84
UBAT 2010 SAYI 148 BÜMED BO/AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE/‹ AYLIK YAYINI Zeliha Berksoy tek ki ilik oyunu ile Albert Long Hall ’de Sanat› anlamland›rma üzerine bir söyle i Kopenhag Zirvesinin Ard›ndan... 1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu aç›ld› ‹nsan›n izini süren bir kitap: Dolayl› Hayvan Sanat› anlamland›rma üzerine bir söyle i Kopenhag Zirvesinin Ard›ndan... 1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu aç›ld› ‹nsan›n izini süren bir kitap: Dolayl› Hayvan

bogazici dergi subat'10

Embed Size (px)

DESCRIPTION

AYLIK SURELI YAYIN

Citation preview

Page 1: bogazici dergi subat'10

fiU

BA

T 20

10 S

AY

I 148

ME

D B

O⁄

AZ

‹Ç‹ Ü

N‹V

ER

S‹T

ES

‹ ME

ZU

NLA

R D

ER

NE⁄

‹ AY

LIK

YA

YIN

I

Zeliha Berksoytek kiflilik oyunu ile

Albert Long Hall’de

Sanat› anlamland›rma üzerine bir söylefliKopenhag Zirvesinin Ard›ndan...

1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu aç›ld›‹nsan›n izini süren bir kitap:

Dolayl› Hayvan

Sanat› anlamland›rma üzerine bir söylefliKopenhag Zirvesinin Ard›ndan...

1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu aç›ld›‹nsan›n izini süren bir kitap:

Dolayl› Hayvan

Page 2: bogazici dergi subat'10
Page 3: bogazici dergi subat'10
Page 4: bogazici dergi subat'10

1. BO⁄AZ‹Ç‹ ‹LKÖ⁄RET‹M OKULUA¤r›’n›n O¤lakl› köyünde 1. Bo¤aziçi‹lkö¤retim Okulu e¤itim vermeyebafllad›. 1981 mezunu bir grupBo¤aziçilinin sadece birkaç ay içindehayata geçirmeyi baflard›¤› okulunhikayesini grubun çekirdeküyelerinden ö¤rendik.

KOPENHAG ‹KL‹M Z‹RVES‹‹klim de¤ifliminde tarihi sorumlulu¤u olan ülkelerin Baflkanlar› bir arayagelmifl ne konufluyor? Kopenhag zirvesinde sivil toplum örgütleri d›flland›m›? Müzakerelerde neler tart›fl›ld›? Çin, Afrika’ya neden yard›m ediyor?Dr. Sibel Sezer Eralp ’00 ile Kopenhag zirvesinden izlenimlerini konufltuk.

BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹, BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹MEZUNLAR DERNE⁄‹ (BÜMED) TARAFINDANYAYIMLANAN AYLIK, ÜCRETS‹Z B‹R YAYINDIR.fiUBAT 2010 • SAYI 148

Yap›m: TETRA ‹LET‹fi‹M Hizmetleri Ltd. fiti.Yönetim: Önder KIZILKAYA - Soner KIZILKAYAYay›n Koordinatörü: Türflan KARATEK‹NGrafik Uygulama: Nur AYMAN ÇAKMAKYaz› ‹flleri: Zeynep ‹pek fiEN - Cihan ALDIKFoto¤raf: Teoman GÜRZ‹H‹N

Halaskargazi Cad. Sait Kuran ‹fl Merkezi No: 301 Kat: 5fiiflli - ‹STANBULTel: +90 212 219 96 76 - 77 +90 212 266 80 57Faks: +90 212 231 33 37e-mail: [email protected] www.tetrailetisim.com

Bask›:A4 Ofset Matbaac›l›k San. ve Tic. Ltd. fiti.Otosanayi Sitesi, Yeflilce Mah. Donanma Sok. No: 16Ka¤›thane-‹STANBULTel: 0212 281 64 48 Faks: 0212 269 53 27e-mail: [email protected]

Bas›m yeri ve tarihi: ‹stanbul - fiubat 2010 Ayl›k süreli yay›n.

Yönetim Kurulu Ad›na Sahibi:fiükrü ERGÜN - BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan›

Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:‹dil TÜRKMENO⁄LU

Yay›n Kurulu:• Selim AKÇAHARMAN (Ankara) • Tunçel GÜLSOY• ‹smail DURMUfi • ‹lker ASLAN • Gökmen KARADA⁄• Saadet KUYUMCU • Feza SENGEL • Hasan DEM‹RC‹(‹zmir)

Yay›n Koordinatörü:P›nar TÜREN PATTERSON

Yaz› Kurulu:fiebnem AKÇIL • An›l ALTAfi • Kevser AYDIN • Esra BAL• Yelda BALER • Esra BAfiER • Cüneyt BAYRAKTAR •Metin GÖKSEL • Ayflegül GÜNDÜZ • Ayla GÜRLEYEN •Baflak KARA • Hande ORTAÇ • Baflak SERÇE • CemTANIR • Murat TAfiÇI • Demet UYAR • Esim YERG‹NBOZDA⁄ • Sabanur YILMAZ

Foto¤raf Editörü:Yelda BALER

Katk›da Bulunanlar:• Didem ‹NCESA⁄IR • Sinan KESG‹N • Orçun PEKÖZ •Can S‹PAH‹

Reklam Sorumlusu:Tu¤ba ALARSLAN [email protected] Dahili: 116‹pek DEM‹RTAfi [email protected] Dahili: 126

Yönetim Yeri:Bo¤aziçi Üniversitesi, Lojman Kap› Yan› 34342Bebek - ‹stanbulTel: (0212) 359 58 00 Faks: (0212) 257 35 68www.bumed.org.tr / [email protected]

Kapak Resmi: Emre BAfiAK

44

LALE BABAO⁄LU BALKIfi ‹LE SANATI ANLAMLANDIRMA ÜZER‹NEB‹R SÖYLEfi‹Üniversitemizde sanat tarihi üzerine dersler veren Dr. Lale Babao¤lu Balk›flile gerçeklefltirdi¤imiz konuflmada sanat›n tarih içinde geçirdi¤i evrelerdenestetik kavram›na, bilginin sanat› alg›lamadaki etkisinden yarat›c›l›¤auzand›k, sanat eseri ve gündelik hayat›n iç içeli¤ini sorgulad›k...

28

24

Page 5: bogazici dergi subat'10

BELLE⁄‹M‹ZDEN S‹LEMEYECE⁄‹M‹Z ‹S‹MHrant Dink an›s›na bu y›l üçüncüsü yap›lan“‹nsan Haklar› ve ‹fade Özgürlü¤ü” konulukonferans›n konu¤u Naomi Klein idi. Kanadal›gazeteci insan haklar›ndan ›rkç›l›¤a,neoliberalizmden emperyalist güçlere birçokkonuya de¤indi.

DOLAYLI HAYVANSüfli ve fierefli, Hayvani ve Erotik, fieytani veDeli... Hayvan ile ilah aras›na s›k›flm›fl, kendihayvanl›¤›n› mesele edinmifl insan›n izini sürenkitab› üzerine Ergun Kocab›y›k ile konufltuk. Hersat›r›nda insana ve kendinize dair kefliflerdebulunaca¤›n›z bu kitab› okumadan önce mutlakabu yaz›y› okuyun.

Merhabalar,

Yaklafl›k 10 sene yurtd›fl›nda çal›flt›ktan sonra Türkiye’ye kesin dönüflyapan Bo¤aziçili bir arkadafl›mla bulufltuk. Buradaki yeni iflindeüçüncü ay›n› henüz doldurmufltu. “Toplant›larda çok bunal›yorum,flafl›r›yorum” dedi, “hiçkimseden yeni fikir ç›km›yor. Beyin f›rt›nas›yap›yoruz, hesapta. Kimse gerçekten düflünmüyor, elemanlar›n ço¤uyetersiz”.

Çok büyük bir hayalk›r›kl›¤›na u¤ram›flt›. Bir ay sonraki buluflmam›zda,baflka yorumlar› vard›: “Me¤er juniorlar fikirlerini paylaflmaktan, hattasadece birfleyler söylemekten korkuyorlarm›fl” dedi. “A¤z›n› açan›nüstüne çullan›yorlar. Konuflmayan da zaten birfleylerden çekiniyor”.Bu kültürü de¤ifltirmekte, insanlar› rahatlatmak ve tekrar güvenkazand›rmakta alacak çok yolu var. Dinlemeyi bilmeyenler, yenifikirlere tahammül edemeyenler, kendilerine uymayan fleyler anlat›l›rken“ya do¤ruysa” diye minnac›k bir “olumlu rahats›zl›k” hissetmeyenler,ya de¤iflecek ya da ifl de¤ifltirecekler.

Bo¤aziçi’nde, derslerde, kulüp aktivitelerinde, idarecilerimizle ö¤rencilerad›na yapt›¤›m›z toplant›larda dinleyebilmeyi, kabul etmesek de fikirleresayg› duymay›, ayn› olgunlukla itirazlar›m›z› dile getirmeyi ö¤renmedikmi? Bunlar zaten en temel, en evrensel iletiflim kurallar› de¤il mi?Piyasa, çevre, hayat koflullar›, kurumlar içi rekabet bizleri bozmay›deniyor. Esnekli¤imizi, bizi Bo¤aziçili olarak farkl› k›lan “aç›k düflünce,ifade ve dinleme” becerilerimizi y›prat›yor. Arada bir kendimize molaverip, tepkilerimizi de¤erlendirip fabrika ayarlar›m›za dönmeyeçal›flmazsak , bunun gibi önemli özelliklerimizi kaybetmeye bafll›yoruz.Dergimizi haz›rlarken de gönüllü yazarlar›m›zla, yaz› kuruluüyelerimizle, kendi aram›zda fabrika ayarlar›m›za dönmeyi birbirimizehat›rlat›yoruz. Misyonumuz, okulumuzu, mezunlar›m›zla derne¤imizigüçlendirmek, ileriye tafl›mak. O halde Bo¤aziçili niteliklerimizi devurgulayarak, onlardan güç alarak birbirimizi dinleyebilmeliyiz.Gerekti¤i zamanlarda yap›c› olarak elefltirebilmeliyiz. Kendimizikand›rmamak için, gerçekleri konuflabilmek için. Daha iyi olabilmekiçin. ‹lerlemek için...

Sizi dinliyoruz. Lütfen yaz›n.

editoryal

16

‹dil Türkmeno¤lu ’95

50

Page 6: bogazici dergi subat'10

Geride b›rakt›¤›m›z 2009 y›l› birçok aç›danilginç bir dönem oldu. 2008 Eylül ay›ndanitibaren dünyay› saran tüm zamanlar›nen büyük ekonomik krizi, dalga dalgayay›larak ülkemize ve 25. y›l›n› kutlamayahaz›rlanan derne¤imize ulaflt›, ulaflmamas›da düflünülemezdi elbette.

Bak›fl aç›s›n›n do¤ru olmas› durumundaher flerde bir hay›r varm›fl gerçekten de.Bir aç›dan kötü gibi görünen bu dönemBÜMED için gerçek hayatta tam tersi birsonuç meydana getirdi.

S›k tekrarlanan ancak nadir uygulananbir mottodur, krizi f›rsata çevirmek.

BÜMED yönetimi olarak 2009 y›l›ndayaflanan s›k›nt›l› dönemi gerçekten birf›rsata çevirdi¤imizi düflünüyorum.Üyelerimizle birebir temasa geçmek veaktif desteklerini sa¤lamak için önemlibir f›rsat.

Bu bilinçle ve bu hedef do¤rultusundadernek personelimizle yo¤un bir tempoortaya koyarak çal›flt›k.

Dünyada ve ülkemizde iflsizli¤in rekorseviyelere ulaflt›¤› bu dönemde, XING’legerçeklefltirdi¤imiz ve dünyada ilk olanBU Sosyal A¤ iflbirli¤imiz sayesinde,üyelerimize ifl odakl› bir sosyal paylafl›mortam› sa¤lad›k. Böylelikle ifl arayanüyelerimize, kiflisel markas›n› gelifltirmekisteyen arkadafllar›m›za, ifl de¤ifltirmekisteyen veya kendi sahas›ndaki di¤erprofesyonellerle irtibata geçmek isteyenüyelerimize son derece kullan›fll› birplatform sa¤lad›k.

Kampanyalar›m›z›n ve projelerimiziniletiflimini güçlendirmek için ülkemizin

en önemli PR firmalar›ndan MarjinalPorter Novelli’nin karfl›l›ks›z deste¤iniald›k. Kendilerine müteflekkiriz.Üyelerimizle iletiflimimizi azami seviyeyeç›karmak için call center uygulamas›bafllatt›k. Bu sayede gerek üyelerimizinaidiyet duygusunun gelifltirilmesi, gereksemâli katk›lar bak›m›ndan çok olumlusonuçlar ald›k. Bizimle birlikte olan, bizidestekleyen üyelerimize, Üniversitecamiam›z ve derne¤imiz ad›na teflekkürediyorum.

Derne¤imizin 25. Y›l› kutlamalar›n›na¤›rl›kl› olaca¤› 2010 y›l›nda dafaaliyetlerimizi sizlerle paylaflmaya, destekve kat›l›mlar›n›zla büyümeye edece¤iz.

Bu arada malumunuz, ressam SemraAydo¤du taraf›ndan gerçeklefltirilen“Karakalem Bo¤aziçi” serisi ile 2010takvimini haz›rlad›k ve çok güzel geribildirimler ald›k. Bu karakalemçal›flmalar›n›n baflka farkl› ürünler olarakcamiam›z›n be¤enisine sunulaca¤›n› daifade etmek isterim. BÜMED’i takipetmeye devam edin...

Netice itibariyle, 2009 y›l›n› Üniversitemizve camiam›zla verimli bir flekildegeçirdi¤imize inan›yor; tecrübelerle geçenbu dönemde Derne¤imizi 25. y›l›nabaflar›yla tafl›yan ekipte yer alman›nheyecan›n› ve gururunu yafl›yorum.Umutla girdi¤imiz 2010 y›l›ndan itibarenDernek yönetimini üstlenecek yeniYönetim Kurulunda görev alacakarkadafllar›m›z›n en az bizler kadar baflar›l›olaca¤›na inan›yorum.

Mart ay›nda yap›lacak Genel Kuruldagörüflmek dile¤iyle.Selam ve sevgilerimle...

YÖNET‹M KURULU’NDAN

2009 te¤et geçmeklekalmad›...

4 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

NUR‹ AYDIN ’94BÜMED Yönetim Kurulu Üyesi

Page 7: bogazici dergi subat'10
Page 8: bogazici dergi subat'10

BÜMED’DEN

camiadan haberler.........................................

6 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Sevgili Ece’miz art›kbir melek…Sevgili arkadafl›m›z BestegülArgun ‘90 ve efli Murat Argun’89 biricik k›zlar› Ece’yikaybetmenin üzüntüsünüyafl›yorlar. BÜMED’inbahçesinde koflturan,etkinliklerde annesini yaln›zb›rakmayan, ofisimize neflekatan Ece’yi hiçbir zamanunutmayaca¤›z. Baflta ailesiolmak üzere tüm camiam›zabaflsa¤l›¤› diliyoruz.

Renata Sibel Yolak’›n ‘89 son kitab›“Yaflam Mucizesi”Renata Sibel Yolak ‘89 yeni kitab›“Yaflam Mucizesi”nde gerçekhayattan al›nm›fl hikâyeler vedervifllerden ö¤ütlere yer veriyor.Ak›c› ve duru bir dille yaz›lan ve teksolukta okunabilen kitapta, Yolakhayat›n anlam›n› ve güzelli¤inikavrayabilmenin de¤erini çeflitli,baflar›, mutluluk ve sevgi konular›nade¤inerek ve zaman› do¤rukullanman›n önemini vurgulayarakanlat›yor.

bibuçuk fiimdiSuadiye’de3 Bo¤aziçili, MehmetAkkent ‘89, DevrimSirmen ’89 ve HakanAkal›n ’89 taraf›ndankurulan veBeyo¤lu’nda 9 y›ld›r,Caddebostan’da 3y›ld›r müdavimlerinehizmet veren bibuçukflimdi Suadiye’de.Ba¤dat Caddesi’nebakan flirin bahçesi,ahflap masa ve banklarla donat›lm›fl keyifli ortam› ile Suadiye bibuçuk,kendine özgü eflsiz tatlar›, kaliteli hizmet anlay›fl› ile müdavimlerine sunmayadevam ediyor. Ayr›ca Suadiye fiube’de haftan›n 7 günü kahvalt› servisi deyap›l›yor. Mekân ve eflsiz lezzetlerle ilgili daha ayr›nt›l› bilgiyewww.bibucuk.com.tr adresinden ulaflabilirsiniz.

Kaplan Y›l› neler getirecek?Feng Shui Dünyas›’ndan Ferda Ünsal’81 ve Ifl›l G. Alfar ’89, ‘De¤iflime veHarekete haz›r ol!’ slogan›ylahaz›rlad›klar› ve Çin zodya¤›na göreKaplan y›l›na rastlayan 2010 y›l›n›anlatacaklar› seminerlerini 13 fiubat2010 tarihinde saat 13.00’te EsentepeDedeman Otel’de gerçeklefltirecekler.Seminerin yap›laca¤› gün ayn›zamanda Çin Y›lbafl›s›na denk geldi¤iiçin, sunumun oldukça renkli ve hareketli olmas› planlan›yor.Konuflmac›lar gerek özel hayatlar›nda, gerek iflyaflamlar›nda flanslar›n› art›rmak isteyenlerin önemli ipuçlar›verecek bu semineri kesinlikle kaç›rmamas› gerekti¤inisöylüyorlar. “Hofl geldin 2010, ben sana haz›r›m”diyebilmenin keyfini bu seminerle yaflamak istiyorsan›z,daha detayl› bilgiye ve bilet sat›fl noktalar›na www.fengshui-tr.com adresinden ulaflabilirsiniz.

....

....

....

....

....

Bu bölümde camiamızdan haberlere yer veriyoruz. Evlendiniz,çocuğunuz oldu, yeni bir iş kurdunuz veya Boğaziçi Dergisi okuyucuları ile paylaşmak istediğiniz başka bir habervar… Haberinizi, 100 kelimeyi aşmayacak şekilde [email protected] adresine gönderebilirsiniz.Camiadan Haberler sayfamızın içeriği üyelerimizden gelen haberler doğrultusunda oluşturulmaktadır.

Dijital KariyerinizXING Türkiye ‹fl Gelifltirme ve Sat›fl Müdürü NataliYeflilbahar taraf›ndan BÜMED üyeleri içingerçeklefltirilen “Dijital Kariyeriniz 7/24 Sizin ‹çinÇal›fl›yor” konulu seminer BU Sosyal A¤ üyeleritaraf›ndan ilgiyle izlendi. Renkli sunumu ile Yeflilbaharkat›l›mc›lara internette daha görünür olman›n

ipuçlar›n› vermenin yan›s›ra sosyal a¤lar bafltaolmak üzere internettevar olman›n herkes içinneden bu kadar önemlioldu¤unu anlatt›.Kat›l›mc›lar oynanan minikbir oyunla ise BU SosyalA¤ gibi platformalar›kullanarak ortak projegelifltirmenin ne kadarh›zl› olabilece¤ini tecrübeetti. Tüm üyelerimizinwww.xing.com/net/bumedadresine gelerek BUSosyal A¤’a üye olmalar›n›bekliyoruz.

....

....

....

....

....

....

...

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Levent Turan 1984 y›l›nda Bo¤aziçiÜniversitesi Makina Mühendisli¤i’nden mezunoldu, uçak ve uzay bilimleri üzerine Stanford’damaster, UCLA’de doktora yapt›. HughesAircraft’ta araflt›rma ve gelifltirmemühendisli¤i, USC’de araflt›rma profesörlü¤ügörevlerinde bulundu. Çok yönlü üyelerimizdenolan Turan 8-18 fiubat 2010 tarihlerindeço¤unlu¤unu do¤a foto¤raflar›n›n oluflturdu¤ufoto¤raf sergisi ile BÜMED’de olacak.

LEVENTTURANFOTO⁄RAFSERG‹S‹

Page 9: bogazici dergi subat'10
Page 10: bogazici dergi subat'10

vurgulad› ve “Dünyada kalkan trenlere geçbinmemeliyiz” dedi.

Aç›l›fl oturumunun ikinci konuflmac›s› ‹shak Alaton,Türk bilim adamlar›n›n Danimarka ve ‹sveç’te kurduklar›fondan bahsederek, bu fonda biriken 1 milyar ABDdolar›n›n sadece ufak bir bölümünün kullan›ld›¤›n›,geri kalan›n›n ise desteklenecek projeler bekledi¤inisöyledi. Alaton, yurtd›fl›nda yaflayan Türk bilimadamlar›na da ça¤r› yaparak Türkiye’ye dönmelerinive projeler üretmelerini istedi. Bilim adamlar›n›nçal›flmalar›n›n meyvelerini nihayet toplamayabafllad›klar›n› belirten Alaton, Türkiye’de üretilendünyan›n en iyi “ilaçl› stent”inin Mart ay›nda piyasayaç›kaca¤›n› söyledi. Türkiye’nin önümüzdeki 5 y›l içindebiyoteknoloji dal›nda dünyan›n çok ilerisinde bir yeresahip olaca¤›na inanan Alaton, tan›flt›¤› ve isminivermedi¤i bir Türk bilim adam› için de “Benimdüflündü¤üm birisi var, en geç 5 y›l içerisinde NobelT›p Ödülünü alacakt›r” dedi.

Kurultay›n aç›l›fl oturumunda son konuflmay› yapanTASSA Yönetim Kurulu Baflkan› Banu Onaral ise bilgiekonomisinin Türkiye için çok önemli bir stratejioldu¤una dikkat çekti ve bilgiyi ekonomik ve toplumsalyarara dönüfltürecek çal›flmalara yönelmenin çokfaydal› olaca¤›n› vurgulad›.

o¤aziçi Üniversitesi’nin evsahipli¤ini yapt›¤› veAlvimedica’n›n anasponsorlu¤unu üstlendi¤i,

Ulusal ‹novasyon Giriflimi veTürk Amerikan Bilim Adamlar›ve Akademisyenler Derne¤i’nin(TASSA) katk›lar›yla düzenlenen“Yaflambilim ve Sa¤l›kTeknolojilerinde Yenileflim veÇözüm Ortakl›klar› Kurultay›” 22-23 Aral›k tarihlerinde Albert LongHall’da gerçeklefltirildi. ‹ki günsüren kurultayda, yurtiçi veyurtd›fl›ndan birçok ilgili kurum,akademisyenler ve sektörtemsilcileri bir araya geldi. Seminerboyunca yaflambilimlerinin sa¤l›kçözümlerine dönüflmesindeyurtiçinden ve yurtd›fl›ndan baflar›öyküleri, etkili olmufl uygulamalarve edinilen deneyimler paylafl›ld›.

Kurultay›n aç›l›fl konuflmalar›n›Bo¤aziçi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kadri Özçald›ran, TASSAYönetim Kurulu Baflkan› ve DrexelÜniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof.Dr. Banu Onaral ve AlarkoHolding Yönetim Kurulu Baflkan›‹shak Alaton yapt›.

Kadri Özçald›ran üniversitebünyesindeki BiyomedikalEnstitüsü’nün DTP’nin deste¤i ilekuruldu¤unu ve bu merkeziny›llard›r konuflulan üniversite veözel sektör iflbirli¤iningerçeklefltirilebilece¤i en iyi zeminoldu¤unu söyledi. Türkiye’dekurulan ilk ve tek biyomedikalenstitüsünün Bo¤aziçiÜniversitesi’nde oldu¤unu belirtenÖzçald›ran, merkezde bir deneyselhayvan bak›m merkezikuruldu¤unu, h›zl› DNA analiziyap›labilen araçlar al›nd›¤›n› veprojenin üçüncü aya¤›nda ak›ll›ilaç veren sistemler ve gerekli AR-

GE çal›flmalar›n› sürdürebilecekbir yap›n›n ihale sürecinin yerald›¤›n› söyledi. Özçald›ran,yaflambilimin ve biyoteknolojininyüzy›la damgas›n› vurabilecek birdal oldu¤unu belirterek bualandaki çal›flmalar›n h›zl› birflekilde devam etmesi gerekti¤ini

Yaflambilim ve Sa¤l›k Teknolojilerinde yaflanan yeniliklerinpaylafl›ld›¤› Kurultay Bo¤aziçi Üniversitesi’nde yap›ld›.

B

ÜN‹VERS‹TEDEN

Yaflambilim ve Sa¤l›k TeknolojilerindeYenileflim Köprüleri ve Çözüm Ortakl›klar›Kurultay›

Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

‹shak Alaton

Prof. Dr. Banu Onaral

8 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 11: bogazici dergi subat'10
Page 12: bogazici dergi subat'10

o¤aziçi Üniversitesi’ne çok de¤erli bir evba¤›fllad›n›z...Sadece evimi de¤il, yaflam›m› devam ettirdi¤immaddi birikimimi de Bo¤aziçi Üniversitesi’ne

ba¤›fllad›m. Ben öldü¤üm zaman hepsi okulumuzakalacak ve ö¤rencilere burs verilecek. Bu ba¤›fl› yapt›m,çünkü Türkiye için e¤itimi çok önemli görüyorum.Okumam›fl çocu¤umuz kalmas›n istiyorum. Özellikleseçkin bir üniversitede okuyabilecek kapasitedekiçocuklara bir yard›m›m olacak diye düflünüyorum.Akrabalar›ma b›rakmay› hiç düflünmedim. Zaten senedebir defa geliyorlar. Bir e¤itim insan› olarak, okumakisteyen, akl› buna elveriflli, yetenekli ama maddi imkanlar›

32 y›l aral›ks›z Bo¤aziçi Üniversitesi’nde ö¤retim üyeli¤i yapt›, binlerce ö¤renci yetifltirdi,yapt›¤› ba¤›fl sayesinde binlerce ö¤rencinin okumas›na destek verecek... Bo¤aziçi ÜniversitesiPsikoloji Bölümü’nün an›t hocalar›ndan Prof. Dr. Halide Yavuzer Bo¤aziçi Üniversitesi’neba¤›fllad›¤› evinin kap›lar›n› bizlere sonuna kadar açt›; s›cak sohbeti ve iyimserli¤i ile içimizi›s›tt›. Hocam›za örnek ba¤›fl› için tüm camiam›z ad›na teflekkür ediyoruz.

B

Yaz›: P›nar TÜREN PATTERSON ’93Foto: Sinan KESG‹N

KAYNAK GEL‹fiT‹RME

k›s›tl› olanlara yard›m etmiflolaca¤›m. ‹lkokulda çocuklar›okutmak için birçok kampanya var.Ben de daha ileri seviyedeokuyabilecek, buna yetene¤i olançocuklara katk›da bulunmakistedim.

Türkiye’de e¤itim için hayaliniznedir?Herkesin üniversite seviyesinegelmesini isterim. Özelliklekad›nlar›n. Okumam›fl kad›nkalmas›n. Çocuklar›m›z›okutmam›z laz›m, özellikleAnadolu’daki k›z çocuklar›m›z›okutmal›y›z. Ben bu kadar çokçocuk do¤rulmas›na karfl›y›m.Sekiz çocuk do¤urmufl bir kad›n›benim akl›m alm›yor...

Neden Bo¤aziçi?32 sene ders verince ister istemezözel bir ba¤ oluyor. Ben 4 y›l‹stanbul Üniversitesi’nde çal›flt›m.6 yafl›nda leyli olarak Notre Damede Sion’a verildim. ‹lkokula girenson Müslüman Türk çocu¤uydum.Sonra 1928 y›l›nda kanun ç›kt› veilkokula Müslüman Türkçocuklar›n›n girmesi yasakland›.Liseyi bu okulda bitirdikten sonra‹stanbul Üniversitesi’ne gittim.

Üniversiteyi bitirdikten sonra savaflç›kt›¤› için bir fley yapamad›m.Savafl›n son y›llar›yd›, ‹stanbulÜniversitesi’ne Prof. Miles gelmiflti.Beni doktora için ABD’ye götürmekistedi. Babamdan izin istedim ne deolsa masraflar› o karfl›layacakt› vede çok masrafl› bir e¤itimdi. Babambenim evlenmemden çok e¤itimimedevam etmemi, kariyer yapmam›istedi. Kendisi çok çapk›n bir erkekti,k›z›n› böylece erkeklerden uzaktuttu herhalde! Böylece ConnecticutÜniversitesi’nde yüksek lisans›m›ve doktoram› yapt›m. ‹ki sene deçal›flt›m. Döndü¤ümde Robert Kolejyeni Bo¤aziçi Üniversitesi olmufltu.Burada 32 y›l aral›ks›z sürecekçal›flma hayat›ma bafllad›m.Bo¤aziçi Üniversitesi’nde çokseverek çal›flt›m.

Bo¤aziçi mezunlar›na mesaj›n›zvar m›?Okuyun, okuyun ve okutun.Türkiye’nin istikbali için iyiokumufl insanlara ihtiyac› var.Türkiyemizi ilerletmemiz laz›m.E¤itime önem veriliyor ama dahafazlas› yap›lmal›. Özellikle k›zçocuklar›m›z mutlaka okumal› veçal›flmal›. Böylece ülkemizingelece¤i çok daha iyi olur.

“Okuyun, okuyun ve okutun”“Okuyun, okuyun ve okutun”

10 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 13: bogazici dergi subat'10
Page 14: bogazici dergi subat'10
Page 15: bogazici dergi subat'10

yüzy›l›n sonunda Robert KolejOrtado¤u’ya yapt›¤› yard›mlarla,bu bölgedeki Amerikankurumlar›na damgas›n› vuran

Dodge ailesinin bafll›ca ilgi alanlar›ndan birihaline gelmifltir. Kurulufl aflamas›ndan beriAmerican Board’un destekçisi olan William EarlDodge Sr., 1866’da Beyrut’ta Syrian ProtestantCollege ad› ile kurulan sonralar› AmericanUniversity of Beirut ad›n› alan kurumun dabafllang›c›ndan itibaren en büyük hamilerindenbiri haline gelmiflti. W. E. Dodge Sr.’›n bu kurumadeste¤i maddi alanla s›n›rl› kalmam›fl, bir bak›maailesi de bu okul için seferber olmufltur. Buba¤lamda Dodge ailesinin birçok üyesi bu okuldayaflayarak, rektörlükten ö¤retim görevlili¤inekadar çeflitli pozisyonlarda bizzat çal›flm›flt›r.Ailenin sonraki kuflaklar› da bir öncekilerdenokulun velinimeti pozisyonunu devralmayadevam etmifllerdir.1896 y›l›nda John S. Kennedy’nin baflkanl›¤›nagetirildi¤i Robert Kolej mütevelli heyetinde W.E. Dodge Jr.’›n o¤lu Cleveland HoadleyDodge’un ad›n› da görmek mümkün. TheodorusHall’un inflaat masraflar›n› karfl›layan Olivia E.Phelps Stokes’un da akrabas› olan baba WilliamEarl Jr. ve o¤lu Cleveland Hoadley Dodge 1904y›l›nda tamamlanacak olan Dodge JimnastikSalonu’nun masraflar›n› karfl›layarak okuldaisimlerini yaflatacak ilk binalar›n› dikmifllerdi.Bunu sonralar› baflka binalar takip edecek,1909’da John S. Kennedy’nin ölümününard›ndan Cleveland H. Dodge okulun mütevelli

heyeti baflkanl›¤›n› devralacak ve bu görevi 1926y›l›na kadar sürdürecekti. Bunun yan› s›ra, t›pk›American University of Beirut’un tarihinde degörüdü¤ü gibi, Robert Kolej’e yerleflip buradayaflayan Dodge ailesi üyeleri de kolejin tarihinegeçeceklerdi.Dodge Jimnastik Salonu ‹stanbul’da infla edilenmuhtemelen ilk kapal› spor salonudur. HattaMay Fincanc› The Story of Robert College; Oldand New isimli kitab›nda bu binan›n Avrupa’n›nilk modern jimnastik salonu oldu¤unu iddia eder.Di¤er binalarda da kullan›lan kurfluni kireç tafl›ile infla edilen jimnastik salonunda 1906-07k›fl›nda Türkiye’deki ilk basketbol maç›n›noynand›¤› bilinmektedir. Kolejin jimnastiksalonundan yetiflen birçok ünlü atletin aras›ndailk olarak 1907 mezunu Michael Dorizas’› anmakdo¤ru olacakt›r. 1906 y›l›nda, henüz kolejö¤rencisiyken, dünya flampiyonlu¤u kazananDorizas, Londra’da 1908 Olimpiyat Oyunlar›ndacirit atmada gümüfl madalya kazanm›flt›.Sonralar› bu salon Türkiye dereceleri kazananbirçok di¤er atlete de ev sahipli¤i yapm›flt›r.Çok yak›n bir süre önce yenilenen ve 1961 y›l›ndageçirdi¤i yang›n sonras›nda u¤rad›¤› birkaçde¤ifliklik d›fl›nda hala özgün halini koruyanDodge Jimnastik Salonu günümüzde de devameden Bo¤aziçi/ Robert spor gelene¤inin bir an›t›durumundad›r. Binadaki ufak de¤iflikliklerdenbiri de alt kattaki bowling salonunun bozularakö¤renci kulüp odalar› haline getirilmifl olmas›d›r.Büyük bir ihtimalle ülkemizde bowling de ilkolarak bu binada oynanm›flt›r.

BÜMED’in 25. Y›l etkinlikleri dahilinde oluflturulan “Karakalem Bo¤aziçi” serimizde okulumuzun an›tbinalar›n› ressam Semra Aydo¤du’nun kara kalem çal›flmalar› ile bir kere daha ölümsüzlefltirdik. Her biriülkemizin kültürel miras› aras›nda yer alan binalar›n tarihini ve kimlerin katk›lar› ile meydana geldikleriniise Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümü yüksek lisans mezunu ve eski araflt›rma görevlisi, halen New Yorkfiehir Üniversitesi, The Graduate Center’da tarih doktora çal›flmalar›n› yürüten Kutlu¤han Soyubol ’07kaleme ald›. Yaz›n›n haz›rlamas›nda desteklerini esirgemeyen, geçti¤imiz y›l kaybetti¤imiz de¤erli hocam›zGünhan Dan›flman’› sevgiyle an›yoruz.

19.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 13

Dodge Gymnasium (1904) - Henrietta Washburn Hall (1914)

Henrietta Washburn Hall (1914)Anderson Hall’un orta alan›n bat›k›sm›nda yükselerek kolej binalar›n›nbu meydan etraf›nda oluflturdu¤udörtgeni tamamlamas›n›n ard›ndan,bu alan›n kuzeyine son bir ek olarakHenrietta Washburn (Social) Halleklenmifltir. Dodge Jimnastik Salonuile bitiflik olarak tasarlanan bu binaiçin gerekli kaynak da Cleveland H.Dodge taraf›ndan sa¤lanm›fl ve bina1914 y›l›nda tamamlanarak okulunsosyal aktiviteler binas› olarakhizmete girmiflti. Binaya CyrusHamlin’in k›z› ve GeorgeWashburn’un efli olan HenriettaWashburn’ün ad› verilmifl ve döneminromantizmine uyan bir flekildeGeorge Washburn’e ithaf edilenWashburn Hall ile karfl›l›kl› olan bubina ile çiftin birliktelikleri kampustaebedilefltirilmiflti. Ö¤renci salonlar›,tiyatro, kulüp odalar›, bir bilardosalonu ve bir kantini bar›nd›ran bina,kolej içinde bu dönemde son dereceaktif olan YMCA’in ad› ile an›larakYMCA binas› olarak daadland›r›lmaktayd›.Bugün benzeri bir ifllevi sürdürmekteolan binada hala bir tiyatro salonu,kulüp odalar› ve orta kantin olarakbilinen ö¤renci kantini bulunmaktad›r.

Page 16: bogazici dergi subat'10
Page 17: bogazici dergi subat'10
Page 18: bogazici dergi subat'10

Yaz›: Duygu KAMBURFoto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ANMA

16 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

25 Ocak günü, Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih,Sosyoloji ve Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkilerBölümleri Hrant Dink an›s›na bafllatt›klar› “‹nsanHaklar› ve ‹fade Özgürlü¤ü” konulu konferanslarserisinin üçüncüsünü gerçeklefltirdi. Konuflmac›olarak konferansa kat›lan Kanadal› gazeteci NaomiKlein insan haklar›ndan ›rkç›l›¤a, neoliberalizmdenemperyalist güçlere birçok konudan söz etti.

gos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni gazeteciyazar Hrant Dink’in suikasta kurban gitmesininüzerinden 3 y›l geçti. Bir insanl›k suçununifllenmesinin üzerinden 3 y›l geçti. “Bir bebekten

katil yaratan karanl›¤›n” Hrant Dink’i aram›zdan al›fl›n›nüzerinden 3 y›l geçti. Ne var ki bu 3 y›lda hukuksalanlamda gönül ferahlat›c› bir ilerleme olmad›. Katilyakalansa da suikast›n ard›ndaki gerçekler hala gün›fl›¤›na ç›kamad›. Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih, Sosyolojive Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler Bölümleri debu ac›lar›n verdi¤i sorumlulukla Hrant Dink an›s›nabafllatt›klar› “‹nsan Haklar› ve ‹fade Özgürlü¤ü” konulukonferanslar serisinin üçüncüsünü gerçeklefltirdi.Önceki senelerde Hintli aktivist yazar Arundhati Royve dünyan›n önde gelen hukukçular›ndan Sir GeoffreyBindman konuflmac› konuk olarak konferansakat›lm›fllard›. 25 Ocak’ta Albert Long Hall’de düzenlenenbu seneki konferansa konuflmac› olarak gelen konukise Kanadal› aktivist gazeteci yazar Naomi Klein idi.

“Keflke bu toplant›y› hiç yapmak zorundaolmasayd›k...”Naomi Klein’den önce kürsüye gelen Bo¤aziçiÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Özçald›ranhala bir geliflme olmayafl›ndan ötürü üzüntüsünü dilegetirerek konuflmas›na bafllad›. “Koflullar de¤iflmedi¤izaman söyleceklerimiz de de¤iflmiyor. Geçen senekikonuflmamda demiflim ki demokrasi ve eflitli¤i,düflünce ve ifade özgürlü¤ünü ve kültürel çeflitlili¤iyok etme ad›na ifllenen bu suçlar› görmezdengelemeyiz. Keflke bu toplant›y› hiç yapmak zorundaolmasayd›k ben de keflke bu aç›l›fl konuflmas›n›yapmasayd›m, ancak Bo¤aziçi’nin 150 y›ll›kkültürüyle Hrant Dink’in düflüncelerinin birbirinikucaklamas› böyle bir konferans› düzenlememizi bizegörev k›ld›. Umar›m suikast› ayd›nlatma konusundatarihdeki do¤ru örnekleri takip ederiz. Do¤ru örneklertakip edilip cinayet ayd›nlat›lana kadar biz bukonferanslar› düzenlemeye devam edece¤iz.” diyereksözü ö¤retim görevlilerinden Prof. Dr. Ayfle Bu¤ra’yab›rakt›. Bu¤ra, bu konferanslar› düzenlemektekiamaçlar›n›n an›lar› canl› tutmak ve duruma dairfark›ndal›k yaratmak oldu¤unu söyledi. Ard›ndanBu¤ra, “Bat› Medyas›nda Filistin’in ‹nsanl›¤›n›Savunmak” bafll›kl› konuflmas›n› yapmak üzereNaomi Klein’› kürsüye davet etti. Klein ise Hrant

A

Belle¤imizden silemeyece¤imiz isim: Hrant Dink

Page 19: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 17

Dink’in düflüncelerinden Haiti’ye,Kopenhag ‹klim Zirvesi’ne veFilistinlilerle onlar› destekleyenaktivistlerin mücadelelerine kadarbirçok konudan söz etti.

Yaratma ve y›kma döngüsüNo Logo ve fiok Doktrinikitaplar›n›n yazar› Naomi Klein,konuflmas›na Hrant Dink’i flahsentan›yamam›fl olmas›n›n verdi¤iüzüntüyü belirterek bafllad› vedevam etti: “Buraya gelmedenönce dava tutanaklar›ndansaHrank Dink’in yaz›lar›na,röportajlar›na ve haberlerinebakt›m. Onu tan›mak için bu yoluseçtim ve gördüm ki Hrant Dinkde ‘yaratma ve y›kma’döngüsünün içine hapsedilmiflti.Düflünün ki kendi inand›¤›n›zinsan olmaya çal›fl›rkendurduruluyorsunuz.Düflüncelerinizi söylemekistedi¤inizde durduruluyorsunuz.Bildiklerinizi yay›nlamakistedi¤inizde durduruluyorsunuzve her seferinde yenidenyarat›yorsunuz. Böylece sürüpgiden bu döngü ise asl›nda yavaflyavafl hikayenin sonunuoluflturuyor.”

Siyasi depremlerle ülke kendiyaralar›n› saramaz hale getirildi.Bu sözleriyle birlikte politik fliddettemal› konuflmas›na girifl yapanKlein, kapitalizmin son aflamas›olarak yorumlanan neoliberalekonominin bize ne kadar huzurluve iyi bir sistemmiflcesinepazarlanmaya çal›fl›ld›¤›ndanbahsetti. Ancak Klein’a göre tamda bu “huzurlu” sistemin içindebinlerce, onbinlerce insan suikastakurban gitti, öldü, öldürüldü. Bunadair en güncel örne¤ini isegeçti¤imiz günlerde Haiti’deyaflanan deprem felaketinden yolaç›karak verdi. Asl›nda depreminy›llard›r politik anlamda ülkedeyafland›¤›ndan ve çalkant›l› siyasiuygulamalar›n ülkeyi bu sonfelakete sürükledi¤inden söz etti.Y›llard›r ABD destekli darbe vediktatörlüklere sahne olan Haitidönem dönem kukla

hükümetlerce yönetilmiflti.Klein, 2004’teki darbeyle devrilen,Haiti’ye toplumsal adalet vaat edenve çok sevilen baflkan› Jean-Bertrand Aristid’le yapt›¤›röportajda ö¤reniyor ki Aristidy›llarca ülkenin bafll›caproblemlerinden olan özellefltirmepolitikalar›yla savaflm›fl, ancakemperyalist güçlerin planl›yoksullaflt›rma k›skac›na tak›lm›flolan Haiti, siyasi depremlerle kendiyaralar›n› saramaz ve ifl yapamazhale getirilmifltir.

Klein, baflta emperyalist güçlerinsebep oldu¤u bir di¤er felaketolan küresel ›s›nmaya dair dede¤erlendirmelerde bulundu. 2009Kopenhag ‹klim Zirvesi’ne kat›lm›flolan Klein zirvedeki tart›flmalardanal›nt› yaparak iklim de¤iflikli¤ininyeni bir soyk›r›m flekli oldu¤unuve sorumluluk almas› gerekenülkeler sorumluluklar›n› yerinegetirmez ise baflta ada ülkeleri veArfika ülkeleri olmak üzere pekço¤unun yok olaca¤›n› ve birçokinsan›n hayat›n› kaybedece¤inidile getirdi.

Güney Afrika’dan Filistin’e,ortak payda: ApartheidKlein’a göre Dink her fleye ra¤menkimseye öfke duymamakta veherkesin hakk›n› savunmaktayd›.

Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

Prof. Dr. Ayfle Bu¤ra

Naomi Klein

Kadri Özçald›ran:“Keflke bu toplant›y›hiç yapmak zorundaolmasayd›k ben de

keflke bu aç›l›flkonuflmas›n›

yapmasayd›m, ancakBo¤aziçi’nin 150 y›ll›k

kültürüyle Hrant Dink’indüflüncelerinin birbirinikucaklamas› böyle bir

konferans›düzenlememizi bize

görev k›ld›.”

Page 20: bogazici dergi subat'10

Her türlü ›rkç›l›¤›n karfl›s›nda duransa¤duyulu bir gazeteci olanDink’ten yola ç›karak bugünFilistin’de bilinçli olarak sürdürülen›rkç›l›ktan kendide¤erlendirmelerini vedeneyimlerini aktararak söz etti.“Son dönemlerde Filistin’demücadele anlam›nda umut vericibir aflamaya geçilmifl olsa da ‹srailhükümetinin yürüttü¤ü politikalarinsanlar›n can›n› yakmayadevam etmekte. Bat› fieria’daGandi gibi Martin Luther Kinggibi öncü olan aktivistleri sorgusuzsualsiz evlerinden al›yorlar.Özellikle eylemlerinde baflar›l› olanaktivistler ve yabanc› gazetecilerüzerinde büyük bir bask› var.”diyerek mücadelesiyle oldukçaetkili olan ve baflar›lar elde edenAbdullah adl› aktivist arkadafl›n›nbafl›na gelen çarp›c› olaydanbahsetti: “K›flk›rtma ve silahbulundurma suçundantutukland›¤› zaman çokflafl›rm›flt›k. Y›llard›r fliddet karfl›t›gösteriler yapan birinin silahbulundurmas› mümkün olabilirmiydi? Asl›nda evinde bulunanlarAbdullah’›n gösterilerdekendilerine karfl› kullan›lm›fl olan

gaz bombalar› ve di¤ercephaneliklerden oluflturdu¤u birmüze. ‹flte Abdullah bu nedenlehala tutuklu.”

Tam da bu noktada boykotlar›nve direnifllerin artmas› gerekti¤inisavunuyor Naomi Klein. GüneyAfrika’da yerel halk›n devletpolitikalar›na karfl› sürdükleridireniflten sonra “apartheid”a sonverdikdiklerini ve özgürlefltiklerini

anlatt›. ‹srail’in içinde de böyle birgrubun var oldu¤unu, kendidevletlerine bask› yapt›klar›n› vebu hareketlerin toplumsal güceulaflmas›n›n daha kolay olmas›sebebiyle ‹srail’in korktu¤unuekledi.

Fark›ndal›k yaratmak ad›na küreselboyutta yap›lan hareketlerinbafl›nda 2001 yaz›nda GüneyAfrika’n›n özgürleflmesininsembolü olarak Durban’dagerçeklefltirilen Dünya Irkç›l›kKonferans›’n›n geldi¤ini söyledi.“Bu konferansta Filistinliler kendiyaflad›klar›yla Güney Afrika’dasürdürülmüfl olan apartheidhareketinin aras›nda benzerliklerbuldular ve bu düflüncelerini ilkkez yaz›ya dökerek, tüm ülkeleriçok kapsaml› ‹srail ambargosunadavet ettiler.” Ne var ki konferansabaz› afl›r› radikal gruplar›n

18 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Naomi Klein

Naomi Klein, Kanadal› aktivist gazeteci yazar.Kendisi daha çok kolektif küreselleflmekonusundaki analizleri ile biliniyor. 2000 y›l›nda27 dile çevrilen ve küreselleflme karfl›t› hareketikonu edinen “No Logo: Küresel Markalar HedefTahtas›nda” kitab›n›, 2007 y›l›nda da felaketkapitalizmi diye adland›rd›¤› “yeni kapitalizmi”anlatan “fiok Doktrini: Felaket KapitalizmininYükselifli” adl› kitab›n› yay›nlad›.

Hrant Dink Hepimiz II etkinli¤iyle de an›ld›.

Baflta Bar›fl ‹çin Sanat Giriflimi (B‹SG), Bo¤aziçi GösteriSanatlar› Toplulu¤u (BGST), Ç›plak Ayaklar Kumpanyas›,Genç Siviller ve Liberal Düflünce Toplulu¤u olmak üzerebirçok kifli ve kurumun deste¤i ve eme¤iyle Hrant Dinkölümünün 3. Y›l›nda an›ld›. 23 Ocak Bo¤aziçi ÜniversitesiGaranti Kültür Merkezi’nde gerçeklefltirilen etkinlikler gün boyusürdü. Program Ümit K›vanç’›n “19 Ocak’tan 19 Ocak’a” adl›belgeselinin gösterimiyle bafllad›. Ard›ndan moderatörlü¤ünüDr. Bekir Berat Özipek’in yapt›¤› “Derin Devlet Davalar›ndaNe Durumday›z?” paneli gerçeklefltirildi.Hrant Dink’i anma etkinlikleri yarat›c› atölyelerle gün boyuncadevam etti. “Ermenice Çocuk Oyunlar› Saati”, “Süryani ‹lahileri

Atölyesi” bunlardanbaz›lar›yd›. TakuhiTavmasyon’un kavurdu¤uirmikle etkinlikler sona erdi.Dink gün boyunca an›l›rkenbar›fl içinde bir aradayaflama ve çokkültürlülü¤ün önemivurguland›.

Page 21: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 19

antisemitizm düflüncesinin s›zmas›engellenememifl ve bu durumuf›rsat bilen ‹srail hükümetitaraf›ndan konferans kat›lanlar›as›l ›rkç›l›¤› yapmakla suçlanm›flt›r.Klein, her fleye ra¤menkonferans›n büyük bir etkiyarataca¤›n› umarak 9 Eylül’dekonferans› sonland›rd›klar›n›söyledi. Ancak hemen ard›ndanmeydana gelen 11 Eylül olaylar›konferans› gölgeleyipunutulmas›na, üstelik ‹srail’infliddet politikalar›n›n Filistin’dedaha da sertleflmesine neden oldu.

‹flgali kutlamay›n diye mektupyazd›kKlein sürdürülen boykotlar›n birde kültürel boyutuna dikkat çekti.Toronto Film Festivali’nde her y›lbir flehrin seçildi¤i ve festivalin oflehir üzerinden yürütüldü¤ünüsöyledi. Ancak geçti¤imiz sefer‹srail’in baflkenti Tel Aviv’in özelflehir olarak seçilmesi Klein’›n daiçinde bulundu¤u bir grup aktivistiboykota sürüklemifl. Sanat›n tekamac›n›n güzellefltirme de¤il ayn›zamanda fark›ndal›k yaratmakoldu¤unu vurgulayarak, yap›lanbu festivalin Tel Aviv’dekiçirkinlikleri gölgeleyece¤inivarsayd›klar›n› ve bu amaçla “‹flgaliKutlamay›n” bafll›kl› bir mektuphaz›rlad›klar›n› ve birçokentelektüel taraf›ndan destekald›klar›n› söyledi. Amaçlar›n›n‹srailli yönetmenlere ya da filmlerede¤il festivalde Tel Aviv’inçat›flmalardan uzak farkl› birflehirmiflcesine gösterilmesine karfl›durmak oldu¤unu özelliklevurgulad›. Eve Ensler, SachaBaron Cohen gibi bilindik isimlerde mektubun alt›na imzalar›n›atarak boykota destek vermifllerdi.Klein boykota dair son olarakflunlar› söyledi: “Filistinliyönetmenler pasaport al›pyurtd›fl›na seslerini duyurmaya,filmlerini tan›tmaya gidemiyorkenTel Aviv’in bu flekildegösterilmesine göz yumamazd›k.‹srail’in en büyük korkusu dazaten bu boykotlarla ve direnifllerleher zamanki ayr›cal›klar›n›

yitirecek olmalar›. Herkesle eflitmuamele görmekten daha fazlakorktuklar› bir fley yok.”

Ayn› hassasiyet Kürtlere veErmenilere karfl› da gösteriliyormu?Naomi Klein son olarak RecepTayyip Erdo¤an’›n Davos’tayürütülen “Gazze: Ortado¤u’daBar›fl” panelindeki cesur ç›k›fl›n›kutlad›¤›n› ancak Erdo¤an’›nhareketlerinde bir tutarl›l›kgöremede¤ini söyledi. “Ayn›hassasiyet Türkiye’deki Kürtvatandafllara gösterilmedi¤indenya da Ermeni soyk›r›m› kabuledilmedi¤inden ben Erdo¤an’›içtenlikle nas›l kutlayabilirim?”dedi. ‹kiyüzlülü¤ün kollektif olarakhepimizi yozlaflt›rd›¤›n› vekafalar›m›zda sürekli flüpheuyand›rd›¤›n› ekledi. Klein Hrant

Dink’i anmak için toplanandinleyicilere flu sözlerle veda etti:“Tutarl› olmal› ve gerçekten zordaolan insanlar için mücadelemizidevam ettirmeliyiz. ‹nan›yorumki kolektif belle¤imiz bunuyapabilecek güçte.”

Naomi Klein’in konuflmas›n›nard›ndan Klein’e kat›l›m plaketinivermek üzere kürsüye gelen RakelDink her zamanki vakurdurufluyla Klein’a flu sözlerleteflekkür etti: “Böyle genç birgazetecinin çat›flman›n d›fl›ndade¤il de içinde yer almas› beni çokmutlu etti, hepimiz ad›na çokteflekkür ederim.”

Naomi Klein: “Tutarl›olmal› ve gerçekten

zorda olan insanlar içinmücadelemizi devam

ettirmeliyiz. ‹nan›yorumki kolektif belle¤imiz

bunu yapabilecekgüçte.”

Rakel Dink,Naomi Klein’eteflekkür ederekkat›l›m plaketiniverdi.

Page 22: bogazici dergi subat'10

eçti¤imiz günlerde, okulumuz MolekülerBiyoloji ve Genetik Bölümü’nden ç›kan birbaflar› öyküsü hepimizi heyecanland›rd›.Avrupa Birli¤i’nin araflt›rma ve teknoloji

alan›nda rekabet gücünü artt›rmak üzere flekillendirilmiflolan AB Çerçeve Programlar› REGPOT (RegionalPotential) etkinli¤i kapsam›nda, okulumuz MBGbölümünün haz›rlad›¤› MBG-BRIDGE projesi jüritaraf›ndan baflar›l› bulundu ve Aral›k 2009’da 1,1milyon Avro de¤erindeki hibeyi almaya hak kazanarakyürürlü¤e girdi. Bu baflar›y› tek bir cümleye s›¤d›rm›flolsak da projenin de¤erini ve geçirdi¤i süreçleri-projenin çerçevesi ve al›nan hibenin önemini gözönüne ald›¤›m›zda- tek cümleye indirgemek mümkünde¤il. Bu baflar› öyküsünü bir de projeninmimarlar›ndan ö¤renmek için proje koordinatörüYrd. Doç. Stefan Fuss ile iletiflime geçtik ve projehakk›ndaki tüm merak ettiklerimizi kendisindenö¤rendik.

Tabii ki ilk soru projenin genel hatlar›yla ilgilibilgi almak üzerineydi. Öncelikli olarak Dr. Fuss,MBG-BRIDGE projesinin dar anlam› ile bir araflt›rmaprojesi olmad›¤›na iflaret etti. ‹leri hücre biyolojisiaraflt›rmalar›na ivme kazand›rmak üzere altyap›güçlendirilmesini, araflt›rmac› de¤iflimini, dünya lideribilim insanlar› ile etkileflim olanaklar›n›n artt›r›lmas›n›,seminer ve beyin f›rt›nas› toplant›lar› arac›l›¤› ile

G

Yaz›: Duygu KAMBURÜN‹VERS‹TEDEN

Üniversitemizin baflar›lar›na bir yenisidaha eklendi. Bo¤aziçi ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Bölümüakademisyenlerinden oluflan ekipMBG-BRIDGE adl› projeleriyleAvrupa Birli¤i’nden 1,1 milyon Avrode¤erinde hibe almaya hak kazand›.Bu büyük baflar› ile ilgili olarak projekoordinatörü Yrd. Doç. StefanFuss’tan bilgi ald›k.

MBG-BRIDGE

20 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

1,1 milyon Avro de¤erindekibilim köprüsü

Page 23: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 21

uluslararas› bilgi paylafl›m›n›, ortakaraflt›rma a¤›n›n geniflletilmesiniiçeren bir kapasite artt›r›m› etkinli¤iolarak tan›mlanabilece¤ini belirtti.Bölümün Avrupa araflt›rma alan›naentegrasyonuna ivme kazand›rmakve bir mükemmeliyet merkeziolarak görünürlü¤ününsa¤lanmas›n›n amaçland›¤›n›vurgulad›.

Peki MBG-BRIDGE ne demekti?Proje, ad›n› öncelikli alanlar olarakbelirlenen Beyin Araflt›rmalar›,‹mmünoloji (Ba¤›fl›kl›k Bilimi) veHastal›k Geneti¤i’nink›salt›lmas›ndan almaktayd›.Fuss yapt›klar› ve yapacaklar›araflt›rmalara yönelik flöyle birörnek verdi: “MBG, kal›tsalhastal›klarda belirleyici olangenlerin ve bu genlerde sa¤l›ksorunlar›na yol açande¤iflikliklerin tan›mlanmas›ndaTürkiye’nin önde gelenmerkezlerinden biridir. ‹lerleyenzamanlarda araflt›rmalar›m›z›n,gen ifllevlerinin tan›mlanmas›,do¤al biyolojik süreçlerdekonumlar›n›n belirlenmesi ve genifllev bozukluklar› ile klinikbulgular aras›ndaki ba¤›n hücreve organizma düzeyindeirdelenmesi yönündegüçlenmesini istiyoruz. Bu sebepleprojenin finanse edece¤ietkinliklerin büyük bir k›sm›sa¤l›kl› ve hastal›kl› dönemlerdegenlerin nas›l iflledi¤ini anlamayaodakl› model sistemler, yenideneysel yaklafl›mlargelifltirilmesine yönelik olacak.”

Bu alanlara yönelik araflt›rmalarokulumuz MBG bölümübünyesinde uzun y›llard›rsürmekte olsa da alanlar›nda liderbilim insanlar› ile daha aktif biretkileflime girmek vearaflt›rmalar›n›n uluslararas›platformda görünürlü¤ünüartt›rmak proje ekibinin öncelikliamac› olmufl. Bu ba¤lamda proje,Almanya’dan The German CancerResearch Center-Heidelberg, TheMax-Planck Institute forBiochemistry-Münih, Belçika’dan

The Flamish Institute forBiotechnology ve ‹ngiltere’denThe Babraham Institute-Cambridge gibi sayg›n araflt›rmamerkezleriyle yap›lacak ortakçal›flmalar arac›l›¤›yla MBGbölümünün tüm ö¤retim üyesi,araflt›rmac› ve ö¤rencilerininAvrupa’n›n en önde gelenaraflt›rma kurum ve ekipleriyleolan entegrasyonunusa¤lamlaflt›racak. Önümüzdeki 3y›l boyunca okulumuzdanAvrupa’n›n çeflitli araflt›rmamerkezlerine gönderilecek olanbilim insanlar› bulunduklar› yerdearaflt›rma yaparken, bu araflt›rmamerkezlerinden gelecek yabanc›bilim insanlar› da okulumuzdaa¤›rlanacak. Amaç, bir nevide¤iflim program› ile bilimdünyas›ndaki bilgi al›flveriflineivme kazand›r›p son geliflmelerifarkl› aç›lardan takip edebilmek.

Bu de¤iflim program›n›n bir yönüde altyap› gelifltirilmesi ile koflutolarak ileri teknolojik yaklafl›mlar›nuygulamaya geçirilmesi olacak.Dolay›s›yla yeni cihazlar›n al›nmas›ve altyap›n›n yenidenyap›land›r›lmas› da bu projeninbir parças›.

Dr. Fuss’un özellikle üstündedurdu¤u nokta ise sadece altyap›yat›r›mlar›n›n yeterli olmad›¤›yd›.Bu anlamda, bu yat›r›mlar› verimlive etkili bir biçimde kullanabilmekiçin fevkalade yetkin 4 yeniaraflt›rmac›n›n MBG bölümünekazand›r›lmas›n›n da projeninönemli bileflenlerinden biri olarakgörüldü¤ünü söyledi: “Alan›n›zdaen iyiler aras›nda kalmak,konumumuzu korumak için ço¤uzaman yaln›zca bilimselmakaleler okumak yeterli olmuyor.‹flte projemiz bize alan›nda öndegelen bilim insanlar›n› seminervermek üzere bölümümüze davetetmeyi sa¤layacak.”

Bu seminerler sadece MBGbölümü üyelerine yönelik de¤il,ülkedeki tüm ilgilenenaraflt›rmac›lar› da içeren etkinliklerolacak. Stefan Fuss bununla ilgiliolarak flunlar› söyledi: “Proje,Türkiye’deki araflt›rmac›lar ile

Dr. Fuss’un koordinatörlü¤ündeki proje MBG bölümünün tüm üyelerinin kat›l›m›ile gerçeklefltirilmektedir. Ancak 5 kifliden oluflan yürütme kurulu ile birlikte 8 ö¤retimüyesi etkinliklerin hayata geçirilmesinde biraz daha kapsaml› sorumluluk almaktad›r.

Esra Battalo¤lu

Nesrin Özören

Stefan Fuss

Arzu Çelik

Kuyafl Bu¤ra

Page 24: bogazici dergi subat'10

22 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Avrupa bilim insanlar› aras›ndaentelektüel köprüler kurulmas›nayard›mc› olacak platformlarsa¤layacak. Örne¤in BRIDGE’›belirleyen tematik alanlar› konuedinen ‘Istanbul: Ideas andInitiatives’ ad›yla de¤erli biliminsanlar›n› bir araya getirecek üçayr› çal›fltay düzenlemeyiöngörüyoruz.”

“Projenin öncelikle bilimdünyas›na sonra da Bo¤aziçiÜniversitesi’ne katk›lar› neyönde olacak?” diyesordu¤umuzda ise oldukça umutverici bir cevap al›yoruz Fuss’tan:“Daha önce Türkiye’den yaln›zca4 REGPOT (Regional Potential)projesi hibe almaya hak kazand›,yeni olarak da 2 proje var vebunlardan biri MBG-BRIDGE.Projemizin öneminin bu flekildekabul görmüfl olmas› bizi çokgururland›rd›. Üstelik FP7-REGPOT (7th FrameworkProgramme REGPOT) taraf›ndanbu denli yüksek bir hibe almak birnevi projenin üstündeki kalitekontrol etiketi, baflka bir deyiflleprojenin vaat ettiklerininuluslararas› seviyede onaylanmas›demek”. Oluflturulacak

sürdürülebilir iletiflim a¤›yla,bölümün araflt›rma yönelim vestratejilerinin gelifltirilmesi ve bilimalan›nda Avrupa’da daha etkin yeral›nmas› amaçlanmaktad›r.

Proje kapsam›nda okulumuzdayap›lacak olan MBG bölümündekialtyap› de¤ifliklikleri ö¤rencileriüst düzey teknolojiye daha dayaklaflt›racak elbette. Dr. Fuss,baflta okulumuz MBG bölümüö¤rencileri olmak üzereTürkiye’deki ö¤rencilerin MBGalan›nda büyük bir potansiyelesahip oldu¤unu ve projeninsa¤layaca¤› etkilefliminpotansiyellerini gelifltirmeleri içinçok önemli bir araç olaca¤›n›vurgulad›. Lider bilim insanlar› ileilk elden etkileflime girebilmeolana¤›n›n ö¤rencilerin entelektüelbirikimlerine katk›s›na ve kariyerplanlar›n›n flekillenmesine etkisiniçok önemsediklerinin alt›n› çizdi.

Ne yaz›k ki, büyük birbaflar›ya imza atan projeninhaz›rlanma ve baflvurus›ras›nda yaflad›¤› baz›zorluklar da vard›.Projenin haz›rlanmas› s›ras›ndatemas ettikleri tüm Avrupal›meslekdafllar›ndan çok yap›c›destekler almalar›na ra¤men projeekibi, özellikle bilim dünyas›n›noldukça yabanc› oldu¤ubürokratik ifllemlerin kat›l›¤›ndanve hiçbir esnekli¤e izinverilmemesinden ötürü zorluklaryaflam›fl. Bürokratik konulardakibu s›k› tavr›n bilimin devingenyap›s›na oldukça ters olmas› iflleri

daha da yorucu hale getirmifl.Ancak Dr. Fuss, bu süreçteöncelikle Avrupa’daki biliminsanlar›ndan, daha sonra daba¤lant›da olduklar› Brüksel’dekiAvrupa Araflt›rma Kurulu ofisindendestek ald›klar›n› ve süreci buba¤lamda daha rahat geçirdikleriniekledi. Dr. Fuss bu y›l Avrupaçap›nda yap›lan 312 REGPOTbaflvurusu aras›ndan s›y›r›larakdesteklenen 14 proje aras›nda yerald›klar› için mutlu olduklar›n›,bu flans› en iyi flekildede¤erlendirmek için çal›flacaklar›n›ifade etti.

Resmi olarak 1 Aral›k 2009’dayürürlü¤e giren projeninbundan sonraki aflamas›ndane olacakt›?Projeye kat›lacak yeni adaylarlagörüflmekte olan ekip,önümüzdeki günlerde kapsaml›bir organizasyonla projeyitan›tmay› ve yeni destekler almay›hedefliyor. Stefan Fuss ekibi ad›na,Rektörümüz Prof. Dr. KadriÖzçald›ran’a ve yard›mc› rektörProf. Dr. Gülay Barbaroso¤lu’nabüyük desteklerinden ötürüteflekkür edip, 2010’un yazdönemine kadar okuldaki bilimselaltyap› yat›r›mlar›n›ntamamlanaca¤› müjdesini verdi.Projenin bilim dünyas›na yeni birsoluk getirece¤i ve etkileflimiartt›raca¤› aflikar. MBG-BRIDGE’inbilim insanlar› aras›nda kuraca¤›köprünün, öncelikle bilim dünyas›,sonra da okulumuz aç›s›ndanvesile olaca¤› yeni baflar› öykülerinimerakla bekliyoruz.

Prof. Dr. Kuyafl Bu¤ra:“Projenin çok önemsedi¤imiz bir altbafll›¤› ‘Bilimin ToplumdaYayg›nlaflt›r›lmas› Etkinlikleri’. Ö¤retim üyelerimiz bas›n yay›norganlar›nda yeni geliflmeleri aktarmak üzere yer ala gelmifltir,bunlar›n say› ve kapsam›n› artt›rmak üzere çabalar›m›z olacak.Belediyeler ile iflbirli¤i içinde hayata geçirilmek üzere ‘bilgi günleri’üzerinde çal›fl›lmaktad›r. DNA yap›s› ve kal›t›m, evrim olgusu,kanser oluflum mekanizmalar›/moleküler biyolojinin potansiyeltedavi önerileri konular›n tart›fl›lmas› ilk akla gelen konulardan.Bildi¤iniz gibi bilimle pek bar›fl›k bir toplum de¤iliz, bu bafll›kçerçevesinde bunun de¤iflmesinde katk› yapabilmeyi umuyoruz.”

Dr. Fuss: “Proje, Türkiye’dekiaraflt›rmac›lar ile Avrupa biliminsanlar› aras›nda entelektüelköprüler kurulmas›na yard›mc›

olacak platformlar sa¤layacak.”

Page 25: bogazici dergi subat'10
Page 26: bogazici dergi subat'10

sl›nda her fley 12 May›s2009 tarihinde, BÜ 1981Mühendislik Fakültesimezunu bir grubun

BÜMED’de bir araya geldi¤i birokul yeme¤inde, ülkenin e¤itimkonusundaki temel sorunlar›ylailgili konuflurken, BÜ mezunlar›n›nbu ülkenin en iyi imkânlar›ndanyararlanarak ulaflt›klar› deneyim,ekonomik güç ve kültürel birikimlebu sorunlardan en az›ndanbaz›lar›na çözüm bulabilecekleridüflüncesi ile bafllad›. Herkes çokhevesli oldu¤u için fikirler hemenprojeye dönüfltürüldü.

2 Haziran 2009 tarihinde dört1981 Bo¤aziçi mezunu; TijenÖnöz Mergen, Füsun Ça¤larYurtman, Leyla GençerTekbulut ve Fatma Emil Aytaç,e¤itimde öncelikli bir il oldu¤unudüflündükleri A¤r›’ya gittiler. A¤r›Milli E¤itim Müdürü ile birlikteokula en çok ihtiyac› olanDedemaksut, Güvendik ve O¤lakl›köylerini ziyaret ettiler. Üç köyünde kesinlikle okula ihtiyac› vard›.Bu yüzden ilk olarak hangi köyeokul yap›lmas› gerekti¤ine kararverirken köydeki ö¤renci say›s›,

köylünün projeyi sahiplenme flekli,isteklili¤i, e¤itim kadrosu, imamve muhtar ile iflbirli¤i yapabilmegibi faktörleri göz önündebulundurdular. Sonunda yaklafl›k100 ö¤rencinin oldu¤u ve tümk›zlar›n okula gönderildi¤i O¤lakl›köyünü seçmeye karar verdiler.Daha önce köydeki ö¤rencilerinküçücük bir s›n›f› vard› ve sa¤l›koca¤›n›n minik bir odas› 4. ve 5.s›n›flar için kullan›l›yordu.Gruptakiler, keflif gezisi sonucuedindikleri izlenimlerini di¤ermezunlarla paylaflt›lar. Bu aradagönüllülerin okul yap›m›nakatk›lar› “tu¤la” olarak adland›r›ld›.Ard›ndan bölgede daha önce okulve yurt yap›m›nda çal›flanflirketlerden de fikir al›narakmaliyet hesaplamas› yap›ld› vetahmin edilen maliyet 1.000’erTL’lik “tu¤la”lara bölündü.8 Haziran’da yap›lan toplant›dailk somut ad›m at›ld›. Önceliklenas›l bir okul yapt›r›laca¤›na kararverildi. Di¤er BÜ mezunlar› ilehaberleflilirken “bir tu¤la da senkoy” diyerek kifliler dayan›flmayaça¤›r›ld›. Projeyi bafllatan grup ves›n›f arkadafllar› ilk 21 tu¤la karfl›l›¤›paray› bir araya getirdiler.

A

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’09BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

Ço¤unlu¤unu Bo¤aziçi Üniversitesi1981 y›l› mezunlar›n›n oluflturdu¤u 110kifliyi temsilen bir grup Bo¤aziçili 2009-2010 ö¤renim y›l›n›n ilk günlerindeA¤r›’n›n O¤lakl› köyündeydi, çünküart›k orada tabelas›nda 1. Bo¤aziçi‹lkö¤retim Okulu yazan p›r›l p›r›l birokul var. ‹flte 1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retimOkulu’nun hikayesi...

1. Bo¤aziçi ‹lkö¤retimOkulu

24 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

1981 mezunu bir grupBo¤aziçili’nin A¤r›’ya hediyesi

Page 27: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 25

Okulun 35 ö¤renci kapasiteli 3derslikten oluflan, bay ve bayantuvaletleri bina içinde ve 4 masal›minik bir bilgisayar odas› olan tekkatl› bir okul olarak tasarlanmas›düflünüldü. Okulun ad›n›n iseO¤lakl› Köyü 1. Bo¤aziçi‹lkö¤retim Okulu olmas›na kararverildi. Yap›lan protokol gere¤ibu isim de¤ifltirilemeyecek. Kararaflamas›n›n ard›ndan, yine BÜ 1981Elektrik Mühendisli¤i mezunuYaflar Özkul 6 Temmuz’dayöreye giderek önce Van ilindekimüteahhit aday› ile sözleflmeyi vesonra da A¤r› ‹l Milli E¤itimMüdürü ile ba¤›fl protokolünüimzalad›. Ayr›ca yetkililer ile yertespitini yapt› ve yerelmalzemeciler ile görüflüp inflaat›n15 Temmuz 2009 tarihindebafllamas› için gereken ad›mlar›atm›fl oldu. Yaflar Özkulprotokolden bafllayarak tüm inflaatsüresince müteahhit ve köydekiyetkililerle irtibat halinde inflaat›ngidiflat›n› kontrol etti, k›s›tl›kayna¤›m›z›n en verimli flekildekullan›labilmesi için en uygunmalzeme ve inflaat seçimleriniyapt›.

‹nflaat›n bafllad›¤› 23 Temmuz’da91 tu¤laya ulafl›lm›flt›. ‹nflaatçal›flmalar› 2,5 ayda tamamland›ve birçok Bo¤aziçili sayesindeizolasyon, çat› kaplama,elektrik/tesisat malzemeleri,boyalar, seramikler, masalar,koltuklar, sandalyeler ve 4bilgisayar köye ayni yard›m olarakgönderildi.

Köyün üç ö¤retmeni ve imam› daproje ekibinin en heyecanl› üyeleriolarak kollar› s›vad›lar.Ö¤retmenler 1 Eylül’de köyedönünceye kadar köyün imam›Ramiz Güner proje ekibininköydeki gözü ve kula¤› oldu.Projeyi gönülden benimseyenGüner gönderilen malzemelerindo¤ru yerlere ulaflmas›n› sa¤lad›,köylülerin ve ildeki yetkililerinprojeye deste¤i için temel at›langünden itibaren çabalad› veprojenin her aflamas›n› kendi

makinesi ile foto¤raflad›.Ö¤retmenler geldi¤inde onlar dakollar› s›vay›p iflin içerisine girdiler,ba¤›fllar› ö¤rencilere da¤›tt›lar, ‹lMilli E¤itim ile iliflkileri yönettiler,mobilyay› tam zaman›nda getirtipyerlefltirdiler ve ö¤rencileri toplay›ponlarla beraber okulun inflaatsonras› temizli¤ini yapt›lar.

Ö¤rencilerin di¤er ihtiyaçlar›konusunda ilave ba¤›fllarla tümö¤renciler için k›rtasiyemalzemeleri, montlar, botlar, içindekitap bulunan s›rt çantalar›, diflf›rças› ve difl macunu gibimalzemelerden oluflan paketlerhaz›rland› ve O¤lakl›’ya gönderildi.Ayr›ca, çok say›da az kullan›lm›flgiysiler ve kütüphanedekullan›lmak üzere kitaplar iletildi.Okulun bir duvar›na yap›m›nakatk›da bulunan 110 mezununisminin yaz›l› oldu¤u bir plaket veBÜMED taraf›ndan hediye edilenBo¤aziçi Üniversitesi’nin birfoto¤raf› as›ld›. Baz› mezunlar anneve babalar›n›n isimlerini yazd›rmay›tercih ettiler. Ayr›ca aram›zdanerken ayr›lan Bo¤aziçililerinisimleri de bundan sonra 1.Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu’nunduvarlar›nda yaflayacak.

Okulun aç›l›fl›na A¤r› Valisi’nin degelece¤i duyulunca 25-26 Eylültarihlerinde köyü ana yolaba¤layan 10 kilometrelik yolgeniflletilip düzeltildi, okulunçevresi ve okul tören alan›n›n arazidüzenlemesi yap›ld›, her yersüslendi. 26 Eylül, saat 14:30olarak programlanan aç›l›fl içinö¤renciler yeni bot ve montlar›n›,imam ve ö¤retmenler ütülü tak›melbise ve kravatlar›n› giyipbeklemeye bafllad›lar. Aç›l›flagelebilen 22 BÜ mezunu, A¤r›Valisi, Vali Yard›mc›s›, A¤r› ve ‹lçeBelediye Baflkanlar›, Milli E¤itimMüdürü, ‹l Jandarma Komutan›,O¤lakl› ve çevre köy halk›n›nkat›l›m›, ödüllü A¤r› folklorekibinin gösterileri ile çok güzelve duygusal bir okul aç›l›fl› izlendi.Kurdele kesildikten sonra s›ralardayerlerini alan ö¤rencilerle sohbetler

‹nflaat çal›flmalar› 2,5 ayda tamamland›ve birçok Bo¤aziçili sayesinde

izolasyon, çat› kaplama, elektrik/tesisat malzemeleri, boyalar,

seramikler, masalar, koltuklar,sandalyeler ve 4 bilgisayar köye ayni

yard›m olarak gönderildi.

O¤lakl›köyündey›k›lanokulbinas›

1. Bo¤aziçi‹lkö¤retimOkulu yap›maflamas›nda

Page 28: bogazici dergi subat'10

26 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

edildi; onlardan e¤itimlerini sonunakadar devam ettireceklerine ve enaz birkaç›n›n Bo¤aziçiÜniversitesi’nde okuyacaklar›nadair sözler al›nd›. Aç›l›flta köy halk›aralar›nda toplad›klar› para ilehaz›rlad›klar› yeme¤i ikram ettilerve teflekkürlerini sundular. Buvesile ile O¤lakl› köyü Bo¤aziçiÜniversitesi’ni, Bo¤aziçililer deO¤lakl›’y› tan›m›fl oldu.

A¤r› Valisi Mehmet Çetin’inkonuflmas› da projenin öneminivurgulad›:“Alada¤lar›n ete¤inde, 2 binkilometre uzaktan A¤r›’ya sevgi,duyarl›l›k ve destek elini uzatm›flolan, ülkemizin do¤usu ile bat›s›aras›nda gönül köprüsü kurandostlar›ma teflekkür ediyorum.O¤lakl›’da annelerin veö¤rencilerin yüzleri gülüyor.‹stanbul’dan, ülkenin en do¤usuolan A¤r›’n›n bir köyünde okulyapma duyarl›l›¤›n›, hassasiyetiniyüreklerinde hisseden ve gere¤iolarak defalarca buraya gelen,fedakârl›k yapan Bo¤aziçimezunlar›na can› gönüldenteflekkür ediyorum. Sizler‹stanbul’dan buraya sayg›y›,sevgiyi ve gönül köprüsünüuzatt›n›z. Uzatt›¤›n›z bu elkarfl›l›ks›z kalmayacak. Tüm köyhalk›, Anadolu insan›n›n sevgisi,fedakârl›¤› ve coflkusuyla sizibekliyor. ‹nan›yorum ki bizimçocuklar›m›z da bu okulunyap›m›na katk› yapanlar› mahcupetmeyecek, içlerinden birkaç›ülkemizin bu güzideüniversitesinin ö¤rencisiolacakt›r.”

Aç›l›fl töreninden dönen grupprojeye katk›da bulunanarkadafllar›yla duygular›n› fluflekilde paylaflt›:“Bir hayalle bafllad›k, onlarcaçocu¤un gerçe¤i olduk. Ayd›nl›k,tertemiz güzel bir okuluarkam›zda b›rakt›k, evimizedöndük. Galiba tam da buradaiflimiz yeni bafll›yor... Çünkügördük ki bizim hayallerimizbaflkalar›n›n gerçe¤i...”

Amaçlar›n›n tek bir okul ilekalmamak oldu¤unu belirten vebu giriflimin Bo¤aziçi mezunlar›aras›nda, hatta belki de di¤erüniversiteler taraf›ndansürdürülmesi konusunda öncüolmak için at›lm›fl bir ad›moldu¤unu söyleyen grup, köydekiçocuklar›n ve velilerin gönderdiklerimektuplar›n onlar›duyguland›rmaya devam etti¤inisöylüyor. Deneyimlerini ve projeaflamas›nda edindikleri bilgileridi¤er Bo¤aziçililerle paylaflman›npratik yollar›n› ararken att›klar›ad›m›n gerçekten de di¤er mezunlariçin bir anlamda yol açt›¤›n›gördüler. 11 Aral›k 2009 Cumagünü Bo¤aziçi Üniversitesi 1995y›l› mezunlar›ndan Osman Kuran,Güvendik köyü 2. Bo¤aziçi‹lkö¤retim Okulu için, A¤r› Valili¤iile protokolü imzalad›. Bu flekilde2. okul süreci de bafllat›lm›fl oldu.

Bo¤aziçi camias› ad›na bu giriflimibafllatan ve gerçekleflmesine destekveren tüm mezunlar›m›z› tebrikediyoruz ve daha birçok Bo¤aziçi‹lkokulu’nun hayata geçmesinidiliyoruz.

A¤r› Valisi Mehmet Çetin:“‹stanbul’dan, ülkenin en do¤usu olan

A¤r›’n›n bir köyünde okul yapmaduyarl›l›¤›n›, hassasiyetini yüreklerindehisseden ve gere¤i olarak defalarca

buraya gelen, fedakârl›k yapanBo¤aziçi mezunlar›na can› gönülden

teflekkür ediyorum.”

Page 29: bogazici dergi subat'10

Bu projede yer almak size neifade ediyor? Mezunlar›m›za“gönüllülük” ile ilgili nesöylemek istersiniz?Leyla Gençer Tekbulut: Küçücükkatk›lar›n bir araya getirilmesi ileonlarca çocu¤un, onlarca ailenin,A¤r›’n›n k›fllar› flehir merkezi ileba¤› kopan bir da¤ köyününumudu olabiliyorsunuz. Üç gençö¤retmenin, bir genç imam›nörne¤i oluyorsunuz. Bu onlarakatk› sa¤lad›¤› kadar sizi dezenginlefltiriyor. Bir hay›rseverinsadece paras› ile yapabilece¤i birifli, 110 kifli paylaflarak, iflinduygusunu kat be katart›r›yorsunuz. O 110 kiflininakl›nda bir yenisini daha yapmakiçin istek kal›yor, nitekimhakl›l›¤›m›z ’95 mezunlar›n›n ikinciokulun protokolünü imzalamas›ile görüldü. Umar›z di¤er dönemlerde bir araya gelerek kendidönemleri ad›na okullar›n›yapt›r›rlar.

Fatma Emil Aytaç: Okulu yapt›r›parkam›z› dönüp gitmedik. Bu köyart›k bizim köyümüz, o ö¤rencilerbizim çocuklar›m›z oldu. Okuluda köyü de takip ediyoruz.Çocuklar bize mektup yaz›yor,ö¤retmenler ihtiyaçlar› söylüyorve bizler de buradan çözümlergelifltiriyoruz, elimiz hep oradaolacak, onlar için projelerimizdevam edecek.

Bu projeye bafllarken sizi ençok ne teflvik etti?L.G.T.: Yaklafl›k 30 y›l önce ayn›s›ralarda oturmufl s›n›farkadafllar›n›n sadece e¤lenmek,sosyal bir ortam› paylaflmakd›fl›nda bir sorumluluk projesiçevresinde buluflmak istedik.

F.E.A.: Bo¤aziçili olarak üstündead›m›z› koyabilece¤imiz ve bundangurur duyaca¤›m›z bir ifl, bir eseryapmak için kafa yorduk ve okulyapt›rmaya karar verdik.

L.G.T.: Hem birbirimizi aradangeçen zaman sonunda yenidentan›m›fl olduk, hem aram›zdanerken ayr›lan arkadafllar›m›z› and›khem de faydal› bir eser ç›kartt›kortaya. Bu her birimizi teflvik edenbir unsurdu. Tabii ki, gidip ihtiyaçsahipleri ile bire bir konufluponlar›n bir sorunlar›n›çözebilece¤imizi görmek kimi olsateflvik ederdi.

Bafllarken bu kadar k›sa süredebir okul hayatageçirebilece¤inizi düflünmüflmüydünüz? Ne tür zorluklar vekolayl›klarla karfl›laflt›n›z?L.G.T.:: Bafllarken okulu 2,5 aydabitirece¤imize, O¤lakl› Köyüçocuklar›n›n bu ö¤retim y›l›ndayeni okullar›nda, yeni s›ralar›ndabafllayaca¤›na hepimizinan›yorduk. Galiba bu biraz daBo¤aziçi Üniversitesi’nin bizlerekazand›rd›¤› bir özellik. Bizi ençok sevindiren, bizim bafllatt›¤›m›zbir projeye hiç tan›mad›¤›m›zkiflilerin bile inanarak destekolmalar›. Destek olanlar›n en çokbe¤endikleri ise tüm projesürecinde destekleyenlerin hergeliflmeden internet ortam›ndahaberdar edilmeleri. Herkesyaz›flmalar sayesinde gün günhatta bazen saat saat oradayap›lanlardan haberdar oldu.Yaflar Özkul’un detayl› inflaatraporlar›, A¤r›’dan gelen inflaatfoto¤raflar›n› an›nda grup ilepaylaflmalar› herkes taraf›ndançok olumlu karfl›land›.

F.E.A.: Öyle büyük birmotivasyon ile ilerledik ki, buher fleyi kolay hale getirdi. Yazdönemi olmas›na ra¤men epeysay›da durum de¤erlendirmetoplant›s› yapt›k, kat›labilenlerkat›ld›. Kimse benim iflim de¤ildemeden her konuda elindengelenin fazlas›n› yapt›. Tabii buçal›flma biçimi ola¤anüstü birsinerji oluflturdu.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 27

Proje ekibinden Fatma Emil Aytaç ve Leyla Gençer Tekbulut projenin hayatageçifl aflamas› ile ilgili merak etti¤imiz konulardaki sorular›m›z› yan›tlad›lar:

‹fl bölümü:

• Tijen Önöz Mergen, Fatma Emil Aytaç,

Füsun Ça¤lar Yurtman, Leyla Gençer

Tekbulut’tan oluflan ekip A¤r›’da ihtiyaç

sahibi üç köyü gezerek okul yap›lacak köyü

tespit etti.

• ‹nflaat projesi Tijen Önöz Mergen taraf›ndan

temin edildi.

• Protokol imzas› ve müteahhit seçimi A¤r›’da

Yaflar Özkul taraf›ndan yap›ld›. Yaflar Özkul

birçok inflaat malzemesinin BÜ mezunlar›n›n

ba¤›fllar› ile temin edilmesini sa¤lad›.

• Sedat Y›lmazer grubun internet ortam›nda

buluflmas›n›, destekçilerin haberleflmelerini

organize etti.

• Kaynak bulmak için herkes kendi s›n›f,

dönem arkadafllar›ndan bafllayarak önce

BÜ’lü sonra di¤er dostlar›na projeyi anlatt›.

• Fatma Emil Aytaç projenin duyurulmas›

için etkili sunumlar› haz›rlad›.

Okulun bir duvar›nayap›m›na katk›dabulunan 110 mezununisminin yaz›l› oldu¤ubir plaket ve BÜMEDtaraf›ndan hediyeedilen Bo¤aziçiÜniversitesi’nin birfoto¤raf› as›ld›.

Page 30: bogazici dergi subat'10

openhag neden bu kadar önemliydi?Kopenhag Zirvesi, Birleflmifl Milletler ‹klimDe¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin 15. TaraflarKonferans›’yd›. 15 y›ld›r düzenli olarak her

Aral›k ay›nda sözleflmeye taraf olan ülkeler, gözlemcilerve di¤er paydafllar bir araya gelirler. Bugün, birkaç ülkehariç neredeyse tüm Dünya ülkeleri bu anlaflmayataraft›r. Taraflar Konferans›, Sözleflme çerçevesindekien üst karar organ›d›r. Her y›l toplanarak Sözleflme’ninuygulanmas›n› de¤erlendirir, Sözleflme kurallar›n› dahaileriye tafl›yacak kararlar al›r ve önemli yeniyükümlülüklere yönelik görüflmeleri yürütür. 2009y›l›nda 15. Taraflar Konferans› Kopenhag’da yap›ld›.Zirvede Kyoto Protokolü’nün 2012 sonras› dönemitart›fl›lacakt›. Bu neden önemli? Çünkü KyotoProtokolü’nün yükümlülük dönemi bitiyor. Yani taraflaryeniden müzakere masas›na oturup alacaklar› farkl›yükümlülükleri tart›flacaklar. K›sacas›, yeni bir iklimrejiminin oluflturuldu¤u temel mekan buras›. AncakKopenhag’› farkl› k›lan siyasilerin beklenenin üstündekiyo¤un ilgisi oldu. Neredeyse 130 ülkenin DevletBaflkanlar› ordayd›. Nereye baksan›z bir Baflkangörüyordunuz. Bunun nedeni de flu; iklim de¤iflikli¤iilk ç›k›fl noktas› olan çevre sorunu olmaktan art›k çokfarkl› bir konuma gelerek siyasi ve ekonomik bir konuhalini ald›. Bu sürecin sonuçlar› siyaseti ve ekonomiyietkileyece¤i için devletler daha farkl› yaklaflmak zorunda.Bu konferanslarda al›nacak her karar devletlerinekonomisini do¤rudan etkileyecek. Siyasi iradenin oradaolmas› sayesinde daha net sonuçlar al›nmas›bekleniyordu. Ne yaz›k ki istenen sonuç ç›kmad› veüzerinde tart›fl›lan müzakere metinlerinde uzlaflmasa¤lanamad›. Odak noktas› biraz de¤iflti. Ama zirveninbu hale gelmesi kamuoyu ilgisini de çok artt›rd›.

Sivil toplum örgütleri toplant›lara al›nmad› vesokakta çok büyük gösteriler yap›ld›. STK’lar buzirvede d›flland›lar m›?Taraflar konferans› her sene 2 hafta boyunca yap›l›r.‹lk hafta daha teknik konular konuflulur, ikinci haftadaha siyasi geçer. Kopenhag’da ikinci hafta bafllad›¤›ndad›flar›da izdihamlar yaflanmaya bafllad›. ‹nan›lmaz büyükbir ilgi vard›. ‹nsanlar saatlerce kuyrukta beklemekzorunda kald›lar içeriye girebilmek için. Organizasyonçok kötüydü ve beklenenden fazla baflvuru oluncayetersiz kald›. 40 bin kiflinin akredite oldu¤u söyleniyor.Kat›l›m bu kadar yüksek olunca ne yapt›lar, sivil toplum

KKopenhag’da yap›lan çevre zirvesi Aral›k ay›ndadünya gündemindeydi. 15 y›ld›r yap›lan toplant›larilk defa bu kadar devlet baflkan›n› bir arayatoplay›nca ve y›llard›r bu konu için çal›flan siviltoplum kurulufllar› d›flar›da kal›nca çok büyükprotestolar yafland›. Müzakereleri takip edebilmiflflansl› kiflilerden Dr. Sibel Sezer Eralp ’00 ileKopenhag’›n önemini, bol tart›flmal› geçenmüzakereleri ve iklim de¤iflikli¤i sorununundünyaya nas›l yön vermeye bafllad›¤›n› konufltuk.

28 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: P›nar TÜREN PATTERSON ’93S‹V‹L TOPLUM

Kopenhag Zirvesi’nin ard›ndan...

Page 31: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 29

kurulufllar›na çok s›n›rl› girifl izniverdiler. Bu zirvelere kat›lanlar üçkategoriye ayr›l›r. Birinci kategoritaraflard›r. Müzakereleri yapmaktansorumlu olan devlet yetkilileri bugrupta yer al›r. ‹kinci kategorihükümetler aras› kurulufllar (inter-govermental organizations),gözlemci kategorisinde yer al›rlar,mesela biz REC olarak bukategoriden girifl yapt›k. Üçüncükategori sivil toplum kurulufllar›kategorisidir, bu kategoriye sadeceçevre ile ilgili STK’lar de¤il birçokkurum giriyor mesela tüm yerelyönetimler, büyük holdingyetkilileri, düflünce kurulufllar› yanidevlet ve hükümetler aras›organizasyonlar haricinde kalanher kurum bu kategoriye giriyor.Kopenhag’da organizasyonunyetersizli¤i nedeniyle bu kategoriyegirifl s›n›r› getirildi. Oraya kadargelmifl, resmi kayd›n› yapt›rm›flbinlerce kifli d›flar›da kald›. Bunlar›naras›nda son derece etkin gruplarda vard›. Sivil toplumun d›flar›dakalmas›n›n bir nedeni buorganizasyon s›k›nt›lar› vekapasitenin üstündeki baflvuruydu.Ama bir di¤er nedeni de zirveninsiyasi boyutuydu. Müzakereler okadar büyük bir stres alt›ndailerliyordu ki daha fazla müdahaleistenmedi ve birçok müzakerekapal› kap›lar ard›ndan devam etti.Bu yüzden de d›flar›da 80 bin kiflilikyürüyüfller oldu... Asl›nda BirleflmiflMilletler kat›l›mc› ve fleffaf birsisteme sahip olmakla övünür amabu zirvede bu çizginin biraz d›fl›ndakal›nd›. Bu yüzden de çok elefltirial›nd›. Buna çok planl› bir d›flar›datutma tavr› diyemem ama sorunlanas›l bafl edeceklerini bilemedilerve iyi yönetemediler.

‹çeri girebilen flansl›az›nl›ktans›n›z, siyasi de¤ilsiniz,ba¤›ms›z bir organizasyonsunuzama hükümetle organik ba¤›n›zvar. ‹çeriden izlenimleriniz neleroldu?‹klim de¤iflikli¤i sözleflmesi 1992y›l›nda Rio Konferans› s›ras›ndaimzaya aç›ld› ve Türkiye zenginülkelerin bulundu¤u eklere dâhil

edildi. Sözleflmenin temeli 2 Ektir:Ek1 ve Ek2, bir de ek d›fl› kalanülkeler vard›r. Bütün geliflmekteolan ülkeler ek d›fl›ndad›r. Türkiyehem Ek1’e hem Ek2’ye dâhil edildi.Özellikle Ek2 tam anlam›ylakalk›nm›fl ve bu sürece maddidestek sa¤lamay› kabul edenülkeler çünkü tarihi sorumlulu¤uçok yüksek olan ülkelerdir. SüreçTürkiye için çok talihli bir flekildebafllamad›. Kararlar çok karmafl›ksüreçlerde veriliyor, bildi¤imizkadar›yla Türkiye OECD ülkesioldu¤u için bu karar verildi. Meselao zamanlar Meksika ve GüneyKore OECD ülkesi olmad›klar› içinEk D›fl› kald›lar. Ek1 ülkeleri iseçok ciddi tarihi sorumluluklar› olanyani y›llard›r atmosfere çok yüksekoranda karbon sal›m› yapanülkeler. Bunlar yine kalk›nm›flülkeler yani endüstrileflmifl ülkeler,Orta ve Do¤u Avrupa’daki ülkelerve Türkiye’dir. Türkiye’yebak›yorsunuz o y›llarda karbonsal›m› o kadar düflük ki, OECD veAB olmak üzere pek çokortalaman›n alt›nda. Dolay›s›ylabiz 2004 y›l›na kadar eklerdenç›kma müzakereleri yapt›k.Sonunda 2004 y›l›nda Ek2’denç›kmay› baflard›k ve Sözleflme’yetaraf olduk ama Ek1’de kald›k.Ek1’de kalmak ciddi bir

yükümlülü¤ü kabul ediyoruzanlam›na gelebilir. 2004 y›l›ndaTürkiye ad›na müzakereleri yapanheyet çok baflar›l› bir heyetti banagöre. Türkiye’ye özel koflullarkoydurdu. “Ek1 ülkesindeyiz amadi¤er Ek1 ülkelerinden farkl›koflullarda olaca¤›z” görüflünükabul ettirdik. Böylece di¤er Ek1ülkeleri kadar a¤›r yükümlülükleralmam›z haks›zl›k olur mesaj›verdik. Bugün Çin ve HindistanEk1 d›fl› ülkeler. Ama tarihisorumlulu¤u çok yok Çin’in, bunada dikkat etmek gerek.

Tarihi sorumlulu¤u olan ülkelerile ilgili bilgi verir misiniz?Tarihi sorumlulu¤u olan ülkelerendüstrileflmifl, son 100 y›lda çokciddi atmosfer emisyonu yapm›flülkeler. Onlar çok ciddi bir

Kopenhag’da ikinci hafta bafllad›¤›ndad›flar›da izdihamlar yaflanmaya

bafllad›. ‹nan›lmaz büyük bir ilgi vard›.‹nsanlar saatlerce kuyrukta beklemekzorunda kald›lar içeriye girebilmekiçin. Organizasyon çok kötüydü vebeklenenden fazla baflvuru olunca

yetersiz kald›.

Page 32: bogazici dergi subat'10

30 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

kalk›nma dönemi yaflad›lar ve budönemde sanayileflirken tabi çokciddi bir emisyon oran›na nedenoldular. Dolay›s›yla tarihisorumlulu¤u olan ülkeler bugünekadar zaten çok yo¤un orandaatmosfere sal›m yap›p bu sorunubafl›m›za açan ülkeler. Ancak, tarihisorumlulu¤u nispeten az olmas›nakarfl›n bugün son derece karbonyo¤un bir ekonomiye sahip olanülkerin hiç mi sorumlulu¤u

olmamal›? Çin art›k ABD gibi sonderece yüksek karbon emisyonunasahip, neden yasal yükümlülükalmas›n? Bugünkü tart›flmalar›ntemelinde de bu yat›yor.Geliflmekte olan ülkeler “siz yar›myüzy›ld›r sanayileflme f›rsat›buldunuz, atmosferi de rezilettiniz bu iklim de¤iflikli¤ine nedenoldunuz, flimdi bizimkalk›nmam›z gerekiyor.Dolay›s›yla siz hem daha ciddi

oranda yükümlülük almal›s›n›zhem de bize finansal desteksa¤lamal›s›n›z” diyor.‹nsano¤lunun yaratt›¤› iklimde¤iflikli¤i çok ciddi oranda h›zlagelifliyor ve iklimler de¤ifliyor. Bukonuda bilimin hiçbir tereddüdüyok. Bilimin tart›flt›¤› konu kaç y›lsonra ne olacak gibi detaylarasl›nda. ‹klim de¤iflikli¤i gerçe¤ivar ve harekete geçmezsek geçkalm›fl olaca¤›z.

Kopenhag’a gitmeden önce birazdaha olumlu bak›yorduk bir kararal›n›r diye. Bu karar neden önemliçünkü 2012’de Kyoto’nunyükümlülükleri bitecek. Peki 2012döneminden sonra nas›l birprotokol flekillenecek yani nas›lbir iklim rejimi flekillenecek? Baz›ülkelerin taahhütleri çok net.Mesela Avrupa Birli¤i “AB olarak%20 emisyonlar›m› azaltmayükümlülü¤ümü duyurdum. Amae¤er di¤er ülkeler de ciddiyükümlülük alt›na girerlerse ben%30 indirim yapar›m” diyor.Mesela Venezüella, Brezilya,Meksika ve Güney Kore konuyuçok ciddiye alan ülkeler aras›nda.G77 içinde 130 ülke var. Çin vegeliflmekte olan ülkeler çok büyükve güçlü bir grup. Bu senesözcüleri Sudan’d› mesela. Çokmükemmel müzakere yapt›lar.Ada ülkeleri de bir birlik.Dolay›s›yla Türkiye biraz yaln›zkal›yor. Türkiye de gruplaroluflturdu, ama çok güçlü bir grupolmad›.

Kopenhag Zirvesi’nde sonuçBizler, yani iklim de¤iflikli¤ikonular›nda y›llard›r çal›flan, iklimde¤ifliklili¤inin bir sorun oldu¤unainanan ve art›k yükümlülükal›nmas›, baz› fedakârl›klar yap›lmas›gerekti¤ini düflünen ve bunungetirece¤i etkileri de görenlersonuçtan hiç memnun de¤iliz. Bizegöre art›k düflük karbonekonomisine geçifl kazan-kazandurumu (win-win situation). Birçokistihdam olana¤› yaratacak yeni birekonomik sektör geliflecek veekonomik stratejiler buna göreflekillendirilmeli diye düflünüyorum.Kopenhag’da net bir sonuç al›nmad›ama herkes zaman kazand›. Kararal›nmamas› Türkiye aç›s›ndanavantajl› oldu, çünkü Türkiye henüzpozisyonunu belirlemedezorlan›yor.

KilitlenmeABD ve Çin kilit ülkeler. Bu ikisiaras›nda çok büyük tart›flmalaroldu. Bunun olumlu taraf› ikitaraf›n çok ciddi olarak karfl›l›kl›konuflmaya bafllamas›. ABD’niniste¤i Kyoto d›fl›nda baflka birprotokolün geliflmesi. ABD gibibaz› kalk›nm›fl ülkeler Çin’in yasalyükümlülük almas›n› istiyorlar. Çinde “ben yükümlülük alaca¤›mama yasal olmayacak” diyor. ABDKyoto Protokolü’ne taraf de¤il veçok güçlü bir ülke. Hem çok ciddibir tarihi sorumlulu¤u var hem deçok yüksek sal›m oranlar›na sahipve farkl› seçeneklerle ç›k›yormasaya. Asl›nda ABD “KopenhagAccord”un ç›kmas›nda çok önemli

bir rol oynad›, çünkü zamankazand›lar. Ancak, 2010 y›l›ndaçok ciddi müzakereler yap›lacak.

Çin kilit ülkeABD Çin’e “sen bugün en yükseksal›m oranlar›na sahip ülkesin,sen de benim kadar yükümlülükalmal›s›n” diyor. Çin de “benimtarihi bir yükümlülü¤üm yok, kiflibafl› sal›m oranlar›m ciddi orandadaha düflük, sen tarihiyükümlü¤ünü üstüne almakzorundas›n” diyor.

Çin inan›n çok ciddi bir ad›matacak bu konuda. Çin’i iyi tan›yanuzmanlar›n söyledi¤ine göre Çinflu an haz›rl›k yap›yor. Düflükkarbon ekonomisine geçmekkonusunda çok ciddi ad›mlarat›yor. Kopenhag’da Çin “ben bukonuda dünya liderli¤inehaz›rlan›yorum” mesaj› verdi diyedüflünüyorum. Mesela “Afrikaülkelerine düflük karbonekonomisine geçebilmeleri için 10milyon dolar destek veriyorum”dedi. Dolay›s›yla Çin çok kilit biroyuncu bu konuda.

ABD d›flar›da kalamazABD’de eyaletler düzeyinde önemliçal›flmalar yap›l›yor. Temizteknolojiye, enerji verimlili¤ine,

Müzakerelerden izlenimler

Kopenhag‹klim De¤iflikli¤iKonferans›s›ras›nda tarihisorumlulu¤uolan ülkeliderlerinin nekonufltu¤unumerak etmemekmümkün de¤il.

Page 33: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 31

düflük karbon ekonomisine çokciddi yat›r›m yap›l›yor. Ama sonundaABD e¤er ayak uydurmazsa -di¤erülkelerde inan›lmaz bir hareketlilikvar düflük karbon ekonomisinegeçifl için- çok geç kalm›fl olacak.Güney Kore mesela çok büyükyat›r›mlar yapt›lar enerji verimlili¤ine,“green job” diye bir sektör var, çevrekonular›nda çal›flmak üzere birçokuzman yetifltiriyorlar. Brezilya devletbaflkan› konuflmas›nda “bizkalk›nm›fl ülkelerden sadakaistemiyoruz, biz desorumlulu¤umuzu almaya haz›r›z.Ben Brezilya olarak çok ciddi birpara koyuyorum bu ifle, sektörelyat›r›mlar yap›yorum ama tabii kisiz de tarihi sorumlulu¤u olanülkeler olarak bize destek olursan›zdaha h›zl› ilerler bu süreç” diyor.Chavez etkileyici bir konuflma yapt›ve “art›k yeter, bu salonda birhayalet dolafl›yor, kapitalizminhayaleti bu, ama biz bu hayaletiyok edece¤iz ve iklim de¤iflikli¤ikonusunu ciddiye alaca¤›z. Çünküsizin yapm›fl oldu¤unuzsanayileflmenin etkilerini bizgeliflmekte olan ülkeler yafl›yoruz”dedi. Ada ülkeleri “biz yok oluyoruzart›k harekete geçin” mesaj›n› çok

güçlü bir flekilde verdi. Dolay›s›ylaABD art›k bu iflin d›fl›nda kalamaz,bunu hissediyorsunuz. Çin diyor ki“sen bir fley yapmazsan ben zatenbir fley yapaca¤›m ama seninkurallar›na göre de¤il, kendikurallar›ma göre oynayaca¤›m”.

Kopenhag AccordZirve sonunda “Kopenhag Accord”denilen bir belge ç›kt›. Son gündemüzakereler kilitlendi ama bütünbüyük devlet baflkanlar› oradaykensüreç baflar›s›z oldu diyipb›rakamazlard›. Kopenhag Accordözde zaman kazand›rd› taraflara. Baz›mali yükümlülükler, malidesteklerden de söz ediliyor. Geliflmiflülkeler geliflmekte olan ülkelere paradeste¤inde bulunacaklar. Bu malidestekler düflük karbon ekonomisinegeçiflte destek olarak görülüyor kionlar da kalk›nabilsinler. Art›kbiliyoruz ki Dünya “business as usual”modeliyle devam edemez.

Türkiye ne yapmal›?Türkiye iklim de¤iflikli¤inden çoketkilenecek bir ülke. Tarihisorumlulu¤u çok az olan bir ülkeama bugüne bakt›¤›m›zdaTürkiye’nin sal›m oranlar›ndaki

art›fl›n en yüksek oldu¤u ülkelerdenbiri oldu¤unu vurgulamakistiyorum. Enerji yo¤un bir ülkeolarak biliniyoruz. Yenilenebilirenerji kaynaklar›m›z› da pekkullanm›yoruz ama Türkiye’de çokpotansiyel var özellikle enerjiverimlili¤inde. Dünyada enerjiverimlili¤i konusunda yap›lm›fl çokçal›flma var. Zannedildi¤i gibi çokbüyük yat›r›mlar gerekmeyebilir.Elimizdeki teknolojinin %70’iylebile çok ciddi de¤ifliklikleryapabiliriz. Yani asl›nda teknolojide var, yönetim modelleri de varama yap›sal de¤ifliklikler yap›p buteknolojiyi do¤ru flekildekullanmam›z gerekiyor ki daha azenerji yo¤un olal›m, düflük karbonekonomisine geçiflte daha baflar›l›olal›m. Türkiye sektörselincelemeleri çok iyi yapmal›.Konuyla ilgili ulusal eylem plan›m›zhaz›rlanmal›. Türkiye nas›l birtaahhüt alt›na girebilece¤ini iyiincelemeli ve buna göre birpozisyon belirlemeli. Devletingörevi çok çok önemli ve çok zorasl›nda; çünkü hakikatten haketmedi¤imiz bir durumday›z flu an;ama kendi avantaj›m›za daçevirmemiz gerekiyor.

Dr. Sibel SEZER ERALPBölgesel Çevre Merkezi (REC)Türkiye ve Karadeniz Bölgesi Direktörü

Columbia Üniversitesi’nden ald›¤› ekonomilisans›ndan sonra Bilkent Üniversitesi’ndeMBA program›n› tamamlam›flt›r. BöylelikleBo¤aziçi Üniversitesi Çevre BilimleriEnstitüsü’nde doktora çal›flmas›na bafllam›flve çevre finansman› konusunda tezinitamamlam›flt›r. Son 18 y›ld›r temelde BirleflmiflMilletler sisteminde olmak üzere uluslararas›kurulufllarda sürdürülebilir kalk›nma, çevrepolitikalar› ve yönetimi konular›nda çal›flmalaryürütmüfltür. Bölgesel Çevre Merkezi (REC)ile çal›flmaya bafllamadan önce, GEFKaradeniz Çevre Program› ve BirleflmiflMilletler Kalk›nma Program› ile ÇevreBakanl›¤›’n›n ortak bir projesi olan UlusalÇevre ve Kalk›nma Program›’n› yürütmüfltür.Haziran 2004 tarihinden itibaren REC’inTürkiye ve Karadeniz Bölgesi Direktörlü¤ügörevini üstlenmifltir.

REC

REC (Bölgesel Çevre Merkezi) 17 ülkedeofisi bulunan ve merkezi Macaristan’daolan uluslarar› bir kurulufltur. REC fiart’›n›29 ülke ve AB imzalam›flt›r. REC Türkiyeiçin sürdürülebilir kalk›nma, iklimde¤iflikli¤i, Avrupa Birli¤i ÇevreMüktesebat›na uyum konular› temelçal›flma alanlar› aras›ndad›r. Ancak çevrekorumay› ilgilendiren pek çok konuylailgili projeler de yürütmektedir. Kapasitegelifltirme, etki analizleri ve yerel çevreeylem planlar› gibi uygulamal› konularayo¤unlaflt›rm›flt›r. Kamu, sivil toplumkurulufllar› ve özel sektöre yönelik farkl›e¤itimler ve seminerler düzenlemenind›fl›nda, çeflitli yay›nlarla tüm paydafllar›nfaydalanabilece¤i çal›flmalar yapmaktad›r.Bo¤aziçi Üniversitesi Yaflamboyu E¤itimMerkezi ile ortak olarak bu y›l üçüncüsüyap›lacak olan, Kurumsal SürdürülebilirlikSertifika program› düzenlemektedir.

Page 34: bogazici dergi subat'10

BÜ’nün 13 y›ld›r aral›ks›z devam edenklasik müzik konserleri 24 fiubat 2010akflam› yeni dönemine bafll›yor. Budönemde Albert Long Hall sahnesinidoldurup tafl›racak senfonik topluluklarkonuk edilecek. Hatta öylesine tafl›racakki, senfonik konserlerden birisi okulundaha genifl olanaklara sahip GarantiKültür Merkezi’nde yer alacak. Gerçekbir senfonik flölen yaflanacak.

Alexander Rudin yönetimindekiMoskova Musica Viva toplulu¤u aç›l›flkonserinde, Rudin solistli¤indekiC.P.E.Bach’›n Çello Konçertosu’nunyan›s›ra Pergolesi’nin La Serva Padronaadl› operas›n› sunacak. Bas, MoskovaNovaya Operas›’ndan MaximKuzmin-Karavaev, soprano ise BolfloyTiyatrosu genç solistlerinden VeneraGimadieva. Akbank Oda Orkestras›,Cem Mansur’un yönetiminde Yalç›nTura’n›n da bir yap›t›n› içeren filimmüzikleri sunacak. ‹stanbul DevletOperas› ve ‹stanbul Devlet SenfoniOrkestras› da Bo¤aziçi konserlerininkonu¤u bu dönem. Son y›llardaad›ndan çok sözettirten 17 yafl›ndakidahi Amerikal› besteci-piyanist KitArmstrong, Beethoven’in 3.konçertosuyla ‹DSO’nun solisti olacak.fief Naci Özgüç’ün yönetece¤i konserdeBeethoven’in 5. senfonisi de yer alacakve bu konser Garanti KültürMerkezi’nde yap›lacak. IDOB ise RossiniMenüsü adl› prodüksüyonuyla AlbertLong Hall’de yer alacak.

Avusturya’n›n tarihi toplulu¤uCamerata Salzburg’un oda müzi¤ikadrosuyla kat›laca¤› konser 31 Mart’ta.Müzik tarihinin klasiklerinden seçilmiflprograma piyanist Gülsin Onay,Mozart’›n Jeunhomme konçertosuylasolist oluyor. Bir baflka oda müzi¤itoplulu¤u da Belçika’n›n ödülkazanm›fl sanatç›lar›ndan oluflanCamerata Enkabara. 7 Nisan’dakikonserde Hande Özyürek (keman) veFedele Antonicelli (piyano)solistli¤inde Mendelssohn’un keman-piyano konçertosu seslendirilecek. Ünlü‹srailli piyanist Itamar Golan, kemanc›Atilla Aldemir ve çellist Ça¤ Erça¤ ile24 Mart’ta romantik triolar çalacaklar.‹ki ünlü piyanistimiz, MuhiddinDürrüo¤lu ve Emre Elivar, 12Nisan’da Chopin ve Schumann y›l›n›selamlad›klar› gibi Mozart’›n KV.521Sonat› ve Schubert’in Fantezisi gibidört el piyano edebiyat›n›n en gözdeiki yap›t›n› sunacaklar. 14 Nisan’daBo¤aziçi Üniversitesi Uluslararas›Korolar fienli¤i ba¤lam›nda bir dinletivar. Ve 7 May›s’ta geleneksel gençyetenekler konseri yer alacak.

Ö¤retim üyeleri, ö¤renciler, mezunlarve ‹stanbullu müzikseverler taraf›ndanizlenen Bo¤aziçi konserleri bu y›lAkbank’›n ana sponsorlu¤unda,THY ve Ulusoy’un destekleriylegerçekleflmekte. Konserler 24 fiubat-5 May›s aras›nda her Çarflamba AlbertLong Hall’de saat 19.30’da bafll›yor.Bilgi için: 0212-359 66 48

KLAS‹K MÜZ‹K KONSERLER‹Yaz›: Evin ‹LYASO⁄LU - www.evinilyasoglu.com

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİALBERT LONG HALL KONSERLERİ

2010 İLKBAHAR

Boğaziçi’nde Senfonik Şölen

32 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 35: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 33

24 fiubat - MUSICA VIVA VE B‹R OPERA

Musica Viva- AlexanderRudin(artistikdirektör, flef vesolo çello) +Venera Gimadieva(soprano),

Maxim Kuzmin-Karavaev (bas)Konçerto grosso Re Majör, op. 6/5C.Ph.E.Bach Çello Konçertosu La Majör(Rudin) / ARAPergolesi: La Serva Padrona Operas›.

3 Mart - F‹LM MÜZ‹KLER‹N‹N TILSIMI

Akbank Oda Orkestras› -Cem Mansur (flef)Yalç›n Tura - Yayl› Sazlar için AdagioT. Takemitsu - 3 Film Müzi¤iW. Walton - V. Henry Filminden 2 ParçaE. Grieg - “Peer Gynt”ten 2 ParçaN. Rota - Yayl› Sazlar için Senfoni

10 Mart - ROSSINI MENÜSÜ

‹stanbul Devlet Operas› SolistleriMurat Kodall› (Sanat Yönetmeni ve piyano), Do¤an Çelik(Sahneye koyan), Çimen Somuncuo¤lu (Kostüm), DefneAr›kan ve Burçak Savaflkurt (Metin)

17 Mart - B‹R DAH‹ VE B‹R SENFON‹

Kit Armstrong (piyano) ve‹DSO, Naci Özgüç (flef)Beethoven Senfoni no.5ARABeethoven Piyano Konçertosu No.3D‹KKAT: Bu konser Kuzey Kampüs’te,Garanti Kültür Merkezi’ndedir.

24 Mart - ROMANT‹K ÜÇLÜLER

Itamar Golan (piyano),Atilla Aldemir (keman) veÇa¤ Erça¤ (çello)Glasunov: “Elegie” viyolave piyano için

Faure: “Elegie”viyolonsel vepiyano içinSmetana:Piyano TrioARAÇaykovski:Piyano Trio

2010 İLKBAHAR PROGRAMI

31 Mart - KLAS‹ZM‹N DE⁄‹fiMEZ TINISI

Camerata Salzburg + Gülsin OnayMozart: Divertimento KV205J.G.Müthel: ‹ki fagot için konçertoARAW.A.MozartPiyano

Konçertosu KV271 -JeunhommeHaydn: Senfoni No. 49La Passione”.

7 Nisan - DON K‹fiOT’UN DÜfiLER‹NDE

CamerataEnkabara / HenryRaudales (flef)Hande Özyürek(keman),Fedele Antonicelli(piyano)Telemann:Don Kiflot Süiti

Mendelssohn: Keman - PiyanoKonçertosu

14 Nisan - KOROLARIN GÖRKEM‹

Bo¤aziçi Üniversitesi Korolar Festivali KonseriAlbert Long Hall konserleriyle BÜMK’nün ortak projesi olarakyerli ve yabanc› birkaç koronun kat›laca¤› görkemli dinleti.

21 Nisan - CHOPIN VE SCHUMANN’I SELAMLIYORUZ

Muhiddin Dürrüo¤lu veEmre Elivar (solo ve duo piyano)Chopin: Barcarolle, Fa diyezmajör, Op. 60 (M. Dürrüo¤lu)Chopin: Nocturne, Do diyezminör, Op. posthume (E. Elivar)Chopin: Etude, Do diyez minör,

Op. 10 No.4 (E. Elivar)Mozart: Dört El PiyanoSonat›,Do majör, KV 521ARASchumann: AbeggVaryasyonlar›, Op. 1(E. Elivar)Schumann: Papillons, Op.2 (M. Dürrüo¤lu)Schubert: Dört El için Fantezi, Fa minör, D 940

5 May›s - HAR‹KA GENÇL‹K

Ece Bozkurt (piyano), Merve Ablay (flüt), SeyithanKarabacak (kontrbas), Alican Süner (keman) ve KemalCem Y›lmaz (piyano).

Venera Gimadieva

Kuzmin-Karavaev

Cem

Man

sur

Kit Armstrong

Atilla Aldemir

Itamar Golan Ça¤

Erç

Gülsin Onay

Camerata Salzburg

Han

de

Özy

ürek

Fedele Antonicelli

Muhiddin Dürrüo¤lu

Emre Elivar

Musica Viva

Page 36: bogazici dergi subat'10

BÜMED’DENYaz›: Zeynep Nil SUNER ’09Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

Siz hikayenizi nas›l yazm›flt›n›z?

ek amac›m bir tiyatro oyuncusuolmakt›. Gözlerimi her kapad›¤›mdabunu düfllerdim. 6 yafl›mdan itibaren12 sene boyunca bu bir gün bile

de¤iflmedi. Sonra gözümü açt›¤›mda bir k›z,sahnede bir kürsüde, konuflmas›n› flu sözlerlebitiriyordu: “...Ben kendi Bo¤aziçi hikayemiböyle yazd›m, siz de sizinkini istedi¤inizgibi yazabilirsiniz. Buras› size her türlüimkan› sunacakt›r. Unutmay›n kendiBo¤aziçi’nizi kendiniz yarat›rs›n›z, umar›msiz de en az benim kadar mutlu ayr›l›rs›n›z”.

Bu sözler 2003 y›l› okul birincisine ait. Bugünne ismini ne de sözlerin orijinalinihat›rl›yorum. Mezuniyet gününde KadriBey’in konuflmas›n› dinleyene dek, bu sözleride hat›rlam›yordum.

Bo¤aziçi’ne geldi¤imde, o günlerde akl›m›nucuna gelmeyecek fleylerle karfl› karfl›yayd›m.Bo¤aziçi’ne gelmek konservatuar s›nav›n›geçemeyinceye kadar akl›mdan geçmiyordubile. Konservatuar s›nav›ndan bir hafta öncebabam› kaybedebilece¤im de öyle...Tek çocuktum ve daha önce ailemden uzakyaflamam hiç gerekmemiflti.Bo¤aziçi’nde ilk y›l›m›n flantiye halinde birkampüste geçece¤i, 7 senedir e¤itimini

ald›¤›m ‹ngilizce’nin hiç bilmedi¤im flekildekarfl›ma ç›kaca¤› ve annemle ‹stanbul’atafl›nmam›za ra¤men yurtta kalmam›ngerekece¤i de hiç akl›ma gelmemiflti.

O günlerin üzerinden 6 y›l geçti.Bugün hala akl›m›n ucundan geçmeyenfleyler yafl›yorum.Cazdan foto¤rafç›l›¤a merak etti¤im ne varsahepsini denedim.Hayattaki en yak›n arkadafllar›m› Kilyos’tabulmuflum, bunu seneler sonra anlad›m.‹lk param› kazanaca¤›m iflim olan dergicili¤i‹flletme Kulübü’nde ö¤rendim.Asl›nda istedi¤imin bir oyuncu olmak de¤il,bir müzikal yapmak oldu¤unu oarkadafllar›m›n biri sayesinde MüzikKulübü’nde ö¤rendim.

Kendi Bo¤aziçi hikayemi yazabilece¤imi hiçdüflünmemifltim, yazabildi¤imi hiç farketmemifltim. Bunu yapmay› fark›nda olmadanbir mezunun konuflmas›n›n soncümlelerinden ö¤renmiflim. Bir de oturupbir kahve içebilseydik, kim bilir belki deçok daha az yaln›z geçecekti ilk zamanlar›m,yakalad›¤›m kadar kaç›rd›¤›m f›rsatlarolmayacakt›.

O yüzden bunun de¤erini en iyibilenlerdenim.

*****BÜMED çat›s› alt›nda hayata geçirilen birproje BUmanzara. Mezunlarla Kilyos’taki‹stanbul d›fl›ndan Bo¤aziçi’ne gelmiflö¤rencileri bir araya getiren, yaln›zl›¤›nyaratt›¤› dü¤ümü çözen bir platform. Amac›net, basit ve çok önemli. Bu ö¤rencilerinokula ve ‹stanbul’a adaptasyonunu sa¤lamak.‹htiyaç an›nda duyabilecekleri bir seslebuluflturmak. On mezunla bafllayan bu projeiki y›lda büyüdü, yüzlerce ö¤renciye destekoldu. Geldi¤imiz yolun teyidini yapmak içinakl›m›zdakileri bir de ö¤rencilerimize soral›mdedik. Elif Taflk›n (‹ngilizce Ö¤retmenli¤i,1. S›n›f) ve Burç Çeken (BilgisayarÖ¤retmenli¤i, 1. S›n›f) ile görüfltük.

TBUmanzara gönüllügrubu Bo¤aziçiÜniversitesi’nde ilky›llar›n› KilyosKampüste geçirenö¤rencilere yard›mc›olmak, onlar› üniversitehayat›na ve ‹stanbul’aal›flt›rmak için bir arayageldi. Hem yüzlerceö¤rencinin hayat›ndahem de KilyosKampüste birçokolumlu katk›s› olanBUmanzara’y› bir deö¤rencilerden dinlemekistedik. GençBUMA’lardan ZeynepNil Suner ’09 kendisiniBUmanzaraya götürenhikayesi ileBUmanzara’n›nhayatlar›na dokundu¤uö¤rencilerin hikayesinibizlerle paylaflt›.

34 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 37: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 35

Bumanzara’yla nas›l tan›flt›n›z?Elif: “Hofl geldin Partisi”nde tan›flt›m.BUmanzara’n›n Kilyos’ta bir etkinli¤ivard› tan›flmak için, oraya gitmifltim.Burç: Ben BÜMED’deki oryantasyonpartisinde tan›flt›m. Arkadafllar ça¤›rd›,sözlük da¤›t›yorlar dediler, ben de sözlükalmaya gittim. (gülüflmeler).

Baflvuru formunu doldururken nebekliyordun sonra ne buldun?Elif: Asl›nda formu doldururkenaranaca¤›m› düflünmüyordum. Öylesinearkadafllar›mla e¤lence olsun diyedoldurmufltuk. Bana dönüfl olmaz diyedüflünmüfltüm, ama sonra çok flafl›rd›m.Ö¤rencilerle bu kadar ilgilenilece¤inidüflünmemifltim aç›kças›.Burç: ‹lk tan›flt›¤›m›zda bize Kilyos’ageleceklerini söylemifllerdi. O zamandaha iyi tan›fl›r›z demifllerdi. Geldiler de.Orada dertlerimizi anlatmaya bafllad›k.D›flar›da, ayaküstü dondular bizidinlerken. Dertlerimizi paylaflabilmekçok rahatlatt›.

BUManzara’ya baflvuran baflkaarkadafllar›n var m›yd›?Elif: Evet, vard›. Bir arkadafl›m da halagörüflüyor mesela. Baz› arkadafllar› daaramam›fllard›. San›r›m onlar arand›¤›ndaulafl›lmad›. Dönemedikleri için üzülmüflonlar da. “Bu kadar iyi olduklar›n›bilmiyordum, bilsem ben de tan›fl›rd›m”demifllerdi. Baz›lar› da hatta “halaolabiliyor mu gidip tan›flsak bizim deBUMA’m›z olsa” diye soruyorlar.

Bir BUMA’n›z›n olmas› hayat›n›zdane de¤ifltirdi?Elif: Benim BUMA’m Sabahat(Baflerdem) ablayd›. Onunla her fleyipaylaflt›k. Bazen bir arkadafl gibi bazenbir abla gibi bana çok yard›mc› oldu.‹stanbul’u tan›mamda çok yard›mc› oldu.Büyüdü¤ümü, kendime güvenmemgerekti¤ini çeflitli yollarla ifade etti. Onunpaylaflt›klar›, bilgisi bana çok fley katt›.

Kendimi gelifltirmemde çok büyük biravantajd›.Burç: Benim BUMA’m Ozan (Tatar)abiydi. Kafeye gittik oturduk sohbet ettikdertlefltik. Galatasaray maç›na gittik. ‹lkdefa statta izledim bir Süper Lig maç›n›.Ama bu arada ben Befliktafll›y›m! Amae¤lendik baya¤›. BUmanzara pek çoksosyal etkinlikler düzenliyordu. NasuhMahruki geldi mesela, 4-5 tane böylesöylefli yap›ld›. Onlara kat›ld›m. Onlarda çok yararl›yd›, farkl› bak›fl aç›lar›edinmemizi sa¤lad›lar.

Kilyos’taki en temel s›k›nt›lar neydi?Burç: Ulafl›m ve uyku en önemlisorunlard›. Ulafl›m uykumu etkiliyordu.Sabah 6’da kalk›yorum hala karanl›k.Yatarken karanl›k, kalkarken karanl›k.Ben bir kere otobüsü kaç›rd›¤›m içinmahsur kalm›flt›m.

BUmanzara’n›n yaratt›¤› fark ne oldu?Burç: ‹stanbul’a d›flar›dan gelenö¤renciler buray›, üniversiteyi bilmiyor.BUmanzara sayesinde tan›d›¤›n bir insanoluyor. Senden yaflça büyük, daha olgun,bu okulda okumufl, belki ayn› bölümden(ayn› bölümden insanlarla efllefltiriyorlar)birisiyle önünde hangi seçenekler var,derslerde nelerde zorlanabilirsin, neyapman gerekiyor gibi birçok konudadertleflebiliyorsunuz.

Peki fiziki koflullarda herhangi birgeliflme oldu mu?Burç: Oldu. Dersleri Güney Kampüs’teolanlar için derse gidifl ve geliflte servisücretsiz yap›ld›. Di¤er ö¤renciler içinfiyat yine sabit kald› ama. Servis saatleriflimdi daha da s›klaflt›r›lm›fl. Ayr›cakantindeki, bizim alt kattaki ve sinemasalonundaki koltuklar de¤iflmifl. Müzikaletleri de¤iflmifl. Toplant›lar, etkinliklerharicinde BUmanzara bu konuda dayan›m›zdayd›. Bunun için herkes elindengeleni yapm›flt›r tabii okul da, BÜMEDde, BUmanzara da, hepsi ayn› sonuçta.

BUmanzara ad›na gelifltirilmesiniistedi¤iniz bir fley var m›?Elif: Bu haliyle de çok faydal›, ben çokmemnunum.Burç: BUMA’lar›n ve ö¤rencilerin topluolarak da buluflmas› gerek. Daha kalabal›ketkinlikler olabilir, bowling gibi mesela.

*****

Geçti¤imiz Temmuz’da mezunoldu¤umda ve BÜMED’e gitti¤imdeamac›m okul hayat›m›n ilk y›llar› boyuncahissetti¤im yaln›zl›¤› baflkalar› içingiderebilecek bir proje yaratmakt›. Dahaiyisiyle karfl›laflt›m. Me¤erse birileri bunuiki y›l öncesinden düflünmüfl ve hayatageçirmiflti bile. O an nas›l yapaca¤›m›düflünürken hem bunu bulmufl, hem deyaln›z olmad›¤›m› görmüfltüm. Üsteliksloganlar› da buydu: ‘Yaln›z De¤ilsin’

Diplomam› elime al›r almazBUmanzara’daki yerimi ald›m.Her gelen yeni nesille hayat›, keyfi,s›k›nt›y›, akl›m›za gelmeyen amabafl›m›za gelen ne varsa paylaflmak,tad›n› ç›karmak için. Siz de bizimlepaylaflmak isterseniz sizi bekliyorolaca¤›z. (www.bumanzara.com)

Burç Çeken

Elif Taflk›n

BU

ma

nz

ar

ag

ön

üll

üle

r iç

al ›fl

› yo

r. .

.

Page 38: bogazici dergi subat'10

ürkiye’nin yetifltirdi¤i ens›ra d›fl› sanatç›lardanbiridir Semiha Berksoy.Çok az insana nasip olan,

tabiatta nadir ç›kan dramatik birsese sahipti. Ressam olarak yetene¤iise tart›fl›lmazd›. K›z› tiyatrosanatç›s› Zeliha Berksoy’unöncülü¤ünde kurulan veçal›flmalar›na devam edenSemiha Berksoy Opera Vakf›hem sanat e¤itimleri veriyor hemde Semiha Berksoy’un farkl› ve çokrenkli dünyas›n› yaflatacak birMüze kurulmas› için çal›fl›yor.Zeliha Berksoy ile konuflmam›zaSemiha Berksoy Opera Vakf›’n›nkurulufl hikayesi ile bafllad›k.

Vakf›n oluflumu asl›nda 1995 y›l›nakadar dayan›yor. Onat Kutlar,Ferit Edgü gibi de¤erli sanatç›lar›nanneme karfl› çok hassasiyetlerivard›. Baflta resim koleksiyonuolmak üzere eserlerin mutlakakorunmas› gerekti¤inisöylüyorlard›. Bu düflüncelerleVak›f oluflturuldu. ‹lk kuruldu¤uzamanlarda annemin yurt d›fl›ndakisergileri, konserleri için birsekreterya gibi iflliyordu. Annemi2004 y›l›nda kaybettik. Annemhayattayken de önümüzdeki projebir müzenin oluflturulmas›yd›.Bütün eserler, ses bantlar›, arfliv,dokümanlarla birlikte gerçek birmüze oluflturmak hedefimiz oldu¤u

TTiyatro dünyam›z›n efsaneisimlerinden Zeliha Berksoy ileBÜMED’de vermeye bafllad›¤› tiyatrokursundan, Semiha Berksoy OperaVakf›’ndan, Türkiye’de sanathayat›ndan, Semiha Berksoysergisinden, Albert Long Hall’degerçeklefltirece¤i Jokond ile Si-Ya-Uoyunundan ve elbette annesi olan s›rad›fl› sanatç› Semiha Berksoy’dankonufltuk. Sanat›n hayat›m›za her gündaha fazla nüfuz edebilece¤i bir ortamdile¤imizle sohbeti sizlerlepaylafl›yoruz.

36 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: P›nar TÜREN PATTERSON ’93Foto: Sinan KESG‹N

KÜLTÜR-SANAT

Zeliha Berksoy ile sanatüzerine kurgulanm›fl bir sohbet

Page 39: bogazici dergi subat'10

için bir iktisadi kurulufl olduk.Buradaki tüm e¤itim ve sanatetkinlikleri Semiha BerksoyOpera Vakf› Müzesi’nin bir yankuruluflu olarak düflünüldü. Sahneinsanlar› olarak bizler burada e¤itimveririz, oyun icra ederiz, bunlar daMüze’nin yan kolu olur ve Müze’yekatk›s› olur diye bu proje olufltu.Yani Müze için kurulduk.

Semiha Berksoy Opera Vakf› içindehem çocuklara hem de yetiflkinlereyönelik sanat atölyeleri var.

Çocuklara yönelik çal›flmalara çoka¤›rl›k veriyoruz. Annem çocuklarabay›l›rd›, onlar›n yarat›c›l›klar› ileçok heyecan duyard›, onlarla çokgüzel fleyler yarat›rd›. Çocuklar›nsanat›n içinde büyümesi düflüncesiile hareket ediyoruz ki bu birRönesans düflüncesidir. Çocuk birgün boyunca mesela bale ile bafllar,oradan ç›k›p koro dinleyebilir,korodan ç›kar resme bakar, yarat›c›draman›n içine girer... 4 ile 14 yaflgrubu içinde bir e¤itim program›yap›yoruz. Bir gün içinde çocukiçindeki e¤ilime veya iste¤e göre birveya iki kursa, dilerse tüm kurslaragirebilir. E¤itime girmese bile dinleyiciolabilir. Çok özgür ve özgün bire¤itim program› sunuyoruz çocuklarave buna “Çocuk Sanat Akademisi”diyoruz.

BÜMED ile iflbirli¤i kapsam›ndaZeliha Berksoy BÜMED’de detiyatro dersleri veriyor. Büyük ilgigören kursa kat›lmak için oyuncuolmak zorunda de¤ilsiniz, ZelihaBerksoy ile çal›flma ayr›cal›¤›insanlara mutlaka çok fleykatacakt›r...

Tiyatro Stüdyosu derslerimiz 21 yaflsonras› yetiflkinler için her haftaCumartesi-Pazar günleri yap›l›yor.BÜMED ile birlikte yapt›¤›m›zprograma da çok güzel bir ilgi oldu.‹nsanlar›n hayat›n içinde kendileriniiyi tafl›yabilmeleri, birçok fleyi farketmeleri için, sanatsal bir tak›mkriterleri edinmek için, biraz dahafarkl› bak›fl aç›lar›na ulaflmak için,bir kiflisel geliflim program› olarak

görülebilir bu kurslar. Mesela Stüdyoderslerinde sanat›n farkl› dallar› dagündeme geliyor vekonuflabiliyoruz. Bilgilendiriyoruz,farkl› yerlere yönlendiriyoruz.Edebiyat, felsefe, sahneoyunculu¤unun yan› s›ra çokdo¤açlama yap›yoruz, do¤ru nefesalma tekniklerini ö¤retiyoruz.Normalde kimse do¤ru nefesalm›yor. Diyafram nefesi var, kar›nnefesi var, bunlar hakk›ndabilgilendiriyoruz. Sesin do¤rut›nlamas› için de ses egzersizleriyapt›r›yoruz. Tiyatro Stüdyosuprogram› içinde ses, nefes,do¤açlama, diksiyon ve oyunculukderslerini içeriyor. Ö¤renci profilimiztiyatro merakl›s›, tiyatroya hevesetmifl ama tiyatro e¤itimi almam›fl,yüksek e¤itimini farkl› branfllardaokumufl ama yine de tiyatroyudüflünen insanlardan olufluyor.Genelde 25-35 yafl aras› kariyeriolan insanlar. Hepsi yüksek e¤itimli,mühendisler, bankac›lar gibi çokfarkl› alanlardan ö¤rencilerimiz var.Ben de çok keyif al›yorum bukurslardan, biz tiyatrocu olarak hepsahnedeyiz, izleyici karfl›m›zda.Onlar›n izlenimlerini, elefltirilerini,neleri be¤endiklerini ö¤reniyorumve bundan çok hofllan›yorum.

100. yafl›nda Semiha Berksoy Yap›Kredi Kültür Sanat Vakf›taraf›ndan düzenlenecek büyükbir sergi ile an›lacak.

11 fiubat 2010’da çok büyük birSemiha Berksoy sergisi aç›l›yor.Yap› Kredi Kaz›m Taflkent veSermet Çifter sergi salonlar›ndagerçekleflecek. Ya¤l› boyalardanen güzel örnekler, çarflaf resimler,yan›nda video röportajlar› olacak.

Biliyorsunuz annem çok renkliröportajlar verirdi, Naz›mHikmet’ten fliirler okudu¤u,operalar söyledi¤i, farkl›kategorilerde videolar gösterilecek.Resim Heykel Müzesi’nde duranSemiha Berksoy Yatakodas›sergilenecek. Yan›nda kendi özeleflyalar›, küçük ajandalar›, bijular›,elbiseleri, kendi dikti¤i elbiseler,sahne elbiseleri, desenler, Naz›mHikmet ve Fikret Mualla’ya aitorijinal mektuplar sergilenecek.Çok büyük bir sergi olacak, bende çok heyecanlan›yorum.Annemin 100. Y›l› vesilesi ile busergi yap›l›yor.

Elbette bu sergi haberine çokseviniyoruz ama asl›ndagönüllerde yatan Semiha BerksoyMüzesi’nin en k›sa sürede hayatageçebilmesi. Zaten Semiha BerksoyOpera Vakf›’n›n da tüm çabalar›bunun için.

Annem bir opera sanatç›s›yd›,yurtd›fl›nda ve yurtiçinde çokbüyük bir opera sanatç›s› olarakyaflad› ve öldü. Vakf›n isminiasl›nda annem koydu. Ad›n› dakoydu, amblemini de çizdi. Çokda önem veriyordu vakfa. Tabiiki bir Müze’nin oluflmas›n›istiyoruz. Bizim vakf›m›z›n bunutek bafl›na kald›rmas› mümkün

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 37

Page 40: bogazici dergi subat'10

ÜMED’in 25. Y›l etkinlikleriçerçevesinde büyük birsanatç›y›, çok özel biroyunla seyretme imkan›na

kavuflaca¤›z. Bu s›ra d›fl› oyununhikayesini Zeliha Berksoy’dandinledik.

Jokond ile Si-Ya-U Naz›m’›n çokönemli ama pek el sürülmeyenbir eseri. 1929 yaz›yor. Si-Ya-UMoskova’dan ö¤renci arkadafl›.Naz›m, Si-Ya-U’nun Fransa’ya,oradan da fiangay’a gitti¤ini ve

orada öldürüldü¤ünü ö¤reniyor.Bu eserle asl›nda Hindiçin’deki‹ngiliz ve Frans›z sömürgecili¤inielefltiriyor. Eserin sonunda Jokondfiangay’da intihar ediyor. Naz›m’›nburada müthifl bir imajinasyondehas› var. Jokond’u Lovre’danal›yor, fiangay’a götürüyor ve bunuhikaye ediyor. Bu bir epik fliir.Ben bunu sahne üzerinde vizüelolarak oynuyorum. Arkadafl›Si-Ya-U, Paris’ten Moskova’yageldi¤inde Naz›m’a “Ben Jokond’ao kadar hayrand›m ki her haftaLouvre’a gider ona bakard›m,benim hayat›m›n en büyük aflk›Jokond” diyor. Arkadafl›öldürülünce Naz›m Jokondsimgesini kullan›yor. HikayedeJokond Paris’te bulunuyor, Si-Ya-U da Paris’te ö¤renci hareketlerinekat›l›yor. 1 May›s’ta onuyakal›yorlar ve ülkesine gerigönderiyorlar. Oysa komünistoldu¤u için fiangay’da ölüme

mahkum edilecek. Jokond bunuö¤renince çerçeveden atlay›pçat›ya ç›k›yor, oradan bir uça¤aatl›yor, K›z›ldeniz’de uçaktanatlay›p bir gemiye düflüyor, gemideyalvar›yor fiangay liman›na gitmekiçin, sonunda fiangay’a ulafl›yor,etrafta müthifl bir karmafla var,kaçarken Si-Ya-U’yu görüyor amacellatlar Si-Ya-U’nun kafas›n›kopar›yor ve kesik bafl› Jokond’unönüne düflüyor. Ondan sonraJokond Si-Ya-U’lafl›yor, da¤laraç›k›yor, militan oluyor veyakalan›yor. Frans›z mahkemesiJokond’u ölüme mahkum ediyorve yak›l›yor. Hakiki Jokondyak›ld›¤› için bugün Louvra’dakiJokond sahteymifl, öykü bu. Buvahflet karfl›s›nda Naz›m sanat›nne kadar bofl kald›¤›n› anlat›yor...Çok yüksek bir eser. 2 y›l önce‹stanbul Tiyatro Festivali’ndeoynad›m. fiimdi Bo¤aziçiÜniversitesi’nde oynayaca¤›m.

38 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

de¤il. Kültür Bakanl›¤›, Beyo¤luBelediyesi katk›lar›na ihtiyac›m›zvar. 2010 Kültür Baflkenti projesiolarak baflvurduk amaonaylanmad›. Beyo¤lu’nda bir binaalamad›lar. Koleksiyon dünyaçap›nda, efli emsali olmayacak birMüze olacak. Ben bunun içinu¤rafl›yorum, bu Vak›f, tüm bue¤itimler, ayakta durma çabalar›,benim flahsi katk›lar›m hepsi Müzekurabilmek için. Semiha geliflmiflbir ülkede do¤mufl olsayd› böylebir Müze daha hayattaykenyap›l›rd›. Ama Semiha’n›n k›ymetinihalk biliyor.

Karfl›mda çok büyük bir sanatç›oturuyor. Onun hem sahnedeharikalar yaratan oyunculu¤unahem de sahneye koydu¤uoyunlardaki ustal›¤›na hayran›m.Oysa flu anda karfl›mda bir k›zçocu¤u var. Çok büyük, çok s›rad›fl› bir sanatç›n›n k›z› var. Nas›lbir fleydi Semiha Berksoy’un k›z›olmak...

Üzüntülü bir fley. Çünkü siz k›z›olmuyorsunuz art›k, anne k›ziliflkisi bitiyor. Bir sanatç›n›ndavas›n› güden kifli oluyorsunuz.Ben kendim tiyatro sanatç›s›y›m,kendim bu kadar büyük eserlerdeoynad›m, kendi mesle¤im için bukadar büyük mücadele vermedim.Oynad›m, baflar› kazand›m, ödüllerald›m... Bunun için büyük birmücadele vermedim. Ama annemile buras› aras›nda bir uçurumvard›. Fakat o tamamen kendinimemleketine vermiflti. Asla yurtd›fl›nda yaflamay› kabul etmedi.Bugün bile Semiha’n›n eserleriDünyan›n en ünlü sanatmüzelerinde sergileniyor. Tate(Londra) Semiha’n›n sergisiniyapm›flt›, sonra bir eserini sat›nalmak istedi ve milyon poundönerdiler ama Semiha satmad›.“Hay›r, memleketimde kalacak”dedi ve kesinlikle satmad›. Bunlarçok farkl› bir kuflak. Asla flahside¤iller, kendisini de¤il ülkesiniyüceltmek için çal›fl›yorlard›.

Jokond Bo¤aziçi’ne geliyor...Zeliha Berksoy Naz›m Hikmet’inJokond ile Si-Ya-U adl› eserindenuyarlad›¤› tek kiflilik oyunu ile12 Mart 2010’da Albert Long Hall’deBo¤aziçililerle buluflacak. Oyundanelde edilecek gelirle Bo¤aziçiÜniversitesi ö¤rencilerinin e¤itiminekatk›da bulunulacak.

B

Page 41: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 39

Zeliha Berksoy ile konuflmak vetiyatronun ülkemizdekidurumuna de¤inmemek mümkünde¤il...

Tiyatro sanat› da opera sanat› daçok fazla korunmaya muhtaçsanatlar. Türkiye’de bu sanatlar›ndurumu “miserable”. 70 milyonnüfuslu bir ülkeyiz, birçok büyükflehrimiz var, en az›ndan dörtteüçünde ödenekli sahnelerimizolmal›yd›. Sanatç›lar aras›ndarotasyon sistemi olmal›yd›,tiyatrolar›n içinde kültür evleriolmal›yd›, e¤itim verecek flekildede hizmet etmesi laz›md›, hiçde¤ilse Türkiye genelinde 15 taneopera salonu olmal›yd›. Bir güzelsanatlar dal› ki bu kadar h›rpalan›r,bu kadar itelenir, ötelenir yine deseyircisi var. Bizim seyircimiz okadar ilginç bir seyircidir ki iyiolan› hemen anlar, hemenkokusunu al›r. ‹nan›n annemdünyadaki tüm seyirciden üstüngörürdü bizim seyircimizi. Banaflöyle derdi: “‹lk önce burada birfley olmaya bak, e¤er buradaolursan d›flar›da her yerdeolursun; burada bir fley olamazsand›flar›da hiçbir fley olmazs›n”. Sizbir fleyi do¤ru, kusursuz ve güzelyap›n seyirci mutlaka gelir. Bugünsokaktaki halk Semiha’y› tan›r.Annem hiçbir zaman popüler birfley yapmamas›na ra¤men Türkhalk› onu tan›r ve sever.

Yüzlerce ö¤renci yetifltirmifl ZelihaBerksoy sanat›n bir karfl› ç›kmaoldu¤unu, sorgulayan insanlaryetifltirmeye yard›mc› oldu¤unuama günümüzde sorgulayaninsan istenmedi¤ini söylüyor.Gençlerin küreselleflmifl bir sanatdünyas›nda önlerinin ne kadaraç›k oldu¤unu soruyorum...

Çok yetenekli çocuklar. Ben 35senedir Akademi’deyim, yüzlerceö¤renci mezun ettim.Yurtd›fl›ndaki Akademileri debiliyorum, ço¤unda basmakal›pç›l›k var. Geliflmifl toplumlariçinde gençlerin yarat›c›l›¤›,duyarl›l›¤› bizim çocuklar kadar

aç›k olmuyor. Bizimkiler çok aç›kama olanaklar› yok. Onlar›suçlayam›yorum. Çöplükte açançiçekler gibiler, ne yaz›k ki böyle...Bu olmaz! Bak›n Atina’n›n nüfusubir buçuk milyon, ama gecede100-150 tiyatro perde aç›yor.Herkese imkan veriliyor. Bizdeise yok. Seyirci de yetifltiremiyoruz.Beyo¤lu’nda tiyatrolar arayas›k›flm›fl durumda. Bir milyonlukbir güruh Beyo¤lu’nda her günyürüyor, bir afla¤›, bir yukar›...‹nsanlar›n e¤itilmesi, kentsoyluyap›lmas› laz›m. Bu konudabelediyelere çok önemli ifllerdüflüyor. Bunlar zamanla oluflanfleyler, siz tiyatroya, operaya 50senede hakk›n› vereceksiniz, ohaklarla beraber her bölgeyepaylar düflecek, her bölgede sanat-kültür evleri olacak, sinemas›,

kütüphanesi, oturma alanlar›,e¤itimleri, kurslar› ile bir yaflamalan› oluflturacaks›n›z, gençler dezamanlar›n› buralarda geçirecek.‹flte o zaman Beyo¤lu’nda yürüyenbir güruh görmezsiniz, çünküonlar mahallelerinde kültürmerkezlerinde vakitgeçirebiliyorlard›r. ‹nsanlara sahipç›k›lmal›, hayatlar› organizeedilmeli. Bizim insan›m›z sahipsiz.Oysa Atatürk insan›na sahip ç›kt›,halkevleri kuruldu, köy enstitülerikuruldu. Ama tabi o zaman sorusoran insanlar yetifliyor. Zatensanat›n anlam› karfl› ç›kmakt›r.Oysa art›k sorgulayan insanistenmiyor. fiimdi yetifltirdi¤imö¤rencilerime üzülüyorum.Türkiye’de tiyatro yapmak, sanatyapmak bir kahramanl›k.Çok zor.

Naz›m Hikmetölümünden çoketkilendi¤i vean›s›na Jokondile Si-Ya-Udestan›n›yazd›¤› arkadafl›ile 1952 y›l›ndakarfl›lafl›r...Si-Ya-Uölmemifltir.

Page 42: bogazici dergi subat'10

ithat Alam Film Merkezi 2009 y›l› boyuncasineman›n çok önemli isimlerini konuk etti,Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencileriylebuluflturdu. Etkinliklerin hepsi çok kalabal›kt›,

baz›lar›nda kap›dan onlarca insan› döndürmek zorundakald›k ama bütün söyleflilerimiz Merkez arflivinde DVDolarak merakl›lar›n izlemesine aç›k!

Merkez, 2009 fiubat ay›nda y›l›n ilk program›ndaKutlu¤ Ataman’› a¤›rlad›. Türkiye sinemas›n›n90’lardan itibaren yenilikçi yönetmenlerinden Ataman’›nfilmografisindeki bütün filmlerin gösterildi¤iretrospektifte, video enstelasyon Never My Soul daizleyiciyle bulufltu.

Mart ay›nda uzun zamand›r bekledi¤imiz bir misafiribütün filmleriyle a¤›rlad›k: Ferzan Özpetek. Özpeteksadece Mithat Alam Film Merkezi’nin daveti için‹talya’dan Türkiye’ye geldi, moderatörlü¤ünü sinemayazar› Atilla Dorsay’›n gerçeklefltirdi¤i ve yaklafl›k200 kiflinin kat›ld›¤› bir söyleflide çocuklu¤undanbugünlere kadar sinema odakl› hayat›n› anlatt›.

M

Kutlu¤ Ataman, Ferzan Özpetek, Tuncel Kurtiz, Cristian Mungui,Ahmet Altan, Orhan Gencebay, Elif fiafak, Müjdat Gezen, MeltemCumbul, Erkan Can, Berke Bafl, Hülya Avflar, yeni Türkiye’ninyeni filmleri, yeni belgeselleri, Nejat ‹fller... Bütün bu isimlerinyolu 2009 y›l›nda Mithat Alam Film Merkezi’nden geçti.

40 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: Çi¤dem MATER UTKUFoto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Ayn› ay Taraf Gazetesi genelyay›n yönetmeni ve yazar AhmetAltan konu¤umuz oldu. Tarafgazetesinden edebiyata, sinemadanRobert Kolej’e her konudakonuflulan çok hofl bir sohbetgerçeklefltirdi. Bahar aylar›n›n birdi¤er sinema d›fl›ndan büyüksürprizi ise Orhan Gencebay idi.Gencebay ile bir nehir söylefliyapmakta olan müzik yazar› DeryaBengi moderasyonundakisöyleflide pek çok sevdi¤imizMetin Erksan, Ömer Lütfi Akadfilminin müziklerinde Gencebay’›nimzas›n›n bulundu¤unu ö¤renmiflolduk...

‹stanbul Film Festivali ile uzunzamand›r yürüttü¤ümüz ortakl›kbu y›l da devam etti. Uluslararas›Yar›flma’ya Jüri Üyesi olarak davet

edilen Alt›n Palmiyeli 4 Ay, 3Hafta, 2 Gün’ün yönetmeniCristian Mungui Mithat AlamFilm Merkezi’nde bir master classgerçeklefltirdi.

Nisan ay›nda bir efsaneyi dahaa¤›rlad›k. Merkez’in davetlisi olarakyaflad›¤› Edremit’ten ‹stanbul’agelen Tuncel Kurtiz, KennedyLodge’da dört gün misafirimizoldu. Hem filmlerini izledik hemde Kurtiz’in müthifl sohbetindençok keyif ald›k, onunlageçirdi¤imiz vakitte çok fleylerö¤rendik. Kurtiz 2010 y›l›ndaMerkez taraf›ndan yürütülen GörselHaf›za Projesi’nde yer almay›kabul etti, Merkez çocuklar›m›zflimdi Kurtiz ile ilgili derin biraraflt›rma yürütüyorlar, yak›nda dagörüflmelere bafllayacaklar.

2009’da Merkez’inkonu¤u da izleyicisi de boldu...

Page 43: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 41

Mithat Alam Film Merkezi Eylülay›nda program›na Türkiyesinemas›n›n güçlü oyuncular›ndanErkan Can retrospektifi vesöyleflisiyle bafllad›. Can’›nfilmografisinin önemli filmleriGemide, Dar Alanda K›saPaslaflmalar, Takva, Anlat‹stanbul ve Yaz› Tura haftaboyunca kalabal›k ö¤renci gruplar›taraf›ndan izlendi. Erkan Can daAltyaz› Genel Yay›n YönetmeniF›rat Yücel moderatörlü¤ündegerçekleflen söylefliye kat›ld›,Bursa’da bafllayan oyunculukserüvenini ve ilham ald›klar›n›anlatt›.

Merkez’in bundan sonra her y›lmutlaka gerçeklefltirmeyiamaçlad›¤› Yeni Türkiye Sinemas›ve Yeni Türkiye Belgeselleri isesezonun önemli seçkilerinden vek›ymetli tart›flma alanlar›ndanoldu.Geçti¤imiz y›l›n çok ödüllüfilmleri Sonbahar, Gitmek, MadeIn Europe ve Tatil Kitab›’n›nizlendi¤i haftada Özcan Alper,Hüseyin Karabey ve ‹nanTemelkuran’›n kat›ld›¤› vea¤›rl›kl› olarak ba¤›ms›z sineman›nolanaklar›n› ve da¤›t›mzorluklar›n›n konufluldu¤u bir depanel gerçeklefltirildi.

DocIstanbul iflbirli¤i ileprogramlanan Yeni TürkiyeBelgeselleri seçkisi ise ise yeniTürkiye’nin yeni sesleriniyans›t›yordu. Elif Ergezen’in fliir,ses ve dil üzerine düflündü¤ü filmi

fiairin Ölümü, Metin Avdaç’inBatman’daki bir eski müzikgrubunu an›msatt›¤› filmi KaraAlt›ndan Alt›n Mikrofona, MüjdeArslan’›n bir aile hikayesindenyola ç›kt›¤› öyküsü Ölüm Elbisesi:Kumal›k, Rüya Köksal’›nyasaklara ra¤men çok izlenenbelgeseli Son Kumsal ve ÇayanDemirel’in bu y›l›n çok konuflulanfilmi 5 No’lu Cezaevi gösterilenfilmlerdi. Haftan›n söyleflisinde isebelgeselciler Türkiye’de belgeselsineman›n yap›m zorluklar›ndan,festivallerin mevcut koflullar›ndanve izleyiciye ulaflma zorluklar›ndansöz edildi.

Meltem Cumbul da Ekim ay›ndafilmografisinin önemli filmleri ileMerkez’in konuklar› aras›na kat›ld›.Propaganda, Kar›fl›k Pizza, GönülYaras› ve AbdülhamitDüflerken’den oluflan seçkininard›ndan Cumbul Merkez’inkonu¤u oldu ve sinemaya dairsorular› yan›tlad›. Bollywood’dabir film çekece¤inin haberini deilk kez Merkez’de paylaflt›.

Sineman›n d›fl›ndan sezonun ilkkonu¤u Elif fiafak idi. Elif fiafakedebiyat›n› iyi takip edengazetecilerden Efnan Atmacamoderatörlü¤ünde gerçekleflensöylefliye hem ilgi büyüktü hemde kat›l›mc›lar fiafak edebiyat›n›iyi takip eden, sad›k okurlard›.Öyle olunca söyleflinin de tad›damakta kald›, fiafak bir dahagelme sözüyle Merkez’den ayr›ld›.

Kas›m ay›nda Mithat Alam Film Merkezi sinema vetiyatronun önemli aktörlerinden Müjdat Gezen’i üçfilmiyle a¤›rlad›. Ali Özgentürk’ün filmi Bekçi,Fide Motan’›n Aziz Nesin uyarlamas› Tafl› S›ksamSuyunu Ç›kar›r›m ve Hulki Saner’in müthifl komedisiUyan›k Kardefller izleyiciyle bulufltu. Müjdat Gezenise bol kahkahal› söyleflisinde seyircileri 1960’lardan2010’lara Türkiye tiyatro ve sinemas›nda bir yolculu¤aç›kard›.

Kas›m ay›n›n bir baflka konu¤u ise sineman›n iyioyuncular›ndan Nejat ‹fller oldu. ‹fller filmografisindendört film; Semih Kaplano¤lu’ndan Yumurta, At›fY›lmaz’dan Eylül F›rt›nas›, Ça¤an Irmak’tan MustafaHakk›nda Her fiey ve Serdar Akar’dan Barda haftaboyunca izlenen filmler oldu. Gösterimlerin ard›ndanMerkez’in konu¤u olan ‹fller hem sinemamaceralar›ndan hem de sektördeki aksakl›klardansöz etti. ‹fller geçti¤imiz aylarda tamamlanan üç yenifilmiyle gelecek y›l bir daha konuk olma sözü vererekayr›ld›.

Aral›k ay›n›n konuklar› ise iki kad›n sinemac›yd›.Hülya Avflar befl filmlik bir retrospektifle konu¤umuzoldu. Sinema yazar› Övgü Gökçe’nin gerçeklefltirdi¤isöyleflide Avflar sinemadaki ilk günlerinden bugünekadarki serüvenini anlatt›. Ay›n ikinci kad›n konu¤uise büyükannesinin hikayesini ve dolay›s›yla OrduErmenilerinin hikayesini anlatt›¤› filmi Nahide’ninTürküsü ile Berke Bafl idi.

Y›l boyunca gerçeklefltirilen söyleflilerin tamam› fiubat2010’da yay›nlanacak Sinema Söyleflileri 2009 kitab›ndayer alacak.

Mithat Alam Film Merkezi çok yo¤un bir y›l›n ard›ndanyine yo¤un bir programa haz›rlan›yor 2010 program›22 fiubat haftas›nda gerçeklefltirilecek Nurgül YeflilçayRetrospektifi ile bafllayacak. Yeflilçay 26 fiubat Cumagünü saat 18.00’de Mithat Alam Film Merkezi’ndeolacak.

Page 44: bogazici dergi subat'10

42 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Foto: Teoman GÜRZ‹H‹NÜN‹VERS‹TEDEN PORTRELER

‹ki ayr› bilimsel yolculuk: Görüntüanalizinden nanomalzemelere

E¤itimi:• Doktora - Bilkent Üniversitesi, Elektrik-ElektronikMüh. Bölümü, 2000• Yüksek Lisans - Bilkent Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Müh. Bölümü, 1996• Lisans - Bilkent Üniversitesi, Elektrik-ElektronikMüh. Bölümü, 1994

Doç. Dr. Burak Acar neler yap›yor:Burak Acar a¤›rl›kl› olarak t›bbi sinyal ve görüntüifllenmesi ile analizi konular›nda çal›flmaktad›r. Yükseklisans ve doktora çal›flmalar›n› Elektrokardiyogram(EKG) sinyallerinin ifllenmesi ve bilgisayar desteklitan› koyma üzerine yürütmüfltür. University CollegeLondon (UCL), St. George’s Hospital Medical School ileortak yürüttü¤ü yüksek lisans ve doktora çal›flmalar›n›takiben 2000-2003 y›llar› aras›nda doktora sonras›araflt›rmac› olarak bulundu¤u Stanford University,School of Medicine, Department of Radiology, 3D.Lab.’ta hacimsel t›bbi görüntü (BT, MRG, vb.) ifllenmesive analizi üzerine çal›flmaya bafllam›flt›r. Çal›flmalar›uluslararas› akademik dergilerde yay›nlanm›fl vepatentlenmifltir. Burak Acar halen hacimsel t›bbigörüntüleme, görüntü analizi ve t›bbi biliflimkonular›nda, endüstri ve akademi iflbirli¤i içindearaflt›rmalar›n› sürdürmektedir.

Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›:Burak Acar, t›bbi sinyal ve görüntü ifllenmesi ile analizikonular›nda yapt›¤› ve yüksek at›f alan çal›flmalar›dolay›s›yla 2006 y›l›nda BÜVAK taraf›ndan Araflt›rmadaMükemmeliyet Ödülü’ne, 2008 y›l›nda da TÜBAtaraf›ndan Üstün Baflar›l› Genç Biliminsan› Ödülü’nelay›k görülmüfltür.EKG sinyallerinin ifllenmesi ve analizi üzerineyürüttü¤ü çal›flmalar›nda Eforlu EKG sinyalleriningerçek zamanl› filtrelenmesi, kalp kar›nc›klar›n›ngevfleme faz›na denk gelen T-dalgas›n›n morfolojikanalizi ve bu analize dayal› risk faktörü hesaplanmas›ndayeni yöntemler önermifltir. T›bbi görüntü iflleme veanalizi üzerine yürüttü¤ü çal›flmalar›nda ise SanalKolonoskopi ve Difüzyon Tensörü Manyetik RezonansGörüntüleme (DT-MRG) üzerine yo¤unlaflm›flt›r.

Bu ayki “Üniversiteden Portreler” dizimizin baflar›l› ve genç akademisyenleri Elektrik veElektronik Mühendisli¤i Bölümü ö¤retim üyelerinden Doç. Dr. Burak Acar ile KimyaBölümü ö¤retim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Amitav Sanyal. Bu kariyer öykülerini okurkengörüntü analizi ve t›bbi biliflimden biyoloji ve malzeme bilimine kadar genifl bir yelpazeylekarfl›laflacaks›n›z.

Sanal Kolonoskopi çal›flmalar›hacimsel bilgisayarl› tomografi(BT) görüntülerinden kolonkanserinin bafllang›c› say›lanpoliplerin bulunmas›na yönelikbilgisayarl› tan› destek sistemleri,DT-MRG çal›flmalar› ise beyin sinira¤lar›n›n rekonstrüksüyonu(traktografi) üzerinedir.

fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor:Disiplinleraras› bir alan olan t›bbigörüntü iflleme ve analizi ile t›bbibiliflim konular›ndaki çal›flmalar›n›endüstri, mühendislik ve t›pbilimlerinin iflbirli¤i içindeyürütmeye özen gösteren Dr.Acar’›n devam eden ve bafllamaaflamas›nda olan projelerini üç anabafll›k alt›nda toplayabiliriz:• Endüstri-Akademi iflbirli¤iiçerisinde devam eden ve farkl›radyoloji merkezlerini sanal birçat› alt›nda ve ortak bir iflak›fl›içinde toplamay› amaçlayan birteleradyoloji projesi,• Yurtiçi ve yurtd›fl› ortakl›klariçinde planlanm›fl ve yenitraktografi yaklafl›mlar›naodaklanm›fl DT-MRG projesi vebu proje ba¤lam›nda glaucomahastal›¤›n›n teflhis ve tedavisindeyeni yöntemler,• Radyoloji veritabanlar›nda vakabenzerli¤i üzerine kurulu, benzervakalar› karfl›laflt›rma olana¤›sunarak t›bbi karar destek sistemiolarak ve t›p e¤itiminde benzerfakat farkl› vakalar› ö¤rencilerinincelemesine sunarak e¤itim desteksistemi olarak çal›flacak çok-kipli(multi-modal) arama motoruprojesi.

Acar’›n gözünden Bo¤aziçiÜniversitesi:“Bo¤aziçi Üniversitesi’ni, yatayyap›lanmaya sahip araflt›rmaüniversitesi olarak görüyorum.Bu sayede BÜ bir üniversiteolman›n gereklerini hakk›yla vefarkl› aç›lardan yerine getirirken,çal›flan›na da eflit ve sayg›n birortam sunmaktad›r. Bu durumuda yaklafl›k 150 y›l oncekurulmas›ndan bu yana kendigeleneklerini oluflturmufl vekorumufl olmas›na ba¤l›yorum.”Ayr›ca:www.vablab.ee.boun.edu.tr

Doç. Dr. Burak Acar

Page 45: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 43

E¤itimi:• Doktora- Boston University, 2001• Lisans ve Yüksek Lisans- Indian Institute ofTechnology, 1994

Yrd. Doç. Dr. Amitav Sanyal neler yap›yor:Araflt›rma konusu nanomalzemeler olan Sanyal, biyolojive malzeme biliminin arayüzündeki kimyasallar›ntasarlanmas› ve sentezlenmesi üzerinde çal›fl›yor.“Yaflam Bilimleri” çerçevesinde kullan›labilecek hertürlü malzeme ilgi alan›na girmekte, örne¤in tan›koymada kullan›lan biyosensörlerin yüzey kaplamalar›ve biyomoleküller ile fonksiyonellefltirilmeleri, ilaçlar›nbiyoyararlan›mlar›n›n artt›r›lmas› ve toksik etkilerininazalt›lmas› için makromoleküllere ba¤lanmas› araflt›rmakonular›ndan baz›lar›.

Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›:Sanyal’›n 2008’de TUBA Üstün Baflar›l› Genç Bilim ‹nsan›ve 2009’da BÜVAK Araflt›rmada Mükemmeliyet Ödülü’nelay›k görülen çal›flmas› Bo¤aziçi Üniversitesi’ne geldi¤indeyapt›¤› ilk çal›flma. Bu çal›flman›n konusu “Reaktifpolimerlerin sentezi ve biyomolekül immobilizasyonu içinreaktif platformlar›n fabrikasyonu”. Sanyal’›n belirtti¤i gibiçal›flma, reaktif polimerler konusuna kavram olarak yenilikgetirmektedir. Polimerler adlar›ndan da anlafl›laca¤› gibitekrar eden yap›lar›n oluflturdu¤u büyük moleküllerdir.Fiziksel özellikleri z›playan topun elastikli¤inden, yap›flkanl›¤a,ya da sert masaya kadar de¤iflir. Günlük hayat›m›z›nayr›lmaz parças› haline gelen kredi kart›ndan futbol topuna,telefondan bebek bezine kadar pek çok fley polimerdenyap›lm›flt›r. Bu malzemelere özelliklerini veren fley polimerioluflturan “mer”ler yani yap›tafllar›d›r. Maddenin fizikselözelli¤ini de¤ifltirebilmek için yap›tafl›n› de¤ifltirmek gerekir.Laboratuvarlar›nda yeni bir “reaktif” yap›tafl› sentezlendiklerinisöylüyor. Bu yap›tafl› kullan›larak sentezlenen polimerinüzerine istenilen “farkl› özellikte” baflka bir yap› malzemesikovalent olarak ba¤lanabildi¤ini, orijinal polimerin özellikleritamamen de¤ifltirilebildi¤ini, baflka bir deyiflle çok amaçl›kullan›labilen yeni bir “un” haz›rland›¤›n› ve bu undançörek ya da pasta ya da mant› yapman›n yan›na konandi¤er malzemelere ba¤l› olaca¤›n› ekliyor.Haz›rlanan bu reaktif polimerler, biyoçip ve dokumühendisli¤i alanlar›nda kullan›lan biyomoleküllerincam ve silikon gibi çeflitli yüzeylerde tutuklanmalar›için, farmasötik kimya alan›nda ilaçlar› hedef organaya da dokuya yönlendirmeye yarayan platformlar olaraklaboratuarda kullan›ld›¤›n› dile getiriyor.Bu çal›flma, Journal of Polymer Science Polymer Chemistrydergisinde kapak makalesi olarak yay›nlanm›fl, ayn›zamanda Amerikan Kimya Derne¤i’nin iki haftadabir yay›nlanan “Dikkate De¤er Kimya” (NoteworthyChemistry) haber bülteninde de yer alm›flt›r.

fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor:Sanyal’a göre kimyac›lar›n atomik düzeyde yer alan özelbir görüfl aç›s› var. Sentetik organik kimyac›lar olarak

moleküllerin yap›lar›n› atomikçözünürlükte kontrol edebildiklerinive bunun kendilerine ilaçlardandeterjanlara pek çok kimyasal›yaratma olana¤› sa¤lad›¤›n› söylüyor.Bundan daha da önemlisi maddeninözelliklerini Angström seviyesindeyani “nano” boyutun onda birindeanlama ve de¤ifltirme yetene¤inisa¤lamas›ym›fl. Laboratuarda halendevam eden projelerin, malzemeyebu bak›fl aç›s›yla yenilikler getirmeyihedefledi¤ini ö¤reniyoruz.Uzun bir süredir düzensiz küçükparçalar›n kendili¤inden ve geridönüflümlü kovalent olmayan yereliletiflimleri kullanarak düzenli yap›larhale gelmesi, yani kendi kendinebir araya gelen ak›ll› yap›lar ileilgilenmekte Sanyal. Çeflitlifonksiyonlar bar›nd›ran yap› tafllar›n›tasarlay›p infla ettikten sonra buküçük parçalar›n kendi kendilerinebir düzen içerisinde yer almalar›n›gözlemliyorlarm›fl. Grubuyla, kendikendine bir araya gelme mant›¤›ylahidrofobik iletiflimleri kullanan ilaçsal›n›m sistemleri, ya¤-su arayüzeyinde düzenlenebilen alt›n vedemir nanoparçac›klar, önce jelleflensonra da s›v›laflabilen polimerlerüzerinde çal›flt›klar›n› söylüyor.Amaçlar›n›n okyanusta kaybolan birdamla olmak yerine kavram olarakyeni, basit ama yine de ilginç olanprojeler üretmek oldu¤unu ekliyor.Bu projeleri yaparken lisansüstüö¤rencilerinin yan›s›ra lisansö¤rencilerine de araflt›rma aflk›n›afl›laman›n, heyecanlar›na onlar› daortak etmenin birincil görevlerioldu¤unu düflünüyor. Befl y›ldalaboratuarda elliye yak›n lisansö¤rencisi araflt›rmalara kat›lm›fl,aralar›nda kimya bilimine gönül veripdoktora çal›flma yapanlar oldu¤ukadar çeflitli firmalarda ifl hayat›naat›lan, hatta pazarlama ya da iflletmeüzerine e¤itimlerine devam edenlerde varm›fl. Tüm ö¤rencilerin hayatlar›boyunca yararlanacaklar› deneyimlerkazand›klar›na inan›yor.

Sanyal’›n gözünden Bo¤aziçiÜniversitesi:“Amerika’dayken defalarcaBo¤aziçi Üniversitesi’nden mezun

mükemmel ö¤rencilerle tan›flt›m,buray› seçmemdeki birinci etkenö¤rencilerdir.Kariyerimi devam ettirece¤imüniversiteyi seçerken en önemverdi¤im nokta ö¤renci kalitesiydi.Çünkü para, laboratuvar, techizathep ikincil fleyler, sonradan eldeedilebilir, ama ö¤renciler iyi olmazsaolmaz. Laboratuarl› bilimlerdeö¤renci/araflt›rmac› her fleyiniz, hanisa¤ kolunuz denir ya, iki kolunuzbirden hem de gözleriniz. Onlar›nmotivasyonu, azmi, zekâs› olmasalaboratuar›m flu anda oldu¤udurumda olmazd›. Ald›¤›m ödüllerbenim ad›ma ama benim gözümdegrubuma verilmifl ödüllerdir.fiimdiyse, Bo¤aziçi Üniversitesiözgürlü¤ü ifade ediyor benim için,iyi ki gelmiflim, iyi ki buray›seçmiflim dedi¤im yer. Di¤erüniversitelerdeki hiyerarflik yap›n›nk›s›tlamalar›yla istedi¤im araflt›rmaortam›n› yaratamayabilirdim.Burada hem lisans hem delisansüstü ö¤rencileriyle aile gibiolan bir bölümde çal›flman›n nekadar büyük bir flans oldu¤unuzaman geçtikçe fark ettim. Bo¤aziçiÜniversitesi mezunlar›n›n yaflam›n›biçimlendirdi¤i gibi benim için debir yaflam biçimi oldu...”

Yrd. Doç. Dr. Amitav Sanyal

Page 46: bogazici dergi subat'10

Yaz›: Aylin BURAN ’05Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

KÜLTÜR-SANAT

e¤iflim, zaman ve mekânSanat›n tarih içerisinde birtak›m evrelergeçirdi¤ini görüyoruz. Belirli bir zaman vemekân içinde bir stil olufluyor ve zaman içinde

yerini farkl› bir forma b›rak›yor. Bu de¤iflim neden venas›l oluyor, ne gibi sonuçlar do¤uruyor? Her kültürkendi sanat›n› üretiyor. Beni ilgilendiren konu sanat›ntoplumsal olarak üretimi ve kullan›m› (The socialproduction and use of art). Sanat bir kontekst içindeüretiliyor ve alg›lan›yor. Sanatç›, sanat ve sanat› alg›layanüçgeninde bir iliflki, bir iletiflim yaflan›yor. Toplumiçinde sanat›n anlam›, ifllevi ve amac› nedir? Sosyolojikökenli oldu¤um için sanat ve toplum aras›ndakiiliflkilere bakmay› tercih ediyorum. Konuyukarfl›laflt›rmal› olarak ele al›yor ve geliflim kavram›ndanziyade de¤iflim kavram›ndan yola ç›kmay› tercihediyorum.

Toplum sürekli bir de¤iflim içerisinde. Tarihebakt›¤›m›zda bu de¤iflimlere paralel olarak sanat›n da,evrim de¤il, geliflim de¤il, bir de¤iflim içerisindeoldu¤unu görüyoruz. Bu noktada zaman ve mekânbenim için çok önemli iki kavram olarak ortaya ç›k›yor.O co¤rafyan›n iklimi, politik ve sosyal dönüflümü neolmufltur ki bu ak›mlar orada ortaya ç›km›flt›r veberaberlerinde neleri getirmifltir? Örne¤in modernsanat› düflünecek olursak de¤iflim neden 1850’lerdeFransa’da bafll›yor? Veya, neden Romanesk KuzeyAvrupa’dan ç›k›yor da Rönesans ‹talya’da do¤uyor?

D

44 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Sanat eserini, yarat›ld›¤› dönemin özellikleri ileberaber yorumlayarak nas›l bir bütüne ulaflabiliriz?Modern sanat› nas›l anlamland›rabiliriz? Bir sanateseri ile kurdu¤umuz ba¤› nas›l irdeleyebiliriz?Bilgi, estetik deneyimi etkiler mi? Zevkin kayna¤›nedir? Sanat eserinin gündelik hayatta yer bulmas›esere yükledi¤imiz anlam› de¤ifltirir mi? Tasar›msanat m›d›r? Sorular›m›z›n cevab›n› sanat tarihidersleri veren Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümüö¤retim üyesi Dr. LaleBabao¤lu Balk›fl ’84ile konufltuk.

Dr. Lale Babao¤lu Balk›fl ilesanat› anlamland›rma üzerinebir söylefli

Page 47: bogazici dergi subat'10

Bu noktada farkl› gerçekliktan›mlar›ndan yola ç›kabiliriz.Bugün sanat eseri olarakde¤erlendirdi¤imiz eserler tarihiçinde ait olduklar› dünyan›ntan›mlad›¤› dini gerçeklik, bilimselgerçeklik veya farkl› otoritelerindayatt›klar› gerçekliklere ba¤l›olarak, belirli kurallar çerçevesindebelirli formlarda üretilmifller. Sanatiçin sanat diye tarif edilen modernsanat kavram›n›n gündemegelmesinden sonrad›r ki sanatç›kurallara ba¤l› kalmadan kendisanatsal gerçekli¤ini üretmifltir.Bence, her ne kadar sübjektifolursa olsun üretilen genetoplumsal bir olgudur. Zira sanatç›kendi bak›fl aç›s›n› içinde yaflad›¤›ve dâhil oldu¤u toplum ile birlikteyaflad›¤› flartlar bütünündeoluflturur ve kendi deneyimlerineve flahit olduklar›na göre debirtak›m sanatsal çözümlemeleregider. Yaflam içinde hayat›anlamland›ran farkl› bak›flaç›lar›n›n, insanlar›n kendileriniiçinde bulduklar› farkl›dünyalar›n›n de¤iflkendinamiklerinin ürettikleri sanatsalformlarda belirleyici olduklar›n›düflünüyorum. Üretilen eserlerinne kadar›n›n sanatç›n›norijinalli¤ini, yarat›c›l›¤›n›, düflünmeve hayal etme, kurgulamabecerisini yans›tt›¤›n›n ne kadar›n›neserleri estetik bir deneyim olarakalg›layan izleyicinin fark›ndal›¤›olarak yorumlayaca¤›m›z›n önemlioldu¤unu düflünüyorum.

Farkl› gerçeklikler üst üstey›¤›l›yor, zaman ve mekântarifleri de¤ifliyorÖrne¤in, Picasso’nun kübizmininfarkl› gerçekliklerin üst üstey›¤›larak katmanlaflmas› vek›r›lmas› olarak yorumland›¤›n›düflünüyorum. Burada dininindayatmaya çal›flt›¤› tek do¤ruyu,onun üstüne eklemlenen yirminciyüzy›l dünyas›n›n teknolojikgeliflmelerini, onun üstüneeklemlenen toplumsal gerçekli¤ivs. sanatç›n›n bak›fl aç›s›ndangörüyoruz. Bana göre, izleyicisanatç›n›n sundu¤u gerçe¤i katmankatman deflifre etmek durumunda.Baflka bir deyifl ile ayn› olaya veyaduruma farkl› aç›lardan bakmakgerekti¤inin ayr›m›na varmayak›flk›rt›lmakta. fiöyle düflünelim:Önden bir foto¤raf veriyorum,profilden bir foto¤raf veriyorum,arkadan bir foto¤raf veriyorum vehepsini üst üste koyuyorum, yanizaman ve mekân kavramlar› ileoynuyorum. Ayn› zamanda ve ayn›mekânda olmama ra¤men benzaman dilimlerini üst üste koyarakfarkl› bak›fl aç›lar› sunuyorum.Böylelikle zaman ve mekân vegüzel kavramlar›n› da yenidentan›mlam›fl oluyorum. Sanat banabu hürriyeti veriyor, fiziki veyabefleri dünya olarak tan›mlad›¤›m›zve alg›lad›¤›m›z, k›s›tlay›c›,kurallar› olan alanlar›n d›fl›naç›kmama olanak sa¤l›yor.

Güzel kavram› ne oldu?Cismin güzelli¤inden fikringüzelli¤ine...Modern sanatta güzelli¤i nas›l tarifediyoruz? Klasik sanatta ‘güzel’tabiattakini birebir kopya etmekise bunu en iyi yapan, perspektifien do¤ru hesaplayan, ›fl›¤›, boyay›,f›rçay› en iyi kullanabilenbaflar›l›d›r. Modern sanatta ise,fikir, yani görsellikten ziyadeformun arkas›ndaki fikir önemkazan›r. Edouard Manet’ninOlympia’s›n› ele alal›m. Bu eserde‘güzel’ olan ç›plak kad›n›n güzelli¤imidir, yoksa kad›n bedeninin birmeta olarak kullan›lmas›n›nsorgulan›yor olmas›n›n güzelli¤imidir? Burada bize zevk verenOlympia’n›n ç›plak vücudunungüzelli¤inden ziyade onun temsiletti¤i fikirdir. Oysa sokaktaki insaniçin güzellik klasik güzellik anlay›fl›ile s›n›rl› kal›yor, yani gerçek ilekopyas› aras›ndaki benzerlik iliflkisisorgulan›yor. Mühendis eflim bilebir sanat eserine güzel diyebilmekiçin eserin görselli¤inin arkas›ndakidüflünceyi takip etmek zahmetinegirmiyor, ancak bir tart›flmayazorlan›rsa ve ikna olursa “evet,de¤iflik bir fikri güzel bir flekildeifade etmifller” diyor.

“Picasso’nunkübizmininfarkl›gerçekliklerinüst üstey›¤›larakkatmanlaflmas›ve k›r›lmas›olarakyorumland›¤›n›düflünüyorum.”

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 45

“Sokaktaki insan için güzellikklasik güzellik anlay›fl› ile s›n›rl›kal›yor, yani gerçek ile kopyas›aras›ndaki benzerlik iliflkisisorgulan›yor.”

Pablo Picasso,Arlequin, 1909.

Edouard Manet, Olympia, 1863.

Page 48: bogazici dergi subat'10

46 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Arthur Danto “sanat bitti art›kbundan sonras› teori” diyor ancakdaha sonra sanat›n ölümündensonra sanat diye devam ediyor.Çünkü minimalist sanattakavramsal sanatta oldu¤u gibikavramlar üzerinden hareketediliyor. Bu noktada yine, güzelkavram›n› nas›l ele alaca¤›zsorusuna geliyoruz. Yani estetik,hislerimize mi hitap ediyor yoksadüflüncelerimize mi? Bence herikisine de çünkü ad› üstünde:Sanat. Aksi halde felsefe olurdu.

Modern sanat› anlamak zor diyedüflünüyorum. Modern sanat ileilgilenen kifli sanat tarihi bilgisinesahip olmal› ki de¤iflimler neyiifade ediyor, eskinin kurallar›neydi? Ne y›k›ld› ve yerine negeldi? Anlayabilsin. Sanat ve tarihihakk›nda fikir sahibi olman›n yan›s›ra, içinde yaflad›¤›m›z dünyan›n,paylaflt›¤›m›z toplumsal gerçeklerin

de fark›nda olmak gerek. K›sacas›sanatsal birikime sahip olmam›zve yaflad›¤›m›z topluma dâhilolmam›z laz›m ki bunlar› üst üstekoyup karfl›s›nda durdu¤umuzeseri, örne¤in, Picasso’yuanlamaya çal›flabilelim.

Bir bütün içinde bakmak veayn› dili konuflmak...Sanat›n tarihi ile ilgilenmek istersek,yani geçmifl zamanda üretilmifl vegünümüze kadar gelebilmifl bireser düflünecek olursak, örne¤in,Ortaça¤ H›ristiyan sanat›na ait birparçaya bakacak olursak nediyebiliriz? Elimizdeki görselmalzemenin mimetik sanatanlay›fl›ndan farkl› bir flekilde,stilize edilmifl figürler ve sembolleredayal› bir sanat anlay›fl› ile üretilmifloldu¤unu görürüz ancak buformlar›n ne anlam ifade ettiklerinianlamakta zorlan›r›z. Bu durumdabizden beklenen nedir? Bence, bireseri anlayabilmek için o eserinüretildi¤i dönemin flartlar›n›anlamak gerekir, yani o tarihidönemi yeniden kurgulamakgerekir. Bizim için en kolay› ozamana ve mekâna ›fl›nlanmakolurdu. Bu mümkün olmad›¤›nagöre, geçmifl dünyalara ait olduklar›kabul edilen gerçekleri bize parçaparça tafl›yan kültür nesneleri, yaz›l›belge, görsel malzeme ve sanateserleri, hepsini bir arada okuyarakbir bütün oluflturmaya çal›flmam›zgerekir. O dönemin inanç sistemineye dayal› idi, ekonomisi, politikdurumu, edebiyat›, müzi¤i ne idiki bu görsellik bu ortamda böyleflekillendi? Akl›m›za gelen sorular›bir bütün içersinde analizetti¤imizde flekiller dile gelmeyebafllar. Ancak o zaman bizdenfarkl› bir dünyada yaflayaninsanlar›n dilinden konuflmayabafllar›z, onlar›n gerçeklikkavramlar›n› kendi dilimizetercüme edebiliriz.

Yarat›c›l›¤a gelecek olursak...Sanatç› geçmiflte usta-ç›rak iliflkisiiçinde yetifltiriliyor. Ard›ndanakademide kurallar ö¤retiliyor.Sonras›nda bu kurallar y›k›l›yor.Fakat e¤itim her zaman söz konusu.Sanat› üretenin kendinden öncekisanatsal formlar› bilmesi laz›m kihangi kural› y›kacak ve yerine negetirecek tespit edebilsin. MeselaMonet klasik sanat anlay›fl›n›nkurallar›n› y›k›yor. Ifl›¤› farkl›kullan›yor, an› yakal›yor, resminekendi deneyimini kat›yor.Empresyonizm diyoruz buna. Tabiki kurallar› y›kmak yeterli de¤il,bunun nas›l yap›ld›¤› önemli.Burada sanatç›n›n yarat›c›l›¤›,farkl›l›¤›, dehas› önem kazan›yor.Picasso’ya, Braque’a Duchamp’ageldi¤iniz vakit ifl tamamen盤r›ndan ç›k›yor. Bu sanatç›larkurallar› y›kmakla kalm›yor sanatkavram›n› yeniden tan›ml›yorlar.Figüratif sanat yerini figüratifolmayan sanata hatta sanat olmayansanata (non-art) b›rak›yor. Elbettebu durum belli bir donan›m›nolmas›n› gerektiriyor. Fakat devrimolarak niteleyebilece¤imiz böylebir yarat›c›l›¤›n do¤ufltan gelen birfarkl›l›k oldu¤unu düflünüyorum.Bana göre dâhilerden söz ediyoruz.

Zevk nereden geliyor?Bir sanat dünyas› vard›r. Bununiçerisinde sanatç›lar, küratörler,kritikler, müze müdürleri, galerisahipleri, koleksiyonerler, yani iflisanat olan insanlar ve sanat ile içiçe yaflayan sanatseverler vard›r.Bunlar›n aralar›nda bir al›flverifl sözkonusudur. Bu durum sanata birpiyasa de¤eri yüklemektedir. Bunagöre sanat eseri estetik de¤erinind›fl›nda bir de¤erlendirmeye tabitutulmakta ve kapitalist sisteminiçerisinde bir meta halinedönüflmektedir. Varolan bu iliflkilera¤› içerisinde sanat›n de¤erini kimbelirliyor? Sanat eseri kimin zevkine

Claude Monet, Terrace at Sainte-Adresse, 1867.

“Sanat›üreteninkendindenöncekisanatsalformlar›bilmesilaz›m ki hangikural› y›kacakve yerine negetirecektespitedebilsin.Mesela Monetklasik sanatanlay›fl›n›nkurallar›n›y›k›yor.Ifl›¤› farkl›kullan›yor,an› yakal›yor,resmine kendideneyiminikat›yor.”

“Picasso’ya, Braque’a Duchamp’a geldi¤inizvakit ifl tamamen 盤r›ndan ç›k›yor. Bu sanatç›larkurallar› y›kmakla kalm›yor sanat kavram›n›yeniden tan›ml›yorlar.”

GeorgesBraque,Fruit Dish,Paris 1913.

Page 49: bogazici dergi subat'10

göre yorumlan›yor? Zevk kavram›kime göre tan›mlan›yor? Peki,zevkin kayna¤› nedir? E¤itim, aitolunan kültür, paylafl›lan de¤erlermidir? Ben mesela Mozartdinlemeyi seviyorum, operadançok zevk al›yorum. Öte yandan‹brahim Tatl›ses dinlemektenzevk alm›yorum. Bu benim kifliselbir seçimim. Ama farkl›yetifltirilseydim belki kiflisel seçimimfarkl› olurdu. Zevk kavram›n›nkiflisel bir kayna¤›n›n oldu¤unukabul etmekle birlikte e¤itim ilede do¤rudan ilgili oldu¤unudüflünüyorum.

Teori ve pratik: Bilgi keyifalmay› beraberinde getirir mi?Bizim e¤itim sistemimizde teori vepratik çok kopuk. Örne¤inüniversitede ö¤renciler çok iyie¤itim al›yorlar ama ö¤rendiklerinihayata geçirmeye merakl› de¤iller.Bu dönem iki ders veriyorum. Heriki gruba da ilk sordu¤um soruBienal’e gidip gitmedikleri. Kimsegitmemifl. Yarg›lam›yorum.Dönemin bafl›nda sanata ve tarihinekavramsal bir girifl yapt›ktan sonrasergilere gidiyoruz, geziyoruz.Sonras›nda birer paragrafl›k yaz›yazmalar›n› istiyorum. Nas›l güzelyorumlar geliyor... Bo¤aziçiÜniversitesi ö¤rencisi, düflünüpkavramsal tart›flmay› yapabilecekseviyede. Ders sürecinde klasiksanat-modern sanat kavramlar›üzerinde çal›flt›ktan sonra onlardanönce ‹stanbul Modern’e sonraSabanc› Müzesi’ndeki hatkoleksiyonuna gitmelerini istiyorumki modern ve klasik sanataras›ndaki kavramsal farkl›l›klar›görsünler ve üzerinde düflünsünler.Sonras›nda hep birlikte ArkeolojiMüzesi’ne gidiyoruz. Gezi çokkeyifli oluyor, hem onlar hem bençok zevk al›yoruz.

Bilginin yan›nda göz terbiyesi:MüzelerGörmek ve aflina olmaya örne¤in‹stanbul Modern eksenindenbakacak olursak, ‹stanbulModern’in daimi sergisi ile ça¤daflTürk sanat› konusunda, de¤iflen

sergileri ile de genel olarak modernsanat konusunda göz terbiyesineetkisi oldu¤unu söyleyebiliriz.Ö¤renci müzeye gitti¤inde sözkonusu bir eseri kitaptaki veyaherhangi bir kaynaktaki foto¤raf›üzerinden de¤il eserin nesnelvarl›¤› üzerinden alg›lar. Bu estetikbir deneyimdir ve bizzat yaflanmas›gerekir. Bu tecrübe yaflan›rkenkiflinin zevki, e¤itimi, kendigeçmifli, yorumlama kapasitesidevreye girer ve izleyici göre göre,ayn› deneyimi yaflaya yaflaya,zaman içinde, karfl›s›nda durdu¤ueser ile iletiflime girmeyi ö¤renir.

Toplum sanat ile ne kadar iliflkiiçinde?Genele bakacak olursak, Bienal’ekaç kifli gitti? Toplumun alt gelirdüzeyine ait, farkl› kültürkatmanlar›ndan gelen kaç kiflisergileri izledi? Ne anlad›? Yükseksanat diye bir kavram› reddetmekdo¤ru olur mu? Sanat›n toplumunbütünü ile buluflmas› gerekli mi?Böyle bir fley mümkün mü?Geçmiflte, sanat bir otoritetaraf›ndan belirlenen kurallar ileüretilir ve kamusal alanlardasergilenirken amaç sanat yolu iletopluma ulaflmak ve düzenisa¤lamak idi. Zaman içindede¤iflen koflullara göre sanat›n vesanatç›n›n da tan›m› ve ifllevide¤iflti. Sanat eserleri müzelerdeve galerilerde sergilenmeyebafllay›nca, sanat toplum iliflkisifarkl› bir boyuta tafl›nd›.Günümüzde, Türkiye’de, sanatdünyas› d›fl›nda kalan, toplumunfarkl› kesimlerinden insanlar›nyollar›n›n güncel sanat ile kesiflmesigerekti¤ini düflünüyorum. Sanat›halkla buluflturmak için özel çabaharcayan sanatç›lar var. Örne¤inSu Yücel... Diyarbak›r’da çocuklar›,kad›nlar› etraf›na toplay›p ellerineboya, f›rça, k⤛t veriyor ve “Resimyap bakal›m” diyor. ‹nsanlar›,özellikle de çocuklar› kendi gözleriile bakmaya, görmeye, düflünmeye,merak etmeye, hayal âlemlerinedalmaya ve kendini farkl› flekillerile ifade etmeye yüreklendiriyor.Veya Beyo¤lu’ndaki stüdyosunun

penceresinden yapt›¤› resimleriafla¤› at›yor. Eserlerin yere düflmean›nda toplumun tepkisine bak›yor.Geçti¤imiz günlerde ‹stanbulBüyükflehir Belediyesi ça¤dafl Türksanat› alan›nda ad›n› duyurmuflbirçok sanatç›n›n kat›l›m› ileortaklafla bir proje uygulad›.Havan›n kararmas›ndan sonrakamusal alanlardaki monumentalyap›lar›n üzerine ›fl›k yolu ileeserleri yans›tt›lar. Yani, yükseksanat olarak tan›mlad›¤›m›z sanat›müze ortam›ndan ç›kart›p soka¤atafl›yarak toplumun bütünkatmanlar› ile buluflturmay›amaçlad›lar.

Tasar›m ve sanat aras›ndakiçizgiden so¤uk moderndünyada sanat›n s›cakl›¤›na...Evet, bu soru derslerde degündeme geliyor; tasar›mla sanataras›ndaki çizgi nerede diyetart›fl›l›yor. Sanat için üretilen sanatnedir? Hiçbir ifllevselli¤i olmayan,sadece dekoratif amaçl› kullan›lanbir nesne midir? Bir fetifl objesimidir? Veya bir yat›r›m arac›, birstatü sembolümüdür?Örne¤in benim bir arkadafl›mayd›nlatma sistemleri tasarl›yor.Kendini sanatç› de¤il zanaatkârolarak, üretti¤i parçalar› da sanateseri de¤il ifllevsel nesneler olaraktan›ml›yor. Oysa bana göretasarlad›¤› objelerin birço¤u sanateseri kapsam›nda. Benim içimonlar›n ifllevsel olmalar›ndanziyade bana verdikleri estetik zevkönem kazan›yor. Üstelik ifllevselli¤iyarat›c›l›¤› ile bütünlefltirebilmesibana çarp›c› geliyor; ben onunayd›nlatma elemanlar›na bakt›¤›mvakit ifllev de¤il form, formunarkas›nda da farkl›l›k, düflünce veyarat›c›l›k görüyorum.

Sanat eseri ile tasar›m objesinibirbirinden ay›ran özellik ifllevsellikile form aras›ndaki iliflki midir? Busorunun cevab›n› güzel sanatlar›nbir dal› olan mimari yap›lardaaramak iflimizi kolaylaflt›r›r.Örne¤in bizim Kuzey Kampüs,modern olarak tan›mlayabilece¤imizifllevsel binalardan olufluyor.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 47

‹stanbul Modern’deSarkis Sergisi’den...

Page 50: bogazici dergi subat'10

48 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yap›lar›n ne d›fl cephelerinde nede iç mekân düzenlemelerindedekoratif unsurlar yok. Binalarihtiyaca göre planlanm›fl; hacimlerrasyonel olarak hesaplanm›fl, neeksik ne fazla. Pratiklik, kullan›mkolayl›¤›, verimlilik binalar›ntasar›m›nda belirleyici faktörlerolmufl. Sonuç: Bu kriterler gözönünde tutuldu¤unda baflar›l›, yaniifllevsel. Ama bana sorarsan›z çoksevimsiz, so¤uk ve yabanc›laflt›r›c›.

‹çinde yaflad›¤›m›z “modern”“kapitalist” dünya gibi. Böyle birortamda sanat›n insanlara iyigeldi¤ini düflünüyorum. Düflünmeyive hissetmeyi, insani duygular›canland›rd›¤›n› ümit ediyorum.Mesela ben, beni keyiflendirsin,bakt›¤›m vakit içimi açs›n diye

masama minik bir sanat eserikoydum. (Masas›ndaki eserigösteriyor) Düflüncenin, fikrin,yarat›c›l›kla birleflerek maddede flekilbulmufl hali beni kendine çekiyorve bana huzur veriyor. Tüketti¤imizkadar var olabildi¤imiz bu üretimve tüketim ça¤›nda sanata herzamankinden daha çok ihtiyac›m›zoldu¤unu düflünüyorum. Sanat›n,gözümüzü, ruhumuzu, akl›m›z›besleyen bir kaynak oldu¤unudüflünüyorum. Cans›z ama yaflayanbir kaynak, bize enerji veriyor, bizirahatlat›yor, bizi k›flk›rt›yor...

Sonuç olarak sanat›tan›mlayacak olursak...Geçenlerde bir sanatç› arkadafl›masanat› ve sanatç›y› nas›ltan›mlad›¤›n› sordum. “Sanat bir

göçtür, sanatç› ise bir göçmendir”diye yan›tlad›. Çok be¤endim. Bensanat› nas›l tan›ml›yorum? Bu tan›mbana çok yak›n geldi çünküde¤iflimi yakalamak, fark›ndaolmak ve harekete geçmekfikirlerini bar›nd›r›yor. Bencesanat›n saf ifllevi bu; sanatç› sanat›ile kendini ifade eder, izleyenikendi ile birlikte his etmeye,düflünmeye ve de¤iflmeye daveteder. Söyleflinin bafl›ndasöyledi¤im gibi, sanat toplumsalbir olayd›r. AMA hem sübjektifhem objektiftir. Hem rasyonel hemirrasyoneldir. Hem görülen hemgörülmeyendir. ‹ç dünyalar› d›fldünyalara, d›fl dünyalar› içdünyalara ba¤lar. Sanat retina ötesibir olgudur ve güzelli¤i de butezatlar› içinde bar›nd›rmas›d›r.

Sanat›n kendi yarat›ld›¤› ortam içerisindesergilenmesi, izleyicisi ile do¤al ortam›ndabuluflmas› çok önemli. Bir sanat eserinikendi ba¤lam›ndan ç›kart›p müzeyekoydu¤unuz zaman durum karmafl›klafl›yor.Bu noktada sanat kavram›n›n tarifininde¤iflti¤ini ve müze içersindeki konumunagöre yeniden tan›mland›¤›n› düflünüyorum;Duchamp’›n veya Andy Warhol’un“readymade”leri gibi.fiimdi siz kampüste Koman’›n heykelininçevresinde yaflarken bu eserin size bir

dayatmas› yok. Bu bir ayr›flma noktas›.Sizin eser ile nas›l bir iliflki kurdu¤unuzönemli. Dayatma olmad›¤›ndan, kifli eserinyan›ndan gelip geçebilir ve eserin fark›ndaolmayabilir. Ya da durup bakar, sanatç› nedemek istemifl diye düflünür veyadüflünmez; sanatç›ya ulafl›r ya da ulaflmaz.Ulaflmas› flart de¤ildir. Esere kendi biranlam yükleyebilir. Bu noktada kural yok,do¤ru yok, yanl›fl yok, mecburiyet yok.Sanatç›n›n dayatmas› yok. Sanatç› nas›lözgür iradesi ile yarat›yorsa sanatkarfl›s›ndaki kifli de ayn› özgür irade ilehareket ediyor. Eser size kamusal alandasunuluyor, siz istiyorsan›z ilgilenirsiniz. ‹lhanKoman’›n “Portal”›n›n önünde kaç ö¤rencidurup bu nedir, kimindir, niye seçilip burayakonmufltur sorular›n› sormufltur merakediyorum. Heykel ilân tahtas› olarakkullan›l›yor ise bu beni, sanata ve sanatç›yaduydu¤um sayg›dan ve sevgiden ötürüürkütür ve üzer. Yine de engellenmesiniönermem zira ö¤renci yap›t ile bu flekildeiletiflime giriyorsa b›rak›n kullans›n. Amamekâna bir bilgilendirme yaz›s› as›l›p kifliuyar›labilinir, düflünmeye davet edilebilir.

Sanat eseri ve gündelik hayat›n iç içeli¤ine dair bir örnek: ‹lhan Koman ve Portal

‹lhan Koman Vakf› taraf›ndan Bo¤aziçiÜniversitesi’ne ba¤›fllanan ‹lhan Koman’›n Portalisimli heykeli Kuzey Kampüse yerlefltirildi,alt›ndan her gün yüzlerce ö¤renci geçiyor, kimisiüstüne notlar›n› yap›flt›r›yor...

Andy Warhol, Marilyn.

Marcel Duchamp, Fontaine. ‹lhan Koman, Portal.

Page 51: bogazici dergi subat'10
Page 52: bogazici dergi subat'10

nsan varoluflsal olarakmelezdir diyor “Dolayl›Hayvan” kitab›nda ErgunKocab›y›k. ‹nsan yersel

olanla göksel olan aras›nas›k›flm›flt›r. Dolan›r durur çünkübir yandan içindeki hayvantaraf›ndan çekilmekte bir yandanda göksel olan› arzulamaktad›r.Bazen süfli ve flerefli, bazenhayvani ve delidir. Ruh gökselolan› arzular fakat “nefs kendievinde, ak›lsa gariptir.” ErgunKocab›y›k bu kitapla insanl›¤›nkadim sorusunu bizlere tekrarhat›rlat›yor; “Kimim ben?”Mircea Eliade tad›nda harikabir kitap... Felsefe, semboloji, dinler

‹tarihi, mitoloji seviyorsan›z, ya da en iyisi varoluflsalsorular›n›z varsa, mutlaka okuyun derim, tabii kiafla¤›daki söylefliyi okuduktan sonra...

Dolayl› Hayvan’da insan›n izini sürüyorsunuz.Onun arkas›nda b›rakt›¤› izleri okumaya, çeliflkilido¤as›n› anlamaya çal›fl›yorsunuz. fiöylebafllayal›m m›: Dolayl› ve do¤rudan hayvanayr›m›ndan ne anlamam›z gerek?Dolayl› Hayvan’da insana ve hayvana dair bir fleylersöylerken, insan›n kendine ve içinde yaflad›¤› dünyayayönelik olarak kurgulad›¤›, tahayyül etti¤i bir külliyatadayan›yorum. Bu külliyat nedir? Tarihöncesi tafl, kemikveya kaya üzerindeki çizimler, oymalar, heykelciklerdentutun da, mitlere, folklora, dinsel anlat›lara, çeflitlisanat eserlerine, edebiyata kadar genifl bir malzemey›¤›n›. Bunlar insan zihninin, kendine ve kendi d›fl›ndakidünyaya iliflkin duygu ve düflüncelerinin bir kayd›d›r.

Hayvan ile ilah aras›nas›k›flm›fl insan›n izinisüren Dolayl› Hayvaninsan›n varoluflsalsorular›na insanl›¤›ntarih boyuncaoluflturdu¤u külliyatabakarak cevap ar›yor.BÜ Yay›nevi’nden ç›kanve büyük ilgi görenkitab›n yazar› ve ayn›zamanda BÜ Yay›neviMüdürü ErgunKocab›y›k ile külliyatiçinde birlikte gezdik.

50 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: fiebnem AKÇIL ’03Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

K‹TAP

Dolayl› HayvanSüfli ve fierefli, Hayvani ve Erotik, fieytani ve Deli

Page 53: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 51

Bunlardan yola ç›karak insan›nkendini nas›l anlamland›rd›¤›n›,dünyadaki hayat›n› nas›lgördü¤ünü anlamaya çal›fl›yorum.Ruh dedi¤imde, tanr› dedi¤imde,kamil insan dedi¤imde, nefshayvan› dedi¤imde insan zihnininüretti¤i kavramlardan, bunlardolay›m›yla kendine aynatutmas›ndan söz ediyorum. ‹flteinsan› dolayl› yapan da budur.Kendine bir ayna aray›fl›d›r. Hayvando¤ar, büyür, avlan›r, çiftleflir, ürerve ölür. Her hayvan için iflleyenbu yaflam döngüsünün kendisi,hayvan için bir mesele de¤ildir.Oysa insan kendi hayvanl›¤›n›mesele edinmifltir. Bu nedenle ona“dolayl› hayvan” diyorum. Yaniinsan hayvan gibi “do¤a”dayaflamaz. Do¤ayla do¤rudanl›kinsan›n büyük ölçüde yitirdi¤i birfley. ‹nsan do¤ada de¤il, bir“dünya”da yaflamaktad›r. Dolayl›Hayvan bu “dünya”y›, yani insan›nkendi iç dünyas›n› ve d›fl dünyay›kendi iç dünyas›na nas›l katt›¤›n›anlatmaya çal›fl›yor diyebiliriz.

Dolayl› Hayvan’dan önceAynadaki Narkissos kitab›n›zç›km›flt›. Orada “ben”in / benlikbilincinin pefline düflerkenDolayl› Hayvan’da da yinebence çok ba¤lant›l› olarakinsan›n pefline düflüyorsunuz.‹lk kitapta insan tümeylemlerinde asl›nda aynadakendine bak›yordu ve kendiniar›yordu, ikinci kitab›n›zda isebelki de iflte insan›n aynadagördükleri, yani kendisikarfl›m›za ç›k›yor? Gerçektende Dolayl› Hayvan’› AynadakiNarkissos’un devam› / ikincikitab› olarak düflünebilir miyiz?Kesinlikle. Tam söyledi¤iniz gibi.Her iki kitap da ortak bir meseleçevresinde ilerliyor ve birbirlerinitamaml›yorlar. Yazmaya devamedebildi¤im sürece bu temel izlektenayr›lamayaca¤›m› hissediyorum.

Kitap ç›kal› 6 ay oldu. Tepkilernas›l?Gayet iyi... Dolayl› Hayvankitaplar›m aras›nda en fazla ilgi

uyand›ran› oldu diyebilirim. HaberTürk gazetesinden GülenayBörekçi genifl bir röportaj yapt›,Ertu¤rul Özkök köflesinde yazd›,Filiz Bingölçe kitap hakk›nda birde¤erlendirme yapt›. Sat›flaç›s›ndan bak›lacak olursa, böylebir kitap için makul bir sat›fl›oldu¤u söylenebilir.

Mircea Eliade’den sonra bukonularda bir Türk yazar›okumak beni çokheyecanland›rd›. Siz asl›ndaHeraklitos’un söyledi¤i“Kendimi arad›m” ya da kadimsözlerden “Kendini tan›”meselesini dinler tarihi, mitoloji,simgecilik ve felsefe gibi pekçok mecradan örneklerle çokçarp›c› bir biçimde okuyucununönüne sermiflsiniz. Asl›nda enönemli meselemiz ya daasl›nda tüm meselemiz bu de¤ilmi?Mircea Eliade’nin kitaplar›n›nönemli bir k›sm›n›n editörlü¤ünüyapt›m. Yaklafl›k bir buçuk y›lboyunca tüm mesaimi kitaplar›n›yay›ma haz›rlamakla geçirdim.Dinler Tarihine Girifl, Dinsel‹nançlar ve Düflünceler Tarihi(üç cilt), Zalmoksis’ten CengizHan’a, Demirciler ve Simyac›lar,Mistik Hint Erotizmi... Bütün bukitaplarla zaman geçirdi¤imdönem benim için çok zihin aç›c›oldu. Dinsel, mitsel ve sanatsalyarat›lar›n insana nas›l aynatuttu¤unu anlamamda büyükkatk›s› oldu. Ayr›ca uzun bir süresimgeler üzerine çal›flt›m, baz›temel simgelerin dünyan›n hemenher kültüründe ortak bir ba¤lamaoturdu¤unu görmek zihnimdebaz› fikirler uyand›rd›. Tasavvuflailgili bir kitap çevirdim vebaz›lar›n›n editörlü¤ünü yapt›mve bunlar sayesinde ‹slamdüflüncesinin bu konulara nas›lyaklaflt›¤›n› keflfettim. Farkl›alanlardan derledi¤im bilgileribelirli bir fikir oluflturacak flekildebir araya getirdim. Yazd›¤›myaz›lar, kitaplar benim ö¤renmemaceram›n kay›tlar› olarakgörülebilir.

Sizce kendini tan›mameselesinin yeterince fark›ndam›y›z? Ya da hayat›m›z›n temelsorusu oldu¤unu fark edebiliyormuyuz?Baz›lar›m›z için evet. Ama ço¤unlukiçin öyle de¤ilmifl gibi görünüyor.Asl›nda bir yönüyle bakt›¤›m›zdainsan›n bu sorudan, bu sorununanaforundan kurtuluflu olmad›¤›n›düflünebiliriz. Ne var ki birço¤umuziçin bu anafordan uzak durman›nyolu haz›r baz› cevaplaratutunmaktan ibaret. Gerçekten dehaz›r cevaplar bizi sorununmerkezinden uzak tutar, e¤er

Hayvan do¤ar, büyür, avlan›r, çiftleflir,ürer ve ölür. Her hayvan için iflleyenbu yaflam döngüsünün kendisi, hayvaniçin bir mesele de¤ildir. Oysa insan

kendi hayvanl›¤›n› mesele edinmifltir.Bu nedenle ona “dolayl› hayvan”

diyorum.

‹nsanhayvangibi“do¤a”dayaflamaz.

Page 54: bogazici dergi subat'10

52 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

istedi¤imiz bu ise. Her birey hayat›boyunca kendisinin kim oldu¤usorusunu yeniden keflfedip yan›t›n›aramak zorundad›r. Oysa ço¤ukere insanlar›n daha fazlaönemsedikleri fley kim olduklar›de¤il baflkalar›nca nas›lgöründükleri. Birbirimizin içindençok d›fl›yla ilgiliyiz; kendimizibaflkalar›n›n yerine koyam›yoruz,görünenin arkas›ndakiyle ilgilide¤iliz. Verili olanla yetiniyoruz.Bu bizde derin bir ahlaki ve maneviboflluk, zihinsel bir s›¤l›k yarat›yor.Dünyan›n sadece görünendenibaret olmad›¤›n› bilmek gerek,görünenin ard›n› görmek için derinbir kavray›fla ihtiyaç var. Çevremizeyaln›zca kendi merkezimizdenbakmamak gerekti¤ini bilmeliyiz,baz› fleyleri hiçbir kiflisel beklentiummadan yapmak gerekti¤inianlamam›z laz›m. Asl›nda bütünbunlar kendini anlamak denilenfleyin ta kendisi.

Kitab›n bafl›ndaki al›nt›da flöylediyor: “Hayvanlar hedeflerinedo¤rudan giderken o,dolambaçlarda kaybederkendini, tam anlam›yla birdolayl› hayvan olur”. Bu zorlukya da dolambaç, sizin dekitapta belirtti¤iniz gibi, insan›nasl›nda hayvan ile ilah aras›nas›k›flm›fl olmas›ndankaynaklanm›yor mu?Elbette... ‹nsan› insan k›lan, tarifetti¤iniz bu s›k›flm›fll›k. ‹nsankendini dünyaya s›k›flm›fl hisseder.Varoluflçular “dünyayaat›lm›fll›k”tan söz etmifllerdi. Buiflin bir yönü elbette, ama baflkabir yönü “dünyaya s›k›flm›fll›k”t›r.‹nsan›n baflka dünyalar aray›fl› bus›k›flm›fll›k duygusundand›r. Çünküinsan bir s›n›r hayvan›d›r. Freudinsan benli¤ini bir s›n›r olgusuolarak aç›klam›flt›. Freud’a görebenlik idin libidosu ile üstbenin

kat› buyruklar› aras›nda bocalar.Bir yandan idini dünyaya uygunhale getirmeye çal›fl›rken öteyandan dünyay› idinin isteklerineuydurmaya çal›fl›r. ‹nsan idin ölümdürtüsü ile erosun yaflam dürtüsüaras›nda gidip gelir. Benlik bilincidenilen fley, insan›n olanaklar› iles›n›rlar› aras›ndaki gerilimdenbeslenir. Ben aray›fl› bir s›n›r

aray›fl›d›r ayn› zamanda. ‹nsan›nkendini dolambaçlardakaybetmesinden bu s›n›r aray›fl›n›anlamak gerek. ‹nsan, bu nedenlehayvan›n gitti¤i yoldan ayr›lm›flt›r.Yolun d›fl›na ç›km›flt›r. “‹lahl›k”s›n›r›n ötesidir, gidilmemifl yerdir.Bu anlamda insan›n yeri “ara”d›r,“s›n›r”d›r. ‹nsan ne bir hayvand›r-çünkü onunla yetinemez, onuaflmaya çal›fl›r- ne de ilaht›r, çünküdaima s›n›r›n bir ötesi vard›r.

‹nsan bu anlamda varoluflsalolarak melez diyorsunuz yinekitapta. Ruh göksel olan›arzuluyor, fakat “nefs kendievindedir, ak›lsa gariptir”. Ak›lneden garip bu kadar?“Nefs kendi evinde, ama ak›lgariptir”, demifl Mevlânâ. Akl›ngaripli¤inden flunu anlamak gerek.Bu tasavvufi bir terimdir ve insan›n

“Nefskendi

evinde,ama ak›lgariptir”

“‹lahl›k” s›n›r›nötesidir, gidilmemiflyerdir.

‹nsan kendini dünyayas›k›flm›fl hisseder.

Varoluflçular “dünyayaat›lm›fll›k”tan söz

etmifllerdi. Bu iflin biryönü elbette, ama

baflka bir yönü“dünyaya s›k›flm›fll›k”t›r.

Page 55: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 53

‹nsan‹d’inölümdürtüsüileEros’unyaflamdürtüsüaras›ndagidipgelir.

s›n›r oluflunun, arada oluflunun,seyir halinde bulunuflunun baflkabir ifadesidir. Tasavvufta insan›nçeliflik tabiat›, -biraz öncebahsetti¤imiz s›k›flm›fll›¤›- ondakiikili yönden kaynaklan›r. ‹nsannefs ve ruh veya ak›l olarak ikiyebölünmüfltür. Bu iki yön birbiriyleuzlaflmaz. Aralar›ndaki çat›flmadaninsan›n yolculu¤u, “olma” çabas›do¤ar. Nefs kendi evindedir, yanibir aray›fl içinde de¤ildir, ya dabütün aray›fl› temel güdülerindoyurulmas›ndan ibarettir. Buaray›fl evin s›n›rlar› içinde birdolanmadan ibarettir; oturmaodas›, mutfak, tuvalet ve yatakodas› aras›nda gidifl gelifller. Çünkünefs hayvani yar›d›r. Bu dünyaya,yani eve ait oland›r. Ak›l veya ruhise gurbettedir, aray›fl halindedir,evin d›fl›nda ne oldu¤unu merakeder. Ak›l sürekli olarak ait oldu¤ubir “as›l yer”, tasavvufi terimle bir“vatan” aray›fl› içindedir. Bütüns›k›nt›s› arad›¤› o yerdebulunmuyor olufludur. Kendinibilinen dünyan›n yerlisi saymaz,s›n›r›n berisindeyken daimayabanc›d›r. ‹nsan kendini öteyeait sayar. Sufilere göre “öte yer”bafllang›çta bulunulan amasonradan yitirilmifl bir yerdi. Oraya

daha önce hiç gitmemifl oldu¤unada inansak, flu gerçe¤ide¤ifltirmiyor: ‹nsan kendinigurbette hisseder; çünkü kendinibulundu¤u yere ait saymaz, gözüufkun ötesindedir. Gözü yoldad›r,daha do¤rusu yolun d›fl›ndad›r.‹flte bu evde duran yan› ile evind›fl›na ç›kmak isteyen yan›n›nikizli¤i, kardeflli¤i, bir aradal›¤›insan›n melez karakterini, dolayl›hayvanl›¤›n› oluflturuyor.

Dolayl› Hayvan’› yazmak,sizin kendinizi tan›mayolculu¤unuzda hayat›n›z›nas›l etkiledi?Bu macera Dolayl› Hayvan’dançok daha önceye gider... Genelolarak yaz›yla u¤raflmamla, hattabiraz daha öncesine, ilk gençlikça¤›ma gidersek resim çizmekle,güzel sanatlara yönelik bir ilgiylebafllar. Bir süre sonra kendimisanat tarihi, foto¤rafç›l›k, edebiyat,felsefe, sinema gibi hayat›n gerçekzevkleriyle tan›flm›fl olarak buldum.Üniversite y›llar›nda sinemay›meslek edinme niyetindeydim amasonunda karar k›ld›¤›m ifl editörlükoldu.

Bo¤aziçi Üniversitesi Yay›neviMüdürü olman›n yan›n s›raeditörlük de yap›yorsunuz.Böylesine kapsaml› bir kitab›baflka pek çok kitab›neditörlü¤ünü yaparken yazmakzor olmad› m›?Tam tersine, bu kitab›m›editörlü¤ünü yapt›¤›m kitaplaraborçluyum. Editörlük bana pekçok fley kazand›rd›. Baflta okumakdenilen eylemin ne demekoldu¤unu ö¤rendim. Bir kitab›nyay›ma haz›rlanmas› ifli ileu¤rafl›rken günlerce, haftalarcabazen aylarca fikirleri, yabanc›dildeki cümleleri daha iyi, dahado¤ru ifade etmenin yolunu arardurursunuz. Bitmek bilmeyen birokuyup düzeltme ifllemi boyuncakarfl›n›za ç›kan dilbilgisel dereleritepeleri aflmak zorunda kal›rs›n›z.Kendinizi her çaresiz hissetti¤inizdekestirme yollar telkin edip duranfleytana uymamaya çal›fl›rs›n›z. Bir

metinle u¤raflmak ayn› zamandakendinizle u¤raflmakt›r. Editörlükkendini e¤itmenin, terbiye etmeniniyi bir yoludur; güzel bir çilebiçimidir. Özellikle çeviri kitapeditörlü¤ünün en sinir bozucuama bir o kadar da güzel yan›,cümleler üzerinde yo¤unlaflt›kçametnin dilbilgisel derinliklerine,gizli odalar›na, ince detaylar›nado¤ru a¤›r a¤›r çekilmektir.Kelimelerin anlamlar›n› sözlüktenkontrol ettikçe, irili ufakl› anlamöbeklerini defleledikçe,bildiklerinizi tekrar tekrar gözdengeçirdikçe ve yeni yeni fleylerö¤rendikçe, bir mana anaforuylasarmalanm›fl bir biçimde cümleyibir böyle bir flöyle kurdukça, birmetni döne döne okudukça insanyüzeyden derinlere do¤ruçekildi¤ini hisseder. Bu, o an içins›k›nt›l› olsa da tad›n› daha sonraalaca¤›n›z büyük bir zihinselhazd›r.

Bundan sonraki projelerinizneler?Yazmak istedi¤im birkaç kitap var.Hepsinin de birbirini tamamlay›c›içerikleri var. Ama bunlar›n neoldu¤unu flimdiden sözedökmeyeyim. fiu kadar›n›söyleyebilirim yay›mlanm›flkitaplar›mla ba¤›m bir ölçüdedevam ediyor. AynadakiNarkissos ve Dolayl› Hayvan,Yaz›l› Yüz’ü gelifltirme iste¤iminbir sonucudur. Yak›nlardaAynadaki Narkissos’ungeniflletilmifl yeni bask›s› yap›ld›.Dolayl› Hayvan’a yay›mland›¤›günden bu yana yeni cümlelerekliyorum. Yeni okumalardanbaz›lar›n› bir blog sitesindeokurlarla paylaflmaya bafllad›m.http://dolaylhayvan.blogspot.comadresinden izlenebilir.

Bir metinle u¤raflmak ayn› zamandakendinizle u¤raflmakt›r. Editörlük

kendini e¤itmenin, terbiye etmenin iyibir yoludur; güzel bir çile biçimidir.

Ergun Kocab›y›k’›n BÜYay›nevi’nden ç›kan AynadakiNarkissos kitab›n›n yeni bask›s›da geçti¤imiz günlerdeyay›mland›.

Page 56: bogazici dergi subat'10

ost Dial, Yi¤it Bülbül (gitar, vokal, synth) veSinan T›nar (davul, vokal, synth) taraf›ndankurulmufl elektronik-punk ikilisi. ‹kilinin 5parçadan oluflan, bütün parçalar› kendileri

taraf›ndan üretilmifl ve evlerinde kaydedilmifl olan ilkEP’si (extended play) “Lights Off Here” 2007 y›l›n›nsonunda web üzerinden dinleyicilerine ve merakl›lar›naulaflt›. Ocak 2008’den itibaren çeflitli sahnelerde canl›performanslar veren grup, yak›n zamanda ç›kacakikinci EP’si için haz›rl›klar›n› devam ettiriyor.

Post Dial’›n kuruluflunu ve geçirdi¤i süreçlerianlatabilir misiniz?Sinan T›nar: Post Dial Yi¤it’le olan arkadafll›¤›m›z›nbir ürünü asl›nda. Ben ortaokul 3., Yi¤it ortaokul 1.s›n›ftayken birbirimizi tan›d›k. ‹kimiz de ‹zmirliyiz.Bilye oynad›k, turflu suyu içtik, her gencin yapt›¤›s›radan fleyleri yapt›k, beraber müzik dinledik. Sonrabir noktada beraber müzik yapmaya bafllad›k.

P

54 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: Murat TAfiÇI ’07Foto: Can S‹PAH‹

MÜZ‹K

Post Dial, çocuklukarkadafl› olan ikiBo¤aziçilininhayallerinin meyvesi...Beraber müzik yapmay›küçüklüklerinden berihayal eden Yi¤it Bülbülve Sinan T›nar ’07bizlere Post Dial’›nRock’n Coke’a kadaruzanan serüveninianlat›yor. Ba¤›ms›z veidealist durufllar›ylayapt›klar› müzi¤i nas›lbirlefltirdikleriniokuyunca hayaletmenin gücünüyeniden farkedeceksiniz.

Müziklerimizi bilgisayardayap›yorduk. Ortaya ç›kanelektronik, atari müzi¤i gibi bir“sound” idi. Çok da ciddiyealmad›k kendimizi aç›kças›.Çocukken küçük bir klavyemizvard›, beraber müzik yapaca¤›z,‹stanbul’a gidece¤iz, herkesegününü gösterece¤iz diye hayallerkurard›k. ‹zmirli olman›n da etkisivar bunda; ‹zmir’den ‹stanbul okadar büyük bir yer olarakgözüküyor ki oraya gidip oradamüzik yapabilmek, bir bardaçalabilmek hayal gibiydi. Bunuyapabilece¤imize inand›k.

Grubumuzun ismi olan Post Dial,karfl›m›za tamamen tesadüfen ç›kt›.Baflta hiçbir anlam› olmayan birsözün, y›llar geçtikçe içi dolmayabafllad›. Yi¤it’le her yapt›¤›m›z iflePost Dial ad›n› verdik. Küçükkende yapt›¤›m›z flark›lara “Post Dial”etiketiyle isim veriyorduk.

Bo¤aziçi’nin elektronikpunk ikilisi: Post Dial

Page 57: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 55

2002 y›l›nda Bo¤aziçi’ni kazan›p‹stanbul’a geldim. Yi¤it’in de 2sene sonra Bo¤aziçi’ne gelmesiyle‹stanbul’da yeniden bulufltuk. ‹lketapta BÜ Müzik Kulübübünyesinde çal›flmalara kat›ld›k.Rock korosunda Yi¤it gitar, bendavul çal›yorduk. Bir anlamda“cover” yap›yorduk ve çoke¤leniyorduk.2006 yaz›nda 5 parçadan oluflanilk EP’mizi yapt›k. Bu flark›larkendimizi ciddiye alarak yapt›¤›m›zilk flark›lard›. Sonra bu flark›lar›CD’ye bast›k. Her fleyi kendimizevde yapt›k. Kay›tlar stüdyodade¤il, Ataflehir’deki eviminsalonunda, Yi¤it’in Hisarüstü’ndeki

evinin yatak odas›nda yap›ld›.O zamanlar kay›t yapmak ad›nahiçbir fley bilmiyorduk diyebiliriz.Tamamen amatörce yap›ld› bukay›tlar; çocukkenyapt›klar›m›zdan fark› ne yapmakistedi¤imizi biliyor olmam›zd›. EP’yitamamlay›nca art›k canl›çalmam›z›n vakti geldi dedik.

Post Dial’›n k›r›lma noktas›neydi?K›r›lma noktam›z ilk canl›performans›m›z olan fiubat2008’deki Dogzstar konserimizdi.1,5 ayl›k süreçte canl› çalaca¤›m›zbir set haz›rlamam›z gerekiyordu.Sahnede hangi parçalar› hangi

enstrümanlarla çalaca¤›m›z›, vokal yap›pyapamayaca¤›m›z› bilmiyorduk. Grubumuzun format›birçok enstrüman çalmay› içerdi¤inden di¤er gruplarapek benzemiyor. Dogzstar konseri sonras›ndadinleyicilerin heyecan›n› gördükten sonra baflar›l›oldu¤umuzu anlad›k. Müzi¤imizi 2 kifli olarakyapabildi¤imizi gördük. Baflka insanlara gerek yok, buflekilde ilerleyebiliriz diye düflündük.

2 kifli olmay› planlam›fl m›yd›n›z?Yi¤it Bülbül: Yapabilece¤imiz tek fley buydu.Elimizden bu geliyordu. Ben gitar çal›yorum, Sinandavul çal›yor. Baz› flark›larda gitar yerine “synth”çalmak istiyorum. Davulcu Sinan’›n davul çalmamas›,gitarist Yi¤it’in bir flark› boyunca gitar çalmamas›ald›¤›m›z bir karard›. ‹flimize karakterimiziyans›tt›¤›m›zda ortaya böyle bir yap› ç›kt›.

Ne tarz müzik yap›yorsunuz?Belirli bir tarz›m›z oldu¤unu söylemek güç. ‹ki kiflilikbirçok grup var; örne¤in New Order, Primal Scream,Depeche Mode, The Chemical Brothers veMadchester. Bu gruplar daha çok DJ gibi çalmalar›nakarfl›n biz rock grubu gibi çal›yoruz; fakat rock gruplar›3-4 kifli oluyor en az›ndan. 70-80’lerin punk gruplar›gibi çal›yoruz ama elektronik müzik yap›yoruz.Müzi¤imiz ne tam elektonik, ne tam punk, dans müzi¤iolarak da tan›mlanabilir. ‹nsanlar›n bizim müzi¤imizefiziksel tepki vermesini; dans etmesini ve kat›l›mgöstermesini istiyoruz. Steril bir elektronik grubuolmamaya dikkat ettik. Hiçbir zaman “club” müzi¤iolmayal›m, performans›m›z canl› olsun istedik.

Kendinizi Indie olarak tan›mlar m›s›n›z?Indie müzik (“Independent”›n k›saltmas›) ba¤›ms›zmüzik anlam›na geliyor. Kendimizi yapt›¤›m›z müzi¤in“sound”u aç›s›ndan Indie olarak görmüyoruz ancakvarolufl olarak Indie’yiz. Herhangi bir plak flirketineba¤l› de¤iliz, sermayedarlar›n bütçeleriyle müzikyapm›yoruz. Plak flirketleriyle veya sermayedarlar›nbütçeleriyle çal›fl›ld›¤› zaman etkinlikler daha çok gelirgetirici halde yeniden düzenleniyor, ama biz yapt›¤›m›zmüzi¤i hep kendimiz yönlendirmek istiyoruz.Baflkalar›n›n bize dayatmas›yla müzik üretmekistemiyoruz, bu anlamda ba¤›ms›z tavr›m›z›kaybetmeyece¤iz.

Müzi¤imiz ne tam elektonik,ne tam punk, dans müzi¤i olarak da

tan›mlanabilir. ‹nsanlar›n bizimmüzi¤imize fiziksel tepki vermesini;

dans etmesini ve kat›l›m göstermesiniistiyoruz.

Yi¤it Bülbül(BÜ Makine Mühendisli¤i

Bölümü ö¤rencisi)Sinan T›nar(BÜ Psikoloji Bölümü 2007 y›l› mezunu)

Page 58: bogazici dergi subat'10

56 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Türkiye’de ve dünyada Indie ak›m› nereyegidiyor?Mp3’ler müzik endüstrisini bat›rd› ve bundansonra sanatç›lar›n müzikle para kazanmas›zor, müzik üretimi bitti diye bir görüfl var.Asl›nda müzik endüstrisini bat›ran Mp3 de¤il,genel gidiflat›d›r. Sanatç›lar kendi ortamlar›ndaürettikleri müzi¤in da¤›t›m›n› yapabiliyorlar.Müzisyenler büyük plak flirketlerininkontratlar›ndan ç›k›p daha ba¤›ms›z ufakgruplar›n a¤›yla müziklerini da¤›tabiliyorlar.

Sizin için en önemli sahne performans›n›zhangisiydi?18 Temmuz 2009’daki Rock’n Coke bizim içincanl› performans olarak en genifl kitleyeulaflt›¤›m›z ve en heyecanland›¤›m›zperformans olmas› aç›s›ndan önemliydi. Dahaönce 100-150 kiflilik dinleyici gruplar›na müzikyaparken, Rock’n Coke’ta binlerce kifliylemüzi¤imizi paylaflt›k. Rock’n Coke’ta hiçtan›mad›¤›m›z bir dinleyici kitlesiyle dekarfl›laflt›k, onlar›n olumlu dönüflleri biziyüreklendirdi. Böylece büyük sahnede canl›performans› gayet iyi bir flekildebaflarabilece¤imizi gördük. Ayr›ca Post-Dial’›ntan›nmas› aç›s›ndan iyi bir pazarlama etkinli¤ioldu¤unu da söyleyebiliriz.

Yeni çal›flmalar›n›z var m›?fiu an ikinci EP’nin haz›rl›klar› içerisindeyiz;en geç bir-iki ay içerisinde haz›rlanm›fl olacak.‹kinci EP’de canl› çald›¤›m›z amakaydetmedi¤imiz flark›lar› dinleyicilerimizlepaylaflmay› hedefliyoruz. ‹kinci EP’ninda¤›t›m›n› da, birinci EP’de yapt›¤›m›z gibi,internet üzerinden ücretsiz olarak yapaca¤›z.‹nternet üzerinden yap›lan müzik da¤›t›m›,di¤er da¤›t›m yöntemlerine göre daha h›zl›ve daha verimli çal›fl›yor.

Yeni EP’deki parçalar› CD ile da¤›tmay›düflünmedik. Sebebi ise CD da¤›t›m›n›n plakflirketiyle anlaflmay› gerektirmesi ve bununda bizim Indie duruflumuza ayk›r› olmas›.

E¤er bir gün CD yapacak olursak, kapa¤›yla,foto¤raflar›yla, içeri¤iyle tamamen bizimistedi¤imiz gibi, koleksiyonu yap›lacak,müzikten öte daha büyük bir sanat eseri olsunisteriz.

Türkiye’de gruplar insanlar›n kafas›nda“albümü olan grup” ve “albümü olmayangrup” olarak iki farkl› konumdade¤erlendiriliyor. Bir grubun albümü ç›kt›¤›ndao grubun aflama atlad›¤› düflüncesi tamamenyanl›fl. Albümü ç›kmam›fl ve çok genifl dinleyicikitlesine sahip gruplar da var.

Dinleyici kitlenizi tan›mlayabiliyormusunuz?Net bir tan›m yapmak çok da mümkün de¤il;ancak Peyote ve Dogzstar gibi mekanlaragiden ve daha çok 25-30 yafl›na kadar olangençler dinliyor. Çok genifl bir dinleyici kitlesinesahip oldu¤umuzu söyleyemeyiz. Her ne kadard›flar›dan öyle alg›lansa da, genifl kitlelerehitap etmememiz Post-Dial’›n “avantgarde”durma iste¤inden kaynaklanm›yor. Bununsebebi dinleyici ile iletiflimimizi istedi¤imizboyutta gerçeklefltiremememiz. Türkiye’dekitlelere ulaflabilen medya araçlar›n›n Indiemüzikle ilgilenmesi ile dinleyici kitlemizinartaca¤›n› düflünüyoruz.

Page 59: bogazici dergi subat'10
Page 60: bogazici dergi subat'10

BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹’NDEN

58 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bu say›m›zdadergigönüllüleri-mizden HandeOrtaç Aksoy’03 misafirimizoldu. Dergi Yaz›Kurulunda 6y›ld›r gönüllüolarak çal›flanHande baflar›l›ifl hayat›kariyerine‹stanbulModern’de‹fl GelifltirmeMüdürü olarakdevam ederkenemin ad›mlarlayazarl›kkariyerinde deilerlemekte.BÜMEDYarat›c›Yazarl›kKursundapekifltirdi¤iyazarl›kyetene¤i,prati¤inigelifltirdi¤iBo¤aziçiDergisi ileedebiyatdünyam›z›n biryazarkazanmas›nadestekverdi¤imiz içinBÜMED olarakmutluyuz veHande ile gururduyuyoruz…

✒Dergi Gönüllüleri ❤- Mezun oldu¤unuz bölüm?

Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler 2003 y›l› mezunuyum.

- Hala görüfltü¤ünüz arkadafllar›n›z…

Bo¤aziçi’nde tan›flt›¤›m insanlar en yak›n arkadafllar›m flu anda... Zaten her günüm

bir Bo¤aziçili’yle geçiyor. Eflimle ayn› bölümden mezunuz ama o iki dönem üstten.

- Bo¤aziçi’nin sizin için en özel mekan›?

Ö¤rencili¤im boyunca ve hatta mezun olduktan sonra k›sa bir süre de olsa Bo¤aziçi

Üniversitesi Oyuncular› (BÜO)’da oyunculuk yapt›m. Tabi ki Demir Demirgil Tiyatro

Salonu benim için en özel mekân. O salonda ve kuliste y›llar›m geçti diyebilirim.

Çat›s›ndan ›fl›k odas›na kadar temizlemedi¤im, girip ç›kmad›¤›m yeri kalmam›flt›r.

Hâlâ salondan içeri girerken heyecanlan›r›m.

- Kaç y›ll›k Bo¤aziçilisiniz?

1998’den beri, 12 y›l olmufl bile!!!

- Hangi dergileri okursunuz?

Bo¤aziçi Dergisi:) Altyaz›, National Geografic, Varl›k, Forbes, internet üzerinden

altzine.net, Cogito, Kitapl›k...

- Size yaflam› keyifli k›lanlar...

Dergi toplant›lar›, dostlar›mla vakit geçirmek, dal›fl yapmak, yazmak ve okumak

zaman›n bazen durmas›n› sa¤lar benim için... O anlar keyif ald›¤›m, geçmesini

hiç istemedi¤im zamanlard›r.

- Neden Bo¤aziçi Dergisi?

Bo¤aziçi dergisi her fleyden önce bize ait. Camia olarak bizden kaynaklanan ve bizler taraf›ndan yarat›lan bir de¤er.

Öncelikle inand›¤›n›z, yok olmas›n› istemedi¤iniz fleyleri, yel de¤irmenlerine karfl› savunmaya kalkars›n›z. Ama bizim

flans›m›z yaln›z olmamam›z! BÜMED Don Kiflotlar› biraraya getirmek konusunda çok baflar›l›. Tabi bu insana umut ve

daha çok çal›flmak için pozitif enerji veriyor.

- Baflka gönüllü iflleriniz var m›?

‹nternet üzerinden yay›nlanan ve bir edebiyat neflriyat› olan altzine.net’in editörlerinden biriyim.

- Gönüllülük hayat›n›za ne kat›yor?

Tart›flmal› bir dergi toplant›s› adrenalin, y›lbafl› yemekleri kalori, altzine.net’te yay›nlanan her bir yaz› heyecan, her

ay yeni dergiyi elime almak mutluluk kat›yor.

- Dergiyle ilgilenmeye ne vesileyle bafllad›n›z?

BÜMED ayr›lmak istemedi¤im kampüse bir ba¤lant› olarak bafllad›. Zaman içinde bu ba¤ kendini yen

i bir eve, aidiyete

dönüfltürdü. Ama önemli bir neden daha var. Yazmak istiyordum! Hep istemifltim. Dergi bana bu konuda harika bir

olanak sundu.

- Derginin en çok be¤endi¤iniz özellikleri?

Samimi buluyorum her fleyden önce. Gönüllülük esas›yla ç›k›yor olmas› ve bu kadar y›ld›r varl›¤›n› sürdürmesi de mezunlar

derne¤ine, Bo¤aziçi Üniversitesi’ne güvenimi artt›r›yor. Sürdürülebilir baflar› art›k çok önemli. Bir iflin uzun süreli olmas›

için ne yaz›k ki baflar› yeterli de¤il. Parlayan ama ad›n› hat›rlamad›¤›m›z bir çok fleyin oldu¤u tüketi

m ça¤›nda kalite

seviyesini düflürmeden uzun y›llar kal›c› olabilmek çok daha de¤erli. Dergimiz bunu baflar›yor ve en güzeli

bunu hep beraber

yap›yoruz.

- Bugüne kadar yapt›klar›n›z aras›nda en be¤endi¤iniz yaz›lar›n›z?

Yaz›lar›n hepsinde çok heyecanlan›yorum, özellikle içeri¤ini kendim oluflturup önerdi¤im yaz›lar› yapmak daha da heyecanl›

oluyor. San›r›m 2005 y›l›yd›, Can Kozano¤lu yaz›s›nda çok e¤lenmifltim. Ö¤renci kulüplerinin ç›kard›¤› dergilerle ilgili

“Kampüsün Dili” diye bir yaz› yazm›flt›m. Mezunlar ve ö¤renciler aras›ndaki bir paralelli¤i ortaya ç›karmak çok hofluma

gitmiflti. Arman Manukyan’la 2009’da röportaj yapt›m. Kendisi yaflayan bir efsane, bu yaz› da benim için önemlidir.

Mithat Alam Film Merkezine yüklü bir ba¤›fl yapan Prenses Sara Ertu¤rul Korle’yle ilgili bir yaz› yazm›flt›m. Daha sonra

Hürriyet’in hafta sonu ekinde dergimizden yola ç›karak bu konuyla ilgili haber yap›lm›flt›. Bunlar ilk akl›ma gelenler.

- Bundan sonra dergimiz için hayaliniz...

Umar›m mezunlar›m›z BÜMED’e üye olurlar, dergiyi ç›karmaya daha çok gönüllü gelir. Dergimiz mezunlar›m›z›n

etkinli¤iyle geliflecek ve flimdiki halinden daha iyi noktalara tafl›nacak. Umar›m herkes bu tatl› bask›y› hissederek

Bo¤aziçi’nin yaflanan tarihinin dergi arac›l›yla yaz›ya geçirilmesine el atar, ortak olur.

Page 61: bogazici dergi subat'10
Page 62: bogazici dergi subat'10

orunlar okumas› kolay birkitap de¤il. Buradaokuyaca¤›n›z hikayelerinne dillenmeleri kolay oldu,

ne dinlenmeleri, ne de yaz›yadökülmeleri. (TorunlarÖnsöz’ünden)Torunlar, Fethiye Çetin’in ad›,Seher olarak de¤ifltirilen HeranuflHan›m’›n, yani 1915 Ermenitehcirinde annesinin elindenal›nm›fl ve bir Müslüman k›z› olarakbüyütülmüfl, evlendirilmifl, ‘torun’sahibi olmufl olan anneannesininhikayesini kaleme ald›¤›Anneannem adl› kitab›n›n devam›niteli¤inde. Ancak Torunlar’daanlat›lan anneannelerinin de¤iltorunlar›n kendi hikayeleri. Bukitapta torunlar, anneannelerinin,

babaannelerinin ya da dedelerininhikayelerini duyduklar›nda nas›letkilendiklerini, onu bugüne nas›ltafl›d›klar›n›, bugün nelerdüflündüklerini anlatarak,kendilerini nas›l tan›mlad›klar›n›,sorunu nas›l çözmek istediklerinianlat›yorlar.

Torunlar, yirmi befl Ermenianneannenin ve dedenin hikayeside¤il. Bu kiflilerin hayatta kalmabiçimiyle, bu durumun aileyeyans›malar› veya torunlar›nkendilerini anlamland›rmalar›aç›lar›ndan önemli bir çeflitliliksöz konusu. Bu hikayelerinaralar›nda hem çok önemliba¤lant›lar, önemli benzerliklervar, suskunluk ve onun getirdi¤i

ac›lar, çeflitli korkular var, hem deçok önemli farkl›l›klar.

Torunlar kitab›n›n ortaya ç›k›fl›Fethiye Çetin: Anneannem,1915’te ailesinden al›n›p,Müslümanlaflt›r›l›yor. Tabii o andanitibaren ad› de¤ifliyor, dili de¤ifliyor,ailesi de¤ifliyor. Evleniyor,çocuklar› oluyor, torunlar› oluyor.Bir gün benden ailesini bulmam›istedi. Her fley o istekle bafllad›.Ben Amerika’da ailesinin oldu¤unuö¤renince çok flafl›rd›m. O sorununpeflinden giderek anneannemin oac› öyküsünü ö¤rendim. Sonrabunun yaz›lmas› gerekti¤ine kararverdim. 1915 tart›flmalar›ndakullan›lan argümanlar, yürütülüflbiçimi, orada kullan›lan üslup beni

T

Yaz›: Sabanur YILMAZ ’06Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

K‹TAP

Torunlar

60 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Fethiye Çetin ve Ayfle Gül Alt›nay’›n (’94)ortaya koyduklar› Torunlar adl› kitap1915 ve öncesinde MüslümanlaflarakAnadolu’da kalm›fl Ermeni çocuklar›n›nhikayelerini torunlar›n›n a¤z›ndandinleme f›rsat› sunuyor.

Page 63: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 61

çok rahats›z ediyordu. Oysa birde böyle gerçeklikler var, kimseningörmedi¤i, görmek istemedi¤i ac›hikayeler var. Belki bir kap› aç›l›rdiye düflündüm ve yazd›m.Anneannem yay›nland›ktan sonrapek çok insan aile tarihleriyle ilgilibenzer hikayeler anlatmayabafllad›. Bir gün Ayfle Gül(Alt›nay), Metis Yay›nevi’ndenMüge Sökmen ve Nadire Materile bir toplant›da bu konu üzerinekonuflurken bir süredir akl›m›zdaolan Torunlar kitab›n› hayatageçirmeye karar verdik.

“Anneannem bu konununkonuflulmaya bafllanmas›ndabir 盤›r açt›.”Ayfle Gül Alt›nay: Anneannemyay›nland›ktan sonra çok say›dainsan “Ben de, ben de” diyerekkendi hikayelerini anlatmayabafllad›lar. 2005 y›l› bafl›ndaOsmanl› Ermenileri konferans›düzenleniyordu. May›s ay›ndaBo¤aziçi’nde olacakt›. Ben onayönelik olarak bir sunumhaz›rl›yordum. Anneannem,Takuhi Tovmasyan’›n Sofran›zfien Olsun adl› kitab›, bir deOsman Türker’in düzenledi¤iYüzy›l Önce Türkiye’deErmeniler sergisi. Bu üç yenikültürel ürünün, 1915’i öncesiyleve sonras›yla tart›flmak için çokyeni ve çok önemli kap›lar açt›¤›n›düflünüyordum ve konferans içinbunun üzerine giden bir sunumhaz›rlad›m. O s›rada çok say›dainsanla Anneannem’i konufltum.Anneannem’in Türkiye’nin farkl›kesimlerinden okurlar›ylamülakatlar yapt›m. Benim bununüzerine araflt›rma yapt›¤›m› duyanveya benim bu mülakatlardagörüfltü¤üm insanlardan “Asl›ndaben de torunmuflum. Yeniö¤rendim” diyen oldu, ya da“Uzun süredir biliyordum amabunu nas›l dillendirece¤imibilmiyordum” diyen insanlar oldu.Dolay›s›yla Anneannem bukonunun konuflulmayabafllanmas›nda bir 盤›r açt›.Herkesi bu konuyu dillendirmeyeteflvik etti, cesaretlendirdi. Özellikle

Anneannem kitab›n› okuduktansonra birçok insan Fethiye’ye veyabana ulaflarak kendi hikayelerinipaylaflmaya bafllad›lar. Bu gözlebakt›¤›m›zda gördük ki çok say›datorun var Türkiye’de. Ve her birininhikayesi birbirinden çok farkl›.

“Bir insan neden dedesininhikayesini anlatamaz birülkede?”A.G.A.: Bir yandan bu konunundillendirilmesi konusundaki korkubizim çal›flmam›z›n çokmerkezinde durdu. Öte yandanAnneannem bu korkular› aflman›nkitab›. Korkunun ötesine geçerekbir hikayeyi dillendirmenin biröncü ad›m›. Bu kitapta da bizimlehikayesini paylaflan herkesecesaretinden, bize duyduklar›güvenden dolay› çok teflekkürediyoruz, her birine çok sayg›duyuyoruz. Her bir torun kendihayat›nda bu suskunlu¤u aflmakiçin önemli bir ad›m atm›fl oluyorasl›nda hikayesini bizimlepaylaflarak. Dolay›s›yla flu andabunlar› konuflabildi¤imiz için, buhikayeler paylafl›labiliyor oldu¤uiçin bence çok önemli birnoktaday›z. Ama tabii korku var.Hikayeleri biz özellikle anonimk›lmak istedik. Önemli olaninsanlar›n isimleri de¤il, hikayelerinpaylafl›lmas› diye düflündük. Zateno prensiple bu kitab› yapt›k. Amaöyle olmas›na ra¤men hikayesinianlatmaya çekinenler oldu.Fethiye’nin tan›d›¤› çok say›datorun var. Onlar›n bir k›sm› kitapiçin konuflmak istemediler. Meselabirisiyle son ana kadar geldik, sonanda hikayesini geri çekmeye kararverdi. Çünkü anonim bile olsa buhikayenin yay›nlanmas›n›nkendisine zarar verece¤inidüflündü ki bu hissin hepimiz içinçok utanç verici oldu¤unudüflünüyoruz ve bunun üzerineçok kafa yormam›z gerekti¤inidüflünüyoruz. Dedesinin hikayesinianlat›yordu, baflka bir fleyanlatm›yordu. Bir insan nedendedesinin hikayesini anlatamazbir ülkede? Bunun kendisi çokdüflündürücü.

F.Ç.: Bütün bunlar s›ras›nda flunugördük: “Evet, anlatmak çok zor.”Pek çok kifli “Ben de...” derkenses tonunu alçaltarak bunusöylüyor. F›s›ldayarak, sesini biranda k›sarak ve etraf›na bak›naraksöylüyor. Bunlar da bir gerçe¤imiz.Fakat bütün bunlara ra¤meninan›lmaz bir anlatma iste¤i devar. Çünkü böyle bir ihtiyaç var.Bunu paylaflmak istiyorsun. Bununpaylafl›laca¤› alanlar›, bu ortamlar›açmak laz›m. Biz hem böyle birkorku nedeniyle utanç duymal›y›z,hem de flu ana kadar bu alanlar›açmad›¤›m›z ve bunu rahatkonuflamad›¤›m›z için. Bununutanc›n› hep birlikte duymal›y›z,yaflamal›y›z.

Ayfle Gül Alt›nay: “Bu kitapta dabizimle hikayesini paylaflan herkese

cesaretinden, bize duyduklar›güvenden dolay› çok teflekkürediyoruz, her birine çok sayg›

duyuyoruz.”

Page 64: bogazici dergi subat'10

“Geçmifle de¤il gelece¤ebakan hikayeler bunlar.”F.Ç.: Torunlar’da torunlar›nhikayeleri yer al›yor. Torunlarkendilerini anlat›yorlar.Anneannelerin hikayeleriniduyduklar›nda nas›l etkilendiklerini,bugüne onu nas›l tafl›d›klar›n›,bugün neler düflündüklerinianlatarak kendilerini, kendilerininas›l tan›mlad›klar›n›, sorunu nas›lçözmek istediklerini anlat›yorlar.Bu da bir bak›ma umut verici.Çünkü geçmifle saplan›p kalanhikayeler de¤il, bugüne ait hikayelerbunlar. Gelece¤i düflünen, gelecekhakk›nda kafa yoran, onun tasar›m›konusunda kafas›nda bir tak›mde¤erlendirmeler yapan torunlar›nhikayesi. O bak›mdan çok önemli.A.G.A.: Geçmifli de bugün içinyorumlayan hikayeler. Asl›nda ogeçmiflin bugün onlar›, bizi,Türkiye’yi nas›l oluflturdu¤unu vegelece¤i nas›l hep birlikte farkl›oluflturabilece¤imizi anlat›yorlar.Kitap için görüflmek istedi¤imizbaz› kifliler aras›nda “Ama benimanlataca¤›m bir fley yok ki.Babaannemi/anneannemi hiçtan›mad›m.” diyerek konuflmakistemeyenler oldu. Biz de onlaradedik ki, “Bu nenelerin, dedelerinde¤il zaten sizin hikayeniz. BugünTürkiye’de Müslümanlaflt›r›lm›flbir Ermeni nene ya da dedenintorunu olmak ne demek? Bununas›l yafl›yorsunuz? Bu sizin içinne ifade ediyor? Buradan Türkiye,dünya ve hayata bakt›¤›n›zda negörüyorsunuz?” Oradan bafllad›k.

“Sadece arkadafllarla de¤il, aileiçinde de konuflulam›yor bukonu.”A.G.A.: Kitapta görüfltü¤ümüztorunlar›n üzerinde durduklar›konulardan birisi flu: “Sadecearkadafllarla de¤il, aile içinde dekonuflulam›yor bu konu.” Aileiçinde baz› bireyler biliyor, baz›lar›bilmiyor. Birçok torun flunu ifadeetti; “Bu konunun aile içindekonuflulamayan bir konu, bir s›rolarak kalmas› ailede anlaml›,derin iliflkiler kurulmas›n› daengelliyor. Konuflulmayan,

konuflulamayan bir fley var.O yüzden herkes bir savruluyor,birbiriyle iliflki kuram›yor.”Dinlerken en zorland›¤›m›zhikayeler bunun üzerine gidenhikayelerdi. O s›rr›n insanlar›nüzerinde yaratt›¤› a¤›rl›k. Onuhissetmek. En yak›nlar›yla, annebabalar›yla, kardeflleriyle yaflad›klar›k›r›lmalar, yar›lmalar ve bunlar›nonlar›n üzerinde b›rakt›¤› çok derinizler... Kitab›n ç›kmas›yla bu derinsuskunlu¤un getirdi¤i yüküokuyucular hissetmeye vepaylaflmaya bafllad›lar. Kendi etnik

kökenleri, kendi ailelerinin tarihseldeneyimleri ne olursa olsun, “Bususkunlukta benim pay›m ne? Bususkunlu¤un sonuçlar› neler?Duygusal sonuçlar› neler? Siyasisonuçlar› neler? Bu suskunlu¤unafl›lmas›nda benim pay›m neolabilir?” Okurlar bu sorular›sormaya bafllam›fllar. Biz de busorular›n aç›lmas›n› arzulam›flt›k.Bir de kitap hakk›nda çok ald›¤›m›zbir yorum: “Çok zor okudum.”Önsözde dikkat çekici cümle ilebafllam›flt›k röportaja; “Torunlarokunmas› kolay bir kitap de¤il.”O biraz da uyar› cümlesi asl›nda.“Aman kendinizi kollay›n.” Çünküçok samimi ve sade dille anlat›lm›flhikayeler, insan bir ç›rp›daokuyabilirmifl izlenimi ediniyorama o kadar a¤›r ki anlat›lanlar.Dolay›s›yla bir süre sonra insan›nüzerine müthifl bir a¤›rl›kçökebiliyor.

62 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Feride Çetin:“Torunlar’da torunlar›n

hikayeleri yer al›yor.Torunlar kendilerini

anlat›yorlar.”

Ayfle Gül Alt›nay, Bo¤aziçiÜniversitesi Siyaset Bilimi veSosyoloji Bölümleri mezunu. 1997y›l›nda Duke Üniversitesi’nde Kad›nAraflt›rmalar› Sertifikas› ald› veKültürel Antropoloji Doktoras›’n›tamamlad›. Sabanc› ÜniversitesiSanat ve Sosyal BilimlerFakültesi’nde ö¤retim üyesi olanAlt›nay’›n araflt›rma alanlar›militarizm, milliyetçilik, toplumsalcinsiyet ve cinsellik. 2008 y›l›ndaPEN Duygu Asena Ödülü ald›.

Fethiye Çetin, AnkaraÜniversitesi Hukuk Fakültesimezunu. ‹stanbul Barosu‹nsan Haklar› YürütmeKurulu üyeli¤i ve Az›nl›kHaklar› Çal›flma Grubusözcülü¤ü yapt›. Yaz›lar›çeflitli gazete ve dergilerdeyay›mlanan Çetin,yay›nland›¤› dönem büyükyank› uyand›rm›fl olan“Anneannem” adl› kitab›nyazar›. Ayr›ca Hrant Dink’inavukatl›¤›n› yapmakta.

Page 65: bogazici dergi subat'10

ir Amerikan kanal›nda yerelhaberleri seyrediyorum. Muhabir,bir gece önce gerçekleflmifl biryaralama olay› ilgili olarak

genelev patroniçesiyle konufluyor.Röportaj›n sonunda, ondan “hooker”larlada görüflmek üzere izin istiyor.Kad›nca¤›z büyük bir zerafetle:- Of course. But we prefer the term“pleasure providers” diyor...

Onlara ne dendi¤i, k›zlar›n yapt›¤› iflide¤ifltiriyor mu acaba, diye düflündüm.Daha iyi hissettirdi¤i, baflkalar›n›ngözünde biraz itibar kazand›rd›¤› kesin.Belki de, gerçekten baz› k›zlar›“tan›mlanm›fl ve beklenen” ifl tan›m›d›fl›na ç›kmaya teflvik ediyordur,farkl›laflmaya, hatta belki de bu yoldankurtarmaya, alternatif biçimlerde “zevklianlar sunmaya”...

Kiflisel vizyonu etkileyebilirBize “emlakç›”, “insan kaynaklar›yöneticisi” veya “makina mühendisi”deniyorsa, kendimizi orada burada,kartvizitlerde, toplant›larda böyletan›t›yorsak, bu unvanlar›n içine s›k›fl›pkal›r m›y›z? ‹simleri insan›n kaderinibelirler derler ya, acaba kendimizetakt›¤›m›z “meslek adlar›” da böyle etkiliolabilir mi? Yani bizi istemedi¤imiz haldes›n›rlayabilir, ya daolmad›¤›m›z birfleyesürükleyebilir mi?

fiirketlerin vizyon cümlelerinibelirlerken, genifl bakmayaçal›flt›klar›n› okulda ö¤rendik,beyin f›rt›nas› toplant›lar›yaparken hat›rlat›ld›k, defalarcakitaplarda okuduk:“Türkiye’nin en büyü¤üolaca¤›m” diyenlerin Türkiyes›n›rlar› içinde kald›¤›n›, “içecek

sektörünün lideriyim” diyenlerin, baflkasektöre atlamay› geciktirdi¤ini... S›n›rlar›belirlemek, ne istedi¤ini bilmek çokönemli; ama di¤er taraftan burada da,“kendini do¤rulayan kehanet”mekanizmas› çal›fl›yor, beklentibekleneni do¤uruyor, olabilir.Kulland›¤›m›z dil, duygular›m›z› vehareketlerimizi yönlendiriyor.

Di¤er taraftan, limitler koymadandüflünebilenlerin de yarat›c› farkl›alanlara kayabildi¤ini görebiliyoruz.Nike’›n vizyon cümlesi “To bringinspiration and innovation to everyathlete in the World”, en önemli baflvurukaynaklar›ndan biri, en meflhur örnektirbelki de. Sadece ayakkab›c› de¤iller,topçu, raketçi, formac› da... Kendinesporcu diyenlere ilham verebilecekherfleyi, i-pod kumandas›ndan güneflgözlü¤üne, saatten çantaya herfleyi,yap›yorlar.

Meslekler ve s›n›rlarIsrarla belirli bir ifli arayan, “ürünmüdürü” ilanlar›na tak›lanlar› tan›yorum.Asl›nda birazc›k ifl deneyimi olan herkesbilir ki, unvan ne olursa olsun firmas›nagöre yapt›¤›n›z ifl de¤iflir. Bir flirkette

çok stratejik çal›flan, haval› ve bolasistanl› olan “ürün müdürü”, di¤erindedepoda bir-bir stok saymaktan, fiyatetiketleri bas›p ürünlere yap›flt›rmaktanda sorumlu tutulabilir. Peki “ürünmüdürü” gerçekte ne yapar? Ya da dahado¤ru soru, “neleri yapmaktanhoflland›¤›n›z için, nelerde güçlüoldu¤unuz için bu iflin size uygunoldu¤unu düflünüyorsunuz?” olmal›...

Bir yazar ne yapar? Yaz› m› yazar? Hay›r.Baz›lar› insanlar›n hikayesini anlat›r,baz›lar› tarihi, baz›lar› gelece¤i...

Bir ‹nsan Kaynaklar› Yöneticisi,insanlar›n güçlü yönlerini ortayaç›kartmaktan, mutlulu¤unu ve tatminini;dolay›s›yla flirketin performans›n›artt›rmaktan sorumludur. “Ücretleribelirler”, “insan ifle al›r”, “performansformlar›n› takip eder” cevaplar› eksikkal›r, hem de çok. Bunlar ve bunlard›fl›nda, ne gerekiyorsa yapar. Gerekirsesistemleri ortadan kald›r›r, gerekirseherkesle dans eder, gerekirse flirketiçinde efsaneler yarat›lmas›na arac› olur...

Baz› firmalar, bu kültürü anlatabilmekiçin, insanlar›n›n s›n›rlar›n› kald›rabilmek

için, biraz da zorla unvanlar›de¤ifltiriyorlar. Elbette sadeceharflerle oynayarak ifllerianlaml› k›lmak mümkün de¤il.Kurumsal bir kararla flirketiçindeki unvanlara rotüfl yap›p,Komisyoncuya, EmlakDan›flman›; Tezgahtar’a Sat›flDan›flman›; Bankac›’ya Yat›r›mDan›flman› derken, o ifliyapanlar›n da gerçekdan›flmanl›k becerisigöstermesi laz›m.

‹fi YAfiAMI‹dil TÜRKMENO⁄LU ’[email protected]

B

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 63

Unvanlar kaderinizibelirler (mi) ‹simleri insan›n kaderini belirler

derler ya, acaba kendimize takt›¤›m›z“meslek adlar›” da böyle etkili olabilirmi? Yani bizi istemedi¤imiz haldes›n›rlayabilir, ya da olmad›¤›m›zbirfleye sürükleyebilir mi?

Page 66: bogazici dergi subat'10

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LERYaz›: Murat TAfiÇI ’07Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

987 y›l›n›n Mart ay›nda Kapadokya’dabayram tatilimizi geçiriyorduk. So¤uk veya¤›fll› bir havayd›; üflütmüfltüm.Kapadokya’n›n güzelliklerine doyamadan,

sadece ›s›nmak amac›yla, hiç planlamad›¤›m›z halde,içgüdüsel olarak, Antalya’ya gitmeye karar verdik.Kapadokya’dan, Hasan Da¤›’n›n görkemine hayrankalarak, Konya yolundan, ola¤anüstü manzaral›tepeleri aflarak, Manavgat’a indik ve ver elini Antalya...Her nas›lsa, Kaleiçi’nde kalmaya karar verdik.Konaklad›¤›m›z yerin tam önünde, harap, neredeysey›k›lmaya yüz tutmufl bir ev vard›; bahçesinde de aitoldu¤u evi adeta kucaklayan kocaman bir kauçuka¤ac›. A¤aç, yan sokaktan ana caddeye kadaruzan›yordu. Öylesine salk›m saçak, o kadar görkemlive çekiciydi ki, asl›nda ikinci derece tarihi eser olanbu virane evi saray gibi gösteriyordu.Ve ben bu a¤aca afl›k olmufltum.”

‹flte Kauçuk Otel’in ismine ve yap›m›na ilham verenhikâyeyi böyle anlat›yor Rengin Ekmekçio¤lu.

‹nflaat aflamas›n› anlatabilir misiniz?Mimarisini çok be¤endi¤im ilk evi (Yeflil Ev) sat›nalmak için 2 y›l u¤raflt›m ve 1990’da sat›n ald›m. ‹nflaatabafllamadan önce bir süre bekledikten sonra ilk kazmay›1995’te vurdum.‹nflaat aflamas› çok külfetliydi. Tarihi eserlerin yenidenyap›m› aflamas›nda Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› KorumaKurulu’ndan (bilinen ad›yla An›tlar Kurulu) çeflitliizinlerin al›nmas› söz konusudur. Binalar›n ikinciderece tarihi eser kapsam›nda olmas› sebebiyle projeninAn›tlar Kurulu’ndan onaylanmas› gerekliydi. Onlar›nbelirledi¤i kurallar çerçevesinde inflaata bafllad›k.

“1

Rengin Ekmekçio¤lu ’77 baflar›l› birifl kad›n›. 25 y›ld›r finans sektöründeçal›fl›yor. Fortis Faktoring A.fi. YönetimKurulu Üyesi ve Genel Müdürü.Ama biz ona finans alan›ndakibaflar›lar›ndan farkl› bir hikayesi ileyer veriyoruz dergimizde. Bir kauçuka¤ac›na afl›k olmas›yla bafllayanhikayenin sonunda Antalya Kaleiçi’ndeçok özel bir otel ortaya ç›k›yor.‹flte Kauçuk Otel’in hikayesi.

64 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Kauçuk Otel’in hikayesi

Page 67: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 65

Yeniden infla sürecinin, tarihidokuya zarar vermeden, asl›nauygun olarak gerçekleflmesikonusunda çok titiz davrand›m.Asl›na sad›k kalarak yapabilmekiçin bir ad›m daha öteye giderek,baz› eski malzemelerin onar›laraktekrar kullan›m›n› dagerçeklefltirdik. Böylece Yeflil Ev‘ininflaat› 1998’de bitti.2000 y›l›nda da yan taraf›ndakibinay› (Pembe Ev) sat›n ald›m.2002’de yeniden yap›m iflleminebafllad›k ve 2008 y›l›ndatamamlad›k.‹nflaat süreci bir hayli uzundu.Bunun çeflitli sebepleri var.Öncelikle, Antalya’da turizmsezonunda inflaat yasa¤› oldu¤uiçin sadece Ekim ay› ile Nisan ay›aras›nda, 6 ay süresince inflaatfaaliyetleri gerçeklefltirilebiliyor.Antalya’da inflaat sezonunarastlayan k›fl mevsiminin getirdi¤ifliddetli ya¤murlardan dolay› daaksakl›klar yaflad›k. Yap›maflamas›ndaki di¤er bir zorluk iseAntalya’da istedi¤imiz özellikte,kalifiye inflaat iflçisi bulmakt›. Tümahflap iflleri ‹stanbul’dan gelenustalar taraf›ndan yap›ld›. Ayr›caseramik ifli yapan ustalar da‹stanbul’dan seçildi.

Kauçuk Otel, 2009’un Temmuzay›ndan bu yana faaliyet gösteriyor.Bugün Kauçuk için ‘Butik Otel’diyebiliyorsak bu daha ilk çivisiçak›l›rken kendine özgü biranlay›flla yap›ld›¤› içindir.

Bu iki yap›y› Kauçuk Otel’edönüfltürmek istemenizinsebebi neydi?Baba taraf›m›n Antalyal›olmas›ndan dolay› Antalya ileduygusal bir ba¤›m var. Ayr›caeski eser merak›m var. Böyleevlerde bayramlar geçirdim; buyaflam› biliyorum. Ve ayr›caKaleiçi’nin çok özel bir yeroldu¤unu düflünüyorum. Yeflil Ev’iald›¤›mda oray› otel yapmakakl›mda yoktu; zaten küçük biryerdi. Pembe evi ald›ktan sonra,arkadafllar›m için özel bir yeryapabilirim diye düflündüm.

Kauçuk Otel’i di¤er butikotellerden farkl›laflt›ran özelli¤inedir?Kauçuk Otel’in Kaleiçi’nde en fazlaasl›na sad›k kal›narak yenidenyap›lan bina olmas› bölgedekidi¤er butik otellere göre en belirginayr›cal›¤›. “Art Otel” kavram›ylada ayr›ca farkl›lafl›yor. Art Otel,Türkiye’de yeni bafllayan birkavram; Antalya’da da yok. Mimariyap›s›ndaki sanatsal ö¤elerininyan› s›ra, ça¤dafl Türk ressamlar›n›ntablolar›yla donat›lm›fl olmas›Kauçuk Otel’i “Art Otel” olarakkonumland›rmam›z› sa¤l›yor.Misafirlerimizin sanat eserlerinebakarak uyuyabilmesini sa¤lad›k.Yeflil Ev’in bir kat›nda da sanatgalerilerinin sergiler yapmas›n›sa¤lamay› hedefliyoruz. “BoutiqueArt Hotel” konseptiyle bölgedekidi¤er otellerden çok farkl›y›z.Kauçuk Otel’i özel insanlar›nkonaklamak isteyecekleri bir yerolarak tasarlad›k ve hizmetesunduk. Kendim nas›l bir oteldekalmak istersem misafirlerimeonlar› sunuyorum.

“Kauçuk Otel’de 11 odabulunuyor; bunlar›n 3’ü YeflilEv’de, di¤er 8’i ise Pembe Ev’de.Oteldeki odalar›n her birinin ayr›bir ismi ve hikâyesi var. Odalar,Rengin Han›m’›n hayat›ndakiönemli kad›n ve çocuklar›nisimlerini tafl›yor.”

Kaleiçi’nin tarihi dokusununkorunmas› konusunda titizdavran›ld›¤›n› düflünüyormusunuz?Antalya’n›n gözbebe¤i Kaleiçi’neözel ilgi gösterilmesi gereklidirdiye düflünüyorum. Bu ba¤lamdagerekli ilginin gösterildi¤i vebölgenin k›ymetinin gerçektenanlafl›ld›¤› konusunda flüphelerimvar. Bölgenin çeflitli sorunlar› var.Yerel yönetimin turistik bir yereyak›flan flekilde bu sorunlar›halletmesi gerekir. 2000 y›ll›k tarihisurlar içerisinde böylesine güzidebir yerin kaderi bu olmamal›yd›.Trafi¤e daha yeni kapand›.Kaleiçi’nin bilinçli bir yönetimle,s›k› bir denetimle sahiplenilmesigerekir.

Kauçuk Otel’inKaleiçi’nde en fazla

asl›na sad›k kal›narakyeniden yap›lan bina

olmas› bölgedeki di¤erbutik otellere göre en

belirgin ayr›cal›¤›.“Art Otel” kavram›yla da

ayr›ca farkl›lafl›yor.Art Otel, Türkiye’de yenibafllayan bir kavram;

Antalya’da da yok.

Kauçuk Otel’imeydana getirenPembe Ev veYeflil Ev’dengörüntüler...

Page 68: bogazici dergi subat'10
Page 69: bogazici dergi subat'10
Page 70: bogazici dergi subat'10

Yaz›: Fatih TÜRKMENO⁄LU ’90Foto: Yelda BALER ’90

GEZ‹

68 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Eskiflehir, son birkaç senedir çoksay›da insan› kendine daha fazlaçekiyor. Yeni bir hayat kurmakisteyenleri, ö¤rencileri, emeklileri,gezginleri, gazetecileri... Biz de “yeniEskiflehir”den çok etkilenen efsanevihocalar›m›zdan Prof. Dr. VedatYerlici’nin (’51) izlenimlerini,mezunlar›m›z Fatih Türkmeno¤lu’nun(’90) gezi yaz›s› ve Yelda Baler’in (’90)foto¤raflar›yla birlikte yay›ml›yoruz. skiflehir’deyim. Akflamüstü

kar ya¤maya bafllayor, herbiri baflka türlü dekoreedilen köprülerin ›fl›klar›

yan›yor. Sanki “Köprüüstü Afl›klar›”filmindeyim. Gençler c›v›l c›v›l,cafe’ler dolu, flehrin her ad›mdakarfl›n›za ç›kan heykelleriyleselamlaflarak yürüyorsunuz. Tambir Orta Avrupa flehri. Nehir,tramvay, gondollar ve güzelinsanlar. Eskiflehir insana mutlulukveriyor, umut veriyor. Bu kadarayd›nl›k, bu kadar kendinegüvenen bir halk; Y›lmazBüyükerflen’e sayg›m herEskiflehir ziyaretimde bir kez dahaart›yor. Bir de merakl›s›na, gecehayat› y›k›l›yor!

Eskiflehir 1925 y›l›nda il oldu. Herzaman belli bir estetik ölçününkorundu¤u, eski flehrinsokaklar›ndan anlafl›l›yor. Ticaretve üretimle hep “zengin” bir flehirkonumunda varl›¤›n› sürdürdü.Birçok ‘ilk’e sahne oldu: Sivilhavac›l›¤›n befli¤i, AnadoluÜniversitesi’nin yuvas›... Nihayety›llar y›l› süren çal›flmalarla dabugünün y›ld›z flehri halini ald›.

Kuzey, güney, do¤u ve bat›n›nkesiflme noktas› olan Eskiflehir’deyapacak o kadar çok fley var ki...Merkeze iner inmez flafl›r›pkal›yorsunuz bir kere. ‘Estram’hafif rayl› sistemle flehir içi ulafl›m›çok kolay halledip mahalleden

E

Gönülleri “yeni”Eskiflehir’dekald›

Gönülleri “yeni”Eskiflehir’dekald›

Foto: Eskiflehir Belediyesi arflivi

Page 71: bogazici dergi subat'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 69

Designed by Y›lmaz Büyükerflen!

Eskiflehir’de, önce Anadolu Üniversitesi KurucuRektörü sonra da Büyükflehir Belediye Baflkan› olanProf. Dr.Y›lmaz Büyükerflen’in her iki görevde deçok baflar›l› olup güzel ifller yapt›¤›n› duyuyordum.Anlad›¤›m kadar›yla Büyükerflen, vizyon sahibi, yap›c›,zevkli, çal›flkan, cesur, büyük bir lider. Parlak fikirleriortaya atan o, nas›l hayata geçirilece¤ine karar vereno, iflini iyi yapabilecek yetenekli kadroyu kuran o,yap›lan o büyük ifller için gerekli paran›n ço¤unukendi yaratt›klar› projelerden ve uluslararas› yard›mderneklerinden bulan o, ve de, tüm mekanizmay›oluflturup çal›flt›ran gene o!Prof. Dr. Vedat Yerlici

Bu dünyaya herkes bir amaç için gelir: Kimi ressamd›r,kimi iyi bir annedir, kimi sahnede olmazsa nefesalamaz, kimi ülkeler yönetir, kimi flehirler kurar... ‹flteY›lmaz Büyükerflen’in bu hayattaki misyonu bu bence:fiehir kurmak! Türkiye’de Y›lmaz Bey gibi baflka birbelediye baflkan› tan›mad›m. Hem ruhunu hemtutkusunu katarak yollar yapan, estetik kayg›largözeterek çiçekler diken, k›fl›n onlar› s›cak ortamatafl›yan, tramvay sürücüsü genç k›zlar› Avrupa’yae¤itime gönderen, say›s›z heykellerle sokaklar›süsleyen; baflka türlü bir adam. Hayata zarafetleyaklaflan, yol-yordam› nihai neticeden daha önemlisayan; alt tabaka cehaletine, patavats›zl›¤›na vegörgüsüzlü¤üne ödün vermeyen... Profesör, bilimadam›, sanatç›, yönetici, akademisyen ve insan!Fatih Türkmeno¤lu

mahalleye kolayl›klagidebiliyorsunuz. Lezzetliyemeklerle doyup flirin kafelerdesaatlerce oturabiliyorsunuz. Evet,burada “bir numara oldu¤unu” ilkanda anlayabiliyorsunuz.

fiehirde birçok müze, görülecekonlarca cami ve külliye var. Tarihesahip ç›k›lm›fl. Antik kal›nt›lar,uzak kasabalar, NasrettinHoca’n›n do¤du¤u Sivrihisar falanderken günler geçebiliyor.Caddelerin temizli¤i, yeflili veheykelleri de, Avrupa’da görüp“Niye bizim oralarda böyleflehircilik yap›lm›yor?”serzenifllerine cevap sanki.

Meydan heykelleri, ‘konseptli’heykelleri, çeflmeleriyle, Eskiflehirbir hayli ‘u¤rafl›lm›fl’ bir flehir.Yerleflik tiyatrosu, canl› kültürelhayat› ve c›v›l c›v›l üniversiteö¤rencileriyle de çok ‘yaflayan’...Sadece canl› ana caddeler, nehirboylar› de¤il; eski mahallesi deçok çekici. ‹nsan uzun uzunfoto¤raf çekmek, evleri her aç›danseyretmek, bolca hayal kurmakistiyor. Ama flehirdeki en çarp›c›kare, köprüler. ‘Köprüüstü Afl›klar›’filminde, Pont Neuf üzerindeymiflgibi romantik...

So¤u¤a ald›rmad›m, Porsukköprülerinden en haval›s›nayasland›m. Eskiflehir’e benceözellikle k›fl›n ve özellikle trenlegitmek laz›m, ama gondollarbaharda tekrar suya inecek; ozaman da yine gelmek laz›m...

Ne yap›l›r?• ‘‘Haller’’ muhteflem. ‘‘Paris’ebenziyor’’ dedim, ‘‘Hoca Paris’egidip geldikten sonra yapt›’’dediler. ‹çinde küçük bir tiyatrove çok Avrupai bir pasaj.• Kurflunlu Cami’yi gezin. 1525y›l›nda Kanuni SultanSüleyman’›n vezirlerinden ÇobanMustafa Pafla taraf›ndanyapt›r›lm›fl. Cami, medrese veaflevinden olufluyor.• Müzelere vakit ay›r›n: ArkeolojiMüzesi, Atatürk ve Kültür Müzesi,Osmanl› Evi Müzesi gezilebilir.• Odunpazar› ve evlerini mutlakaziyaret edin.• Sepetçi köyü ve Kozlubel’dekilületafl› madenlerini ziyaretedebilirsiniz. Lületafl›n›n ifllenifliniBurhan Yücel Pipo’da veya Ifl›kPipo’da izleyebilirsiniz.• Sivrihisar’daki düz çat›l› Ulucamiçok ilginç. Minyatürlerle doluHaznedar Camii’ni de mutlakagezin.

ÜniversitelerÖ¤retim üyesi oldu¤umdan e¤itim kurumlar›n› daha çok merak ettimve inceledim. Bo¤aziçi Üniversitesi’nden daha büyük, p›r›l p›r›l ikiüniversiteleri var, “Anadolu” ve “Eskiflehir Osmangazi”. Binalar›n›n,kampuslar›n›n her türlü ihtiyac› karfl›layabilecek rahatl›¤›, estetikgüzelli¤i,temizli¤i, a¤açlar›, çiçekleri, havuzlar› ve say›s›z güzelheykelleri ile insana parmak ›s›rt›yor. Tiyatrosu, konser salonlar›,kütüphanesi, ve de önem verildi¤i için aç›lan baz› modern ve ilginçdersler kuruma yenilik getiriyor, ö¤rencilerinin ufkunu aç›yor, ilgialanlar›n›, zevk kalitelerini, yarat›c›l›klar›n› artt›r›yor.Prof. Dr. Vedat Yerlici

Foto

: Esk

ifleh

ir B

eled

iyes

i arfl

ivi

Foto: Eskiflehir Belediyesi arflivi

Foto

: Esk

ifleh

ir B

eled

iyes

i arfl

ivi

Page 72: bogazici dergi subat'10

• fiehir merkezi çok güzel.Köprülerden geçip nehir kenar›yürüyüflleri yap›n. Kafelerin caddekenar› masalar›nda oturup gençleriseyredin. “Eskiflehir’de ö¤renciolmak ne güzel fleymifl” diyedüflünün...• Tatar Mahallesi ve “cibörek”,vazgeçilmez. ‹flin asl› ‘“çi¤” de¤il,“cibörek”mifl. Ben de yeniö¤rendim.• Tramvaya binin, sürücülerinfl›kl›¤›na bak›n. Eskiflehir de¤il, birAvrupa flehri mübarek! Kapl›calarflehri, ben hiçbirine gitmedim.Romatizmal a¤r›lara iyi geliyormufl.

Vaktiniz varsa, deneyebilirsiniz.• Alaattin Keykubat’›n annesiÜmmühan Hatun’un yapt›rd›¤›Seyid Battalgazi Külliyesi’niziyaret edin.• Antik kent kal›nt›lar›n› görün.fiehre 90 km. uzakl›ktaki FrigVadisi, Han ilçesinde, Yaz›l›kayaköyünün yan›nda. Midas An›t›da orada. Friglerin dini merkeziolan antik kentte, ana tanr›çaKibele’ye adanm›fl kaya mezarlar›,duvar kal›nt›lar›, su sarn›çlar› var.• Bir de gece hayat›; ben çoke¤lendim.

Ne yenir?• ‹sterseniz Çin, isterseniz ‹talyan“sempre”, isterseniz de“continental” diyebilece¤imizetler, Sezar salatalar, club

sandwich’ler falan. Lokantalar çokçok iyi.• Mutlaka haflhafll› ekmek ve bellif›r›nlar›n simitlerinden yiyin. Yerelhalk hangi simidin iyi oldu¤unubiliyor.• Eskiflehir’de meflhur çok köftecivar. Köfteci Ahmet ve Tatl›dilKöftecisi’ni deneyebilirsiniz.• Küçük, flirin bir yer ararsan›zS›cac›k’› öneririm.• Eskiflehir’de çok K›r›m Tatar›oldu¤u için Tatar yemekleri derevaçta. Atatürk Bulvar›’ndaki Çi¤Börek kesinlikle ziyaret edilmeli.• Bir de belediyeninmisafirhanesinde bir tand›r yedim,enfesti...• Güzel bir sütlü tatl› istersenizde üç kuflakt›r bu ifli yapanMazlumlar’› öneririm.

70 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

‹nsanlar› bile farkl›!Eskiflehir’de konufltu¤um, sorular sordu¤uminsanlar›n hepsi sakin, güleryüzlü, yard›mc› venazikti. Dolaflt›¤›m yerlerde hiçbir at›flma, kavgaiflitmedim, görmedim. Trafikte rahats›zl›kverecek herhangi bir korna sesi duymad›m,yollar› t›kayan, acayip flekillerde park etmiflarabalara rastlamad›m. Akflamlar› moderngiyinmifl, modern gençler, k›zl› erkeklikahvelerde, barlarda, etraf› rahats›z etmedengüle oynaya e¤leniyorlard›. Demek ki,yurdumuzda böyle flehirler de olabiliyormufl.Prof. Dr. Vedat Yerlici

Eskiflehir’de yolda göz göze geldi¤im insanlar,“iyi akflamlar” diyorlar! Al›fl›k de¤ilim bu doza,sersem ettiniz beni!Fatih Türkmeno¤lu

Odunpazar›evleri

Foto

: Esk

ifleh

ir B

eled

iyes

i arfl

ivi

Page 73: bogazici dergi subat'10

Yurdumuzun birçok yerindeönemli ilerlemeler oluyor, binalar,köprüler, tüneller, yollar, limanlar,hava alanlar› infla ediliyor,yerleflim ve ifl yerleri, hastaneler,oteller, okullar, üniversiteler,tiyatrolar, müzeler aç›l›yor. AmaEskiflehir’de yap›lanlar›n hemenhemen istisnas›z hepsi çok zevkli,medeni, yararl›, insan› rahatlatan,görgüsünü artt›ran oluflumlar.

Hem de ucuza maledilmifl,devreye çabuk sokulmufllar.

1970 y›l›nda Eskiflehir’de bir güngeçirmifltim. Anadolu’nun renksizbir flehriydi. Geçenlerde merakedip iki günlü¤üne tekrarEskiflehir’e gittim. Orada sadecebir ilerleme de¤il, her bak›mdanufak bir “Rönesans Devri”yaflan›yordu. ‹nsanlar› ayd›nlatan,

kafalar›n› çaliflt›rtan, rahatlatan,daha bilgili, anlay›fll›, terbiyeli,güleryüzlü k›lan, zevklerinigelifltiren, flehri güzellefltirenbirçok ad›m birlikte at›lm›fl veat›lmaktayd›.

fiehrin ortas›dan geçen PorsukÇay›’n›n, içinde yüzengondollarla, k›y›lar›n› süsleyenheykeller, köprüler, f›skiyeler vekafelerle, güzelli¤i dünyaca kabuledilmifl Venedik flehrinin havas›nagirmifl Eskiflehir. Tramvay sistemikurulmufl, tafl›mac›l›k kolaylaflm›fl,vagonlar›n›n güzelli¤i de cabas›.Gözal›c› büyük parklar›, çiçekleri,yeflillikleri, düzen ve temizli¤i ileiç açan hofl bir hava yarat›lm›fl.Deniz görmemifl halk›nyüzebilmesi, yüzme yar›flmalar›yapabilmesi için de Porsuk Çay›üstüne plajlar yap›lm›fl. Çocuklarve büyükler içlerini görüpö¤rensiler diye, koskoca birparka ilginç yap›lar›n büyükcemaketleri konulmufl. Bunlar›nbirincisi üç as›rl›k, iki katl› birkalyon, içini gezerken benim dedenizcilik bilgim artt›!

Sa¤olas›n Büyükerflen.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 71

Yurdumuzu Taçlandıran ESKİŞEHİRProf. Dr. Vedat Yerlici

Foto: Eskiflehir Belediyesi arflivi

Page 74: bogazici dergi subat'10
Page 75: bogazici dergi subat'10
Page 76: bogazici dergi subat'10

74 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

ÖSS ve SBS’ye yönelikAnlayarak Hızlı Okuma

E¤itmen: Yavuz Güven

EGESEM ( Ege Üniversitesi Sürekli E¤itim Merkezi), DESEM(Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli E¤itim Merkezi) ve DokuzEylül Üniversitesi Rektörlü¤ü’nde Anlayarak H›zl› OkumaE¤itim Uzman› olarak çal›flmalar›n› sürdüren Yavuz GÜVENParantez E¤itim’in kurucusu olup bu alanda 8 y›ld›rprofesyonel olarak e¤itim vermektedir. Yüksek lisans ö¤renimi‹stanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ndePsikoloji üzerinedir.2004 y›l›ndan itibaren Hava S›n›f Okullar› ve Teknik E¤itimMerkezi Komutanl›¤›’nda subaylara yönelik Anlayarak H›zl›Okuma E¤itimini Parantez E¤itim olarak vermeye devametmektedirler.Türkiye ‹fl Bankas› E¤itim Genel Müdürlü¤ü, Yaflar Holding,

‹zmir Barosu, Kuleli Askeri Lisesi, Hava Harp Okulu, ‹zmirTicaret Odas›, BMC, U¤ur Dershaneleri, Özel Koç Lisesie¤itim verdi¤i kurumlar aras›ndad›r.Lisans e¤itimini tamamlad›¤› Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeTürkiye’de ilk kez akademik düzeyde Anlayarak H›zl› OkumaE¤itimini ö¤retim üyeleri, doktora ve yüksek lisansö¤rencilerine yönelik gerçeklefltirdi.Türkiye’de ilk kez ÖSS ve OKS’ye yönelik test teknikleri veh›zl› soru çözme tekniklerini kapsayan Anlayarak H›zl› OkumaE¤itimini 2002 y›l›ndan itibaren vermektedir.Bu alanda ‹zmir il Milli E¤itim Müdürlü¤ü iflbirli¤i ile tüm liseve ilkö¤retim okullar›nda seminer programlar›gerçeklefltirmifltir.

E¤itmen: Yavuz Güven

EGESEM ( Ege Üniversitesi Sürekli E¤itim Merkezi), DESEM(Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli E¤itim Merkezi) ve DokuzEylül Üniversitesi Rektörlü¤ü’nde Anlayarak H›zl› OkumaE¤itim Uzman› olarak çal›flmalar›n› sürdüren Yavuz GÜVENParantez E¤itim’in kurucusu olup bu alanda 8 y›ld›rprofesyonel olarak e¤itim vermektedir. Yüksek lisans ö¤renimi‹stanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ndePsikoloji üzerinedir.2004 y›l›ndan itibaren Hava S›n›f Okullar› ve Teknik E¤itimMerkezi Komutanl›¤›’nda subaylara yönelik Anlayarak H›zl›Okuma E¤itimini Parantez E¤itim olarak vermeye devametmektedirler.Türkiye ‹fl Bankas› E¤itim Genel Müdürlü¤ü, Yaflar Holding,

‹zmir Barosu, Kuleli Askeri Lisesi, Hava Harp Okulu, ‹zmirTicaret Odas›, BMC, U¤ur Dershaneleri, Özel Koç Lisesie¤itim verdi¤i kurumlar aras›ndad›r.Lisans e¤itimini tamamlad›¤› Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeTürkiye’de ilk kez akademik düzeyde Anlayarak H›zl› OkumaE¤itimini ö¤retim üyeleri, doktora ve yüksek lisansö¤rencilerine yönelik gerçeklefltirdi.Türkiye’de ilk kez ÖSS ve OKS’ye yönelik test teknikleri veh›zl› soru çözme tekniklerini kapsayan Anlayarak H›zl› OkumaE¤itimini 2002 y›l›ndan itibaren vermektedir.Bu alanda ‹zmir il Milli E¤itim Müdürlü¤ü iflbirli¤i ile tüm liseve ilkö¤retim okullar›nda seminer programlar›gerçeklefltirmifltir.

E¤itim sistemimizin çok önemlibir parças› olan “SBS” ve “ÖSS”gibi, çocuklar›n›z›n tümhayatlar›n› etkileyecek, özellikles›navlara yönelik; soru çözmeh›z›n› ve konsantrasyonuartt›racak, bütünsel alg›s›n›gelifltirecek, zaman› etkilikullanmalar›n› ve test tekniklerinimükemmellefltirerek s›navapozitif bir tutumla yaklaflmalar›n›sa¤layacak ve onlara yaflamlar›boyunca ayr›cal›k kazand›racakÖSS ve SBS’ye Yönelik AnlayarakH›zl› Okuma e¤itimi ile;• Anlayarak Okuma H›z›n› enaz 2-3 kat›na ç›karmay›,• ÖSS ve SBS’de zaman› çokdaha etkili kullanmay›,• Konsantrasyon seviyesinde art›flsa¤lanmas›n›,• Dikkat süresinin gelifltirilmesini,• Analitik düflünme becerisiningelifltirilmesini,• Kitap okumaktan daha fazlakeyif al›nmas›n›hedefliyoruz.

Ö¤rencilerinizin tümhayatlar›n› etkileyecek buzaman ve bilgi yar›fl›ndaö¤rencilerinizin yan›ndayer almak ve onlara destekolmaktan mutlulukduyaca¤›m›z› bildiririz.• Ö¤rencilerin edinmifloldu¤unuz sürekli geridönüfller,• afl›r› içtenseslendirmeler,• hayal kurma ve dikkatinda¤›lmas›,gibi durumlardan çok h›zl›bir flekilde uzaklaflarak,dakikada okudu¤unuzkelime say›s›n› en az ikikat›na ç›karacak veokumaktan çok daha fazlakeyif alacaks›n›z.

Kat›l›m Bedeli:Üye: 300 TLMisafir: 380 TLSüre: 5 haftaSaat: 19.30 - 21.00

Page 77: bogazici dergi subat'10

ÇOCUK KULÜBÜS›ra D›fl› Çocuk YetifltirmeProgram›Drama KursuRobot Atölyesi

Ayr›nt›l› Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 13 - 359 58 19 / [email protected]

‹fi YAfiAMIEtkili Konuflma Kursu‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme KursuGiriflim Gelifltirme ve Yönetim Program›NLP “Kendi Liderin Ol”Anlayarak H›zl› Okuma‹fl Hayat›n› Keflfederken Kariyer Tasar›m›Sat›flta Fark Yaratma Formülleri

YAfiAMKürek SporuYoga KursuOya Tolga ile MakyajScuba DivingKaptanl›k KursuNefes Akademisi - Aç›k NefesAnne-Baba Koçlu¤u Grup Çal›flmas›ÖSS ve SBS’ye Yönelik Anlayarak H›zl› Okuma

BÜMED Kiflisel Geliflim Kurslar›KÜLTÜR - SANATYarat›c› Yazarl›k KursuPerküsyon KursuEbru Kursufian KursuFoto¤rafç›l›k KursuHeykel KursuGrafoloji Kursufiarap KursuBriç KursuSeramik KursuBob Ross Tekni¤iyleResim Kursu

DANSLatin Dans KursuOryantal Dans KursuTango KursuRoman Dans› Kursu

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 75

Dünyan›n baz› bölgelerindeinsanlar›n flaraba karfl› oldukçailginç tutumlar› var, flarab› sadeceiçiyorlar.Restaurantlar da garsonlar sadecesoruyu soruyor: ‘K›rm›z› m›alacaks›n›z, beyaz m›?’E¤er müflteriler herhangi birflekilde flaraptan bahsederlerse,içtikleri flarab› tarif etmek için‘‹Y‹’ gibi yüksek hayal ürünükelimeler kullan›l›yor.fiarap hakk›nda bir parça bilgi

size, içti¤iniz flaraptan keyifalman›z› sa¤lar.Amaç yaflam›n zevklerinianlayarak sevmekse, flarapbunlar›n bafl›nda gelir.

fiarab›n Öyküsüfiarab› üzümüyle tan›makÜzümleri yetiflti¤i toprak-ba¤fiarab›n yap›m›fiaraplar›n y›lland›r›lmas›fiarap fliflesi nas›l aç›l›r?fiarap tama sanat›

Do¤ru kadeh seçimifiarab›n s›cakl›¤›Günde ne kadar flarap içmeliyiz?fiarap ve yemek uyumuFrans›z flaraplar›‹talyan flaraplar›Amerika flarab›n yeni dünyas›Güney Afrika flaraplar›Türk flaraplar›

E¤itmen: A. Deniz Ak›nc›lar

1950 y›l›nda ‹stanbul’da do¤du. ‹lk ve ortaö¤renimini‹stanbul’da tamamlad›ktan sonra 1974 y›l›nda Ankara Üniv.Siyasal Bilgiler Fakültesi ‹ktisat-Maliye Bölümü’nde mezunoldu.1975-1977 y›llar› aras›nda Milli Savunma Bakanl›¤› BütçePlanlama dairesinde uzman olarak çal›flt›.1978-1995 y›llar›aras›nda özel sektörde çeflitli kademelerde yöneticilik yapt›.1995-2001 y›llar› aras›nda Newyork Metropolitan MuseumOf Art, Londra British Museum, Tate Galery, Paris Musee

D’orsay, Musee de Louvre, Vienne Kunsthistoriches Museumve Roma Vatican Museum baflta olmak üzere dünyan›n öndegelen müzelerinde araflt›rmalar yapt›.fiarap Kültürü konusunda da Güney Afrika ve Kaliforniya’daincelemeler yapt›.A. Deniz Ak›nc›lar, 2001 y›l›ndan buyana çeflitli üniversitelerdeve özel kurulufllarda Sanat ve Yaflam kültürü üzerine seminerve kurslar düzenlemektedir.

Kat›l›m Bedeli: Üye: 300 YTL / Misafir: 350 YTLSüre: 8 hafta Kursta flarap tad›m› da yap›lacakt›r.

Şarap KültürüŞarap Kültürü

Page 78: bogazici dergi subat'10

KURSLAR

76 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

E¤itmen: Nalan Özdemir EremNalan Özdemir Erem, YogaE¤itmenli¤i ve ‹leri Pranayama(nefes teknikleri) E¤itmenli¤ie¤itimini modern yogan›n en önemlimerkezlerinden Kripalu YogaMerkezi’nde (www.kripalu.org)ald› ve bu merkezde yogaçal›flmalar›n› sürdürüyor.1991’den itibaren tiyatro, dans, yogave bedensel hareket teknikleriüzerine çal›fl›yor. Bo¤aziçiÜniversitesi’nden mezun olduktansonra 1996-1998 y›llar›nda ABD veFransa’da fiziksel tiyatronundünyadaki say›l› ustalar›ndanThomas Leabhart’›n ö¤rencisi veasistan› oldu. A.Ü. DTCF TiyatroBölümü’nde lisans ve lisansüstüdüzeyde hareket dersleri verdi, uzuny›llar Yogaflala’da yoga dersleriverdi, farkl› kurumlar bünyesindeatölye çal›flmalar› düzenledi veseminerler verdi. 2005 y›l›ndanitibaren BÜMED’de ders veriyor.

Pazar günü yap›lacak derslerde fiziksel durufllar ve nefesçal›flmalar› yard›m›yla stres, yorgunluk ve hareketsizliktenkaynaklanan fazla yükleri at›p haftaya taze bir bafllang›çyapmak amaçl›yoruz.Çal›flman›n içeri¤ini durufl ve dengenin temel prensiplerinianlamak, bedensel güç ve esnekli¤imizin gelifltirilmesi, do¤al

nefes yetene¤imizi yeniden kazanmak, kronik gerginliklerinve fiziksel yorgunluklar›m›z› gidermek, konsantrasyon gücümüzügelifltirmek oluflturuyor.Çal›flma her düzeyde kat›l›mc›ya aç›k olacak.Yer: Fitness Center Stüdyo / Gün/Saat: Pazar, 11:00Kay›tlar: 0212 359 58 38-42

Nalan Hoca ileKripalu Yoga dersleri

Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 19

BURC Toplant› Salonlar›BURC Toplant› Salonlar›

TOPLANTI SALONU (BO⁄AZ MANZARALI)Kullan›m Kapasitesi: U Düzeni 18 KifliMasa Düzeni: 10 Kifli / Tiyatro Düzeni: 25 kifliTeknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, ProjeksiyonCihaz›, Perde, Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart,Pano Board, Televizyon, VHS Video, Bilgisayar,Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima• Salon içinde Coffee Break servisi• Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsüseçenekleri

SEM‹NER SALONUKullan›m Alan›: 300 m 2

Kullan›m Kapasitesi: U Düzeni 36 Kifli(50 kifliye kadar ç›kar›labilir)Tiyatro Düzeni: 250 KifliS›n›f Düzeni: 36 kifli (50 kifliye kadar ç›kar›labilir)Teknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, Projeksiyon Cihaz›, Perde,Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart, Pano Board, Televizyon,VHS Video, Bilgisayar, Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima• Salon içinde Coffee Break servisi• Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsü seçenekleri

Page 79: bogazici dergi subat'10

Pilates Ball19:35-20:30

Pilates Ball19:35-20:30

Circuit Training*19:00-19:55

H.A.T.*19:00-19:30

Circuit Training*19:00-19:55

BURCSPOR TES‹SLER

H.A.T.*19:00-19:30

BURCSPOR GRUP DERSLER‹ PROGRAMI

(*) iflaretli dersler herhangi bir spor abonmanl›¤› olan üyelerimize ücretsizdir (Body Sculpt, Circuit Training, H.A.T., Mix Resist, Total Body).

PAZARTES‹ SALI ÇARfiAMBA PERfiEMBE CUMA CUMARTES‹ PAZAR

Pilates Ball10:00-11:00

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 77

Mix Resist*11:00-12:00

Pilates10:00-11:00

Mix Resist*11:00-12:00

Pilates10:00-11:00

Pilates10:00-11:00Total Body*11:00-12:0011:00-12:0011:00-12:00

Body Sculpt*Body Sculpt*

Body Sculpt: Vücudunuzun kondisyon, ya¤ yak›m›ve hareket kabiliyetini s›k› bir disiplin içinde art›ran,kardivasküler bir derstir. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Circuit Training: K›sa zamanda s›k›laflmak, dayan›kl›l›¤›m›z› art›rmak, vücudunuzdakitüm kaslar›n›z›; grup halinde, birbirinizi takip ederek, kendi vücut a¤›rl›¤›n›zla vedumbell egzersizleri ile adeta askeri e¤itim çal›flmalar› gibi durmadan, dinlenmedenyap›lan bir grup egzersizidir. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Sistemin iflleyifli:Vibrogym’in üretti¤i vibrasyon, vücuda bir enerji olarak yollan›r. Tercih edilenfrekanstaki sal›n›mlar vücut kaslar›n› gerilme yönünde uyar›r. Uygulama süresincekaslar sürekli olarak gerilip gevfleyerek çal›fl›r. Örn. Kontrol panelinde 40 Hzseçilirse kaslar saniyede 40 kez gerilir ve gevfler. 1 dakika bu sal›n›m alt›ndaçal›flan kar›n kaslar›m›z yüzlerce kez mekik hareketi yapm›flcas›na etkilenir.Sadece 20 dakikal›k bir zaman dilimi içerisinde vücudun ihtiyac› olan sporuyapabilmek ve sa¤l›kl› bir bedene sahip olabilmek art›k Vibrogym ile mümkün.

Ayr›nt›l› bilgi için: 0212 359 58 38

Sa¤l›kl› zay›flaman›n k›sa yolu, günde sadece 20 dakika, haftada 3 kez !

Mix Resist: Denge topu ve t-band ilekar›n, kalça ve bacak bölgelerinina¤›rl›kl› olarak çal›flt›r›ld›¤› bir derstir.E¤itmen: Davut Y›lmaz

Total Body: Müzik eflli¤inde s›k›laflmak veya¤ yakmak istiyorsan›z bu program tam sizegöre. Vücuttaki tüm kaslar› çal›flt›ranprogram›n ilk yar›s›nda aerobic ile ›s›nma,ikinci yar›s›nda vücudun üst k›sm›, kalça,bacak ve kar›k kaslar› çal›fl›yor. S›k› kaslarve düz bir kar›n için... E¤itmen: Ayça Dönmez

Pilates10:00-11:00

Pilates10:00-11:00

YOGA11:00-12:00

H.A.T.: Kar›n, üst bacak ve kalça bölgelerini çal›flt›ranegzersizler ile vücudumuzu s›k›laflt›ran, estetik bir görünümkazand›ran k›sa ama yo¤un bir ders. E¤itmen: Ayça Dönmez

Pilates Ball17:00-18:00

Pilates Ball17:00-18:00

Page 80: bogazici dergi subat'10

SQUASHH›zl›, zevkli ve heyecanl› bir sporar›yorsan›z mutlaka squash’›denemelisiniz!!!Squash kortlar›m›z 09:00-22:00saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r.Önceden rezervasyon yapt›rarakpartnerinizle squash oynayabilir yada Türkiye’deki en iyi e¤itmenlerdenbiri olan Davut Y›lmaz’dan dersalabilirsiniz. Dilerseniz, Türkiye’ninönde gelen turnuvalar› aras›nda yeralan turnuvalar›m›za kat›labilirsiniz.Rezervasyon kurallar›• Rezervasyon iptali befl saatönceden yap›lmal›d›r.• Rezervasyon saatinin15 dakika geçmesi halindegelmeyenlerin rezervasyonlar› iptaledilir ve kort bekleyenlere verilir.Bu durumda geç kalanlar hak talepedemez.

SAUNASaunam›z hafta içi 12:00-22:00,hafta sonu 10:00-22:00 saatleriaras›nda kullan›ma aç›kt›r. Haftaiçi saat 17:00’den önce kullanmakisteyenlerin rezervasyonyapt›rmalar› gerekmektedir.

FITNESS CENTERFitness Center içinde, grupderslerinin yap›ld›¤› Stüdyo,Squash kortlar›, Sauna, Masajodalar› yer almaktad›r.Fitness center 07:00-23:00 saatleriaras›nda hizmet vermektedir.E¤itmenlerimiz 08:00-21:00 saatleriaras›nda sizlerle birlikte.E¤itmenlerimizden kifliye özelçal›flma program›n›z› alarak dahabilinçli bir flekilde sporyapabilirsiniz. Ayr›ca uzman›m›zYrd.Doç.Dr. ‹lhan Odabafl’tanrandevu alarak Antropometrikölçüm (ya¤-kas-kemik ölçümü)yapt›rabilirsiniz. Böylecegelifliminizi daha bilimsel ve dahakolay bir flekilde takip edebiliriz.Modern, güvenilir ve pratik LifeFitness ve Paramont sporekipmanlar›yla, sadeceBo¤aziçililere ait bir ortamda sporyapman›n tad›na var›n.E¤itmenler: Batuhan S. Barutçu,Ayça Dönmez, Davut Y›lmazRez: 0212 359 58 38-359 58 42

TEN‹S DERSTenis mi ö¤renmek istiyorsunuz? Ya da oyununuzu gelifltirmeye mi ihtiyac›n›z var? Belkide kendinize iyi bir partner ar›yorsunuzdur? E¤itmenimizden ders almaya ne dersiniz?Bir gün önceden yapt›raca¤›n›z rezervasyon ile 07:00-22:00 saatleri aras›nda dersalabilirsiniz. Yine rezervasyonunuzun iptalini de bir gün önceden yapt›rman›zgerekmektedir. Bu kurala uymayan üyelerden ders ve kort ücreti tahsil edilecektir. Kortkullan›m kurallar› alaca¤›n›z Tenis Dersleri için de geçerlidir. E¤itmen: Nevzat EnginRez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

SQUASH DERS‹H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›zmutlaka squash’› denemelisiniz. Öncedenrezervasyon yapt›rarak 09:00-22:00 saatleriaras›nda squash dersi alabilirsiniz. Rezervasyonyapt›r›p gelmeyen ya da 5 saat önceden iptaletmeyen üyelerimizden ders ücreti tahsiledilecektir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

TEN‹SBÜMED’de kapal› kortta tenis oynama imkan›n›z var. K›fl›n ›s›tma sisteminin de bulundu¤ukortlar›m›zda 07:00-22:00 saatleri aras›nda rezervasyon yapt›rarak tenis oynayabilir veyaders alabilirsiniz.Rezervasyon kurallar› • Rezervasyonlar bir gün önceden saat 09:00 itibari ile al›nmayabafllanmaktad›r. Yer olmas› halinde ayn› gün rezervasyon yapt›r›labilir. • Bir üye, kortuayn› gün içinde sadece 1 saat rezerve edebilir. • Tenis abonmanl›¤› olanlar d›fl›nda, heriki oyuncudan da ücret al›nmaktad›r. • Kortlar›n müsait olmas› ve oyunun uzamas›durumunda ikinci saat için ayr› ücret al›nmaktad›r. • Rezervasyon iptali 5 saat öncedenyap›lmal›d›r. Bu kurala uymayan üyeler, 15 gün kort ay›rtamaz ve iki misafir ücreti tutar›para öder. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar›iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemezler.Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

07:00 - 23:00 saatleri aras›nda Fitness Center ’› kullanabilirsiniz!

MASAJ - Masöz Ümit fiimflek / Masör Davut Y›lmazYorgunluk, a¤r›lar ve s›k›nt›lardan kurtulman›n için, klasik masaj ile kendinizi zindeve dinlenmifl hissedeceksiniz... Tam masaj (60 dk.), Bölgesel masaj (30 dk.).

BURCSPOR TES‹SLER

78 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 81: bogazici dergi subat'10
Page 82: bogazici dergi subat'10

Şubat 2010 Mart1

23456789

1011

12131415

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

1516171819

2021

22232425262728

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu•fian Kursu• Nefes Çal›flmas›• Anlayarak H›zl› Okuma

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu• Oyunculuk Atölyesi

• Drama Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• ALH - ‹lkbahar KonserleriMusica Viva - A. Rudin,V. Gimadieva, K. Karavaev

• ALH - ‹lkbahar KonserleriFilm Müziklerinin T›ls›m›-Akbank Oda Orkestras›

• ALH - ‹lkbahar KonserleriRossini Menüsü - ‹stanbulDevlet Operas› Solistleri

• Oryantal Dans Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Y.Yazarl›k/fian/Nefes Çal›fl./Anlayarak H›zl› Okuma

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Oryantal Dans Kursu

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu• Oyunculuk Atölyesi

• Drama Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Y.Yazarl›k/fian/Nefes Çal›fl./Anlayarak H›zl› Okuma

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu• Oyunculuk Atölyesi

• Drama Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Zeliha Berksoy"Jokond ile Si-Ya-U"oyunu ile Bo¤aziçi'nde

• Drama Kursu

• Y.Yazarl›k/fian/Nefes Çal›fl./Anlayarak H›zl› Okuma

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu• Oyunculuk Atölyesi

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

Page 83: bogazici dergi subat'10
Page 84: bogazici dergi subat'10