24
6 13 7 Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar HDV’ye bağlı camilerinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam’da toplandı Uyum Bakanı Eberhard van der Laan HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti H O L L A N D A D İ YA N E T VA K F I AY L I K H A B E R B Ü LT E N İ AĞUSTOS • 2009 SAYI 5

HDV BULTEN SAYI 5

Embed Size (px)

DESCRIPTION

7 Uyum Bakanı Eberhard van der Laan HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar HDV’ye bağlı camilerinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam’da toplandı AĞUSTOS • 2009 SAYI 5 H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ

Citation preview

Page 1: HDV BULTEN SAYI 5

6

13

7

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar

HDV’ye bağlı camilerinin Kadın Kolları yöneticileri

Zaandam’da toplandı

Uyum Bakanı Eberhard van der Laan HDV Zaandam Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İAĞUSTOS • 2009

SAYI 5

Page 2: HDV BULTEN SAYI 5

2 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

ÖNSÖZ

Merhaba değerli okurlar

Öncelikle Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzeri-nize olsun diyerek başlamak istiyorum. HDV Bülten’in Ağustos sayısında da birlikte olmamızı müyesser kılan Yüce Allah’a hamd olsun. Ağustos sayısıyla birlikte HDV Bülten’in beşinci sayısını da çıkarmış bulunuyoruz.

Bu sayımızda Ramazan Ayı’na hazırlık babında Hollan-da Diyanet Vakfı ve HDV şubelerinde yaşanan Ramazan coşkusuna dair bizlere ulaşan haberleri vermeye çalıştık. Bu sayıda daha ziyade şubelerimizin düzenledikleeri iftar programlarına dair haberlere ağırlık verildiğini göreceksi-niz. Derneklerimizin düzenledikleri iftar programlarına elimize ulaştıkça yer vermeye çalıştık. Yine bu sayıda fıkıh köşemiz, şiir sayfamız ve bir ayet bir hadis köşemiz dolu dolu yer almaktadır.

Ramazan ayında her derneğimiz, yaptıkları iftar prog-ramlarına başta Vakıf Yönetim Kurulu Başkanımız ve Din Hizmetleri Müşavirimiz olmak üzere Vakıf yöneticilerimi-zi aralarında görmek istiyorlar. Bu sebeple de hepsi davet

mektuplarını yazılı olarak Vakfa göndermekle kalmayıp, telefonla da mutlaka en üst düzeyde Vakıftan temsilen gelinmesini istiyorlar. Ancak, Cami yöneticilerimizin de takdir edeceği üzere Ramazan geceleri otuz gün ile sınır-lıdır. 142 şubenin davetini otuz güne sığdırmak müm-kün değildir. Her akşam bir şubenin iftar davetine gidilse, bütün Ramazan boyunca sadece otuz caminin davetine icabet edilmiş olunur. Şubelerimiz haricinde Hollanda da önemli kurum ve kuruluşların da davetleri olmaktadır. Bu sebeple takdir edilmelidir ki şubelerimizin iftar davetleri-nin hepsine istendiği halde maalesef olumlu cevap verile-memektedir. Bazen Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri bazen de Vakıf personeli, camilerimizden gelen iftar davetlerine katılmaya gayret etmektedirler. Vakıf başkanımız ise daha ziyade hiç gidilmeyen şubeleri tercih ederek, bütün cami-lere gitmeye çalışmaktadır.

Ramazan ayının bahşettiği manevi iklimin bizleri güzel ve mutlu günlere ve dünya ve ahiret saadetine ulaştırması temennisiyle bir sonraki sayıda buluşmak üzere sizleri

Allah’a emanet ediyorum.

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Bu sayıda

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

Sayı 5 | AĞUSTOS [email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatörü

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Alparslan Coşkun Hizmet Birimi8 Orhan Yemenoğlu Cenaze Firması9 Turgay Ergezen Cenaze Firması

10 Osman Ergin Cenaze Firması

Page 3: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 3

BAŞYAZI

Değerli Dostlar,

Toplum ahlakı açısından ele aldığımız “maruf ve muame-lat ahlakı”nın temelinde şüphesiz modern çağın “insan hak-ları” diyerek hatırlamaya çalıştığı “kul hakkı” anlayışı vardır. Din, insanın imanı ve bunu korumak için ibadeti hakkında beyanda bulunurken, diğer insanlarla ilişkilerini ilgilendiren meselelerde de “kul hakkı”nı hatırlatır. Allah’ın af ya da mücâ-zatı her şeyden önce kul hakkına dayalı olarak tecelli eder. Kul hakkına, başkasının hakkına son derece önem veren İslam, as-lında bu alanı, yani insanların birbirleriyle ilişkilerini, menfaat çatışmalarından koruyabilmeleri için gerekli “yol işaretleri”yle belirler. İnsanın özellikle toplumla ilişkilerini belirleyen bu yol işaretlerine muâmelât denir. Bu çok önemli bir konudur. Kent yaşamında trafiğin karışmaması, ya da bir büyük organizasyonun rahatça işleyebilmesi için gerekli kurallar ne kadar gerekliy-se, aynen o şekilde, beden ve ruhtan oluşan farklı karakter ve mizaçlardaki insanların maddi-manevi istek ve arzuları ya da eylemlerinin bir diğerinin hakkına tecavüz etmeden gerçekleşebilmesi ya da yanlışsa düzeltilmesi için gerekli maddi-manevi emir ve yasaklar da vardır. İşte muâmelât denilen alan bunu içine alır. Helaller, haramlar, mekruhlar vb. insanlar arası ilişkilerde huzuru sağlamak ve kul hakkına riayet için yol işaretleridir. Bu yol işaretlerine uyulduğunda ortaya “maruf ahlakı” çıkar. Dolayısıyla din sadece vicdânî bir konu değildir. Toplumsal ve kamusal alana yansıyan bir boyutu vardır. Hatta denilebilir ki, başkalarının yaşam alanına saygılı olmak amacıyla “parayla imanın kimde olduğu bilinmez” sözü zahirde doğru olsa da, insanın inandığı gibi yaşaması açısından bakıldığında, “para-nın da imanın da kimde olduğu er geç belli olur”. Çünkü her şey sonuçta kul hakkına varır ve davranışlara yansır. Din kul hak-

kına çok önem verdiğine göre, sadece vicdan meselesi değildir. Vicdandan başlayıp yaşama biçimine kadar uzanan, başkaları-nın vicdanından kaynaklanan toplumsal alana saygılı olmaya kadar etkisi olan bir dünya ve yaşam görüşü ortaya koyar. Kı-saca İslam insanın inandığı gibi yaşamasını öngörür. Muame-lat işte toplumsal ahlakın oluşumunu kolaylaştırır. Muamelat bir anlamda marufun fıkhıdır. Marufu tesis eder, münkeri zayıflatır. Toplum ahlâkının temelinde neyin iyi neyin kötü olarak tanımlanacağı sorusu vardır. Neyin iyi neyin kötü ola-rak tanımlanacağı da en iyi şekilde “ilahi kaynak”tan elde edi-lir. Akıl ilahi kaynağın muhatabıdır. Bu çerçevede yapılacak iyi-kötü tanımı, maruf ve münkerin ne olduğunu tayin eder. İyilikte yarışmak, fedakâr olmak, digergâm olmak, muhtaçlara

yardımda bulunmak, aile müessesini sürdürmek, cinsel ahlakın muhafa-zası, sosyal terbiye v.b. hep maruf ve muamelat ahlakının kabulüyle müm-kün olur. Dolayısıyla, maruftan mu-amelata toplumsal ahlak, bir İslami sivil toplum anlayışının da ön şartıdır.

Maruf ve muâmelât ahlâkının Muallim-i Evveli Hz. Peygam-ber (sav), “Yaşadığınız hal üzere ölecek, öldüğünüz hal üzere haşrolunacaksınız” hatırlatmasıyla maruf ahlakının ruh haline işaret buyurmuş, “Dünya işlerinde kendinizden daha aşağıda olana, uhrevî meselelerde de sizden daha yüksek olanlar bakı-nız” beyanıyla sosyal-ekonomik vs ihtirasların kontrol edilme-si gereğini tebliğ etmiştir. Bu iki nebevî işaret bile toplumsal ahlâkın yani maruf ahlakının temel taşları olmaya yeterlidir. Umarız, yaklaşan Ramazan’ın bereket ve deruni tecrübesiyle gelecek kuşaklara maruf ve muâmelât benimsetecek bir din-darlık anlayışına kavuşmak mümkün olur.

Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (IV)

Neyin iyi neyin kötü olarak tanımlanacağı da en iyi

şekilde “ilahi kaynak”tan elde edilir.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu

Adı Soyadı Vakıf Görevi GöreviDoç. Dr. Bülent ŞENAY Başkan T.C. Lahey Din Hizmetleri MüşaviriVeysel Kükrek Sekreter Den Haag HDV Ahi Evran Camii Din GörevlisiRahim Usan Muhasip Heerhugowaard HDV Mimar Sinan Camii BaşkanıNevruz Özcan Üye Roermond HDV Fatih Camii BaşkanıRecep Erkoç Üye Kampen HDV Nebi Camii Denetleme Kurulu BaşkanıZekeriya Açkalmaz Üye Rotterdam HDV Eğitim Merkezi KoordinatörüAbdurrahman Aydeğer Üye Rotterdam HDV Mevlana Camii Başkanı

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

Page 4: HDV BULTEN SAYI 5

4 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

Mübarek Ramazan ayı ve-silesiyle 23 Ağustos 2009 Pazar günü, Friesland

Eyaleti’nin Leeuwaarden şehrinde, Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği ile Hollanda Di-yanet Vakfı Leeuwaarden Ulu Camii

ortaklaşa bir iftar yemeği düzenlediler. T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmet-leri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Başkanı Doç. Dr. Sayın Bülent Şenay’ın da katıldığı iftar ye-meğinde Friesland Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri ile Hollanda’nın

diğer bölgele-rinde yaşayan Batı Trakya Türkleri bir araya gelme im-kanı buldular.

T.C. Lahey Büyükelçil iği Din Hizmetle-ri Müşaviri ve Hollanda Diya-net Vakfı Baş-kanı Doç. Dr. Bülent Şenay, iftar yemeğinin

ardından yapmış olduğu konuşmada, Ramazan ayının anlam ve önemin-den bahsetti. Ramazan ayının birlik ve beraberlikleri pekiştiren bir rahmet ve bereket ayı olduğunu belirten Şe-nay, Batı Trakya Türkleri ile Anadolu Türkleri’nin memleketlerinden çok uzaklarda, Hollanda’nın Leeuwaarden şehrinde bu iftar vesilesiyle bir araya gelmiş olmalarının bunun en önemli göstergesi olduğunu söyledi.

Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mus-tafa Yusuf iftar yemeğinin ardından bazı açıklamalarda bulundu. Yusuf, “Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği olarak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın ve İslam aleminin mübarek ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile ol-masını dileriz.” dedi. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma

Leeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programıLeeuwaarden Ulu Camii’nde İftar programı

Page 5: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 5

HDV BÜLTEN

Derneği’nin kuruluşundan önceki yıllarda, Hollanda’daki Batı Trakya Türkleri’nin kendi çabalarıyla iftarlar ve bayramlaşmalar düzenlediklerini ve bu iftar ve bayramlaşmaların gele-neksel hale geldiğini belirten Yusuf, geleneksel hale gelmiş olan bu orga-nizasyonların bu sene Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenleneceği-

ni söyledi. Bu yıl Hollanda’da Batı Trakya Türkleri’nin yaşadıkları dört farklı bölgede iftar organizasyonları planladıklarını söyleyen Yusuf, “Fries-land Eyaleti’nde yaşayan Batı Trakya Türkleri’nin yoğun ilgi gösterdikleri, Hollanda Diyanet Vakfı Leeuwaarden ulu Camii ile ortaklaşa düzenlediği-miz ve T.C Lahey Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve (HDV) Başka-

nı Sayın Bülent Şenay hocamızın katı-lımlarıyla bizleri onurlandırdıkları, bu seneki ilk iftar organizasyonumuzu bu akşam gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği, Batı Trakya’dan kilometrelerce uzakta, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın kültürü-nü yaşamaya, yaşatmaya ve tanıtmaya devam ediyor.” dedi.

Page 6: HDV BULTEN SAYI 5

6 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

6 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

Bergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu camiinde Hollandalı misafirlerin de katıldığı bir iftar programı organize

edildi. İftara Bergen op Zoom şehrinde yaşayan vatandaşlarımızın yanısıra çok sayıda Hollanda-lı ile beraber, Bergen op Zoom Belediye Başkan Yardımcısı da katıldı.

Yeni yapılan Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii konferans salonunda yapılan iftar prog-ramına Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak bir konuşma yaptı. Türkçe hitabından sonra, Hollandalı misafirler için İngilizce olarak konuşan Şenay, Ramazanın mana ve öneminden bahsetti. Şenay ayrıca konuşmasında camilerin birlik ve beraberliği sağlayan mekanlar olduğunu, Lalenin islami sembolizmde birliği temsil ettiğini ve bu iftarın müslüman Türk topluluğunun Hol-landa toplumunda kendi kimlik ve değerleriyle birlikte entegre olduğunun bir göstergesi oldu-ğunu ifade ederek, iftara katılan Belediye Başkan Yardımcısına bir de lale şeklinde yapılmış rozet taktı. İftardan sonra Hollandalı misafirlerle bir-likte cami gezilerek misafirlere islam dini ve cami ile ilgili bilgiler verildi.

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar

Bergen Op Zoom HDV Ulu Camii’nde multikültürel iftar

Page 7: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 7

HDV BÜLTEN

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 7

Eberhard van der Laan kimdir?Tam adı Eberhard Edzard van der Laan olan yeni bakan, 28 Haziran 1955’de Leiden’de doğdu. Lise eğitiminin ardından Amsterdam Vrij Üniversitesi’nde hukuk eği-timini tamamladı. Daha sonra avukat olarak çalışmaya başladı. 1990-1998 yılları arasında İşçi Partisi’nden Amsterdam Belediye-si meclis üyeliği yaptı. Belediye’de 1993 yılından itibaren de parti grubu liderliğini sürdürdü. 22 Şubat 2007 tarihinde kurulan dördüncü Balkenende koalisyon hükümetinde iktidarı oluşturan ikinci büyük parti konumundaki Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden (PvdA) yabancıların uyumu ve geri kalmış semtlerin kalkındırılması ve fiziki olarak iyileştirilmesinden sorumlu Bakan Ella Vogelaar, par-tisiyle düştüğü “güven bunalımı” nedeniyle, geçen ayın ortalarında görevinden istifa etti. Vogelaar’ın istifasıyla boşalan bakanlık göre-vine Eberhard van der Laan (53) atandı.

Uyum Bakanı Eberhard van der Laan Zaandam HDV Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret etti

Uyum Bakanı van der Laan, ziyaret kap-

samında entegrasyon ve Poelenburg semtinin yeni-lenmesi gibi konular hak-kında degişik kurumlar-dan gelen temsilcilerden bilgi aldı. Cami Yönetim Kurulu Başkanı Baskani Ali ACAR ve Kadın Kol-ları Baskanı Songul Ayaz, Uyum Bakanına cami zi-yaretinde rehberlik ederek bilgi verdiler.

Page 8: HDV BULTEN SAYI 5

20. Şirket ortakları nasıl zekât verirler?Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi, şirketin büro, alet vb. duran varlıkla-rı dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın, nisaba ulaş-ması ve üzerinden bir yıl geçmesi ha-linde zekâtını vermesi gerekir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketle-rin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekâttan muaf; borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıkları (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) ise net kâr ile birlikte % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâta tabi-dir.

21. Hisse senetleri zekâta tâbi midir?Borsada alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişinin, sahip olduğu hisse senetlerinin değeri, nisap mik-tarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâtını vermesi gerekir. Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi ise, şirketin büro, alet vb. duran varlıkla-rı dışındaki dönen varlığının, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde zekâtını vermesi gerekir.

22. Zekât kimlere verilir?Zekât ve fitrenin kimlere verilebile-ceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir (TevbeSûresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda ciha-da koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalp-leri İslam’a ısındırılmak istenen kim-selerdir.

23. Zekât Kimlere Verilmez?Zekât ve fitrenin, Tevbe suresinin 60. ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verecek kişi, bu şartları taşısa bile; 1) Ana, baba, büyük ana ve büyük ba-balarına, 2) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuk-larına, 3) Müslüman olmayanlara,4) Karı-koca birbirlerine,Zekât veremez..

24. Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?Aldıkları zekât ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe suresi-nin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardım-laşma fonlarına zekât ve fitre verilme-sinde dinen bir sakınca yoktur.

25. Ücretlilere Zekât Verilebilir mi?İslâm’da zekât ve fitrenin, kişilerin sınıf ve meslek gruplarına bakılmak-sızın, kimlere verilip verilemeyeceği açıkça belirlenmiştir. Bu itibarla, bel-li bir geliri olduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayama-yan ve başka bir mal varlığı da bulun-mayan kişilere zekât verilebilir.

26. Farklı ayarda altını bulunan kimse zekâtını nasıl hesaplar?Zekâta tabi olma açısından altında-ki ayar farkı önemli değildir. Çünkü hangi ayarda olursa olsun, sonuç iti-bariyle altın hükmündedir. Buna göre farklı ayarda da olsa bütün altın çeşit-leri tek başlarına veya diğer ayardaki altınlarla birlikte toplam ağırlıkları 80,18 gr. a ulaştığında, diğer şartları da taşıması halinde zekâta tabidir. Bu durumda farklı ayarlardaki altınların

zekâtı, değerleri üzerinden hesaplana-rak, % 2,5 oranında verilir.

27. Gayr-i meşru yolla sağlanan kazançtan zekât vermek gerekir mi?Gayr-i meşru yolla sağlanan kazancın sahibi belli ise, bu kazancın sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılı-ğında sevap beklemeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen kazancın ta-mamı ya sahibine iade edilerek veya hayır yolda harcanarak elden çıkarıla-cağından, zekâtının verilmesi söz ko-nusu değildir.

28. Temel ihtiyaçlar için biriktirilen para zekâta tabi midir?Aslî ihtiyaçlar; ev, ev eşyası, giyecek, ulaşım ve yiyecek gibi hayatın güven-li ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan şeylerdir. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralar-la onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o takdirde bu paralardan zekât vermek gerekmez. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir. Ancak böyle bir taahhüde bağlanma-mış paranın, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi halinde, zekâtının verilmesi gerekir.

29. Buluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından zekât gerekir mi?Akıllı olmayan ve buluğ çağına erme-miş olan kişiler, dinen mükellef olma-dıklarından zekât ile sorumlu değildir-ler. Ancak, zenginlerin malında fakir-lerin hakkı olduğu için, zengin olan çocuk ve deliler kendileri mükellef olmasa da, veli veya vasilerince bun-ların mallarından zekât verilmelidir.

ZEKÂT

8 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

FIKIH KÖŞESİ

(2)

Page 9: HDV BULTEN SAYI 5

FIKIH KÖŞESİ

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de; ”Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır” buyurulmaktadır (Zâriyât 51/19).

30. Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?Babası ile birlikte oturan kimsenin kendi şahsına ait ayrı malı bulunur ve zekât için gerekli şartları taşırsa bu kişi zekât vermekle yükümlü olur. Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar da ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerin-de tasarruf yetkisine sahip olan kişi, zekâtla yükümlü olur.

31. Vergi zekât yerine geçer mi?Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür. Ayrıca zekât ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yer-ler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir.

32. Zekâtı havale yoluyla ödenebilir mi?Zekât, bizzat elden verilebileceği gibi, vekâlet veya havale yoluyla da verilebi-lir. Burada önemli olan, zekâtın alacak kişiye ulaşmasıdır.

33. Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?Kocası ölmüş ise üvey anneye, buluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olma-ları halinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arsında usul ve füru ilişkisi olmadığı gibi, zekât ve-ren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir.

34. Damat ve geline zekât verilebilir mi?Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca eşine bakmakla yükümlü oldu-ğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât ver-mesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât

vermek -geçerli olmakla birlikte- uy-gun değildir.

