84
MAYIS 2010 MAYIS 2010 SAYI 151 BÜMED BO / AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE / ‹ AYLIK YAYINI BÜMED BO/AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE/‹ AYLIK YAYINI 20 Haziran’da Mezunlar Günü’ ne bekliyoruz... 20 Haziran’da Mezunlar Günü’ ne bekliyoruz... 30 May›s Çocuk enli¤i ve Yaz Okullar› Tan›t›m Günü ’nde bulu al›m 30 May›s Çocuk enli¤i ve Yaz Okullar› Tan›t›m Günü ’nde bulu al›m

Bogazici Dergi Mayis'10

Embed Size (px)

DESCRIPTION

AYLIK SURELI YAYIN

Citation preview

Page 1: Bogazici Dergi Mayis'10

MA

YIS

20

10

MA

YIS

201

0 S

AY

I 151

ME

D B

O⁄

AZ

‹Ç‹ Ü

N‹V

ER

S‹T

ES

‹ ME

ZU

NL

AR

DE

RN

E⁄

‹ AY

LIK

YA

YIN

I

ME

D B

O⁄

AZ

‹Ç‹ Ü

N‹V

ER

S‹T

ES

‹ ME

ZU

NLA

R D

ER

NE⁄

‹ AY

LIK

YA

YIN

I

20 Haziran’daMezunlar Günü’ne bekliyoruz...

20 Haziran’daMezunlar Günü’ne bekliyoruz...

30 May›sÇocuk fienli¤i ve

Yaz Okullar›Tan›t›m Günü’nde

buluflal›m

30 May›sÇocuk fienli¤i ve

Yaz Okullar›Tan›t›m Günü’nde

buluflal›m

Page 2: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 3: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 4: Bogazici Dergi Mayis'10

KONFÜÇYUS BO⁄AZ‹Ç‹’NDEBo¤aziçi Üniversitesi her zaman oldu¤u gibi öncü bir giriflimle KonfüçyusEnstitüsü’nü hayata geçirerek de¤iflen dünyada Çin’e daha yak›ndurabilecek nesiller yetifltirme yolunda çok önemli bir ad›m att›. KonfüçyusEnstitüsü’nün renkli aç›l›fl›ndan izlenimlerimizi sizlerle paylafl›yoruz.

BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹, BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹MEZUNLAR DERNE⁄‹ (BÜMED) TARAFINDANYAYIMLANAN AYLIK, ÜCRETS‹Z B‹R YAYINDIR.MAYIS 2010 • SAYI 151

Yap›m: TETRA ‹LET‹fi‹M Hizmetleri Ltd. fiti.Yönetim: Önder KIZILKAYA - Soner KIZILKAYAYay›n Koordinatörü: Türkflan KARATEK‹NGrafik Uygulama: Nur AYMAN ÇAKMAKYaz› ‹flleri: Zeynep ‹pek fiEN - Cihan ALDIKFoto¤raf: Teoman GÜRZ‹H‹N

Halaskargazi Cad. Sait Kuran ‹fl Merkezi No:145 Kat: 5fiiflli - ‹STANBULTel: +90 212 219 96 76 - 77 +90 212 266 80 57Faks: +90 212 231 33 37e-mail: [email protected] www.tetrailetisim.com

Bask›:A4 Ofset Matbaac›l›k San. ve Tic. Ltd. fiti.Otosanayi Sitesi, Yeflilce Mah. Donanma Sok. No: 16Ka¤›thane-‹STANBULTel: 0212 281 64 48 Faks: 0212 269 53 27e-mail: [email protected]

Bas›m yeri ve tarihi: ‹stanbul - May›s 2010 Ayl›k süreli yay›n.

Yönetim Kurulu Ad›na Sahibi:Hakan Z‹HN‹O⁄LU - BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan›

Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:‹dil TÜRKMENO⁄LU

Yay›n Kurulu:• Selim AKÇAHARMAN (Ankara) • Hasan DEM‹RC‹ (‹zmir)• Tunçel GÜLSOY • Gökmen KARADA⁄ • SaadetKUYUMCU • Arzu PAKSOY • Feza SENGEL • Cem TANIR

Yay›n Koordinatörü:P›nar TÜREN

Yaz› Kurulu:• fiebnem AKÇIL • An›l ALTAfi • Kevser AYDIN • Esra BAL• Yelda BALER • Esra BAfiER • Cüneyt BAYRAKTAR• Metin GÖKSEL • Ayflegül GÜNDÜZ • Ayla GÜRLEYEN• Duygu KAMBUR • Baflak KARA • Hande ORTAÇ• Baflak SERÇE • Cem TANIR • Murat TAfiÇI • DemetUYAR • Burcu ÜNLÜTABAK • Esim YERG‹N BOZDA⁄• Sabanur YILMAZ

Foto¤raf Editörü:Yelda BALER

Katk›da Bulunanlar:• Bora BALBEY • Didem ‹NCESA⁄IR • Orçun PEKÖZ

Reklam Sorumlusu:Tu¤ba ALARSLAN [email protected] Dahili: 116‹pek DEM‹RTAfi [email protected] Dahili: 126

Yönetim Yeri:Bo¤aziçi Üniversitesi, Lojman Kap› Yan› 34342Bebek - ‹stanbulTel: (0212) 359 58 00 Faks: (0212) 257 35 68www.bumed.org.tr / [email protected]

Kapak Foto¤raf›: Teoman GÜRZ‹H‹N

BO⁄AZ‹Ç‹ ‹LE EVL‹ BAfiKANBÜMED 13. Dönem Yönetim Kurulu geçti¤imiz Mart ay›nda yap›lan GenelKurul’da seçildi ve göreve bafllad›. Yönetim Kurulu Baflkan› HakanZ‹hnio¤lu’91 ile hedeflerini konufltuk. Yaz›y› okuyunca Zihnio¤lu’nun camiasevgisine siz de tan›k olacak, yeni projeler için siz de heyecanlanacaks›n›z.

22

18

HAYAL GÜCÜ EVREN‹ KEfiFETMEN‹N EN GÜZEL YOLUYaz› Kurulumuzdan Lost hayran› P›nar Türen, dünyay› matematik modelleriüzerinden yorumlayan BÜ Matematik Bölümü ö¤retim üyesi Prof. Dr.Sad›k De¤er, sanat ve ifl dünyas›ndaki fizik teorilerinin yorumlar›n› e¤lencelibulan BÜ Fizik Bölümü ö¤retim üyesi Prof. Dr. Ali Kaya bir araya geldilerve sicim teorisinden ekstra boyutlara, paralel evrenlerden kara enerjiyebirçok konuda e¤lenceli bir sohbet gerçeklefltirdiler.

52

Page 5: Bogazici Dergi Mayis'10

5. BÜMED ÖZEL ‹LKÖ⁄RET‹M VEANAOKULLARI TANITIM GÜNLER‹5. BÜMED ‘’Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar›Tan›t›m Günleri’’ 17-18 Nisan günlerindeBÜMED Bahçe’de gerçekleflti. Mezunlar›m›z›nve çocuklar›m›z›n kat›l›m›n›n büyük oldu¤uTan›t›m Günleri’nin konu¤u Do¤an Cücelo¤luidi. “Çocu¤umu Hangi Okula Göndereyim?”bafll›kl› seminerde velilere tavsiyeler verenCücelo¤lu’nun önerilerini mutlaka okumal›s›n›z.

YAKIN TAR‹H‹N ÜZER‹NDE KUfi UÇUfiUProf. Dilek Doltafl ile 60’l› y›llarda tan›flt›¤›kampüsümüzün tarihinde bir yolculu¤a ç›kt›k.60’lardan günümüze Bo¤aziçi’ni konuflurkenasl›nda yak›n tarihimizin üzerinde bir kufl uçufluyapt›k ve bak›n neler gördük.

Çok teflekkür ederiz...

Her geçen gün artan katk› ve destekleriniz için.

Amerika’dan kartlar geliyor, her yerden e-mailler. Babas› mezunumuz

olan lise ö¤rencisi Dilan Nebio¤lu görüfllerini inan›lmaz güzellikteki

cümlelerle ifade ediyor, sürekli haberleflti¤imiz 1942 mezunumuz

Say›n Alaattin Gümüflsuyu bize fakslar›yla fikirlerini gönderiyor,

hiç yaln›z b›rakm›yor.

Sizlerin görüfl ve önerilerine dergimizde do¤rudan yer verebilmek için

özel baz› sayfalar›n haz›rl›klar›na bafllad›k. Gelecek say›dan itibaren

bu projeyi birlikte büyütece¤iz.

Ayr›ca camiadan haberlerin de artmas› en büyük dileklerimizden,

sizlerin de en çok dile getirdi¤i önerilerden... Lütfen haberlerinizi

bizimle de paylaflmay› unutmay›n. Sevinçli haberlerinizi hep birlikte

kutlamay› diliyoruz.

Bu arada Yönetim Kurulu’nun artarak devam eden desteklerinden

çok güç ald›¤›m›z› söylemeliyiz. Yaz› Kurulu üyemiz sevgili Tunçel

Abi’nin varl›¤›n›n yan›nda, Cem Tan›r ve Arzu Paksoy’un da

aram›zda olmas› bizi mutlu ediyor.

Gelecek ay görüflmek üzere...

editoryal

24

‹dil Türkmeno¤lu ’95

38

Page 6: Bogazici Dergi Mayis'10

Üç y›l göz aç›p kapay›ncaya kadar geçti,

bir önceki yönetim kurulunda görev

al›rken önümüzde o kadar uzun bir

zaman vard› ki...

fiimdi yeni bir ekip bayra¤› devrald›, gerçi

ekibin bir k›sm› önceki dönemden devam

eden arkadafllar›m›zdan olufluyor ama

her yi¤idin ayr› bir yo¤urt yiyifli olmas›

gibi flimdiki yönetimin havas› da ruhu

da de¤iflik. Kollar s›vand›, sözler verildi,

planlar yap›ld› ve yola koyulduk. Geçmifl

ekiplerde görev alm›fl bir Bo¤aziçili olarak

yeni ekibe bak›yorum; p›r›l p›r›l genç

insanlar, ifl kad›nlar› ve ifladamlar›,

yönetici, giriflimci, kimi uzun boylu kimi

k›sa, kimi serinkanl› kimi daha merakl›,

kimi daha konuflkan kimisi ise daha

analitik ama hepsi tüm farkl›l›klar›

birlefltiren Bo¤aziçi ruhuyla yola ç›km›fl

yeni bir BÜMED yönetiminin parças›.

Söylenecek sözler söylendi flimdi ifl yapma

zaman›. Bu ekibe göre okulumuza destek

olmak bir amaç de¤il bir Bo¤aziçili

olman›n do¤al bir sonucu. Bu anlay›fl›n

uzant›s› olarak mezunlar›n yaflamlar›n›n

her alan›nda onlar›n yan›nda oldu¤umuzu

hissettiren heyecan dolu projeler

haz›rlan›yor. Hedef Üniversitemiz için

daha büyük kaynaklar yaratmak, bunun

için yüzümüzü mezunlar›m›za daha çok

çevirmek. Türkiye’nin bizim de¤erlerimize

göre en iyi üniversitesini kazand›¤›m›z

gün hissetti¤imiz heyecan› yeniden

yaflamak ve mezunlar›m›za yaflatmak

istiyoruz.

Yapacak ifl çok, y›llardan beri BÜMED

gündemlerinde olan Anadolu Yakas›’nda

bir BÜMED tesisi açmaktan tutun BÜMED

ilkokuluna uzanan, sanat ve gezi kulüpleri

oluflturulmas›ndan genç BÜMED’lileri bir

araya getiren iletiflim platformlar›

yaratmaya varan bir dizi coflkulu projenin

peflindeyiz.

Yapacak çok iflimiz var, yetiflti¤i yuvas›na

herhangi bir katk› yapmak isteyen tüm

BÜMED üyelerine kap›lar aç›k. Yönetim

kurulunda 18 kifli var ama aram›zda tüm

mezunlar›m›za yer var, okulumuza hizmet

etmek için ille de yönetim kurulunda

görev alman›z gerekmiyor. Yeter ki

söyleyecek bir sözünüz, yaratmak

istedi¤iniz bir güzellik olsun, gelin aram›za

kat›l›n.

Biliyorum, bir üç y›l daha göz aç›p

kapay›ncaya kadar geçecek, ömür

geçiyor. Bir kere daha “önümüzde o

kadar uzun bir zaman vard› ki...”

diyece¤iz. Yar›n baflka Bo¤aziçililer de

gelecek, ›fl›k her zaman elden ele,

gönülden gönüle geçerek ö¤rencilerimizi,

mezunlar›m›z›, ülkemizi ve insanl›¤›

ayd›nlatmaya devam edecek. Biliyorum,

böyle olacak...

YÖNET‹M KURULU’NDAN

Yeni bir dönem bafllarken

4 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

TUNÇEL GÜLSOY ’75BÜMED Yönetim KuruluBaflkan Yard›mc›s›

Page 7: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 8: Bogazici Dergi Mayis'10

BÜMED’DEN

camiadan haberler.........................................

6 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Güney Kampüs’te Köprüler Yar›flt›Bo¤aziçi Üniversitesi Yap› Kulübü (BÜYAP) taraf›ndan busene dördüncüsü gerçeklefltirilen “Design&Construct –Ö¤renci Çelik Köprü Yar›flmas›”, Bo¤aziçi Üniversitesi GüneyKampüsü’nde yap›ld›.

16 Nisan 2010 tarihinde bafllayan ve 18 Nisan günü sona erenorganizasyon boyunca Güney Kampüs’te sergilenen köprümodelleri ilgi ile izlendi. Etkinli¤in ilk günü, tasarlad›klar›köprüleri kuran yar›flmac› tak›mlar, bu kurulum sonras›sunumlar yaparak köprüler, mimarl›k ve inflaat mühendisli¤ialanlar›nda uzman ö¤retim üyeleri ve sektördeki lider firmalar›nüst düzey yöneticilerinden oluflan jüri kurulunu etkilemeyeçal›flt›. Farkl› üniversitelerden kat›lan ekiplerin üç gün sürensunum ve tan›t›m maratonun ard›ndan birincili¤i KaradenizTeknik Üniversitesi ekibinin Steel Punch isimli köprüsükazand›.

Bu bölümde camiamızdan haberlere yer veriyoruz. Evlendiniz,çocuğunuz oldu, yeni bir iş kurdunuz veya Boğaziçi Dergisi okuyucuları ile paylaşmak istediğiniz başka bir habervar… Haberinizi, 100 kelimeyi aşmayacak şekilde [email protected] adresine gönderebilirsiniz.Camiadan Haberler sayfamızın içeriği üyelerimizden gelen haberler doğrultusunda oluşturulmaktadır.

PERYÖN Yeni Yönetim Kurulu’ndaki Bo¤aziçililerPERYÖN (Türkiye Personel Yönetimi Derne¤i), 21. Ola¤an Genel Kurulundayeni yönetim kurulu belirlendi. Türkiye’de insan yönetimi alan›nda kurulmuflilk sivil toplum kuruluflu olan ve 1971’den bu yana Türkiye’de ‹nsan Yönetimi

anlay›fl›n›n yayg›nlaflt›r›lmas›ve geliflimine liderlik edenPERYÖN’ün YönetimKurulu’ndaki mezunlar›m›z›tebrik ediyoruz. Kurulda yeralan mezunlar›m›z: Yi¤it O¤uzDuman ’96, ‹dil Türkmeno¤lu’95, Ülkü Feyyaz Taktak ’75,Murat Yeflildere ’91, CemTar›k Yüksel ’87, RevnaTüzmen ’93, Esra Daver ’90,Asl› Üner Dizdar (MBA ’07)ve Nilgün Lagenberg.

2010 ‹K Zirvesi’nde Bo¤aziçi damgas›2010 ‹K Zirvesi’nde “En Be¤enilen ‹nsan Kaynaklar›Yöneticileri” seçildi. Aralar›nda Bo¤aziçili mezunlar›n oldu¤uifl kad›nlar› ve ifl adamlar› baflar›lar›n›n hakl› gururunu yaflad›lar.Seçilen isimler aras›nda Frito Lay Türkiye ‹K Direktörü SeldaKalleci ‘92, Superonline ‹fl Destek Genel Müdür Yard›mc›s›Yi¤it Duman’96, MSD ‹laçlar› ‹K Direktörü Revna Tüzmen’93 ve Türkiye, ‹srail CauCAR Bölge ‹K Direktörü Hande AkyolEskinazi ’91 var.

marketkeyfi.com’dan evlere servisUluslararas› ‹liflkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü ö¤rencisi Savafl Korkmaz ileKimya Mühendisli¤i Bölümü ö¤rencisi Ergin Gülo¤lu, 28 Mart 2010 tarihinden

itibaren onlinehizmet sunanmarketkeyfi.comsitesini kurdular.Marketlerdenonline sipariflverme imkan›sunan bu internetsitesi, henüzHisarüstü, Etiler,Hisar, Akatlar ve

Reflitpafla bölgelerine hizmet vermekte. Savafl Korkmaz ve Ergin Gülo¤lu’nunbir sonraki hedefleri, Türkiye çap›nda hizmet veren marketleri siteleri alt›ndabir araya getirip, daha kapsaml› hizmet verebilmek.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... ..www.bumed.org.tr yenilendiDinamik, interaktif, renkli ve en önemlisi bizi ve faaliyetlerimizi en iyi flekildeaktaracak bir portal için yapt›¤›m›z çal›flmalar›n sonuna yaklaflt›k. Yenilenenportalimiz testyay›n›na bafllad›. Amaçal›flmalar›m›z devemediyor, yak›ndaüyelerimiz flifreleri ilegirerek kendi özelsayfalar›naulaflacaklar.Yenilenen sitemiziziyaret edenüyelerimizin görüfl veönerilerini bizlerlepaylaflmas›n›bekliyoruz.

.. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... ..

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

....

..

Page 9: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 10: Bogazici Dergi Mayis'10

er sene Nisan ay›ndagerçeklefltirilen flenlik busene 18 Nisan Pazar günüBo¤aziçi Üniversitesi Güney

Kampüs’te Güney Meydan’dayap›ld›. Bo¤aziçi Üniversitesi,BUSOS’un çeflitli projelerindengençlerin, çocuklar›n ve BUSOSgönüllülerinin haz›rlad›¤› atölyelerve oyunlarla hep birlikte flenlendi.

2001 y›l›nda kurulan BUSOS, ortaksorunlara insan hak veözgürlüklerini temel alarak kat›l›mc›çözümler üretmeye çal›fl›yor. Hiçbirsiyasi amaç ve maddi ç›kargözetmeksizin üniversite ö¤rencileriöncülü¤ünde, sosyal sorumlulukbilincini artt›rmak yoluyla siviltoplum kurulufllar›yla iflbirli¤i içindee¤itim, gençlik, çocuk, insan haklar›ve ekoloji konular›nda yapt›¤›projelerle fark›ndal›k ve de¤iflimyaratmay› amaçl›yor. Bu sene dee¤itim alan›nda ‘8. ÖSS E¤itim’,‘BUsosyal’, ‘KABY’, ‘Bilim BUrda’;çocuklarla fliddetsizlik, bar›fl vefarkl›l›klara sayg› temalar›nda‘Gülen Gözler’, ‘Beyaz fiapkalar’,‘K›v›lc›m’; insan haklar› ve

demokrasi konusunda ‘‹nsanc›l’ve ekolojist savunuculuk yapan‘Marul’ projelerini yürütmeyedevam ediyor.18 Nisan Pazar günü, bütün buprojelerden çocuklar›n, gençlerinve gönüllülerin tüm seneninyorgunlu¤unu atarak doyas›yae¤lendikleri, projelerin ç›kt›lar›n›paylaflt›klar› ve kaynaflt›klar› birflenlik oldu. fienlik boyunca çocukve gençler hem e¤lendiler hem detiflört boyamadan f›r›nda kolyeyap›m›na, fen bilgisi deneylerindenuçurtma yap›m›na pekçok aktiviteyiGüney Meydan’da sergilediler. ‹patlad›lar, voleybol oynad›lar, ritimatölyesi ile göbek att›lar. K›sacas›stres att›klar› oyunlar oynayarakneflelerine nefle katt›lar.Bu y›l yap›lan flenlikte BUSOS,yeni konuklar›n› büyük birheyecanla a¤›rlad›. Görme engelliçocuk arkadafllar›m›z yeniarkadafllar›yla tan›flma f›rsat›buldular. Sandalye kapmacaoynad›lar, di¤er arkadafllar›ylabirlikte zilli topla maç yapt›lar,halat çektiler, halay çektiler. Birlikteel ç›rp›p birlikte gülümsediler.

H

Yaz›: BUSOS Gönüllüleri ad›na Faik Emre KOfiANKAMPUS

Bo¤aziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü(BUSOS) taraf›ndan düzenlenen geleneksel çocukflenli¤i bu sene yedinci kez çocuklar› Bo¤aziçi ilebuluflturdu. E¤lenceli etkinliklerle dolu bu özelgünde kampüsü çocuklar›n nefleli kahkahalar›doldurdu.

BUSOS 7. Çocuk fienli¤i’ndeçocuklar gelece¤e (u)mutlu gülümsediler

• Çocu¤un yetifltirilmesi, onun kendini“birey” olarak hissetmesini sa¤lamaklamümkündür. Çünkü birey, toplumunve toplumdaki konumunun fark›ndaolan, kendini bu konum içindede¤erlendirebilen ve ifade edebileninsand›r. Kendini küçük yafltan itibarenbirey olarak nitelendiren bir çocuk,kendini ve kendini ifade etmesiniö¤renecek ve bu ö¤rendikleri ile kendiçevresini anlayacak ve tan›yacakt›r.

• “Çocuk”, evrensel ya da ulusal bütüntan›mlamalardan öte bir anlam tafl›r.Bu anlam› biçimlendirecek olan iseçocu¤un kendisidir. Önemli olan bubiçimlendirmenin bilinçli ve özgür birruh ile yap›lmas›d›r.

18 Nisan Pazar günü, Bo¤aziçi Üniversitesi’nde100’den fazla çocuk, engelli - engelsiz, küçük - büyük,esmer - sar›fl›n, kad›n - erkek fark etmeksizin, bütüntan›m ve flekillendirmelerden ba¤›ms›z, hep birlikte veelele (u)mutlu bir gelece¤e gülümsediler...

8 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 11: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 12: Bogazici Dergi Mayis'10

eçti¤imiz günlerdeUluslararas› ‹liflkiler veSiyaset Bilimi Bölümü’nündavetlisi olarak “Laiklik ve

Cinsiyet Eflitli¤i” üzerine seminervermek üzere Joan Scottokulumuzda bulundu.Princeton’daki, The School of SocialStudies in the Institute for AdvancedStudy’ye 1985 y›l›nda dört asilüyeden biri olarak kat›lan Scott,ayn› zamanda 1930’dan o güneEnstitüye davet edilen ikinci kad›nakademisyen olma özelli¤ine sahipti.Söz konusu Enstitü kendi alan›ndaöncü çal›flmalar yapanaraflt›rmac›lar›n ders vermedenbilime katk›lar›n› en üst düzeyeç›karabilmek amac›yla kurulmufl,üyelerinin sadece akademikaraflt›rmalar yapt›¤› veakademisyenlere bu konuda desteksa¤layan bir kurum. The AmericanAcademy of Arts & Sciences’›n da

üyesi olan Scott, yazd›¤› makale vekitaplarla sayg›n üniversitelerdenve bilimsel kurulufllardan birçoködüle lay›k görülmüfl, toplumsalcinsiyet (gender) çal›flmalar›n›nsosyal çal›flmalar›n parças› halinegelmesinde büyük rol oynam›flt›r.Scott’un akademik çal›flmalar›ndanetkilenmifl ve ö¤rencileriyle Scott’unmakalelerini y›llarca birlikte okumuflbir akademisyen olarak Prof. Dr.Yeflim Arat, seminerin aç›l›flkonuflmas›n› yaparken Scott’un ençok dikkat çeken çal›flmalar›n›n“toplumsal cinsiyet” üzerine yapt›¤›çal›flmalar oldu¤unun alt›n› çizdi.Bu çal›flmalar›n› benzerlerindenay›ran nokta ise Scott’un toplumsalcinsiyet kavram›n› sosyal bilimlerinmerkezine koymufl olmas›. YeflimArat konuflmas›nda Scott’unçal›flmalar›n›n bilim dünyas› içinönemini flu sözleri ile anlatt›:“Profesör Scott Amerikal› bir Frans›ziflçi tarihi uzman› olarak e¤itimgörmüfltür. Ancak onun toplumsalcinsiyet üzerindeki çal›flmalar› bizisosyal bilimlerdeki kategorilerimiziyeniden düflünmeye zorlam›flt›r.Scott toplumsal cinsiyeti sosyalbilimlerin olmazsa olmaz biranalitik kategorisi olarak kabulettirmifl ve bize, kendidisiplinlerimize toplumsal cinsiyetkavram›n› kullanarak ›fl›ktutmam›z konusunda ilham

kayna¤› olmufltur. Ayr›ca di¤erçal›flmalar›yla bizi, “tecrübeninaç›klay›c› gücü” ba¤lam›nda tarihve sosyal bilim yaz›n›n›sorgulamaya yöneltmifltir. Z›tkutuplar olarak sunulan ikiliseçeneklerin genelde birbirleriyleolan ba¤lar› gizledi¤i vefarkl›l›klar›n eflitli¤i engellemedi¤iaksine eflitli¤in bir önkoflulu oldu¤ukonusunda ö¤rettikleri ve toplumsalcinsiyet politikalar›na tuttu¤u ›fl›kiçin kendisine müteflekkirim.”Scott’a göre, kad›n ya da travestiolma, Asya kökenli Amerikal› ya daiflçi s›n›f›na ait olma deneyimiherhangi bir politik pozisyonugarantilemiyor, çünkü bunlarde¤ifltirilemez özellikler de¤iller.Politik pozisyonumuzu belirleyentek fley deneyimlerimiz olamaz.“Deneyim her zaman biryorumlama fleklidir ya dayorumlama ihtiyac›d›r. Her zamantart›flmal› bir mevzu oldu¤undanpolitiktir.” diyen Scott, bu zamanakadar deneyimlerinin kendilerinepolitik bir pozisyon verdi¤ini iddiaeden bireylere alternatif bir bak›flaç›s› sunmufltur. Scott’a göredeneyim politik pozisyonudo¤urmam›flt›r, her ikisi birbirinietkilemifltir. Öbür türlübulundu¤umuz pozisyona kaderdemek ve de¤ifltirilemez oldu¤unukabul etmek gerekirdi.

G

10 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Foto: Teoman GÜRZ‹H‹NÜN‹VERS‹TEDEN

Toplumsal cinsiyet çal›flmalar›n›n öncüsüJoan Scott Bo¤aziçi’ndeydi “Toplumsal cinsiyet” çal›flmalar›n›nöncüsü Joan Scott’un BÜ Uluslararas›‹liflkiler ve Politika Bölümünündavetlisi olarak üniversitemizde sonaraflt›rmalar›ndan yola ç›karak “Laiklikve Cinsiyet Eflitli¤i” konulu seminerverdi. Konusunda dünyan›n entan›nm›fl akademisyenlerinden olanScott’un seminerine Bo¤aziçi camias›büyük ilgi gösterdi.

Joan Scott, Bo¤aziçi mezunlar› taraf›ndan hayata geçirilenFeminist Yaklafl›mlar dergisinin dan›flma kurulu üyelerinden.

Page 13: Bogazici Dergi Mayis'10

AF (Do¤u Anadolu Fay Hatt›), KAF(Kuzey Anadolu Fay Hatt›) ile Arap-Afrika ve Avrasya levhalar› aras›ndagerçekleflen k›ta-k›ta çarp›flmas›

sonucu ortaya ç›kan bir dönüflüm fay›d›r.Kuzey Anadolu Fay Sistemi (KAFS) sa¤yönlü, Do¤u Anadolu Fay Sistemi (DAFS)ise sol yönlü do¤rultu at›ml› k›ta içitransform faylard›r. Bu iki fay Bingölkuzeydo¤usundaki Karl›ova üçlübirleflmesinden bafllar ve Amik Gölü’ndesonlan›r. Son y›llardaki GPS ölçümleri DAFSüzerindeki y›ll›k kayma h›z›n›n 10mmoldu¤unu göstermektedir. KAFS üzerindekiy›ll›k kayma h›z› ise 25mm civar›ndad›r.

Elaz›¤ Depremi Türkiye’nin günceltektonik çat›s›nda Kuzey Anadolu Fay›(KAF)’ndan sonra ikinci büyük dönüflüm(transform) fay sistemi olan Do¤u AnadoluFay› (DAF) zonuna rastlar. Deprem,Türkiye’nin en aktif do¤rultu at›ml›

faylar›ndan biri olan Do¤u Anadolu Fayzonunun Bingöl ve Palu kent merkezleriaras›na rastlayan ve fay›n Göynük ile Palusegmentleri aras›nda yaklafl›k 50-60 kmuzunlu¤unda ve 20 km geniflli¤indes›k›flmal› bir s›çramada yer alan faylar›nbulundu¤u bir alanda gerçekleflmifltir.

Depremin meydana geldi¤i Baflyurt-Kovanc›lar-Gökdere bölgesi, genel anlamdaDo¤u Anadolu Fay Zonu (DAFZ) içerisindekalmakta olup, tarihsel depremlerde fayzonu ve yak›n çevresinde yer alan kentlerdeyap› hasarlar› ve çok say›da can kayb›meydana geldi¤i bilinmektedir. 19. yüzy›lda,1866-1893 y›llar› aras›nda fay›n de¤ifliksegmentlerinde y›k›c› büyüklükte alt›deprem meydana gelmifltir. 20. yüzy›ldaise fay boyunca bu deprem serisi içindekisismik boflluklara karfl›l›k gelen bölümlerdeorta büyüklükte y›k›c› depremler meydanagelmifltir. Yap›lan modellemeler, DAFüzerindeki 19 ve 20. yüzy›ldaki depremserisinde, KAF’ndaki 20.yüzy›l depremserisi gibi birbirini düzenli izleyen bir seyirizlemese de her depremin komflusegmentlere stres aktararak, bu segmentlerüzerinde yeni depremlerin haz›rlay›c›s›oldu¤unu göstermektedir.

Genel olarak a¤›r hasar gören evler temelsistemleri yetersiz, yerel malzemeler olankerpiç veya tafl kullan›larak, yanl›fl inflateknikleriyle yap›lm›fl binalard›r. Bu türyap› tarz›n›n özellikle deprem yo¤unlu¤ufazla olan bu tür bölgelerde tercihedilmemesi gerekmektedir. Bu bölgedebinalar›n deprem yönetmeli¤ine ve di¤erilgili standartlara uygun olarak betonarmeolarak infla edilmesi deprem güvenli¤iaç›s›ndan önemlidir. Yerel malzemelerkullan›larak y›¤ma binalar infla edilmekistense dahi, yönetmelik kurallar›ndantaviz verilmemesi sa¤lanmal›d›r.

D

ÜN‹VERS‹TEDEN

8 Mart 2010 tarihinde yerelsaat ile 4:32’de Elaz›¤’a ba¤l›Baflyurt KarakoçanBölgesi’nde 6.0 fliddetindemeydana gelen depremal›fl›lageldi¤i gibi yenideprem tart›flmalar›n› daberaberinde getirdi.Depremle ilgili daha sa¤l›kl›yorum yapmak için birazzaman geçmesini bekleyenBÜ Kandilli Rasathanesi veDeprem Araflt›rma Enstitüsü(KRDAE) Müdürü Prof. Dr.Mustafa Erdik, rasathaneninkonuya dair tespitlerinibizlerle paylaflt›.

Elaz›¤ Depremi’nin ayak izleri

Kerpiç ve betonarme iki bina ve farkl› deprem performanslar›.

Page 14: Bogazici Dergi Mayis'10

903 y›l›nda Caleb Gates Robert Kolej’in bafl›na

geldi¤inde Alexander Van Millingen’›n kendisi için infla

etti¤i evin d›fl›nda kampus içinde baflka bir fakülte evi

bulunmuyordu. Bugün baz›lar› hala fakülte evi olarak

kullan›lan evlerin ço¤u ise John S. Kennedy’nin mütevelli

heyeti baflkanl›¤› döneminde, özellikle de 1904-1905 y›llar›

aras›nda yap›lm›fl, inflaatlar 1911 y›l›na kadar sürmüfltü. Bu

evlerden, muhtemelen Türkiye’nin ilk tenis kortlar›ndan biri

olan, kampustaki kortun yan›ndakine ise Tennis Court House

denirdi.

Bina günümüzde de tenis kortlar›n›n yan›nda eski

görüntüsünü muhafaza etmekte ve Bo¤aziçi Üniversitesi

Mezunlar Derne¤i’nin (BÜMED) idari binas› olarak

kullan›lmaktad›r.

1

Yaz›: Kutlu¤han SOYUBOL ’07Resim: Semra AYDO⁄DU

12 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

BÜMED’in 25. y›l etkinlikleri dahilinde oluflturulan “Karakalem Bo¤aziçi” serimizde okulumuzun an›tbinalar›n› ressam Semra Aydo¤du’nun kara kalem çal›flmalar› ile bir kere daha ölümsüzlefltirdik. Herbiri ülkemizin kültürel miras› aras›nda yer alan binalar›n yap›l›fl tarihini ve kimlerin katk›lar› ile meydanageldiklerini ise Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümü yüksek lisans mezunu ve eski araflt›rma görevlisi,halen New York fiehir Üniversitesi, The Graduate Center’da tarih doktora çal›flmalar›n› yürüten Kutlu¤hanSoyubol ’07 kaleme ald›. Yaz›n›n haz›rlamas›nda desteklerini esirgemeyen, geçti¤imiz y›l kaybetti¤imizde¤erli hocam›z Günhan Dan›flman’› sevgiyle an›yoruz.

The Tennis Court House (1911)

Page 15: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 16: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 17: Bogazici Dergi Mayis'10

983 y›l›ndan beri konferansçevirmenli¤i e¤itimi sunan Bo¤aziçiÜniversitesi, Türkiye’nin bu alandakien köklü e¤itim kurumlar›ndan biri.

Çeviribilim Bölümü taraf›ndan 2004y›l›nda bafllat›lan Konferans Çevirmenli¤iTezsiz Yüksek Lisans Program›, 2006y›l›nda Avrupa Birli¤i taraf›ndanMükemmeliyet Merkezi ilan edildi.2007’de ise, Sorbonne ve CenevreÜniversitesi gibi bu alanda e¤itim sunanen sayg›n üniversiteleri biraraya getirenAvrupa Konferans Çevirmenli¤iMaster Programlar› Birli¤i (EMCI)taraf›ndan akredite edildi(www.emcinterpreting.org). Böylece

Bo¤aziçi Üniversitesi, EMCI’da Türkiye’yitemsil edecek tek tam üye seçildi vegerek Türkiye gerekse dünyada konferansçevirmenli¤i e¤itiminde en iyiuygulamalar› yayg›nlaflt›rmak üzereakredite edilmifl 20 programdan biriolmay› baflard›. Avrupa Birli¤i taraf›ndandesteklenen bu programa kabul edilenö¤renciler, AB e¤itim burslar› al›yor,EMCI’a üye üniversiteler aras›nda yap›lande¤iflim ve staj programlar›na kat›l›yorve Brüksel’de AB kurumlar› taraf›ndandüzenlenen bir haftal›k staj program›ndanyararlan›yorlar. Programda ayr›caEMCI’dan gelen hocalar da seminerlerveriyor. Program›n temel özellikleri

çokdilli olmas›, ö¤retim kadrosunda ABtaraf›ndan akredite edilmifl profesyonelkonferans çevirmenleri bar›nd›rmas› veö¤rencileri Türkiye’de, AB kurumlar›ndave uluslararas› piyasalarda konferansçevirmeni olarak çal›flmaya uygun niteliktehaz›rlamas›d›r. 15 ve 19 Haziran’da girifls›navlar›n›n yap›laca¤› iki y›ll›k programabu y›l Türkçe ve ‹ngilizce’nin yan›s›raAlman ve Frans›z dillerinden birini çokiyi derecede bilen adaylar baflvurabilecek.ALES koflulunun aranmad›¤› yüksek lisansprogram›yla ilgili ayr›nt›l› bilgiwww.transint.boun.edu.tr/interpretingadresinden ya da 0212-359 6516 numaral›telefondan al›nabilir.

1

ÜN‹VERS‹TEDEN

Bo¤aziçi’nde bir Mükemmeliyet Merkezi:Dünya standartlar›nda konferans çevirmenli¤i e¤itimi

Application dates for Fall 2010 semester

10 May - 9 June 2010

www.che.boun.edu.tr/fet E-mail: [email protected]

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 15

Page 18: Bogazici Dergi Mayis'10

üyük ozan ve oyun yazar›William Shakespeare’egöre güzellik neydi?Harvard Üniversitesi’nde

edebiyat profesörü olan StephenGreenblatt’›n 1 Nisan’daRektörlük Konferans Salonu’ndayapt›¤› konuflma iflte bu ilginçkonuyu irdeliyordu.

Tarih Bölümü’nün organize etti¤i“Abdullah Kuran LectureSeries”in alt›nc› konuflmac›s›olarak davet edilen Greenblatt,yapt›¤› konuflmayla izleyicileribüyüledi. Konuflman›ndisiplinleraras› niteli¤i veGreenblatt’›n görsel sanatlar,edebiyat ve kültür üçgenini eleal›fl›ndaki ustal›k, dinleyicilereetkileyici bir tour-de-forcedeneyimi yaflatt›. Kültürü bir metinolarak alg›layan Greenblatt,Shakespeare’in oyunlar› vesonelerindeki güzellik kavram›n›Rönesans döneminin resim, mimarive felsefe alan›ndaki ürünleri›fl›¤›nda okudu.

Greenblatt’a göre, Rönesanssanat›n›n güzelli¤e yaklafl›m› ünlü‹talyan humanist Leon BattistaAlberti’nin güzellik tan›m›ba¤lam›nda anlam kazan›yor.Alberti’ye göre güzellik öyle birarmonidir ki, ona herhangi bir fleyeklemek ya da de¤ifltirmek, onubozmak demektir. Leonardo Da

Vinci’nin “Mona Lisa”s›n› veya“Lady with an Ermine”i düflünün.Da Vinci’nin kad›nlar›n› güzel k›laniflte tam budur: Ahenk ve oran.Mükemmel bir uyum sergilerlerfakat ifadesizdirler. Gözün, kafl›n,burnun, a¤z›n, kulaklar›n flekli vebirbirleriyle oran› öylesineformüllerle belirlenmifltir ki,güzellik Rönesans’ta bir kal›phaline gelmifltir. Shakespeare’inald›¤› iflte bu kültür, ideal güzelli¤iyüzün parlakl›¤› (radiance),pürüzsüzlü¤ü ve lekesizlikli¤i ileba¤daflt›r›r. Yüzdeki k›r›fl›kl›klar,lekeler, k›zar›kl›klar güzelli¤in bafldüflman›d›r.

Tabii ki Shakespeare ça¤dafllar›n›nlekesiz güzelli¤in cazibesinekap›ld›klar›n›n fark›ndayd› vekendisi de bu tarz güzelli¤i birçok eserinde sergiledi. Aç›k tenli,sar›fl›n, temiz, pak anlamlar›nagelen fair s›fat› Shakespeare’ineserlerinde 700’ü aflk›n kezkullan›l›r ve güzelli¤in ›fl›lt›yla olaniliflkisini ön plana ç›kar›r. Kusursuz,pürüzsüz ve aç›k renkli bir ten vemükemmelin formülüne uyan yüzhatlar›... Rönesans dönemininresmedilen güzelli¤i... Shakespearezaman zaman bu çerçeveden ç›kt›ve böylelikle edebiyat tarihineolumsuz betimlemeler b›rakt›.Oran, uyum ve simetritak›nt›s›ndan ve güzelli¤inneredeyse sorgulanmayan

formüllerinden uzaklaflt›¤›nda ise güzelli¤in kanl› canl›ve yaflayan bir ruh oldu¤unu gösterdi. Sone 130 (“Mymistress’ eyes are nothing like the sun”), büyük ozan›ndönemin güzellik anlay›fl›ndan uzaklafl›p, güzelisözcükler ötesi bir ba¤lama tafl›mas› üzerinedir. TalatHalman’›n flahane çevirisiyle, Shakespeare flöyleseslenir bu fliirde:

Sevgilimin gözleri de¤il güneflin dengi,Mercan daha k›rm›z› onun dudaklar›ndan;Kar beyaz da ne diye onun gö¤sü külrengi,Saçlar simse f›flk›rm›fl kara teller bafl›ndan.Ben güller görmüflümdür yar› pembe yar› ak,Onun yanaklar›nda öyle güller ne arar;Cana can katar nice kokular› koklamak,Sevgilimin solu¤u güzel kokmaz o kadar.Musiki gibi gelir sözleri kula¤›ma,Yine de musikinin kat kat büyüktür tad›;Tanr›ça nas›l yürür görmemiflimdir ama,Sevgilim yürüyüp de gök kat›na ç›kmad›:Ama benzeri azd›r; bofl laflara karn›m tok;Yoksa, tanr› bilir ya, sevgilimin efli yok.

fiiirin okuyucuya iletti¤i duygu yo¤unlu¤u, di¤ersonelerde de ozan›n “Dark Lady” betimlemelerindehissedilir. Dönemin aç›k tenli, mükemmel ve de ifadesizgüzellik anlay›fl›ndan s›yr›l›p, esmer ve capcanl› birgüzellik resmedilir: “... Güzelsin, bence varl›¤›n ›fl›k/ Cehennem gibi kara, gece gibi karanl›k.” (Sone 147)

‹flte bu ›fl›kl› güzellik, Shakespeare dönemin idealizeedilen ve formüllerle anlat›lan güzellik anlat›fl›ndanuzaklaflt›¤›nda kendini hissettirir. Karfl› konulmaz birgüzelli¤e ve cazibeye sahip olan Kleopatra esmerdirve yüzünde k›r›fl›kl›klar vard›r. Pürüzsüz bembeyazbir çehreden ne kadar uzak... Onun güzelli¤indekibüyülü nitelik, yüz hatlar›n›n kusursuzlu¤undankaynaklanmaz tabii ki. Sone 140’da söyledi¤i gibi,

16 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bo¤aziçi Üniversitesi’nin kurucu rektörü de¤erli hocam›z Prof. Dr. Abdullah Kuran an›s›naher y›l düzenlenen “Abdullah Kuran Lectures” bu y›l da çok özel bir ismi a¤›rlad›. Dünyan›nönde gelen edebiyat elefltirmenlerinden Prof. Stephen Greenblatt özellikle Shakespeareüzerine çal›flanlar için gerçek bir efsane. Greenblatt’›n konuflmas›n› dergimiz için BÜ Bat›Dilleri ve Edebiyatlar› Bölümü ö¤retim üyelerinden Prof. Asl› Tekinay kaleme ald›.

Yaz›: Asl› TEK‹NAY ’85ÜN‹VERS‹TEDEN

Bo¤aziçi’ndeShakespeare esintisi...

B

Page 19: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 17

“Tanr› bilir, gözümle sevmiyorumben seni / Çünkü sana bakt›kçagözüm bin kusur bulur / Amayüre¤im sever gözün sevmedi¤ini/ Görünüfle aldanmaz, sevgiyeteslim olur.” Gözün gördü¤ükusurlar bazen do¤um lekeleribazen benler, bazen de yaflla gelenk›r›fl›kl›klard›r. Rönesansdöneminin kusursuz güzelliktan›mlamas›nda hiç yeri olmad›¤›gibi, üstüne üstlük ac›ma duygular›uyand›ran bu tip iflaretler,Shakespeare’in olgunluk dönemioyunlar›nda büyüleyen birgüzellikle ba¤daflt›r›l›r. Sanki

dönemin solgun, ifadesiz, vemükemmel güzellik kurallar›n›ihlal ettikçe, normlardanuzaklaflt›kça, lekeli güzellik karfl›konulmaz bir bireysellik ve derinlikkazan›r.

Belki de Skakespeare’i bu kadarevrensel k›lan, yüzy›llar geçse deönemini ve de¤erinikaybetmemesine neden olanolgulardan biri onun asi ruhu,kal›plara ve yerleflmifl kurallarakarfl› koymas› ve güzelli¤iformüllerden kopart›p göklereuçurmas›d›r.

Stephen Greenblatt kimdir?

Stephen Greenblatt Amerika Birleflik Devletleri’nin en öndegelen edebiyat elefltirmenlerinden biridir. Doktora derecesiniYale Üniversitesi’nden edebiyat dal›nda alan Greenblatt yirmisekiz sene Berkeley Üniversitesi’nde ders verdikten sonra1997’de Harvard Üniversitesi’ne geçmifltir. Halen Harvard’daedebiyat profesörü olarak görev yapmaktad›r. Greenblatt’›nuzmanl›k alan› Rönesans dönemi ve Shakespeare’dir.“Renaissance Self-Fashioning” (1980), “ShakespeareanNegotiations” (1988) ve dokuz hafta NewYork Times Bestsellerlistesinde kalan Shakespeare biyografisi “Will in the World:How Shakespeare Became Shakespeare” (2004) en önemlieserleri aras›ndad›r.

Greenblatt, Yeni Tarihselcilik (New Historicism) olarak bilinenelefltiri ak›m›n›n babas›d›r.

Yeni Tarihsilcilik nedir?“Edebiyat metinleri nas›l tarihsel ise, tarih de metinseldir.”

Stephen Greenblatt 1982’de ilk kez Yeni Tarihselcilik teriminikullan›rken, edebiyatla tarihin karfl›l›kl› geçirgenli¤ine dikkatçekti ve tart›flmalar›yla hem edebiyat hem de tarih alanlar›ndabir 盤›r açt›. Edebiyat elefltirisini metinsel yorumlarla s›n›rl›olmaktan ç›kar›p, ba¤lamsal bir düzeyde ele ald› ve buyaklafl›m›n› yeni tarihselcilik olarak adland›rd›. Bu bak›fl aç›s›nagöre edebiyat metinleri politik, kültürel ve sosyolojik güçiliflkilerinin etkileflimi sonucu ortaya ç›kar ve içinden ç›kt›klar›döneme ait farkl› bir çok alandan metinlerle birlikte incelenmelerigerekir. Baflka bir deyiflle, yeni tarihselcilik estetik ve biçimselelefltiri yöntemlerine bir alternatif, bir tepki olarak ortayaç›km›flt›r. Tarih ve edebiyat aras›ndaki s›n›rlar kalkar ve her ikidisiplin örtüflür çünkü edebiyat gibi tarih de bir tak›m seçmeve ay›klama süreçlerinin sonucunda yaz›lmaktad›r. Edebiyatmetinleri nas›l tarihsel ise, tarih de metinseldir.

”Tanr› bilir, gözümle sevmiyorum ben seni:Çünkü sana bakt›kça gözüm bin kusur bulur.Ama yüre¤im sever gözün sevmedi¤ini,Görünüfle aldanmaz, sevgiye teslim olur.”

“Lady with an Ermine”Greenblatt taraf›ndan Rönesans döneminingüzellik anlay›fl›na örnek olarak gösterilenLeonardo Da Vinci’nin “Lady with anErmine” tablosu.

Page 20: Bogazici Dergi Mayis'10

ÜMED’in yeni Yönetim Kurulu BÜMED’deneleri de¤ifltirecek? Nas›l bir BÜMED içinçal›flacaks›n›z?147 senelik bir okulumuz ve 2010 y›l›nda 25.

yafl›n› kutlamakta olan bir mezunlar derne¤imiz var.Camiam›zda ço¤u fleyin geleneklerin üstüne inflaedilerek devam etti¤ini görüyoruz. ‹flte bu gelenekkültürü ile, BÜMED 25 y›lda çok baflar›l› ifllergerçeklefltirerek dünyan›n say›l› mezunlar dernekleriaras›nda yerini ald›. Öncelikle BÜMED’in dünyan›nsay›l› mezunlar dernekleri aras›ndaki yerini devamettirmesi ve bu ligde de daha çok konufluluyor olmas›laz›m. Birçok dernek ile temasa geçece¤iz ve kardeflmezunlar dernekleri oluflturaca¤›z. Bu sayedemezunlar›m›z ö¤renimlerine devam ettiklerinde destekalabilecekleri kurumlara derne¤imiz arac›l›¤› ileulaflabilecekler. Öte yandan mezun çocuklar›n›n dayurtd›fl› e¤itimlerinde bu kardefl dernek yap›s› faydasa¤layacak, pek yak›nda bafllayacak uluslararas›iflbirli¤inin y›llar itibariyle dünya çap›nda bir networkedönüflmesi mümkün. ‹lk iflbirli¤ini Yale MezunlarDerne¤i ile Temmuz ay›nda yapmay› planl›yoruz.Son y›llarda özellikle ‹stanbul’da geliflen trafik flartlar›nedeniyle, tek sosyal tesisimiz BURC Kampüs’ünart›k mezunlar› kucaklamaya yetmedi¤ini düflünüyorum.O yüzden mezunlar›m›zdan derne¤e gelmiyoruz,faydalanm›yoruz kelimeleri ile BÜMED hakk›nda birheyecan kaymas› gözlemliyoruz. 13. Yönetim Kuruluolarak bizim içimizde, üniversiteyi kazand›¤›m›zda,kalbimizi p›t p›t att›ran heyecan var. ‹flte ayn› heyecanlaBÜMED’e gelecek, orada bir arkadafl›n› görmek, bir

B

18 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

BÜMED 13. Dönem Yönetim Kurulugeçti¤imiz Mart ay›nda yap›lan GenelKurul’da seçildi ve göreve bafllad›.Yo¤un bir tan›t›m kampanyas› yapan,6 ayd›r bir araya gelerek BÜMED içinprojeler gelifltiren yeni YönetimKurulu’nda Baflkanl›k görevini dahaönce BÜMED Yönetim Kurullar›ndaçal›flm›fl, camian›n yak›ndan tan›d›¤›bir isim üstlendi; Hakan Zihnio¤lu ’91.Heyecan› ve camias›na olan sevgisiile Zihnio¤lu dinamik bir dönem vaatediyor ve birçok güzel projeyiBo¤aziçi’ne kazand›rmay› hedefliyor.

Yaz›: P›nar TÜREN ’93Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BÜMED’DEN

Bo¤aziçi ile evliBaflkan

Page 21: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 19

fleyler içmek, spor yapmak, oran›nbir kulüp gibi canl› olmas›n›isteyecek üyeler yaratmak istiyoruz.Asl›nda hayalimiz ve düflüncemiztamamen bunun üstüne kurulu:Heyecan veren bir mezunlarderne¤i. Aktiviteleriyle,çal›flanlar›yla, dergisi, portali,yerleflkesindeki her türlü detaylao heyecan› yans›tacak, de¤iflik yaflgruplar›na da hitap edebilecek birBÜMED hayalimiz var. Farkl›yerlerde sosyal tesisleri olan,üyelerine baflka kurumlar ile özelanlaflmalar imzalayarak imtiyazlarsa¤layan bir dernek.

Genç bir ekipsiniz. YK’n›ngenelde 90’larda mezun olmuflbir profili var. BÜMED’ikuranlarsa biraz daha RCgelene¤inden gelenler. Siz deher zaman RC’den beri devameden Bo¤aziçililik ruhuna vurguyap›yorsunuz. Nedir sizce“Bo¤aziçililik ruhu”?Bo¤aziçililik, benim için kampüsegeldi¤imde heyecanlanmak demek.Bo¤aziçililik bu kampüse geldi¤indeveya üniversite y›llar›ndaki an›lar›n›hat›rlad›¤›nda heyecanlanmakdemek. Çok özel bir arkadafl›n›,ilk sevgilini görmek demek. Oyüzden diyorum ki “Kampüsegeldi¤imde heyecanlan›yorsam,tekrar tekrar kampüsü özleyerekgeliyorsam bekar bir Baflkan olarakBo¤aziçi ile evliyim”.‹flte bu Bo¤aziçililik ruhu benceKolejlilerde de vard›, Bo¤aziçililerdede var. Bugün de var; çünkü bugüngelen ö¤renciler de Türkiye’nin eniyi ö¤rencileri. Bo¤aziçililik ruhuda buraya geldi¤inde o heyecan›hissedip buradaki her çiçekle, herbinayla, her hocan›n anlatt›¤›dersle, her bahar partisiyle, herdenize do¤ru indi¤inde denizigörmekle heyecanlanmakt›r. Buruh çok kuvvetli bir ruh.

Bu heyecan› herkeste yenidenharekete geçirmek nas›lolabilir?Bence Bo¤aziçi MezunlarDerne¤i’nin fark etmesi gerekenkonu art›k farkl› ihtiyaçlar› olan,

farkl› ilgi alanlar› olan üyelerininoldu¤u. Çok yak›n bir zamandayeni mezun diye tarif edebilece¤im2006 ve sonras› mezunlar›m›zlabulufltum. Onlar›n ilgi alanlar›,istekleri ve dernekten beklentileriile 1980’ler mezunu üyelerinbeklentileri aras›nda farkl›. Bugünekadar üyelerin profilleri böyleayr›flmad›¤› için tek bir dernek,tek bir dergi, tek bir portal, tekbir e-bülten ihtiyaçlar› görmüfl.Bence ilgi ve heyecan›n artmas›için; o üyelerin profillerine, özelilgi alanlar›na hitap edecek özelfaaliyetler, uygulamalar, çal›flmalardüflünmeliyiz. Yeni mezun üye ilekurucu dönem dedi¤im mezunlarafarkl› hizmetler üreterek üyememnuniyetini art›rmam›zgerekiyor.

Sizin çok renkli bir tan›t›mkampanyan›z oldu. Orada daprojelerinizden bahsettiniz.Öncelikle kampanyadaFacebook kulland›n›z. Oradakiilgi bugün için size neyi iflaretediyor? Do¤ru yolda m›ilerlediniz?Kesinlikle. Facebook’ta Bo¤aziçilioldu¤unu iflaretlemifl yirmi beflbine yak›n üye var. BÜMED’in üyesay›s›n›n on dört bin oldu¤unudüflünürsek Facebook bizden dahagenifl bir kitleyi kucakl›yor asl›nda.Friendfeed, Twitter gibi birçoksosyal medya arac›n› kulland›k.Art›k günümüzde insanlar için oplatformlardan haberleflmekgerçekten çok pratik, çok moda.Ama bu bir araya gelmeyece¤izanlam› tafl›m›yor. Biz yüz elli günboyunca de¤iflik ö¤len yemekleri,kahvalt›lar, akflam buluflmalar›ylabirçok arkadafl›m›z›n BÜMED’leilgili fikirlerini ald›k. Bunlar sonucuda farkl› mecralar ile iletiflimegeçtik. Bu sosyal medya iletiflimibiz görevde oldu¤umuz süre içindede devam edecek.

“Biz öncesinde ciddi bir haz›rl›kyapt›k.” diyorsunuz. Toplant›laryapt›n›z, kendi içinizde beyinf›rt›nalar› yapt›n›z ve projelerürettiniz. Bu projelerden

bahsedelim. Ama önceli¤i “Ne olursa olsun üçy›l›n sonunda ben bunu yapaca¤›m” dedi¤iniz,gönlünüzü koydu¤unuz projelere verelim.Bu yönetim kurulunun vazgeçmeyece¤i ve mutlakayapaca¤› üç konu var. Bunlardan bir tanesi Bo¤aziçi‹lkokulu ya da BÜMED ‹lkokulu projemiz var.BÜMED’in liderli¤ini yapt›¤›, BÜMED’in ticari taraftanolaya el att›¤› ya da iflin yöneticisi oldu¤u bir proje.Hangi çat› alt›nda olaca¤›n› flu anda ben de bilmiyorumçünkü yap› oluflturaca¤›m›z projenin detay›na ba¤l›.BÜMED bunun paydafl›, lideri belki de tek sahibi,belki de sahiplerinden bir tanesi olacak. ‹ddiam›z fluki; üç senelik YK süremiz sonunda ya bu okul ö¤rencikabul etmeye bafllayacak, ya da bu okul için arazial›nm›fl ve binas›n›n inflaat› bafllam›fl olacak. Biz buprojenin bafllang›c›n› yapaca¤›z, elbette bu uzunsoluklu proje camian›n y›llarca gündeminde olacak.

Bundan önce de bu gündemde olan bir konuymufl;ama gerçeklefltirilememifl. O zaman yaflanansorunlar› aflmak için nas›l bir deste¤e ihtiyac›n›zvar?fiunu biliyorum ki; Bo¤aziçili bir fleyi gerçekten isterseyapar. fiu anda Facebook sayfam›zda en çok ilgi göreniki konudan bir tanesi Bo¤aziçi ‹lkokulu. Bu yüzdenbu kadar ilgi varken, arkam›zda bu kadar destek varken,böyle güzel bir projenin yap›lmas›n› çok mümküngörüyorum. 13.Yönetim Kurulu bu projeningerçekleflmesi için ilkokul projesi için yetkin ve istekli3 özel Bo¤aziçiliyi bu proje için YK ve kurullar›na ald›.

‹kinci önemli projeniz yeni bir tesis.Üyelerin giderek farkl› yafl gruplar›na bölünmesindenve ‹stanbul ço¤rafyas›na da¤›lmas›ndan dolay›, farkl›yerlerde konufllanmam›z gerekiyor. BÜMED Pera,BÜMED Anadolu Tesisi senelerdir konufluluyor.Tesisleflece¤iz, farkl› ilgi gruplar›na hitap edentesislerimiz olacak. Mezunlar›m›z›n yaklafl›k yar›s›Anadolu yakas›nda ikamet ediyor. Daha evvel yap›lm›flbir araflt›rmada Anadolu yakas›nda bir tesisin ihtiyac›belirtilmiflti. Bunlar› yapmak mümkün, ama önemliolan yönetim kurulunun tesisler için iradesini göstermesive gerekti¤inde inisiyatif kullanarak projeyi bafllatmas›.13. YK bu konuda atak ve ifl bitirici olacak. Benyetkinlikleri tesis ve inflaat olan arkadafllar›m›za çokgüveniyorum.

Bo¤aziçililik ruhu da buraya geldi¤indeo heyecan› hissedip buradaki herçiçekle, her binayla, her hocan›n

anlatt›¤› dersle, her bahar partisiyle,her denize do¤ru indi¤inde denizi

görmekle heyecanlanmakt›r.

Page 22: Bogazici Dergi Mayis'10

20 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Öte yandan Üyelerimizaktivitelerde birlikte bulunmakistiyorlar. Birlikte ayn› tatil yerinde,ayn› mekanlarda, ayn› etkinliktebuluflmak istiyorlar. O yüzden birgezi kulübü kurulmak üzere.Bo¤aziçili, Bo¤aziçiliyle keyiflidakikalar geçirecek.Çal›flmad›¤›m›z ve hayat›n tad›n›hissetti¤imiz o özel anlar›, BÜMEDüyelerinin birlikte geçirmesi içinbiz arac› olaca¤›z ve Türkiye’nin

ve dünyan›n çok güzel yerlerineBo¤aziçililerin birlikte gitmesinisa¤layaca¤›z. Gezi kulübümüzgeliyorrr...

Yönetim Kurulu’nun ortaknoktalar›ndan biri dekulüplerden gelmifl olman›z.Ben hiç bir kulübe ba¤l›olmadan, Bo¤aziçi’nde çokbüyük bir zevkle okumufl biriolarak kulüpçülere her zamançok büyük bir flüpheylebakm›flt›m; çünkü birbirleriniçok tuttuklar›n› ve di¤erlerinide d›fllad›klar›n› düflünürdüm.Kulüpçü olmayanlar›n flüphelibakt›¤› bir durum vard›r.Çok güzel bir konuya de¤indin.Kulüpler ayn› ilgi grubunda olaninsanlar›n bir çat› alt›nda ifl ç›karmayeridir. Kulüpçülük asl›nda birtekel veya bir gruplaflma de¤ildir.Grubumuzun içinde sekiz eskikulüp Yönetim Kurullar›nda görevalm›fl arkadafl›m›z var; yirmi dörtkiflilik bir grubuz ve birçokarkadafl›m›z da hiçbir kulüpfaaliyetine bulaflmam›fl. Daha öncekulüplerde çal›flm›fl insanlar›nözelli¤i; ö¤rencilik y›llar›ndanitibaren liderlik yapmay› ve birtak›m insanlarla beraber hareketederken onlar› heyecanland›rmay›becermifl olmalar›d›r. O yüzdenbu grubun içinde benim en önemliç›k›fl noktalar›mdan bir tanesi de;yönetim kurulundaki herkesin birprojeye liderlik etmesi, ayn›ö¤renci kulüpleri gibi...Tüm arkadafllar›mdan iste¤imbelirli projeleri ve ifllerisürüklemeleri, benim bu yapt›klar›ifllerde onlara yard›mc› olarak,koordinasyon sa¤lamam, onlar›norkestra flefi olmam. Birdüflüncemiz de, ö¤renci faaliyetleriçat›s› alt›nda devam eden baz›kulüplerin benzerlerini BÜMEDiçinde kurmak. Mesela scuba,da¤c›l›k ve ma¤arac›l›kkulübünden beslenerek bir gezikulübü kurmay› planl›yoruz.Ö¤renciler hala çok aktif. G›ptaylabak›yorum. O yüzden onlardangüç almak, onlar› desteklemek veoradaki ilgi gruplar›n› burada

devam ettirmek istiyoruz. Belkisporcular›n düzenledi¤i sporfestivali, uluslararas› mezunlar sporfestivali çat›s› alt›nda sportif, teatral,sanatsal faaliyetler haline gelebilir.Mezunlar›m›z›n ilgi alanlar›naduyarl› olmak zorunday›z.Bo¤aziçili olup di¤er sosyalsorumluluk projelerinde çal›flankiflileri de bulmak, parlatmak,onlar› biraz gün ›fl›¤›na ç›kartmakzorunday›z. Müthifl birpotansiyelimiz var diyedüflünüyorum.

Her zaman söylenen üçlü sacaya¤›: BÜMED, BÜVAK veBo¤aziçi Üniversitesi içinde,BÜMED kurulufl misyonuitibariyle üniversiteye destekveriyor. Sizinle daha çokBo¤aziçililere; yani daha çokmezunlara yönelik konufltuk fluana kadar. BÜMED’de yap›lanher iflin nihai amac›üniversiteye destektir. Sizinstratejik olarak üniversite veBÜMED aras›ndaki iliflkiyekatk›n›z nas›l gerçekleflecek?Üniversiteye olan katk›da mezunlarderne¤inin pay› çok büyük.Mezunlar› kaynak gelifltirmefaaliyetlerine dahil etmek elbetteçok önemli bir görev. Ama ötekitarafta BÜMED Kampüstesislerinin, Bo¤aziçililik ruhunave sonuçta Bo¤aziçi’ne sa¤layaca¤›katk›lar› organize etmeye de ihtiyaçvar. Ben maddi kayna¤› çokönemsiyorum. Maddi kayna¤›yarat›rken de mezunlar›m›z›nBÜMED taraf›ndan iletiflim içindetutulmas›n›n, çok iyi bir networksa¤lanmas›n›n ve mezunlar›n çeflitlif›rsatlarla bir araya getirilmesiningerekti¤ini düflünüyorum. Oyüzden Üniversiteye olan katk› danetwork, bir tak›m sosyaletkinlikler ve üniversiteyesa¤layaca¤›m›z maddi manevikaynaklar olarak benim gözümdeayr›l›yor. Bir nedenle burayagelemeyen, kampüsün içindebulunamayan, mezunlar gününeya da herhangi bir Bo¤aziçifaaliyetine kat›lamayan kiflilerinuzaklaflt›¤›n› düflünüyorum.

‹yi bir sporcu olan Hakan Zihnio¤lu düzenliolarak yüzüyor ve uzun mesafe kofluyor. “Ad›mAd›m” projesi kapsam›nda maratonlara kat›larakciddi miktarlarda yard›m topluyor. Spora bukadar düzenli zaman ay›rabilmek için ajandas›nayaz›yor, yani onun için spora ay›rd›¤› zaman›nbir ifl toplant›s›ndan fark› yok. Hatta koflarakyapt›¤› toplant›lar da oluyormufl. BÜ MühendislikKulübü’nün Kurucu Baflkan› olan Zihnio¤lu içinBo¤aziçili olmak adeta bir yaflam flekli. Canl›sosyal hayat›n›n büyük bölümünü de Bo¤aziçiliarkadafllar› ile birlikte yapt›klar› oluflturuyor. Ceptelefonunda kay›tl› 2500 Bo¤aziçili var, bunlar›n800’ü ile y›lda birkaç kez görüflüyor. “Bo¤aziçililerbenim hayat›m›n ailesidir. Asl›nda bir neviBo¤aziçililerle evliyim diye düflünüyorum.” diyenZihnio¤lu’nun di¤er tutkusu Fenerbahçe.Fenerbahçe Spor Kulübü’ne üye olanZihnio¤lu’na göre “Fenerbahçe Baflkanl›¤›nagiden yol BÜMED’den geçiyor”...

Hakan Zihnio¤lu’nu yak›ndan tan›yal›m...

Page 23: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 21

Buraya geldi¤inizde sizi en çok rahats›z eden,ben bir gün baflkan olursam flunude¤ifltirece¤im dedi¤iniz neydi?Ben burada öyle bir poz vermek isterim ki, arkadayüzlerce ve binlerce kifli OLSUN; yani masalar›dolu, aktiviteleri dolu, salonlar› dolu, kortlar› dolubir dernek. Hatta rezervasyon için Baflkan›narand›¤›, telefonlar›n›n susmad›¤› “Lütfen bize birmasa”, “Lütfen bize toplant› odas› veya BURCBeach üyelik kart› dendi¤i” bir BÜMED. ‹flte benien çok rahats›z eden fley, BÜMED tesislerine olanilgini düflmesi. Hep birlikte Derne¤imize ilgiyi tekrarcanland›raca¤›z ve üniversitemize sahip ç›kaca¤›z...

(Havuzun üstünde at›l duran yeri göstererek)Oray› ne yapacaks›n›z?Küçük çocuk kulübü veya gençlerin kapal› arkadaflgruplar›na partiler düzenledi¤i, küçük yafl günleridüzenledikleri mekan olacak... Asl›nda derne¤inbirçok sakl› hazinesi var. Buras› en k›ymetlialanlardan bir tanesi.

BÜMED faaliyetleri içinde mezunlaolan iliflki asl›nda Bo¤aziçi’negidecek kayna¤›n yarat›lmas›ndakiolmazsa olmaz bir alt yap›d›r. Yanibu ders 101 gibi bir fley, ders 102de üniversiteye olan ba¤l›l›k, katk›diye düflünüyorum. Mezunlargönüllerini Bo¤aziçi’ne açt›klar›an kaynaklar›n› da Bo¤aziçi’neaçm›fl olacaklar. Bir kere bugönülle kayna¤› birbirindenay›rmamak laz›m. Bo¤aziçililerinmutlu anlar›nda veya ihtiyaçduyduklar›nda, BÜMED’in vecamian›n yanlar›nda oldu¤unubilmeleri ve kendilerini güvendehissetmelerini sa¤larken, Bo¤aziçiÜniversitesi’nin gelece¤indekendilerine düflen görevin maddimanevi gereklerini yerinegetirmelerinin önemli oldu¤ubilincini yarataca¤›z.

BÜMED’in Haf›zas› yaz› dizisinihaz›rlarken gözüme çarpan birkonu vard›. BÜMED’in tarihindebelli atlama noktalar› var.Derne¤in kurulmas›ndan sonratesisin yap›lmas› çok büyük biratlama. BURC Beach büyük biratlama. Kalite ödülününal›nmas› büyük bir atlama. Buanlamda ben ilkokul projesininçok büyük bir atlama oldu¤una

inan›yorum. Siz de öyle midüflünüyorsunuz yoksa baflkaatlama noktalar› da düflünüyormusunuz?Projelerimizin içinde birçok atlamanoktas› var. Organik tar›m projesi,olgun BÜMED’liler yurdu, yenimezunlar için residance imkan›n›sayabilirim. Ama bunlar›n hepsikaynak ve zaman meselesi.Bo¤aziçi mezununun, mezunlarderne¤i networküne dahil olmas›için sebebi olmas› laz›m. Bununiçin sadece Bo¤ziçi’nden mezunolmak ve Bo¤aziçililik ruhununyetmedi¤ini, gelen bütün geribildirimlerde görüyoruz. fiusoruluyor: “Niye derne¤e üyeolay›m?”. Asl›nda BÜMED’e üyeolmak için bir sürü sebep var.1- Bo¤aziçili oldu¤un için;2- Birlikten güç do¤ar. Biz biraradaysak, belki kendi bafl›m›zayapamayaca¤›m›z birçok projeniniçinde olabiliriz. Örnek, yurt, tar›m,ilkokul projesi gibi.3- Bo¤aziçililerin bir entelektüelsermayesi oldu¤una inan›yorum.15 senedir dernekte aktifim ve herdönem c›va gibi yeni Bo¤aziçililerletan›fl›yorum. O insanlarla beraberifl yapmak, gönüllü bir fleyleryapmak da bir üyelik sebebi. fiuandaki standartlar›m›z aç›s›ndan

dünyadaki mezunlar dernekleriaras›nda üst ligdeyiz. AmaBo¤aziçi’ne ilk üçte olmak yak›fl›r.Önemli olan mezunlar›n sahipç›kmas›, ilgi göstermesi. Bizimfark›m›z ilgi yaratabilecek konularafiziksel mesai vermemiz olacak.Benim ve arkadafllar›m›nBo¤aziçi’ne taahhüdüdür: bizgönlümüzle ve iflimizdençald›¤›m›z mesailerle buradaolaca¤›z. Herkes yar› gün iflindenyar› gün eflinden çalacak veBo¤aziçi’ne bir fley vermeyeçal›flacak. Çok bekar yönetimkurulu üyesi ald›k. Onlar›nzamanlar› daha fazla.

Bir kere bu gönülle kayna¤› birbirindenay›rmamak laz›m. Bo¤aziçililerin mutluanlar›nda veya ihtiyaç duyduklar›nda,

BÜMED’in ve camian›n yanlar›ndaoldu¤unu bilmeleri ve kendilerini

güvende hissetmelerini sa¤larken,Bo¤aziçi Üniversitesi’nin gelece¤inde

kendilerine düflen görevin maddimanevi gereklerini yerine

getirmelerinin önemli oldu¤ubilincini yarataca¤›z.

Page 24: Bogazici Dergi Mayis'10

22 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

ÜN‹VERS‹TEDEN

o¤aziçi Üniversitesi ileShangai Üniversitesi’ninAral›k 2008’de imzalad›klar›anlaflma ile kurulan

Konfüçyus Enstitüsü’nün resmiaç›l›fl› 14 Nisan’da Albert LongHall’da gerçeklefltirildi. Töreninaç›l›fl konuflmas›n› Bo¤aziçiÜniversitesi Tarih Bölümü Ö¤retimÜyesi ve Konfüçyus Enstitüsü TürkDirektörü Prof. Dr. SelçukEsenbel yapt›. Esenbel törenekat›lan tüm de¤erli konuklara hoflgeldiniz dedikten sonra sözüBo¤aziçi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kadri Özçald›ran’a b›rakt›.Çin’e yolculuklar›n›n asl›nda 2002y›l›nda bafllad›¤›n› belirten

Özçald›ran, Fen Edebiyat FakültesiTarih Bölümü’nde açt›klar› Çincedil program›na hem üniversiteiçinden hem de üniversite d›fl›ndanoldukça ilgi oldu¤unu ve buyüzden de bu program› birenstitüye dönüfltürmek için Mart2008’de Hanban ile anlaflmayapt›klar›n› söyledi. Ard›ndan 2008Aral›k ay›nda Shangai Üniversitesiile yap›lan anlaflma sonucuEnstitüde ders verecek hocalarbelirlendi ve bu flekilde ifl birli¤ide bafllam›fl oldu. Dolay›s›yla 4dönemlik bafllang›ç düzeyindeÇince e¤itim veren program 4 y›ll›kzenginlefltirilmifl bir Çince program›haline geldi.

B

Çin’in her alanda dünyan›n lider kültürlerinden birioldu¤unu ve ilerdeki dönemde etkisinin daha daartaca¤›n› biliyoruz. Bo¤aziçi Üniversitesi herzamanki gibi öncü bir giriflimle KonfüçyusEnstitüsü’nü hayata geçirerek de¤iflen dünyadaÇin’e daha yak›n durabilecek nesiller yetifltirmeyolunda çok önemli bir ad›m att›.

Bo¤aziçi ÜniversitesiKonfüçyus Enstitüsü14 Nisan’da resmi olarak aç›ld›...

Yaz›: Burcu Ünlütabak ’08Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

Li ChangchunProf. Dr. Kadri Özçald›ran

Page 25: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 23

Çince e¤itimde Bo¤aziçi’ninöncülü¤üÖzçald›ran Çin dilinin, e¤itimininve kültürünün çok ra¤betgördü¤ünün ve bafllang›c›ndanbu yana programdan 130’dan fazlaö¤rencinin faydaland›¤›n›n alt›n›çizdi. Bo¤aziçi Üniversitesi resmidili olan ‹ngilizcenin yan› s›raikinci dil olarak Çince’yiö¤renmeyi seçen ö¤rencilerinÇinli hocalardan ders alabilmeimkân› buldu¤unu söyledi.Derslerde kitap ve teknolojikolanaklar sayesinde okuma,yazma ve konuflman›n çok iyiö¤retildi¤ini de sözlerine ekledi.HSK S›nav› (Çince Yeterlilik Testi)ve Çin Dili E¤itmenlerininsertifikaland›r›lmas›, Çin’in e¤itimsistemi ve kültürü konular›ndabilgi ve dan›flmanl›k servisiverilmesi ve çeflitli kültüreletkinliklerin düzenlenmesinin deEnstitü’nün hizmetleri aras›ndayer alaca¤›n› belirtti. Ayr›caprograma kat›lan 50 ö¤rencininyaz döneminde staj için Çin’egittiklerini ve hatta okuldakide¤iflim program› sayesindeö¤rencilerin Çin’deki iflbirli¤iyap›lan üniversitelerde e¤itimalabildiklerini belirtti.

Sadece ö¤renciler için de¤il; ayn›zamanda Bo¤aziçi ÜniversitesiYaflam Boyu E¤itim Merkezi’ndehalka aç›k 26 gün (80 saatlik) birÇince E¤itim program› oldu¤unusöyleyen Özçald›ran, Çin HalkCumhuriyeti Büyükelçisitaraf›ndan hediye edilen dil e¤itimkitaplar›, akademik ve bilimseleserlerden ve klasik eserlerdenoluflan kütüphaneleriyle dahabafltan çok donan›ml› bir programolduklar›n› ve dünyan›n en önemligüçlerinden biri olan Çin’in dilini,tarihte ve sanatta iz b›rakankültürünü ö¤renmenin çok önemlioldu¤unu vurgulad›. Son olarakÇin Halk Cumhuriyeti ve Türkiyearas›ndaki iliflkilerin giderekgeliflti¤i günlerde KonfüçyusEnstitüsü’nün sa¤lad›¤› katk›dandolay› gururlu ve mutluolduklar›n› söyledi.

Shangai ve ‹stanbul kardeflflehirlerHanban Direktör Yard›mc›s› ZhoaGuocheng konuflmas›naEnstitünün kuruluflunu yürektenkutlayarak bafllad›. Dünya çap›nda290’dan fazla Konfüçyus Enstitüsüoldu¤unu ve dünya halklar›n›nÇin dili ve kültürüne duydu¤uilgiyi çok heyecanland›r›c›bulduklar›n› söyledi. Çin ve di¤erülkeler aras›nda e¤itim yoluylakurulan köprülerin kültürlerinkaynaflmas›n› sa¤lad›¤›n› ve halklararas› iletiflim ve anlay›fl› art›rd›¤›n›belirtti. Bo¤aziçi Üniversitesi’ninçok tan›nm›fl ve önemli flahsiyetleryetifltirmifl bir üniversite oldu¤unusöyleyen Guocheng 2002 y›l›ndailk Çin dili program›n› bafllatanüniversitenin Bo¤aziçi Üniversitesioldu¤unu da ekledi. Shangai ile‹stanbul’un kardefl flehirleroldu¤unu ve iki üniversitearas›ndaki iflbirli¤inin Türkiye-Çiniliflkilerine oldukça olumluyans›d›¤›n› söyledi. Enstitününgeliflmesi için her yönden destekolmaya haz›r olduklar›n› veBo¤aziçi Üniversitesi KonfüçyusEnstitüsü’nün kazand›¤› baflar›larlabu dostlu¤u daha da ilerletece¤inibelirtti.

Guocheng’in konuflmas›n›nard›ndan Çin Komünist PartisiPolitbüro Daimi Encümeni ÜyesiLi Changchun ve Bo¤aziçiÜniversitesi Rektörü Kadri

Özçald›ran taraf›ndan Konfüçyus Enstitüsü “‹simPlaketi” aç›l›fl› gerçeklefltirildi. Changchun Çin kültürünüfarkl› aç›lardan tan›tan bir software program› olan ÇinDili Uygulama Ekipman›n› Özçald›ran’a takdim etti.

Törenin sonunda ise Türk ve Çinli ö¤rencilerin müzikalperformanslar› yer ald›. Önce Çinli ö¤renciler sonrada Türk ö¤renciler flark›lar›n› söylediler. ‹ki flark›n›nismi de “Arkadafl”t› ve iki ülke aras›ndaki dayan›flmave dostluk flark›lar eflli¤inde bir kez daha kutland›.

Geçti¤imiz ay üniversitemizde düzenlenen fuarda Çin’denüniversiteler ö¤rencilerle bir araya gelerek tanıtım yaptılar.

Özçald›ran, Çin Halk CumhuriyetiBüyükelçisi taraf›ndan hediye edilen

dil e¤itim kitaplar›, akademik vebilimsel eserlerden ve klasik

eserlerden oluflan kütüphaneleriyledaha bafltan çok donan›ml› bir

program olduklar›n› ve dünyan›n enönemli güçlerinden biri olan Çin’indilini, tarihte ve sanatta iz b›rakankültürünü ö¤renmenin çok önemli

oldu¤unu vurgulad›.

Zhoa Guocheng

Page 26: Bogazici Dergi Mayis'10

5. BÜMED ‘’Özel ‹lkö¤retim Okullar› ve Anaokullar›Tan›t›m Günleri’’ 17-18 Nisan günlerinde BÜMEDBahçe’de gerçekleflti.

efl y›ld›r büyük ilgi görenTan›t›m Günleri bu senehavalar›n bir türlü›s›namamas›na ra¤men

velilerin ve çocuklar›n yo¤un ilgisi,kat›l›mc› okullar›n etkinlikleri veorganizasyonun baflar›s› ile s›cakbir ortamda geçti.Kat›l›mc› okullar stantlar›ndakendilerini ziyaretçilere tan›t›rlarken,canl› sahne aktiviteleri ve çocuklariçin özel olarak haz›rlanan etkinliklerve sürpriz hediyeler de her y›loldu¤u gibi büyük ilgi gördü. Busene 17 okulun kat›ld›¤› ‘Özel‹lkö¤retim Okullar› veAnaokullar› Tan›t›m Günleri’boyunca veliler ‹stanbul’un öndegelen özel okullar›n›n yetkililerindenbilgi alma f›rsat› buldular.Ayr›ca National Geographic Kidsdergisi ve Art› E¤itim dergisistandlar›ndan da dileyen ziyaretçilerbilgi ald›lar.Etkinlik kapsam›nda, 17 NisanCumartesi günü Prof. Dr. Do¤anCücelo¤lu taraf›ndan BURC seminersalonunda verilen “Çocu¤umu hangiokula göndereyim?” bafll›kl› seminereüyelerimiz yo¤un ilgi gösterdi.Cücelo¤lu renkli anlat›m› ile velilereufuk aç›c› bir seminer sundu vesorular›n› cevaplad›.‹ki gün boyunca süren ve Bo¤aziçicamias›na bir kez daha seçkin pekçok okulu bir arada yak›ndan tan›mave çocuklar›yla birlikte keyifli veverimli bir hafta sonu geçirme

imkan›n› sunan Okul Tan›t›mGünleri’nde Bo¤aziçililer BÜMED’debahar› da karfl›lam›fl oldular.

Kat›l›mc› okullar:1. AKA OKULLARI2. ALKEV ALMAN L‹SEL‹LERKÜLTÜR VE E⁄‹T‹M VAKFI ÖZELANA VE ‹LKÖ⁄RET‹M OKULU3. AYIfiI⁄I ANAOKULLARILEVENT-ÇEKMEKÖY4. BJK KOLEJ‹5. ÇEVRE KOLEJ‹6. DO⁄Ufi E⁄‹T‹M KURUMLARI7. IRMAK OKULLARI8. ‹STANBUL ERKEK L‹SEL‹LERE⁄‹T‹M VAKFI E⁄‹T‹M KURUMLARI9. ‹STEK OKULLARI10. NOTRE DAME DE SION L‹SES‹E⁄‹T‹M VAKFI ÖZEL NESL‹NDE⁄‹fiEN SES‹ ANAOKULU VE‹LKÖ⁄RET‹M OKULU11. ÖZEL ‹STANBUL KOLEJ‹12. ÖZEL NEfiE ERBERKANAOKULLARI13. ÖZEL SEZ‹N OKULU14. ÖZEL ÜSKÜDAR SEV‹LKÖ⁄RET‹M OKULU15. ÖZEL YILDIZ KOLEJ‹ANAOKULU VE ‹LKÖ⁄RET‹MOKULU16. SAINT JOSEPH L‹SES‹ E⁄‹T‹MVAKFI ÖZEL KÜÇÜK PRENSOKULLARI17. TERAKK‹ VAKFI ÖZEL fi‹fiL‹TERAKK‹ ANAOKULU-TERAKK‹VAKFI ÖZEL fi‹fiL‹ TERAKK‹‹LKÖ⁄RET‹M OKULU

B

5. BÜMED Özel ‹lkö¤retimve Anaokullar› Tan›t›m Günleri5. BÜMED Özel ‹lkö¤retimve Anaokullar› Tan›t›m Günleri

24 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: P›nar TÜREN ’93Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N - Bora BALBEY

BÜMED’DEN

Page 27: Bogazici Dergi Mayis'10

Çocuk kimdir‹nsan donan›m› - Bir çocukdo¤du¤unda 100 milyar sinirhücresine, 8-10 bin aras› sinirkavfla¤›na (sinaps) sahip kiö¤renme bu kavflaklardameydana geliyor. Ö¤renmeyi veinsan›n düflünerek yapt›¤› herfleyi kapsayan ve ad›na kültürdedi¤imiz fley iflte bu kavflaklardaolufluyor. Matematiksel olarakö¤renmenin yer ald›¤› 1026 sinapsvar. Bu müthifl rakam› birdenbafllayarak saymak isteseniz tam37 y›l›n›z› vermek zorundas›n›z.Böyle bir donan›mla dünyayagelen bir bebe¤i bilgisayar gibidüflünmek isterseniz bilin kibu bilgisayar›n ebad› yerkürekadar.“Meraks›z do¤mufl bir bebekgöremezsiniz, mümkün de¤il.”Cücelo¤lu böyle müthifl birdonan›mla dünyaya gelenbebe¤in do¤al olarak “merak”içinde ö¤renmeye bafllad›¤›naiflaret ediyor.

‹nsan yaz›l›m› - Bebe¤indonan›m›ndan sonra s›radayaz›l›m› ile ilgili ana kurallarageldi. Cücelo¤lu bebe¤inyaz›l›m›n› özetledi:

• Belirsizlikten rahats›z ol;• Merak et ve soru sor;• ‹liflkiler kurarak anlam ver;• Tutars›zl›ktan rahats›z ol, tutarl› bütünler olufltur;• Keflfetmekten, ö¤renmekten zevk al.

Tüm bunlar elbette BÜMEDSeminer Salonunu h›nca h›nçdolduran velilere çok tan›d›kgeldi çünkü herkesin en az›ndanbir tane tüm bu söylenenleriyapan çocu¤u vard›.Seminerin bafl›nda verdi¤i bubilgileri Do¤an Cücelo¤lu fluönemli cümle için vermiflti:“Elimizde bir çocuk, yani büyükbir potansiyel var”.

E¤itimin anlam›Kal›playan e¤itim - Cücelo¤lubu e¤itim tipinde öncedenbelirlenmifl kal›plar içindeçocu¤un e¤itildi¤ini söyledi.Gelifltiren e¤itim - Ö¤rencininpotansiyelini gelifltiren, onunpotansiyelini olgunlaflt›ran e¤itim.Bu iki e¤itim tarz›ndan ülkemizdedaha çok birincinin kullan›lmaktaoldu¤unu hepimiz biliyoruz. Bunedenle veliler için “gelifltirene¤itim” anlay›fl›n› ön plana ç›karane¤itim kurulufllar›n› bulmalar› sonderece önemli. Cücelo¤lu birokula gitti¤inde 10 dakika içindeo okulun e¤itim anlay›fl›n›anlayabildi¤ini ve bunun çok dazor olmad›¤›n› söyledi ve ikie¤itim ortam›ndan bahsetti:Dikte edilen e¤itim ortam› -Zorunlu tutulan, her ö¤rencidenayn› performans beklenen, dikteedilerek ö¤retilen e¤itim ortam›.Ö¤reten e¤itim ortam› - Nedeninianlatarak ö¤reten e¤itim ortam›.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 25

“Baflar›n›n anlam› kendiyaflam›n›zda var olmakt›r”

Baflar›n›n anlam›Okul baflar›s› - Diyelim çocu¤unuz için en do¤ruokulu buldunuz ve okulundan baflar› ile mezunoldu, bu tüm hayat›n› mutlu ve baflar›l› geçirmesiiçin yeterli mi? Çocu¤unuz okulundan mezun oluncaebeveyn olarak siz “Tamam, ben her fleyi yapt›m”deyip bir kenara m› çekileceksiniz? Cücelo¤ludinleyicilerin kafas›nda bu sorularla önemli birkonuya iflaret ediyordu; okul baflar›s› elbette önemliama tek bafl›na yeterli de¤il.Mesleki baflar› - Cücelo¤lu “Bana sorsan›z bencebu okul baflar›s›ndan daha önemli ama yine deyeterli de¤il” derken dinleyiciler belki kendihayatlar›ndan belki yak›nlar›ndaki birinin hayat›ndanmesleki olarak çok baflar›l› olsa da hayat›n di¤eralanlar›nda yaln›z ya da mutsuz kalm›fl kiflileridüflündü. Herkesin cevab› da mesleki baflar› elbetteönemli ama...Aile baflar›s› - Aile kurmak, ailesi olmakBu noktada Cücelo¤lu tüm dinleyicilerini hayatlar›ndabir kufl uçufluna ç›kard›. Düflünün ki 70 yafl›ndas›n›zve doktor size 3 ayl›k ömrünüz kald›¤›n› söyledi.Kendi mezarl›¤›n›z› haz›rlarken önünüzdeki 3 ay›düflünüyorsunuz... Diyelim s›k›c› bir çocuklu¤unuzoldu, istemedi¤iniz bir meslekte çal›flt›n›z, çokçal›flmaktan çocuklar›n›za do¤ru dürüst zamanay›ramad›n›z... Liste uzay›p gidiyor, hep “Mifl gibiyapt›¤›n›z›” fark ediyorsunuz ve flu soruyusoruyorsunuz: “Bu benim hayat›m m›yd›, ben buhayatta var m›yd›m?”. E¤er cevab›n›z “hay›r” iseçok ac›, panik içinde 3 ay boyunca ne yapaca¤›n›z›düflünmeye bafllay›n. Ama e¤er cevab›n›z “Evet,ben bu hayatta VARDIM, bafl›ma iyisi de kötüsü degeldi ve onlar› ben YAfiADIM” ise içiniz rahat olsun,siz hayatta baflar›l› olmuflsunuz, son 3 ay› dadiledi¤iniz gibi yaflay›n.

BÜMED taraf›ndanbeflinci kezdüzenlenen Özel‹lkö¤retim veAnaokullar› Tan›t›mGünleri kapsam›ndaProf. Dr. Do¤anCücelo¤lu verdi¤i“Çocu¤umu HangiOkula Göndereyim”bafll›kl› seminerdevelilerle sadece okulseçiminde dikkatedilmesi gerekenleride¤il, çocuklar›n›yetifltirirken tümhayatlar› boyunca ›fl›ktutacak bilgileripaylaflt›.

Page 28: Bogazici Dergi Mayis'10

Yaflam baflar›s› - “Baflar›n›nanlam› kendi yaflam›nda varolmakt›r.” Do¤an Cücelo¤lu bucümlesi ile hepimizi sarst› vehayatlar›m›z› yaflarken “baflar›”yayükledi¤imiz anlamlar› yenidensorgulatt›. Ayn› sorgulamay›çocu¤umuzun baflar›s› için deyapmam›z gerekti¤ini vurgulad›.

Cücelo¤lu’na göre yaflam baflar›s›,yani insan›n kendi yaflam›ndavar olmas›, hayat›n en önemliboyutu.

Cücelo¤lu baflar› hedeflerinisaplant› haline getirmeninsak›ncalar›ndan da bahsetti.Önemli olan saplant›lar›n di¤erbaflar›lar› gölgelememesi. “Yaflambaflar›s› di¤er tüm baflar›laraanlam verir” diyen Cücelo¤lu“gönül mayalanmas›” olarakadland›rd›¤› ve çocuklar›m›zlaerken yafllardan itibarenkuraca¤›m›z iliflkinin niteli¤ininönemini yine çarp›c› bir hayathikayesinden örnekle aç›klad›.Bu, ailesi için çok çal›flan birtaksi floförünün hikayesiydi. Tümözlemi çocuklar› ile mutluyaflayaca¤›, torunlar›n›koklayaca¤› büyük bir eve sahipolmak olan bu taksici tümhayat›n› gece gündüz çal›flarakgeçirir. Çocuklar› çok iyi e¤itimal›r, hatta biri Bo¤aziçimezunudur ve ABD’ye yerleflir,sonra kardefli de onu takip eder.ABD’ye yerleflirler, çocuklar› olurve art›k Türkiye’ye gelmezler.Eflini de kaybeden taksiciyapayaln›z bir yaflama mahkumkalm›flt›r. E¤er bir hayali saplant›haline getirmese, çocuklar› iledaha fazla vakit geçirse her fleyfarkl› olabilirdi. Tüm hayat›n›büyük ev hayaline kapt›rantaksicimiz çocuklar› ile aras›ndagönül mayalanmas› olmas›naengel olmufltur. Cücelo¤lu’nagöre e¤er o gönül mayalanmas›olsayd› çocuklar› ABD’yegitmeyebilir veya babalar›n›yaln›z b›rakmamak için bir yolmutlaka bulurlard›. Hikayemizinkahraman› da torunlar›n› doyadoya koklayabilirdi...

Kendi yaflam›m›zda var olmaKendi yaflam›nda var olmayaninsan mutlu olamaz. Kendiyaflam›nda var olma, kiflinin içdünyas›yla ilgili fark›nda oldu¤ugerçeklerden biridir. “Hayat›mdane kadar var›m?” bu sorununcevab› hayat›m›z›n en önemlicevaplar›ndan biridir ve olumlucevab› ne kadar yüksek ise hayatbaflar›m›z da o kadar yüksektir.Cücelo¤lu tüm bunlar›n okulortamlar› için de geçerli oldu¤unusöyledi. Temel sorumuz fluolmal›: “Yaflam bir amaç m›yoksa araç m›?”. Cücelo¤lu’nundedi¤i gibi maalesef ülkemizdebu sorunun cevab› genelde amaçve bizler bunun fark›nda bilede¤iliz. “Bu muhteflemyolculu¤un anlam›n›n fark›ndade¤iliz.”

5 Temel yetkinlikDo¤an Cücelo¤lu baflar› için 5ana yetkinli¤in önemini belirtti:

• Zaman› verimli kullanmak• Seçimlerini bilinçli yaparak planlamak• Hedef belirlemek• Gönlünün murad›n› keflfetmek• Kendini ve yeteneklerini bilmek

Velilerin cevaplamas› gerekensoru ise flu: Okul bunlar› veriyormu?

“Tan›kl›k e¤itimin temelidir.”diyen Do¤an Cücelo¤lu çokönemli bir tespiti dinleyicilerineflu cümle ile aktard›: “Yaflam›n›ntan›¤› yoksa psikolojik olarak birinsan var olamaz.” ‹flte bunedenle aile ve okul bir tan›kl›ksistemidir ve çocu¤un sa¤l›kl›gelifliminde bu iki sistemin do¤ruçal›flmas› gerekir.

Cücelo¤lu, velilerin unutmamalar›gereken en önemli noktalardanbirini daha “Neye tan›kl›kyaparsan›z o geliflir.” cümlesiyleözetlemifl oldu ve dinleyicilerineflu tavsiyede bulundu: “Ailede veokulda öyle bir fley yap›n ki 5yetkinlik geliflsin. Sonras›n›çocu¤a b›rak›n.”

26 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Do¤an Cücelo¤lu okul seçiminde neye dikkateder?

• Çocu¤un potansiyelinin fark›nda olmas›na ve ona özen göstermesine• Gelifltiren türden bir e¤itim anlay›fl› ve felsefesine sahip olmas›na• Sadece okul baflar›s›na odaklanmadan, yaflam baflar›s›n›n bilincinde olarak e¤itimi programlamas›na• S›n›fta ve okulda kendi yaflam›nda var olmas›na özen göstermesine• Tüm e¤itim faaliyetlerinde çocu¤umun 5 temel yetkinli¤i gelifltirmesine odaklanmas›na• Okulun neye tan›kl›k yapmas› gerekti¤i konusunda aç›k seçik bir fark›ndal›k gelifltirmifl olmas›na.

ÖzgürlükSemineri boyunca birçok örnek veren, hayattan gerçekhikayaler anlatan Do¤an Cücelo¤lu’nun en etkileyicihikayelerinden biri o¤lu Timur ile yaflad›¤› olayd›.Bu hikaye hem bir baba-o¤ul iliflkisi olarak hem hayatfelsefesi olarak dinleyicilere çok fley ö¤retti.

‹flte Timur’un hikayesi.Timur bir Amerikan futbolu tak›m›nda oynamaktad›r.Çok önemli bir maç s›ras›nda son saniyede top elinegelir, e¤er atarsa maç› kazanacaklard›r ve bu çokönemli bir maçt›r. Top çemberde döner döner dönerama d›flar› düfler, maç biter, tak›m› kaybetmifltir veTimur’un dünyas› y›k›lm›flt›r. Arabada giderlerkencan› o kadar s›kk›nd›r ki babas›n›n birlikte yeme¤egitme önerisini reddeder ve “Özür dilerim baba,baflaramad›m” der. Cücelo¤lu için bu zor bir and›r.O anda o¤luna flunu söyler: “O¤lum sen elindengelen gayreti gösterdin mi, çal›flt›n m›, elinden geleninen fazlas›n› gösterdin mi?”. Timur’un cevab› “Evet”tir.Cücelo¤lu bir soru daha sorar: “Peki bunu yaparkencoflkulu muydun?”. Timur’un cevab› yine “Evet”tir.Cücelo¤lu flöyle devam eder: “Hayatta kontroledebilece¤imiz sadece iki fley var, gerisini kontroletmek mümkün de¤il: elinden gelenin en iyisiniyapmak ve bunu yaparken coflkulu olmak. Senelinden geleni yapt›¤›na ve bunu coflku ile yapt›¤›nagöre özür dileyece¤in bir fley yok.” Timur’un keyfiyerine gelir. Hatta birlikte yeme¤e giderler. Ama bukonuflman›n as›l önemi aradan y›llar geçtikten sonra,Timur baflar› ile üniversiteden mezun oldu¤undaanlafl›l›r. Mezuniyetten sonra Timur babas›nabaflar›s›nda o gece söyledi¤i iki fleyin ne kadar büyükbir önem tafl›d›¤›n› anlat›r ve flunu söyler “Baba senbana özgürlü¤ümü verdin.” Gayret et ve coflkuluol, bu iki ilke üzerine düflününce gerçekten ne kadarözgürlefltirici olduklar›n› anlamak zor de¤il. Herkeskendi hayat›ndan onlarca örnek bulabilir.Bu hikayeden sonra Cücelo¤lu’nun velilere birönerisi daha vard›: “Ailede ve okulda özgürlükolmal›.” Özgürlük olmayan bir yerde baflar›dan veyamutluluktan bahsetmek bofla bir u¤rafl olur.

Page 29: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 30: Bogazici Dergi Mayis'10

981 Mezunlar›n›n A¤r›’n›nO¤lakl› Köyü’ndeyapt›rd›klar› ilkö¤retimokulunun aç›l›fl› ile ilgili

dergimizde fiubat say›s›nda ç›kanhaberi okuyan 1977mezunlar›m›zdan Turgut Ziyalbenzer bir projeyi bafllatmak üzeres›n›f arkadafllar› ile temas kurdu.K›sa süre içinde bir araya gelenbir grup 77’li, okul yeri olarak A¤r›ilini seçmeye karar verdi. Bukararda hem ayn› ile di¤erdönemlerin okul yap›yor olmas›hem de A¤r›’n›n Türkiye’nin milligelir bak›m›ndan en geri illerindenbiri oluflu etkili oldu. A¤r› ayn›zamanda üniversite girifl

s›navlar›nda da baflar›s› en düflükillerden biri.

Giriflimci grup A¤r› Milli E¤itimMüdürlü¤ü ile temas kurdu veaday köy olarak Çatalipafla Köyübelirlendi. 31 Mart 2010 günüTurgut Ziyal ’77 ve RenginBeykont Sakao¤lu ’77, projeyedestek veren 3 arkadafllar› ileberaber Erzurum üzerinden A¤r›’yagiderek hem köyü ziyaret ettilerhem de Milli E¤itim Müdürlü¤üyetkilileri ile toplant› yapt›lar.

Çatalipafla Köyü 50 haneli,hayvanc›l›kla geçinen çok fakirbir köy. 100’e yak›n ilkö¤retim

1

28 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Büyük bir mutlulukla haz›rlad›¤›m›z vedergimizin fiubat 2010 say›s›ndayay›mlad›¤›m›z 1. Bo¤aziçi ‹lkokuluhaberinin üstünden çok k›sa bir zamangeçmiflti ki Xing üzerindeki “BU SosyalA¤” sayfam›zda Turgut Ziyal ’77taraf›ndan yaz›lm›fl yaz›y› gördüm.Turgut Ziyal dergideki haberiokuduktan sonra 1977 mezunlar›olarak benzer bir okul yapt›rmak içinyola ç›kt›klar›n› yaz›yordu mesaj›nda.Elbette hemen kendisi ile irtibatageçtik ve di¤er dönemlere de örnekolaca¤›na inand›¤›m›z oluflumlar› ileilgili bilgi ald›k.

Yaz›: P›nar TÜREN ’93Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

3. Bo¤aziçi ‹lkö¤retim Okulu daA¤r›’n›n Çatalipafla Köyü’nde

77 mezunlar› taraf›ndan yapt›r›lacak

Page 31: Bogazici Dergi Mayis'10

ö¤rencisi tek derslikli harap birokul binas›nda e¤itim yap›yor.Okulda 1. ve 2. s›n›flar bir aradasabah, 3., 4. ve 5. s›n›flar da birarada ö¤leden sonra dersyap›yorlar. 5. s›n›ftan sonraö¤renciler ya yat›l› bölge ilkö¤retimokullar›na veya tafl›mal› e¤itim ilemerkezi köylerdeki okullara devamediyor.

77 mezunlar›m›z bu köye 3derslikli yeni bir okulyapt›racaklar, ayr›ca mevcut eskiokul binas›n› da onararak anas›n›f› ve ö¤retmen lojman› halinegetirecekler. Proje maliyetinin180.000 TL düzeyinde olmas›beklenen okulun inflaat›na May›say›nda bafllanacak ve yeterlikaynak sa¤lan›rsa Eylül ay›ndayeni ders y›l›na yetifltirilecek.Mezunlar›n en az 500 en çok 5.000TL ba¤›fl yaparak destek olacaklar›bu proje için çeflitli inflaatmalzemelerinin ayni olarakba¤›fllanmas› da çok yararl› olacak.Okul inflaat› yan› s›ra projekapsam›nda ö¤rencilerin giysi,kitap, k›rtasiye, oyuncak gibiihtiyaçlar› da karfl›lanacak ve köyleuzun vadeli bir iliflki kurulacak.

Giriflimci grup tüm mezunlaraulaflarak desteklerini istemeyehaz›rlan›yor. Projeyi tan›tmak vegeliflmeleri paylaflmak için de bir

web sitesi kurmufllarwww.bogazici77.org adreslisiteden proje hakk›nda bilgialabilirsiniz. Bu konuda mezunlararas› haberleflmeyi sa¤lamakamac›yla da bir e-mail haberleflmegrubu oluflturulmufl, isteyenmezunlar web sitesinin anasayfas›ndan bu mail grubuna daabone olabiliyorlar. Ayr›ca “BUSosyal A¤” üzerinden dekendilerine ulaflabilirsiniz. Bu projeile ilgili olarak 19 Nisan akflam›BÜMED tesislerinde bir toplant›yapt›lar ve projeye ilgi duyanmezunlar›m›z› ve projenin birucundan tutmaya davet ettiler.

77’li mezunlar›m›z›n bu giriflimigerçekleflti¤inde daha öncetamamlanan 81’lilerin okulu vehalen çal›flmalar› devam eden95’lilerin okulu ile birlikte A¤r›’dakiBo¤aziçi ‹lkö¤retim okullar›n›nsay›s› üçe yükselecek. Bu üçprojenin önderleri bir araya gelerekbenzer projeleri sürdürebilmekamac›yla kurumsal bir yap›oluflturmay› da amaçl›yorlar.Böylece ülkemizin ihtiyaç duyulanbirçok beldesinde Bo¤aziçiokullar›n›n say›s›n›n artmas› ve birgün bu okullarda okuyançocuklar›m›z›n da bizim gibiBo¤aziçi Üniversitesi mezunlar›aras›na kat›lmas› herkesin enbüyük dile¤i.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 29

Bo¤aziçili gönülüler, A¤r› Milli E¤itim MüdürüTurgut Koçak ile birlikte...

Page 32: Bogazici Dergi Mayis'10

o¤aziçi Üniversitesi MithatAlam Film Merkezi, 16Nisan Cuma günü, EliaSuleiman’› a¤›rlad›.

‹stanbul Film Festivalikapsam›nda Türkiye’ye gelen ünlüyönetmeni Üniversitemizde görmektarihi bir âna da flahitlik etmektiasl›nda. Bir gün önce ödüllü filmiDivine Intervention hayli izleyiciçekmiflti. Bu y›lki ‹stanbul FilmFestivali’nde “Büyüleyici ‹syanlar”seçkisinin küratörlü¤ünü yapanRasha Salti söyleflininmoderatörlü¤ünü üstlendi.

Baflka bir ülkede seyircisiylebuluflmak Suleiman’›heyecanland›rm›flt›, ilerleyendakikalarda çekingen tavr›n›nyerini muzip tebessümü ald›, t›pk›filmlerinde oldu¤u gibi. Belki deher yönetmenin karakteri gibionunki de filmlerine yans›yor. Biryanda esprili ve çocuksu bir EliaSuleiman varken, di¤er taraftadünyan›n gerçekli¤iyle kararm›flgözleri her fleyi anlatmaya yetiyor.Neyse ki bu düflünceli, dalg›n tavr›biraz sonra yeni bir gülüflleda¤›l›yor.

Filmlerinde savafl› anlat›rkentak›nd›¤› sakin tavr› gibi,karars›zl›klar ve çeliflkilerle dolubir Suleiman var karfl›m›zda. Beflyafl›ndaki do¤um günü partisindeolan bitenden mutsuzmuflças›nakameraya en üzgün ifadesinitak›nan yönetmen, o günlerdenberi sorguluyor tüm dünyada olupbitenin ne anlama geldi¤ini. Sevinçve hüznün bir arada yaflad›¤› gibi,befl yafl›ndaki muzip yüzünde desanki dünyan›n yükünü tafl›yanbir melankoli var. Sonuç olarak,bugün de böyle filmler çekmesikaç›n›lmaz... Biraz tebessüm, birazgözyafl›.Sanki tüm z›tl›klar ve benzerliklerleyarat›lm›flças›na, karars›z tavr›nabir de melezli¤i ekleniyor: Arapayn› zamanda da Kürt oluflu. Bunu,salondan bir Kürt arkadafl›n,Türkiye’deki Kürtlerle Filistin’dekiAraplar aras›ndaki benzerli¤edikkat çektikten sonra sordu¤usoru sayesinde ö¤reniyoruz.Suleiman cevapl›yor: “Filistinli birArap olmam›n yan›nda ayn›zamanda Kürt’üm.” Yine onundeyimiyle, “Her yer onun evi amahiçbir yer de onun de¤il”... Bu birac›y› beraberinde getiriyormufl gibigörünse de asl›nda, bir özgürlüksa¤l›yor ona.

B

30 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: Deniz MÜFTÜO⁄LUFoto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Elia Suleiman: fiakac› bir hüzün‹stanbul Film Festivalikapsam›nda filmlerigösterilen ünlüyönetmen Elia SuleimanMithat Alam FilmMerkezi’ndekiseminerde Bo¤aziçiliö¤rencilerle bulufltu.Bo¤aziçi ÜniversitesiTarih Bölümüö¤rencilerinden DenizMüftüo¤lu bu özelsöyleflinin izlenimlerinibizlerle paylaflt›.

Bir yanda esprilive çocuksu birElia Suleimanvarken, di¤ertarafta dünyan›ngerçekli¤iylekararm›fl gözleriher fleyianlatmayayetiyor. Kendideyimiyle, “Heryer onun evi amahiçbir yer deonun de¤il”...

Page 33: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 34: Bogazici Dergi Mayis'10

irleflmifl Milletler Irk Ayr›mc›l›¤›n›n OrtadanKald›r›lmas› Komitesinde görev yapmaküzere seçildiniz. Öncelikle bu komiteningörev ve ifllevleri nelerdir?

CERD, Birleflmifl Milletler’in temel insan haklar›sözleflmelerinden biri olan 1965 tarihli Her Türlü IrkAyr›mc›¤›n›n Ortadan Kald›r›lmas› Sözleflmesiçerçevesinde, taraf devletlerin sözleflmede yer alanhükümlere ne kadar uyduklar›n›, o ülkelerle diyaloghalinde araflt›ran, soruflturan ve denetleyen uzmanlarkomitesi. Burada söz konusu olan, ›rk ayr›mc›l›¤›bafll›¤› alt›nda çeflitli nedenlerle bir gruba ait olmas›yüzünden ayr›mc›l›kla karfl›laflan bireylerin sözleflmeyeuygun muamele görüp görmediklerinin, rahats›zl›k,ma¤duriyet ve flikâyetlerinin giderilip giderilmedi¤inintespiti. Bunun için de sürekli devletlerle diyalog halindeolan 18 kiflilik, sözleflmeyi imzalam›fl 173 ülkenin -dünyadaki co¤rafi da¤›l›m dengesini de göz önünealarak- gösterdi¤i adaylar aras›ndan seçilen ba¤›ms›zbir uzman komitesi öngörüyor sözleflme. CERD buifllevi yerine getiriyor.

Yani devletler üstü bir komite... Evet, BMçerçevesinde “Treaty Body” olarak an›lan, BM insanhaklar› sözleflmeleri hükümlerince oluflturulmuflkomitelerin ilki. Üyeleri, hükümetlerinin resmitemsilcisi olarak de¤il, devletlerin osözleflmeye taraf olmalar› nedeniyleaday gösterilmeleri ve BM GenelKurulu taraf›ndan seçilmeleri ilebelirleniyor.

32 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Türkiye bu sözleflmeyiimzalad›ktan sonra ne gibiad›mlar att›? Ne gibi önlemleral›nd›?Türkiye, hükümetler düzeyindegerek anayasal yap›s› çerçevesinde,gerekse ifllemlerinde ayr›mc›l›kyap›lmad›¤›na kani oldu¤u içingönül rahatl›¤› ile bu sözleflmeyiimzalam›fl. Ancak her yerde farkl›düzey ve boyutlarda oldu¤u gibiTürkiye’de de uygulamada ortayaç›kan sorunlar söz konusu.Türkiye’nin özel olarak busözleflmeye göre almas› gerekenpek fazla önlem yok. Buna karfl›l›kat›lmas› gereken çok önemli birkaçad›m var; hem bu sözleflmeçerçevesinde hem deTürkiye’nin di¤eruluslararas›yükümlülükleriçerçevesinde.Bunlardanbir tanesiOmbudsmanl›kKurumu.

Türkiye’de Kamu Denetçisi ad›alt›nda tart›fl›ld› bugüne kadar. Bupek do¤ru bir adland›rma de¤il,çünkü sanki kamuyu denetleyenbirisi gibi bir anlam ç›k›yor. HâlbukiOmbudsman, halk›n flikâyetleriniidare nezdinde hukuki yollarabaflvurulmadan önce dostaneçözümlere ulaflt›rma yetkisine sahipbir resmi arabulucu daha çok.Türkiye’de bu kurumunayr›mc›l›kla mücadelede olumlubir iflleve sahip olabilmesi içinyetkileri aras›nda; ayr›mc›l›kflikâyetlerini kabul etme, bunlarlailgili giriflimlerde bulunma hattadava açmaya kadar gidebilecekhukuki haklar›n›n olmas› gerekir.

Bu zaten Avrupa ‹nsan Haklar›Sözleflmesi’nin de genel

ruhuna uygun birflekilde Türkiye’ninyapmas› gereken birfleydi. Türkiye ayn›

zamanda AvrupaKonseyi’nin

›rkç›l›k,

Yaz›: Nuri ERSOY ’90Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

DOSYA

B

Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkilerBölümü ö¤retim üyesi Doç. Dr. GünKut, 1996’dan beri ECRI (EuropeanCommission against Racism andIntolerance-Irkç›l›k ve Hoflgörüsüzlü¤eKarfl› Avrupa Komisyonu) üyesi.21 Ocak 2010 tarihinde de BirleflmiflMilletler bünyesindeki CERD’e(Committee on the Elimination ofRacial Discrimination-Irk Ayr›mc›l›¤›n›Ortadan Kald›rma Komitesi) üyeseçildi. Kut ile eflitlik ilkesi üzerinekurulmufl olsa da ayr›mc›l›¤›n yayg›noldu¤u Türkiye’deki durumu ve hukukiolarak neler yap›labilece¤ini konufltuk.

Page 35: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 33

yabanc› düflmanl›¤›, antisemitizmkonular›yla ilgili hoflgörüsüzlüklerlemücadele eden komisyonuECRI’nin de çok önemli birdestekleyicisidir. ECRI’nin de›rkç›l›k, yabanc› düflmanl›¤› vebuna ba¤l› hoflgörüsüzlüklerleilgilenebilecek bir Ombudsmanl›kKurumu tavsiyesi vard›r.

At›lmas› gereken ikinci ad›m iseTürkiye’de genel olarak birbilinçlendirme kampanyas›yap›lmas› ve bunun ilkö¤retimdenitibaren e¤itimin bir parças› halinegetirilmesi olarak özetlenebilir.Bizim çok al›flk›n oldu¤umuz,al›flk›n oldu¤umuz için de belkihassasiyetimizi kaybetti¤imiz bireflitlik anlay›fl›m›z var. Tabii kiherkes eflittir. Eflitlik temel ilkedir.Kimse eflit olunmamas› gerekirdemez. Buradan hareketle eflitli¤ingereklerinin tümünün yerinegetirildi¤i varsay›l›r Türkiye’de.Hâlbuki uygulamada böyleolmuyor. Eflitli¤i öngören bir düzenvarolmakla beraber eflitli¤in hayatageçmesi kendili¤inden gerçekleflenbir fley de¤il. Uygulama sorunlar›ayr›mc›l›¤› da do¤uruyor. Dil, din,milliyet, baflka ülkenin yurttafll›¤›gibi çok çeflitli nedenlerleayr›mc›l›¤a u¤rayan bireyler var.“Bizim hukuk sistemimizdeayr›mc›l›k yok, anayasaldüzenimizde ayr›mc›l›k yok,dolay›s›yla her fley güllükgülistanl›k” diye bir varsay›myerleflmifl Türkiye’de. Bu böylede¤il; kendilerini bu konulardama¤dur hisseden bireyler var ve›rkç›l›k, ayr›mc›l›k gibi meselelerdema¤durlar›n gözünden bakmaklaz›m. ‹nsanlar kendileriniayr›mc›l›¤a u¤ram›fl hissediyorlarsa“Yok can›m sen ayr›mc›l›¤au¤ram›yorsun” demenin çok birfaydas› yok. Bu konularda genelbir bilinçlenme, bilinçlendirmegerekiyor. Bunu ülke çap›nda birkampanya olarak düflünüp ciddiolarak e¤itim sistemine de dahiletmek laz›m. Türkiye’de flu veyabu flekilde çeflitli biçimlerde ortayaç›kan, yüzeyin alt›nda yabanc›düflmanl›¤›, hatta ›rkç›l›kla kar›fl›k

hoflgörüsüzlük örnekleri bugün devard›r, tarihimizde de olmufltur.Gündelik örnekleri çeflitligazetelerin basit söylemlerindedahi bulmak mümkündür.Türkiye’de bunu insanlar genellikle-- ama her zaman öyle de¤il--bilinçsiz olarak yaparlar. Çok basitbir örnek vereyim. Hiçummad›¤›n›z insanlar gazetede fluflekilde bafll›klar atabilirler:“Satrançta Uganda’n›n bilegerisinde kald›k”. Bu bafll›ktaki“bile” kelimesinin hangi anlamlarlayüklü oldu¤unu biraz düflünün,ayr›mc›l›kla ilgili bilinçlendirmekampanyas›n›n gereklili¤ikendili¤inden orytaya ç›kacakt›r.Spor karfl›laflmalar›na çok kolayyans›d›¤›n› görürüz bir tak›m ›rkç›söylemlerin. Belki Türkiye’nin bukonularda fark›, ›rkç›l›¤›nTürkiye’de kabul edilebilir bir de¤erolmamas›d›r. Kimse ›rkç› oldu¤unusöylemez. Irkç› olmufl olmak daistemez. Dolay›s›yla söylem o tarafado¤ru kaçt›¤› zaman “ama bu›rkç›l›k!” dedi¤inizde defansifolunur. Bilinçlendirme kampanyas›bu yüzden laz›m.

Türkiye’nin atmas› gereken üçüncüad›m ise yasal düzenlemelerle ilgili.Irk, din, dil, milliyet vs. gibi temellerüzerine ayr›mc›l›k yap›lmas›durumunda bunun hem bir suçolarak hem de baflka suçlarlabirlikte a¤›rlaflt›r›c› neden olaraktan›mlanmas› ve müeyyidelerininkonulmas› laz›m. Bu henüz yok.Hem anayasada hem yasalardatemel bir eflitlik varsay›m› var,ayr›mc›l›¤›n yasaklanmas› sözkonusu ama müeyyidesi yok. Yanikin ve nefret uyand›rma yoluylabölücülük diye bir fley var; fakatbunun flu ana kadar mahkemelerceuygulanmas›na bakt›¤›m›zda çokk›s›tl› ve tek yönlü bir uygulamagörüyoruz. Yaln›zca devlete karfl›suçlar kapsam›nda ele al›nm›flsanki. Buna karfl›l›k bir grubundi¤er bir gruba karfl› ya da birbireyin di¤er gruba ait bir bireyekarfl› o gruba ait oldu¤u içinhakaret etmesi, fliddet uygulamas›vs. gibi konularda ancak bir dava

son zamanlarda aç›ld›. Hukukiyap›da ve uygulamada bir eksiklikvar. Bunun da tamamlanmas› laz›m.

Türk Ceza Kanunda bu konular›düzenleyen madde 216.madde. TCK’n›n 216.maddesinin 1. f›kras› “Halk›nsosyal s›n›f, ›rk, din, mezhepveya bölge bak›m›ndan farkl›özelliklere sahip bir kesimini,di¤er bir kesimi aleyhine kin vedüflmanl›¤a alenen tahriketmek” olarak tan›mlanm›fl. Bumaddeden bugüne kadar çoksay›da insan haklar› aktivistine,akademisyene, gazeteciyedava aç›ld›. Bunun d›fl›ndabugüne dek 216. maddeninikinci f›kras›nda düzenlenen“Halk›n bir kesimini, sosyals›n›f, ›rk, din, mezhep, cinsiyetveya bölge farkl›l›¤›nadayanarak alenen afla¤›lamak”suçunu iflledi¤i gerekçesiyletek bir kifliye dava aç›ld›.Osmangazi Kültür DernekleriFederasyonu Genel Baflkan›Niyazi Çapa ve baz› derneküyeleri, 7 Ocak 2009 tarihindekucaklar›na bir köpek alarakve ‘Köpeklere girifl serbesttir’,‘Bu kap›dan Yahudiler veErmeniler giremez’ yaz›l›pankartlar tafl›yarak buradade¤inmek dahi istemeyece¤imbir bas›n aç›klamas›yapm›fllard›. Bu durumu nas›lde¤erlendiriyorsunuz? Budurumda bu maddeler ›rkç›l›kve ayr›mc›l›kla mücadeledeyeterli mi?Irkç›l›k ve ayr›mc›l›kla ilgili çeflitliyasalar bir arada bir paket

“Satrançta Uganda’n›n bilegerisinde kald›k”. Bu bafll›ktaki “bile”kelimesinin hangi anlamlarla yüklü

oldu¤unu biraz düflünün, ayr›mc›l›klailgili bilinçlendirme kampanyas›n›n

gereklili¤i kendili¤inden ortayaç›kacakt›r.

Page 36: Bogazici Dergi Mayis'10

34 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

oluflturacak flekilde ele al›nmal›.Paket örne¤in ceza kanununu da,medeni kanunu da içerecek.Mesela bir ev sahibi bir vatandaflabir etnik gruba dahil oldu¤uvarsay›m›yla evini kiralamad›¤›zaman buna ne yapacaks›n›z? Buceza yasas›yla ilgili bir fley de¤il;medeni hukukla ilgili bir fley çünküilke olarak kontrat özgürlü¤ü var;herkes istedi¤i kifliyle istedi¤iniyapma ya da yapmamaözgürlü¤üne sahiptir. Ama buayr›mc›l›¤a yol açt›¤› zaman neyap›lacak? Bu durum e¤itimde sözkonusu olabilir, istihdamda sözkonusu olabilir, kamu alanlar›nagiriflte söz konusu olabilir. Mesela,birisi etnik aidiyeti nedeniylevatandafl›, kahvesine almad›¤›zaman ne yapacaks›n›z? Dolay›s›ylaçok farkl› boyutlar› göz önüne alanve çeflitli düzenlemeler gerektirenbir paket. Türkiye hep 216.maddenin varl›¤›n› öne sürdü,ayr›mc›l›¤a karfl› kanuni korumam›zvar diye. Mahkemelerinuygulamas›na bakt›¤›m›z zaman,icraata bakt›¤›m›z zaman bu

maddenin Türk mahkemelerinceuygulanma mant›¤› çok farkl›olmufl. Dolay›s›yla as›l istedi¤imizsonucu vermiyor. Baflka bir örnek:Türkiye’de yine yüzeyin alt›ndadolaflan, kimsenin aç›kça itirafetmedi¤i bir antisemitizm var.Kimse antisemitik olarak görünmekde istemez çünkü Türkiye’de›rkç›l›k ayr›mc›l›k bir ideoloji olarakkabul gören bir fley de¤ildir. Kimsemesela Avrupa’n›n baflkaülkelerinde oldu¤u gibi “Ben Neo-Naziyim” diye ortal›kta dolaflmaz.Böyle bir suçlamayla karfl›laflt›¤›ndada inkâr eder. Ama yapt›¤› fleydavran›fl biçimi olarak asl›nda onukabul edenlerin yapt›¤›yla ayn›olabilir. Böyle durumlarla nas›lbafla ç›k›lacak? Tüm bunlar›öngören bir yasal paket laz›m.

Son duruma bakarsak, HrantDink ya da Rahip Santorocinayetini örnek olarakalabiliriz. Burada bir cinayetsöz konusu, onun arkas›ndaörgütlü bir suç olup olmad›¤›araflt›r›l›yor. Di¤er taraftaSelendi’de yaflanan Romanlarayönelik sald›r› olay›nda dahukuka yans›yan bir uygulamaolmad› bildi¤im kadar›yla...Önemli örnekler bunlar. Cinayetzaten suç, ama birisi yaln›zca“H›ristiyan” ya da “Ermeni” oldu¤uiçin cinayete kurban gitmiflse, bu,cezay› a¤›rlaflt›r›c› bir neden de¤ilmi? Ya da Selendi’deki gibi basitbir kavgayla ortaya ç›k›pumulmad›k yönlere do¤ru geliflendurumlar oluyor iflte böyle. Amasonuçlar bir toplulu¤a kolektifolarak yans›t›l›maya bafllay›ncaayr›mc›l›¤a, hatta ›rkç›l›¤a do¤ruyöneliyor.

Medeni hukukta, cezakanununda böyle birdüzenleme olsayd›, ›rkayr›mc›l›¤›n› önlemeye yönelikbir düzenleme olsayd› nas›l birfark oluflacakt›?Bir, ma¤durlar›n hukuk yolunabaflvurma imkân› olacakt›. ‹ki,ma¤duriyetlerinin giderilmesiimkân› ortaya ç›kacakt›.

Ma¤duriyeti yaratan kimselerebunu yaratma nedenlerini ortadankald›rma ihtar› yap›lacakt›. Israrederlerse de ceza uygulanacakt›.fiu anda öyle bir fley yok. fiu andama¤duriyeti giderme durumusadece idarenin dâhil olup kendiçözümlerini üretmesiyle oluyor.Ne yap›yor idare? Selendi’de birgruba aidiyetiyle tan›mlad›¤›vatandafllar› toplay›p baflka yeregönderiyor. Bu çözüm bile ilkeselolarak ayr›mc›. Olayla hiç ilgisiolmamifl bir birey, s›rf Romanoldu¤u için neden evini bark›n›terk etmek zorunda kals›n?

Anayasa düzeyinde birde¤ifliklik ya da yenidendüzenlenme söz konusu olabilirmi bu çerçevede? Anayasadaayr›mc›l›k karfl›t› maddelerdeörne¤in cinsel tercihlereyönelik bir ifade yok san›r›m,ayr›ca bir de Türklük üzerindenüst kimlik yaratma durumu sözkonusu. Bu ba¤lamda ne gibibir de¤ifliklik yap›lmas› sözkonusu?fiimdi iki durumu birbirindenay›rmam›z laz›m burada. Birincisi,bireylerin var say›lan grupaidiyetleriyle ilgili ayr›mc›l›k ayr›bir kategori olarak de¤erlendiriliyoruluslararas› hukukta da, iç hukuktada. Yani, ten rengi, dil, din,mezhep, etnik grup, milliyet gibinedenlerle ayr›mc›l›k, cinsiyet,cinsel tercih, yafl, fiziki engel gibikonulardaki ayr›mc›l›ktan farkl›kurallara tabi. Bu ikincikategorideki ayr›mc›l›kla damücadele ediliyor, ama ilkeler ayr›,yöntemler ayr› vs. Burada sözkonusu olan cinsel tercihayr›mc›l›¤›, yafl bunlar› bir tarafab›rak›rsak, onlar d›fl›nda kalan veço¤u bireylerin kendi seçimineba¤l› aidiyetler olmakla birlikteöyle alg›lanmayan konulardaayr›mc›l›klar söz konusu. Bu aç›danbakt›¤›m›zda bizim anayasam›zdakitemel ilkeler BM ‹nsan Haklar›Evrensel Beyannamesi ve Avrupa‹nsan Haklar› Sözleflmesi’ndenal›nm›flt›r ve yeterlidir. O ilkelerdenyola ç›k›larak yap›lacak kanuni

CERD, “HerTürlü IrkAyr›mc›l›¤›n›nOrtadanKald›r›lmas›na‹liflkinUluslararas›Sözleflme”çerçevesindekurulan,sözleflmeyetaraf olan 173ülkenintaahhütlerini nekadar yerinegetirdi¤inigözlemleyen vedenetleyenba¤›ms›z bir BMuzmankurulufludur.

Page 37: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 38: Bogazici Dergi Mayis'10

36 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

düzenlemeler yeterli olacakt›r. Bu konuda düzenlemeleregidecek engel yok bizim anayasam›zda, tam tersinebuna cevaz veren maddeler var. Bu konularda birde¤ifliklik yap›lacaksa ayr›mc›l›k konusunun da çokdaha aç›k bir flekilde yaz›lmas› laz›m ki hukukyorumcular›na rahatl›kla yol göstersin. Bu ilk sorunuzuncevab›. Vatandafll›k ve kimlik meselesine gelince TC’ninkuruluflundan itibaren baflta da söyledi¤im eflitlikvarsay›m› asl›nda zaten anayasada Türk kimli¤ininetnik bir kimlik olarak tan›mlanmamas›ndan kaynaklan›r.Yani anayasada bir “Türk” kelimesi geçti¤i zamanasl›nda bu bir etnik kimlik referans› de¤ildir. Ne 1924,ne 1961 ne de 1982 anayasas›nda, ki bunlar birbirinintekrar›d›r, Türkiye Cumhuriyeti etnik bir devlet olaraktan›mlanmam›flt›r. Hep “vatandafll›k ba¤›yla TC’ye ba¤l›herkes Türk’tür” formülasyonu vard›r ve bununla devletdüzeyinde Türklü¤ün etnik bir özellik olmad›¤›vurgulan›r. Kurulufltaki temel felsefe budur. Yani “BenTürk de¤ilim ki” demek, “Zaten sana kimse etnikTürksün demiyor ki” dedirtir anayasan›n do¤ruyorumunda. Bunun alternatifi nedir? “TürkiyeCumhuriyeti, Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin,Arnavutlar›n, Boflnaklar›n... devletidir” diye tadatetmektir. Böyle oldu¤unda mutlaka bir ayr›mc›l›kyapacaks›n›z ve örne¤in Türkiye’de do¤al olan kar›fl›kevlilikler nedeniyle birden fazla etnik kökene sahipolan birini, bunlardan birini seçmeye mecburb›rakacaks›n›z. Dolay›s›yla Türkiye’de vatandafll›¤›netnik kökene dayal› tan›mlanmas›n›n getirece¤i s›k›nt›lar,etnik aç›dan tan›mlanmamas›n› tercih etmeye yolaçm›flt›r cumhuriyetin kurulufl döneminde. Bu halatemel felsefe.

Sokaktaki ›rkç›l›¤a dönecek olursak Türkiye yak›ntarihinde belirli linç giriflimlerine sahne olduKürtlere, Çingenelere, Alevilere yönelik böyleuygulamalar oldu. Bu konuda ne yap›labiliranayasal düzenlemeler d›fl›nda?Üç fley söylenebilir bu konuda: Birincisi, siyasi

kadrolar›n söylemleriyle iyi örnekoluflturmas› laz›m. Yak›n zamandagördük bunlar›. Ayn› insan›na¤z›ndan bir taraftan çokhoflgörülü di¤er taraftan çokayr›l›kç› birbirine taban tabana z›tmesajlar duyuyoruz. Bilinçli birflekilde pozitif katk›da bulunmas›laz›m siyasi kadrolar›n. Türkiye’ninbu konuda bir avantaj› var, çünküburada ›rkç›l›ktan ya daayr›mc›l›ktan do¤rudan siyasi rantelde eden bir parti yok. Budünyan›n her yerinde böyle de¤il.Örne¤in Avrupa’n›n birçokülkesinde özellikle yabanc›düflmanl›¤›ndan, göçmen iflçikarfl›tl›¤›ndan siyasi rant eldeediliyor. Orada bu söylemleriengellemek çok zor, çünkü busöylem oya dönüflüyor. Bunakarfl›l›k Türkiye’de böyle bir oypotansiyeli yok ya da yok gibi.Dolay›s›yla Türkiye’deki siyasikadrolar çok daha kolay adapteolup, pozitif söylem gelifltirebilirler.‹kincisi, e¤itim. Bilinçli vemetodolojik bir flekilde hoflgörükültürünün verilmesi laz›m ve

Türkiye’de hakikaten baz› yap›salflansl›l›klar›m›z var. MeselaTürkçede ‘tolerans’ yerine‘hoflgörü’ kavram›n› kullan›r›z vebu olumlu bir ifadedir. Bunun Bat›dillerindeki karfl›l›¤› “tolerance”t›rve bu olumsuz anlama gelerek,“katlanmay›” ifade eder. Yani “Benseni sevmiyorum, istemiyorum,be¤enmiyorum ama sanakatlan›r›m; bu benimyüceli¤imden kaynaklanan birfleydir”. Hâlbuki Türkiye’dekullan›lan “hoflgörü” olumlu birfleydir, olmas› gerekendir,eflitlikçidir. Dolay›s›yla bundanyararlan›p bu fikri ifllemekmümkün. Üçüncüsü medya.Medyan›n bu konuda çokotokontrollü olmas› laz›m. At›lanher bafll›¤›n takibi olmal›, “bunereye gider” diye düflünülmeli.Bas›n ›rkç›l›k, ayr›mc›l›k vehoflgörüsüzlük yapmamay› meslekiilke ve etik kural› haline getirmekdurumunda. Kamuoyunun bunlar›yapanla yapmayan aras›nda bask›oluflturucu bir ayr›m yapabilirsede bas›n dikkatli olmaya bafllar.Bunlar›n tamam› bilinçlenme vebilinçlendirmeyle do¤rudan ilgili.Bu üçü oldu¤u zaman, yani siyasikadrolar›n mesajlar›, bir e¤itimpolitikas› olarak hoflgörününyayg›nlaflt›r›lmas› ve medyan›n etikilkelerini gözden geçirmesi birbirinitamamlad›¤›nda çok büyük farkyaratacakt›r. Tabii buna altyap›y›da katmak laz›m, siyasi vehukuki.

“Ben Türk de¤ilim ki”demek, “Zaten sanakimse etnik Türksündemiyor ki” dedirtiranayasan›n do¤ru

yorumunda.

Page 39: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 40: Bogazici Dergi Mayis'10

u kampüste hayat› tan›makArnavutköy K›z Koleji 1965 mezunuyum. Bukampüsteki arkadafllarla (Robert Kolej) çok ortakçal›flmalar›m›z olurdu. Bütün ders d›fl› faaliyetler

tiyatro, dergi, y›ll›k hepsi birlikte düzenlenirdi. Dolay›s›ylabu kampüsü çok iyi bilirim. Arnavutköy K›z Koleji’ndeö¤renciyken ald›¤›m›z e¤itimin hepimizin üzerinde büyüketkisi oldu. Çok iyi hocalar›m›z oldu. Edebiyat arac›l›¤› ilekendimizi, dünyay›, di¤er insanlar› tan›d›k. Duygular›m›z›n,çevremizdeki olaylar›n, insanlarla ilgili ayr›nt›lar›n fark›navarmas›n› ö¤rendik. Baflka türlü bir bilinç kazand›k. Yanigerçe¤i yaln›zca ak›lla, bilimsel aç›klamalarla de¤il ayn›zamanda dugularla ve empati yoluyla tan›yabilece¤imiziArnavutköy’deki e¤itim bize gösterdi.Annem ve babam fen bilimci olduklar›ndan benim dehep fenci olmam› istediler. Arnavutköy K›z Koleji’nibirincilikle bitirdim ve birçok iyi üniversiteden burskazand›m. Annemin k›z üniversitesi olsun, büyükflehirden uzak olsun yönlendirmesiyle Smith College’agittim. Orada “‹ngiliz edebiyat›n› yabanc›lar›n okumas›n›hiç önermiyoruz” dediler. Ben de “Buraya kadargelmiflim neden okumayay›m?” dedim ve bunu bir“challange” olarak gördüm. Kendi dilim d›fl›ndaki birdilin edebiyat›n› okumaktan özellikle mutluyum çünküasl›nda insan›n ö¤renmesinde en temel etken karfl›laflt›rmayöntemi. Kendi edebiyat›m›, kendi kültürümü tan›makiçin baflka kültürü iyi tan›mak çok önemli.Smith’ten mezun olduktan sonra 5 y›l Ankara’da kald›m.Hacettepe Üniversitesi’nde 3,5 y›lda doktoram›tamamlad›m. Hacettepe’nin ilk aç›ld›¤› y›llard› ve müthiflhocalar vard›. Ben doktoram› yaparken bir yandan daODTÜ’de ders veriyordum. Doktoram› tamamlad›ktansonra da 2 y›l Hacettepe’de ders verdim. Eflim inflaatmühendisi ve serbest çal›flmaya bafllay›nca Ankara’dan‹stanbul’a geldik. Hâlbuki ben o s›rada Hacettepe’niniki bursundan birini kazanm›flt›m ve Yale’e gidecektim.Harika bir burs, harika bir ifl imkân›yd›, ama eflimle‹stanbul’a döndü¤ümden gidemedim. Bu hep içimdekalm›flt›r. ‹stanbul’a döner dönmez de 1972 y›l›ndaBo¤aziçi’ne baflvuruda bulundum, daha çok yenikurulmufltu. O zaman Bo¤aziçi Fen-Edebiyat Fakülteside henüz Temel Bilimler Bölümü idi. 1976’ya kadarda Robert’ten Bo¤aziçi’ne geçifl dönemini yaflad›k.

B

38 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yaz›: P›nar TÜREN ’93Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N - Prof. Dr. Dilek Doltafl’›n arflivinden.

BO⁄AZ‹Ç‹’N‹N HAFIZASI

Arnavutköy K›z Koleji’nden Bo¤aziçi’ne uzanan

50 y›ll›k bir yol60’l› y›llarda tan›flt›¤› kampüstenkopmayan BÜ Bat› Dilleri Bölümüö¤retim üyesi Prof. Dr. Dilek Doltaflile 50 y›ll›k bir yolculu¤a ç›kt›k veÜniversitemizin tarihi üzerinde birkufl uçuflu yapt›k. ‹flte o uçufltagördüklerimiz...

Page 41: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 39

Robert College 1950’li y›llar›nbafl›nda yüksekokul olarakkuruldu. Temel Bilimler Bölümüvard›. TB’nin içinde flimdi anabilimdal› diyece¤imiz bölümler vard›.Bizimkisi de “Karfl›laflt›rmal›Edebiyat” bölümü’ydü. Bizimiçimizde felsefeci arkadafllar da,sanat tarihi anlatanlar da,arkeologlar da, Türk edebiyatç›lar›da vard›, öyle bir karma idik.1976’ya kadar müthifl bir geliflmedönemi yafland›, ondan sonrahepimiz kendi bölümlerimize,kadrolar›m›za geçtik. 80 ihtilalindansonra 2547 say›l› yeniyüksekö¤retim kanununa göre herfley yeniden düzenlendi.

60’lar... iyimser ve entelektüel“Bir anlamda ‘ça¤dafl medeniyetinparças›’ olma projesini buradagerçeklefltirmek için herkes birçaba ve heyecan içerisindeydi.”

60’larda bu kampüs bambaflka biryerdi. Kendi içine kapal›, Amerika’dagördü¤ümüz türde bir atmosferdeyafl›yorduk. Bu bir anlamdaTürkiye’den de kopuk oldu¤unugösteriyordu kampüsün. AncakTürkiye’den kopuk olsa daAmerika’daki örneklerinden çokdaha canl› idi. Amerika’dakientelektüel ortam› burada dahak›s›tl› imkânlarla gerçeklefltirmeyeçal›flt›¤›m›z için, insanlar çok dahaheyecanl› çok daha istekliydi sanki.Üstelik çok gençtik. Hocalar›m›zda misyoner olmamalar›na karfl›no ruh ve heyecanla çal›fl›yorlard›,bir idealizm vard›. Meselahocalar›m›z›n evlerinde buluflur,uzun saatler tart›flmalar yürütürdük.

Amerikal› hocalar›m›z›n yan› s›raTürk hocalar›m›z da çok iyiydi.Gülçin Han›m vard› meselaÇa¤dafl Türk Edebiyat› dersi veren,ben onun sayesinde bu dersi çokseverek, merak ve istekle okudum.Kal›p de¤ildi ö¤rettikleri, s›n›rlar›m›z›k›r›p bize tart›flma ortamlar› yaratt›lar.Bir anlamda “medeniyetin parças›”olma projesini buradagerçeklefltirmek için herkes bir çabave heyecan içerisindeydi. Hepimizdolay›s›yla o heyecan› tafl›d›k vebelli bir idealizmle yetifltik.‹stanbul’da çok az say›da sergiolurdu ama o sergileri gezmek bizimiçin çok önemliydi. Tiyatroyagitmek, bilet bulmak çok zordu.Genç oyuncular çok önemliydi.Rahmetli Ali Taygun mesela benimneslimdendir, Meral Çetinkaya,Nevra Serezli , Meral Taygunhepsi benim s›n›f arkadafllar›m, odönemin insanlar›. HepimizAmerika’n›n, Türkiye’nin çok iyiokullar›na gittik. Bize “yapabilirsin”dediler, temelimizi de çok iyiverdiler. Biz de hakikaten yapt›k.Derlerdi ki, “Biz size yat›r›myap›yoruz, sizlerin de akademiyegirmesi laz›m ki baflkalar›n›yetifltirin, yat›r›m›m›z›n sonucunugörelim”.

70’ler... politik ve devrimci“70’ler sanki bir çocu¤unbüyüyünce her fleyin o kadarpembe olmad›¤›n› fark etti¤idöneme denk geliyordu. “

70’ler gerek Ankara’daki gerekburadaki y›llar›mda bir devrimsüreciydi. 68 devriminin Türkiye’dedevam etti¤i ve çok ciddi politikayr›flmalara yol açt›¤› bir dönemdi.Kültürel, entelektüel heyecan busefer politik heyecana dönüfltü. Oçarp›flmalar›n, politik bask›lar›niçinde maalesef bilime ve kültüreolan heyecan arka plana itildi.Çünkü, bir dönüflümden sözediyorsunuz, dolay›s›yla di¤erleriikincil kal›yor. Bu hareketlilikkampüsümüz için de geçerliydi.Çat›flmalar vard›. 60’lar inançl›, saf,umutlu bir dönemdi. 70’ler sankibir çocu¤un büyüyünce her fleyin

o kadar pembe olmad›¤›n› farketti¤i döneme denk geliyordu.Toplumsal sorunlar›n öyle mutluentelektüel düzeydeçözümlenemeyece¤ini, çözüm içinbirtak›m savafllar›n olmas› gerekti¤inigösteren bir durumdu. Bo¤aziçi’ndede birçok örgütlenme vard› veço¤umuz bunlar›n üyesiydik,kamplaflmalar vard›. E¤itim kesintiyeu¤rad›, öncelikler de¤iflti.

80’ler... apolitik ve dura¤an“Bizim bölümün ad› da Dilbilimve Edebiyattan YÖK taraf›ndanBat› Dilleri Edebiyatlar›Bölümü’ne çevrildi.”

80’ler ise maalesef apolitizasyondöneminin baflka türlü bir dura¤anl›kgetirdi¤i bir dönemdi. Birdeninsanlar›n yaflam› kesildi gibi oldu.1982 y›l›nda YÖK kanunu ç›kt› vebu kanunla birlikte birden bize‹stanbul Teknik Üniversitesi’ndenProf. Ergun Tu¤rol’u rektör olarakatad›lar. Yabanc› Diller Okulu odönemde yüksekokul oldu. Yabanc›Diller Okulunun Yönetimkurulunda farkl› fakültelerin üyelerivard›, ben de Fen-Edebiyatfakültesinden gelen üye idim.

1961, Dilek Doltafl kendisi gibiArnavutköy K›z Koleji mezunu ablas›‹pek Aksü¤ün Duben (sa¤da) ile. Nisan 1980, Bo¤aziçi Güney Kampüsü, Ortasaha.

70’ler gerek Ankara’daki gerekburadaki y›llar›mda bir devrim

süreciydi. 68 devriminin Türkiye’dedevam etti¤i ve çok ciddi politik

ayr›flmalara yol açt›¤› bir dönemdi.

Page 42: Bogazici Dergi Mayis'10

80’li y›llar›n bafl›nda okulunmüdürü Üstün Ergüder’di. ErgunTu¤rol’un atanmas›ndan sonraoraya ‹ngiliz edebiyat›ndan birininmüdür olmas› gerekti¤i düflünüldü.Oraya Yabanc› Diller Yüksekokulumüdürü olarak beni atad›lar. Bizimbölümün ad› da o s›rada YÖKtaraf›ndan Dilbilim ve EdebiyattanBat› Dilleri Edebiyatlar› Bölümü’neçevrildi. Ben YADYOK’a müdüratand›ktan k›sa bir süre sonra, fluan ad› Çeviribilim olan amakuruluflunda “Mütercim-Tercümanl›k” olan bölümünkurulmas› YÖK taraf›ndan istendi.Benim için 80’lerin en heyecanveren olay› o bölümü kurmakt›.

90’lar… de¤iflim ve adaptasyon“90’lar›n ö¤renci tipolojisi defarkl›yd›, hoca tipolojisi defarkl›laflmaya bafllad›.”

90’lar, 80’lerde al›nan yaran›nard›ndan Bo¤aziçi’nde bir anlamdaadaptasyon süreci oldu. 80’lerdebirden inan›lmaz say›da ö¤rencigelmiflti. Yeni bölümler için yeniakademisyenler aram›za kat›ld›.Binalar ö¤rencilere yetmiyordu.90’lar Bo¤aziçi’nin tekrarbaflkalaflmas› oldu. 80’lerdebafllayan de¤iflim 90’larda art›k çokdaha görünür hale geldi. 90’lar›nö¤renci tipolojisi de farkl›yd›, hocatipolojisi de farkl›laflmaya bafllad›.Eskiden herkesin herkesi tan›d›¤›,benzer e¤itimden geçmifllerinbenzer bir dil kulland›klar›,taflt›flsalar da birlikte heyecanlan›pbirlikte mutsuz olduklar› canl› birortam vard›. 90’larda disiplinleraras› çal›flmalar dünyada çok öneç›karken bizde bölümler kesinçizgilerle ayr›lmaya bafllad›.Kadrolar›n›n birdenbire ço¤almas›,

Her y›l de¤ifliyor! O y›lki benim önceliklerim neyse yazar dabenim gözümde o önceliklerle tan›mlan›yor. fiu anda kimdiyecek olursan›z, Amin Maalouf diyece¤im. Kültür ve benlikkonular›na bak›fl› bana yak›n geliyor. Belki Robert Kolejgelene¤inden geldi¤imden kendi kimli¤ime de, kültürüme deBat›l› gibi d›flardan bir gözle bakmaya al›fl›¤›m. Bir yandanoriyantalist bir ayr›mc›l›k yaflamad›¤›m için kendime ve kültürümeyabanc›laflm›fl de¤ilim. Maalouf da bugünlerde moda olan Bat›kökenli siyasal teflhisleri, benlik bölünmesini ve baflkalaflmay›kabul etmiyor. En iyi edebiyat yazar› m›? Hay›r de¤il ama benimkonular›m›, flu anda içinde bulundu¤um duygular› en can al›c›noktalar›ndan çok iyi aktarabiliyor. Türk edebiyatç›lar› aras›ndanbiliyorsunuz Nobelli Orhan Pamuk çok popüler. OrhanPamuk’un romanlar›n›n kurgusu çok iyi. Onun hakikaten ça¤dafledebiyat› çok iyi kavray›p kullanabildi¤ini buna karfl›l›k iyikarakter oluflturamad›¤›n› düflünüyorum. Orhan Pamukkurgulad›¤› olaylar› beklenmedik biçimde birbiriyle çok güzelba¤daflt›rabiliyor ve konuyu ilginç sentezlere götürebiliyor.Ama karakterleri hep flematik ve stereotipik. Edebiyatelefltirmenleri iyi karakterler için “lifelike” derler. Lifelike de¤ilOrhan Pamuk’un karakterleri. Politik görüfllerine hiç kat›lmasamda flair olarak Hilmi Yavuz’u çok be¤eniyorum. Hilmi Yavuz’ungerçek bir entelektüel derinli¤i var, hem sesi ve imgeyi çok iyikullan›yor. fiiirindeki duyguyu do¤rudan yafl›yorsunuz. Rusedebiyat›ndan Dostoyevski’nin çok etkileyici bir edebiyatç›oldu¤unu düflünüyorum. Güney Amerika edebiyatlar›n›, “magicalrealism” gelene¤ini çok be¤eniyorum. Borges çok be¤endi¤imbir yazar. Okurla sürdürdü¤ü oyunculuk aç›s›ndan OrhanPamuk’la ayn› çizgide olan ‹talyan Calvino’yu be¤eniyorum.Hepsini ayr› bir nedenden be¤endi¤im dünya edebiyat›ndançok yazar var.

Bir edebiyat elefltirmenin gözünden en sevdi¤i yazarlar

40 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

80’lerin bafl›nda, Ürdün veliahd›na doktora töreni s›ras›nda.

1983, Dilek Doltafl Yüksek Okul Sekreteri Feride Han›mile birlikte, YADYOK Sekreterlik Ofisi.

1983, Bo¤aziçi’nin hocalar› ‹stanbul Dedeman Otel’de...

1984, Dr. Ercüment Atabay’a emeklilik partisi,Mühendislik Binas› en üst kat.

Page 43: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 44: Bogazici Dergi Mayis'10

bölümleri birbirlerindenuzaklaflmas›na ve ortak faaliyetlerinazalmas›na yol açt›. Ancak, 90’lardaBo¤aziçi YÖK’e “rektörümüzü bizseçece¤iz” diyen ilk üniversite oldu.

2000’ler... yine farkl› ve dinamik“2000’li y›llarda Bo¤aziçi yinekarfl›t durufllar koymaya çal›flt›.”

Bo¤aziçi’nin öncü ve idealist ruhubu y›llarda yine ön plana ç›k›yor.Bo¤aziçi kültürü azalarak devametse dahi, öncülükleri, karfl› görüflüve bir anlamda mesleki ahlak› ortayakoyabilmesi aç›s›ndan çokönemlidir. 90’larda Bo¤aziçililer siviltoplum örgütlerinde de önemli roloynad›lar. Mesela ben, Oya Han›m(Baflak) de¤iflik sivil toplumörgütlerinde e¤itime ve politikbilinçlenmeye yönelik çal›flmalaryapt›k. Bizim Ülke Derne¤i’nde,Ça¤dafl E¤itim Vakf› ve E¤itimGönüllüleri Vakf›’nda yürütülençeflitli toplumsal projelerde yer ald›k.Yine o dönemde Çi¤demKa¤›tç›bafl› AÇEV çat›s› alt›ndaokul öncesi e¤itimine yönelikprojeler gelifltirdi. Bunlar Bo¤aziçigelene¤ine uygun etkinliklerdi.2000’li y›llarda Bo¤aziçi yine karfl›tdurufllar koymaya çal›flt›. Toplumsal

bask›ya karfl› ya da siyasal bask›yakarfl› akademik, entelektüel ahlak›ön plana ç›karmaya çal›flt›. Baz›yanl›fllar da yapt› bu arada. Banagöre Ermeni konferans›n›ndüzenlenmesine öncülük etmesiiyiydi ama tek tarafl› bir grubunyönetti¤i bir konferans›n içindeBo¤aziçi olmamal›yd›. Öncüharaketler yanl›fllara da aç›kt›r, bizde o yanl›fllar› yapt›k. 2000’li y›llardaBo¤aziçili hocalar, emekliliklerinial›p de¤iflik vak›f üniversitelerindeçal›flmaya bafllad›lar. BöyleceBo¤aziçi merkezli öncü hareketlerkadar, Bo¤aziçililerin de içindebulundu¤u üniversitelerin öncühareketleri ortaya ç›kmaya bafllad›.2000’li y›llar›n dinamikleri hakikatenbir milenyum fark›n› hissettiriyor.Küreselleflmifl bir dünyaday›z art›k.90’larda küreselleflmenin sanc›lar›vard›. ‹stanbul hakiki kozmopolitbir merkez oldu. Burada eskidenoldu¤u gibi bir de¤erlerhiyerarflisinden söz edemeyiz. Hepeflitlerin iç içe girdi¤i, çat›fl›pbütünleflti¤i, farkl›l›klar›n hembelirgin hem yok oldu¤u birkarmaflan›n içindeyiz. 2000’li y›llardaBo¤aziçililer de art›k gelenekselanlamda öncü olamazlar.2010’larda ne olacak görece¤iz.

Yabanc› Dil Okulu yüksekokul olunca kanunenbütün uygulamalar de¤iflti. Yüksekokul olmakiçin mutlak ona ba¤l› bir bölümün olmas›gerekti¤i ortaya ç›kt›. Ama sorunlar çoktu veöncelik o konuya verilmedi. 82’ye kadarhaz›rl›kta okuyan ö¤renci say›s› 800civar›ndayd›, 2 y›l içinde bu say› 2300 olduçünkü YÖK bütün kontenjanlar› birden artt›rd›.Öyle bir duruma geldik ki nitelikli hoca neredenbulaca¤›z, programlar› nas›l gelifltirece¤izsorusu hiç gündemden düflmedi. Bu aradaBo¤aziçi Üniversitesi kendi ‹ngilizce yeterliks›nav›n› oluflturmaya çal›fl›yordu yani“proficiency” s›nav› o dönemlerdeoluflturulmaya baflland›. ‹ngiltere’yle biranlaflma yap›lm›flt›, yeterlilik s›nav› haz›rlamakonusunda uzman bir profesör geldi,seminerler bafllatt›k. Bir gün YÖK’ten habergeldi: ODTÜ, Bo¤aziçi ve Hacettepe’de“Mütercim-Tercümanl›k” diye 4 y›ll›k lisansbölümleri kuruldu. Bo¤aziçi’nde ben yenikurulan Mütercim-Tercümanl›k Bölümünün debaflkan› olarak bir yandan tercümanl›k alan›ndaAvrupa’da kendisine yer etmifl uzmanlarla,Hasan Akbelen, Zeynep Bekdik ve BelginDölay ile çal›flt›m, bir yandan da Amerika veAvrupa’da mütercimlik e¤itimi nas›l yap›l›yordiye araflt›rd›m. Hem kendi dilini hem öbürünüçok iyi bilmesi, farkl› disiplinlerden dersleralm›fl olmas› laz›m bir çevirmenin ve çokuygulama yapmas› laz›m. E¤itmenlerin deakademisyen olmas› yeterli de¤il, iyi çevirmende olmal›lar. Sonuçta çok güzel bir programoluflturduk. 83 y›l›nda bölümümüze ilk 23ö¤renci geldi ve 7 ö¤renci haz›rl›¤› geçti, hattabiz panik olduk nas›l bafllayaca¤›z programadiye.Kurulma aflamas›nda yüksek okulun ‹ngilizcehaz›rl›k program› hocalar›n›n bölümekat›lmas›na öncelik verdim. Nedret KuranBurço¤lu, Meral Karadeniz, Dr. SuatKarantay, gibi hocalar› kadromuza katt›m. Ifl›nBengi Öner, Ender Gürol gibi çevirmenleri debölüme davet ettim. Baz›lar› sonradan doktoraal›p ö¤retim üyesi de oldular. Çok yönlü birbölüm kuruldu. Ben 1990 y›l›na kadar BölümBaflkanl›¤› görevini sürdürdüm. Sözlü çevirininilk hocalar› Zeynep ve Belgin idi. Sözlü çeviride hakikaten bize çok say›da nitelikli ö¤renciçekti. Türkiye’de sözlü çeviri alan›ndatelevizyonlarda ve gazetelerde en fazla öneç›kan isimler önce bizim hocalar›m›z sonra dabizim mezun olan ö¤rencilerimizdi. Halen deöyle.

Mütercim Tercümanl›k nas›l kuruldu?10 Temmuz 1987,Mütercim

Tercümanl›kBölümü’nün ilk

mezuniyet töreni,Dilek Doltafl ilk

7 mezun ilebirlikte...

Mart 1999,Bo¤aziçi

MühendislikBinas›’ndakibir derslikte

Dilek Doltafl veö¤rencileri...

42 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 45: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 46: Bogazici Dergi Mayis'10

44 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

ANMA

Bu yaz›da okuyaca¤›n›z gibi hayat›m›z boyunca birçok

kay›pla mücadele etmek, sevdi¤imiz birçok fleyle

vedalaflmak zorunday›z. Bir yazar›n söyledi¤i gibi an›

dedi¤imiz fleyler vedalaflt›¤›m›z her fley asl›nda. Ama

baz› kay›plar›n verdi¤i ac› di¤er kay›plarla

karfl›laflt›r›lamayacak kadar büyük oluyor.

BÜMED Kurumsal Sat›fl ve Pazarlama Bölümünde

çal›flt›¤› 3 y›l boyunca Bestegül (Argun ’90) tüm

enerjisiyle, coflkusu ve güler yüzüyle camiam›za

gönülden hizmet etti. Kendi dönemi baflta olmak üzere

birçok Bo¤aziçili taraf›ndan flen kahkahalar› ve bitmez

enerjisi, tan›nan Bestegül’ün efli de kendisi gibi Bo¤aziçi

mezunu olan Murat (Argun ’89). Bestegül ve Murat’›n

sevgili k›zlar› Ece 2000 y›l›nda dünyaya geldi. Ece’nin

BÜMED’in bahçesinde kofluflturmalar›n›, ofis binas›nda

odalar›m›za girip sohbet etmelerini daha dün gibi

hat›rl›yoruz. Ece 2008 y›l›nda Bodrum’dan dönerken

geçirdikleri bir trafik kazas›nda bilincini kaybetti.

Aylarca hepimiz onun aram›za geri dönmesini umutla

bekledik. Bestegül 18 ay›n hemen her gününü ‹zmir’deki

bir hastanede yatan k›z›n›n yan›nda geçirdi. Ama

maalesef herkesin umutla bekledi¤i olmad›. Ece’yi 2010

y›l›n›n Ocak ay›nda kaybettik. O art›k bir melek...

Bo¤aziçi Dergisi olarak “Kay›p ve Yas Dan›flmanl›¤›” (Grief Counseling)

üzerine bir yaz› haz›rlayarak sevgili arkadafllar›m›z Bestegül ve Murat’a

destek vermek istedik. Onlar çok büyük bir veda yaflad›lar. Bestegül

k›z›n›n yan›ndan hiç ayr›lmadan, sab›rla ve umutla elini tuttu.

Bu yaz›y› Ece’ye, hayata gözlerini erken kapayan tüm çocuklara,

Bestegül’e ve çocuklar› için her fleyi yapan ve onlar› asla

unutmayacak olan annelerine ithaf ediyoruz.

Yaz›: P›nar TÜREN ’93 - Burcu ÜNLÜTABAK ’08Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

Ece art›k bir melek

Page 47: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 45

ay›p ve yas dan›flmanl›¤›tam olarak nedir?Kay›p ve yas dan›flmanl›¤›(grief counseling / grief

therapy); herhangi bir yaflamsalde¤iflimin, bir ayr›l›¤›n ya dakayb›n ard›ndan yaflanan yassürecinde kiflilere, gruplara ya dakurumlara verilebilecek psikolojikdestek olarak tan›mlanabilir. Ancakburada esas olarak, kay›p ve yaskavramlar›n› tan›mlamaktanbafllamak gerekir, çünkü ayr›l›k,kay›p ve yas kavramlar›,psikolojinin terminolojisindegünlük hayatta düflündü¤ümüzdendaha derin ve daha genifl birolgudur.

Hayat›m›z ve geliflimsel öykümüziçinde düflündü¤ümüzden çokdaha fazla ayr›l›k ve kay›p yaflar›zasl›nda. Yaflant›m›zdaki herde¤ifliklikte, att›¤›m›z her ad›mdabir fleyleri seçerken bir fleylerdende vazgeçeriz, bir fleylere“merhaba” derken, baflka birfleylere “hoflçakal” deriz. Önceliklegeliflimsel evrelere ba¤l› ayr›l›k vekay›plardan söz edilebilir; bebeksütten kesilirken, anneninmemesinden ayr›lmay› ö¤renir,yürümeye ve koflmaya bafllad›kçaannenin bedeninden uzaklaflmaya,ayr›lmaya bafllar, ergenlikdönemine geçen genççocuklu¤unu kaybeder, okulabafllarken evden ayr›lmaya,okuldan mezun olurken dearkadafllar›ndan, hocalar›ndan,al›flt›¤› ortamdan ve ö¤rencilikstatüsünden ayr›lmaya tolereetmek zorunda kal›r. Di¤er birdeyiflle, yaflamsal her de¤iflim

beraberinde bir veday›, bir ayr›l›¤›ve kayb› da getirir sembolikolarak. Mezun olmak, evlenmek,anne-baba olmak, ifl de¤ifltirmek,terfi etmek, yeni bir eve tafl›nmak,baflka bir flehre ya da ülkeye göçetmek, bunlar›n her biri bir yandanmutluluk ve heyecan içerenad›mlar olsa bile di¤er yandankatman katman ayr›l›klar› ve birfleylerin kayb›n› da beraberindegetirir. Öte yandan, hayalk›r›kl›¤›na u¤ramak, arzu, istekve ideallerinden vazgeçmekzorunda kalmak da bir baflkakay›p türüdür; konservatuar›bitirmek üzereyken, yeterince iyibir dansç› olamayaca¤›n› ö¤renenbir ö¤renci, uzmanl›k s›nav›n›kazanamayan bir doktor, anneolmay› çok istedi¤i haldetedavilerden sonuç alamayan birkad›n bu anlamda farkl›boyutlardaki kay›p deneyimlerineörnek teflkil edebilir. Bir di¤erboyutta ise, iliflkisel ayr›l›klarörneklenebilir; bir arkadafll›kiliflkinin bitmesi, sevgilidenayr›lma, boflanma gibi durumlarinsanlar›n s›kl›kla psikoterapiyebaflvurdu¤u sebepler aras›ndad›r.Ölümle gelen ayr›l›k ve kay›plarise tüm kay›plar aras›nda insan›belki de en aciz, en çaresizhissettiren kay›p türüdür ve yasdan›flmanl›¤›na ve psikoterapiyeen fazla ihtiyaç duyulan temad›r.

Her ayr›l›k ve kayb›n ard›ndankendine has bir yas süreci; yanidi¤er bir deyiflle bir geçifl ve uyumsüreci vard›r. En genifl tan›m›ylayas; herhangi bir yitim, kay›p veayr›l›¤a ya da herhangi biryaflamsal de¤iflikli¤e verilenduygusal, düflünsel, bedensel vesosyal tepkilerin bütünüdür. D›fldünyadaki de¤iflen koflullar vedinamiklerle, iç dünyam›zaras›ndaki dengeyi tekrar kurmayayarayan bir çeflit ince ayard›r. ‹flteyas dan›flmanl›¤› da tam da busüreçte, yani al›flma, uyum veyeniden yap›lanma dönemindeihtiyaç duydu¤unda kifliye sunulanpsikolojik destek, efllik verehberliktir.

Kay›p ve yasla psikoterapi yada dan›flmanl›k süreçlerinde negibi çal›flmalar yap›l›r? Kay›pyaflayan insanlara birpsikoterapistin önerileri nelerolabilir? Bir kay›pla nas›l baflaç›k›labilir?George Engel, kayb› bir aç›kyaraya; kayb›n ard›ndan yaflananyas sürecini de, o yaran›niyileflmesi için gereken, zaman veözen gerektiren sürece benzetir.Yara iyileflir ama iz b›rak›r; t›pk›kaybedilenin yoklu¤una al›fl›laca¤›ancak asla unutulmayaca¤›gerçekli¤i gibi. Bu metafordanhareketle, kay›p ve yasla terapötikbir çerçevede çal›fl›rken birkaçtemel bileflen esast›r. Kiflinin, kay›p

Ölümle gelen ayr›l›k ve kay›plar,tüm kay›plar aras›nda insan› belki deen aciz, en çaresiz hissettiren kay›p

türüdür ve yas dan›flmanl›¤›na vepsikoterapiye en fazla ihtiyaç

duyulan temad›r.

K

Ülkemizde Kay›p ve YasDan›flmanl›¤› çok yayg›nde¤il. Biz de konu ileilgili sorular›m›z› bukonuda az say›dakiuzmandan biri olanUzman Klinik PsikologSerap Altekin’e (’00)yönelttik.

Serap Altekin ’00

Page 48: Bogazici Dergi Mayis'10

ve yas kavramlar›n› genifl birperspektifte anlamas›na yard›mc›olmak; yas sürecinin ak›fl›na, olas›inifl ç›k›fllar›na dair bilinçli vehaz›rl›kl› k›lacak psiko-e¤itimdeste¤ini sunmak; ayr›l›¤›n vekayb›n ard›ndan ortaya ç›kanyo¤un ve karmafl›k duygu,düflünce ve tepkilerini ifadeedebilecek alan› ve zaman›tan›mak ve de yak›n çevre vesosyal destek sistemlerini hareketegeçirebilmek. Kiflinin, kayb›ngerçekli¤ini kabullenebilmesinisa¤lamak, kayb›n ac›s›n› veberaberinde getirdi¤i duygular›yaflayarak sindirebilmesine vehayata yeniden uyum sa¤layarakgünlük hayat›n ak›fl›n› yenidenkurabilmesine yard›mc› olmakhedefi tafl›r. Bireysel dan›flmanl›kveya psikoterapiye ek olarakdestek gruplar›, sanat ve u¤raflterapileri ile problem çözme, bafletme becerilerine yat›r›m yapmak,rahatlama ve iletiflim tekniklerinigelifltirmek de son derece faydal›destekleyici yöntemler aras›ndasay›labilir. Kay›p ve yasdan›flmanl›¤›nda, zaman zamansistemik bir yaklafl›m gerekebilir.Sistemdeki tek bir bireyeodaklanmak yerine, sisteme birbütün olarak destek verilmesini

sa¤lamak önemli ve gereklidir.Çünkü sistem içindeki herhangibir kay›p, asl›nda sembolik olarako sistemin kayb›d›r. Herhangi birkayb›n ard›ndan, o sistemindekidenge (homeostatis) bozulur, tafllaryerinden oynar, roller de¤iflmekve yeniden tan›mlanmak zorundakal›r ve sistemde bir yenidenyap›lanmaya ihtiyaç ortaya ç›kar.Yas sürecinde, duygular ne kadaraç›kl›kla ifade bulabilirse ved›flavurulabilirse; yak›n sosyalçevre ile iletiflim ve ba¤lar ne kadaraç›k, s›cak ve yak›nsa, kay›pla okadar sa¤l›kl› bafl edilebilir. Sosyalve kültürel ritüeller ve seremonilerde asl›nda yas›n sa¤l›kl›yaflanmas›na ve sindirilmesineyard›mc› olur. Çünkü cenaze vedefin töreni ya da bir kayb›nard›ndan uygulanan ritüeller vegelenekler asl›nda gidenden çokgeride kalanlar içindir. Buritüellerin göründü¤ünden dahaderin sembolik anlamlar› veifllevleri vard›r. Kayb›n veölümlülü¤ün gerçekli¤i ileyüzleflmek ve kayb› kabullenmekad›na birer araçt›r; bir vedalaflmaf›rsat› verir; duygu ve düflünceleriifade etme ve paylaflma imkan›sunar; ve ayn› zamanda bu destekve dayan›flma hayat›n devam›n›ve ak›fl›n› da hat›rlatarak zamaniçinde normal günlük hayatadönebilmeyi kolaylaflt›r›r.Yas› tutulmam›fl kay›plar yaniuyum sa¤layamad›¤›m›zde¤ifliklikler; bugünümüze gölgedüflürür, ve bir kara delik gibigücümüzü ve enerjimizi sürekliafla¤› çeker!

Kay›pla bafla ç›kma konusundakiflisel farkl›l›klara girecekolursak, yafl faktörünün etkisinedir? Genç yaflta yaflad›¤›m›zkay›plarla daha sonraki y›llardayaflad›¤›m›z kay›plar›n bizeyaflatt›¤› duygularda farkl›l›kvar m›d›r? Kayba verilentepkilerde ve yas sürecininseyrinde baflka ne gibi faktörlerönemlidir?Elbette ayr›l›klar ve kay›plarkarfl›s›nda verdi¤imiz tepkiler

bizimle ve kayb›n koflullar›yla ilgilibirçok faktöre göre farkl›l›kgösterebilir. Kaybedilenin kimoldu¤u, aradaki ba¤›n ve iliflkininniteli¤i, kayb›n flekli, zamanlamas›ve niteli¤i, kiflinin geçmifl kay›plar›ve yaflam›ndaki k›r›lma noktalar›,yafl, cinsiyet, kiflilik özellikleri,kiflinin sahip oldu¤u yak›n iliflkilerive sosyal destek sistemleri vebunlarla birlikte kayb›n yafland›¤›s›radaki güncel yaflamsal koflullar›ve stres unsurlar› önemli vebelirleyici faktörler aras›ndasay›labilir. 90 yafl›nda bir insan›nhasta yata¤›nda ölümü ile 20yafl›nda bir gencin trafik kazas›ndaölümü farkl› duygusal tepkilerdo¤urur. Birini intiharla kaybetmekfarkl›, hastal›k sonucu kaybetmekdaha farkl›d›r. Hele hele kiflininnaafl›na bile ulafl›lamayan kay›plarvard›r ki en komplike yastepkilerine bu tür kay›plar nedenolur.

Erken dönemlerde, yani çocuklukve ergenlik ça¤lar›nda yaflanankay›plar›n etkisi, -özellikle de sözkonusu kay›p bir ebeveynin kayb›ise- daha derin ve daha a¤›rd›r.Yafll›l›k döneminde ise kay›plar›nac›s› katman katman yaflan›r;çünkü yafll›l›kta yaflanan herhangibir kayb›n etkisi, di¤erboyutlardaki kay›plar›n etkileri ileiç içe geçer. fiöyle ki, ileri yafllardainsan, sa¤l›¤›yla, hareketkabiliyetiyle, dikkat, haf›za veö¤renme gibi biliflsel yetileriyleilgili do¤al kay›plar yaflar;emeklili¤in etkisiyle sosyalyaflam›n ve teknolojik geliflmelerind›fl›nda kalabilir ve bunlar›ngetirdi¤i bir yaln›zlaflma veyabanc›laflma süreci ile karfl›karfl›ya kal›r. “Bofl yuva sendromu”olarak da bilinen bu hayatevresinde, yani çocuklar›nbüyüyüp birer yetiflkin olarakevden ayr›lmas›ndan sonrakidönemde, geride kalan anne-baban›n yaflad›¤› duygusal yoklukve boflluk hissi, beraberindeyaln›zl›k duygular›n› datetikleyebilir ve bu da olas› baflkabir ayr›l›k ve kay›p karfl›s›nda ileri

46 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Yara iyileflir ama iz b›rak›r; t›pk›kaybedilenin yoklu¤una al›fl›laca¤›

ancak asla unutulmayaca¤›gerçekli¤i gibi.

Bestegül,çocuklaradaha iyi birdünyaverebilmek içinUNICEFTürkiye’degönüllüçalıfl›yor.

Page 49: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 47

yafltaki bu kiflilerin daha hassasve yo¤un bir tepki vermesine vekayb›n ac›s›n› atlatmaktazorlanmas›na neden olabilir.

Yas süreci ne kadar sürer, nezaman biter? Yas sürecindepsikoterapi deste¤ini ne zamandevreye sokmak uygundur?Yas sürecindeki tepkiler, sürecinseyri ve süresi daha önce dekonufltu¤umuz gibi kayb›nkoflullar›na, kifliye, yafla ve kültüregöre farkl›l›klar gösterebilir. Ancakflunu belirtmek gerekir ki, birkayb›n ard›ndan ilk 1 y›l zordurve kritiktir. Çünkü o ilk y›l içinde,her fleyin ilki yaflan›r, ilk bayramlar,ilk y›lbafl›, do¤um günleri, baflar›lar,ac›lar, güzel zamanlar, kötüzamanlar... Kayb›n ilky›ldönümünde ço¤unlukla“y›ldönümü tepkisi” denen birdalgalanma yaflan›r, yani kifli, kayb›ilk yaflad›¤› günlerdeki kadaryo¤un duygular hissedebilir, hattabedensel olarak da s›k›nt›lar veflikayetler yaflayabilir.Akut yas tepkilerinin belirginoldu¤u ilk birkaç gün ve hatta ilkbirkaç hafta, psikoterapi deste¤inebafllamak için erkendir. ‹lk önce,

yas sürecinin ak›fl›na izin verip vebir süre izlemek önemlidir. Budönemde, kiflinin kendi yak›nçevresinin deste¤i çok faydal› vede¤erlidir. E¤er yap›labiliyorsa, buerken dönemde, uzaktan destekve rehberlik vermek ve sürecikoordine etmek iyi bir alternatiftir.Belirli bir zaman geçmesinera¤men, kifli yas sürecindeilerleyemiyorsa, günlük hayat›nabir türlü geri dönemiyorsa, genelifllevselli¤i ve günlük rutini ciddiderecede sekteye u¤ram›flhaldeyse, profesyonel bir destekfaydal› olabilir. Ancak bu deste¤i,kiflinin kendisinin ihtiyaç duydu¤u,talep etti¤i ve buna haz›r ve isteklioldu¤u noktada devreye sokmakuygundur.

Sa¤l›kl› atlat›lan bir yasdöneminde sonras› için nesöyleyebilirsiniz?Sa¤l›kl› atlat›lan bir yas sürecininard›ndan bazen bilgeli¤in,üretkenli¤in ve yarat›c›l›¤›n önüaç›labilir. Kayb›n öncesi ve sonras›aras›nda belirgin bir farkhissedilebilir. Bir kayb›n ac›s›n›yaflamak ve bunu aflmak bazeninsana “flimdi ve burada”n›n,

“içinde bulunulan an”›n anlam›n›ve de¤erini daha dolu doluhissettirir. Onun için esas önemli,öncelikli ve de¤erli olan fleylerinfark›na var›lmas›n› sa¤lar. Hayat›ngeçicili¤i, insan›n ölümlülü¤ünükavramak ve hat›rlamak; hayattanald›¤›m›z doyumu artt›rabilir,eyleme geçmemizi kolaylaflt›rabilir.Bir fleye nas›l bafllad›¤›m›z, nas›l“merhaba” dedi¤imiz kadar, birfleyden nas›l ayr›ld›¤›m›z, nas›l“hoflçakal” dedi¤imiz de önemlive anlaml›d›r. Bafl etmesi zor ac›lar,ayr›l›klar ve kay›plar geliflim vetekamül için bir araçt›r ayn›zamanda...

Sa¤l›kl› atlat›lan bir yas sürecininard›ndan bazen bilgeli¤in, üretkenli¤inve yarat›c›l›¤›n önü aç›labilir. Kayb›nöncesi ve sonras› aras›nda belirgin birfark hissedilebilir. Bir kayb›n ac›s›n›

yaflamak ve bunu aflmak bazen insana“flimdi ve burada”n›n, “içinde

bulunulan an”›n anlam›n› ve de¤erinidaha dolu dolu hissettirir.

Page 50: Bogazici Dergi Mayis'10

ark› söylemeye nas›lbafllad›n›z?Sevda Bozbey: Kendimihep flark› söylerkenhat›rl›yorum. Belki 2 ya da

3 yafllar›ndayken, elimde bir kalemya da bir boru neyse art›k, onua¤z›ma tutup ve yüksek bir yereç›k›p hep flark› söylerdim.Yast›klar› üst üste koyup sahneoluflturup etraf›ma daarkadafllar›m› toplay›p “fiimdikarfl›n›zda Sevda Bozbey” diyebir iki sahne hat›rl›yorum. Hepçevremde bir radyom, bir teybimvard›, bafl›m›n ucunda biryerlerdeydi. K›saca çok küçükyafllardan beri flark› söylüyorum.Bu alanda herhangi bir e¤itimfilan da almad›m. Asl›nda e¤itim

almak istedim. fian ve operaokumak istiyordum. Ancak sahnesanatlar›n› icra edemeyece¤imkarar›yla kabul edilmedim flan veopera bölümüne. Kör olmamsebebiyle bunu yapamayaca¤›m›düflünüyorlard› ve kabuletmediler. Yine üniversitedöneminde TRT’nin çok seslikorolar›n›n seçmeleri vard›, buseçmelere kat›ld›m ve ayn›gerekçeyle kabul edilmedim.Üniversitedeyken, 5 y›l boyuncaçok sesli bir koroda çal›flt›m. Alt›Nokta Körler Derne¤i’ninoluflturdu¤u bir koroydu bu.Orada solist ve soprano olarakçal›flt›m. Okulda caz ve rockkorosunun 3 ayl›k yazçal›flmalar›na kat›lm›flt›m.

“Esirgemeden” kampanyas›ylasesinizi pek çok insanaduyurdunuz. O günden sonrahayat›n›zda neler de¤iflti?S.B.: Çok ciddi bir de¤ifliklikolmad›. Konserden sonra çok güzeltepkiler ald›m tabii ki. Dinleyenler,çok uzaklardan arkadafllar›marad›lar. Bulundu¤um kurumdasürekli video gösterimleri yap›l›yoro konserimle ilgili. Türk HavaYollar›’nda Müflteri ‹liflkilerindeçal›fl›yorum. Bölümlerdeekranlar›m›z var bizim. Ekranlardasürekli gösterimleri yap›l›yor. Çokkomik oluyor. Mesela benyemekhanede yemek yiyorum.Üzerimde kot, ayakkab› filan var.“A biliyor musun flu anda senvars›n ekranda” diyorlar. Böyle

fi

48 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

“Esirgemeden”konserinde Nilüfer ilebirlikte söyledi¤i flark› ileherkesi büyüleyen veard›ndan yapt›¤› konuflmaile bize unuttu¤umuzgerçekleri hat›rlatan BÜRehberlik ve PsikolojikDan›flmanl›k Bölümümezunu Sevda Bozbey ’04ile hem “Esirgemeden”projesi hem de engellilerinifl yaflam›ndaki yerihakk›nda herkesinkendine biraz payç›karmas› gereken birsöylefli gerçeklefltirdik.

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

“Engellerin ortadan kalkmas›her fleyden önce zihniyetlerin

de¤ifltirilmesine ba¤l›...”

Page 51: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 49

güzel, de¤iflik fleyler oluyor. Keyiflive güzel bir projeydi benim için.

O konserde sizin hakl› olarakbir elefltiriniz var. E¤itimlikiflilerin, çok iyi bir e¤itimald›ktan sonra e¤er engellilerseifl yaflam›nda eflit haklardanfaydalanamad›klar›ndan, yanibir flekilde kendi e¤itimleriningerektirdi¤i gibi ifl sahibiolamad›klar›ndanbahsediyorsunuz.S.B.: Kesinlikle öyle. Türkiye’deço¤u kimse kendi iflini yapam›yorama engelli kavram› girdi¤i zamanaç›kças› farkl› bir kimlik kazan›yor.Bunu da flöyle aç›klayay›m.Bildi¤imiz üzere Bo¤aziçiÜniversitesi say›l› ö¤rencileringelebildi¤i bir okul. Liseden baya¤›yüksek bir egoyla, pohpohlanarakgeliyorsun. Burada birazc›keziliyorsun çünkü herkes seningibi. Tam ona adapte olmuflkenokuldan mezun oluyorsun. Vetabii ki beklentin yüksek. ‹flyaflam›nda seni güzel fleylerinbekledi¤ini umut ediyorsun. Amabenim için öyle olmad›. Benokuldan mezun oldun 2004’te ve2006’ya kadar ifl arad›m. Birçok iflgörüflmesine gittim. Görüflmelerimçok baflar›l› geçti aç›kças›. Amahepsinin sonunda söylenen, “Sizigerçekten çok takdir ediyoruz amaflu anda size uygun birpozisyonumuz yok. ‹lerideoluflacak pozisyonlar içintaraf›n›za geri dönülecek” gibilaflard›. Ve bunu çok önemli, isimsahibi flirketler yap›yorlar. Okonserde de bahsettim. “Tamam,biz seni kabul ediyoruz ama senifle gelme biz senin ayl›k ödemeniyapaca¤›z” diyorlar. Ya da iflegidiyorsun, yeni bir trend bafllad›sadece sigortas›n› ödüyor engellikiflinin. Hatta ifle gidiyorsan bilesenin bulundu¤un pozisyonda seniyeteri kadar sorumluluk ve iflverilmeyen ve olabildi¤ince degörünmeyen taraflarda b›rakmayaçal›fl›yorlar.Engin Y›lmaz ’02: Bir fley dahaekleyeyim ben Sevda’n›nsöylediklerine. Mesela

üniversitelere geliyorlar. Engelliö¤rencilere burs ad› alt›ndaflirketler sigorta yap›yorlar. Sankiburs veriyormufl gibi. Ama onuçal›flan› gibi gösteriyor. Böylelikleonlar›n doldurmak zorundaolduklar› %3 bir kontenjanlar› var.Onu doldurmufl oluyorlar. Ö¤rencide raz› olunca süreç iflliyor. Yaniçal›flt›rmamak için bir yolunubuluyorlar.

Bu sorunlar›n çözülebilmesiiçin sizin ne gibi önerilerinizvar? Nas›l çözülebilir?S.B.: Hakikaten zihniyetlerinde¤iflmesi laz›m. Çok ciddi birzihniyet devrimine ihtiyac›m›zvar. E¤er flirket yöneticileri bukiflilerle ilgili bu kadar önyarg›larla doluysa önceengellilerin birçok anlamda farkl›olmad›¤›n› kabul etmeleri laz›m.Farkl›l›k derken flundan sözediyorum. Ben seninle ayn›okuldan mezunsam, demek kikapasite aç›s›ndan bakt›¤›ndaafla¤› yukar› buraya geliflsebeplerimiz ayn› de¤il mi? Yada flöyle düflün. Ben seninle ayn›ifle baflvurma cesaretinigösterebiliyorsam yapabilece¤imidüflünüyorum demektir. Madembu kadar önyarg›yla dolu buinsanlar o zaman kendilerininbulundu¤u kurumlarda do¤rukiflileri do¤ru yerlere yerlefltirmekiçin kariyer merkezlerinde belkiengelli kiflilerle özel olarakgörüflebilecek birilerini seçmelerilaz›m. Çünkü ben orada gidip birinsan kaynaklar› görevlisiylegörüflüyorum. Hayat›nda ilk defagörme engelli bir kifliyi görmüflbirini düflünün, önyarg›lar› var.Bu kifliye benimle ilgili görüfllerinisoruyorlar: “Siz nas›l buldunuzbu kifliyi?” diye soruyorlar. Bunagöre karar veriyorlar. Mesela senbir ifl görüflmesine gidiyorsun,güvenlikten geçeceksin de¤il mi?Hemen bir telefon aç›l›yoryukar›ya; “Alo Hüseyin a¤abey,ya bir tane âmâ geldi. Görüflmeyegelmifl”. Çat! Bir kere hiçgörüflmeye girmene gerek yok,tamam m›? Ya da flöyle düflün,

sen ifl görüflmesine gidiyorsun,oturuyorsun. Karfl›ndaki kifli sanadiyor ki “Buraya nas›l geldin?”fiimdi sen ona kariyerinle ilgili,beklentilerinle ilgili neanlatabilirsin? Sana ne, ben uçarakgelmifl olabilirim. Kimseyiilgilendirmiyor benim nas›lgeldi¤im oraya. Geldi¤im gibigiderim. Oraya bir flekildegelmenin yolunu bulmuflum.Senin oraya nas›l geldi¤ine bileyüksek bir hayranl›kla bakan biradam nas›l bir ifl verecek sana.Engellilerle ilgili cv’ler görüldü¤üzaman, mesela Bo¤aziçiÜniversitesi’nden Burcu, Sevda,Engin. Üç tane cv geliyor önüne.Sevda’n›n cv’sindeki görme engelliibaresini gördükten sonra hiçafla¤› inmiyorlar. Türkiye’de ikitane kutup var. Onu dapaylaflay›m. Ya seni çok ilahi birhale getiriyorlar, görmüyoroldu¤un için. Dedim ya birazönce, “Buraya nas›l geldin? Vaybe süper, ta Sar›gazi’denFlorya’ya gelmifl” diyor meselaadam.Ya da yapt›klar›n› hiçönemsemiyorlar. Arada o gritonlar yok.E.Y.: Ama her ikisi de ayn› kap›yaç›k›yor sonunda. ‹lahî gösterenkifli de als›nda seni aciz görüyorve flu var asl›nda bir engelli bunuyapamaz senin gibi bir kifli bunuyapabildiyse ola¤anüstü güçlerivar demektir noktas›ndan acizgörüyor. Öbürü zaten aciz görüyor.Sevda’ya ek olarak flunu dasöylemek laz›m flirketlerin enbüyük tedirginli¤i rekabetedebilirliklerini düflürece¤imeselesi. Bir engelliyi ifle ald›¤›zaman diyor ki benim flu iflleriyapmam laz›m. Bir engelli bu iflleribenim istedi¤im h›z ve verimlilikte

Türkiye’de ço¤u kimse kendi ifliniyapam›yor ama engelli kavram› girdi¤i

zaman aç›kças› farkl› birkimlik kazan›yor.

“esirgem

eden

Page 52: Bogazici Dergi Mayis'10

50 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

yapamayacakt›r. Genel önyarg›bu. Bence yasal olarak da belirlidüzenlemeler yap›lmas› laz›m.Devlet flu anda %3’lük birkontenjan veriyor. Asl›nda herkesineflit olarak ifle al›nmas› ve hiçkontenjan olmamas› laz›m. Amao zaman hiç ifle almazlar Türkiyegibi ülkelerde. Mesela Amerika’dakontenjan yok. Ama ne var orada?Engelli birini istihdam ediyorsaonun için sa¤lanacak destekteknolojilerini flirketin vergisindendüflüyor.S.B.: Bir de flunu belirtmek laz›m.Mesela bir flirkete baflvuruyorsun.fiirket diyor ki, “Sizin için uygunbir pozisyon yaratmayaçal›fl›yoruz.” Pozisyon yaratmanagerek yok ki! Yok mu senin halklailiflkiler departman›n, yok musenin müflteri iliflkilerin, yok musenin insan kaynaklar›pozisyonun, yok mu senin iletiflimboyutuyla ilgili bir fleyin? Niyebenim için sen özel pozisyonyarat›yorsun? Yarat›lan pozisyonuhemen söylüyorum: Engelli

Koordinatörlü¤ü. Çünkü seninyapabilece¤in bir tek o ifl varm›flgibi düflünülüyor. Ben TürkHava Yollar›’na ‹flkur, HalkE¤itim ve Fiziksel EngellilerVakf›’n›n yapm›fl oldu¤u birprojeyle kat›ld›m. Yaklafl›k 1000kiflinin kat›ld›¤› bir s›nava girdim.Önce 300 kifliye düfltü, sonra o300 kifli aras›ndan birinci olarakTürk Hava Yollar›’nda bafllad›m.Tamam, bafllad›m ama hiçbiraltyap› yoktu. Mesela biri flöyledemiflti: “Asl›nda siz sadeceengellilerden gelecek ça¤r›larabak›n.” Günler boyunca benengellilerden gelecek ça¤r›lar›bekleyece¤im. Benim ça¤r›merkezinde çal›flmak gibi en ufakbir hedefim olmamas›na ra¤menyine de o alanda kendimikan›tlamak zorunda hissettim.Orada hatt› aç›yor olmak, yolcuyahizmet vermek, bunu da telefonve bilgisayar eflli¤inde yapmakbir iddia oluflturdu. ‹ddian›zolmayan fleyler bile bir süre sonraiddian›z haline gelebiliyor.

Konuflmaya bafllad›¤›m›zdayard›m kampanyalar›nda yeralmaktan çok hofllanm›yorumdediniz. Neden?S.B.: Çünkü yine Türkiye’dekizihniyeti gösteriyor: “Onlar›nyard›ma ihtiyac› var.” Çünküseninle ilgili alg› o boyutta.Türkiye’de engelliler muhtaç olan,sürekli yard›ma ihtiyaç duyan,kendi bafl›na bir fley yapamayan,yapmas›na izin verilmeyen de¤ilde oray› düflünmüyorlar, bir kitleolarak görülüyor.Televizyonlardaki yard›mkampanyalar›n› görüyorsun. Ciddibir ajitasyon, ciddi bir arabeskboyut, fonda ac›kl› bir müzik,onun sunulma biçimi, bütünbunlar çok can s›k›c› asl›nabakarsan çünkü mesele bu de¤il.Mesele yard›m ederek ondankaçmak de¤il. Sorunlar› gerçekçibir flekilde görüp, ona dönük birfley yapmak zorundas›n. Meselabugün bir bankaya para çekmeyegidiyorsun. O yard›mkampanyalar›na binlerce dolar

veren bankalar bunlarlailgilenmiyorlar, yard›mlailgileniyorlar. Mesela krediçekece¤iz, eflimle gidiyoruz, flahitgetirin bana diyor. Seni adamdansaym›yorlar. fiahidim yokdiyorsun, sokaktan rastgele biriniçeviriyor onu sana flahit yap›yorve o adama senden daha çokgüveniyor. Neymifl efendim, bizbunu sizi korumak ad›nayap›yoruz. Beni korumuyorsun,beni orada sen afla¤›l›yorsun.Ya da bankaya gidip “Bizbankamatiklerden hizmetalam›yoruz. Bu bankamatiklerinsesli olanlar› var. Seslendirilebilir.Destek teknolojileriyle buyap›labilir” diyorsun. “Bununlailgili bütçemiz yok” diyorlar. Bubankalar yüzlerce bin dolarharc›yor reklamlara. Hâlbukibirkaç bin dolara bir bankamati¤iseslendirebilirler. Ba¤›fl yapmakyerine hizmet vermek çok dahayerinde olur.E.Y.: Bunun bir de sosyolojik birboyutu var. Yard›m eden asl›ndayard›m edilene karfl› vicdani birrahatlama yafl›yor. “Sen engellisin.Bak, ben de sana yard›mediyorum.” Buna yard›m olarakbak›lmas› yanl›fl. Orada senin okifliye eflit hizmet alabilece¤i ortam›yaratabilmen laz›m.S.B.: Mesela sesli trafik ›fl›klar›var. Orada o ›fl›klar olmasa benbirilerini beklemek zorunday›mkarfl›ya geçebilmek için. Orayabas›p geçmek o kadar büyük birözgürlük ki. Ya da asansörlereçok basit uygulamalarla, Brailleharfler konulabilir, seslendirilebilir, her fley daha kolay halegetirilebilir. Bu senin de toplumunbir parças› oldu¤unun kabuledilmesiyle bafllar. Avrupa’da yada Amerika’da hiçbir metrobüsya da hiçbir tramvay yoktur kisesli sistem olmadan ihalesinikazans›n. Bunu yapmakzorundalar, bu onlar›n sosyalsorumlulu¤u. Türkiye’de birkurum bir engelliyi ifle ald›¤›ndabunu bir lütuf yapm›fl gibianlat›yor. Tüm bunlar›n bu flekildeolmamas› laz›m.

Sevda Bozbey,BÜ YetiflkinE¤itimiBölümü’ndedoktora yapanefli Engin Y›lmaz’02 ile birlikte...Engin BeyBo¤aziçiÜniversitesiGörme EngellilerTeknoloji veE¤itim Merkezi(GETEM)’ndeçal›fl›yor.

Page 53: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 54: Bogazici Dergi Mayis'10

52 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Lost ç›lg›nl›¤›na kap›lanlardansan›zbu yaz›y› mutlaka okuyun.

Kap›lmayanlardansan›z yinemutlaka okuyun. Yaflad›¤›m›z

dünyaya hayal aleminden bakmay›seven bir Lost hayran› (ben),

dünyaya matematik modelleriüzerinden bakan ama hayal etmenin

gücüne inanan bir matematikprofesörü (BÜ Matematik Bölümüö¤retim üyesi Prof. Dr. Sad›k De¤er)ve fizik teorilerindeki uçuflmalar›nbiraz durulmas›n› isteyen, filmlerdekifizik teorilerinin yorumlar›n› e¤lencelibulan bir fizikçi (BÜ Fizik Bölümüö¤retim üyesi Prof. Dr. Ali Kaya),

New Hall’ün teras kat›nda bir arayageldik ve Lost ile yola koyulup

bilimin içinde uçufltu¤umuzkonuflmam›z boyunca sicim

teorisinden ekstra boyutlara, paralelevrenlerden kara enerjiye, zamanda

yolculuktan hologram teorisineuzanan, bol bol güldü¤ümüz ve

sonuçta benim fizik ad›na çok fleyö¤rendi¤im bir konuflma

gerçeklefltirdik. Hayal gücü isterbilimde olsun ister sanatta evreni

keflfetmenin en güzel yolu…

Yaz›: P›nar TÜREN ’93Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

B‹L‹M

Page 55: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 53

onuya damardan girelimdiyorum ve do¤rudansoruyorum Lost’unyetenekleri bitip

tükenmeyen bilmeyen adas›nadüflen kahramanlar›m›z paralelevrenlerde mi dolafl›yorlar?Bafllar›na gelenler mümkün mü?Cevap da damardan geliyor...

A.K.: Hay›r mümkün de¤il. Oradaolanlar paralel evren teorilerindendaha çok Einstein’›n görecelikteorisi ile ilgili.S.D.: Asl›nda paralel evren fikrisan›r›m ilk kuantum fizi¤inedayan›yor. Kuantum fizi¤inde birolas›l›klar dünyas› var. Onlar›n ayn›anda var olduklar›n› düflünmek,bu flekilde yorumlamak damümkün olabilir. En az›ndan böyledüflünenler oldu¤unusöyleyebilirim. Yani ayn› anda farkl›evrenler bir arada olabilir, bizonlardan sadece birinde yafl›yoruz.Kozmolojide, enflasyon denilenevrenin küçük bir noktadan biranda büyük bir ivme ilebüyüdü¤ünü söyleyen bir teorivar, ayn› flekilde baflka bir yerdede benzer bir büyüme olmuflolabilir ve baflka bir evrenedönüflmüfl olabilir gibi bir düflüncevar. Böylece paralel evrenleroluflmufl olabilir deniyor. SicimTeorisi’ndeyse (string theory)birçok çözüm var ve biz onlardansadece birinde yafl›yoruz. Belkiayn› anda tüm bu evrenler var amabiz di¤erlerinde yaflamaya uygunolmad›¤›m›z için sadece birindeyafl›yoruz. Ama elbette as›l meseletüm bu düflüncelerin ne kadarbilimsel oldu¤u. Böyle bir fikir ilerisürebilirsiniz ama bunu hiçbirflekilde ispatlayam›yorsan›z önesürmenizin de anlam› kalm›yor.A.K.: Yani paralel evrenler baz›teorilerde denklemlerden ç›k›yor,ama teorik denklemlerden ç›kanher fleye de inanmak ya da ciddiyealmak zorunda de¤iliz.S.D.: Teorilerin ço¤u fikir ilebafll›yor ama bilim olabilmesi içinispatlanmas› gerekiyor, gözlenebilirbir etkisi olmas› laz›m. Yani buparalel evrenin bizim evrenimize

etkisini bir flekilde bulursak ozaman tamam, ama bulamazsaksadece spekülasyon olarak kal›r.A.K.: fiu konufltu¤umuz teorilereinanmayan birçok bilim insan›oldu¤unu söylemek laz›m. Onlarda farkl› fikirler üzerine benzerkonular› çal›fl›yorlar ama meselasicim teorisini kabul etmiyorlar.

Sad›k De¤er’in özel ilgi alan›n›nSicim Teorisi oldu¤unu biliyorum.Sad›k De¤er’in konu üzerineTÜB‹TAK dergisinde yay›mlananmakalesini okudum. Bu ilginçteori atomalt› parçac›klar› noktafleklinde de¤il, iplik (sicim)fleklinde ele al›yor. Ve fizi¤in temelstandart modeline alternatifoluflturuyor. Bu teoriye göre paralelevrenler olas›.

S.D.: Sicim Teorisi’nin ilk ç›k›fl›60’l› y›llar. Kuvvetli etkileflimleriaç›klamak için ortaya at›l›yor.Noktasal parçac›klar yerine sicimlerolsa diye düflünülmüfl ama oradakiolay› iyi aç›klayamad›¤› görülmüfl.Ama güzel bir teori, içinde ilginçmatematiksel fikirler var deyip, birgrup bilim insan› üzerindeçal›flmaya devam etmifl. Dahasonra 70’li y›llarda sicimin de¤iflikz›plama modlar› oldu¤unu farketmifller. Z›plama flekline göreortaya de¤iflik parçac›klar ç›k›yor.Her birinin de¤iflik kütlesi ve

kuantum özellikleri var. Bunlardanbirinin yerçekimi için aranangraviton parçac›¤›n›n özelliklerinitafl›d›¤›n› bulunca belki de buteorinin çok daha genel bir teorioldu¤unu düflünmeye bafllam›fllar.Ama iflin daha da ivme kazanmas›bu modelin 80’li y›llarda kuantumanomalisi denen problemdenar›nm›fl oldu¤u gösterilincebafllam›fl. O y›llara kadar halaüzerinde çok küçük bir grubun

K

Prof. Dr. Ali Kaya: “fiu konufltu¤umuzteorilere inanmayan birçok bilim adam›oldu¤unu söylemek laz›m. Onlar dafarkl› fikirler üzerine benzer konular›çal›fl›yorlar ama mesela sicim teorisini

kabul etmiyorlar.”

Prof. Dr. Sad›k De¤er

Prof. Dr. Ali Kaya

Page 56: Bogazici Dergi Mayis'10

54 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

çal›flt›¤› bir modeldi. Ama buözelli¤i bulununca hem kuantumfizi¤ini hem de Einstein’›ngörecelik kuram›n› içeren tutarl›bir teori olarak büyük ilgiuyand›r›yor. Zaten sorun bu ikibüyük teorinin kendi içlerindetutarl› olduklar› halde bir arayageldiklerinde tutars›z olmalar›.

Bir araya gelmek zorundalarm›?S.D.: Bu iyi bir soru. Belki de evrenböyle deyip pratik bir yaklafl›mlabak›labilir. Einstein’›n görecelikkuram› makro evreni aç›kl›yor,kuantum ise en mikro dünyaylayani atomla ilgileniyor. Kendialanlar›nda çok iyi çal›flan teorilerbunlar. Birbirileriyle konuflmas›nlar

diyebilirsiniz. Ama modernkozmoloji kuramlar›na bakarsan›z,mesela Büyük Patlama Teorisi’negöre bütün evren bizim hayal bileedemeyece¤imiz kadar küçük birfleyden bafllam›fl. Bütün evreni biryere s›k›flt›rm›fls›n›z, hem inan›lmazgüçlü bir çekim kuvveti var hemde kuantum etkileri var. Dolay›s›ylabu iki teorinin ayn› anda bir flekildegeçerli olmas› laz›m.A.K.: ‹kinci bir durum da karadelikler. Hem kuantum etkilerinibekliyorsunuz hem de zaten büyükbir kütle çekimi var. Sonuçta ikiteorinin de etkileriningörülebilece¤i bir alan karadelikler. Bu yüzden kara delikleritam olarak anlayam›yoruz.

Elbette akl›ma CERN’de bafllayanbüyük ATLAS deneyi geliyor. Dahaönce dergimizde birkaç kez yerverdi¤imiz ve de¤erli hocam›zProf. Engin Ar›k’tan dinlediktenbirkaç y›l sonra dünyan›n ve

bas›n›n merakla takip etmeyebafllad›¤› efsane araflt›rmaparçaç›k teorilerine yepyeniaç›l›mlar getirebilir (ya da hiçbirfley de bulamayabilir).

A.K.: Büyük Patlama Teorisinegöre ilk evrende çok büyük birs›cakl›k var. Sonra evren geniflliyorve geniflledikçe so¤uyor -ki bunudestekleyen gözlemsel veriler devar. Yüksek bir s›cakl›k var dedik,evren o aflamada s›v› fleklindedüflünebilece¤iniz bir plazma iledolu. CERN’deki deneyde iyonlarçarp›flt›r›lacak ve bu çarp›flmasonras›nda çok k›sa bir süre içino plazmaya benzer bir plazmaortaya ç›kar›lacak. O plazman›nözelliklerini araflt›r›rsak evrenin oilk anki özelliklerini biraz anlam›floluruz.

Fizikte çözümsüz kalm›flteorilerin çözümlenmesineyard›m› olacak m›?A.K.: Olabilir. Mesela bir problemsüpersimetri dedi¤imiz ve SicimTeorisinin de kabul etti¤ivarsay›mlardan bir tanesi ile ilgili.Süpersimetriye göre bildi¤imiz herparçac›¤›n bir de kardeflparçac›¤›n›n olmas› laz›m. Ama fluanda onlar› gözlemleyemiyoruz.Bu deneyin amaçlar›ndan bir taneside o parçalar› gözlemlemek. E¤ero parçac›klar gözlemlenebilirseSicim Teorisi üzerinde çal›flanlarbüyük bir rahatlama hissederler.Ona karfl› olanlar da üzülürler.S.D.: Standart modelin tutarl›olabilmesi için Higgs parçac›¤›n›nbulunmas› gerekiyor. Ama onunbulunmas› heyecanl› bir fleyolmayacak. Zaten varsayd›¤›m›zbir fley için “tamam do¤ruymufl”diyece¤iz. Ama e¤er bulunmazsaçok büyük bir problem olacak.Standart modelde yeni fikirlerbulmak gerekecek...A.K.: Bu standart model dedi¤imizteori de neredeyse etraf›m›zdagördü¤ümüz her fleyi içine alanbir model. Elektronlar, protonlarve kuarklar gibi parçac›klar›naras›ndaki etkileflimleri aç›klad›¤›n›iddia eden temel parçac›k teorisi.

GörecelikKuram› ya dadi¤er ad›yla‹zafiyet Teorisi,ünlü fizikçiAlbert Einsteintaraf›ndanortayakonmufltu.

Prof. Dr. Sad›k De¤er:“Einstein’›n görecelikkuram› makro evreni

aç›kl›yor, kuantum iseen mikro dünyayla yaniatomla ilgileniyor. Kendi

alanlar›nda çok iyiçal›flan teoriler bunlar.”

Kara Delik

Page 57: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 55

O halde Higgs parçac›¤›n›nbulunamamas›ndan birkaç diziç›kabilir!S.D.: Bunlar›n d›fl›nda dahaegzotik beklentisi olanlar da var.Mesela ekstra boyutlar. SicimTeorisine göre süper simetriyi devarsayarsak 10 veya 11 boyut var.Eskiden bu boyutlar›n çok küçükoldu¤u ve gözlemlenebilece¤idüflünülmüyordu. Ama 10 senekadar önce asl›nda ek boyutlar›nzannetti¤imiz kadar küçükolmayabilece¤ini fark ettiaraflt›rmac›lar. Ve e¤er dediklerigibiyse CERN’deki araflt›rmalardaek boyutla ilgili bir fleyler ç›kmaolas›l›¤› da var.

Bizim adadakilerin farkl›boyutlarda efl zamanl› varolduklar›n› düflünebiliriz. Ya damarifetli adam›z bildi¤imizdünyada alg›layamad›¤›m›zboyutlar› alg›lanabilir halegetiriyordur belki. Yafllanmayaninsanlar, ne oldu¤u bilinmeyenduman, iyileflen hastalar,hayatta kalamayan bebekler...Farkl› boyutlar›n bu ifllerdeparma¤› olabilir mi? Nedir buboyutlar?A.K.: Asl›nda çok kolay!S.D.: Çevremizde cisimleri 3boyutlu olarak alg›l›yoruz. Bir dezaman› da eklerseniz yaflad›¤›n›zher fleyi 4 boyut içinde oluyordiye düflünebilirsiniz. Yaflad›¤›n›zher olay o 4 boyuttaki bir nokta,belli bir yerde ve zamanda oluyor.Einstein’›n bak›fl aç›s› böyle. ‹kibilim adam›, buna farkl› bak›fl aç›fl›getirdiler. Önce Kaluza flöyledüflünüyor, 4 yerine 5 boyut olsave 5. boyut da gravitasyon olsa 4boyuta indi¤imizde acaba bununnas›l bir etkisi olur? Ve flunu farkediyor ki bu çok müthifl bir fley,hakikaten 5. boyutta gravitasyonvarsayarsak 4. boyuta indi¤inizzaman hem gravitasyonu hem deelektromanyetizmay› eldeediyorsunuz. Sanki 5. boyuttakigravitasyonun iki farkl› gölgesivarm›fl gibi gözünüzdecanland›rabilirsiniz. Matematikselolarak gerçekten bunu yapmak

mümkün. Biz iki farkl› fley gibidüflünüyoruz ama asl›nda tek.Kaluza bunu dergideyay›nlamadan önce Einstein’agöndermifl ve o da çokheyecanlanm›fl. Daha sonra Kleinekstra boyutun çember gibi birfley oldu¤unu düflünmüfl ve çokküçük olsa biz bunu sahiden farketmeyebiliriz diye aç›klam›fl. Klasikbir benzetme olarak diyelim ki birbahçe hortumu var. Bu hortumae¤er çok yukardan bakarsan›z düzbir çizgi görürsünüz, çemberinifark etmezsiniz. Bu teori de böyledüflünüyor. Bu fikir baz› tekniksorunlar›ndan dolay› unutuluyor,ta ki Sicim Teorisi ile çal›flanlaryazd›klar› matematiksel modelintutarl› olmas› için 10 boyutgerekti¤ini anlayana kadar. Bu çokilginç, çünkü daha öncekimodellerde gözlemlere dayanarakboyutu belirlersiniz ama bu teoridemodelin kendisi “ben 10 boyutistiyorum” diyor.A.K.: Fiziksel olarak ekstraboyutlar› hayal etmek gerçektenzor. Ama matematiksel olarak dabir o kadar kolay.S.D.: Sicim Teorisinde 10 boyut

kullan›larak kendi içinde tutarl› 5farkl› model yaz›labiliyor. Bu daasl›nda garip bir durum.

Yani 5 farkl› evren var diyebilirmiyiz!?A.K.: Hay›r, bunlardan sadece birido¤ru olmal›.

Belki bilmedi¤imiz evrenleriçin geçerlidir!S.D.: 80’lerde bu 5 modelç›kt›¤›nda insanlar›n yaklafl›m›sizinki gibiydi. Cevaplar› Ali’ninkigibi, bir model bizimkine uygun,di¤erleri sadece matematikselmodeller. Ama tabii bu biraz ilginçbir durum. Siz bütün her fleyiaç›klayacak bir model peflindesinizve zannediyorsunuz ki bir tanemodel ç›kacak. Ama 5 tane tutarl›model bulunuyor. 10 y›l süren birçal›flma sonunda da anlafl›ld› kiasl›nda bu 5 model birbirine ba¤l›.Bir tak›m dönüflümler alt›nda birtanesi di¤erine gidebiliyor.

Bence kesin 5 tane paralelevren var!A.K.: Burada ekstra boyut ile farkl›evrenler aras›ndaki ayr›m›

Lost’un marifetli adas›n›n kerameti fizik teorilerinde mi sakl›?

Page 58: Bogazici Dergi Mayis'10

uçuk fikirle bafl etmeye çal›flmaktansa gözlemlenebilirolanlar üzerine çal›flmaktan yanay›m.

Son y›llar›n sizi en heyecanland›ran teorilerindenbahsetsek... Belki bir dizi fikri de bizden ç›kar!S.D.: Juan Maldacena adl› bir fizikçi sicim teorisindeholograma benzeyen bir durum keflfetti. Özetle 5boyutlu uzay zamanda tan›ml› bir çekim kuram› ileonun 4 boyutlu s›n›r›nda yaflayan bir kuantum alanteorisi aras›nda bir iliflki kurdu. Bu müthifl bir fikir.San›yorum ki bu da hayal gücünü ateflleyen bir fley.Zamanla eminim bununla ilgili diziler, filmler olacakt›r.

Ben bu teoriden hiçbir fley anlamad›m...A.K.: Hayata nas›l uyarlan›r bilmiyorum ama üç boyutlubir fleyi anlaman›z için ona karfl›l›k gelen iki boyutlubaflka bir fleye bakman›z yeterli oluyor. Yani sadecegölgelere baksan›z yeterli.

Belki de do¤aüstü hikayelerdeki insanlar bu holografikcanl›lard›r diyorum heyecanla ama Ali Bey bu fikrimihiç sevmiyor. Lost’da koskoca ada kayboldu!

A.K.: Ben adan›n kaybolmas›n› da sevmemifltim. Oradakoptum zaten diziden... Keflke daha sembolikb›raksalarm›fl. Ada yine kaybolsun da, “bilimsel olarak”aç›klamaktansa sembolik aç›klama olsayd›... Heyecanveren bilimsel teorilere dönecek olursak, enteresanbir geliflme var kozmolojide. Evren geniflliyor. Fakatnormalde bu genifllemenin yavafllamas›n› bekleriz.Yap›lan gözlemler ise son dönemlerde genifllemeh›z›n›n artt›¤›n› gösteriyor. Bu mesela anlayamad›¤›m›zbir fley. Yerçekimin bunu yavafllatmas›n› bekliyoruz.Sanki bunun itme gibi bir etkisi var. fiu an bilmiyoruz.S.D.: Orda da bir film yat›yor asl›nda. Kara Enerji veKara Madde...A.K.: Kara Madde o kadar mistik de¤il. Kütlesi olanbir madde. Fakat Kara Enerji tam bir mistik durum.Onun ne oldu¤u hakk›nda bir fley bilmiyoruz.S.D.: ‹flin ilginci evrendeki maddenin yüzde yetmiflikara enerji. Yüzde yirmi befli kara madde ve yüzdebefli de bizim bildi¤imiz madde.A.K.: Yüzde yirmi befli konusunda az da olsa fikrimizvar. Ama yüzde yetmifl befli hakk›nda hiçbir fikrimizyok.

Sohbetimizin sonunda art›k Lost’u seyretmediklerinisöylüyorlar. Ben ayn› heyecanla seyrediyorum. Tümbu dizileri asl›nda s›k›ld›¤›m›z gerçeklere karfl› hayalgücümüzün yaratt›¤› alternatifler diye düflünüyorum.Belki paralel evrenler ve ekstra boyutlar ve zaman›niçindeki tüm yolculuklar sadece filmlerde olur. Belkide bir gün gelir filmler gerçek olur.

56 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

unutmamak laz›m. ‹kisi birbirindençok farkl›. Biz 3 boyutugözlemleyebiliyoruz.

Biz gözlemleyemiyoruz diye varolmad›klar› anlam›na gelmezde¤il mi?A.K.: Do¤ru ama var olduklar›anlam›na da gelmiyor. Meseleekstra boyutun etkisini görebilmek,yani gözlemleyebilmek.

Adan›n marifetlerinin belki deen büyü¤ü olan zamandayolculu¤a gelsek...A.K.: Mümkün de¤il...S.D.: ‹leriye gidebilirsiniz amageriye gitmeniz mümkün de¤il.Newton fizi¤inde zaman ve uzaybirbirinden ba¤›ms›z ak›p gideniki ayr› fley. Bunlar bir fon gibiasl›nda ve siz olaylar› o fonunüzerinde görmeye, anlamayaçal›fl›yorsunuz. Ama Einstein’agöre bunlar dinamikler vegözlemciye ba¤l›lar.

Yani o kadar da pasif de¤iliz,gözlemci olarak bizim de birönemimiz var...A.K.: Einstein’in uzay-zamanteorisinde bu ikisi dinamik bir yap›al›yor, e¤iliyor, bükülüyor, k›sal›yorgeniflliyor. Mesela sizin bir ikizinizvar. ‹kiziniz ›fl›k h›z›nda bir gemiyeatl›yor, galaksi içinde bir seyahateç›k›yor ve geri geliyor. O geridöndü¤ünde sadece 2 y›lyafllanm›fl olabilir ama siz onubeklerken 20 yafl yafllanm›fls›n›zd›r.Tabi o zaman insan›n akl›na nedenzaman› geri bükemiyoruz sorusuda geliyor.S.D.: Geriye gidebilmek için özelbir fleye ihtiyaç var. Görecelikkuram›nda ‘kurt delikleri’ denençözümler var. Uzay-zaman› elmayabenzetirsek onun d›fl›ndan gitmekyerine delik açarak elman›niçinden gidebilirseniz o zamangeriye de gitmek mümkün. Amaorada bir paradoks var. Meselageriye gittiniz ve kendinizlekarfl›laflt›n›z. O zaman ne olacak?Mesela kendinizi gemiyebinmeden önce durdurursan›z neolacak?

Lost’da devaml› bu oluyor...Zamanda geriye gidiyorlar veasl›nda bugüne de etkiediyorlar.A.K.: Sorun flurada, diyelim benburadan kalk›yorum ve zamandageriye gidiyorum ve sizingözünüzde art›k burada yokum.Ya orada bugünü etkileyecek birfley yaparsam, mesela Sad›k’› buröpartaja gelmemek için iknaedersem ya da baflka bir fley... Ozaman siz bundan nas›letkileneceksiniz?

Belki paralel evrenlerde ayn›kifli farkl› hayatlar yafl›yor amasadece tekini yaflad›¤›n›zannediyor.A.K.: Evet, bu paradokstankurtulman›n yolu bir kifli zamandageriye gitti¤inde evren çatallafl›yorgibi düflünmek olabilir. Bu da nekadar bilimsel tart›fl›l›r...S.D.: Birçok teorisyene görekuantum etkileri dikkateal›nd›¤›nda kurt deliklerikapanacak ve böylece paradokskalmayacak çünkü zamanda gerigitmek mümkün olmayacak. Yanievren buna izin vermeyecek.Kuantumun bunu diyece¤i tahminediliyor.

Biraz fikirleri uçurmak laz›m, ozaman ilerleme oluyor dedik.Bugün fizik dünyas›nda hangifikirler uçufluyor?A.K.: Ben biraz daha tutucuyumbu konuda. O kadar çok fleyuçufluyor ki! Bundan 100 y›l kadarönce insanlar bilimsel konulardaçok tutuculard›, yeni fikirlerikabullenmeleri çok zamanal›yordu. Ama sonra deneylerinde yard›m› ile neredeyse her yeniöngörü kabul görmeye bafllad›.Mesela teorilerin varsayda¤›parçac›klar›n hemen hepsi dahasonra deneyler ile gözlemlendi.fiu anda ise çok fazla fikir etraftauçuyor ama hiçbiri deneyleispatlanam›yor. Bu sefer de fazlaaç›ld›k. Benim flahsi görüflüm birazdaha eskiden oldu¤u gibideneyselli¤e, gözleme ba¤l›l›¤aönem vermekten yana. O kadar

unutmamak laz›m. ‹kisi birbirindençok farkl›. Biz 3 boyutugözlemleyebiliyoruz.

Biz gözlemleyemiyoruz diye varolmad›klar› anlam›na gelmezde¤il mi?A.K.: Do¤ru ama var olduklar›anlam›na da gelmiyor. Meseleekstra boyutun etkisini görebilmek,yani gözlemleyebilmek.

Adan›n marifetlerinin belki deen büyü¤ü olan zamandayolculu¤a gelsek...A.K.: Mümkün de¤il...S.D.: ‹leriye gidebilirsiniz amageriye gitmeniz mümkün de¤il.Newton fizi¤inde zaman ve uzaybirbirinden ba¤›ms›z ak›p gideniki ayr› fley. Bunlar bir fon gibiasl›nda ve siz olaylar› o fonunüzerinde görmeye, anlamayaçal›fl›yorsunuz. Ama Einstein’agöre bunlar dinamikler vegözlemciye ba¤l›lar.

Yani o kadar da pasif de¤iliz,gözlemci olarak bizim de birönemimiz var...A.K.: Einstein’in uzay-zamanteorisinde bu ikisi dinamik bir yap›al›yor, e¤iliyor, bükülüyor, k›sal›yorgeniflliyor. Mesela sizin bir ikizinizvar. ‹kiziniz ›fl›k h›z›nda bir gemiyeatl›yor, galaksi içinde bir seyahateç›k›yor ve geri geliyor. O geridöndü¤ünde sadece 2 y›lyafllanm›fl olabilir ama siz onubeklerken 20 yafl yafllanm›fls›n›zd›r.Tabi o zaman insan›n akl›na nedenzaman› geri bükemiyoruz sorusuda geliyor.S.D.: Geriye gidebilmek için özelbir fleye ihtiyaç var. Görecelikkuram›nda ‘kurt delikleri’ denençözümler var. Uzay-zaman› elmayabenzetirsek onun d›fl›ndan gitmekyerine delik açarak elman›niçinden gidebilirseniz o zamangeriye de gitmek mümkün. Amaorada bir paradoks var. Meselageriye gittiniz ve kendinizlekarfl›laflt›n›z. O zaman ne olacak?Mesela kendinizi gemiyebinmeden önce durdurursan›z neolacak?

Lost’da devaml› bu oluyor...Zamanda geriye gidiyorlar veasl›nda bugüne de etkiediyorlar.A.K.: Sorun flurada, diyelim benburadan kalk›yorum ve zamandageriye gidiyorum ve sizingözünüzde art›k burada yokum.Ya orada bugünü etkileyecek birfley yaparsam, mesela Sad›k’› buröpartaja gelmemek için iknaedersem ya da baflka bir fley... Ozaman siz bundan nas›letkileneceksiniz?

Belki paralel evrenlerde ayn›kifli farkl› hayatlar yafl›yor amasadece tekini yaflad›¤›n›zannediyor.A.K.: Evet, bu paradokstankurtulman›n yolu bir kifli zamandageriye gitti¤inde evren çatallafl›yorgibi düflünmek olabilir. Bu da nekadar bilimsel tart›fl›l›r...S.D.: Birçok teorisyene görekuantum etkileri dikkateal›nd›¤›nda kurt deliklerikapanacak ve böylece paradokskalmayacak çünkü zamanda gerigitmek mümkün olmayacak. Yanievren buna izin vermeyecek.Kuantumun bunu diyece¤i tahminediliyor.

Biraz fikirleri uçurmak laz›m, ozaman ilerleme oluyor dedik.Bugün fizik dünyas›nda hangifikirler uçufluyor?A.K.: Ben biraz daha tutucuyumbu konuda. O kadar çok fleyuçufluyor ki! Bundan 100 y›l kadarönce insanlar bilimsel konulardaçok tutuculard›, yeni fikirlerikabullenmeleri çok zamanal›yordu. Ama sonra deneylerinde yard›m› ile neredeyse her yeniöngörü kabul görmeye bafllad›.Mesela teorilerin varsayda¤›parçac›klar›n hemen hepsi dahasonra deneyler ile gözlemlendi.fiu anda ise çok fazla fikir etraftauçuyor ama hiçbiri deneyleispatlanam›yor. Bu sefer de fazlaaç›ld›k. Benim flahsi görüflüm birazdaha eskiden oldu¤u gibideneyselli¤e, gözleme ba¤l›l›¤aönem vermekten yana. O kadar

uçuk fikirle bafl etmeye çal›flmaktansa gözlemlenebilirolanlar üzerine çal›flmaktan yanay›m.

Son y›llar›n sizi en heyecanland›ran teorilerindenbahsetsek... Belki bir dizi fikri de bizden ç›kar!S.D.: Juan Maldacena adl› bir fizikçi sicim teorisindeholograma benzeyen bir durum keflfetti. Özetle 5boyutlu uzay zamanda tan›ml› bir çekim kuram› ileonun 4 boyutlu s›n›r›nda yaflayan bir kuantum alanteorisi aras›nda bir iliflki kurdu. Bu müthifl bir fikir.San›yorum ki bu da hayal gücünü ateflleyen bir fley.Zamanla eminim bununla ilgili diziler, filmler olacakt›r.

Ben bu teoriden hiçbir fley anlamad›m...A.K.: Hayata nas›l uyarlan›r bilmiyorum ama üç boyutlubir fleyi anlaman›z için ona karfl›l›k gelen iki boyutlubaflka bir fleye bakman›z yeterli oluyor. Yani sadecegölgelere baksan›z yeterli.

Belki de do¤aüstü hikayelerdeki insanlar bu holografikcanl›lard›r diyorum heyecanla ama Ali Bey bu fikrimihiç sevmiyor. Lost’da koskoca ada kayboldu!

A.K.: Ben adan›n kaybolmas›n› da sevmemifltim. Oradakoptum zaten diziden... Keflke daha sembolikb›raksalarm›fl. Ada yine kaybolsun da, “bilimsel olarak”aç›klamaktansa sembolik aç›klama olsayd›... Heyecanveren bilimsel teorilere dönecek olursak, enteresanbir geliflme var kozmolojide. Evren geniflliyor. Fakatnormalde bu genifllemenin yavafllamas›n› bekleriz.Yap›lan gözlemler ise son dönemlerde genifllemeh›z›n›n artt›¤›n› gösteriyor. Bu mesela anlayamad›¤›m›zbir fley. Yerçekimin bunu yavafllatmas›n› bekliyoruz.Sanki bunun itme gibi bir etkisi var. fiu an bilmiyoruz.S.D.: Orda da bir film yat›yor asl›nda. Kara Enerji veKara Madde...A.K.: Kara Madde o kadar mistik de¤il. Kütlesi olanbir madde. Fakat Kara Enerji tam bir mistik durum.Onun ne oldu¤u hakk›nda bir fley bilmiyoruz.S.D.: ‹flin ilginci evrendeki maddenin yüzde yetmiflikara enerji. Yüzde yirmi befli kara madde ve yüzdebefli de bizim bildi¤imiz madde.A.K.: Yüzde yirmi befli konusunda az da olsa fikrimizvar. Ama yüzde yetmifl befli hakk›nda hiçbir fikrimizyok.

Sohbetimizin sonunda art›k Lost’u seyretmediklerinisöylüyorlar. Ben ayn› heyecanla seyrediyorum. Tümbu dizileri asl›nda s›k›ld›¤›m›z gerçeklere karfl› hayalgücümüzün yaratt›¤› alternatifler diye düflünüyorum.Belki paralel evrenler ve ekstra boyutlar ve zaman›niçindeki tüm yolculuklar sadece filmlerde olur. Belkide bir gün gelir filmler gerçek olur.

Page 59: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 60: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 61: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 62: Bogazici Dergi Mayis'10

o¤aziçili olmak çokyönlülü¤ü, çok yönlülük dedanstan tiyatroya, do¤asporlar›ndan modern

sanata, müzikten sinemaya birçokalanla amatör ya da profesyoneldüzeyde ilgilenmemizi sa¤l›yor.Geçti¤imiz günlerde dergi yaz›kurulu olarak elimizde birikmifl,dansla ilgilenen Bo¤aziçililere aitçok renkli haberlerin oldu¤unufark ettik. Madem öyle,hayatlar›na dansla renk getirmifl,baflkalar›n›n hayatlar›na da dansarac›l›¤›yla büyülü dokunufllaryapmay› hedeflemifl üçBo¤aziçiliyle konuflal›m dedik vebu renkli dosyay› haz›rlad›k.Dans bir kitaptan ç›kt›, flirkete¤itimlerine girdi, oradan ç›kt›rengârenk bir festivalin parças›oldu. Dans›n büyülü ad›mlar›n›gelin beraber takip edelim ve ilkolarak TRANSIT FESTIVAL’inkoordinatörlü¤ünü yapan DefneErdur Bekdik’in (’02) danshikâyesini dinleyelim.

B

60 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bu ayki rengarenkdosyalar›m›zdan biri dedans. Üç Bo¤aziçili’ninbirbirinden farkl› dansöyküleri var. Okurkenbir an önce siz de budünyan›n bir parças›olmak isteyeceksiniz.

Yaz›: Duygu KAMBURFoto: Teoman GÜRZ‹H‹N

KÜLTÜR-SANAT

Üç Bo¤aziçili’nindans serüveni

2006’da kat›l›mc›s› oldu¤unuz ve size dans etmecesaretini yeniden veren TRANSIT FESTIVAL’inflimdi koordinatörüsünüz. Genel olarak festivaliniçeri¤inden, bu seneki programdan bahsedermisiniz?TRANSIT FESTIVAL’in amac› farkl› altyap›lardan vebirikimlerden gelen artist ve izleyicileri, do¤açlamaprati¤i ve performans sanatlar› içinde; dans, müzik vegörsel sanatlar yoluyla, özel çevre ve mekanlarda biraraya getirmek. 2010 y›l› TRANSIT’in 5. y›ldönümüolacak. Kapsam›m›z› hem yer alaca¤›m›z flehirler hemde kat›l›mc› e¤itmenler ve sanatç›larlagerçeklefltirece¤imiz etkinliklerle genifllettik bu y›l.‹stanbul’da Nancy Stark Smith ve Mike Vargas’›nsunumlar›yla bafllayacak program›m›z Kapadokya’daikilinin gerçeklefltirece¤i atölye çal›flmalar›yla veard›ndan Kirstie Simson ve Le Quan Nihn’in birliktegerçeklefltirece¤i gösteri ve atölye çal›flmalar›yla devamedecek. Bu y›l TRANSIT Kervan Projesi ad›n›

verdi¤imiz yeni projemizleKapadokya’dan Antakya veSuriye’de Halep’e kadaruzand›¤›m›z bir y›l olacak. Uzunvadede planlar›m›z Dünya’n›nfarkl› yerlerinde do¤açlama veperformans sanatlar› alanlar›ndaTRANSIT geçifller yapabilmek.

Festival s›ras›nda yap›lanAtölye çal›flmalar› kimlere aç›k?Ça¤dafl sanatlar alan›nda, kendikiflisel yarat›m süreçleri,araflt›rmalar› ve çal›flmalar›na aktifolarak devam eden; özellikledo¤açlama ve performans sanatlar›alanlar›nda çal›flan tüm sanatç›laraaç›kt›r.

TRANSIT FESTIVAL’inkoordinatörlü¤ü d›fl›nda çeflitlidersler verdi¤inizi biliyoruz.Biraz bunlardan bahsedebilirmisiniz?Bu zamana kadar çok farkl›koreograflar ve sanatç›larla çal›flma

Foto: U¤ur Keskin

Page 63: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 61

Foto: U¤ur Keskin

Foto: Ezgi Göç

imkan›m oldu, ama birikimlerimisadece sahneye koyarakpaylaflmak beni tatmin etmediaç›kças›. Ders vermek benim içinçok de¤erli. Asl›nda “ders” demekbiraz yanl›fl. Daha çok bir paylafl›mve keflif süreci bu... Bu anlamdaflansl›y›m çünkü y›llar içinde birçokçat› alt›nda birçok sanatç› ileçal›flma imkan› buldum. Ayn›zamanda Mimar Sinan ÜniversitesiDevlet Konservatuvar›’nda lisansve yüksek lisans düzeyinde derslervermeye bafllad›m. Aç›kças› buncay›ld›r, sosyoloji ve psikoloji olsuneditörlük, reklam yazarl›¤› olsunyapt›¤›m hiçbir iflin bofla gitti¤inidüflünmüyorum. Her fley bugünküsistemimde yerini buluyor. En çokda bu y›l bitirmek üzere oldu¤um“Sanatla Terapi ve Yarat›c›l›k”sertifika program› yard›m›makofluyor. Dört senedir devametti¤im, Uluda¤ Üniversitesi veAura Psikoterapi, Sanatla Tedavive E¤itim Merkezi iflbirli¤i ileyürütülen “Sanatla Terapi veYarat›c›l›k” adl› disiplinleraras› buprogramda edindi¤im, psiko-sosyalgeliflime yönelik ve pedagojikdiyebilece¤im, yaklafl›mlar› tümçal›flmalar›mdade¤erlendirebiliyorum.

O halde gelelim Yrd. Doç.Dr. Nevin Eracarsüpervizyonlu¤undagerçeklefltirdi¤iniz “sanatlaterapi ve yarat›c›l›k”e¤itimlerinize... Bu fikir nas›lç›kt› ortaya? Dans nas›l terapiarac› olarak kullan›l›yor? Birazbunlardan bahseder misiniz?Sanatla terapi e¤itimi vermiyorum,ancak e¤itimlerimde sanatla terapiyöntem ve yaklafl›mlar›na yerveriyorum. Üniversitede dansö¤rencileriyle onlar›n yarat›c›süreçlerini desteklemeye yönelikdisiplinleraras› çal›flmalaryap›yoruz. Bu noktada geliflimpsikolojisi, sosyal psikoloji;fenomenolojik ve varoluflçu bak›flaç›lar› çal›flmal›r›m›zda çok ifleyar›yor. Ayr›ca kurulmaaflamas›nda olan “Elim Sende!”derne¤imiz var. ‹lkö¤retim ve liseça¤›ndaki çocuk ve gençlerle,psiko-sosyal geliflimlerine destekolabilmek amac›yla okul sonras›çal›flmalar gerçeklefltiriyoruz.Koordinatörlü¤ünü üstendi¤im buorganizasyonda, flu anda ‹stanbul’agöçle gelen ailelerin çocuklar›n›ndevam etti¤i Taksim civar›ndakiiki okulda sosyal aktivitelerdüzenliyoruz. Yarat›c› dans ve

dramadan, seramik, cam boyamave resim atölyelerine kadarpsikolog ve sanat e¤itmenlerininiflbirli¤i içinde çal›flt›¤›, yine ÇATIderne¤inin deste¤iyle yürüyen birsosyal sorumluluk projesi bu. Benayr›ca kiflisel olarak kurumlar›ninsan kaynaklar› bölümleriylebirlikte “Sanatla Etkileflim: Kifliselve Kurumsal Geliflim” programlar›düzenliyorum. Bu do¤rultudafirmalar›n ‹nsan Kaynaklar›birimleriyle iflbirli¤i içindeyiz.Müzik, dans, edebiyat, resim,tiyatro ve sinema gibi farkl› sanatdallar›ndan yararlan›larakgerçeklefltirilen bu çal›flmalarda,a¤›rl›kl› olarak aktif yöntemlerkullan›l›r. Birey veya grup pasifdinleyici de¤ildir. Bu çal›flmalar›kurumlar›n kendi mekanlar›ndagerçeklefltirmek mümkün oldu¤ugibi Beyo¤lu’nda DansBuluflma,Galata fiifahanesi gibi stüdyolardada gerçeklefltirmek mümkünolabiliyor.

Defne Erdur Bekdik: “Birey veya gruppasif dinleyici de¤ildir. Bu çal›flmalar›

kurumlar›n kendi mekanlar›ndagerçeklefltirmek mümkün oldu¤u gibiBeyo¤lu’nda DansBuluflma, Galata

fiifahanesi gibi stüdyolarda dagerçeklefltirmek mümkün olabiliyor.”

Page 64: Bogazici Dergi Mayis'10

62 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bir di¤er dans öyküsü de BGSTyay›nlar›ndan ç›kan “DansTarihini Yeniden Düflünmek”kitab›n› yay›na haz›rlayan BernaKurt’a (’00) ait. Ayn› zamandaBGST’nin dans ekibinin birparças› olan Kurt’la kitab›nönemini ve dans piyasas›nakazand›rd›klar›n› konufltuk.

Kitab›n Türkiye’ye geliflsürecinden ve BGST’nin bukitab› yay›nlamas›ndakiamac›ndan konuflmam›zabafllayal›m isterseniz.Alexandra Carter dans alan›ndaçok iyi bir akademisyen, dahaönce ç›karm›fl oldu¤u kitaplar davar. Biz de BGST’nin dans koluolarak geleneksel dans türleriniicra eden, dansla alakal› akl›n›zagelebilecek her konuda okumalaryapan bir grubuz. Okumayaparken kendimizi gelenekseldanslarla s›n›rland›rm›yoruz; bale,modern dans, ça¤dafl dans hepsiçal›flmalar›m›z aras›na giriyor.Ancak okudu¤umuz klasik kitaplarda hep bir fleylerin eksikoldu¤unun fark›ndayd›k. Bizimicra etti¤imiz danslardan nadiren“ilkel dans”, halk danslar› diyebahsederek geçifltiriyorlard›.Araflt›rmalar›m›z sonucu bu kitab›bulduk. Benzerlerine alternatifolabilecek nitelikteydi. Bu kitab›di¤erlerinden farkl› k›lan dahakapsaml› ve akademik olmas›yd›.Dans üzerine referans kitaplar›nTürkçe çevirileri çok yok. Biz dekolektif bir sürecin içine girerekBGST’li 9 arkadafl›m›zlamakalelerin çevirilerini yap›p,Türkiye’deki bu a盤› biryerlerinden doldural›m dedik vekitab› yay›na haz›rlad›k.

Kitap Oscar Wilde’›n “Tariheborçlu oldu¤umuz görevlerdenbiri de onu yeni bafltanyazmakt›r.” sözüyle bafll›yor.Peki, kitab›n gayesi danstarihini yeniden yazmak m›yoksa bir yorum getirerekokuyucular› düflünmeye teflviketmek mi?Kitab›n ad›ndan da

anlafl›labilece¤i gibi amaç birazdaha düflündürtmeye yönelik.Kitaptaki ilk üç makale tamamenkuramsal, yani tarihin geçmifltenas›l yaz›ld›¤›, nelerin atland›¤›,hangi boflluklar›n oldu¤u vebundan sonra nas›l yaz›labilece¤iüzerine. En büyükhedeflerimizden biri Türkiye’dedans alan›nda e¤itim verenkurumlar›n ve akademisyenlerinbu kitaptan faydalanmas›n›sa¤lamak; çünkü sadece bu üçmakale bile sahne sanatlar›üzerine çal›flan kiflilerin, yükseklisans yapan ö¤rencilerin iflineyarayabilecek nitelikte. Amaamac›m›z sadece belirli bir kesimehitap etmek de¤il. Yaz›lar›niçeri¤ine bakt›¤›m›zda kitap; dansamerakl› olan, izleyen, takip eden,modern dans nedir, ça¤dafl dansnedir üzerine düflünmek isteyenokuyuculara hitap ediyor. Kitapta15 tane birbirinden ba¤›ms›zmakale var ve neredeyse tamam›akademisyenler taraf›ndanyaz›lm›fl. Alexandra Carter da buyaz›lar› bir araya getirip kendimakalelerini de di¤erlerineekleyerek editörlük yapm›fl.Dolay›s›yla biraz zorlay›c›akademik bir dil var, amaBGST’nin halk yay›nc›l›¤›anlay›fl›ndan ötürü hedefimizherkese hitap edebilecek bir kitapsunmakt›. Bu yüzden konuylailgili bilgisi olan kiflilere garipgelebilecek flekilde 500’e yak›ndipnot düfltük kitaba.

Sizce kitap Türkiye’dekiüniversitelerin dans tarihiderslerinde referans olarakgösterilebilecek mi?Biz bunun için çabal›yoruz. Bende tarih alan›nda doktorayap›yorum ve dans tarihi üzerinetez haz›rl›yorum. Ders ille tarihleilintili olmak zorunda da de¤il.Buradaki makalelerin içerikyelpazesi çok genifl. Örne¤in biridans›n modayla, di¤eri siyasetleiliflkisinden bahsediyor ya datoplumsal cinsiyetin sahne sanatlar›üzerindeki etkisini ele al›yor. Hermakale birbirinden ba¤›ms›z

Berna Kurt: “BGST’nin halk yay›nc›l›¤›anlay›fl›ndan ötürü hedefimiz herkesehitap edebilecek bir kitap sunmakt›.Bu yüzden konuyla ilgili bilgisi olankiflilere garip gelebilecek flekilde

500’e yak›n dipnot düfltük kitaba.”

Berna Kurt

Page 65: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 63

oldu¤undan herhangi biriniseçebilir ve onun üzerine tart›flmayürütebilirsiniz derslerde.Makaleleri birbirine ba¤layan tekunsur ele ald›klar› dönemler.Kronolojik bir s›raya göredüzenlenmifl durumda. Türkçekaynaklar›n bu alanda bir elinparma¤›n› geçmedi¤ini göz önüneal›rsak kitap daha da önemkazan›yor.

Kitapta da denildi¤i gibi sanatç›kiflisel inançlar›ylaperformans›n› kamusal alandaicra etti¤inden ve dans

insanlara do¤rudan etki etmeniteli¤i tafl›d›¤›ndan, dans›nhangi perspektiftenyorumland›¤› çok önemli. Sizne düflünüyorsunuz bu konuda,dans›n politikadan ba¤›ms›zolmas› mümkün mü?Siz art›k “ben sanat›m› sadeceestetik kayg›larla yap›yorum” diyeiddia etseniz bile asl›nda belirlifleyler söylüyorsunuz. Sadeceetnik danslar de¤il bütün danslarbelirli bir toplumsal çerçevedenç›kma. Toplumsal cinsiyeti elealal›m örne¤in. Özellikle postmodern dönem sonras› danstabelirli cinsel kal›plar› aflmayayönelik çal›flmalar yürütülmekte.Bu bir tesadüf mü? Çok klasik birörnek olacak ama balede erkekkad›n› tutar kald›r›r, asl›nda busadece estetik kayg›larla yap›lmaz.Kad›n› seyirciye gösteriyordur.Siz ikili bir dans izledi¤inizizannedersiniz, ama asl›nda önplandaki kad›n› izlersiniz. Erke¤inoradaki ifllevi kad›n bedenini sizeen estetik olabilecek flekildegöstermektir. Bu durum

yüzy›llarca olagelmifl ama art›kbu kal›plar› aflmaya çal›flan çoksay›da dansç› var. Özelliklemodern danslarda kad›n kimli¤iniya da cinsiyet yönelimlerinisorunsallaflt›ran yorumlamalardankaç›n›l›yor. 21. yüzy›lda sahneyeç›k›p da sadece güzel kad›nbedeni sergileme amac› gütmekpek de mümkün de¤il.

Kitap ne kadar kapsay›c› olmakistese de Bat›merkeziyetçili¤inden pekkurtulamam›fl maalesef.15 makaleden yaln›zca biri Bat›d›fl› dans türüyle ilgili.15 makalenin 14 tane yazar› var,farkl› perspektiflerden konuyu elealabilecek. Kitap, genelde birdönemin Bat›’s›n› ya da Bat› danstürlerini ele alm›fl ancak çok farkl›aç›lardan, ezber bozacak cinsten.Ayr›ca Bat› deyince akl›m›zagenelde bale ya da modern danstürleri gelir, ama kitapta Bat›l›olmayan danslar›n içine de nüfusetmifl hip hop, breakdance gibitürler de ele al›n›yor.

Berna Kurt: “Özellikle moderndanslarda kad›n kimli¤ini ya da

cinsiyet yönelimlerini sorunsallaflt›ranyorumlamalardan kaç›n›l›yor.

21. yüzy›lda sahneye ç›k›p da sadecegüzel kad›n bedeni sergileme amac›

gütmek pek de mümkün de¤il.”

BGST dans gösterilerinden...

Page 66: Bogazici Dergi Mayis'10

64 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Seçil Bayraktar: “Dansta partnerleraras›nda olan rol farkl›l›klar› aynenifl hayat›ndaki yönetici/yönetilen

aras›ndaki iliflkide de geçerli.Partnerini ne flekilde yönlendirece¤i,de¤iflen ritme nas›l ayak uyduraca¤›ya da pistte dans eden baflka insanlarvarken nas›l bir yönetim sergileyece¤ine kadar önemliyse ifl yaflam›ndaki

liderlik de o kadar önemli vebirbirine benzer.”

Son olarak Seçil Bayraktar’›n(’02) “Smart Steps” adl›merkezlerinde dans› kurumsale¤itimlerde nas›l kulland›klar›n›ve elde ettikleri etkili sonuçlar›konufltuk.

Dans› ve ifl dünyas›n›birlefltirme fikri nas›l do¤du?Ben 11 y›ld›r dans e¤itmeniyimve lisansl› dans sporcusuyum, ayn›zamanda BÜ ‹flletme Bölümü’nübitirdim. Tüm bu e¤itimleriminbana kazand›rd›¤› bak›fl aç›s› ilebirkaç y›l önce bu fikir ortayaç›kt›. Bu zamana kadarçal›flt›rd›¤›m›z dans tak›mlar›ylaifl yaflam› aras›nda benzerlikoldu¤unu fark ettim. Danstapartnerler aras›nda olan rolfarkl›l›klar› aynen ifl hayat›ndakiyönetici/yönetilen aras›ndakiiliflkide de geçerli. Partnerini neflekilde yönlendirece¤i, de¤iflenritme nas›l ayak uyduraca¤› ya dapistte dans eden baflka insanlarvarken nas›l bir yönetimsergileyece¤i ne kadarönemliyse ifl yaflam›ndakiliderlik de o kadar önemli vebirbirine benzer. Bu yüzdençal›flanlara verilen e¤itimlerdedans› kullanabiliriz diyedüflündüm.

Yapt›¤›n›z çal›flmalar›n içeri¤inedir, bu yöneten/yönetileniliflkisini nas›l yans›t›yorsunuz?Biz flirketlerin çal›flanlar›nasunduklar› teorik e¤itimleri,pratikle birlefltiriyoruz. ‹flin teorik›sm›ndan sonra çeflitli dansegzersizleriyle çal›flmalarageçiyoruz. ‹fl dünyas›ndakarfl›laflt›klar› zorluklarla dansegzersizi aras›nda benzerlik kurup

geri bildirimler yap›yor ve odurumdayken neler yapabilirleronlara bak›yoruz.

Hangi dans tekniklerinikullanarak yap›yorsunuz buçal›flmalar›?‹lla eflli bir dans olmak zorundade¤il; örne¤in tak›m çal›flmas›e¤itimlerinde tak›m olarakharmoni içerisindesergileyebilecekleri grup danslar›kullan›yoruz. Hip hop da olabilir,tango da, salsa da. Bu tabii flirketinprofiline, insanlar›n hangi dansayatk›n olduklar›na, hususitercihlerine çok ba¤l›.

E¤itime kat›lanlar kap›danç›kt›ktan sonra “ben art›k salsabiliyorum” diyebiliyorlar m›?E¤er uzun süreli e¤itim de¤ilsediyemiyor. E¤itimde firman›nihtiyac›na göre bir odakseçiyoruz. Diyelim ki iletiflimeksikli¤i veya liderlik becerilerinigelifltirme. Oda¤a uygun dansstilini de belirledikten sonrae¤itim süresi belli olmufl oluyor.Ancak kulland›¤›m›z egzersizlerkiflinin belli bir danstan birfleyler ö¤renmesini, belki de birhobiye bafllang›ç yapmalar›n›sa¤l›yor. Ama flunu bilmekgerekiyor ki dans orada amaçde¤il araç.

E¤itime kat›lanlar›n tepkisi nas›loluyor?Art›k trend, standart e¤itimdenziyade uygulamal› e¤itimler.Bizdeki kat›l›mc›lar da e¤itimeaktif olarak kat›lma imkân›buluyorlar. Dans›n duygusalzekâya hitap ediyor olmas›,kiflilerin duygular›n› da hesabakatarak hareket etmelerinisa¤l›yor. Bu yüzden herhangi bire¤itimde ald›klar› tatmindendaha fazlas›n› buluyorlar burada.Dans ettikleri zaman hem kiflilerinmotivasyonlar› art›yor hem deflirketler haz›rlad›¤›m›z paketprogramla kaynaklar›n› vezamanlar›n› etkili ve verimlibir flekilde de¤erlendirmifloluyorlar.

Seçil Bayraktar

Page 67: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 68: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 69: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 70: Bogazici Dergi Mayis'10

Umanzara, KilyosSar›tepe Kampüsüö¤rencilerini 31 Martakflam› dünyaca tan›nm›fl

çok de¤erli bilim insan› Prof. Dr.Sinan Bayraktaro¤lu ilebuluflturdu. Prof. Dr. SinanBayraktaro¤lu, Türkiye’de ve‹ngiltere’de dilbilim ve dil e¤itimialan›nda üstün hizmetlerdebulunmufl, ülkemizin yetifltirdi¤iönemli bir dilbilimci ve dile¤itmeni. Söylefliyle birlikte bizlere,kendisini daha yak›ndan tan›maf›rsat›n› verdi¤i ve paylaflt›¤› de¤erlibilgilerle proficiency öncesinde‹ngilizce dili ö¤renimiyle ilgilisorular›m›z› yan›tlad›¤› için SinanBey’e bir kez daha teflekkürediyoruz.

Prof. Dr. Sinan Bayraktaro¤lu’nunbaflar›lar› o kadar çok ki... Heyecanve ilham verici bir özgeçmifli var.

Talas ve Tarsus AmerikanKolejlerinde tamamlad›¤› orta velise ö¤reniminin ard›ndan, AnkaraÜniversitesi Dil Tarih ve Co¤rafyaFakültesi’nde ‹ngiliz Dili veEdebiyat›, Latin Dili, Yak›nça¤Osmanl› Tarihi alanlar›nda lisansö¤renimi görmüfl. Orta Do¤uTeknik Üniversitesi Fen veEdebiyat Fakültesi Befleri ‹limlerBölümü’nde bir süre ‹ngiliz Diliö¤retim görevlisi olarak görevyapt›ktan sonra gitti¤i ‹ngiltere’deuzun y›llar yaflam›fl. Leeds,Cambridge, Londra ve UlsterÜniversitelerinde önemli akademikgörevlerde bulunmufl, çal›flmalaryürütmüfl. Cambridge’de, TheCambridge Centre For Languages,Sawston Hall’da kurucu direktörlükgörevini yürüttü¤ü s›rada buradakiTürk çocuklar› için Uluslararas›Bakalorya Diplomas› verenUluslararas› Türk Lisesi’ni

B

68 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Ülkemizin yetifltirdi¤i çokde¤erli dilbilimci ve dile¤itmeni Prof. Dr. SinanBayraktaro¤lu, 31 MartÇarflamba akflam› KilyosSar›tepe kampüsündeBUmanzara'n›n konu¤uydu.Proficiency öncesindeyabanc› dil ö¤renim veedinim stratejileri üzerinegerçekleflen söyleflide Prof.Dr. Sinan Bayraktaro¤lu,ö¤rencilerin konuyla ilgilisorular›n› keyifli bir sohbetortam›nda yan›tlad›.

Yaz›: Deniz ÖZGÖRGÜLÜ ’03Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BÜMED’DEN

En iyi ö¤retmenö¤rencinin kendisidir...

Page 71: Bogazici Dergi Mayis'10

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 69

kurmufl. Türkiye ve ‹ngiltere’deönemli kurumlarda akademikdan›flmanl›k, temsilcilik ve üyelikgörevlerinde bulunan Prof. Dr.Sinan Bayraktaro¤lu, Nisan 2000’dedönemin Cumhurbaflkan›Süleyman Demirel taraf›ndan“T.C. Devlet Üstün HizmetMadalyas›” ile ödüllendirilmifl.fiubat 2009 itibariyle AvrupaYabanc› Diller Kalite E¤itimiDerne¤i’nin (EuropeanAssociation of Quality LanguageServices-EAQUALS) müfettiflli¤ineatanm›fl bulunuyor. Ayn› zamandayürüttü¤ü çeflitli akademik görevleraras›nda, üniversitemiz E¤itimFakültesi Yabanc› DillerBölümü’nde de yar› zamanl›ö¤retim üyeli¤i yapmakta.

Söylefli öncesinde Sinan Bey’lebirlikte Kilyos’a seyahat ederken,dünyada ve Türkiye’de dil e¤itimive ö¤renimi konular›nda birazsohbet etme f›rsat›n› bulduk. Araçtabulunan hepimiz profesyonelolarak e¤itimin içindeydik.Konuyla ilgili paylaflt›klar›m›zsöyleflinin de nas›l flekillenece¤inigöstermiflti...

Sanatç› Bedri Rami Eyübo¤lu’nun“Üç Dil” fliiri ile konuflmas›nabafllayan Prof. Dr. SinanBayraktaro¤lu, özelliklegünümüzde, ülkemizdeüniversitelerden mezun olanö¤rencilerin en az›ndan bir yabanc›dil bilmesi gerekti¤inin öneminede¤indi. Ancak iyi bir yabanc› dile¤itimi için bizlere düfleninöncelikle kendi ana dilimizi do¤rukullanabilmemiz oldu¤unuvurgulad›. AB’nin üniversitedenmezun olacak ö¤rencilere iki dilbilme flart› getirdi¤ini ifade edenBayraktaro¤lu, Common EuropeanFramework of Reference forLanguages çerçevesindeAvrupa’daki yabanc› dil ö¤renimive ö¤retimi de¤erlendirmekriterlerinden bahsetti. LancastarÜniversite’sinin bir projesi olanDIALANG (Diagnostic LanguageAssessment System) arac›l›¤›yla,ö¤rencilerin ‹ngilizce dilseviyelerini bireysel olarak takipedebileceklerini belirtti.Bayraktaro¤lu konuflmas›n›ndevam›nda, bugün ‹ngilizce’nindünya dili oldu¤u gerçe¤inin alt›n›

çizdi. Bu sebeple, ö¤renciler içinyabanc› dil ö¤reniminin yaln›zcaakademik ‹ngilizce ile s›n›rl›kalmamas› gerekti¤ini, genel olarakdil ö¤renmenin süreklilikgerektiren bir süreç oldu¤unu veyaflam boyu devam etti¤inivurgulad›.

“Duyuyorum, unutuyorum;görüyorum, hat›rl›yorum;yap›yorum, anl›yorum” diyerekbir Çin atasözünü paylaflt›Bayraktaro¤lu. Mesaj, salondakiherkes için aç›kt›. Bir ö¤renci,ö¤renim süreci içerisinde kendiö¤reniminden sorumluydu. Kalitelibir e¤itimin gerçeklefltirilmesi içinde kiflinin ba¤›ms›z olarak kendikendine ö¤renebilmeyi ö¤renmesigerekliydi. O akflam zihinlerinde“‹ngilizce’yi daha iyi nas›lö¤renebilirim, ‹ngilizcemi nas›lgelifltirebilirim?” sorusuylasöylefliye kat›lan ö¤renciler,kendilerinin en iyi ö¤retmeniydiasl›nda...

BU

ma

nz

ar

ag

ön

üll

üle

r iç

al ›fl

› yo

r. .

.

BUmanzara üyesi olmak veya bilgi almak için:www.bumanzara.org

Page 72: Bogazici Dergi Mayis'10

70 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

● ZOUHAIR GHAZZALLübnan sivil savafl› s›ras›nda (1975-1990) Beyrut’taki AmericanÜniversitesi’nde ö¤renci olan ZouhairGhazzal ilk önce kimya ve fizik lisansderecesi alm›fl. Daha sonra yükseklisans›n› felsefe üzerine yapm›fl. Yükseklisans› bitirdikten sonra Paris’e gitmiflve Sorbonne’da doktoraya bafllam›fl.Tez konusu Osmanl› Dönemi’nde fiamüzerineymifl. Daha sonra Amerika’yagitmifl ve 1992 y›l›ndan bu yanaChicago’da Loyola Üniversitesi’ndedersler veriyor. Genel olarak çal›flmakonular› siyasal, ekonomik, hukuki vetoplumsal gözden Osmanl› HalepBeylerbeyi’nin o dönemdeki Arapçametinler de göz önündebulundurularak de¤erlendirilmesiüzerine. fiu an günümüz Suriye’sindesuç ve ceza sistemi ile ilgili bir kitab›tamamlamak için çal›fl›yor.

Yaz Okulu’nda ders vermek içinBo¤aziçi Üniversitesi’ni tercihetmenizin nedeni nedir?Bo¤aziçi Üniversitesi’ne olan ilgimasl›nda her fleyden önce eskidenOsmanl› ‹mparatorlu¤u’nun kalbi olan‹stanbul’da yer almas›ndankaynaklan›yor; çünkü Osmanl› benimilgilendi¤im ve hakk›nda araflt›rmayapt›¤›m bir konu. Suriyeliler veLübnanl›lar dört yüzy›l boyuncaOsmanl› egemenli¤i alt›nda kald›klar›

halde günümüzde ne bilimsel alandane de popüler kültürde bu dönemepek fazla önem verilmiyor.Araflt›rmam›n amac› 19. yüzy›ldanitibaren Osmanl›y›, sömürge döneminive ça¤dafl ulus devletini anlatan vebütünlük oluflturmayan hikâyeleri biraraya getirmek. Böyle bir çal›flmay›sürdürmek için herhalde ‹stanbul’dandaha uygun bir yer olamaz.

Verece¤iniz ders hakk›nda bilgiverir misiniz?Verece¤im film dersi daha çok Türkve ‹ran sinemas› üzerin e odaklan›yor.Ayr›ca birkaç tane de ‹srail filmiekledim. Sineman›n en iyilerini tarihselolarak Avrupa ve Amerika yap›mlar›ndailiflkilendirmeye çal›fl›yoruz. Ancak1990’lardan bu yana sineman›n en iyileriart›k di¤er bölgelerden, çok da geniflbir sinema miras› olmayan toplumlardanve kültürlerden ç›kmaya bafllad›.Özellikle Arjantin, Romanya, Portekiz,Tayland, Tayvan, Çin ve HongKong’dan bahsediyorum. Ayn› flekilde‹ran sinemas› da 1990’lardan bu yanaçok dikkat çekiyor. Oldukçamerkezileflmifl teokratik rejimidüflündü¤ümüzde asl›nda bu çoknormal bir durum gibi görünmüyor.Derste ö¤rencilere Do¤u Akdeniztoplumlar›n› resimler ve metinlerletan›ma imkân› sunarak ‹ran ve Türksinemas›n›n en iyilerini iflleyece¤iz.

● PROF. DR. GEOFFREY BOWEDoktoras›n› McMaster ÜniversitesiFelsefe bölümünde tamamlayanGeoffrey Bowe sonras›ndaYunanistan’da Athens Üniversitesi’ndedoktora sonras› e¤itimine devam etmifl.1999-2007 y›llar› aras›nda BilkentÜniversitesi’nde felsefe bölümündeçal›flm›fl. fiu an Kanada’da ThompsonRivers Üniversitesi’nde Yunan veOrtaça¤ felsefesi, ahlak ve siyasetfelsefesi üzerine dersler veriyor. 2005y›l›ndan bu yana Ege’de Felsefe bafll›¤›alt›nda araflt›rma yürütüyor.Araflt›rma kapsam›nda ö¤rencileriyleEfes, Milet, Bergama, Assos gibi EgeBölgesindeki tarihi bölgelere gezilerdüzenliyor ve eskiden buralardayaflam›fl düflünürlerin felsefelerinitart›fl›yor.

Yaz Okulu’nda ders vermek içinBo¤aziçi Üniversitesi’ni tercihetmenizin nedeni nedir?Bo¤aziçi Üniversitesi’nde Yunanfelsefesi üzerine iki kere akademikkonuflma yapt›m. Bo¤aziçi’ndeö¤rencilerle ve ö¤retim üyeleriylebirlikte çal›flma f›rsat› buldu¤um içinçok mutluyum. Bilkent’ten eski ikiö¤rencim flu an Bo¤aziçi’nde yükseklisans yap›yor. Bu flekilde onlar›nlisansüstü düzeyde nas›l gelifltiklerinide takip edebilmifl olaca¤›m. Bensonradan Türk vatandafl› oldum.

Bo¤aziçi Üniversitesi yaz döneminde yineoldukça ilginç ve renkli dersler aç›l›yor.Yurt içinden ve yurt d›fl›ndan yüzlerceö¤renci birçok farkl› alanda aç›lan dersleraras›ndan kendi ilgi alanlar›na uygundersleri seçebiliyor. 2010 Yaz Dönemi’ndeüniversitemize gelen yabanc›akademisyenlerden baz›lar› ile hemverecekleri dersler konusunda bilgi almakhem de Bo¤aziçi Üniversitesi hakk›ndakigörüfllerini ö¤renmek için konufltuk.

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08ÜN‹VERS‹TEDEN

E¤itimden felsefeye, gazetecilikten sinemaya kadar

pek çok farkl› ders BÜ Yaz Dönemi’nde...

Page 73: Bogazici Dergi Mayis'10

‹stanbul’u ve Türkiye’yi seviyorum.Ankara’da ders verirken bir yandanhep keflke ‹stanbul’da da ders verebilmeimkân›m olsa diye düflünüyordum. YazOkulu ile birlikte bu dile¤im gerçe¤edönüflüyor. Kanada’da çal›flt›¤›mkurumla Türk Üniversiteleri aras›ndaolabilecek de¤iflim program› anlaflmalar›üzerinde çal›flmay› ve Plato ve Aristotleüzerine baz› konuflmalar yapmay›umuyorum. Ayr›ca Turkish Field School(Ege’de Felsefe) projemize ‹stanbul’uda katmak istiyorum.

Verece¤iniz dersler hakk›nda bilgiverir misiniz?Yunan ve Ortaça¤ Felsefesine Girifl(PHIL 111) ve Felsefeye Girifl (PHIL101.02) dersleri veriyorum. PHIL111’de milattan önce 6. Yüzy›ldanmilattan sonra 3. Yüzy›la kadar gelmiflgeçmifl en önemli felsefeciler hakk›ndakonuflaca¤›z ve genel olarak Plato,Aristotle ve Plotinus üzerineodaklanaca¤›z. Bunun da ötesinde budüflünürlerin üç ortaça¤ düflünürüAugustine, Alfarabi ve Aquinasüzerindeki etkisini araflt›raca¤›z. Eskiça¤ felsefesindeki ak›mlar› ve fikirlerieski felsefi düflüncenin gözünden veortaça¤ felsefesine olan etkisi üzerindende¤erlendirece¤iz. Felsefi analiztekniklerine girifl yapaca¤›z. Bat› felsefegelene¤inin en önemli sekiz filozofunuepistemoloji, etik ve Tanr›’n›n varl›¤›ylailgili argümanlar› aç›s›ndaninceleyece¤iz.

● ALEJANDRO TORRESSAAVEDRAE¤itim bilimleri alan›nda doktorayapan Alejandro TorresSaavedra’n›n doktora tezini Karayipbölgesindeki kültürün tarihi üzerineyazm›fl. Çok kültürlü ve çok dilli birbölge oldu¤u için bu çal›flma onakültürel tutumlar konusunda çokzengin malzeme sa¤lam›fl. Ayr›ca hem‹ngiliz Dili hem de Rus Dili E¤itimialan›nda diploma sahibi olan Saavedraflu an Latin Amerika için Bolivarc›Alternatif’e ba¤l› ülkelerde ö¤retmene¤itimi derslerinin karfl›laflt›rmal›olarak incelenmesi ile ilgili bir projeninbafl›nda yer al›yor. Ayr›ca KübaDilbilimciler Derne¤i’nde ve Küba

Karfl›laflt›rmal› E¤itim Toplulu¤uYönetim Kurulu’nda üye. HavanaCity’de Pedagoji BilimleriÜniversitesi’nde Yabanc› DillerOkulu’nda dekan yard›mc›s› olarakçal›fl›yor.

Yaz Okulu’nda ders vermek içinBo¤aziçi Üniversitesi’ni tercihetmenizin nedeni nedir?Bo¤aziçi Üniversitesi’ni tercih ettimçünkü 2005 y›l›nda burada iki dersverebilme f›rsat› bulmufltum ve ö¤retimkadrosunun ne kadar kaliteli oldu¤unuve ö¤rencilerin verdi¤im derslere olanilgisini fark edebilme flans›m oldu.Ayr›ca Türk ve Küba toplumlar›aras›ndaki iliflkilerin giderek daha dagüçlenmesini istiyorum.

Verece¤iniz ders hakk›nda bilgiverir misiniz?Derste e¤itimi karfl›laflt›rmal› bir bak›flaç›s›yla ve çok kültürlü yaklafl›mlarkullanarak ele alaca¤›z. Ö¤rencilerfikirlerini hep birlikte dile getirme veoluflturabilme f›rsat› bulsunlar diyeiflbirlikli ö¤renme stratejileri kullanaca¤›z.Bu çal›flma ile Amerika’daki en önemlie¤itim sistemlerinin baz›lar›n›örneklendirmifl olaca¤›z.

● SUSAN SACHSSusan Sachs Paris’te Politika BilimleriEnstitüsü Gazetecilik Okulu’ndadersler veriyor. Dersleri genellikleuluslararas› göç konular›yla ilgili.Lisans e¤itimi MichiganÜniversitesi’nden Amerika çal›flmalar›ve çevresel e¤itim alan›ndatamamlayan Sachs çok genç yafltanitibaren gazeteci olmak istiyormufl.Akademik çal›flmalar› bu alanda onapek çok beceri ve farkl› bir bak›fl aç›s›kazand›rm›fl. 1983-1984 y›llar›aras›nda Columbia Üniversitesi’ndeyüksek lisans düzeyinde ekonomi vehukuk dersleri alm›fl. Özellikle beyazyakal›lar s›n›f›nda suç ve maddiyolsuzluk konular›yla ilgilenmifl.

Yaz Okulu’nda ders vermek içinBo¤aziçi Üniversitesi’ni tercihetmenizin nedeni nedir?Öncelikle Türkiye’de yaflad›m ve uzuny›llar gazetecilik yapt›m. Türkiye çok

zengin bir tarihe sahip, oldukçadinamik ve güzel bir ülke. Kendinimodern bir devlet olarak sürekliyeniden yarat›yor ve yenidentan›ml›yor. Burada gelenek veça¤dafll›¤›n, Do¤u ve Bat›’n›n, kimlikve haf›zan›n birbirine geçifli benibüyülüyor. ‹stanbul harika bir flehir.Ayr›ca Bo¤aziçi Üniversitesi de çoktan›nan önemli üniversiteler aras›nda.Ayr›ca uluslararas› bir ortamda dersvermek bana çok ilgi çekici geliyor.Bo¤aziçi Yaz Dönemi’nde oldu¤u gibifarkl› uluslardan, farkl› geçmiflleri olanö¤renciler bir s›n›fta bir arayageldiklerinde ders ö¤retmen de dâhilolmak üzere herkes için çok verimligeçiyor.

Verece¤iniz ders hakk›nda bilgiverir misiniz?Verece¤im derste genel olarakküreselleflmenin üretilen ve paylafl›lanbilgiyi nas›l de¤ifltirdi¤ini ve bude¤iflimin bizim vatandafl ve tüketiciolarak rollerimizi nas›l etkiledi¤iniinceleyece¤iz. Son y›llarda medyaalan›nda inan›lmaz rekabet söz konusu.Günümüzde bilgi bundan birkaç y›lönce hiç düflünülemeyecek kadar h›zl›ve kolay bir biçimde yay›l›yor. Tabiiyanl›fl ve eksik bilgiler de ayn› h›z vekolayl›kla yay›l›yor. Bilgininküreselleflmesi ile ilgili pek çok olayve tart›flma var. Çok daha fazla bilgikayna¤›m›z var, Haiti’deki depremden,Çin’de insan haklar› kampanyas›nakat›lan kiflilerin tutuklanmas›ndan yada ‹ran’daki bask› politikas›ndanan›nda haberdar olabiliyoruz. Amaayn› zamanda haberleringüvenirlili¤inden ve ba¤›ms›zl›¤›ndanda bir o kadar flüphe duyuyoruz.Ö¤rencilerin bu konular üzerineelefltirel bir biçimde düflüneceklerinive kendi ülkeleri ve dünya hakk›ndabilinçli hale geleceklerini umuyorum.Ayr›ca gazetecilik ve gazetecilerinrollerine de de¤inece¤iz. Günümüzdebilgi gerçekten güç anlam›na geliyorve gazetecilik çok tehlikeli bir iflolabiliyor. Mesleki zorluklardanbahsedece¤iz. Son olarakö¤rencilerden biraz gazetecilikyapmalar›n› ve bilgi toplamalar›n›isteyece¤im. Bu flekilde ilk eldentecrübe edinmifl olacaklar.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 71

Bilg

i ve

Bafl

vuru

için

: Tel

: (02

12) 3

59 7

1 42

- 3

59 6

7 10

Fak

s: (0

212)

265

98

22 E

-mai

l: su

mm

er@

bo

un

.ed

u.t

r w

ww

.su

mm

er.b

ou

n.e

du

.tr

Page 74: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 75: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 76: Bogazici Dergi Mayis'10

74 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

KURSLAR

Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 19

BURC Toplant› Salonlar›BURC Toplant› Salonlar›

Afi‹YAN TOPLANTI SALONUKullan›m Kapasitesi: U Düzeni 18 KifliMasa Düzeni: 10 Kifli / Tiyatro Düzeni: 25 kifliTeknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, ProjeksiyonCihaz›, Perde, Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart,Pano Board, Televizyon, VHS Video, Bilgisayar,Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima• Salon içinde Coffee Break servisi• Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsüseçenekleri

SEM‹NER SALONUKullan›m Alan›: 300 m 2

Kullan›m Kapasitesi: U Düzeni 36 Kifli(50 kifliye kadar ç›kar›labilir)Tiyatro Düzeni: 250 KifliS›n›f Düzeni: 36 kifli (50 kifliye kadar ç›kar›labilir)Teknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, Projeksiyon Cihaz›, Perde,Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart, Pano Board, Televizyon,VHS Video, Bilgisayar, Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima• Salon içinde Coffee Break servisi• Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsü seçenekleri

ÇOCUK KULÜBÜS›ra D›fl› Çocuk YetifltirmeProgram›Drama KursuRobot Atölyesi

Ayr›nt›l› Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 13 - 359 58 19 / [email protected]

‹fi YAfiAMIEtkili Konuflma Kursu‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme KursuGiriflim Gelifltirme ve Yönetim Program›NLP “Kendi Liderin Ol”Anlayarak H›zl› Okuma‹fl Hayat›n› Keflfederken Kariyer Tasar›m›Sat›flta Fark Yaratma Formülleri

YAfiAMKürek SporuYoga KursuOya Tolga ile MakyajScuba DivingKaptanl›k KursuNefes Akademisi - Aç›k NefesAnne-Baba Koçlu¤u Grup Çal›flmas›ÖSS ve SBS’ye Yönelik Anlayarak H›zl› Okuma

BÜMED Kiflisel Geliflim Kurslar›KÜLTÜR - SANATYarat›c› Yazarl›k KursuPerküsyon KursuEbru Kursufian KursuFoto¤rafç›l›k KursuHeykel KursuGrafoloji Kursufiarap KursuBriç KursuSeramik KursuBob Ross Tekni¤iyleResim Kursu

DANSLatin Dans KursuOryantal Dans KursuTango KursuRoman Dans› Kursu

Page 77: Bogazici Dergi Mayis'10

KURSLAR

Amatör Denizci Yeterlilik Belgesi alabilmek için LimanBaflkanl›¤›’n›n açt›¤› her ay›n ilk çarflambas› yaz›l›, ikinciçarflambas› sözlü olan s›navda baflar›l› olmak gerekmektedir.

Kursumuzun amac› sizleri en iyi flekilde bu s›navlarahaz›rlamakt›r. Kursumuz 30 saat teorik ve 1 ders kurumumuzaait e¤itim teknemizde yap›lan (hafta sonu) pratik e¤itimdenoluflmaktad›r (1 ay içerisine yay›lm›fl). Baz› kursiyerlerimizces›kça 1 ders pratik e¤itimin ne derece yeterli oldu¤usorulmaktad›r, pratik dersimizi tekneyi tan›mak amac›ylavermekteyiz. Çünkü tekneler arabalar gibi benzer özellikleresahip de¤ildirler, ayr›ca hava flartlar›, ak›nt›, teknenin yelkenli-motor yat oluflu, tek makine-çift makine oluflu gibi koflullarlafarkl›l›k göstermektedir. Derslerle ilgili notlar ücretsiz olarakkurs süresince verilmektedir. Ayr›ca isteyen kiflilere ücretkarfl›l›¤› kitap ve harita temini için kursumuz yard›mc› olmaktad›r.Amatör Denizcilik s›nav müfredat› olan ve kursumuzdagörece¤iniz ders içerikleri afla¤›daki gibidir. S›nav tamamenteorik sorulardan oluflmaktad›r. Amac›m›z s›navdaki baflar›n›zoldu¤u kadar öncelikle kendinize güven duyman›z veçevrenizdeki insanlara teknenizde olduklar› süre içinde güvenduygusunu sa¤layacak bilgileri vermektir. Bu nedenlee¤itimlerimizin konu bafll›klar› afla¤›daki gibi olsa da konuiçerikleri çok geniflletilmifl olarak sizlere sunulur.

• Mevzuat (Deniz Hukuku) •Navigasyon (Seyir) • DenizdeÇat›flmay› Önleme Kurallar› • DenizdeHaberleflme • Gemicilik • DenizdeGüvenlik • Meteorloji • Motor Bilgisi • 1 Günlük Pratik E¤itim

Kurs Pazartesi ve Çarflamba günü 19.00 - 22.00 saatleri aras›ndayap›lmaktad›r. Kurs süresi 5 haftad›r.Kurs 10 May›s Pazartesi günü bafllayacakt›r.Kat›l›m Bedeli: Üye: 420 YTL / Misafir: 520 YTL

E¤itmen: Engin Baydar

‹stanbul do¤umlu olan Engin Kpt. denizci bir ailedengelmektedir. Ticari anlamda denizcili¤e ise Türkiye DenizcilikE¤itim Vakf›’na girerek bafllam›fl, Uzakyol Güverte Zabiti olarakmezun olup çeflitli armatörlük kurulufllar›n›n Türk ve yabanc›bayrakl› gemilerinde s›ras›yla 4. ve 3. Kaptanl›k yapm›flt›r. 2004y›l› itibariyle Amatör Denizcilerin yetifltirilmesi konusundae¤itmenlik yapmaktad›r. Amatör Denizcilerin kendi tekneleriile denizde dolaflt›klar› süre içinde tek bafllar›na olufllar› vedan›flma kaynaklar›n›n sadece kendi bilgi ve becerileri olufluböyle bir yeterlili¤i almaktaki önemi ortaya ç›karm›fl, bu nedenlee¤itimlerin a¤›rl›¤› bu noktada yo¤unlaflt›r›lm›flt›r.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 75

Kaptanlık Kursu

E¤itmen: Ayflen Eren

Ayflen Eren, ODTÜ, Bilkent ve ColumbiaÜniversitelerinde Endüstri Mühendisli¤i lisans velisansüstü çal›flmalar›n› tamamlad›. Prag,Bratislava ve New York’taki yaflam ve ifldeneyimlerinden sonra 1996 y›l›ndan beri‹stanbul’da yafl›yor. Sürdürülebilir yaflam, ekolojikteknoloji, do¤al su ar›tma, geri dönüflüm,geleneksel tar›m, GDO’suz ürünler, temiz enerjikaynaklar›, ekolojik mimari, çevre ve do¤a korumakonular›nda yaz›lar yaz›yor, çeviriler yap›yor vefoto¤raf çekiyor. Farkl› bir yaflam, farkl› bir ‹nsanile Do¤a iliflkisi, farkl› bir ekonomi, farkl› bir teknolojive farkl› bir dünya mümkün diyor. ‹ki y›ld›r çocuk,genç, yetiflkin, fiziksel engelli, az›nl›k gruplarla“Sürdürülebilir Yaflam Oyunlar›” oynat›yor.“Sürdürülebilir Yaflam Oyunlar›”, oyun ve egzersiztabanl›, deneyimleyerek ve e¤lenerek ö¤renmeyiesas alan bir kiflisel geliflim yöntemi. Ayr›cakolaylaflt›r›c›l›k yap›yor.

Aflk, sevgi, tutku, k›skançl›k, huzur, mutluluk... Tüm bu duygular› vedaha pek ço¤unu yaflad›¤›n›z eflinizle farkl› bir keflif yolculu¤u yapmayane dersiniz?Oyunlar ile hareketlenen, paylafl›mlar ile kalp ve ruhlar›n yak›nlaflt›¤›,emprovize temas (contact improvisation) ile ba¤›ms›z iki vücudundenge, uyum, bütünlü¤ü yakalad›¤› ve kendini ak›fla b›rakt›¤› bir keflifyolculu¤u bu...Birbirini yeni bir gözle görebilmek ve birlikteli¤ini taçland›rmak isteyenleriçin...Sevgi bir bahçe ise birbiri ile yar›flan duygu çiçeklerinin açt›¤›vahfli bir bahçe olmal›. Bu vahfli bahçeyi yaflamak isteyenler için...

Evli, niflanl›, flört, arkadafl her çift kat›labilir.

Kurs 11 May›s Sal› günü 19.30 - 21.30 saatleriaras›nda yap›lacakt›r.Kat›l›m Bedeli: Üye: 75 TL / Misafir: 100 TL

Elma-Çiftler için sürdürülebilir yaşam oyunları

Page 78: Bogazici Dergi Mayis'10

76 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

E¤itmen: Nalan Özdemir EremNalan Özdemir Erem, YogaE¤itmenli¤i ve ‹leri Pranayama(nefes teknikleri) E¤itmenli¤ie¤itimini modern yogan›n en önemlimerkezlerinden Kripalu YogaMerkezi’nde (www.kripalu.org)ald› ve bu merkezde yogaçal›flmalar›n› sürdürüyor.1991’den itibaren tiyatro, dans, yogave bedensel hareket teknikleriüzerine çal›fl›yor. Bo¤aziçiÜniversitesi’nden mezun olduktansonra 1996-1998 y›llar›nda ABD veFransa’da fiziksel tiyatronundünyadaki say›l› ustalar›ndanThomas Leabhart’›n ö¤rencisi veasistan› oldu. A.Ü. DTCF TiyatroBölümü’nde lisans ve lisansüstüdüzeyde hareket dersleri verdi, uzuny›llar Yogaflala’da yoga dersleriverdi, farkl› kurumlar bünyesindeatölye çal›flmalar› düzenledi veseminerler verdi. 2005 y›l›ndanitibaren BÜMED’de ders veriyor.

Pazar günü yap›lacak derslerde fiziksel durufllar ve nefesçal›flmalar› yard›m›yla stres, yorgunluk ve hareketsizliktenkaynaklanan fazla yükleri at›p haftaya taze bir bafllang›çyapmak amaçl›yoruz.Çal›flman›n içeri¤ini durufl ve dengenin temel prensiplerinianlamak, bedensel güç ve esnekli¤imizin gelifltirilmesi, do¤al

nefes yetene¤imizi yeniden kazanmak, kronik gerginliklerinve fiziksel yorgunluklar›m›z› gidermek, konsantrasyon gücümüzügelifltirmek oluflturuyor.Çal›flma her düzeyde kat›l›mc›ya aç›k olacak.Yer: Fitness Center Stüdyo / Gün/Saat: Pazar, 11:00Kay›tlar: 0212 359 58 38-42

Nalan Hoca ileKripalu Yoga dersleri

Page 79: Bogazici Dergi Mayis'10

Pilates Ball19:35-20:30

Pilates Ball19:35-20:30

Spinning*19:15-20:00

H.A.T.*19:00-19:30

Spinning*19:15-20:00

BURCSPOR

H.A.T.*19:00-19:30

BURCSPOR GRUP DERSLER‹ PROGRAMI

(*) iflaretli dersler herhangi bir spor abonmanl›¤› olan üyelerimize ücretsizdir (Body Sculpt, Spinning, H.A.T., Mix Resist, Total Body).

PAZARTES‹ SALI ÇARfiAMBA PERfiEMBE CUMA CUMARTES‹ PAZAR

Pilates Ball10:00-11:00

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 77

Mix Resist*11:00-12:00

Pilates10:00-11:00

Mix Resist*11:00-12:00

Pilates10:00-11:00

Pilates10:00-11:00Total Body*11:00-12:0011:00-12:0011:00-12:00

Spinning+Body Sculpt*Body Sculpt*

Body Sculpt: Vücudunuzun kondisyon, ya¤ yak›m› vehareket kabiliyetini s›k› bir disiplin içinde art›ran,kardivasküler bir derstir. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Spinning-Body Sculpt: Dersimize 30 dakikal›k aerobik spinning çal›flmas› ile ya¤ yakmayabafll›yoruz. Sonras›nda da platform, dumbell ve kendi vücut a¤›rl›¤›m›zla yapt›¤›m›z hareketlerles›k›lafl›yoruz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Not: Derslerimiz en az 3 kiflinin kat›l›m› ile yap›lmaktad›r.Tel: 0212 359 58 38 / [email protected]

Sistemin iflleyifli:Vibrogym’in üretti¤i vibrasyon, vücuda bir enerji olarak yollan›r. Tercih edilenfrekanstaki sal›n›mlar vücut kaslar›n› gerilme yönünde uyar›r. Uygulama süresincekaslar sürekli olarak gerilip gevfleyerek çal›fl›r. Örn. Kontrol panelinde 40 Hzseçilirse kaslar saniyede 40 kez gerilir ve gevfler. 1 dakika bu sal›n›m alt›ndaçal›flan kar›n kaslar›m›z yüzlerce kez mekik hareketi yapm›flcas›na etkilenir.Sadece 20 dakikal›k bir zaman dilimi içerisinde vücudun ihtiyac› olan sporuyapabilmek ve sa¤l›kl› bir bedene sahip olabilmek art›k Vibrogym ile mümkün.

Ayr›nt›l› bilgi için: 0212 359 58 38

Sa¤l›kl› zay›flaman›n k›sa yolu, günde sadece 20 dakika, haftada 3 kez !

Mix Resist: Denge topu ve t-band ile kar›n, kalça ve bacakbölgelerinin a¤›rl›kl› olarak çal›flt›r›ld›¤› bir derstir.E¤itmen: Davut Y›lmaz

Total Body: Müzik eflli¤inde s›k›laflmak ve ya¤ yakmak istiyorsan›zbu program tam size göre. Vücuttaki tüm kaslar› çal›flt›ranprogram›n ilk yar›s›nda aerobic ile ›s›nma, ikinci yar›s›nda vücudunüst k›sm›, kalça, bacak ve kar›k kaslar› çal›fl›yor. S›k› kaslar vedüz bir kar›n için... E¤itmen: Ayça Dönmez

Pilates10:00-11:00

Pilates10:00-11:00

YOGA11:00-12:00

H.A.T.: Kar›n, üst bacak ve kalça bölgelerini çal›flt›ranegzersizler ile vücudumuzu s›k›laflt›ran, estetik bir görünümkazand›ran k›sa ama yo¤un bir ders. E¤itmen: Ayça Dönmez

Pilates Ball17:00-18:00

Pilates Ball17:00-18:00

Spinning*13:00-13:50

Spinning: Yüksek kalori yakmay› sevenler için en ideal ders.Müzi¤in ritmiyle bazen tepelerde bazen yokufl afla¤› h›zlanarakdurmadan, dinlenmeden gezece¤iz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Page 80: Bogazici Dergi Mayis'10

SQUASHH›zl›, zevkli ve heyecanl› bir sporar›yorsan›z mutlaka squash’›denemelisiniz!!!Squash kortlar›m›z 09:00-22:00saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r.Önceden rezervasyon yapt›rarakpartnerinizle squash oynayabilir yada Türkiye’deki en iyi e¤itmenlerdenbiri olan Davut Y›lmaz’dan dersalabilirsiniz. Dilerseniz, Türkiye’ninönde gelen turnuvalar› aras›nda yeralan turnuvalar›m›za kat›labilirsiniz.Rezervasyon kurallar›• Rezervasyon iptali befl saatönceden yap›lmal›d›r.• Rezervasyon saatinin15 dakika geçmesi halindegelmeyenlerin rezervasyonlar› iptaledilir ve kort bekleyenlere verilir.Bu durumda geç kalanlar hak talepedemez.

SAUNASaunam›z hafta içi 12:00-22:00,hafta sonu 10:00-22:00 saatleriaras›nda kullan›ma aç›kt›r. Haftaiçi saat 17:00’den önce kullanmakisteyenlerin rezervasyonyapt›rmalar› gerekmektedir.

FITNESS CENTERFitness Center içinde, grupderslerinin yap›ld›¤› Stüdyo,Squash kortlar›, Sauna, Masajodalar› yer almaktad›r.Fitness center 07:00-23:00 saatleriaras›nda hizmet vermektedir.E¤itmenlerimiz 08:00-21:00 saatleriaras›nda sizlerle birlikte.E¤itmenlerimizden kifliye özelçal›flma program›n›z› alarak dahabilinçli bir flekilde sporyapabilirsiniz. Ayr›ca uzman›m›zYrd.Doç.Dr. ‹lhan Odabafl’tanrandevu alarak Antropometrikölçüm (ya¤-kas-kemik ölçümü)yapt›rabilirsiniz. Böylecegelifliminizi daha bilimsel ve dahakolay bir flekilde takip edebiliriz.Modern, güvenilir ve pratik LifeFitness ve Paramont sporekipmanlar›yla, sadeceBo¤aziçililere ait bir ortamda sporyapman›n tad›na var›n.E¤itmenler: Batuhan S. Barutçu,Ayça Dönmez, Davut Y›lmazRez: 0212 359 58 38-359 58 42

TEN‹S DERSTenis mi ö¤renmek istiyorsunuz? Ya da oyununuzu gelifltirmeye mi ihtiyac›n›z var? Belkide kendinize iyi bir partner ar›yorsunuzdur? E¤itmenimizden ders almaya ne dersiniz?Bir gün önceden yapt›raca¤›n›z rezervasyon ile 07:00-22:00 saatleri aras›nda dersalabilirsiniz. Yine rezervasyonunuzun iptalini de bir gün önceden yapt›rman›zgerekmektedir. Bu kurala uymayan üyelerden ders ve kort ücreti tahsil edilecektir. Kortkullan›m kurallar› alaca¤›n›z Tenis Dersleri için de geçerlidir. E¤itmen: Nevzat EnginRez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

SQUASH DERS‹H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›zmutlaka squash’› denemelisiniz. Öncedenrezervasyon yapt›rarak 09:00-22:00 saatleriaras›nda squash dersi alabilirsiniz. Rezervasyonyapt›r›p gelmeyen ya da 5 saat önceden iptaletmeyen üyelerimizden ders ücreti tahsiledilecektir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

TEN‹SBÜMED’de kapal› kortta tenis oynama imkan›n›z var. K›fl›n ›s›tma sisteminin de bulundu¤ukortlar›m›zda 07:00-22:00 saatleri aras›nda rezervasyon yapt›rarak tenis oynayabilir veyaders alabilirsiniz.Rezervasyon kurallar› • Rezervasyonlar bir gün önceden saat 09:00 itibari ile al›nmayabafllanmaktad›r. Yer olmas› halinde ayn› gün rezervasyon yapt›r›labilir. • Bir üye, kortuayn› gün içinde sadece 1 saat rezerve edebilir. • Tenis abonmanl›¤› olanlar d›fl›nda, heriki oyuncudan da ücret al›nmaktad›r. • Kortlar›n müsait olmas› ve oyunun uzamas›durumunda ikinci saat için ayr› ücret al›nmaktad›r. • Rezervasyon iptali 5 saat öncedenyap›lmal›d›r. Bu kurala uymayan üyeler, 15 gün kort ay›rtamaz ve iki misafir ücreti tutar›para öder. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar›iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemezler.Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

07:00 - 23:00 saatleri aras›nda Fitness Center ’› kullanabilirsiniz!

MASAJ - Masöz Ümit fiimflek / Masör Davut Y›lmazYorgunluk, a¤r›lar ve s›k›nt›lardan kurtulman›n için, klasik masaj ile kendinizi zindeve dinlenmifl hissedeceksiniz... Tam masaj (60 dk.), Bölgesel masaj (30 dk.).

BURCSPOR TES‹SLER

78 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Page 81: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 82: Bogazici Dergi Mayis'10

Mayıs 2010 Haziran1

23456789

1011

12131415

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

16171819

2021

22232425262728293031

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Oryantal Dans Kursu

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu

• Drama Kursu

• Drama Kursu

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu•fian Kursu• Nefes Çal›flmas›• Anlayarak H›zl› Okuma

• Briç Kursu• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi• Geliflim Gelifltirme ve

Yönetme Program›

• Oryantal Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu•fian Kursu• Nefes Çal›flmas›• Anlayarak H›zl› Okuma

• Oryantal Dans Kursu

• Drama Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu•fian Kursu• Nefes Çal›flmas›• Anlayarak H›zl› Okuma

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu•fian Kursu• Nefes Çal›flmas›• Anlayarak H›zl› Okuma

• Drama Kursu

• ‹fl Sunumlar›ndaProfesyonelleflme Kursu

• Tango Kursu

• Latin Dans Kursu• Oryantal Dans Kursu• NLP Kursu

• Oryantal Dans Kursu• Çocuk fienli¤i

ve Yaz Okullar›Tan›t›m Günü

• YAfiARKonseri

Page 83: Bogazici Dergi Mayis'10
Page 84: Bogazici Dergi Mayis'10