59
T.C RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİTİRME PROJESİ ÇAY SEKTÖRÜNÜN DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÜRETİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN SRİLANKA İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ DÜZENLEYEN ADI VE SOYADI RİZE 2015 T.C RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİTİRME PROJESİ ÇAY SEKTÖRÜNÜN DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÜRETİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN SRİLANKA İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ HAZIRLAYAN BAHAR BÜYÜK

GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

T.CRECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜİŞLETME ANABİLİM DALITEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

BİTİRME PROJESİ

ÇAY SEKTÖRÜNÜN DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÜRETİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN SRİLANKA İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

DÜZENLEYENADI VE SOYADI

RİZE 2015

T.CRECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜİŞLETME ANABİLİM DALITEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

BİTİRME PROJESİ

ÇAY SEKTÖRÜNÜN DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÜRETİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN SRİLANKA İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

HAZIRLAYANBAHAR BÜYÜK

DANIŞMANPROF. DR. ALİ SAİT ALBAYRAK

RİZE 2015

ÖZET

Page 2: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Çay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir. Bitki kalsiyum içeriği az ve PH değerleri 4,5 ile 6 arasında olan topraklarda yetişebilmekle birlikte ilk defa Çin’de bir imparator tarafından keşfedilmiş uzun yıllar ilaç olarak kullanılmış daha sonra üretimini yaygınlaşmasıyla günlük bir içecek halini almıştır

Çin ‘in çayın ticaretine başlaması ve İngilizlerin çayla tanışmasının sonrasında İngilizlerin çayı kendilerinin üretme çabası sonucunda Hindistan’a çay ekmelerine neden olmuştur. Çay İngilizler sayesinde dünya üzerinde yayılmaya başlamıştır. İlk çay borsası da İngilizlerin kurmuş olduğu Londra Çay borsasıdır. Çay dünya üzerinde yayılması ile her toplumda farklı anlamlar kazanmıştır

Çayın üretiminde kendilerini geliştiren Sri Lanka, Hindistan, Kenya gibi ülkelerde çay sektörü ülke ekonomisinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Sektör için Londra çay borsası yetersiz kalmıştır, birçok ülke kendi çay borsasını kurmuştur

Türkiye’de çay ekimi ilk kez Osmanlı döneminde denenmiş fakat ekim işleminin Bursa’da yapılması nedeniyle başarı sağlanamamıştır. Daha sonra 1917’de bir heyetin Doğu Karadeniz bölgesinde yaptığı bir çalışma sonucunda çayın bu yörede yetiştirilebileceği belirlenmiştir. Bu tarihten sonra çalışmalar başlamış ve 1980’lere gelindiğinde Türkiye çay sektörü ülke içi tüketimi karşılayabilecek duruma gelmiştir. Fakat bu tarihten sonra özel sektörün oluşturulması ve yeterli düzeyde ARGE ve denetimin yapılmaması nedeniyle sektör gerilemeye başlamıştır. Sektörü etkileyen birçok sorun oluşmuştur

Sri Lanka’da ise 1995 yılından sonra özel sektör gelişmiş ve Türkiye’nin aksine sektörün başarısı hızla artmıştır. Endüstri de muhteşem bir işler sistem kurulmuştur. Türk çay sektörü bu sitemi örnek alarak eksikliklerini giderdiğinde çok daha başarılı bir hale gelebilecek durumdadır

İÇİNDEKİLERTABLOLAR LİSTESİŞEKİLLER LİSTESİKISALTMALAR LİSTESİ

GİRİŞ

Bu çalışmada Türk çay sektöründe zirai ve ekonomik etmenlerin çay üretim kapasitesine etkisi, Türk çay sektörünün Türkiye ekonomisindeki ve dünya çay sektöründeki yeri incelenmiş ve çay üretiminde başarı sağlamış olan Sri Lanka ile kıyaslamaya gidilmiştir

En önemli geçim kaynağı çay imalatı olan Doğu Karadeniz Bölgesi’nin çay sektörü çay üretimini niçin arttıramamaktadır? Çay üretimindeki bu artışın önündeki zirai ve ekonomik engeller nelerdir? Çay üretiminde önemli yerlere sahip dünya ülkelerinin (özellikle Sri Lanka) üretim konusundaki bu başarısının ardındaki dinamikler nelerdir? Gibi problemler göz önüne alınmıştır

Bu problemler ışığında; çay üretiminin nasıl gerçekleştiği gerek zirai ve gerek ise ticari aşamalarıyla açıklanmaya, çay üretiminin neden artış göstermediği tespit edilmeye, yapılması gerekenler ve alınması gereken önlemler ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Ayrıca

Page 3: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

çay sektörünün işleyişinde ve çay üretiminde başarı sağlamış Sri Lanka çay sektörü ile Türk çay sektörünün çay üretiminde izlediği zirai ve ekonomik yönler arasında karşılaştırmaya gidilmiş ve aralarındaki artı ve eksi yönler gösterilmeye çalışılmıştır

Bu araştırmanın en önemli noktası bir doğu bölgesinin temel geçim kaynağı üzerindeki eksiklikleri incelemesidir. Bir ülkenin kalkınabilmesinde öncelikle bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve bölgeler arası dengesizliklerin minimize edilmesi önemli bir yere sahiptir. Türk çay sektörü kurulmadan önce Doğu Karadeniz Bölgesi aşırı göçler vermekte ve bölge insanı çok zor günler geçirmekteydi. O dönemde çay sektörünün kurulmasıyla bölgenin istihdam sorunu çözülmüştür ancak son yıllarda sektörün istihdam kapasitesinin giderek azalma göstermesiyle ekonomik sıkıntılar tekrar görülmeye başlanmıştır. Bu sıkıntının temelinde ise çay sektöründeki aksaklıklar ve çay sektörünün standart bir sistematikle işlememesi yatmaktadır. Sıkıntıları çözmenin en önemli yolu da öncelikle aksaklıkları yok etmeyi başarmış, sektörün işleyişini belirli bir sistematiğe oturtmuş ülkeleri örnek almak olacaktır. Bu konuda ise en başarılı örnek; Sri Lanka çay endüstrisidir

Bu çalışmada belgesel tarama ve kütüphane araştırması yöntemleri izlenmiştir. Ödevin başarısı amacıyla bölge ve sektör yakından gözlemlenmiştir. Rize ve Trabzon illerindeki Karadeniz Teknik Üniversitesi ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi kütüphanelerinde araştırmalar yapılmıştır. Konuyla ilgili 8 tez, 10 kitap, 23 rapor, 46 makale ve 43 internetten sağlanmış veri ödevin oluşumunda kullanılmıştır.

1. ÇAY BİTKİSİNİN YETİŞTİRİLMESİ VE ÇAY İMALATI

1.1. Çay Kavramı

Dünyada çay bitkisi Güney yarım kürede 27 enlem derecesinden, Kuzey yarım kürede 42 enlem derecesine kadar olan bir alanda yetiştirilmektedir. Ancak çay üretimini ekonomik olarak yapan ülke sayısı azdır. Türkiye’ nin de içinde bulunduğu, Endonezya, Sri Lanka, Çin ve Japonya gibi yaklaşık otuz ülkede çay üretilmekte ve ticareti yapılmaktadır (Tekgıda- İş, 2006, 25)

Çay bitkisi yetiştiği coğrafyadan da anlaşıldığı üzere; yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir. Bitki kalsiyum içeriği az ve PH değerleri 4,5 ile 6 arasında olan topraklarda yetişebilmektedir (TKİB-SGB, 2005, 4)1.1.1. Çay Bitkisinin Genel Yapısı ve Özellikleri

Çay bitkisi, tohumla yetiştirilebildiği gibi çeltikle de yetiştirilebilen ve doğada bir asır yaşayabilen bir bitkidir. Tohumlu üretim ile çeliktikli üretim arasındaki temel fark, çay bitkisinin görünümüdür. Tohumlu üretimde dağınık dallardan oluşan çay bitkisi, çeltikle üretimde tek bir daldan yükselir, uç kısımlarda dalların dağıldığı görülür (Taşkın, 2007, 7)

Bitki her mevsim yeşildir ve yaprağını dökmez. Uygun sıcaklık, nem ve PH değerlerinde sürgün verir. Eğer mevsimsel sıcaklık değişimi az olan bir bölgedeyse yıl boyu sürgün verimi devam eder ki bu çay sektörünün on iki ay boyunca faal olması demektir. Örneğin;

Page 4: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Güney Hindistan, Sri Lanka, Cava, Kenya ve Sumatra gibi bölgelerde durum böyledir. Kuzey Hindistan, Çin, Japonya ve Türkiye gibi ülkelerde ise dönemsel olarak sürgün veren bitki, koşulların uygun olmadığı dönemlerde sürgün ve çiçek gelişimini durdurarak dinlenme dönemine (dormansi) girer.

Bitki uygun sıcaklık ve nem oranını yakaladığında uyanma dönemine girer ve bu dönem sonunda meydana gelen iki yaprak ve bir tomurcuktan oluşan kısım siyah çay üretiminde kullanılır. Siyah çay üretiminde iki yaprak ve bir tomurcuktan oluşan kısmın kullanılmasının temel nedeni kaliteyi sağlayan maddenin (polifenol) ve çaya tadını veren aromanın bu bölgede toplanmış olmasıdır (Zihnioğlu, 1998, 21) Çay bitkisi temelde; kök, yapraklar sürgün, çiçek ve meyveden oluşmaktadır. Bitki bir ana kökten çıkan kuvvetli yan köklere ve bunlar üzerinde bulunup toprak yüzeyine yakın bir konumda duran saçak köklere sahiptir. Bitkinin gelişimini köklerde depolanan nişasta sağlamaktadır. Yaprak şekli çay bitkisinin familyasına göre değişim gösterir. Türkiye’deki çay bitkisinin yaprakları kısa bir sap üzerinde yumurta biçiminde ve uca doğru sivri bir şekildedir. Budamadan sonraki ve ilk gelişim evresindeki yapraklar diğerlerinden daha büyük olmaktadır. Sürgünleri oluşturan gözler bu eski yaprakların dal ile sap arasında kalan kısmında yer alır. Özellikle çay ocağının üst kısmında bulunan gözlerde sürgün daha iyi yetişir (Taşkın, 2007, 8)

Uygun iklim koşulları olduğu sürece, oluşan sürgün koparıldıkça, sürgün gözleri hemen yeni bir sürgünün daha üretimine geçmektedir. Bu üretim 42 gün sürmektedir. Oluşmuş sürgün koparıldıktan ancak 42 gün sonra yeni sürgün oluşabilmektedir. Oluşumun ilk 28 gününde büyüme yavaştır, 28. gün ile 35. gün arasında biraz hızlanır, son 7 günde ise sürgün hızla gelişmektedir .

Çay bitkisindeki bir diğer oluşum ise çiçektir. Ağustos sonu eylülün başına denk gelen süreçte, bitkinin gelişmiş yapraklarının dala tutunduğu bölgede küçük bir sapın ucunda tomurcuk oluşur. Süre ilerledikçe sap büyür ve tomurcuk açılır. Böylece çay bitkisi çiçek açar. Çiçeğin yaprakları döküldüğünde sapın ucunda bulunan meyve topakları belirginleşir, eylül ayında irileşen çay meyveleri yeşil renklidir, ekim ayında ise meyveler olgunlaşır ve renkleri yeşilden kırmızıya dönüşür. Her meyvenin içerisinde üç ile altı arasında tohum bulunur. Çay meyvesi 12 mm çapındadır (Zeiss, 2001, 16)

1.1.2. Çay Tarımı

Çay bitkisi iki yöntemle üretilmektedir. Bunlar; tohumla (genetatif) üretim ve çeltikle (vegatatif) üretimdir. Tohumla üretim sonucu birçok melez çay bitkisinin oluşması ve istenilen kaliteden uzaklaşması nedeniyle genellikle çeltikle üretim tercih edilmektedir. Dünya ülkelerinin birçoğunda üretim bu şekilde yapılmaktadır ancak Türkiye’deki çay bitkisi tohumla üretilmiştir (Dağdemir, 1995, 78)

Çeltikle üretim olarak bilinen ve genetatif üretimin en önemli aşaması, üzerinden yeni çay bitkileri oluşturulacak damızlık çay ocağının doğru seçilmesidir. Seçilen çay ocağı; bol ürün veren, hastalıklara dayanıklı, adaptasyonu iyi olan üstün nitelikli bitkiler olmalıdır. Diğer bir unsur ise seçilen çay ocağının sekiz yaşından küçük olmaması ve normal şekilde budanmış olması gerekir (Goldschmidt, 1963, 28).

Page 5: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Seçim işlemi gerçekleştikten sonra, çay ocağı kasım- aralık veya mart aylarında budanır. Budama sonrasında oluşan ilk sürgünler toplanmadan üzerinde bırakılır. Gelişen bu sürgünlerin çelik alınacak bir gövdeye sahip olması için temmuzun ikinci yarısı ile ağustosun ilk haftasına kadar olan dönem beklenir. En iyi çeltik alınabilecek dönem bu tarihler arasında gelişmektedir (Türüdü, 1997, 43).

Alınan çeliklerin dikimi için öncelikle taban suyu seviyesi derin, fazla su tutmayan, kuzey rüzgârlarına kapalı ve güneye bakan, yeterli güneş alan bir yer seçilmelidir. Oluşturulacak yastıkların boyu 1-3 m eni 1 m olmalıdır. Oluşturulacak yastıklar arasında ise 40 cm boşluk bırakılmalıdır.

Çelikler toprağa dikilmeden önce yastıklar ıslatılmalıdır. Çay ocağından alınan sürgün kalemleri bıçakla çeliklere ayrılır ve suya koyulur. Çelikler yaprak hizasına kadar dik şekilde toprağa gömülür. Çeliklerin tutması ve daha verimli olması için, kesildikleri gün dikilmeleri gerekmektedir. Yeni dikilen çeltiklerin bir ay boyunca üzeri örtülür; bulutlu kapalı havalarda ve akşamları açılır. Sulamaya ve otlardan arındırmaya devam edilirken, çeltikler kök oluşturmaya başlayacaklardır. Kasım- aralık aylarında ya da ilkbahar döneminde, 30-70 cm boyuna erişen çelikler tarlaya ekilir (Taka Gazetesi, 13.06.2008, 4)

Çay bitkisi yapısı itibariyle klor elementine duyarlıdır, bu nedenle gübrelemede sülfat içeren potasyumlu gübrelerin kullanılması gerekmektedir. Çaylıkların oluşturulma aşamasında ise kullanılması gereken gübreler azot içeriklidir. Ancak Türkiye’de Doğu Karadeniz yöresinin fazlaca yağış alması nedeniyle klor içeren potasyumlu gübreler kullanılması gerekir. Çünkü yağışın fazla olması nedeniyle klor iyonları bitkinin kökünden yıkanır (Türüdü, 1997, 56)

Çay bitkisi için en uygun gübre verme zamanı bitkinin gelişim süreci olan şubat ayının ortalarından kasım ayının sonuna kadar olan dönemdir. Çeltikle üretim aşamasında gübre verilecekse, çeltiğin gömüleceği çukurdan çıkan toprağa ahır gübresi iyice karıştırılarak çeltiğin dip kısmına koyulur. Çay bitkisinin sürgün döneminde ise; gövdesinin etrafında 10-20 cm lik bir alana elle serpilir (Taşkın, 2007, 17)

Çay bitkisi kendi doğasına bırakıldığında ağaç şeklini almaktadır. Verim amacıyla ekilmiş çay bitkilerinin kendi akışına bırakılması imkânsızdır. Yüksek verim alabilmek, çay sürgünlerini rahat toplayabilmek ve bitkinin kendini tazelemesi açısından budamanın önemi büyüktür.

Tablo 1-1: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerlerİl Kapsadığı Alan (Dekar) Alan (%) Üretici Sayısı Üretim Miktarı (Ton)Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu 22,468 2,9 11,264 26.006.871Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Çay bitkisinde ilk budama bitkinin üç yaşını doldurup, dört yaşına girdiği dönemde yapılmaktadır. Amaç bitkiye şekil vererek çay ocağı halini almasını sağlamaktır. Bu

Page 6: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

budamanın yapılması gereken zaman dilimi ise kasım, aralık ve mart aylarıdır. Yerden 20 cm yükseklikten bütün dallar aynı yüzeyden olacak şekilde kesilir. Kesilen bu yüzey içten dışa doğru hafif mehilli olmalıdır (Torun, 2005, 8)

Şekil budaması olarak isimlendirilen ilk budamadan sonra düzenli olarak ürün budaması yapılır. Bu budamanın amacı, her hasat döneminden sonra çay ocağındaki 10 cm yükselmeye bağlı olarak oluşan kart, biçimsiz ve verimi düşürebilecek dalların kesilmesi, çay ocağının hasatı kolaylaştıracak yükseklikte tutulmasıdır. Budama yerden 25 cm yukarıdan yapılır. Ürün budamasından sonra çay bitkisi 50 cm’ e ulaştığında ilk hasat işlemi yapılır (Taşkın,2007, 14)

Çay ocağı verim yaşını aştığında (50-60 yaşını doldurduğunda) gençleştirme budamaları yapılmaktadır. Çay bitkisi şekil budamasındaki gibi yerden 20 cm yukarıdan budanmaktadır. Böylece çay ocağının tazelenmesi sağlanır .