35. Zekât verilen kişinin zengin olduğu ortaya çıkarsa ne yapmak gerekir?Zekât mükellefi, kime zekât verdiğini araştırmalıdır. Araştırma sonucu zekât verilebilecek kişilerden olduğu kanaa-tine vardığı birisine zekât verir. Daha sonra bu kimsenin zekât verilecek kişi-lerden olmadığı ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur. Araştırma yapmaksızın zekât verir ve daha sonra bu kimsenin zekât verilebilecek kişilerden olduğu ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur; an-cak böyle olmadığı anlaşılırsa, zekâtı geçerli olmaz, yeniden vermesi gerekir.

36. Kayınvalide ve kayınpedere zekât verilebilir mi?Kayınvalide ve kayınpeder, kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimseler-den olmadığı için, fakir iseler kendile-rine zekât verilebilir.

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 9

ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLANDHOLLANDA DİYANET VAKFI

ROTTERDAM EĞİTİM MERKEZİ

HDV Rotterdam Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu, 06 Temmuz 2009 ile 20 Ağustos 2009 tarihleri arasında erkek çocuklarımız için Yatılı Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu düzenlemiştir. Kursumuz, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından görevlendirilen tecrübeli din görevlileri tarafından verilecektir. Kursta Erkek Çocuklarımıza:Kur’an-ı Kerim, Dini Bilgile ve Türkçe Dersleri verilecektir.

-Kursiyerler dörder kişilik odalarda kalacaklardır.-Kursiyerlere üç öğün yemek verilecektir.-Kontenjanımız 100 öğrenciyle sınırlıdır.-Kursiyerlerimiz 12-15 yaş arası olacaktır.(16 yaşından gün almamış)-Kurs ücreti herşey dahil 160 Euro’dur. -Kurs süresi 4 haftadır. Kayıt için gerekli Belgeler:

1.Veli tarafından doldurulup imzalanmış kayıt formu.2.Kurs ücretinin Gültepe Educatief Centrum, Fortis Bank Rotterdam 80.09.93.144 nolu hesaba ödendiğine dair belge. Müracaat ve kayıt için: Tel: 010-4664164 nolu telefon aranabilir.(Hafta içi saat 10.00 – 16.00 arası)

DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU

Page 10: HDV BULTEN SAYI 5

10 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

Oruç ayı Ramazan’a Türkler, “Onbir ayın sultanı” der ve 12 ayın en mübarek ayını büyük bir ilgi ve heyecanla karşılarlar. Bunun için evler ve çev-

resinde umumi temizlik yapılır. Ramazan ve oruç münase-betiyle yemek rejimi de değişeceği için Ramazan yiyecekleri özel hazırlığı yapılır. Bu hazırlık bölgeden bölgeye yiyecek çeşit ve kalitesi olarak değişiklik gösterir. Meselâ bazı bölgede tok tuttuğu için “kuskus” denen özel yiyecek hazırlanır.

Ramazan ayı münasebetiyle üç farklı hareket göze çarpar:• Gece kalkıp yemek yemek demek olan Sahur. • Akşam vakti oruç açma orucu bitirme demek olan İftar.• İftardan sonra gecenin başlangıcında yatsı vaktinde kılınan Teravih.

Müslümanlar Ramazan ayında yemeklerini iki öğüne indi-rirler: Sahur ve İftar.

Sahur yemeği gece yarısından sonra sabaha karşı şafak sök-meden önce yenir. Sahur yemeği hem ertesi gün, gün boyun-ca tutulacak oruca daha kolay dayanabilmek için hem de Hz. Peygamber tarafından “Sahurda bereket” olduğu bildirildiği için önemsenir. Sahur yemeği gerek zaman gerek yemek çe-şidi bakımından olduğu için sahura çocuklar da çok heves eder “beni de sahura kaldırın” diye büyüklerine ricada bu-lunurlar.

Türklerde kalkmak kadar hiç yatmayıp sahur vaktine kadar çeşitli etkinliklerle eğlenmek ve ondan sonra sahur yemeği yemek de oldukça yaygın adetlerdendir. Gerçi bu adet sünne-te çok uygun düşmüyor gibi görönüyorsa da, Ramazan gece-sini uyanık geçirmek gibi bir anlayışla bu geleneğe dinen de olumlu bakanlar vardır. Sahurdan önce yatmama geleneğinin bir uzantısı olarak Türlerden bazılarının sahuru akraba kom-şu veya arkadaş evinde toplanarak toplu halde bekledikleri ve birlikte sahur yemeği yedikleri görülmektedir. Bu durumda uyuyan komşuların rahatsız olması sözkonusu da bu geleneği anlayışla karşılamaları beklenebilir.

İftar yemeği akşam vakti güneş battıktan sonra yenir. Vakit itibariyle alışılmış bir vakit olduğu için bu geleneğin çevreye yansıyan bir yanı göze çarpmaz.

Teravih ise akşamdan sonra gecenin başlangıcında cemaat halinde kılındığından kadın-erkek çoluk-çocuk, büyük ka-labalıklar halinde kılınan bu namaz münasebetiyle gürültü kaçınılmaz gibi görünmektedir. Ancak müslümanların bu ibadetlerini değişik kültür muhitinde kıldıklarını dikkatten uzak tutmamaları ve o saatte uyuyan veya istirahat eden çev-reyi rahatsız etmemeye çevreyi kirletmemeye dikkat etmeleri gerekirken çevrenin de yılda bir ay süren bu değişik hayatı anlayışla karşılamaları beklenir.

Bilindiği gibi teravih namazı akşam şafağının kaybolma-sından sonra kılınabiliyor ve bir saatten fazla süren uzun bir ibadet olduğu için gece yarılarına kadar devam edebiliyor.

Türklerde Ramazan gelenekleri Turkse gewoontes rondom de vastenmaand een korte samenvattingDe turken noemen de vastenmaand ramadan “De sultan van de elf maanden”. Zij tonen een groot interesse en enthousiasme voor deze meest gezegende van de 12 maanden. Daarom krijgen de huizen en de omgeving een grote schoonmaakbeurt. Omdat, in verband met de Ramadan en het vasten de etenstijden ook veranderen, wordt de Vasten-maaltijd op een speciale manier bereid. De bereiding is van streek tot streek verschillend wat betreft de kwaliteit en het soort eten. Zo wordt er bijvoorbeeld in sommige streken een gerecht bereidt met de naam “kuskus”, waar men lang verzadigd van blijft. In verband met de maand Ramadan zijn er drie dingen, die ons opvallen: Het ’s nachts opstaan om te eten, genaamd Sahur;Het ’s avonds op de daarvoor vastgestelde tijd verbreken van het vasten,genaamd İftar;

Het bidden na de Iftar aan het begin van de nacht,genaamd Teravih. Moslims beperken tijdens de maand Ramadan het aantal maaltijden per dag tot twee: de Sahur en de İftar.

De Sahur-maaltijd wordt gegeten tussen middernacht en ’s morgens vóór de zon opkomt. De sahur-maaltijd wordt belangrijk geacht, zowel om de hele volgende dag het vasten makkelijker te kunnen verdragen, als ook omdat de Heilige Profeet gezegd heeft, dat de zegen van God op de Sahur rust. Omdat de Sahur-maaltijd, zowel wat het tijdstip,waarop het genuttigd wordt,als ook wat de gerechten, die gegeten worden betreft,afwijkt van de normale gang van zaken, is de Sahur ook voor kinderen een opwindende gebeurtenis en zij vragen de volwassen daarom hen ook voor de Sahur wakker te maken. Onder Turken is het ook tamelijk gebruikelijk om helemaal niet te slapen tot de Sahur en de tijd tot de Sahur met diverse activiteiten plezierig door te brengen om daarna te gaan eten. Hoewel het lijkt alsof deze gewoonte niet geheel overeenkomstig de aanwijzingen van de Heilige Profeet is, zijn er ook mensen,die hier vanuit godsdienstig perspectief positief tegenover staan, omdat men dan de Ramadan-nacht wakend doorbrengt. Als een uitvloeisel van deze gewoonte voor de Sahur niet te gaan slapen, zijn er ook Turken, die familie, buren en vrienden thuis voor de Sahur uitnodigen om samen de tijd door te brengen en samen de Sahur-maaltijd te nuttigen. In dit geval wordt wel verwacht dat degene, die op de Sahur wachten er op letten de buren zo min mogelijk met hun lawaai te storen en dat de buren begrip tonen voor deze gewoonte. De Iftar-maaltijd wordt ’s avonds, na het ondergaan van de zon genuttigd. Omdat het tijdstip hiervoor vast staat, is er bij deze gewoonte niets wat zich opvallend in de omgeving uit. De Teravih lijkt, doordat het in de na-avond, aan het begin van de nacht door de hele gemeente, man, vrouw en kinderen, gebeden wordt, niet aan het, daardoor ontstane lawaai te kunnen ontkomen. Echter, hoewel de Moslims niet moeten vergeten dat zij deze gebeden in een wereld met een andere cultuur bidden en er op moeten letten dat zij, degenen in de buurt, die op dat tijdstip slapen of zicht ten ruste hebben begeven niet storen; geen lawaai maken, hun auto’s niet op daartoe niet geëigende plaatsen parkeren en hun omgeving niet vervuilen, wordt van die buurt verwacht tolerant te staan tegenover dit andere leven, dat een maand per jaar duurt. Zoals bekend is .kan de Teravih pas na het verdwijnen van de zon achter de horizon gebeden worden en omdat het een gebed is, dat meer dan een uur duurt, kan het tot na middernacht voorduren.

Page 11: HDV BULTEN SAYI 5

Üç Ayet: Bakara Suresi, 183,184,185. Ayetler;

183 - Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz

kılındı. Umulur ki korunursunuz.

184 - (Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yol-

culukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona da-

yanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim

de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bi-

lirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

185 - O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet

rehberi ve deliller halinde bulunan Kur’ân onda indirildi. Onun için sizden her

kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise

tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler

zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı

Allah’ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.çok şefkatlidir, çok mer-

hametlidir.”

Bir Hadis-i Şerif,

1218. Ebu Hüreyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:Aziz ve celîl olan Allah ”İnsanın oruç dışında her ameli kendisi için-dir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim” buyurmuş-tur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ’Ben oruç-luyum’ desin.Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

Hadisten Öğrendiklerimiz1. Allah Teala’nın, ”mükafatını ben vereceğim” buyurduğu yegane ibadet oruçtur.2. Allah için yapılacak hiçbir fedakarlık ve amel karşılıksız kalmaz.3. Oruçlu günahlara ve cehennem azabına karşı zırhlanmış kişi demektir. Çünkü ”Oruç kalkandır” buyurulmuştur.

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 11

HDV BÜLTEN

Page 12: HDV BULTEN SAYI 5

12 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

Rotterdam Kocatepe camii din görevlisi Lütfi Aydın, Ramazan görevlisi Murat

Akkuş ve yine bayan Ramazan gö-revlisi Zehra Ülgür tarafından günde üç ayrı saatte olmak üzere mukabele okundu. Her gün Sabah namazından

önce ve öğle namazından sonra, erkek-lere, yine her gün saat dokuzda sadece bayanlara olmak üzere, bayan görevli tarafından cami içerisinde mukabele programları düzenlendi. Gerek erkek cemaat ve gerekse kadın cemaat mu-kabeleye oldukca yoğun ilgi gösterdi.

Mukabele okuyan görevliler aynı za-manda ayetlerin meal ve açıklamala-rını da yaparak geleneksel mukabele programlarını aynı zamanda bir irşat programına çevirdiler. Kocatepe Ca-miinde yapılan Mukabeleler Ramazan Ayının bitmesiyle birlikte son buldu.

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde mukabele coşkusu

Lahey Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollan-da Diyanet Vakfı Başkanı Doç Dr. Bülent Şenay Amsterdam’ın Kuzey bölgesinde

bulunan Emir Sultan Camiini ziyaret ederek cami yöneticilerinden ve din görevlisinden çalışmalar hak-kında bilgi aldı.

Kudüs’de bulunan Özbeklilerin dini lideri Seyh Abdul Aziz Buhari Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay’ı HDV genel

merkezinde ziyarat etti. Özbek dini lider, Kudüsteki durum hakkın-da bilgi verirken HDV’nin çalışmaları hakkında da bilgi aldı.

Din Hizmetleri Müşaviri Şenay Amsterdam HDV Emir Sultan Camii’ni ziyaret etti Kudüs Özbek Nakşi lideri

HDV’yi ziyaret etti

Page 13: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 13

HDV BÜLTEN

5 Mayıs 2009 tarihinde, Kuzey Hollanda bölgesinde bulu-nan toplam 18 HDV cami-

inin Kadın Kolları yöneticileri Za-andam Sultan Sahmet Camii kadın kollarının misafiri olarak Zaandam’da bir araya geldiler. Öncelikle birbirini tanımak ve yönetici olarak kazanılan tecrübeleri paylaşmak amacıyla bir araya gelindiğini ifade eden kadın kolları yöneticileri, böyle bir toplan-tının düzenlenmesinden memnun olduklarını belirttiler. Kuzey Hollan-da bölgesindeki bütün HDV Kadın Kollarının üyeleri arasında tanışma ve kaynaşmanın sağlanması, ilişki-lerin daha güçlendirilmesi ve gerek cami yönetimiyle ilgili ve gerekse şahsi tecrübelerin paylaşılması, sorun

ve aksaklıkların gündeme getirilmesi şeklinde özetlenebilecek toplantı he-definin büyük ölçüde gerçekleştiril-diğini de söylediler.

Bu tür toplantıların yapılmasının faydalı olduğunu da ifade eden, ba-yan yöneticiler toplantıdan memnun olarak ayrıldı.

HDV’ye bağlı Camilerinin Kadın Kolları yöneticileri Zaandam’da toplandıKuzey Hollanda bölgesinde Hollanda Diyanet Vakfına bağlı faaliyet gösteren camilerinin Kadın Kolları yöneticileri HDV Zaandam Sultan Ahmet Camiinde yapılan bir toplantıda bir araya geldiler.

Page 14: HDV BULTEN SAYI 5

14 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

25 Mayıs 2009 Pazar günü cami içinde ve

cami önündeki park alanında düzenlenen Açık kapı günü (Open Dag) bir panayır hava-sında geçtti. Camiyi ziyarete gelen Hollanda’lılara rehber-ler eşliğinde cami gezdirilerek islam dini ve cami müştemi-latı hakkında bilgiler veril-di. Türk mutfağından örnek yiyeceklerin de hazırlandığı Açık gün’de ziyaretçilere ik-ram yapıldı. Cemaatin de ka-tılımın sağlanması için bir de pazar kuruldu. Pazarda geliri cami yararına olmak üzere yi-yecek ve içecek satışı yapıldı. Tatil günü olması sebebiyle gerek Hollanda’lılar ve gerek-se Zaandam da oturan Tükler tarafından Açık güne oldukça rağbet edildiği görüldü.

Zaandam ”Açık kapı” günüZaandam ”Açık kapı” günü

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerde düzenlenen Açık kapı günleri uygulaması çerçevesinde Zaandam’da bulunan HDV Sultan Ahmet Camii’inde Açık kapı günü organize edildi.

Page 15: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 15

HDV BÜLTEN

Rotterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu Rotterdam’da oturan vatandaşların davet edil-

diği bir iftar programı düzenledi. Kocate-pe camii konferans salonunda düzenlenen iftar programına Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay ve HDV Yönetim Kuru-lu üyeleri de katıldılar. İftarı müteakip Din Hizmetleri Müşaviri teravih vaazında oruç, zaman bilinci, Ramazan terbiyesi ve aile ko-nularını ele aldı.

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde iftar

Page 16: HDV BULTEN SAYI 5

16 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

HDV BÜLTEN

Rotterdam HDV Kocatepe Camii Yönetim Kurulu ve Din görevlisi Lütfi Ay-

dın tarafından, camide okuyan 7 ila 12 yaş arası çocuklar için bir iftar programı düzenlendi. İftardan önce çocuklar için ayrıca bir de eğlence programı organize edildi. Programda Nasrettin Hoca ve Keloğlan tiple-meleriyle eğlenceli dakikalar geçiren çocuklara daha sonra caminin diğer bölümleri gezdirilerek cami tanıtıldı. İftar yemeğiyle son bulan pragram-dan çocukların çok memnun olarak ayrıldıkları gözlendi.

Rotterdam HDV Kocatepe Camii’nde çocuklara iftar

Amsterdam Noord’da faaliyet gösteren HDV Emir Sultan ve Kuba

Camilerinin organize ettiği ve sponsorluğunu Amsterdam No-ord Belediyesinin yaptığı iftar programı Amsterdam’da organi-ze edildi.

Bir spor salonunda yapılan iftar programına her iki cami görevlileri yöneticileri ve Noord bölgesinde ikamet eden müslü-manlar katıldı. Yaklaşık yediyüz kişinin katıldığı iftar programın-da ayrıca tasavvuf müziği de icra edildi. Kur’an-ı Kerim okundu ve dualarla oruçlar açıldı.

Amsterdam HDV Emir Sultan ve Kuba Camilerinden iftar programı

Page 17: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 17

HDV BÜLTEN

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 17

Basından

Page 18: HDV BULTEN SAYI 5

Basından

18 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

Page 19: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 19

Basından

Page 20: HDV BULTEN SAYI 5

İSLÂM BÜYÜKLERİ

(İlmi kimden aldın?) diye sorulun-ca da, şu cevabı vermişti:

“Hazret-i Ömer’den ilim alan-lar vasıtasıyla Hazret-i Ömer’den; Hazret-i Ali’den ilim alanlar vasıta-sıyla Hazret-i Ali’den; Abdullah bin Mesud’dan ilim alanlar vasıtasıyla da Abdullah bin Mesud’dan aldım.”

İmam-ı a’zamın hocası Hammad bin Ebi Süleyman vefat edince, hoca-sının talebeleri, arkadaşları ve halkın ileri gelenleri onun yerini dolduracak âlimin, ancak imam-ı a’zamın oldu-ğunu görerek, ısrarla hocasının yerine geçmesini istediler. “İlmin ölmesini istemem!” buyurup, ilim kürsüsüne oturdu. Hocası Hammad’ın yerine müftü oldu ve talebe yetiştirmeye başladı.

İmam-ı a’zam, hocası Hammad’ın yerine geçince, ilmi, vakarı, üstün tevazuu, takvası, tatlı sözleri ve gü-ler yüzüyle herkes tarafından sevilen ve dini meselelerde insanların bütün müşkillerini çözen yegane müracaat kaynağı oldu. Irak, Horasan, Harezm, Türkistan, Tuharistan, Faris diyarı (İran), Hind, Yemen ve Arabistan’ın her tarafından kitleler halinde gelen talebeler, fetva isteyenler ve dinleyici-lerle etrafı dolup taşıyordu.

İmam-ı a’zamın meclisinde halk tarafından sorulan suallerin cevap-landırılması ve talebeler için verilen muntazam dersler olmak üzere iki türlü müzakere yapılırdı. Her gün sabah namazını, camide kılıp öğleye kadar sorulan sualleri cevaplandırır, fetva verirdi. Öğleden önce kaylule [öğle vakti bir miktar uyuma] yapıp, öğle namazından sonra yatsıya kadar

talebelere ders verirdi. Yatsıdan sonra evine gidip biraz dinlenir, sonra tek-rar camiye gelip sabaha kadar ibadet ederdi. Sorulan suallere cevap ver-meden önce, mesele aleni (açık) ola-rak müzakere edilir, talebeleri suali cevaplandırmaya çalışırdı. Meselenin müzakeresi bittikten sonra, kendisi yeniden ele alıp gerekli düzeltmeleri yapar ve konuyu iyice izah ve tasvir ettikten sonra cevaplandırırdı. Cevap-ları verildikten sonra da fetvayı bizzat söylemek suretiyle ve anlaşılır ifade-lerle talebelerine yazdırırdı. Bu yazılar daha sonra fıkıh kaideleri haline gel-miştir. Dini bir mesele cevaplandırılıp halledilince şükür için tekbir getirir-lerdi. Bu esnada Kufe mescidi tekbir sadalarıyla inlerdi.

Talebelerine verdiği muntazam dersleri ise çok mükemmel bir usul ile yürütürdü. Bir taraftan fıkhın eski hadiselere ait bilinen hükümleri takrir edilir (anlatılır) ve müzakere yapılır, diğer taraftan yeni hadiselere ait hükümler bulunurdu. Geçmiş ve yaşanmakta olan hadiselerin hüküm-leri takrir edilirken, bunlara benzeyen veya aynı cinsten olup da gelecekte vuku bulabilecek hadiselere ait hü-kümler de araştırılıp bulunurdu. Do-layısıyla imam-ı a’zamın derslerinde geçmiş ve yaşanmakta olan halin me-

selelerinden başka, geleceğe ait mese-lelere geçilmiş ve fıkhın külli (genel) kaideleri tespit edilmiştir.

