209
6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE ÖZETLERİ

6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMUPROGRAM VE ÖZETLERİ

Page 2: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

13 Haziran 2019 Perşembe

09:30 – 13:00 KAYIT ve GİRİŞ

14:00 – 16:00 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 1 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üy. Ali Timuçin ATAYOĞLU

SELVİ Salonu Kronik İnflamasyon ve GAPS Dr. Asuman KAPLAN ALGIN

ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR

DEFNE Salonu Gua-Sha: Teorisi ve Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

16:00 – 16:15 A R A

16:15 – 18:15 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 2 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Hipnoz Dr. Mehmet KARAV

SELVİ Salonu Akupunkturda Önemli Bir Tedavi Engeli: Giriş Çıkış Blokları Prof. Dr. Saliha KARATAY

ARDIÇ Salonu Kronik Enflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

SEDİR Salonu Boyun Ağrılarında Nöralterapi Uygulamaları Dr. Demet ERDOĞAN - Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

DEFNE Salonu PRP, CGF, Ozonlu PRP, GCF Uygulamaları Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA - Dr. Yücel KATI

ÇALIŞTAY PROGRAMI*

Page 3: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma

08:30 – 10:30 LADİN Salonu Visseral Manuel Terapi (VMT) (Ogulov Yöntemi) Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

GÖKNAR Salonu Jinekoloji ve Gebelikte Akupunktur Uygulamaları: İnfertilite, Menopoz, Erken Doğum Tehdidi Dr. Esra KIRSEVER

SELVİ Salonu Kupa - Hacamat Uygulaması Dr. Al Sayed MOHAMMED

SEDİR Salonu Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

DEFNE Salonu Klasik Hastalıklarda Proloterapi Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

10:30 – 10:45 A R A

10:45 – 12:45 LADİN Salonu Mikrokolon Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

GÖKNAR Salonu Kozmetik Akupunktur Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

SELVİ Salonu Zen Shiatsu’nun Temelleri, Uygulama Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

ARDIÇ Salonu Postüroloji Op. Dr. Hasan DOĞAN

SEDİR Salonu Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

DEFNE Salonu Deri ile Beyin Arasındaki Bağlantı Manuel Kas Testi Dr. Hakan ERALTAN

12:45 – Y E M E K

14:00 – AÇILIŞ VE SÖZLÜ SUNUMLAR

(* ) Çalıştaylarda gerektiğinde, içerik, yer ve zaman değişiklikleri yapılabilir.

Page 4: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

14.00-14.20 Mikroinflamasyon ve Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

14.20-14.40 Yaş Kupa (Hacamat) Dr. Al Sayed MOHAMMED

14.40-15.00 Akupunktur Uygulanmasıyla Obezite Tedavisi ve Bağımlılık Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

15.00-15.20 Akupunktur ile Postoperatif Ağrıların Yönetimi Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİN

15.20-15.40 Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üyesi Ali Timuçin ATAYOĞLU

15.40-16.00 Fascia Anatomisine Akupunktur Perspektifi ile Yaklaşım Prof. Dr. Deniz DEMİRYÜREK

16.00-16.30 A R A

OTURUM BAŞKANI Doç. Dr. Volkan ACAR

16.30-16.50 Ankilozan Spondilitte Bütüncül Nöralterapi Yaklaşımı Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

16.50-17.10 Esansiyel Yağların Geleneksel Çin Tıbbına Göre Uygulanma Prensipleri (Oil Acupuncture) Doç. Dr. Rezan AKPINAR

17.10-17.30 Non Alternatif Fitoterapi Dr. Mücahit YILMAZ

17:30-17:50 Akupunktur Tedavisinde Giriş Çıkış Bloklar Prof. Dr. Saliha KARATAY

17:50-18:10 Akupunktur Nokta İsimlerinin Anlamlarını Bilmek Bize Ne Kazandırır? Doç. Dr. Volkan ACAR

18:10-18:30 Fekal Transplantasyon Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

18:30-18:50 Romatoid Artritte Homeopati Dr. Ensar ÖZKIZIKLI

18.50- Y E M E K

SÖZLÜ SUNUM PROGRAMI

Page 5: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

08:30 – 08:50 Fonksiyonel Tıp Bakış Açısıyla İnflamasyon Dr. Mehmet Mahir ATASOY

08:50 – 09:10 Proloterapi Op. Dr. Hasan DOĞAN

09:10 – 09:30 Yamamato YNSA Dr. Levent TEKÇİ

09:30 – 09:50 Otofaji - İntermittent Fasting Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

09:50 – 10:10 Kronik Hastalıklarda Hacamat Dr. Nezir ÇELİK

10:10-10:30 Derin ve Yüzeyel İğneleme Teknikleri Prof. Dr. Banu ÇAYCI

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Ayfer KUZULUGİL

11:00-11:20 Dil Muayenesi, Sigara-Heat Sendromu İlişkisi ve Dil Bulguları Dr. Yücel KATI

11:20-11:40 Nano Teknoloji Ve Akupunktur Prof. Dr. Baha ÇELİK

11:40-12:00 Kronik İnflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

12:00-12:20 Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

12:20-12:40 Beş Elementin 4 Unsura Dönüşümü Dr. Hakan ERALTAN

12:40-13:00 Kupa (Hacamat) Uygulamasının Beş Boyutu: Lenf, Kan, Enerji, Sinir ve Fasya Dr. Ekrem YILMAZ

13:00- Y E M E K

Page 6: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:00-14:20 Akupunkturda Meridyen Sistemi Bağlantıları Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:20-14:40 Biyorezonans Terapi Metodu İle Onkolojik Olgulara Yaklaşım Uzm. Dr. Esra KIRSEVER

14:40-15:00 Kanserin Önlenmesinde Akupunkturun Rolü Dr. Setenay MİT

15:00-15:20 Depresyonda Akupunktur Tedavisi ve Genetik Değişiklikler Dr. Elçin Latife KURTOĞLU

15:20-15:40 Diz Osteoartritinde Düşük Enerjili Lazer Uygulamasının Etkinliği Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

15:40-16:00 Ağız-Diş Kompleksindeki Kronik Enflamasyonun Beden Üzerindeki Etkileri Dt. Tijen DURER

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Doğu YILDIRIM

16:30-16:50 Biyolojik Saat Akupunkturu Dr. Nimetullah REŞİDİ

16:50-17:10 Nefes Terapinin Meridyenler Üzerine Etkisi Op.Dr. Nazlı Ferhan SAYIT COŞKUN

17:10-17:30 Kronik İnflamasyonda Nöralterapinin Etkinliği Dr. Demet ERDOĞAN

17:30-17:50 Nabız Muayenesi Dr. Doğuş BAHADIR

17:50-18:10 Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

18:10-18:30 Getat ve Konvansiyonel Tanı Yöntemleri İle Karşılaştırmalı Vaka Sunumları Dr. Doğu YILDIRIM

18:30-18:50 Sağlığa P5P (B6) Odaklı Genetik, Epigenetik Bakış Dr. Hatice SAĞLAM

18:50- Y E M E K

Page 7: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - POSTER - GÖKNAR Salonu

12:20-12:40 Otizmli Hastada Ozon Tedavisinin Yeri Dr. Yaşar ARSLAN

12:40-13:00 Diyabetik Ayak Yarasının Tedavisinde Ozon Terapi Dr. Yaşar ARSLAN

15 Haziran 2019 Cumartesi - PANEL - GÖKNAR Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:00-14:20 Obezitenin Tıbbi Beslenme Tedavisi Prof. Dr.Nevin ŞANLIER

14:20-14:40 Nutrisyonel Ketozis ve Mitohormesis’ in Mitokondri Fonksiyonları Üzerine Etkileri Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:40-15:00 Metabolik Denge Dr. Nezir ÇELİK

15:00-15:20 Auriküloterapi İle Bağımlılık Tedavisi Dr. Ayfer KUZULUGİL

15:20-15:40 Hipnozla Bağımlılık Tedavisi Dr. Mehmet KARAV

15:40-16:00 Bağımlılıkta Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

16:30-16:50 Kupa Tedavisi (Hacamat) ve GETAT Kombinasyonları Dr. Turanşah TÜMER

16:50-17:10 Akupunktur Muayenehanesi Yönetimi Uzm. Dr. Nalan ERDEM

17:10-17:30 Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

17:30-17:50 Obez Bir Çocukta Hipnoz Deneyimi Dr. Ayten YILMAZ

17:50-18:10 Mezoterapi Uygulamaları Dr. Bülent ÖZDEMİR

18:10-18:30 GETAT Uygulamalarının Hukuksal Boyutu Av. Zeynep REVA

18:30-18:50 Küçük Cerrahi Girişimlere Eşlik Eden Majör Ozon Otohemoterapisi Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

18:50- Y E M E K

Page 8: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

16 Haziran 2019 Pazar - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

08:30 – 08:50 Moksibüsyon Uygulamasının Makat Prezentasyonda İyileştirici Etkileri Uzm. Dr. B. Berna ATALAY KÜLAH

08:50 – 09:10 Akupunktur ve İmmünolojik Etkileri Uzm. Dr. Feryal Çetin GÜRELİK

09:10 – 09:30 Alerjilerde Akupunktur ve Diğer Getat Uygulamaları Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

09:30 – 09:50 Yeni Bir Bilim Paradigması Olarak Kaos Teorisi ve Akupunktur ile Uyumu Dr. Aydın KENDİRCİ

09:50 – 10:10 Gıda Takviyeleri İlaç Yerine Kullanılır mı? Curcumin ve Propolis Örneği Prof. Dr. İbrahim DEMİRTAŞ

10:10-10:30 Deneysel İntraabdominal Sepsiste Reishi Mantarının İyileştirici Etkileri Prof. Dr. Bahadır KÜLAH

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:00-11:20 Jinekolojide Kullanılan Fitoterapikler Dr. Ayten YILMAZ

11:20-11:40 Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:40-12:00 Kronik Yaralarda Larva (Maggot) Debridman Tedavisi Prof. Dr. Funda DOĞRUMAN

12:00-12:20 Ozon Uygulamalarında Akupunktur Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA

12:20-12:40 Konuşma Bozukluğunda Homeopatik Yaklaşım Dr. Hayriye ALP

12:40-13:00 Müzikterapide Ritm (İnteraktif Uygulama) Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

13:20- K A P A N I Ş

Page 9: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

29

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Dr. M. Levent TEKÇİSerbest Hekim, Uçuş Hekimi YNSA ve Master’s Tung Akupunktur EğitmeniDil Diyagnozu ile Uçucu Yağ Akupunkturu Geliştiricisi ve Eğitmeni

Özet:

Dr. M. Levent Tekçi bu çalıştayda YNSA etki mekanizmasını, Fraktal Alan Modeline göre reorgani-zasyon ve pozitif feedback’i, Kutenovisseral-visserokutenal etkileşimi anlatarak, Mikrosistem üze-rinden, Makrosistem regülasyonunu izah edecektir.

Ayrıca, YNSA’da çok önemli bir konu olan hastaya bireysel yaklaşımı, Dr. Yamamato’nun klasik metodundan yola çıkarak uzun yıllardır edindiği tecrübesiyle geliştirdiği kendi diyagnoz ve müda-hale metodunu açıklayacak. Boyun diyagnozu, Dirsek diyagnozu ve Hoku diyagnoz yöntemlerini de gösterecektir.

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Abstract:

Dr. Yamamoto’s classic method includes Neck Diagnosis, Abdomen Diagnosis, Hoku and Elbow Diagnosis.

Dr. M. Levent Tekci in his workshop, will discuss YNSA’s mechanism of action, reorganization and positive feedback according to the Fractal Model, cutaneovisceral - viscerocutaneous interactions, explaining the Macrosystem regulation through the Microsystem.

He will also explain the very key concept of personalized approach to the patient, talking about his diagnostic and treatment methods based on Dr. Yamamoto’s classic method, shaped with his personal experience through years. He will show Neck diagnosis, Hoku diagnosis and Elbow diagnosis.

Page 10: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

30

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMASI OLARAK APİTERAPİ

Dr. Öğrt.Üye. Ali Timuçin ATAYOĞLUApiterapi Derneği Başkanı, Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği ABD

Özet:

Arı ürünleri antik çağlardan beri geniş bir spektrumda başarıyla kullanılmıştır. Başlıca arı ürünleri bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü, arı zehri ve bunların türevleridir. Son zamanlarda, dünya genelinde arı ürünlerine ilgi artışı vardır. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeli-ği’nde apiterapi; arı ve arı ürünlerinin koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde destek olarak kulla-nılması şeklinde tanımlanmıştır. Bu ürünler üzerine pek çok araştırma “sağlığı koruma” potansiyelini desteklemektedir. İlgili yönetmelik, ürünlerde kimyasal analizlerin yapılmış olması ve belli kurallara uygunluk şartı getirmiştir. Apiterapi’de kullanılan ürünlerin standardizasyonu konusundaki eksiklik-ler apiterapi ile ilgili klinik çalışmaların yapılabilmesini zorlaştıran temel etkenlerdendir. Beklenilen olumlu etki için kullanılan ürünün kaliteli olması şarttır.

Anahtar kelimeler: Apiterapi, Arı ürünleri, Kalite, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp.

APITHERAPY AS A TRADITIONAL AND COMPLEMENTARY MEDICINE PRACTICE

Abstract:

Bee products have been successfully used in a wide spectrum of applications since ancient times. The main bee products are honey, beeswax, bee pollen, propolis, royal jelly, bee venom and their derivatives. More recently, there has been an increasing interest for the honeybee products world wide. Acccording to the Regulation of Traditional and Complementary Medicine Practices; Apitherapy is defined as complementary usage of honey bee and bee products in prevention and treatment of some diseases. Many studies on these products support their potential of health protection. Shortcomings in standardization of the products used in apitherapy are the main factors that cause difficulty in making clinical studies on apitherapy. The related regulation has required chemical analyzes of the products and compliance with certain rules. For the expected positive effect, the products should be of good quality.

Key words: Apitherapy, Bee products, Quality, Traditional and Complementary Medicine.

Page 11: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

31

BİOENERJİ

Dr. Doğuş BAHADIR

Özet:

Bioenerji; evrende ve doğada bulunan kozmik hayat akımıdır. Bu akım hiç kesintisiz olarak etrafı-mızda ve vücudumuzda akmaktadır.

Bioenerji; bedenin elektrik enerjileri ve elektromanyetik enerjileri ve rezonans ile ilgilidir. Elektrik; elektron ve protonların hareketlerini kapsar. Bedendeki her hücre elektrik üretir ve yayar. Bir hücrenin dışı pozitif elektrik yüküne, içi de negatif bir elektrik yüküne sahiptir. Aldığımız her nefes, hareket ettirdiğimiz her kas, yediğimiz her yiyecek elektrik aktivitesi içerir. Vücudumuzda bulunan 37 trilyon hücrenin yaklaşık %85’i kan hücresidir ve sürekli hareketleri nedeni ile elektrik üretirler. Bu nedenle insan bir tür enerji ve ışık üreten bir kaynak gibi düşünülebilmektedir. Elektrik ve manyetizma birbiri ile ilişkilidir. Değişken bir Elektrik Alan, değişken bir Manyetik Alan oluşturur. Bir elektrik yükü, örneğin elektronun taşıdığı yük ivmelendiğinde dışarıya elektromanyetik ışınım şeklinde enerji verir.

Elektromanyetik ışınım; salınım yapan elektrik alanlarından ve manyetik alanlardan oluşur. Elektro-manyetik ışınım; hem bir dalga hareketi, hem de foton adı verilen parçacık hareketi olarak düşünü-lebilmektedir. Bu durum Kuantum Fiziği düşünce temelini oluşturmaktadır. Işık, hem madde hem de dalga özelliği taşımaktadır. Yani ışık, uzayda yol alırken bir dalga gibi, önüne engel çıkınca da aktif bir parçacık gibi davranmaktadır. Kuantumsal bakış açısına göre madde enerjidir. Madde yoğun ener-ji ise birbirine dönüşebilmektedir. Einstein’in ünlü denklemi E=m.C2 bunu anlatmaktadır,

Bioenerji’ye uyumlama (inisiasyon) sırasında vücuda yoğun bir enerji uygulanmaktadır. İnisiasyon sırasında ve sonrasında enerji alanı genişlemektedir. Enerji bedeninizdeki bu değişime kuantumsal açıdan bakacak olursak; gaz halindeki nötr bir atomdan bir elektron koparmak için gereken minimum enerjiye “İyonlaşma Enerjisi” denilir. Bir atomdan koparılan elektron sayısı arttıkça İyonlaşma Ener-jisi’nin değeri artar. İnisiasyon sırasındaki enerji değişimi aşağıdaki gibi açıklanabilmektedir:

X(Gaz) + enerji1à X+1 + 1elektron

İyonlaşma Enerjisi

X+1 + enerji2 à X+2 + 1elektron

X+2 + enerji3 à X+3 + 1elektron

X+3 + enerji4 à X+4 + 1elektron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + enerji n à X+n + 1elektron

enerji1<enerji2<enerji3<enerji4<…….<enerjin

Anahtar kelimeler: Bioenerji, Elektron, Proton, Elektromanyetik, Manyetik alan

Page 12: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

32

BIOENERGY

Abstract:

Bioenergy is a cosmical life current which exists in nature and the universe. This current flows constantly around us and into our bodies.

Bioenergy, it is related to our bodies’ electrical and electromagnetic energies and also about our resonance. Electricity consists of movements of electrons and protons. Each cell in our body generate and disseminates electrical energy. A cell is in a constant trade of ions between extracellular side which mostly have positive ion concentration and intracellular side which have a negative ion concentration. Every breath we take, every muscle we move, every meal we have and such other actions include electrical activity. Approximately 85% of the 37 trillion cells in our body are blood cells and generate electricity due to their continuous movements. Therefore, we can think of human as a source of energy and light.

Electricity and magnetism are interrelated. A variable electrical field does create a variable magnetic field. For example, an electric charge, when the load carried by the electron is accelerated, gives out energy in the form of electromagnetic radiation.

Electromagnetic radiation; It consists of oscillating electric fields and magnetic fields. Electromagnetic radiation; both a wave movement and a particle movement called a photon. This situation constitutes the basis of quantum physics. Light has both substance and wave properties. In other words, the light was acting like a wave when traveling through space, acting as an active particle when it stumbled against it. From a quantum point of view, matter is energy. Substance-intensive energy could turn into each other. Einstein’s famous equation E = m.C2 describes it.

An intensive energy is applied to your body during the initiation of bioenergy. The energy field expands during and after the initiation. If we look at this change in your energy body from a quantum perspective; The minimum energy required to break an electron from a gaseous neutral atom is called “Ionization Energy”. As the number of electrons detached from an atom increases, the value of ionization energy increases. We can explain the energy change during the initiation as follows:

X(Gas) + energy1à X+1 + 1electron

İonization Energy

X+1 + energy2 à X+2 + 1electron

X+2 + energy3 à X+3 + 1electron

X+3 + energy4 à X+4 + 1electron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + energy n à X+n + 1electron

enegy1<energy2<energy3<energy4<…….<energyn

Keywords: Bioenergy, Electron, Proton, Electromagnetic, Magnetic fields

Page 13: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

33

GUA SHA: TEORİSİ VE TEKNİĞİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Gua Sha Doğu Tıbbı’na ait bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, kan dolaşımını ve lenfatik akımı arttırma etkileri nedeniyle; Batı dünyasında da yaygın şekilde kullanılmaktadır. Gua Sha ayrıştırma manasındaki Gua ile, cilt ve kas-tendon kanalları arasındaki bir patojen ya da tıkanıklık anlamına gelen Sha kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) teorisine göre, Sha mevcutsa, tıpkı diğer tıkanıklık sendromlarında olduğu gibi, yeni tıkanıklıkların oluşmasına neden olur. Eğer Sha uygun şekilde giderilmezse, başarıyla tedavi edilmiş semptomların tekrar ortaya çıkmasına yol açar. Bu teknik akut ya da kronik kas- tendon ağrıları, bronşit, astım, nezle, grip benzeri solunum yolu hastalıkları gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanıldığı gibi, teşhis amaçlı da uygulanabilmektedir. Bu yöntem vücutta kan dolaşımını arttırmak ve detoksifikasyon yapmak için de kullanılmaktadır. Uygun şekildeyapıldığında pediatrik hastalar için de mükemmel bir tedavi seçeneği olabilir.

Bu çalıştayda Sha’nın varlığını tespit etme yöntemleri ile Jing-Luo kanal ve kollaterallerindeki etkileri tartışılacaktır. Ayrıca Gua Sha tedavisinin dayandığı teorilerin gözden geçirilmesi, farklı uygulama metodları ve tekniği uygularken kullanılan çeşitli araçların da tanıtılması planlanmaktadır.

AnahtarKelimeler: Gua Sha, Sha, Geleneksel Çin Tıbbı

GUA SHA: THEORY AND TECHNIQUE

Abstract:

Gua Sha is an Eastern treatment modality that is being widely used in the Western world due to its effect on lymphatic and circulatory system. Gua Sha which sometimes called kerokan or coining comes from, Gua which means scrapping and Sha which refers to a pathogen or stagnation between cutaneous and tendino-muscle channels. According to Traditional Chinese Medicine (TCM) theory when Sha is present, just like other stagnation syndromes it will eventually cause further stagnations. When it is not disbursed properly, it will lead to reoccurrence of symptomology that was successfully treated. This technique can be used for diagnostic purposes as well as treatment of conditions like chronic or acute tendino muscular pain, respiratory diseases like bronchitis, asthma, common cold and flu. This modality can also be used in increasing circulation and detoxification of the body. Due to its gentle approach, it is an excellent choice for the pediatric population.

In our workshop, we will look at how to identify the presence of “Sha”, discuss the effects of Sha on the Jing/Luo – channels and collaterals. We will explore different application methods and the theories behind them, including the variety of tools that could be used for the technique.

Key Words: Gua Sha, Sha, Traditional Chinese Medicine

Page 14: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

34

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

Prof. Dr. Saliha KARATAYFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, A Life Hospital, Ankara

Özet:

Doğu Tıbbı olarak bilinen çeşitli tedavi yöntemlerinden biri olan akupunktur, uzun ve ilgi çekici bir geçmişe sahiptir. Vücudun akupunktura verdiği cevap, hastaya bağlı çeşitli nedenlerle değişebilmektedir. Ancak, iyileşme devam ederken birden tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sisteme göre bu tür bek-lenmedik değişikliklerin nedeni, çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu bloklar, Agresif Enerji, Karı-Koca Dengesizliği, Possession, Akabani dengesizliği ve Giriş-Çıkış Blokları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu çalıştayda, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ve tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Giriş ve çıkış noktaları, Giriş-çıkış blokları, Klasik beş element akupunkturu

ENTRY-EXIT BLOCKS: AN IMPORTANT OBSTACLE IN EFFICACY OF ACUPUNCTURE

Abstract:

As one of the important treatment modalities of Eastern Medicine, acupuncture has a long and interesting history. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons due to the patient. However, there are cases where patient who is highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. According to Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, the reasons of this phenomenon are various Energy Blocks. Main blocks are identified as Aggressive Energy, Husband-Wife Imbalance, Possession, Akabani Imbalance, and Entry-Exit Blocks. In this workshop, very common Entry-Exit Blocks and their treatment are presented.

Key words: Acupuncture, Entry and exit points, Entry-exit blocks, Classical five element acupuncture.

Page 15: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

35

KRONİK İNFLAMASYONDA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest Hekime-posta: [email protected] Kızılay Ankara

Özet:

İnflamasyonun vasküler ve hücresel yanıtları, inflamatuar bir uyaranla plazma hücrelerinden salğıla-nan kimyasal faktörlerle meydana gelmektedir. Ağrı, ateş, ödem, kızarıklık, fonksiyon kaybı ve skar oluşumu gibi akut ve kronik inflamatuar yanıt, organizmayı hücre incinmesine neden olan etkenler-den ve buna bağlı oluşan nekrotik hücre ve dokulardan temizleyerek tamir etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte artmış inflamatuar yanıt aşırı duyarlılık reaksiyonları nedeniyle organ fonksiyon-larında bozulma veya yetmezliğe hatta ölüme sebebiyet verebilir. Kronik inflamasyonlar auriküler tedavilerin etkisiz kalmasına yol açan bozucu faktörlerdendir. Herhangi bir patolojik durumu tedavi etmeden önce; mevcut ise sinüzit, PID, diş foküsleri ile mikroinflamasyon özellikte olduklarından skarları tedavi etmek gerekir. Bu sunumda kulak kepçesinde bulunan antiinflamatuar noktalardan kronik inflamasyon tedavileri anlatılacaktır.

Anahtar kelimeler: İnflamasyon, Antiinflamatuar noktalar, Auriküloterapi

Abstract:

The vascular and cellular responses of inflammation are caused by chemical factors secreted from plasma cell with stimulus of inflammation. Acute and chronic inflammatory response, such as pain, fever, edema, rubor, function leasing and scar formation, aims to repair the organism by removing the damaged cell and the resulting necrotic cells and tissues. However, increased inflammatory response hypersensitivity reactions can lead to organ dysfunction or failure even death. Chronic inflammation is one of the factors leading to the ineffective treatment in auriculotherapy. Before treating any pathological condition, it is necessary to treat the sinusites, PDI, dental focusses and the scars because it has microinflammation. In this presentation, chronic inflammation therapies from the anti-inflammatory points located in the auricle will be explained.

Key words: İnflammation, Anti-inflammatory points, Auriculotherapy

Page 16: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

36

PLATELET RICH PLASMA (PRP), CONCENTRATED GROWTH FACTORS (CGF) ve OZONLU PRP, CGF ÇALIŞTAY UYGULAMASI

Dr. Gülşat Akmemet FeyzovaSerbest Hekim e-posta: [email protected] Kolej-Ankara / Türkiye

Dr. Yücel KATISerbest Hekim e-posta: [email protected] Ankara / Türkiye

Özet:

Bilimsel verilere bakıldığında 1950’li yıllarda dahi PRP ile ilgili çalışmalar olduğu görülmektedir. 1973 yılında «Platelet-Induced Vitreous Membrane Formation» isimli çalışmada hayvan deneylerinde kullanılmış ve vitröz membranın gelişmesini sağladığı görülmüştür. 1987 yılında açık kalp ameli-yatlarını takiben homolog kan ürünlerinin transfüzyonunu azaltmak amacıyla kullanılmıştır. 2000’li yıllarda PRP artık güncel bir tedavi olarak birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra da PRGF, CGF ve ozonlu PRP, CGF gibi uygulamalar ile güncellenen bir tedavi metodu olmuştur.

PRP, CGF’yi; kişiden doğru koşullarda intravenöz olarak tüp içine alınan kanın, belirli işlemlere (Santrifüj, uyarım gibi) maruz bırakılarak; bileşenlerine ayrılmasının sağlanması ve bu sayede tüpde oluşan katmanlardan alınabilen, istenilen oranda trombosit, lökosit, çeşitli büyüme faktörleri, sitokin-leri ve diğer bileşenleri içeren; bioaktif ajanların salınımı yoluyla, kemotaktik, proliferatif ve anabo-lik hücresel cevap elde edilmesi ve doku tamiri sürecini-rejenerasyon sürecini arttırmak, düzenlemek için kullanılabilen vücut sıvıları olarak tarif ediyoruz.

Cilt içi ve üzerine; saçlı deriye; kas, tendon, eklem, bağ dokusu içine; vücut boşluklarına; yaralı veya hasarlı bütün bölgelere; mezoterapi, maske, göz damlası…, harici tatbik edilebilen ilaçlar içinde PRP, CGF uygulanabilmektedir. Bu sayede; sağlığın iyilik halinin devamı için (30 yaş sonrası), Dermato-loji, Estetik ve Plastik Cerrahi alanlarında; yüz gençleştirici olarak; yara-yanık-skar-akne tedavisinde; saç gürleştirmede veya saç dökülmelerinde; Kas İskelet Sistemi ve Nörolojik Hastalıklar’da; Travma-tik Felç durumlarında; Spor Hekimliği’nde; Kronik Dejeneratif Hastalıklar’da; Diş Hekimliği’nde ve diğer tıbbi alanlarda veya diğer tıbbi tedaviler ile beraber kullanılabilmektedirler.

Bu uygulamamızda; PRP, CGF (Ozonlu PRP, CGF) özellikleri, içerikleri, etkileri, elde ediliş yöntem-leri, aktivasyonları, tıbbi kullanım alanları, kullanılmaması gereken durumlar, yan etki, komplikas-yonları, öncesi sonrası durumlar ve diğer tıbbi tedavilerle veya yöntemlerle kullanımları anlatılacak-tır, pratik olarak da uygulama yöntemleri gösterilecektir.

Page 17: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

37

VMT (VİSSERAL MANUEL TERAPİ – VİSSERAL KAYROPRAKTİK)

Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

Özet:

Dr. OGULOV Alexander Timofeevich, VMT’yi (Visseral Manuel Terapi) 1975 yılında öğrenmiş ve daha sonra da geliştirdiği VMT yöntemini dünyaya tanıtmış, kurslarla öğreterek yaygınlaştırmaya devam etmektedir .

Ogulov; 1975 yıllarında Kirov bölgesinde çocuk sporları ve dinlenme kampının sorumlusu olarak çalışırken, karın masajı ile tanışmış, ancak literatürde araştırdığında böyle bir tedaviye rastlamamış-tır. Sonra Stavropol bölgesindeki bir yarışmada yine, karın tedavisi yapabilen bir şifacı ile tanışmış; hastaları karına müdahale ile nasıl tedavi ettiğini; organlar ve hastalıklar arasındaki kurulan ilişkileri dikkatlice izleyerek tecrübe etmiştir. Sonra sporcularda, yakınlarında bu yöntemi uygulayarak, geliş-tirmeye başlamıştır.

1994 yılında Visseral Kayropraktik (İç organların karmaşık bir masajı) olarak adlandırdığı teknik, ülkedeki birçok klinik ve tıp merkezinde test edilmiş ve Rospatent tarafından patentlenmiştir.

2002-2005’te toplum sağlığının güçlendirilmesine ve geleneksel tıbbın gelişmesine katkılarından do-layı Rusya’da birçok madalyalar kazanmıştır.

VMT, Ankara Akupuntur ve Tamamlayıcı Tıp Derneğinin düzenlediği programlarla, önce Ogulov’un yetiştirdiği Uz. Dr Salih Salmanlı ve sonra da bizzat Ogulov ve Yardımcısı Timofey in 3 modül halin-de düzenlediği kurslarla, Türkiyede’ de uygulanmaya ve yaygınlaşmaya başlanmıştır.

Bu Çalıştayda daha çok; organizmanın fonksiyon ve hastalıklarına çok farklı bir bakış açısı ve tedavi yaklaşımı taşıyan VMT’nin pratik uygulama tekniklerine değinilecek ve örnek uygulamalar yapıla-caktır.

Page 18: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

TIBBI SÜLÜK TERAPİSİ (HİRUDOTERAPİ)

Uzm Dr. Ozan YAMANKayseri Şehir Hastanesi Tıbbi Parazitoloji Uzm.

Phd.Dr. Mustafa Öner KÜÇÜKKayseri Şehir Hastanesi GETAT Kliniği

Özet:

Sülükler halkalı omurgasızlar sınıfındadır, kan ile beslenirler ve antik dönemden beri çeşitli hastalıkları tedavi etmek için flebotomide kullanılırlar. Hirudoterapi, tedavi için tıbbi sülüklerin uygulanmasıdır. Sülük tedavisinin terapötik kullanımı köklü bir yöntemdir ve eski Mısır'a, medeniyetin başlangıcına dayanır. 20. yüzyılın sonunda yeni terapi kavramları sülük tedavisinin yerini almıştır. Mikrovasküler cerrahi tekniklerle birlikte son yıllarda tıbbi sülüklerin kullanımında bir “yeniden doğuş” olmuştur. Hirudo medicinalis, sülükler arasında en geniş terapotik kullanıma sahiptir. Ancak, dünya çapında birçok farklı tür test edilmiş ve incelenmiştir. Sülük tedavisi genellikle ağrısız olan bir ilk ısırığı, ardından 5 ila 15 ml kan emmeyi içerir. Başlıca terapötik faydaları sadece ısırma sırasında emilen kandan değil, aynı zamanda çeşitli biyoaktif maddelerden de kaynaklanmaktadır. Sülük tükürüğü; eglin, bdellin, hirudin, hyaluronidaz, calin, destabilas, apiraz, dekorin, hirustatin, triptaz inhibitörleri ve histamin benzeri maddeler, kompleman inhibitörleri, karboksipeptidaz A-inhibitörleri ve asetilkolin gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerir. Bu bileşikler; koagülasyonun inhibisyonundan, analjezik etkiden, kas gevşetici etkiden ve bağışıklık sistemi üzerindeki düzenlemeden sorumludur. Hirudoterapi; kardiyoloji, ortopedi, jinekoloji, oftalmoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi gibi alanlarda geniş bir terapötik uygulama yelpazesine sahiptir. Bu sunum sülükler hakkında; tarihçesi, genel özellikleri, etki mekanizmaları ve tıbbi bir cihaz olarak uygulanmasını içeren genel bir bakış sunar.

Anahtar kelimeler: Tıbbi sülük, Hirudoterapi, Endikasyonlar.

Abstract:

Leeches are a class of segmented invertebrates, known for their blood-feeding habits and used in phlebotomy to treat various ailments since antiquity. Hirudotherapy is the application of medicinal leeches for therapeutic use. The therapeutic use of leech therapy is an established method and dates back to ancient Egypt and the beginning of civilization. At the end of the 20th century new therapy concepts took the place of leech therapy. With microvascular surgery techniques there has been a “rebirth” in the use of medicinal leeches in recent years. Hirudo medicinalis has widest therapeutic usage among the leeches, but worldwide, many different species were tested and studied. Leech therapy involves an initial bite, which is usually a painless bite, followed by the sucking of 5 and 15 ml of blood. It’s major therapeutic benefits are not only due to blood sucked during the biting, but also from the various bioactive substances. Saliva of leech contains various bioactive compounds such as: eglins, bdellins, hirudin, hyaluronidase, calin, destabilase, apyrase, decorsin, hirustatin, tryptase inhibitors, and histamine like substances, complement inhibitors, carboxypeptidase A- inhibitors and acetylcholine. These substances are responsible for inhibiting blood coagulation, analgesic effect, dilating effect on muscles and regulation on immune system. Hirudotherapy has a broad spectrum of therapeutic application in the medical field ranging from cardiology, orthopedy, gynaecology, ophthalmology, plastic and reconstructive surgeries. This presentation an overview of leech including the history, general characteristics and mechanisms of action of leeches, and its application as medical device.

Key words: Medicinal leech, Hirudotherapy, Indications.

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

38

Page 19: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

39

KOZMETİK AKUPUNKTUR

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Akupunktur uygulamasıyla, vücuttaki enerji dengelenmesi sağlanmasıyla birlikte, özellikle ilave ola-rak yüze akupunktur uygulamasıyla, yüzde tonusu, gerginliği ve kanlanmayı etkilediğini bilmekteyiz. Kozmetik akupunktur, yüzde ve vücudun tamamında akupunktur noktalarına iğne girilmesiyle uygu-lanan bir metottur. Bu uygulamada, özellikle vücuda dışarıdan her hangi bir madde verilmez. Vücuda ve lokal olarak yüze yapılan akupunktur uygulamaları, vücutta birçok mekanizmayı harekete geçirir. Burada akupunktur iğnesinin noktaya girilmesiyle birlikte vücudun hem meydana gelen mikrotravma ya hem de ağrıya geliştirdiği cevapla birlikte yüzde deri tonusun da, esnekliğin de ve kanlanmada artış sağlanmaktadır. Tamamen vücudun, öz sistemlerini harekete geçirerek yapılan bir tedavi uygula-ması olmasıyla kozmetik uygulamalarda ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Bu çalıştay da kozmetik akupunkturun nasıl uygulandığını göreceğim.

COSMETIC ACUPUNCTURE

Abstract:

With acupuncture application, we know that the energy balance in the body is affected, especially when acupuncture is applied to the face, it affects the facial tonus, tension and blood supply. Cosme-tic acupuncture is a method applied by inserting the acupuncture points on the face and body. In this application, no substance is given to the body in particular from the outside. Acupuncture applications on the body and face stimulate many mechanisms in the body. Here, the acupuncture needle inserts the point with the response of the body to both microtrauma and pain, along with the increase in to-nus, skin elasticity and increase in blood supply. It is thought that cosmetic acupuncture will come forward in the cosmetic applications as it is a treatment application by activating the self systems. In this workshop, I will see how cosmetic acupuncture is applied.

Page 20: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

ZEN SHIATSUNUN TEMELLERİ VE UYGULAMA TEKNİKLERİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika, Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Shiatsu, Japonya'da geliştirilen ve temelde Geleneksel Çin Tıbbı'nın (TCM) dayandığı prensipleri kullanan bir vücut tedavisi şeklidir. Shiatsu kelimesi, kendisinin temel aldığı, itme-çekme yapan Amma ya da Do In modalitelerinden farklı olarak, parmakla baskı uygulama anlamına gelmektedir. Shiatsu tekniği, tarihi gelişimi içinde çeşitli değişimler geçirdi. Bu değişikliklerin en önemlilerinden birisi, Shiatsu ana temellerinin Batı tıbbı konseptleri ile uzlaştırılmasıydı. Bu değişime göre kanal ve nokta sistemleri elimine edilip yerine anatomi ve fizyoloji terminolojisi konuldu. Tokujino Namikoshi 1925’te, Shiatsunun Japon devletince resmi kabul gören bir tıbbi uygulama sayılması amacıyla, onu Batı tıbbına entegre edecek yapısal değişiklikleri içeren Pressure Therapy’yi kurdu. Böylelikle Shiatsu Japonya'da resmen kabul edilen medikal tedavi yöntemlerinden biri haline geldi. 20. yüzyılda ise, Zen Shiatsu'nun kurucusu Shizuto Masunaga, Shiatsuya TCM prensiplerini tekrar entegre etti. Bu değişim aşamaları nedeniyle dünya çapında birçok değişik Shiatsu tekniği uygulanmaktadır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Zen Shiatsu'dur. Zen Shiatsu hem kendi etkinliği hem de akupunktur tedavisiyle sinerjik etkisinden dolayı bir çok akupunktur okulunun müfredatına entegre edilmektedir.

Bu çalıştayda Zen Shiatsu'nun dayandığı temeller, teşhis metodları ve uygulama tekniklerinin üzerinde durulması planlanmaktadır. Çeşitli manipulasyon teknikleri ile sağlığa etkileri açısından modaliteler arası farklılıklar da ayrıca vurgulanacaktır.

Anahtar kelimeler: Shiatsu, Zen Shiatsu, Geleneksel Çin Tıbbı

FOUNDATION AND TECHNICS OF ZEN SHIATSU

Abstract:

Shiatsu is a bodywork modality originating in Japan, which uses Traditional Chinese Medicine (TCM) principles as its foundation. The word “Shiatsu” simply means finger pressure, differing from Amma (push/pull) or Do In, which were the originating points for the modality. During its development Shiatsu has gone through fundamental changes, main one being reorienting of the theories with western concepts to gain acceptance by the emerging western health care field. The concept of meridians and points were eliminated, giving way to anatomical and physiological explanations to the technique. In 1925 Tokujino Namikoshi established Pressure Therapy, which received official recognition by the government, making Shiatsu one of the accepted medical modalities in Japan. In the 20th century we see a transition back to TCM principles by the work of Shizuto Masunaga, who formed Zen Shiatsu. There are many different styles of Shiatsu practiced all around the world, Zen Shiatsu being the most popular one. Due to its efficacy and synergistic effect with acupuncture, it is incorporated to the curriculum of most acupuncture programs.

In our workshop, we will cover diagnostic methods as well as techniques that are fundamental to Zen Shiatsu practice. Differences between modalities will be emphasized to give attendees an understanding between various manipulation techniques and their health-related outcomes.

Key words: Shiatsu, Zen Shiatsu, Traditional Chinese Medicine

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

40

Page 21: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

41

DERİ İLE BEYİN ARASINDAKİ BAĞLANTI; MANUEL KAS TESTİ

Dr. E. Hakan ERALTAN Fenerbahçe / İstanbul

Özet:

Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) eğitiminde semptomların, sendromların, iç ve dış faktörlerin vücudu etkilemesine yönelik bazı teşhis yöntemleri öğretilir ve uygun kulak ve vücut akupunktur reçeteleri tanımlanır. Böylece Uygulamalı Kinezyoloji eğitiminden sonra akupunkturist, hangi noktaları kulla-nacağını sorgulayabilir.

"Profesyonel Uygulamalı Kinezyoloji bağlamında yapılan standardize edilmiş manüel kas testi (MMT), akupunktur meridyenlerin şartları ile vücut dokularında bulunan belirli nörotransmitterlerin dengesizliği arasında bağ kurarak bir tanı aracı olarak hizmet verebilir.

Meridyenlerin insanın yüzünde yer alan başlangıç ve bitiş noktalarından birine (Yang noktalarına) uy-gulanan hafif basınç sonucu MMT sırasında zayıf bir kas göstergesi ortaya çıkabilir. Bu durum ase-tilkolin, histamin, gama-aminobütirik asit ve/veya glisin, noradrenalin, dopamin, serotonin ve uyarıcı nörotransmitterlerin bir eksikliği ile bağlantılıdır.

Gövdede bir meridyenin başlangıç ve bitiş noktasına (Yin noktalarına) basınç uygulama ise, eğer daha önce belirtilen nörotransmitterlerin bir fazlalığı varsa yine zayıf bir kas göstergesine sebep olur.

Hangi nörotransmitterin eksik ve hangisinin fazla olduğunu tesbit etmek için bu tekniği uyguladıktan sonra uygulayıcı, etkilenmiş nörotransmitterlerin sentezinin ve ayrıştırılmasının metabolik yollarının değerlendirilmesi için de MMT'yi kullanabilir.

Bu basamak, nörotransmitter metabolizmasında hangi enzim(ler)in engellenmiş olabileceğini ortaya çıkarmak için gereklidir. Bu engelleme, düzenleyici (Yin-Yang) bir çift oluşturan nörotransmitterlerin sırayla birinin eksikliğine, diğerinin de fazlalığına yol açar. Nihayet MMT, nörotransmitter metabo-lizmasında engellenen enzimlerin aktivitesinin yeniden onarılması için gerekli olan koenzimlerin/kofaktörlerin tesbit edilmesine yardımcı olup hastanın ek tedavisi için (akupunkturun yanısıra) hangi besinlerin önerileceği konusuna açıklık getirebilir."

Burada klinik pratiğimizde beden tipini, meridyen ve baskın nörotransmitter tipini belirleyerek has-talıkların gerçek sebeplerini anlamaya çalışacağız.

THE CONNECTION BETWEEN SKIN AND BRAIN: MANUEL MUSCLE TEST

Abstract:

In the Traditional Chinese Medicine (TCM) studies some diagnostic methods are taught like for example the fact that symptoms, syndromes, interior and exterior factors influence the body. And suitable ear and body acupuncture recipes are defined. So after the study of Applied Kinesiology the acupuncturist will be able to questionnaire which point he will use.

“The standardised neurological manual muscle test (MMT) employed in professional Applied Kinesi-ology can serve as a diagnostic tool connecting the conditions of acupuncture meridians with the im-balance of certain neurotransmitters in the body tissues. Light pressure applied to one of the beginning and end meridian points located on the face (Yang points) can cause weakness of an indicator muscle

Page 22: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

during the MMT, which, at the same time, is associated each with the deficiency of neurotransmitters such as acetylcholine, histamine, gamma-aminobutyric acid and/or glycine, noradrenaline, dopamine, serotonin, and excitatory neurotransmitters. Pressing on a beginning and end meridian point on the torso (Yin points) weakens the indicator muscle if there is excess of the aforementioned neurotransmitters. After applying this technique for detecting which neurotransmitter is deficient and which is exces-sive, a practitioner can further use the MMT for evaluating the metabolic pathways of synthesis and breakdown of the affected neurotransmitters. This step is required for finding out which enzyme(s) of the neurotransmitters metabolism may be inhibited. The inhibition, in turn, results in the deficiency of one and the excess of the other neurotransmitter forming a regulatory (Yin-Yang) couple. Finally, MMT can help in identifying coenzymes/cofactors that are required for restoring the activity of the inhibited enzymes of neurotransmitter metabolism and, therefore, what nutrients would be recom-mended for an additional (to acupuncture) treatment of the patient”.

We will try to understand the real reasons of diseases through determining dominant types of neu-rotransmitters and meridians, body types at our clinic practice.

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

42

Page 23: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

43

MİKROTRAVMA İLE MİKROİNFLAMASYON OLUŞTURULMASI

Prof. Dr. Cemal ÇEVİKAnkara Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Dernek başkanı

Özet:

İğnelenmeyi minimal mikro travma olarak kabul edebiliriz. Mikrotravma sonucu travma olan bölge-de hücreler tahrip olur, inflamatuar cevapla beraber, tamir mekanizması başlar. Akupunktur iğnesiyle başlatılan mikrotravma bir taraftan nöral sistemi, diğer yönden fasia sistemini etkileyerek; hem ana hücreleri, hem de bağ dokusu hücrelerini harekete geçirerek mikroinflamasyon oluşturur. İğnelemek-le oluşan mikrtoravma; mikroinflamasyona sebep olarak, organizmanın kendisini savunmasını orga-nize ederek, iyileşmeyi sağlamaktadır.

Anahtar kelimeler: Akupunkturla iğnelenme, Mikrotravma, İnflamasyon, İyileşme

Abstract:

We can accept needling is a microtrauma. Due to microtrauma in needling region inflamatuar answer starts and collecting inflamatuar cells. from cell membran and neural cells some chemical release and reparing and healing mechanism starts. Relasing chemical principally effect two system one is endotells the other is fascia. Healing answer start by way of these two system.

Key words: Needling, Microtrauma, Inflamation, Fascia, Endotelium

Page 24: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

44

THE EFFECT OF CUPPING AND BLOOD LETTING THERAPY IN THE MANAGEMENT OF NON DISCOGENIC LOW BACK PAIN

Al-Sayed Mohamed Ahmed Al-Marakby Physiotherapy Centre, Ministry of Health of United Arab Emirates

Abstract:

Aim: The aim of this work was to record the effect of dry and wet cupping therapy on patient suffering from non discogenic low back pain.

Method and Materials: Sixty patients with low back pain were enrolled in the present study. They were divided into two groups: I- Acute non-discogenic low back pain, to be treated with: a. Wet cupping therapy, b. Dry cupping therapy, c. Placebo; II. Chronic non discogenic low back pain, to be treated with: a. Wet cupping therapy, b. Dry cupping therapy, c. Placebo. The treatment of patients were used wet, dry and placebo cupping once weekly for three months for all patients. Patients were evaluated before and after treatment by comparing ESR, CBC, CRP, serum uric acid and level of beta endorphin in serum, using self administered questionnaire, and pain scale.

Result: There was statistically significant increase in serum uric acid after treatment in subgroup 1a and 1b in comparison to their values before treatment. There was statistically significant increase in serum uric acid in group 2 b and in placebo after treatment in comparison to their values before treatment. As regard C-reactive protein, there was statistically significant decrease in positive cases in subgroup 1a after treatment in comparison to before treatment. There was statistically significant increase in β-endorphins in both group 1a, group 1b after treatment in comparison to their values before treatment. The increases levels of β—endorphins were marked in group 1a than group 1b. As regard low back pain, in subgroup 2a and 2b, there was statistically significant decrease in pain intensity after treatment in comparison to their values before treatment.

Conclusion: The present study suggest that both wet-and dry cupping are associated with greater short term clinical benefit for either acute or chronic non-discogenic low back pain but wet cupping is associated with better results.

Page 25: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

44

THE EFFECT OF CUPPING AND BLOOD LETTING THERAPY IN THE MANAGEMENT OF NON DISCOGENIC LOW BACK PAIN

Al-Sayed Mohamed Ahmed Al-Marakby Physiotherapy Centre, Ministry of Health of United Arab Emirates

Abstract:

Aim: The aim of this work was to record the effect of dry and wet cupping therapy on patient suffering from non discogenic low back pain.

Method and Materials: Sixty patients with low back pain were enrolled in the present study. They were divided into two groups: I- Acute non-discogenic low back pain, to be treated with: a. Wet cupping therapy, b. Dry cupping therapy, c. Placebo; II. Chronic non discogenic low back pain, to be treated with: a. Wet cupping therapy, b. Dry cupping therapy, c. Placebo. The treatment of patients were used wet, dry and placebo cupping once weekly for three months for all patients. Patients were evaluated before and after treatment by comparing ESR, CBC, CRP, serum uric acid and level of beta endorphin in serum, using self administered questionnaire, and pain scale.

Result: There was statistically significant increase in serum uric acid after treatment in subgroup 1a and 1b in comparison to their values before treatment. There was statistically significant increase in serum uric acid in group 2 b and in placebo after treatment in comparison to their values before treatment. As regard C-reactive protein, there was statistically significant decrease in positive cases in subgroup 1a after treatment in comparison to before treatment. There was statistically significant increase in β-endorphins in both group 1a, group 1b after treatment in comparison to their values before treatment. The increases levels of β—endorphins were marked in group 1a than group 1b. As regard low back pain, in subgroup 2a and 2b, there was statistically significant decrease in pain intensity after treatment in comparison to their values before treatment.

Conclusion: The present study suggest that both wet-and dry cupping are associated with greater short term clinical benefit for either acute or chronic non-discogenic low back pain but wet cupping is associated with better results.

Page 26: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMUPROGRAM VE ÖZETLERİ

Page 27: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

13 Haziran 2019 Perşembe

09:30 – 13:00 KAYIT ve GİRİŞ

14:00 – 16:00 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 1 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üy. Ali Timuçin ATAYOĞLU

SELVİ Salonu Kronik İnflamasyon ve GAPS Dr. Asuman KAPLAN ALGIN

ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR

DEFNE Salonu Gua-Sha: Teorisi ve Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

16:00 – 16:15 A R A

16:15 – 18:15 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 2 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Hipnoz Dr. Mehmet KARAV

SELVİ Salonu Akupunkturda Önemli Bir Tedavi Engeli: Giriş Çıkış Blokları Prof. Dr. Saliha KARATAY

ARDIÇ Salonu Kronik Enflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

SEDİR Salonu Boyun Ağrılarında Nöralterapi Uygulamaları Dr. Demet ERDOĞAN - Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

DEFNE Salonu PRP, CGF, Ozonlu PRP, GCF Uygulamaları Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA - Dr. Yücel KATI

ÇALIŞTAY PROGRAMI*

Page 28: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma

08:30 – 10:30 LADİN Salonu Visseral Manuel Terapi (VMT) (Ogulov Yöntemi) Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

GÖKNAR Salonu Jinekoloji ve Gebelikte Akupunktur Uygulamaları: İnfertilite, Menopoz, Erken Doğum Tehdidi Dr. Esra KIRSEVER

SELVİ Salonu Kupa - Hacamat Uygulaması Dr. Al Sayed MOHAMMED

SEDİR Salonu Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

DEFNE Salonu Klasik Hastalıklarda Proloterapi Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

10:30 – 10:45 A R A

10:45 – 12:45 LADİN Salonu Mikrokolon Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

GÖKNAR Salonu Kozmetik Akupunktur Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

SELVİ Salonu Zen Shiatsu’nun Temelleri, Uygulama Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

ARDIÇ Salonu Postüroloji Op. Dr. Hasan DOĞAN

SEDİR Salonu Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

DEFNE Salonu Deri ile Beyin Arasındaki Bağlantı Manuel Kas Testi Dr. Hakan ERALTAN

12:45 – Y E M E K

14:00 – AÇILIŞ VE SÖZLÜ SUNUMLAR

(* ) Çalıştaylarda gerektiğinde, içerik, yer ve zaman değişiklikleri yapılabilir.

Page 29: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

14.00-14.20 Mikroinflamasyon ve Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

14.20-14.40 Yaş Kupa (Hacamat) Dr. Al Sayed MOHAMMED

14.40-15.00 Akupunktur Uygulanmasıyla Obezite Tedavisi ve Bağımlılık Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

15.00-15.20 Akupunktur ile Postoperatif Ağrıların Yönetimi Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİN

15.20-15.40 Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üyesi Ali Timuçin ATAYOĞLU

15.40-16.00 Fascia Anatomisine Akupunktur Perspektifi ile Yaklaşım Prof. Dr. Deniz DEMİRYÜREK

16.00-16.30 A R A

OTURUM BAŞKANI Doç. Dr. Volkan ACAR

16.30-16.50 Ankilozan Spondilitte Bütüncül Nöralterapi Yaklaşımı Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

16.50-17.10 Esansiyel Yağların Geleneksel Çin Tıbbına Göre Uygulanma Prensipleri (Oil Acupuncture) Doç. Dr. Rezan AKPINAR

17.10-17.30 Non Alternatif Fitoterapi Dr. Mücahit YILMAZ

17:30-17:50 Akupunktur Tedavisinde Giriş Çıkış Bloklar Prof. Dr. Saliha KARATAY

17:50-18:10 Akupunktur Nokta İsimlerinin Anlamlarını Bilmek Bize Ne Kazandırır? Doç. Dr. Volkan ACAR

18:10-18:30 Fekal Transplantasyon Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

18:30-18:50 Romatoid Artritte Homeopati Dr. Ensar ÖZKIZIKLI

18.50- Y E M E K

SÖZLÜ SUNUM PROGRAMI

Page 30: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

08:30 – 08:50 Fonksiyonel Tıp Bakış Açısıyla İnflamasyon Dr. Mehmet Mahir ATASOY

08:50 – 09:10 Proloterapi Op. Dr. Hasan DOĞAN

09:10 – 09:30 Yamamato YNSA Dr. Levent TEKÇİ

09:30 – 09:50 Otofaji - İntermittent Fasting Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

09:50 – 10:10 Kronik Hastalıklarda Hacamat Dr. Nezir ÇELİK

10:10-10:30 Derin ve Yüzeyel İğneleme Teknikleri Prof. Dr. Banu ÇAYCI

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Ayfer KUZULUGİL

11:00-11:20 Dil Muayenesi, Sigara-Heat Sendromu İlişkisi ve Dil Bulguları Dr. Yücel KATI

11:20-11:40 Nano Teknoloji Ve Akupunktur Prof. Dr. Baha ÇELİK

11:40-12:00 Kronik İnflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

12:00-12:20 Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

12:20-12:40 Beş Elementin 4 Unsura Dönüşümü Dr. Hakan ERALTAN

12:40-13:00 Kupa (Hacamat) Uygulamasının Beş Boyutu: Lenf, Kan, Enerji, Sinir ve Fasya Dr. Ekrem YILMAZ

13:00- Y E M E K

Page 31: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:00-14:20 Akupunkturda Meridyen Sistemi Bağlantıları Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:20-14:40 Biyorezonans Terapi Metodu İle Onkolojik Olgulara Yaklaşım Uzm. Dr. Esra KIRSEVER

14:40-15:00 Kanserin Önlenmesinde Akupunkturun Rolü Dr. Setenay MİT

15:00-15:20 Depresyonda Akupunktur Tedavisi ve Genetik Değişiklikler Dr. Elçin Latife KURTOĞLU

15:20-15:40 Diz Osteoartritinde Düşük Enerjili Lazer Uygulamasının Etkinliği Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

15:40-16:00 Ağız-Diş Kompleksindeki Kronik Enflamasyonun Beden Üzerindeki Etkileri Dt. Tijen DURER

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Doğu YILDIRIM

16:30-16:50 Biyolojik Saat Akupunkturu Dr. Nimetullah REŞİDİ

16:50-17:10 Nefes Terapinin Meridyenler Üzerine Etkisi Op.Dr. Nazlı Ferhan SAYIT COŞKUN

17:10-17:30 Kronik İnflamasyonda Nöralterapinin Etkinliği Dr. Demet ERDOĞAN

17:30-17:50 Nabız Muayenesi Dr. Doğuş BAHADIR

17:50-18:10 Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

18:10-18:30 Getat ve Konvansiyonel Tanı Yöntemleri İle Karşılaştırmalı Vaka Sunumları Dr. Doğu YILDIRIM

18:30-18:50 Sağlığa P5P (B6) Odaklı Genetik, Epigenetik Bakış Dr. Hatice SAĞLAM

18:50- Y E M E K

Page 32: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - POSTER - GÖKNAR Salonu

12:20-12:40 Otizmli Hastada Ozon Tedavisinin Yeri Dr. Yaşar ARSLAN

12:40-13:00 Diyabetik Ayak Yarasının Tedavisinde Ozon Terapi Dr. Yaşar ARSLAN

15 Haziran 2019 Cumartesi - PANEL - GÖKNAR Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:00-14:20 Obezitenin Tıbbi Beslenme Tedavisi Prof. Dr.Nevin ŞANLIER

14:20-14:40 Nutrisyonel Ketozis ve Mitohormesis’ in Mitokondri Fonksiyonları Üzerine Etkileri Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:40-15:00 Metabolik Denge Dr. Nezir ÇELİK

15:00-15:20 Auriküloterapi İle Bağımlılık Tedavisi Dr. Ayfer KUZULUGİL

15:20-15:40 Hipnozla Bağımlılık Tedavisi Dr. Mehmet KARAV

15:40-16:00 Bağımlılıkta Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

16:30-16:50 Kupa Tedavisi (Hacamat) ve GETAT Kombinasyonları Dr. Turanşah TÜMER

16:50-17:10 Akupunktur Muayenehanesi Yönetimi Uzm. Dr. Nalan ERDEM

17:10-17:30 Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

17:30-17:50 Obez Bir Çocukta Hipnoz Deneyimi Dr. Ayten YILMAZ

17:50-18:10 Mezoterapi Uygulamaları Dr. Bülent ÖZDEMİR

18:10-18:30 GETAT Uygulamalarının Hukuksal Boyutu Av. Zeynep REVA

18:30-18:50 Küçük Cerrahi Girişimlere Eşlik Eden Majör Ozon Otohemoterapisi Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

18:50- Y E M E K

Page 33: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

16 Haziran 2019 Pazar - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

08:30 – 08:50 Moksibüsyon Uygulamasının Makat Prezentasyonda İyileştirici Etkileri Uzm. Dr. B. Berna ATALAY KÜLAH

08:50 – 09:10 Akupunktur ve İmmünolojik Etkileri Uzm. Dr. Feryal Çetin GÜRELİK

09:10 – 09:30 Alerjilerde Akupunktur ve Diğer Getat Uygulamaları Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

09:30 – 09:50 Yeni Bir Bilim Paradigması Olarak Kaos Teorisi ve Akupunktur ile Uyumu Dr. Aydın KENDİRCİ

09:50 – 10:10 Gıda Takviyeleri İlaç Yerine Kullanılır mı? Curcumin ve Propolis Örneği Prof. Dr. İbrahim DEMİRTAŞ

10:10-10:30 Deneysel İntraabdominal Sepsiste Reishi Mantarının İyileştirici Etkileri Prof. Dr. Bahadır KÜLAH

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:00-11:20 Jinekolojide Kullanılan Fitoterapikler Dr. Ayten YILMAZ

11:20-11:40 Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:40-12:00 Kronik Yaralarda Larva (Maggot) Debridman Tedavisi Prof. Dr. Funda DOĞRUMAN

12:00-12:20 Ozon Uygulamalarında Akupunktur Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA

12:20-12:40 Konuşma Bozukluğunda Homeopatik Yaklaşım Dr. Hayriye ALP

12:40-13:00 Müzikterapide Ritm (İnteraktif Uygulama) Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

13:20- K A P A N I Ş

Page 34: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

29

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Dr. M. Levent TEKÇİSerbest Hekim, Uçuş Hekimi YNSA ve Master’s Tung Akupunktur EğitmeniDil Diyagnozu ile Uçucu Yağ Akupunkturu Geliştiricisi ve Eğitmeni

Özet:

Dr. M. Levent Tekçi bu çalıştayda YNSA etki mekanizmasını, Fraktal Alan Modeline göre reorgani-zasyon ve pozitif feedback’i, Kutenovisseral-visserokutenal etkileşimi anlatarak, Mikrosistem üze-rinden, Makrosistem regülasyonunu izah edecektir.

Ayrıca, YNSA’da çok önemli bir konu olan hastaya bireysel yaklaşımı, Dr. Yamamato’nun klasik metodundan yola çıkarak uzun yıllardır edindiği tecrübesiyle geliştirdiği kendi diyagnoz ve müda-hale metodunu açıklayacak. Boyun diyagnozu, Dirsek diyagnozu ve Hoku diyagnoz yöntemlerini de gösterecektir.

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Abstract:

Dr. Yamamoto’s classic method includes Neck Diagnosis, Abdomen Diagnosis, Hoku and Elbow Diagnosis.

Dr. M. Levent Tekci in his workshop, will discuss YNSA’s mechanism of action, reorganization and positive feedback according to the Fractal Model, cutaneovisceral - viscerocutaneous interactions, explaining the Macrosystem regulation through the Microsystem.

He will also explain the very key concept of personalized approach to the patient, talking about his diagnostic and treatment methods based on Dr. Yamamoto’s classic method, shaped with his personal experience through years. He will show Neck diagnosis, Hoku diagnosis and Elbow diagnosis.

Page 35: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

30

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMASI OLARAK APİTERAPİ

Dr. Öğrt.Üye. Ali Timuçin ATAYOĞLUApiterapi Derneği Başkanı, Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği ABD

Özet:

Arı ürünleri antik çağlardan beri geniş bir spektrumda başarıyla kullanılmıştır. Başlıca arı ürünleri bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü, arı zehri ve bunların türevleridir. Son zamanlarda, dünya genelinde arı ürünlerine ilgi artışı vardır. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeli-ği’nde apiterapi; arı ve arı ürünlerinin koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde destek olarak kulla-nılması şeklinde tanımlanmıştır. Bu ürünler üzerine pek çok araştırma “sağlığı koruma” potansiyelini desteklemektedir. İlgili yönetmelik, ürünlerde kimyasal analizlerin yapılmış olması ve belli kurallara uygunluk şartı getirmiştir. Apiterapi’de kullanılan ürünlerin standardizasyonu konusundaki eksiklik-ler apiterapi ile ilgili klinik çalışmaların yapılabilmesini zorlaştıran temel etkenlerdendir. Beklenilen olumlu etki için kullanılan ürünün kaliteli olması şarttır.

Anahtar kelimeler: Apiterapi, Arı ürünleri, Kalite, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp.

APITHERAPY AS A TRADITIONAL AND COMPLEMENTARY MEDICINE PRACTICE

Abstract:

Bee products have been successfully used in a wide spectrum of applications since ancient times. The main bee products are honey, beeswax, bee pollen, propolis, royal jelly, bee venom and their derivatives. More recently, there has been an increasing interest for the honeybee products world wide. Acccording to the Regulation of Traditional and Complementary Medicine Practices; Apitherapy is defined as complementary usage of honey bee and bee products in prevention and treatment of some diseases. Many studies on these products support their potential of health protection. Shortcomings in standardization of the products used in apitherapy are the main factors that cause difficulty in making clinical studies on apitherapy. The related regulation has required chemical analyzes of the products and compliance with certain rules. For the expected positive effect, the products should be of good quality.

Key words: Apitherapy, Bee products, Quality, Traditional and Complementary Medicine.

Page 36: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

31

BİOENERJİ

Dr. Doğuş BAHADIR

Özet:

Bioenerji; evrende ve doğada bulunan kozmik hayat akımıdır. Bu akım hiç kesintisiz olarak etrafı-mızda ve vücudumuzda akmaktadır.

Bioenerji; bedenin elektrik enerjileri ve elektromanyetik enerjileri ve rezonans ile ilgilidir. Elektrik; elektron ve protonların hareketlerini kapsar. Bedendeki her hücre elektrik üretir ve yayar. Bir hücrenin dışı pozitif elektrik yüküne, içi de negatif bir elektrik yüküne sahiptir. Aldığımız her nefes, hareket ettirdiğimiz her kas, yediğimiz her yiyecek elektrik aktivitesi içerir. Vücudumuzda bulunan 37 trilyon hücrenin yaklaşık %85’i kan hücresidir ve sürekli hareketleri nedeni ile elektrik üretirler. Bu nedenle insan bir tür enerji ve ışık üreten bir kaynak gibi düşünülebilmektedir. Elektrik ve manyetizma birbiri ile ilişkilidir. Değişken bir Elektrik Alan, değişken bir Manyetik Alan oluşturur. Bir elektrik yükü, örneğin elektronun taşıdığı yük ivmelendiğinde dışarıya elektromanyetik ışınım şeklinde enerji verir.

Elektromanyetik ışınım; salınım yapan elektrik alanlarından ve manyetik alanlardan oluşur. Elektro-manyetik ışınım; hem bir dalga hareketi, hem de foton adı verilen parçacık hareketi olarak düşünü-lebilmektedir. Bu durum Kuantum Fiziği düşünce temelini oluşturmaktadır. Işık, hem madde hem de dalga özelliği taşımaktadır. Yani ışık, uzayda yol alırken bir dalga gibi, önüne engel çıkınca da aktif bir parçacık gibi davranmaktadır. Kuantumsal bakış açısına göre madde enerjidir. Madde yoğun ener-ji ise birbirine dönüşebilmektedir. Einstein’in ünlü denklemi E=m.C2 bunu anlatmaktadır,

Bioenerji’ye uyumlama (inisiasyon) sırasında vücuda yoğun bir enerji uygulanmaktadır. İnisiasyon sırasında ve sonrasında enerji alanı genişlemektedir. Enerji bedeninizdeki bu değişime kuantumsal açıdan bakacak olursak; gaz halindeki nötr bir atomdan bir elektron koparmak için gereken minimum enerjiye “İyonlaşma Enerjisi” denilir. Bir atomdan koparılan elektron sayısı arttıkça İyonlaşma Ener-jisi’nin değeri artar. İnisiasyon sırasındaki enerji değişimi aşağıdaki gibi açıklanabilmektedir:

X(Gaz) + enerji1à X+1 + 1elektron

İyonlaşma Enerjisi

X+1 + enerji2 à X+2 + 1elektron

X+2 + enerji3 à X+3 + 1elektron

X+3 + enerji4 à X+4 + 1elektron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + enerji n à X+n + 1elektron

enerji1<enerji2<enerji3<enerji4<…….<enerjin

Anahtar kelimeler: Bioenerji, Elektron, Proton, Elektromanyetik, Manyetik alan

Page 37: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

32

BIOENERGY

Abstract:

Bioenergy is a cosmical life current which exists in nature and the universe. This current flows constantly around us and into our bodies.

Bioenergy, it is related to our bodies’ electrical and electromagnetic energies and also about our resonance. Electricity consists of movements of electrons and protons. Each cell in our body generate and disseminates electrical energy. A cell is in a constant trade of ions between extracellular side which mostly have positive ion concentration and intracellular side which have a negative ion concentration. Every breath we take, every muscle we move, every meal we have and such other actions include electrical activity. Approximately 85% of the 37 trillion cells in our body are blood cells and generate electricity due to their continuous movements. Therefore, we can think of human as a source of energy and light.

Electricity and magnetism are interrelated. A variable electrical field does create a variable magnetic field. For example, an electric charge, when the load carried by the electron is accelerated, gives out energy in the form of electromagnetic radiation.

Electromagnetic radiation; It consists of oscillating electric fields and magnetic fields. Electromagnetic radiation; both a wave movement and a particle movement called a photon. This situation constitutes the basis of quantum physics. Light has both substance and wave properties. In other words, the light was acting like a wave when traveling through space, acting as an active particle when it stumbled against it. From a quantum point of view, matter is energy. Substance-intensive energy could turn into each other. Einstein’s famous equation E = m.C2 describes it.

An intensive energy is applied to your body during the initiation of bioenergy. The energy field expands during and after the initiation. If we look at this change in your energy body from a quantum perspective; The minimum energy required to break an electron from a gaseous neutral atom is called “Ionization Energy”. As the number of electrons detached from an atom increases, the value of ionization energy increases. We can explain the energy change during the initiation as follows:

X(Gas) + energy1à X+1 + 1electron

İonization Energy

X+1 + energy2 à X+2 + 1electron

X+2 + energy3 à X+3 + 1electron

X+3 + energy4 à X+4 + 1electron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + energy n à X+n + 1electron

enegy1<energy2<energy3<energy4<…….<energyn

Keywords: Bioenergy, Electron, Proton, Electromagnetic, Magnetic fields

Page 38: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

33

GUA SHA: TEORİSİ VE TEKNİĞİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Gua Sha Doğu Tıbbı’na ait bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, kan dolaşımını ve lenfatik akımı arttırma etkileri nedeniyle; Batı dünyasında da yaygın şekilde kullanılmaktadır. Gua Sha ayrıştırma manasındaki Gua ile, cilt ve kas-tendon kanalları arasındaki bir patojen ya da tıkanıklık anlamına gelen Sha kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) teorisine göre, Sha mevcutsa, tıpkı diğer tıkanıklık sendromlarında olduğu gibi, yeni tıkanıklıkların oluşmasına neden olur. Eğer Sha uygun şekilde giderilmezse, başarıyla tedavi edilmiş semptomların tekrar ortaya çıkmasına yol açar. Bu teknik akut ya da kronik kas- tendon ağrıları, bronşit, astım, nezle, grip benzeri solunum yolu hastalıkları gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanıldığı gibi, teşhis amaçlı da uygulanabilmektedir. Bu yöntem vücutta kan dolaşımını arttırmak ve detoksifikasyon yapmak için de kullanılmaktadır. Uygun şekildeyapıldığında pediatrik hastalar için de mükemmel bir tedavi seçeneği olabilir.

Bu çalıştayda Sha’nın varlığını tespit etme yöntemleri ile Jing-Luo kanal ve kollaterallerindeki etkileri tartışılacaktır. Ayrıca Gua Sha tedavisinin dayandığı teorilerin gözden geçirilmesi, farklı uygulama metodları ve tekniği uygularken kullanılan çeşitli araçların da tanıtılması planlanmaktadır.

AnahtarKelimeler: Gua Sha, Sha, Geleneksel Çin Tıbbı

GUA SHA: THEORY AND TECHNIQUE

Abstract:

Gua Sha is an Eastern treatment modality that is being widely used in the Western world due to its effect on lymphatic and circulatory system. Gua Sha which sometimes called kerokan or coining comes from, Gua which means scrapping and Sha which refers to a pathogen or stagnation between cutaneous and tendino-muscle channels. According to Traditional Chinese Medicine (TCM) theory when Sha is present, just like other stagnation syndromes it will eventually cause further stagnations. When it is not disbursed properly, it will lead to reoccurrence of symptomology that was successfully treated. This technique can be used for diagnostic purposes as well as treatment of conditions like chronic or acute tendino muscular pain, respiratory diseases like bronchitis, asthma, common cold and flu. This modality can also be used in increasing circulation and detoxification of the body. Due to its gentle approach, it is an excellent choice for the pediatric population.

In our workshop, we will look at how to identify the presence of “Sha”, discuss the effects of Sha on the Jing/Luo – channels and collaterals. We will explore different application methods and the theories behind them, including the variety of tools that could be used for the technique.

Key Words: Gua Sha, Sha, Traditional Chinese Medicine

Page 39: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

34

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

Prof. Dr. Saliha KARATAYFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, A Life Hospital, Ankara

Özet:

Doğu Tıbbı olarak bilinen çeşitli tedavi yöntemlerinden biri olan akupunktur, uzun ve ilgi çekici bir geçmişe sahiptir. Vücudun akupunktura verdiği cevap, hastaya bağlı çeşitli nedenlerle değişebilmektedir. Ancak, iyileşme devam ederken birden tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sisteme göre bu tür bek-lenmedik değişikliklerin nedeni, çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu bloklar, Agresif Enerji, Karı-Koca Dengesizliği, Possession, Akabani dengesizliği ve Giriş-Çıkış Blokları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu çalıştayda, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ve tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Giriş ve çıkış noktaları, Giriş-çıkış blokları, Klasik beş element akupunkturu

ENTRY-EXIT BLOCKS: AN IMPORTANT OBSTACLE IN EFFICACY OF ACUPUNCTURE

Abstract:

As one of the important treatment modalities of Eastern Medicine, acupuncture has a long and interesting history. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons due to the patient. However, there are cases where patient who is highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. According to Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, the reasons of this phenomenon are various Energy Blocks. Main blocks are identified as Aggressive Energy, Husband-Wife Imbalance, Possession, Akabani Imbalance, and Entry-Exit Blocks. In this workshop, very common Entry-Exit Blocks and their treatment are presented.

Key words: Acupuncture, Entry and exit points, Entry-exit blocks, Classical five element acupuncture.

Page 40: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

35

KRONİK İNFLAMASYONDA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest Hekime-posta: [email protected] Kızılay Ankara

Özet:

İnflamasyonun vasküler ve hücresel yanıtları, inflamatuar bir uyaranla plazma hücrelerinden salğıla-nan kimyasal faktörlerle meydana gelmektedir. Ağrı, ateş, ödem, kızarıklık, fonksiyon kaybı ve skar oluşumu gibi akut ve kronik inflamatuar yanıt, organizmayı hücre incinmesine neden olan etkenler-den ve buna bağlı oluşan nekrotik hücre ve dokulardan temizleyerek tamir etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte artmış inflamatuar yanıt aşırı duyarlılık reaksiyonları nedeniyle organ fonksiyon-larında bozulma veya yetmezliğe hatta ölüme sebebiyet verebilir. Kronik inflamasyonlar auriküler tedavilerin etkisiz kalmasına yol açan bozucu faktörlerdendir. Herhangi bir patolojik durumu tedavi etmeden önce; mevcut ise sinüzit, PID, diş foküsleri ile mikroinflamasyon özellikte olduklarından skarları tedavi etmek gerekir. Bu sunumda kulak kepçesinde bulunan antiinflamatuar noktalardan kronik inflamasyon tedavileri anlatılacaktır.

Anahtar kelimeler: İnflamasyon, Antiinflamatuar noktalar, Auriküloterapi

Abstract:

The vascular and cellular responses of inflammation are caused by chemical factors secreted from plasma cell with stimulus of inflammation. Acute and chronic inflammatory response, such as pain, fever, edema, rubor, function leasing and scar formation, aims to repair the organism by removing the damaged cell and the resulting necrotic cells and tissues. However, increased inflammatory response hypersensitivity reactions can lead to organ dysfunction or failure even death. Chronic inflammation is one of the factors leading to the ineffective treatment in auriculotherapy. Before treating any pathological condition, it is necessary to treat the sinusites, PDI, dental focusses and the scars because it has microinflammation. In this presentation, chronic inflammation therapies from the anti-inflammatory points located in the auricle will be explained.

Key words: İnflammation, Anti-inflammatory points, Auriculotherapy

Page 41: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

36

PLATELET RICH PLASMA (PRP), CONCENTRATED GROWTH FACTORS (CGF) ve OZONLU PRP, CGF ÇALIŞTAY UYGULAMASI

Dr. Gülşat Akmemet FeyzovaSerbest Hekim e-posta: [email protected] Kolej-Ankara / Türkiye

Dr. Yücel KATISerbest Hekim e-posta: [email protected] Ankara / Türkiye

Özet:

Bilimsel verilere bakıldığında 1950’li yıllarda dahi PRP ile ilgili çalışmalar olduğu görülmektedir. 1973 yılında «Platelet-Induced Vitreous Membrane Formation» isimli çalışmada hayvan deneylerinde kullanılmış ve vitröz membranın gelişmesini sağladığı görülmüştür. 1987 yılında açık kalp ameli-yatlarını takiben homolog kan ürünlerinin transfüzyonunu azaltmak amacıyla kullanılmıştır. 2000’li yıllarda PRP artık güncel bir tedavi olarak birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra da PRGF, CGF ve ozonlu PRP, CGF gibi uygulamalar ile güncellenen bir tedavi metodu olmuştur.

PRP, CGF’yi; kişiden doğru koşullarda intravenöz olarak tüp içine alınan kanın, belirli işlemlere (Santrifüj, uyarım gibi) maruz bırakılarak; bileşenlerine ayrılmasının sağlanması ve bu sayede tüpde oluşan katmanlardan alınabilen, istenilen oranda trombosit, lökosit, çeşitli büyüme faktörleri, sitokin-leri ve diğer bileşenleri içeren; bioaktif ajanların salınımı yoluyla, kemotaktik, proliferatif ve anabo-lik hücresel cevap elde edilmesi ve doku tamiri sürecini-rejenerasyon sürecini arttırmak, düzenlemek için kullanılabilen vücut sıvıları olarak tarif ediyoruz.

Cilt içi ve üzerine; saçlı deriye; kas, tendon, eklem, bağ dokusu içine; vücut boşluklarına; yaralı veya hasarlı bütün bölgelere; mezoterapi, maske, göz damlası…, harici tatbik edilebilen ilaçlar içinde PRP, CGF uygulanabilmektedir. Bu sayede; sağlığın iyilik halinin devamı için (30 yaş sonrası), Dermato-loji, Estetik ve Plastik Cerrahi alanlarında; yüz gençleştirici olarak; yara-yanık-skar-akne tedavisinde; saç gürleştirmede veya saç dökülmelerinde; Kas İskelet Sistemi ve Nörolojik Hastalıklar’da; Travma-tik Felç durumlarında; Spor Hekimliği’nde; Kronik Dejeneratif Hastalıklar’da; Diş Hekimliği’nde ve diğer tıbbi alanlarda veya diğer tıbbi tedaviler ile beraber kullanılabilmektedirler.

Bu uygulamamızda; PRP, CGF (Ozonlu PRP, CGF) özellikleri, içerikleri, etkileri, elde ediliş yöntem-leri, aktivasyonları, tıbbi kullanım alanları, kullanılmaması gereken durumlar, yan etki, komplikas-yonları, öncesi sonrası durumlar ve diğer tıbbi tedavilerle veya yöntemlerle kullanımları anlatılacak-tır, pratik olarak da uygulama yöntemleri gösterilecektir.

Page 42: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

37

VMT (VİSSERAL MANUEL TERAPİ – VİSSERAL KAYROPRAKTİK)

Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

Özet:

Dr. OGULOV Alexander Timofeevich, VMT’yi (Visseral Manuel Terapi) 1975 yılında öğrenmiş ve daha sonra da geliştirdiği VMT yöntemini dünyaya tanıtmış, kurslarla öğreterek yaygınlaştırmaya devam etmektedir .

Ogulov; 1975 yıllarında Kirov bölgesinde çocuk sporları ve dinlenme kampının sorumlusu olarak çalışırken, karın masajı ile tanışmış, ancak literatürde araştırdığında böyle bir tedaviye rastlamamış-tır. Sonra Stavropol bölgesindeki bir yarışmada yine, karın tedavisi yapabilen bir şifacı ile tanışmış; hastaları karına müdahale ile nasıl tedavi ettiğini; organlar ve hastalıklar arasındaki kurulan ilişkileri dikkatlice izleyerek tecrübe etmiştir. Sonra sporcularda, yakınlarında bu yöntemi uygulayarak, geliş-tirmeye başlamıştır.

1994 yılında Visseral Kayropraktik (İç organların karmaşık bir masajı) olarak adlandırdığı teknik, ülkedeki birçok klinik ve tıp merkezinde test edilmiş ve Rospatent tarafından patentlenmiştir.

2002-2005’te toplum sağlığının güçlendirilmesine ve geleneksel tıbbın gelişmesine katkılarından do-layı Rusya’da birçok madalyalar kazanmıştır.

VMT, Ankara Akupuntur ve Tamamlayıcı Tıp Derneğinin düzenlediği programlarla, önce Ogulov’un yetiştirdiği Uz. Dr Salih Salmanlı ve sonra da bizzat Ogulov ve Yardımcısı Timofey in 3 modül halin-de düzenlediği kurslarla, Türkiyede’ de uygulanmaya ve yaygınlaşmaya başlanmıştır.

Bu Çalıştayda daha çok; organizmanın fonksiyon ve hastalıklarına çok farklı bir bakış açısı ve tedavi yaklaşımı taşıyan VMT’nin pratik uygulama tekniklerine değinilecek ve örnek uygulamalar yapıla-caktır.

Page 43: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

TIBBI SÜLÜK TERAPİSİ (HİRUDOTERAPİ)

Uzm Dr. Ozan YAMANKayseri Şehir Hastanesi Tıbbi Parazitoloji Uzm.

Phd.Dr. Mustafa Öner KÜÇÜKKayseri Şehir Hastanesi GETAT Kliniği

Özet:

Sülükler halkalı omurgasızlar sınıfındadır, kan ile beslenirler ve antik dönemden beri çeşitli hastalıkları tedavi etmek için flebotomide kullanılırlar. Hirudoterapi, tedavi için tıbbi sülüklerin uygulanmasıdır. Sülük tedavisinin terapötik kullanımı köklü bir yöntemdir ve eski Mısır'a, medeniyetin başlangıcına dayanır. 20. yüzyılın sonunda yeni terapi kavramları sülük tedavisinin yerini almıştır. Mikrovasküler cerrahi tekniklerle birlikte son yıllarda tıbbi sülüklerin kullanımında bir “yeniden doğuş” olmuştur. Hirudo medicinalis, sülükler arasında en geniş terapotik kullanıma sahiptir. Ancak, dünya çapında birçok farklı tür test edilmiş ve incelenmiştir. Sülük tedavisi genellikle ağrısız olan bir ilk ısırığı, ardından 5 ila 15 ml kan emmeyi içerir. Başlıca terapötik faydaları sadece ısırma sırasında emilen kandan değil, aynı zamanda çeşitli biyoaktif maddelerden de kaynaklanmaktadır. Sülük tükürüğü; eglin, bdellin, hirudin, hyaluronidaz, calin, destabilas, apiraz, dekorin, hirustatin, triptaz inhibitörleri ve histamin benzeri maddeler, kompleman inhibitörleri, karboksipeptidaz A-inhibitörleri ve asetilkolin gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerir. Bu bileşikler; koagülasyonun inhibisyonundan, analjezik etkiden, kas gevşetici etkiden ve bağışıklık sistemi üzerindeki düzenlemeden sorumludur. Hirudoterapi; kardiyoloji, ortopedi, jinekoloji, oftalmoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi gibi alanlarda geniş bir terapötik uygulama yelpazesine sahiptir. Bu sunum sülükler hakkında; tarihçesi, genel özellikleri, etki mekanizmaları ve tıbbi bir cihaz olarak uygulanmasını içeren genel bir bakış sunar.

Anahtar kelimeler: Tıbbi sülük, Hirudoterapi, Endikasyonlar.

Abstract:

Leeches are a class of segmented invertebrates, known for their blood-feeding habits and used in phlebotomy to treat various ailments since antiquity. Hirudotherapy is the application of medicinal leeches for therapeutic use. The therapeutic use of leech therapy is an established method and dates back to ancient Egypt and the beginning of civilization. At the end of the 20th century new therapy concepts took the place of leech therapy. With microvascular surgery techniques there has been a “rebirth” in the use of medicinal leeches in recent years. Hirudo medicinalis has widest therapeutic usage among the leeches, but worldwide, many different species were tested and studied. Leech therapy involves an initial bite, which is usually a painless bite, followed by the sucking of 5 and 15 ml of blood. It’s major therapeutic benefits are not only due to blood sucked during the biting, but also from the various bioactive substances. Saliva of leech contains various bioactive compounds such as: eglins, bdellins, hirudin, hyaluronidase, calin, destabilase, apyrase, decorsin, hirustatin, tryptase inhibitors, and histamine like substances, complement inhibitors, carboxypeptidase A- inhibitors and acetylcholine. These substances are responsible for inhibiting blood coagulation, analgesic effect, dilating effect on muscles and regulation on immune system. Hirudotherapy has a broad spectrum of therapeutic application in the medical field ranging from cardiology, orthopedy, gynaecology, ophthalmology, plastic and reconstructive surgeries. This presentation an overview of leech including the history, general characteristics and mechanisms of action of leeches, and its application as medical device.

Key words: Medicinal leech, Hirudotherapy, Indications.

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

38

Page 44: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

39

KOZMETİK AKUPUNKTUR

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Akupunktur uygulamasıyla, vücuttaki enerji dengelenmesi sağlanmasıyla birlikte, özellikle ilave ola-rak yüze akupunktur uygulamasıyla, yüzde tonusu, gerginliği ve kanlanmayı etkilediğini bilmekteyiz. Kozmetik akupunktur, yüzde ve vücudun tamamında akupunktur noktalarına iğne girilmesiyle uygu-lanan bir metottur. Bu uygulamada, özellikle vücuda dışarıdan her hangi bir madde verilmez. Vücuda ve lokal olarak yüze yapılan akupunktur uygulamaları, vücutta birçok mekanizmayı harekete geçirir. Burada akupunktur iğnesinin noktaya girilmesiyle birlikte vücudun hem meydana gelen mikrotravma ya hem de ağrıya geliştirdiği cevapla birlikte yüzde deri tonusun da, esnekliğin de ve kanlanmada artış sağlanmaktadır. Tamamen vücudun, öz sistemlerini harekete geçirerek yapılan bir tedavi uygula-ması olmasıyla kozmetik uygulamalarda ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Bu çalıştay da kozmetik akupunkturun nasıl uygulandığını göreceğim.

COSMETIC ACUPUNCTURE

Abstract:

With acupuncture application, we know that the energy balance in the body is affected, especially when acupuncture is applied to the face, it affects the facial tonus, tension and blood supply. Cosme-tic acupuncture is a method applied by inserting the acupuncture points on the face and body. In this application, no substance is given to the body in particular from the outside. Acupuncture applications on the body and face stimulate many mechanisms in the body. Here, the acupuncture needle inserts the point with the response of the body to both microtrauma and pain, along with the increase in to-nus, skin elasticity and increase in blood supply. It is thought that cosmetic acupuncture will come forward in the cosmetic applications as it is a treatment application by activating the self systems. In this workshop, I will see how cosmetic acupuncture is applied.

Page 45: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

ZEN SHIATSUNUN TEMELLERİ VE UYGULAMA TEKNİKLERİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika, Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Shiatsu, Japonya'da geliştirilen ve temelde Geleneksel Çin Tıbbı'nın (TCM) dayandığı prensipleri kullanan bir vücut tedavisi şeklidir. Shiatsu kelimesi, kendisinin temel aldığı, itme-çekme yapan Amma ya da Do In modalitelerinden farklı olarak, parmakla baskı uygulama anlamına gelmektedir. Shiatsu tekniği, tarihi gelişimi içinde çeşitli değişimler geçirdi. Bu değişikliklerin en önemlilerinden birisi, Shiatsu ana temellerinin Batı tıbbı konseptleri ile uzlaştırılmasıydı. Bu değişime göre kanal ve nokta sistemleri elimine edilip yerine anatomi ve fizyoloji terminolojisi konuldu. Tokujino Namikoshi 1925’te, Shiatsunun Japon devletince resmi kabul gören bir tıbbi uygulama sayılması amacıyla, onu Batı tıbbına entegre edecek yapısal değişiklikleri içeren Pressure Therapy’yi kurdu. Böylelikle Shiatsu Japonya'da resmen kabul edilen medikal tedavi yöntemlerinden biri haline geldi. 20. yüzyılda ise, Zen Shiatsu'nun kurucusu Shizuto Masunaga, Shiatsuya TCM prensiplerini tekrar entegre etti. Bu değişim aşamaları nedeniyle dünya çapında birçok değişik Shiatsu tekniği uygulanmaktadır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Zen Shiatsu'dur. Zen Shiatsu hem kendi etkinliği hem de akupunktur tedavisiyle sinerjik etkisinden dolayı bir çok akupunktur okulunun müfredatına entegre edilmektedir.

Bu çalıştayda Zen Shiatsu'nun dayandığı temeller, teşhis metodları ve uygulama tekniklerinin üzerinde durulması planlanmaktadır. Çeşitli manipulasyon teknikleri ile sağlığa etkileri açısından modaliteler arası farklılıklar da ayrıca vurgulanacaktır.

Anahtar kelimeler: Shiatsu, Zen Shiatsu, Geleneksel Çin Tıbbı

FOUNDATION AND TECHNICS OF ZEN SHIATSU

Abstract:

Shiatsu is a bodywork modality originating in Japan, which uses Traditional Chinese Medicine (TCM) principles as its foundation. The word “Shiatsu” simply means finger pressure, differing from Amma (push/pull) or Do In, which were the originating points for the modality. During its development Shiatsu has gone through fundamental changes, main one being reorienting of the theories with western concepts to gain acceptance by the emerging western health care field. The concept of meridians and points were eliminated, giving way to anatomical and physiological explanations to the technique. In 1925 Tokujino Namikoshi established Pressure Therapy, which received official recognition by the government, making Shiatsu one of the accepted medical modalities in Japan. In the 20th century we see a transition back to TCM principles by the work of Shizuto Masunaga, who formed Zen Shiatsu. There are many different styles of Shiatsu practiced all around the world, Zen Shiatsu being the most popular one. Due to its efficacy and synergistic effect with acupuncture, it is incorporated to the curriculum of most acupuncture programs.

In our workshop, we will cover diagnostic methods as well as techniques that are fundamental to Zen Shiatsu practice. Differences between modalities will be emphasized to give attendees an understanding between various manipulation techniques and their health-related outcomes.

Key words: Shiatsu, Zen Shiatsu, Traditional Chinese Medicine

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

40

Page 46: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

45

AKUPUNKTUR UYGULAMASIYLA OBEZİTE TEDAVİSİ VE BAĞIMLILIK

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Dünyada, obezite tedavisinde akupunktur uygulaması sık kullanılmaktadır. Akupunktur uygulaması-nın iştahın azaltılması, lipolitik etki, psikolojik durum değişmesini, metabolizmanın ve gastrointes-tinal sistem motilitesinin düzenlenmesi gibi etkilerle obezite tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu konuda son dönemlerde yapılan birçok çalışma obezite ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi vurgu-lamaktadır. Obezitenin, alkol, ilaç ve sigara bağımlılığıyla birçok benzerliği bulunmaktadır. Obezi-tede, akupunktur uygulanmasında kullanılan noktalar ve bu noktaların akupunkturla uyarılmasıyla, merkezi sinir sisteminde aktive olan yerlerin bağımlılıkla olan ilişkileri araştırılmıştır. Obezite ve bağımlılıkta merkezi sinir sistemindeki ventral tegmental alan, nucleus accumbens, amygdala, frontal ve limbik korteks’in aktive olduğu belirlenmiştir. Hem obezite de hem de bağımlılıkta beyinde aynı bölgelerin aktive olması, akupunkturla obezite tedavisini düzenlenirken, bağımlılıkta kullanılan aku-punktur noktalarını dikkate almamız gerektiğini düşündürmektedir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Obezite, Bağımlılık, Ventral tegmental alan, Nucleus accumbens.

OBESITY TREATMENT WITH ACUPUNCTURE AND ADDICTION

Abstract:

Acupuncture treatment is frequently used in the treatment of obesity in the world. It is known that acupuncture is effective in the treatment of obesity by reducing appetite, affecting lipolytic effect, re-gulation of psychological state change, metabolism and gastrointestinal motility. Many recent studies on this subject emphasize the relationship between obesity and addiction. There are many parallels between obesity/overeating and addictions to alcohol, drugs and smoking. In obesity, the acupuncture points and the acupuncture stimulation of these points were investigated the relationship between the dependence of the activated areas in the central nervous system. In obesity/overeating and dependen-ce, the ventral tegmental area, nucleus accumbens, amygdala, frontal and limbic cortex are the same in the central nervous system activated. Activation of the same regions in the brain, both in obesity and addiction, we should consider the acupuncture points used in addiction while regulating the tre-atment of obesity with acupuncture.

Key words: Acupuncture, Obesity, Addiction, Ventral tegmental area, Nucleus accumbens.

Page 47: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

AKUPUNKTUR İLE POSTOPERATİF AĞRILARIN YÖNETİMİ

Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİNYeditepe Üniversitesi Tıp FakültesiAnesteziyoloji ve Algoloji ABD & Akupunktur Tedavi Bölümü &İstanbul Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği BaşkanıE-posta: [email protected]

Özet:

Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı; eklemler ve kaslar, baş ve uzuvlar da dahil olmak üzere, vücu-dun her yerinde ameliyat sonrası ağrı oluşumunu ifade eder. Şiddetli ağrı, huzursuzluk, uykusuzluk, terleme veya terleme eksikliği, yorgunluk, iştahsızlık, hatta uzuvların fonksiyon bozukluğuna ne-den olabilir. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı genellikle büyük bir ameliyattan sonra ortaya çıkar. Ameliyattan önce genel vücut ağrısı olanlarda ameliyattan sonra şiddetlenme görülmektedir. Bu tip operasyonlar genellikle tam veya parsiyel anestezi gerektirir.

Ameliyat sonrası ağrının, NIH-1997, Avrupa Postoperatif Akupunktur Çalışmaları konsensüs beyan-namesi ve 2017 yılında Akupunktur Kanıt Projesi'nin yazarı olan John McDonald ve Stephen Janz tarafından yapılan, akupunkturun sistemik olarak gözden geçirilmesinde postoperatif ağrı akupunk-tur endikasyon listesinde major endikasyon olarak gösterildi. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı, iç Zang-Fu organlarının bozulmasından ya da kanallarda Qi akışının bozulmasından kaynaklanabilir. Aşağıdaki faktörler ameliyat sonrası ağrıya neden olabilir:

Dış patojenik faktörlerin yetersiz kaybolması,

• Qi'nin durgunluğu,• Kan durgunluğu,• Nem-Flegm birikimi,• Qi ve Kan eksikliği,• Yin eksikliği ve Yang eksikliği vb.

Burada, tüm bu faktörlerin neden olabileceği semptomlar ve ağrı modalitelerinin belirtileri ve ayrıca bunlar üzerinde Akupunktur tedavileri gözden geçirilecektir. Akupunktur ile ameliyat sonrası ağrı yönetimi, Qi ve Kanı, aktif Qi ve Kan dolaşımını güçlendirmek için seçilen bazı noktaları kullanmak ve Yin ve Yang, Zang-Fu organlarını ve ayrıca vücut yapısını dengelemek gerekmektedir. Postope-ratif ağrı yönetimi sırasında akupunktur tedavisi moksibüsyon, nokta masajı, kupa tedavisi, elektrik stimülasyonu, kulak akupunkturu, Çin bitkisel ilaçları vb. İle birlikte yapılır, bu tür tedaviler sıklıkla aynı anda uygulanır. Bu ek teknikler ve yöntemler aynı yöne, yani postoperatif ağrının giderilmesine yönelik önemli tedavilerdir.

Kulak akupunkturu ayrıca vücut ağrısının tedavisinde de kullanılabilir.Ameliyat sonrası akupunktur ile ağrı kontrolü, herhangi bir zararlı etki olmadan hastaların iyileşmesini hızlandırmaktadır.

THE MANAGEMENT OF POSTOPERATIVE PAIN WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Postoperative pain in the entire body refers to the occurrence of pain after operation all over the body, including joints and muscles, head and limbs, accompanied by; restlessness, insomnia, sweating or

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

46

Page 48: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

45

AKUPUNKTUR UYGULAMASIYLA OBEZİTE TEDAVİSİ VE BAĞIMLILIK

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Dünyada, obezite tedavisinde akupunktur uygulaması sık kullanılmaktadır. Akupunktur uygulaması-nın iştahın azaltılması, lipolitik etki, psikolojik durum değişmesini, metabolizmanın ve gastrointes-tinal sistem motilitesinin düzenlenmesi gibi etkilerle obezite tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu konuda son dönemlerde yapılan birçok çalışma obezite ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi vurgu-lamaktadır. Obezitenin, alkol, ilaç ve sigara bağımlılığıyla birçok benzerliği bulunmaktadır. Obezi-tede, akupunktur uygulanmasında kullanılan noktalar ve bu noktaların akupunkturla uyarılmasıyla, merkezi sinir sisteminde aktive olan yerlerin bağımlılıkla olan ilişkileri araştırılmıştır. Obezite ve bağımlılıkta merkezi sinir sistemindeki ventral tegmental alan, nucleus accumbens, amygdala, frontal ve limbik korteks’in aktive olduğu belirlenmiştir. Hem obezite de hem de bağımlılıkta beyinde aynı bölgelerin aktive olması, akupunkturla obezite tedavisini düzenlenirken, bağımlılıkta kullanılan aku-punktur noktalarını dikkate almamız gerektiğini düşündürmektedir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Obezite, Bağımlılık, Ventral tegmental alan, Nucleus accumbens.

OBESITY TREATMENT WITH ACUPUNCTURE AND ADDICTION

Abstract:

Acupuncture treatment is frequently used in the treatment of obesity in the world. It is known that acupuncture is effective in the treatment of obesity by reducing appetite, affecting lipolytic effect, re-gulation of psychological state change, metabolism and gastrointestinal motility. Many recent studies on this subject emphasize the relationship between obesity and addiction. There are many parallels between obesity/overeating and addictions to alcohol, drugs and smoking. In obesity, the acupuncture points and the acupuncture stimulation of these points were investigated the relationship between the dependence of the activated areas in the central nervous system. In obesity/overeating and dependen-ce, the ventral tegmental area, nucleus accumbens, amygdala, frontal and limbic cortex are the same in the central nervous system activated. Activation of the same regions in the brain, both in obesity and addiction, we should consider the acupuncture points used in addiction while regulating the tre-atment of obesity with acupuncture.

Key words: Acupuncture, Obesity, Addiction, Ventral tegmental area, Nucleus accumbens.

Page 49: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

AKUPUNKTUR İLE POSTOPERATİF AĞRILARIN YÖNETİMİ

Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİNYeditepe Üniversitesi Tıp FakültesiAnesteziyoloji ve Algoloji ABD & Akupunktur Tedavi Bölümü &İstanbul Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği BaşkanıE-posta: [email protected]

Özet:

Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı; eklemler ve kaslar, baş ve uzuvlar da dahil olmak üzere, vücu-dun her yerinde ameliyat sonrası ağrı oluşumunu ifade eder. Şiddetli ağrı, huzursuzluk, uykusuzluk, terleme veya terleme eksikliği, yorgunluk, iştahsızlık, hatta uzuvların fonksiyon bozukluğuna ne-den olabilir. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı genellikle büyük bir ameliyattan sonra ortaya çıkar. Ameliyattan önce genel vücut ağrısı olanlarda ameliyattan sonra şiddetlenme görülmektedir. Bu tip operasyonlar genellikle tam veya parsiyel anestezi gerektirir.

Ameliyat sonrası ağrının, NIH-1997, Avrupa Postoperatif Akupunktur Çalışmaları konsensüs beyan-namesi ve 2017 yılında Akupunktur Kanıt Projesi'nin yazarı olan John McDonald ve Stephen Janz tarafından yapılan, akupunkturun sistemik olarak gözden geçirilmesinde postoperatif ağrı akupunk-tur endikasyon listesinde major endikasyon olarak gösterildi. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı, iç Zang-Fu organlarının bozulmasından ya da kanallarda Qi akışının bozulmasından kaynaklanabilir. Aşağıdaki faktörler ameliyat sonrası ağrıya neden olabilir:

Dış patojenik faktörlerin yetersiz kaybolması,

• Qi'nin durgunluğu,• Kan durgunluğu,• Nem-Flegm birikimi,• Qi ve Kan eksikliği,• Yin eksikliği ve Yang eksikliği vb.

Burada, tüm bu faktörlerin neden olabileceği semptomlar ve ağrı modalitelerinin belirtileri ve ayrıca bunlar üzerinde Akupunktur tedavileri gözden geçirilecektir. Akupunktur ile ameliyat sonrası ağrı yönetimi, Qi ve Kanı, aktif Qi ve Kan dolaşımını güçlendirmek için seçilen bazı noktaları kullanmak ve Yin ve Yang, Zang-Fu organlarını ve ayrıca vücut yapısını dengelemek gerekmektedir. Postope-ratif ağrı yönetimi sırasında akupunktur tedavisi moksibüsyon, nokta masajı, kupa tedavisi, elektrik stimülasyonu, kulak akupunkturu, Çin bitkisel ilaçları vb. İle birlikte yapılır, bu tür tedaviler sıklıkla aynı anda uygulanır. Bu ek teknikler ve yöntemler aynı yöne, yani postoperatif ağrının giderilmesine yönelik önemli tedavilerdir.

Kulak akupunkturu ayrıca vücut ağrısının tedavisinde de kullanılabilir.Ameliyat sonrası akupunktur ile ağrı kontrolü, herhangi bir zararlı etki olmadan hastaların iyileşmesini hızlandırmaktadır.

THE MANAGEMENT OF POSTOPERATIVE PAIN WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Postoperative pain in the entire body refers to the occurrence of pain after operation all over the body, including joints and muscles, head and limbs, accompanied by; restlessness, insomnia, sweating or

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

46

Page 50: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

lack of sweating, fatigue, poor appetite or even dysfunction of the limbs. Postoperative pain in the entire body usually occurs after a major operation. There could also be some generalised body pain prior to the operation with aggravation after the operation. This type of operation often needs comp-lete or partial anaesthesia.

Postoperative pain was shown as a major indication among the indications list of acupuncture in the consensus statement of NIH-1997, European Postoperative Acupuncture Studies and review of syste-mic reviews of acupuncture by John McDonald and Stephen Janz.

Postoperative pain in the entire body can be caused by disturbance of the internal Zang-Fu organs or disturbance of the channels and collaterals. Many factors can cause postoperative pain in the entire body, including;

• incomplete disappearance of External pathogenic factors, • stagnation of Qi, • stagnation of blood, • accumulation of Damp-Phlegm, • deficiency of Qi and Blood, • deficiency of Yin and deficiency of Yang, etc.

Hereby, it will be reviewed symtoms and signs of pain modalities which all these factors can cause and also Acupuncture treatments on them. Postoperative pain management with acupuncture is to use some selected points to tonify the Qi and Blood, active Qi and Blood circulation, and balance Yin and Yang Zang-Fu organs, as well as the body structure. During postoperative pain manangement, acupuncture treatment is carried out in combination with moxibustion, point massage, cupping, ele-ctric stimulation, ear acupuncture, Chinese herbal medicine, etc., such treatments often being applied simultaneously.

Ear acupuncture can also be used in the treatment of body pain.

In short, acupuncture treatment for postoperative pain control accelerates patients’ recovery and brin-gs all possible benefits without any harmful effects.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

47

Page 51: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

FASYA ANATOMİSİNE AKUPUNKTUR PERSPEKTİFİ İLE YAKLAŞIM

Prof. Dr. Deniz DEMİRYÜREKHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Akupunktur ÜnitesiAnatomi Anabilim Dalı, 06100 Sıhhıye-Ankara- Tü[email protected]

Özet:

Vücudumuzda ki en geniş bağ dokusu olan fasya, insan vücudunda yayılmış olan bağ dokusunun yumuşak doku komponentidir. Fasya, sadece endomisyum, perimisyum, epimisyumun kas fasyası değil, insan vücudunda tepeden topuğa kadar uzanan, derinin altından kemiklere kadar tüm doku katmanlarını birbirinden ayıran, bir arada tutan ve belli oranlarda birbirleri üzerinden kayarak ba-ğımsız hareket etmelerine izin veren, üç boyutlu entegrebir yapıdır. Vücuttaki tüm yapıları; bağlar, tendonlar, eklem kapsülleri, kemikler, organlar, sinir katmanları, merkezi sinir sisteminin çevresi, bronşiyal yapılar ve karın mezenteridahil onları kaplayan, örten, koruyan ve destekleyen yapı olarak da tanımlanabilir.

Son yıllarda, dinamik hareket ve kayma kapasitesine sahip, insan vücudunun birincil ağını oluştu-rabilen bir multimikrovasküler kollajenik emici sistem olarak da kabul edilen fasyayı tanımlamak, özelliklerini aktarmak üzere yapılacak sunumda, akupunkturun prensipleri ve tedavi edici özellikleri kapsamında fasya anatomisi hakkında bilgi verilecektir.

Anahtar kelimeler: Anatomi, fasya, Akupunktur.

FASCIA ANATOMY: EVALUATION WITH ACUPUNCTURE PERSPECTIVE

Abstract:

Fascia, bodies largest connective tissue, is the soft component of connective tissue which covers the whole structures of human body. It is not only covering the endomissium, permissium and epimissium of muscles, fascia with its three dimensional organization, also covers all of the structures from tip to the toe and separates them. It can be also defined as a structure which covers, supports and protects the tendons, ligaments, joints, bones, organs, nerves and abdominal tissues.

In recent studies, fascia is accepted as a multimicrovascular collagenic absorptive tissue. In this presentation, fascia definition and its anatomy will be evaluated with acupuncture point of view.

Key words: Fascia, Anatomy, Acupuncture.

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

48

Page 52: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

49

ANKİLOZAN SPONDİLİTTE BÜTÜNCÜL NÖRALTERAPİ YAKLAŞIMI

Doç. Dr. Fatma Gülçin URALYıldırım Beyazıt Üniversitesi, Tıp Fakültesi FTR AD

Özet:

Ankilozan Spondilit (AS) omurga, sakroiliak ve periferik eklemleri, bağırsakları ve gözleri etkileyebilen, ilerleyici, sebebi bilinmeyen, kronik ağrı ve inflamasyonla seyreden romatizmal hastalıktır. Ağrının yanı sıra sabah tutukluğu da en önemli yakınmalar arasında yer alır. Daha çok erkeklerde ve sıklıkla da 2.-3. dekatta görülmektedir.

Akut ağrı sıklıkla periferik yapıların enflamasyonu ve/veya hasarından kaynaklanmasına karşın, kronik ağrı çoğu zaman merkezi sinir sistemi inputlarının neden olduğu bir ağrıdır. Kronik inflamasyon, organizmayı dengede tutan mekanizmayı etkileyerek birçok organ sisteminin fonksiyonunun bozulduğu AS gibi çoklu sistem hastalığına neden olmaktadır. AS’deki kronik ağrı ve inflamasyonunun tetiklenmesinde travmaların, latent asidozun, bağ dokusu yüklenmesinin, bozulmuş bağırsak florasının, otonom sinir sistemi (OSS) disfonksiyonunun, enfeksiyonların ve cerrahi müdahalelerin regülasyon bozukluğu yaparak hastalığa neden olduğu düşünülmektedir.

AS tedavisindeki esas amaç regülasyon bozukluğunu düzenleyerek ağrı ve inflamasyonu kontrol altında tutmak, tutukluğu azaltmak, ilerleyen yapısal hasarı engellemek ve sağlıkla ilişkili hayat kalitesini uzun dönemde en üst seviyede tutmak olup tedavisinde nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, analjezikler, kortikosteroidler, hastalık modifiye edici anti romatizmal ilaçlar ve biyolojik tedaviler gibi ilaçların yanı sıra hasta eğitimi, düzenli egzersiz, fizyoterapi, yaşam tarzı değişiklileri (sigara, alkol bırakma), beslenmenin düzenlenmesi, disbiyozis ile mücadele, nöralterapi, akupunktur ve diğer regülasyon tıbbı tedavileri yer almaktadır.

Tüm dolaşım sistemine bakıldığında arter, ven ve lenfatik sistemin sağlıklı olarak çalışabilmesi için sağlıklı bir OSS’ ye ihtiyaç vardır; bu da nöralte rapi ile sağlanabilir. Nöralte rapi, lokal anestezik maddeler ile OSS’nin uyarılarak orga nizmanın regülasyonu yoluyla bozulmuş beden fonksiyonla rının normale döndürülmesini sağlayan bir tedavi yöntemi dir. AS tedavisinde de nöralterapi ile sorunun kaynağı olan nörojenik inflamasyon düzenlenmekte, böylece perfüzyon bozukluğu düzelmekte ve doku-organların beslenmesi normale dönmektedir. Böylece sorunun temelinde yatan inflamasyon kaskadı kesintiye uğramaktadır.

Anahtar Kelimeler: Nöralterapi, Ankilozan spondilit, İnflamasyon, Ağrı

INTEGRATIVE NEURAL THERAPY APPROACH TO ANKYLOSING SPONDYLITIS

Abstract:

Ankylosing spondylitis(AS) is a rheumatic disease with progressive, unexplained, chronic pain and inflammation. AS can affect the spine, sacroiliac and peripheral joints, intestines and eyes.In addition to the pain, morning stiffness is one of the most important complaints.Men are often affected and the disease appears in the 2nd-3rd.decade.

Although acute pain is often caused by inflammation and / or injury of peripheral structures, chronic

Page 53: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

pain is often caused by central nervous system inputs.Chronic inflammation disrupts the balance in the organism and leads to AS in which the function of many organ systems is impaired.It is thought that traumas, latent acidosis, connective tissue loading, impaired intestinal flora, autonomic nervous system (ANS) dysfunction, infection and surgical interventions can cause disorder by triggering chronic pain and inflammation in AS.

The main aim in the treatment of AS is to regulate the disorder of regulation, to control pain and inflammation, to reduce stiffness and to prevent progressive structural damage. In addition to medications such as non steroid antiinflammatory drugs, analgesics, corticosteroids, disease-modifying anti-rheumatic drugs and biological therapies; patient education, regular exercise, physiotherapy, lifestyle changes (smoking and alcohol abstinence), regulation of nutrition, fight against dysbiosis, neural therapy, acupuncture and other regulation treatments are included.

When the whole circulatory system is considered, there is a need for a healthy ANS in order for the arterial, venous and lymphatic systems to function properly; a healthy ANS can be provided by neural therapy. Neural therapy is a treatment method that allows the normalization of impaired body functions through the regulation of the organism by stimulating the ANS with local anesthetic agents. In the treatment of ankylosing spondylitis, neurogenic inflammation is regulated by neural therapy. When the perfusion disorder is restored and the feeding of tissues-organs returns to normal, the cascade of inflammation underlying the problem can be interrupted.

Keywords: Neural therapy, Ankylosing spondylitis, Inflammation, Pain.

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

50

Page 54: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

51

AROMATERAPİ: ESANSİYEL YAĞLARIN GELENEKSEL ÇİN TIBBINA GÖRE UYGULAMA PRENSİPLERİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika, Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Aromatik bitkiler tüm dünyada yüzyıllardır çeşitli geleneklerde kullanılagelmiştir. Milattan önce 8 binli yıllara dayanan kutsal yazılarda, bu bitkilerin dini törenler, ibadetler ve beslenme amaçlı kullanımlarından bahsedilmektedir. “Aromaterapi” terimi ilk olarak bir Fransız kimyacı olan Rene Gattefosse tarafından 20. yüzyılda kullanılmıştır. Buna göre aromaterapi, aromatik bitkilerden elde edilen esansiyel ya da uçucu yağların, distilasyon aşamasından geçirildikten sonra insan vücudunu, zihnini ve ruhunu tedavi etmek için kullanılmasıdır. Aslında aromaterapi bir çok gelenekte bitki tıbbının bir uzantısı olarak düşünülmektedir. Aromaterapinin etkinliğini ve bitkilerin kimyasal bileşimlerini inceleyen kapsamlı araştırmalar, bu konuyu daha popüler hale getirmektedir.

Dünya çapındaki yaygın kullanımına bakıldığında, farklı uygulamaların aromaterapiyi değişik yönleriyle ele aldığı görülmektedir. Örneğin ayurveda aromaterapiyi çakra sistemine uyarlamıştır. Batı tıbbı ise aromaterapiyi, kimyasal bileşenleri açısından kullanır. Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) ya da Doğu Tıbbı; diyet terapileri, bitki tıbbı, hareket tedavileri, vücut uygulamaları, enerji tıbbı ve akupunktur gibi çok çeşitli tedavi metodlarını kapsayan bir şemsiyedir. Aslında tüm bu modaliteler, temelde bu tıbbın köklerini oluşturan bir takım ortak teori ve prensipleri paylaşırlar. İşte aromaterapi de bu tıbbın bitkisel komponentinin bir uzantısı olarak aynı prensiplerle çalışmaktadır. TCM esansiyel yağları farklı bir sınıflandırma sistemine ve farklı kurallara göre kullanmaktadır. Buna göre, esansiyel yağlar etkilerine ya da içeriklerine göre değil, sıcak-soğuk doğaya sahip olmalarına ya da ısıtıcı-soğutucu etkilerine göre sınıflandırılır. Akupunktur, bu esansiyel yağların 5 hayati maddeye etkileriyle, Zang-Fu organlarına afiniteleriyle ve hangi seviyedeki patolojilere etki ettikleriyle ilgilenir. Bu sunumda aromaterapinin akupunktur noktaları ve kanal sistemine etkileri ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Aromaterapi, Geleneksel Çin Tıbbı, Akupunktur

AROMATHERAPY: APPLICATION OF ESSENTIAL OIL ACCORDING TO TRADITIONAL CHINESE MEDICINE PRINCIPLES

Abstract:

Aromatic herbs have been used by multitude of traditions all around the world for centuries. From scriptures dating back to 8000BC, to religious books mention their use for aliments, rituals and religious ceremonies. Terminology “Aromatherapy” was first used by a French chemist Rene Gattefosse in the 20th century. Aromatherapy is, use of essential oils or volatile oils obtained from aromatic plants through a distillation process to treat body, mind and the spirit. In most traditions, aromatherapy is considered as an extension of herbal medicine. Extensive research showing its efficacy has increased

Page 55: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

52

the popularity of the field. We see an increase in formation of societies, schools and publications that are devoted to the field.

Taking into consideration their worldwide use, we see varying application techniques. Where Ayurveda looks at blends appropriate for the Chakra system, western counterparts take the chemical composition into consideration. Although there are certain similarities, we do see differences in the approach of each system. Traditional Chinese Medicine (TCM) or Eastern Medicine (EM) is an umbrella term which encompasses dietary therapy, herbal medicine, movement cures, body modalities and acupuncture to mention a few. All modalities share a commonality in principles or theories that establish the foundation of the medicine. As an extension of Herbal Medicine component, aromatherapy shares the same principles of classification and application of herbs. When we look at the use of essential oils from TCM perspective, we must establish a new classification system, new guidelines for their use. In this light, essential oils are not classified according to their effects, or constituents but according to their nature, such as “Are they hot or cold in nature?”, “Do they have a cooling or warming effect?”. In preparing a blend one must take into consideration their effects on the five vital substances, which zang fu do they have an affinity to, what level the pathology is in. This type of classification gives us an access to integrate essential oils into our treatment protocols.

In our presentation we will cover Aromatherapy from a TCM point of view, with emphasis on application on channels/collaterals as well as acupuncture points.

Key Words: Aromatherapy, Traditional Chinese Medicine, Acupuncture

Page 56: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

53

NON-ALTERNATİF FİTOTERAPİ

Dr. Mücahit YILMAZ

Özet:

Klasik tıp anlayışı, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbı son yüzyılda bir kenara ittiği gibi, fitoterapiyi de kendine benzetmiştir. Yani, alternatif bir fitoterapi anlayışı oluşturmuştur. Kendi rakibini kendisi organize etmiştir. Aslında fitoterapi ne kimyasal ilaçlarla ne de farmakognozi/farmakolojinin dikte ettiği bitkilerle kayıtlı kalabilir. Çünkü bitkiler, özellikle adaptojen olanlar, endikasyon temelli değil-lerdir ve ilaçlara alternatif olamazlar. Bu anlayış adaptojen teorisi ile açıklanabilir.

Adaptojen bitkiler, binlerce yıldır farklı disiplinlerce farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin, Ge-leneksel Çin Tıbbında Qi tonic ve Yang tonic bitkiler olarak, Hint Tıbbında rasayana (gençleştirici) olarak ve Batı Tıbbında HPA aksı ve sempatoadrenal sistemi düzenleyici olarak tanımlanmışlardır. 1947’de Rus Farmakolog Dr. Nikolay Lazarev tarafından adaptojen terimi ilk olarak kullanılmış ve tarif edilmiştir. Adaptojenler, 1960 yılında ilk olarak Ruslar tarafından araştırılmaya başlanmıştır. 1500’den fazla çalışma yapılmıştır. Daha sonra Almanya ve Japonya merkezli ciddi ve çok sayıda çalışma yapılmıştır. ABD’de 1998’de FDA tarafından belirli ürünler için adaptojen ifadesi kullanıl-mıştır.

Adaptojen terimi adapte eden manasına gelir ve adaptojen bitkiler çoğu azaltıp azı çoğaltırlar. Bu bitkiler her türlü strese karşı vücudun (özellikle adrenal bez üzerinden) adaptasyonunu sağlayan bit-kilerdir. Vücuttaki homeostazisi muhafaza etmeye çalışırlar ve tonik, antioksidan, amfoterik özellik-lerin hepsine birden sahiptirler. Birçok adaptojen bitki, hem hepatoprotektif, hem kardiyoprotektif, hem antikanserojenik, hem antienflamatuar gibi birçok endikasyonu bünyelerinde barındırabilirler.

Yapılan araştırmalardaki ortak kanaate göre bu bitkilerin etken maddeleri, etki mekanizmaları, men-şeileri farklı olmasına rağmen vücut üzerindeki etkileri ortaktır. Ana etkileri, bir organizmanın strese olan uyumunu arttırmak ve sistemlerinin fizyolojisinin normalleştirilmesidir.

Adaptojen bitkiler:

• Pleotrofiktirler

• Polifenoller, izoflavonlar, saponinler, terpenoidler, izotiyosiyanatlar, fitosteroller, fitatlar ve yağ asitleri gibi çok sayıda biyoaktif bileşik içerirler

• Girdikleri organizmaca tanınıp transkripsiyon, posttranslasyonel modifikasyon, kromatin organi-zasyonu gibi gen seviyesindeki faaliyetlerle en derin seviyede adaptif faaliyeti yaparak genetik şablon görevi görürler.

İnsan bedeni yapısı itibariyle en mükemmel adaptif kaabiliyete sahiptir. Bu sebeple verilen her türlü tek yönlü ve bir nedene yönelik baskı ve provokasyonlara açık değildir. Bundan dolayı kendisi gibi adaptif kaabiliyeti olan bitkilerden ve doğal tıbbın diğer tedavi metotlarından faydalanması daha anlamlı görünmektedir. Bu anlayışın binlerce yıldır devaya vesile olmasının nedeni insanın fıtratıdır.

Page 57: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

54

NON-ALTERNATIVE PHYTOTHERAPY

Abstract:

In the last century, classical medicine understanding both put traditional and integrative medicine aside and assimilated phytotherapy. In other words, it has created an alternative phytotherapy. He organized his own competitor. In fact, neither chemical drugs nor the plants dictated by pharmacognosy / pharmacology can record phytotherapy. Because herbs, especially adaptogenic ones, are not indications-based and cannot be alternative to drugs. This understanding can be explained by the adaptogen theory.

The adaptogenic plants have been described in different ways for thousands of years by different disciplines. For example, they are described as Qi tonic and yang tonic herbs in Traditional Chinese Medicine, as rasayanas (rejuvenating herbs) in Indian Medicine and as regulators of HPA axis and sympathoadrenal system in Western Medicine. In 1947, the term adaptogen was first used and described by Nikolay Lazarev, a Russian Pharmacologist. Adaptogens were first investigated by Russians in 1960. More than 1500 studies were conducted. Afterwards, serious and numerous studies were conducted in Germany and Japan. In USA, in 1998, the FDA adopted the adaptogen term for certain products.

Adaptogen term refers to adapt and the adaptogenic herbs both reduce the excessive and increase the inadequate. These herbs adapt the body to all kinds of stress, especially through the adrenal gland. They try to maintain the homeostasis in the body and have all tonic, antioxidant and amphoteric properties. Many adaptogen herbs can contain many indications, such as hepatoprotective, cardioprotective, anticancerogenic, and anti-inflammatory at the same time.

According to the common result in the studies about adaptogens, although their active substances, mechanisms of action and their origin are effects are different, their effects on the body are common. Their main effects are to increase the adaptation of an organism to stress and to normalize the physiology of its systems.

Adaptogen herbs:

• Are pleiotropic

• Contain Polyphenols, isoflavones, saponins, terpenoids, isothiocyanates, phytosterols, phytates and fatty acids

• Serve as a genetic template by conducting deeply adaptive activities at gene-level such as transcription, posttranslational modification, and chromatin organization.

The human body has the most excellent adaptive capacity thanks to its composition. For this reason, it is not open to any kind of one-way and one-cause pressure and provocations. Therefore, it seems more meaningful for the body to benefit from herbs with adaptive capacity as itself and other treatment methods of integrative medicine. It is the human nature that this understanding has been used to heal for thousands of years.

Page 58: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

55

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

Prof. Dr. Saliha KARATAY1, Doç. Dr. Rezan AKPINAR2

1 Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, A Life Hospital, Ankara2 Queensborough Community College, Pacific College of Oriental Medicine, New York, Amerika

Özet:

Önemli bir Tamamlayıcı Tıp yöntemi olan akupunktur, yüzyıllardan beri başarılı bir şekilde uygulan-maktadır. Zaman içinde değişik felsefe ve ekollerin etkisiyle farklı akupunktur tedavi stilleri ortaya çıkmıştır. Bu çeşitli akupunktur stillerinde temel felsefe aynı kalmakla birlikte, tanı ve tedavi yöntem-leri zaman zaman değişebilmektedir. Ancak, akupunkturun hemen hemen her çeşidinde hastalıktan çok, hastaya odaklanılır. Akupunkturda temel amaç, rahatsızlığa neden olan dengesizliği saptamak ve bunu gidermek için de çeşitli tedavi metotlarını uygulamaktır. Tedavi süresince, vücudun akupunk-tura verdiği yanıt çeşitli nedenlerle değişebilmektedir. Ancak, iyileşme sürerken tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Bu tür beklenmedik değişiklikler konusunda, her ekol kendi tarzına uygun çeşitli açıklamalar getirmiştir. Klinik açıdan bu teorilerin en önemlilerinden biri ise Klasik Beş Element Akupunkturu’nun öne sür-düğü enerji bloklarıdır. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sistemde, tedaviye yanıtsızlık ya da istenmeyen etkiye neden olan durumlar çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu sunumda, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ile tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Akupunktur, Giriş ve çıkış noktaları, Giriş-çıkış blokları, Klasik beş element akupunkturu

ENTRY-EXIT BLOCKS IN ACUPUNCTURE TREATMENT

Abstract:

As one of the important treatment modalities of Complementary Medicine, acupuncture has been used effectively from the ancient time to now. It has gone through a transformation with the influence of different cultures and with philosophies. Each system has a different approach to diagnosis and treatment, while most of the basic principles stay the same. However, the main theme in all approaches is that the focus is not the disease but the person experiencing the disease. The basic treatment principle in acupuncture practice is to identify source of the imbalance, and use specific techniques to resolve the issue. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons during the treatment. However, there are cases where patient who is highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. This phenomenon has been explained differently according to each style. From a clinical perspective, Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, offers one of the most important explanations of the phenomenon. According to Classical Five Element Acupuncture, when the patient stops showing improvement or has a adverse reaction to treatment, we must look for Energy Blocks. In this presentation, very common Entry-Exit Blocks and their treatment are presented.

Key Words: Acupuncture, Entry and exit points, Entry-exit blocks, Classical five element acupuncture.

