26
TARLA SOKAK KARA ÜZÜM 21 MART 21 HAZIRAN 23 EYLUL 20 21 ARALIK

Gundonumu ve takas senligi

  • Upload
    yel

  • View
    244

  • Download
    1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Gundonumu ve takas senligi

TARLA SOKAKKARA ÜZÜM21 MART

21 HAZIRAN

23 EYLUL

2021 ARALIK

Page 2: Gundonumu ve takas senligi
Page 3: Gundonumu ve takas senligi

İÇİNDEKİLER

• 21ARALIK• EKO-EKO• HÜNNAP• TOHUMTOPU

251317

Aralık, 2014 Gündönümü ve Takas Şenligi Tarla Sokak, ÇANAKKALE

Timuçin Şahin & İdil Ateşli & Merve Ayşe Köseoğlu

Page 4: Gundonumu ve takas senligi

2

21AralıkKış Gündönümü

İnsanın gökyüzüne duydugu hayranlık, düşüncenin doğuşuna dayanır. Gökyüzü –yakın ya da uzak, bildik ya da bilmecemsi– ve onun düzenli ya da öngorülmedik gösterileri iki türlü bir düşünce hareketinin doğmasına yol açmıştır: Birincisi gökyüzünde apaçık gorünen, değişmez doğa yasalarının araştırılmasıyken, öteki ulaşılmaz gorünen göğe doğaüstu varlıklar/tanrılar yerleştirme eğilimi ve bu güçlü ve taşkın tanrıların Dünya’yı yaratıp yönettikleri olağanüstü anlatılardır.Gökteki büyük olaylar eskiden beri insanlığın ilgisini çekmiştir. Öncelikle en belirgin olanlar: Birbirini izleyen gün ve gece, değişen ve tekrar eden mevsimlerdir. İnsan yazının keşfinden çok daha önce Ay’ın evrelerini öğrenmiş, onlarla ilk takvimlerini hazırlamıştır; gündüzleri, yıldızların her gece biçimleri hiç değişmeyen takımyıldızları peşinde sürükleyerek gerçekleştirdiği değirmi ve tekbiçimli hareketi farketmiş, mevsimlerin düzenli aralıklarla yinelendiğini gözlemlemiştir.Güneş ve Ay; kadim dinlerin vazgeçilmez tanırları ve tanrıçaları, insan inanç coğrafyasının vazgeçilmez sembolleri olagelmişlerdir. Gündönümleri ise her daim bir kutlama vesilesi olmuştur. Zamanla tarım toplumundan endüstri toplumuna geçen uygarlıkların kentlerinde, başka birçok değerler gibi, gündönümleri de anlamını ve önemini yitirmiştir. Şehirlere yerleşen insanlar, zaman içinde bugün kutladıkları bayramların nereden geldiğini ve sembolizmini unutmaya başlamışlardır. En uzun gece, ya da en kısa gün: 21 Aralık. Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir. Oğlak burcunda, astronomik bilgilere göre, Güneş 0 derecelik açı yapar. Sıfır derece ise bazı inanışlara göre yaşam enerjisinin başlangıcı olarak kabul edilir. Eski halk inancında 21 Aralık gününe ‘ayna günü’ dendiği söylenir.

Page 5: Gundonumu ve takas senligi

3

Güneş 21 Aralık tarihinde Oğlak burcuna geçer. Aynı zamanda bu tarih kuzey yarım kürede kış gündönümünü de belirler, yani kış mevsimi başlar. Güney yarımkürede ise yaz mevsiminin başlangıcıdır. Biri 21 Haziran’da Yaz Gündönümü (yazın başlangıcı) ve diğeri de 21 Aralık’ta olmak üzere bir yılda iki gündönümü vardır. Güneş 21 Aralık’ta göksel kürede gidebileceği en güney noktasına, 0 derece Oğlak burcuna gider. Yılın en uzun gecesi ile en kısa günü yaşanır. Saat 12’de cisimler yıl içindeki en uzun gölgelerine sahip olurlar. Latince’den gelen ‘soltist’ kelimesi ‘güneş duruyor’ anlamındadır. Daha da derine inersek, ‘güneş hala ayakta’ demektir. Bu tarihe kadar günler kısalmaya devam eder, bu tarihten sonra ise, gündüzler uzamaya, geceler kısalmaya başlar. 21 Mart’a, gece ve gündüzün eşit olduğu tarihe kadar geceler gündüzlerden uzun olacaktır.21 Aralık en uzun ve karanlık geçen gecedir. Eski zamanlarda güneşin geri dönmesi için ve yeniden dünyayı ısıtması için insanların yardımına ihtiyaç duyduğuna inanılırdı. Bunun için insanlar tıpkı hıdrellezde ve nevruzda olduğu gibi şenlik ateşleri yakarlardı. Böylece güneşin dünyaya dönüşü için yol açılmış olunurdu. Mum, kandil ve ateş yakmak, ve çok sonraları evlerde yılbaşı ya da noel ağacı gibi ışıklı ağaçlar bulundurmak da bu inanışın diğer sembollerindendi. 21 Aralık’ta dünyanın çeşitli bölgelerinde yüzyıllardan beri çeşitli kutlamalar yapılır, festivaller düzenlenir. Buradaki tema; kışın giderek kısalan günlerinde Güneş’in daha az görünmesi ve bir anlamda ölmesi, aynı noktada günlerin uzamaya başlamasıyla birlikte yeniden doğmasının kutlanmasıdır; ölüm ve doğum aynı anda kutlanır. Eski İskandinav halklarında kış soltisti ‘Yule’, ‘Yuletid’ ya da ‘Kış Ortası’ diye adlandırılır. Yule çark ya da ziyafet anlamındadır. Kış ortası denmesinin nedeni Güneş’in bir döngü noktasında bulunduğunu belirtmek içindir. Tanrıça’nın bebek Güneş’i doğurduğu gündür. Yine aynı şekilde Güneş’in ya da ışığın yeniden Dünya’ya dönmesi kutlanır, çünkü bu tarihten sonra artık günler uzamaya ve Güneş ışığını daha fazla göstermeye başlayacaktır.Her zaman yeşil kalan bir ağaç olan çamın çeşitli parıltılı süslerle ve ışıklarla bezenmesi ve cam önünde yakılan mumlarla umut ve hayatın devamı, baharın yeniden geleceği anlatılır. Evler; yaşamı ve sıcağı temsil eden dikenli defne dalları, ökseotu, çobanpüskülü ve yemişlerle ya da bunlardan yapılan çelenklerle (çelenk yaşam çarkını ya da yılanı simgeler) süslenir. Buradaki ökseotu; huzuru, barışı, sağlığı ve tüm hayırlı şeyleri simgeler. Herkes birbirine özellikle kendi yaptığı hediyeleri verir ve bunlar da Güneş’in bu dünyaya verdiklerini hatırlamak ve hatırlatmak içindir. Aynı zamanda Güneş’in tekrar dünyaya ışığını vereceğini ve doğanın yeniden

21 Aralık

Page 6: Gundonumu ve takas senligi

4

canlanacağını anlatır. Bir başka inanç da mumlarla, ışıklarla, parıltılı süslerle ağaç süslemenin ve cam önünde mum yakmanın, Güneş’in doğumuna, güçlenmesine ve karanlıkla savaşına yardımcı olacağıdır.Bizim için yeni yılın başlangıcını simgeleyen bu dönemin, antik zamanlarda çok daha özel bir anlamı vardı. Binlerce yıl önce özellikle tarımla geçinen toplumlar güneşe ayrı bir önem veriyorlardı. Antik Mısırlılar güneş tanrısı Ra’ya tapıyorlar ve o hastalandığı için kışın geldiğini düşünüyorlardı. Kış gündönümü onlar için Ra’nın hastalıktan kurtulup kendisine gelmesini temsil ediyordu. Bu dönemde Mısırlılar evlerine hurma yaprakları koyarak yakın zamanda doğanın tekrar canlanacağını hatırlıyorlardı. Insanlar çeşitli yerlerde yeni yıl için iyi şans getirsin diye eşyalarını takas ederlerdi. Bu gelenek Yule’de hala devam ettirilir. Tek kural, bu hediyeler tamamen kisi tarafindan yapilmali; yani el yapimi olmaliydi!Roma İmparatorluğunda Kış gündönümü kutlamaları 17 Aralık’ta başlar ve 7 gün sürerdi. Bu zamanda hem Saturn hem de Mithras adına festivaller düzenlenirdi. Festivalin bitimindeki 25 Aralık da Güneş tanrısının doğum günü olarak kabul edilirdi. Büyük bir neşeyle yemekler yenilip, içkiler içilir ve sokaklarda şarkılar söylenirdi.Aynı şekilde 21 Aralık ‘da İran ve Anadolu bölgelerinde de bu inanışına benzer festivaller düzenlenirdi. İran’da ve orta Asya‘da, binlerce yıldır bu gece yılın en uzun gecesi olarak “Şeb-i Yelda” adıyla anılmakta ve İran’ın her yerinde kutlamalar düzenlenmektedir. Kökenlerini güneş tanrısı Mithra’nın doğumundan alan bu bayram, Romalıları dahi etkilemiştir.Mezdek taraftarı olan Horremiddiniler de kışın ilk günü Şeb-i çele Şeb-i Yelda’yı ‘Horrem Ruz’ (Kutlu Gün) olarak kutsamışlar ve özel kutlamalar yapmışlardır. Ermeni takvimlerinde yeni yıl Avista sözü olan ‘Nov Serde’den (Soğuğun Başlangıcı) etkilenerek ‘Nav Asard’ olarak adlandırılmış ve yeni yıl olarak kutlanmıştır.Muazzez İlmiye Çığ’ın aktardığına göre İslamiyeti seçmeden önce Orta Asya’daki Türkler de bu bayramı ‘Nardugan’ olarak kutluyormuş. ‘Nar’ Güneş, ‘dugan’ da ‘doğan’ anlamındaymış. 22 Aralık’ta, yalnızca Orta Asya’da yetişen dünyanın merkezinde bulunduğuna inanılan Akçam’ın altında toplanarak Tanrı Ülgen’e Güneş’i geri verdiği için hediyeler sunarak kutlama yapılıyormuş. Etrafında şarkılar söylenir, dualar edilirmiş. Dualarının Tanrı Ülgen’e ulaşması için ağacın altına hediyeler konurmuş. Dilenen dileklerin yerine gelmesi için de dallarına bantlar bağlanırmış.

21 Aralık

Page 7: Gundonumu ve takas senligi

5

EKO-EKO

EKOLOJİ(oikos+logos: Ev bilimi)Canlıların birbirleri ve ortamlarıyla ilişkisini inceler. Çevre, çevrecilik, doğa tarihi veya çevre bilim ile eşleşmez. Daha çok fizyoloji, evrimsel biyoloji, genetik ve etoloji (hayvan davranışı) ile ilişkilidir. Canlıların ekosistemlerdeki ve ekosistemler arasındaki oluşumunu, dağılımını, miktarını (biyokütle olarak) ve değişen durumlarını gözlemler. Ekosistemler, cansız bileşenler ve canlı topluluklarından; onlar da organizmalardan meydana gelir. İklim düzenlemesi, su filtrasyonu, toprak oluşumu, gıda, lifler, ilaçlar, erozyon kontrolü ve bilimsel, tarihi veya ruhsal değer taşıyan, gezegenin hayati işlevlerini sürekli kılar. Üretim, denge, besin alışverişi, türlerin birbirleriyle etkileşiminin devamlılığı ekosistemlerdeki biyoçeşitlilikle sağlanır. Ekoloji bilimi şunları inceler:

• Yaşam süreçleri ve uyum• Organizmaların bolluğu ve dağılımı• Canlı toplulukları arasında madde

ve enerjinin hareketleri• Ekosistemlerin ardıl gelişimi• Biyoçeşitliliğin bolluğu ve dağılımı

Ekolojinin dört temel ilkesi vardır:• Her şey birbiriyle bağlantılıdır.• Her şey bir yere gider• Hiçbir şey sonsuz değildir• Son sözü doğa söyler.

Ekoloji ayrıca bir insan bilimidir. Koruma biyolojisi, insanın kendi ekosistemi ve diğer ekosistemler ile ilişkisi, doğal kaynak yönetimi (toprak, su, tarım, ormancılık, su ürünleri, yakıtlar, maden vb), ekonomi, yerleşim planlama (kentsel ekoloji), topluluk sağlığı, toplumsal meseleler gibi kavramlar insan ekolojisini ilgilendiren konulardır.

Page 8: Gundonumu ve takas senligi

6

Eko-Eko

EKONOMİ(oikos+nomos: Ev yönetimi)• Bir topluluk veya sistemin kaynaklarının etkin idaresi,• Para, kur, ticaret ve kaynakların etkin biçimde

kullanımının kolektif odağı,• Kaynakların idareli kullanımı,• Üretim, dağıtım ve tüketim sistemi. Bir kur

sisteminin ortalama ölçüsü,• (teoloji) Dünya’nın kutsal yönetiminin metodu,• (arkaik) Kişinin ikameti yönetmesi.

Ekonomiyi kısaca, üreticiler, dağıtıcılar, tüketiciler ve mal ile hizmetlerin oluşturduğu yerel, bölgesel, ülkesel ve küresel ağ olarak tanımlayabiliriz. Ekonomi; ele alınan bölgenin kültürü, değerleri, eğitimi, teknolojik evrimi, tarihi, sosyal örgütlenme biçimleri, politik yapısı ve yasal sistemleri ile beraber coğrafyası, doğal kaynak sermayesi ve ekolojisi ile ilgili süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. En basit yaklaşımla ekonomi, insan ihtiyaçlarının en verimli biçimde karşılanabilmesi adına ortaya çıkan tüm düzenlemelerdir.Tüm bu alışveriş sürecinde pazarlar –ya da piyasalar– meydana gelir. Üretim süreciyle ortaya çıkan artı değerin pazardaki fiyatı, arz ile talebin dengesine bağlıdır. Yani üretim ve dağıtım ile tüketimin dengesi, fiyatı belirler. Talep, ihtiyaçtan ortaya çıkar. Bu talebi üretim karşılar. Burada ihtiyaç kelimesine vurgu yapmak gerekir. Yaşamsal ihtiyaçlar karşılanırken, ikincil ihtiyaçlar oluşmakta ve bazı lüksler ihtiyaca dönüşmektedir. Bu normal bir süreçtir, ihtiyaçlar hiyerarşik bir düzene sahiptir ve her yenilik uzun vadede bağımlılık getirebilir. Ancak günümüz kültüründe talep yönlendirilebilmekte, lüksler kısa zamanda olmazsa olmaz ihtiyaçlara dönüşebilmektedir. Böylece talep, üretime göre şekillenebilmektedir. Yani bir gerçek ihtiyaç, bir de yaratılan -veya dayatılan- ihtiyaçtan söz edebiliriz (basit örn: kışın domates yeme ihtiyacı hissetmek ya da kışın domates yemek zorunda bırakılmak gibi).

NEYEİHTİYACIMIZVAR?Biyolojik ihtiyaçlarımızı beşe indirgeyebiliriz:

• temiz hava• temiz, içilebilir su• temiz, sağlıklı, besleyici gıda• ısınma veya soğuma sağlayabilen,

güvenli bir barınak• geçinebildiğimiz insanlar, ahenkli toplum

Page 9: Gundonumu ve takas senligi

7

Eko-Eko

İhtiyaçlarını karşılayabilen her kişi mutlu olur. Ancak günümüzde gerçek ihtiyaçlarımızı ne kadar karşılayabildiğimizi ve karşıladığımızı düşündüğümüz ihtiyaçların bizi mutlu edip etmediği konusunu sorgular haldeyiz. Artık bizim için çoğu zaman mutluluk, bir şeye erişebilmek, alabilmek, sahip olabilmek, tüketebilmek anlamına geliyor. Paranın satın alamayacağı şeyler olduğu fikrini ise çoktan unutmuş gibiyiz. Dinmek bilmeyen arayışımızı tüketimde bulduğumuzu sanmamızın tarihi çok da eski değil. Şu anda şehirlerde yaşayan çoğu insanın çok rahat erişebildiği mal ve hizmetlerin çoğuna birkaç yüz yıl önce çok az insan erişebiliyordu. Bazılarına ise hiç kimse erişemiyordu. Bu gerçeğin insana yaptığı etki tüketicilik ve tüketim kültürü kavramını ortaya çıkarmıştır. Tüketicilik (consumerism), özellikle yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkıp yükselen orta sınıfın, yüzyılın sonlarında küreselleşme ile meyvelerini vermesinden ortaya çıkıp genellikle medya kültürünün bir parçası olarak görülür. Özgür tercihe(!) sahip tüketicilerin tercihleri, neyin nasıl üretildiğini, böylece bir toplumun ekonomik örgütlenme biçimini etkiler. Bu açıdan baktığımızda tükettiğimiz her şey, toplumsal düzene etki eder. Küreselleşme ve medya ile bu tercihler rahatça yönlendirilebilmekte, mevcut tüketim dengeleri, dünyanın herhangi bir yerindeki potansiyel tüketimin eğilimini belirleyebilmektedir. Yani artık oy sandıkları, süpermarket kasalarıdır.Daha iyi bir hayat için önümüze çizilen sonu bilinmez çizgide beynimiz yıkanmış halde yürürken her şeyin daha iyisinin peşinde koşarken iyinin ne olduğunu unutmuş durumdayız. Ruhsuz binalarda, yapay havalar solurken, ölü ışıklarla aydınlanan reyonlardaki parlak görünümlü taklit ürünleri mecbur bırakıldığımız şeyler değil, ihtiyaçlarımız olarak görüyoruz ve bunların daha iyisini aramaya indiğimiz girdapta duyularımız körleşti, kendimizi unuttuk. Her şeyin ötesinde mutluluk, tüketime değil sadece satın almaya odaklanırken aldıklarımızın çoğu ya gerçekten ihtiyacımız değil, ya da kısa zamanda tercihen –veya mecburen– çöpe gidiyor. Dolayısıyla üretim sistemleri yarattıkları ve besledikleri bu canavarın talebini iştahla karşılamaya çalışırken kaynakların, fiziksel gerçekliğin sınırlarını zorlamak zorunda kalıyor gibi. Bir canlı türü olarak yaptığımız küresel etki daha önce hiç bu kadar büyük olmamıştı ve bizi doğrudan etkileyen sonuçları gittikçe netleşiyor.Her canlı için hava, toprak ve su zorunlu kaynaklar. Şehirlerde temiz havanın ne olduğunu unutmayı bırakın, artık şehirde yaşamayanlar bile kirlenmiş hava solumak zorunda. Toprağa bakış şeklimiz çarpık; gıdamızın, evimizin nereden, neyden meydana geldiğini unutmuş haldeyiz. Ne yediğimizi bilmemekten öte, yediğimiz şey bizi aslında beslemiyor, hasta ediyor. Kuraklık ve sel ile aynı anda boğuşurken içebileceğimiz kalitede

Page 10: Gundonumu ve takas senligi

8

Eko-Eko

suyu kirletip, gökten yağan suya para ödüyoruz. Sadece kendimizi önemsediğimiz, topluluk halinde yaşayan bir canlı olduğumuzu unutup, bireysel dünyamızda hayali kahramanlar gibi davranıyoruz. Tüm bunların içinde boğuşup refahtan, sağlıktan, zenginlikten ve daha iyi bir hayattan bahsederken aslında gülünç durumdayız.Artık her insan için zorunlu kaynak petrol. Petrol sadece enerjide değil, tüm tüketim mallarında doğrudan veya dolaylı rol oynuyor. Bugün aldığınız, tükettiğiniz, etrafınıza baktığınız zaman gördüğünüz hemen hemen her şeyin ardında petrokimya endüstrisi var ve inanılmaz derin, dolambaçlı bağlar ile tüm yaşam döngümüzü ele geçirmiş durumda. Ancak hiçbir şey gibi petrol de sınırsız bir kaynak değil ve artık bu kaynağın, dolayısıyla bu sahte bolluk döneminin sonuna geldiğimizi kabul etmek zorundayız.Refah dediğimiz kavramı günümüzde kazandığımız para ile tanımlıyoruz. Kazandığımız parayı zenginlik ölçütü olarak görürken bu ölçüleri biz değil, GSYİH, asgari ücret, fakirlik sınırı, kredi notu gibi sayısız bazı ekonomik değerler belirliyor. Aslında refahı para olarak tanımlamanın yanlışlığını bir kenara bırakın, sürüklendiğimiz çilenin içinde sanal para yaratan bankalar kendilerini hem insanlara, hem şirketlere, hem de ülkelere kurtarıcı gibi göstererek bu çukurun, borç batağının dibini gittikçe derinleştiriyor. Biz ise sağlıksız, besinsiz, uyuşmuş yaşamlarımızda yaşamsal tüm ihtiyaçlarımız için ömrümüzün sonuna kadar ödemek zorunda bırakıldığımız banka borçlarıyla aldığımız son model telefonlarımızla ne kadar güzel, ne kadar mutlu olduğumuzu belirten sahte, zorunlu maskelerle kendimizi paylaşıyoruz. Büyüme, kalkınma gibi kavramlar artık anlamını tamamen yitirmiş durumda. Kendini devam ettirmek zorunda olan bu makinenin tek ihtiyacı tüketim. Bunun için daha iyi tüketicilere ihtiyacı var. Hırslı tüketiciler ise birbirinin üzerine basarak yukarıya çıkmak zorunda. Toplumsal konumunuzu tüketim belirliyor. Daha iyisini tüketebiliyorsanız, sınıf atlıyorsunuz. Soylulaştırılıyorsunuz. Gelişmekte olan ülkeler denilen ülkelere baktığımızda tüketiciliğin yaygınlaşmasını, ekonominin tamamen tüketim malları ve soylulaştırma üzerine odaklandığını görüyoruz. Fakat bu ülkelerin nüfusları diğer ülkelere göre çok yüksek ve gittikçe yükseliyor. Herkes birbirinin üzerine basıp bir üste çıkmaya çalışırken aslında bulunduğumuz gezegen herkesin bu miktarda tüketim şansına sahip olmasına biyolojik olarak izin vermiyor. Dünyadaki insan nüfusu hiç bu kadar fazla olmadı ve daha önce hiç bu kadar büyük bir hızda artmadı. Bu katlamalı büyüme, etrafımızdaki her şey için geçerli. Daha iyi bir hayatın sırrının büyüme olduğu algısının her alanda çökmeye başladığı açıkça ortada. Kendimizi kandırıyoruz, asla hepimiz bu kadar fazla mal ve hizmete eşit olarak sahip olamayacağız.

Page 11: Gundonumu ve takas senligi

9

Eko-Eko

Kendi üzerine çökmekte olan ekonomi türlü maskelerle kendini iyi gösteriyor, bu da daha çok tüketime yol açıyor. Aslında aldığımız şeyler için ödediğimiz sanal bedeller, gerçek yaşamı hiç yansıtmıyor. Gözümüz yaşamın gerçeklerine açılınca bu döngüyü reddetmek, farklı kararlar almak, değişiklik yaratmaya çalışmak kişisel bir yönelim, tercih veya alternatif yaşam tarzı meselesinden çıkıp, yaşamsal zorunluluk haline geliyor. Bize yapılan gözbağını çözdükçe elimizden gelebilecekleri görmeye başlıyoruz. Sorunları derinleştirmek de mümkün. Fakat artık çözümlerden bahsetmeliyiz. Suçlamadan, dışlamadan, şikayet etmeden harekete geçmeliyiz. Elimizden ne geliyorsa, bulunduğumuz yerde ne yapabiliyorsak onu yapmalıyız. Küresel düşünüp, yerel hareket etmeli, tükettiğimizden fazlasını üretmeyi ve doğru yere vakfetmeyi öğrenmeliyiz.

EKOLOJİKEKONOMİİnsan ekonomileri ve doğal ekosistemlerin karşılıklı bağımlılığı ve ortak evrimini inceler. Çevre ekonomisinden farkı, çevrenin ekonomik analizini yapmak yerine ekonomiyi, ekosistemin bir alt sistemi olarak görmesi ve mevcut doğal sermayeyi korumaya ve güçlendirmeye çalışmasıdır. Ekolojik ekonomi, özellikle ekonomik değerlerin bilimsel araştırmalardan ayrılıyor olması konusunu eleştirir. Ekolojik ekonominin ana hedeflerinden biri, ekonomik düşünce ve uygulamayı, fizik kanunları ve biyolojik sistemlerin bilgisi ile harmanlamaktır.İnsanlığın refahı, ancak kalkınma dediğimiz kavramın, ekosistemler ve toplumların sürdürülebilirliğini sağlamasıyla güvence altına alınabilir. Alışık olduğumuz ekonomik sistem, refahı mali değer olarak görüyor. Doğa, ekonomi için tabii ki değerli. Bunun sebebi ise insanların temiz hava, temiz su, gıda, barınma, enerji, hatta doğa ile iletişim kurma gibi ihtiyaçları için para ödemeyi kabullenmesi. Ekoloji, canlılar ve gezegenin içindeki enerji ve madde alışverişlerini inceler ve insan ekonomisi de bu tanıma göre aynı sistemde incelenmeli. Doğaya biçilen değer, ekosistemlerin sağlığı ve sürekliliği ile ölçülmeli. Büyüme ve kalkınma arasına bir çizgi çekilmeli. Büyüme, ekonomik çıktının niceliği olarak tanımlanırken; kalkınma, yaşam kalitesinin nitelik açısından artışı olmalı. Buna göre gayrisafi yurtiçi hasıla, refah olarak tanımlanamaz çünkü ortaya çıkan tüketim, çevreye ve daha geniş ölçekte toplumsal refaha etki edecektir. Bu noktada sürdürülebilirlikten ne anladığımızı tekrar düşünmek gerekir. Ekonominin incelediği üretkenlik, etkinlik ve özellikle fayda-bedel analizi gibi kavramları ekosistemler için düşünmek gerekiyor. Doğanın işleyiş prensipleri

Page 12: Gundonumu ve takas senligi

10

Eko-Eko

gündelik hayatımızı yönetiş biçimimize uyarlandığı takdirde toplumlar daha gerçek ve kalıcı bir refaha sahip olabilir. Bu, kişisel bir tercih meselesinden çıkıp artık vicdan ve hatta yaşamsal ihtiyaç boyutuna ulaşmıştır.

• Atık diye bir kavram yoktur. Doğada her çıktı bir başka sistemin girdisidir. Biyolojik kaynaklar bu algıyla kullanılmalı ve insan eliyle yapılmış olan her malzeme, minimum enerji harcanarak yeniden kullanılabilir hale dönüştürülmelidir.

• Çeşitlilik güçtür. Parçalardan oluşan sistemlerden oluşan sistemler ve bunların birbirine katkı sağlayacak biçimde çeşitlendirilmesi, kalıcılık ve direnç getirir.

PAYLAŞIMEKONOMİSİMal, hizmet, veri veya beceri formundaki artı değerin kişiler, şirketler, STK’lar veya devletler arasında paylaşım yoluyla dağıtılmasıdır. Mülkiyet kavramına farklı bir bakış açısı sunar. Güven, şeffaflık, ekonomik güçlendirme, yaratıcı ifade, otantik olma, toplum dirençliliği ve insan bağlantıları gibi değerler üzerinden hareket eder. Herkese ait olan kaynakların kişisel çıkarlar ile tüketilmesine karşı çıkar. Karşılıklı bağımlılık ilkesi esastır ve herkes kendinin değil ait olduğu toplumdaki belli kişi veya kişilerin güvenliğinden sorumludur. Müzik paylaşımından beceri, eşya, ev, arazi paylaşımına kadar piyasa, ortak bir havuz üzerinden yürür. Kiralama, takas, ödünç verme, hediye etme, değiş tokuş yapma gibi paylaşımlı mülkiyete sahip kooperatif yapılardan meydana gelir. Kişiler arası pazar (sanal veya gerçek), topluluk fonlaması, inovasyon pazarları ve hatta şirketler ve devletler arasında kurulabilecek platformlar gibi yapıları içerebilir. Alternatif örgütlenmeler, karar alma sistemleri ve yöntemlerini dahil etmelidir. Türkiye’deki çok iyi örnekleri var, çalışıyor ve artıyor.

ARMAĞANEKONOMİSİGönüllü ve beklentisiz olarak mal ve hizmet alışverişi. Sosyal bağların kuvvetlenmesini sağlamakla beraber para veya başka bir değer varlığı yoluyla düzenlenen alışverişin tamamen sosyal normlara göre düzenlenmesi. Bilimsel araştırmaların duyurulması günümüzde işleyen en iyi örneklerden biri. Sanılanın aksine eski toplumlar ekonomilerini takas yoluyla değil hediye alışverişi yoluyla ya da daha karmaşık sistemlerde borç yoluyla yönetmekteydi. Takas ancak yabancılar veya potansiyel düşmanlarla yapılırdı. Birbirinin çıkarlarını gözeten toplumlarda en iyi işleyebilecek ekonomik model olabilir. Bedava dükkanlar güzel bir örnektir.

Page 13: Gundonumu ve takas senligi

11

Eko-Eko

İHTİMALLER• Biyobölgesel analiz ve örgütlenme, yerel ihtiyaçların ve üreticilerin

belirlenmesi, yerel üretimin çeşitlendirilmesi, erişilebilirliğe açılması ile yeni iş imkanları.

• Tüketici ve üretici kooperatifleri veya grupları, aracısız alışveriş. Topluluk destekli tarım, kutu sistemi, türeticilik. Üretici takas ağları. Artı değerin takasından ziyade birbiri için üretim yapan üreticiler.

• Devlet ve şirketler için aklıselim danışmanlık ve lobi faaliyeti düzenleyecek tüzel kurumlar veya çalışma grupları ve bunların denetimini sağlayacak üst-yapılar. Dernekleşme, vakıflaşma, şirketleşme. Doğadaki taklit ilkesinin mevcut sistemin çatlaklarında uygulanması. Birey ve tüzel yapılara hukuk desteği.

• Potansiyel yatırımcı veya sermaye sahipleri ile bilgi, fikir ve emek açısından yoğun kişi ve gruplar arasında çalışan birleştiriciler. Beceri ağları, alternatif istihdam, dolaylı karşılığa sahip gönüllü hizmet. İmece organizasyonu. İş temelli ekiplerin oluşturulması. Üretim potansiyelli arazilerin sahipleri tarafından ortak veya kısıtlı ortak kullanıma açılması. Her bireyin mutlaka yapabileceği bir şey olduğunu hatırlatabilecek oluşumlar.

• Alternatif para birimleri veya paraya alternatif değerler, açık muhasebe, açık bankacılık. Faizsiz bankacılık. Alternatif kredi sistemleri, karşılıklı bağımlılık kapsamında ortak ihtiyaç havuzları. Birbirinin borcunu ödeyerek sistemden kurtarmak. Birbirinin sağlık, refah ve güvenliğini garantileyen kişi ve topluluklar. Kollektif sağlık hizmeti. Toplum sigortacılığı. Emek veya enerji (joule veya kcal) bazında para birimleri.

• Açık kaynak (open source) bilgi paylaşımı, açık kaynak teknoloji. p2p paylaşım. OpenOffice. Linux. Etik hackerlık. Kendi internetimizi yapmak.

• Alternatif örgütlenme ve karar alma sistemleri, yöntemleri, açık alan teknolojisi. Türkiye’deki uygulamalar.

• Şehirde üretim yapmak ve etik olmayan tüketimden kaçınmak, tükettiğinden fazlasını üretmeyi vicdani bir değer olarak benimsemek ve bunun matematiksel analizini yapmak, yapmayı öğretmek.

ÖRNEKLERÇAYEK | DBB | Zumbara | Ankara paylaşım pazarı | Takas etkinlikleri | Armağan ekonomisi etkinlikleri | Kitle fonlama | Freecycling | Hediye çemberleri | Açık alan teknolojisi ve adını belli olmayan ama kesin olan yeni oluşumlar | paylaşım ağları ve sosyal medya grupları

Page 14: Gundonumu ve takas senligi

12

Eko-Eko

ÇAYEK (Çanakkale Ekolojik Yaşam İnisiyatifi) “Biz, gıdamızın kaynağı ile yeniden bağ kurmak, doğayla barışık yaşamlar kurgulamak ve ekolojik prensipleri yaşamımızın her alanına uyarlamak için buluşmuş bir grup Çanakkaleliyiz. Bu amaçla, Çanakkale’de doğa dostu gıda üreten üreticiler ve sağlıklı gıda talep eden kentli alıcıların buluşma noktası olarak Çanakkale Ekolojik Yaşam İnisiyatifini kurduk. Kasım 2012’den beri bir araya geliyor, birbirimizden öğreniyor, dayanışma ortamı yaratıyor, eğitimler düzenliyoruz.“ÇAYEK, üreticilerle tüketicilerin bir araya geldiği toplantılar düzenliyor, üretici çiftliklerine geziler düzenliyor, sağlıklı gıda üzerine sohbetler yapıyor, doğayla uyumlu yaşamın temellerini atmaya yönelik eğitimler düzenliyor, doğaya saygılı olmayan kişi ve kurumlarla mücadele ediyor, çevre konusunda çalışan diğer oluşumlarla birlikte hareket ediyor, dünyadan ve ülkeden benzer çalışmalar yapan gruplarla iletişim kuruyor, bilgi ve tecrübe paylaşımı yapıyor.

Kaynaklar, faydalı bağlantılar ve okumalar:• Türeticinin El Rehberi – Buğday Derneği• Yeşil Kapitalizm İmkansızdır – Daniel Tanuro, Habitus Kitap• Ekoloji Cep Rehberi – Ernest Callenbach, Sinek Sekiz Yayınevi• Şehirdekiler İçin Sürdürülebilir Yaşam Rehberi – Scott Keyes &

Stacy Pettigrew, Sinek Sekiz Yayınevi• Ekonominin Gerçek Yüzü – P. B. Smith & M. Max-Neef, Yeni İnsan

Yayınevi - Yeşil Politika Kitaplığı• Yeşil Politika – D. Wall, Yeni İnsan Yayınevi - Yeşil Politika Kitaplığı• cayek.org• permakulturplatformu.org• surdurulebiliryasam.wordpress.com• permacultureturkey.org• bugday.org

Projelerin Facebook grupları:Armağan Uçuşturma Çemberi | Freecycle | Tüketmeyeceğim | İstifamı verdim | ÇAYEK | Permakültür Çanakkale | Bayramiç Yeniköy | Kızıltepe Permakültür | Ormanevi | Bozcaada Forum | Çanakkale Çevre Platformu | Çanakkale Kent Hakkı Atölyesi | Türkiye Permakültür Ağı | İstanbul Permakültür Kollektifi | Üç Elma | Ulusal Tohum Takas Merkezi | Kendine Yeterli Toplum

Page 15: Gundonumu ve takas senligi

13

Hünnap(Ziziphus Jujuba)

Bu muhteşem bitkiyi Çanakkale’de tanıtmayı, çoğaltmayı, kullanmayı ve paylaşmayı çok önemsiyoruz. Siz de hünnapla tanışın ve kaynaşın.

–Hünnap Lobisi

İnsanın yetiştirdiği en eski ağaçlardan biri olan hünnap, üç kıtada binlerce yıldır farklı isimlerle, farklı amaçlar için yetiştirilen yaygın bir ağaç türüdür. Yaklaşık 12,000 yıl önce kökeni olan Orta ve Güney Asya’da hünnap yetiştiriliyor olduğu biliniyor. Kışın yapraklarını döken hünnap’ın dalları dikenli, meyveleri ham iken sarımsı-yeşil olup, olgunlaştığında hurmaya benzeyen kızıl-kahverengi ve kırışık bir görünüm alır. Yabani olarak dünya çapında çok geniş bir alanda yetişiyor olması, dayanıklı bir tür olup zor iklim ve arazi şartlarına hızla uyum sağlamasından kaynaklanır. Yabani hali dikenli çalı görünümünde olup uygun koşullarda 3-4 metreye kadar uzar ve meyveleri zeytin büyüklüğündedir. Aşılanan ağaçlar 12 metreye kadar büyüyebilir ve tatlı meyveleri yaklaşık ceviz, hatta bazen yumurta büyüklüğüne erişebilir.Anadolu’da hünnap, ünnap, hinnap, innap, çiğde gibi farklı isimlerle tanınır. Anadolu’nun çoğu bölgesine kendiliğinden yetişir ve halk tarafından besinin yanısıra şifalı özellikleri için de kullanılır. Hem köylerde hem kentlerde eskiden beri kendiliğinden yetişen hünnaplar halk tarafından daha iyi meyveler için aşılanır.

KULLANIMDünyada hemen her kıtada toplam 400 civarında çeşidi bulunan hünnapın yetiştiriciliği ve kullanımı oldukça eski ve yaygındır. Meyvesi genellikle taze yenir, kurutularak saklanabilir. Yaprakları ve odunu da kullanılır.