İmam-ı a’zam hazretlerinin ders halkasında çözülen fiili ve nazari fıkhi meselelerin sayısı altıyüzbini aşmıştır. Bunların içinde, fıkıh ilminin anlaşıl-masına yarayan sarf, nahv ve hesaba (fen ilimlerine) ait öyle ince meseleler de vardır ki, onların meydana çıkarıl-ması ve çözülmesinde Arap dilinin ve cebir ilminin mütehassısları dahi aciz kalmışlar, hayranlıklarını ifade etmiş-lerdir. Çözülen fıkhi meseleler cinsle-rine göre kısımlara (kitaplara), kısım-lar da çeşitlerine göre bab ve fasıllara ayrılmıştır. Başta taharet bahsiyle iba-detler, münakehat, muamelat, hudud (had cezaları), ukubat, sulh, cihad ve devletler hukuku, feraiz, yani miras hukuku olmak üzere sıralanarak fıkıh düzenlenmiştir.

Böylece imam-ı a’zam, fıkıh ilmi-ni ilk defa kollara ayırıp her branşın bilgilerini ayrı ayrı toplamış, usuller koymuş, Feraiz ve Şurut kitaplarını yazmıştır. Ayrıca Eshab-ı kiramın, Peygamber efendimizden naklen bildirdiği iman, itikad bilgilerini de toplayıp yüzlerce talebesine bildirdi. İlmi Kelam, yani iman bilgileri müte-hassısları yetiştirdi. İmam-ı Matüridi ondan gelen kelam bilgilerini kitapla-ra yazdı. Yetiştirdiği talebelerin sayısı dört bine ulaşmış olup, bunlardan yedi yüz otuzu ilimde iyice yükselmiş, içlerinden kırk kadarı ictihad derece-sine çıkmıştır. Bazı müellifler onun derslerinde yetişen talebelerinin isim ve künyelerini, mensup oldukları şe-hirlerini tespit edip, yazmışlardır.

Tasavvuf bilgilerini Muhammed Bakır, ondan sonra da Silsile-i aliyyenin büyüklerinden olan Cafer-i Sadık hazretlerinden öğren-di. Yüksek makamlara kavuştu. Eshab-ı kiramdan İbni Abbas’ın ilmini, Mekke fakihi Ata bin Ebi Rebah’tan ve İkrime’den, Haz-ret-i Ömer ve onun oğlu Abdullah’tan nakledilen ilimleri Ab-dullah bin Ömer’in azatlısı Nafi’den öğrendi. Böylece, Eshab-ı kiramdan İbni Mesud ve Hazret-i Ali’den nakledilen ilimleri de buluşup görüştüğü Tabiinden öğrendi.

devamı Eylül sayısında...

İmam-ı A’zam Ebu Hanife (2)

İmam-ı a’zam hazretlerinin ders

halkasında çözülen fiili ve nazari fıkhi meselelerin sayısı altıyüzbini aşmıştır.

20 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

Page 21: HDV BULTEN SAYI 5

Ramazan ayının girmesiyle birlikte, Din Hizmetleri Müşavirliği rehberliğinde,

Rotterdam Din Hizmetleri Ataşeliği ile Deventer Din Hizmetleri Ateşe-likleri bölgelerinde faaliyet gösteren HDV camilerinde çeşitli hazırlıklar yapılmaya başlandı. Din görevlile-ri Türkiye’ye dönen 23 cami, acaba Ramazan ayında yeni görevlilerine kavuşabilecek miydi? Din Hizmetleri Müşavirliğinin aldığı tedbirler saye- sinde bu endişeler kısa sürede gide-

rildi ve Ramazandan birkaç gün önce bu camilerin görevlileri vizelerini ala-rak Hollanda’ya geldiler. Böylece Ra-mazanda Hollanda’da 20 din görevlisi yeni görevine başladı.

Buna ek olarak bazı camilerimizin Ramazanda erkek ve bayan olmak üzere din görevlisi talepleri, yine Mü-şavirlik tarafından Diyanet İşleri Baş-

kanlığına iletildi. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafın-dan dokuz din görevlisi Hollanda’ya gönderildi. Bu görevlilerden beşi din görevlisi bulunmayan camilerde gö-revlendirilirken, iki erkek ve iki ba-yandan oluşan Ramazan irşat ekibi de Ramazan Ayı boyunca Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizde irşat faaliyetlerinde bulundular.

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 21

HDV BÜLTEN

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLANDONDERSTEUNINGFONDS IN GEVAL VAN OVERLIJDEN

FONA KAYIT OLMAYI İHMAL ETMEYELİM!!!!

Meşhur, meşhur olduğu kadar da gerçek bir sözdür. “Acılar paylaşıldıkça azalır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.”

Vatanımızdan, aile ve sevdiklerimizin birkısmından çok uzaklarda yaşadığımız şu gurbette, başımıza gelebilecek ve bize en çok acı verecek gerçek, ölümdür. Bu gerçekle karşılaştığımızda acımızı paylaşacak, bizi anlayacak ve hepsinden önemlisi yapılması gerekenleri bizim için yapacak bir hizmet kurumuna, ne büyük ihtiyaç vardı.

İşte bu ihtiyaçtan doğdu Cenaze Yardımlaşma Fonu. Onun şemsiyesi altına girenler, en acılı gününde bir yardım eliyle karşılaşır, bu yardım eli cenaze sahibine hiçbir külfet yüklemeden gerekli bütün hizmeti görür. O yardım eli, Hollanda Diyanet Vakfı Cenaze Yardımlaşma Fonu’dur ve yirmiyedi yıldır bu hizmeti başarıyla sürdürmektedir.

O halde bu fona kayıt olalım. Çevremizdekileri kayıt olmaya teşvik edelim. Bu mükemmel hizmetten hiçkimsenin mahrum kalmasına razı olmayalım.

Sağlık ve mutluluklar dileriz.