1.1.3. Çay Çeşitleri

Aynı yaş çay yaprağından yapılan farklı üretim şekilleri karşımıza farklı çayları sunmaktadır. Bunlardan en bilinenleri; siyah ve yeşil çaydır. Son bir iki yıldır gündeme gelen ve duyulan yeşil çaydan sonra şimdi bir de beyaz çay üretilmektedir. Hangisi olursa olsun bu üç tür çayın da faydaları saymakla bitmeyecek gibidir

1.1.3.1. Siyah Çay

Çayın ana vatanın Yukarı Brimanya olduğu ve oradan dünyaya yayıldığı düşünülmektedir. Bu yayılma sürecinde birçok melez çay bitkisi türü oluşmuştur. Çay üzerindeki çeşitlilik ise üretim aşamasından kaynaklanmaktadır. Üretim farklılığıyla değişik çay ürünleri elde edilmektedir (Akova, 2005, 21)

Siyah çayın üretim safhaları; soldurma, kıvırma, fermantasyon, kurutma ve ambalajlamadır. Siyah çayın soldurma aşamasında en önemli tepkime oksidasyondur. Bu sayede çay yaprağının içerisindeki kimyasallar dışarı çıkarak yaprak yüzeyine yayılmakta ve içilir hale geldiğindeki çayın tadını belirleyecek özelliği ve rengi vermektedir (Saklı, 2004, 64)

Yapılan bilimsel araştırmalar, çayın birçok önemli özelliğini ortaya koymuştur. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

Yapısında bulunan polifenoller sayesinde kolesterolü düşürmektedir

Çinko içerdiği için tat alma hücrelerinde oluşan tat alma bozukluklarını iyileştirmektedir

Susuzluğu giderip, karaciğeri temizlemekte ve yenilemektedir

İçerdiği florid sayesinde diş çürüklerini önlemektedir

Doku sertleşmesini ve damar sertliğini tedavi etmektedir.

Page 7: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

İçeriğinde bulunan flavanollar sayesinde tansiyonu düşürmekte ve kan damarlarının bağışıklığını arttırmaktadır.

Yapısındaki sapon maddesi sayesinde iltihaplanmaları önler, vücuttaki zararlı maddeleri yok etmektedir.

Kan şekerinin yükselmesini önlediği için diyabet hastalarına önerilmektedir.

İçerdiği C, E vitaminleri ve karoten ile kan kanserini önlemekte, kısırlığı gidermektedir.

Kan basıncındaki artışları geciktirmekte, gıda alerjilerini önlemektedir.

Vücuttaki mineral dengesinin kurulmasında etkilidir.

Yapısındaki teobromin ve teofilin maddeleri sayesinde idrar söktürmekte ve böbreklerin düzenli çalışmasını sağlamaktadır.

Çay banyoları, sıcak çay kompres ve banyoları göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları gidermekte, kaşıntı, egzama ve uzun dönemde sedef hastalığına iyi gelmektedir.

1.1.3.2. Yeşil Çay

Özellikle Japonya ve Çin’de ilk tercih olan yeşil çayın, siyah çaydan tek farkı üretim aşamalarının farklı oluşudur. Yeşil çay havalandırma, şoklama, soğutma, biriktirme, tasnif ve cilalama aşamalarından geçirilmektedir. Siyah çayın üretimiyle arasındaki en önemli fark siyah çayda oksidasyon istenirken, yeşil çayda oksidasyona engel olunmaya çalışılır. Siyah çay kurutma aşamasında sıcaklık verilerek fırınlanırken yeşil çay soğutma ve şoklama işlemlerine tabi tutulmaktadır (Ekspres Gazetesi, 11.03.2008, 5)Yeşil çayında siyah çay gibi birçok faydası bulunmaktadır. Bunlar;

Kanser risklerini azaltmaktadır. (Cildi ultraviyole ışınlardan korur, yemek borusu kanseri riskini %58, prostat kanseri riskini %67 azaltır.)Tümörleri küçültmektedirAntioksidan etkisi sağlamaktadırKolestrolü düşürmektedirTansiyonu ayarlamaktadırKan şekerini ayarlamaktadırGrip virüsünü ve bakterileri öldürmektedirAğız kokusunu önlemektedirStresi azaltır, yorgunluk ve uyku halini ortadan kaldırmaktadırKan damarlarını güçlendirmektedirHücre yenileme özelliği sayesinde yaşlanmayı geciktirmektedirKemik erimesini engellemektedirVücuttaki yağların yakılmasını hızlandırarak kilo verdirmektedir* Yeşil çayın etkilerini görebilmek için sıcak ve aç karnına içilmesi gerekmektedir (Zümrüt Rize Gazetesi, 18.12.2007, 1)

Tablo 1-2: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

Page 8: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

1.1.3.3. Beyaz Çay

Çok az kişi tarafından bilinen beyaz çay aslında 1100 yılından bu yana üretilmektedir. Ancak üretim Çin imparatoru Hui Tsung ve ailesi için gerçekleştirilmiş ve bir sır gibi saklanmıştır. Çin’in Fujian bölgesinde hala 600-800 ton civarında üretimi yapılmaktadır. Toplaması ve imalatı zor olmaktadır. Beyaz çay, çay yapraklarının tomurcuk halindeyken toplanmasıyla yapılmaktadır. Yeşil ve siyah çay gibi çok fazla imalat aşaması yoktur. Soldurma ve kurutma olmak üzere iki aşamayla üretilmektedir (Genç, 1993,33)

Bir kişi gün içerisinde ancak 3000 tomurcuk toplayabilmektedir ki bu bir kg anlamına gelmektedir. Toplanan çay tomurcukları iç mekâna serilerek hava ile soldurma yapılır. Kurutma işlemi ise uzun süreli tutulduğunda çay aroma ve tadını kazanır. Ancak diğer çaylar gibi demlenmemektedir (Günebakış Gazetesi, 05.05.2008, 8). Siyah çay gibi suyla kaynatılmaz hatta kaynamış su ile demlenmez. Kaynadıktan sonra 1-2 dakika bekletilen suya atılır ve beyaz bir dem oluşturması beklenir. Beyaz çay da diğer çay çeşitleri gibi sağlığa son derece faydalıdır;

Kanser tedavisinde yeşil çaydan daha fazla antioksidan içerdiği için daha etkilidirDermatolojide, cilt kuvvetlendirici hücre yenileyici özellik içermektedirKozmetikte kırışıklıklar, sarkmalar ve yaşlanmaya karşı kullanılmaktadır.

1.2. Çay İmalatı

Kaliteli bir çaya ulaşmak yalnızca iyi bir çay tarımı yapmakla bitmemektedir. Özenle üretilen çay yapraklarının bahçeden toplandıktan sonra işlem göreceği ikinci yer çay fabrikalarıdır. Çay yaprağı burada oluşturulmak istenen ürüne göre bir takım işlemlere tabi tutulmaktadır. Günümüzde en çok içilen ve bilinen çaylar; siyah çay ve yeşil çaydır. İki ürün de aynı yapraktan elde edilmektedir ancak imalat aşamaları farklılık göstermektedir (Acuner, 2003, 65)

1.2.1. Siyah Çay İmalat Aşamaları

Siyah çay; yetiştiği çay cinsinin sağladığı tat, koku ve aromayı taşıyan sürgünlerin iki yaprak ve bir tomurcuktan oluşan kısmından üretilmektedir. Siyah çayın üretim aşamaları; soldurma, kıvırma, fermantasyon, kurutma, tasnif ve ambalajlamadır

1.2.1.1. Soldurma Aşaması

Bu aşama siyah çay üretiminin ilk ve en önemli aşamasıdır. Buradaki temel işlem çay yapraklarının taşıdığı %70-80 oranındaki suyun %50-55’ e düşürülmesidir. Bu işlem sonucunda yaprakların hücre özsuları daha yoğun bir hal alır ve yapraklar ekstiki bir hale

Page 9: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

gelir. Bu ise bir sonraki aşama olan kıvırma işlemine kolaylık sağlar. Eğer soldurma işlemi yapılmazsa kıvırma makinelerine giren çay yaprakları parçalanır ve hücre özsuları da akar ve çayın özelliğini veren etkin maddeler israf edilmiş olur (Taşkın, 2007, 15)Soldurma aşamasında, soldurma teknelerine alınan yaş çay yaprakları düşük rakımlı bölgelerde 38 derece, yüksek rakımlı bölgelerde 32 dereceyi geçmeyecek sıcaklıklara tabi tutulur. Çay yaprağı daha fazlasına maruz kalırsa yapraklarda yanma olur ve çayın kalitesi düşer.

1.2.1.2. Kıvırma aşaması

Solmuş çay yaprağının çay imalat makinelerinde ezilmesi, parçalanması ve hücre özsuyunun akarak, kıvrılan yaprakların yüzeyinde oksidasyonu başlatması işlemine kıvırma denir. Türk çay sektöründeki imalat makinelerinde iki tür kıvırma yapılmaktadır (Demir, 2002, 44)

Birinci tür kıvırma işleminde makine uzun sürede ve yavaş yavaş doldurulur. Makine en az 300 kg solmuş çay yaprağı alabilmekte ve işlem 45 dk sürmektedir. Bu işlemden sonra çaylar elenerek göbekli veya presli kıvırma makinelerine verilmektedir. İkinci kez makineye vermenin amacı yapraktaki hücre zarlarının çatlatılarak hücre özsuyunun parçalanmış yapraklara daha iyi nüfuz etmesi ve daha iyi bir fermantasyon sağlamaktır. İkinci işlem makineleri 90-135 kg çayı preslilerde 40, göbeklilerde 20 dk da kıvırmaktadır (Acuner, 2008, 5)

1.2.1.3. Fermantasyon Aşaması

Fermantasyon aşamasında çay yapraklarında kimyasal tepkimler meydana gelmektedir. Fermantasyon sürecinde sıcaklık hava şartlarına bağlı olarak 21-32 derece arasında ve rutubet oranı da %90-95 oranında olmalıdır. Çay yaprağındaki kimyasal bileşikler oksidaz enziminin işlerliği ile değişikliğe uğrayarak renk, burukluk, parlaklık, koku ve aroma gibi siyah çayın temel özelliklerini meydana getirmektedir. Üretim aşamasındaki ilk kalite kontrolü bu safhada yapılmaktadır (Bozkurt, 1997, 58)

1.2.1.4. Kurutma Aşaması

Bu aşamada fermante olmuş ve kıvrılmış çay yaprakları fırınlanarak nem seviyeleri %2-4 oranına düşürülmektedir. Buradaki amaç oksidasyonu durdurarak çayın kazandığı aroma, tat, koku g,b, özellikleri kaybetmesini önlemek ve çayı paketlenebilir hale getirmektir (Efendioğlu, 1994, 39)

Kurutma işlemini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Yaprak kalınlığı, fırın sıcaklığı, yaprakların fırında kalma süresi çay kalitesini etkiler. Kurutmada çayların fırına giriş sıcaklığı 90-100 derece, çıkış sıcaklığı ise 45-60 derecedir. Çaylar Marshall tipi fırınlarda birinci kayışta 32 dakika, ikinci kayışta 27 dakika, üçüncü kayışta 21 dakika, dördüncü kayışta 17 ve beşinci kayışta 12 dakikada fırından çıkmaktadır (Gençay, 1993, 41)

1.2.1.5. Tasnif ve Ambalajlama Aşaması

Diğer dört aşamayı tamamlayarak fırından çıkan çaylar eleklerden geçerek standartlara uygun olarak kalınlıklarına göre sınıflandırılmaktadırlar. Bu aşamada çay çöplerinden de ayrılmış olmaktadırlar. %2-4 nem oranına indirgenen çaylar ancak bu oranda

Page 10: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

paketlenebilmektedir. Eğer nem oranı yükselirse çay içerisinde bakteriler üremektedir (Karadeniz Gazetesi, 05.10.2007, 6)

Elekten geçerek sınıflandırılan çaylar dışı naylon içi bez olmak üzere ikili ambalajlara konulmaktadır. Her ambalajın üzerinde ürün takibi için üretim tarih ve saati yer almaktadır. Bu ambalajlar neviler şeklinde olmaktadır. 1 nevi (çok ince altınbaşlı imalat kırığı çay) 32 kg, 2.nevi (ince altınbaşlı ve kıvrım çay) 27 kg, 3. nevi (az altınbaşlı kıvrım çay) 21 kg, 4. nevi (çok ince kırık çay) 35 kg, 5. nevi (ince kıvrımlı kırık çay) 29 kg, 6. nevi (kalın kıvrımlı kırık çay) 22 kg, 7. nevi (toz çay) 35 kg olmak üzere standart hale getirilmektedir. Daha sonra bu çaylar paketlenmek üzere ambarlara alınmaktadır. Firma isteğine göre kg belirlenerek satışa sunulacağı paketlere konulmaktadır (Özyurt, 1987, 53)

1.2.2. Yeşil Çay İmalat Aşamaları

İnsan sağlığına sağladığı yaralarla tanınan yeşil çayın fincana gelene kadar geçirdiği aşamalar şöyledir; havalandırma, şoklama, soğutma, biriktirme, tasnif ve cilalamadır

1.2.2.1. Havalandırma

Tarladan toplanarak yeşil çay üretmek amacıyla fabrikalara getirilen yaş çay yaprakları siyah çaydaki soldurmaya benzer bir yöntemle bekletilmekte ancak bu sefer çaylara soğuk hava verilmektedir. Soğuk hava verilmesindeki amaç oksidasyonun önlenmesidir (Saklı, Dünya Gazetesi, 10.07.2003)

1.2.2.2. Şoklama

Çay yaprağının daha iyi kıvrılabilmesi ve daha sonraki aşamalarda oksidasyonu gerçekleştiren enzimlerin yapraktan uzaklaştırılması için yapılmaktadır. Şoklama için iki yöntem söz konusudur; ilk yöntemde kendi etrafında dönerek çalışan şok soldurma cihazına 15-20 sn. içerisinde 120-150 derece kuru sıcak hava verilerek işlem tamamlanır.

İkincisinde ise; buhar kazanlarından elde edilen çayın kapalı bir tünelde 3-5 dakika süreyle 90-110 derece kuru sıcak havayla şoklanmasıdır

1.2.2.3. Soğutma-Biriktirme Aşaması

Şoklama aşamasından sonraki önemli adım soğutmadır. Bu aşamanın amacı şoklanmış yapraklara 30 derecelik bir sıcak hava vererek yapraktaki suyu uzaklaştırmaktır. Buradaki en önemli nokta soğutmadan çıkan yaprağın hiç bekletilmeden kıvırmaya alınması gerektiğidir. 15-20 dakikalık bir kıvırma sürecine tabi tutulan çaylar daha sonra 55 derecelik fırınlara verilir. Burada amaç oksidasyon yaşanmadan çayı işleme almaktır (Taşkın, 2007, 14)

İlk fırınlamadan geçen çaylar, 110-120 derece sıcaklıkta 50-60 dakika bekleyecekleri ikinci fırınlama işlemine tabi tutulmaktadır. Bu işlemden de geçen çay serilerek 1-2 gün dinlendirilmekte ve paketleme öncesi bir defa daha fırınlanmaktadır

1.2.2.4. Tasnif ve Cilalama Aşaması

Page 11: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Bu aşamada çaylar ilk önce lif ve çöplerine ayrılmakta, daha sonrada neviler şeklinde sınıflandırılmaktadır. Daha sonra bu çaylar cila makinelerinde sanayi pudrası ile cilalanmaktadır (TKİB- SGB, 2005, 48)

2. DÜNYADA ÇAY SEKTÖRÜ, GELİŞİMİ VE DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ YERİ

2.1. Çayın Tarihi

Çayın tarihçesine bakılmak istendiğinde, kesin bir tarihi olmamakla birlikte Çin efsanelerine göre milattan önce 3000 yılında bitkisel ilaçlar üretmesiyle ünlü olan Çin İmparatoru Shen Nong tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 5000 yıldır hayatın vazgeçilmez bir parçası olan çay, bir fincanında yalnızca 4 kalori taşımakla birlikte, keşfedildiği yıllarda ilaç olarak kullanılmıştır (Reimertz, 1999, 9)

2.1.1. Çayın Keşfedilmesi

Çayın keşfedilmesine dair çeşitli efsaneler olmasına rağmen en bilinen ve kabul gören efsane Çin İmparatoru Shen Nong’un bir gün bir fincan sıcak suyla gezinti yaparken bir ağacın altında uyuyakalmasıyla başlamaktadır. İmparator uyandığında fincanındaki suyun rengi değişmiştir ve güzel bir koku yaymaktadır. Bu kokudan etkilenen imparator tereddüt etmeden fincandaki suyu içer ve tadı da çok hoşuna gider. İmparatorun içtiği su, uyurken yaprağının fincana düşmesiyle demlenen çaydan başkası değildir.

İmparator bu şekilde çayı içmeye devam eder ve çay içmek sarayda bir tören halini alır. Daha sonra bu halka da yayılır ve halk çay bitkisini özellikle üretmeye başlar. Tabiî ki o dönemde içilen çay yeşil çaydır. Çünkü henüz siyah çay bilinmemektedir. İnsanların çayı alışkanlık haline getirmesinden sonra uzun yolculuklarında çayın olmadığı yerlere de götürmek amacıyla çay yaprakları kurutulmaya başlanmıştır. İş ticarete döndüğünde ise çeşitli çay üretme ve demleme çeşitleri geliştirilmiştir (Akova, 2005, 18)Çayın keşfiyle ilgili diğer bir efsane ise gerçekçi olmadığından çok fazla kabul görmemektedir. Bu efsaneye göre ise Zen Budizm’ini Japonya’dan Çin’e taşıyan keşiş Bodhidarma kendini izdivaya çekerek dokuz yıl boyunca uyumadan bir duvara bakarak meditasyon yapar. Fakat bir gün uyuya kalınca çok kızar ve göz kapaklarını keserek yere fırlatır. Efsaneye göre bu göz kapaklarının düştüğü yerden çay bitkisi hâsıl olur ve hatta çayın uykusuzluk etkisinin de bu nedenle olduğu söylenmektedir Milattan sonra dördüncü beşinci yüzyıllarda çayın kurutularak saklanma yöntemlerinin geliştirilmesiyle takas ticaretinde kullanılması söz konusu olmuştur. Türk’lerin çayla tanışması da 476 yılında Çin ile Türk boylarının arasındaki takas ticareti ile başlamıştır (Taşkın, 2007, 32)

Page 12: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Çay içmenin sanat haline gelmesi ise milattan sonra 618- 907 yıllarında Tang Hanedanı döneminde olmuştur. Çay hakkındaki en kapsamlı araştırma 733- 804 yılları arasında Lu Yu tarafından yapılmıştır. Lu Yu bu araştırmasının neticesinde Çay Kitabı isimli kitabı yazmıştır. Böylece çay üretimi ve tüketimi daha da yaygınlaşmıştır. Çayın Avrupa’ ya gitmesi ise 17. yüzyılda olmuştur. Avrupa’ya çay geldiğinde çok pahalı olmakla birlikte bir yüksek sosyete içeceği olmuştur.

2.1.2.Çayın Dünya Kültüründeki Yeri

Çay yaygınlaştıkça ulaştığı her bölgede farklı anlamlar yüklenmiş ve çeşitli şekillerde demlenerek içenlerin damak zevklerine hitap etmiştir. Daha önce de bahsedildiği gibi keşfedildiği dönemde siyah çaydan bahsetmek mümkün olmamaktadır. O dönemde bilinen yeşil çaydır. Çin’de çay pişirilerek içilmekteydi. Çinliler büyük bir kazanda su kaynatıp içine çay yapraklarını atıyorlardı. Kaynadığından emin olduklarında ise kazanın içerisine bir sepet daldırmakta, çay yapraklarını kazanın dibine bastırmakta ve sepetin içinde kalan yapraktan arınmış kısımdan alarak çayı içmekteydiler

Japonya’da ise çay yaprakları bugünkü siyah çay üretim aşamalarından kıvırmaya benzer bir yöntemle siyah yılan taşından yapılan bir değirmenle öğütülmekteydi. Elde edilen çay tozu sıcak suya karıştırılmakta ve suyun üst yüzeyinden alınan ince tabakaya kalın çay (matcha) demekteydiler. Çayın bu köpüklü otumsu tadını sevmekteydiler (Alkan, 2002, 16)

Buzlu çay ise İngiliz Richard Blechynden tarafından 1904’te Dünya Pazarı’nda geliştirilmiştir. Havanın sıcak olması nedeniyle çay satamayan Richard, çayı buz küplerine dökmüş fakat bu çayın satılmasını sağlamış ve buzlu çay içilmeye başlanmıştır.

Poşet çay ise ABD’de geliştirilmiştir. New York’lu tüccar Thomas Sullivan müşterilerine çayı küçük ipek torbacıklarda satarak bu işi başlatmıştır. Bu ise çayı kutsal gören çevreler tarafından tepkilere maruz kalmışsa da poşet çay üretimi kaldırılamamış günümüze kadar gelmeyi başarmıştır (Reimertz, 1999, 66)Almanya’nın tercih ettiği Early Grey çayı ise İngilizler tarafından geliştirilmiştir. Çin, Hindistan, Seylan (Sri Lanka) çayının bergamot yağı ile mayalanmasıyla üretilen bir çaydır ve bu karışım nedeniyle limon tadı içerirGünümüzde kullanılmakta olan çaydanlıkta çayın demlenesi ise 17. yüzyılda Japon gezgin Engelbert Kampfer tarafından önerilmiştir. Tabi onun çayın demlenmesine yönelik önerisinde “çaydanlık” bugünkü şekliyle değildi. Onun ileri sürdüğü çayın özel bir tencerede demlenmesi gerektiğidir. Daha sonra bu düşünce geliştirilmiş ve çaydanlık icat edilmiştir. Semaver benzeri bir icat 1911’de İngiltere’de, bugünkü çaydanlık ise 1927’de ABD’de geliştirilmiştir.

Çin önceleri çayı ilaç amaçlı kullanmış ancak daha sonra köklü bir çay kültürü geliştirmiştir. Çin kültürüne göre çay, ağzı geniş ve küçük fincanlarda içilmelidir. Böylece fincanın geniş ağzı sayesinde çayın o dinlendiren görüntüsü seyredilebilir ve küçük fincan olması nedeniyle çay daima sıcak içilebilir (Özyurt, 1987, 56).Japonlar için çay çok önemli bir yere sahiptir. Çay, kültür olmaktan öte törensel yemek kültürlerinin bir töresi niteliğini almıştır. Çay zevk için içilmesinden ziyade iç dünyada yaşanan bir ayindir. Özel evlerde çay törenleri yapan Japon halkı çaya bam başka anlamlar yüklemektedir. Örneğin; Japonlar misafirlerine fincanı tamamen doldurarak çay ikram etmemektedirler. Çünkü onlara göre çayın sürekli olarak sıcak olması gerekmekte ve

Page 13: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

misafire saygı gösterme amacıyla fincanının sürekli tazelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle de soğumaması için fincanı yarım doldurmaktadırlar.

Rusların ise çayı her öğün, semaverde demlemekte ve limon suyu ekleyerek içmektedirler. Çaya bazen kaymak katmaktadırlar. Fransa’da ise çay entelektüel bireyler arasında yaygın olarak içilmektedir. Ayrıca ülkede çeşitli çayların bulunduğu çay dükkanları zinciri bulunmaktadır. Çayı uzun süre demleyerek porselen fincanlarda içmektedirler

En ilginç çay zevkine ise Moğollar sahiptir. Çayın içerisine yağ, un, bir tutam tuz ve darı ekleyerek içmektedirler. Bazen ise soğuk hava koşullarında dayanıklı ve güçlü olabilmek için kurutulmuş kırmızı eti küçük parçalara bölerek çayın içerisine atmakta ve çayı bu şekilde içmektedirler.

2.2. Dünyada Çay Sanayi

2003 yılı FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) verilerine göre dünya çay ihracatı 2,7 milyar Doların üzerinde olup dünya ihracatının yaklaşık dörtte biri (%24,8) Sri Lanka tarafından gerçekleştirilmektedir. Sri Lanka’yı Kenya, Hindistan ve Çin Halk Cumhuriyeti takip etmektedir. Bu dört ülke dünya ihracatının %66’sını karşılamaktadır. Beşinci sırada yer alan İngiltere ise reeksport yaparak dünya ihracatından %6,2 oranında pay almaktadırÜlkeler bazında ise kişi başına yıllık çay tüketimi, sırası ile İrlanda Cumhuriyeti 3230 gramla birinci, İngiltere 2620 gramla ikinci, Kuveyt 2550 gramla üçüncü, Türkiye 2300 gramla dördüncü ve Katar 2080 gramla beşinci sırada yer almaktadırlar. Son sıralarda ise 110 gramla Tanzanya ve 90 gramla İtalya gözükmektedir (DPT, 2001, 68)

2.2.1.Dünyada Çay İmalatı ve Ticareti

Çay imalatı yapan ülkeler açısından; sahip oldukları çaylık alanlarının büyüklüğü, bu alanların verimliliği, iklim şartlarına bağlı olarak bitki zararlılarına karşı duyarlılıkları ve iç tüketim miktarları dünya ticaretindeki yerlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Çaylık alanları bakımında ilk beş ülke sırasıyla; Çin, Hindistan, Sri Lanka, Kenya ve Endonezya’dır. Ancak yaptıkları ihracat oranlarına bakıldığında sıralama çeşitli nedenlerden dolayı değişmektedir. İhracat hadleri açısından ilk beş ülke ise sırasıyla; Sri Lanka, Kenya, Çin, Hindistan ve Endonezya olmaktadır (Özyurt, 1987, 46)

Tablo 2-1: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Ülkelerin ihracat miktarları incelendiğinde ülkelerindeki çaylık alanlarıyla doğru orantılı bir ticaretin olmadığı gözlemlenmektedir. Özellikle Çin ve Hindistan gerek çaylık alanlarının büyüklüğü gerekse üretim miktarlarının fazlalığına nazaran ihracatta Sri Lanka ve Kenya’dan sonra gelmektedirler. Bunun nedeni ilk olarak nüfuslarının yoğunluğundan

Page 14: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

dolayısıyla da iç tüketimlerinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir neden ise organik tarımın gündemde olması nedeniyle özellikle Avrupa ülkelerinin peptisit oranı yüksek çayları ithal etmemesidir.

Çay ticaretini belirleyerek yönlendiren en önemli unsurlar; üretim miktarı, kalite ve fiyatlar, iç ve dış piyasa şartları, üretici ülkelerin çay kuralları, üretici ve imalatçı birlikleri, çay borsaları, ulusal ve uluslararası şirketler ile uluslararası standartlar ve farklı türlerdeki tüketim talepleri olmaktadır. En önemlisi tüm bu etkenlerin sistematik bir biçimde işlediği istikrarlı bir çay endüstri sistemi kurmaktır (Saklı, 2004, 98)

Çay ithalat hadleri incelendiğinde ise gerek çay üreticisi olan gerek olmayan ülkeler tarafından çay ithal edilmektedir. Çay ithalatında büyük paya sahip ülkelere bakıldığında ithal edilen çayların; % 21,7’sini 25 Avrupa ülkesi, %14,2’sini Rusya ve bağımsız ülkeler, %7,1’ini Pakistan, %6,5’ini ABD, %5,2’sini Mısır, %4,9’unu Irak, %3,3’ünü Japonya satın almaktadır. Japonlar kendileri yalnızca yeşil çay üretmektedirler, siyah çayı ise ithal etmektedirler.

2.2.2. Dünya Ülkelerinde Çay Endüstrisi

Birçok ülkenin vazgeçilmez içeceği olan çayın üretimi 30 ülkede gerçekleştirilmektedir fakat en çok üretim yapılan ülkeler; Sri Lanka, Hindistan, Çin, Kenya, Endonezya, Japonya ve Türkiye’dir. Çay ticareti yapan ülkeler ise; İngiltere, Hollanda, Pakistan, Rusya, Mısır, Kanada, İsviçre, İrlanda, Almanya, Hindistan, Hong- Kong ve İran’dır.

2.2.2.1.Sri Lanka

Sri Lanka tarım sektöründe birkaç üründe iyi bir üretim potansiyeline sahiptir ve en çok ürettiği ürün çaydır. Üretilen çaylar ürünün yetiştirildiği yüksekliklere göre üçe ayrılmaktadır. Bunlar; 600 metrenin altı, 600- 1200 metre arası ve 1200 metrenin üstüdür. Sri Lanka’da çayın en çok üretildiği alanlar; Dimbula, Nuvara Eliya, Ruhuna, Uva ve Uda Pussellowa’dır. En kaliteli çayları 1200 metreden yüksek olan Dimbula ve Nuvara Eliya’da yetişmektedir (Reimertz, 1999, 97)Çay üretiminde dünya lideri olan Sri Lanka’ nın çay sektörü 1995 yılında özelleştirilmiş ve o tarihten itibaren rekor düzeyde üretimler yapmıştır. 2000 yılında 300 milyon kg, 2002’ de 310 milyon kg ve 2003’ te 303 milyon kg çay üretmiş olan ülke yalnızca 2001 yılında kuraklık nedeniyle üretimde azalmayla karşılaşmış ve 295 milyon kg çay üretmiştir. Kişi başına çay tüketimi ise 1,27 kg dır. Ancak nüfusu az olduğundan iç tüketim miktarı yüksek rakamlara ulaşmamaktadır (Saklı, 2004, 101)Sri Lanka çay sektörünün %40’ı küçük çiftçilerin elinde, %60 ise kendi arazilerinin çayını fabrikalarında işleyen büyük arazi işletmelerinin elindedir. Bu işletmeler küçük çiftçilerin de çayını almakta ve işlemektedirÇay endüstrisinin verimli işlemesinde en etkili faktör ise istikrarlı bir işleyiş gösteren kurumlardır. Bunlar; Colombo Borsası, Sri Lanka Çay Kurulu, Küçük Çiftçi Bakanlığı- Çay Çiftçiliğini Geliştirme İdaresi, Çay Tüccarları Birliği, Çay Üreticileri Birliği, Sri Lanka Çay Birliği, Sri Lanka Devlet Plantasyon Şirketi, Colombo Çay Üreticileri Birliği, Colombo Çay Komisyoncuları Birliği, Sri Lanka Çay Araştırma Kurumu’dur. Ülkenin ihracat durumuna bakıldığında ise en çok ihracat yaptığı ülkelerin; Rusya, Suriye, CIS ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye olduğu görülmektedir. (Yavuz, 2005, 5)

2.2.2.2. Hindistan

Page 15: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Dünyanın çay tüketimi en yüksek olan ülkesidir. Kişi başına tüketim 640 gr olmasına rağmen nüfusunun fazla olması nedeniyle çay tüketiminde ilk sırada yer almaktadır ve üretiminin %80’i ülke içinde tüketilmektedir. Hindistan’da çay; Batı Ghats platolarından oluşan güney bölgesinde ve Batı Himalayalar’daki Dehra Doon, Kangra, Assam, Batı Bengal ve Himalaya eteklerinden oluşan kuzey bölgelerinde yetiştirilmektedir. Darjeeling bölgesindeki çay, kalitesi nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği tarafından koruma altına alınmıştır (Reimertz, 1999, 87)

Hindistan’ın çay sanayisi İngilizlerin Çin’den çay ithal etmek yerine çayı üretmeye karar vermesi ve o tarihte sömürgesi olan Hindistan’ın doğa koşullarının çay üretimine elverişli olması nedeniyle burada çay üretimine girişmesiyle başlamıştır. Hatta bugünkü Sri Lanka da o dönemde Hindistan’ın bir parçasıydı ve Seylan adını taşımaktaydı. Daha sonra ayrılarak Sri Lanka adını almıştır. Dolayısıyla Sri Lanka’ya da çayı İngilizlerin getirdiğini söylemek yanlış olmamaktadır. Bu çerçevede çay üretiminin yayılmasında İngilizlerin büyük rolü olduğu görülmektedir.

