40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr SAYI 13 - 26 Temmuz 2015 OT/VT uygulamaları ve çözümleri, tüm sektörlerde kendine bir fayda noktası yaratmayı başarıyor. Bu başlıkta detaylar ise dosyamızda. Sayfa 17 24 DOSYA: OT/VT 1030 Sayfa 13 Sayfa 14 Sayfa 12 Fujitsu ve Primeflex ailesi, önemli faydaları birçok başlıkta kurumlara sunuyor. OT/VT’de önemli bir ürün yelpazesine sahip olan Mobit Bilişim, farklı sektörlerden birçok şirkete çözümler sunuyor. Rekabet ve işbirliğinin verimli buluşması Para toplama işi sona ermeyecek Gernot Fels Erkan Oğur Hazırlayan: Ekrem UÇMAN NAKIVO için Türkiye pazarı, BTburada başta olmak üzere diğer iş ortakları ile büyük bir gelecek vaat ediyor. Yedeklemede ezberi bozan yapı Bruce Talley Çek kaosu karekod ile son bulacak mı? Kamboçya ve Myanmar üzerinden ASEAN Bölgesi’ne ihracat Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), Güneydoğu Asya Uluslar Birliği pazarındaki potansiyeli değerlendiriyor. Sayfa 3 Haziran ortasında ticari hayatta yerini alan karekodlu çekle birlikte, bir ödeme ve borçlanma aracı olan çekte reel sektörün muhtelif sıkıntılarının önüne geçmek öncelikli hedef. Özel Haber Sayfa 4 Handan Aybars

BThaber Sayı 1030

  • Upload
    bthaber

  • View
    291

  • Download
    1

Embed Size (px)

DESCRIPTION

BThaber'in 1030'uncu sayısı

Citation preview

Page 1: BThaber Sayı 1030

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

13 - 26 Temmuz 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ASRACK_3.pdf 1 6.01.2015 15:55

OT/VT uygulamaları ve çözümleri, tüm sektörlerde kendine bir fayda noktası yaratmayı başarıyor. Bu başlıkta detaylar ise dosyamızda.

Sayfa

1724

DOSYA:

OT/VT

1030

Sayfa

13

Sayfa

14

Sayfa

12

Fujitsu ve Primeflex ailesi, önemli faydaları birçok başlıkta kurumlara sunuyor.

OT/VT’de önemli bir ürün yelpazesine sahip olan Mobit Bilişim, farklı sektörlerden birçok şirkete çözümler sunuyor.

Rekabet ve işbirliğinin verimli buluşması

Para toplama işi sona ermeyecek

Gernot Fels

Erkan Oğur

Hazırlayan:Ekrem UÇMAN

NAKIVO için Türkiye pazarı, BTburada başta olmak üzere diğer iş ortakları ile büyük bir gelecek vaat ediyor.

Yedeklemede ezberi bozan yapı

Bruce Talley

Çek kaosu karekod ile son bulacak mı?

Kamboçya ve Myanmar üzerinden ASEAN Bölgesi’ne ihracat

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), Güneydoğu Asya Uluslar Birliği pazarındaki potansiyeli değerlendiriyor. Sayfa 3

Haziran ortasında ticari hayatta yerini alan karekodlu çekle birlikte, bir ödeme ve borçlanma aracı olan çekte reel sektörün muhtelif sıkıntılarının önüne geçmek öncelikli hedef.

ÖzelHaberSayfa

4Handan Aybars

Page 2: BThaber Sayı 1030
Page 3: BThaber Sayı 1030

E-TOPLUM 3

yıllık süreçte önemli bir dönüşümden geçerken Kamboçya ve Türkiye arasındaki ticaret hacminde de artış gözleniyor. Ekono-mik büyüme ile birlikte elektrik üretimi ve iletimi, telekomünikasyon gibi temel altyapı yatırımlarına olan ihtiyacın artması, Türk elektrik-elektronik sektörü açısından önemli bir potan-siyel yaratıyor.

TET ticaret heyetinin Kamboçya’dan sonraki durağı olan Myanmar’da yapılan görüşmelere ise 53 Myanmarlı firma katıldı. Beyaz eşya ve ev aletleri, tüketici elektroniği, san-ayiye yönelik elektrik ve elektronik ürünleri alanın-da geniş dağıtım kanalları sunan Melbourne Co. Ltd. ve Smart Electrical Trading gibi şirketlerin yanı sıra yapı-inşaat sektöründeki en büyük firmalarından biri olan Shine Group bu firma-lar arasındaydı. Myanmar; doğal kaynaklarının zengin-liği, hızla büyüyen pazarı, Bangladeş, Hindistan, Çin ve Tayland gibi dünya ekonomisi açısından önem taşıyan ülkelere komşu coğrafi konumuyla Türkiye açısından izlenmesi gere-ken bir ülke olarak dikkat çekiyor.

Kamboçya ve Myanmar üzerinde ASEAN

Bölgesi’ne ihracat

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), elektrik ve elek-tronik sektöründe faaliyet gösteren 12 firmadan 15 temsilcinin katıldığı heyet ile Güneydoğu Asya’nın iki önemli ülkesi Kam-boçya ve Myanmar’da görüşmeler gerçekleştirdi. Ekonomi Bakanlığı Koor-dinatörlüğünde, TET orga-nizasyonuyla düzenlenen Kamboçya – Myanmar ticaret heyeti, katılımcı şirketlere her iki ülke pazarlarındaki ve ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) pazarındaki potan-siyeli yerinde görme şansı sundu.

TET ile ihracatlarını artır-mak hedefiyle yola çıkan Türk elektrik ve elektronik firmaları Kamboçya’da 61 firmayla bir araya geldi. Yapılan ikili görüşmelere; Kamboçya’nın en büyük elektronik ürün tedarikçil-eri KFour Group ve LCH Investment Group’un da aralarında olduğu firmalar katıldı. İnşaat, mühendislik ve altyapı gibi alanlarda yatırımları bulunan Comin Khmere de görüşmele-rde yer aldı. Kamboçya ekonomisi geçtiğimiz 10

13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber KATMA DEĞERİNİMZASI

Uçtan uca çözümler ile daima iş ortaklarınınhayatını kolaylaştıran Arena,yeni markalar ilebüyüyor, gücüne güç katıyor.

Sunucu

İşİstasyonları Güvenl�k Yazılım

Ver�Depolama

AğÇözümler�

value.arena.com.tr | 0212 364 65 66

Haber Merkezi

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), Güneydoğu Asya Uluslar Birliği pazarındaki

potansiyeli değerlendiriyor.

Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği (TET) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, ticaret heyetinin yeni işbirliği olanaklarının yaratılması açısından zemin hazırladığını dile getirerek şunları söyledi: “Türkiye ile Kamboçya ve Myanmar arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinin sadece bu pazarlar yönüyle değil aynı zamanda 600 milyondan fazla nüfusu ile tüm ASEAN Bölgesine ulaşma imkanı veren bir açılım olduğunu gördük. Özellikle dünya ile hızlı bir entegrasyon sürecine giren Myanmar ve yabancı yatırımcılar için liberal bir ekonomik anlayış belirleyen Kamboçya, potansiyeli yüksek pazarlar. Ticaret heyetimiz bu açıdan bir ilki gerçekleştirdi ve katılımcı firmalarımız her iki ülkede verimli geçen görüşmeler yaptılar. Bölgeye yapılan diğer seyahatler ile birlikte bu çalışmaların ASEAN’a yapılan ihracatımıza olumlu yönde yansıyacağına inanıyoruz.”

“Potansiyeli yüksek pazarlar için bir ilki gerçekleştirdik”

Fatih Kemal Ebiçlioğlu

Page 4: BThaber Sayı 1030

Sorularımıza yanıt veren Yapı Kredi Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Feza Tan, banka olarak karekodlu çek konusunda yaptıkları yatırımlar ve bu uygulamadan beklentileri hakkında bilgiler paylaştı: “Karekodlu Çek uygulamasına geçiş, öncelikle bir takım altyapı yatırımlarının yapılmasını gerektiriyor. Biz bu çalışmalara 2014 yılında başladık. Sistemin 4 Haziran 2015 ’te duyurulmasıyla birlikte, altyapı çalışmalarını tamamladığımız karekod çekimizi müşterilerimizin kullanımına sunduk. Bu ürünün tanıtım ve bilgilendirme çalışmalarına da başlayan ilk kurumlardan biriyiz. Müşterilerimiz ayrıca şubelerimizden de ürün ve işleyişi hakkında detaylı bilgiye

sahip olabilirler. Bu yeni uygulamaya göre, bankalardan karekodlu çek başvurusunda bulunan müşterilerin, Findeks sistemine de üye olması gerekiyor. Bankalardan KKB’ye düzenli olarak akan çek verisinin yanısıra, karekodlu çek ile

ilgili olarak çek keşidecisinin bu sorgulamanın yapılmasına dair verdiği muvafakat bilgisi de kurulan web servis yapıları ile online olarak paylaşılıyor. Sistemin yönetimi Findeks markası altında KKB tarafından yürütülüyor. Bankaların, mevcut çek karnesi talep ve müşteriye teslim süreçlerinde bu yeni uygulamanın ihtiyaçlarını da kapsayacak bir takım revizyonlar gerçekleştirmesi gerek. Çek karnesi taleplerine karekod özelliğinin eklenmesi, çeklerin üzerine karekod basılması, müşteriden çek numarası bazında muvafakat alınması gibi revizyonların yapılması gerekiyor. Müşterilerin ise bu hizmetten yararlanabilmeleri için sadece Findeks üyesi olması ve bankalara yazılı olarak başvurmaları yeterli.”

E-TOPLUM4 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Çekle ödemelerin daha güvenli hale getirilmesi amacıyla Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından Tür-kiye Bankalar Birliği (TBB) işbirliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) desteği ile geliştirilen, bu yönüyle ticari hayatta yeni bir dö-nem olarak tanımlanan ‘karekodlu çek’ uygulaması 15 Haziran 2015 Pazartesi günü itibariyle başladı. Temel hedef; çek ile yapılan alışverişleri daha güvenli hale getir-erek ticareti kolaylaştırıp hızlandır-mak. Bu uygulama ile keşidecinin, yani çeki düzenleyenin geçmiş çek ödeme alışkanlığı kolayca görüle-bilecek. Çeki elinde bulunduran kişi, çek yaprakları üzerinde bulunan karekodu akıllı telefonuna indireceği Findeks uygulaması ile okutarak sorgulama yaptırabilecek. Yani çek üzerindeki bilgilerde her-hangi bir tahrifat yapılamayacak, yapılsa bile anında tespit edilebi-lecek. Bu uygulamadan yararlan-mak isteyen bireyler ve şirketlerin herhangi bir yatırım yapmasına gerek bulunmuyor. Uygulamadan faydalanmak isteyenler ücret-siz olarak Findeks’e üyeliklerini gerçekleştirebiliyor. Ücretsiz üyelik sonrasında okutulan karekodlu çek başına ise 2 TL ile 4 TL arasında bir ücretlendirme söz konusu.

Findeks uygulaması işbaşında

Bu yenilikte KKB’nin tüketiciye dönük yüzü olan Findeks; reel sektör ve bireylere yönelik ürün-lerin tek çatı altında sunulduğu bir finansal hizmet platformu. Burası Kredi Notu, Risk Raporu, Takipçi gibi pek çok finansal hizmeti bünyesinde barındırıyor. Findeks’in sunduğu Karekodlu Çek Uygula-ması sayesinde, çeki düzenleyen kişinin kimlik bilgilerinin teyidine, çekin doğruluğuna ve dolaşımda olup olmadığına dair bilgilere ve çeki düzenleyen kişinin geçmiş çek ödeme performansı hakkındaki özet rapora ulaşılabiliyor. Karekod-lu Çek; çek sahibinin bankasından talebi üzerine ve onayladığı muva-fakatname ile çek ödeme geçmişi-ni ticaret yaptığı kişiler ile paylaş-maya hazır olduğunu gösteren bir çek. Bu çeki kabul eden tacir, akıllı telefonuna kuracağı Findeks uygulaması ile çekin üzerinde bu-lunan karekodu sisteme okutarak, karşısındaki keşidecinin geçmişte çeklerini hangi oranda ödediği, hangi oranda çeklerinin karşılıksız kaldığı ve bu çeklerin hangi oranda sonradan ödendiği gibi adet ve tu-tar olarak oransal bilgileri kapsay-an geçmiş çek ödeme performansı

Çek kaosu karekod ile son bulacak mı?

konusunda net bir bilgiye sahip olabiliyor. Raporda, keşide edilen toplam çek adet ve tutarının yüzde kaçının zamanında ödendiğini ya da ibraz edilen çeklerin toplam tutarının hangi oranda ödendiği ve ne kadarının arkasının yazıldığını adet ve tutar bilgisi paylaşmadan, yalnızca oransal olarak son 1, 3 ve 12 ay verilerine göre belirtil-iyor. Kişinin toplam ciro, servet veya varlık bilgisi ise raporda yer almıyor.

Bizim için ödeme ve kredilendirme aracı

Bu yeni uygulama ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Genel Müdürü

Kasım Akdeniz’in de dikkat çektiği gibi, çek, ticari hayat için önemli bir ödeme aracı. Ülkemizde ise sadece bir ödeme aracı değil, aynı zamanda bir kredilendirme aracı. Diğer ülkelerden farklı olarak, çekin vadeli satın almalarda kul-lanılıyor olması, Türkiye’de çekin önemini artırıyor ve bir finansman sağlama aracı haline de getiriyor. “Deyim yerindeyse, satıcı vadeli satış yoluyla alıcıya finansman sağlarken kendi sermayesini alıcı ile paylaşmakta” örneğini paylaşan Kasım Akdeniz’e göre, bu yönüyle vadeli çek, sermayeyi paylaşmanın bir yolu. Bu kredilendirme süreci içinde en önemli husus ise doğal olarak alıcının ve satıcının birbirini

iyi tanıması, bilgi sahibi olması. Çünkü satıcı, aldığı çek karşılığın-da alıcıya bir mal vererek malın bedelini 3 veya 6 ay sonra almayı kabul ediyor. Buna karşılık, özel-likle KOBİ’ler gibi yetersiz sermaye ile çalışan şirketler, alacaklarını tahsil edemedikleri durumda kendi borçlarını da ödeyemez duruma gelebiliyor. Bu durumda, Akden-iz, “Vadeli mal satan taraf bir anlamda ödeme yapılana kadar ticari itibarını, çeki keşide eden kişi ya da kuruma emanet eder. Ticari itibarınızı emanet ettiğiniz kişi ve kurumların ödeme alışkanlıklarını bilmek risk yönetimi açısından oldukça önemli” bilgisine vurgu yapıyor.

Karşılıksız çek riskini yüzde 80 azaltmak mümkün

Günümüzde sermayeyi koru-manın ve güvenli bir ticari ha-yatın yolu iş yaptığınız, vadeli mal sattığınız kişileri tanımaktan geçiyor. Her ay ortalama 20 bin kişinin çeki karşılıksız çıkıyor ve bundan birçok kişi zarar görüyor. “Bu 20 bin kişinin çek ödemelerine bakıldığında, yüzde 80’inin geçmişte de çekleri-nin karşılıksız çıktığını görüyoruz” bilgisini veren Kasım Akdeniz, kare-kodlu çek yapısının faydalarını şöyle özetliyor: “Bu kişilerin çekleri kabul edilmeden önce çek raporlarına bakılması halinde olumsuz ödeme geçmişinin görülmesi ve olası zarar-ların önlenerek riskin yönetilmesi mümkün. Karekodlu Çek ise buradaki bilgi alışverişini, karşı tarafla ilgili bilgi sahibi olma süre-cini hem daha güvenli hem daha hızlı gerçekleşmesini sağlayan bir uygulama. Karekodlu Çek bu bilgiye güvenli ve hızlı ulaşımı sağlayarak ticarette güvenin simgesi olacak.”

Handan Aybars Haziran ortasında ticari hayatta yerini alan karekodlu çekle birlikte, bir ödeme ve borçlanma aracı olan çekte reel sektörün

muhtelif sıkıntılarının önüne geçmek öncelikli hedef.

İzin verenin bilgileri karşılıklı paylaşılıyor

Çek hamilleri karekodlu çeki aldıkları anda, Findeks sistemine kayıtlı hale geldiği için keşidecinin geçmiş çek ödeme performansını pratik bir şekilde kontrol edilebilecek. Çekin üzerinde yer alan karekodun Findeks uygulaması üzerinden okutulması ile elde edilen keşideciye dair veri, keşidecinin çek ödeme alışkanlığı ile ilgili geçmişe dair bilgi belirsizliğini en aza indirgeyecek. Çek hamili açısından belirsizliği azaltacak. Uygulama ile güvenli ticarette gerekli olan ‘şeffaflık’ için önemli bir adım atılıyor. Çek üzerindeki karekod vasıtasıyla çekin keşidecisi ile ilgili erişilebilecek bilgiler, işletmelerin finansal kararlarını somut bilgiler ışığında vermelerine yardımcı olacak. Alacaklarını sağlıklı tahsil edebilen işletmelerin kendi borçlarını da zamanında ödemesi mümkün olabilecek. Yani Karekodlu Çek, alacaklı için bir güven göstergesi olurken, keşideci için de bir itibar göstergesi halini alacak. Keşideciler (çeki düzenleyenler) karekodlu çek kullanmakla tarihsel olarak ödemelerini zamanında yerine getirdiklerini, iş yaptığı kişilere gösterebilecek ve bunu avantajlı fiyat ya da avantajlı vadeye dönüştürebilecekler.

Prestij noktası halini alacak

Feza Tan

Page 5: BThaber Sayı 1030

HP ve Migros ortaklığıyla gerçekleştirilen Türkiye’nin en büyük ince istemci projelerinden biri. Migros, Türkiye’nin

öncü süpermarket zinciridir. Ülke genelindeki Migros mağazalarındaki 5000 adet masaüstü bilgisayarın yüksek bakım ve yatırım giderlerini azaltmak için HP ince istemciler ile masaüstü sanallaştırma projesini hayata geçirme kararını aldı.Sektör: Perakende Satış

Amaç: Klasik masaüstü bilgisayarları ince istemciler ile değiştirerek maliyetleri ve yönetim ihtiyacını azaltmak

Yaklaşım: Pek çok idari ve teknik oturumda yer almış ve Konsept Kanıtlama (PoC) testleri yapmış lider satıcı firmalardan araştırılmış çözümler

BT sorunları• Sorunlarla ilgili mağazalardan açılan çağrılar

yüzde 90 azaltıldı • Bakım ve işletim maliyetleri düşürüldü • İstemci cihaz yönetimi merkezi kontrol sistemi

ile basitleştirildi

İş sorunları• Yüzde 90’a kadar daimi enerji tasarrufu elde

edildi ve güç kullanımı ve emisyona yönelik çevresel hedefler desteklendi

• Neredeyse tüm projenin maliyetini karşılayan bir yıllık enerji tasarrufu ile mükemmel ROI (yatırım getirisi) sağlandı

• Ülke genelindeki mağazalara güvenilir ve sağlam BT hizmetleri sağlandı

ZorlukEskimiş altyapı: 70 şehirde toplam 1.200 adet üzerinde mağazası bulunan Migros, Türkiye’nin öncü süpermarket zinciridir. Ülkenin perakende satış öncülerinden biri olan firma kırtasiye, cam, mutfak eşyaları, elektronik eşyalar, kitaplar, kayıtlı medya ürünleri, giyim ve diğer ürünlerden oluşan büyük bir seçki ile çok çeşitli formatlara sahip ve farklı bölgelerde bulunan mağazalarla hizmet sunuyor.

Migros, teknolojik gelişmelerin avantajlarını daima müşterilerine ve çalışanlarına sunmayı amaçlamaktadır ve sürekli olarak genişleyen bir faaliyet alanına sahip olduğu için esnek ve kolayca şekillendirilebilir çözümlere ihtiyaç duymaktadır.

Firma, 5.000 klasik masaüstü bilgisayar yönetimi ile ilgili sorunlar yaşamaktaydı. BT personeli geliştirmeler, güncellemeler, güvenlik yazılımlarındaki değişiklikler ve sorun giderme işlemleri gibi genel bakım çalışmalarına çok fazla zaman harcamak zorundaydı. Ülke genelindeki mağazalarda meydana gelen sistem arızalarına harcanan zaman ve maliyetle baş etmek, birçok alanda servis sözleşmesi yapma ihtiyacını doğurdu. Ayrıca, bir masaüstü bilgisayarın yaklaşık 70 Watt enerji harcadığı bu düzende enerji maliyetleri yüksekti ve kullanım biçimleri firmanın çevresel hedefleri ile uyuşmuyordu.

Migros, mevcut durumda Citrix XenApp ile sanallaştırılmış bir ortama sahipti ve yeni bir çözüm ararken ince istemcileri araştırma kararı verildi. Migros, Ağ, İletişim ve Güvenlik Grubu Müdürü Ömer Lütfü Karagöz proje ile ilgili, “Migros üç yıllık bir sanallaştırma uygulaması projesini başarıyla başlattı ve sürdürdü. Cihaz yönetimini basitleştirme çalışması ile yolumuza devam etmemiz gerektiğine karar verdik ve bu girişim son derece memnuniyet verici bir çalışma haline geldi.” dedi.

ÇözümEn önemli unsur masaüstü sanallaştırmadır: Migros, HP de dahil olmak üzere lider üreticilerin ince istemcilerini araştırdı. Firmanın HP ile masaüstü bilgisayarlarının yüzde 40’ını temin ettiği bir ilişkisi

bulunuyordu ve HP proje boyunca zincir yönetimi ekipleri ve teknik ekiplerle sayısız toplantı yaptı. Çok sayıda mağazayı ziyaret ettiler ve firmanın sanallaştırılmış bir ortamın avantajlarını tecrübe etmesini sağlayacak Konsept Kanıtlama (POC) testleri amacıyla gerekli sayıda ince istemci temin ettiler.

Ancak, HP’nin başarılı olmasını sağlayan temel etkenlerden biri teknik danışmanlık ile pek çok teknik sorunun çözülmesi için verilen destek ve HP’nin ‘güvenilir bir danışman’ kimliğini ön plana çıkarmak oldu.

Karagöz, “Pek çok üretici ile görüştükten sonra ülkenin en büyük ince istemci projesi için yola HP ile devam etme kararı aldık” diyor ve ekliyor: “Yaptığımız seçimi belirleyen temel etkenlerden biri yerel HP ekibinin sunmuş olduğu inanılmaz destektir. Yerel HP ekibinin bize tüm yurt içi kaynaklarını sunduğu alanlarda diğer üreticilerle sorunlar yaşadık ve bu çok önemliydi, çünkü hızlı müdahale olmadan, yerel hizmetler ve gelişime destek verilmeden hiçbir proje başarılı olamaz.”

Migros şu anda HP ThinPro işletim sistemi ile 5000 HP t510 İnce İstemci kurmuş bulunuyor. Çift çekirdekli işlemcilere sahip HP t510 İnce İstemciler, Migros gibi işletmelerin güçlü ve PC ile eş değer performans sağlayan akıllı, basitleştirilmiş istemci sanallaştırma bilgisayarları oluşturmasına yardım ediyor. 2GB RAM bellek kapasitesine sahip bu multimedya çözümü daha sağlam, güvenilir ince istemci deneyimi sağlıyor.HP İnce İstemci çözümü; günümüzün benzer yazılımları, güncel protokol desteği, güvenlik duvarı koruması ve çok özellikli tarayıcıları ile karşılaştırıldığında sanallaştırılmış bilgisayar kullanımı ortamını korumak için idealdir.

HP iş ortağı olan KoçSistem, ülke çapında kurulum ve uygulama çalışmasını yürütmüştür. İlk kurulumlar HP ve KoçSistem tarafından İstanbul’daki bölgelerde yapıldı ve ardından KoçSistem, çözümleri tüm ülkeye yaydı. Bu çalışma Migros için yapılan ve devam etmekte olan destek ve sorun giderme hizmetleri de sunmaktadır.

HP Device Manager çözümün önemli bir

parçasıdır. HP Device Manager, müşterilere ince istemcilerini uzaktan görüntüleme ve bunları ticari ihtiyaçlarına göre şekillendirme imkanı sunan hızlı ve güvenilir bir ince istemci yazılımıdır. Programı tek bir merkezi noktadan kullanmak yöneticilerin envanter yönetimi yapmalarını, ince istemci ayarlarını ve bağlantı kopyalama işlemini oluşturmalarını ve uzaktan güç yönetimi ile yama ve istemci güncellemesi yapmalarını sağlamaktadır. HP Device Manager , sistem yöneticilerinin kontrol edilen her cihazı görüntüleyebilmelerini, cihaz gruplarını organize etmelerini, uzaktan iş tanımları oluşturmalarını ve sürdürmelerini ve cihazlara gönderilen görevleri takip etmelerini sağlar.

FaydalarıKolay yönetim ve düşük maliyet: “Proje öncesinde kullanılabilirlik, güvenlik ve güncelleme sorunları nedeniyle sürekli bakım gerektiren ve bir kısmı donanım konfigürasyonu nedeniyle değiştirilmek zorunda olunan 5000 masaüstü bilgisayara sahiptik. Sistem arızaları ile başa çıkabilmek için pek çok alanda hizmet sözleşmemiz bulunuyordu” diyor Karagöz. “HP İnce İstemci çözümünü uyguladıktan sonra merkezi yönetim konsolu HP Device Manager aracılığıyla sistemi güncellemek artık inanılmaz derecede kolay hale geldi. Artık sistem arızalarıyla çok nadiren karşılaşıyoruz ve bu konuya ilişkin mağazalarımızdan gelen aramalar önemli ölçüde azaldı.”

Hatta, sorunlarla ilgili mağazalarımızdan gelen aramalar yüzde 90 azaldı ve bu durum işletim maliyetlerini ve çözüm sürelerini düşürdü.

Düşük karbon emisyonları sayesinde Migros bu projeye, sosyal sorumluluk standartlarını destekleyen ve çevre dostu kimliğini ön plana çıkaran bir çalışma olarak da bakıyor. Klasik bir masaüstü bilgisayarın günlük 70 Watt enerji tüketimi ince istemciler ile yaklaşık 10 Watt’a düşürüldü.

“Bir yılda yaptığımız enerji tasarrufu neredeyse projenin toplam maliyetine denk geliyor” diyor Karagöz. “Bu, tüm yaşadıklarımız değerlendirildiğinde her yönden olumlu bir

çalışmaydı.”HP İnce İstemcileri için sunulan destek Migros

tarafından kısa sürede benimsendi. Arızalanan bir istemci derhal ücretsiz olarak değiştirildiği için arıza süresi ve maliyet ortadan kaldırıldı. HP Device Manager, diğer yönetim ürünlerinin çoğunun aksine, ince istemci çözümü ile birlikte ücretsiz olarak verildiği için giderler de azaltıldı.

“Sıradan bir masaüstü bilgisayar yaklaşık üç yıl kullanılıyordu ve bu süre boyunca donanım arızaları nedeniyle zaman kaybı ve bakım maliyetleri oluşuyordu. Standart bir ince istemci ise yaklaşık yedi yıl kullanılıyor ve çok az bakım gerektiriyor” diyor Karagöz. “HP İnce İstemciler kullanmadan önce mağazalardaki personelin eğitimi ve gelişmelerden haberdar olması konusunda sorunlar yaşıyorduk, ama artık bu tarz yönetim sorunlarından kurtulduk.”

HP İnce İstemciler’in sunduğu düşük enerji, süre, alan kullanımı ve bakım maliyetleri çok büyük bir tasarruf sağladı.

“Enerji maliyetlerimizin büyük bir kısmından kurtulduk, yapmış olduğumuz alanda hizmet sözleşmelerini en aza indirdik, bakım sorunlarının ve mağazalardan gelen aramaların azalmasıyla zaman tasarrufu yaptık ve yönetim kalitemizi arttırdık. Bu proje toplam maliyet tasarrufu bakımından mükemmel bir çalışma oldu” diye ekliyor Karagöz.

Migros, BT Operasyon ve Servis Hizmetleri Grup Müdürü Atilla Övündür, HP ince istemcileri kullanım sonrası gelişmeleri ile ilgili “İyi bir hazırlık ve test sürecinden sonra ince istemci dönüşümü çok hızlı ve sorunsuz olarak gerçekleştirildi. Tüm donanımın aynı olması ve tek işletim sistemi konfigürasyon yapısı sayesinde 200 GB kadar yükselmiş olan imaj dosyalarının yönetimi ortadan kalktı. Güvenlik uygulamaları da sadeleştiği için yeni mağaza bilgisayar kurulumlarında %75 zaman tasarrufu gerçekleştirildi.” dedi ve ayrıca “Yeni donanımın bileşenlerinin az olması, fan bulunmaması ve az yer kaplaması ile birlikte şu an yok denecek kadar az olan donanım arızalarımızın gelecekte de aynı seviyede kalacağına eminim.“ diyerek olumlu deneyimlerini ekledi.

Migros, masaüstü sanallaştırma çözümüyle çevre dostu BT politikasını genişletiyor

“HP’nin sunacağı tekliften zaten etkilenmiştik ve söz verdiklerinden daha fazlasını yaptılar. Perakende sektöründeki öncülüğümüzü daha da güçlendiren bu projeye devam ettiğimiz için çok gururluyuz.”

Ömer Lütfi Karagöz, Migros Ağ İletişim ve Bilgi Güvenliği Grup Müdürü

adve

rtoria

l

Soldan sağa: Mehmet Emre Er, HP Katma Değerli Ürünler Kategori Müdürü - Nazlı Küçükkabak, HP Kurumsal Sektör Müşteri Yöneticisi -Cem Köz, HP Katma Değerli Ürünler ve Kurumsal Hizmetler Satış Müdürü - Ömer Lütfi Karagöz, Migros Ağ İletişim ve Bilgi Güvenliği Grup Müdürü -

Hande Baykan, HP Kurumsal Sektör Satış Direktörü - Atilla Övündür, Migros BT Operasyon ve Servis Yönetimi Grup Müdürü - Özgür Altunsu, Migros BT Operasyon ve Servis Yönetimi Saha Operasyonları Müdürü - Murat Zobu, Migros BT Altyapı ve İletişim Sistemleri Müdürü

Page 6: BThaber Sayı 1030

Türkiye’nin ilk medikal ‘showroom’u açılıyor!Çalışmalarında büyük yol katettiklerini aktaran Bora Yaşa, OSTİM’de Türkiye’nin ilk medikal ‘showroom’unun inşaatının bittiğini ve kısa süre açılacağının müjdesini vererek “Heyetler geldiğinde sadece katalog veriyoruz ya da çok az firmayı gezebiliyorlar. Böylece ürünleri birebir gösterebileceğiz” ifadesini kullandı. En büyük hedeflerinin; yüzde 85 olan yurt dışı bağımlılığını daha aşağılara çekmek olduğunu kaydeden Yaşa, “Yerli yapıların kullanımının faydalarını anlatmak da çok önemli çünkü sağlıkta,

savunmada, tarımda bağımsızlığını ilan edemeyen ülkeler sürekli dışarıya bağımlı ülkelerdir. Ortak hammadde satın almayı gerçekleştirmek istiyoruz. Uzun vadede de; hastanelerimizde kullanılan yerli tıbbi cihaz oranının artırılmasını hedefliyoruz. Ayrıca Ekonomi Bakanlığı URGE

‘Sağlık Teknolojilerinde Teknoloji Odaklı İş birlikleri ile Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Proje’miz kabul edildi; 28 firmamız bu kapsamda hem fuarlara katılacak hem de prototip ve Ar-Ge desteği alacak” şeklinde konuştu.

E-TOPLUM6 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

OSTİM 1967 yılından beri Ankara’da faaliyet gösteriyor. Bugün OS-TIM 6 küme-

lenmeye sahip. Bora Yaşa, OSTIM Başkanı Orhan Aydın’ın üniversite-sanayi iş birliğine çok inandığını kaydederek “Bu inançla, Çankaya Üniversitesi ile bir-likte bir çalışma gerçekleşti-riliyor, OSTIM’in yol haritası belirleniyor ve OSTİM’deki kuvvetli sektörler belirleniy-or. Böylece şu an kümelen-melerin başlığını oluşturan sektörler ortaya çıkıyor. Özellikle iş ve inşaat mak-ineleri, savunma sanayinin alt tedarikçileri ve de medi-kal ön planda oluyor. Ayrı-ca bir eklememiz daha var: Ülkemizdeki enerji sıkıntısı, dışa bağımlığımızdan dolayı yenilenebilir enerji ve teknolojileri kümesi de ku-ruluyor. Sonuçta; ‘Medikal Sanayi Kümelenmesi’ de bu analiz sonucunda ortaya

Türkiye’de rakip, yurt dışında ‘bir’ olalım

çıkıyor ve 2011 yılında bir hareket olarak başlıyor. Dernek statüsünde faaliyet gösteriyoruz; kümelen-menin yasal bir zemini ol-madığı için şu an OSTIM’de bulunan 6 küme de dernek statüsünde” şeklinde geçir-dikleri süreçleri paylaştı.

Sektörel ihtisaslaşma ile bölgesel rekabet avantajı oluşturmak istiyoruz

Yaşa, 2011 yılın-da ilk uydu projelerini gerçekleştirdiklerini söy-lerek konuşmasına şöyle devam etti: “Medikal Sanayi Kümelenmesi; sağlık sektörünün ihtiyaçlarının karşılanmasında yerli üretimin payını artırmak ve medikal sanayi KOBİ’le-rini uluslararası pazarda rekabet edebilir hale getirmek amacıyla kurul-

du. Alt hedeflerimizi de şu şekilde sıralayabiliriz: Üret-icilerimizi artan yetenek ve iş birlikleri sayesinde ter-cih edilir bir marka haline getirmek. Üniversitelerin sahip olduğu teknik bilg-iyi, ticarileşmesi için san-ayiye aktarmak. Sektörel ihtisaslaşma ile bölgesel rekabet avantajı oluştur-mak. Kümelenmemizde 88 firmamız var ve bu sayı sürekli artıyor. Artmasının nedeni de insanların küme-lenme mantığını anlamaya başlamaları; birlikten güç doğması. Rekabet edebiliriz ama rekabetle düşmanlık arasında bıçak sırtı bir çizgi var. Herkes rekabet edecek. Ülke içerisinde mücadele edin, rakipsiniz diyoruz ama yurt dışına çıktığımızda ‘bir’ olalım, birlikte hareket edelim çünkü özellikle bi-zim sektörde yurt dışındaki

rakipler çok büyük. Firmalar arasında ileşimi sağlıyoruz ve güven ortamıyla bera-ber iş birlikleri oluşuyor. Diğer yandan üründe yerli markalaşmayı artırmak ve dünya pazarında ‘Türk Malı’nı hak ettiği rekabet seviyesine yükseltmek hedefiyle OSTİM Endüstri-yel Tasarım ve Mühendislik Merkezi açıldı.” 2023’te tıbbi cihazdaki hedefin 5 milyar dolar oduğunu be-lirten Yaşa, “Şu anda 250 milyon dolarlık ihracatımız var. Hedefi yakalayabilmek için tasarım yapmak, katma değerli ürünler üretmek gerek ki pazarda yarışabilir hale gelelim. Doğru adımlar atılırsa bu hedefe ulaşılabil-ir. Ar-Ge ve tasarıma büyük

önem veriyoruz. Üyemiz olan tıbbi cihaz üreticil-

erine önemli katkılar sağlayacak Ekonomi Bakanlığı’nca desteklenen ‘Medikal Sanayi Kümelenmesi İhracat Kapasi-tesi Geliştirme Projesi’ni

yürütüyoruz. Proje sona erdik-

ten itibaren 18 ay içerisinde ihracat

yapmayan KOBİ’lerin en az bir ülkeye ihra-cat yapıyor olmalarını sağlamak ve ihracat yapan KOBİ’lerin de dış ticaret hacimleri-

nin en az yüzde 5 oranın-da artmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Gerçekleştird-iğimiz Türk Sağlık Teknolo-jilerinde Orta Doğu Afrika Alım Günleri ile 15 farklı ülkeden 45 farklı firma bir araya geldi ve 4 gün içerisinde 2 milyon dolarlık satış yaptık. İhracatımız 250 milyon dolar; 2 milyon doları 4 günde yapmak bi-zim için çok çok önemliydi. Firmalarımızın kendilerini tanıtmaya ihtiyacı var. Bu arada 2014 yılında Ankara Kalkınma Ajansı’nın verdiği 86 destekten 17 tanesini bizim kümelenmemizin üyeleri aldı” dedi.

Üretici olmayan Medikal Sanayi Kümelenmesi’ne giremez!

Ekonomi Bakanlığı’nın 4 alanda destek verdiğini; bu desteklere ‘tasarım’ı da eklediklerine dikkat çeken Yaşa, firmaların ihracat kapasitelerini yükseltmeyi hedeflediklerine yeniden vurgu yaptı. Bora Yaşa, “Firmaların, kümelen-memize üye olması için OSTIM’de yer almaları gerekmiyor. Tüzüğümüze göre; Ankara’nın 25 ilçesinde üretim yeri olan firmaların hepsi bize üye olabiliyor. Ambulans ve acil ekipmanlarından, biyoteknoloji ürünlerine, medikal gaz sistemleri, diş hekimliği sistemlerinden görüntüleme sistemler-ine kadar 15 farklı alanda üreticimiz var. e-Sağlık konusunda da çalışmalar yapılıyor. Üyelerimizin belli standartlarda olması önce-likle de üretici olması gere-kiyor. Zaten bizim kurulma misyonumuz yerli üreticiyi desteklemek. Firmaların yüzde 100 Türk sermayeli olması da çok önemli. Ortaklık olabilir ama yüzde 50’yi geçtiği anda üyelikten çıkartıyoruz. Diğer yandan üniversitelerle ilişkilerim-iz yoğun şekilde devam ediyor; Kırıkkale, Yıldırım Beyazıt, Başkent, Çankaya, Hacettepe bunların arasın-da. Öğrencilerin burada staj yapmaları için onları teşvik ediyoruz” açıklam-asını yaptı.

OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi, Küme Koordinatörü Bora Yaşa, kümelenmenin öyküsünü

aktarırken hedeflerini de paylaştı.

OSTİM Medikal Sanayi Kümelenmesi, Küme Koordinatörü

Bora Yaşa

Sedef Özkan

Page 7: BThaber Sayı 1030

ODTÜ Enformatik Enstitüsü ile NATO’nun “Barış ve Güvenlik için Bilim Programı” kapsamında verilen siber güvenlik eğitimleri Moğolistan ile devam ediyor. Moğolistan’ın askeri, emniyet ve istihbarat kurumlarının üst düzey yetkilileri, ODTÜ Enformatik En-stitüsü bünyesinde kurulan Siber Savunma ve Güvenlik Araştırma Laboratuvarı’nda (CyDeS) siber güvenlik eğitimi alıyor.

Siber güvenlik alanındaki son bilimsel gelişmeler ile uygulama arasında köprü kurulan eğitim programıyla, konuk ülkelere siber saldırılarla nasıl mücadele edileceği öğretiliyor. Programda, NATO’ya üye olma yolundaki ülkelerde insan kaynaklarının geliştirilmesini de hedefleniyor

Dersleri Türk siber güvenlik uzmanları veriyor

30 Haziran-10 Temmuz 2015 tarihleri arasındaki eğitimde, Türkiye’nin siber güvenlik uzman-ları, Moğolistan’ın istihbarat ve emniyet teşkilatları, Dışişleri ve

Türkiye siber güvenlik konusunda bölgenin eğitmeni oldu

Savunma Bakanlıkları gibi kritik kurumlarından gelen 15 yetkiliye siber tehditlere karşı alınacak önlemleri uygulamalı derslerle gösteriyor.

Eğitim kapsamında, kurumların güvenlik açıklarının tespit edilerek kapatılması, sunucuların ve web uygulamalarının nasıl savunula-cağı, ağ güvenliği, siber olaylara müdahale, adli bilişim, kullanıcı ve sistem aktivitelerinin denetlenme-si, kriptografi, zararlı yazılımların analizi gibi kritik konular işleniyor. Eğitime katılan Moğol yetkililer aldıkları dersin etkisini, eğitim

sonunda düzenlenen siber saldırı oyunlarında görme fırsatını da yakalıyor.

Eğitimin koordinatörlüğünü yürüten ODTÜ Enformatik Enstitüsü Müdürü ve CyDeS Di-rektörü Nazife Baykal, “Bilindiği gibi günümüzde artık savaşlar siber dünyada sürdürülmektedir ve Moğolistan Rusya ve Çin gibi sıklıkla siber saldırılara uğrayan kritik ülkelerin tam ortasın-da yer alan konumuyla siber tehditlere maruz kalabilmek-tedir. Siber saldırılar artık tüm dünyayı ilgilendirmektedir ve

siber güvenliğin sağlanması konusunda uluslararası işbir-likleri kaçınılmazdır. NATO ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği kapsamında ülkemizde verilen bu eğitim çok önemli bir misyonu yerine getirmektedir” dedi.

Güvenlik sebebiyle isimlerinin verilmesini istemeyen Moğol katılımcılar eğitimin kalitesinden çok memnun kaldıklarını, siber güvenlik alanında bu eğitimde edindikleri bilgi ve becerileri ülkelerine döndüklerinde uygulay-acaklarını belirtti.

Bir Moğol yetkili gördükleri eği-

tim hakkındaki görüşlerini şöyle aktardı: “Bu eğitimin, özellikle siber olaylara müdahale, sistem yönetimi ve bilgi güvenliği konu-larıyla doğrudan ilişkili görevlerde bulunan kişilere çok faydalı old-uğunu düşünüyorum. Bu eğitim bana ileride geliştirebileceğim bir altyapı de sağladı. Ben kişisel olarak kötü amaçlı yazılım analizi, tersine mühendislik ve adli analiz ile ilgili derslerden çok keyif aldım. Aynı zamanda konuları detaylarıy-la anlatan, güvenlik olaylarının ve nasıl çözülebileceğinin analizini yapan öğretmenlerin yetkinliğin-den çok etkilendim. Aldığım tüm bu bilgiler ülkeme döndüğümde çok bana çok faydalı olacak”

Türkiye siber güvenlik alanında son yıllarda gösterdiği gelişme ile bölgesindeki ülkelerin eğitme-ni olmayı sürdürüyor. 2012’de Afganistan ile başlayan program kapsamında bugüne kadar Macaristan, Karadağ, Moldova, Azerbaycan ve Ukrayna’nın da olduğu toplam yedi ülke yetkilis-ine eğitim verildi.

NATO ile işbirliği halinde yürütülen program kapsamında ODTÜ’nün, siber güvenlik eğitimi verdiği

yedinci ülke Moğolistan oldu.

E-TOPLUM 713 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojil-eri arasında iş birliği anlaşması imzalandı. MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen imza törenine; MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör ile Sebit Genel Müdürü Ahmet Eti ve bakanlık yetkilileri katıldı. İş birliği anlaşmasıyla; okul öncesinden lis-eye özel eğitime gereksinim duyan tüm öğrenciler, Sebit’in çevrimiçi ürünlerinden ücretsiz yararla-nabilecekler. Ekim 2014 itibarıyla evde eğitim hizmeti alması uygun görülen öğrenci sayısı 4.517 olup 2007 - 2008 eğitim-öğretim yılından bugüne kadar evde eğitim hizmeti alan toplam öğrenci sayısı 19.210’a ulaştı. Güngör törende, özel eğitim gören öğrencilerin ücretsiz olarak bu eğitim por-talından faydalanabileceklerini vurgularken Eti de fırsat eşitliğini sağlamaya çalışan bir şirket olduk-larına dikkat çekti ve bu çalışmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak gördüklerini kaydetti.

Evde eğitim, teknolojik boyut kazanıyor

Öğrenme teknolojileri şirketi Se-bit, MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü özel eğitime gerek-sinimi olan öğrenciler için evde

eğitim hizmetine, çevrimiçi ürünleriyle destek olacak. Evde eğitim hizmeti verilen öğrenciler için ‘K12 Online Eğitim Platform-ları’na ücretsiz erişim sağlanıyor. Zorunlu öğrenim çağında olup sağlık problemleri nedeniyle örgün eğitim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumdaki öğrenciler için MEB’in sunduğu evde eğitim hizmeti, Sebit’in çevrimiçi eğitim ürünleriyle tekno-lojik bir boyut kazanıyor. Böylece Sebit’in sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde MEB ile yaptığı iş birliği kapsamında öğrenciler, okul öncesinden liseye Sebit’in tüm çevrimiçi eğitim ürünlerini kulla-nabiliyor. Evde eğitim hizmetiyle, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin eğitime erişimlerini sağlamak ve sunulan eğitim hizmetlerinin kalitesini artırmak amaçlanıyor. Projede, 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflar için kapsamlı ve zengin çevrimiçi eğitim ürünü Vitamin ve lise 9. ve 10. sınıflar için Lisego ürünleri yer alıyor. Sebit’in küçük yaş grupları-na yönelik geliştirdiği İngilizce ve okuma yazma ürünlerinden de özel eğitime gereksinim duyan okul öncesi ve ilkokul öğrencileri ücretsiz yararlanabilecekler. Tüm bu ürünleri kullanabilmek için özel eğitime gereksinimi olan öğren-cilerin www.vitaminegitim.com/ozelogrenci adresinden üyelik işlemlerini yaptırmaları yeterli olacak.

Deniz Kuvvetleri Komutan-lığı’nın TCG Doğanay ve TCG Dolunay isimli deni-zaltılarının modernizasyonları tamamlandı. STM tarafından yürütülen proje ile deni-zaltıların en önemli savaş ve seyir sistemleri modernize edilerek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildi.

STM firması, 4,5 yıldır sürdürdüğü denizaltı modern-izasyon çalışmalarını tama-mladı. ‘Ay Sınıfı’ denizaltılar TCG Doğanay (S-351) ve TCG Dolunay’ın (S-352) modern-izasyon çalışmalarının tama-mlanmasıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın imkân ve kabiliyetlerine önemli katkı

sağlandı. Türkiye’de sivil bir firmanın denizaltı modern-izasyonunda ana yüklenici olması bakımından bir ilk olma özelliğini taşıyan proje kapsamında denizaltıların elek-tronik destek, hücum ve seyir periskopları ile atalet sistemleri modernizasyonu başarıyla tamamlandı. Projenin başarıy-la tamamlanması, denizaltı projelerinde yerli sanayinin aldığı sorumluluğun gelişmesi bakımından da önem taşıyor. Proje, 35 yılı aşkın süredir de-nizaltı inşa eden ve bu konuda büyük tecrübesi olan Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda, Deniz Kuvvetleri Komutan-lığı ve Tersanesinin iş-gücü

ve bilgi desteği ile başarıya ulaştı. Başta Milli Gemi Projesi (MİLGEM) olmak üzere deniz platformlarında çok sayıda milli projenin sahibi olan STM, önümüzdeki dönemde de muhtemel yurt içi ve yurt dışı denizaltı projelerinde yer almayı hedefliyor. ‘Ay Sınıfı Denizaltı Cihaz/Sistem Ye-nileme Projesi’ kapsamında, STM, Sistem-Platform montaj ve bütünleştirme faaliyetler-ini, Entegre Lojistik Destek (ELD) ve teknik yardım/destek hizmetlerini sağladı. STM, hâlâ devam eden ‘Yeni Tip Denizaltı’ projesinde de azami yerli katkının sağlanması için önemli görevler üstleniyor.

Özel eğitim öğrencileri için fırsat eşitliği

Denizaltı projelerinde yerlisanayinin aldığı sorumluluk artıyor

Page 8: BThaber Sayı 1030

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

Yaşlılara tablet var

Eyfel Kulesi’ne telif hakkı

Türkiye Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Strateji ve Eylem Planı (KÜSİ) yayınlandı. 2015-18 dönemini kapsayacak. Benzer stratejilerde olduğu gibi bunda da yayın tarihi, stratejinin “başlaması” gereken yılın ortası. Üniversite-sanayi işbirliğine nihayet bir çözüm getirmesini beklediğimiz bu önemli stratejinin geçen yıllarda hazırlanması, tartışılması ve nihai şeklini 2014 sonbaharında alması, 2015 Ocak’ından itibaren yürürlüğe girmesi gerekmez miydi?

Geçen hafta yayınlanan ikinci strateji için de aynı şey: Türkiye Girişimcilik Stratejisi (TGS) yine 2015-18 arası için. Ülkemiz açısından çok yaşamsal önemdeki bu stratejinin de geçmiş gitmiş 6 ayı nasıl telafi edilecek acaba?

Tarih kaymasını görmezden gelirsek, KÜSİ, akademisyenlere sanayide çalışma fırsatı veriyor. Ülkemizin orta yüksek ve yüksek teknolojiye geçebilmesi için sanayi işbirliği yoluyla teknoloji transferine ve yüksek teknolojili ürün

imaline yönelik çalışmalar yapılması mümkün olacak. Hatta, sosyal bilimler alanında yapılan Ar-Ge ve inovasyon içeren projelerin de desteklenmesi sağlanacak. Başka yenilikçi fikir ve uygulama vaadleriyle yüklü bu stratejinin harfiyyen uygulanmasını, çıktılarının kamuoyu ile paylaşılmasını, ne gibi bir katma değer ürettiğinin açıklanmasını ümit edelim.

Potansiyel girişimcilerimizi teşvik edecek bu strateji, şimdiye kadar görmediğimiz cömertlikte bir vaadde bulunuyor: “Birinci denemede başarı sağlayamadınız mı? Sorun değil. Size ikinci bir kredi veriyoruz..”

Ulusal Fikri Haklar Stratejisi (UFK) de yürürlüğe girdi. 2015-18 için. Hedeflerden biri şu: Fikri haklar sistemi konusunda toplumsal bilinç artırılarak, fikre ve bilgiye saygılı bir bilgi toplumu olma hedefine katkı sağlanması... Diğer iki stratejiyle birlikte bunun da ülkemizin ileri teknoloji patenti sayısını artırmaya yönelik bir etki yapmasını diliyoruz.

KÜSİ, TGS ve UFK

13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

2014’te AB’nin en yenilikçi şehri seçilen Barcelona, AB’de ilk kez sunulan iCapital ünvanını almıştı. Bunu haklı çıkartacak epey uygulamalar var şehirde, orası gerçekten bir Akıllı Şehir. En son uygulama ise, yalnız yaşamak zorunda kalan yaşlılara yönelik bir “Haydi gelin, sosyalleşelim” projesi.

Şehir Yönetimi, şimdilik pilot proje olarak, 200 kişilik bir yaşlı gruba tablet dağıttı. Bunlar, “normal” birer tablet gibi değil de, daha basitleştirilmiş komutlarla çalışıyor. Ama internete bağlanıyor, Skype gibi karşılıklı görüntülü konuşma mümkün, fotoğraf çekme ve paylaşma imkanı var, sesli mesaj iletiyor.

Bu kadarı bile, dijital devrimin dışında kalmış, sosyalliği azalmış, yalnızlıktan bunalan yaşlılar için mükemmel. New York’a 3 dönem belediye başkanlığı yapan (2001-2013) trilyoner iş adamı Michael Bloomberg’in vakfının öncülük

Avrupa Parlamentosu’nda sağ eğilimli üyelerin desteklediği bir tasarı eğer Parlamento tarafından da benimsenirse, Avrupa’da fotoğraf çekmek “bir dert” halini alacak. Çünkü tasarıya göre, Avrupa’daki kültür mirası binaların ve kamusal alandaki sanat eserlerinin telif hakkı varmış! Bu nedenle, eğer böyle bir binanın resmini çekip yayınlarsanız telif ücreti ödemeliymişsiniz. Bu saçma sapan tasarıyı Parlamentoda çoğunluğun

desteklemesine hayret mi etmeli, yoksa hiç hayret etmemeli mi? Bu tartışmaya bir de uygun isim takıldı: Panorama Sorunu.

Eğer bu tasarı kabul edilirse olacak şu: Diyelim, Berlin’deki Brandenburg Kapısı önündeki selfie’nizi blogunuzda yayınlamak isterseniz ücret ödeyeceksiniz. Çünkü o binanın telif hakkı var. Zaten halen, bazı ünlü binalar için Fransa ve Belçika, telif hakkı uygulaması yapıyor. Eyfel Kulesi’nin

“gece” görüntüsü telife tabi. Brüksel’deki Atomium da öyle. Bunların fotoğrafları izinle yayınlanıyor. Diğer AB ülkelerinde böyle bir sınırlama yok. Bir kamusal binanın

resmini çekip ticari amaçla dahi kullanabilirsiniz.

Alman Fotoğrafçılar Birliği (Freelens), eğer yasalaşırsa, Avrupa’daki her bina için ayrı ayrı izin talep etmenin

imkansızlığını dile getirdi: “Bu, kamusal alanda profesyonel fotoğrafçılığın sonu olacaktır. Ve bundan sadece biz değil, dünyadaki bütün fotoğraçılar etkilenecektir.”

Wikipedia Vakfı da tartışmaya katıldı: “Böyle bir uygulama yüz yıldır var olan özgürlükleri sınırlamaya yöneliktir.” Wikipedia, konuyu protesto amacıyla sayfasındaki Louvre (Paris) ve Elbe Philharmonic (Hamburg) binalarının fotoğraflarını kararttı. Online protesto dilekçe sayfası açtı. Parlamento, 21’inci yüzyıl iletişimine yenilikçi kolaylıklar getirse daha iyi edecek.

ettiği “Belediye Başkanları Girişimi” yarışmasında Barcelona bu projesiyle 2014’te birinci olmuştu. Ödülü 5.6 milyon dolardı. Şimdi bu parayı, şehirde sayıları 20-40 bin hesaplanan yaşlılara tablet dağıtmakta kullanacak, eğer 200 kişilik fokus gruptan olumlu bir sonuç çıkarsa, ki çıkacaktır muhakkak. Proje, bu Ekim’de başlayacak. Kış boyu sürecek. Tableti, yaşlı bir nüfusun nasıl kullanacağı ayrı bir ilginçlik olacak. Orta vadede, şehirdeki bütün yaşlılara tablet dağıtarak onların da sosyalleşmesini sağlamayı amaçlıyorlar. Ama bu işin faturası 16.8 milyon dolar, ve şehir mecburen Bloomberg’in ve başkalarının sponsorluğuna başvuracaktır.

Barcelona’daki bu proje, şehrin iCapital’liğine uygun. Teknoloji, İnovasyon ve Girişimcilik İçin Şehir Girişimleri (CITIE), Accenture ve Future Cities Catapult tarafından

yapılan ölçümlere göre New York, Londra ve Helsinki’nin ardından Barcelona dördüncü sırada yer alıyor. Bir sürü ölçüt var bu sıralamada, startup’lara sunulan fırsatlardan yerel yönetimin hal ve gidişine, açık veri uygulamasından inovasyona destek hevesine kadar... Dünyadaki 40 şehir ele alınmış: İstanbul yok. (Nasıl olsun ki?)

Kendisini İspanya’ya bağlı saymayan Katalonya Bölgesi, startup ekosistemi bakımından başkent Madrid’den ve ülkenin diğer bölgelerinden ilerde: 2012-14 arasındaki üç yılda Barcelona’ya yapılan startup yatırımı 52 milyon Euro’dan 176 milyona çıktı. Madrid’de bu artış 45 milyondan 60 milyona oldu. Ama Google, yeni kampüsünü Madrid’de kurdu: Bütün İspanya’ya startup kültürü taşıyacağız diyerek. Google, ilk kampüsünü 3 yıl önce Londra’da açtıktan sonra Tel Aviv ve Seoul’ü de ekledi. Madrid’in ardından Varşova ve Sao Paulo gelecek.

Page 9: BThaber Sayı 1030
Page 10: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI10 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Günümüzde veri ve ağ güvenliği-nin önemi hiç olmadığı kadar önem

kazandı. Haliyle bu verileri elde etmek isteyen siber saldırganlar, şirketlerin sistemleri üzerinde önemli bir tehdit unsuru oluşturuy-or. Bununla birlikte felaket senaryolarına karşı gerekli önlemleri almayan şirketler, ağ üzerinden tüm verileri-ni kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Şirketlerin bu konudaki yaklaşımlarını ve Tnetworks’ün sektöre sunduğu çözümleri, Tnet-works Genel Müdürü Tunç Çoksever ile konuştuk.

n Tnetworks’ün çalışmaları hangi başlıkları kapsıyor?

Tnetoworks ilk etapta farklı bir isimle 2012 yılın-dan beri hayatını sürdüren bir yapı. Uzun süre farklı şirketlerde yöneticilik yaptık-tan sonra, 2014 Eylül ayında şirketi devraldım. Devralma süreciyle birlikte şirketin ismini geçtiğimiz Kasım ayında Tnetworks olarak değiştirerek, büyük bir revizyon hamlesine başladık. Tnetworks olarak ağırlıklı olarak ağ güvenliği ve ağ güvenliği üzerine sistem

Amacımız müşteri memnuniyeti

entegrasyonu çözümleri sunan bir yapıya sahibiz. Müşterilerimize satış öncesi ve sonrasında destek vererek komple çözümler sunmayı amaçlıyoruz. Hali hazırda Ankara ve İstanbul ofislerine sahip olan şirketin, daha önce de belirttiğim gibi ağ güvenliği konusunda uz-manlaşmış bir yapıya sahip olduğunu söyleyebilirim.

n Ağ güvenliği konusu özelinde çalışmalar yaptığınızı belirttiniz. Müşterilerinizden gelen özel talepleri de karşılıyor musunuz?