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

Ramazan Ayı dolayısıyla Türkiye’den irşat ekibi geldi

Page 22: HDV BULTEN SAYI 5

ŞİİR KÖŞESİ

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,Gezdirsin boşluğu ense kökünde!Ve uçtu tepemden birdenbire dam;Gök devrildi, künde üstüne künde...Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!Sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent,Ok çekti yukardan, üstüme avcıAteşten zehrini tattım bu okun,Bir anda kül etti can elmasımı.Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,Kustum, öz ağzımdan kafatasımıBir bardak su gibi çalkandı dünya;Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.Al sana hakikat, al sana rüya!İşte akıllılık, işte sarhoşluk!Ensemin örsünde bir demir balyoz,Kapandım yatağa son çare diye.Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,Yepyeni bir dünya etti hediyeBu nasıl bir dünya, hikayesi zor;Mekânı bir satıh, zamanı vehim.Bütün bir kainat muşamba dekor,Bütün bir insanlık yalana teslim.Nesin sen, hakikat olsan da çekil!Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!Otursun yerine bende her şekil;Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,Deliler köyünden bir menzil aşkın,Her fikir içimde bir çift kelepçe.Niçin küçülüyor eşya uzakta?Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?Sonum varmış, onu öğrensem asıl?Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,Bir fikir ki, beyin zarında sülük.Selam sana haşmetli azap;Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!Ey yedinci gök, esrarını aç!Annemin duası, düş de perde ol!Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!Uyku, katillerin bile çeşmesi;Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.Teselli pınarı, sabır memesi;Size şerbet, bana kum dolu çanak.Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,Sırrını ararken patlayan gülle?Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;Karınca sarayı, kupkuru kelle...Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş,Mevsimden mevsime girdim böylece.Gördüm ki, ateş de, cımbız da yokmuş,Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,Yetişir çektiğim mesafelerden!Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık.Her gece rüyamı yazan sihirbaz,Tutuyor önümde bir mavi ışık.Büyücü, büyücü ne bana hıncın?Bu kükürtlü duman, nedir inimde?Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,Bir zehir kıymak gibi, beynimde.Lugat, bir isim ver bana halimden;Herkesin bildiği dilden bir isim!Eski esvaplarım, tutun elimden;Aynalar söyleyin bana, ben kimim?Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,Arzı boynuzunda taşıyan öküz?Belâ mimarının seçtiği arsa;Hayattan muhacir; eşyadan öksüz?Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,Bir zerreciğim ki, Arş’a gebeyim,Dev sancılarımın budur kaynağı!Ne yalanlarda var, ne hakikatta,Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.Boşuna gezmişim, yok tabiatta,İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,Birden kucağına düştüm gerçeğin.Sanki erdim çetin bilmecesine,Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;Atlas sedirinde mavera dede.Yandı sırça saray, ilahi yapı,Binbir avizeyle uçsuz maddede.Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.İçiçe mimari, içiçe benlik;Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!Nizam köpürüyor, med vakti deniz;Nizam köpürüyor, ta çenemde su.Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;Suda ezel fikri, ebed duygusu.Kaçır beni ahenk, al beni birlik;Artık barınamam gölge varlıkta.Ver cüceye, onun olsun şairlik,Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.Öteler öteler, gayemin malı;Mesafe ekinim, zaman madenim.Gökte saman yolu benim olmalı;Dipsizlik gölünde, inciler benim.Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!Heybem hayat dolu, deste ve yumak.Sen, bütün dalların birleştiği kök;Biricik meselem, Sonsuza varmak...

Necip Fazıl Kısakürek

ÇİLE

22 | SAYI 5 | AĞUSTOS 2009

Page 23: HDV BULTEN SAYI 5

AĞUSTOS 2009 | SAYI 5 | 23

HDV BÜLTEN

HİCRİ TARİHLER MİLADİ TARİHLERGÜN AY YIL GÜN AY-YIL HAF.GÜN DİNİ GÜNLER10 MUHARREM 1430 07 OCAK-2009 ÇARŞAMBA AŞURE GÜNÜ1 SAFER 1430 27 OCAK-2009 SALI ........1 R.EVVEL 1430 26 ŞUBAT-2009 PERŞEMBE ........

11 / 12 R.EVVEL 1430 08/09 MART-2009 PAZAR / PAZARTESİ MEVLİD KANDİLİ1 R.AHIR 1430 27 MART-2009 CUMA 1 C.EVVEL 1430 26 NİSAN-2009 PAZAR 1 C.AHIR 1430 25 MAYIS-2009 PAZARTESİ 1 RECEB 1430 24 HAZİRAN-2009 ÇARŞAMBA ÜÇ AYLAR’IN BAŞLANGICI

2 / 3 RECEB 1430 25 HAZİRAN-2009 PERŞEMBE/CUMA REGAİB KANDİLİ26/27 RECEB 1430 19/20 TEMMUZ-2009 PAZAR / PAZARTESİ MİRAC KANDİLİ

1 ŞABAN 1430 23 TEMMUZ-2009 PERŞEMBE14/15 ŞABAN 1430 05/06 AĞUSTOS-2009 ÇARŞAMBA/PERŞEMBE BERAT KANDİLİ

1 RAMAZAN 1430 21 AĞUSTOS-2009 CUMA RAMAZAN’IN BAŞLANGICI 26/27 RAMAZAN 1430 15/16 EYLÜL-2009 SALI/ÇARŞAMBA KADİR GECESİ

30 RAMAZAN 1430 19 EYLÜL-2009 CUMARTESİ AREFE1 ŞEVVAL 1430 20 EYLÜL-2009 PAZAR RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün) 2 ŞEVVAL 1430 21 EYLÜL-2009 PAZARTESİ RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün) 3 ŞEVVAL 1430 22 EYLÜL-2009 SALI RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün) 1 ZİLKADE 1430 19 EKİM-2009 PAZARTESİ 1 ZİLHİCCE 1430 18 KASIM-2009 ÇARŞAMBA 9 ZİLHİCCE 1430 26 KASIM-2009 PERŞEMBE AREFE

10 ZİLHİCCE 1430 27 KASIM-2009 CUMA KURBAN BAYRAMI (1.Gün) 11 ZİLHİCCE 1430 28 KASIM-2009 CUMARTESİ KURBAN BAYRAMI (2.Gün) 12 ZİLHİCCE 1430 29 KASIM-2009 PAZAR KURBAN BAYRAMI (3.Gün) 13 ZİLHİCCE 1430 30 KASIM-2009 PAZARTESİ KURBAN BAYRAMI (4.Gün) 1 MUHARREM 1431 17 ARALIK-2009 PERŞEMBE HİCRİ YILBAŞI10 MUHARREM 1431 26 ARALIK-2009 CUMARTESİ AŞURE GÜN

2 0 0 9 Y I L I D İ N İ G Ü N L E R

Page 24: HDV BULTEN SAYI 5

T.C.Lahey Büyükelçiliği

DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİile

HOLLANDA DİYANET VAKFItarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için;1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası,

Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız.2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz

veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Derginin Adı Yıllık Abone Ücreti 

Diyanet Avrupa Aylık Dergi 24 AvroDiyanet Çocuk Dergisi 24 Avro

Diyanet İlmi Dergi 20 Avro Diyanet Aylık Dergi 30 Avro

Adı :.......................................................................................................................................

Soyadı :.......................................................................................................................................

Adresi :.......................................................................................................................................

Posta Kodu :.......................................................................................................................................

Şehir :.......................................................................................................................................

E-mail adresi :.......................................................................................................................................

Telefonu : +31-......................................................................................................................

ABONELİK MÜRACAATI

Tarih : . . . . . . . . . ./ . . . . . . . . . ./2009

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro)2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro)3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro)4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro)

Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Abonenin: