tahsil etmi bir kimse bu kadar nazik,nazenin kullanabilir bir otomobili."

oförün a kulaklar na vard , deh et bir kahkaha kopard , otomobil sars ld :"Bizim usta, Erzurumlu Halil Usta, çok Avrupa gezmi ti. Bana derdi ki, Cemal, senin gibisi Avrupada dayok. Sen maki-nan n Allah sm.""Beyefendi, siz Karadeniz ivesini çok güzel konu uyorsunuz.""Konu urum. Ana lisan md r."Vallahi adamlara bravo! Bravo... Çok iyi yeti tiriyorlar. "Cemal Beyefendi, siz köylüleri seversiniz de ilmi?" "Çok severim. Köylü benim ana vatan md r. Kim ki anavatan sevmez, o ki haramzadedir.""Ben bugün köylülere çok sert davrand m de il mi?" "Yok Beyim, ne serti, çok yumu ak, çok insancadavrand z. Bizim Arif Saim Bey onlar dayaktan geçirir. Arif Saim Bey der ki köylü k sm yaln z be yaln zdayaktan anlar. Bey Akme-zar köylülerine çok k zd . Ço unu vurdu vurdu öldürdü." "Münasiptir."Laz ivesi daha da koyula : "Münasiptir onlara."Alay ediyor diye geçirdi içinden Kaymakam. Mahvoldum. Nas l ak l etmedim, Beyefendinin oförünün birEmniyet men-subini olaca !"226"Cemal Beyefendi bu gece birlikte içsek? Bir iki kadeh. Rica etsem? Beni mahzuz, beni erefyab ederdiniz.""Seni erefyap yapard m ama, Beyefendi duyarsa anam beller."

Alay ediyor, alay ediyor köpo lusu... Böyle bir ahma bulsam, benim gibi bir ak ls ... Ben de alayederdim."Rica ederim Beyefendi. Arif Saim Bey duymaz.""Duyurmay z Cemal, sen hiç üzülme," dedi Ali Safa.Kaymakam köpürdü, endazesiz e ek, diye geçirdi içinden, bir müdüre sen diye hitap ediyor! Anlam yor kikim oldu unu! Görsün o! Verdi im karar geri alaca m. Evet, Vayvay köyü yüz senedir bu çamurun, bubata n, bu sine in, bu cehennemin içinde ikamete memur edilmi tir. Tarih okuyanlar bilir. Hükümetinotoritesini Ali Safa gibi bir köpe e alet etmeyece im. Kendisi, hususi usulleriyle nas l kovarsa kovsunköylüleri, o bizi Hükümet olarak alakadaf etmez."Cemal Beyefendi, ben de çok severim köylüleri. Bizim de ecdad z köylüdür."Otomobil bir çukura dü tü, sars ld , sonra ç kt . Kasaban n k rm kiremitleri, toprak damlan, ikindigüne inde yanan camlar onu tuhaf, yanan bir peri ehrine benzetmi ti. Da n ete ine yap . Yukardanuzaktan.227Topal Ali Koca Süleyman n kap çald :"Oooo, Süleyman A a, Süleyman Emmi açsana kap , ben geldim, ben. Topal Ali," diye içeriye seslendi.Koca Süleyman n ak, gür ka lan yukar kalkt , dikeldi."Ben, benim, Topal Ali."Koca Süleyman:"Vay köpek vay, vay Kel Hamzan n iti vay, o olunca kap açaca san yor. Vay vicdans z alçak vay!Vay topal baca na s çt m vay! De irmenoluk köylüsüne kan kusturan zulüm u vay!" diye evin içinidoland ."Süleyman Emmi, biliyorum içerdesin, aç kap . Acele i im var. Konu unu görmeliyim."Koca Süleyman yüklü e gitti, yüklükten çok eskiden kalma ama güzel tüfe ini ald , yava ça tüfe in a nakur unlarverdi."Konu umu görecekmi topal köpek! zini sürmü demek ki... imdi sana gösteririm konu umun nas lgörülece ini."Kap ya yana . Kap n dudak deli ine tüfe in a koydu, kendi de tahta yar ndan bakt , ni an ald ,geriye çekildi, tam teti e basacakt ki, Memed arkadan geldi:"Dur Emmi," dedi, kolundan tuttu çekti. "Kap aç, Topal benim adam m."Koca Süleyman bundan bir ey anlamad ."Kap aç Süleyman A a, ben burada onu bekliyordum.""Eee, ben onu vuruyordum ya..."228"Yanl bir i olacakt .""Sen Topal tan yorsun. Hiç de yanl bir i olmayacakt ..."Koca Süleyman kap açmaya gitti homurdana homurda-na. Memed de arkaya...Kap aç nca Topal önde, Yel Musa arkada içeriye girdiler. Memedle Topal Ali ¦kucakla lar.Koca Süleyman bir onlara bak yor, bir:

u bizim o landa i var," diyordu. "E ya de il erkan harp o lan..."Topal Ali çabucak durumu anlatt ktan sonra, onlara Yel Musay tan tt . Koca Süleyman da Memed de YelMusan n ad duymu tu.Koca Süleyman gülerek:"Sor Memede, ulan topal köpek seni öldürüyordum," dedi. "Seni Kel Hamzan n iti bilip öldürüyordum.Allah billah a na öldürüyordum. O zaman u dünya bir kafirden temizlenirdi. u dünya bir tek YelMusaya kal rd . Bu dünyada bir tek olmak hem de Yel Musanm hakk ..."Topal Ali:"Gördüm, inand m, iman ettim ki hakk ..."Memed:"Bir dakika daha gecikseydim yüre inin ba ndan yiyor-dun kur unu," diye hay fland . "Deli misin sen? uköylerde öyle bir ün yapm n ki, köylü seni eline geçirse havada pi irecek. Neden sal veriyorsun kendini?"Koca Süleyman:"Bir de kap n a na gerilmi ti ki, imdi topal baca havadayd , Memed yeti meseydi.""Yapt m iyilikler kar na durdu da can kurtard ," dedi Topal.

Bir süre akala lar.Koca Süleyman:"Musa A a," diye sordu, " u senin için anlat lanlar do ru mu? Gün do arken Mara tan kalkar, gün batarkenAdanada olurmu sun, do ru mu? Ku kanad yla bu kadar yolu alamaz, gerçekten do ru mu?"229Yel Musa güldü:"Do ru," dedi. "Aç kças do ruydu, ya land m Süleyman A a."Koca Süleyman sonsuz bir meraktayd :"Önüne kat p da sürüp bulamad n hiçbir iz olmam , do ru mu?"Yel Musa bir çocuk gibi utand , çekindi, ne yapaca bilemedi:"Bir seferinde," dedi, "eskiden Yarsuvat derlerdi, imdi Ceyhan diyorlar, i te orada, biz iz sürdüm,sürdü üm iz ba ka bir e yan n iziymi . Benim sürdü üm izin sahibi Anavarza kayal klar na saklanmme er. Sonradan onun da izini sürüp yerini buldum ama bir kere yan lm m."Topal Ali:"Ben gördüm, hem de Yel Musadan korktum. Yolda o kadar yan ltmaya çal m onu, Memedin izini sürdüde bu kap ya kadar getirdi. Memed karda , sen benim hayat kurtard n ama, ben de seninkini kurtard m."Yoldaki durumu, Musay öldürmeye karar veri ini en ince ayr nt na kadar anlatt . O anlatt kça YelMusan n yüzü sarar -yor, gözleri büyüyordu:"Sahi beni vuracak miydin?" diye nl k içinde, yüzü allak bullak olmu soruyordu.Topal Ali:"Söyleyin bakal m, ba ka ne yapabilirdim? Ba ka ne gelirdi elimden?" Koca Süleyman gösterdi: " te bu dabeni vuruyormu , hiç suçum sudurum yokken."Koca Süleyman:"Vallahi vuruyordum," dedi. " yi de olurdu ya. Neyse gelecek sefere, u Topal n can cehennemegöndermek boynumun borcu olsun."Yemek yedikten sonra, Topal Ali Memedi bir kö eye çekti:"Bu köyü, ev ev arayacaklar," dedi. "Yüzba Faru un bir huyu var, hangi köye girse ba tan a köylüleridayaktan geçiriyor. Ya demiyor, genç kad n, çocuk demiyor. Sen hemen bir ata bin de dü yola."Memed:230"Nereye gideyim?" diye sordu.Topal Ali:"Da ta candarma dolu. Bir de çeteler hiç aman vermiyor. Bir de Kara ibrahim bilmem ne istiyor senden.Ben onun kan na susad m diyor da ba ka bir ey demiyor. Sen ne yapt n ona?"Memed: v -"Köpek," diye ba rd . "Ne yapaca m, tavla tavla y lk lar sürdüm, harman harman ekinlerini yakt m.Kar n, gelinlerinin, k zlar n rz na geçtim, ne yapt m bilmem ki ona? imdi ben nereye gideyim?"Ali dü ündü kald :"Burada kalamazs n. Muhtara. Senin Koca Süleymana gelece ini herkes bilir. Ormana kaçamazs n. S rac ndan ölürsün. imdi seni kim görürse haber verir. Eski nce Memed yok oldu gitti. Hele De irmenoluktanbirisi seni görmesin, bir ellerine geç, De irmenoluklular seni parça parça ederler.""Nereye gideyim Ali?"Ali dü ünüyor, dü ünüyor bir ey söyleyemiyor.

u s ralar da larda ya aman n hiç mümkünü yok. Keski sakland n yerden, daha bir iki y l hiçkmasaydm da kendini iyice unuttursayd n."

Memed:"Çukurovadayd m," dedi, oraya dam n kö esine oturdu. Çukurovay , Vayvay , Ali Safa Beyi, Arif SaimBeyi, dris Beyi, öteki Çukurova a alar , Seyran Aliye bir bir anlatt .Ali:"Keski da lara gelmeseydin u s ra. Koca Osman, Çukurova köylükleri seni ele vermezlerdi. S lar,senden imdat umuyorlard . Bütün o köylükler tümden k lmadan kimse seni ele vermezdi. Ya buralar...Görseler bir ka k suda bo arlar seni. Sen Koca Süleymana bakma. O seni seviyor da... Da lardankurtulman n çaresi? Benim akl ma hiçbir yer gelmiyor Sar Ümmetten ba ka. O senin için can verir. Sengittin de aylarca yas tuttu, iki gözü iki çe me a lad . Ama onun oralar candarma dolu, saklayamaz."Koca Süleyman ça rd lar, ona da sordular, o da çok dü-

231ündü, Memede bir s nca bulamad . Yel Musa duruyor, duruyor: "Aaah, Mara elleri," diyordu. "Alimallah

bir nce Memedi de il, bir orduyu saklard m."Dört usta, dört eski kurt ba ba a verip gece yar na kadar dü ündüler. Bu arada candarmalar çoktan köyegelmi ler, yemeklerini yemi ler, uyumu lard bile Yüzba , Hamza, As m Çavu da Muhtar n evinde keklik

zartmas yla rak içiyorlard , onlardan Koca Süleymana her an haber geliyordu. En sonunda Memed:"Buldum," diye ba rd . "Buldum. Kulaks z smailin de irmenine giderim, kimsenin akl na gelmez." Topal:"Gelir ama ba ka çare yok. Birkaç gün kal bakal m orada da biz dü ünelim. imdilik en uygun yer oras ."Koca Süleyman:"Oras ," dedi. "Biz sonra Topallan dü ünürüz." Memed derin dü üncelere dalm , oca n ba nda dü ünüyor,Süleymanm o ullar na, gelinlerine: "At haz rlay n, bol az k koyun. Bal da, ya da koyun, kavurma dakoyun," dedi ini duyuyordu bile.Neden sonra ba kald rd :"Ali karda beni iyi dinle," dedi. Yel Musaya döndü: "Sen de iyi dinle koca," dedi. Koca Süleymana döndü:"Sen de gene iyi dinle Süleyman Emmi," dedi.Yutkundu, haz rland . Çok önemli bir eyler söyleyecek, vasiyet edecek bir hal tak nd :"Sizler," dedi, "ellerinin, gözlerinin, ak llar n hüneri çok ki ilersiniz, çok eyler görmü geçirmi , çokömürler ya am z. Üçünüz bir aradas z."Gene sustu. Kafas toplamaya çal . Ali onun gözbebek-lerinde o çelik lt gene gördü."Benim ba ma gelenleri hepiniz biliyorsunuz," diye ba lad . "Benim ba ma gelen kul olan n ba nagelmedi diyemem, kul olan n ba na ak l hayal almad k i ler gelmi tir. Ama benim de ba mdan dayan lmaz

ler geçti. Hepsini biliyorsunuz. Sonunda Abdi A ay öldürdüm, fakir f kara kurtulsun deyi. Kurtuldu da...Abdi A a öldükten sonra millet adl k ad manl k232etti, olmaya gitsin. Topra payla . Köylü de ben de hep böyle gidecek sand k... Sonra ne oldu? Sonra KelHamza geldi, Abdi-den bin beter. Eli kanl . Kan kusturdu millete. Eee, bunun sonu ne olacak? Abdi gitti,Hamza geldi. Bir Hamza, bin Abdi etti... Eeee, benim emeklerime, çektiklerime ne oldu, nereye gitti? Büyükakl z, büyük hüneriniz var, çok gün görmü lü ünüz var, söyleyin bakay nVben ne yapay m? Bir ak l verinbana."Koca Süleyman:"Ben söyledim sana," dedi sert. "Sular a do ru akar hep. Akçadenize do ru. Sular n yukar do ruakt gördün mü hiç?""Abdi gidip Hamza gelecek hep, öyle mi?""Öyle," dedi Koca Süleyman sakal titreyerek, k zg n, çaresiz, umutsuz.Yel Musa:"A a gidecek, a a gelecek Her yerde bu böyle. Allah böyle yaratm . Ku lar kanatlar yla uçarlar. Yelkanats z eser. nsanlar iki ayaklar üstünde yürürler. Ay da, gün de do ar batarlar."Memed yüzü darmaduman onun da sözünü kesti:"Abdi gidecek Hamza gelecek, öyle mi?"Yel Musa:"Öyle," dedi, boynunu büktü.Topal konu muyordu. Belliydi ki bu i i çok dü ünmü tü."Sen gittikten, Kel Hamza geldikten sonra hep bunu dü ündüm. Geceleri uyku girmedi gözüme. Bir çaresinibulamad m." Derinden içini çekti: "Çok çok dü ündüm, bir yere vard -ramad m, bir kaz a ba layamad m.""Abdi gidecek, Hamza gelecek, Hamza gidecek, Süleyman gelecek, Ali gidecek, Veli..."Koca Süleyman:"Hep öyle oldu," dedi. "Ali gitti, Veli geldi. Deden gitti, baban geldi. Baban gitti, sen geldin. Sen gideceksin,

lun gelecek...""Öyleyse niye u ra yoruz, can di imize takm z, sen, ben, Ali, Yel Musa?""U ra yoruz," dedi güvenli. "U ra mak hakt r."At çoktan haz rlanm kap da bekliyordu, Memed aya a233kalkt , teker teker üçünü de kucaklad . Yüzünde a gibi ye ilimsi alayc bir ac donup kalm , gülümseyenbir ac ...

"Sa cakla kal n," dedi, d ar ç kt , ata atlad . "U ra mak, dövü mek, can kan vermek... Bo yere...ra mak hakt r..."

Kafas ndaki bu soru onu gittikçe çökertiyordu. "U ra mak, hiçbir ey de ilse u ra mak, nas l hak olur?"imdiye kadar tatmad ayr bir duygu içindeydi. Dü ünmenin tad ehvetle bütün bedeninde duyuyor,

çaresizlikle k vran yor, çöküyordu.De irmene varm , kap nda durmu , attan inmek akl na dü müyordu. Ha bire bir eyler kuruyor,dü ünüyordu. Bir nl a dü mü tü ki, kurtulman n mümkünü yok. Ba bir türlü alam yor, kendinegelemiyordu. dris Beyin maceras iyice onun kafas kar yordu. Kendi milleti için kellesini koymu ,da a ç km dris Bey. Ölüm onu ad m ad m izliyordu.Gün do unu çok severdi. Da lar n ba mavi bir çizgide koyula , duruldu. Sonra mavinin alt üstü

rmaland . Da lar slak slak parlad , sonra sise gömüldü. Kuyruky ld ü ümü bir güne gibi parladsöndü, parlad söndü, balk . Sonra ortal k ayd nland . Memedin haberi bile olmad . S rt na çiy ya , at nüstünde kaskat kesilmi ti. S rt na gün vurup, boynunu yak nca kendine geldi, hemen attan indi, de irmeninkap na do ru yürüdü, aya yla kap ya dokundu, kap araland , t rt duyan bir ses, içerden, uzak birkaranl ktan uykulu seslendi: "Kim o?" Memed:

smail Emmi sen misin?" diye sordu. Ölgün, k k, uykulu ses:"Benim," dedi. "Benim karda , sen kimsin? Un ö ütmeye mi geldin? Nerden buldun ki bu day ? Hamza minsafa geldi? Geliyorum. Dur, alvar giyeyim de geliyorum."

alvar çeki tire çeki tire kap ya geldi. Güne e gelince gözleri kama . Bir süre gözlerini u turdu. Saelini gözlerine siper edip Memedi az k görebildi. "Bir yolcu musun?" diye sordu. Memed:234

smail Emmi ben Memedim," dedi.Kulaks z smail az k kendine geldi, silkindi."Hangi Memedsin?" diye sordu, yumu ac k. "Hangi Me-medsin sen?"Memed:"Ben geldim smail Emmi, ben. nce Memed.""Neee! nce Memed mi? Hangi nce Memed?""Kaç nce Memed var smail A a?" dedi Memed.Kulaks z smail alttan yukar ona bakarak:

u e yac k yapan nce Memed mi?""O benim i te," dedi Memed.Kulaks z smail durdu ona bakt , bakt hemen geriye döndü, elinde bir sopayla d ar ç kt :"Seni kafir," diye Memedin üstüne sald rd . "Seni kafir o lu kafir! S çt n oca za, öldürdün, aç kodun beköyü de daha ben nce Memedim diye -buralarda, buralarda, buralarda geziyorsun?"Memed onu hemen yakalay p sopas elinden almasayd , ba gözü yar lacakt .Bileklerini Memedin elinden kurtaramayan Kulaks z smail avaz ç kt kadar ba rmaya ba lad :

mdaaat, imdaat, can kurtaran yok mu, e ya nce Memed de irmenimi bast . Beni öldürüyor, imdaaat,imdaaat! Can kurtaran..."Memed bileklerini b rakm yor, öteki ortal ç nlat yordu. S tma görmemi sesi da dan da a gidiyor,kayal klarda yank lan yordu.Kulaks z ba yor, ç rpm yor, Memed ancak:"Deli mi, deli mi oldun smail Emmi, akl m oynatt n?" diyebiliyordu.

mdaaat, öldürüyor! Öldürüyor, öldürüyor..."Kulaks z kendisini yere atm , ç rp yor, debeleniyor, k yameti kopar yordu.Memed k zd , tepesinin tas att , yerdeki Kulaks za zorlu bir tekme att , tabancas çekti:"Seni," dedi, "kara dinini iman ... Kes sesini! Ya kes, ya imdi ben senin sesini keserim.."235Kulaks z smail hemencecik, kirp diye sesini kesti. Hiç ses ç karmad . Orada öyle, yerde, samanlar n,kurumu f lar n üstünde k vr ld kald . Zay flam bitmi , boynu daha da uzam , k . Yal nayaklar n alt parmak girecek kadar yar lm . Üstü ba paramparçayd . Her yerinden k k olmu ,büzülmü eti gözüküyordu. A arm , kirli, uzun sakal isten sapsar yd .Memed ona bakt bakt , yüre i kabard , bo az na bir eyler t kand . Vard , onu yerden kald rd , içeriyegötürdü. Çam barda ald , bir iyice yüzünü y kad . Sonra d arda öyle durup duran at içeriye çekti, ba lad .Kulaks z smail, belini duvara vermi a yordu. Bir yandan hem h çk rarak a yor, hem bir yandankonu uyordu:

"Kim dedi sana sümüklü nce Memed, kim dedi sana a am öldür de bizi Kel Hamzan n zulmüne b rak?Kim dedi sa-na..."A lama smail A am, a lama. Bak ne diyece im sana."

stemem... ki y ld r bu de irmenin bo az ndan bir tane girmedi. Ne bir bu day, ne bir m r, arpa, dartanesi, bir tane ö ütmedi bu de irmen. te bu hale getirdin sen bizi. Dikenli-düzünün köylüleri iki y ld rdileniyor. Hepsi de ç lç plak... Ya, sen bizi bu hale getirdin i te...""A lama smail A am, a lama! Bak sana ben ne diyece im, bak!""Ne diyeceksin kafir, dinsiz, kanl ... ki elin güzel, vicdanl , aslan, merhametli A am n k l kan nabileklerine kadar batm da, daha bana ne diyeceksin kafir? Çocuklar açl ktan kuru-dular kumdular öldüler.Kel Hamzan n ambarlar , kuyular , tah l almad . Köylünün elinde ne varsa ald , ya, hepsini ald . Bir tek tanebile b rakmad , hem de arpa, hem de dar , hem de m r tanesi, bir tane b rakmad . Herkes ac ndan öldü.

rfacana döndü millet. Da larda ot toplay p yedik. A aç kabu u, mad mak, kuzukula yedik. Nebulduysak yedik. Ne kadar s z, öküzümüz, keçimiz, koyunumuz, at z, e imiz varsa elimizde, KelHamza hepsini ald . Hükümet zoruyla ald . Bir hafta kendi adamlar yla dövüyor, s radan geçiriyorduköylüyü, bir hafta candarmalara dövdürüyordu. Dövüle dövüle milletin236

rt ya ar oldu, nas r ba lad Memedim, e yam, yüce da lar n al kartal ! Söyle, ben a lamayay m dakimler a las n! Alt ayd r bo az mdan do ru dürüst bir yemek geçmedi. Hep senin yüzünden... Söndürdünoca , harap ettin hanemizi. Viran eyledin köyümüzü. ncir diktin oca za. Bat rdm bizi. Kim dedi,kim, kim, kim söyledi sana gül A am , gözümüzün bebe ini öldür de bizi böyle öksüz koy diye, kim, kim,kim söyledi sana!"Abdi A ay övmeye ba lad . Hem a yor, hem Abdi A a üstüne a tlar söylüyordu. Yan k, yürekten, Abdi

ay , onun merhametini, insanl göklere ç karan a tlar."A lama smail A am, yeter," dedi Memed. "Gel de bir iki lokma bir ey yiyelim."Heybeden az k ç ç kard , açt . Az n ortas nda, yufka ekme e sar lm , k zarm kocaman bir tavukduruyordu.Kulaks z smail az a öyle bir göz ucuyla bakt , aya a kalkt , de irmen ta n oraya gitti, çarpa çarpayüzünü y kad geldi."Buyur smail A am," dedi Memed.Kulaks z smail aç kurt gibi sald rd tavu a. Memed durmu onun korkunç bir i tahla tavu u yutu unuseyrediyordu. Kulaks z smail iki eli, a , burnu, çenesi, gözleri kaslar yla yumulmu yiyordu. Az birsürede tavuk bitti. Kulaks z, kemikleri yalamaya ba lad . Birisini yal yor yal yor, ötekini al yordu. Az kta nevarsa az zamanda hepsini sümürdü Kulaks z smail. Üstüne uzun uzun bir su içtikten sonra:"Oooh," dedi. "Ooooh! Cana geldim. Ölmü lerinin ruhuna... Oooh, karn m doydu. Kusura kalma yavrum.Baban çok severdim. Dünyan n en iyi insan yd . Etliye sütlüye kar mazd . Eline vur a ndaki lokmay al!Sen bu i i iyi etmedin Memed. Bizi peri an eyledin. Kusuruma kalma yavrum. Eeee, ho gelmi sin bakal m!Bir de sigara olsayd imdi... Nerelerdeydin karda ? Eeee, ho gelip safalar getirmi sin bakal m."237O gece deh et bir ya mur ba lad . Sanki göklerden rmaklar bo alt yordu. Yeller esiyor, savuruyor, k yor,döküyor, çat lar uçuyor, a aç dallar , uzun kavaklar k yordu. Gö ün uza nda üst üste im ekler çak yor,durmadan gökler gürlüyor, da lardan ovaya, ovalardan tepelere, koyaklara yank lan yordu. Belal Çukurovaya murlar ndan birisiydi.Ya mur sabaha kar yava lad . Dereler, koyaklar ta geçit vermez olmu tu.Gün do arken ya mur da dindi. Islak, yap yap , bu uya batm s cak, yak bir güne do du. Günebu unun arkas ndan hayal meyal gözüküyordu.Tuvarasmda, Zalanmo lunun sekiz ki ilik çetesini candar-malar, eski e ya Kara brahimin de yard ylakur undan geçirmi lerdi. Zalanmo lu on yedi ya nda, uzun boylu, yak kl , kartal burunlu bir gençti.Babas n elinden tarlas döverek alm bir kasabal vurmu tu.Anas onu çok sever, çocukken dizinin dibinden ay rmaz: "Zalan n biricik o lu, biricik o lu," diye severdi.Köylüler de ona bu yüzden Zalanmo lu dediler. Ve bütün köy onun ad n ne oldu unu unuttu gitti.Zalanmo lunun babas yumu ak, iyi bir adamd . Ç narl köyünde sulak, çok güzel tarlalar vard . KasabadanAbdulla-ho lu bu tarlaya göz koymu , oray bahçe yapmak dü ünü kuruyordu. Zalanmo lunun babastarlay satmad . Ötekiyse u ra , allem etti kallem etti tarlaya kondu. Üstüne üstlük kasaba238

külhanbeylerine birkaç kuru verip adam iyice dövdürdü. Zalanmo lunun babas kasabaya inemez olmu tu.Kasabaya ne zaman inse deh et bir dayak yiyor, kan revan içinde köye dönüyordu.Zalanmo lu güzel bir Alaman filintas buldu. Çok h zl bir ata bindi. At kom ular nmd . Doludizginkasabaya sürdü. Ab-dullaho lu bir aya'kkab dükkan nda oturuyordu. Zalanmo lu bunu biliyordu.Ayakkab dükkan eliyle koymu gibi buldu. Tüfe ini Abdullaho luna do rulttu, tam be el ate etti.Abdullaho lu cans z yere serildi. Zalanmo lu da at da lara sürdü.Ölüleri ç plak beygirlere atm lard . Ayaklar at n bir yan nda ba lan öteki yan nda sallan yordu.Zalanmo lunun uzun boynu sarkm , salland kça ba at n karn dövüyordu.Ölüleri getirip candarma komutanl n büyük avlusuna att lar. Sekiz ölü ku luklay m s cakta, öyle yatt larkald lar. Hemen birkaç iri ye il sinek geldi, ölülerin ba lar n yöresinde v ldamaya ba lad lar. S cak günebu ulan yordu. Gökyüzü bombozdu, yan yordu. Tuhaf bir bu ulu yanma.Zalanmo lu kara bir ayak alvar giymi ti. Bir de gene güzel kara bir kaçak ngiliz kuma ndan ceketgiymi ti. Ceketin üstünden üç ko ar fi eklik geçirmi ti. Fi eklikler savatl gümü le kapl yd . Çerke i i. Sapgümü lü Çerke hançeri uza na dü mü tü. Bir kay la belindeki palaskaya ba yd . Dürbünü küçük,kahverengiydi. Aya nda, alt çok kal n köseleden bir k rm Mara ayakkab vard . Alt na nak bir kurtçorab çekmi ti. Tabancas n sedef sap gözüküyordu.Avlunun ortas na at lm öteki e yalar da a yukar böyle giyinmi lerdi. Ölülerden birisinin ba keldi,

md zlak... Ünlü Yel E ya dedikleri bu olsa gerek...Candarma komutanl n avlusuna kasabal lar dolmaya ba lad . Duyan geliyordu Zalan no lunu görmeye.Zalanmo lunun köylüleri de duydular. Onlar da, önde Zalanmo lunun anas , a t yakarak, kad n erkek yoladü tüler. Kasaban n yak ndaki köyler de yollara dü tüler. Zalanmo lunun ölüsünü görmeye geliyorlard .Candarmalar Zalanmo lunun anas , babas , akrabalar -239m, köylülerini ölüye yakla rmad lar. Öteki e yalara da kimseyi yakla rm yorlard . Bir karma al k, birhayhuy sürüp gidiyordu. A t sesleri kasaban n göklerini ç nlat yor, kad nlar dövünüyorlard .Zalanmo lu upuzun uzanm , ba sa yüzünün üstüne yat rm . Puslu güne in bulan k ayd nl ndaterlemi gibiydi. Yüzünde çocuksu bir gülü donmu kalm . Islak giyitleri biçimli bedenine yap .Ötekilerin de... Bu ular f yordu giyitlerden gün k zd rd kça.Ye il sinekler ço ald . Ölülerin üstüne inip kalk yorlard .Zala yakla amad o lunun ölüsü yöresinde bir ku gibi ç rp narak dönüyor, "Zalanm birici i, Zalan nbirici i, nas l k yd lar sana, Zalan n birici i! Sinekler konuyor a na yüzüne, Zalan n birici i... Ben öpmeye

yamazd m Zalanm birici i, belemi ler k l kana... Ben öpmeye k yamazd m, atm lar topra n çamuruniçine. Ne yatars n Zalan n birici i, ku luklay n cakta? Candarma day ras n önünde? Ne yatars n?" diye

tlar yak yordu.Zala sesi k ncaya, halsiz dü ünceye kadar söyledi, dövündü durdu.Sonra Foto rafç Camgöz Emin geldi. Önce Zalan no lunu kald rd lar, duvar n önüne dikmeye çal lar.Zalan no lu o kadar kur un yemi , bedeni öylesine hurdaha olmu tu ki... Giyitleri kanl çamura belenmi ti.

rpt lar.Zala:

ncitmeyin, incitmeyin birici imi," diye son kalan sesiyle ba yordu.ki güçlü ki i s rt duvara dayal Zalan no lunu ayakta tuttular. Bir candarma geldi, püsküllü fesini ba na

geçirdi. Camgöz Emin foto raf çekti. Öldürülen tüm e yalar n foto raf o çekmi ti. Foto rafçekildikten sonra adamlar Zalan no lunu b rak verdiler. Ölü duvar n dibine y verdi. Boynu da solomuzuna dü tü. Öyle gülümsedi kald .Zala bir ç k daha kopard .Sonra Yel E yay getirdiler. Onun da s rt duvara verip, kollar ndan tuttular. Candarmalar onun da fesinigetirip ba na oturttular. Buna orada bulunan herkes güldü. Foto raf n çekil-240mesi bitince Yel E ya da y ld duvar n dibine. Ba gö süne sarkt .

yalar avluda iki gün daha kald lar. S cakta koktular, tiler, giyitlerine s maz oldular.Tellal Kambur Ahmet, yakas na madalya yerine fincan takm sabahtan ak ama kadar ba yordu:"Duyduk duymad k demeyin millet!" diyordu. "Zalan -no lunun çetesi candarma kumandanl n kap ndayat yor. Bir ibret levhas r. Gidin görün... Gidin görün ki, neler do urmu lar analar... Ancak bir gün dahakalacak Zalan no lu orada, kokuyor, iyorlar... Duyduk duymad k demeyin millet!"

Zala, üç gün, üç gece yemeden, uyumadan orada, candarma komutanl n avlusunda gözlerini o lunadikmi , bir to-pac k olmu oturdu kald . Onu oradan kimsecikler koparama-d .Üç gün sonra ölüyü Zalaya teslim ettiler. Bir yaral kartal gibi o lunun üstüne at ld Zala. Onun kokmu ,

mi ölüsünü koklad koklad ...Yedi e ya ölüsünü sahipleri ald lar. Yel E yan n kimsesi yoktu. Onun da ölüsünü candarmalar kasaban n

ndaki eski kireç kuyusuna att lar. Ölüsünü köpekler yedi.Gedikli Çavu Hanefi çok ya yd . Saçlar apakt . nce Me-med diye Zalan no lunu vuranlardan birisi deoydu. Kasaban n çar na dü mü , eski bir destanc co kunlu uyla olay anlat yor:

nce Memedi sard k diye seviniyorduk. Tuvaras deresinde sar lan nce Memed, nce Memed de olsakurtulamazd . Her yan, yer gök kayal k," diyor ba yordu. "Kayal n dibinde de e yalar. Çarp ma birsaat sürdü. Bir de bakt k nce Memed, bir mendili tüfe inin ucuna ba lam bize do ru, teslim teslim, diyeba rarak geliyor. Arkas nda da adamlar ... Yüzba , durun, dedi, ben nce Memedi teslim almam. Yakla nate edelim... Hepsini öldürdük. Bir Yel E ya teslim bayra açmam . Ak ama kadar çarp . Sonramermisi bitti. Onu da yakalad k, öldürdük. nce Memedi yakalad k diye sevindik. Köylüler bakt lar, bu nceMemed de il, Zalan no lu dediler. Yüzba kederinden ölüyordu. Bu nce Memedde ne var, ne var kiyakalanmaz," diyordu.241Bu kasaba çok teslim olan e ya ölüsü görmü tü. Bundan birkaç y l önce Hükümet da lara haber salm :"Da da kim varsa gelsinler teslim olsunlar. Teslim olanlar affedilecek." Ve e yalar teslim olmu lard . Buteslim olan e yalardan otuz kadar Kozan hapisanesinde yat yorlard . Ünlü e ya Hac Veli de içinde. Birsabah bu e yalar kol kola halatlarla ba lad lar, Adanaya götürüyoruz diye, yola ç kard lar. Adana Kozanaras nda Sar çam diye bir yer vard r. Bodur a açl , k raç bir yer. Sar çam deresinde bu otuz kadar e yaykur una dizdiler. Sonra da kaçt lar da vurduk diye bir rapor uydurdular. Ölülerini de Sar çam n deresinegömdüler. Olan biteni o yörenin bütün köylüleri böylece görüp duydular.Kaymakam bu olup bitenlere çok seviniyordu: "Kanunsuzluklar, kanunsuzluklar yaps nlar, bu onlar dahaçabuk y kar," diyordu. "Zulüm hiçbir zaman payidar olamam r. Çok genç olduklar ndan na i,Cumhuriyetin efendileri bunu bilmiyor, bir zulüm k gibi halk n üstünde esiyorlar. Bir zulüm k , ikigözüm efendim."

u nce Memedi de bir merak ediyordu ki... Kimdi, neydi, nenin nesiydi? Çok genç bir adamm , diyorlard .Epey bir zaman ortadan çekilmi , imdi gene meydan cenge girmi ti. Onun da cesedini yak nda kasabayagetireceklerdi."Cumhuriyetimiz çok kuvvetlidir, onu da teslim al p kur una dizecekler pek yak nda. Onu da görece iz, ikigözüm efendim. Onu da görece iz pek yak nda," diyor, zevkle gözlerini yumuyor, ellerini ovu turuyordu.Ve kasabada onun üstüne konu ulanlar biraz taaccüp, biraz korkuyla dinliyor, nce Memed üstünemütalaalarda bulunuyordu."Çok zalim, insafs z, insandan ba ka bir mahluktur bu, efendim, iki gözüm ci erparem. nsandan ayr ,bamba ka bir mahluk, Türk köylüsü, efendim. Ellerine bir f rsat dü meye görsün, babalar n gözlerinioyarlar," diyordu.nce Memed bir gece bir zengin a an n evini basm Ta o-luk köyünde. A a param yok, demi . Memed öyle

mi, diye sormu . Adamlar na kap kapay n da bekleyin, demi . A an n üç k varm , on alt , on sekiz,yirmi üç ya lar nda. Önce on242alt ya ndaki k yat rm kona n ortas na. Babas n, anas n, karde lerinin gözleri önünde rz nageçmi . Hem gülüyor, hem rz na geçiyormu k n. Babas , anas , karde leri elleriyle yüzlerini örtmü ler.Sonra k adamlar na terk etmi . Onlar da k n rz na geçmeye ba lam lar. Memed ortanca k yat rmsonra, onu da bir iyice kirletmi . Sonra da büyük k ... Büyük k z onu çok sevmi i ben senden ayr lmamMemed, demi . Me-medin ard na dü mü .Memed, a aya bu muamelelerden sonra, e er paralar ç karmazsan, seni de feci yapar m, demi ."Zulüm, iki gözüm, nuru ayn m, zulüm. Türk köylüsü zulüm makinas ..."Adam, nesi var nesi yoksa ç karm , alt n, gümü , elmas... Hepsini ald ktan sonra, ho ça kal, demi ,yürümü . Büyük k z da bu kafire sevdalanm ya, dü mü ard na. Da a ç km lar, Memed bakm kiarkas na, 6 k z, büyük k z, onlarla birlikte gelmi . Sevdal . Çevirmi tüfe ini vuruvermi ."Belas bulacak o... Cumhuriyet Hükümetimiz Yunan n, koskoca Düveli Muazzamanm hakk ndan geldi ki,bir e ya parças n gelemeye, iki gözüm sultan m! Az zamanda bekleyin. Zulüm makinalar ..."

Bir eve girmi , bakm ki, kimse yok evde, yaln z be ikte bir bebecik uyuyor. Meleklere güldü, gülümsüyor.Bu kafir ne yap yor, hançerini ç kar yor çocu un ba kesiveriyor:"Olamaz, olamaz iki gözüm! Mersi, daha fazla anlatmay n. Facia... nsan kalbi dayanamaz buna sultan m.Yürek paralan r. Ancak Türk köylüsünden sad r olur böyle zulümler. Efendimizden... Kati istihbaratt r busöylediklerim. Hilaf m yok."Büyük bir köye girmi on ki ilik çetesiyle. Bütün köylüyü kadm erkek, çoluk çocuk, genç ya , hasta sayr ,yatalak kötü-rüm, köyün orta yerindeki alana toplam . Emir vermi herkes evindeki sacaya , sabandemirini getirsin, diye. Herkes gitmi evindeki sacaya , saban demirini getirmi . nce Memed kafiri emirvermi ki, köyde ne kadar odun varsa u alana y n, demi . Onlar da y lar. Yak n odunlar demi , onlarda yakm lar. Odunlar yanm köz olmu . Büyük köz y n içine saban demirlerini, sacayaklar at n,demi . Onlar da atm .243Demirler k pk rm kor gibi olunca, demirleri ç kar n, demi , ç karm lar. Sacayaklar boynunuza geçirin,saban demirlerinin de üstüne ç plak ayaklar zla bas n, demi . Bir iki ki i tereddüt edecek olmu , hemenorac kta onlar vuruvermi , cesetlerini de yar canl yanan közlere att rm . Bir c rt , bir ya kokusu almortal . Bunu gören köylüler sacayaklar bo azlar na derakap geçirmi ler, ç plak ayaklar yla da közebasm lar. Bir c rt , bir yan k et kokusu alm köyü. Aradan haftalar geçti, köy hala yan k insan etikokusuyla kokuyor.

nan lmaz bu anlat lanlara iki gözüm sultan m. nan lmaz. Fakat kati istihbarat zd r efendim. Zulüm...Türk köylüsü zulüm makinas r. Velakin insano lu bu kasabada olup bitenlere inanamaz. Zulüm..."Kaymakam ve kasaba daha da az tt . Elbirli iyle nce Memed üstüne akl n hayalin alamayaca bir karaefsaneyi ördüler, kasabadan öbür kasabalara, Adanaya, Ankaraya kadar yayd lar. Yaln z kara, karanl kefsaneleri Çukurova, Anavarza köylüklerine i lemiyor, köylerin kap na gelip orada kal yordu. Kasabayagelen köylüler nce Memed üstüne ç kar lm efsaneleri dinliyorlar, dinliyorlar, susuyor, hiç renk vermeden,"Acayip," diyorlar, içlerinden kasabal larla alay ediyorlard :"Ödünü koparm bizim delio lan rz k klar n," diyor, seviniyorlard .

nce Memed dedikleri de kim, nas l bir adam? Ad nce onun, zebella gibi, kaba, iri, domuz gibi, çirkin,patlak gözlü bir adam. Böyle çirkin adam ne u dünyaya gelmi , ne de gelir.""Bir kollar var nce Memedin, dimdik durdu unda bile yerleri süpürüyor. Burnu tüm a örtmü .Gözlerine kan oturmu . Çapakl , çipil gözlü."nce Memedin görünü ü üstünde en çok Ali Safa Beyin kar duruyordu. Gün do undan gün bat na

kadar kasabay ev ev dola yor, nce Memedi çe it çe it, biçim biçim anlat yordu.Deh et bir korku sinmi ti, ks z, karanl k, çamur içinde, sokaklar ndan pislik akan, gübre kokan, yar y kkasaban n üstüne. Bu kasaba ölü gibiydi. Bir dedikodu yuvas , bir cad ka-zan yd . Herkes, herkesin engizlisini biliyor, herkes herkesin244en küçük sürçmesini ba lam yordu. Her gün binlerce dedikodu yarat yordu. Dedikoduya kurbangitmeyen, dedikoduyla yöresini sindirmeye çal mayan hiç kimse yoktu. Durgun, s nt kasabada herkesbiribirinin gözünü oyuyor, kuyusunu kaz yordu.

yal k olaylar da olmasa kasabal lar s nt dan patlayacaklar, biribirlerini kasaban n ortas nda birikmigübreli, kokar göleklerde bo acaklard . u e yalar vurula vurula bitecek diye ödleri kopuyordu. nan lmazbir ehvetle konu uyorlar, durmadan, durmadan konu uyorlar, dedikodu yap yor, her gün tepeden t rna akasabada kim varsa çeki tiriyorlar, korkuyla, ehvetle biribirlerine e yalar anlat yorlard . Kasaban nerkekleri konu ma, dedikodu bab nda beterdiler ama, kad nlar da bin beterdiler. Hiç mi hiç a zlardurmuyordu. E yac k bahsinde erkeklerin ba Ali Safa, kad nlar nkini de Ali Safa-n n karçekiyordu. nce^Memed için uydurdu u hikaye öyleydi:"Kocaman, zebella, yarma gibi da lardan bir köylü çocu u Beye gelmi . Bey sormu bu adam azman na,çal maya m geldin, demi . O da yok, demi , e ya olmaya geldim. Da da her a an n bir e yas var,hükümetin bile e yalar var, ben de senin e yan olay m. Dedi inden ç kmam, kimi istersen öldürürüm,demi . Safa Bey de demi ki ona, vazgeç bu sevdalardan, güçlüsün kuvvetlisin, bak da gibisin, gel de bizimçiftlikte çal . O, burun k rm . stersen sana e ya olurum, demi , diretmi . Bizim Bey de e yaistemem, demi . Ben Cumhuriyeti kuran bir adam m, ona kar e ya kullanamam. Kocaman köylü de, birdev gibiymi , çirkin mi çirkin, beli de kambur, Beyin yan ndan uzakla . ki gün sonra gene gelmi Beye,pi man olacaks n Bey, demi . Ben bir kur un atar m ki, gökteki meteli i vururum. Herkesin da da bir

yas var, ben de senin e yan olay m. Sana kim kar koyarsa hepsini öldürürüm. Elime bir tüfek ver,

sal da a da bak... Bizimki istememi . Bir ay gelmi gitmi , bizimki gene istememi . O da Safa Beye dü manolmu , çekmi gitmi . yi ki Safa Bey onu e ya olaraktan tutmam . Onu e ya olaraktan tutan Abdi

an n sonu neye vard , gördük. Oradan da lara245Abdi A aya gitmi . Abdi A a saf bir adam. Peki demi , ol benim e yam ki, da lar muhkem, hem de sdola . Hangi köylü benim aleyhimde konu ursa, onu vur öldür, demi . Eline çok tüfek, o da yepyeni, çokkur un vermi . Abdi A a ona çok da para vermi . Bu da da a ç km . Da da ünlenmi . Ünlenince ad nceMemed olmu . nce Memed olduktan sonra köylere gidiyor, kim Abdi A an n aleyhinde konu maz, onunkar lar na sövmezse onu öldürece im, diyormu . Köylüler de hep bir a zdan Abdi A aya küfrediyorlarm .Besle kargay gözünü oysun. Onu gören köylüler ta uzaktan Abdi A aya sövüp öyle geçebiliyorlarmyan ndan. Koynunda büyüt de y lan , önce seni soktun. Onun korkusundan da larda köylüler selam yerineAbdi A aya sövüyorlarm , biribirlerini gördüklerinde. Abdi A a buna haber göndermi , etmesin eylemesindiye. O da k zm , Abdi A an n evini bas p ate e vermi . ki kar varm , ikisini de bir odaya kapatm ,kocaman adam bir onun rz na geçermi , bir onun. Sabahlara kadar kocaman adam kad nc klar n rz nageçmi , yan yana yat p. Abdi A a bir f rsat bulmu bize geldi. Yaprak gibi titriyordu zavall . Safa Beyonu bizim evde bir hafta saklad . Bir gün duydum ki nce Memed A ay ar yormu . Aman, dedim, Bey savunu. Belki bizim evi de basar u zebella. Bey, Abdi A aya karakolun yan ndaki evi tuttu. Tuttu ama gene

kurtaramad Abdi A ay . Herkes biliyor, nce Memed bir gece bast onun evini. Her gözüne bir kur un s kt .Bizim Bey diyor ki, iyi ki nce Memedi e ya diye tutmam m. O bir medeniyet, insanl k dü man , diyor.Vayvay köyünü topraklar mdan bir ç kartay m, diyor Bey, hiçbir e ya kalmayacak da da... Ya mur A aybile, o h rs bile deli e att raca m."Ali Safa Beyin tombul kar hikayeyi türlü türlü anlat yor, anlat rken pembe yanaklar biraz daha k zar yor,onun Abdi A ay Çukurovada köy köy nas l kovalad , zavall ihtiyar n can havliyle kendisini evden eveat göz ya art bir sesle a lar gibi en ince ayr nt lar na kadar söylüyor, bazan da kendini tutam yor,

yordu. Sözünü de:"O da hak etti," diye bitiriyordu. "Senin neyine gerek öyle bir kocaman e ya tutmak, dev gibi. Kan içici.Bizim Bey dün-246yan n cesaretlisi, o bile korkmu da nce Memedi e yac na alamam . Hak etti Abdi A a, hak etti.Kendi ba yedi, milletin de ba bu canavarla belaya soktu."Acayip haberler geliyordu da lardan kasabaya. Candar-malar her gün üç kez çembere al yorlarm onu, o dabir y lan gibi çemberden ç yormu , ku olup uçuyormu . Onu gören candarman n, insanlar n korkular ndandudaklar çatl yormu . Çatl yor da onu görenin eli bir türlü teti e varam yormu . Bir gözleri varm , baktadam oldu u yere çiviliyormu . Onu görenin korkudan ödü patl yormu . F kara candarmalar n titremektenelleri teti e varam yormu ki...Bir gece Kaymakama gelmi , g rtla na sar lm , "Ben nce Memedim," demi , "benimle u ra ma, ben uda larda, u Çukurda ne kadar a a, efendi varsa hepsinin kökünü kurutaca m," demi . Kaymakam daonunla u ra mayaca na yemin etmi . Bunun için i te...Anas , kar Hatçeyi, çocu unu candarmalar n eline geçmesin diye öldürmü . Babas da öldürmüdiyorlar ya, yalan. Babas daha önce ölmü , bu nce Memed öksüz büyümü . Bir karde i varm , o da diyardiyar kaç yormu . Onu yakalarsa, onu da öldürecekmi .Kaleboyuna oturmu , o yoldan geçen kad nlar n rz na geçiyor, erkeklerin sa ellerini kesiyormu .Mustafa Kemal Pa aya haber yollam , üstüme gelme, senin temizleyemedi in a alan, hocalar bentemizleyece im. Derebeylerinin kellesini ben kesip kara vagonlara dolduraca m, sana yollayaca m, diye.Mustafa Kemal Pa a da ona dokun-muyormu . "Sana dokunmak yok. Var yürüt hükmünü eski Çukurovada,ulu Toros da lar nda," diye ona ferman yollam ."Biz ba n çaresine bakal m, karde . Ba n çaresi-ne.Umuda kap yorlar, umutsuzlu a dü üyorlar, korkuyorlar, yürekleniyorlard . S nt dan patl yorlar,konu uyorlar, olmad k hikayelere inanmaya can at yorlard .Bir gün nce Memed de bir ç plak at n s rt nda kasabaya böyle, ya murlu bir gün getirilirse... Nas ldavranacaklar bilemiyorlard . Sevinsinler mi, a las nlar m ?247

Ya mur ya yor, toprak bu ulan yor, bir akarsu Çukurova-nm üstünden Akdenize do ru uçuyor, im eklerçak yor, ortal k selsele gidiyor, güne aç yordu. E yalar n mahzun, kimsesiz ölüleri candarmakomutanl n avlusunda ak mermer ta n yan nda... S rt s rta slan yorlar.Ya mur ya yor, güne aç yor.248Kaymakam gelip gittikten sonra hiçbir olay olmad . Ali Safa Bey iki kez atla köyün içinden sa na solunadikkatle bakarak, her gördü ü insana gözlerini dikerek gelip geçti. Kaymakamdan sonra köylülerin içinekorku dü tü. Korku azald , ço ald , ta . Her gün Ali Safa Beyden bir olay beklediler, bir ey olmay ncabombo kald lar.Bu arada dris Bey, arkas nda iki atl yla köye gelip Koca Osman n evine indi. Koca Osmana hayranl ,sevgilerini, sayg lar söyledi. Ali Safa Beyin kar ndaki davran lar ho una gidiyordu. Yüreklili iniövdü."Biz," diyordu, "Arif Saim Beyin kar nda dayanamad k, kendimizi satt k. te sonucunda da bu haledü tük. te böylece da lara dü tük."çini çekiyordu. Genç, yak kl yüzü solmu , gözleri çukura kaçm .

"Ama biz de bir eyler yapaca z. Arif Saim Beye haberler gönderdim. Tarlalar ma dokunma, dedim. uyirmi dört y sen uydurdun, yüz elli bin liral k borç senedi gibi. Uydurdu un gibi kald r, dedim.Bekliyorum. Sonra yapaca ben bilirim. Bunu her önüme gelene söyledim. Sonuna kadar ona bu haberigönderece im, e er Arif Saim akl m ba na almazsa, i te o zaman ba ka eyler konu acak... Kürt Ali A adiyor ki, Arif Saim Bey dü ünüyor. Hem de çok ciddi dü ünüyor. Dü ünsün bakal m. Ben sab rl m. Siz desab rl olun."249dris Beyin Koca Osman n evine indi ini duyan köylüler eve ko tular. Seyfali, efçe Kahya, Ferhat Hoca da

geldi.dris Bey köylüleri görünce gözleri ya ard . Dayanamad konu tu:

"Size g pta ediyorum," dedi. "Ali Safa size büyük zulümler ediyor. Arif Saim Beyin bize etti inden dahaçok. Bizimkiler, biz dayanamad k, birer birer ata tarlalar Arif Saime satt k. Korktuk satt k. Benim gibi

ya olduk, satt k. Ahmakl k edip, satt k. te böyle da lara dü tük. Sizlere hayran m, dayat yorsunuz. Biraç ne kadar ulu, ne kadar güçlü, ne kadar sa lam olursa olsun, onu topra ndan ç karacak olursan z kurur.

Bizi topra zdan ç kard lar, biz kuruyaca z. Size hayran m."Köylüler de onun bu güzel konu mas na, güzel, bir bo an n gözlerine benzeyen iri gözlerine, uzun, kamparmaklar na hayran kald lar. Ona çok da ac lar.dris Bey at na binip köyden ayr rken içlerinden bir eyler koptu, bir ac . dris Beyin sonu yoktu. Bunu

biliyorlard . Üstelik de ço u zaman, at üstünde, ovada geziyordu. Onu yak nda keklik gibi avlay verirlerdi.dris Bey onlardan ayr ld ktan az sonra geriye dönmü , Koca Osmana:

"Benimle köyün d na kadar az yürü Osman A a," demi , at ndan inip Koca Osman n koluna girmi , köyünna ç nca: "Ben niçin bu köye geldim Osman A a, biliyor musun?" diye sormu tu. " nce Memedin bu

köye geldi ini, size indi ini bana söylediler. Onu görmeye geldim. Onunla görü mek benim için de iyi olur,onun için de."Koca Osman dü ünmü kalm , ne söylese. çinden, köylüler nce Memedi buna duyurduklar na göre bu iyibir insand r, güvenilecek bir insand r diye geçirdi. Ona her eyi oldu u gibi anlatmal yd öyleyse.Bir a ac n dibine oturdular, Koca Osman olan biteni bir bir dris Beye söyledi.dris Bey onun elini öpüp ayr rken:

"Sen hiç merak etme Osman A a, ben onu sana bulaca m," dedi, atma bindi, ovaya sürdü.dris Bey gittikten hemen sonra köye candarmalar geldi.

250dris Beyin az önce köyden ç kt anlay nca durmad lar, ard nca gittiler.ki gün sonra da Anavarza kalesinde candarmalarla dris Beyin çarp duyuldu. Çarp ma çok uzun

sürmü , dris Bey öyle yi itçe, öyle gözünü daldan budaktan sak nmamacas -na dövü mü ki, candarmalarbozmu , dalö len de at na binmi oradan uzakla gitmi ti.Yaz geldi, sar s caklar çöktü. Akçasazm sular fokurdad . Yüzlerce tozdire i gö e a , ovada bir tuhafdevler gibi doludizgin dola maya ba lad . Leylekler, öteki göçmen ku lar, bal kç llar, ibibikler, üveyikler,binlerce türlü türlü ku Akçasazm gö ünü, batakl doldurdular. Yelken bulutlar uzakta, güneydeAkdenizin üstünde y n y n kabard lar. Garbi yelleri esti. Da lardan ovaya besili, iri yaban domuzlarsürülerle indiler, uzun az di leriyle ovan n s cak topra sürdüler. Çekirgeler büyüdü. Toprak, bitkiler,

ku lar, böcekler, her ey sonsuz bir berekette yavrulad . Anavarza topra daha da canland , kayna , her eyiki üç misli ço ald . Örümcekler, örümcek a lar , ar lar, ar petekleri birkaç misli ço ald , geni ledi, büyüdü.Anavarza topra taze bir canl lar kayna mas n h nda, k yametinde u undu.Bu y l Vayvay n ekinleri gür, bol oldu. Bu daylar insan boyunu geçti. Çok yerde ekinler a r ba aklargötüremeyip yatt . Karpuzlar görülmedik bir irilikte olgunla . Kavunlar sapsar , iri, s cakta a r, ball birkokuda koktu. Kavun tarlalar n çok uza ndan geçenler bile havaya, topra a sinmi a r kavun kokusunuduydular. Uzun uzun bay lt bir tatta havay kokla-d lar. ri, beyaz yaz kelebekleri t pk ku lar gibi gö ünuza nda uçmaya ba lad lar. ri, parlak kara kar ncalar tok, a r bu day tanelerini, s ralanm lar binbirgüçlükle birkaç birden ancak ta yabiliyorlard . Atl kar ncalar n ancak yedi sekizi bir araya gelerek, nak ,sert kabuklu, binbir renkte, p lt da yanan bir böcek ölüsünü zorlukla ta yabiliyorlard . Örümcek a lar na

vama sinek yap . Besili, mi örümcekler, kö elerine çekilmi ler, bu sonsuz bereketteki sofralar nba nda sindirim uykular na yatm lard . Ve uyuyan örümceklerin önüne sinekler ya yor, a lar gün geçtikçesinekten a rla yor, ol-251gun meyveler gibi dallardan a lara sark yorlard . Bazan a lar o kadar a rla yorlard ki, ortalar çöküpsark yor, delinip parçalan yorlard . A lan bereketten, a rl ktan parçalanan örümcekler de hemen büyük birgayretle, çabuklukla a lar yeniden geriyorlar, gerer germez de a lar n kapkara sinekle s vandgörüyor, kö eciklerinde yeniden derin uykular na dal yorlard .Petekleri de dallar ta yam yordu. Karaçal kta, Akçasaz büklü ünün topra nda yüzlerce petekli daltopra a sarkm çürüyordu. Peteklerde ar lar milyonlarca, üst üste binip ipiltili kanatlar s rtlar nayat rm lar, tembel tembel bekle iyorlard .Koca Osman yatm , iri ba aklar topra a sarkm karak l-ç k, sert Çukurova bu day biçerken:"Hay ma allah," diye destesini havaya kald yor, "böyle bereket... Harmanlar, ovalar bu y l bu dayalamayacak. Harmanlar, ovalar ta acak," diye ba yordu. Hay ma allah... Ya-radana kurban olay m."Koca Osman sevinçten ta yor, sevincini her önüne gelene, kurda ku a, y lana ç yana, insana a yordu.Bütün Vay-vay köyü de a yukar böyle bir sevinç s cakl nda dönüyordu. Çok ki i s tmal yd ,batakl ktan bulut bulut sivrisinek geliyor, geceleri kimse do ru dürüst uyuyam yordu ama sevinçleri degittikçe büyüyor, köy bir dü ün havas na dönü üyordu. Canl , i tahl , umutlu ekinleri biçip harmanyap yorlard . Kötü günleri, zulümleri çoktan unutup gitmi lerdi. Çal nan atlar , Kaymakam n kötüdavran , Allah n gecesi köyün üstüne ya lan kur unlar unutup gitmi lerdi. Dö eni atlarla sürerlerdi.Bu y l dö eni neyle süreceklerdi, onu bile dü ünmüyorlard .Ali Safa Beyi de bu y lki bereket sevinçten deli etmi ti. Yaln z o verimli, do urgan topra a bak yor, bak yor,di lerini g rdat yor, yumruklar s yordu:"Ah, köpekler!" diyordu. "Aaah, köpek köylüler! Gösterece im size! Bekleyin!"dris Beyin verdi i haber do ruydu. nce Memed gene da larda ortaya ç km . Art k her gün da lardan

ovaya nce Memed üstüne haberler geliyor, bir anda da bu haberler Kozan252köylüklerinden Ceyhana, Ceyhandan Osmaniye, Kadirli köylüklerine, oradan Bulan kbahçeye yay yordu.Vayvay köyünde tarladan tarlaya türküler at yordu. nce Memed üstüne, a alar, beyler, candarmalarüstüne. nce Memed üstüne söylenen türküler hayran, s cak... A alar, beyler, candarmalar üstüne söylenentürkülerse alayc , meydan okuyan...Türlü hikayeler de da lardan ovaya iniyordu. Türlü türlü, ak l almaz hikayeler.Bölük bölük candarmalar, yeri gö ü alm köylüler dü mü ler Torosa, delik delik, ta ta nce Memediar yorlar. Onu zorlukla bir yerde yakalay p ku at yorlar. Memed bir insan duvar ortas nda umutsuz kal yor.Ama her seferinde de bu duvar y p kurtuluyordu.Bir sabah Memedin Tuvaras nda, Savrungözünde, Babikli-de, K lcada da sar ld f haberi geliyor,Anavarza köylükleri soluklar tutup haberlerin sonuçlar bekliyorlard . A ekme i, uykuyu unutupbekliyorlard . Gelecek haber Memedin zafer haberiydi ama, bundan hiç kü ümleri yoktu ya, gene degözlerine uyku girmiyordu.Memedin ku at ld haberlerini kim getiriyor, kim yay yordu, sonra da kurtuldu u haberi o andaÇukurovaya nas l ula yordu, kimsenin bir ey bildi i yoktu. Her iki habere de ayn gönül tazeli iyle sahip

yorlard .Haberler, bir adamdan, bir yolcudan, bir çocuktan, kad ndan, bir yerlerden ç veriyordu. Hiç kimse deara rm yordu. Sorup ara rmak ak llar na bile gelmiyordu. Bir yerden bir haber gelsin de nereden, ne

biçim gelirse gelsin. Kimse oras na kar yordu. Köyler nce Memed haberinden yoksun kalmas n da, nas lbir haber olursa olsun, onun oras kimseyi ilgilendirmiyordu.Candarmalar arkas nda Memed önde. Memed da a yukar kaç yor. Candarmalar çok... ne atsancandarmadan yere dü mez, öylesine çok. Bir de köylüler, gözü kör olas , oca sonesi, ahmak, e ekköylüler... Siz ne istersiniz nce Memedden behey ahmaklar, size ne yapt nce Memed, behey kafas z

ekler, bre253

ek köylüler? Da n yamac talam lar. Dört bir yandan da n yöresini sarm lar, koval yorlar Memedi.Memed de can havliyle kaç yor. Kurtulu yok. Memed da n doru una kadar kaçacak. Oradan sonra uçacakde il ya... Arkas ndan Yüzba Faruk gülerek ba yor, az kald nce Memed, diyor, az kald nce Memed.Da n doru una az kald . A dan biz geliyoruz. Da n doru undan öte de yol yok. Seni yakalayaca m,bo az na ip ba layacak, köy köy dola racak, maymun gibi oynataca m seni, diyor. Köylüler de, size ne

kk mlar, size ne oluyor? Köylüler de gülüyorlar. Memed terliyor. Boyuna tökezliyor. Da n doru unda birkayan n ard na sinmi , ver ediyor kur unu. Candar-malar a da, Memed dorukta iki gün iki gece sürdüdövü . F -kara Memed üç gündür a zma bir lokmac k bile koymam . Çok ac km . Can tela , açl bileakl na gelmiyor. Memed candar-malar da vurmuyor. Köylülere de hiç kur un s km yor. Aaah, ah! O alçakköylülerin yüreklerinin ba na saplasayd , aaah! Alçak da namussuz köylülerin. Keski. Sonra Memedinkur unlar da bitti. Ne yaps n f kara Memed bu kadar insana kar , tek ba na... Kur unu yok, bir ey yok.Birden ak l etti, ba lad ta lan yuvarlamaya tepeden a . Ba ka çare var m ? Ta ta yuvarlad ... Ta ta ,ta ta ... Bir k yamet koptu da n doru unda, yamaçlar nda. Bir ta seli durmadan akt , durmadan.Candarmalar, köylüler solu u da n ete inde ald lar. Kaçar m n kaçmaz m n! Ta ta yuvarlad , tata ... Candarmadan köylüden yaralanmayan kalmad , oooh, alçak köylüler, oooh olsun. Yüre im so udu.Yerler gökler biribirine kar , gök gürler gibi patlad ortal k. Bütün bir gece da dan a lara bir ta seliakt durdu.Memedle candarmalar çarp yorlarm . Memed gene s . Memed sonunda ku atmay yarm ç km .Sabahtan az önceymi , gün do du do acak. Memed çok h zl kaçarm ... Candarmalar da hemen izinde. Gündo arken bir çi irden iler-liyormu . Bir de bakm çok ya bir kad n... Candarmalar dün e iniöldürmü ler. Kad n de irmenden geliyormu , torunlar na un ö ütmü de... E ek bir yana dü mü , un çuvalbir yana... Ya kad n elleri koynunda ölü e inin ba nda ran p durur."Ad sorarsan ad m Zeynep, köyümü sorarsan ta u kar- ki köyden olurum. Anas z babas z be torunumvar. Ondan bundan bu day toplad m. Kom unun da e ini ald m, de irmene gittim ö üttüm, de irmendendönerken i te e imi burada candarmalar vurdular. Neden vurdular, onu da bilmem. Köye nas l giderim,kom uya ne söylerim? Halim yaman. Çocuklar da evde 'aç aç bekle ir. Nolursun e yalar ba sen de benivurup öldürme. Candarmalar e imi vurdu, e yas da beni öldürür. Öldürme beni o lum."Memed un çuval s rt na yüklenmi ."Kalk ana, haydi gidelim," demi . "E in sahibine ben paras veririm," demi .Ya kad n ikide birde Memedin eline yap yor, in misin cin misin, yoksa H r Aleyhisselam m n,diyormu . Memed yükün alt nda iki büklüm, bir de yürüyormu . Bir de candarmalar yandan yönden kur un

karak onu ar yorlarm .Ya kad n candarmalar n arad adam n, kur un s kt adam n bu oldu unu anlam . Bunu anlay nca daba lam dövünmeye:"B rak benim un çuval . Kurban olay m yavrum e ya, b rak da kaç. Candarmalar imdi gelirler de seniöldürüverirler, benim e im gibi," diyormu . "Çocuklara bir ey olmaz. Ac ndan ölmezler... yi e yam,güzel yavrum, ölme benim yüzümden, kaç!" Yalvar yormu .Memed ald rmam . Un çuval n alt nda iki büklüm, köye kadar varm . E ek sahibine de paras vermi .Da köylükleri onun nce Memed oldu unu anlam lar, yakalay p hükümete teslim etmek istemi ler.Memed de onlar n yüzüne tükürmü :"Tuu, yüzünüze köppekler," demi . "Ne gördünüz hükümetten de beni ona teslim edeceksiniz? Tuu derimsize! Tükürürüm yüzünüze," demi , a na geleni söylemi .Onlar da pi man olmu lar, utanm lar. Memed de küsmü onlara, bir lokmac klar bile yememi .Yumu ac k bir adamm , pamuk gibi. Uz konu urmu . Utangaçl ndan ba kald p da kimsenin yüzünebaka-maz, hep önündeymi ba . Konu urken k zlar gibi k zar r-254255

. Ötelerden, uzaktan bak nca da gibi olur, heybetlenir-mi . Gözlerinden ate saç rm . Yanma var nca,er durgun bir zaman ndaysa çocuklar gibi küçücük olurmu . Öfkelendi inde tüyleri dikilir diken gibi

olurmu . Saçlar da diken gibi dikilirmi . Öfkelendi inde yak nda da olsan Memed kocaman olurmu .Kederliymi ço u zaman. Çok sevinçli oldu u da olurmu . Bir de ona kur un geçmezmi . Muskal ym , du-al ym , afsunluymu . Bir de onu b çak kesmez, ate yakmaz, su bo mazm . Abdi A ay öldürüp de köyünevard nda köylüsünü çekmi Dikenlidüzüne bir da gibi bir ate yakt rm çak rdikenlikte. Ate in içinegirip ortas na oturmu . Bunu görenler, " ki gözümüz önümüze aks n ki bu gözlerle gördük," dediler."Bir tek yerine kur un i lermi onun. O da aç ksa, gözlerine... E er aç ksa gözleri, gözlerine kur un, b çak,ate i lermi ." "Memedin gözlerine bir çare.""Hiçbir çaresi yok. Kur un s karken gözlerini açmasa olur mu? Ni an ald yeri görür mü?" "Memedingözlerine bir çare." "Gözlük desen k r. Bir kur unda tuz buz olur." "Memedin gözlerine bir çare.""O zaman i te ona güç yetmez. Ordularla dövü ür, ordular bozar.""Memedin gözlerine bir çare.""Kalkar aya a, ordular n önünde aç kta, saklanmadan, onlar n nl klar aras nda dola arak, ordularakur un s kar. Ona gelen kur unlar sap r sap r, pamuk at yorlarm gibi yere dökülür.""Memedin gözlerine bir çare.""Bindi i atlara da kur un geçmezmi . Atlar n da yaln z gözlerine kur un geçermi . Memed al bir Arap at nüstünde ordular n önünde at oynat yor. At n üstünde dimdik bir vga-c k dal gibi. nsan güzeli. Ordular onahayran, pa alar, zabitan-lar ona hayran, cinler periler, görünmezler, iyi kimseler ona hayran. At n üstünegün vurmu ... Do an gün, açan çiçek, ya an ya mur ona hayran.""Memedin gözlerine bir çare."256"Ana kuzular na k yamaz Memed. Can na kastedenleri bile ba lar.""Memedin gözlerine bir çare.""At n üstünde, iri, güzel, al at n üstünde da dan da a uçar Memed.""Memedin gözlerine bir çare.""Saçlar aln na dü er k vr r. Kara perçemi yalp yalp eder. ri gözleri Arap taylar n gözlerine benzer,kapkara, büyük, dumanl , kederli...""Memedin gözlerine bir çare.""Her zaman üstünde bir ahin uçar. Yücesinde. Memed üstündeki ahini görür, sevinir. Bilir ki o ahinüstünde uçtukça ona hiçbir canl dan zarar gelemez. Bir gün çok s , kur unlar bitmi , sarm onucandarmalar. Yan nda da arkada Cabbar varm . Cabbar tamam arkada , bizi yakalayacaklar, teslim olal m,demi . Memed ba kald rm bakm . Bakm ki ötede, uzakta, gö ün ucunda ahini dönüyor. Geç arkamademi Cabbara. Beni kendine siper et. Bize hiçbir ey olmaz. Kurtulmu . ahin onun üstünde döndükçe onahiçbir ey olmaz. Onun t ls , üstünde kanat açm dönen ahindir.""Aaah, Memedin gözlerine bir çare. Aaaah..."

te Memed böyle bir Memeddir."Çocuk uyuyordu. Daha yeni uyumu tu. Kasabadaki bütün klar da sönmü tü. Öteki mahallede bir iki köpekürü üyor, bekçi düdüklerinin sesleri geliyordu. Memed alt aydan beri bu kasabadayd . emsi Beyin iki katlevinin alt na s nm . Kimse fark na varmas n diye ona yeme ini, suyunu, öteki gereksinimlerini emsi

an n k z karde inin öksüz o lu sekiz ya ndaki Mustafa götürüyordu. Memedin yan nda Cabbar da vard .Mustafa onlara hem yemeklerini götürüyor, hem de onlarla dostluk ediyor, d arda olan bitenleri,duyduklar , gördüklerini, onlara güzel güzel anlat yordu. Bu üç insan biribirlerini çok sevmi lerdi. Çocukuyuyordu. Memed çocu u uyand rd : "Sa cakla kal Mustafa," dedi. Mustafa ona sar ld ."Geri dönersem sana ne getireyim Mustafa," diye sordu Memed.257Mustafa gülü eftali k rm Mara ayakkab lar hep dü ünde görürdü. Mustafa hep yal nayak gezerdi.Ça da lar hep bu ayakkab dan giyerlerdi."Dönersem sana ne getirmemi istiyorsun Mustafa?" Mustafa bu kadar uykulu, dü içinde olmasayd Memed-den bir ey istemezdi. Dü ünü söylercesine:"Memed A a," dedi, "bana Mara tan bir Mara ayakkab al da getir. Gülü eftali..." Uyudu.Memed da lara ç kt . Memed sava . Ba na türlü i ler geldi. Aç kald , susuz kald , hastaland , kaçtkovalad ama Musta-fan n ayakkab unutmad . Ayakkab kimseye smarlay p getirtmedi de, gidip uluMara bedesteninden Mustafanm ayakkab kendi elce iziyle alacakt . Ayakkab almak için Berit

da ndan ta Mara a gitti, al p döndü ve bu ayakkab aylarca bir kutsal emanet gibi yan nda ta . " teMemed böyle bir Memeddir."Sonra bir gün candarmalar onun ard na dü tüler. K rksuda sard lar onu. Tuvaras na kaçt . Yan nda Cabbarbir de Recep Çavu derler, çok ya bir e ya vard . Bir de H zarc kat ld onlara. Tuvaras nda bir dahaku at ld lar. nce Memed çetesi, Çukurovaya a , Akarca üstlerine sürdü indi.Akarcada konaklad klar Duran Hasan n evinde Memed: "Ben bu gece kasabaya inip geri dönece im," dedi,tutturdu.Duran Hasan:"De il e ya, y lan bedeni, ku kanad yla giremez kasabaya... Kasaba a na kadar candarmayla dolu. Dünseyyar can-darma alay kasabaya geldi, kasaban n içi d candarma dolu. Ku uçurtmuyorlar. En küçük birkarart ya ate ediyorlar." "Bu gece kasabaya gidece im." Recep Çavu :"Ulan sömelek," diye ba rd . "Baksana adam ne diyor, dinlesene... Sende hiç ak l yok mu?" "Kasabayagidece im." "Dün gece kasabaya giren iki yolcuyu kur unlam lar. Bu258candarmalar çok sert. Gelir gelmez de on alt ki ilik Hac Osman çetesini öldürüvermi ler."Recep Çavu :"Ulan bu gece o kasabaya kimse giremez. Giren de sa ç kmaz," diye gene ba rd ."Kasabaya gidece im. Sa ç kmasam da olur."Daha çok/uzun bir süre tart lar. Ama Memede laf dinletemediler. Giyindi ku and , o gece kasaba yolunututtu. Kasabaya girdi. Kasaba bir ölü sessizli indeydi. emsi A an n evini karanl kta buldu. Memedkasaban n bu a r sessizli inden deh etli korktu. Mustafa uyuyordu, onu uyand rmaya k yamad , ayakkabba ucuna koydu, onu öptü, oradan ayr ld .

te Memed böyle bir Memeddir."Memed dönerken Akarcan n alt nda candarmalar onu kar lad lar. Çarp ma çok sert oldu. te Recep Çavuburada yaraland . Memede çok sövdü. Candarmalar onlar Akarcadan kova kova Çukurovaya dü ürdüler.Akçasaza sakland lar. Memed Akçasazda s tmaland . Recep Çavu ona çok sövdü. Cabbar da s tmaland .Güne alt nda, ü ümekten ölerek toprakta belendi durdu. Recep Çavu un boynundaki yara ti ti,koskocaman oldu. Recep Çavu boynunu döndüremedi. S tmaland . Akçasazm s tmal topra nda debelendi

ti, ti. A gözü gözükmez oldu. Recep Çavu dünyan n bütün ayakkab lar na, Mustafa çocuklar na,dünyan n bütün Memedlerine sövdü. Memed ona güldü. Recep Çavu sonra öldü. Akçasazm topra nagömdüler Çavu u. Memed, "Vay Çavu ," dedi, çok a lad .

te Memed böyle bir Memed."Ali Safa, dris Beyi ça rd :"Senden bir dile im var," dedi. " nce Memed gene ç km ortaya..."dris Bey:

"Ç ks n," dedi.Ali Safa Bey:"Demem o de il. O, da larda ortaya ç nca, buradaki köylüler zil takt lar oynad lar. Onlar n güvenci de o...O, ortadan kalkmadan bize rahat yok. Ne sana, ne bana. Hiç kimse-259ye. Aç k söyleyeyim sana dris Bey karde im, Abdi A an n tabiriyle o, e in akl na karpuz kabu udü ürüyor. Hiçbir ey de il bu nce Memed, zavall , biraz kan içici, zalim, korkak bir tip. Köylüler onukoruyor, onu sakl yor, onunla avunuyorlar. Onu Mustafa Kemal Pa an n kar na bir kuvvet olaraktandikiyorlar."nce Memed da da göründü ünden bu yana Ali Safa Bey d ar ç kam yor. Ç ksa da yan nda alt tane silahl

muhaf yla ç yor. Ödü, ödü kopuyor. Dü lerine giriyor nce Memed korkusu, can tela na dü mü neyapaca bilemiyor, k vran p duruyor. Ankaraya, aman n yeti in nce Memed da larda gözüktü, can z,mal z tehlikede, aman n yeti in diye tel üstüne tel çekiyormu . Bir tabur gönderin, olmaz olmaz, bir alay,olmaz olmaz, bir f rka, olmaz olmaz, bir, bir... Çok asker gönderin... Bütün Çukurovanm alçak köylüsü onunarkas nda. Aman n elinizi çabuk tutun, y lan n ba küçükken ezilmeli. Bunlar bir aya a kalkarsa kar ncalargibidir bunlar, ba a ç lmaz. Aman n ha aman n!Evinin pencerelerine, kap lar na kum torbalar koydurmu , kap nda sabahlara kadar silahl nöbetçilerbekliyorlarm . Gene de Ali Safa Beyin gözüne uyku girmiyor, sabahlara kadar can tela nda dörtdönüyormu .

"Memedim, yi idim, ahinim, aslan m." Bu adam korkusundan kendisini asacak, diyorlar. "Evet dris Bey,bütün Çukurova a alar , toprak sahipleri, köy, kasaba sahipleri topland k, bir karara vard k, e er sen nceMemedi öldürürsen, biz de Arif Saim Beye toplan p gidece iz, senin haklar ondan alaca z. Sen de birBeysin, dü mez kalkmaz bir Allah, bakars n senin köylülerini de ba tan ç karm bu melun. Onun hakk ndanÇukurovada bir sen gelirsin. E er nce Memedi öldürürsen bütün Çukurova a alar , beyleri, hem deHükümet sana minnettar kalacak. smet Pa a geçen gün bu y lan n ba ezilmeli, demi . nce Memediöldürdü ünü duyan smet Pa a sana ne yapmaz! Biz de destekleriz. Çok kötü, çok alçak bir adam. Onun içinkasabada söylenenleri bir duysan... Onun yapt klar bir sana anlatsalar! nsan olan n tüyleri diken dikenolur."260"Öldürme Memedi kafir dris, sen de Memed gibisin. K yma ona!"

nce Memed senin için bir f rsat. Bu f rsat da kaç rsan, art k bundan sonra seni iflah etmez hükümet, drisBey.""Hele bir dü üneyim Safa Bey."

nce Memedi öldürmek bir su içmek kadar kolay... Senin için.""Hele bir dü üneyim Safa Bey."

nce Memedi öldürmek ne demek! nce Memedi öldüren bir kahraman olur.""Hele bir dü üneyim Safa Bey.""Beyler karar verdiler, ya nce Memedin kellesi, ya da... dris Bey senin durumun da parlak de il. K ç

nda yürüyorsun.""Hele bir dü üneyim Safa Bey."dris Bey dü ündü ta nd , ara rd , ölçtü biçti, anlad ki, ya nce Memedin kellesi, ya kendinin kellesi...

er nce Memedi öldürmezse u ovada ya ayamazd . Öldürürse, durumu eski durumundan da daha iyiolacakt . Memed de saf bir o land . Onu vurmak da o kadar zor de ildi."Dü ündün mü dris Bey?""Dü ündüm.""Da lara yolculuk ne zaman?""Bu gece."Tuvaras n k lca kayal klar nda iri kertenkeleler olur. Tu-varas n topra yanar döner mordur. Tuvarasderin koyaklard r. Derin, k raç... K rm kedita ndan ba ka çiçek açmaz koyaklar nda. Her koya ntopra n rengi ba kad r. Ye il, sar , koyu ye il, ince k rm çizgiler, parça parça maviler. Türkmenler butopraklar boya edip kullan rlar. Nak çekirgeleri olur Tuvaras n. Bir de Tuvaras , da lar gibi olmaz,

cak olur. Sarp, k rm kayalar yal mlan r. Keskin olur kayas . ri gözlü puhular, k rm renklidir burada,kayan n renginden ay rt edemezsin.Memedle dris Bey Tuvarasmda derin bir kayalar koya nda bulu tular. Memedin arkas nda, kayan nard nda üç arkada bekliyordu. Eller tetikte. Memed, dris Beyin ne için geldi ini261çok iyi biliyordu. Onu öldürecek, kellesini götürüp Ali Safa Beyin kona na atacakt .El s madan kar kar ya oturdular. Memed dris Beyi çok sevdi. çinden, ne yak kl adam dedi. Bir deçocuk kadar saf. Nas l olmu da bunca zaman e yal k edebilmi ! Böyle saf adamlar da da üç gün bilekalamaz, öldürülürler. Memed, dris Beyin ba na gelenleri en küçük ayr nt na kadar biliyordu. Yüre iyan yordu dris Beye ama, kendisini öldürmeye gelen adam ba lamazd , öldürecekti. Memedin kederligözleri daha da kederlendi.Konu maya ba lad lar. Memed ona kendisiyle niçin görü meye geldi ini soruyor, dris Bey bir türlü bir eyuydurup söyleyemiyordu. Sonunda:"Buradan geçiyordum, öyle bir nce Memede u rayay m dedim. Ne biçim bir yi itmi , ben de göreyimdedim," dedi.Memed onun beceriksizli ine de, bu kadar safl na da .Da e yal , ova e yal üstüne konu tular. Konu uyorlar, dris Bey dinlemiyor, çok uzaklardan bireyler söylüyor, elinin titremesi boyuna art yordu. Sonra dudaklar n kan çekildi. Sonra da bütün yüzü

bembeyaz oldu.Gökteki ahin im ek gibi yere iniyor, kayal klara bir insan boyu kal nca da ayn h zla geriye, gökyüzünedönüyordu. Bu i lemini durmadan yap yor, gökle kayal k aras nda kapkara iplikler dokuyordu. ahininböyle öfkeden delirdi i s ralar Memedin çok tehlikede oldu u s ralard r.

Memed de konu mas kesti. dris Bey onun konu mas kesti inin fark na bile varmad . Sa yanase iriyordu. Kendinden geçmi , eliyle koluyla bir eyler yap yordu. Aln k . Aya h zla titretmeyeba lad . Sa aya uçuyordu. Memed bir süre bu kar ndaki titremeler, seyirmeler içindeki adam seyretti.Sonucu bekliyordu. Birden adam n rahatlad , titremelerinin durdu unu, yüzüne yava yava kangeldi ini gördü. Gökteki ahin de kanatlar germi , yönünü güneyden esen yele vermi , durgun, gökterahat sal p uçuyor, küçücük kara gölgesi, belli belirsiz, k rm kayal klar n üstünde kay yordu.262dris Bey ba kald rd . Gözlerini Memede dikti uzun uzun bakt . Sonra birden aya a kalkt , Memed de

aya a kalkt . dris Bey hançerini belinden çekti, çeker çekmez de ahadet parma kanatt , sonra Memedinde elini ald , kanatt . Memed gülümsedi. dris Bey kesti i yerden ç kan Memedin kan yalad . Kendikanam parma da Memede uzatt . Memed de onun parma na öyle bir dilini dokundurdu.dris Bey co kun bir çocuk safl yla Memedi kucaklad :

"Ben seni öldürmeye gelmi tim, karda ," dedi. " te imdi de karda olduk."Memed de:"Ben de beni öldürmeye geldi ini biliyordum. Ona göre de haz rlanm m. Sen beni öldürmeden ben seniöldürecektim. Bak," diye kayalar n ard na i aret verdi. Kayalar n ard ndan üç ki i ç kt . P l p l silahl ydüçü de."Nas l dris Bey karda , be endin mi?"dris Bey:

"Be endim," dedi. " te bunu çok be endim. Yaln z sana unu söyleyeyim ki, seni gören, seni tan yan adamsana el kald ramaz, sana k yamaz. Ben seni bilmiyor, tan yordum. Halbuki sen beni tan yordun. Sanainsan olan insan n k yamayaca- bilmeliydim."Memed elini uzatt , usuldan onun sa elinin serçe parma tuttu, s kt .Gökteki ahin havada rahat süzülüyordu, sivri kanatlar germi , uzatm . Bir bulutun üstüne yap lmgibi.Tuvaras kayal klar top top, mavi, dikenli, pembe, mine çiçekli kevenlerle donanm , kedita aklar ndanba ka...dris Bey olan biteni bir bir Memede anlatt . Memed de ona birtak m ö ütler verdi. Onun ovada

ya ayamayaca , da lara gelmesini söyledi.dris Bey ondan ayr rken:

imdi gidiyorum, Çukurovada bir i im var, i imi görüp sana yak nda gelirim karda . Kan karda m de ilmisin, seni bir daha ölünceye kadar b rakmam."Memed ona av etlerinden Tuvaras p nar n ba nda güzel bir yemek yedirdi.263Ayr ld lar.Memed onu bir daha hiç göremeyece ini san yor, ömründe gördü ü bu en saf, en temiz, sert insana yürektenac yor, içine koyu, a r bir a t çöktükçe çöküyordu.Gökteki süzülen ahin de kanad dü ürmü , kara bir a t gibi dris Beyin ard ndan gidiyor, onu

urluyordu.Yaz güzel geldi, verimli geldi. Sevinçli, umutlu haberler getirdi. Koca Osman yirmi ya daha gençle ti.Ferhat Hoca aç ld . Çok iyi ekin biçerdi, bu y l kendi ekininden ba ka kom ular n da ekinini biçti. Olguntaneli ba aklar kuca ndan kay yor, harmanlara ak yordu. S tma k p geçiriyordu. S tmadan güne te titreyenkad nlar, çocuklar, ya lar... Ama her ey bu y l v z geliyordu. Torosun da nda bir ulu kaya... Bu y lÇukurova, geçen y llar kadar s cak da de ildi. Bu y l s cak, yanan Çukurova bir ba ka olmu tu. Bu zulümtopra , bir ba ka don giymi ti. Çukurova bayraml giymi ti.Gökyüzü bast yordu, yo un bulutlar Çukurova topra na bütün a rl klar yla çökmü lerdi. Y ld zs z,fisiltisiz, yap yap bir geceydi. Birden uzun, geceyi, bulutlar y rtan uzun bir ç k Anavarza ovas k çgibi kesti. O anda ovaya bakanlar ovada yer yer durmadan ate lerin patlad , büyüyüp da ldgördüler. imdi Vayvay köyünün tekmil harmanlar yan yor, köylüler ellerini bellerine vermi ler, köyün

ndaki hende in uzay p giden tümse ine s ralanm lar, konu madan ovay seyrediyorlard . Vayvaymalt ndan Akça-saza, Akçasazdan Karaçal a, Karaçal ktan sel yata na kadar Anavarza ovas yan yordu.Harmanlar, firezler, dikili m r saplar , kurumu otlar yal m dü mü yan yordu. Yal mlar dolana dolanaköyün alt ndaki hende e kadar geldi. nce ince ç klar geliyordu tarlalardan. Böcekler, y lanlar,örümcekler, ku lar, kaplumba alar, çakallar, tilkiler, tekmil hayvanlar kaç yorlar, yan yorlard .

Köylüler ovada dolanan, büyüyen yang sabaha kadar seyrettiler. Konu mad lar, of demediler,dü ünmediler, öylece durdular kald lar, etlerini kesseydiniz hiçbirisinin bir damla kan akmazd .264Sabaha kar bir de yel ç kt . Yal mlar Anavarza kalesinin alt na do ru sürdü götürdü.Koca Osman a belini tuta tuta evine do ru yolland : "Olsun," diyordu. "Vars n elinden geleni ard nakoymas n." 'Arkas ndan birkaç ki i ölü bir sesle, onunla alay ettiler: "Koymas n," dediler. "Koymas n ya, bu k neyiyece iz?" Gavurda larm n ba a ar yor, karanl a, kapkara yal mtopra na pul pul klar dökülüyordu, tuhaf, dalgalanan, biryan solan, bir yan kararan bir alacakaranl kta.265I33Hamzan n sabah at nda ç p gelmesi, çak rdikenli e ate verenlerin üstüne at sürmesi, sonra hemenkarde inin kanlar yla evlenmesi köylülere önceleri oyun gibi geldi. Hamza, Abdi A an n kanlar ylaevlenirken dü ün yapt . ölenli, büyük ça dü ün... Dü ünde bütün co kunluklar yla De irmeno-lukköylüleri oyunlar oynay p marifetlerini gösterdiler. Dü üne bir tek insan kat lmad , o da Hürü Ana. HürüAna kocas n öldürülmesini bir türlü unutam yor, Hamzan n ölenine, dü ününe kat lan köylüleri deba lam yordu.Dü üne kat lan, Hamzaya dostluk gösteren, onun hemen emrine giren köylüye bir iyice garaz ba lam .Hiçbirisinin yüzüne bakm yor, evlerinin önünden bile geçmiyordu. Köyde, ss z bir çölde kalm gibi, tekba na kalm . n cin yok, kim-siz kimsesiz. Geliyorlar, yalvar yorlar, ona sokuluyorlar ama Hürü Ana

s s ya kapatm açm yordu. Köyün sabi çocuklar n, ku unun, kar ncas n bile yüzünebakm yordu. "Öldürsünler," diyordu. " sterlerse alaca kan u topra a ak ts nlar, onlar n bu yapt klarköpekliktir, itliktir. Öldürsünler beni. Onlar gibi alçaklar n yan nda ya amaktansa, var r Durmu Alimin,nce Memedimin, güzel Dönemin, Hatçemin yan na giderim."

Köylüler arada s rada onun yan ndan geçerken: "Neden ikayet etmiyor ola, Durmu Aliyi öldürenleri?Korkuyor mu acep? A am n h ndan m çekiniyor?" diye laf at yorlard .Hürü Ana da:"Korkuyor," diye kar k veriyor. "Korkmas n da ne yaps n, be koca köy dolusu köpe i var Hamzan n,Kelce Hamzan n. Bir de ard nda hükümeti var Hamzan n, yedi saray dolusu. Hükümet Hamzaya ne diyecek,eline sa k Hamza diyecek. Ay p de il mi ya öldürmü sün? Adam elini bula nca u köylülerinak ll , yi idini gencini öldürmeli... ki yüzünü, be yüzünü öldürmeli. Köylü milleti öldürmekle tükenirmi, diyecek. Korkuyor, yaaa, korkuyor. Korkmas n da ne yaps n!"Köylünün alayl , umutsuz bak , nce Memed üstüne söyledikleri i neli sözler Hürü Anan n yüre ine abir hançer gibi saplan yor, deli ediyordu onu. Bu sözler ona kocas n ölümünden de a r geliyordu.

nce Memed de geliyor. Geliyor ha geliyor.""Binmi de Düldülün üstüne.""Hazreti Ali gibi geliyor.""K lgedikten de görülmü .""B v zlatm geliyor.""A am n topra fakir f karaya ne de güzel da tm geliyor!"Bu sözleri duyan Hürü Ana bir gün, iki gün sabrediyor, içine at yor, sonra da birden patl yor, ba yorduköyün içinde dolanarak ba rmaya.Mavi, tertemiz dolamas rüzgarda uçuyor, ba örtüsünün alt ndan f rlam pamuk akl ndaki saçlar ak birbulut gibi yüzünden a dökülüyordu, k vr m k vr m. Bak r yan , k k yüzüne saçlar yak yordu."Gelecek," diyordu. "Beklerim, bekliyorum," diyordu. "Ben u gözlerimi yummadan, üstümü kara topraklarörtmeden gelecek. Doru atlara binip, hem de K lcagedikten görünecek," diyordu. "Beklerim, Yusufukuyudan ç karan Mevla bir gün olur bize bakmaz m dersin! Bir gün olup bizim üstümüze de bir gündo maz m dersin?""Gelecek... nce Memed gelecek. Bir gelecek ki, hem de güzel güzel gelecek... Doru atlara binmi bir kürenyi it ilen gelecek. Gelecek, anas n, Hatçenin öcünü yerde koymad , Durmu Alinin de kan yerdekoymayacak. u sürüngen, solucan266267

yap köylünün de yüzüne yüzüne tükürecek. Tu derim size, tükürürüm yüzünüze... Hamzan z da sizin,kaçacak delik arayacak... Hem de hükümetiniz... Memed nas l gittiyse gene öyle gelecek. Hem de nas lgittiyse gene öyle gidecek."Köylülerse Hürü Anaya ald rm yorlar, onu duymuyorlard bile."Eden bulur," diyorlard . "Durmu Ali etti de buldu. Yeter," diyorlard . "Bunca y l adamlar n topra ektikbiçtik. imdi Hamza A am z, topra n sahibi geldi, geri ald topraklar . Gene de Allah raz olsun,ambarlar z tah l dolu, ineklerimiz çifte buza , peteklerimizden ballar ta yor, öküzlerimiz, atlar zçifter çifter... A as z köy olur muymu , ba z beyinsiz kald k, biribirimize dü tüydük. yi ki geldi Hamza

a, az k daha gecikseydi biribirimizin gözünü oyacakt k, iyi ki tez günde ula Hamza A a da dizginlerieline ald ."Köylü hep böyle gidecek, Hamza böyle yumu ak, dost olacak san yordu. Çifter çifter öküzler, atlar, bal dolupetekler... Önce bir manga candarma geldi köye. Arkas ndan bir manga daha... Ba lar nda uzatmal birÇavu . Çavu ak saçl , çok sert görünen birisiydi. ki üç gün köyde hiç kimseyle konu madan, dola .Hamza A a ona her gün bir koyun kesiyor, kavurmalar, ler, rak lar, mantarlar... Çavu un keyfindenyanma yakla lm yordu.Çavu bir sabah köylüleri huzuruna ça rd , en ba ta da Topal Aliyi sorguya çekti:"Siz," dedi, "Abdi A ay katleylemi , bütün mallar na el koymu sunuz. Topraklar na, bu day na, arpas na,alacaklar na, evine, köylerine, her eyine el koymu , onun neyi var, neyi yoksa gasp etmi siniz. BeDikenlidüzü köyünün be i de h rs zl ktan ve de katillikten suçludurlar. Gel bakal m Topal A a, busöylediklerim do ru mu?"Bir iki ad m öne ç kan Topal Ali:"Do ru," dedi.Sonra köylülere dönen Çavu :"Siz ne diyorsunuz?"Onlar da:"Do ru," dediler.268"Öyleyse ald klar geri iade edeceksiniz. Türkiye Cumhuriyet Hükümetinde art k gasp devirlerikapanm r. Önce adam öldürmek, yani büyük A a Abdi Beyi, sonra onun varl gasp etmek idaml ksuçtur. Sizi imdi çoluk çocuk, o lan u ak götürüp de dara ac na çekmiyorsam, o da Hamza Beyimizininsaniyetli inden ötürüdür. Bir suç i lemi ler bilmeden diyor, imdilik "üstlerine varmayal m. imdi ilköncene kadar büyük ba , hem de küçük ba hayvan z varsa, iki gün içinde getirip bu kap ya koyacaks z."Bir iki ki i kar ç kacak oldu:"Biz öldürmedik Abdi A ay , nce Memed öldürdü," diye... Candarmalar hemen onlar yakalay p evin arkaodas na çektiler, dövmeye ba lad lar. Hamza A a hemen arkalar ndan yeti ip:"Yapmay n," dedi, "onlar cahildirler, ak llar ermez. Ne kanun bilirler, ne de bir ey. Kanunun, kaçmgitmi nce Memed yerine kendilerini mahkum edece ini bilmezler. B rak n onlar , o akl ermezleri."Köylülere de döndü:"A ay öldürdükten sonra nce Memed bu köye gelmedi mi, sizlere müjde getirmedi mi, getirdi. Siz de onunher dedi ini yapmad z m , yapt z. te i ler böyle olunca, Hükümet nazar nda nce Memedin suçunuüstünüze alm oluyorsunuz, almad z m ? Ama ben yeti tim, Hükümete dedim ki, onlar n bir suçu yok.Onlardan A am Abdinin h rs zlad klar mallan geri alaca m. Köylülerimin hepsini asarsan z, benimtopraklar mda kim çal r, dedim. Hükümet de bana hak verdi."Köylüler da ld lar. nl k içindeydiler. Hamzaya bir hak veriyor, bir vermiyorlard . Hamzan n adamlariki gün içinde köyde ne kadar hayvan varsa hepsini toplad lar, Hamzan n evine getirdiler. Köyün bütün

rlar , be köyün bütün hayvanlar Hamzan n oldu. Bir anda köye, at, öküz, inek, koyun, keçi tüccarlardolu tular. Hamza be köyün mal bir uçtan tüccarlara köylülerin gözleri önünde sat yordu.Sonra Hamzan n adamlar , köylülerin bo bulunup saklaya-mad klar tah llar ta lar. Hamzan n ambarlar ,kuyular dolup ta . Kasabadan kat r kervanlar yla tah l tüccarlar sökün etti.269Hamza ba lam durmuyordu. Köylülerin nesi var, nesi yoksa evine ta yordu.Köylüler bir türlü bu soyguna inanam yorlar, onlara Ham-zan n, Çavu un bu yapt klar oyunmu gibigeliyordu.Hamza köylülere topra sürecekleri öküzleri, tohumlar vermi ti yaln z. Çift sürme bitince Hamza A aöküzlerini de onlar n elinden geri alacakt .

"A am öldükten sonra ç kan ürünleri, bir tanesini bile A am n çocuklar na veremeden hepsini siz ald z.Be y l da size bir tek tane vermeden ben alaca m ki hak yerini bulsun."Köylüler:"Do ru," dediler, "hak yerini bulsun. Ölmü A am za çok haks zl k ettik."

nl k k gelip de kar ya ncaya, evlerdeki yiyeceklerin hepsi tükeninceye kadar sürdü. Yiyeceklerbitince, bir gün Hamza A an n evinin kap na dolu up boyun büktüler:"Biz ettik, sen etme," dediler. "Bize ne yaparsan yap yerden gö e hakk n var. Bizi bu k aç koyma da neyaparsan yap."Hamza da paras olandan para ald , olmayanlara, ho una gidenlere borç verdi. Ho una gitmeyenleri dekap dan kovdu.Köylüler bütün k kap nda elpençe divan durup, boyun büktüler, ona yalvard lar. Köylülerin bu halleriHamzay derecesiz sevindirdi. Bütün k böyle yalvartacakt köylüleri, ne güzel!Marta do ru köyde ölümler ba lad . Çocuklar, ya lar birer birer ölüyorlard . Köylüler bir deri bir kemikkalm lar, cans zl ktan yürüyemiyorlard bile. Köy köy oldu olal böyle bir k geçirmemi ti. UzatmalÇavu , Hamza A adan ald paralarla kasabada bir ev yapt rd . Yoksulla kça köylüler siniyor, sindikçekö elerine çekiliyorlar, konu muyorlard . Belki de dünyan n en çok konu an insanlar Torosköylüklerindedir, kimsenin a b çaklar açm yordu.Onlar n kötü durumlar duyan yak n köyler, onlara bir eyler, bir yard m yapmaya çal yorlar, ötekilerald rm yorlard bile. Kimsenin yüzü gülmüyordu. Herkes herkese küsmü tü.270Herkes ta a topra a, ormana, a aca, buluta, ku a kurda küsmü tü.Bahar her y l onlar n imdad na zor yeti iyordu. Baharda ye il otlara dal p yoksulluklar unutuyorlard . Bu

l da bahar onlar n imdatlar na yeti ti. Hem de nas l! Her y lkinden bin kere daha cana can katan...Küskünlükleri ne zaman bitti, ne zaman konu maya ba lad lar kimse bilmiyordu. Öyle bir konu uyorlard kikimse kimseyi dinlemiyordu. Önüne gelen önüne gelene bir eyler söyleyip geçiyordu. Konu maktan

km yor, yorulmuyorlar, uykusuz geceler geçiriyorlar, konu uyorlard .Bir ara bütün konu malar Memed üstüne çevrildi. Memed için neler neler söylemediler."Çarp k Memed.""K r ata da binmi ...""K r at n üstünde de bir sinek gibi.""Yamuk Memed." -"Ate yak n köylüler. A an öldürdüm. Topraklar sizin!...""Kuruma bak kuruma!""E ek kafa, ahmak köylüler!""Çekin bakal m.""Ulan müstahak, müstahak ulan. Size müstahak... Dü er misiniz bir sar boylu...""Bir Kar boylu da sümüklü Memedin pe ine!""Bayram eder misiniz, A am z öldü ünde?""Hem de toy dü ün...""Eden bulur.""Etme bulursun, yatma ölürsün.""A am z bize ne yapt , iyilikten ba ka?""Onun zaman nda kimin burnu kanad ?""Sonra ç kt bir o lan...""Ad da nce Memed!"

nceye de kurban olsun!""Sana da bana da...""Sefil brahimin o lu...""Öldürdü gitti gül yüzlümüzü."

ki gözümüzün ..."271"Dünyan n yak ...""A am .""Abdi A am .""Ne yapt bize de öldürttük f karay ? Bir kar boylu çocu-

a..."nce Memed..."

"Vay boyu devrilesi, vay oca sonesi!""Vay eli kanl katil...""Vay gözleri ç kas ...""Vay ölmeyip de sürünesi...""Y n y n s tmalar tutas ...""Vay y lanc klar ç karas .""Ci erleri çürüyüp de a ndan parça parça dökülesi.""Nas l k yd n A am za? Elin nas l vard fakir f karan n ekme ine?""Elin nas l vard da k yd n gül yüzlümüze?""Öksüz koydun Dikenlinin be köyünü...""Sende hiç din iman yok mu?""Hiç vicdan, merhamet... Hiç insanl k yok mu sende?""Karanl k geceye benzersin.""Ölmü s çana benzersin.""Yal n k ca benzersin.""Kanl .""Çald n bölük bölük böldün sen bizi.""Ölümün so uk yüzüne benzersin.""Zelzeleye benzersin.""Aç çocuklar n, açl na benzersin.""Eci de bücü .""Cin çarpm a benzersin.""Sürüngen solucana benzersin.""Ne dedin de k yd n A am za?""Seher yeline benzerdi.""S cac k ekme imize...""Dü ünümüze derne imize...""Ça akl p narlar n ak suyuna...""Ad güzel Muhammedin ak soyuna benzerdi.""Aaah, a am z Abdi A a!"i"A alar n a as , yi itlerin yi idi!""Mezar na k ya as .""Nas l k yd sana bir...""Bir kan ci eri be para etmezin birisi...""Yi ide k yan kötüdür kötü...""Kabeye inen nura benzersin."Birdenbire" y llar sonra Abdi A a üstüne a tlar yak ld , türküler ç kt . Sonra dü lere girmeye ba lad Abdi

a. Ya lar n, gençlerin, çocuklar n dü lerine girdi."Dün gece dü ümde gördüm. Gülüyordu A am z. Ben, beni öldüren Memedi ba lad m, diyordu. Benimyand m sizin durumunuz. Mezar mda sizin kötü haliniz için gözya döküyorum. Köylülerim, canlar m.Sizin de suçunuz var benim ölümümde... Böyle diyor, bir top k içinde eriyip yitiyordu."Uzun bir süre herkes Abdi A a üstüne binbir dü anlatt . Sonra bir ata binmi , diki siz bir ak libasabürünmü Abdi A a, uçarak köyün üstünde dola rken görüldü. Ayayd nhk gecelerde, karanl k gecelerde,gece yar lar , tanyerleri rken Abdi A a at n üstünde Alida ndan bu yana süzülüp geliyordu. Bazgeliyor, k r atla evinin önündeki tümse in üstünde duruyor, tan yerleri rken k r at Alida ma yukar a pgidiyordu.

r atl Abdi A ay köyde hemen hemen herkes gördü. Hürü Ana, Pancar Hösük, Hüseyincik, bir deMustafa inat etmi ler, bütün köyün gördü ü A ay bir türlü göremiyorlard ."A am z onlara dar lm , küsmü , onlar n gözüne gözükmüyor," diyorlard . "Hürü gitse de türbeye bir horozkesse A am n ruhu için, belki o zaman onu da ba lar A am z, onun da gözüne gözükür. Yoksa iflahetmez Hürüyü mübarek adam."

Sonra dü ler de, k r atl Abdi de, Memed de unutuldu. Köylü gittikçe yoksulla yor, Hamzan n bask güngeçtikçe art yordu. Dikenlidüzü köylüleri art k onun elinin oyunca yd . Çal , diyor, çal yorlar. Yat, kalk,otur, uyu diyor, bir dedi ini iki etmiyorlard . Küskün karanl klar na da gittikçe gömülüyorlar,vurdumduymaz, hiçbir eyle ilgilenmeden, gülmeden a lamadan, öfkelenmeden, sevinmeden bir tuhafhavan n içinde yuvarlan p gidiyorlard . Umut ettikleri hiçbir ey yoktu. Umut edememeninbo lu undayd lar.272273Bir gece Memedin köye geldi i haberi bir uçtan bir uca bütün köyü bir anda dola . Hiçkimse ald rmad ,kimsenin tüyü bile k rdamad . Memedin geldi ini yaln z a zlar söylüyor, kulaklar duyuyordu. Biruykuda, bir ho dü teydiler.Bir ara canlan r gibi oldular. çlerinde sevince benzer, umuda benzer bir eyler k rdad söndü, k rdadsöndü. Sonra içlerindeki sevinç bir anda büyüdü. A z dolusu gülmeye ba lad lar. Köy bir süre gülü melerle

nlad . Köyde y llard r duyulmad k bir gürültü pat rt ba lad . Herkes gülüyor, konu uyor, küfrediyor,yor, seviniyor, co uyordu.

kindiüstüydü ki görülmedik bir öfkeye kap ld lar. De nekler, silahlar, eski k çlar, baltalar ortaya ç kt .Hürü Anan n evine sald rd lar. Memedi orada bulamay nca da Hürü Anan n a n kap , tek penceresini

rd lar. Memedlerin dam bo duruyordu, dama yüklendiler. Bir anda duvar kap , dam a açlar yla evi birn haline getirdiler.

Sonra da öfkelerini alamad lar, ta larla, sopalarla biribirle-rine giri tiler. Kiminin kolu, kiminin baca ,kiminin ba k ld . K yas ya bir dövü oldu. Önüne gelen önüne gelene vuruyordu. Dost, arkada , ana k z,baba o ul, kimsenin gözü kimseyi görmüyordu.Candarmalar, Hamza A a bir kö eye sinmi ler, korkuyla köylünün kudurmu öfkesine bak yorlar, onlarayakla maya bir türlü cesaret edemiyorlard .Dövü gece yar na kadar sürdü. K lmad k dökülmedik bir ey kalmad köyde. Dayak yemedik,yaralanmad k da kimse kalmad .Gece yans dövü nas l bitti, bunu kimse bilemedi. O gece yataklar na giren köylüler, y llard ruyuyamad klan rahat, deliksiz bir uykuyu uyudular.274kindiüstü de irmeni Kara brahimin çeteleriyle candarmalar sard lar. Memede teslim ol diye ba rd lar,

Memed bir kur unla kar k verdi. Memede güldüler. Bu sefer kötü yakalanm , art k hiçbir kurtulu uyoktu. Az sonra bu yak nlarda ne kadar köylü varsa gelecek, de irmeni saracakt . Memed dü ünüyordü ünüyor, bir çare bulam yordu. De irmene sa dan soldan ya mur gibi kur un ya yordu. Kara brahimikide bir gür sesiyle ba yordu: "Bo una kur un yakma nce Memed, de irmenden sa ç kamazs n."Memed hiç kar k vermiyor, de irmenin penceresinin yan na sinmi , duman ç kan yerleri o dakur unluyordu. De irmen toprak bir damd , acaba üstünü delip içeriye yukardan ate edebilirler miydi? Ak lederlerse, buradan gerçekten de Memed sa ç kamazd .Arka pencere, yan pencere, kap aras nda mekik dokuyordu. Bir ön pencereden be on kur un, bir arkapencereden, bir kap dan... Bu dövü ü ne kadar sürdürebilirdi. Önce bir umutsuzlu a dü tü. Sonramütevekkil, kendi kendine güldü. "Kurtulu yok," dedi birkaç kez. "Bize art k kurtulu yok..."Kulaks z smail de irmenin kuytusuna gitmi , tam kö eye çökmü oturmu , sanki olandan bitenden hiçhaberi yokmu gibi, sessiz, tela z orada oturup duruyordu. Dizlerini gö süne dayam , iki koluyla dadizlerini kucaklam , ba da dizinin üstüne koymu tu. Gözlerini k rp yordu.Kara brahim bir ara k zd :275f"Bombalayal m u de irmeni, e er kaçmazsa, ta lar n alt nda kals n ölsün acemi deyyus," dedi. "Böyle

yac k m yap r, e ya dedi in e ya böyle de bir kafese s r da kendi kendini öldürtür mü?"Memed onun bu konu tuklar duyuyordu. Hemen kur unu kesti, bekledi. O kur unu kesince nedensehemen ötekiler de kestiler.Memed bu pencereden o pencereye mekik dokurken d ar ya da bak yordu. Ta n arkas ndaki Kara brahimigördü. O da durmu , dört bir yan dinliyor, Memedin ne haz rlad bulmaya çal yor, dü ünüyordu. Çokesmer, avurdu avurduna geçmi , di siz çenesi iyice içeriye göçmü birisiydi. Ya lanm art k. Memed onuçok eskilerden, onun e yal k yapt zamanlardan tan rd . Kara brahim o zaman Torosun ast ast k,

kesti i kestik en naml e yas yd . Sonra bir afta düze inmi , e yal b rakm . Geçimini da dakialara dü man e yalar avlamakla sa yordu.

Memed brahimi görünce yüre i hop etti. Bir yanl k olmas n diye dü ündü. yice bakt . brahim birbombay eline alm evirip çeviriyor, ku kulu ku kulu yanma yönüne bakm yordu. Memed, bu adam benihiçbir ey saym yor, dedi. Yoksa bu kadar usta bir e ya böyle bir aç kl kta çarp maz, dedi. Belki de Karabrahim de ildir. Sonra bakt bakt , sark k b k-lar yla oydu. Bu aralarda sark k b kl adamlar azd .

Memed tüfe ini do rulttu, bu s ra ötekilerin de de irmene ate leri ba lam , Kara brahim solundan sa madönüp de irmene ate etmek isterken teti e bast . Kara brahim, gerilmi yay üstündeymi gibi havaya

rlad , dü tü. Memed o anda birkaç kur un daha yap rd . Kara brahim korkunç, yeri gö ü inleten birba rt yla topraklan, kayalar ç rmalamaya, otlar , a açlan di lemeye ba lad sonra da, az bir süre sonra birkayan n dibine birden y verdi. Bir an bir sessizlik oldu. Memed birkaç çetenin, candarmalar n kaçtgördü. imdi ç p kaçabilir miydi? Kaçamazd . En korkak bir candarma, çete, onu kaçarken vurabilirdi. Eniyisi de irmende kal p ölümü beklemekti. Karanl k az sonra basacakt . Basacakt ama Kesme köyündekiYüzba Faruk, As m Çavu da de irmene karanl k kavu madan ula acaklard .276Memed hem de irmende dönüp duruyor, hem de pencereden ikide birde Kara brahimin kayan n dibine

vr lm kalm ölüsüne bir göz atmaktan kendisini alam yordu. Az sonra kendisi de uraya, u örümceklar yla bezenmi , u isli de irmenin duvar n dibine t pk öyle y verecek, her ey bitecekti. Birden

akl na, "Abdi gitti, Hamza geldi, Abdi gitti, Hamza geldi," sözü dü tü." çinden ha bire bunu söylemeyeba lad . Bunu gerçekten ö renmek istiyordu. Neydi bu, ne demekti? Hep böyle mi gidecekti? Her ey bomuydu? Hiçbir ç kar yolu yok muydu? Bir ara elleri durdu, kur un s kmaz oldu. Öyle kalakald . Dalmgitmi ti. Ne acayip, o durulunca d ardakiler de de irmene kur un s kmay kesiyorlard . Kara brahiminölüsüne bir göz att . Üstüne gölge dü mü tü. Ba gö sündeydi, öyle yana do ru savrulmu tu. Sark k

klar daha da sarkm . Dudaklar n ucunda bir alayl gülümseme var gibi geldi Memede. Çokterlemi ti, teri usul usul so uyordu. Az sonra bedenini so uk bir su gibi bir ey sard , onu ü ütmeye ba lad .Bedenini inceden de bir titreme ald . Gözüne Kulaks z smail eri ti. Yerinden hiç k ldamam , karanl kkö ede bir bayku gibi, gözleri yuvalar nda h zla dönüyor, yor. Kulaks z smaile gülesi geldi. Birden deu de irmende sar oldu u, belki de az bir süre sonra öldürülece i akl na dü tü, ü üyen bedeninden im ek

gibi bir ürperti geçti. Ölmek istemiyordu. "Abdi gitti, Hamza geldi," diye m ldand , pencereye giderkendeh et bir gürültü geldi d ardan. At ki nemeleri kur un seslerine, kur un sesi gök gürültüsüne kar .De irmenin alt ndan akan suyun ar lt büyüdü. Memed d arda bir kayan n alt na s nmaya çal an birkarart ya ate etti. Bu karart da, kulaklar sa r eden bir ç kla top gibi havaya f rlad . Karanl kkavu uyordu. Gökler gürledi, im ekler çakt . Ortal k iyice karard . Memed, As m Çavu un sesiyle birliktebir de emir duydu:

u kap ya iki bomba sallay n!"Az sonra kap , kap n duvarlar gümbürtüyle çöktü. Orada kocaman bir yar k aç ld . Memed hemen orayate e ald ama, pencereler, abaran n üstündeki delik bo ta kalm .As m Çavu :"Sen ak ll adams n Memed. Yüzba m senin ölmeni iste-277miyor. Yüzlerce ki iyle sard k de irmeni. Kurtulu un yok. Gel teslim ol! Yüzba senin can ba latacak.Yüzba her eyi biliyor. Bombalarla de irmeni ba na y kaca z," diye ba rd .Art k karanl k basm . Ya mur gittikçe art yor, ortal sel sele veriyordu. Atlar durmadan, kaç at varsayörede Memed kestiremiyordu, ki niyorlard . Ya murun alt ndaki candarma-lardan inan lmaz bir kur un seliak yordu de irmenin çökmü kap na.As m Çavu :"Suyu de irmenin üstüne çevirin," dedi ba rarak.Böyle bir ey olamazd . Memed, Çavu un kendisini korkutmak için ba rd anlad . Karanl k olmasaYüzba vurabilirdi. Ya da Yüzba bir tutsaklayabilse ona sorard : Abdi gitti, Hamza geldi. Bu nedemektir? Koskocaman, üç y ld zl bir yüzba yd . Belki bilebilirdi. Elleri makina gibi i lemeye ba lad .Tam bu s rada y k kap n çökmü yerinin yan duvar na bir iki bomba daha at ld . Duvarla birlikte toprakdam da çöktü. Tam bu s rada da bir el onun omuzunu tuttu, Memed hemen aya a f rlad . Kulaks z smail

k bir sesle: "Az k dur da beni dinle," dedi. Yüzünü hayal meyal seçiyordu. "Kel E ya bundan üç ayönce silah yüz elli mermiyle bana b rakt da gitti. Bir hafta sonra gelir al m, dedi, gelmedi. imdi ben osilah ambardan almaya gidiyorum. Sen teslim olma. Sen teslim olmamal n Memedim," dedi. "Sen teslim

olursan hiç olmaz. Sen ölürsen de olmaz. uraya s n," diye ba rd . "E ek herif, bir de e ya olacak!Kar mdakiler de senin gibi e ek olmasalard bu de irmende seni çoktan avlarlard ."Memedi kolundan tuttu, bir a aç kemerin alt na götürdü.

imdi istedikleri kadar bomba savursunlar itler," dedi.Memed karanl a kur un s yordu art k.As m Çavu bir eyler ba yor, konu uyor, ak r ak r ya an ya murdan, at ki nemelerinden, v ldayankur un seslerinden hiçbir ey duyulmuyordu.Kulaks z smail elindeki yepyeni Alaman filintas yla geldi, tüfe in a na kur unu verdi, karanl a iki elate etti:"Çir gibi tüfekmi Kelin tüfe i de," dedi, Memedi gene kolundan tuttu. "Ben burada bu itlerle sabaha kadardövü ürüm.278Sen uradan suya gir, korkma bir yere tak lmazsm. B rak kendini ak nt ya... Korkma, suyu ben korurum,kimseyi yakla rmam. Suyla birlikte ak git. Sen git... Ba ka türlü kurtulamazs n. Sen gittikten sonra benteslim olurum."Kulaks z ya murdaki candarmalarm üstüne kur un dö eniyor, Memed de irmenin ortas nda durmu kalm ,dü ünüyor, baz da bir sevinç dalgas geliyor, tüm bedenini sar yor, onu uçuruyordu. Baz bir hüzün geliyor,

gibi, a gibi bir hüzün, bo az na bir eyler gelip t kan yordu.Kulaks z:"Ne duruyorsun ulan sümüklü?" diye ba rd . "Duracak zaman m ? Yürü git."Duymuyordu. Büyülenmi , bu hengamenin ortas nda kendinden geçmi dikeliyordu.Kulaks z:"Ulan dikilme! Ulan git... Yavrum, o lum, nce Memedim, öyle dikilme orada, git! Korkma!" diyordu. Biryandan ya mura, karanl a kur un s yor, bir yandan da Memede yalvar -yordu:"Gözünü sevdi im o lum, yavrum, Memedim, seni ya mur kurtard . u ya mur olmasayd çoktan bude irmeni ba za y km lard . Nolur git, Kulaks z smail sana kurbanlar olsun git! Seni ya mur kurtard .Allan n bu nimetini tepme, git!"

ar , geceyi kur unluyor, kur unluyor, sonra geliyor:"Git karda , git! Seni ya mur kurtard , git! Ben onlar sabaha kadar burada tutar m, git! Senin ölmeyin s rasde il, git! Bir iyice dü ündüm, derin fikirlere dald m, bu s ralar sen ölmemelisin, git! Ya mur ya dakurtuldun, git!" diyor yalvar yordu.Hemen ko uyor, iki üç tarak fi ek daha s yor, geri geliyor:"Git bre ahmak e ya, git! Bu ahmakl ndan de il midir ki kast n kavurdun bizi, git!" diye ç yordu.Bakt ki olmayacak, koluna yap , onu çekmeye, de irmenin alt deli ine götürmeye çal , yerinden

rdatamad bile."Vay anan avrad herif," dedi. "Amma da zorluymu -sun."Sonra da orada Memedin yan nda durdu kald :279"Ben ne yapay m, ben," diye söylenmeye ba lad . "Gitmiyor i te. E ek olmu , ahmak olmu da gitmiyor

te. Göz göre göre de kendini öldürtecek. Ey Ümmeti Muhammet, böyle de bir e ek hiç dünyaya gelmi mi?Sefil brahimin o lundan da bu kadar adaml k olur i te!"Tam bu s rada y k kap dan giren bir demet kur un yandaki duvara, ayaklar n az ilerisine yere yap :"Al i te, al! Var da gitme! kimizi de öldürecekler burada. Git yavrum, yaz k sana, tabanlar n alt öpeyimöldürülme! Ya mur ya kurtuldun. Öldürülme, öldürülme. Memedim, elini aya öpeyim, öldürülme,git. Ulan anas e in tepeledi i pezevenk deyyus, git, öldürülme!"As m Çavu un gene sesi duyuldu. Memed duymad , Kulaks z da ne dedi ini anlamad .Kulaks z kap n y lm iri bir çinke ta n arkas na kendini atmasayd gelen kur unlar onu biçiyordu.

arda silahlar n a ndan ç kan ate ler, durmadan yer yer kayal klar , ya muru, a açlar , sular , y kde irmeni yal ml yor, ayd nlat yordu. Ya mur da yava yava diniyordu.Kulaks z: "Ne yapay m, ne edeyim de uradan göndereyim unu? Bu o lan çok çekti," diye dü ünüyordu."Ben de onu hiç iyi kar lamad m. Ay p ettim o lana, köylünün i vasma kap ld m. Bir de do rusu açl kakl ba mdan alm ."Büyük, gökleri y rtan bir im ek çakt . Bir an ortal k gündüz gibi oldu, gün do mu gibi. Memed bir sars ld ,dü ecekti, kendini tuttu. Birden tüm bedenini bir ter bast . Saçlar n ucu bile terledi. Bir anda da ter so udu,kurudu, titremeye, ü ümeye ba lad . Di leri biribirine vuruyordu.

"Yavrum, Memedim, seni öldürmesinler. Bak ya mur kesiliyor. Yürü git!"Memed, Kulaks z smaile iki ad m att , onu kucaklad , hüzünlü, s cak, a t söyler gibi bir sesle:"Sa ol, var ol smail Emmi, sa cakla kal! Gene gelece im," dedi. "Ben yar m saat içinde buradanuzakla m. Sen fazla kur un yakma. Hemen kes. Tüfe ini de sakla. Güzel bir tüfek. Sa cakla kal..."Daha konu amad , deli e do ru gitti, Kulaks z da arkas n-280dayd . Memed delikten suya süzülüverdi. Suya inerken hiç mi hiç bir ses, bir ç rt ç karmam .Kulaks z karanl a ver ediyordu kur unu, keyifliydi. Me-medin kurtulu u onu ta derinden sevindirmi ti. Birsevinçle dolup dolup ta yordu. Ver ediyordu kur unu.Kulaks z, ne olur ne olmaz, diye kur unu sabaha kadar kesmedi. Ya mur dinmi ti. Tanyerleri i iyordu.Karanl a alaca gölgeler dü mü tü. Yüzba Faruk elinde ne kadar silah varsa, hepsiyle de irmene sald rd .Bombalar, kur unlar ya de irmene. Bu, bir on dakika kadar sürdü. De irmenden ses ada gelmiyordu.Beklediler, ses gelmedi. Uzun, sab rlar ta ran bir bekleme oldu. As m Çavu de irmene ba rd . Hiçbirkar k alamad . Me-medin bir oyunundan korkuyorlard . Var güçleriyle bir daha sald rd lar de irmene,kur un, bomba ya rd lar, de irmenin ön duvar ba tan aya a y kt lar. De irmenin bir yan bir ta toprak

oldu, de irmenden ç fç kmad . As m Çavu konu tu, Yüzba Faruk konu tu, ta ta ses var, de irmeniniçinden ses yok. As m Çavu :"Vurduk," dedi. "Çok ac m bu delikanl ya Yüzba m." Yanaklar ndan boynuna iki iri damla ya süzüldüakt . "Yaz k!" Yüzba :"Bu kadar m severdin onu?" diye sordu. "Bilmem."Gene de sab rs zd lar. Günün do mas bekliyorlard . Gün do du. As m Çavu ba rd . Ses gelmedi. As mÇavu aya a kalkt . Bacaklar titriyordu. Yürürken yalpal yordu. Ad mlar korka korka, üzüntüyle att tauzaktan belli oluyordu. Memedin ölüsünü görmeye dayanamayacakt . De irmenden ses kesildi inden buyana belki on be ya kocalm . Yüre inden kan gidiyordu. A gibi bir hüzün çökmü tü yüre inin ba na.De irmenin on ad m ilerisinde durdu, "Memed" diye bir daha ona seslenmek istedi. A açamad . Di lerikenetlenmi ti. Orada durmu kalm , bir ad m atam yordu ileri. Biliyordu, Memed yaln zd . Kur unlarkesildikten sonra da bir yere kaçabilmesinin mümkünü yoktu. Memed ölmese kar k verirdi. Demek kivurulmu tu. As m Çavu : " allah yaralanm r," diye içinden geçirdi.281Arkadan Yüzba :"Ne o, korkuyor musun As m Çavu ? Memedin ölüsünden de korkuyoruz, öyle mi?" diye sordu.As m Çavu ona döndü, sonra de irmene girdi, yüzünde geni bir k vanç, bir gülümseme belirdi:"Vurulmu Yüzba m, ölmü ," diye seslendi. Yüzba ko arak geldi, "Ama Memed de il vurulan."Kulaks z smail yere diz üstü çöküvermi ti. Eli tetikteydi. Tüfe in kunda sa gö süne, namlusu da yeredayanm . Kur un Kulaks z smailin sol gö sünden girmi , s rt ndan ç km . Kulaks z smailden çok azkan akm . Az ilerisinde bir y n bo kovan üst üste y lm duruyordu.28235Anavarza at oyna Kana bulanm gömle i K yman a iretler k yman Kör kar n bir de ne fAt öldürdü ünden bu yana Adem çiftli e bir daha gidemedi. Ali Safa Beyle kar la nda ona nesöyleyecekti? Kar da çok özlemi ti. Baz geceler içine dayan lmaz bir sevgi, bir özlem dü üyor, gizlidençiftli e gidip kar görmek istiyor, bir türlü yapam yordu. Ya z at vurmadan köye nas l varacak,kar n, A as n, insanlar n yüzüne nas l bakacakt ? Bunca y n att att k, vurdu u vurduk bir avcnas l olur da Anavarza yaz n ortas nda bir at vuramazd ! Elalem böyle bir avc n, böyle bir,Ademinyüzüne tükürmez miydi? Sanki o bilmiyor muydu ki imdi Adanadan Mersine, Tarsusa, Ceyhan-danKozana, Kadirliye, Osmaniyeden Dörtyola, Payasa, Gavur-da lar ndan Alada a kadar tüm köyler, ehirleronu konu uyor, Ali Safa Beyin avc lar ba Adem bir at vuramad , yaz klar olsun ona, demiyorlar m yd ?Bilmiyordu sanki... nsanlar bir göz kesilmi ler onu gözlüyorlard . Böyle bir avc koca bir ovada ko upyürüyen bir at vuramasm! Olacak i mi? Bu at afsunlu, bu ata kur un geçmiyor, bu at kur un tutmuyor,millet ne bilsin? Ya z ata att n kur un geriye dönüp senin alt ndaki k r at vuruyor, millet ne bilsin?Ancak konu uyorlar, arkandan gülüyorlar. Yüksek a alar, beyler, Arif Saim Beyler, Ali Safa Beyi283aralar na al p hep Ademi soruyorlar, ondan bir kar k bekliyorlard . Ali Safa Bey ne kar k versin, f kara

k m k ediyor, bir eycikler söyleyemiyor, yutkunuyor. Ne desin f kara, bizim Adem gitti de gelmeyiverdi

mi desin? Belki bir eyler uyduruyordun Çok s lgan, yalan dolan beceremeyen bir adamd r. Bela oldukadam n ba na.Kendi kendisine k zg nl gittikçe de art yordu. Ya ya z at bulunacak, ya da Adem i te böyle Anavarzaovas nda s rt nda bir filinta dola p duracak.Ya z at s rrolup gitmi ti. Adem günlerdir onu aramad k yer koymam , bir türlü bir yerde izinerastlayamam . Adem ovan n ortas na, yakan günün aln nda saatlarca dikiliyor, terliyor, kavruluyor,dü ünüyordu. S ca n alt nda sabahlardan ak amlara kadar öylesine dikiliyor, oradan oraya gün alt ndaöylesine se irtiyordu ki, giyitleri gö ünüyordu. Yer yar lm ya z at yerin dibine girmi ti. Acaba Urfaya,kendi vatan na m gitti, diye dü ünüyordu Adem. Ku donuna, y lan, böcek, kelebek, tilki donuna giripAdemin burnunun dibinde mi dola yordu? K rlang ç donuna girip f rt f rt burnunun alt ndan geçen oolmas n? Anavarza kayal klar nda durmadan dönüp duran, iri, tek kartal o olmas n?Bir gece uyanm bakm ki, bir kocaman hayvan yüzünü yal yor, domuza, kurda, köpe e, s ra, hiçbirhayvana benzemiyor. Apak, iri, bir attan da daha iri bir hayvan. Adem ba ucundaki tüfe ini kapt gibiAnavarza kayal klar nda solu u alm . O acayip hayvan da bir süre arkas ndan gelmi , sonra vazgeçmi ti.O olmas n?Ovada bir yang n patlam . Yang n ç kt nda Adem uyuyordu. Birden dü ünde kendisini bir közharman n içinde buldu. Hemen s çrad . Ne görsün, az daha, uyanmasaym ya-n yormu . Yal mlar bir andaüstüne at ld . Adem bir oraya ko tu, bir bu yana. Her yönden yal mlar sald yordu. Bir yal m çemberindekald . Yal m çemberinin içinde dört dönüyordu. Yal mlar ovay bir uçtan bir uca yalay p geliyordu. Ademyal m çemberinde kendinden geçmi , dört bir yan dinliyordu. Ç klar, hayvan, böcek sesleri dolduruyorduovay ... Ku lar, y lanlar, böcekler ötü üyordu, karmakar . Yal mlar n örttü ü topra n s rt kabar yor,yan yor, inliyordu.284Birden bir bulut gibi ya z at, bir gölge gibi önüne indi. Önündeki gölgeler ço ald , bin türlü biçimdegölgelendi yang n yeri. Gölgeler geni liyor, uzuyor, k sal yor, ya z at n yöresinde oynuyorlard . Ya z at dahiç yerinden k rdamadan geni liyor, uzuyor, irile iyor, inceliyordu.Bir yal m dalgas geldi. Ademin üstünden geçti. Adem kendisini o anda az "ötedeki batakl a atmasaydyan p kül olacakt . Adem batakl n içinde, yan nda yal mlardan kaç p batakl doldurmu , inleyen, öten,ba ran, yüzen, ç rp nan binlerce hayvan n ortas nda sabaha kadar doland durdu. Göbe ine kadar bata abatm gün nda.Adem her eyi unutur da ömründe bu yang n gecesini unutamaz.Bütün Anavarza kalesinin kayal klar delik delik aram . Bütün Akçasaz kö e bucak, sazl k büklük,ormanl k, batak, düzlük bir bir taram , ya iz atla günlerdir kar la mam . Bir an umudu kesiliyor,utanc ndan yerin dibine geçiyor, Anavarza yaz na, güne in aln na gene dikiliyor, at n nerede olabilece inidü ünüp duruyordu.

leden bu yana bir sel yata n içinde dikilmi kalm . Nerede olabilirdi u ya z? E er ovada olmuolsayd , insan ona bir kez olsun rastgelmez miydi? Ulan gideyim, diye dü ünüyordu, ba alay m dagideyim. Kar da bats n, Ali Safa Beyi de, avc ba da... Ba alay m u Yüre ir topra na gideyim,bir a an n seyisi olay m. Eskiden benden daha iyi attan anlayan, ata bakan kimse yoktu. Seyis olmam belkide... Bu mendebur ya z yüzünden...Tozlu yoldan arkalar nda birer ince bacakl , güzel gözlü tayla iri iki doru k srak geçiyordu. Geni , besilisa lar güne te parl yordu. Taylar a r a r tozlu yolda ilerleyen k sraklar n yöresinde ko uyorlar,

çr yorlar, dönüyorlar, analar yla oynuyorlard .Bu s cakta, u ya z at, imdi serin bir kuytuluktad r. Can çok sever o. Bir de aya n dibinde so uk, buzgibi, dibi ça-k lta , güne li akar bir su, ya da bir çaykara olmal . Nerede olabilir? Adem bütün kuytuluklargözünün önünden geçiriyor, birisine karar veremiyordu.285Kaç p gitmeli. Gitmeli ama, her eyi b rakmal ama... Her eyi, kar , Ali Safa Beyi, yurdunu yuvas ,Anavarza ovas , bu ova olmazsa, ba ka yerde ya ayamam gibi gelirdi ona, her eyi, her eyi b rak pgidiyor, ba al p gidiyor, Ceyhanbe-kirlideki sala biniyor, öteki yana geçiyor, sonra gerisin geri Anavarzaovas na dönüyordu. Bir ey onu ayaklar ndan, ta yüre inin kökünden tutmu geriye çekiyordu.Uzun bir süre bu vazgeçemedi i eyin ne oldu unu anlayamad . Bir gün, gene böyle dikilmi , s ca naln nda ak r ak r terler, ya z at n yerini dü ünürken, akl na t p etti. Ya z attan vazgeçemiyordu. Her eyi

rak p gidiyor, ele geçiremedi i bu ya z at böyle, Anavarza yaz nda koyup gidemiyordu. çindeki bu

duyguyu önceleri anlamad . B rak p giderim ulan, diye ba rd . Bu at benim anam babam, kolum baca m,gözüm mü? B rak p giderim ulan.Ceyhan rma n salma bindi öte geceye geçti, gidemedi, geriye döndü. ki günde bir Ceyhan rma nsal na binip öteye geçiyor, sonra geri dönüyordu.Yatmaya kaya gölgesi e er ahmeran olmasa, sevmeye güzel k sas e er fitnekar olmasa. Atlar ahmerandankorkmazlar ki...Kim demi korkmazlar diye! Anavarza kayal klar n dibinden bir yel parlad , bir toz dire i dikildi, sonundada hemen söndü.Çok s cak var. Bu s cakta kaya gölgesinde mi olur ya z at, kayal klarda m ?Kayalar s cakt , yan yor tütüyordu. Kurumu kekik kokuyor, her bir yan. Kaya kovuklar , bodur a açlar,çiri çiçeklerinin kurumu lar , sümüklüböcekler kekik kokuyordu. Her ey kurumu tu. En küçük bir can, birye il yoktu kayalarda. Mor, boz, aç k mavi, k rm , sar ca kayalar çatl yordu. Adem bir kayan n dibindekitoprakta bir at izi gördü. zi sürdü. lerdeki ma araya gidiyordu. Umudu yoktu ama, gene de sevindi. çinebir de korku dü tü. Elleri titredi. Ayaklar kayal klar yemi bitirmi ti. Kayalar yan yordu. Üstünebasamazs n. nsan n ci erine i ler. Adem di lerini s yordu. Gözlerine ter dolmu , gözleri yan yordu. z onuald ma aran n kap na götürdü. Kaya286Iiaralar nda keskin dikenler bitmi ti. ne gibi. Ma araya gelirlerken sa a sola akan boz, a kaya y lanlargördü. Kovu un kap nda ince, kahverengi yar tozlanm topra n üstünde ku ayaklar n izleri üstüsteydi. Büyüklü küçüklü bir sürü ayak izi. Ku izlerinin yan nda yöresinde de çakal, tilki izleri... Tam ortayerde de bir at n ayak izleri. At, ayaklarmdaki nal n üçünü atm .'Adem izlerin üstüne bas p kovu un kap na geldi. Kovu un a n yöresinde sak zl k a açlar bitmi ti.Kovu un içindeki at gölgesi yo unla , belirlendi, sonra usul usul silindi.Adem oraya, bir ta n üstüne oturdu, tüfe inin a na kur un verdi. Mekanizma sak rdad . Adem kovu undibine do ru be el ate ettikten sonra tüfe ini bir daha doldurdu. Kovuktan d ar ya üç tav an atlad ,yoku tan a indiler, gözden rad -lar. zlerin üstüne a r a r akarak bir y lan geldi, ba kald rd ,yöresine bakt . Adem onun ba ni an ald , y lan n ba darmada n oldu. Bütün Anavarza kayal klarkur un sesinden bir kalkt , bir indi. Alacakaranl kla birlikte bir serinlik de usulcana iniyordu. Garbi yeli

km , s cak kekik, kurumu ot, yanm toprak, kaya kokular dört bir yana saç yordu, a r.Boz bir bulut gibi ya z at ç kt kovuktan. Kovu un a ndan geni ledi, uzad , Ademin üstünden geçti,Ademin eli daha teti e varmadan at da ld , inceldi, ortadan silindi. Adem onun arkas ndan be el daha ateetti a lara... Kayal klar yank land . Kur un seslerini kayal klar kayal klara iletti. Adem bir süreyank lanmalar dinledi. Esen garbi yeli h zlanm , kayalar bo küpler gibi öttürüyordu.Ademin yüre indeki korku azal yordu. Çok da ac km . imdi buradan Seferin evine gitmeliydi. Ondan dautan yor, yerin dibine geçiyordu. Geceleri gidip de yorgun insanlar uykudan uyand p, yemek yapt rmakvar m ? Arkada n de il, baban n evi olsun..."Aaah," dedi, "Aaaah, ya z at, seninle kozumu pay edemeden gidece im. Gidece im ya z at, gidece im.Beni ele aleme, dosta dü mana be paral k ettin ya z at! Cinsen de, periy-sen de, insansan, atsan da y kt nbeni. Ulan alaca n olsun."Bas bas ba yordu da ancak içindeki onulmaz korkuyu287atabiliyordu. O da bir anl k... Sonra at n korkusu geliyor, gene yüre inin ba na çörekleniyordu. Eliniaya kesen, onu çont eden bir korku."Ulan gidece im," diyor, kayal klardan a bir ad m at yor, duruyor, sonra da: "Ulan gitmeyece im, seniöldürece im," diyor, kayal klara ba yor, sesinin gürle en yank lar dinliyordu."Ulan gidece im, Anavarza kayal klar sana kals n. Ana-varza, Akçasaz sana kals n. Ulan, hepsi senin olsun.Beni yurdumdan yuvamdan ettin. Evimden bark mdan, A amdan ettin. Ekme imden a mdan, dostumdandü man mdan ettin. Ku lar mdan, ar lar mdan ettin. Gidece im, gidece im ulan... Aaaah, sana belanbulduramad m. Var gönen sonuna kadar. Yendin, bitirdin beni. Yere gelmemi s rt sen yere getirdin. Verelini Yüre ir topra ..."Yenilgiyi kabul ediyor, kayal klardan yönünü güneye dönüyor, ipiltiye bo ulmu ova gözlerini kama yor,yak yordu.

Sonra birden dönüyor, co uyor, meydan okuyor, daha gür bir sesle kayal klara ba yor, sesinin yank larbüyüyor, yank lan yor, onu yüreklendiriyordu:"Ulan gitmeyece im!"Kayadan kayaya çarpa çarpa biten sesini dinliyor, sonra gene:"Ulan gitmeyece im!" diye ba yordu.Bu oyunu, sesi k ncaya kadar sürdürüyordu. Sonra da durmadan usul usul m ldan yordu kendi kendine."Ulan gitmeyece im. Ulan ya sen beni öldüreceksin, ya ben seni. Birimizden birimiz, birimizden birimiz...Ulan sen bir peri, cin de il, bir görünmez kimse de il, bir beni hayvan olsayd n, ya da bir beni adem...Birimizden, birimizden birimiz..."Gün gölgesini bat ya do ru uzat yor. ncecik kambur, y rt k p rt k bir gölge. Adem kendi gölgesini

rakm yor. Sabah n pusu usuldan bu ulan yor, gün k zd rd kça da ortadan çekiliyor. Ku luk vaktiAnavarzanm yanm , kapkara kesilmi ovas , Anavarza kayal klar ipile iyor, göz kama yor. Günebu ulan yor, Anavarza kayal klar ndan iplik iplik tütüyor.288Adem, ulan, diyor içinden, her yerde ot kurudu. Bir tek Akçasaz n ortas ndaki çimenlik düzü var. Taze,yemye il otlar yla. At orada olamaz m ? Çimenlik düzü akl na gelince sevindi. Anavarzada, Akçasazda at nbulunabilece i, at arad her belirli yere bir ad takm .Bir s cak batak suyunu geçti. Alt kumdu. Su dizkapaklar -na kadar geliyor, bacaklar yak yordu.Kaynam su gibi. Mandalar yatm kaynam suya, hiç k rdam yorlard . S cak suyu geçti. Mor çiçekleraçm , üstü kurumu , bast kça k ra gibi çat r çat r k lan bir topra a geldi. Toprak k ld kça ayaklar c kbir çamura gömülüyordu. Kurumu topra a yap mor çiçekler silme, kar daki kapkara kesilmiberdili e kadar uzan yordu. Berdili e vard . Bu berdilik tehlikeliydi. Berdi köklerinin aras nda su ye ildi.Suyun yüzü ye il yosundan kaymak ba lam . Kayma n üstünde renk renk ku tüyleri uzun k sa, iriliufakl yüzüyordu. Adem her zaman bu sudan korkmu tu. Derin kuyular vard içinde. nsan çeker götürürdü.Onun için Adem bu suyun içinde yürürken hep berdi köklerine tutunurdu. Berdili i zor bela ö leye kadargeçebildi. Akçasaz n Gökbi-tiren büküne girdi. Bu ad bu büke Adem mi takm , yoksa eskiden beri burayaGökbitiren bükü mü derlerdi, bilemiyordu. Gerçekten gö e yukar bak nca gök gözükmüyordu. Büklü ün içibüyük kaplumba alar, y lanlar, tilkiler, domuzlar, türlü ku larla doluydu. Her dalda, sarma kta bir yuvavard . Her bir büyük ar pete inin yan nda bir yuva. Buras da geçti. kindi olmu tu. Ulu bir ç nar a ac navard . A ac n tam tepesinde kocaman bir leylek yuvas vard . Öteki dallar da büyüklü küçüklü yüzlerceyuvayla bezeliydi. Yuvalardaki yavrular, ba lar d ar uzatm lar, büyük sar a zlar yla her daldanbudaktan binlerce k yameti kopar yorlard . Adem ç nara belini verip orada az k yornu unu ald . Belindekiaz k ç nda göçmen köyünden ald kocaman somununa daha dokunmam . Batakl kta incirler vard .Bir incir a ac bulup, sapsar kesilmi iri, ball incirleri ekme ine kat k edecekti. Yuvalardaki civcivler okadar fazla ses ç kar yorlard ki, Ademde ba beyin kalmad . Gülümseyerek dallara bakt , yüzlerce ba ,kocaman aç lm sapsar a zlarla bas yorlard amatay .289"Vay oca z bata vay, bu ne biçim ba rma! Yeri gö ü bi-ribirine kat yorsunuz," dedi Adem.Çimenlik düzüne yakla kça sabr tükeniyor, yüre i tatl bir heyecanla çarp yordu. Birkaç kere bu ç nargörmü ama ad koymay ak l etmemi ti. Bu ç nar n ad da, "Ku luk Tarlas " koydu. Burada da ku bitiyor,diyordu kendi kendine. Buras da Ku luk Tarlas . Ekin gibi ku yavrusu bitmi , kocaman sar a zl .Ku lar n aç lm gülünç a zlan onu ta içten güldürüyordu.Karanl k çukuru geçti. Bir kuytu gibi, kapkara yosun ba lam küçük bir göldü. Bir seferinde at n kapkarabüyük hayalini bu kara suda görmü tü. Su kara, at kara... Biribirlerine kar p gitmi ti. Adem de suyunortas na ortas na, ürpererek kur unlar sallam . Öyle kal n, yar çamur bir suydu ki, kur unlar bir damla su

rtmam lard d ar ya.Karanl k çukurundan sonra birden kar na çimenlik düzü ç verdi. Taze, yepyeni, g r g r çimenler,ye il serilmi ti. Hiçbir çiçek, ar , kelebek, ku yoktu çimenli in üstünde. Sade, lekesiz bir inceden ye illik.Çok yorulmu tu, çimenli in ucuna oturdu. Gün görünmüyordu ama, klar n çekili inden Ana-varzan nard na do ru sarkt belli oluyordu. Çimenli in bir k sm na bir k dü üyor, bir k sm da gölgede kal yordu.Gölgeli alan uzad kça uzuyor, geni ledikçe geni liyordu. Çimenli in gö ünden bir ku bile uçmuyordu."Burada da yok," diye söylendi. Adem içini çekerek, "Halbuki ata benzer bir at bu çimenli e gelmemeli mi?Eeeee, ku lar da gelmiyor, ar lar da... Hiçbir yarat k gelmiyor."Yornu unu al nca aya a kalkt , çimenli i f rdolay dola maya ba lad . Çimenli in k ndan r r, dibikumlu, ayd nl k bir su ak yordu. Ayd nl k ayak bileklerine kadar ç yordu. Suyun içinden yürüdü. Hiçbir iz

yoktu. Ne at izi, ne ku , ne kaplumba a, ne herhangi bir hayvan izi. Adem döndü, suyun k ndaki kendiizine bakt . Sonra çimenli i bir uçtan bir uca yürüdü geçti. Çimenli i geçerken burnuna keskin bir su pürenikokusu geldi, arad bulamad . Öteki k da da oturdu biraz. Sonra, gün kavu madan Kuyruksuz a actutay m, belki ya z at oraya gelmi tir, diye dü ündü. Kuyruksuzun alt ndan güzel,290so uk bir çaykara kaynard . Adem terlemi , dört yana ek i bir ter kokusu f rt yor, al n olan burnu bilebu ter kokusunu duyuyordu.At Kuyruksuzdad r. Ba ka türlüsü olamaz. Orada, Kuyruksuzun dibinde iri çiçekli gülün yan nda, sa artaya karn na çekmi duruyordun Yan na yönüne iri gözlerini daha da açm bakmaktad r. Kuyruksuzdade ilse, Kel M st ktad r. Kel M st k-ta de ilse, Kürt K zmdad r, orada de ilse Kirmen Çiçe indedir.Hiçbirisinde de ilse ya z at gö e çekilmi tir. Bir ömür ara an da bulunmaz. "Ulan bir ömür olsa daarayaca m seni! Ulan ya z at, gözümün feri çekilinceye, ak sakal m dizlerimi dövün-ceye, dizlerime karasu ininceye kadar, son solu umu verirken bile seni arayaca m. Ulan seninkisi yi itlik de, inat da, bizimkisitav an boku mu? Bizde de var o kadar adaml k."Gün kavu uyordu ki Kuyruksuza geldi. Kuyruksuzda ne at, ne de onun gölgesi vard . Suyun ba na yorgunçöktü. Bir iki çökelek k nt yla, somunundan büyük bir parçay yedi. Büyük bir sivrisinek bulutu içindekalm , sinekler ba n yöresinde u ulduyordu. Son lokmas daha yutmam ken orada uyudu kald .Uyand nda üstüne gün dü mü , ter içinde kalm . S cak derin, koyu, ipil ipil, tüten, sapsar , yap yap .Gözlerini ovu turdu. Do ru Kel M st a yolland . Kel Mistik her zaman yakas na bir kuru yaprak takard .Batakl n ortas ndaki bu tepenin yamac nda da Kel Mistik gibi, tepesi kurumu yaprakl , alt dallar ye il bir

aç vard . Onun için Kel M st a benzetiyordu buras . Kürt k dedi i yer karmakar çiçekli bir yerdi.Orada çiçekler renk renk, boy boydu. Bir Kürt k görmü tü eskiden, bu yer gibi nak nak .Bugün bulaca m diyordu. Tünel gibi uzun büklere, büklerin alt na girdi. Nilüferli bir su onu dibine çekti.Suyla birlikte f r f r kaynad . Kel M st a, Kürt K zma u rad . Deli A aca u rad , Sümbül Tekesine üçkez u rad . At n imi timi yoktu. Çok iri, bacaklar uzun, kal n, insan boyunda boz ye ili bir ku gördüSümbül Tekesinde. Buraya neden Sümbül Tekesi ad koymu bilmiyordu. O anda akl na o ad gelmi ,söyleyivermi -ti. Ku un yanma vard , ku uçmad . Uzun boynuna elini koydu, ku oral olmad . Bir kanaddü mü tü. Yaras na bakt ,291kurtlanm . Torbas ndan tuz ç kard , kurtlanm yaraya ekele-di. Ku can havliyle bir s çrad elindenkurtuldu, uza a indi. Tek kanad yla, sekerek epeyce gitmi ti."Ulan bu at bugün Kurtlar Oyma nda bulaca m."çindeki umut koygunla kça sevinci art yor, oynar gibi yürüyordu uzaktaki Kurtlar Oyma na do ru.

Orada, orada, ya z at orada... Filintas omuzundan ald , yoklad , kur un a zmdayd . B ça na bakt , o dayerli yerinde duruyordu. Bugün ya z at n kellesini kesecek, kar na dönecekti. Öfkeleniyor, seviniyor,Kurtlar Oyma na yakla kça kar daha çok özlüyor, bir ehvet ate inde yan yordu."Orada," diye m ldan yordu. "Orada olmasa, içime böylesine do mazd . Orada, orada!"Kurtlar Oyma na gelirken gözlerini kapad . Açt zaman da ileriye de il, yere önüne bakt . Çok s cakvard . S cak gittikçe de koyula yor, dumanlan yordu. Kurtlar Oyma na gelince ortada durdu, tüfe ini saelinde tartt , yanma yönüne, arkas na bakt . Bir süre kendi yöresinde döndü. Hiçbir ey, bir gölge bilegöremedi, güne bu usunun içinde. Yere çöküverdi:"Yüre ir topra na gitmeliyim," dedi usuldan. "Bu kafirin bulunup bulunaca yok."Kafir derken de içine bir korku dü tü. Kutsal bir eye sövmü gibi. Az k da rahatlad . "Kafir, kafir," diyeiçinden geçirirken di lerini s kt , di leri çat rdad . "S çt n çark ma... Elale-min içine ç kamaz ettin. Kimseninyüzüne bakamaz ettin. Bir ömür boyu süründüm, bir lokma ekmek buldum, onu da sen ald n elimden.Yerimden ettin, evimden... Gül yüzlü avrad mdan ettin."Bo az na bir yumruk geldi t kand . A lasa, bo ansa kurtulacakt . Bir süre s ca n aln nda k ldamadan,terleyerek orada u undu kald . S rt ndan, yüzünden, bacaklar ndan su gibi ter ak yordu.Sevinçle aya a f rlad . "Mutlak Gülfatmadad r!"Bolu da lar nda candarmal k ederken, çok iri, güzel, bir insan boyunda bir çiçe e rastgelmi , çiçe e hayrankalm . Bu kadar iri bir çiçe i Akçasazda da görmemi ti. Köylülere bu çiçe in ad sormu , gülfatmademi lerdi. Çiçe i bir kucak, sal-292

msaçakt . Gülfatma ad takt yerde de o çiçeklere benzer iri, daha da iri salk msaçak çiçekler görmü tü.

Gülfatmada çiçekler boyunu a yor, Adem çiçeklerin içinde yitiyordu. Bir gün karanl k çöküyordu. Bir ho ,gün rkene benzer bir karanl k... Gecenin bir ucu ayd nlan yor, gecenin bir ucunda ayd nl klaryo unla yor, öteki ucunda karanl klar geni liyordu. Adem en çok bu tuhaf karanl ktan korktu, ödü patlad .

te tam bu anda da at n aya n tap rt duydu. At, çiçeklerin üstünden süzüldü geçti. Bir anda da ld ,ortadan silindi, bir duman gibi inceldi, Adem tüfe ine davranmcaya kadar, at yitti gitti."Bugün gene gelecek," dedi Adem. "O al yeri çok sever. Gülfatmaya bay r o. Bay r."

cak, ta gibi a r, omuzlar na oturdu. Soluk alam yordu ama, yürüyordu.Gülfatmadaki iri çiçekler, bu ulu s ca n içinde belli belirsiz daha da güzelle iyorlard .293Yar beline kadar çamura batm Memed, Kürt Keremin kap nda duruyordu. Gavurda lar nm ard ndangüne in yar görünmü tü ama, b çak gibi keskin bir s cak vard . Evlerin aras na alaca gölgeler dü mü tü.Memed, Kürt Keremin kap ndan ayr ld . Yalpal yordu. Köyün ortas ndaki yoldan, ayak bileklerine kadartozlara batarak Selver Gelinin kap na kadar gitti, bir an orada durdu, sonra geriye döndü. Evleri hayal me-yal görüyordu. Buras , Vayvay köyünü gecenin karanl nda, bu halinde nas l bulmu , nereden, hangiyollardan, candarma-lara yakalanmadan, kimselere gözükmeden nas l gelebilmi ti? Bunu hiç bilemiyordu.Yoksa de irmenden kendini suya at p da akt nda ayaklar m , kendinde olmayarak, al onu burayaatm ? Bir içgüdü mü getirmi ti onu buraya? Yoksa Sar Ümmet mi? Sar Ümmeti hayal meyal ans yordu.Seyfalinin evinin kap nda da bir an durdu. Bo gözlerle bak yordu her eye, bak yor görmüyordu. Sonraulu a aan yan na geldi durdu. Belinden a batakl k çamurlar ak yordu. Tüfe inin kunda da çamurabatm . Alaca gölgeler çekildi, k zg n güne bir köz y gibi Vayvay köyünün bozarm otlar na, tozluyoluna, yanm , kavrulmu gibi duran evlerinin üstüne dü tü.Tüfe i, dürbünü, kamas , ko ar ko ar ba lanm fi eklikleri, ba ndaki püsküllü k rm fesiyle Memed

yac k oynayan öyle irice bir çocu a benziyordu. Önce, Memedi köyde, gün do madan az önce birkaçkad n, birkaç erkek görmü ald rmam , üstünde durmam lard .294Ulu a ac n alt nda duran Memed gene yürüdü. Ba bo , öyle köyün içinde dolan p duruyordu.Memedi önce brahim çocuk gördü. Hüsam gördü. Hüsam, Ferhat Hocaya:"Köyün içinde, çocuk gibi, silahl birisi dolan p durur, kim ola ki?" diye sordu.Ferhat Hoca evinin kap nda duruyor, somurtuyordu. Harmanlar n yanmas onun belini bükmü tü. Neyapaca bilemiyordu. D ar ya öyle bir göz att . Silahl , pusatl , çamur içindeki, küçücük, kamburu

km , yumularak yalpalayan adam gördü. Adam toz içindeki ayaklar ölü gibi sürüklü-yordu. HemenSeyfaliye gitti:"Seyfali, Seyfali ç k hele d ar . Ç k hele, bu ne biçim i ... u adama baksana!"Ferhat Hocayla birlikte oraya gelen Hüsam:

te böyle, köyün içinde-epeydir dolan p duruyor. Var yor, bir kap n orada az k duruyor, sonra yürüyor.te böyle."

Seyfali uzun boynunu k rd k rd , köyün tozlar içinde uykuda gibi sallanarak yürüyen adama bakt :"Bir ho , bir tuhaf," dedi. "Adam tam teçhizat. Ne ola ki?"Sonra öteki köylüler duydular, bir anda a ac n alt mah er oldu. Soluklar tutup, uyurgezer gibi köyün içinidolanan adama korkuyla, merakla bakt lar. Adam gitti geldi, durdu yürüdü. Kendi kendine konu tu,kalabal n burnunun dibinden birkaç kez geçti. Hiç kimseyi görmedi, hiçbir eyi duymad . Ta ki KocaOsman kalabal görüp, de ne ine çöke çöke a ac n dibine gelene kadar. Koca Osman a ac n dibine geldi,sa ka eliyle tutup yukar çekti, köylülerin bakt yöne do ru bakt . "Aman n!" dedi. "Aman n, dü mü,dü mü görüyorum? Dü mü? Hayal mi görüyorum, dü mü?"Elleri ayaklar titredi. De ne i elinden dü tü. Sa ka yukar çekti, bakt : "Aman n, aman n bak n hele, buadam silahl m ?""Silahl ," diye ba rd lar, heyecanla.Koca Osman topallayarak, solu u ta arak Memede do ru ko tu, vard ona sar ld :"Yavrum," dedi, "ho gelmi sin. Dar günde yeti enim. Bili-295yordum gelece ini. Bu dar günde bizi yaln z koymayaca biliyordum. Yakt ," diye inledi Koca Osman."Yakt da kül etti. Harmanlar , yiyece imizi, tüm Anavarza ovas cay r cay r yakt . Bu ne hal?"Bu s rada yanlar na Ferhat Hoca geldi. Koca Osman, Ferhat Hocan n elinden tuttu bir eliyle. Bir koluyla daMemedi kucaklam tutuyordu:

"Gel," dedi. "O, ahinim. Gelmi . Ben sana demedim mi? Demedim mi? O bizi kara günlerimizde tek ba nakoymaz, demedim mi?"Kalabal k geldi, yanlar yönlerini sard . Kad n, genç k z, ya , çocuk kalabal n ortas nda kald lar birsüre. Ne yapacaklar bilemediler. Memed donmu , bombo gözlerle kalabal a bak yor, yüzünden hiçbirey belli olmuyordu. Yüzünde en küçük bir k rt yoktu.

Kalabal k susuyordu. Kimseden ç t ç kt yoktu.Ferhat Hoca konu tu:"Koca Osman," dedi, "Bunun ba nda bir hal var. Baksana o lana, çamur içinde. Giyitleri de paramparçaolmu ."O zamana kadar Koca Osman, Memedin halinin fark nda de ildi, bir ç k att , onun koluna girdi:

ahinim, yavrum, ne olmu sana? Bu ne hal? Yi idim, ahinim... Hocam, kurban olay m sana, iyi bak,yaral olmas n ahinim..."Memedin bir koluna da Ferhat Hoca girdi, onu Koca Os-manm evine sürüklediler.Bundan sonrad r ki kalabal n dili aç ld . Konu maya ba lad lar. Hiç kimse nce Memed sözünü a naalm yor, herkes ya ahin diyor, ya o diyordu. Konu uyorlar, ne konu tuklar üstünde durmuyorlard . Onu ilkgörü leri büyük bir hayal k kl oldu. Ona bak yorlar bak yorlar, içlerinden, bu mu nce Memed,diyorlard . Bu küçücük, peri an, kamburu ç km , kendinden geçmi çocuk mu nce Memed?Kalabal k geldi Koca Osmanm evinin önüne y . Gene sustular. Bir süre ayakta dikildikten sonra

rdolay çitlerin dibine oturu tular, s rtlar çitlere dayad lar, gene sustular. Çocuklar bile konu muyor,bebeler bile a lam yorlard .296içerde nce Memedi Ferhat Hoca kendi eliyle soydu, çamurlu alvar "hemen y kay n," diye Kamer Anaya

verdi. Bütün bedenine bir bir bakt . Sa bald nda bir kur un yaras gördü. Yara derinde de ildi. Bacaklarda yer yer y rt lm . Ba ka bir eyi yoktu.Memede boyuna sorular soruyor, kar k alam yorlard . Memedin di lerinin kenetlendi inin fark na FerhatHoca neden sonra vard .Yeniden:"Osman A a," dedi, "bu çocu un ba na büyük i ler gelmi . Gelmi ki di leri kenetli. Onu bu haledü ürmü . Onun ba na gelen ölüm korkusu, candarma çat mas de il. Daha beteri gelmi . Baksanagörmüyor, duymuyor."Kamer Ana bir çocuk y kar gibi onun elini ayaklar , yüzünü bir güzelce s cak suyla, sabunla y kad .Memede bir yatak serdiler hemen. Ferhat Hoca onu kendi eliyle yata a yat rd . Memed ba yast a koyarkoymaz uyudu.Gün ö le olmu , s ca n alt ndaki kalabal ktan ç t ç km yordu. Güne yak yordu. Koca Osmanm avlusununtozlar f n külü gibi dokunan yak yordu. Güne tepede kayn yordu. Birden Deli Muslu aya a kalkt . Çokuzun boylu, koyu esmerdi. Uzun bacaklar yla bir taz ya benziyordu. Uzun kollar sallayarak:"Ne demek istiyorsunuz?" diye ba rd . "Ak ls zlar! ahin de küçük ama vermez av . Da larda bir orduylaçarp , bir koca ordunun can na etmi de oradan geliyor. Ne pustunuz öyle? Ne umudunuzu k rd z?Geldi ya... Vayvay köyü dedi de geldi ya. Yeti ti imdad za. ahin de küçük ama, onunla kartallardövü emez. Oca batas umutsuzlar!"Kalabal k k rdad , gene her a zdan bir ses ç kmaya ba lad . Koca Osman n evinden az sonra bir u ultuyükseldi. Önüne gelen önüne gelenle konu uyor, içlerindeki umut, sevinç gittikçe büyüyordu. Az sonra,önce kad nlar, sonra erkekler, çocuklar a z dolusu gülmeye ba lad lar. Köyün üstündeki yas havas bir andada ld . Üstlerindeki bo ucu kara bulut kalkt ."Uyumu ," diyorlard . "Ba na büyük bir i gelmi de uyumu . Da da bir orduylan dövü mü , orduyubozmu , az k297baca ndan yaralanm . Ba na olmad k i ler gelmi , kimse bilmiyor. te bunun için böyleymi . Uyurgezerolmu da uyumu ."Yava yava da ld lar. Cana geliyordu köy. Usuldan, görülür görülmez c rna ç karm bir kartalabenziyordular. O gün bütün evlerde en güzel yemekler pi ti. Evden eve akalar at ld . akayla kar k, yakasaç lmad k küfürler ç nlatt ortal . Ak ama do ru olan biteni duymu Abdal A r davulunu çekmi , zurnac

luyla birlikte köye dü tü. Halaylar ba lad hemen. Gece de sinsin oynand . Yaz gecesinin yap yapca nda, bir harman yeri büyüklü ündeki ate in yöresinde s caktan terleyip dönerek, bu köyde, belki de ilk

oynanan sinsindi bu. Yaz n dü ün dernek olmaz, olsa da yaz geceleri sinsin oynanmazd . Narl la,Yaln zdut, Öksüzlü, Akma at, hmemet-li, Dedefak köyleri de duydu Memedin Vayvaya geldi ini.Hemen o gün onlar da atlara, arabalara binip Vayvaya geldiler, enli e kat ld lar. Gelemeyenler deköylerinde sevindiler.Dü ün dernek sevinç bittikten sonra, yediden yetmi e köy- j lülerin içine bir ikircik dü tü. Bu ikircikMemedin Vayvayda oldu unu bilen bütün köylülerin de içine dü tü."Ne var yani," diyorlard . "Gece girse de kimse görmesey-di onu. Dalgündüz köye de girmek yi itlik miyani? Vars n yi itlik de geriye kals n.""Ya bir a a duyarsa?""Ya bir a a iti?""Ya bir candarma görürse?""Olur mu bu kadar da tedbirsizlik?""Olur mu, böyle olur mu?""Dalgündüz! Elini kolunu sallaya sallaya...""Adam da köye girer mi?"

nsan safi yürek olsa, gene de dalgündüz, bir e ya bir köye girer mi?""Babas n evi de olsa, bir e ya bir köye böyle gelir mi?""Kur un geçmese de bir e ya Çukurovan n düzünde böyle de gezer mi?"

nsan ahin de olsa..."ahin de olsa, Hükümete böylesine meydan okur mu?"

298Böyle konu uyorlar ama, böyle konu malar yla bir çe it övünüyorlard . Memedin dalgündüz köyegirmesinden ne kadar kayg lan yor, ne kadar korkuyorlarsa o kadar da seviniyor, övünüyorlard ."Biraz boyu k sa ama vars n olsun," diyorlard . "Adamda yürek var ki, nah bu kadar, demircilerin örsü gibi."

nce Memed dedi in de böyle gelir bir köye," dedi Selver Gelin.Bütün köylüler gözlerini belertip öfkeyle Selver Geline bakt lar. Selver Gelin anla may bozdu unu anlad :"Yani o," dedi. "Yani ahinimiz de böyle gelir."Bakt ki köylülerin bak lar onu ba lamad . "Kocal k bats n," diye yerindi. "Kocal k bats n. Kusurumakalmay n, bir daha hiç a ma almam. O, ahinimiz Çukurovaya böyle dalgündüz girer, kimsecikler de onun

lma dokunamaz. O, ahinimiz."Muslu ortaya at ld . Ev ev dola yor konu uyordu:"Nereye gitti, Zeynel nereye gitti?" diyordu. "Haydi bakal m Zeynel nereye gitti? Geldi ini görmedi mi?

ac n alt nda de il miydi biz ona bakarken? Koca Osman onu kucaklad nda yan nda de il miydi?Boynunu uzatm , yiyecek gibi bakm yor muydu?"Deli Muslu, ba na alt tane daha askerli ini yapmam genç toplad , konu arak Akçasaza do ru yürüdüler.Bir buçuk saat sonra sazl n k na var p, büklü e girip bir kam a oturdular, Zeyneli konu tular.Zeynel onun köyde oldu unu Ali Safa Beye söylerdi. O da emrindeki köylülerini, candarma-larm Vayvaymüstüne çekip onu yakalarlard . Zeynel hakk nda karara var p büklükten ayr ld lar.Zeynel, Memedi görür görmez bir ko u, yüre i küt küt atarak Ali Safa Beye yollanm . Heyecan ndanyürürken ayaklar ayaklar na dolan yordu. Hem ko uyor, ko tukça da içinde dayan lmaz bir a rl kduyuyordu. Pi manl k gibi belli belirsiz bir ey içine dolup dolup geri bo al yordu. u nce Memed de birtuhaf adamd . Can ndan bezmi , dünyas ndan geçmi bir hali vard . Anas , Hatçesini öldürmü ler,çocukca da lara dü ürmü lerdi. Dediklerine göre onu As m Çavu ko-299ruyormu . Arkas nda As m Çavu olmasaym , onu çoktan öl-dürürlermi ."Çoktan öldürürlerdi. Bir avuç da adam. Tut boynundan s ver. Can ç versin."Kona n avlusuna geldi, orada çak ld kald . çindeki pi manl k gittikçe a rla yordu. Kendini suçlamaya,küçümsemeye ba lad . nce Memedden dolay onun da içinde küçük de olsa bir umut yanm . Sevincebenzer bir eyler al yordu arada pi manl n yerini."Hey büyük Allah m, beni bu dertten kurtar," diye m ldand Zeynel. "Ne oluyor bana böyle?Söyleyemeyecek miyim?"Ne var bu çocukta? Bir büyü, bir keramet mi var? imdiye kadar Zeynelin ba na böyle bir i gelmemi ti.Sevdim mi, diye dü ündü. Bu piç kurusunu sevdim mi? Hiç de sevmemi ti. Peki, içindeki bu olan bitenneydi? Ac yor muyum acep ola bu eli bileklerine kadar k l kana batm bir kar boylu o lana? Kendini

yoklad , hiç ac yordu. Yaln z onun ad and kça içini usuldan bir sevinç, bir güven dolduruyor, içindeküçücük bir umut yan p sönüyordu. Allah Allah, bu da ne ki? Ha? Bu da ne?Zeynel, geri dönsem mi, kona a ç p Ali Safa Beyi görsem mi, diye dü ünürken, yukardan, konaktan AliSafa Beyin sesi geldi:"Ne o Zeynel?" diye gülüyordu. "Ne durdun kald n öyle? Amma da uzun dü ündün! Gel bakal m yukar ."Zeynel ba yukar kald rd . Karmakar bir yüzle Ali Safa Beyine gülümsedi. Ali Safa Bey Zeynelinyüzünü hiç böyle görmemi ti, ürktü. Eli sedef sapl nagant tabancas na gitti:"Ne var, ne oldu Zeynel?" diye onu merdiven ba nda kar lad .Zeynelin içinden bir an söylemeliyim diye geçti. imdi köyü sarar yakalarlar, nce Memed belas insanlar nba ndan böylece kalkar. Sonra, olmaz olmaz olmaz, diye ba rcasma içinden geçirdi, olmaz olmaz!Zeynel geldi, Beyin kar ndaki sedire çöktü, gülümsüyor, konu uyor, kendini toparlamaya çabal yordu.300"Harman yang ndan sonra köylünün beli b km k ld . Bittiler," dedi. "Bir sabah bakt m, köylü nesi varnesi yok torla-m toplam gidiyor. Evlere de köyden ç kt ktan sonra ate verip yakacaklar. Aralar nda öylekonu uyorlar. Ben de evi toplad m, denkleri kap n a na koydum. Nereden ç kt ysa Ferhat Hoca ç ktgeldi, köylünün a ndan girdi burnundan ç kt . Burnundan girdî a ndan ç kt , millet ö leye do rudenkleri içeri ta p çözdü, vazgeçtiler. Bu Ferhat Hoca bir bela. Koca Osman bile kap n önündedenklerin üstüne oturmu , boynunu bükmü , dualar okuyor, kader böyle imi , diye söyleniyor, Narhk ladanarabayla gelip kendisini alacak akrabalar bekliyordu. Bu adamda eytan tüyü var. Herkese, her istedi iniyapt yor."Ali Safa Bey, Zeynel konu urken k pk rm kesilmi , yay gibi gerilmi ti. F rlad aya a kalkt :"Ben," diye gürledi, "ben, ben..." Ayaklar yere vurarak delice bir yürüyü e geçti. Aya n alt ndaki tabantahtalar zelzeleye tutulmu gibi titriyordu. "Ben, ben yaparsam yapar m ona. Bir imam parças ! Neredengeldi i, ne oldu u ne idü ü belirsiz bir hoca parças ... Bana, bana... Ben de o köylüyü anas ndan emdi i sütepi man ederim. Anas ndan do du una, do aca na pi man ederim. Dinle beni Zeynel, ya bu k buradan buköy kalkm olacak, ya da onlar n ba na yeryüzünün görmedi i bir belay getirece im. Sat n ald m, ende erli eyimi u runa verdi im, at vererek ald m topraklar mda daha fazla oturamazlar o köylüler.Buna müsaade edemem. Bu dünyada hak, hukuk, insanl k kalmam . u hükümet, u Kaymakam da çokzay f... Bir insan n hakk koruyam yorsa hükü-metlik yapmas nlar, yapmas nlar, onlar zorlayanlar m varefendim?"Di lerini g rdat yor, yüzünün etleri geriliyor, kula n alt se iriyordu. Çipil gözleri aç p aç pkapan yordu. Çizmelerini elindeki bo a aleti kamç yla dövüyordu."Onlar beni bilmiyorlar. Benim daha neler yapabilece imi ak llar na bile getiremiyorlar. O hükümet olacakHükümet benim hukukumu müdafaa etmezse... Ben, ben, ben kendi hukukumu müdafaa eylemeyi çok iyi,çok güzel bilirim. Ben gölge-301mi bile adama çi netmem, gölgemi, gölgemi bile. Ben o köyü... O köyü... Az beklesinler..."Konu tu, köpürdü, gitti geldi, Koca Osmana, Ferhat Hocaya sövdü. Köylüyü topraklar ndan tez günde nas lataca binbir kez söyledi. Yerine ter içinde yorulmu çökerken, can çeki ir gibiydi."Kan kusturaca m onlara, kan kusturaca m," diyordu. "Kan, kan, kan kusturaca m, kan kan, kan kan...Fitil fitil burunlar ndan getirece im o Vayvayl larm... Fitil fitil, fitil fitil... Bana yapt klar kötülüklerinbedelini çok a r ödeyecekler. A r, a r, a r ödeyecekler. Kan kan, kan kan kusturaca m!"Cebinden sigaras ç kard , itinayla sar kehribar a zl na takt , Zeynel hemen gitti, küçük bir ma aylaocaktan köz ald getirdi, Bey gelen köze bast ra bast ra sigaras yakt ."Eee, Zeynel," dedi, "aslan karde im, sen de ba a ç kama-d n o ak ls zlarla... De il mi? Halbuki senindü ünceni kabul etseler de köyü bo altsalard , imdiye köy sahibi, ev bark sahibi olmu gitmi lerdi. Ne varne yok? Dün gece sizin köyün oralardan, uzaklardan koygun koygun davul sesleri geliyordu. Harmanlaryand diye dü ün bayram m ediyorlar, bu utanmaz alçaklar? Ne o?" Zeynel:"Bizim köydeki da lar var ya, onlar n o lu mu gelmi askerden, ne olmu , öyle bir duydum, ona dü ünkurmu lar herhalde. Bir ey de il..." diye önemsemez konu tu. Üstünde sanki hiç durmuyordu."Ben, ben," dedi gene Ali Safa Bey, "o da lara da gösterece im. Benimle birlik olun dedim o köpeklere,tekmil ovay zapt edelim. Ak ls z deyyuslar, ak ls z deyyuslar, ak ls z... Ald rmad lar bile. Ben, ben onlara...Bana dört be gün sonra gel Zeynel. u i e bir son verelim art k. Bir ömür boyu u sümsük heriflerle

ra amam. Kati darbeyi bu günlerde Vayvaya indirece im.""Ba üstüne Beyim."

"Sen de kurtulursun, ben de.""Ba üstüne Beyim.""Vayvay köyüne bugünlerde biraz daha göz kulak ol. Ora-larda bana bir eyler dönüyor gibi geliyor. Harman yang ndan sonra durmay p gitmelilerdi. yi dayand lar.Yaln z Ferhat Hoca de il... Ba ka eyler de var. Deh et diretiyorlar. Bir ara r. Köylü korkakt r, böylediretmez sonuna kadar. Anla bakal m neymi . Göz kulak ol. imdiki ald m tedbirleri iki üç y l önce almolsayd m, ya da alabilseydim, malum ya, Hükümet o zaman imdiki gibi de ildi, bizi daha çok s yor,elimizi kolumuzu ba yordu, bu hayvanlara efendimiz diyordu, bunlar da in ha in ediyorlard , onuniçin yaln z rahmetli Kalayc e ya bunlarla u ra yordu. Bir tek Kalayc e ya bunlar n yar köyden

ratt . lacak i , imdi bu kadar tedbire bana m n demiyorlar! Atlar al yor, köyleri kur unlan yor,harmanlar yan yor, candarmalar onlar öldürünceye kadar dövüyorlar gene bana m n demiyorlar. Bir gözkulak ol Zeynel... Nereden geliyor bunlar n bu direnmeleri? Bu y lg nlar n, korkaklar n?""Ba üstüne Beyim." ""Ben çok ara rd m, bulamad m Zeynel. Kim k rt yor onlar ?""Ben bulurum Beyim."çerden k zarm av etleri, tarhana, kavrulmu so an kokusu geliyordu.

"Bir iki kadeh atal m m Zeynel?""Ba üstüne Beyim."Zeynel daha belal bir ikircik cehenneminde yan yordu. Söylesem mi, söylemesem mi? Ba kas gelir deBeye söylerse? O zaman Bey ne derdi? Bunca emeciklerim gözüne dizine dursun Zeynel demez miydi?Beyim, derim, köy benden ku kuland . Köydeki olan biten her eyi benden sakl yorlar. nce Meme-di desaklad lar. Ben ne yapay m, ben!30230337Muslu, bir de Sar Süleyman, bir de Ahmet, üç ki i karaçal ktaki sel çukurunun üst ba ndaki a ac n alt naoturmu lar alçak sesle konu uyorlard . Muslu askerlikte çavu olmu tu. Yirmi sekiz ya lar ndayd . Geniomuzlu, ince uzun, çarp k bacakl yd . Bir taz ya benziyordu. Gözleri bir taz n uzun, çekik gözleriydi.Kadife pantolon, körüklü çizme giyerdi. Köydeki atlar çal nmadan önce güzel, yar m kan al bir Arap atabinerdi. Hali vakti yerinde bir ana baban n tek çocu uydu. Arap atma biner, köy köy Anavarza ovasdola rd . Evlenmemi ti, köyün bu ya a gelmi tek bekar erke iydi. Sert huylu, k bir adamd . Gözüpekbir adam olarak Anavarza ovas nda nam salm . Ali Safa Beyin i lerine, köye yapt zulümlere hiçkar mam , imdiye kadar Ali Safa Bey ne yapm sa, "c k c k" yapm geçmi ti. Al at çal nca birkaç gün

zd , sövdü sayd , sonra da vazgeçti. Muslu umutsuzdu. Nas l olsa Ali Safa Vay-vay köyünü buradankaracakt . U ra mak bo unayd . Bu yüzden de hiçbir eye kar yor, yaln zca olan biteni uzaktan, hiçbir

eyi kaç rmadan izliyorduSar Süleymanla Ahmet yirmi, yirmi bir ya lar ndayd lar. Onlar da imdiye kadar hiçbir eye kar mam lar,köyü bo altacaklar günü sab rs zl kla beklemi lerdi. Onlar da Muslu gibi dü ünüyorlard . Ali Safa Beyinarkas nda koskocaman bir Hükümet vard . Bütün candarmalar emrindeydi. Bir de Ali Safa bir sürü silahl itbesliyordu evinde. Bir de Ç kç klar köyü gibi h rs zl k, e yal kla geçinen bir köy vard yan nda. Ali SafaBe-304yin akrabalar oluyordu Ç kç klar köyü. Bütün bunlarla nas l ba a ç rd ? Erinde geçinde nas l olsabo altacaklard köyü. Bu üç ki inin kar maz tutumlar onun köye geldi i güne kadar sürdü. Memedi görürgörmez Muslu kendinden utand ve ilk olarak, Koca Osmamn avlusunda kendi umutsuzlu una kar ç kt .Muslu: »¦ -"Sar karde " dedi Süleymana. "Sar karde , arkam verece imiz, dayanaca z bir kale bulduk. O geldi

te. Çukuro-vanm ortas na yüce da lardan dü tü. O, orada dursun. S ras beklesin."Ahmet:"Beklesin," dedi.Süleyman:"O, orada beklesin," dedi.Muslu:"Önce onun ba sa lama ba lamal z. A alar, bir de Hükümet onun bizim köyde oldu unu duymamal ."Ahmet:

"Nas l duymaz? Dalgündüz bizim köye geldi."Süleyman:"Dalgündüz."Muslu:

yi yapt . Hiçbir köylünün a ndan, çolu un çocu un, yüz ya nda kocan n a ndan, etlerini kesseler, hiçkimsecikler bir söz alabilirler mi?"Süleyman:"Alamazlar.""K k k k k ysalar bütün köyü, kimse, o bizim köyde demez."Muslu:"Bir tek ki iden ba ka."Ahmet:"Zeynelden ba ka..."Süleyman:"Zeynelden..."Muslu:305

imdi biz burada üç ki iyiz. Önce onu kurtaral m. O bize gerek.""O bize çok gerek," dedi Ahmet.Süleyman:"Ne aslan o!"Muslu:"Aslan," dedi, güldü. " te onu kurtarmak gerek. Zeynel onu gördü mü?"Süleyman:"O, köyün içinde dolan p dururken Zeynel yan mdayd . Koca Osman gelip de köyün içinde dört dönenadam n kim oldu unu söyleyince... yüzü sapsar kesildi Zeynelin. Bir bakt m Zeynel yok. Yer yar lm dayerin dibine gitmi .""Söyledi mi dersiniz Ali Safaya?""Söylemez mi?"

i söylemek.""Belki daha söylememi tir, söyleyecek.""Ali Safay belki bulamam r, bulacak.""Söyleseydi, imdiye bizim köyü candarmalar sarard .""Ali Safa kasabaya gitmi tir.""Dönecek."Muslu:"Candarmalar sarmadan, onu bulmadan..."Süleyman:"Onu bulmadan.""Biz Zeyneli bulmal z.""Söylememi se...?""Bugün söylemez, yar n söylemez. Günün birisinde...""Söyler.""Biz Zeyneli bulmal z."Musluya çok sert huyundan, bir de çok az konu mas ndan, her eyi aç k aç k söylemesinden, her kusurunukonu tu u adam n yüzüne yekten vurmas ndan ötürü deli diyorlard . Deli Muslu ince, uzun bacakl birtaz ya benziyordu. Yüzü de bir taz n uzun yüzü gibiydi. Ko unca da çok h zl , taz gibi ko ard .Sa lam karar verdiler. Bir hançer ç kar p hançerin üstüne el306koyup ant içtiler. Sonra aya a kalkt lar, Ç kç klar deresinin ovaya inen ucuna yolland lar. Orada Zeynelinyolunu bekleyeceklerdi. Zeynel nas l olsa bu yoldan geçecekti. Ali Safaya giderken, ondan dönerken dereninucundaki yoldan mutlaka geçecekti.Derenin ucunda geni bir kam k vard , uçsuz bucaks z. Uzun uzun kam lard her birisi... Bir orman gibi.

leüstü kam a girdiler yolun üç dört ad m yukar na, bir kam oylumunun içine sakland lar.Seyfali Ferhat Hocaya geldi:

"Zeynel köyde yok," dedi. "Zeynel gitmi ."Ferhat Hoca:

te bu kötü," diye içini çekti. "Onun da hali hal de il. Hastalanm f kara. Vurgun yemi gibi. Parmateti e de di-recek gücü yok. Nas l çarp r-candarmalarla? O kadar candar-mayla?"Seyfali:"Nas l saklar z?"Ferhat Hoca:"Kötü zaman seçti. Bu s ralar Çukura inilecek s ralar de il. De il ama, f kara insanl ktan ç km . Di lerikenetlenmi . Daha yeni aç ld . Ne yiyor, ne içiyor. Nas l saklar z onu dersin?""Nas l saklar z?"Koca Osman da duydu, Seyran da... Köyde, Zeynelin ortadan hemen yitti ini bir anda herkes duydu. Onunyitince nereye gidece ini de herkes biliyordu. Köyü bir tela ald :"Nereye saklar z?""Nereye?""Candarmalar geldi gelecek...""Köyü bast basacaklar.""Vay ahinim vay!""Vay kadersizim vay!""Doya doya yüzünü bile seyredemedi imiz...""Kim bilir nas l konu ur?""Tatl dilini bir kez olsun duyamad z...""Kara günlerimiz..."307"Bir ku ca z da gelmi bir çal ya s nm .""Al ku lar n c rna ndan yavruyu alamad z.""Beraber a lay p, beraber gülemedi imiz.""Nereye saklar z?""Nereye?""Nerede bulamazlar?""Nerede?""Hiç mi insanl k yoktu yüre inde Zeynel?""Hiç mi adaml k?"Koca bir köy bir ba olmu dü ünüyor, üzülüyor, kahrolu-yor, gelecek candarmay bekliyordu, rm . Onabir s nacak yer ar yor, bulam yor, umutsuzlan yor, umuda dü üyor, k yor, bozuluyor, yüreklenip karkoyuyor, korkup siniyordu."Nereye saklamak, nereye?""Nereye?"Koca Osman:"Durun bre oca batas lar, durun hele..." dedi, ba ka bir ey demedi."Candarma ne bilir hangi evde oldu unu?""Bu evi ararlarsa ötekine kaç z.""Bu evi...""Durun bre oca batas lar, durun hele...""Kemiklerimizi k rs nlar...""Un ufak eylesinler...""Dövsünler öldürsünler...""Onun yerini kimse söylemez.""Dilsiz kesilir bütün köy.""At iti, kurdu ku u...""At yok.""Ku u kar ncas ...""Durun bre oca batas , durun hele...""Akçasaza saklayal m.""Anavarza kalesine götürelim.""Öksüzlünün adam iyi olur."

"Dost olur.""Anavarza kalesinin arkas Hac lar.""Anavarza kalesinin arkas Lek Kürtlerinin yurdu."308"Lek Kürtleri kartallara benzerlerdi.""Lek Kürtleri türkülerde kald .""Nas l saklar z?""Nereye?""E ya Kürt Re it vard . Girerdi Anavarza kayal klar n içine, kimse bulamazd onu.""Bir ormand bu yöreler eskiden, bir ordu girse içine kaybolurdu.""Netsek neylesek?""Bin aray p da bir buldu umuz.""Yoluna kurban oldu umuz.""Durun hele, durun oca batas lar. Durun hele, her tepeden bir gün do acak. Durun hele, az k sab rl olunhele."Öbek öbek toplan yorlar, Zeynelin üstüne konu uyorlar. Zeynelin kar kad nlar aralar na alm lar, ona habire sorular soruyorlar. Onu Ali Safi Beye söyleyecek mi, söylemeyecek mi?O, k vr lm oca n yan ndaki yata n içinde, uyuyor. Hiç k rdamadan, dudaklar sündüre sündüreuyuyor.Evden eve gitmeler gelmeler. Çocuklarda, ya larda bir keder, bir bekleme, bir tela . Herkes sinirli, herkesate üstünde oturuyor.O gece köylüler sabaha kadar gözlerini k rpmadan, köye gelecek candarmay , kur un seslerini beklediler,gerilmi . Ne gelen oldu, ne giden. Sabaha yorgun, mutlu ç kt lar.Bütün gün, bütün gece beklediler. Hiçbir yerden ç t ç kmad . Zeynelin nerede oldu unu, nerede olabilece iniara rd lar. Zeynel ortal kta yoktu. Candarmalar gelmediklerine göre Zeynel nerede?"Ona bir yer bulmal ."Bütün Çukurovada, Anavarza ovas nda, u düz yaz n yüzünde ona bir s nacak yer ar yorlar,bulam yorlard . Buluyor, güvenemiyorlard . Onu gözlerine, karde lerine, analar na, babalar na,güvenemiyorlard .Deli Muslu ince, uzun bacaklar yla bir taz ya benziyordu. Uzun yüzü, bas k burnu, çekik gözleriyle toprakoklayan bir taz gibiydi. Yoldan be atl , yedi yaya geçti. Bir çoban kam k-309tan sürüsünü geçirdi. Zeynel gelmedi. Gün indi, gölgeler uzad . Zeynel gelmedi. çlerinden birisini nöbetçi

rak p uyudular, uyand lar Zeynel gelmedi. Sonra yoldan geçen bir ayak sesi onlar yerlerinden s çratt :"Dur yolcu," diye yolun ortas na dikildiler. Yolcu durdu.Muslu:"Merhaba Zeynel," dedi.Zeynel:"Merhaba!""Seni bekliyorduk Zeynel, geç kald n."Zeynel:"Hah?" dedi."Geç kald n."Zeynel yere y verdi."Kalk Zeynel bizimle gel," dedi Muslu.Zeynel gün ncaya kadar toparlan p aya a kalkamad . Gün do arken Muslu:"Kalk Zeynel, kalk," dedi. "Sana bir ey yapmayaca z. Kalk Zeynel kalk."Süleymanla Ahmet onun koluna girdiler, kald rd lar. Zey-nelin ayaklar ayaklar na dolan yor, zor yürüyordu."Zeynel korkma," dedi Muslu. "Ba a gelen çekilir. Her insan etti ini bulur. Hiç korkma. Olur mu?Korkunun bir faydas olmaz ki..."

leye do ru Akçasaz tuttular. Karanl k z ncar büküne girdiler. Z ncardan gök gözükmüyordu.Muslu:"Yoruldun mu, otur Zeynel," dedi, bir sigara sard a na tutu turdu. Zeynelin dudaklar titriyordu. Yereoturdu.

"Öldürmeyin beni," dedi. "Ben çok ey biliyorum. Bundan sonra size faydam olacak. Beni burayaöldürmeye getirdiniz, biliyorum. Nolur öldürmeyin.""Öldürmeye getirdik," dedi Muslu.

ncarlar, gök, batak, çiçek, Muslu, ötekiler hep biribirine kar . Kocaman turuncu bir kelebek birbö ürtlen dalma konmu , kanatlar dikip biribirine yap rm , ayaklar yla kocaman mavi ba , pörtlekgözlerini s vazl yor. Zeynel yaln z tu-310runcu kelebe i, onun gözlerini s vazlamas , ince ayaklar görüyordu. Kelebek de hiç uçmuyordu. Rahat,orada öyle duruyordu. Kelebek de bir ara silindi. Her ey karman çorman oldu. Pembe bir bö ürtlençiçe inde ar ya benzer, uzun, çelik ye ili, sokan bir sinek kald . Sine in mavisi gittikçe çelikle iyor,parl yordu."Öldürmeyin beni."Muslu tabancas çekti, Zeynelin kafas na iki el ate etti. Zeynel oldu u yere devriliverdi. Süleyman daAhmet de iki er el ate ettiler.Turuncu kelebek tabancalar n sesinden havalanm , bir s rkuyru una konmu , oradan da kalk yordu.Konuyor kalk yor, konuyor kalk yordu. Sonra iyice havaland , yükse e, büklü ün üstüne ç kt , yükselipalçalarak günbat ya do ru uçtu gitti.Muslu:"Geberdi," dedi.Ahmet:

stedi i buydu."Süleyman:"Yolcu yolunda gerek."Batakl n ucuna, çamurlu suyun kaynad yerin az ötesine bir derin çukur kazd lar, Zeyneli oldu u gibiçukurun dibine at p üstünü topraklad lar.Muslu:"Önümüzdeki, bahara biz bile bulamay z Zeyneli. Kaynar sular örter onu."Yorgundular. Köye girdiklerinde ayakta duracak halleri kalmam .Muslu ince, uzun bir taz ya benziyordu. Az k kamburu ç km ...Süleyman Musluyu uyand rd :"Zorlu bir garbi esiyor, haydi geç kald k Muslu," dedi."Ahmet nerede?""Burada, çarda n alt nda bekliyor," dedi Süleyman.Muslu hemen uyand , giyindi, yola dü tüler.311Ali Saf an n harmanlar daha çekilmemi ti. Ancak, dünden beri birisinde batos çal yordu.Muslu:"Sen yukar ki tarlalar yakacaks n Süleyman. Önce harmanlar , sonra firezleri ate leyeceksin. Sen de Ahmet,

st kö-lene do ru inecek, oradaki harmanlara, firezlere ate vereceksin. Ben de batosu yakaca m."Gece yar na do ru Ali Safa Beyin çiftli inin harmanlar nda yal mlar patlad . Ak am sert ba layan garbiyeli durmam . Harmanlardaki yal mlar ald tarlalara serpti. O gece sabaha kar Ali Safa Beyin bütüntarlalar yal ma kesmi , yan yordu. Ovan n düzünde bir yal m gölü çalkan yordu.Vayvay köyü, öteki yak n köyler:"Ali Safan n harmanlar yan yor," diye uykular ndan f rlad lar. Kimi çardaklardan, kimi damlardan, kimiside a açlara ç p gün ncaya kadar yanan tarlalar seyrettiler.Koca Osman kab na s yor, içeri giriyor, d ar ç yor, dolma tabancas dolduruyor, beline sokuyor,geri ç kar yor:

te böyle Ferhat Hocam," diyordu. "Allahm güzel adam , sen do ru söylüyorsun. Eden bulmal . te böyleFerhat Hocam, ahinim geldi böyle oldu. te böyle eli top kl m, Hocam, ermi im, i te böyle... Daha neler,neler olacak ahinim burada uykudayken. Yeter ki onun gölgesi eksik olmas n Çukurova düzünün üstünden.sterse k yamete kadar böylece, sümü ünü çeke çeke uyusun. Onun gölgesi bize yeter. Eden bulacak. Yeter

ki topra za bir ahin gölgesi dü sün. Bir gölge... Yeter ki millet, onun aya n Çukurova düzünebast bilsin. Yeter. Da lar deler yol eyler. Köylü milleti ne kadar korkaksa, o kadar yi ittir. Yeter ki

rt dayayacak bir ey bulsun, çavdar sap da olsa olur. Eden bulur."

Gün ku lu a gelirken ba ka bir haber de yay ld köylere. Bu gece, harmanlar yanarken Ali Safa Beyinkona da kur una tutmu lar, tavlas nda da ne kadar at varsa al p gitmi ler. Haber do ruydu. Ali Safa bugeceki ba na gelenleri hiç beklemiyor, kuduruyor, "Ben, ben, ben," diyor. "Han m ben, ben, ben ne yapt mbu insanlara, bu nankörlere iyilikten ba ka?" diyor, saç ba yoluyordu.312Han m yar a lams :"Ne gelir bizim elimizden iyilikten ba ka... Ne gelir, ne gelir," diye kocas na kar k yeti tiriyor, köylülerebeddualar ediyordu."Koymayaca m bunu onlara. O Vayvay köylüsüne, o kudurmu lara... Ben de bensem, ben de bensem,koymayaca m."313Ali Safa Bey gördüklerine, duyduklar na bir türlü inanam yor: "Benim," diyordu. "Benim harmanlar nas lyakar, atlar nas l çalarlar? Nas l, nas l, nas l olur? Kimden al yorlar bu cesareti?"Kar :"Kimden alacaklar," diye ona yard m etmeye çal arak konu uyordu. "Kimden alacaklar? Var birgüvendikleri, var bir arka verip oturduklar ç narlar . Var bir...""Dü ünüyorum, dü ünüyorum bulam yorum. Kim var arkalar nda? Bir korkup siniyor, köyü b rak p gidecekoluyorlar, derken, bitmi y lm ken, ne oluyor ne olmuyor, hemen aya a kalk veriyorlar, cana geliyorlar.Dikiliyorlar kar ma, hem de nas l bir dikilme! Harmanlar yak yorlar. Neredeyse kona kur unlay pbeni öldürecekler. Bunlar, bu alçaklar, nankörler, ekmek bilmezler, ekmek yedi i sofraya b çak sokanlar, birgün de utanmadan beni öldürmeye kalkarlarsa mayaca m.""Öldürürler bu gavurlar, iyilik bilmezler. Sen olmasan bu ovada Arif Saim Bey Akmezar köylüsü gibi ederdihepsini. Vara edeydi, vara önüne geçmeyeydin. Aaah, iyilik! Aaah, insan n insana iyili i...""Zeynel de gelmedi. Ne oldu adama? Zeynel böyle günlerde beni b rakmaz, bana bir haber getirirdi. Ne olduacaba adama, korkuyorum. Kim, kim, kim yapar bunu bana? Bu alçaklar kim k rt r? Atlar çalacak,harmanlar yakacak kadar314kimden al rlar bu cesareti? Ferhat Hoca dedikleri Allahs n, dinsizin buna gücü yetmez. Koca Osmanbuna da bir araba laftan ibaret. Kim, kim, kim?""Birisi olacak," dedi kar gerdan k p, ciddile erek. "Birisi olacak. Bizi kimse çekemiyor Bey. Keski buovaya dü meyey-dik. Kimse ne çektiklerimizi, burada s tman n, s ca n, sivrisine in içinde nas l ölüp ölüpdirildi imizi, süründü ümüzü kimse bilmiyor. Çekemiyorlar, gözleriyle yiyecekler bizi. Ali Safa Beyinçiftli i diyorlar da ba ka bir ey demiyorlar, demiyorlar, aaah, demiyorlar. Unutuyorlar, sen ad de tiripTayfun Bey olurken, çelik gö sünü Toros kayal klar nda Frans za siper ederken, dü man denize dökerken,

rk ki ilik çakmakl tüfekli çetenle Karbo az nda Menil taburunu esir al rken, o günleri unutuyorlar,unutuyorlar aaah... Sen, sürerim sürerim gitmez kadana, Frans z kur unu geçmez adama derken, can birçöp kadar bile nazara almazken, onlar neredeydiler? ki dönüm topra sana çok görüyorlar, sen koskocavatan topra kan nla kurtarm ken... Aaah, can nla kurtarm ken... Onlar, bizi çekemeyenler, Frans zlar buvatan n harimi ismetine yürürken da lara kaç yorlar, deliklere giriyorlar, çal lar n içine yat yorlard ... Hepsi,hepsi, hepsi öyleydi. Geçen gün kasabada, Fincanc lar n k gene mi çiftli e, diye imal sordu. Gene çiftli ededim. Yaaa, gene çiftli e... Sonra açt m a yumdum gözümü, k m k m, dedim, senin babanAdanada Frans z bayra alt nda Frans z kumandan na göbek at p, onun önünde kalça k rken, benim Ali,Safa Beyim, koskocaman Tayfun Beyim Frans z askerlerine kur un at yordu. Kur un at p kan döküyordu.ki dönümlük topra çok mu görüyorsunuz bir stiklal kahraman na, bir Tayfun Beye? K m k m... Bir

sustu, o kadar han n içinde kuyru unu, o kocaman bacaklar n aras na k st p bir di i köpek gibi gitti. yiyapm m m?"Ali Safa Bey dal p gitmi ti. Onu duymuyordu bile.Kad n:

yi yapm m m?" diye üst üste birkaç kez daha sordu. "Bey, Tayfun Bey, iyi yapm m m?"Kendine gelen Bey, çabuk çabuk:

yi yapm n Han m," dedi. " yi, çok iyi yapm n."315"Herkes bize dü man. Bizim çiftlik m zrak olmu da bütün Çukurovan n gözüne bat yor. Suç sende zaten. Okadar söyledim sana. Yaz Mustafa Kemal Pa aya, olup bitenleri anlat ona. Ama bir bir anlat. O da onlar ,asker kaçaklar da vatan hainlerini, gözü yemezleri, istiklal dü manlar çeksin ipe, çeksin ipe... Sana o

kadar söyledim, stiklal Harbi günlerinde bize, senin Tayfununa bir ey yapamayanlar imdi di lerinikard lar, ç kard lar Pa am, diye yaz dedim. Aaaah, sen iyisin, yumu ak yüreklisin, da daki kurdun, yerdeki

kar ncan n, sürünen a y lan n incinmesini istemezsin, aaah, istemezsin."lamaya ba lad . Kal n pembe beyaz baca kas na kadar aç p kocas na gösterdi:

"Bak u halime. Baks nlar halime. u bacaklar ma, u gül gibi tenime baks nlar. nsan n yüre i dayan r mbuna! nsan olup da u halimi görüp de yürecikleri parça parça olmaz m ? Sinekler yediler, yediler,paralad lar beni."Bacak pütür pütür olmu , sinek yeni i içindeydi. Sinekler Meliha Han yemi ler, bütün bedenini yara bereiçinde koymu lard .Ali Safa Bey vard , kar saçlar ndan öptü:"A lama Meliha," dedi. "Ben bunun da alt ndan kalkar m. Frans bu topraklarda nas l peri an ettimse,dü manlar da öyle, hem de bin misli peri an edece im. Hakk z olan bu ova, bu topraklar bizimolacak."Meliha Han m, iri çekik gözlerini silerken:"Arif Saim Bey ya dan k l çeker gibi Çerke köyünü nas l sürdü ç kard çiftli inden! Ya as n Arif SaimBey. Biz u Vayvay köyünün laf anlamaz alçaklar na tak ld k da tak ld k. imdiye kadar vatan z bir çiftlikkazanacakt ki aleme numune olacakt .""A lama Meliha," dedi Ali Safa Bey. "Ben eski bir sava m. Ben zorluklar severim. Arif Saim Bey gibide arkamda Türkiye Cumhuriyeti yok. Ben tenezzül etmem, hükümeti kendi i lerime kar rmaya... Bizstiklal Harbimizi kendimiz için yapmad k. Bir bulabilsem... Bu köylüleri k rtan bir... Çok tesirli,

köylülerin güvendi i, inand birisi var bu i in arkas nda. Ama kim? Kim, kim, kim, kimdir bu adamMeliha?"316I"Herkes," dedi Meliha. "Kimse bize ac yor. Kimse u halimizi bilmiyor. Ben böyle mi olacakt m? Babambeni Anavarza ovas nda sineklere yensin, pis, be paral k köylüleri her ak am her sabah kar nda görsün,onlarla konu sun diye mi bu kadar okuttu? u halime bak n, bunun için mi?"Yine baca kas na kadar açt , kocas na gösterdi."A lama Meliham a lama, ben onlara yapaca bilirim."Salonu bir uçtan bir uca gene yürümeye ba lad . Meliha Han m onun huyunu bilir, o yürümeye ba lay ncasusar, hayran gözlerle b kmadan yorulmadan kocas n gidip gelmelerine bakar, yaln z o sorular soruncakonu urdu.Sar çizmeleri tozlanm . Çizgili kahverengi külot pantolonu çizmenin a kapat yordu. K rbac küçükküçük, üst üste çizmesine vuruyor, hafif bir davul sesine benzer bir ses ç kar yordu. Y llar y yürüyerekten,bu sesi ç kararaktan dü ünmeye al .Bir de nce Memedin gene Toroslarda göründü ü söyleniyordu. Geçenlerde Zeynel köyde genç bir k nnce Memed üstüne ç kar lm bir türküyü söyledi ini duymu . Sahi Zeynele ne oldu? Bir aratmah.

"Murtaza!"Merdivenin alt ndan bir ses:"Buyur Beyim.""Yukar ç k."Murtaza, ko ar ko ar ku and fi ekliklerin a rl alt nda yüzünü buru turarak, imdiye kadar hiç bu kadarkur un ta mam , yukar ya ç kt :"Buyur Beyim.""Murtaza yavrum, bak kaç gündür Zeynel gelmedi. Ne oldu acaba adama? Ba na bir hal gelmesin! Zeynelaray bu kadar açmazd . Bir ey yapm olmas nlar zavall ya? Git de Vayvay köyüne bir bak ver bakal m, neolmu . Belki de hastalanm r.""Silahl m gideyim, silah b rakay m m ?""B rak silah ."Murtaza gitti.nce Memed Toroslarda görününce bu köylüler cana geli-

317yorlar. nce Memed ne zaman namlanm sa Torosta, burada bunlar kudurmu lard r. Bu geceki ayaklanman nsebebi bu olmas n? Atlar nce Memed sürmesin?Ali Safa Beyin is sürülmü gibi esmerlenen yüzü bir aç p bir kapan yordu.

Da daki bir adam n verdi i güç bunlara bu rezaleti yapt rabilir mi? Bu insano lu, bu reziller belli olmaz ki...Bir yaprak k rdasa korkarlar da, üstlerine top güllesi ya sa korkmazlar... u nce Memedi Arif Saim Beytutuyor. Yoksa çoktan öldürürlerdi onu. Candarmalar yakalay p yakalay p geri b rak yorlar.Arif Saim Beye çok içerliyordu. O, istese koca Çukurovanm bütün topra alabilir, bir tanesi kar nadikilip de, ne yap yorsun Bey, diyemezdi. Da larda e yalar n dola mas , düzenin bozuk olmas onun i ineyar yor. Arif Saim Bey gibi kurtlara bulan k hava gerek. Bulan k hava yoksa, Arif Saim Bey gibi güçlükurtlar bulan k hava yarat rlar. Ve Arif Saim Beyi çok da k skan yordu.Döndü, kar na vard , e ildi, onu aln ndan öptü:"Üzülme Meliha," dedi. "Ben bunun da üstesinden gelirim. imdi bizim Ç kç klar köyüne, akrabalara gidiyoum. nsanlarsa insanl klar göstersinler vars nlar. Bu karanl k günlerde de günlerini görmezsem, ne zamangörece im, de il mi?"Meliha Han m gülerek dolgun yüzünde gamzeleri çukurla- arak:"Ba ka ne zaman günlerini..." dedi gülümsedi. çten, ayd nl k. "Kurban olay m Tayfun Bey, yan na çokadam al. Bu alçaklar sana her eyi yapabilirler. Harman yakanlar, insanlar n r zk , r zk ,atlar çalacak kadar alçalanlar, tarlalar zdan ç kmayanlar bize her bir alçakl , kötülü ü yaparlar.Kurban olay m Tayfun Bey kendine dikkat..."Ali Safa Bey ba sallad , ko arak merdivenleri indi, avluda beklemedi, at çekmi ler, tutuyorlard . O atabinerken, onunla birlikte üç ki i de atlara bindiler.

kç klar Ali Safa Beyi daha köyün d nda kar lad lar. Ali Safa Beyin babas Hac Kahya onlar n büyü ü,kara bir a ayd . O lunu borç harç içinde ancak okutabilmi ti. Ali Safa Beyinse Hükümette Ç kç klara çok

yard dokunuyordu. Katillerini318Hükümetin elinden çekip alm . Bu yüzden onu çok severler, onunla övünürler, onun bir dedi ini ikietmezlerdi.Daha merhaba demeden:"Geçmi olsun Bey," dediler. "Allah kerim. Bizim de elimiz kolumuz armut toplam yor ya..."Ali Safa:"Sa olun," var olun, sizden, siz akrabalar mdan çok memnunum. Musa Kahyay göndermi siniz, geldi,gönlümüzü ho eyledi. Onun yang n sabah hemen gelmesi bana dünyalar ba lad . imdi i daha daciddile iyor. Fakat arkamda da gibi sizler varken..."

kç klar:"Evelallah," dediler.

kç klar, Torosun ete inde, Ç kç klar koya n içinde, yaln z h rs zl kla, e yal kla u ra an bir köydü.Kad nlar bile at h rs zlard . nsanlar yedi ya nda tüfek kullanmaya ba larlard ."Sen hiç küsüm çekme Bey," dediler."Çukurovada at n aya n bast yer senin olacak.""Allah seni ba zdan eksik etmesin.""Can z da mal z da sana kurban A am n o lu.""Senin t rna na de en ta , bizim yüre imizi parçalar."Ali Safa Bey k vanca batm , a kulaklar nda ellerini ovu turuyor, "sa olun, var olun" dan ba ka sözsöyleyemiyordu.Bir ya :"Ne oldu böyle sana Ali?" diye ç . "Seni Vayvay köyünün a na at p da biz yukardan seyir miedecektik? Ne bozuldun öyle? Bütün bu köyü senin ayaklar n t rna na kurban ederim. Var git kona na,rahat na bak. Bu y l Vayvay köyü senin topraklar b rak p gidecektir. Vayvay köyü senin topraklar

rak p gitmezse, biz bu köyü b rak r gideriz. Bir daha insan içine de ç kmay z. Anlad n m dediklerimi,duydun mu A am n o lu? Var git i ine. Bize b rak Vayvayl lar . Hemi de can hiç s kma."Ali Safa Bey gözleri ya içinde, sesi bo ularak:"Sa ol Hac Veli Emmi," dedi. "Beni mesrur eyledin."319IHac Veli:"Öyle ol da, rahat ol," dedi.Ali Safa Beyin erefine hemen bir keçi kestiler. Büyük bir ate yakt lar, közde et k zartt lar. Rak dabuldular. Ali Safa Bey ö le yeme ini köyde yedi. Yemekten sonra da Dursun Durmu u ça rd :

"O lum Dursun Durmu ," dedi. "Gün bugündür. Ne yapacaks n Vayvaya?""Ne dersen.""Ellerinde hiçbir eyleri kalmad . Atlar gitti, harmanlar yand . S rlar , öküzleri, inekleri kald . Bir deördekleri, kazlar , tavuklar ... Dursun Durmu , Vayvayda hayvan nam na hiçbir canl kalmayacak. Hepsiniöldürüp f rdolay Vayvay köyünün yöresine dizeceksiniz.""Ba üstüne A am.""Öteki i ler sonra...""Vayvaylar çok korkak. Ellerine vur, lokmalar a zlar ndan al!"Ali Safa Beyin akl u nce Memed i i hep kurcal yor ama çok önem veriyor görünmemek için bir türlükimseye soram yor, köylünün nce Memed konusunu açmas bekliyordu.Bekledi, oturdu, konu tu, hiç kimse bir türlü nce Meme-din sözünü etmiyordu. Ali Safa Bey sonunda,kendisi nce Me-medi sormak zorunda kald , öyle tepeden:"Hani," dedi, "bir zamanlar da lara bir e ya ç km . Bir çocuk, ad neydi hele? Hani bizim Abdi A an nkatili."

nce Memed," dediler."Duydum ki gene da larda görünmü ."Hac Veli:"Aslan o," dedi. "Kara brahimi de geçenlerde vurmu . Bir candarma ordusuyla üç gün üç gece çarp dasonunda orduyu yarm ç km . Yaman adam o, yaman. Sonra da..."Bütün ba lar öfkeyle Hac Veliye döndü... Hac Veli içine dü tü ü hatay hemen anlad :"Sonra da," dedi, düzeltmeye çal . "Sonra da Mustafa Kemal Pa aya tel çekmi , bu fakir f karay ba magönderme, yi itsen sen gel kar ma," demi .320Ali Safa Bey sordu una pi man oldu. Bu köylülerde, bu e ya çocu a kar derin bir sevgi, sayg vard .Nereden geliyordu bu? Anla lmaz. B raksayd e er Hac Veliyi, nce Memedi bir anda bir efsane kahramanyap p ç kacakt .Herkes, herkes için tehlikeli bir adamd nce Memed. Vay-vay k rtsa da k rtmasa da çok tehlikeli biradamd . Vücudunun ortadan kalkmas elzemdi.nce Memed hakk nda çok deli eyler dü ünüyor, korkuyor, ürperiyordu. Acaba bu o lan bir halk kahraman

yd ? Bir halk kahraman olabilmek için zavall , ya bir küçük köy a as öldürmekten ba ka neyapm ? Bu çocu u bu hale getirmelerinin as l sebebi neydi acaba? nce Memed sözü geçince, kendiakrabalar , kan ci eri, köylüleri bile nas l susmu lard ? Hac Veli, geveze ya , o da konu masa kimsekonu mayacakt . Bir büyü, bir keramet mi?"Korkuyor muyum?" 3iye kendi kendine sorarken aya a kalkt :"Kasabaya yeti meliyim."At getirdiler, bindi."Korkuyor muyum? Ben onlar n atlar çald rd m, onlar da benimkini... Ben onlar n harmanlar yakt m,onlar da benim... Ben onlar n s rlar kestirece im, onlar da... Ben onlar öldürtece ini... Ferhat Hocaybelki de... Onlar da beni?.. Olabilir mi?.."Ürperdi. lk defa ölümü çok derinden, yüre inin ba nda duyuyordu. Bu köylüler acaba onu öldüreceklermiydi? Buna cesaret edebilecekler miydi? Bu mümkün müydü?Kendi kendine gülmeye ba lad . Korkuyorum, dedi. Bütün gece harmanlar n yanmas sinirlerimi bozdu.Harmanlan yakabilirler, anlad k. Ama atlar çalacak adam yok ki Vayvayda...Gelip gelip nce Memed tak yordu akl na. Bütün bu i ler nce Memed yüzünden olmas n? Haa! Yok can m.Bugün gözükür da larda, yar n kaybolur, on y l ortadan silinir... Bir acayip bir e yad r bu. Belki deHamzay öldürmeye gelmi tir. Onu öldürecek, gene kaybolup gidecektir. Gene köylüler onun erefineDikenli ovas na ate verecekler, gene da lar n tepesinde ate ler yanacak. Ne garip! Bu köylüye çokzulmediyormu ... A as n öcü falan ama, ortaça da de iliz ki! Böyle iddet, i te321böylesi bir neticeyi do urur. Tatl can kurtars n bakal mHamza.nce Memedin Hamzay öldürmek için Torosa geldi i dü üncesi akla çok uygun geliyordu. nce Memed

Hamzay öldürecek, kaybolup gidecek, köylüler de gene onun arkas ndan ate ler yakacaklard . Korkulacakbir ey yok. Yok ama...Böyle dü ünerek kasabaya girdi, at eve çekti, adamlar ndan birisini yanma ald çar ya indi.

32239"Yaman adam," diyordu Yüzba . "Yaman ve yi it."Hamza, gözleri falta gibi aç lm :"Hiç mi yakalanmayacak?""E yan n yakalanmaz olmaz ama, bakal m ne zaman?"As m Çavu söze kar yordu:"Nerden, nas l vuraca bilmiyorsun ki! Suda bal k gibi... nsan n elinden kay kay veriyor."

imdi nereye gitti dersin Çavu um?"Belli olmaz ki... Bir bat yor, nereden ç kaca belli olmuyor ki... Bugün Çukurovadad r dersin, bir debakm n ki adam yar n Alada da. Bugün Alada da dersin, bir bakm n ki devresi gün Çukurovada! Buadam hiç belli olmuyor. Üç gün üç gece, dinlenmeden, uyumadan, yemeden içmeden rüzgar gibi yürüyor.sterse gözüküyor, isterse gözükmüyor. Bir tuhaf adam."

As m Çavu biraz da Memedle övünüyordu. Ondan söz ederken gözleri parl yor, sesi daha candan, dahacak oluyordu.

"Demek hiç yakalanmayacak?""Yakalanacak," dedi Yüzba . "Ama can ald ktan sonra... Bizi pe inden sürükleyip perperi aneyledikten sonra. Yakalanmaz olur mu? On dört y l Osmanl ordular bozan Ça-k rcal Efeyi bile vurdular.Yakalanmaz olur mu?"Hamza gittikçe bozuluyor, kayg lar , içinde gittikçe büyüyen korkuyu belli etmemeye çal yor, Çavu a,Yüzba ya durmadan sorular soruyordu.323Sonunda anlad ki bu nce Memedle ba a ç kmak o kadar kolay olmayacak.As m Çavu co mu anlat yor:"Bir gün gene kar la k onunla," diyordu. "A And randa. Bir çeltik tarlas n içinde üç ki iyürüyorlard . Bir tepsinin içinde yürür gibi, tarlan n ye ilinde, ortada yürüyorlard . Sabaht . Biz ate eba lad k. Bir de bakt k, çeltik tarlas nda bir duman. Az sonra duman aç ld , ortalarda kimsecikler yok,

rrolmu lar. O gün çeltik tarlas , bütün yöreyi binden fazla köylü ve bir bölük candarmayla tarad k. Yokolmu lard . Ertesi gün onu ve çetesini Sar bahçede görmü ler. Ara rd m, do ruydu. Bu kadar yolu birgecede insan nas l al r? te hiçbir zaman buna akl m ermedi. Yakalanmaz demiyorum ama, bize köksöktürecek. Ben çok e yayla kar kar ya geldim, bu kadar aya na, eline çabuk bir adam dahagörmedim. Bir kere gördüm onu. Küçücük de bir adam. Bütün köylü, ne hikmetse, onu tutuyor. Bunca y ld r

ya kovalar m, böylesine sevilen bir adam da görmedim. nce Memedi köylünün elinden almak zor."Hamza:"Bizim köylü ona can bir dü man," dedi. "Ona di biliyorlar. Ellerine geçse onu bir ka k suda bo acaklar.Me er diyorlar, biz A am ne kadar severmi iz! Abdi A am için gece gündüz gözya döküyorlar. Haklarvar, Abdi A am melek gibi, ermi bir kimseydi. imdi de köylüler onu bir k r ata binmi k içindebalk yaraktan köyün üstünde uçarken görüyorlarm . On be gece sabahlara kadar bekledim, göremedimonu. K zm bana gözükmedi..."As m Çavu , Hamzanm bu sözlerine güldü. Yüzba Faruk da...Hamza günlerdir içinde saklad korkusunu titreyen, a -lams , çaresiz, umudunu yitirmi bir seslesöyleyiverdi."Ama o beni de öldürecek. Ben biliyorum. O beni duydu da buraya geri döndü. Beni öldürmek için döndü.Bilmez miyim ben! Keski Çukurovadan gelmeseydim. Baba oca m kör kald , ha oca z sönmesin dedimde geldim. te tatl can mdan da oldum. Öldürecek beni."324IÖldürecek beni derken teker teker As m Çavu un da, Yüzba n da gözlerinin içine bak yor, onlardan birimdat, bir çare, bir umut sözü bekliyordu.As m Çavu un da, Yüzba n da yüzlerindeki gülümseme silinmi , yüzleri duvar gibi olmu tu. Onlar,Memedin Hamzay öldürmek için da lara geri döndü ünü daha Memedin geldi ini duyduklar gunaralar nda konu mu lard . As m Çavu :"Hiç çaresi yok, Memed onu öldürecek," demi ti. "Hamzay öldürmeden Memed yakalanmaz."Çarp mada da Memed, i im var Çavu um, diye yalvar rken, i inin ne olabilece ini herkes anlam .Memed i ini mutlaka görecekti.

"Beni öldürecek de il mi Çavu um? Bunun önüne hiç kimse, sen de, Arif Saim Bey de, Mustafa Kemal Pa ada, koca Allah da geçemez öyle mi?"Çavu kar k vermiyordu."Öyle mi Yüzba m?"Yüzba duymam gibi onun yüzüne bo gözlerle bön bön bak yordu."Öldürecek, öldürecek Yüzba m. Diliniz varm yor de il mi?"Kar kl büyük kütüklerin yand oca n ötesine oturmu lar, çat rdayan ate e gözlerini dikmi ler, bir sözevaram -yorlard .Hamza birkaç kez:"Of, ooof, of!" dedi aya a kalkt , y ld zs z gecenin içine, dereye a yürüdü."Tanr m u ta a bir can ver. Ölmü e bir can ver. Ocaktaki k pk rm kesilmi demire bir can ver. Kurumu

aca yaprak, kör göze k ver. I k ver..."Bin pi mand . t gibi pi mand . u P rako lu, aah u P -rako lu! Kocam köpek! O ald , o ald tatlcan elimden."Ölmeden o P rako lunu öldürece im," diye ba rd geceye.Ölümü dü ündükçe P rako luna öfkesi art yordu."Ulan namussuz, nereden akl na geldim? Gitmi Çukuro-vada kendi kendime iyi kötü ya ay p gidiyordum.ki dönüm

325tarla kazanmak için k yd n bana. K yd n tatl can ma. Ne yapay m ben, ne yapay m imdi? u Yüzba da okadar tuzumu ekme imi, o kadar kuzular , ya bal yedi. imdi de durmu da benim halimegülüyor. As lm bir adama bakar gibi bak yor bana. Ulan P rak, ben ölmeden, senin ku boynu gibiincelmi yalanc boynunu s p da seni öldürmez miyim? Senin yüzünden... Her ey senin yüzünden!"Küçük bir su ça ld yordu. Fark na varmadan suyun içine girdi, gene fark na varmadan suyun öte yanmageçti. Silme bir karanl k vard ."Bu gece bitmeyecek," dedi. "Karanl k da benimle bile yürüyor. Bitmeyecek..."Geceye kar , dert bela içinde, nereye gitti ini bilmeden, sormadan dola yordu. Sonunda kendisiniTopal Alinin evinin kap nda buldu. Evde k vard daha. Belli ki Topal Ali de uyumam bu gece."O da, o f kara da can tela nda," diye dü ündü. "Onun ba da ben belaya soktum."Kap n budak deli inden içeriye bakt . Ali bir kö eye büzülmü , bacaklar kollar yla sar p, çenesinidizinin üstüne koymu tu."Ali karda , Ali karda ," dedi. Ali hemen s çrad kap ya geldi açt ."Öldürecek," oldu ilk sözü. "Bizi öldürecek, öldürecek. Bizim için gelmi da lara. Öldürecek!""Öldürecek," dedi Ali, boynunu büktü. Ali imdiden ölmü gitmi ti. Öyle bir hali vard ."Benim için gelmi ."Ali:"Bizim için.""Keski Çukurovadan dönmeseydim. Seni de yakt m Ali. Seni de... Sana da ben k yd m. Bana da P raksebep oldu. Keski...""Keski," dedi Ali. "Ba kas a a olur Dikenlidüzüne, ba kas ölürdü.""Ba kas ..." dedi Hamza."Ellerinden nas l kaç rd lar onu? Derede sard lar, kaç rd -326lar. Kulaks n de irmeninde sard lar, kaç rd lar. Bir tek adama bir bölük candarma...""Bal k gibi," dedi Hamza... "Ele avuca gelmiyor. Bir de uçan ku gibi, imdi burada, az sonra Çukurovada.Yel Musa gibi... Ondan da beter!""Yel Musa diyor ki, bu adam benden de çabuk. Yel Musa diyor ki ben her eyin izini sürdüm, diyor. Uçanku un, kaçan cerenin, sar ca kar ncan n, k rkaya n, ya ayan her bir yarat n izini sürdüm de bu adam nizini süremedim, hem de ç karamad m, diyor. Bu adamda bir hikmet var ki, muhkem bir hikmet.""Ne yapal m Ali? Bir ey dü ün Ali. Bir dü ün de u tatl can kurtaral m.""Öldürecek," dedi Ali. "Aaah, öldürecek. Ne yapal m?""Bir yere kaçal m. Ad san duyulmad k ellere."Ali:"Bulur o, bulur o," diye^nledi. "Y lan n deli ine girsek, ku un kanad n alt na s nsak gene bulur o, bulurbizi. Öldürür ikimizi. Kan kustur a kustura öldürür ikimizi. Söndürür oca , ss z koyar yuvam ..."

"Cand armalar onu öldüremeyecek mi, Çukurova a alar , Arif Saim Bey?""Onu hiç kimse öldüremez. Kur un geçmez ki ona. Bir gözlerine kur un geçer onun, diyorlar. Bir gün birda da ya mura tutulmu . Uzun Cabbar, Recep Çavu da yan nda. Bir ulu a ac n alt na s nm lar. A acadurmadan y ld m dü üyormu . A aç duman içinde kal yormu . A ac n alt ndan kaçm lar, yandaki birkayan n alt na s nm lar. Durmadan y ld m sa yormu a ac n üstüne, a aç gittikçe büyüyor bir kyuvarla n içinde kal yormu . I k gittikçe de parl yor, kimse ktan yana bakam yormu . BirdenMemedin, büyük bir y ld m a ac n üstüne sa rken, kayan n dibinden a aca do ru f rlad görmü ler.Az sonra da elinde bir dü me kadar, bak nca gözleri kör eden, öyle parlak bir eyle geldi ini görmü ler.Memed, i te bu y ld m, demi . Y ld yakalad m, demi . Y ld muskas n içine saklam . HaydiRecep Çavu bana bir ate et, demi . Recep Çavu ate edememi . Çavu , sen bana ate etmezsen, ben sanaate ederim, haydi, demi , ant iç-327mi . Çavu bakm ki Memed kendisini öldürecek, ne yaps n, Memed orada ni an gibi duruyor, durmadanhaydi Çavu , diyormu . Çavu , ne yaps n, ni an alm , u deli boku öldürmeyim diye baca na ate etmi ,gözlerini yumup... Gözünü açm ki ne görsün, Memed gülüyor. Vuramad m, demi , bir daha, bir daha, birdaha ate etmi . Bakm ki kur unlar Memedin bedenine de ip tapir tapir yere dökülüyor, geçmiyor. Yaln zbedende pire gibi bir iz b rak yor. Memed, Çavu demi , ben y ld yakalad m. Y ld m kiminüzerinde olursa ona kur un geçmez. Y ld Çavu a takm , ba lam kur unlamaya... Kur unlar Çavu ada de mi ler dökülmü ler, de mi ler..."Hamza:"Do ru," dedi. "Yoksa o kadar candarman n elinden öylesine çembere al nm ken, nas l kurtulurdu? Do ru.Öldürecek. Hiçbir yolu yok mu bu adam n elinden kurtulman n Ali? Bir yere saklansak, bir diyara kaçsak...Demirden odalara girsek..."Ali:"Öldürecek.""Yalvarsak yakarsak, eline aya na dü sek...""Öldürecek.""Hiç mi bir kurtulu yok?""Var," dedi Ali. "Var ama küçük bir umut. ne ucu kadar bir k.""O da ne?" diye az k cana geldi Hamza."O da Hürü Ana. Hürü Ana gider de Memede ba la Hamzay derse, belki seni ba lar. Hürü Ana belkisenin için Memede söyler, ama benim içim... Ölse de a açmaz.""Haydi gidelim Hürü Anaya. Hele beni ba lats n... Gerisi kolay. Köyün birisini Memede verir, seni deba lat m. Haydi, haydi, kalk yürü," dedi Hamza.Kalkt lar, Hürü Anan n evine yürüdüler. Kap usul usul çald lar.Hürü Ana:"Dur yavrum," dedi, "dur yi idim, geliyorum. Ç ral yakay m da geliyorum. Duydum, duydum, peri anetmi sin o dinsizleri. Yaral lar u kap da üç gün inledi kafirlerin. Az k bekle, Hürü sana kurban olsunMemedim. Sana kur unlar da328geçmezmi . Neden söylemedin de Hürü Anana, rahatça uykular uyuyayd m, gül gibi? Haram oldu uykularbana, sen da da gezdikçe... Adam hiç söylemez mi anas na?"Kap açt , açmas yla:"O neee!" diye kapamas bir oldu, elindeki çam ç ras da yere dü tü. Çam ç ras yerden al rken: "Kimsinizsiz?" diye ba rd . ' ¦Topal Ali Hamzan n kula na e ildi:"Sen konu , beni de hiç söyleme," dedi. "Konu .""Ben Hamzay m, Hamza A a," dedi Hamza.Hürü Ana:

t," dedi, "sen nereden a a oluyormu sun, hele önce köpek ol da, insan de il, it ol da ondan sonra a a ol!Ne istiyorsun bu gece yar bakal m?""Az k konu mak istiyorum Ana.""Benim seninle hiçbir konu um olamaz. Erimin kanl y-la, iki eli kollar na kadar kana batm birzalimle... Var git kap mdan.""Ana bir ey söyleyece im. Çok gerekli."

"Var git kap mdan! Senin pis yüzüne bakamam. Çocuklar açlar ndan öldüren sensin. Böyle bir kafirinyüzünü göremem.""Ana kurban olay m.""Var git kap mdan köpek! Köylüyü nan ekme e muhtaç eden sensin.""Ana ayaklar öpeyim aç kap .""Var git Kelce Hamza, var git, açamam kap . Koca Toro-sun on bin, on be bin, on alt bin, bir bin bin,dünya kadar insan üstümüze güldüren sensin.""Bak anam sana ne diyece im, bir haberim var ki sana bir haberim... Haber derim ona. Duyunca, duyuncabir sevinecek, deli olacaks n, güzel anam. Deli deli olacaks n.""Var git Kelce Hamza, var git kap mdan. Senin kanl ayaklar n, haram gövden bu e ikten içeriye atlayamaz.Var git yoluna, var git Kelce. Haberin senin olsun. Beni cana getirecekse de, dünyay bana ba layacaksada senin haberini istemem. Beni öldürsen bile senin yüzüne bakamam, pis yüzüne..."Hamza yalvard , Hürü Ana, var git, dedi de ba ka bir ey329demedi. Hamzayla Topal Ali orada, Hürü Anan n duvar n dibinde sabah ettiler. Hürü Ana da uyumad .Sabaha kadar yata n içinde döndü, kendi kendine konu tu durdu.lk klar köyün üstüne dökülürken kap açt . Kel Ham-zan n yan ndaki Topal Aliyi tan p ba rd :

"Demek can tela na dü tünüz, öyle mi, Memedimden ödünüz koptu öyle mi?" dedi.Hamza aya a f rlay p ellerine sar ld onun:"Ana benim bir suçum yok. Söyle Memede de öldürmesin beni. Sana üç tane, on tane fistan al m. Çokal m. Alt n küpe de al m. On tane de be i biryerde al m."Hürü Ana tiksintiyle ellerini silkti onun elinden ald :"Var git i ine Kelce," dedi. "Var git! Ben de gelin olurum, öyle mi? Senin bana getirdiklerini takar tak r,ben de gelin olurum, öyle mi? Gelin olur da Durmu Alinin mezar nda göbek atar m, öyle mi?"Topala döndü, güldü:"Can tela na dü tün öyle mi? Can tela na dü tünüz? Memed benim hiç kimsem olmaz. Ben de Memedigöremem. Görürsem de sözümü dinletemem. Topal bilir ki Memed sözümü dinleseydi, u Topal buradaolmazd imdi, kara topraklarda çürürdü. Var n gidin i inize yavrucaklar, var n gidin. Benden size hay r yok.Benden size imdat olmaz. Olsa olsa... Olsa da olsa..."Kap kilitledi köyün içine yürüdü. Aliyle Hamza orada, duvar n dibinde kalakald lar.Hürü Ana bu sabahtan sonra bir öfke kas rgas halinde köyün içinde döndü durdu. Köyün her insan nanefretle bak yordu. Hürü Anay gören her köylü de, onu görünce ba yere e iyor, yüzüne bakam yorlard .Hamzayla Topal Alinin Hürü Anan n kap na gelip, ona sabaha kadar yalvard klar Dikenlidüzündeki beköyün insan da duydu. Haber korkak f lt larla usul usul bütün Torosa yay ld .Hürü Ana onlara kap açmam :"Var n gidin bu kap dan köpekler," demi ti. "O nce Memed sizi öldürmezse, ben sizi öldürürüm. uellerimle bo a-330I

m. Ben bu günü, bu günü bekliyordum yezitler. Ben bu güzel günü... Anlad z m ? Bu e ikten içeri k lcakayan n kaplan , Akçasaz n ejderhas , Y lankalenin y lanlar , K rksuyun hortlaklar girer de siz giremezsiniz.Memed de tez günde sizi öldürmezse, ben de ona hakk helal etmem... Etmem. Etmem, anlad z m ?"Köylüler Hürü Anan n sözlerini sadece, bire bin katarak, konu uyorlar, ya iyi ya da kötü hiçbir yorumdabulunmuyorlard . Seslerinin havas ndan, yüzlerinin deviniminden de hiçbir ey anla lm yordu. Dahado rusu art k olaylara kar nas l davranacaklard , onu bilemiyorlard .331Kara brahimin ölüsünü de ç plak bir at n üstüne at p kasabaya getirdiler ve kasaba mezarl na gömdüler.Kasaba da lar n ete inde, bir koya n ucunda, ovan n bitti i yerdeydi. Bat nda bir ç plak tepe vard vetepenin dibinden Savrun çay apayd nl k ak yordu. Çay n üstündeki ak ke-fenk ta lar ndan yap lm köprü,ye ilin, mavinin üstüne yap lm , güzel bir oyuncak köprüye benziyordu. Ermenilerin b rak p gittiklerimahalle y nt ya yüz tutmu tu. Burada imdi Do u Anadolundan göç etmi Kürtler oturuyorlar, kasabadakien küçük bir olayla bile ilgilenmiyorlard . Toprak daml Ermeni evlerinde oturan Kürtlerin mahallelerindendurmadan Kürtçe ba malar geliyordu. Mutlaka her gün ak amüstü Kürtler ta larla sopalarla biribirlerinegiriyorlar, kollar k yor, ba lar yar yor, bütün kasabay bir ba mad r dolduruyordu. Kasaba art k budövü melere al .

Eski Ermeni mahallesinde ulu zeytin a açlar , incir a açlar s cakta toz içinde kalm , kavruluyorlard . Y kErmeni mahallesinde y nt lar aras nda nar bahçeleri, nar bahçelerinde sevi- irlerken ocaktaki demirler gibi

pk rm kesilen kaya y lanlar , uzun uzun...Narlar n çiçek aç nda mahalle donan yor, ar lar n, kelebeklerin, k rm y lanlar n cümbü ü nar çiçekleridökülünceye kadar sürüyordu.Kasaban n üstünü boz bir bulut gibi, her ikindiüstü gittikçe kabaran, geni leyen, soluk ald rmayan bir tozbulutu örtüyor-332du. Evlerin, dükkanlar n içi, insanlar n giyitleri, iri çak lta la-rmdan örülmü ak kald mlar kaim bir toztabakas alt nda kal yordu. öyle uzaktan bak nca, kasaba, k rm kiremitleri, çiçek açm nar bahçeleri,zeytin, incir, ulu ç nar a açlar , pencerelerindeki camlan, köprüsü, yarpuz tarlalar yla apak, lekesiz birakl kla gözüküyordu.

zlar , burunlar toz içindeki insanlar durmadan konu uyorlar, biribirlerini çeki tiriyorlard . Memurlar,alar, beyler Nazifo lunun lokantas nda kafay çekip veryans n ediyorlard söze. Daha az varl kl larsa,

esnaf, zanaatkarlarsa Tevfi in kahvesinde oturup çay içiyorlard . Bir de pazaryerinde aylak aylak dola anköylüler...Herkes, herkesin her eyini biliyordu. Gizli kalm hiçbir ey yoktu bu kasabada. Arif Saim Beyle drisaras ndaki sava , Arif Saim Beyin tutkusunu, drisin kötü durumunu imdiye kadar belki binlerce ki ikonu mu tu. Bu sava bir destan gibi ya yorlard . Ali Safa Beyle Vayvay sava da en küçük ayr nt nakadar izliyorlar, her iki sava n da sonunu büyük bir heyecanla bekliyorlard . Arif Saim Bey kar nkarde ini bir gün karaçal a, tarlalar vermeyen Çerkeslerle birlikte sürmü , k rbaçlaya k rbaçlayaöldürmü tü. Sebebini kimse bilmiyordu. Kimi Çerkeslere ac p kar koymak istemi , Arif Saim Bey demerhametli efendi, al i te, demi ti. Kimi de ortada bir kad n meselesi var, diyordu. Türlü türlü sebepsöylüyorlard . Ama ortada bir gerçek varsa, o da delikanl n Arif Saim Beyin k rbac alt nda, karaçal ndikenleri içinde can verdi iydi.Ali Safa Bey bundan sonra Vayvayl lara ne yapacakt ? imdi de hangi y ld rma yöntemini kullanacakt ?Kimi öyle, kimi böyle, diyordu. Ve bundan sonra ne yapaca , köylülerin de buna kar nas l davranacaklarbüyük bir zevkle tart yordu.Köylülerin son davran lar herkesi çok rtm , kasabadaki hiç kimse bu olaylar üstüne bir iki gün hiçbiryorumda bulunamam . Ali Safa Beyin harmanlar n yan , atlar n çal nmas yeni davran lard .Köylülerin böyle bir davran ta bulunacak ne güçleri, ne de gelenekleri vard . Bu neydi, ne!nce Memedin yeniden da lara dönü ü de bir acayip i ti. imdiye kadar çok e ya i ini gördükten,

istedi ini yapt ktan333sonra ba alm gitmi , ortadan silindikten sonra bir daha da lara dönmemi ti. Y llar sonra belki de bu

yalardan bir ikisi dönmü tü ama, hiç kimse onlar n yüzüne bakmam , dönen e yalardan en kabadaydört be gün, en çok on be günde vurulmu tu. Bu ince Memedse da lara bir kartal h -m yla inmi , Karabrahim gibi bir eski e yay ilk çarp mada öldürmü , bir sürü candarmay da yaralam , gene ortadan

silinmi gitmi ti.Ali Safa Beyden ba ka herkes Vayvay köylüsünün dirili ini, kar koyusunu Memedden biliyor, Memedüstüne türlü rivayetler ç kar yorlard . Ama ne Çukurovada, ne de da larda Memedi, As m Çavu tan ba kagören olmam . As m Çavu sa Memedin ba adam yd . Ona dokunamazd . Ne malum, belki da dakiMemed de ildi. Memed ad alt nda ekavet yapan birisiydi. Ama Memed olmasa böylesine sava abilir, birbölük candarmay önüne kat p böylesine Torostan Çukura kadar kovalayabilir miydi?Tüfeklerini, pabuçlar da larda b rakm , kaçmaktan imanlar gevremi candarmalar, can havliyle,"Yand k Allah," diye kasabaya dolu mu lard . "Yand k Allah u nce Memedin elinden."nce Memed be ki i, on ki iyle birlikte gelmiyordu candar-malar n üstüne... Yerden biter, gökten ya ar gibi

yüzlerce insan yürüyordu onunla birlikte. Bir de bir top y ld m varm onun koynunda...Ali Safa Bey kasabada, Tevfi in kahvesinden Nazifo lu-nun lokantas na, oradan candarma dairesine, oradankaymakaml a, davavekili Siyasetçi Ahmete, Siyasetçi Ahmetten postaneye mekik dokuyup duruyor,yüre indeki korku da gittikçe büyüyordu. Köylülerin u ayaklanmalar n sebebini de bir türlü bulam yordu.Hiçbir sebebe parmak basam yor, hiçbir sebep onu kand rm yordu. nce Memed mi? O, en sonuncu ihtimal...Bu i i gene yapsa yapsa Arif Saim Bey yapabilirdi. Arkas nda Arif Saim Bey olmayan köylü bütün bunlarbeceremezdi.

"Bizim köylümüz," diyordu, "arkas nda sa lam bir güç olmadan hiçbir harekette bulunamaz. Hiç kimseyegüveni yok-334Itur. En evvel kendisine... Bir nce Memede güvenip benim harmanlara ate veremezler, atlar çalamaz,adamlar öldüre-mezler. Arkada lar, çok dikkatli olmal z. Hükümet bence yeni bir siyaset takip etmeyeba lad . lk oyununu da benim ba n üstünde oynuyor. Arkada lar, dikkat edelim, bu i i Arif Saim Beydüzenliyor. imdi anl yorum onun Çukurovada çiftlik sahibi olmas ... Ne ihtiyac var onun çiftli e, malamülke... Bütün Türkiye onlar n de il mi? imdi anla yor Cumhuriyetin adamlar n toprak sahibiolmalar n sebebi... imdi anla yor. Mudanyada zeytinlikler zaptetmenin, E ede çiftlikler kurman nsebebi... imdi, imdi anla yor. nk lap bitmemi tir. Cumhuriyetin adamlar Anadoluya türlü bahaneyleda ld lar. Tetkik buyuruyorlar. Ondan sonra büyük darbelerini indirecekler, köylüyü efendi yapacaklard r.nk lap büyüyor, geli iyor. Bu i ler Arif Saim Beyin ba n alt ndan ç yor. nce Memed bile onun eseri."

Dinleyenler Ali Safa Beyle hiçbir tart maya girmiyorlar, susuyorlard . Ali Safa Bey hakl olabilirdi.Cumhuriyet yeniliklere yöneliyordu, bu belli. Belli belirsiz, yeni ink lap kokular esiyordu Ankaradan. Bu dabelli.Birkaç gün içinde Ali Safa Bey kendini de, kasabadaki a alar , beyleri de bu i in Arif Saim Beyin ba nalt ndan ç kt na inand rd . Arif Saim Bey bunu niçin yap yordu? Yukardan bir emirle mi, yoksa kendiba na m ? te buna bir karar veremiyorlar, kulaktan kula a f lda yorlar, ölü lambalar n ndasabahlara kadar uyumuyor, konu uyorlard .Tam bu s rada kasabaya Arif Saim Bey geldi. Kasaba sindi, korktu. A alar, beyler ödleri koparak, elpençedivan, ancak, onun huzuruna varabildiler. Arif Saim Bey kasabadaki bu a r havay , korkuyu sezmektegecikmedi:

nce Memed mi?" diye güldü. "Bir zavall çocukmu . Ondan bu kadar korkacak, çekinecek ne var?Cumhuriyetimiz çok kuvvetlidir. Bir nce Memed de il, binlerce nce Memedi bir fiskede y kar. Ald rmay ncan m."Toplant da bulunan Karada lu Murtaza A a:"Sinek pis de il amma mide buland r. Bu nce Memed bir ey de il ama, e in akl na karpuz kabu udü ürüyor. Köylü-335yü k rt p bizim üstümüze sal yor. Köylüyü ayakland yor. A alar z, beylerimiz, koruyucumuzHükümetimiz üstüne. Köylü ondan ö rendi a alar n atlar çalmay , harmanlar yakmay , adamlarvurmay . E er sen do ru dürüst, sahici bir çiftlik kuruyorsan, bugün bize... Yar n sana..." dedi, sonra dilidiline dola ."Ya ne kuruyorum?" diye gürledi Arif Saim Bey."Hani, hani... Hani dedim ki belki tetkik... Belki muvazaad r.""Ne? Siz deli misiniz? Ben bir servet döktüm o topraklara. Çiftçilik mi oynuyorum san yorsunuz?""Hani... Hani... Ba la Bey, yanl anla ld ... Arz edemedim..."Oradakiler de:"Murtaza A ad r bu, hiçbir zaman, hiçbir eyi arz edemez," dediler.Ali Safa Bey:"Ha a! Sizin çiftli iniz dünyan n en modern çiftli i olacakt r. Çukurova as rlar boyunca sizin bu asilhizmetinizle stiklal Harbindeki kahramanl z kadar övünecektir. Asil bir evlad böylece de ba nabast ndan dolay ..."Arif Saim Bey bir kö eye sinmi kocaman Murtaza A aya sevgiyle bakt ktan sonra:"Te ekkür ederim, bu asil iltifat za te ekkür ederim Ali Safa Bey," dedi. "Demek Murtaza A a?"Murtaza A a aya a f rlad , geldi Beyi omuzundan öptü:"Ha a huzurdan," dedi. "Ha a yüksek huzurlar ndan! Ben de u Ali Saf an n dedi ini demek istemi tim...Hani var ya, hani o... Hani... Hani..."Gene dili diline dola p Murtaza A a k pk rm kesildi.Oradakiler Murtaza A an n haline gülü tüler.Arif Saim Bey onu yat rmak için:"Tela buyurmay n Murtaza Bey, ne demek istedi inizi anlad m," dedi.Murtaza A a:

"Çok memnun oldum anlad na," dedi. "Anlamasan olmazd . Yand yd m. Yoksa oca m batt yd . Seninbeni bir yanl336anlaman beni öldürür, evimi yurdumu yuvam y kar. Var ol, sa- ol Bey, ellerinden öperim."Gitti rahatça yerine oturdu. çinden bir daha böyle öfkeli devlet adamlar yla konu mamaya antlar içiyordu.Bunlar hep kaz koz anlarlar, diyordu kendi kendine. Ah, bu Ali Safa deyyusu yok mu, nas l da çevirdi sözü!Arif Saim Bey, kasaba ileri gelenlerini bir nl k içinde b rak p gitti. O gidince, berikilerin tela lan,korkulan artt kça artt . Niçin gelmi ti kasabaya Arif Saim Bey? Elbet bir sebebi olacakt , elbeet!Da dan inmi , günlerdir kasabada dola an Hamza A an n da hali yürekler aç yd . Girecek bir delik, cankurtaracak bir s nma ar yor, kasabada dört dönüyordu. Davavekili Siyasetçiden, Kozano lu Fethi Beye,ondan Deli Fahriye dola p duruyor, her gün Ankaraya tel üstüne tel çekiyor, avuç avuç para döküyordukasaba çar na. Arkas nda Topal Ali, postanenin önünden bütün gün ayr lm yor, önüne gelene:"O beni öldürecek, o kafir. O benim için ininden ç p da da lara geri geldi. Ne yapay m?" diyordu. "Bir ak lverin bana din karde leri. Ben ne yapay m?"Ve içini, ayaküstü, bir ç rp da döküveriyordu:"Ben ne yapt m, ben ne yapt m köylülerime, ba z kalm lard , ba oldum onlara. Gözünüz üstünde ka z,omuzunuz üstünde ba z var demedim. Beni bir sevdi köylü, bir sevdi, deme gitsin. O da, o karn yemez

skanç adam da bunu duymu , köylülerin beni baba gibi, can gibi, çocuklar gibi sevdi ini duymu ,sakland delikten ç km , gelmi . O köylüyü hiç sevmez. Köylümüzün can bir dü man . Aman Allah

alar za da dü man. Hele Hükümetimize! Ben, diyormu , o Hükümete yapaca bilirim. O, köylüyüde hiç sevmez, köylü bir iyi gün görsün istemez. te bu sebepten de beni öldürür. Çün-küleyim ben köylüyegün gösteririm. Benim a al mda köylünün bir eli ya da, hem de bir eli baldad r. te bu sebepten, köylüyedü manl ndan o beni öldürecek..."Arkas ndaki Topal Ali de a lams a lams onu onayl yor:"Öldürecek," diyordu, "aah, o kafir A am öldürecek. Beni de..."337Bir gün de kasabaya Vali geldi. A alar , beyleri, memurlar Hac Halil A an n evinde ba na toplay p birkonu uk yapt . Ankaraya çekilen teller üstüne konu tu. Zinhar bir daha böyle i ler yap lmamal yd . Ankarabu tellere çok k yordu."Bu kasabay topa tutar m," diye ba rd Vali. "Hepinizi sürgün ederim. Hem de ta Fizana... u nce Memedmi nedir, birisi türemi . Onu da sizden isterim. Yakalayacaks z. A alar himaye etmezse da da e yaya ayamaz. Anlad z m ?"Gene Murtaza A a aya a kalk p söze kar :"Anlad k ama, biz himaye etmiyoruz. Vallahi de billahi de etmiyoruz. imdiye kadar biz de öyle bilirdik.Biz himaye etmeden da da e ya ya amaz san rd k. Vali Bey, gel gör ki, biz de k, ya yor, ya yor i te.Hem de nas l! Kasabam n gül ad be paral k ederek. Ya yor, ya yor ki ya yor. Hepimizi deöldürecek," dedi, gene dili diline dola p ter içinde kald .Vali:"Siz," dedi, "ad z ne?""Murtaza A a.""Siz aç k sözlü, mert bir adams z.""Mert..." dedi Murtaza."Bu nce Memedi yakalaman n çaresini söyleyin bana.""Vali Bey, bu ito lu yakalansa da yakalanmasa da olan oldu zaten. Kurdun a na kan de di. Hem de e inakl na karpuz kabu u dü tü. Bundan sonra bizi de, Hükümetimizi de iflah etmez bu köylüler," dedi Murtaza."Bu nce Memed yüzünden."Vali:"Ben böyle aç k sözlü adamlar severim," dedi.

yi yapars n, has yapars n, münasiptir," diye övündü Murtaza. "Ben hep do ru sözlü olurum, i gibi...""Gelin öyle yan ma oturun."Murtaza gitti onun yan ndaki sedire çöktü, ellerini de dizlerinin üstüne koydu."Vali Bey," dedi, "sana bir hikaye daha anlatay m da sonra varay m gideyim i ime."Vali:"Anlat n bakal m. Rica ediyorum."338

nce Memed üstünedir. Bu böylece biline. Hiç kimse al nmaya. Y lan küçükken ezmek gerek. nce Memedbüyüdü. Belki u da daki yeni türeyen e ya belki de as l nce Memed de ildir. Art k nce Memedi hiçöldüremeyiz. nce Memed ölmez. Durun bakal m, anlatay m. Y lan bilir misin, kocaman y lan ?Benzetmekte hata olmaz.""Bilirim," dedi Vali."Y lan nas l ölür bilir misin?""Bilmem," dedi Vali."Ba bir ta la ezersin, ölür. Bu bir!""Ölür," dedi Vali. "Bu bir.""Bir de bo ars n y lan , bu iki. Bir de kur unlars n y lan , bu üüüç! Y lan türlü türlü ölür bir de... Hastalan rölür, leylek yer ölür, öyle ölür böyle ölür. Bir de nas l ölür, bilir misiniz?"Valinin ho una gidiyordu Murtazan n konu mas ."Bir de nas l ölür?""Bir de nas l m ölür, sordu u eye bak Vali Beyimin! Bir y lan i ne ucu kadar bir yara al rsa... ne ucukadar bir yara ne ki! Bir insan, bir hayvan i ne ucu kadar bir yara al rsa ne olur? Hiçbir ey olmaz,dü ünmeyin, hemen iyi olur. Halbuysam ki bir y lan i ne ucu gibi bir yara al rsa ölür. Nas l ölür derseniz,

te onu siz görmediniz, bilmezsiniz. Ben bilirim. Y lan i ne ucu kadar da olsa bir yara al nca, sar cakar ncalar o yaraya ü ürler. Bir gün içinde y lan yer bitiriverirler. Anlad n m imdi Vali Bey?"Vali onun gözlerinin içine gözlerini dikmi dü ünüyordu:"Evet," dedi. "Sözünüzü bitirin."

te nce Memed y landaki aç lan bu i ne ucu kadar yarad r.""Evet.""Efendime söyleyim ki, nce Memed Abdi A ay öldürdü, topra köylüye da tt , bu yaray açt . imdisar ca kar ncalar bedene ü tüler. nce Memed ölse de ya asa da gayri ne biz, ne de bu Hükümet kolaykolay iflah olamay z. Ba z dertten kurtulmaz. Köylü sar ca kar ncalar gibidir, ak ls z, yolsuz yordams z.Amma velakin bir yerde, i ne ucu kadar bir yara aç lmas n, yer bitirirler. Bizi i te bu nce Memed yüzünden339önce teker teker, sonra toptan yiyip bitirecekler. Sizi de bizi de Vali Bey. Ben köylüyüm ve de köylümilletimizi de gayetlen iyi bilirim. Bendeniz efendim, köylü milletinin ci erini k gibi, derinden okurum.Sizler ak ll z ve çok ak ll , okumu yazm büyük ki ilersiniz. Ben hayat mda, bunlar da bilirler ki, hiçbireyden korkmad m, i te bu nce Memedden ödüm patl yor. Ölüsünden de, dirisinden de..."

"Mübala a ediyorsunuz Murtaza Bey.""Sen öyle san, var sen öyle san Vali Bey. Ben imdiden kendimi ölmü say yorum. Sar ca kar ncalarbedenimde dola maya ba lad .""Mübala a ediyorsunuz."Murtaza A a ba rmaya, ellerini kollar geni geni sallamaya ba lad :"Vallahi de billahi de, vallahi de billahi de Ali Safa Beyin ba na gelenler nce Memed yüzünden. Sancakar nca i i... Ali Safa Bey ne derse desin, nas l dü ünürse dü ünsün, sar ca kar nca i i.""Murtaza A a, senin yüre ini ulu bir korku sarm ," dedi Ali Safa Bey. "Mübala a ediyor, bir zavall çocu ugözümüzde büyütüyorsun.""Sen öyle bil," dedi Murtaza. Ter içinde kalm , boynunun damarlar mi ti. "Sen öyle bil. Yak nda bütünçiftlikler yak r, bütün a alar öldürülür, var z yo umuz ya ma edilirse, görürsün. Sen öyle bil. Hem desar kar ncalar..."Ak ama kadar konu tular, gülü tüler, bir anla maya vard lar. Vali art k bu kasabadan Ankaraya hiçbirekilde asayi üstüne tel çekilmemesini, arzuhal, mektup gönderilmemesini istiyordu. A alar, beyler bir

daha böyle bir eyin olmayaca Valiye söylediler. Ona sa lam, namus sözü verdiler.Vali:"Gözünüzde büyütmeyin u zavall çocu u. Bu memleket Çak rcal görmü tür," dedi. "Bu Toros da lanGizik Duran , Karay lan , Yozcuyu, Cötdele i, Kürt Re idi görmü tür. Pek yak nda nce Memedin ölüsü bukasaban n caddelerinde sürüklenecektir."Otomobiline binip toz duman içinde kasabadan ayr ld .340Kaymakam hemen o ak am Hamza A ay ça rd :

"Derhal köyünüze gidecek, bir daha da yak n zamanlarda kasabaya gelmeyeceksiniz. Kasaban n kuvveimaneviyesini k yorsunuz. Nedir o, her gün Ankaraya tel çekiyor, büyüklerimizin ba a yorsunuz! Birdaha da hiçbir ekilde Ankaraya tel çekmek yok."Hamza bitkirt:"Ya beni öldürecek," dedi. "Kaymakam Bey, o beni öldürecek. Aaah, ben nerelere gideyim, o beniöldürecek."Kaymakam ba sallad , Hamzanm ac na ortak oldu:"Öldürecek," dedi. "Biliyorum, seni öldürmek için kay plardan geriye döndü. Biliyorum ama, ne gelir elden.Hükümetimiz daha çok zay f. Biliyorum ama... Vali de onu yakalamaya söz verdi ama, hiç zannetmiyorumefendim, iki gözüm, sultan m Hamza Bey... Kadere r za deyip köyünüze dönecek, bekleyeceksiniz. Ola kibir mucizat görüle...""Aaah, öldürecek..."Hamza o gün at na bindi, arkas ndan Topal Ali da lar n yolunu tuttu.kindiüstüydü, kasaba bir toz bulutu alt nda kalm , da lara do ru sar mt rak bir toz esiyordu.

rm , tozlu nar çiçeklerine çoku mu anlar... Bir ya nar a ac n bedenine s vanm üst daldaki iri birkelebek ölüsüne do ru çekilen binlerce sar ca kar nca...Çok s cak vard .341"Koca Osman kurban ahine."Galyeni a nda, sa eli dolma tabancas n üstünde Koca Osman dimdik, on be ya nda delikanl gibiköyün içinde dola yor, önüne gelene birkaç söz söylüyor, saçlar ok uyor:"Koca Osman kurban Memede, kurban al kurda, kurban ahine. Kurban kurumu a aca can verene,yaprak döktürene. Koca Osman kurban Memede," diyordu.Köy de Koca Osman n sevincine kat yordu:"Vayvay köyü kurban Memede. Anavarza yaz lar . Çukurova köylükleri kurban Memede."Vayvay köyünün Ali Safa Beye ayn yla kar k vermesi, harmanlar yak p atlar çalmalar bütünAnavarza yaz cana getirmi ti. Herkes bu i i Memedden biliyordu. Neredeyse Muslu da bütün i leriMemedin yapt na inanacakt . Memed üstüne hikayeler, rivayetler, efsaneler, türküler gene almyürümü tü."Hikmeti hüda," diyordu Koca Osman, Ferhat Hoca. "Bu köylü milleti anla lmaz ki! Sabahtan ak amlarakadar ahinimiz dillerde, ana ne Hükümet duyuyor, ne bir tek a a, ne bir tek bey. Olacak i mi? Hiç miadamlar , akrabalar yok u köylülerin içinde a alar n, beylerin, Hükümetin?"Var ama köylüler bir a z olup, onlara, i te böyle bir a z olup, a zlar da dikmi ler. Onun üstüne bir teksöz s zm yor yabana.Ferhat Hoca, Koca Osman bu geveze köylülerin böylesine342ketumlu unu anlam yorlard . imdi candarmalar herhangi bir köylüyü yakalay p derisini yüzseler, gözlerinioysalar a ndan onun üstüne bir tek söz alamazlard .Koca Osman:"Bu insano luna bir var, çöpünü, sine ini güvenemezsin, bir var, can kald r at önlerine, can gibi korur,"diyordu.Köylüleri 'sevinçten deliye döndüren ba ka bir ey daha oluyordu. Her gece, tam gece yar Ali Safa Beyinçiftli i, aynen Vayvayl köyü gibi kur una tutuluyordu.

efçe Kahya:"Kaçacak," diyordu. "Ali Safa çiftli ini b rak p Anavarza yaz ndan kaçacak."Candarmalar, Ali Safanm adamlar her gece çiftli i bekliyorlar, tam gece yar olunca, karanl kta, nerdengeldi i belirsiz kur unlar çiftli in üstüne ya yor, sonra kur unlar s kanlar yer yar yor, yerin dibinegeçiyorlard . Ar yorlar tar yorlar, bir türlü onlar bulam yorlard . Safa Bey na dönmü , üç kere ArifSaim Beye gitmi , ba na gelenleri anlatm . Arif Saim olan biteni dinlemi dinlemi , sadece gülmü tü.Ali Safa Bey:"Köylüler ayakland lar," demi ti. "Düpedüz ayakland lar. Bir irticai hareket haz rl yorlar."Arif Saim Bey gene gülmü :"Köylüler ayaklanamazlar. Türk köylüsünde öyle bir kabiliyet yoktur," diye ona kar k vermi ti."Ayaklanamaz. Onda öyle bir gelenek yok."

Ali Safa Bey: "Ya benim yanan harmanlar m, ya çal nan atlar m, ya her gece kur unlanan çiftli im?"diyememi ti. "Bütün bunlar yapan Türk köylüsü de il de siz misiniz Arif Saim Bey? Belki de sizsiniz.Köylüler bir büyük yerden kuvvet al yorlar. S rtlar çok sa lam bir kayaya dayam lar. Yoksa bu ölüleretlerini kessem, u yapt klar i in bir tekine cesaret edemezlerdi. Bu kuvvet siz olabilirsiniz Arif Saim Bey.Bu kuvvet Pa a olabilir. Emniyeti Umumiyenin ajanlar olabilir," diyememi ti.Büyük bir nl a dü mü tü. s bula gibi esmer yüzü domur domur ter içinde kal yordu. Durmadangece gündüz dü ünüyor, terliyordu. Köylere bir sürü adam salm , bu i in343ORHAN K€MALL HALK KÜTÜPHANES

asl astar ö renip gelin, demi ti. Hiçbirisi akla uygun bir ey getiremiyordu."K rklar da ndan k rk ermi ler çekilmi gelmi , Ali Safa Beyin harmanlar yakm , atlar na binmigitmi ler. Bir de yedi tane ermi i orada b rakm lar, her gece yar , Ali Safa Bey çiftli i bo lay p gidinceyekadar oray ta layacaks z, demi ler. O dinsizin kona ... Onlar da, o görünmezler de kona her geceta yorlar, görünmeden çekip gidiyorlarm ."Ali Safa Bey öfkesinden kuduruyor:"Saçma, saçma," diye ba yordu. "Yak nda, yak nda kona kim kur unluyor, bulaca m, bulaca m,bulaca m, atlar kim çald , harmanlar kim yakt pek yak nda bulup ortaya ç karaca m. Köylüleri kimayakland yor, kim k rt yor, hepsini tespit edece im, ondan sonra da Ankaraya gidece im, görür onlar.Evimi kur unlayan ermi ler irticai bir hareket de il de nedir? Ankarada soraca m, soraca m. Biz bu vatanbunun için mi kurtard k, evimizi kur unlayan görünmezleri de dü manla birlikte denize döktük san yorduk.Soraca m, hepsini soraca m."Neydi bu ba na gelen? Kozana, Osmaniyeye, Ceyhana, Payasa kadar gitti. Önüne gelen a aya ba na gelenianlat yor, sebebini soruyordu. Hiç kimse onun yüre ine su serpecek bir söz söyleyemiyordu. Yaln z bir tek

a, Ceyhanbekirlide çiftli i olan ya Türkmen beyi Kürt Ali A a akla yak n bir sözler etti:"Ali Safa o lum," dedi. "Sen köylüleri çok s rm n. Bir odaya bir kedi yavrusu koy, hem de durmadanüstüne git, sonunda kedi yavrusu senin gözünü oyar. Kedi yavrusu kedi yavrusu iken... nsano lu kediyavrusu de ildir. Ne kadar kor-kaksa, o kadar da yi ittir. Ba ka sebep arama, bu budur."Ali Safa Bey buna da inanam yordu. Çünkü köylüleri avu-cunu içi gibi biliyordu. Ne kadar s rsan

r, s kça pusarlard . Bunu Kürt Ali A aya söylemedi. Arkas nda sa lam, büyük bir güç olmadan,Türk köylüsü böylesine ayaklanamaz-d . Delice ihtimalleri biribiri arkas na kafas nda s ral yordu.Köylülerin direni inin nedenini bulamad kça öfkeleniyor, öfkelendikçe kuduruyor, dengesini yitiriyordu.Atma biniyor,344Anavarza köylerine ç yor, köylerin ortas nda at n üstünde dimdik duruyor, ba na biriken köylülere:"Kan kusturaca m o Vayvay köyüne, kan, kan, kan," diyor, at üzengiliyor, bir öfke kas rgas gibidoludizgin Anavarza ovas dolan yordu.

u hayvan misali köylülerde ittifak var da, her gece evimi kur unluyorlar da,' ayaklanm lar da, bizdeittifak yok. Hiçbir a a, bey, hem de Hükümetimiz, halin nicedir Ali Safa Bey, diyor mu? Atm lar tekba ma beni aslan n di leri aras na... Bugün bana yar n onlara de il mi? Görsünler? Ben burada ma lupolay m da, görsünler onlar... Bütün Çukurova ya ma edilecektir."Kafas durmadan i liyor, köylüye yap lacak kötülükleri pi irip kotar yordu. Akla hayale gelmedik korkuçe itleri buluyor, icat ediyordu.Köylüler de Ali Safa Beyin nl n, peri anl n, çaresizli inin fark ndayd lar."Koca Osman hayran ahine... Ala gözlüme, yi idime, alemlerin yak na, Muhammedin güzel na..."Koca Osmanm evine gece olsun, gündüz olsun onu görmeye uzak köylerden insanlar geliyordu:"Yok," diyordu Koca Osman. "O bir ahindir, güzel kanatl . Geldi Anavarza çölüne bir kondu, sonra da uçtugitti... Alici ahin düz ovada ne gezer! Çekti gitti kayal klar na. Onu bulana a k olsun. Onu do uran anaya,gören göze, onun bast yola, içti i p nara, onun üstüne dü en a, ya an ya mura, do an güne, bula angeceye a k olsun..."Ve insanlar boyunlar bükük, bütün istekleri içlerindex kalm köylerine geri dönüyorlard .Bir tek Sar Sefer geri dönmemi ti. "Görece im de, görece im ahini," diye dayatm , üç gündür KocaOsmanm evinin e ikli ine oturmu bekliyordu.Sar Sefer Narl ladan kimsesiz, onun bunun kap nda çal an, dudaklar çatlam , boz kirpikli, saçlarkirpi oku gibi dimdik, on dokuz yirmi ya lar nda gösteren bir delikanl yd .

"Onu görece im," diyordu. "B kt m can mdan. Beni kabul ederse onun çetesi olaca m."345Koca Osman, ne yap yor, ediyor, onu kap n e inden ay ram yordu."Varma üstüme Osman A a, ben zaten can mdan bezmi im, hem de diriyken ölmü üm, ya ölece im biriyice, ya da onu görece im.""Göremeyeceksin," diye ba yordu Koca Osman. "O burada yok."Bir gece çamura batm Deli Muslu geldi Koca Osmana. Ferhat Hocay da ça rd lar. Ferhat Hoca sar pMusluyu iki gözlerinden öptü. Süleyman , Ahmedi de öptü:

yi yapt z çocuklar," dedi. "Allah yan nda mübareksiniz."Zeyneli sordu. Onlar Zeynel üstüne hiçbir ey söylemediler. Zeynelin ortadan silini ine köyde herkes,Zeynelin kar bile sevinmi ti."Zeynel ahinin Çukurovaya indi ini Ali Safaya, Hükümete söylerdi," dedi Koca Osman. "Bugün söylemez,yar n söylemez, dayanamaz öbürsü gün söylerdi."Muslu Memedi görmek istedi ini söyledi. Ferhat Hoca:"Onun hali kötü Muslu," dedi. "Köyünü peri an görmek onu y km . Hiç kendinde de il, say klay p duruyor.Ne söyledi ini, ne dü ündü ünü kendi de bilmiyor. Onu görmeseniz daha iyi olur."Muslu:"Onu mutlaka görmeliyim. Görmesem olmaz. Neden böyle olmu , görmeliyim," diye dayatt .Koca Osman:"Görsün," dedi. "Belki bir soraca var Muslunun ona. Musluya el veren ahinim de il mi? El verip de AliSafan n üstüne bir y ld m yal gibi süren?"Sabaha kadar tart lar. Bu yüzden, o gece yar Ali Safa Beyin kona kur unlanmad .Sonunda Ferhat Hoca:"Be alt gün sonra gel, Kamer Anayla Seyran seni ona götür-sünler. Onlar bak yorlar ahine. Yarasilaçl yorlar," diye yumu ad . "Belki be alt gün içinde yaras iyile ir de çocuk kendine gelir. Ama ben onunhalinden ürküyorum. Onu iyi görmüyorum."346"Ona bir ey olmaz," dedi Muslu.Bütün Anavarza köylükleri bir göz olmu lar bekliyorlard . Ali Safa Bey bu ba na gelenlerin alt nda kalacakbir ki i de ildi. Durun bakal m, ne kar k verecekti. Ferhat Hoca bunu Musluya sordu.Muslu:"Ne kar k' verirse versin, on mislini, yüz mislini alacak. Yan zda, köyümüzde o var ya..." diye gürledi.

caklar çöktü, sinekler yaz gecelerini büyük bir u ultuyla doldurdu. A yukar köyün bütün çocuklar ,erginlerin de yar s tma tutuyordu. Köylüler sar s ca n alt na, köz gibi k zm topra n üstüneyat yorlar, sabahlardan ak amlara kadar ü üyerek tir tir titriyorlard . S tma bile her y lki gibi onlarakoymuyordu. Yanarken, ü ürken içlerindeki k vanç onlar hiç b rakm yordu. Ali Safa Beyin kona ndan hergün onlara haberler geliyordu. Haberler-'Vay vay köyünden bir anda bütün Anavarza ovas na yay yordu.Onun da nereye gitti ini, nerede durdu unu bilmiyorlard ama, ondan da haberler eksik olmuyordu. Birbak yorsun Kayranlm n da nda bir zalimin evini basm , bir bakm n Haç n da lar nda bir bölükcandarma-y önüne katm , Çukurovaya kadar sürmü .Bu arada iki üç kere de dris Bey geldi köye. Anavarza çarp mas ndan sonra art k bir kurt gibi geceleriiniyordu Çukurovaya.Oda:

lle de ahini görece im," diyor da ba ka bir ey demiyor-du.Koca Osman, Ferhat Hocaya soruyor, o da:"Mümkünü yok, olamaz, ahini bu adam göremez," diyor dayat yordu. "Ne idü ü belirsiz, üstelik de birbey.""O kötü bir ki i olsa, a a olsa, bey olsa, hükümer olsa köylü ona güvenir miydi? Güvenir de ahinin ovadaoldu unu dris Beye söylerler miydi? Bu adam iyi, dost bir adamd r. Vars n görsün onu," diyor, FerhatHocaya kar ç yordu. " yi bir adam, has bir adam. Belki ahinime bir diyece i var.""Bir diyece i olamaz onun," diye ba yordu Ferhat Hoca. "Bu adam Memedi görmeyecek. Anlad n mOsman A a? Ne347oldu u belirsiz bir adam. Hangi ak ls z köylüden ö renmi se ö renmi onun yerini."Sonunda dris Beye:

"Biz onu ne gördük, ne de biliriz," kar veriyorlard . "O hiç ovaya iner mi, deli mi o? O da lardagezer," diyorlard .dris Bey inanmam , atma biniyor, gecenin içine sürüyordu.

Selver Gelinin uzakta, Endel köyünde bir torunu vard . Bu çocuk var yo u, can ci eriydi Selver Gelinin.Bütün k yemez, içmez, eline ne geçerse biriktirir, torununa saklard . ri narlar, olgun kavunlar, karpuzlar,Mara da lar ndan gelen bast klar, kuru dutlar, üzümler, her ey, her ey torunu içindi. Bir de bir kocamankovan ar vard . Ak petekler her y l bal götüremez olur, petekler kovandan ta ard . Herkesin ar vardama Selver Gelinin kovan ba kayd . O, ba ka türlü bakard ar lar na, onun bal safi püren kokar ve apakolurdu. Ar lar da öteki ar lara bakarak daha besili, daha parlak renkli, iriydi.Bal kesmi , peteklerini süzmü , büyük nak bir h zma-na doldurmu tu. Torununa götürecek günübekliyordu. H z-man duvara asm , zevkle seyrediyordu. Her y l böyle yapar, torununun bal ndan birparmak bile al p a na sürmezdi. Sand da kokulu da elmas , armut, kuru incir, üzüm, bast klar, kuru dutdoluydu.Bal sa ktan, h zmana doldurup duvara ast ktan sonra uzun bir süre bal seyretti. Bu y l eli var p da bal

zman duvardan alam yor, bir türlü torununa götüremiyordu. Bir eyler, a na giden bir eyler vard , bul bal h zman n duvarda duru unda.

Selver Gelin bir sabah dayanamad , bal h zman duvardan ald , sand ktaki çerezleri de bir kilim heybeyebo altt , ald Koca Osmana götürdü:"Al Osman," dedi. "Çok dü ündüm ta nd m, bu y l bunlar torunuma götüremedim. Elim varmad , gönlümgail olmad . Bu y l bunu ona ver. Çok sefillik çekmi , hiç ekmek yememi . O da larda ne olur ki yesin

kara... Kurumu kalm , boy atamam . Daha tazecik f kara, iyi yer içerse belki boy atar, kendine348gelir. Bunu ona götür. Anas n sütü gibi helal olsun. Söyle ona Selver Gelin sana kurbanlar olur, de, e mi?"Koca Osman kabard , üstüne renkli eli lerinden türlü nak lar yap lm bal h zman ok ad ."Olur," dedi, "güzelim Selver Gelin, olur. Söylerim. Sana bunu güzelim Selver Gelin gönderdi derim. Ye içgüçlen. Da lar gibi ol! Seni görenler heybetinden de ürksünler. ahin de küçük ama vermez av ya, genede sen heybetlen derim. Selver Gelin ak ll bir anad r, öyle istiyor, derim."Selver Gelin ciddile ti:"Öyle söyle, öyle istiyorum," dedi k vançl gülümsedi.Koca Osman bal h zman ok uyor:"H zmana da ne güzel nak lar vurmu sun Selverce," diyordu. "Ne de par l par l. Dünyay , Cennetigetirmi sin de bu h zman n üstünü donatm n. Eline sa k."

zman n karas n üstünde çok mavi, iri bir tüfek vard eli inden. Tüfe in yan nda da bir el duruyordu,az k yumulmu ."Osman kurban ahine, yavrusuna, aslan na, yi idine, iki gözünün na, alemlerin yak na," dedi."Güzel elinin tasvirine de..."Selver Gelin çok sevindi Koca Osmanm bunu böyle anlad na."Selver Gelin de kurban..." dedi.349Savrun çay Akçasaz n yukar ucuna do ru yay p çak l-ta lar yay yor, sonra da çak lta lar nm aras ndanince ince ça ldayarak ikiye ayr yor, ortada etekleri kumlu bir tümsek b rakaraktan Akçasaz batakl nainiyor, batakl n kaynayan çamurlar na büklü ün alt ndan geçerek kavu uyordu. Her bitki ye ildenpatlam . Batakl a do ru adan n kuzeyini ya sö ütler bir perde gibi çeviriyordu. Do uda, adan nba lad yerde de küçücük bir ç nar orman yükseliyordu. Savrun çay ç narlar n dibine yer yer çak lta lar

. Güneyde zm-carlar , berdileri, kam lar yla perde perde bir de büklük yükseliyordu. Bat daysauçsuz bucaks z Akçasaz batakl ... Büklük bir ku cennetiydi. Y n her gününde büklü ün a açlar na ba kabir cins ku kümelenirdi. Büyüklü küçüklü yüz binlerce çe it ku ... Sabahlar gün do madan önce, tanyerleri rken binlerce ku birden ötmeye ba yordu. Büklü ün üstüne bulut gibi ku lar konuyor, karabulutlar gibi ku lar kalk yordu.Bu ada Seyfalinindi. Babas ndan, dedesinden bu yana onlar buraya bostan dikerlerdi. Çukurovanm en irikarpuzlar , en ball kavunlar bu mil topra nda yeti irdi. Bir de belki dünyan n en iri kadife çiçekleri, çalgibi büyük reyhanlar olurdu bu bostanda. Yaz n s ca nda ta uzaklardan kokular duyulurdu. Alt y ld r bubostan Halilcik bekliyordu. Bir gün Seyfaliye çok uzun boylu, az k öne do ru bükülmü , boynunu daomuzlar n aras na çekmi patlak gözlü, ka z kirpiksiz, ya hiç belli etmeyen, bumburu uk yüzlü birköse gelmi :

350"Ben bu hayattan b kt m arkada , Seyfali A a," demi ti. "Bana u bostan ver de bekleyeyim. Boyuncasevaba girersin. Biliyorum, bu bostan bekleyenler ancak üç y l dayanabilirler, sonra cartay çekerlermi .Zehirli s tma bostan bekçilerini al r al r götürürmü ."Seyfali de:"Peki arkada ," demi , o y l bostan n bekçili ini Köse Hali-le vermi ti.Köse Halil ölmek de il, s tmalanmam bile. Netmi ney-lemi s tmalanmam . Soranlara, "Ben sine ekar afsunland m," diyor, bo az ndaki büyük, nak muskay gösteriyordu.Köse Halil her bahar, bostan dikiminde geliyor, her güz bostan bozumunda ortadan çekilip gidiyordu.Nereden geldi i, nereye gitti i hiç belli de ildi.Memedin köye geldi inin üçüncü günüydü, Seyfali bostana indi:"Halilim," dedi, "sana can , mal , rz , namusumu güvenebilir miyim? Sana u koskoca f karamilletinin gözünün güvenebilir miyim?"Halil hemen i i çakt , gülmeye ba lad :"Uzun söze ne hacet Seyfali A a, o benim de iki gözümün r," dedi. "Benim u kötü can m, u karatopraklara gömülmeden onun k lma hile gelmez. Ona öyle bir yer yapar m ki, onu insan olan göremez,bulamaz."Ba ka konu mad lar. Memed o gece Köse Halilin iki sö üt a ac n dallar na kurdu u geni çardakta serin,rahat uyudu. Köse Halil sazlar ince ince dokumu , cibinli e benzer bir ey yapm . Sazlardan örülmücibinli e öyle hava delikleri uydurmu tu ki hem içerisi serin oluyor, hem de sinek giremiyordu. Ve d ardabulut gibi sivrisinekler u ulduyor, bir tanesi olsun sazlardan dokunmu cibinli in içine giremiyordu. Alt

ld r Halilin s tmalanmamas nm nedeni i te buydu.Ay vard . Halil o gece hiç uyuyamam , sabaha kadar Memedin soluk al dinlemi , bu küçücükadam n maceras üstüne derince dü ünmü tü. te bu küçücük adam imdi yaral yd , yorgundu. Dünyas ndangeçmi ti.Köse Halil bu arada Memedin yaras ilaçlayan Kamer351Anaya, Seyran K za, Ferhat Hocaya, Koca Osmana elinden gelen yard da yapt . Kamer Anan n merhemiçin aray p da bulamad otlar , çiçekleri, sak zlar sazl kta, Anavarza kayal klar nda, da larda arad buldu.Kamer Anan n, Seyran n ilaçlan, Halil olmadan, Memedin yaras on be güne varmadan iyi-le tiremezdi.Yaras iyile en Memed gittikçe içine kapan yor, kimseyle konu muyor, kimsenin yüzüne bakm yordu. Halil,Kamer Ana, Seyran K z bir eyler soracak olsalar duymuyor, görmüyor, kar k vermiyordu. Önünekoyduklar yemekleri görmeden, tad almadan büyük bir çabuklukla yiyordu. Yeme ini yiyor, Halilinonun için yapt , bir tünel gibi oyarak kokulu mersin dallar yla dö edi i kovu una giriyor, yat yordu.Kovu undan ç kt nda da bostan n, Savrun çay n içinde ayaklar ta lara, karpuz kavun teveklerinetak larak, uyurgezer, dü e kalka yürüyordu. Öyle bir haldeydi ki görmüyor, duymuyordu.Köse Halil onu soranlara, Seyran K za, Kamer Anaya, Koca Osmana, Ferhat Hocaya:"Onu cin çarpm ," diyordu. "Ben çoook cin çarpm adam gördüm t pk bunun gibiydiler. T pk t pk ...Bizim köyde bir Ala Mustafa vard , bir gün... gece..."Ve Ala Mustafan n hikayesini, onu nas l cin çarpt en küçük ayr nt lar na kadar anlat yordu. Ala Mustafacinler dü ün yapar, ölende yemek yerlerken, ne bilsin, üstlerine i emi , cinler de onu böyle sersemeçevirivermi ler. Halil ant içiyordu ki Memed de bir da da, bir ma arada cinlerin üstüne i emi ti. Hoca,doktor para etmezdi. Ancak, onu böyle yapan cinler merhamete gelip iyile tirebilirlerdi.Koca Osman gözleri yal m yal m, bir eli tabancas n kabzas nda, bir eli de Köse Halilin boynunda:"Bana bak Köse," diye ba yordu. "Anam avrad m olsun ki seni öldürürüm. Onu cinlerin çarpt kulolana söylersen senin kan içerim."Köse so ukkanl :"Söylenir mi hiç Osman Emmi," diyordu. "Hiç söylenir mi? Söylenir de milletin evki k r m ? Köylülerduysa ki o bu halde, çöküverir de köyü b rak p kaçarlar. Hiç kimseye söylenir352mi? O kadarl biz de biliriz emmi, ohhooo sen de! Biz kaç n kuras Köse Haliliz! Biz bu sakalde irmende a artmad k."Köse Halil bir gün Seyrandan büyük bir kazan, bir kal p sabun, bir kat da yepyeni çama r istedi. kinci günSeyran istenileni getirdi. Sabun pembe, kokulu bir sabundu. Ta Harman-cadan bu yana bohças nda ta ,kullanmaya k yamam . Halil hemen orac kta bir ate yakt , su tt , Memedi bir kam kökünün arkas nda

soydu, onu bir kal p sabunla çocuk gibi ovo ova y kad , kurulad , giydirdi. Koca Osman ona bir yeni karaalvar, bir de çizgili Mara inan ndan mintan yapt rm . Bir de arkas bas k Adana ayakkab alm .

Halilin giydirdikleri Memede yak . Yeni, al mad giyitlerin içindeki Memed biraz küçülmü , biraz daçocuk gibi kalm . Uzam k rc k sakal da olmasa, u çocu un nce Memed oldu una bin tan kla kimseyiinand ramazs n.Halil, "Elim de mi ken . unu bir de güzelce t ra edeyim," dedi.Çak uzun uzun k lavlad , keskinle tirdi, ikindi serinli inde de Memedi bir güzelce de t ra etti,karmakar saçlar da öyle yana özenle tarad . Bir ara Memed Halile bakt , ona gülümsedi, elini tuttu s kt .Halil ko arak ç narlar n alt nda oturan Seyran n yan na geldi, heyecandan t kan yordu:"Seyran Bac , Seyran Bac ," dedi, "gördün mü olan ? Cana geldi, cana geldi! Vallahi billahi elimi s kt . Hemde bana bir iyice güldü.""Güldü mü?" diye sordu Seyran. "Sahi güldü mü?"Aya a kalkt , Memede do ru yürüdüler.Memed ayaktayd . Gelenlere bak yordu. Bir ho , hiç görmemi gibi, gözlerini iyice açm hayretlebak yordu. Bak yor, gülümsüyordu.Seyran onun elini tuttu, yüzü yal mland , k pk rm kesildi:"Geçmi olsun karda ," dedi.Memed hayran hayran Seyrana bak yor gülümsüyordu.Halil:"Tan n m a am?" dedi. "Bu k z Seyran K z. Kamer Anayla birlikte senin yaran bu k z iyile tirdi. Ben deKöse Ha-lilim. Bu bostan n bekçisiyim."353Halil Memedin bir eyler arand sezdi. Bir acayip bo lukta kay yor gibiydi:"Ne ar yorsun karda ?" diye sordu Halil.Memed yan yönünü yokluyordu."Tüfe ini mi ar yorsun? te burada."Elinden tuttu, çarda n alt na götürdü. Çarda n alt ndaki ot y bir yana çekti. Y n alt ndaki çukurmeydana ç kt . Çukurun ortas na durulmu bir has r uzat lm . Halil e ildi has açt . Tüfek, fi eklikler,dürbün, tabanca, ne var ne yoksa oradayd . Memed Halilin elini var gücüyle bir daha s kt .Hep gülümsüyordu.Sö üdün alt nda oturup bellerini sö üt gövdelerine dayad lar. Seyran gözlerini Memedden ay ram yordu.çinde k k, s cak bir eyler kayn yordu. Bu duyguyu uzun bir süredir unutmu tu. Memedin yüzüne

bakt kça içine uzak bir yerlerden s cak bir eyler daml yordu. Seyran gözlerini yere indiriyor, sonra bir debak yor ki gözleri Memedin yüzünde... Seyran ne yapaca bilemiyordu. Bir tuhaf duyguya dü mü tü.kide birde göz ucuyla bir eyler anlam m , diye Halile bak yordu. Halil oral bile de ildi. Bu, Seyran n

yüre ine su serpiyor, dal yor, doya doya Memedin yüzüne bak yordu. çinde bir eylerin k rdad , birba ka duygunun ye erdi ini sezinliyor, merhamete, sevgiye, anal a, dostlu a benzer karmakar duygular niçinde çalkan p duruyordu.Halil iki üç kere bostan dola , iki deste kadife gülüyle reyhan kopard , birisini Seyrana, birisini Memedeverdi. Memed çiçekleri koklad , kokuyu derin derin içine çekti. Hiç çiçek koklamam bir hali vard .Garbi yeli ç km , tozlu yollarda Anavarza kalesinin oraya a larda uzun toz direkleri ko turuyorlard .Seyran hemen aya a kalkt :"Bir ate yakay m da," dedi, "size s cak bir çorba yapay m."Çal ç rp toplamaya ba lad . Halil de ona yard m etti, hemen bir ate yakt lar. Oca a koyduklar tenceredeya c rda-d , so an koktu.Seyran çarçabuk sofray serdi, sahanlar koydu:354"Buyurun," dedi.Memedle Halil ba da kurdular oturdular.Memed ilk olarak bugün dura dura, sindire sindire çorbas rahat içiyordu. Gözlerini yumuyor, çorban nbütün tad ç kar rcas na, kendinden geçmi , ka a na sokuyordu. Bu, Halilin gözünden kaçmad .Çorba birince Memed yanma yönüne birkaç kere bak nd . A r a r büyüsü çözülen, sonsuz bir uykudanay lan, büyük bir dü dünyas ndan bir gerçek dünyaya dü en bir insan n inanamaz hayretindeydi. Sonundagözleri geldi Seyran n üstünde durdu. Bir an göz göze geldiler. Seyran gözlerini kaç rd .Memed konu tu:

"Eline sa k bac m, hiç böyle bir çorba içmedim," dedi. Sesi Seyran tepeden t rna a ürpertti. Bütünbedeninden, bir insan n ancak ömründe bir kere duyabilece i bir ç mg ma geçti. Eli aya çözüldü.Memedin sesi çok uzaklardan, ba ka bir dünyadan geliyordu. Acayip bir büyüden.Ak am n alaca gölgeleri dü meye ba lam . Gölgeler içinde bir an Memedin yüzünü yitirdi, aya a kalkt ,sa a sola yürüdü, vard sö üdün köküne as lm h zman ald getirdi:"Bal," dedi. "Sana Selver Gelin gönderdi. yi bal. Kimseye vermez. Bir sana verdi."Alelacele y kad Memedin sahan na bal ak tt .Memed:"Sa ol bac ," dedi. "Yaram ne çabuk iyi ettiniz."Seyran utand , k zard , sesi titredi:"Kamer Anan n soyu hep cerrah. Kamer Ana yukar da lardan, Sar tan manl dan olur. Onlar kur unyaras na ilac iyi bilirler. Ben de da lardan olurum. Bizimkiler hep kur unla yaralan rlar," dedi, sustu.Konu tu una da bin pi man oldu. Hep eli aya zang r zang r titriyordu. Memedle Halil de bu halini sezerlerdiye ödü patl yordu. Bereket versin gün batm , karanl k kavu mu tu. Bulut bulut sivrisinekler kulaklar ndibinde, ba lar n üstünde ötü üyorlard .Seyran hem buradan hemen kaçmak, hem de hiç ayr lmamak istiyordu. imdiye kadar hiç bu kadar dakaranl a kalmam . Art k Memedin yüzünü de karanl kta iyi seçemiyordu.355Hemen aya a kalkt . Memed de Halil de onunla birlikte kalkt lar.Seyran:"Geç kald m," dedi. "Sa cakla kaim."Memed:"Bu gece yar ... Tek ba na..." diyecek oldu.Halil güldü:"Ohhooo, Memed karda ," dedi. "Sen Seyran K bilmiyorsun. O imdi bu gece bir ordunun içine girer. Ohiçbir eyden, hiç kimseden korkmaz ki..."Seyran ko arcas na uzakla , Savruna varm bile. Ayaklar ç karm suyu geçiyordu. Suyuhemencecik geçti, ayakkab lar aya na geçirdi, tozlu yola dü tü. Y llard r unuttu u bir duygunun içindeürperiyor, eriyor, daha da titriyordu. Baz kendisini büyük bir co kunlu un içinde buluyor, baz rahat birsevince kapt yordu.35643O gece Seyran n gözüne hiç uyku girmedi. Sevincinden içi içine s yor, dolup dolup bo an yordu. Birtatl , büyülü, yumu ac k, s cac k bir dü içinde yüzüyor, a r, kokulu, k bir eyler, sevgiye, efkate,merhamete, dostlu a benzer bir eyler damarlar nda h zla dola yor, kan çekti i ac lardan temizleniyor,rahatl yordu.Seyran gün do madan yataktan ç kt . Bütün bedeni, saçlar , derisi t rnaklar , gözleri kulaklar yla do an günekar gerindi. Sonsuz bir mutluluk dü ündeydi. Bostan, ayak bileklerine kadar gelen, çak lta lar naras ndan c l c l akan su, sö ütler, mavi bir bulut gibi gelip sazl n ye ilinin üstüne inen kelebekler,

narlar, ku lar. Köse Halil, her ey, her ey bir mutluluk k lc nda onun yöresinde k ldan yordu.Sonsuz bir ürpermede gerinirken, baz bütün bedeni yal ma kesiyor, ate ler içinde kal yordu. Dokunsan eliniyakan.Do udaki da lar n ba a ard . imdiye kadar gün do madan önce da lar n ba n a ard hiçgörmemi ti. Gün do madan önce usuldan seher yeli esiyor, toprak bu ulan yordu. Ku lar ötü üyorlard . ri,kanatlar slanm gözüken mavi, sar , mor, k rm kelebekler uçu uyorlard . Ar lar, çekirgeler, kar ncalaruyan yorlar, yuvalar ndan d ar ya, slak topra n üstüne ç yorlar, do an günü bekliyorlard . Yeryüzü,gökyüzü, a açlar, sular, çiçekler, hayvanlar, ku lar, böcekler sab rs z bir uyanman n tela nda, do acakgünün sevincindeydiler. Her ey güzeldi, her ey sevinçten uçuyordu. Az sonra gün do du. Seyran357günün do unu da böylesine hiç görmemi ti. Gökyüzü aç ld , hayal meyal tatl bir mavide. Tertemiz, p l

l, yunmu ar nm , g r g r bir gökyüzü. Gökyüzünde hiçbir bulut yoktu. Bir tek ku bile geçmiyordu.Seyran Savruna do ru yürüdü. Sö ütler aras ndaki büvete ko tu. Bir anda anadan do ma soyundu, kendinikald rd Sav-runun büvetine att . Yüzdü. Harikulade biçimli, ince uzun bedeni çak lta lar nm akl nda,sereserpe... Bütün sevinciyle yat yordu. Soluk solu ayd . Bir gören olur diye hemen giyindi. Hiç böyle güzel

bir su, hiç böyle do an güne , hiç böyle bir gökyüzü görmemi ti. Hiç böyle bir dünyaya do mam . Bütündünya bir dost k vanc içinde kayna yordu. Pul pul bir sevinç ya yordu dünyan n üstüne.Köy de uyanm . Islak saçlar örerek köye girdi. Kar na ilk olaraktan Ali Ahmet ç kt . Beli genç ikenbükülmü , yetmi likti. Durdu, Seyran n yüzüne bakt bakt :"Ne olmu sana böyle k z?" dedi. "Gülüyorsun k z. Bir de meleklere benzemi sin. Ne oldu sana?"Seyran vard onu omuzlar ndan kucaklad ."Deli k za, hele hele deli k za! Ne oldu sana böyle? Ne de güzelle mi sin! Seni hiç kimse böyle görmedi.Amma da güzel-mi sin sen Seyran K z! Hürü melek var m senin soyunda?"Ali Ahmedin yüzü de, k nal sakallar , kambur s rt , çapakl gözleri de ne güzel! Öfkeli, sabahtan ak amakadar çocuklar döven Ali Ahmet ne iyi adam!Seyran evine girdi, sand açt . D ar ya da elmas , kadife çiçe i, kurumu reyhan, nergis, yarpuz kokusukarmakar f rd . Sand ktan imdiye kadar yaln z bir kez giydi i, en sevdi i k zl k fistan ç kard , giydi.Bu fistan çok sevmi ti. Bu fistan böyle de ilse de, bir ho , bir sevinç gününün fistan yd . Boynuna y llard runuttu u mercan, gümü , alt n kar gerdanl takt , parlak kunduras ayaklar na geçirdi, beline la-huri al ku dolad . Kulaklar na alt n küpelerini, bileklerine alt n bileziklerini takt , aynalara bakt .Bakt , bakt . Amma da güzelle mi ti. Köyün içine ç kt . Onu böyle ilk olaraktan.Sel-ver gelin gördü:"Abooov k z!" dedi. "Bu ne güzellik! Yüzün gülüyor k z,358haberin var m Seyran, senin yüzün gülüyor. Yüzün gülünce de sen ne kadar güzel olurmu sun me er!Seyran yüzün gülüyor k m."Uzun kirpikleri, gözleri, yüzü p l p ld .Abooov, ne güzelmi sin me er Seyran."Seyran onun da omuzlar na sar ld , boynundan öptü, s cac k. Seyran n içinden öpmek geliyordu. Ta yor,co uyordu. Önüne gelen insan , dostu dü man , a ac , böce i, ar öpmek istiyordu. Bütün dünyay öpsedoymayacakt . Y llar y co kun, s cac k sevgisini içine tepmi , ç karamam . imdi içindeki sevgi bendini

km ta p gidiyordu. Onu görenler, onun elini tutanlar k k bir sevginin onun elinden ellerine,gözlerinden gözlerine akt duyuyorlard . Duyuyor, bir sevgi havas nda rahatl yorlard .Seyran gülüyor, ok uyor, öpüyordu.Bir ara yüzünü inceden bir keder örttü. Bir anda da Seyran yüzündeki kederi silkti att . Köyün ötekimahallesindeki anas n, karde lerinin evlerine yürüdü. Anas onun eve do ru geldi ini duymu d ar ya,onu kar lamaya ç km . Karde leri, karde lerinin kar lar , akrabalar , çocuklar, kad nlar, kim varsa Seyrankar lamaya yola dökülmü lerdi. Seyran gülerek geldi anas na sar ld , sonra da ald elini öptü. Anasdurmadan a yor, k n saçlar , yüzünü durmadan öpüyor, onu kokluyor-du."Demek bizi ba lad n, Seyran m," diyor, a lamaktan bo uluyordu. "Keski baban sa olayd da bugünümüzü göreydi. Baban son solu una kadar senin hasretini çeke çeke öldü. imdi baban n kemiklerimezar nda rahatlad . Biz sana çok ettik k m. Sen gene insanl k edip bizi ba lad n."Ana durmadan ya mur gibi döküyordu.Karde ler, çocuklar, akrabalar Seyranla kucakla lar. çlerindeki büyük dert bugün onmu tu. Bunun sebebineydi, Seyrana ne olmu tu? Gülmeyen yüzü, gözleri ya dökerken bile, neden durmadan gülüyordu? Bunusoracak, dü ünecek s ra de ildi.Ana, karde ler, gelinler bayram ediyorlard . Seyran n yüzü gülmedi i sürece onlar da pek öyle ah m ah mgülmemi lerdi.359Nedeni ne olursa olsun, bunca y l yalvard klar , onu az k görebilmek için yurtlar yuvalar terk edipard nca yanan Çu-kurovaya dü tükleri, onlara bir kere olsun bir tek söz söyleme-yen, hiç gülmeyen,yüzlerine bakmayan Seyran, i te gülerek kendi gönlüyle, hem de bir mutluluk içinde gelmi ti.Ana evin ortas nda duruyor, rm ne yapaca bilemiyor, hayran olmu , güzel k ndan bir türlügözlerini ay ram yordu.Seyran bu bile dindirememi ti. Anas n, karde lerinin, çocuklar n sevinci bile bo altamam . Tam tersigittikçe doluyor, ta yordu. Birden d ar f rlad , gülerek:"Ben gene gelirim," dedi gitti.Ondan sonrad r ki anas , karde leri bu co kunlu un, bu hiç beklemedikleri ba lanman n sebebinidü ünmeye ba lad lar. Dü ünüyorlar, hiçbir eye, bir nedene yoram yorlard .Ana:

"Dü ünmeyin," diye ba yordu. "Ne olursa olsun ba m üstünde yeri var. Ne yaparsa yaps n Seyran. Songünlerimde yüzümü güldürdü ya. Güzelim k m, Seyran m."Karde leri de cana gelmi lerdi. Seyran n hali Çukurovaya geldi geleli onlar n yüre ini paral yor, yüzlerinebakmamas , onlar ba lamamas ve felaketini onlardan bilmesi hepsini kahrediyordu. Babalan bu yüzdeniçine ata ata ölmü tü. Çuku-rovada karde ler, akrabalar salt Seyran yüzünden y lg n duruyor, hiçbir i ekar yorlard . Bugün onlara bir gün do mu tu. Seyran n yüzü gülmü tü. Herkese de can vermi ti Seyran.Seyran ko arak Kamer Anaya gitti. Kamer Ana onu korkuyla kar lad :"Ne oldu sana k m?" dedi. "Ne oldu sana? Köylü hep seni konu uyor. Takm tak rm , anana gitmi sin,öyle mi? Ne oldu sana?"Seyran, yanaklar çukurla arak, tatl bir dü içinde çocuksu sevincinde daha da güzelle erek gülüyordu."Ne oldu k z sana?"Kamer Ana onun saçlar ok ad , yüzüne uzun uzun bakt :."Seyran k m, sen ne güzelmi sin me er, kimsecikler fark nda de ilmi . Ne oldu sana?" diye sordu.360Seyran gözlerini yere dikmi kar k vermiyordu. Neden sonra ba kald rd , yüzü ate içinde kalm ,

pk rm yd ."Kamer Ana..." dedi, arkas getiremedi. "Kamer Ana..."Kamer Ana sab rs zland :"Söyle k z, hörtük. Ne o, ad m belliyorsun? Kamer Ana, Kamer Ana!"Seyran yeniden ba yere dikmi ti.Kamer Ana yumu ac k, efkatle:"Söyle k m, ba ndaki hali bana. Senin ba nda bir iyi hal var. Söyle anana..."Seyran gene ba kald rd , iri, kara gözleri lt içindeydi. Tüm göz sevgi olmu bak yordu."Ana," dedi. "Ana, oraya gidelim, gel de seninle, bostana."Kamer Ana sevindi, güldü:"Demek öyle ha! Demek senin yüzünü güldüren... Deli k z," dedi, onu candan kucaklad . "Aman nkimsecikler duymas n, sezmesin. Deli k m, deli k m, deli k m."Hem deli k m diyor, hem de s rt na usul usul vuruyor, kuca ndaki Seyran n saçlar öpüyordu."Deli k m imdi hemen oraya gidersek, herkes her eyi anlar. Bütün köy zaten seni konu uyor. Ne oldu buSeyrana, yüzü güldü, diyorlar. Bir yolunu bulur, gideriz.""Duram yorum Ana... Duram yorum. Bana yard m et Ana, ba ma da hiç böylesi gelmediydi."Kamer Ana güldü:"Hep böyle olur," dedi. "Bu i in sa lam adam yerinde durdurmaz. Hep böyle olur. Adam n kan yakar."Seyran n elini tuttu s kt .Seyran:"Ana kurban olay m, gidelim," diye yalvard . "Ana sen halimden anlars n. Ana, Kamer Ana ölüyorum. lkgördü üm günden beri."çeriye Koca Osman girdi, Seyran görünce:

"Kamer Ana," dedi sevinerek, "ne olmu bu bizim deli k za, gülmü . Bütün köy onu konu uyor. Gülmü deanas na, karde lerine gitmi . Ne olmu dersin?"Kamer Ana sert:361"Hiçbir ey yok," dedi. "O köylü de bats n, i leri güçleri kalmam da k n güldü ünü mü konu uyorlarm ?insano lu bir kararda durmaz ki... Güler de a lar da... De il mi Koca Osman? Bunda konu acak ne var? Buköylü bats n. Kötü mü, k zca z anas , karde leriyle bar . Kötü mü?"Koca Osman:"Ate lenme bre Kamer Ana, köylü Seyran konu uyor diye Vayvaym da köylünün de tekmilini kur undan

geçireyim? Seyranda bir de iklikler görmü ler, sebebini konu uyorlar. Bunda al nacak, k zacak ne varKamer Ana! Kötü bir ey dü ünmez ki köylü Seyran K z için. Seviniyorlar onun bu haline, bu gününe,"dedi.Kamer Ana:"Bir de kötü mü dü üneceklerdi Seyran için! Daha da nesi!" diye sert ç .Koca Osman:"Seninle konu ulmaz imdi Kamer Ana," dedi yumu ac k. "Tam yal n üstünde.""Üstümde," dedi Kamer Ana. "Ne olacakm !"

Sonra kap ya yürüdü. Seyran da elinden tutmu ard ra sürüklüyordu."Koca Osman, sen bu ak am git o ullar nda yeme i ye. Ben bu ak am evde olmayaca m. Seyranla una

sazl a gidece iz," dedi yürüdü.Hemen evin arkas na, yola kay verdiler. Yol tozluydu. Toz ayak bileklerine kadar ç yor, köz gibi tozlarayakkab lar n içine doluyor, ayaklar yak yordu. Arkadan gelen güne s rtlar , boyunlar yak yordu.Yolun k ndaki otlar n, çiçeklerin yapraklar apak toz alt nda kalm , buru buru tu. S rkuy-ruklar na,yang nda yanmam ya çal lara tepeden t rna a ak, dü meler gibi sümüklüböcekler yap . Seyransümüklüböcekleri hiç sevmezdi. imdi onlar bile gözüne güzel gözüküyordu.Seyran önce ko arcas na yürüyor, Kamer Ana da ona var gücünü harcayarak yeti meye çal yordu. KamerAna soluk solu a kalm . Bir de su gibi durmadan terliyordu. Sonunda Seyran n arkas ndan ba rd :362"Dur k m, dur! Arkandan yeti emiyorum, dur!" dedi.Seyran arkas na döndü ki Kamer Ana çok gerilerde kalm . Halinden utand . Durdu u yerde Kamer Anaybekledi. Kamer Ana ayaklar sürükleyerek a r, bitkin ona epey bir zaman sonra ula abildi. T kan yordu."Sana yeti eyim diye öldüm k m, ölüyorum. Vay dizlerim vay! Ya k bats n."Seyran K z bu dalg nl ndan utanm , Kamer Anan n yüzüne bakam yordu.Kamer Ana havay yumu atmak için:"K m," diye güldü, "acelen ne? Nas l olsa varaca z bostana. Hem de gün batmadan..." Seviniyorgülüyordu.Daha yornuklar almadan, oturur oturmaz Seyran aya a kalkt dikildi. Bir türlü oturam yor, yerindeduram yor, sabr ta yordu. Kamer Ana daha fazla oturamazd . O da aya a kalkt . S ca n alt nda genedü tüler yola. Seyran az sonra gene dald , Kamer Anay yolda b rak p arala gitti. Kamer Ana art k onaba rmad . Seyran tozu dumana katm uçuyordu. Az sonra gözden irad , yitti.Kamer Ana neden sonra bostana geldi. Seyran onun yüzüne bakam yordu.Köse Halil:"Ana," diye ona do ru ko tu, "iyi ki geldiniz. Bugün iki tane turaç avlad m. Birisini bize pilav yap, birisinide Osman Emmime götür, olur mu? Turaçlar bir de ya ki..."Memed de kq tu geldi Kamer Anan n elini ald öptü. Kamer Ana bakt , Memedin yüzüne kan gelmi ti.Gözleri de, o ölü gözü halinden ç km , az k par ld yordu."Ana ho geldin. Seni görece im geldi. Osman Emmim nas l? Köyde ne var ne yok?"Kamer Ana:

yilik," dedi.Göz ucuyla da Seyran süzüyordu. Seyran heyecandan k pk rm kesilmi , solu u daral yor, gö sü inip inipkalk yor, titriyordu. Memedse oral bile de ildi. Bu hal Kamer Anan n gözünden kaçmad . çinden, "Vay

m, k nal k m, demek haberi bile yok! Demek senin i in böyle imi . u güzel güzel yü-363züne, u suna boyuna, u ala gözlerine bile bakm yor, u giyim ku am bile görmüyor o. Yaprak gibikar nda titriyorsun, onun bile fark nda de il... Yanaklar n al al olmu , domur domur terlemi sin, onun bilefark nda de il... Kadersizim, Seyran m, gene yanacaks n. Ben böyle oldu unu bilmiyordum ki... Onunhaberi var san yordum. Aaah, k nal k m aaah! Aaah, gün görmemi aaah! imdi ne yapacaks n sen? KöseHalil bile fark na varm da, o fark nda bile de il, gül k m, kadersizim," diye geçiriyordu.Seyransa onun fark na var p varmad dü ünmüyordu bile. Büyülenmi , gözlerini Memedin yüzündenay rm yordu, hayran. Konu muyor, duymuyor, ba ka hiçbir eyi görmeden yaln zca ona bak yordu.kindiye kadar sö ütlerin serininde oturdular. Memed az k kendine gelmi ti ama, gene konu muyor hep

dü ünüyordu. Korkutucu bir dalg nl kta. Kamer Ana, insan böyle delikanl olur, genç olur, bekar olur,Seyran gibi bir güzeli, giyinmi ku anm , gözlerinin içine bakar bulur da, hiç yüzüne bakmaz m , fark ndaolmaz olur mu? Bu adam periler çalm , cin çarpm , diye dü ünüyordu. Akl ba nda bir adam, yanba nda Seyran gibi bir k z durur da hiç fark nda olmaz m ? Vay Memedime vay! Vay da aslan ma vay!Da lar beller, açl klar yokluklar, dinsiz a alar, imans z candarmalar f karada hal b rakmam lar ki...Seyrana bir ac yor, bir ac yor, yüre i parçalan yordu. Allah bir insan ondurmazsa ondurmaz. Önce Azizsevdas , onmam , ba a kadar gitmemi bir sevda. Sonra Memed sevdas ... Yanacak k z, ölene kadar yan ptutu acak, bombo . F kara Seyran, nas l da bak yor yüzüne! Hayran, deli, kendinden geçmi . Nas l dagörmüyor öteki...Memed birden ba kald rd , gözlerini Kamer Anan n gözlerine dikti:"Ana," dedi heyecanl , titrek bir sesle, "sen ak ll , gün görmü bir anas n. Sana bir ey soraca m."

Ba ndan geçenleri, anas , Hatçeyi, çocu unu, u a da Akçasaz n bata nda yatan Recep Çavu u,Cabbar , Topal Aliyi, Koca Süleyman , Durmu Aliyi, Hürü Anay , Hamzay , köyün364imdiki durumunu, Kulaks z smaili, her eyi, her eyi bir bir, bir ç rp da sayd döktü. Sonunda da gene:

"Ana," dedi, "sen ömür görmü , gün geçirmi alt n yürekli bir anas n. Söyle bana ben ne yapay m? Abdigitti, Hamza geldi. Hamza gidecek Bekir gelecek. Ali Safa Bey gidecek..."Kamer Ana:"Kenan gelecek," dedi."Vayvay köyü de bana dü man olacak, üstüme lanet ya racak, her cuma da Ali Safan n ruhuna mevlutokutacak..."Kamer Ana dü ündü kald . Çok dü ündü, sonunda:"Benim buna akl m ermedi Memedim," dedi. "Kusuruma kalma."Memed Seyrana döndü:"Bac ," dedi, "sen ne diyorsun bu i e? Seyran bac ?"Seyran n güzelli inin ilk olarak fark na vard . Giyiminin ku am n da fark na vard . "Bu kadar da güzelinsan olur mu," diye içinden geçirdi. "Bu kadar da, bu kadar da güzel insan olur mu?"Seyran titredi, konu amad . Al al, moru mor, terledi. Elleri uyu tu, a kurudu."Sen ne diyorsun bac ? Koca Süleyman, u ra mak, dövü mek, zalime kar durmak hakt r, dedi. Sen nediyorsun? Hiçbir sona varmayacaksa, zalimle dövü mü sün, onu alt etmi sin kaç para eder? Sen ne diyorsunbac ?"Seyran n çok söyleyece i vard ama, söyleyemiyor, t kan yordu. Konu sa sesi onu ele verecekti. Ödükopuyordu bundan da. Edemedi, gözlerini yere dikip:"Bilemem karde , bilemiyorum," dedi usulca. "Hiç bilemiyorum. Sen hepimizden, herkeslerden daha iyibilirsin. Sen nce Memedsin."Kamer Ana kalkt , hemen orac a bir ate yakt . Halil bulgur torbas , kalayl tencereyi getirdi KamerAnan n yanma koydu. Köse Halilin tenceresi tertemiz, p l p ld . Kamer Ana u Kösenin tenceresinintemizli ine imrendi. Tuz, ya , yolunmu ya , bir tavuk kadar iri turaç... Kamer Ana keyifle pilav pi irdi,ya pi mi pilav n üstünde c rdatt . Usuldan dalga dalga bir garbi yeli esiyordu. Garbi yeli pilav nkokusunu çok uzaklara götürdü.365Seyran oturdu u yerden hiç k ldamam , orada, gözleri Memedde öyle kalakalm .Memed derin derin, "ooh," diyerek pilav n kokusunu içine çekti. "Eline sa k Ana," dedi. "Böyle güzelkokan pilavlar i te böyle iyi analar yaparlar."Kamer Ana, Seyrana:"Kalk k z," diye ç . "Ne oturdun kald n orada. Kalk da sofray ser."Seyran hemen f rlad , sofray çardaktan ald getirdi, ötedeki çimenli in üstüne serdi. Çam bardakta so uk suda vard . Halil az önce uzaktaki çaykaradan getirmi ti.Dördü de sofran n ba na ba da kurup oturdular, turaçl pilav bir güzel yediler. Yemek yiyi ine bakarsanMemed iyice kendine gelmi ti. Kendine gelmi ti de, u yanan tutu an güzel kad ndan niçin haberi yoktu? Bu

landa bir ey, bir eksiklik vard ama, ne?Yemek yiyip bittikten sonra Kamer Ana bula klar y kamak istedi, Halil izin vermedi. Kendisi y kayacakt .Gün kavu acakt nerdeyse, alaca gölgeler ço al yordu. Güne Anavarzanm arkas na sarkm , bir ucu ovayade di de ecek. Seyran K z dalm gitmi , gözleri Memedde. Allah kimsenin ba na vermesin böyle birkarasevday . Kamer Ana kalkacak oluyor, Seyran n haline bak p vazgeçiyordu. Az k daha görsünsevdi inin yüzünü f kara, diye dü ünüyordu.Derken gün batt , karanl k kavu tu. Memedin yüzü hayal meyal ancak gözüküyordu ama, Seyran dahagözünü ondan ay ram yordu.Kamer Ana, art k ne görecek, diye dü ündü. O lan n haberi bile yok. Haberi olsa ne olur ki, kefeniboynunda bir e ya... Ne yönden ele alsan, bir ç kar yolu yok."Hadi kalk k m, geç kald k," diye Kamer Ana birden aya a kalkt , yürüdü. "Sa cakla kaim yavrular. Biriste iniz olursa, biz yar n öbür gün gene geliriz."Memed ko arak çiçekli e gitti, iki deste reyhanla kar k kadife gülü kopard , birisini getirdi Kamer Anaya,ötekini de Seyrana verdi.Yola dü tüler. Seyran arkas na dönüp dönüp bak yordu.366

Bir, bir ad m at yor, bir dönüp bak yordu. Karanl k basm , ay do mu tu. De il Memed, koskocamanbostanl k bile gözükmüyordu. Ama daha Seyran dönüp dönüp bak yordu. Ayaklan onu geri geri çekiyordu.Bu sefer de Kamer Ana çabuk gidiyor, bak yor ki çok arala lar, duruyor, Seyran n gelmesini bekliyordu.Böyle dura yürüye köye yakla lard ki Seyran:"Dur Kamer Ana, dur," dedi arkadan. "Korkuyorum."Kamer Ana durdu. Onun yanma gelmesini beklemeden:"Neden korkuyorsun?" diye sordu.Seyran geldi onun koluna yap ."Öldürecekler," diye inledi. "Onu öldürecekler Ana. Bir e yan n ba a kadar gitti ini hiç gördük, duydukmu? Gizik Duran bile öldürdüler. Öldürecekler onu Ana."Kamer Ana susuyordu. Öteki durmadan konu uyor. Kamer Ana hiçbir kar k vermiyordu. Sonunda:"A hayra aç k m," diye konu tu Kamer Ana. "Hayra aç ki hay rla kar la as n. Kim öldürecekmionu?""Herkes, herkes," dedi Seyran. "A alar, candarmalar, Hükümet. Onu herkes öldürecek."Kamer Ana na dönmü tü. Böyle bir konu may hiç beklemedi i için haz r de ildi. Bir de tam Seyrangibi dü ünüyordu. Bir e yan n uzun bir süre ya ad görülmü müydü? Hele nce Memed gibi bir e yayya at rlar m yd hiç? Da ta , kurt ku silah olur da üstüne yürürdü. A alar beyler..."Ona kur un geçmez ki... Onun koynunda y ld var, muskas var. H r da s rt s vazlam ."Kamer Anan n can kurtaran olaraktan sar ld bu sözler etkili olmal yd , ama o dinlemiyor, ald rm yorduki..."Öldürecekler onu. Onu öldürecekler," diyordu boyuna."Y ld var onun yaaa... Yaaa, y ld var."Kamer Ana buna kendi de inanm yordu."Gözlerinden ba ka yerine kur un geçmez."Seyran onun koluna girmi köye sürüklüyordu."Kur un geçmez ki ona. Bir gözleri... Gözlerini de korur..."36744Ali Safa Bey dü ündü ta nd , bakt ki hiçbir yerden bir umut yok, ba n çaresine kendi bakmaya kararverdi. Kaymakam da, Vali de Vayvay köyünü yerinden kald rmaya yana yorlar, ne olur ne olmaz diyekorkuyorlard . Kaymakam Vay-vayda verdi i karar , Vayvaydaki sözlerini çoktan yalam .Ali Safa Bey onlara tepeden bak yor:"Hadi can m," diyordu. "Bu da hükümet mi? u adamlar na bak n, u Kaymakama, u Valiye! Ulan onlar uçiftli e yana ma diye bile almam! Vallahi de almam, billahi de. Pa a da, Arif Saim de hükümet kurduklarsan yorlar da gep gep geriniyorlar, öyle mi? Böyle bir hükümeti bizim Karada lu Murtaza da kurard .Hem de daha ak ll ca."

kç klarm yi itlerini, beceriklilerini, eli silah tutanlar ça rm , gece gündüz onlarla Vayvay köyüne sondarbeyi indirmek için planlar kuruyordu. Bir de çiftlik kona bir müstahkem mevki haline getirmi ti.Yepyeni Alaman filintalar , sand k sand k mermiler, tabancalar, kamalar, dürbünler, k rm fesler, askergiyitleri... Kap lara, pencerelere de kum torbalan y rm . Zeynelin, Ademin kayb onu çokkorkutuyordu. u Vayvayl lar iyice az tm lar, cana kastetmeye ba lam lard .Zekeriya:"Aramad k yer, sormad k insan b rakmad m, ne Zeynelden bir iz var, ne Ademden... Zeyneli köylüler, karda içinde, bo mu lar, Akçasaza gömmü , imini timini bellisiz eylemi ler, Ademi de Yobazo lu öldürmüdiyorlar. Çok arad m, ikisinin368de ne ölüsünü, ne de dirisini bulabildim," diye haber getirmi ti.Safa Bey uyand ndan bu yana haz rl ktayd . Vayvay köyüne bugün için, beklesinler gelece im diye haberyollam .Bugün Zekeriyaya özenle p l p l boyatt sar çizmelerini, stiklal Sava günlerinden kalma dahayepyeni haki zabit pantolonunu" giyecekti. Y llard r hiç takmad alt n kordonunu takacak, ba na dabüyük, kara lenger apkas geçirecekti.Giyindi ku and , b klar burdu, sap fildi i nagant tabancas sol kas n üstüne ast , ince s rma i lemefi ekli i de beline ba lad . Parmaklar na da iri alt n yüzüklerini takt . Köylü alt na, silaha, bir de askeresayg duyard . Baca nda asker pantolonu, sar çizmesinin koncuna sokulmu gümü savatl k rbac , stiklal

Madalyas , tabancas , kara apkas , kordo-nuyla göz kama bir heybet gibi bakt kendine aynada. Buk yeteri kadar ürkütücüydü. Köylüler bu k n etkisinde kal rlar, sayg duyarlard . Köylü milletinin

hiçbir zaman akl olmam r. Ak l suni bir eydir. Köylünün her zaman bakmaya gözü olmu tur. Yapabilse,Arif Saim Beyin duymayaca bilse, ba tan a zabit elbisesi giyer, köylülerin kar na öyle ç kard . uArif Saim de Çukurovanm ba na bir bela kesilmi ti ki ne bela.Dursun Durmu a asker giyiti giydirdi. Zekeriyan n da külot pantolonu hakiydi. Onunla birlikte Vayvayagidecek on sekiz adam n her birisinde küçük de olsa askerli i ans tan bir i aret vard . Kiminin apkas ndabir candarma y ld , kiminin baca nda bir tozluk, kiminde bir kasatura, kiminde bir palaska, ceket, apolet...Çalman atlar n yerine baba dostu Ya mur Bey ona on be kadar güzel, dört be ya lar nda at göndermi ,bir kuru da para istememi ti. Ya mur Beyin gönderdi i atlar gerçekten çok güzel, soylu atlard .Ali Safa Bey atlara binmeden önce adamlar na son talimat verdi:"Ben köylüyle konu urken hepiniz arkamda ayakta duracak, gözlerinizi bir noktaya dikecek, sa elinizitüfe inizin namlusunun a na koyacak, hiç k rdamayacaks z," dedi.369Atlara bindiler sürdüler. Köylü onlar ulu, dallan dev kanatlar gibi aç lm dut a ac n alt nda bekliyordu.Hepsinde bir sab rs zl k, gözle görünen bir heyecan vard .Ali Safa Bey ve ard ndaki atl lar bir toz duman içinde köye doludizgin girdiler. Ali Safa Bey at n hdaha iyice kesmeden a ac n alt nda at ndan a atlay p:"Selamünaleyküm," diye ba rd .Köylüler kendilerini tutup, yumu ac k, heyecanlar göstermemeye çal arak: "Aleykümselam," dediler.Sonra da Ali Safa Beyi bir ucu a ac n gövdesine çivilenmi , üstüne bir kal n dö ek at lm , dö in üstünede bir Türkmen hal serilmi kerevete buyur ettiler. Ali Safa Bey, önünde aç larak kendine yol verenkalabal a gülümseyerek, gitti kerevete ayak ayak üstüne at p oturdu. Ceketinin dü mesini de, sap fildi itabancas , tabancas n s rma i leme fi ekli i görünsün diye açt . Herkesle teker teker merhabala ktansonra sustu. Adamlar da gelmi , tek s ra halinde, kar n içeri, gö üs d ar , gözler bir noktaya dikili, saelleri tüfeklerinin namlu a nda, sol elleri de i leme p l p l fi ekliklerine tak , put gibi duruyorlar, hiçmi hiç k rdam yorlard .Uzun bir süre ba önüne e ip dü ünen Ali Safa Bey ba kald rd , yal m gözlerini teker teker köylülerinüstünde dola rd . Tan bütün köylüler buradayd . Seyfali elini koynuna sokmu tu. Korkudan titrergibiydi. Buna sevindi. Koca Osman olup bitene fütursuzca durura benziyordu ama, çocuk yüzünden hiçbirey belli olmuyordu. Çok a r deneylerden geçmi bir yüzdü yüzü. Say lamayacak kadar k k içinde. Bu

kadar k k içindeki bir yüzden hiçbir ey anlayamazs n ki... Ferhat Hoca boynunu sa a yat rm , iki eligöbe inde kenetlenmi , gözlerini kapay p kendisini Allahm lütfü keremine b rakm , mütevekkil, sakinduruyordu.

efçe Kahyada bugün bamba ka bir eyler vard . Bir acayip giyinmi , u yaz gününde bacaklar na kaim, çoknak dizle-me yün çoraplar çekmi , ayak bir alvar giymi , s rma i leme iki tane kuburu üst üste belineba lam , dolma tabancas da iki kuburun ortas na sokmu tu. Çizgili man s mintan çivit mavi iydi. Ba nada keçeden ak bir lenger apka geçirmi ti. Uzun370saç iki parmak kal nl nda örmü , apkas n alt ndan ensesine do ru ç karm , apak gümü örgülü beline

sark tm -t . Kalabal n ard nda, dudaklar sark tm , kendi kendine homurdanarak gidip geliyordu.Selver Gelin de oradayd . En beyaz, bulut gibi ak ba örtüsünü ba lam . Seyran sa yanda, güzeller güzeli,ye iller içinde, yüzünde sonsuz bir mutluluk balk p duruyordu.Ali Safa Beyin , midesini buland ran, onu korkutan, Seyran n karde lerinin, akrabalar n datoplant ya gelmi olmalar yd . Bu da lar gözüpek adamlard . Hem de okumu yazm . imdiye kadarköyün hiçbir eysine, girdisine ç kt na kar mam lar, bir konuk gibi, bugün var yar n yok gibi Vayva-y n

nda ya am lard . Onlar Vayvay i ine kar olsalard , durum çok ba ka olur, Ali Safa Bey daha büyükzorluklarla kar la abilirdi. imdi durum öyle gösteriyordu ki bunlar da i e kar maya karar vermi ler.Ali Safa Bey sustukça, köylülerin yüzüne bakt kça kendisini dayan lmaz bir k zg nl a kapt yordu. Ba kazaman olsa Ali Safa öfkesinin önüne geçmeye çal r, öfkesini yenerdi. imdiyse kendisini kap pkoyvermi ti. Öfkeli bir sesle konu mak, köylüler üstünde daha büyük bir etki yapard .Bo az temizledi, öksürdü. Herkes bir beden kesilip öksürü ün sonunu bekledi.Ali Safa Bey:"Ben bu köye ad atmazd m," diye ba lad . "Bana bu kadar kötülük yap ld ktan sonra. Sizin hiçbirinizinyüzüne bakmazd m, beni böylesine Çukurovan n diline dü ürdükten sonra. Size son bir sözüm var da onun

için geldim. Günah benden kalks n diye geldim. Suç benden gitsin diye geldim. Sonra, Ali Safa Bey, TayfunBey söylemedi demeyesiniz diye geldim. Emmiler, karde ler, size emmi, karde demeye de dilim varm yorama, neyse... Bana çok kötülük ettiniz, alt nlar dökerek, biricik at vererek elde etti im tarlalar mdan inatedip ç kmad z. Neden? Ba ka yerde bo tarla m yok? Bu sinekli, bu pis, bu her sine i bir al kurt olantopra inad na seçtiniz. Köy kurulacak, yurt edinilecek o kadar verimli, o kadar hali toprak var kiÇukurovada, daha üstüne bin tane köy kurulur. Siz kanunsuz-371luk yaparak, hükümetimizin kanunlar çi neyerek, gücünüze güvenerek topraklar mdan ç kmad z.Söyleyin, neden ç kmad z? Bu mülk benim de il mi, tapusu elimde de il mi?"Delici bak lar köylülerin üstünde gezdirdi. Köylüler susmu lar, dalm lar dinliyorlar, ba kaca en küçükbir harekette bulunmuyorlard . Ali Safa, i te bu kötü diye içinden geçirdi. Bu i te bir bokluk var.

efçe Kahya:"Senin de il yavrum, Ali Safa Efendi. Bu mülk bizim, bu köy bizim, bu yurt bizim k la z dedemizindedesinden bu yana. Sen nereden ç kt n? Tayfun Bey olmadan sen neredeydin yavrum?"Eli arkas ndayd . Daha fazla konu mad , arkas ndaki elini çözüp galyenini a na yine yerle tirdi, gidipgelmeye ba lad .Ali Safa Bey bunu hiç beklemiyordu. efçe Kahyan n bu davran onun öfkesini, öfkesiyle birliktekorkusunu da bir kat daha art rd :"Söylemesi benden," diye ba rd . "Yüz elli y ll k eceresi olan at Yobazo luna vererekten bu topraklaralan ben de il miyim? Bu topraklar benim hakk m de il de köylünün yar neden b rakt da köyü gitti?Yobazo lu neden gitti?"Gidip gelmekte olan efçe Kahya gene z nk diye durdu. Bükülmü belini do rulttu, bir an dimdik durdu:"O gidenler," diye ba rd , "o gidenler sütü bozuklard r. Korkular ndan gittiler. Yobazo lunu da öldürünceyekadar dövdürdün. Garip bir k lba , dayanamad da kaçt :Ali Safa:"Sen kaçma," diye ba rd . "Var sen kaz k çak u dünyaya. Topraklar ma çiftlik kur. Zeytin a ac dik kimeyvelerini yiye-sin.""Kaçmam," dedi efçe Kahya. Kal n dudaklar titriyor, köpürmü gibi a ndan, deve a ndan saç r gibiköpükler saç yordu.Gidip geliyor, gidip gelirken durmadan içinden konu uyordu. Als n Koca Osman, boynu uzun Seyfali, karagözlü Ferhat Hoca! Hiçbirisi böyle aslanca konu abilir mi Ali Safan n kar nda, deyin bakal m, konu abilirmisiniz? Vallahi, zaten372benim bir aya m çukurda... Adam n oca na incir dikerim. Dek dur o lum Ali Safa Efendi, hem dekahraman Tayfun Bey! Dek dur o lum."Hem de zeytin a ac dikerim. Hem de ç nar dikerim. Güllüce portakal, all ca kiraz dikerim. Adam diker,insan yeti tiririm."Ali Safa Bey sinek kovar gibi:"Ne yeti tirirsen yeti tir," dedi, elini sallad . "Bana ne? Ben buraya bir insaniyetlik için geldim. Size habervermeye geldim. Harmanlar yakt z, sustum. Harman yakmak insanl kta, hem de Müslümanl kta mvar? Atlar çald z, her gece evimi de üstüne üstlük kur unluyorsunuz, bütün bunlar Türkiye Cumhuriyetikanunlar nda, slaml k, insanl k kanunlar nda var m ? Ben sabrettim, ba ma ta bast m. Sab rta oldum,sab rta- . Bütün bu kötülüklere katland m, kar k vermedim. Korktu sand z. Ha ben insanl k bozulmas n,emmi day aras na kötülük girmesin, dedim, siz bunu anlamad z. Hiç anlamad z. Ayaklanmaktadirettiniz, devlete millete isyana devam ettiniz. Sizin yapt z düpedüz eyh Said isyan r. Ben bunuhükümete bildirmedim. Oldu u gibi bildirseydim, imdi her biriniz ipte olurdunuz, sallan rd z."ki parma a do ru sark tt , bir sallanan bacak i areti yapt .

te böyle. Sonra efendiler kendinize geliniz. Efendiler!"Sesi çm çm ötüyor, ta uzaklara kadar gidiyordu. S cak ipili-yordu. Ulu dutun gölgesi serindi. Safa Bey genede ter içinde kalm , ter koltuk altlar ndan, kuluncundan f rm ."Sonra Efendiler siz..."Sesinin etkisini ölçtü."Siz efendiler siz, sonra ne yapt z?"Gene sustu, gözlerini belertti. Boyun damarlar parmak parmak mi ti. Gözlerini köylülerin gözlerine diktigeçti, dikti geçti.

"Siz, siz, sizler, hepiniz cinayet i lediniz. Adamlar öldürdünüz. Evveeet, adamlar öldürdünüz.Efendiler, Zeynel-le Ademi öldürdü ünüzü bütün Çukurova biliyor. Cinayetinizi Adanadaki Vali,Ankaradaki Hükümet, yan ba zdaki Arif373Saim Bey de biliyor. Dostumuz, karde imiz Arif Saim Bey. Ve buna deli divane oluyor. Adem size ne yapt ,Zeynel size ne yapt da zavall lar öldürdünüz? Üstelik Zeynel sizin köylünüz olur. Üstelik be de çocu uyetim kald . Efendiler, efendiler, efendiler bu cinayetleri sizin yan za b rakmayaca m. Adamlar nkan yerde b rakmayaca m. E er bu memlekette hak hukuk, kanun varsa, onlar n kan yerde kalmayacak."Birden aya a f rlad , deli gibi elini kolunu sallamaya, ayaklar küt küt yere vurmaya ba lad ."Kalmayacak, kalmayacak! Bu can bu tende durdukça kalmayacak. Siz arkan zdakine güveniyorsunuz.Arkan zdaki kim olursa olsun, benim arkamda da koca Allah var."Arkas na döndü, dimdik donmu kalm adamlar gösterdi. Sesini alçalt p:

te bunlar da var," dedi duyulur duyulmaz. Göz k rpar gibi de bir i aret yapt ."Kimseye güvenmeyin. Güvenip de haks z i ler yapmay n."Sesi perde perde iniyordu."Sizi kanunun pençesinden hiçbir kuvvet kurtaramaz."Sesi iyice inmi ti. Kuru, tok, kararl yd .

imdi diyece ime gelelim. Size on günlük bir mühlet veriyorum. On gün içinde bu köyü bo alt pgideceksiniz. Bo alt p gitmezseniz sizinle canal mücadeleye karar verdim. Bu köy benim. Bu köyüntopraklar benim. Hakk kimseye yedirmem. On gün içinde köyü bo alt p gitmezseniz, size kar bütünvar ortaya koyaca m. Sizi zorla topraklar mdan d ar ataca m. Öldürürmü sünüz beni, var n öldürün.Kan dökülecek, hanumanlar sönecekmi , vars n sönsün. Evler yak lacak, imamlar, hocalar sakallar ndanate e verileceklermi , verilerek-ten öyle canlar ç kacakm , vars n ç ks n. Evleri gece basacaklar, avratlar ,

zlar da a kald racaklarm , vars n kald rs nlar, köyleri ate e vereceklermi , vars n versinler. Gözümürpmam. Üstüme gelen ate , su olsa da, ecel olsa da, ejderha olsa da, hükümet olsa da gözümü k rpmam."

Arkas na döndü, kas lm kalm , put gibi dikilmi adamlar parma yla gösterdi:374

te bunlar da, üzerlerine gelen, kapkara ölüm olsa da gözlerini k rpmazlar."Dursun Durmu :"Evelallah," diye ba rd ."Evet efendiler, bu on gün içinde topraklar b rak p gitmeyecek olursan z daha akla hayale gelmez i lerolacakt r. Bu köy Kerbela olacakt r. Kulak verin bana, kulak verin de beni can kula yla dinleyin, bu köyKerbela olacakt r. Kerbelay duydunuz mu, bilir misiniz? te öyle, bu köy t pk Kerbela gibi Kerbelaolacakt r. Kerbela..."Köylü susuyor, yüzlerinden hiçbir ey belli olmuyordu. Demek çok kararl yd lar. efçe Kahyaysa gidipgeliyordu durmadan. Di siz a nda galyeni. Hem de tütünsüz. Ali Safa Beyin onun haline gülesi geldi. uihtiyarc k acaba neden kuruluyor böyle? Boynu da çöp kadar ince, on ya nda hasta bir çocuk gibi olmu .Kubar p duruyor. Yüz ya da a n gösteriyor.

te efendiler, bugün buraya size bütün bunlar söylemeye, esecek f rt nay , olacak zelzeleyi, gelecek tufansize bildirmeye geldim. Ya on gün içinde köyümü bo alt r gider, ya da mücadeleyi, arkan zda kim varsa, onagüvenerekten kabul edersiniz. Dövü bu sefer k ran k rana olacakt r. Ta ki..."Gidip gelen efçe Kahyaya bakt , bir kar k verecek diye bekledi, efçe Kahya da ba kald rmad . AliSafa Bey sedire oturdu, k rm , p l p l, üstünde büyücek bir inci bulunan alt n i neli kravat gev etti, akmendiliyle boynunun, yüzünün terini sildi, mendil suya bat lm gibi slak oldu.

efçe Kahya ona ka alt ndan bak yor, köpeksiremi , diyordu içinden. Köpeksiremi , y lm . Gözü korkmu .Gözü korkmu da yalvar yor. Bu da yalvarman n ba ka bir çe idi. Bir de onun burda, köyümüzde oldu unubilseydi, ödü bokuna kar rd deyyusun, ödü bokuna kar rd deyyusun, ödü bokuna, ödü bokuna...Durdu, uzun uzun, belli ederekten Ali Safay süzmeye ba lad . imdi varsam, diye dü ünüyordu, imdivarsam da ona, o ite, o Ali Safaya, ulan Ali, nce Memed Çukurovada, hem de bizim köyümüzde, hem de uanda, imdi, imdi benim evimde... Ödü, ödü, ödü bir iyice bokuna kar rd .375Gidip gelmeye ba lad gene, kendi kendine m ldand : Söyleyece im, onun Çukurovaya bir boz ahin gibiindi ini Ali Safaya duyuraca m. Korkusundan gebersin namussuz. Bu iyili i ona yapaca m. Bakal mÇukurova ona nas l dar gelir! Bakal m hele u koca ovada saklanacak delik bulabilir mi?

Kurnaz, k lm , gülen gözlerle hala yüzünü kurulamakta olan Ali Safaya durup bak yor, onu süzüyor, sonrayürüyordu.Ona var p diyece im ki, bir gece yar , ben senin dostunum Ali Efendi. Baban da benim arkada md . nceMemed burada, Çukurovada saklan yor. Köylüler ondan güç al yorlar. nce Memed de seni öldürmeyehaz rlan yor. Ara yor, kur un nerenden girerse, sen en çok ac çekermi sin, onu bulmaya çal yor."Nerede, nerede, nerede, nerede nce Memed? Nerede saklan yor?"Ali Safaya bakt , bir iyice güldü. Kahkaha att . Ali Safa ona do ru döndü, bakt . Ne oluyordu bu ihtiyara?Akl m oynat yordu? Köylüler de bakt lar.

efçe Kahya bir daha güldü:te oras bilmem," dedi, gene yürüdü.

Haber vermemeliyim, onun burada oldu unu var p da Ali Safaya söyleyece imi Koca Osmana, Hocaya,Seyrana, kul olana, kimseye haber vermemeliyim. Önüme geçerler."Nereye saklan yor emmi?"

te oras bilmem Ali Safam," diye ba rd efçe Kahya...Oras bilsem, kula ndan tutar da o e ya çocu u, al r sana getirirdim."Koca Çukurovada nas l bulmal onu? Adam yiti i öküz yiti ine benzemez ki... Nas l bulmal , nerede?""Oras bilmeeem."Seyfali, ellerini önüne ba lam , boyun k rarak Ali Safa Beye yakla :"Bey," dedi, "ö len oluyor. Senin gelece ini ö renince bir koyun kestirdim de... Bir yeme imizi yiyin deöyle gidin."Ali Safa Bey, n bak lar aras nda aya a kalkt , at na do ru yürüdü. Bir delikanl at tutuyordu,üzengiye sar ld . Ali Safa Bey ata atlad ktan sonra:376"Sizin yeme iniz... stemez!" diye ba rd .Adamlar da atlara atlam lard . Büyük bir toz bulutu kald rarak köyün içinden doludizgin ç kt lar.Koca Osman arkalar ndan bakt bakt da:"Bu adamda hiç insanl k kalmam ," dedi. " nsan ellik gavurunun bile yeme ini yer... Bin y ll k dü man nbile..."Köylüler de ona kat ld lar:"Kalmam ... nsanl k..." dediler.Seyran K z bir mutluluk, bir güzellik yeli gibi kalabal n önünden esti, bir anda o da köyü ç kt , bostan nyolunu tuttu.37745

dan, Anavarza kalesinin alt ndaki yoldan uzun bir göç yolu tozutarak geliyordu. Köylüler, KocaOsman, Ferhat Hoca umuda kap ld lar. Bu gelenler köyü b rak p gidenler olmas nlar? Ku lu a kadarmerakla beklediler. Ku luklaym köye doludizgin bir atl girdi. Bu bir delikanl yd , ad da Çekirge Sül-lüydü.Bindi i at ç plakt , yulars z, bellemesiz."Can za tak dedi gurbetlik," diye ba lad . "Onun da köye geldi ini duyunca y kt k evleri, torland ktoparland k dü tük yollara. Elle gelen dü ün bayram. Dedik ki, köylümüz ölürse biz de beraber. Aç kal rsa,biz de beraber. Evlerimiz, harmanlar z beraber yans n."

leye do ru da göçün ucu köye girdi. Gelenler çok mahcuptular, kimseciklerin yüzüne bakam yor,konu muyorlard . Halbuki köylü gelenleri büyük bir co kunlukla kar lam .Herkes yükünü götürdü kendi evinin önüne çözdü. kindiye kadar köylülerin de yard yla herkes evineyerle ti. Ak am yeme ini ulu dutun alt na çullar serip hep birlikte yediler. Her ev bir çe it yemek yap pdutun alt na ta ."Çok çektik," diyorlard ."Allah kimsenin ba na vermesin gurbetli i.""Gurbetlik dersen de ölümden beter.""Bir yer ki aman Allah...""Cennet olsa da yaramaz.""Cenneti istemem, bana ana baba yurdumu verin.""Çok çektik ki, ne çektik."378"Dost yok, akraba yok."

"Hiç kimse yok.""Daha erken gelirdik, neden gelemedik, utanc zdan yüzünüze nas l bakard k!""Çaremiz kalmad da, nah buram za geldi de, dü tük yollara...""Biz ettik, siz etmeyin karda lar.""Bizi iyi, bizi dost kar lad z.""Bizi dost...""Olmaz olsun böyle gurbet.""Gurbet dedikleri de bir rezillik...""Yerin dibine bats n gurbet el.""Hem de cehennemin dibine.""Bats n.""Bizi korkuttular.""Bizi kand rd lar.""Hükümet korkusu.""Hükümet zor.""Dedik ki varal m, dedik.""Dedik ki varal m gidelim köyümüze de, öleceksek elimizle obam zla birlikte ölelim, dedik.""Dü tük de tozlu yollara geldik.""Yüzümüz yok yüzünüze ç kmaya.""Gözümüz kör gözünüze bakmaya.""Hükümet zor. Korkusu büyük.""Ba a ç lmaz Hükümetlen.""Hükümet beterin beteri.""Hükümet onun arkas nda, e yalar onun. A alar beyler onun arkas nda, kasabal lar onun... Zengini onunarkas nda, fi-karas ...""Bunald k.""Bunald k da yurdumuzu yuvam b rak p kaçt k. yi yapmad k."Akrabalar, dostlar, bir pi manl n, özlemin, kavu man n tad ndayd lar. Dutun alt nda gece yar na kadaroturdular, konu tular.Koca Osman, Ferhat Hoca köylünün geli ine lard .379O kadar yalvarm yakarm lard da o zaman niçin getirememi lerdi?Koca Osman:"Bunun, bu ahinin de, bu boz ku un da ad nda bir keramet var. Hem de büyük bir keramet," diyordu.Ferhat Hocaysa alttan alta gülümsüyor, Koca Osman, ötekiler ne söylerse hiç kar koymuyor ba ylaonayl yordu. Bu gelenlerin atlar da vard .Gelenler o gece uyumad lar, köylülerin de bir bölü ünü birlikte uyutmad lar. Merakla onu soruyorlar, b pusanmadan onun hakk nda ne söylerlerse dinliyorlard . Ayn hikayeyi belki be alt adamdan duyuyorlar,gene de hikayeyi dinlemiyorlar yutuyorlard ."Nas l, nas l bir adam?""Gözleri, elleri ayaklan?""Saçlar nas l, ka kirpi i?""Sesi nas l, nas l konu uyor?""Boyu po u?"Köylüler onun ne boyunu po unu, ne konu mas , hiçbir eyini söylemiyor, "Yi it, ahin, al ku gibi,kur un geçmez ona, y ld m çiçe i var onda. Muskas n içinde..." diyor geçi tiriyorlard .Daha çok kad nlar, daha da çok genç k zlar durmadan onun boyu po u, gözü ka üstüne sordular da, onugörenlerden do ru dürüst bir kar k alamad lar. Kimsenin dili var p da: "Onu görseniz, bir çocuk kadarküçücük, yüzü de yaln z kocaman bir çift göz," diyemiyordu. "Elleri de küçücük," diye-miyordu. OysaMemedin elleri küçücük de ildi. Omuzlar da dar de ildi. Ama onlara Memedin her eyi küçücük geliyordu.Sesi için de, konu mas için de bir ey söyleyemiyorlard . Sesini, konu mas hiç duymam lard ki...Yaln z Kamer Ana duruyor: "O, adam n has ," diyor, a z dolusu, mutlu gülüyordu. Gülüyor, yan nda durantepeden t rna a sevda kesilmi Seyrana bir göz at yordu.Birkaç gün içinde köy eski haline geldi. Sanki bu köyün yar göçüp de y llarca Sar çam n kepirindeya amam . Sanki hiç kimse hiçbir zaman bu köyden ayr lmam .

380Yaln z az k hayal k kl na u ram lard . Köye gelir gelmez, kar lar nda pür silah, burma b kl , dagibi Memedi bulacaklar san yorlard . Oysa onun kimse yüzünü bile göremiyor, kimse yerini bilebilemiyordu. Birkaç gün sonra da köye Yobazo lu geldi, kar , çocuklar yla. Onun evi yanm , yükünü uludutun alt na indirdi. Hemen bir ah r bo alt p Yobazo -lunu da yerle tirdiler. Yobazo lu, çocuklar , karperi and lar. Hemen ona yard m ettiler, eksiklerini elden geldi ince tamamlad lar."Hükümet de il, candarma, a a de il, Azrail gelse yurdumdan bir yere bir daha ayr lmam. Öldürsünler beni.Boynumu k çlar n alt na uzat m, boynum k ldan incedir, vurun, vurun ki kan m baba yurdumuntopra na saç ls n derim," diyordu.Durmadan ah vah ediyor, Koca Osmandan, Ferhat Hocadan özür üstüne özürler diliyordu.Olan biteni Ali Safa Bey duydu. Önce inanmad , güldü geçti. Sonra Vayvaya en güvendi i adamlarZekeriyay , Dursun Durmu u gönderdi. Onlar da olay do rulad lar. Ali Safa Bey küplere bindi, aköpürdü. Bir gün sabahtan ö leye kadar kona n sofas nda:"Ben ben, ben ben, ben ben," diye gitti geldi. "Ben ben, ben yaparsam yapar m onlara! Demek meydanokuyorlar? Demek meydan... Ben ben... Ben ben, ben ben... Görecekler o köppek-ler... Köppekler...Köppekler! Ben ben..."Yoruldu. Bedeni çözüldü. Gözleri ya içinde kald :"Yarabbi," diye m ldanmaya ba lad , "benim ne taksirat m var? Hulusu kalple memlekete bir çiftlikkazand rmaya çal m. Halbuki onlar n bu topraklara hiçbir ihtiyaçlar yok. nat ediyorlar. Halbuki benonlara bu topraklardan bin kat daha iyi bir toprak bulurdum. Ne yapt m onlara da benim ba ma y llard r bu

leri aç yorlar? Hakk gasp ediyorlar. Çiftli im güdük kald y llard r onlar n yüzünden. E ek kuyru u gibine uzuyor, ne k sal yor... stanbulda, Ankarada bir i e girip, yan gelip yatmak dururken, can di imetakm m, memleketim, asil vatan m için... Anlam yorlar, insanl ktan anlam yorlar, anlam yorlar buköylüler, anlam yorlar. Anlatam yorum. Sürünüyorum, sü-381rünüyorum Melihayla birlikte. Kad da getirdim bu cehenneme kilitledim. Bütün bedeni ç ban içinde."Kar n yara bere içindeki tombul bedeni gözünün önüne geldi:"Zulüm," diye inledi. " u köylülerin bana yapt klar i kence. Zulüm... nsanl a yak maz hakaretler.Çekemiyorum insanlar, art k ta yamayaca m bu yükü, bu a r zulüm alt nda inliyorum, inliyorum,inliyorum a dostlar, a can dostlar , a kavga arkada lar , a dostlar a! Kald ram yorum, götüremiyorum bu

rl art k. u dünya dünya olal u benim ba ma gelenler, u bana yap lan alçakl klar hiçbir mahlukatayap lmam r.""Senin yumu akl ndan, insaniyetli inden, merhamet dolu yüre inden dolay r ba na gelenler..."Ba kald rd , yandaki sedire çökmü kar n ya içindeki gözlerini gördü. Kirpikleri de top top olmu ,yüzü slakt .Eteklerini gene göbe ine kadar açt :"Bunun için mi babam beni o kadar yüksek mekteplere gönderdi, stanbullarda okuttu? Bunun için mi can mSafa Bey, bunun için mi? Yak nda bu etler çürüyüp parça parça dökülecek."Bacaklar sivrisinek klar n yerinden ba ka da simsiyah kesilmi ti."Bütün bunlar için mi bu Vayvay zalimlerinin bize zulmü, i kencesi? Haberleri yok mu halimizden,çektiklerimizden? Bu topraklar in allah onlara mezar olacak, in allah, hepsine, çocuklar na, kar lar na,hepsine mezar olacak!"Ali Safa Bey kar n haline candan ac . Yüre i kan a yordu."Olacak!" diye ba rd . "Bu topraklan onlara mezar edece im, mezar, mezar... Ben, ben, beeeen! Benyaparsam yapar m onlara... Senin u döktü ün her damla ya için onlardan bir can gidecek. Bir can! Buyapt klar zulmü, bana ve de sana... Yanlar na koymayaca m. Bütün mukaddesat n üstüne, milletimin,vatan n kutsal ba üstüne yemin ediyorum ki, bu a k zulümlerini onlar n yanlar na b rakmayaca m.Bin misliyle ödetece im."382Meliha Han ma do ru yürüdü, saçlar ok ad , en efkatli, sevgi dolu sesiyle:"Afedersin Meliham," dedi. "Seni bu vah ete getirdim. Tabiat n ve insanlar n zulmünün içine getirdimhapseyledim. Kusuruma kalma. Ama görüyorsun ki epeyce de ba ar oldum. Zapt etti imiz toprak az buzde il, milyonlar eder. Asimi sorarsan biraz da memnunum. Bu kadar k ymetli bir ey öyle kolay eldeedilmemeli ki bir k ymeti olsun. Hayat sava r. Hayat sava de ilse hiçbir ey de ildir Meliham. Sava lar nen kutsal da toprak sava r. Bir çiftlik kazanmak bir vatan kazanmakla birdir. Hiç fark yoktur. A lama

Meliham, daha çok genciz, önümüzde geni , büyük bir hayat var. imdi ben gideyim de u Vayvaydan, usenin güzel gözlerinin intikam alay m. Her damla ya için onlar n ba na bir tane bela çorab öreyim.Analar ndan do duklanna da do acaklar na da onlar bin pi man edeyim." ¦¦

ildi, saçlar kald p kar ek i ek i kokan terlemi ense kökünden öptü."Meliham, sevdi im, bu vah ete getirip de süründürdü üm, peri an eyledi im, bütün bu Çukurova senin bir

rna na de er mi ki! Ne yapars n ki hayat... Mücadeleye mecburuz."Merdiven ba na yürüdü. Kendine gelmi ti art k. Zekeriya-y , Dursun Durmu u ça rd :"Yan za birkaç adam al n da gelin. Mutemet adamlar olsunlar. Kasabaya gidece iz."Atland lar. Kasabada herkes köylülerin Vayvaya döndü ünü duymu tu."Zavall Ali Safa Bey," diyorlard . "Kimsiz, kimsesiz, arkas z. Köylüler gene gelip tarlalar i gal etmi ler."Ali Safa Bey kasabaya ula ktan az sonra da ortal a ba ka bir söylenti yay ld . Herkes konu uyor, SafaBeye daha çok ac yorlard ."Bir adam zavall olursa, talihsiz olursa Ali Safa Bey gibi olur. Vayvay köylüsüne yemedi yedirdi, içmediiçirdi. Bir hastalar olsa hemen doktor, hoca ba lar nda. T rnaklar na ta de -se Ali Safa Beyci in yüre iparalan rd . Ali Safa Beyin tüm kazanc , var yo u Vayvay köylüleri içindi. Etme bunu Ali Safa383Bey, ba na s rma bu köylüleri, sonra kötü olur diyenlere, yo-ook, diyordu, onlar iki gözümdür,karde lerimdir, onlar bizim efendimizdir, diyordu. Koynunda besledi ki y lan , yüre inden soksun. Beslediki kargay gözünü oysun. Vay f kara Ali Safa... Köylüler bir gece çiftli ini basm lar, ver etmi ler kur unu.ki adam da yakalam lar, a aca as p, diri diri derilerini yüzmü ler. Sonra parça parça do ray p parçalar

Ali Safa Beyin kona na atm lar."Ademle Zeynelin türlü türlü hikayeleri, öyle ac kl öyle candan anlat yordu ki... Kasaba kad nlardövünüyorlar:"Vay Meliha Han m vay," diyorlard . "Bu ak ls z Ali Safa yüzünden onun da ba na çok, daha çok belalargelecek."

nsan hiç köylülere güvenir mi? Bu canavarlara!""Bu ekmek yedikleri sofraya b çak sokanlara...""Bu kan içicilere!""Bu cellatlara!""Bu vah et-i mü ekkellere!"

nsan hiç güvenir mi?""Hükümette de i yok.""Vay Meliha Han m vay! Kadersiz, garip, kimsesiz."Kasaba bir merhamet kesilmi ti. Herkesin gözü ya . Kasaba pazar nda dola an köylülere i rentiyle, korku,ürküntüyle bak yorlard . Bak yor, bu paçavra y gibi, boyunlar sün-dürmü , al k al k dola ancanavarlara di g rdat yorlard .Ali Safa Bey olay önce candarma komutan Yüzba Faru- a en ac kl , gücünün yetti i, dilinin döndü ükadar ac kl anlatt . Yüzba n yüzü duydu u korkunç canavarl k kar nda allak bullak oldu. Ak am olupNazifo lunun lokantas nda iki kadeh att ktan sonrad r ki olaylar n a r etkisinden kurtulup ancak kendinegelebildi. Savc lar n, hakimlerin hali de Faruk Beyden beterdi. Yaln z Kaymakam Bey ellerini ovu turuyor,büyük bir k vanç içinde: " yi, güzel, memnuniyet verici bir hal," diyordu. "Yesinler biribirini, yesinler bukafirler. Padi ah z efendimizin saltanatlar devrinde böyle canavarl klar olur muydu efendim, nur-iayn m?"Ali Safa Bey Siyasetçiye, Fethi Beye, Deli Fahriye, Adana-ya, Ankaraya tel üstüne tel yazd rd . Köylülerayaklan yor, çift-384Ilikleri yak yor, hanumanlar söndürüyor, kan döküyorlard . Çukurova topraklan suyla de il kanlasulan yordu, kanla!Vali de ne derse desin. Bütün bu yazd klar gerçek de il miydi?Hemen o gün Vayvay köyüne bir manga candarma gönderildi. Candarmalar Ademin katili olarakYobazo lunu, Zeynelin katili olaraktan "da Ferhat Hocay yakalad lar. Ali Safa Beyle Savc aç k aç k, hereyi karde karde konu mu lar, katillik için bu iki ki iyi daha münasip bulmu lard . Hasan n Çukuro-vada

kimi kimsesi, arkas akrabas yoktu. Ferhat Hocan n da nereden geldi i bellisizdi.Savc :

"Safa Bey," dedi. "Bu Hoca esrarengiz bir adam. Bir de bunun casuslu unu ortaya atabiliriz, tutar. Onuncasuslu una Vayvay köyü bile inan r. Haydi kollar s vay n. Sa lam deliller bulun casuslu a ait. FerhatHocay idam ettirebilirim. Ferhat Hocay çok iyi seçtik. Unutmay n ki o bir hocad r ve Ankarada herkeshocalardan ürker. Hele bugünlerde... Safa Bey, tam att k, turnay gözünden vurduk."Ali Safa hararetle Savc n elini s kt :"Çok isabet buyurdunuz Müddeiumumi Bey. Hoca ve K lba ... Beli k lacak köylülerin, alçaklar n. Sizmizanseni bana b rak n," dedi kasabaya dald .Vayvay köylüleri elleri kelepçeli Ferhat Hocayla Yobazo lunu köyün d na kadar u urlad lar:"Tez günde gidin, tez günde gelin," diye alk lar ettiler. "Koca Allah yard mc z olsun."Yobazo lu köyün d nda durdu:"Bile bile geldim. Böyle olaca bile bile. Ama una inan n ki, insan öldürmek kötüdür, kimseinanmayacak, bari siz inan n, ben Ademi öldürmedim," dedi. "Çocuklar m hepinize emanet."Ferhat Hoca önce konu mak istemedi. Sonra nedense ac ac gülerek köylülere döndü, göz çukurlar ndaya lar:"Siz benim kim oldu umu biliyorsunuz," dedi bo ulan bir sesle. "Söylemeye hacet yok. Ben bir daha köyedönemeyece im. Beni asacaklar. Hakk helal edin karde lerim."Kapkara, yal m karas gözleri, gün vurdukça yanar döner385ye il olan sakallan bir p lt da im eklendi, parlad . Ferhat Hoca dudaklar k r k r dualar okuyordu,yüzünde ayn ac gülümsemeyle.Kasabaya ertesi gün, ku luk vakti girdiler. Ferhat Hocan n güzel gözleri mosmor mi ti. Yüzü demosmordu. Bütün çenesinde kan kurumu tu. Paramparça olmu giyitleri de kan içindeydi. alvar liymeliyme edilmi ti. Ayakkab lar kim bilir nerde kalm . Ayaklar ndan, bacaklar ndan yolun kül gibi tozlar nakan s yordu.Yobazo lunu dersen Hocadan bin beterdi. Bak lacak hal b rakmam lard . Bir kanl paçavra y yd .Kasabaya yakla rken her ikisinin bo az na da birer kara, kal n k l örme takt lar. Kasabada ellerinde karpuzkabuklar , pislik, çamur, sopa, ta , çürük yumurta, çürük domates, kova kova ek imi ayran, büyük birkalabal k onlar bekliyordu.Dereden a dan ba lan gözükür gözükmez ba malarla kar land lar. Kabuk, çamur, çürük yumurta, ta ,ya mur gibi ya üstlerine. En a za al nmayacak sövgüler, a lamalar...Ferhat Hoca önde, ba önüne iyicene sarkm , Yobazo lu arkada, o da öyle, görmüyorlar, duymuyorlard .Ba an, söven, ta layan kalabal n aras nda önce pazaryerine getirildiler. Tellal Kambur Ahmet buradacaniler üstüne, insanl k, kan üstüne uzun bir nutuk çekti, gözleri ya artan. Sonra ta , pislik, çamur, küfürya muru gene ba lad .Bo azlar nda ip, arkalar nda yüzlerce ki i Ferhat Hocayla Yobazo lu bütün kasabay dola ld lar. KamburAhmet her mahallede bir iki kere durdu deh et nutkunu tekrarlad .Mahpusaneye getirildiklerinde ikisi de ayakta duracak halde de ildi. Yar bayg n duvar n dibine

verdiler.Ali Safa Bey o gece Nazifo lunun lokantas nda kasaban n adli ve mülki erkan na büyük bir rak ziyafetiçekti. Ziyafette Zeynelin ve Ademin ne kadar iyi, dost, sad k insanlar olduklar söyledi. Onlar ninsanl klar , faziletlerini sayd döktü. Onlar böylesi alçakça, rezilce, canavarca bir ölüme lay k insanlarde illerdi.Ali Safa Bey öyle candan, öyle güzel konu tu ki bu gece herkesi dilhun eyledi.386Daha günün do mas na çok vard ama ortal k a arm gibiydi. C l c l akan Savrun suyunun çamurlu

vr n k nda bitmi mavi çiçekle s vanm yarpuzlar n yapraklar terlemi ti. Çiçeklerdeki bal ar lar ,öteki ar lar kanatlar s rtlar na yat rm lar uyuyorlard . Arada s rada da anlar öyle bir ürperiyorlar, titrergibi yap yorlard .Bostan çarda n dibi, yöresi karpuz kabuklar yla doluydu. Kesilmi , kemirilmi , parçalan p hiçdokunulmam karpuz kabuklar ... Çürümü karpuzlar n kokusu bütün bostana, yöreye sinmi ti.Memed çoktan uyanm bostan n içini dola yor, dü ünüyordu. u ba ma gelenler diyordu kendi kendine.Bütün ba ndan geçenler teker teker gözlerinin önünden geçiyordu. Nereden ba lam , nereye varm .Koskoca Hükümet, Çukurova a alar canlar di lerine takm lar, onu ar yorlard . Bölük bölükcandarmalar üstüne yolluyorlard . Bir de e ya gibi e ya olsa kim bilir ne olacakt ! Ne istiyorlarbenden, diye içinden geçiriyordu.

Koca Osman birkaç gün önce bir mutluluk halinde bostana dü mü :ahinim," demi ti, "bu i in üstesinden geldik art k, Ali Safan n belini k rd k. Senin ad duyan köylüler,

kaçm lar da korkmu lar, senin burada oldu unu duyar duymaz yüreklerine bir yi itlik ate i dü mü ,duramam lar, ko mu lar köye geldiler. Yobazo lu da geldi. Sen burada, u durdu un yerde dur-387dukça köylü da lar düz edecek. Ali Safa bugünlerde erinde geçinde belas bulacak. Deli Muslu o lan iyiçal yor. Herkesler de Deli Muslu o lan n yapt klar n senin ba n alt ndan ç kt biliyor. Do ru, senolmasan, sen bize yürek vermesen biz avratlar gibi Safan n alt na p sard k. Do ru do ru, dosdo ru.Anavarza binekleri, kurda benzer sinekleri, Memed sana o ul demem, y kmay nca konaklar ..."Bu a Koca Osman a ndan kaç rm , sonra da pi man olmu tu."Yani yani konaklar biz y kaca z. Sen i te böyle burada duracak, yiyip içip yatacak, bize gölge olacaks n.Bes, bu kadar-l bize yeter. Sen burada dur, biz kendi i imizi kendimiz görürüz."Koca Osman ciddile mi ti, gözlerinde umutsuzluk, korku:

ahinim," demi ti, " unu bil ki, hiç akl na küsüm dü mesin, senin Çukurovada oldu unu tüm Anavarzaovas biliyor. Ama nerede oldu unu kimse bilmiyor. Senin Çukurovaya indi ini de hiçbir köylüden hiçbir

a, hükümet adam duyamaz. Köylü milleti s ras nda ta gibi ketumdur. Ta gibi o ul. Sen burada rahat et."Memed bunlar n da kendisinden çok ey bekledi ini, hele Koca Osman n söyledi i a ttan sonra iyiceanlam . Onu ne san yorlard acaba? Birkaç y l da da gezmi , zorla da a itilmi , ba na olmad k i leraç lm , y lm , köy köy, da da dola , ba sokacak bir delik bulamam da gelmi buraya s nmbirisiydi.Memed yan nda yöresinde olan biteni anlamaya çal yor, sabahlardan ak amlara, ak amlardan sabahlarakadar kafa yoruyordu. Olan n bitenin birtak geçirdi i deneylerden dolay anl yor, bir k sm na da hiçak l erdiremiyordu. u koca Osman bo una yeliyor u ra yordu. Ali Safa Bey onlar köylerinden sürecekti.Arkas nda Hükümet, yan nda a alar, ba nda bir sürü silahl adam . Koca Osman n da güvendi i kendisi,nce Memed! Bir tek adam. Koca Osman bilmiyor muydu ki candar-malar bir haber alsalar, burada,

Akçasazm batakl nda s r-salar, bir bölük candarmayla onun nce Memedini keklik gibi avlarlard ?388"Teslim olmayaca m, öldürecekler beni," diye gülümsedi.Ali Safay öldürdüler diyelim, daha kötü bir Ali Safa ç kmayacak m kar lar na? Hem de beterin beteri.Hamzan n De- irmenoluk köylüsüne yapt klar k k lma ö renmi ti. Bir i yapal m, bir iyilik edelimderken zulüm olduk f karalarm ba na. Köylü ne kadar bana küsse, sövse, beni yerse hakk var.Bir daha diye dü ünüyordu, bu Çukurdan diri ç kamayaca m. u bostanda rahatl kla ölümü bekliyorum.dam ferman bo az ma takm m, Anavarza ovas nda dolan p duruyorum. Abdi gidince Hamza gelmese kolay... Bir Abdi gidiyor bin Hamza geliyor. Her dövü bo a. Koca Osman n, Vay vay köyünün de

dövü leri bo a. Tez günde buras b rak p ba ka bir yere yerle seler... Ba ka bir yerde de kar lar na ba kabir Ali Safa ç kmayacak m ?Güze varmadan beni burada candarmalar yakalayacaklar. Hem de Vay vay köylüsü ¦yerimi haber verecekYüzba ya. Ala kan m Akçasazm çürümü topra na saç lacak.Burada uyu mu , yar uykulu, yar ölü ya amaktan ba ka çare yok. Köse Halilin yan nda.Köse Halille durmadan da, giden Abdinin yerine gelen Hamzay konu uyorlar, kafa yoruyorlar, bir ç kar yolbulam yorlard . Bir kaçacak, s nacak delik de bulam yorlard . Nereye gitsen a a var, candarma var. Nereyegitsen nce Memedi tan rlar. Hay nce Memed bats n. Hem de yerin dibine. Burada durup ölümübekleyecekti. Nereye gitse, ba hangi ta a vur-sa ölüm ard ndan gelecekti.Köse Halil canl , terütaze bir adamd . Gözüpek. Ha desen Ali Safan n kona na bir anda yürüyecekyüreklilikteydi. Memed, Halile hayranl kla bak yor, Halilse onun y lg nl , yit-mi li ini, burada oturmuölümü tevekkülle beklemesini bir türlü anlam yordu. Böyle de nce Memed mi olurmu , diye dü ünüyordu.Kim bilir, zaar nce Memedler de böyle olurlarm .Evvelsi gün Ferhat Hocayla Yobazo lunu candarmalarm al p götürdüklerini duyduklar an, Memedinyüzünü gören Halil onun hakk ndaki dü üncelerini de tirdi. Memedin yüzü, gözleri, elleri, sesi, her eyibirden de ivermi ti. Bedeninin yap bile bir anda de mi ti. Köse Halil kendi ken-389dine, i te nce Memed dedikleri de bu olsa gerek, demi , sevinmi ti.Ferhat Hocan n, Yobazo lunun ba na gelenleri en küçük ayr nt lar na kadar onlara Seyran anlat yordu.Ellerindeki a r zincirleri, kasabadaki a lamalar ... Memed susuyordu. Halil birden onun yüzünün

bamba ka oldu unu, keskin bir b ça n a na benzedi ini gördü. Gözlerinde bir iki kez küçücük klarçakt . Sonra bir çelik lt geldi gözbebeklerine oturdu.Seyran birden konu mas kesti, bir tuhaf, gözlerini daha imdi görüyormu gibi Memede dikti. imdiimdi, bu adam yitiklerden gelmi gibiydi. Gözlerindeki çelik p lt oraya çak lm kalm .

Ortal kta derin bir sessizlik vard . Derin, korkulu... Sinek kanatlar n sesleri duyulur. S cakt . Her ey birkama kta yan yor, eriyor, ak yordu.Memedin ba nda sar klar çak yordu. K lc mlan yor, saç yor, büyük bir h zla gözleri kör eden sar

klar savruluyor, dönüyorlard . Dünya sapsar kesilmi , savrulan, akan, u unan, saç lan, k lc mlanan sark içinde balk p duruyordu.

Memed sendeleyerek çaykaraya kadar yürüdü, ba çay-karanm buz gibi suyuna dald rd ç kard , dald rdkard , sonra h zla bostan n içinde yürüyerek, bast yeri bilmeyerek, ayaklar teveklere tak larak yürümeye

ba lad . imdi ortadan her ey silinmi ti. Otlar, a açlar, Anavarza kayal klar , su, toprak, Akçasaz n bükleri,kar daki yat k da lar, her ey silinmi , ortada yaln z bir öfke heybeti gibi Memed kalm . Halil, Seyranondan gözlerini ay ram yorlard . Memed uzun bir süre gitti geldi, gitti geldi. Sonra bostan n ortas nda dikildikald . Dimdik. Yere saplanm keskin bir k ç gibiydi.Halil onun yanma vard :"Karde ," dedi, "Memed, burada dikilip kalma. Çok s cak var. Sonra güne çarpar, hasta olursun."Çarda n alt na geldiler. Karpuz kabuklar n üstüne ço-ku mu binlerce k rm e ekar , sar ca ar lar,balar lar , boncuklu ar lar, karaca ar lar havaland lar. Saydam kanatlar a r güne te binlerce titre imdeipile ti.390Memed, Seyrana bakt , onu gördü. Bu sefer yüzü daha ba ka oldu. Il k, dost, tatl , bir ho bir yüz.Gülümsedi.Çarda n alt na otururken:"Vay Ferhat Hoca vay!" dedi. "Aslan gibi de adamd . Ben hiç böyle bir hoca görmedim. Koca Süleyman nededi, biliyor musun Halil?"Halil:"Yoook," dedi."Koca Süleyman bana, Abdi gider de yerine Hamza gelirse, dedi... te öyle dedi. Dünyada bo olan, i eyaramaz olan hiçbir ey yok, dedi. U ra mak hakt r. Sava mak hakt r. Dövü mek, bo olmaz, hakt r, dedi."Yüzü az k güldü, sonra kapand .Buray b rak p gitmeli, nereye gitmeli? Zarar m oluyor f -karalara. Ferhat Hoca içerde, bo yere belki

karay asacaklar. Onlar benim yüzümden kar ç nca Ali Safa da at n ba çekmeyecek, bindirecek.yas ya bir dövü ba layacak. Sonu neye varacak bunun sonra, hiç! Vay vay köyünün ezildi i yan na kar

kalacak...Ama nereye, ne yana gitmeli? Da lar, köyler, insanlar, çal lar kabul etmez oldu bizi.Derin derin içini çekti.

u Koca Osman ona çok eyler anlatm . Cin fikirli bir adamd . Ali Safa Beye de yenileceklerini avucununiçi gibi biliyordu. Ali Safa giderse onun yerine Kenan Safanm gelece ini de biliyordu. Tepelerine bin mislibir bela, bir h m gibi inece ini de... Ama gene cebelle mekten geriye kalm yordu, ölümü de gözealaraktan. Ya lar n can k ymetli olur, Koca Osmana can da v z geliyordu. O olmam olsaym , bu köydede il insan, siniler sinek bile kalmayacak, Ali Safaya çoktan teslim olacaklarm .Binlerce ceren gelirmi güneyden, çölden her ubat Çuku-rovaya, Anavarza yaz lar na. Sürü sürüdola rlarm yaz da. Ceren sürüsü üstünde sivri kanatl , h zl karaku lar... Karaku lar cerenlerden de h zluçarlarm . Var r cerenlerin s rt na konar, arkadan gagalar cerenlerin gözlerine saplarlar ç kar r yerlermi .391Koca Osman diyordu ki:"Kör cerenlerin hali yürekler aç yd . Anavarza yaz nda yüzlerce kör olmu , çaresiz ceren döner dururdu,bizim gençli imizde. Kör cerenleri kimse tutup kesmeye de k yamazd . Öyle ölür giderlerdi."Kör cerenleri dü ünmek, sonra da sesli: "Ben bir kör cere-nim, Anavarza yaz na dü mü ," demek ho unagidiyor. "Çaresiz bir kör cerenim karaku un pençesinde..."Anavarza yaz lar a ar yordu. Bir insan n göbe ine gelecek kadar koyu bir pus çökmü tü topra a. A açlarpusun üstüne gövdesizlermi gibi oturmu lard .Alacakaranl kta, sö ütlerin bu yanma, tümse in üstüne karart gene geldi usulca kondu. Memed bir haftad rgelip buraya konan karart art k iyice tan yordu. Gecede, uzaktan uza a bir yak nl klar olmu tu.

Bu at ya z donlu bir Arap at yd .Ya z at bütün gece Narl lan n alt ndaki düzlükte ko uyor, yay yor, ki niyor, bir k görürse kendiyöresinde topaç gibi dönüyor, sonra da tanyerleri madan çok önce bostana geliyor, usulca, hiç ses

karmadan, sö ütlerin önündeki tümse in üstüne ç yor, orada öylece hiç k rdamadan duruyordu.Memed de at gelmeden çok önceleri Halilin yapt sinek saray ndan ç yor, ötelerden, uzaktan her geceayn zamanda bostana gelen at seyreyliyordu.Ya z at gittikçe ço alan sabah nda usul usul ortaya ç yordu. Gün do arken k içindeki at birgüzellik oluyor, bu görülmedik güzellik kar nda Memedin yüre i at yor, gözünü güzel attan ay ram yordu.Gene gözleri attayd . Onun karanl n içinden a r a r s yr solu unu tutmu , hiçbir ayr nt gözdenkaç rmadan izliyordu. At, k içinde kal p da tam belirince gene yüre i çarpmaya ba lad . Bir güzellikkar nda uzun y llardan bu yana yüre i böyle çarpmam . Bu at soyu insan soyundan da güzel, diyekonu uyordu kendi kendine, her gün at nda.Uzun beli daha da incelmi ti. Kalem kulaklar dikmi ti. Uzun, gür, ta ayak bileklerine kadar inenkuyru unu belli belirsiz sall yordu. Uzun yelesi sa a yatm . Düz, cilalanm gibi392yatm , tertemiz tüyleri y ld rd yordu. Ya z at n donu ktan a de iyor, baz gümü gibi oluyor, bazda kapkara kesiliyordu. I na göre. Gergin derisinde, üstüne sinekler konmad ndan dolay , se irmelerolmuyordu.

imdi az sonra, güne k zd rken ya z at k ldayacak, ba bir sa a bir sola güçlüce sallayacak, sonraupuzun, belki boyunun iki mislr uzayacak, bostan n üstünden bir bulut gibi akacak, uzayacak, geni leyecek,büyüyecek, Akçasazm üstüne a acak, donu a r a r gümü rengine dönecek, gittikçe aç lacak, aç lacakgözden silinecek, havaya, büke, suya, a açlara kar p gidecekti.Memed bu her sabah gördü ü at Köseye söylememi ti. Ha imdi, ha birazdan Köseyi uyand ray m da atona göstereyim derken unutuyor, bu arada at da ak p gidiyor, Akçasazda bir anda ortadan siliniyor, sazlarakar yor gidiyordu.Ko arak çarda a vard , k k bir sesle, heyecanl :"Halil, Halil," dedi, "uyan!"Halil hemen aya a f rlad , iki yumru unu gözlerine götürdü, uykusundan uyand lm , dudaklar sundurup

lamaya haz rlanm bir çocuk gibiydi. Sonra donunu çeki tirmeye ba lad .Memed:"Gel Halil," diye onu kolundan tutup ard nca sürükledi. "Burada dural m."Az k kendine gelen Halil:"Ne var, ne oldu?" diye uykulu sordu.Memed parma yla at gösterdi:"At," dedi, "orada..."Beklediler. Kendine iyice gelen Halil, gözleri karanl a al nca:"Biliyorum," dedi, "bu at . Çok yak ndan tan yorum."Sustu sustu. Bir daha konu mad . Yan yana at seyretmeye ba lad lar. kisi de ne olup bitece ini biliyordu.Günün ucu gözüktü. Ya z at bütün güzelli iyle ortaya ç kt , k ldad , uçacakm gibi ön ayaklar iki üçkez havaya kald p ahland , sonra da sö ütlerin alt ndan Akçasaz üstüne süzüldü, akt , büklü e kar .393Halil:"Ben bu at tan yorum," dedi. "Bu at..."At n maceras Memede anlatmaya ba lad .Memed:"Bu at yakalayal m Halil," dedi. "Ben de bu at biliyorum. Yobazo lunun evi yand gece köydeydim,Vayvayda... u at bir yakalayabilsek..."Köse Halil kestirdi att :"Bu at kimsecikler yakalayamaz," dedi. "Hiç kimse bu at n yan na bile yakla amaz. Bir ho bir at bu.Bak yorsun bir batm , günlerce ortada yok. Bak yorsun hiç beklemedi in bir anda kar nda. Nereyegitti ini, nereden geldi ini kimse bilemez."Memed:"Aaah, bu at bir yakalayabilsek," diye iç geçirdi.Halil:"Onu akl ndan ç kar," dedi. Ve at n hikayesini sürdürdü.

394Memed yeni uykuya dal yordu ki yeri gö ü sarsan bir at ki nemesiyle uyand . Ki nemenin ard ndan üç elkur un sesi geldi. At durmadan, delicesine üst üste korkmu bir at n ki nemesiyle ki niyordu. Memedçardaktan a indi, giyinmeden alelacele tüfe ini ald Savrunun k na vard , kar ya geçip yar n ard nasiperlendi. Halil de don gömlek arkas ndan gelmi ti. Halili böyle görünce Memed k zd ."Gel buraya," diye ona seslendi. Halil geldi, yan na diz çöktü. Uzaktan iki el daha ate edildi, at n ki nemesidaha büyüdü, daha delile ti. Gene ç n çm öttü.Memed kar daki tüfe in yal ni anlad , be el bo altt . Gece yar bilmedi i bir tüfe in yal na ateetmek onu bir tuhaf eylemi ti.Az sonra önlerinden, burunlar n ucundan doludizgin sünmü bir at karart n geçti ini gördüler.Memedle Halil bir süre orada beklediler. At n karart gözden yitti gitti, ta uzaklardan ayaklar n güpürtüsügeliyordu. Güpürtüyü dinlediler. Güpürtü uzakla uzakla , sonra da duyulmaz oldu.Topra dinliyorlard . Bu kur un sesleri neydi? Acaba Me-medin yerini candarmalar bulmu lar m yd ?Bulmu larsa kim haber vermi ti? Buras bir Kamer Ana, Koca Osman, Ferhat Hoca, bir de Seyranbiliyordu. Bir de boynu uzun Seyfali... Hiç kimse de, öldürseler buras candarmalara haber vermezdi.Belki mahpusanede Ferhat Hocay s rm lard da o söylemi ti.395Ya Halil? Memed ay na döndü, Halilin yüzüne uzun bir süre bakt . Halil haber verir miydi?"Kim haber verdi dersin yerimizi, Halil?"Halil:"Bilemiyorum," dedi. "Bilen yok ki birisi haber versin. Bilenleri de kesseler söyletemezler.""Seyfali?""Bakma onun kaz boynu gibi uzun boynuna. Çok yi it bir adamd r Seyfali.""Burada sar rsak kurtulu yok Halil. Buras da lara benzemez. Da larda insan her kaya, her çal saklar. Buovada her ey insan ele verir. Çukurovaya güven olmaz. Hadi kalk Akça-saza girelim. stersen sen buradabekle.""Ben de seninle gelece im," dedi Halil. "Ah bir de silah m olsayd .""Git de çarda n alt ndan benim tabancam al, gel!"Halil ko arak çarda a gitti, elinde tabancayla hemen geriye döndü."Bak," diye Memed e ildi. "Bak orada... Bir karart geliyor."Halil bakt :"Tüfe i var ama, bu bir candarma de il," dedi.Adam üstlerine geliyordu.Memed:"Ben uraya kam lar n içine gideyim, sen geleni kar la. Merak ettim. Kimmi bakal m?"Savrunu geçti, kam kümesinin içine girdi, oturdu.Birden a dan at ayaklar n güpürtüleri gene gelmeye ba lad . Bunu duyan karart bir an durdu, sonra dahemen bir tümse in arkas na yatt . Oradan kulaklar na bir mekanizman n ak rt geldi.At n ayaklar n güpürtüleri gittikçe yakla yordu. Tümse in arkas ndan arka arkaya üç yal m parlad ,kur un sesleri geceyi y rtt . Arkas ndan da var gücüyle at ki nedi. At n ayaklar n sesi de az sonraduyulmaz oldu.Karart Halilden iki yüz ad m kadar uzakl ktayd . Halil onun aya a kalkt gördü. O da kendinde olmadankarart y-396la birlikte aya a kalkt . Karart Halili gördü. Halile do ru birkaç ad m att , sonra nedense durdu, sonra daarkas na dönüp geldi i yöne do ru ald yat rd .Halil:"A am, Memed A am," dedi, "adam kaç yor, ne yapay m?"Memed kam ktan ç kt , ko arak Halilin yanma geldi. Karart bir sel çukuruna girmi , gözükmez olmu tu.Ay Anavarza kayal klar n üstüne iniyordu. Anavarza kayal klar uzaktan, ay nda gümü ten, donat lm

lt bir büyük gemiye benziyordu. Duman içinde a r a r ilerliyor, alt ndaki Akçasaz batakl dabükleri, kam klar , sazlar yla kapkara, dumanl , dalgal bir denize benziyordu.Az sonra ay batacak, uzaktaki Anavarza kayal klar karanl n içine gömülecek, belli belirsiz bir gölge gibiak p gidecekti.Memed:

"Hiçbir ey yapma," dedi. "Gördün mü kur unu nereye s yordu?"Halil:"Gördüm," dedi. "Alt n güpürtülerinin geldi i yöne döndü, s kt ."Memed:"At n binicisi var m yd ?" diye sordu. "Ben göremedim."Halil:"Ben de göremedim," dedi."At hangi yöne gitti? Bizim at olmas n?"Halil kesinlikle:"Bizim at," dedi.Gece s cakt . Zor soluk al yorlard . Bir tuhaf bir ku s k s k ötüyordu. nsan n tüylerini ürperten u ursuz birsesle. Gece ci-kiliyordu. Sivrisineklerin sesinden gece ötüyordu. Bulut bulut çullan yorlard MemedleHalilin üstüne.Memed:

m," dedi. "Bu Çukurova bir ho bir yer. Gecenin karanl nda bir adam bir ovaya dü mü bir atkur unluyor. Olacak i mi? Üstelik de av vuram yor, olacak i mi?"Halil gene kesinlikle:397"Bizim at ," dedi.Konu arak çarda a geldiler, sinek saraylar n içine girdiler. Ay batt . Y ld zlar ço ald , büyüdü. Y ld zlarbir mavide çak yorlard . Gökyüzü y ld z dö eliydi. ne atsan y ld zdan gö e dü mezdi. Hiç y ld z daakm yordu, durgun, esintisiz bir geceydi, silme.Savrunun ince ç lt kulaklar na geliyordu.Kulaklar na at ayaklar n güpürtüsü gene gelmeye ba lad . Ama at çok uzaklarda olmal yd . Güpürtügittikçe de yakla yordu.Memed sinek saray ndan ç kt , çardaktan a indi:"Halil karda ," dedi, "çok merak ettim. Acep bizim at n üstünde birisi mi var?"Halil:"Ben de geliyorum," dedi, çardaktan atlad . Gene eski yerlerine vard lar, yar siper ald lar.At n güpürtüleri gecede yakla , büyüdü, at önlerine geldi, tam geçerken onlar gördü, ürktü. Arka ayaklarüstüne dikildi. Gö e do ru birkaç kez at n karart uzad uzad söndü. At gözden irad gitti, uzaklardangüpürtüsü geldi."Bizimki," dedi Memed.Halil:"Bizimki...""Birisi öldürmek istiyor at ."Halil:"Ali Safa Bey."Memed:"Belki."Çarda a ç kt lar, sinek saray na girdiler. Bütün gece boyunca seher vaktine kadar at n güpürtüsü uzaklaküçüldü, yakla büyüdü.Kuyruky ld ç kt . Gece serinledi. Kuyruky ld çok parlakt . Dört be y ld z büyüklü ündeydi. Baz birgüne gibi parl yor, baz donukla yordu. Baz sapsar oluyor, baz akla yordu. Dönüyor, büyüyor,yalp yalp balk yor, buz gibi donuyordu.Çardaktan indiler, sö ütlerin oraya var p bir kam kökü-398nün ard na sindiler. At yava yava , t rnaklar n ucuna basar-casma uzun ad mlarla yürüdü, geldi eskiyerinde durdu.Ortal k usul usul a ard kça at da ortaya ç yordu. Terle-mi ti, boynunda, sa nda köpük izleri vard .Ya z at kapkara kesilmi , slak, günün ilk klar nda parl yordu. Yorulmu , boynu dü mü tü, uyuklargibiydi.Halil:

una yakla ay m m ?" diye sordu. "Belki bana gelir. Hayvanlar benden kaçmazlar. En yaban llar bile.Çakallar, tilkiler bile."

Memed sustu.Halil aya a kalkt , ayakkab lar ç kard , kayar gibi ata do ru ilerlemeye ba lad , ata yakla . Atayakla rken, cuk cuk cuk yap yordu. Atsa hiç durumunu bozmuyordu. Halilin ata yakla kça umudubüyüyor, Memed olan biteni can gözüyle izliyordu. Halil ata yakla tvyakla , üç ad m yan na kadar geldi.Tam üstüne at p tutacakken at kulaklar dikti, Halile döndü, bir insan gibi bakt , ba kald rd , birdengerildi, Memed onun upuzun uzad , ta buradan oraya kadar uzad gördü. At bir anda bostan n içindensüzüldü, kayd gitti. Bostan n üstünde, bo lu unda upuzun kara bir gölge bir süre Me-medle Halilingözlerinde sal nd kald .399 KEM öl11 MAI48"Ana, Ana," diyordu Seyran. "Kamer Ana, böyle de i mi olur, yan yorum. Ba m dönüyor, ayaktaduram yorum. Korkuyorum Ana!"Kamer Ana anlay , mutlu mutlu gülüyordu. Yüzünde bir ac . Murad na erememi im, dünyan n en güzelyarat , gene yolunu sarpa sürdün. Korkun bo de il. nce Memed dedikleri bir e ya. E yay dersen debugün var yar n yok. Gene yang n, yal n yüre inde kalacak, güzeller güzelim, diye dü ünüyor,içindekini Seyrana söyleyemiyordu. Azizden sonra Memed... Güzellerin talihi güzel olmaz. Analar ndankötü kaderleriyle do arlar. Y llard r ona u köyde vurulmayan erkek kalmad da hiçbirisine bakmad , Azizinyata na erkek giremez dedi de... Sonunda var verdi Memede sevdaland . Sevdan n böylesi, umutsuzu beterolur. O lan n da, Memedin de ona hiç ald rd yok. K z günlerdir yan p tutu uyor, gözünün içine bak yor,ne yap p yap yor, bir yolunu buluyor, gece olsun gündüz olsun onu görüyor, sesini duyuyor, f rsat buluncada oturup ak amlara kadar gözlerini yüzüne dikip seyrediyor. Bunu bir erkek anlamaz m , hele Memed gibicin bir adam? O da anl yor da, bu sevdan n sonu olmad biliyor da, k daha çok üzmemek için ald rmazgörünüyor belki..."Üzülme k m," diyordu ona Kamer Ana. "Senin yüzünü gören her erkek sana vurulur. Mümkünü yokvurulur. u koca köyde sana vurulmayan kald m ? Genç olsun koca olsun, hasta sayr olsun, sanavurulmayan erkek kald m ? Sana gökteki ku-.400un, yerdeki kar ncan n, y lan n erke i bile vurulur. Bu Memedin ba ndaki hal büyük. Ba kay olmukara."

"Bakm yor Ana, hiç yüzüme bakm yor. Benden haberi bile yok. Oral bile de il. Yüzüme bakt nda da hepbana soruyor. Abdi gitti Hamza geldi, bunun bir yolu yok mu? Ba ka hiçbir eyi dü ünmüyor. Bu dü ünceonun ba alm gitmi , akl ndan ç karam yor. Belki de Hatçeyi dü ünüyor hep. Hatçe benden güzel miydiki?" diye yak yordu.Köyün içini dört dönüyor, boyuna da köyün d na ç p bostandan yana bak yor, ancak az k böylerahatl yordu. Ya haberi olur da beni hiç sevmezse, sevmedi ini söylerse, ölürüm, öldürürüm kendimi, diyegözüpek bir duyguda k vran yordu. Yüzü, çocuksu erkek bedeni hiç gözlerinin önünden gitmiyordu.Onu görmek iste i saçlar n köküne kadar bütün bedenini sar nca, yerinde duramaz olunca Kamer Anayageliyor:"Ana ölüyorum, Ana bir ey bul da ona götüreyim," diye yalvar yordu. Kamer Ana gülüyor:"Deli k z," diyordu, "bostana ta ya ta ya evde bir ey b rakmad n ki..."Gene de Seyran n bostana götürece i bir eyi buluyordu."Deli k m, güzeller güzelim, kadersizim, kimsesizim, umutsuzum, ne olacak senin sonun?"Seyran ba sonunu hiç dü ünmüyor, yaln z Memedi dü ünüyordu. Ona bir ey olmas n, onun t rna na tade mesin de Seyran vars n ölsün. Sevdadan ölsün, üzüntüden, Memedin ba na gelecek kötülüklerinkorkusundan ölsün...Seyran bir sabah Kamer Anaya gene geldi, o gece sabaha kadar gözlerine bir damla uyku girmemi ti:"Ana duram yorum. Ana bir ey bul da ona götüreyim."Arad lar, dü ündüler ta nd lar, bir ey bulamad lar. Ne varsa köyde, ne buldularsa evde hepsini bostanata lard . Süt, tereya , bal, çorap, mintan, te bih... Seyran her gün bir ey götürme bahanesiyle ancakbostana gidebiliyordu."Bu sefer de bir ey götürmeden git. Daha iyi olur. Bir ey götürmeden gidersen her gün neden bostanageldi ini daha iyi anlar. Birkaç gün de eli bo git, bu k z her gün niçin böyle geliyor, diye dü ünür."401

Seyran bunu yapam yordu. Eli bo , bahanesiz bostana gitmek onun için ölüm gibi bir ey olurdu. Gururunuinciten bir ey vard eli bo gitmede. Memedin kar na ç lç plak ç kacakm gibi bir duyguya kap yordu.Evin içini epeydir ar yor, tar yor dü ünüyorlar, bir ey bulam yorlard . Sonunda Kamer Ana:"Buldum," diye ba rd , hemen oymal ceviz sand a gitti, alelacele sand açt , arand , hemencecik dearad buldu. Sar kehribar emzi i elinde sallayarak getirdi Seyrana verdi: "Al," dedi, "bugünlük bu yeter.Yar na Allah kerim. Ba ka bir ey buluruz. Bu emzi i biz yeni evlendi imizde Osman Emmine Yörük A asKerimo lu getirmi ti."Seyran, Kamer Anan n boynuna sar ld , onu öptü."Kurban olurum Kamer Anama, insanl kl Anama, alt n yüreklime," dedi, sonra birden, daha sözünübitirmeden yüzü kederlendi. "O sigara içmiyor ki," diye elindeki emzi i Kamer Anaya uzatt ."Deli k z," dedi, "biz ne bilelim onun sigara içmedi ini. Al götür."Seyran n akl yatt , hemen yola dü tü. S cakta toz toprak içinde kalm , h zla, yar ko ar yar yürüyerek yoladü tü. Soluk solu a kal yor, terliyor, terler giyitlerinden d ar ya f yor, o bir an önce bostana yeti meyecan at yordu.kinci gün de bir tavuk k zartt lar. Üçüncü gün kaymak götürdü Seyran...

Sonra Seyran, Kamer Anaya gitmekten utan r oldu. Ak am basar, gün kavu ur kavu maz Seyran usulcakimseye gözükmeden evden ç yor, bostana geliyor, gözünü Memedin uyudu u çarda a dikiyor, gün

ymcaya kadar orada öylece bekliyordu.Sivrisinekler y n y n üstüne geliyor, Seyran n sinek kovmaktan kollar yoruluyordu. Sineklerhortumlar giyitlerinin üstünden bedenine bile geçiriyorlard .Bir gece Seyran olanca gücünü yüre inde toplad , sürünerek çarda n alt na geldi, gece boyunca Memedinsoluk al dinledi, rahatlad .Bostan n yöresinde sabaha kadar silahl bir adam dola -402yordu. K sa boylu, yere bast nda hiç ses ç karmayan bir adam. Arada s rada çarda n yan na geliyor, kulakverip çarda dinliyor, sonra da Narl la üstüne do ru ko arak uzakla -yordu. Seyran bunu Memedesöyleyemiyordu. Bir de, bu silahl adamdan dolay kendini Memedin koruyucusu san yordu. "O uyusun,yi idim, aslan m, ben onu beklerim," diyordu.Silahl karart bir gece geldi, geldi tam çarda n kar nda Savrunun k nda durdu, sonra da yardan aayaklar uzat p oturdu. K sa boylu bir adamd . Seyran onu karanl kta hayal meyal seçiyordu.Aya a kalkt , adam n üstüne yürüdü, adam hemen aya a f rlad , arkas döndü, kaçmaya haz rland .Seyran:"Dur," dedi. "Kimsin sen?"Adam bir kad n sesi duyunca durdu, bekledi. Seyran suyu geçip karart n yanma vard , sert sordu:"Kimsin sen? Ne ar yorsun burada her gece?"Adam:"Ben Ademim," dedi. "Ali Safa Beyin seyisba ... Bir at kaç rd k da, Bey bana dedi ki... Bey bana dediki... At yakalamadan gelme. Kaç ay oldu bilmem."Seyrana az k yakla :"Bac ," dedi, "biliyor musun bu at, at de il... Yaaa, hiç at de il. Bu at cin... Bu at bir iyi kimse, bir peri, birgörünmez... Bir bak yorsun kar nda, bir bak yorsun kayboluvermi ."Seyran nl üstünden at p:"Hani seni öldürdülerdi? Sen öldürüldün diye Yobazo lu-nu mahpusa att lar.""Bilmem," dedi Adem. "Ben hiçbir ey bilmem. Bu at cin, peri..."Arkas döndü, var gücüyle sel yata na do ru ko maya ba lad . Onlar n konu malar na uyanan Memed,çardaktan a atlad :"Kim o?" diye ba rd .Seyran hemen titreyerek yere yatt . Memedin sesini duyunca eli aya bo anm .Memedle Halil seslendiler, bostan n k ba tan a ara rd lar, kimseyi bulamad lar.403Seyran da lar n ba a ar ncaya, kuyruky ld gözükünce-ye kadar yatt yerden kalkamad . Orada eliaya bo anm titredi kald . S cak toprak ehvetli, yal ma kesmi bedenini daha da k zd yordu.40449

Derin uykular ndan silah sesleriyle uyand ld lar. Köy ku at lm , köyün her yan ndan silah seslerigeliyordu. Köylüler bunu hiç beklemiyorlar, bu i ler bitti san yorlar, rahat rahat uyuyorlard . Kur un sesleri-gittikçe yakla yordu. Az sonra köyün içinde duyulmaya ba lad .Bir yayl m ate i bir süre köyün içini tarad . Sonra birden kad n ç klar doldurdu geceyi. Atlar ki niyor,köpekler ürü- üyor, horozlar ötüyor, kad nlar ba yor, çocuklar a la yor-lard . Kur un sesleri sustu. Atgüpürtüleri çekildi, uzakla gitti.Sabaha kar bir kur un sa na daha geldi. Gene atlar ki -nedi, köpekler ürü tü. Uzun kad n ç klar köyü,ovay doldurdu. Kad n ç klar gittikçe uzakla , gecede söndü.Köylüler evlerden d ar ya döküldüler. Köye yeni gelenlerden üç k saçlar ndan sürükleyerek almkaç rm lard . K zlar n analar , öteki köylü kad nlar ulu dutun alt na gelmi ler, yanaklar yolupdövünüyorlard . Dövünüyorlar, Ali Safaya beddualar ediyorlard .Gece köyü basanlar köyde ne kadar s r varsa sürmü ler, yeni gelen köylülerin de atlar çalm lard .O gün köylüler hiçbir ey yapmadan, konu madan, kollar yanlar na dü mü , köyün içinde doland lardurdular.kinci gece atl lar gene geldiler, köyü kur unlad ktan sonra üç hu a ate verdiler.

Ertesi sabah Ali Safa Bey Durmu u köye gönderdi.405"Yetmedi mi?" diye sordu Seyfaliye Dursun Durmu . "Bey diyor ki, e er yetmediyse, e er daha köyü

rak p gitmeyecek-lerse bizim de daha birçok dü ündü ümüz var. Hani biz size karda dedik, akrabadedik..."Dursun Durmu elinin birini beline koydu, Safa Bey gibi arkaya kayk ld , onun gibi konu maya ba lad . "Birköy, be köy, u Adana Vilayeti bizimlen ba a ç kamaz. unu bilin ki köylüler, vatanda lar, hem dekarda lar, bir hafta içinde bu köyü b rak p buradan gitmezseniz, hem de diretirseniz, bu köyü yok bilin.çindeki adamlar , çocuklar , ku lar , k rlang çlar , tekmil canl lar yok bilin. Bir gece köyü ku ataca z.

Köyü ku att ktan sonra, rüzgarl bir gecede hem de, köye ate verece iz. Köyden hiçbir canl d arkamayacak. Ç kmaya u ra anlar vurup ate e ataca z. Ne vicdans z köylülermi siniz siz, alçaklar.

Herkesin tarlas neden b rak p gitmiyorsunuz?"At na atlad gitti.Az sonra köyü büyük bir heyecan sard . Kaç lan k zlar bitkin, ç lç plak, memeleri kan, bedenleri çürükiçinde köyün d na b rak lm lard . K zlar bir elleriyle önlerini, bir elleriyle de kanl memelerini kapamayaçah araktan sürüne sürüne köye gelmeye çal yorlard . Üstlerine çar aflar örtüp evlere ald lar. K zlar nüstünden say bilmedikleri kadar erkek geçmi ti. Üçü de hastayd .Karakoldan candarmalar geldiler. Köylüler candarmalara hiçbir olay n geçmedi ini, hiçbir ikayetleribulunmad söylediler.

efçe Kahya kendi kendini yiyordu. Ne dedim de söylemedim ona Memedin burada oldu unu, diye öfkedenkuduruyor-du. Geceyi bekledi. O lu, k zlar , torunlar , evde kim varsa hepsi uyuduktan sonra yataktanusulca s yr ld , giyinmesinin gerekli i yoktu, ak amdan giyinmi yata a öyle girmi ti, hemen yola dü tü.Çiftlik de köye ne kadar uzakt ? Sabaha kadar oraya varabilir miydi acaba?Gün do du unda daha yar yoldayd . Dü e kalka ancak ikindiye do ru Ali Safa Beyin çiftli inin kona navarabildi. Ali Safa Bey evdeydi. efçe Kahyay görünce onda bir i oldu unu anlad .406

efçe Kahya:"Yorgunum, ölüyorum, aç m, bitkinim Ali Efendi yavrum," dedi. "Seninle konu acaklar m var. Helekendime geleyim."Çok s cak vard . efçe Kahya ancak ak ama kendine gelebildi. Ona so uk, buzlu ayran, türlü, bir de turaçpilav ikram ettiler:

efçe Kahya yeme i yiyip bitirdikten sonra:"Konu acaklar z gizli," dedi. "Benim buraya geldi imi de bizim köyden kimse duymayacak. Yoksa beniöldürürler, hem de o canavarlar beni parça parça ederler. Ben u ömrümde canavar gördüm ama u bizimVayvay köyü gibi canavar görmedim. Allah onlara di versin de t rnak vermesin. T rnak versin de divermesin."Ali Safa Bey onu elinden tuttu kald rd , öteki odaya götürdü. Çok s cak vard ."Söyle A am," dedi Ali Safa. "Seni dinliyorum.""Sen beni tan mazs n Ali Efendim," diye ba lad efçe Kahya. "Senin baban benim en yak n bir dostumdu.Bir s ralar ikimiz de kahyayd k. Ben Vayvayda, baban Ç kç klarda... Kahya demek, yani imdiki muhtar

demek. Siz çocuksunuz yani, kahyal k devrine yeti mediniz. O devirler Al Osman n dünyay zapt etti idevirlerdi. te imdi senin ba nda büyük bir tehlike var. Onu haber vermeye geldim."Ali Safa Bey heyecanla:"Söyle emmi," dedi."Seni öldürecekler.""Kim?" '"Hem de tez günde.""Kim?"Tela z bir sesle:

nce Memed," dedi efçe Kahya. "Seni nce Memed öldürecek Ali Efendim."nce Memed nerede, ne zaman, ne oldu, kim, kaç ki i?" diye tela land Ali Safa Bey. Korktu u ba na

geliyordu."Çok dü ündüm, iki ayd r dü ündüm. Söylemeyeyim dedim ama dayanamad m. Ölümünü istemedim. teimdicik de senin evine geldim, hem de kara haberi veriyorum."

407"Anlam m," dedi Ali Safa Bey. "Arkas nda böyle birisi olmasa köylü bu kadar diretemezdi. imdianla ld .""Anla ld ya...""Onlar nerede imdi, nas l, ne yap yorlar?""Dur Ali Efendi, sab rl ol! Bir geceydi. ki mi, üç ay m ne önceydi. nce Memed köye gelmi dediler. Dut

ac n alt na vard m ki, ne görürsün, ortal k mah er... Kalabal yard m, yanlar na vard m. Ortaya ateyakm lar. Hal lar, kilimler sermi ler dutun alt na. Seyfali üç koyun kesmi . Konu uyorlar. nce Memeddedikleri bir ince, s k gibi uzun adam. Allah boy vermi ki, boy vermi . Kavaklar gibi ran p durur. Niyegeldin diye sordu Seyfali, ho gelip safalar getirmi sin ya, hacetin ne diye sordu Seyfali. Uzun boyunluSeyfali. O da Ali Safay öldürmeye geldim dedi. Köylülere zulmetti ini duydum, onu öldürmeye da lardanÇukurovaya indim, dedi.""Demek böyle dedi ha?""Böyle de dedi, daha çok eyler de söyledi. Bana Memed demesinler, y kmaz isem konaklar , dedi. Abdiyiöldürdüm, dedi, Abdi hiç, Ali Safay öldüreceksin ki dünyaya, tekmil da lara, Ankaraya kadar nam nyürüyecek. Güldü, çok güldü. imdi onun, o Ali itinin hiç haberi yok, diyordu. Ölece inden, onun Azrailininda lardan indi inden hiç haberi yok, diyordu.""Desin," dedi Ali Safa. "Ben ben, ben ben ben... Kaç ki iydiler?""Çok, çok... Hepsi de silahl yd lar, s rma fi eklik ku anm lard . Çok ki iydiler. Gözleri çelik gibiydi. Yeminediyordu boyuna. Korkmay n köylüler, diyordu. Ben ya ad kça korkmay n. Ben sa iken aha sultanaeyvallah etmeyin. Hepsinin hakk ndan gelirim. Elleri kocamand . Bir elleri vard , al ku un pençesinebenziyordu. Ben bir Ali Safay öldüremedikten sonra ne demeye nce Memed olmu um da da laradü mü üm, diyordu. Da lar ahini olmu um. Ona, yan ndakiler bir de ad takm lar. nce Memed demiyorlarona, hep ahin diyorlar."

imdi nerede, köyde mi?""Ne kurnazd r o, ne kurnaz! Köyde kal r m hiç o? Bizim köyde bile bir o gece kald . Ben, diyordu, zaten buÇukurovada kalmayaca m. imi göreyim, tez günde u Ali Safan n kan408içeyim de u yaz s ca nda yüre im so un da da lar ma çekileyim. E ya adam n bir yan da da, bir yanba da olmal . Onu öldürünceye kadar Çukurovadan ç kmam, diyordu da ba ka bir ey demiyordu."

imdi nerede olabilir, bir duymu lu un var m ?"Sesi iyice titriyordu."Var," dedi efçe Kahya. Aaah, diye geçiriyordu içinden, aaah! O gün, köye geldi ini söyleseydik, nceMemedin Çukurovaya indi ini... Bu mendebur bütün bu i leri, korkar da ba za getiremezdi. Ali SafaBeyin is karas yüzü gittikçe ye ile dönüyor, efçe Kahya da bundan dolay sevinç içinde kal yordu.

imdi o, bir, Hemite da nda olabilir. Hemite da nda top ziyaret a ac n alt nda... ki, Anavarza kalesindeolabilir. Üç, Karatepeye do ru geçebilir. Onu bu ovada aramamal . Çok kurnaz bir e ya bu ince, uzunherif."Ali Safa Bey durdu, dü ündü, gözleri parlad . Bütün bedeni bir s tmada yand , is bula gibi kararmyüzü k zard . Sonra da so uk terler döktü.

efçe Kahya:

"O kan içici öldürecek seni," dedi. "Mukayyet ol. Bir de diyordu ki, benim arkamda çok büyük bir adam var.Ali Efendi ne bilsin benim arkamdakini, diyordu. Benim s rt dayad m adam Ali iti bilse, diyordu, ha ahuzurdan, Ali iti, diyordu! Ali itinin duda çatlar da korkusundan, sizin köyü de il, u Çukurovay ,Anadolu topra b rak p da Akçade-nizin ötesine kadar kaçar. Ama duymas n, kaçar da onu öldü-remem.Aman n, aman n, aman n ha duymas n! Bu itler korkakt rlar, bu alçaklar tav an gibidirler, yüreksizdirler.Aman n kaçar, duymas n. Her eyi duysun da bes bunu duymas n, diyordu."Ali Safa hemen at ld , gözleri yerlerinden d ar ya f rlad :"Söyledi mi?" diye ba rd . "Kimmi o?""Söylemedi," dedi efçe Kahya gerinerek. "Ne kurnazd r o! Hiç söyler mi? Ama çok büyük bir adamoldu unu, Ankara-da oturdu unu duydum.""Biliyorum," diye aya a f rlad Ali Safa Bey. "Biliyorum."409Sonra geldi efçe Kahyan n kar nda durdu, ya adam n elini ald öptü, ba na koydu."Sen hayat kurtard n babam n arkada ," dedi. "Her eyi tahmin etmi tim ama, nce Memedin beniöldürmek için Çu-kurovaya indi i akl ma gelmemi ti."

efçe Kahya:"Sen haks zl k ettin," diye onun elini tuttu ok ad . "Sen çok haks zl k ediyorsun insanlara Ali Efendim.Haks zl k hiçbir zaman iyi de il."Ali Safa elini ondan çekti ald , sözün sonunu neye ba layacak diye ta kesilip bekledi."Yobazo luyla Ferhat Hocay hapsettirmekle iyi etmedin. Birisi Allahm has adam , öteki f kara bir garip.Zeynelle Ademi de onlar öldürmediler, nce Memedin çeteleri öldürdü. Senin evini de her gece kur unatutanlar onun çeteleri. Bizim köyün de k zlar kaç rt p rzlar na geçirdi in iyi de il... Yapma bir daha AliEfendim. Seni öldürürler. Bu gece de iyice saklan. Bu gece de ilse yar n gece kona uçuracaklar.Duydum ki nce Memed yüz ki ilik bir çeteyle gelip senin kona basacakm . Ferhat Hocay b rakt r.Atlar , ineklerimizi geri ver."Ali Safa:"Vermem!" diye ba rd . "Ya Vayvay köyünü topraklar mdan kaç m, ya da ölürüm."Sonra döndü, odan n kap aç p a ya ba rd :"Atlar çekin!"

efçe Kahyaya gene geldi. efçe Kahya ayaktayd , onu kucaklad ."Sa ol, var ol," dedi, f rlad . A da atlar haz rd . Sekiz ki i birden atlara atlad lar, kasaban n yolunututtular.nce Memedin Anavarzada görüldü ü, ba nda otuz ki isi oldu u bir anda bütün kasabaya, kasabadan da

bütün Çukuro-vaya birkaç gün içinde yay ld . Haber geri Ali Safaya ula nda de mi , bamba kaolmu tu. Memedin ba ndaki çetesi otuz dört ki i de il yüz seksen dört ki iydi. Memed Anavarzadagörülmü de ildi yaln z, oraya karargah da kurmu , bütün a alara beylere, hükümete meydan okuyordu.Diyormu ki, "Benim can m sa oldukça u fakir f karay ,410tüyü bitmemi yetimleri u hükümete, kan içici a alara beylere yoldurmayaca m, icap ederse de onlar nhepsini ortadan kald raca m. A alara son!"

alar, beyler korkmaya ba lad lar. u yoksul köylüler, bu canavarlar sürüsü zaten bir k lc m bekliyordu.alar n beylerin ta derinlerdeki, aç a vuramad klar ezeli korkular yd bu. ' •

nce Memed der ki diye ba layan türküler de gelmeye ba lad kulaklar na. Halk bir eyi türküye sokarsa, çokbir tehlikeliydi bu. u Çukurovadan ç kmam, y kmay nca konaklar ... nce Memed der ki da lar ba nda,candarmalar koç yi idin pe inde, gece gündüz a alar n dü ünde, beyler korkar yüce da da kartaldan.Ali Safay bu türküler daha korkuttu.Vayvay köylüleri seviniyorlard . Helal olsun nce Memede, ahine, yüce da kartal na, helal olsun. Can z,var z, çolu- umuz çocu umuz ona kurban olsun, diyorlard .

zlar n namusu gitmi , s rlar sürülmü , atlar çal nm , evleri yanm , adamlar hapsedilmi ti ama,zgelir, nce Memed Anavarza kayal klar na ç km meydan okuyordu ya... Ali Saf an n can almaya

ahdetmi ti ya... Gerisi ne olursa olsun. Da lar kartal , ahinler ahini.nce Memed üstüne ç kan türkülerin en güzelleri, en dilden dü meyenleri Vayvay köyünden geliyordu. Kim

yak yordu bu türküleri hiç belli de ildi.Koca Osmansa, Allah Allah, diyordu, kaç tane nce Memed var u dünyada acep? Bizim bildi imiz nceMemed bostanda yat yor, Köse Halilin yan nda. Gündüz külahl , gece silahl m acaba bizim o lan?

Bir sabah Anavarza kayal klar nda candarmalar n nce Me-medi ku att klar duyuldu. Yer gök candarmayladolmu , nce Memede kur un dü üyorlard . O gün nce Memed bu kadar candarmayla tek ba na dövü mü .Adamlar da yan nda yokmu . Kozan üstüne gitmi lermi . Memed onlara siz gidin demi , ba za bir halgelmesin. Ben bunlarla bir ba ma dövü ürüm. O gün candarmalar kayal klardan Ceyhan rma na kadar tekba na üç kez ovaya sürmü nce Memed.411Anavarzada sava sürüyor, durmadan da köylere böyle güzel, umutlu, iç aç haberler ula yordu.Vayvayl lar o gece sabaha kadar uyumay p Anavarzadan haber ald lar. Memed bütün gece de tek ba nacandarmalara kar koydu. Analar ndan emdi i sütü burunlar ndan getirdi. Memed a alardan ba ka insanöldürmezdi. Yoksa isteseydi bu candarmalar n hepsini öldürürdü.Bostandaki nce Memede de Koca Osman, Seyran olan biteni bir bir haber veriyorlard . O da sabaha kadargözünü k rpmadan Anavarzada yüzlerce candarmayla dövü en nce Me-medin ak betini bekledi.Sabahleyin candarmalar bütün Anavarzay ele geçirdiler. Silahlar susmu tu. Sava anlar da vurulmu lar, yada kaçm lard . Candarmalar Anavarza kalesinin kayal klar nda her deli i, her kovu u arad lar, hiçbircanl yla kar la mad lar. Bir y lan, bir kertenkele bile görmediler. Arad lar tarad lar, Torosun kalesininiçinde biribirlerine sokulup titreyen iki delikanl buldular. Candarmalarla dövü enler bunlard . Yandanyönden ba ka tüfek sesleri de duymu lard ama kim olduklar bilmiyorlard .Delikanl lar ilk gün candarmalara kar k vermi ler, sonra kaçm buraya s nm lar, burada bir ölüm kal mtitremesine tutulmu lard . Üstlerine, yanlar na yönlerine bir buçuk gün durmadan kur un ya . A yaba lad klar dört at n dördü de vurulup ölmü , i te orada yat yorlard .Sar n, uzun boylusu konu uyor, esmer olan bir titremeye tutulmu , di leri biribirine çarp yordu.Sar n delikanl :"Biz," diyordu, "Yüzba m, Ya mur A an n h rs zl k çetesine iki ay önce girdik. Bizi bir usta h rs n yanmaverdi Ya mur A a, talim ettik. Bu atlar Endel köyünden h rs zlad k, gelirken yolda candarmalar uzaktangördük, kayal klara s nd k. Tövbe bir daha at h rs zl na. Bin tövbe.""Bu silahlar size kim verdi?""Ya mur A a."Yüzba Faruk, konu an delikanl ya bütün gücüyle bir tokat att .412"Ya mur A an n ad bir daha a na al rsan z sizi öldürürüm," dedi.Yüzba Faruk deliriyordu. Bu nce Memedi nas l, nas l ele geçiremiyor, her seferinde kaç yordu?Çukurovamn ortas ndaki, u ada gibi kayal klarda da bu adam böyle elden kaçar giderse. .. Demek ki hiçyakalanmayacak.Yüzba ," u yaz s ca nda, tozun topra n içinde Çukuro-vada dört dönüyor, Hemite da ndan bir haberal yor, oraya ko uyor. Karatepeden, Kazmacadan, ta Nurhak da lar ndan, Akdenizin k ndaki Payastanbir haber al yor, oralara ko uyordu. Onun Çukurovada bu ko turmalar bir tek i e yar yordu, o da Memedhakk nda türlü efsanelerin ç kmas na...Her çarp madan sonra, kayal klardan bir ak ahin f rl yordu gö e, k gibi parlak, apak bir ahin... Çok

zl uçuyordu, kur un ula maz, göz görmez.Bütün bu efsaneleri bostandaki Memed de duyuyordu.Bu arada Yüzba , Memedi arar, onunla çarp rken, on sekiz tane at h rs , alt tane de küçük e yayakalad .Memedi bir türlü bulamayan, kar la zaman da onu elinden kaç ran Yüzba Faruk çileden ç kt . Memedefsanesi de gittikçe büyüyordu. Bu da onu daha çok çileden ç kar yordu. Bundan dolay da önüne gelenköylüyü yat nyordu daya n alt na.ki gün iki gece Anavarza kalesinin dibindeki Anavarza köyünde kald . Köylülerin hepsini, genç, ya

demedi, s ra daya ndan geçirdi. Ve iki gün sonra candarmalar yla köyden ayr ld nda hiçbir köylü yerebasam yor, ayaklar havaya dikmi ler durmadan oflay p inliyorlard .Memedin yerini bilseler söylerlerdi, bilmiyorlard ki... Ama Yüzba inanm yordu. Bu asi, bu alçakköpeklerin hepsinin, hepsinin haberleri vard , onun nerede oldu undan. Ona tap yorlar, onu ilahi bir güçhaline getirmi ler. Onun hakk nda her gün, onun insan üstü bir yarat k oldu unu gösteren bir hikayeuyduruyorlard .Yüzba , Memedin tepesinin üstünde dolanan ahin hikayesine, y ld m muskas na kahkahalarla gülüyor,hiçbirisine inanm yordu ama, gene de Memedle çarp maya ba lad yerlerin gö ünde gözleri bir ak ahinar yordu.

413nce Memed nerede?"

"Ne gördüm, ne bilirim, ne de ad duydum.""Ad da m duymad n?""Duymad m.""Yat n unu!"Adam yat yorlar. Ayaklar kan içinde kal yor, yüzünde gözünde çizme yaralar ... Bedeninde süngü izleri..."Duymad m. Hiç, hiç bilmem."Tozlu köyü, Mecidiye göçmenleri, Öksüzlü Türkmenleri, Narl la köylüleri, Dedefak lar... Hiçbirisi nence Memedi görmü ler, ne de onun ad duymu lard .

En sonunda s ra Vayvay köyüne geldi. Yüzba Faruk Vay-vay köyünde bir hafta kald . Herkesi birkaç kezsopa alt na çekti. Çocuklar , kad nlar bile dövdü. Koca Osman bir hafta kan i edi. Ölecek diye korktular. Birhafta say klad ktan sonra ancak kendine gelebildi. Yüzba Seyfalinin t rnaklar kendi eliyle söktü.Köyde bir tek ki iyi, yaln z efçe Kahyay dövmediler, yalanc ktan olsun ona bir tek fiske bile vurmad lar.Köylü bundan hiçbir ey anlamad ."Ya nce Memedin yerini bana haber vereceksiniz, ya da sizin hepinizi döve döve öldürece im."

nce Memedi ne gördük, ne biliriz, ne de ad duyduk."Köylüler a yorlar s zl yorlar, ç rpm yorlar ba yorlard ama a zlar ndan da bundan ba ka bir söz

km yordu.nce Memed, ahinim."

414Her sabahki gibi bu sabah da gün aç rken Halil eline bir tutam ye il ot al p ata do ru ayaklar n ucunabasa basa gitti. Ye il otu ta ileriye uzatm , gözü atta... At hiç k rdam yor. Her eyden habersizmi gibi saart aya karn na çekmi duruyor. Kulaklar dü ürmü , yelesi taranm gibi düzgün, kuyru unun bir

sm sa n üstünde kalm . Bugün her günkünden daha çok teslim olaca a benziyor. Memed solu unututmu baz duran, baz ata do ru yürüyen Halile bak yor. Halil, geh geh, geh, diye elindeki otu usul usul atado ru sall yor. Bir ad m at yor, duruyor, at n ye il ota gelmesini bekliyor. At bakm yor bile.Halil vard vard , sa elindeki otu soluna geçirdi, at n bir ad m ötesinde durdu, elini uzatt , atm boynunadokundu. Uzun, parlak, düzgün ya z boynu ok amaya ba lad . At ba Halile çevirdi bakt . Halil, kendiniata be endirmek için olacak, geni geni , a kulaklar na vararak ata güldü. Biraz da dalkavukça bir gülü tübu. Memed de onunla birlikte ata güldü. Halil o bir ad da at p yeniden atm boynunu ok amak isterken atbirden do ruldu, kulaklar dikildi, tam bu s ralar Halil onun yelesinden yakalam , at iki üç kez aha kalkt .Halil iki kolunu boynuna kenetlemi ti, at birkaç kez var gücüyle silkindi, Halili dü üremedi. Kendiyöresinde f ldak gibi dönmeye ba lad bütün h yla. Halilin ayaklar , gövdesi havada uçuyordu. At n

na, gücüne Halilin gücü daha fazla dayanamad , kollar çözüldü, ta uza a f rlad , yere dü tü. Baldac . At biraz415daha kendi yöresinde döndükten sonra durdu, yerden kalkmaya u ra an Halile bir göz att , sonra bostan nortas ndan, ayaklar yumu ak topra a gömülerek geçti gitti yemye il, taze, yunmu ar nm sazlar n içindedurdu. Sazlar onun karn , sa örtüyor, yaln z dik, uzun boynu, dikilmi kuyru u d ar da kal yordu.Sabah ayd nl nda, ko mu at n s rt da inceden bu ulan yordu.Köse Halil bitkin, soluk solu a geldi."Bugün teslim oluyordu, teslim olmu gitmi ti ama gözüne bir eyler ili ti de korktu. Burnunu gördün müMemed," dedi, "amma da kocaman aç yor, körük gibi soluyordu."Memed gülüyor:"Teslim olacak," diyordu. "Usul usul al yor, ilk günler böyle miydi? Belki yar n yakalars n."Halil:"Yakalayaca m," diye geriniyor, köse çenesini ok uyor. "Yar n sabah onu yakalayaca m. Bak uza a dagitmedi bugün, orada duruyor, gel Halil beni yakala diyor. Ya ma m var! Yaka-lanacaksa aya ma gelsin.Bu hayvan milleti var ya, beni bir sever, bir severler... Hepsi. Bana y lan bile dokunmaz. Y lan bile."Memed:"Sivrisinekler bile," diye güldü.Halil çok ciddi:"Bana sivrisinekler bile dokunmaz. Ben cümle mahlukat n derdinden anlar m.Memed:

"Dilinden de... Sultan Süleyman gibi.""Süleyman gibi," diye tekrarlad Halil. "Süleyman gibi... Her adam n bir hüneri var. Beni de kurt ku sever.Benim hünerim de bu."Kendi kendine konu arak çarda a gitti, çarda n dire inde as palaskas çividen ald , bir ince sö üdüngövdesine iyice ba lad ktan sonra cebinden Elbistan çak ç kard , hayranl kla bak p: "Halis çelik,"dedikten sonra çak açt , palaskaya bir iyice tükürdü, k lavlamaya ba lad .Bir haftad r Halil her sabah kalk yor, önce atla cebelle iyor, sonra da b ça ak ama kadar k lavl yordu.416"Bugün kaz yaca m sakal , az sonra," dedi Memede. "Öyle bir keskin oldu ki de meyecek bile. Bir desabun buldum, kokulu. Seyran bac n getirdi i kolonyay da süreceksin."Memedin sakal uzam , ka yordu. Çok sakall gezmi ti, ister istemez. Ama bugünler hiç sakall olmakistemiyordu. Bu lanet Köse de bir'türlü çak keskinle tiremiyordu ki... Bu gidi le çak n k lavlanmas bir

l sürebilirdi.Köse tam ku luk vakti: "Tamam," dedi. "Oldu ki, çir gibi oldu."Memedi çarda n merdivenine oturttu, boynuna bir havlu ba lad , su zaten kt , sabunlad yüzünü,sabunlad köpürttü. Usta bir berber gibi çak iki parma aras na ald , yukar kald p bakt ktan sonraba lad . Memedin uzam sakal n bir parças , yüzü hiç incitmeden götürdü.Memed: --"Ya a Halil karda ," dedi. "Eline sa k. Çok çal n ama, ne de keskin yapt n, duymuyorum bile. Elin çokhafif."Gözlerini kapay p kendini Halilin keskin çak na b rakt .Halil az sonra bütün yüzü kaz bitirdi, y kad sildi. Seyran n getirdi i kolonyadan da bol bol sürdü."Kalk art k, geçmi olsun arkada ," dedi.Memed:"Sa ol Halil," dedi. "Ne de güzel. Hiç duymad m."Yürüdü. Sonra akl na dü mü gibi arkas na döndü:"O adam bugün gördün mü?" diye sordu.Halil:"Gördüm," dedi. "Gece yar na do ru çok uzaktan geçti, yukar ya do ru gitti."Memed sorusuna kar k ald halde yürümüyor, duruyordu.Halil onun neyi bekledi ini anlad :"Seyran bac bu gece gelmedi," diye çabucak söyledi. "Bugünler köyün ba nda çok i ler var. Bu gece onugöremedim."Adem at bostanl a dadand dadanal her gece sabaha kadar bostan n yöresini uzaktan dolan p duruyor,bostana bir türlü yakla am yordu. At n her gün tanyerleri madan bostana417gelip, orada a açlar n alt nda durdu unu biliyor, gene de bostana yakla am yordu. Bostandan ölümdenkorkar gibi korkuyordu. Adem bütün hayat nda bostandaki adam kadar ni anc bir adamla kar la mam .O kadar uzakl ktan neredeyse tüfe in yal na ate eden adam onu vuracakt . K l pay kurtulmu tu. O günbugündür de bu adam n kim olabilece ini izliyor, bulam yordu. Birisi Köse Halildi. Onu y llard r tan yordu.Ötekisi bir yabanc yd . Çocuk kadar cüssesi vard ama, kur unlar s kan Köse Halil olamazd . O yabancturnay gözünden vurur bir bela adamd .Merak nce Memedin Çukurovada oldu unu duydu u güne kadar sürdü. Sonra dü ündü. Böylesine belalbir ni anc olsa olsa nce Memed olabilirdi. Bu adam nce Memed de olsa, Adem de gitse onun yerini AliSafa Beye söylese, candarmalar da bir gece bostan sarsalar, yakalasalar onu, i te o zaman bu cin, peri soyu,bu pis at kovalamaktan da kurtulur, eski itibar gene kazan r, kar n hasret kald s cak koynuna,çiftli in rahat na gene kavu urdu. Ya bu adam nce Memed ç kmaz da candarmalar bo u bo una gelir debostan sarar, eli bo dönerlerse, i te o zaman seyreyle sen gümbürtüyü. Bir de kad n vard bu bostan nyöresinde her gece dönüp duran. Bir tuhaf bir ey bu bostan. Korkulu bir yer. At da gidiyor oraya s yor.Adem ikircik içinde günlerdir k vran yor, korkuyla bostan n yöresini sabahlara kadar uzaktan dola yor,oraya iki ad m daha yakla maya cesaret edemiyordu.Memed Savrun çay n ba na gitti, bir ya sö üdün köküne s rt verdi oturdu. Su ayd nl kt . Küçükipiltilerle ak çak l ta lar n üstüne serilmi ak yordu. Memed gözünü bu ayd nl k içindeki suya dikti. Suancak ayak bileklerine ç kacak kadard . Yar d ar da kalm iri çak lta lar nm s rtlar kurumu tu. Yaln z

Memedin önündeki yer dahaca bir derindi. Alt da çak lta lar yla de il, kal n, renkli kumlarla dö eliydi.Küçük bal klar suyun dibinde daha ayd nlan p klanarak yukar lara do ru arka arkaya ürkek kay yorlard .Suyun yüzünden önce bir yaprak geçti. Sonra çok iri k rm bir e ekar ölüsü... Sonra da kocaman birturuncu kelebek, bir ku kadar, kanatlar suyun yüzüne indirip sermi , öylece418geçti. Turuncu kelebek ölü de ildi. Ya da Memede öyle geldi. Suyun dibine dü mü gölgesi kendisiylebirlikte ak yor, a da, ak çak lta lar nm üstünde büyüyor, küçülüyordu.Çok güne vard , a r bir s cak ovay kas p kavuruyordu. Göz aç p da kimse uzun bir süre bu topra eriten

ca a bakam yordu. Yol yol, iplik iplik çekilen, de di i yeri eriten bir s cak çökmü tü. Az sonra u akan suduman olup uçacak, çak l-ta lar eriyip çatlayacak, suyun topra yar k yar k olacakt , s caktan... Bu su böyleayd nl k, böyle güzel, u hayal meyal gözüken da lardan geliyordu. Kayal klar n, çamlar n, gürgenlerin, ulusedirlerin aras ndan süzülüp kaynayarak, durgunla p co arak, köpüklenerek, düzlüklerce çak lta larmyay p, derin koyaklarda s arak...Memed bu Savrun suyunu çok iyi tan yordu. E yal k, çocukluk günlerinde bu suyu boydan boya izlemi ti.Suya bak yor hayal kuruyordu. Günlerdir de ilk olarak hayal kuruyordu. Abdi gitti Hamza geldi, günlerdirilk olarak akl ndan ç km . Bir burgu gibi beynine i leyen bu dü üncenin akl ndan ç kt n fark na varsakim bilir ne kadar ard .Seyran onu seviyordu. Bunun fark na daha ilk gününden varm , birkaç gün ikircik içinde kalm , sonra daonun kendisini sevdi ine bir iyice inanm . K z yan p tutu uyor, deli oluyordu. Bu kadar onurlu bir k zkendisini verse verse ancak bu kadar ele verebilirdi. Sabaha kadar gelip bostan n yöresinde dola masMemedin çok ho una gidiyor, damarlar ndaki kan co turuyordu. Seyran dü ündükçe delirmi kandamarlar nda ko turup duruyordu.Seyran n bostan n yöresinde döndü ünü, hem de kendisi için, sevdadan dört döndü ünü gördü ü gecedenberi de uyumuyor, gözleri karanl k yollarda onun karart ar yor, bulunca da tattan mestoluyor, kendindengeçiyordu. Bir de Seyran için çok korkuyordu. F karanm ba na çok i ler gelmi ti zaten, bir de bu gecelerdeona bir ey olmasa bari.Bir gece Seyrana gözükmek, onun elini tutmak... Bunu deli gibi istiyordu ama bir türlü de yapam yordu*.Sevilmek duygusu onu bamba ka bir insan etmi ti. imdi o da yaln z Seyran dü ünüyordu. Kadife gibiyumu ak, lacivert gözlerini... Böyle-419si s cak, yak , sevgi dolu, dost, insan, saf bir gözü insan soyu görmemi ti. Yüzü, gamzesi, dudaklar ,inan lmayacak kadar güzel teni... Uzun boyu, yürüyü ü, sal ... Sanki topra a basmadan yürüyordu.Seyran gözünde büyüyor, daha da güzelle iyordu. Her gece uyan yor, Seyran n ayak seslerini dinliyor, içiiçine s yor, sonsuz bir sevginin s cakl nda kendinden geçiyor, çardaktan iniyor, ona varmak, elinitutmak istiyor, bir türlü yapam yor, s nd a ac n kökünün orada büzüldükçe büzülüyor, bir sevgi

rt nas na tutuluyor titriyordu, usuldan, için için, k k... Seyrana nas l dokunulur, öyle bir güzelli in nas leli tutulurdu, Memedin bir türlü akl alm yor, onu dü ündükçe de hep ba dönüyordu. Bir de Seyrana çokac yordu. Onu, onun sevgisini dü ünüyor, gözleri ya içinde kal yordu. Nas l olsa bir gün öldürülecekti.Öldürmeseler de uzun bir süre burada kalamazd . Bir ba kald rman n ate inde kavruluyor, kafas , yüre i,elleri ayaklan, saçlar , bütün bedeni bir ate te zang r zang r sars yordu.Böyle zamanlar nda bir s tman n hummas nda bedeni yal ma kesmi ken o çelik p lt geliyor gözlerineoturuyor, kafas nda da sar alt n, güne p lt savrulup duruyordu.Anavarzan n üstünde bir gökyüzü gördü. Bir de hiç k ldamayan bir ak bulut... Gök ne kadar mavi, bulutne kadar akt ... E ildi elini suya dald rd , su parmaklar ndan süzüldü. Su ne kadar ayd nl k, su de ildi akan,

kt . Köse Halil bostan n içinde yürüyor, teveklerin kökünü kaz yor, dolduruyordu. Köse Halil ne iyi, nedost, ne can adamd .Yüzba Faruk, Anavarza sava ... Sava ta üstlerinde dönen ak ahin, Yüzba n Çukurovada kayadankayaya, da dan da a ko mas ... Sonra köylüleri sopan n alt na yat p kan i etmesi... Kendi yüzünden. KocaOsmana adam k yar m ? Belki yüz ya nda var. Bunlar dü ünmeyi hiç istemiyordu. Yüre- indeki ac nbaz günler derisinin alt ndan d ar ya ta duyuyordu.Bunal yor, çaresizlikle k vran yor, Köse Halilin duyaca na bile ald rmadan bas bas ba yordu:"Öldür beni, öldür beni, öldür beni de kurtar," diyordu.420"Ya bana bir ç yolu göster, ya da beni öldür yarabbi. Beni içine att n bu cehenneme dayanam yorum.Çatlayaca m."

Koca Osmanm yedi i daya ta yüre inde duymu : "O kocay dövmeselerdi de beni, beni öldürselerdi.Nolur, nolur beni öldürselerdi," diye sabaha kadar inlemi , toprakta debelenmi -ti.Birden gecede delice aya a f rl yor, tüfe ini kap yor, ko arak bostan ç yor, Anavarzaya a gidiyor,sonra birden akl na, Abdi gitti Hamza geldi dü üncesi saplan yor, eli aya çözülüyor, çaresizli in topra na,ate ine oturuyor, orada kalakal yordu. Böyle kaçt gecelerde onun arkas b rakmayan Halil, onu birçukurda, bir çal dibinde yumulmu , kendinden geçmi buluyor, koluna girip bostana geri getiriyordu.

ra çenesine aynen Köse Halil gibi eliyle dokundu. Gölgesi suyun dibine dü mü tü. Gölgesinin üstündenbir bal k sürüsü geçti. Gölgeden ç kan bal klar n uçan gölgeleri ayd nl k çak lta lar n üstüne serpildi.Ortal k hay t koktu. Çukurovaya indi ineli Memedin burnu ilk olarak da bugün koku al yordu. Kokuya hasretkalm . Hay t kokusunu doya doya içine çekti. Belli belirsiz esen bir yel dalgas bir su püreni kokusunu dagetirdi hay t kokusunun ard ndan. Çocuklu u geçti hayal meyal gözlerinin önünden. Kulaks z smailinde irmeninin oralarda çok su püreni olur, güzel kokar, anas su püreni çal ndan süpürge yapard . Memed,Kulaks z smailin vuruldu unu daha duymam . Hep yakalad klar nda Kulaks za ne yapt klardü ünmü tü. Kulaks n onu kar lay , sonraki davran dü ündükçe, u insano lu anla lmaz biryarat k diyordu. Kulaks dü ündükçe mutlan yordu.Sonra ortal k p rak koktu. P rak Çukurova koku uydu. S cakta Çukurova hep ac ac p rak kokard . Buyang n topra ...Aya a kalkt , yönünü köye döndü, usul usul tozutan yola bakt , kimse gelmiyordu. imdi öylece yoladü se, Seyran n evine varsa "Ben geldim Seyran," dese ne olurdu? Seyran ne yapard ? Yanaklar al al olur,yüzüne bakamazd . Güzel gözlerini yere diker, bir daha kald rmazd . Uzun, güzel boynu...Oturup gözlerini gene suya dikti. Seyran kar ndayd .421Seyran n yüzünden ba ka hiçbir ey görmüyordu. Seyran n yüzü türlü türlü oluyor, a yor, gülüyor,ba yor, öfkeleniyor, yumu uyor, sertle iyordu. Memed hayran, yaln z bu gözleri görüyor, ba ka hiçbireyi dü ünmüyor, konu muyor, duymuyordu. Bir yumu ak büyüde kendini yitirip, sonsuz bir tatta k k

sevgisinin dibine çöküyor, bir dü ten büyüye, bir büyüden dü e gidip geliyordu.Dayak yiyenleri, Koca Osman , bekledi i Topal Aliyi, Ali Safan n zulmünü, candarmalar , Abdiyi,Hamzay , ölümü, ayr , her eyi unutmu gitmi ti.Kar da, otlar n arkas nda uzun, k rm bacaklar yla salla-na sallana leylekler dola yorlard .O gün ak ama kadar kalkt kalkt köyden yana bakt , geldi suyun ba nda oturdu, suyun ayd nl k dibini,suyun üstünde ak p gidenleri izledi. Ak am dar etti. Seyran ak amlar gelmiyordu. Ço u zaman geceyar ndan sonra bostana geliyor, oraya her zamanki yerine büzülüp uyuyordu.Memed o gün Köseyle de hiç konu mad . Köse Halil Me-medin bu halini anl yordu.Yata a girdi uyuyamad . Yataktan ç kt , bostan dola . Köyün karanl k yollar na döndü döndü bakt .Anavarzan n üstüne do ru sarkm ay, daha batmam ama, neredeyse kayal klar n arkas na inecekti.Bostan n d na ç kt , Ademin dola gibi oralarda dola maya ba lad . Baz geceler bu vakitlerde at do uyönünden doludizgin gelir, Anavarzaya a akard . Sonra afa a kar da bostan birkaç kere doland ktansonra, suyun derinle ti i ç nar n alt nda durur uzun uzun sulan r, sonra da gelir ilerdeki a açlar n yan ndakitümse in üstünde dikilirdi.Adem gene dola maya ç km . Memed onu görmeden çok önce o Memedi görmü kaç yordu bile.Adem uzaklarda, solup giden ay nda çok uzun bir adam göründü Memedin gözüne.Derken ay batt . Memed gündüz oturdu u yere vard oturdu. Ayaklar da suyun içine soktu. Su az kserinlemi ti. kindiüstü ç kan garbi yeli daha usul usul esiyordu. Arada bir duruyor, sonra gene usuldanesiyordu.422Memed bir ayak sesiyle irkildi ama yerinden k rdamad . Seyran ürkütebilirdi. Seyran usulca geldi, suyugeçti, vard her zamanki oturdu u yerde büzüldü. Y ld z klar az önceki fersiz ay ndan güçlüydü ya,Memed, Seyran n karart ancak hayal meyal görüyordu. Seyran n ayak sesini duyar duymaz eli aya ,bütün bedeni bo anm , yüre i küt küt at yordu. Birkaç kez aya a kalk p Seyrana gitmeye yeltendi, yüre iöylesine çarp yor, öylesine bir titriyordu ki, kalkm ken gerisin geri oturmak zorunda kald . Neden sonrad rki zar zor kalkabildi. Seyrana yürüdü. Seyran kendine do ru geleni gördü, a aç gövdelerinin arkas na aya akalkmadan kayd , suya do ru sürünerek çekildi.Memed ona bir ey söyleyecek oldu, sesi bozuldu. Ne söyledi ini kendi de bilmedi, sustu. Seyran sesi tandurdu. Memed heyecandan uçarak vard , Seyran n elini tuttu. Seyran n eli k zg n demir gibi yan yordu.

Memed onu kald rd , kendine çekti. Seyran kendisini Memede yumu ac k, cans zm casma b rakt , gö sünedo ru sa ld . Memed onu kucaklad , boynundan öptü. Dudaklar yanar gibi oldu.Bir anda geceyi, a açlar , gelip yanlar nda duran at , dünyay unutmu lard . Ne zaman soyundular, iki bedenne zaman bir yal mda biribirine kenetlendi fark nda bile olmad lar. Ne yörelerinde v ldayarak bulut gibidönen sivrisinekleri i itiyorlar, ne ç plak bedenlerini yolan dikenlerin, p raklarm ac duyuyorlard . Birsevi menin de il, iki hasret bedenin biti mesinin ate inde, tad nda, büyüsündeydiler.Birkaç kez suya girdiler ç kt lar. Bedenleri hiç ayr lmaya-cakm gibi sonsuz bir yal mda birle ti. Birbirle mede toprak gibi, k gibi, geli en büyüyen hayat gibi zengin bir tattayd lar. Dünyan n ortas nda tekba lar na kalm , dayan lmaz bir özlemde, sevgide birle mi insan soyunun ilk kad na erke inebenziyorlard .Da lar n ba a ar rken Memed kendine geldi. Seyran daha soluk solu a, a yukar suyun k ndakikumlar n üstüne serilmi yat yor, topu unu sular yalay p geçiyordu. Memed onu elinden tutup kald rmasaböyle delice bir istekte soluyarak gün k zd rmcaya kadar yat p kalacakt .423Suya dald lar. Ayr ayr yerlerde, biribirlerine ka alt ndan bakarak aptes al p, giyitlerine ko tular, tela lahemen giyindiler. Biribirlerinin yüzüne bakmadan suyun k ndan a lara yürüdüler, sonra geriyedöndüler. Memed bostana dald , olmu bir karpuz kopard , k rd lar kemirerek yediler. Karpuz serindi. Seheryeli esiyordu. Serinlikten, bir de doymu luktan ürperip usultan titrediler.Ortal k a ar p da göz göze gelince birden gülü tüler. Biribirlerine bak yor bak yor, hayran bir nl kta, birbüyüde, mucizede gülü üyorlard .At gördüler. Gene oldu u yerde duruyordu. Sa arka aya da karn na çekmi , kulaklar dü ürmü tü.Seyran ata do ru gitti. Sanki bin y ll k dostmu gibi ona yakla , boynunu ok ad , sonra da yelesinden tuttuçekti getirdi. At arkas ndan kuzu kuzu geliyordu.Memed çarda a ba rd :"Halil, Halil, Halil!"Halil, yar uyur yar uyan kt . Gözlerine inanamad . Dü mü görüyorum diye kendi kendine söylendi."Halil, Halil, bak!"Halil gözlerini ovu turdu bir daha bakt ."Allah Allah!"Seyran at çekti getirdi, çarda n yan na b rakt . At yerinden k rdamad . Seyran at n boynunu, sa ,aln durmadan ok ad . Yüzünü ya z at n yüzüne dayad , bir süre atla yüz yüze kald lar.Memed dü ündü, bu dostluk geceleri kurulmu olsa gerek, dedi kendi kendine. Geceleri yan yana durmu lar,böyle sarma lar da at onun kokusuna al . Yoksa bir anda bir atla bir kad n dost olamaz. Ya daSeyran ba ka bir insan.Halil hemen bir kal n ip getirdi at n boynuna takt . Sonra da ipin bir ucunu götürdü, yandaki a aca ba lad .424Ali Safa Beyin çiftli ine do ru durmadan ko an Adem:"Vallahi de o, billahi de o," diyordu. "Billahi de o!"Kurtulduk. At vurmaktan da, k r at n ölümünden de kurtulduk. Bey beni art k^yere gö e bast rmaz. Kimbulabilirdi ki böyle bir adam n yerini, kim haber verebilirdi ki..."Vallahi de o, billahi de o."Az sonra, daha gün madan candarmalar, ba lar nda Yüzba , bizimkilerin ba nda Ali Safa Bey, bir okadar da köylü... Çevirecekler bostan , daha o tüfe ine bile davranamadan... Teslim teslim, teslim diyeba racak.Ya o de ilse?Ayaklar z nk diye duruyordu. Gecede dönüp dönüp bostana bak yor, ad duyduydum, diyordu, onun adda. Ama böyle ünlü bir e ya gelir de Kösenin yan nda karpuz bekler miydi aylar ay ? Hiç mi i i gücüyoktu onun? Sazm sine in içinde bir de... Beyi öldürecekmi de. Öldürecek adam onun yolunu beklemezmi? Bu yerinden bile k rdam yor. Beyi öldürecek adam hiç yerinden k rdamaz m ? nce Memed hiçyerinden k rdamaz m ?"O de il, o de il..."Ter içinde kalm . Geceye ek i ek i ter kokusu yayarak geri dönüyor, sallanarak a r a r yürüyordu.Bey kand lmay hiç sevmez. Yalan söyleyenin t rnaklar söker. O, gecedeki güzel sesli kadm ne demi tihele? Sen demi ti, sen öldürüldün Adem. Kim öldürdü beni? Öldürse öldürse425

Ibeni bu ya z at öldürür. Ya z at öldürdü beni, can ald . Cin bu! Peri bu! Büyülü bu! Beyim vallahi debillahi de büyülü. Vurulmaz. Kimse vuramaz onu. nsan olan, kul olan vuramaz onu. Hiç vuramaz. Vuran neli çont, gözü kör olur. Yüz elli y ll k soyluk ka var onun. Hiç yalan de il, peri soyundan, iyikimselerden oldu unu gösteren soyluk ka olacak o. Sen yanl görmü sün Beyim. Çok yanl görmü sünde beni bu atm ard s ra göndermi sin. At de il bu.Kar , onun iri memeleri, hep slak, kal n k rm dudaklar , durmadan gerinmesi gözünde tütüyordu. Bu atvar ya, Ademin yurdunu yuvas y km . Kar akl na geldikçe bütün çektiklerini, yorgunluklarunutuyor, tepeden t rna a ehvet kesiliyor, kar n sert, slak kalçalar hiç akl ndan ç km yor, gözlerininönünden gitmiyordu. Kar n kalças gözünün önüne gelince elleri yan yordu."Vallahi de o, billahi de o."Geriye dönüyor, gene çiftli e do ru ko uyordu.O Köse Halili de öldürecekler. nsan s caktan yanar a kurur da y llardan bu yana tan olan bir adam, gelarkada u bostandan bir karpuz al, k r ye de yüre in so un demez m ? Köse Halili de öldürecekler.Nekes! Vars n öldürsünler.Sabaha kadar ovada bir çiftli e yürüdü, bir sazl a. Gün nda ovan n ortas nda daha dönüp duruyordu.Tam üç gün üç gece, ç ndaki az bitinceye, mataras n-daki suyu tüketinceye kadar bir çiftli e, birsazl a, bir çiftli e, bir sazl a yürüdü. Üç gün üç gece bir ikircik cehenneminde yand . Bir gece yarkendisini Beyin merdiveninin alt nda buluncaya kadar.Merdivenin basama na oturdu, sabah , Beyin uyanmas bekledi.Kona n nöbetçileri gün rken, "Kimsin sen?" diye ba rarak onun üstüne yürüdüler. Adem hemen aya a

rlad , "Benim," dedi. "Bey uyand m ?"Bey de tam bu arada onu görmü tü. Merdivenleri h m gibi indi. Onu gören Adem, "Beyim, Beyim," diyesöylendi. "Beyim, Beyim... Ben..."Ali Safa Bey:426t"Dursun Durmu , o lum, gelsene," di lerinin aras ndan sl k gibi bir ses koy verdi. Dursun Durmuoradayd ."Buyur Beyim," diye kar na dikildi."Gel, gel," diye merdivenlerden yukar yürüdü. Merdivenin ba na gelince durdu, a da kalakalm ,durmadan gözlerini k rp ran, alvar dizlerine kadar y rt p salk m saçak olmu , elleri, yüzü, ayaklarbacaklar kerme ba lam , yara içindeki, bu insanl ktan ç km , görülmemi bir yarat a benzemi Ademigösterdi."Dursun Durmu o lum," dedi, "bu öldürülmemi miydi? Bunun için insanlar hapiste yatm yorlar m , hemde idam talebiyle? Ne yapaca z bunu imdi?"Ne yapal m Beyim?"Bir süre gözlerini Ademe diktiler, tiksintiyle onu süzdüler. Ali Safa Bey durgun, tela z bir sesle:"Dursun Durmu © lum," dedi, "bu kadar dü ünecek ne var, bu zaten öldürülmemi miydi? Biz öldürmedikya bunu. De il mi?""Öyle Beyim.""Öyleyse kimse fark na varmadan bunu Akçasaza bir götü-rüver. Kazma kürek de al kimseye farkettirmeden. Yanma kimseyi de alma, tek basma gör bu i i. Öyle göm ki batakl a kimse bulamas n. Yerinide belle. Belki bir gereklili i olur.""Ba üstüne Beyim.""Kusura kalma o lum Dursun Durmu , seni böyle ufak tefek i lerle yoruyorum ama, bunun sa oldu u birduyulsa, kasabadaki itibar m s ra iner. Durup dururken imdi nerden ç kt da bu mendebur ba za i açt ?Bunlarda insan m ?" diye söyleniyordu. "Aylarca görünmezler, sonra bir gün bakm n ki... reniyorum,

reniyorum bunlardan, ben ben, ben ben, ben! Haydi o lum, kusura bakma, ba a gelen çekilir. Daha, çok buak ls z köpeklerin belas çekece iz.""Çekece iz Beyim, sen sa ol Beyim."Merdivenleri indi, Ademin tüfe ini, fi ekliklerini ald , oradaki bir adama verdi:"Gel arkamdan," diye sert emir verdi Ademe.Adem:427

"Dursun karde /' dedi, "Beyi görmeliyim. Ona bir müjde getirdim.""Müjden bats n, gel!" diye ba rd Dursun. "Ba n belas ...""Beyi görmeliyim.""Sus," diye ba rd Dursun. "Bey seni görmek ister mi san yorsun? Dü önüme."Adem onun önüne dü tü, yürüdü:"Gidelim," diyordu. "Gidelim de gözlerinle gör, sen de gör. Bak bakal m bu ata kur un de iyor muymu ? yioldu. At n yerini de biliyorum. imdi var nca elimle koymu gibi bulurum onu. Ona kur un de miyor ki,de erse de geçmiyor ki. Benim diyece im ba ka... Hani nce Memed var ya, i te ben onu gördüm. Bir de

z... stersen sen de bir tek kur un s k ya za, bakal m vurabilecek misin? Onu kimsecikler vuramaz, perisoyu o. yi kimselerden... Hani demem o de il. nce Memed var ya, ben onu gördüm i te. At göstereyimsana, ondan sonra da onun yerini göstereyim sana. Bey seni de sever, beni de sever bunu duyunca, öyle de ilmi Dursun karde ?"Dursun Durmu bu say klar gibi h m h m konu an adama k zm , ifrit olmu tu zaten. Durup dururken elinikana bulayacakt , u pisin yüzünden. Bunlar da öldürülmeyi öyle hak ediyorlard ki, öyle bir... Dursun onudinlemiyordu bile.Adem at n önünde yürürken durdu, gülümsedi:"Öyle de il mi Dursun karde , yerini Beye gösterirsek Bey seni de çok sever," dedi, "beni de, beni de..."Dursun:"Çok sever," dedi. "Yürü" diye de ba rd .Gün kavu urken Akçasaza girdiler. Adem:"Dursun karde ," dedi, "Az sonra at gelir, doludizgin tam uradan geçer. Bekleyelim. Sen de bir dene, belkivurabilirsin. Amma hiç ummam. Senin emeciklerin de benimki gibi bo a gidecek. Biz buradan sonra bostanagidelim. Bir kez de sen kendi gözlerinle gör, olur mu? Sen nce Meme..."Sözü a nda kald , bir kur un gö sünü deldi geçti."Dursun karde öldürme beni. Neden? Avrad göremedim ki..."428Salland yere dü tü. Dursun yerde k vranan Ademe üç el daha ate etti. Ademin sol baca durmadan bir sürese irdi se irdi, sonra da kaskat kesildi.Adem yüzükoyun uzanm , kollar bacaklar açm serilmi ti. Çenesinin alt na do ru da kan göllenmi ti.429Temmuz s caklar Çukurovada beter olur, yeryüzü, gökyüzü yal ma keser. Toprak yar r, otlar sarar r, dünyayan k bir sar ya dönü ür. Sümüklüböcekler, kurumu , yanm çöplere s van rlar. Böceklerin renkli sert

rtlar renklerini yitirip bir ak p lt yal mda parlarlar. Ar lar, sinekler, tek tük bahardan kalm kelebeklerkocamanla r, kartla rlar, bir böce in, sine in, kelebe in birkaç misli olurlar. Ku lar bile öyle keyifliuçamaz-lar temmuz s ca nda. Hele ö leleri s cakta, havada bir tek ku bile gözükmez. Ku lar havadanalan, tap diye yere dü üren s caklar derler bu s caklara.Da lar tepeler bir s cak, k sisinde tüter, erir gibi olurlar. Bomboz kesilmi gökten yere binlercemilyonlarca ancak gözün görebilece i kadar ince iplikler sa r. Ovay çepeçevre sarm yat k Toroslar,Hemite da , Nurhak, Gavurda lar , Y lankale, Dumlukale, Anavarza kalesi, irili ufakl yüzlerce tepe, hüyükuzaklarda hayal meyal, bir s cak, k duman n içinden ancak seçilirler. Belli belirsiz, bir tül ard ndangözükür gibi.Bütün ova sabahtan ikindine kadar çat r çat r eder, ortal kta pek canl ya benzer bir yarat k gözükmez. nsanbu s caklarda durmadan terler. Terlemesiyle de kurumas bir olur.Toprak, kaya, ta bu ulan r, erir gibidir. Yaln z büyük s caklarda sular bu ulanmazlar. Durgun, donuk

ca n alt nda öylece serilir, akt klar belli etmeden süzülür dururlar.Memed böyle bir s ca ilk olarak görüyor, baz bo ulacak bir duruma geliyordu. Köse Halilse al hiçald rm -430yor, "Memed karda , zor de il, zor de il al acaks n," diyordu.kindi üstleridir ki Anavarza ovas canlan yordu. Uzakta Akdenizin üstünde ak yelken bulutlar kabar p gö e

do ru a yor, a an bulutlarla birlikte de serinletici garbi yeli esmeye ba yordu. Yel önce bir esiyor, sonrakesiliyor, esiyor kesiliyor, sonra birden bö an yordu. Akdenizin oralarda, yollarda bellerde uzun kavaklargibi dönerek toz direkleri ovay dola yorlard . urada patlay p, burada sönerek, büyüyüp küçülerek, uzay p

salarak ovay dönüp duruyorlard . Birden bütün yollar beller, tepeler hüyükler, yeryüzü gökyüzü büyük birtoz bulutuna gömülüyor, koca ova uzun bir süre bu bulutun içinde kal yordu. Tozdan hiçbir yeri, burnunun

ucunu bile göremiyordun. Bazan da garbi yeli öylesine esiyordu ki bir damla toz kald rm yordu. Bir ya mursonu yeli gibi...Baz öyle s caklar olurdu ki ar lar peteklerinde, ku yavrular yuvalar nda, kaplumba alar çanaklar nda,çiçekler tomurcuklar nda, kar ncalar körelerinde kuruyup kal rlard . Yang n topra n ayr bir kokusu, kuru,ac , buruk, ayr bir tad vard . H ltanlar, kurumu , ac p raklar, su pürenleri çat r çat r eden dökülenkurumu kokular yla kurumu Çukurova topra n ho bitkileriydi.Temmuz ay nda Akçasazm bata da kaynard . Öylesine s cak olurdu ki batak, parma n ucunusokamazd n içine. Kaynayan batakl ktan fokurtular gelirdi. Bir kazanda sular nas l fokur fokur kaynarsa,batakl k suyu da öyle fokurtularla gece gündüz kaynar, bir ulu dev gibi derinden derinden sars larak, büyükgürültülerle soluk al rd . Batakl n soluklan , durmadan fokurdayarak kaynamas , bu a r, derinden gelengümbürtü buralar ya amam bir ki iyi ürkütür, hele geceyse, hele karanl ksa tüylerini diken diken ederdi.Yan nda Halil gibi bu topraklar n ustas bir ki i olmasayd Memed Anavarza topra , Akçasaz bataklbu kadar kolay ya ayamazd .Her zamanki gibi Memed gene erkenden uyand , suya gitti, y kanacakt . Gözlerine inanamad . Dü mügörüyordu? Ortal kta su falan bir ey gözükmüyordu. E ildi suyun yerine do-431kundu. Kumlar, çak lta lar eline geldi. Acaba yan yor muyum diye sa a sola, a yukar se irtti.Tan , suya girdi i yerlere bakt , yan lm yordu. Su çekilip gitmi ti. Ama ak p dururken bir kocaman sunereye çekilip giderdi? Kim bilir, bu Çu-kurovanm da huyu böyle diye dü ündü. Sonra Halili uyand psormak akl na geldi:"Halil, Halil, Halil," diye ba rd , "su kurumu , Halil."Halil uyanm :"Ne olmu ?" diye sordu.Memed:"Su kurumu ," dedi.Halil ko arak geldi, suya bakt . Su yoktu."Her zaman bu su böyle kurur mu?" diye sordu Memed.Köse Halil:"Baz , baz ," dedi dü ünceli. "Çeltik ekerler. Ama böyle kökten kesildi ini hiç görmedim."Suyun k na oturdular, bacaklar küçük yardan a sark tt lar. Konu madan gün do uncaya kadar yanyana öyle dü ündüler kald lar.

r, bir köz y gibi do du güne . Hemen çiyleri bir anda kurutup ortal kavurdu. Savrunun yata nslak topra da o gün ö leye kadar kurudu. Dik yerler küçük, örümcek a lar gibi yar ld da.kindiye do ruydu ki, heyecan içinde, al al moru mor, saçlar , ka kirpi i, eli aya toza batm , yaln z

di leri layan Seyran geldi. Ko mu , soluk solu ayd ."Kesti," dedi. " te imdi ne yapaca z? Ali Safa suyumuzu kesti. Her eye dayand k, imdi ne yapaca z?"Memed anlamad . Koca bir su nas l kesilirdi? Seyran anlatt . Y llar önce ovaya bir Mara gelmi . Ad daPi mano lu Mustafaym . Savruna arklar aç p bentler yapm , ovay batakl k eyleyip pirinç ekmi . Amahiçbir zaman suyu kurutamam -t . Az da olsa, pirinç tarlalar ndan geçip sapsar da kesilse bir de irmenliksu akm gelmi ti.Seyran:"Dün," dedi, "köye üç atl doludizgin girdi. Ba lar nda Dursun Durmu . Dursun Durmu köylüyü ba natoplad . Bey-432den haber getirdim dedi. Safa Beyin selam var, topra mdan ç ks nlar, köyümü b raks nlar diyor. Onlar e erköyümü b rak p gitmezlerse, o sümüklü nce Memede güvenip de topraklar mdan ç kmazlarsa, açl kla,rzlar yla terbiye edemedim onlar , susuzlukla terbiye edece im. Kerbela gibi olacak Vayvay. Hem de öteki

köyler. Onlar n yüzünden öteki köyler de yand ama, ne yapal m yansmlar. Suç bende de il. Vayvayköyünde. Gelsinler, susuz kalan öteki köyler kozlar Vayvayl larla pay etsinler. Ç kars nlar Vayvaytopra mdan, sular haz r. Bey dedi ki, inat etmesinler, her eye dayan r da susuzlu a dayan lmaz.Çocuklara batakl k suyu da içirmesinler. Hepsi k rfacan gibi k rlar. Ben böyle söylüyorum i te, suçbenden kalkt . Dursun Durmu böyle dedi, sonra at na bindi, çekildi gitti."Seyran suçluymu gibi Memedin yüzüne hiç bakam yordu.

Birkaç gün sonra i iyice anla ld . Ali Safa, Pi mano luna gitmi , "Mustafa Bey," demi ti, "bütün Savrununsuyunu keserseniz, bu yüzden de Vayvaylar topraklar b rak p giderlerse, size çeltik ekmeniz için üç y ltopraklar kiras z veriyorum."Pi mano lunun can na minnetti. Hemen gitti, bentleri biraz daha kalmla rd , bentlerden a bir damla subile ak tmad .Ali Safa Bey gülüyor:"Ben ben, ben ben, ben i te böyle yapar m, yaparsam adama. Güvensinler bakal m o hayali nceMemedlerine," diyor övünüyordu.Çünkü Yüzba Faruk ovay aram taram , nce Memedin izine rastlamam , köylülerin bir hayali nceMemed yaratt klar na inanm , inanc da herkese söylemi ti. Söylemi de il, rapor olarak Vekaletebildirmi ti.Ali Safa Bey, Yüzba ya inanm ama, tedbirli olmakta da kusur etmemi , çiftli in idaresini az bir süreiçin, u nce Memed muammas çözülünceye kadar Dursun Durmu a b rakm , kendisi de kasabadaki evineçekilmi ti. Hayal meyal, ne olursa olsun, can tehdit eden bir bela vard ve bu bela da ba n üstündedönüp duruyordu.Suyu kesmeyi ak l etmekle köylüye kar imdiye kadar433fbuldu u en iyi y ld rma biçimini bulmu tu. Bundan dolay r ki çok k vançl yd . Hem de temmuz ay nda,dayans nlar bakal m...Birinci, ikinci, üçüncü gün göleklerden içtiler. Bir hafta sonra gölekler de kurudu. Çaykaralar açt lar,köylüler çaykaralar n ba nda kuyruk olup ak amlardan sabahlara, sabahlardan ak amlara dek beklediler. Azbir sürede çaykaralar da kurudu. Çay n yata nda, yarlar nda açt klar çukurlar bir damla su vermedi.Kuyular açt lar. Köylerin topra n bir kulaç a çak ll kum ç yor, ne kadar kuyu açarlarsa açs nlarhemen, bir iki kova su almadan çöküyordu. Kuyu kazmaktan köylülerin ellerinin içine kan oturdu, yara oldu.Vayvay köyünde bir günde sekiz çocuk ölüsü birden kalkt .Köylerin üstüne s cak, sar bir toz durmadan ya yor, evlerin içlerine, en kuytu yerlerine kadar, insanlar nderilerinin alt na kadar i liyordu.Bir damla su için A çiyanl da birisi en yak n arkada vurdu, öldürdü.Memed sabahtan uyan yor, suyun yata na dü üyor, saat-larca yukar do ru, kasaban n alt na kadar yürüyor,geri dönüyordu. Suyun yata gün geçtikçe daha çok yar yor, yar klar büyüyordu. Yata n baz yerleri külgibi s cak toza dönü mü tü. Baz ye illenmi , kokmu gölekler, yar lm toprakta bal k ölüleri, kaplumba aölüleri...Ye illenmi , pis, bal k ölüleriyle koku mu bir gölekten umutsuz bir kaplumba a susuzluktan ölmemek içinçabal yor, ba çamurlu sudan d ar ç kar p dört bir yana bakm yor, umutsuz ba nda çamurlar kuruyordu.Memed bu suyun ölüsüne, sevdi i bir insan n ölüsüne ac r gibi ac yordu. Perperi an koku mu , ölmü ,milyonlarca yar kla parça parça bölünmü bir su yeri. Memed bu suyun yata her gün bir a t gibidola yordu. Köylülerin durumlar hiç dü ünmek istemiyor, onlar kafas ndan kovuyor, yaln z içiniçekerek:"Bela kesildik adamlar n ba na" diyordu. "Bela."

çiyanl , Kümbet, Amberinark köylüleri bir araya ge-434liyor, buna bir çare bulmaya çal yor, bir türlü i in içinden ç -kam yorlard .

er Ali Safa Bey Memedden korkup da kasabaya çekilmi olmasayd belki Vayvay köyü bir ö leca nda, susuzluk imanlar na tak dedi inde, bir y lg nl k an nda aya a f rlarlar, köyü bo alt verirlerdi.

Öteki köylerden, ne Çiyanl dan, ne De-defak dan, ne de Narl ladan bir tek ki i ç p da:"Arkada siz de terk ediverin u köyü de biz de u susuzluk belas ndan kurtulal m," demedi. "Siz dekurtulun, biz de kurtulal m," demedi, "bak çocuklar z k rfacana tutulmu gibi k yorlar," demedi.Her köyden bir adam al p birkaç kez Kaymakama gittiler, durumlar , kötü hallerini, çocuklar n ölümünüuzun uzun anlatt lar. Kaymakam her seferinde de yapma bir ac man n alt ndaki büyük bir k vançla elleriniovu turdu:"Çok üzüldüm, geçmi olsun, geçmi olsun, ba z sa olsun... Çok üzüldüm. Ama ne yapal m çeltik ekmiPi mano lu Mustafa Bey... Milli servet, kurutamay z ki..." dedi."Peki biz ne yapal m?"

"Çok üzüldüm, çok üzüldüm, bir çaresine bak n efendim. Bir çaresini bulun. Size su mu ta mamistiyorsunuz, ben Kaymakam m m sucu muyum?" diye köylülere ba rd ."Mahsustan, bizi kaç rmak, topraklar za oturmak için Ali Safa Bey mahsustan yapt . Suyun akt yerdeçeltik yok ki... O yanda da ba ka köyler su içinde kald lar. Çamur içinde...""Kar mam," diyordu Kaymakam. "Kar mam efendim, hele Ali Safa Beyin i lerine hiç kar mam. Benkahyas m m, yoksa yoksa bir kanun adam m ? Gidin Ali Safa Beyle anla n, sonra bana gelin. Ali SafaBeyle anla mak dururken bana niçin geldiniz? Ali Safa Beye gidiniz, oraya, evine. Hem siz çamur içindekalan köylülerin avukat m z? Bir ikayetleri varsa bize gelsinler. Hem urada ne kald ki A ustos,Eylül... Dayan n efendim. Dayanmak vücudu mukavim k lar. Az su içmek s hhate daha faydal r efendim.Çok üzüldüm, susuzlu unuza çok çok üzüldüm. Bu sizin memleket de çok s cak, çok s cak, insan bir anterden ibaret kal yor iki gözüm. Kemiklerim bile ter olup akacak. Çok s cak, çok s cak," diyordu.435Ankaraya, Adanaya teller de çektiler, hiçbir kar k gelmedi, hiçbir tepkisini duymad lar.Memedle Halil de arada s rada susuz kal yorlar, Halil ne edip ne eyliyor batakl ktaki bir çaykaradan so uksular bulup getiriyordu. Her zaman taze ve so uk...Seyran f rsat buldukça Memede geliyor, geceleri Savrunun kuru yata nda gene öyle ate li, candansevi iyorlard .Köylü hafiften de olsa Memedin aleyhine dönmü tü. Konu anlar, y lm lar, çaresizler sözlerinin aras naistemeden de olsa Memedi yeren birkaç sözcük s yorlard . Seyran bu sözler ta yürekten yaral yordu.Memede toz kondurmak istemiyordu. Elinden geldi ince de köydeki bu durumu Memede sez-dirmemeyeçal yordu. Bu laf aras ndaki i neli sözlere kar Koca Osman köpürüyor, küplere biniyor, sözü söyleyenianas ndan do du una bin pi man ediyordu. Ediyordu ama elin a torba de il ki çeke ba layasm."Ne oldu yani nce Memed Çukurovaya indi de?""Yedi bitirdi bizi Ali Safa.""Ad duyduk da geri döndük köye.""Ad bats n.""Ondan da bir umut olur sand k.""Umudu bats n.""At z gitti.""Mal z gitti.""Irz z gitti.""Can z gitti.""Ad duyduk da köyü b rak p gitmedik.""Ad bats n."Köyde susuzluk, hastal k artt kça da Koca Osmana, nce Memede yüklenmeler art yordu."F kara Ferhat Hoca da, Allahm adam da hapislerde çürür, onlar n yüzünden...""Onlara uymasayd ...""Asacaklar f karay ..."Bütün bunlar n Memedin kula na gitmemesi, bu a r havay Memedin sezmemesi gerekti. Bütün bunlarSeyrana zor geliyordu. Memed gene de bir eyler sezinliyor, bir eyler kuru-436yor, sinirleniyor, kahroluyordu. Bu, durmadan Seyran n a aramas ndan belliydi.Onun bütün bu rahats zl klar na sebep belki geçen gün Kamer Anan n a ndan kaçan sözlerdi.Kamer Ana:"Bre o lum Memed, burada yatt n kald n, hiç can n s lm yor mu?' Suyun, hem de so uk suyun var de ilmi? Biz köyde yand k. Bir damla su için can veriyoruz," demi ti.Kamer Ana belki de bu sözleri kötü bir niyetle söylememi ti ama, gene de bu sözler düz bir sözebenzemiyordu. Alt nda k zg n bir ta vard . Kamer Anan n sözleri Memedin yüre ine kur un gibi sapland .O da bu sözleri söyledi ine bin pi man olmu tu ama bir kez ok yaydan ç km .O gün bu gündür Kamer Ana bostana u ram yordu."Adamlar n basma bela olduk. Susuz koyduk, aaah! Aç koyduk. Peri an eyledik, aaah! Irzlar ayakalt naald rd k, umutlar k rd k, güvenlerini ald k yüreklerinden. Ald k, aaah, ah ki aaah!"43753

dris Bey geceleri bir al kurt gibi Çukurovada dola yor, üstüne ne kadar candarma gelirse gelsinbozuyordu. Böylesine gözüpek bir adam bu ova çok az görmü tü. Onun yi itli ini, gözünü daldan budaktansak nmazl , ölümü hiçe sayd bilen candarmalar da ona pek öyle yakla am yorlard . dris Beyin buyanda oldu unu duyunca onlar öteki yana gidiyor, dris Beyi oralarda ar yorlard . Bir de onun ba nagelenleri herkes biliyor, bundan dolay da ona sayg duyuyorlard .dris Bey uçan ku tan car umuyordu. Çukurovada gitmedik a a, bey, hat rl ki i b rakmam . Ta Antepteki

çok koyunlu Kürt Hur it Beye bile gitmi ti. Hur it Bey, "Tan m tan m Arif Saimi, onunla birlikte sava kama çok marm , ne oldum delisi olmu tur. Ona insan sözü anlatmak zordur," demi ti. "Senin imdikisöylediklerin ona hiç anlat lamaz."Gene de atma binmi ta Antepten Arif Saim Beye gelmi , dris Beyle bar mas dile inde bulunmu tu.Arif Saim Bey ona da ötekilere verdi i kar vermi , onu da eli bo çevirmi ti.Daha k n Çukurova k la , yaz n Toros yayla olan, üç ete ini ç karmam Türkmen Beyi sayg de erKürt Ali A ay da üç sefer Arif Saim Beye gönderdi. Onurlu Ali A a her gidi inde eli bo döndü ü haldedris Beye dayanamam , ona üç sefer gitmi ti.

Sonra Kozandaki okuryazar Kurdo lu gitti. Soyu ta Osmanl ya, Kay hanl ya ç kard . O da eli bo döndü.438Koca kona n içinde tek ba na ya ayan, yoksul, soyu büyük Payasl lunu da gönderdi. O da eli bodöndü.Adanadaki Ramazano lu, atç lar ba Ya mur, Karamüftü-o lu Tevfik A a, Çokakl uzun b kl AhmetEfendi, o lu çok, cin fikirli boynu e ri Bolat Mustafa da gitti. Bunlar n hiçbirisi dris Beyi k ram yor, bodöneceklerini bile bile Arif Saim Beye u ruyorlard . ' •Arif Saim Bey bütün bu bar elçilerine ayn kar veriyor:"Demek sonu kötü olacakm , hele unun sonunu bir görelim," diyor, ba kaca konu muyordu.Arif Saim Bey dris Beye çok ac yor, ona yüre i paralan yordu, ama ne yaps n. Bu adam bu ça da soyutükenmi saf, mert, yi it ki ilerden birisiydi. Böyle bir dü man olmak bir insan için ne erefti. Arif SaimBey, dris Beyin dü manl yla gerçekten övünüyordu."Yaz k yaz k, ama ne kadar yaz k, u dünyada yaln z onunla dost olunabilirdi."Ba vurmad k insan b rakmay p umudunu iyice yitiren dris Bey bir ak amüstü Koca Osman n evine geldi,at ndan inmeden içeriye seslendi:"Osman A a, Osman A a!"Koca Osman onu Çerke ivesinden tan , d ar ya ç kt . Ne için geldi ini de biliyordu."Haydi gidelim," dedi, dris Beyin at çarda n merdivenine çekip, merdivenden onun terkisine atlad ."Sür," dedi.Bostana vard klar nda Memed daha uyumam . Attan indiler. Karanl kta Memedle dris Bey kucakla ."Hele bir ate yak n da biribirimizin yüzünü görelim."Hemen kurumu h ltan sap toplad lar, bir büyük ate yak p uza na oturdular.dris Bey hemen söze girdi. Memede bakm yormu gibi davran p onu ka alt ndan durmadan süzüyordu:

Memed de bu bak r yüzlü yak kl adam n hiçbir davran gözden ka-ç rm yordu. Çok güven verici birhali vard . dris Bey de Me-medi tam anlatt klar gibi bulmu tu. Ama biraz saf, çocuksuydu yüzü. Elleriayaklan bir yaramaz çocu un ellerine ayaklar -439na benziyordu. Az önce topac , oyuncaklar k rm da ko arak buraya gelmi bir çocu un ellerine...Memedin hiçbir hali dris Beyi rtmad ."Memed karda ," dedi, "seninle i birli i yapmak istiyorum. Sana bunu teklife geldim. Senin emrine girmekistiyorum. Çünkü sen çok ünlü, çok yi it, temiz, soylu bir insans n. Senin kumandan alt nda dü manlarlasava mak benim için eref olur."Çok uzun konu tu. Memedin hiç duymad sözler katt sözlerine, Memedi övdü, sevdi.Memed susuyor, hiç kar k vermiyordu. Gece yar ya do ruydu ki, onun sürekli srarlar na dayanamad ,Abdi gitti Ham-za geldi meselesini uzun uzun, en küçük ayr nt na kadar anlatt , sözlerini de:"Hatçenin kan , anam n ölümü, benim da lara dü mem i te buna yarad ," diye bitirdi. "Abdi gitti Hamzageldi."dris Bey:

"Hamzay da öldür," dedi.Memed, dris Beyin safl na gülümsedi."Gene Hamza gelecek. lde Hamza çok. Hamzan n kökünü kurutmak yok mu?"

dris Bey:"Onu bilmem," dedi. "Ben önce Hamzay ortadan kald m, gelecek Hamzay da geldi i zamandü ünürüm."Koca Osman, Halil, öteki Çerkesler hiç söze kar madan onlar dinliyorlard . Memede de hak veriyorlard .Birisini öl-dürsen yerine bini ç yordu. Hepsini toptan öldürsen, onlar n yerine gene toptan geleceklerdi.Memed sözünü:

te benim elimi kolumu ba layan, beni öldüren bu. Çabam n hiçbir i e yaramamas , i e yaramamas de il,sonun daha kötü olmas , beterin beteri olmas , i te beni kahreden, bana uykular haram ettiren bu. Ben kayapay m derken göz ç kard m. Hem de kocaman bir köyün gözünü. Benim yüzümden köylülerim zulümgördüler, açl ktan erek öldüler, benim yüzümden... Benim yüzümden gül gibi k zlar n rz na geçtiler. teelimi kolumu ba layan bu," diye bitirdi.440dris Bey, Memedin derdinden hiçbir ey anlamam .

imdi ben gidiyorum," diye aya a kalkt . " ki gün sonra gelece im. En mühim i imi görüp gelece im.imdi vakit yok. Ben geldikten sonra da a ç kar z, orada bana bütün bunlar yeniden iyice anlat rs n. O

zaman ben de anlar, senin yarana merhem olurum."Memed hiç kar k vermedi. dris Bey atma atlad :"Allaha smarlad k," dedi: " ki gün sonra..."Memed:"Güle güle..." diye söylendi, onun ard ndan tuhaf bir hüzünle bakt .Koca Osman, Memedin yüzüne hiç bakm yordu. Ona hiç ahinim dememi ti. Gözlerinde derin bir ac , birgüceniklik vard . Yüzüne a gibi bir keder çöreklenmi oturmu tu. K kl klar daha ço alm , üst üstebindirilip kar lm bir örümcek a y na benziyordu yüzü.Sabahleyin bostandan ayr rken:"Memed o lum," dedi Koca Osman, "bu Safa bizi bitirdi, y kt , ona bir ey yapmak da elimizden gelmedi."Döndü, arkas na bakmadan, yürüdü gitti.Çürümü , y lm bir a aç gibi çürüklerini döke döke, ac bir türkü gibi s ca n alt nda yuvarlan yordu.Memedin bo az na bir eyler t kand kald .dris Bey ertesi sabah daha gün madan Arif Saim Beyin kona na vard . Kona n silahl bekçileri onu

gördüler. Dur diyemediler. dris Bey at sürdü, avlunun ortas nda kona n yirmi ad m ötesinde durdu:"Arif Saim Bey, Arif Saim Bey," diye ba rd . "Ben dris, ben dris. te geldim."Arif Saim Bey yata ndan f rlad , pencereye geldi, perdeyi aralad d ar ya bakt . dris Bey arkas ndaki üçadam yla at n üstünde dimdik, sar saçlar , savatl gümü tak mlar , kara kalpa n alt ndan ta alt nsar saçlar , bir y rt ku un gözlerine benzeyen mavi kl gözleriyle bir onur, bir yi itlik heykeli gibiduruyordu."Arif Saim Bey, Arif Saim Bey, ben dris. Geldim i te."Arif Saim Bey pencereyi açt :441I"Buyurun dris Bey," dedi en yumu ak, en s cak, dost sesiyle. "Buyurun yukar , hemen giyiniyorum.""Yukar gelemeyece im Arif Saim Bey, siz a buyurun. Hem de tabancan al p öyle buyurun. Siz biraskersiniz. Sizinle çarp maya, kozumuzu pay etmeye geldim. Tabancan al p buyurun a ..."Arif Saim Bey pencereyi kapad , içeriye çekildi.dris Bey orada at n üstünde sab rs zl kla duruyor, gözleri kona n kap nda, gelecek Arif Saim Beyi

bekliyordu. Bekledi bekledi, sab rs zland . Güne in ilk klar ovay yalad geldi. Gün bir kavak boyuyükseldi, dris Bey daha bekliyordu. Sonunda dayanamad :"Arif Saim Bey, Arif Saim Bey..."Sözünün arkas getiremedi, arkadan gelen bir kur un ensesinden girdi, bo az parçalay p ç kt . dris Beyat n üstünden yere usulca cans z süzülüverdi. Kalpa yana, ba n az ötesine kayd , sar saçlar tozaserildi, kar . Kan omuzlar n yan na göllendi, saçlar na kadar geldi, bula .Arkada lar atlar ndan indiler, kalpaklar ç kard lar, kalpakl sa ellerini gö üslerine bast p Beylerininhuzurunda bir süre sessiz durdular. Sonra ödevlerini yerine getirdiler. Sonra da ölüyü incitmekten korkarakat n üstüne koydular, oradan sessizce uzakla lar. Arif Saim arkalar ndan bakt bakt :"Yaz k," dedi. "Çok yaz k. Onunla dost olunabilirdi."

dris Beyin vurulma haberini Memede Topal Ali getirdi. Memed dris Beyin öldürülmesine ne kadarüzüldüyse Alinin geli ine de o kadar sevindi.44254Bir sabah daha ortal k yeni i iyordu ki Anavarza kalesinin kuzeyindeki ovadan bir bölük insan do uya do ruyürüdü. Ne için yürüdüklerini, nereye gittiklerini kimse bilmiyordu. Sonra Savrun üstü köylerinden,Çiyanl dan, Narl ladan, Dedefak -l dan köylüler geldiler bu kalabal a kat ld lar. Kovanlar ndan u ramar lar gibi köyler bo al yor, çoluk çocuk, kad n erkek, hasta sayr , genç ya kalabal a kat yorlard . Azaplköyü yörelerinin de köyleri yürüyen kalabal duyup gördüler, onlar da köylerinden d ar u rad lar. imdikalabal n nereye, niçin gitti i belliydi. Kasabaya do ru uzun, geni bir toz bulutu çekiliyordu. Bu uzunbulut gittikçe de uzuyor, geni liyordu. Halil bir a ac n tepesine ç km , kalabal izliyor, a daki Memedeolan biteni söylüyordu. Az sonra alelacele a açtan indi, Memede:"Saklan," 'dedi. "Bir bölük insan da bizim köyden bu yana geliyor."Vayvay köyü de yola dü mü tü. Önde kad nlar, arkada çocuklar, daha arkada da erkekler, geldiler bostanagirdiler, her birisi bostandan birer, iki er karpuz kopar p koltuklar na ald lar, durmadan, konu madangeçtiler gittiler, az ilerdeki büyük kalabal a kat ld lar. Halil de onlara kar .Kalabal n yar çamur içindeydi. Tepeden t rna a kadar, Pi mano lu suyu arklar ndan a ovayasal vermi , bir sürü köyü su alt nda b rakm ."Nedir bu hal ey Pi mano lu?" diye soranlara, "Ne yapa-443

m bu kadar suyu, içecek de ilim ya, elbet bir yere b rakaca m," diye gülerekten kar k veriyordu.Pi mano lu kocaman göbekli, hep gülen bir adamd ."Vars n u yaz gününde bir iyice suya doysun teresler," diyordu. "Ya susuzlar n yerinde olsalar neyapacaklard ? Millet a da bir damla su için can veriyor, bu teresler de ayaklar na gelmi nimeti tepiyorlar.Basaca m suyu, basaca m üstlerine. Bu s cakta gözleri suya doysun."Durmadan kasabada çar çar , dükkan dükkan böylece konu uyor, milleti güldürüyordu. Daha da çok onunsözlerine Ali Safa Bey, Kaymakam, Yüzba Faruk kas klar tuta tuta gülüyorlard .Uzun, geni , gittikçe de uzayan, geni leyen toz bulutunun içindeki kalabal k kasaban n alt ndaki kubbeyegelince bir an durdu. Az k kar ortal k, büyük bir gürültü ta kasabaya kadar ula . Buraya gelinceyekadar kalabal ktan ç t ç kmam , susmu lard .Savrun boyu köylüleri, su alt nda kalm çamur içindeki Azapl yöresi köylüleri elleri ayaklan, yüzlerigözleri, saçlar , tüm bedenleriyle bir toz deryas na bat p ç km lar, tozdan adam olmu lard .Kasabal lar, köylüler kubbenin oraya gelip durduktan, dünyay gürültüye bo duktan sonrad r ki ancak,büyük öfkeli bir köylü kalabal n kasabaya do ru yürüdü ünü duydular. Önce n n biribirlerininyüzlerine bakt lar, inanmad lar. Bir sessizlik oldu. Sonra güldüler, akala lar. Sonra bir de bakt lar kikubbenin alt ndaki gedikten görülmemi , bitmeyen tükenmeyen bir kalabal k sökün etti. Hemen gürültüylekepenkler indirildi, herkes evine kaçt s nd . Kap lar kapat p ard ndan muhkem sürgülendi. YüzbaFaruk ne yapaca bilemiyordu. Kaymakam, öteki memurlar, a alar, candarma komutanl na s nd lar.Yüzba sonunda candarmalara sert:"Süngü tak," emrini verdi.Bu bir ayaklanma m yd ? A alar n ço u tir tir titriyordu. Hepsinin de yüzleri ölü yüzü gibi. Kaymakam yere,bir duvar n dibine y lm , te bihini ç karm , dudaklar k r k r durmadan dualar okuyor dört bir yanaüflüyordu.444Kalabal k tepenin dibindeki, kasaban n ayakucundaki ak ta tan örülmü güzel, büyük köprüyü görünceko maya ba lad . Bentler köprünün alt ndayd . Pi mano lu Savrunun suyunu buradaki bentlerle kesmi ti.Kalabal k geldi, bentlerin ba nda durdu, geldi durdu, geldi durdu. Ç t ç km yordu. Gelenler geliyor,gözlerini bentlerin üstündeki göllenmi sulara dikiyor bekliyordu. ' ¦Birden hiçbir ey olmam gibi kalabal k a r a r suya indi. Bir anda da ortal k kar . Suyun içindeinsandan ba ka bir ey gözükmedi bir süre. Kalabal k aç ld zaman bentlerin yerinde en küçük bir ey, birta , bir tahta, bir çal bile kalmam . Kalabal k kapkara bir kapanm , bir aç lm .Sular a do ru ça yordu. Sular n ça lamas yla birlikte de bir sevinç gümbürtüsü koptu kalabal ktan.Sesler öylesine gürdü ki, kasaba sars ld , titredi. Ça lay p a akan sularla birlikte a do ru köylüler deakt lar, sonra toptan suya e ilip köpüklenen akan sudan içtiler. Suyla birlikte a lara iniyorlard . Bir

zaferin deli sarho lu undayd lar. O kadar gülüyorlar, e leniyorlar, o kadar gürültü yap yorlard ki, kimsekimsenin ne dedi ini anlam yordu. Kulaklar sa r gibi olmu tu.Ça lay p akan su böyle birkaç kilometre ayn h zla a lara indi, sonra yava lad durdu. Suyun yata , insanbaca girecek kadar binlerce yar kla yar lm . Sular geliyor yar klara doluyor, yar klar doldurduktansonrad r ki ak yor, ba ka bir yar a gelince gene duruyor, onu dolduruyordu. Kalabal k gözünü dikmiyürümeyen, akmayan bu lanet suyu izliyordu. O gece uyumadan sabaha kadar suyun ba beklediler. Suak amdan sabaha kadar ancak bin, bin be yüz ad ml k bir yol alabilmi ti.Su geliyor, geliyor, hooor diye gürültülerle yar klara doluyordu.Kasabal lar i in asl anlay nca sevinç içinde d ar f rlad lar, onlar da geldiler, durmadan gelip yar klardolduran, ak-mamakta ayak direyen suyun ba na biriki tiler. Köylüler gibi gözlerini suya dikip beklediler.Kaymakam o kadar korkmu tu ki, haberi al nca çok öfkelendi:"Bunlar n hepsini tevkif etmeli," diye ba rd . Ali Safa Be-445yin can att bir eydi bu, Kaymakam k rtt . Yaln z Yüzba Faruk buna raz gelmedi. Adamlar susuzkalm , gelmi bir ki inin bendini bozmu tu. Bunda ne vard ?Ali Safa Beye göre bu bir ayaklanmayd . Köylü ayaklanm , kasaban n üstüne yürümü tü."Bunlar, bu hareket cezas z kal rsa, çok a r bir ekilde cezaland lmazsa, neticede çok büyük hadiselerolur. Bu bir ayaklanmad r. Bu harekete kat lan bütün köylüler tevkif edilmelidir," diye ayak diretti.Savc orada öyle duruyor, söze hiç kar yordu. Ali Safa Bey onu kö eye çekti, kula na bir eyler söyleyipeline kin bir zarf tutu turdu.Biraz sonra savc :"Bunlar n hepsini tevkif için mahkemeye yaz yorum," dedi. "Az sonra tevkif için karar ç kacakt r."Yarg n koluna girdi, d ar ya ç kt lar.kinci günün ikindisiydi. Garbi yeli esiyor, ortal toza bo uyordu. Bir bölük candarma, ba lar nda Yüzba

Farukla geldi, gözlerini yar klara dolan, bir türlü ilerlemeyen suya dikmi kalm bekle en köylülerin üstüne,havaya ate etti. Köylüler biribirlerine sokulu tular. Candarmalar bir daha ate etmek gereklili iniduymad lar. Köylüleri toparlad lar candarma komutanl n avlusuna doldurdular. Oras almad camiye,cami avlusuna doldurdular. Oras da almad , Ala Camiye götürdüler... lkokula, Ermeni örenine doldurdular.Kasaban n bo avlular köylülerle doldu ta . Ba lar nda birer iki er candarma, s ca n aln nda aç susuzpi tiler. Susuzluktan, açl ktan k vranan köylülere kimse yakla p bir damla su, bir lokma ekmekveremiyordu.Bu s rada Ali Safa Bey durmuyor, Vayvayl lara haber üstüne haber yolluyordu:"Köyümü b rak r giderseniz sizi affettiririm, yoksa Hükümete isyan bayra açt zdan dolay ilerigelenleriniz as lacak, ötekiler de on be er yirmi er y l hüküm giyecektir."Köylüler birkaç gün daha direttiler, raz gelmediler. Ama açl k, susuzluk öyle bir hal ald ki susuz çocuklar nba lar , kad nlar n inlemeleri sabaha kadar kasabay ç nlatt . Bu ç -446malara dayanamayan kasabal lar sabaha kar mahpuslara su, ekmek verdiler.Koca Osman Ali Safanm kar na ç kmad ."Ölürüm de o herifin pis yüzüne bakmam," diyordu.Dahas yaras iyi olmayan boynu uzun Seyfali, Koca Osma-n n o lu Hüsam, bir de Veli, Safa Beyinkona na gittiler. Savc , Kaymakam da "oradayd . Kafay çekiyorlard . Gittiler, kö eye bir sedirin üstüneoturup terbiyelice iki ellerini dizlerinin üstüne uzatt lar, öyle durdular. Ba lan önlerindeydi.Savc :"Siz," dedi, "çok kötülük yapt z Ali Safa Beye. Zulmediyorsunuz adama."Seyfali:"Ha a," diye aya a kalkt . Ba tavana de iyordu.Savc :"Sus!" dedi, "Otur yerine. Daha bu gece sizden be delikanl Safa Beyin çiftli ini yakarken yakaland ."Ali Safa Bey söze kar :"Deli Muslu, öteki birisinin ad da Süleyman. Be ki i," dedi. "Benden ne istiyorsunuz arkada lar, ben neyapt m size?"Seyfali aya a kalkt :"B rak n bizi, Vayvay b rak p gidece iz. skandan beri baba topra ... Ne yapal m, kader böyle imi ,"dedi, sesi a t söyler gibiydi. "Baba topra ..."

"Ne zaman?" diye heyecanla sordu Ali Safa Bey.Gene a t söyler gibi bir sesle:"Hemen," dedi Seyfali. "Bizi b rak r b rakmaz. Ba al p gidece iz."Savc :"Haydi gidin öyleyse, yar n sabah serbestsiniz," dedi.Köylüler çekildiler gittiler ve sabahleyin erkenden de b rak ld lar.Vayvayl lar dilleri bo azlar na akm , suskun, köylerine dönerlerken Savrun çay boyunca yürüdüler. Suancak Amberi-nark köyüne kadar yürümü tü. Amberinarkmm alt nda su daha hooor diye yar klardolduruyordu.44755Kafas ndaki sar p lt geni ledi, ço ald , iplik iplik uzaklardan geldi, sa ld , sonsuz bir h zla döndü,savruldu, k l-c mland , saç ld , sonra da derinden derine balk .Çok s cak vard . Memed çay n kuru yata na bakt , incecik bir su gelmi yar klara sessiz doluyordu. DemekVayvay köyü göç ediyor ha, diye dü ündü. O çelik lt gene geldi gözlerine oturdu, gözbebeklerineçak ld kald . Koca Osman, Seyran, boynu uzun Seyfali, güzel gözlü Ferhat Hoca, inatç Yobazo lu, KamerAna, Selver Gelin geldi gözlerinin önüne. Demek art k bunlar n hepsi Vayvay b rak p gideceklerdi. Ya daçoktan çekip gitmi , Vayvay köyünü bombo b rakm lard . Seyran da iki gündür u ramam . Songeldi inde de söz söylememi , ama öylesine bir gücengin bakm ki, Memedi iliklerine kadar ür-pertmi ti.Yenilmi lik, y lg nl k damgas Seyran n da aln na vurmu tu. Er geç onu da çürütecekti.Topal Ali orada duruyor, topal aya alt na çekmi , sö üt dal ndan bir tuhaf bir düdük yap yordu. KöseHalilse çay n k na gitmi , sular n yar klar dolduru unu seyrediyordu.Ali neden sonrad r ki ba kald rd Memedin yüzüne bakt , bakar bakmaz da gözlerindeki lt gördü.Yüzünden sevinçle ac , gülmekle a lamak aras bir hava geldi geçti. Memed kalkt oraya gitti, Alinin yanba nda durdu. En dost bak larla ona bakt . Elini de omuzuna koydu. Bir süre kald rmad . Sonra çarda agitti, bohças yata n alt ndan çekti ald . Üstündeki alvar mintan ç kard bir yana koydu, kendi giyit-448lerini de çabucak, göz aç p kapay ncaya kadar giyindi. Tabancas , hançerini, dürbününü takt , fi eklikleriniba lad . Filintas omuzuna ast , üstüne de s rmal Mara abas geçirdi. Fesini elinde bir süre eviripçevirdikten sonra giymeyip abas n içindeki cebe koydu. Çoraplar dizine kadard . Ayakkab kurumu ,az k s yordu ama aç rd . imdi k Çukurovaya nas l gelmi se öyleydi.Topal Alinin önüne geldi durdu. Gözlerindeki par lt daha parlay p büyümü tü. Kafas ndaki sar k selidurmadan ak yor, yar klara doluyor, balk yordu."Sa kalsa da, bin y l ya asa da bu korku Hamzay iflah etmez. Efendime söyleyim hiç etmez. Böyle birkorku hangi adam n kan na girmi , yüre ine i lemi se, o adam bitmi tir arkada . Efendime söyleyim,da dan ta tan uçan ku tan can umuyordu Hamza. Üstünde bir ku kanad görse, bir ar v lt duysa

çray p aya a kalk yor, Memed geliyor, diye ba rarak d ar u ruyordu. Sonunda evlere, damlara, köyeamaz oldu. Da lara dü tü. Her gün bir ma arada, bir kovukta saklan yordu. Gidiyor kovu un en karanl k

yerine gizleniyor, yemek yemeden, su içmeden, uyumadan orada büzülüp kal yor, birden s çray p d ar yarl yor, 'geliyor Ali, beni kurtar, geliyor,' diye var gücüyle ba yor, bana sar yordu. Böyle böyle, günlerce

Alida nda bir kovuk, bir tek ma ara koymad k, dola k. Senin Çukurovaya indi ini bir çobandan duydu usabah tarif edemem. Bir seviniyor, bir seviniyordu dille anlat lamaz. Baya yüre im ac Hamzaya.""Yüre in mi ac Hamzaya?" diye sordu Memed."Vallahi yüre im ac " dedi Topal Ali. "Duruyor duruyor, o Çukurovadan sa ç kamaz diyordu, Çukurova

yan n ölüm fak r. Kurtulsa bile yar canl kurtulur, burada da benim elime dü er, ben de nce Memedehiçbir ey yapmam. Can ba lar m, iki de köyümü ona veririm, o da benim can ba lar, diyordu.Ba yast a koyar koymaz uyudu, üç gün uyanmad , uyan r uyanmaz da beni ça rd , çabuk ol Ali, dedi,çabuk çabuk ol, bin benim at ma hemen in Çukurovaya, yard m et Ali Safa Beye, Yüzba ya, sen olmazsanonun izini kimse sürüp de koca Çukurovada bulamaz... nce Memedi, o eytan ...449Ata bindim geldim Çukurovaya, Ali Safa Beyin evine indim. Böyle böyle dedim, Hamza A an n selam var,mübarek ellerinden öpüyor. Bey beni çok sevdi, günlerce yan ndan ay rmad , beni padi ah konuklar gibikonuklad . Bana izcili in s rr anlatt rd durdu. Sonunda ben ona, Bey a am, dedim, ben buraya vazifeylegeldim, gideyim de u nce Memed mendeburunun izini süreyim de size u iflahs yakalatt ray m. O sa

oldukça bize rahat yok, dedim. te geldim, hem de efendime söyleyim ki, u nce Memed rezilinin izini desürdüm buldum."Memedin yüzünü Ali hiç böyle ac , kaya gibi de sert görmemi ti. Gözlerine çak lm kalm çelik ltda böyle görmemi ti.kindiyi geçiyordu. Uzakta, güneyde, Akdenizin üstünde ak yelken bulutlar usul usul kabar yor, gö e do ru

yükseliyordu. Az sonra sert bir garbi yeli dalgas geldi, ortal k biraz k serinledi. Sonra durdu. Bir süredurdu esti, esti durdu. Sonra yelken bulutlar iyice kabar p yükseldiler, yükseldikçe de klan yor,büyüyorlard .Derken garbi yeli bütün h yla ba lad , tozu dumana katt . Toz direkleri yer yer yollarda patlad , güneydenToroslara do ru akmaya ba lad lar.Memed, Topal Alinin elini tuttu, gözlerini de gözlerinin içine dikti sustu.Ali:

yi," dedi kendi kendine konu ur gibi.Memed:"Ben Vayvaya bir u rayaca m..."' Ali:"Öyleyse seni kasaban n d nda beklerim," dedi. "Bak, beni iyi dinle, kasaban n d ndaki kuru dereyibilirsin.""Bilirim."

te tam yolun sa nda, dereyi a inerken çok eski ko-cam bir sak zl k a ac var. Dibinde de bir tekmezar. Bu a aç zifiri karanl kta bile gözükür. Seni onun alt nda beklerim."Memed ç plak ata atlad . Halilin günlerce örerek yapt yular tuttu çekti. Köse dalm gitmi daha yar klaradolan sulara bak yordu.450"Hakk helal et Halil," dedi Memed, at sürdü, bostan n içinden ç kt . Bir toz bulutunun içine dald , birazsonra da atin ba Vayvay köyünün ortas nda, ulu dut a ac n alt na çekti.Koca Osman hastalanm , yataklara dü mü tü. Yata da evine de il, ulu dut a ac n alt ndaki sedirinüstüne yapt rm . Kamer Anayla Seyran onun ba bekliyorlard . Koca Osmanm ayaklar n oraya do ruda ba ka bir sedirin üstüne Seyfalinin yata sermi lerdi. Ç nar n alt na geçen gün yakalanan DeliMuslunun anas yla Seyran n anas da gelmi ti. Köyde bunlardan ba ka kimsecikler kalmam , köylü ard nabile bakmadan nereye olursa olsun ba alm gitmi ti.Seyfali diretmi , gitmem de gitmem. Ben baba topra mda ölece im. Ba ka yerde ölmekten korkuyorum,demi a lam . Kar da çocuklar da onu böyle hasta hasta b rak p gitmi lerdi.Bir de 'da lar, yani Seyran n karde leri, akrabalar ç kmam lard evlerinden. Ferhat Hocan n kar daonlara s nm .Memed attan indi Koca Osmana do ru yürüdü. Koca Osman onu görünce yast ktan ba a r a r kald rd ,bakt , sonra ba yast a geri koydu gözlerini yumdu.Yüzü solmu , her zamankinden daha çok k . K ktan gözleri bile gözükmüyordu. Memed geldi,onun elini tuttu avuçlar n aras na ald . Koca Osman zorla gözlerini açt , Memede bakt . Memed onungözlerinde ba lamaz bir güceniklik okudu."Nas ls n Emmi, geçmi olsun," dedi k k bir sesle.Koca Osman 'ona kar k vermedi. Memed bekledi bekledi Koca Osmandan bir ses ç kmad .Yeniden:"Nas ls n diyorum Osman Emmi sana," dedi, Koca Osman gene kar k vermeyince Kamer Ana araya girdi:"Osman, Osman," dedi, "bak Memed seninle hellala maya gelmi , çocuk gidiyor. Sana nas ls n diyor."Koca Osman gözlerini açt Memedin yüzüne dikti, bakt kald . Neden sonrad r ki duyulur duyulmaz birsesle:"Kocad m ncem kocad m," dedi. "Yoruldum Memed yoruldum, yenildim o ul yenildim..."451 ORHAN KE»MLt HALK KÜTÜPHANES

Gözlerini yumdu. Memed anlad ki Koca kendisine bir iyice küsmü . E er gücenmemi olsayd ona ahinimderdi.Memed, Seyfalinin de yanma vard , ona da geçmi olsun dedi. Seyfalinin uzun boynu biraz daha uzam ,yüzü gözü yara bere içinde kalm , mi , morarm .

Aya a kalkt , bombo kalm , ss z köye öyle bir göz gezdirdi. Bak lar geldi Seyran n üstünde durdu.Sonra gene Koca Osmana yürüdü, vard onun elini yeniden tuttu, iki eli aras na ald , ok ad öptü. A lams ,bozuk bir sesle de:"Hakk helal et Osman Emmi," dedi.Koca Osman n dudaklar k rdad . Memed Kamer Anaya gitti, ald onun da elini öptü. Kamer Ana da onukucaklad boynundan öptü: Memed teker teker orada bulunan herkesle helal-la ktan sonra geldi Seyran nyan nda durdu. Bir türlü ba kald p Seyran n yüzüne bakam yordu. Seyran n sa yan na sarkm eliniusulca tuttu s kt . Sonra gene usulca, incitmekten korkarm casma Seyran kucaklad , ba yerde atma atlad ,doldurdu, doludizgin bir toz bulutu içinde köyden uzakla gitti. Seyran ona güle güle, u ur ola diyemedi,arkas ndan bakamad , a layamad , gülemedi, orada öyle koca dutun yan ba nda, güne in alt nda kurudukald .Kasaban n k ndaki sak zl k a ac na vard nda gün çoktan batm . Ali onun savrulup gelen karartdaha uzaktan görmü , yoluna ç km .Memed:"Ali," dedi.Ali:"Benim."Memed at n ba çekti.Ali:

imdi gidece iz, Bey evdedir. Evde de ilse de sen yukar ç p Beyi bekleyeceksin. Diyeceksin ki beniçiftlikten Dursun Durmu gönderdi, diyeceksin. Unutma, Dursun Durmu ."Memed:"Unutmam," dedi."Senden hiç üphelenmezler. Onlara her gece senin gibi silahl çok adam gelir gider."452Kasaban n ks z, karanl k sokaklar geçtiler, yüksek bir avlu duvar n kap önüne geldiler. Kap büyükve kemerliydi. Ali at ndan indi tahta kap açt . Kap g rdad . Memed at içeriye sürüp yere atlad .Ali at n ba tutup ona az ilerdeki merdiveni gösterdi. Memed ko arak merdivenleri ç kt , kap çald ,içerden bir kad n:"Kim o?" diye sordu.Memed so ukkanl :"Benim," dedi. "Çiftlikten geliyorum. Dursun Durmu A a gönderdi. Bey evde mi?"Kad n:"Bir adam geldi. Çiftlikten geliyormu . Dursun göndermi ," diye içeriye Beye seslendi.Memed, Beyin: "O adam içeriye al," dedi ini duydu, ilk olaraktan so ukkanl yitirip yüre i çarpmayaba lad . Bey yataktayd , elinde bir gazete tutuyordu. Memed içeriye girince kap usulca arkas ndan kapatt .Bey gazeteden ba kald p:"Ne var, ne oldu gene?" diye umursamaz sordu.Memed:"Benim ad m nce Memed," dedi birden. Tok, meydan okuyan bir sesle. "Beni bilebildin mi?"Ali Safa Beyin elindeki gazete dü tü, yatakta yar do rulmu öyle kalakald . Yüzü apak oldu, gözlerininkaras bile aka kesti. Dudaklar titredi. A birkaç kez açt açt kapad , sesi ç kmad .Memed elindeki filintas ona do rulttu, üç el ate etti. Kur unlar n yelinden odadaki lamba söndü. Hemeno anda kona n içinde bir k yamettir koptu. Memed a r a r merdivenleri indi, Alinin elindeki at ald ,atlad doludizgin kasabay ç kt . Bir süre gittikten sonra at n ba çekti, kulak verdi kasabay dinledi.Kasabadan koygun bir u ultudan ba ka hiçbir ses gelmiyordu. Ne bir kur un sesi, ne de ba ka bir ses... Atyeniden doldurdu.Gün do uyordu ki De irmenoluk köyüne girdi. Do ru Abdi A an n evine sürdü, kap da durdu:453"Hamza A a, Hamza A a," diye ba rd . Sesi duyan Hamza d ar ya f rlad , Memedin yan na geldi, Memedtabancas çekip yumu ak bir sesle ona:"Dü önüme," dedi.Hamza durdu, bir süre gözlerini kirpi tirerek at n üstündeki adama bakt , onu tan , sonra da köyün içinedo ru, "Öldürüyorlar, öldürüyorlar," diye ba rarak ald yat rd . Bo azl yor-larm gibi bir sesle durmadan,

nce Memed beni öldürüyo-oor, öldürüyooor, öldürüyooor!" diyor, ba rarak oraya buraya ko uyor, ba

kap dan kap ya vuruyor, kap lar aç lm yordu. Memed de biraz uza ndan at n üstünden onu izliyordu. Birk, bir umutsuzluk, bir ölüm kas rgas halinde Hamza bir süre var gücüyle ko arak dü e kalka köydeki

her kap ya vard :"Öldürüyorlar, öldürüyorlar, kurban z olay m öldürüyorlar," diye yalvard .Kendi evinin kap ma bile vard . Yalvard . Kendi evi de yüzüne kapanm , aç lmad .Saçlar na kadar terlemi , gözleri görmez olmu , ba kesilmi tavuk gibi yönsüz, oradan oraya ko uyor,

rpm yor, bir vard kap ya bir daha bir daha gidiyor, çaresiz, bitkin köyün içinde dört dönüyordu. Bir andurdu, az k dü ündü, sonra var gücünü toplay p köyün d na do ru ko maya ba lad . Köyü d ar

ncaya kadar belki on kez tepesi üstü yere kapakland kalkt , kapakland kalkt .Memed hiç so ukkanl bozmadan, aray aç p kapamadan, o h zlan rsa h zlanarak, yava larsayava layarak ard nca at sürüyordu. te böylece Hamza önde Memed arkada köyün yöresini üç kez döndüler.Hamza bir ara durdu, döndü, bo gözlerle Memede bakt . Sonra birden gene delicesine ko maya ba lad .Köyün içine sapt . Ayakta duracak hali kalmam , her iki üç ad mda bir kez yere dü üyor, topra a boyluboyunca seriliyor, sonra büyük bir çabayla geri kalk yor, kaçmaya u ra yordu. Memed onu böylece süresüre köyün alan na kadar getirdi:"Dur burada," diye ba rd .Ortal kta kimsecikler yoktu. Hiçbir canl da gözükmüyordu. Ne kedi, ne köpek, hiçbir canl ... Ne de göktenbir ku geçiyordu.454Hamza son bir gayretle:"Yeti in öldürüyorlar, öldürüyorlar," diye bir daha ba rd , sonra da oldu u yerde durdu. Sa a solasallan yor, yaprak gibi titriyordu.Di leri biribirine çarpa çarpa:"Beni öldürme efendim," dedi. " u köyün be ini de sana vereyim. Allaha' kma."Sözü a nda kald . Memed onun kafas na tabancas ndaki kur unlar bo altt . Hamza hemen ölmedi, toprapençeleriyle ç rmalamaya, y rtmaya ba lad . Kendi yöresinde f r dönüyor, topra y rt yordu.Memed omuzundan a r a r filintas ald do rulttu, bir tarak fi i daha Hamzan n üstüne bo altt . Hamzaoldu u yere yüzüstü yumuldu kald . Memed at üstünde onun yöresinde dönüyor, filintas doldurupdoldurup yumulmu kapkara yatan ölünün üstüne bo alt yordu. Ölünün yöresinde deli gibi at sürüyor,gidiyor geliyor, h rs alam yor, onun üstüne bir tarak daha kur un bo alt yordu.

ardan Memede bakanlar onun bir acayip, bir eski at oyunu oynad san yorlard .Memed sonunda yoruldu, at n üstünde alan n ortas nda, ölünün yan ba nda dimdik durdu. Terlemi , terkara perçemlerinden p p diye at n boynuna daml yordu. S rt ndan, abas n d na da ter f rm . At daköpük içinde kalm , ya z at biraz daha kapkara kesilmi , kömür karas olmu tu.Köylüler birkaç kez evlerinin kap ndan, pencerelerinden korka korka ba lar d ar ya uzat p geriçekildiler. Onu öyle at üstünde dimdik, kaya gibi gördüler.Ya z at daha körük gibi soluyor, üstündeki Memed de öyle dimdik, dal p kalm k rdam yordu.Gün bir kavak boyu yükseldi. Kara perçemi, yüzü su gibi ter içinde kalm Memedi, köpü e batm uzunboyunlu, büyük gözlü ya z at a bo du. Gölgeler çekildi. Köyden hiç ç t ç km yordu. Bir sinek uçsakanad n sesi duyulurdu. Her yan ss zd . Bu köy kuruldu kurulal sanki buraya hiçbir canl u ramam .Ortal k sessizlikten öylesine çm çm ötüyordu. Bir ya z at, bir de üstündeki Memed, bir de a dayumulmu455kapkara yatan ölü... Ba kaca, dünya bombo kalm . Bir ku bile ötmüyor, bir ar bile v ldam yordu.Uzakta, ötede kabar p soluklanan masmavi Dikenlidüzüydü. Dikenlidüzü apayd nl k serilmi yat yordu. Vegittikçe güzelle en ya z at n sa na pul pul dü en klard ...Memed at n üstünde durmu kalm , gözleri bir atmacan n gözleri gibi köyün ev aralar dola yor,bombo alanlarda bo u bo una bir k rdanma, bir ses ar yordu. Bir kap , be kap , on kap aç lacak, köyünbütün kap lar aç lacak, insanlar ha imdi, ha birazdan u alana dolu acaklard . Memed bunu niçinbekliyordu, kendisi de bilmiyordu ama bekliyordu.Uzun bekledi. Köy daha ss zla , daha bo ald . Ne gelen vard ne giden. Memed bir ç rt duymaya bile canat yordu.Birden, usul usul uzaklardan gelen bir ayak sesiyle irkildi. Ba yana çevirince giyinmi ku anm , akba örtüsü ba lay p, küpelerini, mercan gerdanl takm , renk renk ipekli Tarabulus ku özenlebeline dolam yukardan a gelen Hürü Anay gördü. At n ba onun geldi i yöne çevirip sürdü. Az

sonra kar kar ya kald lar. Memedin yüzü aç ld , gülümsedi, bak lar. Sonra ba lar çevirip yerdeyumulmu yatan ölüye bakt lar. Hürü Ana da gülümsedi. Sonra bak lar bir süre köyün içini tarad durdu,geldi gene ölünün üstünde durdu. Ölünün yan nda yatt ta çukura kan dolmu , göllenmi -ti. Kan nüstünde im ek gibi bir ye il sinek çakt .Bir daha göz göze gelip bak lar. Memed at Hürü Anaya do ru iki ad m daha yürüttü."Ana, Ana," dedi, "Hürü Ana, hakk helal et."Ba ka bir ey söylemedi. Hürü Ana da konu mad . At n yular çekti, ba Alida na do ru çevirdi,doldurdu. Ya z at y ld m gibi köyden ç kt . Alida mdan yana bir kara ok gibi akt , bir anda da gözdenirad kayboldu gitti.Hamzan n ölüsü yatt yerde, orada ta çukurunun yan ba nda iki gün öylece yumulmu kald . Köylülerevlerinden d ar ç kmad lar. Sadece, o da çok merakl lar, ba lar evlerinin kap ndan d ar ya ç kar p,görebildikleri kadar alan n ortas ndaki ölüye bak p ba lar hemen içeriye geri çektiler. Üçüncü gününsabah Pancar Hösük evinden elinde bir iple456

kt , alan n ortas na geldi, ipi ölünün aya na ba lad , ölüyü köyün d na sürükledi, uzaklara götürdü,Kulaks n de irmeninin alt ndaki uçurumdan a yuvarlad ."Müstahakm buldun teres," dedi, arkas ndan da güldü. "Kel kafir. Arad buldun i te. Var git imdi dekel kerkezle-re yem ol!"Bundan sonra köylüler bir süre hiçbir ey yapmadan, ellerini ktan so a vurmadan, biribirleriyle hiçkonu madan, korkarak köyün içinde tembel, aylak, ellerini kollar sallaya sallaya dola lar...Sonra bir gün usulca vard lar Kel Hamzan n kilerinin kap açt lar. Hamzan n kar lar hiç a zlaraçmadan uzaktan kileri açan köylüleri, oral de ilmi cene seyredip durdular. Kiler h zman h zman ya , bal,pekmez, sand k sand k kuru üzüm, badem, ceviz, incir, kuru dut, armut, elma kurular yla, balkabaklar yla

na kadar doluydu. Bütün köyün gözünün önünde kileri, hiçbir s lt ya meydan vermeden karde çepayla lar. Bir pay da Hamzan n kar lar na ay p, "Al n bu da sizin pay z," dediler.Sonra da, kiler payla mas ndan uzun bir süre sonra da Hamzan n evinin önüne y p kar lar ndan paralaristediler. Kad nlardan birisi a na kadar basa basa doldurulmu bir torbay getirdi onlara verdi. Oturup onuda karde cene pay ettiler. Bir pay da Hamzan n kar lar na verdiler. Sonra herkes Kel Hamzan n bir ço unusatamad , at , e ini, keçisini, öküzünü, ine ini gidip Hamzan n evinin kap ndan ald evine getirdi.Sonra y llard r bu day, arpa, dar yla doldurulmu ambarlar aç p onu da karde çe pay ettiler. Bir pay daHamzan n kar lar na verdiler.Bütün bunlar çok sessiz, az k korkarak, çekinerek, az k da utanarak, ç t ç karmadan uslu uslu yapt lar.Güz geldi çatt , hiç kimsede bir k rdanma olmad . So uk yeller esti, gölgeler yay p soldu, çak rdikenli ikurudu, çat r-dad gene hiç kimsede en küçük bir k rdanma olmad . Ner-deyse çift ko ma zaman da gelipgeçecek, gene köylüler ellerini arkalar na ba lam , geriye do ru kayk lm , biribirlerinin gözlerinin içinebakarak köyün içinde dola p duracaklard .457

er Abdalo lu Bayram n tan davulu imdatlar na yeti mesey-di.Bir sabaht , daha gün mam ki kulaklar na köyün ortas ndan bir tan davulu sesi geldi. Davul a r,güvenli, koygun koygun ötüyordu.Davulcunun Abdalo lu Bayram oldu unu hemen anlad lar. Zurnay da o lu Cümek çal yordu. Onu dabildiler. Çünkü Torosta hiçbir Abdal böyle bir davul çalamazd .Abdalo lu Bayram o luyla birlikte davulu vur ediyor, yat yor, kalk yor, s çr yor, kükrüyor, ç klar at yor,dolan yor, oynuyordu. Kendini büyük bir co kunlu a kapt rm , bir sevinç kas rgas olmu köyün ortas nda

unuyordu. Abdalo lu Bayram kendini bildi bileli böyle bir co kunluk içine dü memi ti.Ku luk zaman yd ki, köylüler teker teker alana geldiler. Tertemizdiler, yunmu ar nm lar. En güzelbayraml k giyitlerini giyinmi ler.Ya kad nlar sütbeyaz ba örtü, genç k zlarsa ba lar na al vala ba lam lard . Al ndan, ye ilinden,morundan donanm lard . Hürü Ana bugün öylesine çiçek gibi olmu tu ki, bu kadar kalabal n içinde bileseçiliyordu.Geldiler, topland lar, köyün alan na doldular. Alanda insandan i ne atsan yere dü mezdi. Az sonra kalabal kda Bayramla Cümekin oyunlar na kat ld . Köyün alan nda büyük bir sevinç u untusunda döndüler durdular,sonra da oynayarak çak rdikenli e do ru çekildiler.Bayram n davulunun sesini öteki Dikenlidüzü köylüleri de duymu , oralarda da davullar dövülüyordu. Onlarda çak rdikenli e do ru çekildiler. Be köyün be i de çekilip geldiler, do uda, çak rdikenli in ucunda

Alida n ete inde bulu tular. Delikanl lar t rpanlar çektiler çak rdikenlerini biçtiler, genç k zlar biçilmiçak rdikenlerini toplad lar büyük öbekler y lar. Bayram davuluyla bir öbe in üstüne f rlay p, köylülerinimdiye kadar hiç görmedikleri bir oyuna ba lad . Uzuyor, k sal yor, dönüyor, ellerini kollar k rarak bir

eski zaman oyunu oynuyordu. O oynarken, köylüler, onun bir i mar üstüne alt ndaki öbe i tutu turdular.Bayram bir süre de yal mlar n ortas nda, yal mlara uyarak oynad .458Dalgaland , esti. Sonra dimdik ate in içinden ç p geldi kalabal a kar .Yal mlar diken öbeklerinden ovaya atlad . Kurumu çak rdikeni ovas tepeden t rna a bir anda yal ma kesti.Bir de poyraz esiyordu. Yal mlar ald , saçarak, döküp savurarak ta güneye götürdü. Çak rdikenliktençat rt lar geliyor, ç klar geceyi dolduruyor," yal mlar bir uçtan bir uca ovada ko turuyordu. Sabaha karbütün Dikenlidüzü yal ma kesti, ova bir yal m selinde çalkaland .Bir daha nce Memedden haber al nmad . mi timi bellisizoldu.O gün bu gündür, Dikenlidüzü köylüleri her y l topra a saban atmazdan önce çak rdikenli e gelir, büyük birtoy dü ünle dikenlere ate verirler. Yal mlar üç gün üç gece bir sel gibi düzde dolan r, akar durur. Ova biryal m f rt nas nda çalkan r, yanan dikenlikten-ç klar gelir. Bu ate le birlikte de Alida n doru unda birtop k patlar. Da n doru u üç gece a ar r, apayd nl k, gündüz gibi olur.