33
Bakara Sûresi: 116 Kur’ân Buluşmaları: 44 ÜMİT ŞİMŞEK

Bakara Sûresi: 116

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Bakara Sûresi: 116. Kur’ân Buluşmaları: 44. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara: 116. وَقَالُوا اتَّخَذَ اللّٰهُ وَلَداًۙ سُبْحَانَهُۜ بَلْ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلٌّ لَهُ قَانِتُونَ - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Bakara Sûresi:  116

Bakara Sûresi: 116

Kur’ân Buluşmaları: 44

ÜMİT ŞİMŞEK

Page 2: Bakara Sûresi:  116

�ه� م�ا   �ل� ل � ب ان �ح� ب �د س� %خ�ذ� الل �ه� و�ل �وا ات ��و�ق�ال ه �� ا

�ون� +ت �ه� ق�ان �ل, ل �ر� ك م�و�ات+ و�اال� ��ف+ي الس%   ه

  Bir de “Allah evlât edindi” dediler.

Hâşâ, O bundan münezzehtir. Doğrusu, göklerde ve yerde ne varsa

Onundur; hepsi de Ona boyun eğmiştir.

Bakara: 116

Page 3: Bakara Sûresi:  116

Yahudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler.

Hıristiyanlar da “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözleridir ki, kendilerinden önce kâfir olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırılıyorlar! Tevbe, 9:30

Bakara: 116

Page 4: Bakara Sûresi:  116

Bir de Allah ile cinler arasında nesep bağı

uydurdular. Oysa cinler de biliyor ki, onlar toplanıp Allah’ın huzuruna sevk edileceklerdir.

Onların yakıştırdıkları şeylerden Allah münezzehtir. Sâffât, 37:158-159

Onlar ise, hiçbir şey bilmedikleri halde, Allah’ın yarattığı cinleri Ona ortak koştular, Ona oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Oysa Allah, onların yakıştırdıklarından münezzeh ve yücedir. En’âm, 6:100

Bakara: 116

Page 5: Bakara Sûresi:  116

Demek Rabbiniz sizi erkek çocuklarla

seçkin kıldı da kendisine melekleri kız evlât edindi, öyle mi? Gerçekten siz pek büyük bir söz söylüyorsunuz.

İsrâ, 17:40

Bakara: 116

Page 6: Bakara Sûresi:  116

“Allah evlât edindi” dediler; oysa O bundan yücedir.

O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Ganîdir. Göklerde ne var, yerde ne varsa Ona aittir. Sizin ise bu sözünüze dair hiçbir deliliniz olmadığı halde, Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?

De ki: Allah adına yalan uyduranlar iflâh olmazlar. Onlar dünyadan biraz nasiplenirler; ondan sonra

dönüşleri Bizedir. Ondan sonra da, inkâr edip durmaları yüzünden Biz onlara o çetin azabı tattırırız. Yunus, 10:68-70

Bakara: 116

Page 7: Bakara Sûresi:  116

Ey Kitap Ehli! Dininizde haddi aşmayın; Allah

hakkında doğruyu söyleyin. Meryem oğlu Mesih İsa, Allah’ın elçisi ve Onun Meryem’e ulaştırdığı kelimesidir; Onun tarafından gönderilmiş bir ruhtur. Siz de Allah’a ve peygamberlerine iman edin. “Üç” demeyin; bundan kaçınmanız sizin için hayırlı olur. Allah tek bir tanrıdır; O evlât sahibi olmaktan münezzehtir. Gökte ne var, yerde ne varsa hepsi Onundur; hepsinin tedbir ve idaresinde vekil olarak Allah yeter. Bir “Ol” sözünden ibarettir; O birşeyin olmasını murad ettiğinde “Ol” der, o da oluverir.

Nisâ, 4:171

Bakara: 116

Page 8: Bakara Sûresi:  116

“Allah Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kâfir

olmuşlardır. De ki: Eğer Allah Meryem oğlu Mesih ile annesini ve yeryüzündekilerin hepsini birden helâk etmeyi dilerse, Ona engel olacak kim var? Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin egemenliği Allah’a aittir. O dilediğini yaratır; zira Allah’ın gücü herşeye yeter.

Mâide, 5:17

Bakara: 116

Page 9: Bakara Sûresi:  116

Göklerin ve yerin egemenliği Onundur.

O evlât edinmemiş, egemenliğinde Onun bir ortağı da olmamıştır. Herşeyi bir ölçü ile yaratıp kaderini belirleyen de Odur.

Furkan, 2:2

Bakara: 116

Page 10: Bakara Sûresi:  116

İşte Meryem oğlu İsa budur. Hakkında anlaşmazlığa

düştükleri sözün doğrusu da böyledir. Evlât edinmek Allah’a yaraşmaz; O her kusurdan

münezzehtir. O bir işin olmasını murad ettiğinde sadece “Ol” der; o da oluverir.

İsa onlara “Allah sizin de, benim de Rabbimizdir; Ona kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur” demişti.

Fakat çeşitli topluluklar onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. O büyük gün görüldüğünde, kâfirlerin başına gelecek var!

Huzurumuza getirildiklerinde neler işitecek, neler görecekler! Fakat bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindeler. Meryem, 19:34-38

Bakara: 116

Page 11: Bakara Sûresi:  116

Bir de “Rahmân evlât edindi” dediler. And olsun, pek çirkin birşey ortaya attınız. Neredeyse gökler çatlayacaktı bu söz yüzünden;

yer yarılacak, dağlar yıkılıp yerle bir olacaktı: Onlar Rahmân’a evlât yakıştırdı diye. Oysa Rahmân’a evlât edinmek yaraşmaz. Göklerde ve yerde kim varsa, hepsi Rahmân’ın

huzuruna kul olarak gelir.

Meryem, 19:88-93

Bakara: 116

Page 12: Bakara Sûresi:  116

Peygamberleri huzurunda topladığı gün, Allah

buyurur:

“Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara ‘Beni ve annemi Allah’ın yanı sıra tanrı edinin’ diyen sen misin?”

İsa der ki: “Sen her türlü noksandan ve ortaktan yücesin. Hakkım olmayan birşeyi söylemek bana yakışmaz. Ben böyle birşey demişsem, Sen zaten onu bilirsin. Sen benim gönlümde olanı bilirsin; ben ise Senin zâtında olanı bilemem. Görünmeyenleri ve gizlilikleri bilen Sensin.

. . .

Bakara: 116

Page 13: Bakara Sûresi:  116

“Senin Bana emrettiğinden başkasını ben onlara

söylemedim. ‘Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ dedim. Onlar arasında bulunduğum sürece ben onların şahidiydim. Sen beni öldürdükten sonra ise onlar üzerinde gözetleyici olan yalnız Sen idin. Çünkü Sen herşeyin şahidisin.

“Onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki Sen kudreti herşeye üstün olan sonsuz hikmet sahibisin.”

. . .

Bakara: 116

Page 14: Bakara Sûresi:  116

Allah buyurur ki: Bugün, doğrulara

doğruluklarının fayda verdiği gündür. Onlar için, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır. Allah onlardan razıdır, onlar Allah’tan. Bu ise pek büyük bir kazanç ve kurtuluştur.

Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların egemenliği Allah’ındır. Onun gücü herşeye yeter.

Mâide, 5:116-120

Bakara: 116

Page 15: Bakara Sûresi:  116

De ki: Ben halis bir inançla Ona yönelerek Allah’a kulluk

etmekle emrolundum.

Ve bana Müslümanların ilki olmam emredildi.

De ki: Rabbime isyan edecek olursam, büyük bir günün azabından korkarım.

De ki: Ben Allah’a kulluk ederim; inancım ve ibadetim yalnız Onadır.

Siz Ondan başka kime isterseniz kulluk ededurun. De ki: Asıl hüsranda olanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Apaçık hüsran işte budur. Zümer, 39:1-1

Bakara: 116

Page 16: Bakara Sûresi:  116

De ki: Ey insanlar! Eğer benim dinimden bir kuşkunuz

varsa, ben sizin Allah’tan başka kulluk ettiklerinize kulluk etmem; ancak sizin canınızı alacak olan Allah’a kulluk ederim. Zira ben mü’minlerden olmakla emrolundum.

Bana şunlar da emredildi: Allah’ı bir tanıyarak yüzünü dosdoğru hak dine çevir; sakın müşriklerden olma.

Allah’tan başka sana yarar veya zarar veremeyen şeylere yalvarma. Bunu yapacak olursan hiç şüphesiz zalimlerden olursun. Yunus, 10:104-106

Bakara: 116

Page 17: Bakara Sûresi:  116

v وأشهد أن محمدا… ورسولهعبده

Bakara: 116

Page 18: Bakara Sûresi:  116

Tesbih

Allah’ı her türlü noksan sıfattan ve şerikten uzak tutarak yüceltme

Kelime anlamı: yüzme, yüzerek hızla uzaklaşma / «Onların her biri bir yörüngede yüzer» (Enbiyâ, 21:3; Yâsin, 36:40)

Mahlûkat hakkında: Yaratılış gayelerini yerine getirmeleri, kendilerine Allah tarafından verilmiş olan görevleri eksiksiz şekilde yapmaları

Kur’ân’da 89 yerde geçer

Bakara: 116

Page 19: Bakara Sûresi:  116

Yedi gök ve yer ile bunlarda olan kim varsa Onu

tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Lâkin siz onların tesbihini anlamazsınız. O ise Halîmdir, Gafûrdur.

İsrâ, 17:44

Göklerde ve yerde olanların ve kanat çırpan kuşların Onu tesbih ettiğini görmedin mi? Onların hepsi duasını da bilir, tesbihini de. Allah ise onların yaptıklarını bilir.

Nur, 24:41

Bakara: 116

Page 20: Bakara Sûresi:  116

Gök gürültüsü hamd ile, melekler Allah korkusuyla

Onu tesbih eder. O, yıldırımlar gönderir de dilediğini onunla çarpar. Onlar ise hâlâ Allah hakkında tartışıp duruyorlar. Halbuki Allah’ın cezası pek çetindir.

Ra’d, 13:13

Arş’ı taşıyan ve onun etrafında bulunan melekler Rablerini hamd ile tesbih eder, Ona iman eder ve mü’minler için istiğfar ederler.

Mü’min, 40:7

Bakara: 116

Page 21: Bakara Sûresi:  116

Akşama erdiğinizde ve sabaha çıktığınızda Allah’ı tesbih

edin.

Göklerde ve yerde hamd Ona aittir. Gündüzün sonuna doğru ve öğleye eriştiğiniz zaman da Onu tesbih edin.

Rum, 30:17-8

“Kur’ân’da beş vakit namaz var mı?” sorusuna, İbni Abbas bu iki âyeti ve Nûr Sûresinin 58’inci âyetini hatırlatarak cevap vermiştir: “Akşama erdiğinizde: akşam namazı. Sabaha çıktığınızda: sabah namazı. Gündüzün sonunda: ikindi namazı. Öğleye eriştiğinizde: öğle namazı. Ve ‘Yatsı namazından sonra sizin için mahremiyet vaktidir.’” (Müstedrek, 2:445, no. 3541.)

Bakara: 116

Page 22: Bakara Sûresi:  116

Onların söylediklerine sabret; güneş

doğmadan önce ve batmadan önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün etrafında da tesbih et ki Allah’ın hoşnutluğuna erişesin.

Tâhâ, 20:130

Müsebbihât:

Hadîd, Haşir, Saf, Cum’a, Tegabün sûreleri

Bakara: 116

Page 23: Bakara Sûresi:  116

Cennet ehlinin duası

İman edip güzel işler yapanlara ise Allah imanlarıyla yol gösterir. Nimetlerle dolu Cennetlerde, onların altlarından ırmaklar akar.

Orada onların duaları “Sübhânekallahümme»den, tahiyyeleri ise bir esenlik müjdesinden ibarettir. Dualarının sonu ise, “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun” demektir.

Yunus, 10:9-10

Bakara: 116

Page 24: Bakara Sûresi:  116

Ulu Rabbinin ismini tesbih et.

Vâkıa, 56:74, 96; Hâkka, 69:52 «Bunu rükûnuzda söyleyin.»

Yüce Rabbinin ismini tesbih et. A’lâ, 87:1 Bunu secdenizde söyleyin.

Ebû Dâvud, Salât: 146, 147; İbni Mâce, İkamet: 20; Müsned, 1:232

Bakara: 116

Page 25: Bakara Sûresi:  116

Namaza ve namaz tesbihatına işaret eden âyetler:

Sen onların söylediklerine sabret; Rabbini güneşin doğuşundan ve batışından önce hamd ederek tesbih et.

Gecenin bir kısmında ve secdelerin ardından Onu tesbih et.

Kaf, 50:39-40

İbni Abbas «secdelerin ardındaki tesbih» ile namaz sonrasındaki tesbihin kastedildiğini söylemiştir. (Buharî, Tefsir, 50:2.)

Bakara: 116

Page 26: Bakara Sûresi:  116

Namaz tesbih, tekbir ve Kur’ân kıraatinden

ibarettir. Müslim, Mesacid: 33

Farz namazların ardından okunan zikirleri yapan kimse zarara uğramaz. Bunlar 33 tesbih, 33 tahmid ve 33 tekbirdir. Müslim, Mesacid: 144, 145

Bakara: 116

Page 27: Bakara Sûresi:  116

Her bir namazdan sonra kim 33 defa Allah’ı

tesbih eder, 33 defa Allah’a hamd eder, 33 defa Allah’ı tekbir eder ve

على وهو الحمد وله الملك له له شريك ال وحده الله إال إله القدير شيء كل

diyerek bunu 100’e tamamlarsa, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile bağışlanır.

Müslim, Mesacid: 146

Bakara: 116

Page 28: Bakara Sûresi:  116

كل له قانتون

«Göklerde ve yerde ne varsa hepsi de Ona boyun eğmiştir»

Kunut: boyun eğmek, itaat etmek, huşû içinde olmak,

ayakta durmak, ibadet etmek

Bakara: 116

Page 29: Bakara Sûresi:  116

Namazlara, özellikle orta namaza özen

gösterin ve Allah huzurunda tam bir huşû ile kıyama durun. Bakara, 2:238

[Takvâ sahipleri] sabredenlerdir, sözünde ve imanında sadık olanlardır, Allah huzurunda huşû ile kıyama duranlardır, mallarını hayır için harcayanlardır, seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir. Âl-i İmrân, 3:17

Bakara: 116

Page 30: Bakara Sûresi:  116

Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min

erkekler ve mü’min kadınlar, Allah’ın huzurunda huşû ile kıyama durup emirlerine itaat gösteren erkekler ve kadınlar, doğruluk sahibi erkekler ve kadınlar, sabreden erkekler ve kadınlar, Allah’a karşı saygılı ve alçakgönüllü erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler ve kadınlar—bunlar için Allah bir bağışlanma ile pek büyük bir ödül hazırlamıştır.

Ahzâb, 33:35

Bakara: 116

Page 31: Bakara Sûresi:  116

Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygı ile dur,

secdeye kapan, rükû edenlerle beraber sen de eğil.” Âl-i İmrân, 3:43

Bir de İmran kızı Meryem ki, iffetini korumuş, Biz de ona ruhumuzdan üflemiştik. O Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etmişti ve Allah’ın huzurunda kıyama durup Ona gönülden itaat eden kimselerdendi. Tahrim, 66:12

Bakara: 116

Page 32: Bakara Sûresi:  116

İbrahim, Allah’a itaat eden ve bâtıl

inanışlardan yüzünü çevirip Allah’a yönelen başlı başına bir ümmet idi. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.

Nahl, 16:120

Bakara: 116

Page 33: Bakara Sûresi:  116

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek