Arabi Bican

Embed Size (px)

Citation preview

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    1/76

    T.C.SAKARYA NVERSTES

    SOSYAL BLMLER ENSTTS

    MUHYDDN BNL-ARAB ONTOLOJSNNAHMED BCANDAK YANSIMASI

    YKSEK LSANS TEZ

    Bahattin UZUNLAR

    Enstit Anabilim Dal: FelsefeEnstit Bilim Dal: Felsefe Tarihi

    Tez Danman: Prof. Dr. Rahmi KARAKU

    UBAT - 2010

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    2/76

    T.C.SAKARYA NVERSTES

    SOSYAL BLMLER ENSTTS

    MUHYDDN BNL-ARAB ONTOLOJSNNAHMED BCANDAK YANSIMASI

    YKSEK LSANS TEZ

    Bahattin UZUNLAR

    Enstit Anabilim Dal: FelsefeEnstit Bilim Dal: Felsefe Tarihi

    Bu tez 09/02/2010 tarihinde aadaki jri tarafndan oybirlii ile kabul edilmitir.

    Jri Bakan Jri yesi Jri yesi Kabul Kabul Kabul Red Red Red Dzeltme Dzeltme Dzeltme

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    3/76

    BEYAN

    Bu tezin yazlmasnda bilimsel ahlak kurallarna uyulduunu, bakalarnn eserlerinden

    yararlanlmas durumunda bilimsel normlara uygun olarak atfta bulunulduunu,kullanlan verilerde herhangi bir tahrifat yaplmadn, tezin herhangi bir ksmnn bu

    niversite veya baka bir niversitedeki baka bir tez almas olarak sunulmadn

    beyan ederim.

    Bahattin UZUNLAR

    09.02.2010

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    4/76

    NSZ

    Muhyiddin bnl-Arab slm dnce tarihinin en etkili mutasavvf ve

    dnrlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dnrn, varla dair fikirleri, mutlakvarlk dedii Hak kavram evresinde ekillenir. Onun varolan her eyin Hak olduu ya

    da varolann sadece Hak olduu eklindeki, tevhid prensibini yanstan vahdet-i

    vcd anlay, hem yaad dnemde hem de sonraki dnemlerde varl anlama ve

    izahta olduka etkili olmutur.

    bnl-Arabnin sistemletirmi olduu bu vahdet-i vcd anlay bizzat kendisi

    tarafndan Anadoluya getirilmi ve Trk tasavvuf dncesinin, deiik adlarla ifade

    edilse de varlk konusundaki temel ilkesini oluturmutur. Bu almada yaplmakistenen ise bn'l-Arabnin ncs olduu bu fikri gelenein, Trk-slm dncesine

    olan etkisini, eserlerini halkn anlayaca sadelikte ve Trke yazan XV. yzyl

    mutasavvf ve dnrlerinden Ahmed Bcan rneinde gstermektir.

    alma srecinde, eletiri ve ynlendirmeleriyle byk emei geen danman hocam

    Prof.Dr. Rahmi KARAKUa ve hocam Yrd.Do.Dr. Sait BAERe teekkrlerimi

    sunarm. Ayrca eitimimde katks bulunan, bata ailem olmak zere Sakarya

    niversitesi Felsefe Blmnn deerli hocalarna ve almann hazrlanma srecinde

    verdii destek iin dostum Ender BYKZKARAya teekkrlerimi sunmay bir

    bor bilirim.

    Bahattin UZUNLAR

    09 ubat 2010

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    5/76

    i

    NDEKLER

    ZET......................................................................................................................... ii

    SUMMARY............................................................................................................... iii

    GR......................................................................................................................... 1

    BLM 1: MUHYDDN BNL-ARABNN VARLIK GR.............. 9

    1.1. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay............................................................ 9

    1.2. Mutlak Varlk....................................................................................................... 12

    1.3. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml......................................................... 15

    1.4. Tecelli.................................................................................................................. 18

    1.4.1. lahi sim ve Sfatlar................................................................................. 23

    1.4.2. Ayan- Sabite.......................................................................................... 27

    1.4.3. nsan- Kmil............................................................................................ 33

    BLM 2: AHMED BCANIN VARLIK GR......................................... 39

    2.1. Ahmed Bcann Eserlerinde Ekber Gelenein zleri................................ 39

    2.2. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay........................................................... 41

    2.3. Mutlak Varlk..................................................................................................... 45

    2.4. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml........................................................ 46

    2.5. Tecelli................................................................................................................. 48

    2.5.1. lahi sim ve Sfatlar............................................................................... 52

    2.5.2. Ayan- Sabite........................................................................................ 55

    2.5.3. nsan- Kmil.......................................................................................... 57

    SONU..................................................................................................................... 62

    KAYNAKA............................................................................................................ 64

    ZGEM............................................................................................................. 69

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    6/76

    ii

    SA, Sosyal Bilimler Enstits Yksek Lisans Tez zeti

    Tezin Bal: Muhyiddin bnl-Arab Ontolojisinin Ahmed Bcandaki Yansmas

    Tezin Yazar: Bahattin Uzunlar Danman: Prof. Dr. Rahmi Karaku

    Kabul Tarihi: 09 ubat 2010 Sayfa Says: III (n ksm)+ 69 (tez)Anabilimdal: Felsefe Bilimdal: Felsefe Tarihi

    Bir zhd ve yaam biimi olarak ortaya kan tasavvuf, zamanla slm ilimlerine dair fikirleri

    de ihtiva etmeye balamtr. Bu srecin sonucunda, tasavvuf, kendine zg bir terminoloji ve

    dil gelitirmitir. Bu yeni terminoloji vastasyla eitli dini ve felsefi konulara dair fikirler

    ortaya koyan mutasavvf ve dnrler sayesinde, slm dnce tarihinde nemli bir yere

    sahip olan nazari tasavvuf gelenei kurulmutur.

    Nazari tasavvuf geleneinin en nemli ismi olan bnl-Arab, kendisine ulaan tasavvuf

    birikimini, felsefe ve kelam gibi ilimlerin de katklaryla yorumlayarak, slm dncesinde,

    etkilerinin zamanmza kadar devam ettii bir dnce geleneinin oluumuna nclk

    etmitir. Bu dnce geleneinin temelinde vahdet-i vcd anlay yer alr. Bu anlay,

    varlk birdir, Haktan baka bir ey yoktur, varlkta Haktan bakas yoktur gibi temel fikirler

    zerine ina edilir.

    bnl-Arabnin metafizik/ontoloji temelli bu dnce tasavvuru, kendisinden sonra geni bir

    alana tesir etmekle birlikte, bizzat kendisi tarafndan Anadolu topraklarna getirilerek Trk-

    slm dncesine yn vermitir. XIII. yzyl ve sonrasnda vahdet-i vcd anlaynn

    Osmanl Devletinin medrese ve tekkelerince de benimsenmesi sayesinde, bu anlayn temel

    fikirleri Anadoluda geni bir alana yaylma frsat bulmutur.

    XV. yzylda Osmanl Devletinin Anadoluda birlik ve beraberlii salama amacyla

    balatm olduu Trke tercme ve Trke eser yazma politikasnn nemli destekilerinden

    biri, vahdet-i vcd anlayn balang ilkesi olarak kabul eden Bayramiyye tarikatnn

    mensubu olan Ahmed Bcandr.

    Ahmed Bcan, vahdet-i vcd anlaynn temel eseri olan bnl-Arabnin Fussul

    Hikeminin ilk Trke tercmesini yapm ve bu sayede vahdet-i vcd anlayna yeni bir

    yaam alan kazandrarak, bu anlayn aktarmna vesile olmutur.

    Bu almada Ahmed Bcann, konuyla ilgili olan eserlerinde, bnl-Arabnin dncelerinin

    etkisi gsterilmeye allmtr.

    Anahtar Kelimeler: Mutlak Varlk, Tecelli, sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite, nsan- Kmil

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    7/76

    iii

    Sakarya University, Institute of Social Sciences Abstract of Masters Thesis

    Title of the Thesis: The Reflection of Muhyiddin bnul-Arabs Ontology in Ahmed Bcan

    Author: Bahattin Uzunlar Supervisor: Prof. Dr. Rahmi Karaku

    Date: 09 February 2010 Nu. of pages: III(pre-text)+ 69 (main body)Department: Philosophy Subfield: History of Philosophy

    Sufism that arose as a pious asceticism and a way of life began to include the thoughts of

    Islamic sciences in the course of time. At the end of this process, it developed a terminology

    and a language peculiar to itself. By means of the sufis and thinkers putting forward thoughts

    about various religious and philosophical matters through that new terminology, the tradition of

    theoretical sufism, which has an important place in the history of Islamic thought, was founded.

    Ibnul Arab, the most important person in the tradition of theoretical sufism, interpreting with

    the help of philosophy and sciences such as theology the heritage of sufism that reached to

    himself, pioneered the formation of a tradition of thought in the Islamic thought, influences of

    which have persisted until our times. This tradition of thought is based on the conception of

    oneness of being. This conception is build on the fundamental notions such as Being is

    one, There is nothing except God and There is nothing in being except God.

    Ibnul Arabs such system of thought with a metaphysical/ontological origin had influences in

    a wide geographical area; and also, being brought to Anatolia by personally himself, directed

    Turkish-Islamic thought. Due to the fact that the conception of oneness of being was adopted

    in the medresses and dervish lodges in the Ottoman Empire in the XIII. century and afterwards,

    the fundamental notions of this conception found an opportunity to spread in a wide area in

    Anatolia.

    One of the most important buttresses of the policy of the Turkish translation and writing works

    in Turkish, that was instigated in the XV. century by Ottoman Empire in order to provide unity

    and togetherness in Anatolia, is Ahmed Bican, he who was a member ofBayramiyye dervish

    order that accepted the conception of oneness of being as an originating principle.

    Ahmed Bican made the first Turkish translation of Ibnul Arabs Fussul Hikem that is the

    main work of the conception of oneness of being; and thus he, bringing the conception of

    oneness of being in a new field of life, mediated the transfer of this conception.

    In this work, it is tried to show the influences of Ibnul Arabs thoughts in the works of Ahmed

    Bican.

    Keywords: Absolute Being, Appearance, Names and Attributes, Fixed Entities, Perfect Man

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    8/76

    1

    GR

    slm dncesinin zgn ynlerinden birini tekil eden tasavvuf, z itibari ile bir

    hl baka bir ifadeyle ruhi bir tecrbedir. Bu durum ilk sflerde -Eb Zer Gfr

    (.652) gibi- dikkati ekecek kadar zhd ve takvada ileri gitmelerinde grlr. Bu

    dnemin sufilerine gre dinin anlam ancak yaandnda sz konusudur. Bu itibarla da

    dini, ilmin konusu olarak grmemilerdir (Gngr, 1998:54). Sonralar baz

    mutasavvflar, tasavvufu bir yaam biimi; hatta hayatn ta kendisi olarak kabul

    etmekten hareketle onu dnce tarz halinde sistemletirmeye de almlardr. Bu

    abalarn zellikle Gazzl (.1111) ile belli bir seviyeye ulat ve onunla altn an

    yaayan Snn tasavvufun, pratiin yan sra kavramsal dzeyde de yorumlanmayabaland sylenebilir. XII. ve XIII. yzyllarda ehbeddin es-Shreverd (.1236),

    Muhyiddin bnl-Arab (.1240) ve bn'l Sebn (.1270) gibi mutasavvuflar,

    kullandklar dilsel slup ve grlerini temellendirme biimi itibariyle de nazari bir

    tasavvuf geleneinin teekkln salamlardr1 (Kaya, 1999:520). Bu gelenein en

    nemli isimlerinden bnl-Arab, felsefe geleneklerinin genel olarak ele aldklar,

    varlk, bilgi, insan ve ahlak gibi ana konulara dair fikirlerini, sistematize ettii vahdet-i

    vcd anlayyla dile getirir. bnl-Arabnin bu anlay, kendisinden sonrakidnrlerin ilgisini ekmi ve bu grler etrafnda snrlar olduka geni bir dnce

    mektebi olumutur. Ekberiyye mektebi olarak adlandrlan bu gelenek; Demirliye

    gre; yntem, ama ve genel referans erevesi bakmndan geleneksel tasavvufa

    baldr. Ancak tasavvuf tecrbenin verilerinden hareketle bir varlk yorumu

    gelitirmesi ve bu yorumu bn-i Sin (.1037) ve filozoflarn metafizik tasavvurlarn

    dikkate alarak sistematik bir slup ierisinde sunmas bakmndan esasn zhdn tekil

    ettii geleneksel tasavvuftan nemli bir farkllk gsterir. lk teekkl aamasnda dahaok batn fkh olan tasavvuf, yeni dnemde sufilerin ilm-i ilahi eklinde adlandrdklar

    metafizik olarak tezahr eder. Ekber gelenein temsilcilerine gre, bu yeni tasavvuf

    ekli, btn ilimler iin dzenleyici ve tashih edici bir ileve sahip olan metafizik gibi,

    1 Bu dnemde kaleme alnan, ehabeddin es-SuhreverdninAvrifl-Marifi, bnl Arabnin FussulHikemi, Sadreddin Konevinin (.1274) el-Fkku, Fahreddin Irknin (.1289) Lemat, bnl-

    Fridin (.1235) Dvn tefekkr taraf ar basan, tasavvuf dncesini zengin kavramlarla aklayaneserler olarak ilgi ekmektedir (Ylmaz, 2009:149).

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    9/76

    2

    Tanr-lem ilikisi bata olmak zere btn konularda dzenleyici ve tashih edici bir

    ileve sahip olmaldr (Demirli, 2006b:371-376).

    Ekber gelenein getirdii yorumlar, bir mezhep veya tarikat ile snrl kalmam, genibir corafyaya tesir etmitir (Kl, 1999:513). Bu tesirin nedeni tasavvuf tarihinde de

    hemen hemen btn slm dnce disiplinlerinde olduu gibi, baz temel eserlerin erh

    edilmesiyle nemli bir literatrn meydana gelmesidir (Demirli, 1998:60). Bu temel

    eserlerin banda ise, vahdet-i vcd anlay erevesinde yeni bir metafizik anlay ve

    tanm ortaya koyan, ekber gelenein etrafnda teekkl ettii bnl-Arabnin

    Fussul Hikemi gelmektedir. Demirliye gre bu eserin nemi iki adan ele alnabilir:

    Birincisi Fussul Hikemin mutasavvflarn bilgi ve grlerinin zirvesini temsil ettii

    tasavvur ve inanc, dieri ise erh geleneinin merkezini oluturarak sonraki tasavvufun

    seyrini byk lde belirlemi olmasdr (Demirli, 2008:319). Ayrca Fussul Hikem

    erhilii, Mevlna Celleddn Rmnin (.1273)Mesnevi, eyh Bedreddinin (.1420)

    Varidatve el-Herevnin (.1089)Menazil gibi baka metinlerin erhlerini de etkilemi

    ve oluan dil ve dnce tarz bu metinlerin de bnl-Arab gzyle okunmasn

    salamtr (Demirli, 2008:326). Bu erh gelenei ile tasavvuf tarihinde oluan zengin

    literatr sayesinde, bir taraftan eski ile yeni arasnda irtibat salanm, bir taraftan da

    ayn metinler zerinde yaplan erhler vastasyla slm medeniyetinin bnyesindeki

    ahengin korunmasna itina gsterilmitir (Demirli, 1998:60). Bylece, vahdet-i vcd

    anlaynn slm dnce tarihi ierisinde ayr bir yere ve neme sahip olduu

    sylenebilir.

    Byle bir neme haiz olan vahdet-i vcd anlay, Her ey mutlak vcd olan Hakkn

    birliinden ibarettir ve Onun varlnn dnda bir ey yoktur biiminde ifade

    edilebilecek bir temel nermeye dayanr. Bu anlaya gre, btn varlk tek ve esiz

    olan mutlak vcdun taayynnden ibarettir.

    Genel olarak vcd (varlk) problemiyle ilgilenen, varln varlk olmas bakmndan

    doasnn ne olduunun (Cevizci, 2002:774) aratrld felsefe dalna

    metafizik/ontoloji ad verilmektedir. Bu anlamda bnl-Arabnin varlk olmak

    bakmndan varlk Haktr ilkesi temelinde oluturduu vahdet-i vcd anlay, bir

    ontolojik sorgulama olmas bakmndan felsefi dnce bakmndan nemlidir. Felsefe

    tarihinde tm tanrclk (panteizm) anlaylarnn ilkadan balayarak daima

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    10/76

    3

    varolageldii malumdur. Bu anlayn en nde gelen temsilcisi de yine Yeni Platoncu

    gelenek ve Plotinustur. Bu iki anlayn birbirine benzedii, hatta slm dnyasndaki

    vahdet-i vcd fikrinin Platonculuktan mlhem olduu da ileri srlr. Macit Fahri bu

    konuda, hakikatin tasavvufi yorumunu Yeni Platoncu terimlerle aklama teebbsnn

    en cretli ve kkl olannn bnl-Arabnin anlay olduunu belirtir (Fahri,

    1998:256). Bununla birlikte Fahri, bnl-Arabnin, okluun Birden zuhurunu, yani

    yarat aklarken, sudrcu ya da Yeni Platoncu terimleri esas alarak tasvir etmeyi

    srdrdn syler (Fahri, 2008:122).

    Ekber gelenein temel tezlerinden biri saylan her eyin mutlak vcd olan Hakkn

    birliinden ibaret olduu ve Onun varlnn dnda bir eyin olmad fikri,

    sonrasnda ortaya kan tasavvuf ekollerinin de dnsel temelini oluturmutur. Bu

    anlayn temel eseri olan Fussul Hikemin adeta tasavvuf dncenin ortak kitab

    olma vasfn kazanmas, ayrca Arapa, Farsa ve Trke olmak zere muhtelif dillere

    evrilip erh edilmesi bu anlayn tesirini glendirerek bn'l-Arabyi adeta tasavvuf

    dncenin sembol haline getirmitir (Kara, 2005:33). Bu itibarla da vahdet-i vcd

    anlay, tasavvuf tarihi asndan nemlidir.

    *

    **

    XIV. yzyln sonlarna doru, bilhassa Ankarann fethinden (1360) sonra, esnaf ve

    sanat erbabnn meydana getirdii tasavvuf kurumlardan biri olan ahlik, Anadoluda

    tasavvuf hviyetini kaybedip bir esnaf tekilatna dnrken, ekberiyye, mevleviyye,

    zeyniyye tarikatlar hzla yaylr (Ylmaz, 2009:156-157). Vahdet-i vcd anlaynn

    temel tekil ettii ekberiyye mektebine ait grlerin Osmanl Devletinin kuruluundan

    itibaren benimsenip XV. yzylda da srdrld grlr (ngren, 1999:13).

    Bylece XIV. ve XV. yzyllarda tasavvuf ve tarikatlar en nfuzlu dnemlerini

    yaamlardr. lk Osmanl medresesine mderris olduu bilinen Fuss arihi Davud-i

    Kaysernin (.1350), Sadreddin Konevnin talebesi Abdurrezzk Knnin (.1329)

    yannda yetimi olmas ekber mektebin grlerinin, Osmanl Devletinin genel fikri

    yapsn ekillendirdiini gsterir mahiyettedir. Daha sonra ilk Osmanl eyhlislm

    olarak bilinen Molla Fenar (.1430) de bu anlay benimser (Kara, 2005:73). Tekke-

    medrese arasndaki bu dnsel uyumun uzun sre devam ettiini gsteren en mhim

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    11/76

    4

    belgelerinden biri XVI. yzylda Mevlna Celleddn Rm ve bnl-Arab aleyhtarl

    sebebiyle eyhlislmlktan azledilen ivizde Mehmed Efendi olaydr (Kara,

    2005:34). Vahdet-i vcd anlaynn bu iki nemli ahsiyet tarafndan benimsenmi

    olmas, tabi olarak bunlarn mderrisleri, kadlar ve talebeleri arasnda da yaygnlk

    kazanmasna neden olmu ve bu anlayn geni bir alana yaylmasn salamtr

    (ngren, 1999:14). XV. yzyla daha da genileyerek tanan bu anlay, Molla

    Fenarnin talebesi olan Kutbddin znik (.1451), Yazczade Mehmed Efendi

    (.1451), elebi Halife diye bilinen Cemal Halvet (.1493-1494) gibi ileri gelen

    dnrler tarafndan da savunularak XVI. yzyla aktarlr (ngren, 2003:22).

    XV. ve XVI. yzyl tasavvuf anlayn inceleyen ngrene gre, bu dnemin

    mutasavvflar tasavvufu ilgilendiren konulara dair eserler kaleme alarak, szl

    gelenein yannda, kitabi olarak da tasavvufun dnce ve prensiplerinin geni

    evrelere yaylmasna vesile olmulardr.1 Ayrca bnl-Arab, Sadreddin Konevi,

    Ferdddin Atar (.1229) gibi byk sufilerin eserleri erh ve tercme edilerek, fikri

    planda tasavvuf birikim de bu dneme tanmtr (ngren, 1997:409). Bu almalar

    sayesinde XV. yzylda vahdet-i vcd anlay detaylandrlarak, bu grn

    mantnda yeni ufuklara ulalmtr.

    lmi ve edebi faaliyetler bakmndan olduka parlak bu dnemin nemli bir dier unsuru

    ise, Anadoluda dil ve kltr birliinin salanmasnda Trkenin neminin

    kavranmasdr. Bu amala hkmdar ve yneticilerin teviki ve himayesiyle slm

    dncesi klasik eserlerinin Arapa ve Farsadan Trkeye, halkn anlayabilecei

    sadelikle tercme edilmelerine dikkat edilmitir2 (Koak, 2003: 40). Dnemin en

    nemli mutasavvflarndan Hac Bayram Veli (.1429) de bu amala yabanc dilde

    yazlan baz eserlerin Trkeye kazandrlmasna nayak olmutur. rnek olarak, o

    dnemde Hac Bayram Velinin etrafnda yaplan toplant ve sohbetlerde okunan

    kitaplardan biri olan, Konevden feyz alan Fahreddin Iraknin (.1289) (Kara,

    1 Osmanl Devletini besleyen XV. yzylda kaleme alnan bu kitaplara, Sleyman elebnin (.1422)Mevlid, Yazczade Muhammedin Muhammediye, Akemseddinin (.1459) Makamtl Evliya,Ahmed Bcann (.1466dan sonra), Envrul-Akn, Erefolu Rumnin (.1484) Mzekkin-

    Nfs, Abdurrahim-i Karahisarnin (.1494?) Vahdetname ve Sinan Paann Tazarrunme adleserleri rnek olarak verilebilir (Kara, 2005:144-149).2 Mustafa Kara Trk Tasavvuf Tarihi Aratrmalar adl eserinde XV. yzylda, Ahmed Dainin(.1421) Feidddin-i Attarn Tezkiretl-Evliya adl eserine, Muinnin Mevlanann Mesnevisine,

    Bigal Hac Ahmedin (.1458) Suhreverdinin Avarifl-Maarif adl eserine yaptklar tercmelerin, budnemde yaplan tercme faaliyetlerinden bazlar olduunu ifade eder (Kara, 2005:161-166).

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    12/76

    5

    2005:48) Lemat adl Farsa eserini nce Bedreddine (.1451) Trkeye tercme

    ettirmesi (Cebeciolu, 2004:132) ve Emir Hseyinin vahdet-i vcdla ilgili olarak

    sorduu 15 soruya ebusternin verdii cevaplar ihtiva eden 999 beytlik Glen-i

    Rz adl Farsa eserini, Hac Bayram Velinin tavsiyesiyle, Elvan irzinin (.1425)

    ilaveli olarak, beyt saysn 3000e ykselterek tercme etmesi verilebilir (Kara,

    2005:161).

    Tasavvuf dnce asndan ok canl olan XV. yzylda, mer Halvet (.1350)

    tarafndan kurulan ve tevhid zikrinin byk nem tadHalvetiyye ve Zeynudin Haf

    (.1434) tarafndan kurulanZeyniyye tarikatleri hzla yaygnlarken (Ylmaz, 2009:158)

    halvetiyye tarikatnn prensiplerini de tayan Hac Bayram Velinin nderi olduu

    Bayramiyye tarikat bu yzylda kurulmutur.

    Hac Bayram Veli, 1412 ylnda eyhi Eb Hmidddin Aksaraynin lmyle birlikte

    doduu ehir olan Ankaraya dndnde, Anadoluda Timurun istilas ve Yldrm

    Byezidin vefat sonucu oullar arasnda yaanan iktidar kavgas gibi siyas

    alkantlardan dolay ahlak, iktisad ve itima bozukluklarn artt bir tabloyla

    karlar (Cebeciolu, 2004:51-52). Bu dnemde mderrislii brakp halkn arasna

    girerek, yaanlan yozlamaya kurucusu olduu, ayn zamanda Anadoluda kurulan ilktarikat olma zelliine de sahip bayramiyye tarikat (Ylmaz, 2009:298) ile zmler

    arar. Bu dnemde Anadolu halk arasnda birlik ve beraberliin salanmas anlamnda

    bayramiyye eyhlerinin ok nemli katklar olmutur. Bu itibarla Hac Bayram Veli,

    snnlii esas alan imparatorluun manevi dnyasnn mimardr denilebilir

    (Bayramolu-Azamat, 1999:271).

    Cebecioluna gre, bayramiyye tarikatnn dnsel temelini oluturan temel ilke

    ise, tevhidin merhalesini oluturan bilmek, bulmak ve olmak derecelerine tekableden cezbe, muhabbet ve srr- ilh dir. Bu merhalelerdeki ama, cezbe halinde

    Allaha yaklaan insann, muhabbet mertebesinde Onunla nsiyet kurmas ve son

    aamada ise vahdet srrna vakf olmasdr. Bayramilikte mrid, dncelerini sadece

    Allaha younlatrabilmek ve Onunla bir olabilmek iin ile hcresi de denilen halvete

    girer (Cebeciolu, 2004:89-101). Bu itibarla bayramiyye tarikatnn, halveti tarikatnn

    prensiplerini de tad sylenebilir. Bu ksa belirlemeler nda bayramiyye tarikat;

    insann, varln Haktaki mutlak birliini fark edebilmek iin Hakkn ahlakyla

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    13/76

    6

    ahlakland bir ruhani yolculuk olarak ifade edilebilir. Kahramana gre de

    bayramiliin temel grn oluturan zikrin z, her yaratlmta ilahi varl

    grebilecek idrak seviyesine ulaabilmektir (Kahraman, 1973a:13).

    Bu belirlemeler her eyin Hakkn birliinden ibaret olduu ve Onun varlnn

    dnda bir eyin olmad ana fikrine sahip olan ekber gelenein izlerinin

    bayramilerde grld ve vahdet-i vcd anlayn balang ilkesi olarak kabul

    ettikleri sylenebilir. Bunun en gzel rneklerinden biri olarak, yazd eserlerin pek

    ok yazma ve nshalaryla geni bir corafyaya yaylarak, halk hikayeleri ve destanlar

    gibi Osmanl halk kltrnn olumasnda ve bayramiliin yaylmasnda nemli lde

    etkili olan Ahmed Bcan gsterilebilir (Koak, 2003:17).

    Ahmed Bcann doum yeri ve tarihi bilinmemekte, ancak yaad dneme ve yere

    dair bilgiler bulunmaktadr. Eserlerinde Geliboluda yaadn ifade etmesinin (Ahmed

    Bcan, 1594:1b) yannda Envarl Akin adl eserini Geliboluda 1446 ylnda

    yazmaya balad ve 1451 ylnda tamamlad (elebiolu, 1989:51) dnldnde,

    doumunun veya ocukluunun II. Murad (1421-1451) dnemine rastladn ve

    Mnteha adl eserini 1465de tamamlamas da (Birinci, 1985:402) lmnn bu

    tarihten sonra olduunu gsterir. Anadoluda dil ve kltr birliinin salanmasamacyla dnemin dnrlerinin Trkeye verdii nem Ahmed Bcanda da grlr.

    Eserlerini Trke yazmasnn yannda, bilindii kadaryla bnl-Arabnin Fussul

    Hikeminin Trkeye ilk tercmesi, Yazcolu Mehmedin Arapa el-Mntehaadl

    talikatnn Ahmed Bcan tarafndan geniletilerek tam bir tercmesi eklinde deil de,

    ilave ve eksikleriyle serbest bir ekilde evirmesiyle gereklemitir (Koak, 2003:108).

    Ahmed Bcan, tercme eserlerinde, asl metne sadk kalmasnn yannda, sanki o

    konuda yeni eser yazarcasna eklemeler ve karmalar yapt grlr. Ahmed Bcann

    da benimsemi olduu dnemin bu Trkecilik hareketi, Anadoluda dil ve kltr

    birliini salayarak, Osmanl Devletinin bymesi ve gelimesine de yardmc

    olmutur (Cebeciolu, 2004:141).

    Telif ve tercme eserleri bulunan Ahmed Bcann eitimiyle ilgili eserlerinde herhangi

    bir bilgi yoktur. Ancak yaad devrin ilimlerini tahsil ettii, Arapay ve Farsay iyi

    bildii eserlerinden karlabilir. lk eitimini Anadoluda astroloji zerine yazlm ilk

    Trke eser olan emsiyenin yazar ve ayn zamanda ktib olan babas Yazc Salihten

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    14/76

    7

    ald (Koak, 2003:63) ve sonralar Muhammediye adl eseri ile tannan aabeyi

    Yazcolu Mehmedin tesiri ile zhd ve takva yoluna girerek Hac Bayram Velinin

    mridi olduu dile getirilmektedir (Birinci, 1985:402). Ahmed Bcann dnce

    yapsn ekillendiren temel etken ise, ayn zamanda dnemin karakterini de oluturan

    tarikatlar ve tasavvuf anlaydr.

    Ahmed Bcann da Hak vardr ve ondan baka hibir ey yoktur (Ahmed Bcan,

    1594:7b) ve her ey Hakkn taayyndr (Ahmed Bcan, 1594:3a) eklindeki fikri,

    Ekber mektebin varlk tasavvurunun temel dncesini benimsediini gsterir

    niteliktedir.

    Konu

    almann konusu, bnl-Arabnin sistemletirmi olduu vahdet-i vcd anlaynn

    Ahmed Bcandaki etkisidir. bnl-Arabnin varln birliini ifade eden bu

    anlaynda, Hak ile lem arasndaki iliki Hakkn birliinden yola klarak

    aklanmak istenir. Hak kavramnn merkezde olduu bu varlk anlay, etkisi

    gnmzde halen devam eden bir dnce geleneini oluturmutur. Bu itibarla

    almada, vahdet-i vcd anlaynn zn oluturan Mutlak Varlk, Tecelli,

    sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite ve nsan- Kmil kavramlar bnl-Arabnin

    grlerinden hareketle anlamaya ve aklanmaya allm ve bunun akabinde

    eserlerinde sklkla bnl-Arabyi zikreden ve ona atfta bulunan XV. yzyl

    dnrlerinden Ahmed Bcann bu dnce geleneini temsil edi biimi ve vahdet-i

    vcd anlaynn sz konusu temel kavramlarna getirdii yorum gsterilmeye

    allmtr.

    nem

    almann birincil nemi, varln mutlak birlikten ibaret olduu, okluun grnten

    baka bir ey olmad ve tm varlk leminin Hakkn yansmas olarak dile getirildii,

    dolaysyla insann ve dier varlklarn bir nevi Hak ile zdeletirildii bir anlayn, bir

    hayli ilgi ekici ve ufuk ac olmasnda aranabilir. Ayrca, nemli bir slm dnr

    ve mutasavvf olan bnl-Arabnin vahdet-i vcd anlaynn, daha sonraki

    dnemlerde hkim bir gr haline gelmesinin, Trk-slm dnce tarihi asndan

    olduka nemli olduu sylenebilir.

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    15/76

    8

    Ama

    Varlk problemi dnce tarihinde her daim mevcudiyetini srdrmtr. Bu problem

    slm dnyasnda da yerini alm ve tartlmtr. bnl-Arabnin varlk probleminedair grlerinin Hakk bilme ve Ona ulama abasyla yapld sylenebilir. Bu

    balamda, almada, bnl-Arabnin mutlak varlk, dier bir deyile Hak ile varlk

    lemi arasnda kurduu ilikinin ortaya konulmasna allm ve Hak kavram

    etrafnda ekillenen bu varlk tasavvurunun, Trk-slm dncesine olan etkisinin,

    Ahmed Bcan rneinde gsterilmesi amalanmtr.

    Yntem

    alma iki blmden olumaktadr. lk blmde bnl-Arabnin vahdet-i vcd

    nazariyesinin temel kavramlar, dnrn Ftuhat- Mekkiye ve Fussul Hikem

    adl iki temel eseri referans alnarak ve yine konuyla ilgili yaplan almalar

    incelenerek aklanmaya allmtr. kinci blmde bnl-Arabnin vahdet-i vcd

    anlaynn Ahmed Bcandaki etkisi, dnrn konuya dair almalar olan Envarl

    Akn ve Mnteha adl eserleri incelenerek gsterilmeye allmtr. Bu inceleme

    kapsamnda bnl-Arab ile Ahmed Bcann grleri arasndaki benzerliklere iaret

    edilmitir. almada, Mnteha yazmalarndan biri olan, Sleymaniye

    Ktphanesindeki nsha esas alnm olup, Aye Beyazitin Ahmed Bcann

    Mnteh isimli Fuss Tercmesi Inda Tasavvuf Dncesi balkl yksek lisans

    tezinde yer alanMnteha evirisinden de yararlanlmtr.

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    16/76

    9

    BLM 1: MUHYDDN BNL-ARABNN VARLIK GR

    bnl-Arabnin Ftuhat- Mekkiye ve Fussul Hikem adl iki temel eserinde

    ortaya koyduu grleri, znde tevhid fikrine dayanr. Onun dnsel mirasn felsefeekolleri arasnda nemli bir konuma getiren, tevhid fikrinin sistemletirilmesi sonucu

    ortaya kan vahdet-i vcd anlaydr. Bu anlay, felsefenin varlk, bilgi ve deer

    olmak zere temel problem alanna ilikin zm nerilerini ihtiva eder. Dikkatle

    incelendiinde, vahdet-i vcd anlaynn; genel anlamda sadece slm felsefesinin

    deil, dou dncesinin tarihsel adan byk ekil ve trlerinin ounun belirleyici

    niteliklerini sergileyen ve en temel dnce tarzlarndan birini akla kavuturabilecek

    teorik ereveyi salayan bir anlay olduu grlmektedir (Izutsu, 2002:81).1.1. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay

    bnl-Arabnin vahdet-i vcd anlaynn temelinde varln mutlak birlii ilkesi yer

    alr. bnl-ArabFtuhat- Mekkiyede bu ilkeyi u ekilde ifade eder:

    Birlik halinde ve ayrntl olarak, varla her baktnda, birin saylara elik etmesigibi, tevhidin varla elik ettiini ve ondan asla ayrlmadn grrsn. nk iki,bir saysna benzeri (bir) eklenmedii srece asla var olamaz. , ikiye bir ilveedilmedii srece, var olamaz. Sonsuza kadar, btn saylar byledir. Binaenaleyhbir say deildir, saynn ayndr. Baka bir ifadeyle say, birle ortaya kar. Btnsaylar birdir. Binden bir ksa hi kukusuz binin ad ve hakikati yok olur, geridebaka bir hakikat kalrd ki, o da dokuz yz doksan dokuzdur. () u haldeherhangi bir eyden bir karsa o ey yok olur; bir bulunursa var olur. te tevhitbyledir. Onun hakikati, Her nerede olursanz olun, O sizinle beraberdir1ifadesinde dile getirildi (Arab, 2006a:170-171).

    Grld zere, bnl-Arab, bir says ile dier saylar arasndaki ilikiyle benzerlik

    kurarak tevhidi aklamaya alr: Nasl ki bir says tm dier saylarda bulunmak

    suretiyle onlarn varolmasn salarsa, Hak da tm varlklarda bulunmak suretiyle

    onlarn varolmasn salar. Yine nasl ki herhangi bir saydan birin kmas, o saynn

    varln ortadan kaldrrsa, ayn ekilde Hakkn herhangi bir varlkta bulunmamas, o

    varln varln ortadan kaldrr. Bu balamda, birin tm saylara ikin olarak saylar

    arasndaki birlii tesis etmesi gibi, Hak da tm varolanlarn birliini tesis eder. Btn

    varolanlar, bu birliin salad ahenk fikri erevesinde Hakkn gerekliini ve

    1 O'dur ki, gkleri ve yeri alt gnde yaratt. Sonra Ar zerine hkmranln kurdu. Yere gireni, ondankan, gkten ineni ve ona ykseleni bilir ve her nerede olsanz sizinle beraberdir. Allah btn

    yaptklarnz grr (Hadd, 57/4). (almada Kurn- Kerme yaplan atflarda Elmall HamdiYazrn Meli kullanlmtr.)

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    17/76

    10

    kudretini yanstr. Herhangi bir varolann birlii, Hakkn mutlak birliini ift yapamaz.

    Her varolann kendisine ait bir birlii vardr ve bu birlik sayesinde yaratcsnn mutlak

    birliini bilir (Arab, 2006d:123). Bu balamda bnl-Arabnin, slmiyetin tevhid

    esasn Allahta her eyin mutlak birlii biiminde yorumlad sylenebilir. Daha

    doru bir ifadeyle, Allahn birliini (tevhid) vazetmi olan slmiyetin, varln birlii

    (vahdet-i vcd) dncesiyle telif edilebileceini savunarak, Allah ile grnen lem

    arasnda mistik bir birlemenin olduunu savunduu ifade edilebilir (Afifi, 1990:21-24).

    Nitekim bnl-ArabFtuhat- Mekkiyede yle der:

    Allah Varlk ve Mevcuttur. O, her eyde ve taplan her eyde ibadet edilendir.O, her eyin varldr. O, her eyin maksaddr. Her ey, Onu ifade eder. Zuhur

    eden her eyde gerekte zuhur eden Odur. Her eyin yokluunda batn olan(gizlenen, grnmeyen) Odur. O, her eyden ncedir, her eyden sonradr.Bylece mmin, her ynde ve her durumda Allaha ibadetten mahrum kalmaz(Arab, 2006d:69-70).

    Duyularmzn d lemde farkll ve okluu alglamasna ramen varlkta farkllk ve

    okluk yoktur. Grlen bu okluk, varl olmayan akledilir bir okluktur: sz

    konusu olan, kendilii bakmndan tek olan bir eydeki akledilir bir okluktur (Arab,

    2006e:133). Hakikatte varlk birdir ve bu bir olan varlk Haktan ibarettir. Hak ve lem

    arasndaki grnteki ayrm ise tek gerek olan hakikatin iki ayr ismi veya yzdr

    denilebilir. bnl-Arab duyularn alglad bu okluu, Hakkn glgesi olarak ele

    alr:

    Haktan bakas denilen veya lem diye isimlendirilen eyin Hak karsndakidurumu, ahsa gre glge gibidir. lem, Allahn glgesidir ve glge, varlnlemle ilikilendirilmesinin ta kendisidir; nk glge hi kukusuz duyudamevcuttur (Arab, 2006e:106).

    Algladmz her ey, mmknlerin zatlarnda Hakkn varldr. Her ey, Hakknhviyeti bakmndan Onun varldr; suretlerin deimesi ynnden ise

    mmknlerin zatlardr. Farkl suretler kazanmas nedeniyle glge glge isminiyitirmedii gibi lem de farkl suretler kazanmas bakmndan lem veya Haktanbakas ismini yitirmez. Dolaysyla glgenin [her durumda] glge olmasnn saltbirlii bakmndan, o Haktr; nk Hak, bir ve mutlak Tektir. Suretlerin okluubakmndan ise lemdir (Arab, 2006e:107).

    O halde gerek varlk sadece Hak iin geerlidir. lemin ise Hakkn varlnn bir

    glgesi olmasyla kendi zatna ait bir varl yoktur. lem Hakkn suretine gre ortaya

    kmtr ve Hak ortaksz bir olandr. Dolaysyla bnl-Arabnin vahdet-i vcd

    dncesi, duyumlarmzn alglad lemi gerek kabul eden, materyalist bir panteizm

    olmamakta, mevcudatn suretlerinde zahir olan hakiki ve yce varln birliini ifade

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    18/76

    11

    eden ve lemin varln sahibinin glgesi olarak kabul eden misali ve ruhi bir vahdet-i

    vcd olmaktadr (Aff, 2004:174). Arabnin bu sistemine Allahn her eyi kapsad

    ve Allah haricindeki her eyin hilie irca edildii bir tr panteizm de denilebilir (Aff,

    1990:23).

    te yandan, bnl-Arabnin ontolojisinin aklanmasnda, varln birlii dncesi

    tek bana yeterli deildir. bnl-Arab ayn zamanda hakikatin okluunu da srekli

    ifade etmektedir: yaratan [bir bakma] yaratlm, yaratlm ise Yaratandr.

    Bunlarn hepsi ayn hakikattendir. Hayr! Hepsi ayn hakikattir. O tek hakikat ise ok

    hakikattir (Arab, 2006e:75-76). Ancak unutulmamaldr ki; bu okluk Hakkn z

    itibariyle deil, isim ve sfatlar ynyledir: Mutlak birlik, Allaha ait olsa bile, onun

    hakknda kesin olan uluhiyetin birliidir. Bunun anlam, Allahtan baka ilahn

    olmaydr. okluun birlii ise, Allahn gzel isimleri bakmndan sz konusudur

    (Arab, 2006d:194). O halde bnl-Arabnin dncesinde Hakkn iki farkl anlamda

    birliinden bahsedilmektedir. Birincisi, Hakkn btn isim ve sfatlarndan bamsz

    olarak zat bakmndan birlii, dieri ise almamzn bu blmnn lahi sim ve

    Sfatlar balkl ksmnda ele alnaca zere, lemin varln talep eden isimleri

    bakmndan okluun birliidir.

    sim ve sfatlar mstakil bir varla sahip olmadklar iin kendi kendileriyle deil ancak

    Hak ile vardrlar. Bu sebeple varln bir olduu gerei unutulmamaldr. Alglar

    okluu, varln deiik ekillerde belirmesinden kaynaklanan bir durumdur. Varlk

    daha st dzeyde Hakkn zatna iaret ederken, daha alt dzeyde lem veya varolan her

    eye iaret eder. bnl-Arab bu durumu cevher-araz ilikisiyle rneklendirir: Bir

    eyin farkl eylere ilimesi, onun zatnda bir olmasna etki etmez. () lemdeki her

    suret, cevherdeki bir arazdr. Suret, farkl cevherlere girer ve ayrlr. Cevher ise tektir.

    Blnme, cevherde deil, suretlerdedir (Arab, 2006a:109).

    Birlik ile okluk arasndaki grnteki bu karmak durum, Afifiye gre, bnl-Arab

    dncesinin ontolojik tarafyla epistemolojik tarafnn birbirleriyle kartrlmasndan

    kaynaklanr:

    birlik ve dualite arasndaki bu gidi-geli (salnm), sorunun epistemikvechesini ontolojik vechesiyle kartrmaktan kaynaklanmaktadr. Ontolojik olaraktek hakikatten baka bir ey yoktur (yalnzca tek hakikat vardr). Epistemik olarak

    ise iki yn sz konusudur: Grnen lemin (fenomenler leminin) stndeki bir

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    19/76

    12

    hakikat ile, niha izahlarn, hakikat bildiimiz ekliyle grmemizde bulan birsbjektiviteler okluu. Snrl olan duyularmza ve akllarmza gre d dnya,srekli bir deiim ve dnm srecinden gemektedir. Biz buna yaratma diyoruz,fakat o, gerekte deiimin kendisi iin sz konusu olmad Zt- Vhidin kendiniinsanlardan gizleyen perdeleri ama srecidir (Afifi, 1990:26).

    bnl-Arabnin, asl ve tek gereklii Hak olarak, grn lemini ise duyulur ve

    akledilir bir okluk alan olarak ifade etmesi, bnl-Arab dncesinin ontolojik ve

    epistemolojik ynn gstermektedir. O halde varolan tek hakikati, lemdeki btn

    grnlerin zat olarak grrsek buna Hak adn vermekteyiz; bu grnleri Hakkn

    tezahr olarak grdmzde ise buna halk adn vermekteyiz. Bu durum, aslnda bir

    olan hakikatin, epistemolojik adan iki ayr biimde ifadesinden baka bir ey deildir.

    Hak ve halk veya bir ve ok tek bir hakikat olan Hak olmaktadr. Bu itibarla onun

    vahdet-i vcd anlay ...mazharlarn okluunda birlii grmeye deil, okluun

    varln ret esasna dayanr. okluk, akledilir ve grlr, fakat mevcut deildir (el-

    Hakm, 2005:645).

    Buraya kadar dile getirilenler neticesinde, bnl-Arab ontolojisinin Haktan baka bir

    varlk kabul etmeyen bir yapya sahip olduu grlr. Grnteki btn bu farkllk

    ierisindeki lem ise, Mutlak Varln (Vcibl-Vcdun) zahiri bir sureti ve bir

    tecellisidir. bnl-Arab ontolojisinin en temel kavram, her eyin kayna olan mutlakvarlktr. Bu itibarla mutlak varlk kavramnn aklanmas gerekir.

    1.2. Mutlak Varlk

    bnl-Arabye gre Hak kavramnn ilk anlam, hakknda konuulamayan, z

    itibariyle bilinemeyen, zatnda Hak olan mutlak belirsizliktir. Dier anlam ise

    grnteki varlk leminin kendisinden tezahr ettii Hak olan Allahtr. bnl-Arab,

    mutlak varln, hibir sfatla nitelendirilemeyen mutlak belirsizlik olduunu u ekilde

    ifade eder:

    O, z gerei var olandr. Onu bilmek, varln bilmekten ibarettir. Varl iseOnun zatndan baka bir ey deildir. Bununla beraber, Hakkn zat bilinemez,fakat Ona nispet edilen nitelikler bilinir. () Zatn hakikatini bilmek imknszdr.nk O, delil ile ya da akln kantlama yntemiyle bilinemez ve herhangi birtanma girmez. nk hibir ey Hakka benzemedii gibi O da hibir eyebenzemez(Arab, 2006a:342-343).

    ...kendisi nedeniyle zorunlu varlk, olmas veya olmamas mmkn bir niteliikabul etmez (Arab, 2006b:326).

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    20/76

    13

    Hakkn zatndan baka bir ey olmayan mutlak varlk, lemin, hibir sfatla

    nitelendirilemeyen, snrlandrlamayan ve bilinmeyen nihai temeli olan varla iaret

    etmektedir. bnl-Arab, z gerei zorunlu olarak varolan mutlak varlk dndaki her

    eyin, varolabilmek iin ona muhta olduunu belirtir:

    z gerei vardr, kendisini var edecek bir Yaratana muhta deildir. Aksinekendisinin dndaki her mevcut, var olmada Ona muhtatr. Dolaysyla btnlem Onun vastasyla mevcut olmutur. Sadece O, z gerei varlk ilenitelenmitir. Varlnn balangc yoktur, beksnn sona ermesi mmkndeildir. O srf varlktr, snrlanmaz. Kendi kendine vardr. Meknl bir cevherdeildir ki Onun adna bir mekn takdir edilebilsin; araz deildir ki beksimknsz olsun; cisim deildir ki hakknda cihet ve ynde bulunmakdnlebilsin. O, ynlerden ve boyutlardan mnezzehtir (Arab, 2006a:89).

    Varln iki kategorisinden biri olan mutlak varlk, z gerei var ve zorunlu iken;mmkn varlk ise, varl kendisinden kaynaklanmayan ve zorunlu olarak

    varolmayandr: Allahn dndaki her ey, mmkndr ve mmknn zellii ise, z

    gerei belli bir makam kabul etmemektir. Mmknn bir makam kabul etmesi,

    bilgisinde onun hakkndaki takdirine gre tercih edenden kaynaklanr (Arab,

    2006b:292). Bu noktada ise u soru karmza kar: Zorunlu ve mmkn varlk

    arasnda nasl bir iliki vardr?

    bnl-Arab sz konusu ilikiyi u ekilde ifade eder: lemin Allah ile irtibatmmknn Zorunlu ile yaratlmn Yaratan ile irtibatdr. lemin ezelde bir varlk

    mertebesi yoktur. nk varlk, z gerei Zorunluya aittir. Zorunlu ise Allahtr.

    lem ister mevcut ister yok olsun, Onunla beraber baka bir ey yoktur (Arab,

    2006a:119). lemin varl, mevcut olmak bakmndan zorunlu varla bal olmu,

    mmkn de, zorunlunun var etme etkisinin mahalli olmutur (Arab, 2006b:382). z

    gerei varl zorunlu olan Haktan baka kimse yoktur. Mmkn de Hakkn mazhar

    olduu iin, Haktan dolay varl zorunlu olandr (Arab, 2007b:258). Yoklukhalindeki mmkn varlklar, Allahtan varolmay talep ederler. Allah bu talebi kabul

    ederek onlara varlk verendir. Mmkn varlklar da kendilerinin nitelendii btn

    nitelikleri Ondan uzaklatrmakla Onu yceltirler (Arab, 2006c:32).

    Dier taraftan, bnl-Arab, zorunlu, yani mutlak varlk ile mmkn varlklar

    arasndaki ilikinin, mutlak varln mmkn varlklarn nedeni olduu eklinde

    anlalmamas gerektii fikrindedir: Hak, kendisi iin kendisi nedeniyle mevcuttur.

    Onun varl mutlaktr, bakasyla snrlanmaz, herhangi bir eyin nedenlisi ya da

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    21/76

    14

    nedeni deildir. Bilakis Hak, nedenlileri ve nedenleri yaratandr (Arab, 2006a:247).

    yle ki, eer bir neden olsayd, Onun da bir nedenliye dayanmas gerekecekti, mutlak

    varlk ile nitelenen Hak, herhangi bir eye dayanmaktan mnezzehtir (Arab,

    2006a:109).

    Grld zere, bnl-Arab bir eyin baka bir eyin nedeni olmas durumunda, onun

    da bir nedeni olmas gerektii dncesinden hareketle, Hakkn bir neden

    olamayacan belirtir. Aksi takdirde Hakkn da bir nedeni olmas gerekir. Bu ise

    teselsle yol aar ve varolmas iin baka bir nedene muhta olmas durumunda,

    Hakkn mutlak varlk olma zellii ortadan kalkar.

    Bununla birlikte, bnl-Arabnin Hakkn nedenlilerin ve nedenlerin yaratcs olduuynndeki tespiti, Onun bir tr neden olarak tasavvur edilebilmesine imkn tanr. yle

    ki, bnl-Arabye gre, Hakkn ulhiyet mertebesi gereince bir yaratc olmas

    bakmndan neden olarak adlandrlmas mmkndr: neden, asl anlamnda ve

    kullanmnda, bir nedenli gerektirir. Neden ile ilh derken kastedilen anlatlmak

    istenmise bu kabul edilebilir (Arab, 2006a:110).

    Bu sylenenler nda, Hakkn zat olan mutlak varln; varl kendisinden

    kaynaklanan, zorunlu, hibir eyle irtibat bulunmayan, hibir eyin nedeni olmayan,

    kendisini varla balayacak her trl sfattan uzak, benzeri olmayan, tasavvur

    edilemeyen bir bilinmez olduu grlmektedir. te yandan, bnl-Arabye gre,

    mutlak varln bilinmeyen olduunu renmek zaten Allah bilmek demektir (Arab,

    2006b:325). Allah bilgisizlii, anlayan iin, bilgi diye isimlendirdi. () yleyse bilgi,

    hakikat bir olduu iin, bilgisizlik. Bilgisizlik, Allah bilinmezlik mertebesinde

    bulunduu iin bilgidir (Arab, 2007a:427). Bizim bildiimiz ve kendisine ibadet

    ettiimiz Allah ise mutlak varln ulhiyeti olmaktadr. Ancak bu ulhiyet, ilahl ileirtibatldr ve lemin nedeni olarak ifade edilebilir. Varlk ve yokluk halinde bulunan

    mmknler ve mevcut olan btn varolanlar ancak Ona, daha doru bir ifadeyle Onun

    ulhiyeti olan Allaha dayandrlarak anlalabilir. nk Hakkn dndaki her eyi var

    etmeye ynelen ey, hkmleri, bantlar ve izafetleriyle ulhiyettir (Arab,

    2006a:106).

    bnl-Arab ontolojisinin mutlak olarak varolan Hak anlay erevesinde

    ekillendii grlr. O, btn varln kaynadr:

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    22/76

    15

    Hak btn suretlerde zuhur ve her ynde tecelli edendir. O tek varlk, eya iseonun sayesinde mevcut, kendileri ynnden yokturlar. Hakkn varl mazharlardazuhur etmekle snrl ve belirlenmi deildir; onun kendisine zg akn bir varlvardr. () sz konusu aknlk, snrlanma teriminin zdd olan greceli aknlkdeil, gerek mutlaklktr (el-Hkim, 2005:645).

    1.3. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml

    bnl-Arabye gre btn varlklar Allahn tkenmez kelimeleridir (Arab,

    2006e:154). nk bnl-Arabnin dnce sisteminde Hak, her eydir ve her ey

    Odur ve grnteki btn okluk ve farkllk, Hakkn hususi cihetlerini ifade eden,

    Hakkn bilincindeki sabit olan ezeli isimlerdir. Kendisine farkl noktalardan baklan

    bu hakkat, bnl-Arabnin Kelime diye isimlendirdii eydir (Afifi, 2000:78) ve bu

    balamda kelimeyi hakikatl-hakik olarak isimlendirir. bnl-Arabnin buradaHakk, hakikatl-hakik olarak belirlemesi Hakkn gaybteki, yanizatnda ve zat iin

    mmkn varlklarn mkul sretlerindeki tecellisi olan Hak olmas durumudur. Bu

    anlamda hakikatl-hakik, Hakkn kendisinde zuhur ettii, kendisiyle kendisine

    hitap ettii ilk srettir (Afifi, 2000:82). Burada Hakkn batn birlii ve ilk taayyn

    sz konusudur ve kelimeler ilahi ilimde ezelden beri varolarak, Hakkn ilk taayynleri

    olmaktadrlar. Hakikatlerin hakikati (hakikatl-hakaik) Hakkn ve lemin akledilir

    mahiyetlerini toplayan akledilir bir hakikattir (el-Hakm, 2005:228). O, belli bir zamanve meknda deil, lemin suretlerinde kendisiyle kendisine tecelli eden, btn ilahi

    hakikatleri toplayan ilahi akldr. Varlklarn kendileriyle varlk elbiselerini giydikleri

    ayan- sabitesine nispetle hakikatl-hakik, akllarmzn iradi hallerimize olan

    nispetine benzer. Hak da kendini zatyla deil, hakikatl-hakik ile dnr. Bu

    anlamda bnl-Arab, hakikatl-hakike, insandaki irade kuvvetine benzerliini ileri

    srd yaratma kuvvetini izafe eder (Afifi, 2000:81).

    Hakikatlerin hakikati, her varlkta kendi tmel hakikatiyle bulunur. nk oparalanma kabul etmez.() lem, Hak sayesinde bu hakikatten meydanagelmitir. () o, genel anlamda varlklarn asldr. Hakikatlerin hakikati, cevherinasl, hayat felei, yaratmada vasta olan Hak vb. isimlerle isimlendirilir. () o,btn isimleri kabul eder ve lemin bireylerinin saysnca oalr ve Hakkntenzihiyle onlardan soyutlanr (Arab, 2006a:343).

    bnl-Arab varlklardan her birine, kelimenin, yani hakikatl-hakikin

    tecelligahlarndan birisi olduu iin kelimeder (Afifi, 2000:84-85). Bu anlamda

    lemde kelimelerin haricinde baka bir ey yoktur. Btn varlk Hakkn tkenmeyen

    kelimeleridir. nk Hakkn bildirimi lemden hibir zaman kesilmez (Arab,

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    23/76

    16

    2007b:360) ve bnl-Arab bu durumu Kuran- Kerimden ayetle delillendirmeye

    alr: Deniz, Rabbinin kelimeleri iin mrekkep olsa, bir o kadar da yardm etse bile

    Rabbimin kelimeleri tkenmezden nce deniz tkenirdi 1 (Arab, 2007b:360).

    bnl-Arab varlk leminin kelimelerden ibaret olmasn eserlerinde harf

    sembolizmiyle aklar ve konuma eylemiyle yaratma eylemi arasnda bir zdelik

    kurar:

    Kelimeler harflerden, harfler havadan, hava ise Rahmann nefesinden meydanagelir. simler vastasyla etkiler var olanlarda ortaya kar () Sonra bu kelimelervastasyla insan, Rahmann mertebesinden kendisinden sz konusu kelimelerlecanlanmasn istedii eye hayat verecek eyi vermesini salar(Arab, 2006b:33-34).

    fleme, hayatn ruhu olan yrein iinden kan havadr. Hava k yolundakesintiye uradnda, kesinti yerleri harfler diye isimlendirilir ve harflerinvarlklar ortaya kar. Bunlar birletiinde ise, manalarda duyusal hayat ortayakar. Bu, ilahi mertebeden leme gzken ilk eydir. Yokluklar halinde,hakikatler iin sadece duyma nispeti vardr. Hakikatler yokluk hallerinde ve ilahiemir varlk ile onlara ulatnda, onu kabul istidadna sahiptir. Allah varolmalarn istediinde ol(kn) demi, onlar da olumu, d varlklarnda ortayakmlardr. (Arab, 2006b:32).

    Biz de szden meydana geldik. Bu, ol(kn) szdr. (emrin ardndan) biz deolduk. yleyse, susmak var olmayan bir durum iken konumak var olan bir

    durumdur.() nsan var olmutur, yleyse, onun var olmas gereken bir niteliklenitelenmesi gerekir ki, o da kelamdr (Arab, 2007b:51).

    Gndelik hayatta harflerin ve onlardan oluan szcklerin fonetik anlamda varla

    gelebilmesi btn harflerin kayna olan insan nefesine baldr. Her harfin kayna

    olan nefes, her harfte ayn olmakla birlikte, harflerin kendi has yaplarna gre nefes

    zel bir biim kazanmaktadr. Harflerin kayna olan bu nefese sesin heyulas dersek,

    ses birimleri bu heyulann ekil alm halleri olurlar. Bu anlamda bnl-Arabnin insan

    nefesini mutlak varla, zelde Nefes-i Rahmana, harflerin kendilerine zg yaplarn

    mmknlerin istidadna, kelimeleri de mmknlerin hari lemdeki zuhuruna benzettii

    grlmektedir. O halde kelime, Hakkn yarattklarna verdii isim olarak mevcutlar

    kast etmekle, ayan- sabitenin asln tekil ederek, duyulur lemin fertleri olmaktadr.

    bnl-Arabye gre, kelimenin idrak, yaratma ve lemi idare etmesinin dnda bir de

    ilahi bilgiyi yayma grevi vardr. Bu anlamda kelime, hakikat-i Muhammediye

    eklinde isimlendirilerek, peygamber ve velilere ait her trl ilham ve kefi bilginin

    1

    Deki: Eer Rabbimin szlerini yazmak iin deniz mrekkep olsayd, kesinlikle Rabbimin szleritkenmeden deniz tkenirdi, bir misli de yardmc getirsek bile (Kehf, 18/109).

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    24/76

    17

    kaynan oluturur. bnl-Arabye gre Bu heb iinde akl diye isimlendirilmi olan

    Muhammed hakikatinden (hakikat-i Muhammediye) baka Allaha daha yakn bir ey

    bulunmamtr. Bylelikle o, btn lemin efendisi ve varlkta ilk ortaya kan ey

    olmutur (Arab, 2006a:345). Ona gre kmil manada kelime, hakikat-i

    Muhammediyedir. Bunun yannda bnl-Arab her bir peygamberi ve veliyi de kelime

    diye isimlendirir. nk Hak, en mkemmel ve eksiksiz bir ekilde peygamberler ve

    velilerle temsil edilen insan- kmil suretinde aklanmtr.

    bnl-Arabye gre her insan varoluu itibariyle insan- kmildir, ancak peygamber ve

    veliler hem varl itibariyle hem de marifeti itibariyle kmildirler. Onlar ilahi kemali

    btn anlamlarnn, varlnda meydana kt, btn ilahi isim ve sfatlarn kendisinde

    tecelli ettii kimselerdir. Bu insan- kmiller yaadklar dnemde Hakkn isimlerini

    grnr klan tarihi zuhurlardr ve lemde kendilerine biilmi zel grevleri vardr

    (Chittick, 1999:47).bnl-Arab, kutsal kitaplarda bahsedilen peygamberler vesilesiyle

    kendi kendini aklayan vcudun arayyla daha fazla ilgilendii iin (Chittick,

    1999:36) Fussul Hikemin en nemli amalarndan birisi, her nebiyle (kelime) ilmini

    kendisinden ald asl, yani hakikat-i Muhammediye olan kelime arasndaki ilikiyi

    aklamak olduu sylenebilir. nk bnl-Arabi, hikmet ve her peygamber zerine

    hkim olan ilahi isim diye isimlendirdii bu ilim trn yorumlamaktadr (Afifi,

    2000:87). Fsusun yirmiyedi blmnden her biri, hem Allahn kelimesi (logos)

    olan, hem de esm-i hsndan birini temsil eden bir peygambere ayrlmtr. Keza onlar

    insan- kmilin de birer rnei (numunesi)dirler (Afifi, 1990:29). Her bir fass, ilahi

    hikmetin her bir peygambere vahyedilen ynn sembolize eder. Bu anlamda her bir

    peygamberin asli gereklii yce kelime olan hakikat-i Muhammediyenin bir

    kararlatrmas olan logos veya kelimededir. Bunun iin Fussul Hikemde blmlere

    dem Kelimesindeki lahlk Hikmeti, Nuh Kelimesindeki Tenzih Hikmeti gibi

    balklar konmu ve en sonunda Muhammed Kelimesindeki Teklik Hikmeti balkl

    blm yer almtr (Arab, 2006e). Hz. dem ile balayan ve Hz. Muhammed ile son

    bulan bu kelimelerde ilahi tecelli olmasayd Vcud- Hakkn mahiyeti ebedi olarak

    gizli kalrd.

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    25/76

    18

    nsan- kmiller zlerinde deimeyen sabitlerdir. Ancak Hakkn srekli ve

    tekrarlanmayan tecellisi lemde sonsuz eitlilik iinde ilahi isimleri grnr klar, bu

    durum insan- kmillerin de daimi deiim ve tekmle uramasna neden olur.

    Hakkn ilahi isimleri ile tecellisi Onun aa kmasn ve bilinmesini salar. Bu

    itibarla Tecelli kavram bnl-Arabnin dnce sisteminin hem ontolojik hem de

    epistemolojik ynnn en nemli kavramlarndan birisidir. lemin ontolojik yaps bu

    merkezi kavram evresinde ekillenir. Dolaysyla bnl-Arab ontolojisinin

    anlalabilmesi tecelli kavramnn aklanmasna baldr.

    1.4. Tecelli

    Vahdet-i vcd dncesine gre ...varlklarn vcda getirilii mutlak yokluktan

    halk edilme olarak deil, izf yokluktan izf varlka gei ve bir zuhr olarak

    kabl edilmektedir (Tahral, 2002:17). Dier bir deyile, Hakkn ilahi isimler

    araclyla kendini amas durumu sz konusudur. Btn varlk leminin, Hakkn

    kendini izhar (aa karmas) eklinde belirtildii bir dnce sisteminde, tecelli

    kavram bu sistemin ontolojik yapsnn her ynne sirayet eder.

    Feyiz (ak, tama), zuhur (ortaya kma, gzkme), tenezzl (inmek) ve fetih

    (alma) terimleriyle de karlanan ve bir eyin almas ve ortaya kmas anlamna

    gelen tecelli kavramn (el-Hakm, 2005:607), bnl-Arab u ekilde tanmlar:

    tecelli, herhangi bir tecelli mahallinde tecelliye mazhar olan varla Hakkn

    grnmesi ve zuhur etmesidir (Arab, 2006b:27). Bu tanmn anlalabilmesi iin,

    ncelikle tanmda geen tecelli mahalli ibaresiyle bnl-Arabnin ne kastettiinin

    belirtilmesi gerekir.

    bnl-Arabye gre mutlak varlk olan Haktan baka bir ey yoktur. O halde bir veok ya da Hak ve halk olarak alglanan ey arasnda bir fark yoktur. Bu farkl alglama

    itibari ve bak asna bal bir durumdur. Afifi bunu u ekilde aklar:

    ...hakikate, z itibar ile baklrsa Hak olduu, mazharlar itibar ile baklrsaHalk olduu grlr. Bu hakikat Hak ve Halktr, bir ve oktur, kadm ve hdistir,evvel ve hirdir, zhir ve btndr ve dier ztlklardr. Bu ztlklar hakikatte deilitibardadr (Aff, 2007: 34).

    Dolaysyla tecelli mahalli de en nihayetinde Haktan bakas deildir: Tecelli edenin

    sureti o tecelliyi kabul edenin suretinin ayndr. Baka bir ifadeyle, tecelli eden ve

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    26/76

    19

    kendisine tecelli edilen ayndr (Arab, 2006e:130). Hakikatte byle olmasna ramen,

    bnl-Arabnin terminolojisinde tecelli mahalli ibaresine karlk gelen kavram

    ayan- sabitedir. Haktan okluun kmas, onda bulunan farkl nispet ve anlamlar,

    yani isim ve sfatlar sayesinde mmkndr. nk okluk, isimlerin icabna uygun

    olarak Hakkn kuvveden fiile km olan suretleridir. simlerin icabna uygun olarak

    Hakkn isimlerinin kuvveden fiile kmas, Hakk kendi istidad lsnde grnr

    klan bir tecelli mahalliyle, yani bnl-Arabnin ayan- sabite olarak

    kavramlatrd suretlerle mmkn olur:

    Zuhurun balangc ise ayn- sbitenin Hakkn mazhar olduunda ilahi varlktannitelendii eydir (Arab, 2007b:256)

    Hak ayan- sabitenin hakikatlerine ve hallerine gre suretten surete girer vetasavvur edilir (Arab, 2006e:81).

    Allah, srekli verir, mahal ise, yatknl (istidad) lsnde kabul eder (Arab,2006b:370).

    Bu sylenenler nda, Hakkn varlk vermesi, isim ve sfatlarn mazharlar olan

    ayan- sabiteye varlk vermesi biiminde yorumlanabilir (Demirli, 2005:229). Bylece

    ayan- sabite sayesinde Hak, kendisini sonsuz ekillerde yanstm olur. bnl-Arab

    bu sreci aklamaya alrken sklkla ayna sembolne bavurur. Ona gre tek gerek

    hakikat olan Hak ayna, ayan- sabite ise bu aynada grnen suretlerdir. Zattan olan

    tecelli ise ancak tecelli edilenin yeteneine gre olabilir. () O halde tecelli edilen ey,

    yalnzca kendi suretini Hakkn aynasnda grmtr, yoksa Hakk grmemitir (Arab,

    2006e:48).

    bnl-Arabnin tecelli dncesinin, tecelli eden Hak ile tecellinin mazharlar olan

    ayan- sabite arasndaki ilikiye dayand sylenebilir. Hakkn yaratma iradesi ancak

    yaratlma istidadna sahip ayan- sabiteye iliebilmektedir. bnl-Arabye gre birde

    sadece birlik varsa, kendisinden okluun kabilecei bir yn onda bulunmuyor

    demektir. Ancak birde farkl nispet ve anlamlarn bulunmas, ondan okluun kmasn

    mmkn klar (Arab, 2006d:438). O halde Hakta bulunan bu nispetler, yani sfat ve

    isimler ve bunlarn mazharlar olan ayan- sabite, Haktan okluun kmasnn yegne

    yoludur.

    Bu belirtilenler, okluk leminin, Hakkn isimleri araclyla isimlerin mazhar olan

    ayan- sabiteye tecelli ederek kendini grnr klmasndan ibaret olduunu

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    27/76

    20

    gstermektedir. bnl-Arabye gre Hakkn bir eye tecellisi olmasayd, onun ey

    oluu ortaya kmazd (Arab, 2006b:89) ve lemdeki varlklar ancak Hakkn

    onlarda zuhur etmesiyle varlk zellii kazanr. Yaratmada vasta olan Hak, onlar iin

    suret gibidir (Arab, 2007a:438). Dolaysyla mevcut olan her ey, vcud, yani Hak

    iin bir belirme (mazhar) yeri olmaktadr. Bu yapda ne bir okluk vardr ne de bir

    yokluk durumundan varlk durumuna gei sz konusudur. Tecelli eden, kendiliinde

    birdir. Tecelliler, daha dorusu onlarn suretleri ise, tecellighn yatknlklarna gre

    farkllar (Arab, 2006b:371). Ve btn varlk ezeli ve ebedi olan ilahi bir tecellidir,

    yani srf feyizdir ve Hakkn bu zuhur ve tecellisi sayesinde lem varln

    srdrebilmektedir (Arab, 2006b:90). Hak bu sonsuz feyzinde hibir eyle

    snrlanamaz. Bu yzden ilahi tecelli belirli bir zamanda meydana gelerek varlklarnvarolmalarn salayp sonra biten bir sre deildir. Tecelli her an devam eder:

    Allahn tecellisi srekli, yaknl zorunludur. u veya bunun arasnda olan ise, senin

    bugn uyuyan olmandr. Dolaysyla Hakk mahede eden kimseye hibir engel

    yoktur (Arab, 2007a:365). O halde varlk srekli bir olu halindedir: duraanlk

    yoktur. Duraanlk yok ise lm de yoktur. Varolu vardr. yleyse yokluk, sz konusu

    deildir (Arab, 2006e:220). Bu olu ise Hakkn her daim yeniden yaratmas, yani

    tecellinin kendini tekrarlamamasna karlk gelir. Varlkta tekrar yoktur, her anyaratln yenilenmesi sz konusudur. bnl-Arab bu durumu u ekilde belirtir:

    Allah, bir ahsa tecellisini tekrarlamad gibi ilahi genilik gerei iki ahstatecellide ortaklk yaratmaz. Bu meyanda, sadece benzerler ve rnekler vardr. ()Allahn her eyi yaratp her eyi lemde bakasndan ayrt eden bir zelliklefarkllatrmas, ilahi geniliinin gereidir. Sz konusu zellik, her eyin mutlakbirliidir (Arab, 2006b:78-79).

    bnl-Arab, Hakkn tecelli etme srecini, tamak anlamndaki feyiz kavramn

    kullanmak suretiyle de aklamaya alr. Yaratla dair ilahi hkmn zellii,

    yaratlan eyde hazrlk ve istiddn meydana gelmesidir ki, bylece, Allahn rhundan

    feyiz ona akar. Bu feyiz, demin yaratl kssasnda fleme diye ifade olunan

    rhtur (Afifi, 2002:75). Hakkn feyzinin, yani flemi olduu ruhunun suretlere

    yaylmas ile btn bir varlk lemi grnr hale gelmitir. bnl-Arab bu sreci u

    ekilde ifade eder:

    Hak bir yeri dzenlediinde o yer, Haktan gelen bir ruh kabul eder. Bu kabul, oeye ruh flemek diye ifade edilir. [Gerekte] kabul, dzenlenmi o surette,

    srekli ve daim tecelli akn alma yeteneinin ortaya kmasdr. Bu ak srekli

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    28/76

    21

    ve kesintisizdir. O halde geride yalnzca [tecelliyi] kabul eden vardr ve o daHakkn en mukaddes akndan meydana gelmitir (Arab, 2006e:25).

    bnl-Arabye gre, varln asl, sebebi olan ilahi tecelli veya ilahi feyz, gayb

    tecellisi ve ahadet tecellisi olmak zere iki tre ayrlr. bnl-Arab bu iki tecellitipini u ekilde ifade eder:

    Allahn iki tecellisi vardr: Birisi gayb tecellisi, dieri ise ahadet tecellisi.Gayb tecellisinde kalbin sahip olduu yetenei verir. Bu tecelli, zattan kaynaklanantecellidir ve gayb [bilinmezlik] onun hakikatidir. Gayb tecellisi, Hakkn O [hve]diyerek kendisinden bildirmekle hak ettii hviyetdir. Bu hviyet [Oluk], daimaHak iin sabittir.

    Kalp iin bu yetenek meydana geldiinde, kendisinde grlr [lemde] ahadettecellisi gerekleir. Bylece kalp onu grr ve daha nce belirttiimiz gibi

    kendisine tecelli ettii eyin suretiyle ortaya kar (Arab, 2006e:129).Bu iki tecelliden gayb tecellisi feyz-i akdes, ahadet tecellisi feyz-i mukaddes diye

    de adlandrlmaktadr. Feyz-i akdes, zattan kaynaklanan, zattan zata dnk olarak

    gerekleen bir sretir. bnl-Arabnin yukardaki alntda bahsettii kalp ise,

    srekli olarak kendisinde Hakkn tecelli ettii sretin rengiyle renklenen heyuladr

    (Afifi, 2002:251). Bu aklamadan da anlalaca zere, burada ...ayn- sabitenin

    yerine kalp konulmaktadr (Demirli, 2006a:135).

    Afifiye gre Hakkn gaybteki tecellsi, ztnda ve zt iin mmkn varlklarn makl

    sretlerindeki tecellisidir (Afifi, 2002:250). Feyz-i akdes mertebesi mutlak varln

    taayyn derecelerinin ilkidir. ...bu taayynler, makl taayynlerdir ve hiss lemlerde

    varlklar yoktur, varln mcerret kabiliyetleridir. Bu makl hakkatler ya da

    mmknlerin makl sretleri, bnl-Arabnin varlklarn ayn- sbiteleri ismini

    verdii eylerdir (Afifi, 2002:77).

    Tm bu belirtilenler, feyz-i akdesin, Hakkn kendisini kendisine izhar, yani isim ve

    sfatlarn suretleri olan ayan- sabitenin Hakkn kendi ilmindeki zuhuru olduunu

    gsterir.

    Feyz-i akdesle birlikte varlk mertebelerinde balayan zuhurun, yani mutlak varln

    ilminde izhar ettii sfat, isim ve bunlarn mazharlar olan ayan- sabitenin d lemde

    varolabilmeleri iin ikinci bir tecelliye ihtiya vardr. Bu ikinci tecelli; bnl-Arabnin

    kalbin, yani ayan- sabitenin gayb tecellisinde kazand yetenek sayesinde grlr

    lemde ortaya kmas diye tarif ettii ahadet tecellisi, dier bir deyile feyz-i

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    29/76

    22

    mukaddestir. Bu tecelli tr, grlr lemin yaratl nedeni olan insann zuhur

    etmesiyle de en st mertebeye ular. Afifi, feyz-i mukaddesi u ekilde tanmlar:

    Feyz-i mukaddes, ayn- sbitelerin makl lemden mahss leme zuhrudur.Ya da o, bilkuvve olan herhangi bir eyin, herhangi bir srette bilfiil zuhru; haricvarlklarn, ezelde sbit olduklar hal zere zuhr etmeleridir. Hibir varlk, ezeldesbit olduu halinden farkl olarak zuhr etmez (Afifi, 2002:77).

    Izutsu mutlak bilinmez olan Hakkn lemi var etme srecindeki, bu iki tecelli tipini

    ehadiyet ve vahidiyet kavramlarn kullanarak aklamaya alr. Hakkn ontolojik

    adan mutlak varln kendisi olduu mertebe, ehadiyet mertebesidir. Vahidiyet

    mertebesi ise ilahi uur, yani Hakkn zati kemlat suretinde kendisinin uuruna vard

    mertebedir. Bu sayede Hakkn ilminde ontolojik modeller olan ayan- sabite varlk

    bulmu olur. Birbirinden farkl iki mertebeye atfta bulunan ehadiyet ve vahidiyetin her

    ikisi de birlik anlamna gelmektedir. zutsuya gre, her iki mertebe arasnda zahirilik ve

    batnilik ilikisi vardr. Ehadiyet, vahidiyetin batni vechesi iken, vahidiyet de

    ehadiyetin zahiri vechesidir. Vahidiyet mertebesinde vcud, tecelli etmi her hangi bir

    zahiri okluu olmayan vahdettir. Ancak batn asndan buradaki vahdet taayyn etmi

    bir vahdettir. Taayynler ise isim ve sfatlarn suretleri olan ayan- sabitedir. Bu

    mertebedeki vahdet saf ve basit bir varlksal birlikten ziyade sonsuz saydaki eitli

    varlklarn kuatc birliidir. Ehadiyet ise kendi ierisinde saf ve mutlak vahdettir ve

    burada okluun glgesi bile yoktur. Ehadiyetin vahidiyet haline geldii mertebeyi

    Izutsu feyz-i akdes olarak adlandrr. Ayan- sabitenin vcudun kokusunu henz

    duymad, yani tecrbi lem asndan mevcut olmad bu mertebeden, lemdeki ferdi

    fenomenal varlklar olarak bilfiil hale geldii Hakkn ikinci tecellisine de feyz-i

    mukaddes denir (Izutsu, 2003:67-70). Izutsu, Hakkn varlk leminde kendini grnr

    kld bu tecelli srecini u ekilde zetlemektedir:

    ayn- sbite aslnda bilfiil var olmak iin beklemekte olan kablardr. Bunlarikinci trden tecell iin mahalleri temin ederler. Her bir mhl, Hakkn ilktecellsinin sonucu olarak ezel ve bozulmayan bir belirli istdda shiptir. BunuHakk bile deitirmez nk bu Hakkn kendini izhr ettii bir srettir. Buna gre,her kab ikinci (hd) tecellsinin bir mahalli (tecellgh) klmakla Hakkkendisini, kabn ezel istddna uygun bir biimde snrlandrp kayt altnaalmaktadr. Bu yolla Hakk uhd tecellsinde sonsuz deiken sretlerebrnmektedir. Bu sretlerin tm ise Kevn lemi oluturmaktadr (Izutsu,1999:213-214).

    Bylece hilik olarak da alglanan mutlak bilinmezlikten, duyulur nesneler lemine

    geilir: Hibir ekilde bilinmeyen mutlak varlk olan Hak; nce gayb tecellisiyle kendini

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    30/76

    23

    kendine izhar etmesi sonucu ilahi isimler ve sfatlar ile ayan- sabiteyi grnr

    klmakta, sonrasnda ise hd tecellisiyle btn duyulur leme ve en nihayetinde

    insana zelde ise insan- kmile varlk vererek varlk dairesini tamamlamaktadr.

    Bu srete dikkat edilmesi gereken husus, tm tecelli boyunca grlen eyin, her bir

    mertebede farkl ekillerde tecelli ederek tm varlk mertebelerini kuatan tek bir

    varln gereklii olduudur (Izutsu, 2003:67-70). Nitekim bnl-Arab, Hak ile

    kendisinden zuhur edenin ayn hviyette olduunu belirtir; nk ona gre Haktan

    kendisinden farkl olan bir eyin kmas mmkn deildir (Arab, 2006e:185). Buna

    gre, gayb ve hd tecellinin bir ve tek olan varln iki temel ynne karlk geldii

    sylenebilir.

    Tm bu dile getirilenler, bnl-Arab ontolojisinin, tecelli fikrine dayandn ve

    btn varlk leminin tecelli srecinde grnr hale geldiini aka ortaya koyar. Bu

    srecin daha iyi anlalabilmesi iin sreci oluturan ana varlk mertebelerinin (Mutlak

    Varlk, lahi sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite ve nsan- Kamil) aklanmas

    gerekir. Mutlak varlk almann banda ele alnmt. imdi srasyla, Arabnin sz

    konusu dier varlk mertebeleri hakkndaki grlerini ele alalm.

    1.4.1. lahi sim ve Sfatlar

    Hak ile lem arasnda zat ynnden her hangi bir irtibat olmad iin, Hakkn mutlak

    varlk olarak kald srece ne lemin ne de her hangi bir eyin varlndan

    bahsetmemiz sz konusu deildir. lemin varln grnr klmada ise Hakkn arac,

    kendisinde kuvve halde bulunan ilahi isimlerdir. lemdeki her bir eya veya olu,

    Hakkn isim ve sfatlarnn hkmlerini gerekletirecekleri alan veya fiillerdir. Ancak

    isimler, z gerei kendi balarna var olamaz. Onlar, kendilerinden kaynaklanan bir

    arzuyla, kendilerinde var olacaklar bir varl ister (Arab, 2007b:189).

    simler isimlenenin mertebesinde toplanp hakkat ve anlamlarna bakt.Bylelikle, kendi rnleriyle [eser] varlklar birbirinden ayrsn diye,hkmlerinin gzkmesini istemilerdir. nk yaratan ki o takdir edendir-,Bilen, Yneten, Ayrtran, Var eden, Suret veren, Rzklandran, Canlandran,ldren, Varis eden [olan], kredilen, ksaca btn ilhi isimler, kendi zatlarnabakm ve yaratlan, ynetilen, ayrtrlan, rzklanan kimseleri grmemi, bununzerine yle demilerdir: Hkmlerimizin kendilerinde ortaya kp otoritemizingrnmesini salayacak d varlklar var oluncaya kadar nasl etkin olabiliriz ki?(Arab, 2006c:28).

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    31/76

    24

    bnl-Arab, ilahi isimlerin Hakka yaptklar bu talebe benzer bir talebi yokluk halinde

    bulunan mmknlerin de varlk haline geebilmek iin ilahi isimlere yaptklarn ifade

    eder:

    Mmknler, () yle derler: Yokluk, birbirimizi grmekten ve zerimizdebulunan size ait zorunlu haklar anlamaktan kreltti. D varlmz ortaya karpbize varlk elbisesi giydirirseniz, bizi bylece nimetlendirmi olursunuz. Biz de,size yaraan sayg ve hrmeti yerine getiririz. Sizin de, bizim bilfiil ortayakmamzla otoriteniz gereklemi olur. imdi, bilkuvve ve uygunluk bakmndanbizde otorite sahibisiniz. yleyse sizden istediimiz ey, bizimkinden daha oksizin iin geerli bir istektir. Bunun zerine isimler yle der: Mmknlerinsyledii dorudur. Ardndan o dilei yerine getirmek iin harekete geerler(Arab, 2006c:28).

    Bu ifadeler ilahi isimlerin, Hakkn mmkn ve mevcut varlklarla arasnda bant

    grevini stlendiini gstermektedir. u unutulmamaldr bu bantlara, yani ilahi

    isimlere muhta olan Hak deil lemdir. nk ilahi isimler olmazsa lemde hibir ey

    mevcut olamayacaktr. lemdeki her ey Hakkn kendisinde kuvve halinde bulunan

    sfat ve ilahi isimleri araclyla belirli ve izafi bir ynden zahir olmasdr. Bu anlamda

    grnen lem(fenomenler dnyas), ierisinde tm ilahi isimlerin sahneye kt bir

    tiyatro sahnesine benzetilebilir. (Afifi, 1990:22). Bu tiyatro sahnesindeki her bir varln

    nispetleri olan ilahi isimler de, isimlendirilenin ayndr. simlendirilen ise Hakkn

    kendisidir. Allah, btn bu isimlerin kendisine nispet edilmesini reddetmemi,

    istidatlarna gre mazharlarda zuhur edenin kendisi olduuna dikkatimizi ekmitir

    (Arab, 2006d:427).

    bnl-Arab, bilinen btn isimlerin incelendiinde, bu isimlerin sfatlar diye ifade

    edilen yedi isim olan Hayy (diri), lim, Mrd (irade eden), Kil (syleyen), Cevd

    (cmert), Muksit (hakk gzeten, adaletli) tarafndan ierildiinin grlebileceini

    belirtir. Bu sfatlarn adlandrlmasna isim denilmekte ve bu isimler u ekilde ifade

    edilmektedir: el-Hayy ismi, varlndan nce ve sonra anlamn ispat eder. el-lim

    ismi ise varlnda hikmete gre var olman, varlndan nce ise takdir edilmeni salar.

    el-Mrd ismi, senin seilmeni salar. el-Kdir, senin yok oluunu ispat eder. el-Kil

    kadimliini ispat eder. el-Cevd, yaratln ispat eder (Arabi, 2006a:278). Bu isimler

    de lemin yaratl sz konusu olduunda Mdebbir ve Mrd isimlerine indirgenir.

    lemin ilk isimleri, bu iki ilh isimdir. el-Mdebbir, takdir edilmi yaratmavaktini gerekletiren isimdir. Ardndan el-Mrd ismi, el-Mdebbir isminin ibraz

    ettii tarzda ona iliir. Bu iki isim lemde her neyi meydana getirse dier isimlerin

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    32/76

    25

    katlmyla gerekletirir. Fakat dier isimlerin katlmas, bu iki ismin perdesiardndan gerekleir (Arab, 2006a:280).

    Btn isimler bahsedilen bu yedi ana sfata dayanmakta, onlarn kayna olmaktadr.

    Biz de bu yedi sfat sayesinde vcudun, yani Hakkn, diri, lim, irade eden, syleyen,cmert, hakk gzeten ve adaletli olduunu bilebiliriz.

    Zat, sfat ve isim arasndaki iliki Tahral tarafndan u ekilde ifade edilmektedir:

    Bir eyde bir sfat mevcut deilse ona bir isim verilemez. Kendisinde hayatsfat olmayana hayy ve kendisinde ilim sfat olmayan bir kimseye lim vealm denilemez. Zt sfat ile, sfat isim ile bilindii gibi, Zt sfat ile, sfat isim ilezuhra gelir, zhir olur. Bundan dolay Ztn zhiri sfat, sfatn zhiri isimdirdenilir. Bunu aksi olarak ismin btn sfat, sfatn btn da Zttr. Varlklarlemindeki herhangi bir ey, yni bir varlk ise ismin zhiri, isim bu eyinbtndr. Bu demek olur ki, ey zhir olduu vakit isim onda btndr, gizlidir,grlmez.

    Varlklar lemindeki eyler ilh isimlerin mazharlar, yni zuhr yerleridir.ey zhir olduu vakit ilh isim onda btn, ilh sfat ise bu isimde btn ve Ztise bu sfatta btn durumdadr. u halde ey grld halde isim, sfat veZt mhede edilmemektedir(Tahral, 2002:24).

    Btn isimlerin kayna olan yedi temel sfat ve dier isimleri fark eden insanlar

    Haktan kaynaklanan ve Ona ait olan zellikleri kavrayabilirler. nk onlar eylere

    baktklarnda, eylerin batn olan ismi, sonra ismin batn olan sfat, daha sonra dasfatn batn olan zat idrak etme abas ierisindedirler. Bu isimler Hakka iaret

    etikleri gibi, dnyada varolabilmek iin vcudun, yani Hakkn bir takm durumlarn

    yansttklar iin, eyler ve hakikatlere de iaret ettikleri grlmektedir. bnl-Arab bu

    hakikatlerin ne olduklarn ve onlarn isimlerle olan ilikilerini u ekilde ifade eder:

    Her hakikatin kendisine zg bir ismi vardr. Hakikat derken bir hakikat cinsinikendinde toplayan eyi kastetmekteyim. O hakikatin Rabbi, sz konusu isimdir.() Bu hakikatler, kendi saylarnca ilh isimleri talep eder. Sz konusu eyin var

    edilme hakikati, el-Kdir (kudret sahibi) ismini, salamca yapl yn el-limismini, onun seilmesi el-Mrd (irade sahibi) ismini, ortaya kmas el-Basr(basiretli) ve er-R (gren) isimlerini talep eder vb. Cevher tek olsa bile, bu vezikretmediimiz baka ynler kendisine aittir. Her ynnde ise kendilerine greisim talep eden pek ok yn vardr. te bu ynler, bize gre hakikatler ve ikincileylerdir (Arab, 2006a:277-278).

    Her bir varln belli bir ilahi isim sayesinde Hakka dayand ve Ona iaret ettii

    grlmektedir. Vcudun mutlak hakikatini asla bilemesek de, bu ilahi isimler

    araclyla ve iaret ettikleri lde vcudun hakikatini dnp, bilebildiimiz iin,

    ilahi isimler hem epistemolojik hem de ontolojik olarak, grnmeyen ve grnen

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    33/76

    26

    arasnda bir kpr olmaktadrlar. Onlar olmakszn vcud hakknda tam bir bilgiye

    ulamak mmkn olamayaca gibi yine onlar olmakszn mutlak varln tezahr olan

    lemdeki eyler de varolamayacaktr (Chittick, 1999:37).

    Hakkn lemle olan bantlar sonsuz ve her bant ilahi isimle isimlendirildii iin,

    ilahi isimlerin says da sonsuzdur (Arab, 2006e:51). Sayca sonsuz olan ilahi isimler,

    kendi ierisinde snflandrlarak Allahn Kurnda geen 99 temel ismine irca

    edilebilir (Izutsu, 1999:142). lahi isimler, belirli asllara dndrlebilir. Bu asllar,

    isimlerin analar veya isimlerin mertebeleridir (Arab, 2006e:51). Btn sfat ve

    isimlerin hakikatlerini kendinde toplayan ve birleyen isim de Allah ismidir. Bunun

    yannda her bir ilahi isim, dier isimlerin anlamn da ierdii iin, btn ilahi isimlerle

    nitelenebilir (Arab, 2007a:77). nk her bir isim farkl grnse de, nispet ve

    tamlamalar kabul eden tek hakikatten baka bir ey yoktur (Arab, 2006e:51). Her bir

    isim Hakka iaret ettii iin, msemmann kendisinden (yani Hakkn zatndan) baka

    bir ey deildir. Her isim Hakkn, tecell bakmndan, Ona mahsus zel bir vechesi ya

    da zel bir suretidir. Ve bu anlamda her isim Zt ile zdetir (Izutsu, 1999:141-142).

    lahi isimler, zatn delili olmalar bakmnda birdirler ama sayca sonsuz olan ilahi

    isimlerin her birinin de kendine zg bir hakikati vardr ve bu hakikatleri sayesinde

    dier isimlerden farkllarlar. er-Rab, el-Hlk, el-Musavvir gibi yalnzca kendisine ait

    anlama iaret etmesi bakmndan ise her isim dier isimlerden ayrlr (Arab,

    2006e:77). Bu anlamda her isim kendi hakikatine sahip olduu iin de, msemmasnn

    kendisinden, yani Hakkn zatndan baka bir ey olmu olur.

    Mesel Alm, Sem, Basr isimleri, bu isimler ile adlandrlan Zta delletettikleri gibi, her biri kendisine it huss bir mnya da dellet eder. Zr Alm,Sem ve Basr diye adlandrlan bir olan Zt- ilhdir. te bir tek Zta delletetmeleri tibriyle ve o Ztn isimleri olmak bakmndan, btn bu isimler arasnda

    ayniyet vardr. Fakat bu isimlerin her biri huss mnlar bakmndan birbirininayn deildir. Zr Bilici, itici, ve Grc olmak ayr ayr eylerdir. yleyseher bir isim kendisine has olan mn cihetiyle birbirinin gayrdr; ve aralarndagayriyet mevcuttur (Tahral, 2002:26).

    Bu durum ortada bir okluun bulunmas veya isimlerdeki birliin vcudi bir toplam

    olmas eklinde anlalmamaldr. nk Hakkn zat, zat olmak bakmndan tektir

    (Arab, 2006c:27). Hak zat ynnden her eyden mnezzeh ve bilinmez olduu iin

    lem Haktan gayr olduu gibi, lemde Hakkn isimlerinden baka bir ey

    bulunmad iin de lem Haktan gayr deildir (Chittick, 1999:42). Bu yzden ilahi

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    34/76

    27

    isimler bir taraftan Hakkn zatnn ayn olurken, dier taraftan da harici lemin ayndr.

    Her hangi bir isim ve sfatla vasflandrlmam, mutlak bilinmez olan Hak, ontolojik

    adan mutlak varln kendisi olurken, dier taraftan Hakkn isim ve sfatlaryla zuhur

    ederek leme varlk verdii ve dier isimleri birledii iin Hakkn ulhiyeti olan

    Allahtr. Bu durum, btn isimleri kendisinde toplayan ve birleyen Allah isminin dier

    ilahi isimlere olan hitabnda belirtilmektedir: Ben, hepinizin hakkatlerini bir arada

    bulunduran bir isim olduum gibi isimlenene de delil olan benim. simlenen ise kemal

    ve tenzih niteliklerine sahip olan mukaddes zattr (Arab, 2006c:29). Mukaddes zat da

    kendisinin z gerei bir olduunu, mmknlerin ise Onun mutlakl bakmndan

    kendisini deil mertebesini talep ettiini, ayn ekilde mertebesinin de mmknleri talep

    ettiini ifade ederek ilahi isimlerin kendi mutlaklna deil mertebeye ait olduunubelirtir (Arab, 2006c:29). Bylelikle lem, Haktan mertebeden bakasn bilemez. Bu

    ise Onun ilah ve rab olmasdr. Bu nedenle Onun hakknda ancak bu nispet ve izafetler

    bakmndan konuulabilir (Arab, 2007b:291).

    1.4.2. Ayan- Sabite

    bnl-Arab ayan- sabite kavramn ortaya atan ilk dnrdr. Bu fikri

    olutururken eitli felsefi kaynaklardan (Platon, Aristoteles, bn Sina) ve kelamkaynaklarndan (Mutezile) yararland sylenebilir. Ancak bu kavrama ykledii ok

    geni anlam ile bu kavram ahsi damgasyla damgalamtr (el-Hakm, 2005:90).

    Tecelli kavramnn akland blmde, ksaca mmknlerin akledilebilir suretleri

    olarak belirlenen ayan- sabite kavram, bnl-Arabnin ontoloji sisteminde ve

    sistemin anlalabilmesinde nemli bir yere sahiptir. nk ayan- sabite lemdeki

    eylerin asli gereklikleri ve lemin ontolojik temelidir. Mutlak varln tecellisini kabul

    edecek bu hakikatler olmasayd ne Hakkn zuhurundan ne de lemdeki eitliliktenbahsedilebilirdi.

    Ayn- sbite, zt- ilhnin mmknlerin aynlarnn sretlerinde kendileriyletaayyn ettii ilh isimlerin iktizlardr; varlkta ise, Allah ve isimlerinden bakabir ey yoktur. Yani, varlkta zt- ilh ve bu ayn- sbiteden baka bir eyyoktur. lem diye isimlendirdiimiz ey, ilh isimlerin kendisine yansd veayn- sbitenin tahakkuk ettii bu aynadr (Afifi, 2000:265).

    bnl-Arab ayn ile hakikati, zt ve mahiyeti kastederken, sbt veya sabit ile de

    insan mahiyetinin veya genin zihindeki varl gibi zihn veya akli varl kast eder

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    35/76

    28

    (el-Hakm, 2005:90). Bunun anlam udur: bnl-Arab ayn- sbiteden sz

    ettiinde, varlklarn ahslarnn bulunduu duyulur ve harici lemin yannda eyann

    hakikatlerinin veya akledilir mahiyetlerinin bulunduu akledilir lemin varln ifade

    etmi olur (el-Hakm, 2005:90). O halde bnl-Arab, ayan- sabiteyi lemdeki

    eylerin hakikatlerinin veya aklla idrak edilebilen aynlarnn bulunduu akledilir bir

    lem olarak tasarlamtr.

    Duyulur lemdeki nesneler varlk durumuna kmadan nce Hakkn varlnda bulunan

    potansiyel varlklar halindedir. Afifiye gre bu potansiyel varlklar Hakkn ilerideki

    oluunun fikirleri olarak Allahn aklnn muhtevasn oluturmutur. Bu akledilir

    gereklikler, ayan- sabite (nesnelerin sabit prototipleri) olarak ifade edilir (Afifi,

    1990:25). lahi isimlerin ve ayan- sabitenin Hakkn ilmindeki akledilebilir suretleri

    olan ilmi suretlerin eseridir lemdeki nesneler. Bu durum, Hakkn sonsuz bir varlk

    olmasnn yannda ayn zamanda sonsuz bir ilim olduunu da gsterir. Bu anlamda

    ayan- sabite Hakkn bu sonsuz ilminde, sabit ve deimez olan hakikatlerdir. Mutlak

    varlk olan Hak bu hakikatlerde zahir oluunda o ey zuhura gelir; batn oluunda o ey

    yok olur (Tahral, 2000:29). z gerei madum (yok) olan her ayn(- sabite), Allah

    tarafndan bilinir ve yaratlmas irade edilir. Sonra sz konusu ayn(- sabite), Allahtan

    varlk kazanr, hatta Allah onda varlk meydana getirir, daha doru bir ifadeyle ona

    varlk elbisesi giydirir (Arab, 2008b:189). Varolu Hakkn tasavvur ettii ilmindeki

    suretlerini fiile geirmesi olmaktadr. Bu durumda Hakkn varlk lemine vcud verme

    srecinde ilminin fiilinden nce geldii grlmektedir. Bu durumu Tahral ressam

    rneiyle u ekilde aklamaktadr:

    Bir ressam yapaca levhann nce sretini kendi ilminde tasavvur eder; sonra dailmindeki bu tasavvurun sretini fiile getirir. Ressam zihnindeki bu srete gre pek

    ok resim vcda getirebilir. () Onun ilmindeki sret ise sbittir. Bu sret onunilminden ayr olamaz ve hrice kp vcut bulamaz. te bu misldeki gibi,Musavvir olan Hakkn ilminde birer ilm sretlerden ibret olan sbit aynlarvcd kokusu koklamamtr, denilir. Ressam yapt levhann sretini nce kendiilminde teekkl ettirmedike, hrite resim yapma fiili ve yaplan levha zuhredemez (Tahral, 2000:29).

    O halde bu hakikatler mevcud ve mevcud olamayan eylerin deimez zleridir. Bu

    deimez zler Hakkn ilminde, duyulur lemdeki varolularndan nce varolduklar

    iin, ilahi akldaki veya ilahi zattaki suretler veya hallerdir. Ayan- sabite, hem

    Allahn aklndaki akledilir fikirlerdir, hem de zt- ilahinin husus formlardr. u halde

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    36/76

    29

    ayan- sbite bir yandan nesnelerin mahiyeti ile zdeletirilirken, te yandan da

    onlarn hviyetleri ile zdeletirilir (Afifi, 1990:25). Varlklarn hakikatlerinin

    akledilir suretleri olmalar, ayan- sabitenin yaratlm eylerin mahiyetleri olmasnn

    sebebi olurken. Bir olan zat- ilahideki taayynler olmalar da onlarn yaratlm olan

    eylerin hviyetleri olmasnn sebebidir. Hakkn ilminde malum olan ayn ile duyulur

    lemde bulunan ayn arasndaki fark, birincisinde aynn duyulur lemde yok olmas,

    ikincisinde ise duyulur lemde mevcud olmasdr. lki fikirler olarak ayann ilk

    ynn izah eder; ikincisi ise cevheri formlar olarak ikinci ynn izah eder (Afifi,

    1990:25).

    Ayan- sabitenin bu ift yn, hatrlanaca zere Hakkn tecelli srecindeki feyz-i

    akdes ve feyz-i mukaddes merhalelerinde olumaktadr. Hakkn ilk tecellisi (feyz-i

    akdes) nce kendi ilmindeki bu sabit hakikatlerde gerekleir (eyalarn hakikatlerinin

    bulunduu akledilir lem). Bu tecellide ayan- sabite ilahi isimlerin temel suretleridir.

    Sonraki tecellide (feyz-i mukaddes) bu hakikatlerin suretleri harici lemde varolur

    (varlklarn ahslarnn bulunduu duyulur lem). Bu tecellide de ayan- sabite

    lemdeki eylerin eklini belirleyen hakikatlerdir. Hak ile lem arasndaki bu zel

    ontolojik konumlarnn bir sonucu olarak ayan- sabite, hem etkin ve hem de edilgen

    olmalarn salayan ifte bir ftrata sahiptir. lem de Hakkn varlklarn sabit

    hakikatlerine [ayn- sbite] tecellisinden ibarettir ki, bu tecelli olmasayd mmknler

    var olmayacakt (Arab, 2006e:81). bnl-Arabnin bu ifadesinde ayan- sabite,

    Hakkn tecellisini kabul etmesi ve Hakkn ilahi ilminin dnda bamsz bir

    gerekliinin bulunmamas ynnden edilgen bir yapya sahiptir. Hak ayn- sbitenin

    hakikatlerine ve hallerine gre suretten surete girer ve tasavvur edilir (Arab,

    2006e:81). Allahn varl, bu ayn- sbite zerine onlarn istidatlarnn gerektii

    ekilde yayld bnl-Arabnin bu ifadelerine gre de Ayan- sabite, Hakkn

    tecellisini kendi istidadnca yanstp lemdeki eylerin biimlerini belirlemesi, yani

    duyulur leme etkisi ynnden, etkin bir yapya sahiptir. Bu durumu Izutsu u ekilde

    ifade eder:

    Bunlar lh Ztda bilkuvve mevcd mmknttan baka bir ey olmamalarhasebiyle kabl edici ve edilgen (pasif) kaplardr. Bunlarn ftrat Ztn biztihpotansiyel iyaps tarafndan pasif (edilgen) bir biimde belirlenmitir. Fakat srfkendileri asndan gz nne alndklarnda, bunlar kendi kendilerini belirleyici

    bir ftrata shiptirler ve lemin mmkn nesneleri zerinde de belirleyici bir g

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    37/76

    30

    icr ederler. Bunlar mmkn nesnelerin cevherleri yni ayndrlar. Ve btnmmkn nesnelerin her birisi de, kevn lemde, kendi aynnn icbna uygun olarakkuvveden fiile kmaktadr (Izutsu, 1999:216).

    bnl-Arabye gre bu sre, yani Hakkn kendilerinde zuhur ederek ayan- sabitenin

    varlk kazanmas, yaratmadr. Bu var etme sreci bu hakikatlerin Hakkn ilminden

    ayrlp duyulur lemde varolmas deil, Hakkn varlk tecellisinin ilmindeki bu sabit

    hakikatlerde gereklemesi ve bunlarn suretlerinin duyulur lemde varolmasdr.

    Ayan- sabite ilahi bilinteki suretler olmalar ynnden makul eylerken, Hakkn

    tecellighlar olmalar bakmndan mevcutturlar. Hakkn ilmindeki bu suretlere zuhur

    ederek onlar mevcut hale getirmesi ezelden ebede kadar devam eden bir sretir. Bu

    srete de hibir mevcut Hakkn ilmindeki bu sabit hakikatinden farkl bir ekilde

    ortaya kmamaktadr. bnl-Arab bu durumu u ekilde ifade eder:

    [Tanrnn bilgisindeki] sabitlik halinde kendisiyle olduun ve onunla dvarlnda ortaya ktn eydir. Bu durum, senin bir varlk sahibi olduun kabuledilirse byledir. Varln -sana deil- Hakka ait olduu kabul edilirse Hakknvarlnda yarg sana aittir. Senin var olduun kabul edilirse bu durumda yarg sanaaittir. Hkm sahibi Hak ise Hakka ait ey, yalnzca sana varlk bahetmektenibarettir ve [bu durumda bile] senin hakknda verilen yarg sana aittir. Dolaysylasen, yalnzca kendini v ve kendini kna! Hakka hamd etmenin tek sebebi, sanavarlk bahetmesidir; nk varlk bahetmek sana deil, Ona aittir. Bundan dolaysen, yarglarla Onun gdassn. O ise varlkla senin gdandr. Bylece senin zerine

    belirlenen ey, Hakkn zerine de belirlenmitir (Arab, 2006e:82).

    bnl-Arab varlk anlaynn bir zetini yapt bu pasajda, ayan- sabitenin yaratl

    srecinde kendileri sayesinde aa kan varlklarla Hak arasndaki ilikiyi

    belirlemektedir. Pasajda duyulur lemde varolan her eyin, lahi ilimdeki ezeli sbut

    haline gre ortaya kt belirtilmektedir. Bu durumda varolan Hak m yoksa halk

    mdr?

    bnl-Arabye gre bu, itibari bir durumdur. Eer duyulur lemdeki varln Hak

    olduu iddia edilirse, Hakkn sureti olunmas asndan hkm bireye (halk) aittir.

    nk birey Hakk taayyn ettirip, kendi sfatlarn ona vermektedir. Eer duyulur

    lemdeki varln bireye ait olduu dnlrse, hkm yine bireye aittir, Hakkn

    bireydeki hkm sadece ona varlk vermesidir. u halde Allah bir eyi ayan-

    sabitesindeki bulunduu hale ve Hakkn o eyi bilmesine gre varla kartr. Fakat

    Hakkn ilmi, ayan- sabitenin kendilerinden Allaha verdii bilgidir (Afifi, 2000:269).

    yleyse varlk kazanan ey, varlk verenin ta kendisidir. Bununla birlikte varlkkazanma, varlktan baka bir eydir ki, o da surettir. u halde varlk kazanan zhir,

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    38/76

    31

    veren ise varln ayndr. nk zhirin kendisiyle ortaya kt suret, gerektemazharn suretidir. yleyse zhir ile ilikilendirilen her hkm, ondan meydanagelir. Zhir ise, zuhur ederek mazhara kendisine etki etme hkm kazandrr(Arab, 2007a:353).

    Kendi istidadna uygun bir ontolojik yap tayan her birey, Hakkn kendilerine verdii

    varl kendi istidadna uygun bir ekilde belirleyip, snrlandrr. bnl-Arabnin

    deyimiyle onlara zel bir boya atfeder. O halde Hak herhangi bir eye varlk verdiinde

    o ey kendi hakikatinin isteine gre, kendi zelliklerine has bir ekilde lemde varolur.

    bnl-Arabye gre ancak Allah ehli olan kiiler mmknlere ait ayan- sbitenin

    hkmlerinin suretiyle birlikte, varln Allah olduunu renmilerdir (Arab,

    2008c:370).

    bnl-Arab, hem etkin hem de edilgen olan bu ifte ftrata sahip olan hakikatleri, farkl

    kart kavram iftlerini kullanarak da aklamaya almaktadr. Ona gre, bu hakikatler

    ne vardr ne yoktur, ne hadistir ne kadimdir, onlar arada bulunan bir yapya sahiptir.

    bnl-Arab duyulur lemde varl olmayan, sadece aklsal varlk olan ayan-

    sabitenin z gerei madum (yok) olduunu belirtir (Arab, 2008b:189). Ayan- sabite

    srekli sabit hakikatler olmalarna ramen yoklukturlar. Ancak ayan- sabitenin yokluk

    olmas durumu duyulur lem asndandr, yani onlarn zaman ve mekn ierisinde bir

    varlklarnn olmamasdr. Onlarn lahi ilimde sbut etmi srekli varlklar vardr, ayn

    kavramlarn insan zihninde varolmas gibi. Bu anlamda ayan- sabitenin ne var ne de

    yok olduunu ifade etmek, onlarn mutlak yokluk olduunu ifade etmekten daha doru

    bir ifadedir (Izutsu, 1999:218). bnl-Arab bu durumu, lemin Hak sayesinde

    kendisinden meydana geldiini ileri srd, lemin akledilir mahiyetlerini toplayan

    akledilir bir hakikat olan tmel hakikati aklarken belirtmektedir:

    O, varlk ve yokluk ile hdislik ve kadmlik ile nitelenemez. Kadmdebulunduunda kadm, yaratlmta bulunduunda yaratlmtr. () Bu tmelhakikat, lemden nce olmakla nitelenmedii gibi lem de ondan sonra olmaklanitelenemez. Fakat o, genel anlamda varlklarn asldr. () Hakikatler hakikatiiin lemdir dersen doru sylemi olursun, lem deildir dersen yine dorusylemi olursun, Haktr dersen doru sylemi olursun, Hak deildir dersen yinedoru sylemi olursun. nk o, btn bu isimleri kabul eder ve leminbireylerinin saysnca oalr ve Hakkn tenzihiyle onlardan soyutlanr (Arab,2006a:343).

    Bu hakikatlerin ilahi bilinteki sbutlar asndan dolayl olarak kadim ve yok olma

    durumlar sz konusu iken, varlk kazanp duyulur lemde ortaya kmalar ynnden

  • 7/27/2019 Arabi Bican

    39/76

    32

    ise hadis ve varolma durumlar sz konusudur. O halde bu hakikatler hakknda ne var

    ne de yok olandr, ne kadim ne de hadis olandr, ama hem var hem yok olandr, hem

    kadim hem de hadis olandr denilebilmektedir. bnl-Arab bu anlamda ayan-

    sabiteyi bir imkn olarak dnmektedir: onun mazhar olup kendisine varlk ile

    nitelenme hkm verilmi olmas, kendisini imkn hkmnden kartmaz, nk

    imkn ayan- sbite iin zt bir niteliktir(Arab, 2007b:256).

    Ayan- sabitenin bu arada bulunma durumu, onlarn glge bir varlk yapsna

    benzetilmelerinin de nedenidir. Bu benzetme Tahral tarafndan u ekilde ifade

    edilmektedir:

    Vcdda olan zuhrun taml sbtta yoktur. Ayn- sbitenin vcdu glgevcd olup Hakkn vcduyla kim olmutur (Tahral, 2000:27).

    glge, glge sahibinin haylidir. Hakkatte vcd glge shibine ittir.Glgenin vcdu ise mevhmdur. Hakkatte vcd, Zta ve vcd sfatlara, ynimazharlarda zuhr eden ilh sfatlara mahsustur. Onun iin birer ilh en olanayn- sbite aklla idrk edilen eyler olup vcd kokusunu koklamamtrdemilerdir. Nitekim glge mislinde de, glge, varlk kokusu koklamam, shibiolan eynn varlndan glge olmaktan te bir varlk imkn elde edememitir(Tahral, 2000:29).

    Ayan- sabitenin, Hakkn ilmindeki sbut etmi srekli ve kadim olarak mevcut olan

    ve sadece akl yoluyla kavranabilen gereklikler ve mevcud nesnelerin z olmas,

    onlarn ara durum olarak belirl