Temel konsantrasyonu-muz ağ güvenliği olsa da, müşterilerimizden gelen farklı talepleri de karşılama-ya çalışıyoruz. Müşterilerden gelen “spesifik networking çözümleri” de ilgi alanımıza giriyor. Buna neden olarak bazı projelerde komple veri merkezi çözümü istenmesini gösterebilirim. Bunun yanı sıra bazı projelerde müşter-inin ihtiyacı olan güvenlik çözümlerinin yanında “bun-dle” ağ çözümleri vermem-iz gerekebiliyor. Müşteri odaklı bir yapıya sahip old-uğumuzdan, müşterilerden gelen bu tarz talepleri geri çevirmiyoruz. Günümüzde uçtan uca güvenlik çözüm-lerinin sunulduğunu da

düşündüğümüzde, bu politikanın oldukça yararlı olduğunu ifade edebilirim.

n Şirketlerin ve kurumların güvenlik konusuna bakış açılarını değerlendirebilir misiniz?

Özellikle son 5 sene içerisinde şirketler-in ve kurumların güvenlik konusunda kalıpları kırma-ya başladığını görüyoruz. Es-kiden sadece BT departmanının güvenlik ve ben-zeri konularda fikir sahibi old-uğunu ve genel müdürlerin bu konuyla ilgisinin sınırlı olduğunu görüyorduk. Fakat son 5 sene içerisinde genel müdürlerin bile olası fela-ket senaryoları ve güven-lik çözümleri konusunda oldukça yetkin bir profile sahip olduğunu görüyoruz. Konuyu biraz daha açar-sak; önceleri bütçe plan-laması yapılırken donanım gibi konulardan kesinti yapılmadığını ve güvenlik konusunda bütçenin old-ukça daraltıldığına şahit oluyorduk. Yine günümüze gelindiğinde, şirketlerin ve kurumların verinin önemi iyice kavradığını ve bu ver-ilerinin güvenliğinin sağlan-masının ne denli önem arz ettiğini fark ettiğini görüyoruz.

Buradan hareketle şir-ketlerin ve kurumların yeni nesil güvenlik tehditlerini algılayamaya başladığını ve buna uygun güvenlik trendlerini takip ettiklerini söyleyebiliriz.

n Tnetworks olarak şirketleri ve kurumları güvenlik konusunda bilinçlendirme üzerine çalışmalar yapıyor musunuz?

Bu işin esas noktasını kurumlardaki ve şirketle-rdeki farkındalık oluşturuy-or. Bu noktada şirketler ve kurumlar üzerinden harekete geçmek yerine bireylere ulaşılması gere-kiyor. Bireylere verinin ne kadar kıymetli olduğunu göstererek, bu bilinci iş dünyasına da aktarmalarını bekliyoruz. Bu noktada şir-ketlerin giderek daha fazla bilinçlendiğini görüyoruz. Eskiden yaptığımız müşteri ziyaretlerinde şirket yetkili-lerine teknolojiden bahset-mek durumunda kalırken, şimdilerde belli bir konuya odaklanarak konuşabiliy-oruz. Bu da bilinç konusun-da şirketlerimizin ve kurum-larımızın aşama yaptığını ortaya koyuyor.

Düzenlemeyi plan-ladığımız etkinliklerde şirketlere ve kurumlara bu konuda katkıda bulunmayı planlıyoruz. Gelecekte bizi bekleyen yeni nesil tehditler ve bu tehditlerle nasıl başa çıkılabileceği konusunda bilgiler vermeyi planlıyoruz.

Bunun yanı sıra katılımcıların

kendi aralarında yapacakları

sohbetlerle de birbirleriyle

etkileşim kurmalarını sağla-

mak istiyoruz. Bu sayede

farklı yapılardaki şirketlerin

güvenlik konusunda bir-

birlerine vizyon katmalarını

hedefliyoruz.

n Türkiye’de KOBİ’lerin güvenlik konusuna yaklaşımları biraz maliyet odaklı. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Dünyadaki şirketlere

baktığımızda, BT yöneti-

cilerinin bütçelerinin tep

noktasında sanallaştırma ve

güvenlik konularının old-

uğunu görüyoruz. KOBİ’lerin

bu konudaki yaklaşımları

maalesef yetersiz kalıyor.

Sanallaştırma ve güvenlik

yatırımlarını lüks olan KOBİ’le-

rin bu yaklaşımları oldukça

yanlış. Bu noktada KOBİ’lerin

günü kurtarma politikaların-

dan vazgeçip, uzun vadeli

plan yapmaları gerekiyor.

Sahip olduğu deneyimli ekibiyle, bilişim güvenliği alanında tüm ihtiyaçları karşılamayı ve katma değerli çözümler sunmayı

amaçlayan Tnetworks, hızla büyüyen güvenlik çözümleri pazarında özellikle “ağ güvenliği çözümleri” ile öne çıkıyor.

Ekrem Uçman

Tnetworks Genel Müdürü Tunç Çoksever

Page 11: BThaber Sayı 1030

IAS CEO’su Behiç Ferhatoğlu, sundukları ERP çözümleriyle ilgili bilgi vermenin yanı sıra firmanın hedeflerini de pay-laştı. Firmaların iş süreçlerini optimize etmelerini sağlayan kurumsal yazılım çözümleri üretip yazılımın danışman-lık ve eğitim hizmetlerini vermek üzere 1989 yılında Almanya’da kurulduklarını kaydeden Behiç Ferhatoğlu, 1994 yılında şirket merkez-ini Türkiye’ye taşıdıklarını söyledi. Ferhatoğlu, “2015 yılı itibarıyla Almanya, Tür-kiye, Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere 3 ülkedeki 7 ofisimiz, farklı ülkelerdeki 40’tan fazla çözüm ortağımız aracılığıyla 26 ülkede, 13 ayrı dilde, 25 bin kullanıcıya hizmet veriyoruz. Türkiye’nin yanı sıra küresel operasyon-larımız ve dünya çapındaki çözüm ortaklarımızla birçok ülkede yazılım geliştirme, Ar-Ge, danışmanlık, satış ve eğitim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2014 yılında açılışını gerçekleştirdiğimiz Ankara ofisimiz ise kamu iş geliştirme çalışmalarımızın merkezini oluşturuyor. Bu kapsamda kurumsal kaynak planlama çözümümüz Canias ERP’yi sunmanın yanı sıra kamu kurumlarının ken-dine özgü (custom-design) yazılım projeleri için platform bağımsız çözümler üretmeyi hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

caniasERP müşterilerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen bir çözüm

Sundukları çözümleri ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) çerçevesinde topladıklarını, bir işletmenin uçtan uca bütün süreçleri için yazılım çözümleri satışı, uyarlaması ve proje yönetimi yaptıkları-na dikkat çeken Ferhatoğlu, ERP’deki ana ve standart çözümleri, caniasERP’nin platform ve sektör bağımsız, açık kaynak kodlu ve müşter-ilerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen bir çözüm olduğunu ifade etti. Behiç Ferhatoğlu, “caniasERP, Al-manya’da araştırma kuruluşu GPS’in ‘ERP Mükemmellik Testi’nde ‘Mükemmelik Ödülü’nü aldı, ‘Esneklik’ kategorisinde de tam puan

Kamu için platform bağımsız çözümler

almayı başaran tek yazılım oldu. Avrupa’nın prestijli araştırma şirketi Trovarit’in ‘ERP Deneyimi – Müşteri Memnuniyeti / Yararlar, Beklentiler’ araştırmasında ise ‘trend grafiği’nin lideri olarak ‘En Çok Gelişme Gösteren Ürün’ olarak konumlandırıldı.

Ayrıca müşterilerimizin stratejik planlama ve karar alma süreçlerinde ihtiyaç duyacağı akıllı raporları sun-mak için Danimarkalı iş ze-kası çözümleri üreticisi Info-Suite ile iş birliği yapıyoruz. ‘Sektörel Çözümler’ uygu-lamalarımız 25 yılda ed-indiğimiz bilgi birikiminden yola çıkarak, farklı sektörler-in ihtiyaçlarına odaklanıyor. Bu uygulamalarımız, cania-sERP’nin içerisinde çalışıyor ve müşterilerimiz, sektörel çözümlerimizi kullanırken herhangi bir bütünleştirme zahmetine katlanmıyor, zaman ve maliyetten tasar-ruf edebiliyorlar” dedi.

EKAP üzerinden KİK ihalelerine katılıyoruz

Ferhatoğlu, işletmelerin ilk yatırım maliyetlerini düşür-melerine olanak sağlayan SaaS (Software as a Service) modelinin de 2002 yılından bu yana kullanıldığını belirtip kamu yazılım projelerinde ise kamu kurumlarının kendine özgü yazılım ihti-yaçları için anahtar teslimi ve platform bağımsız çözümler geliştirdiklerine dikkat çekti. “Bu iş için 2014 yılında şirketimizin Ankara ofisinde

‘Kamu İş Geliştirme Bölümü’ kuruldu. ERP ile ilgisi olsun ya da olmasın, kamu ku-rumlarının her türlü yazılım geliştirme ihtiyaçları için hizmet verebilecek şekilde çalışıyoruz. Bunun için EKAP sistemi üzerinde yayınla-nan KİK ihalelerine katılıp teklifler veriyoruz. Kamu kurumlarının özellikle yazılım geliştirme ve destek alanında ciddi ve güvenilir firmalara ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ‘kamu kurum-larının güvenilir iş ortağı’

olma prensibiyle çıktığımız bu yolda, kurumsal yazılım sektöründeki uluslararası tecrübemizi kamu kurum-larının hizmetine sunarak Türkiye’nin kalkınmasına katkı sağlamayı hedefliy-oruz” açıklamasını yapan Ferhatoğlu, “Yani ERP piya-sası içinde kendimizi kamu da dahil olmak üzere her ölçekten ve her sektörden firmanın kurumsal yazılım ih-tiyacını karşılayacak bir firma olarak konumlandırıyoruz” ifadesini kullandı.

Hindistan operasyonu da kuruluyor

Hizmet sundukları sek-törleri; makine, metal sanayi, ambalaj, otomotiv, tekstil – konfeksiyon - halı, elektr-ik, elektronik, havacılık ve savunma sanayi, madencilik olarak sıralayan Ferhatoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü “Öte yandan bugün sayıları 700’ü aşan müşterilerimizin dâhil olduğu sektörlere ba-karsak, 40’tan fazla sektöre hizmet verdiğimizi söyleye-biliriz. Dolayısıyla hedefle-diğimiz spesifik bir sektör yok. Müşterilerimizin yoğun-laştığı sektörler var ama her sene yeni sektörlere girm-eye devam ediyoruz. 2014, hedeflerimize ulaştığımız ve gelecek konusunda bizi cesaretlendiren bir yıldı. 2015’te gelişimimiz artan bir ivmeyle devam ediyor. 2015 hedeflerimizi açıklarken Türkiye, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki oper-asyonlarımızda yüzde 100 büyümeyi ve yeni pazarlara açılmayı planladığımızı belirt-miştik. İlk 5 aylık satışlarımız-daki pozitif görüntü, bu beklentimizin karşılıksız kalmayacağını gösteriyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’de danışmanlık kadromuzu iki katına çıkarıyoruz. Hindistan operasyonumuzun kuru-luşunu çok yakında sizlerle paylaşmayı umuyoruz. Ayrıca kamu iş geliştirme alanındaki çalışmalarımızın sonuçlarını almaya başlıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. ‘Mobilite’ ve ‘e-Dönüşüm’ alanındaki çalışmalarımızın sonuçlarını çok yakında iş ortaklarımızla ve müşterilerimizle paylaşa-cağız. Endüstri 4.0 akımının öncü firmaları arasında yer almak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ürünlerim-izin tasarım yazılımlarının yanı sıra üretim sahasın-da bulunan makinelerle bütünleştirmesini sağladık. Üretim sahasında bulu-nan makinelerle PLC’ler vasıtasıyla haberleşerek müşterilerimize üretim emirlerinin açılması, takibi ve makine bakımlarının takipleri gibi noktalarda da bütünleştirme imkânları sunuyoruz. InfoSuite ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği bize iş zekâsı alanında hızlı bir ilerleme getiriyor.”

Sedef Özkan

BİLİŞİM DÜNYASI 1113 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

IAS, kamu kurumlarının kendine özgü yazılım projeleri için platform bağımsız çözümler üretiyor.

IAS CEO’su Behiç

Ferhatoğlu

Page 12: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI12 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

1998 yılında Data Bilgisayar adıyla kurulan Mobit Bilişim, 2003 yılında bugünkü adını alarak yeniden yapılanmaya gitti. Yeniden yapılanma süreci ile birlikte müşterile-rine depo ve ambar yöne-timi, lojistik ve sevkiyat, sayaç okuma, parkomat ve kargo otomasyonu gibi çözümler sunan Mobit Bilişim Genel Müdürü Erkan Oğur ile Mobit Bilişim’in sektöre sunduğu hizmetleri konuştuk.

n İlk olarak Mobit Bilişim’in yeni yapısından ve sunduğu hizmetlerden söz edebilir misiniz?

Temel olarak gerçekleştirdiğimiz iş modelleri; mobil cihazlar, mobil cihazların canlı hale gelmesini sağlayacak içerik ve mobil cihazların saha-da daha uzun süre aktif halde olmasını sağlayacak enerji depolama sistemleri üzerinden gerçekleşiyor. Sonuç olarak sektörlere, ağırlıklı olarak sahaya yönelik, müşterinin saha-daki uygulamalarına çözüm sağlayacak mobil çözümler sunuyoruz. Bunun yanı sıra belirli şirketlerle dis-tribütörlük anlaşmalarımız yer alıyor. Bu noktada Casio

Para toplama işi sona ermeyeceği için bu konudaki yatırımlar süreklilik kazanıyor

ile yaptığımız çalışmalar öne çıkıyor. İş tabletleri ve pan-elleri ile kamu kurumlarına, şirketlere ve işletmelere mobil çözümler sağlıyoruz.

Organizasyon yapımıza gelecek olursak; bu noktada da oldukça planlı bir yapılan-maya sahip olduğumuzu ifade etmeliyim. Geçtiğimiz yıl yeniden yapılandırdığımız yapıda, satış şirketleri, ürün ve çözüm sağlayan şir-

ketler olarak ikiye ayrıldı. Bu sayede satış departmanı kendi işine odaklanma im-kanına sahip olurken, ürün ve çözüm tarafı tamamen müşteri odaklı çalışarak daha verimli bir yapıya sahip oldu.

n Müşterilerinize sunduğunuz çözümleri, müşteri ihtiyaçlarına göre mi şekillendiriyorsunuz? Yoksa daha önce başarıya ulaşmış modeller üzerinden mi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Bu konudaki önceliğimiz müşteri ihtiyaçlarını görüp, bu ihtiyaçları giderecek çözümler geliştirmek. Sadece müşterilerin ih-tiyaçlarını analiz edip, buna yönelik çalışmalar gerçekleştiren bir ekibe de sahibiz. Sektörler ve ihti-yaçları birbirinden farklı old-uğundan, ekiplerin uzmanlık alanları da aynı doğrultuda değişkenlik gösteriyor. Örneğin, HOREKA sektörü için analiz yapan ekip farklı olduğu gibi, savunma sanayi için çözümler geliştiren ekip birbirinden ayrı hareket

ediyor. Bu sayede konusun-da uzman olan ekipler, içerisinde bulundukları sek-törün ihtiyaçlarını, beklen-tilerini ve eksiklerini çok daha iyi görerek, en doğru ve kullanışlı çözümü onlara sunabiliyorlar.

Bunun dışında pazarlama ekibimiz yurtdışı fuarları takip ederek dünyadaki OT/VT ve diğer alanlardaki gelişmeleri takip ediyorlar. Dünyadaki diğer örnekleri de takip ederek, kendi uzmanlıklarıyla harman-layan ekiplerimiz bu sayede müşterilere en makul çözümü sunmayı amaçlıyorlar.

n Peki müşterilerinize çözümleri sunmadan önce çalışanlara eğitim veriliyor mu?

Bu tarz eğitimlerin ver-ilmesi gerekiyor. Müşteriler de proje aşamasında bu eğitimleri zaten tanımlıyor. Aslına bakılırsa, müşteril-ere çözümleri sunarken, bu çözümlerin “kompakt” olmasına özen gösteriy-oruz. Satış öncesi yaptığımız analizlerle müşteri ihtiyacını belirlerken, daha sonra çalışanlara bu konuda eğitimler veriyoruz. De-vamında ise satış sonrası her

konuda destek verdiğimiz müşteriler, satın aldıkları çözümleri çok daha verimli olarak kullanma imkanı-na sahip oluyorlar. Her ne kadar sadece malzeme tedarikçisi olarak konum-landığımız projeler olsa da, müşterilerimize genellikle kompakt çözümler sunmaya özen gösteriyoruz ve projel-erimizi buna göre şekillendi-riyoruz.

n Son dönemde gerçekleştirdiğiniz projelerden ve daha çok hangi sektörlere çözüm sunduğunuzdan söz edebilir misiniz?

Daha ziyade tahakku-ka yönelik projelerde yer alıyoruz. Bunun içerisinde elektrik, su ve doğalgaz gibi tahsilata yönelik el terminal-leri yer alırken, bu noktada sunduğunuz çözümün hızlı, pratik ve sağlam olması büyük önem taşıyor. Şir-ketlerin ve kamu kurum-larının da “para toplama işi” sona ermeyeceği için bu konudaki yatırımları da süreklilik kazanıyor.

Özellikle elektrik dağıtım şirketlerinin büyük bölümüyle çalışmalar gerçekleştiriyoruz. El ter-minali, iş tableti ve yazılım çerçevesinde gerçekleşen bu çalışmalar, müşteriden müşteriye göre farklılıklar gösterebiliyor.

Bunun dışında çalıştığımız bir diğer alan ise görüntüleme teknolo-jileri. Daha çok projeksiy-on özelinde gerçekleşen bu çalışmaları Casio ile gerçekleştiriyoruz. Casio ile birlikte gerçekleştird-iğimiz bu çalışmalar eğitim alanında ve iş dünyasında ilgi görüyor. Sunduğumuz projeksiyon çözümlerinin en önemli özelliği ise lambasız olması. Bu sayede lambalı projeksiyon cihazlarına göre oldukça ekonomik olan cihazlar, şirketlere ve kamu kurumlarına kısa vadede ekonomik tasarruf sağlama olanağı yaratıyor. Bununla birlikte civa içermeyen lam-basız projeksiyon cihazları, doğaya karşı da oldukça duyarlı.

Ekrem Uçman Bilişim sektöründe OT/VT konusunda önemli bir ürün yelpazesine sahip olan Mobit Bilişim, farklı sektörlerden

birçok şirkete çözümler sunuyor.

Mobit Bilişim Genel Müdürü Erkan Oğur

Page 13: BThaber Sayı 1030

NAKIVO Backup & Replication çözümü, VMware üzerinde bulunan sanal makineleri belli zamanlarda ya da istenen anda hem yerel hem de ağ dışında bulunan bir kaynağa yedeklemeyi mümkün kılıyor. Bu konuda öncelik VMware. Çünkü NAKIVO CEO’su Bruce Talley’e göre, bu başlıkta pazar lideri o. Ancak, sanallaştırma konusunda farklı şirketlerin farklı çalışmalarının olması, NAKIVO’nun da bu yönde çözümleri gündeminde tutmas-ını sağlıyor.

NAKIVO’nun Türkiye pazarına çözüm sunumu aslında 2013 yılına dayanıyor. “Ekibimizde Türkiye’den bir arkadaşımız vardı ve farklı satış noktalarıyla bağlantılar kuruyordu. Hatta Antalya’daki bir satış noktamız, bölgedeki otellere bu yapıyı sattı. Zamanla müşterilerimiz arttı ve Türki-ye’nin bu konuda çok iyi bir pazar olduğunu bize kanıtladı” dedi.

Net değer yaratıyoruzBazı şirketlerin bulutta ye-

dekleme konusunda tedirginliği olabiliyor. Bunun temelinde ise güvenlik endişeleri ön planda. Ama bu endişeye rağmen, kurum içinde veya kendi özel cihazlarında her bilginin bu-lutta depolandığı sosyal ağları, arama motorlarını da kulla-nabiliyorlar. Müşterilere bulutta yedekleme yapma ısrarında bulunmadıkların, kendi veri merkezlerini veya barındır-ma hizmeti kullananlara da NAKIVO çözümlerini sunduk-larını hatırlatan Bruce Talley, eklemeden geçmedi: “Yerelde yedekleme yapmak, birçok ülkede birçok sektörde zo-runluluk. Biz de yedeklemede buna uygun bir yapı sunuyoruz.

NAKIVO’nun önceliği, marka farkındalığı yaratmak, NAKIVO çözümlerini anlatmak, VMware yedekleme söz konusu old-uğunda NAKIVO’nun sektörde öne çıktığını vurgulamak. “Hatta bu stratejimiz rekabette bizi öne çıkartıyor” diyen Talley, “Fiyat/değer oranında yarattığımız farkı gözlemleme ve ölçme imkanına sahibiz” bilgisini verdi.

Yedeklemede maliyet avantajı, etkinlikle buluştu

VMware’in Elite Partner statüsündeki iş ortağı olan NA-

Yedeklemede ezberi bozan yapı

KIVO, küresel bazda üç temel alanda ön planda. İlk sırada gelen barındırma pazarını, üniversiteleri de içeren eğitim sektörü ve son olarak da kamu izliyor. Özellikle kamuda değer ve maliyet avantajı, karar verme ve seçim yapma noktasında doğal olarak önem taşıyor. Bir tarafta da, en büyük büyük veri kamuda ve bu veriye hakim olmak, onu gereken zamanlar-

da kullanabilmek kolay değil. “Tüm parayı sadece yedeklem-eye harcamaya da doğal olarak sıcak bakmıyorlar” açıklamasını yapan Talley, bunun da NAKI-VO çözümlerini öne çıkarttığı kanısında.

İş ortağında deneyim ve yetkinlik öncelik

NAKIVO’nun Türkiye pazarında 10’un üzerinde iş

ortağı var. Strateji her zaman bu sayıyı artırmak olsa da, iş ortaklarını seçerken belli kriterlere de muhakkak bağlı kalınıyor. En hassas unsur ise iş ortağının VMware deneyimi ve bir VMware ortamına sahip olması, kısacası halihazırda bir VMware satış noktası olması. Bu uzmanlığı NAKIVO yazılımı ile doğru bütünleştirip fayda yaratabileceğini gösterenler

de doğal olarak tercih sebebi. “İş ortağı sayımızı artıracağız, ama bu konuda aceleci de olmayacağız. Deneyim ve yetkinlik bizim önceliğimiz” diyen Talley, Ankara ve Anta-lya distribütörlerine ek olarak, İstanbul’da da Gold Partner’ın BTburada olduğuna işaret etti. Doğru satış noktalarını seçmenin asıl önemli unsur olduğuna, bunlardan biri olan BTburada’nın NAKIVO’yu tanıt-mak için inanılmaz bir çalışma yaptığına, bu yapının büyümesi için kapsamlı bilgilendirme çalışmaları yürüttüğüne dikkat çeken Talley, Türkiye pazarı stratejileri hakkında bilgiler ver-di. Buna göre, özel sektörü ve kamuyu sanallaştırma konusun-da bilinçlendirme çalışmaları aralıksız sürüyor. Bir basın bülteni veya başarı hikayesinin vakit geçirmeden Türkçe’ye çevrilmesi de büyük önem taşıyor. Bunu yapmanın, insan-ların ilgisini çektiğine dikkat çeken Talley’e göre, bundan sonra yazılımı inceleme isteği de güçleniyor. Yani en güncel bilgilerin, ilgili dile çevirisi de büyük iş görüyor.

Türkiye, istikrarlı büyüyor

Türkiye pazarı ve potansiye-lini bir kenara bıraktığımızda, NAKIVO’nun çalışmalarında en büyük pazar Avrupa. Ama son dönemde Kuzey Amerika da Avrupa’yı yakalama yolunda ilerliyor, ABD pazarındaki talep gittikçe güçleniyor. Gelir akışın-da ise Türkiye öne çıkarken, Almanya, Fransa, İngiltere gibi büyük pazarlarda da gelişim hiç bitmiyor. NAKIVO halen ABD, Avrupa ve Asya’da toplam 102 ülkede, 800’ü aşkın kanal iş ortağı ile yer alıyor. Yeni bir pazar girişinden ziyade, varolan pazarlarda daha da büyümek ise öncelikli hedef. Konu, kapsamı bu şekilde genişletmek olunca da Talley’in tabiriyle Türkiye fazlasıyla öne çıkıyor. Çünkü Türkiye, istikrarlı büyümesi ile ihtiyaçların da ekonomik gelişime paralel sürekli geliştiği bir nokta.

Handan Aybars NAKIVO’nun uzmanlığı sanallaştırma ve bulut yedekleme. Bu konuda özellikle VMware uzmanlığı öne çıkıyor ve Türkiye pazarı ise BTburada başta olmak üzere diğer iş

ortakları ile büyük bir gelecek vaat ediyor.

NAKIVO CEO’su Bruce Talley

BİLİŞİM DÜNYASI 1313 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Sadece bulut değil, kurum veri vermezi veya ortak veri merkezinde de yedekleme imkanlarını sunan, çözümleriyle pratik ve hızlı kurulum imkanı veren NAKIVO, Mayıs ayı itibariyle v5.6’yı kullanıma sundu. Yeni versiyonun barındırdığı yeni özelliklerle rekabette fark yaratmayı amaçlayan NAKIVO, böylece çözümlerinin görünürlüğünün de artması anlamını taşıyor. Yeni versiyonda

öne çıkan yeniliklerden biri ‘Screenshot Verification’. NAKIVO Backup & Replication v5.6; her bir sanal makine yedeklemesinin otomatik olarak doğrulanmasını sağlıyor ve güvenli yapının bir kanıtı olarak ilgili verinin ekran görüntülerini e-posta ve rapor olarak gönderiyor. Bu yapıya sahip olmak için de kurum, ölçek ve ihtiyaca göre kapsamlı fiyatlandırma seçenekleri sunuluyor: Bütünsel bir veri koruma setini içeren

Enterprise Edition, ilk paketle aynı özelliklere sahih olup kurum başına 6 lisansla sınırlı olan Enterprise Essentials Edition, özellikle KOBİ’lere yönelik olarak onların veri koruma adına bir taban oluşturmasını hedefleyen Pro Edition, bununla aynı özelliklere sahip olup kurum başına 6 lisans sınırı ile gelen Pro Essentials Edition ve son olarak da, Enterprise Edition ile aynı özellikleri içeren Cloud Provider Edition.

Ekran görüntüsünden doğrulama ve daha fazlası

Page 14: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI14 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Fujitsu, Avrupa bilişim basınına Türkiye’de haya-ta geçirdiği uygulamaları, Fujitsu Entegre Sistemleri ve Primeflex ürün ailesi ile kullanım alanlarını Tofaş ve Sabancı Üniversitesi örnekleri ile anlattı. Fujitsu’nun İnsan Odaklı Yenilikçilik (Human Centric Innovation) temasıyla düzenlediği etkinlik 2 gün sürdü. Etkinlikte konuşan Fujitsu Küresel Pazarlama Başkan Yardımcısı Ayman Abouseif, “Birçok müşterim-iz iş süreçlerini daha verimli hale getirebilecek özel bulut, süper bilgisayarlar ve yazılım başlıkları alanında çözümler arıyor. Biz de bu ihtiyaçlardan yola çıkıyoruz” dedi.

Etkinlik kapsamında ele alınan Tofaş’ta Tofaş Araştır-ma ve Geliştirme Merkezi, yapısal analizler ve çarpışma testi analizleri için kullandığı Fujitsu Yüksek Başarımlı Hesaplama sistemi sayesinde ürettiği araçlar üzerinde daha yüksek hızlarda ve büyük ölçeklerde analizler yapa-biliyor. Etkinlik kapsamın-da ziyaret edilen Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne de Fujitsu tarafından 35 bin 664 çekirdekten oluşan ve 21,54 Tflop/s işlem süratine sahip sistem kuruldu. Bu sistem sayesinde çok sayıda araştırma ve analiz, çok kısa sürede bilgisayar mühendis-liği uygulamaları ile çözüme ulaştırılabiliyor. Toplantı kapsamında biraraya geld-iğimiz Fujitsu Entegre Sistem-ler Ürün Müdürü Gernot Fels de sorularımızı yanıtladı, bugünün doğru veri merkezi oluşturma yöntemlerini, araç ve ipuçlarını paylaştı:

n Bütünleşik veri merkezlerine yönelik kurumsal ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayısı giderek artan sayıda müşteri yeni bir veri merkezi oluşturur, varolanı genişletm-eye çalışırken, doğru verileri seçmek ve bunlar arasında doğru bütünleştirmeleri sağlamak için çabalıyor. Ama bu yolda rehberlik gerektiğini unutmamalılar. Danışman-lık desteği almak; pratik, risk seviyesi minimumda, çok da pahalı olmadığı gibi geri dönüşü de hızlı olan

Rekabet ve işbirliğinin verimli buluşması

bir yatırım demek. Bu ned-enle bütünleşik sistemler, veri merkezi pazarında artık gerçek büyüme noktasını oluşturuyor. Sunucu ve de-polama başlığında büyüme yüzde 2-3’lerde gezinirken, burada büyüme oranı analis-tlere göre yüzde 30 ve üstü seviyede. Entegre sistemlerin gelişimi ışığında, bizim de konuya özel bir eğilimimiz var. Bu bizim için yeni bir olgu da değil aslında. İlk bütünleşik sistemimiz 2002 yılına dayanıyor ve o zaman-dan beri bu konuda çalışma-lar yapıyoruz. Herkesin bu konuda kendine has farklı tanımları var. Bizim bütün-leşik sistemler konusunda ise geçen yıl pazara sunduğumuz bütünleştirici yapı Prime-flex’imiz var.

n Bunları kurumlara nasıl tanıtıp sunuyorsunuz?

Entegre sistemlerimiz için iki sunum modelimiz var. Bunlardan biri ‘ready to run’ (kullanıma hazır) model. Bu fişe tak ve çalıştır man-tığında, üretim ortamı ile bütünleştirmeye bağlı olarak, hemen kullanıma geçebilen bir yapı. Bazen müşterilerin spesifik ihtiyaçları da ola-biliyor. Bu nedenle de ikinci bir modelimiz var. ‘Refer-ans mimari’ dediğimiz bu yapı, iyi test edilmiş, kalite garantisi ve kullanıcıya tüm esnekliği sunduğu gibi, belli gerekliliklere kolayca uyum sağlama imkanını da içeriyor.

Bütünleşik sistemlerimizde kullandığımız yapılar sadece Fujitsu’dan da değil. Farklı iş ortaklarımızla bu başlıkta verimli bir işbirliğimiz var. Za-ten bütünleştirmede işbirliği, geldiğimiz noktada bir gerek-lilik. Herşeyi tek başınıza icat edip üretemezsiniz. Bir nokta-da rekabetimiz sürüyor, ama bir tarafta da işbirliği ihtiyacı görülen noktada daha etkili olmak için biraraya geliniyor.

n Yazılım uygulamaları, Primeflex yapısında nasıl bir yere sahip?

Primeflex sadece kutu-lardan ibaret değil. Bu yapıyı esnek hizmetlerle destekli-yoruz. Hatta maddi destek ihtiyacı olan müşterilerimiz için finansal hizmetleri de kapsıyor bu yapı. Primeflex’in temel alanları çok kapsamlı. Bu nedenle bir fonksiyon veya uyum noktası, birçok kutuda varlık gösteriyor. İşlem ve depolama kaynakları sanallaştırılmış olduğu için her türlü değişimi yazılımla yapabilirsiniz. Yazılım tabanlı veri merkezi, aynı zamanda ağ sanallaştırmasını da içerir, yazılım tabanlı ağ sunar. Kullanıcının, farklı marka-ların her bir çözümü için ayrı ayrı işlem yapmasına gerek kalmaz. Yönetecek daha az sayıda farklı parça vardır artık ellerinde. Tüm süreçler ve yapılması gereken işlemler de pratik bir haldedir. Yönetim için gösterilen çabalar daha azdır. Bu, özellikle BT birim-leri için günlük rutinden kop-

mak adına büyük bir fırsat.

n Şirketler sizinle nasıl bir ihtiyaçla gelip görüşüyor, danışmanlık desteği alıyor?

Bir kurumun ihtiyaçlarını doğru analiz etmesi artık bir gereklilik. Sonuçta BT yatırımı, birkaç kutu satın almak değil. Müşteriler de zaten ‘bütün-leşik sistem almak istiyorum’ diyerek bize gelmiyor. Belli bir ihtiyaçla bize geliyorlar. Biz onlara doğru soruları sorup, aldığımız yanıtlara göre bir çözüm kurgusu ve konum-landırması yapıyoruz. Konu doğru danışmanlık olduğun-da, müşterinin ihtiyacını net anlamak zorundasınız. Ama müşteri ile bir fikir birliğine vardığınız zaman, hem müşteri hem bizim için işler daha kolay yürütülebilir hale geliyor. Şu anda 20’den fazla sunumumuz var. Böylece en önemli alanları adreslediğimizi düşünüyoruz ve müşterilerin genel beklentilerine yanıt veren bir yapı oluşuyor. Bu yönümüzle, pazardaki en geniş portföye sahip olduğu-muzu söyleyebilirim.

n Kurumsal ihtiyaçlardaki değişimleri göz önüne aldığımız zaman, Primeflex başlığında bu tarz çözümleri pazarlamadaki stratejiniz nedir?

PrimeFlex tüm veri merkezi kampanyalarımızda var. Çünkü bütünleşik sistemler,

günümüzde en çok ilgi çeken başlık. Veri merkezi pazarında asıl önemli olan ve bize düşen görev ise pazarı gerçekten eğitmek. Bu başlıkta en geniş portföye sahibiz, çözümler-imizle sorunları adresliyoruz. Ama bu konuda daha çok şey yapmamız gerektiğini de biliyoruz. Hatta bu açıdan baktığımızda, pazarlama konusunda biraz muhafaza-kar bile olabiliriz.

n ‘Pazarı eğitmek’ dediniz, bu tarz bir değişim konusunda kurumsal farkındalık ne seviyede? Sizin stratejiniz ne?

Fiyat hassasiyeti olan müşteriye gittiğimiz zaman mesajımız net: Şu anda vere-ceğiniz paradan daha fazlasını kazanmanız mümkün. Ucuz olmayacak tamam, ama tüm hayat döngüsünde toplam maliyete baktığınız zaman bu tarz bir girişim önemli bir avantaj. Müşteriler kendi başlarına kendi altyapılarını inşa ederlerse, unutulmasın ki, bu altyapının parçası olan her bir unsurun birbirinden farklı bir hayat döngüsü var. Güncelleme yapabilir veya bir çözümü bir başkası ile değiştirebilirsiniz tamam, ama şu riski de alırsınız: Bir sonraki başlık, uyumlu olmayabilir, diğer parçalarla ortak çalışa-mayabilir. Bu nedenle test çalışmalarınızı daha da geniş kapsamlı yapmanız gerekir ki, her bir parçada böyle bir hayat döngüsü yönetimi de çok zor. Bütünleşik sistem-lerde öngördükleri tüm bu hayat döngüsü yönetimini Fujitsu yapıyor. Bu yapı hem iş süreçlerini kolaylaştırır hem de toplam sahip olma maliye-tini önemli ölçüde azaltır.

n Yazılım tabanlı çözümlerde potansiyeli nerede görüyorsunuz?

Bu kadar çok yazılım ta-banlı başlık arasında, bence yazılım tabanlı ağ, hala diğer yazılım tabanlı başlıklar içinde düşük kullanım oranına sahip. Ama yazılım tabanlı ağ sistemlerine yönelik eğilim de çok güçlü. Ağ fonksiy-on sanallaştırma da bu işin bir başka boyutu ve yazılım tabanlı ağ yapısını tamam-lıyor. Bence üreticilerin gerekli hamleleri yapması, ama sabırlı olması gerek. Sonuçta ilgi var, ama bir günde her şeyin değişmesini bekleyemezsiniz.

Handan Aybars Fujitsu ve Primeflex ailesi, önemli faydaları birçok başlıkta kurumlara sunuyor. İhtiyaca göre şekillenen çözüm

portföyü, BT şirketleri arasında hem işbirliği hem de sonu gelmez bir rekabetin verimini ortaya koyuyor.

Fujitsu Entegre Sistemler

Ürün Müdürü Gernot Fels

Page 15: BThaber Sayı 1030
Page 16: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI16 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Zenium tarafından İngiltere, Almanya ve Türkiye’de gerçekleştirilen bağımsız araştırma, bugün her iki işletmeden birinin doğal felaketlere karşı dayanıksız veri merkezleri işletmeye devam ettiğini gözler önüne serdi. “Büyüme, Risk ve Bulut Yönetimi” başlıklı araştırmaya katılanların yüzde 45’i veri merkezlerinin su baskınlarına, yüzde 43’ü depreme karşı dayanıklı olduğunu; yüzde 60’ı ise veri merkezlerinin fiziksel ve çevresel risklerden uzak bölgelerde inşa edildiğini itiraf ediyor. Buna rağmen doğal felaketlere hazırlıksız olma durumu, veri merkezi sektörü açısından en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor.

Araştırmaya göre, her 2 şirketten 1’i geçtiğimiz 10 yıl içinde deprem veya başka bir doğal felaket yüzünden veri merkezi operasyonlarında aksaklık yaşadığını ifade ediyor. 3 ülkede katılımcılar ortalama 10 yıllık süre zarfında bu tür 5 vaka yaşadıklarını dile getiriyor. Bu da veri merkezlerinde her 2 yılda bir doğal felaketlerle ilgili bir

Doğal felaketler veri merkezlerini sarsıyor

sorun yaşandığını gösteriyor. Araştırmaya göre Türkiye yüzde 65’lik oranla 3 ülke arasında bu sorunu en fazla yaşayan ülke.

Ek maliyetler 2 milyon TL’yi aşıyor

Doğal felaketler sonrasında veri merkezi operasyonunda aksaklık yaşadığını söyleyen şirketlerin neredeyse tamamı (yüzde 91), maliyeti 2 milyon lirayı bulabilen bu ekstra

giderleri bilançosundan karşılamak zorunda kalıyor. Üstelik CIO, başkan yardımcısı ve direktör seviyesindeki her 3 katılımcıdan 1’i (yüzde 34), bu ekstra maliyetin tam olarak ne kadar olduğunu bilmediğini itiraf ediyor.

Araştırmanın öne çıkan bir diğer noktası da, veri merkezi operasyonunu dış kaynak kullanımı ile yürüten şirketlerin, seçim yaparken lokasyon ve bina dayanıklılığı konusunda

yeterince titiz davranmadıkları. ‘Yetersiz’ ve ‘uzman olmayan’ çözüm ortağı seçimi yapan şirketler, veri merkezi işini kendi içinde halleden şirketlere göre iki kat daha fazla doğal felaket kaynaklı aksaklık yaşadığını belirtiyor. Veri merkezi işini kendi içinde halleden şirketlerin son 10 yılda doğal felaket kaynaklı yaşadığı sıkıntılar yüzde 25 oranında iken, veri merkezini ‘yanlış’ üçüncü partilerle

yürüten şirketlerde bu oran artarak yüzde 58’e çıkıyor. Bu da veri merkezi için dışkaynak kullanımında ‘doğru’ operatör seçiminin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor.

Dışkaynağa yönelim artıyor

Araştırmaya katılanlar arasında veri merkezi operasyonlarının bir kısmını halihazırda dış kaynaktan temin eden şirket yöneticilerinin yüzde 64’ü, veri merkezi operasyonunu kendi içinde yöneten şirket yöneticilerinin de yüzde 36’sı, doğal felaketlere karşı riski azaltmak için daha fazla dış kaynağa yönelmeyi planladığını belirtiyor. Türkiye, yüzde 64 oranla, bu konuda en ön sırada yer alıyor. Risk azaltmak için dış kaynak kullanımına yönelmeyi düşünen şirket yöneticilerinin yüzde 88’i, verilerini her koşulda ulusal sınırlar içinde tutmanın önemine inanıyor. Bu noktada da Türk yöneticiler yüzde 87 oranla ilk sırada yer alıyor. Bu şekilde düşünen yöneticilerin oranı İngiltere’de yüzde 86, Almanya’da ise yüzde 75 olarak görülüyor.

Haber Merkezi “Büyüme, Risk ve Bulut Yönetimi Araştırması”, her iki işletmeden birinin, veri merkezi operasyonunu doğal felaketlere

karşı dayanıksız binalarda yürüttüğünü ortaya koyuyor.

Dünya çapında 22 ülkede faaliyet gösteren Zomato, Türkiye ekibini büyütmek için İşe Alım Günü düzenledi. Kahvaltıyla başlayan etkinlik, seri mülakatlar, Play Station ve masa tenisi maçları ile devam etti. İşe Alım Günü’ne katılan 3 adaya ise Zoman olmaları için teklif verildi. Zomato’nun Türkiye ofisinde ilk kez İşe Alım Günü

Oyun gibi iş görüşmesi, küresel fırsatdüzenlediklerini söyleyen Ülke Müdürü Ali Servet Eyüboğlu, “Zomato’nun merkez ofisi Hindistan’da belirli periyodlarla yapılan işe alım etkinliklerine yüzlerce aday katılıyor ve her seferinde onlarcası işe alınıyor. Türkiye’de ilk defa alışılmış iş görüşmelerinin dışına çıkarak böyle bir etkinlik yaptık. Etkinliğimiz

büyük ilgi gördü ve gayet verimli bir mülakat süreci geçirdik. Şu anda 3 adaya teklifimizi verdik. Yıl içerisinde ekibimizi iki katına çıkarmayı planlıyoruz. Özellikle satış ekibimize yeni Zoman’lar katılacak” dedi.

İşe Alım Günleri’ni belli periyodlarla tekrarlayacaklarını söyleyen Eyüboğlu,

“Duyurularımızı sosyal medya hesaplarımızdan yapacağız” bilgisini verdi. Oldukça genç bir ekibin çalıştığı Zomato’da yaş ortalaması 26. Ülke Müdürü Eyüboğlu da 29 yaşında. Zomato’nun Türkiye ofisinde kariyerine başlayan genç yetenekler, şu anda yurt dışında daha geniş sorumluluklar üstleniyor. Örneğin Zomato’nun eski

ülke müdürü, şu anda Hindistan’da küresel genişleme operasyonlarıyla ilgileniyor. Zomato Türkiye çalışanı, İtalya’da iki aya yakın bir süre İtalya Zomato içerik ekibine eğitim verebiliyor. Zomato’nun Türkiye’deki pazarlama müdürü de yakın zamanda Hindistan’daki küresel pazarlama ekibine katılacak.

Zenium Technology Partners Türkiye Ülke Müdürü Aslıhan Güreşcier, “Araştırma sonuçları, dış kaynaklı veri merkezi operatörü seçiminde şirketlerin yeterince dikkatli karar almadığını gösteriyor. Veri merkezi işinde doğal felaketler gündemin en önemli maddesi. Ancak şirketlerin veri merkezi iş ortaklarını seçerken ölçeklenebilirlik, bağlanabilirlik ve maliyet gibi kriterlere odaklandığını ama

veri merkezinin lokasyonu konusunda yeterince dikkatli davranmadığını görüyoruz. Günümüzün 7/24 iş ortamlarında son derece kritik hizmetler sunan veri merkezlerinde operasyondan kaynaklanan aksaklıklar, şirketler için yıkıcı sonuçlara ve ciddi bir ekstra maliyetlere sebep olabiliyor. Araştırma doğal felaketlere karşı dayanıklı, sağlam ve esnek veri merkezi binalarına yönelik

artan talebin, yerel bir veri merkezi operatörü ile çalışma tercihini artıracağını işaret ediyor. Katılımcıların yüzde 83’ü, Avrupa Birliği (AB) Veri Koruma Direktifi kapsamında yerel sağlayıcılardan daha fazla veri merkezi alanı kiralamak zorunda kalacaklarına inanıyor. Bu noktada doğru veri merkezi seçimi için uzun vadede en önemli kriterin “lokasyon” olduğunun altını çizmek gerekiyor” diye konuştu.

Doğru seçim için en önemli kriter lokasyon

Page 17: BThaber Sayı 1030

BThaber

DOSYA 13 - 26 TEMMUZ 2015

www.bthaber.comOT/VT

Bilişim dünyasının olmazsa olmazı: OT/VT Teknolojileri

80’li yıllardan bu yana bilişim dünyasının önemli parçalarından biri olan OT/VT uygulamaları ve çözümleri, sahada geniş bir operasyon ekibine sahip şirketler başta olmak üzere, tüm sektörlerde kendine bir fayda noktası yaratmayı başarıyor.Günümüze geldiğimizde OT/VT uygulamalarının, 3G teknolojisinin de etkisiyle kurumsal kesintisiz iletişimin bir gerekliliği halini aldığını görüyoruz. Otomatik tanımlama için mobil cihazlar tercih edilirken, veri toplama sürecinin ardından bu verileri de uygun biçimde ayrıştırma, depolama gibi noktalarda da şirketler avantajlar elde ediyor. Bu yapı, şirketlerin süreç yönetimi ve bilgi depolama, bilgi analizi gibi noktalarda önünü görmesini sağlıyor.Buna karşın özellikle küçük ve orta ölçekli kurumlar ve şirketler, OT/VT teknolojilerine oluşturduğu proje maliyeti sebebiyle şüpheyle yaklaşıyorlar. KOBİ’lerin bu korkularına karşın, doğru analiz yapıldığında ve bunun sonucunda kullanılan iş modeline en uygun çözümün belirlenmesiyle birlikte OT/VT teknolojileri her ölçekten şirkete önemli bir maliyet avantajı sağlıyor.

17

Ekrem Uçman

Page 18: BThaber Sayı 1030

OT/VT uygulamaların online veri aktarımda geldiği nokta doğrudan katkı sağlamaktadır. Süreç yönetiminde; doğru veriye doğru zamanda ulaşma becerisi başarıyı destekleyen önemli etkenlerdir. Mikro dağıtım yapan ve sıcak satış bazında çalışan firmalar için sağlamlık ön planda olduğundan Windows tabanlı el terminalleri tercih konusu olmaktadır. Soğuk satışta saha ekipleri ise pratik ve estetik kullanım temelinde tabletleri kullanmaktadırlar.

Öncelikle karar verdikleri OT/VT uygulamanın önerdiği mini konfigürasyonlar dikkate alınarak,

mevcut süreçlerindeki işlem trafiğinin iyi analiz edilmesi ile donanım alt yapısı sağlanmalıdır. Bunun yanında mevcut iş süreçlerindeki tüm parametrelerin (stoklar, cari bilgiler, iskonto, kampanya yapıları vs) özenle gözden geçirilerek verilerin iyileştirilmesi sağlanmalı.Ve iş akışları OT/VT uygulama tarafından sağlıklı entegrasyon için doğru tanımlanmalıdır.

KOBİ’lerin ilgisi artıyorÖnceleri; benzeri uygulamalarda

genellikle yatırım tutarları yüksek algılandığından daha çok büyük firmalar tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Oysa günümüzde KOBİ ölçeğinde ihtiyaçları karşılayacak şekilde geliştirilmiş uygulamalar; artık küçük ve orta ölçekli firmalar tarafından da talep görmektedir. Farklı sektörlerin

ortak beklentilerini karşılayan modüllerden oluştuğundan sektör bağımsız olarak görülebilir.

Donanım teknolojisinin gelişmesine paralel olarak veri toplama kabiliyeti çok daha pratik kullanımlara sahne olacaktır. OT/VT uygulamaların temel işleyişli saha verisinin hızlı ve doğru olarak toplanması ve süratle iş emirlerine yada iş zekası çözümlerine zemin teşkil etmesi olduğuna göre; örneğin giyilebilir teknolojilerin gelişimi ile veriler kolayca ve eş zamanlı olarak aktarılıp işlenebilecektir.

18 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaberOT/VTDOSYA

OT/VT SiSTEMlEri MAliYET AVANTAjı SAğlıYOrİnsan kaynaklı yanlış veri girişlerini, hataları azaltarak iş gücünün verimli kullanılmasında önemli fayda sağlayan OT/VT sistemleri, süreçlerin interaktif biçimde işlenmesi sonucu gerçek zamanlı işlem ve raporlama yapılabilmektedir. Teknolojinin bu noktada doğru konumlandırılması ve doğru entegrasyonu önemlidir.

Kullanılan verinin büyüklüğü ve her an her yerden erişilebilir olması vazgeçilmez bir durum haline gelmiştir. Alternatif işletim sistemlerinin fiyat avantajı, kurumların TCO (Toplam Sahip Olma Maliyeti) konusunda farkındalıklarının artması ile birlikte sektörün hızla büyümesini bekleyebiliriz. Zaman ve çalışan tasarrufu bilgiyi toplama, veriyi işleme gibi unsurlar daha da önemli hale geldiği zaman OT/VT

uygulamalarının önemi artacaktır.OT/VT (Otomatik Tanımlama

ve Veri Toplama) sektörünün en yaygın uygulamalarından olan; El Terminali, Barkod Okuyucu, Barkod Yazıcı, RFID Çözümleri, Dokunmatik POS PC, Panel PC ve Dijital Etiket gibi birçok ürün grubu OT/VT uygulamalarında tercih sebebidir. Bu sektörde ihtiyaç duyulan hemen hemen her ürün grubunda Mobit Bilişim olarak varız.

OT/VT Sektöründe dünyada söz sahibi olan markaların; Casio, Bixolon, Point Mobile, Sewoo, Aaeon, Hanasis, Hanshow Türkiye’deki yetkili dağıtıcısı, distribütörü ve servis sağlayıcısı konumundayız. Müşteri ihtiyaçlarına çözüm odaklı yaklaşma ve OT/VT sektörünün

çözüm sağlayıcısı olarak devam etmekteyiz.

Altyapıya uygun ürün seçmek gerekiyor

OT/VT Uygulamalarında ürünlerin işletme tarafından kullanılan İşletme Kaynak Planlama Sistemine verileri aktarması için bir entegrasyon yazılımı gerekmektedir. Bunun için kullanılan altyapıya uygun ürünlerin seçilmesi ve entegrasyonun modellemesinin yapılması gereklidir. Bu bağlamda MOBİT satışını gerçekleştirdiği ürünlere, yazılım desteği de sağlamaktadır. Akıllı şebekelerde kullanılan donanımların

üzerinde sahadaki süreçleri takip etmek için gerekli

yazılım, müşteri talep ederse tarafımızdan

ihtiyaca göre optimize edilerek geliştirilmektedir. Perakende Mağazacılıkta, aynı şekilde müşterinin tanımladığı iş süreçleri modellenerek yazılım desteği sağlanmaktadır. Buna benzer otopark çözümleri de ürün yelpazemizde yer almaktadır.

İş süreçlerinde verinin anlık olarak değerlendirilmesine ihtiyaç duyan kurumlar bu ürünlere daha yaygın şekilde yatırım yapmaktadırlar. Mobilite ve otomasyon tarafında ihtiyacı olan kurumlar işlerini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla bizimle iş birliğine gitmeyi tercih etmektedirler. Utility (Akıllı Şebekeler), Satış, Sağlık Hizmetleri, Perakende, HORECA, SFA (Saha Satış Otomasyonu), FFA (Saha Servis Otomasyonu) Taşıma ve Lojistik alanlarındaki talepleri karşılamaktayız.

Mobit Bilişim Genel Müdürü Erkan Oğur

OT/VT ÖNcESi PlANlAMA şArTCenasis Satış Direktörü Fethi Savcı

Page 19: BThaber Sayı 1030
Page 20: BThaber Sayı 1030

20 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaberOT/VTDOSYA

iş SürEçlEri OT/VT UYgUlAMAlArı ilE HıZ KAZANıYOrOT/VT uygulamalarından en popüler yöntem olan barkod uygulamaları; verinin hızlı ve doğru girilmesini sağlar. Barkod, bilgi girişlerinin yoğun olduğu ve bilgiye hızlı ve doğru bir şekilde ulaşılmasının ihtiyaç olduğu yerlerde kullanılır. Bu yöntemin kullanıldığı sistemler veri toplama sistemleri olarak adlandırılırlar. Barkod kullanılarak bir ürüne ait tüm hareketler izlenebilir. Bu sistemlerde barkod okuyucular, barkod yazıcılar ve taşınabilir data terminaller gibi bir çok iletişim aracı kullanılmaktadır.

Geniş bir alana yayılmış teknolojiler

Veri toplama sistemleri birçok yerde kullanılabilir. Mağazalarda, endüstriyel ortamlarda, pazarlama ve satışlarda, bankalarda, demirbaş takiplerinde, vb. gibi birçok alanda kullanılabilir. Örneğin en genel uygulama olan sayım uygulamalarında barkodlu bir sistem kullanarak depo sayımlarınızı çok kolay ve rahat bir şekilde yapabilirsiniz.

Otomatik tanımlama ve veri toplama uygulamalarından olan barkod teknolojileri;

En doğru bilgiyi almanızı sağlar, kullanıcı hatalarını ortadan kaldırır. Benzer ürünler veya benzer kodlara sahip ürünler arasındaki karışıklığı önler. Bu sayede doğruluk sağlar. Hızlı veri girişinin iki önemli faydası vardır:

1. İstenen bilgi manuel şekilde toplanacak bilginin çok çok üstünde bir hızla ve doğru bir şekilde

toplanır.2. Bu toplanan doğru bilgiler

bilgisayar ortamında olduğu için yine çok hızlı bir şekilde bu bilgileri işleyebilecek, değerlendirebilecek kişilere veya ortama ulaşır. Örneğin; bu bilgilerin doğru bir şekilde, bir kâğıtta yazılı bilgiler olduğunu varsayın. O kâğıdın içinden A marka deterjandan ne kadar satıldığını nasıl bulabilirsiniz? Evet, sayabilirsiniz. Son anda size A marka deterjan değil de tüm deterjan satışları sorulursa ne yaparsınız?

Doğruluğun artması ve veri giriş hızının yükselmesi ile işçilik maliyeti düşecek sistem daha ekonomik olacaktır. Barkod ürünleri yani okuyucular, yazıcılar, terminaller gibi tüm OT/VT ürünlerinin kullanımı, bilgisayara bağlaması ve işletmesi çok kolaydır. Bu sistem ile güvenilir, detaylı, hızlı datalar toplanır. Bu toplanan bilgiler ile sistem daha etkili yönetilebilir.

Örneğin; “Hangi ürün ne kadar satılıyor? Şu anda stokta eksikler neler? Geçmiş satışlara bakarak hangi üründen ne kadar sipariş vermeli?” gibi sorulara kolayca cevap bulabilirsiniz.

Bir şirkette verimli bir OT/VT sistemi kurulmadan önce planlamanın doğru yapılması çok önemlidir. Yapılacak planlamada ürünlerin ve firmanın işleyiş yapısına bağlı olarak doğru ürünler seçilmesi gereklidir. Planlamada en önemli noktalardan biri de OT/VT sisteminde kullanılacak yazılım (program) taleplere cevap verecek özelliklere sahip olmalıdır. Aksi takdirde kurulacak OT/VT sistemi atıl duruma düşebilir. Bunun yanı sıra şirketin çalışma yapısı ve ürün türüne bağlı olarak farklı cihaz ihtiyacı olması nedeniyle farklı ürünler tercih edilmektedir. Örneğin ürünlerin

barkodlanması ihtiyacında barkod yazıcı tercih edilirken, ürünlerin barkodlarının programlara aktarılması durumunda barkod okuyuculu cihazlar tercih edilmektedir. Tercih edilecek barkod yazıcının seçilmesinde ürünlerin barkodlanma şekli önem kazanmaktadır. Örneğin bilgisayar üzerinden barkod yazdırmada sabit bir barkod yazıcı tercih edilirken, ürünün yanında yazdırma talebinde taşınabilir bir yazıcı tercih edilmektedir. Yine barkod okuyucu tercihinde barkod okutma işlemi bilgisayar yanında olabilmesi durumunda kablolu barkod okuyucular tercih edilirken, ürünün bilgisayara uzak olması gibi durumlarda kablosuz barkod okuyucular veya taşınabilir el terminalleri daha çok tercih edilmektedir.

Bilkur Bilgisayar Yazılım Geliştirme Uzmanı Ali Dirik

Teknolojinin gelişmesine paralel olarak OT/VT ürünlerinin fiyatlarının da düşmesinin etkisi ile Türkiye’de OT/VT ürünlerinin kullanım alanları da artmıştır. 20 yıl önce birkaç sektörde kısıtlı bir şekilde OT/VT ürünleri kullanılırken günümüzde hemen hemen her sektörde OT/VT ürünlerinin kullanıldığını görebiliyoruz. OT/VT ürünlerini her sektörde görmek

mümkün olmasına rağmen en çok Tekstil, Market, Sağlık, İlaç gibi sektörlerde OT/VT ürünlerinin kullanıldığını görebiliriz.Barkod sistemi dışında diğer popüler OT/VT teknolojilerinden biride RFID dir. RFID eski bir teknoloji olmasına rağmen maliyetler nedeniyle yaygınlaşmamıştır. Günümüzde maliyetlerin önceki dönemlere

göre düşmesi, gelecekte daha da düşebileceği ihtimali ile RFID içeren uygulamaların artacağı düşünülmektedir. Günümüzde dokunmatik cihazların kullanımının artması OT/VT sektörüne de yansımış durumdadır. Gelecekte OT/VT sektöründe dokunmatik özelliği olan taşınabilir cihazların arttığını görebileceğimizi düşünüyoruz.

Türkiye’deki kullanım oranı artıyor

Page 21: BThaber Sayı 1030

Network Yönetim Yazılımlarıile Network’ünüz Emin Ellerde

• Network Performance Monitor (NPM)

• Network Configuration Manager (NCM)

• NetFlow® Traffic Analyzer (NTA)

• IP Address Manager (IPAM)

• Orion IP SLA Manager

• Universal Device Tracking (UDT)

• Orion Scalability Engines

• Application Performance Monitor (APM)

• Synthetic End User Monitor (SEUM)

• Virtualization Manager

• Storage Manager

• Log and Event Manager (LEM)

• Kiwi Syslog Server

• Engineer Toolset

• Log Viewer

• SolarWinds Patch Manager

• SolarWinds Web Help Desk

• SolarWinds DMRC

Network Yönetim Yazılımları

AYRINTILI BILGI İÇİN BİZE ULAŞIN

(+90) 212 276 27 [email protected]

adve

rtoria

l

Page 22: BThaber Sayı 1030

22 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaberOT/VTDOSYA

OT/VT’Yi BENiMSEYEN YAPılAr rEKABETTE ÖNE gEçiYOrİGE Elektronik Satış Müdürü Kerim Türkman

OT/VT uygulamalarının iş süreçleri üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. İşletmelerin Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) kapsamında devreye aldığı Tedarik Zinciri Yönetimi, Envanter ve Stok Takibi, Üretim İzlenebilirlik ve benzeri iş birimlerine hitaben geliştirilen OT/VT uygulamaları, maliyet unsuru olan tüm çıktıların etkin olarak yönetimi ve planlanmasını mümkün kılabilmektedir. Özellikle rekabeti artan pazarlarda faaliyet gösteren işletmelere üretim ve hizmet kalitesinde yükselme imkanı sağlamaktadır. Karlılık artışı, rekabetçi fiyatlandırma, kalite artışı ile kazanılan yeni müşteriler ve kazanılan pazar başarıları, OT/VT uygulamalarının iş süreçlerindeki olumlu etkilerindendir.

OT/VT uygulamaları için şirketler, faaliyet gösterdikleri sektörün iç dinamikleri ve küresel kullanıcı eğilimlerine paralel olarak cihaz tercihi yapmaktadırlar. Bu tercihlerin günümüzde genellikle 4 temel parametresi bulunmaktadır:

1. İş Uygulamasının Çeşidi ve Mekanı: Saha, depo içi, üretim ortamı, mağazacılık.

2. İş Uygulamasının Kullanıcı Profili: Prestij beklentisi, endüstriyellik beklentisi, fayda/maliyet beklentisi.

3. Cihazın Ömrü ve Yatırım Geri Dönüş Süresi: Tüketici elektroniği, endüstriyel Tasarım.

4. Cihazda Çalışacak Uygulamanın İstediği İşletim Sistemi: Windows tabanlı, Ios tabanlı, Android tabanlı.

Bu esaslar ışığında örnek vermek gerekirse,

• Depo & Lojistik iş süreçleri için tercih edilen cihaz türleri; uzun Ömürlü, endüstriyel tasarımlı el terminalleri olurken,

• Saha, Teknik Servis iş süreçleri için tercih edilen cihaz türleri; tüketici elektroniği, prestij beklentili tablet ürünleri olabilmektedir.

• Exproof ortamlarda OT/VT uygulamaları için Hazardous Exproof el terminalleri, barkod okuyucuları, RFID donanımları yaygın tercih edilmektedir.

• Ancak, Sağlık ve Hastane uygulamalarında halen “Sağlık Grubu Donanımları”nın tercih edilmediği görülmektedir.

• Son yıllarda gelişen işletim sistemi çeşitliliği nedeniyle de birçok OT/VT uygulaması Android uyumlu olduğundan, cihaz üreticileri de Android işletim sistemli donanımlar geliştirerek epey verimli donanımları piyasaya sunabilmektedir.

OT/VT öncesi sistem analizi yapılmalı

Şirketler; OT/VT uygulamalarını sistemlerine entegre etmeden önce sistem bileşenlerinin test işlemlerini planlayabilmeli ve bu esnada tedarikçi adaylarının performanslarını görebilmelidirler. OT/VT projelerinde karşılaşılan en can alıcı hataların başında yeterli test yapmayarak, donanım ve sistem bileşenlerinin zafiyetlerinin görülememesi ve buna paralel olarak tedarikçi tecrübe ve deneyimlerinin izlenememesi gelmektedir.

Bütçe ve maliyet odaklı yapılan analiz ve yatırımların yanı sıra, önceden yapılmış bir OT/VT projesinden elde edilmiş kazanımların belirli yanlarını alıp belirli yanlarını devre dışı bırakmak da planlama yanlışlarındandır. Bu sebeple OT/VT çözümlerine yönelik hizmet sunan OT/VT sektör firmalarının dikkat etmesi gereken husus; ilgili projelere sadece satış odaklı yaklaşmamaktır.

Son dönemde şirketler OT/VT uygulamalarını 3’er yıllık döngüde, ya donanımlar bazında ya da tüm bileşenleri bazında yenileme ihtiyacı duymaktadır. Bunun sebebi ağırlıklı

olarak; hızlı gelişen Bilgi Teknolojileri yenilikleri olduğu kadar, neredeyse tamamı ithal olan OT/VT çözüm yaklaşımlarının ülke firmalarımızca Uygula-Öğren zinciri yerine İzle-Taklit Et zincirini takip etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıklamaya en canlı örnek olarak EAN-13 barkod kullanımının yerine GS1 tarafından 5 yıl önce önerilen DataBAR barkodunun kullanımına henüz geçilmemesini, bazı iş uygulamalarının RFID yerine halen barkod teknolojileri ile yapılmaya devam edilmesini gösterebiliriz.

Sonuç olarak; OT/VT çözüm planlarının tutarlı ve gelecek odaklı olması, proje ve Bilgi Teknoloji yöneticilerinin, şirketlerinin planlarını daha rahat yapmalarına imkan verebilecektir, diyebiliriz.

Türk şirketler ve kurumlar OT/VT’yi benimsiyor

Türkiye’deki şirketlerin ve kurumların OT/VT uygulamalarına bakış açısı 3 temel esasa göre sınıflanmaktadır. 1) Fayda esaslı zorunlu bulanlar 2) Yükümlülükler esaslı zorunlu bulanlar 3) Zorunlu bulmayanlar.

OT/VT’nin kimyasında bulunan maliyetleri düşürebilmeye imkan verebilen yönetim araçları nedeniyle bunları fayda olarak görerek, karlılıklarını ve pazar paylarını arttırmayı hedefleyebilen işletmeler daima en yenilikçi OT/VT çözümlerinden faydalanmaktadır. Bu kriterlere yönelik gerçekleştirilen yatırımlar diğerlerine nazaran daha uzun ömürlü ve kullanım yaygınlığı sağlayabilmektedir. Bu kapsamda

perakende sektöründe yaygınlaşmakta olan İki Boyutlu (2D) Karekod Kod uygulamalarını örnek olarak gösterebiliriz. Başta Hızlı Tüketim Ürünleri satışını yapan üretici ve distribütörlerin yer aldığı FMCG olmak üzere, Kargo ve Lojistik, Otomotiv, Beyaz Eşya ve ilgili yan sanayileri, Deniz ve Hava Liman Hizmetleri veren işletmeler bu grupta yer alır.

Artan rekabet baskısı ve devlet kurumları kaynaklı projelendirilen OT/VT çözümleri ise minimum fayda analizi veya minimum yaygınlıkla ilgili sektörlerde yerini bulmaktadır. Buna; İlaç Takip Sistemi (İTS) ve Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi (ÜDTS) kapsamı dışındaki üretim ve ithalat yapan şirketlerin 2D-Karekod’a geçmiyor oluşunu örnek gösterebiliriz. Oysa tüketicinin satın aldığı ürün hakkında daha çok bilgiye sahip olmasına imkan veren bu tip OT/VT çözümleri olmasına rağmen işletmelerin yatırım yapmayı gerektirecek faydaları bulamaması, günümüzde OT/VT çözümlerinin, baştan sona çözüm olarak deneyimlenememesine sebep olmaktadır.

Gelişim sürecekNihai tüketicinin teknolojiyi kullanma

alışkanlıkları ışığında gelecekte OT/VT uygulamaları yine teknolojiyi üreten firmaların ve bu konuda AR-GE yapan firmaların yönlendirmeleri ışığında gelişmeler yaşayabilecektir. Ülkemizde epey yol alınan ve sanayi bölgelerinin daha entegre olmasıyla gelişmekte olan M2M (Machine-2-Machine) ve 5G alt yapısı imkanları ile Tedarik Zinciri ve Lojistik uygulamalarında yenilikler beklenmektedir. Just-In-Time ve Milk-Run proseslerinin verimli yönetimi bu ve benzeri alt yapı gelişmeleri ile gelecekte işletmelere yeni verimlilik fırsatları sunabilecektir.

Page 23: BThaber Sayı 1030

2325 - 31 MAYıS2015

BThaberOT/VT DOSYA

OT/VT çÖZüMlEri iş SürEçlEriNE KAliTE KATıYOrTanımlama teknolojilerinin işletmelerin tüm süreçlerinde ciddi bir etkisi söz konusu. Bu hem dikey pazarlar noktasında, hem de bu pazarların süreçleri noktasında. Ürünlerin işletmeye kabulünden, üretim veya satış sürecine, depolamadan sevkiyat sürecinden satış sonrası servis sürecine kadar tüm döngüde OT/VT uygulamaları kullanılıyor. Temel avantaj zaman, diğeri ise doğruluk, ardından ise takip geliyor.

İşletmeler herhangi bir iş sürecinde OT/VT çözümlerini devreye aldıklarında yukarıda bahsettiğimiz kazanılan zaman, elde edilen doğruluk ve süreçlerin takip noktasında ciddi bir kaliteye ulaşıyor. Bu kazançlar işletmenin türüne ve uygulanan sürece göre, yüzde 10’dan yüzde 90’a varan

kazançlar haline dönüşebiliyor.

Cihaz seçiminde pozisyon önemli

Burada tercih süreç ve dikey pazar pozisyonuna göre belirleniyor. Saha uygulamalarında EDA (Enterprise Digital Assistant) form factor ve yüksek pil performansı olan cihazlar tercih edilirken, yakın dönemde 3G li sistemlerin şart talep oluşu iş uygulamalarında Andorid etkisini ciddi anlamda ön plana çıkarıyor.

Bunun dışında depolama/lojistik/kargo uygulamalarında ise, yüksek endüstriyellik talebi söz konusu. Perakende gibi bina için uygulamalarda ise tek elle kullanım, kolay klavye erişimi ilk adımda tercih etkileyen özellikler. Sağlık sektöründe ise tabiki anti-mikrobik

muhafaza özelliği olan ürünler talep edilmekte.

Tüm BT süreçlerinde olduğu gibi doğru başlangıç, iyi bir analiz. Bu analizin ise en kritik noktası kullanılan ERP ve entegre edilecek sürece ve profile uygun donanım. Burada tercih donanım veya çözümlerin “en iyi” değil, “en doğru“ ilkesi ile değerlendirilmesi önemli.

Diğer bir noktadan bakıldığında ise önerilerimizi aşağıdaki gibi sıralamak mümkün;

• En uygun cihazı seçmenin en doğru yolu, cihazın serviste ne kadar kalacağına dair açık bir umuda sahip olmaktır

• Dünyada, cihaz kullanıcıları, cihaz her durduğunda üretkenlikten ortalama 75 dakika kaybediyor

• Projelerde başarının anahtarı, bozulma riskini asgariye

indirgemektir• Sahada çalışmayan bir cihazın

etkisi kaçırılmış ciro fırsatı demektir.

Sesli depo yönetim sistemleri revaçta

OT/VT çözümlerinde kullanılan teknolojiler, tüketici elektroniğinde olduğu gibi hızlı değişim göstermemekte. Burada önemli olan oturmuş mühendislik olduğu için, değişim frekansı daha az. Bununla beraber özellikle sesli depo yönetim sistemleri yakın dönemde oldukça talep görmekte. Burada VoCollect ile çalışmalar yapıyoruz. Sadece depo değil, sesle yönetilebilen birçok uygulamayı yönetebilen bu sistemleri yakın dönemde farklı örneklerle de pazarda görüyor olacağız. Bunun yanında RF-ID çözümleri pazarda oldukça yaygınlaşmaya başladı.

Perkon Proje Satış Müdürü Oğuz Güçarslan

Page 24: BThaber Sayı 1030

Bununla beraber verilerin depo-lanması, bu verilerin bir merkezde belli bir yapıda tutulması ve uzaktan erişim ile yönetilebilmesi şirketler için en önemli konu başlıklarından biri haline geldi. Günümüzde Bu-lut Bilişim, M2M (Makineler Arası İletişim) ve mobil takip sistemleri teknolojileri her zamankinden daha da fazla gündemde. Şirketler bu teknolojileri kullanarak hem zaman-dan kazanıyorlar hem de şirket içi giderlerini düşürerek, tasarruf etme imkanı yakalıyorlar.

İş süreçlerinin veri analizi tarafın-dan yönlendirildiği bir dönüşüm yaşanıyor. Her geçen gün iş süreçlerinden toplanan veri miktarı artıyor ve bu veriler sayesinde daha doğru iş kararları verilebiliyor. 4G teknolojilerinin devreye girmesiyle mobil cihazların çok daha yüksek hızlar ile internete erişimine olanak sağlanacak. Böylece mobil cihazlar iş süreçlerinin gerektirdiği ve gittikçe büyüyen verilere çok daha hızlı bir şekilde erişebiliyor olacak. Bulut teknolojileri ile desteklenen mobil iş uygulamaları, büyük verinin mobil ci-hazlar üzerinden çalışanların parmak ucuna lokasyondan bağımsız olarak gelmesine izin verecek. Gelişen mobil iş uygulamaları ile 4G tekno-lojisinin lokasyon sınırı tanımayan yüksek hızlı internet erişimi birleşince daha esnek ofis ve çalışma ortamları iş süreçlerinin verimliliğini artıra-cak. 4G teknolojilerinin sağladığı yüksek hızın çalışanların verimlil-iğine dönüştürülmesi için mobil iş uygulamalarının geliştirilmesi amaçlı yatırımlar yapılacak.

Mobil uygulamalar önemli tasarruflar sağlıyor

Gelişen kurumsal görüntülü görüşme teknolojileri sayesinde dünyanın her yerinden katılabilen sanal toplantılarda artık katılımcılar bir proje üzerinde çalışırlarken sadece görüntülü görüşmenin yanı sıra, birbirleri ile sunum paylaşımı, demo gösterimi gibi paylaşımları da yaparak aynı masa etrafındaymışçası-na toplantılarını yapabiliyorlar. Bu da kurum çalışanlarının bir toplantı için uzun seyahatler yaparak geçire-cekleri zamanı azaltmasıyla birlikte, daha verimli ve hızlı karar alabilm-elerine olanak sağlıyor. Seyahat masraflarının azalması da ayrı bir fayda olarak görülüyor. Giderler-in karşılanması konusunda ise her kurumun farklı ödeme sistemleri ve planlamaları bulunuyor. Bu konuda net olarak dile getirebileceğimiz diğer bir husus, mobil çalışma eğili-minin verimliliğin yanında ciddi oran-larda maliyet tasarruf sağlamasıdır.

OT/VT uygulamalarını es geçmemek lazım

Özellikle RFID, ses uygulamaları, GPS, mobil internet ve dijital resim yakalama teknolojilerinin gelişimi OT/VT uygulamalarının çok daha farklı alanlarda kullanımını mümkün kıldı. Üretimden perakendeye her sek-törde ve her süreçte işlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilmesini sağladı. OT/VT ile toplanan verilerin ERP gibi çözümlerle birlikte kullanıl-ması ve anlamlandırılması süreçleri daha da kullanışlı bir hale getirdi.

Önümüzdeki yıllarda giyilebilir cihazlar, 3G ve 4G gibi yüksek bant genişliği sağlayan teknolojilerin yaygın-laşması OT/VT uygulamalarının önünü daha da açacak. Şirketler bu teknolo-jilerin faydalarını gördükçe her alanda kullanmaya başlayacak ve duyulan ihti-yaçlar doğrultusunda yeni uygulamalar geliştirmeye devam edecek.

Diğer taraftan dünyada RFID ve görüntü işleme teknolojilerinin barkodun yerini almaya başladığı da görülüyor. Küresel eğilimlere bakıldığında, uygulama tarafında, şirket ihtiyaçlarına uygun bir model kurmanın gittikçe daha önemli hale geldiği düşünülüyor. OT/VT uygu-lamaları geliştiren şirketlerin de gün geçtikçe daha hızlı sürüm ve sürüm güncellemeleri yapmaları gerekliliği ortaya çıkıyor. Bazı sektör uzmanları tarafından donanım tarafında An-droid ve tüketici elektroniğinde ise mobil aygıt yükselişi OT/VT teknolo-jilerine yön verecek gündem maddel-

eri olarak tanımlanıyor.Şu an satılan mobil terminaller-

in büyük bölümünde 3G desteği bulunuyor. Bu cihazlar özellikle hızlı tüketim, saha satışı, dağıtım, üre-tim, depo ve ambar yönetimi, kargo takibi, stok ve üretim yönetimi, enerji, sayım ve etiketleme, park yeri otomasyonu sayaç okuma gibi uygu-lamalarda tercih ediliyor.

Mobil ve OT/VT iş uygulamaları KOBİ’lerin büyümesine katkıda bulunacak

KOBİ’ler başarılarını doğalarında bulundurdukları esnekliğe borçlular. KOBİ’lerin iş yapma hızına uyumlu mobil ve OT/VT iş uygulamaları onlar için verimliliklerini artıran bir çarpan etkisi yaratıyor. Ofis dışındayken de verimliliklerini kaybetmeyen çalışan-lar, KOBİ’ler için önemli bir avantaj sağlıyor. Çalışanlar zaten günlük hayatlarında mobil uygulama kul-lanmaya alıştığı için mobil iş uygu-lamaları kullanımı doğal geliyor ve adaptasyon kolaylaşıyor. Öte yandan mobil cihazların firmalarda kullanımı arttıkça cihazların üzerinde bulunan veriler gittikçe artan güvenlik riskler-ine yol açıyor.

Bu noktada KOBİ’lerin özellikle OT/VT uygulamalarını iş süreçlerin dahil ederken maliyet odaklı düşün-memeleri gerekiyor. Kurumların ve şirketlerin iş süreçlerine önemli ölçüde esnekli katan OT/VT çözüm-leri, KOBİ’lerin sahip olduğu esnek yapıyla birebir örtüşüyor. Bu esnek

iş modeli sayesinde elde ettikleri başarıyı artırabilecek KOBİ’ler, yeni nesil iş süreçlerine geçiş yapmaktan çekinmemeleri gerekiyor.

Bu geçiş sürecinde (özellikle OT/VT) KOBİ’lerin dikkat etmesi gereken belirli hususlar söz konusu. İlk etapta sahip oldukları iş modelini çok iyi bir şekilde analiz etmesi gereken küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu analiz sürecinin sonunda doğru iş ortağı ile birlikte sistemlerini çok daha “mobil” hale getirebilirler. Doğru çözüm ile birlikte iş süreçlerini mobilize etmeyi başaran işletmeler, iş süreçlerinde yaşayacakları hızlan-manın yanı sıra, maddi açıdan da önemli ölçüde avantaj yakalamayı başarabilirler.

KOBİ’lerin danışmanlığa ihtiyacı var

KOBİ’ler mobil uygulamalara ülkemizde, mutlaka sahip olunması ve kullanılması gereken bir mecra gözüyle bakmakla beraber maliyetler konusunda piyasadaki belirsizlik karar verme süreçlerini zorlaştırıyor. Bununla beraber geliştirilecek uygu-lamanın, amaç, yöntem ve özelikle sistem entegrasyonu sürecinin doğru yönetilmesi konusunda danışman-lığa ihtiyaç duyuyorlar. Tüm yazılım geliştirme süreçlerinde olduğu gibi mobil yazılımda da başarının yolu, nasıl kodlanacağından ziyade şirkete katma değer sağlayacak mobil ger-eksinimin ne olduğunu doğru belirle-mekten geçiyor.

Mobil dünyada yaşanan gelişmeler özellikle donanım tarafında daha hızlı, daha stabil ve daha iyi kullanıcı deneyimi sunan cihazların sayılarının artması ile

birlikte yazılım tarafındaki geliştiricilere daha büyük fırsatlar sunmaya başladı.

24 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaberOT/VTDOSYA

Mobil iş süreçlerineOT/VT teknolojileri yön veriyor

Page 25: BThaber Sayı 1030

Yeni iş kolları demişken, dünyada ve Türkiye’de yük-selen bir değer haline gelen “Dijital Oyun Tasarımı” konusuna parantez açmak gerek. Oldukça cazip koşul-lara sahip olmasına karşın, bu konuda yeterli eğitim programına rastlanmayan Dijital Oyunu Tasarımı konusuna olan ilgi yavaş da olsa artış gösteriyor. Ülke-mizin bu alandaki ilk lisans programını hayata geçiren İpek Üniversitesi, Türkiye’ye bu alanda uzmanlar ka-zandırmak istiyor. Bu alan-da lisans eğitimi vermeye başlayan İpek Üniversite-si’nden Doç. Dr. Ersin Elbaşı ile bölümün hedeflerinden ve sunduğu eğitim pro-gramı ile ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

n Dijital Oyun Tasarımı Bölümü olarak hedefleriniz neler?

İpek Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı bölümünün hedefi; bölüm öğrencile-rinin, İpek Üniversitesi’nin teknolojik alt yapısı, uzman akademik ve profesyo-nel kadrosu, laboratuvar ve atölye olanaklarından yararlanarak, yaratıcı fikir ve tasarımlarla üretime dönüştürerek yeni bir alan olan Dijital Oyun Tasarımı bölümünde merkezi rol üstlenecek yeterlilikte eğitim almalarını sağlamaktır. Dijital Oyun Tasarımı dünyada ve Türkiye’de cazip koşullar içermesine rağmen, yeterli bir eğitim olanağı mevcut değildir. Bu programın eğitim-öğretim, uygulama, araştırma ve istihdam açısın-dan sektöre ve ekonomiye fayda sağlaması beklenme-ktedir.

Ülkemizde dijital oyun tasarımı alanında lisans programı bulunmamakta olup, çok az sayıda yüksek lisans programı bulunmak-tadır. Bu alanda günümüzde ve gelecekte eğitim almış oyun geliştiricilere ihtiyaç fazladır. İpek Üniversitesi’nin bu programı açmakla amacı bu alanda sektörün ihtiyacını karşılayacak insan kaynağı sağlamak, bu alanda geliştiri-lecek proje ve ürünlerle ülke-mize katkı sağlamak, araştır-ma ve uygulama yapabilen insan gücü yetiştirmektir.

n Dijital Oyun Tasarımı Bölümü’nü oluştururken, yurtdışındaki

İpek Üniversitesi dijitaloyun tasarımına el attı

örneklerden faydalandınız mı? Bu konuda beraber hareket ettiğiniz yabancı üniversiteler var mı?

Yurtdışında bu alanda eğitim veren programlar-da incelenmiş olup, on-lardan farklı olarak Oyun tasarımının bütün detaylarını içeren geniş bir müfredat hazırlanmıştır. İpek Üniversi-tesinin Erasmus kapsamında anlaşması olan üniversiteler yanında Hollywood’un en köklü ve en gözde sinema okulu olan University of Southern California (USC) Sinema Sanatları Okulu ile işbirliği içerisindeyiz.

n Öğrencileriniz bu bölümü bitirdiklerinde yeterli iş imkanı

bulabilecekler mi?Dijital Oyun Tasarımı

bölümünde, farklı disiplinler-in iç içe çalışmasının bir ge-reği olarak her alana özgün eğitim vermenin yanında, bu alanlarda yapılan prodüksi-yon ve uluslararası araştır-maları teşvik edecek ve değerlendirecek mezunlar yetiştirmek amaçlamaktadır. Dolayısıyla bu programdan mezun olanlar; oyun firma-ları, simülasyon, video, ani-masyon, multimedya yapım şirketleri, reklâm ajansları ve televizyon kurumlarında çalışabilecek yada projelerini değerlendirebilecek uzman-lık düzeyine sahip olacak-lardır.

Üniversitemizin en büyük avantajı fiziksel ve akade-mik olarak iyi şartlara haiz olmasıdır. Bu olanakların

güzel kullanılmasıyla kali-teli bir eğitim verip gurur duyacağımız üniversitelerde, kamuda ve özel şirketlerde güzel işlere imzalar atacak mezunlara sahip olacağımız ümidini taşımaktayız.

n Dijital Oyun Tasarımı bölümünde öğrenciler nasıl bir ders ve eğitim programıyla karşılaşacaklar?

Dijital Oyun Tasarımı bölümünde nesnelerin üç boyutlu modellerinin ve gerçekçi aydınlatma mod-ellerinin kullanılarak sahnel-erin oluşturulduğu, bilgi-sayarla yapılan animasyon eğitim ve öğretimi; bilgisayar oyunları geliştirmek için gerekli araçların ve tekno-lojilerin eğitim ve öğretimi verilecektir. Bu programda

öğrenciler temel tasarım kavramlarının karşılaştırıl-masını, renk teorisi ve yüzeyle ışık etkileşimleri yönünden insan algısının duyarlılığını keşfedeceklerdir. Etkileşim tasarımı, nesnelerin modellenmesi, kamera kon-trolü, grafik animasyon için karakter donanımı, parçacık kullanımı ve yüzey teknikleri gibi kavramları öğrenciler detaylarıyla öğrenecekle-rdir. Öğrenciler öğrend-ikleri bu algılama ve teknik yetenekleri uygulayarak gölgelendirmeler, dokular, karakterler, 3B sahneler ve 3B grafik animasyonları oluşturabilecekler, sahne içinde yer alan nesnelere yapay zeka uygulamalarıyla davranış kazandıracak ve öğrendiklerini oyun yazılım geliştirme programlarını kullanarak oyun geliştirece-klerdir.

Bu doğrultuda, İpek Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı bölümü Oyun Programlama, Bilgisayar Animasyonu, Mobil Oyun Geliştirme, Oyun Moto-ru, 3D Modelleme, Oyun için Ses Dizaynı, Oyun için Arayüz Tasarımı, Oyun Senaryosu, Çevrimiçi Oyun Geliştirme, Dijital Girişimcilik gibi derslerin yanı sıra oyun geliştirmenin temelinde olan Tarih, Türkçe, Matematik ve Fizik gibi temel derslere de yer vermektedir.

Ayrıca, bu programa dahil olan öğrencilerin zorunlu ve seçmeli derslerinin yanında 4. sınıfta oyun, animasyon ve yazılım projeleri geliştir-meleri gerekmektedir. Dolayısıyla bu programın öğrencileri teorik bilginin yanında hem derslerin uygu-lama kısmında hem de son yıl verilecek proje deney-imi ile uygulama deneyimi de kazanmış olacaklardır. Öğrenciler teorik bilgile-ri İpek Üniversitesi oyun stüdyosunda ürün haline getirebileceklerdir. Hem stüdyomuzda hem de oyun firmalarında staj yapma im-kanları olacaktır.

Bu kapsamda, İpek Üniver-sitesi Sinema Sanatları Fakültesi bünyesinde bulu-nan Dijital Oyun Tasarımı Bölümü oyun yazılımcısı, animasyon sanatçısı, grafik sanatçısı, ses ve görüntü uzmanı, içerik planlayıcı ve senarist gibi istihdam ihti-yaçlarını karşılayan bir eğitim verecektir. Bölümümüz mezunları Dijital Oyun Tasarımcısı unvanı alacak-lardır.

Ekrem Uçman

Teknolojinin gelişimi hız kesmeden devam ederken, gerek ülkemizde gerekse de dünyada birçok yeni sektörün ve iş

kolunun oluşumuna da katkısı aynı oranda artıyor.

İpek Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ersin Elbaşı

BİLİŞİM DÜNYASI 2513 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Page 26: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI26 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Üye firmalarının yayınladığı iş ilanları, aday başvuruları ve işe yerleşme verileri üzerinden 2015 yılının ilk yarısına ait istihdam raporunu yayınlayan Eleman.net’in verilerine göre, 21 bin 576 iş ilanı ile Nisan ayı, en çok ilan yayınlanan ay oldu. İlk 6 ayın istihdam lideri olan “Hizmet Sektörü”nün yanında, en çok ilan yayınlanan bölümlerde ise ilk sırada “Satış” geldi. 2015 yılında Eleman.net aracılığıyla işe yerleştirilen aday sayısı 55 bine yaklaşırken, en çok istihdam sağlayan sektör de yüzde 23,40 ile “Hizmet Sektörü” oldu.

Rapora göre, ilk 6 aylık dilimi kapsayan dönemde yaklaşık 120 bin iş ilanı yayınlanırken, 21 bin 576 ilanla Nisan ayı başı çekti. Hizmet sektörü, yılın ilk 6 ayında ‘en çok ilan yayınlayan sektörler’ sıralamasında yüzde 15,54’lük pay ile ilk sırada geldi. Hizmet sektörü, en çok başvuru yapılan sektörler sıralamasında da yüzde 16,64’lük oranla zirvedeki yerini korudu. En çok istihdam sağlayan sektörler sıralamasında onu gıda, sanayi ve tekstil sektörleri izledi. Geçtiğimiz yıl istihdamı ile öne çıkan inşaat sektörü ise yılın ilk yarısında 4’üncü sıraya

İstanbul Şehir Üniversitesi Incubacity bünyesinde bulunan, kanal yönetimi ve teknoloji çözümleri sunarak otellerin on-line satışlarını arttıran teknoloji danışmanlık firması Hotel Link-age’dan turizm profesyoneller-ine sektörün “online tarafı” ile ilgili ücretsiz eğitimler geliyor. Böylece Hotel Linkage; İstanbul Şehir Üniversitesi Incuba.city ve ŞEHİR Teknoloji Transfer ofisinin destekleriyle 9 hafta sürecek bir eğitim maratonuna,

İstihdam piyasası, yaz sonunda hareketlenecek

Turizm sektörü, BT eğitimleri ile günceli yakalayacak

KOBİ’ler internetin fırsatları ile buluşuyor

gerilerken, geçen yıl yine ilk üçte yer alan bilişim sektörü 7’inci sırada yerini aldı.

Hizmet sektörü istihdamda başı çekiyor

En çok ilan yayınlayan ve en çok başvuru yapılan sektörler sıralamasının büyük ölçüde paralellik gösterdiğine

“Hotel Linkage Academy”e hazırlanıyor.

Akademi, küresel bazda otelcilik sektöründe yoğun olarak kullanılan online kanal yönetimi teknolojileri konusun-da turizm profesyonellerini bir araya getirecek. İstanbul Şehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde gerçekleşecek ücretsiz eğitimler dizisi “Hotel Linkage Academy” 1 Ağus-tos’ta başlayacak. Web sitesi, Booking Engine, Channel Man-

dikkat çeken Eleman.net Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar’a göre, hizmet sektörünün büyüme hızı, yoğun bir eleman arayışını da ortaya çıkartıyor. Bu da hizmet sektörünün 2015’te en çok istihdam sağlayan alanlardan olacağını gösteriyor. Gıda sektöründe, özellikle

ager, Revenue Management Systems ve Rate Shopper gibi sektörün öne çıkan teknolojil-erini yaymayı hedefleyen Link-age, bu teknolojilerin içeriği ve yöntemleri hakkında vereceği eğitimlerle satış gelirlerinde artışlar sağlamayı öngörüyor. Program ve katılım formu için http://www.eventbrite.com/e/hotel-linkage-academy-tick-ets-17357897940?aff=erel-livorg adresini ziyaret etmek mümkün.

42 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) Türkiye merkezi IAB Türkiye tarafın-dan, KOBİ’lerin internetin imkan ve araçlarını kullanarak markalaşmasına, hem yerel hem de küresel pazarlar-da güçlenmelerine destek vermek amacıyla geliştirilen re-KOBİ (Rekabetçi KOBİ) Uzaktan Eğitim Platformu büyüyor. Platform; Kocaeli ve Ankara’da düzenlenen “İnternetle Güçlü KOBİ Seminerleri”ne katılan, ayrıca Gebze’de planlanan seminere kaydını yaptıran KOBİ’lere özel ücretsiz yayınına başladı.

1 Haziran – 10 Temmuz tarihleri arasında, 6 hafta boyunca yayında kalacak olan re-KOBİ Uzaktan Eğitim Platformu, markalaşmadan sayısal reklama, sosyal medy-adan medya planlamasına, e-ticaretten mobil pazarlama ve müşteri sadakatine kadar birçok konuyu içeren 12 videodan oluşuyor. Eğitimi eksiksiz tamamlayanlar, IAB Türkiye tarafından katılım sertifikası almaya hak ka-zanıyor. Detaylı bilgi için www.iabrekobi.org adresini ziyaret etmek veya [email protected] adresine e-pos-ta ulaştırmak mümkün.

restoran işletmeciliği alanında yoğun eleman arayışına dikkat çeken Duyarlar, “Dışarıda yemek yeme alışkanlıklarının artması, gıda sektörünün hızla büyümesini sağlayan en önemli etkenlerden. Uluslararası şirket evliliklerinin de sıklıkla yaşandığı yeme-içme sektöründe, büyük grupların

yatırımlarının devam edeceği tahmin ediliyor” dedi.

Sektörel dengeler fazlasıyla hassas

Bu arada, 2015’in ilk yarısında yüzde 62,51’lik ilan yayınlanma oranıyla başı çeken İstanbul’u Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa gibi büyük şehirler takip etti. Duyarlar, Anadolu şehirlerinin de önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtirken, beklentilerini şu sözlerle paylaştı:

“2015 yılında hem yayınlanan ilan hem de işe yerleştirilen aday sayısı açısından bakıldığında, genel seçimlerden kaynaklanan durgunluğun, iş ilanı ve istihdam sayılarına da etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Seçim atmosferinin yarattığı sakinlik sonrası, özellikle Ağustos ayıyla birlikte istihdam piyasasının hareketleneceğini ve ivmenin yılın kalan döneminde devam edeceğini düşünüyoruz. Sektörler arasında değişim ise ekonomideki dalgalanmaların yansımasını oluşturuyor. İnşaat sektörü, geçtiğimiz yılın hareketliliğini kaybederken, gıda sektörü yukarı yönlü ivme çiziyor. Önümüzdeki dönemde bu değişim, ekonomideki dalgalanmalar ışığında kendi yolunu çizecektir.”

Page 27: BThaber Sayı 1030
Page 28: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI28 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Bulutta ve kurum veri merkezinde omnichannel müşteri deneyimi ve iletişim merkezi çözümlerinde küresel bazda önde gelen bir şirket olan Genesys, her ölçekten markanın müşteri deneyim-lerini iş fırsatlarına dönüştür-melerine yardımcı oluyor. Genesys Müşteri Deneyimi Platformu, kurumların tüm temas noktaları, kanallar ve etkileşimler çapında en iyi hale getirilmiş müşteri yol-culuklarını tutarlı bir şekilde yönetebilmelerini ve müşter-ilerini ‘marka avukatlarına’ dönüştürmelerini sağlıyor. 80 ülkede 4 bin 600’den fazla müşterinin, her gün 100 milyondan fazla sayısal ve sesli etkileşimini yönettikleri bilgisini veren Genesys EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Mark Turner, Türkiye’nin rekabetçi bir pa-zar olduğu kanısında. Yenilik yapmak isteyen şirketlerle çalışmak ise öncelik. Bu görüşünü, “Bu bize birlik-te çalışacağımız bir değer, büyümemiz için alan kazan-dırıyor” sözleri ile destekley-en Turner, kendileri için en önemli iki pazarı Rusya ve Türkiye olarak gösterdi. Ayrıca Türkiye’yi, özellikle de yeni teknolojileri açısından yeniliğe en açık ülkelerden biri olarak tanımlayan Mark Turner, İstanbul’da düzen-lenen G-Summit Türkiye etkinliği sonrası sorularımıza yanıt verdi:

n Müşteri deneyiminin bir şirket için önemi nedir? Şirketler, müşteri deneyimini

Birinci sınıf müşteri deneyimi esastır

‘Çekirdekten girişimciler’ için destekler hazır

öncelikli hale getirmediğinde yüzleşmeleri muhtemel sorunlar neler olabilir?

G-Summit etkinliğinin ana teması “Mükemmel Müşteri Yolculuğu” idi. Müşterilerim-izin beklentileri hızlı bir şekil-de değişiyor ve tüketiciler şirketlerden her zamankinden daha fazlasını bekliyor. Sosyal medya, müşterilere hem olumlu hem de olumsuz geri bildirimlerde bulunabileceği

etkili ve kullanımı kolay bir platform sunarak bu nokta-da büyük bir rol oynuyor. İlk temasta ‘kararlılık’ halen su-nabileceğimiz en kritik değer. Bugün olay artık telefon aramalarını yönetmekten çok daha fazlası. Artık çok daha karmaşık. Çünkü örneğin biri web, diğeri e-posta, bir diğeri telefon veya canlı soh-bet gibi birçok kanaldan ve belki farklı zamanlarda gelen müşterileriniz var. Bu nedenle

müşteri yolculuğu; müşterinin bu yolculukta farklı kanallar üzerinde nerede olduğunu anlamak ve müşterinin ihti-yaçlarına ve beklentilerine en uygun etkileşimi sağlayarak ilk temas kararlılığı sergile-mek. Günümüzün tüketicil-eri; kişiselleştirilmiş müşteri ilişkileri, istikrarlı, sorunsuz ve her kanaldan veya temas noktasından minimum çaba gerektiren bir deneyim talep ediyor. İster Türkiye’de ister başka bir yerde bir şirket olun, bu talepleri karşılamak, rekabet gücü oluşturmak ve korumak için üstün bir müşteri hizmetleri sunmanız gerek.

n İş ortaklarınızı nasıl seçiyorsunuz? Türkiye’de kaç iş ortağınız var?

Türkiye’de aynı zamanda satış da yapan 12 iş ortağımız ve sadece teknolojiye odakla-nan 3 iş ortağımız var. Bun-lardan bazılarıyla, Türkiye’de-ki ofisimizi açtığımız 2012 yılından beri çalışıyoruz ve bu bizim için çok önemli. Başka sektörlerde büyüdükçe, Tür-kiye’deki işimize katkı sağlay-abilecek gerekli becerilere ve deneyime sahip iş ortakları arıyoruz.

n Bu çözümler, müşterilerinize ne gibi katma değerler getiriyor?

Yaptığımız en iyi şeyle-rden biri müşteri deneyimini geliştirmek için çözümler sağlamak. Ayrıca ekonomi

modellerini anlıyoruz ve müşterilerimizin BT mali-yetlerini azaltmalarına yardımcı olabiliyoruz. Bir şirket yöneticisi veya lider olarak yapmanız gereken üç şey var: Müşteri deneyimini geliştirin, satışları artırın ve maliyeleri düşürün. Çözüm-lerimizle çok yönlü müşteri deneyimi için yeni bir stan-dart belirliyoruz. Birinci sınıf müşteri deneyimi stratejisinin temel bileşeni olan kapsamlı ve müşteri odaklı ilişkiler sistemi ihtiyacı doğrultusun-da da pazarı eğitiyoruz.

n Orta ve uzun vadeli hedefleriniz neler?

Müşterilerimizin iş yapma becerilerini benimsemelerine ve yürütmelerine yardımcı ol-mak için önümüzde çok sayı-da fırsat var. Bu, onları neyin gerekli olduğuna inandırma meselesi değil. Çünkü bizce birçoğu, müşteri ilişkilerinin ne getirdiğinin gayet farkın-da. İhtiyaç duydukları şey ise yol haritasını hazırlamak ve bu teknolojileri uygulamak. Bu nedenle, müşterilerimizin teknolojilerimizi mümkün olan en iyi şekilde kullanarak benimsemelerine yardımcı olup, müşteri deneyimi stratejilerinin potansiyelinden faydalanmalarını sağlamak odak noktamız. G-Summit etkinliğimizin ana sponsoru Microsoft’tu. Skype for Busi-ness ile stratejik bir ilişki kur-duğumuz için heyecanlıyız. Skype for Business’in önemli bir teknoloji olacağına inanıyor ve müşterilerimizin sürekli değişen iş ihtiyaçlarını karşılamak için teknolojile-rimizle bütünleştirmeyi dört gözle bekliyoruz.

Handan Aybars

Genesys EMEA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Mark Turner

Genesys’in önceliği; şirketlerin müşteri deneyimi stratejilerinin potansiyelinden faydalanmalarını sağlamak.

İTÜ Çekirdek, TÜBİTAK 1601 programı kapsamın-da “1512 Teknogirişim Sermaye Desteği Programı Bireysel Genç Girişim (BİGG) 1.Aşama Uygulayıcısı” oldu ve TÜBİTAK’ın söz konusu teknogirişim sermayesine erişimde önemli bir rol üstle-ndi. İTÜ Çekirdek, girişimcil-erden gelen fikirleri somut iş sonuçlarına dönüştürme misyonuyla teknoloji tabanlı proje sahiplerini eğitimlerle,

mentorluk ve bağlantılarla destekleyecek. Bu kapsamda başvuru formu hazırlama, iş modeli, iş planı, gelir modeli gibi birçok alanda eğitim imkanı girişimcilere sunula-cak. Başlangıç aşamasındaki teknoloji tabanlı girişimlere destek verecek olan TÜBİTAK 1512 programından fayda-lanmak isteyen girişimciler, 1 Temmuz’dan itibaren İTÜ Çekirdek’e online olarak başvurabiliyor. İTÜ ARI

Teknokent CEO’su Kenan Çolpan da, İTÜ Çekirdek aracılığıyla TÜBİTAK’a başvu-racak girişimcileri 1 milyon TL tutarındaki Çekirdek ödülüne de aday olarak kabul ettikler-ini eklemeden geçmedi.

Takvime uyumlu yol haritası

www.itucekirdek.com adresinden ‘1512 Tekno-girişim Başvuru Formu’nu dolduran girişimciler, belir-

lenen takvim doğrultusunda değerlendirilecek ve görüşm-eye yapmaya davet edilecek. Jüri sunum günü sonrası İTÜ Çekirdek BİGG Kulvarı-na başvurusu kabul edilen girişimciler, İTÜ Çekirdek’in altyapı, laboratuvar, toplantı ve konferans salonları, din-lenme alanları, İTÜ, İTÜ ARI Teknokent ve ITUNOVA TTO ağı, danışmanlık ve mentor-luk desteklerinden yararla-nabilecek.

İTÜ ARI Teknokent CEO’su Kenan Çolpan

Page 29: BThaber Sayı 1030

Nutanix Türkiye Teknik Müdürü

Öner Çetin

EMC, web ölçeğinde bulut depolama yazılım çözümü ECS 2.0’ı tanıttı. ECS 2.0, yeni nesil ihtiyaçları göz önüne alarak geliştirilerek karma bulut ve dağınık yapılar için gerekli yönetim kolaylığını BT yöneticilerine veriyor.

Bulut bilişim kullanımı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Tüm veril-erini bulutta tutmak yer-ine önemli verileri kendi kaynaklarında depolamayı tercih eden şirketlerin sayısı da benzer doğrultuda artıyor. Boyut olarak fazla verilerini genel bulutta saklayan şirketlerin tercihi olan karma bulut çözüm-leri, en hızlı büyüyen bulut bilişim modeli olarak öne çıkıyor.

Karma bulutta en kolay yapılanmayı ise EMC, web ölçeğinde bulut depolama yazılım çözümü Elastik Bulut Depolama (Elastic Cloud Storage - ECS) 2.0 ile sunuyor. Bu çözüm, kullanıcı deneyimini iy-ileştirmek üzere tasarlan-mış bir dizi yeni özellik ve işleviyle Yazılım Tanımlı Depolama alanında çığır açıyor.

Dünyanın büyük teknoloji şirketlerinin üssü olarak bilinen Silikon Vadisi’nde 2009 yılında kurulan Nuta-nix, .NEXT konferansında yeni nesil Xtreme Com-pution Platform’u (XCP) duyurdu. XCP, yönetimin minimuma indirgendiği görünmez bir mimari sağlayarak BT ekiplerinin, asıl odaklanmaları gereken noktalar olan kurumlarına güç katacak uygulama ve servislere zaman ayırma-larını sağlayacak. Nutanix Acropolis ve Nutanix Prism olmak üzere iki ürün ail-esinden oluşacak olan XCP, sektörde lider olan hiper-bütünleşik çözüm uygulamalarını donanımdan bağımsız olmasını sağlay-acak şekilde genişletiyor. XCP bunu gelişmiş uygu-lama taşınabilme özelliği, özel sanallaştırma katmanı, uygulama seviyesinde analiz ve izleme becerileriyle gerçekleştirecek. Söz konu-su yenilikler veri merkezleri süreçlerini basitleştirerek maliyetleri düşürecek ve BT

Yazılım tanımlı depolama çözümü ECS 2.0

Nutanix, Acropolis ve Prism çözümlerini duyurdu

Yazılımda başarının yolu mimariden geçiyor

EMC, yazılımda tek önemli kriterin işlem hızı olmadığını, mimarinin de başarı için kilit önem-de olabildiğine inanıyor. Doğru yazılım mimarisi ve özellikleri, donanım bileşenlerini güçlü ve egz-abayt ölçeğinde bir bulut depolama platformuna dönüştürebiliyor. EMC, mi-marinin önemini ECS 2.0’la yeniden tanımlıyor.

ECS 2.0, ECS yazılımı için önemli bir güncelleme ve yeni güçlü özellikler ve işlevler getiriyor:

• Yeni kullanıcı deney-imi, hızlı kurulum ve konuşlandırma – ECS, güncellenmiş bir GUI ve basit, sezgisel iş akışları ve öğe yönetimiyle yepy-

hizmetlerini zenginleştirecek. Günümüzde birçok şirket

uygulaması geleneksel depolama ve sanallaştırma ürünleri üzerinde çalışıyor. Söz konusu ürünler zaman tüketiyor, zor yönetiliyor, zor ölçekleniyor ve baş-ka bir çözüme geçmeyi güçleştiriyor. Kurumlar, bulut seviyesinde ölçeklene-bilirlik, dayanıklılık, çeviklik ve esnekliği daha düşük maliyetle, daha iyi uygulama servis seviyeleriyle ve güve-nilirlikle sunan altyapılara ihtiyaç duyuyor. Nutanix XCP tüm donanımsal ihtiyaç döngüsünü görünmez hale getiriyor ve geleneksel veri merkezi çözümlerinin yarat-tığı atıl duruma düşme ve finansal yenileme gereksini-mini yok ediyor.

Nutanix yeni duyurusunu yaptığı görünmez mimari

eni bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Kurulum tek bir ECS düğümünden çalışıyor ve artık öğe yönetimi ile şartlandırma için ayrı bir ViPR Denetleyiciye bağımlı olmaktan çıkıyor.

• İyileştirilmiş coğrafi yeterlilikler – ECS, geçici yerleşke kesintisi durumun-da otomatik yük devretme özelliğine sahip olmasının yanı sıra geçici konum kes-intisi durumunda kovalara ve nesnelere erişimi koruy-or. Tüm bölgeler yeniden birbirlerine bağlandığında konumları otomatik olarak senkronize ediyor. ECS, büyük ölçekli ağ kesintil-erinden sonra kısa sürede kurtarma sağlayabiliyor.

• İyileştirilmiş çok konumlu performans – ECS, ikincil bir konumdan veri erişimini iyileştirmek

çözümünü iki ayrı ürün ailesi ile beraber tanıtıyor, Nutanix Acropolis ve Nuta-nix Prism. Nutanix Acropolis ürün ailesi BT ihtiyaçları için dağıtılmış veri depola-ma altyapısı, özelleştirilmiş

için coğrafi ön belleğe almayı dizi seviyesinde bütünleştiriyor.

• Basit çoklu kiralama, ölçme ve kota yönetimi – ECS 2.0, iyileştirilmiş Kiracı ve Kova görünümleriyle basit ve güvenli çoklu ki-ralama özelliğine sahip.

Kullanıcılar kolaylık-la kotalar ekleyebilir ve kaldırabilirler ve eşikler ve bildirimler belirleyebiliyor-lar. İşletmeler ve hizmet sağlayıcılar birinci günden itibaren bulut depolama hizmetleri sağlayabiliyorlar.

• Yeni izleme ve tanılama özellikleri – ECS 2.0 artık temel depolama motoru ve coğrafi çoğaltma metrikleri, grafikler ve eğim çizgisi şemaları içeriyor. Bu özel-lik, sistem görünürlüğünü artırarak kullanımı ölçme ve kiracılara raporlar sunma

bir sanallaştırma çözümü ve uygulamanın taşınabilirliği ve esnekliği için özel araçlar sağlıyor. Nutanix Prism çözümü ise altyapı yöneti-mini basitleştiriyor. Yenilikçi “Tek Tıklama” teknolojisine

olanağı sağlıyor.ECS, modern web

ölçeğinde bulut uygu-lamaları için ideal olarak tasarlandı. Bulut ilkeleri ve modern geliştirme çerçev-eleri kullanılarak inşa edildi. ECS, donanım bağımsızlığı sağlayan benzersiz, kat-manlı bir yazılım mimarisi içeriyor. ECS yazılımının kendisini sektörde benzer-siz kılan birçok temel öğesi var. Bunlar arasında, özel-likle bağımsız ölçek birim-leri işlevi gören sağlam yapı bloklarından oluşan modüler “Lego” mimarisi ve ECS’in verileri azaltmas-ını, dağıtıklaştırmasını ve soyutlamasını olanaklı kılan yazılım tanımlı altyapısı yer alıyor.

ECS, nesne depolama için bir atılım anlamına geliyor. ECS 2.0’ın perfor-mansını, ölçeğini ve ver-imliliğini bir araya getiren başka hiçbir nesne tabanlı bulut depolama platformu yok. Ayrıca, EMC kon-teyner teknolojisini benim-seyerek ve EMC’nin nesne tabanlı bulut yazılımını ücretsiz ve sürtünmesiz bir şekilde indirilebilir hale getirerek açık kaynak taah-hüdünü büyütüyor.

sahip Prism, zaman alan BT görevlerini daha akıcı hale getiriyor ve sistem ve güvenlik güncellemeleri için tek tıkla kurulabilen yazılım yükseltmelerini içeriyor. Tek tıkla tespit ise ayrıntılı trend analizi ve ihtiyaç planlaması sağlıyor. Tek tıkla sorun tespit etme, mimarisel ve kapasitesel sorunların tanımlanmasını ve çözülme-sini hızlandırıyor.

Nutanix Türkiye Teknik Müdürü Öner Çetin, konuy-la ilgili şu görüşü paylaşıyor: “Dönüşüme en yatkın teknolojiler genellikle ak-lımıza dahi getirmedikler-imizdir. Her daim çalışırlar, istek üzerine büyür veya genişlerler ve kendi kendil-erinin bakımını yapabilirler. Farklı bir deyişle görün-mezdirler. Web ölçekli mi-mari ve kullanıcı seviyesinde tasarım ilkeleri çerçevesinde sanallaştırmayı, tıpkı veri depolama için yaptığımız gibi görünmez hale getire-ceğiz ve kurumsal BT verim-liliğini maksimum seviyeye çıkaracağız.”

Haber Merkezi

EMC, web ölçeğinde bulut depolama yazılım çözümü ECS 2.0 ile işletmelerin karma bulut çözümlerini kolaylaştırarak

dağınık yapıların kolayca yönetilmesini sağlıyor.

BİLİŞİM DÜNYASI 2913 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Page 30: BThaber Sayı 1030

BİLİŞİM DÜNYASI30 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Dijital bağlantılı Türkiye hedefiyle teknoloji yatırımlarını aralıksız sürdüren Vodafone, kurumsal müşterilerinin bilgi işlem ve iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere sunduğu veri merkezi hizmetlerinde önemli bir başarıya imza attı. 2013 yılında İstanbul Esenyurt’ta kurulan ve bulut teknolojileri ve dijital hizmetler alanında Türkiye’nin en büyük tekno-loji merkezi olan Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü, dünyanın önde gel-en veri merkezleri araştır-ma kuruluşlarından Uptime Institute tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, veri merkezlerinin uygulama, yöne-tim ve tasarım performansını belirleyen ve tüm dünyada geçerliliği olan TIER 3 serti-fikasını almaya hak kazandı. Bu sertifikayla birlikte Voda-fone Türkiye’nin sunduğu veri merkezi hizmetlerinin güve-nilirliği ve kalitesi uluslararası düzeyde bir kez daha tescillen-miş oldu.

Yüzde 99,982 oranında kullanılabilirlik ile kesintisiz hizmet

Veri merkezi sektöründe ver-inin kullanılabilirlik oranı farklı

Siemens Bina Teknolojileri, DCIM (Datacenter Infrastructure Management - Veri Merkezi Altyapı Yönetimi) çözümü olan Datacenter Clarity LC’in 2.2 versiyonunu Monako’da düzenlenen Datacloud Europe etkinliğinde tanıttı. Siemens’in PLM (Product Lifecycle Management - Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi) yazılımına dayanan Datacenter Clarity LC’nin yaşam döngüsü yönetimi, proses otomasyonu ve diğer servisleri bir araya getirmesi şu an piyasada bulunan en kapsamlı DCIM çözümü olmasını sağlıyor.

Siemens Bina Teknolojileri, DCIM (Datacenter Infrastructure Management - Veri Merkezi Altyapı Yönetimi) çözümü olan Datacenter Clarity

Vodafone Türkiye’nin veri merkezine uluslararası onay

Datacenter Clarity LC ile BT ve tesis yönetimi birleşiyor

seviyelerle ifade ediliyor. Seviye yükseldikçe verinin kullanılabil-irliği de artıyor. Bu kapsamda, sıfır hataya yakın çalışma koşul-ları ile birlikte %99,982 oranın-da kullanılabilirlik ve 72 saatlik kesintiye karşı dayanıklılık sağlayan, tam yedekli, yüksek

LC, enerji yönetimi, bina yönetimi, yangın güvenliği, bina izleme, veri depolama sistemleri, anahtarlar, yönelticiler, sunucular ve raflar gibi bugüne kadar ayrı olarak yönetilen bir

teknoloji özelliklerine sahip veri merkezleri, TIER 3 sevi-yesine erişmiş sayılıyor. TIER 3 sertifikası alabilmek için, yedek elektrik şebekesi, yedek enerji ve soğutma sistemleri ve yedek hizmet sağlayıcılarına sahip olmak gerekiyor. Voda-

dizi altsistemden gelen bilgileri bir araya getiriyor. Altyapı ve IT bileşenlerine ait performans verisini gerçek zamanlı ve 3D göstermesi ise veri merkezi operatörlerinin

fone Türkiye Bulut Teknolojil-eri Üssü de soğutma sistemi dahil yedekli altyapı kapasitesi, yedekli bilgi işlem sistemleri ve çalışır durumdayken bile bakımı yapılabilen güvenilir teknoloji merkezi ile TIER 3 seviyesi için gerekli tüm kriterleri karşılıyor.

kayıt tutması ve kapsamlı raporlar oluşturmasını sağlıyor. Bu çözüm açık mimarisiyle BT ve tesis yönetimi uygulamalarında 850’nin üzerinde protokolü destekliyor.

2 yıl önce 80 milyon TL’lik yatırımla kuruldu

Vodafone Türkiye’nin 2 yıl önce 80 milyon TL’lik yatırım-la hayata geçirdiği Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü, 9 bin metrekarelik kapalı alanıyla Türkiye’nin en büyük veri merkezi olma özelliğini taşıyor. İstanbul Esenyurt’ta bulunan merkezde, kurum-lara, veri stoklama, altyapı destek hizmetleri, bulut temelli uygulama servisleri, yönetile-bilir güvenlik hizmetleri, sanal sunucu/uygulama barındırma hizmetleri dahil bilgi işlem ve iletişim altyapısı ile ilgili tüm ihtiyaçları karşılayacak kapsamlı hizmetler sunuluyor. Merkez ayrıca, bilgi işlem tabanlı ser-vislerin takip ve operasyon ana merkezi olarak, Vodafone’un Tuzla ve İzmir’deki veri merke-zleri ile yedekli çalışarak iş sürekliliği ve kesintisiz hizmet sunulmasını sağlıyor. Türkiye’de ilk kez uygulanan “bina içinde bina” yapısıyla dikkat çeken merkez, sıcak hava kapsa-ma uygulaması ile yüzde 15, soğutma altyapısı ile de yüzde 30 enerji tasarrufu sağlarken, 20 bin ev tipi konutu besleye-cek kapasitede enerji altyapısı barındırıyor. Merkez, çevreye duyarlı yapısı ve temiz enerji sunması ile öne çıkıyor.

2.2 versiyonunda bulunan yeni HTML 5 tabanlı internet arayüzü özelliği sayesinde Datacenter Clarity LC’ye tüm internet sunucularından erişim sağlanırken kullanıcılar, dashboardlarıyla zaman ve mekândan bağımsız olarak çalışabiliyor. Aynı zamanda internet arayüzü sayesinde platform daha sezgisel yönetilebiliyor. Datacenter Clarity LC ve BT servis yönetimi (ITSM) çözümleri arasındaki entegrasyon da geliştirildi. Bu sayede artık varlıkları mantıksal olarak gruplamak ve varlıklara özellikler eklemek ayrıca otomatik varlık envanteri oluşturmak da mümkün oluyor. Bununla birlikte, alarm yönetiminin de geliştirilmesiyle altsistemlerden gelen kritik alarmlar Clarity LC içinde görüntülenip yönetilebiliyor.

Haber Merkezi İstanbul Esenyurt’ta kurulan Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü TIER 3 serfikası aldı.

Ara Yıldızlı

Vodafone Grubu’nun teknoloji alanındaki bilgi birikimini Türkiye’ye taşıyarak ülkemizin uluslararası bir bilişim merkezi olma vizyonuna katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Vodafone Türkiye Şebeke ve Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Vekili Ara Yıldızlı, şunları söyledi:“Kurumsal müşterilerimize komple iletişim hizmetleri sunma stratejimiz doğrultusunda 2013 yılında kurduğumuz Vodafone Türkiye Bulut Teknolojileri Üssü, teknoloji yatırımlarımızın önemli bir halkasını oluşturuyor. Dünyanın en ileri teknolojileriyle donattığımız bu merkezde, kurumların rekabet gücünü artıracak yeni nesil bilgi işlem ve iletişim hizmetleri

‘Teknoloji yatırımlarımızın önemli bir halkası’sunuyoruz. Türkiye’nin en büyük veri merkezi olarak konumlandırdığımız merkezimiz, yalnızca ülkemizde değil, uluslararası düzeyde tüm Vodafone kurumsal abonelerine hizmet sunmak hedefiyle faaliyet gösteriyor. Vodafone’un dünya çapında 6 inovasyon merkezinden biri olan merkezimizin veri merkezleri standardizasyonu konusunda uluslararası düzeyde geçerli bir belge olan TIER 3 sertifikasını almasından mutluluk duyuyoruz. Türkiye’nin dijital geleceğine liderlik etme vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizde faaliyet gösteren kurumların daha rekabetçi, verimli, yenilikçi olmasını sağlamak üzere teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artırarak sürdüreceğiz.”

Page 31: BThaber Sayı 1030

BTnet com tr 3113 - 26 TEMMUZ2015

BThaber. .

Güneş enerjisiyle çalışan Solar Impulse 2 rekor kırdı

Dünya turuna çıkan, güneş enerjisiyle çalışan Solar Impulse 2 isimli uçak 118 saat havada

kalarak en uzun havada kalma rekorunu kırdı.

Güneş enerjisi panelleriyle uçan Solar Impulse uçağı, Mart 2015 tarihinde Abu Dabi’den havalanarak başladığı dünya turunda Pasifik okyanusunu aşmayı başardı.

Solar Impulse’un kurucu

ortaklarından olan ve tek kişilik uçağın pilotu da olan Andre Borschberg bu uçuşla birlikte en uzun havada kalma dünya rekorunu kırdı. Japonya’dan başlayıp, Hawaii’de inen güneş enerjili uçak, bu mesafeyi

aralıksız toplam 118 saatte kat etti. Uçak en uzun etabı olan Japonya- Hawai uçuşunu 5 günde tamamlamış oldu.

2,3 ton ağırlığına ve 72 metre kanat açıklığına sahip olan Solar Impulse’ın kanatları

üstünde tam 17 bin adet güneş enerjisi paneli hücresi bulunuy-or. Uçak gündüzleri güneş enerjisi kullanırken, akşam saatlerinde özel bataryasına de-poladığı enerji ile çalışıyor.

Umman, Hindistan, Mynmar

ve Çin turunu bitiren Solar Impulse’un bundan sonraki duraklarının batıdan doğuya doğru Amerika kıtası, Atlantik Okyanusu ve Güney Avrupa ve Kuzey Afrika olması plan-lanıyor.

PC platformu mobili geçerek en popüler platform oluyorGame Developers Conference (GDC) Europe, hazırladığı Avrupa Sektör Anketi’nin üçüncüsünün sonuçlarını açıkladı. Ortaya çıkan anket sonuçları dikkat çekici bazı eğilimlere ışık tutuyor.

Avrupalı oyun geliştiricileri PC’ye ilgi duyuyor

Ankete göre Avrupalı oyun geliştiricilerinin en çok ilgi duyduğu platform PC. Ankete katılanların yüzde 62’si hâli-hazırda geliştirdikleri oyunların PC’ye çıkacağını belirtiyor.

Geliştiricilerin yüzde 50’si, üzerinde çalıştıkları projenin akıllı telefonlara ve tabletlere de geleceğini ifade ederken, yüzde 23’ü PlayStation 4 için bir oyun yaptıklarını, yüzde 20’si ise geliştirmekte oldukları oyunun Xbox One platformuna geleceğini belirtiyor.

Ankete katılanların yüzde 46’sı piyasaya çıkan en son oyunlarının PC platformuna çıktığını ifade etmekte. Bunu yüzde 40 ile son oyunlarını mobil platforma çıkardıklarını söyleyenler ve yüzde 16 ile de en son oyunlarını tarayıcılar için çıkardıklarını söyleyenler

takip ediyor.Geleceğe bakıldığında ise,

PC’nin Avrupa’daki hâkim konumunu koruyacağı söylene-bilir. Ankete katılanların yüzde 67’si bir sonraki oyunlarının PC’ye çıkacağını söylerken, yüzde 53’ü mobil cihazları hedefliyor.

PlayStation 4 ve Xbox One platformlarına Avrupa’da du-yulan ilgi kafa kafaya gidiyor. Anketi cevaplayanların yüzde 34’ü bir sonraki oyunlarının PlayStation 4’e çıkartmayı plan-ladıklarını söylerken, aynı şeyi Xbox One için söyleyenlerin oranı yüzde 33.

Avrupalı oyun geliştiricileri Android’i tercih ediyor

Hangi platforma aktif olarak oyun yaptıkları sorulduğun-da katılımcılar, GDC Avrupa Sektör Anketi tarihinde ilk kez Android’i iOS platformuna ter-cih ettiler. Ankete katılanların yüzde 63’ü Android için oyun geliştirdiklerini ifade ederken, yüzde 57’sinin cevabı iOS oldu. Katılımcıların yüzde 32’si ise şu an mobil platformlara yönelik herhangi bir oyun üzerinde çalışmadıklarını belirtiyor.

Kitle fonlamasına dayanan oyun geliştirme projeleri ilgi kaybediyor

Geçen yıl ankete cevap verenlerin yüzde 6 gibi çok ufak bir kesimi kitle fonla-masıyla geliştirilen bir oyun üzerinde çalıştıklarını söylerken, katılımcıların neredeyse yarısına denk gelen yüzde 42’lik bir kesim, gelecekteki projelerinde kitle fonlamasından faydalan-mayı planladıklarını açıklamıştı.

Bu yılki anket ise, geçen yıla kıyasla daha az katılımcı, (yüzde

5’ten az) kitle fonlamasından destek alarak oyun geliştirdiklerini ifade etmiş.

Çoğu Avrupalı geliştirici Oculus Rift üzerine çalışıyor

Ankete katılanların yüzde 73’ü herhangi bir sanal gerçeklik oyunu üzerinde çalışmadıklarını belirtirken, yüzde 22’si Oculus Rift için çık-acak bir sanal gerçeklik oyunu üzerinde çalıştıklarını söylüyor.

Ankete katılanların yüzde 7’si

Samsung Gear VR için, yüzde 6’sı ise Sony Morpheus için bir oyun geliştirmekte olduklarını söylüyor. Valve tarafından geliştirilen SteamVR platformun-da çıkması beklenen bir oyun geliştirdiklerini söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 3.

Avrupalı oyun geliştiricileri için en ilgi çekici VR platformları Oculus Rift ve Steam VR

SteamVR şu an için çok popüler bir hedef olmasa da birçok Avrupalı geliştirici, bu platformun potansiyelini heyecan verici buluyor. Şu an kendilerini en çok heyecan-landıran VR platformunun hangisi olduğu sorulduğunda, ankete cevap verenlerin yüzde 52’si “Oculus VR” yüzde 38’i ise “SteamVR” cevabını vermiş.

VR oyun geliştiricileri için uzun vadeli, sürdürülebilir bir pazar olacağı düşünülüyor

Avrupalı geliştiricilere göre VR gelip geçici bir trend olamanın ötesinde. Ankete katılanların yüzde 71’i VR’ın uzun vadeli ve sürdürülebilir bir pazar olduğuna inanıyor.

Page 32: BThaber Sayı 1030

BTnet com tr32 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber. .

IBM nesnelerininternetine yoğunlaşıyor

Yatırımla birlikte Nesnel-erin İnterneti platformu, IBM müşteri ve ekosistem ortaklarının çözümler oluştur-malarına yardımcı olacak ve bulut tabanlı bir açık platform oluşturulmuş olacak. “Akıllı Dünya ve Akıllı Şehirler” stratejilerindeki çalışmaları, Nesnelerin İnterneti uygulama-larına dayanıyordu. Su yöneti-minden perakendeye, müşteri sadakatinin optimizasyonun-dan trafik sıkışıklığının azaltıl-masına kadar pek çok sorunun çözümüne destek oluyordu.

IBM, bu yeni iş birimi ile birlikte sektöre özgü yeni bu-lut veri hizmetleri ve geliştirici araçlarıyla, müşterilerin ve çözüm ortaklarının şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde birçok farklı türden verinin bir arada analiz edilmesini sağla-mayı amaçlıyor. IBM bu sayede hem Nesnelerin İnterneti kay-nağı hem de geleneksel kay-naktan gelen verilerin bütün-leştirmesine yardımcı olacak. Bu kaynaklar, üreticilere Nesnelerin İnterneti için daha iyi optimize edilmiş, bağlantılı yeni nesil cihazlar tasarlama ve üretme yeteneği sağlayacak. Diğer taraftan sektörlerdeki iş liderlerinin karar alma süre-cinde farkındalığını artırmak amacıyla kurumsal verilerle Nesnelerin İnterneti verilerini daha iyi birleştiren sistemler oluşturmasına yardımcı olacak

açık bir platform oluşturulmuş olacak.

IBM Analitik, Kıdem-li Başkan Yardımcısı Bob Picciano konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Dünyayla ilgili bilgi birikimimiz, bağlantılı her sensör ve cihazla birlikte büyüyor. Yine de daha iyi bir sonuca ulaşabileceğimizin farkında olduğumuz zamanlar-da bile her zaman bunlardan yeteri kadar yararlanamıyoruz. IBM olarak müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın, ‘Nesnel-erin İnterneti’ verilerini açık bir platform temeline dayalı çözümler oluşturmak için uygulamasını sağlayacağız. Bu alanda inovasyon önem-li. IBM olarak bunu zengin ve kapsamlı bir fırsat olarak görüyoruz. Bizim için ciddi bir yatırım alanı” dedi.

IBM’e göre akıllı telefon, tablet, bağlı araçlar ve aygıt-lar gibi cihazlar tarafından üretilen verilerin yüzde 90’ı hiçbir zaman analiz edilmiyor ya da bu verilerden yarar-lanılmıyor. Bu verilerin yüzde 60’ı, oluşturulduğu andan sonra birkaç milisaniye içinde değerini yitirmeye başlıyor. Bu sorunu çözmek için IBM şu çözümleri üreteceğini duyurdu:

• IBM IoT Cloud Open Plat-form for Industries

• IBM Bluemix IoT Zone • IBM IoT Ecosystem

NASA’nın NuStar uzay teleskopuyla 5 dev kara delik tespit edildi

gereği maksimum saatte 40 km/h hıza çıkabiliyor.

Tesla Motors’un CEO’su Elon Musk, konuyla ilgili şunları söyledi:

”Gelecekte, insanların araç kullanmasını tehlikeli olduğu gerekçesiyle yasaklayabilirler. Bu tür bir yasaklar çok uzun bir süre sonra değil, yakında gerçekleşebilir.” Musk’a göre şu an için en büyük problem, sürücüsüz araçların sorunsuz çalışmaları için gerekli olan donanım ve yazılım işbirliğinin kurulması. Musk, sözlerine şöyle devam etti: “Otonom araçlar, insanların çok uzun

Google sürücüsüzaraçları trafiğe çıkardı

Google tarafından yayınlanan açıklamada sürücüsüz araçların son prototiplerinin trafiğe çıktığını ve California’nın Mountain View’daki halka açık sokaklarında sürüşlere başladıklarını duyurdu. Herhangi bir sürücü müdahalesi bulunmadan yollarını bulacak olan araçların içerisinde güvenlik amaçlı sürücüler bulunacak; ancak Google’ın geliştirme takımında yer alan bu sürücüler güvenliği tehdit edecek durumlarda sadece müdahalede bulunacak ve herhangi bir terslik durumunu raporlayacak.

California yasaları gereği gaz, direksiyon, fren pedal bulundurma şartlarını yerine getirerek trafiğe çıkabilen sürücüsüz araç; yine kurallar

süredir bekledikleri güvenlik seviyelerini sunacak. Bu araçların içerisinde direksiyon simidi, gaz, pedalda bulunacak. Böylelikle araç kullanıcısı, ters bir durum olduğunda kontrolü ele alabilecek.”

İlk başta sürücüsüz araçların trafiğe çıkacak olması güvenlik endişesi yaratsa da, 2009 yılından beri çeşitli prototiplerle devam eden bu test sürüşlerinde araçların sadece 13 kazaya karıştıklarını ve bu kazalarda diğer sürücülerin park halindeki sürücüsüz araçlara çarptıklarını belirtiliyor.

Google, sürücüsüz araba projesini gerçeğe dönüştürme yolunda önemli

yol katettiklerini açıkladı.

İngiltere’deki Durham Üniver-sitesi Extragalactic Astronomi Merkezi’nden George Lans-bury öncülüğünde gerçekleşen araştırmanın bulgularına göre, evrende benzer nitelikte milyonlarca dev kara delikler bulunabilir. Araştırma ekibi sonuçlarını, İngiltere Kraliyet Astronomi Topluluğu’nun Galler’deki ulusal astronomi toplantısında açıkladı.

NASA’nın Nükleer Spek-troskopik (NuStar) uzay te-

leskopu tarafından ortaya çıkarılan 5 kara deliği bilim insanları ‘çok büyük ve kötü’ olarak nitelendiriyor.

Işık yaymadıkları ve doğrudan gözlemlenemeyen kara delikleri NuStar, kara delikten gelen x-ray enerjisi ile belirledi. Diğer teleskoplar kara deliği kalın bir toz ve gaz tabakasının arkasın-

da olduğu için fark edemedi. Bir kara delik ışık yayamadığı ve maddenin bir kez kara delikçe çekilmeye başlandıktan sonra o kara delikten bir daha kaçama-ması nedeniyle kara deliğe adı verilmiştir.

‘Süper Kütleli Kara delik’ olarak adlandırılan bu gök cisminin kütle çekimi o kadar

büyük ki, çevresindeki gazı, gezegeni, ışığı içine çekerek yutuyor. Kara deliklerin merke-zlerinde ne olduğu hala bilin-miyor. Bu gizemli hiçliğe, ‘fizik kurallarının geçersiz kılındığı yer’ adı veriliyor.

NuStar, merkezindeki süper kütleli kara deliklerin hareketli olduğu düşünülen 9 farklı gal-aksiyi gözlemliyordu. Bunlardan 5’inde yer alan kara deliklerin sanılandan daha da aktif old-uğu ortaya çıktı.

Uzayın uzak bir bölgesinde gaz ve toz kaplı olduğu sanılan yerde Güneş’i yutabilecek büyüklükte 5 dev kara delik fark edildi.

IBM, dört yıl içinde yeni bir nesnelerin interneti birimi kurmak üzere 3 milyar

dolar değerinde yatırım yapacağını açıkladı.

Page 33: BThaber Sayı 1030

BTnet com tr 3313 - 26 TEMMUZ2015

BThaber. .

daki ekranında o boyut için gayet ideal bir çözünürlük olan 2560 x 1440 pikseli kullanıyor. Böylece ne 4K çözünürlük ka-dar performans kaybı yaşatıyor ne de 1080p kadar kötü gözüküyor. IPS panel olan bu ekranın dokunmatik desteği mevcut.

Cihazın sağ tarafında bir Blu-Ray yazıcı yer alırken sol tarafında bir kapağın altına bol miktarda USB 3.0 bağlantı noktası yerleştirilmiş. Harici hoparlörler için ses çıkışları, mikrofon girişi ve kart okuyu-cu da bu kapağın altında yer alıyor.

Arka panelinde ise cihazı monitör olarak kullanmamız için bir HDMI girişi, kasa olarak kullanmamız içinse bir HDMI çıkışı bulunuyor. Beraberinde Asus marka şık bir klavye – fare setiyle gelen ürün, şıklığıy-

Kasa yok dert yok…

Logitech’ten hızınıza yetişecek fare

Asus ET2702IGTH hepsi bir arada bilgisayar ile kasa derdi ortadan kalkıyor, masanızda yer açılıyor.

Her ne kadar ofislerde çalışanların ekipmanlarının daha rahat sığması için yoğun olarak dizüstü bilgisayar kul-lanımına geçilmiş olsa da gerek bağlanabilirlik yetersizlikleri gerekse ergonomi eksiklikleri sebebiyle çalışanları memnun edemeyebiliyor. Yerin önemli olduğu durumlardaki en iyi çözüm ise hepsi bir arada (All-in-One) bilgisayarlar. Asus’un ET2702IGTH modeli de üst seviye bir all-in-one bilgisayar.

27 inç ekranda yüksek çözünürlük

Biraz irice bir yapıda olan Asus ET2702, 27 inç boyutun-

la göz dolduruyor.

Peki ya donanım?Asus ET2702’nin bize gelen

modelinde Intel Core i7 4770S işlemci yer alıyor. 8 GB RAM ile desteklenen donanıma AMD’nin HD8890A grafik çipi eşlik ediy-or. 2 TB HDD depolama birimi bulunan ET2702’de maalesef SSD yer almıyor. Cihaz, üzerinde Windows 8.1 işletim sistemi kurulu olarak geliyor.

Ürün bu donanımla ma-saüstünde, internette ve ortalama programlarda yüksek performans sergilerken aynı zamanda Radeon ekran kartı sayesinde oyun da oynatabiliy-or. Fakat böyle bir cihazda SSD büyük bir eksik. Eğer bu cihazı almayı düşünüyorsanız SSD takviyesinin de gerekebileceğini göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.

e tt sBTnet

Ruşen Göbel

Günümüzde bilgisayarlarla iletişim kurmak için en çok klavye ve fareyi kullanıyoruz. Klavye ve fare ikilisi, aynı zamanda bilgisayar oyunları için asıl “kontrol cihazları” olarak kullanılmakta. Elbette ki bu ikiliyi herhangi bir şey yaparken kullanmakla oyun oynarken kullanmak arasında fark var. Bu sebepten dolayı firmalar, oyuncular için daha dayanıklı ve daha yüksek per-formanslı klavyeler ve fareler üretiyorlar. Logitech G502 de oyunculara hitap eden bir fare.

Logitech G502, orta boyut-lu bir fare. Oldukça iri sol ve sağ klik tuşlarına sahip olan G502, üzerinde şu zamana kadar gördüğüm en iyi fare tekerleğini barındırıyor. Bu fare tekerleğini istediğimiz takdirde serbest dönüşe de bırakabiliyoruz. Cihazın hem sağ hem de sol tarafını kaplayan kauçuk yapı, oyun oynarken elimizin terlemesine ve farenin elimizden kayıp gitmesine engel oluyor.

G502’nin sol tarafında, baş parmağın uç tarafına denk gelecek şekilde bir tuş yer

alıyor. Normalde bu tuş fare hızında değişiklik yaparken, istediğimiz takdirde bambaş-ka işlevler de atayabiliyoruz. Biraz daha üst tarafında ve sol kliğin sol tarafında programlanabilir 2’şer tuş yer alıyor. Üzerindeki 3 LED ışık sayesinde farenin hangi profilde veya hızda olduğunu görebiliyoruz.

G502’nin kutusundan çıkan ağırlıklar sayesinde farenin ağırlığını kolay bir şekilde değiştirebiliyoruz. İçerisine ağırlık koymadığımız takdirde G502’nin ağırlığı 121 gram. USB 2.0 bağlantısı kullanan ürünün kablosu-na kumaş kaplanarak daha sağlam olması sağlanmış.

Ürünün tüm özelliklerin-den faydalanmak için bilgisayarımıza kuracağımız Logitech G yazılımı, kolay kullanımı ve görsel kalitesiyle dikkat çekiyor. Bu program aracılığıyla farenize makrolar atayıp, LED ışıklarını kontrol edebilirsiniz. Logitech G502, 12000 dpi tarama yapıp, USB bağlantısı üzerinden 1000 Hz hızında iletim gerçekleştire-biliyor.

e tt sBTnet

Mobil cihazların hızla gelişmesi ve bulut servislerinin çok daha fazla rağbet görmesi ile birlikte kullanıcılar, istedikleri bilgiye anında ve her yerden ulaşabilir hale geldiler. Artık bilgisayar-larda, akıllı telefonlarda ya da tabletlerde oluşturulan verilere daha kolay erişebilmek için bulut servisleri de daha çok tercih ediliyor. Kullanıcı beklen-tilerini çok iyi analiz eden ve ağ ve internet ürünlerinde dünya lideri firmalar arasında yer alan ZyXEL de sunduğu yüksek

ZyXEL’den alternatif depolama çözümleriperformanslı veri depolama çözümleri ve NAS ürünleriyle göz doldurmaya devam ediyor.

Her kullanıcıyı adresleyen farklı çözümler

Günümüzde giderek diji-talleşen dünyada veri artık her yerde! Ev tipi kullanıcılar, örneğin tatil fotoğraflarını veya nişan/düğün/doğum gibi kendileri için en özel anıları güvenle saklamak ve bu anılara her zaman erişebilmek isterken;

ve küçük ve orta büyüklükteki firmalar ise üretim raporları, satış analizleri, anlık bilançolar gibi kendilerini rekabette bir adım öne çıkartabilecek verilere her an erişebilmek istiyorlar. ZyXEL’in ağ teknolojilerinde sa-hip olduğu 25 yıllık uzmanlık ile pazara sunduğu veri depolama çözümleri de farklı tipteki kul-lanıcıların değişik ihtiyaçlarını analiz etmesi ve tüm kullanıcı gruplarına optimum perfor-mansta veri depolama imkanı vermesiyle ön plana çıkıyor.

Giriş seviyesi kullanıcılara tavsiye edilen ZyXEL NSA310S, kişiye özel bulut depolama sağlıyor. NSA325 v2 kişiye özel bulut servisinin yanı sıra yüksek performansı da beraberinde

getiriyor. NAS540 ise ileri seviye ev kullanıcıları ve küçük işletm-eler için üst seviye bir depolama birimi olarak karşımıza çıkıyor.

Page 34: BThaber Sayı 1030

BTnet com tr34 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber. .

Uygulama erişim yöneticisi

Android’in güvenliğiSavungan’a emanet

Sağlık sektörü kurumsal TV’ye yöneldi

Türk girişimci-mühendis Melih Abdulhayoğlu tarafın-dan kurulan COMODO, akıllı telefonlara tam koruma sağlayan Comodo Savungan’ı tüm dünyada ücretsiz olarak piyasaya sundu. Savungan, COMODO’nun Türkiye’de kurduğu Ar-Ge merkezlerinde çalışan büyük bir mühendis ekibi tarafından geliştirildi.

Comodo Savungan’ın siber tehditleri önlemedeki büyük başarısı dünyadaki tüm güvenlik yazılımlarının başarı oranlarını test eden AV-Test tarafından da onaylandı. Test sonuçlarına göre, COMODO Savungan, Android işletim sistemi kullanan telefonlar-daki zararlı yazılımları tespit ederek önlemede yüzde 99,73’lük bir başarı gösterdi. Bu başarı oranıyla Comodo Savungan, mobil güvenlik uygulamalarına yönelik puan-lama sisteminde 13 üzerinden 12,5 puan alarak en iyilerden biri olduğunu kanıtladı.

Comodo Savungan, Android işletim sistemine sahip akıllı cihazları saniye-ler içerisinde tarıyor, tam zamanlı koruma sayesinde yüklenen tüm uygulamalar-daki zararlıları anında tespit edabiliyor. Comodo Savun-

gan, cloud destekli tarama özelliği ve en güncel antivirüs veri tabanı sayesinde sadece mevcut olanlara değil yeni tehditlere karşı da koruma sağlıyor. Savungan, hafıza kartı tarama özelliği ile akıllı cihazlarda tam saha savunma yapıyor.

Akıllı telefonlara üç yeni uygulama daha…

Türk Mühendislerin Co-modo Savungan dışında mobil cihazların güven-liği için geliştirdiği üç yeni uygulamanın da Google Play

Store’dan indirilmesi müm-kün.

Comodo Anti-Theft, tele-fonu hırsızlığa karşı koruyor ve telefonunuza uzaktan komut göndermenize olanak sağlıyor hatta telefonunuzu çalan kişinin resmini çekebili-yorsunuz. Comodo App Lock, kilitleyici ile telefonunuzdaki uygulamaları başkalarının açmasını engelleyebiliyor ve istenmeyen uygulama içi satın almaları karşı korunabiliyor-sunuz. Comodo BackUp ise bilgilerini yedeklemek istey-enlere hizmet veriyor.

KEMP Technologies, müşter-ilerinin artan ölçeklenebil-irlik ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırladığı yeni seri olan “Uygulama Erişim Yöneticisi – Yük Pay-laşımı” cihazını duyurdu.

Orta ve büyük ölçekli kurumsal müşteriler için tasarlanan LM5000 Serisi, yüksek hacimli intranet ve veri merkezi içi iş akışı uygu-lamaları için uygun çözümler sunarken, yine yeni duyuru-lan LM8000 Ailesi ise 30Gbps performans vs 30,000 SSL TPS ile daha büyük ölçekli kurumsal müşteriler, servis sağlayıcılar ve ölçekleme ihtiyacı duyan daha büyük to-polojilere hizmet verebilecek.

LM5000 ve 8000 Ailesi, birden fazla 10GB arayüz ile SDN uyumlu trafik için yönlendirme yeteneklerine sahip olması ile dikkat çeki-yor. Bu şekilde LoadMaster

Ailesi SDN – Yazılım Tanımlı Ağlar ile entegre olabiliyor ve uygulama verimliliği için optimal bir paylaşım sağlay-

abiliyor.451 Araştırma Şirketi Baş

Analisti Eric Hanselman yeni ürünleri ile ilgili olarak

KEMP’in entegrasyon ve ölçeklenebilirlik olmak üzere, iki önemli ihtiyaca çözüm sunduğunu belirtti. Hansel-

man “Yeni nesil işlemci ye-teneklerinden faydalanarak, günümüz uygulamalarının performans ihtiyacını karşıla-mak mümkün gözüküyor. SDN – Yazılım tanımlı ağlar ile entegrasyon yeteneklerini artırmak, kullanıcılara kritik network ve güvenlik fonksiy-onlarını yönetebilme kolaylığı sağlıyor” dedi.

KEMP Technologies Ku-rucu Ortağı Peter Melerud “Intel Xeon işlemcilerin, çekirdek sayısındaki artış ve performans gibi gelişm-elerinden faydalanabilmek için ADC işletim sistemini yeniden tasarladıklarını ifade etti. Melerud, “Böylelikle müşterilerimizin toplam sahip olma maliyetini azaltmayı başardık. WAF, IPS/IDS, SSL kriptolama, L7 yük paylaşımı gibi CPU temelli servisler-in performans ihtiyaçlarını başarıyla adresledik” dedi.

Hasta ve yakınları çoğu kez hasta-nelerin oda ve bekleme salonların-dayken canları sıkılıyor. Sistem 9 Medya’nın kurduğu Kurumsal TV sayesinde hastalar, hastanelerin kurduğu dijital ekranlardan artık hem bilgi alıyor hem de eğleniyor. Böylece hastanede geçen süreleri daha eğlenceli hale geliyor.

Kurumsal TV’lerin klasik televi-zyonların aksine, kurum ve kuru-luşlara istedikleri içerikleri planlayıp hedef kitlelerine gösterme imkânı sunduğunu hatırlatan Sistem 9 Medya İcra Kurulu Başkanı Kaan Akın, “Hastanelere kurduğumuz sistemler, hastane yönetimi ve doktorlara hasta bilgilerini güvenli bir şekilde saklama imkânı veriyor. Sisteme sesle uyarı da eklenebili-yor” dedikten sonra, hastanelere kurdukları Kurumsal TV’lerin hasta ve refakatçilerine ihtiyaç duyulan tüm bilgileri ekrandan gösterdiğini vurguluyor.

Akın, sistemin diğer yararlarını şöyle özetliyor: “Tarafımızdan yapılan merkezi kontrol sayesinde mesajlar

doğru zamanda doğru yerde ekrana getiriliyor. Hastaneleri kâğıt ve evrak karmaşasından kurtarıp, çevre dostu bir ortam yaratılıyoruz. Hastalar ekranlardan haberleri okuyup, hava durumu hakkında bilgiler alırken, doktorlar da yaklaşan seminer ve toplantıları hakkında ayrıntılı bilgileri görebiliyor.”

Uluslararası alanda Digital Signage olarak bilinen Kurumsal TV’lerin, sadece bir televizyon değil, televizyonun ötesinde bir mecra olduğunun altını çizen Akın, “Kurum ve kuruluşlar hedef kitleye mesajlarını sistem üzerin-den en kısa yoldan gönderebiliyor. İçerikleri Sistem 9 Medya ekibi tarafından hazırlanan Kurum-sal TV’lere haberlere ek olarak video da ekleyebiliyoruz. Ekibimiz, bilgileri hızlı bir şekilde güncel-leyebiliyor. Bilgi ekranlarını tek merkezden yönetiyoruz. Bizden bu hizmeti alan kuruluşlar, kendilerini müşterileri karşısında farklılaştırıp, rakiplerinin de bir adım önüne geçti” diyor.

Page 35: BThaber Sayı 1030

Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Semineri, Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlendi. Kadir Has Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Destek Birimi tarafından tasarlanan Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Serisi’nin ilki olan bu seminer, Mühendislik ve Doğa Bilimleri konusu üzerine yapıldı. Konuşmasında, teknolojinin bir oyun değil, bilgiye ulaşmada etkin bir araç olduğuna dikkat çeken Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yönetim Bilişim Sistemleri Okutmanı Işıl Yenidoğan, geliştirdikleri ‘Eğitimde Yenilikçi Yaklaşımlar Projesi’ ile Z kuşağına teknolojiyi bir tüketim değil, üretim aracı olarak kullanmayı öğretme hedeflerine işaret etti. Z kuşağının zaten teknolojiyle

yoğrularak geldiğine, bundan sonra daha da iddialı bir tespitle mobil dünyada hayatlarını sürdüreceklerine dikkat çeken Yenidoğan, “Bu sistemle eğitilen öğrenciler, teknolojinin

bilgiye ulaşmada etkin bir araç olduğunu hazmederek eğitimlerini tamamlayacak. Mezun olduklarında çalışma hayatlarında da teknolojiyi çok daha etkin, her türlü rapor üretiminde, amirleriyle ilişkilerinde, günlük yaşantılarında kullanacak, teknolojiyi bir üretim aracı olarak kullanmayı öğrenecekler” dedi.Yeni neslin aldığı eğitim ve öğretim anlayışının farklarına da işaret eden Yenidoğan, “Onları tatmin edecek, arzu ettikleri doyurucu bilgiyi verecek yaklaşımlar da eğitimde teknolojiyi etkin kullanmaktan geçiyor. Bu sistem, onları en etkin şekilde teknolojik dünyaya hazırlamayı hedefliyor” ifadesini kullandı.

Great Place to Work Enstitüsü’nün bu yıl 13’üncü kez açıkladığı Avrupa’nın En İyi İşverenleri Listesi’ne göre, psikolojik açıdan sağlıklı, eğlenceli ve katılımcılığın desteklendiği demokratik iş ortamları çalışanların da öncelikli beklentileri. Çalışma saatleri ve mekanlarında esneklik de tercihlerde öne çıkıyor. Ayrıca Asya, Amerika ve Türkiye’de olduğu gibi, Avrupa’da da En İyi İşverenler listesinde BT şirketleri kendini gösteriyor.19 ülkeden, 2 bin 322 şirket ve 1 milyon 600 bine yakın çalışanın analiz edildiği listeye göre, çalışanlar iş yerlerinin psikolojik ve duygusal açıdan sağlıklı, eğlenceli ve söz sahibi olabilecekleri demokratik ve şeffaf ortamlar olmasını her zamankinden çok

önemsiyorlar. Çalışanların şirket içi karar mekanizmalarında söz sahibi olması ile katılımcılık da her zamankinden daha çok destekleniyor. Analizde öne çıkan bir faktör de, mekan ve zaman bakımından esneklik beklentisi. Bu noktada çalışanların çalışma saatlerini kendi istedikleri şekilde ayarlamaları, hatta ofis dışında tercih ettikleri bir mekanda çalışmaları teşvik ediliyor.Sektörler açısından bakıldığında, listede 90 puan ile en yüksek güven endeksine erişen sektör, Türkiye ve Asya’da bu yıl açıklanan listelerde de olduğu gibi BT ve profesyonel hizmetler. Avrupa’da Trust Index Çalışan Anketi’nde olumlu yanıt oranını en çok artıran sorular ışığında, Avrupalı şirketlerin çalışan bağlılığı

alanında önemli bir aşama kaydettiği görülüyor. Bunun bir göstergesi olarak, 2003’ten bu yana, “Burada uzun süre çalışmak istiyorum” sorusuna verilen olumlu yanıtların oranı yüzde 55 seviyesinden 85’e yükseldi. Öte yandan, Avrupa’nın En İyi İşverenleri ödülleri En İyi Çok Uluslu İş Yerleri, En İyi Büyük Ölçekli İş Yerleri ve En İyi Küçük ve Orta Ölçekteki İş Yerleri olmak üzere 3 kategoride verildi. Kategori birincileri de sırasıyla NetApp, Davidson Consulting ve Cygny oldu. En İyi Çok Uluslu İş Yerleri listesinde, Türkiye’de de faaliyet gösteren ve Mayıs ayında açıklanan Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde de yer alan EMC, Microsoft, H&M, Hilti, eBay (Gitti Gidiyor) ve AbbVie var.

Citrix Türkiye’nin yeni ülke müdürü Altan Cengiztekin oldu. Bu yılın başından itibaren META satış bölgesinin bir parçası olan Türkiye’de Cengiztekin, doğrudan Ortadoğu, Türkiye ve Afrika (META) Bölge Başkan Yardımcısı Johnny Karam’a rapor verecek. Citrix’in Türkiye’deki çalışmalarından sorumlu olacak olan Cengiztekin, Citrix’e 2013 yılında, EMEA bölgesi Bulut Ağı Kanal Geliştirme Yöneticisi olarak katılmıştı. Bundan önce ise Huawei Enterprise ve

Cisco’da çok sayıda satış ve kanal pozisyonunda çalışan Cengiztekin, kariyerine de Gantek’te Satış Danışmanı olarak başladı.

Nisan 2012’den beri Anadolu Bilişim bünyesinde görev yapan Yakup Kadri Ünal, Anadolu Bilişim Genel Müdürü oldu. Ünal, görevi İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Gönç’ten devraldı. Ünal, lisans eğitimini 1995’te Doğu Akdeniz Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. 2002’de Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Yüksek Lisans Programı’ndan mezun olan Ünal; Pamukbank, Tanı İletişim ve Koç.Net’in ardından, 2012

Nisan’ında Anadolu Bilişim’de Veri Merkezi Hizmetleri Müdürü olarak göreve başladı. 2014 Mart itibarıyla Teknoloji Çözümleri ve Hizmetleri Direktörü olan Ünal, 1 Temmuz’da şirketin Genel Müdürü oldu.

Microsoft’un Ortadoğu ve Afrika Cihaz Üreticileri ve İş Ortakları’ndan Sorumlu Genel Müdürü Murat Kansu, 80 ülkeyi kapsayan 3 yıllık bu görevinin ardından 1 Eylül 2015 itibariyle Microsoft Türkiye Genel Müdürü pozisyonuna atandı. 2003 yılında Microsoft Ortadoğu ve Afrika yönetim ekibine Sunucu Yazılımlarından Sorumlu Birim Yöneticisi olarak katılan Kansu, bu dönemde Microsoft servis ve ürünlerinin pazarlanmasından sorumlu oldu. 2007-2010

yıllarında Microsoft Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde Operasyonlardan Sorumlu Direktör olarak çalışan Kansu, 2010-2012 yıllarında Microsoft Ortadoğu ve Afrika Kurumsal Müşterilerden Sorumlu Direktör olarak görev yaptı. Kansu, bu dönemde aynı zamanda Doğu Afrika Ülkeleri Bölge Müdürlüğü görevini de üstlendi. Kansu, son 3 yıldır Microsoft Ortadoğu ve Afrika Cihaz Üreticileri ve İş Ortakları’ndan Sorumlu Genel Müdür olarak görev yapıyordu.

MuratKansu

Altan Cengiztekin

YakupKadri Ünal

Microsoft Türkiye’nin yeniGenel Müdürü Murat Kansu

Index Grup, 15 yıldır İndeks Bilgisayar Genel Müdürü olarak görev yapan Atilla Kayalıoğlu’nu 1 Temmuz 2015 tarihi itibarıyla Index Grup Şirketleri İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak atadı. Nisan 2015’te İndeks Bilgisayar’a Genel Müdür Yardımcısı olarak katılan Ali Kançal ise İndeks Bilgisayar Genel Müdürü oldu. 1974’te Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Kayalıoğlu, Syracuse Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisansını tamamladı. 1980 – 1999 yılları arasında IBM Türk’de çeşitli görevlerde çalışan Kayalıoğlu, 1999 yılında Global Hizmetler Müdürlüğü sonrasında, Index Grup’a katıldı. 1989’da Boston Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Kançal ise çalışma hayatına İspanya’da başladı. Aralık 1991- Ocak 2009 arasında IBM Türk’te çeşitli satış ve yönetim kademelerinde yer alan Kançal, Şubat 2009’da katıldığı Alcatel-Lucent

Teletaş’ta Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini üç yıl boyunca üstlendi. Ocak 2014 - Mart 2015 arasında Fujitsu Türkiye Genel Müdürü olan Kançal, son olarak İndeks Bilgisayar Genel Müdür Yardımcılığı görevine atanmıştı.

Atilla Kayalıoğlu

AliKançal

Index Grup’ta iki üst düzey atama

Citrix’in yeni ülke lideri Cengiztekin oldu

Ünal, Anadolu Bilişim Genel Müdürü oldu

Yeni bir nesil geliyor, eğitimde reform istiyor

Çalışanlar, gerilmek istemiyor

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

21-23 Temmuz 2015

8th International Conference on ICT, Society and Human Beings 2015İspanyaAYRINTILI BİLGİ: http://ict-conf.org/

26 Temmuz-1 Ağustos 2015

Taiwan Excellence Media TourTayvanAYRINTILI BİLGİ: http://www.taiwanexcellence.com.tw/IND/index.aspx

27-28 Temmuz 2015

6. Annual International Conference on ICT: Big Data, Cloud and Security (ICT-BDCS 2015) SingapurAYRINTILI BİLGİ: http://bigdataclouds.org/

9-13 Eylül 2015

1st International Conference on Environmental Science and Technology (ICOEST) Bosna HersekAYRINTILI BİLGİ: www.icoest2015.com

6-8 Ekim 2015

International Test Conference Anaheim, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org

7-10 Kasım 2015

26th ISF Annual World Congress Atlanta, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/events/isf-annual-world-congress/

KARİYER 3513 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Page 36: BThaber Sayı 1030

Electronics Türkiye’nin, işitme engellilere özel görüntülü çağrı merkezi hizmeti “Samsung Duyan Eller”i duyurmak üzere reklam ajansı Leo Burnett İstanbul ile hazırladığı ve işitme engelli Muharrem Yazgan’a sürpriz yaptığı tanıtım filmi, Cannes Lions 2015’te son elemeye kalan 300 aday arasından sıyrılarak “Promo ve Aktivasyon” ve 200 adayı geride bırakarak “PR, “Uygulamalar ve Uzmanlıklar - Etkinlikler ve Deneyimsel” kategorilerinde Türkiye’ye iki Bronz Aslan getirmiş. Samsung’un anavatanı Kore başta olmak üzere birçok ülkede ses getiren bir çalışma, tebrik etmek lazım.

Bir ödül haberi de Yapı Kredi’den gelsin. Finans alanında tüm dünyaya yaratıcılığımızla nam saldık malum, Yapı Kredi de Türkiye’nin lokasyon bazlı anlık bildirim gönderme özelliğine sahip ilk akıllı alışveriş uygulaması World Alışveriş Asistanı ile Visa Futures Konferansı kapsamında “Visa Europe Best Ödülleri 2015”de, mobil ödemeler ve mobil ticareti de kapsayan yenilikçi hizmetler alanında “En inovatif” ürün ödülünü kazanmış.

Haftayı çok yazlık ve imreneceğini bildiğim bir haberle tamamlıyorum: Piaggio Group’un 130’uncu ve Giorgio Armani’nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümü olan 2015 yılı için Emporio Armani özel bir Vespa 946 versiyonu tasarlamış, ünlü scooter’ın ilk üretildiği 1946 yılına gönderme yapmış. Scooter’da Armani’nin yumuşak renk paletine, tasarımda belli ışık koşullarında görünebilir olan gri tonları ile hafif yeşil detaylara dikkat etmek gerek. Bu işin tasarım tarafı, ama teknolojik yetkinlikten bahsetmiyorum bile. Her yıldönümü işbirliği, böyle tasarım harikaları ortaya koysun.

Bu hafta da benden bu kadar olsun, yenilikler haftaya kalsın.

36 MEKTUPYine zengin bir gündemle merhaba,

Mobilsiz yapamıyoruz malum, hele bir de hızlı bağlantı ile videolarımız mobilde hep gözümüzün önünde. Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) bir araştırmasını paylaşmanın tam zamanıdır. 24 IAB ülkesinin ortak katılımıyla gerçekleştirilen, mobil video tüketimini küresel ölçekte irdeleyen araştırmaya göre, mobil ekranlar uzun videolar izlemek için de kullanılıyormuş. Katılımcıların yüzde 36’sı telefonlarıyla günlük veya daha sık olarak 5 dakika ya da daha uzun süreli videoları izlediklerini söylüyormuş. Akıllı telefonlardan uzun süreli video seyredenlerin arasında ise Türkiye ilk sırada. Onu Finlandiya, Çin, Rusya ve Singapur izleyicileri izliyormuş. Hatta uzun metrajlı film ya da televizyon programlarının bölümleri de telefondan izlenebiliyormuş. Film ve program izleme konusunda ise özellikle Çinliler ön planda.

Kentsel dönüşüm bir yana, deprem sigortası da önemli bir adım ama bu konuda farkındalık tüm felaketlere rağmen çok büyük değil. Oysa bu özel sigorta sayesinde deprem de, enkaz da, Richter kurbanı olmak da kader veya fay hattı fıtratı değil. Bu konuda farkındalık için Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından ikincisi düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nın finali için Türkiye’nin dört bir yanından 155 üniversite öğrencisi ve danışman öğretim üyesi İstanbul’da biraraya gelmiş. Depreme dayanıklı bina tasarımı becerisini geliştirmek amacıyla inşaat mühendisliği ve mimarlık fakültesi öğrencilerine yönelik düzenlenen yarışmaya, 26 farklı şehirdeki 29 üniversiteden 66 takım başvurmuş. Ön elemeyi geçen 25 takım da finalde balsa çıtalardan yaptıkları bina modeli maketleriyle

yarışıyor. Depremi simüle eden sarsma masası üzerinde bina modeli maketlerinin depreme dayanıklılıkları test edilecek. Birinci, depremi simüle eden sarsma masası ve 10 bin TL kazanacakmış. Bu arada, yarışmaya farklı ülkelerin üniversitelerinin de başvuru talepleri olmuş, ama bunlar geri çevrilmiş. Bu nedenle yarışmaya en kısa zamanda uluslararası boyut kazandırmak, deprem alanında dünyaya örnek olacak bir bilimsel yarışma haline getirmek hedef. Sigortalı konut sayısı 7 milyon, sigortalılık oranı yüzde 40 olmuş. Hedef ise 2017 sonunda 10 milyon zorunlu deprem sigortalı konuta ulaşmak. Bu hedefin yakalanması dileğiyle. Yarışmaya dair detaylar ise www.daskbinatasarimi.com sitesinde.

Sıra, haftanın çevreci mesajında… Huawei, sürdürülebilirlik stratejisi çerçevesinde önemli adımlar atmış, hem ana şirketin hem de tedarikçilerinin karbon salınımının azaltılması yönünde girişimleri

olmuş. Çevrecilik bir ekip işi ve bunu güzel bir programla, paydaşlarla birebir uygulamak gibisi yok. Ayrıca sonuç da net: Huawei’nin 20 tedarikçisi, firmanın enerji koruma ve emisyon azaltma programı içinde yer alarak, 2013 yılına kıyasla 2014 yılında karbondioksit salınımını 53 bin 652 tondan 23 bin 839 tona düşürerek, iki kat azalma sağlamış. Huawei ayrıca, atıklarının yüzde 97’sinin dönüşümünü ve yeniden kullanımını da gerçekleştirmiş, çevresel koruma stratejisi kapsamında, “Yeşil Hat”, “Yeşil Operasyonlar”, “Yeşil İş Ortakları” ve “Yeşil Dünya” projelerini uygulamaya koymuş. Kağıt atık kutusunu görünür bir yere koymaktan daha fazlasını yapmanın ve atılan adımların

net sonuçlarını kısa zamanda görebilmenin güzel bir örneği, ne dersin.

Yaratıcılık ödülsüz kalmamalıdır… Arçelik de bu sözü doğrularcasına, gelenek haline getirdiği bir etkinlikle, bu yıl 17’inci kez düzenlenen ‘Buluş Günü’ ile yaratıcılığı, ödüllerle buluşturmuş, Çayırova Kampüsü’nde düzenlediği etkinlikte 413 başarılı mühendisini ödüllendirmiş. Türkiye’den yurt dışına yapılan uluslararası patent başvurularının üçte birinden fazlasını gerçekleştiren, Dünya Fikri Haklar Örgütü’nün en çok uluslararası patent başvurusu yapan şirketler listesinde altı yıldır ilk 200 şirket arasında yer alan Arçelik, bu alanda motivasyonu nasıl artırması gerektiğini çok iyi biliyor. Tüm şirketlerimize örnek olması dileğiyle.

Bir ödül haberi de Samsung’dan. Samsung

13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

Yaratıcılık ödülsüz kalmamalı...

YIL 21SAYI 103013 - 27 TEMMUZ2015

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satış GrubuEvrim Koç [email protected] Kıtay Ö[email protected]Özge Karataş[email protected] Ş[email protected] Toksö[email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

tarafından dağıtılmaktadır.

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuKutay Göç[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected]

Haber MerkeziEkrem Uç[email protected] Yaylacı[email protected]şen Gö[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected]

Mukadder Keskingö[email protected]

Page 37: BThaber Sayı 1030

Will check chaos end with QR codes?Developed by Credit Reference Agency (KKB) with the cooperation of The Banks Association of Turkey (TBB) and the support of Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB) in order to make check payments safer; ‘QR Coded Check’ application has been launched in June 15th, and it has been described as a new era in the business life. The main target is to make trade easier and faster by safer check payments. Owing to this application, the previous check payment habits of the drawer can be seen and tracked. The check holder is able to interrogate the checks by downloading the Findeks application to a smart phone and reading the QR code on the check with this application. Thus, a possible forgery is precluded and identified. There is no need of an investment for individuals or companies to use the application. Everyone who would like to benefit from the application can subscribe to Findeks free of charge. After the free subscription, a small fee of 2-4 TL is charged by per read QR coded check.

KKB’s consumer-facing application Findeks is a financial service platform, offering products both for the real sector and individuals. Findeks provides many financial services as Credit Score, Risk Report,

The trader accepting this check is able to receive the extensive check payment performance and information on the drawer’s check payment habits in the past, how many checks of the drawer bounced, how many of them were paid afterwards etc. as numbers and rates only by reading the QR code on the check with this smart phone application: Findeks. In the report, the actual

numbers of the checks and the amounts are not shared while giving information on what percentage of the drawn checks paid on time or endorsed proportionately based upon the data of the last 1, 3 and 12 months. The total turnover, wealth or other income information of the drawer is not mentioned in the report.

KKB General Manager Kasım Akdeniz answered

our questions on the new application. As he stated, the checks are important payment methods in the business life. In our country, they are not only the means of payment but also a medium of credit. Different from other countries, the checks are used in forward buying thus making them more important for Turkey as a funding facility.

In our day and age, the way of protecting the capital and a safe trading life go through getting to know the people you sell for account. Every month, the checks of 20 thousand people bounce on average and many people get harmed from it. “When you look at the check payments of those 20 thousand people, you see that the 80% of those people draw bouncing checks in the past as well.” said Kasım Akdeniz, summarizing the benefits of QR coded checks:

“It is now possible to preclude the possible harms and managing the risks by looking into the check reports of those people with negative payment pasts before accepting their checks. The QR coded check is an application enabling this information exchange to be safer and faster. QR coded checks will be the symbol of trust in trade by providing safe and fast access to the needed information.”

Turkey becomes the cyber security trainer of the region Given in the scope of METU Informatics Institute and NATO “Science Program for Peace and Security” cyber defence trainings continue with Mongolia. Mongolian soldiers, intelligence and law enforcement institutions’ high-level officers receive cyber defence trainings in METU Informatics Institute Cyber Defence and Security Research Laboratory (CyDeS).

By this program; bridging latest developments

on cyber security and applications; it is taught to guest countries how to fight with cyber attacks. In the program, improving the human resources in NATO prospective member countries is the main target.

In the training dated June 30th – July 10th, 2015; Turkey’s cyber security experts give applied courses regarding actions to be taken towards cyber threats to 15 high level officers coming

from critical institutions such as Mongolia’s intelligence services and law enforcement agencies, Ministry of Defense and Foreign Affairs.

In the scope of trainings, critical topics are covered such as detecting institutions’ security holes and covering them, how to defend servers and web applications, network security, response to cyber incidents, digital forensics, inspection of

users and system activities, cryptography analysis of harmful software. Mongolian trainees get the opportunity to see the effect of the course taken in the cyber attack games organized at the end of the training.

Besides being the education coordinator, METU Informatics Institute Manager and CyDeS Director Nazife Baykal says; “As it is well known that the wars take place

in the cyber world in our day. Mongolia is exposed to cyber threats with a location of between the frequently cyber attacked countries such as Russia and China. Cyber attacks now concern the whole world and an international cooperation is inevitable in order to provide cyber security. The trainings given in our country as a part of the cooperation with NATO have a great mission.”

ICT NEWS 3713 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

and Tracker etc. By QR Coded Check application of Findeks, a summary report on the check drawer’s ID information, whether the check is forged or circulating and the drawer’s previous check payment habits. QR Coded Check is prepared upon the drawer’s demand from the bank with an approved consent letter in order to share the check payment past with his/her trading partners.

Page 38: BThaber Sayı 1030

38 ICT NEWS 13 - 26 TEMMUZ2015

BThaber

A productive get-together of competition and cooperation

Collecting money is a continuous business; so are the related investments

Groundbreaking structure in back-up

Mobit Bilişim; with an important product range in ICT sector automatic identification and data capture area; offers solutions to many companies from various sectors. Launched in 1998 with the name of Data Computer; Mobit Bilişim underwent a reconstruction in 2003 and took its current name. After the reconstruction process, the company started offering its customers storage management, logistics and transportation, meter reading, park meter and cargo automation solutions. Mobit

Bilişim General Manager Erkan Oğur expressed some important points:

“Basically our business models are actualized on mobile devices, contents making mobile devices alive and energy storage systems keeping mobile devices active for a longer time. As a result, we offer mobile solutions to the sectors mainly regarding customers’ applications in field. Besides, we have some distributorship agreements with distinguished companies. At this point, I can mention about works we carry out with Casio. We provide

mobile solutions to public institutions and companies with business tablets and panels.

When we talk about our organizational structure, I must state that we have a pretty planned structure. We reconstructed our structure last year and we are now separated as sales company and product and service providing company. By this separation, sales department focuses on its own business while product and solution department works customer-focused thus creating a more productive structure.”

NAKIVO’s expertise is virtualization and cloud back-up. At this topic, particularly VMware specialty comes to the forefront and Turkish market is promising with its business partners such as BTburada. NAKIVO Backup & Replication solution enables back-up virtual machines on VMware to a source either local or out of network whenever desired. The priority on this topic is VMware. As according to NAKIVO CEO Bruce Talley, it is the market leader in this

topic. However, NAKIVO is keeping different solutions in its agenda because of various companies’ working on projects on virtualization.

NAKIVO started offering solutions to the Turkish market back in 2013. It is said that “In our team, we had a friend from Turkey and he was connecting with different selling points in Turkey. A selling point in Antalya sold this structure to the hotels in the region. Over time, our customer number increased; proving us Turkey

being a very good market on this topic.”

Some companies happen to be uneasy about cloud back-up. The reason of this is security concerns. Despite this uneasiness, they use social networks and search engines in their corporate or private devices where everything is stored in cloud. Bruce Talley told us that they do not insist customers to use cloud back-up, they offer NAKIVO solutions to those who have data centers and

use storage services, as well. He added: “Back-up locally is mandatory in many countries and many sectors. We offer a suitable structure in back-up. NAKIVO’s priority is to create brand awareness, tell NAKIVO solutions and emphasize on NAKIVO’s stepping up in the sector when VMware back-up is the issue. Our strategy is our advantage in the competition. We have the opportunity to monitor and measure the difference we create in price/value ratio.”

Fujitsu and Primeflex family offers major benefits in various topics to institutions. The solution portfolio which is shaped upon needs creates both cooperation and a tough competition between IT companies. Fujitsu told European ICT press the applications actualized in Turkey, Fujitsu Integration Systems and Primeflex product family area of use with the help of Tofaş and Sabancı University examples. Fujitsu’s event with the theme of Human Centric Innovation was held for two whole days. Speaking at the event Fujitsu Global Marketing Vice President Ayman Abouseif said; “Our customers are

looking for special clouds, super computers and software solutions in order to make their business processes more productive. We take this need as a starting point.”

Tofaş example was brought on the table during the event; Tofaş R&D Center is able to make faster and big sized analysis on the manufactured cars thanks to Fujitsu High Performance Calculating System used in structural analysis and crash test analysis. Sabancı University Nanotechnology Research and Application Center was visited in scope of the event and it was showed that Fujitsu established a system of 35 thousand 664 cores and 21.54 Tflop/s processing speed. Via the system, a large number of research and analysis can be resolved in a short time with computer engineering applications.

Export to ASEAN Region over Cambodia and Myanmar

Turkish Electrical Electronics and Services Exporters Association (TET) evaluated the potential of The Association of Southeast Asian Nations. TET made negotiations in Southeast Asia’s two important countries Cambodia and Myanmar with a committee of 15 representatives from 12 companies in electric and electronic sector. Ministry of Economy coordinating and TET organizing the Cambodia – Myanmar trade committee visits enabled participating companies to see the potential of ASEAN (The Association of Southeast Asian Nations) and those two countries’ markets with their own eyes.

Turkish electric and electronic companies came together with 61 companies in Cambodia aiming to increase export with TET. Among the companies attending those bilateral meetings, there were Cambodia’s biggest electronic product suppliers KFour Group and LCH Investment Group, as well as many others. Comin Khmere was also present in the meetings as investing in construction, engineering and infrastructure

areas. Cambodia economy has been through a transformation in the last decade and a trade volume increase is seen between Cambodia and Turkey. As the economy grows, the need of fundamental infrastructure like electricity generation and transmission and telecommunication increase thus it creates an important potential for Turkish electric and electronic sector.

Myanmar was the last stop of TET trade committee after Cambodia and 53 companies participated in bilateral meetings there. Some of these companies were Melbourne Co. Ltd. and Smart Electrical Trading offering white and small house appliances, consumer electronics, industrial electronics and broad distribution channels and Shine Group being one of the biggest companies in building and construction sector. Myanmar is worth attention for Turkey with its rich natural resources, rapidly growing market and an advantageous location as a neighbor of the world’s biggest economies such as Bangladesh, India, China and Thailand.

Page 39: BThaber Sayı 1030
Page 40: BThaber Sayı 1030

www.novell.com/[email protected] 216 663 60 10