Siyah çay üretiminin %80’i büyük arazi işletmeleri tarafından, %20’si de küçük üretici işletmeleri tarafından yapılmaktadır. Küçük üreticiler birçok sorun yaşamaktadır, Hindistan bu sorunları çözmek amacıyla Hindistan Çay Kurulu’nu kurmuştur

Hindistan çay endüstrisinin işleyişi temel olarak Hindistan Çay Kurulu tarafından yönlendirilmektedir. Diğer önemli kurumlar ise öncelikle çay borsalarıdır. Bunlar; Calcutta, Cochin, Coimbatore, Coonoor, Guwahati, Siliguri ve Amritsar’dır. İlk çay borsası İngilizler tarafından 1835’te Londra’da kurulmak istenmiştir. Ancak başarısız olması nedeniyle İngilizler ikinci olarak borsayı (Calcutta) 1861’de Hindistan’da kurmuştur. Londra Çay Borsası 1998’de tamamen kapatılmıştır

Çay sektörünün işleyişine katkısı olan diğer kuruluşlar ise; Hindistan Çay birliği (Indian Tea Association), Hindistan’ın Çay Birliği (Tea Association of India), Calcutta Çay Tüccarları Birliği, Darjeeling Üreticiler Birliği, Güney Hindistan Birleşik Üreticiler Birliği, Coonoor Çay Tüccarları Birliği, Çay Tüccarları Birliği Federasyonu, Guvahati Çay Borsası Komitesi, Hindistan Çay Üreticileri Birliği, Hindistan Çay Paketlemeciler Birliği, Cochin Çay Tüccarları Birliği, Bütün Hindistan Çay Tüccarları Birliği Federasyonu, Coimbatore Çay Ticaret Birliği’dir (Saklı, 2004, 96)

2.2.2.3.Kenya

Çay üretimi Kenya’nın 1500- 2700 metre yüksekliğindeki alanlarında gerçekleştirilmektedir. Özellikle; Kericho, Chinga, Iriaini, Gitugi, Gathuthi, Tetu, Othaya ve Regati bölgelerinde çay yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ürettiği en kaliteli çay Kericho dağlarında ve Rift vadisinde üretilmektedir. Kenya ürettiği çayın %85’ini ihraç etmektedir (Dış Ticaret Müsteşarlığı, 2007, 24)

Çay Kenya’ya 1903’te gelmiştir. Verimli bir şekilde çay üretiminin yapılması ise 1924 yılından sonra gerçekleştirilmiştir. 1947 sonrasında İngiliz tüccarları Kenya’ya yatırım yapmaya başlamışlardır. Kenya çay sektörünü %40’ı büyük ve %60’ı küçük işletmelerden oluşmaktadır. Bu işletmelerin tamamı özel durmdadır

Page 16: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Tablo 2-2: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar) Alan (%) Üretici Sayısı Üretim Miktarı (Ton)Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu 22,468 2,9 11,264 26.006.871Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Kenya çay sanayinin işleyişini sağlayan önemli kurumlar ise şunlardır; Kenya Çay Kurulu, Mombasa Çay Borsası, Kenya Çay Geliştirme Ajansı, Kenya Çay Üreticileri Birliği, Kenya Çay Paketlemeciler Birliği (Saklı, 2008, 306)

2.3. Dünyada Çay Borsaları

Dünya çay borsalarının çay sanayinde üstlendiği en önemli rol kuşkusuz çay fiyatlarının zararsız dalgalanmasını ve çayın açık arttırma ile satışını sağlamasıdır. Dünyada birçok çay borsası bulunmaktadır. En eski ve ilk kurulan çay borsası 1835’de kurulmuş olan Londra çay borsasıdır. Daha sonra kurulan en önemli çay borsaları ise; 1861’de Hindistan- Calcutta, 1883’te Sri Lanka- Colombo, 1969’da Hindistan- Cochin, 1972’de Kenya- Mombasa, 1979’da Malawi- Limbex, 1981’de Malezya- Singapure’ dur (Bozkurt, 1997, 19)

2.3.1.Çay Borsaları Tarihi

Çin’de ilk keşfedildiğinde ilaç olarak kullanılan çay, İngilizler tarafından Çin’den çıkartılarak Hindistan’a getirildikten sonra, çay üretimi ve tüketimi dünya üzerinde hızla yaygınlaşmaya başlamıştır ve 17. yüzyılda Avrupa’ya ulaşması sonrasında çay ticareti de hızlı bir şekilde gelişmiştir. Avrupalı tüccarlara kuru çayı merkezi Londra’da olan Doğu Hindistan şirketi sağlamıştır. Çay ticaretini ellerinden bırakmak istemeyen İngilizler ilk çay borsasını da 1835’te Londra’da kurmuşlardır (Tarım ve Köy İşleri Başkanlığı, 2005, 5)

Az sayıda broker ve tadım uzmanından oluşan Londra Çay Borsası ilk olarak Doğu Hindistan şirketi bünyesinde oluşturulmuştur. Fakat daha sonra çay ticaretinin artışıyla birlikte kurumsallaşmıştır. Bu borsanın kurumsallaşması örnek teşkil etmiş ve ülkeler bazında da çay borsaları kurulmaya başlanmıştır. Bu ise 160 yıl boyunca faaliyet göstermiş olan Londra borsasının etkinliğini azaltmış ve 1998’de kapanmıştır. Yerel borsalar incelendiğinde en etkin çay borsaları Sri Lanka- Colombo borsası ve Kenya- Mombasa borsasıdır (Saklı, 2008, 308)Dünyadaki çay fiyatları özellikle üretici ülkelerdeki çay borsalarında belirlenmektedir. Üretilen çayın %35’i çay borsalarında işlem görmekte olup, 2002 yılında 1065000 ton çay borsalarda satılmıştır. Dünya Bankası fiyat indikatörü olarak Mombasa-Kenya, Colombo-Sri Lanka, Calcutta-Hindistan çay borsalarını kullanmaktadır. Sri Lanka’da üretilen çayın % 90-95’i Colombo Borsası’nda, Kenya’da üretilen çayın % 90’ı Mombasa Borsası’nda, Hindistan’da üretilen çayın % 50’si Hindistan Borsaları’nda satılmaktadır. Dünya çay üretiminin yaklaşık % 30-35’i, toplam 11 adet Çay Borsasında işlem görmektedir (Bozkurt, 1997, 20)

2.3.2. Çay Borsalarının İşleyişi ve Sektöre Yararları

Page 17: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Çay endüstrisine ve dolayısıyla bulunduğu ülkenin ekonomisine katkılar sağlayan çay borsalarının, çayların tasniflenme ve katoloğa çıkmasında sınıflandırılış şeklinde farklılıklar bulunmakla birlikte genellikle işleyişleri temel olarak aynıdır. Borsayı; alım yapma yetkisine sahip alıcılar, alım- satıma aracılık yapan komisyoncu firmalar (broker), çayların depolandığı ambarlar ve bankalar arasındaki sistem oluşturmaktadır (Tarım ve Köy İşleri Başkanlığı, 2005, 12)

Borsaların temel farkı olan derecelendirmeye değinilmesi gerekirse; bu derecelendirme ülkenin çeşitli koşullarına göre (coğrafi konum, denizden yükseklik vb) çayın kalitesinin bir derecelendirilmeye tabi tutulmasıdır. Örneğin; Mombasa (Kenya) çay borsasında çaylar; sıradan, düşük orta, orta, orta iyi, iyi, en iyi şeklinde derecelendirmeye tabi tutulurken, Calcutta (Hindistan) çay borsasında çaylar hem Assam, Dooars, Cachar bölgeleri çayları olarak hem de orta, iyi, çok iyi derecelendirmeleri kullanılmaktadır. En önemli borsa olan Colombo (Sri Lanka) çay borsasında ise çaylar yetiştikleri bölgelerin yüksekliğine göre sınıflandırılmaktadır; alçak bölge (low grown), orta bölge (medium grown) ve yüksek bölge (high grown) (Saklı, 2004, 116)

Borsada satılacak olan çaylar paketlemeden geçtikten sonra, satıcılar çayı komisyoncular aracılığıyla borsaya göndermektedirler. Bu çaylar çayın teslim alındığına dair; çayın depoya teslim tarihi, kalite derecesi ve gerçek ağırlığının da yer aldığı bir belge karşılığında tartılıp borsada kaydedilerek ambara alınmaktadır. Satıcı da komisyoncuya çayın kalite derecesini, hangi sürgün döneminin çayı olduğunu, üretim kategorisini vb belirten bir belge vermektedir. Bu iki belgeyi değerlendirerek, komisyoncu, ilk uygun borsa satışında pazarlamak üzere çayı kataloğa almaktadır. Borsaya gönderilen çayın hangi miktarının satışa sunulacağı, çayın borsada teslim alındığı tarih de dikkate alınarak Borsa Yönetimi tarafından belirlenmektedir

Borsa ambarına teslim alınan çaylar lot denen miktarlarda özelliklerine göre sınıflandırılarak yerleştirilmektedir. Faturalandırılmış her bir lota (gruba) göre; çayın önceden belirlenmiş asgari kalite standartlarını taşıyıp taşımadığı, depolama durumu, ambalajının uygun olup olmadığı ve nakliye esnasında zarar görüp görmediği tespit etmek amacıyla komisyoncu tarafından bir uzaman gönderilerek kataloga çıkan çaylar incelenmektedir. Bu incelemeden sonra çaylardan numuneler alınarak satıştan en az iki hafta önce alıcılara gönderilmekte, alıcılar da böylece numuneleri tadım laboratuarlarında inceleyebilmekte ve alıcılarına bilgi verebilmektedir (Bozkurt, 1997, 21)

Sınıflandırılmış çayları bir uzmana incelettiren broker firma, alıcı firmalara gönderdiği numunelerden kendisine de ayırmakta ve tadım kontrolünden sonra her lot çaya piyasa koşulları çerçevesinde kalitesini de göz önünde bulundurarak fiyat belirlemektedir. Belirlenen bu fiyat alıcı firmalara bildirilmekte onlar da üçüncü alıcılara çayı verecekleri fiyatı tespit etmektedirler

Bu çalışmalardan sonra önceden belirlenmiş olan tarihte borsa açılmaktadır. Kataloga çıkan çayların satışı eğer o gün içerisinde bitirilemezse bir sonraki güne sarkabilmektedir. Komisyoncular sıraları doğrultusunda satış yapabilmektedirler ve borsayı yalnızca Çay Borsası Birliği’ne üye brokerlar yönlendirebilmektedir. Sırası gelen çaylara Borsa Birliği’nin teklif verme biçimi ve oranına ilişkin kurallar çerçevesinde alıcılar teklif vermeye başlamaktadırlar. Çaylar lotlar halinde ve en yüksek teklifi veren alıcı firmaya

Page 18: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

satılmaktadır. Ancak burada son karar broker firmaya aittir. Eğer istediği fiyatı bulamazsa çayları satıştan geri çekebilmektedir (Saklı, 2008, 310)

Çayların borsada satılıyor olması satıcılara (üreticilere) avantaj sağlamaktadır. Çünkü satıcıya borsa tarafından çayının satılacağına ve çay satıldıktan 15 gün sonra parasının ödeneceğine dair garanti verilmektedir. Borsada satılan çaylar için broker firmalar sipariş teslim fişi hazırlamaktadır. Alıcı bu belgeyle depoya giderek satın aldığı çayları teslim almaktadır. Alıcılar çayı teslim aldıktan 14 gün sonra brokera çay bedelini transfer etmekte. Broker da ertesi gün satıcılara paralarını teslim etmektedir. Bir seansta satılamayan çaylar ise bir sonraki seansın katalogunda tekrar yer almaktadırlar (Tarım ve Köy İşleri Başkanlığı, 2005, 14)

Bu sistem sayesinde hem üreticiler hem aracı broker firmalar hem de alıcılar kazanç sağlamaktadırlar. Ekonomik sıkıntılar oluşmaksızın çayların satımı yapılabilmektedir. Çay endüstrisi gelişmiş ülkelerin bu sektörden sağladığı karların ardında bu borsaların işlerliği yer almaktadır. Çay borsalarına ihtiyaç duyulmasının en önemli nedenleri;Üreticilerin satıcılara ulaşması kolaylaşmakta ve ürettikleri çayın parasını alamama gibi bir kaygıları kalmamaktadırAlıcıların, broker firmaların uzmanlarının numune alma işlemini üstlenmesi sayesinde tek tek satıcıları gezerek numune alma sıkıntı ve maliyetine katlanmaları gerekmemektedirBorsa sayesinde çeşitli kalitelerde çay bir araya gelmekte ve bu çayların değerlendirilmeleri, derecelendirilmeleri ve fiyatlandırılmaları kolaylaşmaktadırAlıcı ve satıcılar rahatça bir araya gelebilmekte, arz ve talebe göre piyasa fiyatı oluşturulabilmektedirAlıcı firmaların rahatlıkla her kalite çaya ulaşabilmesi sayesinde satış işlemleri süreklilik kazanmaktadır (Bozkurt, 1997, 22)

3. TÜRKİYE’DE ÇAY SEKTÖRÜ, GELİŞİMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ

3.1. Türkiye’de Çayın Tarihsel Gelişimi

Türkiye topraklarında çay ekiminin denenmesi ilk defa Osmanlı döneminde yapılmıştır fakat çayın Bursa’da ekilmesi nedeniyle başarı sağlanamamıştır. 1917’de Kars, Ardahan, Artvin, Rize ve Batum’da zirai inceleme yapmak üzere bir heyet gönderilmiştir. Bu heyet içerisinde bulunan Prf. Dr. Ali Rıza Erten Rize ve çevresinde çay yetiştirilebileceğini tespit etmiş ve 1918’de bir rapor hazırlayarak dönemin İktisat Vekâletine sunmuştur. Ancak bu raporun gündeme gelmesi 1924’te mümkün olabilmiştir1922’de yörede incelemeler yapılmış çay yetiştirilebilecek olan alanın Sarp sınırından Trabzon’un Araklı ilçesine kadar olan bölge olduğu belirlenmiştir. Bu sınırlar içerisinde ise en verimli ve çay bitkisinin doğal yapısına uygun olan alanın Rize olduğu tespit edilmiştir. Ali Rıza Erten’in yaptığı bu çalışmalar sonucunda 1924’te 407 sayılı “Rize vilayeti ile Borçka kazasında Fındık, Portakal, Limon, Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine dair kanun” çıkarılmış ve çalışmalara başlanmıştır (Enginyurt, 2006, 98)

Page 19: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

3.1.1. Osmanlı Dönemi

Türklerin çay ile tanışması Çin ile takas ticareti yapmaya başladıkları M.S. 427 yılında gerçekleşmiştir. O dönem ve sonrasında kahve ve çay Türklerin içki tercihinde ilk sıraları almıştır

Osmanlı döneminde çayın yetiştirilmesi için çalışmalar yapılmıştır. İlk deneme Ticaret Nazırı Esbaki İsmail Paşa aracılığı ile Çin’den çay fidanı getirtilerek Bursa’ya çay ekilerek yapılmıştır. Daha sonra 1888’de II. Abdülhamit’in fermanı üzerine Japonya’dan çay tohumu getirtilerek Bursa yöresinde örnek ekimler yapılmıştır. 1892’de ikinci bir deneme yapıldıysa da (Bu ekimin yapıldığı yer kesin olarak belirtilmemiştir) başarı sağlanamamıştır (Keskin, 1989, 65)

13.05.1894 tarihli ve zamanın Ormanlar, Madenler ve Tarım Bakanı Selim Paşa imzalı rapordan anlaşılmaktadır ki padişahın üçüncü bir fermanı üzere çay ekimi Bursa’da tekrar denenmiştir. Türk çaycılığının ilk yazılı metni niteliğini taşıyan raporun Türkçesi aşağıdaki gibidir.“Bu hakir ve zayıf kulunuzun arzı şudur ki, Çay bitkisi, besleyici ve iyileştirici özellikleri olduğu için ticaret pazarında ehemmiyetli bir konuma sahiptir. Bundan dolayı Osmanlı topraklarında da yetiştirilmesi ve tarımının yaygınlaştırılması hususlarına teşebbüs edilmesi padişahımızın buyruklarına bağlıdırÜlkemizin çeşitli yerlerinde bulunan numune çiftlik ve tarlalarında daha önceleri hazırlanmış olan birer dönümlük arazilerde deneme amaçlı olarak ekilmesi ve yetiştirilmesi için Japonya’ya yeterli sayıda tohum ve fidan sipariş edilmiştir. Trabzon, Maraş, İzmit ve Bursa civarlarında kendiliğinden yetiştiği haber verilen bir tür çay bitkisi de vardır. Bunun da fidanlarından yeteri kadar örnekler alınıp numune çiftlik ve tarlalarına dikilecektir. Aynı şekilde Halkalı Ziraat Mektebi’nde meyvesiz ağaç fidanlığı meydana getirilecektir. Bunun için Trabzon, Maraş, İzmit ve Bursa’da bulunan meyvesiz ağaç ve çay fidanlarını getirmek üzere bu konularda özel bilgilere sahip olan Kızıltoprak Amerika Asma Fidanlığı Müteahhidi Mösyö Ekriln’in gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Gerek Trabzon ve Maraş’tan ve gerek İzmit ve Bursa’dan getirilecek fidanların yalnız nakliye masrafıyla Mösyö Ekriln’in masraflarının karşılanması gerekmektedir. Japonya’dan gelecek olan çay fidan ve tohumlarının ücretlerinin ne kadar olacağını şu anda kestirmek mümkün değildirBunlar için tahminen on beş bin kuruşun Ziraat İşleri için Ziraat Bankası’ndan 1894 senesi bütçesine mahsup ve “Yararlı Bitkiler Üretilmesi ve Ziraatının Yaygınlaştırılması Ödeneği” olarak dahil edilmesi icap etmektedir. Bu paranın Ziraat Bankası’ndan alınmış olan 150 bin kuruştan karşılanması, Ziraat Fen İşleri Başkanlığı’nın ifadesiyle makamınıza arz edilmiştir. Emir ve ferman padişahımız hazretlerinindir.”

3.1.2. Çay Ekiminin Denendiği Dönem (1924- 1935)

Prf. Ali Rıza Erten 1918’de yaptığı inceleneler sonrasında Doğu Karadeniz bölgesinde portakal, mandalina, limon ve çay ekilmesinin denemesini önererek; gerek yöre halkının ekonomik refahına gerek ise 1924 yılı sonrasında çay sektörünün kurulmasına öncülük ederek yeni Cumhuriyetin önemli sorunlarından biri olan Doğu Karadeniz’de yaşanan göçler sorununa büyük bir çözüm sağlamıştır

Page 20: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Ali Rıza Erten’in İktisat Vekâleti’ne sunduğu rapor sonucunda hükümet 2 Şubat 1924’te 407 sayılı Rize vilayeti ile Borçka kazasında Fındık, Portakal, Limon, Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine dair kanunu çıkartarak yöreye; 10 yıl süreyle vergiden muaf olma, uzman yardımı sağlama ve ucuz tohum(fidan) temini sağlama gibi teşvikler vermiştir (Terzi, 2003, 57)

Çay ve diğer bitkilerin yetiştirilmesiyle görevlendirilen Ziraat Umum Müfettişi Zihni Derin de 3 Nisan 1924’te Rize’ye gönderilmiştir ve fidanlık kurulmuştur. 1931- 1938 yılları arasında Rize’de kurulmuş olan bu fidanlıktan 701,750 fidan ve 1552 kg tohum halka dağıtılmıştır. Ancak yöre insanının içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve halkın ellerinde avuçlarında bulunan azcık bir parayı da çaya yatırım yaparak kaybetme korkusuyla hareket etmesi nedeniyle 1938’e kadar 1000 dekardan fazla çaylık oluşturulmuş olması gerekirken yalnızca 20 dekar çaylık oluşturulabilmiştir. Birçok çay fidanı ise yurdun çeşitli illerinde ekiminin denemesi amacıyla gönderilmiş fakat uygun yağış ve nem olmaması nedeniyle heba olmuştur (Ulusoy, 2002, 36)

Çay ekiminin denenmesi çabaları önceden ileriye dönük planlar yapılmaması nedeniyle başarı sağlayamamıştır. 1933 sonrasında hükümetin kendi kendine yetebilme çabası doğrultusunda alınan kararlar arasında Rize’de çayın ekilmesi konusuna da yer verilmiştir

3.1.3. Çay Ekimini Özendirme Dönemi (1935-1960)

Bu dönemin ne kadar zor bir süreç olduğunu 1930’lu yıllarda Rize’nin içinde bulunduğu sosyoekonomik tablodan anlamak mümkündür. Yöre insanı büyük geçim sıkıntılarıyla yüz yüze bulunmaktaydı. 1917’deki Sovyet İhtilalı öncesinde halk un ve yağ gibi önemli gıdaları Rusya’dan temin etmekteydi. Ancak ihtilal sonrasında Rusya kapısı kapanmasıyla yöredeki on iki ve üzeri yaşlardaki erkekler ailelerinin geçimini temin etmek üzere göç etmeye başladı. Sonuç olarak köylerde yalnızca çok yaşlı ve on iki yaşın altı erkekler kaldı. Evin idaresi ise cefakâr Karadeniz kadınına kalmıştı. Bugün çaylık olan birçok alan o dönemde yabani otlarla ve fundalıklarla kaplıydı. Kadınlar evlerinin yanında bulunan küçük bahçelerde mısır yetiştirmekte ve bu mısırdan un ve ekmek yaparak gıda sağlamaktaydılar. Kadın ve çocukların ayaklarında ayakkabı bile bulunmamakta birçok çocuk bu nedenle hastalanarak ölmekteydi (Zihnioğlu, 1998,56)

Durumun bu şekilde olması hükümet için de sorun olmaktaydı ve bu yöredeki huzursuz ve güvensiz ortamın kalkması için arayış halindeydi. İşte bu sırada Ali Rıza Erten’in sunduğu rapor bu sıkıntılara ilaç olabilir nitelikteydi. Fakat çay ekiminin sağlanması için yörede çaylıkların açılması, daha da önemlisi halkın buna razı edilmesi ve güveninin alınması kolay olmamıştır.

Ali Rıza Erten’in sunduğu rapor daha sonra Ziraat Genel Müdürü Zihni Derin tarafından ele alınmıştır ve Ali Rıza Erten’in raporunda Rize’de yetiştirilebileceği öne sürdüğü portakal, mandalina ve çayın Batum’da nasıl yetiştirildiğine dair dergiler getirterek incelemelerde bulunmuştur. 2 Şubat 1924’te yürürlüğe giren 407 sayılı Rize vilayeti ile Borçka kazasında Fındık, Portakal, Limon, Mandalina ve Çay Yetiştirilmesine dair kanunun çıkartılarak, yöreye; 10 yıl süreyle vergiden muaf olma, uzman yardımı sağlama ve ucuz tohum(fidan) temini sağlama gibi teşvikler verilmesini sağlamıştır (Akova, 2005, 33)

Page 21: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Bu yasa sonrasında Batum’dan 1937, 1939 ve 1940 yıllarında Gürcistan kökenli 70 ton çay tohumu ithal edilerek halka dağıtılmıştır. 1939 yılından itibaren günlük üretimi 1 ton kapasiteli atölyeler kurulmuştur. Bunlar; 1939 Fidanlık, 1942 Uzunkaya, 1942 Gündoğdu ve 1945 Çayeli atölyeleridir. 1947 yılına kadar çaylar atölyelerde işlenmeye devam etmiştir.

1940 yılının 27 Mart’ında çıkartılan 3788 sayılı Çay Kanunu ile de çay tarım alanları, ekolojik ilkelere göre Araklı deresinden Sovyetler Birliği hududuna kadar, sahil şeridinden 15 km içeriye kadar olabilecek şekilde belirlendi ve çay üreticisi ile çay tarımının desteklenmesi güvence altına alındı

Sektörün ilk fabrikası ise giderek üretilen çayların artması nedeniyle çay atölyelerinin yetersiz kalması üzerine günde 60 ton çay üretim kapasitesiyle 1947 yılında Rize’nin Fener mahallesinde kurulmuştur. Bu tarihten itibaren bir yandan çay yetiştiriciliğinin artması bir yandan da çay tüketiminin yaygınlaşması ile üretim kapasiteleri günde 1,340 tona çıkartılarak 1963 yılına kadar 18 fabrika kurulmuştur (Zihnioğlu, 1998, 59)

Çay sektörü açısından en önemli gelişme ise 1984 yılında gerçekleşmiştir. 4 Aralık tarihli ve 3092 sayılı Çay Kanunu ile çayın tarımı, üretimi, işlenmesi ve satışı serbestleştirilmiştir. Böylece çayda özel sektörün oluşumu için ilk adım atılmış olmuştur. Ancak Bakanlar kurulunun belirlediği alanlar dışında çay tarımı yasaklanmış, çay tarım alanlarına giren yörelerde çay bahçesi kuracakların önceden ruhsat almaları zorunlu bırakılmıştır (Saklı, 2008, 182)

3.2. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAY-KUR)

Çay-Kur; 1971 yılında çıkarılan Çay Kurumu Kanunu ile çay üretiminin TEKEL’den yarı özerk bir devlet teşekkülü olan Çay Kurumuna devredilmesiyle doğmuştur. Daha sonra 1982 yılında çıkarılan yeni bir kanunla Çay Kurumu’nun Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü adı altında faaliyetlerini sürdürmesi ve Kamu İktisadi Kuruluşlar arasında yer alması kararlaştırılmıştır. 1994 tarihinde ise Kamu İktisadi Kuruluşu kapsamından çıkarılarak İktisadi Devlet Teşekkülü kapsamına alınmıştır ve 2002’de Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının ilgili bir kuruluşu olmuştur.

3.2.1. Çay-Kur’un Ekonomik Etkileri

Yöredeki sosyal ve ekonomik sorunların giderilmesinde bir umut ışığı olarak doğan çay sektörünün ilk düzenli kurumu olan Çay-Kur; Türkiye'nin tarım politikasına uygun olarak çay ziraatını geliştirmek için kurulmuştur. Ayrıca çay kalitesini yükseltmek, çayın işlenmesini teknik esaslara göre yürütmek, iç ve dış pazar isteklerini karşılamak üzere kuru çay üretmek, ithal ve ihraç etmek, verimlilik esasına dayalı işletme politikasıyla sermaye birikimine yardım ederek yatırım kaynağı sağlamak amacıyla oluşturulmuştur (Saklı, 2004, 134)Bu hedefler doğrultusunda yörede 45 çay fabrikası, 3 çay paketleme fabrikası, 9 pazarlama müdürlüğü, ana tamir fabrikası ve Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü müdürlüğü bulunmaktadır. Bu 60 birimde 1473 kadrolu ve sözleşmeli memur, 138’i kadrolu olmak üzere 23404 mevsimlik işçiyle birlikte toplamda 24877 kişiye iş imkânı sunarak önemli ölçüde istihdam sağlamakta ve gelir dağılımına katkıda bulunmaktadır

Page 22: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Çay-Kur’un üretmiş olduğu çaylar Rize, Ankara ve İstanbul'da bulunan çay paketleme fabrikalarında iç ve dış piyasaya yönelik olmak üzere Türk Gıda Kodeksi Siyah Çay Standardına uygun kalitede ambalajlanmaktadır. 12 nevi'de ve 100 ile 1000 gr. arasında değişen gramajlarda paketlenen çaylar, dağıtımı açısından stratejik konuma sahip dokuz ildeki pazarlama bölge müdürlüklerinde satışa sunulmaktadır (Ulusoy, 2002, 77)

3.3. Çayda Özel Sektörün Gelişimi

Türk çay sektörü 1917 yılından itibaren kurulma yoluna gidilmiş ve 1984 yılına kadar hem yöreye çay ekimi kabul ettirilmiş hem de çay kurumu oluşturularak çayın işlenmesi belirli koşullar çerçevesinde gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Çay yetiştiriciliğinin yaygınlaşması ve çay üretiminin artmasıyla da çayın işlenmesi atölyelerden fabrikaya taşınmıştır. Bu gelişmeler sonucunda da çay sektöründe liberalleşme gündeme gelmiş ve özel sektörün oluşmasının yolu açılmıştır (Bozkurt, 1997, 83)

Şekil 3-1: 1998- 2007 Yılları rakamları ile Çay-Kur ve özel sektörün iller genelinde almış oldukları toplam yaş çay miktarları

487.241.229591.817.897

494.000.553521.600.644

357.008.587

237.966.989276.968.040

258.927.421

252.404.974

260.620.975

658.080.149

627.205.428603.512.858587.116.717

517.073.475553.738.299

539.596.862499.110.815

842.530.387

717.941.414

0

100.000.000

200.000.000

300.000.000

400.000.000

500.000.000

600.000.000

700.000.000

800.000.000

900.000.000

ÖZEL ÇAYKUR

ÖZEL 260.620. 252.404. 258.927. 276.968. 237.966. 357.008. 521.600. 591.817. 494.000. 487.241.

ÇAYKUR 717.941. 842.530. 499.110. 539.596. 553.738. 517.073. 587.116. 603.512. 627.205. 658.080.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1980 askeri darbesiyle başlayan ve sonra gerçekleşen 1983 seçimlerinde iktidara gelen Turgut Özal’ın liberalleşme politikalarıyla çay tarımı politikalarının uyum göstermemesi üzerine 4 Aralık 1984’te kabul edilen 3092 sayılı kanunla çayın tarımı, üretimi, işlenmesi ve satışı serbest bırakılmıştır. Bu tarih sonrasında Çay-Kur’un yeni fabrika açmasının önüne geçilmiştir ve yeni kurulacak özel fabrikalara teşvikler sağlanmıştır. 1986 yılına kadar toplam 74 milyar liralık teşvik verilmiştir. 1993 yılına kadar özel sektörün günlük çay işleme kapasitesi 11,089 tona ulaştıysa da kapasitelerinin ancak üçte biri kullanılabilmiş, üçte ikisi ise atıl kalmıştır (Efendioğlu, 1994, 68)Ancak liberalleşme adına atılan bu adımın hesaplanarak atılmaması üzerine birçok özel fabrika kurulduktan sonra iflas etmiş ve kapanmıştır. 1993 yılına kadar açılan özel fabrika

Page 23: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

sayısı 300’lere ulaşmıştır ve 1993 yılı sonrasında her yıl azalarak 2008 yılında işleyen özel fabrika sayısı 90’a düşmüştür.

3.3.1. Özel Sektörün Ekonomik Etkileri

Özel sektörün kurulması ile çay sektörünün üzerindeki devlet tekeli kalkarak rekabet ortamı oluşmuştur. 1984 yılı itibarı ile özel sektörün önünün açılması sonucu 1993 yılına kadar özel fabrika sayısı 312’ye özel sektörün günlük çay işleme kapasitesi ise 11089 tona ulaşmıştır. Bu fabrikaların 144’ü 1999 yılına kadar kapanmıştır. Kalan 168 fabrika ile kapatılan fabrikalardan bazılarının yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte 2005 yılında fabrika sayısı tekrar 200’e yükselmiştir. Ancak 2008 yılı itibariyle 138 fabrika aktif olarak faaliyet göstermektedir (Genç, 2003, 98)

Rakamlardaki değişkenliğin en önemli nedeni 1984 yılında özel sektörün önü açılırken iyi bir fizibilitenin yapılmamış olmasıdır. Belirli standartlara göre verilmeyen faaliyet ruhsatları sermayenin israf edilmesine, üretici çiftçinin mağdur olmasına ve birçok fabrikanın atıl kalmasına neden olmuştur. Bu şartlar altında Çay-Kur rekabet üstünlüğünü hizmet kalitesini arttırarak korumuştur. Aldığı en önemli karar ise alınan yaş çay ücretlerinin bir sonraki çay sürümünde ödenmesi olmuştur. Bu nedenle parasını alabileceğine güvene çiftçi de çayını özen göstererek ve iki yaprak ile bir tomurcuk halinde en kaliteli şekilde toplayarak Çay-Kur’a vermektedir. Bunun bir diğer nedeni ise Çay-Kur’un kalite anlayışı nedeniyle çay alım yerlerinde eğitimli eksperler bulundurarak belirli standartların dışındaki yaş çayı almamasıdır (Torun, 2006, 47)

Özel sektörün içine düştüğü en önemli yanlış çay alımında belirli standartlar belirlememiş olmasıdır. Birçok özel fabrika aldığı yaş çayın yerine belirli bir yüzdeyle siyah çay vermekte fakat fatura kesmediği için belgelerde stoklarda yüklü miktarlarda siyah çayın olduğu görülmektedir. Çay çiftçisi ise parasını alamamak endişesiyle bu duruma razı olmakta ve yaş çay karşılığında almış olduğu çayları kendi çevresinde satmaya çalışmaktadır. Bu durum çay sektörünün gelişmesinin önünü tıkamakta ve çay yetiştiren çiftçinin çalışma azminin azalmasına sebep olmaktadır (Taşpınar, 2004, 129)

Bu esnada devletin devreye girmesi ve denetim mekanizmasının düzenli çalışmasını sağlaması gerekmektedir. Çayın tarladan bardağa gelene kadarki her aşamasının gereken standartlara uygun olmasını sağlaması gerekmektedir

3.4. Çay Sektörünün Ticari Yapısı

Çay sektörünün üretim kapasitesine bakıldığında 2007 rakamları ile Türkiye sınırlarında bulunan asıl olarak Gürcistan Cumhuriyeti sınırından Trabzon’un Araklı- Karadere sınırına ve kısmi olarak Ordu’nun Fatsa ilçesi sınırına kadar olan Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu illerinde Karadeniz kıyılarından 30 km içeride ve 1000 m yüksekliğe kadar olan alandan toplanan yaş çaylarla her yıl ortalama 180 bin ton siyah ve yeşil çay üretimi yapılmaktadır (DPT, 2001, 70)

Tablo 3-1: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344

Page 24: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu 22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767819 100 201,957 1.145.321.378

3.4.1. Üretim, İthalat ve İhracat Boyutu

202 bin çiftçinin ürettiği 180 bin ton çay Çay-Kur ve özel sektör tarafından alınmaktadır. 45’i Çay-Kur’a 90 tanesi ise özel sektöre ait olan 135 fabrikada işlem görerek ülke içi ve ülke dışı tüketime hazırlanmaktadır. Türk çay sektörüne ait bazı üretim, tüketim ve dış ticaret değerleri aşağıdaki gibidir

1980’li yıllara kadar ülke içi tüketimi sağlamanın gayreti içerisinde olan çay sektörü 1980’li yılların sonrasında amacına ulaşmış ve ürettiği çayın iç tüketimden fazlasını ihraç etmeye başlamıştırÜç ila dört bin ton civarında olan çay ihracatının büyük çoğunluğu Avrupa Birliği üyeleriyle yapılmaktadır. Diğer ihracat yapılan ülkeler ise sırasıyla; ABD, Özbekistan, Avrupa Serbest Bölgesi, KKTC, Hindistan, Kırgızistan, Moldova, Belçika, Ege Serbest Bölgesi, Polonya, Ukrayna, Fransa, Rusya, Türkmenistan, Avustralya, Azerbaycan- Nahçivan’ dır

Birçok ülkeye yapılan ihracat ile birlikte 18 civarında ülkeden de 40 bin ton çay ithalatı yapılmaktadır. İthalat yapılan ülkelerin başına 2 bin 450 ton ile Sri Lanka bulunmakla birlikte diğer ülkeler sırasıyla; Kenya, Almanya, Vietnam, Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hollanda, İngiltere, Çin, ABD, Gürcistan, Avustralya, Finlandiya, Hindistan, Belçika, Malezya, Kanada ve İtalya’ dır (Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı- Strateji Geliştirme Başkanlığı, 2005, 58)

3.5. Çay Sektörünün Sorunları

1917’den itibaren yörenin sosyoekonomik sorunlarını çözmek ve ülke içi çay tüketimini karşılamak için çay sektörü çalışmaları başlamış, 1930’larda hızlanan süreç 1980’lere gelindiğinde artık amacına ulaşmıştır. Fakat 1980 sonrasında çay üretiminde özel sektörün önünün açılması ile bunun beraberinde sektör üzerindeki denetimlerin arttırılması gerekirken azaltılması ve Ar-Ge çalışmalarının yapılmaması ile çay sektörü durağan bir döneme girmiştir. Adeta gelişim sürecinin aksine işleyen bu süreçte birçok özel sektör fabrikası iflas etmiştir ve yörenin istihdam kaynağı olan sektör artık ekonomik olarak yöreye yetersiz kalmaktadır.

Tablo 3-2: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Page 25: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Bu gelişmelerin en önemli sebepleri ise; üretim ve tüketim dengesinden kaynaklı sorunlar, kaliteli yaş çay yaprağının elde edilmesinde yaşanan sıkıntılar, üretim maliyetlerindeki yükseklik, kaçak çay ve yaş çay yaprağının alım fiyatındaki belirsizliklerdir (ÇAYİSAD, 2006, 19)

3.5.1. Üretim ve Tüketim Dengesi ve Kaçak Çay

Bu konudaki en temel sorun ülke içi çay tüketiminin belirlenmesinde ortaya çıkan tutarsızlıklardır. Gerçek tüketim rakamları fazla olmasına rağmen ülkeye giren kaçak çayların özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde fazlaca kullanılması nedeniyle bu bölgelerde çay tüketim rakamları gerçeğin aksine düşük çıkmaktadır. 2001 yılı öncesinde 30- 40 bin ton civarında olduğu tahmin edilen kaçak çay girişleri, 2001 yılı sonrasında denetimler arttırıldıysa da hala 15 ton civarında kaçak çayın Doğu bölgeleri sınırlarından girdiği bilinmektedir. Kaçak çay nedeniyle üretilen çay ülke içinde tüketilememekte ve stokların oluşmasına neden olmaktadır (Dünya Gazetesi, 25.05.2008, 3)Yalnızca ülke içi arzı kısmakla kalmayan kaçak çay üretim koşulları ve ülkeye girdiği ambalajı ile de halk sağlığını tehdit etmektedir. Hijyenik koşullarda fermante edilmeyen çaylar, koyulduğu çuvallardan da rutubet alarak içerisinde birçok bakteriyi barındırmaktadır (İlkhaber Gazetesi, 28.11.2007, 4)

3.5.2. Kaliteli Yaş Çay Yaprağının Elde Edilmesi

Damakta tat bırakacak güzel bir siyah çayın üretilmesinde en temel etken siyah çayın üretiminde yaş çay filizinin iki yaprak ve bir tomurcuktan oluşan en taze ve en fazla aromayla yüklü kısmının kullanılmasıdır. Yalnızca iki yaprak ve bir tomurcuktan oluşan filizlerin toplanması yetmemektedir, diğer önemli etken ise yaprağın özelliğini kaybetmeden çaylıklardan çay alım yerlerine ve fabrikalara zamanında ulaştırılmasıdır. Son olarak da çay; uygun nem oranında soldurulmalı ve uygun sıcaklıkta içerisindeki besin değerleri öldürülmeden fırınlanmalıdır (RTB, 2008, 9)

Şekil 3-2: 1998- 2007 Yılları rakamları ile Çay-Kur ve özel sektörün iller genelinde almış oldukları toplam yaş çay miktarları

Page 26: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

487.241.229591.817.897

494.000.553521.600.644

357.008.587

237.966.989276.968.040

258.927.421

252.404.974

260.620.975

658.080.149

627.205.428603.512.858587.116.717

517.073.475553.738.299

539.596.862499.110.815

842.530.387

717.941.414

0

100.000.000

200.000.000

300.000.000

400.000.000

500.000.000

600.000.000

700.000.000

800.000.000

900.000.000

ÖZEL ÇAYKUR

ÖZEL 260.620. 252.404. 258.927. 276.968. 237.966. 357.008. 521.600. 591.817. 494.000. 487.241.

ÇAYKUR 717.941. 842.530. 499.110. 539.596. 553.738. 517.073. 587.116. 603.512. 627.205. 658.080.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Bu konudaki ilk sorun 1940’lı yıllarda oluşturulan Türkiye çaylıklarının 50 yılı aşması nedeniyle çay bitkisinin verimliliğindeki düşmedir. Çay verimi son yıllarda azalmaktadır. Diğer sorun ise özel sektörde hizmet veren birçok çay fabrikasının çay alımı yaparken yaş çayın olması gereken özellikleri taşıyıp taşımadığı konusunda özensiz davranmasıdır. Çaylar uzun süre çaylıklarda kalmakta, çay alım yerlerinde bekletilmekte ve hijyen konusunda gerekli özen gösterilmemektedir (Sancak, 2003, 5)

3.5.3. Üretim Maliyetlerindeki Yükseklik

Sadece ülkemizde değil dünya çay ticaretinde de maliyetlerdeki yükseklik ihracatı olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle de yaş çay fiyatları önemli ölçüde maliyet oluşturmaktadır. Yaş çay taban fiyatları üreticiyi tatmin etmezken sanayici bu fiyatları yüksek bulunmaktadır. Türkiye’deki enflasyon rakamları göz önüne alındığında çay üreticisinin haklı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Hükümet pirimlerle üreticiye destek vererek hem üreticiyi hem de sanayiciyi korumaktadır. Diğer bir nokta ise kuru çayda KDV’nin %8 oranında olmasıdır. Bu oran çay fiyatlarını yükseltmekte ve kaçak çaya olan talebi etkilemektedir (Zümrüt Rize gazetesi, 03.05.2008)

3.5.4. Yaş Çay Yaprağının Alım Fiyatı

1939 yılından bu yana yaş çay yaprağına taban fiyat alım politikası uygulanmaktadır. 1972 yılına kadar Tekel Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen politika, 1972 yılı sonrasında Çay-Kur tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Belirlenen bu fiyat özel sektöründe uymak zorunda olduğu bir politikadır (Karadeniz gazetesi, 17.05.2008, 4)Yaş çay taban fiyatları nominal olarak yükselmekte ancak TÜFE değerleri göz önüne alındığında reel olarak sanıldığı gibi bir yükselmenin olmadığı görülmektedir. Dünya yaş çay fiyatları ile karşılaştırıldığında ise bu fiyatların diğer ülkelerin yaş çay fiyatlarından yüksek olduğu görülmektedir. Fakat bu ülkelerin kazancı üretim maliyetlerindeki düşüklük ve çay sektörlerinin iyi organize olmuş olmasıdır. Maliyetlerinin düşük olmasını sağlayan

Page 27: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

da yine iyi organize olmalarıdır. Örneğin Sri Lanka’da çayı işleyen tesislerin çoğu kendi çaylarını aynı zamanda üretmektedirler (Dünya, 21.05.2008, 3)

3.5.5. Özel Sektörün Mevcut Organizasyon Yapısı

Çay sektörünün ilerlemesinin önündeki en büyük engel özel sektörün mevcut organizasyon yapısıdır. İşletme kurucularının teknik yönetim bilgisine ve zamanın yönetim anlayışına sahip olmaması nedeniyle ekonomik gelişmeler sirkülâsyonuna ayak uyduramamakta, günümüz müşteri ve ilerleme odaklı yönetim anlayışı yerine kar odaklı yönetim anlayışında ısrar etmektedir. Bu ise çay sektörüyle beraber çay sektörünün kurulmuş olduğu Rize, Trabzon, Artvin gibi yöre illerinin ve yöre halkının da ekonomik refaha ulaşmasının önünü tıkamaktadır. Alınan yanlış kararlar yüzünden her yıl yeni fabrikalar kapanmakta, bu nedenle istihdam seviyesi düşmekte ve yöre eksik istihdam sorunu ile boğuşmak zorunda kalmakta, çareyi ise batı illerine göç etmekte aramaktadır (ABİGEM, 2008, 15)

Özel sektörün içine düştüğü önemli yanlışlardan bir diğeri çay alımında belirli standartlar belirlememiş olmasıdır. Birçok özel fabrika aldığı yaş çayın yerine belirli bir yüzdeyle siyah çay vermekte fakat fatura kesmediği için belgelerde stoklarda yüklü miktarlarda siyah çayın olduğu görülmektedir. Çay çiftçisi ise parasını alamamak endişesiyle bu duruma razı olmakta ve yaş çay karşılığında almış olduğu çayları kendi çevresinde satmaya çalışmaktadır (İlkhaber gazetesi, 14.04.2008)

Tablo 3-3: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Bu sorunlar çerçevesinde yaş çay üreticisi çiftçinin özel sektöre olan inancı giderek azalmaktadır. Birçok üretici Çay-Kur’un kota uygulaması nedeniyle çayının hepsini Çay-Kur’a veremediği için özel fabrikaları tercih etmektedir. Ayrıca üretici Çay-Kur’un kalite kontrollerinin tutarlı olması nedeniyle çayını iki yaprak bir tomurcuk şeklinde toplamaya özen gösterirken özele çay vereceği zaman aynı özeni göstermemektedir. Bu durumun asıl önemli noktası ise özel sektörün üreticinin güven ve saygısını kazanamamış olmasıdır.

3.6. Çay Sektöründeki Sorunlar İçin Alternatif Çözümler

Çay sektörünün içinde bulunduğu sorunlara çeşitli çevrelerden çözüm önerileri sunulmaktadır. Fakat önerilen projelerin uygulanabilmesi için öncelikle özel ve kamu sektörünün bu projeleri içselleştirmesi ve uygulamaya istekli olması gerekmektedir. En fazla gayreti ise özel sektörün harcaması gerekmektedir çünkü öncelikli olarak bir kurum olarak her bir işletmenin kurumsal sorunlarını göz önüne alması ve bunları çözmesi gerekmektedir (Göker, 2006, 4)

Page 28: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Sorunların ortadan kaldırılabilmesi için; üretim, ithalat ve ihracat aşamalarında sektörün kayıt altına alınması, kaliteli yaş çay üretilmesi, düzenleyici bir çay üst kurulu ve çay borsasının oluşturulması, fiyatların önceden belirlenmesi ve en önemlisi özel sektörün mevcut organizasyon yapısına yönelik çözümler üretilmesi ve uygulanması gerekmektedir (İlkhaber gazetesi, 05.09.2007)

3.6.1. Üretim, İthalat ve İhracat Aşamalarında Sektörün Kayıt Altına Alınması Konusunda Çözümler

Çay sektörünün içerisinde bulunan özel sektör kesimine ait bazı fabrikaların üretim izninin bulunmaması, dolayısıyla denetime tabi olmaması nedeniyle hijyenden uzak olmakla birlikte kayıt dışı üretim yapmaktadır. Bu durum öncelikle çay piyasasında maliyetinden ucuz çayların bulunması nedeniyle fiyatları aşağıya çekmekte ve kalitesiz çaylar nedeniyle talebin azalmasına neden olmaktadır (Pertek, 2006, 6)

Yapılması gereken en önemli iş faaliyette bulunan özel kesim fabrikalarının belirlenmesi, bu fabrikalara ekonomik, hukuki ve hijyenik yaptırımların getirilmesidir. Ayrıca çay üreten ve paketleme yapan firmalar için izin belgelerinin farklılık göstermesi sağlanmalıdır. Paketleme yapan fabrikalara çay üretim izni verilmemelidir. Böylece faaliyet amacı sadece kar olan toplumun sağlığını ve ülke ekonomisini ikinci planda bırakan fabrikalar sektörden ayıklanmalıdır (Sancak, 2001, 10)

2003 yılından itibaren uygulamaya konulan pirim politikası sayesinde yaş çayın üreticiden sanayiciye geçişi sırasındaki işlemler % 99 kayıt altına alınmaya başlanmıştır. Fakat yalnızca bu aşamada değil çayın katma değer kazanarak izlediği her aşamada kayıt altına alınma yüzdesinin arttırılması gerekmektedir. Kuru çaya uygulanan % 8 oranındaki KDV kayıt dışılığa ve haksız rekabetin oluşmasına yol açmaktadır. Bu oran düşürülerek faturasız satışlara engel olunmalıdır. KDV oranının indirilmesi nedeniyle doğacak vergi kaybı kayıtlı çay satışının (matrahın) artması ile KDV ve gelir vergisi artışıyla ikame edilebilecektir. Ayrıca kayıt altına alınma arttıkça anonim şirket özelliği taşımakta olan firmaların ödediği kurumlar vergisi de artacaktır.

Ayrıca sınırlardaki gümrük kapılarından kaçak çayların girişinin önüne geçilmelidir. Bu durum caydırıcı cezai işlemlerle desteklenmelidir. Gümrük kapılarındaki denetim ve kontroller arttırılmalıdır. İhracatı arttıran teşvik uygulamaları yapılmalı, çeşitli karışımlarda çay üretme amacıyla ithal edilen farklı aromalı çaylar da dâhil olmak üzere kontrollere tabi tutulmalıdır (Vira Haber gazetesi, 07.12.2007, 5)

3.6.2. Kaliteli Yaş Çay Üretilmesi İçin Çözümler

Kaliteli yaş çaya ulaşmak için öncelikle üretimi yapan çiftçi bilinçlendirilmelidir. İlaçlama, budama, çay toplama ve gençleştirme çalışmaları hakkında bilgilendirilmelidir. Türkiye çay üretiminin ihtiyacı olan ilk işlem çay bahçelerinin gençleştirme budamalarına tabi tutulmasıdır. Verimlilik ömrü elli yıl olan çay bitkisinin yeniden verimlilik kazanması sağlanmalıdır.

Bazı çaylıklarda son dönemlerde başlayan bilinçsiz ilaçlama uygulaması önlenmelidir. Türk çayının en önemli özelliği olan % 100 organik olma özelliği muhafaza edilmelidir. Çay toplama esnasında iki buçuk yapraktan fazla filiz keserek tonaj olarak miktarı arttırmanın kazanç sağlayacağı fikri değiştirilmelidir. Çünkü bu şekilde çay toplandığında

Page 29: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

derin kesimler sonucu yeni oluşacak olan çay filizleri geç gelişebilmektedir ve çay bitkisinin verimi düşmektedir. Kısa dönemde kar getiren uygulama uzun dönemde tam tersi etki yapacaktır (Pertek, 2006, 3)

Çayın toplanma aşamasından sonra çay alım noktalarına gelen çaylar çay eksperleri tarafından incelenmeli kaliteyi düşürecek şekilde toplanmış olan çaylar alınmamalı ve toplayan üreticiye doğru olan toplama şeklinde ısrar edilmelidir. Ayrıca çay alım yerlerine gelen çaylar deforme olmadan soldurmaya alınmalı çayın kalitesi muhafaza edilmelidir.

3.6.3. Düzenleyici Bir Çay Üst Kurulu ve Çay Borsasının OluşturulmasıÇay sektöründeki eksikliklerin giderilmesini koordine ve teşvik eden izlenecek yolu çizen, çeşitli denetimlerde ve düzenlemelerde bulunan bir çay üst kurulunun oluşturulması kaçınılmaz gözükmektedir. Özel ve kamu sektörünün temsilcilerinden oluşturulacak bu kurul çay sektörü ile ilgili her noktada müdahale edebilen özerk bir mercii olmalıdır. Kurul AB ortak tarım politikalarına uyum sürecini de dikkate alarak sanayinin yararına olabilecek yasal düzenlemelerde sektörü temsil etmelidir (Günebakış gazetesi, 06.02.2008)

Çayın yöredeki merkezi olan Rize’de çay ihtisas borsası kurulmalıdır. Yıllardan bu yana hem yaş çay satan üretici hem yaş çayı alan ve işleyerek satan sanayici açısından yararlı olacağı tartışılmazdır. Çünkü kaliteli çay üretimi yapan firmalar yüksek maliyetlere katlanırken, kaliteyi göz ardı eden firmalar kalitesiz çayları düşük fiyatlardan piyasaya sürerek ortalama fiyatı düşürmekte ve kaliteli üretim yapan sanayiciyi zarar ettirmektedir. Ayrıca sanayici zarar ederken üreticiden aldığı yaş çayların ödemelerini yapamamakta ve üreticiyi de zarara sokmaktadır (Saklı, 2004, 144)

Çay borsası kurulduğu takdirde firmalar çaylarını satabilmek için kaliteli üretim yapacaklar böylece çayın kalitesi yükselirken çayın fiyatı da adil bir biçimde borsada belirlenebilecektir. Borsadan alınan çayların ödemeleri de belli sürelerde yapılacağından üreticinin ödemesi de zamanında yapılacak ve üretici de bu işten kazançlı çıkmaya başlayacaktır.

3.6.4. Fiyatların Önceden Belirlenmesi

Çay fiyatlarının erken belirlenmesini de kapsayacak şekilde Türkiye koşullarına ve çay sektörünün yapısına göre ulusal çay politikaları hazırlanmalıdır. Çay sektörünün işler durumda olduğu Mayıs ayından başlayarak Ekim- Kasım aylarına kadar süren 6-7 aylık süreç öncesinde bu süreci kapsayan her türlü ihtiyaca cevap veren politikalar oluşturulmalıdır (Günebakış gazetesi, 28.01.2008, 4)

Kuşkusuz bu politikalardan en çok ilgi çekecek olanı gerek üretici gerek ise sanayici açısından yaş çay taban fiyatlarının ve ödenecek pirim miktarlarının önceden belirlenmesidir. Bu sayede hem sanayici hem de üretici üretim sürecindeki 6- 7 ay ile ilgili kendi sürecini planlayabilecektir.

3.6.5. Özel Sektörün Mevcut Organizasyon Yapısına Yönelik Çözümler

Page 30: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Çay sektörünün yeniden yapılandırılması endüstriye işlerlik kazandırılması gibi çalışmaların öncesinde sektörde faaliyet gösteren firmaların organizasyonel yapılarında iyileştirilmelere gidilmelidir. Bu işletmelerin çağın gereği olan müşteri odaklı üretimi benimsemeleri sağlanmalıdır. Kaizen, benchmarking, kalite çemberleri gibi Japon uygulamalarını içselleştirmeleri sağlanarak geliştirilmelidirler. Öncelikle sektör içerisindeki firmalarla (Çay-Kur, Doğuş, vb.) daha sonra uluslararası başarı sağlamış firmalarla kıyaslamaya (benchmarking’e) giderek firmaların işleyişlerindeki aksaklıklar ve eksiklikler minimize edilmeli, başarılı olan uygulamalar işletmeye uygulanmalıdır (Taka gazetesi, 12.06.2008, 3)

Firmalar bazında yürütülen bu çalışmalar sonucunda iyileştirmeler kendini göstermeye başladığında, sektör gelişim sinyalleri vermeye başladığında aynı uygulamalar (Kaizen, benchmarking, kalite çemberleri…) sektörün geneline uygulanmalıdır. Yapılması gereken ilk çalışma benchmarking kullanarak başarı sağlamış bir ülkenin (Sri Lanka) çay endüstrisinin işleyişini inceleyerek başarılı uygulamaları sektöre adapte etmektir. Türkiye için bu uygulamaların en önemlisi çay borsası sisteminin kurulmasıdır. Broker firmalardan tadımcılara kadar tüm önemli detaylar içselleştirilmelidir (Saklı, 2008, 265)

4. TÜRKİYE VE SRİLANKA ÇAY ENDÜSTRİSİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

4.1. ENDÜSTRİLERDE GENEL DURUM

Endüstriyel bazda ülkelerin çay sektörlerini incelemeden önce ekonomik yapıları hakkında bilgi vermek ve çay sektörlerinin ekonomilerdeki payını görmek gerekmektedir. Sri Lanka ve Türkiye’nin tek ortak paydası çay değildir. İthalat ve ihracat kanalıyla daha birçok ekonomik ilişkiler içerisinde bulunmaktadırlar. Fakat çay sektörlerini baz aldığımızda ülkelerin farklı uygulamalar içerisinde oldukları görülmektedir. Bu uygulamalardan Sri Lanka dünya çay ihracatçısı olarak çıkarken Türkiye çay sektörü sürekli kan kaybetmektedir (Zümrüt Rize gazetesi, 18.03.2008, 6)

4.1.1. Temel Farklılıklar

Sri Lanka adası daha önce Seylan adını taşımakta ve Hindistan’a bağlı bulunmaktaydı. Hindistan’a olduğu gibi bu ülkeye de çay İngilizler tarafından getirilmiştir. Güney Asya’da bulunan Sri Lanka’nın yüz ölçümü 65,610 Km2 olup, nüfusu 20 milyon civarındadır. Halkının % 70’i Budist olan ülke Cumhuriyet’le yönetilmekte ve para olarak Sri Lanka Rupee’si kullanmaktadır. Resmi başkenti Sri Jayewardenepura Kotte olan ülkenin öne çıkan em önemli şehri ise çay borsasının da içinde bulunduğu Colombo’dur (DTM, 2005, 8)

Page 31: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Sri Lanka ekonomisi incelendiğinde GSYİH’nın % 21’inin toptan ve perakende satışlardan, % 50’sinin ulaşım, iletişim, mali hizmetler, turizm gibi hizmetlerden oluştuğu ve iç ticaretin ekonomiye hâkim olduğu görülmektedir. Tarım ise imalat ve hizmet sektörü ile de yakından ilgili olduğu için rakamların aksine ekonomiye yön veren en önemli belirleyicilerden bir tanesidir. Ülkede tarıma hâkim olan üç ürün bulunmaktadır. Bunlar; çay, coconut ve kauçuktur (Zihnioğlu, 1998, 127)Çay sektöründe 1995 yılında özelleştirilmeye gidilmiş ve çay üretimi rekor düzeyde artışlar göstermiştir. Üretim 2000 yılında 300 milyon kg, 2003 yılında 303 milyon kg ve 2005’e gelindiğinde 308 milyon kg’a ulaşmıştır. Çay ihracatında dünya lideri olan Sri Lanka çay ihracatını, 1997 yılı ve Irak- ABD savaşının yaşanması nedeniyle talebin düştüğü 2002 yılı hariç sürekli arttırmaktadır. Sri Lanka parası olan Rupee üzerinden de kazanç sağlamaktadır. Yalnızca 2001 ve 2002 yıllarında Rupee Dolar karşısında değer kaybetmiştir ve bu nedenle net kazançta bir azalma meydana gelmiştir. Sri Lanka’dan en çok çay ithal eden ülkeler; Rusya, CIS ülkeleri, BAE, Suriye ve Türkiye’dir.

Türkiye ise Osmanlı yönetiminin yıkılması sonucu kurulmuştur. Türkiye’nin çay ile tanışması Osmanlı döneminde, çay yetiştiriciliğin başlaması ise Cumhuriyet döneminde olmuştur. Türkiye Asya ve Avrupa’ yı birleştiren bir jeopolitik konuma sahiptir. Yüzölçümü 814,578 Km2 olup, nüfusu 72 milyon civarındadır. Cumhuriyetle yönetilmekte ve para olarak Türk Lirası (TL) kullanmaktadır. Başkenti Ankara’dır

Şekil 4-1: 1998- 2007 Yılları rakamları ile Çay-Kur ve özel sektörün iller genelinde almış oldukları toplam yaş çay miktarları

487.241.229591.817.897

494.000.553521.600.644

357.008.587

237.966.989276.968.040

258.927.421

252.404.974

260.620.975

658.080.149

627.205.428603.512.858587.116.717

517.073.475553.738.299

539.596.862499.110.815

842.530.387

717.941.414

0

100.000.000

200.000.000

300.000.000

400.000.000

500.000.000

600.000.000

700.000.000

800.000.000

900.000.000

ÖZEL ÇAYKUR

ÖZEL 260.620. 252.404. 258.927. 276.968. 237.966. 357.008. 521.600. 591.817. 494.000. 487.241.

ÇAYKUR 717.941. 842.530. 499.110. 539.596. 553.738. 517.073. 587.116. 603.512. 627.205. 658.080.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Türkiye’ye ait ekonomik süreç incelendiğinde 1980’li yıllara gelene kadar tarım sektörünün ağırlıklı olduğu görülmektedir. 1980 yılı sonrasında izlenen liberal politikalarla birlikte sanayi sektörü de gelişim göstermeye başlamıştır. Dolayısıyla özel sektörün önü de 1980 yılı sonrasında açılmıştır. Çay sektöründe de özel sektöre 1984 yılında çıkarılan bir kanunla yasal olarak izin verilmiştir. Fakat Sri Lanka’nın aksine çay sektöründe özel sektörün gelişimi sektörü geliştirmemiş hatta gerilemesine neden olmuştur (Saklı, 2004, 101)

Page 32: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Sri Lanka’nın aksine nüfusun ve iç tüketimin fazla olması nedeniyle ihracat rakamları çok düşüktür. Türkiye’de üretimi arttırmadan ihracatı arttırmak mümkün olmamaktadır. Türkiye 4-5 bin ton civarında yaptığı çay ihracatının büyük bir bölümünü Avrupa Birliği’ne yapmaktadır (Akova, 2005, 23)

4.1.2. Sri Lanka Çay Sektörünün Türk Çay Sektörüne Karşı Üstünlükleri

Tarım sektöründe birkaç üründe iyi bir üretim potansiyeline sahip olan ve en çok çay üretimi yapmakta olan Sri Lanka’ da üretilen çaylar ürünün yetiştirildiği yüksekliklere göre üçe ayrılmaktadır. Bunlar; 600 metrenin altı, 600- 1200 metre arası ve 1200 metrenin üstüdür. Sri Lanka’da çayın en çok üretildiği alanlar; Dimbula, Nuvara Eliya, Ruhuna, Uva ve Uda Pussellowa’dır. En kaliteli çayları 1200 metreden yüksek olan Dimbula ve Nuvara Eliya’da yetişmektedir (Reimertz, 1999, 97)Sri Lanka çay sektörünün %40’ı küçük çiftçilerin elinde, %60 ise kendi arazilerinin çayını fabrikalarında işleyen büyük arazi işletmelerinin elindedir. Bu işletmeler küçük çiftçilerin de çayını almakta ve işlemektedir. Çay endüstrisinin verimli işlemesinde en etkili faktör ise istikrarlı bir işleyiş gösteren kurumlardır. Bunlar; Colombo Borsası, Sri Lanka Çay Kurulu, Küçük Çiftçi Bakanlığı- Çay Çiftçiliğini Geliştirme İdaresi, Çay Tüccarları Birliği, Çay Üreticileri Birliği, Sri Lanka Çay Birliği, Sri Lanka Devlet Plantasyon Şirketi, Colombo Çay Üreticileri Birliği, Colombo Çay Komisyoncuları Birliği, Sri Lanka Çay Araştırma Kurumu’dur.

Tablo 4-1: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Sri Lanka çay sektörünün en önemli parçası olan borsa Colombo çay borsasında çaylar yetiştikleri bölgelerin yüksekliğine göre sınıflandırılmaktadır; alçak bölge (low grown), orta bölge (medium grown) ve yüksek bölge (high grown). Borsada satılacak olan çaylar paketlemeden geçtikten sonra, satıcılar çayı komisyoncular aracılığıyla borsaya göndermektedirler. Bu çaylar çayın teslim alındığına dair; çayın depoya teslim tarihi, kalite derecesi ve gerçek ağırlığının da yer aldığı bir belge karşılığında tartılıp borsada kaydedilerek ambara alınmaktadır. Satıcı da komisyoncuya çayın kalite derecesini, hangi sürgün döneminin çayı olduğunu, üretim kategorisini vb belirten bir belge vermektedir. Bu iki belgeyi değerlendirerek, komisyoncu, ilk uygun borsa satışında pazarlamak üzere çayı kataloga almaktadır. Borsaya gönderilen çayın hangi miktarının satışa sunulacağı, çayın borsada teslim alındığı tarih de dikkate alınarak Borsa Yönetimi tarafından belirlenmektedir (Saklı, 2004, 116)

Borsa ambarına teslim alınan çaylar lot denen miktarlarda özelliklerine göre sınıflandırılarak yerleştirilmektedir. Faturalandırılmış her bir lota (gruba) göre; çayın önceden belirlenmiş asgari kalite standartlarını taşıyıp taşımadığı, depolama durumu, ambalajının uygun olup olmadığı ve nakliye esnasında zarar görüp görmediği tespit etmek

Page 33: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

amacıyla komisyoncu tarafından bir uzaman gönderilerek kataloga çıkan çaylar incelenmektedir. Bu incelemeden sonra çaylardan numuneler alınarak satıştan en az iki hafta önce alıcılara gönderilmekte, alıcılar da böylece numuneleri tadım laboratuarlarında inceleyebilmekte ve alıcılarına bilgi verebilmektedir (Bozkurt, 1997, 21)

Sınıflandırılmış çayları bir uzmana incelettiren broker firma, alıcı firmalara gönderdiği numunelerden kendisine de ayırmakta ve tadım kontrolünden sonra her lot çaya piyasa koşulları çerçevesinde kalitesini de göz önünde bulundurarak fiyat belirlemektedir. Belirlenen bu fiyat alıcı firmalara bildirilmekte onlar da üçüncü alıcılara çayı verecekleri fiyatı tespit etmektedirler.

Bu çalışmalardan sonra önceden belirlenmiş olan tarihte borsa açılmaktadır. Kataloga çıkan çayların satışı eğer o gün içerisinde bitirilemezse bir sonraki güne sarkabilmektedir. Komisyoncular sıraları doğrultusunda satış yapabilmektedirler ve borsayı yalnızca Çay Borsası Birliği’ne üye brokerlar yönlendirebilmektedir. Sırası gelen çaylara Borsa Birliği’nin teklif verme biçimi ve oranına ilişkin kurallar çerçevesinde alıcılar teklif vermeye başlamaktadırlar. Çaylar lotlar halinde ve en yüksek teklifi veren alıcı firmaya satılmaktadır. Ancak burada son karar broker firmaya aittir. Eğer istediği fiyatı bulamazsa çayları satıştan geri çekebilmektedir (Saklı, 2008, 310)

Çayların borsada satılıyor olması satıcılara (üreticilere) avantaj sağlamaktadır. Çünkü satıcıya borsa tarafından çayının satılacağına ve çay satıldıktan 15 gün sonra parasının ödeneceğine dair garanti verilmektedir. Borsada satılan çaylar için broker firmalar sipariş teslim fişi hazırlamaktadır. Alıcı bu belgeyle depoya giderek satın aldığı çayları teslim almaktadır. Alıcılar çayı teslim aldıktan 14 gün sonra brokera çay bedelini transfer etmekte. Broker da ertesi gün satıcılara paralarını teslim etmektedir. Bir seansta satılamayan çaylar ise bir sonraki seansın katalogunda tekrar yer almaktadırlar (Tarım ve Köy İşleri Başkanlığı, 2005, 14)

Bu sistem sayesinde Sri Lanka’da hem üreticiler hem aracı broker firmalar hem de alıcılar kazanç sağlamaktadırlar. Ekonomik sıkıntılar oluşmaksızın çayların satımı yapılabilmektedir. Sri Lanka’nın çay sektöründen sağladığı karların ardında bu borsaların işlerliği yer almaktadır. Çünkü Sri Lanka’da Üreticilerin satıcılara ulaşması kolay olmaktadır ve ürettikleri çayın parasını alamama gibi bir kaygıları kalmamaktadır. Alıcılar broker firmaların uzmanlarının numune alma işlemini üstlenmesi sayesinde tek tek satıcıları gezerek numune alma sıkıntı ve maliyetine katlanmamaktadır. Borsa sayesinde çeşitli kalitelerde çay bir araya gelmekte ve bu çayların değerlendirilmeleri, derecelendirilmeleri ve fiyatlandırılmaları kolaylaşmaktadır. Alıcı ve satıcılar rahatça bir araya gelebilmekte, arz ve talebe göre piyasa fiyatı oluşturulabilmektedir. Alıcı firmaların rahatlıkla her kalite çaya ulaşabilmesi sayesinde satış işlemleri süreklilik kazanmaktadır (Bozkurt, 1997, 22)

Sistemdeki bu hızlı işleyiş ile alıcı ve satıcıların, üretici ve sanayicinin birbirine duymuş olduğu güven üretimi, dolayısıyla da ihracatı arttırmaktadır. Ülke ekonomisi rahatlamakta ve ülke refahı artmaktadır

Sri Lanka’daki tablodan sonra Türkiye çay sektörüne bakıldığında adeta Sri Lanka’dakinin tam aksi bir işleyişin olduğu görülmektedir. İşletme kurucularının teknik yönetim bilgisine ve zamanın yönetim anlayışına sahip değildir, günümüz müşteri ve ilerleme odaklı yönetim anlayışı yerine kar odaklı yönetim anlayışında ısrar etmektedir. Bu ise çay sektörüyle

Page 34: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

beraber yöre halkının ekonomik refaha ulaşmasının önünü tıkamaktadır. Alınan yanlış kararlar yüzünden her yıl yeni fabrikalar kapanmakta, bu nedenle istihdam seviyesi düşmekte ve yöre eksik istihdam sorunu ile boğuşmak zorunda kalmakta, çareyi ise batı illerine göç etmekte aramaktadır (İlkhaber gazetesi, 06.02.2008, 5)

Çay alımında belirli standartlar bulunmadığı gibi bu standartları takip edecek bir üst kurulda bulunmamaktadır. Birçok özel fabrika aldığı yaş çayın yerine belirli bir yüzdeyle siyah çay vermekte çay çiftçisi ise parasını alamamak endişesiyle bu duruma razı olmakta ve yaş çay karşılığında almış olduğu çayları kendi çevresinde satmaya çalışmaktadır.

Tablo 4-2: Çay Üretiminin İller Bazında Aldığı Değerler

İl Kapsadığı Alan (Dekar)

Alan (%)

Üretici Sayısı

Üretim Miktarı (Ton)

Rize 500,689 65,3 122,239 916.969.344Trabzon 158,689 20,6 50,003 197.721.072Artvin 85,973 11,2 18,451 4.624.091Giresun- Ordu

22,468 2,9 11,264 26.006.871

Toplam 767,545 100 201,957 1.145.321.378

Bu sorunlar çerçevesinde yaş çay üreticisi çiftçinin sektöre olan inancı giderek azalmaktadır. Yöredeki genç nüfusun büyük çoğunluğu büyük şehirlere göç etmekte, geride kalan orta yaş ve üzeri kesim de geçim sıkıntısıyla boğuşmaktadır. Durumun bu hali nedeniyle günden güne çay üretimi azalmaktadır. Dolayısıyla ihracatı arttırmak bununla birlikte kazancı ve yöre refahını arttırmak bir hayal halini almaktadır (Türkiye gazetesi, 06.05.2008, 7)

4.1.3. Türk Çay Sektörü’nün Sri Lanka Çay Sektörü’ne Karşı Üstünlükleri

Türkiye çay sektörünün organize olma konusunda birçok eksik yönü olmasına rağmen Sri Lanka’dan üstün olan yönleri de bulunmaktadır. Türk çayının en büyük avantajı iklimsel koşullar nedeniyle kış dönemi yaşaması ve çay bitkisinin dormansi dönemine girdiği süre zarfında bitki zararlılarının hiçbir kimyasal ilaca ihtiyaç kalmaksızın ölmesidir. Böylece bitki kimyasallara maruz kalmamakta ve organik olma özelliğini korumaktadır.

Sri Lanka’da ise tüm yıl boyunca sıcaklık değişimi çok az olduğundan 12 ay boyunca çay bitkisi sürgün vermektedir. Bu her ne kadar da avantaj gibi görünse de ülkede kış yaşanmaması nedeniyle bitki zararlıları ölmemekte ve kimyasal ilaç uygulamaları yapılmaktadır. Dolayısıyla da çay organik olma özelliğini kaybetmektedir (ÇAYİSAD, 2006, 18)

Diğer bir avantajı ise ilk avantajına paralel olarak Türkiye’nin önemli ölçüde ihracatını gerçekleştirdiği Avrupa Birliği üyesi ülkelerin organik çayı tercih etmesidir. Ayrıca Avrupa Birliği sınırları içerisinde çay üretim sahası bulunmamaktadır ve AB ülkeleri iç tüketimi karşılamak için çay ihtiyacını ithalatla karşılamaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin üretim miktarını arttırması halinde hazır bir pazarı bulunmaktadır

Page 35: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Sri Lanka’da üretim süreci başarılı olsa da süreç esnasında hijyene önem verilmemektedir. Üretim sürecinde makineler insanlar aracılığıyla doldurulmaktadır ve bu esnada da çaylara ayakla basılmakta, çıplak elle dokunulmaktadır. Türkiye de ise çaya el yalnızca tarladan toplandığı esnada değmektedir. Üretim sürecindeki tüm aşamalar makineler aracılığıyla yapılmakta, çay hijyenik ortamda üretilmektedir (Saklı, 2008, 288)

Araştırmaların sonucunda görülmektedir ki Türkiye çayının familyası, aroması, hijyenik üretim olanakları ve iklim koşulların sunduğu bir avantaj olarak yaşanan kış nedeniyle çay üretiminde kimyasallar kullanmasına gerek kalmaması nedeniyle organik olma özelliğini koruması yönüyle Sri Lanka çayından çok daha fazla kaliteli ve zengindir. Ancak yanlış uygulamalar nedeniyle üretimini, dolayısıyla da ihracatını arttıramamaktadır. Yani elindeki zenginlik kaynağını pazarlamayı başaramamaktadır (Taka gazetesi, 12.06.2008, 4)

SONUÇ

Ülkelerin kalkınmasında ülkedeki bölgeler arası gelişmişlik farkının minimize edilmesi gerekliliğinden yola çıkarak, bu çalışmada Türkiye’nin bir doğu bölgesi olan Doğu Karadeniz’in kalınması ve batı bölgeleriyle arasındaki farklılıkların kaldırılabilmesi için bölgenin tek büyük sektörü olan çay sektörü incelenmiştir

Çay bitkisi Güney yarım kürede 27 enlem derecesinden, Kuzey yarım kürede 42 enlem derecesine kadar olan bir alanda, yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli tropikal bölgelerde, kalsiyum içeriği az ve PH değerleri 4,5 ile 6 arasında olan topraklarda yetiştirilebilmektedir. Dünya üzerinde bu coğrafya içerisinde olan; Türkiye’ nin de içinde bulunduğu, Endonezya, Sri Lanka, Çin ve Japonya gibi yaklaşık otuz ülkede çay üretilmekte ve ticareti yapılmaktadır

Çay bitkisi çeltik ya da tohumla üretilebilen ve doğada bırakıldığında ağaç görünümü alan, bir asır yaşayabilen bir bitkidir. Biyolojik olarak meydana geldiği coğrafya ve familyaya bağlı olarak çeşitlenebilmekle birlikte, temel olarak üretim biçiminden kaynaklanan bir çeşitlendirmeye tabi tutulmaktadır. İmalat yöntemlerinden kaynaklanan bu çeşitler; siyah çay, yeşil çay ve beyaz çaydır

Çayın dünya üzerindeki tarihi incelendiğinde M.Ö. 3000 yılında Çin’de bir imparator tarafından keşfedildiği ve uzun yıllar boyunca tedavi amaçlı bir ilaç olarak kullanıldığı görülmektedir. Hatta çay çeşitleri (yeşil ve beyaz çay) uzun yıllar sarayda bir sır olarak saklanmış ve halka duyurulmamıştır. Çin tedavi amaçlı kullandığı çayı daha sonra takas ticaretinde kullanmaya başlamış ve İngilizlere satmıştır. Çayı seven ve daha fazla maliyetine katlanmak istemeyen İngiltere ise uzun çalışmalar sonrasında o dönemde sömürgesi olan ve Çin ile hemen hemen aynı iklimsel koşullara sahip olan Hindistan’da çayı ekmişlerdir. Çay üretiminde İngiltere öyle ilerlemiştir ki ilk çay borsası olan Londra Çay Borsasını da 1935 yılında İngilizler kurmuştur

İngilizler aracılığıyla dünyaya yayılmaya başlayan çay üretim ve tüketimi hızla gelişme göstermiştir. Sri Lanka, Kenya, Hindistan gibi ülkelerde çay üretim miktarları artmış ve Londra çay borsasının yetersiz kalması sonucu bu ülkeler kendi borsalarını kurmuştur (Mombasa- Kenya, Colombo- Sri Lanka, Calcutta- Hindistan ). 1980’li yıllara gelindiğinde çay borsalarının sayısı 15’e ulaşmıştır

Page 36: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Bu gelişmelerin en başarılı örneği ise Sri Lanka olmuştur. İhracat sıralamasında kendisinden sonra gelen ülkelerden daha az çaylık alanına sahip olmasına karşın dünya ihracat liderliğini üstlenmektedir. Bu başarısının ardında ise mükemmel işleyen çay endüstrisi bulunmaktadır. Endüstriyi oluşturan Colombo Borsası, Sri Lanka Çay Kurulu, Küçük Çiftçi Bakanlığı- Çay Çiftçiliğini Geliştirme İdaresi, Çay Tüccarları Birliği, Çay Üreticileri Birliği, Sri Lanka Çay Birliği, Sri Lanka Devlet Plantasyon Şirketi, Colombo Çay Üreticileri Birliği, Colombo Çay Komisyoncuları Birliği, Sri Lanka Çay Araştırma Kurumu gibi kurumlar bir ahenk içerisinde aksaklıklara imkân tanımayacak şekilde işlemektedir. Bu yapısı ile Sri Lanka Türkiye için en ideal örnek olmaktadır

Türkiye’de çay ekiminin tarihine bakmak gerekirse bu işlemin 1800’lü yıllarda Osmanlı döneminde denendiği görülmektedir. Fakat o dönemde ekimin Bursa dolaylarında yapılması ve bu ortamın çayın gelişimini sağlayan iklimsel koşulları taşımaması nedeniyle başarı sağlanamamıştır. Daha sonra 1917 yılında Doğu Karadeniz’de inceleme yapan bir heyet Rize ve dolaylarında çay ekiminin yapılabileceğini tespit etmiş ve öneri dönemin hükümetine sunulmuştur. Ancak bu önerinin dikkate alınması Cumhuriyet sonrasında gerçekleşmiştir ve dönemin hükümeti bu öneriyi yörenin ekonomik ve sosyal sorunlarına bir ilaç gibi görmüş, teşvikler sağlayarak sektörün kurulmasını desteklemiştir

1980’li yıllara gelindiğinde ise sektörde faaliyet gösteren Çay-Kur’un fabrika sayısı 45’e ulaşmış, 1984 yılında çıkarılan bir kanunla özel sektörün önünün açılmasıyla da fabrika sayısı hızla artmıştır. Ancak bu gelişmenin sektörü geliştireceği beklenirken aksine sektör gerilemeye başlamıştır. Bunun temel nedeni ise dönemin hükümetinin özel sektörün önünü açmadan önce yeterli çalışma ve ARGE yapmamış olmasıdır. İşte bu ayrıntının ihmali nedeniyle sektöre giren bilinçsiz işletmeler teker teker batmaya başlamıştır. 1997 yılında 300’lere ulaşan özel fabrika sayısı 2009 yılında 138’e gerilemiştir. Bilinçsiz bir özel sektör oluşmuş ve bu oluşumdan da birçok sorun peyda olmuşturHer ne kadar Türk çay sektörünün işlevsel olarak Sri Lanka çay sektöründen fazlaca eksiği olsa da, avantajlı bulunduğu noktalar da bulunmaktadır. Türk çayı iklimsel olarak kışı da yaşaması nedeniyle bitki zararlıları öldüğünden ve kimyasal korumaya ihtiyaç kalmadığından tamamen organiktir. Fakat Sri Lanka’da sıcaklık oranları değişimi çok az olduğundan kış yaşamamakta zararlılar ölmediğinden kimyasal korumaya ihtiyaç duymakta ve çay organik olmaktan uzaklaşmaktadırAyrıca çaya yalnızca tarladayken el değmekte fabrikasyon ve imalat sürecinde son teknoloji makinelerin kullanılması nedeniyle kesinlikle el değmemektedir. Sri Lanka’da ise aksine imalatın her aşamasında çaylar işçilerin elleriyle ve fabrika zeminiyle temas etmektedir

Birkaç avantaja sahip olsa da Türk çay sektörü içinde bulunduğumuz 2009 yılı itibari ile; üretim ve tüketim dengesizliği, kaliteli yaş çay yaprağının elde edilmesinde yaşanan sıkıntılar, üretim maliyetlerindeki yükseklik, kaçak çay ve yaş çay yaprağının alım fiyatındaki belirsizlikler gibi birçok sorunla boğuşmaktadır. Çözüm için bir grup insanın canla başla çalışmasına rağmen özel sektör yöneticilerinin durumun gittikçe kötüye gittiğini kavrayamaması ve hala müşteri memnuniyeti, kalite, geçerli standartların uygulanması gibi çalışmalara gitmeyerek kar maksimizasyonu fikirlerinde ısrar etmeleri nedeniyle gelişme sağlanamamaktadır

Sektör için yapılması gereken ilk adım; üretim, ithalat ve ihracat aşamalarında sektörün kayıt altına alınması, kaliteli yaş çay üretilmesi, düzenleyici bir çay üst kurulu ve çay

Page 37: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

borsasının oluşturulması, fiyatların önceden belirlenmesi ve en önemlisi özel sektörün mevcut organizasyon yapısına yönelik çözümler üretilmesi gibi çözümsel çalışmalara giderek sektör içersindeki aksaklıkların giderilmesidirBu aksaklıkların giderilmesinde özel sektöre yönelik izlenecek en önemli yol ise; ilk olarak sektör içerisindeki firmalarla daha sonra uluslararası başarı sağlamış firmalarla kıyaslamaya gidilmek ve başarılı olan uygulamalar işletmelere uygulanmalıdır. Ayrıca firmaların kalite derecesini yükseltici yönde çalışmalar (Kaizen, benchmarking, kalite çemberleri…) yapılmalıdırİkinci adım ise; mevcut yapının üzerine Sri Lanka modelini inşa etmektir. Bunun için Sri Lanka modeli iyice incelenmeli ve Türk çay sektörüne göre uyarlanmalı ve sektöre adapte edilmelidir. Türkiye için bu uygulamaların en önemlisi çay borsası sisteminin kurulmasıdır. Broker firmalardan tadımcılara kadar tüm önemli detaylar içselleştirilmelidir. Gerek ekonomik gerek ise zirai önlemlerle çay ürün hasılatı, üretim ve ihracat arttırılmalı yörenin sosyoekonomik sıkıntılara doğru gidişinin önüne geçilmelidir

KAYNAKÇAAcuner Şebnem Akın, Yavuz Muhammet, Kansız Nuray (2008), Çay Sektörü SWOT Analiz Raporu, RTSO, Rize

ABİGEM (2008), Çayda sorunların Çözümü Genişletilmiş Arama Konferansı, 2. Oturum, Rize

Âşık Barış Bülent (2001), Çay Atığı Kompostonun Çim Alanların Oluşturulmasında Kullanımı, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi. Ankara

Akova Yücel (2005), Siyah Çay, İGEME, Ankara

Bozkurt Zekeriya (1997), Çay Ekonomisine Genel Bir Bakış, Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uzmanlık Tezi, Trabzon

ÇAYSİAD (2006), Çay Sektörünün Durumu Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu, Rize.

Dağdemir Vedat, Özçelebi İhsan (1995), “Çayeli İlçesi Kıyı Şeridinde Çay Üretiminde Girdi Tespiti ve Maliyet Hesabı Üzerine Bir Araştırma”, TÜBİTAK Dergisi, yıl:1998, sayı:22, Rize.

Demir Alkan (2002), Çay, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, Ankara.

Demir Alkan, Gül Umut (2004), Organik Tarım, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, Ankara.

DPT (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı – Gıda Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu – Çay Sanayi Alt Komisyon Raporu, Ankara.

Dünya Gazetesi (21.05.2008), “Üretici Alın Terinin Karşılığını istiyor”, s.3

Dünya Gazetesi (21.05.2008), “Maliyet Arttıkça Çayda Kaçakçılık Daha da Artar”, s.4

Page 38: GİRİŞ - asalbayrak.files.wordpress.com  · Web viewÇay bitkisi yıllık 2000 mm’ den az yağış almayan bol yağışlı, ılıman iklimli, tropikal bölgelerde yetişebilmektedir

Efendioğlu İsmail (1994), Çay Sektöründe Özel Firmaların Ekonomik analizi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Doktora Tezi, Trabzon.

Enginyurt Hazar (2006), Türkiye Çay Sanayinde Finansal Tekniklerin Uygulanması: Çay-Kur’da Bir Uygulama, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Aydın.

Ekspres Gazetesi (11.03.2008), “Japonya ve Rize Çayda Buluştu”, s.5.

Gençay Hasan (1993), Temel Sorunları ve Özel Teşebbüs Katılımı yeni dönemiyle Türk çay sektörü, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Trabzon.

Goldschmidt J. , Visser T. ve Warkhoven J. (1963), Türkiye Çay Sanayi Raporu, İnhisarlar Umum Müdürlüğ, Rize.

Genç Yılmaz Kurtuluş, Acuner Taner (2003), Durumsal Değişkenler- Organizasyon Yapısı İlişkisinin Türkiye Çay Sektöründe araştırılması, Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Trabzon.

Günebakış Gazetesi (28.01.2008), “Türk Çayının Kaderi değişecek-1”, s.4.

Günebakış Gazetesi (29.01.2008), “Türk Çayının Kaderi Değişecek-2”, s.4.

Günebakış Gazetesi (30.01.2008), “Türk Çayının Kaderi Değişecek-3”, s.4.

Keskin Arefe Sema (1989), Türkiye’de Çay Politikası, Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Meral Nagihan (2006), İki Farklı Organik Atığın Begonya Bitkisinin Gelişimi Üzerine Etkileri, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Özyurt Hasan (1987), Çay Ekonomisi, 1. basım, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yayınları, Trabzon.

Önay Yılmaz (2006), “Fındık ve Çay Karadeniz’i Terk edecek”, Milliyet Gazetesi (23.11.2006).

Saklı Ali Rıza (2004), Çay Sektöründe Sorunlar ve Çözüme Yönelik Model Arayışları, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Saklı Ali Rıza (2003), “Çay Sektöründe Yeniden Yapılanma”, Dünya Gazetesi (10.07.2003).

DİZİN