Upload
dinbilim
View
275
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
7/27/2019 Arabi Bican
1/76
T.C.SAKARYA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
MUHYDDN BNL-ARAB ONTOLOJSNNAHMED BCANDAK YANSIMASI
YKSEK LSANS TEZ
Bahattin UZUNLAR
Enstit Anabilim Dal: FelsefeEnstit Bilim Dal: Felsefe Tarihi
Tez Danman: Prof. Dr. Rahmi KARAKU
UBAT - 2010
7/27/2019 Arabi Bican
2/76
T.C.SAKARYA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
MUHYDDN BNL-ARAB ONTOLOJSNNAHMED BCANDAK YANSIMASI
YKSEK LSANS TEZ
Bahattin UZUNLAR
Enstit Anabilim Dal: FelsefeEnstit Bilim Dal: Felsefe Tarihi
Bu tez 09/02/2010 tarihinde aadaki jri tarafndan oybirlii ile kabul edilmitir.
Jri Bakan Jri yesi Jri yesi Kabul Kabul Kabul Red Red Red Dzeltme Dzeltme Dzeltme
7/27/2019 Arabi Bican
3/76
BEYAN
Bu tezin yazlmasnda bilimsel ahlak kurallarna uyulduunu, bakalarnn eserlerinden
yararlanlmas durumunda bilimsel normlara uygun olarak atfta bulunulduunu,kullanlan verilerde herhangi bir tahrifat yaplmadn, tezin herhangi bir ksmnn bu
niversite veya baka bir niversitedeki baka bir tez almas olarak sunulmadn
beyan ederim.
Bahattin UZUNLAR
09.02.2010
7/27/2019 Arabi Bican
4/76
NSZ
Muhyiddin bnl-Arab slm dnce tarihinin en etkili mutasavvf ve
dnrlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dnrn, varla dair fikirleri, mutlakvarlk dedii Hak kavram evresinde ekillenir. Onun varolan her eyin Hak olduu ya
da varolann sadece Hak olduu eklindeki, tevhid prensibini yanstan vahdet-i
vcd anlay, hem yaad dnemde hem de sonraki dnemlerde varl anlama ve
izahta olduka etkili olmutur.
bnl-Arabnin sistemletirmi olduu bu vahdet-i vcd anlay bizzat kendisi
tarafndan Anadoluya getirilmi ve Trk tasavvuf dncesinin, deiik adlarla ifade
edilse de varlk konusundaki temel ilkesini oluturmutur. Bu almada yaplmakistenen ise bn'l-Arabnin ncs olduu bu fikri gelenein, Trk-slm dncesine
olan etkisini, eserlerini halkn anlayaca sadelikte ve Trke yazan XV. yzyl
mutasavvf ve dnrlerinden Ahmed Bcan rneinde gstermektir.
alma srecinde, eletiri ve ynlendirmeleriyle byk emei geen danman hocam
Prof.Dr. Rahmi KARAKUa ve hocam Yrd.Do.Dr. Sait BAERe teekkrlerimi
sunarm. Ayrca eitimimde katks bulunan, bata ailem olmak zere Sakarya
niversitesi Felsefe Blmnn deerli hocalarna ve almann hazrlanma srecinde
verdii destek iin dostum Ender BYKZKARAya teekkrlerimi sunmay bir
bor bilirim.
Bahattin UZUNLAR
09 ubat 2010
7/27/2019 Arabi Bican
5/76
i
NDEKLER
ZET......................................................................................................................... ii
SUMMARY............................................................................................................... iii
GR......................................................................................................................... 1
BLM 1: MUHYDDN BNL-ARABNN VARLIK GR.............. 9
1.1. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay............................................................ 9
1.2. Mutlak Varlk....................................................................................................... 12
1.3. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml......................................................... 15
1.4. Tecelli.................................................................................................................. 18
1.4.1. lahi sim ve Sfatlar................................................................................. 23
1.4.2. Ayan- Sabite.......................................................................................... 27
1.4.3. nsan- Kmil............................................................................................ 33
BLM 2: AHMED BCANIN VARLIK GR......................................... 39
2.1. Ahmed Bcann Eserlerinde Ekber Gelenein zleri................................ 39
2.2. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay........................................................... 41
2.3. Mutlak Varlk..................................................................................................... 45
2.4. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml........................................................ 46
2.5. Tecelli................................................................................................................. 48
2.5.1. lahi sim ve Sfatlar............................................................................... 52
2.5.2. Ayan- Sabite........................................................................................ 55
2.5.3. nsan- Kmil.......................................................................................... 57
SONU..................................................................................................................... 62
KAYNAKA............................................................................................................ 64
ZGEM............................................................................................................. 69
7/27/2019 Arabi Bican
6/76
ii
SA, Sosyal Bilimler Enstits Yksek Lisans Tez zeti
Tezin Bal: Muhyiddin bnl-Arab Ontolojisinin Ahmed Bcandaki Yansmas
Tezin Yazar: Bahattin Uzunlar Danman: Prof. Dr. Rahmi Karaku
Kabul Tarihi: 09 ubat 2010 Sayfa Says: III (n ksm)+ 69 (tez)Anabilimdal: Felsefe Bilimdal: Felsefe Tarihi
Bir zhd ve yaam biimi olarak ortaya kan tasavvuf, zamanla slm ilimlerine dair fikirleri
de ihtiva etmeye balamtr. Bu srecin sonucunda, tasavvuf, kendine zg bir terminoloji ve
dil gelitirmitir. Bu yeni terminoloji vastasyla eitli dini ve felsefi konulara dair fikirler
ortaya koyan mutasavvf ve dnrler sayesinde, slm dnce tarihinde nemli bir yere
sahip olan nazari tasavvuf gelenei kurulmutur.
Nazari tasavvuf geleneinin en nemli ismi olan bnl-Arab, kendisine ulaan tasavvuf
birikimini, felsefe ve kelam gibi ilimlerin de katklaryla yorumlayarak, slm dncesinde,
etkilerinin zamanmza kadar devam ettii bir dnce geleneinin oluumuna nclk
etmitir. Bu dnce geleneinin temelinde vahdet-i vcd anlay yer alr. Bu anlay,
varlk birdir, Haktan baka bir ey yoktur, varlkta Haktan bakas yoktur gibi temel fikirler
zerine ina edilir.
bnl-Arabnin metafizik/ontoloji temelli bu dnce tasavvuru, kendisinden sonra geni bir
alana tesir etmekle birlikte, bizzat kendisi tarafndan Anadolu topraklarna getirilerek Trk-
slm dncesine yn vermitir. XIII. yzyl ve sonrasnda vahdet-i vcd anlaynn
Osmanl Devletinin medrese ve tekkelerince de benimsenmesi sayesinde, bu anlayn temel
fikirleri Anadoluda geni bir alana yaylma frsat bulmutur.
XV. yzylda Osmanl Devletinin Anadoluda birlik ve beraberlii salama amacyla
balatm olduu Trke tercme ve Trke eser yazma politikasnn nemli destekilerinden
biri, vahdet-i vcd anlayn balang ilkesi olarak kabul eden Bayramiyye tarikatnn
mensubu olan Ahmed Bcandr.
Ahmed Bcan, vahdet-i vcd anlaynn temel eseri olan bnl-Arabnin Fussul
Hikeminin ilk Trke tercmesini yapm ve bu sayede vahdet-i vcd anlayna yeni bir
yaam alan kazandrarak, bu anlayn aktarmna vesile olmutur.
Bu almada Ahmed Bcann, konuyla ilgili olan eserlerinde, bnl-Arabnin dncelerinin
etkisi gsterilmeye allmtr.
Anahtar Kelimeler: Mutlak Varlk, Tecelli, sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite, nsan- Kmil
7/27/2019 Arabi Bican
7/76
iii
Sakarya University, Institute of Social Sciences Abstract of Masters Thesis
Title of the Thesis: The Reflection of Muhyiddin bnul-Arabs Ontology in Ahmed Bcan
Author: Bahattin Uzunlar Supervisor: Prof. Dr. Rahmi Karaku
Date: 09 February 2010 Nu. of pages: III(pre-text)+ 69 (main body)Department: Philosophy Subfield: History of Philosophy
Sufism that arose as a pious asceticism and a way of life began to include the thoughts of
Islamic sciences in the course of time. At the end of this process, it developed a terminology
and a language peculiar to itself. By means of the sufis and thinkers putting forward thoughts
about various religious and philosophical matters through that new terminology, the tradition of
theoretical sufism, which has an important place in the history of Islamic thought, was founded.
Ibnul Arab, the most important person in the tradition of theoretical sufism, interpreting with
the help of philosophy and sciences such as theology the heritage of sufism that reached to
himself, pioneered the formation of a tradition of thought in the Islamic thought, influences of
which have persisted until our times. This tradition of thought is based on the conception of
oneness of being. This conception is build on the fundamental notions such as Being is
one, There is nothing except God and There is nothing in being except God.
Ibnul Arabs such system of thought with a metaphysical/ontological origin had influences in
a wide geographical area; and also, being brought to Anatolia by personally himself, directed
Turkish-Islamic thought. Due to the fact that the conception of oneness of being was adopted
in the medresses and dervish lodges in the Ottoman Empire in the XIII. century and afterwards,
the fundamental notions of this conception found an opportunity to spread in a wide area in
Anatolia.
One of the most important buttresses of the policy of the Turkish translation and writing works
in Turkish, that was instigated in the XV. century by Ottoman Empire in order to provide unity
and togetherness in Anatolia, is Ahmed Bican, he who was a member ofBayramiyye dervish
order that accepted the conception of oneness of being as an originating principle.
Ahmed Bican made the first Turkish translation of Ibnul Arabs Fussul Hikem that is the
main work of the conception of oneness of being; and thus he, bringing the conception of
oneness of being in a new field of life, mediated the transfer of this conception.
In this work, it is tried to show the influences of Ibnul Arabs thoughts in the works of Ahmed
Bican.
Keywords: Absolute Being, Appearance, Names and Attributes, Fixed Entities, Perfect Man
7/27/2019 Arabi Bican
8/76
1
GR
slm dncesinin zgn ynlerinden birini tekil eden tasavvuf, z itibari ile bir
hl baka bir ifadeyle ruhi bir tecrbedir. Bu durum ilk sflerde -Eb Zer Gfr
(.652) gibi- dikkati ekecek kadar zhd ve takvada ileri gitmelerinde grlr. Bu
dnemin sufilerine gre dinin anlam ancak yaandnda sz konusudur. Bu itibarla da
dini, ilmin konusu olarak grmemilerdir (Gngr, 1998:54). Sonralar baz
mutasavvflar, tasavvufu bir yaam biimi; hatta hayatn ta kendisi olarak kabul
etmekten hareketle onu dnce tarz halinde sistemletirmeye de almlardr. Bu
abalarn zellikle Gazzl (.1111) ile belli bir seviyeye ulat ve onunla altn an
yaayan Snn tasavvufun, pratiin yan sra kavramsal dzeyde de yorumlanmayabaland sylenebilir. XII. ve XIII. yzyllarda ehbeddin es-Shreverd (.1236),
Muhyiddin bnl-Arab (.1240) ve bn'l Sebn (.1270) gibi mutasavvuflar,
kullandklar dilsel slup ve grlerini temellendirme biimi itibariyle de nazari bir
tasavvuf geleneinin teekkln salamlardr1 (Kaya, 1999:520). Bu gelenein en
nemli isimlerinden bnl-Arab, felsefe geleneklerinin genel olarak ele aldklar,
varlk, bilgi, insan ve ahlak gibi ana konulara dair fikirlerini, sistematize ettii vahdet-i
vcd anlayyla dile getirir. bnl-Arabnin bu anlay, kendisinden sonrakidnrlerin ilgisini ekmi ve bu grler etrafnda snrlar olduka geni bir dnce
mektebi olumutur. Ekberiyye mektebi olarak adlandrlan bu gelenek; Demirliye
gre; yntem, ama ve genel referans erevesi bakmndan geleneksel tasavvufa
baldr. Ancak tasavvuf tecrbenin verilerinden hareketle bir varlk yorumu
gelitirmesi ve bu yorumu bn-i Sin (.1037) ve filozoflarn metafizik tasavvurlarn
dikkate alarak sistematik bir slup ierisinde sunmas bakmndan esasn zhdn tekil
ettii geleneksel tasavvuftan nemli bir farkllk gsterir. lk teekkl aamasnda dahaok batn fkh olan tasavvuf, yeni dnemde sufilerin ilm-i ilahi eklinde adlandrdklar
metafizik olarak tezahr eder. Ekber gelenein temsilcilerine gre, bu yeni tasavvuf
ekli, btn ilimler iin dzenleyici ve tashih edici bir ileve sahip olan metafizik gibi,
1 Bu dnemde kaleme alnan, ehabeddin es-SuhreverdninAvrifl-Marifi, bnl Arabnin FussulHikemi, Sadreddin Konevinin (.1274) el-Fkku, Fahreddin Irknin (.1289) Lemat, bnl-
Fridin (.1235) Dvn tefekkr taraf ar basan, tasavvuf dncesini zengin kavramlarla aklayaneserler olarak ilgi ekmektedir (Ylmaz, 2009:149).
7/27/2019 Arabi Bican
9/76
2
Tanr-lem ilikisi bata olmak zere btn konularda dzenleyici ve tashih edici bir
ileve sahip olmaldr (Demirli, 2006b:371-376).
Ekber gelenein getirdii yorumlar, bir mezhep veya tarikat ile snrl kalmam, genibir corafyaya tesir etmitir (Kl, 1999:513). Bu tesirin nedeni tasavvuf tarihinde de
hemen hemen btn slm dnce disiplinlerinde olduu gibi, baz temel eserlerin erh
edilmesiyle nemli bir literatrn meydana gelmesidir (Demirli, 1998:60). Bu temel
eserlerin banda ise, vahdet-i vcd anlay erevesinde yeni bir metafizik anlay ve
tanm ortaya koyan, ekber gelenein etrafnda teekkl ettii bnl-Arabnin
Fussul Hikemi gelmektedir. Demirliye gre bu eserin nemi iki adan ele alnabilir:
Birincisi Fussul Hikemin mutasavvflarn bilgi ve grlerinin zirvesini temsil ettii
tasavvur ve inanc, dieri ise erh geleneinin merkezini oluturarak sonraki tasavvufun
seyrini byk lde belirlemi olmasdr (Demirli, 2008:319). Ayrca Fussul Hikem
erhilii, Mevlna Celleddn Rmnin (.1273)Mesnevi, eyh Bedreddinin (.1420)
Varidatve el-Herevnin (.1089)Menazil gibi baka metinlerin erhlerini de etkilemi
ve oluan dil ve dnce tarz bu metinlerin de bnl-Arab gzyle okunmasn
salamtr (Demirli, 2008:326). Bu erh gelenei ile tasavvuf tarihinde oluan zengin
literatr sayesinde, bir taraftan eski ile yeni arasnda irtibat salanm, bir taraftan da
ayn metinler zerinde yaplan erhler vastasyla slm medeniyetinin bnyesindeki
ahengin korunmasna itina gsterilmitir (Demirli, 1998:60). Bylece, vahdet-i vcd
anlaynn slm dnce tarihi ierisinde ayr bir yere ve neme sahip olduu
sylenebilir.
Byle bir neme haiz olan vahdet-i vcd anlay, Her ey mutlak vcd olan Hakkn
birliinden ibarettir ve Onun varlnn dnda bir ey yoktur biiminde ifade
edilebilecek bir temel nermeye dayanr. Bu anlaya gre, btn varlk tek ve esiz
olan mutlak vcdun taayynnden ibarettir.
Genel olarak vcd (varlk) problemiyle ilgilenen, varln varlk olmas bakmndan
doasnn ne olduunun (Cevizci, 2002:774) aratrld felsefe dalna
metafizik/ontoloji ad verilmektedir. Bu anlamda bnl-Arabnin varlk olmak
bakmndan varlk Haktr ilkesi temelinde oluturduu vahdet-i vcd anlay, bir
ontolojik sorgulama olmas bakmndan felsefi dnce bakmndan nemlidir. Felsefe
tarihinde tm tanrclk (panteizm) anlaylarnn ilkadan balayarak daima
7/27/2019 Arabi Bican
10/76
3
varolageldii malumdur. Bu anlayn en nde gelen temsilcisi de yine Yeni Platoncu
gelenek ve Plotinustur. Bu iki anlayn birbirine benzedii, hatta slm dnyasndaki
vahdet-i vcd fikrinin Platonculuktan mlhem olduu da ileri srlr. Macit Fahri bu
konuda, hakikatin tasavvufi yorumunu Yeni Platoncu terimlerle aklama teebbsnn
en cretli ve kkl olannn bnl-Arabnin anlay olduunu belirtir (Fahri,
1998:256). Bununla birlikte Fahri, bnl-Arabnin, okluun Birden zuhurunu, yani
yarat aklarken, sudrcu ya da Yeni Platoncu terimleri esas alarak tasvir etmeyi
srdrdn syler (Fahri, 2008:122).
Ekber gelenein temel tezlerinden biri saylan her eyin mutlak vcd olan Hakkn
birliinden ibaret olduu ve Onun varlnn dnda bir eyin olmad fikri,
sonrasnda ortaya kan tasavvuf ekollerinin de dnsel temelini oluturmutur. Bu
anlayn temel eseri olan Fussul Hikemin adeta tasavvuf dncenin ortak kitab
olma vasfn kazanmas, ayrca Arapa, Farsa ve Trke olmak zere muhtelif dillere
evrilip erh edilmesi bu anlayn tesirini glendirerek bn'l-Arabyi adeta tasavvuf
dncenin sembol haline getirmitir (Kara, 2005:33). Bu itibarla da vahdet-i vcd
anlay, tasavvuf tarihi asndan nemlidir.
*
**
XIV. yzyln sonlarna doru, bilhassa Ankarann fethinden (1360) sonra, esnaf ve
sanat erbabnn meydana getirdii tasavvuf kurumlardan biri olan ahlik, Anadoluda
tasavvuf hviyetini kaybedip bir esnaf tekilatna dnrken, ekberiyye, mevleviyye,
zeyniyye tarikatlar hzla yaylr (Ylmaz, 2009:156-157). Vahdet-i vcd anlaynn
temel tekil ettii ekberiyye mektebine ait grlerin Osmanl Devletinin kuruluundan
itibaren benimsenip XV. yzylda da srdrld grlr (ngren, 1999:13).
Bylece XIV. ve XV. yzyllarda tasavvuf ve tarikatlar en nfuzlu dnemlerini
yaamlardr. lk Osmanl medresesine mderris olduu bilinen Fuss arihi Davud-i
Kaysernin (.1350), Sadreddin Konevnin talebesi Abdurrezzk Knnin (.1329)
yannda yetimi olmas ekber mektebin grlerinin, Osmanl Devletinin genel fikri
yapsn ekillendirdiini gsterir mahiyettedir. Daha sonra ilk Osmanl eyhlislm
olarak bilinen Molla Fenar (.1430) de bu anlay benimser (Kara, 2005:73). Tekke-
medrese arasndaki bu dnsel uyumun uzun sre devam ettiini gsteren en mhim
7/27/2019 Arabi Bican
11/76
4
belgelerinden biri XVI. yzylda Mevlna Celleddn Rm ve bnl-Arab aleyhtarl
sebebiyle eyhlislmlktan azledilen ivizde Mehmed Efendi olaydr (Kara,
2005:34). Vahdet-i vcd anlaynn bu iki nemli ahsiyet tarafndan benimsenmi
olmas, tabi olarak bunlarn mderrisleri, kadlar ve talebeleri arasnda da yaygnlk
kazanmasna neden olmu ve bu anlayn geni bir alana yaylmasn salamtr
(ngren, 1999:14). XV. yzyla daha da genileyerek tanan bu anlay, Molla
Fenarnin talebesi olan Kutbddin znik (.1451), Yazczade Mehmed Efendi
(.1451), elebi Halife diye bilinen Cemal Halvet (.1493-1494) gibi ileri gelen
dnrler tarafndan da savunularak XVI. yzyla aktarlr (ngren, 2003:22).
XV. ve XVI. yzyl tasavvuf anlayn inceleyen ngrene gre, bu dnemin
mutasavvflar tasavvufu ilgilendiren konulara dair eserler kaleme alarak, szl
gelenein yannda, kitabi olarak da tasavvufun dnce ve prensiplerinin geni
evrelere yaylmasna vesile olmulardr.1 Ayrca bnl-Arab, Sadreddin Konevi,
Ferdddin Atar (.1229) gibi byk sufilerin eserleri erh ve tercme edilerek, fikri
planda tasavvuf birikim de bu dneme tanmtr (ngren, 1997:409). Bu almalar
sayesinde XV. yzylda vahdet-i vcd anlay detaylandrlarak, bu grn
mantnda yeni ufuklara ulalmtr.
lmi ve edebi faaliyetler bakmndan olduka parlak bu dnemin nemli bir dier unsuru
ise, Anadoluda dil ve kltr birliinin salanmasnda Trkenin neminin
kavranmasdr. Bu amala hkmdar ve yneticilerin teviki ve himayesiyle slm
dncesi klasik eserlerinin Arapa ve Farsadan Trkeye, halkn anlayabilecei
sadelikle tercme edilmelerine dikkat edilmitir2 (Koak, 2003: 40). Dnemin en
nemli mutasavvflarndan Hac Bayram Veli (.1429) de bu amala yabanc dilde
yazlan baz eserlerin Trkeye kazandrlmasna nayak olmutur. rnek olarak, o
dnemde Hac Bayram Velinin etrafnda yaplan toplant ve sohbetlerde okunan
kitaplardan biri olan, Konevden feyz alan Fahreddin Iraknin (.1289) (Kara,
1 Osmanl Devletini besleyen XV. yzylda kaleme alnan bu kitaplara, Sleyman elebnin (.1422)Mevlid, Yazczade Muhammedin Muhammediye, Akemseddinin (.1459) Makamtl Evliya,Ahmed Bcann (.1466dan sonra), Envrul-Akn, Erefolu Rumnin (.1484) Mzekkin-
Nfs, Abdurrahim-i Karahisarnin (.1494?) Vahdetname ve Sinan Paann Tazarrunme adleserleri rnek olarak verilebilir (Kara, 2005:144-149).2 Mustafa Kara Trk Tasavvuf Tarihi Aratrmalar adl eserinde XV. yzylda, Ahmed Dainin(.1421) Feidddin-i Attarn Tezkiretl-Evliya adl eserine, Muinnin Mevlanann Mesnevisine,
Bigal Hac Ahmedin (.1458) Suhreverdinin Avarifl-Maarif adl eserine yaptklar tercmelerin, budnemde yaplan tercme faaliyetlerinden bazlar olduunu ifade eder (Kara, 2005:161-166).
7/27/2019 Arabi Bican
12/76
5
2005:48) Lemat adl Farsa eserini nce Bedreddine (.1451) Trkeye tercme
ettirmesi (Cebeciolu, 2004:132) ve Emir Hseyinin vahdet-i vcdla ilgili olarak
sorduu 15 soruya ebusternin verdii cevaplar ihtiva eden 999 beytlik Glen-i
Rz adl Farsa eserini, Hac Bayram Velinin tavsiyesiyle, Elvan irzinin (.1425)
ilaveli olarak, beyt saysn 3000e ykselterek tercme etmesi verilebilir (Kara,
2005:161).
Tasavvuf dnce asndan ok canl olan XV. yzylda, mer Halvet (.1350)
tarafndan kurulan ve tevhid zikrinin byk nem tadHalvetiyye ve Zeynudin Haf
(.1434) tarafndan kurulanZeyniyye tarikatleri hzla yaygnlarken (Ylmaz, 2009:158)
halvetiyye tarikatnn prensiplerini de tayan Hac Bayram Velinin nderi olduu
Bayramiyye tarikat bu yzylda kurulmutur.
Hac Bayram Veli, 1412 ylnda eyhi Eb Hmidddin Aksaraynin lmyle birlikte
doduu ehir olan Ankaraya dndnde, Anadoluda Timurun istilas ve Yldrm
Byezidin vefat sonucu oullar arasnda yaanan iktidar kavgas gibi siyas
alkantlardan dolay ahlak, iktisad ve itima bozukluklarn artt bir tabloyla
karlar (Cebeciolu, 2004:51-52). Bu dnemde mderrislii brakp halkn arasna
girerek, yaanlan yozlamaya kurucusu olduu, ayn zamanda Anadoluda kurulan ilktarikat olma zelliine de sahip bayramiyye tarikat (Ylmaz, 2009:298) ile zmler
arar. Bu dnemde Anadolu halk arasnda birlik ve beraberliin salanmas anlamnda
bayramiyye eyhlerinin ok nemli katklar olmutur. Bu itibarla Hac Bayram Veli,
snnlii esas alan imparatorluun manevi dnyasnn mimardr denilebilir
(Bayramolu-Azamat, 1999:271).
Cebecioluna gre, bayramiyye tarikatnn dnsel temelini oluturan temel ilke
ise, tevhidin merhalesini oluturan bilmek, bulmak ve olmak derecelerine tekableden cezbe, muhabbet ve srr- ilh dir. Bu merhalelerdeki ama, cezbe halinde
Allaha yaklaan insann, muhabbet mertebesinde Onunla nsiyet kurmas ve son
aamada ise vahdet srrna vakf olmasdr. Bayramilikte mrid, dncelerini sadece
Allaha younlatrabilmek ve Onunla bir olabilmek iin ile hcresi de denilen halvete
girer (Cebeciolu, 2004:89-101). Bu itibarla bayramiyye tarikatnn, halveti tarikatnn
prensiplerini de tad sylenebilir. Bu ksa belirlemeler nda bayramiyye tarikat;
insann, varln Haktaki mutlak birliini fark edebilmek iin Hakkn ahlakyla
7/27/2019 Arabi Bican
13/76
6
ahlakland bir ruhani yolculuk olarak ifade edilebilir. Kahramana gre de
bayramiliin temel grn oluturan zikrin z, her yaratlmta ilahi varl
grebilecek idrak seviyesine ulaabilmektir (Kahraman, 1973a:13).
Bu belirlemeler her eyin Hakkn birliinden ibaret olduu ve Onun varlnn
dnda bir eyin olmad ana fikrine sahip olan ekber gelenein izlerinin
bayramilerde grld ve vahdet-i vcd anlayn balang ilkesi olarak kabul
ettikleri sylenebilir. Bunun en gzel rneklerinden biri olarak, yazd eserlerin pek
ok yazma ve nshalaryla geni bir corafyaya yaylarak, halk hikayeleri ve destanlar
gibi Osmanl halk kltrnn olumasnda ve bayramiliin yaylmasnda nemli lde
etkili olan Ahmed Bcan gsterilebilir (Koak, 2003:17).
Ahmed Bcann doum yeri ve tarihi bilinmemekte, ancak yaad dneme ve yere
dair bilgiler bulunmaktadr. Eserlerinde Geliboluda yaadn ifade etmesinin (Ahmed
Bcan, 1594:1b) yannda Envarl Akin adl eserini Geliboluda 1446 ylnda
yazmaya balad ve 1451 ylnda tamamlad (elebiolu, 1989:51) dnldnde,
doumunun veya ocukluunun II. Murad (1421-1451) dnemine rastladn ve
Mnteha adl eserini 1465de tamamlamas da (Birinci, 1985:402) lmnn bu
tarihten sonra olduunu gsterir. Anadoluda dil ve kltr birliinin salanmasamacyla dnemin dnrlerinin Trkeye verdii nem Ahmed Bcanda da grlr.
Eserlerini Trke yazmasnn yannda, bilindii kadaryla bnl-Arabnin Fussul
Hikeminin Trkeye ilk tercmesi, Yazcolu Mehmedin Arapa el-Mntehaadl
talikatnn Ahmed Bcan tarafndan geniletilerek tam bir tercmesi eklinde deil de,
ilave ve eksikleriyle serbest bir ekilde evirmesiyle gereklemitir (Koak, 2003:108).
Ahmed Bcan, tercme eserlerinde, asl metne sadk kalmasnn yannda, sanki o
konuda yeni eser yazarcasna eklemeler ve karmalar yapt grlr. Ahmed Bcann
da benimsemi olduu dnemin bu Trkecilik hareketi, Anadoluda dil ve kltr
birliini salayarak, Osmanl Devletinin bymesi ve gelimesine de yardmc
olmutur (Cebeciolu, 2004:141).
Telif ve tercme eserleri bulunan Ahmed Bcann eitimiyle ilgili eserlerinde herhangi
bir bilgi yoktur. Ancak yaad devrin ilimlerini tahsil ettii, Arapay ve Farsay iyi
bildii eserlerinden karlabilir. lk eitimini Anadoluda astroloji zerine yazlm ilk
Trke eser olan emsiyenin yazar ve ayn zamanda ktib olan babas Yazc Salihten
7/27/2019 Arabi Bican
14/76
7
ald (Koak, 2003:63) ve sonralar Muhammediye adl eseri ile tannan aabeyi
Yazcolu Mehmedin tesiri ile zhd ve takva yoluna girerek Hac Bayram Velinin
mridi olduu dile getirilmektedir (Birinci, 1985:402). Ahmed Bcann dnce
yapsn ekillendiren temel etken ise, ayn zamanda dnemin karakterini de oluturan
tarikatlar ve tasavvuf anlaydr.
Ahmed Bcann da Hak vardr ve ondan baka hibir ey yoktur (Ahmed Bcan,
1594:7b) ve her ey Hakkn taayyndr (Ahmed Bcan, 1594:3a) eklindeki fikri,
Ekber mektebin varlk tasavvurunun temel dncesini benimsediini gsterir
niteliktedir.
Konu
almann konusu, bnl-Arabnin sistemletirmi olduu vahdet-i vcd anlaynn
Ahmed Bcandaki etkisidir. bnl-Arabnin varln birliini ifade eden bu
anlaynda, Hak ile lem arasndaki iliki Hakkn birliinden yola klarak
aklanmak istenir. Hak kavramnn merkezde olduu bu varlk anlay, etkisi
gnmzde halen devam eden bir dnce geleneini oluturmutur. Bu itibarla
almada, vahdet-i vcd anlaynn zn oluturan Mutlak Varlk, Tecelli,
sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite ve nsan- Kmil kavramlar bnl-Arabnin
grlerinden hareketle anlamaya ve aklanmaya allm ve bunun akabinde
eserlerinde sklkla bnl-Arabyi zikreden ve ona atfta bulunan XV. yzyl
dnrlerinden Ahmed Bcann bu dnce geleneini temsil edi biimi ve vahdet-i
vcd anlaynn sz konusu temel kavramlarna getirdii yorum gsterilmeye
allmtr.
nem
almann birincil nemi, varln mutlak birlikten ibaret olduu, okluun grnten
baka bir ey olmad ve tm varlk leminin Hakkn yansmas olarak dile getirildii,
dolaysyla insann ve dier varlklarn bir nevi Hak ile zdeletirildii bir anlayn, bir
hayli ilgi ekici ve ufuk ac olmasnda aranabilir. Ayrca, nemli bir slm dnr
ve mutasavvf olan bnl-Arabnin vahdet-i vcd anlaynn, daha sonraki
dnemlerde hkim bir gr haline gelmesinin, Trk-slm dnce tarihi asndan
olduka nemli olduu sylenebilir.
7/27/2019 Arabi Bican
15/76
8
Ama
Varlk problemi dnce tarihinde her daim mevcudiyetini srdrmtr. Bu problem
slm dnyasnda da yerini alm ve tartlmtr. bnl-Arabnin varlk probleminedair grlerinin Hakk bilme ve Ona ulama abasyla yapld sylenebilir. Bu
balamda, almada, bnl-Arabnin mutlak varlk, dier bir deyile Hak ile varlk
lemi arasnda kurduu ilikinin ortaya konulmasna allm ve Hak kavram
etrafnda ekillenen bu varlk tasavvurunun, Trk-slm dncesine olan etkisinin,
Ahmed Bcan rneinde gsterilmesi amalanmtr.
Yntem
alma iki blmden olumaktadr. lk blmde bnl-Arabnin vahdet-i vcd
nazariyesinin temel kavramlar, dnrn Ftuhat- Mekkiye ve Fussul Hikem
adl iki temel eseri referans alnarak ve yine konuyla ilgili yaplan almalar
incelenerek aklanmaya allmtr. kinci blmde bnl-Arabnin vahdet-i vcd
anlaynn Ahmed Bcandaki etkisi, dnrn konuya dair almalar olan Envarl
Akn ve Mnteha adl eserleri incelenerek gsterilmeye allmtr. Bu inceleme
kapsamnda bnl-Arab ile Ahmed Bcann grleri arasndaki benzerliklere iaret
edilmitir. almada, Mnteha yazmalarndan biri olan, Sleymaniye
Ktphanesindeki nsha esas alnm olup, Aye Beyazitin Ahmed Bcann
Mnteh isimli Fuss Tercmesi Inda Tasavvuf Dncesi balkl yksek lisans
tezinde yer alanMnteha evirisinden de yararlanlmtr.
7/27/2019 Arabi Bican
16/76
9
BLM 1: MUHYDDN BNL-ARABNN VARLIK GR
bnl-Arabnin Ftuhat- Mekkiye ve Fussul Hikem adl iki temel eserinde
ortaya koyduu grleri, znde tevhid fikrine dayanr. Onun dnsel mirasn felsefeekolleri arasnda nemli bir konuma getiren, tevhid fikrinin sistemletirilmesi sonucu
ortaya kan vahdet-i vcd anlaydr. Bu anlay, felsefenin varlk, bilgi ve deer
olmak zere temel problem alanna ilikin zm nerilerini ihtiva eder. Dikkatle
incelendiinde, vahdet-i vcd anlaynn; genel anlamda sadece slm felsefesinin
deil, dou dncesinin tarihsel adan byk ekil ve trlerinin ounun belirleyici
niteliklerini sergileyen ve en temel dnce tarzlarndan birini akla kavuturabilecek
teorik ereveyi salayan bir anlay olduu grlmektedir (Izutsu, 2002:81).1.1. Ana Hatlaryla Vahdet-i Vcd Anlay
bnl-Arabnin vahdet-i vcd anlaynn temelinde varln mutlak birlii ilkesi yer
alr. bnl-ArabFtuhat- Mekkiyede bu ilkeyi u ekilde ifade eder:
Birlik halinde ve ayrntl olarak, varla her baktnda, birin saylara elik etmesigibi, tevhidin varla elik ettiini ve ondan asla ayrlmadn grrsn. nk iki,bir saysna benzeri (bir) eklenmedii srece asla var olamaz. , ikiye bir ilveedilmedii srece, var olamaz. Sonsuza kadar, btn saylar byledir. Binaenaleyhbir say deildir, saynn ayndr. Baka bir ifadeyle say, birle ortaya kar. Btnsaylar birdir. Binden bir ksa hi kukusuz binin ad ve hakikati yok olur, geridebaka bir hakikat kalrd ki, o da dokuz yz doksan dokuzdur. () u haldeherhangi bir eyden bir karsa o ey yok olur; bir bulunursa var olur. te tevhitbyledir. Onun hakikati, Her nerede olursanz olun, O sizinle beraberdir1ifadesinde dile getirildi (Arab, 2006a:170-171).
Grld zere, bnl-Arab, bir says ile dier saylar arasndaki ilikiyle benzerlik
kurarak tevhidi aklamaya alr: Nasl ki bir says tm dier saylarda bulunmak
suretiyle onlarn varolmasn salarsa, Hak da tm varlklarda bulunmak suretiyle
onlarn varolmasn salar. Yine nasl ki herhangi bir saydan birin kmas, o saynn
varln ortadan kaldrrsa, ayn ekilde Hakkn herhangi bir varlkta bulunmamas, o
varln varln ortadan kaldrr. Bu balamda, birin tm saylara ikin olarak saylar
arasndaki birlii tesis etmesi gibi, Hak da tm varolanlarn birliini tesis eder. Btn
varolanlar, bu birliin salad ahenk fikri erevesinde Hakkn gerekliini ve
1 O'dur ki, gkleri ve yeri alt gnde yaratt. Sonra Ar zerine hkmranln kurdu. Yere gireni, ondankan, gkten ineni ve ona ykseleni bilir ve her nerede olsanz sizinle beraberdir. Allah btn
yaptklarnz grr (Hadd, 57/4). (almada Kurn- Kerme yaplan atflarda Elmall HamdiYazrn Meli kullanlmtr.)
7/27/2019 Arabi Bican
17/76
10
kudretini yanstr. Herhangi bir varolann birlii, Hakkn mutlak birliini ift yapamaz.
Her varolann kendisine ait bir birlii vardr ve bu birlik sayesinde yaratcsnn mutlak
birliini bilir (Arab, 2006d:123). Bu balamda bnl-Arabnin, slmiyetin tevhid
esasn Allahta her eyin mutlak birlii biiminde yorumlad sylenebilir. Daha
doru bir ifadeyle, Allahn birliini (tevhid) vazetmi olan slmiyetin, varln birlii
(vahdet-i vcd) dncesiyle telif edilebileceini savunarak, Allah ile grnen lem
arasnda mistik bir birlemenin olduunu savunduu ifade edilebilir (Afifi, 1990:21-24).
Nitekim bnl-ArabFtuhat- Mekkiyede yle der:
Allah Varlk ve Mevcuttur. O, her eyde ve taplan her eyde ibadet edilendir.O, her eyin varldr. O, her eyin maksaddr. Her ey, Onu ifade eder. Zuhur
eden her eyde gerekte zuhur eden Odur. Her eyin yokluunda batn olan(gizlenen, grnmeyen) Odur. O, her eyden ncedir, her eyden sonradr.Bylece mmin, her ynde ve her durumda Allaha ibadetten mahrum kalmaz(Arab, 2006d:69-70).
Duyularmzn d lemde farkll ve okluu alglamasna ramen varlkta farkllk ve
okluk yoktur. Grlen bu okluk, varl olmayan akledilir bir okluktur: sz
konusu olan, kendilii bakmndan tek olan bir eydeki akledilir bir okluktur (Arab,
2006e:133). Hakikatte varlk birdir ve bu bir olan varlk Haktan ibarettir. Hak ve lem
arasndaki grnteki ayrm ise tek gerek olan hakikatin iki ayr ismi veya yzdr
denilebilir. bnl-Arab duyularn alglad bu okluu, Hakkn glgesi olarak ele
alr:
Haktan bakas denilen veya lem diye isimlendirilen eyin Hak karsndakidurumu, ahsa gre glge gibidir. lem, Allahn glgesidir ve glge, varlnlemle ilikilendirilmesinin ta kendisidir; nk glge hi kukusuz duyudamevcuttur (Arab, 2006e:106).
Algladmz her ey, mmknlerin zatlarnda Hakkn varldr. Her ey, Hakknhviyeti bakmndan Onun varldr; suretlerin deimesi ynnden ise
mmknlerin zatlardr. Farkl suretler kazanmas nedeniyle glge glge isminiyitirmedii gibi lem de farkl suretler kazanmas bakmndan lem veya Haktanbakas ismini yitirmez. Dolaysyla glgenin [her durumda] glge olmasnn saltbirlii bakmndan, o Haktr; nk Hak, bir ve mutlak Tektir. Suretlerin okluubakmndan ise lemdir (Arab, 2006e:107).
O halde gerek varlk sadece Hak iin geerlidir. lemin ise Hakkn varlnn bir
glgesi olmasyla kendi zatna ait bir varl yoktur. lem Hakkn suretine gre ortaya
kmtr ve Hak ortaksz bir olandr. Dolaysyla bnl-Arabnin vahdet-i vcd
dncesi, duyumlarmzn alglad lemi gerek kabul eden, materyalist bir panteizm
olmamakta, mevcudatn suretlerinde zahir olan hakiki ve yce varln birliini ifade
7/27/2019 Arabi Bican
18/76
11
eden ve lemin varln sahibinin glgesi olarak kabul eden misali ve ruhi bir vahdet-i
vcd olmaktadr (Aff, 2004:174). Arabnin bu sistemine Allahn her eyi kapsad
ve Allah haricindeki her eyin hilie irca edildii bir tr panteizm de denilebilir (Aff,
1990:23).
te yandan, bnl-Arabnin ontolojisinin aklanmasnda, varln birlii dncesi
tek bana yeterli deildir. bnl-Arab ayn zamanda hakikatin okluunu da srekli
ifade etmektedir: yaratan [bir bakma] yaratlm, yaratlm ise Yaratandr.
Bunlarn hepsi ayn hakikattendir. Hayr! Hepsi ayn hakikattir. O tek hakikat ise ok
hakikattir (Arab, 2006e:75-76). Ancak unutulmamaldr ki; bu okluk Hakkn z
itibariyle deil, isim ve sfatlar ynyledir: Mutlak birlik, Allaha ait olsa bile, onun
hakknda kesin olan uluhiyetin birliidir. Bunun anlam, Allahtan baka ilahn
olmaydr. okluun birlii ise, Allahn gzel isimleri bakmndan sz konusudur
(Arab, 2006d:194). O halde bnl-Arabnin dncesinde Hakkn iki farkl anlamda
birliinden bahsedilmektedir. Birincisi, Hakkn btn isim ve sfatlarndan bamsz
olarak zat bakmndan birlii, dieri ise almamzn bu blmnn lahi sim ve
Sfatlar balkl ksmnda ele alnaca zere, lemin varln talep eden isimleri
bakmndan okluun birliidir.
sim ve sfatlar mstakil bir varla sahip olmadklar iin kendi kendileriyle deil ancak
Hak ile vardrlar. Bu sebeple varln bir olduu gerei unutulmamaldr. Alglar
okluu, varln deiik ekillerde belirmesinden kaynaklanan bir durumdur. Varlk
daha st dzeyde Hakkn zatna iaret ederken, daha alt dzeyde lem veya varolan her
eye iaret eder. bnl-Arab bu durumu cevher-araz ilikisiyle rneklendirir: Bir
eyin farkl eylere ilimesi, onun zatnda bir olmasna etki etmez. () lemdeki her
suret, cevherdeki bir arazdr. Suret, farkl cevherlere girer ve ayrlr. Cevher ise tektir.
Blnme, cevherde deil, suretlerdedir (Arab, 2006a:109).
Birlik ile okluk arasndaki grnteki bu karmak durum, Afifiye gre, bnl-Arab
dncesinin ontolojik tarafyla epistemolojik tarafnn birbirleriyle kartrlmasndan
kaynaklanr:
birlik ve dualite arasndaki bu gidi-geli (salnm), sorunun epistemikvechesini ontolojik vechesiyle kartrmaktan kaynaklanmaktadr. Ontolojik olaraktek hakikatten baka bir ey yoktur (yalnzca tek hakikat vardr). Epistemik olarak
ise iki yn sz konusudur: Grnen lemin (fenomenler leminin) stndeki bir
7/27/2019 Arabi Bican
19/76
12
hakikat ile, niha izahlarn, hakikat bildiimiz ekliyle grmemizde bulan birsbjektiviteler okluu. Snrl olan duyularmza ve akllarmza gre d dnya,srekli bir deiim ve dnm srecinden gemektedir. Biz buna yaratma diyoruz,fakat o, gerekte deiimin kendisi iin sz konusu olmad Zt- Vhidin kendiniinsanlardan gizleyen perdeleri ama srecidir (Afifi, 1990:26).
bnl-Arabnin, asl ve tek gereklii Hak olarak, grn lemini ise duyulur ve
akledilir bir okluk alan olarak ifade etmesi, bnl-Arab dncesinin ontolojik ve
epistemolojik ynn gstermektedir. O halde varolan tek hakikati, lemdeki btn
grnlerin zat olarak grrsek buna Hak adn vermekteyiz; bu grnleri Hakkn
tezahr olarak grdmzde ise buna halk adn vermekteyiz. Bu durum, aslnda bir
olan hakikatin, epistemolojik adan iki ayr biimde ifadesinden baka bir ey deildir.
Hak ve halk veya bir ve ok tek bir hakikat olan Hak olmaktadr. Bu itibarla onun
vahdet-i vcd anlay ...mazharlarn okluunda birlii grmeye deil, okluun
varln ret esasna dayanr. okluk, akledilir ve grlr, fakat mevcut deildir (el-
Hakm, 2005:645).
Buraya kadar dile getirilenler neticesinde, bnl-Arab ontolojisinin Haktan baka bir
varlk kabul etmeyen bir yapya sahip olduu grlr. Grnteki btn bu farkllk
ierisindeki lem ise, Mutlak Varln (Vcibl-Vcdun) zahiri bir sureti ve bir
tecellisidir. bnl-Arab ontolojisinin en temel kavram, her eyin kayna olan mutlakvarlktr. Bu itibarla mutlak varlk kavramnn aklanmas gerekir.
1.2. Mutlak Varlk
bnl-Arabye gre Hak kavramnn ilk anlam, hakknda konuulamayan, z
itibariyle bilinemeyen, zatnda Hak olan mutlak belirsizliktir. Dier anlam ise
grnteki varlk leminin kendisinden tezahr ettii Hak olan Allahtr. bnl-Arab,
mutlak varln, hibir sfatla nitelendirilemeyen mutlak belirsizlik olduunu u ekilde
ifade eder:
O, z gerei var olandr. Onu bilmek, varln bilmekten ibarettir. Varl iseOnun zatndan baka bir ey deildir. Bununla beraber, Hakkn zat bilinemez,fakat Ona nispet edilen nitelikler bilinir. () Zatn hakikatini bilmek imknszdr.nk O, delil ile ya da akln kantlama yntemiyle bilinemez ve herhangi birtanma girmez. nk hibir ey Hakka benzemedii gibi O da hibir eyebenzemez(Arab, 2006a:342-343).
...kendisi nedeniyle zorunlu varlk, olmas veya olmamas mmkn bir niteliikabul etmez (Arab, 2006b:326).
7/27/2019 Arabi Bican
20/76
13
Hakkn zatndan baka bir ey olmayan mutlak varlk, lemin, hibir sfatla
nitelendirilemeyen, snrlandrlamayan ve bilinmeyen nihai temeli olan varla iaret
etmektedir. bnl-Arab, z gerei zorunlu olarak varolan mutlak varlk dndaki her
eyin, varolabilmek iin ona muhta olduunu belirtir:
z gerei vardr, kendisini var edecek bir Yaratana muhta deildir. Aksinekendisinin dndaki her mevcut, var olmada Ona muhtatr. Dolaysyla btnlem Onun vastasyla mevcut olmutur. Sadece O, z gerei varlk ilenitelenmitir. Varlnn balangc yoktur, beksnn sona ermesi mmkndeildir. O srf varlktr, snrlanmaz. Kendi kendine vardr. Meknl bir cevherdeildir ki Onun adna bir mekn takdir edilebilsin; araz deildir ki beksimknsz olsun; cisim deildir ki hakknda cihet ve ynde bulunmakdnlebilsin. O, ynlerden ve boyutlardan mnezzehtir (Arab, 2006a:89).
Varln iki kategorisinden biri olan mutlak varlk, z gerei var ve zorunlu iken;mmkn varlk ise, varl kendisinden kaynaklanmayan ve zorunlu olarak
varolmayandr: Allahn dndaki her ey, mmkndr ve mmknn zellii ise, z
gerei belli bir makam kabul etmemektir. Mmknn bir makam kabul etmesi,
bilgisinde onun hakkndaki takdirine gre tercih edenden kaynaklanr (Arab,
2006b:292). Bu noktada ise u soru karmza kar: Zorunlu ve mmkn varlk
arasnda nasl bir iliki vardr?
bnl-Arab sz konusu ilikiyi u ekilde ifade eder: lemin Allah ile irtibatmmknn Zorunlu ile yaratlmn Yaratan ile irtibatdr. lemin ezelde bir varlk
mertebesi yoktur. nk varlk, z gerei Zorunluya aittir. Zorunlu ise Allahtr.
lem ister mevcut ister yok olsun, Onunla beraber baka bir ey yoktur (Arab,
2006a:119). lemin varl, mevcut olmak bakmndan zorunlu varla bal olmu,
mmkn de, zorunlunun var etme etkisinin mahalli olmutur (Arab, 2006b:382). z
gerei varl zorunlu olan Haktan baka kimse yoktur. Mmkn de Hakkn mazhar
olduu iin, Haktan dolay varl zorunlu olandr (Arab, 2007b:258). Yoklukhalindeki mmkn varlklar, Allahtan varolmay talep ederler. Allah bu talebi kabul
ederek onlara varlk verendir. Mmkn varlklar da kendilerinin nitelendii btn
nitelikleri Ondan uzaklatrmakla Onu yceltirler (Arab, 2006c:32).
Dier taraftan, bnl-Arab, zorunlu, yani mutlak varlk ile mmkn varlklar
arasndaki ilikinin, mutlak varln mmkn varlklarn nedeni olduu eklinde
anlalmamas gerektii fikrindedir: Hak, kendisi iin kendisi nedeniyle mevcuttur.
Onun varl mutlaktr, bakasyla snrlanmaz, herhangi bir eyin nedenlisi ya da
7/27/2019 Arabi Bican
21/76
14
nedeni deildir. Bilakis Hak, nedenlileri ve nedenleri yaratandr (Arab, 2006a:247).
yle ki, eer bir neden olsayd, Onun da bir nedenliye dayanmas gerekecekti, mutlak
varlk ile nitelenen Hak, herhangi bir eye dayanmaktan mnezzehtir (Arab,
2006a:109).
Grld zere, bnl-Arab bir eyin baka bir eyin nedeni olmas durumunda, onun
da bir nedeni olmas gerektii dncesinden hareketle, Hakkn bir neden
olamayacan belirtir. Aksi takdirde Hakkn da bir nedeni olmas gerekir. Bu ise
teselsle yol aar ve varolmas iin baka bir nedene muhta olmas durumunda,
Hakkn mutlak varlk olma zellii ortadan kalkar.
Bununla birlikte, bnl-Arabnin Hakkn nedenlilerin ve nedenlerin yaratcs olduuynndeki tespiti, Onun bir tr neden olarak tasavvur edilebilmesine imkn tanr. yle
ki, bnl-Arabye gre, Hakkn ulhiyet mertebesi gereince bir yaratc olmas
bakmndan neden olarak adlandrlmas mmkndr: neden, asl anlamnda ve
kullanmnda, bir nedenli gerektirir. Neden ile ilh derken kastedilen anlatlmak
istenmise bu kabul edilebilir (Arab, 2006a:110).
Bu sylenenler nda, Hakkn zat olan mutlak varln; varl kendisinden
kaynaklanan, zorunlu, hibir eyle irtibat bulunmayan, hibir eyin nedeni olmayan,
kendisini varla balayacak her trl sfattan uzak, benzeri olmayan, tasavvur
edilemeyen bir bilinmez olduu grlmektedir. te yandan, bnl-Arabye gre,
mutlak varln bilinmeyen olduunu renmek zaten Allah bilmek demektir (Arab,
2006b:325). Allah bilgisizlii, anlayan iin, bilgi diye isimlendirdi. () yleyse bilgi,
hakikat bir olduu iin, bilgisizlik. Bilgisizlik, Allah bilinmezlik mertebesinde
bulunduu iin bilgidir (Arab, 2007a:427). Bizim bildiimiz ve kendisine ibadet
ettiimiz Allah ise mutlak varln ulhiyeti olmaktadr. Ancak bu ulhiyet, ilahl ileirtibatldr ve lemin nedeni olarak ifade edilebilir. Varlk ve yokluk halinde bulunan
mmknler ve mevcut olan btn varolanlar ancak Ona, daha doru bir ifadeyle Onun
ulhiyeti olan Allaha dayandrlarak anlalabilir. nk Hakkn dndaki her eyi var
etmeye ynelen ey, hkmleri, bantlar ve izafetleriyle ulhiyettir (Arab,
2006a:106).
bnl-Arab ontolojisinin mutlak olarak varolan Hak anlay erevesinde
ekillendii grlr. O, btn varln kaynadr:
7/27/2019 Arabi Bican
22/76
15
Hak btn suretlerde zuhur ve her ynde tecelli edendir. O tek varlk, eya iseonun sayesinde mevcut, kendileri ynnden yokturlar. Hakkn varl mazharlardazuhur etmekle snrl ve belirlenmi deildir; onun kendisine zg akn bir varlvardr. () sz konusu aknlk, snrlanma teriminin zdd olan greceli aknlkdeil, gerek mutlaklktr (el-Hkim, 2005:645).
1.3. Kelime Nazariyesi ve Hikmetin Tekml
bnl-Arabye gre btn varlklar Allahn tkenmez kelimeleridir (Arab,
2006e:154). nk bnl-Arabnin dnce sisteminde Hak, her eydir ve her ey
Odur ve grnteki btn okluk ve farkllk, Hakkn hususi cihetlerini ifade eden,
Hakkn bilincindeki sabit olan ezeli isimlerdir. Kendisine farkl noktalardan baklan
bu hakkat, bnl-Arabnin Kelime diye isimlendirdii eydir (Afifi, 2000:78) ve bu
balamda kelimeyi hakikatl-hakik olarak isimlendirir. bnl-Arabnin buradaHakk, hakikatl-hakik olarak belirlemesi Hakkn gaybteki, yanizatnda ve zat iin
mmkn varlklarn mkul sretlerindeki tecellisi olan Hak olmas durumudur. Bu
anlamda hakikatl-hakik, Hakkn kendisinde zuhur ettii, kendisiyle kendisine
hitap ettii ilk srettir (Afifi, 2000:82). Burada Hakkn batn birlii ve ilk taayyn
sz konusudur ve kelimeler ilahi ilimde ezelden beri varolarak, Hakkn ilk taayynleri
olmaktadrlar. Hakikatlerin hakikati (hakikatl-hakaik) Hakkn ve lemin akledilir
mahiyetlerini toplayan akledilir bir hakikattir (el-Hakm, 2005:228). O, belli bir zamanve meknda deil, lemin suretlerinde kendisiyle kendisine tecelli eden, btn ilahi
hakikatleri toplayan ilahi akldr. Varlklarn kendileriyle varlk elbiselerini giydikleri
ayan- sabitesine nispetle hakikatl-hakik, akllarmzn iradi hallerimize olan
nispetine benzer. Hak da kendini zatyla deil, hakikatl-hakik ile dnr. Bu
anlamda bnl-Arab, hakikatl-hakike, insandaki irade kuvvetine benzerliini ileri
srd yaratma kuvvetini izafe eder (Afifi, 2000:81).
Hakikatlerin hakikati, her varlkta kendi tmel hakikatiyle bulunur. nk oparalanma kabul etmez.() lem, Hak sayesinde bu hakikatten meydanagelmitir. () o, genel anlamda varlklarn asldr. Hakikatlerin hakikati, cevherinasl, hayat felei, yaratmada vasta olan Hak vb. isimlerle isimlendirilir. () o,btn isimleri kabul eder ve lemin bireylerinin saysnca oalr ve Hakkntenzihiyle onlardan soyutlanr (Arab, 2006a:343).
bnl-Arab varlklardan her birine, kelimenin, yani hakikatl-hakikin
tecelligahlarndan birisi olduu iin kelimeder (Afifi, 2000:84-85). Bu anlamda
lemde kelimelerin haricinde baka bir ey yoktur. Btn varlk Hakkn tkenmeyen
kelimeleridir. nk Hakkn bildirimi lemden hibir zaman kesilmez (Arab,
7/27/2019 Arabi Bican
23/76
16
2007b:360) ve bnl-Arab bu durumu Kuran- Kerimden ayetle delillendirmeye
alr: Deniz, Rabbinin kelimeleri iin mrekkep olsa, bir o kadar da yardm etse bile
Rabbimin kelimeleri tkenmezden nce deniz tkenirdi 1 (Arab, 2007b:360).
bnl-Arab varlk leminin kelimelerden ibaret olmasn eserlerinde harf
sembolizmiyle aklar ve konuma eylemiyle yaratma eylemi arasnda bir zdelik
kurar:
Kelimeler harflerden, harfler havadan, hava ise Rahmann nefesinden meydanagelir. simler vastasyla etkiler var olanlarda ortaya kar () Sonra bu kelimelervastasyla insan, Rahmann mertebesinden kendisinden sz konusu kelimelerlecanlanmasn istedii eye hayat verecek eyi vermesini salar(Arab, 2006b:33-34).
fleme, hayatn ruhu olan yrein iinden kan havadr. Hava k yolundakesintiye uradnda, kesinti yerleri harfler diye isimlendirilir ve harflerinvarlklar ortaya kar. Bunlar birletiinde ise, manalarda duyusal hayat ortayakar. Bu, ilahi mertebeden leme gzken ilk eydir. Yokluklar halinde,hakikatler iin sadece duyma nispeti vardr. Hakikatler yokluk hallerinde ve ilahiemir varlk ile onlara ulatnda, onu kabul istidadna sahiptir. Allah varolmalarn istediinde ol(kn) demi, onlar da olumu, d varlklarnda ortayakmlardr. (Arab, 2006b:32).
Biz de szden meydana geldik. Bu, ol(kn) szdr. (emrin ardndan) biz deolduk. yleyse, susmak var olmayan bir durum iken konumak var olan bir
durumdur.() nsan var olmutur, yleyse, onun var olmas gereken bir niteliklenitelenmesi gerekir ki, o da kelamdr (Arab, 2007b:51).
Gndelik hayatta harflerin ve onlardan oluan szcklerin fonetik anlamda varla
gelebilmesi btn harflerin kayna olan insan nefesine baldr. Her harfin kayna
olan nefes, her harfte ayn olmakla birlikte, harflerin kendi has yaplarna gre nefes
zel bir biim kazanmaktadr. Harflerin kayna olan bu nefese sesin heyulas dersek,
ses birimleri bu heyulann ekil alm halleri olurlar. Bu anlamda bnl-Arabnin insan
nefesini mutlak varla, zelde Nefes-i Rahmana, harflerin kendilerine zg yaplarn
mmknlerin istidadna, kelimeleri de mmknlerin hari lemdeki zuhuruna benzettii
grlmektedir. O halde kelime, Hakkn yarattklarna verdii isim olarak mevcutlar
kast etmekle, ayan- sabitenin asln tekil ederek, duyulur lemin fertleri olmaktadr.
bnl-Arabye gre, kelimenin idrak, yaratma ve lemi idare etmesinin dnda bir de
ilahi bilgiyi yayma grevi vardr. Bu anlamda kelime, hakikat-i Muhammediye
eklinde isimlendirilerek, peygamber ve velilere ait her trl ilham ve kefi bilginin
1
Deki: Eer Rabbimin szlerini yazmak iin deniz mrekkep olsayd, kesinlikle Rabbimin szleritkenmeden deniz tkenirdi, bir misli de yardmc getirsek bile (Kehf, 18/109).
7/27/2019 Arabi Bican
24/76
17
kaynan oluturur. bnl-Arabye gre Bu heb iinde akl diye isimlendirilmi olan
Muhammed hakikatinden (hakikat-i Muhammediye) baka Allaha daha yakn bir ey
bulunmamtr. Bylelikle o, btn lemin efendisi ve varlkta ilk ortaya kan ey
olmutur (Arab, 2006a:345). Ona gre kmil manada kelime, hakikat-i
Muhammediyedir. Bunun yannda bnl-Arab her bir peygamberi ve veliyi de kelime
diye isimlendirir. nk Hak, en mkemmel ve eksiksiz bir ekilde peygamberler ve
velilerle temsil edilen insan- kmil suretinde aklanmtr.
bnl-Arabye gre her insan varoluu itibariyle insan- kmildir, ancak peygamber ve
veliler hem varl itibariyle hem de marifeti itibariyle kmildirler. Onlar ilahi kemali
btn anlamlarnn, varlnda meydana kt, btn ilahi isim ve sfatlarn kendisinde
tecelli ettii kimselerdir. Bu insan- kmiller yaadklar dnemde Hakkn isimlerini
grnr klan tarihi zuhurlardr ve lemde kendilerine biilmi zel grevleri vardr
(Chittick, 1999:47).bnl-Arab, kutsal kitaplarda bahsedilen peygamberler vesilesiyle
kendi kendini aklayan vcudun arayyla daha fazla ilgilendii iin (Chittick,
1999:36) Fussul Hikemin en nemli amalarndan birisi, her nebiyle (kelime) ilmini
kendisinden ald asl, yani hakikat-i Muhammediye olan kelime arasndaki ilikiyi
aklamak olduu sylenebilir. nk bnl-Arabi, hikmet ve her peygamber zerine
hkim olan ilahi isim diye isimlendirdii bu ilim trn yorumlamaktadr (Afifi,
2000:87). Fsusun yirmiyedi blmnden her biri, hem Allahn kelimesi (logos)
olan, hem de esm-i hsndan birini temsil eden bir peygambere ayrlmtr. Keza onlar
insan- kmilin de birer rnei (numunesi)dirler (Afifi, 1990:29). Her bir fass, ilahi
hikmetin her bir peygambere vahyedilen ynn sembolize eder. Bu anlamda her bir
peygamberin asli gereklii yce kelime olan hakikat-i Muhammediyenin bir
kararlatrmas olan logos veya kelimededir. Bunun iin Fussul Hikemde blmlere
dem Kelimesindeki lahlk Hikmeti, Nuh Kelimesindeki Tenzih Hikmeti gibi
balklar konmu ve en sonunda Muhammed Kelimesindeki Teklik Hikmeti balkl
blm yer almtr (Arab, 2006e). Hz. dem ile balayan ve Hz. Muhammed ile son
bulan bu kelimelerde ilahi tecelli olmasayd Vcud- Hakkn mahiyeti ebedi olarak
gizli kalrd.
7/27/2019 Arabi Bican
25/76
18
nsan- kmiller zlerinde deimeyen sabitlerdir. Ancak Hakkn srekli ve
tekrarlanmayan tecellisi lemde sonsuz eitlilik iinde ilahi isimleri grnr klar, bu
durum insan- kmillerin de daimi deiim ve tekmle uramasna neden olur.
Hakkn ilahi isimleri ile tecellisi Onun aa kmasn ve bilinmesini salar. Bu
itibarla Tecelli kavram bnl-Arabnin dnce sisteminin hem ontolojik hem de
epistemolojik ynnn en nemli kavramlarndan birisidir. lemin ontolojik yaps bu
merkezi kavram evresinde ekillenir. Dolaysyla bnl-Arab ontolojisinin
anlalabilmesi tecelli kavramnn aklanmasna baldr.
1.4. Tecelli
Vahdet-i vcd dncesine gre ...varlklarn vcda getirilii mutlak yokluktan
halk edilme olarak deil, izf yokluktan izf varlka gei ve bir zuhr olarak
kabl edilmektedir (Tahral, 2002:17). Dier bir deyile, Hakkn ilahi isimler
araclyla kendini amas durumu sz konusudur. Btn varlk leminin, Hakkn
kendini izhar (aa karmas) eklinde belirtildii bir dnce sisteminde, tecelli
kavram bu sistemin ontolojik yapsnn her ynne sirayet eder.
Feyiz (ak, tama), zuhur (ortaya kma, gzkme), tenezzl (inmek) ve fetih
(alma) terimleriyle de karlanan ve bir eyin almas ve ortaya kmas anlamna
gelen tecelli kavramn (el-Hakm, 2005:607), bnl-Arab u ekilde tanmlar:
tecelli, herhangi bir tecelli mahallinde tecelliye mazhar olan varla Hakkn
grnmesi ve zuhur etmesidir (Arab, 2006b:27). Bu tanmn anlalabilmesi iin,
ncelikle tanmda geen tecelli mahalli ibaresiyle bnl-Arabnin ne kastettiinin
belirtilmesi gerekir.
bnl-Arabye gre mutlak varlk olan Haktan baka bir ey yoktur. O halde bir veok ya da Hak ve halk olarak alglanan ey arasnda bir fark yoktur. Bu farkl alglama
itibari ve bak asna bal bir durumdur. Afifi bunu u ekilde aklar:
...hakikate, z itibar ile baklrsa Hak olduu, mazharlar itibar ile baklrsaHalk olduu grlr. Bu hakikat Hak ve Halktr, bir ve oktur, kadm ve hdistir,evvel ve hirdir, zhir ve btndr ve dier ztlklardr. Bu ztlklar hakikatte deilitibardadr (Aff, 2007: 34).
Dolaysyla tecelli mahalli de en nihayetinde Haktan bakas deildir: Tecelli edenin
sureti o tecelliyi kabul edenin suretinin ayndr. Baka bir ifadeyle, tecelli eden ve
7/27/2019 Arabi Bican
26/76
19
kendisine tecelli edilen ayndr (Arab, 2006e:130). Hakikatte byle olmasna ramen,
bnl-Arabnin terminolojisinde tecelli mahalli ibaresine karlk gelen kavram
ayan- sabitedir. Haktan okluun kmas, onda bulunan farkl nispet ve anlamlar,
yani isim ve sfatlar sayesinde mmkndr. nk okluk, isimlerin icabna uygun
olarak Hakkn kuvveden fiile km olan suretleridir. simlerin icabna uygun olarak
Hakkn isimlerinin kuvveden fiile kmas, Hakk kendi istidad lsnde grnr
klan bir tecelli mahalliyle, yani bnl-Arabnin ayan- sabite olarak
kavramlatrd suretlerle mmkn olur:
Zuhurun balangc ise ayn- sbitenin Hakkn mazhar olduunda ilahi varlktannitelendii eydir (Arab, 2007b:256)
Hak ayan- sabitenin hakikatlerine ve hallerine gre suretten surete girer vetasavvur edilir (Arab, 2006e:81).
Allah, srekli verir, mahal ise, yatknl (istidad) lsnde kabul eder (Arab,2006b:370).
Bu sylenenler nda, Hakkn varlk vermesi, isim ve sfatlarn mazharlar olan
ayan- sabiteye varlk vermesi biiminde yorumlanabilir (Demirli, 2005:229). Bylece
ayan- sabite sayesinde Hak, kendisini sonsuz ekillerde yanstm olur. bnl-Arab
bu sreci aklamaya alrken sklkla ayna sembolne bavurur. Ona gre tek gerek
hakikat olan Hak ayna, ayan- sabite ise bu aynada grnen suretlerdir. Zattan olan
tecelli ise ancak tecelli edilenin yeteneine gre olabilir. () O halde tecelli edilen ey,
yalnzca kendi suretini Hakkn aynasnda grmtr, yoksa Hakk grmemitir (Arab,
2006e:48).
bnl-Arabnin tecelli dncesinin, tecelli eden Hak ile tecellinin mazharlar olan
ayan- sabite arasndaki ilikiye dayand sylenebilir. Hakkn yaratma iradesi ancak
yaratlma istidadna sahip ayan- sabiteye iliebilmektedir. bnl-Arabye gre birde
sadece birlik varsa, kendisinden okluun kabilecei bir yn onda bulunmuyor
demektir. Ancak birde farkl nispet ve anlamlarn bulunmas, ondan okluun kmasn
mmkn klar (Arab, 2006d:438). O halde Hakta bulunan bu nispetler, yani sfat ve
isimler ve bunlarn mazharlar olan ayan- sabite, Haktan okluun kmasnn yegne
yoludur.
Bu belirtilenler, okluk leminin, Hakkn isimleri araclyla isimlerin mazhar olan
ayan- sabiteye tecelli ederek kendini grnr klmasndan ibaret olduunu
7/27/2019 Arabi Bican
27/76
20
gstermektedir. bnl-Arabye gre Hakkn bir eye tecellisi olmasayd, onun ey
oluu ortaya kmazd (Arab, 2006b:89) ve lemdeki varlklar ancak Hakkn
onlarda zuhur etmesiyle varlk zellii kazanr. Yaratmada vasta olan Hak, onlar iin
suret gibidir (Arab, 2007a:438). Dolaysyla mevcut olan her ey, vcud, yani Hak
iin bir belirme (mazhar) yeri olmaktadr. Bu yapda ne bir okluk vardr ne de bir
yokluk durumundan varlk durumuna gei sz konusudur. Tecelli eden, kendiliinde
birdir. Tecelliler, daha dorusu onlarn suretleri ise, tecellighn yatknlklarna gre
farkllar (Arab, 2006b:371). Ve btn varlk ezeli ve ebedi olan ilahi bir tecellidir,
yani srf feyizdir ve Hakkn bu zuhur ve tecellisi sayesinde lem varln
srdrebilmektedir (Arab, 2006b:90). Hak bu sonsuz feyzinde hibir eyle
snrlanamaz. Bu yzden ilahi tecelli belirli bir zamanda meydana gelerek varlklarnvarolmalarn salayp sonra biten bir sre deildir. Tecelli her an devam eder:
Allahn tecellisi srekli, yaknl zorunludur. u veya bunun arasnda olan ise, senin
bugn uyuyan olmandr. Dolaysyla Hakk mahede eden kimseye hibir engel
yoktur (Arab, 2007a:365). O halde varlk srekli bir olu halindedir: duraanlk
yoktur. Duraanlk yok ise lm de yoktur. Varolu vardr. yleyse yokluk, sz konusu
deildir (Arab, 2006e:220). Bu olu ise Hakkn her daim yeniden yaratmas, yani
tecellinin kendini tekrarlamamasna karlk gelir. Varlkta tekrar yoktur, her anyaratln yenilenmesi sz konusudur. bnl-Arab bu durumu u ekilde belirtir:
Allah, bir ahsa tecellisini tekrarlamad gibi ilahi genilik gerei iki ahstatecellide ortaklk yaratmaz. Bu meyanda, sadece benzerler ve rnekler vardr. ()Allahn her eyi yaratp her eyi lemde bakasndan ayrt eden bir zelliklefarkllatrmas, ilahi geniliinin gereidir. Sz konusu zellik, her eyin mutlakbirliidir (Arab, 2006b:78-79).
bnl-Arab, Hakkn tecelli etme srecini, tamak anlamndaki feyiz kavramn
kullanmak suretiyle de aklamaya alr. Yaratla dair ilahi hkmn zellii,
yaratlan eyde hazrlk ve istiddn meydana gelmesidir ki, bylece, Allahn rhundan
feyiz ona akar. Bu feyiz, demin yaratl kssasnda fleme diye ifade olunan
rhtur (Afifi, 2002:75). Hakkn feyzinin, yani flemi olduu ruhunun suretlere
yaylmas ile btn bir varlk lemi grnr hale gelmitir. bnl-Arab bu sreci u
ekilde ifade eder:
Hak bir yeri dzenlediinde o yer, Haktan gelen bir ruh kabul eder. Bu kabul, oeye ruh flemek diye ifade edilir. [Gerekte] kabul, dzenlenmi o surette,
srekli ve daim tecelli akn alma yeteneinin ortaya kmasdr. Bu ak srekli
7/27/2019 Arabi Bican
28/76
21
ve kesintisizdir. O halde geride yalnzca [tecelliyi] kabul eden vardr ve o daHakkn en mukaddes akndan meydana gelmitir (Arab, 2006e:25).
bnl-Arabye gre, varln asl, sebebi olan ilahi tecelli veya ilahi feyz, gayb
tecellisi ve ahadet tecellisi olmak zere iki tre ayrlr. bnl-Arab bu iki tecellitipini u ekilde ifade eder:
Allahn iki tecellisi vardr: Birisi gayb tecellisi, dieri ise ahadet tecellisi.Gayb tecellisinde kalbin sahip olduu yetenei verir. Bu tecelli, zattan kaynaklanantecellidir ve gayb [bilinmezlik] onun hakikatidir. Gayb tecellisi, Hakkn O [hve]diyerek kendisinden bildirmekle hak ettii hviyetdir. Bu hviyet [Oluk], daimaHak iin sabittir.
Kalp iin bu yetenek meydana geldiinde, kendisinde grlr [lemde] ahadettecellisi gerekleir. Bylece kalp onu grr ve daha nce belirttiimiz gibi
kendisine tecelli ettii eyin suretiyle ortaya kar (Arab, 2006e:129).Bu iki tecelliden gayb tecellisi feyz-i akdes, ahadet tecellisi feyz-i mukaddes diye
de adlandrlmaktadr. Feyz-i akdes, zattan kaynaklanan, zattan zata dnk olarak
gerekleen bir sretir. bnl-Arabnin yukardaki alntda bahsettii kalp ise,
srekli olarak kendisinde Hakkn tecelli ettii sretin rengiyle renklenen heyuladr
(Afifi, 2002:251). Bu aklamadan da anlalaca zere, burada ...ayn- sabitenin
yerine kalp konulmaktadr (Demirli, 2006a:135).
Afifiye gre Hakkn gaybteki tecellsi, ztnda ve zt iin mmkn varlklarn makl
sretlerindeki tecellisidir (Afifi, 2002:250). Feyz-i akdes mertebesi mutlak varln
taayyn derecelerinin ilkidir. ...bu taayynler, makl taayynlerdir ve hiss lemlerde
varlklar yoktur, varln mcerret kabiliyetleridir. Bu makl hakkatler ya da
mmknlerin makl sretleri, bnl-Arabnin varlklarn ayn- sbiteleri ismini
verdii eylerdir (Afifi, 2002:77).
Tm bu belirtilenler, feyz-i akdesin, Hakkn kendisini kendisine izhar, yani isim ve
sfatlarn suretleri olan ayan- sabitenin Hakkn kendi ilmindeki zuhuru olduunu
gsterir.
Feyz-i akdesle birlikte varlk mertebelerinde balayan zuhurun, yani mutlak varln
ilminde izhar ettii sfat, isim ve bunlarn mazharlar olan ayan- sabitenin d lemde
varolabilmeleri iin ikinci bir tecelliye ihtiya vardr. Bu ikinci tecelli; bnl-Arabnin
kalbin, yani ayan- sabitenin gayb tecellisinde kazand yetenek sayesinde grlr
lemde ortaya kmas diye tarif ettii ahadet tecellisi, dier bir deyile feyz-i
7/27/2019 Arabi Bican
29/76
22
mukaddestir. Bu tecelli tr, grlr lemin yaratl nedeni olan insann zuhur
etmesiyle de en st mertebeye ular. Afifi, feyz-i mukaddesi u ekilde tanmlar:
Feyz-i mukaddes, ayn- sbitelerin makl lemden mahss leme zuhrudur.Ya da o, bilkuvve olan herhangi bir eyin, herhangi bir srette bilfiil zuhru; haricvarlklarn, ezelde sbit olduklar hal zere zuhr etmeleridir. Hibir varlk, ezeldesbit olduu halinden farkl olarak zuhr etmez (Afifi, 2002:77).
Izutsu mutlak bilinmez olan Hakkn lemi var etme srecindeki, bu iki tecelli tipini
ehadiyet ve vahidiyet kavramlarn kullanarak aklamaya alr. Hakkn ontolojik
adan mutlak varln kendisi olduu mertebe, ehadiyet mertebesidir. Vahidiyet
mertebesi ise ilahi uur, yani Hakkn zati kemlat suretinde kendisinin uuruna vard
mertebedir. Bu sayede Hakkn ilminde ontolojik modeller olan ayan- sabite varlk
bulmu olur. Birbirinden farkl iki mertebeye atfta bulunan ehadiyet ve vahidiyetin her
ikisi de birlik anlamna gelmektedir. zutsuya gre, her iki mertebe arasnda zahirilik ve
batnilik ilikisi vardr. Ehadiyet, vahidiyetin batni vechesi iken, vahidiyet de
ehadiyetin zahiri vechesidir. Vahidiyet mertebesinde vcud, tecelli etmi her hangi bir
zahiri okluu olmayan vahdettir. Ancak batn asndan buradaki vahdet taayyn etmi
bir vahdettir. Taayynler ise isim ve sfatlarn suretleri olan ayan- sabitedir. Bu
mertebedeki vahdet saf ve basit bir varlksal birlikten ziyade sonsuz saydaki eitli
varlklarn kuatc birliidir. Ehadiyet ise kendi ierisinde saf ve mutlak vahdettir ve
burada okluun glgesi bile yoktur. Ehadiyetin vahidiyet haline geldii mertebeyi
Izutsu feyz-i akdes olarak adlandrr. Ayan- sabitenin vcudun kokusunu henz
duymad, yani tecrbi lem asndan mevcut olmad bu mertebeden, lemdeki ferdi
fenomenal varlklar olarak bilfiil hale geldii Hakkn ikinci tecellisine de feyz-i
mukaddes denir (Izutsu, 2003:67-70). Izutsu, Hakkn varlk leminde kendini grnr
kld bu tecelli srecini u ekilde zetlemektedir:
ayn- sbite aslnda bilfiil var olmak iin beklemekte olan kablardr. Bunlarikinci trden tecell iin mahalleri temin ederler. Her bir mhl, Hakkn ilktecellsinin sonucu olarak ezel ve bozulmayan bir belirli istdda shiptir. BunuHakk bile deitirmez nk bu Hakkn kendini izhr ettii bir srettir. Buna gre,her kab ikinci (hd) tecellsinin bir mahalli (tecellgh) klmakla Hakkkendisini, kabn ezel istddna uygun bir biimde snrlandrp kayt altnaalmaktadr. Bu yolla Hakk uhd tecellsinde sonsuz deiken sretlerebrnmektedir. Bu sretlerin tm ise Kevn lemi oluturmaktadr (Izutsu,1999:213-214).
Bylece hilik olarak da alglanan mutlak bilinmezlikten, duyulur nesneler lemine
geilir: Hibir ekilde bilinmeyen mutlak varlk olan Hak; nce gayb tecellisiyle kendini
7/27/2019 Arabi Bican
30/76
23
kendine izhar etmesi sonucu ilahi isimler ve sfatlar ile ayan- sabiteyi grnr
klmakta, sonrasnda ise hd tecellisiyle btn duyulur leme ve en nihayetinde
insana zelde ise insan- kmile varlk vererek varlk dairesini tamamlamaktadr.
Bu srete dikkat edilmesi gereken husus, tm tecelli boyunca grlen eyin, her bir
mertebede farkl ekillerde tecelli ederek tm varlk mertebelerini kuatan tek bir
varln gereklii olduudur (Izutsu, 2003:67-70). Nitekim bnl-Arab, Hak ile
kendisinden zuhur edenin ayn hviyette olduunu belirtir; nk ona gre Haktan
kendisinden farkl olan bir eyin kmas mmkn deildir (Arab, 2006e:185). Buna
gre, gayb ve hd tecellinin bir ve tek olan varln iki temel ynne karlk geldii
sylenebilir.
Tm bu dile getirilenler, bnl-Arab ontolojisinin, tecelli fikrine dayandn ve
btn varlk leminin tecelli srecinde grnr hale geldiini aka ortaya koyar. Bu
srecin daha iyi anlalabilmesi iin sreci oluturan ana varlk mertebelerinin (Mutlak
Varlk, lahi sim ve Sfatlar, Ayan- Sabite ve nsan- Kamil) aklanmas
gerekir. Mutlak varlk almann banda ele alnmt. imdi srasyla, Arabnin sz
konusu dier varlk mertebeleri hakkndaki grlerini ele alalm.
1.4.1. lahi sim ve Sfatlar
Hak ile lem arasnda zat ynnden her hangi bir irtibat olmad iin, Hakkn mutlak
varlk olarak kald srece ne lemin ne de her hangi bir eyin varlndan
bahsetmemiz sz konusu deildir. lemin varln grnr klmada ise Hakkn arac,
kendisinde kuvve halde bulunan ilahi isimlerdir. lemdeki her bir eya veya olu,
Hakkn isim ve sfatlarnn hkmlerini gerekletirecekleri alan veya fiillerdir. Ancak
isimler, z gerei kendi balarna var olamaz. Onlar, kendilerinden kaynaklanan bir
arzuyla, kendilerinde var olacaklar bir varl ister (Arab, 2007b:189).
simler isimlenenin mertebesinde toplanp hakkat ve anlamlarna bakt.Bylelikle, kendi rnleriyle [eser] varlklar birbirinden ayrsn diye,hkmlerinin gzkmesini istemilerdir. nk yaratan ki o takdir edendir-,Bilen, Yneten, Ayrtran, Var eden, Suret veren, Rzklandran, Canlandran,ldren, Varis eden [olan], kredilen, ksaca btn ilhi isimler, kendi zatlarnabakm ve yaratlan, ynetilen, ayrtrlan, rzklanan kimseleri grmemi, bununzerine yle demilerdir: Hkmlerimizin kendilerinde ortaya kp otoritemizingrnmesini salayacak d varlklar var oluncaya kadar nasl etkin olabiliriz ki?(Arab, 2006c:28).
7/27/2019 Arabi Bican
31/76
24
bnl-Arab, ilahi isimlerin Hakka yaptklar bu talebe benzer bir talebi yokluk halinde
bulunan mmknlerin de varlk haline geebilmek iin ilahi isimlere yaptklarn ifade
eder:
Mmknler, () yle derler: Yokluk, birbirimizi grmekten ve zerimizdebulunan size ait zorunlu haklar anlamaktan kreltti. D varlmz ortaya karpbize varlk elbisesi giydirirseniz, bizi bylece nimetlendirmi olursunuz. Biz de,size yaraan sayg ve hrmeti yerine getiririz. Sizin de, bizim bilfiil ortayakmamzla otoriteniz gereklemi olur. imdi, bilkuvve ve uygunluk bakmndanbizde otorite sahibisiniz. yleyse sizden istediimiz ey, bizimkinden daha oksizin iin geerli bir istektir. Bunun zerine isimler yle der: Mmknlerinsyledii dorudur. Ardndan o dilei yerine getirmek iin harekete geerler(Arab, 2006c:28).
Bu ifadeler ilahi isimlerin, Hakkn mmkn ve mevcut varlklarla arasnda bant
grevini stlendiini gstermektedir. u unutulmamaldr bu bantlara, yani ilahi
isimlere muhta olan Hak deil lemdir. nk ilahi isimler olmazsa lemde hibir ey
mevcut olamayacaktr. lemdeki her ey Hakkn kendisinde kuvve halinde bulunan
sfat ve ilahi isimleri araclyla belirli ve izafi bir ynden zahir olmasdr. Bu anlamda
grnen lem(fenomenler dnyas), ierisinde tm ilahi isimlerin sahneye kt bir
tiyatro sahnesine benzetilebilir. (Afifi, 1990:22). Bu tiyatro sahnesindeki her bir varln
nispetleri olan ilahi isimler de, isimlendirilenin ayndr. simlendirilen ise Hakkn
kendisidir. Allah, btn bu isimlerin kendisine nispet edilmesini reddetmemi,
istidatlarna gre mazharlarda zuhur edenin kendisi olduuna dikkatimizi ekmitir
(Arab, 2006d:427).
bnl-Arab, bilinen btn isimlerin incelendiinde, bu isimlerin sfatlar diye ifade
edilen yedi isim olan Hayy (diri), lim, Mrd (irade eden), Kil (syleyen), Cevd
(cmert), Muksit (hakk gzeten, adaletli) tarafndan ierildiinin grlebileceini
belirtir. Bu sfatlarn adlandrlmasna isim denilmekte ve bu isimler u ekilde ifade
edilmektedir: el-Hayy ismi, varlndan nce ve sonra anlamn ispat eder. el-lim
ismi ise varlnda hikmete gre var olman, varlndan nce ise takdir edilmeni salar.
el-Mrd ismi, senin seilmeni salar. el-Kdir, senin yok oluunu ispat eder. el-Kil
kadimliini ispat eder. el-Cevd, yaratln ispat eder (Arabi, 2006a:278). Bu isimler
de lemin yaratl sz konusu olduunda Mdebbir ve Mrd isimlerine indirgenir.
lemin ilk isimleri, bu iki ilh isimdir. el-Mdebbir, takdir edilmi yaratmavaktini gerekletiren isimdir. Ardndan el-Mrd ismi, el-Mdebbir isminin ibraz
ettii tarzda ona iliir. Bu iki isim lemde her neyi meydana getirse dier isimlerin
7/27/2019 Arabi Bican
32/76
25
katlmyla gerekletirir. Fakat dier isimlerin katlmas, bu iki ismin perdesiardndan gerekleir (Arab, 2006a:280).
Btn isimler bahsedilen bu yedi ana sfata dayanmakta, onlarn kayna olmaktadr.
Biz de bu yedi sfat sayesinde vcudun, yani Hakkn, diri, lim, irade eden, syleyen,cmert, hakk gzeten ve adaletli olduunu bilebiliriz.
Zat, sfat ve isim arasndaki iliki Tahral tarafndan u ekilde ifade edilmektedir:
Bir eyde bir sfat mevcut deilse ona bir isim verilemez. Kendisinde hayatsfat olmayana hayy ve kendisinde ilim sfat olmayan bir kimseye lim vealm denilemez. Zt sfat ile, sfat isim ile bilindii gibi, Zt sfat ile, sfat isim ilezuhra gelir, zhir olur. Bundan dolay Ztn zhiri sfat, sfatn zhiri isimdirdenilir. Bunu aksi olarak ismin btn sfat, sfatn btn da Zttr. Varlklarlemindeki herhangi bir ey, yni bir varlk ise ismin zhiri, isim bu eyinbtndr. Bu demek olur ki, ey zhir olduu vakit isim onda btndr, gizlidir,grlmez.
Varlklar lemindeki eyler ilh isimlerin mazharlar, yni zuhr yerleridir.ey zhir olduu vakit ilh isim onda btn, ilh sfat ise bu isimde btn ve Ztise bu sfatta btn durumdadr. u halde ey grld halde isim, sfat veZt mhede edilmemektedir(Tahral, 2002:24).
Btn isimlerin kayna olan yedi temel sfat ve dier isimleri fark eden insanlar
Haktan kaynaklanan ve Ona ait olan zellikleri kavrayabilirler. nk onlar eylere
baktklarnda, eylerin batn olan ismi, sonra ismin batn olan sfat, daha sonra dasfatn batn olan zat idrak etme abas ierisindedirler. Bu isimler Hakka iaret
etikleri gibi, dnyada varolabilmek iin vcudun, yani Hakkn bir takm durumlarn
yansttklar iin, eyler ve hakikatlere de iaret ettikleri grlmektedir. bnl-Arab bu
hakikatlerin ne olduklarn ve onlarn isimlerle olan ilikilerini u ekilde ifade eder:
Her hakikatin kendisine zg bir ismi vardr. Hakikat derken bir hakikat cinsinikendinde toplayan eyi kastetmekteyim. O hakikatin Rabbi, sz konusu isimdir.() Bu hakikatler, kendi saylarnca ilh isimleri talep eder. Sz konusu eyin var
edilme hakikati, el-Kdir (kudret sahibi) ismini, salamca yapl yn el-limismini, onun seilmesi el-Mrd (irade sahibi) ismini, ortaya kmas el-Basr(basiretli) ve er-R (gren) isimlerini talep eder vb. Cevher tek olsa bile, bu vezikretmediimiz baka ynler kendisine aittir. Her ynnde ise kendilerine greisim talep eden pek ok yn vardr. te bu ynler, bize gre hakikatler ve ikincileylerdir (Arab, 2006a:277-278).
Her bir varln belli bir ilahi isim sayesinde Hakka dayand ve Ona iaret ettii
grlmektedir. Vcudun mutlak hakikatini asla bilemesek de, bu ilahi isimler
araclyla ve iaret ettikleri lde vcudun hakikatini dnp, bilebildiimiz iin,
ilahi isimler hem epistemolojik hem de ontolojik olarak, grnmeyen ve grnen
7/27/2019 Arabi Bican
33/76
26
arasnda bir kpr olmaktadrlar. Onlar olmakszn vcud hakknda tam bir bilgiye
ulamak mmkn olamayaca gibi yine onlar olmakszn mutlak varln tezahr olan
lemdeki eyler de varolamayacaktr (Chittick, 1999:37).
Hakkn lemle olan bantlar sonsuz ve her bant ilahi isimle isimlendirildii iin,
ilahi isimlerin says da sonsuzdur (Arab, 2006e:51). Sayca sonsuz olan ilahi isimler,
kendi ierisinde snflandrlarak Allahn Kurnda geen 99 temel ismine irca
edilebilir (Izutsu, 1999:142). lahi isimler, belirli asllara dndrlebilir. Bu asllar,
isimlerin analar veya isimlerin mertebeleridir (Arab, 2006e:51). Btn sfat ve
isimlerin hakikatlerini kendinde toplayan ve birleyen isim de Allah ismidir. Bunun
yannda her bir ilahi isim, dier isimlerin anlamn da ierdii iin, btn ilahi isimlerle
nitelenebilir (Arab, 2007a:77). nk her bir isim farkl grnse de, nispet ve
tamlamalar kabul eden tek hakikatten baka bir ey yoktur (Arab, 2006e:51). Her bir
isim Hakka iaret ettii iin, msemmann kendisinden (yani Hakkn zatndan) baka
bir ey deildir. Her isim Hakkn, tecell bakmndan, Ona mahsus zel bir vechesi ya
da zel bir suretidir. Ve bu anlamda her isim Zt ile zdetir (Izutsu, 1999:141-142).
lahi isimler, zatn delili olmalar bakmnda birdirler ama sayca sonsuz olan ilahi
isimlerin her birinin de kendine zg bir hakikati vardr ve bu hakikatleri sayesinde
dier isimlerden farkllarlar. er-Rab, el-Hlk, el-Musavvir gibi yalnzca kendisine ait
anlama iaret etmesi bakmndan ise her isim dier isimlerden ayrlr (Arab,
2006e:77). Bu anlamda her isim kendi hakikatine sahip olduu iin de, msemmasnn
kendisinden, yani Hakkn zatndan baka bir ey olmu olur.
Mesel Alm, Sem, Basr isimleri, bu isimler ile adlandrlan Zta delletettikleri gibi, her biri kendisine it huss bir mnya da dellet eder. Zr Alm,Sem ve Basr diye adlandrlan bir olan Zt- ilhdir. te bir tek Zta delletetmeleri tibriyle ve o Ztn isimleri olmak bakmndan, btn bu isimler arasnda
ayniyet vardr. Fakat bu isimlerin her biri huss mnlar bakmndan birbirininayn deildir. Zr Bilici, itici, ve Grc olmak ayr ayr eylerdir. yleyseher bir isim kendisine has olan mn cihetiyle birbirinin gayrdr; ve aralarndagayriyet mevcuttur (Tahral, 2002:26).
Bu durum ortada bir okluun bulunmas veya isimlerdeki birliin vcudi bir toplam
olmas eklinde anlalmamaldr. nk Hakkn zat, zat olmak bakmndan tektir
(Arab, 2006c:27). Hak zat ynnden her eyden mnezzeh ve bilinmez olduu iin
lem Haktan gayr olduu gibi, lemde Hakkn isimlerinden baka bir ey
bulunmad iin de lem Haktan gayr deildir (Chittick, 1999:42). Bu yzden ilahi
7/27/2019 Arabi Bican
34/76
27
isimler bir taraftan Hakkn zatnn ayn olurken, dier taraftan da harici lemin ayndr.
Her hangi bir isim ve sfatla vasflandrlmam, mutlak bilinmez olan Hak, ontolojik
adan mutlak varln kendisi olurken, dier taraftan Hakkn isim ve sfatlaryla zuhur
ederek leme varlk verdii ve dier isimleri birledii iin Hakkn ulhiyeti olan
Allahtr. Bu durum, btn isimleri kendisinde toplayan ve birleyen Allah isminin dier
ilahi isimlere olan hitabnda belirtilmektedir: Ben, hepinizin hakkatlerini bir arada
bulunduran bir isim olduum gibi isimlenene de delil olan benim. simlenen ise kemal
ve tenzih niteliklerine sahip olan mukaddes zattr (Arab, 2006c:29). Mukaddes zat da
kendisinin z gerei bir olduunu, mmknlerin ise Onun mutlakl bakmndan
kendisini deil mertebesini talep ettiini, ayn ekilde mertebesinin de mmknleri talep
ettiini ifade ederek ilahi isimlerin kendi mutlaklna deil mertebeye ait olduunubelirtir (Arab, 2006c:29). Bylelikle lem, Haktan mertebeden bakasn bilemez. Bu
ise Onun ilah ve rab olmasdr. Bu nedenle Onun hakknda ancak bu nispet ve izafetler
bakmndan konuulabilir (Arab, 2007b:291).
1.4.2. Ayan- Sabite
bnl-Arab ayan- sabite kavramn ortaya atan ilk dnrdr. Bu fikri
olutururken eitli felsefi kaynaklardan (Platon, Aristoteles, bn Sina) ve kelamkaynaklarndan (Mutezile) yararland sylenebilir. Ancak bu kavrama ykledii ok
geni anlam ile bu kavram ahsi damgasyla damgalamtr (el-Hakm, 2005:90).
Tecelli kavramnn akland blmde, ksaca mmknlerin akledilebilir suretleri
olarak belirlenen ayan- sabite kavram, bnl-Arabnin ontoloji sisteminde ve
sistemin anlalabilmesinde nemli bir yere sahiptir. nk ayan- sabite lemdeki
eylerin asli gereklikleri ve lemin ontolojik temelidir. Mutlak varln tecellisini kabul
edecek bu hakikatler olmasayd ne Hakkn zuhurundan ne de lemdeki eitliliktenbahsedilebilirdi.
Ayn- sbite, zt- ilhnin mmknlerin aynlarnn sretlerinde kendileriyletaayyn ettii ilh isimlerin iktizlardr; varlkta ise, Allah ve isimlerinden bakabir ey yoktur. Yani, varlkta zt- ilh ve bu ayn- sbiteden baka bir eyyoktur. lem diye isimlendirdiimiz ey, ilh isimlerin kendisine yansd veayn- sbitenin tahakkuk ettii bu aynadr (Afifi, 2000:265).
bnl-Arab ayn ile hakikati, zt ve mahiyeti kastederken, sbt veya sabit ile de
insan mahiyetinin veya genin zihindeki varl gibi zihn veya akli varl kast eder
7/27/2019 Arabi Bican
35/76
28
(el-Hakm, 2005:90). Bunun anlam udur: bnl-Arab ayn- sbiteden sz
ettiinde, varlklarn ahslarnn bulunduu duyulur ve harici lemin yannda eyann
hakikatlerinin veya akledilir mahiyetlerinin bulunduu akledilir lemin varln ifade
etmi olur (el-Hakm, 2005:90). O halde bnl-Arab, ayan- sabiteyi lemdeki
eylerin hakikatlerinin veya aklla idrak edilebilen aynlarnn bulunduu akledilir bir
lem olarak tasarlamtr.
Duyulur lemdeki nesneler varlk durumuna kmadan nce Hakkn varlnda bulunan
potansiyel varlklar halindedir. Afifiye gre bu potansiyel varlklar Hakkn ilerideki
oluunun fikirleri olarak Allahn aklnn muhtevasn oluturmutur. Bu akledilir
gereklikler, ayan- sabite (nesnelerin sabit prototipleri) olarak ifade edilir (Afifi,
1990:25). lahi isimlerin ve ayan- sabitenin Hakkn ilmindeki akledilebilir suretleri
olan ilmi suretlerin eseridir lemdeki nesneler. Bu durum, Hakkn sonsuz bir varlk
olmasnn yannda ayn zamanda sonsuz bir ilim olduunu da gsterir. Bu anlamda
ayan- sabite Hakkn bu sonsuz ilminde, sabit ve deimez olan hakikatlerdir. Mutlak
varlk olan Hak bu hakikatlerde zahir oluunda o ey zuhura gelir; batn oluunda o ey
yok olur (Tahral, 2000:29). z gerei madum (yok) olan her ayn(- sabite), Allah
tarafndan bilinir ve yaratlmas irade edilir. Sonra sz konusu ayn(- sabite), Allahtan
varlk kazanr, hatta Allah onda varlk meydana getirir, daha doru bir ifadeyle ona
varlk elbisesi giydirir (Arab, 2008b:189). Varolu Hakkn tasavvur ettii ilmindeki
suretlerini fiile geirmesi olmaktadr. Bu durumda Hakkn varlk lemine vcud verme
srecinde ilminin fiilinden nce geldii grlmektedir. Bu durumu Tahral ressam
rneiyle u ekilde aklamaktadr:
Bir ressam yapaca levhann nce sretini kendi ilminde tasavvur eder; sonra dailmindeki bu tasavvurun sretini fiile getirir. Ressam zihnindeki bu srete gre pek
ok resim vcda getirebilir. () Onun ilmindeki sret ise sbittir. Bu sret onunilminden ayr olamaz ve hrice kp vcut bulamaz. te bu misldeki gibi,Musavvir olan Hakkn ilminde birer ilm sretlerden ibret olan sbit aynlarvcd kokusu koklamamtr, denilir. Ressam yapt levhann sretini nce kendiilminde teekkl ettirmedike, hrite resim yapma fiili ve yaplan levha zuhredemez (Tahral, 2000:29).
O halde bu hakikatler mevcud ve mevcud olamayan eylerin deimez zleridir. Bu
deimez zler Hakkn ilminde, duyulur lemdeki varolularndan nce varolduklar
iin, ilahi akldaki veya ilahi zattaki suretler veya hallerdir. Ayan- sabite, hem
Allahn aklndaki akledilir fikirlerdir, hem de zt- ilahinin husus formlardr. u halde
7/27/2019 Arabi Bican
36/76
29
ayan- sbite bir yandan nesnelerin mahiyeti ile zdeletirilirken, te yandan da
onlarn hviyetleri ile zdeletirilir (Afifi, 1990:25). Varlklarn hakikatlerinin
akledilir suretleri olmalar, ayan- sabitenin yaratlm eylerin mahiyetleri olmasnn
sebebi olurken. Bir olan zat- ilahideki taayynler olmalar da onlarn yaratlm olan
eylerin hviyetleri olmasnn sebebidir. Hakkn ilminde malum olan ayn ile duyulur
lemde bulunan ayn arasndaki fark, birincisinde aynn duyulur lemde yok olmas,
ikincisinde ise duyulur lemde mevcud olmasdr. lki fikirler olarak ayann ilk
ynn izah eder; ikincisi ise cevheri formlar olarak ikinci ynn izah eder (Afifi,
1990:25).
Ayan- sabitenin bu ift yn, hatrlanaca zere Hakkn tecelli srecindeki feyz-i
akdes ve feyz-i mukaddes merhalelerinde olumaktadr. Hakkn ilk tecellisi (feyz-i
akdes) nce kendi ilmindeki bu sabit hakikatlerde gerekleir (eyalarn hakikatlerinin
bulunduu akledilir lem). Bu tecellide ayan- sabite ilahi isimlerin temel suretleridir.
Sonraki tecellide (feyz-i mukaddes) bu hakikatlerin suretleri harici lemde varolur
(varlklarn ahslarnn bulunduu duyulur lem). Bu tecellide de ayan- sabite
lemdeki eylerin eklini belirleyen hakikatlerdir. Hak ile lem arasndaki bu zel
ontolojik konumlarnn bir sonucu olarak ayan- sabite, hem etkin ve hem de edilgen
olmalarn salayan ifte bir ftrata sahiptir. lem de Hakkn varlklarn sabit
hakikatlerine [ayn- sbite] tecellisinden ibarettir ki, bu tecelli olmasayd mmknler
var olmayacakt (Arab, 2006e:81). bnl-Arabnin bu ifadesinde ayan- sabite,
Hakkn tecellisini kabul etmesi ve Hakkn ilahi ilminin dnda bamsz bir
gerekliinin bulunmamas ynnden edilgen bir yapya sahiptir. Hak ayn- sbitenin
hakikatlerine ve hallerine gre suretten surete girer ve tasavvur edilir (Arab,
2006e:81). Allahn varl, bu ayn- sbite zerine onlarn istidatlarnn gerektii
ekilde yayld bnl-Arabnin bu ifadelerine gre de Ayan- sabite, Hakkn
tecellisini kendi istidadnca yanstp lemdeki eylerin biimlerini belirlemesi, yani
duyulur leme etkisi ynnden, etkin bir yapya sahiptir. Bu durumu Izutsu u ekilde
ifade eder:
Bunlar lh Ztda bilkuvve mevcd mmknttan baka bir ey olmamalarhasebiyle kabl edici ve edilgen (pasif) kaplardr. Bunlarn ftrat Ztn biztihpotansiyel iyaps tarafndan pasif (edilgen) bir biimde belirlenmitir. Fakat srfkendileri asndan gz nne alndklarnda, bunlar kendi kendilerini belirleyici
bir ftrata shiptirler ve lemin mmkn nesneleri zerinde de belirleyici bir g
7/27/2019 Arabi Bican
37/76
30
icr ederler. Bunlar mmkn nesnelerin cevherleri yni ayndrlar. Ve btnmmkn nesnelerin her birisi de, kevn lemde, kendi aynnn icbna uygun olarakkuvveden fiile kmaktadr (Izutsu, 1999:216).
bnl-Arabye gre bu sre, yani Hakkn kendilerinde zuhur ederek ayan- sabitenin
varlk kazanmas, yaratmadr. Bu var etme sreci bu hakikatlerin Hakkn ilminden
ayrlp duyulur lemde varolmas deil, Hakkn varlk tecellisinin ilmindeki bu sabit
hakikatlerde gereklemesi ve bunlarn suretlerinin duyulur lemde varolmasdr.
Ayan- sabite ilahi bilinteki suretler olmalar ynnden makul eylerken, Hakkn
tecellighlar olmalar bakmndan mevcutturlar. Hakkn ilmindeki bu suretlere zuhur
ederek onlar mevcut hale getirmesi ezelden ebede kadar devam eden bir sretir. Bu
srete de hibir mevcut Hakkn ilmindeki bu sabit hakikatinden farkl bir ekilde
ortaya kmamaktadr. bnl-Arab bu durumu u ekilde ifade eder:
[Tanrnn bilgisindeki] sabitlik halinde kendisiyle olduun ve onunla dvarlnda ortaya ktn eydir. Bu durum, senin bir varlk sahibi olduun kabuledilirse byledir. Varln -sana deil- Hakka ait olduu kabul edilirse Hakknvarlnda yarg sana aittir. Senin var olduun kabul edilirse bu durumda yarg sanaaittir. Hkm sahibi Hak ise Hakka ait ey, yalnzca sana varlk bahetmektenibarettir ve [bu durumda bile] senin hakknda verilen yarg sana aittir. Dolaysylasen, yalnzca kendini v ve kendini kna! Hakka hamd etmenin tek sebebi, sanavarlk bahetmesidir; nk varlk bahetmek sana deil, Ona aittir. Bundan dolaysen, yarglarla Onun gdassn. O ise varlkla senin gdandr. Bylece senin zerine
belirlenen ey, Hakkn zerine de belirlenmitir (Arab, 2006e:82).
bnl-Arab varlk anlaynn bir zetini yapt bu pasajda, ayan- sabitenin yaratl
srecinde kendileri sayesinde aa kan varlklarla Hak arasndaki ilikiyi
belirlemektedir. Pasajda duyulur lemde varolan her eyin, lahi ilimdeki ezeli sbut
haline gre ortaya kt belirtilmektedir. Bu durumda varolan Hak m yoksa halk
mdr?
bnl-Arabye gre bu, itibari bir durumdur. Eer duyulur lemdeki varln Hak
olduu iddia edilirse, Hakkn sureti olunmas asndan hkm bireye (halk) aittir.
nk birey Hakk taayyn ettirip, kendi sfatlarn ona vermektedir. Eer duyulur
lemdeki varln bireye ait olduu dnlrse, hkm yine bireye aittir, Hakkn
bireydeki hkm sadece ona varlk vermesidir. u halde Allah bir eyi ayan-
sabitesindeki bulunduu hale ve Hakkn o eyi bilmesine gre varla kartr. Fakat
Hakkn ilmi, ayan- sabitenin kendilerinden Allaha verdii bilgidir (Afifi, 2000:269).
yleyse varlk kazanan ey, varlk verenin ta kendisidir. Bununla birlikte varlkkazanma, varlktan baka bir eydir ki, o da surettir. u halde varlk kazanan zhir,
7/27/2019 Arabi Bican
38/76
31
veren ise varln ayndr. nk zhirin kendisiyle ortaya kt suret, gerektemazharn suretidir. yleyse zhir ile ilikilendirilen her hkm, ondan meydanagelir. Zhir ise, zuhur ederek mazhara kendisine etki etme hkm kazandrr(Arab, 2007a:353).
Kendi istidadna uygun bir ontolojik yap tayan her birey, Hakkn kendilerine verdii
varl kendi istidadna uygun bir ekilde belirleyip, snrlandrr. bnl-Arabnin
deyimiyle onlara zel bir boya atfeder. O halde Hak herhangi bir eye varlk verdiinde
o ey kendi hakikatinin isteine gre, kendi zelliklerine has bir ekilde lemde varolur.
bnl-Arabye gre ancak Allah ehli olan kiiler mmknlere ait ayan- sbitenin
hkmlerinin suretiyle birlikte, varln Allah olduunu renmilerdir (Arab,
2008c:370).
bnl-Arab, hem etkin hem de edilgen olan bu ifte ftrata sahip olan hakikatleri, farkl
kart kavram iftlerini kullanarak da aklamaya almaktadr. Ona gre, bu hakikatler
ne vardr ne yoktur, ne hadistir ne kadimdir, onlar arada bulunan bir yapya sahiptir.
bnl-Arab duyulur lemde varl olmayan, sadece aklsal varlk olan ayan-
sabitenin z gerei madum (yok) olduunu belirtir (Arab, 2008b:189). Ayan- sabite
srekli sabit hakikatler olmalarna ramen yoklukturlar. Ancak ayan- sabitenin yokluk
olmas durumu duyulur lem asndandr, yani onlarn zaman ve mekn ierisinde bir
varlklarnn olmamasdr. Onlarn lahi ilimde sbut etmi srekli varlklar vardr, ayn
kavramlarn insan zihninde varolmas gibi. Bu anlamda ayan- sabitenin ne var ne de
yok olduunu ifade etmek, onlarn mutlak yokluk olduunu ifade etmekten daha doru
bir ifadedir (Izutsu, 1999:218). bnl-Arab bu durumu, lemin Hak sayesinde
kendisinden meydana geldiini ileri srd, lemin akledilir mahiyetlerini toplayan
akledilir bir hakikat olan tmel hakikati aklarken belirtmektedir:
O, varlk ve yokluk ile hdislik ve kadmlik ile nitelenemez. Kadmdebulunduunda kadm, yaratlmta bulunduunda yaratlmtr. () Bu tmelhakikat, lemden nce olmakla nitelenmedii gibi lem de ondan sonra olmaklanitelenemez. Fakat o, genel anlamda varlklarn asldr. () Hakikatler hakikatiiin lemdir dersen doru sylemi olursun, lem deildir dersen yine dorusylemi olursun, Haktr dersen doru sylemi olursun, Hak deildir dersen yinedoru sylemi olursun. nk o, btn bu isimleri kabul eder ve leminbireylerinin saysnca oalr ve Hakkn tenzihiyle onlardan soyutlanr (Arab,2006a:343).
Bu hakikatlerin ilahi bilinteki sbutlar asndan dolayl olarak kadim ve yok olma
durumlar sz konusu iken, varlk kazanp duyulur lemde ortaya kmalar ynnden
7/27/2019 Arabi Bican
39/76
32
ise hadis ve varolma durumlar sz konusudur. O halde bu hakikatler hakknda ne var
ne de yok olandr, ne kadim ne de hadis olandr, ama hem var hem yok olandr, hem
kadim hem de hadis olandr denilebilmektedir. bnl-Arab bu anlamda ayan-
sabiteyi bir imkn olarak dnmektedir: onun mazhar olup kendisine varlk ile
nitelenme hkm verilmi olmas, kendisini imkn hkmnden kartmaz, nk
imkn ayan- sbite iin zt bir niteliktir(Arab, 2007b:256).
Ayan- sabitenin bu arada bulunma durumu, onlarn glge bir varlk yapsna
benzetilmelerinin de nedenidir. Bu benzetme Tahral tarafndan u ekilde ifade
edilmektedir:
Vcdda olan zuhrun taml sbtta yoktur. Ayn- sbitenin vcdu glgevcd olup Hakkn vcduyla kim olmutur (Tahral, 2000:27).
glge, glge sahibinin haylidir. Hakkatte vcd glge shibine ittir.Glgenin vcdu ise mevhmdur. Hakkatte vcd, Zta ve vcd sfatlara, ynimazharlarda zuhr eden ilh sfatlara mahsustur. Onun iin birer ilh en olanayn- sbite aklla idrk edilen eyler olup vcd kokusunu koklamamtrdemilerdir. Nitekim glge mislinde de, glge, varlk kokusu koklamam, shibiolan eynn varlndan glge olmaktan te bir varlk imkn elde edememitir(Tahral, 2000:29).
Ayan- sabitenin, Hakkn ilmindeki sbut etmi srekli ve kadim olarak mevcut olan
ve sadece akl yoluyla kavranabilen gereklikler ve mevcud nesnelerin z olmas,
onlarn ara durum olarak belirl