Page 59: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

56

AKUPUNKTUR NOKTA İSİMLERİNİN ANLAMLARINI BİLMEK BİZE NE KAZANDIRIR?

Doç. Dr. H. Volkan ACARAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Kliniği

Özet:

Akupunktur noktalarının isimlendirmesinde kullanılan uluslararası sistem, organ/meridyen isimlerine ve bunların numaralandırılmasına dayanmaktadır. Bu sistemde önce organ isimlerinin İngilizce karşılıklarının kısaltması, sonra da numara kullanılır. Örneğin ST 25 dendiğinde mide meridyeni üzerindeki 25 numaralı noktadan bahsedildiği anlaşılır.

Ancak bilindiği gibi akupunktur noktalarının özgün isimleri Çincedir ve bu isimlerin her biri kullanıcıya yol gösteren anlamlar içerirler. Noktaların Çince isimlendirilmesi standart, tek bir sisteme dayanmaz. Nokta isimlerinin Çince karşılıklarına bakıldığında lokalizasyon, beş faz, çi, kan, Yin-Yang ilişkisi, meridyen ilişkisi, terapötik etki gibi farklı etkilerle isimlendirme yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bunların anlamlarının bilinmesi kimi zaman lokalizasyon, kimi zaman da noktanın işlevi konusunda kullanıcıya yardımcı olmaktadır.

Bu bildiride sık kullanılan akupunktur noktaların anlamları hakkında bilgi verilecektir.

WHAT BRINGS US TO KNOW THE MEANINGS OF ACUPOINTS ?

Abstract:

International system that is used for denomation of acupuints is based on organ/meridian names and numbering. Abbreviation of English names of organs and then numbers is used in this system. For example, when ST 25 is mentioned it means that this one the 25th point of stomach meridian.

However, original names of acupoints are Chinese and these have guiding meanings for the practitioner. Chinese denomation of acupoints is not based on a uniqe, standard system. Names of acupoints may have an association with localisation, five elements, qi, blodd, Yin-Yang relationship, meridian relation and therapeutic effect. For that reason, knowing the meanings of acupoints help the practitioner to locate the acupoint or to have knowledge of the function of the acupoint.

It will be given information about the meanings of commonly used acupoints in this report.

Page 60: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

57

FEKAL TRANSPLANTASYON

Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı -Konya / Türkiye,Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi - Ankara / Türkiye

Özet:Giriş: Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarla, bağırsak hücre tiplerinin, etken maddeleri ve reseptör-lerinin beynin bir kopyası olduğu ve beyinde üretildiğini zannettiğimiz serotonin, dopamin, noradrenalin gibi nörotransmitterlerin üretildiği yerin bağırsaklar olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Buda bağır-saklarımızla beynimiz arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Fekal transplantasyon ile; bugün ikinci beynimiz olarak kabul edilen ve tüm vücut için en hayati organ olan bağırsakların, dolayısıyla tüm sindirim sisteminin tedavisi amaçlanmaktadır.Fekal Transplantasyon;Hasta bireyin intestinal mikrobiyotasını düzenlemek için standart tedaviye potansiyel alternatif olarak sağlıklı bireylerden alınan gaitanın süspansiyon haline getirilerek enema, nazoduodenal / nazojejunal sonda veya endoskopik yöntem ile hasta bireyin intestinal lümenine verilmesi işlemidir.Fekal transplantasyonun etkinliğini gösteren çalışmalar sıklıkla tedaviye dirençli ya da tekrarlayan C. difficile enfeksiyonu tedavisine odaklı çalışmalardır.Fekal transplantasyonun gastroenteritlerin dışında farklı hastalıkların tedavisinde de etkin olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.Yöntem: Fekal Tarnsplantasyonda;Sağlıklı donörler genellikle eş ve birinci derece akraba olmalıdır. Ev içi teması olan bireyler tercih edilmeli (barsak florasını belirleyen, kişinin yaşadığı çevre olduğu göz önüne alındığında)Fekal Transplant; Nonbakteriostatik %0.9’luk serum fizyolojiktir. Gastroskopi için 50-60 gr feçes 250 ml sulandırıcı, kolonoskopi için ise 200-300 gr feçes 500 ml sulandı-rıcı kullanılır Bir karıştırıcı ile homojenize edilir Süzgeçten geçirilir Bu süspansiyonlar 60 ml’lik enjektörlere konulur Fekal transplantasyon prosedürü çalışmalar arasında farklılık göstermekle birlikte dışkı materyali (sıklıkla hastanın sağlıklı yakın akrabasından alınan gaita) süspansiyon haline getirilerek enema, gastros-kop veya nazojejunal tüp ile hasta bireylerin intestinal lümenine verilmesi, şeklinde olmuştur.Tartışma: FT tekrarlayan CD infeskiyonları ve GİS hastalıklarında etkili ve kabul edilebilir bir tedavi girişimidir.İntestinal mikrobiyotayı daha iyi tanıdıkça bugün patogenezini bilmediğimiz birçok hastalıkta rolü oldu-ğu ortaya çıkacaktır.Bu tedavinin en önemli eksiği, randomize kontrollü çalışmaların çok az sayıda olmasıdır.Gelecekte ‘Universal donör’ ön plana çıkacak. Daha kolay ve daha güvenle uygulanabilecek metodlar geliştirilecektir.

Anahtar kelimeler: Fekal transplantasyon.

Page 61: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

58

FECAL TRANSPLANTATIONAbstract:

Login: Nowadays, with scientific studies, intestinal cell types, active substances and receptors are a copy of the brain and we think that the neurotransmitters such as serotonin, dopamine and noradrenaline, which we think are produced in the brain, are slowly intestines. This shows that there is a connection between our intestines and our brains.

Fecal transplantation; The treatment of the intestines, which is the most vital organ for the whole body, and thus the entire digestive system, is considered today as our second brain.

Fecal Transplantation;

As a potential alternative to standard treatment to regulate the intestinal microbiota of the patient, stool from healthy individuals is suspended and given to the intestinal lumen of the patient by enema, nasodu-odenal / nasojejunal probe or endoscopic method.

Studies showing the efficacy of fecal transplantation are often focused on treatment-resistant or recurrent C. difficile infection.

There are studies showing that fecal transplantation may be effective in the treatment of different diseases besides gastroenteritis.

Method: Fecal transplantation;

Healthy donors should usually be spouses and first-degree relatives.

Individuals with domestic contact should be preferred (considering the intestine flora, the environment where the person lives)

Fecal Transplant;

Non-bacteriostatic 0.9% saline.

For gastroscopy, 50-60 gr feces is used in 250 ml diluent and 200-300 gr feces for colonoscopy.

Homogenize with a mixer

Filtered to separate

These suspensions are placed in 60 ml injectors

The faecal transplantation procedure varied between studies, but the stool material (often the stool from the healthy close relative of the patient) was suspended and administered to the intestinal lumen of the sick individuals by enema, gastroscope or nasojejunal tube.

Discussion: FT is an effective and acceptable treatment intervention for recurrent CD infarctions and GIS.

As we are better acquainted with intestinal microbiota, it will appear to play a role in many diseases we do not know today.

The most important deficiency of this treatment is that there are very few randomized controlled trials.

A Universal donor ör will come to the forefront in the future. Easier and more reliable methods will be developed.

Key words: Fecal transplantation.

Page 62: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

YAMAMATO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Dr. M. Levent TEKÇİSerbest Hekim, Uçuş Hekimi YNSA ve Master’s Tung Akupunktur EğitmeniDil Diyagnozu ile Uçucu Yağ Akupunkturu Geliştiricisi ve Eğitmeni

Özet:

Yamamoto’nun Skalp Akupunkturu, özel bir mikroakupunktur sistemidir. Skalpte tanımlanmış belirli refleks bölgelere müdahale edilmektedir. Dr. Yamamoto’nun 1960 yılında keşfettiği ve ilk defa 1973 yılında Japonya’daki Ryodoraku Japon Toplumu’nun 25. yıllık toplantısında yayınladığı bu metot ile özel somatotopik projeksiyon üzerinden uygulama yapılabilmektedir.

YNSA somatotopları, ancak patoloji varlığında tespit edilmektedir. Hastanın enerjetik durumu ve pa-tolojinin derinliğine göre tespit edilen somatotoplar üzerinden müdahale yapıabilir. Böylece Nogier Auriculoterapi, Su-Jok, ECIWO mikrosistem akupunkturlarında olduğu gibi; deri üzerinde kopyala-nan somatotopik olarak bulunan bilginin reorganizasyonu ile polarite, fasya, meridyen, doku, hücre düzeyinde bilginin geri dönüşümü sağlanabilmektedir.

YNSA metodu, klasik akupunktur gibi kişiye özel tedavi protokolleri içermektedir. Doğru nokta veya noktaların uyarılıp uyarılmadığı, aynı seans içinde tespit edilebilmektedir. YNSA mikroakupunktu-runda diyagnoz doğru tedavi açısından çok önemlidir.

YAMAMATO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Abstract:

Yamamoto New Scalp Acupuncture is a special micro acupuncture system. In the Scalp zone, specified reflex areas are treated. Discovered by Dr. Yamamoto in 1960 and published in 1973 by the Ryodoraku Acupuncture Research on their 25th annual meeting, YNSA uses special somatotropic projections for treatment.

The somatotopies of YNSA can only be discovered under pathologic circumstances. The treatment is applied to somatotopies determined from the energetic condition of the patient and the depth of the pathologic condition. This allows a feedback by the knowledge reflected from the skin on a polarity, fascia, meridian and cellular basis, just like in other microsystem acupuncture systems such as Nogier Auriculotherapy, Su-Jok and ECIWO.

Just like classic acupuncture, YNSA includes personalized treatment procedures. The stimulation or the failure to do so of the correct points can be determined during the same session. Diagnosis is very important for the right treatment in YNSA.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

59

Page 63: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

60

OTOFAJİ VE İNTERMİTTENT FASTİNG (FASILALI AÇLIK)

Uzm. Dr. Yasin Erol YALÇINSerbest Muayenehane ve GETAT Uygulama Ünitesi Hekimi

Özet:

Otofaji (otofagositoz) kelimesi autóphagos “kendi kendini yemek” ve kýtos “oyuk” latince kelime-lerden oluşmaktadır. 60’lı yıllarda ortaya çıkan bu kavram araştırmacılar tarafından ilk gözlendiğin-de, hücrenin lizozom adı verilen kesecikler oluşturarak , kendi içeriğini geri dönüşüm bölmesine taşıdığı ve yok edebildiği görülmüştür.

90’lı yılların başlarında, Yoshinori Ohsumi’, ekmek mayalarıyla yaptığı bir dizi deneylerle otofaji için gerekli esas genleri tanımlanmıştır.

Daha sonrasında Yoshinori , mayalarda otofaji altında yatan mekanizmalara ışık tutarak, bu karmaşık düzeneğin bir benzerinin bizim hücrelerimizde de kullanıldığını göstermiştir.

Ohsumi’nin keşifleri , açlığa sağladığımız uyum ve enfeksiyona verdiğimiz yanıt gibi pek çok yaşam-sal süreçte , otofajinin temel önemini anlamamızı sağlamıştır.

2016 yılında Stockholm Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada; “hücresel bileşenleri ayrıştıran ve geri dönüştüren temel bir süreç olan otofaji”nin altında yatan mekanizmaları keşfe-dip açığa kavuşturan" Japon bilim insanı Yoshinori Oshumi'nin bu yılki Nobel Tıp Ödülü'nün sahibi olduğu duyuruldu.

Ayrıca, Ohsumi'nin keşifleri, hücrenin içeriğini nasıl ayrıştırdığını , otofajinin açlığa adapte olma ya da enfeksiyonlara verilen yanıt gibi birçok fizyolojik süreçteki temel önemini anlamamızı sağladı..

Otofaji genlerindeki mutasyonlar (gen değişimleri) kanser ve nörolojik hastalıklar dahil otofajik sü-reçlerle ilişkili birçok hastalığa neden olmaktadır.

Otofajinin kesintiye uğraması durumunda ise, Parkinson Hastalığı, Tip 2 Diyabet ve diğer rahatsız-lıklar ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Yine başka bir çalışmada 2-4 gün boyunca sadece su içerek gerçekleştirilen uzamış bir açlığın bağışıklık sistemimizi yeniden başlatabildiği gösterilmiştir.

Periyodik açlık sürelerinin, uyku halindeki kök hücrelerin bağışıklık hücrelerine dönüşümünü ve eski veya hasarlı olanların da temizlenmesini tetiklediği gösterilmiştir.

Açlık gibi uyaranlar sayesinde otofajinin aktif olması sebebiyle, orucu taklit eden kalori kısıtla-malarının, kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar için bir dizi risk faktörünü azalttığı, ayrıca yaşlanmanın olumsuz etkilerini önlemede önemli rolü olduğuna da dikkat çekilmektedir.

Çeşitli hastalıklardaki otofajiyi hedef alan ilaçların geliştirilmesi de ,son zamanlardaki yoğun araştır-ma konularından biridir.

Page 64: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

61

KRONİK HASTALIKLARDA HACAMAT

Dr. Nezir ÇELİKSerbest Hekim Çukurambar/ Ankara

Özet:

Bu sunumun amacı; kuru ve yaş kupa mekanizmalarını teorik olarak anlatmak ve hangi hastalıklarda başarılı bir şekilde kullanıldığını sunmaktır. Lenfoid damarlar intersitisyel alanda, tam da kan damar-larının yanında bulunurlar. Lenfoid kapillerlerin başlangıcı kapalı olup, duvarı endotelden oluşur. Lenfoid kapillerler, kan kapillerlerinden geniştir,uçları kapalıdır. Duvarlarında açılıp kapanan flama-lar vardır. Kapiller alanda lenfoid sistem bozulmaya başladığında bu flamalar kapanır, hücreler arası alanda metabolik atıklar, toksinler ve ağır metaller birikmeye başlar. Bölgesel vakumlama yapılırken negatif basıncın etkisiyle hücreler arası alanda bulunan sıvılar cilt içinden birikmeye başlar. Lenfoid flamalar açılmasıyla toksinlerin bir kısmı genel dolaşıma katılarak ortamdan uzaklaşır. Bir kısmı kupa içindeki ciltte birikir, buna kuru kupa denir. Bistüri yardımıyla intra dermal alanda 1-5 mm uzunlu-ğunda ve 1-2 mm derinliğinde yüzeysel kesiler attığımızda kupa içine kan birikmesini sağlarız. Buna yaş kupa (Wet Cupping) denir. Kupa içinde biriken hücreler arası sıvıda lenf ve kanda bulunan ve vücuttan uzaklaştırmak istediğimiz toksik maddeler, ağır metaller ve kimyasal artıklar vardır. Bunlar yaş kupa tekniği ile ortamdan uzaklaştırılır. Wet cuppıng toksik maddelerinin bağ dokusundan uzak-laştıran ucuz kolay uygulanabilen bir şelasyon yöntemidir. Yaş kupa ile oluşturulan akut travmanın etkisiyle bir inflamasyon oluşur. Buna bağlı olarak dokularda histiyosit, IFN, TNF seviyeleri artarak bağışıklık sistemi güçlenir. Kupa tedavisi sırasında akupunktur noktaları uyarılır. Organ ve cilt arasın-daki ilişki nedeniyle cilde yaptığımız yüzeysel çizikler vasıtasıyla organlarda bir homeostazis oluşur ve enerji dengelenmesiyle sonuçlanır. Kupa yöntemi; hem koruyucu hem de tamamlayıcı tıpta kulla-nılan bir tekniktir. Yaş kupa ülkemizde hacamat olarak bilinirken Arap ve İslam ülkelerinde hijame olarak bilinmektedir.

Anahtar sözcükler; Kuru kupa, Yaş kupa, Toksik maddeler.

Abstract:

The aim of this presentation is to explain the dry and wet cup mechanisms in theory and to present in which diseases are successfully used. The lymphoid veins are located in the interstitial area, just next to the blood vessels. The onset of lymphoid capillaries is closed and the wall consists of the endothelium. Ends are closed. There are pennants on their walls. When the lymphoid system starts to deteriorate in the capillary area, these streamers are closed, metabolic wastes, toxins, and heavy metals begin to accumulate in the intercellular space. When the regional vacuuming is carried out, liquids in the intercellular space begin to accumulate through the skin due to the effect of the negative pressure. With the opening of the lymphoid streamers, some of the toxins move away from the environment by joining the general circulation. Some of them accumulate in the skin within the cup. It's called a dry cup. With the help of a bisturi, when we have superficial scratches at 1-5mm length and 1-2mm depth in the intra-dermal area, we can collect blood into the cup. This is called wet cupping. There are toxic substances, heavy metals and chemical residues found in the lymph and blood in the blood and accumulating in the blood that accumulates in the cup inside the cup. They are removed from the environment by wet cup technique. Wet cupping is an inexpensive and easy-to-apply dialysis method

Page 65: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

62

that removes toxic substances from the connective tissue. Inflammation occurs due to the effect of acute trauma caused by wet cupping. Accordingly, the immune system strengthens by increasing the levels of histiocyte, IFN, and TNF in tissues. Acupuncture points are stimulated during the cup treatment. Because of the relationship between the skin and the skin, we create a homeostasis in the organs through the superficial scratches on the skin and result in energy balancing. Cup method is a technique used in both preventive and complementary medicine. The wet cupping in our country is known as Hacamat, while in the Arab and Islamic countries is known as hijame.

Key words: Dry cupping, Wet cupping, Toxic substances.

Page 66: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

63

AKUPUNKTUR UYGULAMASINDA DERİN VEYA YÜZEYEL İĞLEMENİN TEDAVİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Prof. Dr. Banu ÇAYCIwww.profdrbanucayci.com [email protected] Çukurambar -Ankara

Özet:

Yüzeyel ve derin iğneleme akupunktur tedavisinin iki temel yöntemidir. Uygun iğneleme derinliğinin akupunkturun etkisinde çok önemli olduğu söylenmekteyse de; altta yatan mekanizma hala net değil-dir. Yüzeyel ya da derin iğnelemenin göreceli avantajlarını keşfetmek için, değişik doku katmanlarına yapılacak iğnelemelerin nöral özelliklerini kavramak gereklidir. Derin iğneleme sırasında iğne kas arasına yerleştirilir. Açıktır ki; iskelet kasları hem motor(efferent) hem de duyusal (afferent) sinirler içerirler. Aksonlar, iskelet kasını inerve eden spinal ventral horndaki α ve γ motor nöronlardan türerler. Duyusal lifler ise; kas iğciklerinin içindeki özel duyusal reseptörlerle ilişkilidirler. Yüzeyel iğneleme sırasında iğne esasen ciltin subkütanöz dokusu ile temas kurar (epidermis ve dermis katmanlarıyla). Bu doku katmanları, vücut yüzeyine uygulanan mekanik, termal veya nosiseptif stimulus dedekte edebilen duyusal reseptörleri içerir. Bu reseptörler sinir sonlanmaları, Pacinian korpüskülleri, Merkel diskleri, Meissner korpüskülleri, Ruffini sonlanmaları ve folikle reseptörlerini içerir. Derin iğnele-menin tersine, yüzeyel iğnelemeden kaynaklanan nörönal sinyaller merkezi sinir sistemine değişik duyusal reseptörler ile iletilirler. Akupunkturun etkisini duyusal afferent stimülasyon ile gösterdiğine inanılmaktadır. Motor nöronlar ise akupunktur ile direkt olarak uyarılır. Klinik bakış açısıyla, yüze-yel ve derin iğnelemenin birbirlerine karşı avantaj ve dezavantajlarının göz önünde bulundurulması önemlidir. Derin iğneleme teorik olarak damar, sinir ve diğer yapıların yüksek hasarlanma riskiyle ilişkilidir ve tedavi sonrası ağrı daha fazladır. Derin iğnelemenin tersine; yüzeyel iğneleme yalnızca sübkütanöz ve dermal dokulara penetrasyonu içerir ve komşu dokular için düşük düzeyde hasar riski vardır. Her ne kadar akupunktur sinyallerinin etkisi yüzeyel iğnelemeye nazaran derin iğneleme ile daha kuvvetli ortaya çıkarılsa da; bizler iğne derinliğine karar vermekte, avantaj ve dezavantajları göz önünde bulundurmalıyız.

Anahtar kelimeler: Derin iğneleme, Yüzeyel iğneleme

THE EFFECT OF DEEP AND SUPERFICIAL NEEDLING DURING THE ACUPUNCTURE TREATMENT

Abstract:

Deep and superficial needling are two fundamental methods of acupuncture treatment. Although it has been proposed that appropriate depth of needling is an important issue that directly influences the effect of acupuncture, the underlying mechanisms remain obscure. An understanding of the neural properties of the different tissue layers underlying points of needle insertion is necessary in order to explore the relative advantages of deep needling or superficial needling. During deep needling , the needle is inserted into the muscles. It is clear that skeletal muscles are supplied by both motor (efferent) and sensory (afferent) nerves. Axons derived from α and γ motor neurons in the spinal ventral horn innervate skeletal muscle fibers and spindles, respectively, while sensory fibers are mainly associated with specialised sensory receptors within muscle spindles. During superficial needling, the needle

Page 67: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

64

mainly makes contact with the skin (including the epidermis and dermis) and subcutaneous tissue. These tissue layers contain a wide variety of sensory receptors that detect mechanical, thermal, or nociceptive stimuli applied to the body surface. These receptors include bare nerve endings, Pacinian corpuscles, Merkel’s discs, Meissner’s corpuscles, Ruffini endings, and follicle receptors. Given the location of these pieces of sensory apparatus, in contrast to deep needling, neural signals originating from superficial needling may be transported through different sensory receptors to the central nervous system. Acupuncture is believed to exert its effects through sensory afferent stimulation. motor neurons could be directly stimulated by acupuncture. From a clinical point of view, it is important to consider the advantages and disadvantages of deep versus superficial needling. Deep needling is theoretically associated with a higher risk of damage to nerves, blood vessels and other structures, and a greater inci- dence of post-treatment soreness. In contrast to deep needling, superficial needling only involves penetration of the dermal and subcutaneous layers, and is easily carried out with a lower risk of damage to the surrounding structures. Although acupuncture signals may be more strongly elicited by deep needling compared to superficial needling, we should carefully consider the relative advantages and disadvantages to select the appropriate depth of needling and degree of stimulation according to the clinical scenario.

Key words: Deep needling, Superficial needling.

Page 68: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

65

DİL MUAYENESİ, SİGARA-HEAT SENDROMU İLİŞKİSİ VE DİL BULGULARI

Dr. Yücel KATISerbest HekimE-posta: [email protected] Ankara / Türkiye

Özet:

Dil; vücudun hem dışında hem de içinde olabilen, dokunma, tat duyusu sahibi, reseptör, sinir, kas, kan dolaşımı açısından zengin olan, hem yin hem yang olan bir uzuvdur. Dilin Mide (ST) ve Da-lak-Pankreas (SP-P) ile özellikle yakın bir ilişkisi vardır. ST, sıvıların kaynağı olarak kabul edilir ve sıvı üretme kabiliyeti doğrudan dilin nemine yansır. Besleyici qi ve kanın kalitesi, SP-P qi'nin, dilin sağlıklı soluk-kırmızı rengine katkıda bulunan yutulmuş gıdalardan özü çıkarma gücüne bağlıdır. Duyu organı olarak işlev gören dil, kalbin bir 'vuruşu' anlamına gelir; bu, Kalp qi'sinin dille iletişim kurduğu anlamına gelir. Kalp, tat ve konuşmayı yönetir. Ek olarak, Kalp qi kan dolaşımını kontrol eder ve dile kan sağlar, böylece dil gövdesine soluk kırmızı bir renk verir. Kalbin dilden doğrudan bir bağlantısı da dilin köklerine ulaşan kalbin kollateral damarlarındandır. Diğer tüm organlar doğrudan veya dolaylı olarak dilde görünürler. SP-P kanalının dahili bir dalı dile yükselir ve dil altına yayılır. Böbrek (KID) kanalı, dile yükselir ve kökünde biter. Karaciğer (LIV) kanalı ile Mesane (UB), ST ve Üçlü Isıtıcı (TH) ikincil kanalları da dile ulaşır. Sadece (AKİS) Akciğer (LU), Kalın Bağırsak (LI), İnce Bağırsak (SI) ve Safra Kesesi (GB) kanallarının dile doğrudan bağlantısı yoktur; ancak, birleş-miş ortak organları veya derin iç kanal bağlantıları yoluyla bunların da dolaylı teması vardır. Bunların bir sonucu olarak, dil vücuttaki qi, kan ve sıvılarının durumu hakkında bir bilgi kaynağı olarak kul-lanılabilmektedir.

Heat sendromu; eksojen patojen sıcak faktörünün vücut içinde invazyonuna veya yin eksikliğine maruz kalma sonucu olan patolojik durumlardır. Heat sendromunda dilde sıcaklık bulguları görül-mektedir.

Sigara zehrindeki toksinlerin ve sıcaklığın vücuda girerek heat sendromu yaptığı ve bunun da dile yansıdığı; sigara zehrinden kurtulunca ise toksinlerin ve sıcaklığın vücuttan atıldığı; son olarak da, bu bulguların dile yansıdığı ve heat sendromu dil bulgularının düzeldiği düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Dil, Dil muayenesi, Heat sendromu, Sigara, Sigaradan kurtulma, Sigara-dil bulguları

TONGUE DIAGNOSIS, SMOKING-HEAT SYNDROME RELATION AND TONGUE FINDINGS

Abstract:

Tongue; It is a body that is both yin and yang, which can be both outside and inside the body, rich in touch, taste sensation, receptor, nerve, muscle, blood circulation. Tongue has a particularly close relationship with Stomach (ST) and Spleen-Pancreas (SP-P). The stomach is considered the source of fluids and its ability to produce liquid is directly reflected in the moisture of the tongue. The quality of feeder qi and blood depends on the strength of the extract of SP-P qi from swallowed foods that contribute to the healthy pale-red color of the tongue. The tongue acting as the sense organ means a 'beat' of the heart; this means that the heart qi communicates with the tongue. He manages heart, taste

Page 69: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

66

and speech. In addition, the Heart qi controls the blood circulation and provides blood to the tongue, giving the tongue body a pale red color. A direct connection of the heart from the tongue is one of the collateral vessels of the heart that reach the roots of the tongue. All other organs appear directly or indirectly in the tongue. An internal branch of the spleen channel rises to the tongue and spreads under the tongue. The kidney channel rises to the tongue and ends at the root. Also Liver channel and Bladder, Stomach, Triple Heater secondary channels reaches the tongue. Only Lung, Large intestine, Small intestine and Gallbladder channels have no direct connection to tongue; however, they also have indirect contact through unified partner bodies or deep internal channel connections. As a result, the tongue can be used as a source of information about the state of qi, blood and fluids in the body.

Heat syndrome is pathological conditions caused by exposure of exogenous pathogen hot factor to invasion of body or yin deficiency. Heat syndrome shows signs of heat in the tongue.

Toxins and heat in the cigarette poison is thought to enter the body by making heat syndrome. It is thought that the toxin and the heat are excreted from the body and finally, these findings are reflected in the tongue and heat syndrome tongue findings healed after quit smoking.

Key words: Tongue, Tongue diagnosis, Heat syndrome, Smoking, Smoking salvation, Smoking-tongue findings.

Page 70: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

67

NANOTEKNOLOJİ VE AKUPUNKTUR

Baha ÇELİK

Özet:

Nanoteknoloji, 0.1-100 nm boyutundaki çok küçük yapılarla yapılan çalışmalardır. Tıp ve teknolojide nano kullanımı göreceli olarak yeni bir yöntemdir. Nano teknoloji, tıp, elektronik, ilaç sanayii ve buna benzer birçok alanda kullanılmaktadır. Bu sunumda nano teknolojinin akupunkturdaki kullanımı değerlendirilecektir.

Anahtar kelimeler: Nano teknoloji, Akupunktur.

NANOTECHNOLOGY AND ACUPUNCTURE

Abstract:

Nanotechnology is the study of extremely small structures, having size of 0.1-100 nm. Nano is relatively new field of science and technology. An application of nanotechnology in various fields, such as health and medicine electronics and other fields. Application of nanotechnology in acupuncture are evaluation in this presentation.

Key words: Nanotechnology, Acupuncture.

Page 71: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

68

KRONİK İNFLAMASYONDA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest Hekime-posta: [email protected] Kızılay / Ankara

Özet:

İnflamasyonun vasküler ve hücresel yanıtları, inflamatuar bir uyaranla plazma hücrelerinden salğıla-nan kimyasal faktörlerle meydana gelmektedir. Ağrı, ateş, ödem, kızarıklık, fonksiyon kaybı ve skar oluşumu gibi akut ve kronik inflamatuar yanıt, organizmayı hücre incinmesine neden olan etkenler-den ve buna bağlı oluşan nekrotik hücre ve dokulardan temizleyerek tamir etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte artmış inflamatuar yanıt aşırı duyarlılık reaksiyonları nedeniyle organ fonksiyon-larında bozulma veya yetmezliğe hatta ölüme sebebiyet verebilir. Kronik inflamasyonlar auriküler tedavilerin etkisiz kalmasına yol açan bozucu faktörlerdendir. Herhangi bir patolojik durumu tedavi etmeden önce; mevcut ise sinüzit, PID, diş foküsleri ile mikroinflamasyon özellikte olduklarından skarları tedavi etmek gerekir. Bu sunumda kulak kepçesinde bulunan antiinflamatuar noktalardan kronik inflamasyon tedavileri anlatılacaktır.

Anahtar kelimeler: İnflamasyon, Antiinflamatuar noktalar, Auriküloterapi

Abstract:

The vascular and cellular responses of inflammation are caused by chemical factors secreted from plasma cell with stimulus of inflammation. Acute and chronic inflammatory response, such as pain, fever, edema, rubor, function leasing and scar formation, aims to repair the organism by removing the damaged cell and the resulting necrotic cells and tissues. However, increased inflammatory response hypersensitivity reactions can lead to organ dysfunction or failure even death. Chronic inflammation is one of the factors leading to the ineffective treatment in auriculotherapy. Before treating any patho-logical condition, it is necessary to treat the sinusites, PDI, dental focusses and the scars because it has microinflammation. In this presentation, chronic inflammation therapies from the anti-inflammatory points located in the auricle will be explained.

Key words: İnflammation, Anti-inflammatory points, Auriculotherapy

Page 72: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

69

BEŞ ELEMENTİN 4 UNSURA DÖNÜŞÜMÜ

Dr. E. Hakan ERALTANFenerbahçe/İstanbul

Özet:

Geleneksel Çin tıbbının temel prensiplerinin oluşturulmasında, Hint tıbbının önemli bir rolü vardır. Enerji ve polarite prensipleri genelde benzerlik gösterir. Sarı İmparator ve kadim Çin hekimleri 5 element teorisi üzerinde dururken Hint Tıbbı, Uygur Tıbbı, eski Anadolu ve Yunan Tıbbı 4 elementi esas almıştır.

Hipokrat ve İbni Sina kendi tıp metinlerinde hava, ateş, toprak ve suyun oluşturduğu doğa ve insanı anlatmışlardır. Bizler, bilimin rehberliğinde geleneksel tıp modern tıp sentezini oluştururken bu iki farklı yaklaşımı anlamaya çalışacağız. Bu dönüşüm element ya da unsurların eşleştiği organları ye-niden düzenlememizi gerektirecektir. İnsanı oluşturan fiziksel beden, biyokimyasal beden, zihinsel-ruhsal beden bu element ya da unsurlarla bağlantılıdır. Akupunktur ve tamamlayıcı metotları kullanır-ken, bu bağlantılar teşhis ve tedavi algoritmasının oluşturulmasında çok önemlidir.

Abstract:

Indian medicine has an important role in terms of establishing the basic principles of traditional Chinese medicine. Generally, energy and principles of polarity shows similarity. While the Yellow Emperor and ancient physicians dwell on 5 element theory, Indian medicine, Uygur medicine, ancient Anatolia and Greek medicine based on 4 elements. Hippocrates and Ibn-i Sina told about air, fire, earth and water which, constitute nature and human, within their medical texts. We will try to understand these two different approaches while creating traditional and modern medicine synthesis’ under the guidance of science. This transformation will require us to rearrange the organs which have matched with elements or components. The physical body, the biochemical body, the mental-spiritual body that forms the human is connected to this element or components. While doing acupuncture and using complementary methods, these connections are very important in terms of forming diagnosis and treatment algorithm.

Page 73: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

70

KUPA (HACAMAT) UYGULAMASININ BEŞ BOYUTU:LENF, KAN, ENERJİ, SİNİR VE FASYA

Ekrem YILMAZ, Ayten YILMAZSakarya Üniversitesi Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi GETAM, Sakarya

Özet:

Geleneksel yaklaşımda her şey beş boyut ile ilişkilidir. İnsan bedenini çepeçevre saran lenf, kan, enerji, sinir ve fasya olmak üzere beş sistem vardır. Cilde epidermal kesiler yapılmasının ardından bu alanlara vakum uygulanmasıyla gerçekleştirilen, en eski tedavi metotlarından olan Kupa (Hacamat) uygulaması, 15 geleneksel tamamlayıcı tıp metodundan biridir. Hacamatın gösterdiği etki, özellikle bu beş sistem üzerinden olur. Tamamlayıcı tıp tedavisinde birleştirici ve dengeleyici yaklaşım temel iki esastır. Hacamatın beş sistem üzerinden olan etkisi, birleştirici ve dengeleyici tedaviyi kolaylaş-tırmaktadır.

Hacamat, lenf sistemine etkisiyle, cilt altına depo edilen toksinleri temizler, inflamasyonla immün sistemi aktive eder. Hacamat, kan sistemine etkisiyle kapillerlerde mikrosirkülasyonu artırır, hipok-siyi azaltır, doku rejenerasyonu kolaylaşır. Hacamat, yapılan insizyonla akupunktur (enerji ) me-ridyenlerini uyarır ve dokuları tamir edici biyofotonlar salgılatır. Hacamat, vejetatif sinir sistemini deri-sinir–organ (kutanovisero) refleks yoluyla uyarır ve dermatomlar aracılığı ile ilgili organlarda düzenlemeler yapar. Hacamat, fasya sistemini uyararak bağ doku networkunda düzenleme yaparak bedenin genel stabilitesini düzenler.

Hacamat uygulaması dört hafta arayla yapılır. Genellikle üç veya dört seans tedavi için yeterli olur. Seans sayısı az olduğundan hastaya maliyeti düşük olup bu durum hastanın tedaviye uyumunu artırır. Hastalar tedavi sürecinde dört ay süreyle takipte kalır ve hekim açısından da hastayı dört ay takip etmek, tedavinin yönetilmesi açısından önemlidir.

Hacamat yukarıda yer alan özelliklerinden dolayı pek çok durumda tek başına tedavide yeterli olmak-ta, bazı durumlarda da tedaviyi destekleyici ve tamamlayıcı olabilmektedir. Böylece hacamat, beş sistem üzerinden kapsamlı, hızlı etkili, ekonomik ve yan etkisi az bir uygulamadır.

İntegratif yaklaşımla hastalara uygulayacağımız ilk/başlangıç tamamlayıcı tıp metodu, istisnai du-rumlar hariç hacamat uygulaması olabilir.

Anahtar kelimeler: Tamamlayıcı tıp, Hacamat, Beş boyut.

FIVE DIMENSIONS OF THE CUPPING (HIJAMA) APPLICATION:LYMPH, BLOOD, ENERGY, NERVE AND FASCIA

Abstract:

In the traditional approach, everything is related to five dimension.There are five systems including lymph, blood, energy, nerve and fascia that surround the human body.Epidermal incisions made to the skin and application of vacuum to these areas, one of the oldest treatment methods, Cupping (Hijama) application is one of fifteen traditional complementary medicine methods.The effect of hijama is mainly through these five systems.In the complementary medicine treatment, the unifying and

Page 74: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

71

balancing approach is the basic two.The effect of hijama over the five systems facilitates combining and supporting treatment.

Hijama removes the toxins stored under the skin with the effect of the lymphatic system and activates the immune system with inflammation.Hijama increases the microcirculation in the capillaries, reduces hypoxia and facilitates tissue regeneration.Hijama stimulates the acupuncture (energy) meridians through the incision and secretes the biophotons repairing the tissues.Hijama stimulates the vegetative nervous system through the skin-nerve-organ (cutaneo-visceral) reflex and makes adjustments to the organs through the dermatomes. Hijama regulates the general stability of the body by regulating the connective tissue network by stimulating the fascia system.

Hijama application is performed four weeks apart. Usually, three or four sessions are sufficient for treatment.Because the number of sessions is minor, the patient has a low payment and this increases the patient's compliance with the treatment.Patients remain at the follow-up for four months during the treatment period and this period important for the management of the treatment.

Hijama is sufficient in treatment alone in many cases due to the above-mentioned properties, and in some cases, it may be supportive and complementary to treatment.Hence, hijama is a comprehensive, fast-acting, economical and has few side effects through five systems.The first/ initial complementary medicine method that we will apply to patients with an integrative approach may be the practice of hijama, except in exceptional cases.

Key words: Complementary medicine, Hijama(cupping), Five dimension.

Page 75: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

72

AKUPUNKTURDA MERİDYEN BAĞLANTILARI

Prof.Dr. Kemal Nuri ÖZERKANİstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Spor Bilimleri Fakültesi

Özet:

Geleneksel Çin Tıp anlayışının uygulanmasında Akupunktur tedavi yöntemi vücudu kuşatan ve birbir-leriyle ilişkili olduğu ileri sürülen bir meridyen sistemi üzerinden işler.

Geleneksel Çin tıbbında, hastalıkların vücutta meridyen adı verilen kanallarda dolaşan yaşam enerjisi-nin (Qi) akışındaki bozukluklar nedeni ile oluştuğu varsayılmaktadır. Akupunkturla, vücuttaki merid-yenler üzerindeki belli noktalara iğne batırılarak bozulan enerji akışının düzeltilmesi amaçlanır.

Akupunktur meridyenleri, ilişkili oldukları iç organ sistemlerinin genel durumlarını yansıtmaktadır. Akupunktur noktaları vücudumuzun düzenleyici sistemine girişi sağlayan kapılar olarak tanımlanabi-lir. Bu noktaların vücutta tanımlanan bazı meridyenler üzerinde dizildiği kabul edilir

İnsan bedeninin her tarafını bir ağ gibi kuşatan meridyen sisteminde on iki ana meridyen, sekiz ekstra meridyen, on iki ayrıksal (divergent) meridyen, on iki kas bölgesi, on iki kutanöz bölge yer alır.

Akupunktur noktaları ve meridyenler elektriksel niteliklere sahiptir. Bu noktaların bulunduğu yerler, çevresindeki deriye göre daha yüksek elektrik potansiyeli ve daha düşük elektrik direncine sahiptir.

Geleneksel Çin Tıbbı’na göre, akupunktur noktalarını iğnelemek lokal ya da meridyen sistemi yoluyla uzakta, özel tedavi edici etkiler meydana getirir.

MERIDIAN CONNECTIONS IN ACUPUNCTURE

Abstract:

Acupuncture treatment in the application of the traditional Chinese medicine concept is based on a meridian system that surrounds the body and is suggested to be related to each other.

In traditional Chinese medicine, diseases are assumed to be caused by disturbances in the flow of life energy (Qi) circulating in channels called meridian in the body. With acupuncture, it is aimed to correct the flow of energy by pinning the needle at certain points on the meridians in the body.

The acupuncture meridians reflect the general condition of the internal organ systems they are asso-ciated with. Acupuncture points can be defined as doors that provide access to our body's regulatory system. It is assumed that these points are arranged on some meridians defined in the body.

The meridian system that surrounds the human body as a network has twelve main meridians, eight extra meridians, twelve divergent meridians, twelve muscle regions, and twelve cutaneous regions.

Acupuncture points and meridians have electrical characteristics. These points have higher electrical potential and lower electrical resistance than surrounding skin.

According to Traditional Chinese Medicine, needling the acupuncture points creates special therapeutic effects away from the local or meridian system.

References:

1) Cheng, X, ChineseAcupuncture and Moxibustion, Beijing, 1987.

2) O’Connor,J., Bensky D., Acupuncture, a ComprehensiveText, Eastland Press,1981.

3) Kaptchuk TJ., The Web that ha no Weaver. Understanding Chinese Medicine.Chicago,2000.

4) Cabıoğlu,T.,Ergene, N., The Mechanism of Acupuncture and Clinical Applications. Int.J. Neurosci 2006; 116(2).

Page 76: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

73

BİYOREZONANS TERAPİ METODU İLE ONKOLOJİK OLGULARA YAKLAŞIM

Uzm. Dr. Esra KIRSEVER

Özet:

Giriş: Biyoregülasyon tıbbı uygulamaları ve biyorezonansta, vücudun bozulmuş iç savunma dina-mikleri, enerjitik dengeleme metodları ile sağlıklı haline getirilir. Hastalık, semptomları baskılanarak değil, hastalığa sebep olan faktörlerin tespit edilerek uzaklaştırılması ile sağıltılır. Hastalık oluşum aşamaları göz önüne alınarak, geri çevrilir. Organizma sağlıklı haline geri döner. Bu çalışmada, Bi-yorezonans Terapi (BRT) metodunun onkolojik vakalardaki etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlan-mıştır.

Gereç ve Yöntem: Kasım 2011- Şubat 2016 tarihleri arasında konvansiyonel tıp tanı metodlarıyla kanser tanısı almış toplam 51 hastanın BRT yöntemi uygulama öncesi ve sonrası performans duru-mu, semptomatik iyileşme ve laboratuvar/görüntüleme verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Performans değerlendirilmesinde ECOG performans skalası kullanılmıştır.

Bulgular: Konvansiyonel tanı metodlarıyla kanser tanısı almış toplam 51 hasta çalışmaya alındı. Hastaların %61.1’i (n=37) konvansiyonel tedavi yöntemleri ile beraber, % 38.9’u (n=14) ise sadece BRT tedavisi almaktaydı. Malignitelerin organlara göre dağılımı; akciğer %15.7, meme %13.7, mide %13.7 idi.

Performans durumu, semptomatik iyileşme ve laboratuvar / görüntüleme (PSL) veri sınıflandırılması-na göre değerlendirildiğinde, tüm hastaların %96.1’inde semptomatik iyileşme görüldü. %47.1’inde semptomatik iyileşmeyle beraber ECOG performans skoru da iyileşti. %33.4 hastada ek olarak labo-ratuvar ve görüntüleme bulguları da iyileşti. Hastaların %87.8’inde yoğun bakım ihtiyacı görülmedi. PSL ile uygulama süresi arasında pozitif yönde güçlü ve anlamlı bir korelasyon saptandı. (r=0,654 p<0,001)

Tartışma: Tüm hasta gruplarında semptomatik iyileşme görülmüştür. ECOG performans skoru yük-sek olan hastalarda semptomatik iyileşme erken seanslarda, ECOG performans skoru düşük olan hastalarda daha geç izlenmiştir. Kemoterapötik ilaçların kinezyolojik olarak kişiye özgü seçilmesi, ilaç yan etkilerin azalması ve etkinliğinin artması sağlayabilir..

Sonuç: BRT yöntemi onkolojik vakalarda; güvenli, etkili, konvansiyonel terapinin başarısını yüksel-ten, yan etkilerini azaltan, yaşam kalitesine ve süresine, palyasyona olumlu katkıları olan bir tamam-layıcı tıp metodu olabilir.

Page 77: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

74

AKUPUNKTUR VE KANSER

Dr. Setenay MİT, PhDGazi Üniversitesi GETAT Merkezi

Özet:

Kanser tüm dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Batı tıbbı kanser tedavisinde cerrahi, radyasyon ve kemoterapi gibi tedavileri kullanmaktadır. Bu tedaviler vücudun hayati enerjisini tü-ketmekte ve çoğu zaman birçok yan etki ile sonuçlanmaktadır. Araştırmalar, Çin Tıbbının geleneksel kanser tedavisi biçimleriyle birleştirilmesinin, vücudun bağışıklık sistemini hasardan korumaya yar-dımcı olduğunu ve kanser hastalarında hayatta kalma oranını artırdığını göstermektedir.

Çin Tıbbında hastalıkların sebebi, enerji dengesizliği, vital maddelerin fazlalığı veya eksikliğidir. Qi, vücudun kanallar veya meridyenler boyunca hareket ederken çalışmasını kontrol eder. Kan ve vücut sıvılarının dolaşımını ve hastalıklarla savaşmasını sağlayan dengeli ve yeterli bir qi akışı ol-duğunda kişi sağlıklıdır. Eğer qi herhangi bir sebepten dolayı bloke olmuşsa, eksik veya fazla ise, hastalığa neden olabilir. Enerji akışı, dengesiz bir diyet veya yaşam tarzı, fazla çalışma, stres, baskı-lanmış veya aşırı duygular, egzersiz eksikliği, dış patojenik faktörler vb. gibi sebeplerle bozulabilir. Diğer bütün hastalıklar gibi kanser de vücuttaki dengesizlik veya uyumsuzluğun sonucudur. Tümör, hastalığın "kökü" değil "koludur". Aynı kanser tipine sahip hastalarda farklı dengesizlikler gelişmiş olabilir. Akupunktur uygulayan hekim, bireyin meme kanseri veya kolon kanseri gibi kanser tipinden çok dengesizlik modelini belirler. Öngörülen tedavi, bireyin kendine özgü dengesizliğine bağlıdır. Tanı yin veya yang, qi, kan veya organ dengesizliği açısından konur. Dengesizlik paterni tanımlan-dıktan sonra dengeyi sağlamak için bir tedavi planı formüle edilir.

ACUPUNCTURE AND CANCER

Abstract:

Cancer is a leading cause of death in all over world. Conventional western therapies such as surgery, radiation and chemotherapy are used to treat cancer. These treatments deplete the body's vital energy and often result in many side effects. Studies show that combining Chinese Medicine with conventional forms of cancer treatment help protect the body's immune system from damage and increase survival rate in cancer patients.

In Chinese Medicine, illness is an energy imbalance, an excess or deficiency of the vital substances. Qi or vital energy controls the body's working as it travels along the channels or meridians. A person is healthy when there is a balanced, sufficient flow of qi, which keeps the blood and body fluids circulating and fighting disease. If qi is blocked for any reason or is excessive or deficient, disease may result. The flow of energy may be disrupted by an imbalanced diet or lifestyle, overwork, stress, repressed or excessive emotions, lack of exercise, external pathogenic factors, etc.

Cancer like other diseases is a manifestation of imbalance or disharmony in the body. The tumor is the "branch" not the "root" of the illness. Each patient may have a different imbalance causing what outwardly looks like the same type of cancer. The Chinese medicine practitioner determines the individual's pattern of disharmony rather than a condition such as breast cancer or colon cancer. The prescribed treatment depends on the individual's specific imbalance. The diagnosis is made in terms of yin or yang, qi, blood or organ imbalance. Once the pattern of disharmony is identified a treatment plan is formulated to restore balance.

Page 78: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

75

DEPRESYONDA AKUPUNKTUR TEDAVİSİ VE GENETİK DEĞİŞİKLİKLER

Elçin Latife KURTOĞLULokman Hekim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı

Özet:

Depresyon düzensiz düşünce, biliş ve davranış ile karakterize bir ruh hali bozukluğudur ve dünyada en yaygın görülen mental bozukluklardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2020 yı-lına kadar depresyon, küresel sağlık yükünün en önemli iki nedeninden biri olacaktır. Bireylerin dep-resyona karşı duyarlılıklarında genetik ve çevresel sistemler arasında karmaşık etkileşimler vardır. Son araştırmalara göre, DNA metilasyonu, histon modifikasyonları ve kodlayıcı olmayan RNA’lar dahil olmak üzere epigenetik mekanizmalar, depresyonun kalıtsal özelliklerini belirlemede önemli rol oynamaktadır. Akupunktur, geleneksel Çin tıbbında fiziksel ve zihinsel bozuklukların tedavisi için uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Akupunktur tedavisinin rolü vücuttaki enerji dengesizliğini dü-zenlemektir ve sadece lökomotor sistemin ağrıları için değil, aynı zamanda sindirim sistemi, solunum ve sinir rahatsızlıklarında ortaya çıkan çeşitli diğer semptomlar için de etkili olduğu rapor edilmiştir. Yapılan pek çok çalışma ile Akupunkturun zihinsel depresyonun şiddetini etkili bir şekilde azalttığı kanıtlanmıştır. Akupunktur; gen ekspresyonu, protein-protein etkileşimleri ve diğer biyolojik süreçler dahil olmak üzere önemli fizyopatolojik ve biyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Son yıllarda, araştırmacılar akupunktur sonrası aktif maddelerdeki değişiklikler ile akupunkturun etkisi arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışmaktadırlar. Akupunktur, belirli genlerin ekspresyonunu düzenleyerek, aktif maddelerin ifadesini ve dolayısıyla bir organizmanın aktivitesini düzenleyebilmektedir. Son yıllarda, insan genomik varyasyonlarını anlamadaki ilerlemelerin (Örneğin; İnsan Genom Projesi; HapMap Projesi; 1,000 Genom Projesi) ve etkili genotipleme tekniklerindeki ilerlemelerin kombinasyonu dep-resyonun ve diğer kompleks psikiyatrik fenotiplerin moleküler genetik çalışmalarında olağanüstü bir büyümeye yol açmıştır. Depresyonda Akupunktur tedavisini takiben ilgili genlerde meydana gelen genetik ve epigenetik değişiklikleri izlemek amacıyla özellikle CRH, 5HTTP, TPH2, SLC6A3 genle-rindeki mutasyonların ve stresle ilişkili olduğu düşünülen BDNF, SLC6A4, NR3C1, 5-HTR (1A, 2A ve 3A), FKBP5, MAO-A ve OXTR genlerinin metilasyon durumlarının detaylı bir şekilde taranması Akupunktur tedavisinin moleküler mekanizmasını anlamada büyük katkılar sağlayacaktır.

Anahtar kelimeler: Depresyon, Akupunktur, Gen ifadesi.

ACUPUNCTURE THERAPY AND GENETIC CHANGES IN DEPRESSION

Abstract:

Depression is a mood disorder characterized by irregular thought, cognition and behavior, and is one of the most common mental disorders in the world. According to World Health Organization data, depression will be one of the two most important causes of global health burden by 2020. There are complex interactions between genetic and environmental systems in individuals’ sensitivity to depression. According to recent research, epigenetic mechanisms, including DNA methylation, histone modifications and non-coding RNAs, play an important role in determining the stable and inherited characteristics of depression. Acupuncture has long been used in the treatment of physical and mental disorders in traditional Chinese medicine. The role of acupuncture treatment is to regulate

Page 79: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

76

the energy imbalance in the body and has been reported to be effective not only for the pains of the locomotor system, but also for various other symptoms that occur in the digestive system, respiratory and nervous disorders. Acupuncture has been proven to effectively reduce the severity of mental depression by many studies. Acupuncture; gene expression leads to significant pathophysiological and biological changes, including protein-protein interactions and other biological processes. In recent years, researchers have tried to determine the relationship between changes in active substances after acupuncture and the effect of acupuncture. Acupuncture can regulate the expression of specific genes, regulate the expression of active substances and thus the activity of an organism. In recent years, the combination of advances in understanding human genomic variations (eg Human Genome Project; HapMap Project; 1,000 Genome Project) and advances in effective genotyping techniques have led to an extraordinary growth in molecular genetic studies of depression and other complex psychiatric phenotypes. In order to monitor the genetic and epigenetic changes in related genes in depression following acupuncture treatment, especially in the mutations in CRH, 5HTTP, TPH2, SLC6A3 genes and BDNF, SLC6A4, NR3C1, 5-HTR (1A, 2A and 3A), FKBP5, MAO- A detailed review of the methylation status of A and OXTR genes will contribute to the understanding of the molecular mechanism of acupuncture therapy.

Key words: Depression, Acupuncture, Gene expression.

Page 80: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

77

DİZ OSTEOARTRİTİNDE DÜŞÜK ENERJİLİ LAZER UYGULAMASININ ETKİNLİĞİ, PLASEBO KONTROLLÜ RANDOMİZE ÇİFT KÖR ÇALIŞMA

Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

Özet:

Bu çalışmanın amacı, diz osteoartritli hastada iki farklı dalga boyundaki lazer kombinasyonunun farklı sürelerde etkinliğini araştırmaktı. Çalışma, randomize, plasebo kontrollü ve çift kör olarak dü-zenlendi. Toplam 108 hasta, ‘A’, 10 dakika aktif laser grubu, (n=36); ‘B’, plasebo laser grubu, (n=36), ‘C’, 5 dakika aktif lazer grubu, (n=36) şeklinde randomize olarak üç gruba ayrıldı. Tüm hastalar, ACR (American College of Rheumatology) kriterlerine göre diz osteoartriti olup, diz osteoartrit rad-yolojik bulgusu Kellgren-Lawrence grade III veya IV idi. 108 hastanın 88’i kadın, 20’si erkekti.

Çoklu diyod lazer cihazı kullanıldı. Cihaz, 7 tanesi, 650nm dalga boyunda, 5mW çıkış güçlü İndi-yum-galyum-aluminyum-fosfid diyod ve 8’i, 850nm, 28mW çıkış güçlü Galyum-aluminyum-arsenid diyod olmak üzere 15 diyod içermekteydi. Plasebo tedavi için lazer ışığı vermeyen aynı ünite kul-lanıldı. Tüm hastalar toplam 15 tedavi aldı. Tüm gruplardaki hastalara 12 hafta süresince egzersiz programı verildi. Çalışma süresi boyunca hastaların parasetamol almalarına izin verildi ve aldıkları ilaç programı kaydedildi.

Klinik değerlendirmede, ağrı, sertlik ve fiziksel fonksiyon indekslerini içeren WOMAC (The Western Ontorio and Mc Master University Osteoarthritis Index), ağrısız yürüme mesafesi, eklem fleksiyon derecesi, parasetamol kullanımı ve vizüel analog skala üzerinde değerlendirilen ağrı düzeyi vardı. Takip ölçümleri, başlangıçta, 3., 6. ve 12. haftada değerlendirildi. Her iki aktif lazer grubunda, te-davi sonrası periyodda tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında; ağrı, WOMAC, eklem aktif fleksiyon derecesi, ağrısız yürüme mesafesi ve parasetamol kullanımı gibi tüm parametrelerde istatiksel olarak anlamlı gelişmeler gösterildi (p<0,01). Tüm parametrelerde her iki aktif lazer grubundaki gelişmeler, plasebo grubu ile karşılaştırıldığında, istatiksel olarak daha anlamlıydı (p<0,05 ve p<0,001). Eklem hareket kısıtlılığında A grubundaki gelişme, C grubu ile karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlıy-dı (p<0,05). Diğer parametrelerde her iki lazer grubu arasında istatiksel fark yoktu (p>0,05). Hiçbir hasta yan etkiden dolayı çalışma dışında kalmadı.

Sonuç olarak, çalışmamızda her iki düşük enerjili lazer tedavi rejimi, diz osteoartriti tedavisinde güvenli ve etkin bir metot olarak bulundu. Bununla birlikte eklem kısıtlılığı olan ileri düzey osteoart-ritte, 10 dakika lazer uygulaması önerilebilir.

Page 81: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

78

AĞIZ-DİŞ KOMPLEKSİNDEKİ KRONİK ENFLAMASYONUN BEDEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE BÜTÜNSEL DİŞ HEKİMLİĞİNİN

TAMAMLAYICI TIP YAKLAŞIMINDA YERİ

Dt. Tijen DURER

Özet:

Sağlıklı bir beden için vücutta dengede tutulması gereken mekanizmalardan birisi stres faktörüdür. Şayet stres durumu uzun süre devam ederse, beyinden tehlike yok bilgisi gelene kadar vücut kendi-ni korumak için yeni fizyolojik mekanizmaları devreye sokar, otonom sinir sistemi faaliyete başlar. Fakat kronik sorunlar tam bir inflamatuar süreç oluşturacak kadar güçlü değildir. Bu nedenle immun sistem, zayıf ama kronik olarak aktif olmaya zorlanır (kronik inflamasyon). Kronik inflamasyonun olduğu bölgedeki sitokinler allostatik mediatörlerdir.

Kronik inflamasyonun en sık görüldüğü bölgelerden birisi ağız – diş kompleksidir. Her türlü perio-dontal hastalık, kistli dişler, periimplantitis, gömük dişlerin kronlarının etrafındaki foliküller üzerine yapılan pek çok çalışmada C-reaktif protein (CRP), TNFα, IL6, IL1β varlığı ortaya konulmuştur.

Bütünsel Diş Hekimliği diş-çene ve tüm beden sağlığına farklı bir bakış açısıdır. Oral akupunkturla yapılan teşhis ve tedavilerde de diş-organ- meridyen bağlantıları görülmektedir.

Örneğin; kistli dişin çekimi, bir hastanın diz ağrısını, bedenle uyumsuz bir dental restoratif malzeme-nin değişimi hastanın alerjik semptomlarını ortadan kaldırabilir.

Anahtar kelimeler: Bütünsel diş hekimliği, Akupunktur, Oral akupunktur.

Absract:

The effects of chronic inflammation in the oral and dental complex on the body and its place in the complementary medicine approach

One of the mechanisms that should be kept in balance in the body for a healthy body is the stress factor.If the stress condition persists for a long time, the body puts new physiological mechanisms in order to protect itself from the brain until the knowledge of the danger is not reached, the autonomic nervous system begins to operate. However, chronic problems are not strong enough to form a complete inflammatory process. The immune system is therefore forced to be weak but chronically active (chronic inflammation). The cytokines in the area of chronic inflammation are allostatic mediators.

One of the most common areas of chronic inflammation is the mouth - tooth complex. The presence of C-reactive protein (CRP), TNFα, IL6, IL1β has been demonstrated in many studies on follicles around all kinds of periodontal disease, cystic teeth, periimplantitis, crowns of buried teeth.

Holistic Dentistry is a different point of view to dental and jaw and whole body health. Oral acupuncture diagnosis and treatment of dental-organ-meridian connections are seen.

For example, pulling a cystic tooth may relieve a patient's knee pain, and a change of a dental non-adherent material that is incompatible with the body can eliminate the patient's allergic symptoms.

Key words: Holistic dentistry, Acupuncture, Oral acupunctur.

Page 82: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

79

BİYOLOJİK SAAT AKUPUNKTURU

Dr. Nimetullah REŞİDİDünya Akupunktur Dernekleri Federasyonu (WFAS) Uzmanlar Komitesi Üyesi World Journal Of Acupuncture–Moxıbustıon Editörler Komitesi Üyesi www.uygur-akupunktur.com.tr [email protected]

Özet:

İnsan vücudunun Biyolojik Saati, herkesin kendine ait olan devrelik ritmik olaydır. Çok yaygın doğal bir olaydır.

Geleneksel Çin Tıbbı’nda Sap-Dal Akupunkturu (干支针灸 Stem-Branch Acupuncture) olarak bili-nen bu Biyolojik Saat yöntemin özelliği, hastayı zaman koşulu altında ele alarak, vücudun Artı-Eksi can dolaşımı, Beş madde yapısı, Hat-ağlar (meridyenler) nöbeti, organların günlük ve vakitlik çalış-ma nöbeti ve takvim vaziyetinin müsait olup olmadığına göre en uygun, en verimli yuvaları (nokta-ları) seçerek tedavi etmektir.

Amerikalı bilginlerden Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young ‘ların bu husustaki araştırmaları geçen senenin Nobel Tıp Ödülüne erişmiştir. Dolayısıyla, akupunktur eğitimini biyolo-jik saat akupunkturu üzerinde yoğunlaştırmanın daha bilimsel olacağı kanaatindeyim.

Abstract:

The biological clock of human body refers to phenomenon of the priodic regularity of the body itself. The biological clock phenomenon is a very common natural phenomenon.

The characteristics of the method of biological clock acupuncture is to treat the patient under the condition of time and to select the most suitable, most efficient points according to whether the body's Yin-Yang condition, the five substance structure, the working order of meridians, the polarization of the organs and the condition of the calendar are appropriate or not.

American scholars' Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash and Michael W. Young reached the Nobel Prize in last year for medical field on the research of biological clock. Therefore, I think it would be more scientific to focus the acupuncture education on the biological clock.

Page 83: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

80

NEFES TERAPİNİN MERİDYENLER ÜZERİNE ETKİSİ

Op.Dr. Nazlı Ferhan SAYIT COŞKUN Genel Cerrahi Uzmanı, Muayenehane

Özet:

Nefesimiz, gıdalardan gelen enerji ile birleşerek Zong Qi’yi oluşturup , ardından Zhen Qi, Ying Qi ve Wei Qi’nin bir parçası olmaktadır. Başta Akciğer ve Kalp meridyeni olmak üzere, alınan nefesin niteliği ve niceliği tüm meridyenleri etkilemektedir. Nefesin temel iyileştirici gücü buradadır.

Doğru nefes teknikleri, meridyenlerdeki blokajları açmada en doğal yardımcımız olacaktır. Bu semi-nerde doğru nefes alma ve nefes terapi farkındalığı oluşturmak hedeflenmektedir.

Anahtar kelimeler: Nefes terapi, Akupunktur meridyenleri, Doğru nefes alma teknikleri.

THE EFFECTS OF BREATHING THERAPY ON MERIDIANS

Abstract:

Our breath forms Zong Qi with the energy coming from the food; which later becomes a part of Zhen Qi, Ying Qi and Wei Qi. The quality and quantity of every breath effects all meridians, primarily the Heart and the Lung meridians. This effect on meridians lay the basis of the healing properties of breathing.

Correct breathing techniques will be the most natural aids to remove the blockages in the meridians. This seminar aims to raise awareness on breathing correctly and promote breathing therapies.

Key words: Breath therapy, Acupuncture meridians, Correct breathing tecniques.

Page 84: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

81

KRONİK ENFLAMASYONDA NÖRALTERAPİNİN ETKİ MEKANİZMASI

Dr. Demet ERDOĞAN

Özet:

Enflamasyon, mikrobiyal invazyon veya yaralanmaya karşı lokal, koruyucu bir cevaptır. Hassas bir şekilde ayarlanması ve düzenlenmesi gerekir, çünkü enflamatuar yanıtın eksiklikleri veya fazlalıkları morbiditeye neden olur ve yaşamı kısaltır.

Otonom sinir sistemi esas olarak kalp atış hızını ve diğer hayati fonksiyonları kontrol ettiği gibi, enf-lamatuar cevabı refleks yolla düzenler. Sempatik sinir sisteminin patolojik aşırı uyarılmasından sonra interstisyumda bozulan kapiller perfüzyon ve mikrosirkülasyon süreci kronik inflamasyona karşılık gelir. Yani burada asıl sorun sempatik tonusdur. Ve sempatik sistemin patolojik uyarımının kesintiye uğratılması, parasempatik sistemin aktivasyonu ile sonuçlanır.

Vagus sinirinin enflamatuar refleksi ile sitokin salınımı engellenebilir ve böylece doku hasarı ve ölü-mü önlenebilir. Vagus sinirinin uyarılması, deneysel sepsis, endotoksemi, iskemi / reperfüzyon hasarı, hemorajik şok, artrit ve diğer enflamatuar sendromlarda görülen sitokin salınımının zararlı etkilerini önler.

Nöralterapi, lokal anestezikler ile yapılan bir enjeksiyon tedavisidir ve vücudun regülasyonunu sağ-lar. Nöralterapi için kullanılan ilaç seçimi, öncelikle bu tedavi yönteminin temel etki mekanizmasına dayanmalıdır, dolayısıyla bir ilaç tedavisi olmamalıdır. Nöralterapinin etkisi, patolojik sempatik sti-mülasyonun kısa süre kesilmesiyle sağlanır. Sempatik stimülasyonun kesilmesi, vagal tonusda bir artışa neden olur. Bu bir “sıfırlama (reset) etkisi” olup fizyolojik dengeye geri dönüşü sağlar.

Anahtar kelimeler: Enflamasyon, Nöralterapi, N. Vagus, Sempatik sinir sistemi, Regülasyon tedavileri

THE MECHANISM OF ACTION OF NEURALTERAPINE IN CHRONIC INFLAMATION

Abstract:

Inflammation is a local, protective response to microbial invasion or injury. It must be fine-tuned and regulated precisely, because deficiencies or excesses of the inflammatory response cause morbidity and shorten lifespan.

The autonome nervous system reflexively regulates the inflammatory response in real time, just as it controls heart rate and other vital functions.

the altered capillary perfusion and microcirculation process in the interstitium after pathological over-stimulation of the sympathetic nervouse system corresponds to the clinical inflammation. So the main problem here is sympatheticotonus. The interruption of the sympathetic stimulation results in an increase in parasympathetic system activation.

The autonome nervous system, via an inflammatory reflex of the vagus nerve, can inhibit cytokine

Page 85: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

82

release and thereby prevent tissue injury and death. Stimulation of the vagus nerve prevents the damaging effects of cytokine release in experimental sepsis, endotoxemia, ischemia /reperfusion injury, hemorrhagic shock, arthritis, and other inflammatory syndromes.

Neuraltherapy is an injection therapy with local anesthetics. The choice of medication used for neural therapy must be based primarily on the fundamental mode of action of this treatment method, so it should not be a drug-treatment. The effect of neural therapy is achieved through a targered, short interruption of pathological sympathetic stimulation. The interruption of the sympathetic stimulation results in an increase in vagal tone. This is a “reset effect”, resulting in a return to physiological balance.

Key words: Inflammation, Neural therapy, N. Vagus, Sympathetic nervous system, Regulation therapies

Page 86: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

83

SAĞLIĞA P5P (B6) ODAKLI GENETİK, EPİGENETİK BAKIŞ

Dr. Hatice SAĞLAMSerbest Hekim: Akupunktur, Hipnoz, Homeopati, Biyofrekans

Özet:

B6, birçok işlevi olan çok yönlü bir vitamindir, 150 den fazla enzimatik reaksiyonda görev alır “B6 Vitamini”, vücutta benzer şekilde çalışan altı bileşiği ifade eden bir terimdir. İlk üçü, piridoksin (PN, bir alkol ), piridoksal (PL, bir aldehit ),bir amino grubu (R) içeren piridoksamin (PM)’dir. İlgili 5′-fos-fat esterleri kalan üçünü oluşturur: Piridoksal 5 ′ fosfat (PLP veya P5P), Piridoksin 5′-fosfat (PNP),Pi-ridoksamin 5 ′ fosfat (PMP) (R). Sağlıklı bir vücutta karaciğer, B6'yı aktif forma P5P'ye dönüştürür.

B6 vitamini hormonal dengenin sağlanmasında ve immün sistem fonksiyonlarının düzenlenmesinde de önemlidir.

B6 vitamininin vücutta aktifleştirilmiş formu olan P5P, pek çok reaksiyona katılır, amino asit sente-zinin ve degradasyonunun bir parçasıdır, diğerleri ise tek karbon metabolizması, lipid metabolizması, glikoneojenez, heme ve nörotransmitter biyosentezi ile ilgilidir.

P5P, ko-faktör olarak işlev görmesinin yanı sıra, reaktif oksijen türlerinin radikal temizleyicisi, metal şelatörü, enzim katlama sürecinde şaperon olarak tanımlanmıştır.

B6 vitaminin mutlaka dışarıdan gıdalarla alınması gerekir. Sağlıklı bir vücutta karaciğer, dışarıdan alınan B6’yı aktif forma P5P'ye dönüştürür. Bu dönüşüm genetik, epigenetik veya sosyal nedenlerle yeterli miktarlarda yapılamazsa kişide fizyolojik, psikolojik ve sosyal sonuçlara neden olur. Bu gibi durumların P5P ile takviye edilmesi gerekli olabilir. B6 vitamini, vücudumuzdaki proteinlerin ve temel bileşiklerin, sinir sistemindeki transimitterlerin, eritrositlerin ve prostaglandinlerin yapısında bulunan oldukça önemli bir proteindir.

Bu kadar çok enzimatik reaksiyonda yer aldığından, sağlıklı bir vücudu teşvik etmek ve korumak için yeterli seviyeler önemlidir. B6 Vitamini sosyal konumu, ruh halini, uykuyu ve ağrı seviyesini etkileyebilir, stres ile tükenir.

Bu çalışmada B6(P5P) odak alınarak literatür taranmış, kronik inflamatuvar hastalıklarda P5P’nin etkilileri incelenmiştir. Bu hastalıklardan korunmak maksadıyla ve tedavi sürecinde P5P’nin kullanıl-masının yararlı olacağı kanısına varılmıştır.

Anahtar kelimeler: Vitamin B6, Koenzim, Piridoksal 5 fosfat , PLP, P5P, Kronik, Tekrarlayan, İnflamasyon, Vitamin B6 eksikliği.

P5P (B6) FOCUSED GENETIC, EPIGENETIC OVERVIEW OF HEALTH

Abstract:

B6 is a versatile vitamin with many functions, involved in over enzymatic reactions, “The B6 Vitamin” is a term that refers to six compounds that work similarly within the body. The first three are pyridoxine (PN, an alcohol), pyridoxal (PL, an aldehyde), and pyridoxamine, which contains an amino group (R). The related 5'-phosphate esters form the remaining three: Pyridoxal 5’phosphate

Page 87: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

84

(PLP or P5P), Pyridoxine 5'-phosphate (PNP), pyridoxamine 5'phosphate (PMP) (R). In a healthy body, the liver converts B6 into the active form P5P.

Vitamin B6 is also important in maintaining hormonal balance and regulating immune system functions.

P5P, the activated form of vitamin B6 in the body, participates in many reactions which include amino acid synthesis and degradation, others are related to single carbon metabolism, lipid metabolism, gluconeogenesis, biosynthesis of heme and neurotransmitter.

In addition to functioning as a co-factor, P5P has been described as the radical cleaner of reactive oxygen types, metal chelator, and the chaperone in the process of enzyme folding.

Vitamin B6 must be taken from outside with foods. In a healthy body, the liver converts B6 taken from the outside into the active form P5P. If this conversion cannot be performed in sufficient quantities due to genetic, epigenetic or social reasons, it causes physiological, psychological and social consequences. Such conditions may necessitate supplementing with P5P. Vitamin B6 is a very important protein found in our body in the structure of proteins and basic compounds, transmitters in the nervous system, erythrocytes, and prostaglandins.

Due to its involvement in so many enzymatic reactions, sufficient levels are important to promote and maintain a healthy body.

Vitamin B6 can affect one’s social status, mood, sleep, and pain levels and is exhausted by stress.

In this study, literature was reviewed by focusing on B6 (P5P) and the effects of P5P in chronic inflammatory diseases were examined. It was concluded that the use of P5P in the treatment process would be beneficial to prevent such diseases.

Key words: Vitamin B6, coenzyme,Pyridoxal,5’phosphate, PLP, P5P, Kronik, Recurrent, İnflammation, Vitamin B6 deficiency.

Page 88: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

MOKSİBÜSYON UYGULAMASININ MAKAT PREZENTASYONDA İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ

Belkız Berna KÜLAH*, Kemal SASMAZ**, Fatma DURAN**, Özlem MORALOĞLU TEKİN*** Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı** Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Özet:

Giriş: Fetüsun makat ya da bacaklarının pelvise baştan önce girmesi makat prezentasyon olarak ta-nımlanır. Normal baş gelişi doğumlara kıyasla makat prezentasyonda perinatal, neonatal komplikas-yon ve mortalite riski daha yüksektir. Sezaryan endikasyonu daha sıktır.

Yöntem: Makat prezentasyonun, normal baş gelişe çevrilmesinde en sık kullanılan ve en etkili Aku-punktur noktası BL67(Bladder 67) noktasıdır. Çin tıbbında bu nokta Zhi Yin noktası olarak bilinir. Bu nokta mesane ve uterusla bağlantıldır. Bu noktanın ısıyla uyarılması fetal hareketlerde artışa yol açarak fetüsü baş gelişe yönlendirir. Moksibusyon; Moxa bitkisinin yakılması sonucu kimyasal ve termal uyarı oluşturarak maternal endokrin dengesini etkiler ve fetal hareketleri arttırır. Moksibüsyon tek başına ya da akupunkturla birlikte uygulanabilmektedir. Bugüne kadar literatürde bildirilmiş fetüs ya da anne üzerinde ciddi bir yan etkisi yoktur. Ayak parmağında ısı etkisiyle bül oluşturabildiği, yan-ma hissi, bulantı hissi ağız ve göz kuruluğuna neden olabildiği gösterilmiştir. Kliniğimize başvuran 33-35 haftalık gebelerde makat prezentasyon gözlendiğinde vajinal doğuma engel bir durum yoksa doğum şekli ve moksibüsyon konusunda hastalar bilgilendirilmektedir. Hastanemizde İl Sağlık Mü-dürlüğünce ruhsatlandırılmış Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi mevcut olup, serti-fikalı uzman hekim tarafından onamı alınmış hastalara moksibüsyon uygulanmaktadır. Moksibüsyon için bir kontrendikasyon bulunmamaktadır. 10 dakika sağ ayağa, 10 dakika sol ayağa olmak üzere toplam 20 dakika moksibüsyon uygulanmakta ve ilk uygulamadan sonra gebelere yeterli sayıda moxa verilerek bir hafta boyunca evde kendilerinin uygulamaya devam etmeleri istenmektedir. Böylece hastanın sürece dahil olması sağlanmakta, her gün hastaneye gelme gerekliliği ortadan kalkmakta, daha az masrafla etkinlik sağlanmaktadır. Hastalar baş prezentasyona dönüş sırasında oluşabilecek rahatsızlık hissi konusunda da önceden bilgilendirilmekte, bebeğin dönüşünden şüphe duyulan olgularda hastane kontrolüne çağrılmaktadır. Birinci haftanın sonunda ultrasonografik muayene ile baş prezentasyon tesbit edilirse uygulama sonlandırılmakta, dönüş sağlanamadıysa moksibüsyona bir hafta daha devam edilmektedir. İkinci haftanın sonunda ultrasonografi ile yeniden değerlendirilen gebeler rutin takibe alınmaktadır.

Sonuç: Moksibüsyon makat prezentasyonun baş prezentasyona dönüştürülmesinde kullanılabilecek etkin güvenilir, kolay ve ucuz bir yöntemdir. Moksibüsyon sayesinde gebeliğin son döneminde ma-kat gelişin baş gelişe dönüşümü ile sezaryen ihtiyacını ortadan kaldırarak cerrahi anestezi ve operatif doğum risklerinden anne ve bebeği korumak mümkün olabilmektedir.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

85

Page 89: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

86

AKUPUNKTUR VE İMMÜN SİSTEM

Dr. Feryal Çetin GÜRELİKSerbest hekim, Ankara

Özet:

Akupunktur, Doğu ülkelerinde 3000 yıldan fazla geçmişi olan bir yöntem olup; Batı ülkelerinde de son yıllarda oldukça revaçta olan tamamlayıcı bir tıp yöntemidir. Akupunktur, vücudun savunmasında ve homeostazisinde rol oynayan immün sistemle yakın ilişkiye girerek; vücut direncini arttırıcı etkiye sahiptir. Çok sayıda klinik çalışma ile akupunkturun immün sistemle ilişkili başta allerjik bozukluklar, astım, kronik ürtiker, allerjk rinit olmak üzere pek çok otoimmün hastalıkta ve bağışıklık yetmezliği hastalıklarında etkili olduğu gösterilmiştir. ST36 gibi akupunktur noktalarının özellikle immün sistem-le ilgili hastalıklarda başarılı ve yaygın kullanımı da bu görüşü desteklemektedir.

Akupunktur ve immün sistem ilişkisine bakacak olursak; akupunkturun 1) Natural killer (NK) hücre sitotoksitesini artırdığını 2) Th1/Th2 hücre cevabındaki dengesizliği düzelttiği, 3) Nöral -immün sistem iletişimini sağladığını görürüz.

Akupunktur sadece NK hücrelerini değil, santral sinir sisteminde bazı belli nörotransmitterlerin, özellikle de opioidlerin salınımını sağlayarak sempatik ve parasempatik sistemi uyararak, analjezi, visseral fonksiyonların düzenlenmesi ve immün modulasyon gibi fizyolojik cevapların açığa çıkmasına yol açar. Hipotalamusun aktivasyonu ve endojen opioid peptidlerin salınmasının akupunktur ile in-düklenen nöroimmün reaksiyonun altında yatan ana mekanizma olduğu düşünülebilir. Akupunkturun immünmodulasyon üzerine etkileri sadece opioidler üzerinden olmayıp katekolamin ve serotonin sis-teminin aktive olması yolu ile de olur. Hiç kuşkusuz bu konudaki sorular cevaplardan daha fazla olup; akupunktur ve immün sistem arasındaki ilişkinin daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.

ACUPUNCTURE AND IMMUNE SYSTEM

Abstract:

Acupuncture, which has been practiced more than 3000 years in Eastern countries, is now a very popular complemantary medicine method in Western countries. Acupuncture, is closely related to ımmune system and reboost the total body resistance. A number of clinical studies have indicated that acupuncture is effective for the managment and treatment of immune-related disesases, including allergic disorders, infections, autoımmune diseases and immunodeficiency –syndromes. Stimulation of acupuncture point ST36 is used very commonly and succesfully also supports this opinion. When we look the relationship between the acupuncture and immune system 1)reinforcement of natural killer (NK) cell cytotoxicity 2) correction of the imbalance of Th1/Th2 cell response 3) neural-immune communication are seen

It is widely accepted that not only NK cells acupuncture also facilitates the release of certain neurotransmitters ,especially opioids ,in the CNS and activates either of sympathetic or parasympathetic nervous systems which elicits profound psychophysical responses including potent analgesia,regulation of visceral functions and immunomudulation.

It can be proposed that the activation of hypothalamus and release of endogenous opioid peptides is likely pathway of acupuncture- induced neural-immune interaction.However suggesting non –opioid mechanisms, such as catecholamine and serotonine system, play a key role in the immunomodulatory effects of acupuncture.

Obviously there are more questions than answers in this field. It needs time and more detailed study on the relationship between acupuncture and immune system.

Page 90: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

87

ALERJİLERDE AKUPUNKTUR VE DİĞER GETAT UYGULAMALARI

Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

Özet:

Alerji, vücudun maruz kaldığı bir maddeye veya kendi içindeki bir duruma karşı verdiği aşırı bağı-şıklık sistemi reaksiyonudur. Normal sınırlar içerisinde bağışıklık sistemi vücudu koruma amaçlı bu reaksiyonu zaten göstermektedir. Ancak, alerjik bünyelerde bu reaksiyon normalden fazla olmaktadır. Bu durum kişiden kişiye değişmekle birlikte, alerjiyi genetik faktörler, temas süresi, stres v.b. durum-lar etkileyebilir.

Sağlıklı ve normal kişilerde, alerji oluşturmayan etkenler, bu kişilerdeki aşırı hassasiyete bağlı olarak tepkiler oluşturabilir.. Bu maddeler genellikle evlerdeki tozlar, küfler, bakteriler, evcil hayvan tüyleri, polenler, bazı gıdalar ve benzeri şeylerdir.

Alerjik bünyeli kişiler genellikle birden çok maddeye karşı tepki verirler. Alerji her yaşta olabilir.

Akupunktur ve diğer tamamlayıcı tıp yöntemleri ile hem alerjik reaksiyon veren organlar; hem de alerjiye sebep oluşturan altyapılar düzeltilerek hastanın normale getirilmesi sağlanır. İyi bir anamnez ve genel vücut taraması ile bozuk organlar, sistemler değerlendirilip tedavi protokolü oluşturulur.

Akupunktur ile organların homeostazisi sağlanırken; ozon tedavisi ile organların oksijenizasyonu sağlanır.

Yaş kupa tedavisi ile detoks yapılıp iyileşme hızlandırılabilir. Bu konuda birçok yayın bulunmaktadır.

Bu arada en önemlisi, hasta bu tedaviye devam ederken, kullandığı ilaçlara da mutlaka devam etme-lidir. Hasta düzenli takip edilip ilaç doz ayarlamaları hekimi tarafından koordine edilmelidir.

ACUPUNCTURE AND OTHER COMPLEMANTARY MEDICINE APPLICATIONS FOR ALLERGIES

Abstract:

Allergies are the body’s excessive exposure or an immune system reaction to a substance on their own againts a situation. Within normal limits for protection of the body immune system, this reaction already shows. However, this allergic reaction is more than normal.

I thought this condition varies from person to person, genetic factors, duration of exposure, stress situations, etc may affect.

Healthy, normal individuals in this population which are not allergies in the extreme sensivity factors, depending on reactions it creates.

These substances are usually house dust, molds, bacteria, pet hair, pollen, certain foods, and the like. Often multiple substances react with allergic. Allergies at any age.

Acupuncture and other complementary medical methods of organs that constitute an allergic reaction

Page 91: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

88

that gives the fully corrected and the patient is to be brought to the normal infrastructures, the reasons provided.

A good history taking and the general body scan damaged organs, and systems of evaluation and treatment protocol is created.

Acupuncture and homeostasis of organs of organs while providing oxygenation with ozone therapy.

With wet cupping therapy to detoxify whether the recovery can be accelerated. There are many publications on this subject.

Meanwhile, most importantly, the patient must continue this treatment when you continue prescription drug order. The patient be followed regularly to the drug, the dose should be coordinated by the doctor.

Page 92: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

89

YENİ BİR BİLİM PARADİGMASI OLARAK KAOS TEORİSİ VE AKUPUNKTUR İLE UYUMU

Dr. Aydın KENDİRCİSerbest Hekim, İstanbul/Sarıyer

Özet:

Kaos Teorisi, 1970'lerden beri tartışılmakta ve yeni yüzyılın bilim paradigması olarak kabul edil-mektedir. Bu teori temel olarak, Newton'cu fizik ile sembolize edilen determinist yaklaşım yerine; kuantum fiziğinin olasılıkçı yaklaşımını önermektedir. Bilgi üretiminde indirgemeci (redüksiyonist) yaklaşım yerine bütüncül (holistik) yaklaşımı öne çıkarmaktadır. Sistemlerin statik olmayıp, dina-mik olduğunu ve dinamik sistemlerin de belli ölçeklerde öngörülemez olduğunu ortaya koymaktadır. Ölçüm sonuçlarımızın, ölçme yöntemine ve elimizdeki ölçeğe bağlı olarak değiştiğinin kanıtlarını sunmaktadır. Bu nedenle, her şeyi ölçüp biçip hesap edebileceğini ileri süren geçen yüzyılın bilim paradigması; bugün hızla değişmekte olan teknolojik ve beşeri ihtiyaçlarla örtüşmemektedir. Kaos Teorisi daha esnek ve bütüncül yaklaşımıyla, bilim alanlarının birbirinden ayrışmasına karşı disip-linler arası çalışmayı savunmaktadır. Böylece yaşadığımız dünyanın (çevrenin, evrenin) daha iyi anlaşılacağı, bilgi alanımızın dışında kalmış farklı boyutlarda gerçekleşen süreçlerin daha çok kavra-nabileceği, bunun da sonunda bilime ve dünyaya katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Bu çalışmada, determinist bilimin ortaya çıkışı ve temel noktaları kısaca sunulmuştur. Ardından Kaos Teorisi'nin temel kavramları ve ortaya çıkma sürecindeki önemli keşifler anlatılmıştır. Son bölümde ise, bu teorinin, Akupunkturun teorik yaklaşımlarıyla ve pratik uygulamalarından elde edilen so-nuçlarıyla dikkate değer bir uyumu olduğu örneklerle vurgulanmıştır. Öz olarak Kaos Teorisinin, Akupunkturun anlaşılmasına, açıklanmasına ve gelişmesine dair, determinist yaklaşımdan çok daha açık ve farklı bir bakış açısı sunmakta olduğu tartışılmıştır.

CHAOS THEORY AS A NEW SCIENCE PARADIGM AND IT’S COMPATIBILITY WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Chaos Theory has been discussed since 1970’s and it has been accepted as a science paradigm of new century. This theory basically proposes a probabilistic approach of quantum physics rather than the deterministic approach symbolized by Newtonian physics. It emphasizes holistic approach rather than reductionist approach in the process of knowledge production . The theory puts forth that systems are not statical but dynamic. The dynamic systems are unpredictable in certain scales. It provides evidence that our measurement results change depending on the measurement method and the scale we have. Therefore, the scientific paradigm of the last century, which suggests that it can measure and calculate everything, does not match the rapidly changing technological and human needs of today. Chaos Theory advocates interdisciplinary work against the divergence of scientific fields with a more flexible and holistic approach. Thus, it is predicted that the world (environment, universe) that we live in will be better understood and processes realized in different dimensions outside of our knowledge area will be more comprehensible and this will eventually contribute to science and the world.

Page 93: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

90

In this study, the emergence and basic points of deterministic science are briefly presented. Then, the basic concepts of Chaos Theory and important discoveries in the process of its emergence are explained. In the last part, it is emphasized that this theory has a remarkable compatibility with the results obtained from the theoretical approaches and practical applications of Acupuncture. In essence, it is argued that Chaos Theory offers a much more open and different perspective on the understanding, explanation and development of Acupuncture rather than the deterministic approach.

Page 94: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

91

GIDA TAKVİYELERİ İLAÇ YERİNE KULLANILIR MI?CURCUMIN VE PROPOLİS ÖRNEĞİ

Prof. Dr. İbrahim DEMİRTAŞ1, Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ2, ve Şevket ÇINAR3

1Çankırı Karatekin Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Çankırı-Türkiye2Çankırı Özel Karatekin Hastahanesi, Çankırı-Türkiye3Madeva AŞ., İvedik OSB, Ankara-Türkiye

Özet:

Zerdeçal ve arı ürünleri (bal, polen, propolis, arı sütü) geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında asır-lardır kullanılan ve birçok hastalığın tedavisinde şifa kaynağı olduğu bilinen fitoterapi ürünleridir. Ancak bu ürünler üzerinde yapılan binlerce çalışma olmasına rağmen, bazı alanlarda henüz bilimsel çalışmalarda eksiklikler bulunmakta ve formülasyonlardan kaynaklı eksikliklerden dolayı mevcut ürünlerin güvenilirliği sorgulanmaktadır. Özellikle kullanım alanları, kullanım şekilleri ve standar-dizasyonları ile ilgili birçok eksiklikler ile bu tür ürünlerin kullanımında dikkat edilecek hususlar bu çalışmada sunulacaktır.

Firma talepleri doğrultusunda yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar ve geniş bir yelpazede sağ-lık sektörü kapsamında satışı yapılan ürünler kapsamında curcumin ve propolis içerik açısından karşılaştırılacaktır. İlaçlarda mevcut olan sıkı denetim ve standardizasyon gıda takviyesi ürünlerinde bulunmadığından, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hekimlerimizin karşılaşacağı en büyük sorunların başında önereceği veya reçete edeceği ürünlerdeki belirsizlikler gelmektedir.

Çalışmalar çerçevesinde, zerdeçal içerisinde bulunan Curcuminin saflaştırılması ve kana karışmasın-da en büyük engel olan; karaciğerdeki enzimi inhibe edebilmek için de karabiberde bulunan piperin saflaştırıldı. Daha sonra, Piperin’in hangi oranda Curcumin’in kana karışmasını gerçekleştirdiği be-lirlendi. Mevcut ithal ürünlerde kullanılan surfaktantlar (polisorbat 80, polisorbat 20 vb) farklı toksik etkilere sahip oldukları halde, etken maddelerin etkinliği dikkate alınmasına rağmen, her bir kapsül-de etken maddeden 10 kat daha fazla kullanılan taşıyıcı bileşenlere dikkat edilmemektedir. Mevcut çalışmada ise surfaktant olarak doğal yağlar (zeytin yağı, çörek otu yağı ve hindistan cevizi yağı) kullanıldı. Özellikle çocuklarda kullanılan gıda takviyesi veya ilaçların etken bileşenlerine gösterilen hassasiyet yanında, toksik etkiye sahip taşıyıcılar yeterince dikkate alınmadığı örnekler ile açıklana-cak ve bilimsel olarak dikkat edilmesi gereken detaylar sunulacaktır.

Ayrıca; ülkemizin ithal ettiği, ancak, yerli kaynaklar ile yurt dışına ihtiyaç duymadan üretebileceği-miz, yüzlerce doğal kaynaklarımızın kullanılmaması, hem çiftçilerimize hem de ülke ekonomisine zarar vermektedir. Bu konuda yapılan girişimler ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hekimlerimizle yapılması gereken ortak çalışmalar detaylı olarak sunulacaktır.

ARE FOOD SUPPLEMENTS USED AS MEDICINES?EXAMPLE OF CURCUMIN AND PROPOLIS

Abstract:

Turmeric and bee products (honey, pollen, propolis, royal jelly) are the phytotherapy products that have been used in traditional and complementary medicine for centuries and are the source of healing in the treatment of many diseases. However, although there are thousands of studies on these products,

Page 95: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

92

in some areas there are deficiencies in scientific studies and the reliability of existing products is questioned due to deficiencies caused by formulations. In particular, there will be many deficiencies related to usage areas, usage methods and standardizations and the issues to be considered in the use of such products will be presented in this study.

The results obtained in the works carried out according to the demands of the company and the scope of the products sold within the scope of a wide range of health sector will be compared in terms of content of curcumin and propolis. Since the strict inspection and standardization available in the drugs are not present in food supplement products, uncertainties in the products to be offered or prescribed by the Traditional and Complementary Medical Doctors are the main problems.

Within the framework of the studies, the piperine contained in black pepper was purified in order to inhibit the enzyme in the liver, which was the biggest obstacle in curcumin isolated from turmeric and pass through the blood. Then, it was determined the curcumin level into the blood using the ratio of piperine to the mixing of curcumin. Although the surfactants used in existing imported products (polysorbate 80, polysorbate 20 etc.) have different toxic effects, the active ingredients used in each capsule 10 times less than the surfactants are not taken into account, although the efficacy of the active ingredients is taken into account. In the present study, natural oils (olive oil, black seed oil and coconut oil) were used as surfactants and compaired eachother. In addition to the sensitivity shown to the active ingredients of the food supplement or drugs used in children, the carriers with toxic effects will be explained by the examples which are not taken into consideration sufficiently and the details that need to be considered scientifically will be presented.

Furthermore, the fact that we do not use hundreds of natural resources that our country imports but which we can produce without the need of domestic resources and foreign sources, damages both our farmers and the country’s economy. Initiatives made in this regard, the joint studies that need to be done with our Traditional and Complementary Medicinal Doctors will be presented in detail.

Page 96: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

93

DENEYSEL İNTRA ABDOMİNAL SEPSİSTE REİSHİ MANTARININ İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ

Op.Dr. Uğur ERCANAtatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi

Prof.Dr. Bahadır KÜLAHAlife Park International Academic Hospital, Genel Cerrahi

Op.Dr. Muhammed GÖMEÇMerzifon Devlet Hastanesi Genel Cerrahi

Özet:

Giriş: İntra abdominal sepsis morbidite ve mortalitesi yüksek bir klinik tablodur. Aynı anda koa-gülasyon ve inflamatuar kaskatların aktive olduğu bu tabloda tedavi oldukça zor ve tek bir spesifik ajanla mümkün görünmemektedir. Çalışmamızda içerdiği 400 den fazla biyoaktif madde ile birçok hastalıkta etkinliği gösterilmiş Ganoderma Lucidum (GL) Reishi Mantarı etken maddesinin deneysel intra abdominal sepsiste tedavi edici etkinliği araştırdık.

Yöntem: Çalışmamızda 32 adet wistar albino rat (250-300gr) kontrol grubu, sepsis grubu, düşük doz GL tedavi grubu ve yüksek doz GL tedavi grubu olarak 4 gruba ayrıldı. Kontrol grubuna sadece laparatomi yapılıp kapatılırken intra abdominal sepsis grubunda çekal ligasyon ve delme işlemiyle deneysel intra abdominal sepsis oluşturulurken, düşük doz GL grubuna sepsis oluşturma işleminin bir hafta öncesinden düşük doz(5mg/kg/günlük) GL, yüksek doz GL tedavi grubuna da sepsis işleminden bir hafta öncesinde 250mg/kg/günlük) dozda GL verilerek sepsis işleminin 24 saat sonrasında kan örnekleri alınarak trombosit, lökosit IL-1, IL-6 ve TNF-Alfa düzeylerine bakıldı. Sonuçlar SPSS istatistik programında Kruskal Wallis ve Man Whitney U testleriyle karşılaştırıldı. P<0.05 değerler anlamlı kabul edildi

Bulgular: Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, septik grupta trombosit düzeyi anlamlı düşük löko-sit, IL-1, IL-6, TNF-Alfa düzeyleri anlamlı yüksek bulundu. Düşük doz GL tedavi grubunda lökosit düzeyleri septik grupla anlamlı farklılık göstermezken yüksek doz GL tedavisi alan grupta IL-6 ve TNF-Alfa düzeyleri anlamlı düşük bulundu. Trombosit düzeyleri septik grupla karşılaştırıldığında her iki tedavi grubunda da anlamlı yüksek bulundu.

Sonuçlar: Çekal ligasyon ve delme işlemiyle oluşturulmuş deneysel sepsis modelinde trombosit düzeylerinde düşüş, lökosit, IL-1,IL-6 ve TNF-Alfa düzeylerindeki artış klinik sepsis tablosuyla bi-rebir benzerlik göstermektedir. Ganoderma Lucidum tedavisinin bu parametreler üzerinden etkinliği araştırıldığında deneysel intra abdominal sepsiste iyileştirici etkisinin gözlendiği ve etkinin doz ba-ğımlı olduğu anlaşılmaktadır.

Page 97: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

94

JİNEKOLOJİDE KULLANILAN FİTOTERAPÖTİKLER İÇİN BİRLİTERATÜR TARAMASI

Ayten YILMAZDoktora Öğrencisi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ABD Fitoterapi, İstanbul, Türkiye. Dr, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAM), Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya, Türkiye

Özet:

Giriş ve Amaç: Fitoterapi; “tıbbî bitkilerle tedavi” anlamında olup; tarih öncesi dönemden günümüze kadar kullanılan ve ayrıca günümüz modern tedavi sisteminin de temellerini oluşturan, modern metotlarla ilaç üretiminde faydalanılmakta olan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde tamamlayıcı tıp konuları arasında değerlendirilmekte olan fitoterapi, tarihsel gelişim süreci içerisinde birikimi, ilerlemesi ve kullanışı ile birçok tıp bilimine önderlik etmiştir. Günümüzde kullanılan ilâçların %25’i bitkisel kökenlidir. Bu araştırmada jinekolojik bazı hastalıklarda kullanılan fitoterapötiklerin literatür taraması yapılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Google Scholar, PubMed ve ScienceDirect’te, Nisan 2019’a kadar son beş yılda, dismenore, postmenopozal semptomlar, vajinitis, polikistik over sendromu (PCOS), amenore ve fitoterapi başlıklarında yayınlanmış olan 123 makale tarandı. İn-vitro, hayvan deney modeli ve klinik çalışmalar esas alındı. Çalışmalar tam metin olarak değerlendirilmiş olup çalışma yapılan ülkeler değerlendirilirken çoklu yazar durumunda ilk yazar dikkate alındı.

Bulgular: Makalelerin 63 adedini orijinal çalışmaların oluşturduğu görüldü. Yayın çokluğu sıralamasına göre İran (19), Kore (16), Hindistan (12), Çin (11) ilk dört, Türkiye ise 4 yayınla sekizinci sırada yer aldı. Taranan makalelerde dismenore konusunda 35, postmenopozal sendromda 52, vajinitte 7, PCOS’ta 17, amenorede 12 makale olduğu görüldü. Jinekolojik hastalıklarda fitoterapi çalışmalarının uluslararası literatürde hastalar tarafından tercih edilen bir yöntem olduğu görüldü. 60 makalede tıbbi bitkiler kullanılırken; 4 makalede ise esansiyel yağ olarak bilinen uçucu yağların kullanıldığı, lavanta yağı ve gül yağının bu makalelerde kullanılan yağlar olduğu bildirildi. Bir makalede Bach çiçekleri ile ilgili olgu sunumu görüldü. 4 makalede tıbbi bitkilerin hastalıkla ilgili farmasötik ilaçlarla karşılaştırıldığı tespit edildi. Dismenorede Eryngo bitkisi Ibuprofen ve placebo ile ginger bitkisi, mefenamic asit ve Ibuprofenle, ayrıca ginger bitkisi zinc sülfatla karşılaştırılmış, istatistiksel farklar zikredilmeden etkinliği ve tolere edilebilirliği olduğu belirtilmiştir.

Sonuç: Jinekolojide tıbbi bitkiler ve uçucu yağlar önemli oranlarda kullanılmaktadır. Tıbbi bitkilerin ve uçucu yağların kullanımının etkinliği ve güvenliği ile ilgili bu alanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Anahtar kelimeler: Jinekoloji, Fitoterapi, Dismenore, Postmenopozal semptomlar, Vajinitis, PCOS, Amenore.

A LITERATURE REVIEW FOR PHYTOTHERAPEUTICS IN GYNECOLOGY

Abstract:

Introduction and Aim: Phytotherapy; B treatment with medical herbs “; It is a treatment method which is used in the production of medicines with modern methods which are used from prehistoric times to the present day and which also form the basis of modern treatment system. Today, phytotherapy, which

Page 98: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

95

is being considered among complementary medicine subjects, has led many medical sciences with its accumulation, progression and use in the historical development process. 25% of the drugs used today are of vegetable origin. The aim of this study is to make a literature review of phytotherapeutics used in some gynecological diseases.

Materials and Methods: In the last five years, Google has reviewed 123 articles published in the titles of dysmenorrhea, postmenopausal symptoms, vaginitis, polycystic ovary syndrome (PCOS), amenorrhea and phytotherapy in Google Scholar, PubMed and ScienceDirect. In vitro, animal experimental model and clinical studies were based. The studies were evaluated as full text and the first author was considered in the case of multiple authors while evaluating the study countries.

Results: It was seen that 63 of the articles were composed of original studies. According to Publishing profusion ranks in the first four was taken by Iran (19), Korea (16), India (12), China (11), while Turkey took eighth place with 4 post. There were 35 articles in dysmenorrhea, 52 in postmenopausal syndrome, 7 in vaginitis, 17 in PCOS and 12 in amenorrhea. In gynecological diseases, phytotherapy studies were preferred by patients in international literature. In 60 articles, the medicinal plants were used, while in the 4 articles, essential oils were used as essential oils, and lavender oil and rose oil were the oils used in those articles. In an article, a case report about Bach flowers was observed. In 4 articles, it was determined that the medicinal plants were compared with pharmaceutical pharmaceuticals. Eryngo plant in Dismenored, ibuprofen and placebo, ginger plant, mefenamic acid and ibuprofen, and also compared with ginger plant zinc sulfate, statistical differences are stated without mentioning the efficiency and tolerability.

Conclusion: Medical plants and essential oils are used in gynecology. Further research is needed in these areas related to the effectiveness and safety of the use of medicinal plants and essential oils.

Key words: Gynecology, Phytotherapy, Dysmenorrhea,Postmenopausal symptoms, Vaginitis, PCOS, Amenorrhea.

Page 99: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

96

OZON UYGULAMALARINDA AKUPUNKTUR

Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVASerbest Hekime-posta: [email protected] Ankara-Türkiye

Özet:

Bu çalışmada Ankara Özel GETAT kliniğimizde ozon tedavisinde Akupunktur uygulamasını kombine ederek sonuçları incelenmiştir.

Ozon terapinin “evrenselliği”, medikal ozonun bakterisidal, virüsididal, antifungal, anti-inflamatuar, analjezik, detoksikasyon, mikrodolaşım stimülatörü, immünmodülatör ve diğer terapötik etkilerden sorumlu fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlanan, bilimsel olarak kanıtlanmış geniş biyolojik etkisi ile açıklanmaktadır.

Subkutanöz - Intra-müsküler ozon/oksijen gaz karışımı enjeksiyonu uygulama şekli, ozonun hızlı ve etkili ağrı giderici etkisi, hücre trofizmi ve rejenerasyonunda iyileşme ile sonuçlanan Ozon Akupunktur tedavisidir. Ozon tedavisi ile Akupunkturun kombinasyonu, sadece enerji sirkülüsyonunda yeni bir impuls oluşumu değil aynı zamanda hücrelerin ozon tedavi ile oksijen kullanımını sağlayarak bu impulsun devamı elde edilmiş olur. Meridyen hatları boyunca subkutanöz ozon enjeksiyonunun avantajı, akupunkturdaki enjeksiyon yerinin tam net olarak belirlenmesinin gerekli olmamasıdır, çünkü ozon kolaylıkla yayılabilir ve seçilen noktaya her durumda ulaşır.

Ana semptomun ağrı olduğu bir çok hastalıkta (migren, romatik hastalıklar, Fibromiyalji, spinal osteokondrozisin nörolojik belirtileri) ozonun analjezik etkisi gösterilmiştir. Bu metot dermatoloji (piyoderma, dermatit, psöriazis), cerrahi (trofik ülser deri lezyonları, pürülan yara yüzeyleri, dekübit, fronkül, yanıklar), nöroloji (periferal sinir sistemi hastalıkları) ve diğer tıbbi alanlarda yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.

Gaz karışımı yavaşça ve hastada herhangi bir ağrıya neden olmadan yapılır. İşlerm her gün veya iki günde bir gerçekleştirilir (endikasyona göre uzun bir süreç içinde haftada 1). Bir tedavi kürünün süresi patolojinin türüne ve hastalığın şiddet derecesine göre değişir. Tek dozda enjekte edilen ozon sabit kalabilir veya her takip enjeksiyonunda, ozon konsantrasyonunda artış yapılarak basamak şeklinde artırılabilir (hacim sabit kalır)

Basit uygulama yöntemleri, hastalarca iyi tolere edilmesi, özellikle ozondan kaynaklanan hiçbir yan veya istenmeyen etki olmaması ve düşük maliyeti ozon tedavisini uygun, pratik, güvenli ve etkili bir tedavi ve hastalık önleyici metod yapmaktadır. Ozon tedavisi tek başına veya diğer tedavi yöntemlerine ek olarak etkinliklerini artırmak amacıyla kullanılabilir.

Page 100: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

97

KONUŞMA BOZUKLUĞUNDA HOMEOPATİK YAKLAŞIM

Hayriye ALP

Özet:

Giriş: Homeopati benzeri benzerle tedavi etme prensibi ile çalışmaktadır. Kişisel özelliklerine göre remediler kullanılmaktadır. Christian Friedrich Hahnemann, homeopati babası olarak kabul edilmek-tedir. Kanser vakalarında ise Banerji protokolleri yüksek başarıya sahiptir.

Vaka: 17 yaşıda erkek hasta ,3 yıl önce menengiom nedeniyle opere edilmiş 7 yaşında bacağında kı-rık dışında bir özelliği yok.nöroloji tarafından epitom başlanmış(levetirosetam). 3 öğün yemek yiyen günde yaklaşık 600cc su içen uyku problemi olmayan günlük 1 saat yürüyüş yapıyor, günlük 1 kez tu-valete çıkan en düşük şimdiye kadar 70kg olmuş ‘k ve g’ harflerini söylemekte zorluk çekiyor gözleri operasyondan beri görmüyor.Banerji protokolü uygulanan hastaya ilk seansta Ruta C30+ Calc Phos C30+ Arnica C30 Hamamelis C30 ikinci seans Cupr D6 +Arnica C30+Ac.Hydr C30 üçüncü seans Ruta D6 Hyper C30+ metil kobalamin dördüncü seans ; Euphrasia C200+ D-vit3+ verildi.Hasta ken-dini iyi hissediyor harflerdeki sorunu azaldı.2.Vaka 43 yaşında bayan hasta nöroloji tarafından lingual distoni , temporomandıbuler ağrı tanısı almış sakız çiğneme ile rahatlıyor panik atak ve sosyal fobi eşlik ediyor lioresal 9*2 kullanıyor 6 ayda bir botox yapılıyordu . D vit B12 takviyeleri ve homeopati (Argentum nitricum, Agar, C30) verildi. Hasta konuşması ilk seans sonrası düzeldi.

Sonuç: Bir çok hastalıkta başarı ile uygulanan homeopati ülkemizde de kullanılmaya başlanmış-tır. Homeopati remedilerine ulaşım kolaylaştıkça kullanımı da yaygınlaşacaktır. Hahneman 1810’da Rasyonel Şifa Sanatı Organonunu en büyük kitabı olarak yayımladı;burada sistematik olarak tıbbi bir sistemin yöntem ve ilkelerini açıkladı.Homeopati holistik bir tedavi biçimidir.Hastalığı tedavi eder-ken bütünsel olarak insanı ele almaktadır.

Page 101: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

98

MÜZİK TERAPİDE RİTİM (İNTERAKTİF UYGULAMA)

Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

Özet:

Amaç: İnsan bedeninde uyum içinde çalışan çok sayıda ve farklı değerde frekansların rezonansının müzikte ritim unsuru ile örneklenmesi

Yöntem: Farklı çalışma prensibindeki birçok biyolojik unsur bedenimizde ahenk içinde çalışmakta-dır. Bu ahenk, tıpkı farklı nota ve estrümanların bir arada kullanılması sonucu meydana gelen müzik eseri gibidir. Sağlıklı olmak bu eserin düzenli ve rezonans içinde işlemesine bağlıdır. Biyolojik un-surların ritmi ve frekanslarındaki değişimlerin rezonans içinde yeniden düzenlenememesi ile hasta-lık oluşur. Hastalık aslında bir şekilde ahenk ve rezonansın bozulmasıdır.

Sonuç: Çoklu biyolojik unsurların tasfirini müzikte farklı sesler ve ritimler kullanılarak, tekli çalış-manın çoklu çalışmaya dönüşümünde beklenilen rezonansın interaktif uygulaması görülmüştür.

Page 102: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

99

YETİŞKİNLİK OBEZİTESİ İLE MÜCADELEYE DİYETİSYEN BAKIŞI

Prof. Dr. Nevin ŞANLIERLokman Hekim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Özet:

Dünyada ve Türkiye'de bulaşıcı olmayan hastalıkların yaygınlığı artmaktadır. Şişmanlık ise bu hastalıklar arasında en büyük paya sahiptir. Özellikle; hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme, şişmanlığa zemin hazırlamaktadır ve bu durum sadece yetişkin kadın ve erkekleri değil, çocukları ve gençleri de etkilemektedir.

Obezite tedavisi kompleks ve multifaktöriyel bir durum olduğundan, tedavide amaç; yalnızca vücut ağırlığındaki kaybın sağlanması değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, komorbiditelerin tedavisi ve iyilik halinin sağlanmasıdır. Obezitenin tedavisinde temel olan obezitenin derecesi, eşlik eden hastalıklar, bireyin beslenme ve yaşam tarzının değerlendirilmesi, öncesindeki vücut ağırlığı kaybı girişimlerinin değerlendirilmesidir. Değerlendirme sonrasında yaşam tarzı değişikliği, davranış terapisi, farmakolojik tedavi ve bariatrik cerrahi vb. tedavi seçeneklerinden uygun olana bireysel olarak karar verilmektedir.

Enerji alımının fazlalığı ve enerji harcamasının azlığı şişmanlığın oluşmasında en temel etkendir. Aşırı yeme, ev dışında beslenmenin artması ve buna bağlı olarak yağ ve şeker içeriği yüksek, enerji yoğunluğu fazla olan yiyecek ve içeceklerin alımının artması söz konusudur. Ayrıca tüketilen besin ve içeceklerin porsiyonlarının büyümesinin yanında öğün atlama, hızlı yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları enerji alımının artıran nedenlerdendir. Enerji harcamasının azlığı ise pek çok işin ça-lışma koşullarından kaynaklı özellikle masa başı şeklinde olması, ulaşım koşullarının değişmesi, şe-hirleşmenin artmasıyla birlikte fiziksel aktivitenin azalarak hareketsiz yaşam tarzının artmasından kaynaklanmaktadır. Tüm bunların yanında vücut ağırlığının düzenlenmesinde görev alan bazı hor-monların yapısında ve işlevlerindeki bozulmalara bağlı olarak bireyin iştahı artabilmekte ve enerji dengesi bozularak şişmanlık görülebilmektedir.

Obez ve hafif şişman bireylerde vücut ağırlığı, boy uzunluğu, beden kütle indeksi (BKİ) ve komor-biditelerin varlığı irdelendikten sonra hedeflenen vücut ağırlığı kaybının belirlenmesi gerekmektedir. Tıbbi beslenme planı bireyin gereksinimlerine, beslenme alışkanlıklarına, sosyoekonomik durumuna, besinlerin sağlanması, hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması imkânlarına uygun olmalıdır. Ayrıca vücut ağırlığı kaybı için Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC-American College of Cardiology) Uz-manlar Kurulu’nun önerisi doğrultusunda ilk 6 ay içerisinde %5-10 ağırlık kaybının hedeflenmelidir.

Obezitenin tıbbi beslenme tedavisi yapılırken bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivitesi, hastalık ve özel durumuna göre enerji gereksinmesinin saptanmasında enerjinin bileşenleri olan bazal me-tabolizma hızı ve fiziksel aktivite için harcanan enerjinin doğru saptanması önemlidir. Bazal meta-bolizma hızının saptanmasında önerilen yöntem indirekt kalorimetre ile bazal metabolizma hızının ölçülmesidir.

Sağlıklı, yetişkin bireylerde toplam enerji harcamasının önemli bir bileşeni fiziksel aktivite düzeyidir. Fiziksel aktivite günlük yaşamdaki zorunlu ve isteğe bağlı aktivitelerin toplamıdır. Fiziksel Aktivite Düzeyi (PAL-Physical Activity Level) yapılan fiziksel aktivitenin göstergesi olarak kullanılmaktadır.

Vücut ağırlık kaybının sağlanması için enerji alımının kısıtlanması, fiziksel aktivitenin artırılması veya ikisinin beraber uygulanması ile enerji açığının oluşturulması gerekmektedir.

Yeterli ve dengeli beslenme ve besin çeşitliliğinin sağlandığı, çok düşük enerjili olmayan diyetler vitamin ve mineral içeriği açısından da yeterlidir.

Page 103: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

100

NUTRİSYONEL KETOZİS VE MİTOHORMESİS’IN MİTOKONDRİ FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

Prof. Dr. Banu Ç[email protected] profdrbanucayci.com Çukurambar - Çankaya / Ankara

Özet:

Mitokondria, enerjiyi ve strese adaptasyonu sağlayan sinyalleri üreten endokrin organlardır. Mito-kondriler, sistemik ve hücresel enerji dengesi ve hücre içi ve dışı çevre de nükleer transkripsiyon cevabını düzenleyen sinyal merkezleridir. Diabet, obesite, yağlı karaciğer, yaşlanmayla ilgili deje-neratif hastalıklar gibi kompleks hastalıklar, mitokondrinin oksidatif fosforilasyon fonksiyonundaki değişikliklerle ilişkilendirilmektedir.

Mitokondriler aynı zamanda progesteron, minerolokortikoidler, glukokortikoidler, androjenler, öst-rojenleri de üreten endokrin organellerdir. Mitokondriyal respirasyonun artması, elektron transport zincirinde elektron akışının artması anlamına gelir ve bu da mitokonrial ROS (mtROS) üretimini des-tekler. Oksidatif stres artışı zararlı olmakla birlikte orta düzeyde ROS üretimi hormetik adaptasyonun uyarılması için gerekli sinyal olarak değerlendirilebilir.

İnsülin hormonu enerjiyi adipoz dokuda yağ olarak depolamaya yönlendirilirken, bu dokulardaki lipaz enzimini inhibe eder, trigliseridlerin hidrolizini engeller. Buna cevaben açlık ve iştah artar, me-tabolizma baskılanır, desteklenen bu pozitif enerji dengesi obezite gelişimiyle ilişkilidir. İyi formüle edilmiş bir ketojenik diyette günlük karbonhidrat alımı 50mg/gün’nün altında ve protein alımı da 1.5 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

Özellikle; yakıt maddesi olarak glikozu kullanan hücrelerde glukoneogenez yoluyla glikoz eldesi yetersiz kalmakta ve bu hücrelerglikozglikoza alternatif olarak keton isimlerini kullanmaktadırlar. Bu şartlarda kan insülin düzeyi düşmektedir, glikozglikoz ve yağ depolama eğilimi azalmaktadır. Hor-monal değişiklikler yağ adipoz dokudan yağ yıkımını destekler ve yağ asitleri daha çok yakıt olarak kullanılabilirler.

Bu tipik olarak dolaşımdaki β-hidroksibütirat (BHB) ve asetoasetat (ACA) düzeylerini artırır, ancak bu 0.3 mM dan daha düşük konsantrasyonda olup nutrisyonel ketozis olarak izlenir. Nişasta içer-meyen sebzeler ketojenik diyette destekleyici diyet bileşenleridir. Düşük karbonhidratlı diyetlerde barsak florasını desteklemek için kullanılırlar.

Aynı zamanda nişasta içermeyen karbonhidratlar ki bunlar prebiotik liflerdir; gerekli mikrobesin dü-zeyini sağlarken, barsak mikrobiatası için lif kaynağını oluştururlar. Barsak mikrobiotası tarafından üretilen prebiotik lifler, mitokondrial fonksiyonlarla ve antioksidan sistemle ilişkili metabolik sinyal-leri üreten kısa zincirli yağ asitlerini de oluştururlar.

Anahtar kelimeler: Ketojenik diet, Mitohormesis, Mitokondri, Yağ azaltılması.

NUTRITIONAL KETOSIS AND MITOHORMESIS: POTENTIAL IMPLICATION FOR MITOCHONDRIAL FUNCTION

Mitochondria are endocrine organelles that provide both the energy and signals that enable and direct stress adaptation. Mitochondria perform essential roles as crucial organelles for cellular and systemic

Page 104: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

101

energy homeostasis, and as signaling hubs which coordinate nuclear transcriptional responses to the intra- and extra-cellular environment. Complex human diseases, including diabetes, obesity, fatty liver disease and aging-related degenerative diseases are associated with alterations in mitochondrial oxidative phosphorylation (OxPhos) function.

Mitochondria, which have so far been described as the major source of cellular energy, are also the site of synthesis for all steroid hormones This includes progestogens (e.g., progesterone), mineralocorticoids (e.g., aldosterone), glucocorticoids (e.g., cortisol and corticosterone), androgens (e.g., testosterone), and estrogens (e.g., estriol).Increased reliance on mitochondrial respiration will increase the flow of electrons through the mtETC and, in turn, increase the potential for mtROS formation. Although oxidative stress is traditionally viewed as harmful, a modest increase in ROS is now established as a signaling stimulus that induces hormetic adaptation .

Insulin inhibits breakdown of fat in adipose tissue by inhibiting the intracellular lipase that hydrolyzes triglycerides to release fatty acids and directs the partitioning of energy toward storage as fat in adipose tissue.In response, hunger and appetite increases and metabolism is suppressed, thereby promoting the positive energy balance associated with the development of obesity.A “well-formulated” ketogenic diet is generally characterized by a total carbohydrate intake of less than 50 g/d and a moderate protein intake of approximately 1.5 g/d per kg of reference weight .

Endogenous production of glucose by gluconeogenesis remains too low to cover the body’s glucose needs of cells that primarily rely on glucose as a fuel, ketone bodies will be produced as an alternative to glucose .In this condition, insulin levels in the blood will be low, sharply reducing the stimulus for fat and glucose storage. Hormonal changes would subsequently lead to an increase in the breakdown of fat from the fat cells and making more fatty acids available as fuel.

This typically increases circulating β-hydroxybutyrate (BHB) and acetoacetate (ACA) from concentrations that are typically less than 0.3 mM into the range of nutritional ketosis, which for BHB, we define as 0.5–3 mM .Nonstarchy vegetables are one of the few dietary components nearly unanimously agreed upon as healthful. Given their health-supporting characteristics and low carbohydrate content, they should be a prominent component of any ketogenic diet.

Benefits of nonstarchy vegetables that may be particularly relevant to nutritional ketosis include the maintenance of adequate micronutrient status and the presence of prebiotic fiber as substrate for the gut microbiota .In addition to the importance of prebiotic fiber for basic health, the short-chain fatty acids produced by the gut microbiota from this dietary fiber support ketogenesis and metabolic signaling related to mitochondrial function and antioxidant defense.

Key words: Ketogenic diet, Mitohormesis, Mitochondria, Fat reduction.

Page 105: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

102

MİKROBİOTA VE METABOLİK DENGE

Dr. Nezir ÇELİKSerbest Hekim Çukurambar /Ankara

Özet:

Bu çalışmada Mikrobiyata dengesinin bozulması sonucu oluşan disbiyozis ve neden olduğu hasta-lıkların etki mekanizması hakkında bilgilendirme amaçlanmıştır. Karaciğer, safra kesesi ve pankreas gibi yardımcı sindirim organlarımız sindirim hormonları ve enzimler ile sindirimi gerçekleştirmekte-dir. İnce bağırsaklarda besin emilimi sağlanmaktadır. Atık maddeler kalın bağırsak tarafından atmak-tadır. İnce bağırsağın emilim alanı olan villuslar ve mikrovilluslar 250-400 m2 kadardır. Sindirime uğ-rayan besinler, mineraller, vitaminler ve su direkt olarak emilebilir. Suyun çoğu ince bağırsakta emilir (%92). Her gün 9 litre kadar su sindirim sistemine girer. Bu suyun %92’si ince bağırsakta, kalan %6-7’si kalın bağırsakta ağırlıklı olarak çıkan kolon ve çekumda emilir. Gastro intestinal sistemdeki lenfoid doku vücuttaki immün hücrelerin %70’ini oluşturur. Kalın bağırsak bakteri populasyonunun en yoğun olduğu yerdir. Feçesin kuru ağırlığının %30’unu mikroorganizmalar oluşturur. Barsak dis-biyozisini takiben gelişen barsak mukoza bariyerin hasarı sonucu, gıdalara karşı aşırı antikor üretimi ile seyreden reaksiyon zinciri oluşmaktadır. Aşırı geçirgen bir bağırsak oluşur. Süt ve süt ürünleri, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, glüten, rafine karbonhidratlar, ağır metal içeren raf ömrü uzun olan gıdalar, kişiye özgü bazı sebze ve meyve alerjileri, civa içerikli amalgam dolgular, kuruyemişler, yemek pişirme şekline bağlı oluşan ağır metal zehirlenmeleri en sık gıda duyarlılığının tespit edil-diği besin gruplarının başında gelmektedir. Microbiyata çeşitliliğinin azalması ve geçirgen bağırsak sendromunun oluşması sonucu Diyabet, Obezite, Hipotiroidi, Fibromyalji, Romatizmal Hastalıklar gibi otoimmün hastalıklar, Otizm, Parkinson, Multipl Skleroz, Alzheimer, Kolorektal kanser ve diğer sindirim sistemi kanser türleri ve modern çağın birçok hastalığının oluşumunda önemli rol oyna-maktadır. Bu sunumda mikrobiyata ve Disbiyozis’e ilave olarak farklı bir beslenme protokolü olan Metabolik dengenin mikrobiata üzerine etkilerinden söz edilecektir.

Kilo verme döneminde dikkat edilmesi gereken Metabolik Denge kuralları nelerdir?

Kiloyu koruma döneminde neler yapmalıyız?

İnsanlar neden tekrar kilo alırlar?

Kilo verirken Vücutta detox yöntemleri nelerdir?

Bu soruların cevaplarını bu sunumda bulacaksınız.

Anahtar Kelimeler: Mikrobiota, Disbiyozis, Detoks, Metabolik denge.

Abstract:

The aim of this study is to give information about the dysbiosis caused by the disruption of microbiota and the mechanism of action of diseases caused by digestion. Our digestive organs, such as the liver, gallbladder, and pancreas, digest with digestive hormones and enzymes. Nutrient absorption is provided by the small intestine. Waste is disposed of by the large intestine. The villi and microvilli, which are the absorption area of the small intestine, are 250-400 m2. Digestible foods, minerals, vitamins and

Page 106: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

103

water can be absorbed directly. Most of the water is absorbed in the small intestine (92%). Every day 9 liters of water enters the digestive tract. 92% of that water is absorbed in the small intestine and the remaining 6-7% in the large intestine, mainly in the ascending colon and cecum. The lymphoid tissue in the gastrointestinal tract constitutes 70% of the immune cells in the body. Thick intestine is the most intense bacterial population. Microorganisms constitute 30% of the dry weight of faeces. As a result of the damage of the intestinal mucosal barrier following intestinal dysbiosis, the reaction chain occurs with the production of excessive antibodies to the food. It consists of an overly permeable intestine. Milk and milk products, egg, shellfish, gluten, refined carbohydrates, heavy metal shelf, long-term foodstuffs, personalized vegetable and fruit allergy, mercury-containing amalgam fillings, dried nuts, heavy metal poisoning due to the cooking style are the most frequent food groups in the beginning of food sensivity detection. As a result of decreased microblady diversity and the formation of permeable bowel syndrome, autoimmune diseases such as Diabetes, Obesity, Hypothyroidism, Fibromyalgia, Rheumatic Diseases, Autism, Parkinson’s, Multiple Sclerosis, Alzheimer’s, Colorectal cancer and other digestive system types play an important role in the development of many diseases of modern age. In this presentation, the effects of metabolic equilibrium, which is a different dietary protocol, on microbiate will be mentioned in addition to microbiology and dysbiosis.

What are the rules of Metabolic Balance that should be considered in weight loss period?

What should we do during the protection period?

Why do people get weight again?

What are the detox methods in the body when losing weight?

You will find the answers to these questions in this presentation.

Key words: Microbiota, Dysbiosis, Detox, Metabolic balance.

Page 107: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

SİGARA BIRAKMADA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest HekimE-posta: [email protected] Kızılay- Ankara

Özet:

Amerika kıtasının keşfi ile önce Avrupa’ya sonrasında da tüm dünyaya yayılan tütün bitkisi sağlığa zararları yıllar önce kanıtlanmasına rağmen hala çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Tütün ba-ğımlılığının asıl nedeni psikoaktif bir madde olan nikotindir. Her sigarada yaklaşık 9-20 mg Nikotin bulunmaktadır. Düşük dozlarda uyarıcı etki gösterirken yüksek dozlarda başlangıçta uyarıcı sonrasın da sakinleştirici etki gösterir. Ayrıca, nikotinik kolinerjik reseptörleri aktive ederek dopamin, nore-pinefrin, asetilkolin, seratonin gibi çok sayıda nörotransmitter salınımına neden olur. Bırakıldığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Auriküloterapi bu belirtileri ortadan kaldırarak nörotransmitter den-gesini düzenler.

Anahtar Kelineler: Tütün, Nikotin, Auriküloterapi.

AURICULOTHERAPY IN SMOKING CESSATION

Abstract:

Tobbaco plants that has spread to Europe with the discovery of the American continent then all over the world, is still widely used, despite the healt hazards of tobbaco over the years. The main cause of tobbaco addiction is Nicotin, a psychoactive substance. Each cigarette contains about 9-20 mg Nico-tin. High dose has a calming effect after stimulant initially while low dose has a stimulating effect. In addition, it avtivates nicotinic cholinergic receptors and causes a large number of neurotransmit-ters release such as dopamine, norepinephrine, acetylcholine, seratonin. Withdrawal symptoms occur when smoking is quit. Auriculotherapy regulates the balance of neurotransmitters by eliminating these symptoms.

Key words: Tobbaco, Nicotin, Auriculotherapy .

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

104

Page 108: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

105

KUPA TEDAVİSİ (HACAMAT) VE GETAT KOMBİNASYONLARI

Dr. Turanşah TÜMER

Özet:

Koruyucu hekimlikte ve hastalık tedavilerinde kullanılan geleneksel ve tamamlayıcı temelinde has-talıkların hemen hepsinde ortak görülen inflamasyon, ödem, meridyen blokajları, organ fonsiyon zayıflamalarını önlemek veya tedavi etmektir. Bunun için hasta bütün olarak ele alınmalı, bütüncül tıbbi tedavilerinden yararlanmalıdır. Bu kombinasyonlar hacamat temelinde hirudoterapi , lokal veya majör ozon, PRP (Plateletten zengin plazma), mezoterapi, fitoterapi, akupunktur olabilir. Hangi kom-binasyonun hangi dozlarda kullanılacağına bu tedavilerin eğitimini almış, hasta tecrübesi olan hekim karar verir.

Hastalık sebebi olabilecek organizma veya çevresel sebeplerden kurtulabilmenin veya olabilecek pa-tolojileri minimize etmenin en etkili yolları tecrübelerimize göre hacamat rutinli GETAT kombinas-yonlarıdır.

Hacamat ve GETAT kombinasyonları uygulamaları ciltteki akupunktur tedavi noktaları dikkate alına-rak yapıldığında; detox, rejenerasyon, metabolik regülasyon, immüno stimülasyon ve cutano visseral akupunktur etkileri oluşur. Bu da içimizde zayıf kalmış, ama aslında yaratılıştan Allah’ın bize nimet olarak verdiği zaman ve çevresel şartlarla azalmış sağlıklı kalabilme mekanizmalarını etkinleştirmek-tedir.

Page 109: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

106

AKUPUNKTUR MUAYENEHANE YÖNETİMİ

Dr. Nalan ERDEMOsmangazi Bursa

Özet:

Türkiye’de akupunktur muayenehanesi çalıştırmak hem tıbbi uygulamalar, hem yönetmelikler açısından bazı özel zorluklar taşımaktadır. Hastalar üzerinde akupunktur uygulamalarına, bunu uygulayan hekimlere karşı algı; uygulayıcı üzerinde uygulamanın kalitesini etkileyebilecek kaygılara yol açabilmektedir. Bilimsel dayanağı olan, etik ilkelere uygun bir süreç izlemek bu kaygıyı azaltmakta önem taşımaktadır. Güvenli ya da güvensiz, önyargılı ya da aşırı destekleyici hastalarla iletişim farklı yaklaşımlar gerektirmektedir.

Akupunktur uygulamalarını bilimsel ve etik ilkelere bağlı kalarak tutarlı bir şekilde ve ısrarla aynı çizgide sürdürmek başarıda en önemli kriterdir. Başlangıçta hasta sayısı ya da ekonomik gelir ön plana alınmadan güvenli ve istikrarlı yaklaşımlar göstermek ve sabırlı olmak gereklidir. Erken dönemde karşılaşılan zorluklar özverili bir çalışmayla aşılabilmektedir.

Çalışma ortamı mimarisi ve genel gelir/giderlerin yönetimi, resmi prosedürler, personel yönetimi gibi alanlarda karşılaşılan zorluklar zamanla aşılabilmektedir.

Sabırlı, tutarlı ve uzun sürece dayalı bir uygulama pratiği geliştirmek akupunktur muayenehanesi yönetiminin en temel anahtarıdır.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Muayenehane, Yönetim.

ACUPUNCTURE OFFICE MANAGEMENT

Abstract:

Managing an acupuncture clinic in Turkey, poses some special challenges in terms of both state regulations and medical practice. Patients’ perception on acupuncture and on the practitioner may cause concerns that may affect the quality of the application. Following a process that has scientific basis and is in compliance with ethical principles is important in reducing this anxiety. Communications with patients who are secure or insecure, prejudiced or overly supportive require different approaches.

Maintaining acupuncture practices consistently and persistently in line with scientific and ethical principles is the most important criterion in success. It is necessary to show safe and stable approaches at the beginning without taking the number of patients or economic income to the forefront. The difficulties encountered in the early period can be overcome with a devoted work.

Difficulties in areas such as working environment architecture and management of general income / expenses, formal procedures and personnel management can be overcome in time.

Developing a practice based on consistent and long term process is the most fundamental key to acupuncture practice management.

Key words: Acupuncture, Office, Management.

Page 110: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

107

OBEZ BİR ÇOCUKDA HİPNOZ DENEYİMİ

Dr. Ayten YILMAZSakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi, Sakarya, Türkiye.

Özet:

Amaç: Obez bir adelosanda hipnozun kilo verme üzerindeki olumlu etkilerini sizlerle paylaşmak is-tedik. Obezite günümüzde bir halk sağlığı sorunudur, çocuk ve adölesanların %25-30 unu etkiler. Şiş-manlığın patolojik nedeni olarak; beslenme regülasyon bozukluğu, psikojenik, nörojenik bozukluklar ve genetik faktörler rol oynamaktadır. Ayrıca; bir yakının kaybı, stres ya da mental depresyonda insanların büyük ölçüde kilo aldığı, yemek yemenin, gerilimden kurtulma yolu olarak düşünüldüğü görülmektedir. Klinikte “vücut kitle indeksi” (body mass index-BMI) ölçülerek obezite tespit edilir. BMI değeri kilonun boy uzunluğunun metrekaresine bölünmesiyle tanımlanır. (kg/m²). 11-yaş-kız için ideal BMId eğeri, obezite sınırı 25.4’kg/m²dir.

Gereç ve yöntem: E.S.11-yaş-kız, 147 cm boy, 63 kg, BMI: 29.15kg/m². Kilo alma şikayetiyle merkezimize başvurdu. Anamnezinde fazla kiloların 3 yıl evvel geçirdiği tonsillektomiden sonra oluştuğu, tokken yemek yediği, 11-09-2018de pediatriste başvurduğu, fiziki muayene ve tahlillerinin normal olduğu öğrenildi. Hipnoterapi planlanarak hipnoz hakkında bilgilendirme yapıldı ve mayala-maya geçildi. Sonraki seans yaş geriletme tekniği uygulandı. Tonsillektomi sırasında yaşadığı trav-matik korku duygularına ulaşıldı. Katarsis sağlandı. Çapa yöntemiyle pozitif imajinasyon uygulandı, posthipnotik telkin verildi.

Bulgular: Hasta seansının birinci haftasında 5 kilo, 3 hafta sonunda 8 kilo kaybettiği, BMI:26.8kg/m², fizik muayene ve kan tahlillerinin normal olduğu görülmüştür.

Sonuç: Hipnoterapi psikolojik kökenli kilo artışının tedavisinde etkili ve maliyeti ucuz bir yöntem-dir. Adolesan dönemde obez olan kişilerin hayatları boyunca obez olma ihtimalinin yüksek olduğu görülmüştür. Obezite, bireyi psikolojik anlamda etkilediği gibi, ileri yaşlarda lipid metabolizması bozukluğu, ateroskleroz, arteriyel hipertansiyon, karaciğer yağlanması ve diabet oluşma riskini de yükseltir. . Tamamlayıcı tıp uygulamalarının obezite ve yeme bozukluklarında etkinliğiyle ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Yapılacak çalışmaların, obezite ve obezitenin sebep olduğu hastalıkların tedavisi ile, etkinlik ve maliyet açısından önemli katkıları olacağı düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Hipnoz, Obezite, Telkin, Regresyon, Tamamlayıcı tıp.

HYPOSIS EXPERIENCE IN AN OBESE CHILD

Goal: We would like to share with you the positive effects of hypnosis on weight loss in obese adolescent.Obesity is a public health problem today, affecting 25-30% of children and adolescents. Nutritional regulation disorder, psychogenic, neurogenic disorders and genetic factors play a role as the pathological cause of obesity. In addition, loss of a person, stress or mental depression in people with a great deal of weight, eating is seen as a way to get rid of tension is detected by measuring the body mass index (BMI) in the clinic. The BMI value is defined by the weight divided by one square meter of height. (kg / m²). The BMI value for the 11-year-old girl is 25.4 kg / m².

Page 111: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

108

Materials and methods: E.S.11-age-girl, 147 cm height, 63 kg, BMI: 29.15kg /m². She applied to our center with the complaint of weight gain. In her history, it was learned that excess weight was formed after tonsillectomy which was happened 3 years ago, she ate food when she was full, she visited to pediatrist in 11-09-2018 and her physical examination and analysis were normal. Hypnotherapy was planned and information about hypnosis was made and fermentation was started. The next session was performed with age retraction technique. The traumatic fear feelings she experienced during tonsillectomy were reached. Catharsis was provided. Positive image was applied by anchor method and posthypnotic suggestion was given.

Results: The patient's session lost 5 kilos in the first week, 8 kilos in 3 weeks, BMI: 26.8kg / m², and physical examination and blood tests were normal.

Conclusion: Hypnotherapy is an effective and cost-effective method for the treatment of psychological origin weight gain. It is observed that the obese people in the adolescent period are more likely to be obese during their lives. Obesity affects the individuals psychologically and increases the risk of lipid metabolism in advanced age, atherosclerosis, arterial hypertension, fatty liver and diabetes. . Further studies on the efficacy of complementary medicine applications in obesity and eating disorders are needed. The studies to be done, obesity and obesity caused by the treatment of diseases, efficiency and cost are thought to be important contributions.

Key words: Hypnosis, Obesity, Suggestion, Regression, Complementary medicine.

Page 112: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

109

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARININ HUKUKSAL BOYUTU:TÜRKİYE – AVRUPA KARŞILAŞTIRMASI

Zeynep REVAAvukat, LL.M. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku Doktora Programı öğrencisi

Özet:

Amaç: Dünya Sağlık Örgütü geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını “açıklanabilen ya da açık-lanamayan farklı kültürlere özgü teorilere, inanışlara ve tecrübelere dayanan ve fiziksel ve ruhsal hastalıklardan korunma, onların teşhis, iyileştirme ve tedavisi gibi sağlığın korunması için kullanılan bilgi, yetenek ve uygulamaların toplamı” olarak tanımlamıştır. Bu çalışma, geleneksel ve tamamla-yıcı tıp uygulamalarının hukuksal boyutunun incelenmesini hedeflemekte olup, bu inceleme Avrupa ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak yapılacaktır.

Gereç ve Yöntemler: Çalışma, literatürdeki araştırma ve verilerin sistematik bir incelemesine ve analizine dayanmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları Sağlık Bakanlığı, Avrupa Bir-liği bünyesinde yürütülen CAMbrella çalışması, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014-2023 stratejisindeki bilgiler başta olmak üzere literatür taraması yapılarak analiz edilmiştir. Literatür taraması “Ulakbim Türk Akademik Ağı ve Bilgi Merkezi”, “Google Akademik”te Şubat 2019 ve Mart 2019 tarihleri ara-sında “geleneksel tıp”, “tamamlayıcı tıp”, “akupunktur”, “homeopati” ve “kayropraktik” kelimeleri olmak üzere beş anahtar kelime kullanılarak yapılmıştır.

Bulgular: Türkiye’de yasal düzenlemeye tabi tutulan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamala-rı; akupunktur, apiterapi, fitoterapi, hipnoz, sülük, homeopati, kayropraktik, kupa (hacamat), larva, mezotrapi, proloterapi, osteopati, ozon, refleksoloji ve müzikterapidir. Bu uygulamaların bir kısmı Avrupa ülkelerinde de uygulanmakta iken, bazıları uygulanmamaktadır. Ülkemizde de uygulanan ve yasal düzenlemeye konu olan “akupunktur” Avrupa’da 26 ülkede, “homeopati” 24 ülkede ve “kay-ropraktik” ise 26 ülkede yasal olarak düzenlenmiştir. Avrupa ülkelerinde en çok görülen bu üç uygu-lama; kimin uygulayacağı, nasıl bir yeterlilik isteneceği ve nasıl finanse edileceği gibi başlıklar esas alınarak karşılaştırılmış ve farklı uygulamalara rastlanmıştır.

Sonuç: Gerek doğu toplumlarında gerekse de batı toplumlarında modern tıbbin alternatifi olarak de-ğil, tamamlayıcısı olan pek çok uygulama bulunmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamala-rı, modern tıbbın ilgilenemediği alanlarda, insan sağlığı açısından önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının da, tıpkı modern tıp uygulamalarında olduğu gibi, bi-limsel boyutta düzenlenebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, özellikle aydınlatılmış onam ve hatalı uygulamalara dair bakım standartlarının oluşturulması önemlidir.

LEGAL DIMENSION OF THE TRADITIONAL AND COMPELMENTARY MEDICINE PRACTICES:

COMPARISON OF TURKEY AND EUROPEAN COUNTRIES

Abstract:

Context and Aim: Traditional medicine is defined by World Health Organisation as “the sum total of the knowledge, skills, and practices based on the theories, beliefs, and experiences indigenous

Page 113: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

110

to different cultures, whether explicable or not, used in the maintenance of health as well as in the prevention, diagnosis, improvement or treatment of physical and mental illness.”. This study aims to analyse the practice methods; the analyse will be performed in comparison with Turkey and the European countries.

Methodology: This study is based on a systematic review and analysis of research and data from the literature. Traditional and complementary medicine practices were analysed within the scope of the literature screening in particular data of the Ministry of Health, the CAMbrella study which had been conducted by the European Union, and the 2014-2023 strategy document of World Health Organisation. The literature review was carried out in “Ulakbim Turkish Academic Network and Information Center”, “Google Scholar“. The research was made between February 2019 and March 2019 and 5 keywords were used: “traditional medicine”, “complementary medicine”, “acupuncture”, “chiropractic”, and “homeopathy”.

Findings: The traditional and complementary medicine practices which are regulated on a legal basis in Turkey are; acupuncture, apitherapy, phytotherapy, hypnosis, leech therapy, homeopathy, chiropractic, cupping therapy (hacamat), maggot therapy, mesotherapy, prolotherapy, osteopathy, ozone therapy, reflexology and music therapy. Some of these practices are used and regulated in the European countries as well while some of them are not used. Acupuncture is used in 26 European countries, homeopathy is used in 24 European counties, and chiropractic is used in 26 European countries. These practices are used and regulated in Turkey as well. These 3 most common practices in Europe were compared and analysed under the topics of who can practise, what qualifications are required and how services are offered and financed; and it is found that there is a a diversity of regulation across the European countries.

Conclusion: There are numerous practice methods, which are not as alternative, but as complementary to modern medicine, are used the eastern and western societies. Traditional and complementary medical practices fill an important gap in human health, especially in those cases when modern medicine is indifferent to human beings. It is important to make the required legislation in order to regulate the traditional and complementary medicine practices in a scientific way just like in modern medicine practices, in particular at the areas on the care standards and malpractice and obtaining the informed consent of the patient.

Page 114: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r

111

OTİZMLİ HASTADA OZON TEDAVİSİNİN YERİ

Yaşar ARSLAN Algoloji, Anestezi ve Reanimasyon, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Afyonkarahisa r/ Türkiye

Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı - Konya / Türkiye Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi-Ankara / Türkiye

Özet:

Giriş: Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle 2 yaşından sonra ortaya çıkar, otistik çocuklar genelde öğrenme ve algılama bozuk-luğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülür. Burada otizmli hastada ozon tedavisi ile ilgili bir olgu sunacağız.

Olgu: 5 yaşında erkek çocuk. Burada otizme bağlı çevresiyle kooperasyon kuramama, konuşmama, ajitasyon vardı. Bu hastamızın tedavisi için çeşitli kliniklere başvurmuş ve cevap alamamış, en so-nunda televizyon haberlerinde ozon tedavisinin otizme faydalı olduğunu duymuş ve kliniğimize baş-vurmuştur. Bu hastamızın küçük olması nedeniyle MAH ozon tedavisi yerine rektal ozon planladık ve önce 5 gamadan 200 cc rektal ozon verdik. Bu seanslara 3 gün arayla en az 15 – 20 seans gelme-sinin gerektiğini söyledik. 2’nci seansta 10 gama 200 cc’den rektal ozon yaptık ve bütün seanslarda bu dozda devam ettik. 10’uncu seanstan sonra hastamızın ajitasyonunda azalma, söylenenleri yapma, kooperasyon kurma gibi kazanımların olduğunu öğrendik. Yine seanslara devam ettik. 15’inci seans-tan sonra aile önceki kazanımlara ek sözcük kurmalarının başladığını söyledi. Seanslara yine devam ettik. 20’nci seanstan sonra önceki kazanımlara ilaveten düzenli cümle kurma, söylenenlere cevap verme ve yapma şeklinde kazanımların olduğunu öğrendik. Bunun üzerine tedavimizi sonlandırdık ve ayda bir seanslara gelmesini söyledik.

Sonuç: Otizmin normalde hiçbir tedavisi yoktur. Fakat ozon tedavisiyle otizm hastalarında olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Bu etkinin ozon tedavisinin NO (nitrik oksit) artışına bağlı vazodilatasyo-na bağlı olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle otizm hastalarının tedavisinde ozon tedavisinin uygu-lanmasının faydalı olduğu görüşündeyiz.

Anahtar kelimeler: Otizm, Ozon terapi.

THE PLACE OF OZONE THERAPY IN PATIENTS WITH AUTISM

Abstract:

Login: Autism is a general developmental disorder that affects social and communication skills. Au-tism usually occurs after 2 years of age, and autistic children often suffer from learning and percep-tion disorders. The majority of children with autism have different levels of mental retardation. Here we present a case of ozone therapy in a patient with autism.

Page 115: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

112

Phenomenon: 5 years old boy. There was no co-operation, non-coercion, agitation with autism-bound environment. We applied to various clinics for the treatment of this patient and could not get any response. Finally we heard that ozone therapy in television news was beneficial for autism and app-lied to our clinic. Due to the small size of this patient, we planned rectal ozone instead of MAH ozone therapy and gave 200 cc of rectal ozone before 5 oz. We said that these sessions should have at least 15 - 20 sessions with 3 days intervals. In the 2nd session we made rectal ozone from 200 cc to 10 gamma and we continued this dose in all sessions. After the 10th session, we learned that there was a decrease in the agitation of our patient, making what was said and cooperating. We continued the sessions again. After the 15th session, the family said that they started to form additional words to previous gains. We continued the sessions again. In addition to the previous achievements after the 20th session, we learned that there were gains in order to create regular sentences, respond to what is said and do. We ended our treatment and told him to come to the sessions once a month.

Result: There is normally no cure for autism. However, positive results can be obtained in autism patients with ozone therapy. We think that this effect is due to vasodilatation due to NO (nitric oxide) increase in ozone treatment. Therefore, we think that the application of ozone therapy in the treatment of autism patients is beneficial.

Key words: Autism, Ozone therapy.

Page 116: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r

113

DİYABETİK AYAK YARASININ TEDAVİSİNDE OZON TERAPİ

Yaşar ARSLAN Algoloji, Anestezi ve Reanimasyon, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Afyonkarahisa r/ Türkiye

Op.Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı - Konya / Türkiye Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi-Ankara / Türkiye

Özet:

Giriş: Diyabetik ayak yarası, şeker hastalarında ayak ya da parmakta çıkan ve uzun süre iyileşmeyen yaralardır. Burada diyabetik ayak yarası tedavisinde ozon terapinin etkisi ile ilgili olgu sunacağız.

Olgu: 65 yaşında erkek hasta. Bu hastamızda kötü kokulu diyabetik ayak yarası vardı. Bize geldi-ğinde AKŞ 200 ve HbA1c 10.5’di. Bunun için çeşitli kliniklere başvurmuş en son gittiği klinikte ampütasyon önerilince kliniğimize başvurdu. Burada ilk önce 5 gamadan MAH ozon tedavisi ve 60 gamadan torbalama yaptık. 3 gün sonra kontrole çağırdık. Kontrolde yara kokusu azalmıştı. Bunun üzerine 10 gamadan MAH ozon tedavisi ve 60 gamadan torbalama yaptık. 3 gün sonra kontrole ça-ğırdık, kontrolde yara kokusu kalmamıştı. Bunun üzerine 10 gamadan MAH ozon tedavisi 10 gama-dan 3’er gün arayla 6 seans daha ozon torbalama tedavisi yaptık. Bu tedaviler sonucu yara tamamen kapanmıştı. Bunun üzerine 3 ay sonra kontrole çağrıldı. Kontrolde AKŞ 120 HbA1c 8.2 idi ve ayak yarası yoktu.

Sonuç: Burada ozon tedavisinin hem antiinflamatuar hem de rejenerasyon etkisinden faydalanarak bu yaranın iyileştiğini gördük. Aynı zamanda ozon insülin direncini kırmakta ve insülin salınımını artırdığı için HbA1c ve AKŞ’nin düştüğünü gördük. Kapanmayan diyabetik ayak yarasında medikal tedaviden sonra ve cerrahiden önce bu ozon tedavisinin kullanılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Anahtar kelimeler: Diabet, Yara, Ozon terapi,

OZONE THERAPY IN THE TREATMENT OF DIABETIC FOOT WOUND

Özet:

Login: Diabetic foot wounds are the wounds on the feet or fingers in diabetic patients that do not improve for a long time. Here we present a case of the effect of ozone therapy in the treatment of diabetic foot injury.

Phenomenon: 65 years old male patient. This patient had a foul smelling diabetic foot injury. When it came to us was 200 and HbA1c 10.5. He consulted various clinics and applied to our clinic for amputation in his last clinic. Here we first had 5 ozalan treatment of MAH ozone and 60 bags. Three days later, we called for a check. The scent was reduced in control. So we had MAH ozone treatment and bagging 60 of the gamma. 3 days later, we called for control, there was no smell of wound in the control. We have done ozone bagging treatment for 6 more sessions each day. As a result of these tre-

Page 117: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

114

atments, the wound was completely closed. Three months later, he was called for control. The control was 120 HbA1c 8.2 and there was no foot injury.

Result: We have seen that the wound is healed by taking advantage of both anti-inflammatory and regeneration effects of ozone therapy. At the same time, we found that HbA1c and AKŞ are falling because ozone breaks the insulin resistance and increases the insulin release. We think that this ozo-ne treatment should be used before and after the surgical treatment in the non-closing diabetic foot wound.

Key words: Diabetes, Wound, Ozone therapy.

YAŞAR MEDİKAL LTD. ŞTİ.Şehremini Mah.Denizabdal Cami Sok. No: 9/B 34280 Çapa / İSTANBULTel: 0212 586 68 00 Faks: 0 212 586 68 [email protected]

Page 118: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMUPROGRAM VE ÖZETLERİ

Page 119: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

13 Haziran 2019 Perşembe

09:30 – 13:00 KAYIT ve GİRİŞ

14:00 – 16:00 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 1 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üy. Ali Timuçin ATAYOĞLU

SELVİ Salonu Kronik İnflamasyon ve GAPS Dr. Asuman KAPLAN ALGIN

ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR

DEFNE Salonu Gua-Sha: Teorisi ve Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

16:00 – 16:15 A R A

16:15 – 18:15 LADİN Salonu Yamamato YNSA - Bölüm 2 Dr. Levent TEKÇİ

GÖKNAR Salonu Hipnoz Dr. Mehmet KARAV

SELVİ Salonu Akupunkturda Önemli Bir Tedavi Engeli: Giriş Çıkış Blokları Prof. Dr. Saliha KARATAY

ARDIÇ Salonu Kronik Enflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

SEDİR Salonu Boyun Ağrılarında Nöralterapi Uygulamaları Dr. Demet ERDOĞAN - Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

DEFNE Salonu PRP, CGF, Ozonlu PRP, GCF Uygulamaları Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA - Dr. Yücel KATI

ÇALIŞTAY PROGRAMI*

Page 120: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma

08:30 – 10:30 LADİN Salonu Visseral Manuel Terapi (VMT) (Ogulov Yöntemi) Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

GÖKNAR Salonu Jinekoloji ve Gebelikte Akupunktur Uygulamaları: İnfertilite, Menopoz, Erken Doğum Tehdidi Dr. Esra KIRSEVER

SELVİ Salonu Kupa - Hacamat Uygulaması Dr. Al Sayed MOHAMMED

SEDİR Salonu Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

DEFNE Salonu Klasik Hastalıklarda Proloterapi Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

10:30 – 10:45 A R A

10:45 – 12:45 LADİN Salonu Mikrokolon Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

GÖKNAR Salonu Kozmetik Akupunktur Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLU

SELVİ Salonu Zen Shiatsu’nun Temelleri, Uygulama Tekniği Doç. Dr. Rezan AKPINAR

ARDIÇ Salonu Postüroloji Op. Dr. Hasan DOĞAN

SEDİR Salonu Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

DEFNE Salonu Deri ile Beyin Arasındaki Bağlantı Manuel Kas Testi Dr. Hakan ERALTAN

12:45 – Y E M E K

14:00 – AÇILIŞ VE SÖZLÜ SUNUMLAR

(* ) Çalıştaylarda gerektiğinde, içerik, yer ve zaman değişiklikleri yapılabilir.

Page 121: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

14 Haziran 2019 Cuma - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

14.00-14.20 Mikroinflamasyon ve Akupunktur Prof. Dr. Cemal ÇEVİK

14.20-14.40 Yaş Kupa (Hacamat) Dr. Al Sayed MOHAMMED

14.40-15.00 Akupunktur Uygulanmasıyla Obezite Tedavisi ve Bağımlılık Prof. Dr. M. Tuğrul CABIOĞLU

15.00-15.20 Akupunktur ile Postoperatif Ağrıların Yönetimi Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİN

15.20-15.40 Arı Ürünlerinin Sağlık Amaçlı Kullanımı Dr. Öğr. Üyesi Ali Timuçin ATAYOĞLU

15.40-16.00 Fascia Anatomisine Akupunktur Perspektifi ile Yaklaşım Prof. Dr. Deniz DEMİRYÜREK

16.00-16.30 A R A

OTURUM BAŞKANI Doç. Dr. Volkan ACAR

16.30-16.50 Ankilozan Spondilitte Bütüncül Nöralterapi Yaklaşımı Doç. Dr. Fatma Gülçin URAL

16.50-17.10 Esansiyel Yağların Geleneksel Çin Tıbbına Göre Uygulanma Prensipleri (Oil Acupuncture) Doç. Dr. Rezan AKPINAR

17.10-17.30 Non Alternatif Fitoterapi Dr. Mücahit YILMAZ

17:30-17:50 Akupunktur Tedavisinde Giriş Çıkış Bloklar Prof. Dr. Saliha KARATAY

17:50-18:10 Akupunktur Nokta İsimlerinin Anlamlarını Bilmek Bize Ne Kazandırır? Doç. Dr. Volkan ACAR

18:10-18:30 Fekal Transplantasyon Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ

18:30-18:50 Romatoid Artritte Homeopati Dr. Ensar ÖZKIZIKLI

18.50- Y E M E K

SÖZLÜ SUNUM PROGRAMI

Page 122: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

08:30 – 08:50 Fonksiyonel Tıp Bakış Açısıyla İnflamasyon Dr. Mehmet Mahir ATASOY

08:50 – 09:10 Proloterapi Op. Dr. Hasan DOĞAN

09:10 – 09:30 Yamamato YNSA Dr. Levent TEKÇİ

09:30 – 09:50 Otofaji - İntermittent Fasting Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

09:50 – 10:10 Kronik Hastalıklarda Hacamat Dr. Nezir ÇELİK

10:10-10:30 Derin ve Yüzeyel İğneleme Teknikleri Prof. Dr. Banu ÇAYCI

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Ayfer KUZULUGİL

11:00-11:20 Dil Muayenesi, Sigara-Heat Sendromu İlişkisi ve Dil Bulguları Dr. Yücel KATI

11:20-11:40 Nano Teknoloji Ve Akupunktur Prof. Dr. Baha ÇELİK

11:40-12:00 Kronik İnflamasyonda Auriküloterapi Dr. Ayfer KUZULUGİL

12:00-12:20 Manuel Terapi Uzm. Dr. Salih ÜRPER

12:20-12:40 Beş Elementin 4 Unsura Dönüşümü Dr. Hakan ERALTAN

12:40-13:00 Kupa (Hacamat) Uygulamasının Beş Boyutu: Lenf, Kan, Enerji, Sinir ve Fasya Dr. Ekrem YILMAZ

13:00- Y E M E K

Page 123: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:00-14:20 Akupunkturda Meridyen Sistemi Bağlantıları Prof. Dr. Kemal Nuri ÖZERKAN

14:20-14:40 Biyorezonans Terapi Metodu İle Onkolojik Olgulara Yaklaşım Uzm. Dr. Esra KIRSEVER

14:40-15:00 Kanserin Önlenmesinde Akupunkturun Rolü Dr. Setenay MİT

15:00-15:20 Depresyonda Akupunktur Tedavisi ve Genetik Değişiklikler Dr. Elçin Latife KURTOĞLU

15:20-15:40 Diz Osteoartritinde Düşük Enerjili Lazer Uygulamasının Etkinliği Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

15:40-16:00 Ağız-Diş Kompleksindeki Kronik Enflamasyonun Beden Üzerindeki Etkileri Dt. Tijen DURER

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Dr. Doğu YILDIRIM

16:30-16:50 Biyolojik Saat Akupunkturu Dr. Nimetullah REŞİDİ

16:50-17:10 Nefes Terapinin Meridyenler Üzerine Etkisi Op.Dr. Nazlı Ferhan SAYIT COŞKUN

17:10-17:30 Kronik İnflamasyonda Nöralterapinin Etkinliği Dr. Demet ERDOĞAN

17:30-17:50 Nabız Muayenesi Dr. Doğuş BAHADIR

17:50-18:10 Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

18:10-18:30 Getat ve Konvansiyonel Tanı Yöntemleri İle Karşılaştırmalı Vaka Sunumları Dr. Doğu YILDIRIM

18:30-18:50 Sağlığa P5P (B6) Odaklı Genetik, Epigenetik Bakış Dr. Hatice SAĞLAM

18:50- Y E M E K

Page 124: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

15 Haziran 2019 Cumartesi - POSTER - GÖKNAR Salonu

12:20-12:40 Otizmli Hastada Ozon Tedavisinin Yeri Dr. Yaşar ARSLAN

12:40-13:00 Diyabetik Ayak Yarasının Tedavisinde Ozon Terapi Dr. Yaşar ARSLAN

15 Haziran 2019 Cumartesi - PANEL - GÖKNAR Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:00-14:20 Obezitenin Tıbbi Beslenme Tedavisi Prof. Dr.Nevin ŞANLIER

14:20-14:40 Nutrisyonel Ketozis ve Mitohormesis’ in Mitokondri Fonksiyonları Üzerine Etkileri Prof. Dr. Banu ÇAYCI SİVRİ

14:40-15:00 Metabolik Denge Dr. Nezir ÇELİK

15:00-15:20 Auriküloterapi İle Bağımlılık Tedavisi Dr. Ayfer KUZULUGİL

15:20-15:40 Hipnozla Bağımlılık Tedavisi Dr. Mehmet KARAV

15:40-16:00 Bağımlılıkta Biorezonans Uygulamaları Dr. Sinan AKKURT

16:00-16:30 A R A

OTURUM BAŞKANI Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

16:30-16:50 Kupa Tedavisi (Hacamat) ve GETAT Kombinasyonları Dr. Turanşah TÜMER

16:50-17:10 Akupunktur Muayenehanesi Yönetimi Uzm. Dr. Nalan ERDEM

17:10-17:30 Hirudoterapi Dr. Öner KÜÇÜK

17:30-17:50 Obez Bir Çocukta Hipnoz Deneyimi Dr. Ayten YILMAZ

17:50-18:10 Mezoterapi Uygulamaları Dr. Bülent ÖZDEMİR

18:10-18:30 GETAT Uygulamalarının Hukuksal Boyutu Av. Zeynep REVA

18:30-18:50 Küçük Cerrahi Girişimlere Eşlik Eden Majör Ozon Otohemoterapisi Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ

18:50- Y E M E K

Page 125: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

16 Haziran 2019 Pazar - LADİN Salonu

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

08:30 – 08:50 Moksibüsyon Uygulamasının Makat Prezentasyonda İyileştirici Etkileri Uzm. Dr. B. Berna ATALAY KÜLAH

08:50 – 09:10 Akupunktur ve İmmünolojik Etkileri Uzm. Dr. Feryal Çetin GÜRELİK

09:10 – 09:30 Alerjilerde Akupunktur ve Diğer Getat Uygulamaları Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

09:30 – 09:50 Yeni Bir Bilim Paradigması Olarak Kaos Teorisi ve Akupunktur ile Uyumu Dr. Aydın KENDİRCİ

09:50 – 10:10 Gıda Takviyeleri İlaç Yerine Kullanılır mı? Curcumin ve Propolis Örneği Prof. Dr. İbrahim DEMİRTAŞ

10:10-10:30 Deneysel İntraabdominal Sepsiste Reishi Mantarının İyileştirici Etkileri Prof. Dr. Bahadır KÜLAH

10:30-11:00 A R A

OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:00-11:20 Jinekolojide Kullanılan Fitoterapikler Dr. Ayten YILMAZ

11:20-11:40 Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK

11:40-12:00 Kronik Yaralarda Larva (Maggot) Debridman Tedavisi Prof. Dr. Funda DOĞRUMAN

12:00-12:20 Ozon Uygulamalarında Akupunktur Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVA

12:20-12:40 Konuşma Bozukluğunda Homeopatik Yaklaşım Dr. Hayriye ALP

12:40-13:00 Müzikterapide Ritm (İnteraktif Uygulama) Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

13:20- K A P A N I Ş

Page 126: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

29

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Dr. M. Levent TEKÇİSerbest Hekim, Uçuş Hekimi YNSA ve Master’s Tung Akupunktur EğitmeniDil Diyagnozu ile Uçucu Yağ Akupunkturu Geliştiricisi ve Eğitmeni

Özet:

Dr. M. Levent Tekçi bu çalıştayda YNSA etki mekanizmasını, Fraktal Alan Modeline göre reorgani-zasyon ve pozitif feedback’i, Kutenovisseral-visserokutenal etkileşimi anlatarak, Mikrosistem üze-rinden, Makrosistem regülasyonunu izah edecektir.

Ayrıca, YNSA’da çok önemli bir konu olan hastaya bireysel yaklaşımı, Dr. Yamamato’nun klasik metodundan yola çıkarak uzun yıllardır edindiği tecrübesiyle geliştirdiği kendi diyagnoz ve müda-hale metodunu açıklayacak. Boyun diyagnozu, Dirsek diyagnozu ve Hoku diyagnoz yöntemlerini de gösterecektir.

YAMAMOTO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Abstract:

Dr. Yamamoto’s classic method includes Neck Diagnosis, Abdomen Diagnosis, Hoku and Elbow Diagnosis.

Dr. M. Levent Tekci in his workshop, will discuss YNSA’s mechanism of action, reorganization and positive feedback according to the Fractal Model, cutaneovisceral - viscerocutaneous interactions, explaining the Macrosystem regulation through the Microsystem.

He will also explain the very key concept of personalized approach to the patient, talking about his diagnostic and treatment methods based on Dr. Yamamoto’s classic method, shaped with his personal experience through years. He will show Neck diagnosis, Hoku diagnosis and Elbow diagnosis.

Page 127: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

30

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMASI OLARAK APİTERAPİ

Dr. Öğrt.Üye. Ali Timuçin ATAYOĞLUApiterapi Derneği Başkanı, Uluslararası Apiterapi Federasyonu Başkanı, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği ABD

Özet:

Arı ürünleri antik çağlardan beri geniş bir spektrumda başarıyla kullanılmıştır. Başlıca arı ürünleri bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü, arı zehri ve bunların türevleridir. Son zamanlarda, dünya genelinde arı ürünlerine ilgi artışı vardır. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeli-ği’nde apiterapi; arı ve arı ürünlerinin koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde destek olarak kulla-nılması şeklinde tanımlanmıştır. Bu ürünler üzerine pek çok araştırma “sağlığı koruma” potansiyelini desteklemektedir. İlgili yönetmelik, ürünlerde kimyasal analizlerin yapılmış olması ve belli kurallara uygunluk şartı getirmiştir. Apiterapi’de kullanılan ürünlerin standardizasyonu konusundaki eksiklik-ler apiterapi ile ilgili klinik çalışmaların yapılabilmesini zorlaştıran temel etkenlerdendir. Beklenilen olumlu etki için kullanılan ürünün kaliteli olması şarttır.

Anahtar kelimeler: Apiterapi, Arı ürünleri, Kalite, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp.

APITHERAPY AS A TRADITIONAL AND COMPLEMENTARY MEDICINE PRACTICE

Abstract:

Bee products have been successfully used in a wide spectrum of applications since ancient times. The main bee products are honey, beeswax, bee pollen, propolis, royal jelly, bee venom and their derivatives. More recently, there has been an increasing interest for the honeybee products world wide. Acccording to the Regulation of Traditional and Complementary Medicine Practices; Apitherapy is defined as complementary usage of honey bee and bee products in prevention and treatment of some diseases. Many studies on these products support their potential of health protection. Shortcomings in standardization of the products used in apitherapy are the main factors that cause difficulty in making clinical studies on apitherapy. The related regulation has required chemical analyzes of the products and compliance with certain rules. For the expected positive effect, the products should be of good quality.

Key words: Apitherapy, Bee products, Quality, Traditional and Complementary Medicine.

Page 128: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

31

BİOENERJİ

Dr. Doğuş BAHADIR

Özet:

Bioenerji; evrende ve doğada bulunan kozmik hayat akımıdır. Bu akım hiç kesintisiz olarak etrafı-mızda ve vücudumuzda akmaktadır.

Bioenerji; bedenin elektrik enerjileri ve elektromanyetik enerjileri ve rezonans ile ilgilidir. Elektrik; elektron ve protonların hareketlerini kapsar. Bedendeki her hücre elektrik üretir ve yayar. Bir hücrenin dışı pozitif elektrik yüküne, içi de negatif bir elektrik yüküne sahiptir. Aldığımız her nefes, hareket ettirdiğimiz her kas, yediğimiz her yiyecek elektrik aktivitesi içerir. Vücudumuzda bulunan 37 trilyon hücrenin yaklaşık %85’i kan hücresidir ve sürekli hareketleri nedeni ile elektrik üretirler. Bu nedenle insan bir tür enerji ve ışık üreten bir kaynak gibi düşünülebilmektedir. Elektrik ve manyetizma birbiri ile ilişkilidir. Değişken bir Elektrik Alan, değişken bir Manyetik Alan oluşturur. Bir elektrik yükü, örneğin elektronun taşıdığı yük ivmelendiğinde dışarıya elektromanyetik ışınım şeklinde enerji verir.

Elektromanyetik ışınım; salınım yapan elektrik alanlarından ve manyetik alanlardan oluşur. Elektro-manyetik ışınım; hem bir dalga hareketi, hem de foton adı verilen parçacık hareketi olarak düşünü-lebilmektedir. Bu durum Kuantum Fiziği düşünce temelini oluşturmaktadır. Işık, hem madde hem de dalga özelliği taşımaktadır. Yani ışık, uzayda yol alırken bir dalga gibi, önüne engel çıkınca da aktif bir parçacık gibi davranmaktadır. Kuantumsal bakış açısına göre madde enerjidir. Madde yoğun ener-ji ise birbirine dönüşebilmektedir. Einstein’in ünlü denklemi E=m.C2 bunu anlatmaktadır,

Bioenerji’ye uyumlama (inisiasyon) sırasında vücuda yoğun bir enerji uygulanmaktadır. İnisiasyon sırasında ve sonrasında enerji alanı genişlemektedir. Enerji bedeninizdeki bu değişime kuantumsal açıdan bakacak olursak; gaz halindeki nötr bir atomdan bir elektron koparmak için gereken minimum enerjiye “İyonlaşma Enerjisi” denilir. Bir atomdan koparılan elektron sayısı arttıkça İyonlaşma Ener-jisi’nin değeri artar. İnisiasyon sırasındaki enerji değişimi aşağıdaki gibi açıklanabilmektedir:

X(Gaz) + enerji1à X+1 + 1elektron

İyonlaşma Enerjisi

X+1 + enerji2 à X+2 + 1elektron

X+2 + enerji3 à X+3 + 1elektron

X+3 + enerji4 à X+4 + 1elektron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + enerji n à X+n + 1elektron

enerji1<enerji2<enerji3<enerji4<…….<enerjin

Anahtar kelimeler: Bioenerji, Elektron, Proton, Elektromanyetik, Manyetik alan

Page 129: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

32

BIOENERGY

Abstract:

Bioenergy is a cosmical life current which exists in nature and the universe. This current flows constantly around us and into our bodies.

Bioenergy, it is related to our bodies’ electrical and electromagnetic energies and also about our resonance. Electricity consists of movements of electrons and protons. Each cell in our body generate and disseminates electrical energy. A cell is in a constant trade of ions between extracellular side which mostly have positive ion concentration and intracellular side which have a negative ion concentration. Every breath we take, every muscle we move, every meal we have and such other actions include electrical activity. Approximately 85% of the 37 trillion cells in our body are blood cells and generate electricity due to their continuous movements. Therefore, we can think of human as a source of energy and light.

Electricity and magnetism are interrelated. A variable electrical field does create a variable magnetic field. For example, an electric charge, when the load carried by the electron is accelerated, gives out energy in the form of electromagnetic radiation.

Electromagnetic radiation; It consists of oscillating electric fields and magnetic fields. Electromagnetic radiation; both a wave movement and a particle movement called a photon. This situation constitutes the basis of quantum physics. Light has both substance and wave properties. In other words, the light was acting like a wave when traveling through space, acting as an active particle when it stumbled against it. From a quantum point of view, matter is energy. Substance-intensive energy could turn into each other. Einstein’s famous equation E = m.C2 describes it.

An intensive energy is applied to your body during the initiation of bioenergy. The energy field expands during and after the initiation. If we look at this change in your energy body from a quantum perspective; The minimum energy required to break an electron from a gaseous neutral atom is called “Ionization Energy”. As the number of electrons detached from an atom increases, the value of ionization energy increases. We can explain the energy change during the initiation as follows:

X(Gas) + energy1à X+1 + 1electron

İonization Energy

X+1 + energy2 à X+2 + 1electron

X+2 + energy3 à X+3 + 1electron

X+3 + energy4 à X+4 + 1electron

……. ……. ……. …….

Xn-1 + energy n à X+n + 1electron

enegy1<energy2<energy3<energy4<…….<energyn

Keywords: Bioenergy, Electron, Proton, Electromagnetic, Magnetic fields

Page 130: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

33

GUA SHA: TEORİSİ VE TEKNİĞİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Gua Sha Doğu Tıbbı’na ait bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, kan dolaşımını ve lenfatik akımı arttırma etkileri nedeniyle; Batı dünyasında da yaygın şekilde kullanılmaktadır. Gua Sha ayrıştırma manasındaki Gua ile, cilt ve kas-tendon kanalları arasındaki bir patojen ya da tıkanıklık anlamına gelen Sha kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) teorisine göre, Sha mevcutsa, tıpkı diğer tıkanıklık sendromlarında olduğu gibi, yeni tıkanıklıkların oluşmasına neden olur. Eğer Sha uygun şekilde giderilmezse, başarıyla tedavi edilmiş semptomların tekrar ortaya çıkmasına yol açar. Bu teknik akut ya da kronik kas- tendon ağrıları, bronşit, astım, nezle, grip benzeri solunum yolu hastalıkları gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanıldığı gibi, teşhis amaçlı da uygulanabilmektedir. Bu yöntem vücutta kan dolaşımını arttırmak ve detoksifikasyon yapmak için de kullanılmaktadır. Uygun şekildeyapıldığında pediatrik hastalar için de mükemmel bir tedavi seçeneği olabilir.

Bu çalıştayda Sha’nın varlığını tespit etme yöntemleri ile Jing-Luo kanal ve kollaterallerindeki etkileri tartışılacaktır. Ayrıca Gua Sha tedavisinin dayandığı teorilerin gözden geçirilmesi, farklı uygulama metodları ve tekniği uygularken kullanılan çeşitli araçların da tanıtılması planlanmaktadır.

AnahtarKelimeler: Gua Sha, Sha, Geleneksel Çin Tıbbı

GUA SHA: THEORY AND TECHNIQUE

Abstract:

Gua Sha is an Eastern treatment modality that is being widely used in the Western world due to its effect on lymphatic and circulatory system. Gua Sha which sometimes called kerokan or coining comes from, Gua which means scrapping and Sha which refers to a pathogen or stagnation between cutaneous and tendino-muscle channels. According to Traditional Chinese Medicine (TCM) theory when Sha is present, just like other stagnation syndromes it will eventually cause further stagnations. When it is not disbursed properly, it will lead to reoccurrence of symptomology that was successfully treated. This technique can be used for diagnostic purposes as well as treatment of conditions like chronic or acute tendino muscular pain, respiratory diseases like bronchitis, asthma, common cold and flu. This modality can also be used in increasing circulation and detoxification of the body. Due to its gentle approach, it is an excellent choice for the pediatric population.

In our workshop, we will look at how to identify the presence of “Sha”, discuss the effects of Sha on the Jing/Luo – channels and collaterals. We will explore different application methods and the theories behind them, including the variety of tools that could be used for the technique.

Key Words: Gua Sha, Sha, Traditional Chinese Medicine

Page 131: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

34

AKUPUNKTURDA ÖNEMLİ BİR TEDAVİ ENGELİ: GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

Prof. Dr. Saliha KARATAYFiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, A Life Hospital, Ankara

Özet:

Doğu Tıbbı olarak bilinen çeşitli tedavi yöntemlerinden biri olan akupunktur, uzun ve ilgi çekici bir geçmişe sahiptir. Vücudun akupunktura verdiği cevap, hastaya bağlı çeşitli nedenlerle değişebilmektedir. Ancak, iyileşme devam ederken birden tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sisteme göre bu tür bek-lenmedik değişikliklerin nedeni, çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu bloklar, Agresif Enerji, Karı-Koca Dengesizliği, Possession, Akabani dengesizliği ve Giriş-Çıkış Blokları şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu çalıştayda, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ve tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Giriş ve çıkış noktaları, Giriş-çıkış blokları, Klasik beş element akupunkturu

ENTRY-EXIT BLOCKS: AN IMPORTANT OBSTACLE IN EFFICACY OF ACUPUNCTURE

Abstract:

As one of the important treatment modalities of Eastern Medicine, acupuncture has a long and interesting history. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons due to the patient. However, there are cases where patient who is highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. According to Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, the reasons of this phenomenon are various Energy Blocks. Main blocks are identified as Aggressive Energy, Husband-Wife Imbalance, Possession, Akabani Imbalance, and Entry-Exit Blocks. In this workshop, very common Entry-Exit Blocks and their treatment are presented.

Key words: Acupuncture, Entry and exit points, Entry-exit blocks, Classical five element acupuncture.

Page 132: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y

35

KRONİK İNFLAMASYONDA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest Hekime-posta: [email protected] Kızılay Ankara

Özet:

İnflamasyonun vasküler ve hücresel yanıtları, inflamatuar bir uyaranla plazma hücrelerinden salğıla-nan kimyasal faktörlerle meydana gelmektedir. Ağrı, ateş, ödem, kızarıklık, fonksiyon kaybı ve skar oluşumu gibi akut ve kronik inflamatuar yanıt, organizmayı hücre incinmesine neden olan etkenler-den ve buna bağlı oluşan nekrotik hücre ve dokulardan temizleyerek tamir etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte artmış inflamatuar yanıt aşırı duyarlılık reaksiyonları nedeniyle organ fonksiyon-larında bozulma veya yetmezliğe hatta ölüme sebebiyet verebilir. Kronik inflamasyonlar auriküler tedavilerin etkisiz kalmasına yol açan bozucu faktörlerdendir. Herhangi bir patolojik durumu tedavi etmeden önce; mevcut ise sinüzit, PID, diş foküsleri ile mikroinflamasyon özellikte olduklarından skarları tedavi etmek gerekir. Bu sunumda kulak kepçesinde bulunan antiinflamatuar noktalardan kronik inflamasyon tedavileri anlatılacaktır.

Anahtar kelimeler: İnflamasyon, Antiinflamatuar noktalar, Auriküloterapi

Abstract:

The vascular and cellular responses of inflammation are caused by chemical factors secreted from plasma cell with stimulus of inflammation. Acute and chronic inflammatory response, such as pain, fever, edema, rubor, function leasing and scar formation, aims to repair the organism by removing the damaged cell and the resulting necrotic cells and tissues. However, increased inflammatory response hypersensitivity reactions can lead to organ dysfunction or failure even death. Chronic inflammation is one of the factors leading to the ineffective treatment in auriculotherapy. Before treating any pathological condition, it is necessary to treat the sinusites, PDI, dental focusses and the scars because it has microinflammation. In this presentation, chronic inflammation therapies from the anti-inflammatory points located in the auricle will be explained.

Key words: İnflammation, Anti-inflammatory points, Auriculotherapy

Page 133: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PER

ŞEM

BE

- Çal

ışta

y6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

36

PLATELET RICH PLASMA (PRP), CONCENTRATED GROWTH FACTORS (CGF) ve OZONLU PRP, CGF ÇALIŞTAY UYGULAMASI

Dr. Gülşat Akmemet FeyzovaSerbest Hekim e-posta: [email protected] Kolej-Ankara / Türkiye

Dr. Yücel KATISerbest Hekim e-posta: [email protected] Ankara / Türkiye

Özet:

Bilimsel verilere bakıldığında 1950’li yıllarda dahi PRP ile ilgili çalışmalar olduğu görülmektedir. 1973 yılında «Platelet-Induced Vitreous Membrane Formation» isimli çalışmada hayvan deneylerinde kullanılmış ve vitröz membranın gelişmesini sağladığı görülmüştür. 1987 yılında açık kalp ameli-yatlarını takiben homolog kan ürünlerinin transfüzyonunu azaltmak amacıyla kullanılmıştır. 2000’li yıllarda PRP artık güncel bir tedavi olarak birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra da PRGF, CGF ve ozonlu PRP, CGF gibi uygulamalar ile güncellenen bir tedavi metodu olmuştur.

PRP, CGF’yi; kişiden doğru koşullarda intravenöz olarak tüp içine alınan kanın, belirli işlemlere (Santrifüj, uyarım gibi) maruz bırakılarak; bileşenlerine ayrılmasının sağlanması ve bu sayede tüpde oluşan katmanlardan alınabilen, istenilen oranda trombosit, lökosit, çeşitli büyüme faktörleri, sitokin-leri ve diğer bileşenleri içeren; bioaktif ajanların salınımı yoluyla, kemotaktik, proliferatif ve anabo-lik hücresel cevap elde edilmesi ve doku tamiri sürecini-rejenerasyon sürecini arttırmak, düzenlemek için kullanılabilen vücut sıvıları olarak tarif ediyoruz.

Cilt içi ve üzerine; saçlı deriye; kas, tendon, eklem, bağ dokusu içine; vücut boşluklarına; yaralı veya hasarlı bütün bölgelere; mezoterapi, maske, göz damlası…, harici tatbik edilebilen ilaçlar içinde PRP, CGF uygulanabilmektedir. Bu sayede; sağlığın iyilik halinin devamı için (30 yaş sonrası), Dermato-loji, Estetik ve Plastik Cerrahi alanlarında; yüz gençleştirici olarak; yara-yanık-skar-akne tedavisinde; saç gürleştirmede veya saç dökülmelerinde; Kas İskelet Sistemi ve Nörolojik Hastalıklar’da; Travma-tik Felç durumlarında; Spor Hekimliği’nde; Kronik Dejeneratif Hastalıklar’da; Diş Hekimliği’nde ve diğer tıbbi alanlarda veya diğer tıbbi tedaviler ile beraber kullanılabilmektedirler.

Bu uygulamamızda; PRP, CGF (Ozonlu PRP, CGF) özellikleri, içerikleri, etkileri, elde ediliş yöntem-leri, aktivasyonları, tıbbi kullanım alanları, kullanılmaması gereken durumlar, yan etki, komplikas-yonları, öncesi sonrası durumlar ve diğer tıbbi tedavilerle veya yöntemlerle kullanımları anlatılacak-tır, pratik olarak da uygulama yöntemleri gösterilecektir.

Page 134: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

37

VMT (VİSSERAL MANUEL TERAPİ – VİSSERAL KAYROPRAKTİK)

Uzm. Dr. Y. Erol YALÇIN

Özet:

Dr. OGULOV Alexander Timofeevich, VMT’yi (Visseral Manuel Terapi) 1975 yılında öğrenmiş ve daha sonra da geliştirdiği VMT yöntemini dünyaya tanıtmış, kurslarla öğreterek yaygınlaştırmaya devam etmektedir .

Ogulov; 1975 yıllarında Kirov bölgesinde çocuk sporları ve dinlenme kampının sorumlusu olarak çalışırken, karın masajı ile tanışmış, ancak literatürde araştırdığında böyle bir tedaviye rastlamamış-tır. Sonra Stavropol bölgesindeki bir yarışmada yine, karın tedavisi yapabilen bir şifacı ile tanışmış; hastaları karına müdahale ile nasıl tedavi ettiğini; organlar ve hastalıklar arasındaki kurulan ilişkileri dikkatlice izleyerek tecrübe etmiştir. Sonra sporcularda, yakınlarında bu yöntemi uygulayarak, geliş-tirmeye başlamıştır.

1994 yılında Visseral Kayropraktik (İç organların karmaşık bir masajı) olarak adlandırdığı teknik, ülkedeki birçok klinik ve tıp merkezinde test edilmiş ve Rospatent tarafından patentlenmiştir.

2002-2005’te toplum sağlığının güçlendirilmesine ve geleneksel tıbbın gelişmesine katkılarından do-layı Rusya’da birçok madalyalar kazanmıştır.

VMT, Ankara Akupuntur ve Tamamlayıcı Tıp Derneğinin düzenlediği programlarla, önce Ogulov’un yetiştirdiği Uz. Dr Salih Salmanlı ve sonra da bizzat Ogulov ve Yardımcısı Timofey in 3 modül halin-de düzenlediği kurslarla, Türkiyede’ de uygulanmaya ve yaygınlaşmaya başlanmıştır.

Bu Çalıştayda daha çok; organizmanın fonksiyon ve hastalıklarına çok farklı bir bakış açısı ve tedavi yaklaşımı taşıyan VMT’nin pratik uygulama tekniklerine değinilecek ve örnek uygulamalar yapıla-caktır.

Page 135: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

TIBBI SÜLÜK TERAPİSİ (HİRUDOTERAPİ)

Uzm Dr. Ozan YAMANKayseri Şehir Hastanesi Tıbbi Parazitoloji Uzm.

Phd.Dr. Mustafa Öner KÜÇÜKKayseri Şehir Hastanesi GETAT Kliniği

Özet:

Sülükler halkalı omurgasızlar sınıfındadır, kan ile beslenirler ve antik dönemden beri çeşitli hastalıkları tedavi etmek için flebotomide kullanılırlar. Hirudoterapi, tedavi için tıbbi sülüklerin uygulanmasıdır. Sülük tedavisinin terapötik kullanımı köklü bir yöntemdir ve eski Mısır'a, medeniyetin başlangıcına dayanır. 20. yüzyılın sonunda yeni terapi kavramları sülük tedavisinin yerini almıştır. Mikrovasküler cerrahi tekniklerle birlikte son yıllarda tıbbi sülüklerin kullanımında bir “yeniden doğuş” olmuştur. Hirudo medicinalis, sülükler arasında en geniş terapotik kullanıma sahiptir. Ancak, dünya çapında birçok farklı tür test edilmiş ve incelenmiştir. Sülük tedavisi genellikle ağrısız olan bir ilk ısırığı, ardından 5 ila 15 ml kan emmeyi içerir. Başlıca terapötik faydaları sadece ısırma sırasında emilen kandan değil, aynı zamanda çeşitli biyoaktif maddelerden de kaynaklanmaktadır. Sülük tükürüğü; eglin, bdellin, hirudin, hyaluronidaz, calin, destabilas, apiraz, dekorin, hirustatin, triptaz inhibitörleri ve histamin benzeri maddeler, kompleman inhibitörleri, karboksipeptidaz A-inhibitörleri ve asetilkolin gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerir. Bu bileşikler; koagülasyonun inhibisyonundan, analjezik etkiden, kas gevşetici etkiden ve bağışıklık sistemi üzerindeki düzenlemeden sorumludur. Hirudoterapi; kardiyoloji, ortopedi, jinekoloji, oftalmoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi gibi alanlarda geniş bir terapötik uygulama yelpazesine sahiptir. Bu sunum sülükler hakkında; tarihçesi, genel özellikleri, etki mekanizmaları ve tıbbi bir cihaz olarak uygulanmasını içeren genel bir bakış sunar.

Anahtar kelimeler: Tıbbi sülük, Hirudoterapi, Endikasyonlar.

Abstract:

Leeches are a class of segmented invertebrates, known for their blood-feeding habits and used in phlebotomy to treat various ailments since antiquity. Hirudotherapy is the application of medicinal leeches for therapeutic use. The therapeutic use of leech therapy is an established method and dates back to ancient Egypt and the beginning of civilization. At the end of the 20th century new therapy concepts took the place of leech therapy. With microvascular surgery techniques there has been a “rebirth” in the use of medicinal leeches in recent years. Hirudo medicinalis has widest therapeutic usage among the leeches, but worldwide, many different species were tested and studied. Leech therapy involves an initial bite, which is usually a painless bite, followed by the sucking of 5 and 15 ml of blood. It’s major therapeutic benefits are not only due to blood sucked during the biting, but also from the various bioactive substances. Saliva of leech contains various bioactive compounds such as: eglins, bdellins, hirudin, hyaluronidase, calin, destabilase, apyrase, decorsin, hirustatin, tryptase inhibitors, and histamine like substances, complement inhibitors, carboxypeptidase A- inhibitors and acetylcholine. These substances are responsible for inhibiting blood coagulation, analgesic effect, dilating effect on muscles and regulation on immune system. Hirudotherapy has a broad spectrum of therapeutic application in the medical field ranging from cardiology, orthopedy, gynaecology, ophthalmology, plastic and reconstructive surgeries. This presentation an overview of leech including the history, general characteristics and mechanisms of action of leeches, and its application as medical device.

Key words: Medicinal leech, Hirudotherapy, Indications.

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

38

Page 136: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- Ç

alış

tay

39

KOZMETİK AKUPUNKTUR

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Akupunktur uygulamasıyla, vücuttaki enerji dengelenmesi sağlanmasıyla birlikte, özellikle ilave ola-rak yüze akupunktur uygulamasıyla, yüzde tonusu, gerginliği ve kanlanmayı etkilediğini bilmekteyiz. Kozmetik akupunktur, yüzde ve vücudun tamamında akupunktur noktalarına iğne girilmesiyle uygu-lanan bir metottur. Bu uygulamada, özellikle vücuda dışarıdan her hangi bir madde verilmez. Vücuda ve lokal olarak yüze yapılan akupunktur uygulamaları, vücutta birçok mekanizmayı harekete geçirir. Burada akupunktur iğnesinin noktaya girilmesiyle birlikte vücudun hem meydana gelen mikrotravma ya hem de ağrıya geliştirdiği cevapla birlikte yüzde deri tonusun da, esnekliğin de ve kanlanmada artış sağlanmaktadır. Tamamen vücudun, öz sistemlerini harekete geçirerek yapılan bir tedavi uygula-ması olmasıyla kozmetik uygulamalarda ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Bu çalıştay da kozmetik akupunkturun nasıl uygulandığını göreceğim.

COSMETIC ACUPUNCTURE

Abstract:

With acupuncture application, we know that the energy balance in the body is affected, especially when acupuncture is applied to the face, it affects the facial tonus, tension and blood supply. Cosme-tic acupuncture is a method applied by inserting the acupuncture points on the face and body. In this application, no substance is given to the body in particular from the outside. Acupuncture applications on the body and face stimulate many mechanisms in the body. Here, the acupuncture needle inserts the point with the response of the body to both microtrauma and pain, along with the increase in to-nus, skin elasticity and increase in blood supply. It is thought that cosmetic acupuncture will come forward in the cosmetic applications as it is a treatment application by activating the self systems. In this workshop, I will see how cosmetic acupuncture is applied.

Page 137: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

ZEN SHIATSUNUN TEMELLERİ VE UYGULAMA TEKNİKLERİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika, Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Shiatsu, Japonya'da geliştirilen ve temelde Geleneksel Çin Tıbbı'nın (TCM) dayandığı prensipleri kullanan bir vücut tedavisi şeklidir. Shiatsu kelimesi, kendisinin temel aldığı, itme-çekme yapan Amma ya da Do In modalitelerinden farklı olarak, parmakla baskı uygulama anlamına gelmektedir. Shiatsu tekniği, tarihi gelişimi içinde çeşitli değişimler geçirdi. Bu değişikliklerin en önemlilerinden birisi, Shiatsu ana temellerinin Batı tıbbı konseptleri ile uzlaştırılmasıydı. Bu değişime göre kanal ve nokta sistemleri elimine edilip yerine anatomi ve fizyoloji terminolojisi konuldu. Tokujino Namikoshi 1925’te, Shiatsunun Japon devletince resmi kabul gören bir tıbbi uygulama sayılması amacıyla, onu Batı tıbbına entegre edecek yapısal değişiklikleri içeren Pressure Therapy’yi kurdu. Böylelikle Shiatsu Japonya'da resmen kabul edilen medikal tedavi yöntemlerinden biri haline geldi. 20. yüzyılda ise, Zen Shiatsu'nun kurucusu Shizuto Masunaga, Shiatsuya TCM prensiplerini tekrar entegre etti. Bu değişim aşamaları nedeniyle dünya çapında birçok değişik Shiatsu tekniği uygulanmaktadır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Zen Shiatsu'dur. Zen Shiatsu hem kendi etkinliği hem de akupunktur tedavisiyle sinerjik etkisinden dolayı bir çok akupunktur okulunun müfredatına entegre edilmektedir.

Bu çalıştayda Zen Shiatsu'nun dayandığı temeller, teşhis metodları ve uygulama tekniklerinin üzerinde durulması planlanmaktadır. Çeşitli manipulasyon teknikleri ile sağlığa etkileri açısından modaliteler arası farklılıklar da ayrıca vurgulanacaktır.

Anahtar kelimeler: Shiatsu, Zen Shiatsu, Geleneksel Çin Tıbbı

FOUNDATION AND TECHNICS OF ZEN SHIATSU

Abstract:

Shiatsu is a bodywork modality originating in Japan, which uses Traditional Chinese Medicine (TCM) principles as its foundation. The word “Shiatsu” simply means finger pressure, differing from Amma (push/pull) or Do In, which were the originating points for the modality. During its development Shiatsu has gone through fundamental changes, main one being reorienting of the theories with western concepts to gain acceptance by the emerging western health care field. The concept of meridians and points were eliminated, giving way to anatomical and physiological explanations to the technique. In 1925 Tokujino Namikoshi established Pressure Therapy, which received official recognition by the government, making Shiatsu one of the accepted medical modalities in Japan. In the 20th century we see a transition back to TCM principles by the work of Shizuto Masunaga, who formed Zen Shiatsu. There are many different styles of Shiatsu practiced all around the world, Zen Shiatsu being the most popular one. Due to its efficacy and synergistic effect with acupuncture, it is incorporated to the curriculum of most acupuncture programs.

In our workshop, we will cover diagnostic methods as well as techniques that are fundamental to Zen Shiatsu practice. Differences between modalities will be emphasized to give attendees an understanding between various manipulation techniques and their health-related outcomes.

Key words: Shiatsu, Zen Shiatsu, Traditional Chinese Medicine

CU

MA

- Ç

alış

tay

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

40

Page 138: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

45

AKUPUNKTUR UYGULAMASIYLA OBEZİTE TEDAVİSİ VE BAĞIMLILIK

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Dünyada, obezite tedavisinde akupunktur uygulaması sık kullanılmaktadır. Akupunktur uygulaması-nın iştahın azaltılması, lipolitik etki, psikolojik durum değişmesini, metabolizmanın ve gastrointes-tinal sistem motilitesinin düzenlenmesi gibi etkilerle obezite tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu konuda son dönemlerde yapılan birçok çalışma obezite ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi vurgu-lamaktadır. Obezitenin, alkol, ilaç ve sigara bağımlılığıyla birçok benzerliği bulunmaktadır. Obezi-tede, akupunktur uygulanmasında kullanılan noktalar ve bu noktaların akupunkturla uyarılmasıyla, merkezi sinir sisteminde aktive olan yerlerin bağımlılıkla olan ilişkileri araştırılmıştır. Obezite ve bağımlılıkta merkezi sinir sistemindeki ventral tegmental alan, nucleus accumbens, amygdala, frontal ve limbik korteks’in aktive olduğu belirlenmiştir. Hem obezite de hem de bağımlılıkta beyinde aynı bölgelerin aktive olması, akupunkturla obezite tedavisini düzenlenirken, bağımlılıkta kullanılan aku-punktur noktalarını dikkate almamız gerektiğini düşündürmektedir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Obezite, Bağımlılık, Ventral tegmental alan, Nucleus accumbens.

OBESITY TREATMENT WITH ACUPUNCTURE AND ADDICTION

Abstract:

Acupuncture treatment is frequently used in the treatment of obesity in the world. It is known that acupuncture is effective in the treatment of obesity by reducing appetite, affecting lipolytic effect, re-gulation of psychological state change, metabolism and gastrointestinal motility. Many recent studies on this subject emphasize the relationship between obesity and addiction. There are many parallels between obesity/overeating and addictions to alcohol, drugs and smoking. In obesity, the acupuncture points and the acupuncture stimulation of these points were investigated the relationship between the dependence of the activated areas in the central nervous system. In obesity/overeating and dependen-ce, the ventral tegmental area, nucleus accumbens, amygdala, frontal and limbic cortex are the same in the central nervous system activated. Activation of the same regions in the brain, both in obesity and addiction, we should consider the acupuncture points used in addiction while regulating the tre-atment of obesity with acupuncture.

Key words: Acupuncture, Obesity, Addiction, Ventral tegmental area, Nucleus accumbens.

Page 139: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

AKUPUNKTUR İLE POSTOPERATİF AĞRILARIN YÖNETİMİ

Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİNYeditepe Üniversitesi Tıp FakültesiAnesteziyoloji ve Algoloji ABD & Akupunktur Tedavi Bölümü &İstanbul Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği BaşkanıE-posta: [email protected]

Özet:

Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı; eklemler ve kaslar, baş ve uzuvlar da dahil olmak üzere, vücu-dun her yerinde ameliyat sonrası ağrı oluşumunu ifade eder. Şiddetli ağrı, huzursuzluk, uykusuzluk, terleme veya terleme eksikliği, yorgunluk, iştahsızlık, hatta uzuvların fonksiyon bozukluğuna ne-den olabilir. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı genellikle büyük bir ameliyattan sonra ortaya çıkar. Ameliyattan önce genel vücut ağrısı olanlarda ameliyattan sonra şiddetlenme görülmektedir. Bu tip operasyonlar genellikle tam veya parsiyel anestezi gerektirir.

Ameliyat sonrası ağrının, NIH-1997, Avrupa Postoperatif Akupunktur Çalışmaları konsensüs beyan-namesi ve 2017 yılında Akupunktur Kanıt Projesi'nin yazarı olan John McDonald ve Stephen Janz tarafından yapılan, akupunkturun sistemik olarak gözden geçirilmesinde postoperatif ağrı akupunk-tur endikasyon listesinde major endikasyon olarak gösterildi. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı, iç Zang-Fu organlarının bozulmasından ya da kanallarda Qi akışının bozulmasından kaynaklanabilir. Aşağıdaki faktörler ameliyat sonrası ağrıya neden olabilir:

Dış patojenik faktörlerin yetersiz kaybolması,

• Qi'nin durgunluğu,• Kan durgunluğu,• Nem-Flegm birikimi,• Qi ve Kan eksikliği,• Yin eksikliği ve Yang eksikliği vb.

Burada, tüm bu faktörlerin neden olabileceği semptomlar ve ağrı modalitelerinin belirtileri ve ayrıca bunlar üzerinde Akupunktur tedavileri gözden geçirilecektir. Akupunktur ile ameliyat sonrası ağrı yönetimi, Qi ve Kanı, aktif Qi ve Kan dolaşımını güçlendirmek için seçilen bazı noktaları kullanmak ve Yin ve Yang, Zang-Fu organlarını ve ayrıca vücut yapısını dengelemek gerekmektedir. Postope-ratif ağrı yönetimi sırasında akupunktur tedavisi moksibüsyon, nokta masajı, kupa tedavisi, elektrik stimülasyonu, kulak akupunkturu, Çin bitkisel ilaçları vb. İle birlikte yapılır, bu tür tedaviler sıklıkla aynı anda uygulanır. Bu ek teknikler ve yöntemler aynı yöne, yani postoperatif ağrının giderilmesine yönelik önemli tedavilerdir.

Kulak akupunkturu ayrıca vücut ağrısının tedavisinde de kullanılabilir.Ameliyat sonrası akupunktur ile ağrı kontrolü, herhangi bir zararlı etki olmadan hastaların iyileşmesini hızlandırmaktadır.

THE MANAGEMENT OF POSTOPERATIVE PAIN WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Postoperative pain in the entire body refers to the occurrence of pain after operation all over the body, including joints and muscles, head and limbs, accompanied by; restlessness, insomnia, sweating or

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

46

Page 140: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

45

AKUPUNKTUR UYGULAMASIYLA OBEZİTE TEDAVİSİ VE BAĞIMLILIK

Prof. Dr. Mehmet Tuğrul CABIOĞLULokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi

Özet:

Dünyada, obezite tedavisinde akupunktur uygulaması sık kullanılmaktadır. Akupunktur uygulaması-nın iştahın azaltılması, lipolitik etki, psikolojik durum değişmesini, metabolizmanın ve gastrointes-tinal sistem motilitesinin düzenlenmesi gibi etkilerle obezite tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu konuda son dönemlerde yapılan birçok çalışma obezite ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi vurgu-lamaktadır. Obezitenin, alkol, ilaç ve sigara bağımlılığıyla birçok benzerliği bulunmaktadır. Obezi-tede, akupunktur uygulanmasında kullanılan noktalar ve bu noktaların akupunkturla uyarılmasıyla, merkezi sinir sisteminde aktive olan yerlerin bağımlılıkla olan ilişkileri araştırılmıştır. Obezite ve bağımlılıkta merkezi sinir sistemindeki ventral tegmental alan, nucleus accumbens, amygdala, frontal ve limbik korteks’in aktive olduğu belirlenmiştir. Hem obezite de hem de bağımlılıkta beyinde aynı bölgelerin aktive olması, akupunkturla obezite tedavisini düzenlenirken, bağımlılıkta kullanılan aku-punktur noktalarını dikkate almamız gerektiğini düşündürmektedir.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Obezite, Bağımlılık, Ventral tegmental alan, Nucleus accumbens.

OBESITY TREATMENT WITH ACUPUNCTURE AND ADDICTION

Abstract:

Acupuncture treatment is frequently used in the treatment of obesity in the world. It is known that acupuncture is effective in the treatment of obesity by reducing appetite, affecting lipolytic effect, re-gulation of psychological state change, metabolism and gastrointestinal motility. Many recent studies on this subject emphasize the relationship between obesity and addiction. There are many parallels between obesity/overeating and addictions to alcohol, drugs and smoking. In obesity, the acupuncture points and the acupuncture stimulation of these points were investigated the relationship between the dependence of the activated areas in the central nervous system. In obesity/overeating and dependen-ce, the ventral tegmental area, nucleus accumbens, amygdala, frontal and limbic cortex are the same in the central nervous system activated. Activation of the same regions in the brain, both in obesity and addiction, we should consider the acupuncture points used in addiction while regulating the tre-atment of obesity with acupuncture.

Key words: Acupuncture, Obesity, Addiction, Ventral tegmental area, Nucleus accumbens.

Page 141: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

AKUPUNKTUR İLE POSTOPERATİF AĞRILARIN YÖNETİMİ

Prof. Dr. İlhan ÖZTEKİNYeditepe Üniversitesi Tıp FakültesiAnesteziyoloji ve Algoloji ABD & Akupunktur Tedavi Bölümü &İstanbul Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği BaşkanıE-posta: [email protected]

Özet:

Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı; eklemler ve kaslar, baş ve uzuvlar da dahil olmak üzere, vücu-dun her yerinde ameliyat sonrası ağrı oluşumunu ifade eder. Şiddetli ağrı, huzursuzluk, uykusuzluk, terleme veya terleme eksikliği, yorgunluk, iştahsızlık, hatta uzuvların fonksiyon bozukluğuna ne-den olabilir. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı genellikle büyük bir ameliyattan sonra ortaya çıkar. Ameliyattan önce genel vücut ağrısı olanlarda ameliyattan sonra şiddetlenme görülmektedir. Bu tip operasyonlar genellikle tam veya parsiyel anestezi gerektirir.

Ameliyat sonrası ağrının, NIH-1997, Avrupa Postoperatif Akupunktur Çalışmaları konsensüs beyan-namesi ve 2017 yılında Akupunktur Kanıt Projesi'nin yazarı olan John McDonald ve Stephen Janz tarafından yapılan, akupunkturun sistemik olarak gözden geçirilmesinde postoperatif ağrı akupunk-tur endikasyon listesinde major endikasyon olarak gösterildi. Ameliyat sonrası tüm vücutta ağrı, iç Zang-Fu organlarının bozulmasından ya da kanallarda Qi akışının bozulmasından kaynaklanabilir. Aşağıdaki faktörler ameliyat sonrası ağrıya neden olabilir:

Dış patojenik faktörlerin yetersiz kaybolması,

• Qi'nin durgunluğu,• Kan durgunluğu,• Nem-Flegm birikimi,• Qi ve Kan eksikliği,• Yin eksikliği ve Yang eksikliği vb.

Burada, tüm bu faktörlerin neden olabileceği semptomlar ve ağrı modalitelerinin belirtileri ve ayrıca bunlar üzerinde Akupunktur tedavileri gözden geçirilecektir. Akupunktur ile ameliyat sonrası ağrı yönetimi, Qi ve Kanı, aktif Qi ve Kan dolaşımını güçlendirmek için seçilen bazı noktaları kullanmak ve Yin ve Yang, Zang-Fu organlarını ve ayrıca vücut yapısını dengelemek gerekmektedir. Postope-ratif ağrı yönetimi sırasında akupunktur tedavisi moksibüsyon, nokta masajı, kupa tedavisi, elektrik stimülasyonu, kulak akupunkturu, Çin bitkisel ilaçları vb. İle birlikte yapılır, bu tür tedaviler sıklıkla aynı anda uygulanır. Bu ek teknikler ve yöntemler aynı yöne, yani postoperatif ağrının giderilmesine yönelik önemli tedavilerdir.

Kulak akupunkturu ayrıca vücut ağrısının tedavisinde de kullanılabilir.Ameliyat sonrası akupunktur ile ağrı kontrolü, herhangi bir zararlı etki olmadan hastaların iyileşmesini hızlandırmaktadır.

THE MANAGEMENT OF POSTOPERATIVE PAIN WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Postoperative pain in the entire body refers to the occurrence of pain after operation all over the body, including joints and muscles, head and limbs, accompanied by; restlessness, insomnia, sweating or

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

46

Page 142: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

lack of sweating, fatigue, poor appetite or even dysfunction of the limbs. Postoperative pain in the entire body usually occurs after a major operation. There could also be some generalised body pain prior to the operation with aggravation after the operation. This type of operation often needs comp-lete or partial anaesthesia.

Postoperative pain was shown as a major indication among the indications list of acupuncture in the consensus statement of NIH-1997, European Postoperative Acupuncture Studies and review of syste-mic reviews of acupuncture by John McDonald and Stephen Janz.

Postoperative pain in the entire body can be caused by disturbance of the internal Zang-Fu organs or disturbance of the channels and collaterals. Many factors can cause postoperative pain in the entire body, including;

• incomplete disappearance of External pathogenic factors, • stagnation of Qi, • stagnation of blood, • accumulation of Damp-Phlegm, • deficiency of Qi and Blood, • deficiency of Yin and deficiency of Yang, etc.

Hereby, it will be reviewed symtoms and signs of pain modalities which all these factors can cause and also Acupuncture treatments on them. Postoperative pain management with acupuncture is to use some selected points to tonify the Qi and Blood, active Qi and Blood circulation, and balance Yin and Yang Zang-Fu organs, as well as the body structure. During postoperative pain manangement, acupuncture treatment is carried out in combination with moxibustion, point massage, cupping, ele-ctric stimulation, ear acupuncture, Chinese herbal medicine, etc., such treatments often being applied simultaneously.

Ear acupuncture can also be used in the treatment of body pain.

In short, acupuncture treatment for postoperative pain control accelerates patients’ recovery and brin-gs all possible benefits without any harmful effects.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

47

Page 143: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

FASYA ANATOMİSİNE AKUPUNKTUR PERSPEKTİFİ İLE YAKLAŞIM

Prof. Dr. Deniz DEMİRYÜREKHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Akupunktur ÜnitesiAnatomi Anabilim Dalı, 06100 Sıhhıye-Ankara- Tü[email protected]

Özet:

Vücudumuzda ki en geniş bağ dokusu olan fasya, insan vücudunda yayılmış olan bağ dokusunun yumuşak doku komponentidir. Fasya, sadece endomisyum, perimisyum, epimisyumun kas fasyası değil, insan vücudunda tepeden topuğa kadar uzanan, derinin altından kemiklere kadar tüm doku katmanlarını birbirinden ayıran, bir arada tutan ve belli oranlarda birbirleri üzerinden kayarak ba-ğımsız hareket etmelerine izin veren, üç boyutlu entegrebir yapıdır. Vücuttaki tüm yapıları; bağlar, tendonlar, eklem kapsülleri, kemikler, organlar, sinir katmanları, merkezi sinir sisteminin çevresi, bronşiyal yapılar ve karın mezenteridahil onları kaplayan, örten, koruyan ve destekleyen yapı olarak da tanımlanabilir.

Son yıllarda, dinamik hareket ve kayma kapasitesine sahip, insan vücudunun birincil ağını oluştu-rabilen bir multimikrovasküler kollajenik emici sistem olarak da kabul edilen fasyayı tanımlamak, özelliklerini aktarmak üzere yapılacak sunumda, akupunkturun prensipleri ve tedavi edici özellikleri kapsamında fasya anatomisi hakkında bilgi verilecektir.

Anahtar kelimeler: Anatomi, fasya, Akupunktur.

FASCIA ANATOMY: EVALUATION WITH ACUPUNCTURE PERSPECTIVE

Abstract:

Fascia, bodies largest connective tissue, is the soft component of connective tissue which covers the whole structures of human body. It is not only covering the endomissium, permissium and epimissium of muscles, fascia with its three dimensional organization, also covers all of the structures from tip to the toe and separates them. It can be also defined as a structure which covers, supports and protects the tendons, ligaments, joints, bones, organs, nerves and abdominal tissues.

In recent studies, fascia is accepted as a multimicrovascular collagenic absorptive tissue. In this presentation, fascia definition and its anatomy will be evaluated with acupuncture point of view.

Key words: Fascia, Anatomy, Acupuncture.

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

48

Page 144: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

49

ANKİLOZAN SPONDİLİTTE BÜTÜNCÜL NÖRALTERAPİ YAKLAŞIMI

Doç. Dr. Fatma Gülçin URALYıldırım Beyazıt Üniversitesi, Tıp Fakültesi FTR AD

Özet:

Ankilozan Spondilit (AS) omurga, sakroiliak ve periferik eklemleri, bağırsakları ve gözleri etkileyebilen, ilerleyici, sebebi bilinmeyen, kronik ağrı ve inflamasyonla seyreden romatizmal hastalıktır. Ağrının yanı sıra sabah tutukluğu da en önemli yakınmalar arasında yer alır. Daha çok erkeklerde ve sıklıkla da 2.-3. dekatta görülmektedir.

Akut ağrı sıklıkla periferik yapıların enflamasyonu ve/veya hasarından kaynaklanmasına karşın, kronik ağrı çoğu zaman merkezi sinir sistemi inputlarının neden olduğu bir ağrıdır. Kronik inflamasyon, organizmayı dengede tutan mekanizmayı etkileyerek birçok organ sisteminin fonksiyonunun bozulduğu AS gibi çoklu sistem hastalığına neden olmaktadır. AS’deki kronik ağrı ve inflamasyonunun tetiklenmesinde travmaların, latent asidozun, bağ dokusu yüklenmesinin, bozulmuş bağırsak florasının, otonom sinir sistemi (OSS) disfonksiyonunun, enfeksiyonların ve cerrahi müdahalelerin regülasyon bozukluğu yaparak hastalığa neden olduğu düşünülmektedir.

AS tedavisindeki esas amaç regülasyon bozukluğunu düzenleyerek ağrı ve inflamasyonu kontrol altında tutmak, tutukluğu azaltmak, ilerleyen yapısal hasarı engellemek ve sağlıkla ilişkili hayat kalitesini uzun dönemde en üst seviyede tutmak olup tedavisinde nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, analjezikler, kortikosteroidler, hastalık modifiye edici anti romatizmal ilaçlar ve biyolojik tedaviler gibi ilaçların yanı sıra hasta eğitimi, düzenli egzersiz, fizyoterapi, yaşam tarzı değişiklileri (sigara, alkol bırakma), beslenmenin düzenlenmesi, disbiyozis ile mücadele, nöralterapi, akupunktur ve diğer regülasyon tıbbı tedavileri yer almaktadır.

Tüm dolaşım sistemine bakıldığında arter, ven ve lenfatik sistemin sağlıklı olarak çalışabilmesi için sağlıklı bir OSS’ ye ihtiyaç vardır; bu da nöralte rapi ile sağlanabilir. Nöralte rapi, lokal anestezik maddeler ile OSS’nin uyarılarak orga nizmanın regülasyonu yoluyla bozulmuş beden fonksiyonla rının normale döndürülmesini sağlayan bir tedavi yöntemi dir. AS tedavisinde de nöralterapi ile sorunun kaynağı olan nörojenik inflamasyon düzenlenmekte, böylece perfüzyon bozukluğu düzelmekte ve doku-organların beslenmesi normale dönmektedir. Böylece sorunun temelinde yatan inflamasyon kaskadı kesintiye uğramaktadır.

Anahtar Kelimeler: Nöralterapi, Ankilozan spondilit, İnflamasyon, Ağrı

INTEGRATIVE NEURAL THERAPY APPROACH TO ANKYLOSING SPONDYLITIS

Abstract:

Ankylosing spondylitis(AS) is a rheumatic disease with progressive, unexplained, chronic pain and inflammation. AS can affect the spine, sacroiliac and peripheral joints, intestines and eyes.In addition to the pain, morning stiffness is one of the most important complaints.Men are often affected and the disease appears in the 2nd-3rd.decade.

Although acute pain is often caused by inflammation and / or injury of peripheral structures, chronic

Page 145: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

pain is often caused by central nervous system inputs.Chronic inflammation disrupts the balance in the organism and leads to AS in which the function of many organ systems is impaired.It is thought that traumas, latent acidosis, connective tissue loading, impaired intestinal flora, autonomic nervous system (ANS) dysfunction, infection and surgical interventions can cause disorder by triggering chronic pain and inflammation in AS.

The main aim in the treatment of AS is to regulate the disorder of regulation, to control pain and inflammation, to reduce stiffness and to prevent progressive structural damage. In addition to medications such as non steroid antiinflammatory drugs, analgesics, corticosteroids, disease-modifying anti-rheumatic drugs and biological therapies; patient education, regular exercise, physiotherapy, lifestyle changes (smoking and alcohol abstinence), regulation of nutrition, fight against dysbiosis, neural therapy, acupuncture and other regulation treatments are included.

When the whole circulatory system is considered, there is a need for a healthy ANS in order for the arterial, venous and lymphatic systems to function properly; a healthy ANS can be provided by neural therapy. Neural therapy is a treatment method that allows the normalization of impaired body functions through the regulation of the organism by stimulating the ANS with local anesthetic agents. In the treatment of ankylosing spondylitis, neurogenic inflammation is regulated by neural therapy. When the perfusion disorder is restored and the feeding of tissues-organs returns to normal, the cascade of inflammation underlying the problem can be interrupted.

Keywords: Neural therapy, Ankylosing spondylitis, Inflammation, Pain.

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

50

Page 146: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

51

AROMATERAPİ: ESANSİYEL YAĞLARIN GELENEKSEL ÇİN TIBBINA GÖRE UYGULAMA PRENSİPLERİ

Doç. Dr. Rezan AKPINARQueensborough Community College, New York, Amerika, Pacific College of Oriental Medicine

Özet:

Aromatik bitkiler tüm dünyada yüzyıllardır çeşitli geleneklerde kullanılagelmiştir. Milattan önce 8 binli yıllara dayanan kutsal yazılarda, bu bitkilerin dini törenler, ibadetler ve beslenme amaçlı kullanımlarından bahsedilmektedir. “Aromaterapi” terimi ilk olarak bir Fransız kimyacı olan Rene Gattefosse tarafından 20. yüzyılda kullanılmıştır. Buna göre aromaterapi, aromatik bitkilerden elde edilen esansiyel ya da uçucu yağların, distilasyon aşamasından geçirildikten sonra insan vücudunu, zihnini ve ruhunu tedavi etmek için kullanılmasıdır. Aslında aromaterapi bir çok gelenekte bitki tıbbının bir uzantısı olarak düşünülmektedir. Aromaterapinin etkinliğini ve bitkilerin kimyasal bileşimlerini inceleyen kapsamlı araştırmalar, bu konuyu daha popüler hale getirmektedir.

Dünya çapındaki yaygın kullanımına bakıldığında, farklı uygulamaların aromaterapiyi değişik yönleriyle ele aldığı görülmektedir. Örneğin ayurveda aromaterapiyi çakra sistemine uyarlamıştır. Batı tıbbı ise aromaterapiyi, kimyasal bileşenleri açısından kullanır. Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) ya da Doğu Tıbbı; diyet terapileri, bitki tıbbı, hareket tedavileri, vücut uygulamaları, enerji tıbbı ve akupunktur gibi çok çeşitli tedavi metodlarını kapsayan bir şemsiyedir. Aslında tüm bu modaliteler, temelde bu tıbbın köklerini oluşturan bir takım ortak teori ve prensipleri paylaşırlar. İşte aromaterapi de bu tıbbın bitkisel komponentinin bir uzantısı olarak aynı prensiplerle çalışmaktadır. TCM esansiyel yağları farklı bir sınıflandırma sistemine ve farklı kurallara göre kullanmaktadır. Buna göre, esansiyel yağlar etkilerine ya da içeriklerine göre değil, sıcak-soğuk doğaya sahip olmalarına ya da ısıtıcı-soğutucu etkilerine göre sınıflandırılır. Akupunktur, bu esansiyel yağların 5 hayati maddeye etkileriyle, Zang-Fu organlarına afiniteleriyle ve hangi seviyedeki patolojilere etki ettikleriyle ilgilenir. Bu sunumda aromaterapinin akupunktur noktaları ve kanal sistemine etkileri ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Aromaterapi, Geleneksel Çin Tıbbı, Akupunktur

AROMATHERAPY: APPLICATION OF ESSENTIAL OIL ACCORDING TO TRADITIONAL CHINESE MEDICINE PRINCIPLES

Abstract:

Aromatic herbs have been used by multitude of traditions all around the world for centuries. From scriptures dating back to 8000BC, to religious books mention their use for aliments, rituals and religious ceremonies. Terminology “Aromatherapy” was first used by a French chemist Rene Gattefosse in the 20th century. Aromatherapy is, use of essential oils or volatile oils obtained from aromatic plants through a distillation process to treat body, mind and the spirit. In most traditions, aromatherapy is considered as an extension of herbal medicine. Extensive research showing its efficacy has increased

Page 147: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

52

the popularity of the field. We see an increase in formation of societies, schools and publications that are devoted to the field.

Taking into consideration their worldwide use, we see varying application techniques. Where Ayurveda looks at blends appropriate for the Chakra system, western counterparts take the chemical composition into consideration. Although there are certain similarities, we do see differences in the approach of each system. Traditional Chinese Medicine (TCM) or Eastern Medicine (EM) is an umbrella term which encompasses dietary therapy, herbal medicine, movement cures, body modalities and acupuncture to mention a few. All modalities share a commonality in principles or theories that establish the foundation of the medicine. As an extension of Herbal Medicine component, aromatherapy shares the same principles of classification and application of herbs. When we look at the use of essential oils from TCM perspective, we must establish a new classification system, new guidelines for their use. In this light, essential oils are not classified according to their effects, or constituents but according to their nature, such as “Are they hot or cold in nature?”, “Do they have a cooling or warming effect?”. In preparing a blend one must take into consideration their effects on the five vital substances, which zang fu do they have an affinity to, what level the pathology is in. This type of classification gives us an access to integrate essential oils into our treatment protocols.

In our presentation we will cover Aromatherapy from a TCM point of view, with emphasis on application on channels/collaterals as well as acupuncture points.

Key Words: Aromatherapy, Traditional Chinese Medicine, Acupuncture

Page 148: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

53

NON-ALTERNATİF FİTOTERAPİ

Dr. Mücahit YILMAZ

Özet:

Klasik tıp anlayışı, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbı son yüzyılda bir kenara ittiği gibi, fitoterapiyi de kendine benzetmiştir. Yani, alternatif bir fitoterapi anlayışı oluşturmuştur. Kendi rakibini kendisi organize etmiştir. Aslında fitoterapi ne kimyasal ilaçlarla ne de farmakognozi/farmakolojinin dikte ettiği bitkilerle kayıtlı kalabilir. Çünkü bitkiler, özellikle adaptojen olanlar, endikasyon temelli değil-lerdir ve ilaçlara alternatif olamazlar. Bu anlayış adaptojen teorisi ile açıklanabilir.

Adaptojen bitkiler, binlerce yıldır farklı disiplinlerce farklı şekillerde tanımlanmıştır. Örneğin, Ge-leneksel Çin Tıbbında Qi tonic ve Yang tonic bitkiler olarak, Hint Tıbbında rasayana (gençleştirici) olarak ve Batı Tıbbında HPA aksı ve sempatoadrenal sistemi düzenleyici olarak tanımlanmışlardır. 1947’de Rus Farmakolog Dr. Nikolay Lazarev tarafından adaptojen terimi ilk olarak kullanılmış ve tarif edilmiştir. Adaptojenler, 1960 yılında ilk olarak Ruslar tarafından araştırılmaya başlanmıştır. 1500’den fazla çalışma yapılmıştır. Daha sonra Almanya ve Japonya merkezli ciddi ve çok sayıda çalışma yapılmıştır. ABD’de 1998’de FDA tarafından belirli ürünler için adaptojen ifadesi kullanıl-mıştır.

Adaptojen terimi adapte eden manasına gelir ve adaptojen bitkiler çoğu azaltıp azı çoğaltırlar. Bu bitkiler her türlü strese karşı vücudun (özellikle adrenal bez üzerinden) adaptasyonunu sağlayan bit-kilerdir. Vücuttaki homeostazisi muhafaza etmeye çalışırlar ve tonik, antioksidan, amfoterik özellik-lerin hepsine birden sahiptirler. Birçok adaptojen bitki, hem hepatoprotektif, hem kardiyoprotektif, hem antikanserojenik, hem antienflamatuar gibi birçok endikasyonu bünyelerinde barındırabilirler.

Yapılan araştırmalardaki ortak kanaate göre bu bitkilerin etken maddeleri, etki mekanizmaları, men-şeileri farklı olmasına rağmen vücut üzerindeki etkileri ortaktır. Ana etkileri, bir organizmanın strese olan uyumunu arttırmak ve sistemlerinin fizyolojisinin normalleştirilmesidir.

Adaptojen bitkiler:

• Pleotrofiktirler

• Polifenoller, izoflavonlar, saponinler, terpenoidler, izotiyosiyanatlar, fitosteroller, fitatlar ve yağ asitleri gibi çok sayıda biyoaktif bileşik içerirler

• Girdikleri organizmaca tanınıp transkripsiyon, posttranslasyonel modifikasyon, kromatin organi-zasyonu gibi gen seviyesindeki faaliyetlerle en derin seviyede adaptif faaliyeti yaparak genetik şablon görevi görürler.

İnsan bedeni yapısı itibariyle en mükemmel adaptif kaabiliyete sahiptir. Bu sebeple verilen her türlü tek yönlü ve bir nedene yönelik baskı ve provokasyonlara açık değildir. Bundan dolayı kendisi gibi adaptif kaabiliyeti olan bitkilerden ve doğal tıbbın diğer tedavi metotlarından faydalanması daha anlamlı görünmektedir. Bu anlayışın binlerce yıldır devaya vesile olmasının nedeni insanın fıtratıdır.

Page 149: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

54

NON-ALTERNATIVE PHYTOTHERAPY

Abstract:

In the last century, classical medicine understanding both put traditional and integrative medicine aside and assimilated phytotherapy. In other words, it has created an alternative phytotherapy. He organized his own competitor. In fact, neither chemical drugs nor the plants dictated by pharmacognosy / pharmacology can record phytotherapy. Because herbs, especially adaptogenic ones, are not indications-based and cannot be alternative to drugs. This understanding can be explained by the adaptogen theory.

The adaptogenic plants have been described in different ways for thousands of years by different disciplines. For example, they are described as Qi tonic and yang tonic herbs in Traditional Chinese Medicine, as rasayanas (rejuvenating herbs) in Indian Medicine and as regulators of HPA axis and sympathoadrenal system in Western Medicine. In 1947, the term adaptogen was first used and described by Nikolay Lazarev, a Russian Pharmacologist. Adaptogens were first investigated by Russians in 1960. More than 1500 studies were conducted. Afterwards, serious and numerous studies were conducted in Germany and Japan. In USA, in 1998, the FDA adopted the adaptogen term for certain products.

Adaptogen term refers to adapt and the adaptogenic herbs both reduce the excessive and increase the inadequate. These herbs adapt the body to all kinds of stress, especially through the adrenal gland. They try to maintain the homeostasis in the body and have all tonic, antioxidant and amphoteric properties. Many adaptogen herbs can contain many indications, such as hepatoprotective, cardioprotective, anticancerogenic, and anti-inflammatory at the same time.

According to the common result in the studies about adaptogens, although their active substances, mechanisms of action and their origin are effects are different, their effects on the body are common. Their main effects are to increase the adaptation of an organism to stress and to normalize the physiology of its systems.

Adaptogen herbs:

• Are pleiotropic

• Contain Polyphenols, isoflavones, saponins, terpenoids, isothiocyanates, phytosterols, phytates and fatty acids

• Serve as a genetic template by conducting deeply adaptive activities at gene-level such as transcription, posttranslational modification, and chromatin organization.

The human body has the most excellent adaptive capacity thanks to its composition. For this reason, it is not open to any kind of one-way and one-cause pressure and provocations. Therefore, it seems more meaningful for the body to benefit from herbs with adaptive capacity as itself and other treatment methods of integrative medicine. It is the human nature that this understanding has been used to heal for thousands of years.

Page 150: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

55

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDE GİRİŞ-ÇIKIŞ BLOKLARI

Prof. Dr. Saliha KARATAY1, Doç. Dr. Rezan AKPINAR2

1 Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, A Life Hospital, Ankara2 Queensborough Community College, Pacific College of Oriental Medicine, New York, Amerika

Özet:

Önemli bir Tamamlayıcı Tıp yöntemi olan akupunktur, yüzyıllardan beri başarılı bir şekilde uygulan-maktadır. Zaman içinde değişik felsefe ve ekollerin etkisiyle farklı akupunktur tedavi stilleri ortaya çıkmıştır. Bu çeşitli akupunktur stillerinde temel felsefe aynı kalmakla birlikte, tanı ve tedavi yöntem-leri zaman zaman değişebilmektedir. Ancak, akupunkturun hemen hemen her çeşidinde hastalıktan çok, hastaya odaklanılır. Akupunkturda temel amaç, rahatsızlığa neden olan dengesizliği saptamak ve bunu gidermek için de çeşitli tedavi metotlarını uygulamaktır. Tedavi süresince, vücudun akupunk-tura verdiği yanıt çeşitli nedenlerle değişebilmektedir. Ancak, iyileşme sürerken tedaviye yanıtsızlık oluşması ya da istenmeyen etkilerin ortaya çıkması gibi durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Bu tür beklenmedik değişiklikler konusunda, her ekol kendi tarzına uygun çeşitli açıklamalar getirmiştir. Klinik açıdan bu teorilerin en önemlilerinden biri ise Klasik Beş Element Akupunkturu’nun öne sür-düğü enerji bloklarıdır. Klasik Beş Element Akupunkturu adı verilen ve J.R. Worsley tarafından Batı dünyasına tanıtılan sistemde, tedaviye yanıtsızlık ya da istenmeyen etkiye neden olan durumlar çeşitli tip enerji bloklarıdır. Bu sunumda, en sık görülen bloklardan biri olan Giriş-Çıkış Blokları ile tedavisi gözden geçirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Akupunktur, Giriş ve çıkış noktaları, Giriş-çıkış blokları, Klasik beş element akupunkturu

ENTRY-EXIT BLOCKS IN ACUPUNCTURE TREATMENT

Abstract:

As one of the important treatment modalities of Complementary Medicine, acupuncture has been used effectively from the ancient time to now. It has gone through a transformation with the influence of different cultures and with philosophies. Each system has a different approach to diagnosis and treatment, while most of the basic principles stay the same. However, the main theme in all approaches is that the focus is not the disease but the person experiencing the disease. The basic treatment principle in acupuncture practice is to identify source of the imbalance, and use specific techniques to resolve the issue. An individual’s response to acupuncture is varied because of different reasons during the treatment. However, there are cases where patient who is highly responsive to treatment and showing improvement, will stop progressing, or can have an adverse or unintended reaction to treatment. This phenomenon has been explained differently according to each style. From a clinical perspective, Classical Five Element Acupuncture, which was introduced to the Western world by J.R. Worsley, offers one of the most important explanations of the phenomenon. According to Classical Five Element Acupuncture, when the patient stops showing improvement or has a adverse reaction to treatment, we must look for Energy Blocks. In this presentation, very common Entry-Exit Blocks and their treatment are presented.

Key Words: Acupuncture, Entry and exit points, Entry-exit blocks, Classical five element acupuncture.

Page 151: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

56

AKUPUNKTUR NOKTA İSİMLERİNİN ANLAMLARINI BİLMEK BİZE NE KAZANDIRIR?

Doç. Dr. H. Volkan ACARAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Kliniği

Özet:

Akupunktur noktalarının isimlendirmesinde kullanılan uluslararası sistem, organ/meridyen isimlerine ve bunların numaralandırılmasına dayanmaktadır. Bu sistemde önce organ isimlerinin İngilizce karşılıklarının kısaltması, sonra da numara kullanılır. Örneğin ST 25 dendiğinde mide meridyeni üzerindeki 25 numaralı noktadan bahsedildiği anlaşılır.

Ancak bilindiği gibi akupunktur noktalarının özgün isimleri Çincedir ve bu isimlerin her biri kullanıcıya yol gösteren anlamlar içerirler. Noktaların Çince isimlendirilmesi standart, tek bir sisteme dayanmaz. Nokta isimlerinin Çince karşılıklarına bakıldığında lokalizasyon, beş faz, çi, kan, Yin-Yang ilişkisi, meridyen ilişkisi, terapötik etki gibi farklı etkilerle isimlendirme yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bunların anlamlarının bilinmesi kimi zaman lokalizasyon, kimi zaman da noktanın işlevi konusunda kullanıcıya yardımcı olmaktadır.

Bu bildiride sık kullanılan akupunktur noktaların anlamları hakkında bilgi verilecektir.

WHAT BRINGS US TO KNOW THE MEANINGS OF ACUPOINTS ?

Abstract:

International system that is used for denomation of acupuints is based on organ/meridian names and numbering. Abbreviation of English names of organs and then numbers is used in this system. For example, when ST 25 is mentioned it means that this one the 25th point of stomach meridian.

However, original names of acupoints are Chinese and these have guiding meanings for the practitioner. Chinese denomation of acupoints is not based on a uniqe, standard system. Names of acupoints may have an association with localisation, five elements, qi, blodd, Yin-Yang relationship, meridian relation and therapeutic effect. For that reason, knowing the meanings of acupoints help the practitioner to locate the acupoint or to have knowledge of the function of the acupoint.

It will be given information about the meanings of commonly used acupoints in this report.

Page 152: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r

57

FEKAL TRANSPLANTASYON

Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı -Konya / Türkiye,Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi - Ankara / Türkiye

Özet:Giriş: Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarla, bağırsak hücre tiplerinin, etken maddeleri ve reseptör-lerinin beynin bir kopyası olduğu ve beyinde üretildiğini zannettiğimiz serotonin, dopamin, noradrenalin gibi nörotransmitterlerin üretildiği yerin bağırsaklar olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Buda bağır-saklarımızla beynimiz arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Fekal transplantasyon ile; bugün ikinci beynimiz olarak kabul edilen ve tüm vücut için en hayati organ olan bağırsakların, dolayısıyla tüm sindirim sisteminin tedavisi amaçlanmaktadır.Fekal Transplantasyon;Hasta bireyin intestinal mikrobiyotasını düzenlemek için standart tedaviye potansiyel alternatif olarak sağlıklı bireylerden alınan gaitanın süspansiyon haline getirilerek enema, nazoduodenal / nazojejunal sonda veya endoskopik yöntem ile hasta bireyin intestinal lümenine verilmesi işlemidir.Fekal transplantasyonun etkinliğini gösteren çalışmalar sıklıkla tedaviye dirençli ya da tekrarlayan C. difficile enfeksiyonu tedavisine odaklı çalışmalardır.Fekal transplantasyonun gastroenteritlerin dışında farklı hastalıkların tedavisinde de etkin olabileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.Yöntem: Fekal Tarnsplantasyonda;Sağlıklı donörler genellikle eş ve birinci derece akraba olmalıdır. Ev içi teması olan bireyler tercih edilmeli (barsak florasını belirleyen, kişinin yaşadığı çevre olduğu göz önüne alındığında)Fekal Transplant; Nonbakteriostatik %0.9’luk serum fizyolojiktir. Gastroskopi için 50-60 gr feçes 250 ml sulandırıcı, kolonoskopi için ise 200-300 gr feçes 500 ml sulandı-rıcı kullanılır Bir karıştırıcı ile homojenize edilir Süzgeçten geçirilir Bu süspansiyonlar 60 ml’lik enjektörlere konulur Fekal transplantasyon prosedürü çalışmalar arasında farklılık göstermekle birlikte dışkı materyali (sıklıkla hastanın sağlıklı yakın akrabasından alınan gaita) süspansiyon haline getirilerek enema, gastros-kop veya nazojejunal tüp ile hasta bireylerin intestinal lümenine verilmesi, şeklinde olmuştur.Tartışma: FT tekrarlayan CD infeskiyonları ve GİS hastalıklarında etkili ve kabul edilebilir bir tedavi girişimidir.İntestinal mikrobiyotayı daha iyi tanıdıkça bugün patogenezini bilmediğimiz birçok hastalıkta rolü oldu-ğu ortaya çıkacaktır.Bu tedavinin en önemli eksiği, randomize kontrollü çalışmaların çok az sayıda olmasıdır.Gelecekte ‘Universal donör’ ön plana çıkacak. Daha kolay ve daha güvenle uygulanabilecek metodlar geliştirilecektir.

Anahtar kelimeler: Fekal transplantasyon.

Page 153: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

- S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

58

FECAL TRANSPLANTATIONAbstract:

Login: Nowadays, with scientific studies, intestinal cell types, active substances and receptors are a copy of the brain and we think that the neurotransmitters such as serotonin, dopamine and noradrenaline, which we think are produced in the brain, are slowly intestines. This shows that there is a connection between our intestines and our brains.

Fecal transplantation; The treatment of the intestines, which is the most vital organ for the whole body, and thus the entire digestive system, is considered today as our second brain.

Fecal Transplantation;

As a potential alternative to standard treatment to regulate the intestinal microbiota of the patient, stool from healthy individuals is suspended and given to the intestinal lumen of the patient by enema, nasodu-odenal / nasojejunal probe or endoscopic method.

Studies showing the efficacy of fecal transplantation are often focused on treatment-resistant or recurrent C. difficile infection.

There are studies showing that fecal transplantation may be effective in the treatment of different diseases besides gastroenteritis.

Method: Fecal transplantation;

Healthy donors should usually be spouses and first-degree relatives.

Individuals with domestic contact should be preferred (considering the intestine flora, the environment where the person lives)

Fecal Transplant;

Non-bacteriostatic 0.9% saline.

For gastroscopy, 50-60 gr feces is used in 250 ml diluent and 200-300 gr feces for colonoscopy.

Homogenize with a mixer

Filtered to separate

These suspensions are placed in 60 ml injectors

The faecal transplantation procedure varied between studies, but the stool material (often the stool from the healthy close relative of the patient) was suspended and administered to the intestinal lumen of the sick individuals by enema, gastroscope or nasojejunal tube.

Discussion: FT is an effective and acceptable treatment intervention for recurrent CD infarctions and GIS.

As we are better acquainted with intestinal microbiota, it will appear to play a role in many diseases we do not know today.

The most important deficiency of this treatment is that there are very few randomized controlled trials.

A Universal donor ör will come to the forefront in the future. Easier and more reliable methods will be developed.

Key words: Fecal transplantation.

Page 154: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

YAMAMATO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Dr. M. Levent TEKÇİSerbest Hekim, Uçuş Hekimi YNSA ve Master’s Tung Akupunktur EğitmeniDil Diyagnozu ile Uçucu Yağ Akupunkturu Geliştiricisi ve Eğitmeni

Özet:

Yamamoto’nun Skalp Akupunkturu, özel bir mikroakupunktur sistemidir. Skalpte tanımlanmış belirli refleks bölgelere müdahale edilmektedir. Dr. Yamamoto’nun 1960 yılında keşfettiği ve ilk defa 1973 yılında Japonya’daki Ryodoraku Japon Toplumu’nun 25. yıllık toplantısında yayınladığı bu metot ile özel somatotopik projeksiyon üzerinden uygulama yapılabilmektedir.

YNSA somatotopları, ancak patoloji varlığında tespit edilmektedir. Hastanın enerjetik durumu ve pa-tolojinin derinliğine göre tespit edilen somatotoplar üzerinden müdahale yapıabilir. Böylece Nogier Auriculoterapi, Su-Jok, ECIWO mikrosistem akupunkturlarında olduğu gibi; deri üzerinde kopyala-nan somatotopik olarak bulunan bilginin reorganizasyonu ile polarite, fasya, meridyen, doku, hücre düzeyinde bilginin geri dönüşümü sağlanabilmektedir.

YNSA metodu, klasik akupunktur gibi kişiye özel tedavi protokolleri içermektedir. Doğru nokta veya noktaların uyarılıp uyarılmadığı, aynı seans içinde tespit edilebilmektedir. YNSA mikroakupunktu-runda diyagnoz doğru tedavi açısından çok önemlidir.

YAMAMATO NEW SCALP ACUPUNCTURE (YNSA)

Abstract:

Yamamoto New Scalp Acupuncture is a special micro acupuncture system. In the Scalp zone, specified reflex areas are treated. Discovered by Dr. Yamamoto in 1960 and published in 1973 by the Ryodoraku Acupuncture Research on their 25th annual meeting, YNSA uses special somatotropic projections for treatment.

The somatotopies of YNSA can only be discovered under pathologic circumstances. The treatment is applied to somatotopies determined from the energetic condition of the patient and the depth of the pathologic condition. This allows a feedback by the knowledge reflected from the skin on a polarity, fascia, meridian and cellular basis, just like in other microsystem acupuncture systems such as Nogier Auriculotherapy, Su-Jok and ECIWO.

Just like classic acupuncture, YNSA includes personalized treatment procedures. The stimulation or the failure to do so of the correct points can be determined during the same session. Diagnosis is very important for the right treatment in YNSA.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

59

Page 155: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

60

OTOFAJİ VE İNTERMİTTENT FASTİNG (FASILALI AÇLIK)

Uzm. Dr. Yasin Erol YALÇINSerbest Muayenehane ve GETAT Uygulama Ünitesi Hekimi

Özet:

Otofaji (otofagositoz) kelimesi autóphagos “kendi kendini yemek” ve kýtos “oyuk” latince kelime-lerden oluşmaktadır. 60’lı yıllarda ortaya çıkan bu kavram araştırmacılar tarafından ilk gözlendiğin-de, hücrenin lizozom adı verilen kesecikler oluşturarak , kendi içeriğini geri dönüşüm bölmesine taşıdığı ve yok edebildiği görülmüştür.

90’lı yılların başlarında, Yoshinori Ohsumi’, ekmek mayalarıyla yaptığı bir dizi deneylerle otofaji için gerekli esas genleri tanımlanmıştır.

Daha sonrasında Yoshinori , mayalarda otofaji altında yatan mekanizmalara ışık tutarak, bu karmaşık düzeneğin bir benzerinin bizim hücrelerimizde de kullanıldığını göstermiştir.

Ohsumi’nin keşifleri , açlığa sağladığımız uyum ve enfeksiyona verdiğimiz yanıt gibi pek çok yaşam-sal süreçte , otofajinin temel önemini anlamamızı sağlamıştır.

2016 yılında Stockholm Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada; “hücresel bileşenleri ayrıştıran ve geri dönüştüren temel bir süreç olan otofaji”nin altında yatan mekanizmaları keşfe-dip açığa kavuşturan" Japon bilim insanı Yoshinori Oshumi'nin bu yılki Nobel Tıp Ödülü'nün sahibi olduğu duyuruldu.

Ayrıca, Ohsumi'nin keşifleri, hücrenin içeriğini nasıl ayrıştırdığını , otofajinin açlığa adapte olma ya da enfeksiyonlara verilen yanıt gibi birçok fizyolojik süreçteki temel önemini anlamamızı sağladı..

Otofaji genlerindeki mutasyonlar (gen değişimleri) kanser ve nörolojik hastalıklar dahil otofajik sü-reçlerle ilişkili birçok hastalığa neden olmaktadır.

Otofajinin kesintiye uğraması durumunda ise, Parkinson Hastalığı, Tip 2 Diyabet ve diğer rahatsız-lıklar ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Yine başka bir çalışmada 2-4 gün boyunca sadece su içerek gerçekleştirilen uzamış bir açlığın bağışıklık sistemimizi yeniden başlatabildiği gösterilmiştir.

Periyodik açlık sürelerinin, uyku halindeki kök hücrelerin bağışıklık hücrelerine dönüşümünü ve eski veya hasarlı olanların da temizlenmesini tetiklediği gösterilmiştir.

Açlık gibi uyaranlar sayesinde otofajinin aktif olması sebebiyle, orucu taklit eden kalori kısıtla-malarının, kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar için bir dizi risk faktörünü azalttığı, ayrıca yaşlanmanın olumsuz etkilerini önlemede önemli rolü olduğuna da dikkat çekilmektedir.

Çeşitli hastalıklardaki otofajiyi hedef alan ilaçların geliştirilmesi de ,son zamanlardaki yoğun araştır-ma konularından biridir.

Page 156: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

61

KRONİK HASTALIKLARDA HACAMAT

Dr. Nezir ÇELİKSerbest Hekim Çukurambar/ Ankara

Özet:

Bu sunumun amacı; kuru ve yaş kupa mekanizmalarını teorik olarak anlatmak ve hangi hastalıklarda başarılı bir şekilde kullanıldığını sunmaktır. Lenfoid damarlar intersitisyel alanda, tam da kan damar-larının yanında bulunurlar. Lenfoid kapillerlerin başlangıcı kapalı olup, duvarı endotelden oluşur. Lenfoid kapillerler, kan kapillerlerinden geniştir,uçları kapalıdır. Duvarlarında açılıp kapanan flama-lar vardır. Kapiller alanda lenfoid sistem bozulmaya başladığında bu flamalar kapanır, hücreler arası alanda metabolik atıklar, toksinler ve ağır metaller birikmeye başlar. Bölgesel vakumlama yapılırken negatif basıncın etkisiyle hücreler arası alanda bulunan sıvılar cilt içinden birikmeye başlar. Lenfoid flamalar açılmasıyla toksinlerin bir kısmı genel dolaşıma katılarak ortamdan uzaklaşır. Bir kısmı kupa içindeki ciltte birikir, buna kuru kupa denir. Bistüri yardımıyla intra dermal alanda 1-5 mm uzunlu-ğunda ve 1-2 mm derinliğinde yüzeysel kesiler attığımızda kupa içine kan birikmesini sağlarız. Buna yaş kupa (Wet Cupping) denir. Kupa içinde biriken hücreler arası sıvıda lenf ve kanda bulunan ve vücuttan uzaklaştırmak istediğimiz toksik maddeler, ağır metaller ve kimyasal artıklar vardır. Bunlar yaş kupa tekniği ile ortamdan uzaklaştırılır. Wet cuppıng toksik maddelerinin bağ dokusundan uzak-laştıran ucuz kolay uygulanabilen bir şelasyon yöntemidir. Yaş kupa ile oluşturulan akut travmanın etkisiyle bir inflamasyon oluşur. Buna bağlı olarak dokularda histiyosit, IFN, TNF seviyeleri artarak bağışıklık sistemi güçlenir. Kupa tedavisi sırasında akupunktur noktaları uyarılır. Organ ve cilt arasın-daki ilişki nedeniyle cilde yaptığımız yüzeysel çizikler vasıtasıyla organlarda bir homeostazis oluşur ve enerji dengelenmesiyle sonuçlanır. Kupa yöntemi; hem koruyucu hem de tamamlayıcı tıpta kulla-nılan bir tekniktir. Yaş kupa ülkemizde hacamat olarak bilinirken Arap ve İslam ülkelerinde hijame olarak bilinmektedir.

Anahtar sözcükler; Kuru kupa, Yaş kupa, Toksik maddeler.

Abstract:

The aim of this presentation is to explain the dry and wet cup mechanisms in theory and to present in which diseases are successfully used. The lymphoid veins are located in the interstitial area, just next to the blood vessels. The onset of lymphoid capillaries is closed and the wall consists of the endothelium. Ends are closed. There are pennants on their walls. When the lymphoid system starts to deteriorate in the capillary area, these streamers are closed, metabolic wastes, toxins, and heavy metals begin to accumulate in the intercellular space. When the regional vacuuming is carried out, liquids in the intercellular space begin to accumulate through the skin due to the effect of the negative pressure. With the opening of the lymphoid streamers, some of the toxins move away from the environment by joining the general circulation. Some of them accumulate in the skin within the cup. It's called a dry cup. With the help of a bisturi, when we have superficial scratches at 1-5mm length and 1-2mm depth in the intra-dermal area, we can collect blood into the cup. This is called wet cupping. There are toxic substances, heavy metals and chemical residues found in the lymph and blood in the blood and accumulating in the blood that accumulates in the cup inside the cup. They are removed from the environment by wet cup technique. Wet cupping is an inexpensive and easy-to-apply dialysis method

Page 157: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

62

that removes toxic substances from the connective tissue. Inflammation occurs due to the effect of acute trauma caused by wet cupping. Accordingly, the immune system strengthens by increasing the levels of histiocyte, IFN, and TNF in tissues. Acupuncture points are stimulated during the cup treatment. Because of the relationship between the skin and the skin, we create a homeostasis in the organs through the superficial scratches on the skin and result in energy balancing. Cup method is a technique used in both preventive and complementary medicine. The wet cupping in our country is known as Hacamat, while in the Arab and Islamic countries is known as hijame.

Key words: Dry cupping, Wet cupping, Toxic substances.

Page 158: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

63

AKUPUNKTUR UYGULAMASINDA DERİN VEYA YÜZEYEL İĞLEMENİN TEDAVİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Prof. Dr. Banu ÇAYCIwww.profdrbanucayci.com [email protected] Çukurambar -Ankara

Özet:

Yüzeyel ve derin iğneleme akupunktur tedavisinin iki temel yöntemidir. Uygun iğneleme derinliğinin akupunkturun etkisinde çok önemli olduğu söylenmekteyse de; altta yatan mekanizma hala net değil-dir. Yüzeyel ya da derin iğnelemenin göreceli avantajlarını keşfetmek için, değişik doku katmanlarına yapılacak iğnelemelerin nöral özelliklerini kavramak gereklidir. Derin iğneleme sırasında iğne kas arasına yerleştirilir. Açıktır ki; iskelet kasları hem motor(efferent) hem de duyusal (afferent) sinirler içerirler. Aksonlar, iskelet kasını inerve eden spinal ventral horndaki α ve γ motor nöronlardan türerler. Duyusal lifler ise; kas iğciklerinin içindeki özel duyusal reseptörlerle ilişkilidirler. Yüzeyel iğneleme sırasında iğne esasen ciltin subkütanöz dokusu ile temas kurar (epidermis ve dermis katmanlarıyla). Bu doku katmanları, vücut yüzeyine uygulanan mekanik, termal veya nosiseptif stimulus dedekte edebilen duyusal reseptörleri içerir. Bu reseptörler sinir sonlanmaları, Pacinian korpüskülleri, Merkel diskleri, Meissner korpüskülleri, Ruffini sonlanmaları ve folikle reseptörlerini içerir. Derin iğnele-menin tersine, yüzeyel iğnelemeden kaynaklanan nörönal sinyaller merkezi sinir sistemine değişik duyusal reseptörler ile iletilirler. Akupunkturun etkisini duyusal afferent stimülasyon ile gösterdiğine inanılmaktadır. Motor nöronlar ise akupunktur ile direkt olarak uyarılır. Klinik bakış açısıyla, yüze-yel ve derin iğnelemenin birbirlerine karşı avantaj ve dezavantajlarının göz önünde bulundurulması önemlidir. Derin iğneleme teorik olarak damar, sinir ve diğer yapıların yüksek hasarlanma riskiyle ilişkilidir ve tedavi sonrası ağrı daha fazladır. Derin iğnelemenin tersine; yüzeyel iğneleme yalnızca sübkütanöz ve dermal dokulara penetrasyonu içerir ve komşu dokular için düşük düzeyde hasar riski vardır. Her ne kadar akupunktur sinyallerinin etkisi yüzeyel iğnelemeye nazaran derin iğneleme ile daha kuvvetli ortaya çıkarılsa da; bizler iğne derinliğine karar vermekte, avantaj ve dezavantajları göz önünde bulundurmalıyız.

Anahtar kelimeler: Derin iğneleme, Yüzeyel iğneleme

THE EFFECT OF DEEP AND SUPERFICIAL NEEDLING DURING THE ACUPUNCTURE TREATMENT

Abstract:

Deep and superficial needling are two fundamental methods of acupuncture treatment. Although it has been proposed that appropriate depth of needling is an important issue that directly influences the effect of acupuncture, the underlying mechanisms remain obscure. An understanding of the neural properties of the different tissue layers underlying points of needle insertion is necessary in order to explore the relative advantages of deep needling or superficial needling. During deep needling , the needle is inserted into the muscles. It is clear that skeletal muscles are supplied by both motor (efferent) and sensory (afferent) nerves. Axons derived from α and γ motor neurons in the spinal ventral horn innervate skeletal muscle fibers and spindles, respectively, while sensory fibers are mainly associated with specialised sensory receptors within muscle spindles. During superficial needling, the needle

Page 159: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

64

mainly makes contact with the skin (including the epidermis and dermis) and subcutaneous tissue. These tissue layers contain a wide variety of sensory receptors that detect mechanical, thermal, or nociceptive stimuli applied to the body surface. These receptors include bare nerve endings, Pacinian corpuscles, Merkel’s discs, Meissner’s corpuscles, Ruffini endings, and follicle receptors. Given the location of these pieces of sensory apparatus, in contrast to deep needling, neural signals originating from superficial needling may be transported through different sensory receptors to the central nervous system. Acupuncture is believed to exert its effects through sensory afferent stimulation. motor neurons could be directly stimulated by acupuncture. From a clinical point of view, it is important to consider the advantages and disadvantages of deep versus superficial needling. Deep needling is theoretically associated with a higher risk of damage to nerves, blood vessels and other structures, and a greater inci- dence of post-treatment soreness. In contrast to deep needling, superficial needling only involves penetration of the dermal and subcutaneous layers, and is easily carried out with a lower risk of damage to the surrounding structures. Although acupuncture signals may be more strongly elicited by deep needling compared to superficial needling, we should carefully consider the relative advantages and disadvantages to select the appropriate depth of needling and degree of stimulation according to the clinical scenario.

Key words: Deep needling, Superficial needling.

Page 160: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

65

DİL MUAYENESİ, SİGARA-HEAT SENDROMU İLİŞKİSİ VE DİL BULGULARI

Dr. Yücel KATISerbest HekimE-posta: [email protected] Ankara / Türkiye

Özet:

Dil; vücudun hem dışında hem de içinde olabilen, dokunma, tat duyusu sahibi, reseptör, sinir, kas, kan dolaşımı açısından zengin olan, hem yin hem yang olan bir uzuvdur. Dilin Mide (ST) ve Da-lak-Pankreas (SP-P) ile özellikle yakın bir ilişkisi vardır. ST, sıvıların kaynağı olarak kabul edilir ve sıvı üretme kabiliyeti doğrudan dilin nemine yansır. Besleyici qi ve kanın kalitesi, SP-P qi'nin, dilin sağlıklı soluk-kırmızı rengine katkıda bulunan yutulmuş gıdalardan özü çıkarma gücüne bağlıdır. Duyu organı olarak işlev gören dil, kalbin bir 'vuruşu' anlamına gelir; bu, Kalp qi'sinin dille iletişim kurduğu anlamına gelir. Kalp, tat ve konuşmayı yönetir. Ek olarak, Kalp qi kan dolaşımını kontrol eder ve dile kan sağlar, böylece dil gövdesine soluk kırmızı bir renk verir. Kalbin dilden doğrudan bir bağlantısı da dilin köklerine ulaşan kalbin kollateral damarlarındandır. Diğer tüm organlar doğrudan veya dolaylı olarak dilde görünürler. SP-P kanalının dahili bir dalı dile yükselir ve dil altına yayılır. Böbrek (KID) kanalı, dile yükselir ve kökünde biter. Karaciğer (LIV) kanalı ile Mesane (UB), ST ve Üçlü Isıtıcı (TH) ikincil kanalları da dile ulaşır. Sadece (AKİS) Akciğer (LU), Kalın Bağırsak (LI), İnce Bağırsak (SI) ve Safra Kesesi (GB) kanallarının dile doğrudan bağlantısı yoktur; ancak, birleş-miş ortak organları veya derin iç kanal bağlantıları yoluyla bunların da dolaylı teması vardır. Bunların bir sonucu olarak, dil vücuttaki qi, kan ve sıvılarının durumu hakkında bir bilgi kaynağı olarak kul-lanılabilmektedir.

Heat sendromu; eksojen patojen sıcak faktörünün vücut içinde invazyonuna veya yin eksikliğine maruz kalma sonucu olan patolojik durumlardır. Heat sendromunda dilde sıcaklık bulguları görül-mektedir.

Sigara zehrindeki toksinlerin ve sıcaklığın vücuda girerek heat sendromu yaptığı ve bunun da dile yansıdığı; sigara zehrinden kurtulunca ise toksinlerin ve sıcaklığın vücuttan atıldığı; son olarak da, bu bulguların dile yansıdığı ve heat sendromu dil bulgularının düzeldiği düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Dil, Dil muayenesi, Heat sendromu, Sigara, Sigaradan kurtulma, Sigara-dil bulguları

TONGUE DIAGNOSIS, SMOKING-HEAT SYNDROME RELATION AND TONGUE FINDINGS

Abstract:

Tongue; It is a body that is both yin and yang, which can be both outside and inside the body, rich in touch, taste sensation, receptor, nerve, muscle, blood circulation. Tongue has a particularly close relationship with Stomach (ST) and Spleen-Pancreas (SP-P). The stomach is considered the source of fluids and its ability to produce liquid is directly reflected in the moisture of the tongue. The quality of feeder qi and blood depends on the strength of the extract of SP-P qi from swallowed foods that contribute to the healthy pale-red color of the tongue. The tongue acting as the sense organ means a 'beat' of the heart; this means that the heart qi communicates with the tongue. He manages heart, taste

Page 161: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

66

and speech. In addition, the Heart qi controls the blood circulation and provides blood to the tongue, giving the tongue body a pale red color. A direct connection of the heart from the tongue is one of the collateral vessels of the heart that reach the roots of the tongue. All other organs appear directly or indirectly in the tongue. An internal branch of the spleen channel rises to the tongue and spreads under the tongue. The kidney channel rises to the tongue and ends at the root. Also Liver channel and Bladder, Stomach, Triple Heater secondary channels reaches the tongue. Only Lung, Large intestine, Small intestine and Gallbladder channels have no direct connection to tongue; however, they also have indirect contact through unified partner bodies or deep internal channel connections. As a result, the tongue can be used as a source of information about the state of qi, blood and fluids in the body.

Heat syndrome is pathological conditions caused by exposure of exogenous pathogen hot factor to invasion of body or yin deficiency. Heat syndrome shows signs of heat in the tongue.

Toxins and heat in the cigarette poison is thought to enter the body by making heat syndrome. It is thought that the toxin and the heat are excreted from the body and finally, these findings are reflected in the tongue and heat syndrome tongue findings healed after quit smoking.

Key words: Tongue, Tongue diagnosis, Heat syndrome, Smoking, Smoking salvation, Smoking-tongue findings.

Page 162: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

67

NANOTEKNOLOJİ VE AKUPUNKTUR

Baha ÇELİK

Özet:

Nanoteknoloji, 0.1-100 nm boyutundaki çok küçük yapılarla yapılan çalışmalardır. Tıp ve teknolojide nano kullanımı göreceli olarak yeni bir yöntemdir. Nano teknoloji, tıp, elektronik, ilaç sanayii ve buna benzer birçok alanda kullanılmaktadır. Bu sunumda nano teknolojinin akupunkturdaki kullanımı değerlendirilecektir.

Anahtar kelimeler: Nano teknoloji, Akupunktur.

NANOTECHNOLOGY AND ACUPUNCTURE

Abstract:

Nanotechnology is the study of extremely small structures, having size of 0.1-100 nm. Nano is relatively new field of science and technology. An application of nanotechnology in various fields, such as health and medicine electronics and other fields. Application of nanotechnology in acupuncture are evaluation in this presentation.

Key words: Nanotechnology, Acupuncture.

Page 163: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

68

KRONİK İNFLAMASYONDA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest Hekime-posta: [email protected] Kızılay / Ankara

Özet:

İnflamasyonun vasküler ve hücresel yanıtları, inflamatuar bir uyaranla plazma hücrelerinden salğıla-nan kimyasal faktörlerle meydana gelmektedir. Ağrı, ateş, ödem, kızarıklık, fonksiyon kaybı ve skar oluşumu gibi akut ve kronik inflamatuar yanıt, organizmayı hücre incinmesine neden olan etkenler-den ve buna bağlı oluşan nekrotik hücre ve dokulardan temizleyerek tamir etmeyi amaçlamaktadır. Bununla birlikte artmış inflamatuar yanıt aşırı duyarlılık reaksiyonları nedeniyle organ fonksiyon-larında bozulma veya yetmezliğe hatta ölüme sebebiyet verebilir. Kronik inflamasyonlar auriküler tedavilerin etkisiz kalmasına yol açan bozucu faktörlerdendir. Herhangi bir patolojik durumu tedavi etmeden önce; mevcut ise sinüzit, PID, diş foküsleri ile mikroinflamasyon özellikte olduklarından skarları tedavi etmek gerekir. Bu sunumda kulak kepçesinde bulunan antiinflamatuar noktalardan kronik inflamasyon tedavileri anlatılacaktır.

Anahtar kelimeler: İnflamasyon, Antiinflamatuar noktalar, Auriküloterapi

Abstract:

The vascular and cellular responses of inflammation are caused by chemical factors secreted from plasma cell with stimulus of inflammation. Acute and chronic inflammatory response, such as pain, fever, edema, rubor, function leasing and scar formation, aims to repair the organism by removing the damaged cell and the resulting necrotic cells and tissues. However, increased inflammatory response hypersensitivity reactions can lead to organ dysfunction or failure even death. Chronic inflammation is one of the factors leading to the ineffective treatment in auriculotherapy. Before treating any patho-logical condition, it is necessary to treat the sinusites, PDI, dental focusses and the scars because it has microinflammation. In this presentation, chronic inflammation therapies from the anti-inflammatory points located in the auricle will be explained.

Key words: İnflammation, Anti-inflammatory points, Auriculotherapy

Page 164: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

69

BEŞ ELEMENTİN 4 UNSURA DÖNÜŞÜMÜ

Dr. E. Hakan ERALTANFenerbahçe/İstanbul

Özet:

Geleneksel Çin tıbbının temel prensiplerinin oluşturulmasında, Hint tıbbının önemli bir rolü vardır. Enerji ve polarite prensipleri genelde benzerlik gösterir. Sarı İmparator ve kadim Çin hekimleri 5 element teorisi üzerinde dururken Hint Tıbbı, Uygur Tıbbı, eski Anadolu ve Yunan Tıbbı 4 elementi esas almıştır.

Hipokrat ve İbni Sina kendi tıp metinlerinde hava, ateş, toprak ve suyun oluşturduğu doğa ve insanı anlatmışlardır. Bizler, bilimin rehberliğinde geleneksel tıp modern tıp sentezini oluştururken bu iki farklı yaklaşımı anlamaya çalışacağız. Bu dönüşüm element ya da unsurların eşleştiği organları ye-niden düzenlememizi gerektirecektir. İnsanı oluşturan fiziksel beden, biyokimyasal beden, zihinsel-ruhsal beden bu element ya da unsurlarla bağlantılıdır. Akupunktur ve tamamlayıcı metotları kullanır-ken, bu bağlantılar teşhis ve tedavi algoritmasının oluşturulmasında çok önemlidir.

Abstract:

Indian medicine has an important role in terms of establishing the basic principles of traditional Chinese medicine. Generally, energy and principles of polarity shows similarity. While the Yellow Emperor and ancient physicians dwell on 5 element theory, Indian medicine, Uygur medicine, ancient Anatolia and Greek medicine based on 4 elements. Hippocrates and Ibn-i Sina told about air, fire, earth and water which, constitute nature and human, within their medical texts. We will try to understand these two different approaches while creating traditional and modern medicine synthesis’ under the guidance of science. This transformation will require us to rearrange the organs which have matched with elements or components. The physical body, the biochemical body, the mental-spiritual body that forms the human is connected to this element or components. While doing acupuncture and using complementary methods, these connections are very important in terms of forming diagnosis and treatment algorithm.

Page 165: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

70

KUPA (HACAMAT) UYGULAMASININ BEŞ BOYUTU:LENF, KAN, ENERJİ, SİNİR VE FASYA

Ekrem YILMAZ, Ayten YILMAZSakarya Üniversitesi Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi GETAM, Sakarya

Özet:

Geleneksel yaklaşımda her şey beş boyut ile ilişkilidir. İnsan bedenini çepeçevre saran lenf, kan, enerji, sinir ve fasya olmak üzere beş sistem vardır. Cilde epidermal kesiler yapılmasının ardından bu alanlara vakum uygulanmasıyla gerçekleştirilen, en eski tedavi metotlarından olan Kupa (Hacamat) uygulaması, 15 geleneksel tamamlayıcı tıp metodundan biridir. Hacamatın gösterdiği etki, özellikle bu beş sistem üzerinden olur. Tamamlayıcı tıp tedavisinde birleştirici ve dengeleyici yaklaşım temel iki esastır. Hacamatın beş sistem üzerinden olan etkisi, birleştirici ve dengeleyici tedaviyi kolaylaş-tırmaktadır.

Hacamat, lenf sistemine etkisiyle, cilt altına depo edilen toksinleri temizler, inflamasyonla immün sistemi aktive eder. Hacamat, kan sistemine etkisiyle kapillerlerde mikrosirkülasyonu artırır, hipok-siyi azaltır, doku rejenerasyonu kolaylaşır. Hacamat, yapılan insizyonla akupunktur (enerji ) me-ridyenlerini uyarır ve dokuları tamir edici biyofotonlar salgılatır. Hacamat, vejetatif sinir sistemini deri-sinir–organ (kutanovisero) refleks yoluyla uyarır ve dermatomlar aracılığı ile ilgili organlarda düzenlemeler yapar. Hacamat, fasya sistemini uyararak bağ doku networkunda düzenleme yaparak bedenin genel stabilitesini düzenler.

Hacamat uygulaması dört hafta arayla yapılır. Genellikle üç veya dört seans tedavi için yeterli olur. Seans sayısı az olduğundan hastaya maliyeti düşük olup bu durum hastanın tedaviye uyumunu artırır. Hastalar tedavi sürecinde dört ay süreyle takipte kalır ve hekim açısından da hastayı dört ay takip etmek, tedavinin yönetilmesi açısından önemlidir.

Hacamat yukarıda yer alan özelliklerinden dolayı pek çok durumda tek başına tedavide yeterli olmak-ta, bazı durumlarda da tedaviyi destekleyici ve tamamlayıcı olabilmektedir. Böylece hacamat, beş sistem üzerinden kapsamlı, hızlı etkili, ekonomik ve yan etkisi az bir uygulamadır.

İntegratif yaklaşımla hastalara uygulayacağımız ilk/başlangıç tamamlayıcı tıp metodu, istisnai du-rumlar hariç hacamat uygulaması olabilir.

Anahtar kelimeler: Tamamlayıcı tıp, Hacamat, Beş boyut.

FIVE DIMENSIONS OF THE CUPPING (HIJAMA) APPLICATION:LYMPH, BLOOD, ENERGY, NERVE AND FASCIA

Abstract:

In the traditional approach, everything is related to five dimension.There are five systems including lymph, blood, energy, nerve and fascia that surround the human body.Epidermal incisions made to the skin and application of vacuum to these areas, one of the oldest treatment methods, Cupping (Hijama) application is one of fifteen traditional complementary medicine methods.The effect of hijama is mainly through these five systems.In the complementary medicine treatment, the unifying and

Page 166: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

71

balancing approach is the basic two.The effect of hijama over the five systems facilitates combining and supporting treatment.

Hijama removes the toxins stored under the skin with the effect of the lymphatic system and activates the immune system with inflammation.Hijama increases the microcirculation in the capillaries, reduces hypoxia and facilitates tissue regeneration.Hijama stimulates the acupuncture (energy) meridians through the incision and secretes the biophotons repairing the tissues.Hijama stimulates the vegetative nervous system through the skin-nerve-organ (cutaneo-visceral) reflex and makes adjustments to the organs through the dermatomes. Hijama regulates the general stability of the body by regulating the connective tissue network by stimulating the fascia system.

Hijama application is performed four weeks apart. Usually, three or four sessions are sufficient for treatment.Because the number of sessions is minor, the patient has a low payment and this increases the patient's compliance with the treatment.Patients remain at the follow-up for four months during the treatment period and this period important for the management of the treatment.

Hijama is sufficient in treatment alone in many cases due to the above-mentioned properties, and in some cases, it may be supportive and complementary to treatment.Hence, hijama is a comprehensive, fast-acting, economical and has few side effects through five systems.The first/ initial complementary medicine method that we will apply to patients with an integrative approach may be the practice of hijama, except in exceptional cases.

Key words: Complementary medicine, Hijama(cupping), Five dimension.

Page 167: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

72

AKUPUNKTURDA MERİDYEN BAĞLANTILARI

Prof.Dr. Kemal Nuri ÖZERKANİstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Spor Bilimleri Fakültesi

Özet:

Geleneksel Çin Tıp anlayışının uygulanmasında Akupunktur tedavi yöntemi vücudu kuşatan ve birbir-leriyle ilişkili olduğu ileri sürülen bir meridyen sistemi üzerinden işler.

Geleneksel Çin tıbbında, hastalıkların vücutta meridyen adı verilen kanallarda dolaşan yaşam enerjisi-nin (Qi) akışındaki bozukluklar nedeni ile oluştuğu varsayılmaktadır. Akupunkturla, vücuttaki merid-yenler üzerindeki belli noktalara iğne batırılarak bozulan enerji akışının düzeltilmesi amaçlanır.

Akupunktur meridyenleri, ilişkili oldukları iç organ sistemlerinin genel durumlarını yansıtmaktadır. Akupunktur noktaları vücudumuzun düzenleyici sistemine girişi sağlayan kapılar olarak tanımlanabi-lir. Bu noktaların vücutta tanımlanan bazı meridyenler üzerinde dizildiği kabul edilir

İnsan bedeninin her tarafını bir ağ gibi kuşatan meridyen sisteminde on iki ana meridyen, sekiz ekstra meridyen, on iki ayrıksal (divergent) meridyen, on iki kas bölgesi, on iki kutanöz bölge yer alır.

Akupunktur noktaları ve meridyenler elektriksel niteliklere sahiptir. Bu noktaların bulunduğu yerler, çevresindeki deriye göre daha yüksek elektrik potansiyeli ve daha düşük elektrik direncine sahiptir.

Geleneksel Çin Tıbbı’na göre, akupunktur noktalarını iğnelemek lokal ya da meridyen sistemi yoluyla uzakta, özel tedavi edici etkiler meydana getirir.

MERIDIAN CONNECTIONS IN ACUPUNCTURE

Abstract:

Acupuncture treatment in the application of the traditional Chinese medicine concept is based on a meridian system that surrounds the body and is suggested to be related to each other.

In traditional Chinese medicine, diseases are assumed to be caused by disturbances in the flow of life energy (Qi) circulating in channels called meridian in the body. With acupuncture, it is aimed to correct the flow of energy by pinning the needle at certain points on the meridians in the body.

The acupuncture meridians reflect the general condition of the internal organ systems they are asso-ciated with. Acupuncture points can be defined as doors that provide access to our body's regulatory system. It is assumed that these points are arranged on some meridians defined in the body.

The meridian system that surrounds the human body as a network has twelve main meridians, eight extra meridians, twelve divergent meridians, twelve muscle regions, and twelve cutaneous regions.

Acupuncture points and meridians have electrical characteristics. These points have higher electrical potential and lower electrical resistance than surrounding skin.

According to Traditional Chinese Medicine, needling the acupuncture points creates special therapeutic effects away from the local or meridian system.

References:

1) Cheng, X, ChineseAcupuncture and Moxibustion, Beijing, 1987.

2) O’Connor,J., Bensky D., Acupuncture, a ComprehensiveText, Eastland Press,1981.

3) Kaptchuk TJ., The Web that ha no Weaver. Understanding Chinese Medicine.Chicago,2000.

4) Cabıoğlu,T.,Ergene, N., The Mechanism of Acupuncture and Clinical Applications. Int.J. Neurosci 2006; 116(2).

Page 168: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

73

BİYOREZONANS TERAPİ METODU İLE ONKOLOJİK OLGULARA YAKLAŞIM

Uzm. Dr. Esra KIRSEVER

Özet:

Giriş: Biyoregülasyon tıbbı uygulamaları ve biyorezonansta, vücudun bozulmuş iç savunma dina-mikleri, enerjitik dengeleme metodları ile sağlıklı haline getirilir. Hastalık, semptomları baskılanarak değil, hastalığa sebep olan faktörlerin tespit edilerek uzaklaştırılması ile sağıltılır. Hastalık oluşum aşamaları göz önüne alınarak, geri çevrilir. Organizma sağlıklı haline geri döner. Bu çalışmada, Bi-yorezonans Terapi (BRT) metodunun onkolojik vakalardaki etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlan-mıştır.

Gereç ve Yöntem: Kasım 2011- Şubat 2016 tarihleri arasında konvansiyonel tıp tanı metodlarıyla kanser tanısı almış toplam 51 hastanın BRT yöntemi uygulama öncesi ve sonrası performans duru-mu, semptomatik iyileşme ve laboratuvar/görüntüleme verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Performans değerlendirilmesinde ECOG performans skalası kullanılmıştır.

Bulgular: Konvansiyonel tanı metodlarıyla kanser tanısı almış toplam 51 hasta çalışmaya alındı. Hastaların %61.1’i (n=37) konvansiyonel tedavi yöntemleri ile beraber, % 38.9’u (n=14) ise sadece BRT tedavisi almaktaydı. Malignitelerin organlara göre dağılımı; akciğer %15.7, meme %13.7, mide %13.7 idi.

Performans durumu, semptomatik iyileşme ve laboratuvar / görüntüleme (PSL) veri sınıflandırılması-na göre değerlendirildiğinde, tüm hastaların %96.1’inde semptomatik iyileşme görüldü. %47.1’inde semptomatik iyileşmeyle beraber ECOG performans skoru da iyileşti. %33.4 hastada ek olarak labo-ratuvar ve görüntüleme bulguları da iyileşti. Hastaların %87.8’inde yoğun bakım ihtiyacı görülmedi. PSL ile uygulama süresi arasında pozitif yönde güçlü ve anlamlı bir korelasyon saptandı. (r=0,654 p<0,001)

Tartışma: Tüm hasta gruplarında semptomatik iyileşme görülmüştür. ECOG performans skoru yük-sek olan hastalarda semptomatik iyileşme erken seanslarda, ECOG performans skoru düşük olan hastalarda daha geç izlenmiştir. Kemoterapötik ilaçların kinezyolojik olarak kişiye özgü seçilmesi, ilaç yan etkilerin azalması ve etkinliğinin artması sağlayabilir..

Sonuç: BRT yöntemi onkolojik vakalarda; güvenli, etkili, konvansiyonel terapinin başarısını yüksel-ten, yan etkilerini azaltan, yaşam kalitesine ve süresine, palyasyona olumlu katkıları olan bir tamam-layıcı tıp metodu olabilir.

Page 169: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

74

AKUPUNKTUR VE KANSER

Dr. Setenay MİT, PhDGazi Üniversitesi GETAT Merkezi

Özet:

Kanser tüm dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Batı tıbbı kanser tedavisinde cerrahi, radyasyon ve kemoterapi gibi tedavileri kullanmaktadır. Bu tedaviler vücudun hayati enerjisini tü-ketmekte ve çoğu zaman birçok yan etki ile sonuçlanmaktadır. Araştırmalar, Çin Tıbbının geleneksel kanser tedavisi biçimleriyle birleştirilmesinin, vücudun bağışıklık sistemini hasardan korumaya yar-dımcı olduğunu ve kanser hastalarında hayatta kalma oranını artırdığını göstermektedir.

Çin Tıbbında hastalıkların sebebi, enerji dengesizliği, vital maddelerin fazlalığı veya eksikliğidir. Qi, vücudun kanallar veya meridyenler boyunca hareket ederken çalışmasını kontrol eder. Kan ve vücut sıvılarının dolaşımını ve hastalıklarla savaşmasını sağlayan dengeli ve yeterli bir qi akışı ol-duğunda kişi sağlıklıdır. Eğer qi herhangi bir sebepten dolayı bloke olmuşsa, eksik veya fazla ise, hastalığa neden olabilir. Enerji akışı, dengesiz bir diyet veya yaşam tarzı, fazla çalışma, stres, baskı-lanmış veya aşırı duygular, egzersiz eksikliği, dış patojenik faktörler vb. gibi sebeplerle bozulabilir. Diğer bütün hastalıklar gibi kanser de vücuttaki dengesizlik veya uyumsuzluğun sonucudur. Tümör, hastalığın "kökü" değil "koludur". Aynı kanser tipine sahip hastalarda farklı dengesizlikler gelişmiş olabilir. Akupunktur uygulayan hekim, bireyin meme kanseri veya kolon kanseri gibi kanser tipinden çok dengesizlik modelini belirler. Öngörülen tedavi, bireyin kendine özgü dengesizliğine bağlıdır. Tanı yin veya yang, qi, kan veya organ dengesizliği açısından konur. Dengesizlik paterni tanımlan-dıktan sonra dengeyi sağlamak için bir tedavi planı formüle edilir.

ACUPUNCTURE AND CANCER

Abstract:

Cancer is a leading cause of death in all over world. Conventional western therapies such as surgery, radiation and chemotherapy are used to treat cancer. These treatments deplete the body's vital energy and often result in many side effects. Studies show that combining Chinese Medicine with conventional forms of cancer treatment help protect the body's immune system from damage and increase survival rate in cancer patients.

In Chinese Medicine, illness is an energy imbalance, an excess or deficiency of the vital substances. Qi or vital energy controls the body's working as it travels along the channels or meridians. A person is healthy when there is a balanced, sufficient flow of qi, which keeps the blood and body fluids circulating and fighting disease. If qi is blocked for any reason or is excessive or deficient, disease may result. The flow of energy may be disrupted by an imbalanced diet or lifestyle, overwork, stress, repressed or excessive emotions, lack of exercise, external pathogenic factors, etc.

Cancer like other diseases is a manifestation of imbalance or disharmony in the body. The tumor is the "branch" not the "root" of the illness. Each patient may have a different imbalance causing what outwardly looks like the same type of cancer. The Chinese medicine practitioner determines the individual's pattern of disharmony rather than a condition such as breast cancer or colon cancer. The prescribed treatment depends on the individual's specific imbalance. The diagnosis is made in terms of yin or yang, qi, blood or organ imbalance. Once the pattern of disharmony is identified a treatment plan is formulated to restore balance.

Page 170: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

75

DEPRESYONDA AKUPUNKTUR TEDAVİSİ VE GENETİK DEĞİŞİKLİKLER

Elçin Latife KURTOĞLULokman Hekim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı

Özet:

Depresyon düzensiz düşünce, biliş ve davranış ile karakterize bir ruh hali bozukluğudur ve dünyada en yaygın görülen mental bozukluklardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2020 yı-lına kadar depresyon, küresel sağlık yükünün en önemli iki nedeninden biri olacaktır. Bireylerin dep-resyona karşı duyarlılıklarında genetik ve çevresel sistemler arasında karmaşık etkileşimler vardır. Son araştırmalara göre, DNA metilasyonu, histon modifikasyonları ve kodlayıcı olmayan RNA’lar dahil olmak üzere epigenetik mekanizmalar, depresyonun kalıtsal özelliklerini belirlemede önemli rol oynamaktadır. Akupunktur, geleneksel Çin tıbbında fiziksel ve zihinsel bozuklukların tedavisi için uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Akupunktur tedavisinin rolü vücuttaki enerji dengesizliğini dü-zenlemektir ve sadece lökomotor sistemin ağrıları için değil, aynı zamanda sindirim sistemi, solunum ve sinir rahatsızlıklarında ortaya çıkan çeşitli diğer semptomlar için de etkili olduğu rapor edilmiştir. Yapılan pek çok çalışma ile Akupunkturun zihinsel depresyonun şiddetini etkili bir şekilde azalttığı kanıtlanmıştır. Akupunktur; gen ekspresyonu, protein-protein etkileşimleri ve diğer biyolojik süreçler dahil olmak üzere önemli fizyopatolojik ve biyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Son yıllarda, araştırmacılar akupunktur sonrası aktif maddelerdeki değişiklikler ile akupunkturun etkisi arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışmaktadırlar. Akupunktur, belirli genlerin ekspresyonunu düzenleyerek, aktif maddelerin ifadesini ve dolayısıyla bir organizmanın aktivitesini düzenleyebilmektedir. Son yıllarda, insan genomik varyasyonlarını anlamadaki ilerlemelerin (Örneğin; İnsan Genom Projesi; HapMap Projesi; 1,000 Genom Projesi) ve etkili genotipleme tekniklerindeki ilerlemelerin kombinasyonu dep-resyonun ve diğer kompleks psikiyatrik fenotiplerin moleküler genetik çalışmalarında olağanüstü bir büyümeye yol açmıştır. Depresyonda Akupunktur tedavisini takiben ilgili genlerde meydana gelen genetik ve epigenetik değişiklikleri izlemek amacıyla özellikle CRH, 5HTTP, TPH2, SLC6A3 genle-rindeki mutasyonların ve stresle ilişkili olduğu düşünülen BDNF, SLC6A4, NR3C1, 5-HTR (1A, 2A ve 3A), FKBP5, MAO-A ve OXTR genlerinin metilasyon durumlarının detaylı bir şekilde taranması Akupunktur tedavisinin moleküler mekanizmasını anlamada büyük katkılar sağlayacaktır.

Anahtar kelimeler: Depresyon, Akupunktur, Gen ifadesi.

ACUPUNCTURE THERAPY AND GENETIC CHANGES IN DEPRESSION

Abstract:

Depression is a mood disorder characterized by irregular thought, cognition and behavior, and is one of the most common mental disorders in the world. According to World Health Organization data, depression will be one of the two most important causes of global health burden by 2020. There are complex interactions between genetic and environmental systems in individuals’ sensitivity to depression. According to recent research, epigenetic mechanisms, including DNA methylation, histone modifications and non-coding RNAs, play an important role in determining the stable and inherited characteristics of depression. Acupuncture has long been used in the treatment of physical and mental disorders in traditional Chinese medicine. The role of acupuncture treatment is to regulate

Page 171: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

76

the energy imbalance in the body and has been reported to be effective not only for the pains of the locomotor system, but also for various other symptoms that occur in the digestive system, respiratory and nervous disorders. Acupuncture has been proven to effectively reduce the severity of mental depression by many studies. Acupuncture; gene expression leads to significant pathophysiological and biological changes, including protein-protein interactions and other biological processes. In recent years, researchers have tried to determine the relationship between changes in active substances after acupuncture and the effect of acupuncture. Acupuncture can regulate the expression of specific genes, regulate the expression of active substances and thus the activity of an organism. In recent years, the combination of advances in understanding human genomic variations (eg Human Genome Project; HapMap Project; 1,000 Genome Project) and advances in effective genotyping techniques have led to an extraordinary growth in molecular genetic studies of depression and other complex psychiatric phenotypes. In order to monitor the genetic and epigenetic changes in related genes in depression following acupuncture treatment, especially in the mutations in CRH, 5HTTP, TPH2, SLC6A3 genes and BDNF, SLC6A4, NR3C1, 5-HTR (1A, 2A and 3A), FKBP5, MAO- A detailed review of the methylation status of A and OXTR genes will contribute to the understanding of the molecular mechanism of acupuncture therapy.

Key words: Depression, Acupuncture, Gene expression.

Page 172: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

77

DİZ OSTEOARTRİTİNDE DÜŞÜK ENERJİLİ LAZER UYGULAMASININ ETKİNLİĞİ, PLASEBO KONTROLLÜ RANDOMİZE ÇİFT KÖR ÇALIŞMA

Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

Özet:

Bu çalışmanın amacı, diz osteoartritli hastada iki farklı dalga boyundaki lazer kombinasyonunun farklı sürelerde etkinliğini araştırmaktı. Çalışma, randomize, plasebo kontrollü ve çift kör olarak dü-zenlendi. Toplam 108 hasta, ‘A’, 10 dakika aktif laser grubu, (n=36); ‘B’, plasebo laser grubu, (n=36), ‘C’, 5 dakika aktif lazer grubu, (n=36) şeklinde randomize olarak üç gruba ayrıldı. Tüm hastalar, ACR (American College of Rheumatology) kriterlerine göre diz osteoartriti olup, diz osteoartrit rad-yolojik bulgusu Kellgren-Lawrence grade III veya IV idi. 108 hastanın 88’i kadın, 20’si erkekti.

Çoklu diyod lazer cihazı kullanıldı. Cihaz, 7 tanesi, 650nm dalga boyunda, 5mW çıkış güçlü İndi-yum-galyum-aluminyum-fosfid diyod ve 8’i, 850nm, 28mW çıkış güçlü Galyum-aluminyum-arsenid diyod olmak üzere 15 diyod içermekteydi. Plasebo tedavi için lazer ışığı vermeyen aynı ünite kul-lanıldı. Tüm hastalar toplam 15 tedavi aldı. Tüm gruplardaki hastalara 12 hafta süresince egzersiz programı verildi. Çalışma süresi boyunca hastaların parasetamol almalarına izin verildi ve aldıkları ilaç programı kaydedildi.

Klinik değerlendirmede, ağrı, sertlik ve fiziksel fonksiyon indekslerini içeren WOMAC (The Western Ontorio and Mc Master University Osteoarthritis Index), ağrısız yürüme mesafesi, eklem fleksiyon derecesi, parasetamol kullanımı ve vizüel analog skala üzerinde değerlendirilen ağrı düzeyi vardı. Takip ölçümleri, başlangıçta, 3., 6. ve 12. haftada değerlendirildi. Her iki aktif lazer grubunda, te-davi sonrası periyodda tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında; ağrı, WOMAC, eklem aktif fleksiyon derecesi, ağrısız yürüme mesafesi ve parasetamol kullanımı gibi tüm parametrelerde istatiksel olarak anlamlı gelişmeler gösterildi (p<0,01). Tüm parametrelerde her iki aktif lazer grubundaki gelişmeler, plasebo grubu ile karşılaştırıldığında, istatiksel olarak daha anlamlıydı (p<0,05 ve p<0,001). Eklem hareket kısıtlılığında A grubundaki gelişme, C grubu ile karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlıy-dı (p<0,05). Diğer parametrelerde her iki lazer grubu arasında istatiksel fark yoktu (p>0,05). Hiçbir hasta yan etkiden dolayı çalışma dışında kalmadı.

Sonuç olarak, çalışmamızda her iki düşük enerjili lazer tedavi rejimi, diz osteoartriti tedavisinde güvenli ve etkin bir metot olarak bulundu. Bununla birlikte eklem kısıtlılığı olan ileri düzey osteoart-ritte, 10 dakika lazer uygulaması önerilebilir.

Page 173: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

78

AĞIZ-DİŞ KOMPLEKSİNDEKİ KRONİK ENFLAMASYONUN BEDEN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE BÜTÜNSEL DİŞ HEKİMLİĞİNİN

TAMAMLAYICI TIP YAKLAŞIMINDA YERİ

Dt. Tijen DURER

Özet:

Sağlıklı bir beden için vücutta dengede tutulması gereken mekanizmalardan birisi stres faktörüdür. Şayet stres durumu uzun süre devam ederse, beyinden tehlike yok bilgisi gelene kadar vücut kendi-ni korumak için yeni fizyolojik mekanizmaları devreye sokar, otonom sinir sistemi faaliyete başlar. Fakat kronik sorunlar tam bir inflamatuar süreç oluşturacak kadar güçlü değildir. Bu nedenle immun sistem, zayıf ama kronik olarak aktif olmaya zorlanır (kronik inflamasyon). Kronik inflamasyonun olduğu bölgedeki sitokinler allostatik mediatörlerdir.

Kronik inflamasyonun en sık görüldüğü bölgelerden birisi ağız – diş kompleksidir. Her türlü perio-dontal hastalık, kistli dişler, periimplantitis, gömük dişlerin kronlarının etrafındaki foliküller üzerine yapılan pek çok çalışmada C-reaktif protein (CRP), TNFα, IL6, IL1β varlığı ortaya konulmuştur.

Bütünsel Diş Hekimliği diş-çene ve tüm beden sağlığına farklı bir bakış açısıdır. Oral akupunkturla yapılan teşhis ve tedavilerde de diş-organ- meridyen bağlantıları görülmektedir.

Örneğin; kistli dişin çekimi, bir hastanın diz ağrısını, bedenle uyumsuz bir dental restoratif malzeme-nin değişimi hastanın alerjik semptomlarını ortadan kaldırabilir.

Anahtar kelimeler: Bütünsel diş hekimliği, Akupunktur, Oral akupunktur.

Absract:

The effects of chronic inflammation in the oral and dental complex on the body and its place in the complementary medicine approach

One of the mechanisms that should be kept in balance in the body for a healthy body is the stress factor.If the stress condition persists for a long time, the body puts new physiological mechanisms in order to protect itself from the brain until the knowledge of the danger is not reached, the autonomic nervous system begins to operate. However, chronic problems are not strong enough to form a complete inflammatory process. The immune system is therefore forced to be weak but chronically active (chronic inflammation). The cytokines in the area of chronic inflammation are allostatic mediators.

One of the most common areas of chronic inflammation is the mouth - tooth complex. The presence of C-reactive protein (CRP), TNFα, IL6, IL1β has been demonstrated in many studies on follicles around all kinds of periodontal disease, cystic teeth, periimplantitis, crowns of buried teeth.

Holistic Dentistry is a different point of view to dental and jaw and whole body health. Oral acupuncture diagnosis and treatment of dental-organ-meridian connections are seen.

For example, pulling a cystic tooth may relieve a patient's knee pain, and a change of a dental non-adherent material that is incompatible with the body can eliminate the patient's allergic symptoms.

Key words: Holistic dentistry, Acupuncture, Oral acupunctur.

Page 174: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

79

BİYOLOJİK SAAT AKUPUNKTURU

Dr. Nimetullah REŞİDİDünya Akupunktur Dernekleri Federasyonu (WFAS) Uzmanlar Komitesi Üyesi World Journal Of Acupuncture–Moxıbustıon Editörler Komitesi Üyesi www.uygur-akupunktur.com.tr [email protected]

Özet:

İnsan vücudunun Biyolojik Saati, herkesin kendine ait olan devrelik ritmik olaydır. Çok yaygın doğal bir olaydır.

Geleneksel Çin Tıbbı’nda Sap-Dal Akupunkturu (干支针灸 Stem-Branch Acupuncture) olarak bili-nen bu Biyolojik Saat yöntemin özelliği, hastayı zaman koşulu altında ele alarak, vücudun Artı-Eksi can dolaşımı, Beş madde yapısı, Hat-ağlar (meridyenler) nöbeti, organların günlük ve vakitlik çalış-ma nöbeti ve takvim vaziyetinin müsait olup olmadığına göre en uygun, en verimli yuvaları (nokta-ları) seçerek tedavi etmektir.

Amerikalı bilginlerden Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young ‘ların bu husustaki araştırmaları geçen senenin Nobel Tıp Ödülüne erişmiştir. Dolayısıyla, akupunktur eğitimini biyolo-jik saat akupunkturu üzerinde yoğunlaştırmanın daha bilimsel olacağı kanaatindeyim.

Abstract:

The biological clock of human body refers to phenomenon of the priodic regularity of the body itself. The biological clock phenomenon is a very common natural phenomenon.

The characteristics of the method of biological clock acupuncture is to treat the patient under the condition of time and to select the most suitable, most efficient points according to whether the body's Yin-Yang condition, the five substance structure, the working order of meridians, the polarization of the organs and the condition of the calendar are appropriate or not.

American scholars' Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash and Michael W. Young reached the Nobel Prize in last year for medical field on the research of biological clock. Therefore, I think it would be more scientific to focus the acupuncture education on the biological clock.

Page 175: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

80

NEFES TERAPİNİN MERİDYENLER ÜZERİNE ETKİSİ

Op.Dr. Nazlı Ferhan SAYIT COŞKUN Genel Cerrahi Uzmanı, Muayenehane

Özet:

Nefesimiz, gıdalardan gelen enerji ile birleşerek Zong Qi’yi oluşturup , ardından Zhen Qi, Ying Qi ve Wei Qi’nin bir parçası olmaktadır. Başta Akciğer ve Kalp meridyeni olmak üzere, alınan nefesin niteliği ve niceliği tüm meridyenleri etkilemektedir. Nefesin temel iyileştirici gücü buradadır.

Doğru nefes teknikleri, meridyenlerdeki blokajları açmada en doğal yardımcımız olacaktır. Bu semi-nerde doğru nefes alma ve nefes terapi farkındalığı oluşturmak hedeflenmektedir.

Anahtar kelimeler: Nefes terapi, Akupunktur meridyenleri, Doğru nefes alma teknikleri.

THE EFFECTS OF BREATHING THERAPY ON MERIDIANS

Abstract:

Our breath forms Zong Qi with the energy coming from the food; which later becomes a part of Zhen Qi, Ying Qi and Wei Qi. The quality and quantity of every breath effects all meridians, primarily the Heart and the Lung meridians. This effect on meridians lay the basis of the healing properties of breathing.

Correct breathing techniques will be the most natural aids to remove the blockages in the meridians. This seminar aims to raise awareness on breathing correctly and promote breathing therapies.

Key words: Breath therapy, Acupuncture meridians, Correct breathing tecniques.

Page 176: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

81

KRONİK ENFLAMASYONDA NÖRALTERAPİNİN ETKİ MEKANİZMASI

Dr. Demet ERDOĞAN

Özet:

Enflamasyon, mikrobiyal invazyon veya yaralanmaya karşı lokal, koruyucu bir cevaptır. Hassas bir şekilde ayarlanması ve düzenlenmesi gerekir, çünkü enflamatuar yanıtın eksiklikleri veya fazlalıkları morbiditeye neden olur ve yaşamı kısaltır.

Otonom sinir sistemi esas olarak kalp atış hızını ve diğer hayati fonksiyonları kontrol ettiği gibi, enf-lamatuar cevabı refleks yolla düzenler. Sempatik sinir sisteminin patolojik aşırı uyarılmasından sonra interstisyumda bozulan kapiller perfüzyon ve mikrosirkülasyon süreci kronik inflamasyona karşılık gelir. Yani burada asıl sorun sempatik tonusdur. Ve sempatik sistemin patolojik uyarımının kesintiye uğratılması, parasempatik sistemin aktivasyonu ile sonuçlanır.

Vagus sinirinin enflamatuar refleksi ile sitokin salınımı engellenebilir ve böylece doku hasarı ve ölü-mü önlenebilir. Vagus sinirinin uyarılması, deneysel sepsis, endotoksemi, iskemi / reperfüzyon hasarı, hemorajik şok, artrit ve diğer enflamatuar sendromlarda görülen sitokin salınımının zararlı etkilerini önler.

Nöralterapi, lokal anestezikler ile yapılan bir enjeksiyon tedavisidir ve vücudun regülasyonunu sağ-lar. Nöralterapi için kullanılan ilaç seçimi, öncelikle bu tedavi yönteminin temel etki mekanizmasına dayanmalıdır, dolayısıyla bir ilaç tedavisi olmamalıdır. Nöralterapinin etkisi, patolojik sempatik sti-mülasyonun kısa süre kesilmesiyle sağlanır. Sempatik stimülasyonun kesilmesi, vagal tonusda bir artışa neden olur. Bu bir “sıfırlama (reset) etkisi” olup fizyolojik dengeye geri dönüşü sağlar.

Anahtar kelimeler: Enflamasyon, Nöralterapi, N. Vagus, Sempatik sinir sistemi, Regülasyon tedavileri

THE MECHANISM OF ACTION OF NEURALTERAPINE IN CHRONIC INFLAMATION

Abstract:

Inflammation is a local, protective response to microbial invasion or injury. It must be fine-tuned and regulated precisely, because deficiencies or excesses of the inflammatory response cause morbidity and shorten lifespan.

The autonome nervous system reflexively regulates the inflammatory response in real time, just as it controls heart rate and other vital functions.

the altered capillary perfusion and microcirculation process in the interstitium after pathological over-stimulation of the sympathetic nervouse system corresponds to the clinical inflammation. So the main problem here is sympatheticotonus. The interruption of the sympathetic stimulation results in an increase in parasympathetic system activation.

The autonome nervous system, via an inflammatory reflex of the vagus nerve, can inhibit cytokine

Page 177: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

82

release and thereby prevent tissue injury and death. Stimulation of the vagus nerve prevents the damaging effects of cytokine release in experimental sepsis, endotoxemia, ischemia /reperfusion injury, hemorrhagic shock, arthritis, and other inflammatory syndromes.

Neuraltherapy is an injection therapy with local anesthetics. The choice of medication used for neural therapy must be based primarily on the fundamental mode of action of this treatment method, so it should not be a drug-treatment. The effect of neural therapy is achieved through a targered, short interruption of pathological sympathetic stimulation. The interruption of the sympathetic stimulation results in an increase in vagal tone. This is a “reset effect”, resulting in a return to physiological balance.

Key words: Inflammation, Neural therapy, N. Vagus, Sympathetic nervous system, Regulation therapies

Page 178: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r

83

SAĞLIĞA P5P (B6) ODAKLI GENETİK, EPİGENETİK BAKIŞ

Dr. Hatice SAĞLAMSerbest Hekim: Akupunktur, Hipnoz, Homeopati, Biyofrekans

Özet:

B6, birçok işlevi olan çok yönlü bir vitamindir, 150 den fazla enzimatik reaksiyonda görev alır “B6 Vitamini”, vücutta benzer şekilde çalışan altı bileşiği ifade eden bir terimdir. İlk üçü, piridoksin (PN, bir alkol ), piridoksal (PL, bir aldehit ),bir amino grubu (R) içeren piridoksamin (PM)’dir. İlgili 5′-fos-fat esterleri kalan üçünü oluşturur: Piridoksal 5 ′ fosfat (PLP veya P5P), Piridoksin 5′-fosfat (PNP),Pi-ridoksamin 5 ′ fosfat (PMP) (R). Sağlıklı bir vücutta karaciğer, B6'yı aktif forma P5P'ye dönüştürür.

B6 vitamini hormonal dengenin sağlanmasında ve immün sistem fonksiyonlarının düzenlenmesinde de önemlidir.

B6 vitamininin vücutta aktifleştirilmiş formu olan P5P, pek çok reaksiyona katılır, amino asit sente-zinin ve degradasyonunun bir parçasıdır, diğerleri ise tek karbon metabolizması, lipid metabolizması, glikoneojenez, heme ve nörotransmitter biyosentezi ile ilgilidir.

P5P, ko-faktör olarak işlev görmesinin yanı sıra, reaktif oksijen türlerinin radikal temizleyicisi, metal şelatörü, enzim katlama sürecinde şaperon olarak tanımlanmıştır.

B6 vitaminin mutlaka dışarıdan gıdalarla alınması gerekir. Sağlıklı bir vücutta karaciğer, dışarıdan alınan B6’yı aktif forma P5P'ye dönüştürür. Bu dönüşüm genetik, epigenetik veya sosyal nedenlerle yeterli miktarlarda yapılamazsa kişide fizyolojik, psikolojik ve sosyal sonuçlara neden olur. Bu gibi durumların P5P ile takviye edilmesi gerekli olabilir. B6 vitamini, vücudumuzdaki proteinlerin ve temel bileşiklerin, sinir sistemindeki transimitterlerin, eritrositlerin ve prostaglandinlerin yapısında bulunan oldukça önemli bir proteindir.

Bu kadar çok enzimatik reaksiyonda yer aldığından, sağlıklı bir vücudu teşvik etmek ve korumak için yeterli seviyeler önemlidir. B6 Vitamini sosyal konumu, ruh halini, uykuyu ve ağrı seviyesini etkileyebilir, stres ile tükenir.

Bu çalışmada B6(P5P) odak alınarak literatür taranmış, kronik inflamatuvar hastalıklarda P5P’nin etkilileri incelenmiştir. Bu hastalıklardan korunmak maksadıyla ve tedavi sürecinde P5P’nin kullanıl-masının yararlı olacağı kanısına varılmıştır.

Anahtar kelimeler: Vitamin B6, Koenzim, Piridoksal 5 fosfat , PLP, P5P, Kronik, Tekrarlayan, İnflamasyon, Vitamin B6 eksikliği.

P5P (B6) FOCUSED GENETIC, EPIGENETIC OVERVIEW OF HEALTH

Abstract:

B6 is a versatile vitamin with many functions, involved in over enzymatic reactions, “The B6 Vitamin” is a term that refers to six compounds that work similarly within the body. The first three are pyridoxine (PN, an alcohol), pyridoxal (PL, an aldehyde), and pyridoxamine, which contains an amino group (R). The related 5'-phosphate esters form the remaining three: Pyridoxal 5’phosphate

Page 179: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - S

özlü

Sun

umla

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

84

(PLP or P5P), Pyridoxine 5'-phosphate (PNP), pyridoxamine 5'phosphate (PMP) (R). In a healthy body, the liver converts B6 into the active form P5P.

Vitamin B6 is also important in maintaining hormonal balance and regulating immune system functions.

P5P, the activated form of vitamin B6 in the body, participates in many reactions which include amino acid synthesis and degradation, others are related to single carbon metabolism, lipid metabolism, gluconeogenesis, biosynthesis of heme and neurotransmitter.

In addition to functioning as a co-factor, P5P has been described as the radical cleaner of reactive oxygen types, metal chelator, and the chaperone in the process of enzyme folding.

Vitamin B6 must be taken from outside with foods. In a healthy body, the liver converts B6 taken from the outside into the active form P5P. If this conversion cannot be performed in sufficient quantities due to genetic, epigenetic or social reasons, it causes physiological, psychological and social consequences. Such conditions may necessitate supplementing with P5P. Vitamin B6 is a very important protein found in our body in the structure of proteins and basic compounds, transmitters in the nervous system, erythrocytes, and prostaglandins.

Due to its involvement in so many enzymatic reactions, sufficient levels are important to promote and maintain a healthy body.

Vitamin B6 can affect one’s social status, mood, sleep, and pain levels and is exhausted by stress.

In this study, literature was reviewed by focusing on B6 (P5P) and the effects of P5P in chronic inflammatory diseases were examined. It was concluded that the use of P5P in the treatment process would be beneficial to prevent such diseases.

Key words: Vitamin B6, coenzyme,Pyridoxal,5’phosphate, PLP, P5P, Kronik, Recurrent, İnflammation, Vitamin B6 deficiency.

Page 180: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

MOKSİBÜSYON UYGULAMASININ MAKAT PREZENTASYONDA İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ

Belkız Berna KÜLAH*, Kemal SASMAZ**, Fatma DURAN**, Özlem MORALOĞLU TEKİN*** Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı** Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Özet:

Giriş: Fetüsun makat ya da bacaklarının pelvise baştan önce girmesi makat prezentasyon olarak ta-nımlanır. Normal baş gelişi doğumlara kıyasla makat prezentasyonda perinatal, neonatal komplikas-yon ve mortalite riski daha yüksektir. Sezaryan endikasyonu daha sıktır.

Yöntem: Makat prezentasyonun, normal baş gelişe çevrilmesinde en sık kullanılan ve en etkili Aku-punktur noktası BL67(Bladder 67) noktasıdır. Çin tıbbında bu nokta Zhi Yin noktası olarak bilinir. Bu nokta mesane ve uterusla bağlantıldır. Bu noktanın ısıyla uyarılması fetal hareketlerde artışa yol açarak fetüsü baş gelişe yönlendirir. Moksibusyon; Moxa bitkisinin yakılması sonucu kimyasal ve termal uyarı oluşturarak maternal endokrin dengesini etkiler ve fetal hareketleri arttırır. Moksibüsyon tek başına ya da akupunkturla birlikte uygulanabilmektedir. Bugüne kadar literatürde bildirilmiş fetüs ya da anne üzerinde ciddi bir yan etkisi yoktur. Ayak parmağında ısı etkisiyle bül oluşturabildiği, yan-ma hissi, bulantı hissi ağız ve göz kuruluğuna neden olabildiği gösterilmiştir. Kliniğimize başvuran 33-35 haftalık gebelerde makat prezentasyon gözlendiğinde vajinal doğuma engel bir durum yoksa doğum şekli ve moksibüsyon konusunda hastalar bilgilendirilmektedir. Hastanemizde İl Sağlık Mü-dürlüğünce ruhsatlandırılmış Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi mevcut olup, serti-fikalı uzman hekim tarafından onamı alınmış hastalara moksibüsyon uygulanmaktadır. Moksibüsyon için bir kontrendikasyon bulunmamaktadır. 10 dakika sağ ayağa, 10 dakika sol ayağa olmak üzere toplam 20 dakika moksibüsyon uygulanmakta ve ilk uygulamadan sonra gebelere yeterli sayıda moxa verilerek bir hafta boyunca evde kendilerinin uygulamaya devam etmeleri istenmektedir. Böylece hastanın sürece dahil olması sağlanmakta, her gün hastaneye gelme gerekliliği ortadan kalkmakta, daha az masrafla etkinlik sağlanmaktadır. Hastalar baş prezentasyona dönüş sırasında oluşabilecek rahatsızlık hissi konusunda da önceden bilgilendirilmekte, bebeğin dönüşünden şüphe duyulan olgularda hastane kontrolüne çağrılmaktadır. Birinci haftanın sonunda ultrasonografik muayene ile baş prezentasyon tesbit edilirse uygulama sonlandırılmakta, dönüş sağlanamadıysa moksibüsyona bir hafta daha devam edilmektedir. İkinci haftanın sonunda ultrasonografi ile yeniden değerlendirilen gebeler rutin takibe alınmaktadır.

Sonuç: Moksibüsyon makat prezentasyonun baş prezentasyona dönüştürülmesinde kullanılabilecek etkin güvenilir, kolay ve ucuz bir yöntemdir. Moksibüsyon sayesinde gebeliğin son döneminde ma-kat gelişin baş gelişe dönüşümü ile sezaryen ihtiyacını ortadan kaldırarak cerrahi anestezi ve operatif doğum risklerinden anne ve bebeği korumak mümkün olabilmektedir.

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

85

Page 181: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

86

AKUPUNKTUR VE İMMÜN SİSTEM

Dr. Feryal Çetin GÜRELİKSerbest hekim, Ankara

Özet:

Akupunktur, Doğu ülkelerinde 3000 yıldan fazla geçmişi olan bir yöntem olup; Batı ülkelerinde de son yıllarda oldukça revaçta olan tamamlayıcı bir tıp yöntemidir. Akupunktur, vücudun savunmasında ve homeostazisinde rol oynayan immün sistemle yakın ilişkiye girerek; vücut direncini arttırıcı etkiye sahiptir. Çok sayıda klinik çalışma ile akupunkturun immün sistemle ilişkili başta allerjik bozukluklar, astım, kronik ürtiker, allerjk rinit olmak üzere pek çok otoimmün hastalıkta ve bağışıklık yetmezliği hastalıklarında etkili olduğu gösterilmiştir. ST36 gibi akupunktur noktalarının özellikle immün sistem-le ilgili hastalıklarda başarılı ve yaygın kullanımı da bu görüşü desteklemektedir.

Akupunktur ve immün sistem ilişkisine bakacak olursak; akupunkturun 1) Natural killer (NK) hücre sitotoksitesini artırdığını 2) Th1/Th2 hücre cevabındaki dengesizliği düzelttiği, 3) Nöral -immün sistem iletişimini sağladığını görürüz.

Akupunktur sadece NK hücrelerini değil, santral sinir sisteminde bazı belli nörotransmitterlerin, özellikle de opioidlerin salınımını sağlayarak sempatik ve parasempatik sistemi uyararak, analjezi, visseral fonksiyonların düzenlenmesi ve immün modulasyon gibi fizyolojik cevapların açığa çıkmasına yol açar. Hipotalamusun aktivasyonu ve endojen opioid peptidlerin salınmasının akupunktur ile in-düklenen nöroimmün reaksiyonun altında yatan ana mekanizma olduğu düşünülebilir. Akupunkturun immünmodulasyon üzerine etkileri sadece opioidler üzerinden olmayıp katekolamin ve serotonin sis-teminin aktive olması yolu ile de olur. Hiç kuşkusuz bu konudaki sorular cevaplardan daha fazla olup; akupunktur ve immün sistem arasındaki ilişkinin daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.

ACUPUNCTURE AND IMMUNE SYSTEM

Abstract:

Acupuncture, which has been practiced more than 3000 years in Eastern countries, is now a very popular complemantary medicine method in Western countries. Acupuncture, is closely related to ımmune system and reboost the total body resistance. A number of clinical studies have indicated that acupuncture is effective for the managment and treatment of immune-related disesases, including allergic disorders, infections, autoımmune diseases and immunodeficiency –syndromes. Stimulation of acupuncture point ST36 is used very commonly and succesfully also supports this opinion. When we look the relationship between the acupuncture and immune system 1)reinforcement of natural killer (NK) cell cytotoxicity 2) correction of the imbalance of Th1/Th2 cell response 3) neural-immune communication are seen

It is widely accepted that not only NK cells acupuncture also facilitates the release of certain neurotransmitters ,especially opioids ,in the CNS and activates either of sympathetic or parasympathetic nervous systems which elicits profound psychophysical responses including potent analgesia,regulation of visceral functions and immunomudulation.

It can be proposed that the activation of hypothalamus and release of endogenous opioid peptides is likely pathway of acupuncture- induced neural-immune interaction.However suggesting non –opioid mechanisms, such as catecholamine and serotonine system, play a key role in the immunomodulatory effects of acupuncture.

Obviously there are more questions than answers in this field. It needs time and more detailed study on the relationship between acupuncture and immune system.

Page 182: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

87

ALERJİLERDE AKUPUNKTUR VE DİĞER GETAT UYGULAMALARI

Prof. Dr. Ahmet KALAYCIOĞLU

Özet:

Alerji, vücudun maruz kaldığı bir maddeye veya kendi içindeki bir duruma karşı verdiği aşırı bağı-şıklık sistemi reaksiyonudur. Normal sınırlar içerisinde bağışıklık sistemi vücudu koruma amaçlı bu reaksiyonu zaten göstermektedir. Ancak, alerjik bünyelerde bu reaksiyon normalden fazla olmaktadır. Bu durum kişiden kişiye değişmekle birlikte, alerjiyi genetik faktörler, temas süresi, stres v.b. durum-lar etkileyebilir.

Sağlıklı ve normal kişilerde, alerji oluşturmayan etkenler, bu kişilerdeki aşırı hassasiyete bağlı olarak tepkiler oluşturabilir.. Bu maddeler genellikle evlerdeki tozlar, küfler, bakteriler, evcil hayvan tüyleri, polenler, bazı gıdalar ve benzeri şeylerdir.

Alerjik bünyeli kişiler genellikle birden çok maddeye karşı tepki verirler. Alerji her yaşta olabilir.

Akupunktur ve diğer tamamlayıcı tıp yöntemleri ile hem alerjik reaksiyon veren organlar; hem de alerjiye sebep oluşturan altyapılar düzeltilerek hastanın normale getirilmesi sağlanır. İyi bir anamnez ve genel vücut taraması ile bozuk organlar, sistemler değerlendirilip tedavi protokolü oluşturulur.

Akupunktur ile organların homeostazisi sağlanırken; ozon tedavisi ile organların oksijenizasyonu sağlanır.

Yaş kupa tedavisi ile detoks yapılıp iyileşme hızlandırılabilir. Bu konuda birçok yayın bulunmaktadır.

Bu arada en önemlisi, hasta bu tedaviye devam ederken, kullandığı ilaçlara da mutlaka devam etme-lidir. Hasta düzenli takip edilip ilaç doz ayarlamaları hekimi tarafından koordine edilmelidir.

ACUPUNCTURE AND OTHER COMPLEMANTARY MEDICINE APPLICATIONS FOR ALLERGIES

Abstract:

Allergies are the body’s excessive exposure or an immune system reaction to a substance on their own againts a situation. Within normal limits for protection of the body immune system, this reaction already shows. However, this allergic reaction is more than normal.

I thought this condition varies from person to person, genetic factors, duration of exposure, stress situations, etc may affect.

Healthy, normal individuals in this population which are not allergies in the extreme sensivity factors, depending on reactions it creates.

These substances are usually house dust, molds, bacteria, pet hair, pollen, certain foods, and the like. Often multiple substances react with allergic. Allergies at any age.

Acupuncture and other complementary medical methods of organs that constitute an allergic reaction

Page 183: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

88

that gives the fully corrected and the patient is to be brought to the normal infrastructures, the reasons provided.

A good history taking and the general body scan damaged organs, and systems of evaluation and treatment protocol is created.

Acupuncture and homeostasis of organs of organs while providing oxygenation with ozone therapy.

With wet cupping therapy to detoxify whether the recovery can be accelerated. There are many publications on this subject.

Meanwhile, most importantly, the patient must continue this treatment when you continue prescription drug order. The patient be followed regularly to the drug, the dose should be coordinated by the doctor.

Page 184: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

89

YENİ BİR BİLİM PARADİGMASI OLARAK KAOS TEORİSİ VE AKUPUNKTUR İLE UYUMU

Dr. Aydın KENDİRCİSerbest Hekim, İstanbul/Sarıyer

Özet:

Kaos Teorisi, 1970'lerden beri tartışılmakta ve yeni yüzyılın bilim paradigması olarak kabul edil-mektedir. Bu teori temel olarak, Newton'cu fizik ile sembolize edilen determinist yaklaşım yerine; kuantum fiziğinin olasılıkçı yaklaşımını önermektedir. Bilgi üretiminde indirgemeci (redüksiyonist) yaklaşım yerine bütüncül (holistik) yaklaşımı öne çıkarmaktadır. Sistemlerin statik olmayıp, dina-mik olduğunu ve dinamik sistemlerin de belli ölçeklerde öngörülemez olduğunu ortaya koymaktadır. Ölçüm sonuçlarımızın, ölçme yöntemine ve elimizdeki ölçeğe bağlı olarak değiştiğinin kanıtlarını sunmaktadır. Bu nedenle, her şeyi ölçüp biçip hesap edebileceğini ileri süren geçen yüzyılın bilim paradigması; bugün hızla değişmekte olan teknolojik ve beşeri ihtiyaçlarla örtüşmemektedir. Kaos Teorisi daha esnek ve bütüncül yaklaşımıyla, bilim alanlarının birbirinden ayrışmasına karşı disip-linler arası çalışmayı savunmaktadır. Böylece yaşadığımız dünyanın (çevrenin, evrenin) daha iyi anlaşılacağı, bilgi alanımızın dışında kalmış farklı boyutlarda gerçekleşen süreçlerin daha çok kavra-nabileceği, bunun da sonunda bilime ve dünyaya katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Bu çalışmada, determinist bilimin ortaya çıkışı ve temel noktaları kısaca sunulmuştur. Ardından Kaos Teorisi'nin temel kavramları ve ortaya çıkma sürecindeki önemli keşifler anlatılmıştır. Son bölümde ise, bu teorinin, Akupunkturun teorik yaklaşımlarıyla ve pratik uygulamalarından elde edilen so-nuçlarıyla dikkate değer bir uyumu olduğu örneklerle vurgulanmıştır. Öz olarak Kaos Teorisinin, Akupunkturun anlaşılmasına, açıklanmasına ve gelişmesine dair, determinist yaklaşımdan çok daha açık ve farklı bir bakış açısı sunmakta olduğu tartışılmıştır.

CHAOS THEORY AS A NEW SCIENCE PARADIGM AND IT’S COMPATIBILITY WITH ACUPUNCTURE

Abstract:

Chaos Theory has been discussed since 1970’s and it has been accepted as a science paradigm of new century. This theory basically proposes a probabilistic approach of quantum physics rather than the deterministic approach symbolized by Newtonian physics. It emphasizes holistic approach rather than reductionist approach in the process of knowledge production . The theory puts forth that systems are not statical but dynamic. The dynamic systems are unpredictable in certain scales. It provides evidence that our measurement results change depending on the measurement method and the scale we have. Therefore, the scientific paradigm of the last century, which suggests that it can measure and calculate everything, does not match the rapidly changing technological and human needs of today. Chaos Theory advocates interdisciplinary work against the divergence of scientific fields with a more flexible and holistic approach. Thus, it is predicted that the world (environment, universe) that we live in will be better understood and processes realized in different dimensions outside of our knowledge area will be more comprehensible and this will eventually contribute to science and the world.

Page 185: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

90

In this study, the emergence and basic points of deterministic science are briefly presented. Then, the basic concepts of Chaos Theory and important discoveries in the process of its emergence are explained. In the last part, it is emphasized that this theory has a remarkable compatibility with the results obtained from the theoretical approaches and practical applications of Acupuncture. In essence, it is argued that Chaos Theory offers a much more open and different perspective on the understanding, explanation and development of Acupuncture rather than the deterministic approach.

Page 186: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

91

GIDA TAKVİYELERİ İLAÇ YERİNE KULLANILIR MI?CURCUMIN VE PROPOLİS ÖRNEĞİ

Prof. Dr. İbrahim DEMİRTAŞ1, Op. Dr. Ahmet ALTINTAŞ2, ve Şevket ÇINAR3

1Çankırı Karatekin Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Çankırı-Türkiye2Çankırı Özel Karatekin Hastahanesi, Çankırı-Türkiye3Madeva AŞ., İvedik OSB, Ankara-Türkiye

Özet:

Zerdeçal ve arı ürünleri (bal, polen, propolis, arı sütü) geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında asır-lardır kullanılan ve birçok hastalığın tedavisinde şifa kaynağı olduğu bilinen fitoterapi ürünleridir. Ancak bu ürünler üzerinde yapılan binlerce çalışma olmasına rağmen, bazı alanlarda henüz bilimsel çalışmalarda eksiklikler bulunmakta ve formülasyonlardan kaynaklı eksikliklerden dolayı mevcut ürünlerin güvenilirliği sorgulanmaktadır. Özellikle kullanım alanları, kullanım şekilleri ve standar-dizasyonları ile ilgili birçok eksiklikler ile bu tür ürünlerin kullanımında dikkat edilecek hususlar bu çalışmada sunulacaktır.

Firma talepleri doğrultusunda yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar ve geniş bir yelpazede sağ-lık sektörü kapsamında satışı yapılan ürünler kapsamında curcumin ve propolis içerik açısından karşılaştırılacaktır. İlaçlarda mevcut olan sıkı denetim ve standardizasyon gıda takviyesi ürünlerinde bulunmadığından, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hekimlerimizin karşılaşacağı en büyük sorunların başında önereceği veya reçete edeceği ürünlerdeki belirsizlikler gelmektedir.

Çalışmalar çerçevesinde, zerdeçal içerisinde bulunan Curcuminin saflaştırılması ve kana karışmasın-da en büyük engel olan; karaciğerdeki enzimi inhibe edebilmek için de karabiberde bulunan piperin saflaştırıldı. Daha sonra, Piperin’in hangi oranda Curcumin’in kana karışmasını gerçekleştirdiği be-lirlendi. Mevcut ithal ürünlerde kullanılan surfaktantlar (polisorbat 80, polisorbat 20 vb) farklı toksik etkilere sahip oldukları halde, etken maddelerin etkinliği dikkate alınmasına rağmen, her bir kapsül-de etken maddeden 10 kat daha fazla kullanılan taşıyıcı bileşenlere dikkat edilmemektedir. Mevcut çalışmada ise surfaktant olarak doğal yağlar (zeytin yağı, çörek otu yağı ve hindistan cevizi yağı) kullanıldı. Özellikle çocuklarda kullanılan gıda takviyesi veya ilaçların etken bileşenlerine gösterilen hassasiyet yanında, toksik etkiye sahip taşıyıcılar yeterince dikkate alınmadığı örnekler ile açıklana-cak ve bilimsel olarak dikkat edilmesi gereken detaylar sunulacaktır.

Ayrıca; ülkemizin ithal ettiği, ancak, yerli kaynaklar ile yurt dışına ihtiyaç duymadan üretebileceği-miz, yüzlerce doğal kaynaklarımızın kullanılmaması, hem çiftçilerimize hem de ülke ekonomisine zarar vermektedir. Bu konuda yapılan girişimler ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hekimlerimizle yapılması gereken ortak çalışmalar detaylı olarak sunulacaktır.

ARE FOOD SUPPLEMENTS USED AS MEDICINES?EXAMPLE OF CURCUMIN AND PROPOLIS

Abstract:

Turmeric and bee products (honey, pollen, propolis, royal jelly) are the phytotherapy products that have been used in traditional and complementary medicine for centuries and are the source of healing in the treatment of many diseases. However, although there are thousands of studies on these products,

Page 187: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

92

in some areas there are deficiencies in scientific studies and the reliability of existing products is questioned due to deficiencies caused by formulations. In particular, there will be many deficiencies related to usage areas, usage methods and standardizations and the issues to be considered in the use of such products will be presented in this study.

The results obtained in the works carried out according to the demands of the company and the scope of the products sold within the scope of a wide range of health sector will be compared in terms of content of curcumin and propolis. Since the strict inspection and standardization available in the drugs are not present in food supplement products, uncertainties in the products to be offered or prescribed by the Traditional and Complementary Medical Doctors are the main problems.

Within the framework of the studies, the piperine contained in black pepper was purified in order to inhibit the enzyme in the liver, which was the biggest obstacle in curcumin isolated from turmeric and pass through the blood. Then, it was determined the curcumin level into the blood using the ratio of piperine to the mixing of curcumin. Although the surfactants used in existing imported products (polysorbate 80, polysorbate 20 etc.) have different toxic effects, the active ingredients used in each capsule 10 times less than the surfactants are not taken into account, although the efficacy of the active ingredients is taken into account. In the present study, natural oils (olive oil, black seed oil and coconut oil) were used as surfactants and compaired eachother. In addition to the sensitivity shown to the active ingredients of the food supplement or drugs used in children, the carriers with toxic effects will be explained by the examples which are not taken into consideration sufficiently and the details that need to be considered scientifically will be presented.

Furthermore, the fact that we do not use hundreds of natural resources that our country imports but which we can produce without the need of domestic resources and foreign sources, damages both our farmers and the country’s economy. Initiatives made in this regard, the joint studies that need to be done with our Traditional and Complementary Medicinal Doctors will be presented in detail.

Page 188: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

93

DENEYSEL İNTRA ABDOMİNAL SEPSİSTE REİSHİ MANTARININ İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ

Op.Dr. Uğur ERCANAtatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi

Prof.Dr. Bahadır KÜLAHAlife Park International Academic Hospital, Genel Cerrahi

Op.Dr. Muhammed GÖMEÇMerzifon Devlet Hastanesi Genel Cerrahi

Özet:

Giriş: İntra abdominal sepsis morbidite ve mortalitesi yüksek bir klinik tablodur. Aynı anda koa-gülasyon ve inflamatuar kaskatların aktive olduğu bu tabloda tedavi oldukça zor ve tek bir spesifik ajanla mümkün görünmemektedir. Çalışmamızda içerdiği 400 den fazla biyoaktif madde ile birçok hastalıkta etkinliği gösterilmiş Ganoderma Lucidum (GL) Reishi Mantarı etken maddesinin deneysel intra abdominal sepsiste tedavi edici etkinliği araştırdık.

Yöntem: Çalışmamızda 32 adet wistar albino rat (250-300gr) kontrol grubu, sepsis grubu, düşük doz GL tedavi grubu ve yüksek doz GL tedavi grubu olarak 4 gruba ayrıldı. Kontrol grubuna sadece laparatomi yapılıp kapatılırken intra abdominal sepsis grubunda çekal ligasyon ve delme işlemiyle deneysel intra abdominal sepsis oluşturulurken, düşük doz GL grubuna sepsis oluşturma işleminin bir hafta öncesinden düşük doz(5mg/kg/günlük) GL, yüksek doz GL tedavi grubuna da sepsis işleminden bir hafta öncesinde 250mg/kg/günlük) dozda GL verilerek sepsis işleminin 24 saat sonrasında kan örnekleri alınarak trombosit, lökosit IL-1, IL-6 ve TNF-Alfa düzeylerine bakıldı. Sonuçlar SPSS istatistik programında Kruskal Wallis ve Man Whitney U testleriyle karşılaştırıldı. P<0.05 değerler anlamlı kabul edildi

Bulgular: Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, septik grupta trombosit düzeyi anlamlı düşük löko-sit, IL-1, IL-6, TNF-Alfa düzeyleri anlamlı yüksek bulundu. Düşük doz GL tedavi grubunda lökosit düzeyleri septik grupla anlamlı farklılık göstermezken yüksek doz GL tedavisi alan grupta IL-6 ve TNF-Alfa düzeyleri anlamlı düşük bulundu. Trombosit düzeyleri septik grupla karşılaştırıldığında her iki tedavi grubunda da anlamlı yüksek bulundu.

Sonuçlar: Çekal ligasyon ve delme işlemiyle oluşturulmuş deneysel sepsis modelinde trombosit düzeylerinde düşüş, lökosit, IL-1,IL-6 ve TNF-Alfa düzeylerindeki artış klinik sepsis tablosuyla bi-rebir benzerlik göstermektedir. Ganoderma Lucidum tedavisinin bu parametreler üzerinden etkinliği araştırıldığında deneysel intra abdominal sepsiste iyileştirici etkisinin gözlendiği ve etkinin doz ba-ğımlı olduğu anlaşılmaktadır.

Page 189: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

94

JİNEKOLOJİDE KULLANILAN FİTOTERAPÖTİKLER İÇİN BİRLİTERATÜR TARAMASI

Ayten YILMAZDoktora Öğrencisi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ABD Fitoterapi, İstanbul, Türkiye. Dr, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAM), Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya, Türkiye

Özet:

Giriş ve Amaç: Fitoterapi; “tıbbî bitkilerle tedavi” anlamında olup; tarih öncesi dönemden günümüze kadar kullanılan ve ayrıca günümüz modern tedavi sisteminin de temellerini oluşturan, modern metotlarla ilaç üretiminde faydalanılmakta olan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde tamamlayıcı tıp konuları arasında değerlendirilmekte olan fitoterapi, tarihsel gelişim süreci içerisinde birikimi, ilerlemesi ve kullanışı ile birçok tıp bilimine önderlik etmiştir. Günümüzde kullanılan ilâçların %25’i bitkisel kökenlidir. Bu araştırmada jinekolojik bazı hastalıklarda kullanılan fitoterapötiklerin literatür taraması yapılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Google Scholar, PubMed ve ScienceDirect’te, Nisan 2019’a kadar son beş yılda, dismenore, postmenopozal semptomlar, vajinitis, polikistik over sendromu (PCOS), amenore ve fitoterapi başlıklarında yayınlanmış olan 123 makale tarandı. İn-vitro, hayvan deney modeli ve klinik çalışmalar esas alındı. Çalışmalar tam metin olarak değerlendirilmiş olup çalışma yapılan ülkeler değerlendirilirken çoklu yazar durumunda ilk yazar dikkate alındı.

Bulgular: Makalelerin 63 adedini orijinal çalışmaların oluşturduğu görüldü. Yayın çokluğu sıralamasına göre İran (19), Kore (16), Hindistan (12), Çin (11) ilk dört, Türkiye ise 4 yayınla sekizinci sırada yer aldı. Taranan makalelerde dismenore konusunda 35, postmenopozal sendromda 52, vajinitte 7, PCOS’ta 17, amenorede 12 makale olduğu görüldü. Jinekolojik hastalıklarda fitoterapi çalışmalarının uluslararası literatürde hastalar tarafından tercih edilen bir yöntem olduğu görüldü. 60 makalede tıbbi bitkiler kullanılırken; 4 makalede ise esansiyel yağ olarak bilinen uçucu yağların kullanıldığı, lavanta yağı ve gül yağının bu makalelerde kullanılan yağlar olduğu bildirildi. Bir makalede Bach çiçekleri ile ilgili olgu sunumu görüldü. 4 makalede tıbbi bitkilerin hastalıkla ilgili farmasötik ilaçlarla karşılaştırıldığı tespit edildi. Dismenorede Eryngo bitkisi Ibuprofen ve placebo ile ginger bitkisi, mefenamic asit ve Ibuprofenle, ayrıca ginger bitkisi zinc sülfatla karşılaştırılmış, istatistiksel farklar zikredilmeden etkinliği ve tolere edilebilirliği olduğu belirtilmiştir.

Sonuç: Jinekolojide tıbbi bitkiler ve uçucu yağlar önemli oranlarda kullanılmaktadır. Tıbbi bitkilerin ve uçucu yağların kullanımının etkinliği ve güvenliği ile ilgili bu alanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Anahtar kelimeler: Jinekoloji, Fitoterapi, Dismenore, Postmenopozal semptomlar, Vajinitis, PCOS, Amenore.

A LITERATURE REVIEW FOR PHYTOTHERAPEUTICS IN GYNECOLOGY

Abstract:

Introduction and Aim: Phytotherapy; B treatment with medical herbs “; It is a treatment method which is used in the production of medicines with modern methods which are used from prehistoric times to the present day and which also form the basis of modern treatment system. Today, phytotherapy, which

Page 190: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

95

is being considered among complementary medicine subjects, has led many medical sciences with its accumulation, progression and use in the historical development process. 25% of the drugs used today are of vegetable origin. The aim of this study is to make a literature review of phytotherapeutics used in some gynecological diseases.

Materials and Methods: In the last five years, Google has reviewed 123 articles published in the titles of dysmenorrhea, postmenopausal symptoms, vaginitis, polycystic ovary syndrome (PCOS), amenorrhea and phytotherapy in Google Scholar, PubMed and ScienceDirect. In vitro, animal experimental model and clinical studies were based. The studies were evaluated as full text and the first author was considered in the case of multiple authors while evaluating the study countries.

Results: It was seen that 63 of the articles were composed of original studies. According to Publishing profusion ranks in the first four was taken by Iran (19), Korea (16), India (12), China (11), while Turkey took eighth place with 4 post. There were 35 articles in dysmenorrhea, 52 in postmenopausal syndrome, 7 in vaginitis, 17 in PCOS and 12 in amenorrhea. In gynecological diseases, phytotherapy studies were preferred by patients in international literature. In 60 articles, the medicinal plants were used, while in the 4 articles, essential oils were used as essential oils, and lavender oil and rose oil were the oils used in those articles. In an article, a case report about Bach flowers was observed. In 4 articles, it was determined that the medicinal plants were compared with pharmaceutical pharmaceuticals. Eryngo plant in Dismenored, ibuprofen and placebo, ginger plant, mefenamic acid and ibuprofen, and also compared with ginger plant zinc sulfate, statistical differences are stated without mentioning the efficiency and tolerability.

Conclusion: Medical plants and essential oils are used in gynecology. Further research is needed in these areas related to the effectiveness and safety of the use of medicinal plants and essential oils.

Key words: Gynecology, Phytotherapy, Dysmenorrhea,Postmenopausal symptoms, Vaginitis, PCOS, Amenorrhea.

Page 191: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

96

OZON UYGULAMALARINDA AKUPUNKTUR

Dr. Gülşat AKMEMET FEYZOVASerbest Hekime-posta: [email protected] Ankara-Türkiye

Özet:

Bu çalışmada Ankara Özel GETAT kliniğimizde ozon tedavisinde Akupunktur uygulamasını kombine ederek sonuçları incelenmiştir.

Ozon terapinin “evrenselliği”, medikal ozonun bakterisidal, virüsididal, antifungal, anti-inflamatuar, analjezik, detoksikasyon, mikrodolaşım stimülatörü, immünmodülatör ve diğer terapötik etkilerden sorumlu fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlanan, bilimsel olarak kanıtlanmış geniş biyolojik etkisi ile açıklanmaktadır.

Subkutanöz - Intra-müsküler ozon/oksijen gaz karışımı enjeksiyonu uygulama şekli, ozonun hızlı ve etkili ağrı giderici etkisi, hücre trofizmi ve rejenerasyonunda iyileşme ile sonuçlanan Ozon Akupunktur tedavisidir. Ozon tedavisi ile Akupunkturun kombinasyonu, sadece enerji sirkülüsyonunda yeni bir impuls oluşumu değil aynı zamanda hücrelerin ozon tedavi ile oksijen kullanımını sağlayarak bu impulsun devamı elde edilmiş olur. Meridyen hatları boyunca subkutanöz ozon enjeksiyonunun avantajı, akupunkturdaki enjeksiyon yerinin tam net olarak belirlenmesinin gerekli olmamasıdır, çünkü ozon kolaylıkla yayılabilir ve seçilen noktaya her durumda ulaşır.

Ana semptomun ağrı olduğu bir çok hastalıkta (migren, romatik hastalıklar, Fibromiyalji, spinal osteokondrozisin nörolojik belirtileri) ozonun analjezik etkisi gösterilmiştir. Bu metot dermatoloji (piyoderma, dermatit, psöriazis), cerrahi (trofik ülser deri lezyonları, pürülan yara yüzeyleri, dekübit, fronkül, yanıklar), nöroloji (periferal sinir sistemi hastalıkları) ve diğer tıbbi alanlarda yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.

Gaz karışımı yavaşça ve hastada herhangi bir ağrıya neden olmadan yapılır. İşlerm her gün veya iki günde bir gerçekleştirilir (endikasyona göre uzun bir süreç içinde haftada 1). Bir tedavi kürünün süresi patolojinin türüne ve hastalığın şiddet derecesine göre değişir. Tek dozda enjekte edilen ozon sabit kalabilir veya her takip enjeksiyonunda, ozon konsantrasyonunda artış yapılarak basamak şeklinde artırılabilir (hacim sabit kalır)

Basit uygulama yöntemleri, hastalarca iyi tolere edilmesi, özellikle ozondan kaynaklanan hiçbir yan veya istenmeyen etki olmaması ve düşük maliyeti ozon tedavisini uygun, pratik, güvenli ve etkili bir tedavi ve hastalık önleyici metod yapmaktadır. Ozon tedavisi tek başına veya diğer tedavi yöntemlerine ek olarak etkinliklerini artırmak amacıyla kullanılabilir.

Page 192: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

97

KONUŞMA BOZUKLUĞUNDA HOMEOPATİK YAKLAŞIM

Hayriye ALP

Özet:

Giriş: Homeopati benzeri benzerle tedavi etme prensibi ile çalışmaktadır. Kişisel özelliklerine göre remediler kullanılmaktadır. Christian Friedrich Hahnemann, homeopati babası olarak kabul edilmek-tedir. Kanser vakalarında ise Banerji protokolleri yüksek başarıya sahiptir.

Vaka: 17 yaşıda erkek hasta ,3 yıl önce menengiom nedeniyle opere edilmiş 7 yaşında bacağında kı-rık dışında bir özelliği yok.nöroloji tarafından epitom başlanmış(levetirosetam). 3 öğün yemek yiyen günde yaklaşık 600cc su içen uyku problemi olmayan günlük 1 saat yürüyüş yapıyor, günlük 1 kez tu-valete çıkan en düşük şimdiye kadar 70kg olmuş ‘k ve g’ harflerini söylemekte zorluk çekiyor gözleri operasyondan beri görmüyor.Banerji protokolü uygulanan hastaya ilk seansta Ruta C30+ Calc Phos C30+ Arnica C30 Hamamelis C30 ikinci seans Cupr D6 +Arnica C30+Ac.Hydr C30 üçüncü seans Ruta D6 Hyper C30+ metil kobalamin dördüncü seans ; Euphrasia C200+ D-vit3+ verildi.Hasta ken-dini iyi hissediyor harflerdeki sorunu azaldı.2.Vaka 43 yaşında bayan hasta nöroloji tarafından lingual distoni , temporomandıbuler ağrı tanısı almış sakız çiğneme ile rahatlıyor panik atak ve sosyal fobi eşlik ediyor lioresal 9*2 kullanıyor 6 ayda bir botox yapılıyordu . D vit B12 takviyeleri ve homeopati (Argentum nitricum, Agar, C30) verildi. Hasta konuşması ilk seans sonrası düzeldi.

Sonuç: Bir çok hastalıkta başarı ile uygulanan homeopati ülkemizde de kullanılmaya başlanmış-tır. Homeopati remedilerine ulaşım kolaylaştıkça kullanımı da yaygınlaşacaktır. Hahneman 1810’da Rasyonel Şifa Sanatı Organonunu en büyük kitabı olarak yayımladı;burada sistematik olarak tıbbi bir sistemin yöntem ve ilkelerini açıkladı.Homeopati holistik bir tedavi biçimidir.Hastalığı tedavi eder-ken bütünsel olarak insanı ele almaktadır.

Page 193: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

PAZA

R -

Söz

lü S

unum

lar

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

98

MÜZİK TERAPİDE RİTİM (İNTERAKTİF UYGULAMA)

Dr. Şerafettin ÖZDOĞAN

Özet:

Amaç: İnsan bedeninde uyum içinde çalışan çok sayıda ve farklı değerde frekansların rezonansının müzikte ritim unsuru ile örneklenmesi

Yöntem: Farklı çalışma prensibindeki birçok biyolojik unsur bedenimizde ahenk içinde çalışmakta-dır. Bu ahenk, tıpkı farklı nota ve estrümanların bir arada kullanılması sonucu meydana gelen müzik eseri gibidir. Sağlıklı olmak bu eserin düzenli ve rezonans içinde işlemesine bağlıdır. Biyolojik un-surların ritmi ve frekanslarındaki değişimlerin rezonans içinde yeniden düzenlenememesi ile hasta-lık oluşur. Hastalık aslında bir şekilde ahenk ve rezonansın bozulmasıdır.

Sonuç: Çoklu biyolojik unsurların tasfirini müzikte farklı sesler ve ritimler kullanılarak, tekli çalış-manın çoklu çalışmaya dönüşümünde beklenilen rezonansın interaktif uygulaması görülmüştür.

Page 194: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

99

YETİŞKİNLİK OBEZİTESİ İLE MÜCADELEYE DİYETİSYEN BAKIŞI

Prof. Dr. Nevin ŞANLIERLokman Hekim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Özet:

Dünyada ve Türkiye'de bulaşıcı olmayan hastalıkların yaygınlığı artmaktadır. Şişmanlık ise bu hastalıklar arasında en büyük paya sahiptir. Özellikle; hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme, şişmanlığa zemin hazırlamaktadır ve bu durum sadece yetişkin kadın ve erkekleri değil, çocukları ve gençleri de etkilemektedir.

Obezite tedavisi kompleks ve multifaktöriyel bir durum olduğundan, tedavide amaç; yalnızca vücut ağırlığındaki kaybın sağlanması değil, aynı zamanda yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, komorbiditelerin tedavisi ve iyilik halinin sağlanmasıdır. Obezitenin tedavisinde temel olan obezitenin derecesi, eşlik eden hastalıklar, bireyin beslenme ve yaşam tarzının değerlendirilmesi, öncesindeki vücut ağırlığı kaybı girişimlerinin değerlendirilmesidir. Değerlendirme sonrasında yaşam tarzı değişikliği, davranış terapisi, farmakolojik tedavi ve bariatrik cerrahi vb. tedavi seçeneklerinden uygun olana bireysel olarak karar verilmektedir.

Enerji alımının fazlalığı ve enerji harcamasının azlığı şişmanlığın oluşmasında en temel etkendir. Aşırı yeme, ev dışında beslenmenin artması ve buna bağlı olarak yağ ve şeker içeriği yüksek, enerji yoğunluğu fazla olan yiyecek ve içeceklerin alımının artması söz konusudur. Ayrıca tüketilen besin ve içeceklerin porsiyonlarının büyümesinin yanında öğün atlama, hızlı yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları enerji alımının artıran nedenlerdendir. Enerji harcamasının azlığı ise pek çok işin ça-lışma koşullarından kaynaklı özellikle masa başı şeklinde olması, ulaşım koşullarının değişmesi, şe-hirleşmenin artmasıyla birlikte fiziksel aktivitenin azalarak hareketsiz yaşam tarzının artmasından kaynaklanmaktadır. Tüm bunların yanında vücut ağırlığının düzenlenmesinde görev alan bazı hor-monların yapısında ve işlevlerindeki bozulmalara bağlı olarak bireyin iştahı artabilmekte ve enerji dengesi bozularak şişmanlık görülebilmektedir.

Obez ve hafif şişman bireylerde vücut ağırlığı, boy uzunluğu, beden kütle indeksi (BKİ) ve komor-biditelerin varlığı irdelendikten sonra hedeflenen vücut ağırlığı kaybının belirlenmesi gerekmektedir. Tıbbi beslenme planı bireyin gereksinimlerine, beslenme alışkanlıklarına, sosyoekonomik durumuna, besinlerin sağlanması, hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması imkânlarına uygun olmalıdır. Ayrıca vücut ağırlığı kaybı için Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC-American College of Cardiology) Uz-manlar Kurulu’nun önerisi doğrultusunda ilk 6 ay içerisinde %5-10 ağırlık kaybının hedeflenmelidir.

Obezitenin tıbbi beslenme tedavisi yapılırken bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivitesi, hastalık ve özel durumuna göre enerji gereksinmesinin saptanmasında enerjinin bileşenleri olan bazal me-tabolizma hızı ve fiziksel aktivite için harcanan enerjinin doğru saptanması önemlidir. Bazal meta-bolizma hızının saptanmasında önerilen yöntem indirekt kalorimetre ile bazal metabolizma hızının ölçülmesidir.

Sağlıklı, yetişkin bireylerde toplam enerji harcamasının önemli bir bileşeni fiziksel aktivite düzeyidir. Fiziksel aktivite günlük yaşamdaki zorunlu ve isteğe bağlı aktivitelerin toplamıdır. Fiziksel Aktivite Düzeyi (PAL-Physical Activity Level) yapılan fiziksel aktivitenin göstergesi olarak kullanılmaktadır.

Vücut ağırlık kaybının sağlanması için enerji alımının kısıtlanması, fiziksel aktivitenin artırılması veya ikisinin beraber uygulanması ile enerji açığının oluşturulması gerekmektedir.

Yeterli ve dengeli beslenme ve besin çeşitliliğinin sağlandığı, çok düşük enerjili olmayan diyetler vitamin ve mineral içeriği açısından da yeterlidir.

Page 195: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

100

NUTRİSYONEL KETOZİS VE MİTOHORMESİS’IN MİTOKONDRİ FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİLERİ

Prof. Dr. Banu Ç[email protected] profdrbanucayci.com Çukurambar - Çankaya / Ankara

Özet:

Mitokondria, enerjiyi ve strese adaptasyonu sağlayan sinyalleri üreten endokrin organlardır. Mito-kondriler, sistemik ve hücresel enerji dengesi ve hücre içi ve dışı çevre de nükleer transkripsiyon cevabını düzenleyen sinyal merkezleridir. Diabet, obesite, yağlı karaciğer, yaşlanmayla ilgili deje-neratif hastalıklar gibi kompleks hastalıklar, mitokondrinin oksidatif fosforilasyon fonksiyonundaki değişikliklerle ilişkilendirilmektedir.

Mitokondriler aynı zamanda progesteron, minerolokortikoidler, glukokortikoidler, androjenler, öst-rojenleri de üreten endokrin organellerdir. Mitokondriyal respirasyonun artması, elektron transport zincirinde elektron akışının artması anlamına gelir ve bu da mitokonrial ROS (mtROS) üretimini des-tekler. Oksidatif stres artışı zararlı olmakla birlikte orta düzeyde ROS üretimi hormetik adaptasyonun uyarılması için gerekli sinyal olarak değerlendirilebilir.

İnsülin hormonu enerjiyi adipoz dokuda yağ olarak depolamaya yönlendirilirken, bu dokulardaki lipaz enzimini inhibe eder, trigliseridlerin hidrolizini engeller. Buna cevaben açlık ve iştah artar, me-tabolizma baskılanır, desteklenen bu pozitif enerji dengesi obezite gelişimiyle ilişkilidir. İyi formüle edilmiş bir ketojenik diyette günlük karbonhidrat alımı 50mg/gün’nün altında ve protein alımı da 1.5 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

Özellikle; yakıt maddesi olarak glikozu kullanan hücrelerde glukoneogenez yoluyla glikoz eldesi yetersiz kalmakta ve bu hücrelerglikozglikoza alternatif olarak keton isimlerini kullanmaktadırlar. Bu şartlarda kan insülin düzeyi düşmektedir, glikozglikoz ve yağ depolama eğilimi azalmaktadır. Hor-monal değişiklikler yağ adipoz dokudan yağ yıkımını destekler ve yağ asitleri daha çok yakıt olarak kullanılabilirler.

Bu tipik olarak dolaşımdaki β-hidroksibütirat (BHB) ve asetoasetat (ACA) düzeylerini artırır, ancak bu 0.3 mM dan daha düşük konsantrasyonda olup nutrisyonel ketozis olarak izlenir. Nişasta içer-meyen sebzeler ketojenik diyette destekleyici diyet bileşenleridir. Düşük karbonhidratlı diyetlerde barsak florasını desteklemek için kullanılırlar.

Aynı zamanda nişasta içermeyen karbonhidratlar ki bunlar prebiotik liflerdir; gerekli mikrobesin dü-zeyini sağlarken, barsak mikrobiatası için lif kaynağını oluştururlar. Barsak mikrobiotası tarafından üretilen prebiotik lifler, mitokondrial fonksiyonlarla ve antioksidan sistemle ilişkili metabolik sinyal-leri üreten kısa zincirli yağ asitlerini de oluştururlar.

Anahtar kelimeler: Ketojenik diet, Mitohormesis, Mitokondri, Yağ azaltılması.

NUTRITIONAL KETOSIS AND MITOHORMESIS: POTENTIAL IMPLICATION FOR MITOCHONDRIAL FUNCTION

Mitochondria are endocrine organelles that provide both the energy and signals that enable and direct stress adaptation. Mitochondria perform essential roles as crucial organelles for cellular and systemic

Page 196: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

101

energy homeostasis, and as signaling hubs which coordinate nuclear transcriptional responses to the intra- and extra-cellular environment. Complex human diseases, including diabetes, obesity, fatty liver disease and aging-related degenerative diseases are associated with alterations in mitochondrial oxidative phosphorylation (OxPhos) function.

Mitochondria, which have so far been described as the major source of cellular energy, are also the site of synthesis for all steroid hormones This includes progestogens (e.g., progesterone), mineralocorticoids (e.g., aldosterone), glucocorticoids (e.g., cortisol and corticosterone), androgens (e.g., testosterone), and estrogens (e.g., estriol).Increased reliance on mitochondrial respiration will increase the flow of electrons through the mtETC and, in turn, increase the potential for mtROS formation. Although oxidative stress is traditionally viewed as harmful, a modest increase in ROS is now established as a signaling stimulus that induces hormetic adaptation .

Insulin inhibits breakdown of fat in adipose tissue by inhibiting the intracellular lipase that hydrolyzes triglycerides to release fatty acids and directs the partitioning of energy toward storage as fat in adipose tissue.In response, hunger and appetite increases and metabolism is suppressed, thereby promoting the positive energy balance associated with the development of obesity.A “well-formulated” ketogenic diet is generally characterized by a total carbohydrate intake of less than 50 g/d and a moderate protein intake of approximately 1.5 g/d per kg of reference weight .

Endogenous production of glucose by gluconeogenesis remains too low to cover the body’s glucose needs of cells that primarily rely on glucose as a fuel, ketone bodies will be produced as an alternative to glucose .In this condition, insulin levels in the blood will be low, sharply reducing the stimulus for fat and glucose storage. Hormonal changes would subsequently lead to an increase in the breakdown of fat from the fat cells and making more fatty acids available as fuel.

This typically increases circulating β-hydroxybutyrate (BHB) and acetoacetate (ACA) from concentrations that are typically less than 0.3 mM into the range of nutritional ketosis, which for BHB, we define as 0.5–3 mM .Nonstarchy vegetables are one of the few dietary components nearly unanimously agreed upon as healthful. Given their health-supporting characteristics and low carbohydrate content, they should be a prominent component of any ketogenic diet.

Benefits of nonstarchy vegetables that may be particularly relevant to nutritional ketosis include the maintenance of adequate micronutrient status and the presence of prebiotic fiber as substrate for the gut microbiota .In addition to the importance of prebiotic fiber for basic health, the short-chain fatty acids produced by the gut microbiota from this dietary fiber support ketogenesis and metabolic signaling related to mitochondrial function and antioxidant defense.

Key words: Ketogenic diet, Mitohormesis, Mitochondria, Fat reduction.

Page 197: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

102

MİKROBİOTA VE METABOLİK DENGE

Dr. Nezir ÇELİKSerbest Hekim Çukurambar /Ankara

Özet:

Bu çalışmada Mikrobiyata dengesinin bozulması sonucu oluşan disbiyozis ve neden olduğu hasta-lıkların etki mekanizması hakkında bilgilendirme amaçlanmıştır. Karaciğer, safra kesesi ve pankreas gibi yardımcı sindirim organlarımız sindirim hormonları ve enzimler ile sindirimi gerçekleştirmekte-dir. İnce bağırsaklarda besin emilimi sağlanmaktadır. Atık maddeler kalın bağırsak tarafından atmak-tadır. İnce bağırsağın emilim alanı olan villuslar ve mikrovilluslar 250-400 m2 kadardır. Sindirime uğ-rayan besinler, mineraller, vitaminler ve su direkt olarak emilebilir. Suyun çoğu ince bağırsakta emilir (%92). Her gün 9 litre kadar su sindirim sistemine girer. Bu suyun %92’si ince bağırsakta, kalan %6-7’si kalın bağırsakta ağırlıklı olarak çıkan kolon ve çekumda emilir. Gastro intestinal sistemdeki lenfoid doku vücuttaki immün hücrelerin %70’ini oluşturur. Kalın bağırsak bakteri populasyonunun en yoğun olduğu yerdir. Feçesin kuru ağırlığının %30’unu mikroorganizmalar oluşturur. Barsak dis-biyozisini takiben gelişen barsak mukoza bariyerin hasarı sonucu, gıdalara karşı aşırı antikor üretimi ile seyreden reaksiyon zinciri oluşmaktadır. Aşırı geçirgen bir bağırsak oluşur. Süt ve süt ürünleri, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, glüten, rafine karbonhidratlar, ağır metal içeren raf ömrü uzun olan gıdalar, kişiye özgü bazı sebze ve meyve alerjileri, civa içerikli amalgam dolgular, kuruyemişler, yemek pişirme şekline bağlı oluşan ağır metal zehirlenmeleri en sık gıda duyarlılığının tespit edil-diği besin gruplarının başında gelmektedir. Microbiyata çeşitliliğinin azalması ve geçirgen bağırsak sendromunun oluşması sonucu Diyabet, Obezite, Hipotiroidi, Fibromyalji, Romatizmal Hastalıklar gibi otoimmün hastalıklar, Otizm, Parkinson, Multipl Skleroz, Alzheimer, Kolorektal kanser ve diğer sindirim sistemi kanser türleri ve modern çağın birçok hastalığının oluşumunda önemli rol oyna-maktadır. Bu sunumda mikrobiyata ve Disbiyozis’e ilave olarak farklı bir beslenme protokolü olan Metabolik dengenin mikrobiata üzerine etkilerinden söz edilecektir.

Kilo verme döneminde dikkat edilmesi gereken Metabolik Denge kuralları nelerdir?

Kiloyu koruma döneminde neler yapmalıyız?

İnsanlar neden tekrar kilo alırlar?

Kilo verirken Vücutta detox yöntemleri nelerdir?

Bu soruların cevaplarını bu sunumda bulacaksınız.

Anahtar Kelimeler: Mikrobiota, Disbiyozis, Detoks, Metabolik denge.

Abstract:

The aim of this study is to give information about the dysbiosis caused by the disruption of microbiota and the mechanism of action of diseases caused by digestion. Our digestive organs, such as the liver, gallbladder, and pancreas, digest with digestive hormones and enzymes. Nutrient absorption is provided by the small intestine. Waste is disposed of by the large intestine. The villi and microvilli, which are the absorption area of the small intestine, are 250-400 m2. Digestible foods, minerals, vitamins and

Page 198: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

103

water can be absorbed directly. Most of the water is absorbed in the small intestine (92%). Every day 9 liters of water enters the digestive tract. 92% of that water is absorbed in the small intestine and the remaining 6-7% in the large intestine, mainly in the ascending colon and cecum. The lymphoid tissue in the gastrointestinal tract constitutes 70% of the immune cells in the body. Thick intestine is the most intense bacterial population. Microorganisms constitute 30% of the dry weight of faeces. As a result of the damage of the intestinal mucosal barrier following intestinal dysbiosis, the reaction chain occurs with the production of excessive antibodies to the food. It consists of an overly permeable intestine. Milk and milk products, egg, shellfish, gluten, refined carbohydrates, heavy metal shelf, long-term foodstuffs, personalized vegetable and fruit allergy, mercury-containing amalgam fillings, dried nuts, heavy metal poisoning due to the cooking style are the most frequent food groups in the beginning of food sensivity detection. As a result of decreased microblady diversity and the formation of permeable bowel syndrome, autoimmune diseases such as Diabetes, Obesity, Hypothyroidism, Fibromyalgia, Rheumatic Diseases, Autism, Parkinson’s, Multiple Sclerosis, Alzheimer’s, Colorectal cancer and other digestive system types play an important role in the development of many diseases of modern age. In this presentation, the effects of metabolic equilibrium, which is a different dietary protocol, on microbiate will be mentioned in addition to microbiology and dysbiosis.

What are the rules of Metabolic Balance that should be considered in weight loss period?

What should we do during the protection period?

Why do people get weight again?

What are the detox methods in the body when losing weight?

You will find the answers to these questions in this presentation.

Key words: Microbiota, Dysbiosis, Detox, Metabolic balance.

Page 199: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

SİGARA BIRAKMADA AURİKÜLOTERAPİ

Dr. Ayfer KUZULUGİLSerbest HekimE-posta: [email protected] Kızılay- Ankara

Özet:

Amerika kıtasının keşfi ile önce Avrupa’ya sonrasında da tüm dünyaya yayılan tütün bitkisi sağlığa zararları yıllar önce kanıtlanmasına rağmen hala çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Tütün ba-ğımlılığının asıl nedeni psikoaktif bir madde olan nikotindir. Her sigarada yaklaşık 9-20 mg Nikotin bulunmaktadır. Düşük dozlarda uyarıcı etki gösterirken yüksek dozlarda başlangıçta uyarıcı sonrasın da sakinleştirici etki gösterir. Ayrıca, nikotinik kolinerjik reseptörleri aktive ederek dopamin, nore-pinefrin, asetilkolin, seratonin gibi çok sayıda nörotransmitter salınımına neden olur. Bırakıldığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Auriküloterapi bu belirtileri ortadan kaldırarak nörotransmitter den-gesini düzenler.

Anahtar Kelineler: Tütün, Nikotin, Auriküloterapi.

AURICULOTHERAPY IN SMOKING CESSATION

Abstract:

Tobbaco plants that has spread to Europe with the discovery of the American continent then all over the world, is still widely used, despite the healt hazards of tobbaco over the years. The main cause of tobbaco addiction is Nicotin, a psychoactive substance. Each cigarette contains about 9-20 mg Nico-tin. High dose has a calming effect after stimulant initially while low dose has a stimulating effect. In addition, it avtivates nicotinic cholinergic receptors and causes a large number of neurotransmit-ters release such as dopamine, norepinephrine, acetylcholine, seratonin. Withdrawal symptoms occur when smoking is quit. Auriculotherapy regulates the balance of neurotransmitters by eliminating these symptoms.

Key words: Tobbaco, Nicotin, Auriculotherapy .

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

104

Page 200: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

105

KUPA TEDAVİSİ (HACAMAT) VE GETAT KOMBİNASYONLARI

Dr. Turanşah TÜMER

Özet:

Koruyucu hekimlikte ve hastalık tedavilerinde kullanılan geleneksel ve tamamlayıcı temelinde has-talıkların hemen hepsinde ortak görülen inflamasyon, ödem, meridyen blokajları, organ fonsiyon zayıflamalarını önlemek veya tedavi etmektir. Bunun için hasta bütün olarak ele alınmalı, bütüncül tıbbi tedavilerinden yararlanmalıdır. Bu kombinasyonlar hacamat temelinde hirudoterapi , lokal veya majör ozon, PRP (Plateletten zengin plazma), mezoterapi, fitoterapi, akupunktur olabilir. Hangi kom-binasyonun hangi dozlarda kullanılacağına bu tedavilerin eğitimini almış, hasta tecrübesi olan hekim karar verir.

Hastalık sebebi olabilecek organizma veya çevresel sebeplerden kurtulabilmenin veya olabilecek pa-tolojileri minimize etmenin en etkili yolları tecrübelerimize göre hacamat rutinli GETAT kombinas-yonlarıdır.

Hacamat ve GETAT kombinasyonları uygulamaları ciltteki akupunktur tedavi noktaları dikkate alına-rak yapıldığında; detox, rejenerasyon, metabolik regülasyon, immüno stimülasyon ve cutano visseral akupunktur etkileri oluşur. Bu da içimizde zayıf kalmış, ama aslında yaratılıştan Allah’ın bize nimet olarak verdiği zaman ve çevresel şartlarla azalmış sağlıklı kalabilme mekanizmalarını etkinleştirmek-tedir.

Page 201: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

106

AKUPUNKTUR MUAYENEHANE YÖNETİMİ

Dr. Nalan ERDEMOsmangazi Bursa

Özet:

Türkiye’de akupunktur muayenehanesi çalıştırmak hem tıbbi uygulamalar, hem yönetmelikler açısından bazı özel zorluklar taşımaktadır. Hastalar üzerinde akupunktur uygulamalarına, bunu uygulayan hekimlere karşı algı; uygulayıcı üzerinde uygulamanın kalitesini etkileyebilecek kaygılara yol açabilmektedir. Bilimsel dayanağı olan, etik ilkelere uygun bir süreç izlemek bu kaygıyı azaltmakta önem taşımaktadır. Güvenli ya da güvensiz, önyargılı ya da aşırı destekleyici hastalarla iletişim farklı yaklaşımlar gerektirmektedir.

Akupunktur uygulamalarını bilimsel ve etik ilkelere bağlı kalarak tutarlı bir şekilde ve ısrarla aynı çizgide sürdürmek başarıda en önemli kriterdir. Başlangıçta hasta sayısı ya da ekonomik gelir ön plana alınmadan güvenli ve istikrarlı yaklaşımlar göstermek ve sabırlı olmak gereklidir. Erken dönemde karşılaşılan zorluklar özverili bir çalışmayla aşılabilmektedir.

Çalışma ortamı mimarisi ve genel gelir/giderlerin yönetimi, resmi prosedürler, personel yönetimi gibi alanlarda karşılaşılan zorluklar zamanla aşılabilmektedir.

Sabırlı, tutarlı ve uzun sürece dayalı bir uygulama pratiği geliştirmek akupunktur muayenehanesi yönetiminin en temel anahtarıdır.

Anahtar kelimeler: Akupunktur, Muayenehane, Yönetim.

ACUPUNCTURE OFFICE MANAGEMENT

Abstract:

Managing an acupuncture clinic in Turkey, poses some special challenges in terms of both state regulations and medical practice. Patients’ perception on acupuncture and on the practitioner may cause concerns that may affect the quality of the application. Following a process that has scientific basis and is in compliance with ethical principles is important in reducing this anxiety. Communications with patients who are secure or insecure, prejudiced or overly supportive require different approaches.

Maintaining acupuncture practices consistently and persistently in line with scientific and ethical principles is the most important criterion in success. It is necessary to show safe and stable approaches at the beginning without taking the number of patients or economic income to the forefront. The difficulties encountered in the early period can be overcome with a devoted work.

Difficulties in areas such as working environment architecture and management of general income / expenses, formal procedures and personnel management can be overcome in time.

Developing a practice based on consistent and long term process is the most fundamental key to acupuncture practice management.

Key words: Acupuncture, Office, Management.

Page 202: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

107

OBEZ BİR ÇOCUKDA HİPNOZ DENEYİMİ

Dr. Ayten YILMAZSakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi, Sakarya, Türkiye.

Özet:

Amaç: Obez bir adelosanda hipnozun kilo verme üzerindeki olumlu etkilerini sizlerle paylaşmak is-tedik. Obezite günümüzde bir halk sağlığı sorunudur, çocuk ve adölesanların %25-30 unu etkiler. Şiş-manlığın patolojik nedeni olarak; beslenme regülasyon bozukluğu, psikojenik, nörojenik bozukluklar ve genetik faktörler rol oynamaktadır. Ayrıca; bir yakının kaybı, stres ya da mental depresyonda insanların büyük ölçüde kilo aldığı, yemek yemenin, gerilimden kurtulma yolu olarak düşünüldüğü görülmektedir. Klinikte “vücut kitle indeksi” (body mass index-BMI) ölçülerek obezite tespit edilir. BMI değeri kilonun boy uzunluğunun metrekaresine bölünmesiyle tanımlanır. (kg/m²). 11-yaş-kız için ideal BMId eğeri, obezite sınırı 25.4’kg/m²dir.

Gereç ve yöntem: E.S.11-yaş-kız, 147 cm boy, 63 kg, BMI: 29.15kg/m². Kilo alma şikayetiyle merkezimize başvurdu. Anamnezinde fazla kiloların 3 yıl evvel geçirdiği tonsillektomiden sonra oluştuğu, tokken yemek yediği, 11-09-2018de pediatriste başvurduğu, fiziki muayene ve tahlillerinin normal olduğu öğrenildi. Hipnoterapi planlanarak hipnoz hakkında bilgilendirme yapıldı ve mayala-maya geçildi. Sonraki seans yaş geriletme tekniği uygulandı. Tonsillektomi sırasında yaşadığı trav-matik korku duygularına ulaşıldı. Katarsis sağlandı. Çapa yöntemiyle pozitif imajinasyon uygulandı, posthipnotik telkin verildi.

Bulgular: Hasta seansının birinci haftasında 5 kilo, 3 hafta sonunda 8 kilo kaybettiği, BMI:26.8kg/m², fizik muayene ve kan tahlillerinin normal olduğu görülmüştür.

Sonuç: Hipnoterapi psikolojik kökenli kilo artışının tedavisinde etkili ve maliyeti ucuz bir yöntem-dir. Adolesan dönemde obez olan kişilerin hayatları boyunca obez olma ihtimalinin yüksek olduğu görülmüştür. Obezite, bireyi psikolojik anlamda etkilediği gibi, ileri yaşlarda lipid metabolizması bozukluğu, ateroskleroz, arteriyel hipertansiyon, karaciğer yağlanması ve diabet oluşma riskini de yükseltir. . Tamamlayıcı tıp uygulamalarının obezite ve yeme bozukluklarında etkinliğiyle ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Yapılacak çalışmaların, obezite ve obezitenin sebep olduğu hastalıkların tedavisi ile, etkinlik ve maliyet açısından önemli katkıları olacağı düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Hipnoz, Obezite, Telkin, Regresyon, Tamamlayıcı tıp.

HYPOSIS EXPERIENCE IN AN OBESE CHILD

Goal: We would like to share with you the positive effects of hypnosis on weight loss in obese adolescent.Obesity is a public health problem today, affecting 25-30% of children and adolescents. Nutritional regulation disorder, psychogenic, neurogenic disorders and genetic factors play a role as the pathological cause of obesity. In addition, loss of a person, stress or mental depression in people with a great deal of weight, eating is seen as a way to get rid of tension is detected by measuring the body mass index (BMI) in the clinic. The BMI value is defined by the weight divided by one square meter of height. (kg / m²). The BMI value for the 11-year-old girl is 25.4 kg / m².

Page 203: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

108

Materials and methods: E.S.11-age-girl, 147 cm height, 63 kg, BMI: 29.15kg /m². She applied to our center with the complaint of weight gain. In her history, it was learned that excess weight was formed after tonsillectomy which was happened 3 years ago, she ate food when she was full, she visited to pediatrist in 11-09-2018 and her physical examination and analysis were normal. Hypnotherapy was planned and information about hypnosis was made and fermentation was started. The next session was performed with age retraction technique. The traumatic fear feelings she experienced during tonsillectomy were reached. Catharsis was provided. Positive image was applied by anchor method and posthypnotic suggestion was given.

Results: The patient's session lost 5 kilos in the first week, 8 kilos in 3 weeks, BMI: 26.8kg / m², and physical examination and blood tests were normal.

Conclusion: Hypnotherapy is an effective and cost-effective method for the treatment of psychological origin weight gain. It is observed that the obese people in the adolescent period are more likely to be obese during their lives. Obesity affects the individuals psychologically and increases the risk of lipid metabolism in advanced age, atherosclerosis, arterial hypertension, fatty liver and diabetes. . Further studies on the efficacy of complementary medicine applications in obesity and eating disorders are needed. The studies to be done, obesity and obesity caused by the treatment of diseases, efficiency and cost are thought to be important contributions.

Key words: Hypnosis, Obesity, Suggestion, Regression, Complementary medicine.

Page 204: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

anel

109

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARININ HUKUKSAL BOYUTU:TÜRKİYE – AVRUPA KARŞILAŞTIRMASI

Zeynep REVAAvukat, LL.M. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku Doktora Programı öğrencisi

Özet:

Amaç: Dünya Sağlık Örgütü geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını “açıklanabilen ya da açık-lanamayan farklı kültürlere özgü teorilere, inanışlara ve tecrübelere dayanan ve fiziksel ve ruhsal hastalıklardan korunma, onların teşhis, iyileştirme ve tedavisi gibi sağlığın korunması için kullanılan bilgi, yetenek ve uygulamaların toplamı” olarak tanımlamıştır. Bu çalışma, geleneksel ve tamamla-yıcı tıp uygulamalarının hukuksal boyutunun incelenmesini hedeflemekte olup, bu inceleme Avrupa ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak yapılacaktır.

Gereç ve Yöntemler: Çalışma, literatürdeki araştırma ve verilerin sistematik bir incelemesine ve analizine dayanmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları Sağlık Bakanlığı, Avrupa Bir-liği bünyesinde yürütülen CAMbrella çalışması, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014-2023 stratejisindeki bilgiler başta olmak üzere literatür taraması yapılarak analiz edilmiştir. Literatür taraması “Ulakbim Türk Akademik Ağı ve Bilgi Merkezi”, “Google Akademik”te Şubat 2019 ve Mart 2019 tarihleri ara-sında “geleneksel tıp”, “tamamlayıcı tıp”, “akupunktur”, “homeopati” ve “kayropraktik” kelimeleri olmak üzere beş anahtar kelime kullanılarak yapılmıştır.

Bulgular: Türkiye’de yasal düzenlemeye tabi tutulan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamala-rı; akupunktur, apiterapi, fitoterapi, hipnoz, sülük, homeopati, kayropraktik, kupa (hacamat), larva, mezotrapi, proloterapi, osteopati, ozon, refleksoloji ve müzikterapidir. Bu uygulamaların bir kısmı Avrupa ülkelerinde de uygulanmakta iken, bazıları uygulanmamaktadır. Ülkemizde de uygulanan ve yasal düzenlemeye konu olan “akupunktur” Avrupa’da 26 ülkede, “homeopati” 24 ülkede ve “kay-ropraktik” ise 26 ülkede yasal olarak düzenlenmiştir. Avrupa ülkelerinde en çok görülen bu üç uygu-lama; kimin uygulayacağı, nasıl bir yeterlilik isteneceği ve nasıl finanse edileceği gibi başlıklar esas alınarak karşılaştırılmış ve farklı uygulamalara rastlanmıştır.

Sonuç: Gerek doğu toplumlarında gerekse de batı toplumlarında modern tıbbin alternatifi olarak de-ğil, tamamlayıcısı olan pek çok uygulama bulunmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamala-rı, modern tıbbın ilgilenemediği alanlarda, insan sağlığı açısından önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının da, tıpkı modern tıp uygulamalarında olduğu gibi, bi-limsel boyutta düzenlenebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, özellikle aydınlatılmış onam ve hatalı uygulamalara dair bakım standartlarının oluşturulması önemlidir.

LEGAL DIMENSION OF THE TRADITIONAL AND COMPELMENTARY MEDICINE PRACTICES:

COMPARISON OF TURKEY AND EUROPEAN COUNTRIES

Abstract:

Context and Aim: Traditional medicine is defined by World Health Organisation as “the sum total of the knowledge, skills, and practices based on the theories, beliefs, and experiences indigenous

Page 205: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

anel

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

110

to different cultures, whether explicable or not, used in the maintenance of health as well as in the prevention, diagnosis, improvement or treatment of physical and mental illness.”. This study aims to analyse the practice methods; the analyse will be performed in comparison with Turkey and the European countries.

Methodology: This study is based on a systematic review and analysis of research and data from the literature. Traditional and complementary medicine practices were analysed within the scope of the literature screening in particular data of the Ministry of Health, the CAMbrella study which had been conducted by the European Union, and the 2014-2023 strategy document of World Health Organisation. The literature review was carried out in “Ulakbim Turkish Academic Network and Information Center”, “Google Scholar“. The research was made between February 2019 and March 2019 and 5 keywords were used: “traditional medicine”, “complementary medicine”, “acupuncture”, “chiropractic”, and “homeopathy”.

Findings: The traditional and complementary medicine practices which are regulated on a legal basis in Turkey are; acupuncture, apitherapy, phytotherapy, hypnosis, leech therapy, homeopathy, chiropractic, cupping therapy (hacamat), maggot therapy, mesotherapy, prolotherapy, osteopathy, ozone therapy, reflexology and music therapy. Some of these practices are used and regulated in the European countries as well while some of them are not used. Acupuncture is used in 26 European countries, homeopathy is used in 24 European counties, and chiropractic is used in 26 European countries. These practices are used and regulated in Turkey as well. These 3 most common practices in Europe were compared and analysed under the topics of who can practise, what qualifications are required and how services are offered and financed; and it is found that there is a a diversity of regulation across the European countries.

Conclusion: There are numerous practice methods, which are not as alternative, but as complementary to modern medicine, are used the eastern and western societies. Traditional and complementary medical practices fill an important gap in human health, especially in those cases when modern medicine is indifferent to human beings. It is important to make the required legislation in order to regulate the traditional and complementary medicine practices in a scientific way just like in modern medicine practices, in particular at the areas on the care standards and malpractice and obtaining the informed consent of the patient.

Page 206: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r

111

OTİZMLİ HASTADA OZON TEDAVİSİNİN YERİ

Yaşar ARSLAN Algoloji, Anestezi ve Reanimasyon, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Afyonkarahisa r/ Türkiye

Op. Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı - Konya / Türkiye Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi-Ankara / Türkiye

Özet:

Giriş: Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle 2 yaşından sonra ortaya çıkar, otistik çocuklar genelde öğrenme ve algılama bozuk-luğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir bölümünde farklı seviyelerde zeka geriliği görülür. Burada otizmli hastada ozon tedavisi ile ilgili bir olgu sunacağız.

Olgu: 5 yaşında erkek çocuk. Burada otizme bağlı çevresiyle kooperasyon kuramama, konuşmama, ajitasyon vardı. Bu hastamızın tedavisi için çeşitli kliniklere başvurmuş ve cevap alamamış, en so-nunda televizyon haberlerinde ozon tedavisinin otizme faydalı olduğunu duymuş ve kliniğimize baş-vurmuştur. Bu hastamızın küçük olması nedeniyle MAH ozon tedavisi yerine rektal ozon planladık ve önce 5 gamadan 200 cc rektal ozon verdik. Bu seanslara 3 gün arayla en az 15 – 20 seans gelme-sinin gerektiğini söyledik. 2’nci seansta 10 gama 200 cc’den rektal ozon yaptık ve bütün seanslarda bu dozda devam ettik. 10’uncu seanstan sonra hastamızın ajitasyonunda azalma, söylenenleri yapma, kooperasyon kurma gibi kazanımların olduğunu öğrendik. Yine seanslara devam ettik. 15’inci seans-tan sonra aile önceki kazanımlara ek sözcük kurmalarının başladığını söyledi. Seanslara yine devam ettik. 20’nci seanstan sonra önceki kazanımlara ilaveten düzenli cümle kurma, söylenenlere cevap verme ve yapma şeklinde kazanımların olduğunu öğrendik. Bunun üzerine tedavimizi sonlandırdık ve ayda bir seanslara gelmesini söyledik.

Sonuç: Otizmin normalde hiçbir tedavisi yoktur. Fakat ozon tedavisiyle otizm hastalarında olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Bu etkinin ozon tedavisinin NO (nitrik oksit) artışına bağlı vazodilatasyo-na bağlı olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle otizm hastalarının tedavisinde ozon tedavisinin uygu-lanmasının faydalı olduğu görüşündeyiz.

Anahtar kelimeler: Otizm, Ozon terapi.

THE PLACE OF OZONE THERAPY IN PATIENTS WITH AUTISM

Abstract:

Login: Autism is a general developmental disorder that affects social and communication skills. Au-tism usually occurs after 2 years of age, and autistic children often suffer from learning and percep-tion disorders. The majority of children with autism have different levels of mental retardation. Here we present a case of ozone therapy in a patient with autism.

Page 207: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

112

Phenomenon: 5 years old boy. There was no co-operation, non-coercion, agitation with autism-bound environment. We applied to various clinics for the treatment of this patient and could not get any response. Finally we heard that ozone therapy in television news was beneficial for autism and app-lied to our clinic. Due to the small size of this patient, we planned rectal ozone instead of MAH ozone therapy and gave 200 cc of rectal ozone before 5 oz. We said that these sessions should have at least 15 - 20 sessions with 3 days intervals. In the 2nd session we made rectal ozone from 200 cc to 10 gamma and we continued this dose in all sessions. After the 10th session, we learned that there was a decrease in the agitation of our patient, making what was said and cooperating. We continued the sessions again. After the 15th session, the family said that they started to form additional words to previous gains. We continued the sessions again. In addition to the previous achievements after the 20th session, we learned that there were gains in order to create regular sentences, respond to what is said and do. We ended our treatment and told him to come to the sessions once a month.

Result: There is normally no cure for autism. However, positive results can be obtained in autism patients with ozone therapy. We think that this effect is due to vasodilatation due to NO (nitric oxide) increase in ozone treatment. Therefore, we think that the application of ozone therapy in the treatment of autism patients is beneficial.

Key words: Autism, Ozone therapy.

Page 208: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

6. A

kupu

nktu

r ve

Tam

amla

yıcı

Tıp

Sem

pozy

umu

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r

113

DİYABETİK AYAK YARASININ TEDAVİSİNDE OZON TERAPİ

Yaşar ARSLAN Algoloji, Anestezi ve Reanimasyon, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Afyonkarahisa r/ Türkiye

Op.Dr. Hasan KARAAĞAÇ Bilimsel Proloterapi Derneği Başkan Yardımcısı, Bilimsel Proloterapi Derneği Eğitmeni, Genel Cerrahi Uzmanı - Konya / Türkiye Lokman Hekim Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi-Ankara / Türkiye

Özet:

Giriş: Diyabetik ayak yarası, şeker hastalarında ayak ya da parmakta çıkan ve uzun süre iyileşmeyen yaralardır. Burada diyabetik ayak yarası tedavisinde ozon terapinin etkisi ile ilgili olgu sunacağız.

Olgu: 65 yaşında erkek hasta. Bu hastamızda kötü kokulu diyabetik ayak yarası vardı. Bize geldi-ğinde AKŞ 200 ve HbA1c 10.5’di. Bunun için çeşitli kliniklere başvurmuş en son gittiği klinikte ampütasyon önerilince kliniğimize başvurdu. Burada ilk önce 5 gamadan MAH ozon tedavisi ve 60 gamadan torbalama yaptık. 3 gün sonra kontrole çağırdık. Kontrolde yara kokusu azalmıştı. Bunun üzerine 10 gamadan MAH ozon tedavisi ve 60 gamadan torbalama yaptık. 3 gün sonra kontrole ça-ğırdık, kontrolde yara kokusu kalmamıştı. Bunun üzerine 10 gamadan MAH ozon tedavisi 10 gama-dan 3’er gün arayla 6 seans daha ozon torbalama tedavisi yaptık. Bu tedaviler sonucu yara tamamen kapanmıştı. Bunun üzerine 3 ay sonra kontrole çağrıldı. Kontrolde AKŞ 120 HbA1c 8.2 idi ve ayak yarası yoktu.

Sonuç: Burada ozon tedavisinin hem antiinflamatuar hem de rejenerasyon etkisinden faydalanarak bu yaranın iyileştiğini gördük. Aynı zamanda ozon insülin direncini kırmakta ve insülin salınımını artırdığı için HbA1c ve AKŞ’nin düştüğünü gördük. Kapanmayan diyabetik ayak yarasında medikal tedaviden sonra ve cerrahiden önce bu ozon tedavisinin kullanılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Anahtar kelimeler: Diabet, Yara, Ozon terapi,

OZONE THERAPY IN THE TREATMENT OF DIABETIC FOOT WOUND

Özet:

Login: Diabetic foot wounds are the wounds on the feet or fingers in diabetic patients that do not improve for a long time. Here we present a case of the effect of ozone therapy in the treatment of diabetic foot injury.

Phenomenon: 65 years old male patient. This patient had a foul smelling diabetic foot injury. When it came to us was 200 and HbA1c 10.5. He consulted various clinics and applied to our clinic for amputation in his last clinic. Here we first had 5 ozalan treatment of MAH ozone and 60 bags. Three days later, we called for a check. The scent was reduced in control. So we had MAH ozone treatment and bagging 60 of the gamma. 3 days later, we called for control, there was no smell of wound in the control. We have done ozone bagging treatment for 6 more sessions each day. As a result of these tre-

Page 209: 6. AKUPUNKTUR VE TAMAMLAYICI TIP SEMPOZYUMU PROGRAM VE … · ARDIÇ Salonu Müzik Terapi Prof. Dr. Hanefi ÖZBEK SEDİR Salonu Bioenerji Dr. Doğuş BAHADIR DEFNE Salonu Gua-Sha:

CU

MA

RTES

İ - P

oste

r6.

Aku

punk

tur v

e Ta

mam

layı

cı T

ıp S

empo

zyum

u

114

atments, the wound was completely closed. Three months later, he was called for control. The control was 120 HbA1c 8.2 and there was no foot injury.

Result: We have seen that the wound is healed by taking advantage of both anti-inflammatory and regeneration effects of ozone therapy. At the same time, we found that HbA1c and AKŞ are falling because ozone breaks the insulin resistance and increases the insulin release. We think that this ozo-ne treatment should be used before and after the surgical treatment in the non-closing diabetic foot wound.

Key words: Diabetes, Wound, Ozone therapy.

YAŞAR MEDİKAL LTD. ŞTİ.Şehremini Mah.Denizabdal Cami Sok. No: 9/B 34280 Çapa / İSTANBULTel: 0212 586 68 00 Faks: 0 212 586 68 [email protected]