Page 16: Gundonumu ve takas senligi

14

Geleneksel kullanımının Çin, Kore, Japonya, Tayvan, Vietnam, Bangladeş, Hindistan, Pakistan, Arabistan, Lübnan, Ürdün, Fas, Madagaskar, İran, Azerbaycan, Türkiye ve İtalya’ya yayıldığı bilinmektedir. Yaş ve kuru hali işlemeden yenebilmekle beraber mutfakta yemeklerde kullanılabilir. Hünnaptan tatlandırıcı, çay, sirke, turşu, içki, meyve suyu, reçel, tatlı ve geleneksel tıpta ilaç olarak da faydalanılır.Geleneksel tıpta kullanım amaçları: kan yapıcı, mantar önleyici, bakteri önleyici, ülser önleyici, iltihap önleyici, sakinleştirici, spazm önleyici, gebelik önleyici, tansiyon düşürücü, böbrek hastalıklarını önleyici, idrar söktürücü, kalp kuvvetlendirici, antioksidan, bağışıklık kuvvetlendirici, yara iyileştirici, nezle, grip ve öksürüğü dindirici, boğaz yumuşatıcı.Mevcut araştırmalar kronik kabızlığa ve yenidoğan sarılığına karşı faydalı olup, hafıza kuvvetlendirici ve sinir sistemini koruyucu etkileri olduğuna işaret etmektedir.Himalayalar’da çiçeklerinin gençleri aşık eden bir koku saldığı, Çin’de geleneksel düğünlerden sonra yeni evli çiftin odasına konduğu, Bhutan’da evlerde havayı temizlediği ve böcekleri kovduğu, Kore’de odunundan enstrüman yapıldığı söylenir.

100gr. taze hünnap meyvesinin içeriği:• Enerji: 79 kcal• Karbonhidratlar: 20.23 g• Yağ: 0.2 g• Protein: 1.2 g• Vitaminler:

A, B1, B2, B3,C• Mineraller:

Kalsiyum, Demir, Magnezyum, Manganez, Fosfor, Potasyum, Sodyum, Çinko

HünnapÇayıMeyveye kaynar su eklenerek, agzı kapalı olarak 15 dakika demlenip süzülür. Üçe bölünerek gün boyunca içilir.HünnapSuyu

Meyveler yıkanır, çekirdekleri çıkarılır, üzerine sıcak su dökülüp sıkma makinesinden geçirilir. Kıvamı oldukça koyudur. Suyla veya başka meyve sularıyla karıştırılarak içilebilir. Uzun süre saklamak istenirse koyu renkli

Hünnap

Page 17: Gundonumu ve takas senligi

15

şişelere doldurulur, ağzı sıkıca kapatılır 20 dakika sıcak su banyosunda tutularak pastörize edilir.FirikliHünnapTarifi

• 200 gr hünnap • 5-6 adet taze soğan• Yarım su bardağı firik bulguru • Yarım su bardağı arpa şehriye • 200 gr shitake mantarı (başka mantarlar da deneyebilirsiniz)• Bolca biberiye, zeytinyağı, tuz ve karabiber • 1 yemek kaşığı çiğ krema

Hünnabı soymadan şerit olarak dilimleyin. Ortasındaki çekirdeği çıkarın. Biberiyeyi kıyın. Mantarı temizleyin, büyükleri ikiye kesin, küçükleri bütün olarak bırakın. Soğanı dilimleyin.Bir tavaya yağı koyup mantarları atın. Biraz çevirip soğanı ekleyin ve hünnapla birlikte hafifçe karıştırın. Biberiye, firik bulguru ve şehriyeyi ekleyin, tuzunu ve karabiberini serpip bir buçuk su bardağı su ve kremayı ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte 20 dakika pişirin ve ocaktan alın. Kapağını açmadan beş dakika dinlendirin, daha sonra karıştırıp üzerine arzu ederseniz peynir rendesi serpip yeşilliklerle birlikte servis edin.

YETİŞTİRMEYÖNTEMLERİVEEKOLOJİSİGenellikle yabandan aşılanarak üretildiği için hünnap, hastalıklara, zararlılara ve sıcak, soğuk, kuraklık gibi sert iklim koşullarına dirençlidir, böylece minimum müdahale ile yetiştirilebilir. Derine giden kazık kökleri bulunur. Su isteği fazla değildir. Yavaş büyür, uzun ömürlüdür. Polen ve nektarı ile balarıları gibi çeşitli canlıları çeker. Meyvelerini kuşlar ve çeşitli memeliler tükettiği için tohumlarını da bu canlılar yoluyla yayar. İlkbahar-yaz mevsimi için hafif gölge sağlayıcı olarak ve erozyon kontolü amaçlı kullanılabilir. Tarımsal ormancılık için oldukça yüksek potansiyel teşkil eder. Tarlalarda mikroiklim yaratma ve doğal koşullara direnç sağlama için kullanılabilir. Sel, kuraklık, soğuk gibi etkenlere karşı kendini korurken etrafındaki bitkileri de korur. Buğday tarlalarında hünnap ile karışık ekim yapıldığında, buğday hasadının neredeyse iki katına çıkabildiği ölçülmüştür. Buğday, mısır, soya, pamuk ve sebzeler ile karışık ekimi verimli biçimde yapılıyor. Olumlu çevresel etkilerinin yanında kurak yıllar için yedek ürün sağlaması açısından da karışık ekimde tercih edilir.

Hünnap

Page 18: Gundonumu ve takas senligi

16

Meyve verim açısından en iyi koşullar; hafif alkali, tınlı toprak, maksimum 1000 m irtifa, yıllık minimum 150 mm yağış olsa da kalabalık kentlerden dağlık alanlara, tropik ormanlardan çöllere kadar pek çok farklı koşulda hayatta kalabilir. Üretimi tohumdan veya aşı ile yapılır. Kendiliğinden türeyenler aşılanabilir. Dibinden çıkan sürgünler şaşırtma ile dikilip aşılanabilir. Tohumdan üretim daha zordur ve tohumun yıpratılması gerekir. Bunun için küllü su, zımpara, çatlatma, sıcak suda bekletme, asitte bekletme gibi yöntemler kullanılabilir. KAYNAKÇA

• Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi – Kabalcı Yayınevi• Türkiye’de Botanik Tarihi Araştırmaları – Asuman

Baytop, Tübitak Yayınları• Orta Asya’da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar – Jean-Paul

Roux, Kabalcı Yayınevi• Permakültüre Giriş – Bill Mollison, Sinek Sekiz Yayınevi• Agro-ecological Farming Systems in China – Wenhua Li • Ber and Other Jujubes – S. Azam-Ali, E. Bonkoungou,

C. Bowe, C. deKock, A. Godara, J. T. William• trs.wikipedia.org/wiki/hünnap• en.wikipedia.org/wiki/Jujube• en.wikipedia.org/wiki/Ziziphus• www.agaclar.net• www.hunnapci.com• www.kabayuka.com

Hünnap

Page 19: Gundonumu ve takas senligi

17

TohumTopu

TOHUMTOPUNEDİR?Tohum topu; belirli oranlarda kil, kompost ve birbiriyle uyumlu çeşitli bitkilerin tohumlarının bir araya getirilerek küçük bir top şekli verilmesiyle oluşturulan bir karışımdır.Tohum topu eskiden beri Japonların uyguladığı ve ‘Tsuchi Dango’ adini verdikleri bir yöntem. Japon mikrobiyolog/çiftçi/filozof ve ‘Ekin Sapı Devrimi’, ‘Doğal Tarımın Yolu’ gibi kitapların yazarı Masanobu Fukuoka (1913–2008), bu yöntemi 1938 yılında tekrar tanıttı. Fukuoka, atalardan kalma bahçecilik teknikleri ve kendi çiftçilik yöntemlerini birleştirerek dünya çapında ‘Doğal Tarım’ denilen devrimi başlattı.Tohum topları Fukuoka’nın tarım düzeninde yer alan unsurlardan yalnızca biri. Bu yöntemde –aynı doğal seçilim sürecinde olduğu gibi– doğa ana, bizim ektiğimiz tohumlarla kendi ilgileniyor ve hangi ürünün ne zaman çimlenip büyüyeceğine kendi karar veriyor. Tohum topları, doğal çevreyi ve yaban hayatını gözeterek, doğa ile uyum içinde çalışarak tohumları etkili bir biçimde yayma yöntemlerinden biri olarak kullanılıyor.Bu yöntem, bir arazi için en uygun bitki türlerinin seçimini doğaya bırakır. Özellikle toprak iyileştirmede büyük avantajları vardır. Uygulama yapılan yerdeki toprağın yapısına, güneş ve su durumuna en uygun bitkiler çimlenip gelişir. Böylece bakım ve müdahale ihtiyacı azalır. Bu tür uygulamalarda genellikle çok sayıda yerel bitkinin tohumu aynı tohum topunda bir arada bulunur. Fukuoka’nın deyişiyle “her tohum topu küçük bir evrendir.”

Eğer avucunuzun içinde bir tohum topu tutuyorsanız, yeryüzünün çehresini değiştirebilecek bir devrimin parçasını tutuyorsunuz demektir.

Page 20: Gundonumu ve takas senligi

18

TOHUMTOPUNEİŞEYARAR?Doğal tarımda tohum topları; ekin nöbetli tahıl ekiminde, karışık ekim sebze bahçelerinde, kapsamlı toprak iyileştirme ve zenginleştirme çalışmalarında, ormanlaştırmada, harap araziler ya da çorak alanların yeşillendirilmesinde kullanılır.Tohum topu yapmamızdaki temel sebepler:

• Hangi bitkinin nerede, hangi bitkilerin yanında çıkacağını doğal süreçlerin belirlemesi,

• Serpilen tohumların filizlenmeden kuşlar ve toprak hayvanları tarafından tüketilmemesi,

• Tohumlara bir nevi “ana rahmi” ortamı sunularak kolaylıkla filizlenmesinin sağlanmasıdır.

Tohum topları, toprağı ve kili tohumları sarmalaması ve muhafaza etmesi için bir örtü olarak kullanır. Kilin ve kompostun içindeki organik madde ve mineraller, tohumun çimlenme aşamasında ihtiyaç duyduğu besini sağlar.Boyutları ve sağlam yapıları sayesinde kolayca çit veya duvarların üzerinden, pencereden, hatta hareket halindeki bisikletlerden, arabalardan bile fırlatılabilir. Tohum topları sayesinde tohumlara gelebilecek zarar en aza indirgenmiş olur; tohumları çevreleyen kil, tohumla beslenen toprak hayvanları, böcekler, kuşlar veya olumsuz hava şartlarına karşı bir koruma kalkanı oluşturur.Tohumlar çimlenmek için uygun zamanı bekler, iyi bir yağmur yağana ve uygun toprak sıcaklığı oluşana kadar uyurlar. Bu koşullar oluştuğunda da çimlenirler. Tohumlar toprağa çıplak bırakıldığında tohumun çürüme ya da erken çimlenme ihtimali yüksektir. Kil, yağmur suyunu uzun süre tuttuğundan, yaşam serüvenine yeni başlayan bebek bitki daha uzun süreyle sudan yararlanır.Aynı zamanda tohum topları, tohumların herhangi bir sebepten erişilmesi zor (dikenli bitkiler, arazi durumu vb.) alanlara kolayca saçılabilmesi için gerekli kuryeliği yapar.Konvansiyonel ekim yöntemlerine göre zamandan ve işgücünden büyük tasarruf sağlar. Toprağın kazılmasını ya da sürülmesini gerektirmez. Bahçıvan veya çiftçilerin ekim yapılacak toprağı hazırlamak için uzun zaman harcamalarına bir alternatif oluşturur.Tohum topları sayesinde, bozunmuş ve yıpranmış toprakları tekrar yeşillendirebilir, bitki ve yaban hayat nüfusunu iyileştirebilir, toprağı, hayvanları ve insanları besleyebilir, toplulukları bir araya getirebiliriz.

Tohum Topu

Page 21: Gundonumu ve takas senligi

19

TOHUMTOPUNERELERDEKULLANILIR?Tohum toplarını bozulmuş arazilerin doğal bitki örtüsüne yeniden kavuşturulması için kullanmakla birlikte, tahıl veya sebze tarımı için kullananlar da bulunmaktadır.‘Gerilla bahçeciliğin’ olmazsa olmaz unsurudur. Terk edilmiş, bakımsız veya ihmal edilmiş kamusal alanlar ve bahçeler tohum toplarının bombardımanı için en uygun hedeflerdir.Ancak yoğun bakım veya ilaçlama yapılan, istenmeyen bitkilerin söküldüğü bilinen kentsel alanlarda tohum topu atarken iki kez düşünmek gerekebilir. Yine de böyle yerlerde asıl belirleyici etmen, kullanılan tohumların türü, nadirliği veya nitelikleri gibi özel durumlardır.Tohum topları, zemininde toprak olan her yere atılabilir:

• Ev bahçeleri, saksılar ve sebze yatakları• Geniş araziler• Kent, mahalle veya köylerde, sokak kenarları,

kavşaklar, tren yolları, bina arası avlular• Şehir içlerinde yeşillendirilmiş bina çatıları• Oyuk ağaç gövdeleri• Atıl durumdaki kamusal alanlar

Tüm bunlarla beraber; taşların, hatta çöl kumlarının arasından filizlenen tohum toplarının varlığı unutulmamalıdır.

TOHUMTOPUNASILHAZIRLANIR?• 5 ölçü kil • 1 ila 3 ölçü kompost • 1 ölçü tohum karışımı

Toz halde kil ve elenmiş kompost (veya humuslu toprak/ince torf) tohumlarla (bir veya genellikle daha çok tür) beraber karıştırılır, içine biraz su eklenerek doğru kıvama getirilir. Hamur kıvamındaki bu karışımdan minik parçalar alınıp avuç içinde yuvarlanarak yaklaşık iri bir ceviz büyüklüğünde toplar yapılır. Sonra bu toplar güneşte veya nemsiz bir ortamda bir gün süreyle kurutulur. Bir diğer yöntem olarak çamuru önceden hazırlayıp, yassı hale getirip, içine kompost ile tohum karışımını ekleyip kapatarak içli köfte gibi yapmanın da faydalı olduğu durumlar vardır.Kullanacağınız kilin mümkünse yakın çevreden edinilmesi iyi olur, yoksa kiremit tozu ve su karışımından kil elde edilebilinir. Eğer hiç şansınız yoksa kimyasal madde içermediğinden emin olduğunuz paket killerden kullanabilirsiniz. Kili kullanmadan önce eleyerek kum, taş, yaprak vb. maddeleri çıkarmayı ve toz haline getirmeyi unutmayın. Geniş alanlarda ve uzun vadeli yapacağınız uygulamalarda kil oranını 40 birime kadar çıkarabilirsiniz.

Tohum Topu

Page 22: Gundonumu ve takas senligi

20

Karışım fazla sulu olmamalıdır. Kurabiye hamuru kıvamı doğru kıvamdır. Suyu eklerken kıvamı görerek azar azar eklemek daha doğru olacaktır.Kompostun bitmiş olması, içinde çürümemiş malzeme kalmamış olması önemlidir. Sıcak kompost kullanılırsa içindeki parçacık büyüklüğü daha küçük ve karışım daha homojen olacaktır. Kilde olduğu gibi kompostu da kullanmadan önce elemek faydalı olabilir.Tohumlar, bulunduğunuz bölgeye yabancı olmamalı ve birbiriyle uyumlu, destekleyici türler olmalıdır. Diğer türleri baskılayıcı ve istilacı niteliğe sahip türlerden sakınmak iyi olabilir. Seçeceğiniz türler arasında özellikle baklagiller gibi, destek türleri denilen, toprağı iyileştirirken diğer bitkilere ihtiyaç duydukları besin maddelerini sağlayan türler bulundurmaya özen gösteriniz. Ayrıca orman ağaçları, meyve ağaçları, tek veya çok yıllık sebzeler, şifalı bitkiler, mutfak otları, bal arıları veya diğer faydalı canlıları çeken türler, potansiyel zarar verici canlıları uzaklaştıran türler, mineral toplayıcılar ve tahıllar tercih edilebilir.Farklı türler uygun biçimde bir araya getirilince tohumlar birlikte yaşamak istedikleri can yoldaşlarını kendileri seçecektir. Bize düşen tek iş bu etkileşimli çeşitliliği sağlamaktır. Uzun süreli gözlem ile bildiğimiz bitki birliklerinin sayısını artırabilir, birbirine olumsuz etki eden birlikleri tanıyabilir, seçtiğimiz türlerin toprağa ve diğer canlılara etkilerini öğrenebiliriz.

ÖNEMLİBİLGİLERTohum toplarını atacağımız yeri seçerken bitkilerin sağlığını göz önünde bulundurmak gerekir. Amacımız tohumların çimlenmesi için gerekli koşulları temin ederek bu tohumlardan sağlıklı bitkiler, çiçekler, meyveler ve en önemlisi tohumlar yetiştirip, bitkinin yaşam döngüsünü sürdürmesini sağlayabilmektir.Bölgenize yabancı olan türlerin yayılması, herhangi bir canlı türünün besin dengesinde oluşabilecek değişiklikler gibi, ancak uzun vadede gözlemlenebilecek ekolojik etkilere yol açabilir. Doğanın, toprağın karmaşık ağlarının bizim bilebildiğimizin çok ötesinde olduğunu unutmamak gerekir.Tohum toplarını attığınız arazi otlarla kaplı ise topları atmadan önce arazideki otları biçmek, tohumların filizlenme şansını arttıracaktır.Tohum toplarını gelişigüzel bir biçimde alana savurmak daha doğal ve gerçekçi bir görüntü yaratır.Tohumdan yetişen bitkiler, özellikle ağaçlar, kök yapılarını daha güçlü geliştirirek toprağın daha derinine ulaşır, dış etkenlere karşı daha

Tohum Topu

Page 23: Gundonumu ve takas senligi

21

dirençli olur, bakım ve sulama ihtiyacı azalır. Böylece tohum topundan yetişen bitkiler kayda değer emek ve girdi tasarrufu sağlar.Tohum toplarını atmadan önce bir süre saklamak istiyorsanız, iyice kuruduklarından emin olmak kaydıyla serin, karanlık ve kuru bir yerde birkaç aya kadar saklayabilirsiniz. Sadece kilin değil, tohumların da kuruduğundan emin olmak gerekir. Kurumuş toplardan birini kırıp içindeki tohumun kuruluğuna bakabilirsiniz. En iyisi, tohumların filizlenme ihtimaline karşı, tohum toplarını fazla beklemeden etrafa savurmak. Ne kadar uzun bekletirseniz çimlenme oranı o kadar düşer.Tohum toplarının büyüklüğü, tohumların boyutuna oranlı olmalıdır. Ortalamada en büyüğü kiraz çekirdeği kadar olabilir. Daha büyük tohumlar için daha büyük toplar yapılır; bu durumda her topa daha az sayıda tohum yerleştirilmesi önerilir. Bununla beraber çok küçük tohumların aşırı fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Küçük tohumların olduğu durumda kil oranı yükseltilebilir. Ayrıca çok küçük tohumların (havuç, kereviz, maydanoz gibi) 48 saat kadar suda bekletilip, 3-4 saat güneşte kurutulması çimlenme süresini hızlandırır.Baklagiller su ile temasta şiştikleri için tohum topunu çatlatabilirler. Bu nedenle bu tür tohumları top yapmadan önce 1-2 saat kadar suda bekletmek iyi olabilir.Eğer bildiğiniz bir çiftliğe veya projeye destek vermek istiyorsanız onlar için faydalı olabilecek türlerden tohum topları yapın ve gönderin. Özellikle toprak iyileştiren öncü türlerin, destek bitkilerinin, meralar için yem bitkilerinin, arıcılar için arı merası bitkilerinin tohumları gibi türlerden yaptığınız özel tohum topları onlara inanılmaz fayda sunan armağanlar olacaktır.Yediğiniz meyve ve sebzelerin çekirdeklerini, etrafta gördüğünüz ağaçların, yabani bitkilerin, çiçeklerin tohumlarını artık ne yapacağınızı biliyorsunuz: Tohuma, gezegendeki tüm yaşamın şifresini taşıyan bu muhteşem varlığa farklı bir gözle bakmanın zamanı!

KAYNAKÇAKaynaklar, faydalı bağlantılar ve okumalar:

• Ekin Sapı Devrimi – Masanobu Fukuoka, Kaos Yayınları• Doğal Tarımın Yolu – Masanobu Fukuoka, Kaos Yayınları• Permakültüre Giriş – Bill Mollison, Sinek Sekiz Yayınevi• Ekoloji Cep Rehberi – Ernest Callenbach, Sinek Sekiz Yayınevi• Şehirdekiler İçin Sürdürülebilir Yaşam Rehberi – Scott Keyes &

Stacy Pettigrew, Sinek Sekiz Yayınevi

Tohum Topu

Page 24: Gundonumu ve takas senligi

22

• Organik Ötesi Tarım – Hakan O. Erzincanlı, Yeni İnsan Yayınevi• permakulturplatformu.org (Doğal Tarım ve Fukuoka Semineri) • surdurulebiliryasam.wordpress.com• permacultureturkey.org• bugday.org (Buğday Derneği’nin tohum ile ilgili yayınları)• toprakana.com.tr• tohumambarlari.org• emanetciler.blogspot.com.tr• kardesbitkiler.blogspot.com.tr• milkwoodpermaculture.com.au• guerillagardening.org• theecologist.org• gardenista.com

Proje ve çiftliklerin Facebook grupları:• Türkiye Permakültür Ağı • Permakültür Çanakkale • İstanbul Permakültür Kollektifi • ÇAYEK • Bayramiç Yeniköy • Kızıltepe Permakültür • Ormanevi • Üç Elma• Ulusal Tohum Takas Merkezi• Kendine Yeterli Toplum

Tohum Topu

Page 25: Gundonumu ve takas senligi
Page 26: Gundonumu ve takas senligi

TARLA SOKAKKARA ÜZÜM21 MART

21 HAZIRAN

23 EYLUL

2021 ARALIK